54
Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla, İftiralarla, Yalanlarla YENEMEZSİNİZ! Faşizme Karşı Savaşmak Meşrudur! Emperyalist Saldırganlığa ve Faşizme Karşı Birleşelim! www.yuruyus.com [email protected] [email protected] Haftalık Dergi / Sayı: 349 27 Ocak 2013 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) www.yuruyus.com Bu Kavga, Bu Direniş, Bu Bedeller, Sömürüsüz, Zulümsüz Bir Dünya İçindir! 7 İlde 86 Gözaltı, 55 Tutuklama Terörü! Onlar, Halkın Avukatlarıdır! Onlar, Halkın Sanatçılarıdır! Onlar, Gerçeğin Sesini Halka Ulaştıran Yürüyüş Çalışanlarıdır! Onlar, Bağımsız Türkiye İsteyen Anti Emperyalist Mücadelenin Bayraktarları Dev-Genç’lilerdir! Onlar, Onurumuz Gururumuz TAYAD’lı Ailelerdir! Onlar, Faşizme Karşı Savaşan Halkın En Onurlu Evladı DEVRİMCİLERDİR!

ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

  • Upload
    others

  • View
    8

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

Zulümle, İşkenceyle YenemedikleriniziKomplolarla, İftiralarla, Yalanlarla

YENEMEZSİNİZ!

Faşizme Karşı Savaşmak Meşrudur!Emperyalist Saldırganlığa ve

Faşizme Karşı Birleşelim!

www.yuruyus.com

[email protected]

info

@yu

ruyu

s.com

Haftalık Dergi / Sayı: 34927 Ocak 2013

Fiyatı: 1 TL (kdv dahil)

ww

w.y

uru

yu

s.c

om

Bu Kavga, Bu Direniş, Bu Bedeller, Sömürüsüz, Zulümsüz Bir Dünya İçindir!

7 İlde 86 Gözaltı, 55 Tutuklama Terörü!

Onlar, HalkınAvukatlarıdır!

Onlar, HalkınSanatçılarıdır!

Onlar, GerçeğinSesini Halka

Ulaştıran YürüyüşÇalışanlarıdır!

Onlar, BağımsızTürkiye İsteyen Anti

EmperyalistMücadeleninBayraktarları

Dev-Genç’lilerdir!

Onlar, OnurumuzGururumuz

TAYAD’lı Ailelerdir!

Onlar, FaşizmeKarşı Savaşan Halkın

En Onurlu EvladıDEVRİMCİLERDİR!

Page 2: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

Sahibi ve Sorumlu YazıişleriMüdürü: Mustafa DoğruAdres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20 / 2 Beyoğlu/İSTANBUL

Ofset Hazırlık: Ozan Yayıncılık

Adres: Gülbahar Mah. Cemal SahirSok. Kral Apt. 7/1 B Blok No: 17Daire: 6 Mecidiyeköy / İSTANBULTel: (0-212) 216 41 78

Faks: (0-212) 216 41 79

Yurtdışı Büro: Vakıf EFSANE

Pieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/Nederland

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi Matbaacılık-SanayiCad. Altay Sok. No: 10Çobançeşme / Yenibosna / İST.Tel: (0-212) 452 23 02

Dağıtım: Turkuvaz DağıtımPazarlama San. ve Tic. A.Ş.Tel: (0-216) 585 90 00

Avrupa: 4 EuroAlmanya: 4 EuroFransa: 4 Euroİsviçre: 6 Frank

Hollanda: 4 Euroİngiltere: £ 3Belçika: 4 EuroAvusturya: 4 Euro

www.yuruyus.com [email protected]ık Süreli Yerel Yayın

Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL

Tel: (0-212) 251 94 35

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

Biz, Cephe olarak, karşı-devrim rüzgarlarınınen şiddetli haliyle estiği günlerde de,

sosyalizmden asla vazgeçmeyeceğimizi,emperyalizmle asla uzlaşmayacağımızı haykırdık.

Ne bayraklarımızdan orak ve çekici çıkarmayıdüşündük, ne de silahlarımızı bırakmayı.

Sosyalizmin sorunlarının çözümü sosyalizmdedirşiarıyla, geçmişten sosyalist deneylereeleştirel bakıp dersler çıkarmaya evet,

sosyalizmi inkara hayır dedik.

Silahlı mücadelemizde de, hayatın diğeralanlarındaki mücadelemizde de orak çekiçli

kızıl bayrağımızı dalgalandırmaya devam ettik.

Türkiye oligarşisinin, emperyalizmin tam desteğiyledevrimci harekete karşı azgınca saldırısının altındayatan asıl neden budur. Yoldaşlarımızın olağanüstü

bir kahramanlıkla direnmelerinin altında yatanideolojik güç de budur.

Faşizme Karşı Savaşmak Meşrudur! Emperyalist Saldırganlığa ve Faşizme Karşı Birleşelim!

Page 3: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

İİ ç i n d e k i l e r44 Röportaj: AKP polisinin baskın

terörü ve 4 gün süren işkence

46 Emek Haberler: Adalet yok, bizgetireceğiz, hak yedilerödeteceğiz!

47 Kamu Emekçileri CephesiHaberler: İş güvencemiz, grevhakkımız ve onurumuz içinörgütlenelim, direnelim,kazanalım! Milyonlarıörgütleyelim.

48 Emperyalizme ve işbirlikçilerinekarşı Suriye halkının safındayız,direneceğiz!

49 Basından: Bağlama... Yüz binleryürümedikçe sıra hepimizde.

50 Avrupa’da Yürüyüş: Adaletinolmadığı yerde örgütlenmek suçdeğildir!

52 Avrupa’daki Biz: Emperyalizmsahiplenme duygularımızı yokediyor! Buna izin vermeyelim!

53 Onlar halkın sanatçılarıdır. Halkıiçin yaşayıp halkı için ölürler!

54 Yitirdiklerimiz...

55 Öğretmenimiz: Sosyalizmdenvazgeçmeyeceğiz!

6 Faşizme karşı savaşmak

meşrudur! Emperyalistsaldırganlığa ve faşizme karşıbirleşelim!

10 Onlar faşizme karşı savaşan

halkın en onurlu evladıdevrimcilerdir!

13 AKP’nin komplocu polisine

sahte belge düzenlemesi içinfırsat vermeyeceğiz!

14 Demir dövüldükçe çelikleşir.

AKP’nin zulmüne boyuneğmeyeceğiz!

20 Yürüyüş Dergisi: Gerekirse

kanımızı mürekkep edecek,gerçekleri yazmaya devamedeceğiz!

21 Halk Cephesi: Demokratik

kurumlara yönelik baskınlar,hukuksuzluk ve medya

4 Bu operasyon bizi düzene çekmeoperasyonudur! Bunlar bizesökmez! Biz bu konudaaşılıyız!

SAVAŞI BÜYÜTECEĞİZ!

nasıl direneceğiz?)

33 İşbirlikçi AKP, Suriye

halkının düşmanıdır

34 AKP faşizmi cenazeler için

Kürt Milliyetçilerini “busüreç bir turnusol kağıdı,samimiyet sınavıdır” diye“test” etti

37 AKP düşünme ve

örgütlenme özgürlüğünesaldırıyor. Zulümle,işkenceyle,yenemediklerinizikomplolarla yenemezsiniz!Bu zulüm ve adaletsizllikAKP’yi vurur.

24 Tarihimizden Öğreniyoruz:1 Nisan Komplosu

27 Devrimci Halk KurtuluşCephesi: Olmadı GürkanHacır! Kontranın çocuğuolma yolundaki GürkanHacır olmadı!..

30 Devrimci Okul: İdeolojik

saldırı -2 (Burjuvazininideolojik saldırısına karşı

GELECEĞİMİZ İÇİN MÜCADELE EDENANNELERİMİZ SERBEST BIRAKILSIN!

GENÇLİK FEDERASYONU/TAYAD’LI AİLELER

Her hafta Pazartesi saat: 12:30’daTutsak Annelerimizin Serbest

Bırakılması İçin Bakırköy Kadın KapalıHapishanesi Önünde Eylemdeyiz

Ünzile Aras Yurdagül Gümüş Naciye Demir Şükriye Erden

Derginiz Tavır’a

0212 238 81 46 No’lu

telefondan

tavir2007gmail.com mail

adresinden

İdil Kültür Merkezi’nden

ulaşabilirsiniz

Page 4: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

MAYAMIZ KIZILDERE’DENGELİYOR... “ÖLMEK VAR DÖN-MEK YOK” diyen biziz!

12 Eylül faşist cuntasına karşı“Amerikancı Faşist Cunta 45 MilyonHalkı Yenemeyecek" diye direnenbiziz!

Cuntanın hapishanelerinde onur-suzlaştırma, teslim alma saldırılarınakarşı direnişimizle hapishaneleri di-renişin kalelerine çevirenler biziz!

Bizi onursuzlaştırmak, teslim al-mak için giydirilmek istenen tek tip el-biseleri 84 Ölüm Orucunda şehitleri-mizle paçavraya çevirenler biziz.

Bizi düzen içine çekemeyecekler! Evet; düşmanın her türlü saldırı-

larına karşı aşılıyız biz. 84 Ölüm Oruçlarıyla zindanlarda

yarattığımız direniş geleneği dışarıdatüm halk kesimlerinin elinde direnişsilahına dönüştü. 90’larda karşı dev-rimlerle sosyalist iktidarlar bir biryıkılırken biz atılımı başlattık. Si-lahlı mücadele veren örgütler silah bı-rakıp uzlaşma çizgisine girerken bizdüşmandan hesap sorarak silahlı mü-cadeleyi başlattık. Birileri tarihin so-nunu ilan ederken biz 12 Temmuz-larda, 17 Nisanlarda direnişlerimizleyeni destanlar yarattık. Yeni Kızılde-reler yarattık. Sosyalizmin değerleri-ni savunduk. Sosyalist, komünist ge-çinen hareketler bayraklarından orakçekiçleri çıkartırken biz Çiftehavuz-lar’dan Sabolar’la sosyalizmin orakçekiçli bayrağını dalgalandırdık.Bayrağımız Türkiye’nin her tara-fından dalgalanacak diyerek sosya-lizme, devrime olan inancımızı tümdünyaya gösterdik.

Tüm dünya tanıktır; herkes em-peryalizmle uzlaşırken, biz tek başı-mıza kalmaktan asla korkmadık.Dünyanın neresinde emperyalizmekafa tutan, direnen varsa onların ya-nında yer aldık.

90’larda karşı-devrimlere direnenÇavuşeskular’ın yanında yer aldık.Körfez’de Amerikaya kafa tutan Sad-dam’ı destekledik. Libya’da emperya-lizme teslim olmayan Kaddafi’nin ya-nında olduk. Suriye’de Emperyalistle-re ve işbirlikçilere karşı boyun eğme-yen, direnen Esad iktidarının yanında-yız. Tek başına kalmanın bedeli neyseödedik ve ödemekten çekinmiyoruz.

Evet, biz aşılıyız. Oligarşinin dar-belerine, operasyonlarına karşı aşılı-yız. Oligarşinin polisi yok etmek üze-rine örgütlenmiştir. İstanbul’un tümvalileri, tüm emniyet müdürleri, terörlemücadele şubesinin örgütlenmesiBİZİ yok etme üzerine şekillenmiş-tir. On yıllardır nice valileri, niceemniyet müdürleri gelip geçmiştir vehevesleri kursaklarında kalmıştır.

Ve itiraf etmişlerdir. “Kızıldere’ninadı değişti bir siz değişmediniz. Bir siziyola getiremedik” diye. Bu saldırılarbizi değiştirme saldırılarıdır.

Özellikle “İmralı süreci” denilenşu günlerde AKP, herkese ayar veri-yor. Düzen için muhalefete “benimistediğim gibi muhalefet edeceksin”diyor. “Benim istediğim gibi parti,benim istediğim gibi sendika, benimistediğim gibi dernek, gazete, der-gi... olacaksın” diyor.

Yani her şey AKP’nin düzeninehizmet edecek, hiçbir şey emperya-lizmin ve işbirlikçilerin çıkarlarına za-rar vermeyecek... AKP’nin düzeninehizmet etmeyen, emperyalizmin ve iş-birlikçilerin çıkarlarının önünde en-gel teşkil edenler dize getirilip tas-fiye edilmek isteniyor.

Bu çerçevede düzen içi güçler ara-larında kıyasıya çatışsalar da, çıkarla-rı doğrultusunda uzlaşıyor. Muhalif ke-simler ise AKP’nin faşist terörü kar-şısında ciddi bir direniş gösteremiyor.

AKP, bu kesimleri de “İmralısüreci”, “akan kan dursun” diye

başlattıkları süreçle düzen içine çekippolitikalarına yedeklemek istiyor.

Kürt milliyetçilerinin, reformiz-min, küçük burjuva kesimlerin “ih-tiyatlı” da olsa umutlandığı gibi or-tada bir "barış, uzlaşma" süreciyoktur. AKP, Abdullah Öcalan'ındesteğiyle PKK'yi silahsızlandırıpteslim almaya çalışıyor.

Bunun için her türlü saldırı me-kanizmaları devrede. KCK adı altın-da gözaltı ve tutuklama terörü sürüyor.Suikastlerle, gerilla kamplarını bom-balayarak, PKK'yi, BDP'yi içten bö-lüp parçalamaya çalışarak Kürt mil-liyetçi hareketi silah bırakmaya zor-lanıyor. Oligarşinin bütün çabası bu.

“Aman... herkes diline dikkat etsin.Bozulmasın” denen “İmralı süreci”nebakın: Başbakan Erdoğan, İstediği ki-şiyi Öcalan’la görüştürüyor, istemedi-ğini görüştürmüyor, “Cenazeleri şöy-le kaldıracaksın” diyor, “Şöyle ko-nuşacaksın, böyle konuşmayacaksın”diyor. “Seni samimiyet testinden ge-çiriyorum” diyor. Bu ne biçim bir sü-reç böyle? Adını doğru koyalım, ken-dimizi kandırmayalım... Süreç tama-men AKP'nin daha doğrusu em-peryalizmin denetiminde ilerliyor.

“İmralı süreci” dedikleri AbdullahÖcalan ile yapılan görüşmelerde bugünÖcalan’ın durduğu yer, bugüne kadarkien geri noktadır. 2000'lerden çok dahageridir. Oligarşinin vereceği hak kı-rıntılarıyla yetiniliyor. Bunlar Kürtçedil kursu, Kürtçe savunma, Kürtçe TV,yerel yönetimlerin yetkilerinin geniş-letilmesi, valilerin seçimle getirilme-si , yeni yapılacak anayasada “Ana-yasal vatandaşlık tanımı”nın geti-rilmesi gibi hak kırıntılarıdır. "Barış","akan kan dursun" söylemleriyleKürt halkını buna razı etmeye çalışı-yorlar. Halkın baskısıyla, oligarşininkatliam, suikast gibi saldırılarıyla da"Kandil"i de buna mecbur bırakacağınıdüşünüyorlar...

Bu Operasyon Bizi DüzeneÇekme Operasyonudur!

Bunlar Bize Sökmez! Biz Bu Konuda Aşılıyız!

44

Yürüyüş

27 Ocak2013

Sayı: 349

Page 5: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

"Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzlaşmaya hazır olmakla bir-likte, Öcalan’ın "bölgesel özerklik"tende vazgeçen önerisini kabul etmiyor.Emperyalizmden Barzani, Talabanigibi askeri güçlerinin emperyalizminhizmetinde bölgenin hizmetinde kul-lanılmak üzere korunmasını istiyor.Geçtiğimiz yaz boyunca yaptığı güçgösterisinin amacı buydu. Emperya-listlere bölgede dikkate alınması ge-reken bir güç olduğunu göstermek.Bizi tasfiye etmeyin kullanın diyor"Kandil." Şu anda uzlaşamadıklarınokta budur... Oligarşi ise PKK’nintasfiye edilmesi koşuluyla emperya-listlerin maşası olarak kullanılmayahazır. Oligarşi ile emperyalistlerPKK’nin silahsızlandırılması konu-sunda anlaştı.

"Aman sürece zarar gelmesin,kimse süreci baltalayacak açıkla-malarda bulunmasın" denilen süreçbudur.

Herkesin ağzından çıkan kelime-lere dikkat ettiği bu süreçte, Biz di-yoruz ki;

SAVAŞI BÜYÜTECEĞİZ!Bu sürecin PKK'yi silahsızlan-

dırma ve teslim alma süreci oldu-ğunu söylüyoruz. Kimse kendinikandırmasın, NE BARIŞI diyoruz!

DİĞER TARAFTAN EMPER-YALİZMİN SURİYE POLİTİKA-LARINA, OLİGARŞİNİN İŞBİR-LİKÇİLİĞİNE AÇIKTAN KARŞIÇIKIYORUZ VE ESAD İKTİDA-RININ YANINDA OLDUĞUMU-ZU SÖYLÜYORUZ.

Sol’un durumu ortada. Şöyle ya daböyle düzen dışında illegal mücade-leyi sürdüren bir oportünist de olsasol vardı. Bugün o da yok. İdeolojikfiziki olarak tasfiye oldular. Uzunsüredir bağımsız, örgütlü bir faaliyetsürdürecek durumda değiller. Kürtmilliyetçi hareketin politikalarına ye-deklendiler. Direnen, bedelleri gözealarak sonuç alan bir mücadeleden çokuzaklar. Fiilen düzenin STÖ'lerinedönüştüler. Biz her alanda direnmek-ten bahsediyoruz. İdeolojik olarakda, her alandaki direnişlerimizle de, si-lahlı eylemlerimizle de, OLİGARŞİİÇİN TAM BİR ÇIBAN BAŞIYIZ!

Konser de yapsak, film de çeksek,

türkü de söylesek OLİGARŞİ İÇİNTEHLİKELİYİZ. Konser bileti sat-maktan onlarca insanımız yargılanı-yor. Film afişi asan insanlarımız göz-altına alınıyor.

ÇÜNKÜ, HERKES "BAĞIM-SIZLIĞIN MODASI GEÇTİ"DERKEN BİZ; 350 BİN KİŞİLİKBAĞIMSIZ TÜRKİYE KONSERİYAPTIK.

DÜŞMAN, TECRİTİ TESLİMALMANIN ARACI OLARAK KUL-LANIRKEN, BİZ TECRİTİ NASILPARÇALADIĞIMIZI ANLATTIK.

Onun için emperyalizmin ve oli-garşinin her türlü politikalarınınönünde çıban başıyız.

Özellikle de PKK'nin silahsızlan-dırılma sürecinde çok net olarak bu-nun emperyalizmin denetimindePKK'yi tasfiye süreci olduğunu söy-lüyoruz.

Oligarşi bugün olmazsa yarın PKKile bir şekilde uzlaşacağını düşünüyor.Ancak bizim silahlı mücadeledekiısrarımız, düzen içine çekilemememizbüyük bir engel teşkil ediyor.

Çünkü direnişimiz faşizmin saldı-rılarına maruz kalan tüm halka örnekteşkil etmektedir. AKP iktidarı halkıekonomik sosyal olarak memnun ede-rek yönetmiyor. Baskı, zulüm ve faşistterör ile yönetiyor. Bir iktidar sonsuzakadar zorla iktidarını sürdüremez. Kal-dı ki, 75 milyon halkımızın yarısıAKP'nin her alandaki pervasızlığınabüyük bir öfke duymaktadır. Bu yanıylagüçlü olan biziz. Güçsüz olan AKP’dir.

Asla operasyonlarla, gözaltılarla,tutuklamalarla, faşist terörle bizi dü-zen içine çekemeyecekler. Asla boyuneğmeyeceğiz. Bu oligarşinin bizi yoketmek için yaptığı ilk operasyon da de-ğildir. Emperyalizm ve oligarşi esasolarak bunu 2000'de F tipleriyle yap-mak istedi. Bunun için hapishaneler ta-rihinin en büyük katliamını yaptı. Dı-şarıda bizim dışımızda örgütlü tüm ke-simleri teslim aldı. Solu tasfiye etti.

Ve esas olarak 19 Aralık, katli-amcılardan Zeki Bingöl'ün itiraf et-tiği gibi "DHKP-C'yi bitirmek için”yapıldı. Düşmanın bu saldırısını di-renişimizle boşa çıkarttık.

Beyinlerimizi teslim almak iste-mişlerdi... 7 yıl süren Büyük Direnişi-

mizle, 122 şehidimizle asla yok edi-lemeyeceğimiz bir miras bıraktık geriye.

Ve şimdi bu operasyonlarla bizisindirmek, nefes alamaz hale getirmekve düzen içine çekmek istiyorlar.Burjuva basında özel olarak yaptırı-lan DHKP-C haberleri bunun için yap-tırılıyor.

Evet, bu bir süreçtir. Bizi düzen içi-ne çekmeye çalışma sürecidir. Bununiçin sadece gözaltı ve tutuklamalarlagelmeyecekler üzerimize... demago-jileri, yalanları, komplo teorileri...yani psikolojik savaş boyutu fiziki sal-dırılarla birlikte sürecek...

Yalnızlaştırmaya çalışacaklar. Bizeselam verenleri gözaltına almak iste-yecekler, ya da tutuklamak isteyecek-ler. DHKP-C'nin nasıl bir “terör örgütü”olduğunu anlatan programlar yapılacak.Ancak, biz bunlara da aşılıyız. Bu sal-dırılarla da ilk kez karşılaşmıyoruz.

Hepsine de meydan okuyoruz.Nice kuşatmaları yardık... Oligarşininher türlü saldırılarına karşı aşılıyız.

Asla geri adım atmayacağız. Bizimasıl hedefimiz oligarşinin korkula-rını büyütmektir. Hedefimiz, fedaruhuyla silahlı savaşı büyütmektir...

Faşizmin terörü bizi teslim ala-mayacak. Herkes barış, uzlaşma de-meye devam etsin. Biz KURTULU-ŞA KADAR SAVAŞ demeye devamedeceğiz.

Halkımız oligarşiyle asla barış ol-mayacağını da mutlaka görecek. Di-renmekten başka yol olmadığını gö-recek! Kurtuluş için savaşmaktanbaşka yol olmadığını görecek!

AKP'nin bu saldırılarını da boşa çı-kartacağız. Hızla tutuklanan yol-daşlarımızın yerini yeni insanları-mız doldurmalıdır.

Bunun için yeni insanlarımıza biradım değil, 5 adım ileri atmanın ko-şulları doğmuştur.

Tutuklanan hiç bir yoldaşımızınyeri boş kalmayacak.

Hiçbir yoldaşımız “ben tecrübesi-zim” diye kaygılanmasın. Nice do-lambaçlı yolları aşıp geldiğimiz, ateşçemberlerinden geçtiğimiz 43 yıllık ta-rihimizin tecrübesiyle savaştığımızıunutmayın.

BİZ KAZANACAĞIZ!..

27 Ocak2013

55

Yürüyüş

Sayı: 349

Page 6: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

Yargıçlar ve Savcılar Birliği(YARSAV) gözaltılara ilişkin yaptığıaçıklamada "Darbe dönemlerini arat-mayan bir biçimde sabaha karşı avu-kat bürolarına kapıları kırılarak gi-rilip, hak savunucularının gözaltınaalındığı, toplu gözaltı kararlarınınverildiği, sivil toplum örgütü niteli-ğindeki dernek odalarının basıldığıdev polis ordularıyla sokakların tu-tulduğu faşizmin sıradan bir gününeuyandık" diyor.

Ancak 18 Ocak günü saat dört;Sabahın köründe henüz kimse uyan-mamıştı. Amerikan uşağı AKP’ninpolisleri kapımıza dayandıklarında.Yürüyüş dergisi, Tutuklu AileleriYardımlaşma ve Dayanışma Derneği(TAYAD), Halkın Hukuk Bürosu(HHB), Çağdaş Hukukçular Derneği(ÇHD), Okmeydanı Haklar Derneği,Gençlik Federasyonu, Grup Yorum’unfaaliyetlerini yürüttüğü İdil KültürMerkezi yukarıda helikopter, aşağıdayüzlerce polis, özel tim, itfaiye araç-ları, panzerler, TOMA’lar, akreplerve çeşitli zırhlı araçlar eşliğinde ba-sıldı. Aynı şekilde İstanbul dışındaAnkara, İzmir, Antalya, Hatay, Bursa,Malatya olmak üzere 7 ilde toplam86 kişi gözaltına alındı.

Kurumlara yönelik baskınlar tele-vizyon haberlerine geniş bir şekildeyansıdı. Faşizmin terörünü büyükbir çarpıtmayla tüm halkımız izledi.Okmeydanı’ndaki Gençlik Federas-yonu’nun tepesinden bir polis heli-kopteri projektörlerle binayı aydın-latıyor. Aşağıda yüzlerce polis zırhlıaraçlarla sokakları tutmuş. Bir itfaiyearacı Gençlik Federasyonu’nun üçün-cü katına sepetin içinde yüzleri karmaskeleriyle kapatılmış ve ağızlarındagaz maskeleriyle kırdıkları camdan

içeriye gazbombaları atı-yorlar. Binanıngirişinde yinebir grup polis el-lerinde balyoz-larla duvarı kı-rıyor. Bir baş-kası oksijenkaynakları vekesici spirallerlekapıları kesiyor. Benzer bir görüntüİdil Kültür Merkezi’nde var. KültürMerkezinin giriş kapısının yanındakiduvarı balyoz ve beton kırma maki-neleriyle kırmışlar.

Televizyon ve gazeteler günlerce“11 çelik kapı kırıldıktan sonra ‘koz-mik oda’ya girildi” diye haber yap-tılar.

"Faşizm, kendine kitle tabanı ya-ratabilmek için her turlu iletişimaraçlarından yararlanmanın yolla-rına başvurmaktan kaçınmaz. Kişininyakasını bırakmayacak biçimde birimgenin ust uste kullanılışındanduzmece bir devrimci dil kullanmaya,sivil ve ahlaki davranışını etkilemeyekadar uzanan bir propaganda çalış-ması söz konusudur." (Faşizmin Ana-lizi, Maria A. Macciochi)

Maria A. Macciochi’nin FaşizmAnalizi’ndeki gibi dört gün boyuncaburjuva medyadan baskın haberleriniizledik. Döne döne;

“11 çelik kapı”, “Kozmik oda”,“Kriptolu notlar”, “Devlete ait gizlibilgilerin Yunanistan ve Suriye’yesızdırılarak ajan faaliyeti yürütmek”,“Eylem hazırlığında olan örgütüneylemleri son anda önlendi...” gibibini bir para etmeyen yalan haberlerverdiler.

Biraz düşünerek fikir yürüten aklı

başında hiç kimse bu yalanlara inan-maz. Ancak faşist propaganda YA-LAN VE DEMAGOJİ üzerine ku-ruludur.

Bir yalanı 40 kez tekrarlayıncaartık o yalana söyleyen kendi deinanmaya başlarmış. Amerikan uşağıAKP’nin faşist polisleri de öyle ya-pıyor. Sürekli yalan bombardımanınatutarak halkın bilinçlerini allak bullakyapıyor. Daha sonra AKP’nin ya-lanları ortaya çıkmış, bundan kaçkişinin haberi olacak... Kitlelerin ha-fızalarına yalan propaganda yerleşmişoluyor. Yalanların çoğu daha aynıgün ortaya çıkıyor ancak yalanlarfaşist propagandanın özü olunca, ör-neğin İdil Kültür Merkezi’nde 11demir kapı olmadığına ilişkin tümbasın Kültür Merkezi bir basın top-lantısıyla gezdirilmesine rağmen “çe-lik kapı” yalanı hangi kurum hedefekonulmuşsa onun üzerinden devamediyor.

Yasadışı “terör örgütü” ile bağınıkurdun mu, tamam artık her türlüvuruşu yapabilirsin.

Burjuva medya AKP iktidarı içinçalışıyor. Pervasızca yalanlarını söy-lüyor AKP. Örgütsüz olmasını dakullanarak halkın tüm kesimlerinealçakça saldırıyor.

Kendi iktidarı döneminde Genel

Zulümle İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla, İftiralarla,Yalanlarla Yenemezsiniz! Bu Kavga, Bu Direniş, Bu Bedeller,

Sömürüsüz, Zulümsüz Bir Dünya İçindir!

Faşizme Karşı Savaşmak Meşrudur!Emperyalist Saldırganlığa ve

Faşizme Karşı Birleşelim!

FAŞİZMİN HALKA, ÖRGÜTLENMEYE, DÜŞÜNCEYE UYGULADIĞI66

Yürüyüş

27 Ocak2013

Sayı: 349

Page 7: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

Kurmay Başkanlığı yapmış birgenerali “Terör örgütü kurmakve yönetmek”ten tutuklayabili-yor. Ya da 15-20 ilde aynı andaKCK operasyonu diyerek, “Bal-yoz” diyerek, “Ergenekon” di-yerek yüzlerce kişi gözaltına alıptutukluyor. Sadece KCK adı al-tında yapılan operasyonlarda tu-tuklananların sayısı 10 bine yaklaştı.

Burada özellikle belirtmek isti-yoruz; -birkaç istisna hariç- AKP bü-tün bu terörü estirirken hiç bir dire-nişle karşılaşmadı ve karşılaşmıyor.Son iki yıldır AKP’nin faşist terörünemaruz kalmayan neredeyse halkınhiç bir kesimi kalmadı. Futbol Ku-lüplerinden düzen partilerinin belediyebaşkanlarına kadar, AKP’nin terörüneuğramayan yok. Faşizmin terörüadeta “kader”miş gibi sineye çeki-liyor.

Hayır! AKP’nin HiçbirSaldırısı Meşru Değildir!Yolsuzluksa, hırsızlıksa en büyükhırsız AKP’dir. Bunlar AKP’nin fa-şist uygulamalarıdır.

FAŞİZM; MEŞRU DEĞİLDİR! FAŞİZM; İNASANLIK SUÇU-

DUR! FAŞİZM; İNSANLIĞA EN BÜ-

YÜK HAKARETLERDEN BİRİ-DİR!

FAŞİZM; İNSANLIĞIN DÜŞ-MANIDIR!

FAŞİST İKTİDARLAR DÜNYAHALKLARININ OLUK OLUK KA-NINI AKITTILAR. SADECE İKİN-Cİ PAYLAŞIM SAVAŞINDA KAT-LETTİKLERİ İNSANLARIN SA-YISI 55 MİLYON CİVARINDA-DIR.

Onun için faşizm MEŞRU DE-ĞİLDİR!

Faşizme Karşı Direnmek,Savaşmak Meşrudur!İnsanlık Adına Onurdur!

Faşizme karşı direnmek; kendinedevrimciyim, demokratım, ilericiyim,aydınım diyen herkesin görevidir.Faşizm kendi dışındaki halkın tümkesimlerine, tüm örgütlülüklerine,her türlü düşünceye düşmandır.

YARSAV’ın açıklamasında hiçbir abartı yok. Faşist AKP iktidarıiçin artık binlerce polisle bir mahal-lenin kuşatılıp operasyon yapmasısıradanlaşmıştır. Ancak 18 Ocak sa-bahı AKP’nin faşist polisleri alıştığıgibi sıradan bir gözaltına alma işlemiyapamadı. Baskın yaptığı bütün ku-rumlarda saatlerce süren direnişlerlekarşılaştı.

“11 tane demir kapı, kozmikodalar, şifreli notlar”ın hikayesiişte budur. AKP’nin polisleri direnişinkarşısında çaresizdir. Sabahın köründeHalk Cephesi’nin kapılarını çaldık-larında polisler “içeriye buyur” edil-mediler. Çünkü onyıllardır uygula-malarıyla çok iyi tanıdık oligarşininfaşist polislerini... Baskınlarda neleryaptığını, nasıl sahte diller ürettiğini,nasıl komplolar kurduğunu çok iyibiliyoruz.

Balyoz davasında, Oda TV da-vasında ve daha bir çok davadaherkes gördü sahte belgelerle, kom-plolarla, gizli tanıklarla ya da hiç birdelile de gerek duymadan insanlarınnasıl tutuklanıp yıllarca hapishane-lerde yatırıldığını. Bugün oligarşi içiçatışmanın bir sonucu olarak düzeniçinden birçok kesimin de maruzkaldığı faşizmin bu terörüyle, komp-lolarıyla devrimciler on yıllardır karşıkarşıyalar... Ve onyıllardır aynı şekildesaldırıyor faşizmin polisleri...

Onun için hiç bir meşruluğu yok-tur polislerin. Polislerin faşist terörükarşısında direnmek en meşru hak-kımızdır.

Baskın yapılan kurumlarda kapı-ları polise açmamışlar, çelik kapıyapmışlar... Ne yapacaklardı çelikkapı yaptırmayıp da? Ne yapacak-lardı? Yasa, hukuk, kanun... tanımayanpolise karşı ne yapacaklardı? “Bu-yurun istediğiniz gibi terörünüzü es-tirin, komplolarınızı kurun, bilgisa-

yarların içine istediğiniz bilgi-leri kopyalayın, size hayırlıkomplolar” mı diyeceklerdi.

Halk Cepheliler AKP’ninpolis terörüne karşı meşru di-renme haklarını kullanıyorlar.Direnerek polislerin komplo-larının önüne geçmeye çalışı-yorlar...

Operasyon boyunca AKP’nin po-lisleri yalan ve demagojilerle faşistterörünün üstünü örtmek ve faşistteröre karşı direnişimizin meşrulu-ğunu gölgelemek istemiştir.

Polislerin Tüm İddialarıYalandır!

Onyıllardır zulümle, işkencelerle,katliamlarla, kayıplarla, infazlarla onyılları bulan hapis cezalarıyla yıldı-ramadılar bizi. Teslim alamadılar.Sindiremediler... Yenemediler... İş-kencelerden geçirildik, katledildik,kaybedildik, hapsedildik, hapisha-nelerde katledildik ama teslim ol-madık, hep direndik...

Komplolarla, yalanlarla da yene-meyecekler bizi. Amerikan uşağıAKP’nin polislerini rezil rüsva ede-ceğiz!..

“Kozmik oda”ymış. Biz çok iyibiliriz sizin o “kozmik oda”larınızı...“Bülent Arınç’a suikast yapılacaktı”,diyerek Genelkurmay’la yaptığınızçatışmaya benzemez. Ne oldu o koz-mik odalarınız? Siz, bizi, devletingücü arkasından çekilince “sus pus”olan Amerikancı generalleriniz misandınız? Bizim kurumlarımıza gir-mek Amerikancı ordunun odalarınagirmeye benzemez.

“Başka ülkelere devletin sırla-rını sızdırıp ajan faaliyetleri” gös-teriyormuşuz...

Hadi ordan Amerikan köpekleri!Sizin hangi sırrınız var Amerika’nınbilmediği? Amerika’dan onay alma-yan tek bir başbakanı, tek bir yöne-ticisi var mı bu devletin de biz devletsırlarını başka ülkelere verecekmişiz.Bu tür ucuz yalanlarla devrimcilerekara çalamazsınız. Emperyalist ajanlarülkemizde cirit atıyor. Emperyalizminaskerlerini, üslerini ülkemize sokansiz değil misiniz? Ülkemizi emper-yalistlerin ve işbirlikçilerin savaş ka-

27 Ocak2013

77

Yürüyüş

Sayı: 349

TERÖRE KARŞI HER ALANDA MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM!

Page 8: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

rargahı haline getiren siz değil misi-niz?

Ülkemizdeki bilinen Amerikanve NATO üslerinin sayısı 120’ninüzerinde. Topraklarımızın 35 milyonmetre karesi askeri üs olarak emper-yalistlerin denetimi altında. Bu Gaz-ze’nin 3.5 katıdır.

AKP, Halk CephelilereFaşizme Karşı DirendiğiTeslim Olmadığı İçinSaldırdı!

Halkın Hukuk Bürosu avukatla-rının Suriye’ye “devlet sırlarını sız-dırdığı” yönündeki yalanların aslışudur: Amerikan uşağı AKP Suriye’deAmerika’nın maşası olarak kullanı-lıyor. Suriye muhalefeti denilen iş-birlikçiler ülkemizde eğitilip, silah-landırılıp gönderiliyor. Halk Cephe-liler başından beri ülkemizin emper-yalizmin savaş karargahı olarak kul-landırılmasına karşı çıkmıştır. HalkCephesi başından beri emperyalistlereve işbirlikçilerine karşı tek başınada olsa direnen, boyun eğmeyenEsad iktidarının yanında olmuştur.

Gizlimiz saklımız yok! Dünyanın neresinde emperyalizme

karşı bir direniş varsa Halk Cephesigücü ve olanakları ölçüsünde o di-renişin yanındadır. Çünkü dünyahalklarının baş çelişkisi emperya-lizmdir. Emperyalizme karşı dire-nen halkların yanında olmak dev-rimcilerin enternasyonalist görevi-dir.

AKP, bunların dışında Suriye’desayısız suç işlemektedir. Suriye’dentarihi eserler, depo malları çalınıp,fabrikalar sökülerek ülkemize geti-riliyor. Açıkça hırsızlık, yağmacılık,çapulculuk yapılıyor. Halkın HukukBürosu Avukatları AKP’nin “ecdadıOsmanlı”dan devraldığı yağma veçapulculuğuna karşı Suriye halklarının

çıkarlarını korumak için AKP hü-kümeti hakkında dava açacaktır.Avukatlara atılan çamurun bir ne-deni de budur...

Biz Devrimciyiz!Vatanımızın Bağımsızlığıİçin Canımızı Veriyoruz!Amerika’nın çıkarları için değil,

halkımız için mücadele ediyoruz. Kavgamız Bağımsız Türkiye kav-

gasıdır. Emperyalizmin ve işbirlikçioligarşinin sömürüsüne, zulmüne sonverme kavgasıdır.

Halkımızın bağımsız, sömürüsüz,eşit, adeletli, ögür, demokratik birülkede yaşaması içindir kavgamız.

Bu kavga emperyalizmin sömü-rüsüne ve oligarşinin iktidarına sonverene kadar sürecek. Faşist terörü-nüzle, gözaltılarınızla, komplolarınızla,tutuklamalarınızla engelleyemeye-ceksiniz. Yalanlarınızla, iftiralarınızla,demagojilerinizle mücadelemizin meş-ruluğunu karartamazsınız.

Halkımız, İşçiler, memurlar, köy-lüler, esnaflar, aydınlar, sanatçılar,öğrenci gençlik, öğretmenler, avu-katlar, mühendisler, doktorlar, yoksulgecekondu halkımız... “Kozmik oda-lar, çelik kapılar, şifreli notlar, eylemplanları, ajan faaliyetleri... yasadışıörgüt bağlantıları...” bunların hepsiAKP’nin faşist terörünü meşrulaş-tırmak içindir. AKP’nin hedefinekoyduğu devrimcilerin, ilerici muhalifkesimler tarafından sahiplenilmesiniönlemek içindir. AKP bu tür yalanlarlasaldıracağı kesimleri önce tecrit edi-yor. Yalnızlaştırıyor. Kimsenin sa-hiplenemeyeceği noktada artık istediğigibi saldırıyor.

Korkmayın! AKP’nin yalanlarına,demagojilerine kanmayın... Demok-ratik kurumlarımıza yönelik terörünümeşrulaştırmak ve bizim sahiplen-memizi önlemek için daha çok yalansöyleyecekler. Artık sizlerde çok iyitanıyorsunuz AKP’yi... “BunlarDHKP-C’nin yan kuruluşu” diye-cekler. “Bunlar eli kanlı terör...” di-yecekler. “Bunlar şunu şunu öldür-düler” diyecekler... Daha akla izanasığmayacak yalanlar söyleyecekler...Bu yalanlara kanmayın. Bu yalanların

hepsi AKP’nin faşist terörünü meş-rulaştırmak içindir. Kendi faşist ya-salarına dahi uymamayı meşrulaş-tırmak içindir...

“Terörist” mi diyor bizlere; İnan-mayın. AKP bugüne kadar kimleriteröristlikle suçlamadı ki. AKP’dendaha büyük terörist mi var. İktidarageldiğinden beri halkı terörle yöne-tiyor. Dünya halklarının baş düşmanı,baş terörist Amerika’nın uşaklığını,taşeronluğunu yapıyor AKP. Terö-ristlikte de efendilerinden geri kal-mıyorlar...

Ülkemiz halklarına uyguladığı te-rör yetmiyor, artık başka ülke halk-larına karışıyor. Bakın Suriye’ye:Bütün çapulcuları topraklarımızdaeğitip, silahlandırıp Suriye halklarınıkatlettirmek için geri gönderiyor. Ay-lardır yapıyor bunu. Bu suçtur. Ulus-lararası suç işliyor AKP.

Bir ülkenin nasıl yönetileceğineo ülkenin halkları karar verir. Suri-ye’nin nasıl yönetileceğine karışıyor.Size ne? Siz kim oluyorsunuz? Esadiktidarının diktatörlüğü demagojile-riyle kendi suçlarının, katliamlarınınüstünü örtmeye çalışıyorlar. Sizinbeslediğiniz, eğittiğiniz, silahlandırıpSuriye’ye gönderdiğiniz işbirlikçiçapulcular “Allah Allah” diye tekbirgetirerek insanları kesiyorlar. Toplumezarlara gömüyorlar. Siz kimi dik-tatörlükle suçluyorsunuz?

Hadi ordan halk düşmanı katiller!..Provokatörler, linççiler, işbirlikçiler!..

AKP’nin polisleri takır takır sokakortasında çoluk-çocuk, kadın-erkek,genç-yaşlı demeden insanları katle-diyorlar... Bütün karakollar işkence-haneye dönüştü. Cezalandırılan tekbir polis var mı? Gaz bombası atıl-mayan tek bir hak alma eylemi varmı? Ülkemizde adaletin “A”sı varmı?

Yasa, hukuk, adalet... bunlarAKP’nin faşist terörünü meşrulaş-tırmak ve bir avuç emperyalist veişbirlikçi tekellerin çıkarlarını koru-mak ve güvence altına almak içinvar...

“Devrimciler terörist” miş? Halkımız! Kanmayın bunlara.

AKP halkın düşmanıdır!AKP, Amerika’nın uşağıdır!

FAŞİZMİN HALKA, ÖRGÜTLENMEYE, DÜŞÜNCEYE UYGULADIĞI88

Yürüyüş

27 Ocak2013

Sayı: 349

Page 9: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

Bursa; Liselerde, üniversitelerde bildiri dağıtmak,parasız eğitim talep etmek AKP faşizmi ve okul idareleriişbirliği içerisinde engellenmeye çalışılıyor. 17 Ocaktarihinde 4 Dev-Genç’li, Bursa’nın Teleferik Mahallesi’ndeNuri Erbak Lisesi önünde “Parasız Eğitim Sınavsız Ge-lecek Hakkımız İstiyoruz Alacağız!” kampanyasınınbildirisini dağıttılar. AKP’nin işkenceci polisleri bildiridağıtan Emel Yeşilırmak, Onur Duran ve Başak Diyaroğluile ismini henüz öğrenemediğimiz bir kişiyi dahagözaltına aldı.

Dev-Genç’liler daha sonra serbest bırakılırken; BursaGençlik Derneği Girişimi, “AKP iktidarı işkencecileriyleterör estirerek liselilere korku salmaya çalışıyor. De-mokratik hakkımız olan bildiri dağıtımını ve parasızeğitim hakkımızı, milyonlara ulaşmamızı istemeyeniktidar ve faşist saldırılar bizleri durduramayacaktır”açıklamasında bulundu.

Serbest bırakıldıktan sonra alanı boş bırakmayanLiseli Dev-Genç’liler, 18 Ocak günü Nuri Erbak Lisesi’ninçıkış saatinde eylem yaptı. Eylemde, “Parasız Eğitim

Sınavsız Ge-lecek İstiyo-ruz, Alaca-ğız! Milyon-ları Örgütle-y e c e ğ i z ”pankartı açı-larak; “Halkİçin Bilim,

Halk İçin Eğitim!”, “Parasız Eğitim Sınavsız Gelecekİstiyoruz, Alacağız!” dövizleri ile flamalar taşındı.

Eylemde liseliler, gençlik üzerindeki baskılara karşımücadele etmeye çağrıldı. 20 dakika boyunca bildiridağıtan Liseli Dev-Genç’liler, hiçbir saldırının kendileriniyıldıramayacağını gösterdiler.

İzmir; Liseli Dev-Genç’liler, iki haftadır bildiridağıtırken gözaltına alındıkları Suphi KoyuncuoğluAnadolu Lisesi önünde 17 Ocak günü basın açıklamasıyaptılar. Lisenin önünde ve çevresinde çevik kuvvetaraçları ve çok sayıda sivil polis bekletilerek öğrencilerkorkutulmaya çalışıldı. Çıkış saati geldiğinde öğrencilerinkapıdan dışarı çıkması engellendi ve servis araçlarıokulun bahçesine sokulup öğrenciler servislere içeridebindirilerek Dev-Genç’lilerle iletişim kurmaları engel-lenmeye çalışıldı.

Öğrencilerin çıkmaya başlamasıyla Dev-Genç’lileraçıklamalarına sloganlarla başladılar. Eylemde yapılanaçıklamada “Bizi iki haftadır işkenceyle gözaltına alanpolise soruyoruz: Parasız eğitim istemek, bağımsızTürkiye için mücadele etmek suç mu? Suç değilsebizleri ne hakla gözaltına alıyorsunuz?” diye soruldu.

Eylem sırasında kuşlama ve bildiri dağıtımı dayapıldı. Polisler ise bildiri alan öğrencileri kamerayaçekerek korku salmaya çalıştı. Ancak öğrenciler polisintüm çabalarına karşın Dev-Genç’lileri sahiplendi. Onlarcaöğrenci basın açıklamasının sonuna kadar bekledi. Basınaçıklaması polisin tüm provokasyon çalışmalarına rağmensloganlarla bitirildi.

AKP bugün faşizmin uygulayı-cısıdır...

Halkımız! Bugün ÖncelikliGörevimiz AramızdakiÇelişkileri, DüşünceFarklılıklarını Bir KenaraBırakıp AKP’nin FaşistTerörüne KarşıBirleşmektir!

Evet, bugün öncelikli görevimizbudur. AKP, halk muhalefetinin bölükpörçük parçalanmışlığından aldığıgüçle saldırıyor. “Sokaktaki her ikikişiden biri AKP’li” diye böbürleni-yor. Hayır, güçlü olan biziz. AKP’li-lerin dediği gibi de olsa 75 milyonunyarısı biziz. Biz bölük pörçük oldu-ğumuz ve AKP’den korktuğumuziçin halkın önemli bir kesimi haladestekliyor AKP’yi... Halk bizimdir.

AKP’nin saldırıları karşısındaHalk Cephelileri örnek alın. Herkesdirenebilir. Faşizme karşı birleşelimve direnelim. AKP karşımızda kü-çücük kalacaktır.

Halkımız! Faşizme KarşıDirenmek, SavaşmakMeşrudur!

Faşizmin varlığını artık kimsetartışmıyor; bu ülkenin yargıçları vesavcıları bile “faşizmin sıradan birgününe uyandık” diyorsa; sadecehalk kesimleri değil, düzen partileribile faşizmin terörüyle karşı karşı-yaysa; faşizmin varlığını tartışmakyersizdir. Faşizm; “finans kapitalinen gerici en bağnaz en emperyalistunsurlarının açık zorba diktatörlü-ğüdür.” Demokrasinin, haklar ve öz-gürlüklerin baş düşmanıdır. Bugün

halkımızın her kesimi faşizmi ilik-lerine kadar yaşıyor.

Faşizmle barış olmaz. Faşizmleuzlaşılmaz. Faşizmin iktidarına sonverinceye kadar onunla savaşmalı-yız.

Faşizme Karşı SavaşıBüyütmeliyiz!

Faşizme karşı savaşmak, namu-suyla, onuruyla yaşamak isteyen, ik-tidarın uşağı ve halklarımızın katiliolmak istemeyen, vatanını veözgurluğunu duşunen herkesin in-sanlık görevidir. Saldıran, katleden,işkence yapan, komplolarla tutukla-yan, yıllarca hepiste yatıran faşistAKP iktidarıdır. Faşist saldırılarakarşı direnmek, savaşmak dunyanınen meşru ve haklı görevidir. Bumeşru hakkımızı kullanmalıyız.

27 Ocak2013

99

Yürüyüş

Sayı: 349

TERÖRE KARŞI HER ALANDA MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM!

Faşizmin Baskı ve Zulmü Altında Yaşamak İstemiyorsakSavaşı Büyütmeliyiz

İzmir

Page 10: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

AKP’nin işkenceci katil polisidevrimcileri, işkence yaparak, ku-rumlarını talan ederek bitiremeye-ceksiniz!

Halkı örgütlememizi engelleye-meyeceksiniz!

Baş eğmeyeceğiz, teslim olma-yacağız. Bir yıksanız da bin kez ya-pacağız kurumlarımızı!

AKP halka ve devrimcilere az-gınca saldırmaya devam ediyor. Sö-mürü ve zulüm düzenini saldırılarıylapervasızca sürdüren AKP kendineengel olacak herkesi bastırmaya, sus-turmaya çalışıyor teslim alamadık-larını, tutuklayarak ya da katledereksindirmeye çalışıyor. “Ya bendenolacaksın ya da yok olacaksın” diyorAKP, “Ya düşüncelerini değiştirecekbana tabi olacaksın ya da yok ederimseni” diyor.

Barış adı altında teslimiyet poli-tikalarıyla Kürt halkının mücadelesiniengellemeye çalışan AKP; bir yandanKürt halkına; “Barışın, her şey çok

güzel olacak” derken,bir yandan katliamla-rına operasyonlarınadevam ediyor. Bununiçindir ki; AKP barışnaraları attığı bir sü-reçte, halkın kurumlarıolan devrimcilerin ku-rumlarına köpeklerinisaldırtmıştır.

AKP’nin polisleri18 Ocak’da İstan-bul’da, Halkın Hukuk Bürosu, Yü-rüyüş Dergisi, TAYAD, İdil KültürMerkezi, Gençlik Federasyonu, Ok-meydanı Temel Haklar veÖzgürlüklerDerneği, Çağdaş Hukukçular Der-neği’ni gecenin bir saatinde basaraktalan etti. İstanbul dışında Ankara,İzmir, Bursa, Malatya, Antalya veHatay olmak üzere 7 ilde devrimcidemokratik kurumları basarak toplam86 kişiyi gözaltına aldı. Gözaltınaalınanlardan 55’i tutuklandı.

Halk düşmanı AKP’nin polisleridevrimci kurum ve kişileri başka ül-kelere devletin gizli bilgilerini sız-dırmak gibi suçlarla suçluyor. Busuçlamalar tam da emperyalizmeuşaklık yapan AKP’ye uygun suçla-malardır.

Basılan tüm kurumlarımızı ve bukurumlardan gözaltına alınıp tutuk-lanan insanlarımızı halkımız çok iyitanımaktadır.

Onlar Halkın Avukatlarıdır!

On yıllardır faşist devletin katli-amlarına, işkencelerine, infazlarına,zulmüne karşı devrimcilerin, işçilerin,köylülerin, memurların, gençliğin,yoksul gecekondulu halkımızın avu-katlığını yapmışlardır. 1988 yılındakurulan Halkın Hukuk Bürosu’nunavukatları faşist devletin terörü ne-redeyse orada olmuşlardır.

12 Eylül Cunta mahkemelerinde1243 sanıklı Devrimci Sol davasısavunmalarında devrimci avukatlıkgeleneğini yaratmaya başlamış, her-kesin sindiği bir süreçte cuntaya karşı

devrimcileri savunmuşlardır. Bugünekadar kurulan onlarca komployuyerle bir edip boşa çıkartmışlardır.

19 Aralık 2000’de ülke genelindehapishanelere gerçekleştirilen 28 dev-rimci tutsağın katledildiği, yüzler-cesinin ağır şekilde yaralandığı kat-liam davalarının peşinde olmuş, dev-letin katliamcı yüzünü teşhir etmiş-lerdir. 29 Eylül 2008’de Yürüyüşdergisi satarken gözaltına alınıp ha-pishanede katledilen Engin Çeberile onlarca işkence davasını üstlenenve yine devletin katliamcılığını hertürlü engellemeye karşın ortaya serenavukatlardır.

İstanbul’un göbeğinde 28 Eylül1994 tarihinde kontrgerillanın kur-şunlarıyla infaz edilen Fuat Erdo-ğanlar’dan, yedi yıl boyunca sürenBüyük Direnişte müvekkillerininhaklarını savunmak uğruna ölümoruçlarına yatan Behiç Aşçılar’akadar Halkın Hukuk Bürosu avukat-ları, bugün hala inandıkları değerleruğruna canlarını ortaya koyarak halkınhukuk mücadelesini sürdürdükleriiçin faşizmin hedefi oldular ve tu-tuklandılar.

Onlar Halkın Sanatçılarıdır!

Faşist cuntanın hemen ardındankurulan ve aslında kuruluş tarihindebile faşizmle asla uzlaşmayacağınıgösteren Grup YORUM, 1985 yılındaİstanbul Üniversitesi öğrencileri ta-rafından kuruldu. Kurulduğu tarihtenbugüne düzenin her türlü baskı veişkencesine maruz kaldılar. Grup YO-

Onlar Faşizme Karşı Savaşan Halkın En Onurlu

Evladı DEVRİMCİLERDİR! 7 İlde 86 Gözaltı,

55 Tutuklama Terörü!

Onlar halkınavukatlarıdır!

Onlar halkınsanatçılarıdır!

Onlar gerçeğin sesinihalka ulaştıran Yürüyüşçalışanlarıdır!

Onlar BağımsızTürkiye isteyenAnti EmperyalistmücadeleninbayraktarlarıDev-Genç’lilerdir!

Onlar onurumuzgururumuz TAYAD’lıAilelerdir!

FAŞİZMİN HALKA, ÖRGÜTLENMEYE, DÜŞÜNCEYE UYGULADIĞI10

Yürüyüş

27 Ocak2013

Sayı: 349

Page 11: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

RUM; halkın umutlarını, özlemlerini,açlığını, yoksulluğunu ve sosyalizmeolan inançlarını anlatmaktan vazgeç-medi. Faşizm ne kadar çok saldırdıysabaş eğmeyenlerin sesi Grup YO-RUM’u halk daha fazla sahiplendi.Birler yüz oldu, yüzler bin…

2010’da düzenlediği İnönü kon-seri ile 55 bin kişiyi bir araya toplayanve sosyalizm inancını binlerle hay-kıran Grup YORUM, 2011’de baş-ladığı Bağımsız Türkiye Konserleriile önce 150 binleri sonra 350 binleribir meydana toplayarak korkularınıbüyüttü tekellerin. Son olarak ya-pımcılığını üstlendiği F Tipi Film’iylesanatın başka bir dalını da mücadelearenasına soktu.

Ayçe İdil Erkmenler’in “Yaşamışsayılmaz zaten yurdu için ölmesinibilmeyen” sloganıyla halkın müca-delesini tiyatro alanında yürüten İdilTiyatro Atölyesi, 30 yılı aşkın süredirçıkardığı Tavır Dergisi’yle de dev-rimci sanatçılığı, sosyalizm müca-delesini Türkiye halklarına anlatmayadevam ediyorlar.

Her zaman faşizmin hedefi oldudevrimci sanatçılar. Ancak yıldıra-madılar. Tutuklanmayan, gözaltınaalınmayan, faşizmin terörüyle kar-şılaşmayan Yorum üyesi yoktur. An-cak bugüne kadar hiç bir saldırıonları yıldıramamıştır. Onlar her za-man halkın, haklının yanında olmuş-tur. Çünkü onlar halkın sanatçılarıdır.İdil Kültür Merkezi de halkın kültürmerkezidir.

Onlar Halkın ve HaklınınSesi, Yürüyüş Dergisi Çalışanlarıdır!

27 yıldır devrimci basın alanındafaaliyet yürüten devrimci basın Yü-rüyüş’le misyonunu sürdürüyor. Bur-juva medya gibi AKP iktidarına hiz-met etmeyen, patronlardan tekellerdendeğil haktan yana yayın yapan, halkagerçekleri anlatan özgür ve devrimcibasın geleneğinden geldiği ve bu ge-leneğin sürdürücüsü olduğu için hertürlü baskıyla, hukuksuzluk ve key-fiyetle engellenmeye çalışılmıştır.Kapılarının kırılmadığı duvarlarınınyıkılmadığı yıl yoktur. Bırakın Yü-

rüyüş dergisi çalışanı olmayı, okuruolmak bile çok büyük bedelleri gözealmak demektir. Yayın hayatı boyuncaonlarca tutsak ve şehit vermiştir. An-cak her şeye rağmen Yürüyüş dergisihalkın onurlu sesi olmaya devam et-miştir. AKP polisinin bu terörü deYürüyüş’ün halka ulaşmasına engelolamayacak.

Onlar OnurumuzGururumuz TAYAD’lıAilelerdir!

Halk düşmanı AKP polisinin bas-tığı kurumlardan birisi de TAYAD’tır.TAYAD, sadece ülkemizde değil, de-mokrasi mücadelesi için tüm dünyadaörnektir. İşkencelere, infazlara, kat-liamlara, gözaltında kayıplara, ha-pishanelerde tutsaklara yönelik sal-dırılara karşı verdiği mücadelesiyletüm dünyada eşi benzeri görülmemişbir mücadele geleneği yaratmıştır.AKP gibi halk düşmanlarının TA-YAD’ı suçlaması, TAYAD’a karaçalmaya çalışması alçaklıktır. TAYADdemokrasi, hak ve özgürlükler mü-cadelesi adına Türkiye ve dünyahalklarının onurudur. Kurulduğu 1986yılından beri 12 Eylül cuntasındanoligarşinin tüm faşist iktidarlarınakarşı onurlu bir mücadele vermiştir.Sayısız ilkler yaratmış, Gülsümanlar,Şenaylar gibi şehitler vermiştir. Ku-rulduğu günden itibaren devletinadeta başının belası olan TAYAD veTAYAD’lı aileler, karda kışta hapis-hane önlerinde, mahkeme salonlarındaeylem alanlarında, sokaklarda heryerde hapishanedeki devrimci tut-sakların sorunlarının çözülmesi içinmücadele ettiler.

Gün geldi ana ve babalar hapis-hanedeki evlatlarının sesini duyurmakiçin canlarını ölüme yatırdılar.

Onlar Bağımsız Türkiyeİsteyen Anti EmperyalistMücadeleninBayraktarlarıDev-Genç’lilerdir!

Türkiye devrim mücadelesinde10 Ekim 1969 yılından bugüne onurduyulacak bir tarihe sahip olan Dev-

Genç’liler 43 yıllık mücadele tarihleriboyunca kesintisiz devam eden ku-şaktan kuşağa devredilen militan birçizginin temsilcileri olmuşlardır. Dün-yada pek az halk ve siyasi hareketsahiptir böyle bir gençliğe. Dev-Genç’liler Türkiye halklarının gençlikmücadelesinin, Türkiye devrim tari-hinin her dönem atılgan, cüretli vebaşı çeken gücü olmuşlardır. Sadecebir gençlik hareketi olmakla kalmayıpfabrikalarda, köylerde, tarla işgalle-rinde, gecekondu mahallelerinde, ba-rikatlarda, halkın mücadelesinin ol-duğu her yerde olmuşlardır. Anadoluhalkları Dev-Genç’lileri bağrına bas-mış kahramanlaştırmıştır.

Üniversitelerde ve liselerde faşistişgallerin kırılmasında, öğrenci hak-ların savunulmasında, parasız eğitimtalebinde, örgütlenme özgürlüğününsavunulmasında tarihimizin her sü-recinde her türlü bedeli göze alaraksavaşmış Anadolu halklarının onurluevlatlarıdır.

Her süreçte faşist iktidarın saldırıhedefi olan ne cunta koşullarında neinfaz ve kayıp koşullarında, ne deherkesin mücadeleden kaçtığı süreçtekaçmamış, geri adım atmamış, halkınyanında olmuştur. Bugün dahi kısasüreli aralıklarla baskınlara maruzkalmasına ve her defasında kitleseltutsaklıklar vermesine rağmen Dev-Genç’liler, Liseli Dev-Genç’liler üçkampanya birlikte yürütmekte ve ör-gütlenme mücadelesine ara vermedendevam etmektedirler. Tutsak Dev-Genç’lilerin serbest bırakılması, de-mokratik liseler mücadelesi ve tutsakdevrimci annelerin serbest bırakılmasıiçin kampanyalar yürüten Dev-Gen-çliler yeni tutsaklıklar vermek paha-sına devrimci mücadelelerine yinecoşku ve cüretle devam ediyorlar.

Bu çizgilerini sürdürdükleri veAKP’nin faşist gençliği olmayı red-dettikleri için hedeftirler.

İşbirlikçi AKP iktidarı Suriye’deemperyalistlerin maşası olarak kul-lanılırken, Dev-Genç’liler BağımsızTürkiye diyerek Amerika’nın Küre-cik’teki radar sistemine, ülkemizeyerleştirilecek patriot füzelerine karşımücadele ettiği için polisin hedefle-rinin hep başında oldu. Saldırıya uğ-

27 Ocak2013

111

Yürüyüş

Sayı: 349

TERÖRE KARŞI HER ALANDA MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM!

Page 12: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

ramadığı neredeyse gün yoktur. Busaldırılarla Dev-Genç’lileri yıldıra-cağını sanan Amerikan uşakları ya-nılıyor. Dev-Genç’liler Anti-emper-yalist mücadelenin bayraktarlığınıyapmaya devam edecek.

Onlar Devrimcilerdir!Onlar emperyalizme karşı bağım-

sızlık, faşizme karşı demokrasi vekapitalizme karşı sosyalizm müca-delesinin öncüsüdürler. Devrimcileryabancı ülkelere gizli bilgi sızdır-makla suçlanıyorlar. Hadi ordan Ame-rikan köpekleri! Suçlarınızı devrim-cilere çamur atarak gizleyemezsiniz.Topraklarımızı karış karış satan siz-siniz. Tekellerin çıkarlarının bekçi-liğini yapan sizsiniz. Devrimcileremperyalist tekellerin ülkemizdekisömürüsüne son vermek için, vata-

nımızın bağımsızlığı için savaşıyorlar.Okullarında iş yerlerinde mahallele-rinde düzeni teşhir eden, faşizmekarşı savaşan, halkı için, vatanı içincanını feda eden sadece devrimci-lerdir. İşçisi, öğrencisi, öğretmeni,doktoru, avukatıyla yeteneklerini,mesleklerini, halkın mücadelesi için,onur-namus-adalet için kullananlardır.Hiçbir “casusluk, ajanlık” yalanlarıbu gerçeği karalamaya yetmeyecektir.Onlar yozlaşmaya karşı halkın kül-türünü, değerlerini savunan sahiplenenve büyütenlerdir. Çetelere mafyalarakarşı halkın hakkını savunanlardır.

Onlar AKP’nin teslim alma poli-tikalarına karşı canlarını ortaya ko-yarak direnenlerdir.

Devrimcileri bugüne kadar işken-celerle, katliamlarla, gözaltılarla, tu-tuklamalarla, onlarca yılı bulan ha-

pislikler ile yıldıramadınız. Katlederekkaybederek teslim alamadınız. F Tip-leri yaptırdınız düşüncelerini yokedemediniz. Yalanlarla da, komplo-larla da teslim alamayacaksınız.

Yalanlarınızla, iftiralarınızla dev-rimcileri, devrimci kurumları bırakınkirletmeyi leke bile süremezsiniz.Yalanlarınıza, iftiralarınıza kimseinanmaz. Düzen içinde bir burjuvapartisinin Genel Başkanı Kemal Kı-lıçdaroğlu’nun Başbakan Erdoğan’a“Onlar sizden daha yurtseverler” de-mesi boşuna değildir. Biz devrimci-leriz. Bu ülkede halk için, vatan içincanlarını feda edenler sadece dev-rimcilerdir. Amerikan köpeklerininhaddine değil, devrimcilere çamuratıp kara çalmak.

Biz; Halkız Haklıyız Kazanaca-ğız.

Yürüyoruz Adım AdımDüşman Üstüne; Baskı, Zulüm,

Ceza, Ölüm Kar Etmez Bize!

Malatya; 17 Ocak günü Malatya’da Dev-Genç’lilertarafından Paşaköşkü Mahallesi ve Çavuşoğlu Mahal-lesi’nde Yürüyüş dergisi dağıtımı yapıldı. Dergi dağıtımı2 saat sürdü ve 22 Yürüyüş dergisi halka ulaştırıldı.

Bursa; 17 Ocak günü Yürüyüş okurları Bursa’nınTeleferik Akçağlayan Mahallesi’nde dergimizin 347.sayısının tanıtımını ve dağıtımını yaptı. 1,5 saat sürençalışmada, okuma yazma bilmeyen bir kişiye dergininana başlıkları okundu. 4 Yürüyüş okurunun katıldığıtanıtımında halkımıza toplamda 15 dergi ulaştırıldı.

18 Ocak’ta ise Ortabağlar Mahallesi’nde 3 Yürüyüşokurunun 2 saatlik çalışması ile 30 dergi halka ulaştı-rıldı.

20 Ocak günü Kestel’in Elmalık ve Kale Mahalle-leri’nde 3 Yürüyüş okuru 5,5 saat süresince halkımıza24 dergi ulaştırdı.

FAŞİZMİN HALKA, ÖRGÜTLENMEYE, DÜŞÜNCEYE UYGULADIĞI112

Yürüyüş

27 Ocak2013

Sayı: 349

AKP, Örgütlü MücadeleyeSaldırıyor! Devrimcilere de,

Meslek Örgütlerine de SaldırınınTemelinde Faşizm Vardır!

Devrimci Mücadelede Mühendis Mimarlar(DMMM), AKP İktidarının tüm yaşam alanlarını em-peryalizm ve işbirlikçi tekellerin ihtiyaçları ve istekleridoğrultusunda yeniden şekillendiren, TMMOB’un mer-kezi ve örgütsel yapısını parçalayarak, Mesleki KitleÖrgütü niteliğini ortadan kaldıran “Yapı DenetimiHakkında Yapı Denetimi Kanun Tasarısına” karşı 19Ocak günü AKP Şişli ilçe binası önünde basın açıklamasıyaptı. Eylem sırasında ilk olarak 18 Ocak'ta devrimcidemokratik kurumlara yönelik yapılan baskınlar protestoedildi.

Açıklamayı yapan Mehmet Göçebe “AKP iktidarı,halka, halkın tüm kesimlerine saldırılarını yoğunlaştırarakkesintisiz sürdürüyor. AKP iktidarı bu saldırılarla dev-rimcileri sindireceğini sanıyorsa yanılıyor. Bu saldırılardevrimcilerin mücadelesini yükseltir direnişini güç-lendirir, ama AKP İktidarının da sonunu bir adım dahayaklaştırır” dedi.

Göçebe konuşmasını şu sözlerle bitirdi: “BuradanAKP’yi kendi binalarının önünden uyarıyoruz. Gözaltıve tutuklamalara son verilmesini ve gözaltına alınanlarınderhal serbest bırakılmasını istiyoruz.”

Basın açıklamasından sonra topluca Okmeydanı’ndabulunan İdil Kültür Merkezi, Gençlik Federasyonu veTemel Haklar ve Özgürlükler Derneği ziyaret edilerek,bu kurumlardaki polisin yaptığı yıkım ve talan yerindegörüldü.Bursa

Page 13: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

AKP'nin komplocu, işkenceci po-lisinin elinde tek bir belge ve delilyoktur tutuklamalarla ilgili.

Ama olur mu; belge var ellerinde!Basına da servis ettiği belge şu: "11ÇELİK KAPI VAR, CD'leri bilgisa-yarları yaktılar, notları yaktılar..."

Suçları yoksa niye çelik kapı ta-kıyorlar deniliyor ya da neden o za-man bilgisayarları kırıyorlar ve ya-kıyorlar diyor bazı "çok akıllı" sözdegazeteciler.

Niye mi? Beyninizi çok yormanızagerek yok, çok açık!

Artık sokakdaki çocuğun dahibildiği bir gerçek "SAHTE BELGE",halk böyle biliyor. Sahte belge dü-zenliyor AKP'nin komplocu polisi.

Biz bu komplocu polisi en iyi 1Nisan'dan biliyoruz, nasıl eline geçenbasit bir yazının içlerine isimler yer-leştirdiğini, aralarına notlar serpiş-tirdiğini yaşadık, bu yüzden arka-daşlarımız yıllarca hapis yattı, halayatıyor.

Niye biz aptal mıyız? Bilgisayar-larımızı elimizle "ahlaklı, adaletliAKP'nin polisine" mi verelim, onlarüzerinde hiç bir işlem yapmaz değilmi?.. (!) Güvenelim yani, komplo-culukta uzman AKP'nin işkencecipolislerine, savcılarına.

Suçumuz yoksa neden yakıyormuşuz, böyle diyor AKP'nin ipinikoparmış yazarları.

Dergi dağıtım listesi belgesini polisineline kendi ellerimizle verelim örneğin,onlar da "silahlı eğitim alanların" isim-leri diye değiştirsin öyle mi?

Belli mi olur içine onursuz, ahlaksızyazılar koyarlar? Yapmadıkları şeylermi? Bu konuda doktoralarını aldıAKP'nin polisi, komplo ve sahte belgedüzenleme konusunda uzmanlar.

Bilgisayarları yaktığımızı servisetti İstanbul polisi. Niye, siz alın veiçine isim ekleyin diye mi verelimelinize? Hiç alakasız telefonları ek-leyin, ya da tutuklamak istediğinizbirinin mesajı diye sunun mahkemeye

öyle mi?Ya da bizim ağzımızdan

başkasına mesaj atın diye mitutalım ve yok etmeyelim!

Basından izledik bu ha-berleri.

Basınadır sözümüz; birgün başınıza polis bir çorapörerse eminiz sizin de ilkişiniz telefonunuzu yok et-mek olacaktır. Bir şey ol-duğundan değil komplo-dan artık burjuva basında çok korkuyor bunu çok iyi bili-yoruz.

Gelelim şu basında çıkan "11çelik kapı" ya. Sanki apartman değilde şato! 11 kapısı var, bir de çelik-miş… Gidip baktılar ve test ettilerherhalde, o kadar eminler ki! Özellikleiddia deme gereği dahi duymayanŞahenk’in yalaka kanalı Star TV.Keşke o kadar imkanımız olsa dayapsak. Ama polis o kadar sık basıyorki hangisini yapacaksın?

Evet çelik kapılarımız var. Ne ol-muş, olmasın mı? Niye bu haberleriyapan iddia demeye dahi gerek gör-meyen Star TV gibi kanalların çelikkapıları, güvenlik kameraları, x-raycihazları yok mu?

Niye sizin kanınız daha mı kır-mızı? Sizin neden var? Sizinki belli,Şahenk gibi medya patronları halktankorkuyor. Öyle her önüne gelen gir-mesin değil mi? Halkın kanalı değilburjuvazinin kanalı çünkü.

Bu haberleri servis eden polisinne kadar kamerası çelik kapısı varacaba? Bırakın çelik kapıyı binayıkurşun geçirmez camlar ile donatı-yorlar.

Ama onların düşmanı çok değilmi? Evet çok düşmanları var. Halkınçok ahı var, düşmanları halk. Amaonlar polis, onların hakkı var.

Kime göre haklı, neye göre hak-lı?

Düşmanına karşı önlem alma hak-kı herkesindir. Evet biz de önlem

alı-yoruz, güvenlik için kamera kuru-yoruz. Çelik kapı yapıyoruz!

Aklınıza estiğinde, her eylem son-rası intikam almaya geliyorsunuz.Kendi acizliğinizi demokratik ku-rumlarımızdan çıkarıyorsunuz.

Her teşhir olduğunuzda o büro-larımıza geliyorsunuz. Ne zamangüçlendiğimizi görseniz işkence yap-maya geliyorsunuz.

Hollywood filmlerindeki gibi cam-lardan dalış yaptılar! Sanki çıkartmayapıyorlar, sözde belge yakalaya-caklar. Basına böyle lanse ediyorlar,yoksa onlara belgemi gerekiyor. Ti-yatro oynuyorlar işte.İsterseniz camdan bacadan girin.

Bizi öyle hemen gözaltına alamaya-caksınız.

Halkımızı fişlemeniz için de sizinelinize koz vermeyeceğiz.

Çelik kapılarımız olacak, gerekirsebütün hepsini yaptırırız. Bunu birsuç gibi gösterip ballandıra ballandıraanlatan basına da çağrımız, siz desökün o kapıları kameraları, ya daişkence merkezlerindeki kameralarçıkarılsın bizde çıkaralım çelik ka-pılarımızı!

Çelik kapı yaptırmak suç değildir!Sanki çıkarma yapar gibi helikopterlebüroları basan düşmana karşı gü-venliktir!

Bilgisayarları yakmak suç de-ğildir! Sahte belgelerin, komplolarınhazırlanmasına karşı bir önlemdir!

Çelik Kapılarımız Olacak! Gerekirse Bütün Binamızı Çelik Kapı Yaparız, Suç Mu?AKP’nin Komplocu Polislerine Karşı Gerekirse Bütün Bilgisayarlarımızı Yakarız!

AKP’nin Komplocu Polisine Sahte BelgeDüzenlemesi İçin Fırsat Vermeyeceğiz!

27 Ocak2013

113

Yürüyüş

Sayı: 349

TERÖRE KARŞI HER ALANDA MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM!

Page 14: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

18 Ocak günü sabaha karşı saat04.00 sularında İstanbul, Ankara, İz-mir, Antalya, Bursa, Hatay, Malatyave Dersim’de yapılan baskınlarlatoplam 86 kişi gözaltına alındı. İs-tanbul’da Yürüyüş dergisinin basımve dağıtım işlerinin yapıldığı OzanYayıncılık, Gençlik Federasyonu,Okmeydanı Haklar Derneği, İdil Kül-tür Merkezi, TAYAD, Halkın HukukBürosu ve Çağdaş Hukukçular Der-neği İstanbul şubesi basılırken; An-kara’da Çağdaş Hukukçular DerneğiMerkez Binası, Hukuk Bürosu An-kara şubesi basıldı. İzmir’de ise evbaskını ile Doğançay Yardımlaşmave Dayanışma Derneği basıldı. Bur-sa'dan Doğan Yıldız, Malatya'danAhmet Doruk Turhan, Dersim'denÜnal Çimen gözaltına alındı. Ayrıcaİstanbul’da 20 Ocak günü öğlen sa-atlerinde İstanbul, Mecidiyeköy’deyanında bir TAYAD’lı ile birlikteyürüyen Berna Yılmaz sivil bir otoyazorla bindirilerek kaçırıldı. Yurt Ga-zetesi Muhabiri Sami Menteş de İs-tanbul’daki evine yapılan baskındagözaltına alındı.

Yapılan tüm bu baskınlarda 86kişi gözaltına alındı; gözaltına alı-nanlardan 55’i tutuklandı.

AKP, politikalarına uymayan, da-yatmalarını kabul etmeyen tüm ke-simlere özellikle ve başta da dev-rimcilere, Halk Cephelilere saldırıyor.“Bir tek siz kaldınız yola getireme-diğimiz” diyor işkenceciler. Ve hak-lılar da bir tek biz direniyoruz. Birtek biz söylüyoruz, yazıyoruz ger-çekleri. Ve bunun bedelini de tut-saklıklarla, şehitliklerle ödüyoruz.Hiçbir zaman bedel ödemekten kaç-madık. Milyonları örgütleme iddia-mıza dört elle sarıldık.

Devleti korkutan da gelişen vebüyüyen devrimci muhalefettir. Pa-rasız eğitim istemenin bile on yıllaravaran cezalarla yargılandığı ülke-mizde, iktidarın yıkılmasını istemekve bunun için mücadele etmek be-delsiz olmuyor. Ama AKP ve uşağıolduğu emperyalistler, bir tek bizim

kaldığımızı ve teslim olmayacağı-mızı da biliyorlar.

Düşmanlarımızla uzlaşmayacak,baskıları-işkenceleri karşısında tes-lim olmayacağız!

Zalimler zulmederken kendisonlarını hazırladıklarını da unut-mamalıdır. Budanan her dal filizverir… Vurulan her darbe dahagüçlü kılar… Demir çekiçle dö-vüldükçe çelikleşir…

Bu Baskınlar İlk Değil,Yılmadık, Yılmayacağız!

18 Ocak günü Yürüyüş dergi-sinin basım ve dağıtım işlerininyapıldığı Ozan Yayıncılık İstanbulSiyasi Şube polisleri tarafındanbasıldı.

Gece saat 04.30 civarı gelenpolisler, hiçbir açıklamaya gerekduymadan, vinçle pencerelerdeniçeri girip, Yürüyüş çalışanlarınaişkence yapmaya başladılar.

Baskının sebebi Yürüyüş der-gisinin çalışmalarının burada ya-pılıyor olması. Bu hazırlanan tu-tanaklarda, basılan yerin Yürüyüşdergisi olarak geçmesinden anla-şılıyor.

Devrimci basına yönelik bu sal-dırı ilk değil. Defalarca Yürüyüşdağıtımcıları gözaltına alındı, tu-tuklandı. Yürüyüş dağıtan FerhatGerçek polis tarafından sırtındanvurularak felç bırakıldı. Engin Çe-ber ise dergi dağıtırken gözaltınaalınıp tutuklandı, karakolda ve gö-türüldüğü Metris Hapishanesi’ndemaruz kaldığı işkencelerle katle-dildi.

Bu baskın da devrimci basınayönelik saldırıların bir parçasıdır.Amaçlanan halkın yanında olan,halkın çıkarını savunan her kuru-mun baskı altına alınmasıdır.

18 Ocak günü saat 04.30 civarıOzan Yayıncılık önüne gelen po-lisler vinçle, üçüncü katta bulunanOzan Yayıncılık’ın camlarını kı-rarak pencereden içeri girdiler. El-lerindeki demir kalkanlarla çalı-

Demir Dövüldükçe ÇelikleşirAKP’nin Zulmüne Boyun Eğmeyeceğiz!

FAŞİZMİN HALKA, ÖRGÜTLENMEYE, DÜŞÜNCEYE UYGULADIĞI114

Yürüyüş

27 Ocak2013

Sayı: 349

8 ilde yapılan baskınlarda gözaltınaalınan 86 devrimciden 55’i tutuklandı.

Tutuklananların İsimleri Şöyle: İstanbul, Ankara, Malatya, Dersim,

Bursa ve Hatay’dan alınarak tutuk-lananlar: Kamile Kayır, Şafak Yayla,Elif Sultan Kalşen, Veysel Şahin, YelizKılıç, Doğan Karataştan, Alişan Gül,Dursun Göktaş, Fatih Özgür Aydın,Leyla Aracı, Mahir Bektaş, GüvenUsta, Gamze Keşkek, Berna Yılmaz,Bakican Işık, Erdem Hanoğlu, CemilOnur Çelikdağ, Cansu Alataş, DuyguYücel, Ünal Çimen, Cavit Yılmaz,Harran Aydın, Ümit Çimen, TahsinSağaltıcı, Sami Menteş, Hasan Farsak,Ulaş Doğan, Beşir Özdemir, ÇağrıAvcı, Av. Selçuk Kozağaçlı, Av. TaylanTanay, Av. Barkın Timtik, Av. EbruTimtik, Av. Günay Dağ, Av. NazanBetül Vangölü Kozağaçlı, Av. NaciyeDemir, Av. Şükriye Erden, Av. GüçlüSevimli.

İzmir'den gözaltına alınan 17 ki-şinin tamamı tutuklandı: Ahmet Al-pözel, Ahmet Doruk Turhan, ArzuYetik, Binali Çelik, Çağlar Çevik, Di-dem Tütenk, Engin Ceylan, Emir Öz-türk, Eylem Mahanda, Gökhan Ço-ban, Gülhan Sağaltıcı, İnan Sezer,Mert Toka, Mustafa Özüsağlam, SerapDursun, Yusuf Dut ve Zeynep Yıl-maz.

Serbest Bırakılanlar

Av. Gülvin Aydın, Av. Güray Dağ,Ali Aracı, Caner Bozkurt, İbrahimGökçek, Selma Altın, İnan Altın, Öz-lem Kütük, Pınar Hanoğlu, GüneşSeferoğlu, Mehmet Emin Kaçmaz,Damla Sandal, Ebru Hatice Akbaba,Uğur Enis Taşçı, Umut Karakaya,Ayhan Bayrak, Erhan Acar, DoğanYıldız, Sultan Kavdır ve Efkan Bolaç

Şartlı Serbest Bırakılanlar

Ali Ekber Kalender, Tuncer Gü-müş, Necla Can, Utku Aykar, BarışYüksel, Ahmet Denizer ve Halit Gü-denoğlu

Page 15: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

şanlara saldıran özel harekat polisleri,dergi çalışanlarını yere yatırarak el-lerini arkadan kelepçeledi. İşkenceplastik kelepçeler ve demirlerle vu-rarak devam etti. Çalışanların cüz-danları, paraları gasp edildi.

İşkence polis araçlarında, arkadantakılan kelepçelerle devam etti. Dergiçalışanlarının elleri saatlerce çözül-meyerek bu şekilde bekletildiler. Ye-nibosna’da bulunan Adli Tıp Kuru-mu’na oradan da Vatan Emniyet Mü-dürlüğü’ne gidildi.

İşkence her aşamada devam etti.Üst araması, parmak izi işkence içinbahane oldu. Gözaltına alınan dev-rimcilerin avukatlarının getirdiği suve şekerler de verilmedi.

Ters kelepçe işkencesi Adliye’dede devam etti. Nezarethanede kelepçetakılması yasal olarak da yasak ol-masına rağmen burada da saldırı veters kelepçe işkencesi devam etti.Bu uygulamaya itiraz eden avukatlarasaldırıldı, bir avukat hastaneye kal-dırıldı. Hiçbir gerekçe göstermeksizininsanlar tutuklandı, adli kontrol vepara cezaları verildi.

Emperyalistlerle Barışmak,Köleliği Kabul EtmektirKöleliği KabulEtmeyeceğiz!

Gençlik Federasyonu’na adeta sa-vaşa gelir gibi geldiler. Önce 2. katınpencereleri kırıldı; önündeki demirparmaklıkları keserek içeriye girenişkenceciler gaz bombası attılar. Dev-Genç’lilerin uyuduğu odaya kavanozbüyüklüğünde ve etrafına alev saçanbir bomba atıldı.

Çelik kapı engelini aşınca Dev-Genç’lileri kolayca teslim alabile-ceğini sanan işkenceciler, gördükleridireniş karşısında direnenlerin teslim

olmayacağını bir kez daha anladı.“Barış” diyenler ellerindeki si-

lahlarını bırakırken, düşmanla çatış-mazken; İstanbul’un göbeğinde Dev-Genç’liler demokratik kurumlarınadüşmanın öyle elini kolunu sallayarakgirmesine izin vermediler. Barikatlarıkuran Dev-Genç’liler, pencerelerdenslogan atarak, ajitasyon çekerek Ok-meydanı halkına baskını anlattılar.Pencereden dışarıya bakan Dev-Genç’lilerin üzerine yukarıdan kaynarsu döküldü, gaz sıkıldı ve katiller 3el ateş ettiler. Dev-Genç’liler kur-şunlara rağmen ajitasyon çekmeyedevam ettiler. Katliama gelir gibigelmişlerdi.

Daha sonra Dev-Genç’liler marş-lar söyleyerek, işkencecilerin baskınınfiziki şekliyle yaratmak istediği korkuduvarını yıktı. Korkut, Tutukla, Sindir,Bastır… Faşizm devrimci düşünce-lerle baş edemeyince bu yöntemlerikullanıyor. İdeolojileri teslim almakiçin fiziki olarak saldırıyor. Bu yüzdenbaskınlara karşı gösterilen direnişleruzlaşılmayacağının, teslim olunma-yacağının en açık ifadesidir.

Saatlerce barikatların ardında di-rendi Dev-Genç’liler. Odanın içinedakikalarca bayılma durumuna geti-recek derecede gaz sıktı eli kanlı iş-kenceciler. Küçük bir delikten, Dev-Genç’lilerin direndiği odanın içinehortum uzatarak insanın bilincini yi-tirmesini sağlayan, bedenini kulla-namaz hale getiren bir sıvı sıktılar.

Sonrasında yoğun gazdan dolayızaten yarı baygın olan Dev-Genç’lileriteslim almak için yapışkan bir sıvıhalinde, değdiği yeri yakan, nefesalmayı imkânsızlaştıran bir gaz dahakullandılar.

AKP’nin polisi Dev-Genç’lilerinüzerinde denediği, teslim almak is-

tediği gaz bombalarıyla, kimyasalsilahlarıyla bir tek Dev-Genç’liyibile teslim alamadı. Faşizmin depo-larındaki gaz bombaları tükense de,bu topraklar halkı ve vatanı için mü-cadele eden devrimciler bitmeyecek-tir.

Polis, kimini merdivenlerden aşa-ğıya atarak, kimini saçlarından sü-rükleyerek Şafak Yayla, Elif SultanKalsen, Mahir Bektaş, Baki Can Işık,Ebru Hatice Akbaba ve Nehir Sarı-kaya’yı gözaltına aldı.

Baskının ardından her sene yap-tıkları ahlaksızlıklarını bir kez dahaazgınca gösterdiler. Şehit resimleriparçalandı, tuvalete toprak döküldü;televizyon, teyp, buzdolabı, çamaşırmakinesi, bulaşık makinesi, lavabo,doğalgaz kombisi, dolaplar kırılarakkullanılmaz hale getirildi. Konservekutusu büyüklüğünde değişik bir gazbombası atan işkenceciler, yataklarıyaktı. Eşyaları birbirine kattı. Du-varlara da ahlaksızca spreyle küfürve “çevik kuvvet” diye yazdılar.

Hasan Selim Gönen’in fotoğrafınıda parçalayıp tuvalete attı ağzı salyalıAKP’nin köpekleri. Dev-Genç’lileresaldırılarının arkasında yatan asılkorkuları da Hasan Selimlerin bit-meyeceği korkusudur. Bu yüzden birfotoğrafa bile saldıracak kadar aciz-ler.

Liseli Dev-Genç’liler, baskın ara-maları hala devam ederken Okmey-danı Haklar Derneği’nin önünde slo-ganlar atarak baskını ve işkencecileriteşhir ettiler. Buna tahammül ede-meyen işkenceciler saldırarak MahirMete Kul ve Dilan Poyraz’ı döverekgözaltına aldılar. Kul ve Poyraz’ıGençlik Federasyonu önüne getirerek,akrep denen aracın içine sokarak Fe-riköy Çocuk Büro’ya götürdüler.

27 Ocak2013

115

Yürüyüş

Sayı: 349

TERÖRE KARŞI HER ALANDA MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM!

Elazığ İST Vatan Önü

Page 16: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

FAŞİZMİN HALKA, ÖRGÜTLENMEYE, DÜŞÜNCEYE UYGULADIĞI116

Yürüyüş

27 Ocak2013

Sayı: 349

Liseli Dev-Genç’liler ertesi günsavcılıktan serbest bırakıldılar.

18 Ocak günü saat 03.00civarında Dilan Poyraz’ın evide kapıları kırılarak basıldı;evde bulunan annesi ve kar-deşine terör estirildi. Baskınsırasında çekim yapan polis, evin“hücre evi” olduğuna dair yalan ha-berleri servis etti burjuva medyaya,Evi dağıtan polisler, saat 06.30’daevden çıktılar. Yine aynı gün MahirMete Kul’un evinin kapıları kırılarakgirildi, evde bulunan abisi YusufSinan Kul kelepçelenerek evin içindedövüldü. İşkenceciler evdeki bilgi-sayarın harddiskini gasp ettiler.

Yine aynı gece Liseli Dev-Genç’li-lerin kurduğu çadıra özel harekâtpolisleri gelerek çadırı dağıtıp, pan-kartı çaldılar. Burada Cavit Yılmazve Beşir Özdemir’i işkencelerle göz-altına aldılar. Çadırdaki sobaya biletahammül edemeyerek kırdılar.

Liseli Dev-Genç, baskınların ar-dından yaptığı açıklamada “Büyükoperasyonlar düzenleyerek, ağır dar-beler vurmuşlardır kendilerince. Hersene 100’den fazla insanımızı kom-plolarla gözaltına alıyorsunuz, tu-tukluyorsunuz. Ama biz her defasındayüz binler olmayı başarıyoruz. Çünkübiz gücümüzü tarihimizden alıyoruz.Şimdiki hedefimiz milyonlar olmaktır.Milyonlar olacağız, halk düşmanla-rından hesap soracağız” dedi.

Faşizmin KarşısındaDimdik Duruyoruz!

Grup Yorum elemanlarının çalış-malarını sürdürdüğü İdil Kültür Mer-kezi 18 Ocak günü saat 04:00’te ba-sılarak, orada bulunan İdil KültürMerkezi çalışanları ile Grup Yorumelemanları gözaltına alındı.

Yüzlerce çevik kuvvet, saat04.00’ten 14.30’a kadar İdil KültürMerkezi’nde ve diğer devrimci ku-rumlarda aramalarını sürdürerek eş-yaları kullanılamaz hale getirdi, du-varları yıktı ve kitapları, bilgisayarları,enstrümanları gasp etti.

AKP’nin korkusu bağlamalara,notalara karşı tahammülsüzlüğüylede gösterdi kendisini. Bağlamalarınüzerinde parmak izi araması yapıldı.

Bağlamaya silah muamelesi yapanpolis, Grup Yorum’un yakında çı-kartmayı planladığı son albümününkayıtlarını da gasp etti. Notalarınüzerine basarak acizliklerini bir kezdaha gösterdiler.

Arama usülüne göre avukat refa-katinde yapılması gereken arama po-lisin keyfiliği sebebiyle avukatsızgerçekleştirildi ve eşyalar, bilgisa-yarlar, kitaplar, giysiler çalındı. İdilKültür Merkezi’ndeki bütün eşyalarıgasp eden polis iki kamyon dolusueşya ile çıktı.

Kurumlardaki aramalarını bitir-dikten sonra da mahalleden çekil-meyen çevik kuvvet devrimcileri sa-hiplenmek için mahalleye gelenlereve mahallelilere saldırdı.

Devrimciler ve mahalle halkı “Ka-til Polis Mahalleden Defol” derken,çocuk yaşlı ayırt etmeksizin herkeseve her yere gaz atarken, mahallehalkı slogan atıp halay çekerek polisleçatıştı.

Polis mahallede baskınların ar-dından mahalleyi terk etmeyerek hal-ka saldırmaya devam etti. Basılankurumlara, Grup Yorum’a desteğegelenler engellenmeye çalışıldı. Po-lisin saldırısı sonucu tüm mahallegaza boğuldu, halk evlerinden çıka-maz duruma getirildi.

Mahallenin tamamını abluka altınaalan polis, azgınca herkese saldırarak,dayanışmadan duyduğu korkuyu dagösterdi.

Dört kez çatışma yaşanan ma-hallede 21 Ocak günü baskınları pro-testo etmek ve gözaltıların serbestbırakılması için bir basın açıklamasıgerçekleştirildi.

Halk Cephesi ve Grup Yorum Sa-nat Cephesi’nin ortak düzenlediğiaçıklamaya Ataol Behramoğlu, Hü-seyin Karabey ve Okşan Dede dekatıldı. Açıklamalarda bu hukuksuz-luğun, saldırının boşuna olmadığı vedevrimcilerin gücünün iktidarı kor-

kuttuğu vurgulandı.

Eşkiyalar İşbaşındaGrup Yorum, baskınların siyasi

amaçlı olduğunu ifade ederek,“Arama baştan sona hukuksuzdur.Yasadışıdır. Yağmalama ve talanetme üzerine kurulmuştur.1 – Kapının zili çalınmamış, doğ-

rudan koçbaşlarıyla yıkılmaya çalı-şılmıştır.

2 – İçeri girilir girilmez içeridebulunan herkese gaz sıkılmış, İdilçalışanları dipçik darbeleri eşliğindeyerlerde sürüklenerek gözaltına alın-mıştır.

3 – Arama başladığında kurumçalışanı hiçkimse olmadığı gibi, aramaavukat nezaretinde de yapılmamıştır.

4 – Arama saatler sürmesine rağ-men ortada on dakikalık bir kayıtvardır.

5 – Bütün harddiskler alınmıştır.Her birinin birer kopyası alınıp asıl-larının bırakılması gerekilirken tekbir kopya bırakılmamıştır. Bunlarıniçinde Grup Yorum’un stüdyoda bu-lunan ve albüm kayıtlarını içerenharddisk de vardır. Yorum şarkılarınadaha yayınlanmadan el konulmuştur.Bunun adı gasptır.

6 – Hiçbir eşya bulunamamaktadır.El tabletlerinden, müzik çalarlara,fotoğraf makinelerindan, ceplerdekiparalara kadar değerli hiçbir şey amahiçbir şey bulunamamaktadır. Ortadaadeta bir yağma vardır.

7 – Tavır Yayınları'ndan çıkarılanve Türkiye'nin birçok ilindeki kita-pevlerinde hala satışı yapılan kitap-larımızın birçoğuna el konulmuştur.Tavır dergisinin son sayısının hepsibalya balya alınmıştır. Kafeteryamızınkitap standı bölümünde yer alan satışamaçlı konulan çeşitli yayınevine aittüm kitaplar alınmıştır. Amaç tama-men maddi zarara uğratmaktır. Kırıpdökme vardır” dedi.

Polisin, İdil Kültür Merkezi’nde11 kapı kırılarak kozmik bir odayaulaşıldığı yalanıyla ilgili olarak da,"Yalan ve iftira vardır;

Çünkü 11 çelik kapının arka ar-kaya kırılarak içeri girildiği söylen-miştir. İçeride bir kozmik oda olduğusöylenmiştir.

İzmir

Page 17: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

27 Ocak2013

117

Yürüyüş

Sayı: 349

TERÖRE KARŞI HER ALANDA MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM!

1 – Bugün de tüm basını çağırıpgösterdiğimiz gibi sadece 1 giriş ka-pımız vardır. Bir de en arkada tümkurumlarda olduğu gibi acil çıkışkapımız vardır. Arka arkaya 11 çelikkapının olduğu adice bir yalandır.

2 – 'Kozmik oda' yani özel olarakizole edilmiş oda dedikleri, FOSEM'eait sinema ve fotoğraf işlerinin ya-pıldığı odadır. Diğer odalardan hiçbirfarkı yoktur. Kapısı da diğer odalargibi ahşaptır ve aynı koridora açıl-maktadır. İçeridede görsel materyaller,sinema dergileri, kitapları ve görüntüarşivi yer almaktadır.

İdil Kültür Merkezi'nde halk içinsanat üretiyoruz. Gizli odalara ihti-yacımız yok. Gece yarısı çekilen gö-rüntülerle, çelik kapı, kozmik odagibi yalanlarla “gizli işler” çevrilenyerler gibi göstermek, terörize edipşaibeler yaratmak amacı güdülmek-tedir. Bu ülkede kapalı kapılar ar-dında, halktan gizli bir şekilde vehalk aleyhine kimlerin, kimlerle nekararlar aldığı tahmin edilemez birşey değil. Bu yalanları kimseye yut-turamazlar" denildi.

Gözaltında yaşadıkları işkenceleride anlatan Grup Yorum üyeleri, 13saat ters kelepçe ile bekletildiklerini,kelepçelerin özellikle sıkılarak bi-leklerin kesilmesi ve yaralanmasınınsağlandığını, susuz bırakıldıklarını,tuvalete gitmelerinin saatlerce ge-ciktirildiğini anlattılar.

Tavır dergisi çalışanları GamzeKeşkek, Veysel Şahin'in de tutukla-nanlar arasında olduğunun belirtildiğiaçıklamanın ardından Ataol Behra-moğlu sözü alarak, biraz evvel İdilKültür Merkezi’ni gezdiğini, birkültür evine bu yapılanın savaşta ya-pılmayacağını ve bunun adının faşizmolduğunu vurguladı. Polis ablukasındagerçekleşen açıklamada Ataol Beh-ramoğlu, Devlet’e seslenerek “Pol-islerinizi, mahalleden çekin!” diyehaykırdı.

İdil Kültür Merkezi, Grup Yorum,Anadolunun Sesi Radyosu, İdil TiyatroAtölyesi, Fotoğraf ve Sinema Emek-çileri (FOSEM), Kültür Sanat Yaşa-mında Tavır Dergisi ve Sanat Cepheside ortak bir açıklama yaparak, "Grup

Yorum İnönü Stadında 55 bin kişiyle,Bağımsız Türkiye Konserleriyle 150binlere, 350 binlere seslenmiş devrimve sosyalizm inancını yüz binlerlehaykırmıştır. Devrimci Sanat’ın gü-cünden korkan AKP iktidarının kor-kuları boşa değildir Grup Yorum’unbaşlattığı projeyle dokuz yönetmeninkolektif olarak çektiği F Tipi Filmiktidarın hapishanelerde sürdürdüğütecrit politikasını teşhir etmiş ve yüz-binlere duyurmuştur. Grup Yorum veSanat Cephesi devrimci sanatı yü-reklere beyinlere aşılamaya devamedecektir." dedi.

TAYAD'lı AilelerEvlatlarını SahiplenmeyeDevam Edecek!

18 Ocak günü sabaha karşı İstan-bul’da ÇHD, HHB, İdil Kültür Merkezive Gençlik Federasyonu’nun yanı sıraTAYAD da basıldı. Baskın sırasındadernek kullanılamaz hale getirildi, bil-gisayarlar gasp edildi. AKP ve AKPpolisinin tahammülsüzlüğü sürüyor.Öyle ki şehit fotoğraflarına, açıkla-malarda kullanılan dövizlere ve mek-tuplara varana kadar gasp ettiler. Ala-madıklarını ise tahrip ettiler.

TAYAD'lı Aileler baskının ardın-dan yaptıkları açıklamada, "Bugünekadar yapılan hiçbir baskı, gözaltı,işkence ne bizi vazgeçirdi evladımıza,sanatçımıza, emekçimize, öğrenci-mize sahip çıkmaktan, ne de onlarıvazgeçirdi yanı başımızda olmaktan.Başaramadınız… Evlatlarımızın onur-lu sesi olmaktan vazgeçmeyeceğiz…Baskılar bizi yıldırmaz. Anaların öf-kesi katilleri boğacak" dediler.

Amerika İzin VermedenTuvalete Gidemeyenler,Suriye Halkından TarafOlan DevrimcileriAjanlıkla Suçlayamaz

Hakkında yakalama kararı çıkar-

tılan avukatlardan ÇHDGenel Başkanı Selçuk Koz-ağaçlı, 20 Ocak günü Su-riye dönüşünde Atatürk Ha-vaalanı'nda gözaltına alındı.

Kozağaçlı, Suriye hal-kına ait malların işbirlikçi

çapulcular aracılığıyla Türkiye'ye ka-çırılmasına karşı Suriye'de görüşme-lerde bulunurken, “…Yurtdışında bu-lunan örgüt elebaşlarına ülkemizinkozmik bilgilerini şifreli metinlerhalinde kodlayarak raporladıkları,başka ülkeler lehine ajan faaliyetiyürütmek için gizli haberleşme mer-kezleri oluşturdukları tespit edilmiş-tir...” açıklaması yapılmıştı. Koz-ağaçlı, ülkeye dönüş yolunda Bey-rut'ta yaptığı 19 Ocak tarihli açıkla-mada haklarındaki karalamalara şuşekilde cevap verdi:

"Yeni öğrendikleri kelimeleri cüm-le içerisinde kullanıp, 'ne güzel ko-nuştum' diye aferin bekleyen bir zekadüzeyi ile karşı karşıyayız.

Amerika izin vermeden tuvaletegidemeyen, Amerika şifresini söy-lemezse uçağını uçuramayan, kendiülkesindeki NATO üslerinin rica min-net kapısından geçemeyen, makamını,eğitimini, aklını, servetini, rozetiniemperyalizme borçlu olan sizden miöğreneceğiz kimin ajan olduğunu?Burada özgürlük yok diye kendi ço-cuklarını Amerika’da okutanların po-lisi mi bize başka ülkeler lehine faa-liyet öğretecek? Bizi de kendinizgibi beyzbol sopası ile terbiye olacakmı sandınız? Haddinizi bilin."

Kozağaçlı, AKP'nin neden ken-dilerine saldırdığını, hazımsızlığınınarkasında yatan nedenleri şöyle sı-raladı:

"Savcı ve yargıçları yormayın.Kozmik bilgi mi arıyorsunuz?

Neyle uğraştığımızı gercekten merakmı ediyorsunuz?

-Her yıl 'dur dedim durmadı' diyeöldürdüğünüz onlarca masum insanınailelerinin avukatlığıyla uğraşıyoruz,

-Sendikalarını bastığınız, patro-nundan maaş alacağını istediği içinsokaklarda dövdüğünüz isçilerin avu-katlığıyla uğraşıyoruz,

-Okuldan attırdığınız, disiplin so-ruşturmaları ile okuyamaz hale ge-

İst Bağcılar

Page 18: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

tirdiğiniz öğrencilerin avukatlığıylauğraşıyoruz,

-Kan gölü içerisinde bıraktığınızKürt halkının, konuşamaz durumagetirdiğiniz Kürt siyasetçilerinin,çalışamaz hale getirdiniz Kürt avu-katların avukatlığı ile uğraşıyoruz,

-Karakollarda, şubelerde, ha-pishanelerde döverek sakat bıraktı-ğınız, katlettiğiniz insanların avu-katlığı ile uğraşıyoruz,

-HES projeleri, siyanürlü altınmadenleri, dev çimento fabrikaları,nükleer santrallerle yaşanmaz halegetirdiğiniz bu güzel ülke için çevredavalarının avukatlığı ile uğraşıyo-ruz,

-Evini başına yıkıp, 'buradan git'dediğiniz kentsel dönüşüm mağdurugecekondu halkının avukatlığı ileuğraşıyoruz,

-Günde beş tanesini 'namus, töre,aile' diye öldürdüğünüz, sakatladığınızkadınların ve ailelerinin avukatlığıile uğraşıyoruz,

- 6 yıl önce bugün katlettirip, so-rumlularını salıverdiğiniz sevgiliHrant Dink’in, eziyet edip katlettiğinizdinsel ve etnik azınlıkların, mağdur-ların, mazlumların avukatlığı ile uğ-raşıyoruz.

-Sınırlarını silahlı saldırganlaraaçarak Suriye halkını katlettiren, yağ-malatan, tecavüz ettiren kişileri veonları kollayanları belge ve kanıtlarıylaöğrendik. Artık Suriye halklarının daavukatlığı ile uğraşıyoruz.

-Biz halkın avukatlığı ile uğraşı-yoruz.

-Evet, elbette silahlı veya silahsızsiyaset yapan tüm sosyalistlerin, dev-rimcilerin, emek muhalefetinin, de-mokratların, halka karşı işlediğinizsuçlara karsı çıkan herkesin avukatlığıile uğraşıyoruz."

Hak ve ÖzgürlüklerMücadelesi HukuksuzBaskın ve TutuklamalarlaEngellenemez

18 Ocak'ta basılan yerler arasındaÇağdaş Hukukçular Derneği GenelMerkezi ile İstanbul ve Ankara şu-beleri, yöneticilerinin büroları ve ev-leri de vardı.

“Yasadışı örgüt üyesi oldukları”iddiası ile 16 avukat hakkında kaçmaşüphesi olmamasına rağmen yaka-lama kararı verildi. ÇHD, meslek-taşlarının Emniyet’e götürülmedendoğrudan savcı tarafından ifadelerinebaşvurulması gerektiğini; bürolarının,konutlarının aranmasına, gözaltınaalınmalarına mahkeme tarafındankarar verilmesi gerektiğini; bürolarınakonutlarına polisin Cumhuriyet Sav-cısı ve Baro temsilcisi olmadan gir-memesi gerektiğini; arama ve yaka-lama kararlarında, somut olayın neolduğu, neyin aranacağının açıkçabelirtilmesi gerektiğini; AvukatlıkKanunu ve Ceza Muhakemesi Ka-nunu’nun bunu emrettiğini belirterek,bunlara uyulmadığı bilgisini verdi.

ÇHD, halkın hak arama özgürlüğüiçin mücadele etmeleri nedeniyleözel olarak hedef alındı. Polis yaka-cak, yıkacak, öldürecek, katledecekama kimse ses çıkartamayacaktı. He-sapları bunun üzerine kuruluydu.Ama artan zulümleri yeni insanlarınörgütlenmesinin önünde engel ol-mayacaktır, aksine sahiplenmeyi dahada arttırmıştır.

ÇHD baskınında üye listesine vekomisyonlarının çalışma raporları ilepek çok belgeye el konuldu.

Çağdaş Hukukçular Derneği'ninGenel Başkanı Av. Selçuk Kozağaçlıuluslararası bir toplantıya katıldığıbilindiği halde hakkında yakalamakararı çıkartıldı, bazı medya kuru-luşları tarafından yasadışı örgüt üyesiolduğu, yurt dışına kaçtığı gibi yalanhaberler servis edildi.

ÇHD, gözaltına alınan üyelerininher avukat görüşünden sonra çevikkuvvet tarafından yere yatırılarakzorla üstlerinin arandığını; zorla kanve tükürük örnekleri ile parmak iz-lerinin alındığını; çeşme suyunu iç-melerinin dahi engellendiğini; tuvaleteçıkartılmadıklarını; haksız, hukuksuz

gözaltına almayı protesto içinaçlık grevinde olanlara su veşeker verilmediğini bildirdi.

ÇHD'nin yaptığı açıklama-da son olarak şunlar ifade edil-di: "Bütün kamuoyunun bil-mesini istiyoruz, Çağdaş Hu-kukçular Derneği ve Yöneti-

cilerine ve Halkın Hukuk Bürosunayönelik “operasyon” adı verilen bumüdahale bir ceza soruşturması de-ğildir. Bu ad altında meşrulaştırılmayaçalışılan şey toplumun muhalif olankendi ideolojisini benimsemeyen,bütün kesimlerine ve onların haklarınısavunanlara sistemli bir siyasi linçkampanyasıdır."

Zulüm ile AdaletAynı Yerde Olmaz

AKP'nin faşizmi 18 Ocak günüen açık hali ile bir kez daha kendisinigösterdi. 7 ilde yapılan baskınlarda,Malatya'dan da Ahmet Doruk Turhangözaltına alındı.

Turhan'ın evini de sabah saat04.00’de basan AKP'nin katil polisleriTurhan'ı işkence ile gözaltına alarakSiyasi Şube'ye götürdü. Evinde ya-pılan ve saatlerce süren aramanınardından Turhan İzmir'e gönderildi.Soruşturmanın gizlilik kapsamı içindeolduğunu söyleyen işkenceci polisler,ailesine herhangi bir açıklamada bu-lunmadı.

İzmir'de üniversite öğrencisi olanve tatil için ailesinin yanına gelenTurhan'ın gözaltına alınmasıyla ilgiliolarak açıklama yapan Malatya HalkCephesi, "AKP faşizmi ve ahlaksızkatil polisler buna bile tahammüledemeyip yasal derneklerimizi veevlerimizi sabah saatlerinde yüzlercepolis panzer ve helikopterlerle basaraktalan etmiştir, bu baskınlar ne ilk nede son olacaktır korkularını büyüt-meye milyonları örgütlemeye devamedeceğiz" dedi.

DevrimcileriSahiplenmemizi HiçbirGüç Engelleyemez

İstanbul'dan gözaltına alınanlarİstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne gö-türülürken; gözaltında bulunan avu-

FAŞİZMİN HALKA, ÖRGÜTLENMEYE, DÜŞÜNCEYE UYGULADIĞI118

Yürüyüş

27 Ocak2013

Sayı: 349

Edirne

Page 19: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

katları, Halk Cephelileri, GrupYorum elemanlarını ve İdil KültürMerkezi çalışanlarını sahiplen-mek için 19 Ocak günü saat13.00’te İstanbul Emniyet Mü-dürlüğü önünde basın açıklamasıyapıldı.Grup Yorum Sanat Cep-hesi’nin yaptığı eyleme aydın sa-natçılar Pınar Aydınlar, NiyaziKoyuncu ve Bilgesi Erenus da katıldı.Basın açıklaması için İstanbul EmniyetMüdürlüğü önüne gidildiği andan iti-baren polis tazyikli gazlı su sıkmayabaşladı. Grup Yorum korosu elemanlarıbasın açıklaması okumaya çalışırken,polis tazyikli gazlı su sıkmaya devametti. Polisin sıktığı tazyikli gazlı sudandolayı Hüsnü Yıldız gözünden yara-landı. Hüsnü Yıldız’ın baygın biçimdeyerde yatmasına ve kitlenin onu kenaraçekmeye çalışmasına rağmen polistazyikli gazlı su sıkmayı sürdürdü.Bu esnada yoldan geçen bir araç dur-durularak Hüsnü Yıldız hastaneye gö-türüldü.

Vatan önündeki saldırının ardındanise caddenin üst tarafında bulunanAkdeniz Caddesi’nde “İşkence Yap-mak Şerefsizliktir”, “Gözaltılar Ser-best Bırakılsın” sloganlarıyla yolkesme eylemi yapıldı. Eylem esna-sında polisin yönlendirmesiyle fa-şistler devrimcilere saldırdı.

Daha sonra oturma eylemi içinkitle Vatan Caddesi’ne geri döndü.İstanbul Emniyet Müdürlüğü önün-deki oturma eylemi gözaltılar serbestbırakılana kadar sürdü.

Vatan önündeki saldırılarla ilgiliolarak Grup Yorum tarafından yapılanaçıklamada "AKP’nin 'ileri demok-rasi'sini işte böyle her yerde teşhiretmeye devam edeceğiz. Arkadaşla-rımıza işkence yapılan her yerinönünde beklemeye teşhir etmeye vesorulacak hesabımızın olduğunu birgün mutlaka hesap soracağımızı hay-kırmaya devam edeceğiz." denildi.

AKP'nin ve KatillerininAhlakı Yoktur!

18 Ocak’ta sabaha karşı yapılansaldırılarda, hukuksuzca İstanbul’dangözaltına alınan 65 kişi 20 Ocakgünü saat 11.00’den itibaren savcılığaçıkartılmaya başlandı.

Bu sırada Çağlayan Adliyesi önün-de Halk Cephesi adına basın açıkla-ması yapıldı. Ardından, Çağdaş Hu-kukçular Derneği, Halkın Hukuk Bü-rosu Avukatları ve Grup Yorum dabirer açıklama yaptı.

Avukatlara yönelik saldırılar an-latılırken; Yürüyüş çalışanlarının iseyalın ayak oldukları, ayakkabı ve-rilmediği söylendi.

Adliye önüne TOMA araçları ge-tirerek, gaz silahlarını kitlenin üzerinedoğrultarak yığınak yapan polislererağmen halk coşku ve kararlılıklasahiplenmesini sürdürdü.

Grup Yorum'un sanatçı dostlarıda gelerek desteklerini sundular vesaldırıları protesto açıklamalarındabulundular. Efkan Şeşen, Ferhat Tunçve tiyatro sanatçıları da konuşmayaptı. Ayrıca CHP milletvekillerinin,Pir Sultan Abdal Kültür Derneği'nin,çeşitli illerin Baro avukat ve baş-kanlarının da destek verdiği kitleyehitaben miletvekili Sırrı Süreyya Ön-der bir konuşma yaparak operasyon-ları kınadı.

Adliye önündeki eyleme CHPmilletvekilleri Hüseyin Aygün, İlhanCihaner, Mahmut Tanal, Melda Onur,BDP Milletvekili Hasip Kaplan veAnkara Barosu Yönetim Kurulu Üye-si Avukat Erol Aras da katıldı.

Grup Yorum üyesi Eren OlcayGrup Yorum'un mektubunu okurken;Yeliz Yılmaz ise basın açıklamasıyaptı. Ardından Çağdaş HukukçularDerneği ve Halk Cephesi de baskın-lara ilişkin bir açıklama gerçekleştirdi.

Saat 11.00’deki açıklamanın ar-dından kitle coşkulu halaylara durdu.Saat 14.00 itibariyle, Grup Yorumdinleyicileri Taksim’de buluşarakÇağlayan’a akın etti. Sanatçıların,direnişteki işçilerin, Pir Sultan AbdalKültür Dernekleri’nin de gelmesiyle14.00’te ikinci bir açıklama gerçek-leşti. Yaklaşık 500 kişinin bulunduğu

alan adeta miting alanınadöndü. Polisin aciz ve korkaktavrının karşısında, devrim-cilerin dostları, Grup Yorumdinleyicileri dimdik durarakdevrimcilerin teslim alına-mayacağını haykırdı.

Sanatçılar Ragıp Yavuz,Serdar Orçin, Sırrı Süreyya

Önder, Ferhat Tunç, Efkan Şeşen,Pınar Aydınlar, Hilmi Yarayıcı, SelçukBalcı sırasıyla söz alarak durumulanetledi ve devrimci sanatın sustu-rulamayacağını haykırdı. ÇağlayanAdliyesi’nin önü konser alanına çev-rildi. Gerek Grup Yorum türküleriyle,Gerek Ferhat Tunç, Selçuk Balcı tür-küleriyle Grup Yorum’un susturula-mayacağını yineledi.

Eylem, Grup Yorum marşları eş-liğinde çekilen halaylarla sona er-dikten sonra Adliye önünde, savcılıksoruşturmaları bitene kadar bekleyişdevam etti. Sanatçı Nur Sürer de ak-şam saatlerinde Adliye'ye geldi.

Gözaltında bulunan avukatlar, Çağ-layan Adliyesi'ne getirildikten sonrabinanın 7. katında sorguya alındılar.Öncesinde, avukatların yanına işken-ceci Çevik Kuvvet polisleri sokuldu.Dışarıda bulunan ve meslektaşlarınısavunmak için gelen avukatlar, Adli-ye'ye polisin alınmasına karşı çıktı.Kendilerinin savunma yapmak içinorada bulunduğunu söyleyen avukatlar,çevik kuvvetin dışarı çıkartılmasınıistedi. Bunun üzerine çevik kuvvet 7.kata barikat kurdu. Aşağıda bekleyenve sayıları 500'e ulaşan kitle, hukuk-suzluğu protesto etti. Yukarıda iseçevik kuvveti polisleri, savunma yap-mak için orada bulunan avukatlara dasaldırdı. Bu saldırı sonucunda avukatAli Şafak yaralandı. Gözaltındaki avu-katlar, avukat Selçuk Kozağaçlı gelenekadar susma haklarını kullanacaklarınıifade ettiler. Direnişle karşılaşan polisdaha sonra geri çekildi. Sorgulamaise Av. Selçuk Kozağaçlı gelmedenbaşlatılmadı.

İfadelerin alınmasının ardından2 avukat savcılıktan serbest bırakı-lırken; 10 avukat tutuklanma talebiylemahkemeye sevk edildi. 21 Ocak ta-rihinde açıklanan karar üzerine 9avukat tutuklandı.

27 Ocak2013

119

Yürüyüş

Sayı: 349

TERÖRE KARŞI HER ALANDA MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM!

İst-Çayan

Page 20: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

Devrimci basına yönelik saldırı-ların ardı arkası kesilmiyor. FaşistAKP iktidarı pervasız bir şekildekendinden olmayan, AKP’ye biat et-meyen devrimci demokrat tüm ke-simlere saldırıyor. Yok etmekiçin, yıldırmak için Hit-ler’den, Mus-s o l i -

ni’den,Obama’dan öğ-

rendiği tüm yöntemlerideniyor. Amerika’nın ve IMF’nin ta-limatlarını yerine getirebilmek içinönündeki tüm engelleri kaldırmakiçin halkı daha da çok sömürebilmekiçin saldırıyor. Ortadoğu’da NA-TO’nun emrinde terör estirebilmekiçin sadece Evrensel hakları ve ya-saları değil, kendi yasa ve hukukunubile hiçe sayarak saldırıyor. Yakıyor,yıkıyor, gasp ediyor, işkence yapıyor,tutukluyor, katlediyor...

Biz yayın hayatımıza başladığı-mızdan bu yana halkımıza gerçekleriulaştırıyoruz. Halkımıza AKP’ninyalanlarını, talanlarını, katliamlarınıanlatıyoruz. AKP’nin Amerikan uşak-lığını, vatan hainliğini, din istismar-cılığını teşhir ediyoruz. Her sayfamızher satırımız AKP’nin suratına atılantokat, koltuğuna indirilen tekmedir.Her sayımız AKP’nin sonunu getirenbir adımdır. İşte bunun için defalarcadergimizin dağıtımcıları gözaltınaalındı, tutuklandı. Yürüyüş dağıtanFerhat Gerçek polis tarafından sır-tından vurularak felç bırakıldı. EnginÇeber ise dergimizi dağıtırken göz-altına alınıp tutuklandı, karakoldave götürüldüğü Metris Hapishane-si’nde işkence yapılarak katledildi.

Onlarca sayımıza toplatma kararı ve-rildi. Sayısız defa kapatılma cezası

verildi. Kaç defa bü-rolarımız basıldı, ta-lan edildi. Eşyala-rımız yağmalandı.Çalışanlarımızgözaltına alındı.İşkencelerdengeçirilip tu-t u k l a n d ı .B u g ü ndergimi-zin sa-h i b i

MustafaDoğru ve muha-

birimiz Musa Kurt halatutuklu.

Yılmadık, bugün yine saldırıyauğradık. Ozan Yayıncılık basılarakdergimizin çıkması engellenmeyeçalışıldı.

18 Ocak günü dergimizin Yürü-yüş’ün teknik ve dağıtım işlerininyapıldığı Ozan Yayıncılık İstanbulSiyasi Şube polisleri tarafından ba-sıldı.

Gece saat 04.00’da, hiçbir açık-lamaya gerek duymadan, itfaiye araç-larıyla Ozan Yayıncılığın pencerelerinive kapılarını kırarak içeri giren po-lisler, içeride bulunan çalışanlara iş-kence yapmaya başladılar.

Baskının sebebi dergimiz Yürü-yüş’ün çalışmalarının burada yapılıyorolması. Bu hazırlanan tutanaklarda,basılan yerin Yürüyüş dergisi bürosuolarak geçmesinden anlaşılıyor.

İçeri girdikten sonra ellerindekidemir kalkanlarla çalışanlarımıza sal-dıran özel harekat polisleri, çalışan-larımızı yere yatırarak ellerini arkadanplastik kelepçelerle bileklere özelliklesonuna kadar sıkıştırılarak, oturttu-rularak kan dolaşımını keserek plastikkelepçeyle ve demirlerle vurarak ya-pılan işkence polis otolarına götürü-lene kadar devam etti.

İşkence polis araçlarında, arkadantakılan kelepçelerle devam etti. Dergiçalışanlarının elleri saatlerce çözül-

meyerek bu şekilde bayılanlar ol-masına rağmen bekletildiler. Çalı-şanlarımız bu şekilde önce Adli TıpKurumu’na oradan da Vatan EmniyetMüdürlüğü’ne götürüldü.

İşkence her aşamada devam etti.Üst araması, parmak izi işkence içinbahane oldu. Gözaltına alınan dev-rimcilerin avukatlarının getirdiği suve şekerler de verilmedi. Kendi pa-ralarıyla almalarına müsaade edil-medi. Lavabo ihtiyaçları giderilmedi.Hastaneye, avukata gidiyoruz deni-lerek hücrelerden çıkartılıp parmakizi, tükürük örneği, resim çekme gibibahanelerle işkence yapıldı. Çalışan-larımız ve gözaltındaki bütün dev-rimciler Vatan Emniyet Müdürlü-ğü’nde tutulduğu sürece bu işkence-lere istisnasız maruz kaldılar.

Ters kelepçe işkencesi Adliye’dede devam etti. Nezarethanede kelepçetakılması yasal olarak da yasak ol-masına rağmen burada da saldırı veters kelepçe işkencesi devam etti.Bu uygulamaya itiraz eden avukatlarasaldırıldı, bir avukat hastaneye kal-dırıldı.

Hiçbir gerekçe göstermeksizin 55devrimci tutuklandı. Bunlardan ikisiçalışanlarımız Yeliz Kılıç ve DoğanKarataştan’dır. Yine baskın esnasındamisafirimiz olan Ümit Çimen’de tu-tuklandı. 5 çalışanımız ise 10.000TL kefalet ücreti ve adli kontrol ileserbest bırakıldı.

Bu baskın da devrimci basına yö-nelik saldırıların bir parçasıdır. Amaç-lanan halkın yanında olan, ezilenhalkların haklarını savunan her ku-rumun baskı altına alınmasıdır.

Yazdığımız her satırın, her keli-menin bedelini ödeyerek yayın ha-yatımıza devam ediyoruz. Ödediğimizbedeller onurumuzdur ve doğru yoldaolduğumuzun kanıtıdır. Pusulamızdoğrulardır. Doğruları yazmaktanhiçbir koşulda vazgeçmeyeceğiz!

Ne emperyalizm ne de emperya-lizmin yerli uşağı işkenceci, faşistAKP bizim halkımıza doğruları ger-çekleri ulaştırmamızı engelleyebilir!

Gerekirse Kanımızı Mürekkep EdecekGerçekleri Yazmaya Devam Edeceğiz!

FAŞİZMİN HALKA, ÖRGÜTLENMEYE, DÜŞÜNCEYE UYGULADIĞI220

Yürüyüş

27 Ocak2013

Sayı: 349

Page 21: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

18 Ocak günü sabah saat 04.00'de,Yürüyüş dergisi, Grup Yorum'un ça-lışmalarını yürüttüğü İdil Kültür Mer-kezi, TAYAD, Gençlik Federasyonu,İstanbul Halkın Hukuk Bürosu, İs-tanbul Çağdaş Hukukçular Derneği(ÇHD), çok sayıda ev, Ankara HukukBürosu ve Ankara ÇHD, İzmir’de birçok kurum ve evin olduğu toplamyedi ilde devrimci, demokratik ku-rumlar savaşa gider gibi AKP’nin halkdüşmanı polisleri tarafından basıldı.Baskınlarda 86 kişi gözaltına alındı ve

toplam 55 kişi tutuklandı. Baskınların hangi gerekçe

ile yapıldığı açıktır. Nereden bakarsanız bakın,

polis açısından açıklamayamuhtaç bir durum olduğu aşi-kârdır.

Polis, onca tantanayla ya-pılan baskınlarda, yaptığınımeşru gösterecek hiçbir şeyelde edememiştir. Yozlaşma-ya karşı mücadele edenleresaldırmak, işkenceye karşı ak-tif örgütlü mücadele edenleri,düşünce ve örgütlenme öz-gürlüğünü savunanları tutuk-latmak gibi, halk nezdindepolisin kendini teşhir edenbir durum yaratmıştır.

Baskınların kendisiningayrimeşru olması bir yana,baştan sona hukuksuzluk, ya-sadışılık içindedir.

Başaramadılar, düşünce-lerimizi değiştiremediler. Yolagelmedik, ıslah olmadık. Bas-kınlar, gözaltılar bizleri teslimalamadı alamayacak. Bu kezkomplo ile teslim alma ope-rasyonu yaptılar.

Bu saldırılar, halkı sustur-maya devrimcileri sindirmeyeyönelik saldırılardır.

Avukat bürolarına yapılanbaskınlarda yasalara göre Sav-

cının bulunması gerekirken, bu yasaçiğnenmiş ve Savcının yolu şaşırıpbulamadığı gerekçesiyle baskın ya-pılmıştır.

Kısa bir süre önce “TUTUKLA-MALARLA MİLYONLARI ÖR-GÜTLEMEMİZİ ENGELLEYE-MEYECEKSİNİZ” diyerek birkampanya başlattık. Ve AKP’nin“ileri demokrasisi”ni her yerde teşhiredip işçi, memur, öğrenci, tüm halkıbirleştirerek mücadeleyi büyüttük,

büyütmeye devam ediyoruz. Bununiçin saldırıyor AKP, bunun için bası-yor derneklerimizi, kurumlarımızı.Bunun için susturmaya çalışıyor GrupYorum’un direngen sesini.

Çağdaş Hukukçular Derneği veÇağdaş Avukatlar 1974 yılından buyana, haksız, hukuksuz, usulsüz yar-gılamalarla, savcılık ve polis uygu-lamaları ile soruşturmalarla 25 yıldırmücadele eden bir avukat geleneği-nin mirasçılarıdır, halkın avukatları-nın sesini susturamadınız, sustura-mayacaksınız. Milyonları örgütleye-ceğiz diyen derneklerimizin sesinisusturamadınız, susturamayacaksı-nız.

Grup Yorum, halkın avukatları,derneklerimiz, kurumlarımız, Yürü-yüş dergimiz, faşizme karşı dik du-ruştur. Vatanını ve halkını sevmeninadıdır, AKP bu dik duruşu eğmeye,bükmeye çalışıyor.

Böyle bir hukuksuzluk karşısındakurumlarını korumanın en doğal hak-ları olduğu bilinciyle, direndiler ba-sılan kurumlar.

Ozan Yayıncılık ve Yürüyüş gibiİdil Kültür Merkezi, TAYAD, Genç-lik Federasyonu da tam anlamıylayağmalanmış, CD'ler, mektuplar, fo-toğraf makineleri, bilgisayarlar, ki-taplar, basın açıklamaları her şeygasp ve talan edilmiştir.

İdil Kültür Merkezi'ne “11 çelikkapıyı üst üste kırarak girebildik” di-yor polis. Normal her evin olduğu gibiİdil Kültür Merkezi ve diğer basılantüm kurumların kapıları çeliktir. Fa-kat bahsedildiği gibi 11 çelik kapı ol-duğu tam bir yalandır. Basın toplan-tısıyla bu bütün basına da gösterildi.Neden yalan söylüyor pekala AKP po-lisi? Hala polisin yalanlarına ina-nanlara çağrımızdır: Gelin görün kı-rılmış bir duvarımızı, parmak izialınmış bağlamalarımızı, bardağımı-

Demokratik Kurumlara YönelikBaskınlar, Hukuksuzluk ve Medya

http://www.ba gim siz lik-de mok ra sii cin-halk cep he si.comHHalk CephesiHalk Cephesi

Halkı Yozlaştıranlar;Yozlaşmaya Karşı MücadeleEden Devrimcilere Saldırdı!

Halkı Katledenler;Katliamlarını OrtayaÇıkartanları Tutuklattı.

BASININ GÖREVİ POLİSİNÇEKTİĞİ KLİPLERİOYNATMAK DEĞİLDİR!GERÇEKLERİ YAZMAKTIR!

Polis yeni bir iş daha edindi:KLİP ÇEKİYOR!

Senaryo: POLİS

Oyuncular: POLİS

Konusu: 11 ÇELİK KAPI VEKOZMİK ODA

Bırakın Bu Maskaralıkları!

AÇIKLAYIN: Neden Bastınız?

AÇIKLAYIN: Ne Buldunuz?

AÇIKLAYIN: 86 DevrimciyiNeden Gözaltına aldınız? 55'iniNeden Tutukladınız?

27 Ocak2013

21

Yürüyüş

Sayı: 349

TERÖRE KARŞI HER ALANDA MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM!

Page 22: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

zı, kalemimizi, kitabımızı, çamaşır, fo-tokopi makinemizi ve yağma talanedilen Kültür Merkezi’ni...

Yasal Derneklere ‘Yasadışı’ Muamelesi Yapılması Polisin Terörünü Meşrulaştırmak İçindir!

Basılan bütün kurumlar yasal der-nek ve yayın kuruluşu, iş yeridir. Ya-sal derneklerin nasıl denetleneceği ya-salarda belirtilmesine rağmen, polishukuksuzluğunu meşrulaştırmak içinburjuva medya aracılığıyla yalan ha-berler pompalamıştır. Bir hafta bo-yunca bütün burjuva basının man-şetlerinden polisin yalan haberlerinetanık olduk.

Olmayan 'Kozmik oda' haberle-ri neye hizmet ediyor?

“Yurt dışında bulunan örgüt ele-başlarına ülkemizin kozmik bilgilerinişifreli metinler halinde kodlayarak ra-porladıkları, başka ülkeler lehineajan faaliyeti yürütmek için gizli ha-berleşme merkezleri oluşturduklarıtespit edilmiştir...”

Polis, baskınların hukuksuz oldu-ğunu ve fiyasko ile sonuçlandığını çokiyi bilmektedir. Basına dağıtılanGençlik Federasyonu ve İdil KültürMerkezi baskınından görüntüler de busıkıntının yansımasıdır. Polis bu gö-rüntüler ile baskını haklı çıkarmayaçalışmaktadır. "Ardı ardına onbir çe-lik kapı" diyerek suçlu potansiyeli ya-ratmaya çalışıyor. Ancak, gösterilengörüntüler basında yer alan "koz-mik oda" gibi yerler olduğuna dair po-lisin kendi tutanağında dahi tek bir ke-lime yoktur.

Çelik Kapı YaptırmakSuç Mu?

Basına servis yapılan baskın gö-rüntülerinin, yapılan hukuksuzluğumeşru göstermek için "klipleştirildi-ği" sırıtan bir gerçektir. Klip'in yö-netmeni polistir, gösterdikleri "örgüteait faaliyet bilgilerinin yer aldığıCD ve dökümanların bulunduğu"tümüyle yalandır. Bu yalan şimdiden

çökmüştür. Basılan kurumları suçla-mak için, "onbir tane çelik kapı var-dı, kameralar vardı" gibi demagojilerebaşvurmaktadır. Büyük suça bakın!Kameraları var, öyleyse terörist! Po-lis o görüntüler ve yaptırdığı haber-lerle bu imajı yaratmak istiyor.

Onlarca kuruma yapılan baskın-lar tümüyle fiyaskodur. Neden basıl-mış, insanlar neden gözaltına alınıp tu-tuklanmıştır; hukuki temelde cevap-ları yoktur bu soruların.

Suriye'ye ajanlık yapmak, bilgi sız-dırmak, örgütün talimatlarını yerinegetirmek" gibi gerekçeler öne sü-rülmüştür. Kendi yasaları ile kurulmuşve o yasalar çerçevesinde faaliyet yü-rüten kurumlar, "yasadaşı örgütebağlı" gösterilip kriminalize edil-mek istenmiştir. Bu konuda bir kanı-ta ihtayaç da duymaz polis. Sadece"biz söyledik herkes inanacak"demektedir. Buna, sözde hukuk ku-rumları, yargı da dahildir. Yargı, po-lisin kalem memurları haline gel-miştir. Polis istemekte onlar yerine ge-tirmektedir. Böyle bir baskın içinizin verilmesi, "hani kanıtlarınız ne-rede" diye dahi sorulma gereği du-yulmaması bu yüzdendir. 1 Nisan bas-kınlarında da aynı durum yaşanmış vebirazcık hukuki kaygılar güden bir ha-kim, “bu gerekçelerle arama iznivermem” diyememiştir.

Hiçbir somut gerekçeye dayan-mayan baskınları yap, hiçbir "delil"bulamazsan, sahte belgeler düzenle,itirafçı ifadeleri düzenle, kendince ör-güt sorumluları listeleri çıkar ve in-sanları tutuklat; Bu mu adalet? Tür-kiye'de hukuk böyle işliyor.

İddia Ediyoruzve BuradanÇağrı Yapıyoruz;

Baskınlar tümüyle hukuksuzdur,yasadışıdır, fiyaskodur. İstanbul po-lisinin ve diğer illerde yapılan polisbaskınlarının ne öncesi ne de sonra-sında insanların tutuklanmasına ye-tecek hiçbir belgesi, kanıtı yoktur. İz-leyin, bu insanlara yöneltilen suçla-malar da birer birer çürüyüp düşe-cektir. Ancak bu süre içinde, bu in-

sanlar hak ve özgürlükler mücadele-sinden koparılmış olacaktır. Tutuk-lanan avukat Taylan Tanay'ın “busadece fiziki bir ayrılık olacak, mü-cadele içeride devam edecek” dediğigibi dışarıda da devam edecek. Polisde soruna asıl olarak böyle bakıyor:Ne kadar yatırırsak kardır!

Evet, Çelik Kapımız Var Evet, Kameralarımız Var

Polisin burjuva basına servis yap-tığı haberlerin temel direğini, yani ku-rumlara yapılan baskını meşrulaştır-ma gerekçesini, çelik kapıların bu-lunması oluşturuyor.

Garip olan şu; polisin hazırladığı"klip" eşliğinde baskın haberini yapantüm televizyon kanallarının ancakşifreli kartlarla açılan kapıları var;hepsinin binalarının, plazalarının et-rafı ve içi kameralarla donatılmışdurumda. Ve hepsinin kapısında, et-rafında "özel güvenlik görevlileri" ci-rit atıyor.

"Neyi saklıyorlar?" diyor haber ka-nalları. Haksız elde edilmiş dolarlar,eurolar, TL'ler saklamadığımız dakesin. Özel şantaj dosyaları sakla-madığımız da kesin. Bunları sakla-yanları arıyorsa, patronuna dönüpbaksın, avukatlığını yaptığı düzeninrantını yiyenleri görsün. Ama onlarabakmazlar, onların soymasına, halkıyozlaştırmasına seslerini çıkarmazlar,bunlara karşı mücadele edenleri na-sıl terörize edeceklerini düşünürler.

Sizin kameralarınız, çelik kapı-larınız olacak, ama bizim oluncasuç olacak öyle mi? Üzerimize iti,kopuğu, serserileri örgütleyip gön-dereceksiniz, kurumlarımıza uyuş-turucu çeteleri kurşun sıkacak,molotoflar atıp kundaklayacak;biz tüm bunlara karşı önlem alın-ca suç olacak, öyle mi?

Bizim tabi ki çelik kapılarımız ola-cak. Çünkü sömürücüleri, soygun-cuları, talancıları, bezirganları, al-çakları, namussuzları, vatan hainlerini,emperyalizmin uşaklarını, işkence-cileri biz yazıyoruz; bunların hepsi,düzenlerini bozduğumuz, çarklarınaçomak soktuğumuz, kanlı, kirli yüz-

FAŞİZMİN HALKA, ÖRGÜTLENMEYE, DÜŞÜNCEYE UYGULADIĞI222

Yürüyüş

27 Ocak2013

Sayı: 349

Page 23: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

lerini teşhir ettiğimiz için bize kin vedüşmanlık besliyor. İti var, miti var,mafyası var, sivil faşistleri var, kontr-gerillası var, hırsızı var, uğursuzuvar kısacası var da var bunlara karşıönlem almayalım mı? Tabii ki alaca-ğız. Tabii ki çelik kapılar taktıracağız,tabii ki teknolojinin imkanlarından ya-rarlanacağız.

Kaldı ki yıllardır kurumlarımız po-lisin hukuksuz baskınlarına maruz kal-maktadır. Arama kararı göstermeyibile gereksiz gören, avukatların bu-lunmasını engelleyen, yani kendi ya-salarına dahi uymayan bir polise kar-şı direnmek, bunun için kurumlarımızıkorumak en meşru hakkımızdır.

Haksızlığa, gayrimeşruluğa karşıher biçimde direneceğiz.

Bizim kapılarımız, kameraları-mız halkın düşmanlarına karşıdır.Bize saldıranlarsa, tüm bunları halkakarşı yaparlar.

Basın Hukuksuzluğu Aklamak İçin Kullanıldı

Baskınların ilk saatlerinden itiba-ren TV'lere yansıyan, ertesi günügazetelerde yer alan haberler, polisinbu açık hukuksuzluğunu, yozlaşma-ya karşı mücadeleye saldırıldığını,yozlaşmanın savunulduğunu gizle-meye çalıştı. Polis ne istediyse gaze-teler onu yazdı. Hatta, son olarak biz-zat polisin hazırladığı bir "klip", "ha-bercilik" adına bir utanç sayılması ge-rekirken, sorgulanmadan yayınlandı.

"Biz aslında hiçbir şey bulamadık"itirafı da sayılacak şekilde, çelik ka-pılar, kameralar, ajandalar edebiyatıyapılıyordu "klipte".

AKP polisinin amacı, baskılarımeşrulaştırmakdır, yarın nasılsa unu-tulur! Hukuka, yasalara karşı hileiçinde, durmadan "yasalar elimizibağlıyor" diyerek daha dizginsiz birhukuksuzluk talep eden polisin ça-lışma tarzını herkes bilir bu ülkede.

Kim iddia ediyor, kim doğruluyor;iddia eden, daha doğrusu o haberiniyaptıran da polis, doğrulayan da po-lis. Yani bozacı-şıracı ilişkisi dahi yok.'Ahlaklı toplum' için para almak!

Zaten bu acizlik değil midir o bas-kınları yaptıran!

Halkın Hukuk Bürosu avukatlarıezilen halkın yaşadığı adaletsizlikle-re karşı hukuk mücadelesini mahke-me salonlarında alanlarda vermiştir.Engin Çeber’i katleden katillere, Fer-hat’ı felç bırakan işkencecilere, hal-kın evlerini yıkmak isteyen yağma-cılara, emperyalist saldırılara karşıhalktan, ezilenlerden yana olmuşadalet mücadelesi vermişlerdir.

Onlarca yıllık yayın hayatındadefalarca baskınlar yaşamasına, ka-patma, para cezaları almalarına rağ-men Yürüyüş dergisi susmamıştır.Yürüyüş dergisi düzenin çürümüşlü-ğünü yazmaya, halkın sesi olmayabinlerce insana ulaşmaya devam et-miştir.

AKP iktidarı emekçiye memura iş-çiye verdiği iki kuruş maaşla “ölme-den sürünün” diyor.

Gençliğe, öğrenciye geleceksiz,ahlaksızca, günübirlik yaşayın di-yor.

Hapishanelerde tutsakları hasta-lıkla katletmek, tecrit ile yalnızlaş-tırmak, düşüncelerinden arındırmakistiyor.İstiyorlar ki AKP palazlandıkça pa-

lazlansın, Ağaoğulları, Nurollar, Ki-lerler zenginleştikçe zenginleşsin.Halkın sırtından asalakça, hayvancayaşasınlar.

Ama bizler, onurlu halkın, onur-lu evlatları olarak baskınlar, gözaltı-lar, tutuklamalar karşısında yılmaya-cağız. Mücadelemiz durmadan devamedecek.

Polis, tüm demokratik kurumlara,devrimci ve demokratlara, halkımızıntüm kesimlerine "düşman" gözüylebakar. Kendi yasalarına dahi uymaz.Adalet, hukuk diye bir şey yoktur. İd-dianameler hiçbir araştırma yapıl-madan polis fezlekelerinden aktarılırve mahkemeler bunlara dayanarak ka-rarlar verirler. Ki, bu fezlekeler genelolarak yalanlarla, sahte belgelerle,komplolarla, demagojilerle ve “bizsöylüyorsak öyledir” hamaseti iledoludur. Binlerce örnek vermek müm-kündür bu konuda.

Hukuk mücadelesi de burada önem

kazanmaktadır. 1 Nisan komplosunakarşı verdiğimiz hukuk mücadelesi ile,polisin sahte belgeler hazırladığını,komploculuğunu deşifre ettik ve tümdünyaya yaydık. Çete, mafya ve iş-kenceye karşı mücadelemizi bastıra-rak, susturmak için; düşünce ve ör-gütlenme özgürlüğümüze yönelik buoperasyonlarda aynı akibete uğraya-caktır. Hatta daha bugünden çökm-üştür bu operasyon. "Çelik kapı" de-magojisi ile polis terörünün üzerini ör-tememiştir. Ve açıkça ilan ediyoruz ki;devrimci demokratik kurumları ba-sarak, talan ederek, insanları tutukla-yarak; çeteleri, uyuşturucu mafyala-rını, kadın tacirlerini, kumarhaneleriişkencecileri, katilleri, halk çocukla-rını sokak ortasında öldürenleri kur-taramazsınız. Bu bataklığa karşı mü-cadeleye devam edeceğiz.

Bu operasyonlar ilk değildir, sonda olmayacaktır. Oligarşinin azgınca,pervasızca ve hak hukuk gözetmek-sizin saldırması boşuna değildir. Hal-ka umudu taşıyanlara saldırıyorlar. İş-kencelerle gözaltına alıyorlar. Ama bi-liyoruz ki, bu saldırılardan, baskın-lardan hep başımız dik çıktık.

Basına, gazetecilere, haber mu-habirlerine tekrar tekrar sesleniyoruz:

Katillerin Maşası Olmayın!İktidarın yalakası patronlarınızın

ihale kapmak için katillerimizin söz-cülüğünü yapmasına ortak olmayın!

Gerçekleri sizler çok iyi biliyor-sunuz: Polisin yaptırdığı yalan ha-berleri yayınlamayın, çektiği kliple-rin yalan olduğunu söyleyin. En azın-dan “BİZ 11 ÇEKİL KAPI GÖR-MEDİK” deyin, yalan olduğunu söy-leyin!

Halka karşı suç işlemeyin! Bu ülke de katledenler, katilleri ko-

ruyup, kollayanlar hiçbir zaman yar-gılanmadı. Ve yine ülkemiz de hiçbirdönem, bu kadar açıktan katiller ko-runup, mahkemelerde aklanmadı.

AKP’nin yalanlarına, terörünealet olmayın.

Halk Cephesi

27 Ocak2013

223

Yürüyüş

Sayı: 349

TERÖRE KARŞI HER ALANDA MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM!

Page 24: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

Oligarşinin faşist partisi AKP, yö-netebilmek için yine devrimcileresaldırıyor. 18 Ocak 2013 günü yinedevrimci kurumlar basıldı. Halkınsanatçıları, halkın avukatları da içindeolmak üzere devrimcilere yönelikoperasyon yapıldı. Operasyon her za-manki gibi bir komploya dayandırıldı.Cepheliler komployla bugün karşı-laşmıyorlar.

Oligarşinin tarihi işkence ve kat-liamlarla dolu olduğu kadar komp-lolarla da doludur. İşkencecilik, kat-liamcılık, komplo, provokasyonlarve linçler onun yönetim tarzıdır. Butarzın hedefi ise en başta devrimci-lerdir. Ve senaryo hep aynıdır.

Ya, "Türkiye sorumlusu" yaka-lanır, "örgüte büyükdarbe"ler vurulur, örgüte aittüm arşiv ele geçirilir, polisher şeyi biliyor havası yay-gınlaştırılır... Ya, "adı açık-lanmayan birinden ihbar ge-lir" ve yasal kurumlar basılır,yöneticileri tutuklanır. Yasaldergi büroları "hücre evi"olur, yayın yönetmeni "terö-rist" ilan edilir. Polisin hazırladığıifadeler, zayıf kişilikli unsurlara im-zalattırılarak insanlar keyfi şekildetutuklanır, hatta on yıllara varan ce-zalar verilir. Birileri bir anda "canlıbomba" ilan edilerek afişe edilir,hakkında "vur emri" çıkarılır. Okişi ya da kişilerin halen hapishanedeolmasının dahi önemi yoktur, çünkükomplocular pervasızdır, devrimcilersöz konusu olduğunda hiçbir şeyinsorgulanmayacağından emin olarakhareket ederler...

Halka karşı savaşın 'psikolojik sa-vaş' boyutunu da oluşturan tüm bukomplo örneklerini yaşadık. Türkiyetarihinin en büyük komplosuna maruzkaldık. Ve alt etmeyi başardık. Bukomplo, tarihe 1 Nisan komplosuolarak geçti.

Tarihler 1 Nisan 2004’ü gösteri-

yordu. AKP iktidarı “terörizm”demagojisiyle saldırıya geçti. Herkomplo gibi, yalan-demagoji vehukuksuzluk üzerine kurulu olanbu komploda, Avrupa emper-yalistleri de yer aldı.

Yasal-DemokratikKurumlar, BirGünde Hücre EviOldu; Her ŞeyiyleOrtada OlanDevrimcilerTerörist!

Sahte belgeler hazır-ladılar. Yasal, demokra-tik kurumlar ve bu kurum-larda çalışan, her şeyiyle ortada olandevrimcilere saldırdılar. “DHKP-C’ye 5 ülkede birden operasyon”diye duyurdular.

İstanbul'da; Ekmek ve Adalet

Dergisi, TAYAD, Halkın HukukBürosu, Temel Haklar ve Özgür-lükler Derneği, Anadolu'nun SesiRadyosu, Gençlik Gelecektir Der-gisi, İstanbul Gençlik Derneği, İdilKültür Merkezi, Okmeydanı Hal-kının Sesi Gazetesi basıldı; Aynıgün Anadolu’da, Ankara, İzmir, Ko-caeli, Bursa, Samsun, Adana ve Der-sim’de demokratik kurumlara, dergibürolarına ve evlere baskınlar yapıldı.Günlerce süren baskınlar sonucunda150’yi aşkın devrimci gözaltına alındı.

Avrupa'da ise; Hollanda'da Öz-gürlük Bürosu ve DHKC Enformas-yon Bürosu, Belçika'da Halkın SesiTelevizyonu ve ayrıca Hollanda veAlmanya'da çeşitli evler basıldı. Tümbu baskınlarda, bilgisayarlar, tele-fonlar, yayınlar gasp edildi. Duvarlararama altında delinip yıkıldı, dolaplar

ta-lan edildi. Yaşa-nanların adı özetle, "terör dema-gojisi ile terör estirmek"ti.

Her demokratik kurum örgütün"hücre evi", çalışan herkes "ör-güt üyesi" ilan edildi. Onlarcakişi daha gözaltında iken, onları"terörist", şura bura "sorumlusu"ilan eden, sorumsuz, kontra basınyanında Emniyet Genel Müdür-lüğü Sözcüsü Ramazan Er, dahabaskınların yapıldığı gün "Avru-pa'da 23, Türkiye'de 40 örgüt

üyesi yakalandı" açıklamasını yaptı.Sonraki gün ve aylarda İçişleri Bakanıdefalarca "teröre karşı uluslararasıişbirliğinin en güzel örneği" olarakgösterdi ve mahkemeleri süren in-sanları "terörist" ilan etmekten çe-kinmedi. Oysa Türkiye ve Avrupa’dabasılan yerler arasında DHKC ileilgili tek yer Hollanda DHKC En-formasyon Bürosu’ydu. Ve bu büroda Hollanda’nın yasalarına göre faa-liyet yürüten bir yasal kurumdu.

Bugün de İstanbul Emniyet Mü-dürü Hüseyin Çapkın, “ülkenin koz-mik bilgilerini sızdırmak” gibi ipesapa gelmez açıklamalarla, komploile baskın ve gözaltı terörünü savu-nuyor ve basın da buna ortak oluyor.Kurumlara yönelik eşkıyalığı, ne ol-duğu belli olmayan kimyasal gazlarkullanılarak yapılan işkenceleri gör-müyor, göstermiyor.

GÜNÜMÜZÜ AYDINLATAN

1 NİSAN KOMPLOSU

FAŞİZMİN HALKA, ÖRGÜTLENMEYE, DÜŞÜNCEYE UYGULADIĞI24

Yürüyüş

27 Ocak2013

Sayı: 349

Page 25: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

Kanıt Yoksa Yaratılır,Sahtekarlık PolisinUzmanlık Alanı

Emniyet, “bir yıldır ha-zırlanıyorduk” açıklaması ya-pıyordu. Bir yıl boyunca ha-zırlanan komplo, Avrupa em-peryalizminin teşhir olmayı da gözealdığı bir terördü. Amaç “terör örgütü”denildiğinde akan suyun duracağı birülke yaratmaktı. Kopardıkları güm-bürtüye rağmen ortada mahkeme aşa-masında işe yarayacak delil yoktu. Ya-rattılar. Polisin ortağı yargı, 82 dev-rimciyi tutukladı. Ve burjuva basınpsikolojik savaşın borazanı olarak gör-evini yerine getirdi. Her gün demokratikkurum ve kuruluşlara gidip gelen, ça-lışan insanlar bir anda “illegal örgütüyesi” oldular.

Kaba bir incelemede bile belgelerintek elden çıktığı anlaşılıyordu. “Örgütbelgesi” diye dosyaya konulan belgeler,illegal bir devrimci örgütün ciddiyetiylealakası yoktu. Öyle ki, sahtekar polis,aynı belgeden iki tane hazırlamış, bi-rinde bir maddeyi yazmayı unutmuştu.Ele geçirildiği iddia edilen bir diskette,örgüt sorumlularının kod adlarınınkime ait olduğunun listesi gibi düzmecebelgeler konulmuştu. Ekmek ve AdaletDergisi’nin çeşitli sayılarında çıkanyazı ve röportajların bilgisayar çıktılarıalınarak “örgüt belgesi” ilan edilmişti.Kimilerinin hapishanede yatmış olması,katıldıkları demokratik eylemler sı-ralanıyor ve "bunlar terörist oldu-ğundan derneklerde, dergilerde ör-gütlenecekler, sonra da terör eylemiyapacaklar. O halde baştan engel ol-mak gerek" deniyordu. Düzenin ya-salarına göre bile suç oluşturmayacakgerekçelerle hazırlanan bu fezlekesavcı tarafından iddianameye dönüş-türüldü. Baskıyla, işkenceyle, gözaltıyladevrimcileri engelleyemeyen oligar-şinin polisinin yerine yargı devreyegirerek “ne kadar yatırsak kardır”anlayışıyla kimilerini bir yıl, kimileriniiki yıl hapishanede tuttular.

“Diskette Adın Çıktı” Gözaltı ve tutuklama terörü, 1 Ni-

san’la sınırlı kalmadı. “Ele geçirdik”

dedikleri diskette,“adın çıktı” deni-lerek Türkiye’ninonlarca kentinde on-larca kişi gözaltınaalındı. Demokratikmücadeleye karşı birsilah olarak kulla-

nılmaya başlandı. Hatta aradan aylaryıllar geçmesi bile önemli değildi.Polis, kimi gözaltına almak istese,diskete adını ekliyor ve alıyordu.

Sahtekarlığa Karşı Savaş Açıldı

Haklar ve özgürlükler mücadelesihukuk savaşıyla sürüyordu. Kampanyabaşlatıldı. İlk elden, tutuklanan dev-rimciler ve avukatları, polisin dosyayakoyduğu belgelerin sahte olduğunukanıtlayan açıklamalar yaptılar.

HHB avukatları, 9 Haziran 2004tarihli duruşmada, suçlamanın enönemli "kanıtı" olarak gösterilen dis-ket ve bilgisayar ürünlerinin tekrarincelenerek dökümünün yapılmasıve bir kopyasının kendilerine veril-mesini talep ettiler. Mahkemenin dis-ketlerin "Emniyet Müdürlüğündenistenmesine" karar vermesi ile çarpıcıbir gerçekle karşılaştılar. Oysa davadosyasındaki emanet makbuzundatüm bu dokümanlar, "savcılık ema-netinde" gözüküyordu. Yani, mah-kemenin bilgisi ve onayı dahilinde,savcılıkta olduğuna dair resmi kayıtbulunan disketler, polisteydi. Davaaylar önce açılmış, tüm belgeler po-listen çıkmış görünmesine rağmenyaşanan bu durum, açık bir suçüstühaliydi. "Diskette adın geçiyor" de-nilerek yapılan gözaltı ve tutukla-malarda, o isimlerin diskete nasılgirdiği de böylece anlaşılıyordu.

Yine, HHB avukatlarının baktığıaltı ayrı davada da benzer bir durumunolduğunun aynı süreçte ortaya çık-masıyla, bu hukuksuzluğun polis-yargı işbirliği ile bir yöntem, politikaolarak kullanıldığı kanıtlandı.

Kasım 2004'te mahkeme kararıyla,hakim Necat Ede ile avukatlar tara-fından emanette yapılan incelemesonucunda, disket de polisin elinde

KOMPLOLARLA,GÖZALTILARLA,

TUTUKLAMALARLABİZİ

BİTİREMEZSİNİZ!

1 Nisan 2004 DisketKomplosu: 8 ilde, 5ülkede 150’yi aşkın

gözaltı, 82 tutuklama

24 Aralık 2010, saat:03.15'de Yürüyüş

dergisi Helikopterlereşliğinde yüzlerce çevikkuvet ve özel harekatpolisleri tarafındankapıları balyozlarla

kırılarak basıldı, 12 kişigözaltına alındı 7 kişi

tutuklandı!

10 Mayıs 2011, Saat:03.00'da İstanbulOkmeydanı'ndabulunan Gençlik

Federasyonu, Haklar veÖzgürlükler Derneği ve

İdil Kültür Merkezibasıldı. 46 kişi gözaltınaalındı, 9 kişi tutuklandı!

8-9 Mayıs 2012, 14İlde Gençlik Derneği ve

Halk Cephelilereyönelik operasyonlarda96 kişi gözaltına alındı.

36 kişi tutuklandı!

27 Ocak2013

25

Yürüyüş

Sayı: 349

TERÖRE KARŞI HER ALANDA MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM!

Page 26: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

kaldı! Hangi disket, CD vb. neredenalınmış, dosyaya konulan 'örgütseldokümanlar' hangi disket, CD vb.'denelde edilmiş? Bunların hiçbirisi bellideğildi. Sözde delillerin bulunduğuçuvallar mühürsüz, öylesine atılmıştı.Tutanakla tespit edilen bu durumunhukuki anlamı; disket ve diğer belgeve dokümanların delil niteliğini yi-tirmiş olmasıydı, "hukuki yollarlaelde edilmiş delil" niteliğinde ol-mamasıydı... Sahtekar polis tam birpervasızlık içinde hareket ederek,nasılsa iktidar, yargı arkamda, negerek var yasalara uymaya diye dü-şünmüştü. TÜBİTAK tarafından ve-rilen bir raporla da, disket türü ma-teryallerin delil olamayacağı bilimselbir gerçek olarak dosyaya girdi.

Yurt çapında, eylemler, pankartlar,bildiriler, kuşlamalarla komplo teşhiredildi. En sonunda komplo çöktü.İçeride tek bir tutuklu bile kalmadı.

Komplonun Amacı ve Sonucu

1- Özel olarak devrimci hareketi,

genel olarak tüm devrimci demokratikkurum ve kişileri sindirmek ve ni-hayetinde halkın demokratik müca-delesini yok etmek.

2- Haklar ve özgürlükler müca-delesi veren demokratik kurumlarıyok etmek olmuyorsa adı var kendiyok tabela kurumlarına dönüştür-mek.

3- Gerici, faşist AKP iktidarınamuhalefet eden, bağımsızlık-demok-rasi-sosyalizm için mücadele edenbütün güçleri yok etmek.

4- Gerçek demokrasi için müca-dele eden devrimcileri yok ederek,AB süreciyle allanıp pullanan de-mokrasicilik oyununun deşifre ol-masının önüne geçmek.

Avrupa emperyalizmi ve oligar-şinin bu amaçlara ulaşmak için ger-çekleştirdiği komplo, emperyalizminçıkarları gereği hukuku nasıl ayaklaraltına alacağının somut göstergesioldu. Ancak AB’nin sahte hukuk vedemokrasi söylemlerine inanan birçokkesim, terör demagojilerine inanarakbu hukuksuzluğa karşı sessiz kaldı.Oligarşinin, muhalefeti tasfiye etmek

için sınır tanımayacağının bir örneğidaha tarihe kaydoldu.

1 Nisan sonrası, operasyonunkendisinin fiyasko olduğunu, amacıaçısından da sonucun bir "fiyasko"olacağını belirterek şöyle demiştik:"Boyutlarıyla, biçimlenişiyle yakıntarihimizde benzeri görülmese de,aynı amaca yönelmiş çok operas-yonların hedefi olmuştur devrimciler.Ve hepsinde de operasyonları boşaçıkarmasını bilmişlerdir."

Oligarşi 1 Nisan'la amaçladığınaulaşamadı, komplo yürütülen mücadeleile boşa çıktı. 1 Nisan 2004'ten buyana, oligarşinin yok etmek istediğidemokratik mücadelede konuşan, ada-leti savunan yine biz olduk. Oligarşive onun partisi AKP ise, faşist politi-kalarıyla, komploculuğu ile teşhir oldu.Ancak komploculuk onların karakte-ridir. Kararlılık ve düşmanla uzlaş-mazlık ise bizim… 18 Ocak 2013komplonuz da başınızda paralanacak.Halkın dediği gibi, yalan dört nalagider, gerçek ise adım adım, ama yinede vaktinde yetişir. Kaybedeceksiniz.İşte buraya not düşüyoruz.

AKP’nin komploları bitmiyor. 18 Ocak’ta kurulanson komplo ile komplolara karşı mücadele etmeninönemi bir kez daha açığa çıktı. Çünkü yasal ve meşrumücadele yürüten tüm kurumlar, örgütler sahte senar-yolarla engellenmek isteniyor. Komplo davaları AKP’nin,halkın büyüyen öfkesinin örgütlü güce dönüşmesindenduyduğu korkunun, acizliğinin bir göstergesidir. Ahlaksızbir düşman, korkusunun eseri olarak yalana başvur-maktadır. Bu komploları teşhir etmeye, mücadelemiziyükseltmeye devam edeceğiz.

Bu amaçla, neredeyse bir yıldır komplo ile tutuklanandevrimcilerin serbest bırakılması için yapılan eylemlerdevam ediyor.

15 Ocak günü Ankara Adliyesi önünde eylem dü-zenlendi. Yapılan açıklamada, “Bizler kurulan komplolarlatutuklanan devrimciler serbest bırakılana kadar mücadeleetmeye ve Türkiye'de adaletin olmadığını teşhir etmeyedevam edeceğiz. AKP iktidarının tüm çabaları boşuna.Susmayacağız! AKP'nin gayrimeşru olduğunu, Türkiye'deadalet olmadığını, halkı adaletsiz bıraktığını haykıracağız.

Halk düşmanı AKP'nin13 Mart'ta kendi ada-letsizliklerine ait olanbinalarında kendilerin-ce devrimcileri yargı-layacağı mahkemede

arkadaşlarımızı sahipleneceğiz! Onları sizlerin adalet-sizliklerinize mahkum etmeyeceğiz!” denildi.

Eylemde “Komploları Boşa Çıkartacağız”, “KahrolsunFaşizm Yaşasın Mücadelemiz”, “Halkız Haklıyız Ka-zanacağız” sloganları atıldı.

Zulümle İşkenceyle YenemedikleriniziKomplolarla, İftiralarla Yenemezsiniz!

FAŞİZMİN HALKA, ÖRGÜTLENMEYE, DÜŞÜNCEYE UYGULADIĞI226

Yürüyüş

27 Ocak2013

Sayı: 349

Page 27: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

Devrimci Halk KurtuluşCephesi Basın Bürosu’nun24 Ocak 2013Tarihli, 401 No’lu açıkla-masını yayınlıyoruz.

Ayakta kalmanın burjuvaziye ya-ranmak olduğunu keşfeden bir yazardaha; Gürkan Hacır.

Ama sana tavsiyemiz bir omuzunuda Fetullah’a yasla öyle bir tek gü-vence ile yetinme, herkesin birbirininkuyusunu kazdığı dünyanızda öyletek güvence yetmez.

Operasyonların, baskınların göz-altıların, işkencelerin hazırlığına ka-tılan oligarşinin ekmeğine yağ sürenbir yazar daha; Gürkan Hacır.

Basılan, dağıtılan devrimci ku-rumlara, yaralanan onlarca devrimciye,Amerikan aksiyon filmi gibi yapılanoperasyonlara zemin hazırlayan biryazar daha; Gürkan Hacır.

Burjuvazinin her türlü etkisineve yönlendirmesine açık hale gelmiş,hatta kontranın çocuğu olmaya adaybir yazar daha; Gürkan Hacır.

Gürkan Hacır, 6 Ocak 2013 tarihliAkşam gazetesindeki köşesinden,“Yoksa DHKP-C’ yi bir kadın mıyönetiyor diye soruyor. Ve başlıyorkontrgerillanın elinden çıkıp kendisine

servis edilen satırları aktarmaya.Gürkan Hacır bu yazısında çokilginç noktalara değindiğini dü-şünüyor ve akla mantığa uyma-yacak teorilerde bulunuyor. Bü-tün işini gücünü bırakıyorDHKP-C’ye nasıl bir seneryoyazsam da karalasam diye kale-

minden yalanlar saçıyor.

Gürkan Hacır ın kalemi katil oli-garşinin, işbirlikçi AKP iktidarınındili oluyor her satırda. Israrla örgütübir kadının mı yönettiğini sorguluyor.

Yazısında bizi “çözdüğü” gibi birizlenim vermeye çalışıyor. Ama ne,neden savaştığımızı, ne de neden bukadar net olduğumuzu ısrarla gör-mezlikten geliyor.

Biz sana açıklayalım Gürkan Hacırneden her koşulda savaş diyoruz.Neden ille de sınıflar mücadelesi di-yoruz. Yazıda işin magazin bölüm-lerine fazlaca girmiş, neyin nedenanlatıldığına değil de nasıl yazıldığınakadar basitleşecek bir dil kullanılmış.“Değişen dil”, “değişen örgüt” saf-sataları dizilmiş. Bir yandan “örgütörgüt” diye korku yayıp bir yandanda, karikatürize etmeye çalışılmış.

Herkesin ağzında örgüt . GürkanHacır da başka bir cepheden aynışeyi tekrar ediyor.

Peki nedir bu örgüt?

Hiçbir halk örgütsüz yaşayamaz.Şu veya bu şekilde, şu veya bu araç-larla örgütlenir. Şu veya bu araçlarlamücadele ederler. Bunları bilirsiniz.Bu her toplumsal süreçte böyle ol-muştur. Emperyalizm çağında daözellikle sömürge ülkelerde, devletinşiddeti tek yöntem olarak kullanıldığıülkelerde (ve daha bir dizi koşullardankaynaklı) silahlı mücadele hareketlerihalkı örgütleyen, kimi ülkelerde dev-

rimegötüren, kimi ül-

kelerde yenilgiye uğrayan, kimiülkelerde de hala süren bir olguolarak ortaya çıkmıştır.

İdeolojik mücadele ise, sınıflarmücadelesinin ayrılmaz bir parçasıdır.Emperyalizmle, burjuvaziyle ideolojikmücadeleyi kıran kırana sürdürme-yenler, asla zafer kazanamazlar. Bur-juvazinin ideolojisi ve düşünceleriylesavaşıp onları yere sermek, savaşıbeyinlerimizde kazanmak demektir.

Siz cevap verin Gürkan Hacır;Biz anlatıyoruz “neden illa silahlımücadele” diye tutturduğumuzu.“Neden ısrarla tek çarenin halkı ör-gütlemek olduğunu” biz anlatmayadevam edelim.

Yalnız belirtelim ki, bu konuyukarikatürize etmenizi kınıyoruz. Bizimgerçeklerimiz, bizim uğruna savaş-tığımız şeyler senin köşenden dilinealay konusu edilecek şeyler değildir.Anlar mısın anlamaz mısın bilmiyo-ruz, ama biz anlatmasını biliriz.

Neden silahla hesap sorduğumuzuanlayamamışsın anlatalım;

Senin eline yoldaşlarının bir avuçkömüre dönmüş bedeni verildi miGürkan Hacır?

Sen hiç yasal bir dergiyi sattıdiye katledilen 17 yaşındaki çocuk-larının cenazesini kaldırdın mı? Seningözünün önünde dal gibi genç, coş-kulu, inançlı, Ferhat gibi bir çocuğun,akraban, yakının, tanıdığın dergi sat-tığı için sokak ortasında vurulup,felç bırakıldı mı?

Ve evet intikamını alacağımız he-sabını soracağımız yoldaşımız Engin

OLMADI GÜRKAN HACIR KONTRANIN ÇOCUĞU OLMA YOLUNDAKİ GÜRKAN HACIR

OLMADI!..

27 Ocak2013

27

Yürüyüş

Sayı: 349

TERÖRE KARŞI HER ALANDA MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM!

Page 28: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

Çeberler var...

Senin o çok koruduğun devletin,bizim yoldaşımızı hapishanelerinde,karakollarında eli kolu bağlıykenkatletti. Hakkımızı savunduk her ko-şulda. Öngörülebilen tüm zamanlar,ölçüler tüm değerler aşıldı bizimiçin. Yıllarca duruşmaları bekledik.Senin o çok değerli mahkemelerinadeta dalga geçti adaletle. Hatırla,yargılama süreçlerine doğrudan ta-nıklık yaptınız. Sizin adalet inancı-nızla da dalga geçti bu devlet.

Ferhat Gerçek’i vuran polise 8yıl ceza isterken, Ferhat’a 15 yılhapis cezası isteyen yine senin dev-letindir. Ve Engin Çeber’i katledenişkencecilere “iyi hal indirimi” uy-guladı senin devletinin mahkemeleri.

Ama sen bunlarla ilgilenmezsinGürkan Hacır. Sen okumuş yazmışadamsın, imla yazım kurallarındananlarsın.

Örgüt nedir merak ediyorsan bizanlatmaya devam ediyoruz.

Yazının diğer bir karalama bölü-münde kadın hezeyanları”ndanbahsediyorsun. Bu çok çapsız biranlatımdır. Yine karikatürize ederekkaralıyorsun tarihimizi.

Klasik bir şey vardır kontrgerilladevletinin sözcülerinin yöntemlerinde:Karikatürize et, istediğin hale getir,ondan sonra vuruş yap... Yok öyledeğil Gürkan Hacır, bizim kadınla-rımız senin anlattığın gibi değildir.Bizim kadınlarımız inançları uğrunagün gün ölüme yürüyen, kurşun yağ-murları altında halay çekebilenlerdir.

Sadece F Tipi Tecrit politikasınakarşı Büyük Ölüm Orucu Direnişinde48 kadın yoldaşımız şehit düştü.Senin kafandaki burjuva kadının öl-çülerine uymaz bunlar... İnançlarıuğruna kendini feda eden tam 48kadın... Kadın hezeyanları öyle mi ?

Sana tavsiyemiz okumalısın. Ço-cuklarını bırakıp çocuklarının geleceğiiçin şehit düşen analarımızı okumalıtanımalısın. Şenaylar’ımız, Gülsü-manlar’ımız dağıtacaktır çünkü ka-fandaki kadın hezeyanını.

Sen örgütü kimin yönettiğini bırakda ülkenin nasıl yönetildiğine bak.

Daha bir kaç gün önce senin ülkendedemokratik kurumlara helikopterlibaskınlar yapıldı. Türkiyenin en bilinenavukatları yaka paça gözaltına alındı.Sokaklarda insanlar sürüklendi. Üzer-lerine ateş açılıp canlarına kastedildi.

Senin ülkende ne bağımsızlık varne de özgürlük. Ne onur kaldı neadalet. Emperyalizm halkların elin-deki her şeyini aldı, şimdi de örgüt-lenme hakkına, beyinlerine sahip ol-maya çalışıyor.

Emperyalizm özellikle bizim gibiyeni sömürge ülkelerdeki gerilla ha-reketlerine karşı her türlü mücadelearacını kullandı. Kontra örgütleriyle,darbelerle, askeri çıkarmalarla yoketmeye çalıştı. Öte yandan da ideo-lojik olarak, örgütlenmeyi sivil top-lumculuk sınırlarına hapsetmeyeçalıştı. Nitekim belli tarihsel evre-lerden sonra adım adım bunu da kıs-men başardı. Yeni sömürgelerde, Or-tadoğu da, Latin Amerika da ülke-mizde ise durum daha da farklıydı.Buralarda bu örgütleri yok etmekemperyalizm açısından çok daha zorve daha farklı politikalar gerektirdi.

Ülkemizde, 12 Eylül cuntası ilebirlikte tüm halka, devrimcilere uy-gulanan terör dalgasına ideolojikalanda da örgütsüzleştirme, örgütdüşmanlığı yaratma eşlik etti. Yanidenilebilir ki, yaratılmak istenenörgüt düşmanlığının anası emperya-lizmse, ülkemizdeki babası da 12Eylül cuntasıdır (önceki süreçlerindaha etkisiz olduğunu düşünerek)Yani bu bakış açısı bugün örgütdiyerek salvo atışları yapanların icat-ları değildir.

Tüm bu katliamları emperyalizminoyunlarını, faşizmin katliamcılığınısen de görüyorsun. Tüm bunlarıgörüp de “kadın hezeyanı” teorileriniişte bu yüzden yapamazsın. Bu teori,bizim ülkemizde işte bu yüzden tut-maz. Çelişkiler o kadar keskin veyakıcıdır ki, senin “kadın hezeyan-ları”n hayatın gerçekliğinde boğulurgider.

Örgüt ün yöntemlerini beğen-meyebilirsiniz (bunları ayrıca tartı-şabiliriz) ama nihai olarak ya devletinyanında ya da ona karşı olacaksınız.

Soruyoruz Ferhat’a ve Engin’e ya-pılanları onaylıyor musun onayla-mıyor musun? Onaylamıyorsan bırako zaman faşist düzenin sözcülüğünüyapmayı.

Kalemini halk için kullanmalısın.Bu aynı zamanda tüm aydınlara çağ-rımızdır. Onurunuzu bu ucuz hesap-larla kirletmeyin.

Aydınlar, ideolojik çarpıklıklar,burjuvaziden ödünç alınmış teorilerve düşünceler, halkların zaferininönündeki engellerdir. Halkın müca-delesi önünde engel olmayın. Halkagerçekleri anlatın.

Bu tarih, can bedeli bir kavganınortasında yazılmıştır, bir gazete kö-şesinde değil. Katılmayabilirsiniz amadurumu tespit etmek zorundasınız.İster aydın sorumluluğunu üstlenin,ister ölümlerin sorumluluğunu! Sizingibi okumuş, yazmış, her şeyin far-kında olanlar; neyin nasıl yazılacağınıherkesten iyi bilenler, hem gerçeğiaraştırmıyorsunuz, hem bu adi ya-lanları tekrarlayıp duruyorsunuz.

Devleti tanıdığımız gibi, sizleride tanıyoruz. Kimin demokrat, kiminparanın, patronunun, devletin, de-

mokratı olduğunu da biliyoruz. İştedevletin böyle esiri olunursa, beyinde böyle düşünür. Söylenecek sözlerkontranın ağzından çıkar. Devletinkontra faliyetlerine hizmet eder. Vekontranın çocukları gibi konuşursunuzköşenizden.

Aferin Gürkan Hacır diyemiyoruzsana: Böyle olma, beynine bunlarıyakıştırma, kalemini kontranın hiz-metine sunma diyoruz.

Devrimcilere küfrediyorsun. Sizinbasın özgürlüğünüzü de savunan yinedevrimcilerdir. Onlarca gazeteci TayyipErdoğan istedi diye patronlarınız ta-rafından kapı önüne onursuzca atılı-verdi. Tekinizin gıkı çıktı mı? Sahipçıkabildiniz mi mesai arkadaşlarınıza?Çıkamadıysanız neden çıkamadınızhiç düşündün mü? İşte paranın esiriolmak, patronun kölesi olmak budur.

Bu söyledikleriniz, yazdıklarınızkontrgerillanın adi, aşağılık spekü-lasyonlarıdır. Size kendi beyninizledüşünmenizi öneririz.

FAŞİZMİN HALKA, ÖRGÜTLENMEYE, DÜŞÜNCEYE UYGULADIĞI228

Yürüyüş

27 Ocak2013

Sayı: 349

Page 29: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

Yazınızda “Son yakalanan militanNebiha Aracı 43 yaşında. Bırakınsilahla karakol taramayı bir protestoeylemi için bile yaş ve fiziki yapıdadeğil. Ancak örgüt hiç çekinmedenbu isimleri fiziki durumlarına bak-madan sahaya sürüyor” diyorsunuz.

Herkes ahmak, herkes robot, her-kes alık, bir tek siz akıllısınız, birtek siz görüyorsunuz Nebiha’yı öylemi? Yoldaşlarından daha iyi tanıyorve düşünüyorsunuz öyle mi? Herşeyi en iyi kendinizin bildiğini sanı-yorsunuz öyle mi? Siz kendi dün-yanızda yaşıyorsunuz. Ve maalesefo dünyada da beyinlerinize hakimolan kontrgerillanın psikolojik savaşaraçlarıdır. Bırakın bu ucuz spekü-lasyonları. Kendinize yakıştırmayınbu üslupla konuşmayı. Siz görmezdengelseniz de, size de patronlarınızada, kalemlerinize yön veren oligarşiyede, tekrar hatırlatalım: Bu ülkededevrimciler olacak. Hapishanelerdebeynimiz parçalansa da, daha onlarcaF Tipi yapsalar da olacak.

Her şeyi siz bilirsiniz. En doğruolan, en makul olan sizin söyledik-lerinizdir. Ama ne tesadüftür ki,söyledikleriniz devletin polisinin söy-ledikleriyle aynıdır.

Ama bu ülke topraklarında onlarcakatliama imza atan, hapishanelerdeonar onar öldüren bir devlete gözükapalı inanmaktan vazgeçersen, bi-limsel bir kuşku taşırsan görürsün.

Bırakın bu saçma sapan şeyleri.Biz gazetecileri, eğer birilerinin sözcüsüdeğillerse okur yazar, aklı erer biliriz.Evet, bilirsin çözümü de, çözümsüzlüğüde belirleyen, politikalardır. Gazetedekisayfanı bize ayıracağına devletin iş-kence politikasını tartışsana. Devlet inhezeyanını tartışsana...

17 yaşında halk çocuklarını nedenbir dergi sattığı için öldürür bu he-zeyan, bunu tartışsana.

DESTEKLEMEYEBİLİRSİ-NİZ, SAYGI DA DUYMAYABİ-LİRSİNİZ, AMA SAYGISIZLIKYAPAMAZSINIZ GÜRKAN HA-CIR. Buna izin vermeyiz GürkanHacır.

Eğer biraz insanlığınız varsa, eğerbiraz solculuğunuz varsa, vicdanınız

da sızlayacak, utanacaksınız da, yerindibine geçeceksiniz. “Ben polisinsokak ortasındaki saldırılarını en-gellemek için ne yaptım? Nedenyapmadım” hesaplaşması yapmalı-sınız...

Sen katliamcıları, işkencecilerideğil, devrimcileri karalamaya devamet!

Bu haklı, onurlu, meşru mücade-lenin yanında değil, devrimcileri öl-dürmek, yok etmek isteyenlerin ya-nında ol!

Ama bak senin devletin ne diyor?Bu dergiyi satmayacaksın. Yasaldır

ama -demokrasicilik oyunu gereğiengelleyemediğimiz için yasaldır-satarsan seni vururum ve vurdum

Peki neden vurdun? Devlet diyorki; “Senin beynini alacağım, benimistediğim gibi düşüneceksin.

Dergiyi satan ne diyor? Beynimiteslim alamayacaksın. Öldürebilirsin,sakat bırakabilirsin ama düşüncelerimisavunmaya devam edeceğim.

Bir demokratik gösteri düşünün;sıkılan biber gazının haddi hesabıyok. Ne diyor devlet? Seni öldüremi-yorum ama biber gazım var. Kürthalkını en demokratik talepleri içinçoluk coçuk demeden basıyor mermiyiöldürüyor. Gazetelerinizde tek satırhaber bile olmuyor. “Ben anadilimleyaşayacağım” diyor Kürt çocukları.Ama çocukluklarını bile yaşayamadankatlediliyorlar sokak ortasında.

Ne diyor demokratik kurumlarahavadan helikopterlerle baskın ya-panlar bir tek sağlam eşya kalma-macasına hırsla saldırıp sakatları,çocukları işkenceden geçirenler: “Yabenim istediğim sınırlarda yapacaksın,ya benimle uzlaşacaksın, ya da yokolacaksın.” Halkın örgütlenme hak-kını savunanlar, barikat barikat odaoda eli havada teslim olmayıp canıpahasına bu baskınlara direnenler nediyor: “Ya düşünce değişikliği yaölüm diyorsunuz biz inançlarımızdanve halkın örgütlenme özgürlüğündenva zgeçmeyeceğiz.

Ya siz ne diyorsunuz? Peki nasılyaşasınlar?

Devletin istediği gibi. Yat, kalk,

uzan, sus hiçbir şeye sesini çıkartma,parasız eğitim isteme, dil isteme,şimdi şunu oku, şimdi şunu düşün...Yani hayvan gibi öyle mi? Sen bunumu istiyorsun? Neden bu tartışmayıyapmıyorsun?

Devlet ne diyor. Hayır bu ülkededemokrasi olmayacak. Benim iste-diğim gibi demokrasicilik oyunu ola-cak.

İŞTE MESELE BU. SENDE BUDEMOKRASİCİLİK OYUNUNUNFİGURANISIN SADECE... YAZA-BİLİRSİN TARİHTEN SEÇMELERYAZABİLİRSİN. MAZGAZİNLEŞ-TİRECEKSİN TABİ TARİHİ. MU-RAT BARDAKÇI NIN BİR VER-SİYONU OLACAKSIN. ORADABİR ŞEYLER YAZACAKSIN.HANGİ SONUCA BAĞLAYARAKYAZIYORSUN BU TARİHSEL“OLAYLARI”.

Hayır! Hayat ak ve kara değildirmi diyorsunuz? BAZEN BU MA-GAZİNLERE DE İHTİYAÇ VAR-DIR MI DİYORSUN! TAMAM SE-NİN BİLECEĞİN İŞ.

Ancak Türkiye gerçeği budur;Yani ak ve karadır. Faşizmle yönetilenbir ülkede diğer renklere yer yoktur.Hak ve özgürlük mücadelesi ve fa-şizm.

Bunun arası yoktur. BİZ BUNUANLATMAYA ÇALIŞIYORUZ.

SEN OTURUR SÖYLENDİĞİŞEKİLDE MAGAZİNLEŞTİRE-REK TARİHİ YAZMAYA DEVAMEDERSİN. AKSİ TAKDİRDE FA-ŞİZMİN SANA İHTİYACI KAL-MADIĞINDA DA TURNİKELERİNÖNÜNE ATILIVERİRSİN. Yönetimkurulu başkanın kapının önüne ko-yuverir seni.

NE YAPABİLİRSİN? İşte demo-krat olmak da burada anlam kazanır.

İşte, hayır demokrasi olmayacak ,Senin beynini alacağım” diyor dev-

let...

Sen ne yapmalısın?

Ya demokrat olacak ya da tek birbedel ödemeden patronun kontranınsesi olacaksın.

Olan nedir? Çizgiler kalınlaşıyor.Keskinleşiyor. Siz bunu yumuşatmak,

27 Ocak2013

29

Yürüyüş

Sayı: 349

TERÖRE KARŞI HER ALANDA MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM!

Page 30: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

magazinleştirmek mümkünse dev-rimci hareketlerin ortadan kaldı-rılmasını istiyorsunuz.

Bu istekler, Türkiye gerçeğinideğiştirmez. İşkenceyi ortadan kal-dırmaz.

İktidarlar da istiyor bizi yok et-meyi. Kızıldere den beri katledi-yorlar.

Ama yok olmuyoruz. Bu bizimmaharetimiz değil. Bu Türkiye ger-çeğinin sonucu. Eğer bu devletsizin devletinizse, eğer bu devletinörgütü , devrimciliği, kadını, ken-

diniz gibi rezil hale getireceksenizdevletiniz sizin olsun. Ama ilericilik,devrimcilik, hatta solculuk onlarıbize bırakacaksınız o zaman...

Kavramları sahiplerine iadeedin. Ama yok, biz hala ilericiyizdiyorsanız, o zaman bu devlettenvazgeçin. Bırakın Ertuğrul Özkökleryapsın Serdar Turgutlar yapsın bun-ları.

TEKRAR ÇAĞRIMIZI YAPI-YORUZ KALEMİNİZİ DEVRİM-CİLERİ KARALAMAK İÇİN DE-ĞİL HALK İÇİN KULLANIN!

DEVLETİN FAŞİST YÜZÜNÜSAKLAMAYA ÇALIŞACAĞINI-ZA HALKIN SORUNLARINI,ACILARINI TAŞIYIN KÖŞENİ-ZE.

ONURUNUZU, NAMUSUNUPARAYLA SATMAYIN!

Devrimci Halk Kurtuluş Cephesi

Tutsak Dev-Genç'liler Serbest Bırakılsın!

Antalya'da 16 Ocak tarihinde Saime Salih KoncaLisesi ve Antalya Endüstri Meslek Lisesi duvarlarına"Yaşasın DEV-GENÇ" yazılaması yapıldı.

15 Ocak tarihinde Kapalıyol, Kışlahan Meydanıve Cumhuriyet Meydanı’nda ayrıca 16 Ocak tarihindede Antalya Endüstri Meslek Lisesi, Antalya AnadoluLisesi, Muratpaşa Lisesi, Gazi Anadolu Lisesi, AntalyaTurizm Otelcilik Meslek Lisesi’nde "Tutsak Dev-Genç'liler Serbest Bırakılsın!", "Yaşasın Dev-Genç,Yaşasın Dev-Genç'liler!" yazılı kuşlamalar yapıldı.

FAŞİZMİN HALKA, ÖRGÜTLENMEYE, DÜŞÜNCEYE UYGULADIĞI330

Yürüyüş

27 Ocak2013

Sayı: 349

Halkın sesini susturmak için dev-rimcilere yapılan baskınları İstanbul’da,Halk Cephesi üyeleri Şişli AKP İlçeBinası önüde yaptıkları eylem yaptılar.55 devrimcinin tutuklandığı, 7 dev-rimcinin adli kontrol ve 10 bin TLpara cezası aldığı, 22 kişinin de serbestbırakıldığı bu saldırı 24 Ocak’ta yapılaneylemle protesto edildi.

Eylemde, Halk Cephesi adına FigenŞen bir açıklama yaptı. Şen, “Ameri-kan işbirlikçisi AKP iktidarı devrim-cilere, demokratik kurumlara yönelikyıllardır sürdürdüğü saldırılara 18Ocak günü yenisini daha ekledi” dedi.

Baskın yapılan kurumlara değinenŞen, AKP iktidarı halkın avukatlarına,sanatçılarına, gazetecilerine, tutsakailelerine, Dev-Genç’lilere ve mahallederneklerine saldırdığını ifade etti.

“Adaleti temsil eden avukatları-mızdan korkuyorsunuz! Sanat bir Cep-hedir diyen sanatçılarımızdan korku-yorsunuz! Gerçekleri yazan Yürüyüşdergisinden korkuyorsunuz! Kocamanyürekli Dev-Genç’lilerden korkuyor-sunuz! ‘Evlatlarımızı yalnız bırakma-yacağız’ diyen analarımızdan-baba-larımızdan korkuyorsunuz! ‘Milyonlar

olup hesap soracağız’ diyerek tence-re-tavaları ile sokaklara çıkan halkı-mızdan korkuyorsunuz”, diyen Şen,baskınlarla hiçbir şey kazanamaya-caklarını, derneklerini açmaya, mil-yonları örgütlemeye devam edecek-lerini vurguladı.

Açıklamanın ardından Grup Yorumadına Caner Bozkurt bir açıklamayaptı. Bozkurt, “Bu baskınlar yalnızbize değil bütün mücadele edenleredir”dedi. Konuşmanın ardından Grup Yo-rum üyeleri ve eyleme katılan kitlehep bir ağızdan marşlar söylediler.

Daha sonara Yürüyüş dergisi ça-lışanı Necla Can kısa bir konuşmayaparak baskının nasıl yapıldığını an-latı. Can, “Bu bize yapılan ne ilk nede son olacak. Bizler kaldığımız yerdenmücadelemize devam edeceğiz” dedi.

100 kişinin katıldığı eylemde “AKPİktidarı Baskı ve Gözaltılarla MilyonlarıÖrgütlememizi Engelleyemeyeceksiniz!”pankartı açıldı ve “Kahrolsun FaşizmYaşasın Mücadelemiz, Gözaltılar Bas-kılar Bizi Yıldıramaz, Halkız HaklıyızKazanacağız” sloganları atıldı. Ayrıcabaskın sırasında talan edilen kurumlarınfotoğrafları da eylemde bulundu.

Öleceğiz Ama Teslim Olmayacağız!Bağımsız Türkiye’yi Kuracağız!

Page 31: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

Sevgili Devrimci Okul öğrencile-ri, dersimize İdeolojik Sağlamlık ko-nusu ile geçen hafta kaldığımız yerdendevam ediyoruz.

Konumuza bir eski zaman şairininşu dizeleriyle girelim:

"Bir nal kaybettik, bir attan oldukBir at kaybettik, bir savaşçıdan ol-

duk,Bir savaşçı kaybettik, bir ordudan

oldukBir ordu kaybettik, bir zaferden

olduk"Bir “NAL” nelere kadirmiş de-

ğil mi?Ne de olsa, diyalektik olarak

her şey birbirine bağlıdır. O nal ni-çin kaybedildi? Belki çivisi iyi ça-kılmadı, dikkatsiz ve özensiz dav-ranıldı ve sonuç ortada. Bu şiirinbize anlatmak istediği açıktır; ay-rıntılara dikkat edin, özenli ve uya-nık olun... Bir naldan ne olur de-meyin, eğer derseniz, kendinizi de,zaferinizi de kaybedersiniz. Burju-vazi, çivileri iyi çakmamızı istemiyor.İç düşman, işlerimizi iyi yapmamızıengelliyor.

Cepheli, eğer yürüttüğü her faali-yette, aldığı her görevde, sürdürdüğüilişkilerde, yaşamda, eylemlerde dev-rimi, devrimciliği büyüterek irili,ufaklı zaferler kazanmak istiyorsa,dikkatli ve uyanık olmak zorundadır.

Dikkatli ve uyanık olmanın özün-de, "Düşman ve biz" gerçeğinin bir aniçin bile akıldan çıkartılmaması vardır.Düşman, ideolojisinden iktidarına herşeyiyle bizi yok etmek, düşünceleri-mizi teslim almak, bize zarar vermekiçin ne yapıyor... Biz ne yapmalıyız?

Düşman ve biz gerçeği demek,savaş gerçeği demektir. Bunu kavra-mayanlar, hayat denilen kavganınamansız gerçekliğini bilince çıkar-mayanlar ve hayatlarını, ilişkilerini,faaliyetlerini bu bilincin eseri olarak

örgütlemeyenler,dikkatli ve uya-nık olamazlar, ka-çak güreşirler.Oysa, kaçak gü-reşmek demek,burjuva ideolojisikarşısında yenil-mek demektir.

H a l k ım ı z ,olanca bilgeliğiyle ne güzel demiş; Suuyur, düşman uyumaz... Uyumazçünkü onun işi seni yok etmektir.İdeolojik açıdan beynini ele geçirmek,düşüncelerini teslim almaktır. O zamansen de bunu bilerek, uyanık olacaksın.O nalı kaybetmemek için çivileri iyiçakacaksın. Ne demektir bu? O nal ilezafer ya da yenilgi sonrasındaki bağ-lantıyı kurmak demektir. Yani, doğru

düşünmek demektir. Doğru düşün-meyi bileceksin demektir. Ki doğru dü-şünmek devrimci düşünce tarzına sa-hip olmaktır.

Bakın Dayı ne diyor: "Düşman vebiz" konusunda “ideolojik olarak netolursak, bu gerçekleri çok iyi kavrar,sınıf mücadelesindeki uyanıklığımızıdiri tutarız. Aksi halde tuzaklar bizibekliyor."

Sınıf mücadelesindeki uyanıklı-ğımızı diri tutmanın yolu, Dayı’nın davurguladığı gibi, ideolojik olarak netolmaktan geçer. İdeolojik olmak, netolmak ne demektir? Her ne yapıyor-sak devrim için, Cephe’nin ilke ve ta-limatları gereğince yapmak, devrim-ci ahlak ve kültürün gereğince yapmak,devrimci ahlak ve kültürün gereğinceyaşamaktan şaşmamaktır.

Nasıl yaşamamız, çalışmamız, dav-ranmamız, kısaca, düşman ve biz ger-

çekliği kapsamında nasıl savaşma-mız gerektiği açıktır. İşte bu açıklığıhayatın içinde somutlamaktır ideolo-jik netlik.

Bakın, feda şehidimiz İbrahim Çu-hadar ne diyor bu konuda; "...Düzenbizi teslim almak için her türlü çir-kefliği kullanıyor. Beyinlerimizi tes-lim almak için yozlaştırıyor, uyuştu-ruyor. Her türlü aracıyla eksik bırak-tığımız her şey düzene hizmet eder.Bunu istemiyorsak, kendimizi büyüt-mek istiyorsak soru sormalıyız. Ön-celikle kime hizmet ediyor diye sor-malıyız. Dersler çıkarmalıyız. Düzenyanlarımıza militanca yaklaştığımız-da sonuç alırız. Militan yaklaşmadı-ğımızda, düzen açık kapılar araya-caktır, ara yollar bulacaktır. Ara yol bı-rakmayacak uzlaşmayacağız. Bunu

başardığımızda biz olacağız..."Burjuva ideolojisinin, her türden

saldırısı karşısında dikkatli ve uya-nık olmanın, yegane yolu BİZ ol-mayı başarmaktan geçiyor.

Sovyet devriminin muzaffer ön-derlerinden Stalin de devrimci uya-nıklığın önemine vurgu yaparken,şöyle diyor; "...Bolşevikler, kazan-dıkları başarılarla yetinmezler, nö-bette uyumazlar. Bizim rahatlığadeğil, uyanıklığa, gerçek Bolşevikdevrimci uyanıklığa gereksinimimizvardır." (Bolşevik Partisi Tarihi Say-

fa 413 Bilim ve Sosyalizm Yayınları)Düşman burjuva ideolojisi ve kay-

nağını düzen ideolojisinden alan hertürden zaaf ve sapmanın karşısındadevrimci uyanıklığa sahip olmak, herdevrimin ve devrimcinin olmazsa ol-maz görevlerindendir. Konu hayatidir.Devrimci uyanıklığa sahip olunmaz-sa, İbrahim Çuhadar’ın dediği gibi"Düzen açık kapılar arayacaktır, arayollar bulacaktır." Bulduğu açık ka-pılardan da içeri girip beynimizi öncekirletecek, sonra da düşüncelerimiziteslim alacaktır.

Stalin, "gereksinmemiz vardır"dediği devrimci uyanıklığın nasıl sağ-lanacağına dair şöyle der; "...Parti üye-lerinin devrimci uyanıklığını tam olaraksağlamanın en önemli ve zorunlu yo-lunun, parti tarihinin bilinmesi ve kav-ranması olduğu hiçbir zaman unutul-mamalıdır.” (Age sayfa; 413)

Ders: İdeolojikSaldırı -2

BURJUVAZİNİNİDEOLOJİK

SALDIRISINANASIL

DİRENECEĞİZ?

27 Ocak2013

331

Yürüyüş

Sayı: 349

TERÖRE KARŞI HER ALANDA MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM!

Page 32: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

Devrimci uyanıklığı tam ola-rak sağlamanın bu en önemli vezorunlu yolu, Bolşevikler gibiCepheliler için de geçerlidir.Bu yanıyla, Parti Cephe tarihidüşmanın her türden saldırısına,oportünist-reformist sapmala-ra, zaaflara, burjuva ideolojisi-ne karşı mücadelenin dersleriyledoludur. Bu dersleri içselleşti-renler, o tarihin bir parçası ola-rak BİZ olurlar.

Devrimci uyanıklık işte bu-dur; BİZ olmaktır...

Bakın, bu konuda ne diyorDayı; "...Herkes bu tarihimiziyeniden gözden geçirmelidir.Bu tarih, bugünkü gücümüz ve ge-leceğimizdir. Bu tarihi bilmeyenler,kavramayanlar inanamaz, kavradık-ça inanacaktır. O tarihin içinde ya-şadıkça inanacaktır. Bu tarihe sımsıkısarılıp devrimin tarihini yazmaya de-vam etmeliyiz. Düzenden her yönüy-le kopmalıyız. Bizi düzene bağlayanhiç bir şey kalmamalıdır. O zamanbeynimiz, yaşamımız, her şeyimiz öz-gürdür. Devrimcileşmek işte budur."

Devrimci uyanıklık, işte bu özgür-leşmeyi her yönüyle yaşamak ve ya-şatmaktır. BİZ olmanın yolu da buradangeçer. BİZ olanlar, kendilerinde ve çev-relerinde BİZ’e zarar verecek hiçbir şeyeizin vermezler. O “NAL”ı kaybetmemekiçin çivilerini sağlam çakarlar.

Hiç unutmamalıyız ki, hiçbir şeynedensiz ve masum değildir. İşte buyüzden hep soracağız; kime hizmetediyor?

Ve bileceğiz ki, alışkanlıkların kölesiolanlar, statükolarına mahkûm olanlar,zaafları hoş görenler asla devrimci uya-nıklığa sahip olamazlar. Çünkü böyle-leri Stalin’in deyimiyle söylersek, nö-bette uyuyanlardır zaten. Ki alışkanlık-lar, statükolar, zaaflar, kaygılar... düzenideolojisinin beyinlerde yarattığı uyu-şukluktan başka bir şey değildir.

Cepheli, işte bu uyuşukluğu ezergeçer ve nöbette uyuyanları da sarsa-rak kaldırır...

Burjuva İdeolojisineTaaruz Etmeye Dair...

Savaşın temel ilkesi; düşmanı yok

etmektir. İdeolojik mücadele için de ge-çerlidir bu durum. Burjuva ideolojisiile devrimci ideoloji "barış" içindebirlikte yaşayamaz.

Lenin’in ifadesiyle söylersek;"...İkisinden yalnızca biri; ya burju-va ideolojisi ya da sosyalist ideoloji.Bunun ortası yoktur... Bundan dolayısosyalist ideolojiyi her ne biçimdeolursa olsun küçümseme, bu ideolo-jiden her ne biçimde olursa olsunuzaklaşma, burjuva ideolojisinin kuv-vetlenmesi demektir." (Bolşevik Par-tisi Tarihi sayfa 59, Bilim ve SosyalizmYayınları)

Burjuva ideolojisi ile devrimciideoloji arasındaki savaş, amansız vekesintisizdir. Biri diğerini çarpıştıkla-rı mevzide yok edene kadar sürer. Busavaşta zafer kazanmak isteyen herkes,her an ve alanda burjuva ideolojisininüzerine yürümek zorundadır. Burjuvaideolojisine direnmek yetmez, üstünegitmeliyiz. Devrimci düşünce, doğasıgereği, burjuva ideolojisine hücumeder. Devrimci işte bu hücumun sa-vaşçısıdır.

Savaşın temel ilkesi, düşmanı yoketmektir. Düşmanı yok etmenin gere-ği düşmana taarruz etmektir. Burjuvaideolojisine hayatın içinde taarruz et-menin üç temel yönü vardır.

1- Devrimci eğitim;2- Eleştiri-özeleştiri,3- Halkı savaştırmak, savaşı halk-

laştırmak...Şimdi burjuva ideolojisine taar-

ruz etmenin üç temel yolunu incele-yeceğiz.

Devrimci Eğitim,Halkı Bilinçlendirir...

Eğitim nedir? Eğitim, hedefaldığı kişi ya da kitleye "bi-linci" taşıma işidir. Yanlış bilinçtaşınırsa, insanlar çarpık dü-şünür ve öyle yaşarlar. Burju-vazinin, ideolojisi-kültürü ara-cılığıyla yaptığı budur.

Halk düşmanlarının ne de-diğini, CIA belgelerine ne yaz-dıklarını hatırlayalım; "...in-sanın en kritik noktası zihni-dir. Zihnine bir kez ulaşıldı mı,"siyasal hayvan" mermilere

bile gerek kalmadan yenilgiye uğra-tılabilir. Hedef bütün halkın zihnidir."

Burjuvazi, egemen sınıf olduğukapitalist düzen içinde ideolojisi-kül-türü aracılığıyla bütün halkın zihninikendi sınıfsal çıkarlarına göre eğitir.Böylece, emekçilerin zihninde sömü-rü düzenini "böyle gelmiş böyle gi-der" düzeyinde meşrulaştırır. Halktaninsanları gerçeklere kör, tepkisiz ve pa-sif hale getirir.

"...Açık ki, oligarşi de sadece dev-let terörüyle, faşist zorla halkı sistemiçinde tutmanın mümkün olmadığınıbilmektedir. Ki, kitleleri düzen içindetutmanın en önemli araçlarından biride ideoloji ve kültürdür. Kitleleri buyanlarıyla etkileyebildikleri ölçüde; bukesimlerin düzenle ilişkileri de o ölçüde"uyumlu" olacaktır. Halkların beyin-lerine en başta işlemek istedikleri şey,sömürü sisteminin meşru ve değişti-rilmez olduğudur... Sistemin değiş-meyeceğine inananların, hak ve öz-gürlükler için mücadele etmeyecekle-ri, örgütlenmeyecekleri de açıktır."(Kurtuluş sayı 4 sayfa 15)

Bu tablo, burjuva ideolojilerinineseridir.

Bu tabloyu değiştirecek olan dadevrimci eğitimdir.

Devrimci eğitim, halkın zihnineulaşıp gerçekleri kavratmayı hedefler,halkı bilinçlendirir. Bilinçlenmek, ha-yatın gerçeklerini kavrayarak safını bil-mektir.

Bizim eğitim anlayışımızın özün-de, gerçekleri kavramak ve gereğiniyapmak vardır. Halkı bilinçlendirerek"kör dünyasından gör dünyasına" çı-

Burjuva ideolojisi ile devrimciideoloji arasındaki savaş, amansız ve

kesintisizdir. Biri diğeriniçarpıştıkları mevzide yok edenekadar sürer. Bu savaşta zafer

kazanmak isteyen herkes, her an vealanda burjuva ideolojisinin üzerine

yürümek zorundadır. Burjuvaideolojisine direnmek yetmez, üstünegitmeliyiz. Devrimci düşünce, doğasıgereği, burjuva ideolojisine hücum

eder. Devrimci işte bu hücumunsavaşçısıdır

FAŞİZMİN HALKA, ÖRGÜTLENMEYE, DÜŞÜNCEYE UYGULADIĞI332

Yürüyüş

27 Ocak2013

Sayı: 349

Page 33: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

kartmak, devrimci eğitimin hedefidir.Burjuva ideolojisi, halkları kör dün-yasında yaşamaya mahkum eder. Dev-rimci ideoloji ve onun değişik birim-lerdeki eğitim araçlarıyla halka taşın-ması ise halkı gör dünyasına çıkartır.

Bakın halk meclisi çalışmalarındayer alan bir ev kadını ne diyordu; "Ön-ceden evinde oturan bir kadındım. Dışdünyadan haberim yoktu. Sonradanhalk meclisi kuruldu, orada konuşarak,tartışarak gördük gerçekleri. Öncedenkör dünyasında yaşıyorduk. Şimdigör dünyasında yaşıyoruz." (Halk Sı-nıfı 1. sayfa 389)Şenaylar, Gülsümanlar işte bu ka-

dınların arasından çıkmışlardır. Nasıloldu bu? Gerçekleri görerek, gerçek-leri kavrayıp gereğini yaparak.

Kör dünyası nedir?Sömürü sisteminin meşru ve de-

ğiştirilemez olduğuna inanılan dün-yadır.

Gör dünyası nedir?Sömürü sisteminin gayrimeşru ve

değiştirilebilir olduğu gerçeğidir. Bugerçeği kavramaktır. Gerçeği kavra-yalım ki, gereğini yapalım.

Halk kesimleri kendi gerçeklerineburjuvazinin gözüyle bakmaya şart-landırılırsa, kendilerini aşağılayarak"Bu halktan adam olmaz" derler;"Bul halk için değmez" derler. Hal-kın kendisini bu denli aşağılamasının

nedeni, kendisine burjuvazinin gö-züyle bakmaya şartlandırmasıdır. Kigörüldüğü gibi, "mermilere bile gerekkalmadan" söyleniyor bunlar. İşte butabloyu yaratan burjuva ideolojisininhalkın zihnini ele geçirmesidir.İçinde yaşadığımız bu tablo, de-

ğiştirilemez değil. Değiştirmek için,burjuva ideolojisine taarruz etmekgerekiyor. İşte bu taarruzun bir biçimide devrimci eğitimdir. Bu eğitimin tekbir biçimi, zamanı, mekanı yoktur.Esas olan, halkın gerçekleri kavrayıpkör dünyasından gör dünyasına çık-masıdır.

Bakın, bir işçi direnişinde yer alankadın emekçilerden birisi de diyordu;"...Kızımı da getireceğim buraya 13yaşında. Bu ortamı görsün, bilin-çlensin, bilinçli olsun istiyorum. Bizdaha önce bilinçli olmadığımız için,sendikanın, grevin, direnişin ne an-lama geldiğini bilmiyorduk. Slogan atı-yorken bile zorlanıyordum." (Yürüyüşsayı 326)

Bu emekçi kadının sözleri olduk-ça öğreticidir. Haklarını almak için ger-çekleştirdikleri direnişin bilinç sağla-dığından bahsediyor ve dahası, çocu-ğunun da bu bilinci kazanmasını isti-yor. Buna, kendi deneyiminden hare-ketle ihtiyaç duyuyor. Yaşadıkları,sezgileri bu "bilince" sahip olmalarıgerektiğini söyletiyor ona. Çocuğu

okula gidiyordur ama bu emekçi ka-dın "bilinçlensin" derken, okulda ve-rilen eğitimin ötesinde bir bilinçtenbahsediyor.

Devrimci eğitim, işte bu bilinci,emekçilerin ihtiyaç duyduğu kendi sı-nıfsal bilinçlerini halka taşımanın yo-lunu, yöntemini bulmak ve gereğiniyapmaktır.

Ezilenler için, gerçekleri kavra-manın yegane yolu, işçi sınıfı ideolo-jisini öğrenmek ve uygulamaktan ge-çer. Böyle olduğu içindir ki, Çin dev-riminin önderi Mao "Marksizm-Le-ninizmi öğrendiğinden bu yana Çinhalkı ruhundaki pasifliği atmış ve in-siyatif sahibi olmuştur." der.

Devrimci eğitimin amacı, halkınmahkum edildiği pasifliği, yanlış dü-şünceleri giderip kendi halkına vata-nına, hayatına sahip çıkmak onu insi-yatif sahibi yapmaktır. Ne için, kiminiçin ve nasıl savaşmamız gerektiğininbilincini sağlar. Söz konusu olan, sı-nıf bilincidir. Bu yanıyla, eğitim, sınıfbilincini uyandırmanın, geliştirmeninve ideolojik sağlamlık düzeyinde sür-dürmenin yegane yoludur...

Sevgili Devrimci Okul öğrencile-ri, bu haftaki dersimizi burada bitiri-yoruz. Haftaya aynı konuya devamedeceğiz. Görüşmek üzere hoşçakalın.

Sürecek.

İşbirlikçi AKP, Suriye HalkınınDüşmanıdır

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin, “Suriye’de Em-peryalist Müdahaleye Hayır, Ortadoğu’nun Geleceğini Or-tadoğu Halkları Belirleyecek!” sloganıyla Edirne’de yürüyüşdüzenledi. Dev-Genç’lilerin de katıldığı eyleme demokratikkitle örgütleri, sendikalar ve partiler de destek verdi.

Belediyenin karşısında toplanan kitle sloganlar eşliğindeSaraçlar Caddesi’ne yürüdü ve PTT’nin önünde bir basınaçıklaması yapıldı. Basın açıklamasını DİSK Trakya Böl-ge Temsilcisi Arif Kuday yaptı. Kuday, “Emperyalizminhegemonya savaşının parçası olarak gelişen saldırılarIrak, Libya ve Afganistan’dan sonra bugün Suriye üzerindendevam etmekte, ‘özgürlük ve demokrasi’ sözcükleri ardı-na gizlenen enerji kaynaklarına ve yollarına hakim olmahırsı Ortadoğu’yu kan gölüne çevirmektedir. AKP hükü-meti Suriye’deki iç savaşın geliştirilmesine yönelik aktifişbirlikçi rol üstlenmekte, Türkiye’yi bölgedeki etnik-diniboğazlaşmanın ve bölgesel bir savaşın tam ortasına sü-

rüklemektedir.” dedi.

“ABD Emperyalizminin Taşeronu Olmayacağız” ve“Suriye’de Emperyalist Müdahaleye Hayır”, “Ortadoğu’nunGeleceğini Ortadoğu Halkları Belirleyecek” vurgusununyapıldığı eyleme halkın da ilgisi yoğundu.

Eylemde “Katil ABD İşbirlikçi AKP”, “NATO Orta-doğu’dan Defol”, “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Be-raber Ya Hiç Birimiz”, “AKP’den Hesabı Emekçiler So-racak” sloganları atıldı. Bu sloganlara ek olarak Dev-Genç’liler eylemin sonunda “Mahir, Hüseyin, Ulaş, Kur-tuluşa Kadar Savaş” sloganını da attı ve eylem sona erdi.

27 Ocak2013

333

Yürüyüş

Sayı: 349

TERÖRE KARŞI HER ALANDA MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM!

Page 34: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

10 Ocak 2013’de, Paris KürdistanEnformasyon Bürosu’nda katledilen,Sakine Cansız, Fidan Doğan ve LeylaSöylemez için, Diyarbakır’da yüzbinlerin katılımıyla, cenaze töreniyapıldı. PKK’nin kurucularından Sa-kine Cansız Dersim’de, KürdistanUlusal Konseyi Temsilcisi Fidan Do-ğan Kahramanmaraş-Nurhak’ta, Ley-la Söylemez Mersin’de toprağa ve-rildi.

Daha üç PKK’linin cenazelerigelmeden, Başbakan Yardımcısı veHükümet sözcüsü Bülent Arınç, ce-naze törenlerinin nasıl yapılması ge-rektiği üzerine açıklamalar yaparaksessiz sedasız cenaze törenleri iste-diklerinin mesajlarını göndermeyebaşladı. Arınç, “Süreci zora sok-madan bir cenaze töreni yapılmalı”diye uyarırken, Başbakan Erdoğanda Habur’u kastederek “Cenazelerdeprovokasyonlar olabilir. Olmamalı”“Bu süreç bir turnusol kağıdı, sa-mimiyet sınavıdır” diye tehdit me-sajları gönderdi.

Bu süreç, samimiyet sınavı değil,PKK’yi silahsızlandırma ve Kürt hal-kını teslimiyete zorlama sürecidir.Başbakan da, Arınç da açıkça “Kat-ledeceğiz, cenazelerinize bile yastutmayacaksınız” diye tehdit edi-yorlar.

BDP, Arınç’ın çağrısına ve Er-doğan’ın tehdidine karşılık, “Önlemaldık” diyerek sorun çıkmayacağımesajını gönderiyor. BDP Muş Mil-letvekili Sırrı Sakık, “Bülent Beybu noktada vicdan sahibidir, zateninandıklarını da açıkça söylüyor.Hepimiz de bunun ruhuna uygunhareket edeceğiz. Amacımız barışıdaha da büyütmektir” diye cevapveriyor.

BDP Eş Genel Başkanı SelahattinDemirtaş da “Provokasyon” uyarı-larına “Bu karşılıklı sağduyulu yak-laşım devam ettiği sürece provo-

kasyon yapmak isteyenlerin hevesikursağında kalır” diye cevap veriyor.Acının nasıl yaşanacağı, cenazelerinnasıl gömüleceği konusunda AKP’yebu pervasızlık cüretini veren bu ica-zetli yaklaşımdır. Halkları katledenkatillere, halkları aşağılayan, iliklerinekadar sömürenlere “vicdanlı”, “sağduyulu”, “iyi niyetli” deniyor...

BDP Eşbaşkanı Gülten Kışanak,Hükümetin açıklamalarına “Kürthalkının sevincine gerekçe bulurlar,üzüntüsüne böyle derler. Kürt hal-kının duygularını da mı vesayet al-tına alacaksınız?” diyerek tepki gös-termesine karşın cenaze törenleri buçağrıya ve uyarıya “uygun” olarakyapıldı. BDP yöneticileri günler ön-cesinden Kürt halkının öfkesini, nef-retini, acısını dindirici açıklamalaryapmaya başladılar. Erdoğan’ın işaretettiği Habur süreci gibi olmamasıiçin Öcalan posterleri, pankartlar,bayraklar taşınmadı. Kürsüden barışsloganlarının haykırıldığı, beyaz gü-vercinlerin uçurulduğu Diyarbakır’da-ki cenaze töreni barış mitingine dön-üştü.

Törenlerde, Kürtler’in sembolüolan sarı, kırmızı, yeşil renkleri ne-redeyse yoktu. BDP yöneticileri,AKP’nin uyarılarına, hassasiyetlerini“Yasımızı renklerle ifade edeceğiz,beyazla barışa umudumuzu, siyahlayasımızı göstereceğiz” diyerek gös-terdiler. Cenazeye gelen yüz binlerebeyaz ve siyah giydirerek Arınç’ıntakdirine mahsar oldular. Burjuvamedyadan övgüler aldılar.

Ahmet Türk’e göre, pankart açıl-maması, bayrak ve Öcalan posterle-rinin taşınmaması “Cenazeyi sahip-lenici ve olgun” tavırdı. Bu olguntavır da, Hükümeti rahatlatacak, ken-disine güveni artıracaktı. İmralı’dayeni bir görüşmenin önü açılacaktı.Eşbaşkanların İmralı’ya gitmesininönünü açacaktı. Burjuva yazarlar da

Diyarbakır’daki cenaze töreninin An-kara’da olumlu karşılandığı ve bununAhmet Türk ile Selahattin Demirtaş’aİmralı yolunu açacağı yorumlarınıyazmaya başladılar.

AKP, “Bizim İstediğimizGibi Yas Tutacaksınız” Diyor

Diyabakır’da düzenlenen töreniçin, 18 Ocak günü, AKP yandaşıolan medya da dahil olmak üzerehemen hemen bütün burjuva med-yada; “Hem devlet hem BDP sami-miyet sınavını geçti”, “Diyarbakır’datahrik değil sağduyu vardı”, “Di-yarbakır sözünü tuttu”, “Uyarılarişe yaradı, provokasyon çıkmadı”,“Diyarbakır barışa durdu” gibi man-şetler atıldı. Bunun üzerine BülentArınç, Başbakanın daha güçlü des-tek beklediğine vurgu yaparak “med-ya desteği çok sevindirici.”, “Medyayüzde 80 pozitif yayınlar yaparaksürece, İmralı görüşmelerine katkısağlıyor” açıklaması yaptı.

Arınç, cenaze törenlerinin, “birtaşkınlık, bir saldırı, bir provokasyonçıkmadan” istenilen şekilde geçme-sinden duyduğu, memnuniyetini “Di-yarbakır halkını kutlamak istiyorum,Diyarbakırlılar kendilerine yakışanıyaptılar. Çok büyük bir olgunluk içe-risinde cenazelerin defnine yardımcıoldular” diyerek ifade etti. Diğeryandan da Emniyet güçlerinin deçok olumlu hareket ettiğini ve ken-dilerine de bu yönde talimat verdik-lerini de söylemeyi ihmal etmedi.Arınç böylelikle bütün cenazelerde,yürüyüş ve mitinglerde polisin kitleyegaz bombalarıyla azgınca saldırısınıniktidarın talimatıyla olduğunu daitiraf etmiş oluyordu.

AKP’nin barıştan anladığı budurişte. “Tüm değerlerinizi unutacak-sınız” diyor. “Bizim istediğimiz slo-ganları atacaksınız, bizim istediğimiz

AKP Faşizmi Cenazeler İçin Kürt Milliyetçilerini,“Bu Süreç Bir Turnusol Kağıdı, Samimiyet

Sınavıdır” Diye “Test” EttiBDP, Barış Fırsatını Kaçırmamak İçin Kürt Halkına, “Acılarınızı Yüreğinize

Gömün, Gözyaşlarınızı İçinize Akıtın!”, “Akıllı ve Sabırlı Olun!” Çağrısı Yaptı

FAŞİZMİN HALKA, ÖRGÜTLENMEYE, DÜŞÜNCEYE UYGULADIĞI334

Yürüyüş

27 Ocak2013

Sayı: 349

Page 35: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

gibi yas tutacaksınız”diyor. Kürt Milliyetçileride oligarşinin isteklerinindışına çıkan her şeyi “sü-reci baltalamak” ve“provokasyon” olarakgörüyorlar.

Bu nedenle, Diyar-bakır, Nurhak ve Mer-sin’deki cenaze törenle-rinde, katliamın asıl so-rumluları emperyalist-lerden ve işbirlikçi AKPiktidarından hesap sormaçağrısı yerine, “acıları yüreğe göm-me, gözyaşlarını içe akıtma”, “akıllıve sabırlı olma”, “barış fırsatını ka-çırmama” çağrısı yapıldı. “Bu ölüm-ler barışı baltalamalısın!” denildi.“İnfazların barış sürecini durdurmakiçin” yapıldığı söylendi. Hep birağızdan “barış sürecini bozmasın”temennisi dile getirildi. Katledilenüç PKK’linin, İmralı görüşmelerinin“barışa doğru yol alması için sembololması” istendi. Oligarşi, şehirde,kırda, operasyonlara, bombalamaya,katletmeye, devam ederken “barışfırsatı kaçırılmamalı” denildi.

Oligarşinin hemen bütün güçleride, koro halinde, bu saldırıyı “barışsürecini baltalamaya dönük bir sa-botaj” olarak görüp “sağ duyu” çağ-rısı yaptı. Hem hükümet hem BDPhem de CHP sürecin devamındanyana olduklarını açıkladılar. ÜmitBoyner bu çağrıya “Kürt meselesindeesen barış rüzgarları, Paris’te işlenencinayetlerin söndüremeyeceği birumut ışığının yaşanmasına yol açı-yor”diyerek katıldı. Beşir Atalay,“Diyarbakır’daki atmosferin sürecekatkısını olacağını düşünüyoruz.Çok olumlu buluyoruz.” dedi.

AKP Faşizmi Barışı Konuşurken Öldürmeye Devam Ediyor

DTK Eşbaşkanı Aysel Tuğluk kat-liam için ‘O kurşunlar Kürt kadınınasıkılmıştır. Barışa sıkılmıştır, İmralı’dayapılan görüşmelere sıkılmıştır’ der-ken, BDP Eş Genel Başkanı Sela-hattin Demirtaş “İmralı’da, Öcalan’labaşlayan görüşmeleri baltalamak is-

teyenlerin komplosu” olarak değer-lendirdi.

Demirtaş, henüz katledilen üçPKK’linin bedenleri bile soğumadan,acının ortasındayken bile, katliamiçin “kendi içlerinde bir hesaplaşmaolabilir” diyen, PKK’nin tasfiyesive imhası için emperyalizmle işbirliğiyapan, “Kürt sorunu yok PKK sorunuvar”, “Silah bırakmadığı sürece terörlemücadelemiz sürecek” diyen, BDP’li-lere “Bazıları rahat durmuyor. Ya,yetmiyor mu? Otur oturduğun yerde!Ne istiyorsun? Makamsa makam,Milletvekilliğiyse Milletvekilliği, par-lamentoya da giriyorsun, CumhurBaşkanı da oluyorsun. Ne istiyor-sun?” diyerek hakaret eden AKP fa-şizmine “Artık barış zamanıdır di-yoruz, cenazelerimizin önünde bunuhaykırıyoruz. Bu kanı durdurabiliriz,konuşarak sorunlarımızı çözebiliriz.”çağrısı yapmaya devam etti. “Ta-butlarımızın başında intikam çığlıklarıatmadık. Barış diye haykırdık. Buçığlığımızı duyun. Hükümet, İmralıile görüşmeleri müzakereye çevirmekistiyorsa biz parti olarak buna hazırız,Kürt halkı hazır. Bu irade beyanıbütün dünyaya ilan edilmiş bir siyasigüç gösterisidir” diye seslendi.

BDP AKP FaşizminiAklıyor

BDP Genel Başkan YardımcısıGülten Kışanak ise, BDP’nin gruptoplantısında yaptığı konuşmada “Bukatliam aynı zamanda hükümetin gi-rişimini de hedeflemiştir. Peşin başkaadresler göstermeye ve gerçek katil-lerin aradan kaybolmasını sağlamayagerek yok. Başbakan’ın çalışma ofi-

sine dinleme cihazı ko-nuluyorsa, makamına bö-cek konulabiliyorsa Tür-kiye’de karanlık güçlerintamamen tasfiye edildi-ğini, böyle bir şey olma-dığını kim söyleyebilir?”diyerek katliamla AKPiktidarının ilişkisinin ol-duğuna inanmadıklarımesajını göndererek “Ba-rış süreci için umutluyuz”dedi.

DTK Eşbaşkanı Ah-met Türk ise konuşmada “Onurlubir barışa ellerimizi hep uzattık.Barış istedik, halkların kardeşliğiniistedik; ama bize hep teslimiyeti da-yattılar.” (..) Ey Başbakan! Barışıkonuşurken Kandil’i bombalıyorsun.Hem hassasiyetten söz edeceksinhem de 3 şehidimizi toprağa verirkenFransa’dan Kürdistan’a getirirkenKandil’i bombalaman nasıl bir has-sasiyettir, nasıl bir barışseverliktir?”diyerek bir yandan AKP faşizminingerçek yüzünü ve niyetini ortaya ko-yarken diğer yandan da her şeye rağ-men “Barış özlemimizi arzumuzu,talebimizi de hiç gündemden dü-şürmedik” diyordu. Bu “sen bom-balasan da, katletsen de, bize tesli-miyeti dayatsan da biz sana düşmanolmayacağız, seninle barışacağız”demektir.

Emperyalistler,Kürt Milliyetçi Harekete, Kendi Çözümünü Dayatıyor

Ne Ahmet Türk ne de binlerceşehit veren Kürt Milliyetçi Hareketi,ne BDP’liler, Kürt halkının müca-delesine, 89 yıldır inkar, imha veasimilasyonla cevap veren oligarşinin,“Barış”tan anladığının katliam vetasfiye olduğunu bilmez değiller. Bi-lirler, hem de çok iyi bilirler. Ancak‘90’dan bu yana yaşanan ideolojiksavrulmayla, bağımsız Kürdistan he-definden vazgeçip her şeyi Kürt hal-kının katili oligarşi ile barışa en-deksledikleri için büyük bir değeryitimi içindeler. Emperyalizme vefaşizme kin ve öfkelerinin kaybolmasıbu nedenledir. Emperyalizmden Kürt

27 Ocak2013

35

Yürüyüş

Sayı: 349

TERÖRE KARŞI HER ALANDA MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM!

Page 36: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

sorununa çözüm beklemesi, statü is-temesi, kendisini hesaba katmasınıistemesi bu yüzdendir. Buna karşılıkemperyalistler de Kürt milliyetçi ha-rekete, kendi çözümünü dayatmak-tadır. “Benim çözümüne boyun eğecek,silahları teslim edip tasfiye olacaksın”demektedir.

Çözüm, emperyalizmde ve oli-garşide değil, Kürt halkının özgür-lük mücadelesini yükseltmesinde-dir.

Serhildanları yaratan, bu savaştaevlatlarını kaybeden Kürt halkına,“acılarını yüreğini göm, gözyaşlarınıiçine akıt” demek, “akıllı ve sabırlı”olmalarını istemek, 89 yılı aşkın za-mandır yaşadığı acılarını, gözyaşla-rını, işkenceleri, katliamları, yakılanköylerini, yargısız infazları, kayıpları,asimilasyonu unutmasını istemektir.

Kürt Milliyetçileri, her ne paha-sına olursa olsun uzlaşmak ve barış-mak istedikleri için, buna endeks-lendikleri için, her şeyi “fırsat”olarak değerlendiriyorlar. Oysa ortada“fırsat” denilebilecek bir gelişmeyoktur. “Barış süreci” dedikleri İm-ralı görüşmeleri, emperyalistler veişbirlikçilerinin silahlı mücadeleyive Kürt halkının direnişini tasfiyeplanlarıdır. Kürt Milliyetçilerini kırıntıhaklara razı etme manevralarıdır.

Ancak Kürt Milliyetçi Hareketihala baş düşmanını görmemekte ısrarediyor. Bu yüzden, Paris’te, üçPKK’linin katliamından kimleri so-rumlu tuttuğu bile muğlaktır. Kat-liamın, “Öcalan’ın başlatmak istediğibarış sürecini durdurmak için” ya-pıldığı şeklinde açıklamalar yapıyorve Öcalan’ın başlattığı sürecin arka-sında olduğunu söylüyor.

İmralı’da Öcalan aracılığı ile baş-latılan “barış”, “müzakere” diyebir süreç yoktur. Süreç tamamenAKP’nin, daha doğrusu ABD’ninkontrolünde yürütülmektedir.

Bu görüşmelerde “Kürt sorunu”yoktur.

Öcalan’ın devletten bir talebi yok-tur. Öcalan PKK’den devletin poli-tikalarına karşı çıkmamalarını talepediyor.

Öcalan’ın PKK’ye silah bıraktır-

mak için ileri sürdüğü Kürt halkınıntaleplerinin içinde “DemokratikÖzerklik” de yoktur.

Öcalan İmralı’da MİT ile yaptığıgörüşmelerde “Demokratik Özerk-lik”te ısrar edilmesinin anlamsızolduğunu söylüyor ve “Yerel yöne-timlerin yetki alanlarının genişle-tilmesi, Valilerin seçimle gelmesive yeni yapılacak anayasada Ana-yasal Vatandaşlık tanımının geti-rilmesini yeterli görüyor. Yani Kürthalkına “hak kırıntılarına razı olun”diyor.

Öcalan’ın bu talepleri devleti zor-layacak talepler değildir. Çünkü Öca-lan’ın talepleri AKP’nin programındaolan taleplerdir. Kürt halkının ba-ğımsızlık mücadelesinin yanında hakkırıntılarıdır. Devletin neden kabuletmediği ise Erdoğan’ın “Silah bı-rakmadığı sürece terörle mücade-lemiz sürecek!” sözlerinde açık venettir. Önce silahları bırakacaksınızsonra konuşacağız diyor.

Bu nedenle İmralı ile olan süreçKürt halkının taleplerinin çözüm sü-reci değildir.

Süreç, emperyalizmin ve işbir-likçisi AKP’nin PKK’ye silah bı-raktırma sürecidir. Bu sürecin mimarıbaşta ABD olmak üzere emperya-listlerdir.

Emperyalistler istedi diye Öcalan,kardeşi aracılığıyla Suriye Kürdis-tanı’ndaki PYD’ye gönderdiği mek-tupta Esad’ı desteklemekten vazgeçipPYD ile çatışan Suriyeli muhaliflerle,hareket etmelerini istiyor. “Onlarlada Esad’dan sonra hesaplaşacağız”diyor. Karşı çıkan Kürtleri gerekirseelemine etmelerini, Araplara yakın-laşmalarını istiyor.

Öcalan açıkça PYD’ye Ameri-ka’nın ve AKP’nin işbirlikçiliğiniyapın diyor.

Ve bu gelişmenin ardından İmralıile yeniden görüşmeler başlatılıyor.

Emperyalistlerle ve oligarşiyleuzlaşarak Kürt sorununun çözümüolmaz. Kürt Milliyetçilerinin gördüğüama görmek istemediği gerçek budur.

Emperyalistler ve işbirlikçi AKPiktidarı, Paris’te üç PKK’liyi Kürtmilliyetçi hareketini tasfiyeye zor-lamak için katletmiştir. Katillerlebarış olmaz.

Mehmet Ali ŞahinOligarşi Adına Sınıf Kinini Kusuyor

22 Ocak 2013 tarihli Yeni ÖzgürPolitika Gazetesi, AKP Genel BaşkanYardımcısı Mehmet Ali Şahin’in,“Biz AB ülkelerine, Fransa’ya, Al-manya’ya hep bir şey söylüyoruz,siz bu PKK örgütünü, onların men-suplarını koruyorsunuz, sahip çıkı-yorsunuz, ciddiye almadılar. Amaşimdi başlarına neler geldiğini onlarda yavaş yavaş görmeye başladı.Önümüzdeki günlerde korkarım Al-manya da, buna benzer bir takımolaylarla karşılaşabilir” şeklindeaçıklamalar yaptığını yazdı.

“Fikri neyse zikri odur” halk de-yişinde olduğu gibi Şahin oligarşiadına sınıf kinini kusuyor. Düşmanınıaffetmiyor. Peşini bırakmıyor. Herfırsatta tehdit etmeye, intikam almayadevam ediyor. Kürt Milliyetçileriise “Biz intikam peşinde değiliz”,“Barış diye haykırıyoruz. Bu çığlı-ğımızı duyun” diyor.

‘Benzer saldırılar Almanya’dada tekrarlanabilir’ sözleri rastlantısalveya öylesine söylenmiş sözler de-ğildir. AKP faşizmi, kontrgerillanınelini soğutmak istemiyor. Kürt Mil-liyetçileri, AKP iktidarını barış ma-sasına çağırmak yerine önce Alman-ya’da Kürt siyasetçilerine yapılacaksaldırıyı nereden bildiğinin hesabınısormalıdır.

Sonuç olarak; Paris’te katledilen3 PKK’linin cenaze töreni AKP tara-fından “İmralı sürecine zarar gelmesin”diye PKK’yi salahsızlandırma politi-kasının aracı olarak kullanılmıştır.

FAŞİZMİN HALKA, ÖRGÜTLENMEYE, DÜŞÜNCEYE UYGULADIĞI336

Yürüyüş

27 Ocak2013

Sayı: 349

- Başbakan YardımcısıBülent Arınç: "Başbakan

daha güçlü destekbekmeliştir ama şu anda

medya desteği çoksevindirici. Yüzde 80

pozitif yayınla sürece katkısağlıyorlar."

Page 37: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

18 Ocak günü İstanbul, Ankara,İzmir, Antalya, Bursa, Hatay, Malatyave Dersim’de yapılan baskınlarda86 kişinin gözaltına alınması, 55’inintutuklanması ülke genelinde yapılaneylemlerle protesto edildi. İktidarındevrimcileri komplolarla teslim almaçabası yeni değil. Bunu 2004 yılında“1 Nisan Operasyonu” ile yapmış-lardı. O komplo boşa çıkarıldı. Bukomplo da devrimcilerin çabalarıylaboşa çıkarılacak. AKP, devrimcilerinsahiplenilmesine engel olamayacak.

İstanbul-TaksimÇağdaş Hukukçular Derneği üyesi

avukatlar, 18 Ocak’ta gözaltına alınanÇağdaş Hukukçular Derneği üyelerive Halkın Hukuk Bürosu avukatlarıiçin bir araya gelerek eylem yaptı.19 Ocak saat 18.00’de Çağdaş Hu-kukçular Derneği’nin bulunduğu Tü-nel’den yürüyüşe başlandı. Gözal-tındaki avukatların müdafaa ettiğidirenişteki işçiler de Taksim Mey-danı’ndan bir yürüyüş başlatarak, İs-tiklal Caddesi’nin yarısında hukuk-çularla buluştu. Yaklaşık üç bin kişininkatıldığı yürüyüşte “Devrimci Avu-katlar Onurumuzdur”, “Halkın HukukBürosu Onurumuzdur”, “ÇHD Sus-madı Susmayacak” sloganları atıldı.Yürüyüşün sonunda ÇHD, Halk Cep-hesi, Direnişteki Hey Tekstil İşçileri,Direnen BEDAŞ İşçileri yaptıklarıaçıklama ile baskınları protesto etti.

İstanbul-KüçükarmutluArmutlu'da Halk Cepheliler Grup

Yorum'a yapılan baskınları protestoamaçlı 19 Ocak günü yazılama yaptı.

İstanbul-1 Mayıs Mahallesi18 Ocak sabaha karşı 7 ilde,

birçok kurum, dernek ve eve yapılanbaskınlar ve gözaltılar 19 Ocak günü1 Mayıs Mahallesi’nde protesto edildi.Dernek önünde toplanan kitle top-lanma yeri olan Pazar Sokağı’na(Eski Karakol Durağı) doğru yürüyüşegeçti. Merkez Mahallesi’ne yüründü.Burada yapılan açıklamada, “Bağım-sızlık, demokrasi ve sosyalizm mü-cadelemizi sonuna kadar sürdürece-ğiz” denildi.

Dernek önünde ateş yakılarak slo-ganlar atıldı, marşlar söylendi. Karşısokakta beklemekte olan akrep adlızırhlı araç Cepheliler tarafından ko-vuldu. Yürüyüşte “Kahrolsun FaşizmYaşasın Mücadelemiz”, “Mahir Hü-seyin Ulaş Kurtuluşa Kadar Savaş”sloganları atıldı. Eyleme ESP de des-tek verdi.

İstanbul-Bağcılar 19 Ocak günü baskınları protesto

amaçlı eylem yapıldı. Eylem başla-madan önce mahallede çağrı yapanHalk Cephelileri, polisler, ilk önceakrep denilen zırhlı araçla taciz ettiler.Bunun üzerine “Katil Polis Mahal-leden Defol”, “Baskılar GözaltılarTutuklamalar Bizi Yıldıramaz” slo-ganları ile işkenceci polisler halkateşhir edildi. Polisler akrepten inerekHalk Cephelilere saldırdı. Cephelilerbu durumu halka yaptıkları konuş-malarla teşhir ettiler. Polisler Karan-filler Kültür Merkezi önünde duranHalk Cephelilere biber gazı ataraksaldırdı. Saldırı sloganlar ve ajitas-yonlarla cevap buldu. Ardından biraçıklama ve halka dönük konuşmalar

yapıldı. AKP’nin katil polisi 3 saatboyunca mahalleyi abluka altına aldı,yoldan geçen insanlara kimlik kont-rolü yaptı.

İstanbul-Nurtepe18 Ocak sabahı yapılan ev ve

dernek baskınlarını Nurtepe HalkCepheliler de protesto ettiler. 18Ocak sabahı Nurtepe’de kahve ba-sarak Dursun Göktaş’ı işkenceylegözaltına alan, kahvedekilere de sal-dırarak kelepçeleyen polis bir HalkCepheliyi de “Sıra size de gelecek”diyerek tehdit etti. Bu saldırı karşı-sında Halk Cepheliler polisi ÇayanMahallesi’ne sokmadılar. Mahalleyegirmeye çalışan polis barikat kuranHalk Cepheliler tarafından taşlarlasopalarla kovalandı.

19 Ocak akşamı ise mahalledekive tüm ülkedeki Halk Cephelilereyönelik polis terörü yapılan meşaleliyürüyüşle protesto edildi. HüseyinAksoy Parkı’ndan başlayan yürüyüş,Sokullu Caddesi’nden geçip DilanCafe önünde basın açıklaması yapı-larak son buldu. “Gözaltılar SerbestBırakılsın. İşkence Yapmak Şeref-sizliktir” ve “Dursun Göktaş SerbestBırakılsın” yazılı Halk Cephesi imzalıpankartların açıldığı eyleme 40 kişikatıldı.

Nurtepe’de 18 Ocak gecesi Cep-heliler tarafından cadde trafiğe ka-patılarak yol kesme eylemi yapıldı.Eylemde umudun sloganları atıldı.

İstanbul-Gazi Mahallesi18 Ocak akşamı Gazi Halk Cep-

hesi yapılan baskınları protesto etmek

AKP, Düşünce ve Örgütlenme Özgürlüğüne Saldırıyor!Zulümle İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla, İftiralarla Yenemezsiniz!

Bu Zulüm ve Adaletsizlik AKP’yi Vurur!

27 Ocak2013

337

Yürüyüş

Sayı: 349

TERÖRE KARŞI HER ALANDA MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM!

Page 38: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

için bir eylem düzenledi. Eyleme109 kişi katıldı.

AKP’nin “Milyonları Örgütleye-ceğiz” iddiasında korktuğu için sal-dırdığı belirtilen eylemde, “Baskıla-rınıza, zulmünüze karşı direneceğiz.Zafer direnen Cephelilerin olacaktır”denildi.

Gazi Mahallesi’nde 21 Ocak günüde Cepheliler korsan eylem düzen-ledi.

Eski Karakol tarafından çıkanCepheliler çöp konteynırlarını barikatyaparak Dörtyol’a doğru yürüdüler.Dörtyol tarafında pazar tahtalarındanbarikat kuruldu. “Baskılar Bizi Yıl-dıramaz”, “DHKC SPB KatillerinPeşinde”, “Umudun Adı DHKP-C”,“Titre Oligarşi Parti Cephe Geliyor”sloganları eşliğinde yürüyüş yapıldı.Eyleme müdahale etmeye çalışanakrepler molotofla yakıldı.

İstanbul-SarıgaziSarıgazi Demokrasi Caddesi’nde

ve Sarıgazi cemevine asılan pankart-larla baskınlar protesto edildi.

İstanbul-Okmeydanı22 Ocak günü Halk Cepheliler,

AKP’nin katil polisinin yaptığı bas-kınları protesto etmek için, Okmey-danı Haklar ve Özgürlükler Derneğiönünde eylem yaptı.

Eylemde, bu baskınların HalkCephesi’nin milyonları örgütlemeiddiasına yönelik olduğu, ancak iş-kencelerin hesabının sorulduğu gibibu baskınların da hesabının sorulacağıvurgulandı. 25 kişinin katıldığı ey-lemin ardından Yürüyüş Dergisi da-ğıtımı yapıldı. Özellikle baskının ol-duğu kurumların etrafındaki evlereYürüyüş dergisi ulaştırıldı. Baskın-ların hukuksuzluğundan, “KozmikOda” yalanından bahsedildi.

Hey Tekstil İşçileri19 Ocak günü direnişlerinin 23.

haftasında Taksim Galatasaray Lisesiönünde toplanan Hey Tekstil işçileri“Ne zaman suç oldu ürettiklerindendolayı haklarını almak isteyen, haklarıgasp edilen işçilere: Darkmen işçile-rine, Roseteks işçilerine, Akçay işçi-lerine, BEDAŞ işçilerine, Şeker Teksişçilerine, Teknopark işçilerine, HeyTekstil işçilerine ve daha bir çok işyerinden atılan hakları gasp edilerekücretleri ödenmeyen işçilere hukukidestek vermek? Haklı davalarını mey-danlara taşımak isteyen avukatlara,devrimci sendikacılara, aydın sanat-çılara devlet, baskı şiddet ve gözaltıterörü uygulamaktadır. Asıl teröristdevlettir. Avukatlarımız ve devrimcidostlarımız onurumuzdur. Onları sa-hiplenmek onurdur” dediler.

HatayHalk Cepheliler, 19 Ocak’ta An-

takya Ulus Meydanı’nda eylem yap-tılar. Eylemde ilk olarak, 8 Mayıs2012’de komployla tutuklanan SeldaÖzçelik, Yılmaz Viraner ve GüzinTolga’ya yapılan hukuksuzluk anla-tıldı. Ardından yapılan baskınlaradeğinilerek, “Nice defalar bizi yokettiklerini sandılar ama işte bizleryine karşılarındayız. Bu savaş ancakbizim zaferimizle biter” denildi.

Açıklamanın ardından yapılanoturma eyleminde baskınları anlatankonuşmalar yapıldı. ESP ve SO-DAP’ın destek verdiği eyleme 14kişi katıldı.

Adanaİnönü Parkı’nda 22 Ocak günü

Halk Cepheliler baskınları protestoettiler. “İleri demokrasiden bahse-denler bizlere bir kez daha kulakversinler: Emperyalizmle ve onunyerli uşaklarıyla barış olmaz, müza-

kere olmaz, faşizm değişmedi tümpervazsızlığıyla azgınlığıyla saldır-maya devam ediyor” denilen eyleme18 kişi katılırken Mücadele Birliği,Demokratik Haklar Federasyonu veBDSP destek verdi.

Antalya19 Ocak günü Kışlahan Meyda-

nı’nda baskınlar protesto edildi. Ey-lemde bu saldırıların ne ilk ne deson olduğu ifade edildi. “Faşizm,korktuğu anda kanlı yüzünü gösteripher yere saldırmaya başlar” denileneylemde bu saldırıların da korkula-rının üzerini örtme çabası olduğuvurgulandı.

Eylemde son olarak, “Beyinleri-mizi teslim alamayacaksınız” denildi.Eyleme ÖDP, Halkevi, DİP ve DHFde destek verdi.

İzmirİzmir’in Doğançay Mahallesi’nde

20 Ocak günü Doğançay Meyda-nı’nda baskınlar 35 kişinin katıldığıeylemle protesto edildi. DoğançayYardımlaşma ve Dayanışma Derneğitarafından düzenlenen eylemde ya-pılan açıklamada, AKP’nin terörüve katil polisleri teşhir edildi.

Polis sürüsünün ellerinde uzunnamlulu silahlarla Doğançay’da tambir terör estirdiği, 5 ev ile DoğançayYardımlaşma ve Dayanışma Derne-ği’nin kapıları kırılarak Gülhan Sağ-altıcı, Mustafa Özüsağlam ve MertToka’nın gözaltına alındığı anlatıldı.

Eylemde, “AKP iktidarı ve onunuşaklığını yapan katil polis ve burjuvamedya devrimci demokrat düşünce-lere saldırmış, halkı teslim alamamışve asla da teslim alamayacaktır. Bizlerbu topraklar üzerinde var oldukçasömürüye, zulme ve baskılara izinvermeyeceğiz” denildi. Eylem bo-yunca “Gözaltılar Tutuklamalar Bas-

FAŞİZMİN HALKA, ÖRGÜTLENMEYE, DÜŞÜNCEYE UYGULADIĞI338

Yürüyüş

27 Ocak2013

Sayı: 349

Page 39: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

kılar Bizi Yıldıramaz” pankartı ar-kasında toplanan Doğançay halkı,“Baş Eğmedik Eğmeyeceğiz”, “Bas-kılar Bizi Yıldıramaz”, “KahrolsunFaşizm Yaşasın Mücadelemiz” dö-vizleri taşındı.

İzmir’de evler ile İzmir ÖzgürlüklerDerneği, Ege Gençlik Derneği ve Do-ğançay Yardımlaşma ve DayanışmaDerneği basıldı. Gözaltına alınanlarınisimleri şöyle: Gülhan Sağaltacı, MertToka, Yusuf Dut, Mustafa Özüsağlam,Eylem Mahanda, Didem Tüfenk, ArzuYetik, Gökhan Çoban, Serap Dursun,Zeynep Yılmaz, İnan Sezer, AhmetAlpözel, Çağlar Çevik ve Binali Çe-lik.

AnkaraYaşanan baskınlara karşı Ankara

Halk Cephesi tarafından 18 Ocakgünü, Yüksel Caddesi'nde eylem ya-pıldı. Eylemde, “Bu halk, devrimcilernice baskınlardan başı dik çıktı, ör-gütlü gücüyle tüm saldırıları boşaçıkardı... Faşizm halkımızı teslimalamayacak... Biz milyonlarız... Bizörgütlüyüz... Bu halkı hiçbir baskı-nınız ile yola getiremeyeceksiniz!”denildi.150 kişinin katıldığı eylemsloganlarla bitirildi. Eyleme AnkaraDüşünceye Özgürlük Girişimi, BDSP,KESK, Alınteri, BDP, TUHAD-DER,ESP, TKP 1920 ve Kaldıraç destekçiolarak katıldı.

Yapılan açıklamanın ardından Av.Selçuk Kozağaçlı'nın MithatpaşaCaddesi'nde bulunan bürosunun önü-ne yaklaşık 75 kişinin katıldığı yü-rüyüş yapıldı.

DersimDersim Halk Cephesi, 19 Ocak

günü Yeraltı Çarşısı üzerinde yaptığıeylemle baskınları protesto etti. Ey-lemde saldırılara karşı devrimcilerisahiplenme çağrısı yapıldı. Çağrının

ardından Grup Yorum Korosu ÜyesiTaner Şamdereli bir açıklama yaptı.Şamdereli yaptığı açıklamada, göz-altılar, tutuklamalar karşısında yıl-mayacaklarını, mücadelelerine devamedeceklerini vurguladı.

Eyleme Partizan ve DemokratikHalklar Federasyonu destek verdi.25 kişinin katıldığı eylemde son ola-rak “Haklıyız Kazanacağız” marşısöylendi.

BursaKent Meydanı’nda BDSP ve de-

mokratik kitle örgütlerinin de katıldığıbir eylemle, baskınlar protesto edildi.Şüheda Avcı tarafından yapılan açık-lamada, “İşkenceci katil polisin nekadar acizleştiğini; bir müzik aletin-den, bir avukat bürosundan dahi nasılkorktuğunu görüyoruz. Korkuları id-diamızın büyüklüğündendir, halkı-mıza ve vatanımıza sevdamızdandır.Korkularını, milyonları örgütlemekararlılığımızı büyütmeye devamedecek, bu saldırılarını da boşa çı-karacağız.” denildi. 20 kişinin katıl-dığı ve “AKP Zulmünü YeneceğizMilyonları Örgütleyeceğiz, BaskılarBizi Yıldıramaz” pankartının açıldığıeylem sloganlarla bitirildi.

EdirneEdirne’de 20 Ocak günü yapılan

eylem ile baskınlar protesto edildi.Eylemde devrimcilerin saldırılarageçmişte nasıl direndiyse, aynı şekildedirenmeye devam edecekleri ifadeedildi. Eylem sloganlarla bitirildi.

ElazığBaskınlar, Elazığ Halk Cephesi

tarafından 20 Ocak tarihinde yapılaneylemle protesto edildi. Elazığ, HozatGarajı önünde yapılan eylemde, “Bas-kılar, Gözaltılar, Tutuklamalar BizleriAsla Yıldıramadı, Yıldıramayacak!

Devrim Yürüyüşümüzü Engelleye-meyeceksiniz!” yazılı pankart açıldı.

Sloganlarla başlayan eylemde,“Faşizm, bu son süreçlerde köşeyesıkışmıştır. Saldırılarının bu dereceartması korkularındandır. Ancak bizibitiremediler. 350 bin kişi bunun ka-nıtıdır. Halkın adaleti bunun kanıtıdır.Erdallar, Hasan Selimler, İbrahim-ler… bunun kanıtıdır. Haklı olanbiziz. O halde biz kazanacağız. HalkızHaklıyız Kazanacağız.” denildi. Ya-pılan açıklamanın ardından 25 kişininkatıldığı eylem, atılan sloganlarlasona erdi.

ErzincanErzincan Gençlik Derneği Giri-

şimi, 21 Ocak günü Ordu Caddesi’ndeyapılan eylemle baskı ve gözaltılarıprotesto etti. 15 kişinin katıldığı ey-leme Erzincan YDG (Partizan) dedestek verdi.

Açıklamada, “AKP'nin çabalarıboşunadır. Dergi bürolarımızı, evle-rimizi daha önce de bastılar. Ya dü-şünce değişikliği ya ölümü dayattılar.Başaramadılar, düşüncelerimizi de-ğiştiremediler. Susmayacağız! Ev ev,sokak sokak dolaşacak ve halka ger-çekleri anlatmaya devam edeceğiz.AKP'nin nasıl yalancı olduğunu, nasılahlaksız, işkenceci olduğunu anla-tacağız” denildi. Eylem sloganlarlabitirildi.

Aydın ve SanatçılarAydın ve sanatçılarla Grup Yo-

rum'un dostları Grup Yorum'u ziyaretetti. Baskının ilk günü yönetmenHüseyin Karabey ile şair ve yazarAtaol Behramoğlu İdil Kültür Mer-kezi’ne gitti. Ataol Behramoğlu yap-tığı konuşmayla, İdil Kültür Merke-zi'nde (İKM) yıkılan duvarların mo-lozlarının altından kendisinin 1970’liyıllarda çıkardığı Militan Dergisi'nin

27 Ocak2013

339

Yürüyüş

Sayı: 349

TERÖRE KARŞI HER ALANDA MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM!

Page 40: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

nüshalarını bulduğunu, bunun ken-disini çok duygulandırdığını ve öf-kelendirdiğini ifade etti. F Tipi Film'inyönetmenlerinden Hüseyin Karabeyde İKM’yi gezerek, Kültür Merkezi'neve devrimci sanatçılara yönelik busaldırının, devrimci üretimlere karşıbir hazımsızlık sonucu olduğunuifade etti. Eyleme yönetmen OkşanDede de katıldı.

İkinci gün Vatan Caddesi'ndekiİstanbul Emniyet Müdürlüğü önündegerçekleşen eyleme Pınar Aydınlar,Niyazi Koyuncu, Bilgesu Erenus ka-tıldı. Eyleme yapılan saldırı esnasındaPınar Aydınlar kitlenin yanında du-rarak Grup Yorum'u sahiplendiklerinigösterdi. Yine ikinci gün Sırrı SüreyyaÖnder, Sabahat Tuncel ve BDP heyetiİdil Kültür Merkezi'ne gelerek, KültürMerkezi'ni gezdi.

F Tipi Film yönetmenlerindenVedat Özdemir İdil Kültür Merkezi'niziyaret etti. Yönetmen Vedat Özdemirkültür merkezi çalışanlarının ihti-yaçlarını sorduktan sonra GençlikFederasyonu'nu ziyarete gitti.

Grup Yorum’u sahiplenmek halkınacılarını, özlemlerini, yarına dairumutlarını sahiplenmek ve büyüt-mektir. Grup Yorum, işte bu sahip-lenmeyi gösteren aydın ve sanatçılarınisimlerini açıkladı: “Polisin İdil KültürMerkezi’nin basılmasını ve Grup Yo-rum üyelerinin gözaltına alınmasınıprotesto etmek ve sahiplenmek içinİdil Kültür Merkezi’ni telefonla arayıpGrup Yorum’a desteklerini ileten sa-natçıların bazılarının isimleri şöyledir:Genco Erkal, Hasibe Eren, OrhanAlkan, Hüseyin Karabey, Haluk Le-vent, Altan Erkekli, Barış Atay, OnurSoykök, Ragıp Yavuz, Serdar Orçin,Nejat Yavaşoğulları, Cahit Berkay,Ezel Akay, Bülent Emrah Parlak,Yıldırım Türker, Tayfun Talipoğlu,Yasemin Göksu, Şebnem Korur Fin-cancı, Levent Üzümcü.”

Kocaeli18 Ocak günü, Kocaeli Gençlik

Derneği üyeleri, İnsan Hakları Par-kı'nda baskınlara karşı eylem yaptılar.25 kişinin katıldığı eylemde, polisinsavaşa gider gibi demokratik kurum-ları basmasının arkasında milyonlarınörgütlenmesinden duyulan korku ol-duğu ifade edildi. Eyleme ESP veHalkevleri de destek verdi.

TekirdağTekirdağ Tuğlalı Park’ta 22 Ocak

günü Tekirdağ Gençlik Komitesi ta-rafından 18 Ocak baskınlarıyla ilgilieylem düzenlendi. 25 kişinin katıldığıeyleme Tekirdağ Eğitim-Sen Şubesive Tekirdağ CHP İl Örgütü destekverdi. Bir açıklama yapılarak, hu-kuksuz yere yapılan bu baskınlarteşhir edildi.

Halkın Hukuk BürosuHHB, İstanbul ve Ankara büro-

larının 18 Ocak’ta Siyasi Şube po-lisleri tarafından basılmasıyla ilgiliaynı gün yazılı bir açıklama yaptı.Açıklamada, İstanbul Halkın HukukBürosu’nun sabaha karşı basıldığı,Ankara bürosunun ise arama kararıile arandığı belirtildi.

HHB çalışanları Ebru Timtik,Barkın Timtik, Taylan Tanay, GünayDağ, ve Betül Vangölü Kozağaçlıile ÇHD üyesi Güçlü Sevimli, ŞükriyeErden, Naciye Demir, Gülvin Aydın,Güray Dağ, Efkan Bolaç ve SerhanArıkanoğlu’nun gözaltına alındığıbilgisi verildi. Av. Oya Aslan, Av.Özgür Yılmaz ve Av. Selçuk Koz-ağaçlı hakkında da yakalama kararıolduğunu söylendi.

Açıklamada ayrıca “Bugün deaynı baskılar AKP eliyle hız kesme-den devam etmektedir. Büromuz avu-katları hakkında göstermelik gerek-

çelerle davalar açılmakta, cezalarverilmektedir. Daha kısa bir süreönce ahlaksız polis, büromuza kamerave ses kayıt cihazı yerleştirmişti. Ozaman da adalet mücadelesi vermek-ten asla vazgeçmeyeceğimizi söyle-miştik” denildi.

Açıklama şu sözlerle bitirildi: “Bizdevrimci avukatları hiçbir baskı, tehditve cezalarla hizaya çekemezsiniz.Baskınlarla gözaltılarla, tutuklamalarlabizleri yola getiremezsiniz.”

HHB; 18 Ocak’ta “EVET AÇIK-LIYORUZ; KOZMİK ODALARI-MIZ VAR” başlığıyla da başka biraçıklama daha yaptı. Açıklamada,İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün18.01.2013 tarihinde yaptığı açıkla-mada HHB’ye yönelik operasyonunavukatlık mesleği ile ilgisinin olma-dığını, casusluk yaptıklarını veHHB’de kozmik odaların bulundu-ğunu söylediği belirtilerek;

“Evet açıklıyoruz bizim kozmikodalarımız var ve hep olacak.

Kozmik oda düşünen beyinleri-mizse

Kozmik oda yalanın karşısınagerçeği ortaya çıkarma gücümüzse

Kozmik oda her koşul ve şarttabaskıya boyun eğmeme geleneğiyse

Kozmik oda halkın geleneklerive değerlerini korumaksa

Kozmik oda Anadolu’nun direnendamarını bugüne taşımaksa

Kozmik oda devrimci avukatlıkkimliğine yeni halkalar eklemekse

Kozmik oda dünden bu güne ver-diğimiz sözü yerine getirmekse

Kozmik oda faşizmin örtüsü olanhukuku yere çalmaksa

Kozmik oda faşizme karşı dire-nenleri, savaşanları sahiplenmekse

Kozmik oda sokak katliamlarına,işkenceye karşı savaşmak, yoksul hal-

FAŞİZMİN HALKA, ÖRGÜTLENMEYE, DÜŞÜNCEYE UYGULADIĞI440

Yürüyüş

27 Ocak2013

Sayı: 349

Page 41: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

kımızın haklarına sahip çıkmaksa

Kozmik oda işçilerin, öğrencilerinyanı başında olmaksa

Kozmik oda amperyalizme karşısavaşan halkların avukatı olduğumuzuilan etmekse

Evet biz hep bu kozmik odaları-mızı koruyacak ve büyüteceğiz.

Emniyet Müdürlüğü’ne sesleni-yoruz:

Bize saldırmanız ilk değildir, sizihakkımızda yaydığınız yalan bilgi-lerden, düzenlediğiniz sahte rapor-lardan, müvekkillerimize yaptığınızsaldırılardan ve komplolarınızdan ta-nıyoruz. Ne bizi vazgeçirebilirsinizne korkutabilirsiniz. Biz sırtımızı gi-derek büyüttüğümüz tarihimize yas-lıyoruz, bizi bitiremezsiniz geri adımattıramazsınız. Boşuna sevinip kınayakmayın.

Savcı ve Hakimlere sesleniyoruz,

AKP iktidarının ve polisin kuklasıolmaktan kurtulamazsanız, gidece-ğiniz yer tarihin çöplüğünden başkabir yer olmayacaktır.

Halkımıza sesleniyoruz,

And olsun ki adalet savaşımızıbüyüteceğiz, AKP zulmüne boğuneğmeyeceğiz, devrimci avukatlık ge-leneğine yeni halkalar ekleyeceğiz.Tarih boyunca kazananlar sadece di-renenler olmuştur. Çünkü biz haklıyızve biz kazanacağız.” denildi.

Çağdaş HukukçularDerneği

ÇHD’nin 18 Ocak’ta yaptığı yazılıaçıklamada, demokrasi ve özgürlükmücadelesi veren, sisteme muhalefeteden kişi ve kurumlara, devletin tümaraçları ile saldırdığı ifade edildi.Açıklamada devletin pervasızca sal-dırdığı belirtilerek; “Bu pervasızlıkhükümetin kürsülerden verdiği tali-matlarla başlamakta, Terörle Müca-

dele Şubelerinde devam etmekte,savcılık önünde sorulan sorularla ay-yuka çıkmakta ve mahkemelerde ge-rekçesiz, mesnetsiz, keyfi tutukla-malar ve cezalandırmalarla tamam-lanmaktadır” denildi.

Geçtiğimiz günlerde Ankara’dabir polisin ÇHD Genel Merkez üyesibir avukata “Siz de göreceksiniz,sizin ipinizi çekeceğiniz” tehdidindebulunduğu; İstanbul’da ise HalkınHukuk Bürosu’na yönelik İstanbulTEM’in yasadışı ve ahlakdışı kom-plosunun açığa çıkarıldığı vurgula-narak, "Bizler Çağdaş HukukçularDerneği olarak açıkça söylüyoruz;hiçbir baskı ve saldırı toplumsal mu-halefetin avukatlığını yapmamıza en-gel olamayacaktır. Toplumsal mu-halefetin avukatlığını yapan üyele-rimiz ve meslektaşlarımız yalnız de-ğillerdir. Bu yaşadıklarımız bizimiçin yeni değildir. Devletin baskıcıpolitikaları ile ilk defa karşılaşmı-yoruz. Toplumsal muhalefet bugünekadar olduğu gibi bundan sonra daavukatsız kalmayacaktır” denildi.

ÇHD Genel Merkezi 19 Ocak’tabir açıklama daha yaparak, ÇHD’nin1974’ten beri yürüttüğü onurlu mü-cadeleye karşı, polisin yalan ve ma-nipülasyonunun bir kez daha sahnealdığını belirtti.

İstanbul Emniyet Müdürü HüseyinÇapkın tarafından söylenen “…Yurt-dışında bulunan örgüt elebaşlarınaülkemizin kozmik bilgilerini şifrelimetinler halinde kodlayarak rapor-ladıkları, başka ülkeler lehine ajanfaaliyeti yürütmek için gizli haber-leşme merkezleri oluşturdukları tespitedilmiştir.” açıklamasıyla ilgili olarakda “Burada meslektaşlarımıza yönelikiftira, adil yargılamayı etkilemeyeçalışma ve soruşturmanın gizliliğininihlali suçu, Cumhuriyet Savcılarınıngözü önünde pervasız bir şekilde iş-lenmişlerdir.

Bu açıklamanın sahibi HüseyinÇapkın hakkında, İstanbul Cumhu-riyet Savcılığına bugün suç duyuru-sunda bulunulacaktır” denildi.

BoluBolu Gençlik Derneği Girişimi,

“Halkın, devrimcilerin çığ olup bü-yümesinin, faşizm karşısında dimdikdurmasının ve hesap sormasının ha-zımsızlığını derneklerimize, dergi vehukuk bürolarımıza, evlerimize baskınyaparak gösteren AKP'nin polisi kor-kaktır!” diyerek yazılı bir açıklamayaptı.

Açıklamada “Korkularını milyon-lar olarak büyüteceğiz! Halkı baskı-larla, gözaltılarla yıldıramazsınız!”denilerek bitirildi.

Devrimci Alevi KomitesiDAK, tarafından baskınların ar-

dından yapılan yazılı açıklamada, “Negerçeklerin yazılmasının ne de halkıntürkülerinin söylenmesinin önüne kim-se geçemeyecektir. Bu türküler Da-daloğlu’dan, Pir Sultan’dan bu yanaRuhi Sularla, Mahzuni Şeriflerle söy-lenerek gelmiştir. Grup Yorumlarladevam edecektir” denildi.

Devrimci İşçi Hareketi18 Ocak’ta baskınların ardından

açıklama yapan DİH, “Yapılan busaldırlar ne ilktir ne de son olacaktır.Baskı varsa, zulüm varsa bu toprak-larda, baskılara karşı direnenler deolacak! Düşüncelerimizi savunmak-tan, halkı gerçekler etrafında örgüt-lemekten vazgeçmeyeceğiz! Milyon-ları örgütleyecek, korkularınızı dahada büyüteceğiz!” dedi.

Devrimci MücadeledeMühendis Mimarlar

DMMM de 18 Ocak’ta yazılı bir

27 Ocak2013

441

Yürüyüş

Sayı: 349

TERÖRE KARŞI HER ALANDA MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM!

Page 42: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

açıklama yaparak, “Yılmayacağız!Sömürü ve zulüm oldukça bu top-rakların onurlu evlatları devrimcilerde olacaktır. AKP’nin yıldıramayacağıkadar yüreklerimiz güçlü, ıslah ede-meyeceği kadar bilinçlerimiz net.Çünkü biz; DEVRİMCİYİZ. Çünkübiz; HAKLIYIZ!” dedi.

Malatya Halk Cephesi18 Ocak tarihli Malatya Halk

Cephesi açıklamasında “Düşünce veörgütlenme özgürlüğümüz için Sa-vaşacağız! Derneklerimizi ve dergi-mizi sahipleneceğiz…” denilerek.“Bitiremediniz! Bitiremeyeceksiniz!”vurgusu yapıldı.

KarsKars Gençlik Derneği Girişimi,

yazılı bir açıklama yaparak, “Boşunauğraşmayın biz bu vatanın evlatları-yız, umuduyuz. Bir avuç asalak biziteslim alamaz. Bu saldırılar yıllardırdevam ediyor, yılmadan yorulmadanmücadele ediyoruz. Siz saldırdıkçakinimiz öfkemiz büyüyor. Bir kezdaha tekrarlıyoruz yola gelmeyecekıslah olmayacağız milyonları örgüt-leyeceğiz Hesap soracağız!” dedi.

Koçgiri Platformu“Demokratik kurumlara yapılan

baskınların yapılış şekli bile faşistzorbalığın ölçü tanımaz pratiğininözetidir. Halk için adalet talebini dil-lendiren hukukçularımız, boyun eğ-meyeceğiz diyerek yüz binlere ses-lenen sanatçılarımız ve nerede birhaksızlık varsa haksızlığa uğrayanın

yanında saf tutan insanlarımız göz-altı-tutuklama saldırılarıyla susturu-lamaz.

Gün dayanışma, demokratik mev-zileri kararlılıkla savunma günüdür.

Biz Koçgirililer; Çağdaş Hukuk-çular Derneği ve Grup Yorum şah-sında baskın yapılan demokratik ku-rumlarımızla dayanışma halinde ol-duğumuzu belirtiyor, gözaltına alınandevrimci-demokrat insanlarımızınderhal serbest bırakılmasını talepediyoruz. Baskılar-baskınlar halkınadalet ve eşitlik mücadelesini dur-duramaz!”

Esenyurt DersimlilerDerneği

“AKP iktidarı ne halkın avukat-

İstanbul20 Ocak günü Avcılar merkez, postane

ve metrobüs yoluna 100 adet “MilyonlarıÖrgütleyeceğiz” afişi yapıştırıldı.

İzmirİzmir’in Doğançay Mahallesi’nde “AKP

Zulmüne Karşı Milyonları Örgütleyeceğiz”kampanyasına, 18 Ocak günü Doğançay’dave 7 ilde yapılan gözaltı, tutuklama terörüve ev baskınları da eklenerek 19 Ocakgünü tencere tava eylemi yapıldı. Eyleme50 kişi katıldı. AKP’nin ve katil polisinin

yaptığı zulüm sokaklarda,meydanlarda sloganlarlave konuşmalarla teşhiredildi.

Sloganlarla başlayan yürüyüşte Do-ğançay Meydanı’na gelindiğinde yapılankonuşmada, “AKP’nin tüm zulmüne rağ-men halk susmuyor, susmayacak. Halkınher kesimine saldırıyor AKP. Ama örgüt-lendiğimizde karşımızda duramayacağınıbiliyor. Biz milyonlarız. Güçlü olan da,haklı olan da bizleriz. Halkı devrimci po-litikalarımızda birleştireceğiz.” denildi.

18 Ocak baskınlarıyla ilgili olarak da“Halkımız, AKP artık o kadar çaresiz kaldıki gece saat 4’te evlerimize, derneklerimizekatil polisleriyle, akrepleriyle, Özel HarekatPolisleriyle kapıları kırarak saldırıyor.Ama bizi bitiremeyecekler, Mahirlerdenaldığımız güçle ilerlemeye devam edeceğiz”denildi.

Meydandaki konuşmadan sonra yürü-yüşe devam edildi. Polis işbirlikçisi muh-tarın evinin önünde “İşbirliği Yapmak Şe-refsizliktir” sloganı atıldı. Yürüyüş, dernekönünde halaylar çekilerek bitirildi.

UyuşturucuSatmak

Şerefsizliktirİstanbul Gülsuyu'da

Cepheliler yozlaşmaya karşı"Uyuşturucu Satmak Şe-refsizliktir!", "Çeteleşmeyeİzin Vermeyeceğiz" ve on-larca "Cephe" ve "DHKP-C" yazılamaları yaptılar.

Milyonları Teslim Alamayacaklar,Faşizmi Ezeceğiz

FAŞİZMİN HALKA, ÖRGÜTLENMEYE, DÜŞÜNCEYE UYGULADIĞI42

Yürüyüş

27 Ocak2013

Sayı: 349

Page 43: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

larını, halkın sanatçılarını halkın vehaklının yanında, zulmün ve sömü-rünün karşısında olan; Çağdaş Hu-kukçular Derneği, Halkın Hukuk Bü-rosu avukatlarını susturmaya, ne dehalkın türkülerinin söylenmesininönüne kimse geçemeyecektir. Göz-altına alınan; avukatların, gazeteci-lerin, sanatçıların, devrimcilerin ser-best bırakılmasını istiyoruz.”

İdil Kültür Merkezi“Yalan!Yalan!Yalan!

AKP'nin işkenceci polisi sahibininsesine doğru koşabilmek için taklaüstüne takla atmaktadır. Polisin basınaservis ettiği görüntülerin tamamenamatörce hazırlanmış başarısız birkurgudan öte değeri yoktur.

İdil Kültür Merkezi'ne 11 kapıyı

üst üste kırarak girebildik diyor polis.Ki bu kapılar çeliktenmiş. Kabul edi-yoruz kapımız çeliktendir. Fakat bah-sedildiği gibi 11 kapı değil bir tanekapı vardır. Neden yalan söylüyorpekala AKP polisi derseniz sizlereçağrımızdır; gelin görün, kırılmış birduvarımızı, parmak izi alınmış bağ-lamalarımızı, bardağımızı, kalemi-mizi, kitabımızı, çamaşır ve bulaşıkmakinemizi...

Biz kendimizi halkın kültürününtemsilcileri olarak gören bir kültürmerkeziyiz. 55 bin kişilik İnönü kon-seri verdik, 150 bin ve 350 bin kişilikBağımsız Türkiye konserleri verdikbağımsızlık düşümüzü haykırdık,inancımızı dile getirdik, 'F Tipi Film'içektik, tecrit gerçeğini bu ülkenincezaevlerinde yaşananları anlattık.

AKP faşizmi halkın sanatını yap-mamızdan, gerçekleri anlatmamızdan,milyonlara ulaşmamızdan korkmuşolacak ki yalan haberler yapıp ka-muoyu oluşturmak istiyor.

Tekrar söylüyoruz tüm halkımızve basın emekçileri kültür merkezi-mize davetlidir. Gelin görün faşizmindevrimcilere yaptıklarını sayın kaçkapı olduğunu.”

Samsun Halk Cephesi“Bağlamalarımız kırıldı, notala-

rımız parçalandı. Şehitlerimizin fo-toğrafları yırtıldı. Fakat biz o parça-lanmaya çalışılan İdil’in sözleri gibidireniyoruz: ‘Yaşamış sayılmaz zatenyurdu için ölmesini bilmeyen’… Ma-yamızda İdil var, baş eğmiyoruz!”

12 yıldır devrimci tutsaklara bas-kının ve zulmün devam ettiği Sincan1 No'lu F tipi Hapishanesi işkenceninve keyfi dayatmaların bir merkeziolmaya devam ediyor. 10 Ocak günüDevrimci Mücadelede MühendisMimarlardan İlhan Kaya ve BarışÖnal'ın görüşüne giden 5 arkadaşıve kendileri saldırıya uğramıştı.Yaklaşık 20 gardiyan İlhan ve Ba-rış'ın ve arkadaşlarının üzerine sal-dırıp işkence etmişti. Ardından 5kişi hapishaneden gözaltına alınmış

ve aynı gece çıkarıldıkları mahke-mece adli takip kararıyla serbest bı-rakılmışlardı.

Yapılan saldırıyı protesto etmekve suç duyurusunda bulunmak içinDevrimci Mücadelede MühendisMimarlar, ÇHD'den avukatlar ileeylem yaptılar. "İnsanlık Onuru İş-kenceyi Yenecek", "Tecrit İşkencedirTecrite Son", "Kahrolsun FaşizmYaşasın Mücadelemiz" sloganlarıatılan eylemde, saldırının devrim-cileri ve ailelerini sindirme politi-

kalarının bir parçası olduğu vur-gulandı.

ÇHD avukatlarından Av. En-gin Gökoğlu yaptığı konuşmadasürecin takipçisi olacaklarını,devrimci tutsakları sahiplenmeyedevam edeceklerini ve işken-cenin bir insanlık suçu olduğunubelirtti. 25 kişinin katıldığı açık-lama suç duyurusunda bulunul-mak üzere bitirildi.

Bu Oyunu İzlemek15-16 Haziranlarda

Düşenlere BirBorçtur”

İdil Kültür Merkezi Sanat Cephesiüyeleri Fatih Reşat Nuri Sahnesi'ndeZengin Mutfağı oyununu kitlesel olarakizledi; faşizme karşı sanat nöbeti tut-maya devam etti.

Sanat Cephesi üyeleri 16 Ocak ta-rihli gösterimi kitlesel olarak izlerken,yakalarına “SANAT CEPHESİ BU-RADA! Halkın Sanatçısı Yalnız De-ğildir” yazan kokartlar taktılar.

Fuayede gezerek soru soran seyir-ciler ile sohbet eden Sanat Cephesiüyeleri kendilerini tanıtarak oyun üze-rindeki baskılara karşı mücadele ede-ceklerini anlattılar. Oyunun YönetmeniAslı Öngören ile de konuşan SanatCephesi üyeleri desteklerinin süreceğini,bu oyunu izlemenin 15-16 Haziranlardadüşenlere bir borç olduğunu hatırlattı.

İçeride Dışarıda Direnişi Büyüteceğiz

27 Ocak2013

43

Yürüyüş

Sayı: 349

TERÖRE KARŞI HER ALANDA MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM!

Page 44: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

Grup Yorum’dan Selma Al-tın, Gençlik Federasyonu üyesiDilan Poyraz ve Yürüyüş Çalı-şanlarından Tuncer GümüşAKP polisinin Baskın Terörünüve Vatan işkence merkezindedört gün boyunca maruz kal-dıkları işkenceleri anlatıyor...

Selma ALTIN:Kapıların koçbaşları ile kırılması

sesine uyandık. Herkes hemen kalktıve giyindi. Hiç de beklenmedik birdurum olmadığı için şaşırmadık. İlkkez basılmıyordu kurumumuz, buhukuksuzluğu ve eşkiyalığı ilk kezgörmüyorduk. Hemen giyindik vegenel hazırlığımızı yaptık. Slogan-larımızla cevap verdik onlara. 15veya 20 dakika içerisinde girdiler.Kapıyı kıramayınca kapının yan ta-rafından duvarı kırarak oradan gir-diler. Ellerinde uzun namlulu silah-larla özel harekat polisleriydi içerigirenler.

İçeriye girdiklerinde biz mutfaktarafında onlara en uzak noktada ke-netlendik. İçeri girenlerden ilki san-dalyelerden birinin üzerine çıkaraksilahını bize doğrulttu. Hepsi birden“teslim olun, yere yatın, yat yere ça-buk” diye bağırarak, küfürler edereküzerimize yürüdüler. Yine sloganattık. “Yatmıyoruz!” diye bağırıncadirek yüzlere biber gazı sıktılar. Vehepimizi tekme, yumruk ve dipçikdarbeleriyle yerlere yatırdılar. Ke-netlenmiştik. Teker teker yere yatı-rarak ellerimizi arkadan kelepçele-diler. Üzerimize oturarak, kafaları-mıza, vücudumuzun değişik yerlerine

vurdular. Teker tekerdışarı çıkardılar, yerdesürükleyerek, iterek…

Araca götürülenekadar sloganlar attık.Ağzımı kapattılar irive pis elleriyle. Amaçabaları boşunaydı,bunu onlar da biz deçok iyi biliyorduk. Or-tada onların faşizmi vebizim yenilmez inan-cımız vardı. Galip olan,kazanan yine bizdik. Onlar tüm kor-kaklıklarıyla geceyarısı gelmişlerdi.Tek güçleri silahları, gazları, yum-ruklarıydı. Biz ise sadece bir sloga-nımızla ve direniş tavrımızla, teslimolmama geleneğimizle yine kazandıkve boynumuzu bükmedik, ellerimizikaldırmadık. Bunun hıncıyla dahaçok saldırdılar ve işkencelerine herşekilde devam ettiler.

Vatan’a götürüldük ve uzuncasüre burada bekletildik. Yaklaşık 10saat ters kelepçeli halde bekletildik.Hepimizin kelepçesi kemiğe dayan-dırılmıştı. Ve ellerimiz şişti. Bazı ar-kadaşlarımızın kolları dahi şişmeyebaşladı. Yol boyunca sözlü tartışmalarda oldu. Her sözlü saldırılarında ce-vaplarını aldılar.

Vatan’ın önünde uzunca bir sürebekledikten sonra üst araması başladı.Araçtan tek tek alıp üst araması yap-tıktan sonra başka bir araca götürdüler.O arada gençlikten alınan arkadaşlarıngetirildiği aracı da gördük. Herkessloganlarla ve zorla işkenceyle üstaramasına götürüldü ve üst aramasıda yerlere yatırılarak yapıldı. Beniönce yüzüstü yere yatırdılar ve belime

birisi oturdu. Birisiomuzlarımdan bastırdıdizleri ve elleriyle, biriside ayaklarıma oturdu.Aynı şeyi sırtüstü deyaptılar. Sonra kadın po-lisler onursuz aramayaçalıştılar. Ve bunu erkekpolislerden birisi de izledi. Ellerimi,boynumu kıracak kadar çevirdiler.

Sonra tekrar ters kelepçe ile AdliTıp raporu almaya götürüldük. Terskelepçe işkencesi her an devam etti.Adli Tıp’ta bileklerimizdeki kelepçeizlerini kaydettirdik.

Sonra tekrar Vatan’a getirildik.Ve hücrelerde işkence başladı. İlkönce tuvalete götürdüler fakat sonrayaklaşık bir buçuk gün tuvalet ihti-yacımızı gideremedik. Bir arkadaşı-mız idrarını battaniyesine yaptı vekoridora attı. Avukatlarımızın getirdiğisu ve şekerler verilmedi. Avukatlarbu sorunu savcı ile konuşarak dahalletmeye çalıştılar ama savcınıntavrı kesinlikle avukatların getirdik-lerinin verilmemesi şeklinde. Onlarınverdikleri suyu alabileceğimiz, şe-kerlerin ise hiç verilmeyeceği şeklinde

Röportaj

“Sabaha doğru 04.00 civarında kapıyı kırmaya başladılar. 15 dakikada kapıyı veduvarı kırarak içeri girdiler. Kar maskeli, askeri üniformalı, lazer ışıklı uzun namlulusilahlarıyla onlarca polis içeri daldı. Küfürler ederek, biber gazı sıkarak “yere yatın”diyerek üzerimize saldırdılar. Kendimizi korumak için kol kola girdik. Uzun namlulu

silahlarıyla, dipçiklerle bize vurmaya başladılar.”

AKP Polisinin Baskın Terörü ve4 Gün Süren İşkence

FAŞİZMİN HALKA, ÖRGÜTLENMEYE, DÜŞÜNCEYE UYGULADIĞI444

Yürüyüş

27 Ocak2013

Sayı: 349

Yürüyüş Dergisi

Page 45: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

bir uygulama dayattılar. Kabul et-medik. Kameralarla ve ellerinde suile geldiler ve vermeye çalıştılar.“İşte biz su veriyoruz, almıyorlar”demeye getirmek için. Demir maz-galların arasından zorla hücreniniçine attılar suları. Biz de karşı duvarafırlattık.

Parmak izi alırken sırtüstü yatırıpüzerime oturdular yine. Ellerimi kol-larımdan bileklerimden kıvırarak av-cumun içine bastırdılar. Ayaklarımaya bastırdılar ya da oturdular bunuanlayamadım, hatırlamıyorum. Amakıpırdayamıyordum. Özellikle ciğer-lerimin üzerine gelecek şekilde otu-rarak nefes almamı da engellemeyeçalıştılar. Parmak izi alırken Yorum’unşarkılarını açtılar. Kes slogan atmayıda senin sesini dinleyelim deyip dur-dular. İşkencelerine alet etmeye ça-lıştılar fakat şarkılarımızın da sloganolduğunu söyledim. Siz insan katili-siniz deyip durdular.

Biz kadınlar organize işler bina-sında tutuluyorduk. Bunu bahaneederek her çıkıp girdiğimizde aramayıdayattılar. Özellikle avukat görüşündebunu kullandılar. Avukat görüşümüzüengelleyemeyeceklerini, arama ilebizi tehdit edemeyeceklerini söyledik.Ve arama işkencesine rağmen avukatgörüşlerimize çıktık. Bu aramadakiasıl amaçları avukatların görüş sıra-sında bize verdikleri şekerlerin alın-ması idi. Ve de işkence için bahanelerioldu. Daha önceki gözaltımda daaynı yerde kaldım ve avukat görüşüiçin çıktığımda böyle birşeyle karşı-laşmamıştık.

Normalde her 24 saatte bir AdliTıp kontrolünden geçmemiz gereki-yordu fakat bu olmadı. Sadece göz-altına alınırken ve Adliye’ye götü-rülmeden önce götürüldük.

Adliye’de de ters kelepçe ile bek-letildik. Biz erkek arkadaşlarla mah-kemeye kadar hep ayrı yerlerde kaldık,Adliye’de de öyle oldu. Onlar bodrumkatlarda yerleri ıslak olan ve oturmayeri olmayan bir nezarethanede bek-letilmişler. Biz savcıların olduğu katta,duruşma salonundan bozulmuş birsalonda kaldık ve oturduk. Ters ke-lepçelerin sökülmesi için sürekli sloganattık. Her on dakikada bir slogan attık.

“Kelepçe İşkencesine Son, İnsanlıkOnuru İşkenceyi Yenecek, İşkenceYapmak Şerefsizliktir. Bu sloganlaratıldı sürekli. Sesimizi duyan avukatlarbu işkencenin son bulması için polis-lerle tartıştı. Bizi onlarla hiçbir şekildegörüştürmek istemiyorlardı zaten.Avukatlar tartıştılar, biz onların sa-vunmasını yapacağız, savunma hakkınıengelliyorsunuz diye. Biz de içeridensürekli “Avukat Görüşü Engellene-mez” diye sloganlar attık. Avukatlarlapolisler arasında bu tartışma polislerintutumundan dolayı çatışmaya dönüştüve birkaç avukatımız yaralandı. Birisidizinden ayağına kadar yara aldıpolisin tekmesinden dolayı. Birisiburnundan yaralandı. Birisinin başındada polis telsizini parçaladı, başındanyaralandı. Sonuçta kelepçelerimiz ön-den takıldı, gevşetildi. Su şekerimizgetirtildi. Polislerin tavrı bu tartışmadansonra değişti zaten. Avukatlarımızlagörüşebildik kısmen. Sonra da savcılıksorgularımız başladı.

Dilan POYRAZ:Baskınları teşhir etmek için Ok-

meydanı Haklar Derneği’nin önündebulunuyordum. Polisin yaptığı sal-dırıyı mahalle halkına anlatıyorduk.Önce bizi kameraya çekmeye başla-dılar. Biz sloganlarımızı daha gürbir şekilde atıyorduk. Dernekte aramadevam ediyordu. Çok şaşırmışlardıbizi gördüklerine. Beklemiyorlardı.Ama öyle kolay değil bizim canlabaşla koruduğumuz derneklere gir-mek.

Dev-Genç’liler baskının olduğuher yerde direnişin de olduğunu gös-teriyor. Sloganlardan sonra bizdencesaret alıp mahalle halkı da geldi.Tahammül edemediler. Çevik Kuvvetve sivil polisler etrafımızı sararaksaldırdılar. Biz 3 kişiydik alındığı-mızda. Ellerimize arkadan en sıkışekilde ters plastik kelepçe taktılar.Benim plastik kelepçeden kaynaklıellerim kesildi. Kendileri kelepçemiaçmak zorunda kaldılar. Önden demirkelepçe takarak Gençlik Federasyo-nu’nun önüne getirdiler. Ben veMete’yi (Kul) akrep denen bir aracakoyarak Feriköy Çocuk Büro’ya gö-

türdüler. Akrebin içine koyarken der-neğin önünde direnmeye ve sloganatmaya başladık. Halkta sanmış kihala dernekte insanlar var. Ama son-radan konuştuğumuzda “Helal olsunsize” diyorlardı. Çünkü biz mahal-lenin gençleriyiz.

Çocuk Büro’ya getirdiklerindeyine saldırdılar. Merdivenlerden aşa-ğıya sürükleyerek, atarak indiriyorlardınezarethaneye. Nezarethanede ise be-raber aynı yerde kalamazsınız diyebeni yukarıya zorla götürdüler. Bendebuna karşın direndim. Dışarıya bakanpencereli bir odaydı. “Beni aşağıyaindirmezseniz pencereleri kırarım”dedim. Onlar da “Sen o pencereyikırarsan bizde senin kafanı kırarız”şekilde ahlaksızca tehdit ettiler. Oda-dan çıktıktan sonra ben pencereyiaçarak orada bize yapılan işkenceyianlattım. Aynı zamanda gür bir sesleslogan attım. Bunu fark edince beniaşağıya indirmek zorunda kaldılar.Yine irademiz kazanmış oldu.

Saatlerce hiçbir şey yapılmadanbekledik. Ardından sağlık kontrolünegötürdüler. Sağlık kontrolüne zorlakelepçe taktılar. Hastaneye giderkendahi saldırıyorlardı. Hatta şöyle birolay oldu. Bizi bindirdikleri arabanınönünde bir taksi müşteri indiriyorduo kadar pervasızca saldırıyorlar ki 5dakika beklememek için taksiciye600 TL para cezası kestiler.

Halkın ekmeğine göz dikenler,gecenin bir yarısı ahlaksızca dernek-lerimizi basıyor, terör estiriyorlar.Bizim başımız dik. Onuru, namusutemsil ediyoruz. Gururla Dev-Genç’liolduğumuzu gittiğimiz her yerde ra-hatça söyleyebiliyorsak bunu 43 yıllıkDev-Genç tarihine, yoldaşlarımıza,şehitlerimize borçluyuz. Çünkü Dev-Genç, yeni Hasan Selimleri büyütmekiçin canla başla çalışıyor. Bunu bildiğiiçin düşman her sene kendilerince“büyük operasyonlar yapıyor.”

Benim ailemin evini de gece saat03.00’da kapıyı kırarak basmışlardır.Evde annem ve erkek kardeşim vardı.Bunu biliyorlar. Anneme uzun namlulusilahını doğrultmuş, akıllarınca kor-kutmak istemişlerdi. Sonra evdenkeyfi bir şekilde fotoğraflarımı, ki-tapları, dergileri ve evde bulunan bil-

Röportaj

27 Ocak2013

445

Yürüyüş

Sayı: 349

TERÖRE KARŞI HER ALANDA MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM!

Page 46: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

gisayarın harddiskini almışlar. Annemneden kapıyı çalmadınız dediğindebize burayı örgütün hücre evi olduğunusöylediler demişler. Bilmiyorlar mısanki evde kim yaşıyor kim yaşamıyor.Birde ahlaksızca “Kapınızı yaptırınsiz, biz parasını öderiz.” demişler.Sabah 06.30’da da evden çıkmışlar.Zaten biz de ertesi gün savcılıktanserbest bırakıldık.

Tuncer GÜMÜŞ:Baskın anında yüzleri kar mas-

keliydi. Birçok polis, itfaiye aracıile bulunduğumuz yerin camını kı-rarak girdiler. Yani hırsız gibi.

Hiçbir açıklama yapmadan az-gınca saldırdılar, kadın arkadaşları-mıza tacizde bulundular.

Ellerimize ters kelepçe vuraraküzerimizde tepindiler. Ayrıca her yer-de kullandıkları gibi, birçok insanınhayatını kaybettiği, biber gazını kul-landılar. Hepimizin ağzına, yüzünesıktılar.

Üzerimde ehliyet, kimlik, bankakartı, 5 adet vesikalık yeğenimin vekardeşlerimin fotoğrafı ve 800 TL’nin

üzerinde param vardı. Aramada bunlarpolisler tarafından alındı.

Aşağıya indirilirken sağdan soldangelen tekmelerden başka bir şey gö-remedim.

Saat 04.30’dan 12.00’ye kadarters kelepçeli bir şekilde kaldık. Oto-büs içinde sekiz saat bekletildik vebu süre içinde hiçbir ihtiyacımızıkarşılayamadık.

Polisin saldırısı gözaltında kaldı-ğımız süre boyunca sürdü. Hücredetuvalet ihtiyacı için kapılara 2-3 saatvurmak zorunda kaldık.

Neden gözaltına alındığımızı halaöğrenmiş değiliz. Yalnız iki “suçlama”var; İstanbul Emniyet Müdürlüğüönünde yapılan eylemin fotoğraflarınıçekmek, basın toplantısına katılmak.(Bunlarla ilgili her hangi bir görüntüvb. de yok) Savcı bunlar üzerindeDHKP-C örgütüne üye olduğumuzukanıtlamaya çalışıyordu.

Mahkemenin hakiminin AKP’ninhakimi olduğu belli oluyordu. Kararıönceden vermişlerdi. Hakim sorgusubaşlar başlamaz “Susma hakkını kul-lanacak mısın?” diye sordu. (Halbukisavcılığa ifade vermiştim.)

Sonuç olarak hakim 7 Yürüyüşdergisi, 2 de İdil Kültür Merkezi ça-lışanı hakkında adli kontrol ve 10bin TL para cezası kararı verdi. 21Ocak günü bırakıldık. Üzerimdenalınan kimlik, ehliyet, kemer, 800TL, fotoğraflar ve banka kartındansadece ehliyet, kimlik ve kemeri ala-bildim.

Bu baskıların bizi yıldıramaya-cağını, çıktıktan sonra Yürüyüş Der-gisi’nin yeni sayısının (349 sayısı)hazırlıklarına başlayarak gösterdik.

Hey Tekstil İşçileriAlacakları maaşları ve kıdem taz-

minatları verilmeden patronları AynurBektaş tarafından iflas gösterilerekişten çıkartılan Hey Tekstil işçileri,avukatları Şükriye Erden ve ÇağdaşHukukçular Derneği İstanbul ŞubeBaşkanı Taylan Tanay'ın hukuksuzbir şekilde tutuklanmasından sonraeylemlerine devam ediyorlar.

Direnişlerinin 347. gününde, 22Ocak günü Levent’de Kanyon AVMönünde bir araya gelen Hey Tekstilişçileri “TOBB Yöneticisi Aynur Bek-taş’tan Haklarımızı İstiyoruz, Alaca-ğız!” pankartını açarak, Aynur Bektaş’ınüyesi ve kadın girişimciler kurulu baş-kanı olduğu TOBB (Türkiye Odalarve Borsalar Birliği) önüne kadar yü-rüyüşe geçtiler. Polis barikatı önündeyapılan basın açıklamasından sonratekrar Kanyon önüne kadar yürüyerekgelindi. Ertesi gün aynı saatte bulu-

şulmak üzere eylem sonlandırıldı.23 Ocak günü yine Levent’de

Kanyon AVM önünde yine bir arayageldiler. “TOBB Yöneticisi AynurBektaş’tan Haklarımızı İstiyoruz,Alacağız!” pankartının arkasındaüçerli kortejlerini oluşturarak TOBB(Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği)önüne doğru yürüyüşe geçtiler.

Polislerin TOBB önünde kurduğubarikatın önünde yapılan basın açık-lamasında; “Bizleri yıldıramayacak-sınız. Tüm insani değerlerimizlebizim olanı istemeye devam edeceğiz”denildi.

Şair Ruhan Mavruk da işçileredestek olmak için gelmişti. Okuduğuşiirle hukuksuz bir şekilde tutuklananavukatlara ve direnen Hey Tekstilişçilerine sahip çıkarak yanlarındaolduğunu belirtti. Sonra yol tekrartrafiğe kapatılarak Kanyon önünekadar yüründü. Burada atılan slo-ganlarla eylem sonlandırıldı.

Cargill İşçileriBursa Orhangazi'de bulunan Car-

gill firmasından atılan Öz Gıda-İşSendikası üyesi işçi Kemal Kapar'ınişine geri dönmesi için Cargill işçileriİstanbul Bağlarbaşı'ndaki Cargill Ge-nel Merkezi önünde eylem yaptı.

Direnişinin 106. gününde olan Ke-mal Kapar'ın işine geri dönmesi veCargill fabrikasındaki kölece çalışmakoşullarının düzeltilmesi, sendikal hak-lara saygı gösterilmesi ve insanca ça-lışma şartları için 18 Ocak günü İstanbulBağlarbaşı'nda bulunan Sarkuysan-akİş Merkezi'nde bulunan Cargill GenelMerkezi önünde eylem yapıldı.

Bursa-Orhangazi Cargill işçileri,Öz Gıda-İş Sendikası Bursa Şubesiyönetici ve üyelerinin katıldığı ey-lemde Cargill'deki kölece çalışmakoşulları anlatılarak teşhir edildi vesloganlarını atarak eylem sonlandı-rıldı.

Röportaj

Adalet Yok, Biz Getireceğiz, Hak Yediler, Ödeteceğiz!

FAŞİZMİN HALKA, ÖRGÜTLENMEYE, DÜŞÜNCEYE UYGULADIĞI446

Yürüyüş

27 Ocak2013

Sayı: 349

Yürüyüş Dergisi

Page 47: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

Kamu Emekçileri Cephesi, “İşGüvencemiz Geleceğimizdir! İş Gü-vencemize Sahip Çıkalım!” kam-panyasının beşinci haftasında, yani19 Ocak günü Ankara’da Güven-park’taki Adalet Bakanlığı binasıönünde toplandılar. Türkiye'nin birçok ilinden gelen yaklaşık 90 kamu

emekçisi “AKP İş Güvence-mize Saldırıyor! Grev Hakkı-mız ve İş Güvencemiz İçinDirenelim/Kamu EmekçileriCephesi” pankartının ardındadövizler ve kızıl flamalar ilekortejlerini oluşturdular. Kamuemekçileri bir süre beklediktensonra trafiği tek şeritten ke-serek, meclise doğru GenelKurmay tarafından yürümeyebaşladı.

Meclis önünde KamuEmekçileri Cephesi adına

Acun Karadağ, açıklama yaptı. Ya-pılan açıklamada “Esnek çalışma,sürgünler, cezalar, baskılar, çalışmasaat ve sürelerinin değiştirilmesi, iş-yeri ve iş tanımının değiştirilebilirhale getirilmesi kamu emekçilerininiş güvencesine yönelik ciddi tehdit-

lerdir. AKP yürürlüğe koyduğu uy-gulamalarla işçisi, memuru, öğrencisi,köylüsü, ev kadınıyla halkın değilemperyalist şirketlerin çıkarına ça-lışıyor.” denildi. Açıklamada ayrıca18 Ocak’ta yapılan polis baskınlarınadeğinilerek, “İzmir'den eğitim emek-çisi arkadaşlarımız Serap Dursun veZeynep Yılmaz da AKP'nin gözaltıterörüne hedef olmuştur.” denildi veyaşanan baskınların hukuksuz olduğusöylendi.

90 kişinin katıldığı eylemde“Emekçiyiz Haklıyız Kazanacağız”,“Güvenceli İş Güvenceli Gelecekİstiyoruz”, “Toplu Sözleşme Hak-kımız Grev Silahımız”, “GözaltılarTutuklamalar Baskılar Bizi Yıldıra-maz”, “Gözaltılar Serbest Bırakılsın”,“Parasız Eğitim Parasız Sağlık İsti-yoruz Alacağız” sloganları atıldı.

İş Güvencemiz, Grev Hakkımız ve Onurumuz İçinÖrgütlenelim, Direnelim, Kazanalım! Milyonları Örgütleyelim

7 Ocak 2013 tarihi itibari ile Bakırköy Adliyesi’nde uygulanmayabaşlanan adli ve önlem araması amaçlı olarak güvenlik görevleri ta-rafından tüm çalışanların, avukatların ve halkımızın hukuksuz birbiçimde aranmalarını kınamak için Çağdaş Hukukçular Derneği veBüro Emekçileri Sendikası İstanbul 1 Nolu Şube 17 Ocak 2013tarihinde Bakırköy Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı.

Açıklama öncesinde Şube Başkanı Dursun Doğan yaşanan süreceilişkin kısa bir bilgilendirme yaptı konuşmasında “Adalet Bakanlığıçalışanlarının onursuz bir biçimde temel hak ve özgürlükleri yoksayan bir anlayışla çalışanları ince aramadan geçirmelerine izin ver-meyeceklerini, bu iradeyi kabul etmeyeceklerini” ifade etti. Ayrıcafazla mesaiye bırakılan adalet çalışanlarına ödeme yapılmadığını veMaliye Bakanlığı’nın 2013/33 nolu Sosyal ve Ekonomik Haklar Ge-nelgesi’yle bundan sonra böyle bir ödemenin de olanaksız olduğunuancak, birlikte mücadele ederek hakların kazanılacağını ifade etti.

Daha sonra BES İstanbul 1 Nolu Şube Yönetim Kurulu ÜyesiSerap İlbey Karataştan tarafından açıklama yapılarak, “Giriş çıkışsaatlerinde X-Ray cihazından geçmek, çantalar aranmak suretiyleince arama yapılmaktadır.

Temel insan haklarına aykırı olduğu gibi ayrıca aynı kurumdabirden farklı uygulamalarla karşı karşıyayız. Hakim ve savcılar aran-mazken çalışanların böyle bir uygulamaya tabi tutulması hiçbirgerekçe ile açıklanamaz. Bu uygulamaya derhal son verilmelidir.”denildi.

Açıklamaya yüze yakın Adliye çalışanı ve avukat katıldı. “HukuksuzAramaya Son”, “Adliyeler Saray, Çalışanlar Köle Değildir”, “EmekçiyizHaklıyız Kazanacağız”, “Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz” sloganlarıylaeylem bitirildi.

Kamu Emekçileri Cephesi, İş Gü-

vencesi ve Grev Hakkı” ile ilgili yürüt-

tükleri kampanya çerçevesinde;

17 Ocak günü, İstanbul Maltepe Be-

lediyesi önünde, “İş Güvencemiz Gele-

ceğimizdir! İş Güvencemizden ve Grev

Hakkımızdan Vazgeçmeyeceğiz! Mil-

yonları Örgütleyeceğiz” bildirilerini da-

ğıttı. Kamu emekçilerine kampanya hak-

kında ayrıntılı bilgi verildi. Yaklaşık 500

bildiri dağıtıldı.

16 Ocak tarihinde de Kadıköy Bele-

diyesi önünde mesai bitiminde “Grevli

Toplu Sözleşmeli Sendika Hakkımızı

Gasp Eden AKP İktidarı Şimdi de İş

Güvencemizi Gasp Etmek İstiyor” başlıklı

950 adet bildiri çalışanlara ulaştırıldı.

Eskişehir'de de 17 Ocak günü Os-

mangazi Üniversitesi'nde, SGK ve Eski-

şehir Büyükşehir Belediyesi binası önünde

120 bildiri dağıtıldı, 20 adet afiş asıldı,

15 de imza toplandı.

Adliyede Hukuksuz Aramaya Son İş Güvenliği HakkımızaSahip Çıkalım 27 Ocak

2013

447

Yürüyüş

Sayı: 349

TERÖRE KARŞI HER ALANDA MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM!

Page 48: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

Suriye halkına ait olan 1500 fab-rikanın tüm makine ve eşyalarınınişbirlikçi çapulcular aracılığıyla veTürkiye Devleti’nin yardımıyla Tür-kiye’ye kaçırılmasıyla ilgili olarakSuriye Halk Cephesi 15 Ocak’tayazılı bir açıklama yapmıştı.

16 Ocak’ta da ÇHD Genel Baş-kanı Selçuk Kozağaçlı ve HHB avu-katlarından Oya Aslan’ın katılımıylaSuriyeli yetkililerle bir toplantı dü-zenlendi. Suriye adına kurulan hukukkomitesiyle yapılan toplantıda Suri-ye'den Türkiye'ye kaçırılan mallar,sökülüp taşınan fabrikalar, depo mal-zemeleri ve tarihi eserlerle ilgiliolarak Türkiye'ye dava açılarak zarargörenlere tanzim edilmesi görüşüldü.Bunun hukuki yol ve yöntemleri ay-rıntılı konuşuldu. Önce sorunlar tektek dinlendi. Sanayi, ziraat, turizmuzlaştırma ve ulaştırma bakanlıkla-rından gelen temsilcilerle avukatlarve meclis üyelerinin katıldığı top-lantıda yaklaşık 15 kişi hazır bulundu.

Bu toplantıda herkes kendi alanıile ilgili uğradığı zararları anlattı.1500’ün üzerinde fabrikadaki mallarınçalınarak Türkiye’ye götürüldüğü veorada satıldığı ifade edildi. Devletdepolarındaki tüm gıda maddelerive tahılların çalınarak, %10 oranındadüşük bir fiyatla satıldıkları, Suriyehalkına ait tarihi eserlerin de Türki-ye’ye aitmiş gibi satıldığı belirtildi.

Suriye’nin Türkiye Devleti’nin

işbirlikçiliğinde yapılan bu çapulcu-luğa karşı haklarını aramak, gaspedilen varlıklarının hesabını sormakiçin yapılan toplantıda Türkiye’dedava açma kararı alındı. 2013 Şubatayının sonunda hukuk faaliyetleriçerçevesinde İstanbul’da bu konudabir konferansın yapılması da kararabağlandı.

Kozağaçlı ve Aslan’dan hukukidestek alan Suriyeli yetkililer, zarargörenlerin haklarının tanzim edilmesiiçin dava açılmasını istedi. Toplantıdaayrıca Suriye Ulusal Diyalog Koa-lisyonu’yla irtibat halinde olacak birÇHD irtibat bürosunun açılması dakararlaştırıldı.

Toplantı sonrasında Suriye Baş-bakan Yardımcısı Kadri Cemil ilegörüşüldü. 17 Ocak’ta ise parlamentobaşkanı, Ulusal Adalet ve KalkınmaPartisi Başkanı, Ulusal Gençlik PartisiBaşkanı ile de görüşüldü.

Suriye’de yapılan bu görüşmelersırasında Türkiye’de burjuva basıntarafından ÇHD ve HHB’nin Türkiyealeyhine ajanlık faaliyeti yürüttüğüyalan haberleri çıktı. Toplantı sıra-sında emperyalizme karşı direnmeninbir bedeli olacağı da konuşulmuştu.Bunun üzerine çıkartılan ajanlık ha-berleri emperyalizmin Suriye ve Tür-kiye halkları arasındaki dayanışmadankorkusunun göstergesi oldu.

Emperyalizme ve faşizme karşısavaşmayan vatansever değildir. ÇHD

ve HHB üzerin-deki baskının te-melinde de vatan-severlerin cüretikarşısında korkanhalk düşmanlarıvardır.

Emperyalizmistiyor ki, kimsedirenmesin, her-

kes teslim olsun… Bunun için gece-yarıları basıyorlar yasal hukuk bü-rolarını. Kendi yasalarıyla kendilerinekarşı mücadele eden avukatlardanda korkuyor AKP ve işbirlikçisi ol-duğu emperyalistler.

Suriye’yi soygunlarla güçsüz dü-şürmek, halkı temel gıda maddele-rinden yoksun bırakarak teslim al-maya çalışıyorlar. Bu abluka karşı-sında Suriye halkları yalnız değildir.Emperyalizme karşı direnen Suriyehalkının yanında olmaya, direnişlerinedestek vermeye devam edeceğiz.

Toplantıya katılan Suriyeli yet-kililer şöyle:

- Tarık al-Ahmad (Ulusal DiyalogKoalisyonu üyesi, aynı zamanda Ulu-sal Sosyal Partisi üyesi ve UzlaştırmaBakanlığı’nda görevli)

- Abbud al-Şuvah (Ulusal DiyalogKoalisyonu ve Hukuk Komisyonuüyesi

- Saalem Mustafa (Hukuk Komi-tesi üyesi, Ulusal Adalet ve KalkınmaPartisi üyesi ve aynı zamanda avu-kat)

- Maced al-Hamviy (Hukuk Ko-mitesi üyesi)

- Fuvvaz Nizam (Hukuk Komitesiüyesi)

- Sami Baytincaniy (Hukuk Ko-mitesi üyesi)

- Abd al-Hakim Bağdatiy (HukukKomitesi üyesi)

- Faris al-Caniyden (Ulusal Di-yalog Koalisyonu üyesi)

- Mahmut Zannubiya (UlaştırmaBakanı Yardımcısı)

- Vassam Nasrallah (Ziraat Ba-kanlığı temsilcisi)

- Muhammed Beşşar Zağlula (Sa-nayi Bakanlığı temsilcisi)

- Luey Şekuv (Suriye Müsteşarı)

Emperyalizme ve İşbirlikçilerineKarşı Suriye Halkının Safındayız,

Direneceğiz!

FAŞİZMİN HALKA, ÖRGÜTLENMEYE, DÜŞÜNCEYE UYGULADIĞI448

Yürüyüş

27 Ocak2013

Sayı: 349

Page 49: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

Bekir Coşkun(Cumhuriyet, 22 Ocak 2013)

Bağlama...Grup Yorum’u bastılar...Baktılar bağlamaları var...Bağlamadaki parmak izlerini al-

dılar...*En tehlikelisi çünkü...Bomba patladığında, tehlikesi

hadi elli metredir...Bunda “Sol” perdesine bastı mı,

tınısı binlerce kilometre uzaktakimazlumların ta yüreğinde patlar:

“Şu dünyada ölüm varYoksulluk var zulüm varEğme başın namerdeYüreğin var dilin var...”*Bağlamanın yakalandığı yerde

“kozmik bilgilerin” de ele geçirildiğiniyazdılar yandaş medyada...

Doğrudur, kozmiktir...Bastımı Grup Yorum’un parmağı

bağlamanın perdesine, tınılar uzayaçıkar, evrene yayılır, yer gök inler...

Bir kasaba kızının sesinde, biraskerin nöbetinde, bir öğrencinin ku-laklığında, bir ev kadının mutfağındayankılanır:

“Günlerim gecelerimDost adını hecelerimGünlerim hey gecelerimBiter bir gün acılarım...”*Medyaya göre, koçbaşı ile on bir

çelik kapıyı kırmışlar içeri girmekiçin... Helikopter havada, gece ka-ranlığında basmışlar çelik yelekli,kasklı, silahlı timler...

Baktılar orada duruyor:Bağlama...“Boru” değil...Üzerindeki parmak izini aldılar...Ne kadar tehlikeli bir şey?...Çünkü televizyon televizyon do-

lanıp konuşuyor; yalan dolan, palavra,sahte, ikiyüzlü, dinleyen yok, inananyok...

Ama Grup Yorum’un bağlamasıpenayı tele vurdu mu....

“Cemo...”“Keskin bıçak...”“Ah gülüm...”“Gel ki şafaklar tutuşsun...”

Meydanlara sığmayan insanlarkatılıyorlar... Dünyanın en güçlü ör-gütü harekete geçiyor; vicdanı hür,aklı hür, yüreği hür olanlar...

Hep bir ağızdan bağırıyorlar...Çığlık çığlık...“Ateşler tattım geldimTürküler yaktım geldimAy öptü gözlerimiKorkuyu yıktım geldim...”*****

Işıl Özgentürk(Cumhuriyet, 22 Ocak 2013

)

Yüz Binler Yürümedikçe Sıra Hepimizde!

Sıra kimde acaba? En son ÇağdaşHukukçular Derneği üyesi ve HalkınHukuk Bürosu’ndan 11 avukatın veGrup Yorum üyelerinin de içindebulunduğu 40 kişinin gözaltına alın-ması, sözüm ona kozmik odalara gi-rilip, en sert polis uygulamalarınınyapılması, üç darbeden sağ kalmış,yaşını başını almış beni bile şaşkınlığave hayrete düşürdü.

“Ve acaba şimdi sıra kimde?”diye sormaya başladım.

Basından

Dersim’de Halk Cepheli Ünal Çimen 19 Ocakakşamı saat 17.00’de dergi dağıtımı sırasında SiyasiŞube polisleri tarafından Dersim merkezde hiçbirgerekçe gösterilmeden, kaçırılarak gözaltına alın-dı.

Dersim Halk Cephesi, Çimen’in kaçırılmasıylailgili olarak yaptığı 20 Ocak tarihli açıklamada,“AKP’nin katil polisleri ve iktidarının sevincinikursaklarında bırakacağız. Gözaltılar, baskılarve tutuklama terörüyle bize gözdağı vermeyeçalışanlara sesleniyoruz: Daha fazla örgütleneceğiz,hesap soracağız. Korkularınızı büyütmeye devamedeceğiz” dedi.

Dersim Polisi DevrimcilereSaldırısının Hesabını

Verecek

27 Ocak2013

49

Yürüyüş

Sayı: 349

TERÖRE KARŞI HER ALANDA MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM!

Halk Cepheliler, 18 Ocak tarihinde İstanbul, İzmir veAnkara’da, Halkın Hukuk Bürosu, Gençlik Federasyonu,Ozan Yayıncılık, İdil Kültür Merkezi, TAYAD ve ÇHD'yeyapılan baskınlar ve tutuklamalarla ilgili 21 Ocak günüAnkara Yüksel Caddesi’nde eylem yaptılar.

Eylemde yapılan açıklamada “Halk düşmanları, sanırlar kibu hesap burada kalır... Tarihi büyük yanılgılarıdır bu.Analarımıza, babalarımıza, yoldaşlarımıza kalkan ellerinhesabını bir gün verecektir halk düşmanları. İşkence yapsanız-da, tutuklasanızda devrimcileri bitiremeyeceksiniz. Çünkü bizmilyonlarız!” denildi. Ardından Grup Yorum'un türkülerieşliğinde halaylar çekilerek, Yürüyüş Dergisi'nin 347. sayısıtoplu olarak dağıtıldı. Yapılan Yürüyüş Dergisi dağıtımında 34dergi halka ulaştırıldı. 100 kişinin katıldığı eylem “HaklıyızKazanacağız” marşının hep birlikte söylenmesinin ardındansona erdi. Eylemde, “Tutuklamalar, Baskılar Bizi Yıldıramaz”sloganları atıldı.

“43 Yıldır Başeğmedik veBaşeğmeyeceğiz!”

Page 50: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

Almanya - BerlinBerlin Halk Cephesi, işbirlikçi

AKP iktidarının demokratik kurum-lara yönelik operasyonları ve gözal-tıları protesto etmek için, 19 Ocakgünü Berlin-Kottbusser Tor Meyda-nı’nda protesto eylemi yaptı.

Berlin Halk Cephesi'nin çağrı-sıyla yapılan eyleme devrimci-de-mokratik kurumların yanı sıra AlmanAnti-faşistlerinden de destek veren-ler oldu.

50 kişinin katıldığı eylem, slo-ganlarla sona erdi. Eylem sonrasında"AKP Terörüne Son, Baskılar BiziYıldıramaz-Halk Cephesi" yazılı pan-kart Kreuzberg köprüsüne asıldı vegece geç saatlere kadar asılı kaldı.Berlin Halk Cephesi ayrıca 21 Ocakgünü Kottbusser, Tor Meydanı’ndaimza masası açtı.

Almanya- KölnAlmanya’nın Köln şehrinde 19

Ocak günü Dom Kilisesi önündeGrup Yorum, Köln Sanat Atölyesi veAnadolu Federasyonu, baskınlar vegözaltıları protesto eden basın açık-laması yaptı.

Eyleme yaklaşık 70 kişi katıldı.Grup Yorum üyeleri, Anadolu Fede-rasyonu ve Sanat Atölyesi’nin yaptı-ğı açıklamayla AKP’nin faşist terörüteşhir edildi. Yurtdışında bulunanYorum üyeleri, kitleyle birlikte “HerŞey Bitti” ve “Çav Bella” marşlarınıseslendirdi.

Grup Yorum elemanları ve Ana-dolu Federasyonu çalışanları Mülhe-im’de bulunan Wiener Platz’tan baş-layarak Keupstrass’a kadar bildiridağıttılar. Bir buçuk saat süren bildi-ri dağıtımında 400’den fazla bildirihalka ulaştırıldı.

Almanya- Düsseldorf21 Ocak günü Köln Sanat Atöl-

yesi, Anadolu Federasyonu ile HalkınHukuk ve Dayanışma Merkezi Tür-kiye'de yaşanan AKP'nin faşist terö-rünü protesto etti.

Protesto eylemi Türkiye Devle-

ti'nin Düsseldorf'da bulunan Konso-losluğu önünde yapıldı.

Konsolosluk önünde toplanan 20kişi "Grup Yorum Susturulamaz" ve"AKP'nin Polis Operasyonlarına veZülmüne Son" pankartları açtılar.

Almanya-HamburgAlmanya'nın Hamburg kentinde

Halk Cepheliler Türkiye'deki bas-kınları, gözaltıları protesto etmekiçin 20 Ocak günü Türkiye'nin Ham-burg Konsolosloğu önünde bir pro-testo düzenlediler.

“AKP'nin Polis Operasyonlarınave Zulmüne Son. Halk Cephesi” im-zalı bir pankart ve kızıl bayraklar aç-tılar.

Sloganların atıldığı eyleme 23kişi katıldı.

Almanya-StuttgartStuttgart Halk Cephesi de yazılı bir

açıklama yaptı. Açıklamada, "HalkCepheliler, emperyalizme karşı dire-nen Suriye halkının yanında olmaya,milyonları örgütleme iddiasıyla biradım öne çıkmaya devam edecektir"denildi.

Stuttgart Halk Cephesi, 23 Ocak'taStuttgart T.C Konsolosluğu önündeeylem düzenledi. “Gözaltı, Tutukla-ma Terörüne Son” pankartının açıldığıeylemde yapılan açıklamada "HalkCephesi hiçbir baskıya boyun eğme-yecek, emperyalizme karşı direnenSuriye halkının yanında olmaya de-vam edecek.” denildi.

Stuttgart Alevi Derneği’nden birkişi de Türkiye faşizmini teşhir edenbir konuşma yaptı. Diğer sol kurum-lardan insanların da katıldığı eyleme12 kişi katıldı.

AvusturyaAvusturya Halk Cephesi 18 Ocak

günü yayınladığı açıklamayla "AKPFaşizmi Bu Ülkenin Gerçek Vatan Se-verlerine Saldırıyor" diyerek baskın-

ları protesto etti.

İngiltereİngiltere Halk Cephesi, 18 Ocak

günü, Demokrasi ve Özgürlük Mü-cadelesi veren, sisteme muhalefeteden, kişi ve kurumlara, yönelik bas-kınlar protesto etti.

İngiltere’nin başkenti Londra’daTürkiye Büyükelçiliği önüne gidenHalk Cepheliler; “Baskılar Bizi Yıl-dıramaz", "Faşizme Boyun Eğmeye-ceğiz" sloganlarıyla eylem yaptılar.

İngiltere Halk Cephesi, 20 Ocakgünü de Anadolu Halk Kültür Mer-kezi’nde (AHKM), halk toplantısıdüzenledi. Düzenlenen toplantıda alı-nan kararlar yerel bir radyo progra-mında duyuruldu.

19 Ocak günü Anadolu Gençlik,Türkiyeliler’in de yaşadığı, Tottenhamve Enfield bölgesinde 12 kahveye gi-derek toplamda 65 Yürüyüş dergisidağıttı.

Yürüyüş dergisi dağıtımı sırasın-da Türkiye'deki baskınlar anlatılarak,destek çağrısında bulunuldu.

Belçika18 Ocak günü Türkiye'nin Brük-

sel Büyükelçiliği önünde bir açıkla-ma yapıldı. Açıklamanın yapılması-nı engellemek isteyen polise rağ-men, eylem yapıldı. Konsolosluk gö-revlileri, pencerelerden kameralarlagörüntü aldı.

Belçika Anadolu Federasyonu’nunkonsolosluk önünde yaptığı açıkla-mada "Bizi teslim alamazsınız, halkınavukatlarını, halkın sanatçılarını vetüm devrimcileri sahipleniyoruz. Em-peryalistlere ve yerli işbirlikçilerinekarşı mücadele etmeye devam ede-ceğiz." denildi.

İsviçreİsviçre Halk Cepheliler, faşizmin

hukukunu, uygulamalarını protesto et-mek için 22 Ocak'ta Türkiye Konso-

Baskınlar ve TutuklamalarAvrupa’nın Çeşitli Bölgelerinde

Yapılan Eylemlerle ProtestoEdildi

Av ru pa’da

FAŞİZMİN HALKA, ÖRGÜTLENMEYE, DÜŞÜNCEYE UYGULADIĞI50

Yürüyüş

27 Ocak2013

Sayı: 349

Page 51: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

losluğu önünde bir eylem yaptı. Ey-lemde, “AKP Zulmüne, Polis Terö-rüne Boyun Eğmeyeceğiz - HalkCephesi” pankartı açılarak akabindehazırlanmış olan açıklama okundu.Adaletsizliğe karşı duyulan öfke slo-ganlarla ifade edildi. İGİF’in de des-tek verdiği eyleme 22 kişi katıldı.

YunanistanYunanistan Halk Cepheliler, Ati-

na’daki Türkiye Elçiliği önünde pro-testo ettiler. Elçilik önünde toplananHalk Cepheliler eylem süresince slo-ganlarını haykırdılar.

Halk Cepheliler ve YunanistanÖğretmenler Sendikası’ndan eyle-

me destek veren temsilci, elçiliktenyüz metre uzaklaştıktan sonra polis ta-rafından gözaltına alındı. Gözaltınaalınanlar GADA’ye (Atina Genel Po-lis Müdürlüğü) götürüldüler. Kimlikkontrolü gerekçesiyle saatlerce key-fi olarak bekletilen Halk CeplelileriSYRİZA (Radikal Sol Birlik) millet-vekilleri ve Sol örgütlenmelerdenavukatlar polis merkezini arayaraktepkilerini dile getirerek sahiplendi-ler.

SuriyeSuriye Halk Cephesi’nin, 18 Ocak

günü yayınladığı 2 nolu açıklamada;“Baskılar, gözaltılar Suriye halkını sa-

vunmamızı engelleyemez” denildi.Açıklama; “Hazımsızlıklarının se-

bebi açıktır; Suriye'deki olaylarınbaşından itibaren Suriye halkının ya-nındayız dedik, Grup Yorum on bin-lerle Suriye için söyledi türkülerini,marşlarını... Yine söylüyoruz; Em-peryalizmin komplolarıyla, işbirlik-çilerinin halklara yönelik saldırıları-na karşı sessiz kalmayacağız...

Derhal tüm arkadaşlarımız, avu-katlarımız ve sanatçılarımız serbest bı-rakılmalı, kurumlarımızdan çalınantüm eşyalar geri verilmeli, kurumla-rımızdaki her türlü zarar derhal tela-fi edilmelidir.” denilerek bitirildi.

İstanbulF Tipi hapishanelerindeki tecriti,

işkenceyi anlattığı için afişleri ya-saklanan, sansürlenen, gösterimi en-gellenen F Tipi Film’in tanıtımınıyapmak için 1 Mayıs Mahallesi'nde14-15 Ocak günlerinde masa açıldı.

Grup Yorum şarkılarının çalındı-ğı masada filmi izleme çağrısında bu-lunuldu. Mahalle halkının ilgi gös-terdiği masa 6 saat açık kaldı. Genç-

lerden bazıları film afişini duvarları-na asmak için aldılar. Masada 400 elilanı halka ulaştırıldı.

13 Ocak günü ise Okmeydanı’ndakapı çalışması yapıldı ve 75 afiş asıl-dı.

İzmirDev-Genç’liler F Tipi Film’i halka

duyurma çalışmalarına filmin İzmir’devizyonda kaldığı 4. haftada da devametti. 15 Ocak günü Küçük Park ve Bor-

nova Metro’ya F Tipi Film’in tanıtımıiçin 150 tane afiş asıldı.

16 Ocak günü ise Dokuz EylülÜniversitesi Dokuzçeşmeler Kam-püsü ile Eğitim Fakültesi Kampü-sü’nde toplamda 100 F Tipi Filmafişi asıldı. Ayrıca 200 adet film bil-dirisi öğrencilere ulaştırıldı.

Ankara15 Ocak günü Mamak Şirintepe ve

Natoyolu'nda 40 adet film afişi asıldı.

20 Ocak günü, Belçika’nın Liege şehrinde BelçikaAnadolu Federasyonu tarafından kahvaltı düzenledi.Geçtiğimiz ay yapılmaya başlanan kahvaltının, bundanböyle düzenli olarak her ay yapılacağı bildirildi.

Kahvaltıya katılan Ford işçilerinden bir işçi söz alarakFord’taki direnişin bugünkü durumuna değindi. Direnişi

destekleyen Belçika Anadolu Federasyonu’na teşekkür etti.

Ve Ford direnişine destek çağrısında bulundu.

Konuşmanın ardından direnen Ford isçilerine Devrimci

Tutsak Şair Ümit İlter’in Karanfil Halayı isimli şiir ki-

tabı hediye edildi. Kahvaltıya 70 kişi katıldı.

İngiltere'nin Londra şehrinde 16 Ocak günüFransız Konsolosluğu’nun önünde, Fransa'datutuklanan devrimcileri sahiplenmek ve emper-yalizmi teşhir etmek için protesto gösterisi yapıldı.

İngilizce olarak “Adaletin Olmadığı Yerde Ör-gütlenmek Suç Değildir, Haktır. Devrimci Tut-saklar Onurumuzdur” yazan pankart açıldı. 17 ki-şinin katıldığı eylem alkışlar, zılgıtlar ve slo-ganlarla sonlandırıldı.

Almanya’nın Bochum Hapishanesi’nde tecrit altında tutu-lan Şadi Özbolat, Alman faşizminin dayattığı Tek Tip Elbise uy-gulamasına karşı 4 Ekim’de başlattığı direnişi, 10 Aralık’ta sü-resiz açlık grevi olarak devam ettirdi. 7 Ocak’ta ise, talepleri ka-bul edilerek, Tek Tip Elbise uygulaması kaldırılarak direnişi za-fere ulaştı.

Bu zaferi kutlamak için Anadolu Federasyonu’nun çağrısıyla19 Ocak günü Bochum Hapishanesi önünde Grup Yorum’un ka-tılımıyla türküler eşliğinde büyük bir coşkuyla halaylar çekil-di. 25 kişinin katıldığı kutlamada “Yaşasın Direniş, Yaşasın Za-fer” ve “Şadi Özbolat Onurumuzdur” sloganları atıldı.

Zafer Direnerek KazanıldıAdaletin Olmadığı YerdeÖrgütlenmek Suç Değildir

Tecriti En İyi Tecrite Karşı Direnenler Anlatır

Birlik ve Dayanışmamızı Büyütelim!

27 Ocak2013

551

Yürüyüş

Sayı: 349

TERÖRE KARŞI HER ALANDA MÜCADELEYİ BÜYÜTELİM!

Page 52: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

Sahiplenmek halkımızın en ahlak-lı değerlerindendir. Nedir halk içinsahiplenme? Kara gün dostu olabil-mektir! Bilir ki dost dar günde tanınır.İstemez dar gününde onu yanlış tanı-sın. Hastalıkta, kazada, hapishanede,cenazede, iftirada, koşar dostunun ya-nına bir hal hatır sorar. Hiçbir şey ya-pamazsa dahi gider oturur yanında, om-zunda bir el olur. Hastanelerde onun ilebirlikte bekler, cenazede yemekleriniyapar, temizliğini yapar. Halk içinbunlardır sahiplenmek, birlikte ağlayıpbirlikte gülmektir.

Peki devrimciler için nedir sahip-lenmek? Halkın bu yanlarından ba-ğımsız değildir tabi. Ne öğrenmişsekhalktan öğrenmişizdir; sadece bu de-ğerlerin üzerine devrimci değerleri dekoyarak daha güçlü hale getirmiş,yüksek bir sahiplenme ahlakı olanfeda kültürüne dönüşmüştür.

Devrimciler için sahiplenmenin birsınırı yoktur artık! Sahiplenme ölü-münedir. Sahiplenme ölüm pahasına-dır artık. Bayrampaşa Hapishanesi’ndediri diri yakılan yoldaşının üzerine at-lamaktır. Yoldaşlarının kömürleşenbedenlerinin hesabını sormak için be-denini silah haline getiren İbrahimÇuhadardır sahiplenmek.

Emperyalizmin yoz kültürü ile çokdaha iç içe yaşıyoruz Avrupa’da. Em-peryalizm yozlaşmadır, bencilliktir.Sahiplenme duygusunun yok olması-dır. Beynimizin de ruhumuzun da birağaç gibi kolsuz bacaksız bırakılmasıdırbu yoz kültür. Dostsuz kalmaktır. Eğeryoksa bir dostun gerçek anlamıyla ko-lun da ayağın da yoktur zaten.

Anaokulundan itibaren başlıyor"bencillik" kültürü. Sen kendi karnınıdoyurmak zorunda bırakarak başlatı-yorlar. Hastalık mı var örneğin; "Zatençıkar bir kaç güne çıkar" bir mesaj atyeter. Ya da bir kaza mı yapmış arka-daşın; ben niye gideyim çağır bir araç

gelsin ne önemi var moralin. Onlar ben-den daha iyi yardımcı olur. Cenazen mivar; işten izin alamazsan gitme, çünkühayat devam edecek aman sen zorlama.Bir kadın kocasından dayak mı yemiş,aman onlar iyi olur biz kötü, karışma-yalım. Evine haciz mi geldi başvurborçlular derneğine onlar uğraşsın,niye paylaşsın borcunu değil mi? Acilbir işin çıktı ya da memlekete gitmengerek yerime çalışır mısın diye sorar-sın, cevap, “Benim de işlerim var” olurçoğu zaman. Bunlar sadece bazı ör-nekler. Bütün bu örneklerdeki insanlarbirbirlerine dost diyenler, arkadaş di-yenlerdir. İşte emperyalizmin yoz kül-türü kara gün değil, dostlar alışveriştegörsün tarzını almıştır artık.

Bunlar devrimcilerin çevresinde,yanında olan dostlarımız için de ge-çerlidir. Bir yoldaşını tutsak vermiş-sindir senin ile çayını yemeğini pay-laşmıştır, zor anlarında en azındanelinden geldiğince senin yanında ol-maya çalışmıştır. Ama bu yoldaşına birmektup yazmak zor gelir örneğin, sor-duğundaysa cevap; ben mektup yaza-mıyorum, zamanım yok olur.

Ya da öyle süreçler vardır ki der-nekler dolsun taşsın istersin. Türkiye'debüyük bir operasyon yapıldı; avukat-lara, gençliğe, dergimize, örgütlülüğüsavunan bütün kurumlara saldırdı AKPfaşizmi. Operasyonların amacı dev-rimcileri sindirmek, nefes alamaz halegetirmek ve düzen içine çekmekti.İşte böylesi günlerde belli olur tam dakara gün dostluğu.

İşte faşizmin nefes alamaz halegetirmek istediği bir zamanda nefesi ol-mak gerekir yoldaşlarımızın. Gelip enazından sormaktır ne yapabiliriz diye-bilmektir. Elinden geleni yapmaktır.“Bir şeye ihtiyaç var mı” diyebilmek-tir. Bir dost sesidir en azından.

Böylesi operasyonlarda Türkiyefaşizminin Avrupa’daki temsilciliği

olan konsoloslukların önüne gidebil-mektir. Öfke bilemektir, hissedebil-mektir. Öfke duymak için hissetmek ge-rekir. Hissetmek iş yapmaktır bununiçin de güçlü bir ahlak gerekir. His-setmek beyin ve yürek ile olur. His-setmek geyik muhabbeti değildir, ya damacera gibi konuşmak da değildir.Hissetmek öfke duyabilmektir. Bunlarhalkın değerleridir, fazlası değildir.İşte bu değerlere karşı duyarsızlaşılır-sa artık suyun dibine doğru batmışsı-nız demektir. Emperyalizm çöplük gi-bidir. İnsana ait ne kadar güzel değervarsa onu kirletir.

Sahiplenmek derneklerinin gözle-rinin içinin parlamasıdır. Yani bir insangibi kanlı, canlı olmalıdır kurumlar. Ya-pılmayan eksik görülen her işte, işin birtarafından tutmaktır. Sahiplenmek hal-kın yaşadığı her zorluğun yanında ol-maktır. Halktan istediğimiz sahiplen-meyi halka da göstermektir. Halkın enzor anlarında yanında olabilmektir.Senede bir ziyarete gitmek demek de-ğildir. Halkımızın değeri olan hastalıkta,kazada, tutsaklıkta yanında olabil-mektir.

Devrimcilerin bir parçası olmaktır.Birisi eli , birisi kolu, birisi ayağı ol-malıdır. Sahiplenmek birken iki ol-maktır. Sahiplenmek faşizmin saldırı-ları karşısında daha da güçlenerek çık-maktır. Onlar yasaklayacak, biz sa-hipleneceğiz diyebilmektir.

Tecritin duyulmasını istemeyenAKP faşizmine karşı "F Tipi Film"e gi-den her kişinin 5 kişiyi de yanında gö-türmesidir sahiplenmek.

Halkımız zor anında yanında ol-mayan dosta dost demez. Devrimcile-ri sahiplenmek geleceğimizi sahiplen-mektir. Halkın sorunlarına sahip çıkmakdevrimciliğe sahip çıkmaktır. Bir günherkesin omuzunda bir ele ihtiyacıolacaktır bunu unutmayalım.

AVRUPA’dakiBİZ

Emperyalizm SahiplenmeDuygularımızı Yok Ediyor!

Buna İzin Vermeyelim!

FAŞİZMİN HALKA, ÖRGÜTLENMEYE, DÜŞÜNCEYE UYGULADIĞI552

Yürüyüş

27 Ocak2013

Sayı: 349

Page 53: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

Alçaklar! Amerikan uşakları! İdil Kültür Merkezi’ndeki duvardaki resimlerin gözlerini

oyacak kadar insanlıktan çıkmışlar...Polisler, insanlığın, sanatın düşmanıdır. Duvardaki

resimlerin gözünü oyarak İdil’i, Yorum’u bitireceğinizi misanıyorsunuz? Onlar halkın sanatçılarıdır:

Halkı için yaşayıp halkı için ölürler!Siz ise zavallısınız!

Yüreği ve beyni kurumuş sefillersiniz!

Onlar Halkın SanatçılarıdırHalkı İçin Yaşayıp, Halkı İçin Ölürler!

Page 54: ın Zulümle, İşkenceyle Yenemediklerinizi Komplolarla ...yuruyus.biz › pdf › pdf › 349.pdf · 2013 Sayı: 349 "Kandil" emperyalizmle ve oli-garşiyle uzla şmaya haz ır

Şubat 1978’de Ankara’yagiderken geçirdikleri bir trafikkazası sonucu aramızdanayrıldılar. Çağlar 1956,Ercüment 1958 doğumlu idi.

YitirdiklerimizBağımsızlık Demokrasi Sosyalizm Mücadelesinde

2-8 Şubat

Ali, akrabası Hamdi Aygül ve Ali Rıza Kurt’la aynı evde ka-lıyordu ilk zamanlar. Sonra hepsi hızla gelişti, mücadelede fark-lı görevler aldılar.

Ali’yle İstanbul’da tanışmıştım. Tanıştığımız gün yağmur ya-ğıyordu. Birlikte olduğumuz süre içerisinde yaptığı uzun ko-nuşmalar beni bir hayli etkilemişti. Ali gözlük kullanıyordu veyağmurlu havalarda gözlükleri ıslandığından dolayı görüşmesafesi bozuluyordu. Islanmamak için bir yere oturalım diyeönerdiysem de bunları sıcak esprileriyle geçiştirdi. Onu ilk gör-düğümde dikkatimi çeken şey onun çok doğal ve o an bulun-duğu ortamda çevreyle olan uyumu, sıradanlığı olmuştur. Dahasonraları onu yakından tanıdığımda görecektim ki bu özellik-leri her yerde, en riskli çalışma ortamlarında dahi gösterebili-yordu. Doğallık yaşamının bir parçasıydı.

İlk görüşmede yaklaşık iki üç saat kadar birlikteydik. Ve busüre içinde kendine güven ve birikimiyle, konuşmasının düz-gün ve akıcı olması, anlatımlarının sade anlaşılır olmasıyla benietkilemişti. Gerçekten de sorunları çözümleyici yeteneği ve iknakabiliyeti övgüye değerdi. Ali; devrimciliği, devrimci yaşamı herşeyiyle özümsemiş biriydi. Mücadele içinde ilke ve kurallarınnasıl oluştuğunu, ne anlama geldiğini, ilkesizliklerin neye malolduğunu bilen, olumsuzluklara taviz vermeden pratiği ustalıklaşekillendiren tutarlı ve ilkeli bir yoldaşımızdı. Planlı ve programlı

olması, pratik zekası ve üretkenliğiyle eğiten, öğreten, ör-gütleyen biriydi. Onunla birlikte mücadele etmek, güzel birduygu, önemli bir ayrıcalıktı. Çünkü o, geleceğin yeni in-

sanıydı. Öyle ki onunla olduğum anlarda devrimciliği, kendi mis-yonumu, savaşçılığı daha iyi kavrıyordum.

Ali’nin bir diğer özelliği de doğaya olan sevgisi ve bağlılı-ğıydı. Doğal güzelliklere, tarihi yerlere, eserlere olan ilgisini dev-rime ve halka olan sevgisiyle bütünleştirmişti. Hemen her ko-nuda var olan birikimini insanlara böbürlenmeden severek ak-tarırdı. Devrimci mücadelenin incelikleri, savaşma sanatı üze-rine olan yoğun çalışmasını, teknik, askeri, siyasi konularda-ki deney ve tecrübe birikimini yoldaşlarıyla paylaşır, zamanı-nın büyük bir bölümünü insanlarımızın gelişmesine ayırırdı...

Alçakgönüllü, mütevazı bir kişiliği vardı. En küçük bir ça-lışmadan en büyük eylemlere kadar her türden pratikte eme-ği vardı. Bir de “Hayat ayrıntılarda saklıdır” deyişiyle devrimcimücadelede, eylemlerde ayrıntıların ne kadar önemli olduğu-nu vurgulardı. Devrim anının düşüyle savaşırdı Ali. Emirgan'daSabancı'nın Atlı Köşk'ünü her görüşünde "O büyük günümüzdeben Sabancı'nın atına bineceğim. Bizim, diyeceğim; halkımın,diyeceğim. Beni o atın üzerinde gördüğünüzde bilin ki devrimolmuştur" derken ondaki sınıf kininin derinliğini ve iddiasında-ki büyüklüğü görmek zor değildir.

Dünyası büyüktür onun. Devrim, iktidar iddiasıyla savaşırve bunun için bedel ödemesini de bilir. Bizler halkımızın çek-tiği acılar, her katliam ve terör karşısında aynı öfkeyi, aynı kiniduyabildiğimiz oranda savaş gerçekliğini kavrar ve o bilinçle sa-vaşırız. İşte o zaman tıpkı Ali Aygül yoldaş gibi her yerde, dos-tu da düşmanı da bilerek, tanıyarak, savrulmadan yolumuzadevam edebiliriz. Bu aynı zamanda Ali Aygül gibi Sabancılar’ın,Koçlar'ın, Eczacıbaşılar'ın halkı sonuna kadar sömüremeye-ceğine, devrimle buna son vereceğimize inanarak savaşmak-tır.

Yoldaşları Ali Aygül’ü Anlatıyor:Ondaki Sınıf Kininin Derinliğinive İddiasındaki BüyüklüğüGörmek Zor Değildir!

“Bu kadar pisliği, insanlara yapılaneziyeti gördükten sonra bu düzen içinde

yaşayamam.Devrimci mücadele benim her şeyim.”

Meral Akpınar

Anıları Mirasımız

Elazığ ve Dersim’de gerilla faaliyetisürdürdü. İlkokulu ve liseyi Hozat’ta okuyanAli Hüseyin, gerillaya katılmadan önceörgütlenme faaliyetleri yürütmüş, 1983’degerillaya katılmıştır. 4 Şubat 1984’de TunceliÇemişgezek bölgesi Hadişar Köyü'ndebirliğinin öncüsü olarak jandarmaylaçatışmaya girdi. Yoldaşları için, öğretmeni

Nurettin gibi tereddütsüzce, hiç hesapsız ölümün üstünegitti, yaralı olduğu halde yoldaşlarının kuşatmayı yarmasıiçin tek başına çatışarak şehit düştü.

Ali Hüseyin AVCI

1968 yılında Amasya Gümüşhacıköy’dedoğdu. DEV-GENÇ’li olarak mücadeleye katıldı.‘80 sonrası Devrimci Gençlik kuşağının kararlıinsanlarından biriydi. İstanbul Üniversitesi DişHekimliği Fakültesi’nin 3. sınıfındayken, okuldanayrılarak tüm yaşamını ve zamanını devrimciliğeadadı. Pek çok görev üstlendi, çeşitli birimlerdesorumluluklar yaptı. “Başına ödül konularak"afişe edildi. Ama hiçbir şey onu mücadelesinden

döndüremedi.

6 Şubat 1992’de Adana'da Çevik Kuvvet ŞubeMüdürlüğü’ne yönelik gerçekleştirilen bir eylemde şehit düştü.

Ali AYGÜNYakalandığı hastalıktan kurtulamayarak

8 Şubat 1991’de aramızdan ayrıldı.

Ali İNAN

Çağlar COŞKUNER Ercüment AKSOY

Amasyalı’ydı. 12 Eylül öncesindemücadeleye katıldı. 12 Eylül sonrası başkabir davadan yıllarca cunta hapishanelerindetutsak kaldı.

Sonraki yıllarda, gittiği Almanya’daörgütlü mücadelesini sürdürdü. Yakalandığıhastalık sonucu 6 Şubat 2002’de aramızdanayrıldı.

“Ben bu hastalığı yenip ayağa kalkacağım, ülkeme dekendim gideceğim” dedi son anına kadar.

Ali KILIÇ