29
db14/3 Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi Cilt 14, Sayı 3, 2014 ss. 65-93 ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL UYGULAMALARI Ali ÇOLAK * Özet Bu makalede ölüm ilanı ile ilgili rivayetler incelenmiştir. Temel hadis kaynakla- rında ölüm ilanını yasaklayan rivayetlerin yanında Hz. Peygamber (s.a.s.) zama- nında ölüm ilanı yapıldığını gösteren rivayetler de yer almaktadır. Bu çalışmada söz konusu rivayetler öncelikle sened yönünden ele alınmış ve hadis ilmi açısın- dan râvîlerin durumları tespit edilmiştir. Ayrıca İslam âlimlerinin bu rivayetler hakkındaki yorumları araştırılarak zıt anlamlar içeren söz konusu hadislerin nasıl anlaşılması gerektiği üzerinde durulmuş ve rivayetlerin günümüze yansımaları ele alınmıştır Anahtar Kelimeler: Na‘y, Ölüm, Hadis, Sala. The Rumors Related To Death Announcement And Its Current Practises Abstract The rumors about the death announcement was examined in this article. In addi- tion to the rumors banning the death announcement in basic hadith sources, the rumors indicating that the death announcememt was made in the period of the Prophet are also included. In this study, the concerned rumors were discussed primarily in terms of evidence and the satus of the narrators were identified in terms of science of hadith. Moreover, the comments of Islamic scholars related to those rumors were searched and how these hadiths containing opposite mean- ings need to be understood and its reflections of hadiths to our period were dis- cussed. Keywords: Na‘y, Death, Hadith, Sala. * Doç. Dr. Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Hadis Anabilim Dalı [email protected].

ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL …isamveri.org/pdfdrg/D03296/2014_3/2014_3_COLAKA.pdf · bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL …isamveri.org/pdfdrg/D03296/2014_3/2014_3_COLAKA.pdf · bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat

db 14/3

Din

bili

mle

ri A

kad

emik

Ara

ştır

ma

Der

gisi

C

ilt 1

4, S

ayı 3

, 20

14

ss. 6

5-9

3

ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL

UYGULAMALARI

Ali ÇOLAK *

Özet

Bu makalede ölüm ilanı ile ilgili rivayetler incelenmiştir. Temel hadis kaynakla-rında ölüm ilanını yasaklayan rivayetlerin yanında Hz. Peygamber (s.a.s.) zama-nında ölüm ilanı yapıldığını gösteren rivayetler de yer almaktadır. Bu çalışmada söz konusu rivayetler öncelikle sened yönünden ele alınmış ve hadis ilmi açısın-dan râvîlerin durumları tespit edilmiştir. Ayrıca İslam âlimlerinin bu rivayetler hakkındaki yorumları araştırılarak zıt anlamlar içeren söz konusu hadislerin nasıl anlaşılması gerektiği üzerinde durulmuş ve rivayetlerin günümüze yansımaları ele alınmıştır

Anahtar Kelimeler: Na‘y, Ölüm, Hadis, Sala.

The Rumors Related To Death Announcement And Its Current

Practises

Abstract

The rumors about the death announcement was examined in this article. In addi-tion to the rumors banning the death announcement in basic hadith sources, the rumors indicating that the death announcememt was made in the period of the Prophet are also included. In this study, the concerned rumors were discussed primarily in terms of evidence and the satus of the narrators were identified in terms of science of hadith. Moreover, the comments of Islamic scholars related to those rumors were searched and how these hadiths containing opposite mean-ings need to be understood and its reflections of hadiths to our period were dis-cussed.

Keywords: Na‘y, Death, Hadith, Sala.

* Doç. Dr. Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Hadis Anabilim Dalı

[email protected].

Page 2: ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL …isamveri.org/pdfdrg/D03296/2014_3/2014_3_COLAKA.pdf · bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat

ALİ ÇOLAK

DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 14 SAYI 3

66| db

Giriş

İslâm, hayatta iken olduğu gibi ölünce de insana değer atfet-mektedir. Bu sebeple ebedî hayata uğurlanırken cenazenin yıkan-ması, kefenlenmesi, cenaze namazının kılınması ve defnedilmesi gibi bazı hizmet ve ibadetlerin yapılmasını emretmiştir.

Ölüm sonrası cenazeye yapılan işlemler bir cemaatle icra edile-bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat ettiğin-de onun ölümünü akraba ve yakın çevresine duyurmak (ilan etmek) gerekir. Uygulama bu şekildedir. Ancak ölüm ilanı ile ilgili olarak temel hadis eserlerinde olumlu ve olumsuz rivayetlere rastlanmak-tadır. Hz. Peygamber’in (s.a.s.) yasaklar mahiyetteki hadisleri ve bizzat kendisinin uyguladığına dair rivayetler mevcut olunca, konu-yu araştırma ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Çünkü bu uygulama Hz. Peygamber’e (s.a.s.) dayanıyorsa bir sünnet, ona muhalif olarak varlığını devam ettirmişse bidat olduğu anlaşılacaktır. Bidat, geniş anlamıyla; “Hz. Peygamber’den sonra ortaya çıkan her şey”, dar anlamıyla ise, “Hz. Peygamber’den sonra ortaya çıkan ve dinle ilgili olup ilave veya eksiltme özelliği taşıyan her şey” olarak tarif edil-miştir.1 Bu sebeple de öncelikle ilgili rivayetlerin hadis ilmi açısın-dan incelenmesi ve Hz. Peygamber’e dayanıp dayanmadığının tespit edilmesi, sonra da rivayet kriterleri açısından bir problem yoksa bu rivayetlerden ne anlaşılması gerektiği üzerinde durulması konuya açıklık getirmesi açısından önemlidir.

Rivayetlerde ölüm ilanı “Na‘y”(النعى) kelimesiyle ifade edilmek-tedir. Bu sebeple öncelikle bu kelimenin anlamı üzerinde durulacak sonra da ilgili rivayetler incelenecektir.

Na‘y (النعى) kelimesi sözlükte, ölüm haberini yaymak demektir. Bu işi yapan kişiye en-Nâî denilir ki Na‘y’in ismi fâilidir.2 Asmaî (ö. 216/831), Araplardan değerli birisi öldüğünde, bir kişinin ata bine-rek insanlar arasında dolaşıp, “falanca ölmüştür” diye nidâ etmesi-ne na‘y denildiğini söylemiştir.3

1 Yaran, Rahmi, Türkiye Diyavet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, “Bid’at” maddesi, Türkiye

Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 1992, c. 6, s.129. 2 İbn Hacer, Ebu’l-Fadl Ahmed b. Ali b. Hacer el-Askalânî (ö. 852/1447), Fethu’l-Bârî

bi-Şerhi Sahîhi’l-Buhârî (1-13), Dâru’d-Deyyân Li’t-Turâs, Kahire 1986, Mukaddime, s.207.

3 el-Cevherî, Ebû Nasr İsmail b. Hammâd (ö. 393/1002), es-SıhâhTâcu’l-Luğati ve Sıhâhu’l-Arabiyye(1-6), Tahkik: Ahmed Abdulğafûr Attâr, Beyrut-1987, c. 6, s. 2512; el-Aynî, Bedruddîn Ebû Muhammed Mahmud b. Ahmed (ö. 855/1450), Umdetü’l-Kârî Şerhu Sahîhi’l-Buhârî (1-25), Dâru İhyâi’t-Turâsi’l-Arabî, Beyrut-Lübnan, trs., c.14, s.

Page 3: ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL …isamveri.org/pdfdrg/D03296/2014_3/2014_3_COLAKA.pdf · bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat

ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL UYGULAMALARI

DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 14 SAYI 3

db | 67

ez-Zemahşerî’nin (ö. 538/1143) bildirdiğine göre, “Araplardan meşhur birisi öldüğünde ya da öldürüldüğünde, kabilelere atlı birisi gönderilir ve o kişi ölüm haberini, “Falancanın ölüm haberi! Arab’ın ölüm haberi! Falan helak oldu! Onun helak olmasıyla Arap helak oldu!” diyerek ilan ederdi.4 Tariften de anlaşılacağı üzere bu uygu-lama, sadece toplumun ileri gelenleri için yapılırdı. Bu durum, in-sanlar arasında önemli ve önemsiz ayırımı yapan, ölen kişinin yeri doldurulamaz birisi olup, onun ölümüyle Arab’ın helak olduğunu belirten bir uygulamaydı. Bu tür ilanda ölen kişinin meziyetlerinden bahsedilir, övülür5 ve çığlıklar atılarak vâveylâ edilirdi.6

İbnü’l-Arabî’ye (ö. 543/1148) göre üç çeşit na‘y vardır. Birinci-si, ölen kişinin ailesine, arkadaşlarına ve sâlih kimselere haber ve-rilmesi şeklinde olup, bu sünnettir. İkincisi, övünmek maksadıyla, önemli birisi görüntüsü vererek, cenazeye tüm topluluğu davet etmektir. Bu davranış mekruhtur. Üçüncüsü ise, çığlıklar atarak vâveylâ edip ölümü ilan etmektir. Bu şekildeki ilan ise haramdır.7

B. Na‘y (النعى) / Ölüm İlanı İle İlgili Rivayetler

Ölüm ilanı ile ilgili rivayetler, yasaklayıcı ve Hz. Peygamber’in (s.a.s.) uyguladığını bildiren rivayetler olmak üzere iki kısımda ele alınacaktır.

1. Na‘y’i (Ölüm İlanını) Yasaklayan Rivayetler

Na‘y’i yasaklayan rivayetler iki sahabiden gelmiştir. Bunlardan birisi Huzeyfe (r.a.), diğeri ise Abdullah b. Mesud’dur (r.a.). İlk olarak birçok kaynakta yer alan Huzeyfe (r.a.) hadisinin rivayet şeması çıkarılarak râvîleri incelenecektir.

272; ez-Zebîdî, Muhammed b. Muhammed b. Abdirrezzâk el-Hüseynî (ö. 1205/1789), Tâcu’l-Arûs min Cevâhiri’l-Kâmûs (1-40), Dâru’l-Hidâye, trs., c. 40, s. 111.

4 ez-Zemahşerî, Ebu’l-Kâsım Mahmud b. Amr b. Ahmed (ö. 538/1143), el-Fâig fî Garîbi’l-Hadîsi ve’l-Eser (1-4), Tahkik: Ali Muhammed el-Becâvî-Muhammed Ebu’l-Fadl İbra-him, Dâru’l-Marife, Lübnan, 2. Baskı, trs., c.4, s.4-5; İbnü’l-Esîr, Mecdüddîn el-Mübârek b. Muhammed el-Cezerî (ö. 606/1209), en-Nihâye fî Ğarîbi’l-Hadîs-i ve’l-Eser (1-5), Dâru’l-Fikr, Beyrut, trs., c. 5, s. 86.

5 en-Nevevî, Ebû Zekeriyyâ Muhyiddin Yahya b. Şeref (ö.676/1277), Sahîhu Müslim bi Şerhi’n-Nevevî (1-18), Dâru’l-Kalem, Beyrut- Lübnan, trs., c. 7, s. 21.

6 ez-Zürkânî, Muhammed b. Abdülbâkî b. Yusuf ez-Zürkânî el-Mısrî (ö. 1122/1708), Şerhu’z-Zürkânî Alâ Muvattai’l-İmâm Mâlik(1-4), Tahkik: Tâhâ Abdurraûf Sa’d, 1. Baskı, Mektebetü’s-Sekâfeti’d-Dîniyye, Kâhire-2003, c. 2, s. 81.

7 ez-Zürkânî, Şerhu’z-Zürkânî Alâ Muvattai’l-İmâm Mâlik, c. 2, s. 82.

Page 4: ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL …isamveri.org/pdfdrg/D03296/2014_3/2014_3_COLAKA.pdf · bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat

ALİ ÇOLAK

DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 14 SAYI 3

68| db

Rivayet: 1

ث نا عبد الله بن المبارك، عن حبيب بن سليم، عن بلل ث نا عمرو بن رافع قال: حد بن يي، قال: كان حدعت رسول الله صلى اهلل عليه إذا مات له الميت، قال: ل ت ؤذنوا به أحدا، إن حذي فة أخاف أن يكون ن عيا، إن س

، عي »وسلم بأذن هات ي هى عن الن «ي ن

Amr b. Râfi’ – Abdullah b. el-Mübârek – Habîb b. Süleym – Bilâl b. Yahyâ senediyle gelen rivayette Bilâl b. Yahyâ şöyle demiş-tir: Huzeyfe b. el-Yemân (r.a.), bir cenaze olduğu zaman şöyle der-di: “Ölümünü kimseye ilan etmeyiniz. Bunun na‘y olmasından kor-karım. Ben şu iki kulağımla Resûlullah’tan (s.a.s.) işittim. Na‘y’den men etti.”8

Rivayet:2

ث نا حبيب بن وس بن بكر بن خن يس قال: حد ث نا عبد القد ث نا أحد بن منيع قال: حد ، عن حد سليم العبسي، عن عت إذا مت فل ت ؤذنوا ب »قال: حذي فةبناليمانبلل بن يي العبسي ، إن أخاف أن يكون ن عيا، فن س

عي هى عن الن هذا حديث حسن « رسول الله صلى الله عليه وسلم ي ن

Ahmed b. Menî’ - Abdü’l-Guddûs b. Bekr b.Huneys – Habîb b. Süleym el-Absî – Bilâl b. Yahyâ el-Absî – Huzeyfe b. el-Yemân sene-diyle gelen rivayette Huzeyfe b. el-Yemân (r.a.) şöyle demiştir: “Ben öldüğümde ilan etmeyin. Muhakkak ben bunun na‘y olmasın-dan korkarım. Muhakkak ben Resûlullah’ın (s.a.s.) na‘y’den men ettiğini duydum.” Bu “hasen sahih” bir hadistir.9

8 İbn Mâce, Ebû Abdillah Muhammed b. Yezîd el-Kazvînî (ö. 276/889) Sünen-i İbn

Mâce (1-2), Çağrı Yayınları, İstanbul-1992, Cenâiz 14, no: 1476. 9 et-Tirmizî, Ebû İsâ Muhammed b. İsâ (ö. 279/892), Sünen, (1-5), Çağrı Yayınları,

İstanbul-1992, Cenâiz 12, c.3, s.313, no: 986.

Page 5: ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL …isamveri.org/pdfdrg/D03296/2014_3/2014_3_COLAKA.pdf · bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat

ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL UYGULAMALARI

DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 14 SAYI 3

db | 69

Rivayet:3

، عن ، عن بلل بن يي العبسي ث نا وكيع، عن حبيب بن سليم العبسي ن هى رسول الله »قال: حذي فةحدعي «صلى اهلل عليه وسلم عن الن

Vekî’ – Habîb b. Süleym el-Absî – Bilâl b. Yahyâ el-Absî - Hu-zeyfe (r.a.) senediyle gelen rivayette Huzeyfe (r.a.) şöyle demiştir: “Resûlullah (s.a.s.) na‘y’den men etti.”10

Rivayet:4

، عن ، عن بلل العبسي ث نا حبيب بن سليم العبسي ث نا يي بن آدم، حد ، أنه كان إذا مات له ذي فةححدهى عن »ميت قال: ل ت ؤذنوا به أحدا، إن أخاف أن يكون ن عيا، عت رسول الله صلى اهلل عليه وسلم ي ن إن س

عي «الن

Yahyâ b. Âdem – Habîb b. Süleym el-Absî – Bilâl el-Absî – Hu-zeyfe senediyle gelen rivayete göre Huzeyfe (r.a.), bir cenaze oldu-ğu zaman şöyle derdi: “Ölümünü kimseye ilan etmeyiniz. Bunun na‘y olmasından korkarım. Ben Resûlullah’ın (s.a.s.) na‘y’i men ettiğini işittim.”11

Görüldüğü üzere rivayetlerde küçük ifade farklılıkları olmakla beraber hepsinde Allah Resûlü’nün (s.a.s.) na‘y’i menettiği belirtil-miş ve Huzeyfe’nin na‘y olur korkusuyla cenazeyi ilan etmeyi hoş görmediği vurgulanmıştır.

10 Ahmed b. Hanbel, Ebû Abdillah Ahmed b. Muhammed (ö. 241/855), Müsnedü'l-

İmâm Ahmed b. Hanbel (1-45+5 Fihrist), Tahkik: Şuayb Arnaud ve diğerleri, Müesse-setü'r-Risâle, 1999, c. 38, s.304, no: 23270.

11 Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 38, s. 442, no: 23455.

Page 6: ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL …isamveri.org/pdfdrg/D03296/2014_3/2014_3_COLAKA.pdf · bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat

ALİ ÇOLAK

DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 14 SAYI 3

70| db

Şema:1

Bu rivayeti Hz. Peygamber’den (s.a.s.) sadece Huzeyfe b. el-Yemân (Hz. Peygamber’in sırdaşı) rivayet etmiştir. Ondan da sade-ce Bilal b. Yahyâ el-Absî el-Kûfî, ondan da sadece Habib b. Süleym el-Absî el-Kûfî nakletmiştir. Bundan sonra râvîlerin sayısı artmış ve şemada da görüleceği üzere Habîb b. Süleym’den dört kişi rivayet etmiştir. Şimdi bu râvilerin hadis rivayeti açısından durumları ince-lenecektir.

Huzeyfe b. el-Yemân (ö. 36/656), Hz. Peygamber’in sırdaşı ola-rak bilinen bir sahâbîdir. Sahabilerin hepsi âdil olarak kabul edil-miştir.

Hz. Peygamber (s.a.s.)

Huzeyfe b. el-Yemân

Bilal b. Yahya el-Absî

Habib b. Süleym el-Absî

Abdullah b. el-Mübârek

Amr b. Râfî

İbn Mâce, Sünen, Cenâiz, 14.

Abdulkuddûs b. bekr b. Huneys

Ahmed b. Menî' b. Abdirrahman Ebû

Cafer el-Beğavî

Tirmizî, Sünen, Cenâiz, 12, c.3, s.313, No: 986.

Vekî b. el-Cerrâh

Ahmed b. Hanbel, Müsned, 38/304

Yahya b. Adem

Ahmed b. Hanbel, Müsned 38/442

Page 7: ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL …isamveri.org/pdfdrg/D03296/2014_3/2014_3_COLAKA.pdf · bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat

ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL UYGULAMALARI

DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 14 SAYI 3

db | 71

Bilâl b. Yahyâ el-Absî el-Kûfî, Tâbiî’nin orta tabakasındandır. Ve-fat tarihi net olarak bilinmemektedir, ancak Huzeyfe b. el-Yemân’dan hadis almıştır. Kendisinden hadis rivayet edenler ara-sında Habib b. Süleym el-Absî el-Kûfî de yer almaktadır. Yahyâ b.

Main Bilal hakkında “بأس به diyerek onu ta’dîl etmiştir. Ancak ”ليس

onun Huzeyfe’den rivayetinin Mürsel olduğunu söylemiştir. İbn Hibbân (ö. 354/965) da onu es-Sikât’ında zikretmiştir.12

Habib b. Süleym el-Absî el-Kûfî, Bilal b. Yahya el-Absî ve Âmir eş-Şa’bî’den hadis almıştır. Etbau’t-Tâbiîn’in büyüklerindendir. Ken-disinden de Abdullah b. el-Mübârek, Abdülkuddûs b. Bekr b. Hu-neys, Îsâ b. Yûnus, Ebû Nuaym el-Fadl b. Dükeyn,Abdullah b. Mûsâ, Vekî’ b. el-Cerrâh ve Yahyâ b. Âdem hadis almıştır.13İbn Hibbân onu es-Sikât’ında zikretmiştir.14

Yahyâ b. Âdem b. Süleymân Ebû Zekeriyyâ el-Kuraşî el-Ümevî (ö. 203/818), Yahya b. Maîn, en-Nesaî, Ya’kub b. Şeybe ve Ebû Hâtim onun sika olduğunu söylemiş, İbn Hibbân da onu es-Sikât’ında zik-retmiştir.15 Muhammed b. Ğaylân, Ebû Üsâme’den onun hakkında şunları duyduğunu söylemiştir: “Ömer b. el-Hattâb yaşadığı dö-nemde insanların başı ve çok yönlü birisiydi. İlimleri şahsında top-lamıştı. Ondan sonra İbn Abbâs, zamanının önde gelen insanı oldu. İbn Abbâs’tan sonra Şa’bî, Ondan sonra Süfyân es-Sevrî, sonra da Yahyâ b. Âdem, zamanının önde geleni ve ilimleri kendinde topla-yan insanı oldu.”16

Vekî’ b. el-Cerrâh Ebû Süfyân el-Kûfî (ö. 196/811); hadis ilmin-de sika olan önemli bir âlimdir. Ahmed b. Hanbel, ilmi Vekî’den daha geniş olan birisini görmediğini, onun hadiste hiçbir zaman

12 İbn Hacer, Ebu’l-Fadl Ahmed b. Ali b. Muhammed b. Ahmed b. Hacer el-Askalânî (ö.

852/1447), Tehzîbü’t-Tehzîb (1-12), Matbaatu Dâiretu’l-Maârifi’n-Nizâmiyye, 1. Baskı, 1326. c.1, s. 505.

13 el-Mizzî, Yusuf b. Abdirrahmâm b. Yusuf Ebu’l-Haccâc Cemâlüddîn İbnü’z-Zekî Ebî Muhammed el-Mizzî (ö. 742/1341), Tehzîbü’l-Kemâl fî Esmâi’r-Ricâl (1-35), Tahkik: Beşşâr Avvâd Ma’rûf, Müessesetü’r-Risâle, 1. Baskı, Beyrut-1980, c. 5, s. 377.

14 el-Buhârî, Ebû Abdillah Muhammed b. İsmail (ö. 256/869), et-Târîhu’l-Kebîr, (1-8 cilt) Dâiretü’l-Meârifi’l-Osmâniyye, Haydarabad, trs., c.2, s.219, no: 2609; İbn Hibbân, Muhammed b. Hibbân b. Ahmed b. Hibbân b. Muâz b. Ma’bed el-Büstî (ö. 354/965), Sahîhu İbn Hibbân (1-9), Dâiretü’l-Maârifi’l-Osmâniyye, 1973, c.6, s.182, no: 7264; İbn Hacer, Tehzîbü’t-Tehzîb, c.2, s. 185.

15 ez-Zehebî, Şemsüddîn Ebû Abdillah Muhammed b. Ahmed b. Osman b. Kaymâz (ö. 748/1347), Tezkiretü’l-Huffâz (1-4), Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1. Baskı, Beyrut- Lübnân 1998, c.1, s. 263-264, no: 351; İbn Hacer, Tehzîbü’t-Tehzîb, c.11, s. 175, no: 300.

16 el-Mizzî, Tehzîbü’l-Kemâl, c. 31, s. 192, no: 6778.

Page 8: ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL …isamveri.org/pdfdrg/D03296/2014_3/2014_3_COLAKA.pdf · bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat

ALİ ÇOLAK

DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 14 SAYI 3

72| db

tereddüde düşmediğini ve “matbûu’l-hadîs”(hadisi çok sağlam) olduğunu söylemiştir. Sâlih b. Ahmed, babası Ahmed b. Hanbel’e, Vekî’ mi yoksa Yezîd mi daha “sebt”tir? diye sorunca o, ikisinin de hadiste sebt olduğunu, ayrıca Vekî’nin zamanının imamı olduğunu ifade etmiştir. Yahyâ b. Maîn, insanlardan en sika olan dört kişiden birisinin Vekî’ İbnü’l-Cerrâh, diğerlerinin de Ya’lâ b. Ubeyd, el-Ka’nebî ve Ahmed b. Hanbel olduğunu söylemiştir. el-Iclî, onu sika, âbid, sâlih, edîb ve hadis hâfızlarından birisi olarak nitelemiş, İbn Hibbân onu es-Sikât’ında zikretmiş, hâfız ve mutkin olduğunu be-lirtmiştir. ed-Dârimî de onun sika olduğunu bildirmiştir. Mervân b. Muâviye onu Râfızîler arasında saymış, ancak onu gören Yahyâ b. Maîn hemen karşı çıkarak Vekî’in bunu söyleyen Mervan’dan daha hayırlı olduğunu, çünkü onun hadis ehline sövdüğünü (ağır sözler söylediğini) söylemiştir. Vekî’ 33 yaşında iken hadis rivayetine baş-lamış, 196/811 yılında hac dönüşünde vefat etmiştir.17

Abdü’l-Kuddûs b. Bekr b. Huneys Ebu’l-Cehm el-Kûfî, hakkında hadis âlimleri farklı değerlendirmelerde bulunmuştur. İbn Hibbân onu es-Sikât’ında zikrederken, el-Buhârî onun zayıf bir râvî olarak değerlendirmiştir. Ebû Hâtim ise, “lâ be’se bihî” diyerek ondan ha-dis almada bir beis olmadığını belirtmiştir. et-Tirmizî ondan sadece bir rivayet almıştır ki, o da yukarıda kaydettiğimiz hasen olarak nitelendirilen rivayettir.18

Ahmed b. Menî’ Ebû Abdullah Bağdâdî, İbn Ebî Hâtim er-Râzî ta-rafından sadûk olarak değerlendirilmiştir.19

Abdullah b. el-Mübârek b. Vâdıh el-Hanzalî et-Temîmî et-Türkî Ebû Abdirrahmân el-Mervezî (ö. 181/797), çok hadis rivayet eden, çok kitabı olan, hadis âlimleri tarafından sika, huccet, me’mûn ve kesîru’l-hadîs olarak tanıtılan, etbau’t-tâbiîn’in orta tabakasından bir râvîdir. Kendisinden Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce hadis almıştır. Ahmed el-Iclî, İbnü’l-Mübârek’in sika ve

17 el-Mizzî, Tehzîbü’l-Kemâl, c. 30, s. 462-484, no: 6695; İbn Hacer, Tehzîbü’t-Tehzîb,

c.11, s. 123-130, no: 211. 18 el-Mizzî, Tehzîbü’l-Kemâl, c. 18, s. 235-236, no: 3496; ez-Zehebî, Şemsüddîn Ebû

Abdillah Muhammed b. Ahmed b. Osman b. Kaymâz (ö. 748/1347), Mîzânu’l-İ’tidâl fî Nakdi’r-Ricâl (1-4), Tahkik: Ali Muhammed el-Becâvî, Dâru’l-Ma’rifeli’t-Tabâati ve’n-Neşr, 1. Baskı, Beyrut- Lübnân 1963, c.2, s. 642, no: 5155; İbn Hacer, Tehzîbü’t-Tehzîb, c.6, s. 369, no: 707.

19 İbn Ebî Hâtim er-Râzî, Ebû Muhammed Abdurrahmân b. Muhammed b. İdris b. el-Münzir et-Temîmî (ö. 327/938), el-Cerh ve’t-Ta’dîl (1-9), Dâru İhyâi’t-Turâsi’l-Arabî, Beyrut- Lübnan 1952, c.2, s. 77-78, no: 166.

Page 9: ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL …isamveri.org/pdfdrg/D03296/2014_3/2014_3_COLAKA.pdf · bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat

ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL UYGULAMALARI

DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 14 SAYI 3

db | 73

hadiste sebt olduğunu, sâlih bir kimse olup şahsında ilimleri topla-dığını söylemiştir. Ebû İshâk el-Fezârî, onun Müslümanların imamı olduğunu, İbn Maîn ise “keyyis”, “mütesebbit”, “sika”, âlim ve kesîru’l-hadis olduğunu ifade etmiştir.20

Amr b. Râfi’ b. el-Furât b. Râfi’ el-Becelî Ebû Hacer el-Kazvînî. İbn Hibbân bu râvîye es-Sikât’ında yer vermiş ve onun için “müs-takîmu’l-hadîs” demiştir.21

Görüldüğü üzere yukarıda kaydettiğimiz dört tarikten sadece Tirmizî’nin tahric ettiği rivayette yer alan râvîlerden Abdülkuddûs b. Bekr b. Huneys Ebu’l-Cehm el-Kûfî, Buhârî tarafından zayıf oldu-ğu belirtilerek cerh edilmiştir. Ancak aynı ravi için Ebû Hâtim, “lâ be’se bihi” diyerek ondan hadis almada bir beis olmadığını belirtmiş ve ta’dîl etmiştir. Zaten Tirmizî de bu rivayete “hasen” hükmünü vermiştir. Dört rivayetten geri kalanları hakkında olumsuz bir de-ğerlendirme yapılmamıştır. Bu da göstermektedir ki, yukarıdaki rivayetler senet açısından her hangi bir sıhhat problemi içermemek-tedir.

İkinci hadis Abdullah b. Mesud’un rivayetidir. Orada na‘y’in câhiliye işlerinden olduğu belirtilmektedir. Rivayet şöyledir:

Rivayet: 1

ث نا وكيع، عن سفيان، عن أب حزة، عن إب راهيم، عن علقمة، عن عي من أمر »، قال: عبداللهحد الن «الاهلية

Vekî’ – Süfyân – Ebû Hamza – İbrâhim – Alkame tarikiyle gelen rivayete göre Abdullah b. Mesud şöyle demiştir: “Na‘y câhiliyye işlerindendir.”22

Rivayet: 2

ان قال: نا سفيان، عن أب حزة، عن إب را مد بن حس ث نا بشر بن موسى قال: نا عبد الص هيم، عن علقمة، حدعي، والن عي من أمر الاهلية »أنه قال: عبداللهعن ذن من الن « ال

20 el-Mizzî, Tehzîbü’l-Kemâl, c. 16, s. 5-25; ez-Zehebî, Şemsüddîn Ebû Abdillah Muham-

med b. Ahmed b. Osman b. Kaymâz (ö. 748/1347), Siyeru A’lâmi’n-Nübelâ (1-25), Tahkik: Şuayb Arnaud başkanlığında heyet, Müessesetü’r-Risâle, 1. Baskı, 1985, c. 8, s. 378 vd.,no: 112; İbn Hacer, Tehzîbü’t-Tehzîb, c. 5, s. 382- 387, no: 657.

21 el-Mizzî, Tehzîbü’l-Kemâl, c. 22, s. 21, no: 4364. 22 İbn Ebî Şeybe, Ebû Bekr b. Ebî Şeybe Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman el-

Absî (ö. 235/849), el-Kitâbu’l-Musannef fi’l-Ehâdîs-i ve’l-Âsâr (1-7), Tahkik: Kemal Yusuf el-Hût, Mektebetü’r-Rüşd, Riyâd 1409, c.2, s. 475, no: 11206.

Page 10: ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL …isamveri.org/pdfdrg/D03296/2014_3/2014_3_COLAKA.pdf · bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat

ALİ ÇOLAK

DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 14 SAYI 3

74| db

Bişr b. Musa – Abdussamed b. Hassân – Süfyân – Ebû Hamza - İbrâhim – Alkame – tarikiyle Abdullah b. Mesud’dan aktarıldığına göre o şöyle demiştir: “Cenazeyi ilan etmek na‘y’den’dir. Na‘y de câhiliye işlerindendir.”23

Rivayet: 3

ث نا بشر بن موسى، ، ثنا سفيان، ع حد ان المروذي مد بن حس ن أب حزة، عن إب راهيم، عن ثنا عبد الصعي من أمر الاهلية »قال: عبداهللعلقمة، عن «الن

Bişr b. Musa – Abdussamed b. Hassân el-Merrûzî – Süfyân – Ebû Hamza - İbrâhim – Alkame – tarikiyle Abdullah b. Mesud’dan aktarıldığına göre o şöyle demiştir:“Na‘y câhiliyye işlerindendir.”24

Rivayet: 4

غرية، عن ع

ام بن سلم، وهارون بن امل ث نا حك د بن حيد الرازي قال: حد ث نا مم نبسة، عن أب حزة، عن حدعي من عمل الاهلية »، عن النب صلى الله عليه وسلم قال: عبداللهإب راهيم، عن علقمة، عن عي، فن الن « إياكم والن

عي: أذ يت قال عبد الله: والن ان بامل

Muhammed b. Humeyd er-Râzî – Hakkâm b. Selm – Hârûn b. el-Muğîra – Anbese - Ebû Hamza – İbrâhîm – Alkame - Abdullah b. Mesud tarikiyle gelen rivayete göre Allah Rasûlü (s.a.s.) şöyle de-miştir: “Na‘y’den sakınınız. Muhakkak ki na‘y câhiliyye (amellerin-den) işlerindendir.” Abdullah dedi ki: Na‘y, ölümü ilan etmektir.25

Yukarıda kaydettiğimiz dört rivayetten üçünde Abdullah b. Me-sud’un sözü olarak aktarılan ifadeyi dördüncü rivayette Abdullah b. Mesud’un Allah Resûlü’nden aktardığı görülmektedir. Yani hadis mevkuf ve merfû olarak kaydedilmiştir. Bu rivayetler içerik olarak bir birinin aynısıdır. Şimdi söz konusu rivayetlerin senetlerinde bulunan ravileri şema halinde gösterdikten sonra onların cerh ve ta’dil ilmi açısından durumlarını inceleyeceğiz.

23 et-Taberânî, Süleyman b. Ahmed b. Eyyûb Ebu’l-Kâsım et-Taberânî (ö. 360/970), el-

Mu’cemü’l-Evsat (1-10), Dâru’l-Harameyn, el-Kâhire, trs., c.3, s. 252, no: 3061. 24 et-Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr, c.10, s. 70, no: 9978. 25 et -Tirmizî, Sünen, Cenâiz 12, c.3, s. 312, no: 984.

Page 11: ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL …isamveri.org/pdfdrg/D03296/2014_3/2014_3_COLAKA.pdf · bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat

ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL UYGULAMALARI

DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 14 SAYI 3

db | 75

Şema:2

Bu rivayet, Alkame b. Kays, İbrahim en-Nehaî ve Ebû Hamza Meymun el-A’ver tarikiyle aktarılmış olup hadis Ebû Hamza’dan sonra yayılmıştır. Ebû Hamza Meymun el-A’ver’den, Anbese b. Saîd ve Süfyân es-Sevrî almış ve bundan sonra raviler artmıştır. Abdul-

Abdullah b. Mesud

Alkame b. Kays

İbrahim en-Nehaî

Ebû Hamza Meymûn el-

A'ver

Süfyan es-Sevrî

Selm b. Kuteybe Ebû Kuteybe

Muhammed b. Hâlid b. Hıdâş

Bezzâr, Müsned, 5/19, no: 1575

Vekî' b. el-Cerrâh Ebû

Süfyân el-Kûfî

İbn Ebî Şeybe, Musannef,

Cenâiz, 2/475, no: 11206

Abdussamed b. Hassân el-

Merrûzî

Bişr b. Mûsâ

et-Taberânî, Mu'cemü'l-

Evsat, 3/252, no: 3061.

et-Taberânî, Mu'cemü'l-

Kebîr, 10/70, no: 9978.

Anbese b. Saîd

Harun b. Muğîre

Hakkem b. Selm

Muhammed b.Humeyd er-

Râzî

et-Tirmizî, Sünen, Cenâiz,

3.

Page 12: ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL …isamveri.org/pdfdrg/D03296/2014_3/2014_3_COLAKA.pdf · bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat

ALİ ÇOLAK

DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 14 SAYI 3

76| db

lah b. Mesud’dan sonraki ravilerin durumları hadis ilmi açısından incelenerek bu rivayetlerin sıhhati araştırılacaktır.

İlk râvî, hadis ilminde önemli bir yere sahip olan sahabe Abdul-lah b. Mesud’dur. Ashâb-ı Kirâm’ın tamamı hadis ilmi açısından âdil sayılmaktadır.

Alkame b. Kays b. Abdillah Ebû Şibl en-Nehaî (ö. 62/682): Mu-hadramûn’dan olan Alkame, Kûfe’nin fakihlerindendir. İbn Me-sud’un yanından ayrılmayarak onun ilminden istifade etmiş, Hz. Ali ve İbn Mesud’dan sonra fetva açısından müracaat edilen bir kişi olmuştur. İbn Mesud’dan Kur’an ilimlerini öğrenmiştir. Ahmed b. Hanbel ve Yahya b. Main, onun sika olduğunu söylemiştir. Sıffîn savaşında Hz. Ali’nin yanında şehit olduğu bildirilmekle beraber onun hicrî 61, 62, 63, 65 veya 72 yıllarında öldüğünü söyleyenler de vardır. Ancak 62 yılında vefat ettiği kanaati ağırlık kazanmıştır.26

İbrahim en-Nehaî Ebû İmrân İbrahim b. Yezid b. Kays b. el-Esved el-Kûfî (ö. 96/715). Irak fakihi olarak bilinen İbrahim en-Nehaî, devrinin büyük âlimlerinden birisidir. el-A’meş, onun hadiste sarraf olduğunu söylemiştir. Hakkında cerh ifadesi kullanılmamış, birçok âlim tarafından övgüyle bahsedilmiştir. İbrahim en-Nehaî, hicrî 95’in sonunda ya da 96 yılında 49 yaşındayken vefat etmiştir.27

Ebû Hamza Meymûn el-Kassâb el-A’ver et-Temmâr el-Kûfî: Se-nedin kilit noktasında bulunan bu râvîden sonra rivayet edenlerin sayısı artmaktadır. Tâbiî’nin küçükleriyle muâsır olan Meymûn, hadis âlimleri tarafından eleştirilmiştir. Onunla ilgili olarak Ahmed b. Hanbel, “zaîfu’l-hadîs”, başka bir defasında da “metrûku’l-hadîs”; Yahya b. Main, “leyse bi şey’ lâ yüktebü hadîsuhû”; İbrahim b. Ya-kub el-Cûzcânî, “zaîfu’l-hadîs”; Buhârî, “leyse bi zâke”, başka defa-sında da “zaîfun” “zâhibu’l-hadîs”; en-Nesaî, “leyse bi sikatin”; ed-Dârekudnî, “zaîfun” diyerek onu şiddetle cerh etmiştir. Ebû Hâtim, “leyse bi kaviyyin” “yüktebü hadîsuhû” diyerek biraz daha olumlu yaklaşırken, Ebû Bekir el-Hatîb onun hüccet olmadığını söylemiş, Tirmizî de onunla ilgili olarak, bazı ilim ehlinin onu tad’îf ettiğini ve

26 ez-Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nübelâ, (25 cilt), c.4, s. 53-61; İbn Hacer, Ebu’l-Fadl Ah-

med b. Ali b. Muhammed b. Ahmed b. Hacer el-Askalânî (ö. 852/1447), el-İsâbe fî Temyîzi’s-Sahâbe, (1-8cilt), Tahkik: Âdil Ahmed Abdülmevcûd, Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, 1415, c. 5, s. 105-106, no: 6470.

27 İbn Sa’d, Ebû Abdillâh Muhammed b. Sa’d (ö. 230/844) Tabakâtü’l-Kübrâ (1-8), Tahkik: Muhammed Abdulkadir Atâ, Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, 1990, c.6, s. 279-291, no: 2325; ez-Zehebî, Tezkiretü’l-Huffâz, c. 1, s. 59, no:70.

Page 13: ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL …isamveri.org/pdfdrg/D03296/2014_3/2014_3_COLAKA.pdf · bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat

ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL UYGULAMALARI

DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 14 SAYI 3

db | 77

hıfzının kötü olduğundan bahsettiğini bildirmiştir. 28 Bu sebeple yukarıda kaydedilen rivayetlerin tamamının, bu temel râvî sebebiy-le, rivayet kriterleri açısından sahihlik vasfını kaybettiği anlaşılmak-tadır.

Anbese b. Saîd b. ed-Darîr el-Esedî Ebû Bekr el-Kûfî er-Râzî. Rey kadılığı yapmış olan Anbese hakkında hadis münekkitleri olumlu değerlendirmelerde bulunmuştur. Ahmed b. Hanbel, Osman b. Saîd ed-Dârimî, Yahya b. Main, Ebû Zur’a, Ebû Hâtim ve Ebû Dâvud “sika” olduğunu söylemiş, İbn Hibbân da onu es-Sikât’ında zikret-miştir. Ayrıca bu râviyle ilgili olarak Ebû Hâtim, “lâ be’se bihi”, en-Nesaî ise “leyse bihi be’s” demiştir.29

Hârun b. Muğîra b. Hakîm el-Becelî Ebû Hamza er-Râzî: Nesaî bu râvînin “sika” olduğunu söylerken, Ebû Davud onun için “leyse bihi be’s” ifadesini kullanmış ve şiî olduğunu söylemiştir. Yahya b. Main ondan beş hadis almış ve onun “sika” ve “sadûk” olduğunu ifade etmiştir.30

Hakkâm b. Selm el-Kinânî Ebû Abdirrahman er-Râzî (ö. 190/806): Yahya b. Main, Ebû Hâtim er-Râzî, Ahmet b. Abdillah el-Iclî, Yakub b. Şeybe, Yakub b. Süfyân, bu râvînin “sika” olduğunu belirtmişlerdir. Muhammed b. Sa’d “inşallah sikadır” demiş, Ahmet b. Hanbel ise onun için “hasenü’l-hey’eti” ifadesini kullanmıştır.31

Muhammed b. Humeyd Ebû Abdillâh er-Râzî (ö. 248/862): Ah-met b. Hanbel ve Yahya b. Main bu râvîden hadis almışlardır. An-cak onunla ilgili olarak hadis âlimleri olumsuz eleştiriler yapmıştır. Ebû Ahmet el-Assâl, onun hadis metni için senet terkib ettiğini söy-lemiş, er-Râzî de her gün hadislerinin arttığını ifade ederek îmâlı eleştiride bulunmuştur. Ayrıca Ebû İshak el-Cûzcânî onun sika ol-madığını, Yakub b. Şeybe de onun münker hadislerinin çok olduğu-nu söylemiştir. Ebû Zur’a, Ali b. Mihrân, İbn Hırâş onun yalancı

28 el-Buhârî, et-Târîhu’l-Kebîr, c.7, s.343, no: 1477; el-Mizzî, Tehzîbü’l-Kemâl, c. 29, s.

237-242; ez-Zehebî, Mîzânü’l-İ’tidâl, (1-4 cilt) c. 4, s. 234-235, no: 8969. 29 el-Mizzî, Tehzîbü’l-Kemâl, c. 22, s. 406-408, no: 4530. 30 el-Mizzî, Tehzîbü’l-Kemâl, c. 30, s. 110-111, no: 6527; ez-Zehebî, Mîzânü’l-İ’tidâl, (1-4

cilt) c. 4, s. 287, no: 9173 31 İbn Sa’d, et-Tabakâtü’l-Kübrâ, c.7, s. 267, no: 3682; el-Mizzî, Tehzîbü’l-Kemâl, c. 7, s.

83-85, no: 1421; el-Hatîb el-Bağdâdî, Ebû Bekr Ahmed b. Ali b. Sâbit b. Ahmed b. Mehdî el-Hatîb el-Bağdâdî (ö.463/1071), Târîhu Bağdâd (1-16), Tahkik: Beşşâr Avvâd Ma’rûf, 1. Baskı, 2002, c. 9, s. 207, no: 4332.

Page 14: ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL …isamveri.org/pdfdrg/D03296/2014_3/2014_3_COLAKA.pdf · bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat

ALİ ÇOLAK

DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 14 SAYI 3

78| db

olduğunu söylerken, el-Buhârî onun hakkında “fîhi nazar” demiş-tir.32

Süfyân b. Saîd b. Mesrûk es-Sevrî Ebû Abdillah el-Kûfî (ö. 161/778): Aslen Mervlidir. Kûfe’de doğup yetişmiştir. Kûfe, Hicaz, Basra, Rey, Cürcan gibi ilim merkezlerini dolaşarak hadis tahsil etmiştir. Kûfe ehlinin imamıdır. Hadiste “emîru’l-mü’minîn”dir.33Yahya b. Main, Süfyân es-Sevrî’ye çok önem verir, hadis açısından hiç kimseyi ondan öne tutmazdı. el-Iclî, onun sika ve me’mûn olduğunu ifade etmiş, hadis âlimleri de onunla ilgili ta’dîl ifadeleri kullanarak hadis ilmindeki önemli yerine işaret et-mişlerdir.34

Abdussamet b. Hassân el-Merrûzî Ebû Yahyâ (ö. 210/825): Hâlid b. Meysera babasından duyduğuna göre Ebû Muhammed babasının ondan hadis rivayet ettiğini ve onun için “sâlihu’l-hadîs” ve “sadûk” dediğini söylemiştir. Ancak Ahmet b. Hanbel bu râvîyi terk etmiştir.35

Bişr b. Mûsâ b. Sâlih Ebû Ali el-Esedî (ö. 288/901). Hicrî 190 yılında doğmuş olup doksan sekiz yaşında vefat etmiştir. Hadis âlimleri onun hakkında olumlu şeyler söylemiştir. ed-Dârekudnî onun “sika” olduğunu, el-Hatîb el-Bağdâdî “sika” “emin” ve akıllı birisi olduğunu ifade etmiş, ez-Zehebî de onun “imâm” “hâfız” “si-ka” ve uzun ömürlü olduğunu kaydetmiştir.36

Ebû Kuteybe Selm b. Kuteybe eş-Şaîrî el-Horasânî el-Firyâbî (ö. 200/815). Hadis âlimleri bu râvî hakkında çeşitli tenkitlerde bu-lunmuştur. Yahya b. Main onun hakkında “leyse bihi be’s” derken Ebû Zur’a er-Râzî onun “sika” olduğunu ifade etmiştir. Ebû Hâtim er-Râzî ise onunla ilgili olarak “leyse bihi be’s” kesîru’l-vehmi” de-miş ve hadislerinin yazılabileceğini ifade etmiştir.37

32 el-Buhârî, et-Târîhu’l-Kebîr, c. 1, s. 69, no: 167; el-Hatîb el-Bağdâdî, Târîhu Bağdâd, c.

9, s. 207, no: 4332; ez-Zehebî, Mîzânü’l-İ’tidâl, c. 3, s. 60, no: 682; ez-Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nübelâ (1-25 cilt), c. 11, s. 503-506.

33 Kemal Sandıkçı, İlk Üç Asırda İslam Coğrafyasında Hadis, Diyanet İşleri Başkanlığı İlmî Eserler 56, Ankara 1991. s. 196-198.

34 İbn Hacer, Tehzîbü’t-Tehzîb, c. 4, s. 111-115, no: 200. 35 İbn Ebî Hâtim er-Râzî, el-Cerh ve’t-Ta’dîl, c. 6, s. 51, no: 272; ez-Zehebî, Mîzânü’l-

İ’tidâl, c. 6, s. 620, no: 5071. 36 el-Hatîb el-Bağdâdî, Târîhu Bağdâd, c. 7, s. 569, no: 3476; ez-Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-

Nübelâ, c. 13, s. 352-354, no: 170. 37 el-Mizzî, Tehzîbü’l-Kemâl, c. 11, s. 232-235, no: 2433.

Page 15: ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL …isamveri.org/pdfdrg/D03296/2014_3/2014_3_COLAKA.pdf · bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat

ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL UYGULAMALARI

DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 14 SAYI 3

db | 79

Muhammed b. Hâlid b. Hıdâş b. Aclân el-Mühellebî. İbn Hibbân bu râvîyi Sikât’ında zikretmiş ancak onun garib hadislerinin oldu-ğunu belirtmiştir.38

Yukarıda râvîleri tek tek ele alınarak incelenen hadislerin birin-cisinin hadis ilmi açısından sahih olduğu ikinci şemada yer alan rivayetlerin ise sahih olarak bize ulaşmadığı anlaşılmaktadır. İçerik olarak her iki rivayet de na‘y’in yapılmamasını bildirmektedir. Bu rivayetlere göre bir yasaklama olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü bi-rinci şemada gösterilen rivayet sahih olarak bize ulaşmıştır.

2. Na‘yi’n Yapıldığına Dair Rivayetler:

Hz. Peygamber’in (s.a.s.) cenaze için na‘y yaptığına dair biri Ebû Hureyre’den, diğeri de Enes b. Mâlik’ten olmak üzere iki riva-yet gelmiştir.

Ebû Hureyre’den gelen rivayet şöyledir:

ث نا أب، عن صالح، عن ابن شهاب، ث نا ي عقوب بن إب راهيم، حد ر بن حرب، حد ث نا زهي ث حد ن أبو قال: حدسيب، أن أبا هري رة

وسلم " ن عى رضي الله عنه، أخب رها: أن رسول الله صلى اهلل عليه سلمة بن عبد الرحن، وابن امل

، صاحب احلبشة، ف الي وم الذي مات 39«است غفروا لخيكم »فيه، وقال: لم النجاشي

Züheyr b. Harb, Yakub b. İbrahim, Yakub b. İbrahim'in babası, Sâlih, İbn Şihâb, Ebû Seleme b. Abdirrahman ve İbnu'l-Museyyib, Ebû Hureyre tarikiyle gelen rivayete göre Resûlullah (s.a.s.), Habe-şistan kralı Necâşî'nin öldüğü gün onun için na‘y (ölüm haberini ilan) etti ve "Kardeşiniz için Allah’tan bağışlama dileyin" dedi.

38 el-Mizzî, Tehzîbü’l-Kemâl, c. 25, s. 135-136, no: 5175. 39 el-Buhârî, Sahih, Menâkıbu’l-Ensâr 38, c.4, s.246.

Page 16: ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL …isamveri.org/pdfdrg/D03296/2014_3/2014_3_COLAKA.pdf · bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat

ALİ ÇOLAK

DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 14 SAYI 3

80| db

Bu hadisin rivayet şeması şöyledir: Şema: 3

Bu hadisi Zührî’ye kadar tek tarikle gelmiş, rivayet Zührî’den sonra yayılmıştır. Bu hadis farklı rivayet zinciriyle birçok hadis kita-bında yer almakta olup hadis ilmi açısından sahihtir. Biz sadece Buhârî’nin kaydetmiş olduğu rivayet zincirindeki raviler hakkında bilgi vererek hadisin sağlam bir senetle aktarıldığı hususunda fikir vermeye çalışacağız.

Hadisin ilk râvîsi olan Ebû Hureyre (r.a.) sahâbîdir ve sahabe-nin tamamı hadis rivayeti açısından âdil sayılmıştır.

Ebû Hureyre

Said b. el-Müseyyeb b.

Hazn el-Medenî ve

Ebû Seleme b. Abdirrahman

İbn Şihâb ez-Zührî

Salih

Yakub'un Babası

Yakub b. İbrhim

Züheyr b. Harb

Buhârî, Sahih,Menâkıbu’l-Ensâr

38, c.4, s.246.

Page 17: ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL …isamveri.org/pdfdrg/D03296/2014_3/2014_3_COLAKA.pdf · bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat

ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL UYGULAMALARI

DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 14 SAYI 3

db | 81

Saîd b. el-Müseyyeb b. Hazn el-Kuraşî el-Mahzûmî (ö. 94/713): Tâbiînden olup Medîne ehlinin meşhur imamıdır. Kendisi Hz. Ömer’in halifeliğinin ikinci yılından sonra doğmuştur. Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Âişe, Ebû Hureyre, Sa’d, Zeyd b. Sâbit, Ebû Musa el-Eş’arî, İbn Abbâs, Muhammed b. Mesleme, Ümmü Seleme ve daha birçok sahabeyi görmüş ve Hz. Ömer’den hadis almıştır. Ayrıca, Hz. Ali, Hz. Osman, Hz. Âişe, Sa’d, Ebû Musa, Ümmü Şü-reyk, İbn Ömer, Ebû Hureyre, İbn Abbâs, Hâkim b. Hizâm, Abdul-lah b. Amr, kendi babası el-Müseyyeb, Ebû Saîd, Hassan b. Sâbit, Safvân b. Umeyye, Ma’mer b. Abdillah, Muâviye, Ümmü Seleme, Cübeyr b. Mut’im, Câbir, Zeyd b. Sâbit, Sürâka b. Mâlik, Suheyb, ed-Dahhâk b. Süfyân, ve Abdurrahman b. Osman et-Teymî’den ha-dis rivayet etmiştir. Kendisinden de İbn Şihâb ez-Zührî’nin de içinde bulunduğu bir çok kişi hadis almıştır. Buhârî Müslim ve dört sünen sâhipleri eserlerinde onun hadislerine yer vermişlerdir. O, ilmi ve ameliyle devrinin öne çıkan bir âlimidir. Said b. Müseyyeb’in mür-sel hadisleri hüccet olarak kabul edilmiştir. Ahmed b. Hanbel onun mürsellerinin sahih olduğunu ifade etmiştir. Daha sahabe hayatta iken fetvasına başvurulan kişilerden birisi olmuştur.40

Ebû Seleme b. Abdirrahmân b. Avf ez-Zührî (ö. 94/713): İsminin Abdullah veya İsmail olduğu söylenmektedir. 72 yaşında iken Me-dine’de vefat etmiştir. Onun hicrî 104 yılında öldüğü söylense de İbn Sa’d 94 yılında vefat ettiğinin daha doğru olduğunu belirtmiştir. Kendisi fakih, müctehid, huccet ve hadiste sika olarak tanınmakta-dır. Ebû Seleme birçok sahabiden hadis rivayet etmiştir. Kendisi küçük yaştayken babası vefat ettiği için babasından çok az hadis almıştır. Ayrıca Usâme b. Zeyd, Abdullah b. Selâm, Ebû Eyyûb, Hz. Âişe, Ümmü Seleme, Ümmü Süleym, Ebû Hureyre, Ebû Useyd es-Sâidî, Muaykıb ed-Devsî, el-Muğîre b. Şu’be, Ebu’d-Derdâ, Osman b. Affân, Hassân b. Sâbit, Sevbân, Hamza b. Amr el-Eslemî, Ubâde b. es-Sâmit (mürsel olarak), Talhâ b. Ubeydillâh (mürsel olarak), Ra-bia b. Ka’b, Abdullah b. Amr, İbn Abbâs, İbn Ömer, Câbir, Zeyd b. Hâlid el-Cühenî, Nâfî b. Abdilhârîs ve daha birçok sahabeden hadis rivayet etmiştir.41

Muhammed b. Müslim b. Ubeydillah b. Abdillah b. Şihâb ez-Zührî (ö. 132/750): Tâbiînin meşhur imamlarından olup Hicaz ve Şam âlimidir. İbn Ömer, Abdullah b. Ca’fer, Rabia b. Abbâd, el-

40 ez-Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nübelâ, c. 4, s. 217-232, no: 88. 41 İbn Sa’d, et-Tabâkâtu’l-Kübrâ, c. 5, s. 118, no: 693; ez-Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nübelâ,

c. 4, s. 287-292, no: 108.

Page 18: ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL …isamveri.org/pdfdrg/D03296/2014_3/2014_3_COLAKA.pdf · bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat

ALİ ÇOLAK

DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 14 SAYI 3

82| db

Misver b. Mahreme, Enes, Câbir, Ebu’t-Tufeyl Âmir b. Vâsile el-Leysî, Said b. el-Müseyyeb, Ebû Hureyre ve Ebû Seleme b. Abdir-rahmân gibi birçok sahabe ve tâbiînden hadis almıştır. Kendisinin İbn Ömer ile görüşmediğini söyleyenler de vardır. Ali b. el-Medînî onun iki bin civarında hadisinin olduğunu söylemiştir. Ebû Davud ise hadislerinin tamamının iki bin iki yüz tane olduğunu, bunlardan yarısının müsned olduğunu, hadisleri içerisinde iki yüz tanesinin sika olmayan ravilerden alındığını ve ancak elli tanesinde ihtilaf edildiğini söylemiştir. İbn Sa’d, ez-Zührî’nin sika birisi olup çok hadisinin olduğunu söylemiştir. İbn Şihâb ilimle ilgili duyduğu her şeyi yazardı. Amr b. Dinâr ve el-Leys, ilimleri şahsında topladığını ifade ederek Zührî’den övgüyle bahsetmişlerdir.42

Sâlih b. Keysân el-Medenî Ebû Muhammed (ö. 145/762): Abdul-lah b. Zübeyr ve Abdullah b. Ömer’i görmüş olup tâbiîndendir. Yah-ya b. Maîn bu ikisinden hadis aldığını söylemiştir. Ayrıca birçok kişiden hadis tahsil etmiş ve birçok kişiye de hadis rivayet etmiştir. Hadis ve Fıkıh ilimlerinde öne çıkmış olup meşhur bir âlimdir. Salih b. Keysân’ın yaş olarak ez-Zührî’den daha büyük olduğu bilinmek-tedir. Ahmed b. Hanbel onun için “ 43” بخ بخ demiştir. Yahyâ b. Maîn onun sika olduğunu söylemiş ve ez-Zührî’den rivayeti hususunda -demiştir. Ya’kub b. Şeybe onun “sika” ve “sebt” olduğu ”ليس به بأس“nu, İbn Ebî Hâtim ise onun “sika” olduğunu ifade etmiştir.44

İbrahim b. Sad b. İbrahim b. Abdirrahman b. Avf ez-Zührî Ebû İshâk el-Medenî (ö. 182-185/798-801): Sâlih b. Keysân’ın da arala-rında bulunduğu birçok kişiden hadis almıştır. Ahmed b. Hanbel onun “sika” ve hadislerinin müstakim olduğunu söylemiştir. Vekî’ önce onun hadislerini almaktan kaçınmış, sonra bu tutumundan vazgeçerek ondan hadis almıştır. Yahyâ b. Maîn, onun “sika” ve “hüccet” olduğunu söylemiştir. el-Iclî ve Ebû Hâtim de onun “sika” olduğunu belirtmiştir. Bir defasında da onunla ilgili olarak “ ليس به

-denilmiştir. Sâlih Cezere onun ez-Zührî’den hadisiyle ilgili ola ”بأسrak “ليس بذاك” tabirini kullanmıştır. Çünkü kendisi çok küçük yaştay-ken ez-Zührî ile görüşmüştür. İbn Adiy onu Müslümanların sika olanlarındandır diye tanıtmıştır. Onun vefatıyla ilgili olarak 182 ile 185 arasında farklı tarihler verilmiştir. Ancak el-Hatîb el-Bağdâdî

42 İbn Hacer, Tehzîbü’t-Tehzîb, c. 9, s. 445-451, no: 737. 43 Ahmed b. Hanbel bu tabiri “sika” ve “sebt” yerine “nekadar da güzel” anlamında

kullanmıştır. (Bkz. Çolak, Ahmed b. Hanbel’in Cerh ve Ta’dîl Anlayışı, Işık Akademi Ya-yınları, İzmir 2011, s.147.

44 el-Mizzî, Tehzîbü’l-Kemâl, c. 13, s. 79-84, no: 2834.

Page 19: ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL …isamveri.org/pdfdrg/D03296/2014_3/2014_3_COLAKA.pdf · bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat

ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL UYGULAMALARI

DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 14 SAYI 3

db | 83

onun 184 yılında Bağdat’a geldiğini bildirmiştir.45 Bu bilgiden onun vefatı 184 ve sonrasında olduğu anlaşılmaktadır.

Ya’kub b. İbrahim b. Sa’d b. İbrahim b. Abdirrahman b. Avf ez-Zührî Ebû Yusuf el-Medenî (ö. 208/823): Babasından ve daha birçok kişiden hadis rivayet etmiştir. Yahya b. Maîn ve el-Iclî onun “sika”, Ebû Hâtim “sadûk”, İbn Sa’d “sika” ve “me’mûn” olduğunu söyle-miş, İbn Hibbân ise onu es-Sikât’ında zikretmiştir.46

Ebû Hayseme Züheyr b. Harb b. Şeddât el-Haraşî (ö. 234/848), Hadis ilminde meşhur kişilerden birisi olup “hâfız” ve “hüccet” vas-fına sahiptir. Hicrî 160 yılında doğmuş, 74 yaşında vefat etmiştir. el-Mizzî onun hadis aldığı kişilerden, içerisinde Yakub b. İbrahim b. Sa’d’ın da bulunduğu 63 kişinin isimlerini kaydetmiştir. Hadislerine Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud ve İbn Mâce gibi meşhur hadis âlimleri eserlerinde yer vermiştir. Onunla ilgili olarak Yahyâ b. Maîn “sika”, Ebû Hâtim “sadûk”, en-Nesâî “Sika” “Me’mûn”, Ebû Bekr el-Hatîb “sika” “sebt” “hâfız” “mütgin” demiştir.47

Hz. Peygamber’in cenaze için na‘yettiğine dair ikinci rivayet Enes b. Mâlik’ten (r.a.) gelmiştir. Rivayet şöyledir:

ث نا حاد بن زيد، عن أيوب، عن حيد بن هلل، عن أنس رض ث نا أحد بن واقد، حد ي الله عنه، أن النب حدأخذ الراية زيد، فأصيب، »ا، وجعفرا، وابن رواحة للناس، ق بل أن يأتي هم خب رهم، ف قال صلى اهلل عليه وسلم، ن عى زيد

ناه تذرفان حت أخذ سيف من س وف الله حت ف تح الله ي ث أخذ جعفر فأصيب، ث أخذ ابن رواحة فأصيب، وعي «عليهم

Ahmed b. Vâkıd, Hammâd b. Zeyd, Eyyûb, Humeyd b. Hilâl ta-rikiyle gelen rivayette “Enes’in (r.a.) bildirdiğine göre Nebi (s.a.s.) Zeyd, Ca’fer ve İbn Revâha’nın ölüm haberleri insanlara daha gel-meden onların ölümlerini ilan etti ve dedi ki: “Sancağı Zeyd aldı (düşman saldırısında isabet alarak) o şehit oldu, sonra Ca’fer aldı, o da şehit oldu, sonra İbn Revâha aldı, o da şehit oldu. Bu esnada Allah Resûlü’nün gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Sonra sancağı Allah’ın kılıçlarından bir kılıç aldı ve Allah onlara fethi nasip etti.”48

45 İbn Hacer, Tehzîbü’t-Tehzîb, c. 1, s. 121-123, no: 216. 46 İbn Hacer, Tehzîbü’t-Tehzîb, c. 11, s. 380-381, no: 741. 47 el-Mizzî, Tehzîbü’l-Kemal, c. 9, s. 402-406, no: 2010; ez-Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-

Nübelâ, c. 11, s. 489-492, no: 130. 48 Buhârî, Sahih, Kitâbu Ashâbi’n-Nebî, 25, c.4, s.318.

Page 20: ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL …isamveri.org/pdfdrg/D03296/2014_3/2014_3_COLAKA.pdf · bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat

ALİ ÇOLAK

DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 14 SAYI 3

84| db

Bu hadisin diğer hadis kaynaklarında geçtiği halleriyle rivayet şeması şöyledir:

Şema:4

Görüldüğü üzere bu hadisi Enes’ten (r.a.) Humeyd b. Hilâl ve Eyyûb es-Sahtiyânî rivayet etmiştir. Eyyûb bu hadisi hem Enes’ten (r.a.) hem de Humeyd b. Hilâl’den almıştır. Eyyûb’dan da Hammâd b. Zeyd ve Ma’mer rivayet etmiştir. Şemada da görüleceği üzere Hammâd b. Zeyd’ten sonra râvî sayısı artmaktadır. Biz burada Hammâd b. Zeyd’e kadar olan râvîlerin durumlarıyla ilgili bilgi vererek hadisin sıhhati konusunda fikir vermeye çalışacağız. Hadis bundan sonra birçok râvi tarafından alınıp meşhur olduğu için son-raki râvilerin durumlarıyla ilgili bilgi vermeye gerek görmedik. Çünkü Ma’mer b. Râşid’den sonra zaten hadis şemada da görüldüğü üzere, Abdurrezzâk’ın Musannef’inde yer almıştır.

Enes b. Mâlik (ö. 90/709): Hz. Peygamber’in hizmetkarı olarak bilinip çok hadis rivayet eden sahabilerden birisidir. Hz. Peygamber Medine’ye geldiğinde Hz. Enes daha on yaşındaydı. Annesi onu Hz.

Hz. Peygamber

(s.a.s.)

Enes b. Mâlik

Humeyd b. Hilâl

Eyyûb

Hammad b. Zeyd

Ahmed b. Vâkıd

Buhârî, Sahih, 5/27, no:

3757; 5/143, no: 4262.

Süleyman b. Harb

Buhârî, Sahih,

4/205, no: 3630

İsmail. b. İshak el-

Kâdî

Ahmet b. Ubeyd es-

Saffâr

Ebu'l-Hasen Ali b.

Ahmet b. Abdân

Beyhakî, Sünenü'l-

Kübrâ, 4/117, no:

7156.

İshak b. İbrahim

Nesâî, Sünen,

Cenâiz, 26, 27. no:

2017, 1878.

Ebû Müslim el-Keşşî

İsmail. b. Abdillah ve

Fâruk el-Hattâbî

Abdullah b. Cafer

Hilyetü'l-Evliyâ,

2/245.*********

Ubeydullah b. Ömer el-

Kavârirî

Ebû Ya'lâ, Müsned,

7/200, no: 4189

Ebû Bekr el-İsmâilî

Ebû Amr el-Edîb

Beyhakî, Sünenü'l-

Kübrâ, 8/266, n0:

16597.

Ma'mer

Abdürrezzâk

İshak b. İbrahim

et-Taberânî,

Mu'cemü'l-Kebîr,

2/105, no: 1459

Eyyûb

Ma'mer

Abdürrezzak, Musannef, 3/390, no:

6057.

İshak b. İbrahim

Ebû Abdillah Muhammed

b. Ali es-San'ânî

el-Hâkim, el-Müstedrek, 3/338, no:

5296

Page 21: ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL …isamveri.org/pdfdrg/D03296/2014_3/2014_3_COLAKA.pdf · bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat

ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL UYGULAMALARI

DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 14 SAYI 3

db | 85

Peygamber’e (s.a.s.) hizmet etmesi için getirdi, Allah Rasûlü (s.a.s.) de kabul etti. Bu sebeple Hâdimu Resûlillâh olarak tanınmaktadır. Hz. Peygamber onu çok sever “Ey iki kulaklı” diye onunla şakalaşır, bu da onun hoşuna giderdi. Hz. Peygamber (s.a.s.) ile birlikte sekiz gazveye katılmıştır. Vefat yılıyla ilgili, 91, 92, 93 olduğuna dair farklı bilgiler vardır. Vefat ettiğinde 101, 103 veya 107 yaşında olduğunu söyleyenler olmuştur. Kendisi Basra’da en son vefat eden sahabi olarak bilinmektedir.49Sahabi olduğu için hadis ilmi açısın-dan âdil olarak kabul edilmektedir.

Humeyd b. Hilâl b. Hubeyra el-Adevî Ebû Nadr el-Basrî. Tâbiîn’in orta tabakasından olan Humeyd b. Hilâl hakkında İbn Ebî Hâtim, Yahyâ b. Maîn, en-Nesaî ve İbn Sa’d hadiste “sika” olduğunu söyle-miştir. İbn Adiy onun hadislerinin çok ve müstakim olduğunu, sika kimselerden rivayet ettiğini belirtmiş, İbn Hibbân da onu es-Sikât’ında zikretmiştir.50 Bu bilgilerden anlaşıldığına göre Humeyd b. Hilâl sika olup hadisleri hüccet olarak kabul edilebilir bir ravidir.

Eyyûb es-Sahtiyânî (ö. 131/749): İbn Abbâs’ın öldüğü yıl olan hicrî 68’de doğmuştur. İçerisinde Humeyd b. Hilâl’in de bulunduğu birçok râvîden hadis almış, kendisinden de Hammâd b. Zeyd ve Ma’mer b. Raşid’in içinde bulunduğu birçok râvî hadis rivayet et-miştir. Muhammed b. Sa’d, onun hadiste sika, sebt, huccet ve âdil olduğunu söylemiş ve çeşitli ilimleri şahsında toplayan âlim bir râvî olduğunu ifade etmiştir. Ebû Hâtim’e Eyyûb es-Sahtiyânî soruldu-ğunda, “O sikadır. Onun gibi birisi de sorulur mu?” diye cevap ver-miştir.51 Süleyman b. Harb’e göre en sahih sened olarak “Eyyûb es-Sahtiyânî > İbn Sîrîn” şeklindeki rivâyet zinciri kabul edilmiştir.52 Görüldüğü üzere o zincirde Eyyûb es-Sahtiyânî yer almaktadır.

Hammâd b. Zeyd b. Dirhem el-Ezdî Ebû İsmail, hicrî 98/717’de doğmuş, 179/795’da vefat etmiştir. Kendisi allâme, hâfız, sebt ve zamanının muhaddisi olarak bilinmektedir. Eyyûb es-Sahtiyânî’nin de içinde bulunduğu birçok kişiden hadis almış, kendisi de oldukça

49 İbn Hacer, el-İsâbe fî Temyîzi’s-Sahâbe, c. 1, s. 275-277; Memleketlere göre en son

vefat eden sahabe hakkında geniş bilgi için bakınız. Çolak, En Son Vefat Eden Sahâbî Olarak Bilinen Âmir b. Vâsile el-Leysî, Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2008/1, c. 7, Sayı: 13, Sayfa: 83-96.

50 el-Mizzî, Tehzîbü’l-Kemâl, c. 7, s. 403 - 405, no: 1542; İbn Hacer, Tehzîbü’t-Tehzîb, c.5, s. 51-52, no: 87.

51 ez-Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nübelâ, c. 6, s. 196-203, no: 837. 52 es-Suyûtî, Celâleddîn Ebu’l-Fadl Abdurrahman (ö. 911/1505), Tedrîbu’r-Râvî fî Şerhi

Takrîbi’n-Nevevî, Dâru’l-Fikr, Beyrut 1993, s. 41.

Page 22: ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL …isamveri.org/pdfdrg/D03296/2014_3/2014_3_COLAKA.pdf · bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat

ALİ ÇOLAK

DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 14 SAYI 3

86| db

fazla kişiye hadis rivayet etmiştir. Eyyûb es-Sahtiyânî ile 20 yıl bir-likte bulunmuştur. Yahyâ b. Maîn, “Hammâd b. Zeyd’ten daha sebt birisi yoktur” demiştir. Ahmed b. Hanbel onun hakkında “Müslü-manların imamlarından birisidir” demiş, Ahmed b. Abdillâh el-Iclî ise onun sika olduğunu belirtmiştir. Ebû Zur’a’ya Hammâd b. Zeyd sorulduğunda o, Hammâd’ın sebt ve hadiste çok sağlam olduğunu söylemiştir. Daha birçok cerh ta’dîl âlimi onun hadis ilmi açısından çok sağlam olduğunu belirtmiş ve onun hakkında olumsuz konuşan olmamıştır.53

Ma’mer b. Râşid el-Ezdî el-Haddânî (ö. 152-153/769-770), içinde Eyyûb es-Sahtiyânî’nin de bulunduğu birçok kişiden hadis almıştır. Yahya b. Main, Ma’mer’in sika, ez-Zührî’den rivayetinde sebt olduğunu söylemiş, Ma’mer’in Sâbit’ten rivayetini zayıf olarak nitelendirmiştir. el-Iclî, onun sika ve sâlih bir kişi olduğunu belirt-miş, Ebû Hâtim ise onun hakkında “sâlihu’l-hadîs” demiştir. Onu tevsik eden başka alimler de vardır.54

Yukarıda rivayet şeması verilen bu hadis Ma’mer b. Râşid’e ka-dar tek tariktle gelmiş, Mamer’den sonra yayılmıştır. Abdurrezzâk b. Hemmâm bu hadisi Ma’mer b. Râşid’den almış ve Musannef’ine kaydetmiştir. Buraya kadar verdiğimiz bilgilerden anlaşıldığına göre Enes b. Mâlik’ten gelen rivayetin senedindeki bütün raviler sika olup senedde de bir kopukluk bulunmamaktadır. Bu nedenle yuka-rıda kaydedilen hadisin sahih olduğu anlaşılmaktadır.

C. Değerlendirme

İslam âlimlerinin yukarıdaki rivayetlere yaptıkları yorumlardan anlaşıldığına göre na‘y, meşru ve meşru olmayan olmak üzere başlı-ca iki kısma ayrılmıştır. Bir kimsenin ölümünü mücerret bir haber olarak yaymak meşru görülürken cahiliye döneminde olduğu gibi bazı abartılı ve yanlış övgülerle süsleyerek bir övünme ve üstünlük göstergesi haline getirip yaymak ise gayri meşru na‘y olarak kabul edilmiştir. Meşru görülen mücerret ölüm ilanının da iki şekilde ya-pıldığı anlaşılmaktadır. Birincisi; insanlara ölüm haberini doğrudan vermek, ikincisi; yüksek sesle ya da ses cihazlarıyla ilan etmektir.

Mücerret ölüm ilanının caiz olduğu hususunda âlimler ittifak etmiştir. Bu konuda Necâşî'nin ölüm haberini bildiren Ebû Hureyre

53 el-Mizzî, Tehzîbü’l-Kemâl, c. 7, s. 239, no: 1481; ez-Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nübelâ, c.

7, s. 456-466, no: 169. 54 İbn Hacer, Tehzîbü’t-Tehzîb, c.10, s. 243-246, no: 439.

Page 23: ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL …isamveri.org/pdfdrg/D03296/2014_3/2014_3_COLAKA.pdf · bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat

ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL UYGULAMALARI

DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 14 SAYI 3

db | 87

hadisi55 ve Mute harbinde şehit düşen komutanların ölüm haberini konu alan Enes (r.a.) hadisi56 delil olarak gösterilmiştir.

Yüksek sesle ya da ses cihazlarıyla ölüm ilanına gelince, bazı âlimler Huzeyfe (r.a.)57 ve İbn Mes’ûd58 hadislerinden dolayı bu tür ölüm ilanını mekruh saymışlardır. Çoğu âlim ise, sokak ve mahalle-lerde gezerek ölümü ilan etmeyi, övgü ve abartıdan uzak olduğu ve sadece haber verme maksadı taşıdığı sürece caiz görmüşlerdir. Çünkü bununla namaza katılımı artırma hedeflenip, câhiliye na‘yine niyet olarak benzerlik görülmediği savunulmuştur.59 Tercih edilen görüş, caiz olduğu yönündeki görüştür. En-Nevevî (ö.676/1277) ölüm ilanının meşru, câhiliye na‘yinin ise meşru olmadığını vurgu-

layarak el-Ezkâr’ında konuyla ilgili “ وقرابته الميت أصحاب إعالم جواز تهبمو باب

başlığını atmış ve delillerini altına sıralamıştır.60 ”وكراهةالنعي

Ölen kişinin cenazesinin techiz, tekfin ve defin işlemlerini yapma, cenaze namazını kılma ve cenazesine katılma, onun için dua ve istiğfarda bulunma, taziye ziyaretinde bulunarak mümin kardeşinin kederini paylaşma gibi na‘y yapmanın birçok faydaları vardır. Bu nedenlerle meşru sayılmıştır. Hz. Peygamber (s.a.s.) bir-çok hadislerinde cenazeye katılmak ve ölen kişinin ardından hayırla yâd etmek gerektiğini bildirmiştir.61

Huzeyfe b. el-Yemân ve sahabeden bazıları, yukardaki hadis-lerde görüldüğü üzere, cahiliye na‘yine benzer endişesiyle cenaze-

55 Buhârî, Sahih, Menâkıbu’l-Ensâr 38, c.4, s.246. 56 Buhârî, Sahih, Kitâbu Ashâbi’n-Nebî, 25, c.4, s.318. 57 et-Tirmizî, Sünen, Cenâiz 12, c.3, s.313, no: 986. 58 et-Tirmizî, Sünen, Cenâiz 12, c.3, s. 312-313, no: 984, 985, 986. 59 en-Nevevî, Ebû Zekeriyyâ Muhyiddin Yahya b. Şeref (ö. 676/1277), el-Mecmû’ Şer-

hu’l-Mühezzeb (1-20), Dâru’l-Fikr, Beyrut, trs. c.5, s.215-216;el-Bâbertî, Muhammed b. Muhammed b.Mahmud Ekmeluddîn Ebû Abdillâh İbnu’ş- Şeyh Şemsuddîn İbnu’ş-Şeyh Cemâluddin er-Rûmî (ö. 786/1383), el-İnâye Şerhu’l-Hidâye (1-10), Dârul-Fikr, trs. C.3, s.267; İbnu’l-Humâm, Kemaluddin Muhammed b. Abdilvâhid es-Sivâsî (ö. 861/1456), Fethu’l-Kadîr (1-10), Dâru’l-Fikr, trs. c.2, s. 127-128.

60 en-Nevevî, Ebû Zekeriyyâ Muhyiddin Yahya b. Şeref (ö. 676/1277), el-Ezkâr, Tahkik: Abdulkadir el-Arnaût, Dâru’l-Fikr li’t-Tab’ati ve’n-Neşri ve’t-Tevzî’, Beyrut, 1994, s.154.

61 Bu konuda bkz. Buhârî, Sahih, Cenâiz 2, c.2, s.70; Müslim, Ebü’l-Hüseyn Müslim b. el-Haccâc el-Kuşeyrî (ö. 261/874), el-Câmiu’s-Sahîh (1-3), İstanbul- 1992. Selam 4, c.2, s.1704; Ebû Dâvud, Süleyman b. Eş’âs es-Sicistânî (ö. 275/888), Sünen, (1-5), İs-tanbul-1992, Edeb 90, c5, s.288, no: 5030. İbn Ebî Şeybe, Ebû Bekir b. Ebî Şeybe Ab-dullah b. Muhammed b. İbrahim (ö. 235/849), el-Kitâbu’l-Musannef fi’l-Ehâdîs-i ve’l-Âsâr (1-7), Tahkik: Kemal Yusuf el-Hût, 1. Baskı, Mektebetü’r-Rüşd, Riyad-1409, c.2, s.445, no: 10845.

Page 24: ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL …isamveri.org/pdfdrg/D03296/2014_3/2014_3_COLAKA.pdf · bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat

ALİ ÇOLAK

DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 14 SAYI 3

88| db

nin haber verilmesini istememiştir. Burada men edilen na‘y, Huzey-fe’nin (r.a.) endişe ettiği ve insanların ona kaymasından korktuğu cahiliye na‘yidir. İslam’ın geldiği dönemde insanlar, içlerinde önem-li birisi öldüğü zaman atlı bir kişiyi kabilelere göndererek şöyle ilan ettirirlerdi: “Falancanın na‘y’idir (ölüm haberi)! Falancanın ölümüy-le Arap helak olmuştur.” Bu ilanını ağlayarak ve çığlık atarak yapar-lardı.62 Bu na‘y ile cenaze törenine katılımın artırılması hedeflenir-di. Bu durum ölen kişi ve yakınları için itibar ve topluma karşı övünme sebebiydi. Zaten gayri meşru olmasına sebep de bu idi. Şayet niyetlerde cenaze namazına katılımı artırarak dua ve istiğfarı çoğaltmak hedeflenseydi, bunda dinen bir sakınca olmazdı. Nitekim Huzeyfe (r.a.), na‘y’i doğrudan men etmemiştir. Men edilen na‘ye benzemesinden duyduğu endişeyi dile getirmiştir.63 Bütün bunlar-dan meşru bir sebeple yapılan ölüm ilanının dinen sakıncalı olma-dığı anlaşılmaktadır.

D. Günümüzdeki Na‘y Uygulamaları

Çağımızda iletişim ve haberleşme araçlarında önceki dönemle-re nazaran inanılmaz bir artış ve farklılaşma söz konusudur. Tele-vizyon, telefon ve internet imkanları haberleşmeyi kolaylaştırmış, bir haberi saniyeler içerisinde dünyanın her yerine ulaştırmak mümkün hale gelmiştir. Ayrıca gazete ve dergiler, haftalık veya aylık bültenler, haberleşmeyi kolaylaştıran diğer unsurlardan bazı-larıdır. Bu değişimle paralel olarak ölüm ilanları da şekil olarak farklılaşmıştır. Gazete ve dergilerde ölüm ilanı vermek bunlardan birisidir.

Gazete ve dergilerde ölüm ilanı, cenaze kaldırılmadan önce ve kaldırıldıktan sonra olmak üzere iki şekilde yapılmaktadır. Cenaze-nin defninden önce yapılan ve cenaze namazına katılımı, onun için dua ve istiğfarı teşvik eden, asılsız övgülerden uzak, dine ve insan-lığa yaptığı hizmetleri hatırlatarak onun için dua etmeyi teşvik eden ilanlar meşru na‘y kısmına girmektedir. Çünkü Allah Resûlü (s.a.s.) Necâşî için yapmış olduğu ölüm haberinde “Allah’ın (c.c.) sâlih bir kulu öldü.”64 sözüyle onun salih birisi olduğunu vurgulamıştır. Bu ifade onun namazını kılmaya ve onun için dua ve istiğfar etmeye teşviktir.

62 en-Nevevî, el-Ezkâr, s.154. 63 et-Tirmizî, Sünen, Cenâiz 12, c.3, s.313, No: 986; en-Nevevî, el-Mecmu Şerhu’l-

Mühezzeb, c.5, s.215-216. 64 Buhârî, Sahih, Menâkıbu’l-Ensâr 38, c.4, s.246.

Page 25: ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL …isamveri.org/pdfdrg/D03296/2014_3/2014_3_COLAKA.pdf · bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat

ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL UYGULAMALARI

DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 14 SAYI 3

db | 89

Cenaze namazından sonra yapılan ilan ise, ölen kişinin hak ve hukukunun düzenlenmesi, alacaklıların haklarını tahsili gibi sebep-lerle yapılırsa meşru, övünme ve katılımın ne kadar da fazla oldu-ğunu ima ederek bununla bir üstünlük sağlama amacıyla yapılırsa cahiliye na‘yinden farksız bir durum ortaya çıkacağından yasakla-nan na‘y kısmına gireceği açıktır.

Görsel iletişim araçlarını kullanarak açıkoturum ve panel gibi değişik usullerle ölüm ilanı yapmak günümüzde kullanılan yöntem-lerden bir diğeridir. Bunun meşru olup olmamasında yapılış amacı önem arz etmektedir. Şayet ölen kişinin eserlerini tanıtıp ne kadar büyük bir kişi olduğu, yerinin doldurulamayacağı, ölümünün insan-lar için bir musibet olarak algılanması gerektiği vurgulanıyorsa, böyle bir uygulama, câhiliye döneminde yapılan ve men edilen na‘yin daha modern ve daha etkili bir şekilde yapılması anlamına gelir. Aynı yasaklık bunun için de söz konusudur. Ancak eserlerinin ve fikirlerinin halka tanıtılması, yaptıklarına dikkat çekilmesi ve teessi (örnek alma) amacı güdülüyorsa, bu durumda yasaklanan na‘y kısmına girmez. Çünkü bunda insanların maslahatı gözetilmek-te ve istifade edilmesi gereken bir kaynağa işaret edilmektedir. Ni-tekim bazı müteveffa âlim ve fikir adamlarının ardından sempoz-yumlar, açık oturumlar yapılarak onların fikirlerinin tanıtılması insanlara olan rehberliklerinin devam etmesi amaçlanmaktadır. Bunlar yapılmadığı zaman insanlığın ortak kazanımı olan bu ilim ve fikirler unutulacak, insanlar da bunlardan mahrum kalacaklardır.

Cami ve mescitlerde hutbeler okunarak ölüm ilanı yapılması, Hz. Peygamber (s.a.s.) zamanından beri Müslümanlar arasında yapılan uygulamalardan birisidir. İnsanların önem verdiği bir kişi-nin ölüm haberinin hutbede bildirilmesi Hz. Peygamber’in (s.a.s.) sünnetlerindendir. Hatta ölüm ilanı yapılırken onunla ilgili doğru olan bazı övgü içerikli sözlerin kullanılmasında sakınca görülme-miştir. Nitekim Allah Resûlü (s.a.s.) Mute şehitlerinin ölüm haber-lerini hutbede duyurmuş ve Müslümanlardan onlar için dua ve is-tiğfar etmelerini istemiştir.65 Necâşî’nin ölüm haberini de aynı şe-kilde hutbeden bildirmiş ve onun sâlih bir kul olduğunu belirterek övgü içerikli ifadeler kullanmıştır.66 Aynı şekilde Hz. Ebû Bekir (r.a.), Hz. Peygamber’in vefatından sonra bir hutbe vermiş ve onun öldüğünü, “Muhakkak Hz. Muhammed (s.a.s.) ölmüştür. Kim Al-

65 Buhârî, Sahih, Kitâbu Ashâbi’n-Nebî, 25, c.4, s.318. 66 Buhârî, Sahih, Menâkıbu’l-Ensâr 38, c.4, s.246.

Page 26: ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL …isamveri.org/pdfdrg/D03296/2014_3/2014_3_COLAKA.pdf · bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat

ALİ ÇOLAK

DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 14 SAYI 3

90| db

lah’a kulluk yapıyorsa, muhakkak Allah hay’dır ölmez.”67 sözleriyle ilan etmiştir.

Günümüzde, özellikle Anadolu’nun genelinde, uygulanan ölüm ilanlarından birisi de salâ vererek ölüm haberini iletmektir. Önce;

“Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Resulallah! Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Habiballah! Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Nûre Arşillah! Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Hayra Halkillah! Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Seyyide’l-Evveline Ve’l-Ahirin! Ve’l Hamdü Lillahi Rabbi’l-Alemin!”

şeklinde sala okunur sonra da, ölen kişi tanıtılarak cenaze na-mazının nerede, ne zaman kılınacağı ve hangi kabristana defnedile-ceği ilan edilir. Eğer ölen kişi geniş çevreler tarafından tanınıyor ya da sevenleri ve akrabaları farklı yerlerde ise o zaman birçok yerde salâ okunabilir.

Hz. Peygamber (s.a.s.) zamanında, cenazeye katılım, dua ve is-tiğfarı artırmak için ölüm haberleri, çağın gereği olarak, genel du-yuru anlamına gelen hutbede bildirilirdi. Günümüzde ise şehirler çok büyümüştür. Haber ulaştırmak ancak bazı haberleşme araçla-rıyla mümkün hale gelmiştir. Özü mücerred haber vermek olan sala uygulaması yüksek minarelerden, daha sonra da ses cihazlarıyla ilan edilmeye başlamıştır. Günümüzde ayrıca belediye ses sistemin-den ilan edilmesi de sıkça görülen bir yöntemdir.

Tarihte bazı İslam alimlerinin cenazesi için binlerce insanın toplanıp cenaze namazını kıldığı kaynaklarda yer almaktadır. Ah-med b. Hanbel’in cenazesi bunun örneklerinden birisidir.68 Bu ka-dar büyük bir topluluğun oluşması ancak geniş bir ilan ve haber-leşme ile mümkün olabilir. Bu da göstermektedir ki Hz. Peygamber (s.a.s.) zamanından bu yana maslahatlar gözetilerek ve men edilen cahiliye na‘yinden uzak durularak ölüm haberini ilan etmek meşru görülmüştür. Bu sebeple de yöntemler farklılaşsa da özü oluşturan sade bir ölüm ilanı günümüze kadar devam etmiştir.

67 Buhârî, Sahih, Mağâzî 83, c.5, s. 142-143. 68 İbn Ebî Hâtim er-Râzî, Kitâbu’l-Cerh ve’t-Ta’dîl, c.1, s.312.

Page 27: ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL …isamveri.org/pdfdrg/D03296/2014_3/2014_3_COLAKA.pdf · bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat

ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL UYGULAMALARI

DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 14 SAYI 3

db | 91

Sonuç

Genel olarak, Allah Resûlü (s.a.s.) tarafından men edilenin ca-hiliye döneminde yapılan na‘y olduğu fikrinde birleşilmiştir. Yuka-rıda kaydettiğimiz Huzeyfe’den (r.a.) gelen rivayetlerde o, ölümü-nün ilan edilmemesini istemiş ve buna gerekçe olarak da na‘y olabi-leceği endişesini ifade etmiştir. Yani insanlar onun ölümünü ilan ederken câhiliyede yapıldığı gibi bazı övgü ve abartılı şeylerle süs-lemelerinden endişe duyduğu anlaşılmaktadır. Nitekim insanlar câhliye döneminde önemli bir kişi öldüğü zaman bazı insanları gö-revlendirerek meclisleri dolaştırıp, o zamanın âdeti olan şekliyle na‘y yaparlardı. Bu sadece toplumdaki itibarlı ve zengin kişiler için yapılırdı. Bu nevi na‘y yapılması bir itibar ölçütü olarak değerlendi-rilmekteydi. İnsanlar arasında ölüm anında dahi ayrımcılık içeren böyle bir uygulamayı İslam hoş görmemiştir. Tavır alınan ve yasak-lanan, sahabenin de yapılmasından endişe duyduğu bu şekildeki na‘y’dir. Bunun da Allah Resûlü (s.a.s.) tarafından men edildiği anlaşılmaktadır.

İlim adamları cahiliye döneminde yapılan şekliyle ölüm ilanının mekruh olduğunu, cahiliye na‘yi olmayan ölüm ilanlarında ise bir mahzur olmadığını ifade etmişlerdir.69 Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.), Necâşi için ölüm ilanı yaptığı için bu durum sünnet olarak kabul edilmiştir. Zamana ve teknolojik gelişmelere göre ilan araçla-rının farklılaşması bu durumu değiştirmeyeceği anlaşılmaktadır. Ancak bu ilanın sadece ölüm haberini duyurmak olması gerekip bunu bazı ifadelerle süslemek hoş görülmemiştir

69 el-Mubârekfûrî, Ebu’l-Alâ Muhammed Abdurrahman b. Abdurrahim (ö. 1353/1932)

Tuhfetü’l-Ahvezî bi Şerhi Câmii’t-Tirmizî (I-9), el-Mektebetü’t-Tevfîkiyye, trs., c.3, s. 480-481, no: 984.

Page 28: ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL …isamveri.org/pdfdrg/D03296/2014_3/2014_3_COLAKA.pdf · bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat

ALİ ÇOLAK

DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 14 SAYI 3

92| db

Kaynakça

Ahmed b. Hanbel, Ebû Abdillah Ahmed b. Muhammed (ö. 241/855), Müsnedü'l-İmâm

Ahmed b. Hanbel (1-45+5 Fihrist), Tahkik: Şuayb Arnaud ve diğerleri, Müesse-setü'r-Risâle, 1999.

el-Aynî, Bedruddîn Ebû Muhammed Mahmud b. Ahmed (ö. 855/1450), Umdetü’l-Kârî Şerhu Sahîhi’l-Buhârî (1-25), Dâru İhyâi’t-Turâsi’l-Arabî, Beyrut-Lübnan, trs.

el-Bâbertî, Muhammed b. Muhammed b. Mahmud Ekmeluddîn Ebû Abdillâh İbnu’ş-Şeyh Şemsuddîn İbnu’ş-Şeyh Cemâluddin er-Rûmî (ö. 786/1383), el-İnâye Şerhu’l-Hidâye (1-10), Dârul-Fikr, trs.

el-Buhârî, Ebû Abdillâh Muhammed b. İsmâil (ö. 256/ 869),

Sahîhu’l-Buhârî ( I-VIII), Çağrı yayınları, İstanbul 1992.

et-Târîhu’l-Kebîr (1-8 cilt), Dâiretü’l-Meârifi’l-Osmâniyye, Haydarabad, trs.

el-Cevherî, Ebû Nasr İsmail b. Hammâd (ö. 393/1002), es-SıhâhTâcu’l-Luğati ve Sıhâhu’l-Arabiyye (1-6), Tahkik: Ahmed Abdulğafûr Attâr, Beyrut-1987.

Çolak, Ali, Ahmed b. Hanbel’in Cerh ve Ta’dîl Anlayışı, Işık Akademi Yayınları, İzmir 2011.

En Son Vefat Eden Sahâbî Olarak Bilinen Âmir b. Vâsile el-Leysî, Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2008/1, c. 7, Sayı: 13, Sayfa: 83-96.

Ebû Dâvud, Süleyman b. Eş’âs es-Sicistânî (ö. 275/888), Sünen, (1-5), İstanbul-1992.

el-Hatîb el-Bağdâdî, Ebû Bekr Ahmed b. Ali b. Sâbit b. Ahmed b. Mehdî el-Hatîb el-Bağdâdî (ö. 463/1071), Târîhu Bağdâd (1-16), Tahkik: Beşşâr Avvâd Ma’rûf, 1. Baskı, 2002.

İbn Ebî Hâtim er-Râzî, Ebû Muhammed Abdurrahmân b. Muhammed b. İdris b. el-Münzir et-Temîmî (ö. 327/938), el-Cerh ve’t-Ta’dîl (1-9), Dâru İhyâi’t-Turâsi’l-Arabî, Beyrut- Lübnan 1952.

İbn Ebî Şeybe, Ebû Bekr b. Ebî Şeybe Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman el-Absî (ö. 235/849), el-Kitâbu’l-Musannef fi’l-Ehâdîs-i ve’l-Âsâr (1-7), Tahkik: Ke-mal Yusuf el-Hût, Mektebetü’r-Rüşd, Riyâd 1409,

İbnü’l-Esîr, Mecdüddîn el-Mübârek b. Muhammed el-Cezerî (ö. 606/1209), en-Nihâye fî Ğarîbi’l-Hadîs ve’l-Eser (1-5), Dâru’l-Fikr, Beyrut, trs.

İbn Hacer, Ebu’l-Fadl Ahmed b. Ali b. Muhammed b. Ahmed b. Hacer el-Askalânî (ö. 852/1447),

Tehzîbü’t-Tehzîb (1-12), Matbaatu Dâiretu’l-Maârifi’n-Nizâmiyye, 1. Baskı, 1326.

Fethu’l-Bârî bi-Şerhi Sahîhi’l-Buhârî (1-13), Dâru’d-Deyyân Li’t-Turâs, Kahire 1986.

el-İsâbe fî Temyîzi’s-Sahâbe (1-8), Tahkik: Âdil Ahmed Abdülmevcûd, Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, 1415.

İbn Hibbân, Muhammed b. Hibbân b. Ahmed b. Hibbân b. Muâz b. Ma’bed el-Büstî (ö. 354/965), Sahîhu İbn Hibbân (1-9), Dâiretü’l-Maârifi’l-Osmâniyye, 1973.

İbnu’l-Humâm, Kemaluddin Muhammed b. Abdilvâhid es-Sivâsî (ö. 861/1456), Fethu’l-Kadîr (1-10), Dâru’l-Fikr, trs.

İbn Mâce, Ebû Abdillah Muhammed b. Yezîd el-Kazvînî (ö. 276/889)Sünen-i İbn Mâce (1-2), Çağrı Yayınları, İstanbul-1992

İbn Sa’d, Ebû Abdillâh Muhammed b. Sa’d (ö. 230/844) Tabakâtü’l-Kübrâ (1-8), Tahkik: Muhammed Abdulkadir Atâ, Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut 1990.

el-Mizzî, Yusuf b. Abdirrahmâm b. Yusuf Ebu’l-Haccâc Cemâlüddîn İbnü’z-Zekî Ebî Mu-hammed el-Mizzî (ö. 742/1341), Tehzîbü’l-Kemâl fî Esmâi’r-Ricâl (1-35), Tahkik: Beşşâr Avvâd Ma’rûf, Müessesetü’r-Risâle, 1. Baskı, Beyrut-1980.

Page 29: ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL …isamveri.org/pdfdrg/D03296/2014_3/2014_3_COLAKA.pdf · bilecek türden şeylerdir. Bu sebeple de bir Müslüman vefat

ÖLÜM İLANI (NA‘Y) İLE İLGİLİ RİVAYETLER ve GÜNCEL UYGULAMALARI

DİNBİLİMLERİ AKADEMİK ARAŞTIRMA DERGİSİ CİLT 14 SAYI 3

db | 93

el-Mubârekfûrî, Ebu’l-Alâ Muhammed Abdurrahman b. Abdurrahim (ö. 1353/1932), Tuhfetü’l-Ahvezî bi Şerhi Câmii’t-Tirmizî (I-9), el-Mektebetü’t-Tevfîkiyye, trs.

Müslim, Ebü’l-Hüseyn Müslim b. el-Haccâc el-Kuşeyrî (ö. 261/874), el-Câmiu’s-Sahîh, (1-3), İstanbul- 1992.

en-Nevevî, Ebû Zekeriyyâ Muhyiddin Yahya b. Şeref (ö. 676/1277),

el-Ezkâr, Tahkik: Abdulkadir el-Arnaût, Dâru’l-Fikr li’t-Tab’ati ve’n-Neşri ve’t-Tevzî’, Beyrut 1994,

el-Mecmû’ Şerhu’l-Mühezzeb (1-20), Dâru’l-Fikr, Beyrut, trs.

Sahîhu Müslim bi Şerhi’n-Nevevî (1-18), Dâru’l-Kalem, Beyrut- Lübnan, trs.

es-Suyûtî, Celâleddîn Ebu’l-Fadl Abdurrahman (ö. 911/1505), Tedrîbu’r-Râvî fî Şerhi Takrîbi’n-Nevevî, Dâru’l-Fikr, Beyrut 1993.

et-Taberânî, Süleyman b. Ahmed b. Eyyûb Ebu’l-Kâsım et-Taberânî (ö. 360/970), el-Mu’cemü’l-Evsat (1-10), Dâru’l-Harameyn, el-Kâhire, trs.,

et-Tirmizî, Ebû İsâ Muhammed b. İsâ (ö. 279/892), Sünen (I-V), İstanbul-1992.

Yaran, Rahmi, Türkiye Diyavet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, “Bid’at” maddesi, cilt: 6, sayfa: 129-131.

ez-Zebîdî, Muhammed b. Muhammed b. Abdirrezzâk el-Hüseynî (ö. 1205/1789), Tâcu’l-Arûs min Cevâhiri’l-Kâmûs (1-40), Dâru’l-Hidâye, trs.

ez-Zehebî, Şemsüddîn Ebû Abdillah Muhammed b. Ahmed b. Osman b. Kaymâz (ö. 748/1347),

Tezkiretü’l-Huffâz (1-4), Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1. Baskı, Beyrut- Lübnân 1998.

Mîzânu’l-İ’tidâl fî Nakdi’r-Ricâl (1-4), Tahkik: Ali Muhammed el-Becâvî, Dâru’l-Ma’rifeli’t-Tabâati ve’n-Neşr, 1. Baskı, Beyrut- Lübnân 1963.

-Siyeru A’lâmi’n-Nübelâ (1-25), Tahkik: Şuayb Arnaud başkanlığında heyet, Müessesetü’r-Risâle, 1. Baskı, 1985.

ez-Zemahşerî, Ebu’l-Kâsım Mahmud b. Amr b. Ahmed (ö. 538/1143), el-Fâig fî Garîbi’l-Hadîsi ve’l-Eser (1-4), Tahkik: Ali Muhammed el-Becâvî-Muhammed Ebu’l-Fadl İbrahim, Dâru’l-Marife, Lübnan, 2. Baskı, trs.

ez-Zürkânî, Muhammed b. Abdülbâkî b. Yusuf ez-Zürkânî el-Mısrî (ö. 1122/1708), Şerhu’z-Zürkânî Alâ Muvattai’l-İmâm Mâlik (1-4), Tahkik: Tâhâ Abdurraûf Sa’d, 1. Baskı, Mektebetü’s-Sekâfeti’d-Dîniyye, Kâhire-2003.