Upload
others
View
6
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
İleri Yetişkinlikte
Fiziksel Gelişim
Uzun Ömür Fiziksel Gelişimin Seyri Sağlık
Uzun Ömür
Yaşam Beklentisi ve
Yaşam Uzamı
Genç Yaşlı, Yaşlı ve Çok
Yaşlı
Yaşlanmayla İlgili Biyolojik
Kuramlar
Yaşam Uzamı – yaşamın en üst sınırını yani
bir bireyin yaşayabileceği maksimum yıl sayısını gösterir.
İnsanoğlunun maksimum yaşam uzamı yaklaşık olarak 120 ila 125 yıl arasındadır.
Yaşam Beklentisi – Belli bir yılda doğmuş olan ortalama bir insanın yaşayacağı yıl sayısını gösterir.
Bugün A.B.D.’de doğmuş bireylerin yaşam beklentisi 78 yıldır.
Yaşam Beklentisi ve Yaşam Uzamı
Günümüzde Japonya en yüksek yaşam
beklentisine sahip ülkedir (82 yıl). Afganistan ve Kenya çok düşük yaşam
beklentisine sahip ülkelerdir (47 yıl). Bu farklılıkların arkasında sağlık ve tıbbi
bakım faktörleri yer almaktadır. A.B.D.’inde Latin olmayan Beyazlar ile (78
yıl) Afrika kökenli Amerikalıların (73 yıl) arasında yaşam beklenti farkı 5 yıldır.
Yaşam Uzamında Farklılıklar
Günümüzde yaşam beklentisi kadınlar için 80,7;
erkekler için 75,4 yıldır. Otuzlu yaşlardan başlayarak toplam nüfusta kadın
sayısı erkeklerden daha fazlalaşmakta ve bu fark giderek büyümeye devam etmektedir.
75 yaşa gelindiğinde bu yaş ve üzerindeki yetişkin nüfusunun % 61’den çoğunu kadınlar oluşturmaktadır.
Bu farklılıklar sağlık tutumları, alışkanlıklar, yaşam biçimleri ve mesleklerden kaynaklanmaktadır.
Bütün türlerde dişilerin erkeklerden daha uzun yaşadığı gerçeğinde görüldüğü gibi biyolojik faktörler de rol oynamaktadır.
Yaşam Beklentisinde Cinsiyet Farklılıkları
A.B.D.’de yüz yaşında 1980 yılında sadece 15.000 kişi varken bu sayı 2008 yılında 55.000 kişiye
ulaşmıştır. 2050 yılında bu sayının yaklaşık 800.000’e ulaşacağı
varsayılmaktadır. Araştırmalar yüz yılı aşkın yaşayan insanların
çoğunun oldukça sağlıklı olduğunu ortaya koymaktadır.
Yüz yılı aşkın yaşayan insanlar zor bir hayata sahip güçlü bir gruptur.
Yaşlı nüfusunda böyle hızlı bir artış büyük bir olasılıkla pek çok toplumsal değişime sebep olacaktır.
Yüz Yaşındakiler
İleri yetişkinlik insan gelişimindeki en uzun
yaşam dönemidir—50-60 yıl. Bu nedenle gelişim psikologları her ne kadar yaş
sınırlarında henüz anlaşma sağlamamış olsalar da bu dönemi alt dönemlere ayırmaktadırlar.
Genç yaşlılar: 65-74 yaşlar. Yaşlılar: 75 yaş ve üstü. Bazıları en yaşlı yaşlıları 85 ve üstü olarak
ayırmıştır. Uzmanların çoğu ileri yetişkinliği alt dönemlere
ayırmada yaştan ziyade fonksiyonelliği tercih etmektedirler.
Genç Yaşlı, Yaşlı ve En Yaşlı Yaşlılar
En yaşlı yaşlıların kadın olma olasılığı çok daha
yüksek bir durumdur. Genç yaşlılara göre en yaşlı yaşlılar daha yüksek
oranda hastalıklara ve yetersizliklere/sakatlıklara sahiptirler.
Çok daha fazla olasılıkla huzur evleri gibi kurumlarda yaşamakta, daha düşük olasılıkla evli ve düşük eğitimli olmalılar.
Önemli bir grubu etkili bir şekilde işlevlerini yerine getirmekte ve çoğunluğu toplum içerisinde yaşamlarını sürdürmeye devam etmektedir.
Yüzde kırkı hiç hareket kısıtlılığı yaşamadığını söylemektedir.
En Yaşlı Yaşlılar
Evrimsel Kuram (Evolutionary Theory) Hücresel Saat Kuramı (Cellular Clock Theory) Serbest Radikal Kuramı (Free-Radical Theory) Mitokondrial Kuram (Mitochondrial Theory) Hormonal Stres Kuramı (Hormonal Stress
Theory)
Yaşlanmayı Açıklayan Biyolojik Kuramlar
Evrimsel yaşlanma kuramına göre, doğal seçilim
yaşlı yetişkinler arasında görülen pek çok zararlı durum ve özelliği ayıklamamıştır.
Bu nedenle evrimsel seçilimin sunduğu faydaların yaş ilerledikçe azaldığı, çünkü doğal seçilimin yetişkinliğin erken dönemlerinde var olan üreme gücü ile bağlantılı olduğu öne sürülmektedir.
Evrimsel Kuram
Leonard Hayflick’e göre hücreler maksimum olarak
yaklaşık 75-80 kez bölünebilir, yaşlanmayla birlikte hücreler gittikçe daha az bölünme kapasitesine sahip olmaktadır.
Hayflick, bu nedenle insan yaşam uzamının en yüksek sınırını yaklaşık 120 yıl olarak koymaktadır.
Son zamanlardaki araştırmalar DNA dizilerinde kromozomları kaplayan telomerlerin her bir hücre bölünmesiyle gittikçe kısaldığını göstermektedir.
Yaşa bağlı telomer erezyonunun, stresle baş etme ve yüksek orandaki kanser oluşumundan kurtulma yeteneğinin bozulmasıyla ilişkili olduğu bulunmuştur.
Hücresel Saat Kuramı
Bu kurama göre, insanlar yaşlanıyor çünkü
normal metabolizma, serbest radikaller olarak bilinen durağan olmayan oksijen molekülleri üretmektedir.
Bu moleküller hücrelerin etrafında sekerek DNA ve diğer hücresel yapılara zarar vermektedir.
Bu zarar kanser ve eklem iltihabı gibi ciddi hastalıklara neden olabilmektedir.
Serbest Radikal Kuram
Yaşlanmanın işlev, büyüme ve onarım için
enerji sağlayan küçük hücresel cisimler olan mitokondrianın bozulmasından kaynaklandığını savunan kuramdır.
Mitokondriadaki kusurlar kalp damar hastalıkları, bunama ve Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıklar ve karaciğer fonksiyonlarındaki bozulmalarla bağlantılıdır.
Mitokondrial Kuram
Vücut hormon sistemindeki yaşlanma strese
dayanıklılığı azaltmakta ve hastalığa yakalanma şansını artırmaktadır.
Yaşla birlikte, stres tarafından uyarılan hormonlar, hipotalamik-hipofiz- adrenal sistemden geçerken genç yaşa göre uzun süre yüksek kalmaktadır.
Strese bağlı hormonların uzun süre yüksek kalması kalp hastalığı ve kanser gibi pek çok hastalık için riskin artmasıyla ilişkilidir.
Hormonal Stres Kuramı
İleri Yetişkinlikte Fiziksel Gelişimin
Seyri
Yaşlanan Beyin
Bağışıklık Sistemi
Fiziksel Görünüm ve
Hareket
Duyusal Gelişim
Dolaşım Sistemi ve Akciğerler
Cinsellik
Son zamanlardaki araştırmalar yaşamlarının
devamında yetişkinlerde yeni beyin hücrelerinin büyümeye devam ettiğini göstermiştir.
İleri yetişkinlikte bile beyin, hatırı sayılır düzeyde tamir etme kapasitesine sahiptir.
Dendritlerin büyümesinin 70’li yaşlar boyunca devam ettiği gözlenmiştir.
Yaşlı ve gençlerin beyin aktiviteleri karşılaştırılmış ve yaşlı beyinlerinin kayıpları karşılamak için sinir hücre bağlantılarını yeniden oluşturduğu gözlenmiştir.
Yaşlanan Beyin
Yaşlanan beynin bir görev için bir bölgeden bir
diğerine sorumlulukları değiştirebildiği görülmektedir.
Nörologlar yaşlılıkta bile beynin hatırı sayılır ölçüde değişme ve büyüme kapasitesi olduğuna inanmaktadır.
Zihinsel egzersizlerle beynin uyarılması sinir hücrelerinin dentrit bağlarında artışa sebep olabilmektedir.
Bu bulgular Alzheimer ve felç gibi hastalıkların önlenmesi ve tedavisi için yeni olasılıklar sunmaktadır.
Yaşlıların Beyni ile İlgili Sonuçlar
Orta yaştaki değişimler ileri yetişkinlikte daha fark
edilebilir olmaktadır. Bu değişimler en çokta yüzdeki kırışıklar ve yaş
lekelerinde fark edilmektedir. Yaşlandıkça daha kısalırız. Kilo, 60 yaşından sonra genellikle düşer ve bunun en
büyük nedeni kas kaybıdır ki sarkık görünüme de sebep olur.
Genç yetişkinlere göre yaşlılar daha yavaş hareket ederler ve bu yavaşlama hareketlerle ilgili pek çok güçlükle birlikte meydana gelir.
Fiziksel Görünüm ve Hareket
Genç ve orta yetişkinlikte başlayan herhangi bir
görme kaybı daha hissedilir hal alır. Gece araba sürmek özellikle zordur. Karanlığa adaptasyon daha yavaştır. Görme alanı daha küçülür. Son zamanlarda yapılan bir çalışma özellikle
görmedeki duyusal keskinliğin yaşlıların kendilerinin temizliğini ve bakımını ne kadar iyi yaptıklarıyla, gündelik işleri tamamlamalarıyla ve entelektüel ve televizyon aktiviteleriyle ne kadar meşgul olduklarıyla ilişkili olduğunu göstermiştir.
Görme
Katarakt (Cataracts) Glokom (Glaucoma) Makuler Dejenarasyon (Macular
Degeneration)
Diğer Görme Problemleri
İşitme bozukluğu orta yaşta başlayabilir, fakat
ileri yetişkinliğe kadar bir engel teşkil etmez. 75-79 yaşları arasındaki insanların %75’i
herhangi bir türde işitme problemi yaşamaktadır.
65 yaş üzerindeki bireylerin %15’i yasal olarak sağırdır.
Bu işitme kaybına genellikle iç kulaktaki temel sinirsel alıcı olan cochlea’nın dejenerasyonu sebep olmaktadır.
İşitme
İleri yaşlardaki yetişkinlerin çoğu koku ve tat ya
da her iki duyusunda bazı kayıplar yaşamaktadır.
Koku ve tat alma duyusunda kayıplar sıklıkla 60’lı yaşlarda başlar.
İleri yaşlarda çoğu yetişkin, azalan duyuları nedeniyle genellikle hayli baharatlı yiyecekleri tercih ederler.
Bu durum onların besin değeri daha az fakat baharatlı abur-cubur yemelerine sebep olabilir.
Koku ve Tat
Çalışmalar, yaşla birlikte bireylerin beden
uzantılarında aşağı uçlarda yukarıya göre daha az dokunma duyusu hissettiklerini göstermiştir.
Çoğu ileri yaştaki yetişkin için dokunma duyusundaki bu düşüş bir problem değildir.
İleri yaşlardaki yetişkinlerin vücutları acıya daha az duyarlıdır ve gençlere göre acıdan daha az etkilenmektedirler.
Bu durum eğer tedavi edilmesi gereken bir hastalığı ya da yaralanmayı maskeliyorsa tehlikeli olabilir.
Dokunma ve Acı
Kalp hastalığı olmadığı zaman kalpten pompalanan kan miktarı yetişkinin yaşından bağımsız olarak aynı kalmaktadır.
Bazı uzmanlara göre sağlıklı bir kalp yetişkinlik yıllarında yaşla birlikte hatta daha da güçlenebilir, kapasitesinde düşüş değil artış olur.
Hastalık, şişmanlık, kaygı, kan damarlarının sertleşmesi ya da yetersiz egzersiz yaşla birlikte kan basıncının artmasına sebep olabilir. Yüksek kan basıncı tedavi edilmelidir.
Ciğerlerin kapasitesi 20-80 yaşları arasında hastalık olmasa bile %40 düşmektedir.
Ciğerler esnekliğini kaybeder, göğüs çekilir ve diyafram zayıflar.
Diyafram güçlendirme egzersizleri ciğerin fonksiyonunu geliştirebilir.
Dolaşım Sistemi ve Akciğerler
57 ila 85 yaşları arasındaki 3000 yetişkinle yapılan
bir çalışmada pek çok yaşlı yetişkinin sağlıklı olduğu sürece cinsel açıdan aktif oldukları ortaya konmuştur.
Yaşlanma bazı değişimleri meydana getirse de, herhangi bir hastalığın olmadığı durumda cinsellik yaşam boyu sürmektedir.
Erkeklerde orgazm daha az sıklıkta olmakta ve ereksiyon için daha doğrudan uyarılma gerekmektedir.
Bir hastalık nedeniyle cinsel birleşme gerçekleşemediği zaman yakınlık ve duyarlılık ihtiyaçları devam etmektedir.
Cinsellik
Sağlık
Sağlık Sorunları
Madde Kullanımı ve
İstismar
Egzersiz, Beslenme ve
Kilo Tedavi
Orta ve İleri Yetişkinlikte en Yaygın Kronik Koşullar
20 0 30 40 50 10
Karın boşluğu fıtığı
Eklem iltihabı Yüksek tans.
İşitme kayıpları Kalp hast.
Kronik sinüzit Görme bozuklukları
Ortopedik bozukluklar Damar bozuklukları
Şeker Varisler
Hemoroid İdrar yolu hastalıkları
65+ 45-65
Etkilenilen yaş
Kalp Hastalıkları Kanser Felç Kronik Ciğer Hastalıkları Zatürre (Pneumonia) Grip (Influenza) Şeker (Diabetes)
Yaşlı Yetişkinlerde Ölüm Nedenleri
Eklemlerdeki iltihaplanmayı ağrı, katılaşma ve
hareket problemleri takip eder. Eklem iltihabı özellikle ileri yaşlardaki
yetişkinlerde yaygındır. Bu hastalık kalçaları, dizleri, bilekleri,
parmakları ve omurga kemiklerini etkileyebilir. Eklem iltihabı için bilinen bir tedavi
bulunmamakta fakat ilaçlarla, hareket egzersizleriyle, kiloların azaltılmasıyla ve eklemlerin değiştirilmesiyle azaltılabilmektedir.
Arterit (Eklem İltihabı)
Yaşlanmayla birilikte ortaya çıkan bir bozukluk
yoğun kemik doku kaybıdır. Çoğu yaşlı insanların bir bastonla yürümesinin
temel sebebini oluşturmaktadır. Kemik erimesi karşısında özellikle kadınlar
savunmasızdırlar ve kemik kırılmalarında başı çeken nedendir.
60 yaş üzerindeki kadınların üçte ikisi kemik erimesine maruz kalmaktadır.
Kemik erimesi kalsiyum ve D vitamini eksikliği, östrojende azalma ve yetersiz egzersizle ilişkilidir.
Osteoporoz (Kemik Erimesi)
Kalsiyum bakımından zengin besin
tüketilmeli, daha fazla egzersiz yapılmalı ve sigaradan kaçınılmalı.
Göğüs kanseri hikayesi bulunmayan yüksek risk grubundaki bireyler için östrojen hormon yerine koyma tedavisi de tavsiye edilebilir.
Belirli ilaçlar riski azaltmak için kullanılabilir. İleri yaşlardaki kadınlar kemik yoğunluk
kontrolleri de yaptırmalılar.
Önleme ve Tedavi
İleri yaşlardaki yetişkinler için ölüm nedenleri
arasında kazalar 6.cı sırayı almaktadır. Evde düşmeler sonucunda ya da bir trafik kazası
sonucunda yaralanmalar oldukça yaygın olmaktadır.
A.B.D.’de her yıl 65 yaş üzerinde yaklaşık 200,000 yetişkin düşme sonucu kalça kırığı yaşamaktadır.
Bu yaşlıların yarısı 12 ay içerisinde genellikle akciğer enfeksiyonundan ölmektedir,
Bir çalışma, egzersiz programlarının yaşlı yetişkinlerin düşme riskini azalttığını göstermiştir.
Kazalar
İleri yaşlardaki yetişkinler ne kadar çok
aktifseler o kadar sağlıklı ve mutlu olurlar. 17,000’in üzerinde erkek ve kadınla yapılan bir
çalışmada 8 yıllık bir sürede orta düzeyde fit katılımcılara göre hareketsiz katılımcılarda iki kat daha fazla ölüm görülmüştür.
Bir diğer çalışma, 40’lı yaşlardan 80’li yaşlara doğru orta düzeyde kuvvetli sportif faaliyetlere başlamanın ölüm riskini %23 azalttığını göstermiştir.
Uzmanlar dayanıklılık eğitimini de tavsiye etmektedir.
Egzersiz
10
20
30
40
50
60
70
0 Orta Yüksek Düşük
Fiziksel açıdan sağlıklı “fit”
hissetme
Kadın Erkek
Yaş-10 000 kişide bire
göre düzenlenmiş
ölüm oranları
Fiziksel sağlık ve ölüm oranları
Laboratuar hayvanlarında yiyecek kısıtlamasının
yaşamlarını uzattığına dair kanıtlar vardır. Sınırsız yiyecek verilen hayvanlara göre
sınırlandırılmış diyetlerle beslenenler %40 daha uzun yaşamaktadır.
Diyet sınırlaması, yaşlanma ve sağlıktaki bozulmadan sorumlu biyokimyasal değişiklikleri de geciktirmektedir.
Güncel araştırmalar kadınlarda Beden Kütle İndeksi ile uzun yaşam arasındaki ilişkiyi incelemektedir.
Beslenme ve Kilo
Araştırmalar C ve E vitaminleri gibi antioksidanların
yaşlanma sürecini yavaşlattığı ve yaşlı yetişkinlerin sağlığında iyileşmeye yardımcı olduğunu göstermektedir.
Antioksidanların hücrelerin gördüğü zararı önleyici işlevi bulunmaktadır.
Antioksidanların yaşamı uzattığına dair bir delil olmamasına rağmen, bazı uzmanlar ilerleyen yaşlarda bireylerin hastalanma risklerini azaltabildiğine inanmaktadırlar.
Hangi vitaminin ne dozda verilmesi gerektiğini hala bilmiyoruz.
Araştırmalar temel olarak korelasyonel olduğu için vitaminlerin mi yoksa daha iyi sağlık uygulamalarının mı etkili olduğu bilinmiyor.
Vitaminler ve Yaşlanma Tartışmaları
Bakım Seçenekleri Başetme Becerilerini Öğretme ve Kontrol için
Seçenekler Sunma Yaşlı Yetişkinler ve Sağlık-Bakım Hizmetleri
Tedavi
ABD’de 65 yaş ve üzerindeki yetişkinlerin sadece
yaklaşık % 3’ü huzur evlerinde yaşamakta; 85 yaş ve üzerindekilerin ise %23’ü huzur evlerinde ya da diğer bakım birimlerinde yaşamaktadır.
Uzmanlar huzur evleri pahalı olduğu için diğer alternatif bakım olanaklarının düşünülmesi gerektiğine inanmaktadır.
Alternatif bakım olanaklarına evde sağlık bakımı, gündüz bakım evleri ve önleyici tıp klinikleri örnek verilebilir.
Bunlar daha ucuz olup bireylerin bağımlı olma ve mahremiyet duygularını daha az tehlikeye sokmaktadır.
Bakım Seçenekleri
Fiziksel ve psikolojik, her iki konuda da kişisel
kontrol duygusunun önemli olduğu bulunmuştur.. Ellen Langer yaşlanan bireyler için istediği gibi
düşünmeyi seçtiğini anlamasının olağan üstü önemli olduğunu ileri sürmektedir.
Langer, insanların yaşlı davranmasının bir nedeninin davranışlarını yaşlı insanlarla ilgili stereotipik zihinsel imajlarına dayandırarak davranmasından kaynaklandığını göstermiştir.
İnsanlar kendilerinin genç olduğunu düşünmeye yönlendirildiğinde pek çok sıra dışı değişimler ve yaşamlarında daha pozitif bir görüntü sergilemişlerdir.
Kontrol için Seçenekler Sunma
Algılanan Kontrol ve
Ölüm Oranları
0
20
30
40
10
Algılanan Kontrol
Bağımlı
Bakımevinde kalıp 18 ay sonra ölen
yaşlıların oranı
Kontrolde olma stresle ilgili hormonları ve stresi
azaltmaktadır. Huzur evlerinde kalanlara başat olma eğitimi ve
zaman yönetimi becerileri öğretilmiştir. Kortizol seviyeleri oldukça düşmüş ve
eğitimden 18 ay sonrada düşük kalmaya devam etmiştir.
Bu eğitimi alan yaşlılar almayanlara göre daha sağlıklı ve daha az ilaç kullanma ihtiyacı duymuşlardır.
Eğitim, davranışlarını artırmış ve sağlıklarında iyileşme sağlamıştır.
Başetme Stratejileri Öğretme
Sağlık hizmeti sağlayanların ve yaşlıların her ikisinin
de tutumu yaşlıların sağlığının önemli birer parçasıdır.
Genellikle sağlık hizmeti sunan bireyler toplumun yaşlılarla ilgili stereotiplerini ve negatif tutumlarını paylaşırlar.
Sağlık bakım hizmetinde bu tutumlar pozitif ve umut dolu bir tedavi sunmaktan ziyade kaçınma, hoşlanmama ve hoşgörü eksikliği şeklinde kendini gösterebilir.
Yaşlı hastalar tıbbi tedavi sırasında sağlık hizmeti sunan bireylerle etkileşimlerinde daha az aktif rol alma eğilimindedirler.
Yaşlı Yetişkinler ve Sağlık-Bakım Hizmetleri