20

Özlem Taner

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Makam-ı Derviş

Citation preview

Page 1: Özlem Taner
Page 2: Özlem Taner
Page 3: Özlem Taner

Cevaplar vardı sorusuz...Çünkü o cevaplardı ki sorulara ihtiyaçları yoktu.Sorunun cevap olduğu nokta idi gerçeklik.

Fakat insanoğlu akıllıydı...Ve akıl gerçekliğin sorgulayıcısı idi. Bir yandan Gerçekliği ararken öbür yandan kendi gerçeğini yaratmaya çalışandı akıl. Ve bu da onu mutsuz edendi. Çünkü gözünün gördüğünü kulakları, kulaklarının işittiğini elleri, ellerinin dokunduğunu ise dilinin söyledikleri yalanlıyordu her ‘’gerçeği buldum’’ dediğinde.Böylece gerçeklik yolunda çıkılan basamakları teker teker inmek zorunda kalıyordu her seferinde.

Akıl; kibiri, gururu, tutkuyu, yargılamayı, elde etme ve yok etme arzusunu,sevmemeyi ve inanmamayı,korkuyu ve yalanı,şehveti ve gösterişi öğrendi gördüklerinden, işittiklerinden,dokunduklarından. Ve bunlara ‘’BEN’’ adını verdi. BEN, gerçekliği ararken ‘tatmin’i buldu. Varınca tadına ‘tatmin’in, gerçeği bırakıp ‘tatmin’ arar oldu. Bulamayınca da yorulup yollarda kaldı. Çünkü akıl, RUH ile değil, BEN ile çıktı gerçeklik yoluna her defasında; kimi zaman Ruh’u görüp duyamadığndan, kimi zaman ondan üstün olduğunu düşündüğünden, kimi zaman da onun sonsuzluğu ve gerçekliği karşısında duyduğu korkudan.

Fakat yok mudur haberdar olunmayınca, orada mevcud olan ? Ya da var mıdır görmezlikten gelmekle, varken yok olan? RUH şimdi burada olandı. Dışarıda değil, içeride olandı.Ne öğrenen, ne öğreten; sadece öğrenilesi, bilinesi, farkedilesi ve hakikat yolunun sessiz kılavuzu idi sesi işitilesi. Varlığı Aşktan gelendi. Ben, her daim arayan, Ruh ise bulan ve bulduğunu bilendi. Bu nedenle Ruhun eşi tek iken, Ben’in eşi çok idi. Çünkü Ben, Tatmini bulduğu Her yer ile, Ruh ise Aşkı bulduğu Tek yer ile tamamlanabilendi. Tıpkı bir elmanın yarısının, sadece diğer yarısıyla tamamlanabileceği gibi.

Ancak, ne zaman ki Akıl, Ruh ile çıktı gerçeklik yoluna, yolu uğradı Aşk’a.Ve nasıl ki tanıştı Aşk ile, olamadı artık Ben ile.Gördü ki yalan imiş öğrendiği ne varsaKulak ile, göz ile. Bildi ki, ne varsa dönen alemde, cümlesi idi Aşk ile.

Özlem Taner

Page 4: Özlem Taner

ET MUVAFFAK RABBENA Et muvaffak rabbena cananı ister canımız Halimize rahmeder vuslatıyla cananımız

Din ü iman nedüğün bilmez esiranı hava Dost cemalinde göründü dinimiz imanımız

Küllü vardan geçmişiz cananı elden salmayızTa elestden böyle idi ahdımız peymanımız Bende-i muhlisiyiz fermana eğdik başımız Can u baş u terkeder kurban olur merdanımız Gönlümüz dost meskenidir varlığımız kendidir Göze nur öze sürurdur dost ile seyranımız

Cezbeder çeker götürür kuy-i dostaniyete Rehber olur uğrumuzca doğruca irfanımız

Kal-ı kıldan geçmişiz canlı kelamlar isterizHerze u efsanelerden pakdürür meydanımız

Haki pak olduğumuz için secdeye layıktırız Dost ayağı tozun eser indirir iz’anımız

SÖZ: Ali Haki Etna MÜZİK: Mehmet Yüksel DedeDüzenleme: Volkan Kaplan - Özlem TanerPerküsyon: Özcan Gök Klavye: Ozan SarıboğaGrup Bağlama: Volkan KaplanKopuz Bağlama Solo: Özlem Taner

Page 5: Özlem Taner

‘’Zahiri alemimiz ,batıni alemimizin sınav yeridir. Bu sınav özetle ‘öz ile sözün’ bir olması sınavıdır. ‘Marifet dağ başında ermiş olmak değil, şehr içinde derviş olabilmektir’. Çünkü Hak’kın kuluna sınavı, ancak başka bir kulu vasıtası iledir.

DİVAN ŞİİRİ (ŞAH HATAYİ)

Suretin gördüm nigara mest ü hayranem bugünOl kara zülfün teki gamdan perişanem bugün

Dünyada her kim ki yüzin gördi alem şahıdır Ta yüzini görmişem men dahi sultanem bugün

Sen meni kulluğa makbul eylegil ya eylemeAstanında senin ey şah-ı derbanem bugün Dir Hat’ayi ta ezelden kulluğa hat virmişemHer ne kim hükm eylesen emrinde fermanem bugün

Muvaffak: İşi rast giden. Kal-ı kıl: Dedikodu. Bende-i muhlis: Samimi kulVuslat: Kavuşma İz’an: Anlayış. Kuy: Sokak Elest: Geçmiş zaman. Rabbena: Allah Herze: Boş saçmaSürur: Sevinç Esiran: Kulca, kölece

Page 6: Özlem Taner
Page 7: Özlem Taner

Ben çocukken, annem, anneannem, dost ,akraba, genç,yaşlı birçok kadın bir araya gelip mu-habbet ederlerdi.Özellikle muhabbet etmek, onların deyimiyle ‘Hak kelamı’ etmek için yapılan buluşmalardı bunlar. Çocukluğumdan bu yana annemin sesiyle ruhuma yer etmiş ‘’ayetlerden’’ biridir bu. (Aşıkların okuduğu nefeslerde Kur’an’ın ayetlerinin gizli olduğunun kabulüyle Hak nefeslerine ‘Ayet’ diyorlardı.)

ARZUHAL EYLEDİM

Arzuhal eyledim bab-ı rızayaDolaştırma verme beni cezayaBağlıyım takdiri hükm-ü kazayaVasf-ı halımdır yar sultana yazdım

Yazdığım yazıyı posta almıyorHitabet kesilmiş dostlar bilmiyorTabib-i rahmandan imdat gelmiyorRahman ismin zunuk ikrara yazdım

Dolaştım gurbeti beyhude yereHekimler çare yok dedi bu derdeÖzümüz turabta yüzümüz yerdeBir sadakadır yar halım kutraya yazdım Burhani’yem bahar olmadı kışımUmmana döküldü akıyor yaşımHasretim sizlere işitin sesimBir sadakadır yar halım kutraya yazdım Söz: Aşık Burhani Müzik: GelenekselKaynak: Elif Taner (Annemlerin kadın meclisleri) Düzenleme: Volkan Kaplan Bağlamalar: Volkan Kaplan

Page 8: Özlem Taner

DOSTUN GÜL CEMALİ

Dostun gül cemali cennettir banaNe çare ayrılık zamanı geldiİstemem ayrılmak senden sultanımNe çare ayrılık zamanı geldi

İstemem ayrılmak senden sultanımGül cemale aşık ile nalanımÇıkarma gönülden dinim imanımNe çare ayrılık zamanı geldi

Kul Fakir’im aşık aşka yanandırHak erenler birbirine kanandırDosta doymak olmaz kanan erkandırNe çare ayrılık zamanı geldi

Söz: Aşık Kul Fakir Müzik: Hacı BayrakDerleyen: Hüseyin BayrakDüzenleme: Volkan KaplanPerküsyon: Özcan GökBağlamalar: Volkan KaplanKeman: Cihan Çelik

‘’ Kalu belada birbirini görüp tanımış olan ruhlar birbirlerini nerede ve ne zaman olursa olsun, bin kişinin içinde dahi görseler seçerler, tanırlar. Ve birbirine ruhlarıyla yani özleriyle dokunanların arasında manen ayrılma mümkün olmaz.’’

Page 9: Özlem Taner

ELA GÖZLERİNİ SEVDİĞİM DİLBER

Ela gözlerini sevdiğim dilberGönlüm sana düştü halım nic’olurBu sevdayı verme kullar başına Müptelalık bir beladır güc’olur

Beni ağlatma ki sen de gülesinMuradına maksuduna eresinKorkarım yad ele meyil veresinMeyil verme altın adın tunç olur

Gevheriyem yandım nar-ı firkataDostumun hasreti çıkmaz yürektenBir zaman ben seni diledim HaktanVerir ama korkarım ki geç olur Söz: Gevheri Müzik: GelenekselKaynak: Elif Taner (Annemlerin kadın meclisleri)Bağlama: Volkan KaplanKeman: Cihan Çelik

‘’Hak’kı sevmek, birbirini sevmekten geçer. Çünkü ancak birbirini sevenler Hakkı sevmenin güzelliğine ve gerçekliğine varabilirler. Yol, aşık ile maşuğun yoludur. Yol, HAL yoludur.’’

Page 10: Özlem Taner

AĞBABA SEMAHI

Dem dem dem dem ağbabaya Çıbe aşk-ı ba sevdaya Şale raş lağa vardaya Çıbe derdi ba belaya Çı koskaye ba payaya Kavre reçe tavdayaya Ervaha İmam Hüseyin Alimdir hasların hası Elindedir engür tası Arıt kalp evinden pası Pak edip de silenden ol

Bağlantı... Ey gönül serseri gezme Hakka aşina olandan ol Kimsenin eksiğin yazma Kendi özünü bilenden ol

Bağlantı...

Manayı söyleyin baştan Ne biter borandan kıştan Varıp bir kıymetli taştan Sarraf olup alandan ol Bağlantı...

( Nasıl da aşklı ve sevdalı Üstüne dolamış siyah şalı Ne kadar da dertli ve belalıNe kadar da kuruntulu ve gururlu Yoldaki taşları karıştırıyor ) Allah Allah,Allah Allah Yürüyün yürüyün aşk ile yürüyünYürüyün yürüyün şevk ile yürüyün Semah erenlerindir,çarka girenlerindirBu yola kötüler girmez,doğru sürenlerindirBu yola yalan yakışmaz,doğru sürenlerindir

Şah geldi şehrimize, aşkı sevaptır bizeŞahın bastığı toprak tutyağdır gözümüze Aslım Karabağlıdır, sıtkım Hakka bağlıdırVakitsiz gül açılmaz, gül saatine bağlıdır

Lalem der ki ala dur, gadayı baştan savadurNe gelenden yüz çevir, ne kaçanı kovadur

Semah erenlerindir, çarka girelerindirBu yola yalan yakışmaz, doğru sürenlerindir.

Söz: Aşık İsmail Müzik: GelenekselKaynak: Muhammed Mustafa Dede Bağlamalar: Erdal ErzincanDüzenleme: Erdal Erzincan Perküsyon: Arif Sağ

Ervah: RuhlarEngür tası: Kırklar meydanında ezilen üzümün ezildiği tasın adı.

Page 11: Özlem Taner

‘’ Kendini bilmek, Hak’kı bilmektir. Çünkü parça, bütünün bilgisini taşır. Tüm kainat insanın içinde, insan da tüm kainatın içindedir. Kişi kendi özünü görebildiği oranda kavrayabilir hakikatın özünü. Ve görebildiği oranda anlar ki aslında ne ‘Sen’ vardır ne de ‘Ben’.’’

Page 12: Özlem Taner

Zahiri gözle yaşanan sevgilerde seven mağdur, sevmeyen mağrurdur. Oysa batıni sevgide durum bunun tam tersidir. Sevmek, insanı ezen, azaltan değil, tam tersine var eden,çoğaltan,özgürleştiren bir ruh halidir. Çünkü İnsana duyulan aşk, kişiyi ‘Hak aşkı’na götüren bir rehberdir aslında. İnsanı mağdur edense Hak’kın varlığını unutup İlahi aşkı bir insanda bulmaya çalışmasıdır. Çünkü aşk hali, acı değil sarhoşluk vericidir.

BİZİM SAHRALARIN BAŞI

Bizim sahraların başıPare pare duman şimdiSevişmesi ne hoş olurAyrılması yaman şimdi

Erisin dağların karıBen çekerim ahuzarıKadir mevlam gönder yariGönül ister hemen şimdi

Gülün çevresi harmolaÇektiğim ahuzar m’olaAcep beni sorar m’olaO kaşları kara şimdi

Benim yarim şimdi çıkarÇıkar da yollara bakarEmrah’ı odlara yakarBoyu selvi güzel şimdi

Söz: Erciş’li Emrah Müzik: Hacı BayrakDerleyen: Hüseyin BayrakBağlama: Özlem Taner

Page 13: Özlem Taner

HUBLAR SULTANI

Bugün seyre çıkmış hublar sultanıTeşrif etmiş bezm-i alaya bakın Nur ile münevver etmiş cihanıalnında nücum-i zehraya bakın

Sanki gökten yere indi bir melekBezm-i aşıkana girdi gelerekBir elinde meze verdi gülerekBir elinde mey-i sahpaya bakın

Dökülmüş zülüfler gül gerdanınaHadisler yazılmış hub divanınayüz süren hac’olur asitanınaCemal-i kabe-i ulyaya bakın

Cihana gelmemiş böyle mehpareAklımı başımdan aldı ne çareSıdkı’yı bülbül gibi düşürdün zareAçılmış gül gibi hemraya bakın

Söz: Sıtkı Baba Müzik: Sadık Hüseyin DedeKaynak: Sadık Hüseyin DedeDüzenleme: Erdal ErzincanBağlamalar: Erdal ErzincanPerküsyon: Arif Sağ

‘’Kişinin Hak’la dolayısıyla da kendi gönlüyle hesabı neyin üstüne ise diğer insanlarla hatta kainatla hesabı da onun üstünedir. Aşksa aşk, çıkarsa çıkar. İnsanın yoluna çıkanlarsa gön-lündeki hesaplarıdır. Çünkü kişi sadece gönlünde niyaz ettiğini yani aradığını bulacaktır.’’

Page 14: Özlem Taner

YOLUMUZ UĞRADI

Yolumuz uğradı mahi güzeleGüzel için güzel bakmak güzeldirGüzelin buyruğu emri üzereGüzel ilen yola gitmek güzeldir Hal böyle böyle,var şaha söyleBeni etti Mecnun kend’oldu Leyla Mecnun Leylasını bulmadı dostumVarıp divanına durmadı dostum Güzel ağlar, güzel güler nazınanGüzel çalar, güzel söyler sazınan Güzel doğar, güzel bahar yazınanBaharda açılan güller güzeldir Hal böyle böyle,var şaha söyleBeni etti Mecnun kend’oldu Leyla Mecnun Leylasını bulmadı dostumVarıp divanına durmadı dostum

Güzel giyer güzel şahım abayıGüzel gezer güzel eli obayıGüzel doğar güzel Muharrem ayıGüzel için matem tutmak güzeldir

Hal böyle böyle,var şaha söyleBeni etti Mecnun kend’oldu Leyla Mecnun Leylasını bulmadı dostumVarıp divanına durmadı dostum

Söz - Müzik: AnonimKaynak: Antep’li Hasan HüseyinKopuz: Özlem Taner

Page 15: Özlem Taner

‘’Yolda tek değil, çift olarak yürüyenler kabul görürler. ‘’Bunun da özü muhabbettir, birbirinin aynası olmaktır. Yani yol muhabbet yoludur. Çünkü ancak iki gönlün tekleştiği, bir olduğu yerde Hak tezahür eder.

Page 16: Özlem Taner

MUHAMMED ALİ

Muhammed Ali’yi tavaf edenlerDeğil yok meydanı,var meydanıdırKırklar Muhammede eyledi secdeDeğil ar meydanı kar meydanıdır

Kırklar sözün biraraya koydularOnlar cenazesin susuz yudular‘’Deve gördün mü?-görmedik’’ dedilerÖrtüver eteğin sır meydanıdır

Arayıgör yollarını bulasınSen de bu dergahtan hakkın alasınSakla ki sırrını settar olasınÇevir çar köşeyi sır meydanıdır

Birşey demezler bu meydana geleneErenler yuh çeker kalbi yalanaKırkayak merdiveni inip göreneDeğil kör meydanı, gör meydanıdır

Pir Sultan Abdal’ım ereyim dersen Muhammed Ali’yi göreyim dersenMansur’un darına durayım dersenAl da gel urganın dar meydanıdır

Söz: Pir Sultan Abdal Müzik: Özlem TanerDüzenleme: Volkan KaplanBağlamalar: Volkan KaplanPerküsyon: Ertan Keser

‘’Var gördüğümüz var olur, yok gördüğümüz yok olur.’’ Madem ki insan Hak’kın zerresidir, o halde insan, gönlünde hakkın varlığını hissederek,kendi gönlüne niyaz etme Hali ile inandığı ne varsa gerçek kılma potansiyeline sahiptir.

Page 17: Özlem Taner

AŞIKLAR MECLİSİ

Benden sorulursa aşık olanlarManen pir elinden içen aşıktırMeclis olup değerini bulanlarKendi cenazesin kılan aşıktır

Kişisel olanı kainat tanırDarb-i aşk olanlar cihan dolanırBazı berrak akar, bazı bulanırOlgun mertbede kalan aşıktır

Ben aşık değilem yoksul ozanımİçimde dert kaynar bünyem kazanımBazı yalçın dağım bazı sazanımDavut Sulari’de kalan aşıktır

Söz - Müzik: Davut Sulari Düzenleme: Volkan KaplanBağlamalar: Volkan KaplanKeman: Ezgi Yürümez, Barış CoşkunerViola: Hakan PolatÇello: Zeynep Ayşe HatipoğluPerküsyon: Özcan Gök

Tasavvufta aşıklık bir mertebedir. Hakikata ermenin yolu aşıklıktan, Hak aşkı ile dolu olmaktan geçer. Hak aşkıyla dolabilmek de kullarına ve tüm kainatın varoluşuna karşı aşk dolu olmaktan geçer.

Page 18: Özlem Taner

HOYLUCU SALDIM YEMEN’E

Hoylucu saldım yemeneŞu gavur gelmez imanaYıkılsın böyle zamanaKötüler doldu meydana

Bu mesken bize yurt olmazAs’lolan yürekte dert olmazNamert olandan mert olmazAslı mert oğlu mert gerek Seferim var Gürcistan’aBenim ile duran gelsin Kalmasın kötüler meydandaCandan serden geçen gelsin

Söz-Müzik: AnonimYöresi: Hatay- Reyhanlı Düzenleme: Volkan KaplanBağlama: Volkan KaplanAskı Davul: Özcan GökZurna: Emre SınanmışKemança: Uğur Önür

Page 19: Özlem Taner
Page 20: Özlem Taner

Yapım: Kalan Müzik - Hasan Saltık

Prodüktör - Yönetmen: Özlem Taner

Stüdyo: Mixhane, ASM, Elitte

Kayıt: Ertan Keser, Göktürk Sarvazlar,

Erkan Adlin, Rıfat Vardar

Mix: Mayki (Murat Başaran), Rıfat Vardar

Mastering: Cem Büyükuzun

Ağaç Fotoğraları: Ethem Eyisan

Fotoğraf: Emir Uzun

Grafik Tasarım: Fercan Sayılı

Baskı: Frs Matbaacılık

Bu albümde emeği geçen herkese teşekkürler..Özlem Taner