40

makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

  • Upload
    others

  • View
    21

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan
Page 2: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan
Page 3: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan
Page 4: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

19

Türkiye’de Koruma ve Onarım Üzerine Analiz

*Uğur ALANYURT

Öz

19. yüzyılın başlarında Avrupa’da başlayan kültür varlıklarının korunması düşüncesi,

ülkemizde 19. yüzyıl sonlarında etkisini göstermeye başlamıştır. Koruma olgusu; önceleri

nesnelerin tek tek korunmasından bütünleşik korumaya, salt nesnenin korunmasından ona o

ruhu veren değerlerin de korunmasına, tecritsel korumadan sürdürülebilir korumaya doğu

ilerlemiş ve bu gün kısa tarihine rağmen ilkeler açısından belki de son halini almıştır. Bunda en

büyük etken uluslararası kuruluşların faaliyetleri olmuş, ülkemizde de mümkün mertebe

yakından izlenen bu faaliyetler, ilkesel olarak ilgili kurumlarca benimsenmiştir.

Bu araştırmanın amacı; koruma ve onarımın tarihi süreçte nasıl geliştiğini irdelemek,

koruma ve onarımın gerek bir bilim dalı olarak, gerekse teorik ve pratik açıdan ülkemizde son

durumunu değerlendirmektir. Bu sebeple ilgili kurumlar bunların uygulamaları ve bu

uygulamaların sonuçları değerlendirilecektir.

Araştırmada değinilmiş olan olumsuzluklar; bu konuyla ilgili son derece önemli ve

gerekli kurumların çalışmalarını lekelemek amacıyla değil, sadece eksiklikleri dile getirmek ve

bu sayede farklı bir bakış açısıyla önerisel sonuçlara ulaşmak amacıyla ele alınmıştır. İlgili kişi,

kurum ve kuruluşların bu araştırmada değinilmemiş olmasına karşın konuyla ilgili son dererce

önemli çalışmaları bulunmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Restorasyon, Konservasyon, Koruma Kanunları, Kültür Varlıkları,

Koruma Etiği

Page 5: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

20

An Analysis on Preservation and Restoration in Turkey

Abstract

The idea of preservation of cultural treasures, which started in Europe at the beginning of 19th

century, seen in Turkey first at the end of 19th century. Notion of preservation changed in time

from the preservation of individual objects to integrated preservation, from the preservation of

the object alone to the preservation of the values that the object represented, from isolated

preservation to continuous preservation and despite it’s short history it took a probable final

stage in consideration of principles. The most important factor in this change is the activities of

the international organisations. These activities, closely monitored in our country, has been

adopted in principle by the concerned institutions.

The aim of this research is to consider the development of preservation and restoration in

historical process at length and to assess the current position of the preservation and restoration

as a science and in theory and practice. For this reason the related institutions, their practices

and the results of these practices will be assessed.

The intent of the mention of negative elements in this research is not to stain the work of the

much needed and important organisations but just by the mention of the flaws to reach some

propositional results. Despite it is not mentioned in this research, related people, foundations

and institutions have some very important works on the subject.

Key Words: Restoration, Conservation, Preservation laws, Cultural treasures,

Conservation Ethics

Page 6: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

21

Avrupa’da Koruma ve Onarımın Gelişimi

Tarih boyunca anıtsal ve dini yapılar çeşitli uygulamalarla korunmaya çalışılmıştır.

Gümüz koruma bilincinin temellerinin ise 1789 Fransız ihtilali sonrasında atıldığını söylemek

mümkündür. Fransa’da kentliler, burjuvalar, egemen diğer iki sınıf olan aristokratlara ve

kiliseye karşı bir ihtilal başlattılar. Egemen sınıf cezalandırılırken bir yandan da onları temsil

ettiği düşünülen yapıların yıkılması söz konusu oldu.

Bazı sağduyulu insanlar, Victor Hugo gibi yazarlar, "Biz bu ihtilali yaptık, ama binaların

ne günahı var; binalar bizim hepimizin malı; binaları niçin yok ediyoruz" dediler. Özellikle

bakımsızlıktan ötürü, o dönemde yıkılması gündemde olan Notre Dam Katedraline, dikkat

çekmek için Notre Dam’ın Kamburu gibi yapıtlar oluşturuldu. Böylelikle tarihsel romancılıkla,

bu yapıların; şatoların, sarayların korunması gerektiği konusunda fikirler yavaş yavaş

gelişmeye başladı. (İLHAN 2005:38)

1814–1879 seneleri arasında yaşamış çok yönlü bir insan bir aydın olan Viollet le Duc:

10 ciltlik bir mimarlık tarihi yazmıştır, "Akılcı Mimarlık Sözlüğü" adındaki bu eseriyle o

zamana kadar kimsenin dönüp bakmadığı, bir döneme dikkati çekmiştir. Bu dönem; 10-14’

üncü yüzyıllar arasındaki Roman ve Gotik Dönem mimarisi dönemidir. Rönesans öncesi,

Ortaçağ sonrası o aradaki dönemde; bir sürü saray, şato, sur, kent bulunmaktadır. Bu yapılara

istinaden ilk defa "restorasyon" kelimesini bu sözlükte kullanılmıştır. Viollet le Duc: "Bir

yapıyı restore etmek, onu korumak, onarmak veya yeniden yapmak değil, belirli bir zamanda

hiç var olmadığı biçimiyle eksiklerini tamamlayarak tam bitmiş bir yapı haline getirmektir."

görüşünü ortaya atmıştır.

Bu anlayışa, “üslup birliğine ulaşma kaygısı” denmektedir. “ Viollet le Duc ;”yapanın bir

stili olmalıdır ve yapıyı o stil yükümlülüğü içinde tamamlamalısınız, yapıyı yeniden yapan

mimar gibi düşünün kendinizi" demektedir. Bu yaklaşıma, stilistik rekompozisyon veya üslup

birliğine varma denmektedir ve bu, bugün hâlâ tartışılmaktadır. Bu yaklaşımın İngiltere’deki

temsilcisiyse Sir Gilbert Squatland’dir. 1850’den sonra Avrupa’daki çoğu restorasyon

uygulamaları hep bu anlayışla yapılmıştır.

Zamanla bu teze bir reaksiyon, bir antitez geldi. Aksiyon reaksiyonu getirmesi doğal bir

süreçti ve reaksiyon da yine İngiltere’den geldi. "Romantik görüş" adını verdiğimiz bu yeni

kavramda, önemli mimarlık tarihçilerinden ve kuramcılarından John Rustin, stilistik

rökompozisyon’a antitez oluşturdu. Dedi ki: "Beyler anıtlara sadece iyi bakınız, bakımını

yapınız; o zaman restorasyona gerek kalmayacaktır. Restorasyon, bir yapının başına

Page 7: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

22

gelebilecek en büyük felakettir. Yok, olanın yerine sahte bir benzeri getirilir." John Rustin ile

aynı zamanda yaşayan Arsen Grands hareketinin de öncülerinden Gluian Morris, İngiltere’de

Eski Eser Anıtları Koruma Derneği STAF adına “1877 Manifestosu”nu yayınladı; yani antitez

olarak. Dedi ki: "Yapının belge nitelikleri, üslup ve SİT bütünlüğü için yok ediliyor.

Restorasyon yerine koruma olmalıdır.” Klasik korumacılık kavramını, ilk defa John Rustin ve

Gulian Morris ortaya koydular. Bunlara "klasik korumacılar" denmektedir ve ilk defa bu

kişilerle, koruma kavramı yavaş yavaş gelişmeye başlamıştır.

19 uncu Yüzyılda Darvinizm, pek çok bilimi etkilediği gibi; Gluian Morris ve John

Ruskin’in yaklaşımını da etkilemiştir. Darvin türlerin gelişiminde "a,b,c,d,e," diye türleri

koymuş, mimaride örneklendirilişinde ise; "a,b,c, d, e" dönemleri denerek. a, b’yi biliyoruz; c

hakkında fikriniz yok veya binanın o kısmı eksik. d ve e’yi biliyoruz, a’dan b’den gelen öğeler

ve d, e’ de bulunan öğelerin arası öğeleri aramanız lazımdır, denmiştir.. Aynen Darvin’in ara

türleri arayışı gibi. Tarihin, biyolojinin metodunu mimariye uygulanmıştır.

Morris ve John Ruskin’in yaklaşımını bir araya getiren düşünceye ek olarak; binada eğer

restorasyon yapacaksanız, tarihsel araştırmayı, arşivleri çok iyi bilmeniz lazım diyen bir bilim

adamı olan ve tarihi restorasyonun öncüsü olan, İtalyan Luca Beltrami dir. Luca Beltrami

"anıtların tarihi belgeleriyle sağlanacak somut verilere dayandırılarak restore edilmesi gerekir"

diyerek; tarihçi, arşivci restoratör kavramının getirmiştir.

Hindistan Valisi Bop Kuruz, 1910-15’lerde Hindistan’da bütün anıtların çevresini

ayıklıyor. Büyük perspektiflerle anıtı çıplak, perspektif verecek gibi ortaya koyuyor, buna

"gürzolizm" (Haussmann yaklaşımı) denmektedir. Bu yaklaşım tüm dünyada rağbet görmüş.

Ayasofya’nın çevresi böyle ayıklanmıştır. (İLHAN,2005:42)

Rönesans’ta nasıl İtalyanlar öncüydülerse, restorasyon ve koruma sahasında da İtalyanlar

gene öncü olmuştur.

Camillo Boito 1836–1914 senelerinde bir sentez yaparak, 1883’te "çağdaş restorasyonun

5 ilkesi" diye temel ilkeleri belirlemiştir.

Birinci ilke: Restorasyon, sentez kavramı nasıl olmalı? "Anıtlar tüm insanlık tarihinin

belgeleridir." Yani benim, senin, ötekinin malı değil; hem ülke olarak, hem devir olarak

insanlık tarihinin malıdır. Anıtlardaki restorasyonlar tarihe saygılı olmalı, yanıltıcı olmamalı”

demektedir.

İkinci ilke: Yapıya en az müdahale en iyi uygulamadır kavramını getirilmiştir.

"Sağlamlaştırma onarımdan daha iyidir, Onarımsa, restore etmekten daha iyidir."

Üçüncü ilke: Ek yada onarım yapılması zorunluysa, somut verilere dayanmalı, yapının

görsel bütününe ve biçimine saygılı olunmalıdır. Restorasyon tarihi bir işaret veya rakamla

Page 8: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

23

belirtilmeli, başka deyişle yapıyla armoni içinde olmalı, ama onu taklit etmemeli,

sırıtmamalıdır, fakat yeni yapıldığı da belli olmalıdır.

Dördüncü ilke: Restorasyon mutlaka bir işaretle önde ya da arkada, malzemesini, tarihini

kitabesinde belirtmelidir. Farklı dönemin ekleri korunmalıdır. Nitelikli ekler korunmalıdır.

Neyin nitelikli olduğuna, neyin niteliksiz olduğuna bir kişi karar vermemelidir, birden fazla kişi

(uzman) tartışmalıdır.

Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir.

Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan gelişiyor, geliştiren kişi Gustao

Covannoni. Çağdaş restorasyon kuramlarını oluşturuyor, özelikle 1920’lerden sonra İtalya’da

müthiş bir araştırma ve restorasyon dönemi geliyor. Uygulamalar arz-talep konusunda

çoğaldıkça, kuramlar ve kavramlar da gelişiyor.

Gustao Covannoni, şöyle söylüyor: “Yapıların mutlaka kullanılması gerekir, fonksiyon

yapıyı hayatta tutar. Binada hayat yoksa o bina gider, mutlaka yapıyı bir fonksiyona

dönüştüreceksiniz. Bunu da uygun şekilde yapmak lazım, her bina her fonksiyona gelemez,

uygun fonksiyonu seçip ona göre restore etmek lazım. İkincisi; özel mülkiyetteki alanların

korunması için kamu yetkileri güçlendirilmelidir. Çağdaş tekniğin sunduğu olanaklar

kullanılmalıdır.(İLHAN, 2005:39-42)

Bir sene sonra İtalya’da bütün dünyaya artık örnek teşkil edecek, İtalyan restorasyon

kuramları, bir sistem halinde ortaya çıkar. 11 maddelik Carta Del Restauro modern

restorasyonun ilk anayasasıdır. Bu ilkeler 1931’ de Atina’da toplanan Uluslararası Tarihi

Anıtlar Mimar ve Teknisyenleri Kongresinde benimsenmiştir. (ÇELİK,2004:31)

İkinci Dünya Savaşında Avrupa’nın büyük bir çoğunluğu tahrip olmuştu, o tahribattan

sonra insanların önce barınma ihtiyaçları, sonra korunma ihtiyaçları gündeme geldi. Harp

sonrası uygulamaların ışığında, herkes farklı bir uygulama yaptı. (İLHAN, 2005:39-42)

1945 yılında Londra’da Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu’nun

(UNESCO) kurulumuna dair 44 ülke tarafından karar alınarak. 1946’da UNESCO kurulmuştur.

1957 Paris Kongresi (Uluslararası Tarihi Anıtlar Mimar ve Teknisyenleri Kongresi) “

Kent içindeki Tek Anıt” kavramından “Anıt Olarak Kent” kavramına doğru bir gelişmenin

başlangıcına vesile olmuştur. Aynı zamanda, daha sonraları “ Bütünleşik Koruma” olarak

adlandırılacak olan kavramın temelleri de atılmıştır. Yine bu konferansın oluşturduğu

tartışmalar Fransa’da Malraux yasası olarak bilinen yasanın kökenini oluşturmuştur. (ÇELİK,2004:32)

Page 9: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

24

UNESCO’nun kuruluşundan sonra, bu kuruluşla ilintili yada ilintisiz, gerek ulusal

gerekse uluslar arası birçok örgüt kurulmuştur. Bu örgütlerin önde gelenleri şunlardır.

UNESCO tarafından; taşınabilir kültür varlıklarının korunması amacı ile 1946’da ICOM

(Uluslararası Müzeler Konseyi - International Council of Museums), kültürel varlıkların

korunmasında ve onarılmasında teknik anlamda üyelerine yardımcı olması amacı ile 1959’da

ICCROM ( Kültürel Varlıkların Korunması ve Onarımı Araştırma Merkezi - International

Center for the Study of the Preservation and the Restoration of Cultural Property ), 1964’te ise

görevi; tarihi anıtlar ve sitlerin korunması, muhafaza edilmesi ve değerlendirilmesine yönelik

teoriler, yöntemler, teknikler ile ilgili her türlü araştırmayı desteklemek ve yönlendirmek olan

Uluslararası ve hükümetler dışı bir organizasyon olan ICOMOS; (Uluslararası Anıtlar ve Sitler

Konseyi – International Council on Monuments and Sites) Varşova’da kuruldu.

1972 yılında UNESCO Dünya Miras Vakfı’nın (WHF), 250 adet kültür varlığı

belirleyerek bunların korunması amacı ile kurulmuştur. Bu vakıf 1995 yılında uluslararası

baskılarla kamusal bir örgüt olmuş ve WHC (World Heritage Center) ismini almıştır

Uluslarası alanda faaliyet gösteren; Europa NOSTRA ( Avrupa Kültürel Miras

Federasyonu), ICA (Uluslararası Arşiv Komisyonu), OWHC, Dünya genelinde etkin sivil

gruplara ise: 1988 yılında mimar Hubert Jan HENKET ve mimar Wessel de JONGE tarafından

başlatılmış bir sivil hareket olan, DOCOMOMO (Documentation and Conservation of

Buildings, Sites and Neighborhoods of the Modern Movement) Moderm Mimari Akımın,

Sitleri ve Çevresini Uluslararası Koruma ve Belgeleme Grubu, WATCH Çatışmalarda

Taşınabilir ve Taşınmaz Kültürel Mirasın Korunması İçin Dünya Birliği, 1959 yılında Amerika

Birleşik Devletlerinde kurulmuş olan AIC, 1965 yılında yine ABD’de kurulmuş olan Dünya

Anıtlar Vakfı (WMF – World Monument Fund), 1985 yılında J.Paul Getty isminde bir petrol

milyoneri tarafından kurulan Getty Koruma Enstitüsü (Getty Conservation Institute) örnek

olarak verilebilir.

1964 senesinde Venedik’teki Korumacı Mimarlar ve Teknisyenler Kongresinde, bugün

korumacıların anayasası olarak kabul edilen Venedik Kararları alındı. (İLHAN,2005:42) Bundan

sonra; gerek UNESCO’ya bağlı komisyon ve organizasyonlar gerekse diğer koruma ve

restorasyon organizasyonları aldıkları kararlarda Venedik tüzüğünü temel almışlar buna ek

maddeler tavsiye etmişlerdir.

Page 10: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

25

Türkiye’de Koruma ve Onarımın Gelişimi

Osmanlı İmparatorluğunda korumacılığa, XVI yüzyılın ortalarında Mimar Sinan’ın bazı

uygulamalarını emsal göstermek mümkündür.

Bunlar: 1559 da Rumeli Hisarının içindeki ve çevresindeki, gayri nizami ev ve

dükkânlardan temizlenmesi, 1572 de Zeyrek Caminin ( Pantokrator Kilisesi ), Eski İmaretin

( Pantepoptes Kilisesi ) ve Kalenderhane Caminin ( Maria – Kiriotissa Kilisesi); iç mekân ve

dış duvarlarındaki müdahalelerden arındırma işi, 1573 te Ayasofya’nın onarılarak

duvarlarındaki ve çevresindeki müdahalelerden arındırılması işi olarak örneklendirilebilinir.

Söz konusu işlerden; Zeyrek ve Kalenderhane Camileri ile Eski İmaretin; ahır, kümes gibi

işlevlerde kullanım gördüğü, bitişik yapılan konutlarla yapılara zarar verildiği, Ayasofya’nın

içinde ve dışında payelerinin oyularak ocak, pencere ve tuvalet gibi kullanıldığı XVI yüzyıl

Osmanlı Belgelerinden anlaşılmaktadır. Tüm bu olumsuzluklar Mimar Sinan tarafından

giderilmiş ve yeni yapılacak yapıların, bu gibi eserlere 5 arşından, Ayasofya’ya ise 35 arşından

fazla yaklaşması yasaklanmıştır. ( BOZDOĞAN/KISA OVALI/ÖZKAN,2006:144–145 )

Kentsel ve yapı ölçeğinde koruma olarak da değerlendirilebilecek bu çalışmalar; gerek

tam anlamıyla süreğen bir koruma ilkesi oluşturmadığından gerekse kullanıma yönelik

onarımlar olarak da değerlendirilebileceğinden koruma ve onarım tarihimizin başlangıcında yer

almamaktadır.

Türkiye’de koruma anlayışının başlangıcı olarak, taşınabilir eserlerle sınırlandırılmış bir

koruma da olsa Müze-i Hümayun’un kuruluşunu gösterebiliriz.

1846’da içersi cephane ambarı olarak kullanılan Aya İrini, Tophane Müşiri Fethi Ahmet

Paşa tarafından Eski Eser (Mecma-i Âsârı Atiha) ve Eski Silahların (Mecma-i Eslihâ -i Atika)

toplandığı iki koleksiyonla müzeye dönüştürülmüştür.(PASİNLİ,1992:148).

Bir depo niteliğindeki müzenin adı Müze-i Hümayun (İmparatorluk Müzesi) olmuş bir

süre sonra eserler Çinili Köşke taşınarak sergilenmeye başlanmıştır. Bu süreçten önce bir sene

kadar Avusturyalı Teranzio (Trentzio) müzenin konservatör olarak sorumluğunu üstlenmiştir.

1840’lardan itibaren yabancılara Arkeolojik kazı izni verilmiş olmasına rağmen ve Müze,

eski eser fikrinin gelişmeye başlamasına karşın; eski eserleri korumaya yönelik ilk kanun

1874’te “Asar-ı Atika Nizamnamesi” olarak yürürlüğe girmiştir. Ne yazık ki bu kanun da

içeriği gereği eserlerin tahrip edilmesine ve yurt dışına götürülmesine engel olamamıştır. (AYDINGÜN,2007:http://29excavations.kou.edu.tr/Sayfa/O-Hamdi.htm)

1881 yılında Müze-i Hümayun’un başına Osman Hamdi Bey getirilmiş, bu tarihten kısa

bir süre sonra da Osman Hamdi Bey’in çabalarıyla Asar-ı Atika Nizamnamesi değiştirilmiş ve

Page 11: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

26

Arkeolojik eserlerin yurt dışına çıkışı nispeten engellenmiştir. Müzede bulunan eserlerin

kataloglarını yaptırmış, bilimsel sınıflandırmalarını yaptırmıştır. Bunun yanı sıra eski eserlere

karşı ilgi ve sevgiyi arttırmadan onları korumanın da mümkün olmadığını bilen biri olan

Osman Hamdi Bey Çinili Köşkün yanına 1883’te Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi’ni

yaptırmıştır. Müze müdürlüğünün yanı sıra bu okulun da müdürlüğünü üstlenmiştir.

.(PASİNLİ,1992:149)

1900’lerin başında taşınmaz eserleri restorasyonuna yönelik çalışmalar ise, Avrupa

süregelen akımlardan etkilenmiştir. Hindistan Valisi Bop Küruz’un 1910-15’lerde Hindistan’da

bütün anıtların çevresini ayıklaması, büyük perspektiflerle anıtı çıplak ortada koyması,

ülkemizde örnek alınan bir uygulama olmuştur. Ayasofya örneğinde de görüldüğü gibi anıtlar

meydanların ortasında yalnız bırakılırken bir yandan ikinci dereceden tarihi eserler yok edilmiş,

diğer yandan kent dokusu bozulmuştur. (İLHAN,2005:38,42)

Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte, koruma konusunda yeni ve çağdaş ilkeler ortaya

çıkmaya başlamıştır. Hars müdürlüğü’nün kurulması bunun ilk adımı olmuştur. 1930 ile 1935

arasında Osmanlılardan kalan mevzuat değiştirilmiş, eski eserlere saygılı daha planlı bir

kentleşme başlamış, yeni müzeler kurulmuş, bazı anıtsal yapılar müze olarak kullanılmaya

başlanmış ve müzelerde iyileştirmeler yapılmaya başlanmıştır. (YILMAZ/ KEJANLI/AKIN,

2007:181)

1935’ten itibaren artan arkeolojik kazıların oluşturduğu koleksiyonlarla yeni müzeler

kurulmaya devam etmiştir. Gerek taşınabilir gerekse taşınamaz eserlerde, Avrupa’daki hâkim

koruma kriterleri uygulanmıştır.

Türkiye; 20 Mayıs 1946 tarihli 4895 sayılı kanunla Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve

Kültür Kurumu sözleşmesini (UNECCO Sözleşmesi) tanıyan ilk yirmi devlet arasında yer

almıştır.

1950’li ve 1960’lı yıllara damgasını vuran liberalleşmenin “geniş kapsamlı planlama”

anlayışını doğurması ve Türkiye’de akademik çevrelerde tartışılmaya başlanması nedeniyle,

1950 yılı, korumada yeni bir dönemin başlangıcı kabul edilmiştir.

Uluslararası Müzeler Konseyi’nin (ICOM) Türkiye Milli Komitesi’nin kurulması da yine

1950’lerde olmuştur.(YASA YAMAN,2005:1)

2 Temmuz 1951 tarihinde yürürlüğe giren 5805 sayılı “Gayrimenkul Eski Eserler ve

Anıtlar Yüksek Kurulu Teşkiline ve Vazifelerine Dair Kanun”la yurtiçinde korunması gereken

mimari ve tarihsel özelliklere sahip anıtların ve diğer taşınmaz eski eserlerin korunma, bakım,

onarım, restorasyon işlerinde uyulacak ilkeleri ve programları saptamak; saptadığı ilke ve

programların uygulanmasını izlemek ve denetlemek; anıtlar ve taşınmaz eski eserlerle ilgili

Page 12: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

27

olarak kendisine sunulacak ve özel araştırmaları ile kurul üyeleri tarafından bilgi edinilecek her

türlü konu ve uyuşmazlık üzerinde bilimsel görüş bildirmekle yükümlü Gayrimenkul Eski

Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu (GEEAYK) kurulmuştur. Bu kurulun kurulması ile

Cumhuriyet döneminde korumayla ilgili çok büyük bir adım atılmıştır.

Kuruluşundan hemen sonra taşınmaz eski eserlerin korunması konusunda önemli kararlar

almaya başlayan kurulun, bu yıllarda aldığı önemli kararlar arasında eski eserleri yaşatmak için

bunlara bir işlev verilmesi; (10.08.1953, No.155), eski eserlerin çökme tehlikesi olsa da

yıkılmayıp onarılması (19.03.1956, No.466);Kurul tarafından korunmaları gerekli görülmeyen

yapıların yıkılmadan önce rölövelerinin kurula gönderilmesi (06.08.1957, No.707), konuları

sayılabilir.1955 yılında önemli bir gelişme olarak eski eserlerin Turizmle ilişkisini kurmak ve

mevcut örgütleri yeniden düzenlemek, geliştirmek için teklifler yapıldığı da bilinmektedir. (YILMAZ/KEJANLI/AKIN, 2007:184-185)

1960’lı yıllar dünyada koruma anlayışının önemli değişimlere uğradığı yıllara denk

düşerken, Türkiye’de ise 1960’lı yıllar ülke yönetiminde de yeni bir dönemin başladığı yıllardır

ve bu dönemin koruma konusunda en önemli olayı 1961 Anayasa’sıdır. Anayasanın 50.

Maddesine göre Devlet, tarih ve kültür değeri olan eser ve anıtları korumakla yükümlüdür. Bu

Anayasa devlet yapısında önemli değişikliklere yol açarken, önemli kurumsal yapıların

oluşmasına da öncülük etmiştir. Aynı zamanda planlı bir kalkınma ilkesini getiren bu Anayasa

Türkiye’de planlı bir karma ekonomi politikasının da uygulanmasına öncülük eder niteliktedir.

. (YILMAZ/KEJANLI/AKIN, 2007:186)

Türkiye’de 1967 yılında GEEAYK tarafından Venedik Tüzüğü benimsenmiş olmasına

rağmen, ilkelerini hemen ve tam olarak uygulamaya koymak mümkün olamamıştır. Tarihi

Kentlerdeki kültür varlıkları tek tek tescil edilerek koruma altına alınırken, mevcut yasayla

tarihi bir mahalleyi ya da sokağı korumak mümkün olamıyordu. Yasal düzenlemedeki bu

önemli eksiklik nedeniyle ülkemizde kırsal ve kentsel sit niteliğindeki tarihi çevrelerin

korunması çok gecikmiştir.

Dünyada sanat değeri taşıyan anıtsal yapıların korunmasından kent koruma düşüncesine

geçiş, yerleşme dokusunu oluşturan öğelerin biçimsel ve tarihi değerlerin anlaşılmasından

sonra olurken, Türkiye’de ise tarihi çevreyi bir bütün olarak koruyabilmek için gerekli yasal

çerçeve ancak 1970’lerden sonra oluşturulabilmiştir. Avrupa’daki gelişmelerin Türk

kamuoyuna aktarılması ve tarihi çevre koruma konusunda bilinçlenmenin artmasında üniversite

öğretim üyelerinin yayınları, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun

kararları, UNESCO, ICOMOS, Avrupa Konseyi gibi kuruluşların kampanyaları etkili

olmuştur.08.02.1973 tarihinde uluslar arası çalışmalara katılan “Avrupa Konseyi Milli

Page 13: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

28

Komitesi” kurulmuştur. 9 Bakanlık ve 5 ilgili kurulusun temsilcilerinin oluşturduğu komite;

ülkenin ortak mimari miraslarına ilgi çekmek; tarihi ve estetik değer taşıyan mimari ve tarihi

anıtları saptamak ve bunları korumak için gerekli önlemleri almak; korunan eserlere uygun

işlevler sağlamak ve bu çalışmalar için bütçeye gerekli ödenekleri koydurmakla

görevlendirilmiştir. Komite çalışmaları ile değişik sosyal, kültürel, tarihsel ve ekonomik

özelliklere sahip bölgelerde koruma projelerinin hazırlanması amaçlanmıştır.

25.04.1973 tarihli ve 1710 sayılı “Eski Eserler” yasası ile tarihi eserlerin korunmasına

ciddi bir adım daha atılmıştır. Bu kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte, kültürel miras ve

kültürel çevremizin korunması ile ilgili çalışmalar 5805 ve 1710 sayılı yasalar kapsamında

sürdürülmüştür. Bu kanunla, taşınır ve taşınmaz eski eserlerin; anıt, külliye, tarihi sit,

arkeolojik sit, tabii sit kavramlarının ilk defa ayrıntılı tanımları ve kapsamları belirtilmiştir.

Ayrıca, Türkiye uluslar arası alanda kısa adı ICOMOS olan, Uluslar arası Anıtlar ve Sitler

Konseyine (International Council on Monuments and Sites) katılmış ve 1974 yılında ICOMOS

Türkiye ulusal komitesi kurulmuştur. Bunun yanı sıra Atina, Venedik, Amsterdam

Sözleşmeleri TBMM kararları ile yasallaşmıştır. (YILMAZ/KEJANLI/AKIN, 2007:188) Kültür

varlıklarının korunması ve onarılması ile ilgili en çağdaş ilkeler bu sayede kabul edilmiş ve

kanunlarla hükme bağlanmıştır. Bu konular günümüzde de taşınabilir ve taşınmaz kültür

varlıkları için geçerliliğini korumaktadır.

1710 sayılı kanun; kentsel koruma ve doğal sit gibi kavramlar açısından yetersiz

kaldığından modernize edilerek, 21 Temmuz 1983 de 2863 sayılı “Kültür ve Tabiat Varlıklarını

Koruma Kanunu” olarak yürürlülüğe girmiştir. Bu kanunun bazı maddelerinde ise 1987’de

3386 sayılı kanunla değişiklik yapılmıştır. Kavramlar genelleştirilmiş; sit alanlarının kentsel

ölçekli bir plan ile korunacağı vurgulanmış olup bu planın da “Koruma Amaçlı İmar Planı”

olacağı ifade edilmiştir. (YILMAZ/KEJANLI/AKIN, 2007:192)

2004 yılında çıkarılan 5226 sayılı “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile

Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile uluslararası normlara uygun bir

kanun oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu kanunda yer alan “Katılımcı Alan Yönetimi Modeli”,

yeni kaynaklar oluşturulmasına, örgütlenme modelleri üretilmesine, planlama etapları ile

uygulamada görev alacakların sorumlulukların belirlenmesine ve kullanıcı katılımını

sağlayarak sürdürülebilinir yönetim modeli oluşturulmasına imkân sağlamıştır. 2004 ten

günümüze değin çeşitli yasalar çıkartılarak uygulama sorunları aşılmaya çalışılmıştır.

Page 14: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

29

Koruma ve Onarımın Kurumsal Açıdan Değerlendirilmesi

Türkiye’de koruma ve onarım amacı ile gerek devlet tarafından kurulmuş olsun gerekse

sivil iştirak olsun birçok kuruluş bulunmaktadır. Bunların başında; direkt olarak bu amaç

doğrultusunda kurulmuş olmasa da, özellikle kentsel korumacılık anlamında etkin rol oynayan

TMMOB (Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odaları Birliği) gelmektedir. Diğer kurum,

kuruluş ve dernekler ise; T.C Kültür Bankalığı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek

Kurulu ile buna bağlı Bölge Koruma Kurulları, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü,

Tarihi Çevre Koruma Müdürlüğü, KUDEB (Koruma Uygulama Denetleme Birimi), Rölöve ve

Anıtlar Müdürlüğü, Restorasyon ve Konservasyon Merkez Laboratuarı, Topkapı Sarayı

Atölyeleri ve Çeşitli Müze Laboratuarları, TAÇ Vakfı (Türkiye Anıt Çevre ve Turizm

Değerlerini Koruma Vakfı) ÇEKÜL Vakfı(Çevre Kültür Değerlerini Koruma Vakfı), Türk

Tarih Vakfı, Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı, Tarihi Kentler Birliği, Turing ve Otomobil

Kurumu, Ulusal Ahşap Birliği, MİMDAP (Mimarlıkta Demokratik Açılımlar Platformu),

TAKÜTAY (Tarihimizi Kültürümüzü ve Tabiat Varlıklarımızı Koruma ve Yaşatma Derneği,

KUMİD (Kültürel Mirasın Dostları Derneği), Koruma ve Restorasyon Uzmanları Derneği,

Türk Tarihi Evleri Koruma Derneği… gibi kuruluşlardır.

Devlete bağlı olan kurum ve kuruluşlar; var olan yasaları, kararları ve yönetmelikleri

tatbik etmek veya uygulamaları denetlemekle mükelleftirler. Yasalar ise uluslararası komite ve

kurumların belirlediği politikalarla paralellik göstermektedir.

Sivil toplum kuruluşları koruma kapsamında, kültür varlığı olan sivil mimari örnekleri

başta olmak üzere, anıt eser veya çevre bazında uygulamalar gerçekleştirmekte yada

uygulamalara yön vermeye çalışmaktadırlar.

Ülkemizdeki kurumlarının başında, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulları

gelmektedir.

Koruma yüksek kurulu ve buna bağlı bölge koruma kurullarının belli başlı amaçları;

taşınmaz kültür varlıklarının ve tabiat varlıklarının tescilini yapmak, bunları gruplandırmak,

bunlarla ilgili yapılan plan ve projeleri değerlendirmek ve denetlemektir.

Kültür Bakanlığı bünyesinde hizmet veren bu kurumun, kurul üyelerinin; yakın zamana

kadar, üçünü bakanlıkça görevlendirilen uzmanlar, ikisini Yüksek Öğrenim Kurulu tarafından

atanan öğretim üyeleri oluşturmakta iken buna ek olarak günümüzde biri hukukçu, bir diğeri

ise yerel yönetimce atanmış uzmanlar da kurullarda görev almaktadır.

Ankara’da bulunan koruma yüksek kurulunun yanı sıra yirmi kadar bölge kurulu

bulunmaktadır. Koruma yüksek kurulu ise ilke kararları alarak, bölge kurullarının

Page 15: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

30

değerlendirme toplantılarında riayet edeceği ilke kararlarını oluşturmaktadır. Bu toplantılarda

uzman raportörlerce incelenen projeler değerlendirilmekte ve kararlara bağlanmaktadır.

Bunların dışında kalan yerel yönetimlere bağlı kurum ve kuruluşlar planlama ve

projelendirme kapsamında çalışmalar yapmaktadırlar.

Özellikle İstanbul’da son dönemde hız alan projeler kurulların iş yükünü oldukça

arttırdığından yeni kurul ve kurumlar oluşturulmaktadır.

Koruma çalışmalarında kurulların iş yükünü hafifletmek ve çalışmalara ivme

kazandırmak amacıyla Koruma Uygulama Denetleme Büroları kurulmuştur. Gerekli görülen

bölgelerde il ya da ilçe bazında belediyelere bağlı olarak veyahut İl Özel İdaresine bağlı olarak

kurulan bu bürolar basit onarımların izinlerini vermekte ve kontrolörlüğünü

gerçekleştirmektedirler.

KUDEB’lerin bünyesinde şehir planlamacılar, mimarlar, sanat tarihçiler, arkeologlar,

restoratörler ve konservatörler görev almaktadır. Raportörlük yapacak olan elemanlar üç aylık

süre ile Koruma Kurullarında staj eğitimi almaktadırlar.

Koruma ve onarım çalışmalarında merkezi oluşturan ve karar verici olan bu kurumlar,

kuruluşu itibariyle ve yasal yönden amaca yönelik kurumlar olsa da; işleyişlerinde bir takım

olumsuzluklar bulunmaktadır.

Kurulların sayısı arttıkça nitelikli uzman bulmak zorlaşmaktadır ki, zaten kurul üyesi

olarak seçilme konusunda çok da belirgin kriterler bulunmamaktadır. (TAPAN M. 2005)

KUDEB’ler içinde aynı durum söz konusudur, seçilen personelin uzmanlığı konusunda

herhangi bir kriter bulunmamaktadır.

Her iki kurumun da, özellikle İstanbul’da iş yükü oldukça fazladır. Buna rağmen özellikle

koruma kurullarında teknik personel sıkıntısı, araç sıkıntısı gibi olumsuzluklar yaşandığı

bilinmektedir.

Her iki kurumun da yaptırım gücü, yasal mercilere başvurarak yapılan ihlalin

durdurulması ve muhatapların cezalandırılmasını sağlamaktır. Bu ise kurumlar için bürokratik

bir iş yükü anlamına gelmekte ve maalesef ki, çoğu kez dava sonuçlanmadan uygulamalar

gerçekleştirilmiş olmaktadır.

Ayrıca; koruma kurullarının kültür bakanlığına, kültür bakanlığının hükümete,

hükümetinse politik çıkarlar ve ranta bağlı olması da kurullar için bir dezavantaj olmaktadır.

Page 16: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

31

Koruma ve Onarımın Kavramsal ve Terminolojik Açıdan Değerlendirilmesi

Tarihsel süreçte de görüleceği gibi başlangıçta dönemsel sorunlar ekseninde ilerleyen

onarım ve koruma bilinci, bu gün mutlak doğrularına yaklaşmaktadır. Her ne kadar ideal

ilkelere ve uygulamalara doğru yol alınmakta olsa da, Restorasyonun ve Konservasyonun hem

uygulamada hem de teoride eksiklikleri bulunmaktadır. Koruma ve Onarımın kısa tarihi ve

günümüzdeki durumundan sezilebileceği gibi, bu eksiklikler giderilmediği sürece mutlak bir

koruma, mutlak bir onarım kuramından söz edilebilmesi imkânsızdır.

Koruma ve onarımda kullanılan terimlerin uluslararası bir bütünlüğe sahip olmadığı aynı

uygulamanın farklı kültürlerde farklı isimlendirildiği, aynı kelimenin ise farklı anlamlara

geldiği görülmektedir.

Mesela “anstilosis” kelimesi yunanca restorasyon anlamına gelmekte, fakat Yunanistan

dışında her yerde; arkeolojik yapının, var olan kalıntılarının yapı hakkında fikir verecek kadar

ayağa kaldırılması olarak bilinmektedir.(İLHAN, 2005:37).

İngiltere gibi Anglo- Sakson ülkelerinde “koruma” (conservation) tanımı içinde verilen

kent yenileme olgusu, Kıta Avrupası ülkelerinde (Almanya, İsviçre vd.) başlı başına “kentsel

yenileme” (urban renewal) kavramıyla ifade edilmektedir. Amerika’da kullanılan biçimi ise,

iyileştirme kavramı “sağlıklaştırma” (rehabilitation) ifadesiyle açıklanmaktadır.

Türkiye’ de ise koruma yada restorasyon sözcüğüne karşı “preservation ve conservtaion”

sözcükleri kullanılmaktadır(ÇELİK,2004:17).

Ülkemizde konu ile ilgili kullanılan diğer kelimelerde Avrupa kökenlidir ve Türkçe

okunuşları gibi yazılarak kullanılmaktadır. Örnek olarak; consolidation (sağlamlaştırma),

konsolidasyon yada konsolide etme olarak kullanılmaktadır.(ÇELİK,2004:19).

Türk Dil Kurumunca, konsolidasyon’un kelime anlamının karşılığı olarak; (1) süreletme,

(2) yapıları benzer durumda olan nesnelerin birleştirilmesi, (3) firmaların tüzel kişiliklerinin

ortadan kaldırılarak yeni bir tüzel kişilikte birleştirilmesi, anlamları gösterilmektedir. Bu

örnekte de görüldüğü gibi güncel yaşamda kullanımda olmasına karşın, henüz ulusal dil

indeksimize yerleşmemiştir.(http://www.tdk.org.tr).

Page 17: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

32

Kültürel varlıkların sınıflandırılmasında ana ölçüt olarak “taşınabilirlik” ve “taşınmazlık”

kullanılmaktadır. Bu sınıflandırma kabaca müzelik eser ve anıtsal, mimari eser ayrımı

belirtmektedir. Mesela; 5366 sayılı “Yıpranan Tarihî Ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların

Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun” aslen yerel

yönetimlerin, eski eserlerin bakımında rolünü arttırmak, kullanılabilinecek eski eserleri

kullanıma açarak daimi korunmasını sağlamak içindir. Lakin başlığı itibariyle arkeolojik

yapıları da kapsayabileceği yanılgısını yaratabilmektedir. Teoride yapılmış olan bu ayırım

pratikte geçerli değildir.

Amerika’da Manhattan’ın kuzeyinde; II. Dünya Savaşından sonra İtalya ve İspanyadan

getirilmiş kilise ve manastırlardan oluşturulmuş olan “Manastır Müzesi” yer almaktadır.

İstanbul, Karaköy’deki St. Enova Ermeni Kilisesi; yol geçmesi sebebiyle bulunduğu

yerden kaldırılarak yolun hemen soluna nakledilmiştir. İstanbul, Sirkeci’deki Karaki Hüseyin

Çelebi Camisinin minaresi ise; tramvay yolunun geçmesi sebebiyle caminin sağından soluna

taşınmıştır. Bunlar gibi pek çok taşınmaz kültür varlığı çeşitli sebeplerden dolayı taşınmıştır.

Bu anlam bulanıklığı olarak da addedilebilinecek durum, teoride ya da pratikte nispeten

bir sorun yaratmamış olmasına karşın; temel ayrım da denebilinecek bu ölçütlendirmenin,

pratikte teori ile çelişmesi, bir bilim için kabul edilmesi zor bir durumdur.

Bilimsel açıdan restorasyonun ilkelerinin oluşması; uluslar arası anlaşmalar, sempozyum

sonuçları, uluslar arası sözleşmeler, tüzükler, ilgili kurumların yönetmelileri ve ilke kararları ile

olmaktadır. Tüm bu ilkelerin oluşması sürecinde asıl olan ise uygulama deneyimleri olmuştur

ki, bu da bir takım sorunlara meydan vermiştir. Ülkelerin coğrafi koşulları ve kültürler

arasındaki farklılık; farklı algılamalar, farklı yorumlar ve farklı öncelikler oluşturmaktadır;

bunların sonucunda ise ortaya, aynı dönem içinde uygulanmış olan, farklı restorasyon

anlayışları ve farklı uygulamalar ortaya çıkmıştır(SERDAROĞLU,2006:9). Bu farklılığı kıracak

“Venedik Tüzüğü” gibi uluslar arası platformda kabul edilmiş ve zaman içinde geliştirilmiş

somutlaştırılmış ve yerel kurumlarca örnek alınmış ilkeler olmasına karşın, özel durumlar farklı

yorumlar doğurmaktadır. Bu konuda örnek olarak: Venedik Tüzüğünden önce temel alınmış

restorasyon ilkeleri metni olan; 11 maddelik Carta Del Restauro’nun (1931), 1933’te Atina

Anlaşmasında ilke olarak kabul edilmesine karşın, içerik olarak bağdaşmayan ilkeler de

anlaşma ile karara bağlanmıştır.(SERDAROĞLU,2006:10). Daha açık bir ifadeyle, Atina

Anlaşmasında karara bağlanan “… Geçmişe ait her şey tanıma uygun olarak, uzun süre yaşama

Page 18: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

33

hakkını kazanmaz; saygı gösterilmesi gerekeni akıllıca seçmek uygun olur…” ( Atina Anlaşması,

Madde: 66) cümlesi, kişilerce farklı yorumlanmaya uygun olup bir ilkeden çok, verilecek tavizde

izlenecek tutum gibi gözükmektedir.

Restorasyon ve Konservasyon çalışmalarında yaklaşımların ilkelerini belirlemek için bazı

grup ve kişiler de zaman zaman çeşitli atılımlarda bulunmuş ve pekte yaygınlaşmayan görüşler

öne sürmüşlerdir. Bu görüşlere örnek olarak; ODTÜ’ lü bir gurup akademisyenin, “Türkiye’de

Kültürel Değerlerin Restorasyonuna Yönelik Ankara Bildirgesi” gösterilebilinir. Gerek bu

ilkesel yaklaşım, gerekse çeşitli dönemlerde ilgili ilim adamlarınca bildiri, sempozyum gibi

organizasyonlarda dile getirilen sorun ve çözümlere yönelik ilkesel yaklaşımlarda Avrupa’daki

etkin örgütlerin yaklaşımları benimsenmiş, ülkemiz koşullarına uyarlanmaya çalışılmıştır.

Oysaki Amerikan Konservasyon Enstitüsü’nün (AIC) mesleki yöntemlere ve standartlara

ilişkin belirlemiş olduğu ilkelerin bir kısmına ne Avrupa’da ne de ülkemizde henüz

değinilmemiştir. Bu sebeple ilkesel açıdan yaklaşırken bile gerekli araştırmanın yapılmadığı,

örneklerin tam olarak irdelenmediği, bilimsel özenin gösterilemediği söylenebilir.

İlkesel anlamda, gerek taşınabilir gerekse taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına

yönelik pek çok kural ortaya konmuş olmasına karşın, kavramsal açıdan yeterli düzeyde

yaklaşımın olmaması, kuramsal düzeyin oluşmasına engel olmuştur.

Koruma ve Onarımın; kavramları ve ilkeleri arsında uyumlu bir denge sağlanması,

kuramın oluşabilmesi için öncül bir gereksinimdir. Koruma ve Onarımın bilimsel bir çalışma

olmasının ön koşulu ise; bilim kavramlarıyla tanımlanması ve kuramlarının olmasıdır.

Konuyu açıklayıcı olarak, Sayın Can Binan’ ın şu söylevini örnek vermek doğru

olacaktır; “… Bilimsel bir araştırma ve uygulamanın birkaç safhası vardır. Verilerin

toplanması, irdelenmesi, kuramsal yaklaşım ve uygulama tekniği geliştirilmesi ve uygulanması.

Daha sonra bilimsel gelişmenin tamamlanması için uygulama sonuçlarından geriye dönülerek,

ilk veriler, kuramsal yaklaşım ve uygulama tekniğinden olan sapmaların irdelenmesi

gerekmektedir. Bütün bu çalışma hem uygulama hem de kuramın belirlenmesi için gereklidir.”

(SERDAROĞLU B,2006:39).

Bu irdelemelerden çıkarılacak sonuçların değerlendirilip, kuramlara ulaşılmasında bu

bilime vakıf olduğu kadar, kavramsal anlamda bilimselliğe de vakıf insanlarca konun

irdelenmesi doğru olacaktır. Bu konuda, Sayın Zeynep Ahunbay’ın “Tarihi Çevre Koruma ve

Page 19: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

34

Restorasyon” adlı kitabında, “Çağdaş Restorasyon Kuramına Doğru” başlığıyla belirttiği;

Boito’nun ilkelerinin Giovannoni tarafından geliştirilerek uluslararası düzeyde kabulünü

sağlaması; aslında kuramsal değil ilkesel bir yaklaşımdır.(SERDAROĞLU,2006:39). Ayrıca bu

ilkelerde geçen ve daha önce de bahsettiğimiz “Çağdaş tekniğin sunduğu olanaklar

kullanılmalıdır.” ilkesi, çok yanlış anlaşılmış ve “restorasyonda çimento kullanımına cevaz

veriliyor diyerek” uygulanmıştır. (İLHAN, 2005:41)

Sonuç olarak denebilinir ki; Inter-disipliner bir çalışma olan koruma ve onarımın; diğer

bilimlere yardımcı teknik bir unsur mu olduğu, yoksa başlı başına bir bilim olarak diğer

bilimlerin veri ve tekniklerinden mi yararlandığı konusundaki belirsizlik, bilimsel olarak

irdelenmesine ve kuramsal düzeyde çıkarımlar elde edilmesine bağlıdır.

Türkiye’deki Koruma ve Onarıma Yönelik Eğitimin ve Bilincin Değerlendirilmesi

Ülkemizde bu konu ile ilgili eğitim veren lise, Üniversite ve çeşitli kuruluşlar

bulunmaktadır.

Bunlardan örgün öğretim bazında olanlar; Yapı Meslek Liseleri, Restorasyon ve

Konservasyon Meslek Yüksek Okulları, Restorasyon Meslek Yüksek Okulları, Mimarlık

Bölümleri, Restorasyon Kürsüleri, Taşınabilir Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü’

dür. Bunların yanı sıra sertifika vermekte olan; Kültürel Mirasın Korunması Sürecinde Kalifiye

Uygulama Elemanı Yetiştirme Programı ile çeşitli belediyelerin açmış olduğu dönemsel

sertifika programları bulunmaktadır.

Teknik eleman yetiştirmekte olan sertifika programları, Liseler, Meslek Yüksek Okulları

ve Taşınabilir Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü uygulama eğitimi vermektedir.

Uygulama eğitimleri her konuda sınırlı olarak verilebilmekte, öğrencilere bir temel

kazandırmak amaçlanmaktadır. Diğer okullarda ise pratiğin yanı sıra, fazla olmamakla birlikte

kavramsal açıdan koruma ve onarımın incelenmesi / irdelenmesi gerçekleştirilmektedir.

Sertifika programları genelde belediyelerce verilemekte olup, her sene mezun olan

yüzlerce meslek yüksek okullu genç dururken gereklilikleri, bu sertifikalı işçilerin belediye için

ucuz iş gücü oluşturmak maksadıyla mı olduğu, sertifikanın nerelerde kale alınacağı ve

sonuçlarının ne olacağı zamanla anlaşılacak, tartışılmaya açık bir konudur.

Page 20: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

35

Uygulama eğitimi veren eğitim kurumlarının eğitimlerinde öğrenciyi, bir malzeme

üzerinde yoğunlaşarak uzmanlaştırması söz konusu değildir. (KÜÇÜK C,1999). Konservasyon

eğitiminde özellikli konularda seçmeli dersler konarak, öğrenci seçeceği bir malzemeye

yönlendirilmelidir. Böylelikle daha nitelikli mezunlar verilmesi sağlanmış olacaktır.

Mimari restorasyon eğitimi veren fakültelerde geleneksel mimari üzerine pek çok ders

bulunmaktadır, fakat unutulmaması gerekir ki, ülkemizde pek çok yapı tipi bir arada

bulunmaktadır. Bu sebeple mimarlık fakültelerinin restorasyon yüksek lisans eğitiminde

arkeologlara, sanat tarihçilere, konservatörlere ve hatta kimyagerlere kapılarını açması

gerekmektedir.(TUNÇOKU S.2004) İnter disipliner bir bilim olan restorasyon, inter disipliner

bir yaklaşım gerektirmektedir, bunu belli bir alanda uzmanlaşmış bir insanın

gerçekleştirebilmesi ise olası değildir. Kaldı ki bir takım restorsasyon projelerinde yetkili

olarak bulunan restorasyon uzmanlarının projedeki mimari yapı konusunda ne kadar uzman

olduğu tartışmalıdır. Uzmanlık belli bir süre eski eser restorasyonu gerçekleştirmiş olmakla

veya bir eski eserin üzerinden yüksek lisans yapılarak elde edilen bir paye durumdadır ki, bu

ülkemiz eserlerindeki ve bunları oluşturan malzemelerdeki çeşitlilik düşünüldüğünde yeterli

gözükmemektedir.

Ülkemizde son dönemde eski eserle karşı ilgi ve bilincin artması son derece olumlu bir

gelişmedir. Her ne kadar bu gelişmenin asıl sebebi; sanatsal veya estetiksel bir bakış açısından

çok, eski eserlerin son dönemde sağladığı ranttaki artış olsa da birçok eski eser sahibi yapısının

bakımına özen göstermeye başlamıştır. Her ne sebeple olursa olsun başlamış olan bu ilginin

çeşitli iletişim organları vasıtasıyla doğru yönelişe sevk edilmesi gerekmektedir. Üç büyük

imparatorluğun varisi olarak her yanı tarihi ve kültürel öğelerle dolu bu ülkede yaşayan

insanlar olarak, ilkokul seviyesinden itibaren yeni nesilleri eğitmemiz ve bu kültür varlıklarının

onların tarafından özümsenmesini ve korunmasını sağlamamız gerekmektedir. (ÖZDOĞAN

M.Celal,2007 )

Sivil Toplum Kuruluşlarının, Koruma ve Onarıma Katkısının Değerlendirilmesi

Türkiye’ de bir hayli çok dernek, vakıf veya sivil iştirak maddi – manevi kültürel öğeleri

yaşatma adına çalışmalarda bulunmaktadır. Bunların bir kısmı etkin bir alt yapıya sahip olarak

başarılı projeler gerçekleştirmektedir, bir kısmı Avrupa Birliği fonlarından yararlanarak proje

temelli çalışmaktadır. ÇEKÜL veya TAÇ vakfı gibi potansiyeli olan STK’ lar dışındaki

kuruluşlar maalesef ki, etkinliklerini zamanla yitirmekte hatta yok olmaktadır.

Page 21: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

36

Sivil Toplum Kuruluşları korumanın sürekliliği açısından önem arz eden oluşumlardır.

Unutmamak gerekir ki, bir eserin restorasyonunu ve konservasyonunu yapmak, kültürel

mirasın önemini, bu mirasın korunmasının gerekliliğini idrak edememiş bir halk söz konusu ise

sadece geçici bir iyileştirme çalışması olacaktır. (PEKİN F, 2005)

Sivil Toplum Kuruluşları; haklın korumaya iştiraki açısından, kültür bilincinin yayılması

açısından ve korumada etkin rol oynadıkları takdirde kültür varlıklarımızın yaşatılması

açısından oldukça etkili ve gereklidirler.

1992 yılındaki Birleşmiş Milletler (BM) Rio Çevre ve Kalkınma Zirvesi’nde STK’ların

günümüzde toplumun tanımlayıcı, tamamlayıcı ve vazgeçilmez öğelerinden biri olduğu kabul

edilmiş ve sürdürülebilinir kalkınma için gerekliliği dile getirilmiştir.(ŞAHİN K. GÜNER

S,2006)

Büyük bir tabana ve maddi kaynağa sahip olan STK’lar çeşitli bölgelerde yapı bazında

olsun, çevre bazında olsun korumada etkin rol oynamaktadırlar. Birçok beldemizde kurulu olan

yaşatma ve koruma dernekleri ile sınırlı kaynağa sahip STK’lar ise ister bir objeyi, ister bir

çevreyi, isterse bir manevi kültürü yaşatmaya ve korumaya yönelik olsun bu amaçlarını zar zor

gerçekleştirebilmektedir. Son dönemde etkin projeleriyle, Europa NOSTRA üyesi olmuş olan

KUMİD (Kültürel Mirasın Dostları Derneği) çalışmalarının merkezi olarak maalesef ki, 10

metrekarelik bir alanı bir muhasebe bürosuyla eş zamanlı kullanmaktadır.

Halk tarafından kurulan STK’lar, halkın bir takım sorunları çözmek için attığı bir adım

olduğundan bu örgütlerin kapanması halk üzerinde hezimet yaratmaktadır.

Ülkemizdeki STK’ ların iki büyük sorunu bulunmaktadır. Bunlardan biri kendi aralarında

ve devlet ile aralarında bir koordinasyon bağının bulunmayışı, diğeri ise maddi yönden

birçoğunun varlığını idame ettirecek alt yapıya sahip olamamasıdır.

Kültürel mirasın korunması ve yaşatılmasına yönelik kurulan STK’ ların kültür bakanlığı

nezdinde koordine edilmesi, benzer amaçla kurulan STK’ların senkronize hareketinin

sağlanması, proje tabanlı olsa da devlet tarafından maddi olarak desteklenmesi veya

desteklenmelerine yönelik teşvik edici kararlar alınması gerekmektedir.

Page 22: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

37

Türkiye’ de Koruma ve Onarım Uygulamalarının Sorunlarının Değerlendirilmesi

Öncelikle belirtmek gerekir ki; ülkemizde birçok eserin restorasyonu ve konservasyonu

çağdaş ve bilimsel normlara uygun olarak gerçekleştirilmektedir. Buna karşın

azımsanamayacak ölçütte hatalı restorasyon çalışmaları da yapılmaya devam etmektedir.

Bu konuyu örneklendirmeden önce bu durumu yaratan etmenleri belirtmek daha doğru

olacaktır. Eski eserlerin kendine özgü bir ihale sistemi bulunmamaktadır. Maalesef ki,

uygulamalar esnasında çeşitli sorunlarla karşılaşılmakta bu da yüklenici ile denetçi kurum

arasında sorunlar oluşturmaktadır. Özellikle taşrada restorasyon uzmanı, tecrübeli restorasyon

işçisi bulmak ve uygun malzemeleri temin etmek konusunda zorluklar yaşanmaktadır. Bazı

uygulamalar, öngörülen zamandan daha uzun bir zaman diliminde gerçekleşmekte bu da

maliyeti arttırıcı bir unsur olmakta yada işi verilen sürede bitirilebilmek için uygulamacılar

kolaya kaçmaktadır.(ATAMAN M,2007) Bu sorunun bir kaynağı ihale sistemi olduğu kadar

bir kaynağı da projelendirme kısmındaki hatalı uygulamadır.

Rölöve, analitik rölöve, restorasyon ve restitüsyon projelerini çizen mimari büro bu

paftalara ek olarak, tesisat projeleri ve müdahale paftasını da hazırlamaktadır. Oysaki

uygulamaya geçildiğinde özellikler raspalama işlemlerinde farklı doku veya bezemelerle

karşılaşılabilinmektedir. Bu da müdahalede değişikliklere sebebiyet vermektedir. Bunun

sonucu olarak yarım kalan, sürüncemede bırakılan ve hatta hatalı uygulamalarla

gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları söz konusu olmaktadır.

Bir diğer olumsuzluk ise koruma kurulunun hatalı uygulamalardaki yaptırım gücünün

dolaylı olmasıdır. Dava edilmiş olmasına rağmen uygulaması neticelendirilerek basit bir seyir

terası ve lokantaya dönüştürülmüş olan, dokusu yanıltıcı şekilde değiştirilen Kız Kulesi gibi

örnekler görülmektedir.(MAZLUM D,2007) Bu örnekte de olduğu gibi hukuki süreç

tamamlanıncaya değin uygulama sonlandırılmakta, karşılık olarak sağlanan rantın yanında

komik para cezalarıyla suçlular kurtulmaktadır.

Page 23: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

38

Bir Restorasyon Uygulaması Örneği ( Hidayet Camii )

Son dönemde restorasyonu bitirilmiş olan, mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait

olan, Hidayet Camii hatalı restorasyon çalışmalarına güzel bir örnek teşkil etmektedir.

Eminönü’nde, Yalıköşkü caddesinde bulunan bu günkü cami; 1887’ de II. Abdulhamit

tarafından Alexandre Vallaury’ e yaptırılmıştır. Oryantalist üslubun bir örneği olan caminin

kendine has mimari özellikleri bulunmaktadır. Bunlar; Osmanlı mimarisinde alışılmadık

sivrilikte olan soğan kubbesi(Res.1), mihrap duvarının köşelerinde bulunan eksedralar, yarım

bırakılmış cephe süslemeleri ve yapının dıştan üzerine yapıldığı depo ile aynı düzlemde

olmasına rağmen (günümüzde depo da ibadet hane olarak kullanılmaktadır) içten düzlemin

kuzeye doğru kaydırılmış olmasıdır. Bu kaydırma ile mihrabın yönü tam olarak kıbleye

çevrilmiştir. (Res 2)

Resim 1: Hidayet Cami Batı Cephesi Görünüş

Page 24: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

39

Resim 2: Hidayet Cami birinci kat planı

Yapıda restorasyon çalışmaları öncesinde son derece yoğun bozulmalar görülmekteydi.

Bunların başında; alçı taşı oluşumları ve buna bağlı bezeme detaylarında kayıplar, tuz

hareketliliğinden kaynaklanan deformasyonlar, bayındırlık faaliyetlerinden kaynaklı statiğin

bozulması ve derin çatlak oluşumları, nemden kaynaklı bitki oluşumları ve uygunsuz eklentiler,

hatalı onarımlar gözlemlenmekteydi.

Yapının restorasyonu 2008 yazında bitirilmiştir. Restorasyon çalışmalarında başarılı

sayılabilecek tek uygulama ana kapının üzerinden başlayıp kubbeye doğru ilerleyen derin

çatlağın onarılmasıdır.(Res.3,Res.4) Bunun dışında koruma ile ilgili pek bir uygulama göze

çarpmamaktadır. Restorasyonunun üzerinden kısa süre geçmiş olmasına karşın bozulmalar

yeniden görülmeye başlanmıştır. Bazı bölgelerde çimentolu sıva ile tümlemeler yapıldığı

(Res.5), binanın alt kodunun zeminden alçakta olmasından kaynaklanan zeminden yükselen

neme karşı bir önlem alınmadığı(Res.6), yağmur suyunun tahliyesi için bir önlem

alınmadığından iç boyalarda kabarmaların devam ettiği(Res.7/8), cephedeki kirliliğin yer yer

üzerinin sıvanarak kapatıldığı(Res.9), minarede derin çatlak olmasına karşın önlem

alınmadığı(Res.10), cepheden sarkan kabloların olduğu gibi bırakıldığı ve belki de uygulama

içinde yapılan en büyük hata olarak ana mahfil ve son cemaat bölümündeki kalemişlerinin

üzerlerinin boyanarak kapatıldığı gözlemlenmektedir.(Res.11/12/13/14)

Page 25: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

40

Eserin bünyesinde mimarlar bulunduran Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait olması ve kurul

tarafından bu işlemlerin onaylanmış olması iki kurumun açısından da vahim bir tablodur.

Resim 3: Onarım öncesi

Resim 4: Onarım sonrası

Resim 5: Çimentolu onarımlara örnek

Page 26: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

41

Resim 6: Zeminden yükselen nem Resim 7: Yağmur suyunun tahribatı

Resim 8: Nemden kaynaklanan boya kabarması

Resim 9: Atmosferik kirliliğin sıvanarak kapatılması

Page 27: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

42

Resim 10: Minaredeki derin çatlaklar

Resim 11: Onarım öncesi ana mahfilden görünüm

Resim 12: Onarım sonrası ana mahfilden görünüm

Page 28: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

43

Resim 13: Onarım öncesi son cemaatten görünüm

Resim 14: Onarım sonrası son cemaatten görünüm

Ülkemizde Taşınabilir Kültür Varlıklarına Konservasyon ve Restorasyon

Yaklaşımının Değerlendirilmesi

Ülkemizde taşınabilir eserlere yönelik sadece bu tip eserlerin kaçırılmasını engelleyici

açıdan oluşturulmuş yasalar söz konusudur. Bu tip eserlerin restorasyon ve konservasyonunda,

ne etik açıdan, ne de ilkesel yada kanunsal olarak uygulamalara yol gösterecek, uygulamaların

sınırları çizecek yasa yada yönetmelikler bulunmamaktadır.

Genellikle arkeolojik kazılarda elde edilen bu tip eserlerin ilk müdahaleleri kazı

alanlarında yapılmakta, uygulamalarda kullanılacak teknikler ve uygulamanın sınırları ise bu

konuda sınırlı bilgiye sahip kazı başkanlarınca ve bakanlık temsilcilerince denetlenmektedir.

Ayrıca sınırlı bütçeyle yönetilen kazılarda restorasyon çalışmaları genellikle stajyer

öğrencilerce gerçekleştirilmektedir. Kazıların çoğunda yetkin bir konservatör bulunmadığı gibi

konservasyon işlemini gerçekleştirecek bir laboratuar ortamı da bulunmamaktadır.

Müzelerde ise eserler üzerinde karar verici kişi, zimmet sahibi olan arkeolog, sanat tarihçi

vb. çalışanlar olmakta, birçok müzede yetkin konservatör bulunmamaktadır.

Page 29: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

44

Kanun yada yönetmeliklerle koruma altına alınmamış taşınabilir eserlerin üzerinde

gerçekleştirilecek uygulamaların denetlenmesinde yalnızca restorasyon laboratuarları söz sahibi

olup, bu laboratuarların nitelik ve nicelik açısından yeterlilikleri tartışılmaya açık bir konudur.

Taşınabilir eserlerin konservasyonunda ülkemizde ilgili bilim adamları ve kurumlarca

gerekli adımların atılarak ilkelerin belirlenmemiş olması ve konservasyona yönelik

yaklaşımlarda sınırların çizilmemiş olması bu konuda hatalı çalışmaların hala sürmesine

sebebiyet vermektedir.

Page 30: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

45

SONUÇ

Ülkemiz teorik açıdan koruma ve onarımda, Avrupa kriterlerini yakalamış olmasına

karşın uygulamada bir takım olumsuzluklar göze çarpmaktadır. Bunun ilgilerce;5393 sayılı

Belediye Kanununun 73. maddesi, 5436 sayılı Yıpranan Tarihi Ve Kültürel Taşınmaz

Varlıkların Yenilenerek Korunması Ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun (ERGEN C:

2) gibi kanunlarla meşrulaştırılmış olması üzücü bir gelişmedir.

Kurumlar bazında da zaman zaman hatalı uygulamalar gerçekleştirilmiş olsa da, kurum

sayısının arttırılması olumlu bir gelişme sayılabilir, lakin bu kurumlarda görev alabilecek

donanıma sahip uzman sayısının da arttırılması gerekmektedir.

Uzman eğitiminde İstanbul Üniversitesi’ndeki lisans bölümü haricinde salt bu konuda

eğitim veren bir başka üniversitenin olmaması uzman yetiştirmede olumsuz bir etkidir.

Halkın bilinçlendirilmesinde sivil toplum kuruluşları önemli paya sahip olmasına karşın,

ülkemizde bu kuruşlara gerekli önem henüz verilmemektedir.

Kentsel tarihi doku korunurken, dokunun bir parçası olan halkın dışlanması da yine

olumsuz bir yaklaşımdır.

Taşınabilir eserlerin korunması ve onarılmasında, müzeler ve restorasyon laboratuarı

dışında bir kurum olmaması da bu konuda atılacak çok adım olduğunu göstermektedir.

Ülkemizde yüzü aşkın kazı ve çok sayıda müze olduğu düşünülecek olursa, taşınabilir eserlerin

denetimini yapacak bir koruma kurulu ivediyetle oluşturulmalıdır. Ayrıca bu konudaki bilimsel

yaklaşım; hem ülkemizde hem de Avrupa’da taşınmazlar konusu kadar irdelenmediğinden

ilkesel ve kuramsal yaklaşım gelişememiştir. Bunun ilgili kurumlarca yapılacak olan çalıştay

ve sempozyumlarla aşılabileceği bir gerçektir. Taşınabilir kültür varlıkları konusunda

ülkemizde verilen eğitimler de revize edilmelidir, inter-disipliner bir bilim olan

konservasyonun yine bu bakış açısıyla eğitimi verilmelidir.

Page 31: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

46

Dipnot ve Kaynakçalar

* Uğur ALANYURT Restoratör ve Konservatör Bakım Onarım İzinleri Kriterleri ve Önerileri, Ed.: İstanbul, 2008.

BOZDOĞAN, Melek, Pınar OVALI, Selma ÖZKAN. “Mimar Sinan’ın “Koruma” Anlayışı

ve Günümüzde Sinan’ın Eserlerini “Koruma” Anlayışı ( Edirne Örneği)”, Trakya Univ

, 7(2) 2006: 143–152. http://fbe.trakya.edu.tr/tujs

ÇİÇEK, Ümit. Avrupa Kültür Başkenti ve İstanbul, İzmir 2006.

ERDER, Cevat, Gül Asatekin. Türkiye'de Kültürel Değerlerin Restorasyonuna Yönelik

Ankara Bildirgesi, Ankara, 2003.

ERGEN, Cafer İmar Planları, Ankara,2006

GÜLTEKİN, R.Eser. Tarihi Yapıların Restorasyonunda Uyulması Gereken Kurallar, 2008,

http://esergultekin.blogcu.com/tarihi-yapilarin-restorasyonunda-uyulmasi-gereken-

kurallar_8412231.html

ICOMOS Genel Kurulu VI. Bilgi şölenleri Bireşik Raporları, İtalya, 1981.

İLHAN, Nevzat. Tarihi Çevre Ve Kültürel Varlıklarımız, Temsilciliği İstanbul, 2004.

İstanbul Buluşmaları 2007, İstanbul’da Büyük Projeler Ocak 2008 MSGÜ, İstanbul

İstanbul’un UNESCO Dünya Mirası Sorumluluğu İkinci Toplantısından Alıntılar, Pera

Müzesi Konferansları, 2007.

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Master Plan, Ed :…2007, İstanbul 2010 Girişim

Grubu, İstanbul

Page 32: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

47

KEJANLI, D.Türkan, C. Tuncay AKIN, Aysel YILMAZ, “Türkiye’de Koruma Yasalarının

Tarihsel Gelişimi Üzerine Bir İnceleme”, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 6. 19,

2007: 179–196.

KÜÇÜK, Celal. Dünyada ve Türkiye’deki Restorasyon Kavramı. Türkiye'de Yapılanma

Sorunları Ve Çözüm Önerileri, I. Ulusal Taşınabilir Kültür Varlıkları Konservasyonu

Kolokyumu, Ankara, 1999.

MAZLUM, Deniz. “Kız Kulesi’nin Uzun Tarihinden Bir Kesit: 18. Yüzyılda “Kule-İ

Duhter”, METU JFA 24.1, 2007: 35–47.

MUKADDES, Ataman “Hatuniye (Gülbahar Hatun) Camii ve Türbesi Restorasyonu” Tarihi

Eserlerin Güçlendirilmesi ve Gelecek Nesillere Devredilmesi Sempozyumu Kitabı,2007:55-67

ÖZDOĞAN, Mehmet Celal. Uluslarası Mevzuatlar Işığında Türk Eğitim Sisteminde Kültürel

Miras Ve Koruma: Genel Değerlendirmeler ve Öneriler Uzman Grubu Adına, Sunuş.

2007, İstanbul

PASİNLİ, Alpay. “Osman Hamdi Bey’in Müzecilik Yönü ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri”,

1992, Osman Hamdi Bey Bildirileri İstanbul 1990: 147–152.

PEKİN, Faruk. UNESCO’nun Uyarısını Haklı Buluyoruz Bildirisi ve eki; “Askıya Çıkarılan

Tarihi Yarımada Koruma Amaçlı İmar Planı Konulu” Dilekçe, 2005.

SERDAROĞLU, Buğra. Restorasyona Genel Kavramsal Bakış, Maltepe Üniversitesi, Sosyal

Bilimler Enstitüsü İstanbul 2006.

ŞAHİN, K Sultan, Saadet GÜNER, Kültürel Mirasın Korunması ve Sivil Toplum Örgütleri

Arasındaki İlişki, e-yayını,www.kumid.org

TAPAN, Mete. Soru ve Cevaplarla Koruma, İstanbul, 2007.

Page 33: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

48

TUNÇOKU, S.Sarp. “Günümüzde Koruma / Restorasyon Çıkmazı”, Mimarlık Dergisi 315,

2004: 56–59.

UNESCO Dünya Miras Merkezi ve ICOMOS Ortak Heyeti İnceleme Raporu İstanbul, 2008.

AIC, American İnstitute Conservation Code Of Ethıcs And Guıdelınes For Practıce,

BİLDİRGELER

1954 COE, (Avrupa Konseyi) Avrupa Kültür Sözleşmesi

1954 UNESCO, Silahlı Çatışma Durumunda Kültürel Varlığın Korunması

1956 UNESCO, Arkeolojik Kazılarda Uygulanabilir Uluslararası Prensipler Hakkında

Tavsiye Karaları

1960 UNESCO, Müzelerin Herkesin Kullanımına Açık Hale Getirilmesi için En Verimli

Yolların Kullanılmasına İlişkin Tavsiye Kararları

1965 COE, Palma Tavsiye Kararları: Sitler, eski yapılar ile tarihi ve sanatsal sitlerin koruma

ve geliştirme amacıyla kataloglamaya ilişkin ölçüt ve yöntemler.

1965 COE, Viyana Tavsiye Kararları.

1966 COE, Antik Yapıların ve Tarihi veya Sanatsal Sit Alanlarının Tesciline Yönelik

Kriterler ve Yöntemlere İlişkin İlke Kararı

1966 COE, Eski Eserlerin Yeniden Canlandırılması ile İlgili Tavsiye Kararı

1966 COE, Bath Tavsiye Kararları

1968 COE, Tarihi ve Sanatsal Değeri Olan Bina Gruplarının ve Alanlarının Korunması ve

Page 34: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

49

Onarımından Doğrudan Sorumlu Bakanlar Konferansı Düzenlenmesi İlke Kararı

1968 COE, La Haye Tavsiye Kararları: Anıtların, Tarihi Ve Sanatsal Önem Arz Eden Bina

Grupları Ve Alanlarının Etkin Korunması İle İlgili Bölgesel Planlama Kapsamında

Alınan Tavsiye Kararları

1968 COE, Tarihi ve Sanatsal Değeri Olan Bina Gruplarının ve Alanlarının Korunması ve

Onarımından Doğrudan Sorumlu Bakanlar Konferansı Düzenlenmesi İlke Kararı

1968 COE, Avignon Tavsiye Kararı

1969 COE, (COE)Avrupa Antlaşma Dizisi No.66 Arkeolojik Mirasın Korunmasına Yönelik

Avrupa Sözleşmesi

1969 COE, Brüksel İlke Kararı: Beş sempozyumun genel çıkarımları

1970 ICOM, Gelen Eserler Etik Kuralları

1970 COE, Tavsiye Kararları 589

1970 COE, Venedik'in Korunması ve Yenilenmesine Yönelik Karar

1971 COE, Split Bildirgesi: Tarihi Öneme Sahip Kentler

1972 COE, Venedik'in korunmasına ve yenilenmesine ilişkin ilke kararı

1972 COE, Anıtlar ve Ören Yerleri Kültürel Mirasının Korunmasına Yönelik Ara Önlemlere

İlişkin İlke Kararı

1972 COE, Anıtların, bina gruplarının ve tarihsel veya sanatsal değer taşıyan ören yerlerinin

ulusal envanterlerinin oluşturulmasına ilişkin tavsiye kararı

1972 COE, Avrupa Kültürel Mirasının Korunması Hakkında Tavsiye Kararı

Page 35: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

50

1973 COE, Köy ve Kent Arasındaki Dengede Kırsal Canlandırma Politikalarına İlişkin İlke

Kararı

1974 COE, Tarihi Merkezlerin Bütünleştirilmiş Korunumunun Sosyal Maliyetlerine ilişkin

Bologna Bilgi Şöleni Kararları

1975 COE, Amsterdam Bildirgesi

1976 UNESCO, Eğitim, Bilim ve Kültür Malzemelerinin İthalatına İlişkin Anlaşma

1976 UNESCO, Tarihi Bölgelerin Korunması ve Çağdaş Rolü Hakkında Tavsiye

1978 UNESCO, Taşınabilir Kültür Varlıklarının Korunması Hakkında Tavsiye Kararı

1979 ICOMOS, (ICOMOS) Burra Tüzüğü

1980 COE, Mimarlara, Şehir Planlamacılarına, İnşaat Mühendislerine ve Peyzaj Mimarlarına

Yönelik Uzmanlık Eğitimine İlişkin İlke Kararı

1980 UNESCO, İslami Tarihi Mirasın Korunması ve Restorasyonu İle İlgili Uluslararası

Sempozyum Raporu ve Tavsiye Kararları

1981 ICOMOS, ICOMOS İlke Kararları IV.

1981 COE, Ticareti azalan bazı zanaatlara katkıda bulunmak için el sanatları faaliyeti

bağlamında alınan tavsiye kararı

1983 ICOMOS, Roma Bildirgesi

1984 COE, Arkeoloji ve Planlama Toplantısı Sonuçları

1985 COE, Avrupa Kültür Varlıklarına Yönelik Suçlar Antlaşması

Page 36: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

51

1986 ICOM, ICOM Mesleki Etik Kurallar

1988 COE, Avrupa Kültürel İşbirliği Üzerine Tavsiye Kararları

1989 COE, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin Üye Devletlerce Arkeolojik Mirasın Şehir

Ve Ülke Planlama Çalışmaları Çerçevesinde Korunması Ve Geliştirilmesine İlişkin

R(89) 5 Sayılı Tavsiye Kararı

1990 ICOMOS, Arkeolojik Mirasın Korunması ve Yönetimi Tüzüğü

1990 CSCE, (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı) Yeni Bir Avrupa İçin Paris Tüzüğü

1992 COE, Avrupa Antlaşmaları, Avrupa Arkeolojik Mirasın Korunması Sözleşmesi

1993 ICOMOS, Anıtların, Yapı topluluklarının ve Sitlerin Korunması Çerçevesinde Eğitim ve

Mesleki Eğitime Yönelik Kılavuzlar

1993 ICOM, Arusha Talebi: Kültürel Varlıkların Kaçakçılığına İlişkin Çalışma Toplantısı

1994 ICOMOS, Nara Özgürlük Belgesi

1994 ICOM, Tokyo İlke Kararları

1994 ICOM, “Müzeler, Uygarlık ve Gelişim” Çalıştay Raporu

1994 ICOM, Bamako Talebi: Kültürel Varlıkların Kaçakçılığına İlişkin Çalışma Toplantısı

1995 COE, Mimari Mirasa Ait Tarihi Anıt Ve Binalarla İlgili Belgeleme Metod Ve

Sistemlerini Düzenlemekle Görevli Üye Ülke Bakanlarından Oluşan Komitede Alınan

Tavsiye Kararı

1995 ICOMOS – ICCROM, Anıtlar, Topluluklar ve Alanlar / Koruma Etik Kuralları

Page 37: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

52

1996 ICOM, Kinsaşa Bildirisi : (Kültürel Varlıkların Yasa Dışı Ticaretiyle İlgili)

1996 ICOMOS, San Antonio Deklarasyonu

1996 ICOMOS, ICOMOS Sualtı Kültür Mirasının Korunması Ve Yönetimi İle İlgili Tüzük

1996 COE, Kültürel Mirasın Kanuna Aykırı Eylemlere Karşı Korunması Hakkındaki Tavsiye

Kararı

1997 COE, Kirliliğe ve Benzeri Etkenlere Bağlı Fiziksel Bozulmaya Karşı Kültürel Mirasın

Bakımımın Sürdürülmesi Hakkındaki Tavsiye Kararı

1997 COE, Antik Gösteri Mekânlarının Kullanılmasına İlişkin Sözleşme

1998 COE, Miras Eğitimine İlişkin Bakanlar Komitesinin Üye Devletlere Tavsiye Kararı

1999 ICOMOS, Burra Tüzüğü: Kültürel Öneme Sahip Yerlerin Korunması Amaçlı

Avustralya-ICOMOS Tüzüğü

1999 ICOMOS, Ahşap Tarihi Yapıların Korunması İçin İlkeler

2000 COE, Avrupa İyi Uygulama Kodu: “Arkeoloji ve Kent Projesi”

2000 COE, Avrupa Antlaşmaları Kültürel Çeşitlilik Deklarasyonu

2001 COE, Avrupa Arkeoloji Planı

2001 ICOM – ICOM, Müzeler Etik Kuralları

2002 ICOMOS, Kültürel Miras Değeri Taşıyan Yerlerin Korunması ile ilgili Tüzük

Page 38: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

53

2002 ICOM, Müzeler ve Manevi Miras Konulu Çalıştay – Asya Pasifik Yaklaşımları

2003 ICOM, ICOM Uluslararası Komitesi Yıllık Konferansları Sonuç Belgesi

2003 ICOMOS, Mimari Mirasın İncelenmesi, Korunması ve Yapısal Yenilenmesi İle İlgili

ICOMOS Tüzüğü – İlkeleri

İLGİLİ KANUNLAR

Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, Kanun Numarası: 2863, Resmi Gazete Tarihi:

14.07.2004, Resmi Gazete Sayısı: 25535

Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu İle Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması

Hakkında Kanun, Kanun NO: 5226 Kabul Tarihi: 14.7.2004

Sponsorluk Yasası, 5228 Sayılı Bazı Kanunlarda Ve 178 Sayılı Kanun Hükmünde

Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun

Boğaziçi Kanunu, Kanun Numarası: 2960, Resmi Gazete Tarihi: 12.11.1983, Resmi Gazete

Sayısı: 18229

Ulusal Müze Başkanlıklarının Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Yönetmelik Kültür ve Turizm

Bakanlığından, Resmi Gazete Tarihi: 11.11.2005, Resmi Gazete Sayısı: 25990

Kültür ve Tabiat Varlıklarıyla İlgili Olarak Yapılacak Araştırma, Sondaj ve Kazılar Hakkında

Yönetmelik, Resmi Gazete Tarihi: 10.08.1984 Resmi Gazete Sayısı: 18485

Kültür Yatırımları Ve Girişimlerini Teşvik Kanunu, Kanun No: 5225, Kabul Tarihi:

14.7.2004

TCKM’nce hazırlanan Teşkilat, Görev ve İşleyiş Hakkındaki Yönetmeliğine istinaden

İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından 04/06/1999 tarih ve 313 sayılı kararı

ile kurulan Tarihi Çevreyi Koruma Müdürlüğü’nün Faaliyet Alanları Yönetmeliği

Page 39: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

54

Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü Röleve ve Anıtlar Müdürlüklerinin

Çalışmaları Hakkında Yönerge

Kültür Bakanlığınca 3257 Sayılı Kanun Çerçevesinde Elde Edilen Gelirlerin Kullanımına

İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, Resmi Gazete: 17.02.2003 Resmi

Gazete Sayısı: 25023

Kültür Ve Turizm Bakanlığının Bazı Taşra Kuruluşlarının İl Özel İdareleri Ve Belediyelere

Devredilmesi İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik

Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı

Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu Kapsamındaki Kültür Varlıklarının Rölöve,

Restorasyon, Restitüsyon Projeleri, Sokak Sağlıklaştırma, Çevre Düzenleme Projeleri

Ve Bunların Uygulamaları İle Değerlendirme, Muhafaza, Nakil İşleri Ve Kazı

Çalışmalarına İlişkin Mal Ve Hizmet Alımlarına Dair Yönetmelik, 18.06.2005 / 25849

Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının Yapı Esasları ve Denetimine Dair

Yönetmelik, Resmi Gazete Tarihi: 11.06.2005 Resmi Gazete Sayısı: 25842

Alan Yönetimi İle Anıt Eser Kurulunun Kuruluş Ve Görevleri İle Yönetim Alanlarının

Belirlenmesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, 27.11.2005 / No:

26006

Yıpranan Tarihi Ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması Ve Yaşatılarak

Kullanılması Hakkında Kanun, 5366 Sayılı Kanun Resmi Gazete Tarihi: 05.07.2005,

Resmi Gazete Sayısı: 25866

Başbakanlık Özel Çevre Koruma Kurulunun Çalışma Esas Ve Usullerine Dair Yönetmelik,

15.3.1990 / 20606

Dünya Kültürel Ve Doğal Mirasın Korunması Sözleşmesi,14.04.1982 tarih ve 2658 sayılı

Kanunla katılmamız uygun bulunan bu Sözleşme, 23.05.1982 tarih ve 8/4788 sayılı

Page 40: makale ugurmasrop.org/wp-content/uploads/2016/04... · 2016-04-24 · Beşinci ilke: Restorasyon çizim ve raporlarla belgelenmelidir. Camillo Boito ilkeleri bir kademe daha İtalya’dan

55

Bakanlar Kurulu Kararıyla onaylanarak, 14.02.1983 tarih ve 17959 sayılı Resmî

Gazete'de yayınlanmıştır.

Kültür Mirasının Dostları Derneği’inden Saadet GÜNER ile Ropörtaj

1. Derece Tescilli Eserden Hidayet Camii’nin Restorasyon ve Konservasyon Örneği