51
T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI KARTAL KOŞUYOLU YÜKSEK İHTİSAS EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ Klinik Şefi: Doç.Dr.Mehmet Özkan OBSTRÜKTİF MEKANİK PROTEZ KAPAK TROMBUSLERİNDE TROMBOLİTİK TEDAVİ VE CERRAHİ TEDAVİNİN KARŞILAŞTIRMALI SONUÇLARI Kardiyoloji Uzmanlık Tezi Dr.Evren Kaynak İSTANBUL-2006 1

obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

  • Upload
    lykhanh

  • View
    250

  • Download
    13

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI

KARTAL KOŞUYOLU YÜKSEK İHTİSASEĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ

Klinik Şefi: Doç.Dr.Mehmet Özkan

OBSTRÜKTİF MEKANİK PROTEZ KAPAK

TROMBUSLERİNDE TROMBOLİTİK TEDAVİ VE

CERRAHİ TEDAVİNİN KARŞILAŞTIRMALI

SONUÇLARI

Kardiyoloji Uzmanlık Tezi

Dr.Evren Kaynak

İSTANBUL-2006

1

Page 2: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

İÇİNDEKİLER

Sayfa 3 : Kısaltmalar

Sayfa 4-5 : İngilizce Özet

Sayfa 6-7: Türkçe Özet

Sayfa 8-9 : Giriş

Sayfa 10-24: Genel Bilgi

Sayfa 25-37 : Materyal ve Metod

Sayfa 37-41 : Tartışma

Sayfa: 42-50: Referans ve Kaynakçalar

2

Page 3: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

Kullanılan Kısaltmalar

TEE: Transozöfageyal ekokardiyografi

TTE: Transtorasik ekokardiyografi

2D Eko: 2 boyutlu ekokardiyografi

tPA : Doku plazminojen aktivatörü

SK: Streptokinaz

UK: Urokinaz

MVR: Mitral kapak replasmanı

AVR: Aort kapak replasmanı

TVR: Triküspid kapak replasmanı

LV: Sol ventrikül

TVI: Doku velosite integrali

LVOT: Sol ventrikül çıkış yolu obstrüksiyonu

CPR: Kardiyopulmoner resusitasyon

OPKT: Obstrüktif Protez Kapak Trombusu

CT: Cerrahi Tedavi

TT: Trombolitik Tedavi

3

Page 4: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

ABSTRACT

Surgery has been the traditional accepted treatment for obstructive prosthetic valve

thrombosis (OPVT). However, recently the use of thrombolytic treatment (TT) for

OPVT is gradually increasing as a first line therapy. The comparison of the results of

TT and surgical treatment (ST) of OPVT has not been well investigated.

We sought to evaluate the outcomes of TT versus ST for OPVT. Our study population

comprised of 76 consecutive patients (pts) with OPVT. The patient group ( Group A)

who received TT consisted of 40 patients in a ten year follow-up period ( 13 males,27

females, mean age: 44±11, 33 mitral prosthetic valve pts, 5 aortic prosthetic valve pts,

2 tricuspid valve pts ) . The mean gradient of the pts was 16±4 mmHg before

treatment for mitral OPVT. The mean gradient of the pts with prosthetic aortic valves

were 55±3 mmHg before treatment. The NYHA class of this group of pts with mitral

OPVT before treatment was 2.9±0.9 and 3±0.7 for aortic OPVT. Ten pts received

successive doses due to partial thrombolysis, and 30 pts received a single dose of TT.

In the beginning of the study 28 pts received SKZ (1500000 IU) and rt-PA (100 mg)

in single or successive doses. Later in the study 12 pts were administered low dose (50

mg) rt-PA. The surgical arm (Group B) of the study consisted of 36 pts (15 males, 21

females, mean age: 49±11, mitral valve prosthesis 33, aortic valve prosthesis 3) who

underwent prosthetic valve replacement for PVT between the years of 1994 and 2006.

4

Page 5: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

Twenty two of the surgically managed pts were in NYHA class 3, and 12 surgically

managed pts were in NYHA class 4.The mean gradient of the mitral OPVT pts were

19±3 preoperatively and the preoperative aortic OPVT pts’ mean gradient was 59±6

mmHg. The overall success of thrombolysis was 85% (complete or nearly complete

lysis in single or successive doses in 34 out of 40 pts).Major complications occurred in

7 pts in Group A (3 pts died, 4 had serious morbidity), whereas 12 pts (9 pts died, 3

had serious morbidity) had complications in group B (17.5% versus 33%, p<0.05).

The mortality rate was 7.5% (3/40) in group A, the mortality rate of Group B (9/36)

was 25% ( p<0.05). What comes to attention is that, none of the pts died with the use

of low dose rt-PA, and only one morbidity was observed in successive low dose rt-PA.

In conclusion, thrombolysis is superior to ST with lower mortality and morbidity rates

in pts with OPVT, and the use of low dose rt-PA is promising new horizons for TT.

5

Page 6: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

ÖZET

Obstrüktif protez kapak trombuslerinde (OPKT) cerrahi geleneksel tedavi yöntemi

olmuştur. Bununla birlikte son dönemlerde OPKT için trombolitik tedavi (TT)

kullanımı da giderek yaygınlaşmaktadır. OPKT için cerrahi tedavi (CT) ve TT

uygulanımının sonuçlarının karşılaştırılması iyi araştırılmamıştır. Çalışmamızda

OPKT için CT ve TTnin sonuçlarını değerlendirmeye ve karşılaştırmaya çalıştık.

Çalışmamıza 76 ardışık hasta dahil edilmiştir. Kırk hastadan oluşan grup A’da 10 yıl

boyunca TT uygulanan olgular bulunmaktaydı ( 13 erkek, 27 kadın, ort yaş: 44+/-11,

33 mitral protez kapak kapak hastası, 5 aortik protez kapak hastası, 2 triküspid protez

kapak hastası ). Hastaların TT öncesi ortalama gradyanı mitral OPKT için 16+/-4

mmHg seviyesinde idi. Aort OPKT hastalarının TT öncesi ortalama gradyan

ortalamaları ise 55+/-3 mmHg olarak ölçüldü. İşlem öncesi mitral OPKT hastalarının

NYHA sınıfları 2.9+/-0.9 , aortic OPKT hastaları içinse 3+/-0.7 olarak belirlendi.On

hasta kısmi tromboliz nedeni ile ardışık trombolitik dozu aldı, 30 hastada ise tek doz

TT yeterli oldu. Çalışmanın ilk dönemlerinde 28 hasta tek ya da ardışık dozlarda SK

(1500000 IU) ve rt-PA (100 mg) aldı. İlerleyen dönemlerde ise 12 hastaya düşük doz

(50 mg) rt-PA verildi. Cerrahi grupta ise ( Grup B) 36 hasta bulunmaktaydı ( 15 erkek,

21 kadın, ort yaş: 49+/-11, 33 mitral OPKT, 3 aortik OPKT). Bu 36 hasta OPKT

nedeni ile 1994-2006 yılları arasında protez kapak replasmanı olan olgu grubunu

6

Page 7: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

oluşturuyordu. Cerrahi gruptaki hastaların 22si NYHA sınıf 3te, 14ü ise NYHA sınıf

4te idi. Preop mitral OPKT hastalarının ortalama gradyanı 19+/-3 mmHg, aortik

OPKT hastalarının ki ise 59+/-6 mmHg olarak saptandı. Trombolizin tüm başarı oranı

85% olarak hesaplandı ( 40 hastanın 34ünde tam ya da tama yakın lizis). Grup A’da 7

hastada major komplikasyon görüldü ( 3 hasta kaybedildi, 4 hastada ciddi morbidite

oluştu.). Grup B de ise 12 hastada ciddi komplikasyon izlendi, 9 hasta kaybedildi, 3

hastada ise ciddi morbidite gelişti (33%)(17.5%-33%, p<0.05). Grup A da mortalite

oranı 7.5% (3/40), grup Bde ise 25% (9/36) olarak hesaplandı (p<0.05). Dikkat çeken

bir diğer nokta ise düşük doz rt-PA uygulanan hiçbir hastada mortalite izlenmemesi ,

sadece 1 hastada morbidite oluşmasıdır. Sonuç olarak, TT , CTye oranla daha düşük

mortalite ve morbidite değerleri ile daha üstün bir tedavi olarak karşımıza çıkmaktadır,

ek olarak da düşük doz rt-PA kullanımı yeni ufuklar oluşturmaktadır.

7

Page 8: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

OBSTRÜKTİF MEKANİK KAPAK TROMBUSLERİNDE TROMBOLİTİK TEDAVİ VE

CERRAHİ TEDAVİNİN KARŞILAŞTIRILMALI SONUÇLARI

Giriş

Protez kapaklar üzerinde trombüs oluşumu kapak replasmanı sonrası hayatı tehdit eden

en ciddi komplikasyonlardan biri olarak kabul edilmektedir. Protez kapak lar üzeinde

trombüs gelişme sıklığı - protez kapak tipine , kullanılan protez kapağın jenerasyonu ve

trombojenitesine ve özellikle antikuagulasyon durumuna göre- %0.05 ile 8% arasında

değişmekte olup, triküspit kapaklarda ise bu oran % 20 ye kadar çıkmaktadır. ( 1)

Özellikle obstrüktif kapak trombüslerinde geleneksel tedavi yöntemi olan trombektomi

ve kapak replasmanı yüksek mortalite ile sonuçlanmaktadır. Cerrahi girişim de özellikle

NYHA sıflandırılmasına bağlı olarak %10-15 arasında mortalite oranları bidirilmiştir.

Bu oran NYHA sınfı 4 olan hastalarda iki - dört katına kadar çıkmaktadır. ( 2,3,4,5) İlk

kez Luluaga ve arkadaşları tarafından triküspit kapağa başarılı trombolitik tedavi

uygulamasından sonra , intravenöz trombolitik tedavi cerrahi tedaviye bir alternatif

olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bununla birlikte günümüze kadar ,sol taraf obstrüktif

protez kapak trombüslerinde serebral tromboembolizm riski nedeni ile trombolitik tedavi

yeterince standart tedavi seçeneği olarak kabul edilmemiş olup , yüksek operasyon

mortalitesine sahip hastalar için uygulanması önerilmiştir. Son zamanlarda bildirilen

trombolitik tedavi serilerinde ise obstrüktif kapak trombüslerinde ,trombolitik tedavi

düşük mortalite ve morbidite oranları ile ilk tedavi seçeneği olarak önerilmeye

başlanmıştır.

8

Page 9: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

(6,7) Bununla birlikte literatürde protez kapak trombüslerinde cerrahi ve trombolitik

tedaviyi karşılaştıran az sayıda olgu içeren sınırlı sayıda çalışma mevcuttur.

Bu çalışmada , obstrüktif mekanik kapak trombüsü nedeni ile cerrahi girişim veya

trombolitik tedavi yapılan olgularda transözafajiyal ekokardiyografi rehberliğinde her

iki grupta tedavi komplikasyon , mortalite oranlarını beraberinde trombolitik

tedavinin güvenirlilik ve etkinliğini araştırmayı amaçladık.

9

Page 10: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

MEKANİK PROTEZ KAPAKLAR HAKKINDA GENEL BİLGİ VE

YAKLAŞIM

Protez kapakların dizayn ve performansında 1960lardan günümüze değin oldukça büyük

ilerlemeler kaydedilmiştir. Cerrahi tekniklerdeki optimizasyon, cerrahi zamanlamanın

kriterlerinin daha iyi belirlenmesi ve medikal tedavideki gelişmeler ile kapak hastalarının

morbidite ve mortalitesinde belirgin bir azalma izlenmektedir. Bununla birlikte protez

kapak implantasyonu sonrasında yine de hastada kapak hastalığı varlığı devam

etmektedir. Çünkü yapısı ve hemodinamisi bozulmuş bir native kapak yerine artık

fonksiyonel bir protez kapak yerleştirilmiştir (8).

Günümüzde kullanılmakta olan her protez kapağın kendine göre avantajları

bulunmaktadır, ancak hiçbiri her hasta için uygun değildir. Hemodinamik olarak ideal

kapak kan akımına ciddi bir direnç göstermemeli ve transvalvular kapak gradyanları ve

kapak alanları native kapağa benzemelidir. Kapak dizaynına göre az bir miktar geri akım

kapak trombozunu engellemek için gerekli olabilir, ancak ideal bir protez kapakta

kesinlikle ileri derecede bir regurjitasyon akımı olmamalıdır.

İdeal kapak rekurran cerrahiyi gerektirmemek için dayanıklı olmalıdır. Implantasyon

tekniği kolay olmalı, böylece implantasyon esnasında teknik varyasyonlar

gözlenmemelidir. Buna ek olarak protez kapak sessiz olup, takılan hastaya rahatsızlık

vermemelidir. Günümüzde kullanılan birçok kapağın açılma ve kapanma sesi hastaya

rahatsızlık verecek düzeydedir (9).

Protez kapaklar iki gruba ayrılır; mekanik ve doku kapaklar. Eğer perikard dokusu ya da

insandışı varlıktan alınan kapaklar söz konusu ise bu gruba heterograft adı verilir.

Homograft ya da allograft kapaklar ise ölüm anında insandan alınan kapaklara verilen

10

Page 11: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

isimdir. Eğer hastanın pulmoner kapağı bozulmuş aort kapağı yerine takılıyorsa bu

işlemde kullanılan kapağa ise otograft adı verilir.

Doku kapakların avantajı nontrombojenik olmalarıdır, böylece uzun dönemli

antikoagulasyon gerekli değildir. En önemli dezavantajları ise sınırlı dayanıklılıklarıdır.

Ancak pulmonik otograftların kullanımı ve canlı heterograft ya da allograft kapakların

kullanımı bu dezavantajı ortadan kaldırabilecek gibi gözükmektedir. Doku kapakların

hemodinamik özellikleri oldukça değişken olup, en iyi hemodinami yanıtı pulmoner

otograftler ve aortic homograftlarda izlenmekte olup, en kötü sonuçlar küçük boyutlu

stentli domuz kapaklarından alınmaktadır.

Mekanik kapaklar ise tek disk kapaklar ( örnekleri Börk-Shiley, Omniscience ve

Medtronic-Hall kapakları ), bileaflet kapaklar ( örnekleri St-Jude Medical, Carbomedics

kapakları ) ve top- kafes tipi kapaklar ( örnek Starr-Edwards ) olarak üçe ayrılır(10). En

büyük avantajları doku tipi kapaklarla karşılaştırıldıklarında öne çıkan uzun süreli

dayanıklılıkları olup, dezavantajları ise sürekli antikoagulasyona gereksinim

duymalarıdır.

Hem doku hem de protez kapaklardaki endokardit riski oldukça yüksektir. Üç grupta

incelenen mekanik protez kapaklardaki ana özellikler ise aşağıdaki gibi özetlenebilir.

A) Tek kapakçıklı tilting disk: Bu kapaklarda metalik dikiş halkası pirolitik

karbondan yapılmış bir eğimli diske bağlıdır. Bu kapaklara örnek olarak Björk-

Shiley, Medtronic-Hall ve Omniscience kapakları verilebilir. Kapalı pozisyondan

açığa 60-85 derece açı yaparak geçebilirler. Açıldığında okluder tarafından

ayrılan iki orifis oluşur.

11

Page 12: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

B) Çift kapakçıklı tilting disk: St.Jude ve Carbomedics kapakları örnek olarak

verilebilir. Yarım daire şeklinde pirolitik karbonlar serbest şekilde 75-90 derece

açı yapacak şekilde serbestçe açılırlar. İki büyük lateral alan ile daha küçük

dikdörtgen şeklinde bir orta alandan kan akımı olur. Kendine ait bir geri kaçan

akım ile de diskler üzerinde thrombus oluşumu azaltılmaya çalışılır.

C) Kafesli top: Starr-Edwards kapak silicon bir kapağın çevresindeki bir metal

alaşım kafes ile yapılmıştır. Top kafes içinde 1-2 cm boyunca serbest olarak

hareket eder. Protezin içindeki akım top çevresinde dairesel olarak geçer.

Hemodinamik özellikleri tilting disklere göre daha kötüdür(11,12).

Hastalara takılacak olan protez kapakların seçiminde birçok klinik belirleyici özellik rol

oynar. Biyoprotez kapaklar kronik antikoagulasyona uygun olmayan kişilerde, 70 yaş

üzeri hastalarda ( bu yaş üzerindeki hastalardaki dayanıklılığa, daha iyi hemodinamik

profile ve kronik antikoagulasyona gerek duymaması nedeni ile ) tercih edilir(13).

Mekanik protez kapaklar ise biyoprotez kapaklara göre daha dayanıklıdır. Bazı kapaklar

20 yıldan fazla dayanıklılığa sahiptirler. 60 yaş altındaki hastalara ve inme ya da artimi

nedeni ile zaten kronik antikoagulasyona ihtiyaç duyan hastalarda tercih edilen kapak

tipidirler. Uygun antikoagulasyon altındaki mekanik protez kapak hastalarındaki yıllık

inme riski 1%dir, bu rakam antikoagulasyon almayan biyoprotez kapak hastalarındaki

kadardır. Hem aortik hem de mitral kapak değişimi gereken genç hastalarda da mekanik

kapaklar tercih edilir, çünkü mitral kapaktaki protez bozulması aort kapağa göre daha

hızlıdır. Mekanik protez kapak hastalarında gebelik de engellenmelidir , bu hastalarda

fetusa ve anneye daha yüksek risk taşıyan hastalardır. Küçük ventrikülü olan hastalarda

da mekanik protezler tercih nedenidir(14).

12

Page 13: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

St.Jude ve Medtronic-Hall kapaklar en tercih edilen kapaklardır, bu kapakların

dayanıklılığı, iyi hemodinamik performansları ve düşük komplikasyon oranları bu

kapaklardaki tercih nedenleridir. St.Jude kapaklarının küçük bir yüzdesinde yapısal

bütünlük bozulmaya uğrarken, Medtronic-Hall kapaklarda ise asıl problem takılma

esnasındaki okluder sıkışmasıdır. Bütün kapaklar içinde Starr-Edwards kapaklar en

dayanıklı kapaklardır, ancak trombojenite ve düşük hemodinamik performansları nedeni

ile artık günümüzde daha az populerdirler (15).

Protez Kapak Fonksiyonlarının Değerlendirilmesi

Kapakların takibinde geçerli olan birçok klinik yöntem bulunmaktadır. Cerrahiyi takiben

1-6 hafta içinde Doppler çalışması yapılarak bir referans değer oluşturulmalıdır. Mekanik

kapaklar için antikoagulasyona erkenden başlanmalı ve sık sık kontrol edilmelidir.

Endokardit profilaksisi ve eğitimi de verilmelidir.

Protez kapak hastası değerlendirilirken ilk yapılması gereken hastanın anamnezidir.

Protezin yerleştirilme nedeni, protez tipi ve implantasyon yeri ve implantasyon tarihi de

mutlaka belirlenmelidir. Antikoagulasyona uyum, endokardit öyküsü olup olmadığı,

tromboemboli öyküsü, ateş ve hastanın protez kapak seslerindeki algıladığı değişiklikler

not edilmelidir.

Protez kapaklı tüm hastalarda kapak fonksiyonlarının periodik incelenmesi ve böylece

erkenden disfonksiyon ya da dejenerasyonun saptanması çok önemlidir. Periyodik takip

için temel yöntem yılda bir yapılan klinik anamnez ve fizik muayene incelemeleridir.

Birçok klinisyen ayrıca ardışık ekokardyografik inceleme de yapar.Ekokardiyografik

incelemenin sıklığı kapak tipine, implantasyon süresine ve diğer faktörlere bağlıdır.

13

Page 14: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

Genel olarak implantasyon sonrasındaki 3-4 ay içinde hastanın baseline ekokardiyografik

incelemesi yapılır. Klinik ve ekokardiyografik bozulma yoksa, 2-3 yılda bir yapılan

ekokardiyografik tahliller yeterli olabilir.

Protez kapak disfonksiyonu şüphe edilen hastalarda TEE önemli bir yere sahiptir.

Özellikle mitral pozisyondaki mekanik kapaklarda TTE görüntülemesi gölgelenme ve

reverberasyonlar nedeni ile güvenilir değildir. Yine de TEE rutin bir işlem değildir, ancak

klinik bulgular, fizik muayene sonuçları ve TTEde saptanan anormallikler ışığında

yapılır.

Protez kapak fonksiyonunu değerlendiren diğer metodlar disk hareketlerinin floroskopik

incelenmesi, intrakardiyak basınçların ölçülmesi, ve sol ventrikül ya da aort kökü

anjiyografisidir.

Protez Kapaklarda Ekokardiyografik İnceleme

Protez kapakların ekokardiyografik incelemesinde nativ kapakların incelemesine

kullanılan prensipler izlenir. Protez kapakların görüntülenmesi kapağın metalik

komponentlerinin yarattığı reverberasyonlar ve gölgelenmeler nedeni ile sınırlandırılır.

Ayrıca her kapak tipinin kendine has olarak oluşturduğu sıvı dinamikleri Doppler

incelemeye yansır. Bunlara ek olarak, native kapaklarla karşılaştırıldığında kapağın

distalindeki pressure recovery özellikle bileaflet kapaklarda daha belirgin olmaktadır.

Tam bir ekokardiyografik incelemede ; protez kapağın 2D görüntülenmesi, transvalvular

basınç gradyanının ölçülmesi ve kapak alanının değerlendirilmesi, regurjitasyon

derecesinin tahmini, sol ventrikül boyutu ve sistolik fonksiyonunun değerlendirilmesi ve

pulmoner arter basıncının hesaplanması işlemlerinin hepsi bulunmalıdır. Varsa ek diğer

14

Page 15: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

kapaklardaki patolojiler de değerlendirilmelidir. Önemli noktalardan birtanesi de

çalışmanın ilk yapılmış ekokardiyografik inceleme ile karşılaştırılmalı olarak

incelenmesidir.

Mekanik protez kapaklar 2D Eko ile reverberasyonların disk hareketlerini kısıtlaması

nedeni ile detaylı olarak incelenemezler. Bununla birlikte Multiplan TEE ile disk

hareketlerinin temiz görüntüleri alınabilir ve hareketlerdeki pannus ya da trombus nedeni

ile oluşanilecek kısıtlamalar not edilebilir. TEE ayrıca kardiyak kökenli emboliye neden

olabilecek protez kapak trombusunu de tanı koymayı sağlayabilir, çünkü trombus sıklıkla

mitral dikiş halkasının sol atriyal kesiminde yerleşimlidir. Ekokardiyografi ile trombusun

görülmemesi emboli kaynağının ekarte edilmesi anlamına gelmez, çünkü trombus

görülemeyecek kadar küçük olabilir, teknik artefaktlar nedeni ile izlenemeyebilir ya da

yeni oluşmuş embolizasyon nedeni ile zaten yerinden kopmuş olabilir. Multiplan TEE ile

inceleme yaparken bazı yöntemleri özetlemek gerekirse Doppler incelemesi ile 2D eko

tamamlanır ve bu sayede protez kapağın performansı hakkında güvenilir bir indirect veri

toplaması yapılmış olur. Renkli Doppler ile akım hızı, proksimal akım yaklaşması,

regurjitan akımlar ile bu akımların valvuler ya da paravalvuler olup olmadığına bakılır.

TTE ile parasternal uzun ve kısa aks incelemelerinde kapak fonksiyonları

değerlendirilmeye çalışılır, ancak akustik gölgelenme nedeni ile aortik ve mitral

regurjitan akımların değerlendirilmesi tam olarak yapılamayabilinir. Bu sebepten TEE

incelemesine geçilir. Üst özofageal pencereden 40 derecede yapılan değerlendirme ile

aortic regurjitan akım ( valvuler ya da paravalvuler ) değerlendirilir ve 120 derecede ise

sol ventrikül içine akımın ne derecede ilerlediği gözlenir (16). Prob alt özofagusa

ilerletildikçe dört boşluk görüntüsü ortaya çıkar ve bu görüntü de mitral regurjitan akım

15

Page 16: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

incelenir. Mitral kapağın medial ya da lateral taraflarını görmek için de prob alt

özofagusta ileri geri hareket ettirilirken 90 dereceye doğru açı vermek ile olur. Bu

manevralar ile alınacak Doppler değerlendirmeleri ile de protez kapakların normal ve

anormal verileri karşılaştırılır.

Protez kapak gradyanları Bernoulli denklemi kullanılarak antegrad akım hızlarının

değerlendirilmesi ile ölçülür. Birçok çalışma Doppler ve kateterizasyon yöntemleri ile

elde edilen verilerin korele olduğunu ortaya koymuştur. Klinik açıdan ortalama gradyan

hesaplamaları maksimum gradyan hesaplamalarında daha anlamlıdır, çünkü protez

kapaklarda maksimum anlık gradyan ve akım hızı ortalama değerlere göre daha yüksek

olarak saptanmaktadır. Bunun sebebinin kapak açılımındaki yüksek basınç farklarının var

olması ve kardiyak siklüsün ileri dönemlerinde bu farkların eşitlenmesidir. Aortik

protezler için bu hız eğrisinin erken pik yapması ve native kapak stenozuna göre daha

üçgensel bir görünümünün olmasıdır. Bu nedenle aort protez kapakları değerlendirirken

proksimal hızı almak transvalvular kapak gradyanının ölçümünde overestimasyonu

engeller. Mitral protezler içinse yüksek açılma velositesini hızlı bir deselerasyon ve kısa

bir yarılanma zamanı takip eder.

Protez kapak gradyanlarının değerlendirilmesindeki diğer bir Doppler prensibi de

pressure recovery fenomenidir. Pressure recovery anlam olarak stenotik bir açıklığın

hemen sonrasındaki basınç ile daha ileri bir yerdeki basınç arasındaki farktır. Akım

yavaşladıkça en düşük seviyesinden stenotik açıklıktaki daha yüksek olan seviyesine

ulaşır ve hatta bazen prestenotik basınç değerlerine bile gelebilir. Her ne kadar bu

fenomen native kapak darlıklarında bizim için çok değerli olmasa da özellikle bileaflet ve

16

Page 17: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

top kafes tipi mekanik protez kapaklarda bizim için çok anlamlı sonuçlar verebilir. Bu

yüzden aortik bileaflet protezin var olduğu bir vakada ölçülen basınç gradyanı eğer sol

ventrikül basıncı protezin ilerisinden değil de hemen sonundan alınan basınçla

karşılaştırılıyorsa daha yüksek olarak bulunur. Pratik anlamda , protez kapak stenozu

tanısında protez kapakların beklenen velositelerinin bulunduğu tablolardan faydalanmak

ve kapak replasmanını takiben kısa bir süre sonra yapılan ekokardiyografik inceleme ile

karşılaştırmak çok önemlidir.

Protez kapak alanı mitral ve aortic protezler varlığında devamlılık denklemi ile ölçülür.

Mitral kapaklarda ek olrak basınç yarılanma zamanı bek bir yöntemdir. Aort

pozisyonundaki stenozu değerlendirmede faydalanılacak diğer bir nokta ise sol ventrikül

çıkış yolundaki hız ile kapak içinden geçen akımın hızının oranlanmasıdır. Bu oran vücut

yüzey oranından bağımsızdır, çünkü her bünyede kapak içinden geçerken oluşan akım

artışı 1’e yakındır. Obstrüksiyon seviyesi ilerledikçe hız oranı azalır , oranın 0.25in

altında olması ciddi darlığa işaret eder.

Aortik protez kapak için:

Protez kapak alanı = (dikiş halkasının çapı)*2 x 0.785 TVI x LVOT / TVI Aortik protez

LVOT çapı dikiş halkası çapı ile yer değiştirmiştir.

Mitral protez kapak içinse;

Protez kapak alanı = (LVOT çapı)*2 x 0.785 x TVI LVOT / TVI Mitral protez (17)

17

Page 18: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

Protez mitral kapak alanı devamlılık denklemi ile sol ventrikül çıkış yolu atım hacmi ve

transmitral akım hız eğrisi kullanılarak da ölçülebilir. Eğer mitral regurjitasyon da

mevcutsa devamlılık denklemi kapak alanını gerçek değerinden az olarak ölçer , bunun

sebebi de transmitral akımın ileri kardiyak debiden daha fazla olmasıdır. Basınç

yarılanma zamanı da protez mitral kapak alanını bize verebilir. Karmaşık sıvı dinamik

değeri olan protez kapaklarda nativ kapaklarda da kullanılan 220 sabit sayısını kullanmak

anlamlı olmayabilir, bu sebepten birçok klinikte sadece basınç yarılanma zamanı not

edilir ve ilk temel alınacak ölçümdeki değere göre uzama saptanması da protez kapak

stenozuna işaret eden bir bulgu olarak karşımıza çıkar (18).

Protez kapaklardaki normal derecedeki regurjitasyonlar renkli Doppler inceleme ile

ölçülebilir. Normal regurjitasyon akım paternlerini bilmek renkli akım görüntülerini

yorumlarken yapılacak yanlışları engeller. Normal protez kapak Doppler verilerinde

sistolik spectral Doppler sinyali çoğunlukla üçgen şeklinde ve erken sistolik maksimal

hız ile ortalama hız sinyalinden daha erken bir tepe sinyali bulunur. Mitral pozisyondaki

prostetik kapaklardaki regurjitan akımın alanı 2 cm2den, jet boyu da 2,5cmden küçük

olur. Aortik pozisyonda ise bu değer jet alanında 1 cm2den , jet boyu ise 1.5cmden küçük

olmalıdır. Bu değerler genel değerler olmakla beraber çeşitli protez kapakların

pozisyonlarına göre normal hız ve gradyan değerleri bulunmaktadır. Patolojik kapak

regurjitasyonları da nativ kapaklardaki gibi benzer yaklaşımlarla değerlendirilir. Bununla

birlikte protez kapağın sol atriyumu gölgelemesi nedeni ile transtorasik yöntem ile tek

başına şüphe edilen mitral protez kaçak akımını değerlendirmek doğru olmaz, TEE

incelemesi de şarttır. TEE incelemesi protez aort kapak regurjitasyonu

değerlendirmesinde çok değerli değildir. Sıklıkla protez kapaktaki kaçak akım etyolojisi

18

Page 19: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

renkli akım imajlarına bakılarak yapılabilir. Proksimal akım yaklaşma bölgesini

tanımlamak protez kapak regurjitasyonunun yerini saptama da çok önemlidir. Bu yöntem

ayrıca kaçak derecesini belirlemede de yardımcı olabilir.

Transtorasik ekokardiyografik inceleme yapılırken mutlaka protez kaçağının indirek

bulgularına da bakılmalıdır; bunlar arasında yüksek pulmoner arter basınçları,

hiperdinamik sol ventrikül varlığı, ya da artmış bir transmitral akım hızı sayılabilir. İleri

akımdaki ile karşılaştırılan sürekli dalga Doppler sinyali yoğunluğu da protez

regurjitasyonu hakkında bilgi verir.

Diğer Tanısal Testler

Her ne kadar çok değerli olmasa da göğüs röntgeni ile de kapak tipi ve fonksiyonu

hakkında bilgi alınabilir. Floroskopi ile de disk hareketleri ve mevcut olan kısıtlamalar

izlenebilir. Kapak fonksiyon değerlendirilmesinde ise ayrıca sinefloroskopi de

kullanılabilir. Mitral protez sağ anterior oblik kranyal projeksiyonlardan , aortik protez

ise sağ anterior pblik kaudal ya da sol anterior oblik kranyal pozisyonlardan iyi

izlenebilir. Disklerin azalmış hareketi kapakların obstruksiyonunu, taban halkasının fazla

hareketi ise ( aortic protezler için 7 dereceden, mitral protezler içinde 11 dereceden )

kısmi dehisansı düşündürür.

Kardiyak kateterizasyon ile de kapak fonksiyonları ölçülebilir. Biyoprotez aortik

kapaklarda sol ventrikülografi yapılabilir ancak mekanik kapak durumunda ise

transseptal yaklaşım şarttır. Tek ya da çift tilting disk protezleri, kafesli disk ve top

protezleri asla kateterler geçmemek gerekir.

Protez kapaklı tüm hastalarda MRI incelemesi yapılabilinir. Bu sayede prostetik

regurjitasyon, periprostetik fistüller ve TEE kontrendike ise abseler izlenebilir.

19

Page 20: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

Çeşitli araştırmacılar egzersiz ekokardiyografi ile şüphe edilen protez kapak disfonksiyon

hakkında bilgi alınabileceğini ortaya koymuşlardır. Egzersiz ile oluşan kapaktan geçen

akım oranındaki artma sayesinde transvalvular basınç gradyanlarında da artma olur, bu

fenomen native kapaklarda bile izlenir. Tipik olarak aortik gradyan 70% oranında, mitral

gradyanlar ise 100%e kadar yükselebilirler. Bu oranların üzerinde bir artış ya da

pulmoner basınçlardaki yükselme ile protez kapak disfonksiyonu hakkında da bilgi sahibi

olunabilir.

Tromboembolik Komplikasyonlar

Endokard endoteli kan ve yüksek trombojenitesi olan subendotelyal dokular arasında

yapısal ve mekanik bir bariyeri oluşturur. Normal endokard, koagulasyonu kaskadını

aktive etmez, trombosit ve diğer kan komponentlerinin yapışmasına da engel olur. Buna

ek olarak, endokardın hücresel morfolojisi de kan akım karakteristiklerine karşı çok

hassastır. Fizyolojik laminar akıma ek olarak, transprostetik fizyolojik olmayan turbulan

akım ile endotelyal döngü hızlanır ve bu zarar mekanizması nedeni ile endotelin

tromboza dirençli yapısı hasarlanır.

Trombus oluşumu, kanın hücresel ve plazma komponentleri ile cerrahi olarak zarar

görmüş endokard arasındaki kompleks ilişki nedenlidir. Değişken kan akımının yarattığı

yapısal ve metabolik değişiklikler ve mekanik kapağın kendi trombojenik özellikleri de

bu oluşumu hızlandırır. Cerrahiyi takip eden ilk aylarda trombotik ve tromboembolik

olaylar , mekanik kapağın endotelize olmamış yüzeyi ile hasarlı dokunun intrensek

koagulasyon sistemi arasındaki ilişki sebebi ile sık görülür. Trombosit aktivasyonu ile

20

Page 21: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

antikoagulasyon düzeyi, kardiyak ritim ve kan akım karakteristiklerinin toplamı

sonucunda trombus oluşumu izlenir.

Tromboembolik komplikasyonlar akut kapak trombozundan geçici iskemik atağa değin

yayılmış geniş bir yelpazede incelenirler. Tromboemboli protez kapak hastalarındaki en

sık morbidite nedenidir. Tahmin edilen yıllık insidansı her hasta-yılda 0.6-2.3% kadardır.

Antikoagule edilmeyen biyoprostetik kapak hastaları ile uzun süreli warfarin tedavisi

altındaki mekanik protez kapak hastalarındaki tromboemboli insidansı aynıdır. Kronik

antikoagulasyon alan hastalarda ise ayrıca yılda 1% oranında hemoraji riski de

bulunmaktadır. Protez kapak hastalarında tromboemboli gelişmesinde rol oynayan birçok

faktör söz konusudur. Bunlar arasında kapak materyallerinin trombojenitesi, akım ayrımı

ve stagnasyonu ve kan elemanları ile endotelin shear stresi ile zarar görüp trombosit

aktivasyonunun açığa çıkmasıdır. Nativ kapak hastalığı olan hastalarla karşılaştırıldığında

kan elemanlarının protez kapak varlığında daha düşük shear stress değerleri altında zarar

gördüğünü anlıyoruz. Bazı araştırmacılar TEE altında izlenen kapak anulusuna yapışmış

hareketli lineer ekodansitelerin fibrin strandları olduğunu ve varlıklarının daha fazla

tromboembolik olay ile ilişkili bulunduğunu öne sürmüşlerdir. Diğer çalışmalar ise bunun

doğru olmadığı yönünde sonuçlara varmışlardır. Protez kapak hastalarındaki yüksek

tromboemboli riski ile alakalı diğer faktörler is ek atriyal fibrilasyon varlığı, sol atriyal

büyüme, sol ventrikül dilatasyonu ve sol ventrikül sistolik disfonksiyonudur.

Tüm mekanik kapakların dayanıklılığı mükemmeldir. Starr-Edwards kapaklarda 40 yılı

aşkın süredir bozulma izlenmeyen çok vaka bulunmaktadır. Mitral pozisyona implanta

edildiklerinde ise mekanik kapaklarda paravalvuler regurjitasyon ihtimali çok daha

fazladır. Yine mitral pozisyonda aortik pozisyona göre tromboz ve tromboemboli riskleri

21

Page 22: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

daha fazladır. Bu nedenle mekanik protez kapaklı tüm hastalara ömür boyu

antikoagulasyon ve aspirin tedavisi gerekir. Bunun sebebi, özellikle postoperatif 1.yılda

yüksek olan tromboz riskidir. Antikoagulan ve aspirin alınmadığı takdirde tromboemboli

insidansı 3-6 kat artar.

Warfarin postoperatif 2.günde alınmaya başlanmalıdır. Aortik pozisyon için INR 2.0-3.0

arasında tutulmalı, mitral pozisyonda ise bu değer 2.5-3.5 arasında kalmalıdır. 80-150 mg

aspirinin eklenmesi de tromboz ihtimalini oldukça azaltır.

Ani nefes darlığı ve derinden gelen kapak sesleri varlığında mutlaka protez kapak

trombozundan şüphelenmek gerekir. Kapak trombozu aortic pozisyonda yılda 0.1%

insidans ile, mitral pozisyonda ise yılda 0.35% insidans ile gerçekleşir. Triküspid

pozisyonda ise tromboz riski kan akımının yavaş ve gradyanların düşük olması nedeni ile

çok daha sıktır. Bu çok ciddi komplikasyon transözofageyal ekokardiyografi ve Doppler

ekokardiyografi ile teşhis konulan bir durumdur. Tedavisi için 24-72 saat süreli sürekli

trombolitik uygulanması , heparin ve aspirin ile olur. Cevap vermeyenlerde ve ileri

derecede mobil trombuslerde ise cerrahi uygulamak da fayda vardır.

Kapak Trombozu

Mekanik kapağın trombozu fonksiyonel stenoza ya da regurjitasyona neden olur.

Semptom ve bulguların hızı yavaş büyüyen bir tromboza ya da akut gelişen disk

hareketlerinin kısıtlanmasına bağlı olarak değişkendir. Kapak trombozu en fazla triküspit

pozisyonda izlenir, bu oran 20%lere varabilir , bu nedenle bu pozisyonda protez mekanik

kapak kullanımından kaçınılmalıdır. Sol taraflı mekanik kapaklarda tromboz ihtimali

daha azdır , ancak antikoagule tedaviye uyumsuzluk söz konusu olduğunda neredeyse her

22

Page 23: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

zaman trombotik okluzyon oluşur. Kapak trombozundan şüphelenildiğinde

ekokardiyografik inceleme ile tanı doğruluğu sorgulanır, mitral pozisyondaki kapaklar

için ise mutlaka TEE incelemesi gerekir, çünkü bu bölgedeki trombotik oluşumlar

sıklıkla kapak dikiş halkasının atriyal tarafını etkiler.

Protez kapak hastası olup iskemik nörolojik olay gelişen hastalarda diğer bir kaynak

varlığı ispatlanana değin emboli kaynağının protez kapak olduğu düşünülmelidir. Kapak

trombozu varlığı dokumantasyonunda ekokardiyografi yardımcı olsa da ,

ekokardiyografik delillerin olmaması kapak trombozu tanısını ekarte ettirmez.

Ekokardiyografinin hassaslığı kapak protezinin gölgelendirmesi ve kapak yapılarının

reverberasyonları nedeni ile kısıtlanmaktadır. Ek olarak küçük trombuslar gözden

kaçabilir ve emboliye neden olan trombus artık izlenmeyebilir. Bu nedenlerden dolayı

dikkatli bir yaklaşım uygulamak gerekir, öncelikle antikoagulasyonun yeterliliği

ölçülmelidir. Yetersiz olduğu saptanırsa düzeyi yükseltilmeli ve gerekli ayarlar

yapılmalıdır. Eğer antikoagulasyonun yeterli olduğuna kanaat getirilirse aspirin de

tedaviye eklenmelidir. Tromboembolik nedenlerden dolayı kapak reimplantasyonuna

gitmek problemleri de beraberinde getirecektir, çünkü bu işlem de benzer tromboembolik

risk taşımaktadır. Takılı olan kapak ancak üzerinde kesin trombus varlığı tanısı konursa

ve daha düşük tromboemboli insidansı olan bir kapak ile değiştirilecekse reimplantasyona

gidilebilinir.

Kapak trombozunun tedavisi eşlik hemodinamik parametrelere ve hastanın genel

durumuna dayanılarak karar verilen bir antitedir. Eğer hemodinami stabilse ya da medikal

tedaviye iyi yanıt veriyorsa uygun antikoagulasyonun sağlanması gibi konservatif bir

yaklaşım düşünülebilir. Akut hemodinamik bozulma var ise cerrahi girişim ile kapağın

23

Page 24: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

değiştirilmesi gündeme gelebilir ancak operatif mortalite 17-40% arasında değişir (19).

Trombusun debride edilmesi, kapağın değiştirilmesine oranla daha yüksek retromboz

riski taşır. Yüksek operatif mortalite için risk faktörleri arasında eşlik eden sol ventrikül

disfonksiyonu, koroner arter hastalığı, acil cerrahi girişim gereksinimi ve genel

fonksiyonel durum bulunmaktadır. Alternatif olarak trombolitik tedavi de önerilmektedir

ve başarı oranı 70-90% arasında değişmektedir (20,21). Çeşitli serilerde trombolitik

tedavinin de riskleri hesaplanmış ve mortalitenin 20%, sistemik embolinin 16% ve acil

cerrahi gereksiniminin 22% olduğu ortaya çıkmıştır. 127 vakayı içeren bir çalışmada

trombolitik tedavi uygulanan kapak trombozu vakalarının 71%inde hemodinamik

rezolusyon sağlanmış ancak hastaların üçte birinde birden fazla trombolitik seansı

uygulanmıştır (22). Bu seride embolik olay 15% vakada, hemorajik komplikasyonlar

5%vakada ve mortalite oranı da 12% vakada izlenmiştir (23). Bu nedenle tromboze

protez kapaklı bir hastada günümüze değin cerrahi ya da trombolitik tedavi arasında karar

vermek oldukça zor olmuştur.

24

Page 25: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

MATERYAL VE METOD

Amaç:

Çalışma hastanemize protez kapak obstrüktif trombusu ile başvuran hastaların cerrahi

olarak kapak replasmanı ve trombolitik tedavi ile tedavilerinin mortalite ve morbidite

sonuçlarının karşılaştırmak amacını taşımaktadır. Bu amaç eşliğinde cerrahi olarak kapak

replasmanına tabii tutulan 36 hasta ile trombolitik tedavi rejimleri ile tedavi edilen 40

hastanın erken dönem ve geç dönem mortalite ve morbiditeleri ile sağ kalım analizleri

karşılaştırılmalı olarak yapılmıştır. Ayrıca trombolitik tedavi protokollerinin kendi içinde

( düşük doz 50 mg tPA ve diğer yöntemler ) morbidite ve mortalite yönünden

karşılaştırılması da hedeflenmiştir.

1994 ve 2006 yılları arasında hastanemize başvuran 76 semptomatik ve obstrüktif

trombuslu hasta retrospektif olarak incelendi. Hastalardan 28i erkek, 48i bayan idi. 36

hasta cerrahi kapak replasmanına, 40 hasta ise trombolitik tedaviye alındı. Trombolitik

tedaviye alınan 40 hastaya toplam 52 trombolitik seansı uygulandı. Cerrahi gruptaki 36

hasta ise obstruktif kapak trombusu nedeni ile operasyona alındı ve kapak replasmanına

tabi tutuldu. Trombolitik tedavi yapılan tüm hastalara TTE ve TEE incelemesi yapıldı.

İşlem öncesi cerrahi hastaların 18ine TEE ve TTE (50%) geri kalanına ise tek başına TTE

uygulandı. Tüm cerrahi hastalara operasyon sonrası TEE yapıldı.

TEE Vingmed CFM 800 sistemine bağlı 5 Mhz multiplan transduser ile yapıldı. Hastalar

10%luk lidokaine ile orofarengeal anesteziyi takiben intravenöz 1-3 mg midazolam ile

sedatize edildi.

25

Page 26: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

TTE aynı sistem ekokardiyografiyi 3.25 Mhz transduser kullanarak yapıldı. Bütün

ekokardiyografik incelemeler işlem öncesi ve işlemden sonra karşılaştırılmalı olarak

düzenlendi. Tüm trombolitik tedavi alan hastalar için Etik Kurul onayı ve yazılı onam

formu alındı.

Trombolitik tedavi alan hastalar ortalama 73.8 +/-38.6 ay izlendi. Cerrahi grup ise

ortalama 49.4 +/-38.5 ay izlendi. Tedavi öncesi tüm hastalarda düşük INR (<1.8)

mevcuttu.

Tanı:

Ekokardiyografik kriterler.

Ekokardiyografik kriter datası şu şekilde belirlendi; Protez kapak trombusu kapak

okluderi ya da kapak stratlarına yapışık olarak bulunan yumuşak ve homojen, mobil ya da

hareketsiz ekodansiteler olarak nitelendirildi. Pannus formasyonu tanısı ise çoğunlukla

kapak halkasında bulunan ve kapak orifisine uzanan, bazen fokal kalsifik tutulumlar

içeren hareketsiz parlak ekodans yapılar olarak tanımlandı. Pannus nedeni ile kapak

disfonksiyonu olan hastalar çalışmamıza alınmadı.

Her ne kadar değişik kapak tiplerinin kendilerine özgü normal gradyan değerleri olsa da ,

çalışmamızda valvular obstruksiyon için seçtiğimiz değerler daha once yayınlanmış

literatürlere göre düzenlendi. Okluder hareketinin kısıtlanması subjektif olarak

değerlendirildi. Protez kapakta obstrüktif trombus tanısı koymak için yukarıda belirtilen

ekokardiyografik morfolojiye sahip olması ve Doppler ile ölçülen mitral kapak alanının

1.5cm2nin altında olup , mitral ortalama gradyanının 10 mmHgnın üstünde olması baz

alındı. Aort kapak için ortalama gradyanın 40 mmHgdan fazla olması cut-off değeri

olarak belirlendi.

26

Page 27: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

Trombolitik tedavi Protokolleri:

Kanama diyatezi ya da hemorajik serebral infarktı olan hastalarda trombolitik tedavi

kontrendike kabul edildi. Bunların dışında aktif kanaması olan, son iki ay içinde

serebrovasküler kaza geçiren ve intrakraniyal patolojisi olan hastalarda trombolitik

tedaviye kesin kontrendikasyon taşıdıklarından tedavi uygulanmadı. Son 10 gün içinde

major cerrahi, obstetrik girişim ve organ biyopsisi olan, sol kalpte trombusu olan , aktif

gastrointestinal patolojisine sahip, kontrol edilemeyen hipertansiyon ve son zamanlarda

geçirilmiş major travması olan hastalara rölatif major kontrendikasyon nedeni ile

trombolitik tedavi uygulanmadı. Trombolitik tedavinin rölatif minor kontrendikasyonları

ise minor cerrahi ya da travma, son zamanlarda uygulanmış CPR, mitral kapak

hastalığında atriyal fibrilasyon, bakteriyel endokardit, hemostatik defektler, böbrek ya da

karaciğer hastalığı , diyabetik hemorajik retinopati, gebelik ve yaşın 75 ten büyük

olmasıdır. Ayrıca streptokinaz için de streptokinaza karşı bilinen alerji, son zamanlarda

geçirilmiş streptokokkal enfeksiyon ve son 6 ay içinde streptokinaz ile tedavi

kontrendikasyon sayıldı. Obstrüktif trombusu olan ve kritelere uyup kontrendikasyonu

olmayan hastalara streptokinaz (SK), ürokinaz (UK) ya da doku plazminojen aktivatörü

(tPA) uygulandı. SK uygulanan hastalarda yükleme dozu yapılmadı. Hastaların 19una tek

doz SK, 11 hastaya 50 mg tPA, 5 hastaya yetersiz trombolizis nedeni ile 50+50 mg tPA,

yine 5 hastaya da yeterli olmayan trombolizis nedeni ile ardışık iki doz SK uygulandı.

Çalışmanın ilk yıllarında SK ilk tercih edilen ajan oldu. Tedavinin yetersiz kaldığı

dönemlerde hastalarda ikinci SK sonrası , tPA 100 mg/6 saat ( 1 hasta ) ya da UK ( 1

27

Page 28: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

hasta ) ek ajan olarak uygulandı. Çalışmanın son altı yılında trombolitik tedavi ajanı

olarak düşük doz (50mg) tPA kullanıldı ( toplam 16 hasta , 5inde yetersiz tromboliz

nedeni ile ikinci 50 mg tPA uygulandı). Trombolitik tedavinin uygulandığı ilk

dönemlerde 5 hastaya hızlı SK infüzyonu ( 1.5 milyon unite SK 3 ) saatte verildi. Daha

sonra SK uygulanan hastalara ise 15-24 saat boyunca saatte 60000-100000 IU yavaş SK

infüzyonu uygulandı. Trombusun sebat etmesi durumunda tekrar 1.5 milyon unite SK

uygulandı. İki SK infüzyonunda da lizis izlenmezse UK ya da tPA verildi. 100 mg tPA

verilen hastalarda ise 10 mg bolusu takiben geri kalanının 5 saatte verilmesi prensibi

uygulandı. UK dozu ise 1.5 milyon üniteyi 15 saatte verme şeklinde belirlendi. Son

olarak son dönemlerde uyguladığımız 50 mg tPA ise 6 saatte infuze edilerek verildi.

Trombolitik başarı tanımı; kapağın ciddi daralma halinin artık olmadığı ve trombus

çapında 75%ten fazla bir azalmanın olduğu durumlarda tam başarı terimi kullanıldı. Tam

başarının altındaki sonçlarda ise kısmi başarı tanımı yapıldı. Tam ve kısmi başarı

vakalarında heparin ve warfarin tedavisine başlandı ve INR değeri 2.5’in üstüne çıkana

değin heparin tedavisine devam edildi.

28

Page 29: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

Trombolitik Grubu Hastaların Demografik Özellikleri Tablosu

Hasta No Yaş Valve NYHA Trombolitik Tx Takip Ay Mortalite Morbidite1 F.A. 44 MVR 3 1.5SKZ 108 - -2 M.M. 33 MVR 3 1.5SKZ 108 - -3 M.M. 42 MVR 3 1.5SKZ 36 - -4 N.K. 55 MVR 3 1.5SKZ 72 - +kanama5 P.K. 56 MVR 4 1.5SKZ 60 - -6 Ö.Y. 34 MVR 3 1.5SKZ 108 - -7 S.A. 44 MVR 3 50TPA 24 - -8 B.K. 48 MVR 2 50TPA 120 - -9 A.Y. 41 MVR 4 3SKZ + URO 120 - -10 M.B. 28 AVR 2 50TPA 36 - -11 F.B. 50 TVR 2 50TPA 108 - -12 S.O. 49 MVR 2 1.5SKZ 60 - +emboli13 E.Ö. 37 MVR 3 50TPA 36 - -14 N.A. 31 AVR 3 1.5SKZ 108 + -15 H.K. 50 MVR 3 1.5SKZ 108 - -16 L.E. 60 TVR 2 50TPA 120 - -17 E.D. 63 MVR 3 1.5SKZ 108 - -18 S.G. 46 AVR 3 1.5SKZ 96 - -19 S.Ç. 30 MVR 3 3SKZ 96 - -20 R.K. 60 AVR 4 1.5SKZ 120 - -21 S.K. 47 MVR 3 50+50 TPA 60 - -22 H.Ş. 52 MVR 3 3SKZ 48 - +emboli23 Z.G. 50 MVR 3 1.5SKZ 108 - -24 N.Y. 42 MVR 3 1.5SKZ 72 - -25 A.A. 21 MVR 3 50TPA 108 - -26 N.D. 50 MVR 3 1.5SKZ 12 - -27 N.B. 47 MVR 2 50TPA 12 - -28 F.T. 56 MVR 3 50+50 TPA 48 - -29 C.Y. 25 AVR 3 50TPA 24 - -30 G.B. 50 MVR 4 1.5SKZ 48 - -31 Y.K. 39 MVR 3 50+50 TPA 24 - +kanama32 C.A. 60 MVR 3 1.5SKZ 48 + -33 R.K. 39 MVR 2 50TPA 120 - -34 E.H. 36 MVR 3 3SKZ+100TPA 132 - -35 A.C. 56 MVR 3 3 SKZ 60 + -36 M.A. 39 MVR 2 50TPA 48 - -37 E.K. 26 MVR 4 1.5SKZ 12 - -38 E.O. 45 MVR 3 50+50 TPA 96 - -39 H.Ü. 57 MVR 2 1.5SKZ 108 - -40 Y.K. 37 MVR 3 50+50 TPA 12 - -

29

Page 30: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

İstatistiksel Değerlendirme

Çalışmada elde edilen bulgular değerlendirilirken, istatistiksel analizler için SPSS

(Statistical Package for Social Sciences) for Windows 10.0 programı kullanıldı. Çalışma

verileri değerlendirilirken tanımlayıcı istatistiksel metodların (Ortalama, Standart sapma)

yanısıra niceliksel verilerin karşılaştırılmasında parametreler normal dağılım

göstermediğinden dolayı gruplar arası karşılaştırmalarında Mann Whitney U test

kullanıldı. Parametrelerin grup içi karşılaştırmalarında Wilcoxon işaret testi kullanıldı.

Sağkalım analizinde Log Rank testi kullanıldı. Niteliksel verilerin karşılaştırılmasında ise

Ki-kare testi ve Fisher’s Exact Ki-Kare testi kullanıldı. Sonuçlar % 95’lik güven

aralığında, anlamlılık p<0.05 düzeyinde değerlendirildi.

SONUÇLAR

Çalışma 1994-2006 tarihleri arasında Koşuyolu Kalp Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Kardiyoloji ve Kardiyovasküler Cerrahi servisinde yaşları 21 ile 75 arasında değişmekte

olan toplam 76 olgu üzerinde yapılmıştır. Olguların ortalama yaşı 46.72±11.23’tür.

Olgular “Cerrahi” (n=36) ve “Medikal” (n=40) olmak üzere iki grup altında

incelenmiştir.

Hasta Gruplarının özellikleri

Medikal gruptaki hastalardan 26 hasta NYHA klas 3, 9 hasta NYHA klas 2, 5 hasta ise

NYHA klas 4 tü. Cerrahi grupta ise 22 hasta klas 3 , 12 hasta klas 4tü. Sonuç olarak

cerrahi grubun NYHA klas ortalaması medikal gruptan istatistiksel olarak anlamlı şekilde

yüksekti.

30

Page 31: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

Medikal olarak tedavi edilen hastaların mitral kapak ortalama gradyanları işlem öncesi

16+/-4 mmHg, aort için ise 55+/- 3 mmHg olarak saptandı. Cerrahi grupta ise mitral

kapak ortalama gradyanı 19+/-3 mmHg, aort kapak için ise 59+/-6mmHg olarak

belirlendi.

Trombolitik grupta işlem sonrası mitral kapak ortalama gradyanı 6.4 +/- 2.4, aort kapak

içinse 24+/-5 olarak belirlendi.

Cerrahi grupta operasyon sonrası mitral kapak ortalama gradyanı 4.6+/-2mmHg, aort

kapak içinse 16+/-4 olarak saptandı.

İstatistiksel olarak cerrahi grupta preop ortalama kapak gradyanları, trombolitik öncesi

medikal tedavi gruptaki ortalama kapak gradyanlarına göre daha yüksekti (Medikal

olarak tedavi edilen hastaların mitral kapak ortalama gradyanları işlem öncesi 16+/-4

mmHg, aort için ise 55+/- 3 mmHg olarak saptandı. Cerrahi grupta ise mitral kapak

ortalama gradyanı 19+/-3 mmHg, aort kapak için ise 59+/-6mmHg olarak belirlendi. )

31

Page 32: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

Şekil 1: Redo kapak MVR uygulanan grupta

ortalama basınç düzeyi dağılımı

Cerrahi Grup

Medikal Grup

0123456789

10111213141516171819

2019,39

4,64

16,33

6,21

Ortalama Basınç

İşlem Öncesi İşlem Sonrası

Şekil 2: Redo kapak AVR uygulanan grupta

ortalama basınç düzeyi dağılımı

32

Page 33: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

Cerrahi Grup

Medikal Grup

02,5

57,510

12,515

17,520

22,525

27,530

32,535

37,540

42,545

47,550

52,555

57,5 56,67

16

54,8

24

Ortalama Basınç

İşlem Öncesi İşlem Sonrası

Trombolitik ve cerrahi tedavinin ekokardiyografik ve klinik başarısı ile komplikasyon

oranları

Trombolitik tedavi verilen 40 hastadan 30unda tek doz trombolitik ile başarılı trombolizis

sağlandı (75%). On hastada ise parsiyel tromboliz nedeni ile ardışık trombolitik tedavi

uygulandı (25%). Parsiyel trombolizis nedeni ile ardışık tedavi uygulanan 10 hastanın

4ünde başarılı trombolizis sağlandı. Tek doz ya da ardışık trombolitik tedavi uygulanan

33

Page 34: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

hastaların 34ünde başarılı trombolizis sağlandı (toplam trombolizis başarısı 85%).

Trombolitik grubun total komplikasyon oranı 17.5% olarak saptandı.

Toplam 50 mg tPA yapılan 16 olgunun 10unda komplet lizis sağlandı ( 11 tek doz 50 mg,

5 ardışık iki ayrı seansta 50şer mg tPA). Parsiyel lizis sağlanan 5 hastada ise ikinci doz

50 mg infüzyon ile tam lizis sağlandı. Bu olguların hiçbirinde eksitus izlenmedi. Yalnız

ardışık iki doz yapılan bir hastada major komplikasyon ( serebrovaskuler kanama )

izlendi.

Medikal gruptaki 7 hastada major komplikasyon izlendi. 3 hastada eksitus ( 1 hasta

kanama komplikasyonu, 2 hasta ise embolik nedenli ), 4 hastada ise ciddi morbidite

görüldü ( 2 hastada kanama, 2 hastada ise embolik inme izlendi.). Kaybedilen hastaların 1

tanesinde tek doz trombolitik ( hızlı infüzyon protokolü ile 1.5 milyon SKZ 3 saatte ),

diğer 2 hastada ise ardışık trombolitik tedavi uygulanmıştı.

Cerrahi gruptaki 36 hastadan 9u perop dönemde ( 2 hasta embolik olay, 7 hasta düşük LV

fonksiyonu ) kaybedildi. 3 hastada ciddi morbidite ( 1 hasta kanama, 2 hasta embolik olay

) izlendi. Cerrahi grubun mortalitesi 25%, morbiditesi ise 10% olarak hesaplandı . Total

komplikasyon oranı ise 33% olarak belirlendi.

Cerrahi grupta perop mortalite oranı 25% iken, medikal grupta 7.5% olarak bulunmuştur.

(p<0.05 ) Buna rağmen cerrahi ve medikal gruplar arasındaki morbidite oranları arasında

istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmamıştır . ( 8.3% -10%, p=1.000 )

34

Page 35: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

Tablo 1: Gruplara göre mortalite ve morbidite oranlarının karşılaştırılması

Cerrahi Grup Medikal Grup

n % N %

Test ist.;

p

MortaliteVar 9 25,0 3 7,5

Yok 27 75,0 37 92,5

χ2:4,364;

p:0,037*

Morbidite Var 3 8,3 4 10,0

Yok 33 91,7 36 90,0

Fχ2:0,063;

p:1,000χ2: Ki-kare testi Fχ2: Fisher’s Exact Ki-kare

• p<0.05 düzeyinde anlamlı

Her iki grubunda sağ kalım analizi yapıldığında medikal grubun sağ kalım oranı cerrahi

gruptan anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur.

Şekil: Medikal ve Cerrahi grupları için sağkalım grafiği

Takip Süresi (ay)

2001000

Cum

Sur

viva

l

1,1

1,0

,9

,8

,7

,6

,5

GRUP

Medikal

Cerrahi

35

Page 36: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

Cerrahi grubunda en son ölüm 84. ayda gözlenmiş olup; 84. aydaki sağkalım oranı %

59.12 ve standart hatası % 11.81’dir. Bu grupta 27 (% 75) deneğin yaşadığı ve 49ölümün

gözlendiği ve ortalama sağkalım süresinin 133.70 ay olduğu görülmektedir.

Medikal Grupta; en son ölüm 108. ayda gözlenmiş olup; 108. aydaki sağkalım oranı %

87 ve standart hatası % 7.27’dir. Bu grupta 37 (% 92.50) deneğin yaşadığı ve 3 ölümün

gözlendiği ve ortalama sağkalım süresinin 125.02 ay olduğu görülmektedir.

Cerrahi grubunun ve medikal grubun sağkalım oranları Log Rank test ile

değerlendirildiğinde sağ kalım oranları arasında istatistiksel olarak ileri düzeyde anlamlı

farklılık bulunmaktadır (p:0.005; p<0.01). Medikal grubun sağkalım oranı, cerrahi

gruptan istatistiksel olarak anlamlı şekilde yüksektir.

Medikal grupta 50TPA (n=11) uygulanan hiçbir olguda ex görülmemiştir.

Diğer ilaçların uygulandığı grupta (n=29); En son ölüm 108. ayda gözlenmiş olup; 108.

aydaki sağkalım oranı % 82.77 ve standart hatası % 9.63’tür. Bu grupta 26 (% 89.66)

deneğin yaşadığı ve 3 ölümün gözlendiği ve ortalama sağkalım süresinin 123.06 ay

olduğu görülmektedir.

36

Page 37: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

Şekil : 50 TPA ve diğerleri için sağkalım grafiği

Medikal Grup

Takip Süresi (ay)

160140120100806040200

Cum

Sur

viva

l

1,1

1,0

,9

,8

,7

Digerleri

50 TPA

37

Page 38: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

TARTIŞMA

Obstruktif kapak trombuslerinin deneysel tedavisi trombektomi ve kapak replasmanı

olmakla birlikte , günümüzde intravenöz trombolitik tedavi ilk tedavi seçeneği olarak

karşımıza çıkmaktadır (24). Lualuga ve ark. 1971deki ilk başarılı triküspid kapak

trombusune yonelik trombolitik tedavisinden sonra trombolitik tedavi cerrahiye alternatif

bir yöntem olarak giderek artan sayılarda kullanılarak yeni tedavi protokollerinin de

geliştirilmesi ve özellikle TEE rehberliği ile daha başarılı ve güvenli sonuçlar alınmasını

sağlamıştır ( 25,26,27-38,39-64).

Günümüzde literatürde 500den fazla trombolitik vakası bulunmaktadır.(24)

Trombolitik Tedavi Etkinliği ve Komplikasyonları

TEE rehberliğindeki ilk geniş seri ve şu anki çalışmamızın veritabanının temelini

oluşturan Özkan ve ark.na aittir. Dört yıllık periyodda obstrüktif ve nonobstrüktif protez

kapak trombusu vakalarından oluşan 32 semptomatik hastayı içeren bu trombolitik

serisinde izlem sonucunda ilk doz trombolitik sonrası tedavi başarısı 53%, tekrarlayan

trombolitik seansları ile başarı oranı 88%e kadar çıkmıştır.Bu seride trombolitik tedavi

komplikasyon oranı 15%, major komplikasyon olarak kabul edilen ölüm ise 2.8% olarak

bulunmuştur.

Yüzyimiyedi vakadan oluşan ( 22 yıllık bir periyodda takip edilen ) bir diğer tek merkezli

çalışmada ( Roudaut’nun serisi) ise tek ya da ardışık trombolitik tedavi ile komplet lizis

oranı 71% olarak hesaplanmıştır. Bu çalışmada TEE tüm hastalara uygulanmamıştır.

Çalışmada 25% toplam komplikasyon oranı bulunmaktadır. Hastaların 15%inde sistemik

38

Page 39: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

emboli, 11.8%inde ise eksitus bildirilmiştir. Fakat bu çalışmada trombolitik tedavi

dozları bizim çalışmamıza göre çok daha kısa sürede uygulanmıştır ( SK: 500000 IU/20

dak takiben 1 saatte 1500000 IU, UK : 4500 IU/kg 12 saat boyunca, tPA 10 mg bolus, 90

mg 90 dakikada). Bzim serimizde ise sadece 3 hastada eksitus görülmüş olup (7.5%), bu

hastalardan birinde hızlandırılmış SK protokolü , diğer ikisinde ise ardışık doz

trombolitik ajan kullanılmıştır.

Shapira ve ark.larının 12 vakadan oluşan TEE rehberliğindeki obstrüktif mitral

kapaklarda uygulanan trombolitik serisinde 20 trombolitik seansı verilmiştir. Doku

plazminojen aktivatörü en çok kullanılan ajan olup ( 12/20 seans, 60% ), 6 olguda

komplet rezolusyon sağlamıştır. 2 ek tPA dozu ile parsiyel rezolusyon sağlanmıştır, bu

olgularda tam açılma tekrar verilen bir seans sonrası gerçekleştirilmiştir. Yan etki

göstermeyen dört hastadaki SK ve UK infüzyonları ise ( 6 seans ) tüm olgularda 12

saatten uzun sürmüştür, sadece 1 hastanınki 24 saatten kısa olmuştur. Hiçbir olguda

major komplikasyon izlenmemiştir, 3 hastada minor kanama, 1 hastada ise SKya karşı

alerjik reaksiyon izlenmiştir.

Bu konudaki tek çok merkezli çalışma PROTEE çalışması ise 1985ten 2001 yılına değin

14 merkezde 107 hastayı kapsayan bir çalışmadır. Trombolitik başarı oranı

85%,mortalite oranı 5.6%, komplikasyon oranı ise 17.8% olarak bulunmuştur. Bizim

çalışmamızda da benzer şekilde başarı oranı 85%, mortalite oranı 7.5%, komplikasyon

oranı ise 17.5% olarak saptanmıştır. Serimizde çalışmanın son üç yılını kapsayan

dönemde uygulanmaya başlanan düşük doz ( 50 mg ) tPA verilen hiçbir vakada eksitus

olmamıştır, parsiyel rezolusyon nedeni ile ikinci doz verilen bir vakada hemorajik inme

39

Page 40: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

izlenmiştir ( 16 seansta 1 vaka ). Yine bu çalışmada trombolitik tedavi komplikasyon

oranının TEEde saptanan trombus yükü ile orantılı olduğu belirlenmiştir.

Bu nedenle TEE uygulamasının protez kapak trombuslerinin takibinde gerekli olduğu

sonucuna varılmıştır.

Trombolitik Tedavi Verilme Protokolleri

Manteiga ve ark.larının (64) 10 protez kapak trombusu ve sol atriyal trombusu olan hasta

üzerinde uyguladığı hızlı SK infüzyonu ( 1500000 IU SK / 90 dak.) olan serisinde 3

vakada (33%) embolizasyon görülmüştür . Bu nedenle hızlı trombolitik infüzyonu

özellikle büyük trombus varlığında embolizasyon riskini artırdığı dikkati çekmiştir.

Şimdiye kadar yapılan çoğu seride SK ilk ajan olarak verilmiştir ( 28,64,65 ) . Bizim

çalışmamızın ilk dönemlerinde de SK ilk ajan olarak seçilmiştir. Başlangıçta 1500000 IU

SK 3 saatte uygulanmıştır. Daha sonraki dönemlerde SK infüzyon hızı 15-24 saate

yayılmıştır. Eks olan bir hastamız hızlı infüzyon protokolunde bulunmaktaydı ( kanama).

Shapira ve ark. yaptığı daha sınırlı sayıdaki bir seride ilk ajan olarak çoğunlukla tPA

seçilmiştir. Aynı çalışmada SK 100000 IU/saatten verilmiş olup kapak açılana kadar

devam etmiştir, tPA ise 3 saatlik infüzyon şeklinde uygulanmıştır. Bu serideki hastalarda

sadece minor kanama olup, hiçbir hastada intraserebral kanama izlenmemiştir. Bu

zamana kadar yapılan tek çok merkezli seri olan PROTEE’de ise SK yavaş infüzyonla

12-48 saatte nadiren 72 ile 102 saate uzayarak verilmiştir, tPA 10 mg bolusu takiben 90

mgın 2-6 saatte infüzyonu ile hastaya uygulanmıştır.

Bizim serimizde de 50 mg yavaş infüzyon ile verilen tPA alt grubunda hiç eksitus

izlenmemiştir.

40

Page 41: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

Cerrahi Tedavi Etkinliği ve Komplikasyonları

Her ne kadar geçmişteki trombotik protez kapak obstruksiyonlarındaki geleneksel tedavi

cerrahi olsa da , perop mortalite 43%-69% arasında yüksek seyretmiştir(66,67). Protez

kapak trombusu olgularında uygulanan cerrahinin 51% mortalite oranı pannus ile

karşılaştırıldığında (14%) daha yüksek olduğu izlenmiştir (68). NYHA sınıf 4 olan

hastalardaki mortalitenin NYHA sınıf 1-3 grubundaki hastalarınkine oranla daha yüksek

olduğu görülmüştür.

Bununla birlikte Deviri ve ark.larının trombotik obstruksiyonlu 100 hasta üzerinde

yaptığı cerrahi tedavi çalışması sonucunda erken mortalite oranı 12.3% olarak

belirtilmiştir. Bu çalışmada perop mortalite NYHA sınıf 4te 17.5% ile en yüksek değerde

olup, NYHA sınıf1-3te ise bu oran 4.7% olarak not edilmiştir ( 69) .

Bizim 36 olguluk cerrahi kolumuzda ise benzer şekilde 25% mortalite oranı saptanmış

olup, morbidite ise 8.3% olarak belirlenmiştir. Benzerlik göstererek bizim serimizde de

NYHA sınıf 4 hastalarının daha yüksek perop mortaliteye sahip olduğu izlenmiştir.

Trombolitik tedavi ile cerrahi tedaviyi karşılaştıran ve az sayıda vakadan oluşan Vitale

ve ark çalışmasında ise 8 obstrüktif trombuslu protez kapak hastasının tPA ile tedavisi

sonucunda komplikasyonsuz komplet lizis sağlanmış olup, 20 NYHA sınıf 3-4 hastanın

cerrahi tedavisinde ise 1 hasta kaybedilmiştir (61).

Hurrell ve ark ile Lengyel ve ark. (34,63) yazılarına dayandırılan ACC/AHA kılavuzunda

(1998) NYHA sınıf 2 ya da 3 olan hastalarda trombolitik tedavi önerilmiş olup, sınıf 4

41

Page 42: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

hastalarda ise direkt cerrahi yaklaşım yönünde karar alınmıştır. Daha sonra yayınlanan

Özkan ve ark. yazısı ile çok merkezli PROTEE çalışmasında trombolitik tedavinin

NYHA sınıf 3-4 hastalarda da etkili ve güvenli olduğu bildirilmiştir. Son yayınlanan ‘’

Recommendations for Prosthetic Valve Thrombosis ‘’ isimli yazıda da trombolizis

obstrüktif kapak trombusunda ilk tedavi seçimi olarak kabul edilmiştir, bu seçim

kontrendikasyon yokluğunda NYHA sınıfı ve trombus boyutundan bağımsız olduğu

bildirilmiştir.

Sonuç:

Kapak trombozu protez kapakların en ciddi komplikasyonudur. Bizim çalışmamızda

olduğu gibi yeni kanıtlarla obstrüktif kapak trombuslarındaki geleneksel tedavi olan

cerrahi trombektomi ve kapak replasmanı yerine trombolitik tedavi özellikle yavaş

infüzyon protokolleri ile ve düşük doz doku plazminojen aktivatörü kullanımı ile düşük

komplikasyon ve yüksek başarı ile sonuçlanmakta olup cerrahi tedavinin yerine ilk tedavi

seçeneği olarak kullanılması gerektiğini düşünmekteyiz.

Çalışmamızın Limitasyonları:

Çalışmamızın prospektif olmayıp, retrospektif hasta populasyonu üzerinde oluşturulan

veritabanı ile oluşturulması çalışmamızın önemli limitasyonlarından biridir. Hasta

populasyonunun randomize seçilmemiş olması da çalışmanın limitasyonlarına

eklenebilir. Bunlara ek olarak cerrahi grubu oluşturan hastaların NYHA sınıflarının

medikal grupla karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı düzeyde kötü olması da

çalışmanın mortalite oranlarını etkileyebilecek bir diğer limitasyon olarak saptanmıştır.

42

Page 43: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

REFERANSLAR VE KAYNAKÇALAR

1) Thorburn CW, Morgan JJ, Shanahan MX, Chang VP. Longterm results of

tricuspid valve replacement and the problem of prosthetic valve thrombosis. Am J

Cardiol 1983; 51:1128-1132.

2) Horstkotte D, Burckhardt D. Prosthetic valve thrombosis. J Heart Valve Dis

1995;4:141-153

3) Rizzoli G, Guglielmi C, Toscano C, et al. Reoperations for acute prosthetic

thrombosis and pannus: an assessment of rates, relationship and risk. Eur J

Cardiothorac Surg 1999;16:74-80

4) Husebye DC, Pluth N, Piehler JM, et al. Reoperation of prosthetic heart valves.

Analysis of risk factors in 552 patients. J Thorac Cardiovasc Surg 1983;4:543-552

5) Baille Y, Choffel J, Sicard MP, et al. Successful thrombolytic therapy after

acute tricuspid valve obstruction (letter). Lancet 1971;1067-8.

6) Alpert JS. The thrombosed prosthetic valve. J Am Coll Cardiol 2003;41 :659-

660

7) Lengyel M., Vándor L. The role of thrombolysis in the management of left-

sided prosthetic valve thrombosis: A study of 85 cases diagnosed by

transesophageal echocardiography. J Heart Valve Dis 2001 ;10:636-649

8) Braunwald NS, Cooper TS, Morrow AG: Complete replacement of the mitral

43

Page 44: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

valve. J Thorac Cardiovasc Surg 1960;40:1.

9) Otto’s Valvular Heart Disease 2nd Edition. Copyright Saunders 2004. pp: 457.

10) Garcia MJ. Principles of imaging. In: Topol &I. Comprehensive cardiovascular

medi

cine. Philadelphia: Lippincott-Raven Publishers, 1998:609-&5.

11)Rahimtoola SH. Prosthetic heart valve performance: long-term follow-up. Curr

Probl Cardiol 1992:334-406.

12 ) Starr A, Edwards ML: Mitral replacement: clinical experience with a ball-

cage prosthesis. Ann Surg 1961;154:726.

13) Shaff HV.Prosthetic valves. In: Giuliani ER, Gersh BJ, McGoon MD, et aI.,

eds. Mayo Clinic practice of cardiology, 3rd ed. St. Louis: Mosby,1996:1484-

1495.

14) Otto’s Valvular Heart Disease 2nd Edition. Copyright Saunders 2004. pp: 449.

15) Akins CW. Results with mechanical cardiac valvular prosthesis. Ann Thorac

Surg .1995;60:1836-1844. :

16) Zabalgoitia M. Echocardiographic assessment of prosthetic heart valves. Curr

Probl Cardiol 1992:270-325.

17) Israel DH, Sharma SI, Fuster V. Antithrombotic therapy in prosthetic heart

valve

replacement. Am Heart J 1994;127:400-411.

18) Otto’s Valvular Heart Disease 2nd Edition. Copyright Saunders 2004. pp: 451.

19) Bonow RO, Carabello B, deLeon AC, et al. ACC/AHA guidelines for the

44

Page 45: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

management of patients with valvular heart disease: A report of the American

College of Cardiology / American Heart Association Task Force on Practice

Guidelines. J Am Coll Cardiol 1998;32:1486-1588

20) Bortolotti U, Milano A, Mossuto E, et al. Early and late outcome after

reoperation for prosthetic valve dysfunction: Analysis of 549 patients during a 26-

year period. J Heart Valve Dis 1994;3:81-87

21) Lengyel M, Vándor L. Thrombolysis is the optimal treatment of mitral

prosthetic valve thrombosis. Eur Heart J 2000;21(Suppl.):266 (abstract)

22) Alpert JS. The thrombosed prosthetic valve. J Am Coll Cardiol 2003;41 :659-

660

23) Deviri E, Sareli P. Wisenbaugh T, Cronje SL.Obstruction of mechanical heart

valve prostheses: Clinical aspects and surgical management. J Am Coll Cardiol

1991;17:646-650

24) Lengyel M. Recommendations About the Management of Prosthetic Valve

Thrombosis. J Heart Valve Disease. 2005; September. pp:567-575.

25) Özkan M. et al. Intravenous Thrombolytic Treatment of Mechanical

Prosthetic Valve Thrombosis: A Study Using Serial Transesophageal

Echocardiography. JACC 2000; Vol 35, No:7.pp: 1881-1889

26) Roudaut R. et al. Fibrinolysis of Mechanical Prosthetic Valve Thrombosis; A

Single Center Study of 127 Cases. JACC 2003; Vol:41,No:4.pp:653-658.

45

Page 46: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

27) Tong AT, Roudaut R, Özkan M et al. Transesophageal Echocardiography

Improves Risk Assessment of Thrombolysis of Prosthetic Valve Thrombosis:

Results of the International PRO-TEE Registry. JACC 2004, Vol:43, No:1.pp:78-

84.

28) Roudaut R, Labbe T, Lorient.Roudaut MF, et aI. Mechanical cardiac

valve thrombosis: is fibrinolysis justified? Circulation 1992,86:Jl8-15.

29) Silber H, Khan SS, Mado. JM, Chaux A, DeRobertis M, Gny R.

The St. Jude valve: thrombolysis as the first line of therapy for cardiac

valve thrombosis. Circulation 1993;87:30-7.

30) Vasan RS, Kaul U. Sanghvi S, et al. Thrombolytic therapy for

prosthetic valve thrombosis: a study based on serial Doppler echocardiographic

evaluation. Am Heart J 1992;123:1575-80.

31) Vitale N, Renzulli A, Cerasuolo F, et al. Prosthetic valve obstruction:

thrombolysis versus operation. Ann Thorac Surg 1994;57:365-70.

32) Reddy NK, Padmanabhan TN, Singh S, et al. Thrombolysis in

left-sided prosthetic valve occlusion: immediate and follow-up results.

Ann Thorac Surg 1994;58:462-70.

33) Dzavik V, Cohen G, Chan KL. Role of transesophageal echocardiography in

the diagnosis and management of prosthetic valve thrombosis. J Am Coll Cardiol

l991;18:1829-33.

34) Hurrell DC, Schaff HV, Tajik A. Thrombolytic therapy for obstruction of

mechanical prosthetic valves. Mayo Clin Proc 1996;71,605-13.

46

Page 47: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

35) Shapira Y, Herz I, Vaturi M. et al. Thrombolysis is an effective and

safe therapy in stuck bileafiet mitral valves in the absence of high-risk

thrombi. J Am Coll Cardiol 2000-,35:1874-80.

36) Gupta D, Kothari SS, Bahl Vk, et al. Thrombolytic therapy for prosthetic valve

thrombosis; short and long-term results. Am Heart J 2000;140:906-16.

37) Ledain LD, OhayonJP, Clle JP, Lorient-Roudaut FM, Roudaut RP, Besse PM.

Acute thrombotic obstruction with disc valve prostheses: diagnostic considerations

and fibrinolytic treatment. J Am Coll CardioI 1986;7:743-51.

38) Zoghbi W A, Desir RM, Rosen L, Lawrie GM, Pratt CM, Quinones MA.

Doppler echocardiography: application to the assessment of successful

thrombolysis of prosthetic valve thrombosis. J Am Soc Echocardiography

1989;2:98-101.

39) Luluaga IT, Carrera D, D'oliveria J, et al. Successful thrombolytic therapy after

acute tricuspid valve obstruction (letter): Lancet 1971; 1067-8.

40) Bailie Y, Choff'l J. Sicard MP, et al. Traitment thrombolytique des thromboses

de prothese valvulaire (letter). Nouv Press Med 1974;3: 1233.

41) Witchitz S, Veyrat C, Moisson P, et al. Fibrinolytic treatment of thrombus on

prosthetic heart valves. Br Heart J 1980;44:545-54.

42) Olson GW, Copeland RB. Emergency fibrinolytic treatment of

thrombosed prosthetic heart valves (letter). Lancet 1982;1:1122.

43) Gagnon RM, Beaudet R, Lemire J. et aI. Streptokinase thrombolysis

of a chronically thrombosed mitral prosthetic valve. Cathet Cardiovasc

47

Page 48: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

Diagn 1984;10.5-10.

44) Cur LS, Weiss M, Bateman TM, et al. Fibrinolytic therapy of St.

Jude valve thrombosis under guidance of digital cinefluoroscopy. J Am

Coll Cardiol 1985;H244-9.

45) Kurzrok S, Singh AK, Most A. William DO. Thrombolytic therapy

for prosthetic cardiac valve thrombosis. J Am Coll Cardiol 1987;9:

592-8.

46) Enar R, Ersanli M, Kucukoglu S, et al. Thrombolytic therapy of

prosthetic valve thrombosis in a pregnant woman. Arch Turk Soc

Cardiol 1994;2B38-42.

47) Zoghbi WA, Desir RM. Rosen L, et al. Doppler echocardiography:

application to the assessment of successful thrombolysis of prosthetic

valve thrombosis. J Am Soc Echocard 1989;2.98-101.

48) Fyfe DA, Taylor AB, Kline CH, et al. Doppler echocardiographic evaluation of

streptokinase lysis of thrombosed right sided St. Jude Medical valves in patients

with congenital heart defects. Am Heart J 1991;121.1156-60.

49) Marti V, Subirana MT, Ballester M, et al. Successful thrombolytic therapy for

prosthetic pulmonary valve thrombosis evaluated by Doppler echocardiography.

Am Heart J 1992;123;1065-7.

50) Mehan VK, Dalvi BV, Kale PA. Streptokinase treatment of a thrombosed

Bjork-Shiley prosthesis in the aortic position. Br Heart J 1992;67;498-9.

51) Vasan RS, Kaul U, Sangvi S, et al. Thrombolytic therapy for prosthetic

48

Page 49: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

valve thrombosis: a study based on serial Doppler echocardiographic

evaluation. Am Heart J 1992;123:1575-80.

52) Roudaut R, Labbe T, Lorient-Roudaut MF, et al. Mechanical cardiac

valve thrombosis: is fibrinolysis justified? Circulation 1992;86 suppl 2118-15.

53) Koska J, Kunidka ET, Pepin CJ, Wagman AJ. Successful use of 1ow-dose

tissue p1asminogen activator for treatment of thrombosed prosthetic valve in a 22-

month-old child. Am Heart J 1992;124:783-5.

54) Aoyagi St Hip Y, Matsuzoe S, Nishi Y, et al. Obstruction of St. Jude mechanical

valve-diagnostic and therapeutic values of cineradiography. Thorac Cardiovasc

Surg 1993;41:357-63.

55) Silber H, Khan SS, Matloff JM, Chaux A, De Robertis M, Gray R. The St. Jude

valve: thrombolysis as the first line of therapy for cardiac valve thrombosis.

Circulation 1993;87:30-7.

56) Reddy NK, Padmanabhan TN, Singh S, et al. Thrombolysis in the left-sided

prosthetic valve occlusion: immediate and follow-up results. Ann Thorac Surg

1994;58:462-70.

57) Ramamurthy S, Talwar KK, Saxena A, et al. Prosthetic mitral valve thrombosis

in pregnancy successfully treated with streptokinase. Am Heart J 1994;127:446-8.

58) Pape LA. Love DG. Gore JM. Massive thromboembolic stroke and death after

fibrinolytic therapy of St.Jude prosthetic mitral valve thrombosis: documentation

by transthoracic Doppler echocardiography. Am Heart J 1994;128:406-9.

59) Glotzer TV, Tunick PA, Kloth H. et al. Thrombosis of a Starr Edwards tricuspid

49

Page 50: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

prosthesis: diagnosis by Doppler echocardiography and treatment with

thrombolysis. Am Heart J 1994;127:705-8.

60) Vitale N, Renzulli A. Cerasuolo F, et aI. Prosthetic valve obstruction:

thrombolysis versus operation. Ann Thorac: Surg 1994;57:365-70.

61) Hurrell G, Schaff HV, Tajik J. Thrombolytic therapy for Obstruction of

mechanical Prosthetic Heart Valves. Mayo Clin. Proc. 1996;71:605-13.

62) Lengyel M, Fuster V, Keltai M et al. Guidelines for management of

left sided prosthetic valve thrombosis: a role for thrombolytic therapy.

J Am Coll Cardiol 1997;30,1521-6.

63) Manteiga R, Souto JC, Altes A, et al. Short-course thrombolysis as the

first line of therapy for cardiac valve thrombosis. J Thorac Cardiovasc

Surg 1998;115:780-4.

64) Renzulli A,Vitale N, Caruso A, et al. Thrombolysis for Prosthetic Valve

Thrombosis: Indications and Results. J Heart Valve Disease 1997;6:212-218.

65) Horstkotte D, Burckhardt D. Prosthetic valve thrombosis. J Heart Valve Dis

1995;4:141-153

66) Bortolotti U, Milano A, Mossuto E, et al. Early and late outcome after

reoperation for prosthetic valve dysfunction: Analysis of 549 patients during a 26-

year period. J Heart Valve Dis 1994;3:81-87

50

Page 51: obstrüktif mekanik protez kapak trombuslerinde trombolitik teda

67) Rizzoli G, Guglielmi C, Toscano C, et al. Reoperations for acute prosthetic

thrombosis and pannus: an assessment of rates, relationship and risk. Eur J

Cardiothorac Surg 1999;16:74-80

68) Deviri E, Sareli P, Wisenbaugh T, Cronje SL. Obstruction of Mechanical

Valve Prosthesis Clinic Aspect and Surgical Management. J Am Coll Cardiol

1991;17:646-650.

51