12
Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği • Çocuk Sağlığı ve Gelişimi Dergisi • 2014 • Sayı: 7 ÇOCUKLARDA KARIN AĞRISI ÇOCUK VE DANS DİSLEKSİ - ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ ÇOCUK ALGIMIZ İLK AYAKKABILARIM TUVALET ALIŞKANLIĞI EĞİTİMİ

ÇOCUKLARDA KARIN AĞRISI ÇOCUK VE DANS DİSLEKSİ - ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ … · 2016-06-14 · Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği • Çocuk Sağlığı ve Gelişimi Dergisi

  • Upload
    others

  • View
    10

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ÇOCUKLARDA KARIN AĞRISI ÇOCUK VE DANS DİSLEKSİ - ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ … · 2016-06-14 · Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği • Çocuk Sağlığı ve Gelişimi Dergisi

Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği • Çocuk Sağlığı ve Gelişimi Dergisi • 2014 • Sayı: 7

ÇOCUKLARDA KARIN AĞRISI

ÇOCUK VE DANS

DİSLEKSİ - ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ

ÇOCUK ALGIMIZ

İLK AYAKKABILARIM

TUVALET ALIŞKANLIĞI EĞİTİMİ

Page 2: ÇOCUKLARDA KARIN AĞRISI ÇOCUK VE DANS DİSLEKSİ - ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ … · 2016-06-14 · Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği • Çocuk Sağlığı ve Gelişimi Dergisi

editörBenim en çok merak ettiğim : Anne-Baba olarak çocuğumuza

verebileceğimiz ÖZ GÜVEN, SEVGİ, GÖREV SORUMLULUĞU, YAŞAMA SEVİNCİ gibi temel konuları onlara nasıl öğretebiliyoruz ?

Daha doğrusu bu konularda ne kadar donanımlıyız ? Nasıl bir davranış içındeyiz ve ne kadar bir bilgi birikimimiz var ? Eğitim konusunds evde, kreşte, okul öncesi ve okulda nelere dikkat etmeli, hangi konulara önem vermeliyiz ?

Saydığımız soruların tümü çocuğumuzun ilerdeki yaşamını etkileyecek, aile içinde ve toplumda başarılı ve kendisi ile barışık bir yaşam sağlayacak konular olduğunu düşünüyorum.

Yaşantımızın her döneminde eğitim gereklidir. Anne-Baba olmak için de sorumlulukları yanında yoğun bir eğitime ve bilgi birikimine ihiyaç vardır.

Eğitimi konu ile ilgili yayınları izleyerek ve kişilere danışarak, tartışarak çözümleyebiliriz.

Gelişimsel Çocuk NörolojisiDernek BaşkanıProf. Dr. Kalbiye YALAZ

SİZLERLE PAYLAŞTIĞIMIZ YAYINLARA EK OLARAK SİZİN DE ANNE-BABALARA VE ÇOCUKLARA DUYURMAK İSTEDİĞİNİZ KONULARDA DERGİNİN BASIMINA

MADDİ KATKI KOŞULU İLE İLANLARINIZI ALABİLİRİZ.

YAYIN KURULU

Yayın SahibiGelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği adına Dernek Başkanı Prof. Dr. Kalbiye YALAZ,

Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Banu ANLAR

Yayına HazırlayanlarBanu ANLAR, Birgül BAYOĞLU,

Deniz YILMAZ, Handan ERCAN, Kaan TÜRKÖZ

Yayına Katkıda BulunanlarDeniz YILMAZ, Gülüm PEKCAN ŞİMŞİR, Lale VANLI

Tolga GARİBOĞLU, Handan ERCAN, A.Şebnem SOYSAL

Page 3: ÇOCUKLARDA KARIN AĞRISI ÇOCUK VE DANS DİSLEKSİ - ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ … · 2016-06-14 · Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği • Çocuk Sağlığı ve Gelişimi Dergisi

derneğimizden

Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği, çocukluk çağında sinir sisteminin gelişimsel sorunlarının tanınması

ve nedenlerinin ortaya konulması, tedavisi, özellikle bu sorunların önlenmesi konusunda çalışmalar yapmak amacı ile kurulmuştur.

Beyin ve sinir sistemi gelişimi konusunda sağlık ve eğitim çalışanlarının eğitimi derneğin öncelikli hedefidir.

Her ay düzenlenen “Eğitim Toplantıları”nın

konuğu Prof. Dr. Gonca BUMİN’di. Ergoterapi

Uygulamaları hakkında konuşan sayın

Bumin’e katkılarından dolayı teşekkür ederiz.“Okula

Hazır Mıyım?” Projesi kapsamında 5-6 yaş çocuklarının

taramaları devam ediyor. 2014 yılında 900

çocuğun sağlık ve gelişim taraması

yapıldı.

Denver II testi Sertifika Eğitimi 7 - 8 Mart 2014

tarihinde Ankara’da dernek merkezinde

yapıldı.

Avrupa Beyin Konseyi (EBC), Avrupa Parlamentosu ve Konseyi onayı ile, 2014 yılını

“Avrupa Beyin Yılı” kabul edildi. Prof. Dr. Nesrin Şenbil tarafından 10-11 Nisan 2014’de 300

öğrenciye “Beynimiz Nasıl Çalışır?” konulu eğitim toplantısı yapıldı.

Page 4: ÇOCUKLARDA KARIN AĞRISI ÇOCUK VE DANS DİSLEKSİ - ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ … · 2016-06-14 · Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği • Çocuk Sağlığı ve Gelişimi Dergisi

ÇOCUKLARDA KARIN AĞRISI

Deniz YILMAZ, Çocuk Nörolojisi Uzmanı

Karın ağrısı çocuklarda sık olarak görülen yakınmalardan biridir. Büyük çocuklar karın ağrısını tarif edebilirken, konuşamayan çocuklarda bazı davranışların gözlemlenmesi ile karın ağrısı olduğu anlaşılabilir. Eğer bir çocuk bacaklarını karnına çekip ağlıyorsa veya idrar yaparken ağlıyorsa karın ağrısından şüphelenilmelidir. Karın ağrısı ani başlangıçlı (akut) veya uzun süredir devam eden (kronik) olmak üzere başlıca iki tiptir. Ani başlayan karın ağrısında özellikle ishal ve idrar yolu hastalıkları, kabızlık, zatürre, besin zehirlenmesi, besin alerjileri veya apandisit, bağırsak tıkanması, boğulmuş kasık fıtıkları, karın travması sonucu oluşan kanamalar gibi cerrahi nedenler akla gelmelidir. Kronik/tekrarlayan karın ağrısının nedenleri ise kronik kabızlık, idrar yolu enfeksiyonu, idrar yollarında taş, ailevi akdeniz ateşi, ülser, gastrit, gastroösefageal reflü (mide içeriğinin yemek borusuna kaçması), laktoz (süt şekeri) intoleransı (sindirilememesi), iltihabi bağırsak hastalıkları, çölyak hastalığı, orak hücreli anemi, spastik kolon, infantil kolik ( bebeklik döneminde gaz sancısı), tekrarlayan/kronik pankreatit veya tümörler olabilir. İlaç kullanımı, psikolojik nedenler ve ergen kızlarda adet sancıları da nedenler arasında akılda tutulmalıdır. Kimi zaman öykü, muayene bulguları ve tetkiklere rağmen ağrının nedeni tam olarak bulunamayabilir.

Karın ağrısı olan çocuğun rahat ettiği pozisyonda yatırılması, yemek veya içmek için zorlanmaması gerekmektedir. Ağrı kesici ilaç verilmesi altta yatan nedeni gizleyebileceğinden tanıda gecikmeye neden olabilir. Dolayısıyla karın ağrısı olan çocuklarda ağrı kesici ilaç kullanımı kesinlikle önerilmemektedir. Karın ağrılarının çoğu ya kendiliğinden ya da bulgulara yönelik tedavi ile geçer.

Karın ağrısı olan çocuğun genel durumu kötü ise, ağrısı uzun sürüyor veya sık tekrarlıyorsa, uzun süren kusmaları varsa ( özellikle sarı yeşil, safralı veya kanlı ise), özellikle sağ alt tarafta ağrısı oluyorsa (apandisit yönünden) , kanlı ishal veya idrar yaparken ağrı tarif ediyorsa mutlaka bir çocuk doktoruna başvurulmalıdır.

Karın ağrısı olan çocuklarda karın filmi, ultrasonografi, dışkı incelemesi, idrar testi, bazı kan testlerinin görülmesi gerekebilir. Bazı hastalar ise ileri inceleme için çocuk gastroenteroloji uzmanı veya çocuk cerrahına yönlendirilebilir.

Page 5: ÇOCUKLARDA KARIN AĞRISI ÇOCUK VE DANS DİSLEKSİ - ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ … · 2016-06-14 · Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği • Çocuk Sağlığı ve Gelişimi Dergisi

ÇOCUK VE DANS Gülüm PEKCAN ŞİMŞİR, Sanatçı

1400’lü yıllarda küçük bir köyde 18 çocuklu Dürer ailesi yaşamaktadır. Kuyum ustalığı yapan baba ailesini zor geçindirmektedir. Ailenin erkek çocuklarından ikisi sanata çok meraklıdır ve en büyük hayalleri de Nuremberg’deki

sanat akademisinde okuyup ressam olmaktır. İki kardeş aynı zamanda okuyamayacağı için yazı tura atmaya karar verirler. Kazanan akademiye gidecek, okulu bittikten sonra da eserlerini satarak ya da kardeşi gibi madende çalışarak diğerinin okumasına yardımcı olacaktır. Sonunda Albrecht akademideki çalışmalarıyla büyük başarı gösterir. Yağlıboya çalışmaları ve gravürleri, ustalarının yaptıklarından bile çok daha iyidir. Genç sanatçı köyüne dönünce Dürer ailesi onun şerefine büyük bir ziyafet düzenler. Coşku içinde geçen yemek sırasında masanın başında oturan Albrecht kadehini kardeşi Albert’te kaldırarak şöyle der: ‘’sevgili kardeşim Albert şimdi sıra sende, akademiye gideceksin ve ben sana her türlü desteği sağlayacağım.’’ Kardeşinin konuşmasını yaşlı gözlerle dinleyen Albert, ise; ‘’Hayır kardeşim benim için artık çok geç Nuremberg’e gidemem. Madenlerde geçen son dört yıl ellerimi ne hale getirdi bak, parmaklarımdan her biri defalarca ezildi ve kireçlenmeden dolayı da öyle acı çekiyorum ki senin şerefine bile kadeh kaldırmaktan acizim, bu ellerle kalem ve fırçayla nasıl yazıp çizeyim? Çok geç artık, benim için çok geç’’.

Albrecht Dürer’in dünyaca ünlü eseri Praying Hands ( Eller) , sanatçının kardeşinin ellerinden doğmuş olup, var olmaya karşı Tanrı’ya şükretmenin ve Tanrı’ya yakarmaya karşı kutsallığın bir simgesi olmuştur.

Çocukların kişisel gelişimleri ve fiziksel becerileri için dans çok önemli bir sosyal aktivitedir. Sosyal bilinci geliştiren dans aynı zamanda bireye bir çok özellik katar. Dans eğitimi yaratıcılığı ön palan çıkardığı gibi disiplinli yapısı ile aynı zamanda oldukça da kuralcıdır. Dans dersine katılmak isteyen bir çocuğun yapması gerekenler aslında ona hayatıyla ilgili bir çok konuda hem öğretici olarak yön gösterecektir.

1- Zaman değerlendirme : Dersler belli saatte başlar ve biter. Ders saatinde orada kıyafetlerini giyerek hazır bulunulmalıdır. Çocuk bu özel aktiviteye katılabilmek için

ödev gibi diğer görevlerinin de planlamasını iyi yapmak zorundadır.2- Derse hazırlanma : Ders için gerekli çantayı hazırlama, kıyafetlerinin temizliği ve düzeni.

Soyunma odasında kıyafetleri düzenlice çıkarıp, giymek.3- Gup arkadaşlığı : Yeni arkadaşlar edinmek.4- Dans dersi kuralları : Dans vücudun tüm olanaklarını koordineli bir şekilde kullanan hareketler

serisidir.Dikkat toplamak, odaklanmak ve sürekli yapılan tekrarlarla sabır ve çalışma ister. Bu özellikler berarberinde doğal bir disiplini de getirir. Dans çocuklara kendi hareketlerini yaratmalarına izin vererek hayal dünyalarını aktif hale getirir. Derslerde kullanılan çeşitli müziklerle, yeni müzikler keşif edilir. Dans bir sahne sanatıdır. Gösteri için grup olarak çalışılır ve sorumluluk alınır. Dersler sonunda yapılan gösterilerle topluluk önüne çıkılır ve bu da özgüveni artırır.

Sonuç olarak dans pozitif enerji üretim ve tüketim alanıdır. Günümüz çocuklarının teknolojik ortam içinde kaybolmasından şikayetçi olan veliler için dans her zaman alternatif bir aktivite olarak düşünülmelidir.

Page 6: ÇOCUKLARDA KARIN AĞRISI ÇOCUK VE DANS DİSLEKSİ - ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ … · 2016-06-14 · Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği • Çocuk Sağlığı ve Gelişimi Dergisi

Ana-babalar için çocuklarının eğitimi temel bir önem taşır. Psikologlara başvurmalarının bir nedeni “Çocuğum okulda başarılı olacak mı?” sorusuna cevap aramaktır. Çocukları herhangi bir tanı almış olsun olmasın, aileler bu kaygıyı yaşarlar.

Çocukların okuldaki öğrenmelerini olumsuz kılan etkenlerden en önemlisi zeka geriliğidir. Başka nedenler arasında eğitimde yetersizlik, ev çevresindeki olumsuz koşullar ve çocukta güdü eksikliği sıralanabilir. Ancak okula gidinceye kadar öğrenme sorunu yaşamayan zihinsel ve sosyal gelişmeleri normal olan bazı çocuklar birinci sınıfa başladıklarında, okuma yazmayı sökemezler. Bu durum aileler için olduğu kadar eğitimciler, psikologlar ve çocuk doktorları için de şaşırtıcıdır.

Disleksinin Tanımı : Okul sorunu yaşayan çocuklar için en çok kullanılan terim “Disleksi” yada “Özel Öğrenme Güçlüğü”dür. Konuyla ilgili önemli bir araştırmacı (Benton, 1975-1976) Disleksiyi zekası, görmesi, işitmesi ve dil gelişmesi okumayı öğrenebilecek düzeyde olmasına, öğrenme için gerekli güdüsünün bulunmasına karşın okuma öğreniminde başarısız olan çocuklarda görülen durum olarak tanımlanmıştır. Bu çocuklarda birincil duyu bozukluğu, duygusal sorun, motor ve zihinsel yetersizlik yoktur.

Okuma Güçlüğü anlamına gelen disleksi en çok 6-18 yaşları arasında rastlanır. Grup olarak pek çok becerilere sahip olmalarına karşın genel zekaları düzeyinde öğrenemezler. Özürleri bilgi işleme alanındadır. Bu alan dislektik çocuklarda okuma ve yada yazma, görsel algılama bazen de aritmetik işlemlerinde sorun yaratır. Disleksiyi beklenmedik öğrenme güçlüğü olarak da ifade etmek mümkündür.

Disleksinin Belirtileri : Okuldaki bilginin büyük bir çoğunluğu okuma ile elde edilmektedir. Okuması zayıf olan çocuklar diğer konularda güçlü olsalar da derslerinde başarı sağlayamazlar. Ayrıca bu sorun çocuklar okula gidinceye kadar kesin bir belirti vermez. Okuma - yazma öğrenimi başlayınca çocuklarda sözcüğün harflerini döndürme (b yerine d yada p yazma) sırasını değiştirme (teşekkür yerine tekeşşür) harf ekleme veya da eksiltme, yanlış harf yazma ve anlamsız sözcükler türetme gibi hatalara rastlanır.

Bazen sözcüğü yazdıklarında harfleri doğru sıralarlar ama aynı sözcüğü okurken ters okurlar. Örnek: s, a, t’yi ayrı ayrı söyleyebilmelerine karşın, “sat” sözcüğünü görünce bunu “tas” diye okurlar. Bazı araştırmacılar döndürme hatalarının sağ-sol ayırt etmekteki yetersizliğe bağlı olduğunu söylemekteler. Çocukların bir kısmı, sadece okuma yazmada değil, temel geometrik şekilleri bellekten çizmede yada resimden bakarak kopye etmede de güçlük çekerler. Başka belirtiler arasında; işitsel ve görsel algılamada zayıflık, tekrar eden ritmik hareketleri yapamama, devimsel beceride, koordinasyonda ve bellekte yetersizlik, okumanın çok yavaş olması, okuduğunu anlayamama; sesli ve sessiz harfleri yanlış okuma yer alır. Genellikle sesli harflerin okunmasında, sessizlerden daha çok hata yapılır; sessiz harflerde de sözcüğün sonuna gelenlerde hata sayısı başına gelenlerden daha fazladır.

DİSLEKSİÖZEL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ

Lale VANLI, Psikolog

Page 7: ÇOCUKLARDA KARIN AĞRISI ÇOCUK VE DANS DİSLEKSİ - ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ … · 2016-06-14 · Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği • Çocuk Sağlığı ve Gelişimi Dergisi

Okuma Yazma ÖğrenimiÇocukların okuma yazma öğrenimleri, biz

yetişkinlerin sandığı kadar kolay değildir. Bu süreçte gözleri soldan sağa yöneltmek, okurken bir satırken bir sonraki satırı yakalamak gibi, yetişkinler için basit gelen işlemler çocuklar için zordur. Okuma-yazmanın temelinde ses-sembol ilişkisini kurmak yatar; okurken sembolleri sese, yazarken sesleri sembollere dönüştürüyoruz. Bizler için “d” sembolünü görünce beynimiz hemen “de” sesini oluşturur, halbuki, bu öğrenimden geçmemiş bir çocuk için bu ilişki henüz kurulmamıştır. Ses-sembol bütünlemesi, beyinde en son gelişen bölgelerin işlevlerinden biridir.

‘Olgunlaşmada Gecikme’ KuramıDünya ülkelerinin pek çoğunda okula

gitme yaşı 5-7 arası olarak belirlenmiştir. Bunun nedeni okuma-yazmayı öğrenmeyi sağlayan yeti bu yaşlar arasında gelişir. Bu kimi çocukta 4,5 yaşlarında, kiminde ise 7,5 hatta 8 yaşta oluşur. Çocukların bir beceriyi kazanabilmeleri için organizmanın onu öğrenmeye ‘hazır’ olması gerekir. ‘Hazır’ olmaktan kasıt, beynin olgunlaşmasıdır. Genelde, kız çocuklarının beyni, erkeklerden daha önce gelişir. Yapılan pek çok araştırmada disleksinin, erkeklerde, kızlara oranla 4-12 kat daha fazla görüldüğüdür. Kız, erkek arasında bir başka farklılık da kızlarda disleksinin bir süre sonra geçtiği, erkek çocuklarda ise kalıcı olduğudur.

Önceleri dislektik çocuklarda görülen belirtiler, ‘Olgunlaşmada Gecikme Kuramı’ ile izah edilmiştir. Okuma-yazma sorununun, beynin olgunlaşmasındaki bir gecikmeden kaynaklandığı, çocukların yaşları ilerledikçe beyin gelişmelerinin tamamlandığı ve disleksinin kaybolduğu sanılmıştır. Sonraları

bazı kişilerde yetişkin yaşlarda da disleksinin devam ettiği görülünce bu kuramın herkes için geçerli olmadığı anlaşılmıştır.

Erken Tanının ÖnemiDisleksinin en tehlikeli yanı, tanısının doğru

olarak zamanında konmamasıdır. Disleksi de zeka geriliği olmamasına karşın dislektik çocuk çoğu kez zeka gerisi olan çocuklarla bir tutulmaktadır.

A.B.D’de yapılan bir araştırma sonuçları göstermiştir ki, çocuklara ilkokulun birinci ve ikinci sınıflarında disleksi tanısı konulduğunda bu çocukların %82’si normal sınıflarda eğitilebilmekte, buna karşılık 5 ile 7. sınıftakilerden ancak %11’i kendi sınıf düzeyine ulaşma olanağı bulmaktadır.

Ülkemizde Disleksi AraştırmasıDünyadaki çeşitli yazı dilleri, fonetik

uyuşma açısından birbirinden farklılık gösterir. İngilizce fonetik olarak zor bir dildir. Türkçe ise fonetik (sesçil) bir yapıya sahiptir. Yani sözcükler yazıldığı gibi okunur. Dolayısıyla ülkemizde okuma-yazma kısa sürede öğrenilmektedir.

DİSLEKSİÖZEL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ

Lale VANLI, Psikolog

Page 8: ÇOCUKLARDA KARIN AĞRISI ÇOCUK VE DANS DİSLEKSİ - ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ … · 2016-06-14 · Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği • Çocuk Sağlığı ve Gelişimi Dergisi

“Çocuk” Bu kelimenin bizlerde uyandırdığı duygular büyük farklılık gösteriyor.

Bir anne için öncelikle kaygı. Yanındayken veya uzakta, kaygı duymak demek “Çocuk”.

Bir baba için sorumluluk, gelecek planları.

Anneanne, babaanne, dede için daha önce ıskalanmış duyguların fırsatı.

Politikacı için toplumun geleceğine yön vermek, toplumu geliştirmek ve daha ileriye götürmek için en önemli kaynak.

Endüstriler için tüketim odağı, satışları artırma vesilesi.

Ülkeler için nüfus artışı, ekonomilerin büyümesi ve bu yolla uluslararası etkinin fazlalaşması hayali.

Çevreciler için, üzerinde yaşayacak gezegen bulamayacak olan şanssız nesil! Öyle ya, onlara güzel bir gelecek kurmaya çalışıyorsak, öncelikle yaşanabilir özellikte bir gezegenleri olmalı...

Keşke hep beraber çocuklar için ortak doğruyu belirlesek, uygulamakta hemfikir olsak. Onlar için bir anne gibi kaygılansak. Çocukların ne kadar çaresiz olduğunu hatırlasak, bilgeliğimizi onlar için kullansak.

O kadar çok sayıda çocuğun desteğe ihtiyacı var ki. Keşke herkesin “Çocuk” algısını “desteğimize ihtiyaç duyanlar, bizden çok şey bekleyenler” olarak değiştirebilsek, hep beraber.

Neden olmasın?... :)

Farkında mısınız, eskiden “Çocuk” bizlere umut ve gelecek kelimelerini hatırlatıyordu...

Hadi, algımız yine aynı kalsın. “Çocuk” dendiğinde yine gözlerimiz parlasın, umut dolsun içimiz.

İşimiz çok basit: Alacağımız tüm kararlarda, hem yakın çevremizdeki hem de tüm dünyadaki çocukların faydasını göz ününe alalım. Önceliğimiz sadece ve sadece onlar olsun.

“Çocuk” algısını değiştirmek için gelin bir şeyler yapalım.

“ÇOCUK” ALGIMIZ Tolga GARİBOĞLU, İletişimci

Page 9: ÇOCUKLARDA KARIN AĞRISI ÇOCUK VE DANS DİSLEKSİ - ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ … · 2016-06-14 · Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği • Çocuk Sağlığı ve Gelişimi Dergisi

İLK AYAKKABILARIMHandan ERCAN, Çocuk Gelişimi Uzmanı

Anne-babalar için bebeklerin ilk kazanımları çok önemlidir. Bunlardan birisi de bebeklerin ilk adımlarını atmaya başlamasıdır. Bebek ilk adımlarını atmadan ayakkabıya ihtiyacı yoktur. İlk adımlarından itibaren bebekler için uygun ayakkabı seçimi önemlidir. Bebekler normalde üç yaşına kadar düz tabandır. Ayak kemeri kaslar geliştikçe şekillenir. Bebeğin ayak sağlığı için çıplak ayakla dolaşmasına izin verilmelidir.

Ayakkabı alırken bebeğin ayağına deneyerek alınması daha uygun olur. Ayakkabılar topuğa düzgün bir şekilde uymalı ve bebeğin ayağından 1,25 cm daha uzun olmalıdır. En uzun ayak

parmağı ve ayakkabının ucu arasındaki mesafeyi ölçebilmek için bebeği mutlaka ayağa kaldırarak deneme yapılmalıdır. Ayrıca ayakkabının içini bir mezura ile ölçebilir ve bu ölçüyü bebek ayakta iken ayak uzunluğu ile karşılaştırabilirsiniz.

Ayakkabıların tabanı yarı sert olmalıdır. Hafif bir baskıyla ayakkabının tabanının kıvırabilmelisiniz. Bebeğin ayaklarında herhangi bir problem yoksa bebek botlarına ihtiyaç yoktur.

Ayrıca ayakkabı seçimi kadar bebeğe giydirilen çorapların rahat ve esnek olması da önemlidir. Çorap seçimi yaparken bebeğin ayak parmaklarını sıkıştırmayacak ve rahat hareket etmesini sağlayacak özellikte olmasına dikkat edilmelidir.

Çocuklarda ayakkabı seçiminde ana faktör yaşa göre seçim yapmaktır. 12-36 ay aralığında her 3 ayda bir ayakkabıların çocuğun ayağına olup olmadığı kontrol edilmelidir. Çocukların gelişiminin sürekli olarak takip edilmesi, normal olmayan bir durum fark edildiğinde mutlaka uzman bir doktora gidilmesi önerilmektedir.

MİNİKLER İÇİN OKULA KAYIT ZAMANIÇocukların okullara kayıt zamanları geldi. Hangi okula gideceği artık belli. Peki çocuğunuz okula

başlamaya hazır mı? Nasıl anlayabiliriz?

Yaşına uygun gelişim becerilerini kazanmış olması,

Arkadaşları ile ilişki kurabilmesi,

Görme, işitme ve el kaslarında sorun olmaması,

Dikkat süresinin yaşına uygun olması,

Kendi öz bakım gereksinimlerini kendi başına yerine getirebilmesi,

Öğretmenin yönergelerini yerine getirecek düzeyde kurallara uyma becerisini kazanmış olması gereklidir.

Aynı zamanda ilkokula başlamak, öncesinde bir hazırlığı da gerektirir. Bu nedenle okul

yaşamının anasınıfı ile başlaması çocuğun gelecekte başarılı olma olasılığını da artırır.

Page 10: ÇOCUKLARDA KARIN AĞRISI ÇOCUK VE DANS DİSLEKSİ - ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ … · 2016-06-14 · Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği • Çocuk Sağlığı ve Gelişimi Dergisi

TUVALET ALIŞKANLIĞI EĞİTİM Mİ? DOĞAL YAŞAM MI?

A.Şebnem SOYSAL, Psikolog

Çocuğun kendini denetlemesi, bir ihtiyacının fakına varıp onu ertelemesi ve kurallara uygun olarak yapma çabası içine girmesi açısından tuvalet eğitimi, bir çocuğun hayatındaki önemli gelişim basamaklarından biridir. Bu eğitimle birlikte çocuk, özbakım becerilerini edinme konusunda önemli bir mesafe kat etmiş olacaktır. Tuvalet eğitimi aynı zamanda çocuğun bedenini ilk kez daha yakından tanıması ve duyumsaması demektir. Çünkü boşaltım organlarından gelen mesajları yani bedenindeki değişiklikleri fark edecek ve uygun tepkide bulunacaktır.

Tuvalet eğitimi için, çocuk kadar ailesinin de hazır olması gerekir. Annelerin tuvalet eğitimine ne zaman başlayacakları dış koşullarla ilgilidir. Havaların ısınması, önemli günlük yaşam olaylarının geçmesi beklenir. Burada anne kendisi için bir ön hazırlık yapar. Çünkü tuvalet eğitiminin sabır ve sevginin kol kola yürüdüğü bir dönem olması için bu hazırlık aşaması gereklidir. Bu dönemde anneler lazımlık mı, yoksa tuvalete yerleştirilecek bir aparat mı kullanacaklarına karar verirler. Çevre düzenlemesi yapılır. Tuvalete girişlerinde çocuklarının kendisini görmelerine izin verir. Bazı anne-babalar çocuklarının ne sıklıkla tuvalete gittiklerini belirlemek için bir hafta boyunca takvim tutarlar. Böylece çocuğun altını açtıklarında ne kadar sık onu tuvalete götürmeleri gerektiğini hesaplarlar. Bazı anneler ise tuvalet eğitimini aile büyüklerine ya da anaokulu görevlilerine havale ederek bu durumu çözme eğilimindedirler. Bunlar uygun davranışlar değildir.

Tuvalet eğitimine başlamada yaştan çok, çocuğun gelişimsel olarak hazır olup olmaması önemlidir. Çocuğun oturma, yürüme, çömelme gibi kaba hareket becerileri, pantolonunu, eteğini ve iç çamaşırlarını giyinebilme gibi ince hareket becerileri edinmiş olması gerekir. Ayrıca, çocuğun ıslak ve kuru arasındaki farkı edebilecek bilişsel bir olgunluk düzeyine varmış olması da tuvalet eğitimi için şarttır. Ek olarak, kakasının ya da çişinin geldiğini algılama, sıkıştığını ya da ıslandığını ifade edebilme yani dili kullanma becerisini de edinmiş olmalıdır. Konuşmanın olmadığı çocuklarda jest ve mimiklerin ifadeyi desteklemesi, uygun davranışları taklit etme ya da emirleri yerine getirme konusunda çocuğun yetkin olması gerekir.

Tuvalet eğitimine başlamada düzenli bağırsak hareketlerinin olduğu bir dönem seçilmelidir. Çocuğun iki saat kuru kalabildiği, ıslak bez sayısının azaldığı, uykusundan kuru olarak kalktığı zamanların sayısı arttığında tuvalet eğitimine başlanabilir.

Tuvalet eğitimine başlanmasında yaz ayları kuşkusuz daha uygundur. Ancak, tatile gidilen mekânda tuvalet eğitimi verilmesi dinlenme, eğlenme gibi planları sabote edeceği için uygun değildir. Çocuğun

kendi evinde bu eğitimi alması, kaygısını azaltacaktır.

Öncelikle, çocuğunuzun 10-15 dakika tuvalette oturmaya istekli olduğundan emin olun. Altı kirlendiğinde bu duruma dayanamaması ve hemen temizlenmek istemesi de tuvalet eğitimine başlamak için uygun zamanın geldiğini bize haber veren ipuçlarıdır. Çocuğunuzun

davranışlarını iyice gözlemleyip eğitime başlamak için uygun zamanı belirleyin.

Page 11: ÇOCUKLARDA KARIN AĞRISI ÇOCUK VE DANS DİSLEKSİ - ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ … · 2016-06-14 · Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği • Çocuk Sağlığı ve Gelişimi Dergisi

TUVALET ALIŞKANLIĞI EĞİTİM Mİ? DOĞAL YAŞAM MI?

A.Şebnem SOYSAL, Psikolog

Çocukla tuvalet eğitimiyle ilgili konuşmaya başlayın. “Büyükler tuvaletini nereye yapar” konusu bunun için iyi bir başlangıçtır. Çocuğun altını değiştirirken “Bezini değiştirirken yeniden bağlanmak istemiyorsun biliyorum. O hâlde kakanı tuvalete yapabilirsin.” gibi yumuşak sesle mesajlar verin. Bu konuda yazılmış öyküleri çocuğunuza okuyun. “Kaka pis, çiş eeh!” gibi söylemlerden kaçının. Çocuğunuza “Çiş yapmak istiyor musun?” gibi sorular sormaktan kaçının. Bu bir oyun başlatabilir. Anne-baba çocuğu kovalar; o da hoplar, zıplar, saklanır… Daha açık sorular sorun. “Çişin geldi mi?” sorusu altını ıslatmadan önce size haber vermesi gerektiğini çocuğunuza anımsatır.

Tuvalet eğitimi için lazımlık kullanacaksanız, lazımlığın hep aynı yerde durmasına özen gösterin. Lazımlık çocuğun odasında durabilir, ihtiyaç duyduğunda ise tuvaletini banyoda yapması sağlanmalıdır. Lazımlığı temizlemeyi çocuğun önünde yapmayın. Başlangıçta günde 3 kez 10 dakika çocuğunuzu lazımlığa oturtun. Yemeklerden 20-30 dakika sonra bağırsak hareketleri başlar. Bu durumu lehinize çevirin ve çocuğu lazımlığa oturtmayı bu zamanlara denk getirin.

Tuvalet eğitimi zaman gerektiren bir süreçtir. Bu dönemde gergin olmak, çocuğun duygularına önem vermemek, katı cezalar uygulamak eğitimin hızlanmasını sağlamayacaktır. Aksine, çocuğunuzla aranızda tamiri güç bir iletişim örüntüsü doğuracaktır. Tuvalet eğitimi sırasında her zaman kazalar olabilir. Sabırlı ve esnek bir yaklaşım çocuğun bu konuda kendine olan güvenini pekiştirir ve sürece uyumunu kolaylaştırır.

Tuvalet eğitimi sırasında çocuğunuzu lazımlıkta uzun süre oturtmayın, fitil kullanmayın, sıvı kısıtlaması yapmayın, gece yarısı uyandırıp tuvalete götürmeyin.

Page 12: ÇOCUKLARDA KARIN AĞRISI ÇOCUK VE DANS DİSLEKSİ - ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ … · 2016-06-14 · Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği • Çocuk Sağlığı ve Gelişimi Dergisi

GELİŞİMSEL ÇOCUK NÖROLOJİSİ DERNEĞİTunalı Hilmi Caddesi Buğday Sokak Kozlar İş Hanı 2. kat 6/34 KAVAKLIDERE/ANKARA

Tel: 0312 427 50 57 - E-posta: [email protected]

GELiŞiMSEL ÇOCUK NÖROLOJiSi DERNEĞi

GÇN Derneği, çocukluk çağında sinir sisteminin gelişimsel sorunlarının tanınması ve nedenlerinin ortaya konulması, tedavisi, özellikle bu sorunların önlenmesi konusunda çalışmalar yapmak amacı ile 2007 yılında Prof. Dr. Kalbiye Yalaz önderliğinde Ankara’da kurulmuştur.

Çocuklarda beyin ve sinir sistemi gelişimi alanında hizmet, eğitim ve araştırma yapmayı hedeflemektedir. Gelişimsel sorunlarla çalışan Çocuk Nörologları, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanları, Çocuk Ruh Sağlığı Uzmanları, Psikologlar, Fizyoterapistler, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanları, Sosyal Hizmet Uzmanları, Odyolog ve Eğitim Odyologları derneğimize üye olabilir ve dernek çalışmalarına katılabilirler.

Nöroloji, Beyin cerrahisi, Kadın Doğum Hastalıkları Uzmanları, Ortopedi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Kulak Boğaz Burun ve Göz Hastalıkları, Pratisyen Hekim ve Halk Sağlığı Uzmanları, Hemşire, Ebe, Özel Eğitim Öğretmenleri dernek çalışmalarına katkıda bulunabilir, klinik ve eğitim programlarına katılabilirler.

SİZLERLE PAYLAŞTIĞIMIZ YAYINLARA EK OLARAK SİZİN DE ANNE-BABALARA VE ÇOCUKLARA DUYURMAK İSTEDİĞİNİZ KONULARDA DERGİNİN BASIMINA MADDİ KATKI KOŞULU İLE

İLANLARINIZI ALABİLİRİZ.

YAYIN KURULU