116
İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Dergisi Yıl : 1 Sayı : 3 Temmuz - Ağustos - Eylül 2011 Güzel şehir: Alaşehir Manisa Sultani Üzüm Güzel şehir: Alaşehir Manisa Sultani Üzüm

manisa tarım ve gıda dergisi

Embed Size (px)

DESCRIPTION

manisa tarım ve gıda dergisi

Citation preview

Page 1: manisa tarım ve gıda dergisi

İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Dergisi Yıl : 1 Sayı : 3 Temmuz - Ağustos - Eylül 2011

Güzel şehir: Alaşehir

Manisa Sultani Üzüm

Güzel şehir: Alaşehir

Manisa Sultani Üzüm

Page 2: manisa tarım ve gıda dergisi
Page 3: manisa tarım ve gıda dergisi

1Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 4: manisa tarım ve gıda dergisi

2 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Intertek Test Hizmetleri A.ª.Merkez: Merkez Mah. Sanayi Cd. No.23 Altındağ Plaza • Yenibosna 34197 İST. / TURKEY

Tel: +90 212 496 46 46 • Fax: +90 212 452 80 55E-mail : [email protected] • Web Site : www.intertek-cg-tur.com • www.intertek.com

Alaºehir ªube: Kurtuluº Mah. Osman Akça Tüc. Sit. Alaºehir Ticaret Borsası Hizmet Binası No.2/2 • Alaºehir - MANİSATel: +90 236 654 15 08 • • Fax: +90 236 654 15 77 E-mail : [email protected]

"Güvenle tüketin diyesizin için KONTROL ediyoruz"

"Güvenle tüketin diyesizin için KONTROL ediyoruz"

Pestisitler Nitrat

N

itri

t

C

iva

Arsenik

Kadm

iyum

Kurşun

GLOBALGAP

IFS

PAS 2

20 BRC-FOOD

ISO/FSSC 22000

Page 5: manisa tarım ve gıda dergisi

3Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Intertek Test Hizmetleri A.ª.Merkez: Merkez Mah. Sanayi Cd. No.23 Altındağ Plaza • Yenibosna 34197 İST. / TURKEY

Tel: +90 212 496 46 46 • Fax: +90 212 452 80 55E-mail : [email protected] • Web Site : www.intertek-cg-tur.com • www.intertek.com

Alaºehir ªube: Kurtuluº Mah. Osman Akça Tüc. Sit. Alaºehir Ticaret Borsası Hizmet Binası No.2/2 • Alaºehir - MANİSATel: +90 236 654 15 08 • • Fax: +90 236 654 15 77 E-mail : [email protected]

"Güvenle tüketin diyesizin için KONTROL ediyoruz"

"Güvenle tüketin diyesizin için KONTROL ediyoruz"

Pestisitler Nitrat

N

itri

t

C

iva

Arsenik

Kadm

iyum

Kurşun

GLOBALGAP

IFS

PAS 2

20 BRC-FOOD

ISO/FSSC 22000

Page 6: manisa tarım ve gıda dergisi

34 Güzel Şehir: ALAŞEHİR

İmtiyaz Sahibi Gıda, Tarım ve Hayvancılık

Bakanlığı Manisa

İl Müdürlüğü Adına;

Ömer ÇELİKGıda, Tarım ve Hayvancılık

İl Müdürü

Yazı İşleri MüdürüMehmet AYDINKoordinasyon ve Tarımsal

Veriler Şb. Müd.

Yayın Koordinatörü Nedim ZURNACIZiraat Mühendisi

EnformasyonLevent TEKDEMİR

Danışma KuruluProf. Dr. Ali ÜNAL

Prof. Dr. Ahmet ALTINDİŞLİ

Prof. Dr. Rıza AVCIOĞLU

Prof. Dr. Ferit TURHANLI

Doç. Dr. Özlem TOKUŞOĞLU

Yayın KuruluGürsel DOĞANŞener UYSALMustafa ÇELİKEngin KURTSalim ARIOsman KALPAKHalil AYKIRErkan MUTLU

TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL 2011Yıl:1 Sayı:3

Yazışma Adresi II. Anafartalar Mh. 1513 Sk. No:16 MANİSATel: 0 236 231 46 05 Fax:0 236 231 46 42

www.manisatarim.gov.tr [email protected]

28 Çekirdeksiz üzüm kurutma tekniği

18 Bağcılıkta Yaz (Yeşil) Budamaları

10 2001’den bu güne Manisa’da üzüm yetiştiriciliği

12 Kiraz yetiştiricilerinin sorunları

32 Üzümde yeni çeşitler

42 Çardak sisteminde sofralık üzüm yetiştiriciliği

44 Türkiye’de asma fidanı üretimi

50 Tütünkent, artık çilekkent oldu

54 Sofralık üzüm üretimine kapsamlı bakış

İl Gıda Tarım Ve Hayvancılık Müdürlüğü Dergisi

4 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 7: manisa tarım ve gıda dergisi

İÇİNDEKİLER

Ajans Başkanı Özer KESTANE

Yayın Koordinatörü Sibel HEKİMOĞLU

Haber MerkeziCeyda ADAR

Süleyman DUMAN

Grafik Tasarım Yeşim AYAN

Rahşan AKSOYSırma AYDIN

Reklam Direktörü Güliz İLGEN

Reklam Koordinatörü Rasim MUTLU

Müşteri Temsilcileri İrfan IŞIK

Hakan KÜLDilem ŞANLI

Derya ÇOLAKSeçil SOLMAZ

Finans Dila Emral AYDIN

Yayın Türü: Yerel, Baskı Yeri: Lamineks Matbaacılık Dijital Baskı

İşl. San. Tic. Ltd. Şti.Baskı Tarihi:

64Üzüm kanatlanacak

RK Renkli Kalem Medya Yapım Turizm Reklam Paz. Ltd. Şti.1480 Sok. No: 7 Alsancak / İZMİR

Tel: +90 232 463 75 40 Faks: +90 232 421 92 24 www.renklikalem.com.tr [email protected]

104 Salamura bağ yaprağı

72 Manisa’da su ürünleri üretimi

10 2001’den bu güne Manisa’da üzüm yetiştiriciliği

12 Kiraz yetiştiricilerinin sorunları

32 Üzümde yeni çeşitler

42 Çardak sisteminde sofralık üzüm yetiştiriciliği

44 Türkiye’de asma fidanı üretimi

50 Tütünkent, artık çilekkent oldu

54 Sofralık üzüm üretimine kapsamlı bakış

62 Türkmen köyü tarımında değişim ve dönüşüm

78 Kış mevsiminde yaz lezzeti

88 Tariş ARGE’si ile Türk kuru üzümünde güvence

90 Üzümün yolculuğu

92 Üret, işle, depola, daha fazla kazan!

94 Beslenmede kuru üzüm ve pekmezin önemi

98 Yuntdağı Kırsal Turizm Potansiyeli

5Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 8: manisa tarım ve gıda dergisi

Mehmet Mehdi EKERGıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı

Mehmet Mehdi Eker, 61. Hükümette Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı oldu. Böylece Eker’in sek-törle ilgili bakanlığında üçüncü dönemi de başlamış oldu.

1 Ocak 1956’da Diyarbakır Bismil’de doğan Meh-met Mehdi Eker, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesini bitirdi. Yüksek lisansını İngiltere’de Uni-versity of Aberdeen’de tarım ekonomisi alanında, doktorasını Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsünde tamamladı. Eker; Lalahan Hayvancı-lık Merkez Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Veteriner İşleri Mü-dürü, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdür Yardımcısı, Koruma ve Kontrol Genel Müdürü ve Bakanlık Müşaviri görev-lerinde bulundu..

22. ve 23. Dönem Diyarbakır Milletvekili olan Mehmet Mehdi Eker, 59 ve 60. hükümetlerde de Tarım ve Köyişleri Bakanı olarak görev aldı.

61. Hükümette ise Gıda, Tarım ve Hayvancılık Ba-kanı olarak göreve gelen Eker, ülkemizde tarımda yaşanan olumlu değişim ve dönüşümlere, AB uyum süreci çalışmalarına, bakanlığın yeniden yapılanma-sına öncülük etti.

Yeni Bakanlık merkez, taşra ve yurtdışı teşkilatından oluşuyor. Bakanlığın bünyesinde 14 hizmet birimi bulunuyor.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının hizmet bi-rimler; Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü, Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü, Hayvancılık Genel Mü-dürlüğü, Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdür-lüğü, Tarım Reformu Genel Müdürlüğü, Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü, Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü, Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı, Strateji Geliştirme Başkanlığı, Hukuk Müşavirliği, Personel Genel Müdürlüğü, Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı, Basın ve Halkla İliş-kiler Müşavirliği, Özel Kalem Müdürlüğü olarak belirlendi.

İllerde de Gıda Tarım vei Hayvancılık İl ve İlçeMü-dürlükleri olarak yapılanan taşra teşkilatında şube müdürlüklerinin isimleri; Gıda ve Yem Şube Mü-dürlüğü, Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı Şube Mü-dürlüğü, Hayvan Sağlığı, Yetiştiriciliği ve Su Ürün-leri Şube Müdürlüğü, Tarımsal Altyapı ve Arazi Değerlendirme Şube Müdürlüğü, Kırsal Kalkınma ve Örgütlenme Şube Müdürlüğü, Koordinasyon ve Tarımsal Veriler Şube Müdürlüğü, İdari ve Mali İşler Şube Müdürlüğü olarak belirlendi.

Sayın Mehmet Mehdi Eker’in bakanlığında üçüncü dönemi

6 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 9: manisa tarım ve gıda dergisi

Manisa İlimize yeni atanan Sayın Valimiz Halil İbrahim Daşöz

1959 Osmaniye doğumlu olan Vali Halil İbrahim DAŞÖZ; ilk, orta ve lise öğrenimini Osmaniye’de tamamladı. 1980 yılında Ankara Üniversitesi Siya-sal Bilgiler Fakültesinden, 1994 yılında ise Hukuk Fakültesinden mezun oldu.

Memuriyet hayatına 1981 yılında Kastamonu Kaymakam adayı olarak başladı. Sarıcakaya ve Halfeti Kaymakamlığı görevlerinde bulundu. Daha sonra İçişleri Bakanlığı merkez teşkilatında; Eğitim Daire Başkanlığında Şube Müdürü, Sivil Savunma Genel Müdürlüğü Daire Başkanı, Ma-halli İdareler Genel Müdürlüğünde Daire Başka-nı, Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünde Genel Müdür Yardımcısı ve 17 Ekim 1997 - 18 Ekim 1999 tarihleri arasında Mahalli İdareler Genel Müdürü olarak görev yaptı.

Merkez teşkilatındaki görevleri süresince İçişleri Bakanlığınca yürütülen Kamu Yönetim Reformu ve Mahalli İdareler Reformu çalışmalarında yer aldı, ayrıca Avrupa Konseyi ve çeşitli uluslararası kuruluşların ilgili komite ve toplantılarına Bakan-lık temsilcisi olarak katıldı. 1990-1991 yıllarında Amerika Birleşik Devletlerinde bulundu.

18 Ekim 1999 – 7 Şubat 2003 tarihleri arasında Isparta Valiliği, 15 Şubat 2003 - 31 Ocak 2004 tarihleri arasında Adıyaman Valiliği ve 21.01.2006 – 01.07.2009 tarihleri arasında Malatya Valiliği görevinde bulundu ve 11.06.2009-28.08.2011 Amasya Valiliği görevinde bulundu.

Vali Halil İbrahim DAŞÖZ; evli ve 3 çocuk babası olup, İngilizce bilmektedir.

Halil İbrahim DAŞÖZManisa Valisi

7Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 10: manisa tarım ve gıda dergisi

Değerli okurlarımız;

İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğümüz tarafından hazırlanan ve tarım sektöründe yaşanan tüm gelişmeleri ve bilgileri sizlerle paylaştığımız dergimizin 3. sayısını yayınlamış bulunmaktayız. Her sayısında farklı konu, tanıtım, bilgi ve söyleşilerle renklenen dergi-miz, sektörün önde gelen isimlerinin danışmanlığında profesyonel bir yayın kadrosu ile hazırlanmaktadır.

“Manisa tarım ve Gıda Dergisi” adı altında yayınlanan dergimiz, ilimizin tüm ilçe, kasaba ve köylerine, Sivil Toplum Kuruluşlarına, Bakanlığımıza ve Bakanlığımız üst düzey yöne-ticilerine, 80 ilin İl Tarım Gıda ve Hayvancılık Müdürlüklerine ve buradaki Sivil Toplum Kuruluşlarına ücretsiz olarak dağıtılmaktadır. Ayrıca dergimiz, Müdürlüğümüzün resmi internet sitesinde e-dergi halinde yayınlanmaktadır. Abonelik sistemi ile de geniş okuyu-cu kitlesine ulaşan dergimizin, Manisa tarımına ve tarımsal sanayinin gelişimine olumlu etkisi olacağına inanmaktayız.

İlk sayısından itibaren üreticilerimizin ve okurlarımızın dergimize gösterdiği ilginin daha da arttığını görmek, bizleri sevindirmekte ve hizmet etme isteğimizi daha da pekiştir-mektedir.

Tarımsal hasat zamanının devam ettiği bu dönemde tüm üreticilerimize bol kazançlı günler diliyorum.

Ömer ÇELİKGıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü

8 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 11: manisa tarım ve gıda dergisi

Yuntdağı köylerinde silajlık mısırlar çiftçimizi memnun etti

Domates Güvesi

Karpuz, kavun cenneti Gölmarmara

İl Özel İdaresi kaynakları ile alına-rak, Merkez İlçe Yuntdağı köylerin-de 20 çiftçiye dağıtılan silajlık mısır tohumları, çok iyi gelişme gösterdi. Her çiftçiye 50 binlik 1 torba olarak dağıtılıp 120 dekar alanda ekimleri yaptırılan Bolson silajlık mısır çeşidi, hayvancılık yapan başta Siyekli, Ka-raahmetli ve Osmancalı köylerinde çiftçilerin silaj ihtiyacını karşılayacak.

Çiftçilerimizle beraber tarla ziyaret-leri yapılmış olup, halihazır durumda oldukça yüksek silaj verimleri ger-çekleşeceği görülmüştür. Çiftçileri-miz bu destekten dolayı başta Sayın Valimiz Celalettin Güvenç olmak üzere, İl Genel Meclisine ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Ömer Çelik’e teşekkürlerini belirttiler.

Tuta Absoluta (Domates Güvesi) zarar-lısına karşı tarla ve seralardaki domates alanlarına asılan tuzaklar periyodik olarak kontrol ediliyor.

İlçemizde açık alanlarda ve seralarda üretilen domates alanlarına domates gü-vesi zararlısının populasyonunu kontrol etmek amacıyla Akhisar İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünce asılan tu-zakların, yıl boyunca haftada bir kez , po-pulasyonun yükseldiği dönemlerde ise

haftada iki kez kontrol edilerek mücadele için üreticilerin uyarıldığı bildirildi.Bu yıl tuzaklardaki kelebek sayılarına göre ilçemiz domates üreticilerinin Tuta Absoluta’ dan önemli bir zarar görme-diği, ikinci ürün domateslerde de kont-rollerin devam etmekte olduğu açıklandı.

Geçen sene domateslerde ekonomik açıdan üreticiyi zarar ettiren domates güvesinin bu sene problem olmaması ise üreticiyi memnun ediyor.

Yaz mevsiminin tatlı, sulu ve serin mey-velerinden karpuz ve kavun yetiştiren Gölmarmaralı çiftçiler, hasat ettikleri karpuz ve kavunları ilçe haline traktör kasalarında getirerek, sıcak yaz gün-lerinde fazla beklemeden satmak için çırpınıyorlar. Gölmarmara’da 80 çiftçi tarafından 865 dekar arazide yetiştirilen karpuzun, bu sene dekara verimi 5 ile 8

ton arasında değişmektedir. Gölmarma-ra Hali’nde komisyoncular tarafından di-ğer illere Ağustos ayında toptan 30 krş./ kg satılmaktadır.Kavun ise, 113 çiftçi tarafından 1550 de-kar arazide yetiştirilmektedir. Kavunun dekara verimi 3 ton civarında gerçek-leşmiştir. Kilosu toptan 60 kuruştan satıl-maktadır.

KISA HABERLER

9Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 12: manisa tarım ve gıda dergisi

2001’den bu güne Manisa’da üzüm yetiştiriciliği

Manisa’nın yıllık tarımsal ürünler üretim değeri 4.7 milyar TL’dir ve bunun 1 milyar TL’si üzüm üretiminden sağlanmaktadır.

BAĞCILIK

Şener UysalGıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdür Yardımcısı

Ege bölgesinde yer alan Manisa, tarım ve ta-rımsal sanayisi ile adını duyurmuştur. İlin belli başlı bitkisel ürünleri, çekirdeksiz üzüm, zey-tin, kiraz, tütün ve domatestir. Manisa’nın nü-fusu 1.319.000 olup, nüfusun % 36’sı köyler-de yaşamaktadır. Müdürlüğümüz Çiftçi Kayıt Sistemi kayıtlarına göre, il genelinde 71.580 üretici bitkisel üretim yapmaktadır. Üzüm üreticisi çiftçi sayısı 26.400 dür.Yıllar itibarıyla değişmekle beraber Manisa’nın yıllık tarımsal ürünler üretim değeri 4,7 mil-yar TL civarındadır ve bunun da yaklaşık 1 milyar TL’si üzüm üretiminden sağlanmak-tadır. Çekirdeksiz kuru üzüm üretimi yıllık 200.000 tondan fazla olup, Türkiye üretimi-nin % 87’sini, sofralık çekirdeksiz üzüm üre-

timi 343.000 tonla % 15’ini, sofralık zeytin 164.000 tonla %35’ini, tütün üretimi 29.000 tonla % 53’ünü karşılar. 515.192 ha tarım-sal arazi varlığının 283.925 ha’lık kısmı tarla, 34.497 ha sebze, 20.285 ha meyve, 71.589 ha bağ ve 87.416 ha ise zeytin üretiminde kullanılmaktadır.

Bağ alanlarının toplamı 71.589 ha olup, bu-nun 1.014 ha’lık bölümü şaraplık üretimde değerlendirilmektedir. Manisa’da sofralık ve kurutmalık üzüm üretim alanı 2001 yılında 66.470 hektar iken, % 6 artış göstererek 2010 yılında 70.575 hektara ulaşmıştır. Buna karşın üretim 2001 yılına göre, 2010 yılında

Manisa İli Tarımsal Arazi Kullanımı

Hektar %

Tarla 283.925,0 55,11

Sebze 34.497,1 6,70

Meyve (Bağ ve zeytin dahil değil) 20.285,8 3,94

Bağ Alanı 71.589,5 13,90

Zeytin 87.416,2 16,97

Kullanılmayan tarım arazisi 4.439,6 0,86

Nadas 13.039,6 2,52

Toplam 515.192,8 100

Şener Uysal

10 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 13: manisa tarım ve gıda dergisi

980.376 tondan % 35 oranında artmış ve 1.312.950 tona ulaşmıştır. Kurut-malık üzüm üretimindeki artış oranı % 22, sofralık üzümdeki artış oranı ise % 83 olarak gerçekleşmiştir. Kurutmalık üzüm üretiminden sofralık üzüm üreti-mine geçiş de söz konusudur.

Üzüm üretiminde görülen bu artışı ih-racatta da görmek mümkündür. 2004 yılında 161.758 ton olan kuru üzüm ihracatı % 6 artışla 172.469 tona, 99.038 ton olan sofralık üzüm ihracatı % 76 artışla 174.944 tona ulaşmıştır. Tarımsal ürün ihracatımızın yaklaşık ola-rak %30’unu çekirdeksiz kuru üzüm, %30’unu sebze meyve, % 26’sını sofralık üzüm, % 4’ünü kanatlı et ve ürünleri, %10’unu ise diğer tarımsal ürünler (bitkisel yağ, alkollü-alkolsüz içecek, unlu mamuller, yumurta vb) oluşturmaktadır.

İlimizin toplam tarımsal üretim değeri 4.713.677.000 TL olup bunun 2.889.990.000 TL’si bitkisel üretim değeri, 1.823.687.000 TL si hayvansal üretim değeridir. Kurutmalık üzüm üretim değeri 698.196.000 TL ile toplam tarım-sal üretim değerinin % 15 ini, sofralık üzüm ise 290.860.650 TL üretim değeri ile toplam üretim değerinin % 6’sını karşılamaktadır. Diğer bir de-yişle sofralık ve kurutmalık üzüm üretimi, toplam tarımsal üretim değerinin % 21’ini oluşturmak-tadır.

Müdürlüğümüzün Üzümle İlgili Çalışmaları Sağlıklı, güvenilir ve izlenebilir bir tarımsal üre-tim yaparak çevre ve insan sağlığının korunması, yurtiçi tüketim ve ihracat için sebze ve meyve-lerde zirai ilaç kalıntısı sorununun yaşanmaması için İhracatçı Birlikleri, üniversiteler işbirliği ile En-tegre Kontrollü Ürün Yönetimi (EKÜY) Projesi uygulamaya konmuştur. İlimizde üzümde EKÜY projesi uygulaması, 2 yıldır başarıyla uygulanmak-tadır. Üzüm yetiştiriciliğinde teknik gerekleri ye-rine getiren, üretici kayıt defteri tutan, üretimde kullandığı üretim girdilerini kayıt edip belgeleyen,

izlenebilirliği sağlayan çiftçilerimizin üzümlerin-den hasada yakın numune alınmaktadır. Labora-tuarlarda üzüm numuneleri analiz edilmekte ve sonuçları tüketime uygun ise kendilerine EKÜY sertifikası verilmektedir. Pazarlamada öncelik sağ-layacak izlenebilirliğin göstergesi EKÜY sertifikası ile aynı zamanda sürdürülebilir bir tarımsal üre-tim amaçlanmaktadır.

Öte yandan bitkisel üretimde aşırı gübre, ilaç ve bitki gelişimi düzenleyici materyallerin kontrolsüz satış ve kullanımın önüne geçilmesi için bitki ko-ruma ürünlerinin reçeteli olarak satışına geçilmiş ve reçete yazmaya yetkili kişiler gerekli sınavlar sonucunda tespit edilmiştir. Ayrıca teknik danış-man çalıştıran üreticilerimize, işletme başına 500 TL ‘’Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Destekleme-si’’ yapılmaktadır. Standart-Sertifikalı fidanlarla bağ tesis eden üreticilerimize dekar başına 100TL-200 TL destekleme ödemesi verilmektedir. Üre-ticilerimizden iyi tarım uygulamaları yapanlar, de-kar başına 20 TL, organik üretim yapanlar dekar başına 25 TL, toprak analizi yaptıran üreticileri-miz ise dekar başına 2,5 TL destekleme ödemesi almaktadır.

Yapılan desteklemeler ve eğitim çalışmaları ile toprak tahlili özendirilmekte ve kimyasal gübre ve diğer materyallerin kullanımının büyük ölçüde tahlil sonuçlarına göre yapılması sağlanmaktadır.

Müdürlüğümüz bünyesinde bulunan Tarımsal Analiz Laboratuarımızda 2010 yılında 6.406 adet toprak, 302 adet su, 142 adet yaprak ve 935 adet gıda denetimi yapılmıştır. Son 8 yılda tarımsal analiz laboratuarımızda 43.378 adet toprak, 2.207 adet yaprak, 2.272 adet su ve 934 adet gıda analizi gerçekleştirilmiştir.

Eğitim toplantılarıÜzümde yetiştirme teknikleri ve zirai müca-dele yöntemleri konusuna önem verilmekte-dir. Bu kapsamda ilimizin köy ve beldelerinde çiftçi eğitim toplantıları düzenlenmiştir. Ayrıca televizyon ve radyo programları ile eğitim çalışmaları desteklenmiştir. Son 8 yılda çeşitli tarımsal konularda 5 gün ve daha uzun sü-reli süren 344 adet çiftçi kurslarına, 13.150

çiftçimiz katılmış, sertifika almaya hak kazanmıştır. Ayrıca 1 gün süreli düzenlenen çeşitli tarımsal ko-nulardaki çiftçi toplantılarında 160.600 çiftçimiz eğitim görmüştür.

İlimizde 10 adet Elektronik Tahmin ve Erken Uyarı istasyonu bulunmaktadır. İstasyonlardan alınan veriler arazi çalışmaları ile birlikte değer-lendirilmekte, gerekli uyarı ve bilgilendirmeler çok hızlı bir şekilde çiftçimize ulaştırılmaktadır. Bu amaçla da Müdürlüğümüz bünyesinde cep telefonlarına kısa mesaj uyarı sistemi 2005 yılında kurulmuştur. Sisteme kayıtlı üzüm, zeytin, kiraz üreticisi 32.000 den fazla çiftçimizin cep tele-fonlarına yetiştirme teknikleri, ilaçlama zamanı, destekleme bilgileri ve diğer tarımsal uyarılar kısa mesaj-sms yolu ile gönderilmektedir.

İlimiz üzüm yetiştiriciliğinde görülen bu olumlu değişimler, birçok çalışmanın eseridir. Başta çift-çimizin yeniliğe açık olması ve çalışkanlığı, yürütü-len tarımsal proje ve programlara olan talebi, ve-rimlilikte önemli rol oynamıştır. Ayrıca yürütülen projelerde özveri ile çalışan tüm teknik persone-lin, üzüm işletmecilerinin, üzüm ihracatçılarının, oda ve birliklerin katkı ve destekleri de büyüktür. Üzüm yetiştiriciliğinde bilgisini, çalışmasını ortaya koyan her kesimden herkese teşekkür ediyor, bol kazançlı bereketli bir üzüm sezonu diliyorum.

Manisa’da Yıllara Göre Sofralık ve Kurutmalık Üzüm Alanları, Üretim ve Verimleri

YILLAR Sofralık Üzüm Kurutmalık Üzüm Toplam

Alan(ha) Üretim (ton) Verim (kg/ha) Alan (ha) Üretim (ton) Verim (kg/ha) ÜretimAlanı (Ha)

2001 13.294 186.770 14.749 53.176 793.606 14.749 66.470

2002 12.673 196.360 15.494 50.695 785.441 15.493 63.368

2003 14.487 169.416 11.694 50.606 818.388 16.171 65.093

2004 14.055 240.334 17.099 49.697 714.173 14.370 63.752

2005 14.512 231.080 15.923 49.517 896.813 18.111 64.029

2006 16.933 355.352 20.985 49.591 968.549 19.530 66.524

2007 15.841 275.452 17.388 49.528 799.121 16.134 65.369

2008 16.978 373.110 21.976 49.988 1.066.120 21.327 66.966

2009 16.974 365.548 21.535 50.134 1.052.153 20.986 67.108

2010 17.675 343.233 19.419 52.900 969.717 18.331 70.575

Kaynak: Tarım İl Müdürlüğü verileri

11Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 14: manisa tarım ve gıda dergisi

Kiraz yetiştiricilerinin

sorunları

Manisa Tarım İl Müdürü Ömer Çelik’in katılımıyla İl Tarım Müdürlüğünde gerçekleştirilen toplantı-da, yeni kurulan ‘Manisa Merkez Kiraz Üreticileri Birliği’nin çalışma prensipleri doğrultusunda, bir-liğin ihtiyaçları, yapılanması ve etkin çalışmasına yönelik görüş ve fikir alışverişi yapıldı.

Toplantıya, İl Müdürü Ömer Çelik, Manisa Mer-kez Kiraz Üreticileri Birliği Başkanı Mustafa Kaba-sakal, Karaoğlanlı Belediye Başkanı Ali Nalbant, Sancaklı Bozköy Belediye Başkanı Alim Halavurt, Sancaklı İğdecik Belediye Başkan Vekili Ömer Akkaş katıldı. Toplantıda, Sancaklı İğdecik Ata-türk Mahalle Muhtarı Arif Kurtoğlu, Sancaklı Bozköy Atatürk Mahallesi Muhtarı Kadir Dal-gın, Sancaklı Bozköy Cumhuriyet Mahallesi Muhtarı Nurittin Azılı, Sancaklı Kayadibi Muh-tarı Abdullah Kırıcı ile Tarım İl Müdürlüğü Çift-çi Eğitim ve Yayım Şubesinden Şube Müdür Vekili Mehmet Batman, Ziraat mühendisleri Servet Ada, Osman Sarı ve Sancaklı Bozköy Tarım Merkezinde görevli Ziraat Mühendisi Çınar Aydoğan da hazır bulundu.

Tarım İl Müdürü Çelik, daha sonra yaptığı açıklamada, ‘’İlimizde 2011 yılında yeni kuru-lan Manisa Merkez Kiraz Üreticileri Birliği ile birlikte kiraz yetiştiricilerimizin bugüne kadar karşılaştıkları sorunlar zamanla çözüme ulaşa-caktır. Öncelikle birliğimizin yeni kurulduğu, yapılanma sürecinde eksiklerinin tespit edi-lerek giderilmesi ve bir çalışma rotası belir-lemesi gerektiğinden hareketle bu toplantıyı müdürlüğümüzde düzenledik’’ dedi.

Kiraz üretiminde birliğin rolü, üstleneceği gö-revlerin yanı sıra, bölgedeki kiraz yetiştiricileri-nin birliğe üye olarak gerekli desteği vermeleri konusunda görüş birliğine varıldığını ifade eden Çelik, şunları kaydetti:

‘’Kiraz üretimiyle ilgili, üretim kapasitesi, üretici sayısı, üretim alanı, toplam talep ve alıcı sayısı konuları masaya yatırıldı. Birliğin şu an en büyük ihtiyacı olan alım yeri, depo, tır garajı ve sosyal tesisler konusunda ihtiyaç duyulan alanın belir-

lenmesine yönelik konular tartışıldı ve görüşül-dü. Bu bağlamda birliğin çalışma rotası belirlen-miş oldu. İlimiz kiraz üreticileri için çok önemli olan böyle bir birliğin kurulmuş olması gerçekten Manisamız ve kiraz üretimimiz için bir kazançtır. Birliğimizin çalışmalarında biz Tarım İl Müdürlüğü olarak her zaman gerekli desteği vereceğiz ve bu konuda çiftçi eğitim toplantıları düzenleyeceğiz. Kiraz üreticilerine de bu konuda daha duyarlı ol-malarını ve birliklerine sahip çıkarak gerekli des-teği vermelerini bekliyoruz’’ dedi.

HABER

Yeni kurulan Manisa Merkez Kiraz Üreticileri Birliği, çalışma rotasını belirledi

12 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 15: manisa tarım ve gıda dergisi

13Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 16: manisa tarım ve gıda dergisi

HABER

Manisa’nın Salihli ilçesine bağlı Gökeyüp bel-desinde, Sağlık Evi ve Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin törenle açılışları yapıldı.

Manisa Valisi Celalettin Güvenç, burada yaptığı konuşmada, bölgede yeni alternatif ürün olan çilek üretimi ile ekonomiye büyük katkı sağlan-dığını belirterek, şunları kaydetti:

‘’Batının doğusu dediğimiz bu bölgenin başlıca geçim kaynağı tütün ve güveçtir. Şimdi bu ürün-lere alternatif olarak çilek eklendi. Önümüzdeki yıl ceviz, badem ve zeytin yetiştirilmesi için ge-rekli destekler sağlanacaktır. Bölgede Kırsal Kal-kınma hamlesi devam ederken, bu bölgemizde gerçekleştirilen yol, su, kanalizasyon ve taş döşe-menin ardından şimdi evlerimize güneş enerjisi-ni getireceğiz. Bu projeyi de Çevre ve Şehircilik Bakanlığının katkılarıyla hayata geçireceğiz.’’

İlçe Kaymakamı Mesut Yıldırım ise, Gökeyüp beldesinin tütün ve güveç ile anılırken, şimdi çilek ile ismini duyurmaya başladığını, bölgede bin dönüm alan üzerinde çilek ekimi yapıldığını söyledi. Çilek ekimi yapan 19 üreticiye 43 bin lira destek verildiğini vurgulayan Yıldırım, “Bunun yanı sıra hayvancılığa önem verilen bu bölgemiz-de hayvan yetiştiricilerine Kırsal Kalkınma Koo-peratifi aracılığı ile 61x2 projesi ile 122 baş düve verdik. Süt sığırcılığı kapsamında verilen düvele-rin toplam bedeli 746 bin liradır. 61 adet ahır yapıldı ve bunlarla birlikte toplam bedel 1 milyon 208 bin liradır. Kooperatifimiz ile birlikte hizmete açacağımız sağlık evi ve lojmanı 137 metrekare alan üzerine yapılmış olup, toplam bedeli 90 bin liradır. Sağlık Ocağında bir hemşire bir ebe görev yaparken, haftanın 2 günü de doktor bulunacak-tır. Ayrıca acil vakalar için de bir ambulansta tah-sis edildi” diye konuştu.

AK Parti Manisa Milletvekili Recai Berber ise dün hayal denilen projelerin bugün hayata geçirilme-sine başlandığını belirterek, ‘’Doktor yetersiz-liğine rağmen Gökeyüp halkına şu müjdeyi ve-rebilirim. Talepleriniz doğrultusunda istediğiniz doktoru atayacağız.Beldenizin ihtiyacınız olan araç ve gereçler be-lediyenin hizmetine verilerek, çalışmaya başladı” dedi.

Gökeyüp beldesinde Sınırlı Sorumlu Gökeyüp Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ile Sağlık Evi ve lojmanının açılış törenine Manisa Valisi Celalet-tin Güvenç, İlçe Kaymakamı Mesut Yıldırım, AK Parti Manisa Milletvekili Recai Berber, Eski Millet-vekili İsmail Bilen, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Selami Katran, İl Sağlık Müdürü Dr. Ziya Tan, İl Tarım Müdürü Ömer Çelik ile siyasi partilerin temsilcileri ile vatandaşlar katıldı.

Salihli’de toplu açılış töreni Manisa’nın Salihli ilçesine bağlı Gökeyüp beldesinde, Sağlık Evi ve Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin açılışları gerçekleştirildi.

14 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 17: manisa tarım ve gıda dergisi

15Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 18: manisa tarım ve gıda dergisi

HABER

Güvenli gıda tüketimiManisa Tarım İl Müdürlüğü, tüketicinin sağlıklı ve güvenli gıda tüketebilmesi için denetimlerini hız kesmeden sürdürüyor.

Sağlıklı ve güvenilir gıda tüketiminin, sağlıklı bes-lenme ve insan sağlığındaki önemi her geçen gün biraz daha iyi anlaşılmaktadır. Artık insanımız gıda ile ilgili alışverişlerinde, satın alacağı ürünle-rin sağlıklı ve güvenilir olmasını arzu etmektedir.

Manisa Tarım İl Müdürlüğü, il ve ilçelerde yürüt-tüğü gıda kontrol ve denetim çalışmalarıyla Ma-nisalıların sağlıklı ve güvenilir gıda tüketebilmele-ri için çalışmalarını özellikle 2010-2011 yıllarında artırarak devam ettirmektedir.

Tarım İl Müdürü Ömer Çelik, konuya ilişkin açıklamasında, 5996 Sayılı Kanun ile tüm gıda işletmelerinin denetim ve kontrolünün ülke ge-nelinde Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının yetkisinde bulunduğunu hatırlattı. Çelik, söz konusu kanunla gıda ve yem güvenilirliği şart-ları, sorumluluklar, gıda kodeksi, etiketleme ve izlenebilirlik, sunum ve reklam, tüketici hakları-nın korunması, hızlı uyarı sistemi, acil durumlar kriz yönetimi, risk analizi, kamuoyunun bilgilen-dirilmesi ve ihtiyati tedbirler, hijyen esasları, iyi uygulama kılavuzları, işletmelerin kayıt ve onayı, sağlığın korunması, dış ticaret, piyasa gözetimi ve denetimi hususlarının belirlendiğini kaydetti.

Manisa ve ilçe tarım müdürlüklerinde görevli 121 denetçiyle, gıda işletmelerine yönelik 2010 yılında 11665 denetimin gerçekleştiğini, bu ra-kamın 2011 yılının 4 ayında 3000’lere yaklaştığı-nı ifade eden Çelik, şunları söyledi:

‘’Bu denetimlerde, üretim kaydı olmayan, as-gari teknik hijyen şartlarını taşımayan ve analiz sonuçları uygun bulunmayan üretim yeri, satış ve toplu tüketim yerlerine, 5179 Sayılı Kanu-nun 29.madde ve 5996 Sayılı Kanunun 40 ve 41. maddeleri gereğince, 2010 yılında toplam 411,000 TL, 2011 yılında ise 4 aylık dönem-de 499,000 TL. idari para cezası uygulanmıştır. Bölgemizde 10’a yakın gıda analiz laboratuarı bulunduğundan gıda analizlerinin yapılması ve

takibi noktasında hiçbir sıkıntımız yoktur. Do-layısıyla gıda denetim, analiz alma ve takibi ça-lışmalarımız hız kesmeden devam etmektedir. Gıda kontrol faaliyetleri, yapılan yıllık planlar çerçevesinde ilimiz ve ilçelerinde bulunan tüm üretim, satış ve toplu tüketim yerlerinde ger-çekleştirilmekte, denetimlerde alınan numune-lerin analiz sonuçlarına göre değerlendirilmesi yapılmaktadır. Zehirlenme gibi acil durumlarda en kısa sürede denetim yapılarak, numune alınıp sonucuna göre işleme gidilmekte, denetim ve analiz sonucu uygun olmayan işyerlerinin takibi yıl içinde sıklaştırılmaktadır.’’

Tüketicinin sorumluluklarıSağlıklı ve güvenilir gıda tüketiminde tüketicilerin de sorumlulukları olduğunu vurgulayan Ömer Çelik, ‘’Tüketicinin öncelikle satın almak istedi-ği gıda üründeki etiket bilgilerini kontrol etmesi

gereklidir. Ürün etiketinde başta son tüketim tarihi, firmanın adı ve adresi, ürün bilgileri, izle-nebilirliği sağlamak adına parti numarası olması, muhafaza şartları ve kullanım bilgisinin bulunma-sı gereklidir. Bunun yanında bakanlıkça verilmiş olan işletme kayıt numarasının olup olmadığının da kontrol edilmesi gerekir’’ dedi.

Tüketicilerin, bu kontrolleri neticesinde uygun olmayan gıda ile karşılaştıklarında “ALO 174” Gıda Hattı’nı arayarak şikâyetlerini iletebilecek-lerini bildiren Çelik, ‘’Bizler, Manisa genelinde gelen şikâyetleri değerlendirmekte ve gerekli denetimleri yaparak ve numuneler alarak, ge-rekiyorsa cezai işlem yapmaktayız. İnsanımızın sağlıklı ve güvenilir gıda tüketebilmesi için bugü-ne kadar olduğu gibi bugünden sonra da gıda konusundaki denetimlerimiz artarak devam edecektir” diye konuştu.

Ömer Çelik

16 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

TezelGda24x32cmCON.fh11 8/26/11 6:15 PM Page 1

Composite

C M Y CM MY CY CMY K

Page 19: manisa tarım ve gıda dergisi

17Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

TezelGda24x32cmCON.fh11 8/26/11 6:15 PM Page 1

Composite

C M Y CM MY CY CMY K

Page 20: manisa tarım ve gıda dergisi

BAĞCILIK

Bağcılıkta Yaz (Yeşil) BudamalarıVerim devresindeki asmaların vegetasyon dönemi içinde yeni gelişen organlarında yapılan budamalar, yaz budamasıdır.

Dr. Selçuk Karabat, Akay Ünal, Dr. Fadime Ateş, M.Sacit İnan Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü

18 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 21: manisa tarım ve gıda dergisi

Verim devresindeki asmaların vegetasyon döne-mi içinde yeni gelişen vegetatif ve generatif or-ganlarında yapılan budamaların ve budama ben-zeri ayıklamaların tümüne yaz budaması veya yeşil budama denir. Yaz budamaları, uygulama zamanına göre, kış budaması paralelinde veya karşı etki yapar. Örneğin erken ilkbahar döne-minde yapılacak sürgün kısaltma ve çıkarmaların etkisi, kış budaması gibi olur.

Sürgünlerin bir kısmının çıkarılması asmanın verim kapasitesini düşürür, ancak kalan sür-günlerin daha kuvvetli gelişmelerini sağlar. Yaz ortalarında aşırı yaprak veya sürgün çıkarılması ise kış budamasının tersine etki yapar. Bu du-rumda üretici organlar olan yaprakların çıkarıl-ması, sürgün gelişmesi ve ürün olgunlaşmasını yavaşlatır. Yaz ortalarında depo karbonhidratlar da düşük seviyededir. Oysa ilkbaharda yüksek seviyede olduğundan gelişme bunlarla sürdü-rülebilir.

Yaz budamasının amaçları•Renklenme sorunu olan yöre ve çeşitlerde salkım bölgesindeki yapraklar çıkarılarak, daha iyi güneşlenme sağlanır. Bu yolla tanenin çeşide has rengi alması mümkün olur.•Güneş yanıklığına hassas çeşitlerde salkımın gölgelenerek, güneşten korunması, uç alma ile sağlanabilir. Uç alınan sürgünde koltuklar fazla sayıda ve kuvvetli olacağından salkımı gölgelerler.•Asmanın çok yıllık organları olan kök, gövde ve kolların kuvvetlendirilmesi, yeşil budamalarla sağlanabilir. Örneğin toprak altından çıkan anaç (veya kalem) sürgünlerinin dipten çıkarılması ve sürgün uçlarının koparılması, bu işlemi görür. Sürgün ucu gibi (karbonhidrat üretmeyen ancak hızla tüketen) organların çıkarılması, yaprakla-rın ürettiği karbonhidratların depo organlarına gönderilmesini sağlar. Çünkü sürgün uçları kar-bonhidratların tüketim; gelişmesini tamamlamış yapraklar ise bunların yapım merkezleridir.•Rüzgâr etkisiyle sürgünlerin kırılması, bunların boylarının kısaltılması ile önlenebilir. Tepe alma denilen bu işlemle rüzgâra açık yaprak ve sür-

gün alanı azalacağından kırılmalar olmaz. Aynı zamanda sürgünün kalan kısmı daha kuvvetli ve dayanıklı olur.•Hastalıkların kontrolü için, çok sıkışık yaprak ve sürgün olması durumunda bunların seyreltilmesi yararlıdır. Bu yolla iç kısımlar daha iyi havalana-cağı gibi ilaçların içeriye işlemesi özellikle külle-me ve ölü kol hastalıklarının önlenmesinde bu işlemler daha çok önem kazanır.•Tane tutumunun az olduğu bağlarda veya çeşitlerde çiçeklenmeden hemen önce veya çiçeklenme sırasında sürgün uçlarının çıkarıl-ması, tutumu artırır. Sürgün uçlarının (büyüme noktası) besin çekim gücü, salkımlardan fazladır. Üretilen karbonhidratlar önce sürgün uçlarına sonrada salkımlara gönderilir. Salkımların en çok beslenmeye ihtiyaç duyduğu çiçeklenme sırasın-da sürgün uçlarının çıkarılması, salkımların daha

iyi beslenmesini, dolayısı ile daha iyi tane tutma-larını sağlar.

Öte yandan Çavuş, Tahannebi, Hönüsü ve Ka-ragevrek gibi fizyolojik dişi çiçekli üzüm çeşitle-rinde tane tutumunu artırmak için çiçeklenme döneminde salkım bölgesindeki yaprakların çı-karılması yararlı olur. Bu yolla tozlayıcı asmanın çiçek tozları, kolaylıkla tozlanacak asmanın çiçek tozlarına ulaşabilir. Özellikle Çavuş gibi büyük yapraklı çeşitlerde bu işlem daha önem kazan-maktadır.

Bağlarda uygulanan başlıca yaz budamaları şunlardır

Filiz ve obur almaAsmanın 2 ve daha fazla yaşlı kısımlarındaki uyur

Obur Alma

Uç Alma

19Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 22: manisa tarım ve gıda dergisi

gözlerden oluşan sürgünlerin alınmasına Obur Alma, salkım bulunmayan sürgünlerin çıkarıl-masına ise Filiz Alma denir. Bu sürgünlerin çı-karılmasındaki amaç, asmaya verilen şarjın dü-zenlenmesi, vegetatif organların biçimlenmesi ve asmanın fazla dallanmasını önlemektir. En uygun zaman somakların görülmeye başlandığı, sürgünlerin 10-15 santimetre boya ulaştığı dö-nemdir. Geç dönemde yapılan sürgün almalar ise asmada zayıflatıcı etki yapmaktadır.Filiz alma işlemi ile gelişmenin, omca üzerinde bırakılan sürgünler ve diğer organlar üzerinde yoğunlaş-ması sağlanır, omcanın daha iyi güneşlenmesi ve havalanması ile ürün kalitesi artırılır, gövde üze-rinde arzu edilmeyen gelişmelerin önüne geçilir.

Uç almaUç alma, kuvvetli büyüyen verimli yazlık sürgün-lerin uç kısımlarının değişik uzunluklarda çıkarıl-ması işlemidir. Bu suretle sürgünlerin uzunlama-sına büyümesi sınırlandırılarak salkımların daha iyi gelişmesi, tane tutumunun artması ve aynı zamanda diğer zayıf sürgünlerin kuvvetlenmesi sağlanır. Bu işlem, sürgünlerin 40-50 santimet-re boylandıkları bir dönemde yapılırsa, şiddetli rüzgarların hakim olduğu yörelerde, sürgünlerin daha iyi odunlaşmasını sağlayacağından rüzgar-ların sebep olabileceği dal kırılmaları da önlene-bilmektedir.

Tepe almaTepe alma, verimli yazlık sürgünlerin Haziran ve Temmuz aylarında uçtan itibaren 30-60 santi-metrelik kısımlarının kesilerek veya koparılarak çıkarılması işlemidir. Tepe alma işleminin asıl amacı, hem sürgünlerin daha iyi odunlaşmaları-nın sağlanması, hem de yazlık sürgünler üzerin-de koltuk sürgünü gelişmesinin teşvik edilmesi-dir. Böylece hem bu sürgünlerin rüzgârlara karşı direnci arttırılmış, hem de sıcak ekolojilerde kol-tuk sürgünlerinin gölgeleme etkisinden faydala-nılmış olur.

Koltuk almaAsmalarda, özellikle uç ve tepe alma yapıldıktan sonra yaprak koltuklarındaki aktif gözlerden yeni sürgünler oluşmaktadır. Koltuk ismi verilen bu

sürgünler, kuvvetli gelişen omcalarda daha fazla oluşur ve hızla büyüyerek asmanın besinlerine ortak olurlar. Bunun sonucu olarak üzümlerde renk oluşumu ve olgunluk gecikir. Diğer yandan koltuk sürgünleri nemli ve serin yörelerde, gü-neşlenmeye ve havalanmaya engel olurlar. Bu nedenle söz konusu yörelerde özellikle kuvvetli gelişen çeşitlerde koltuk sürgünleri, mümkün ol-duğu kadar erken dönemde alınmalıdır.

Yaprak almaNemli ve serin bölgelerde, sık dikilmiş ve özel-likle goble şeklinde terbiye edilmiş bağlarda yapraklar, üzüm salkımlarını gölgeleyerek yete-rince güneş almalarını engellemekte, dolayısıyla renklenme ve olgunlaşma gecikmektedir. Ayrıca bu durumda havalanma da yetersiz olacağından, mantari hastalıkların (Külleme, Mildiyö, Kurşu-ni Küf vb.) yayılması kolaylaşmaktadır. İşte bu gibi olumsuz durumların ortaya çıkmaması için salkımları örten yaprakların ve havalanmayı ön-leyen diğer yaprakların koparılması gerekmek-

tedir. Ancak gerekli organik besin maddelerini fotosentez yolu ile oluşturan yapraklarda aşırı bir seyreltme yapılması, asmanın gelişmesine ve ürünün iyi bir şekilde olgunlaşmasına engel olur. Bu nedenle gereğinden fazla yaprak alma-dan sakınılmalıdır. Yapılan araştırmalarda, 1 gram meyveye 5-15 santimetrekarelik yaprak alanına ihtiyaç olduğu ve bu değerin % 25 düzeyinde-ki yaprak alma uygulamasına isabet ettiği tespit edilmiştir.

Bilezik almaBilezik alma, asmalarda çiçek silkmesini önle-mek, tane tutumunu, tane ile salkım iriliğini ar-tırmak ve erken olgunlaşmayı sağlamak amacıyla asmanın gövde, kol, iki veya bir yıllık dalları üze-rinde 5 milimetre genişliğindeki kabuk tabaka-sının özel yapılmış çift ağızlı kesici makasla veya bıçaklarla çepeçevre çıkarılması işlemidir. Bilezik alma uygulaması ile yapraklarda sentezlenen organik besin maddelerinin, bilezik alınan yerin alt tarafına geçmesi engellenmiş olur. Böylece

Bilezik alma Bilezik alma makası Filiz alma

Sultani Çekirdeksiz üzüm çeşidinde, çiçeklenmeden itibaren 2-3 hafta içerisinde, döllenmemiş veya gelişmemiş tanelerin dökümü tamamlandıktan sonraki dönemde yapılacak bilezik alma ile tane iriliği %30-100 arasında arttırılabilir.

Tepe Alma

20 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 23: manisa tarım ve gıda dergisi

bu besin maddeleri, bilezik alınan yerin üst ta-rafındaki organlarda birikir ve özellikle tanelerin daha iri, gösterişli ve kaliteli olması sağlanır. Bile-zik alma, seyrek ve ufak taneli salkım oluşturan üzüm çeşitlerinde, özellikle çekirdeksiz çeşit-lerde, çiçeklenme zamanında yapıldığında tane tutumunu ve iriliğini artırır ve olgunlaştırmayı er-kene alır. Örnek olarak Sultani Çekirdeksiz üzüm çeşidinde, çiçeklenmeden itibaren 2-3 hafta içe-risinde, döllenmemiş veya gelişmemiş tanele-rin dökümü tamamlandıktan sonraki dönemde yapılacak bilezik alma ile tane iriliği %30-100 arasında artırılabilir.

Salkım seyreltmeÇiçek Salkımı Seyreltmesi: Asmalarda çiçek salkımları, yeni sürgünlerde yapraklarla bera-ber doğar ve 6-8 hafta içerisinde çiçeklenme meydana gelir. Çiçek salkımı seyreltmesi, çi-çek salkımlarından bir kısmının doğuşlarından kısa bir süre sonra dipten koparılması şeklinde uygulanan bir seyreltme işlemidir. Asmada çok fazla sayıda çiçek salkımı meydana gelmişse, bunlardan zayıf olanları dipten çıkarılarak, her sürgünde bir salkım düşecek şekilde azaltılması gerekir. Çiçek salkımı seyreltmesi yapılan asma-larda bırakılan salkımlar daha iyi gelişir ve tane-ler salkımı daha iyi doldurabilir. Ancak çiçek sal-kımı seyreltme işleminde tozlanma-döllenme dönemindeki yağış durumlarında meydana ge-lecek olumsuzlukların dikkate alınması gerekir. Asmada Salkım Seyreltmesi: Omca üzerin-de fazla görülen salkımların tane tutumundan hemen sonra aynen çiçek salkımı seyreltme işleminde olduğu gibi yapılan bu seyreltme en kolay uygulanan bir seyreltme işlemidir. Düz-gün tane bağlamamış veya şekli bozuk sal-kımların çıkarılmasıyla her sürgünde bir salkım bırakılacak şekilde seyreltme yapılır. Bu suret-le ürünle fazla yüklü olan omcalar üzerinde normal sayıda salkım bırakılarak, tanelerin daha kaliteli ve gösterişli olmaları, aynı zamanda er-ken olgunlaşmaları sağlanmış olur. Bu uygulama

ile hasat sırasında salkımların zedelenmesi de önlenir.

Tane seyreltmeSalkımların uç taraflarının veya kanatlarının, ya da fazla sık olan bölümlerinin kesilmesi suretiyle yapılan seyreltme işlemidir. Bu uygulama, tane tutumunun hemen ardından yapılmalıdır. Böy-lece salkımların hangi taraflarının seyreltileceği daha iyi görülebilir. Tane seyreltmesi, büyük ve sık salkım geliştiren çeşitlere, bilezik alma yapılan omcalardaki kuvvetli gelişen salkımlara uygulanır. Tanelerin irileşmesi için, özellikle çe-kirdeksiz çeşitlerin asmalarında yapılan Gibbe-rellik asit (GA3) uygulamasından sonra çok iri ve sık salkımlar oluştuğundan bunlarda da tane seyreltmesi uygulanmalıdır.

Bu seyreltmesi, salkımların fazla iri ve sık olma-larını önler, tanelerin daha iri gelişmelerine ve iyi renklenmelerine yardım eder. Tane seyrelt-

mesi, uygun budama makaslarıyla yapılmalıdır. Elle seyreltme, salkım üzerinde kalacak tanele-rin zedelenmesine yol açacağından bu tür sey-reltmeden kaçınılmalıdır.

Dip sürgünleri temizlemeAşılı asmalarda, toprak içindeki kök gövdesin-den oluşan sürgünlerin diplerinden koparılarak alınması işlemidir. Bu işlem, özellikle kuvvetli gelişen anaçlar (Rupestrisdu Lot, 99R, Dog-ridge vb.) üzerine aşılı omcaların ilk gelişme yıllarında son derece önemlidir. Çünkü bu sür-günlerin gelişmesine izin verildiğinde, omcanın topraktan aldığı su ve mineral besin maddeleri öncelikli olarak bu sürgünler tarafından kul-lanılacağından verimli toprak üstü kısmı hızla zayıflar. Anaçta oluşan sürgünlerin diplerinden koparılması oldukça zor bir işlemdir. Bu yüz-den bunların mümkün olduğu kadar körpe iken alınması gerekir. Aksi takdirde odunlaşacak olan bu sürgünlerin alınması çok güçleşecektir.

Dip sürgünü temizleme Koltuk alma

Salkım ucu almaSalkım seyreltmeYaprak alma

21Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 24: manisa tarım ve gıda dergisi

BAĞCILIK

Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü Müdürlü-ğü, ülkeye giren filoksera zararlısının bağları yok etmesi sonucu bunların yeniden tesisi amacıyla Amerikan asma fidanı üreterek, çiftçilere dağıt-mak üzere Amerikan Asma Fidanlığı adıyla 1930 yılında kuruldu. Müesseseye 1960 yılından iti-baren Ege Bölgesinde bağcılıkla ilgili sorunların yaşanmaya başlanması üzerine asma fidanı üre-timiyle beraber, sorunların çözümüne yönelik araştırma yapma görevi de verildi. En son 1979 yılında müessesenin ismi, Bağcılık Araştırma Ens-titüsü olarak değiştirildi ve öncelikle Ege Tarım Bölgesi olmak üzere tüm Türkiye genelinde bağ-cılığın sorunlarını çözümlemeye yönelik araştır-ma çalışmalarını yürütmekle görevlendirildi. Enstitü idari yönden Gıda, Tarım ve Hayvancı-lık Bakanlığına doğrudan bağlıdır ve Manisa ilinin kuzey-batısında Manisa-Menemen yolunun ke-narında ve merkeze 3 kilometre mesafededir. Merkez işletme yanında Alaşehir-Yeşilyurt yöre-sinde 1985 yılından beri faaliyetine devam eden bağlı işletmesi de bulunmaktadır. Enstitüde halen biri merkez, diğeri Alaşehir İşletmesinde olmak üzere 2 adet idare binası, 1 teknik eleman bi-nası, 3 cam sera, 3 soğuk hava depo tesisi, 5 laboratuar (Toprak, Bitki Besleme, Doku Kültü-rü, Teknoloji ve Bitki Koruma) ve 2 adet kont-rollü odadan oluşan Aşı Kaynaştırma Ünitesi, 3 adet tül sera, 9 m2’ lik taban alanına sahip 1 adet modern termoterapi kabini, 3 adet kont-rollü iklim odası bulunmakta, tesislerin toplam kapalı alanları yaklaşık 2000 m2’ ye ulaşmaktadır. Enstitünün organizasyon yapısı içinde 1 müdür, 1 müdür yardımcısı ve 5 bölüm başkanlığı yer al-maktadır. Bölüm başkanlıkları Yetiştirme Tekniği, Asma Islahı ve Gen Kaynakları, Tarım Ekonomisi, Tarım Teknolojileri, Hastalık ve Zararlılar isimleri altındadır, ayrıca destek hizmetlerinden oluşan birimler de bulunmaktadır. İlgili bölümlerde 6 doktora seviyesinde, 8 yüksek lisans seviyesinde, 3 lisans seviyesinde olmak üzere 17 araştırma-cı ve 9 destek personeli ile hizmet verilmekte olup, üretim ve diğer destek hizmetlerinde 34 daimi ve sayısı zaman zaman değişen geçici işçi çalışmaktadır. Son yıllarda bağcılığa olan ilginin artması, ülkemizdeki en önemli enstitülerden biri olan kurumun önemini daha da artırmıştır. Özellikle ülkemizin en önemli ihraç ürünlerin-

den biri olan çekirdeksiz kuru üzüm yetiştirilmesi ile ilgili yoğun araştırma yapan tek kuruluş olma-sı, dış ülkelerin de ilgisini önemli ölçüde çekmek-tedir. Son yıllarda Ege Bölgesine uygun sofralık ve şaraplık üzüm çeşitlerinin belirlenmesi yanın-da melezlemeyle yeni çeşitlerin elde edilmesine yönelik çalışmalara hızla devam edilmekte ve bundan dolayı her yıl farklı ülkelerden araştırıcı ve üreticiler enstitüyü ziyaret ederek, çalışmaları hakkında bilgiler almaktadır. Müdürlük halen Gıda Tarım ve Hayvancılık Ba-kanlığı tarafından görevlendirildiği ülkesel çapta yürütülen Bitkisel Araştırma, Gıda ve Yem Araş-tırma, Bitkisel Biyolojik Çeşitlilik ve Korunması ile Ekolojik Tarımı Yaygınlaştırma projelerinde yurt çapında fiilen çalışmalar yapmaktadır. Halen ül-kesel projeler kapsamında bulunan 9 adet proje yürütülmekte olup, 3 adedi de sonuçlandırılarak yazım aşamasına gelmiş durumdadır.

TÜBİTAK destekli projeEnstitü Döner Sermaye ve Genel Bütçe imkan-ları ile olmak üzere 4 adet, çiftçi şartlarında 4 adet, diğer kamu kuruluşlarıyla (Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü, Tekir-dağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü, Malatya Mey-vecilik Araştırma Enstitüsü ve Menemen Toprak ve Su Kaynakları Arş. Enstitüsü) ortak olarak da 3 adet proje yürütülmektedir. Ayrıca 2008 yılı içe-risinde TÜBİTAK destekli “Ülkemizde Yetiştirici-liği Yapılan Ekonomik Öneme Sahip Bazı Üzüm Çeşit ve Amerikan Asma Anaçları ile Klonlarının

Virüsler ve Agrobacteriumvitis Yönünden Arındı-rılması, Tanımlanması ve Yeni Üzüm Çeşitlerinin Geliştirilmesi” projesi başlamıştır. Söz konusu projede yürütücü kuruluş olarak; Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü, Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü, Ankara Zirai Mücadele Merkez Araş-tırma Enstitüsü, Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü, Erzincan Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi yer almaktadır.

Enstitünün araştırma çalışmalarına başlamasın-dan bugüne değin bağcılığın farklı konularında 104 adet proje sonuçlandırılarak, yayınlanmıştır. Bu projelerin sonuçlanmasından elde edilen bul-gular kurumalık, sofralık ve şaraplık üzüm üre-timinin değişik alanlarıyla üreticilerimizin, işleme ve pazarlama yönüyle de işletmecilerimizin fay-dalanmasını sağlamak üzere yazılı ve sözlü olarak sunulmaktadır. Bunların yanı sıra 16 adet çiftçi broşürü basılarak ilgililerin hizmetine aktarılmış, ayrıca 3 ayda bir olmak üzere yılda 4 sayı “Ma-nisa Bağcılık Araştırma Enstitü Haber Bülteni” Dergisi yayınlanarak, yurdun dört bir köşesine dağıtılmaktadır.

Enstitünün döner sermaye işletmesinde aşılı asma fidanı üretimi yapılmakta ve üreticilerimizin hizmetine sunulmaktadır. Bunun yanı sıra mev-cut toprak laboratuarında gerçekleştirilen toprak analizleriyle bağlarda gübreleme ve anaç belirle-meye yönelik öneriler yapılmaktadır.

Akay ÜnalManisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü Müdürü

Amerikan Asma Fidanlığından, Bağcılık Araştırma Enstitüsüne

22 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 25: manisa tarım ve gıda dergisi

23Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 26: manisa tarım ve gıda dergisi

İLÇE MÜDÜRLÜĞÜ

Rıza GülmezAlaşehir Tarım İlçe Müdürü

Alaşehir ilçesi, Ege Bölgesi’ndeki tarımsal üretim merkezlerinin arasında önemli yer tutuyor. Çok zengin alüvyonlu topraklara sahip olan Alaşehir, aynı zamanda birçok ürünün yetiştirilmesine el-verişli iklim yapısıyla da bilinmektedir.

İlçe ekonomisi genelde bağcılık ağırlıklı tarıma da-yanıyor. 39.000 hektarlık tarım arazisinin 19.096 hektarlık bölümünde bağcılık, 5.600 hektarda meyve-sebze üretimi, 14.000 hektarda ağırlığı hububat olmak üzere tarla tarımı yapılmaktadır. 6.000 hektar çayır ve mera alanı bulunmaktadır. Alaşehir ve Sarıgöl hudutlarındaki Avşar Bara-jı 6,3 km2. büyüklüğünde, 84 milyon m3.aktif hacimlidir. Baraj, Alaşehir Ovası’nın taşkınlardan korunması ve sulama amacıyla 1979 yılında işletmeye açılmıştır. Barajdan 6.930 hektarlık Alaşehir Ovası’nın arazisi sulanmaktadır. Sarıgöl arazisi ile beraber toplam 11.804 hektar tarım arazisi sulanmaktadır. Ayrıca DSİ tarafından yapı-lan 70, kooperatiflerce yapılan 18, halka ait tak-riben 2350 derin kuyu ile sulama yapılmaktadır.

Üzümden sonra sırasıyla; son yıllarda tütün alan-larına alternatif ürün olarak zeytin, kiraz ve ceviz olarak meyve alanları artmıştır. Buğday, tütün, arpa, sebze ve meyve tarımı yer almaktadır.

Ege Bölgesi tarımsal üretim merkezleri arasında önemli yeri bulunan Alaşehir, birçok ürünün yetiştirilmesine elverişli iklim yapısına sahiptir.

Alaşehir Tarım Müdürlüğü faaliyetleri

24 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 27: manisa tarım ve gıda dergisi

Hayvancılık uğraşısı ancak 5. sırada gelmekte-dir. İlçenin güney batısındaki dağlık ve engebe-lik alanda geçimlerini özellikle küçükbaş hayvan yetiştiriciliği ile sağlayan aileler vardır. Ova köy-lerinde yapılan sığır besiciliği ve kümes hayvanı yetiştiriciliği ilçe ekonomisine etki edecek kadar önemli değildir.

2009-2010 yılı Alaşehir Tarım Müdürlüğü FaaliyetleriAlaşehir Tarım Müdürü Rıza Gülmez’in müdür-

lüğünde 9 mühendis, 3 veteriner hekim, 4 tek-niker ve 6 teknisyen istihdam edilirken, 2 vete-riner sağlık teknisyeni, 3 memur, 1 işçi ile tarım danışmanı 10 mühendis yer alıyor.

Hizmet binasının yanında Kavaklıdere ve Tepe-köy Tarım Merkezlerine sahip müdürlüğe bağlı 10 merkez daha bulunuyor.

Tarım İl Müdürlüğünce Manisa Tarım İl Müdür-lüğü Döner Sermaye Saymanlığına 655.297,20 TL kaynak aktarılmıştır. Detay bazında;Bitki Ko-ruma Şubesi Haziran-2010 tarihi itibariyle 30 adet zirai alet ve makine bayisi olup 6 ay süreyle toplam 91adet mutad olarak kontrol edilmiştir.

Haziran-2010 tarihi itibariyle 56 adet zirai ilaç bayisi olup, 6ay süreyle toplam168 adet de-netim yapılmıştır.

İç karantina Faaliyetleri: İç karantina faaliyetleri kapsamında bitkisel üretim materyalleri üreti-len yerlerin nematod tahlilleri alınarak temiz çıkan üretim yerlerine Bitki Yetiştirme Ruhsatı verilmektedir. Bu bağlamda pazar yerlerinde fidan ve fidan kontrolleri devamlı olarak yapıl-maktadır.

2010 yılında ruhsat alan yetiştiriciler;Meyve fidanı yetiştirme ruhsatı :8Bağ fidanı yetiştirme ruhsatı:6Fide yetiştirme ruhsatı:8

Dış Karantina Faaliyetleri: Dış karantina faaliyet-lerinde ilçemizde ziraat mühendisi olarak görev yapan 6 teknik elemanda İnspektörlük yetkisi bulunmakta olup, bu kişilerce bu çalışmalar ve kontroller yürütülmektedir.

Destekleme Şubesi10 Zirai Sulama Kooperatifi mevcut olup, bun-lardan bir adet (Sobran köyü) sulama kooparatifi fesih kararı almıştır. Soğanlı ve Gireli köylerinde 2 adet sulama kooparatifi kurulmuş, toplam 11 adet zirai sulama kooparatifi vardır. Girelli kö-yünde bir adet Su Ürünleri Kooperatifi vardır. 3 adet Tarımsal Kalkınma Kooperatifinden Ye-niköy Tarımsal Kalkınma Kooperatifi fesih kararı almıştır.

İlçemiz merkez beldeleri ile olmak üzere 7 adet ÇMK bütçeleri, Murakabe Kurulundan geçiril-miştir. İlçemizde 2009 yılında toplam 8.684,675 kilogram kimyevi gübre kullanılmıştır

Sulanan 21265

Sulanmayan 15728

Orman 25298

Çayır mera 6000

Nadas 1800

Kullanılmayan 27609

Tarla alanı (ha) 136120

Meyve alanı (ha) 215003

Sebze alanı (ha) 15065

25Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 28: manisa tarım ve gıda dergisi

Proje İstatistik Şubesi:

2009 yılı Sertifikalı Fidan (Ceviz,Nar,Zeytin,Bağ)

Çiftçi Sayısı 9

Desteğe tabi alan 689,67 da

Toplam Destek Miktarı 104,152TL

2008 yılı Yem Bitkisi (Silajlık mısır,Yonca,Fiğ)

Çiftçi Sayısı 50

Desteğe tabi alan 1146,90 da

Toplam destek miktarı 90014,13 TL

2008 Sertifikalı Tohumluk

Çiftçi Sayısı 67

Desteğe tabi alan 1.335 da.

Toplam destek miktarı 6,675 TL

İyi Tarım Uygulamaları

Çiftçi Sayısı 36

Desteğe tabi alan 7231,268 da.

Toplam destekleme miktarı 108.469,04.-TL

Dane Mısır

Çiftçi Sayısı 2

Toplam Alan 136,4 da

Toplam Destekleme miktarı 4156,8.-TL

2009 yılı ÇKS müracaat eden çitçi sayısı 7336

MGD kaydı yaptıran 7336 kişi

Ödenen Para 1.826.670.45.-TL

Çiftçi Eğitim Yayım Şubesi Toprak analizi için Hacıaliler, Uluderbent, Kavak-lıdere beldelerinde yapılan toplantıya, 80 çiftçi katılmış, 3 çiftçinin toprak analizi yaptırılmıştır. Ev ekonomisi, beslenme, gıda muhafaza, temizlik ve sağım hijyeni konusunda Kavaklıdere, Dele-menler, Kemaliye, Selce, Tepeköy’de toplantıya 75 çiftçi katılmış, Tepeköy ve Kavaklıdere de 2 çiftçide uygulama yapılmıştır.

Zirai ilaç kalıntısı hakkında Işıklar ve Gümüşçay köylerinde toplantı yapılmış, 15 çiftçi katılmıştır. Beslenme, gıda muhafaza, temizlik, ev düzeni ve çevre düzeni ile ilgili Gireli, Uluderbent, Serin-yayla köylerinde yapılan toplantıya 32 çiftçi ailesi katılmıştır.

Arıcılık ve bakımı, beslenmesi konulu Kemaliye kasabasında 13 çiftçinin katılımıyla bir toplantı yapılmıştır.

Kadın çiftçiler yarışıyor yarışmasına katılan, Ke-maliye kasabasından Aynur Demir ve Yeter Tu-ran 3’üncü olmuşlardır

18 köyde 197 çiftçimize 11.600 adet zeytin, 12 köyde 123 çiftçiye 4000 adet badem ve 12 köy-de 13 çiftçiye 1000 adet ceviz fidanları dağıtımı yapılmıştır.

Matarlı köyünde Sosyal Yardımlaşma ve Daya-nışma Fonundan 1 adet sera projesi gerçekleşti-rilmiştir. Ege Bölgesi Yıldızını seçiyor yarışmasın-da Yeşilyurt beldemizden 1 çiftçi birinci olmuştur.İlçe merkezimizde genel budama kursu açılmış, 51 çiftçi katılmış, kursiyerlere kurs sonunda bel-geleri verilmiştir. Ayrıca arıcılık kursu açılmış, 18 çiftçi katılmış ve kurs sonunda belgelerini almış-lardır.

Kontrol Şubesi 2009 yılı içerisinde 58 adet amatör balıkçı bel-gesi, 42 adet sirküler verilmiştir. 2010 yılı 12 Temmuz itibariyle 15 adet amatör balıkçı bel-gesi, 15 adet sirküler verilmiştir. Muhtelif gün-lerde mutad gıda denetimleri, etiket bilgileri ve fiyat bilgileri kontrolleri yapılmıştır. Merkez köy ve kasabalarda 49 satış yeri, 30 adet üretim yeri denetlenmiştir. Uygun olmayan yerlerin, belirli süreler içerisinde tekrar kontrol edilmek suretiy-le düzeltilmesi sağlanmıştır.

1 adet satış yerine kanun ve yönetmeliklere uy-gun olmadığından ceza kesilmiştir.

Hayvan Sağlığı Şubesi:2009 yılı sığır sayısı 15000 adet, koyun sayısı 42500 adet, arı sayısı 4500 adettir.

FaaliyetlerBüyükbaş Şap Aşılaması 18852 Ad.Büyükbaş Kuduz aşılaması 7892 Ad.Şap-Koyun 14375 Ad.Küçükbaş Raw1 aşılaması 400 Ad.Kuduz 1600 Ad.aşılamaları yapılmıştır.2009 yılında 4 adet yem bayisi açılmış, 42 adet yem bayisi denetlenmiş olup, ruhsatlandırma kapsamında 52 adet müracaat olmuş, hiç biri ruhsat alamamıştır.

2010 yılı 14 Temmuz itibariyle sığır sayısı 14000 adet, koyun sayısı 34750 adet, arı sayısı 4650 adettir.

FaaliyetlerBüyükbaş Şap Aşılaması 9500 Ad.Büyükbaş S19 aşılaması 350 Ad.Şap-Koyun 4000 Ad.Küçükbaş Raw1 aşılaması 600 Ad Köpek kuduz aşısı 550 Ad.Küçükbaş veba aşısı 25380 Ad.43 adet yem bayisi ve 4 adet akvaryum kuş satış yerleri kontrol edildi. 9 adet yeni rusat başvuru-su yapıldı. Hala ruhsat alan yok. 6450 adet kü-çükbaş hayvana küpe takıldı.

Sertifikasyon 173.513,10 TL

ÇKS-DGD 70.560 TL

Dezenfenksiyon 3.266 TL

Hizmet Bedeli 204.690,30 TL

Kontrol 177.417 TL

Analiz 5.627,30 TL

Amatör Balıkçı belgesi 800 TL

Amatör Sirkü 260 TL

Menşe Belgesi 2.530 TL

Küpe 13.477,50 TL

Sun’i Tohumlama 1.960 TL

Menşe kayıt defteri 300 TL

Diğer 896 TL

TOPLAM 655.297,20 TL

26 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 29: manisa tarım ve gıda dergisi

27Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 30: manisa tarım ve gıda dergisi

BAĞCILIK

Çekirdeksiz üzüm kurutma tekniği

Ülkemiz, dünyada kuru üzüm üretimi açısından yaklaşık olarak 300 bin ton ile ABD’den sonra ikinci sırada yer almaktadır. Bu üretimin tamamı bölgemizde gerçekleştirilmekte olup, üretimde yaygın olarak Sultani Çekirdeksiz çeşidi kullanıl-maktadır.

Kurutma, meyve ve sebzelerin bünyelerindeki fazla nemin uzaklaştırılması, buna bağlı olarak dayanım süresinin artırılması işlemi olarak tanım-lanmaktadır. Üzümün kurutularak saklanması, yıllardan beri uygulanan en kolay ve en ekono-mik muhafaza şeklidir.

Dünya pazarlarında en fazla işlem gören çekir-deksiz kuru üzümler, “Sultana” ve “Thompson” tipi kuru üzümlerdir. Sultana tipi üzümler genel-de bir bandırma eriyiğine bandırılarak, güneşte kurutulurlar ve açık renge sahiptirler. Ülkemizde çekirdeksiz kuru üzüm üretiminin tamamına ya-

Ali GülerGıda Mühendisi

Sultana tipi üzümler genelde bir bandırma eriyiğine bandırılarak, güneşte kurutulurlar.

28 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 31: manisa tarım ve gıda dergisi

kını bandırılarak kurutulmaktadır. Thompson tipi ise herhangi bir bandırma işlemi uygulanmaksı-zın üzümün hasat edildikten sonra doğal olarak kurumaya bırakılması sonucu elde edilir ve koyu renktedir.

Çekirdeksiz üzüm kurutmada farklı sergi sis-temleri kullanılabilmektedir. Bunlar yer sergiler ve yüksek sistem sergiler olarak bilinmektedir. Yer sergiler içerisinde; toprak, kanaviçe, kağıt ve beton sergiler yer almaktadır. Bölgemizde bu sergilerden en yaygın kullanılanlar, anız yerleri-ne ya da düzeltilmiş toprak zeminlere polietilen kanaviçe adı verilen materyallerin örtülmesi ile oluşturulan kanaviçe sergiler ile bağın bir köşe-sinde ya da yakın kısımlarında betondan oluş-turulan ve aynı isimle bilinen beton sergilerdir. Yer sergilerde metrekareye 18-20 kilogram yaş üzüm serilebilmektedir. Kuruma süresi bandı-rılmış üzümlerde döneme bağlı olarak 6-8 gün arasındayken, bandırılmamış naturel kurutulan üzümlerde bu süre 3 haftayı bulabilmektedir. Yüksek sistem sergiler; tek sıralı tel sergiler, iki sıralı tel sergiler, çok sıralı tel sergiler, hamak sergiler ve raf sergiler şeklinde farklı tiplerde olabilmektedir. Her bir yüksek sistemin ayrı ayrı özellikleri olmakla birlikte yer sergilere göre daha kaliteli kuru üzüm üretimine olanak sağlar-lar. Yüksek sistem sergilerde kuruma süresi sergi tipine bağlı olarak değişmekle birlikte 2 haftayı geçebilmektedir. Her bir sıra telin metresi üze-rine 6-7 kilogram ve iki sıralı altı katlı bir sergi için hesaplama yapıldığında metrekareye 75 ki-logram üzüm serilebilmektedir.

Ülkemizde çekirdeksiz üzüm kurutmada ban-dırma çözeltisi olarak % 5 potasa (potasyum karbonat-K2CO3) ve %1 asidik zeytin yağı ka-rışımından oluşan çözelti kullanılmaktadır. Çö-zeltinin hazırlanması amacıyla, 100 litre su için 5 kilogram potasa hesabıyla kullanılacak olan miktara göre potasa tartılıp, su içerisinde iyice karıştırılarak eritilir. Potasa tartımının tam olarak hatasız yapılıp yapılmadığı, potasa derecesi ile gerçekleştirilen okumada su seviyesinin derece-de 5,0 rakamını göstermesi ile doğrulanır. Eğer 5.0 değerinden düşükse bir miktar potasa, yük-sekse su ilave edilerek ayarlaması yapılır.

Daha sonra ayrı bir kapta, 100 litre su için 1 ki-logram yüksek asitli (en az 2-4) natürel zeytin-yağı hesabıyla, kullanılacak olan miktara göre yağ tartılır ve elle iyice çırpılarak ağartılır. Kırma adı verilen, zeytinyağının ağartılmasından sonra po-tasalı sudan azar azar yağa ilave edilerek, çırpma işlemine devam edilir. Bu çözeltinin daha önce hazırlanmış olan potasalı su içerisine koyulup ka-rıştırılması ile bandırma çözeltisi hazırlanmış olur.

Kurutmalık çekirdeksiz üzüm yetiştiriciliğinde hasatKurutmalık amaçla çekirdeksiz üzüm yetiştiricili-ğinde hasat, randımanın en yüksek olduğu %22-23 kuru madde seviyesinde yapılmalıdır. Kuru maddenin bu seviyeye gelmesi, ekolojik şartlara göre her yıl değişik tarihlerde gerçekleşebile-ceğinden, ideal hasat olgunluğunun tespitinde

tarihi esas almak, kurutmada kayıplara neden olabilmektedir. Bu nedenle uygun aletlerle hasat olgunluğunun sağlıklı bir şekilde tespit edilerek, hasat zamanının belirlenmesine çalışılmalıdır. Ref-raktometre adı verilen alet ile üzüm şırasındaki suda eriyebilir % kuru madde kolaylıkla okunabi-lir.Refraktometre aletinin olmaması durumunda ise hemen tüm üreticilerde mevcut olan ve ban-dırma eriyiğinin hazırlanmasında potasa miktarı-nın tespitinde kullanılan potasa derecesi (Bome Areometresi) ile kolaylıkla olgunluk tespiti yapıla-bilmektedir. Bunun için sabah saatlerinde bütün bağı temsil edecek sayıda sıraların her iki tarafın-daki üzüm salkımlarından üstten 1, ortadan 2 ve alttan 1 olmak üzere yarım kilogram kadar tane

toplanarak, şırası çıkarılır.Tülbentten süzülerek posasından ayrılan şıra, cam bir mezür içerisine veya potasa derecesinin metal kabına dolduru-larak potasa derecesi ile okuma yapılır. Okunan potasa derecesindeki rakamın 1,9 ile çarpılarak % suda eriyebilir kuru madde miktarı belirlenmiş olur. Genel olarak üreticiler açısından en ideal hasat zamanının tespiti için şıradaki potasa dere-cesi okumalarında 11,5-12,0 rakamına erişilmesi gerekmektedir.

Mumsu pus tabakasının giderilmesiHasat edilerek bandırma sepetleri ile bandırma yerine getirilen üzümler, hazırlanmış olan ban-dırma eriyiğine bandırılır. Bandırma işlemindeki

29Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 32: manisa tarım ve gıda dergisi

amaç, tane üzerindeki mumsu pus (wax) taba-kasının giderilip, kurumanın daha hızlı olmasını sağlamaktır. Bandırma işleminde sepetler çözelti içerisine 10-12 defa batırılıp çıkarılarak yıkanır-lar. Üzümler bir süre süzdürüldükten sonra sergi yerlerine götürülerek serilirler. Eğer yer sergi kullanılıyorsa metrekareye 15-20 kilogram ola-cak şekilde üzümler serilmelidir. Çok kalın ve sık serme yapılmamalıdır. Çok seyrek sermede ise sergi alanının verimli kullanılamama durumu or-taya çıkmaktadır. Son yıllarda potasa çözeltisinin serilen üzümler üzerine direk püskürtülmesi ile bandırma yapılmaksızın kurutma uygulamaları, bölgemizde bazı üreticiler tarafından gerçekleş-tirilmektedir. Bu yöntemde homojeniteyi sağla-makta ve kuru üzüm renk kalitesinde sorunlar olabilmektedir.

Kuruma işlemi sonunda üzümler sergilerden kal-dırılarak savrulur, sap ve çöplerinden ayıklanır. Daha sonra 50 kilogramlık çuvallarda veya 20-25 kilogramlık plastik kasalarda temiz ve uygun şartlarda depolanır. Depolarda sıcaklık 5-10 °C ve nem % 65 civarlarında olmalıdır.

Çekirdeksiz üzümlerin kurutulmasında dikkat edilmesi gereken önemli konular şunlardır.• Kuruma randımanı açısından en ideal hasat za-manı olan % 22-23 kuru maddede üzüm hasa-dına başlanılması,• Bandırma eriyiğinin uygun yoğunlukta ve iste-nilen şekilde hazırlanması,• Bandırma işleminin amacına uygun bir şekilde bu işi bilenler tarafından yapılması ve bandırma çözeltisinin özelliğini kayıp ettiğinde yenilenmesi,• En iyi kalitede kuru üzüm veren sergi yerinin kullanılması,• Yer sergilerde, büyük kanatlı salkımların orta-dan ikiye ayrılarak çok ince bir şekilde sermenin yapılması ve yağmura karşı önlemlerin alınması,• Yer sergilerde serme sonrası sepetlerin diple-rinde kalan ezik tanelerin sergideki ana ürünlerin üzerine atılması yerine başka bir yerde ayrıca ku-rutularak ayrı değerlendirilmesi,• Kuruma olayında bitişin sağlıklı bir şekilde be-lirlenmesi,

• Çekirdeksiz üzümlerin uygun elekli ve hızdaki savurma makinelerinde ön temizliğinin yapılma-sı,• Temizliği yapılan çekirdeksiz kuru üzümlerin 50 kilogramlık çuvallarda veya 20-25 kilogramlık plastik kasalarda ve uygun şartlarda depolanması olarak sıralanabilir.

Bunlara ilaveten kuru üzümdeki okratoksin-A sorununu önleyici bazı tedbirler ise şöyledir• Budama esnasında aşırı yük bırakılmaması,• Ben düşme döneminden sonra toprak işleme-

den kaçınılması,• Ben düşmeden az sulama yapılması,• Hasarlı, çürük salkımların ve tanelerin ayıklan-ması,• Sergide ideal bir serme kalınlığının kullanılması,• Sergiden üzümlerin tamamen kurumadan kal-dırılmaması,• Sergide üzümlerin toz topraktan uzak tutul-ması,• Sergiden kaldırılan üzümlerin savrulması,• Depolarda üzümlerin küçük ambalajlarda mümkünse kasalarda bekletilmesi,• Depolardaki nem düzeyinin fazla olmaması.

Refraktometre

30 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 33: manisa tarım ve gıda dergisi

31Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 34: manisa tarım ve gıda dergisi

BAĞCILIK

Bağcılık için yerkürenin en elverişli iklim kuşağı üzerinde bulunan ülkemiz, asmanın gen merkezi olmasının yanı sıra son derece eski ve köklü bir bağcılık kültürüne de sahiptir. Ülkemizin bağcılık açısından çok elverişli ekolojik koşulları bulun-ması dolayısıyla çok sayıda sofralık, kurutmalık ve şaraplık üzüm çeşitlerinin yetiştiriciliği yapılmak-tadır. Ülkemizin sahip olduğu üzüm çeşit sayısı 1200 civarında olmasına rağmen, bu çeşitlerden sadece 50-60 kadarı ekonomik anlamda yetiş-tirilmektedir. Ekonomik anlamda yetiştiricilik ya-pılacak üzüm çeşitlerinin seçiminde verim-kalite özellikleri yönüyle iyi olan, bölgeye uyum sağla-mış standart üzüm çeşitlerinin üretimi önemlidir.Türkiye 2008 yılı istatistiklerine göre 7.408.127 ha’lık dünya bağ alanı içerisinde 482.788 ha’lık bağ alanı varlığı ve 67.708.587 tonluk dünya yaş üzüm üretiminin 3.900.000 tonluk kısmıy-la önemli bir bağcı ülke konumundadır. Sultani Çekirdeksiz üzüm çeşidi, Ege Bölgesi’nde yay-gın olarak yetiştirilen ve genellikle sofralık ve kurutmalık olarak değerlendirilen önemli bir çeşittir. 2008 yılı çekirdeksiz kuru üzüm üretimi 310.000 ton olup, 274.000 tonluk bir ihracat mevcuttur. 2008 yılı sofralık üzüm ihracatı 205 000 ton olarak gerçekleşirken, bu ihracatın bü-yük çoğunluğunu Sultani Çekirdeksiz üzüm çe-

şidi oluşturmaktadır. Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsünce uzun yıllar süren klon seleksiyonu çalışmaları sonucunda; Sultani Çekirdeksiz üzüm çeşidi içerisinde verim- kalite yönüyle en üstün tip ve klonlar seçilmiştir. Bu tip ve klonların tescil

işlemleri sırasında yapılan değerlendirmeler neti-cesinde farklı ve üstün özelliklerinden dolayı yeni çeşitler olarak tescil edilmiş ve isimlendirilmişler-dir. Üreticiler tarafından bu çeşitlerin kullanımı ile kalite-verim ve diğer üstün özellikleri sayesinde ekonomiye de önemli katkılar sağlanacaktır.

Yeni üzüm çeşitleriManisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirilen yeni üzüm çeşitleri ve özellikleri şöyle:

Sultan 1 Sofralık ve kurutmalık amaca uygun olarak se-çilmiştir. Ağustosun 2. haftasında (sofralık), 3. haftasında (kurutmalık) olgunlaşmaktadır. Verim, SÇKM/asit oranı gibi kriterler yönüyle öne çık-mıştır. Salkımları seyrek ve iridir. (460 g) Tane şekli uzun ve ağırlığı 1,3 g, verimi yüksektir. Kuru üzüm ekspertiz tip no ise 9,75’tir.

Altın SultaniKurutmalık amaca uygundur. Ağustosun 3. haf-tasında olgunlaşmaktadır. Salkımları orta sıklıkta, 400 g ağırlığındadır. Tane şekli oval ve ağırlığı 1,4 g civarındadır. Verimi ve şırada % kuru madde birikimi oldukça yüksektir. Kuru üzüm ekspertiz tip no: 9,50’dir.

Üzümde yeni

çeşitlerManisa Bağcılık Araştırma Enstitüsünün uzun yıllar süren klon seleksiyonu çalışmaları sonucunda, Sultani çekirdeksiz üzüm çeşidinde verim ve kalite yönüyle en üstün tip ve klonlar seçildi.

Dr. Yıldız DilliManisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü

Sultani 1

32 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 35: manisa tarım ve gıda dergisi

Crimson Seedless

Manisa SultaniSultani çekirdeksizden 7-10 gün daha erken ol-gunlaşmaktadır. Sofralık kalitesi çok iyidir. 500 g’ın üzerinde salkım geliştirmiştir. Taneleri iridir (1,9 g), degüstasyon puanı yüksektir. Verimi oldukça iyidir.

Sultan 7Kuru üzüm verim ve kalitesi yönü ile olumlu özellik-lere sahiptir Ağustosun 3. haftası olgunlaşmaktadır. Verimi çok yüksektir. Tane şekli oval, 1.4 g ağırlı-ğındadır. Salkımları orta (376 g) büyüklüktedir. Kuru üzüm ekspertiz tip no: 9,69’dur.

SaruhanbeyKuru üzüm verimi, kalitesi ve kuruma randımanı oldukça yüksektir. Ağustosun 3. haftası olgunlaş-maktadır. Tane şekli ovaldir, 1,36 g. ağırlığındadır. Salkımları orta (427 g) büyüklüktedir. Kuru üzüm expertiz tip no: 9,75’dir.

Ege Bölgesi’ne uygun kaliteli bazı sofralık üzüm çeşitleri ve özellikleri

Superior SeedlessSofralık üzüm market standartlarında Sugraone olarak da anılmaktadır. Erken olgunlaşan (temmuz sonlarında) kaliteli sofralık üzüm çeşidi olup, özel-likle erkencilik sağlayabilecek yörelerde yetiştirilme-si tavsiye edilir. Çekirdeksiz ve iri taneli (5 g.) bir çeşittir. Salkımları büyük (470 g.), sık veya çok sık yapıdadır. Taneler yeşil- sarı renkli, kısa-oval şekilli-dir. Yarı uzun- uzun budanması gereken bir çeşittir. Dekara verimi 1.800-2.200 kg’dır. Erken uyandığı için yüksek sistem ve geç budama yapılmalıdır.

Fantasy SeedlessMavi siyah, erkenci ve çekirdeksiz bir çeşittir. Ağus-tosun ilk yarısında olgunlaşmaktadır. Salkım ağırlığı 500 gr. civarındadır. Salkım sıklığı gevşek veya nor-mal yapıdadır. Taneleri iri (4 g.) ve uzun-oval şek-lindedir. Verimi 1.800-2.200 kg/da kadardır. Uzun

bayraklar şeklinde (karışık) budanır. Lezzetli ve yola dayanımı iyi olan bir çeşittir.

Alphonse LavalléeSinonimleri: Karatopaldı, Enfes ve Ribier’dir. Sal-kımları büyük (400- 600 g.), kanatlı konik ve sey-rek tanelidir. Taneler morumsu siyah renkli ve iri (6 g.), basık yuvarlak şekilli, 3- 4 çekirdekli, erken hasat edildiğinde hafif buruk bir tat oluşturur. Kısa budanır. Dekara 1.400- 2.200 kg. verim verir. Ağustos sonu, eylül başı olgunlaşmaktadır. Salkım–tane bağlantısı kuvvetli, depolama ve nakliyeye uygundur. Enstitümüz tarafından yapılan anaç- adaptasyon çalışmaları sonucunda kıraç arazilerde Alphonse Lavallée çeşidi için 99R ve 140Ruggeri anaçlarının uygun olduğu belirlenmiştir.

Michele PalieriOrta mevsimde (ağustosun ikinci yarısında) olgun-laşan kaliteli sofralık üzüm çeşitlerindendir. Mavi-siyah renkli, çekirdekli (1-3) bir çeşittir. Salkımları büyük (500-600 g.), gevşek veya normal yapıda-dır. Taneler, çok iri (8 g.), yuvarlak şekillidir. Dekara verimi fazladır. (1.500-2.200 kg.) Yarı uzun bu-danması gereken, verimli, albenisi iyi olan lezzetli bir çeşittir. Salkım güvesine (Lobesia botrana) karşı dikkatli olunması gerekir.

Crimson SeedlessKırmızı renkte, geç mevsimde (ekimin ilk yarısında) olgunlaşan, çekirdeksiz bir çeşittir Sofralık özellik-leri iyi olup (taneleri kütürdek, az tatlı ve yeme özellikleri iyi) geççilik sağlayabilecek yörelerde yayılması yararlı olabilecektir. Salkımları orta (400-500 g.), sık yapıdadır. Taneler pembe renkli ve orta (3 g.) irilikte, silindirik şekilli ve çekirdeksizdir. Yarı uzun- kısa (dip gözleri verimli) budanabilen bir çeşittir. Dekara verimi fazladır. (1.800-2.500 kg.) Dikkat edilmesi gereken konu, renk alması için ağustos ayından itibaren salkımların güneşe açık hale getirilmeleridir. Çok lezzetli ve yola dayanımı iyi olan bir çeşittir.

Fantasy

AlfonseSultani 7

Superior Seedless

33Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 36: manisa tarım ve gıda dergisi

M.Ö. 150-138 yılları arasında Bergama Kralı’nın kardeşi II. Attalos Philadelphos tarafından kurul-du Alaşehir. Buna izafeten yerleşim biriminin ilk adı “Kardeşseverlik” anlamındaki Phliladelphia oldu. Bergama Krallığı dönemindeki önemini Romalılar döneminde de koruyan Philedelphia, Romalıların Anadolu’daki en önemli merkezle-rinden birisi haline geldi.

Romalılar döneminde daha da gelişen Philedelp-hia, M.S. 40 yıllarında Hıristiyanlığı kabul etti. Bu tarihten itibaren dini açıdan önem kazanırken, Hıristiyanlığın teşkilatlanıp, yayılma çalışmala-rının sürdürüldüğü ilk yedi kentten birisi olarak ün yaptı. Philedelphia adı, günümüzde özellikle bu bakımdan hatırlanır. Bizans’ın da önemli bir askeri üssü olan Philedelphia, bu yüzden bir çok saldırıya maruz kaldı. Ancak şehri çevrele-yen sağlam surlar, savunmada önemli bir etken oldu. Bu dönemlere ait birçok tarihi eserler bu-lunmaktadır. Ancak bölgenin birinci derecede deprem kuşağında olması nedeniyle birçok eser zaman içinde yıkılmış ve toprak altında kalmıştır. Tarih boyunca Bizanslılar ile Türkler arasında el değiştirme ile sonuçlanan savaşlar sonucunda Alaşehir, 1389 yılında Yıldırım Bayezıd tarafından Türk topraklarına katıldı. O tarihte Yıldırım Baye-zıd Han yüksek bir tepeden şehre bakarak, ‘’Ne ala şehir’’ diyerek, ilçenin Türkçe isim babalığını yaptı. Bir söylentiye göre ise şehrin etrafını çev-releyen surlarda kullanılan taşların siyah ve beyaz renkte olması, surların ala bir görünüme bürün-mesi üzerine bu isim verildi. Şehrin Türklerin eline geçmesinden önce de Türkçe adla tanınmakta olduğuna dair kaynaklar da vardır. Tarihçi İbn-i Bibi ‘nin Philedelphia adı-nı kullanmadan Ala-şahr adını vermesi, bu güzel beldenin 13. yüzyılın başından beri bu isimle anıldığını gösterir. Belki de 1071’den sonra Ana-dolu içlerine giren Türk akıncıları, beldeye Türk-çe isim vermişlerdir.

Cumhuriyetin ilanına kadar Aydın İli Manisa San-cağına bağlı olan Alaşehir, Manisa’nın il olması ile buraya bağlandı. Alaşehir, 24 Haziran 1920 tarihinde Yunanlılar’ın işgaline uğramış, 5 Eylül 1922 tarihinde işgalden kurtarılmıştır. Milli Mücadelede işgalci Yunanlıla-ra karşı baş kaldıran ve bu amaçla milis teşki-latları kurarak direnen ilk şehirlerimizden biri de Alaşehir’dir. 16 - 25 Ağustos 1919 tarihlerinde yapılan Alaşehir Kongresi de milli mücadelede önemli bir yer tutar. Ege’de direnişin merkezi olmuştur.

Coğrafi durumAlaşehir İlçesi, İç Ege Bölgesinde, Batı Anado-lu’daki doğu-batı yönlü ovalardan biri olan Gediz Ovası’nın doğu kesiminde bulunur. Yüzölçümü

977 km2, deniz seviyesinden yüksekliği 189 metredir.

İlçe, Alaşehir çayının da içinden aktığı bir gra-benden ve bunu güneyden ve kuzeyden sınırla-yan oldukça yüksek plato ve dağlardan ibarettir. Coğrafi alanı içerisinde dört önemli jeomorfolo-jik ünite bulunmaktadır. Bunlar güneydeki Boz-dağlar kütlesi, kuzeyindeki Uysal dağları kütlesi ve bu iki dağ kütlesi arasındaki Alaşehir Ovası ve güneydoğusundaki engebeli Uluderbent Çayı Vadisi’dir.

Bozdağların ortalama yükseltisi 1000-1100 metre kadar olan plato yüzeyleri üzerinde bazı yerlerde yükseltisi 2000 metreyi aşan, doğudan batıya doğru Dindarlı Dağları (1040 m), Çaldağı (1430 m), Karaöküz Dağı (1396 m), Hacıali-

İLÇE TANITIMI

Güzel Şehir: ALAŞEHİRAdını hak eden Alaşehir, Ege Bölgesi’ndeki tarımsal üretim merkezlerinin arasında önemli yer tutar

34 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 37: manisa tarım ve gıda dergisi

karlığı (1839 m), Gözlüğbaba Dağı (1879 m), Çulha Dağı (1555 m), Karadağ (1400m) ve Kar-tal Tepe (2070 m) gibi yüksek doruklar bulun-maktadır. Genel olarak 1000 metre yükseklikte bulunan kuzeydeki dağlık kütleyi ise, doğudan batıya doğru sırasıyla Uysal Dağları (1311 m), Umurbaba Dağı (1555 m), Karadağ (1108 m) ve Kaysan Tepe (1135 m) oluşturmaktadır.

Gediz Nehri’nin bir kolu olan Alaşehir Çayı’nın içinden aktığı Alaşehir Ovası, doğuda Kocaçay’ın dar bir yarma vadiden çıkıp ovaya dahil olduğu kesimden başlamakta, Alaşehir Çayı’nın Gediz Nehri’ne kavuştuğu Salihli Ovası’na kadar de-vam etmektedir. 8 ila 15 km. genişliğindeki ova, verimli topraklara sahiptir.

Alaşehir Çayı’nın kuzeyden güneye doğru akan önemli bir deresi olmamasına karşın güneyde Alaşehir Derbendi, Buldan Derbendi, Sarıkızça-yı, Zeytin Çayı, Avra Çayı, Şahyar Deresi, Alkan Çayı, Kurudere, Değirmendere ve Göbekli De-resi gibi güneyden kuzeye doğru akan dereleri vardır.

Gediz grabeninin doğu bölümünü oluşturan Alaşehir Çayı Vadisi, Batı Anadolu Fay kuşağı içe-risinde deprem riskinin yüksek olduğu bir saha-dır. 28 Mart 1969 tarihinde Kandilli Rasathanesi kayıtlarına göre 6.5 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiş, bu depremde 49 kişi ölmüş, 4651 konut yıkılmış veya çok ağır hasar görmüş-tür.

Akdeniz ikliminden karasal iklime geçiş yeriAlaşehir’in bulunduğu yer, Akdeniz ikliminden karasal iklime geçiş yeridir. Genel olarak ılıman bir iklimin geçtiği Alaşehir’de yaz ayları oldukça sıcak ve kurak geçer. Yazın bölgede sıcaklığın 40 dereceye kadar çıktığı görülür. Kışın yıllık yağış ortalaması 500 mm3 olup, yağışların büyük bir kısmı kış aylarında düşer.

Alaşehir’de 29.285 hektar orman alanı bulun-maktadır. Bunun 13.409 hektarı verimlikoru ormanı, 15.876 hektarı bozuk ormanlıktır. Diğer arazi ise çayır-mera, bağ-bahçe, tarla bit-kileri ve kullanılmayan alanlardan ibarettir.

Nüfus2000 yılı nüfus sayımının kesinleşmemiş so-nuçlarına göre, ilçe nüfusu 39.590’ı merkez, 54.170’i köy ve kasabalarda olmak üzere 93.760 olarak tespit edilmiştir. Nüfus yoğunlu-ğu km2 başına 96 kişidir

Alaşehir’in nüfusu, Cumhuriyetin ilanından bu yana hem şehir nüfusu olarak hem de kırsal kesim nüfusu olarak 1990 yılına kadar sürek-li artmıştır. Yıllık nüfus artış hızı % 2,59 ol-muştur. 1927 yılında %21.8 olan şehir nüfusu oranı, 2000 yılında %42.3’e yükselmiştir. Kırsal kesimdeki nüfus artışı son 15 yıldır duraklamıştır. Köyler 2000 yılı sayımına göre nüfus büyüklük-leri itibariyle sınıflandırıldığında 39 köyün nüfu-su 500’ün altında, 23 köyün nüfusu 500-1000

arası, 2 köyün nüfusu 1000-2000 arası, 2 köyün ise 2000’in üzerinde olduğu görülmektedir. Or-talama köy büyüklüğü 524 kişidir.

Kütahya, Uşak, Denizli gibi yakın illerin kırsal yörelerinden ilçemize göç eden vatandaşlar ile Siirt, Bitlis, Bingöl, Muş ve diğer doğu illerinden tarım işçisi olarak çalışmaya gelen vatandaşlar, ilçeye büyük bir nüfus hareketliliği getirmiştir. Hem eski büyük çiftlik arazileri üzerinde Kavaklı-dere, Piyadeler, Çağlayan, Sobran, Çakırcalı gibi yerleşim birimleri oluşmuş hem de ilçe merke-zinde düzensiz bir şehirleşme hareketi başlamış-tır. Buna karşılık ilçe ve köylerinden diğer il ve ilçelere gidenler daha çoktur. İlçe Nüfus Müdür-lüğü kütüklerine kayıtlı nüfus 118.096’dır. 2000 yılı Nüfus Sayımında 93.760 olup, aradaki fark 24.336’dır. Bu da göstermektedir ki, Alaşehir’de nüfus artışına rağmen ilçe dışına da göç olgusu yaşanmakta, önemli miktarda Alaşehir’li başta İzmir olmak üzere diğer şehirlerde yaşamaktadır.

Ekonomik Durum

Tarım ve Hayvancılık Alaşehir ilçesi, Ege Bölgesi’ndeki tarımsal üretim merkezlerinin arasında önemli yer tutmaktadır. Çok zengin alüvyonlu topraklara sa-hip olan Alaşehir, aynı zamanda bir çok ürünün yetiştirilmesine elverişli iklim yapısına sahiptir.

İlçe ekonomisi genelde bağcılık ağırlıklı tarıma dayanmaktadır. 39.000 ha’lık tarım arazisinin 22.000 ha‘lık bölümünde bağcılık, 3.400 hek-tarda meyve-sebze üretimi, 14.000 hektarda ağırlığı hububat olmak üzere tarla tarımı yapıl-maktadır. 6.000 hektar çayır ve mera alanı bu-lunmaktadır.

Alaşehir ve Sarıgöl hudutlarında bulunan Avşar Barajı 6,3 km2 büyüklüğünde, 84 milyon m3 ak-tif hacimlidir. Baraj, Alaşehir Ovası’nın taşkınlar-dan korunması ve sulama amacıyla 1979 yılında işletmeye açılmıştır. Barajdan 6.930 hektarlık Alaşehir Ovası’nın arazisi, Sarıgöl arazisi ile be-

raber toplam 11. 804 hektar tarım arazisi sulan-maktadır. Ayrıca DSİ tarafından yapılan 70, koo-peratiflerce yapılan 18, halka ait takriben 2350 derin kuyu ile sulama yapılmaktadır.

İlçede havalisi ile birlikte 2006 yılı rekoltesi toplam 124.920 ton çekirdeksiz yaş üzüm ve 147.028 ton çekirdeksiz kuru üzüm şeklindedir. ( Takriben 4 kg yaş üzümden 1 kg kuru üzüm elde edildiği düşünülmelidir.)

Üzümden sonra sırasıyla; buğday, tütün, arpa, sebze ve meyve tarımı yer almaktadır. Hayvan-cılık uğraşısı ancak 5. sırada gelmektedir. İlçenin güney batısındaki dağlık ve engebelik alanda ge-çimlerini özellikle küçükbaş hayvan yetiştiriciliği ile sağlayan aileler vardır. Ova köylerinde yapılan sığır besiciliği ve kümes hayvanı yetiştiriciliği, ilçe ekonomisine etki edecek kadar önemli değildir.

İlçe tarımında endüstri bitkilerinden 1400 hek-tar ile tütün başta gelmektedir. 2005 yılı içinde 3.951 ekici tarafından 25.250 balya, bir başka deyişle 1260 ton tütün üretilmiştir.

35Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 38: manisa tarım ve gıda dergisi

Alaşehir’de hayvan varlığı itibariyle yaklaşık olarak 101.000 küçükbaş, 17.590 büyükbaş, 730.000 kümes hayvanı bulunmaktadır. Ayrıca 982 adet arı kovanı mevcuttur.

Sanayi ve Ticaret İlçede ayrıca tüm Avrupa ülkelerine ve Rusya’ya yaş meyve ve sebze ihracı yapan toplam 42 adet işletme vardır. Salihli Yolu üzerinde Gürsu Köyü mevkisinde Tariş – Tat Firmasının ortaklığında ya-pılan yıllık 5 milyon litre kapasite ile çalışan olan rakı fabrikası, Ağustos 2005 tarihinden itibaren tam olarak faaliyete geçmiştir. Fabrikada, Mercan ve Fasıl adlarıyla iki adet rakı çıkmaktadır.

Kemaliye kasabasında Kavaklıdere Şarapları A.Ş tarafından yapımına başlanılan üzüm şıra fabrika-sı da Eylül 2005 tarihi itibarıyla tanklar bazında faaliyete geçmiştir. Fabrikanın şişeleme ünitele-ri yapılacaktır. Ayrıca aynı firma ilçemizde 2000 dönümlük arazi satın alarak, şaraplık üzüm çe-şitlerinin yer aldığı bağlardan üzüm üretiminde bulunmaktadır. Üzüm işletmelerinin başında yıllık 25.00 ton kapasiteli Tariş Entegre Üzüm İş-letmesi ve paketleme tesisi gelmektedir. Bu üni-teler yenilenerek bunlara ilaveten Airke-Pekmez üniteleri faaliyete geçmiştir. Bunun dışında özel sektöre ait birkaç büyük üzüm işletmesi vardır.

Türkiye rekoltesinin 1/4’ünü tek başına yetiştiren ilçemiz üzümünün bir kısmı iç piyasada pazarlan-makta, önemli kısmı ise ihraç edilmektedir. Diğer kayda değer ihraç ürünlerimiz ise kestane, kiraz gibi meyveler ile maden suyudur.Maden suyu üretimi Alaşehir Belediyesine ait 15.000 şişe / saat kapasiteli Sarıkız Maden Suyu Tesisleri’nde gerçekleştirilmektedir.

2 tuğla-kiremit fabrikası, 2 zeytinyağı fabrikası, 2 un fabrikası, 1 süt işleme tesisi ve değişik kapasi-tede mandıralar ile atölye benzeri küçük işletme-ler belli başlı sanayi tesislerini oluşturur. Ayrıca ilçe merkezinde 450 dönüm arazide 1200 işye-

ri olarak planlanmış küçük sanayi sitesinde 182 dükkan tamamlanmış, 108’i de bitmek üzeredir. Aldığından fazlasını dışarıya satarİlçe ekonomisinin tarımsal karakteri nedeniyle ticari hayat bu esasa göre şekillenmiştir. Alaşehir, dışardan aldığı üründen fazlasını dışarıya satabil-mektedir. Üretilen ürünlerin en büyük alıcısı İz-mir ilidir. Yani üretilen ürünlerin çoğunun satımı İzmir Ticaret Borsasında yapılmaktadır. İlçenin ihtiyacı olan malların çoğu da İzmir ilinden temin edilmektedir. İhtiyaç maddelerinin esasını tekel maddeleri, un ve unlu maddeler, kömür, akarya-kıt, elektrik, gübre, inşaat malzemeleri ve giyim eşyaları teşkil etmektedir.

İlçede 19 anonim şirketi, 256 limited şirketi ve 30 kooperatif bulunmaktadır. 6 banka şubesi faaliyet göstermektedir. 2006 yılı ver-gi tahakkuku 83.253.933,14 ; tahsilatı ise 66.520.544,79 liradır.

İstihdam ve İşsizlik Durumu Alaşehir’de güçlü bir orta tabaka vardır. Toplu-mun en dinamik tabakası da bu orta sınıftır. Bu tabaka hem ilçe merkezinde ticaretle uğraş-makta, hem de bağcılık yapmaktadır. Nüfusun önemli bir kısmı hizmet sektörlerinde çalışarak geçimini sağlamaktadır. Bunlar kamu personeli, esnaf ve sanatkarlar, özel sektörde çalışan işçiler ile bağ işlerinde çalışan geçici işçilerdir.

2000 genel nüfus sayımı sonuçlarına göre, ilçe merkezindeki faal nüfus ( 12 ve yukarısı ) top-lam nüfusun %89’unu oluşturmakta olup, bunun %4.6’sı işsiz olarak tespit edilmiştir. İlçe merke-zindeki çalışan toplam nüfusun %17’si tarım, %21’i sanayi, %62’si hizmet sektöründe istih-dam edilmektedir.

Ulaşım ve alt yapıUlaşım ağı bakımından ilçe oldukça iyi durum-dadır. Alaşehir, Ege Denizi’ne hem 132 km’lik

karayolu, hem de 170 km’lik demiryolu, Ankara - İzmir karayoluna ise 35 km’lik asfalt ile bağlıdır. İl merkezine 110 km. mesafede bulunan ilçemiz ile belli başlı merkezler arasındaki mesafe duru-mu şöyledir:

Alaşehir, İzmir Uşak demiryolu üzerinde bu-lunmakta, günde 2 tren seferi ile İzmir’e, 5 tren seferi ile Manisa’ya, 1 tren seferi ile Afyon - Eskişehir’e, 1 tren seferi ile de Diyarbakır - Kurtalan ‘a bağlanmaktadır. Demiryolu, 1874 yılında hizmete açılmıştır.

İlçemizin köyleri asfalt, stabilize ve ham yollarla birbirine bağlanmıştır. Toplam köy yolu 461 km. olup, bunun % 65’ine tekabül eden 302 km’si asfalt yoldur. Yolların 47 km’si stabilize, 74 km’si tesviye , 38 km’si de ham yoldur. Asfaltsız köy sayısı 4’dür. Dağlık kesimdeki köy yollarının sta-bilize kaplamaları yetersizdir. Kış aylarında dağlık köylerimizde ulaşım sorunu yaşanmaktadır. Öte yandan dağlardan inen su yollarının ıslahı tam olarak yapılamadığından ova köy yolları da kışın sel suları ile tahrip olmaktadır.

Su ve kanalizasyon hizmetleri, ilçe merkezinde halledilmiş, köylerde ise sorun devam etmekte-dir. İçme suyu 54 köyde yeterli, 8 köyde yetersiz olup, 3 köy susuzdur. Suyu yeterli köy nüfu-su 27.478, suyu yetersiz köy nüfusu 7.131’dir. Bir başka deyişle su sıkıntısı çeken kırsal nüfusun oranı %26’dır. Öte yandan 42 köyde içme suyu şebekesi mevcuttur. Kavaklıdere kasabası hariç ilçe merkezi ve tüm kasabalarla 12 köyümüzde kanalizasyon şebeke-si vardır. Ayrıca ilimizin tek faal şehir kanalizasyo-nu arıtma tesisi, Alaşehir’dedir. Telefon hizmet-leri yıllık yatırımlarla iyileştirilmektedir. İlçemizde toplam 24.004 telefon abonesi mevcut olup, 13 yerleşim biriminde kablosuz telefon, 53 yerle-şim biriminde de kablolu telefon kullanılmakta-dır. Radyo ve televizyon yayınlarında önemli so-run yaşanmamaktadır. Verimli tarım arazilerinde başlatılan yapılaşma, deprem riski de gözetilerek belediye tarafından alınan tedbirlerle önlenmiş, bundan sonraki toplu konut alanlarının uygun yerde tespit çalışmalarına devam edilmektedir.

Alaşehir ilçesi aylık elektrik enerjisi tüketimi 12.417.520 KWH’tır. Ancak şehir şebekesi elektrik hatları çok eskimiş olup, dörtte üçünün yenilenmesi gerekmektedir.

İl Uzaklık(km.) İlçe Uzaklık (Km)

Denizli 98 Sarıgöl 22

Uşak 116 Kula 30

İzmir 130 Salihli 37

Antalya 325 Eşme 53

Ankara 485 Kiraz 70

36 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 39: manisa tarım ve gıda dergisi

37Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 40: manisa tarım ve gıda dergisi

Alaşehir’den dünyaya üzüm ihracatı

Alaşehir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Soygür’ün hedefleri büyük. Ekonominin ‘’Sınırlı imkanlarla sınırsız ihtiyaçları karşılamak’’ kuralına atıfta bulunurken, Hayatın ta kendisi bu. Projelerimize Sayın Valimizin, Tarım İl Müdürü-müzün yaptığı gibi desteklerin sivil toplum ku-ruluşlarından da gelmesini bekliyoruz. O zaman tarımı daha yükseklere götüreceğiz’’ diyor.

Hüseyin Soygür ile Alaşehir’i ve borsanın çalış-malarını enine boyuna konuştuk..

•Alaşehir denildiğinde ilk aklımıza yaş meyve ve sebze,özellikle üzüm ve dolayısı ile ihracat geli-yor.Borsa olarak göreve geldiğinizde ilk icraatla-rınız neler oldu?SOYGÜR: Bizler 2005 yılının Mart ayında gö-reve geldik ve borsa binamız iskelet kagir bir vaziyette boş bir pozisyondaydı. İlk iş olarak ihracatçılarımızı bir araya getirerek, toplantı dü-zenledik. Çünkü o dönemde yaş sebze ve mey-ve ile ilgili (sadece üzüm ve kiraz) küçük de olsa (40-45 bin ton civarı) ihracat yapılmaktaydı ve bu firmalarımıza buradaki ihracatın önündeki engel-lerin neler olduğunu ve biz borsa olarak neler yapabileceğimizi sorduk. Firmalarımız en büyük sorunun gümrük olduğunu ve işlenen ürünle-rin İzmir, Bursa, Manisa, Trabzon, Samsun gibi muhtelif sınır kapılarında gümrüklendiğini ve bu-ralara kadar güvensiz bir şekilde gittiğini, bundan dolayı arada tekrar sigortama işlemi gerektirdiği-ni ve ayrıca bu sınır kapılarında en az 1 gün bek-lemek durumunda kalmalarının hassas olan yaş meyve ve sebzelerde sıkıntı yarattığını belirttiler. İlk adım gümrük müdürlüğünü Alaşehir’de nasıl kurabiliriz diye yola çıktık ve 2005 yılının haziran ayında, burada Manisa’ya bağlı gümrük istasyo-nu olarak açılışını yaptık.1 yıl sonra da Alaşehir Gümrük Müdürlüğü olarak tescil edildi.

Diğer bir önemli sorun da Alaşehir, Türkiye dış ticaret müsteşarlığında bir gümrük çıkış kapısı olarak görülmüyordu .Bu konuya da el atarak, Ankara’ya gidip görüşmeler yaptık ve Alaşehir’i yaş meyve ve sebzede Türkiye’nin 7. çıkış kapısı haline getirdik.

•Bölge ve ihracat için önemli bir ihtiyaç haline gelen gıda kontrol laboratuarları ile ilgili bir gi-rişiminiz olduğunu biliyoruz. Lütfen bundan da bahsedebilir misiniz?SOYGÜR: Rusya Federasyonu’na yapılan ihra-catlarda bir sıkıntı yaşadık. Gönderdiğimiz ürün-lerde bir takım zirai ilaç kalıntıları veya Akdeniz sineği gibi sorunlardan dolayı sınırda bir kapan-ma hadisesi yaşadık ve bir dönem büyük bir kriz oldu. Allah’tan bizim için önemli üzüm dönemi-ne rast gelmedi, diğer ürünlerde sıkıntı yaşadık.

RÖPORTAJ

Hüseyin Soygür

Rasim MutluRöportaj

38 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 41: manisa tarım ve gıda dergisi

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız buna çö-züm olarak Türkiye’den Rusya Federasyonu’na gönderilecek tüm tarım ürünlerinin analizi ya-pılmadan, gıda güvenlik sertifikası alınmadan ihraç edilemeyeceği güvencesi verdi. Ülke bu güvenceyi verince burada en önemli görev, gıda laboratuarlarına düştü. Birçok ürün var, bunların mutlaka analizlerinin yapılması lazım. Eğer ürün sağlıklı ise yurt dışına gönderilmesi lazım. İlk dö-nemde sadece İzmir’de Tarım İl Müdürlüğünün laboratuarı vardı ama bu da yeterli gelmiyordu. Ufak aksamalar olsa da bu sıkıntılı dönem kıs-men aşıldı.

Bu sıkıntılı dönemi takip eden şubat ayında Berlin’de yapılan yaş meyve ve sebze fuarında çok uluslu İntertek firmasıyla tanıştık.Türkiye’de de birtakım laboratuarları mevcuttu, ancak gıda konusunda hiçbir yatırımları yoktu.Onlarla bir ön görüşme yaptık, Türkiye’ye döndüğümüzde birkaç randevulaşmanın ardından borsa binamı-zın üst katında onlara geniş bir yer tahsis ettik ve %10’luk kısmına da bizler iştirak ederek bir gıda kontrol laboratuarını hizmete sunduk. Tür-kiye’deki özel laboratuarlar içinde ilk 10’unun içerisinde akredite olmuş, uluslar arası güvenilir-liği olan bir laboratuardır. Bu gün sezonda yakla-şık 100 numuneye kadar analiz yapılabilmekte-dir. Bunu da kurmakla birlikte bölgemizde çok önemli bir sorunu çözmüş olduk.

• Gümrük müdürlüğünün kurulmasının, gıda kontrol laboratuarının hizmete sunulmasının bölge ihracatına katkıları neler olmuştur?SOYGÜR: Öncelikle bunların yapılması ile bir-likte bölgede sayısı 25-30 civarında olan işletme sayısı birden 60’ları geçti, bugün 70’e yaklaştı. Netice itibariyle 40-45 bin tonlardan aldığımız üzüm ihracatımızı geçen yıl 175-180 bin tonla-ra kadar taşıdık. Bunun yanında kiraz ihracatımız başladığımız güne nazaran 3 misli artarak, 25 bin tonlara çıkmıştır. Bu kirazların sadece %10’u kadar bir kısmının bölgemizde yetiştirilmesine rağmen, Türkiye’nin muhtelif bölgelerinde hasat edilen kirazların %80 civarı bölgemizde işlenip ihraç edilmektedir.

• Çok güzel ve geniş bir binanız var. Burada ver-miş olduğunuz hizmetlerden genel olarak bah-sedebilir misiniz? SOYGÜR: İhracatçılarımızın en büyük ihtiyaçla-rından biri de ihracatçı Birliklerinin Alaşehir’de temsilciliklerinin olmamasıydı. Ege İhracatçılar Birliği Başkanı Mustafa Türkmenoğlu ile görüş-tük. Sağolsunlar biz yer, eleman tahsis ettiler ve şu anda aynı binada, hızlı bir şekilde ihracatçıla-rımıza hizmet vermektedirler. Bununla da yetin-medik, Alaşehir Ticaret Odasının tır karnesi ver-

mek için bir zorunluluğu var ihracatta, onlara da bir ofis verdik binamızda. İhracatta parti numa-raları (ürünün nevini gösteren) veren dış ticaret denetmenleri vardır ve şehir merkezindelerdi, onlara da ihtiyacı olan büyük bir yer tahsis ettik. Şu anda 2 yıldır binamızda hizmet vermekte-ler. Gümrük müşavirleri için de zemin katımızı böldük ve 4 firma halihazırda hizmet vermekte. Şunu söyleyebiliriz; işlemlerinde herhangi bir sı-kıntı olmayan bir işletme sahibi, 15 dakika içeri-sinde tüm gümrük prosedürünü halledebilir.

Her katımızda 600 metrekare alana sahip olan 4 katlı binamızın güzelliğinin yanı sıra tüm yön-lü, bir çatı altında hizmet veren, ülkede örnek gösterilebilecek bir kompleks olması ile de gurur duyuyoruz.

• Kısa vadede hedef veya projeleriniz var mı?SOYGÜR: İleriye dönük çözmeyi amaçladığımız bir sıkıntımız bulunmakta. İhracatta numune al-mak, onları laboratuara götürmek, sonuçlarını yorumlamak, geçiş vermek, gıda güvenlik sertifi-kasını düzenlemek, tanzim etmek ve onaylamak gibi birçok görevi Alaşehir İlçe Tarım Müdürlüğü-nün üzerine yükledik. Çünkü yasa böyle. Ancak süreç içinde şunu gördük ki, ihracat 24 saat aktif olan bir olay ve maalesef ilçe müdürlüğümüz elemanları çok yoğun ve insan üstü çabalarına rağmen zaman zaman cevap veremediler, sı-kıntılar oldu. Biz borsa yönetimi olarak başvu-rumuzu yaptık Ankara’dan. Yine bakanlığa bağlı, ancak tarım ilçe müdürlüğümüzün işlerini engel-lemeyecek ayrı bir birim, karantina müdürlüğü kurulmasını istiyoruz. Türkiye’nin birçok yerinde bizim ihracatımızın yarısı kadar ihracatı olmayan bölgelerde karantina müdürlükleri var. Yeni ge-lişen bir ilçe olarak maalesef birçok kez başvur-

mamıza rağmen buna sahip olamadık bugüne kadar.Ancak en son Bülent Arınç beyle Bursa’da bir görüşme yaptık ve sağ olsunlar lütfettiler, ‘’Ya-kında bu konu hakkında tekrar bir araya gelelim, Alaşehir bunu hak ediyor, orada gerçekleştire-lim” dediler.Önümüzdeki günlerde bu işle ilgili gideceğiz. İnşallah 1 Ağustos üzüm sezonuna kadar burada karantina müdürlüğümüzü de ye-rini yine biz tahsis ederek, kurmayı hedefliyoruz. İnanıyoruz ki bunu tamamladığımızda Alaşehir hızla trent olarak Türkiye’de daha önemli yer-lere gelecektir.

•Yöredeki üreticilere yönelik herhangi bir çalış-manız var mı?SOYGÜR: Ticari manada işler gerçekleştirdik, dedik ki, bir de burada yaşayan vatandaşımızın, bağcılarımızın bizden bir talebi var. Toprak anali-zi için İzmir’e, Manisa’ya, hatta Antalya’ya kadar numuneler gönderiliyor, burada birtakım kişiler aracılığı ile numuneler alınıyor, oraya gönderili-yor, yolda sağlıklı mıdır, değil midir, sonuçları tar-tışılır mı? Neticede numuneyi bir araçla gönde-riyorsunuz. 100-150, bazen 300 kilometre yol gidiyor, güvenilirliği zamanla tartışılabilir oluyor. O nedenle mahallinde toprak, yaprak ve su ana-lizi dalında ve özellikle bağcılık ile ilgili referans olabilecek bir laboratuar kuralım dedik. Bir yıl bunu kendi aramızda tartıştıktan sonra en son mart ayında yaptığımız meclis toplantısında bu kararı aldık ve çok hızlı hareket ederek, bugün toprak, yaprak ve su analizi yapabilir pozisyona geldik. Şu anda validasyon çalışmalarımız devam ediyor, kısa bir süre içerisinde başvurumuzu ya-pacağız, Tarım Bakanlığından yetkimizi alacağız. Personel olarak yasanın ön gördüğü sayıda bir toprak mühendisimiz, bir kimya mühendisimiz, bir de 2 yıllık laborantımız mevcuttur. İlk he-

‘’Sultani üzüm ihracatımızı 175 bin tondan 500 bin tona çıkardığımıza kendimizi başarılı sayacağız.”

39Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 42: manisa tarım ve gıda dergisi

defimiz yetkiyi aldıktan sonra bizzat yöneticiler olarak kendimiz de başta olmak üzere öncelikle Alaşehir’in köylerine gitmek, numuneleri almak ve onlara toprak, su ve yaprak numunesinin nasıl yapılacağını anlatmaktır. Aslında çevrede birçok başarılı iş gören laboratuarlar var, ancak biz fark-lılık olarak bağcılık konusunda daha ileri tetkikler yapabilen işleri üreticiler adına gerçekleştirmeye çalışacağız. Bunu karlı bir yatırım değil, vatanda-şımıza bir gönül borcu olarak görüyoruz. Sayın Manisa Valimiz de bu konuda desteklerini hiç esirgemedi, kendisine bir gönül borcumuz var. Bir anı olsun diye laboratuarımıza Vali Celalettin Güvenç adını vererek işe başlayacağız. Ağustos ayının ilk haftası gibi TOBB Başkanı Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu ve Sayın Valimizin katılımıyla hep birlikte açılışı gerçekleştireceğiz.

Projelerimize destek bekliyoruzYeri gelmişken içimizde ukde kalmış konuya da deyinmeden geçemeyeceğim. Biz bundan dört yıl önce bir proje yaptık (Avrupa Birliği Proje-si) kadınların ve gençlerin tarım istihdamının kazandırılması konusunda. İçi dolu, arkası çok güçlü, ama maalesef muvaffak olamadık. Ama önümüzdeki dönemde bir şans bulursak, hiçbir destek almadan, belki kendi imkanlarımızla buna el vereceğiz. İşletmelerde formen dediğimiz, iş-çilerin başında işinde uzmanlaşmış genç kızları-mızı, bayanlarımızı görmek istiyoruz. Alaşehir’de yaklaşık 60 kadar bu tip en az 10, birçoğuna 20-25 eleman lazım. Burada en önemli hede-fimiz bayanların istihdamını sağlamak için böyle bir kurs açmak..Bizim hazırladığımız projede şöyle bir ayrıntı vardı. Projeye katılan bayanla-rın derste geçirdikleri zamanın ücretini yevmi-ye olarak ödeyecektik Ayrıca bunların birçoğu Alaşehir merkezinden değil, belde ve köylerden de gelecekti, bundan dolayı ulaşım masrafları, yi-yecek masrafları ve yevmiyeleri dahil bir proje yapmıştık. O dönem belki kabul görmedi ama belki de önümüzdeki dönem Zafer Kalkınma Ajansının da desteği ile yapacağız. Hedeflerimiz büyük, imkanlarımız belli. İktisadın kuralı ‘sınırlı imkanlarla,sınırsız ihtiyaçları karşılamaktır.’’ Ha-yatın ta kendisi bu. Diğer sivil toplum kuruluş-larının da bu projelerimize (maddi olmayabilir) desteklerini bekliyoruz. Sağ olsunlar, yaptıkları-mızı her zaman takdir ettiler ancak bu sefer biraz da destek bekliyoruz. Sayın Valimiz gibi, Tarım İl Müdürümüz gibi bizim önümüzü açsınlar, des-tek olsunlar, İnşallah tarımı daha iyi yerlere daha yükseklere götüreceğiz.

•Alaşehir ve üzüm borsanın dünya pazarındaki yeri ve geleceği nedir?SOYGÜR: Sofralık üzümde Rusya pazarının %20 ihtiyacına cevap verebiliyoruz. Maalesef bu

piyasada yalnız değiliz, özellikle Türk Cumhuri-yetleri, Çin ve İran gibi rakiplerimiz var. Bura-da ürün kalitesi ve iç piyasa fiyat hareketleri de etken rol oynamaktadır. Yüksek bir fiyatla dış piyasaya çıktığınız zaman, örneğin İran gibi akar-yakıtın ucuz olduğu, ihracatçı ve üreticilerin ciddi destekler aldığı ülkelere karşı rekabet şansımız azalmaktadır. İç piyasa etmeni bazen sorun ola-rak ortaya çıkabiliyor.

Biz ‘’Bu yıl şu kadar yaptık, seneye bu kadar ar-tıracağız’’ gibi bir iddiayı konuşmak istemiyoruz. Asıl olan istikrarı sağlamak, eğitimle ürün kalitesi-ni artırmaktır. Rusya ve Ukrayna pazarında göre-ve geldiğimizden beri 3 kat, hatta bazı bölgeler-de 10 kata varan artışlar sağlandı. Ancak Avrupa pazarında üzüm için istenilen yerlere gelemedik. Kirazda böyle bir sorunumuz yok, istenilen fiyat-lara gayet güzel ihracatlar gerçekleşiyor. Üzüm-de İtalya, İspanya, Yunanistan, kısmen Portekiz gibi ülkelerle Avrupa’da maalesef rekabet ede-miyoruz. Bunun nedenleri de Avrupa birlik dı-şından gelen ürünlere % 16.7 gümrük vergisi uyguluyor. Nakliyeyi de koyarsanız % 20’lik bir dezavantajla başlıyoruz yola. Bunun dışında zirai ilaç kalıntıları ile ilgili ciddi eleştirilere muhatap oluyoruz, çünkü Avrupa üründe 5’den fazla aktif madde kullanımını istemiyor. Maalesef ülkemizin koşullarında bazı sezonlarda 5’in üzerine çıkma durumunda kalabiliyoruz. Ayrı bir neden de bir-lik ülkeleri kendi aralarındaki ürünleri aynı veya daha az kaliteli olsa dahi tercih edebiliyor. Ancak Alaşehir’de 10 kadar firmamız kabuğunu kırdı,

direkt Avrupa’daki market ve uluslararası market zincirleri ile temas kuruyor. Ülke problemi yok, hatta Avrupa’nın koyduğu kriterlerden daha ka-liteli ürünler üreterek, oraya girmeyi başardılar.

Sultani, dünyanın en güzel kurutmalık ürünüdürŞu gerçeği hiçbir zaman unutmamamız gere-kir. Sultani üzüm, dünyanın en güzel kurutma-lık üzümüdür. Sofralık olarak doğası gereği bir avantajı yok, ancak yeni çıkan üretim teknikleri ile özellikle İsrail ve İtalya’nın kullandığı thom-son tipi, yani iri taneli seyrek salkımlar yaparak üzüm yetiştiriciliği epey yaygınlaştı. Alaşehir’de bugün ihracatın % 50’si thomson tipi yapılmaya başlandı. İleriki dönemlerde mutlaka artacaktır, ancak bununla orantılı bir talebin oluşması lazım. Avrupa’dan böyle bir talep var, ancak maalesef Rusya’da böyle bir bilinç yok, bizim Sultani üzü-mü pek de güzel sofralık olarak tüketiyor.

Türkiye adına burada yaptığımız en güzel iş, sofralık üzüm ihracatının önünü açtık, kurutma-lık üzüme ayrılan bölümü de kısıtladık. Yıllardır Türkiye’de kuru üzüm arz fazlası olarak adlan-dırılırdı, bir yıldan öbür yıla çok ciddi stoklar devredildi, alıcısı satıcısı bulunamaz durumlara düşürüldü. Ancak aldığımız bu önlemlerle bun-ları aştık, artık Alaşehir’de kuru üzüm değil, yaş üzüm daha çok konuşuluyor. Biz ne zaman Sul-tani üzüm üretimimizin % 25’ini ihraç edebilir duruma gelebilirsek, bu yaklaşık 500 bin tona te-kabül eder,o zaman kendimizi başarılı sayacağız.

‘’ 40-45 bin tonlardan aldığımız üzüm ihracatımızı, geçen yıl 175-180 bin tonlara kadar taşıdık. Bunun yanında kiraz ihracatımız başladığımız güne nazaran 3 misli artarak, 25 bin tonlara çıktı’’

40 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 43: manisa tarım ve gıda dergisi

41Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 44: manisa tarım ve gıda dergisi

BAĞCILIK

Çok telli yüksek destek sistemleri içe-risinde üstü kapalı olarak oluşturulmuş şekillere “Pergola” veya “Çardak” adı verilmektedir. Bazı bağcılık literatürün-de “Y” sistemi ve buna benzer şekiller de Pergola sistemine dahil edilmekte-dir. Çardak terimi ise, üstü tamamen kapanan sistemler için kullanılmaktadır. Çardak sisteminin yapımında ağaç, metal ve beton malzemelerin herhan-gi biri tercih edilebilmektedir.

Çardak sistemi son yıllarda özellikle ilimizde Alaşehir ve Sarıgöl ilçelerinde sofralık üzüm yetiştiricileri tarafından kabul görmekte ve yaygınlaşmaktadır. Üreticiler çardak sistemini birim alan-dan alınan verimin fazlalığı, çeşitlerin sofralık kalitesinin daha yüksek olması, toprak işleme, ilaçlama gibi faaliyetlerin kolaylığından dolayı tercih etmektedir-ler. Çardak sistemi ile üretimi yapılan çeşitlerden bazıları Mevlana, Sultani Çekirdeksiz, Crimson Seedless, Su-perior Seedless, Flame Seedless, Red Globe, Michael Palieri ve İtalya’dır. Bu çeşitlerden özellikle Mevlana çeşidin-den üretici şartlarında dekara 7-8 ton üzüm verimi alınabilmektedir. Sultani Çekirdeksiz ve Red Globe çeşitlerinde verim ise dekara 4-5 tondur.

Çardak sisteminde sıra arası en az 3

metre, baş (taç, kafa) yüksekliği ise toprak seviyesinin 2 metre üstünde olabilirken, sıra üzeri mesafeleri toprak verimliliği yanında anaç ve çeşidin ge-lişme gücüne bağlı olarak 2 ile 3 metre arasında değişebilmektedir. 2 metre civarı yükseklikte taçlandırılan asmalar-da çeşidin budama isteğine bağlı olarak yaklaşık 90’ar derecelik açılarla 4 adet kara kol veya ürün çubuğu bırakılma-lıdır. Verimli topraklarda ve kuvvetli gelişen üzüm çeşitlerinde bu terbiye şekli uygulandığı zaman bırakılan kara kol veya ürün çubuğu sayısı 6’ya hatta 8’e kadar çıkarılabilir.

Bırakılan gözlerden çıkan yeşil sür-günler, taçlandırma alanı çevresinde 50’şer santimetrelik aralıklarla eni-ne ve boyuna dama şeklinde çekilen tellerin oluşturduğu yüzey üzerinde yönlendirilmektedir. Özellikle şiddetli rüzgarlardan zarar görmesini önlemek için bu sistem üzerinde oluşan ve ge-niş alana yayılan yeşil aksamın taşındığı destek sisteminin kuvvetli oluşturul-ması gerekmektedir. Dengede bazı sorunların yaşanmaması ve hava sir-külasyonunun daha iyi sağlanabilmesi için sürgünler ve salkımların taşındığı destek sistemlerinin 5 dekardan büyük olmayan bağımsız parseller şeklinde yapılması tavsiye edilmektedir.

Çardak sisteminde sofralık üzüm yetiştiriciliği

Dr. Selçuk KarabatZiraat Yüksek Mühendisi

Birim alandan alınan verim fazlalığı, çeşitlerin sofralık kalitesinin daha yüksek olması, işleme ve ilaçlama kolaylığı nedeniyle çardak sistemi, üreticilerin tercihidir.

42 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 45: manisa tarım ve gıda dergisi

43Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 46: manisa tarım ve gıda dergisi

Türkiye’de asma fidanı üretimiÇelik adı verilen bir yaşlı dal parçalarının kök ve sürgün oluşturmasıyla çoğaltılabilen asma, ülkemizde özel sektör eliyle üretilmektedir.

Asma bitkisi, çelik adı verilen bir yaşlı dal par-çalarının kök ve sürgün oluşturmasıyla çoğaltıla-bilmektedir. Böylelikle oluşan yeni fertler, çelik alınan ana bitkinin bütün kalıtsal özelliklerini de aynen taşırlar. Asmanın çelikle bu şekilde kolay-lıkla çoğaltılabilmesi dünya üzerinde bağcılığın bu denli gelişmesine imkan sağlamıştır diyebiliriz. Çelikler de yüksek verimli ve istenilen özellikteki asmalardan alındığı için zaman içerisinde verimli çeşitler ıslah edilmiştir.

19. yüzyılda Floksera zararlısının Amerika’dan Avrupa’ya bulaşması, Avrupa bağcılığını tama-men değiştirmiştir. Bu tarihe kadar istenilen çe-şide ait çelikler ile kolayca bağ tesis edilmekte iken artık floksera zararlısına dayanıklı Amerikan asmalarının anaç olarak kullanıldığı, yerli çeşitle-rin bu anaçlar üzerine aşılandığı bir dönem baş-

lamıştır ki, buna Yeni Bağcılık denilmiştir. Ameri-kan asmalarının anaç olarak kullanılması, floksera bulunan topraklarda bağcılığın yapılabilmesi için zorunluluk olmuştur. Zaman içerisinde Ameri-kan asmaları üzerinde yapılan melezleme ve se-leksiyon çalışmaları neticesinde farklı topraklara uygun, farklı anaçlar geliştirilmiştir.

Ülkemize de 1870’li yıllarda giren floksera za-rarlısı kısa sürede yayılmış ve bağlarımızda büyük tahribata sebeb olmuştur. Bu sebeble floksera-ya rağmen bağcılığın yapılabilmesi için devlet, 1930’lu yıllarda resmi Amerikan asma fidanlık-larını kurmuştur. Bu bağlamda Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü’nün 1930 yılında şu anda bulunduğu yerde asma fidanlığı olarak kuruldu-ğunu belirtmek isterim. Manisa’daki bu fidanlık, Amerikan asmalarının bölgeye uyumu ve üretimi

çalışmaları yanında ilerleyen yıllarda araştırma misyonunu da üstlenmiş ve bugüne kadar gel-miştir. Bağcılık Enstitüsü, 1931-1977 yılları ara-sında 29 milyon Amerikan asma fidanı üretmiş ve dağıtmış olup, 1975 yılından itibaren aşılı fidan üretimine de başlamıştır. (Anonim 1976)

Günümüz Türkiyesinde asma fidanı üretiminin tamamına yakını, özel sektör eliyle gerçekleş-mektedir.

Asma fidanı üretimi çıplak köklü ve kaplı olarak yapılabilmektedir. Çıplak köklü fidanlara kışlık fi-dan da denilmektedir. Dinlenme halindeki Ame-rikan asmalarının bir yaşlı dallarından, çelik adı verilen ve 3-5 gözlü, 7-10 milimetre çapında, 30-40 santimetre uzunluğunda parçalar kesile-rek demetlenirler. Bu demetler aşılama zamanı-

Yüksel Savaş Ziraat Mühendisi

Araziye dikili fidanlarAşılamaAşılama öncesi suda bekletilen çelikler

BAĞCILIK

44 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 47: manisa tarım ve gıda dergisi

Serada tüplü fidanlarTüplü fidan dikimi

na kadar kum içerisinde hendeklenerek ya da soğuk hava deposunda naylon torbalar içerisinde bekletilirler. Aynı şekilde çeşit-lere ait kalemler de asmalardan alınarak muhafaza edilirler. Aşılama öncesi kalem ve çelikler suda bekletilir, kalemler tek göz-lü parçalar halinde kesilir. Çelik ve kalem masa başında aşı makinesiyle aşılanıp, aşı yerlerinin kaynaşması için uygun ortam-larda katlanırlar. Kaynaştırma odasından çıkan aşılı çelikler ya araziye ya da örtüaltı ortamda kaplara dikilirler. Nisan-Mayıs ay-larında araziye dikilen fidanlar, Aralık-Ocak aylarında sökülüp tasnif edilerek satılırlar. Bu fidanlar çıplak köklü olduğu için fidan dinlenme döneminden çıkmadan, bir baş-ka deyişle fidanda bulunan gözlerde uyan-ma olmadan önce dikilmelidir. Şubat–Mart ayları bu fidanların dikilme zamanıdır.

Örtüaltında kontrollü şartların sağlandığı kaplı fidan üretiminde ise aşılı çelikler kaplar içerisine dikilirler. Kap olarak en yaygın ola-rak naylon torbalar kullanılmaktadır. Bu tür fidanlara tüplü fidan denilmektedir. Tüpler içerisine çeliklerin kolayca köklenebileceği torf, perlit, ağaç kabuğu, çiftlik gübresi, ta-laş v.b malzemelerle hazırlanan harçlar ko-nur. Bu fidanlar örtüaltındaki sıcak ortamda 2-2.5 aylık sürede hızlıca gelişerek, Mayıs-Haziran aylarında satışa hazır hale gelirler. Üretim ihtiyacın altındaAsma fidanı üretiminin ihtiyacın oldukça altında olduğu görülmektedir. Bir bağın 40 yıllık ömrü olması sebebiyle bağ alan-larımızın 40’da birinin her yıl yenilenmesi gerekir. (Çelik ve ark. 1991, İlter ve Uzun 1991) Bu da Türkiye genelinde her yıl 12 bin hektar alanın yenilenmesi demektir.

12 bin hektar alana 3x2 dikim normu ile yaklaşık 20 milyon adet fidan dikilir. 2010 yılında Türkiye’de üretilen standart serti-fikalı asma fidanı sayısı 4,2 milyon adettir.(Anonim 2011)

Türkiye’nin bağcılıkta başkenti durumunda olan Manisa ili asma fidanı üretiminde aynı konumdadır. Türkiye’de üretilen 4.2 mil-yon asma fidanının % 66,5’ i Manisa’da bu-lunan ve sayıları bir düzine kadar olan fidan üretim işletmeleri tarafından üretilmiştir.

Sultan7 medarı iftiharBir bağın ekonomik ömrü ortalama 40 yıl kabul edilmektedir. Yani kırk yıllık bir yatı-rım söz konusudur. Anacı toprağa uygun olan, yüksek verimli çeşitlerden elde edilen kalemlerin kullanıldığı sağlıklı fidanlar hayati öneme sahiptir. Bağ tesis edecek üretici-lerimizin asma fidanları üzerinde titizlikle durmaları gerekir. Bu bağlamda Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü’nde uzun yıl-lar süren seleksiyon çalışmaları neticesinde yeni çeşitler ortaya çıkarılmıştır. Bunlar ara-sında Sultan7 adıyla tescillenen kurutmalık çeşidimiz, medar-ı iftiharımız olmuştur.

Asma fidanı almak isteyen vatandaşlarımız İl Tarım Müdürlüğü kontrolünde üretim yapan fidancıları tercih etmelidirler. Fidan temininde sıkıntı yaşanmaması için 1 yıl ön-cesinden sipariş verilmeli ve sözleşme ya-pılmalıdır.Bağ tesis edilecek araziden alınan toprak örnekleri laboratuarda analiz edile-rek, en uygun anaç belirlenmeli ve bu anaç üzerine aşılı fidan siparişi yapılmalıdır. Ül-kemizde fidan üretiminde kullanılan Ame-rikan asma anaçları ve kullanılma yüzdeleri aşağıda verilmiştir.

Kullanılan Anaçlar Kullanım Oranı %

5 BB 24.5

41 B 22.6

1103 Paulsen 20.7

140 Rugeri 12.2

110 R. 8.2

99 R. 6.3

1613 3.6

SO4 1.3

Ramsey 0.3

420 A 0.2

Tablo. 2010 yılında üretilen fidanlarda kullanılan anaçların oranları, Anonim 2011

Kaynaştırma odası

45Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 48: manisa tarım ve gıda dergisi

BAĞCILIK PROJESİ

Türkmen Köyü, Manisa il merkezine 44 kilomet-re uzaklıkta ve 375 metre rakımlı bir tepede kuru-lu. Manisa- Muradiye ve İzmir - Aliağa üzerinden karayolu ile köye ulaşmak mümkün. Köyün adının nerden geldiği ve geçmişi hakkında yazılı bilgi yok. Ancak yaşlılardan alınan bilgiler doğrultusunda Anadolu beylikler dönemine kadar giden bir geç-mişe sahip olduğu tahmin ediliyor. Adını da konar göçer Türkmen boylarından aldığı söyleniyor

Köy çevreye hakim bir noktada kurulu ve Akde-niz iklimi özelliklerine sahip. Anadolu köy yaşam özellikleri ve bilinen köy kültürü dışında ön plana çıkan gelenek ve göreneklere sahip değil. Köye has bir yemek ya da mutfak çeşitliliği de yok. Köy halkı geçimini tarım, hayvancılık ve bağcılık ile ka-zanıyor. Arıcılık ise gelişmekte olan yeni bir dal. Bağcılık ürünleri içinde sofralık siyah üzüm dikkat çekiyor.

Bağcılığın Türkmen köyü de içine alan Yuntdağı yöresindeki serüveni, zaman içerisinde inişli çı-kışlı bir yol izlemiş. Bağcılık kültürü yöre insanı için uzun yıllara dayanıyor. Yuntdağı köylerinin hemen hepsinde geçmişte bağcılık yapıldığına dair izler mevcut. Suyun olduğu yerlerde ağaçlar-la ve çalılarla kol kola yabani asmalara rastlamak mümkün. Belli yaşın üzerindeki bayanlar, hala pekmez yapımındaki hünerlerini gösteriyorlar.

Proje, iklim ve alın teri birleşti, başarı öyküsüne dönüştüTütünden sonra alternatif ürün arayışına giren Türkmen köyü çiftçileri, Yuntdağı Kırsal Kalkınma Projesi’nin hayata geçmesiyle bağcılıkta örnek gösterilir oldu.

Mustafa Sacit İnanBağcılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü

46 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 49: manisa tarım ve gıda dergisi

Ancak tütün tarımının ön plana çıkmasıyla 2000 yılına kadar geçen 30-40 yıl içerisinde bağcılık, Türkmen köyü için ana geçim kaynağı olmaktan çıkmış. O yıllarda tütün ülkemizin birçok yerin-de olduğu gibi çiftçilerimiz için iyi bir gelir kapısı olmuş. Bu süre içerisinde Manisa Bağcılık Araş-tırma Enstitüsü ve Manisa İl Tarım Müdürlüğü ortaklığında “Yayla Bağcılığını Geliştirme Projesi” ile Türkmen köyünde ve Yuntdağı yöresinde bağlar tesis edilmiş, ancak çeşitli sebeplerle bu projeden günümüze sadece birkaç bağ kalmış. Onlar da çeşit değiştirme aşıları ile değiştirilmiş.

Arınç’ın desteği2000’li yıllarda tütün alanlarının daraltılmasına yönelik devlet politikaları ve buna bağlı olarak tütün alım fiyatlarının düşmesi, Tekel’in devre-den çıkması ile alım garantisinin ortadan kalk-ması, Türkmen köyü sakinlerini alternatif ürün arayışlarına itmiş. Tam bu noktada 2003 yılında 22. Dönem TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın desteğiyle Yuntdağı Sürdürülebilir Kırsal Kal-kınma Projesi hayata geçirilmiş. Bu proje, bağ-cılığın bu günlere ulaşmasında dönüm noktası olmuş

Bu projenin en önemli ayaklarından birisi “Sofralık Üzüm Yetiştiriciliğinin Geliştirilmesi” olmuş. Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü-nün sorumluluğunda gerçekleştirilen bu proje Türkmen Köyünü bu gün Manisa’nın tüm kırsal

alanlarında örnek gösterilen bir köy haline dö-nüştürmüş. Projede arazi işaretlemesinden tu-tun fidan dikimine, budamasında tutun hasada kadar her aşamada Manisa Bağcılık Araştırma

Enstitüsü teknik elemanları hazır bulunmuş, ya-pılan işler üreticilere uygulamalı olarak gösteril-miş. Belki de bu yüzden bu kadar kısa sürede bu kadar başarıya ulaşılmış.

Şimdi Türkmen köyü, iri siyah Alphonse Lavallee üzümünün en iyi yetiştiği yörelerden birisi haline gelmiş, bununla da yetinmemiş FAO’nun projesine girmiş.

FAO projesi Türkiye sorumlusu Mevlüt Düzgün

47Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 50: manisa tarım ve gıda dergisi

Bugün Türkmen köyünde bağ alanı 5-10 dekar-dan 140-150 dekarlara kadar ulaşmış. Bağcılık en büyük gelir kapısı haline gelmiş. Nasıl gel-mesin? Üretici üzümünü bağında 1,50 TL den satıyor. Pazar sıkıntısı yok, Türkmen köyü iri si-yah Alphonse Lavallee (Enfes, Efes Karası) üzü-münün en güzel yetiştiği yörelerden birisi duru-muna gelmiş. Çünkü Türkmen köyünün havası suyu üreticinin içine sevgisini koyduğu alınteri ile birleştiğinde Alphonse L. Üzüm çeşidinin en sevdiği ortam oluşuveriyor. Hatta üreticiler Alia-ğa Bergama üzerinden İzmir’e satıyor da yetiş-tiremiyor.

Türkmen köyünde yetişen üzümlerin bu kadar lezzetli olmasının bir sebebi de yetiştirme şartla-rı. Burada en az ilaçla en az ticari gübreyle üre-tim yapılıyor. Çoğu üreticinin gübresi çiftlik güb-resi, ilacı bordo bulamacı, kükürt, suyu yağmur suyu…

Köyden kente göç tersine döndüBugün bağcılığın gelişmesi başka olumlu gelişme-lere yol açmış Türkmen köyünde. Başlangıçta sadece devlet desteği ile bağ tesis eden çiftçiler, artık kendi imkânları ile bağ yapmaya başlamış. Köyden kente göç artık tersine dönmeye baş-lamış. Ülkemizin önemli sanayi kentlerinden Manisa’ya sadece 30 kilometre uzaklıkta olmak, geçim sıkıntısı çeken Türkmen köylüleri göçe zorlamış. Özellikle gençler Manisa’da bulunan fabrikalarda çalışmaya başlamış. Köy nüfusunun büyük çoğunluğunun belli yaşın üstünde olması bundan. Ancak artık önce emekliler arkasından gençler yavaş yavaş dönmeye başlamış.

Köyün 2000’li yıllardan sonra gösterdiği atılım, ülkemizin dışında da kuruluşların dikkatini çekmiş

ve Dünya Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) FAO/TCP/3102YUNTDAĞI MODEL PROJESİ için Türkmen köyünü, pilot köy seçmiş. Böylece Türkmen köyü gerçekleştirdiği projelerine bir de uluslararası proje eklemiş. Bu kapsamda 80.000 ABD doları kaynak kullanılmış. Yabancı proje yöneticileri Türkmen köyünü ziyaret et-tiği gibi, Türkmen köylüleri de yaşantıları kendi-lerine çok benzeyen Konya’nın Hadim ilçesine bağlı Dülgerler köyünü ziyaret etmişler, onlarla “Kardeş Köy” olmuşlar.

Türkmen köyünden bahsedildiğinde köyün do-ğal güzelliklerinden bahsetmemek olmaz. Doğal güzellikleri ve çam ormanları, menegiçleri, yaba-ni zeytinleri, Türkmen köyünü ilgi odağı haline getirmiş. Özellikle İzmir sınırında ormanın içinde bulunan Türkmen Şelalesi, başta ilimiz Manisa ve İzmir olmak üzere çevre illerden ziyaretçilerin, doğa tutkunlarının ve piknikçilerin başlıca uğrak yeri yapmış Artık Türkmen Köyünde öncelik-li gündem bağcılık. Bağ alanlarını artırmak, yeni pazarlara açılmak, kooperatifleşmek, üzümün hasadını geciktirerek daha iyi fiyatlara satabilmek.

48 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 51: manisa tarım ve gıda dergisi

49Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 52: manisa tarım ve gıda dergisi

ÇİLEK KENT KÖPRÜBAŞI İLÇESİ

2 binli yıllara kadar tütünle anılan Köprübaşı’nda bugün çilek yetiştiriciliği hızla yaygınlaşıyor

Tütünkent, artık çilekkent oldu

50 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 53: manisa tarım ve gıda dergisi

1958 yılında Gediz Nehri üzerinde sulama, taş-kınlık kontrolü ve enerji üretimi amacı ile Demir-köprü Barajı’nın kurulmasıyla Borlu kasabasının sular altında kalması sonucu Borlu halkının bir kısmı şu andaki Borlu kasabasına, bir kısmı da Köprübaşı ilçesine yerleşti.

Manisa merkezinin kuzeydoğusunda bulunan ilçemiz, Salihli-Demirci Devlet Karayolu üze-rinde bulunmakta olup, il merkezine 120 km, Salihli’ye 50 km, Demirci’ye 50 km, Gördes’e 36 km uzaklıktadır. Denizden yüksekliği 250 metredir. Güneydoğusunda Demirköprü Baraj Gölü vardır. Çevresi son derece engebelidir. İlçe bu engebeli arazide çanak görünümünde olan yerde kurulmuştur. Dibek ve Çomak dağlarının

güney uzantıları, ilçe hudutları içerisinde yer alır. Batıda Tüllüce, doğuda Topraktepe ve kuzeyde Kayran dağları diğer başlıca yükseltilerdir. İlçe yü-zölçümü 252 kilometrekaredir. Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan adrese dayalı genel nüfus sayımı sonuçlarına göre, ilçemizin nüfusu 9.871’dir. Nüfusun 5.253’ü ilçe merkezinde, geri kalan 4.618’i ise köylerde yaşamaktadır.

İlçe ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Her ne kadar 1993 yılında kota uygulamasına geçilse de 2000’li yıllara kadar başlıca ürün tü-tün idi. Halısı ile ünlü Demirci’nin Halıkent ola-rak anılmasına paralel olarak Köprübaşı’nın da Tütünkent olarak anılması, ilçe çiftçisinin yoğun olarak tütün üretimi yaptığı ve iyi para kazandığı yıllara rast gelmektedir. Ancak Tekel’in tütün alı-mını gün geçtikçe azaltmasıyla birlikte satış fiyat-larının düşmesi, ilçe çiftçisini ve idarecilerini yeni arayışlara itmiştir.

1999 yılında Tarım İl Müdürlüğü ve İlçe Müdür-lüğünün, İl Özel İdare kaynaklı bir projeyle iki

çiftçimize çilek serası tesis etmesiyle başlanan çilek üretimi, ilçemizin en önemli geçim kayna-ğı haline gelmiştir. İlk yıllarda çilek üretiminden olumlu sonuçlar alınması nedeni ile üretici sayısı hızla artış göstermiş, 2008 yılında 2000 dekar, 2011 yılında 3500 dekar alana çilek dikimi ya-pılmıştır.

Yıllar itibarı ile çileğin gelişimi yukarıdaki tabloda gösterilmiştir.

Çilek yetiştiriciliğinin hızla yaygınlaşmasına pa-ralel olarak ilçemizde 2’si ilçe merkezinde, 2’si Alanyolu ve Kıranşeyh köylerinde olmak üzere 4 adet Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ve ilçe mer-kezinde Üzümsü Meyve Üretici Birliği kurulmuş

olup, bu örgütler çilek üreticisi üyelerine çilek fidesi dahil olmak üzere, damlama sulama mal-zemelerini ve malçlama örtüsünü uygun fiyat ve ödeme kolaylıkları ile temin etmektedir. Çileğin pazarlamasını da yine bu örgütler yapmaktadır.

Yine çilek üretim alanlarının artması ile birlikte gübre ve kimyasal ilaç bayi sayılarında da artış olmuştur. İlaç bayi sayısı 4’e, gübre bayi sayısı 9’a yükselmiştir. Kooperatiflerin yanı sıra inşaat ve nalburiye sektörlerinde faaliyet gösteren 3 esnaf, çilek üretiminde kullanılan damlama sula-ma ve malçlama malzemelerinin ticaretini yap-maya başlamıştır. İlçemizden çilek alımı yapan bir ihracatçı firma ilçe merkezine çilek depolama ve muhafazası için bir soğuk hava deposu inşa

Üretim Sezonu 2006 2007 2008 2009 2010 2011 (Tahmin)

Üretim Alanı (dekar) 130 850 2.000 2.500 3000 3500

Üretici Sayısı (Adet) 70 250 450 500 500 550

Üretim Miktarı (Ton) 455 3.825 5.000 7.500 9.000 10.500

Ciro (TL) 455.000 5.163.000 10.000.000 12.500.000 15.000.000 21.000.000

Ahmet TopZiraat Mühendisi

51Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 54: manisa tarım ve gıda dergisi

etmiştir. Bu tesis, çilek alım fiyatlarına direk etki etmiş ve yağmurlardan önceki 10 günlük evrede çileğin kilogram fiyatı dış piyasa için 3,25 TL’ye, iç piyasa için 2,75 TL’ye çıkmıştır. Firmalar arası rekabet artmış ve diğer firmalar da önümüzdeki yıl için soğuk hava deposu yapmak üzere giri-şimlere başlamıştır. Gündelik usulü çalışarak ge-çimini sağlayan işçiler için yeni bir iş sahası açıl-mış, hatta ilçe içinden çilek hasadı için gereken işgücü ihtiyacı karşılanamaz duruma gelmiştir. Gördes ilçesine bağlı köylerden tarım işçileri, ilçemize gelmeye başlamıştır.

Köprübaşı Belediyesi tarafından her yıl Kültür Sanat ve Çilek Festivali adı altında bir festival ter-tip edilmektedir. Festival kapsamında çeşitli ya-rışmalar ve konserlerin yanı sıra çilek yarışması da düzenlenmekte ve dereceye giren üreticile-re, ilçe esnafının finansmanı ile çeşitli hediyeler verilmektedir.

Kısacası çilek sadece üreticisi ve satıcısı için değil, tüm ilçe ekonomisi için can damarı haline gel-miştir. Hal böyle olunca yıllardır Tütünkent ola-rak anılan Köprübaşı, Çilekkent olarak anılma-ya başlamış, bununla ilgili afişler basılmış, yolcu minibüsleri, belediye araçları ve vatandaşlara ait özel araçlara bu afişler asılmıştır.

Çileğin yanı sıra Gıda, Tarım ve Hayvancılık Ba-kanlığınca uygulanan Sertifikalı Fidan Desteği de Köprübaşı tarımı için bir milat olmuş ve 2006 yılından bu yana özellikle ilçe dışından gelen ya-

tırımcılar, daha önceleri tarımda kullanılmayan marjinal tarım arazilerini satın almış, zeytin ve çeşitli meyve fidanı dikimi yaparak, büyük yatı-rımlarda bulunmuşlardır. Bu dönemde yaklaşık 8.000 dekar yeni zeytin bahçesi tesis edilmiş-tir. Yine bu dönemde 850 dekar kiraz, 830 dekar badem, 750 dekar ceviz, 575 dekar

nar, 150 dekar erik ve 30 dekar elma bahçesi kurulmuştur.

Tarımda kabuğunu kırmak için son 5 yılda büyük bir atağa kalkan Köprübaşı’na yolunuz düşerse mutlaka bu şirin ilçede bir çay molası verin ve güzel insanları ile tanışın.

52 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 55: manisa tarım ve gıda dergisi

53Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 56: manisa tarım ve gıda dergisi

DEĞERLENDİRME

Sofralık üzüm üretimine kapsamlı bakışÜzümün gen kaynağı olan Türkiye’nin, sofralık üzüm ihracatında arzu edilen seviyeye ulaşabilmesi için planlı, tekniğe uygun ve kaliteli çeşitler yetiştirilmeli.

54 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 57: manisa tarım ve gıda dergisi

Türkiye, sahip olduğu coğrafi koşullar dolayısıy-la, oldukça zengin çeşitlilikte tarımsal üretim im-kanlarına sahip bir ülkedir. Sıralamada, 2007 yılı verileri dikkate alındığında, üzüm üretiminde 3,6 milyon tonla dünyanın altıncı ülkesidir . 2008 yılı verilerine göre, yaklaşık 13 milyon tonluk meyve üretiminin %37’si üzümsü meyveler grubunu oluşturur. Sofralık üzüm, bu grubun en önemli ticari meyvesidir. Dünya üzüm üretiminin %6’sı Türkiye tarafından karşılanmaktadır .Rakamsal olarak bakıldığında ülke olarak her ne kadar önemli bir konumda görünsek de, meyve ve sebzede ihracatın üretime oranının %5 civa-rında olması, olumsuz bir yapıya işaret etmekte-dir. Türkiye yaş meyve dışsatım miktarı 2008 yılı itibariyle 1.262.000 ton olarak gerçekleşmiştir. Dışsatım miktarlarına ürünler bazında bakıldığın-da ise ilk sırada 301 bin tonla mandalina, ikinci sırada 222 bin tonla limon yer alırken, sofralık üzüm 202 bin ton dış satım miktarı ile sıralama-da üçüncüdür. Sofralık üzüm ihracatımız toplam meyve ihracatımızın %16’sını oluşturmaktadır .Dünya yaş meyve ve sebze dışsatım değeri yak-laşık 40 milyar $ civarındayken, 2008 yılı verileri ile Türkiye’nin 1 milyar 61 bin $ olan dışsatım gerçekleştirdiği ortaya konmuştur. Bu dışsatım değerinin yaklaşık 94 milyon $’ı sofralık üzüme aittir. Türkiye’nin meyve ve sebze dışsatımının ülkeler bazında dağılımına bakıldığında dışsatım-dan aldığı paylar ile en önemli pazar olan Rusya Federasyonu yaklaşık %37’lik payla (627 milyon 712 bin $) ilk sıradadır, Rusya Federasyonu’nu izleyen ilk iki ülke ise yaklaşık %10’luk pay ile Al-manya (163 milyon 296 bin $) ve yaklaşık %8’lik pay ile Ukrayna’dır. (135 milyon 99 bin $)

Türkiye’nin mevcut ihracat rakamlarına bakıl-dığında, sahip olduğu ihracat potansiyelini de-ğerlendiremediği açıkça görülmektedir. Henüz sofralık üzüm dışsatım miktarının toplam üretim-deki payı düşük düzeydedir. 2008 yılı verilerine göre üretilen toplam 3.918.442 ton yaş üzümün 1.970.686 tonu (yaklaşık %50’si) sofralık üzüm olarak değerlendirilmiş ve bunun ancak 202 bin tonu dışsatıma yönlendirilebilmiştir . Türkiye’nin sofralık üzüm dışsatımında en büyük pazarı oluş-turan Avrupa Birliği ülkelerinin 2007 yılı üzüm üretimi 26.279.394 ton, dışsatımı 1.072.810 ton (1.874.2 milyon$) ve dışalımı da 2.171.338 ton (3.694.2 milyon $) olarak gerçekleşmiştir . AB’ye üye ülkelerden İtalya, İspanya ve Yu-nanistan sofralık üzüm dışsatımı yapan ülkele-rin başında gelmektedir. AB ülkeleri içerisinde Türkiye’den en çok üzüm dışalımı yapan ülke Almanya’dır.

Dünyada bağcılıkDünya’daki bağ alanlarının dağılımı incelendiğin-de İspanya’nın ilk sırada yer aldığı gözlemlenmek-tedir. Bunun yanında İspanya, Türkiye, Amerika,

İran gibi ülkelerde bağ alanlarında herhangi bir artış gözlemlenmemektedir. Fransa, İtalya ve Türkiye’de toplam bağ alanlarında bir düşüş gözlemlenirken, Çin bağ alanlarını 2000-2007 yılları arasında iki kat artırarak, önemli bir geliş-me göstermiştir.

Üzüm ihracatında ülke sıralamalarına baktığımız-da, üretici ülkeler arasında Şili’nin önemli farkla ilk sırada yer aldığı görülmektedir (Tablo 1).

Ülkelerin mevcut ihracatlarıyla sağladıkları ge-lirler ise Tablo 2’de görülmektedir. Tabloyu değerlendirdiğimizde dünya ihracatının yaklaşık %33’ünü gerçekleştiren Şili ilk sırada yer alırken Türkiye, %1,58’lik ihracat payı ile beşinci sırada yer almaktadır. Bununla birlikte Türkiye’nin ihra-cat gelirinin 2000-2007 döneminde yaklaşık 3.2 kat arttığı görülmektedir. (Tablo 2)

Türkiye’de Üzüm Üretimi ve VerimiTürkiye’nin içinde bulunduğu coğrafya olduk-ça eski ve köklü bir bağcılık kültürüne sahiptir. Besin değeri açısından da oldukça önemli olan bu meyvenin üretimi özellikle Ege Bölgesi’nde yoğunlaşmaktadır. Türkiye’de yaklaşık 485.000 hektar bağ alanında yılda yaklaşık 3,6 milyon ton üzüm üretilmektedir (Tablo 3).

Türkiye’de Üzüm İhracat ve İthalatıTürkiye’de üzüm, ihraç edilen meyveler içe-risinde önemli kalemlerden biridir. Çalışmanın başında da belirtildiği gibi meyve ihracatı içeri-sinde sofralık üzüm ihracatı 202 bin tonla mey-ve ihracatında %16’lık bir paya sahiptir. Üzüm ithalatı yapılan ülkeler ise Şili, Güney Afrika, İran ve Özbekistan olarak sıralanabilir. Ayrıca ithalat fiyatlarımız dünya fiyatlarının altında kalmaktadır.Genel olarak Türkiye’nin ihracat ve ithalat de-ğerleri tablosu ise Tablo 4’da görüldüğü gibidir.

Araştırma Yöresi Hakkında Genel Bilgiler

Manisa’da Üzüm Üretimi Manisa ili yüzölçümü 1.309.600 ha olup, işlene-bilir tarım arazisi varlığı 523.522 ha’dır. Toplam tarımsal alanların %31.15’i sulanabilir durum-dadır. Manisa bir sanayi ili olmasının yanında, geniş bitkisel ve hayvansal ürün yelpazesi ile Türkiye tarımında çok önemli bir yere sahiptir. Türkiye’de üretimi yapılan önemli kültür bitki-lerinden kuru ve yaş üzüm, zeytin, pamuk, tü-tün, kiraz ve hububatlar en önemli ürünlerdir. Üretmiş olduğu tarımsal üretim değerleri ile Türkiye’de ilk 3 arasında yer alan Manisa, zaman zaman 1. il konumuna da gelmiştir. Günümüz-de Manisa ile özdeşleşmiş bazı ürünlerin başın-da üzüm gelmektedir. Türkiye’den ihraç edilen çekirdeksiz kuru üzümün %75-80’ini tek başına Manisa karşılamaktadır.

Bazı Önemli Sofralık Üzüm Çeşitleri İle İlgili Genel Bilgiler Dünya ticaretinde tüm ürünlerde olduğu gibi sofralık üzümde de kalitenin, marka ve tanıtımın etkinliği artmıştır. Dünya pazarlarında rekabet edebilmek için talebi olan ürünü kaliteli olarak üretmek ve pazarları çok iyi izlemek gerekmek-tedir. Ege Bölgesinin belirli bir kesiminde tek çe-şitte ve yüksek tonajların üretilmesi, yetiştiricileri ve ihracatçıları son derece zorlamakta olup, bu darboğazın aşılabilmesi için ivedi olarak köklü ted-birlerin alınması ve iyi bir üretim, işleme ve pazar-lama planlamasının yapılması gerekmektedir.

Sofralık üzüm yetiştiriciliği bakımından bugün içinde bulunulan durum, dünya standartlarının çok altındadır. Ege bölgesinde üzüm üreticile-rinin çoğunluğu kurutmalık üzüm yetiştiriciliği amacıyla üretim faaliyetinde bulunmaktadır. Bu üretimden elde edilen ürün, hem kurutmalık, hem de sofralık olarak değerlendirilmeye çalışıl-dığı için; üretimin büyük bölümü sofralık amaca yönelik olarak değerlendirildiğinde, “standart dışıdır”. Üretilen milyonlarca ton üzümün sof-ralık değeri, özellikle yüksek fiyatla değerlendi-rilebilecek pazarlar bakımından son derece dü-şük kalmaktadır. Bunun en büyük sebebi yanlış ve bilinçsiz yetiştiricilik uygulamaları olarak ifade edilebilir .

Ege BölgesiTürkiye’de coğrafi bölgelere göre farklı standart-larda sofralık ve kurutmalık üzüm çeşitleri üretil-mektedir. Bunlardan Ege Bölgesinde yaygın olan çeşitlerin başlıcaları şöyle sıralanabilir;

Sofralık Çeşitler: Alphonse Lavallée, Cardinal, Hamburg Misketi, İtalia, Kozak Beyazı, Kozak Si-yahı, Muscat Reine des Vignes, Razakı, Osman-cık, Pek, Pembe Çekirdeksiz, Pembe Gemre, Perlette, Sultani Çekirdeksiz, Yuvarlak Çekirdek-siz.Kurutmalık Çeşitler: Sultani Çekirdeksiz, Yu-varlak Çekirdeksiz.

Üreticiler düzeyinde araştırma bulguları

5.1 Üreticilerin Sosyal Özellikleri ve Bağcılık Deneyimiİncelenen işletmelerdeki üreticilerin ortalama yaşı 44.92, eğitim süreleri 6.2, aile nüfusu 4.29

Doç. Dr. O. Murat KoçtürkCBÜ Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu

55Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 58: manisa tarım ve gıda dergisi

Tablo 3. Türkiye’nin Bağ Alanı, Üretim Miktarı ve Veri Değerleri

2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007

Bağ Alanı (ha) 535.000 525.000 530.000 530.000 520.000 516.000 513.830 484.610

Üretim miktarı (ton) 3.600.000 3.250.000 3.500.000 3.600.000 3.500.000 3.850.000 4.000.063 3.612.781

Verim (hg/ha) 67.289 61.904 66.037 67.924 67.307 74.612 77.847 74.550Kaynak: www.faostat.fao.org

Tablo 4. Türkiye’nin Üzüm İhracat ve İthalat Değerleri

Yıllar İhracat (ton) İthalat (ton) Net İhracat *(ton) İhracat Değeri (1000$) İthalatDeğeri (1000$) Net İhracat Değeri *(1000$) İndeks

2000 64.873 173 64.700 28.841 118 28.723 100.00

2001 79.294 120 79.174 32.830 95 32.735 113.96

2002 76.886 129 76.757 32.057 98 31.959 111.26

2003 98.729 42 98.687 51.023 33 50.990 177.52

2004 159.310 176 159.134 81.747 158 81.589 284.05

2005 155.603 162 155.441 91.362 170 91.192 317.48

2006 151.136 417 150.719 65.937 461 65.476 227.95

2007 170.250 415 169.835 93.675 536 93.139 324.26Kaynak: www.faostat.fao.org

*Net ihracat değerleri FAO verileri doğrultusunda tarafımızdan hesaplanmıştır.

Tablo 1. Dünya Üzüm Üreticisi Ülkelerin İhracat Miktarları (ton)

2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007

Şili 676.474 630.771 654.932 888.483 693.206 738.469 823.198 1.552.741

İtalya 624.783 667.500 480.562 513.278 465.593 495.111 417.217 447.282

ABD 345.993 346.031 370.949 366.174 391.398 446.287 290.008 386.677

Türkiye 64.873 79.294 76.886 98.729 159.310 155.603 151.136 170.250

İspanya 107.638 96.355 106.761 122.911 97.337 110.209 123.391 106.410

Hindistan 20.646 14.571 25.568 26.470 35.525 53.908 85.563 96.723

Arjantin 27.095 26.629 37.353 39.074 47.828 51.961 72.963 58.812

Çin 982 807 5953 13.656 17.918 21.362 34.447 56.103

Fransa 16.109 18.179 16.501 12.128 19.589 14.503 18.126 17.827

İran 1374 1132 2542 6302 5764 8.191 14.423 9.144

Dünya 2.812.581 2.747.444 2.713.827 3.120.864 3.064.453 3.505.634 3.432.392 4.431.336Kaynak: www.faostat.fao.org

Tablo 2. Dünya Üzüm Üreticisi Ülkelerin İhracat Değerleri (1000 $)

2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007

Şili 523.545 460.185 658.808 708.363 592.326 660.379 772.564 1.966.826

İtalya 478.808 531.841 427.805 531.969 482.095 566.862 498.747 704.881

ABD 454.802 475.834 493.648 515.429 591.582 694.086 496.653 704.104

İspanya 93.463 85.334 102.217 144.562 124.677 156.272 189.063 199.280

Türkiye 28.841 32.830 32.057 51.023 81.747 91.362 65.937 93.675

Hindistan 18.468 13.351 22.348 22.271 24.026 48.502 66.369 76.826

Arjantin 40.746 36.157 34.946 33.719 41.561 48.646 73.638 62.062

Fransa 18.906 22.470 20.856 20.366 35.815 25.400 30.947 38.075

Çin 1.130 828 2.523 6.388 7.815 10.401 19.511 33.584

İran 258 234 698 1.717 2.175 3.289 5.761 10.415

Dünya 2.502.362 2.493.128 2.693.655 3.135.462 3.292.723 4.110.769 3.975.879 5.916.077Kaynak: www.faostat.fao.org

56 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 59: manisa tarım ve gıda dergisi

Tablo 5. İncelenen İşletmelerin Dekar Başına Düşen Değişken Masrafları (TL/Dekar)

İşletme İşletme Toprak İşleme İş Gücü Su Gübre İlaç Toplam DeğişkenGrupları( Da. ) Sayısı Masrafı Masrafı Masrafı Masrafı Masrafı Masrafı

1. Grup (1-15) 17 75,15 46,01 67,24 73,01 138,10 399,51

2. Grup (16-40) 28 76,66 80,06 69,55 90,17 136,30 452,74

3. Grup (41+) 27 85,17 88,82 89,81 88,69 158,40 510,89

Genel ( Ortalama ) 72 82,48 84,19 83,49 88,16 151,75 490,06

ve bağcılık deneyimi ortalama 22.56 yıl olarak tespit edilmiştir

5.2. İncelenen İşletmelerin Arazi Varlığı ve Tasarruf Şekliİncelenen 72 işletmenin ortalama arazi genişliği 39.53 dekardır. 1. grupta yer alan işletmelerin ortalama arazi genişliği 9.59 dekar olup, %89’u mülk arazidir. 2. grupta yer alan işletmelerin or-talama arazi genişliği 25.25 dekar olup, %92’si mülk arazidir. 3. grupta yer alan işletmelerin ortalama arazi genişliği ise 73.19 dekar olup, %87’si mülk arazidir. Genel olarak baktığımızda ise mülk arazi oranı %88’dir . İncelenen işletme-

lerde ortalama bağ değeri 6736 TL/Dekar’dır.

5.3. İncelenen İşletmelerin Sofralık Üzüm Üretimleriyle İlgili FaaliyetleriAraştırma yöresinde en çok yetiştirilen sofralık üzüm çeşidi Sultani çekirdeksizdir. Ancak son yıllarda çekirdekli sofralık üzüm çeşitlerinin alan-larında da artış gözlenmektedir. Bu konuda araş-tırma yöresinde üzüm çeşitlerinin alanları ile ilgili detaylı verilere ulaşılamamıştır. Üreticilere yeni üzüm çeşidi üretme tercihleri sorulduğunda or-talama % 20.9 Razakı, % 19.4 Royal, % 16.7 Red Globe önde gelen çeşitler olarak dikkati çekmektedir.

5.4. İncelenen İşletmelerin Değişken Masrafları ve Brüt Marjlarıİncelenen işletmelerin dekar başına düşen top-lam-değişken masrafları ise, en düşük 399.51 TL/Dekar ile 1. grupta, en yüksek 510.89 TL/Dekar ile 3. grupta olup ortalama 490.06 TL/Dekar’dır. Dekar başına düşen toplam-değiş-ken masrafların 1. grupta düşük çıkmasının en büyük nedeni ücretsiz aile işgücü kullanımıdır (Tablo 5).

İncelenen işletmelerin işletme başına dü-şen brüt marjları incelendiğinde birinci grupta 8275.29 TL, üçüncü grupta ise 46092.04 TL olup ortalama 26538.54 TL’dir. İncelenen iş-letmelerde dekar başına düşen brüt marj de-ğerleri ele alındığında ortaya ilginç sonuçlar çıkmaktadır. Birinci grupta 863.07 TL/Dekar olan brüt marj, ikinci grupta 743.44 TL/Dekar, üçüncü grupta ise 629.80 TL/Dekar olup or-talama 745.71 TL/Dekar’dır. Bununda en bü-yük nedeni daha öncede belirtildiği gibi birinci ve ikinci grupta yoğun bir şekilde ücretsiz aile işgücü kullanımıdır (Tablo 6). Dekara Brüt Marj açısından gruplar arasında anlamlı bir fark ortaya çıkmamıştır (522, p=,596). (Tablo 6)

5.5. İncelenen İşletme Yöneticilerinin Sofralık Üzüm Üretimi ve Pazarlaması ile İlgili DeğerlendirmeleriSofralık üzüm üretiminde üreticilerin pazarlama kanalları incelendiğinde görüşülen işletmelerin % 40’ı doğrudan ihracatçı firmalarla bağlantı yaparken diğer %40’ı komisyonculara üzümle-rini sattıklarını ifade etmişlerdir. Kalan % 20 ise pazarcı ya da perakendeci olarak ifade edilen kişilere üzümlerini satmışlardır. İncelenen işlet-melerin sofralık üzüm üretiminde karşılaştıkları en önemli sorunlar sırasıyla fiyat istikrarsızlığı (%30.6), pazar garantisi olmaması (%30.5) ve

Tablo 6. İncelenen İşletmelerde Dekar Başına Düşen Brüt Marj

İşletme Grupları İşletme Brüt Değişken Masraf Toplamı Brüt Marj ( Da. ) Sayısı Üretim TL/Da ( Kar ) TL/Da

1. Grup (1-15) 17 1262,58 399,51 863,07

2. Grup (16-40) 28 1196,18 452,74 743,44

3. Grup (41+) 27 1140,69 510,89 629,80

Genel ( Ortalama ) 72 1235,77 490,06 745,71

57Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 60: manisa tarım ve gıda dergisi

Tablo 8. Alaşehir ve Sarıgöl’deki Meyve İşleme Fabrikalarının Diğer İllerdeki Şube Durumu

Şehir Sayı Yüzde

Antalya 6 30

Trabzon 2 10

Adana 4 20

Antakya 1 5

Alaşehir – Sarıgöl 7 35

Toplam 20 100

ödeme güvensizliğidir (%26.4) (Tablo 7).

6. İhracat yapan firmalar düzeyinde elde edilen araştırma bulguları6.1. Sofralık Üzüm Dış Satımcı Firmaların Genel ÖzellikleriAlaşehir ve Sarıgöl ilçelerinde faaliyet gösteren ve meyve sebze dış satımı yapan firmaların önemli bir kısmı diğer illerde de faaliyet göstermektedir. Araş-tırma bölgesinde incelenen 20 firmadan altısının Antalya, dördünün Adana, iki-sinin Trabzon ve birinin de Antakya’da merkezi ya da şubesi bulunmaktadır. Sadece araştırma alanında faaliyet gös-teren firma sayısı ise yedidir (Tablo 11). Alaşehir Ticaret Borsasına kayıtlı olan ve Alaşehir’de tescil yaptıran firma sayısı 2008 yılı itibariyle 181’dir. Bu firmalar-dan 162’si 2008 yılı içinde faaliyet gös-termiş olup, 155 tanesi üzüm konusun-da, 45 tanesi de kiraz konusunda faaliyet göstermiştir. (Tablo 8)

Araştırma alanında incelenen firmaların adları ve üzüm ve kiraz sektöründeki payları Tablo 9’da gösterilmiştir. Alaşehir ve Sarıgöl bölgesinde kiraz sektörün-de faaliyet gösteren 45 firmadan 17’si (%38), üzüm sektöründe faaliyet gös-teren 155 firmadan 18’i (%12) ile firma anketi yapılmıştır. Bu firmaların miktar

olarak bölgede işlenen kirazdaki işlem payı %53.9, üzümde ise %35.9’dur. İncelenen 20 firmadan 7’si hem kendi adına hem de fason işletmecilik yapmak-tadır. Firmalar yıllara göre üzüm ya da kirazda faaliyet gösterebilmektedir.

İncelenen firmaların hukuki durumuna gelince %80’i limited şirket olup, sadece %5’i şahıs şirketidir. İncelenen firmaların teşvik belgeli yatırımlardan ve araç ge-reçlerden yararlanma durumuna gelince firmaların %60’ı henüz bir teşvikten ya-rarlanmamıştır

İncelenen firmaların üniversite mezu-nu ve teknik eleman çalıştırma durumu incelendiğinde üç firmada üniversite mezunu olmadığı, 4 firmada da teknik eleman bulunmadığı belirlenmiştir. Beş kişiden az üniversite mezunu çalıştıran firma sayısı 12 olup, firma başına orta-lama iki üniversite mezunu düşmektedir. Beş kişiden fazla üniversite mezunu çalış-tıranların sayısı beş olup, ortalama firma başına 12 elemana denk gelmektedir.

İncelenen firmaların sofralık üzüm sektö-ründeki sorunlara genel olarak yaklaşımı değerlendiğinde, %45 ile ilaç kalıntısı (Rezüdü) birinci sırada yer alırken, ikinci sırada bürokrasi %20 ile yer almakta, di-ğer sorunlar olarak ise finansman, pazar-

Tablo 7. İşletmelere Göre Sofralık Üzüm Üretiminin En Önemli Sorunları ( % )

Sofralık Üretim Zorlukları

İşletme Grupları İşletme Fiyat İstikrarsızlığı Pazar Garantisi Ödeme Diğer Toplam ( Da. ) Sayısı Olmaması Güvensizliği

1. Grup (1-15) 17 47,1 17,6 29,4 5,9 100

2. Grup (16-40) 28 28,6 35,6 17,9 17,9 100

3. Grup (41+) 27 22,2 33,4 33,3 11,1 100

Genel (Ortalama) 72 30,6 30,5 26,4 12,5 100

lama, ürün kalitesi ve enerji fiyatlarının yüksekliği ifade edilmiştir (Tablo 7).

İncelenen firmaların sektör olarak dev-letten beklentileri değerlendiğinde, en önemli beklentinin %45 ile teşviklerin artırılması, %25 ile bürokrasinin kolay-laştırılması, %15 ile kalıntı sorununun çözümü ve diğer beklentiler ise finans-man desteği ve yurt dışı temsilcilik olarak ifade edilmiştir. Alaşehir Ticaret Borsası verilerine göre Alaşehir ilçesinden 2005-2008 yılları arasında, başta yaş üzüm, kiraz, kayısı, çilek, şeftali, domates, incir vb. meyve ve sebzeler olmak üzere ya-pılan ihracat miktarları ve bunların FOB değerleri tablolarda verilmiştir. 2006 yılı hariç ihracat miktarında sürekli bir ar-

tış görülmekte olup, son dört yıl içinde ihracat değeri yaklaşık %100 artmış ve 87 milyon dolardan 169 milyon dolara yükselmiştir. Bu rakamlar araştırma alanı olarak ele alınan Alaşehir ve Sarıgöl ilçe-lerinin meyve ve sebze işleme sektörü açısından bir cazibe merkezi haline gel-diğini açıkça göstermektedir.

7- Sonuçlar ve çözüm önerileriBölgede yapılan sofralık üzüm üretimini genel olarak değerlendirdiğimizde üzüm üretiminde karşılaşılan teknik ve pazar-lama sorunları genel olarak şu şekilde sıralanabilir;

Bölgedeki bağ alanlarında hakim olan genel çeşit tamamen çekirdeksiz üzüm

58 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 61: manisa tarım ve gıda dergisi

Tablo:9 Araştırma Alanında İncelenen Firmaların Kiraz ve Üzüm İşleme Miktarları (2008)

Sıra No Kiraz (Ton) Üzüm (Ton)

1 1.532,4 13.274,4

2 1.649,2 8.940,3

3 83,3 750,8

4 223,0 7.374,5

5 410,0 5.503,7

6 101,3 3.908,3

7 542,3 2.962,8

8 294,7 2.610,5

9 726,2 2.499,5

10 2.134,1 2.421,5

11 1.217,0 2.255,4

12 73,6 691,1

13 574,0 77,0

14 0,0 58,3

15 38,0 57,0

16 39,8 507,4

17 0,0 160,5

18 0,0 18,7

19 200,0 0,0

20 300,0 0,0

Toplam (A) 10.138,9 54.071,7

Alaşehir Toplamı (B) 18.825,4 150.692,2

Yüzdeleri

(A’nın B içerisindeki payı %) 53,9 35,9Kaynak: Alaşehir Ticaret Borsası Kayıtları Temmuz 2009, Alaşehir

olup, bu çeşit hem kurutmalık hem de sofra-lık amaçlı yetiştirilmektedir. Üretici hangisi para eder anlayışı içerisinde olaya bakmakla beraber, tamamen sofralık amaçlı üzüm yetiştiriciliği ya-pan bölgeler her geçen gün giderek artmaktadır.

Bağlarda uygulanan kimyasal mücadele, üzüm yetiştiriciliğindeki en büyük riskleri oluşturmak-tadır. Çok defa, yüksek dozajlarda ve yanlış ilaç kullanımı bölgede yaygın olarak yapılmaktadır, bölgede hormon uygulamaları hariç ilaçlama sayısı ortalama 10-14 arasında değişmektedir. Bunun sonucu olarak hem maliyetler çok art-makta, hem de kalıntı problemi ile karşı karşıya kalınabilmektedir.

Üreticinin yetiştirdiği üzüm, ihracat kriterlerine göre genel olarak standart dışı olmasına rağ-men, ürününün tamamını aynı fiyattan satmak istemektedir. İhracatçı ya da tüccar ise kendi-sine yarayan kısmı satın almak istemekte olup, üzümün sadece uygun olan bir bölümünü hasat edip kalanını kurutmalık yapmak üzere üreticiye bırakmaktadır. Bu durum her iki taraf için de,

içinden çıkılmaz sorunlar meydana getirmekte-dir. Aslında her iki tarafın kalite anlayışları ara-sında ciddi farklılıklar vardır. Halbuki, kalite de esas olan standartlar ve tüketici talepleridir.

Ürün bedellerinin ödenmesindeki aksaklıklarAraştırma alanında üreticilerin karşılaştığı en önemli sorunların başında ürün bedellerinin ödenmesindeki aksaklıklar ya da hiç ürün bedeli ödenmemesidir. Üreticiler bu konu-da örgütsüz ve haklarını yasal yoldan arama bakımından yetersizdirler. Ciddi firmalar ile günlük alım yapan komisyoncuları birbirinden ayırmada zorluk çekilmekte, özellikle iç piya-sa için alım yapan tüccar ve komisyoncuların bazıları ya hiç ürün bedeli ödememekte ya da çok uzun vadelerde ödeme yapmaktadırlar. Bazı ihracatçılar da ürünün tamamını kesme-yip üreticiyi mağdur etmekte, ödemede ise yurt dışından havale gelmediği bahanesi ile bir yıl sonraya gün verebilmektedir. Bu sorunun çözümü için bölgede ALA-KOOP (Alaşehir ve Çevresi Tarımsal Kalkınma Kooperatifi) kurul-

muş, ancak çok kısa bir süre faaliyet gösteren kooperatif üreticilerin ve yerel önderlerin ve mesleki kuruluşların kooperatife yeterince ilgi göstermemesi sonucu atıl vaziyette faaliyeti-ni sürdürmeye çalışmaktadır. Üreticilerin her yıl karşılaştığı bu sorunun çözümü için acilen mevcut kooperatifin işler hale getirilmesi ve üretici haklarını koruyucu çalışmalara başla-ması gerekmektedir. Bunun için yerel kaynak-lar ve devletin katkısı gerekmektedir. Şöyle ki, kooperatif ortağı olan üzüm üreticilerine ekstra prim ödemesi yapılabilir. Kooperatifte istihdam edilen personelin ücretleri 5 yıllığı-na devlet tarafından karşılanabilir. Kooperatif örgütlenmenin eğer profesyonel yönetim sağ-lanırsa başarılı olmaması için bir neden görül-memektedir.

Meyve işleme sanayi açısından belirlenen sorunlar ve çözüm önerilerine gelinceİncelenen firmaların sofralık üzüm ihracatında karşılaştıkları en önemli sorun %40 ile kaliteli hammadde (üzüm) temini gelmekte olup, en az karşılaşılan sorun olarak para tahsili ve pa-

59Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 62: manisa tarım ve gıda dergisi

Firmaların Daimi ve Mevsimlik Eleman Çalıştırma Durumu

İşletme ve Mevsimlik ( İşletmede ) ToplamPersonel Sayısı Daimi Personel Mevsimlik ( Bağda ) Ortalama

10’dan az 10’dan çok 150’den az 150’den çok 200’den az 200’den çok

İşletme Sayısı 11 9 9 11 11 9 20

Toplam Personel S. 42 228 910 2600 1520 3250 8550

Ortalama Personel S. 3,81 25,33 101,11 236,36 138,38 361,11 427,5

Tablo 11- İncelenen Firmaların Sofralık Üzüm Sektöründeki Sorunlara Olan Yaklaşımı

Sorun Tipi Firma Sayısı %

Finansman 2 10

Pazarlama 2 10

Ürün Kalitesi 2 10

Kalıntı ( Rezüdü ) 9 45

Bürokrasi 4 20

Enerji 1 5

Toplam 20 100

Alaşehir İlçesinden Yapılan Yaş Meyve ve Sebze İhracat Miktar ve Değerleri ( 2005 - 2008 )

Yıllar Çıkan Tır Sayısı İhracat Miktarı İhracat Değeri

(Adet) (Ton) (FOB - 1000$)

2005 7.151 184.233 87.000

2006 6.451 146.032 97.667

2007 7.300 174.991 142.980

2008* 8.222 250.043 169.137

Kaynak: Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı, Alaşehir DTS Denetmenleri Grup Başkanlığı Kayıtları, 2009* Alaşehir İlçe Tarım Müdürlüğü Kayıtları, 2009

zarlama yetersizliği belirtilmiştir. Bunun yanı sıra dış piyasa istikrarsızlığı ve haksız rekabet diğer sorunlar olarak ifade edilmiştir.

İncelenen firmaların sofralık üzüm sektörün-deki sorunlara genel olarak yaklaşımı değer-lendiğinde, %45 ile ilaç kalıntısı (Rezüdü) bi-rinci sırada, bürokrasi %20 ile ikinci sırada yer alırken, diğer sorunlar olarak ise finansman, pazarlama, ürün kalitesi ve enerji fiyatlarının yüksekliği ifade edilmiştir. İncelenen firmaların sektör olarak devletten beklentileri değerlen-

diğinde, en önemli beklentinin %45 ile teşvik-lerin artırılması, %25 ile bürokrasinin kolay-laştırılması, %15 ile kalıntı sorununun çözümü ve diğer beklentiler ise finansman desteği ve yurt dışı temsilcilik olarak ifade edilmiştir. Ayrı-ca ihracat teşvik primlerinin zamanında öden-memesi diğer bir sorun olarak belirtilmiştir.

Sonuç olarak üzümün gen kaynağı olan Tür-kiye, bu üründe birçok yönden avantajlı ol-masına rağmen sofralık üzüm ihracatında henüz arzu edilen seviyeye ulaşamamıştır.

Bunun için planlı, tekniğe uygun ve kaliteli sofralık üzüm çeşitlerinin yetiştirilmesi gerek-mektedir. Bu çerçevede üretici, ihracatçı ve kamu kuruluşlarının işbirliği yapmasına gerek-sinim bulunmaktadır. Dünyanın en önemli ve zengin ülkelerine uçakla sadece 3 saat, gemi ve karayolu ile 48 saatlik mesafede bulunan Türkiye’nin bu konumunu daha iyi değerlen-dirmesi hem ülke kaynaklarının daha iyi kulla-nılmasını sağlayacak hem de tarım sektöründe çalışanların gelirlerinin artmasında önemli bir rol üstlenecektir.

60 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 63: manisa tarım ve gıda dergisi

61Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 64: manisa tarım ve gıda dergisi

Türkmen köyünde halk, 1950 yılından 2000 yılı-na kadar tütün tarımı yapmış, 1990 yılında tütü-ne getirilen kota yüzünden bu üretim bırakılmış, alternatif ürünlere yönelinmiş. Fakat bu değişim o kadar kolay olmamış.1990’lı yıllarda 125 hane-nin olduğu Türkmen köyü, kente göç nedeniyle 2000li yıllarda 75 haneye kadar gerilemiş.Manisa İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlü-ğü tarafından Manisa genelinde yayla bağcılığının geliştirilmesi amacıyla uygulanan proje gere-ğince, Özel İdare Müdürlüğü kaynaklarından Türkmen köyünde 1 çiftçiye bağ fidanları, bağ direkleri ve telleri verilerek, bağcılık tarımının yaygınlaştırılması çalışmaları başlatılmış.

Şu anda Türkmen köy muhtarı olan Mustafa Solmaz, 5 dönüm sofralık çekirdekli Alfonse çeşidini ilk diken çiftçi olmuş. Azalan tütün üretiminin yanında ek gelir olsun diye üzüm yetiştiriciliğine başlayan önder çiftçi, köyün geleceğini değiştirecek ürün olan üzüm ye-tiştiriciliğini başarıyla gerçekleştirmiş ve para kazanmaya başlamış. Ama kimseyi buna inan-dıramamış.

Muhtar Solmaz, bu değişimi şöyle anlatıyor:‘’2000 yılında tüccar ile bağda pazarlık yaptık. Ben aynı pazarlığı köy kahvesinde halkın önünde yapalım dedim ve kahveye gittik, 5 dönüm üzü-mü 7.500TL’ye sattım. Köy halkı benim bu kadar para kazandığımı görünce, 2001 yılından itibaren bağ fidanı dikmeye razı oldu. 2004 yılından iti-baren Manisa Valiliği, Özel İdare Müdürlüğü, İl Tarım Müdürlüğü ve Bağcılık Araştırma Enstitüsü denetiminde bağcılık alanlarımız artmaya başladı. Bu gün köyümüzde 400 dönümlük arazide, Al-fonse üzüm bağı var.

Köyümüzde 35 çiftçi 400 dönümlük arazide 600 ton üzüm yetiştiriyor. Üzümün kilosunu ge-çen yıl 1,25 ile 1,5 TL’den sattık. Bağlarımızdan 3.yaşında 1 ton üzüm, 5.yaşında 1500 kg, 8-10 yaşlarında 2 ton üzüm alınıyor. 600 ton üzümün yaklaşık % 20’si pazar dışı kalıyor. Köyde evlerde yapılan pekmez üretimini hep beraber yapma-

ya başladık. FAO kaynaklarından desteklenen bir proje ile üzüm sıkım makinası ve krom-çelik kazanlar ile toplu olarak bir merkezde yapmaya başladık..20 ton civarında pekmez üretiyoruz. 2000’li yıllarda arazinin dönümü 500 TL iken bağcılık sayesinde boş arazi 5000 liraya satılmak-tadır. Üzüm bağının dönümü ise 10 ile 12000 liraya satılmaktadır. Toprak değerlendikçe insa-nımızda değerleniyor. Köyden 1970’li yıllarda Manisa’ya göç edenler geriye dönmeye başla-dılar.’’

Yakında bulunan Ortaköy Muhtarlığı ile Türk-men köy ortaklığında kurulan sulama kooperatifi sayesinde sebze yetiştiriciliğine de başladıklarını belirten Solmaz, sözlerine şöyle devam ediyor:

‘’2002 yılında kendi bağımda ilk damla sulama sistemini kurdum. Şu anda 600 dekar bağın 300

dekarı damla sulama sistemiyle sulan-maktadır. FAO projesinde 92 dekar bağa damla sulama sistemi kurulmuştur.

Köyümüzde hayvancılık da yapılmak-tadır. 50 adet süt ineğinden günlük 400 lt. süt üretiliyor, 1200 koyundan ise yıllık 50 ton sütü-müzü mandıralar satın alıyor. Daha önce derede yıkadığımız hayvanlar için, FAO projesi ile yapılan koyun banyoluğunda hayvanlarımızı ilaçlı sudan geçirerek sağlığını koruyoruz. Koyunlarımızın yapağını kırkarak, 500 kg. yün elde ediyoruz ve alıcılara satıyoruz.Ayrıca Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından köyümüzde 7 kişiye 10.000 çam fıstığı tohumu, diğer 7 kişiye de 20.000 çınar, selvi, çam tohum-ları verilerek, fidan yetiştirmeleri sağlandı. Köylü-lerimiz daha sonra yetiştirdikleri fidanları orman fidanlığına satmaktadırlar.’’

İşte önder çiftçinin değişime ve dönüşüme olan inancını köylülere yayması ve kurumların deste-ğiyle kazanılan başarı öyküsü…

Türkmen köyü tarımında değişim ve dönüşümSofralık çekirdekli Alfonse çeşidini köyde diken ilk çiftçi olan Muhtar Mustafa Solmaz, köyün geleceğini değiştirecek üzüm yetiştiriciliğini başarıyla gerçekleştirdi.

BİR KÖY; TÜRKMEN...

62 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Parolamız,

Hizmet ve Kalite...

LEZİTA MANİSA BÖLGE BAYİ - ÇAĞDAŞ TAVUKÇULUKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKK

Page 65: manisa tarım ve gıda dergisi

63Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Parolamız,

Hizmet ve Kalite...

LEZİTA MANİSA BÖLGE BAYİ - ÇAĞDAŞ TAVUKÇULUKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKKK

Page 66: manisa tarım ve gıda dergisi

RÖPORTAJ

Alaşehir’in temel girdisini oluşturan üzüm, THY ile görüşmeler sonuca varırsa kanatlanıp uçacak. Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mustafa Seyhan, 25-30’ar gramlık üzümlerin, bu görüşmeler so-nucunda ambalajlanması aşamasına gelindiğini belirtirken, bir üzüm tanıtım grubunun da oluş-turulmasını istiyor.

•Alaşehir için üzüm nedir?SEYHAN: Üzüm Alaşehir için herşeydir, temel girdisidir. Berberinden zirai ilaç bayisine, esnafın-dan çiftçisine kadar herkesin direkt veya dolaylı olarak ekonomik fayda sağladığı üründür üzüm.Alaşehir, yani Gediz Ovası’nın ikliminin özelliği, karasal iklimle Akdeniz ikliminin birleştiği yer-lerden bir tanesi olmasıdır. Şanlıurfa’ya (Harran Ovası’na), Fas’a, Mısır’a Sultani üzüm çubukları-nın götürüldüğünü biliyorum ama o kuşakta bu lezzet ve aromada üzüm yetişmediğini ve hatta

döl tutmadığını gördük. Bunun da nedeni hava ve iklim koşullarının aynı olmamasındandır. Ge-diz Ovası, Sultani’nin en yatkın olduğu yer. Bildi-ğiniz gibi Şarap Tanrısı Dionysos’un mozolesi bu-rada, Alaşehir’in içinde çıktı ve bu mozole 5000 yıllık. Bu havzada 5000 yıldır bağcılık yapıldığına delalettir bu.

Günümüzde üzüm yetiştiriciliğinin artması, hem bir talebin oluşması, hem de köylünün, çiftçinin, komşusunun iyi gelir getiren ürününü görerek, buna yönelmesindendir

•Alaşehir’in üzümü geçmişte kurutmalık, günü-müzde çoğunlukla sofralık olarak değerlendirili-yor. Bu değişim ne zaman gerçekleşti ve günü-müze kadar nasıl bir seyir izledi?SEYHAN: Yaklaşık 20 yıllık bir mazisi var. İç pi-yasadaki tüketimle başladı. İstanbul’a, Ankara’ya,

Trabzon’a gönderilen üzümlerle başladı. Tüc-carlarımızın, kabzımalların gelip alıp götürmesi ile başladı. Daha sonra yaklaşık 15-20 yıldır yaş üzüm ihracatımız usul usul, son 10 yıldır da hız-lı bir şekilde arttı. Bu durum standartlara uygun üzüm yetiştirme ihtiyacını beraberinde getirdi. İlk günlerde önce şekil üzerinde duruldu, nasıl temiz ürün, nasıl güzel üzüm yetiştirilir ama son yıllardaki sistem güzel yetiştirmenin yanında ka-lıntısız üzüm yetiştirme telaşını da getirdi. Bun-dan dolayı farklı sıkıntılarımız var, o sıkıntıları da zaten son 2 yıldır en üst düzeyde aştık. Ancak kat edilecek çok yolumuz var daha.

• Odanızın halihazırda kaç üyesi var, bunların ne kadarı üzümle bağlantılı?SEYHAN: 1500 üyemiz mevcut ve dolaylı yol-dan her birinin üzümle bağlantısı var. Yani Alaşe-hir, Sarıgöl’de bize bağlı ticaret erbabı arkadaş-

Alaşehir Ticaret ve Sanayi Odası’nın bir projesi var üzümü uçurmak için. THY’nin ikramda üzüm paketleri dağıtımı için süren görüşmelerde, ürünün ambalajlanması aşamasına gelindi.

Üzüm kanatlanacak

Rasim MutluRöportaj

64 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 67: manisa tarım ve gıda dergisi

larımızın her birinin muhakkak bir bağı, bahçesi var. Dolaylı olarak % 99’unun bağlantısı vardır diyebiliriz. Ama ticaret olarak düşünülürse bu 1500 taneden yaklaşık 250 tanesi kuru ve yaş üzüm ihracatı, alım satımı ile direkt iştigal etmek-tedir.

• Kaç ihracatçı firmanız var ve Alaşehir’in yaş ve kuru üzüm ihracatındaki payı ne kadardır?SEYHAN: İşletme sayısı 60 civarında ama bura-dan ihracat yapan sayısı (yani fason yaptıran fir-ma) biraz daha yüksek 70-80 kadardır. Alaşehir gümrüğümüzden çıkan ürün, bu sene itibariyle 150 bin ton civarında. İhracat rakamları 2010 yılı itibari ile 169 milyon dolar sofralık üzüm, tabii bir de burada gözükmeyen Trabzon’dan, Bursa gümrüğünden çıkanlar var ve bunlarında %90’ı buradan gitmedir.

•Şehre yakın, bağların içinde işletmeler kurul-muş, bir organize sanayi bölgesi projesi var mı?SEYHAN: Var ama bir türlü başaramadık bunu. Geniş bir alan da bulamadık, organize sanayi ile ilgili. Sadece üzüm düşünüldüğünden, her iş-letme kendi yerini kendi kurdu farklı yerlerde, bağların içinde. Daha ekonomik geldi onlara, hizmetleri o şekilde hem sivil toplum örgütleri, odalar ve belediyeler tarafından mücavir alan sı-nırları içerisinde ayağına götürüldü.

• Alaşehir’e has üzüm dışında ihracat yaptığınız başka ürünler bulunuyor mur?SEYHAN: Salamura yaprak, kiraz ve kestanemiz önemli. Bursa’dan ihraç edilen kestanenin çoğu bizim buradan (Uluderment) gitmektedir. Kesta-ne ve kirazımız, Bozdağ silsilesi dediğimiz kısım-da, o dağlara has ürünlerimizdir.

•Bölgemizdeki üzüm ihracatçılarımızın sorunları nelerdir?SEYHAN: Yaş üzüm ihracatçısı arkadaşlarımız ilk geldikleri zaman tek düşünceleri ticaretti. Kaliteli üzüm olsun, görüntüsü güzel olsun, örneğin İn-giltere yeşil, Rusya sarı üzüm istiyor, o standart-larda tane iriliğinde olsundu ve bunlar da yapıldı. Ancak Avrupa Birliği, Rusya son yıllarda kalıntının üzerinde durmaya başladıklarında, bununla ilgi-li şikayetler geldikçe, üzümlerinin geri dönme risk oluştuğu andan itibaren, kalitenin yanı sıra ilaç kalıntılarının da önemi ortaya çıktı. Tabii bu birden bire kolay bir iş değil. Üzüm ihracatçıla-rımız üzüm yetiştirilmesi ve bakımı konularında çok yetkili ve bilgili değillerdi. Sadece aldıklarına bakıyorlar, onun hangi ilaçlarla korunabileceği, ne kadar korunabileceği, ne zaman kesilebilece-ği hususlarında bilgili değillerdi. Bugün artık her-kes bunun bilincinde. Bana göre işletmelerimiz kendilerine çok iyi danışmanlar tutmak vasıtası ile hem yetiştiricilik bakımından, hem de kalıntı problemleri bakımından bunları çok daha kolay aşabilecektir. Ticareti mutlaka düşünecekler, ama bu tür teknik ekipleri de oluşturmak zorundalar.

• Üzüm yetiştiricilerinin en büyük sıkıntıları ne-lerdir?SEYHAN: İlk aklıma gelen hava şartları diyebili-rim. Bizim Alaşehir ve Sarıgöl’deki bağcılarımız artık bu işi bence iyi biliyorlar ve iyi de yapıyorlar. Ancak hava koşullarından dolayı zaman zaman sıkıntıya düşüyorlar. Yani hava şartları mildiyöye, ,küllemeye müsait iken salkım güvesi arkasın-dan gelmiş, kırmızı örümcek gelmiş, siz 5 aktifi geçmeyeceksiniz, hatta 3 aktifi geçmeyeceksiniz diyorsunuz. Ondan sonra yine bizim meslektaş-larımız tarafından aynı benzeri aktif maddelerin art arda kullanılmaması gerektiğini, hastalıklara karşı direnç oluşturmamak için farklı aktif mad-deli zirai ilaçların kullanılmasının önemli olduğu-nu söylüyoruz. Çiftçi çok bilinçlendi, kendi zirai ilaç bayiini olabildiğince sıkıştırıyor. ‘’Ben kalıntısız da üzüm yetiştirmek istiyorum, bana kalıntısız ilaç ver, üzümlerde kalıntı çıkarsa seni sorumlu tutarım’’ diyor.

• Alaşehir Ticaret ve Sanayi Odası olarak sizin çalışmalarınız neler, projelerinizi anlatır mısınız? SEYHAN: Bizim odamız bir tescil makamıdır. Sosyal aktivitesi ve etkinliği olmayan, sadece ti-caret erbaplığının tescil edildiği bir yer. Biz burayı icraat makamına çevirmeye çalıştık. Ne yapıyo-ruz? Farklı eğitim seminerleri düzenliyoruz, il tarım müdürlüğünden gelen, ilçe tarım müdür-lüğünden arkadaşlarımızın hem zirai ilaç bayi, hem zirai danışmanlarla yaptığı bir çok toplantıya toplantı salonumuzu açıp, bilgilendirme toplan-tılarını birlikte yapıyoruz. Bunun ötesinde dedik ki, bizim gelirimiz üzüm, ne yapabiliriz, tüm Ma-nisa’daki okullarda ilk öğretimden liselere kadar kompozisyon, şiir ve resim yarışması düzenledik ve dereceye girenlere diz üstü bilgisayarlar, altın-lar vererek, çocuklarımızı ödüllendirdik. Ayrıca 50’şer gramlık 25 bin paket Alaşehir ve Sarıgöl’de üzüm dağıttık. Her öğrenciye bir paket. Bura-daki maksadımız, çocuklarımıza kompozisyon yazarak, yani üzüm ve yararları hakkında bilgi edinmeleriydi, bunu sağladık. Neden? Çünkü bu çocuklarımız yarın Trabzon’a, Erzurum’a, İstan-bul ve Ankara’ya okumaya gittiklerinde arkadaş-larına, ‘’Ben üzüm diyarından geliyorum, budur benim üzümüm” diyebilmelerini istedik. Ayrıca bizim çocuklarımızın ellerindeki bu nimetin de-ğerini bilmelerini ve üzüm kültürünü öğrenmele-rini istedik. Ayrıca Kosgeb’in de desteğini alarak, farklı projeler hazırlıyoruz. Türk Hava Yoları’nda

25-30’ar gramlık ambalajlar halinde 1 milyon pa-ket üzüm dağıtmayı hedefledik. Belli bir aşamaya geldik, ambalajlama aşamasındayız. Poşetlerde olacak. Onların alım müdürleriyle, bizim işlet-melerimizle görüşmelerimiz devam ediyor.

İşletmelerimizle üzümü tanıtım grubu oluşturul-masının gerektiğinin inancındayım. Bunun için büyük çaba harcıyorum ama hem yaş hem kuru üzüm işletmecisi arkadaşlarımızın nasılsa biz bu üzümü satıyoruz, problemimiz yok düşünceleri nedeniyle üzümü tanıtım grubunun oluşturul-masına sıcak bakmadıklarını sanıyorum ve bu bizi üzüyor. Ayrıca kuru üzüm kullanım alanları-nın çeşitlendirilmesi lazım. Bakıyoruz Avrupa’da kuru üzüm her şeyin içine, ekmeğin içine, kekin içine, salataya kullanılıyor. Peki biz bunun kendi içimizde kullanımını neden yaygınlaştırmayalım. Nesillerimizin daha sağlıklı, daha müreffeh, daha çalışkan, daha zeki olmaları için neden üzüm yedirmeyelim? Çünkü bu enerji, bu güç bizim üzümümüzde var.

Alaşehir Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mustafa Seyhan, yeni neslin sağlıklı, zeki ve çalışkan olmaları için bu gücü

barındıran üzümü yemeleri gerektiğine inanıyor.

Mustafa Seyhan

65Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 68: manisa tarım ve gıda dergisi

Alaşehir Kırsal Kalkınma Yatırımları

Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında yürütülen Makine Ekip-man Alımlarının Desteklenmesi ve Tarıma Dayalı Yatırımların Desteklenmesi programları dahilin-de 2011 yılı başvurularının kabulü ve değerlen-dirilmesi süreçleri tamamlanmıştır.

Tarıma Dayalı Yatırımların Desteklenmesi Prog-ramı kapsamında 2011/9 No’lu tebliğ gereği 118 adet proje başvurusu yapılmıştır. İl Müdür-lüğümüzce kabul edilen 118 adet başvurunun İl Proje Değerlendirme Komisyonundaki değer-lendirme süreci tamamlanarak, sonuç raporları onaylanmak üzere Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımıza sunulmuştur. Bakanlık onayına sunulan 74 projeden 27’si bakanlığımızca prog-rama alınmıştır ve ilimizde 16,9 milyon liralık ya-tırım tutarındaki projelere, 6,8 milyon lira hibe ödemesi yapılacaktır. Hibe ödemesinden fayda-lanacak proje sahipleri ile İl Müdürlüğümüz ara-sında hibe sözleşmesi imzalanmasını müteakip yatırımın gerçekleşmesinden sonra hibe tutarları kullandırılacaktır. KKYDP kapsamında programa alınan yatırımların 31.07.2012 tarihine kadar ta-mamlanması gerekmektedir.

KIRSAL KALKINMA

Geçmiş 5 etapta Manisa’da tamamlanan 95 tesisten 14’ü Alaşehir’de yapıldı.

Alaşehir ekonomik yatırımlar

Yatırım konusu Toplam Yatırım tutarı Hibe tutarı

Kiraz işleme paketleme tesisi 3 1.331.250,00 665.625,00

Soğuk hava deposu 1 499.406,00 249.703,00

Üzüm işleme paketleme 3 1.222.644,00 611.332,00

Basınçlı sulama sistemi kurulması 2 764.359,00 573.269,00

Zeytin yağı üretim tesisi 2 846.122,00 423.061,00

Toplam 11 4.663.781,00 2.522.990,00

Sarıgöl ekonomik yatırımlar

Yatırım konusu toplam yatırım tutarı hibe tutarı

Soğuk hava deposu 2 843.066,00 421.533,00

Basınçlı sulama sistemi kurulması 1 49.544,00 24.772,00

Toplam 3 892.610,00 446.305,00

66 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 69: manisa tarım ve gıda dergisi

Alaşehir makine ekipman

Yatırım konusu Toplam Yatırım tutarı Hibe tutarı

Basınçlı sulama sistemi 3 86.290,00 43.145,00

Basınçlı sulama sistemi 2 3.910,00 1.955,00

El traktörü 14 61.400,00 30.700,00

Motorlu tırpan 2 1.900,00 950,00

Pulverizatör 260 2.013.843,74 1.006.921,87

Sap parçalama makinası 15 66.678,67 33.339,34

Soğuk hava tesisatlı taşıma aracı 7 623.915,38 311.957,69

Süt sağım ünitesi ve soğutma tankı 4 97.700,00 48.850,00

Toplam 307 2.955.637,79 1.477.818,90

Sarıgöl makine ekipman

Yatırım konusu Toplam Yatırım tutarı Hibe tutarı

Basınçlı sulama sistemi 6 59.399,04 29.699,52

Diskaro-goble 6 14.400,00 7.200,00

El traktörü 3 13.800,00 6.900,00

Koyun kırkma makinesi 1 2.050,00 1.025,00

Pulverizatör 137 1.145.743,32 572.871,66

Sap parçalama makinası 20 83.831,00 41.915,50

Silaj makinesi 1 10.950,00 5.475,00

Soğuk hava tesisatlı taşıma aracı 1 79.800,00 39.900,00

Süt sağım ünitesi ve soğutma tankı 5 179.468,00 89.734,00

Toplam 180 1.589.441,36 794.720,68

Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı-nın çiftçilere yönelik ayağı olan 2011 yılı makine ekip-man alımlarının desteklenmesi kapsamında 1396 adet makine ekipman alımı için 6,2 milyon lira hibe ödemesi yapılacaktır. Hibe sözleşmesi imzalayan yatırımcılarımız satın alma aşaması evraklarını tamamlamalarını müte-akip, il proje yürütme birimimizin kontrolünden sonra makine ekipmanlarını satın alacaklardır.

Bakanlığımızın ilimize tahsis ettiği bütçe imkanları ile yürütülen Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında 2011 yılında ilimiz yatırımcılarına 13.040.000 TL hibe ödemesi yapılacaktır. 2011 yılında ilimizde KKYDP kapsamında 29 milyon liralık tarımsal yatırım gerçekleşmiş olacaktır.

Geçmiş 5 etapta ilimizde tamamlanan 95 adet tesisten 14 adedi, Alaşehir ve Sarıgöl ilçelerimizde uygulanmıştır. Bu ilçelerimizde uygulanan ekonomik yatırımlara ilişkin ayrıntılar, tabloda verilmiştir.

Makine Ekipman Alımlarının Desteklenmesi kapsamında 2011/10 No’lu tebliğ gereği 5259 adet proje başvurusu yapılmıştır. İl Proje Yürütme birimince yapılan değer-lendirme çalışmaları neticesinde 4419 adet başvuru uygun bulunmuştur. İlimize Bakanlığımızca 6.200.000 TL ödenek tahsis edilmesi neticesinde 1394 üreticimiz % 50 hibe ile makine ekipman almaya hak kazanmıştır. Yatırımcılar ile hibe sözleşmesi imzalama süreci devam etmektedir. Sözleşme imzalayan yatırımcıların sözleşme tarihinden itibaren 60 gün içinde satın alma işlemlerini tamamlamaları gerekmektedir.

Alaşehir ve Sarıgöl ilçelerimizden 2007-2011 döne-minde Makine Ekipman Alımları kapsamında % 50 hibe desteği ödemelerine ilişkin ayrıntılar tabloda verilmiştir.

67Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 70: manisa tarım ve gıda dergisi

Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı 2011 Yılı Çalışmaları

KIRSAL KALKINMA YATIRIMLARI

2011 yılında Makine Ekipman alımları için 6.200.000 TL Tarıma Dayalı Tesisler için 6.840.000 TL olmak üzere 13,040 Milyon TL hibe ödemesi programa alınmıştır. Uygulanacak hibe projeleri ile Manisa Tarımı ve Tarımsal Sanayine 29 Milyon TL yatırım yapılacaktır.

• Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı Kapsamında programa alınan projelerden 10 Adet Yeni Tesis Yapımı, 12 Adet Teknoloji Yenileme ve Kapasite Artırımı, 5 Adet Yarım Kalmış Tesis Tamamlanması projesidir.

2011 Yılı makine ekipman hibe programı

Makine bazlı dağılım

Makine ekipman adı Adet Hibe tutarı

Pulverizatör 568 2.030.438,17

Süt sağ.Ünitesi-soğut tankı 60 898.791,50

Balya makinesi 30 632.482,00

Mibzer 90 458.051,00

Basınçlı sulama sistemi 20 394.603,48

Diskli tırmık 128 352.592,72

El traktörü 206 337.149,51

Sap parçalama makinesi 136 304.474,84

Yem hazırlama makinesi 18 251.494,00

Silaj makinesi 39 193.197,00

Biçer bağlar 17 70.531,00

Gübre dağıtma makinesi 20 55.030,81

Lazerli tesviye aleti 3 47.900,00

Çayır biçme makinesi 25 41.585,39

Hububat harman makinesi 5 25.250,00

Pamuk toplama makinası 1 25.000,00

Zeytin hasat makinesi 14 22.387,50

Hasat tablası 1 22.000,00

Taş toplama makinesi 1 14.750,00

Patates söküm makinesi 3 8.825,00

Mototlu tırpan 7 3.198,00

Koyun kırkma makinesi 1 1.025,00

Arıcılık malzeme ve ekipmanı 1 627,5

Genel toplam 1.394 6.193.000

2011 Yılı makine ekipman hibe programı

İlçe bazlı dağılım

İlçe Adet Hibe tutarı

Ahmetli 20 96.738

Akhisar 114 472.331

Alaşehir 228 896.419

Demirci 55 176.179

Gölmarmara 22 74.295

Gördes 126 269.805

Kırkağaç 12 20.874

Köprübaşı 7 74.043

Kula 36 313.536

Merkez 141 626.510

Salihli 210 1.104.795

Sarıgöl 148 603.925

Saruhanlı 118 470.071

Selendi 48 323.296

Soma 30 128.161

Turgutlu 79 542.656

G e n e l t o p l a m 1394 6.193.000

68 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 71: manisa tarım ve gıda dergisi

Tarıma Dayalı Yatırımlar Kapsamında 2011 Yılında Programa Alınan Projeler

Proje Adı İlçe Konu

Kuru Üzüm İşleme Tesisi Tamamlama Ahmetli Tamamlama

Süt Ürünleri Kapasite Artırımı Ahmetli Kap. Artırımı

Yumurta İşleme Ve Pkt. Ünitesi Akhisar Yeni Tesis

Zeytin Salamura İşl.Pktl.Tesisi Kapt Art Akhisar Kap. Artırımı

Zeytinyağı Üretimi Tek.Yen.Kap.Art. Akhisar Kap. Artırımı

Turşu Üretimi Tek Yen Kap.Art Akhisar Kap. Artırımı

Kiraz İşleme Ve Paketleme Sis.Kurulması Alaşehir Kap. Artırımı

Meyve Sebze İşleme Paketl.Tesisi Alaşehir Yeni Tesis

Kiraz Katmadeğer Ve Rekabet Artırım Alaşehir Kap. Artırımı

Süt İşleme Tesisi Kurulması Demirci Yeni Tesis

Zeytinyağı Tesisi Tamamlama Prj Gördes Tamamlama

Süt Ürünleri Kapasite Artırımı Kırkağaç Yeni Tesis

Sofralık Zeytin Üretim Projesi Kırkağaç Kap. Artırımı

Kiraz İşleme Ve Pkt.Tesisi Tamamlama Köprübaşı Tamamlama

300 Baş Koyunculuk Projesi Kula Yeni Tesis

100 Baş Koyunculuk İşletmesi Merkez Yeni Tesis

Yarıkurutulmuş Domates Üert. Tesisi Kap.Art Merkez Kap. Artırımı

Kiraz İşleme Ve Pkt.Tesisi Tamamlama Salihli Tamamlama

Kuru Üzüm Ön İşl. Ve Muhf. Projesi Salihli Yeni Tesis

Kiraz İşleme Ve Pkt.Tesisi Sarıgöl Tamamlama

Ön Soğutmalı Soğuk Hava Depaosu Sarıgöl Yeni Tesis

Kuru Üzüm İşleme Tek. Yen.Kap.Art Saruhanlı Kap. Artırımı

Soğan Sarımsak İşleme Muh.Pkt.Tesisi Saruhanlı Yeni Tesis

Yeşilsan Süt İşl. Kapasite Art. Tarımsal Sanayi Entg. Projesi Soma Kap. Artırımı

Kurutulmuş Meyve Sebze İşl. Pkt.Tesis Turgutlu Yeni Tesis

Şalgam Suyu Üret. Tesisi Tamamlama Turgutlu Kap. Artırımı

2011 Yılı tarıma dayalı yatırımlar (ekonomik) hibe programı

İlçe bazlı dağılım

İlçe Adet Hibe tutarı

Ahmetli 2 374.949

Akhisar 4 946.000

Alaşehir 4 1.200.000

Demirci 1 300.000

Gördes 1 257.032

Kırkağaç 2 599.758

Köprübaşı 1 300.000

Kula 1 68.775

Merkez 2 331.465

Salihli 2 595.000

Sarıgöl 2 600.000

Saruhanlı 2 597.500

Soma 1 95.000

Turgutlu 2 574.666

27 6.840.145

69Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 72: manisa tarım ve gıda dergisi

Bağların en önemli zararlısı:

Salkım Güvesi (Lobesia botrana)

Ülkedeki bütün bağ alanlarında bulunan zararlı ile mücadele, ilimizde Erken Uyarı Projesi kapsamındadır.

Salkım güvesi, doğrudan üründe yaptığı zararla bağların en önemli zararlısıdır. Ülkemizde bütün bağ alanlarında bulunur. İlimizde bu zararlı ile mücadele, Tarım İl Müdürlüğümüzce uygulanan Bağlarda Tahmin ve Erken Uyarı Projesi kapsa-mında yürütülmektedir.

Tanımı ve BiyolojisiLepidoptera (Kın kanatlılar) takımından, Tortri-cidae familyasına ait bir türdür. Erginlerin boyu 6 mm. kadardır ve kanat açıklığı 10–12 mm’dir. Ön kanatların zemini gri renkte olup, üzeri gri, mavi, kahverengi, kızılımsı sarı ve zeytin yeşili renklerle mozaik gibi işlenmiş bir görünümdedir. Yumurta çok küçük olup, genellikle saat camı şeklindedir. Yumurtalar 0.5 mm. boyundadır. Yumurtalar bıra-kıldığında soluk sarı ve yeşil sarı karışımı bir renkte olup, şeffaftır. Daha sonra renk açılır ve gün ışığında bakıldığında pırıltılıdır.

Yumurtadan çıkan larva 1mm. boyunda, olgun lar-va ise 9-10 mm. boyundadır. Larvanın vücut rengi sarımsı yeşil renktedir. Larva her dönemde çok ha-reketlidir. Rahatsız edildiğinde ince bir iplikle kendi-ni yere bırakır. Orantılı nemin %40–50’nin altında olması ve ortamda çiğ bulunmaması durumunda dişi kelebekler steril kalmaktadır. Yumurta bıraksa da yumurtadan larva çıkmamaktadır.

Salkım güvesi kışı asma kabukları altında ya da diğer korunmuş yerlerde pupa döneminde geçirir. İlkba-harda uygun orantılı nem ve sıcaklıkta kelebekler görülür. Kelebekler gündüzleri asmanın iç kısımla-rında hareketsiz durur. Akşamüstü güneş battıktan sonra sıcaklığın 10˚C’nin üstünde olduğu saatlerde uçmaya başlarlar. Uçuş gece yarısına kadar devam eder. Uçarak birkaç yüz metre giderler. Dişiler yu-murtalarını çiçek tomurcuklarına, çiçeklere ve çiçek saplarına tek tek bırakırlar. Bir dişi 60–70 yumurta bırakır. Bu yumurtalardan 8-10 gün sonra larva çı-kar. Yeni çıkan larva bir süre dolaştıktan sonra çi-çek kılıflarını delip, tomurcuk veya çiçek içine girer,

beslenir. 1. dölün yaşam süresi 35–40 gündür. 2. döl larvaları korukta, 3. döl larvaları da bağın olgun üzüm döneminde zararlı olur. İklim koşulları zarar-lının isteklerine uygun olduğu için bu döllerin geliş-me süreleri 1. döle göre daha kısadır. Avrupa’da üç döl verirken, İspanya, Yunanistan, Ürdün ve Mısır gibi sıcak bölgelerde 4.döl yıllar itibariyle görülebilir. Ülkemizde de bazı yıllar 4. döl görülebilmektedir.

Zararları Salkım güvesinin 1. dölü tomurcuk ve çiçek devresinde zararlıdır. Larva, tomurcuk ve çiçek içinde beslenir ve salgıladığı ipliklerle tomurcuk ve çiçekleri birbirine bağlayarak, çilkimleri küme haline getirir. Zarar gören tomurcuk ve çiçek-ler dökülür, seyrek taneli salkımlar oluşur. 2. döl ise koruklar içerisinde beslenir. Salkım güvesinin 3. dölü en önemli zarar şeklini meydana getirir. Danelere tatlı su yürümeye başladığı döneme rastlar. Larva tane içerisinde ve taneden taneye geçi.p sık şekilde yer değiştirerek beslenir. Olgun tanelerden akan şekerli su saprofit mantarların (Aspergillus spp., Alternaria spp., Rhizopus spp., Cladosporium spp., Penicillium spp. ve Botrytis spp.) çoğalmasına neden olur ve meydana getir-diği zarar kolaylıkla görülür. Bu çürümeler kali-

teyi düşürür ve Okratoksin-A oluşumuna neden olur.

KonukçularıSalkım güvesinin ana konukçusu asmadır. (Vitis vinifera L.). Defne (Daphne gnidium L.), orman asması (Clematis vitalba L.), hünnap (Zizyphus jujuba Mill.), böğürtlen (Ribes spp.), kivi (Actini-dia chinensis) konukçuları arasındadır.

Mücadelesi

Kültürel ÖnlemlerSalkım güvesi larvalarının faaliyeti için sıcaklık ve orantılı nem bakımından asmanın iç ve alt kı-sımları daha uygundur. Budama ve aralamayı iç kısmını havadar tutacak şekilde yapmak, bağı ya-bancı otlardan temizlemek, kış temizliğine önem vermek gerekir. Üzümde tatlı su yürümeye baş-ladıktan sonra toprak yapısına göre gerekmedik-çe sulama yapılmamalıdır. Yapılan her sulamayla ortam nemi artmakta, böylece salkım güvesi için uygun ortam şartı oluşmaktadır.

Biyolojik Mücadele Salkım güvesinin bir çok doğal düşmanı olmasına

BİTKİ KORUMA

İbrahim DemranZiraat Mühendisi

70 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 73: manisa tarım ve gıda dergisi

rağmen, zararlıyı baskı altında tutacak yoğunlukta bulunmaması nedeniyle uygulamaya verilen bir yöntem yoktur. Ancak larvalara karşı Bacillus thu-ringiensis Berl. Biyopreparatları önerilmektedir.

Biyoteknolojik Mücadele(Çiftleşmeyi Engelleme Tekniği –ÇE)Çiftleşmeyi engelleme (ÇE), (Mating Disruption) ya da şaşırtma tekniği (Confusion Technique), dişi böcekler çiftleşme çağrısı olarak salgıladığı feromonun yapay olarak üretilip yayıcılarla belirli bir alana dağıtılması sonucu yoğun bir koku bu-lutu oluşturulması ve böylelikle erkeklerin dişile-re çiftleşme amacıyla ulaşmasının engellenmesi olarak tanımlanabilir. ÇE uygulama alanı, bir bağ denizinin ortasında yer alıyorsa en az 160 de-kar, bir bağ denizinin kenarında yer alıyorsa en az 120 dekar olmak zorundadır. Dişi kelebeğin kokusunu yayan bu feromonlu teller her sıra üzerine 8 metrede bir, kenarlarda 2 metrede bir olacak şekilde asılır. ÇE uygulama zamanı, se-çilen alanda 1. dölün ilk kelebeklerinin eşeysel

çekici tuzaklarda yakalanması ile birlikte hemen uygulanır.

Kimyasal Mücadeleİlimizde salkım güvesi mücadelesi, erken uyarı projesi kapsamındadır. Uyarı tarihleri belirlenir-ken;

1-Meterolojik verilerden; etkili sıcaklık toplamla-rına bakılır. Salkım güvesi için etkili sıcaklık günlük ortalama sıcaklıktan 12’C çıkarılarak elde edilir. 120 GD 1.Dölü, 520 GD 2.Dölü, 1047 GD 3.Dölü ifade etmektedir.

2-Eşeysel çekici tuzaklardan; 1 Ocaktan itibaren günlük maksimum sıcaklıklar toplamı 1000 C olduğunda, eşeysel çekici tuzaklar araziye asılır. Tuzaklardaki kelebekler düzenli olarak haftada iki gün sayılmakta, fenoloji ve sayım sonuçları cet-vellere işlenmektedir.

Elde edilen sonuçlar grafiğe aktarıldığında oluşan tepe noktaları, teorik olarak dölleri ifade eder.

3-Yumurta surveylerinden yararlanılarak; Mete-orolojik veriler ve eşeysel çekici tuzaklar teo-rik olarak döllerin gerçekleşme tarihlerini ifade ederler, yumurta surveylerine ışık tutarlar. İlaçla-ma uyarılarında asıl unsur, yumurta surveyleridir.Ovisit (yumurta) etkili ilaçlar, kelebek yumurtası-nı daneye koymadan önce uygulanmalıdır.

I.Dölde ilaçlama müdürlüğümüzce genelde öne-rilmemektedir.II.Dölde etkili sıcaklıklar toplamı 450-460 gün-dereceye ulaşıldığındaIII.Dölde 970-980 gün-dereceye ulaşıldığında ilaçlamalar yapılmalıdır.

İlaçlamalar mutlaka müdürlüğümüzce verilen uyarılar dikkate alınarak tavsiye edilen tarihler-de yapılmalıdır. Bağda salkım güvesine ruhsatlı ilaçlar kullanılmalıdır. Atılan ilaçlı suyun salkımla-ra gitmesi için yeşil budama (Palatır, uç alma, yaprak alma) tekniğine uygun ve zamanında ya-pılmalıdır. Atılan ilacın, salkımı kaplama şeklinde ıslattığından emin olunmalıdır. Bütün tanelerin sis halinde homojen olarak ilaçlanması sağlanmalı-dır. İlaç kalıntısı sorununun önlenmesi için ilacın etiketinde belirtilen son ilaçlama ile hasat arasın-daki süreye mutlaka uyulmalıdır. Rüzgarlı hava-da, çiğde ve günün çok sıcak saatlerinde ilaçlama yapılmamalıdır.

Salkım Güvesine Ruhsatlı Bazı İlaçlar

Etkili Madde Kullanım dozu Son ilaçlama ile hasat arsındaki süre

Chlorpyrifos Ethyl 227 g/l 200 ml/100 litre suya 7 gün

Flufenoxuron 50 g/l 100 ml/100 litre suya 28 gün

Tebufenozide 240 g/l 40 ml/100 litre suya 21 gün

Spinosad 480 g/l 10 ml/100 litre suya 7 gün

Bacillus thuringıensis var. kurstaki 16000IU/mg 150 g(+1 kg şeker)/100 litre suya

71Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 74: manisa tarım ve gıda dergisi

Manisa’da su ürünleri üretimiİlde su kaynaklarının sınırlı olmasına karşın bu alandaki üretim azımsanmayacak noktaya geldi.

SU ÜRÜNLERİ

Kadir ÖzdemirSu Ürünleri Yüksek Mühendisi

Manisa ilimizde su kaynaklarımızın sınırlı olma-sına karşın su ürünleri üretimi azımsanmayacak noktaya gelmiştir. 2003 yılından beri uygulan-makta olan hayvancılığın geliştirilmesine dair des-teklemelerden su ürünleri üreticilerinin de fay-dalanması ile hem Manisa’da hem de Türkiye’de su ürünleri çiftliklerinin, yeni teknoloji ve yeni sistemlere daha hızlı ulaşmasına neden olmuştur.

Su ürünleri sektörünün kapasite artışları ve yeni teknolojileri hızlı yakalaması, Türkiye’yi alabalık üretiminde Avrupa’nın en büyük üreticisi duru-muna getirmiştir. Öyle ki, Türkiye aynı zamanda

Avrupa ülkelerinin en büyük alabalık tedarik mer-kezi olmuştur. Ülkemizdeki üretilen alabalıkların % 50’den fazlası, taze, temizlenmiş, donuk, fleto ve dumanlanmış olarak işlenerek yurt dışına ihraç edi-lerek, ülkemize döviz kazandırmaktadır.

Türkiye 2009 yılında iç sularda balık çiftliklerinde 75.767 ton alabalık, 591 ton aynalı sazan olmak üzere 76.248 ton tatlı su balığı, denizlerde ise 5.229 ton somon, 28.362 ton çipura, 46.554 ton deniz levreği, 89 ton midye ve 2.247 ton (mercan, sivriburun karagöz, patlakgöz mercan, granyoz vb) diğer türler olmak üzere 82.481

ton deniz balığı üretmiştir. 2009 yılında iç sularda ve denizlerde kültür yoluyla toplam 158.729 su ürünlerinin kültür yoluyla üretimini gerçekleştir-miştir (TUİK).

2009 Yılında Manisa’da balık çiftlerinde 914.062 kg alabalık üretilmiştir. Aynı yıl Manisa’da balık çift-liklerinde üretilen alabalık miktarı, Türkiye’deki ala-balık üretiminin % 1,2 sini oluşturmaktadır. 2009 yılında Manisa’daki balık çiftliklerinde üretilen aynalı sazan miktarı 98 tondur. Bu yıl içinde Türkiye’de balık çiftliklerinde üretilen aynalı sazan miktarının % 16,58’i Manisa ilindeki balık çiftliklerinden gelmiştir.

72 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 75: manisa tarım ve gıda dergisi

Manisa da kültür balıkçılığı Demirköprü Barajı’nda 7, Soma-Sevişler ba-rajında 2 adet olmak üzere 9 adet balık çiftliği baraj göllerimizde, yüzer kafeslerde su ürün-leri üretimi yapmaktadır. İlimizde karada küçük su kaynaklarında üretim yapan küçük kapasiteli su ürünleri tesisleri de bulunmaktadır. Manisa merkeze bağlı Gürle ve Uzunburunda 2, Tur-gutlu ilçesinde Karaköy, Kayrak köyü ve Turgutlu Sanayi Sitesinde 2 alabalık işletmesi, 1 mavi-ye-şil alg üretim tesisi, Salihli Adala’da 1, Gördes Kobaklar köyünde 1 alabalık tesisi ve Akhisar Ilıcaksu mevkisinde 1 akvaryım balığı işletmesi olmak üzere 17 tane bakanlığımızdan izinli ve yetiştiricilik belgesine sahip su ürünleri işletmesi mevcuttur.

Manisa da faaliyet gösteren 17 su ürünleri işlet-mesinin kapasitesi 1681 ton/yıl alabalık, 170 ton/yıl aynalı sazan olmak üzere toplam 1851 ton/yıl balık üretim kapasitesine sahiptir. Demirköprü Barajı’nın yaşlı bir göl olması nedeniyle burada ilk kez balık üretim tesisi kurmak isteyenler, özel-likle metan gazı oluşumu ve balıkların ölüm riski konusunda İl Müdürlüğümüzce uyarılmaktadır. Demirköprü Barajı’nda 21 Kasım 2001, 11 Ka-sım 2007 ve 06 Haziran 2011 tarihlerinde me-tan gazı artışına istinaden balık çiftliklerinde toplu balık ölümleri görülmüştür. Manisa’da su kaynakları, su ürünleri kooperatifleri ve ticari balık avcılığı

Barajlarİlimizdeki su ürünleri avlak ve üretim sahaları, Gölmarmara Gölü’nde 44 km², Demirköprü Barajı’nda 48 km², Soma-Sevişler Barajı’nda 6,05 km², Sarıgöl - Afşar Barajı’nda 5,25 km² büyüklüğündedir. Ayrıca Demirköprü Barajı’nın ana su kaynağı Gediz Nehri bulunmaktadır. Dört adet baraj gölünde yaklaşık 268 adet ruhsatlı Su Ürünleri Kooperatifi üyesi bulunmakta olup, yaklaşık 150 resmi balık avcısı ticari su ürünleri avcılığı yaparak, geçimlerini sağlamaktadır.

Soma/Sevişler BarajıSoma-Sevişler Barajı’nda avcılık yapan bir adet SS. Sevişler, Naldöken ve Çevresi Su Ürünleri Kooperatifi bulunmaktadır. Kooperatife ait 8-10 balıkçı ticari anlamda su ürünleri avcılığı yapmak-tadır. Baraj Gölü’nde sazan balığı, kolyoz balığı ve bıyıklı balık bulunmakta olup, yıl boyu avlanan balık miktarı yaklaşık 3-5 tondur. Baraj gölü 6,05

km2 su yüzey alanına sahiptir ve baraj suyu ta-rımsal sulama yanında, Soma Termik Santrali’nin soğutma suyu olarak da kullanıldığından, yıllık yağış miktarı gölün maksimum ve minimum su kotu üzerinde etkilidir. Baraj gölünde alabalık ve sazan balığı üretmek üzere bakanlığımızca ruh-satlandırılmış olan 2 adet balık çiftliği bulunmak-tadır. 3. su ürünleri tesisi kurulması için bakanlı-ğımızca ön izin verilmiştir.

Sarıgöl-Alaşehir/Afşar BarajıAfşar Barajı Alaşehir - Gireli Su Ürünleri Koo-peratifi ile Sarıgöl-Afşar Su Ürünleri Kooperatifi üyelerinin ortak su ürünleri avcılığı yaptıkları su-lama amaçlı bir baraj gölüdür. Baraj gölü üç adet dere ile beslenmektedir. Derelerin yıllardır taşı-dığı alüvyon ve organik madde nedeniyle su de-rinliği maksimum su kotunda 6-10 metre iken, yaz döneminde sulama nedeniyle 2-3 metreye kadar düşmektedir. Göl alanının 5.25 km2 ol-masına karşın 2 adet su ürünleri kooperatifinin 5-10 üyesi, su ürünleri avcılığı ile geçimlerine katkı sağlamaktadır. Baraj Gölü, su ürünleri açı-sından biyolojik ve ekonomik ömrünü tamamla-mıştır. Gölde sazan, havuz balığı ve bıyıklı balığın yanında kerevit de bulunmaktadır. Baraj gölü, kültür balıkçılığı açısından olumsuz (sığ, erken ısınma ve metan riski) nitelikte olduğundan, ba-lık çiftliği kurulması uygun değildir. Temmuz ve ağustos aylarında tabandaki organik maddelerin oksijensiz koşullarda parçalanmasına istinaden metan gazı artışından dolayı zaman zaman toplu balık ölümleri görülebilmektedir.

Gölmarmara/Gölmarmara GölüGölmarmara Gölü, normal su kotunda 44 km2, maksimum su kotunda yüzey alanı ile Manisa’nın en büyük 2. gölüdür. Maksimum su seviyesin-de su yüzey alanı 60 km2’ye kadar çıkmaktadır. 1960’lı yıllarda gölün bir kısmına DSİ tarafından yapılan sedde ile gölün su tutma kapasitesi artırıl-mıştır. Gölmarmara Gölü’nde su ürünleri avcılığı ile geçinen 2 adet su ürünleri kooperatifi vardır. Kooperatiflerin 200 civarında resmi üyesi olma-sına karşın aktif olarak balıkçılık yapan yaklaşık 60 üye bulunmaktadır. Gölmarmara Gölü’nde sazan balığı, yayın balığı, havuz balığı, sudak balığı (Demirköprü Barajı’ndan Gölmarmara Gölü’ne su takviyesi yapıldığında) ve kerevit bulunmakta-dır. Yıllık ortalama 100 ton balık avlanmaktadır. Avlanan balığın 60 tonu sazan balığı, 40 tonu ise sudak balığı, havuz balığı, yayın balığı ve kolyoz balığından oluşmaktadır. Ayrıca geçmiş yıllarda yoğun şekilde avlanan yılan balığı nesli tükenmiş-tir. Bunun en büyük sebebi ise yılan balığı elver-lerinin nehir ağızlarına giriş dönemi olan eylül-mayıs arasında Gediz Nehri’nin kirli akması ve Gölmarmara Gölü’ne yapılan seddir. Sazan balığı yörede taze olarak tüketilmektedir. Sudak balığı gölden avlandığı yıllarda soğutuculu araçlarla Is-parta, Antalya veya Afyon’daki su ürünleri işleme tesislerine satılmakta, orada işlendikten sonra (fileto, füme vs) yurt dışına ihraç edilmektedir.

Gölmarmara Gölü, kaynağı Gördes’ten çıkan Kumçay Deresi ve zaman zaman da Demirköp-rü Barajı’ndan DSİ kanalı aracılığı ile beslenmek-tedir. Gördes Barajı’nın 2010 yılında tamamlan-

73Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 76: manisa tarım ve gıda dergisi

ması ile Gölmarmara Gölü’ne düzenli olarak taze su kaynağı verilmektedir. Bu nedenle gölde su derinliği 5-6 metreye, yüzey alanı 60 km2’ye kadar ulaşmaktadır. Gölmarmara Gölü’nde öt-rifikasyona bağlı olarak nisan, mayıs, haziran ve temmuz aylarında gölün tüm yüzeyini su bitkisi kaplamaktadır. Temmuz ve ağustos ayından iti-baren su bitkilerinin çürümeye başlaması ile bir-likte su ürünleri av verimi ağustos, eylül ve ekim aylarında daha fazla olmaktadır. Gölmarmara Gölü derinlik ortalaması 4-7 metre olması ne-deniyle kültür balıkçılığına uygun bir göl değildir.

Köprübaşı/Demirköprü BarajıDemirköprü Barajı 54 km2 yüzey alanı, son altı yılda maksimum su kotunda 40-48 metre de-rinliği ile Gediz Nehri ve Borlu Çayı’nda besle-nen balık avcılığı ve kültür balıkçılığı açısından en verimli baraj gölümüzdür. Barajda 85 üyeli su ürünleri avcılığı ile geçinen ve disipline olmuş bir su ürünleri kooperatifi mevcuttur. Demirköprü Barajı’nda sudak balığı, sazan balığı, yayın balığı, havuz balığı, kolyoz balığı ve az miktarda kerevit bulunmaktadır. Bu gölde yılda 50-90 ton arası sudak balığı, 10-40 ton arası sazan balığı avlan-maktadır. Göl tabanının çamur olmasına karşın sudak balığı, üremesi için gerekli olan kayalık ve taşlık sahaların bozulmaması nedeniyle bu gö-lün ticari balığı olmaya devam edecektir. Her iki ekonomik türden (sudak ve sazan balığı) yılda yaklaşık 100 ton balık avlanmaktadır. Su ürünleri kooperatifi balık sezonu öncesi yıl boyunca avla-yacağı türleri ayrı ayrı ihale ederek, sezon başın-da balığın satışını tamamlamaktadır. Kooperatif, ihaleyi kazanan kabzımallar dışında hiç kimseye balık satışı yapmamaktadır. Sudak balığı bölge-mizde bulunan doğal balık türleri arasında yega-ne ihracat ürünüdür. Beyşehir, Eğirdir gibi büyük göllerin ekolojik yapısının bozulması nedeniyle sudak balığı, bu göllerde tamamen ortadan kay-bolmuştur.

Demirköprü Barajı’nda su ürünleri projesi ba-kanlığımızca onaylanmış alabalık ve sazan üreti-mi yapmak üzere ruhsatlandırılmış 8 adet balık çiftliği bulunmaktadır. Bunlardan 4 tanesi üretim yapmakta olup, aktif konumdadır. Diğer 4 tanesi ise değişik nedenlerle üretime ara vermiş veya üretime geçme hazırlığı içindedir. Aktif olan 4 balık çiftliğinde 2008 yılında haziran ayına kadar yaklaşık 750 ton alabalık ve sazan üretimi ger-çekleştirilmiştir.

1960 yılından beri Gediz Nehri ve Borlu Çayı’nın Demirköprü Barajı’na taşıdığı organik, tarımsal, evsel ve endüstriyel yük, baraj gölü için ötrifikasyon tehdidi oluşturmaktadır. Demir-köprü Barajı’nda bentikdeki organik maddelerin oksijensiz koşullarda parçalanmasına istinaden metan gazı patlaması nedeniyle 2001 ve 2007 yılının kasım aylarında balık çiftliklerinde toplu ba-lık ölümleri meydana gelmiştir.

Akarsu ve dereler

Gediz NehriGediz Nehri, Manisa ilinin en büyük akarsuyu-

dur. Sonbahar, kış ve ilkbahar mevsiminde De-mirköprü Barajı’nı besleyen en büyük akarsudur. Haziran ayına kadar baraj gölünde biriken su, daha sonra yaz mevsiminde tarımsal sulamada ve kısmen enerji üretiminde kullanılır. Manisa’da enerji üretiminde kullanılan tek barajdır. Gediz Nehri, Demirköprü Barajı’na gelinceye kadar Kütahya ve Uşak illerinin, daha sonra ise Manisa’nın kirletici etkisi altındadır. Yılın büyük bölümünde Gediz Nehri’nden akan suyun 3. sı-nıf tarım suyu niteliğinde olması nedeniyle kültür balıkçılığında kullanılması mümkün değildir. Ge-diz Nehri’nde sazan balığı, yayın balığı, kolyoz balığı, bıyıklı balık ve havuz balığı yaşamaktadır. Nehir, bazı amatör balıkçılar tarafından avlan-ma sahası olarak kullanılmaktadır. Demirköprü Barajı’ndan gelen temiz su kaynağının kesildiği dönemlerde sonbahar mevsiminde kirleticilerin etkisi ile toplu balık ölümleri görülebilmektedir.

Diğer akarsu ve derelerManisa Merkez, Gördes, Turgutlu, Soma ve Salihli’de bazı küçük dere ve kaynak sularında 3-15 ton/yıl kapasiteli alabalık ve sazan balığı üretmek üzere ruhsatlı 6 adet balık çiftliği bulun-maktadır. Su ürünleri çiftliği kurulu bu derelerin debisi 5-100 lt/sn arasında olup, yaz mevsimin-de ısınma tehdidi altındadır. İlimizde Turgutlu’da Irmalaz, Çıkrıkçı, Akçapı-nar, Ahmetli’de Sard ve Alahıdır dereleri, Sa-lihli de Çamur Hamamı, Kırkoluk, Gümüşçay, Alaşehir’de Kavaklıdere, Soma’da Yağcıllı dere-lerinin yukarı noktalarında yıl boyu düzenli akan temiz soğuk su kaynakları bulunmakta olup, bunların bir kısmında İl Müdürlüğümüzce doğal alabalık türleri ile balıklandırma yapılmıştır. Halen bu derelerde yıl boyu su ürünleri av yasağı uy-gulanmaktadır.

Değerlendirmeİlimizde su ürünleri avcılığı sürdürülebilir düze-ye ulaşmıştır. Av baskısının daha fazla artması durumunda av veriminde hızlı düşüşlere sebep

olabilecektir. Avlanan su ürünleri türlerinde ve toplam su ürünleri av veriminde yıllara göre artış veya düşüşler görülebilmektedir.

Manisa ilinde ticari su ürünleri avcılığından yılda yaklaşık 100-200 ton ekonomik değeri olan ba-lık (pullu sazan, sudak, yayın vb) avlanmaktadır. Avlanan balığın yaklaşık 40 ile 80 tonu sanayi ba-lığı olan sudak balığıdır. İlimize su ürünleri işleme tesisi kurulması durumunda sudak balığı yılın en az 6-7 ayında hammadde olarak değerlendirile-bilecektir. Kafes balıkçılığı açısından ise Soma-Se-vişler Baraj gölünde kiralanabilir su yüzey alanı-nın tamamı (30 dekar) kiralanmıştır.

Demirköprü Barajı’nda zaman zaman yaşanan metan gazı artışları, balık çiftliği kurulması için sınırlayıcı etkendir. Demirköprü Barajı’nda faa-liyette olan 7 adet balık çiftliği mevcut olup, 2 adet bakanlıkça ön izin verilmiş müracaat bulun-maktadır. Mevcut kafes işletmeleri tam kapasite ile çalıştığında, boş olan su ürünleri kafes işletme sahaları da değerlendirildiğinde yıllık 2500-3000 tona yakın alabalık üretmek mümkün olacaktır.

İlimizde kafes işletmelerimizin en büyük prob-lemi, haziran ayında su sıcaklığının 25 ºC ulaşması nedeniyle balık çiftliklerinin alabalık hasatlarını ta-mamlamak zorunda kalmalarıdır. Üretimin tavan yaptığı mart, nisan, mayıs aylarında piyasadaki ala-balık arzı da maksimum düzeye ulaşmakta, alabalık-taki arz fazlası nedeniyle alabalık fiyatları da yılın en düşük seviyesine düşmektedir. Manisa da kurulacak bir su ürünleri işleme tesisi, mart ayından haziran ayına kadar alabalık (donuk, temiz donuk, füme, fleto) işleyerek, takip eden aylarda ise bir sonra-ki yılın mart ayına kadar (balık av yasağına kadar) sudak balığını işleyerek, yılın en az 10 ayında su ürünleri işleme tesisini çalıştıracak hammaddeyi bulabilecektir. Ayrıca pazarı bulunması durumun-da kısa zaman kasım, aralık aylarında kerevit de işlenerek, ihraç edilebilecektir. İç sularda oluşa-cak hammadde sıkıntısı durumlarında deniz ba-lığı avcılık ürünlerini de (İzmir Balık Hali’nden) temin edilerek işleme imkanı olacaktır.

Gölmarmara Gölü

74 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 77: manisa tarım ve gıda dergisi

75Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 78: manisa tarım ve gıda dergisi

Bitkisel ürünlerde zirai ilaç kullanımı ve kalıntı sorunuSorunun önlenmesi için zirai ilaç bayileri ilaç listesine kesinlikle uymalı, üretici ilaç kullanımında bilinçli davranmalı, tüketici ise ürünü iyice yıkamalıdır.

Tüm kesimlerde gitgide ilgi odağı haline gelen tarımsal ürünlerde ilaç kalıntısı konusu, ihracatta karşılaşılan sorunların yanı sıra, iç tüketimde de tereddütlere yol açmaktadır.

Tarım ürünlerini hastalık, zararlı ve yabancı otla-rın zararlarından korunmak, daha bol ve kaliteli ürün elde etmek amacıyla kullanılan ilaç ve kim-yasalların tüketim aşamasında, ürünün içerisinde veya üzerinde bulunan miktarına kalıntı denir.

Öncelikle tarımsal üretimdeki bir gerçeği kabul etmek zorundayız; zararlı, hastalık ve yabancı otlara karşı korumasız bir tarım düşünülemez ve bu etmenlere karşı alınan koruma önlemle-ri arasında %95’in üzerinde bir paya sahip olan kimyasal yöntemlerin uygulamadan kaldırılması, günümüzdeki tarımsal üretimin yarısını gözden çıkarmak anlamına gelir. Buna karşın ilaç kalıntı-sının insan sağlığı için risk boyutunun ne olduğu-nun da bilinmesi gerekmektedir.

Bir tarım ilacı kullanıma sunulmadan önce firma-sı tarafından uzun yıllar süren sayısız denemeler yapılır. Denemeler içerisinde kısa (akut) ve uzun (kronik) sürede herhangi bir zarar belirtisi gös-termeyen ve sonraki çalışma ve değerlendirme-lere temel oluşturan doz (NOEL - NO Effective Level) mg/kg olarak belirlenir. Ardından en az 100 kat, bazen 1000 kat bir güvenlik faktörü ile küçültülerek, günlük alınabilirliği kabul edilen doz (ADI - Acceptable Daily Intake) mg/kg olarak he-saplanır. Bu deneme sonuçları ve ADI değerleri

göz önünde bulundurularak, çeşitli ürün veya ürün gruplarında olmasına izin verilebilecek en yükse kalıntı sınırları (MRL – Maximum Residue Level) milyonda kısım (ppm – part per million) veya mg/kg olarak hesaplanır. Daha sonra, bes-lenme alışkanlıkları dikkate alınarak, tüketilen ürünler için maksimum kodeks değerleri ülke-ler düzeyinde hesaplanır. Diğer bir deyişle MRL daha çok ticari bir anlam taşır ve ayrıca yetiştiri-cilerin önerilen kullanma dozu ve son ilaçlama ile hasat aralığına uymalarını sağlamak içindir. Pestisitlerin çevresel etkileri onların uygulanma şekillerine, formülasyonlarına ve uygulanma za-manlarına bağlı olarak değişiklik göstermektedir.

Gerekli önlemleri alma zamanıHer geçen gün kalıntı konusundaki duyarlı-lık artmakta, ülkeler bu konudaki standartlarını belirlemektedirler. Eğer yurt dışına tarım ürünü satacak isek ürettiğimiz ürünü pazarlayacağımız ülkenin standartlarına göre üretmek zorunluluk haline gelmektedir. Çekirdeksiz kuru üzümü-müz Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ağırlıklı olmak üzere 60’dan fazla ülkeye ihraç edilmektedir. AB pazarının ise ihracatımızda sahip olduğu % 80 civarındaki payı nedeniyle, AB mevzuatlarında yapılan düzenleme ve değişiklikler, ihracatımızı doğrudan ilgilendirmektedir. Üzümün Manisa ve bölgemiz için önemi tartışılmazken, şimdi son gelişmeleri ve sonrasında oluşabilecek değişik-likleri sürekli takip edip, gerekli önlemleri alma zamanıdır.

Aslında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, AB’ye uyum süreci çerçevesinde, resmi ve özel, çok yönlü düzenleme çalışmaları yürütmektedir. 13 Haziran 2010 tarih ve 27610 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 5996 sayılı Veteriner Hiz-metleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu, 13 Aralık 2010 tarihinde tüm hükümleri ile yürürlü-ğe girmiştir. Bu kanun ile “Tarladan Sofraya Gıda Güvenilirliği” yaklaşımı göz önüne alınarak, gıda ve yem amacıyla kullanılacak hayvanların yetiş-tirilmesinden başlamak üzere, gıda ve yemlerin üretimi, işlenmesi ve dağıtımı aşaması yeniden düzenlenmiş, böylece ülkemiz koşullarının bu alandaki AB standartları ile uyumlu hale getiril-mesi hedeflenmiştir. Kanun gereğince, bakanlık-tan onaylı BKÜ (Bitki Koruma Ürünü) analizleri sonucunda uygunsuz ürünleri üretene 20.000 TL cezai yaptırım uygulanacaktır. Ayrıca, BKÜ ürünlerinin kayıt altına alınması ve izlenebilirli-liğinin sağlandığı reçeteli BKÜ satışı önemli bir adımdır. Reçeteli satılması istenen BKÜ reçete-siz alanlara/reçetesiz satanlara 1.000-5.000 TL arasında, BKÜ etiket bilgilerine uygun kullanma-yanlara 1.000 TL, BKÜ atık ve ambalajlarını be-lirlenen esaslara göre imha etmeyenlere 1.000 TL para cezası uygulanacaktır. Gıda Kodeksine aykırı hareket edenlere 10.770 TL idari para cezası verilecektir. Yeni çıkan kanun ve yönet-meliklerle yaptırımlar maddi yönden artırılmış ve ürünün kontrollü üretiminin sağlanması amaç-lanmıştır. Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından 01.01.2009 tarihinde 75 aktif madde, 31.08.2009 tarihinde ise 49 aktif madde imala-

BİTKİ KORUMA

Nurdan Güngör SavaşZiraat Yüksek Mühendisi

76 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 79: manisa tarım ve gıda dergisi

tı ve ithalatı yasaklanmıştır. AB uyum yasası ge-reğince yasaklamalar devam etmiş ve en son olarak 30 Haziran 2011 tarihi itibariyle 15 aktif madde daha yasaklanmıştır.

EKÜYKoruma ve Kontrol Genel Müdürlüğünce 2010 yılında başlayan Entegre ve Kontrollü Ürün Yö-netimi Projesi ile hastalık, zararlı ve yabancı otla-rın popülasyon yoğunluklarının, ürün kayıplarına neden olmayacak şekilde, uygun olan bütün mü-cadele metotlarını ve tekniklerini uyumlu bir şe-kilde kullanarak, bunların popülasyonlarını, eko-nomik zarar düzeyinin altında tutabilen bir zararlı yönetim sistemi uygulamaktır. Projenin hedefle-ri, tarladan sofraya güvenilir gıda üretimi ve tü-ketimini sağlamak, hatalı uygulamaların önüne geçmek, izlenebilir üretim sistemi oluşturmak, iç tüketim için sağlıklı, güvenilir, kontrollü ürün yetiştirmek, Rusya ve AB ülkelerine ihracatta ya-şanan ilaç kalıntısı problemini çözmektir.

Anne sütüne bile geçebilirTarım ilaçları ve bitkilerde kullanılan diğer kim-yasallar (yaprak gübreleri, hormonlar vb.) kabul edilebilir limitlerin üzerinde kullanıldığında, ilaç-lanan ürün üzerinde kalıntıya neden olduğu gibi, bunlarla beslenen hayvanların et ve süt ürünle-rine, hatta anne sütüne dahi geçmektedir. Saç dökülmesinden deri iltihabı, egzama, bronşial astım ve kansere kadar pek çok hastalığa neden olmaktadır. Sadece insan sağlığına değil, toprağa, suya ve diğer canlılara da zarar vermektedir.

Söz konusu olumsuzlukları ortadan kaldırabilmek açısından yapılabilecekleri sıralarsak;•Bitkinin güneş ışığından en iyi şekilde faydalan-ması sağlanmalıdır. •Hastalık ya da zararlı ile mücadelede başka bir çare kalmadığında tarım ilaçları kullanılmalıdır. •Çevreyi ve sağlığı olabildiğince az etkileme potansiyelindeki ‘düşük riskli’ ya da ‘çevre dos-tu’ ilaçlara yönelinmelidir. •Tarımsal mücadelede kullanılan alet ve maki-nelerin bakımları yapılmalı eski püskürtme me-meleri değiştirilmelidir. •İlaçlama sırasında makine basıncına dikkat edilmelidir.•Kullanılan ilaç ürünümüzde ruhsatlı olmalı ila-cın etiketi mutlaka okunmalıdır. •Etikette önerilen doza uyulmalı ilaçlı su hazırla-nırken ölçek kullanılmalıdır.•Hatalı ve gereksiz ilaç karışımları yapılmamalı, özellikle de yaprak gübresi karışımlarına dikkat edilmelidir. •İlaç etiketinde belirtilen son ilaçlama ile hasat arasında geçmesi gereken süre ilacın hastalık ya da zararlıyı kontrol süresi değildir. İnsan sağlı-ğının korunması amacıyla belirlenmiş bekleme süresidir. •İlaçlanan ürün bu bekleme süresi dolmadan kesinlikle hasat edilmemelidir. •Hasada yakın dönemlerde aynı etkili madde-ye sahip ilaçlar üst üste kullanılmamalıdır. Hasat durumuna göre bekleme süresi kısa olan ilaçlar tercih edilmelidir.

•Boş ilaç ambalajları rasgele çevreye ya da çöpe atılmamalı, gömülerek imha edilmelidir.

Üreticilerimize düşen ise gündemi mutlaka ta-kip etmektir. Yeni çıkan kanun ile birlikte kalın-tılı ürün yetiştiren üreticiler ağır cezalara maruz kalacaktır. Üreticimiz oluşturulan ilaç listesine kesinlikle uymalıdır, elinde yasaklı madde içeren ilaç mevcut ise hiç tereddüt etmeden Tarım İl ve İlçe Müdürlüklerine teslim etmelidir, yeni sezon ilaçlamalarında ise reçete yazma yetkisine sahip ziraat mühendislerini tercih etmeli ve liste üze-rinde mutabık olmalıdır. Listeye uymanın soru-nun çözümünde yeterli olmayacağını bilinmeli, doğru zaman ve dozda kullanım esaslarına da uyulmalıdır. Organik üretim, bağcılıkta iyi tarım uygulamaları ve Entegre Mücadele çalışmaları-na eğilim artırılmalıdır. Kalıntı sorununun çözü-münde kilit rolü olan zirai ilaç bayilerinin, reçete yazma yetkisine sahip ziraat mühendislerinin ve üreticilerin zirai ilaç kullanırken bilinçli davranma-ları, ihracatımızın devamlılığı ve sağlığımız açısın-dan çok önemlidir. Tüketicilerimize düşen görevler ise, satın aldı-ğınız sebze ya da meyvelerdeki bulunabilecek kimyasalların zararından korunabilmek için ürün iyice yıkanmalı ve bir süre suda bekletilmelidir. Kabuğu soyulmaya müsait olan meyve ve seb-zeleri kabuklarını soyarak tüketmelidir. Haşlama, pişirme ve pastörizasyon gibi ısıl işlemler ile ka-lıntı miktarlarının azaldığı da tespit edilmiştir.

77Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 80: manisa tarım ve gıda dergisi

Kış mevsiminde yaz lezzeti

Geleneksel sebze kurutma yöntemi artık ticari olarak büyük arazilerde yapılıyor.

ÜRÜN İŞLEME

78 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 81: manisa tarım ve gıda dergisi

Anadolu’nun geleneksel sebze kurutma işi, Manisa’da bahçelerde, teras ve bal-konlarda iplere dizilerek kurutulan biber, domates ve patlıcanlar, artık ticari olarak büyük arazilerde güneşte yapılıyor. Geçen temmuz ayından itibaren Manisa’da dağ etekleri ve meyilli arazilerin yüzeyi kırmı-zıya boyandı. Bol güneş alan bölgelerde tarlalar boyu, yüzlerce kadın işçi, kesilmiş domatesleri beyaz örtüler üzerine serip kurutuyor.

Domates ülkemizde en çok üretilen ve tüketilen sebzedir. Dünyada da yaygın ola-rak kullanılır. Yemeklerde diğer sebzelerle pişirilen domatesin konsantre suyunun ya-nında turşusu, konservesi, salçası, ketçabı, sosu, pulp ve püresi de yapılır. Dondurula-rak, kurutularak değerlendirilir.

Kış aylarında fiyatların yükselmesi ve kaliteli ürünün kolay bulunamaması nedeniyle in-sanlarımız ürünlerini kurutmaya başlamış-lardır. Ülkemizde en yaygın ve maliyeti en düşük sistem olan güneşte kurutma yön-temi, domateslerin yerde bir örtü üzerine serilerek kurutulmasıdır.

Yaz sezonunda fiyatı düşük olan domates, kurutularak çuvala konulur, daha sonra da soğuk hava depolarında muhafaza edile-rek, pazarlama süresi uzatılıp daha değerli fiyata satılır.

Domates fiyatlarının kış aylarında yüksel-mesi ve belirli dönemlerde tabiri caizse et fiyatlarıyla yarışması, son yıllarda ülke-mizde yeni olmayan, fakat bir o kadar da basit bir yöntem olan kurutma işlemine yönlendiriyor çiftçileri. Bilindiği üzere en eski yöntemlerden birisi olan kurutma iş-

leminin ana mantığı, hasattan sonra meyve üzerinde var olan suyun yüzde oranını dü-şürerek, daha uzun süre saklanabilmesini sağlamaktır. Domatesin olgun dönemdeki su yoğunluğu %90-%95 civarında olup, hasattan sona da olgunlaştığı için mikrobi-yal faaliyetlere açıktır, bu yüzden de bozul-ması hızlı olmaktadır.

Güneşe serme kurutmacılıkta, boş arazi-lere serilen naylonlar üzerine domatesler büyüklüklerine göre 2 ve 4’e bölünüp se-rilmektedir. Bu şekilde meyve üzerindeki su oranı %10-12 civarına düşünceye kadar kurutulmaktadır. Sergide kurutma işlemi sezonu, toplam 45 ile 60 gün arasında ta-mamlanmaktadır.

Kesilip yere serilen domatesler üzerine kükürt pülverize edilerek, kükürtlü kuru domates üretimi yapılır.

Avrupa ülkelerine ihraç edilmek üzere Ma-nisa merkez, Saruhanlı, Turgutlu, Akhisar, Salihli ilçelerinde kurutma alanlarında do-matesler doğal ortamda kurutularak, ilgili aracı firmalar tarafından kalite kontrol iş-lemleri tamamlandıktan sonra soğuk hava depolarında stoklanır. Çiçek yağ, zeytinyağ ve baharatlarla marine edilen kuru doma-tesler, cam kavanoz ve vakumlu torbalar içinde ihraç edilir.

Türkiye’de yetişen domateslerin % 4’ ü iç piyasada, %96’ sı ihracatçı firmalar aracılı-ğıyla yurt dışına gönderilmektedir. Ege İh-racatçılar Birliğinin 2010 yılı raporuna göre, toplam 57 ülkeye 15.407 ton ihraç edilen kuru domatesten 58 milyon dolar döviz girdisi sağlanmıştır.

Nedim ZurnacıZiraat Mühendisi

Page 82: manisa tarım ve gıda dergisi

Koyun yetiştiriciliğiİlimizde koyun yetiştiriciliği iklim ve tabiat şartları ile teknik ve ekonomik imkanlar ölçüsünde, köylerde büyük sürüler halinde, entansif olarak orta veya büyük gruplar şeklinde veya yüksek süt verimi olan ırklardan birkaç baş olarak yapılır.

Koyun yetiştiriciliği, gerek iklimi, gerek coğrafi yapısı nedeniyle bitkisel üretime uygun olmayan, yağışı az vejetasyonu zayıf mer’a alanları ile iklim koşullarının zorlaması sonucu nadas uygulanan bitkisel üretim alanlarındaki artıkları değerlendir-mek suretiyle insan tüketimine uygun halde et, süt deri, yapağı gibi çeşitli önemli ürünlere dö-nüştürülen bir hayvancılık etkinliği olması nedeni ile köy yerleşimlerimizde ve Manisa tarımında oldukça önemli bir yere sahiptir.

Koyun yetiştiriciliği, sahip olduğu özellikler nede-ni ile tarım işletmeleri ve çiftçi ailelerine çok sa-yıda ve çeşitli yararlar sağlamaktadır. Söz konusu yararları şu şekilde sıralamak mümkündür.

Koyunlar;• Uyum yetenekleri sayesinde oldukça farklı çevre koşullarında yetiştirilebilirler. • Et, süt, yapağı, deri, barsak ve gübre gibi amaçlarla yararlanılabilecek çok sayıda ürüne sa-hiptirler. • Bitkisel üretim yapılmayan alanların büyük bölümünden zayıf meralardan çok iyi yararlana-bilirler.Böylece bu alanları değerlendirebilecek ülke ve dünya ekonomisi ile insan beslenmesine önemli katkı sağlarlar.• Bitkisel üretim ve sanayi artıkları ile kaba yem-leri çok iyi değerlendirirler.• Yetiştiricilerin köy orta malı meralardan karşı-lıksız olarak yararlanmalarını sağlarlar.

• Tarım işletmesi bünyesinde mevcut ve her-hangi bir şekilde yararlanılamayan arazileri en iyi şekilde değerlendirirler.• Çiftçi ailesinin boş zamanlarının daha iyi de-ğerlendirilmesine katkıda bulunurlar.• Yetiştiricinin her an kolaylıkla paraya dönüş-türeceği hayvanlardır.• Büyükbaş hayvanlara göre ucuz olup, ko-yun yetiştiriciliğine yeni başlayacakların az miktarda sermayeli sürü kurmalarını kolaylaş-tırır. Ucuz hayvanlar olmaları nedeni ile çeşitli olumsuz faktörler karşısında daha az risklidir-ler.• Çoğunlukla büyük sürüler halinde idare edilebilmeleri yönetimlerini kolaylaştırır.

HAYVANCILIK

Dursun ÖvelekZiraat Mühendisi

80 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 83: manisa tarım ve gıda dergisi

• Basit ve ucuz maliyetli barınaklarda yetişti-rilebilirler.• Nadas ve anız otlatması sırasında bırak-tıkları gübre ile tarım arazilerinin fiziksel ve kimyasal toprak özelliklerini iyileştirerek daha verimli hale gelmelerini sağlarlar.

Manisa Koyunculuğunun Genel Yapısal ÖzellikleriManisa koyunculuğunda çeşitli üretim sis-temleri vardır. Bununla birlikte, bir genelleme yapılırsa ortak yapısal özellikler olarak şunlar be-lirtilebilir. • Koyun varlığının büyük bir çoğunluğu verim düzeyleri düşük olarak kabul edilen yağsız kuy-ruklu yerli Kaba Kıvırcık (Prıt) ırkından oluşur.Az miktarda Sakız,Tahirova,Sönmez,Acıpayam gibi ırklar ile Merinos melezi koyun ırklarımız vardır. Ancak bu ırklar yetiştirildikleri bölgelerin ekolojik koşullarına iyi uyum göstermişlerdir.• Koyunların beslenmesi, büyük ölçüde giderek verimsizleşen mera ile nadas ve anızlara dayanır. Bu nedenle dengeli bir beslenme söz konusu değildir. Gerekli görülen zamanlarda ek yemle-me yapılması şarttır.• Genelde birim işletme başına koyun sayısı az-dır. Yetiştirme sistemlerinde, yerleşik sistem ege-men olmakla birlikte yayla koyunculuğu ve göçer koyunculukta az miktarda yapılır.• Koyunların büyük bir bölümü sağılır. Elle yapı-lan sağımda çoğunlukla aile işgücünden yararla-nılır. Bununla birlikte ilkel koşullar altında yapılan sağım için iş gücü bulmak zamanla zorlaşmakta-dır.• Kimi bölgelerde koyun sütünün para getirme-si, kuzuların erken sütten kesimini zorunlu kılar. Genel olarak kuzular sütten kesimden sonraya da bir süre ot besisi yapılarak pazarlanır. Pazarla-ma için, ya uygun bir ağırlık esas alınır ya da yem kaynağı bitinceye değin besi sürer.• Genel olarak kuzular yılda bir kez kuzulattırılır. Bununla birlikte koyunlarını sağmayan kimi işlet-melerde, kuzulatma aralığının kısaltılması uygula-maları da göze çarpar.• Çağdaş teknoloji ya en alt düzeyde uygulanır ya da yok gibidir. Hayvan refahının ön planı çıka-rıldığı koşullar ve teknik ekipmanlar vb. kullanma durumu çok yetersizdir.• Yetiştiricilerin damızlık dahil, girdilerin alımında olduğu kadar ürünlerin pazarlanmasında yarar-landıkları herhangi bir kamusal ve özel örgütleri yoktur, ya da çok yetersizdir. Var olan pazarlama olanakları yetiştiricilerin lehine değildir.• Koyun Üreticileri birliği yoktur. Damızlık ko-yun ve keçi yetiştiricileri birliği faaliyetlerini artı-rarak sürdürmektedir.Genel anlamda koyun yetiştiricisinin ülke ekono-mine getirdiği katkı kadar pay almadığı, gelirinin düşük olduğu ve koyun sayısının da giderek azal-dığı söylenebilir. Türkiye’de geçerli olan koyun yetiştirme sisteminin temel gereklerinden biri olan çobanlık mesleği önemini yitirmiş, çoban bulmak zorlaşmıştır. Koyunlardan sağlanan gelir-ler, giderleri karşılayacak şekilde artırılamamıştır. Kırsal kesimde aile işgücü kullanarak koyunculuk yapabilecek işletmelerin sayısı düşmüştür. Çünkü

özellikle genç nüfus, daha cazip iş koşulları ve is-tikrarlı kazanca yönelmektedir ve koyun yetiştiri-ciliği uzun süredir bu nitelikte görülmemektedir.

Koyun yetiştiriciliğinde başarıyı yakalamak için yapılması gerekenler şunlardır:• Birim hayvan başına kaliteli ve daha fazla ürün elde etmek için yüksek verimli kültür ırkları ile bunların yerli ırklarla melezlerinin sayılarının ço-ğaltılması, sun’i ve tabii tohumlama çalışmalarının yaygınlaştırılması ve hayvan varlığı içinde yüksek verimli kültür ırklarının payının arttırılması• Salgın ve paraziter hastalıklarla etkin mücadele sağlamak için, bu mücadelede kullanılacak her türlü aşı ve koruyucu maddenin temini ile müca-dele alt yapısının oluşturulması.• Çayır ve meraların iyileştirilmesi için bunların kullanımlarını düzenleyici tedbirlerin alınması, yem bitkileri üretiminin geliştirilmesi• Besicilik uygulamasının genişletilerek sürdürül-mesi ve bu konuda etkili ve özendirici tedbirlerin uygulanmasına devam olunması• Erken ve geç kesimin önlenmesi, birim hay-vandan daha fazla verim alınmasına yönelik çalış-maların arttırılması• Yüksek kaliteli yapağı üretiminin artırılması ve ham deri kalitesinin geliştirilmesine yönelik çalış-maların teşvik edilmesi.• Süt ve süt ürünleri üretiminin geliştirilmesi.• Hayvan bakım ve besleme konularında üretici-lerin bilgilendirilmesi ve eğitilmesi.• Merkez ve ilçeler bazında işletme tipleri ve bunlara uygun üretim deseni belirlenmelidir.• Hayvan yetiştiricilerinin, üretim ve tüketim arasındaki safhalarıda kapsamak üzere, örgütlen-meleri (Kooperatif, dernek, birlik, şirket) teşvik edilmelidir.• Hayvancılıkta sigorta sistemine işlerlik ve yay-gınlık kazandırmak için gerekli eğitimler yapılma-lıdır.• İl Müdürlüğümüzün açacağı sürü yönetimi ve hayvan yetiştiriciliği kurslarına katılıp sertifika al-mış kalifiye elemanların tercih edilmesi ile üretim ve verimlilikte artış kaydedileceği muhakkaktır.

Koyunlarda bakım ve beslenme

Damızlık seçimiBeden yapısı iyi gelişmiş geniş ve derin olmalı-dır. Sütçü koyunlarda arka kısmın ön kısmından daha geniş olması iyidir. Etçiler koyunlara köşe-leri yuvarlak dikdörtgen şekildedir. Başın yapısı ırk, verim yönü, cinsiyetlere göre değişir. Sütçü koyunlarda baş uzunca, ince ve kuru yapılıdır. Etçi ırklarda ise baş zarif ve burun ucuna doğru daralır. Sağlam ve sağlıklı hayvanlarda deri pem-be renklidir. Hasta ya da uzun süre yetersiz bes-lenen hayvanlarda ise deri soluk veya mavimsi görünümlü olur. Süt tipi koyunlarda boyun etçi koyunlara göre daha uzuncadır. Sütçü koyun-larda boyunda et ve yağ az geliştiğinden boyun yassı dar ve daha az derindir. Erken gelişen etçi koyunlarda ise boyun, kısa, kalın, bol etli ve yağlıdır Dişi koyunlarda kulaklar erkeklere göre daha ince ve zariftir. Süt tipi koyunlarda kulaklar daha büyük ve sarkık olurlar. Sırt, göğüs ve ka-rın boşluğunda bulunan çeşitli organların yükünü çeken önemli bir vücut bölümüdür. Sırtın düz ve sağlam olması gereklidir. En iyi kalite et bel bö-lümünde bulunduğu için, etçi tiplerde bu vücut bölümü ile sağrı arasında bağlantı görevi gördü-ğünden belin düz, kuvvetli ve bol etli olması is-tenir. Sütçü koyunlarda ise göğüs uzun ve daha dardır. Zaten sütçü ırklarda da göğüsün yeterli genişlikte olması istenir. Karın bir çok organları içinde saklar. Karın alt çizgisi düz olmalı ve sarkık-lık göstermemelidir. Çok yaşlı koyunlarda biraz sarkıklık görülebilir. Süt tipi koyunlarda karının arka kısmı memelere doğru genişlemiştir. Böy-lece iyi gelişmiş bir meme yapısı meydana gelir. Düzenli duruşlu koyunlarda önden ve arkadan bakıldığında ön ve arka bacakların birbirini örter şekilde durması gerekir. Damızlık bir koç, yıl-da 25-80 anaya aşım yapabilir. Bu demektir ki, sürünün genetik yapısını değiştirmede bir koçun etkisi, koyunun en az 25-80 katıdır. Koyun gene-tik olarak çok üstün olmasa da yılda bir döl verir, bu ise bir veya birkaç kuzu demektir. Dolayısıyla sürüye fazla tesir etmez. Sürünün geleceği ko-

81Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 84: manisa tarım ve gıda dergisi

çun kalitesine bağlıdır. Onun için yüksek fiyatla da olsa damızlık yetiştiren işletmelerden koç satın almakta yarar vardır. Kullanılacak koçlar, kuvvetli ve sağlıklı olmalı, ırkının bütün özelliklerini gös-termelidir. Saf kan bir hayvan olmalıdır. Döl ve-rimi yüksek bir aileden gelmelidir. Ağır ve hantal değil, canlı, parlak bakışlı ve hareketli olmalıdır. Yumurtalıklar torbaya inmiş olmalı, torbalar aynı hizada durmalıdır. Tohumları sağlam olmalıdır. Yapağısı kendi ırkının özelliğini taşımalı, üzerinde leke bulunmamalıdır. Bacakları kısa ve düzgün olmalı, yürüyüşü sağlam, sallanmasız, titreme-siz olmalıdır. Sağrısına basıldığında çömelen koç, damızlık olarak kullanılmaz. Ergin bir koç iyi bes-lenirse 25-80 koyuna aşabilir dedik. Ancak zayıf meralarda ve yetersiz beslenmede, bu sayı 10-20’ye iner.

Koç katımına hazırlıkYetiştirici açısından koç katımının başarısı temel-de gebe kalma oranının yüksek olmasına ve koç katımı zamanının kısa sürmesine bağlıdır. Bu amaçla koç katımı öncesi ve koç katımında ko-yunlara ve koçlara uygulanacak işlemler önem kazanır. Bu işlemlerin başında, bu dönemde ya-pılacak beslemenin niteliği önem kazanır. Koyun-lara ve koçlara, koç katımı öncesi ve koç katımı öncesinde yapılacak yoğun ya da ek yemleme (flushing), kısırlığı düşürür, ikizliği arttırır ve koç katımının kısa sürmesini, bir başka deyişle kızgın-lığın toplulaştırılmasını sağlar.

Besleme dışında, uygulanacak işlemler arasında koyunların arasına uyarıcı koç ya da koçların sa-lınması, aşımın serinlikte yapılması, koçların yaz kısırlığından kurtarılması, sevi süresinin uzatılması gibi konular sayılabilir. Aşım döneminde geçiş-te koyunların arasına uyarıcı koç ya da koçların salınması, kızgınlığın uygun zamanda ve toplu olarak görünmesini sağlamaktadır. Bu amaçla belirlenen aşım başlangıç tarihine 2 hafta kala koyunlar arasına uyarıcı koç bırakılmalıdır.Burada koçların etkisi, anöstrus döneminden çiftleşme mevsimine geçerken görülür. Koyunlar ve koçlar

aşım sırasında yüksek ısıdan olumsuz yönde et-kilenirler. Uzun süreli yüksek ısı kızgınlığın çıkışını geciktirdiği gibi gebelik oranını da düşürmektedir. Bu nedenle yazın koyunların gece otlatılması ve aşımların serinde yapılması yararlıdır. Koçların hayalarının üzerindeki yapağıların kırkılması ve serinletilmesi ise onları yaz kısırlığından korur, gerek aşım isteğini, gerekse sperma verimini arttırır.

Gebelik ve kuzulamaKoyunlarda gebelik süresi ortalama 5 aydır. Bu süre 145-155 gün arasında değişir. Genel olarak geç gelişen ırklarda gebelik, erken gelişenlere oranla birkaç gün uzun sürer. Yaşlı koyunlar ise genç koyunlara göre kuzularını bir iki gün faz-la taşırlar. İkizlerin gebelik süreleri de tekizlere oranla bir iki gün daha kısa olur. Gebeliğin son 1-1,5 ayında bakım-yönetim özen kazanır. Gebe koyunların hareket ettiril-meleri yararlıdır. Bununla birlikte koyunlar hızlı yürümeye, dar yerlerden geçmeye, hendekten atlatmaya zorlanmamalıdır.

Koyun yetiştiriciliğinde işin en fazla olduğu dö-nem kuzulama mevsimidir. Bu mevsimde, ön-celikle doğum bölmelerinin hazırlanması gerekir. Doğum bölmeleri, ağılın en sıcak olan, rüzgar tutmayan yerlerinde hazırlanır. 10 gebe koyuna en az bir doğum bölmesi hesap edilir.

Kuzulamasına birkaç gün kalan koyunun karnı en büyük şişkinliğe kavuşur, memeleri gerilir ve meme başlarına süt iner. Vulvadan yapışkan bir sıvı akar.Koyunlarda doğum genellikle kendili-ğinden olur. Yardım gerekiyorsa, başın çıkması için ananın ıkınmasına uygun olarak yapılabilir. Koyunların % 70’i öngeliş, % 30’u ise arka geliş şeklinde doğum yaparlar.

Kuzu büyütmeYeni doğan kuzuyu anasını emmeye bırakmadan önce ananın meme ucundaki ilk damlalar alınır. Daha sonra anasını emmesine izin verilir. Anasını

ememiyorsa meme başını bulmasına ve emişine yardımcı olunur. Kuzulamadan sonraki ilk günler-de koyunun verdiği süte ağız sütü (kolostrum) denir. Ağız sütünü mutlaka kuzuların emmesi sağlanmalıdır. Bu süt 3-5 gün süreyle salgılanır. Bununla birlikte, kuzuların doğumu izleyen ilk 3-4 saat içinde bu sütü almaları önemlidir. Ağız sütü tam bir besin maddesidir. Ayrıca içerdiği an-tikorlar nedeniyle kuzularda bir süre hastalıklara karşı direnç oluşturur. Ağız sütü kuzuyu hafif ishal de (sürgün) yapabilir. Bağırsaklardaki pisliği (me-konium) temizlemek gerekir. Bu pislik kuzuların gerisinde turuncu renkte bir dışkı olarak görülür.

Kimi durumlarda, anası ölmüş kuzuların beslen-meleri ya da ikiz doğumlarda ana kuzuları besle-yemez durumda ise kuzunun başka bir koyuna alıştırılması söz konusu olabilir. Bu işe yakma de-nir. Yakmada, bir süre zorlukla karşılaşılır. Güçlük daha çok koyundan gelir. Koyunun kuzuyu red etmemesi, kendi öz yavrusu imiş gibi kabul et-mesi için başlıca şu işlemlere başvurulur.• Kuzu ve yakılacak koyun dar bir bölmeye alınır. Bir süre sonra koyun kuzuya alışır ve emmesine izin verir.• Koyunun sütü öksüz kuzunun başına, vücu-duna ve kendi burnuna sürülür. Koyun kuzuyu kokladığında kendi yavrusu olduğunu sanır, yav-ruyu yadırgamaz.• Ölü kuzunun postu öksüz kuzunun sırtına bağ-lanır.• Koyunun yavrusu doğar doğmaz ölmüş ise ko-yunun sonu öksüz kuzuya sürülür.• Koyunun kuyruk arkası öksüz kuzuya iyice sü-rülür ve kokusu yavruya sindirilir.

Pazarlanabilen koyun sütü üretiminin önem ka-zandığı, bu açıdan erken sütten kesimin uygu-landığı işletmelerde, hem erken kuzu kesiminin önlenmesi, hem de süt sağımına bir an önce başlayabilmesi için kalıntı sütle büyütme uygula-nabilmektedir. Bu yöntemde kuzular normal ge-lişmelerini tamamlayıncaya değin insanların ko-yundan makine ya da elle alamadığı (sağamadığı) ve memede bıraktıkları sütle beslenirler.

Koyunların sağımıKoyunlar ‘Kotra’ adı verilen ve oldukça kullanışlı özel bölümler içinde de elle sağılabilir. Bu tip sa-ğım duraklarında çitlerin yüksekliği 100-105 cm olabilir. Sağım direğinin ön genişliği 30-35 cm, arka genişliği ise 50-55 cm olmalıdır. Kotralardaki bölme sayısı kullanılan sağımcı sayısına bağlıdır. Koyunlar kotranın arka tarafındaki bir bölme içine sürülerek, sağıcıların arka tarafından ya da yanından bölmeler içine alınırlar.

Kotra tabanları genellikle önden arkaya meyilli ve tırnaklı bir yapıya sahiptir. Her bölmenin ön ta-rafında sağıcının kolaylıkla açıp kapayabileceği bir kapı vardır. Koyunlar sağıldıkça kapı açılarak kotra önündeki bölmeye alınırlar. Sabit sağım kotraları olduğu gibi küçük sürülere uygun taşınabilir kot-ralar da kullanılabilir.

Makine İle Sağım: Makinalı sağım 100 koyun-dan daha küçük sürüler için uygun değildir. Ma-

82 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 85: manisa tarım ve gıda dergisi

kinalı sağım için koyunların yüksek süt vermesi ve uzun bir laktasyon dönemine sahip olmaları gerekir. Sağımcı maliyetinin artması ve bulunma zorluğu yurdumuzda giderek artan bir sorundur. Gelecekte bu nedenle de büyük sürülerin el ile sağımında azalma olacaktır. Bu durum makinayla sağılan sürülerin sayısını artıracaktır.

Sağımda Hijyen Sağlıklı hayvanlardan sağılan taze süt memeyi terk ettiği anda sadece birkaç mikroorganiz-ma bulunur. Sütün bakteriyel bulaşmasına etkili olan kaynaklar ise, iyi temizlenmemiş meme, sağımda kullanılan kaplar, süt güğümleri, sağım ve işletmede kullanılan yıkama suyudur. Bu bu-laşma kaynaklarından süte çeşitli mikroorganiz-malar geçmektedir. Koyun sağım hijyeni açısın-dan önemli bir konu da, koyun sütlerinin inek sütlerinden daha fazla dışkı bulaşmasına maruz kalmasıdır. Böylece sütler koli bakterilerini içerir-ler. Bu nedenle koyun sağımı sırasında dışkı bu-laşmasını önleyecek önlemlerin alınması yararlı olmaktadır.

Sağım sırasında hayvanların meme temizliğine dikkat edilmeli, en azından meme başları bir de-zenfektan ile yıkanmalı, ilk süt olası ise ayrı bir kaba alınmalıdır. Memeden çıkan ilk süt, meme başında toplanmış süttür ve çok sayıda mikrop taşır. Bu nedenle sağım kabına alınmamalıdır. Aksi halde bütün sütü bozabilir. Bu sütün rengi bozuksa, kokuluysa ve kıvamı bozuksa memede hastalık olabilir. Sağımcı bu ilk çıkan süte dikkat etmelidir.

KırkımKoyunlarda vücudu örten ve yapağı olarak ad-landırılan kıl örtüsünün zamanı gelince kırkılarak alınmasına kırkım denir. Kırkım genelde bir defa yapılır. Kırkım dönemi ilkbahar sonunda sıcakların artmasıyla başlar. Ancak bu zamanın saptanma-sında, yapağı gömleğindeki yağıltının yumuşayıp ortaya çıkmasını sağlayacak yeter sıcaklığın oldu-ğu dönem temel alınır. Yağıltı kırkımın kolay ve düzgün olmasını sağlar. Zamanı belirleyen diğer önemli konular, kuzulama mevsimi ve yeterli sa-yıda nitelikli kırkıcının bulunabilme durumlarıdır. Kuzulama mevsiminden önce yapılacak kırkımlar yavru atmaya neden olur.Bu yüzden kırkım ge-nelde kuzulamadan sonra yapılır.

Makineli kırkımKırkım makineleri berber saç kesme makineleri-nin büyük tipleridir. Hareketlerini değişik enerji kaynaklarından sağlarlar. Seyyar ve sabit makine-ler vardır.

Makineli kırkımın üstünlükleri• Daha kısa sürede olur ve usta kırkıcılar günde 100-200 koyun kırkabilir• Deriye daha yakın yerden kesim olur ve bu yüzden lüle uzunluğu ve gömlek ağırlığı daha fazladır.• Makineyle kırkım düzgün olur ve lülelerin bi-rörnekliliği artar.• Deri yaralanmaları ve kesimler kırklıkla kırkıma göre daha azdır.

Besleme önerileriİşkembeli hayvanların içinde en fazla kaba yem-den yararlanma özelliği koyun ve keçilerde olup, bu oran %80-90 arasındadır. Koyunlarda döl ve-rimi, önemli düzeyde beslemenin etkisi altında-dır. Aşımdan önce bilinçli bir şekilde yapılan EK yemlemeler önemli yararlar sağlamaktadır. Ek yemlemenin meydana getirdiği bu etkiye Flus-hing adı verilmektedir Bu yemlemede, enerjice zengin bir yoğun (dane) yem, karma yem ya da besin maddesince zengin kaliteli kuru ot kullanı-labilmektedir. Yumurtlama sayısını dolayısı ile ikiz doğum oranını artırır Annenin güçlü bir kondüs-yonla doğuma girmesini sağlar. Doğan kuzuların doğum ağırlıkları ve yaşama güçleri yüksek olur. Sütten kesilen kuzu sayısı ve ağırlığı artar

Koyunlara meraya çıkışlarına ek olarak fizyolojik durumlarına göre 500 - 1000 gr kesif yemle ek yemleme yapılmalıdır. Ortalama bu yemleme ile dengeli bir gelişme ve verim sağlanabilmek-tedir .Yüksek süt verimli ırklarda verdiği her lit-re süt için 1 kg kesif yemle besleme yapılması gerekebilir. Hayvanlara verilebilecek günlük yem miktarları kuru madde üzerinden 50 kg canlı

ağırlığında bir koyun için gebeliğin1 ayında 1.5 kg civarında başlayıp doğum zamanına kadar 2 kg kuru maddeye kadar çıkmaktadır. Laktasyonla birlikte süt veriminde her litre süt için kabaca 1 kg’lık koyun süt yemi yeterli olacaktır. Kaba yem-ler silaj ve soldurulmuş çayır otları ise 3 kg ci-varında yeterli olmakla birlikte hayvanın kilosuna oranla maksimum 5 kg’a kadar verilebilir . Çayır kuru otu ve kuru yonca koyunlara günde 1 kg’a kadar verilebilir. Saman grubunu (Buğday, Arpa, Fiğ vb karışımlar ) 0,5 kg’a kadar tüketebilirler.Koyun yetiştiriciliğinde başarı, koyun başına bü-yütülen ve pazara sunulan kuzu miktarı ile doğru orantılıdır.Bu başarının en önemli etkenlerinin başında farklı fizyolojik dönemlerdeki koyunların dengeli ve yeterli beslenmesi gelmektedir. Süt, et ve yapağı verimini artırmak, ancak dengeli ve yeterli besleme ile mümkündür.

Kıymetli çiftçilerimizin entansif ve projeli bir ko-yunculuk yapmak istediklerinde Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü teknik elemanlarına, destek almak üzere başvurabilirler. Gerekli bil-gi ve teknik destek taraflarına verilecektir. Yılınız bereketli ve kazancınız bol olsun.

83Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 86: manisa tarım ve gıda dergisi

TÜBİTAK tarafından desteklenen ve Celal Ba-yar Üniversitesi tarafından yürütülen Manisa ve Yuntdağı çevresinde ekolojik temelli doğa eğitimi projesinin 1. Etkinlik Dönemi 03-13.07.2011 ve 2. Etkinlik Dönemi 17-27.07.2011 tarihleri ara-sında yapılmıştır. Proje, 25’er katılımcı ve proje ekibiyle birlikte ilk 3 günü Manisa şehir merkezi ve ilçelerindeki doğal, kültürel ve tarihi alanlarda devam eden, 6 günü Yunt Dağı doğal alanları ve çevresindeki köylerde ve son günü Spil Dağı Milli Parkı doğal alanlarında olmak üzere toplam 10’ar günde gerçekleştirilmiştir. Projenin yürütücülü-ğü, Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğre-tim üyelerinden Prof. Dr. Yasin Altan tarafından yapılmaktadır.

Değişik ekosistemlerin bulunduğu alanlar kulla-nılarak, doğal alanlarda gözlem yaparak, temas ederek, duyarak ve hissederek öğrenmeyi sağ-lamayı amaçlayan proje, doğal işleyişteki ilişkile-ri yorumlama ve analiz etme imkanı sunmaktır. Bunun yanında son yıllarda yaygınlaşmakta olan kırsal turizm ve sağlık turizminin, etkinlik alanında uygulamalı bir şekilde gösterilmesini sağlamak da hedeflenmektedir.

Etkinlikler süresince Tarım İl Müdürlüğü projeye önemli derecede eğitmen desteği vermiştir. Proje eğitmenlerinden Tarım İl Müdürlüğünde görevli Osman Sarı tarafından “Bağcılık ve Bağ Dikim Alanları” konusu, Yunt Dağı Türkmen kö-yünde uygulamalı bir şekilde işlenmiştir. Konu kapsamında bağcılık üretim teknikleri, yerel ve ulusal bazda kullanım alanları, üretim miktarları ve pazar durumu ile pekmez tesisi gibi alanlara değinilmiş ve bu alanlar yerinde gözlemlenmiştir. Proje eğitmenlerinden Tarım İl Müdürlüğünde

görevli Servet Ada tarafından “Çilek Yetiştiricili-ği ve Damla Sulama Göletleri” konusu hakkında Yuntdağı Türkmen köyünde bilgilendirme yapıl-mıştır. Çilek yetiştirme teknikleri, yöre halkı eko-nomisine kazanımları ve damla sulama yöntemi kullanılan tarım alanları yerinde incelenmiştir. Proje rehberlerinden Tarım İl Müdürlüğüne bağlı Yuntdağı köylerinde görev yapan İ. Halil Önce-ler, etkinlikler süresince proje ekibi ve katılımcılar ile birlikte hareket ederek, tarımsal aktivitelerin yoğun olduğu ve alternatif turizm modellerinin gerçekleştiği alanlarda destek vermiştir. Projede Tarım İl Müdürlüğünde görevli uzman eğitmen-ler yardımıyla kırsal turizm, eko turizm, tarım turizmi ve sürdürülebilir kırsal kalkınma projesi kapsamındaki tarım uygulamaları yerinde ve ya-şanarak katılımcılara aktarım sağlanmıştır.

Proje eğitmenlerinden Kırsal Turizm Derneği Başkanı ve Tema Vakfı İl Başkanı Nedim Zurnacı tarafından Yunt Dağı köylerinden Koruköy, Ör-selli ve Köseler ile AIGAI Antik Kenti’ni kapsayan “Kırsal Turizm Destinasyon Programı” uygulan-mıştır. Program kapsamında cazibe merkezi köy-lerin kırsal turizm potansiyeli ve bu alanlardaki alternatif uygulamalar görülmüştür. Hızlı kentleş-me ve sanayileşmenin bir sonucu olarak kırsal alanlardaki kültürel mirasımızın, geleneksel el sanatlarının ve doğal güzelliklerin farkındalığının artırılması sağlanmıştır.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Teşkilatı (FAO) ile Çevre ve Orman Bakanlığı ortaklığında ve ye-relde İl Çevre ve Orman Müdürlüğü ile İl Tarım Müdürlüğü işbirliği ile yürütülen “Dağlık alanlar-daki yerleşimlerin sosyal ve ekonomik durum-larının iyileştirilmesi ve katılımcılığın geliştirilmesi

– Yuntdağı Modeli” projesi çerçevesinde yapılan uygulamalar, eğitmen Orman Mühendisi İbra-him Çolak yardımıyla gözlenmesi sağlanmış, al-ternatif proje yaklaşımları ve katılımcılığın gelişti-rilmesi hakkında yapılabilecek etkinlikler alanında görülmüştür.

Doğa Eğitimi Projesine çevre iller başta olmak üzere Kocaeli, Samsun, Muğla, İstanbul, Sivas ve Adana gibi değişik illerden öğretmenler, araş-tırma görevlileri, lisans (eğitim fakültesi, biyoloji ve coğrafya) ve lisansüstü öğrenciler katılmıştır. Katılımcı kitlesi genç ve orta yaş grubu kişilerden oluşmuştur.

Etkinlikler boyunca katılımcıların doğayı bir bü-tün olarak gören, doğaya daha duyarlı ve bilinçli bir doğa gönüllüsü olarak yetişmesi, onlara eko-loji temelli bütüncül bir bakış açısı kazandırma, doğal işleyişlerin ekolojik süreçler temelinde öğretilmesi yoluyla doğa bilimlerinin gelişmesi-ne katkıda bulunarak bunu bir sonraki nesillere aktarmaları hususlarında kalıcı kazanımları olduğu düşünülmektedir. Gençlerimizin teoriden öteye geçmeyen doğal bilimler hakkındaki bilgilerini uygulamaya dökerek, çevre ve doğa bilincinin yerleşmesine katkının yanında, ülkemizin sahip olduğu değerleri daha iyi anlayabilmeleri sağlan-mıştır. Lisansüstü eğitim yapan öğretmen, öğ-renci ya da araştırma görevlilerinin, çalışmalarını doğaya yönelik olarak planlamaları ve ileride ya-pacak oldukları araştırmalarda tarımsal, çevresel ve ekolojik çalışmaları ön planda tutmaları yö-nünde fikir altyapısı oluşturulmuştur.Proje hakkında ayrıntılı bilgi için resmi web sitesi; http://www2.bayar.edu.tr/doga/ İletişim e-mail; [email protected]

TUBİTAK PROJESİ

Manisa ve Yuntdağında ekoloji temelli doğa eğitimi projesiProf. Dr.Yasin ALTAN, Yrd. Doç. Dr. Emin UĞURLU, Arş. Gör. Behlül GÜLER

84 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 87: manisa tarım ve gıda dergisi

85Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 88: manisa tarım ve gıda dergisi

ZİRAİ MÜCADELE

Üzüm üretiminde yaşanan zirai mücadele sorunlarıÜzüm yetiştiren çiftçilerimiz fidanın dikiminden üzümün hasatına kadar insanlar için sağlıklı ve güvenli gıda üretimine uygun hareket etmelidir.

86 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 89: manisa tarım ve gıda dergisi

•Anaç seçiminin toprak analizi yaptırılmadan ya-pılması,•Uzman görüşü alınmadan anaç seçimi;•Anaç-toprak uyumsuzluğu sağlıksız bitki geli-şimine neden olmaktadır. (Kloroz ve segonder etmenlerin zararı )•Ağır bünyeli topraklarda tatlı çubuk tercihi flok-sera açısından risk oluşturmaktadır.•Bağların tekniğe uygun tesis edilmemesi,• Sıra arası ve sıra üzeri mesafenin istenilenden dar bırakılmasıTel aralıklarının olması gerekenden dar bırakıl-ması en çok karşılaşılan sorundur.Sonuç: Güneş ışınlarının nüfuz edemediği hava sirkilasyonu olmayan kapalı omcalar.İlaçlamalarda ilaçlı suyun hedefe ulaştırılamaması

•Sulamanın üretici tercihi ve koşullarının belirle-mesiyle yapılması. Gereğinden fazla sulama.Sonuç: Vegetatif gelişmede aşırılık,

•Yabancı ot geşimini teşvik,toprak işlemede artış• daha da önemlisi ortam neminin yükseltilme-siyle zararlı etmenlere uygun ortam koşullarının sağlanması•Bitki Besleme;•İlaç fiatlarında yaşanan aşırı rekabet yaprak

gübresi satışlarını körüklemektedir.Sonuç: Aşırı vegatatif gelişme,kapalı,omca

•İlaç-Yaprak gübresi karışımlarının etkileşimi•Ağır metal ve nitrat kalıntısı•Budama hataları ve özellikle yeşil budamanın uygulanmasındaki bilgi eksiklikleri.Sonuç: Verime etki

•Aşırı şarjda omcanın bakabileceğinden daha fazla salkım eldesi ve salkım, çilkim uç kurumaları,pörsümeler.Bunların hastalık veya besin maddesi eksikliği olarak nitelendirilmesi ve yoğun kimyasal kullanımı•Kapalı omcalar•Sultaniye üzümün sofralık olarak değerlendiril-mesi için yoğun gibberellik asit ve diger BGD ler kullanılmaktadır.•(Üretici pazar değeri olan yeni çeşitler konu-sunda arayış içersindedir.)Sonuç: Su tüketiminde artış,nem•Standart dışı kuru üzüm, güçlü zeneb

Bitki koruma ürünlerinin tercihi ve uygulanmasındaki hatalar•Kullanılacak pestisitin tercihinin kim tarafından yapıldığı (Danışman,Bayi,Teknik Teşkilat)

•Danışmanlık hizmetlerinde ve sözleşmeli üretimde saha çalışanlarının tatminkar kazanç sağlayamaması,ilaç pazarlayanlarla ortak hareke-ti doğurmaktadır.•Sonuç:ilaçlama sayılarında artış,doğal dengenin bozulması ve kalıntı

Erken Uyarı•Müdürlüğümüzce genelde ilçe ölçekli verilen salkım güvesi ve mildiyö uyarıları sıkıntılara ne-den olabilmektedir.•Danışmanlık hizmeti veren Ya da sözleşmeli üretim yapan firmalar da ilçe ölçekli genel uyarı-lar vermektedir.Sonuç: Uyarıların örtüşmediği alanlarda etmen-lerden zarar görülmekte ve ilaçlamalar tekrar-lanmaktadır.

Kimyasal mücadelesi bulunmayan ve risk oluşturan etmenler•Kav Hastalığı•Floksera •Empoasca •Yaprak biti•Haziran böceği

87Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 90: manisa tarım ve gıda dergisi

Tariş ARGE’si ile Türk Kuru Üzümünde güvence Türkiye, dünya çekirdeksiz kuru üzüm sektöründe üretim miktarı ve kalitesi ile uzun yıllardan beri önemli bir aktördür.

TARİŞ AR-GE

Tariş Üzüm Birliği’nin temeli, dünya ekonomik bunalımının etkisi sonucunda üzüm fiyatların-daki düşüşü engellemek üzere 1931 yılında Alaşehir’de, daha sonra Manisa, Turgutlu ve Sa-lihli de, Bağcılar Kooperatifi ile atılmıştır. Üzüm piyasasını düzenlemek amacıyla Türkiye İş ve Ziraat bankalarının ortaklaşa kurduğu Üzüm Ku-rumu, Tariş Ltd.Şti ile 1938 yılında birleşerek, faaliyetini Tariş Üzüm Birliği olarak sürdürmeye devam etmiştir. Temeli 1938 yılında atılan, yıl-lar geçtikçe ortaklarının üretim gücü ile büyüyen Tariş Üzüm Birliği, 14 kooperatif bölgesinde top-lam 15.000 üretici ortağıyla ülkemizin en önemli üretici kuruluşlarından biri olmuştur. Tariş Üzüm Birliği, üretici ortaklarının güvenli gıda üretimi için AR-GE Müdürlüğü’nün kalite kontrolünden geçmiş kimyevi gübre ve zirai ilaçları üreticisinin kullanımına sunarak, kontrollü ve kaliteli girdi teminini sağlamaktadır. Üretilen Sultaniye üzüm-leri, yüksek teknolojik donanıma sahip Entegre Üzüm İşletmesinde müşteri taleplerine göre

işlenerek, Tariş markası ve güvencesi ile tüketi-cinin beğenisine sunulmaktadır. Tariş üzüm mar-kası, çoğunluğu Avrupa Birliği ülkeleri İngiltere, İtalya, Hollanda, Fransa, İrlanda, Almanya olmak üzere, Avustralya, Tayvan, Kanada, Romanya ve Cezayir’e kadar ulaşmaktadır.

Tariş Üzüm Birliği, Sultaniye çekirdeksiz kuru üzüm üretiminde ve işlenmesinde müşteri memnuniyetini ve bağlılığını sağlayacak kaliteli ve güvenli en etkili ARGE hizmetini verebilmek, ürün veriminin artırılması, kalitesinin yükseltilme-si, insan sağlığına uygun ve pazar değeri yüksek ürün elde edilmesi amacıyla 1985 yılında, diğer Tariş Birlikleri ile müşterek olarak Ege Üniver-sitesi kampüsü içerisinde ARGE Müdürlüğünü kurmuştur.

Müşterilerimizin sürekli değişen, gelişen bek-lenti ve taleplerini karşılamak, yurt içi ve dışın-daki gelişmeleri takip etmek, en yüksek kalite

seviyesinde uygun ürün üretmek için tarladan çatala üründe iyileştirme, geliştirme ve büyü-meyi sürekli kılmak ve sektörün sorunları ile il-gili ARGE projelerini hazırlamak ve bu projeleri üniversiteler ile birlikte yürütmek, TARİŞ ARGE Müdürlüğü’nün ana faaliyetleri olmuştur. ARGE Müdürlüğü; ortak üretici, kooperatifler, birlik seksiyonları ve işletmeler ile üniversiteler, araştırma kurumları ve proje destekleyen ku-rumlar arasında köprü görevini üstlenmiştir.

Tariş ARGE Müdürlüğü hizmetleri bünyesinde yer alan laboratuarlar; Toprak, Bitki, Su, Gübre Laboratuvarı Üreticilerimizin doğru ve dengeli gübre kulla-nımlarının sağlanması, çevrenin korunması için bağ-bahçeden alınan toprak, bitki ve su örnekleri analiz edilmekte, analiz sonuçları uzmanlarımız tarafından değerlendirilmekte ve gübre reçete-leri hazırlanmaktadır.

Dr. Mübeccel TopuzoğluZiraat Yüksek Mühendisi - Tariş AR-GE Müdür Yardımcısı

88 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 91: manisa tarım ve gıda dergisi

Bitki Koruma -Etkili Madde Laboratuarı Bitki yetiştiriciliği ile ilgili problemlerin nedenlerini araştırmak, çözümlerini bulmak, çeşit-verim, de-neme-demonstrasyon çalışmaları yapmak amaç-larına yönelik faaliyetlerde bulunmaktadır. Verim ve kalite kayıplarının önlenmesinde, hastalık ve zararlılara karşı uygulanacak yeni yöntemlerin bulunması, üretici koşullarında uygulanın sağlan-ması ve bitki koruma, işlevleri arasındadır.

Mikrobiyoloji Laboratuarı1985 yılından beri kuru meyve mikrobiyolojik kalite kontrolleri yapılmaktadır. Tüm analizler uluslararası kabul görmüş temel yöntemlerle gerçekleştirilmektedir. Swap kültür tekniği ile işletmelerin hijyen kontrolleri yapılabilmektedir.Tüm işletmelerin proses sularının mikrobiyolojik kalite kontrolleri gerçekleştirilmektedir.

Ağır Metal LaboratuarıKuru üzümde Grafit Fırınlı Atomik Absorbsiyon, Atomik Absorbsiyon, Spektrometre Cihazı ile zirai ilaçlarda kurşun miktarı (ppb-ppm düzeyin-de), kurşun kalıntı miktarı tespit edilir.

Mikotoksin Laboratuarı, Yüksek Basınçlı Sıvı Kromatografi Cihazı (HPLC) ile tüm analizler uluslararası kabul görmüş yön-temlerle gerçekleştirilmektedir. Aflatoksin, Ok-ratoksin, fruktoz glikoz,HMF analizleri gerçek-

leştirilmektedir. 72 analiz/gün (Aflatoksin), 144 analiz/gün (Okratoksin) kapasiteye sahiptir.

Pestisit Laboratuarı Gaz ve likid kromatografi cihazı ile pestisit analizi, zirai ilaçlarda etkili madde analizi 16 analiz/gün

Kimyasal ve Fiziksel Kalite Kontrol LaboratuarıEğitim ve Yayım Birimiyle sürdürmektedir. Mü-dürlüğümüzde 155 farklı analiz yapılabilmekte ve analiz çeşitliliğini artırma çalışmaları devam etmektedir. Müdürlüğümüzün Ege Üniversitesi kampusunda yer alması nedeniyle Ziraat Fakül-tesi, Gıda Fakültesi ve diğer mühendislik fakül-teleri ile müşterek çalışma, araştırma ve arazi uygulama çalışmaları yapılmaktadır. Bazı çalış-maların finansal destekleri Tübitak, DPT, Dünya Bankası ve Tagem gibi kurumlar tarafından sağ-lanmıştır. Bu araştırma ve çalışmaların sonuçları, Tariş’in yanı sıra bölge üreticilerine ve ilgili sek-törlere önemli katkılar getirmiştir. Ayrıca Ziraat Fakültesi ile ortak gübre üretim çalışmalarında da bulunulmuştur.

TARİŞ Üzüm Birliği, üreticisi için gerçekleştirdi-ği en yüksek ihracat başarısı ile Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı ve Ege İhracatçı Birlikleri tarafından verilen yüksek ihracat ödülüyle onur-landırılmıştır.

Tariş Üzüm Birliği, üzüm üreticisi ortaklarına, bağda kooperatif ve ARGE Ziraat mühendis-leri teknik danışmanlığı doğrultusunda zirai ilaç –gübre temin etmekte, doğal güneş altında üzümün hijyenik olarak kurutulması için uygun sergilik örtü vermektedir. Kaliteli üretilen ürünü, en ileri teknolojiye ve gıda sertifikalarına (ISO 22000,BRC) sahip işletmelerinde işlemekte, final kalite kontrollerini ARGE Laboratuarı’nda yaparak gıda güvenliğini ve kalitesini doğrulamak-tadır. Kaliteli üretilmiş, işlenmiş ve analiz edil-miş çekirdeksiz kuru üzümü, TARİŞ markası ve güvencesi ile tüketicinin beğenisine sunmaktadır.

TARİŞ Üzüm Markası, çoğunlukla Avrupa Birli-ği ülkelerine (İngiltere, İtalya, Hollanda, Fransa, İrlanda, Almanya), Avustralya, Cezayir, Kanada, Romanya ve Tayvan’a kadar ulaşmaktadır. Sul-taniye üzüm, yerkürenin en elverişli iklim kuşağı üzerinde bulunan ülkemizin batısında, Manisa ilinde Gediz havzasının verimli topraklarında yetiştirilir. Tariş Üzüm Birliği’nin merkezi İzmir de olup, bu merkeze bağlı; Akhisar, Saruhanlı, Manisa, Menemen, Çırpı, Çobanisa, Turgutlu, Ahmetli, Salihli, Kavaklıdere, Alaşehir, Yeşilyurt, Sarıgöl, Buldan üzüm kooperatifleri olmak üzere toplam 14 kooperatifte, 15.000 üye üretici or-tağı bulunan, ülkemizin en önemli üretici kuru-luşlarından biridir.

Toprak, bitki, su, gübre laboratuvarı Bitki Koruma -Etkili Madde Laboratuarı

Mikotoksin LaboratuarıPestisit Laboratuarı

89Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 92: manisa tarım ve gıda dergisi

Tanelerin birleşip salkıma dönüştüğü yer; Manisa

Üzümün vatanı ve ilk kez tarıma alındığı bölgeler-den biri olan Anadolu 1000’den fazla üzüm çeşidiy-le dünyanın en büyük asma gen potansiyeline sahip. Türkiye dünyanın dördüncü büyük asma ülkesi. Bu durum, bu bölgenin sakinleri olan bizlere üzümü daha iyi tanımak, anlamak ve anlatmak sorumlulu-ğunu yüklüyor.

Önce toprak analizi ile toprağa girecek olan anaç çeşidine ve üzerine aşılanacak üzüm çeşidine ka-rar verilir. Fidancılardan temin edilen üzüm fidanı üç yılın sonunda artık meyve vermeye hazırdır. Asıl verimini beşinci yılda vermeye başlar bağlarımız. Bütün bir yıl boyunca emek verdiğimiz bağlar artık cebimizi doldurmaya başlarlar. Zengin fakir her-kesin sofrasını şenlendiren, kurutulduğunda da en makbul kuruyemişlerden biri olan meyve. Öyle bir meyve ki, çekirdeğinde bile şifa var.

Ağustos ayının ikinci haftasından sonra Manisa’nın ovaları önce yeşile daha sonra kahverengiye bo-yanır. Bir sene boyunca asmaya, yaprağa ve üzü-me bakan gözler onu asmasından ayırmak için kuru maddesine bakarak bağ bozumuna karar verir.

Sultani Üzüm salkımları önce asmadan kesilerek se-petlere konulmakta sonra potasa içerisine bandırı-lan üzümler, yerde toprak ve beton zemin üzerinde

veya raflı sergilere serilen yaş üzümler güneşin et-kisiyle kurur ve yavaş yavaş kahverengiye dönüşür.

Kurudukça tırmıkla karıştırılır ve salkımından ayrılan kuru üzümler artık birer bağımsız taneler olarak üzüm eleme makinesinden geçirilerek son çöpün-den de ayrılır ve çuvallara doldurularak kuru üzüm işleme fabrikalarına teslim edilir.

Fabrikalarda işlenen kuru üzümler ambalajlanarak kek, bisküvi, çukulata, ekmek gibi ürünlerin içine konmaya hazır hale getirilir.

Düşünüldüğünde ve araştırıldığında üzüm kadar çok amaçlı kullanılabilen, çekirdeği, yaprakları ve sapı dahi atılmayan bir meyveye pek rastlayama-yız. Yaprağından sarma dolması ve salamura ya-parız. Balık sarıp pişirebiliriz. Olgunlaşmamışından (koruk) nefis bamya yemekleri, koruk şurubu, şıra, komposto, hoşaf yaparız. Kurusundan faydalanır, meyvesinden sirke ve pekmez üretir, pestil ve ceviz sucuğu imal ederiz.

Çekirdeksiz ve Çekirdekli üzüm bağlarında 1 yıl bo-yunca emek verilen üzümlerden hangi ürünler üre-tiliyor diye yaptığımız araştırma sonucunda toplam 24 çeşit ürüne ulaştık.

Nedim ZurnacıZiraat Mühendisi

BAĞCILIK

Bağımızın ürünleri

1- Bağ Filizi Turşusu2- Salamura Bağ Yaprağı3- Koruk suyu4- Yaş Sultani Üzüm6- Üzüm suyu naturel7- Konsantre üzüm suyu8- Kuru Üzüm9- Üzüm reçeli10- Üzüm hoşafı11- Pekmez12- Sirke 13- Rakı14- Şarap15- Pestil16- Cevizli pekmezli sucuk17- Köfter18- Üzüm cibresi19- Salkım sapı20- Üzüm çekirdeği tozu21- Üzüm Çekirdeği yağı22- Üzüm şekeri konsantresi23- Çırpı24- Yaşlı Bağ omcası üzerinde üzüm salkımı hediyelik eşya

Üzümün yolculuğu

90 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 93: manisa tarım ve gıda dergisi

91Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 94: manisa tarım ve gıda dergisi

Üret, işle, depola, daha fazla kazan!Manisa’da yıllarca sofralık ve salçalık domates üretimi ile uğraşan çiftçi Metin Şentürk, artık ürününü daha fazla fiyata satabilmek için domates kurutma yöntemine geçtiğini belirtiyor.

KONUK ÇİFTÇİMİZ...

Turgutlu ilçesinin Çampınar köyünde çiftçilik yapan Mehmet Şentürk, yıllarca sofralık ve sal-çalık domates üretip satmış. Şimdi domates ku-rutma işlemine başlamış. Konuk çiftçimiz Meh-met Şentürk ile bu çalışmasını konuştuk.

• Domates kurutma işine nasıl karar ver-diniz?ŞENTÜRK: Yıllarca domates ekip sofralık ve salçalık olarak satıyorduk. Ancak hasat döne-minde ürün fazla olduğunda maalesef doma-tes fiyatları düşüyor ve para kazanamıyorduk. Şimdiye kadar üreterek kazanmaya çalıştım, ancak bundan böyle ürettiğim ürünü daha fazla fiyata satabilmek için neler yapmam gerekti-ği konusunda araştırmaya başladım. 10 yıldan beri bölgede çiftçiler domates üretiyordu, aracı firmalar ve ihracatçı firmalar domatesi kurutu-yordu. Onlar bu işi bırakınca domates kurutma işini yapmaya karar verdim.

• Kaç dönüm arazide domates yetiştiri-yorsunuz ve domates kurutma işini nasıl yapıyorsunuz?ŞENTÜRK: 300 dönüm arazide hasat döne-mi farklı olan 3 çeşitte domates yetiştiriyoruz. Kendimize ait olan seralarda Mart ayının başın-da tohumdan fide üretip, Nisan ayının başında domates fidelerini tarlaya dikiyoruz. Domatesle-ri kurutmak için yaklaşık 100 dönüm civarında yerden 1 metre yükseklikte raflardan sergi yeri

yaptık. Emek yoğun bir iş, genellikle bayan işçiler çalışıyor. Önce tarladan hasat ettiğimiz domates-leri yıkayıp temizliyoruz. Sonra işçiler domatesi ortadan ikiye kesiyorlar ve başka bir işçimiz do-mateslerin üzerine deniz tuzu serpiyor. Güneş ışığının en fazla olduğu Temmuz- Ağustos ayla-

rında kuruması için 7 veya 8 gün bekletiyoruz. Raflı sistemde domateslerin serildiği plastik delikli materyal alt tarafından da hava aldığı için doma-tesin her iki yönü de eşit oranda kuruyor ve iyi bir renk oluştuğu için müşteriler tarafından daha çok tercih ediliyor.

Nedim ZurnacıZiraat Mühendisi

Mehmet Şentürk

92 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 95: manisa tarım ve gıda dergisi

• Tarlada domates verimi ne kadar?ŞENTÜRK: Geçmiş yıllarda dönümden 12-15 ton civarında domates alıyorduk. Ancak bu sene don olayı zarar verdiğinden dönüme 6 ton civa-rında verim aldık.

• Domateslere güneşte kurutma sırasında başka bir işlem yapıyor musunuz?ŞENTÜRK: Domateslere tuzla veya kükürtle muamele edilir. Tuzlama işlemine tabi tutulan yaklaşık 13-15 kg. domatesten 1 kg. kuru doma-tes elde ediyoruz. Kükürtle işleme tabi tutulan yaklaşık 15-17 kg. domatesten 1 kg. kurutulmuş

domates alıyoruz. Sergilerden topladığımız kuru domatesleri delikli çuvallara koyarak, seç-me ve eleme işleminden geçirdikten sonra çift-lik bünyesinde bulunan soğuk hava deposuna kaldırıp + 4 derecede muhafaza edip, yıl içeri-sinde yurt dışına ihraç edilmek üzere firmalara pazarlıyoruz.

• Sayın Şentürk, ürettiniz, işlediniz, depo-ladınız, ürünü kaça satıyorsunuz?ŞENTÜRK: 2010 yılı ürününü 4 TL ile 5 TL arasında sattık. Geçen yıl tarladan domatesin sa-tışı 18 krş ile 22.5 krş arasında değişti. Bu sene

verim düşük, domates fiyatı biraz daha pahalı. Tarladan 32 krş’tan domates satılmaya başlandı.

Domatesi güneşte kuruttuktan sonra tuzlu kuru domatesin 5.8 TL, kükürtlü kuru doma-tesin ise 6.7 ile 7 TL arasında fiyatla satılmasını bekliyoruz.

Çiftçilerimiz sadece üreticilik yaparak değil, ürü-nünü işleyip katma değerini arttırıp, raf ömrünü ve pazarlama süresini uzatarak, daha fazla kazan-mak için yeni arayışlar içerisinde olmaya devam edecektir.

93Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 96: manisa tarım ve gıda dergisi

Beslenmede kuru üzüm ve pekmezin önemi

PEKMEZ

Kana geçmesi çok kolay ve beynin tek enerji kaynağı olan şeker, üzüm ve pekmezde fazla miktarda bulunur. Bebeklerimizi ve çocuklarımızı bu gıda maddeleri ile ne kadar çok besleyebilirsek o kadar iyi olacaktır.

Meyveler insanlara sunulan en değerli gıdalardandır. Coğrafik ve ekolojik koşullar bakımından ülkemiz bağ-cılığa çok elverişlidir. Asmanın anavatanı olan Anado-lu, tarih boyunca bağları ve üzüm çeşitleri ile şöhret bulmuştur.

Eski Türk uygarlıkları zamanında bağcılık, Anadolu’dan bütün dünyaya yayılmıştır. Osmanlı Imparatorluğu döneminde ise eskisinden daha parlak bir devreye gelmiştir . Son yıllarda yapılan istatistiklere göre, ülke-mizde yılda ortalama 3.456.000 ton kadar yaş üzüm üretimi gerçekleştirilmiştir. Bu üzümün ise % 37 sinin pekmez ürünlerine işlendiği, ancak bu oranın son yıl-larda % 18 düzeyine kadar indiğinin tahmin edildiği belirtilmektedir .

Yurdumuzda pekmez hemen hemen içersinde şe-ker bulunan bütün meyvelerden üretilmekle birlikte üzüm ilk sırada yer almaktadır. Üzüm pekmezi, taze ve kuru üzüm şırasının azaltılmaksızın veya kalsiyum karbonat veya sodyum karbonat ile asitliğini azaltarak, tanen, jelatin veya uygun enzimler ile durultulduktan sonra tekniğine uygun olarak vakum altında veya açık-ta koyulaştırılması ile elde edilen koyu kıvamlı veya çöğen, bal, süt, süttozu, yumurta akı gibi maddelerin ilavesi ile katılaştırılan bir mamuldür. Üzüm pekmezi yurdumuzun hemen her yerinde üretilmekle birlikte kırsal bölgelerde daha yaygın olup, çok eski geçmişe sahiptir. Eski yıllarda insanların temel gıda maddelerinden biri olan pekmez, değişen dünya koşulları içinde daha az tüketilen bir ürün haline gel-miştir. Ancak pekmezin beslenmedeki önemi azalma-mıştır. Tersine, insan beslenmesinde ne kadar önemli bir besin kaynağı olduğu daha çok kavranmış olmasına rağmen yapılan araştırmalara göre ne acıdır ki, toplu yerleşim bölgelerinde yaşayan insanların % 60’ının hiç pekmez yemediği ortaya çıkmıştır.

Beslenme açısından, içerdiği organik asitler, mineral

maddeler ve kısmen de vitaminler bakımından pek-mezim beslenmedeki önemi toz şekerden çok daha fazladır ve yapılan bir araştırmaya göre, 1 kg üzümün (veya 200 g. pekmez ) kalori olarak 1150 g. süte, 300 g. ekme-ğe, 390 g. ete eşdeğer olduğu belirtilmektedir.

Çoğu hastalıkların dengesiz beslenme ve çok uyuma sonucunda vücut direncini kaybetmiş kişilerde ortaya çıktığını belirtmektedir.

Beslenme Açısından Glikoz, Fruktoz ve PekmezBebeklerin beslenmesinde anne sütünün yerine veya anne sütünden sonra onun içindeki bileşimlere en yakın gıdaların verilmesi gerekmektedir. Bu yapılabil-diği takdirde bebeğin beslenmesi sağlanmış olabilir. Bu özellikler içerisinde en önemlilerinden iki tanesi proteinler ve karbonhidratlardır. Bebek ve çocukların karbonhidratlardan yararlanabilmesi için tüm karbon-hidratların hazım sistemindeki fermentler tarafından

Ali Batu Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Bilimi Ve Teknolojisi Bölümü Tokat

94 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 97: manisa tarım ve gıda dergisi

en küçük parçalarına yani monosakkaritlere kadar ay-rılmaları gerekmektedir . Üzüm ve pekmezin, içermiş oldukları % 80’e yakın karbonhidratın (şekerin) tümü-nün monosakkarid halinde olmaları nedeniyle bebek ve çocukların beslenmesinde çok önemli role sahiptir.

Sakkarozun glikoz ve fruktoza ayrılabilmesi için orga-nizmada sukroz enzimi bulunması zorunludur. Or-ganizmada bu enzimin oluşmasına kadar çocuğun, bebeklik döneminden belirli bir sürenin geçmesi gerekmektedir. Dolayısı ile bebeklik döneminde sak-karoz (çay şekeri) kullanılamaz ve kullanılmamalıdır. Üzüm ve pekmezde bulunan tüm şekerler, glikoz ve fruktoz halinde oldukları için bu basit şekerlerin sindi-rim sisteminde parçalanmasına gerek yoktur ve kana geçmesi hiç bir enerjiye gerek duyulmaksızın hücre dışından içine basit difüzyon ile sağlanır. Bu nedenle insan vücuduna hızlı (yaklaşık 30 dakika) enerji kazan-

dırmaktadır. Enerjinin hızlı bir şekilde sağlanmasının özellikle yoğun aktivitesi olan çocuklara, sporculara vb. büyük önemi vardır. Ayrıca glikozun fizksel ve zihinsel performans ile ya-kından ilgisi vardır. Beynin enerji kaynağı olan glikoz, insilün salgısını artırdığından triptofanın kan-beyin ba-riyerini aşmasına ve beyin çalışmasında fonksiyonu olan seratonin sentezinde kullanılmasına yardımcı olmaktadır. Bebeklik dönemi beynin gelişmesinin en önemli dönemi olup, bu dönemde beynin enerjiye olan ihtiyacı oldukça fazladır. Beyin enerji kaynağı olarak glikozdan başka bir karbonhidrat kullanama-dığı içinde bebeğe glikoz verilmediği zamanda bey-nin gelişmesinde duraklama ve yetersizlik olacaktır.

Kana geçmesi çok kolay ve beynin tek enerji kaynağı olan şeker, üzüm ve pekmezde fazla miktarda bu-lunmaktadır. Bebeklerimizi ve çocuklarımızı bu gıda maddeleri ile ne denli besleyebilirsek o kadar iyi ola-cağı kanısındayım. Çeşitli bebek gıdaları (süt, muhallebi, sütlaç v.b.) içerisine tatlandırıcı olarak sakkaroz (çay şekeri) ko-yulup, bebek eğer bu tada alıştırılırsa, bir başka şe-kerin (glikoz ve fruktoz) tadına alıştırmak oldukça zor olacaktır. Onun için başlangıçtan itibaren bebeğin gıdasına tatlandırıcı olarak toz şeker yerine pekme-zin konması durumunda anne sütünün tadına daha yakın olacağından o gıdayı bebek iştahla yiyecek ve içecektir.

Suda Çözünür Katı Madde (%)

Şeker (%) 69 76

TH 31,43 34,24

Fruktoz SÇKB 45,55 45,07

Glikoz TH 34,75 38,20

SÇKB 50,36 50,26

Toplam TH 66,17 72,44

Şeker SÇKB 95,90 95,31

Vakum Yöntemi ile üretilmiş pekmez örneklerinin şeker içerikleri

TH=Tabii Halde , SÇKM=Suda Çözünür Katı Madde Bazında

95Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

www.maccun.com

Page 98: manisa tarım ve gıda dergisi

Hizmet nimettir, berekettirÜlkemizde tarımsal bilgilerin doğrudan çiftçiye ulaşması için köylerde ve kasbalarda tarımsal yayımı geliştirme projesinin etkin bir şekilde uy-gulandığı şehirlerden biridir Manisa. Tar-Gel’in Alaşehir’in Kavaklıdere kasabasında hizmet ve-ren Ziraat Mühendisi Davut KANAL çalışmaları-nı başarılı bir şekilde yürütüyor.

• Kavaklıdere kasabasında ne zaman göre-ve başladınız ve bölgeyi nasıl tanımlarsınız?Kanal: 2004 yılında köy-mer projesi kapsamın-da, 1000 köye 1000 danışman diye lanse edilen projeyle göreve başladımGecen 8 yıl içerisinde tar-gel projesine dönüşen ve faydaları çok yavaş görülen bir alanda görev almamıza rağmen yapılan çalışmalar yavaş, ya-vaş kendini göstermeye başladı. Görevimizin ilk yılları karşılıklı olarak tanışma ve çevreyi tanıma olarak geçti.

Kavaklıdere kasabası Alaşehir İlçesinin en bü-yük kasabasıdır. Nüfusu 6000 civarında olan kasabamız diğer illerden çok göç almıştır. Sa-hip olduğu konum itibari ile bir mikrokilamaya sahiptir. Bu sebeple ürün deseninde bölgeden farklılık arz eder. Ana ürünlerimiz tabi ki Üzüm, Zeytin ve Kirazdır. Adı kasabamızla özdeşleşen cennet elması (Trabzon hurması) , 3 bahçemiz de olsa kivi, yukarı bölgelerimizde kiraz, elma, fıstık, patates, Kestane, Ceviz, badem, doma-tes, patlıcandır. Bunu yanında çiftlilerimize yeni çeşit olarak Ayva ve Nar bahçeleri kurduk. İl Tarım Müdürlüğümüzün ve ilçe Tarım Müdür-lüğümüzün teknik destekleri ile yaptığımız yayım çalışmaları ve devletimizin verdiği destekler se-bebiyle Kavaklıdere kasabamız, ilçemizin yem bitkileri ekilişi en fazla olan yeridir. Kasabamızda zeytinyağı işletmesi, Belediyeye ait Soğuk Hava

Deposu, Yaprak salamurası yapan işletmeleri-miz, kasabamız ve dağ köylerimizde süs bitkileri yetiştiriciliği bunun yanında civar köylerle birlikte gelişmekte olan arıcılığımız var. Bir ilçede olabi-lecek birçok yapı ve oluşumlar kasabamızda mev-cuttur. Her pazartesi kasaba pazarı kurulmaktadır. Çevre ve dağ köylerden gelen köylüler ürünlerini burada pazarlamaktadır. Ve pazarı da ciddi anlam-da canlı olmaktadır.

• Tarım Merkezi Hizmet Bürosundan çiftçile-re hangi hizmetleri götürüyorsunuz?Kanal: Kasabamızın en yaşlı ve yorgun binası ko-numundaki tarım merkezidir. Bu binanın 1950 yıl-

larında, köy enstitülü yıllarında yapıldığı o süreçten bu yana hiç boş kalmadığı köylüler tarafından bize aktarıldı. Biz gelmeden önce 3 yıl kadar bu bina boş ve harabe kalmıştır. Tarım Merkezi olarak res-tore edilen büroda bilgisayar,telefon,faks ve çiftçi eğitim dökümanları ile çiftçimize hizmet veriyoruz.

Ortak hareketKasabamızda bulunan Tarım Kredi Kooperatifi ve Tariş gibi diğer kurumlar ve ticari olarak çalışan bitki koruma ürünleri satışı yapan ve Belediyemiz de görev yapan ziraat mühendisleri ile toplantılar yapıp daha verimli çalışmak için kurumlar arası bağlantıyı güçlendiriyoruz

Nedim ZurnacıRöportaj

RÖPORTAJ

Davut Kanal

96 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 99: manisa tarım ve gıda dergisi

Ekuy ProjesiGecen yıl bakanlığımız tarafından uygulamaya konan bu proje aslına uygun olarak en güzel şekilde yerine getirilmiştir. Bu proje kapsamın-da çiftçilerimizi proje boyunca bağcılık okuluna aldık resmen. Çünkü her hafta bağın gelişme durumuna göre çiftçilere eğitim verdik. Çiftçi-lerimizin katılımı ile gecen yıl verimli ve kalıntısız ürün elde ederek zirai ilaç miktarını düşürerek te ürün elde edilebileceğini çiftçimiz gördü.

Damla sulama sistemiGeçmiş yıllarda görülen kuraklık su kaynaklarının kıtlığı damlama sulamayı zorunlu hale getirmiştir. Geçmiş yıllarda bu işi yapan şirketlerin yetkili-lerini getirip bilgilendirme toplantısı yapılmıştır. Birkaç proje yapılsa da çiftçimiz gerek mali ya-pıdan gerekse diğer etmenlerden çiftçimiz ilgisiz kalmıştır.

AşılamaKöydeki bir çiftçimiz önderliğiyle ilk aşı ile bağda çeşit değiştirme sonrasında da belediye başka-nının da katılmasıyla hızla büyüyen ve çevredeki köylerinde ilgisini çeken bir çalışma olmuştur.

Egitimler ve kurslarÇiftçilerimiz teknik konularda eksikliklerini ve gözlemlenen gereklilikler esas alınarak buda-ma, bağcılık aşılama, kursları nın yanında toprak

numunesi alma gübreleme sulama, tarla faresi ile mücadele, üzümde okra toksin, üretici kayıt defteri, reçete kullanımı v.b . konularda kurs ve kahve hane toplantıları yapılmıştır.

Üretici kayıt defteri recete uygulamasıBakanlığımızın yürürlüğe soktuğu üretici kayıt defterleri toplantılarla çiftçilerimiz bilgilendiril-miştir. Ve yine bu yıl uygulamaya sokulan reçete uygulaması tam uygulanmaya çalışılmaktadır.

Tarımsal desteklemerGerek çiftçi kayıt sistemi ve gerekse diğer ürün-lere verilen desteklemeler çiftçimizin daha iyi istifadesine sunularak zeytin, silaj, bahçe kurma gibi destekler sayesinde çitçilerimize katkıda bu-lunulmaya çalışılmıştır.

Yeni çeşitler Kasabamız ve çevre köylerimizde zeytin, ba-dem, ceviz. Trabzon hurması, ayva, kiraz çeşit-leri çiftçimize gerek köylere Hizmet Götürme Birliği ve gerekse il tarım müdürlüğü gerekse de kendi imkânlarıyla yönlendirme ile yeni çeşitle-rin dikimi sağlanmıştır. tarımsal üretime kazan-dırılmıştır.

Tarım sigortasıGeldiğimiz ilk yıldan itibaren tüm çalışma köy-lerimizde her yıl rutin olarak sigorta üst yetkili-

lerinin de katıldığı toplantılar yapılmış ve çiftçile-rimizin katılımları sağlanmış ve çiftçimiz tarım sigortası hakkında bilgilendirilmiştir.

Tarla faresiGeldiğimiz ilk an da hemen ele alınan en önemli konu olmuştur. Kasabamız ilçemi-zin fareli köyü olacak kadar nam salmış civar köylerde bununla mücadele etmek zorunda kalmıştır. Bu konuda bilgilendirme toplantısı yapılmış toplu mücadele yöntemi denenmiş. Her yıl da zehirli buğdaylar il müdürlüğünden temin edilerek çiftçilerimizin bu mücadelesin-de yardımcı olmaya çalışılmıştır. Yeni ve tek-nolojik gelişmeler duyurulmuş ve denenmeye başlanmıştır.

Bu çalışmaları yaparken en büyük desteği kasa-bamız halkından aldım. Benden hiçbir zaman yardımlarını esirgemediler. Bizi her zaman sa-hip çıktılar ve destek oldular. Hatalarımızı gör-düklerinde uygun şekilde büyüklerimiz uyardı-lar. Eğer ortada bir başarı varsa bu tek başıma benim değil top yekûn Kavaklıdere kasabasının başarısıdır. Buradan bu vesileyle kendilerine çok teşekkür ederim.

Fuar gezileriZiraat odasının desteğiyle çiftçilerimizin İzmir ve Manisa’daki fuarlara katılımını sağladık.

97Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 100: manisa tarım ve gıda dergisi

Kırsal Turizm tanımını incelediğimizde; İnsan-ların doğal ortamlarda dinlenmek ve değişik kültürlerle bir arada olmak amacıyla bir kırsal yerleşmeye günübirlik veya konaklamak üze-re gidip, yöreye özgü etkinlikleri izlemeleri ya da katılmalarıyla gerçekleşen bir turizm türü olduğu belirtilmektedir. Kırsal Turizm ge-nel başlığı altında; tarım turizmi, çiftlik turizmi, ekoturizm ve köy turizmi olarak isimlendiril-mektedir.Tarım turizmi, tarımsal üretim ve

ürünler hakkında arazi ve çiftçi deneyimlerini konuklarına sunmayı sağlayan bir turizm faali-yetidir. Bu faaliyet, konukların tarımsal bilgi ve deneyimlerini geliştirip hoş vakit geçirmeleri-ni sağlarken çiftçilerin ve arazide çalışanların ekonomik gelirini arttırmaktadır. Çiftçi satış yerleri, yol kenarı tezgahları, çiftlik evinde konaklama ve yerel yiyecek ve içecekleri tat-ma, eğlenme ve kırsal alanı tanıma aktivite-leri en temel bileşenleridir.Sanayileşmenin ve

kentleşmenin güçlü değişimi, kırsal toplumun ekonomik ve kültürel konumunu son 30 yıl-dır durmadan değişikliğe uğratmaktadır. Arazi büyüklüklerinin miras yoluyla küçülmesi ve sabit masrafların yüksek olması tarım gelirle-rini düşürürken, mekanizasyon ve teknolojik değişiklikler tarımdaki istihdamı aşağıya çek-miştir. Yunt dağı kırsal alanlarındaki nüfus, ti-pik olarak yaşlanıp toplamda azalmıştır. Küçük kasabaların ve köylerin birçoğu günümüzde,

YUNTDAĞI

Yuntdağı Kırsal Turizm Potansiyeli

Nedim ZurnacıZiraat Mühendisi

98 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 101: manisa tarım ve gıda dergisi

varlıklarını sürdürme çabası içindedir. Dünya genelinde ve ülkemizde yerel, bölgesel ve merkezi yönetim kuruluşları bu duruma mü-dahale etmeye çalışmaktadır.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızın koordinasyonunda diğer kamu kurumlarının desteğiyle birlikte hazırlanan 2010-2013 Kır-sal Kalkınma Planının 82-85. sayfalarında stra-tejik amaç, öncelik ve tedbirlerde belirtildiği üzere; Kırsal Ekonominin Çeşitlendirilmesi başlığı altında Kırsal Turizmin Geliştirilmesi kırsal kesimde yeni iş ve istihdam imkanla-rının yaratılması kadar, doğal ve kültürel kay-nak değerlerimizin ortaya çıkarılması ve kırsal mirasın korunmasına da hizmet etmektedir. Kırsal destinasyon değeri yüksek, yerel kül-tür özelliklerinin korunduğu, özgün yöresel ürünlere sahip kırsal yerleşimlerin, bir yan-dan tarımsal faaliyetler sürdürülürken aynı zamanda turizm amaçlı değerlendirilmesi, kırsal ekonomiye dinamizm kazandıracaktır.

Son yıllarda yunt dağı kırsalındaki genç nüfus çalışmak için Manisa ve İzmir’e göç etmek durumunda kalmıştır. Yunt dağı bölgesinde kırsal turizm potansiyeli olan köylerde göç sorununu azaltacak, fazla işgücünü değerlen-direcek ve ek gelir sağlayacak kırsal turizm faaliyetlerinin geliştirilmesine ihtiyaç vardır.

Kırsal kesimde yaşayan insanların hayat standardını tarıma ve doğaya dayalı turizm veya tarım dışı ekonomik faaliyetlerle de çeşitlendirilmesinde önemli bir unsur olan kırsal turizm kırsal kalkınmanın önemli bir ayağını oluşturmaktadır.

Manisa merkez ilçede kırsal turizm potan-siyelinin en fazla bulunduğu iki bölge var-dır. Güneyde Spil dağı ve köyleri, Kuzeyde Yunt dağı ve köyleridir. Biz burada yunt dağı ve köyleri ile ilgili değerlendirmelerde bulunacağız.Kamu kurumları ve Özel İdare tarafından yapılan yatırımlarla yunt dağında bulunan köylerin tarımsal alt yapısı ve ula-şım alt yapısı gelişme safhasındadır. Bölgenin ekonomisinin zayıf olması nedeniyle özellik-le tarımın ve hayvancılığın içinde olduğu ve çevredeki tarihi eserler ile doğal güzellikle-ri de kullanarak kırsal turizm girişimciliğinin geliştirilmesi ile turizm diğer sektörler için lokomotif olacaktır. Bu bölgedeki kaynakları değerlendirdiğimizde; İzmir, Manisa, diğer şehirlerden, ve yurt dışından gelebilecek turistlere bu değerlerin ekonomik gelir kay-nağına dönüştürülmesi ancak Kırsal Turizm sektörünün harekete geçirilmesiyle mümkün olabilir.

Yunt Dağında Tarım Ve HayvancılıkManisa’nın kuzey bölgesinde bulunan Yunt dağı toplam 64 köy 2 kasabadan oluşmaktadır. Yöre-de toplam 6774 hane ve 20.000 civarında nü-fus vardır. Yunt dağ Bölgesinin toplam yüzölçü-mü 600.000 dekardır.Arazilerin büyük bölümü taşlı, toprak derinliği az, meyilli dağınık ve küçük

parsellerden oluşmaktadır.Bölgede tarıma el-verişli 144.000 dekar arazi bulunmaktadır.Or-manlık alan 256.565 dekardır.Yunt dağ bölgesi 200 ile 1074 metre arasında rakıma sahiptir.Yunt dağı bölgesindeki tarımsal üretimini incele-diğimizde, Buğday ve Arpa üretim alanı 36.400 dekar, Mısır ve Pamuk arazisi 23.000 dekar, Mera alanı 15.800 dekar Zeytin 15.700dekar, Bağ alanı 6.100dekar, Tütün 4.300dekar, Yem bitkileri 4.200dekar, Sebze üretim alanı 4.000 dekar, Antep fıstığı 3.950 dekar, Meyve alanı 1000 dekar, Çilek 300 dekar alanda üretilmek-tedir.

Yunt dağ bölgesinde hayvancılık üretimine bak-tığımızda, bölgede koyun yetiştiriciliği dikkat çe-kerken, keçi yetiştiriciliği giderek azalan bir seyir

göstermektedir. Koyun 50.000adet, Sığır 6.500 adet, Keçi 5.000 adet. Arı kovanı 1.100 adettir. Bölgede 13 adet mandra faaliyette bulunmak-tadır.

Tarım Ürünleri, Çiftlikler, Gıda Ürünleri Ve TesisleriYuntdağı Köseler Antepfıstığı, Yunt dağı Köseler Bal, Osmancalı Çilek, Osmancalı Yoğurt, Tavuk Yumurtası, Koyun ağılları, Keçi ağılları, Sığır ahırları,Yunt dağı Deri Tulum Peyniri, Yunt dağı Teneke Tulum Peyniri, MandralarTürkmen Alphonse sofralık üzümü, Türkmen Pekmezi, Gürle Alabalık Çiftliği Uzunburun Sazan çiftliği

99Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 102: manisa tarım ve gıda dergisi

Yunt Dağında Bulunan MandıralarKöseler 1 Adet

Osmancalı 2

Otmanlar 2

Düzlen 2

Dazyurt 1

Örselli 1

Siyekli 1

Sarıahmetli 1

Gökbel 1

Kalemli 1

Toplam 13 Adet

Öneriler;Yunt dağında yetiştirilen koyun, keçi ve büyükbaş hayvanların sütlerinden peynir, yoğurt, kesik, lor ve tereyağın imalatının hijyenik şartlarda yapıl-ması ve doğal tat ve aromalı ürünlerin üretimi konusunda eğitim ve kurslar düzenlenmelidir. Bölgeye özgü üretilen peynirlerin markalaşma çalışmaları yapılmalıdır. Yunt dağında bulunan meralar ıslah yapılarak, hayvan besleme konu-sunda özel eğitimler verilmelidir.

Dogal GüzelliklerTürkmen Köyü ŞelalesiOrtaköy mesire yeri

Tarihi YerlerKöseler - Aigai antik kenti, Koruköy - Apollon Tapınağı, Uzunburun -Yoğurtçu kalesi

Su KaynaklarıKocadere ve Sarma çayı önemli akarsulardır.Siyekli, Köseler ve Osmancalı sulama göletleri bulunmaktadır.

Manisa merkezde bulunan Yunt dağında planlı, programlı, doğru mekanlardan ve doğru hedef kitle seçilerek gerek devletin ve yerel yönetimle-rin önderliğinde gerekse gönüllü kuruluşlar, özel

sektör ve kırsal halkın katılımı sonucu dağ ve or-man köylerinde kırsal turizm desteklenerek yay-gınlaştırılmalıdır. 18-Haziran-2010 yılında Manisa Valiliği,İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, İl Tarım Müdürlüğü, Çevre ve Orman Müdürlüğü, Ege Üniversitesi, Kamu Kurumları, Meslek Odaları, Kırsal Turizm Derneği, Yunt Dağlılar Kültür ve Turizm Yardımlaşma Derneği ve 9 köy muhtarlığı olmak üzere toplam 33 kurum ve kişinin katılımı ile yapılan Kırsal Turizmi Geliştirme Çalıştayı’nın sonuç bildirgesi hazırlandı. Kırsal Turizm Çalıştayı düzenlenmesindeki temel amaç, Yunt dağ böl-gesinde kırsal turizm potansiyelini belirleyerek, kırsal turizmin öncelikli olarak uygulanacağı pilot köylerin seçilmesi ve yöre kırsal mirasını öne çıkaran örnek model kırsal turizm uygulamaları geliştirmektir. Böylelikle bölge insanlarının doğal ve kültürel varlıkları koruyarak yararlandığı, sür-dürülebilir tarım ile yörenin kendi gücüne daya-nan katılımcı bir yaklaşımla kırsalda ekonomiyi

kırsal turizm ile çeşitlendirerek kırsal nüfusun yerinde istihdamının sağlanmasıdır. Kırsal Turizm potansiyeli belirlenen köylerin ortak özelliği, otantik yaşamlarını hala sürdürmeleri, yemek-lerde, giyimde ve el işlerinde, geleneksel ve folklorik özelliklerini koruyor olmalarıdır. Yöre sakinlerinin durumunu iyileştirirken, çevreyi de korumayı amaçlayan bu turizm çeşidi, yerel ve toplumsal dokuyu tahrip eden kitle turizmine iyi bir alternatif oluşturuyor. Bu turizm çeşidinin ana lokomotifi ise yine kadınlar. Bu çalışma ile çoğu tarımda ücretsiz aile işçisi olarak çalışan köylü ka-dınların ekonomik bağımsızlıklarını kazanmaları, sosyal açıdan güçlenmeleri hedefleniyor. Amaç, şehir insanına doğayı, köy kültürünü, geleneksel tarımı hatırlatırken köy kadınının emeğini de de-ğerlendirmek. Kırsal Turizmi Geliştirme Çalıştayı ile paydaşların bir araya getirilerek, Bölgedeki potansiyelin belirlenerek, değerlendirilmesi ko-nusunda önerilerin geliştirilmesi, Seçilen öneriler

100 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 103: manisa tarım ve gıda dergisi

doğrultusunda stratejik hedeflerin belirlenmesi, İlgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılarak ey-lem planının hazırlanması, Eylem sürecinde iz-leme ve değerlendirme çalışmalarının yapılması hedeflenmektedir.

Kırsal Turizmi Geliştirme Planı• Alan İncelemesi (GZFT analizi) •1. Çalıştay ;Sunumların Yapılması, Önerilerin Toplanması, Örnek Destinasyon Uygulaması• 2. Çalıştay; Eylem Planının Hazırlanması• Kırsal Turizm Girişimciliği Eğitim Toplantıları• Turistik Ürün Oluşturma ve Pazarlama Semi-neri• Turistik Ürün Oluşturma ve Pazarlama Çalış-maları Değerlendirmesi• Bilgilendirme ve Tanıtma Turları DüzenlenmesiYunt dağında yaşayan halkın kırsal turizm eğili-mini, kırsal turizm potansiyelinin belirlenmesi ve kırsal turizmin öncelikli olarak geliştirileceği pilot köylerin seçilmesi amacıyla Kırsal Turizm Üçgeni olarak adlandırdığımız (Köseler, Örsel-li, Koruköy), (Türkmen,Ortaköy,Osmancalı), (Gürle, Uzunburun, Yağcılar) köyleri olmak üzere 9 köyde kırsal turizm etüd çalışması İl Ta-rım Müdürlüğü, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, İl Çevre ve Orman Müdürlüğü,Ege Üniversitesi Coğrafya ve Arkeoloji bölümü öğretim üyeleri ve Kırsal Turizm Derneği işbirliği ile yapılmıştır.

Etüd kapsamında anket çalışmalarıyla yöre in-sanlarının da görüşleri alınmıştır. Yapılan alan incelemeleri sonucunda köylerimizin sahip olduğu çekicilikler belirlenerek detaylı eylem planlarının oluşturulabilmesi için tarafların ka-tılımıyla düzenlenen Kırsal Turizm Çalıştayında swot analizi ile Güçlü yanlar, Zayıf yanlar, Fırsat-lar ve Tehditler belirlenmiştir.

Anket sonuçları incelendiğinde; yörenin kalkın-ması için yeni gelir kaynaklarının devreye sokul-ması ve tarımla birlikte yürütülmesi seçeneğinin belirtilmiş olduğu, köylerde anket yapılan birey-lerden büyük çoğunluğunun kırsal turizm, köy turizmi ve çiftlik turizmi konusunda yeterli bil-giye sahip olmadığı anlaşılmıştır. Köylerin turizm açısından en büyük özelliği sorulduğunda, sahip oldukları doğal ve tarihi zenginlikleri değil turist-leri en iyi şekilde ağırlayabileceklerini belirtmiş-lerdir. Köyde turizm tesisleri açıldığında kimlerin çalıştırabileceği sorulduğunda çoğunlukla kendi-lerinin işletmesi gerektiği belirtilmiş olması, özel-likle kırsal turizm girişimciliği konusunda eğitim ve kursların düzenlenmesi gerekliliği ortaya çık-maktadır.

Turizm açısından önemli bir potansiyele sahip olan yunt dağ bölgesindeki kırsal yerleşim birim-lerinde çiftlik turizmi, köy turizmi, eko-turizm, gibi kırsal turizm faaliyetlerinin geliştirilmesi, orta veya uzun vadede bu yörelerin sorunlarının çö-zümünde ve kalkındırılmasında aktif rol oynaya-bilir. Önemli olan turizme açılan bu yörelerde eskiden var olan bitkisel üretim, hayvancılık ve ormancılık gibi tarımsal faaliyetleri terk etmeye-rek, bununla birlikte o yöreye has el sanatları,

mimari tarz ve kültürel yapının bozulmadan ko-runmasıdır. Başka bir ifade ile turizm, yunt dağı kırsal alanlarında yapılan tarımsal faaliyetin alter-natifi değil aksine tamamlayıcısı konumunda ol-malıdır.

Köseler Köyü ÖnerilerKöseler göleti İl Tarım Müdürlüğünce balıklan-dırılmıştır. Manisa’da sportif olta ile balık avcılığı yapan büyük bir kitle var. Bu gölet sportif avcı-lık yapılmak üzere girişimcilere kiralanıp avcılığa açılmalıdır. Hem gölete gelenler hem de Köseler köyünde bulunan Aigai antik şehrini gezmeye gelenler köyde üretilen tarımsal ürünler ve el sanatları ürünlerinden satın alarak yerel ekono-miye katkıda bulunabilirler. Dağlık bölgede tarım arazilerine eşeklerle ulaşım sağlanmaktadır. Yerli ve yabancı turistlere eşek safarisi düzenlenebilir.

Örselli Köyü ÖnerilerÖrselli Halıcılık Kooperatifi üyelerinin halı tez-gahında yapılabilecek turistik ürünler konusunda eğitimler yapılarak ürün çeşitliliğine gidilmelidir.Her yıl yurt dışından Örselli köyüne halı almak için gelen turistlerin konaklayabileceği kırsal tu-rizm evleri inşa edilmelidir. Halı iplerini boyama atölyesi modernize edilmeli ve halı sergileme salonunun özel dizaynı yapılmalıdır.Köye gelen konuklara koyun yününden ip eğrilmesi, doğal kök boya bitkileri ile iplerin boyanması ve halı dokuma etkinlikleri yapılabilir.

Osmancalı köyü ÖnerilerOsmancalı köyü, öğrenciler için kırsal yaşamı ye-rinde tanıma, izleme ve uygulama alanı olabile-cek özelliklere sahiptir.

101Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 104: manisa tarım ve gıda dergisi

Çilek hasat dönemi olan Nisan, Mayıs, Haziran aylarında okullara yönelik çilek turları düzenlene-bilir.Çilek bahçelerinden kendin topla sistemiyle toplanan çileklerin yerinde satışı yapılabilir.Yerel Çilek Festivali düzenlenebilir.

Osmancalı Ortaköy yol ayrımında bulunan saç levhadan yapılmış Dolmuş durağı, Osmancalı Çilek durağı olarak anılması için Çilek şeklinde düzenlenebilir. Mandrada üretilen peynir, yo-ğurt ve lor gibi süt ürünlerinde, imalatın nasıl yapıldığı konusunda teknik ve uygulamalı bilgiler verilerek tüketiciler bilgilendirilebilir.Köyde bulunan koyun ve sığır çiftliklerinde hay-vanların beslenmesi ve sağılması köye gelen turistlere yaptırılarak, konuklara günlük kırsal ya-şam yaşatılabilir.

Ortaköy ÖnerilerÖzellikle Nisan, Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarında Ortaköy’de bulunan mesire yerlerine çeşitli sivil toplum kuruluşları, okul öğrenci gezi-leri ve fabrika personellerinin piknik yapmak için yılda 15.000 kişinin ziyaret ettiği bir köy olması bölgede kırsal turizmin geliştirilmesinde önemli bir çekicilik unsurudur. Her yıl Yunt Dağlılar Kül-tür ve Turizm derneği tarafından Şenlik düzen-lenmektedir. Bu alan günübirlik kullanım amacıy-la rekreasyon alanı olarak düzenlenerek Ortaköy muhtarlığı tarafından işletmecilere kiralanabilir. Gelen ziyaretçileri meşgul edebilecek Kırsal Tu-rizm aktivitelerine katılmaları için gerekli tesisler planlanmalıdır.

Yunt dağ yaşam kültürünü tanıtmak amacıyla gü-nübirlik piknik alanına gelen ziyaretçilerin geze-bileceği yöresel kıyafetler, el sanatları, fotoğraflar, geçmişte kullanılan tarım aletlerinin sergilenece-ği etnoğrafya müzesinin yapılması bölge için çok anlamlı bir mekan olacaktır. Orta köyde ikamet eden çiftçiler tarafından 140 dekar arazide üre-tilen sebzeler, hafta sonları kurulacak pazar yeri için önemli bir avantajdır. Köydeki girişimcilere

standlar düzenlenerek yöresel girişimcilik geliş-tirilmelidir.

Türkmen Köyü ÖnerilerTürkmen köy’e yaklaşık 3.2 km. uzaklıkta (2.4 km si orman yolu, 800 m. si patika yol) Su uçu-ran Şelalesi bulunmaktadır. Şelale, İzmir ili Me-nemen ilçesi sınırındadır. Su, şelaleden 30-35 m. yüksekten düşmektedir. Türkmen köyünde bu-lunan Şelale doğal bir çekicilik alanıdır. Köyde 20 yıl önce kurulan bağlardan Alfonse sofralık çekir-dekli üzüm üretimi yapılmaktadır. Ayrıca üzüm-lerden pekmez elde edilmektedir. Köyde zeytin ve koyun yetiştiriciliği de yapılmaktadır. Türkmen Şelalesini görmek için yılda yaklaşık 3.000 kişi gelmektedir. Turizm bilinci eğitimi verilmelidir.Köyde bulunan ilköğretim okulu atıl vaziyette-dir ve kullanılmamaktadır.3 betonarme bina ve tuvaletler büyük bir bahçe içerisinde bulunmak-tadır. Okul bahçesinden manzara özelliği taşıyan Türkmen şelalesinin bulunduğu ağaçlık alanlar seyredilebilir. Okul binalarının İl Özel İdare Mü-dürlüğü tarafından restore edilerek, köy muhtar-lığına devredilmesi ve muhtarlıkça bir girişimciye köy kahvesi ve sosyal tesisleri olarak kiralanması sonucunda, şelaleyi gezmeye gelen grupların dinlenebileceği, çay içebileceği ve köyde yetiş-tirilen ürünleri satın alabileceği köydeki girişimci-lere ait standlar kurulabilir.

Aynı bahçede bulunan diğer bina Köy Müzesi olarak düzenlenip geleneksel kıyafetler ve tarım aletleri ziyarete açılabilir.

Köye günübirlik veya hafta sonu turları için gelen kişilere; Köyde üretilen tereyağ, peynir, yumur-ta, köy ekmeği Yetiştirilen üzümlerden üretilen pekmez ve el işlerini şelaleye gezmeye gelenlere satma imkanı bulabilirler. Türkmen köyünde ko-yun yetiştiriciliği yapıldığından koyun sürüsünün çoban eşliğinde otlatma aktivitesi, süt sağımı ak-tivitesi köye gelen konuklara yaptırılabilir. Bağbo-zumu ve hayvan kırkım şenlikleri düzenlenebilir.

Ayrıca kırsal yaşamı tanımak ve çeşitli tarım ak-tivitelerine katılmak isteyenlere kır pansiyonu tarzında çalıştırmak üzere planı uygun olan evle-rin yanına özel idare kaynağından maddi destek sağlanarak örnek turist konaklama odaları hazır-lanabilir.

Ana yoldan şelaleye giden yolun kapatılarak ziya-retçilerin köye girmesini sağlamak için köy için-deki eski yolun düzenlenmesi ve stabilize yolun gerekli yerlerine fazla suyu desarj edecek büz-lerin konulması, Dere kenarında terkedilmiş taş ocağının şantiye alanı gelen ziyaretçilerin araba park yeri ve köy girişimcilerinin satış alanı olarak düzenlenmesi, Dereden şelaleye gidecek patika yolun doğaya zarar vermeden el araçlarıyla ya-pılması, Yöresel yemeklerin ön plana çıkarılması, Yöresel el sanatlarının turistik ürün haline getiril-mesi, Tanıtım broşürünün hazırlanması (Yörenin tarihi, doğal güzellikleri ve tarımı hakkında kısa bilgi)

Gürle Köyü ÖnerilerKöy içinde bulunan arazilerde yetiştirilen sebze-ler köye gelen turistlere yerinde satılabilir. Alaba-lık çiftliğinde balık pişirip sunan kırsal lokanta işle-tilebilir. Olta ile sportif avcılık yaptırılabilir. Çiftlik içerisinde konaklama yapılabilecek bina vardır. Çiftlik turizmi yapılabilecek bir tesistir.

Uzunburun Köyü ÖnerilerKoyun ve keçi ağıllarında kırsal yaşamı tanımak isteyen insanlara sağım yaptırılabilir, sütten yo-ğurt ve peynir yapılması gösterilebilir. Sazan balığı çiftliğinde olta ile balık avcılığı yaptırılabilir. Ziyaret edilebilecek tarihi Yoğurtçu Kalesinde restorasyon yapılmalıdır.

Yağcılar Köyü ÖnerilerYağcılar kasabası, Muradiye kasabası Celal Bayar Üniversitesi kampüsünde 5000 öğrenci ve öğ-retim görevlisi bulunmaktadır. Özellikle öğle ye-mekleri sunabilecek otantik lokanta ve gençlere hitap eden kafeterya girişimciliği yapılabilir. Hafta sonlarında Pazar yeri oluşturularak Manisa’dan gelecek insanlara doğal olarak üretilen sebze, meyve ve hayvansal ürünler satışa sunulabilir. Kentleşme süreci ile birlikte giderek topraktan ve doğadan uzaklaşan günümüz insanının en yaygın emeklilik hayallerinden biri; bahçeli bir eve sahip olabilmek, toprakla uğraşmak, temiz hava solu-mak ve kendi yetiştirdiği hormonsuz ve kimyasal ilaçsız sebze-meyveleri yiyebilmektir. Çiftçiler kendi arazilerinin bir bölümünü küçük bahçeler halinde bölerek, şehirdeki insanlara hobi bahçesi olarak kiralayabilirler.

Kırsal Turizmde; Manisa İle İzmir Arasında İşbirliği Yapılması Manisa merkez ilçemizin ve İzmir’in iki yönde komşuluk sınırı bulunmaktadır. Manisa’nın Gü-neyinde Spil dağı, Kuzeyinde ise Yunt dağı iki il arasında ortak potansiyele ve sorunlara sahip bölgelerdir. Önce sorunları ele aldığımızda gö-rülmektedir ki; iki bölgenin kırsal alanlarında yaşayan halkın ekonomik yönden daha fakir ol-duğu bir gerçektir. Bu nedenle alternatif geçim

102 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 105: manisa tarım ve gıda dergisi

kaynaklarının ortaya çıkarılması ve ekonominin çeşitlendirilmesi gerektiği karşımıza çıkmaktadır. Bu amaçla, Manisa ve İzmir’in Özel İdare Mü-dürlükleri, Kültür ve Turizm Müdürlükleri, Tarım Müdürlükleri ve Çevre ve Orman Müdürlükle-ri ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği yapması durumunda bu bölgenin kırsal turizm potansiyel kaynaklarının harekete geçirilmesi sağlanabile-cektir. Yunt dağında kırsal turizm potansiyelinin var olduğu yaptığımız alan incelemeleri sonu-cunda ortaya çıkarılmıştır. Bu dağın kuzeyinde İzmir’in Aliağa ilçesinin köyleri, Dikili ve Bergama ilçelerinin köyleri bulunmaktadır. İzmir Çanakka-le karayolu Ege denizi ile Yunt dağının arasından geçmektedir.Bu yolu yaz aylarında deniz turiz-mi amacıyla kullanan insanların haftanın değişik günlerinde yunt dağındaki tarihi, doğal güzellikler ve yöresel kültürü tanımak isteyen turistleri kır-sal alandaki köylere günübirlik ve konaklamak üzere çekebiliriz. Köylerimizde tarım ve hay-vancılık ile geçinen insanlara kırsal turizm giri-şimciliği eğitimleri verilerek mevcut potansiye-lin değerlendirilmesi sonucunda alternatif gelir kaynağı oluşturulabilir. Her iki bölgenin tarihi, doğal güzellikleri, tarımsal üretimi ve gelenek-sel kırsal yaşamın özellikleri çekici hale getirile-rek muhtemel hedef kitlesi Manisa ve İzmir’de yaşayan 3 milyon civarında insana hitap edebi-lecek ve çeşitli aktivitelerin yapılabileceği Kırsal Turizm Bölgesi haline getirilebilir.

Sonuç:• Manisa Yunt Dağında kırsal turizmi başlata-bilmek için doğal, tarihi ve kültürel ve tarımsal

üretim arz çekicilikleri yeterlidir.• Manisa Yunt Dağında kırsal turizmi başlata-bilmek için hizmet çekicilikleri kısmen yeter-lidir.• Manisa Yunt Dağında kırsal turizmi geliştire-bilmek için Kırsal Turizm Çalıştayı’nın ardından stratejik plan ve yerel eylem planının hazırlan-ması gerekmektedir.• Bu planlar için kamu,meslek odaları,özel sektör ve sivil toplum örgütleri ortak çalışmalı, yerel halkın katılımcılığı sağlanmalıdır.• Yerel eylem planının uygulanabilmesi için

finansman kaynağının oluşturulmasında, Özel İdare Müdürlüğü, Zafer Kalkınma Ajansı ve 2011 yılında kurulması planlanan Kırsal Kal-kınma Ajansı hibe çağrılarında kırsal turizmin desteklenmesi durumunda; bu kurumlara su-nulacak projelerle maddi kaynakların bölgede kullanılmasıyla Kırsal Turizm potansiyelinin ha-rekete geçirilebilmesi mümkün olacaktır.

• Bölgenin kırsal turizm tanıtım ve pazarlama-sının nasıl yapılacağı konusunda bir araştırma yapılmalıdır.

103Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

İnsan sağlığı bizim için önemli...

DARMSTADT A.Ş.KAPLAMA MALZEMELERİ İMALATIAdres : Salihli Organize Sanayi Bölgesi 302 cad. No:25 Salihli / MANİSATelefon : 0 236 742 53 19 - 20Fax : 0 236 742 53 33ee-mail : [email protected] : www.darmstadt.com.tr

Page 106: manisa tarım ve gıda dergisi

Salamura bağ yaprağıMayıs ayının gelmesiyle beraber Alaşehir ve çev-resindeki köylerde kadınların ve genç kızların bağ yaprağı toplama zamanı gelmiştir artık. Sabahın er-ken saatlerinden öğleye kadar topladıkları bağ yap-raklarını bez bohçalarının içinde biriktirir, toplu alım yapılan yerlerde alıcının kasalarına özenle toplanan yaprakları dizerler. O gün hak ettikleri yevmiyeyi sadece kendi ihtiyaçları için harcarlar.Bağda aralama yapmak amacıyla, çiçek öncesi dip yaprakların alımı, koruk döneminden sonra asma-nın havalandırılması amacıyla iç yapraklar alınır. Ha-ziran ayı sonundan itibaren uç yapraklar alınır. Bir yaprak salamura işletmesinde plastik kasalar içinde işletmeye getirilen yapraklar önce havuzlarda % 20

tuzlulukta, 60-75 derece arasındaki sıcaklıktaki sa-lamura suyunda 12 saat bekletilir. Daha sonra 220 litrelik plastik bidonlara 150 kg. civarında yaprak sı-ralanır.10 kg. yaprak üzerine 1 kg. deniz tuzu serpi-lir. Daha sonra % 20’lik salamura suyu doldurulur.

Vazgeçilmez bir yemeğimiz olan yaprak sarması (dolması) üzerine Alaşehir Kavaklıdere kasabasın-daki bağlardan yaprak alan tüccar ve salamuracı-lara gittik. Yıllardan beri kadınların tekelinde olan yaprak toplama işini salamura işletmesi kurarak Türkiye çapında yapan, hatta Yunanistan üzerin-den Avrupa’ya gönderen Hatice Ertürk’ten işiyle ilgili bilgiler aldık.

BAĞCILIK

Nedim ZurnacıRöportaj

Hatice Ertürk

104 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 107: manisa tarım ve gıda dergisi

•Kaç yıldır bu işi yapıyorsunuz?Ertürk:1983 yılından beri biz bu işi yapı-yoruz. Tabi o zamanlar bu kadar yaygın değildi ve bağlar hep yer bağı idi. O za-manlardaki yapraklar daha kaliteli idi. Şimdi bağlar hep yüksek sistem olduğundan yap-rak kalitesi de düştü.

• Yaprak toplama işini nasıl yapıyor-sunuz ve kaliteyi neye göre belirliyor-sunuz?Ertürk:Sabah erken saatlerde yaprak top-lamaya çıkan kadınlar saat 11’den sonra bi-zim alım yerine getiriyorlar. Bizde üç çeşit yaprak var, uç yaprak, orta ve alt yaprak şeklinde. Uç yaprakları salamura yapımın-da kullanıyoruz, orta ve alt yaprakları taze olarak kasalayıp kamyonlarla iç pazara yol-lamaktayız. Bazen orta yapraklardan da salamura yapıyoruz. Salamuralık yaprakları da aynı gün varillerde % 20 oranında tuzlu suya basıyoruz. Salamura için daha sonra paketleyeceğimiz zaman ayrıca bir işleme tabi tutuyoruz.Bize yapraklar burada boh-ça diye tabir edilen büyük bezlerin içinde düzenli olarak toplanmış şekilde getiriyor-lar ve kendileri kasaya diziyorlar.

• Bir kişi günde ortalama kaç kilo yaprak topluyor?Ertürk: 50-60 kilo civarında topluyor. 4-5 kişilik aile 320 kilo civarında topluyor. Tabii kilo arttıkça kalite de düşüyor.

• Günde kaç ton mal alıyorsunuz ve kasabadan günde kaç ton yaprak çı-kıyordur?Ertürk: Biz günde 1 ton civarında yaprak alıyoruz. Kasabamızda da 16 kişi bu işi ya-pıyor yaklaşık günde 15 ton civarında bir yaprak toplanıyordur.

• Karşılaştığınız zorluklar nelerdir?Ertürk: İstediğimiz kaliteli ürünü bulamı-yoruz. Burada salamura işini yapan 4 işlet-meyiz dördümüz bir araya gelip de bir iş yapamıyoruz.

• Tüketici kaliteli yaprağı nasıl anlar ister salamura olsun isterse yeşil?Ertürk: Kaliteli bir yaprak ince olur. Kır yaprağı olması lazım. Ovanın yaprağı daha kalın oluyor. Sonra damarlı olmaması lazım birde uç yaprağı olması iyi olur.

• Nedir bu uç yaprağı?Ertürk: Asmalarda ki kolların en uçundan geriye doğru olan 3-5 adet arasında deği-şen yapraklarıdır.

• Bu yapraklar asmanın beslenmesi içinde çok önemlidir. En fazla besin elementi bunlarda olur ve asmalarda ki üzümler bunlarla beslenir.Ertürk: Evet doğrudur Davut Bey ama bu yaprak sizinde dediğiniz gibi hem besin açısından hem de kaliteli salamura yaprak açısından kalitelidir. Yırtmaçları derin olan yaprakları biz istemeyiz, tüketicide iste-mez, çünkü sarması zor olur.

Bu yaprağı toplayan kadınlar ya da bağ sa-hipleri hangi amaç için topluyor. 3. Kalite yapraklar genelde bağ açmak için yapılıyor, bağ sahipleri burada çalışan işçilerin ücreti-ni de buradan karşılıyorlar.

•Hazırladığınız malları nerelere yollu-yorsunuz kimlerle bağlantılarınız var?Ertürk: Salamuraları soruyorsan Yunanistan’da bir toptancı ile bağlantımız var buraya yaparken onların ambalajını kul-lanıyoruz ama adres olarak kendi adresi-mizi veriyoruz. Az önce bahsettiğimiz gibi birlik olmadığımızdan bir marka olamadık. Yeşil yaprak olarak Ankara’ya yolluyoruz.

• Asma yaprağı işi ne zaman başlar ve ne zaman biter?Ertürk: Yıllara göre değişmekle beraber. Asmalar genel itibari ile 10-15 yaprak ol-duğunda Mayıs ayında başlar, hasada 15-20 gün kalana kadar Ağustos ayında biter. Yaprağın en değerli zamanı çiçekten çıktık-tan bir ay sonraki zamandadır.

105Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 108: manisa tarım ve gıda dergisi

Manisa ili 2010 yılı ihracat bilgileri

İHRACAT

Manisa’da yetiştirilen kuru üzümün %80’inden fazlası yurtdışına ihraç edilmektedir. Kuru üzümde ülkemizin pazar payı %35, sofralık üzümde pazar payı yaklaşık %10’dur.İlimizde bağcılık yapan 45 bin çiftçi ailesi geçimini üzümden sağlamaktadır.

106 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 109: manisa tarım ve gıda dergisi

KURU ÜRÜNLER KG FİDAN, SÜS BİTKİLERİ KG

NOHUT 14,000 BEYAZ ÇİÇEK 1,680

MISIR İRMİĞİ 46,039 BEYAZ YAPRAKLAR 100

CİPSLİK MISIR 1,026,722 BEYAZ.KARAÇAM KOZALAK 504

KURU ÜRÜN TOPLAMI 1,086,761 ÇELENK 4,695

KARA YOSUNU 5,774

KURUTULMUŞ ÜRÜNLER MUH.KURU BİTKİ 84,211

Ç.KURU ÜZÜM 186,925,974 SÜS ÇELENGİ 2,958

Ç.DEKLİ KURU ÜZÜM 4,768 SÜS SEPETİ 540

DEFNE YAPRAĞI 1,501 YOSUN 72,514

KURU DOMATES 6,352,153 AŞILI ASMA FİDANI 153.000 Adet

KURU İNCİR 37,490 FİDAN SÜS BİTKİLERİ TOPLAMI 172.976 Kg.

KURU KAYISI 246,420 153.000 Adet

KURUTULMUŞ ÜRÜN.TOPLAMI 193,568,306

TOHUMLAR

İŞLEM GÖRMÜŞLER MISIR TOHUMU 3,860,353

MEYVE KOKTEYLİ 1,921,501 AYÇİÇEK TOHUMU 5,687,547

AYÇİÇEK YAĞI 18,645 SORGHUM TOHUMU 7,650

LEBLEBİ 201,990 ŞEKER PANCARI TOHUMU 300

SOYA YAĞI 7,644 TOHUMLARIN TOPLAMI 9,555,850

ZEYTİNYAĞI 1,057,645

DİĞERLERİ 35,319,395 TOPLAM 242.193.441 Kg.

İŞLEM GÖRMÜŞLER TOPLAMI 38,526,820 153.000 Adet

ORMAN ÜRÜNLERİ

MEŞE PALAMUT ÖZÜ 155,000

KARAÇAM KOZALAK 9,640

KOZALAK 191,589

ZEYTİN TOMRUĞU 13,260

ORMAN ÜRÜNLER TOPLAMI 369,489

YAŞ MEYVE SEBZE KG YAŞ MEYVE SEBZE KG

ARMUT 942,956 KİRAZ 40,756,389

AYVA 1,560,950 KUŞKONMAZ 18,154

BİBER 414,030 LAHANA 16,320

ÇİLEK 4,214,694 LİMON 3,173,564

DOLMALIK BİBER 9,213 MANDARİN 10,213,743

DOMATES 27,924,629 MARUL 208,600

ELMA 450,800 NAR 14,117,322

ERİK 262,041 NEKTARİN 427,637

FASULYE 600 PATLICAN 7,850

GREYFURT 5,568 PIRASA 276,500

HAVUÇ 13,800 PORTAKAL 973,249

HIYAR 2,144,180 SOFRALIK ÜZÜM 177,934,608

İNCİR 1,991,610 ŞEFTALİ 7,947,496

KABAK 348,177 TAZE KORNİŞON 1,015,372

KARPUZ 296,735 TAZE YAPRAK 10,500

KAVUN 427,278 VİŞNE 153,530

KAYISI 2,306,639 YAŞ MEYVE SEBZE TOPLAMI 43,371,770

KESTANE 57,870

107Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 110: manisa tarım ve gıda dergisi

Malzemeler:• 500 gr. kıyma (dana kuzu karışık)

• 2 baş soğan

• 500 gr. un

• 150 gr. tereyağı

• 150 gr. sıvı yağ

• 150 ğr. kuyruk yağı

•1/2 demet maydanoz

•1/2 çay kaşığı karabiber

•1 çay kaşığı tuz

Alaşehir Kapaması

YEMEK KÜLTÜRÜ

Yapılışı:Çok küçük küp küp doğranmış soğanlar, ince kıyılmış maydanoz, tuz, karabiber, kıymaya katılıp iyice yoğurulur. Un, tuz ve yavaş yavaş su katılarak kulak memesi yumuşaklığında bir hamur yoğu-rulur ve iki bezeye ayrılır. Bezeler 70-80 cm çapında çok ince açılır. Bir yufkanın üzerine 6-7 cm. aralıklarla ceviz büyüklüğünde iç konulup araları kesilir. Üç ucu bohça biçiminde katlanır dördüncü uç üzerine kapanır. Kapamalar zemini yağlanmış tepsinin içerisine katlı kısımları aşağıya gelecek biçimde sıralanır. Üstlerini örtecek kadar tereyağı dökülür. Kapamalar yüksek ateşte pembeleşin-ceye kadar kızartılır, bozmadan kevgirle yağının süzüleceği bir yere alınır. Üzerlerine et suyu ya da sarımsaklı yoğurt dökülüp ince kıyılmış maydanoz serpilerek sıcak servis yapılır.

108 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 111: manisa tarım ve gıda dergisi

109Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 112: manisa tarım ve gıda dergisi

Siz hiçBAĞ BOZUMU

110 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 113: manisa tarım ve gıda dergisi

bağ bozumu gördünüz mü?Siz hiç bağbozumu gördünüz mü?

Ağustos ayının yirmisine doğru başlar.

Asmalar gelin gibi telli duvaklıdır.

Üzümler altın gibidir yaprakların arasında.

Siz hiç bağbozumu gördünüz mü?

Sökün sökün insanlar yollara düşer

Hasat mevsimi gelmiştir üzümün

Motor sesleriyle sabahın alacasında.

Sabahın çiğ tanelerinde işe başlanır.

Bereket sepet sepet dolmaya başlar.

Bir uğultudur çalışma hep birlikte

Üzüm sudan geçirilir, serilir güneşin alnına.

Hasat kimi zaman bir genç kızın çeyizidir .

Kimi zamansa ödenecek borçtur, namuslusundan.

Bazen de alınacak yeni bir şey hayalidir.

Çoğunlukla ise günlük ekmek kaygısıdır.

Bıçak sesleri duyulur, salkımlar düşer,

Bir dedikodu başlar çalışanlarda hiç bitmeyen.

Öğleye doğru sorulan soru “Saat kaç” tır.

Bir de soğuk su istenir, yürekler serinler.

Bazen sıcak öyle bastırır ki Ağustosta,

Sağa sola bakıp bir rüzgar aranır.

Esince dünyalar sizin olur.

Pervanesi budur havanın gediz ovasında.

Karşıda görkemli spil, sağda uzayan yunt dağları

Solunuzda ise uzaklardan yüksek bozdağlar görünür.

Hep orada kalmak istersiniz dağlar sizi büyüler.

Kavak ve incir ağaçları başka bir güzellik katar.

İkindi sonrası bir telaş başlar bitime yakın

İş bitmektedir, dönüş hayali başlar.

Tatlı bir yorgunluk çöker günün ardından.

Yine yollara düşer insanlar.

Güneş öyle kavurur ki serilenleri

Yedi veya sekiz gündür bekleme müddeti

Sonra altın sarısı üzümler toplanır yaygılardan

Kiminin çeyiz hayali, kimininse borcudur toplanan

Siz hiç bağbozumu gördünüz mü?

Ben her sene görürüm.

111Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 114: manisa tarım ve gıda dergisi

ACAR TARIMİsmail AcarHashoca Mh. 132 Sk. No: 17/AAkhisar / ManisaTel: 0 236 413 98 25GSM: 0 533 611 95 73

MANİSA VETERİNER HEKİMLER ODASI2. Anafartalar Mahallesi 1513 Sokak No:14/1 (Manisa Tarım İl Müdürlüğü Yanı) / ManisaTel-Faks: 0 236 231 05 [email protected]@hotmail.com

BAK-BAK LTD. ŞTİ.Gölmarmara yolu üzeri Karaosmanoğlu Sanayi Sitesi No: 175 AkhisarTel-Faks: 0 236 413 17 64GSM: 0 533 664 29 [email protected]

AKHİSAR TİCARET BORSASIHürriyet Mh. 450 Sk. No: 103 Akhisar / Manisa Tel: 0 236 414 18 32Faks: 0 236 412 55 [email protected]

GRAPPA GIDA SANAYİSalihli - Ankara Asfaltı 7. km Tel: 0 236 716 30 00Faks: 0 236 716 37 [email protected]

R

REHBER

ACARACARTAR IMZirai İlaçTohumGübre

112 Manisa Tarım ve Gıda Temmuz-Ağustos-Eylül 2011

Page 115: manisa tarım ve gıda dergisi
Page 116: manisa tarım ve gıda dergisi