46
KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ 1. Osmanlı tarihi, Anadolu Türkiye tarihinin 4. dönemini oluşturur. 2. Tek bir hanedanın hüküm sürdüğü en uzun ömürlü devlettir. 3. Türk devletleri içinde en uzun süre yaşayan ve en geniş sınırlara ulaşanıdır. 4. Türk devletleri içinde merkezi otoritesi en güçlü olanıdır. Bu yönü ile Orta Asya Türk devletleri ve Selçuklulardan farklılık gösterir. 5. Kültür ve uygarlık alanında en ileri olan Türk devletidir. 6. Mutlak egemenlik haklarını hükümdar kullanır. Ancak, I.Ahmet dönemine kadar veraset yasası belirgin değildir. 7. Şeriat hukuku ile yönetildiğinden teokratik, mutlak egemenlik haklarını hükümdar kullandığından monarşik devlet yapısı görülür. 8. Fetih temeline dayandığından askeri; etnik yapısı çeşitli olduğundan çok uluslu bir imparatorluktur. Ancak sömürgeci olmamıştır. 9. Fetih politikası, dinsel (cihat) ve ekonomik (ganimet) amaçlı olmuştur. 10. Balkanlara İslamiyet’i yaymıştır. OSMANLI TARİHİNİN DÖNEMLERE AYRILMASI Osmanlı Siyasi Tarihinin Dönemlere Ayrılması Ülke sınırlarının genişlemesi veya daralması ile devlet teşkilatındaki gelişmeler dikkate alınmıştır. 1) Kuruluş (12991453) Osmanlı Devleti’nin kuruluşu 2) Yükselme (1453–1579) İstanbul’un fethi 3) Duraklama (1579–1683) Sokullu’nun ölümü 4) Gerileme (1699–1792) Karlofça Antlaşması 5) Dağılma -Yıkılış (17921922) Yaş Antlaşması-Saltanatın kaldırılması Osmanlı Kültür Tarihinin Dönemlere Ayrılması: 1- Klasik Dönem 2- Tanzimat Dönemi 3- Meşrutiyet Dönemi Önemli Olaylara Göre 1- Fetret Dönemi (1402–1413 ) 2- Lale Dönemi (1718–1730) 3- Tanzimat Dönemi a) I.Dönem (1839 – 1856) b) II. Dönem (1856 – 1876) 4- Meşrutiyet Dönemi a) I.Meşrutiyet ( 1876- 77) b) İstibdat Dönemi (1877 – 1908) c) II. Meşrutiyet (1908 1918) Padişah olmamasına karşınn tarihin akışını değiştiren önemli kişilere göre 1) Sokulu Dönemi (1564- 1579) 2) Köprülüler Dönemi (1656 -1683) KURULUŞ SIRASINDA ANADOLU VE ÇEVRESİ @ Kayı boyu Söğüt’e geldiğinde Anadolu'da Beylikler dönemi başlamıştı. @ Anadolu Selçuklu Devleti henüz yıkılmamış fakat İlhanlı Devleti'nin egemenliği altına girmişti. @ IV. Haçlı seferi sırasında İstanbul'dan kaçan Rumlar Karadeniz Bölgesi'nde Trabzon Rum Devleti'ni kurmuştu. @ Batı Anadolu ve Marmara Bölgesi Bizans hâkimiyetindeydi. @ Moğol istilası nedeniyle Anadolu'ya Türkmen akını başlamıştı. @ Türkmen göçleri sonunda Anadolu'daki Hıristiyan nüfus azaldı, Hıristiyanlar şehirlere yerleşti. @ Türkmenler Selçuklu etkisinden kurtardıkları mistik liderleriyle tarikatlar kurmuştu. @ Zanaat loncaları yani ahiler zamanla güçlenerek, halkı askeri ve siyasal kargaşaya karşı korumutu. @ Türkmenlerin çoğu köylere yerleşerek tarım ve hayvancılıkla uğraşıyorlardı. @ Göçebe yaşam sürdüren boylar daha çok Güney Anadolu'da, Torosların eteklerine ve Çukurova'ya yerleşmişti. 1 @ Ege, Marmara ve Doğu Karadenizde Rumlar, Kayseri ve Sivasta Moğollar, Çukurova ve Doğu Anadoluda Ermeniler yaşamaktaydı. @ Anadolunun Kuzey Doğusunda Altın ordu Devleti hüküm sürmekteydi. @ Doğu Anadolu ve İran Bölgesinde İlhanlılar bulunmaktaydı. @ Trakya Bölgesi ve Marmara’nın güneyi ile Batı Anadoluda Bizans egemendi. @ Yakın Doğu’da en önemli siyasi güç Memluk Devleti idi. @ Balkanlar’da derebeylik rejimi ile yönetilen, Sırp Krallığı, Bulgar Krallığı, Arnavut Beyliği, Macar Krallığı, Eflak ve Boğdan Beylikleri, Mora Despotluğu, Bosna ve Hersek Beylikleri, Erdel Beyliği bulunmaktaydı. Balkanlarda mezhep savaşları yaşanmaktaydı. OSMANLI DEVLETİ’NİN KISA ZAMANDA BÜYÜMESİNİN SEBEPLERİ 1) Merkeziyetçi bir devlet anlayışına sahip olması *Hâkimiyetin tek elde toplanması, ülke topraklarının hanedan üyeleri arasında paylaşılma geleneğine itibar edilmemesi *Ülke diğer Türk devletlerinden farklı olarak hanedan üyeleri arasında bölünmemiştir. 2) Coğrafi konumunun uygunluğu ve bir UC BEYLİĞİ olması (Gaza sebebiyle diğer beyliklerden destek görmüştür, beylikler arasındaki mücadeleye başlangıçta katılmamıştır.) 3) Osmanlı Devlet teşkilatının mükemmel oluşu 4) Sürekli cihat ve gaza ile politikası gütmeleri. *Osmanlı kuruluş devrinde Gaza=Cihat=Genişleme siyaseti izlemiş, 1. hedefi Bizans, 2. hedefi Balkanlar, 3. hedef ise Anadolu’da Türk birliğini sağlamak olmuştur. 5) Başlangıçta Anadolu beylikleri ile mücadele etmemeleri Bunun sebepleri ise; a)Anadolu’daki diğer rk beylikleri ile dostluk ilişkileri kurulması ve kardeş kanı dökülmek istenmemesi b) Rumeli’nin kendi içindeki kargaşa ve çekişmelerden dolayı savunmasız olması 6) Bizans’ın, Balkanların ve Anadolu’nun karışıklık içinde bulunması.(siyasi birliğin olmayışı ) *Bizans’la sınır komşusu olunması ve Bizans’taki taht ve mezhep kavgalarından yararlanılması *Bizans’ta taht kavgalarının olması ve tekfurların (Bizans imparatorluğunda bağımsız valiler ve Anadolu’daki Hıristiyan valiler) bağımsız hareket etmeleri ve birbirleri ile mücadele etmeleri *Balkanlarda siyasi birliğin olmaması 7) İngiltere ve Fransa arasında Yüzyıl Savaşlarının (13371453) olması. 8) Osmanlı Devlet adamlarının yetenekli olması 9) Osmanlıların kısa sürede Rumeli’ye geçmeleri sonucu geniş topraklara sahip olmaları 10) Fethedilen yerlerde Türkleştirme politikasının izlenmesi (Osmanlı’nın izlediği iskân ve istimalet politikası ) 11) Fethedilen bölgelerde halka karşı adil davranılması ve dini hoşgörünün olması 12) Fethedilen toprakların tasarrufunun (kullanımının) savaşta yararlılık gösterenlere verilmesi 13) Ahilerin, şeyhlerin, erenlerin desteğini almaları. Osman Bey’den itibaren “Ahilik” örgütünün desteğini almaları. 14) Türkmenlerin sempatisini kazanmaları ve sürekli doğudan gelen Türkmen göçleriyle nüfusunun ve askeri gücünün artması 15) Kuruluş dönemi padişahlarının çok yetenekli ve tecrübeli olması 16) Güçlü ve disiplinli bir ordunun Orhan Beyden oluşturulması ve sürekli hazır tutulması 17) Osmanlı kurulurken iç siyasette adalet, hoşgörü ve merkezi otoriteye önem vermiştir

KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

1. Osmanlı tarihi, Anadolu Türkiye tarihinin 4. dönemini

oluşturur.

2. Tek bir hanedanın hüküm sürdüğü en uzun ömürlü devlettir.

3. Türk devletleri içinde en uzun süre yaşayan ve en geniş

sınırlara ulaşanıdır.

4. Türk devletleri içinde merkezi otoritesi en güçlü olanıdır. Bu

yönü ile Orta Asya Türk devletleri ve Selçuklulardan farklılık

gösterir.

5. Kültür ve uygarlık alanında en ileri olan Türk devletidir.

6. Mutlak egemenlik haklarını hükümdar kullanır. Ancak, I.Ahmet

dönemine kadar veraset yasası belirgin değildir.

7. Şeriat hukuku ile yönetildiğinden teokratik, mutlak egemenlik

haklarını hükümdar kullandığından monarşik devlet yapısı

görülür.

8. Fetih temeline dayandığından askeri; etnik yapısı çeşitli

olduğundan çok uluslu bir imparatorluktur. Ancak sömürgeci

olmamıştır.

9. Fetih politikası, dinsel (cihat) ve ekonomik (ganimet) amaçlı

olmuştur.

10. Balkanlara İslamiyet’i yaymıştır.

OSMANLI TARİHİNİN DÖNEMLERE AYRILMASI Osmanlı Siyasi Tarihinin Dönemlere Ayrılması

Ülke sınırlarının genişlemesi veya daralması ile devlet

teşkilatındaki gelişmeler dikkate alınmıştır.

1) Kuruluş (1299–1453) Osmanlı Devleti’nin kuruluşu

2) Yükselme (1453–1579) İstanbul’un fethi

3) Duraklama (1579–1683) Sokullu’nun ölümü

4) Gerileme (1699–1792) Karlofça Antlaşması

5) Dağılma -Yıkılış (1792–1922) Yaş Antlaşması-Saltanatın

kaldırılması

Osmanlı Kültür Tarihinin Dönemlere Ayrılması:

1- Klasik Dönem

2- Tanzimat Dönemi

3- Meşrutiyet Dönemi

Önemli Olaylara Göre

1- Fetret Dönemi (1402–1413 )

2- Lale Dönemi (1718–1730)

3- Tanzimat Dönemi

a) I.Dönem (1839 – 1856)

b) II. Dönem (1856 – 1876)

4- Meşrutiyet Dönemi

a) I.Meşrutiyet ( 1876- 77)

b) İstibdat Dönemi (1877 – 1908)

c) II. Meşrutiyet (1908 – 1918)

Padişah olmamasına karşınn tarihin akışını değiştiren önemli

kişilere göre

1) Sokulu Dönemi (1564- 1579)

2) Köprülüler Dönemi (1656 -1683)

KURULUŞ SIRASINDA ANADOLU VE ÇEVRESİ

@ Kayı boyu Söğüt’e geldiğinde Anadolu'da Beylikler dönemi

başlamıştı.

@ Anadolu Selçuklu Devleti henüz yıkılmamış fakat İlhanlı

Devleti'nin egemenliği altına girmişti.

@ IV. Haçlı seferi sırasında İstanbul'dan kaçan Rumlar Karadeniz

Bölgesi'nde Trabzon Rum Devleti'ni kurmuştu.

@ Batı Anadolu ve Marmara Bölgesi Bizans hâkimiyetindeydi.

@ Moğol istilası nedeniyle Anadolu'ya Türkmen akını başlamıştı.

@ Türkmen göçleri sonunda Anadolu'daki Hıristiyan nüfus azaldı,

Hıristiyanlar şehirlere yerleşti.

@ Türkmenler Selçuklu etkisinden kurtardıkları mistik liderleriyle

tarikatlar kurmuştu.

@ Zanaat loncaları yani ahiler zamanla güçlenerek, halkı askeri ve

siyasal kargaşaya karşı korumu�tu.

@ Türkmenlerin çoğu köylere yerleşerek tarım ve hayvancılıkla

uğraşıyorlardı.

@ Göçebe yaşam sürdüren boylar daha çok Güney Anadolu'da,

Torosların eteklerine ve Çukurova'ya yerleşmişti. 1

@ Ege, Marmara ve Doğu Karadeniz’de Rumlar, Kayseri ve

Sivas’ta Moğollar, Çukurova ve Doğu Anadolu’da Ermeniler

yaşamaktaydı.

@ Anadolu’nun Kuzey Doğu’sunda Altın ordu Devleti hüküm

sürmekteydi.

@ Doğu Anadolu ve İran Bölgesi’nde İlhanlılar bulunmaktaydı.

@ Trakya Bölgesi ve Marmara’nın güneyi ile Batı Anadolu’da

Bizans egemendi.

@ Yakın Doğu’da en önemli siyasi güç Memluk Devleti idi.

@ Balkanlar’da derebeylik rejimi ile yönetilen, Sırp Krallığı,

Bulgar Krallığı, Arnavut Beyliği, Macar Krallığı, Eflak ve Boğdan

Beylikleri, Mora Despotluğu, Bosna ve Hersek Beylikleri, Erdel

Beyliği bulunmaktaydı.

Balkanlarda mezhep savaşları yaşanmaktaydı.

OSMANLI DEVLETİ’NİN KISA ZAMANDA

BÜYÜMESİNİN SEBEPLERİ

1) Merkeziyetçi bir devlet anlayışına sahip olması *Hâkimiyetin tek elde toplanması, ülke topraklarının hanedan

üyeleri arasında paylaşılma geleneğine itibar edilmemesi

*Ülke diğer Türk devletlerinden farklı olarak hanedan üyeleri

arasında bölünmemiştir.

2) Coğrafi konumunun uygunluğu ve bir UC BEYLİĞİ olması (Gaza sebebiyle diğer beyliklerden destek görmüştür, beylikler

arasındaki mücadeleye başlangıçta katılmamıştır.)

3) Osmanlı Devlet teşkilatının mükemmel oluşu

4) Sürekli cihat ve gaza ile politikası gütmeleri.

*Osmanlı kuruluş devrinde Gaza=Cihat=Genişleme siyaseti

izlemiş, 1. hedefi Bizans, 2. hedefi Balkanlar, 3. hedef ise

Anadolu’da Türk birliğini sağlamak olmuştur.

5) Başlangıçta Anadolu beylikleri ile mücadele etmemeleri Bunun sebepleri ise;

a)Anadolu’daki diğer Türk beylikleri ile dostluk ilişkileri

kurulması ve kardeş kanı dökülmek istenmemesi

b) Rumeli’nin kendi içindeki kargaşa ve çekişmelerden dolayı

savunmasız olması

6) Bizans’ın, Balkanların ve Anadolu’nun karışıklık içinde

bulunması.(siyasi birliğin olmayışı )

*Bizans’la sınır komşusu olunması ve Bizans’taki taht ve mezhep

kavgalarından yararlanılması

*Bizans’ta taht kavgalarının olması ve tekfurların (Bizans

imparatorluğunda bağımsız valiler ve Anadolu’daki Hıristiyan

valiler) bağımsız hareket etmeleri ve birbirleri ile mücadele

etmeleri

*Balkanlarda siyasi birliğin olmaması

7) İngiltere ve Fransa arasında Yüzyıl Savaşlarının

(1337–1453) olması.

8) Osmanlı Devlet adamlarının yetenekli olması

9) Osmanlıların kısa sürede Rumeli’ye geçmeleri sonucu geniş

topraklara sahip olmaları

10) Fethedilen yerlerde Türkleştirme politikasının izlenmesi

(Osmanlı’nın izlediği iskân ve istimalet politikası )

11) Fethedilen bölgelerde halka karşı adil davranılması ve dini

hoşgörünün olması

12) Fethedilen toprakların tasarrufunun (kullanımının)

savaşta yararlılık gösterenlere verilmesi

13) Ahilerin, şeyhlerin, erenlerin desteğini almaları.

Osman Bey’den itibaren “Ahilik” örgütünün desteğini almaları.

14) Türkmenlerin sempatisini kazanmaları ve sürekli

doğudan gelen Türkmen göçleriyle nüfusunun ve askeri

gücünün artması

15) Kuruluş dönemi padişahlarının çok yetenekli ve tecrübeli

olması

16) Güçlü ve disiplinli bir ordunun Orhan Beyden

oluşturulması ve sürekli hazır tutulması

17) Osmanlı kurulurken iç siyasette adalet, hoşgörü ve

merkezi otoriteye önem vermiştir

Page 2: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

KURULUŞ DEVRİ HÜKÜMDARLARI:

1) I.Osman (1281–1326)

2) Orhan Bey (1326–1362)

3) I.Murat (1362–1389)

4) I.Bayezid(Yıldırım) (1389–1402)

5) 1.Mehmet(Çelebi) (1413–1421)

6) II.Murat (1421–1451)

7) II.Mehmet(Fatih) in ilk iki yılı (1451–1453…)

OSMAN BEY DÖNEMİ (1281–1326)

ÖNEMLİ OLAYLAR: Beyliğin ilk devirlerinde Kastamonu Uc beylerinden

Çobanoğullarına bağlı bir sancak beyi durumunda idi

Not:Osmanlı tarihinin ilk savaşı Bursa’nın İnegöl kazasına 10

km uzaklıkta bulunan Hamza Bey köyünde gerçekleşen

ERMENİ-BELİ SAVAŞIDIR (1284)

**Karacahisar’ı (1288)Bizans’tan almış, bu başarısından dolayı

Türkiye Selçuklu Sultanı tarafından Uc beyliğine atanmıştır.

Not: Osmanlının Bizans’tan aldığı ilk önemli kale

Karacahisar Kalesi’dir. (<ilk kale; Kulacahisar)

a) Osman Bey, bilhassa Karacahisar’ın fethinden sonra siyasî bir

şahsiyet kazanmış sayılmaktadır

b) Bu başarısndan dolayı Türkiye Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin

Mesut tarafından Uc beyliğine atandı, beylik sembolleri

gönderildi.

c) Anadolu Selçuklu Sultanı Osman Gazi’ye Eskişehir ve İnönü’yü

de verdi.

d) İlk Osmanlı kadısı Karamanlı Dursun Fakih de buraya tayin

edildi

**Bilecik, Yarhisar’ı fethetti(1298).

Bilecik, Osmanlıların ilk büyük başkenti oldu.

@ Türkiye Selçuklu hükümdarı III. Alaadin Keykubat’ın

İlhanlı hükümdarının yanına götürülmesi üzerine, 1299 yılında

bağımsızlığını ilan etti.

**Köprühisar ve Yenişehir’i fethetti(1300)

NOT: Yenişehir’i devletin merkezi yaptı.

AÇIKLAMA: Yapılan bu fetihler sonunda Bizans’ın Bursa ile

İznik arasındaki kara ulaşımı kontrol altına alındı.

Bizans Tekfurlarını KOYUNHİSAR (BAPHEON) SAVAŞI

(1302) ile yendi.

Koyunhisar savaşının sebebi: Osmanlıların İzmit’i kuşatması

üzerine Bizans imparatorunun Bizans Tekfurları ile anlaşarak

Osmanlılar üzerine yürümesi.

Sonucu: Mudanya fethedilmiş, Bursa kuşatılmıştır.

Önemi: Bizans ile Osmanlı arasındaki ilk büyük savaştır.

OSMAN BEY HAKKINDA: 1. Önce Söğüt’e sonra da vasiyeti üzerine Bursa’ya defnedildi. (Bursa Gümüşlü Kümbet)

2. Ahi Şeyhi Edibali’nin kızı ile evlenerek Anadolu’daki Ahilerin ve

Türkmenlerin desteğini aldı. 3. Osmanlı Ordusu gönüllülerden oluşmaktadır.

4. Osman Gazi babası Ertuğrul Gazi’den 4800 km2 olarak devraldığı

toprakları oğluna 16000 km2 olarak devretti. 5. Osman Bey küçük bir aşireti güçlü bir beylik haline getirmiş ve devletin

temellerini atmıştır.

DEVLET TEŞKİLATI ALANINDAKİ GELİŞMELER:

Osmanlı Ordusu gönüllülerden oluşmaktadır.

İlk Osmanlı parası (Bakır para-Mangır) bastırılmıştır.

İlk Osmanlı vergisi toplandı. (BAC-I BAZARİ)

İlk para bastırıldı. (Bakır Para – Mangır)

ORHAN BEY DÖNEMİ(1326–1362)

ÖNEMLİ OLAYLAR:

1) Bursa alındı(1326)

2) Maltepe (Palekanon) Savaşı (1329) yapıldı.

3) İznik ve Kocaeli fethedildi.

4) Karesioğulları Beyliği Osmanlılara

katıldı.(1345)

5) Rumeli’ye geçildi (1353)

1) BURSA'NIN FETHİ (1326): Osman Gazi döneminde

başlayan kuşatma, tekfurun şehri teslimiyle son buldu.(1326).

Sonuçları:

1)Beyliğin merkezi Bursa’ya taşındı.

2)Anadolu’daki Moğol idaresine olan şekli bağlılık tamamen

koptu.

3)Böylece Osmanlılar, bir Uc beyliğinden başkenti,sınırları ve

yerleşik hayatı olan gerçek bir devlete dönüşmeye başladı.

2) MALTEPE (ESKİHİSAR- PALEKANON) SAVAŞI

(1329):

Sebep: Osmanlıların Kocaeli Yarımadasındaki fetihleri ve İznik'i

kuşatmaları.

Savaş: Bizans imparatoru III.Andreanikos ile Osmanlı hükümdarı

Orhan Bey arasında yapıldı (1329).Yenilen Bizans imparatoru

İstanbul’a kaçtı.

Sonuçları ve Önemi:

1)O güne kadar dikkat çekmeyen Osmanlılar ön plana çıktı.

2)Bizans Anadolu’daki askeri direnişlere ve Bizans şehirlerine

yardımdan vazgeçti.

3- İZNİK(1331) VE GEMLİK’İN(1333) FETHİ: Maltepe

savaşından sonra İznik fethedildi, bu arada zahire ambarı

konumundaki Gemlik’te alındı.

4) İZMİT’İN FETHİ(1337):İzmit’in fethi ile Kocaeli

yarımadasının tamamı Osmanlıların eline geçti.

5) KARESİOĞULLARI BEYLİĞİNİN ALINMASI(1345): Karesi Bey'in ölümüyle, oğulları arasındaki taht kavgasından

yararlanan Orhan Bey Balıkesir çevresine sahip olan bu beyliği

Osmanlı sınırlarına kattı.

Sonuçları:

1-Osmanlılar Karesi topraklarına sahip olarak, Marmara kıyılarına

ve Çanakkale boğazına ulaştılar.

2*Osmanlılar Karesi Donanmasına sahip oldular. Osmanlı

denizcilik tarihi başladı.

3-Hacı İlbey, Evrenus Bey, Ece Halil gibi değerli Karesi

komutanları Osmanlı hizmeti girdiler.

Önemi: Karesioğulları beyliğinin Osmanlılara katılmasıyla

Anadolu Tiirk birliğini sağlama yolunda ilk adım atılmıştır.

Osmanlılara kendi isteği ile

katılan beylikler

Karesioğulları,

Germiyanoğulları

Osmanlılara ilk katılan

beylik

Karesioğulları

Osmanlılara son katılan

beylik

Ramazanoğulları

Osmanlıları en çok

uğraştıran beylik

Karamanoğulları

Topraklarını çeyiz olarak

Osmanlıya veren

Germiyanoğulları

Topraklarını parayla

Osmanlıya satan

Hamitoğulları

Ankara Savaşından sonra

yeniden kurulmayanlar

Karesioğulları

Eretna Devleti

Türkçeyi resmi dil ilan eden Karamanoğulları Karamanoğlu Mehmet Bey

6) ANKARA’NIN ALINMASI(1345):Alaattin Eratna’nın

ölümü ile başlayan iç karışıklıklar sonucu beyliğin en batı

ucundaki Ankara’yı oğlu Süleyman Paşa aldı(1345).

Not: Ankara’nın alınması ile Osmanlılar Karamanoğulları ile

komşu olmuştur.

7) RUMELİ'YE GEÇİŞ:

RUMELİ'YE GEÇİŞİ KOLAYLAŞTIRAN SEBEPLER:

1) Osmanlıların Karesi topraklarına ve Donanmasına sahip

olması.

2)- Osmanlıların Hıristiyanlara ait topraklara sahip olma ideali

3)- Türkmenlere yurt bulma ihtiyacı.

4)- Bizans'ın Balkan milletlerine karşı Orhan Beyden yardım

istemesi.

Page 3: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

OLAY: Bizans İmparatoru Kantakuzen,Yuannis’in Sırp ve

Bulgar desteğine karşı imparator olmak için önce Aydınoğlu

Umur Bey’den sonra da Orhan Bey’den yardım istedi. Edirne'yi

kuşatan Sırp ve Bulgarlara karşı Orhan Bey oğlu Süleyman

Paşa'yı yardıma gönderdi. Edirne'yi kuşatan Sırp ve Bulgarları

yenen Süleyman Paşa'nın yardımlarına karşılık Bizans Gelibolu

Yarımadası'ndaki ÇİMPE kalesini Osmanlılara verdi.(1353)

ÖNEMLİ NOT: Osmanlıların Rumeli’de elde ettiği ilk toprak

parçası Çimpe kalesidir. Bu kale Osmanlıların Balkanlardaki

fetihleri için önemli bir üs olmuştur.

ORHAN BEY DÖNEMİNDE RUMELİ'DEKİ FETİHLER:

Orhan bey'in oğlu Süleyman Paşa Gelibolu'yu ele

geçirerek Keşan, Malkara, Tekirdağ, Çorlu ve Lüleburgaz'ı

fethetmiştir. Süleyman Paşa’nın ölümü ile fetihler iki yıl

durakladı. Türkmenler bu bölgeye yerleştirildi.

ORHAN BEY DEVRİNDE DEVLET TEŞKİLATINDAKİ

GELİŞMELER:

1-Geçici (ilk) divan teşkilatı kuruldu. İlk vezirlik makamı

oluşturuldu. İlk vezir.

2-Yaya ve Müsellem adıyla ilk düzenli ordular oluşturuldu.

3-İznik’te ilk Osmanlı Medresesi kuruldu(1331).

İlk müderris.

4-İlk donanma oluşturuldu.

5-İlk vakıf örgütü oluşturuldu.

6-İlk subaşı ve kadı ataması

7-Karamürsel’de ilk tersane kuruldu.

8-İlk gümüş para bastırıldı. (Akçe)

GENEL DURUM: Orhan Gazi Dönemini devlet

teşkilatlanması açısından genel olarak “BEYLİKTEN

DEVLETE GEÇİŞ DÖNEMİ “ olarak nitelendirebiliriz.

ÖNEMLİ NOT: 1336’da İlhanlılara ödenen vergi kesilerek

devlet tam bağımsızlığa kavuştu.

OSMANLILARIN RUMELİ’DEKİ İSKÂN SİYASETİ

(İstimalet politikası)

**Fethedilen bölgelere Anadolu’dan Türk göçmenler yerleştirildi.

Bundaki amaç göçmenleri yerleşik hayata zorlamak ve fethedilen

yerlerin Türkleşmesini sağlamaktı.. Bu göç gönüllü ve sürgün

olmak üzere iki şekilde gerçekleştirildi.

**Göçmenler, iskân yerlerine yakın bölgelerden seçilirdi. İklim

şartlarının aynı olmasına dikkat edilirdi. Böylece halkın yeni yere

uyumu daha kolay olurdu.

**Göçmen aileler seçilirken özellikle anlaşmazlık içinde olan

ailelerden birisi seçilirdi. Bundaki amaç kan davalarını

engellemekti.

**Göç eden ailelere toprak verilir ve bir süre vergi alınmazdı. Göç

edenler yeni yerleşim yerlerini terk edemezlerdi.

**Fethedilen yerlerdeki yerli halktan ayaklanma çıkarma ihtimali

olanlar başka yerlere göç ettirilirdi.

**Bir yerden göçmen alınırken o yerin üretim ve düzeninin

bozulmamasına dikkat edilirdi.

İstimalet sisteminin amacı: Fethedilen yerlerde Türk nüfusunu

arttırmak ve Türk kültürünü yaymaktı.

İSKÂN: Sözlük Anlamı “yerleştirme” demektir.

Osmanlı Devleti’nin Rumeli’de takip ettiği iskân siyasetinin

sonuçları:

& Göçebe Türklerin yerleşik hayata geçmeleri sağlandı..

& Fethedilen yerlere Türklerin yerleşmesi sağlanarak o

bölgenin elde tutulması kolaylaştı.

& Fethedilen yerlere Türk-İslam kültürü yayıldı.

& Gayrimüslim halka hoşgörülü bir tavır sergilenerek

Osmanlıya bağlılıkları sağlandı.

I. MURAT DÖNEMİ

(1362–1389) I.Murat kardeşlerini öldürerek tahta geçen ilk Osmanlı padişahıdır.

Osmanlı tarihinde ilk kez sultan unvanını kullanmıştır. ANADOLU FAALİYETLERİ

Ankara’nın Yeniden Alınması(1362):

Orhan Beyin ölümü ve 1.Murat’ın tahta geçmesini fırsat

bilerek Eratna beyinin Karamanoğullarının teşviki ile Ankara’yı

kendi hakimiyetine alması üzerine 1.MURAT’IN İLK İŞİ,

Ankara’yı Eratna Beyliğinden /Ahilerden geri almak olmuştur.

Germiyanoğulları İle Akrabalık (1381):Karamanoğulları ile

savaştığı için zor durumda kalan Germiyan oğlu Süleyman Bey

Osmanlı Devleti’nin yardımını sağlayabilmek için kızı Devlet

Hatun’u Şehzade Beyazıd’e verdi.Çeyiz olarak da Kütahya, Emet,

Tavşanlı, Simav’ı Osmanlılara verdi.

Bu yerlerin Osmanlıların idaresine girmesi ile

Osmanlılar ile Hamitoğulları sınır komşusu oldular.

Hamitoğullarından Toprak Satın Alınması(1381):Karamanoğulları

ile sınır anlaşmazlığı yanında Osmanlılar ile anlaşamayacağını

anlayan Hamitoğulları I.Murat’ın teklifi ile Akşehir, Beyşehir,

Karaağaç, Yalvaç, Isparta, Seydişehir Ve Eğirdir gibi şehirlerini

Osmanlılara sattılar.

Karamanoğulları İle Akrabalık Ve Mücadele: Karamanoğulları

kendilerini Anadolu Selçuklu Devleti’nin mirasçısı iddiasında

bulunarak Osmanlıların Anadolu’da ilerlemesine karşı koymakta

idiler. Osmanlı-Karaman rekabeti Osmanlıların Eratna

Beyliğinden Ankara’yı alması ile başlamıştır.1.Murat

çatışmamaya girmemek için kızı Nefise Sultan’ı Karamanoğlu

Beyi Alaadin Ali Bey ile evlendirdi.Böylece rahatça Rumeli

fetihlerine devam edecekti.

Ancak Sırbistan, Venedik ve Papalık’ın tahriki ile Alaadin

Ali Bey,1386’da Osmanlıların elindeki Hamitoğulları toprakları

almak isteyerek harekete geçti.

Anadolu’daki prestijini korumak ve arkasını sağlama almak

isteyen I.Murat, Sırp Kralı Lazar’ın oluşturduğu tehlikeyi bir yana

bırakarak süratle Anadolu’ya geldi ve Karaman toprağına girerek

Ali Beyi yendi(1387). Ve Konya kalesini kuşattı. Alaadin Ali

Beyin barış isteğini I. Murat kabul etti. Böylece Karamanoğulları

Osmanlıların üstünlüğünü kabul etti .

Not: Karamanoğulları ile ilk mücadele bu olayla

başlamıştır.(1387) Bu olay, Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan

itibaren özenle takip ettiği “Beyliklerle dost geçinme

politikası”nı terk ettiği ilk hadise olması bakımından önem

taşır.

I.MURAT DÖNEMİNDE BALKANLARDA GELİŞMELER:

Sazlıdere Savaşı(1362) ve Edirne ile Filibe'nin Fethi,

Sırpsındığı Savaşı (1364)

Çirmen Savaşı (1371):

I. Kosova Savaşı (1389)

1) SAZLIDERE SAVAŞI (1362)

Taraflar: Osmanlı X Bizans + Bulgar ittifak güçleri

Sebebi: Osmanlıların Edirne’yi fethetmek istemesi.

Sonuç: 1- Edirne alındı. 2- Bizans’ın Bulgar ve Sırplarla olan

bağlantısı kesildi. 3-Balkanlarda fetih yolları açıldı. 4-Gümülcine

ve Filibe alınarak Çatalca’ya kadar ulaşıldı.

NOT: Edirne'nin Fethinin Önemi: Sırp ve Bulgarların

Bizans’la bağlantısı kesildi.

2) SIRPSINDIĞI SAVAŞI (1364):

Sebep: Edirne ve Filibe'nin Osmanlıların eline geçmesi Sırp ve

Bulgarları rahatsız etmiş, bunların papaya başvurmaları üzerine

Balkan Devletlerinden oluşan (Sırp, Bulgar, Macar, Eflak-Boğdan

ve Bosnalılar) Sırp kralı 1.Layoş komutasında bir Haçlı ordusu

kurulmuştur.

Savaş: Haçlı Ordusunu HACI İLBEY komutasındaki bir akıncı

birliği ani bir baskın sonucu yok etmiştir.

Page 4: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

Sonuçları:

Bu zaferle Balkan Devletleri üzerindeki Macarların etkisi

kırılmış, Türklerin Balkanlardaki ilerlemeleri hız kazanmıştır.

Tuna nehrine kadar olan yerler Türklerin eline geçmiştir.

Zaferden sonra Edirne başkent yapılmıştır.

Önemi: Sırp Sındığı Savaşı Osmanlıların Balkanlarda haçlılar

ile yaptığı ilk savaştır.

3) ÇİRMEN SAVAŞI(1371):

Sebep: 1-Türkleri Balkanlardan atmak 2-Bulgar krallığının

Osmanlı hâkimiyetinden kurtulmak istemesi.3-Osmanlıların

Makedonya’yı ele geçirmek istemesi.

Savaş: Makedonya bölgesini almakla görevlendirilen Evranos

Beye karşı Sırplar birleştiler. Çirmen Savaşı ile düşmanı

yenilgiye uğrattı

Sonuçları: 1-Makedonya’nın yolu Osmanlı’ya açıldı. .2- Sırp kralı Osmanlı

hakimiyetini tanıdı.3-Bundan sonraki fetihlerle Batı Trakya ve

Makedonya’nın bir kısmı alındı. Evranos Beye bağlı akıncı

kuvvetleri Kavala, Drama, Serez ve Selanik gibi şehirler aldılar.

4)PLOŞNİK BOZGUNU (1388):

Osmanlıların Anadolu’da Karamanoğulları ile mücadelesini fırsat

bilen Haçlı ordusu, Osmanlı ordusunu Morova kıyısındaki

Ploşnik’te müthiş bir bozguna uğrattılar.(1388).Bunun üzerine

Timurtaş Paşa,Güney Sırbistan’ı terk edip Niş’e kadar çekildi. Önemi Ve Sonuçları:

Ploşnik bozgunu Hıristiyanların Türklere karşı kazandığı ilk

büyük zaferdir. Ploşnik Bozgunu I.Kosova Savaşı’nın sebebidir.

5) I. KOSOVA SAVAŞI (1389):

Sebep:

* Haçlıların Sultan Murat’ın Anadolu’da Karamanoğulları ile

uğraşmasını fırsat bilmeleri

*Ploşnik bozgunu sonucu Osmanlıların Balkanlarda ilerleyişini

durdurmak için Sırp Kralı LAZAR'ın öncülüğünde Haçlı

Ordusunun kurulması.

Sonuçları:

I. Murat komutasındaki Osmanlı Ordusunun zaferiyle

sonuçlandı. I. Murat şehit oldu, yerine oğlu Yıldırım Bayezıd

geçti.

Tuna’ya kadar topraklar Osmanlıların eline geçti.

Osmanlıların karşısında Balkanlarda sadece Macar kralı kaldı.

Osmanlı Devleti ilk kez bu savaşta düşmanı korkutmak için

top kullandı.

Türklerin İslam dünyasındaki önemi arttı.

Önemi: Haçlılar ile yapılan ilk büyük meydan savaşıdır.

I. MURAT DÖNEMiNDE DEVLET TEŞKİLATINDAKİ

GELİŞMELER

*Balkanlarda sınırların genişlemesi üzerine Manastır merkezli Rumeli

Beylerbeyliğini kurdu. Lala Şahin Paşa Rumeli beylerbeyi tayin edilmiştir.

* Padişah unvanını ilk kez kullandı. ("Sultan" unvanını kullanan ilk Osmanlı Padişahıdır.)

*Saltanat sistemini değiştirerek, “ülke hanedan üyelerinin ortak

malıdır” anlayışı yerine “ülke sultan ve çocuklarının ortak malıdır”

anlayışını getirdi.

@ Böylece merkezi otoriteyi güçlendirmiştir.

*Fethedilen toprakların Sultan (Devlet) adına kaydına başlandı.

* Tımar sistemi ilk kez uygulandı.

* İlk kez mali teşkilat kuruldu (defterdarlık).

* Kazaskerlik makamı oluşturuldu.

* Kazaskerlik, Veziriazamlık, nişancılık gibi makamları kurdu.

@ Böylece Divan teşkilatı genişletildi.

* Şehzadelerin yönetim ve askeri alanda daha iyi eğitim almaları, askeri ve halkı tanımaları için “Sancağa Çıkma” usulü getirildi.

* Edirne’de saray okulu ( Enderun ) açıldı.

* Venedik ile ilk ticaret anlaşması yapıldı.

*İlk kez Topçu ocağı oluşturuldu Bu ocağın ilk önemli başarısı I.Kosova

savaşında görüldü

*Acemi oğlanlar ve Yeniçeri ocağını kurdu. Gelibolu’ya Acemi oğlanlar Ocağı açılarak Yeniçeri Ocağının temeli atıldı (1363)

Pençik sistemiyle Kapıkulu askeri ocağının temeli atıldı. Çandarlı Kara

Halil Paşa bu işin kurmaylığını yapmıştır.

I.Murat döneminde Osmanlılar, teşkilatlanmasını tamamlayarak tam bir

devlet haline gelmiştir.

DEVŞİRME SİSTEMİ

**Osmanlı Ordusunun temeli sayılan Yeniçeri ocağı başlangıçta Pençik (Balkanlardaki esir Hıristiyan çocuklarının alınması) sistemine göre

kurulmuştur.

** Yeniçeri yasalarına Kanun-i Kadim denir.

Devşirme sistemi uygulanması ile 1) Balkanlardaki Hıristiyan halk denetim altına alınmıştır.

2) Ülke savunmasına ve fetihlere katkıda bulunacak sürekli ve düzenli bir askeri güç oluşturulmuştur.

3) Merkezi otorite güçlendirilmek istenmiştir.

4) Türkleştirmeye ve İslamlaştırmaya katkıda bulunulmak

amaçlanmıştır.

YILDIRIM BAYEZIT DÖNEMİ (1389 - 1402)

Sultan Murad’ın savaş meydanında ölümüyle, babasının vasiyeti

üzerine tahta çıkarıldı.

ANADOLU TÜRK BİRLİĞİNİN SAĞLANMASI: Yıldırım Bayezid Anadolu birliğini sağlamak için iki sefer düzenledi. Yıldırım Bayezid beraberindeki Sırp kuvvetleriyle birlikte Anadolu'ya

girdi ve başkaldıran beyliklerin topraklarını tek tek ele geçirdi.

Bu seferler sonucunda:

1- Batı Anadolu'daki beyliklerden Germiyan, Aydın, Saruhan, Menteşe

beyliklerine son verildi (1390)

2- 1392’de Hamitoğulları ve Candaroğullarının Kastamonu kolunu ortadan kaldırdı. İsfendiyar Bey ise Osmanlı hâkimiyetini kabul etti.

3- Kadı Burhanettin Beyliği (Eretna devleti) ile yapılan KIRKDİLİM

savaşında Osmanlı kuvvetleri yenildi. Şehzade Ertuğrul şehit oldu.

Kadı Burhaneddin'in Akkoyunlu Devletiyle yaptığı savaşta ölmesi üzerine (1398) Sivas'ı aldı.

@ Osmanlı Devleti ile Akkoyunluların arası bu nedenle açıldı. Sivas’tan sonra, Tokat ve Kayseri ele geçirildi.

4- 1398’de Erzincan ve Dulkadiroğulları Beyliği'nin merkezi Elbistan'ı

ele geçirdi. 1399'da Memlûklara ait olan (Memluk Devleti’ne bağlı olan

Dulkadir beyliğinin elindeki) Malatya'yı aldı.

@ Malatya ve Elbistan'ın alınması, Osmanlılar ile Memlûkların arasını

açtı.

5- Karamanoğulları hem Beyşehir'i işgal etmişler, hem de Saruhan, Menteşe, Aydın ve Germiyan Beyliklerini kışkırtmışlardı.1392’de Batı

Anadolu’daki beylikleri ortadan kaldırması üzerine Karamanoğulları üzerine yürüyen Yıldırım, Konya’yı kuşattı. Barış isteği üzerine; Beyşehir

başta olmak üzere bazı şehirler Osmanlı Devleti’ne bırakılmak şartı ile

barış imzalandı.

6-1401 yılında Karaman oğulları beyliğinden Konya, Karaman, Niğde,

Develi ve Karahisar alındı. Karamanoğulları beyliğine son verildi.

Anadolu’daki Fetihlerinin Sonuçlar�: 1) Yıldırım döneminde Fırat Nehri’ne kadar olan Anadolu toprakları

alınarak Anadolu Türk siyasi birliği ilk defa sağlandı.

2) Yıldırımın ele geçirdiği beyliklerin liderlerinin Timur’a sığınmaları Ankara Savaşına neden oldu.

@ Osmanlı Devleti’nin doğuya doğru genişleme siyaseti izlemesi Timur

ile Yıldırım’ı karşı karşıya getirdi.

@ Dulkadiroğulları topraklarını (Malatya ve Elbistan) ele geçirmesi

Memluk D. ile arasını açtı.

3) Aydınoğulları ve Menteşeoğulları Beyliklerinin alınması denizcilik alanındaki faaliyetleri geliştirdi.

@ Osmanlı Devletinin denizcilik alanındaki ilk önemli faaliyetleri bu

dönemde oldu. Sakız ve Eğriboz adaları ile Ege denizindeki Venedik sahillerine baskınlar düzenlendi.

@ Yıldırım Bayezid, ayrıca İstanbul Galata'da bulunan Ceneviz Kolonisi

ile de savaştı. 4) Germiyanoğullarının alınması üzerine Kütahya merkezli Anadolu

Beylerbeyliği kuruldu. Kara Timurtaş Paşa Anadolu Beylerbeyliğine

atandı. Böylece beylerbeylik sayısı ikiye çıktı.

İSTANBUL KUŞATMALARI

*Yıldırım Bayezıd, İstanbul’u kuşatan ilk Osmanlı

hükümdarıdır.

-1391–1400 yılları arasında İstanbul'u dört kez kuşatmış, bu

amaçla boğazın en dar yerinde 2.kuşatmasında Güzelce Hisar’ı

(Anadolu Hisarı) yapmıştır.

Page 5: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

I.Kuşatma

(1391)

II.Kuşatma

(1395)

III.Kuşatma

(1399)

IV.Kuşatma

(1401) Büyük ve

kuvvetli toplar

olmadığından,

kuşatma abluka

niteliğinde oldu.

Macarların Türk

topraklarına

girmesiyle

kuşatma kalktı.

Haçlıların

Niğbolu Kalesini

kuşatması

üzerine kaldırıldı.

Karamanoğullarının

Osmanlı topraklarına

saldırması üzerine

Bizans ile antlaşma yapılarak kaldırıldı

Timur’un

Anadolu’ya girmesi

üzerine

kuşatma kaldırıldı.

İstanbul-Bizans Antlaşması :

1. İstanbul Sirkeci’de bir Türk Mahallesi kurulacak ve cami

yapılacak

2. Türkler, ticari amaçla İstanbul’a serbestçe girip çıkabilecekler

3. İstanbul’da Türklerin davalarına bakmak üzere bir kadı

bulunacak (bir İslam Mahkemesi)

4. Bizans yılda 10.000 duka altın vergi verecek.

5. Silivri’ye kadar olan yerler Osmanlı Devleti’ne bırakılacak

Önemi

1) Bizans, Osmanlıların üstünlüğünü kabul etti.

2) Bu antlaşma ile Bizans adeta Osmanlı devletine bağlı bir devlet

haline gelmişti

3) İstanbul’u almak amacıyla ilk defa Gelibolu’da büyük bir

tersane açıldı.

5) Türk kültürü İstanbul’da yerleşmeye başladı.

NİĞBOLU SAVAŞI (1396):

Sebep: 1-Osmanlıların İstanbul’u kuşatmaları. 2-Osmanlıların Bulgar krallığına son vermiş olmaları.3-Ege’de Osmanlı donanmasının Venedik

çıkarlarına zarar vermesi. 4-Osmanlıların Bosna ve Arnavutluk’a

yerleşmesini engellemek. 5-Osmanlı sınırlarının Macaristan’a kadar dayanması.

Haçlıların amaçları;

1) Türkleri Balkanlardan atmak 2) Hıristiyanlığın doğudaki son kalesi olan İstanbul’u kurtarmak

Savaş: Avrupa Devletlerinin ordularından oluşan (Macar, Fransız,

Alman, İngiliz, Venedik, İskoç, Avusturya, İtalya, İsviçre,

Lehistan) Haçlı ordusu Niğbolu kalesini kuşattı. Kale kumandanı

Doğan Bey, Yıldırım Bayezıd komutasındaki Osmanlı Ordusu

yetişinceye kadar kaleyi başarıyla savundu. Yıldırım Bayezid

İstanbul kuşatmasını kaldırarak, Niğbolu önlerinde Macar kralı

Sigismund komutasındaki Haçlı ordusunu büyük bir bozguna

uğrattı.

@ İlk kez Avrupa'nın büyük devletlerinin de katıldığı, Orta

Çağ’da Osmanlı'ya karşı düzenlenen en büyük ve en geniş

katılımlı Haçlı Seferidir.

Sonuç: 1)Bu zaferden sonra Bulgaristan tamamen Türk topraklarına

katıldı.

2)Bu zafer Anadolu Türk Birliğinin sağlanmasında da etkili oldu.

3)Mısır'daki halife Yıldırım'a "Rum Diyarının Sultanı"

unvanını verdi.(Sultan-ı İklim-i Rum)

4)Haçlılar, uzun süre yeni Haçlı Seferi düzenleyememiştir. (1444

Varna Savaşına kadar)

ANKARA SAVAŞI (1402)

Sebepleri:

1) Asıl neden Türk-İslam dünyasında üstün ve lider olma mücadelesidir.

(Her iki hükümdarın da birbirlerine karşı üstünlük sağlamak istemesi )

2) Yıldırım tarafından toprakları alınan Anadolu Beylerinin Timur'a

sığınarak, onu kışkırtmaları.

3) Timur tarafından toprakları alınan Irak: Bağdat hükümdarı Celayiroğlu

Ahmet ve Azerbaycan’da devlet kurmuş olan Kara koyunlu hükümdarı Kara Yülük Osman'ın Yıldırım 'a sığınmaları

4) Timur'un Çin'e yapacağı sefer öncesinde batısında (arkasında) güçlü bir

devlet bırakmak istemeyişi.

5) Timur’un Sivas ve çevresini alarak halkı kılıçtan geçirmesi,

6 Yıldırım’ın Timur’a ait Erzincan’ı yakıp yıkması,

7) İki hükümdar arasında sert hatta hakarete varan mektuplaşmalar

8) Timur'un savaşın sorumluluğunu Yıldırım Beyazıt’a yüklemek için

kabul edilemez istekleri:

Timur’un İstekleri:

a) Kemah’ın Erzincan Emiri’ne geri verilmesi

b) Anadolu Beylerinin topraklarının iade edilmesi,

c) Celayiroğlu Ahmet ve Kara Yülük Osman'ın kendisine teslim

edilmesi,

d) Osmanlı Devletinin kendisine bağlılık bildirmesi (Timur adına

para bastıracak) ,

e) Bir şehzadenin Timur’a rehin olarak teslim edilmesi

Savaş:İki ordu arasında savaş, 28 Temmuz 1402’de Ankara

Çubuk ovasında yapıldı. Yıldırım Bayezıt ile oğullarından Musa

ve Mustafa Çelebi esir düştü.

Yıldırım Bayezıd esir düşen ilk ve tek Osmanlı padişahıdır.

Ankara Savaşını Osmanlıların Kaybetmesinin Nedenleri:

a) Osmanlı ordusundaki Anadolu beylikleri askerleri ve Kara

Tatarların Timur tarafına geçmesi,

b) Yardımcı Sırp kuvvetlerinin ve şehzadelere bağlı kuvvetlerin

savaştan erken çekilmesi

d) Osmanlıların teknik ve taktik yanılgıları,

e) Timur’un ordusunun sayısal üstünlüğü,

f) Timur ordusunun güçlü, yorulmamış ve fillerle destekleniyor

olması,

Ankara Savaşı ile ilgili Y.Bayezid’in hataları:

1- Malatya’yı ele geçirerek Memlukler ile arasını açması ve savaş sırasında Memluklerden destek alamaması.

2- Savaşı dağınık bölgede kabul etmemesi. Timur’un fillerle donatılmış

ordusunun dağlarda şansı olamazdı. 3- Ankara’ya geldiğinde Timur’un ordusunun hazırlıksız olduğunu

gördüğü halde saldırmaması. Timur’un ordusuna toparlanmak için fırsat

vermesi.

Ankara Savaşının Sonuçları:

1) Anadolu Türk siyasi birliği bozuldu.

@ Bu durum savaşın en önemli sonucudur. Çünkü Timur

tarafından Yıldırım tarafından toprakları alınan beylikler yeniden

kurulmutur. (Karesi ve Kadı Burhaneddin beylikleri hariç)

@ Ankara Savaşı ile dağılan Türk birliği ancak I.Selim

döneminde tekrar kurulmuştur.

2) Anadolu'yu ele geçiren Timur, İzmir’e kadar ilerlemiş ve

burayı Haçlılar'dan almıştır.

3) Osmanlı Devleti 11 yıl sürecek Fetret devrine (1402- 1413)

girdi.

4) Merkezi otorite bozularak Yıldırımın oğulları arasındaki taht

kavgası döneminde (fetret devrinde- Fasıla-i Saltanat) devlet,

dağılma tehlikesi geçirdi.

5) Osmanlı Devleti’nin imparatorluk aşamasına geçişini

geciktirdi.

6) İlk ve son kez bir Osmanlı padişahı savaşta esir düştü ve 8 ay

sonra esaret altında Akşehir’de öldü (1403) .

7) Balkanlar'da Osmanlı ilerleyişi bir süre durdu, hatta bazı

topraklar kaybedildi. Arnavutluk boşaltıldı.

8) İstanbul’un fethi ve Bizans'ın yıkılması 50 yıl gecikti.

Bizans kendini toplama imkânı buldu.

9) Bizans, şehzadeleri kışkırtarak Osmanlının iç işlerine karışma

imkânı elde etmiştir.

10) Karakoyunlu ve Akkoyunlu devletleri güçlenerek

Osmanlılara rakip hale geldiler

11) Osmanlı hazinesi ve arşivleri yağmalandı.

@ Kuruluş dönemi ile ilgili bilgilerimizin azlığının

nedenlerindendir.

12) Timur’un önünden kaçan Türkmenler Anadolu’ya göç

hareketini başlattılar. Bunun sonucunda Anadolu’nun nüfusunda

büyük bir artış meydana geldi.

13) Yıldırım’ın oğlu Şehzade Mustafa, Timur tarafından rehin

alınarak Semerkant’a götürüldü.

Page 6: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

Ankara Savaşı ile Osmanlı büyük bir sarsıntı geçirmesine

rağmen yıkılmamıştır. Bunun nedenleri: a) Devlet örgütlenmesinin sağlam temeller üzerine oturtulmuş olması.

b) Topraklarının bir kısmının, başkentinin (Edirne) Avrupa yakasında olması, Timur'un boğazlardan geçemeyişi.

c) Niğbolu Zaferinin kalıcı etkiler oluşturması.

d) Osmanlıya karşı Avrupa’nın bir araya gelecek durumda olamayışı.

e) Osmanlının adaletli yönetimi

Türklerin Batıya İlerleyişini Erteleyen Olaylar

1) 1096 – 1270 Haçlı Seferleri

2) 1243 Kösedağ Savaşı

3) 1402 Ankara Savaşı Türklerin Batıya İlerleyişini Durduran Olay: 1683 II. Viyana Bozgunu

FETRET DEVRİ - Şehzadeler Mücadelesi

(1402–1413)

Timur'un Anadolu'dan çekilmesinden sonra Yıldırım Bayezid’in

4 oğlu arasında başlayan ve Çelebi Mehmet’in yönetimi tek

başına aldığı tarihe (1402 – 1413 ) kadar geçen 11 yıllık

şehzadeler mücadelesi dönemine Osmanlı Tarihinde FETRET

DEVRİ denir.

Timur'un asıl amacı kendisine rakip olabilecek büyük bir Osmanlı

Devleti'nin oluşmasını engellemekti. Bu nedenle savaşı

kazandıktan sonra Anadolu Beylerinin topraklarını geri vererek,

Anadolu Türk birliğini parçaladı. Osmanlı ülkesini Yıldırım 'ın

oğullarına bıraktı.

1- Süleyman Çelebi Edirne’de,

2- İsa Çelebi Bursa’da,

3- Mehmet Çelebi Amasya’da,

4- Musa Çelebi Balıkesir’de hükümdarlık ilan ettiler.

Not:Mustafa Çelebi Timur tarafından Semerkant’a götürüldü.

Timur'un Anadolu'dan çekilmesinden sonra, kardeşler arasında

ilk mücadele İsa Çelebi ile Musa Çelebi arasında oldu. Musa

Çelebi başarılı olarak Bursa’da hükümdarlığını ilan etti. Edirne’de

Süleyman Çelebi’yi de yendi. Ancak Edirne’de zevk ve eğlenceye

düşmesi üzerine devlet adamlarının daveti ile Musa Çelebiyi

yenen Mehmet Çelebi ülkede birliği sağladı.

Bu karışıklık dönemde Rumeli’de Osmanlı yönetimine karşı

önemli bir ayaklanma olmamıştır. Aynı zamanda Osmanlı

Devleti bu dönemde ciddi bir toprak kaybına uğramamıştır

(Eflak hariç) .

Bunun sebepleri:

1) Osmanlı Devleti’nin Balkanlarda uyguladığı hoşgörülü ve

adaletli yönetim.

2) Timur’un Osmanlı ordusunu tamamen imha edememesi

3) Halkın çapulculara karşı güvenliğinin sağlanması

4) Uç beylerinin başarılı çalışmaları,

5) Niğbolu savaşının etkisi,

6) Avrupa’daki Yüzyıl Savaşları (1337–1453) nedeniyle büyük bir

karışıklık yaşanması

7) Tımar ve tahrir sistemi nedeniyle bölgede gelirin ve refahın

artması,

8) Fetihlerde yumuşak bir politika izlenmesi

9)İskan ve istimalet politikası ile Balkanların ve Rumeli’nin büyük

ölçüde Türkleştirilmiş olması

Not: Bu dönemde Şehzade Musa tarafından İstanbul

kuşatılmıştır.

Not: Ankara Savaşından sonra Osmanlı Devletine katılan ilk

beylik Saruhanoğulları’dır (1410) . Saruhanoğullarının, Osmanlı

Devleti’ne katılmasıyla Anadolu’da Türk siyasi birliğini sağlama

faaliyetleri yeniden başladı.

I. MEHMET(ÇELEBİ) DÖNEMİ

(1413–1421)

Amacı: Anadolu birliğini yeniden sağlayarak devleti

güçlendirmek.

1. Ankara Savaşının olumsuz ortamını sona erdirip, birliği

yeniden sağlamış, devleti yeniden kurmuştur. (II. Kurucu)

2. Eflak Osmanlılara yeniden bağlandı.

3. Venediklilerle İlk Deniz Savaşı yapıldı.(1416) (Ancak bu savaşı

Venedikliler kazandı.)

4. Samsun bölgesi egemenlik altına alındı. Böylece Karakoyunlu

ve Akkoyunlularla komşu olundu.

5. Anadolu Türk birliğini kurma çalışmalarını sürdürdü.

@ Saruhan ve Menteşeoğulları beylikleri tekrar Osmanlı

egemenliğine girdiler.@ Candaroğulları Osmanlılara bağlandı.@

Karamanoğulları beyliği üzerine sefer yapıldı.

6. Şeyh Bedreddin ve Mustafa Çelebi isyanları bastırıldı.

VENEDİKLİLERLE İLK DENİZ SAVAŞI (1416)

Ege denizinde Venediklilere ait adalardan Anadolu kıyılarına

saldırılar oldu.1415’te Ege denizine açılan 30 parçalık Osmanlı

donanması Türk ticaret gemilerine zarar veren Venedik

gemilerinden birkaçını esir almıştır.

1416’da Gelibolu açıklarında Venediklilerle yapılan ilk büyük

deniz savaşını Venedikliler kazandı. Donanma komutanı Çalı Bey

savaşta şehit duştu. Venedik komutanının da yaralanması üzerine

Türk donanması takip edilemedi. Bizans imparatoru Manuel’in

araya girmesi ile antlaşma yapıldı

ŞEYH BEDREDDİN İSYANI(1418–1420)

Fetret Devrinde Şehzade Musa'nın kazaskerliğe kadar yükselmiş olan daha

sonra İznik'te göz hapsinde tutulan Şeyh Bedreddin (Batıni mezhebinden),

mülkiyetin ortak olduğu şeklinde fikirlerle ve İslam'a aykırı düşüncelerle

etrafına çok sayıda mürit topladı.

Bedreddin’in düşüncelerinin etkisi ile Börklüce Mustafa İzmir

dolaylarında, Torlak Kemal ise Manisa'da isyan başlattı.

Sadrazam Beyazıt Paşa bu ayaklanmaları bastırarak Börklüce Mustafa ve

Torlak Kemal’i öldürttü. Faaliyetleri Osmanlı yönetimini rahatsız etmeye başlayınca Şeyh Bedrettin

Rumeli'ye geçmiş, sapık fikirlerini yayarak yeni bir saltanat kurma

iddiasıyla Fetret döneminin oluşturduğu siyasi ve ekonomik bozukluklardan yararlanarak isyan etmiştir (1419).

İznik’ten Rumeli'ye kaçan Şeyh Bedreddin Silistre, Dobruca ve

Deliorman dolaylarından çok sayıda taraftar topladı. Şeyh Bedreddin'in Deliorman'da başlattığı ayaklanma kısa zamanda bastırıldı. Şeyh

Bedreddin yakalandı ve Serez'de idam edildi (1420).

Önemi:

1)Şeyh Bedrettin’in isyan etmesinin temel sebebi, Fetret Devrinde,

devletin parçalanmış halini görüp hükümdarlığa heveslenmesidir.

2) Bu isyan, Osmanlılardaki ilk dini, siyasi ve sosyal nitelikli isyandır.

3) Şeyh Bedreddin İsyanı devletin gücünü sarsan, Anadolu Selçuklu

Devleti döneminde meydana gelen BABA İSHAK isyanına benzer.

5- ŞEHZADE (DÜZMECE ) MUSTAFA ÇELEBİ İSYANI

*Timur Ankara Savaşından sonra Yıldırım Beyazıt’ın oğlu Şehzade

Mustafa Çelebiyi rehin alarak yanında Semerkant'a götürmüştü.

*Timur'un ölümüyle serbest kalarak Anadolu'ya gelen Mustafa'nın gerçek Mustafa olup olmadığı bilinmediğinden "Düzmece Mustafa" da

denilmiştir. (Diğer görüşe göre ise halkın desteğini almasını önlemek için

“Düzmece” denilmiştir)

*Anadolu’ya gelerek Bizans’la anlaşan Mustafa Çelebi, kardeşi Mehmet Çelebi'ye karşı taht kavgasına girmiş, ancak yenilerek Bizans'a sığınmıştır.

*Çelebi Mehmet Mustafa'nın gözaltında tutularak kontrol edilmesi için

Bizans'la anlaşmıştır. (II. Murat devrinde tekrar ayaklanacaktır.)

Page 7: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

II. MURAT DÖNEMİ

(1421–1451)

II. DÜZMECE MUSTAFA İSYANI(1422): Çelebi Mehmet

döneminde giriştiği mücadeleyi kaybeden Mustafa Çelebi, II.

Murat döneminde, Bizans imparatoru tarafından Aydın oğlu

Cüneyt Bey’le birlikte taht mücadelesi için Gelibolu’ya

gönderildi.

**Gelibolu'ya giden Mustafa Çelebi, Rumeli'deki halk ve askerler

tarafından padişah olarak tanındı. Bu arada Anadolu Beylikleri de

Osmanlılara karşı saldırıya geçtiler.

**Osmanlı Devleti tehlikeli bir döneme girdi. Mustafa Çelebi,

Gelibolu’ya çıkarak Gelibolu kalesinin alınması için Aydın oğlu

Cüneyt Beyi burada bıraktı. Kendisi de Edirne üzerine yürüdü.

Rumeli Beylerbeyi Beyazıt Paşa, Mustafa Çelebi'nin üzerine

gönderildi. Ancak, Beyazıt Paşa, Mustafa Çelebi'nin yanına geçti.

**Bu gelişmeler karşısında Gelibolu Kalesi teslim oldu. Bizans

imparatoru Manuel Gelibolu’yu kendisine teslim etmeyen

Mustafa Çelebi’den desteğini çekti.

**II. Murat, Rumeli askerlerini ve uç beylerini kendi tarafına

çekmeyi başardı. Cüneyt Beye de İzmir ve Aydın ilini vaat ederek

Mustafa Çelebi’den ayrılmasını sağladı.

**Ulubat civarında yapılan savaşı kaybeden Mustafa Çelebi

Edirne’ye çekildi. Eflâk’a kaçma girişiminde bulunan Mustafa

Çelebi Edirne'de yakalandı ve hanedandan olmadığı ilan edilip,

idam edildi (1422).

İSTANBUL KUŞATMASI (1422) :II. Murat, Mustafa Çelebi

olayı nedeniyle, İmparator Manuel'i cezalandırmak için İstanbul'u

kuşattı (1422).

İmparator Manuel, bu kuşatmadan kurtulmak amacıyla, II.

Murat'ın 13 yaşındaki kardeşi Şehzade Mustafa Çelebi'yi isyana

kışkırttı.

KÜÇÜK MUSTAFA İSYANI (1423).Bizans’ın elinde rehin bulunan Şehzade Mustafa Çelebi, Karamanoğulları ve Germiyan oğulları’ndan

aldığı kuvvetlerle Bursa'yı kuşattı.

**Halkın rica ve hediyeleri sonunda Bursa'yı almaktan vazgeçen Şehzade Mustafa Çelebi, İznik'e geldi ve kenti aldı.

** II.Murat, bu olay üzerine İstanbul kuşatmasını kaldırırken, Bizans, bir

kez daha amacına ulaşmış oluyordu. İznik üzerine yürüyen II. Murat, şehzadenin yakın adamlarını elde ederek kardeşini yakaladı ve idam

ettirdi (1423) .

ANADOLU’DAKİ OLAYLAR

Sultan II. Murat Anadolu’da Anadolu Türk birliğini sağlamak için

mücadeleyi sürdürdü. 1- Aydınoğulları, Menteşeoğulları ve Hamitoğulları beyliğine son verildi.

2- Candaroğlu ve Karamanoğulları beyliğine ait bazı topraklar alındı.

3- Germiyanoğlu beyliğinin toprakları Yakup Beyin ölümü üzerine

vasiyeti yolu ile Osmanlılara geçti.

BALKANLAR'DAKİ ÖNEMLİ OLAYLAR Balkanlardaki egemenliği güçlendirmek için Rumeli’ye yöneldi. Sırbistan

ve Macaristan üzerine seferler düzenlendi. Belgrat kuşatıldı ise de

alınamadı.

1- EDİRNE-SEGEDİN ANTLAŞMASI(1444): Antlaşma Maddeleri

1. Sırp krallığı Osmanlılara vergi vermek koşuluyla bağımsız olacak

2. Eflak, Osmanlılara vergi vermek koşuluyla Macaristan’a bağlanacak

3. Tuna nehri iki devlet arasında sınır olacak 4. İki taraf birbiri ile on yıl savaşmayacak.

Önemi ve Sonuçları

1) Osmanlıların Balkanlarda haçlılar (Macarlar) ile imzaladığı ilk

antlaşmadır.

2) Osmanlıların Balkanlarda rahatlanmasını ve yeniden toparlanmasını

sağladı.

3) Balkanlarda Osmanlı üstünlüğünü sarsmıştır.

4) Osmanlılar bir miktar toprak kaybetmiştir.

5) İlk defa sınır kavramı ortaya çıkmış ve Osmanlılar ile Haçlılar arasında

Tuna nehri sınır olmuştur.

6) II. Murat’ın itibarı sarsıldı. II. Murat tahtı 12 yaşındaki oğlu II.

Mehmet’e bıraktı.

NOT: II. Murat, tahtı kendi isteği ile bırakan tek Osmanlı Padişahıdır.

II. Murat’ın Tahttan Ayrılmasındaki Etkenler

a) Balkanlarda üst üste alınan yenilgiler b) Devlet büyüklerinden alınan tepkiler

c) Oğlu Alaaddin’in ölümü

d) Asker, devlet adamları ve halk üzerindeki etkisini kaybetmesi e) Yaşlılığını ve hastalığını ileri sürmesi

@ Segedin Antlaşması sonrası, II. Murat’ın tahtı oğlu II. Mehmet’e

bırakması biri Osmanlı içinde diğeri de Avrupa olmak üzere iki önemli sonuç doğurdu.

1- Osmanlı Yönetimindeki Etkisi: Küçük yaştaki bir şehzadenin tahta

çıkarılması Osmanlı Devleti içinde bir buhrana neden oldu. Devlet adamları arasında( Türk- devşirme) nüfuz mücadelesi başladı. Bu

mücadele Çandarlı sülâlesinin Fatih tarafından yönetimden

uzaklaştırılmasına kadar devam etmiştir. 2-Avrupa’daki Etkisi: Osmanlı tahtına çocuk yaştaki bir hükümdarın

geçmesi Avrupa'da yeni bir ümit doğurdu. Papalığın Segedin Barışının

kabul edilemeyeceğini bildirmesi, üzerine Türklere karşı yeni bir haçlı seferi hazırlıklarına başlandı.

NOT: Osmanlı tarihinde imzalanan ancak yürürlüğe konulmayan dört

anlaşma vardır.

1) 1444 Edirne Segedin Antlaşması

2) 1732 Ahmet Paşa antlaşması (İran ile) 3) 1878 Ayestefanos Antlaşması (Yerine Berlin Ant.)

4) 1920 Sevr Antlaşması (Yerine Lozan Antlaşması )

2- VARNA SAVAŞI (1444):

Savaş: Haçlıların sınırı geçip Varna önlerine gelmesi üzerine II. Murat,

devlet adamlarının ve askerlerinin desteği ile tahta ikinci kez geçti. Haçlı ordusunu Varna'da yendi. Macar kralı Ladislas öldürüldü.

Sonuçları

1) Osmanlıların daha önceki yenilgilerinin izleri ortadan kalktı. 2) Yunanistan ve Bulgaristan doğrudan Osmanlı Devletine bağlanmıştır.

3) Osmanlı Devletinin Balkanlardaki hâkimiyetini pekiştirdi.

4) Ankara Savaşı'ndan sonra Osmanlıların eski gücüne ulaştığını gösteren ilk olaydır.

5) II. Murat bir müddet sonra tahtı oğluna bırakarak Manisa’ya çekildi.

BUÇUKTEPE İSYANI( 1446) VE II. MURAT'IN 3.KEZ TAHTA

GEÇMESİ: Para ayarının düşüklüğü ve cülus bahşişinin verilmemesi

gerekçesiyle 1446’da Edirne BUÇUKTEPE’DE yeniçeri isyanı çıktı.

Bu isyanın asıl amacı ise Çandarlı Halil Paşa’nın etkisiyle yeniçerilerin

II. Murat’ın tekrar padişah olmasını sağlamaktır.

İsyan, yeniçerilerin maaşına zam yapılarak bastırıldı.

*Yeniçerilerin devlete karşı yapmış oldukları ilk isyandır.

Mora despotunun da faaliyetler de bulunması üzerine II. Murat üçüncü

defa tahta geçti (1446) .

II. KOSOVA SAVAŞI (1448):

Nedenleri

1) Türkleri Balkanlar'dan atma düşüncesi 2) Bizans'ın ve papanın

kışkırtması 3) Macar Kralı Jan Hünyad’in (Hünyadi Yanoş’un) Varna Savaşının intikamını almak istemesi. 4) Macar kralı Hunyadi Yanoş’un

haçlıları toplayarak Türkleri Balkanlardan atmak istemesi.

Savaş: Osmanlılar ile Erdel, Eflak, Bohemya, Alman, Macar Ve Polonyalılardan oluşan Haçlılar arasında oldu. Savaşı Osmanlılar kazandı.

Sonuçları

1) Balkanlar'ın kesin bir Türk yurdu olduğu ve Türklerin

Balkanlar'dan atılamayacağı anlaşılmıştır.

2) Bir dönüm noktası özelliğindedir. Haçlıların son taarruzu, Osmanlıların

son savunmasıdır.

3) II. Viyana kuşatmasına kadar Türkleri Balkanlardan atmak için yapılan

Haçlı seferleri durdu.

4) Balkanlar, Türklerin Orta Asya ve Anadolu’dan sonra üçüncü yurdu

oldu.

5) Haçlıların İstanbul’u kurtarmak amacıyla düzenledikleri son sefer oldu. İstaanbul'un fethi kolaylaştı. (Fatih'in kuşatmasında Bizans, Avrupa’dan

beklediği yardımı bulamadı.)

6) Osmanlıların İslam dünyasındaki saygınlığı arttı.

7) Selanik, Yanya, Serez Venedik’ten alındı.

8) Bu zafer ile Tuna nehrinin güneyindeki Osmanlı egemenliği

sağlamlaşmıştır. Osmanlıları Balkanlardan atacak güç kalmadı.

NOT: İkinci Kosova savaşı İslâm'ın ilk yıllarında Müslümanların son

savunma savaşı olan Hendek(627), Anadolu Selçuklu Devletindeki

Miryekefelon (1176),Kurtuluş Savaşındaki Sakarya savaşları gibi savunmadan taarruza geçilen savaşlara benzer.

1451 tarihinde II. Murat’ın ölümü üzerine yerine oğlu II. Mehmet geçti.

Page 8: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

OSMANLI KÜLTÜR VE MEDENİYETİ OSMANLIDA DEVLET ANLAYIŞI

Padişahlık, Osman Bey'in erkek soyundan gelenlere özgüdür. Fatih

döneminde egemenlik hakları, hanedana değil, yalnızca padişah

olan hanedan üyesine tanınmış olup padişah ölünce yerine yalnızca

oğullarından birinin geçmesi kuralı konmuştur.

I.Ahmet döneminde egemenlik hakları, hanedanın en büyük ve

aklıbaşında olan erkeğine verilmiştir (ekber ve erşed).

Osman Bey

Orhan Bey

Ülke hükümdar ailesinin ortak malıdır.

I.Murat Ülke padişah ve oğullarınındır.

II.Mehmet Ülke padişahındır.

I.Ahmet Padişah ekber ve erşed olandır.

Padişah oğulları, sancak valisi olarak yönetim deneyimi

kazanırken, kendilerini yetiştirecek bir görevlide (Iala) yanlarında

bulunmuştur (önemli şehzade sancakları: Amasya, Kütahya,

Konya, Trabzon, Manisa, Antalya, Sivas, Aydın ve Balıkesir'dir –

Not:Sancağa Çıkma Usulü ile yetiştirilen ilk padişah I.Bayezıt

son padişah ise III.Mehmet’tir

Not:Sancağa çıkma usulü I.Ahmet döneminde kaldırılmış,

Kafes Usulüne geçilmiştir.

Bu durumun doğurduğu sonuçlar:

*Şehzadelerin psikolojik sorunlar yaşamasına

*Yönetim tecrübesi kazanamamalarına

*Halktan kopuk yaşamalarına ve halkın sorunlarını fark

etmemelerine sebep olmuştur.

Not:Şehzadeler ‘’cülus töreni’’ ile tahta çıkar ve ‘’kılıç alayı’’

düzenlenirdi.

Hükümdarlık belirtileri şunlardır: Sancak, tuğ, hutbe; para

bastırma, kılıç alayı, cülus bahşişi dağıtma

Hükümdarlık ünvanları da şöyle sıralanabilir: Padişah, Han,

Sultan, Hakan, Imparator, Halife.

Egemenlik; dine, verasete, kişisel güç ve yeteneklere bağlıdır.

Dinsel nitelikli olan padişah, Yavuz Selim'den itibaren "Halifelik"

ünvanının kullanılmasıyla resmen dini nitelikli bir hale gelmiştir

(Teokratik monarşi).

Devlet işleri yürütülürken müftüden (şeyhülislam) "fetva" alınırdı.

Müftüyü göreve getiren de padişahtı. Fetva makamı, padişahı

sınırlıyor olsa da padişahın denetimi ve emri altında idi. Padişah

keyfi davranamaz; davranırsa da bunu kurala uydurmak zorunda

idi. Meşruti dönemlerde bile padişahın egemenlik hakkı

korunmuştu. Osmanlılarda tam bir merkeziyetçilik vardı.

PADİŞAHLARIN YETKİLERİ:

Padişahın yetkileri sınırsızdır. (Şeriat ve geleneklerin dışına

çıkamamak kaydıyla) Ancak dağılma döneminde padişahın

yetkilerine bir takım sınırlamalar getirilmiştir.

BELGE SINIRLANDIRMA ŞEKLİ

Sened-i İttifak Sözleşme ile

Tanzimat-Islahat Fermanla (Kendi kendini)

I. ve IIMeşrutiyet Kanun-i Esasi ile

NOT: Padişahın yetkilerini en üst düzeye çıkaran belge

Kanunname-i Ali Osman’dır.

Padişah yetkilerini aşağıdaki yollarla kullanırdı;

Kulluk Sistemi: Devşirmeler padişahın kuludur. Padişah bunların

üzerinde ölüm hakkına dahi sahiptir. Müsadere uygulanır.

Müsadere: Kişinin malına devlet tarafından el konmasıdır. (II.

Mahmut döneminde kaldırılmıştır.)

Ferman: Padişah buyruğudur.

Berat: Padişah tarafından verilen bir şeye sahip olma veya bir

şeyi yapma yetkisi.

OSMANLI ORDUSU:

1)KAPIKULU ASKERLERİ A)KAPIKULU PİYADELERİ

1)ACEMİ OĞLANLAR OCAĞI: &Yeniçeri ve diğer Kapıkulu ocaklarına asker yetiştirmek için

kurulmuştur.

&Türk ailelerinin yanından gelen devşirme çocukları burada

yapılan askeri eğitimden sonra sınavdan geçirilir, başarılı olanlar

Enderun’a alınırdı.

&Diğerleri Kapıkulu ocaklarına dağıtılırlardı.

2)YENİÇERİ OCAĞI: &Kapıkulu ocaklarının en önemlisidir.

&Savaş zamanında merkezde bulunur ve padişahı korurlardı.

&Barışta ise Divan muhafızlığı yapmak, İstanbul'un güvenliğini

sağlamak, sınırlardaki kalelerde muhafızlık yapmak gibi

görevleri vardı.

&Yeniçerilere üç ayda bir "Ulufe" denilen maaş, padişah tahta

çıktığında "Culüs Bahşişi", ilk sefere çıktığında da "Sefer

Bahşişi" verilirdi.

&Yeniçerilerin komutanına "Yeniçeri Ağası" denilirdi.

3)CEBECİLER: &Komutanlarına "Cebecibaşı" denilirdi.

&Yeniçerilerin silahlarını ve zırhlarını yapar, onarır ve silah

ambarlarında muhafaza ederlerdi.

4) TOPÇU OCAĞI

&Bu ocağın görevi top dökmek ve topları kullanmaktı.

&Osmanlılar topu ilk defa I.Kosova Savaşında kullandılar

5)TOP ARABACILARI OCAĞI: &Top arabalarını yapan ve topları taşıyan ocaktı.

&Komutanlarına "Arabacıbaşı" denirdi.

6)HUMBARACILAR OCAĞI:

&Havan denilen toplarla, humbara denilen gülleleri hazırlayan ve

kullanan ocaktı.

&Komutanına "Humbaracıbaşı" denirdi.

&Bu ocağa Kumbaracı ocağı da denilmektedir.

7)LAĞIMCILAR OCAĞI &Kale kuşatmalarında, hendek kazarak veya fitil döşeyerek

surları yıkan teknik bir sınıftı.

&Komutanına "Lağımcıbaşı" denirdi.

8)SAKALAR:

&Kapıkulu askerlerinin sularını taşırdı.

&Komutanına "Sakabaşı" denirdi.

Page 9: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

B)KAPIKULU SÜVARİLERİ(ATLILARI)

Altı Bölük halkı da denirdi. Derece ve maaş yönünden

Kapıkulu Piyadelerinden üstündüler. 1)Sipahi 2)Silahtar 3)Sağ Garipler 4)Sol Garipler

5)Sağ Ulufeciler 6)Sol Ulufeciler

Sipahi ve silahtarlar :Savaş sırasında padişahın çadırını koruyan

özel askerlerdir.

Sağ ve Sol ulufeciler Saltanat sancaklarını koruyan görevlilerdir.

Sağ ve sol garipler; Ordunun ağır silahları, topları ile askeri araç

gereçleri ve hazineyi korurlardı

2)EYALET ASKERLERİ 1)TIMARLI SİPAHİLER: &Tımar sistemi daha önceki Müslüman Türk devletlerinde

gördüğümüz Ikta sisteminin Osmanlılar tarafından geliştirilmiş

şekliydi.

&Tımarlı Sipahiler kendilerine Dirlik verilen kişilerin beslemek

zorunda oldukları tamamı Türklerden meydana gelen atlı

askerlerdi. (Cebelü)

&Savaş sırasında ordunun sağ ve sol kanatlarında durarak, ordu

merkezini yanlardan gelecek saldırılara karşı korurlardı.

&Kanuni Sultan Süleyman'ın son zamanlarına kadar devletin en

önemli ve en büyük askeri gücüydü.

NOT: Kanuni döneminde 12 bin yeniçeriye karşılık, 100–150

bin kadar tımarlı sipahi vardı.

2)AKINCILAR: &Sınır boylarında oturan Türklerden meydana gelen hafif süvari

kuvvetleriydi.

&Başlıca görevleri; ordunun keşif hizmetlerini görmek, kaçan

düşmanı kovalamak, düşmanı oyalamaktı.

3)AZAPLAR: Kelime anlamı bekâr demektir.

Masrafları kendi şehir ve kasaba halkı tarafından karşılanan

gönüllü kuvvetlerdi.

Henüz evlenmemiş genç erkekler azap yazılabilirlerdi.

Gönüllülerden oluşan yayalardır.

Savaşta ordunun en önünde yer alırlardı.

Yerleşim birimlerinin güvenliğinin sağlanması, kalelerin

savunulması gibi görevleri yerine getirirlerdi.

4) DELİLER:

&Asıl olarak kendilerine kılavuz, rehber manasına gelen delil ismi

verilmesine karşın, cesur ve korkusuzca düşmana atılmaları

nedeniyle halk arasında deli olarak anılmışlardır.

&Üzerlerine ayı veya sırtlan postundan kılları dışarıda şalvarlar

giyerlerdi.

&Başlarında tüylü bir miğfer, ellerinde de yine tüylü bir kalkan

bulunurdu. Ayaklarında mahmuzlu çizmeleri vardı.

&Deli adını almalarının sebebi gönüllü 20-25 yaş arası gençlerden

oluşmalarıydı ve savaşlarda ordunun en ön saflarında

çarpışmalarıydı.

&Bayraklarında "Kaderde ne varsa o gelir başa" yazılıydı.

5)GÖNÜLLÜLER: &Sınırdaki kasaba ve şehirleri korumakla görevliydiler.

6)BEŞLİLER: Her beş haneden bir kişi alınarak oluşturulan bu birlikler sınırdaki

kalelerin korunmasında görevlendirilirdi.

7)YAYA VE MÜSELLEMLER Ordunun önünde giderek yolları ve köprüleri onarırlardı.

8)TURNALAR

Savaş sırasında ordunun haberleşmesini sağlayan birliklerdir.

3)YARDIMCI KUVVETLER: Bir savaş zamanında bağlı hükümetlerin(Kırım, Eflak-Boğdan)

askerleri de Osmanlı ordusuna yardım ederlerdi.

NOT:Bunlar içinde en önemlisi Kırım kuvvetleriydi.

B)DENİZ ORDUSU(DONANMA): &Osmanlılar Orhan Bey zamanında Karesi Beyliğini ele geçirince

bu beyliğin donanmasına da sahip olmuşlardır.

&Yıldırım Bayezid tarafından Gelibolu'da bir tersane yapılmıştır.

&Fatih zamanında gelişmeye başlayan donanma, II. Bayezid

zamanında Kemal Reis'in, Kanunî zamanında da Barbaros

Hayrettin Paşa'nın Osmanlı hizmetine girmesiyle Akdeniz'de en

üstün güç haline gelmiştir.

&Donanma komutanına Kaptan-ı Derya veya Kaptan Paşa,

deniz askerlerine ise “Levent” denirdi.

&Gemi yapımı ve diğer tersanelerin diğer hizmetlerini yerine

getirmek Tersane Emini’nin göreviydi.

&Barbaros Hayrettin Paşa, Turgut Reis, Salih Reis, Piri Reis,

Murat Reis, Seydi Ali Reis, Kılıç Ali Reis meşhur Türk

denizcileridir.

&Donanmanın bütün gemileri Gelibolu, Haliç, Rusçuk ve

Suveyş tersanelerinde yapılırdı.

&16 yy sonlarına kadar Osmanlı donanmasının esasını “Çekdiri”

sınıfından gemiler (kürekle çekilen gemiler) oluşturdu.

&Bunların en önemlileri; Kadırga, Fırkate, Karamürsel, Kütük,

Kalite, Mavna ve Baştarde idi.

NOT:Kaptan-ı Derya’nın bindiği büyük kadırga gemisine

BAŞTARDE denirdi

OSMANLI TOPRAK SİSTEMİ

A)MÜLK ARAZİ: Mülkiyeti kişilere ait topraklardır. İki

bölümde incelenebilir:

1)ÖŞRIYYE (ÖŞÜR TOPRAKLAR): Bu topraklar, fethedildiği

zaman Müslümanlara verilmiş veya fethedildiğinde Müslümanlara

ait olan topraklardır. Bu gibi topraklar sahiplerinin malı olup,

dilediği gibi kullanırlar, satabilirler, vakfedebilirler ya da

çocuklarına miras olarak bırakabilirlerdi.

NOT: Bu toprakların sahipleri arazi vergisi olarak “Çift

Resmi”, ürün vergisi olarak da "Öşür" vergisini verirlerdi.

2)HARACIYE (HARACÎ TOPRAKLAR): Bu topraklar bir

yerin fethinden sonra Gayrimüslim halkın elinde bırakılan, onlara

mülk olarak verilen topraklardır. Sahipleri, dilediği gibi

kullanırlar, satabilirler, vakfedebilirler ya da çocuklarına miras

olarak bırakabilirlerdi.

Not:Bu toprakların sahipleri arazi vergisi olarak “Harac-I

Muvazzaf” ürün vergisi olarak da “Harac-I Mukassem”

vergisini verirlerdi.

Page 10: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

B)MİRİ ARAZİ: Mülkiyeti devlete ait olan arazilerdir.

1)Vakıf Arazisi: Geliri cami, medrese, kervansaray, bedesten ve

şifahane gibi hayır kurumları için ayrılan topraklardır. (Satılamaz,

devredilemez, miras bırakılamaz)

2)Paşmaklık Arazi: Geliri padişah eşlerine, kızlarına ve

annelerine verilen topraklardır.

3)Malikane Arazi: Devlet yönetiminde üstün hizmetleri bulunan

kişilere verilirdi.

Not: Bu topraklar artık o şahısların mülkü olduğundan

çocuklarına miras bırakabilirdi

4)Mukataa Arazi: Geliri doğrudan doğruya hazineye bırakılan

topraklardır. Bu toprağı işleyen halk iltizam yoluyla vergilerini

hazineye öderdi.

5)Yurtluk Arazi: Sınır boylarında görev yapan komutanlara ve

akıncı beylerine verilirdi.

6)Ocaklık Arazi: Geliri tersane giderleri için ayrılan arazilerdir.

Ayrıca kale muhafızlarına da verilirdi.

NOT:Ocaklık sahibi kumandanlar aldıkları toprağı miras

bıakabilirdi.

7)Dirlik Arazi: Has, Zeamet ve Tımar olmak üzere üçe ayrılır.

Tımar Arazi şu kısımlardan oluşur:

a)Hizmet Tımarı: Saray görevlilerine verilir.

b)Mustahfaz Tımarı: İmam ve müezzin gibi din adamlarına

verilir.

c)Eşkinci Tımarı: Savaşta yararlılık gösteren asker ve

komutanlara verilir.

DİRLİK (TIMAR) SİSTEMİNİN YARARLARI NELERDİR?

Devlet bazı görevlilerine maaş vermekten kurtuluyor

Devlet asker yetiştirmekten kurtuluyor

Üretimin devamlılığı ve artışı sağlanır

Tımarlı sipahiler bulundukları yerlerde güvenliği sağlıyor.

Vergilerin toplanması kolaylaşıyor.

Göçebelerin yerleşik hayata geçmesi sağlanmıştır.

Not: En önemlisi toprakların mülkiyeti devlete ait olduğu için

Avrupa’daki gibi feodal bir toprak yapısı görülmemiş; toprak

ağalarının ve köle çiftçi sınıfının ortaya çıkması engellenmiştir.

TIMAR SİSTEMİNİN BOZULMASININ MEYDANA

GETİRDİĞİ SONUÇLAR:

1)Devlet ulûfeli tüfekli kapıkulu askerinin sayısını artırmak

zorunda kaldı.

2)Sayıları çoğalan kapıkullarına ulûfe yetiştirmek güçleşti.

Hazinenin yükü arttı.

3)Eyaletlerdeki tımarlı sipahiler ile kapıkulu birbirine karşı denge

unsuru idiler. Tımarlı sipahiler kalkınca, kapıkulları devlete

hükmeder hale geldiler.

4)Kapıkulu askeri ihtiyacı artınca "devşirme sistemi" de bozuldu.

Devşirme olmayan kişiler de kapıkulu askeri yapıldı.

5)Köylü kapıkulu askeri olmak isteyince toprağını bıraktı. Bu

yüzden üretimde azaldı.

OSMANLI EKONOMİSİNDE TARIM

Osmanlı ekonomisinin en önemli sektörü tarımdır. 17. yüzyılın başlarına

kadar Osmanlı devleti tarım ürünleri bakımından kendine yeten bir ülkeydi.

Ancak, zaman zaman karşılaşılan kuraklık, sel, isyanlar, göçler ve tımar sisteminin bozulması üretim kayıplarına neden olmuştur. Özellikle

hububat, bağ-bahçe ziraatı ön plandayken, 18. yüzyıldan itibaren Avrupa'da

sanayinin gelişmesi doğrultusunda tütün, pamuk gibi sanayi bitkilerinin üretimi önem kazanmıştır. Ayrıca Avrupa'nın tarım ürünü ihtiyacı artınca

Osmanlı Devletinde geçimlilik düzeyde üretimden Pazar Ekonomisi'nin

ihtiyaçlarını karşılayacak bir üretim düzeyine gelinmiştir.

OSMANLI EKONOMİSİNDE HAYVANCILIK

Hayvancılığın Osmanlı ekonomisine katkıları şunlardı: Tarım alanında: Toprakları ekmek için öküz, manda gibi

hayvanlardan yararlanılıyordu.

Gıda alanında: Etinden yağından, sütünden yararlanılıyordu.

Sanayi alanında: Yünü ve derisi giyim, dokuma ve ayakkabı

üretiminde hammadde olarak kullanılıyordu.

Ulaşım alanında: At, katır, eşek gibi hayvanlar taşıma ve

ulaştırmada kullanılıyordu.

Maliye alanında: Hayvanlardan ve hayvansal ürünlerden alınan

vergiler devletin başlıca gelir kaynaklarını oluşturuyordu.

OSMANLILARDA TİCARET

ANADOLU'DA TİCARET YOLLARI:

Sağ Kol: İstanbul'dan (Üsküdar) başlayan bu yol, Konya, Adana

üzerinden Halep'e uzanıyordu.

Orta Kol: İstanbul’dan (Üsküdar) başlayan bu yol, Diyarbakır’a

buradan da Musul ve Bağdat’a kadar uzanıyordu.

Sol Kol: İstanbul'dan (Üsküdar) başlayan bu yol, Erzurum ve

Kars'a uzanıyordu.

RUMELİ'DE TİCARET YOLLARI:

Sağ Kol: İstanbul'dan Bulgaristan, Eflak-Boğdan ve Erdel'e

uzanıyordu.

Orta Kol: İstanbul'dan Edirne,Belgrad üzerinden Avrupa içlerine

uzanıyordu.

Sol Kol: İstanbul'dan Edirne, Selanik üzerinden Mora'ya

uzanıyordu.

OSMANLI TİCARET GELİRLERİNİ ETKİLEYEN

FAKTÖRLER:

*Ticaret yollarının değişmesi(Ümit Burnu)

*Kapitülasyonlar

*1838 Balta Limanı Antlaşması

&Şehirlere gelen mallar, bedesten, çarşı ve kapan hanlarında

satışa sunulurdu.

Not: İlk bedesten Orhan Bey zamanında Bursa’da açılan İpek

Hanı’dır

Bedesten: kıymetli kumaşlar, mücevherler ve buna benzer eşyanın

satımına mahsus üstü kapalı, mahfuz çarşıların bütününe verilen

addır.

Kapan Hanı: Her biri tek bir cins ticaret maddesinin toptan satışı

ya da dağılımının yapıldığı kapalı Pazar yerleridir. Kapan hanları,

dağıtımı yapılan malın adıyla anılırdı. Unkapanı, Yağkapanı… gibi

&Kapalı Pazar yerleri dışında büyük şehirlerde açık Pazar yerleri

de vardı. Bu Pazar yerleri haftanın belli günlerinde açılan ve

satılan ürünlerin adıyla anılan yerlerdir. Saman Pazarı, Et Pazarı…

Not:Osmanlıda ticari yerleri denetleyen görevli “Muhtesip” tir ESNAF TEŞKİLATI

Esnaf birliklerinin kökleri Ahiliğe kadar uzanmaktadır.

Ahiliğin temeli de Abbasiler döneminde görülen Fütüvvet Birliklerine dayanır.

Ahiler üzerinde merkezi yönetiminin denetimi artınca esnaflar LONCA

adı verilen teşkilat çevresinde örgütlenmiştir.

LONCA TEŞKİLATI

Osmanlı toplumunda esnaflar “Lonca” adı verilen teşkilatlara

sahiptiler. Her esnaf muhakkak bir loncaya kayıtlı olur, loncasının

koruması ve denetimi altında bulunurdu. Bugünkü tabipler odası, mimarlar odası, şoförler cemiyeti gibi... Dükkân açma hakkına GEDİK

denilirdi. Gedik'e sahip olmak için çıraklık, kalfalık yapıp, ustalık

belgesini almak gerekirdi.Loncalarda mesleki eğitim verilirdi Her esnaf kendi loncasına üye olur, loncanın denetimi ve koruması altında

bulunurdu.

16. yy kadar Müslüman ve Hıristiyanlar aynı loncaya üye olabilirken, daha sonra loncalar ayrıldı.

Her loncada yaşlılardan oluşan bir kurul bulunur, kurulun en yaşlı kişisi

başkan olur ve Şeyh unvanı taşırdı. Loncanın günlük işleri, şeyhin Kethüda denilen yardımcısı tarafından

yürütülürdü.

LONCANIN GÖREVLERİ:

Çıraklıktan kalfalığa, kalfalıktan ustalığa geçecekleri belirlemek

Üye sayısını, üretilen ürünlerin kalitesini ve fiyatını belirlemek

Esnaf ile hükümet arasındaki ilişkileri düzenlemek

Üyelerin zararlarını karşılamak, kredi vermek

Page 11: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

FATİH SULTAN MEHMET DÖNEMİ

(1451-1481)

İSTANBUL'UN FETHİ (29 MAYIS 1453):

İSTANBUL'UN FETHİNİ GEREKTİREN

SEBEPLER:

1)- Bizans'ın Osmanlı şehzadelerini koruyarak ve

kışkırtarak, taht kavgalarına neden olması,

2)- Bizans'ın Osmanlı'ya karşı düzenlenen Haçlı seferlerini

teşvik etmesi,

3)- Osmanlı toprak bütünlüğünü bozan bir konumda olması

(Osmanlı topraklarıyla çevrili bir ada görünümündeydi.

Osmanlı'nın Anadolu'dan Rumeli'ye, Rumeli'den

Anadolu'ya geçişi zordu)

4)- İstanbul'un boğaza hakim bir konumda olması ve bu

yüzden Karadeniz Akdeniz su yolunun anahtarı konumunda

olması.

5)Hz Muhammed’in Hadisi

FATİH'İN FETHİ KOLAYLAŞTIRMAK İÇİN

ALDIĞI TEDBİRLER:

1)Bizans'a denizden gelebilecek yardımı önlemek amacıyla

Anadolu Hisarı'nın karşısına Rumeli hisarını yaptırdı.

2)Bizans'a Balkanlardan gelebilecek muhtemel Haçlı

yardımını önlemek için sınır boylarına akıncı birlikleri

gönderdi.

3)Surlara karşılık, Şahi adı verilen büyük toplar döktürdü.

4)Haliçteki zincire karşılık donanmayı güçlendirdi.

gemileri karadan yürüterek Haliç'e soktu.

İSTANBUL'UN FETHİNİ KOLAYLAŞTIRAN

NEDENLER:

1)Bizans ordu ve donanmasının zayıf oluşu,

2)Kuşatma sırasında Avrupa'dan yardım alamaması.

NOT: Bizans kuşatma sırasında sadece Venedik ve

Cenevizlilerden yardım alabilmiştir.

NOT: Cenevizliler kuşatma sırasında ticari kaygılarından

dolayı hem Osmanlılara, hem de Bizans'a yardım

etmişlerdir.

İSTANBUL'UN FETHİNİN DÜNYA TARİHİ

BAKIMINDAN SONUÇLARI:

1)Bin yıllık Bizans imparatorluğu(Doğu Roma İmp.) tarihe

karışmıştır.

2)Ortaçağ kapanmış, Yeniçağ başlamıştır.

3)İstanbul'dan kaçan Bizanslı bilim adamları Avrupa'da

Rönesans ve reform hareketlerinin başlamasında etkili

olmuşlardır.

4)Surların büyük toplarla yıkılabileceği anlaşılınca

Feodalite(derebeylik) sistemi çözülmeye başlamış,

Krallıklar güçlenmiştir

5.Ticaret yolları Osmanlıya geçince Avrupalılar Coğrafi

Keşifleri başlattı.

İSTANBUL'UN FETHİNİN TÜRK TARİHİ

BAKIMINDAN SONUÇLARI:

1)Osmanlı Devleti Yükselme dönemine girmiştir.

2)Başkent Edirne'den İstanbul'a taşınmıştır.

3)Osmanlı toprak bütünlüğü sağlanmıştır. Osmanlı'nın

Anadolu - Rumeli geçişi kolaylaşmıştır.

4)-Osmanlı toprakları arasında sürekli sorun çıkaran bir

fitne yuvası ortadan kaldırılmıştır.

5)Karadeniz - Akdeniz deniz ticaret yolunun denetimi

Osmanlılara geçmiştir.

6)Osmanlı Devleti İslam dünyasında haklı bir şöhret ve

itibara kavuşmuştur.

7)İstanbul başkent yapıldı.

8)Devlet, imparatorluğa dönüştü

FATİH DÖNEMİ ÖNEMLİ OLAYLARI

1)-BALKANLARDA FETİHLER

a)- Belgrat hariç bütün Sırbistan fethedildi,

b)- Arnavutluk fethedildi.

c)- Bosna-Hersek fethedildi

d)- Eflak-Boğdan fethedildi.

e)- Mora Yarımadası fethedildi.

2)-DENİZLERDE FETİHLER VE SEFERLER

a)Bazı Ege adaları alındı. Eğriboz adaları alındı.Rodos

adası kuşatıldı, fakat alınamadı.

b)- Kırım Hanlığı Osmanlılara bağlandı.

c)- Otranto (İtalya Seferi) yapıldı.

3)- ANADOLU'DA FETİHLER

a)- Cenevizlilerden Amasra alındı

b)- Candaroğullarından Sinop alındı

c)- Karamanoğullarından Konya ve Karaman alındı

d)- Trabzon Rum İmparatorluğuna son verildi.(1461)

e)- Otlukbeli Savaşı yapıldı.(1473) (Akkoyunlu Devleti

hükümdarı Uzun Hasan ile Fatih Sultan Mehmet arasındaki

bu savaşı Osmanlılar kazandı.)

FATİH DÖNEMİNDE YAPILAN FETİHLERİN

YORUMU:

Fatih Sultan Mehmet fetihlerini rasgele değil, belirli

amaçlar doğrultusunda yapmıştır. Bu amaçları şöyle

sıralayabiliriz:

1)Karadeniz Ticaretine Egemen Olmak,

2)Anadolu Türk Birliğini sağlamak,

3)Anadolu'da Faaliyet Gösteren Devletleri Etkisiz Kılmak,

4)Ege ve Akdeniz Ticaretine Egemen Olmak,

5)Bizans'ın Yeniden Dirilmesini Önlemek,

6)Katolik Roma'yı Ele Geçirmek.

KIRIM HANLIĞININ OSMANLILARA

BAĞLANMASI:

Hatırlanacağı gibi Altınorda Devletinin

parçalanmasıyla kurulan Türk Hanlıklarından biri de Kırım

Hanlığıdır. Fatih döneminde Kırım Hanının ölümü üzerine

oğulları arasında taht kavgaları başlamış, Kırım Halkı

Fatih'ten yardım istemiştir. Fatih Gedik Ahmet Paşa

komutasındaki Osmanlı

Donanmasını Kırım'a göndererek bu hanlığı Osmanlılar'a

bağlamıştır. Böylelikle:

1- Karadeniz bir Türk gölü haline gelmiştir.

2- Kırım Ordusu Osmanlıların Avrupa'ya yaptığı

seferlerde yardımcı kuvvet olarak büyük yararlar

sağlamıştır.

3- Osmanlı Devleti Kırım Hanlığı sayesinde Orta Asya

Türkleriyle temas sağlamıştır.

Page 12: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

2)- ANADOLU TÜRK BİRLİĞİNİ SAĞLAMAK İÇİN

NELER YAPMIŞTIR?

Candaroğullarından Sinop'u alarak bu beyliğe son

vermiştir. Ayrıca Karamanoğullarından Konya ve

Karaman'ı alarak büyük ölçüde Anadolu Türk birliğini

gerçekleştirmiştir.

3)- ANADOLU'DA FAALİYET GÖSTEREN

DEVLETLERİ ETKİSİZ KILMAK İÇİN NELER

YAPMIŞTIR?

IV. Haçlı Seferi sırasında 1204 yılında kurulan Trabzon

Rum İmparatorluğunu ortadan kaldırdı. Doğu Anadolu'da

hakimiyet kurmak isteyen AKKOYUNLU devletini

1473'te Otlukbeli Savaşında yendi.

4)- EGE VE AKDENİZ TİCARETİNE EGEMEN

OLMAK İÇİN NERELERİ ALDI?

Venedikliler'in elinde bulunan Ege adalarını (İmroz,

Taşoz, Limni,Bozcaada,Semadirek,Midilli,Eğriboz) aldı.

Rodos adası kuşatıldı,ancak alınamadı. Akdeniz'deki

Kefolonya, Zanta ve Ayamavra adalarını aldı. Böylece

Karadeniz'de faaliyet gösteren Cenevizlilerden sonra,

Akdenizde faaliyet gösteren Venedik ticaretine de büyük

darbe vurdu.

OSMANLI-VENEDİK DENİZ SAVAŞLARI

Sebepleri: Osmanlıların; İstanbul'u fethetmeleri,

Karadeniz ve Ege ticaretini denetimleri altına almalarının

Venedik ticaretine darbe vurması.

Sonuç : Venedik donanmasının Osmanlı

donanmasından güçlü olmasından dolayıVenedikliler'e

karşi bir üstünlük sağlanamamıştır. Fatih olası bir Haçlı

ttifakını engellemek amacıyla 1479'da Venedikliler'e ticari

ayrıcalıklar vermiştir.

NOT: Osmanlı Devletinden ilk ELÇİ bulundurma

hakkını ve ilk ticari ayrıcalıkları elde eden devlet

Venedik'dir.

5)- FATİH'İN HIRISTIYANLIK MÜCADELESİ NASILDI?Hırıstiyanlığın iki merkezi vardı. Biri

Katolikliğin merkezi Roma(Vatikan), diğeri de

Ortodoksluğun merkezi İstanbul(Fener Rum

Patrikhanesi) idi.

Fatih İstanbul'u alarak, buradaki Ortodoks cemaati dini

inanç ve ibadetinde serbest bırakmış ve tüm Ortodoks

Hıristiyanların koruyuculuğunu üslenmiş, böylece

hırıstiyan dünyasındaki mezhep birliğini engellemiştir.

(İstanbul'un Fethinden önce Katolik ve Ortodoks

mezhepleri birleşmeye çalışıyorlardı.)

Fatih Katoliklerin merkezi Vatikan'ı da(Roma) ele

geçirmek istiyordu. Bu yüzden Gedik Ahmet Paşa

komutasındaki Osmanlı donanması İtalya'nın güneyine

çıkarma yapmış ve buradaki Otranto kalesini ele

geçirmiştir.

Not:Otranto Seferi, Fatih’in son seferidir.

FATİH DÖNEMİNDE DEVLET TEŞKİLATINDAKİ

GELİŞMELER:

1) Osmanlı Devleti'nin ilk altın parası bastırılmıştır.

2) Topkapı Sarayı yapılmıştır.

3) İstanbul'da Sahn-ı Seman Medresesi kurulmuştur.

4) Kanunname-i Ali Osman hazırlanmıştır.

5)Divana Sadrazam başkanlık etmeye başlamıştır.

6)Osmanlı - Memlûk ilişkileri bozulmuştur.

7)Klasik Osmanlı mimarisi ortaya çıktı

GENEL DURUM: Devlet yönetimi “Mutlak Merkeziyetçi Bir

İmparatorluk” şeklini almıştır

II. BAYEZIT DÖNEMİ (1482-1512) 1)CEM SULTAN OLAYI: Fatih'in ölümüyle oğulları II.

Bayezıt ve Cem Sultan arasında taht kavgası başlamış, Cem

Sultan Bayezıt'a yenilmiş ve Mısır'daki Memlük Devletine

sığınmıştır. Bir süre sonra yeniden Anadolu'ya gelen Cem

Sultan tekrar taht mücadelesine girişmiş, ancak yine

başarısız olarak, bu defa da Rodos adasına kaçarak,

buradaki SAİNT JEAN ŞÖVALYELERİNE sığınmıştı.

Şövalyeler Cem'i Papaya teslim etmişler, daha sonra

Fransa'ya gönderilen Cem burada ölmüştür.

CEM OLAYININ OSMANLI DEVLETİNE ETKİLERİ:

1)Cem'in Hıristiyanların eline geçmesi, batılı devletlerin

Osmanlı Devleti'nin iç işlerine karışmasına neden olmuştur.

2)Osmanlıların batıdaki fetihlerinin durmasına neden

olmuştur.

3)Cem Sultan'ın Memlükler'e sığındığı dönemde bu devlet

tarafından padişah gibi karşılanıp, himaye görmesi,

Osmanlı-Memlük ilişkilerinin daha da bozulmasına sebep

olmuştur.

2)OSMANLI-İRAN İLİŞKİLERİ:

İran'da Akkoyunlu Devleti'nin yerine Safevi Devleti

kurulmuştu. Safeviler:

a)Doğu Anadolu'yu ele geçirmek istiyorlardı.

b)Anadolu'ya gönderdikleri dervişlerle Şii mezhebini

Anadolu'da yaymaya çalışıyorlardı. Safevilerin bu

faaliyetleri sonucu 1511 yılında Anadolu'da Şah Kulu

İsyanı çıktı. O sırada Trabzon valisi olan Şehzade Selim

(Yavuz), babası II. Bayezıt'ın Safevi ve Şii tehlikesine

karşı yeterli önlem almaması üzerine yeniçerilerin

desteğiyle babasını tahttan indirerek padişah oldu.

4)II. BAYEZIT DÖNEMİNDE OSMANLI MEMLÜK

İLİŞKİLERİ:

Osmanlı Memlük ilişkilerinin bozulma sebepleri:

a)- Fatih Döneminde Hicaz suyolları meselesi. (Fatih

Memlük Sultanına Mekke yolunda gerekli önlemlerin

alınarak hacıların rahatça seyahat etmelerinin sağlanmasını

rica etmişti. Ancak Memluklar bu isteği iç işlerine karışma

şeklinde yorumlamışlardı.)

b) Memlükler'in Cem Sultan'ı himaye etmeleri,

c)Osmanlı Devleti ile Memluk Devleti arasında yer alan

Güneydoğu Anadolu'daki DulkadiroğullarıBeyliği

yüzünden iki devletin çekişmesi.

SONUÇ: Osmanlı Devleti ile Memlükler arasında 8 yıl

süren savaş yaşandı. Bu savaş süresince iki taraf

birbirlerine karşı üstünlük sağlayamadılar.

5)- KARAMANOĞULLARI BEYLİĞİNE SON

VERİLMESİ:

II. Bayezıt döneminde Cem olayına karıştığı için bu

beylik kesin olarak ortadan kaldırıldı.

*Kili ve Akerman kaleleri alınarak Boğdan'ın fethi

tamamlanmıştır. Sonuçları:

Osmanlı'nın Kırım ile Balkan toprakları birleşti, ilk

Osmanlı -Lehistan ilişkisi başladı. Ve Karadeniz tam

anlamıyla bir Türk gölü haline gelmiştir.

Page 13: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

OSMANLILARDA MERKEZİ YÖNETİM

SARAY:

Padişahın hem özel hayatının geçtiği, hem de devletin yönetildiği

yerdi. Saray ENDERUN ve BİRUN olmak üzere iki bölümden

oluşuyordu. NOT:Bu iki bölüm BAB'ÜS-SAADE(Orta kapı) denilen kapıyla

birbirine bağlanmıştı.

1)ENDERUN

Padişahın özel hayatının geçtiği sarayın iç bölümüdür. Burada

padişahın hizmetine bakan güvenilir kimselerin bulunduğu

hizmet ve eğitim odaları ve harem bulunuyordu.

HASODA:Padişahın günlük hizmetine bakarlardı.

Has Odabaşı:Padişahın giyinip kuşanmasından sorumlu

kişi

Silahtar: Padişahın silahlarından sorumlu olan kişi

Çuhadar: Padişahın dış giyiminden sorumlu kişi

Tülbentçi: Padişahın saray içi giyiminden sorumlu kişi

Rikabdar: Padişahın ayakkabılarından sorumlu kişi

HAZİNE ODASI:Padişahın özel hazinesine bakarlardı.

KİLER ODASI:Yemek ve sofra hizmetlerini yaparlardı.

SEFERLİ ODASI:Berber,terzi,müzisyen gibi görevliler

bulunurdu.

Devşirme usulüyle toplanan oğlanlar, Acemi oğlanlar ocağına

götürülmeden önce, içlerinden seçilenler Topkapı sarayına

alınarak, sıkı bir disiplin altında yetiştirilirlerdi. Bunlara dini

bilgiler, Arapça, Farsça gibi dersler ve pratik el sanatları

öğretilirdi.Bunlara İÇOĞLANI denilirdi.

Amaç saraya alınan bu içoğlanlarını gerçek bir dindar, devlet

adamı, asker ve seçkin nitelikli bir kişi olarak yetiştirmekti.

Hasoda,kiler odası,hazine ya da seferli odalarında hem hizmet

ederler, hem de eğitim ve öğretimlerini sürdürürlerdi.

Daha sonra ÇIKMA denilen bir atama usulüyle Birun da

görevlendirilir,bu odaların başındaki ağalar da sancak beyliği gibi

önemli görevlere tayin edilirlerdi.

HAREM: Sarayda kadınların yaşadığı bölüme denirdi. Saraya alınan kızlar

tıpkı iç oğlanları gibi sıkı bir eğitim görürlerdi.

Eğer padişah tarafından sarayda tutulmazlarsa Çıkma ile saray

dışında görevlendirilen Kapıkullarıyla evlendirilirlerdi.

HAREM KADINLARI:

ACEMİ: Saraya ilk girenlere denilirdi.Acemiler

yeteneklerine göre Cariye, Şakird, Usta, Gedikli gibi

ünvanlar alırlardı.

HASEKİ:En yüksek dereceli cariyedir.

KADINEFENDİ:Padişahın hanımlarına denir.

VALİDE SULTAN: Padişahların annelerine denir.

2)BİRUN: Sarayın dış bölümüne denirdi. Bîrûnda geniş bir yönetici kadro

yer alırdı Bîrûndaki görevliler ve teşkilatları şunlardı:

Yeniçeriler

Altı Bölük halkı (sipahiler,silahdar,sağ ve sol garipler,sağ ve sol

ulûfeciler.)

Topçular ve Cebeciler

Mehterler

Müteferrikalar:(Enderun’dan çıkma içoğlanlar, beyzade

çocukları,devlet ileri gelenlerinin çocukları.)

Padişah Hocası:Şehzadelerin eğitimiyle meşgul olur.

Hekimbaşı:Cerrahbaşı da denilen doktor.

Çavuşlar ve Çavuşbaşı: Haberleşme ve elçilik görevini yapar.

Ayrıca Müneccimbaşı,Mimarbaşı,seyisler,okçular, rikabdarlar,

Darphane emini vb...

DİVAN-I HÜMAYUN Bugünkü Bakanlar Kurulu gibi çalışan Divan-ı Hümayun

önceleri DİVANHANE’de toplanırken, Kanuni zamanında

yapılan KUBBEALTI denilen yerde toplanmaya

başlamıştır

NOT:Divan teşkilatı ilk defa Orhan Bey zamanında

kurulmuş, II.Mahmut döneminde kaldırılmıştır

NOT:Fatih’e kadar divan başkanlığını padişah

yaparken ondan sonra vezir-i azam yapmaya başladı.

Divanın toplandığı salonun üstünde kafes (KASR-I

ADİL)denilen bir pencere vardı ve padişah bu pencerenin

arkasından arzu ettiği takdirde divandakilerin haberi

olmadan toplantıları takip edebilirdi. Böylece divan üyeleri

toplantı esnasında kendilerini daima padişahın kontrolünde

hissederlerdi.

İlk kurulduğunda divan üyeleri, padişah, vezir ve Bursa

kadısıydı.I. Murat zamanında vezir sayısı üçe çıktı.

Birinci vezire Vezir-i Azam denildi.Fatih’e kadar her gün

toplanan divan Fatih’ten sonra haftada 4 gün toplanmıştır.

17. yy. ortalarında haftada 2 güne indirildi.

NOT:Divanda tamamlanamayan görüşmelere

sadrazamın konağında devam edilir, buna İKİNDİ

DİVANI denirdi Burada saraydaki divanda bitmeyen

işler görüşülür şikayetler dinlenirdi. Padişaha arza

gerek görülmeyen konular İkindi Divanı’nda karara

varılırdı.

DİĞER DİVANLAR:

Sefer Divanı: Vezir-i azam sefere çıkarken toplanan divan

Ulufe Divanı: Yeniçeri maaşları için toplanan divan

Galebe Divanı: Yabancı elçilerin kabulü sırasında toplanır

Ayak Divanı: Olağanüstü durumlarda toplanan divan.

At Divanı: Sefer sırasında at üzerinde yapılan toplantı.

DİVANIN YAPISI:

Osmanlılarda padişahın yetkilerini kullanmak yâda

emirlerini uygulamak için görevlendirilmiş üç temel sınıf

bulunuyordu. Bu sınıfların en üst yetkilileri divanda temsil

edilirdi.

1)SEYFİYE (EHL-İ KILIÇ= EHL-İ ÖRF= ÜMERA)

Osmanlı Devletinde yönetim ve askerlik görevini yerine

getiren zümrelere denirdi.

Divan-ı hümayundaki temsilcileri :

1)Vezir-i Azam

2)Kubbealtı Vezirleri

3)Kaptan-ı Derya

4)Yeniçeri Ağasıdır

Divan dışında beylerbeyleri, sancak beyleri, kapıkulu

askerleri, tımarlı sipahiler bu grubun içindedir.

Page 14: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

SADRAZAMIN GÖREVLERİ:

Bugünkü başbakan durumunda olan veziri azam, padişahın

vekili olarak görev yapardı

Padişahın altın mührünü taşırdı.

Divana başkanlık eder(Fatih’ten sonra)

Padişah sefere katılmıyorsa ordunun başına geçer, bu

görevi sırasında SERDAR-I EKREM sıfatıyla padişahın

bütün yetkilerini kullanırdı.

Padişahın en büyük yardımcısı olan vezir-i azamın sözü

padişahın buyruğu kabul edilirdi

Devletin iç ve dış siyasetini yürütmek ve bununla ilgili

politikanın belirlenmesi vezir-i azamın yetkisi altındadır.

KUBBEALTI VEZİRLERİ

İlk Osmanlı Divanı’nda tek bir vezir vardı. Daha sonra 1.

Murat döneminde vezir sayısı artınca 1. vezire vezir-i azam

denmiştir.

I.Murat döneminde vezir sayısı 3’e Kanuni döneminde ise

vezir sayısı 7’ye yükselmiştir.

Vezirler divan üyesi olarak devlet işlerinde vezir-i azama

yardımcı olurlardı.

Vezirler yargılama yetkisine sahiptiler ve idam cezası dahil

olmak üzere bazı kararlar verebilirlerdi.

Ayrıca halkın şikâyetlerini dinleyip hüküm verme yetkileri

de vardı.

KAPTAN- DERYA:

* Yükselme devrinde divan üyesi olmuştur.

* Donanma İstanbul’da olduğu zaman divana katılırdı.

YENİÇERİ AĞASI:Gerektiğinde çağrılırdı

2)İLMİYE (EHL-İ ŞER, ULEMA)

Medreselerde iyi eğitim görmüş, devletin adalet, eğitim ve

yargı görevlerini üstlenen gruptu.

Ulema da denilen bu grubun üç önemli görevi vardı:

1)Tedris Görevi: Eğitim-Öğretim görevidir. Bu görevi

müderris, muallim gibi kişiler yürütürdü.

2)Kaza Görevi: Yargı görevidir. Bu görev kadılar

tarafından yürütülürdü. Kadılar İslam hukukuna göre

davalara bakar ve karar verirlerdi.

3)İfta Görevi: Fetva görevidir. Yapılanların şeriata uygun

olup olmadığı konusunda fikir beyan etme görevidir.

NOT:Fetva verme yetkisine sahip olanlara MÜFTİ

denilirdi. En üst müftiler Şeyhülislam ve

Kazaskerlerdir.

İLMİYE SINIFININ DİVANDAKİ TEMSİLCİLERİ:

1)Şeyhülislam

2)Kazaskerler (Kadıaskerler)

Diğer Görevliler: Kadılar, Müderrisler, Padişah Hocaları,

Seyyid Ve Şerifler, İmamlar, Müezzinler, Müneccimler,

Hekimler veTarikat Şeyhleri

KAZASKERLER (KADIASKERLER):

Adalet, eğitim, kültür ve din işlerine bakar, kadı ve

müderrisleri tayin ederdi.

Anadolu ve Rumeli olmak üzere 2 tanedir. (Fatih’ten sonra)

Türk ve Müslüman kökenlilerden seçilir. (Rumeli

Kadıaskeri daha üstündür.)

NOT: XVI. yy.dan itibaren görevlerinin çoğunu

şeyhülislama devretmiştir.

ŞEYHÜLİSLAM:

Yükselme devrinde divan üyesi oldu.

Divana katılan fakat oy kullanmayan şeyhülislamın

protokoldeki sırası veziri azamla aynıydı.

Padişahın ve divanın aldığı kararların İslam hukukuna

uygunluğunu denetler ve ‘’fetva’’ verirdi.

Türk ve Müslümanlar arasından seçilirdi.

Hem ilmi kişiliği, hem de fetva verme yetkisi dolayısıyla

şeyhülislama büyük saygı gösterilirdi.

Bayramlaşma sırasında padişah sadece şeyhülislamın karşısında

ayağa kalkardı.

Önemli devlet işleri hatta padişahların görevden alınması için

şeyhülislamın fetvası gerekiyordu.

Şeyhülislam idam cezasına çarptırılamaz, tutuklanamaz ve

hapsedilemezdi.

17. yüzyıla kadar görevden alınması bile söz konusu değildi.

Tanzimat’tan sonra şeyhülislamların yönetimdeki önemi azalmaya

başladı.

KADILARIN GÖREVLERİ:

Merkezden gelen emirleri halka iletmek, halkın

şikâyetlerini merkeze bildirmek.

Her türlü davaya(miras, ticaret, ceza) bakarak karar

vermek.(Yargıçlık)

Nikâh sözleşmesi, şirket kurulması, Vakıf kurulması gibi

sözleşmeleri yapardı.(Noterlik)

Avarız denilen olağanüstü durumlardaki vergileri toplar,

merkeze gönderirdi.

3)KALEMİYE(Ehli Kalem): Günümüzde bürokrasi diye adlandırılan sınıftır.

KALEMİYE SINIFININ DİVANDAKİ

TEMSİLCİLERİ:

1)Defterdarlar

2)Nişancı

3)Reis’ül Küttap

NİŞANCI Divandan çıkarılan belgelerin üstüne padişahın nişanolan Tuğra

'yı çektiği için Tuğracı da denirdi

Nişancı kendisine bağlı Reisül Küttab başkanlığında çeşitli

kalemler vasıtasıyla merkez bürokrasisinin her türlü işlemlerini

yapardı.

NİŞANCININ GÖREVLERİ:

Divanda yapılan görüşmelerin kayıtlarını tutarak

MÜHİMME DEFTERİNE(Divan Defteri) kaydetmek.

Ferman,berat gibi belgeleri hazırlamak.

Sadrazam ve padişah arasındaki ve dış ülkelerle olan

yazışmaları hazırlamak.

Tapu Tahrir Defterlerini tutmak.

Belgelerin altına padişahın tuğrasını çekmek

Page 15: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

DEFTERDARLAR:

&Osmanlı Devletinde bütün mali işlerden ve hazineden

sorumlu en üst görevlilerdi.

&Osmanlılarda İç ve Dış Hazine olmak üzere iki tür hazine

vardı.İç hazinede padişahın özel serveti ve değerli eşyaları

saklanırdı. Dış hazine ise devletin maliye teşkilatını

oluştururdu

& İlk dönemde defterdar sayısı bir iken, sonraları mâli

işlerin artmasından dolayı sayıları ikiye yükselmiştir.

& Bunlar; Rumeli defterdarı ve Anadolu Defterdarı idi.

&Rumeli Defterdarı Baş defterdar idi.(ŞIKK-I EVVEL)

& Anadolu Defterdarı: (ŞIKK-I SANİ)

DEFTERDARIN GÖREVLERİ

Hazine ile ilgili işlerde hüküm yazmak

Rütbe ve dirlik verilecek kimseleri hükümdara teklif etmek

Akçenin değerini korumak

Bütçeyi hazırlayarak hükümdara sunmak

ÜLKE YÖNETİMİ

PAYITAHTIN YÖNETİMİ:

Başkent olmasından dolayı İstanbul’un yönetimi ayrıca

düzenlenmişti.

Şehrin genel düzen ve güvenliği doğrudan sadrazamın

sorumluluğundaydı.

Sadrazam, sefere çıktığında İstanbul’la ilgilenmek üzere bir

Sadaret Kaymakamı bırakırdı.

Şehrin güvenliği, yeniçeri ağası, subaşı ve asesbaşı

tarafından sağlanırdı.

Belediye hizmetlerinden şehremini,

Adalet işlerinden taht kadısı sorumluydu.

Sivil kuralları çiğneyen yeniçeriler ve diğer askerler

arasında düzeni Muhzır Ağa sağlardı,

İstanbul’daki her türlü ticaret faaliyetlerinin denetlenmesi

"muhtesip" in göreviydi.

TAŞRA VE EYALET YÖNETİMİ

İDARİ TEŞKİLAT:

Osmanlı ülkesi idari bakımdan EYALETLERE, eyaletler

SANCAKLARA, Sancaklar KAZALARA, kazalar da

TIMARLI NAHİYELERİNE ayrılmıştı.

I. Murat zamanında Rumeli Beylerbeyliği, Yıldırım Bayezıt

zamanında ise Anadolu Beylerbeyliği kurulmuştur.

Rumeli Beylerbeyliğinin merkezi Manastır

Anadolu Beylerbeyliğinin merkezi Kütahya

1)EYALETLER (BEYLERBEYİLİK):

Eyaletlerin başında Beylerbeyi bulunuyordu.

NOT:Eyalet içinde beylerbeyinin bulunduğu sancak

PAŞA SANCAĞI adıyla anılırdı.

Osmanlı Devletinde Eyaletler 3 Kısma Ayrılır.

1)Merkeze Bağlı Eyaletler (Salyanesiz)

Tımar(dirlik) sisteminin uygulandığı eyaletlerdir.

Bu eyaletlerdeki topraklar has, zeamet ve tımar olarak

ayrılmıştır.

Merkeze yakın eyaletlerdir.

Rumeli, Budin, Anadolu, Karaman, Dulkadir, Sivas,

Erzurum, Diyarbakır, Halep, Şam, Trablusşam salyanesiz

eyaletlerdendir.

2)Özel Yönetimi Olan Eyaletler (Salyaneli)

Bu eyaletlerde tımar sistemi uygulanmazdı.

Vergiler yıllık olarak toplanırdı. (İltizam sistemi ile)

Mısır, Habeş, Bağdat, Basra, Yemen, Tunus, Cezayir,

Trablus salyaneli eyaletlerdendi.

İLTİZAM SİSTEMİ:

İltizam devlete ait bir gelirin ihale yoluyla şahıslara

verilmesidir. 16. yüzyıldan sonra uygulamaya konulan bu

sistemde devlete ait bir gelir genellikle 3 yıllık bir süre için

açık artırmaya çıkarılır, en yüksek bedeli verene

devredilirdi. Bu ihaleyi kazanan kişiye Mültezim denirdi.

Mültezimlere dirlik sahiplerine verilen haklar tanınmıştı.

NOT: Bu sistemin en önemli yararı devletin acil para

ihtiyacını karşılamasıdır.

NOT: Zaman içinde tımar toprakların MUKATAA

haline getirilip mültezime verilmesi yaygınlaşmıştır.

3)Bağlı Hükümet ve Beylikler (İmtiyazlı Eyaletler)

Osmanlı devletinin hâkimiyetini tanıyan Kırım Hanlığı,

Mekke Emirliği, Eflak, Boğdan ve Erdel Beylikleri, Sakız

Cumhuriyeti imtiyazlı yönetimlerdi.

Bunlar iç işlerinde serbest olup, yöneticileri Osmanlı

tarafından kendi soyluları arasından atanırdı.

Bu eyaletlerden yıllık vergi ve savaş zamanlarında asker

alınırdı.

NOT:(Kırım Hanlığından sadece asker alınır,

Hicaz’dan ise vergi de asker de alınmazdı.)

2)SANCAKLAR:

& Kazaların birleşmesiyle meydana gelmişti.

& En üst dereceli yöneticisi SANCAK BEYİ'dir.

&Sancaklarda asayiş subaşı ve Yasakçılar(asesler), Kalenin

korunması da kale dizdarları tarafından yapılırdı.

3)KAZALAR:

& Hem adlî hem de idarî birimdir.

& Kazaların başında yönetici olarak kadı bulunurdu.

TAŞRA TEŞKİLATINDAKİ DİĞER GÖREVLİLER:

Muhtesip: Çarşı ve pazar denetlemesi yapardı. Satılan mal

ve fiyatları kontrol ederlerdi.(zabıta)

Kapan Emirleri: Şehirlere gelen sebze-meyvenin

toplandığı yerlere "kapan" denirdi. Kapan emiri buraya

gelen malın vergilendirilmesini sağlardı.(Hal müdürü)

Beytülmal Emini: Herhangi bir yerleşim yerinde kamuya

ait çıkarları korumakla görevliydi.

Gümrük ve Bac Eminleri: Kasaba ve şehirlerde sanat ve

ticaretle ilgili vergileri toplarlardı.

İdari Birim Yönetici Asayiş Adliye

EYALET Beylerbeyi Subaşı Kadı

SANCAK

(LİVA) Sancak

Beyi (Mutasarrıf)

Subaşı

Kadı

KAZA Kadı Subaşı Kadı

KÖY Kethüda Yiğitbaşı Kadı Naibi

Page 16: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

OSMANLIDA EĞİTİM:

Osmanlı Devleti, kişinin topluma yararlı ve meslek sahibi

bir insan olmasını, kanunlara uymasını hedefleyen bir

eğitim anlayışı uygulamıştır.

XVII yy.a Kadar Mevcut Örgün Eğitim Kurumları:

Sivil Eğitim Kurumları: Sıbyan Mektepleri, Medreseler,

Enderun Mektebi, Camiler, Tekkeler

Askeri Eğitim Kurumlar: Acemioğlanlar Ocağı, Yeniçeri

Ocağı, Topçu Ocağı

Mesleki Eğitim; Loncalar

Not: ASD’deki Ahilik teşkilatı Osmanlı Devletinde

Lonca şeklinde devam etmiştir.

Not: Çıraklık, kalfalık ve ustalık eğitimi loncalarda verilir;

ustalık belgesi almaya icazet denirdi. İcazet alanlar

loncanın verdiği gedikle dükkan açabilirdi.

ENDERUN

*Devlet memuru, idareci, komutan ve sanatkâr yetiştirmek

amacıyla kurulan bu saray okulu ilk olarak II. Murat döneminde

Edirne Sarayında açılmıştı,

*İstanbul’un fethinden sonra Topkapı Sarayı'nda

faaliyetlerine devam etti. 1833'te yeni düzenlemeler yapılan

okul 1910'da kapatıldı.

*Devşirme sistemiyle toplanan çocuklar, burada iyi bir Müslü-

man, güvenilir ve nitelikli bir devlet adamı veya usta sanatkâr

olarak yetiştirilirdi.

*Osmanlılara tâbi olan ülkelerin rehine olarak gönderdiği

çocuklar da Enderun'da eğitilirdi. Daha sonraları Enderun'a

Müslüman çocukları da alındı.

HAREM:

Haremde padişahın eşleri, çocukları ve cariyeleri yaşardı.

Padişahın yaşadığı bölüme “Hünkar Dairesi” denirdi.

Hareme alınan cariyeler, kalfaların sıkı disiplini altında

eğitilirdi. Bu cariyeler özel yeteneklerine göre müzik, resim,

edebiyat, örgü gibi dersler alır; bu arada dini bilgileri

öğrenmelerine de önem verilirdi.

Belirli günlerde özel öğretmenler haremde saz dersleri

verirdi.

Harem halkı günlerini kitap okumakla özellikle tarih

öğrenerek geçirir, ayrıca musiki ile ilgilenirlerdi.

Not:Şehzadelerin saray içinde eğitildikleri okullara

“Şehzadegan Mektebi” denirdi.

ASKERİ EĞİTİM KURUMLARI:

TOPHANE: Top döküm ve yapımı ile ilgili askeri sanat

mektebidir.

HUMBARAHANE: Havan toplarını ve el bombalarını

yapan askeri sanat mektebidir.

TÜFEKHANE: Tüfenk yapımı, bakımı ve onarımı ile ilgili

askeri sanat mektebidir.

KILIÇHANE: Kılıç ve kesici silahların yapımı ile ilgili

askeri sanat mektebidir.

MEHTERHANE: Askeri mızıka mektebidir.

Not:Padişahların zaman zaman düzenledikleri sürek

avları da tatbikat niteliğinde eğitim çalışmalarıdır.

MEDRESELER Osmanlı Devleti'nin dayandığı sistemlerin temel

düşüncesini veren eğitim ve öğretim sisteminin temel kurumu

medresedir.

Eğitimin ilk basamağı Sıbyan Mektebi (mahalle mektebi) idi.

Hemen hemen her mahallede ve cami yanında Sıbyan Mektebi

vardı. Burada öğrencilere Kur'an okutulur, İslâm dininin ilk

bilgileri verilirdi. Yeteneklilere okuma-yazma öğretilirdi.

*daha sonra medrese eğitimine geçilirdi.

* Medreselerde müftü, kadı, müderris, hekim, astronomlar ve

matematikçiler yetiştirilirdi.

MEDRESE ÇEŞİTLERİ:

Darüttıp Medreseleri: Tıp eğitimi verilir, hekim yetiştirilirdi.

Darülhadis Medreseleri: Hadis alanında ileri düzeyde eğitim

verilirdi.

Darülkurra Medreseleri: Kur’an-ı Kerim’i ezberleyen ve

tecvitli okuyan hafızlar yetiştirilirdi.

Darülhendese Medreseleri: matematik ve Astronomi

alanında eğitim verilirdi.

Not: Medreselerin içinde öğrenciler için yurt, aşevi,

kütüphane, alışveriş mekânları, hamamlar… vb. gibi sosyal

kurumlar da bulunursa bu büyük medreselere “Külliye” adı

verilirdi.

Osmanlının En Önemli Külliyeleri:

Fatih Sultan Mehmet >> Sahn-ı Seman Külliyesi

Kanıni Sultan Süleyman >> Süleymaniye Külliyesi

Osmanlı Medreselerinin Bozulma Nedenleri

1)Müspet bilimlerin giderek okutulmaması

2)Kanunlara aykırı olarak medreselere müdahale edilmesi

3)Medrese ile ilgisi olmayanlara müderrislik verilmesi ve ule-

ma çocuklarına daha beşikte iken müderrislik payesi verilmesi-

dir.

DİNİ KURUMLARDAKİ EĞİTİM. Halkın dini eğitim aldıkları yerler camiler, tekkeler ve

zaviyelerdir.

Camiler: İbadet için toplanan halka dini öğütler ve

toplumsal ahlak kuralları anlatılırdı. Tefsir, fıkıh, hat, tezhip

ve hadis dersleri verilirdi.

Mahalle Mektepleri (Sıbyan Mektepleri) çoğu zaman

caminin içerisinde veya yanındaydı. Herkesin katılabildiği

dersler yapılırdı.

Tekke ve Zaviyeler: Tarikatlara bağlı tekke ve zaviyelerde

Tefsir, fıkıh, hadis gibi derslerin yanında müritlere Arapça

ve Farsça da öğretilirdi.

Loncalar: Üyelerine dini eğitim ve iş ahlakı konusunda

dersler verilirdi.

Page 17: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

COĞRAFİ KEŞİFLER &Orta Çağ boyunca Avrupa’nın yönetim biçimi olan

Feodalite XV. yüzyıldan itibaren zayıflamaya başladı.

Avrupa’da Feodaliteyi Zayıflatan Gelişmeler:

&Haçlı Seferleri esnasında çok sayıda derebeyi ve senyörün

ölmesi

&İstanbul’un fethi ile güçlü surların yıkılabileceğinin

anlaşılması,

&Yeni kıtalara yapılan göçler ve savaşlar sonrasında

nüfusun azalması

Not: Fransa Kralı XI. Lui, Yüzyıl Savaşları sonucu soyluların

zayıflamasından yararlanarak feodaliteye son verdi

Not: İngiltere’de ise Çifte Gül Savaşları feodaliteyi zayıflatmış

ve mutlakıyet rejimi ortaya çıkmıştır.

& Feodalitenin bölünmüşlüğünden en çok yararlanan kurum

Katolik Kilisesi idi. O yüzden bu rejim değişikliği kilisenin

işine gelmiyordu.

& Orta Çağ’da Papalık dini merkez olmasının yanında bir

de çok önemli bir siyasi güçtü.

& Feodal sistemin zayıflaması ile güçlenen kralların kiliseye

karşı üstünlük sağlaması Avrupa’da dengeleri değiştirdi.

Krallar daha da güçlenmek için coğrafi keşifler ve bilimsel

faaliyetleri desteklediler.

& Avrupa’da teknolojik gelişmelere etki eden en önemli

unsur Haçlı Seferleri sonucu Avrupa’ya taşınan kâğıt,

matbaa, barut ve pusulanın geliştirilmesidir.

15.yüzyıl sonlarında başlayarak 16.yüzyılda da

devam eden, Dünyanın tanınmasını sağlayan büyük

seyahatlere Coğrafi Keşifler denir.

Coğrafi Keşiflerin Nedenleri

İpek ve Baharat yollarının Türklerin ve Müslümanların

eline geçmesi,

Avrupalıların Çin ve Hindistan gibi doğu ülkeleriyle

doğrudan ticaret yapabilecekleri yeni yollar aramaları,

Marko Polo gibi gezginlerin Uzak Doğu ülkelerinin

zenginliklerinden söz ederek Avrupa'da büyük merak

uyandırmaları, Avrupalıların bu zenginliklere doğrudan

ulaşmak istemeleri,

Siyası ve ekonomik yönden güçlenmek isteyen kralların

keşif hareketlerini desteklemeleri,

Coğrafya bilgisinde ilerlemelerin olması. Yeni ve daha

doğru haritaların çizilmesi,

Pusulanın geliştirilmesi. Bu sayede, gemicilerin büyük

denizlere ve okyanuslara açılmaya başlaması,

Okyanuslara dayanıklı, büyük , sağlam ve hızlı

gemilerin yapılması,

Dünya'nın yuvarlak olduğu fikrinin yaygınlaşması, hep

batıya giderek doğuya ulaşılabileceğine inanan gemicilerin

yetişmesi

Hurafelere inanmayan cesur gemicilerin yetişmesi,

Avrupalıların dünyayı tanıma ve Hıristiyanlığı yaymak

istemesi.

Keşifler

Coğrafi Keşifleri ilk başlatanlar denizcilik ve teknik

alandaki gelişmeleri yakından izleyen Portekizliler oldu.

Onları İspanyollar takip etti.

Amerika'nın Keşfi

Kristof Kolomp Dünya'nın yuvarlak olduğuna, sürekli

olarak batıya gidildiğinde doğuya ulaşılacağına inanıyordu.

Kolomp'un bu düşüncesi İspanya kralı tarafından kabul

edilip desteklendi. Kralın desteğini alan Kristof Kolomp,

1492'de İspanya'dan Atlas Okyanusu'na açıldı. Amerika'nın

doğusundaki Bahama adalarına ulaştı. Ancak burayı

Hindistan'ın batısındaki adalar sandı. Yeni bir kıt'a

keşfettiğini fark edemedi (1492).

Daha sonra aynı yolu takip eden İtalyan denizci

Ameriko Vespuçi buranın yeni bir kıt'a olduğunu anladı.

Bu kıtaya onun adı verildi.

Ümit Burnu'nun Keşfi

Bartelmi Diyaz Afrika'nın güneyini dolaşarak Fırtınalar

Burnu'na vardı. Gemicilerin cesaretini kırmamak için

biraya Ümit Burnu adını verdi. Böylece Hindistan'a ulaşma

umudu doğdu.

Daha sonra da Portekizli gemici Vasko dö Gama Ümit

Burnu'nu aşarak Hindistan'a ulaştı. Böylece Hint Deniz

Yolu bulunmuş oldu.

Macellan'ın Dünya'yı Dolaşması

Portekizli bir gemici olan Macellan hep batıya giderek

Çin ve Hindistan'a ulaşabileceğine inanıyordu. Alman

imparatoru Şarlken'in desteğini alan Macellan, yolculuğuna

ispanya'dan başladı. Amerikanın en güneyinden dolaştı.

Büyük Okyanus'u geçip Filipinlere ulaştı. Burada yerlilerle

yaptığı bir savaşta öldü. Yerine geçen Del Kano Dünyanın

çevresini dolaşarak İspanya'ya döndü. Böylece Dünya'nın

yuvarlak olduğu ispatlanmış oldu. Ayrıca okyanuslar

hakkında da geniş bilgiler edinilmesi sağlandı.

COĞRAFİ KEŞİFLERİN SONUÇLARI

Keşifler Dünya'nın bilinmeyen yerlerinin tanınmasını sağladı.

Dünya'yla ilgili yeni ve doğru bilgiler edinildi.

Yeni kıtalar ve adalar ile yeni ticaret yolları bulundu.

Keşfedilen ülkelerde yeni ırklar, hayvanlar ve bitkilerin varlığı

görüldü (domates, patates, tütün, kakao gibi).

Hint Deniz Yolu'nun bulunmasından ve Amerika'nın keşfinden

sonra ticaret yolları Akdeniz'den Atlas Okyanusu'na kaydı. Atlas

Okyanusu kıyısındaki limanlar önem kazandı.

İpek ve Baharat yollarının önemi azaldı. Buna bağlı olarak

Akdeniz limanları ve ticareti önemini kaybetti. İslam dünyası

fakirleşmeye başladı. Bu durumdan en çok zarar gören devletler

Osmanlı Devleti, Venedikliler ve Cenevizliler oldu.

Keşfedilen yerlerin altın ve gümüş gibi zenginlikleri

Avrupa'ya taşındı. Böylece Avrupalılar zenginleşti. Ticaretle

uğraşan (burjuva sınıfı) zengin bir sınıf oluştu.

Avrupalılar, keşfettikleri yerlerde sömürge imparatorlukları

kurdular.

Ticaretle uğraşarak zenginleşen burjuva sınıfı soyluların

topraklarını satın aldılar. Böylece soyluların eski güçleri kaybetti.

Afrika'dan getirilen zenciler Amerika'ya yerleştirildi. Köle

ticareti başladı.

Keşfedilen yerlere, özellikle Amerika'ya Avrupa'dan göçler

yaşandı. Bunun sonunda; Avrupa kültür ve uygarlığı yeni yayılma

alanları buldu.

Keşfedilen yerlerde Hıristiyanlık yayıldı. Ancak dünyanın düz

olduğu gibi birçok yanlış bilgi aktaran kiliseye ve din adamlarına

duyulan güven azaldı.

Page 18: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

RÖNESANS

Rönesans'ın kelime anlamı “yeniden doğuş”

demektir. Geniş anlamda ise 15. ve 16. yüzyıllarda

Avrupa'da bilim, sanat ve edebiyat alanındaki değişme

ve gelişmeleri ifade etmektedir

&Rönesansın temelinde “Hümanizm” düşüncesi

vardır.

Hümanizm: Orta Çağ Avrupa’sının baskıcı skolastik

düşüncesine karşı çıkarak insan ve doğa sevgisini

temel alan düşünce sistemidir.

&Hümanistler Eski Yunan ve Latin eserlerini

inceleyerek özgür insan tipini ortaya koydular.

&Hümanizm, İtalya’da edebiyatta ortaya çıkmıştır. Daha sonra edebiyatla sınırlı kalmamış; mimari ve

güzel sanatları da etkilemiştir.

Rönesans’ın İtalya’da Başlama Sebepleri

& İtalya'da özgürlüklerin daha fazla olması,(şehir devletleri)

&İtalyan tüccarların Müslümanlardan etkilenmeleri (ticaret)

&İtalya'nın eski Yunan ve Roma uygarlığına ait eserleri

barındırması,

&Papalığın burada olması .

Rönesans'ın Nedenleri

Haçlı seferleri ile doğu uygarlığındaki bilim ve

teknik alanındaki gelişmelerin batıya taşınması,

Kağıdın bollaşıp ucuzlaması ve matbaanın da

bulunmasıyla yeni düşüncelerin her tarafa kolayca

yayılması,

Coğrafi Keşiflerle zenginleşen Avrupa halklarının

yaşam seviyesinin yükselmesi. Bunun sonucunda

düşünce ve sanat eserlerine değer veren, bunları

destekleyen bir sınıfın ortaya çıkması,

Avrupa'da üstün yetenekli sanat ve düşünce

adamlarının ortaya çıkması.

Antik çağ (ilk Çağ'da Yunan, iyon, Roma)

eserlerinin Avrupa dillerine çevrilmesi. Bu eserlerin

okunması ve incelenmesi sonucu Avrupa düşünce

hayatında değişikliklerin ortaya çıkması,

RÖNESANSA İSLAM MEDENİYETİNİN ETKİSİ

&Müslümanlar, Avrupa’dan yüzyıllar önce Yunan ve

Roma uygarlıklarına ait eserleri tercüme ederek pozitif

bilimlerde çok ileri bir düzeye ulaşmışlardı.

&Endülüs Emevi Devleti ve Ben-i Ahmer Devleti

sayesinde Avrupalılar bu eserlerle tanıştılar.

&Avrupalılar bu eserleri öğrenmek için Arapça

öğrenmeye başladılar.

&XII. yy boyunca Arapçadan Latinceye yoğun şekilde

tercümeler yapılmıştır.

&Avrupa’da açılan üniversitelerde İbn-i Sina’nın “El-

Kanun Fi’t Tıp” adlı eseri ile İbn-i Heysem’in fizik ve

astronomi kitapları ders kitabı olarak okutuldu.

&Avrupalılar seri kağıt üretimini de XIII. Yyda

İtalyan tüccarlar aracılığı ile Müslümanlardan

öğrendiler

RÖNESANSIN ÜLKELERE GÖRE GELİŞİMİ

İTALYA

& Sanat alanında ön plana çıktı.

& Leonardo Da Vinci dönemin en

ünlü sanatçısıdır. (Mona Lisa tablosu

ve Son Akşam Yemeği tablosu)

& Michelangelo ve Rafael diğer önemli

sanatçılardır.

ALMANYA

&Erasmus, Röklen ve Martin Luthter gibi

hümanistler dini metinleri inceledi.

& M. Luther, İncil’i Almancaya

çevirdi.Bu çalışmalar Reforma zemin

hazırladı.

İNGİLTERE

& Edebiyat alanında ortaya çıktı.

& William Shakespeare dönemin en

ünlü edebiyatçısıdır. (Hamlet, Makbet,

Othello, Kral Lear en önemli eserleridir.)

FRANSA

& Kralların desteğiyle başlayan Rönesans

hareketi ile Eski Yunan ve Roma eserleri

tercüme edildi.

& Montaigne (Denemeler)

POLONYA

& Daha çok bilimsel alanda etkili oldu.

& Kopernik, dönemin en ünlü bilim

adamıdır. (Dünya’nın yuvarlak olduğunu

ve Güneş’in etrafında döndüğünü

açıklamıştır.)

İSPANYA & Edebiyat alanında ortaya çıktı.

& Cervantes (Don Kişot)

RÖNESANS'IN SONUÇLARI

Kutsal ve tartışılmaz kabul edilen düşüncelerin

yerini bilimsel düşünceler aldı. Deney ve gözleme

dayalı bilgiler yerleşirken akılcılık ön plana çıkmaya

başladı.

Düşüncede serbest bir ortam meydana

geldi.İnsanlar düşüncelerini özgürce ifade etmeye

başladılar. Bunun sonucunda skolastik düşünce

yıkıklı.

Avrupa'da bilim, teknik, sanat ve edebiyat alanında

yeni görüş ve düşünceler ortaya çıktı ve yayıldı.

İnsan vücudu ve tabiat olaylarıyla ilgili yeni

araştırmalar yapıldı. Bu konuda yeni bilgilere ulaşıldı.

İncil'in Avrupa dillerine tercüme edilmesi ve

yeniden incelenmesi, Reform hareketlerinin

başlamasına neden oldu.

Pozitif düşüncenin gelişmesi ile kutsal kitaplar ve

din adamları eleştirilerek Reform hareketlerinin

doğuşuna ortam hazırlandı.

Eğitim ve öğretime önem verildi. Bilimdeki

gelişmeler sanayinin gelişmesine ortam hazırladı.

Bu döneme kadar bilim, sanat ve edebiyat

alanlarında Türk ve İslam ülkeleri öncülük yaparken,

Rönesans hareketleriyle Avrupa ülkeleri öne geçti.

Page 19: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

YAVUZ SULTAN

SELİM DÖNEMİ

(1512-1520)

Babası II. Beyazıt’ın doğudaki Safevi tehlikesine karşı

önlem almaması üzerine, Yavuz Sultan Selim yeniçerilerin

desteğiyle babasını tahttan indirerek padişah oldu.

(Karıştıran Savaşı)

NOT: Bu olay Yeniçerilerin bir şehzadenin tahta

geçmesinde doğrudan rol oynadıkları ilk gelişmedir.

YAVUZ DÖNEMİNİN ÖNEMLİ OLAYLARI:

1-Şehzadeler Sorunu

2-İran Seferi ve Çaldıran Savaşı(1514)

3-Turnadağ savaşı(1515)

4-Mısır Seferi(Memluk Seferi)

ŞEHZADELER SORUNU:

Yavuz Sultan Selim babasının yerine tahta geçtikten sonra,

ağabeyleri Ahmet ve Korkut'un tahtı ele geçirmelerini

engellemek amacıyla Fatih Kanunnamesine dayanarak

şehzadeleri etkisiz hale getirdi.

NOT: Böylece Yavuz, Cem olayına benzer bir olayın

yaşanması ve Avrupa’nın işe karışmasını engellemiş oldu.

İRAN SEFERİ VE ÇALDIRAN SAVAŞI(1514)

Sebep: Şah İsmail Safevi devletini kurunca Şiiliği resmi

mezhep haline getirmişti. Ajanlar vasıtasıyla Şiiliği

Anadolu’da yaymaya çalışıyordu. Trabzon valiliği sırasında

Yavuz bu durumu görmüş ve babasının yumuşak

politikasını onaylamadığından mücadeleye girişmişti. Tahta

çıktıktan sonra İran sorunu ile ilgilenmeye başladı.

Not:Yavuz’un amacı ilişki kurduğu Orta Asya hanlıkları ile

aradaki Safevi engelini kaldırmak ticaret yollarına tamamen

hâkim olmaktı.

Savaş: 1514 yılında Safevi Devleti hükümdarı Şah İsmail

ile Osmanlı Hükümdarı Yavuz arasında Çaldıran Ovasında

yapıldı. Savaşı Osmanlılar kazandı. Önemi: Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da Şiilik tehlikesi geçici

olarak ortadan kalktı.

ÇALDIRAN SAVAŞININ SONUÇLARI

Doğu Anadolu Osmanlı hâkimiyetine girdi.

Şii sorunu bu dönem için çözüldü.

Anadolu’da ki Şii propagandası sona erdi.

Turnadağ savaşı (1515) ile Dulkadiroğulları beyliğine son

verildi.

İran’ın hazinesi ve zenginlikleri İstanbul’a getirildi.

İranlı önemli bilginler İstanbul’a getirildi.

TURNADAĞ SAVAŞI(1515)

Bu savaşla Anadolu Beyliklerinin(Dulkadir ve

Ramazanoğulları) siyasi varlığı kesin olarak sona erdi.

Böylece Anadolu Türk Birliği sağlandı.,

DİKKAT;Dulkadiroğlu Beyliğine Son Verilmesi ile

1-Osmanlılar Memlukla komşu oldu.

2-Osmanlı-Memluk ilişkilerinde gerginlik yeniden başladı.

MISIR SEFERİ(MEMLÜK SEFERİ)

Sebepleri:

Fatih döneminde başlayan Hicaz su yolları meselesi

Memlukların Cem Sultan'ı himaye etmeleri

Osmanlılar ile Memluklar arasında Dulkadiroğulları ve

Ramazanoğulları yüzünden çekişme.

Memlukların Şah İsmail ile ittifak kurmaları.

Yavuz'un Memluk topraklarını ele geçirerek Baharat

yolunu denetim altına almak istemesi.

Her iki devletinde Türk-İslam dünyasının lideri olma

mücadelesi.

Savaşlar:

Mercidabık Savaşı (1516)

Osmanlı Devleti x Memluk Devleti

(Yavuz) (Kansu Gavri)

Yer: Suriye’deki Halep şehrinin kuzeyi.

Sonuç: Osmanlı Devleti savaşı kazandı. Memluk

hükümdarı Kansu Gavri öldü. Suriye ve Filistin alındı

Not: Savaştan sonra Yavuz, İstanbul’a dönmeyerek kışı

Şam’da geçirdi.

Ridaniye (Reydaniye) Savaşı (1517)

Osmanlı Devleti x Memluk Devleti

(Yavuz) (Tomanbay)

Yer: Mısır (Ridaniye)

Sonuç: Osmanlı kazandı. Mısır ve Hicaz alındı.

MISIR SEFERİNİN SONUÇLARI:

a. Memluk Devletinin ortadan kalkmasıyla bu devletin

toprakları Osmanlılara katıldı.( Suriye, Filistin,

Hicaz,Mısır)

b. Baharat yolunun denetimi Osmanlı Devletine geçti.

Not: Osmanlı Devleti Baharat yolundan beklenen ticari

kazancı elde edemedi. Çünkü Avrupalıların Ümit Burnu'nu

bulmalarıyla Coğrafi yollar değişmiştir.

c. Halifelik ve İslam'ın kutsal emanetleri Osmanlılara geçti.

(Böylece Osmanlı Devleti İslam Dünyasının Lideri

oldu.) (Teokratik Devlet Yapısı)

Not 1: İlk Osmanlı Halifesi Yavuz Sultan Selim'dir.

Not 2: Halifeliğin Osmanlı'ya geçmesiyle, Osmanlı Devleti

İslam Dünyasının tartışmasız lideri olmuştur

d. Venedikliler Kıbrıs Adası için Memluklara verdikleri

vergiyi Osmanlılara vermeye başladılar.

.

Not: Bu dönemde I.Selim devamlı doğuya sefer yaparak

Müslümanları Osmanlı Devleti çatısı altında toplamak

istemiştir (İslam birliği).

Not: Yavuz,batıya hiç sefer yapmamıştır.

Not: Yavuz'un İran ve Mısır seferleri sonucunda burada

bulunan kültürel eserler ile bilim adamları ve sanatçılar

İstanbul'a getirilmiş, böylece Osmanlı Kültüründe doğunun

etkisi artmıştır.

YAVUZ SULTAN SELİM'İN DOĞU SİYASETİ:

Yavuz Sultan Selim'in amacı bütün Türkleri ve

Müslümanları tek bayrak altına toplayarak Türk-İslam

birliğini sağlamaktı.

Page 20: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

OSMANLI DEVLETİ EKONOMİK GELİŞMELER

& Osmanlı ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayalıdır.

Tarımda da tımar sistemi uygulanmaktaydı.

& Tımar Sistemi sayesinde araziler boş kalmıyor ve

üretimin devamlılığı sağlanıyordu.

& Her bölge öncelikle kendi ihtiyacını karşılar; ancak

İstanbul gibi büyük şehirlere diğer bölgelerden ürün

getirilirdi.

& Üretilen mal, ihtiyacı karşılamazsa ithal edilirdi.

& XV. ve XVI yüzyıllarda tarımın yanında ticaret de ön

plana çıktı. İpek ve Baharat Yolunu kontrol etmek için

birçok fetih yapıldı.

Ticareti Geliştirmek İçin Kurulan Teşkilatlar:

Menzil Teşkilatı: Osmanlı topraklarından geçen yol ağının

her biriminde taşımacılığın en hızlı şekilde yapılmasını

sağlayan teşkilat

Derbentçiler: Ana yollar üzerindeki geçitlerin denetimini

yapan ve güvenliğini sağlayan teşkilat

Mekkari Taifesi: Ticaret yolları üzerinde taşımacılık

yaparlardı.

Ticareti Geliştirmek İçin Alınan Önlemler:

1-Ticaret yollarının güvenliği tam olarak sağlandı.

2-Güvenlik eksiği nedeniyle zarara uğrayan tüccarların

zararı karşılanırdı.

3-Yeni ticaret yolları yapılarak bu yollar üzerine çok sayıda

han ve kervansaray inşa edildi. Şehirlere bedestenler,

çarşılar açıldı.

4-Bazı Avrupa ülkelerine Osmanlı topraklarında ticaret

yapabilme ve serbest dolaşım hakkı verildi. (Kapitülasyon)

Osmanlı Gelir Kaynakları:

& Şer’i ve Örfi Vergiler

& Savaş Ganimetleri

& Gümrük Gelirleri

& Orman, maden ve tuzla gelirleri

& Bağlı devletlerden alınan yıllık vergiler

Not: Mısır’ın alınmasıyla Osmanlı hazinesi en parlak

dönemini yaşadı.

Osmanlı Devletinin Giderleri;

& Savaşlara yapılan harcamalar

& Saray masrafları

& Maaşlar

& Bayındırlık ve imar hizmetleri

OSMANLI VERGİ SİSTEMİ Osmanlı Devletinde vergiler 1.Şer’i vergiler,

2.Örfi vergiler olmak üzere ikiye ayrılıyordu:

ŞER’İ VERGİLER: Bunların şeriatın emrettiği vergilerdi.

Öşür: Müslümanlardan alınan toprak ürünü vergisidir.

Elde edilen ürünün onda biri vergi olarak alınırdı.

Haraç: Müslüman olmayanlardan alınan vergiydi. ikiye

ayrılıyordu:

Harac-ı Mukassem: Elde edilen üründen alınırdı.

Haracı Muvazzaf: Toprak vergisiydi.

Cizye: Müslüman olmayan erkeklerden, askerlik görevi

karşılığı alına vergidir.

ÖRFİ VERGİLER: Padişahın iradesiyle konulan

vergilerdi.

Çift Resmi: Reayanın sipahiye ödediği toprak vergisi

Çift Bozan Resmi: Toprağını izinsiz olarak terk eden veya üç

yıl üst üste ekmeyenlerden alınan vergi.

Avarız: Olağanüstü hallerde, divanın kararı ve padişahın

emri ile toplanan vergilere denirdi.

Adet-i Ağnam: Hayvan vergisidir. Sipahiler tarafından toplanan bu

verginin miktarı, hayvan sayısı ile orantılı olarak belirlenirdi.

Bâc-i Bâzari: Pazaryerlerinden alınan bir vergidir.

Resm-i Mücerret: Bekârlardan alınan vergidir.

Resm-i Bennak: Evlilerden alınan bir vergidir.

Resm-i Arus: Sipahiler tarafından, tımar arazilerinde yaşayan

kadınların evlenmeleri esnasında kocalarından alınan ver-

gilerdir.

Niyabet Rüsumu: Yöneticilerin halktan aldığı bir vergi çeşi-

didir. Suçlulardan alınan Cerimeler de bu vergiye dahil edilen

vergidir. Bu vergilere Bâd-ı Hava vergileri de denilmiştir.

OSMANLI TOPLUM YAPISI

OSMANLI MİLLET SİSTEMİ

&Osmanlı Devletinin toplumsal, hukuki, siyasi ve idari

yapısı ırk esasına göre değil “Millet Sistemi” denen inanç

sistemine göre şekillenmiştir.

& Osmanlı devleti gayrimüslimlere hoşgörülü davranmış

inançlarına müdahale etmemiştir.

Osmanlı Ülkesinde Ermeniler:

& Fatih, 1461’de Ermenilerin yönetim ve dini işlerini

düzenlemeleri için “Ermeni Gregoryen Patrikhanesi”ni

kurdu.

& Bursa Metropoliti Ovakim, ilk Ermeni patriği olarak

atandı.

& Bu gelişmeler sonucu Fatih döneminde İstanbul’a yoğun

bir Ermeni göçü yaşandı.

& Yavuz döneminde Suriye ve Mısır’ın fethi ile Kudüs

Ermeni Patrikhanesi de Osmanlıya bağlandı.

& Kanuni döneminde Ermenilere yeni ayrıcalıklar verildi.

&XVIII. Yüzyılda Katolik ve Ortodoks Ermeniler arasında

çatışmalar yaşandı. Bu çatışmaları önlemek için 1831’de

Katolik Ermeni Patrikhanesinin kurulmasına izin verildi.

& Islahat Fermanından sonra her çeşit devlet

memurluğunda bulundular.

Not: Ermenilerden Osmanlı idaresinde 33 mebus, 22

bakan, 29 general, 7 büyükelçi, 1 konsolos, 17 öğretim

üyesi, 41 yüksek dereceli memur görev yapmıştır.

&Abdülmecit döneminde Haziney-i Hassa Amirliği

Ermenilere verildi.

& 1567’de Apkar Tıbir, İstanbul’da ilk ermeni matbaasını

açtı

Osmanlı Ülkesinde Yahudiler:

&Kuruluş döneminde Yahudi sayısı çok azdır.

&1492’de II.Bayezıt, İspanya’da zulme uğrayan Yahudileri

kurtarıp İstanbul’a yerleştirdi.

&İstanbul’da Hahamlık kurmalarına ve sinagog açmalarına

izin verildi.

& Kısa sürede ticaretle zenginleştiler.

& Osmanlı saray doktorlarının çoğu Musevilerden

çıkmıştır.

Page 21: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

Osmanlı Ülkesinde Süryaniler:

&Süryaniler Roma’nın uyguladığı baskılar nedeniyle bu

kiliseden ayrılarak 543 yılında Antakya Patrikliği adıyla

Suryani Yakubi Patrikliğini kurdular

&Romanın baskısının artması üzerine Antakya’yı terk

ederek G.doğu Anadolu’ya geldiler.

&En zor dönemlerini Bizans hakimiyeti altında yaşadılar.

&Bizansın Suryanileri asimile etme politikası zamanla

katliama dönüştü.

&Selçuklular ve Osmanlılar ise Suryanilere inanç

özgürlüğü tanıdılar.

&Suryanilere ait kiliseler Ermeni Patrikhanesine

bağlanarak devletle ilişkileri düzene bağlandı

&I.Dünya Savaşında Rusların kışkırtmalarıyla Osmanlıya

karşı ayaklanan Süryaniler başarısız olunca büyük kısmı

Anadolu’dan ayrıldı.

&İngiltere ise 1924’te Süryanileri ayaklandırdı. Hakkari

valisini esir alan İsyancıların başlattığı ayaklanma güçlükle

bastırıldı. Bu ayaklanmadan sonra Nasturiler Türkiye’yi

tamamen terk etti.

&Süryaniler günümüzde yoğunlukla Mardin ve çevresinde

yaşamaktadır.

İDARİ AÇIDAN OSMANLI TOPLUMU

1)Yönetenler (Askeriler): Yönetenler Seyfiye, İlmiye ve

Kalemiye sınıfındaki görevlilerdir. Ayrıca saray halkı da bu

sınıftadır.

&Askeriler devlete vergi ödemezdi.

2)Yönetilenler (Reaya): Osmanlı Devletinde askeri sınıf

dışındaki herkes bu sınıftadır.

&Bu sınıf geçimini tarım, ticaret ve sanayi alanlarında

üretim yaparak sağlardı.

&Vergi vermekle yükümlü olan reaya din,dil,mezhep

farklılıkları olan Osmanlı halkından oluşurdu.

OSMANLI VAKIF SİSTEMİ

&Kişilerin kendilerine ait menkul ,gayrimenkul mallarını

veya paralarını toplum yararına oluşturulacak eğitim, din,

sağlık, bayındırlık gibi sosyal ve kültürel alanlarda daimi

kamu hizmeti verecek kuruluşlara bağışlaması veya

oluşturulmasına vakıf denir.

VAKIFLARDAN HANGİ ALANLARDA YARARLANILIR?

1) İskân faaliyetlerinde

2) Yerleşim yerlerinin sosyo-kültürel ihtiyaçları için

3) Yol, han, kervansaray gibi binaların yapım ve işletilmesinde

4) Sağlık, eğitim-öğretim alanlarında

5) İhtiyacı olan tüccarlara kredi verilmesi

İDARİ ACIDAN DİNİ AÇIDAN MESLEKLER AÇISINDAN

OSMANLI TOPLUM YAPISI

MÜSLÜMANLAR GAYRİMÜSLİMLER ESNAFLAR TÜCCARLAR KÖYLÜLER

YÖNETENLER YÖNETİLENLER

(REAYA)

A)SARAY HALKI: Padişah ve ailesidir.

B)SEYFİYE: Yönetim görevini üstlenen sınıftır. Vezirler, beylerbeyi, sancakbeyleri

C)KALEMİYE: Devletin yazışma işlerini, maliye ve dışişlerini üstlenen sınıftır. Defterdar, nişancı ve reisülküttaplar

D)İLMİYE: Eğitim, Adalet ve fetva işlerini gerçekleştirirler. Kazasker, Şeyhülislam, Müderrisler ve Kadılar

Page 22: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

KANUNİ SULTAN

SÜLEYMAN DÖNEMİ

(1520-1566)

Yavuz Sultan Selim'in Şark Çıbanı hastalığından

ölmesi üzerine oğlu I. Süleyman herhangi bir taht

kavgasına girmeden padişah olmuştur. Çünkü Yavuz'un

hayattaki tek oğluydu.

DÖNEMİN OLAYLARI VE ÖZELLİKLERİ

A)İÇ İSYANLAR:

Canberdi Gazali İsyanı: Yavuz tarafından Suriye Valiliğine

atanan eski Memluk komutanlarından Canberdi Gazali, Yavuz'un

ölümünü fırsat bilerek ayaklanmış ve ortadan kaldırılmıştır.

Ahmet Paşa İsyanı: Kanuni tarafından Mısır'a vali olarak

gönderilen Ahmet Paşa ayaklanmış ve ortadan kaldırılmıştır.

NOT: Bu iki isyan Memluk Devletini yeniden kurmak amacıyla

ortaya çıkmıştır.

Baba Zünnun İsyanı: Yozgat’ta arazi meselesinden çıkmış gibi

gösterilen bir Şii ayaklanmasıdır

Kalenderoğlu İsyanı: Konya'da Hacı Bektaş-ı Veli soyundan

geldiğini ileri süren Kalenderoğlu tarafından çıkarılmış bir şii

ayaklanmasıdır.

AVRUPA İLE İLİŞKİLER Belgrat'ın Alınması(1521): Macarlardan Belgrat'ın alınmasıyla

Orta Avrupa'nın kapıları Osmanlılara açıldı.

MOHAÇ MEYDAN SAVAŞI(1526):

Açıklama: Bu sırada Avrupa'da Kutsal Roma Germen

İmparatorluğu(Alman İmp.) ve başında da Şarlken

bulunmaktaydı. Şarlken Avrupa birliğini sağlamak amacıyla

İspanya'yı ele geçirmiş, Fransa Kralı Fransuva'yı esir almıştı.

Fransuva'nın annesinin isteği üzerine, Kanuni Fransa'ya destek

olmak için II. Macaristan seferine çıktı ve Macarları Mohaç

ovasında yendi. Mohaç Meydan Savaşı: Macar ordusuyla yapılan

savaşı Osmanlı Devleti kazandı. (1526)

Önemi:

*Macaristan Osmanlı himayesine alınarak tampon bir devlet

haline getirildi.

*Osmanlı’nın Orta Avrupa’daki hakimiyeti pekişti.

*Osmanlı –Avusturya mücadelesi başladı.

*Fransa, Şarlken’in baskısından kurtularak, I.Fransuva Madrit

Antlaşmasıyla serbest bırakıldı.

I. Viyana Kuşatması(1529):

Bu sırada Avusturya'nın başında Şarlken'in kardeşi Ferdinand

bulunmaktaydı. Ferdinand Osmanlı himayesindeki Macaristan'a

saldırınca Kanuni Sultan Süleyman harekete geçerek Viyana'yı

kuşattı.Ancak;

& Kış mevsiminin yaklaşması,

& Ağır topların getirilmeyişi,

& Erzağın ve yiyeceğin yetersiz oluşu... gibi sebeplerle

kuşatmayı kaldırarak İstanbul'a geri döndü.

Almanya Seferi(1532)

Sebebi: Avusturya Kralı Ferdinand'ın Kanuni'nin İstanbul'a geri

dönmesinden sonra tekrar Macaristan'a saldırması.

Sefer: Kanuni Ferdinand ve Şarlkenle bir meydan savaşı yapmak

umuduyla Almanya içlerine kadar ilerledi. Ancak Şarlken ve

Ferdinand karşısına çıkma cesareti gösteremeyince İstanbul'a

döndü.

İstanbul Antlaşması(1533) (İbrahim Paşa Ant.):

Ferdinand'ın barış isteği üzerine İlk Osmanlı-Avusturya

Antlaşması İstanbul'da imzalandı(1533).

Maddeleri:

Avusturya kralı protokol bakımından Osmanlı

sadrazamına denk olacak.

Avusturya elinde tuttuğu Macar toprakları için

Osmanlılara vergi verecek.

Önemi: Bu antlaşma Osmanlı Devleti'nin Orta Avrupa'daki

üstünlüğünün bir kanıtıdır.

NOT: Bu üstünlük 1606 yılında yine Osmanlı Devleti ve

Avusturya arasında imzalanacak olan Zitvatorok Antlaşmasıyla

sona erecektir.

MACARİSTAN’IN OSMANLILARA KATILMASI (1541) :

Macar Kralı Yanoş ölünce yerine küçük yaştaki oğlu Sigismund

geçti.Ferdinand ,Sigismund’un krallığını tanımayarak yapmış

olduğu antlaşmayı bozdu ve Budin’i kuşattı.bunun üzerine Kanuni

tekrar Macaristan üzerine sefere çıktı.Budin’i aldı.Ferdinand’ın

barış isteği kabul edilerek tekrar barış yapıldı.

Macaristan üç bölgeye ayrıldı.

1) Kuzey Macaristan Avusturya’ya,

2) Orta Macaristan Erdel Beyliği adı altında Osmanlı

himayesindeki Sigismund’a,

3) Güney Macaristan ise Budin eyaleti olarak doğrudan

Osmanlılara bağlandı.

Avusturya ile antlaşma yapılmasına rağmen Osmanlı-Avusturya

mücadelesi devam etti.Ferdinand 1551’de yeniden Erdel’in iç

işlerine karıştı.Osmanlı-Avusturya savaşları ,1562’de yeniden

barış sağlanıncaya kadar sürdü.

ZİGETVAR SEFERİ (1566) :

Kanuni Sultan Süleyman Avusturya’nın barışı bozarak Erdel’e

saldırması üzerine Sadrazam Sokulu Mehmet Paşa ile yaşının

ilerlemiş olmasına rağmen sefere çıktı.Zigetvar kalesi

kuşatıldı.Kuşatma sırasında padişah öldü(1566). Padişahın ölümü

askerden gizlendi.Kuşatmaya devam edilerek kale alındı.Zigetvar

Seferi ,Kanuni’nin son seferi oldu.

Osmanlı-Fransız İlişkileri Ve Kapitülasyonlar (1535)

İlk Osmanlı-Fransız ilişkisi Fransa kralı I. Fransuva'nın

Almanya İmparatoru (Kutsal Roma Germen) Şarlken ile yaptığı

savaşta esir düşmesiyle başlamıştı. Bunun üzerine Fransuva'nın

annesi dönemin en güçlü devleti Osmanlı Devletinden yardım

istemişti(1525). Bunun üzerine Kanuni Macaristan seferine

çıkarak Mohaç'da Macarları yenmiş, sonrada Avusturya ve

Almanya seferlerine çıkmıştı. Kapitülasyonlar: Ticaret, hukuk,

gümrük gibi alanlarda devletlerin birbirlerine tanıdıkları

imtiyazlardır.

Kanuni Sultan Süleyman 1535'de Fransızlarla Kapitülasyon

antlaşması imzalamıştır.

KAPİTÜLASYON:Bir devletin yabancı bir devlete tanımış

olduğu siyasi ,hukuki,mali ayrıcalık.

Kanuni’nin Amaçları;

1) Fransa’yı kendi yanına çekerek Avrupa Hıristiyan birliğini

parçalamak

2) Coğrafi Keşiflerle önemini kaybeden Akdeniz ticaretini

canlandırmak

Kapitülasyonlarla İlgili Önemli Notlar:

İlk ticari ayrıcalıklar Fatih döneminde Venediklilere

verilmiştir.

Bu antlaşma süresiz değildi. İki hükümdarın yaşadığı

dönemde geçerli olacaktı. Ancak Kanuni'nin ölümünden

sonra Fransızların isteğiyle 5 kez yenilenmiş ve I. Mahmut

döneminde 1740'da sürekli hale getirilmiştir.

Devletin gücünü koruduğu dönemlerde önemli bir sorun

yaratmayan kapitülasyonlar, devletin gücünün azalmasına

paralel olarak ve Avrupa'da sanayinin gelişmesiyle önemli bir

sorun olmuştur.

Başlangıçta sadece Fransızlara verilen bu haklar

genişletilerek, diğer Avrupa devletlerine de verilmiştir.

1923 Lozan Antlaşmasıyla Kapitülasyonlar tamamen

kaldırılmıştır.

DENİZLERDE GELİŞMELER:

Rodos Adasının Fethi(1522): Rodos Sain Jean Şövalyelerinin

elinde buluyordu. Şövalyeler Akdeniz'deki Türk ticaret gemilerine

büyük zararlar veriyorlardı. Bu adanın alınmasıyla bu tehdit

ortadan kalktı.

Page 23: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

Barbaros Hayrettin Paşa'nın Osmanlı Hizmetine

Girmesi(1533):

Barbaros Akdeniz'de faaliyet gösteren bir Türk korsanı idi. Kuzey

Afrika'da başarılar kazanmış ve Osmanlılardan aldığı destek

kuvvetlerle Cezayir’e sahip olmuştu. Osmanlı Donanması, kara

ordusu kadar güçlü değildi. Bu yüzden Kanuni Sultan Süleyman,

Barbaros'u Osmanlı Hizmetine girmeye çağırdı. Barbaros'un bu

teklifi kabul etmesiyle Osmanlı donanması güçlenirken, Cezayir

de Osmanlı topraklarına katılmış oldu.

PREVEZE DENİZ SAVAŞI(1538):Barbaros Hayrettin Paşa komutasındaki Osmanlı donanmasıyla, Andrea Dorya komutasındaki

Haçlı donanması arasında yapılan bu deniz savaşını Osmanlı Devleti

kazandı. Önemi: Preveze deniz zaferiyle Akdeniz’deki Osmanlı Egemenliği

kesinlik kazanmış, Akdeniz bir Türk gölü haline gelmiştir.

NİCE(NİS) KUŞATMASI(1541): Bu arada Fransa ile Şarlken arasında

savaşlar devam ediyordu. Barbaros Fransa'ya yardım amacıyla Fransız

donanmasıyla birleşerek Nis'i kuşattı ve kaleyi ele geçirdi.

TRABLUSGARP'IN ALINMASI(1551): Sinan Paşa ve Turgut Reis

1551 yılında Malta Şövalyelerinin elindeki Trablusgarp'ı aldı.

CERBE DENİZ SAVAŞI (1559): Andrea Dorya komutasındaki Haçlı

Donanması ile Turgut Reis ve Piyale Paşa'nın komutalarındaki Osmanlı kuvvetleri arasındaki bu deniz savaşını Osmanlılar kazandı. Önemi: Bu

zaferle Akdeniz’deki Osmanlı egemenliği pekişti.

MALTA KUŞATMASI (1565):Şarlken’in desteğini alarak Osmanlı

gemilerine saldırıyorlardı..Cezayir ve Trablusgarb’ın güvenliği için

alınması gerekliydi.Ada kuşatıldı .Fakat başarılı olunamadı,kuşatma esnasında Turgut Reis şehit düştü.

SAKIZ ADASI’NIN ALINMASI (1566) : Ege denizindeki Sakız adası Cenevizlilerin elinde bulunuyordu .Vergilerini ödemeyince Kanuni Sultan

Süleyman Zigetvar seferine çıkarken ,Kaptanı derya Piyale Paşa’yı Sakız

adasının fethi için gönderdi.Ada alındı,böylece Batı Akdeniz ve boğazların güvenliği sağlanmış oldu.

HİNT DENİZ SEFERLERİ (1538–1553)

Doğu-Batı ticaret yollarının Osmanlı kontrolüne geçmesi üzerine

Avrupa devletleri yeni yollar aramaya başladılar.16.yüzyılın

başlarında Portekizliler Ümit Burnu’nu geçerek doğrudan

Kızıldeniz ve Hint Okyanusu’na ulaştılar.

Portekizliler, sömürgeler kurarak Müslüman ülkelerin ticaretine

engel olmuş, Kızıldeniz yoluyla giden hacılara saldırmış,

Hindistan’daki Müslüman devletlerden birçoğunu işgal etmişti.

Gücerat Hanının Osmanlıdan yardım istemesi üzerine seferlere

çıkıldı.

I.Hint Deniz Seferi(1538): Mısır Valisi Süleyman Paşa,

II. Hint Deniz Seferi (1551): Piri Reis

III. Hint Deniz Seferi (1552): Murat Reis,

IV. Hint Deniz Seferi (1553) : Seydi Ali Reis

Not: Piri Reis ilk dünya atlası niteliğinde olan “Kitab-ı

Bahriye”yi hazırlamıştır. Seydi Ali Reis “Mirat’ül –Memalik”

adlı coğrafya eserinin yazarıdır.

Hint Deniz Seferlerinde Başarısızlığın Nedenleri : & Hint deniz seferlerinin ekonomik değerinin yeterince

anlaşılamaması,batı seferlerinin daha karlı olduğunun

düşünülmesi.

& Osmanlı donanmasının okyanus şartlarına uygun olmaması.

& Portekiz donanmasının daha güçlü olması.

&Bölgedeki Müslüman devletlerin gereken desteği vermemesi.

Hint Deniz Seferlerinin Sonuçları :

& Baharat Yolu ve Hint ticareti elden çıktı.

& Asya ticareti Ümit Burnuna kaydı. Akdeniz limanları önemini

kaybetti.

& Arap yarımadası ve Kızıldeniz denetim altına alındı.

& Sudan sahilleri, Habeşistan’ın bazı kısımları, Yemen, Umman

ve Eritre Osmanlı nüfuzu altına girdi.

OSMANLI-İRAN İLİŞKİLERİ :

Yavuz döneminde Çaldıran zaferi ile Safevi devletine darbe vurulmuş

fakat ortadan kaldırılamamıştı. Safeviler öteden beri Anadolu’ya göz dikmiş ve Osmanlı topraklarında yaşayan Şiileri kışkırtıyordu. Şah İsmail

ölünce yerine oğlu Tahsmab geçti.

Şah Tahsmab; --- Şiileri kışkırtmaya devam etti.

--- Macaristan’a elçiler göndererek Şarlken’le ittifak kurmaya çalıştı.

--- Kanuni’nin tahta çıkışını kutlamadı. --- Osmanlı’nın Bitlis valisi Şeref Han’ın İran’a,İran’ın Azerbaycan valisi

Ulama Han’ın ise Osmanlıya sığınması ilişkileri iyice bozdu.

Kanuni İstanbul antlaşmasıyla batıdaki sınırlarını güven altına aldıktan

sonra İran üzerine üç sefer yaptı.

a) Irakeyn Seferi (1534): Azerbaycan’a girilerek Hamedan’a kadar ilerlendi. Tebriz ve Bağdat alındı. Basra ticaret yolu denetim altına

alındı.İpek yolu üzerindeki Osmanlı hakimiyeti pekişti.Bu sefer sonunda

Kanuni “Bağdat Fatihi “ olarak anıldı.

b) İkinci İran Seferi (1548) : Safevi hükümdarı Şah Tahsmab ile kardeşi

arasında taht mücadelesi başladı.İran şahının kardeşi Osmanlı devletine sığınmak zorunda kaldı.Kanuni bu sırada Avusturya savaşları ile

uğraşıyordu,İran kuvvetleri Tebriz ve Van’ı ele geçirdi.Yeniden İran

üzerine sefere çıkmak zorunda kalan Kanuni Doğu Anadolu ve

Azerbaycan’ı yeniden Osmanlı hakimiyeti altına aldı.

c) Nahcıvan Seferi (1554) : İran Osmanlı-Avusturya savaşlarını fırsat

bilerek yeniden harekete geçti.Muş’a kadar ilerledi.Kanuni İran üzerine

üçüncü kez sefere çıkmak zorunda kaldı.Erivan(Revan),Nahcıvan ve Karabağ alındı.Kanuni dönüşte kışı Amasya’da geçirdi.Osmanlının

yeniden harekete geçeceğini zanneden şah ,barış teklifinde

bulundu.Kanuni Avusturya sorununu çözümlemek istediği için bu teklifi kabul etti.

AMASYA ANTLAŞMASI(1555):

& Tebriz,Irak-ı Arab(Bağdat,Musul,Basra) ve Doğu Anadolu Osmanlıda

kalacak.

& Sınır bölgelerinde karşılıklı olarak saldırılar durdurulacak. & İlk üç halifeye ve sahabeye dil uzatılmayacak.

Sonuç ve Önemi :

& İran’la imzalanan ilk resmi antlaşmadır. İran sorunu antlaşmayla bir süre için çözümlendi.

& Bağdat alınarak Basra körfezine ulaşıldı.Böylece Hint Okyanusu ile

bağlantı kuruldu.

DÖNEMİN GENEL ÖZELLİKLERİ:

& Kanuni en uzun süre başta kalan Osmanlı padişahıdır.(46 yıl).

& Kanuni’nin Hürrem Sultanla evlenmesi, haseki sultanların

devlet yönetiminde etkisini arttırdı.

& Şehzade Mustafa,Cihangir ve Bayezid öldürüldü.Tahtın varisi

olarak Şehzade Selim kaldı.

& Vezir sayısı dörtten yediye çıkarıldı.

& Kaptan-ı Derya divana üye yapıldı.

& Bir çok alanda hukuki düzenleme yapıldı.

( Bu nedenle I.Süleyman’a “Kanuni” denmektedir)

SOKOLLU DÖNEMİ

& Bu dönemde Kurtoğlu Hızır Reis tarafından bir kez daha Hint Seferi

düzenlendi ise de başarılı olunamadı.

&Kıbrıs'ın Fethi (1570-1571): Lala Mustafa Paşa tarafından

Venediklilerden alındı.Doğu Akdeniz’in güvenliği sağlandı.

& İnebahtı (Lepanto) Yenilgisi (1571): Kıbrıs’ın intikamını aldılar.

& Tunus'un Fethi (1574) :İspanyollardan Kılıç Ali Paşa tarafından

alındı.

&Lehistan Osmanlı himayesine alındı (1575)

&Fas'ın Osmanlıya Bağlanması (1577-1578): Portekizlilerle yapılan

Vadi-üs Seyl (Sebil) savaşı sonunda Portekizliler yenildi. Fas, Osmanlı

himayesine girdi.

&Sokullu Dönemi Kanal Projeleri

1) Don- Volga Projesi: Karadeniz – Hazar Denizi

2)Suveş Kanalı Projesi: Akdeniz – Kızıldeniz

3) Sakarya – Marmara Projesi: Marmara Denizi - Karadeniz

&Sokullu döneminde Avusturya ve İngiltere’ye de ka-

pitülasyonlar verilmiştir (1568-1578).

Page 24: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

OSMANLI’DA HUKUK; İkiye ayrılır:

A) ŞER’İ HUKUK: İslam inancına göre düzenlenmiş

kurallardır. Şer’i hukuka sadece Müslümanlar uyardı.

Not: Gayrimüslimler şer’i vergileri ödemek zorundaydılar.

Not: Şer’i kanunları çıkarma ve yorumlama işi Şeyhülislam,

müfti ve kadılar tarafından yapılırdı.

B) ÖRFİ HUKUK: Şer’i hukuk kurallarına uymak kaydıyla

eski Türk geleneklerinden gelen fethedilen yerlerdeki devam

eden kurallardan oluşur.

Osmanlı Devleti’nde kanunlar ilk kez Fatih döneminde

yazılı hale gelmiştir. Fatih, kendinden önce gelen kanunları da

Kanunname-i Ali Osman adı ile bir araya toplamıştır.

Kanuni döneminde çıkarılan kanunnameler de “sosyal

düzenlemeler, askeri düzenlemeler, reaya hak ve görevleri,

tımarların dağıtım esasları, idari düzenlemeler” gibi konular

yer almıştır.

Osmanlı Devleti adaleti düzenli bir şekilde dağıtımında

kadılar önemli bir rol oynar. Kadıların Yargı Görevleri;

Evlenme, boşanma, nafaka ve miras işleri ile ticaret

davalarında karar vermek ve vergilerin düzenli olarak toplanıp

hazineye aktarılmasıdır.

Kadıların Diğer Görevleri;

Kaza yöneticiliği, noterlik ve Avarız vergilerini toplamak

2. BİLİM VE TEKNOLOJİ

Yükselme döneminde başlayan siyasi ve sosyal gelişmeler

bilimsel yaşamda da etkili oldu. Bu dönemde, pozitif bilimleri

padişahların da bizzat kendisi desteklemesiyle, Osmanlı

Devleti’nin başkenti İstanbul bir kültür merkezi haline geldi.

Fatih zamanında Sahnıseman Medresesi açılmıştır. Kanuni

döneminde Süleymaniye Medresesi çok önemli eğitim

kurumudur.

Tıp Alanında;

Osmanlı Devleti’nin ilk tıp medresesi Yıldırım Beyazit

tarafından Bursa’da kurulmuştur.

Fatih zamanında Sabuncuoğlu Şerafettin Türkçeye çevirdiği

Cerrâhiyetü’l Hâniyye’de cerrahi teknikleri göstermiştir.

Bunun dışında Mücerrebname adlı eserinde tedavide

kullanılan malzemeleri anlatan pratik el kitabıdır.

Sabuncuoğlu Şerafettin Türkiye’de farmakolojinin ilk

öncüsü sayılır. Kanuni zamanında açılan Süleymaniye Medresesi bir tıp

medresesiydi.

Coğrafya ve Astronomi Alanında;

Piri Reis, Ali Kuşçu, Seydi Ali Reis, Matrakçı Nasuh önemli

bilim adamlarıydı. Kanuni döneminde ünlü coğrafyacı Piri

Reis, Kitab-ı Bahriye adlı eserinde, dünyanın yuvarlaklığı,

gelgit olayı, pusulanın kullanımı, Amerika kıtasının varlığı

gibi konulara değinmiştir

Matematik Alanında;

Molla Lütfi, Sinan Paşa ve Müslihüddin bin Sinan, II. Beyazit

döneminin matematik bilginleridir. Matematikçi ve astronom

Takiyüddin Mehmet, İstanbul’da bir rasathane kurmuştur.

Osmanlılarda otomatik makineler üzerine ilk eseri de

Takiyüddin Mehmet yazmıştır.

Tarih Alanında;

Enverî, Amasyalı Şükrullah, Tursun Bey, Kemal Paşazade,

Âşık Paşazade, Hoca Saadettin, Neşri ve Mustafa Selanikî XV.

ve XVI. yüzyılın en önemli tarihçileridir.

3. EDEBİYAT

Divan Edebiyatı: İran ve Arap edebiyatlarından etkilenerek

saray ve medrese çevrelerinde gelişen edebiyat türüdür. XV.

ve XVI. yüzyılın en önemli divan şairleri; Nesimi, Ahmedi,

Baki, Fuzuli ve Ruhi’dir.

Halk Edebiyatı: Sözlü masallar ve destanlarla başlamış,

bunlara koşma, mani, türkü, ağıt vb. türler eklenince geniş bir

edebiyat oluşmuştur. Daha çok taşrada ve yüksek tahsilli

olmayan halk arasında rağbet gördüğü için adına halk

edebiyatı denmiştir. Dönemin en ünlü şairi Mahremi’dir.

Tasavvuf Edebiyatı: Dini içerikli bu tür nazım şekli açısından

halk edebiyatına daha yakındır. Önemli temsilcileri Hacı

Bektaşı Veli, Kaygusuz Abdal, Akşemsettin, Eşrefoğlu Rumi

ve Kemal Ümmi’dir. XVI. yüzyılda ise Abdürrahim Tırsi,

İbrahim Gülşeni ve Pir Sultan Abdal’dır.

4. GÜZEL SANATLAR

Minyatür Sanatı: El yazması eserleri süslemek ve metnin

aydınlatılmasını sağlamak için perspektif olmadan yapılan

resimlere minyatür denir. Minyatür sanatçısına nakkaş denir.

Matrakçı Nasuh, Nakkaş Osman, Nigari ünlü nakkaşlardır.

Hat Sanatı: Güzel yazı yazma sanatı olan hat Türklerin

İslamiyet’i kabul etmesiyle önem kazanmıştır. Bu sanatla

uğraşanlara hattat denir. Amasyalı Şeyh Hamdullah, Ahmt

Karahisarı önemli hattatçılardır.

Tezhip: El yazması kitapları süsleme sanatıdır. Kara Mehmet.

Ciltçilik: El yazması eserlerin dağılmasını engellemek için

yapılan ve çeşitli malzemelerle süslenen sanat türüdür.

Ebru: Kağıt süsleme sanatıdır.

Kakmacılık: Ahşap, taş ve metal üzerine belirli bir desen

şekillendirerek açılan oyuklara gümüş, sedef, altın gibi

madenlerin gömülerek yapıldığı süsleme sanatıdır.

Çinicilik: özel olarak hazırlanmış toprağın sırlanarak çeşitli

nakışlarla süslenip pişirilmesiyle ortaya çıkan süsleme

sanatıdır. İznik, Kütahya, Diyarbakır, Bursa ve İstanbul’da çini

atölyeleri açılmıştır. Bursa Yeşil Cami, Yeşil Türbe ve

Topkapı Sarayı çini sanatının en güzel örneklerinin verildiği

yerdir.

5. MİMARİ

XV. ve XVI. yüzyılda sivil mimari en güzel örneği Topkapı

Sarayı’dır. Ayrıca Topkapı içindeki Bağdat ve Revan Köşkleri

önemlidir. Askeri Mimari da Yıldırım döneminde yapılan

Anadoluhisarı ve Fatih zamanında yapılan Rumelihisarı ve

Topkapı Sarayı ünlüdür.

Mimar Sinan’ın çıraklık eseri; Şehzadebaşı Cami - İstanbul

Mimar Sinan’ın kalfalık eseri; Süleymaniye Cami - İstanbul

Mimar Sinan’ın ustalık eseri; Selimiye Cami - Edirne

6. OSMANLILARDA OYUN, EĞLENCE VE ŞENLİK

Osmanlı halkının dinlendiği ve toplu olarak eğlendikleri

en önemli mekânlar mesire yerleridir. İstanbul’un çeşitli

yerlerinde ailece gidilen mesire yerleri bulunmaktaydı.

Bundan başka hamamlar, kahvehane, bozhane gibi kapalı

mekânlarda bir tür eğlence yeridir.

Padişah çocuklarının doğumları, hanedan mensuplarının

evlilikleri, padişahların tahta çıkış törenleri (cülus),

şehzadelerin ilk derse başlamaları, kazanılan askeri

zaferler, ordunun sefere çıkması, esnaf bayramları ve

şehzadelerin sünnet törenleridir. At Meydanı’nda

düzenlenen cirit ve atlı okçuluk gösterilerinde askerler

becerilerini sergilerdi.

Page 25: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

REFORM HAREKETLERİ

16. yüzyıla gelinceye kadar Hıristiyanlığın biri

Ortodoks, diğeri Katolik olmak üzere iki mezhebi

vardı.

Ortodoks mezhebinin merkezi İstanbul'daki Fener

Patrikhanesiydi. Ortodoksların dini liderine patrik

denirdi.

Katolik mezhebinin merkezi ise Roma'da bulunan

Vatikan idi. Katoliklerin dini liderine papa denirdi.

Orta Çağ'da Hıristiyanlığın Katolik mezhebinde

büyük bozulmalar oldu. Yeni Çağ başlarındaki

gelişmeler bu bozulmaların sorgulanmasını sağladı.

Bunun sonunda Katolik mezhebinde önemli

değişiklik ve düzenlemeler yapıldı. Bu düzenlemelere

reform denir.

Reform'un Nedenleri

Kağıdın bollaşıp ucuzlaması ve matbaanın

bulunması başta İncil olmak üzere dini kitapların

çeşitli dillere çevrilerek basılmasını sağladı.

Halk dini bilgileri doğrudan öğrenme imkanına

kavuştu. Bu durum din adamlarının söylemleri ile

kutsal kitaplarda yazanlar arasında büyük farklar

olduğunun anlaşılmasını sağladı.

Rönesans'ın etkisi ile özgür düşüncenin yayılması,

din kurumlarının da sorgulanmasını sağladı.

Katolik kilisesinin Hristiyanlığın amaçlarından

uzaklaşması. Din adamlarının zevk ve eğlence içinde

yaşamaya başlaması.

Katolik kilisenin bozulması ve kilisenin bazı

grupların çıkarlarına uygun hareket etmeye başlaması,

Kilisenin dini ticaret haline getirerek Endülüjans

adlı af belgesi sayesinde zenginleşmesi.

Kilisenin aşırı zenginleşmesi. Buna karşılık halkın

çok fakir olması. Fakirleşen halkın kilise mallarına

göz dikmesi.

Reform hareketi ilk olarak Almanya'da başladı.

Bu hareketin önderi Alman din adamı Martin

Luther'dir.

Martin Luther kilisenin uygulamalarına karşı Çıktı.

Papa ve din adamlarının lüks ve israf içinde

yaşamasını, para karşılığı günah bağışlama geleneğini

eleştirdi. Luther, kilisenin uygulamalarını eleştiren 93

maddelik bir bildiri hazırladı.

Bunun üzerine papa Luther'i afaroz etti. Luther'in

düşünceleri pek çok taraftar topladı. Luther'den yana

olanlara Protestan denildi. Luther'in Almanya'da

başlattığı bu hareket, diğer Avrupa ülkelerine de hızla

yayıldı. Papa Martin Luther'i afaroz ederek

öldürülmesini istedi. Bunun üzerine Papa, Luther’i

aforoz etti. Luther’in aforoz kâğıdını halkın önünde

yakması üzerine, papalık Luther’in yakılarak

öldürülmesi kararını verdi.

Bu karar üzerine Saksonya dükü Frederik, Luther’i

korudu. Luther’in İncil’i Almanca’ya çevirmesi ile

Protestanlığın hem Almanya’da hem de hem de

Avrupa’da yayılmasına neden oldu. Papalık ve

Katolikliği savunan Roma-Germen İmparatoru

Şarlken ile Luther’i savunan Alman prenslikleri

arasında yaşanan çatışmalar sonunda Katolikler

Augsburg (Ogsburg) Antlaşması’yla (1555) Protestan

mezhebinin varlığı resmen tanındı.

Şarlken 1555 Augusburg (Ogusburg)

antlaşması ile Protestanlığı tanıdı.

Fransa’da Kalvin Kalvenizm’i kurdu. 1572’de

Bartolomeus (Bartelmi) gecesinde 40 bin

Kalvenist öldürüldü. Mezhep çatışmaları

Fransa’da 1598’de Nant Fermanı ile son buldu.

Reformu İngiltere’de Kral VIII. Henri başlattı.

Anglikan Kilisesi’ni kurarak Katolik Roma

Kilisesi ile bağlarını kopardı. İngiltere’de

Anglikanizm kabul edildi.

İskoçya’da Presbiteryenlik, İsveç, Norveç,

Danimarka’da, Protestanlık mezhebi kabul edildi.

REFORM'UN SONUÇLARI

Avrupa'da mezheb birliği bozuldu. Katolik kilisesi

parçalandı. Protestanlık, Kalvenizm ve Anglikanizm

gibi yeni mezhepler ortaya çıktı.

Papalara ve din adamlarına olan saygı ve güven

azaldı.

Katolik mezhebinin etkisi azaldı.

Katolik kilisesi kendisini yenilemek ve düzenlemek

zorunda kaldı.

Avrupa'nın birçok yerinde okullar kilisenin elinden

alınarak halka verildi.

Kilisenin eğitim ve kültür üzerindeki baskısı

önemli ölçüde ortadan kalktı. Laik eğitim kurumları

ortaya çıktı.

Kültürel ve bilimsel gelişmelerde daha serbest bir

ortam oluştu.

Kilise baskısının ve etkinliğinin azalmasıyla

bilimsel gelişmelerde daha serbest bir ortam oluştu.

Katolik kilisesinden ayrılan ülkelerde kilisenin

malları, yağmalandı, topraklarına el konuldu.

Dini inançlarda baskı yerine hoşgörü egemen

olmaya başladı.

Page 26: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

III. ÜNİTE: ARAYIŞ YILLARI

DURAKLAMANIN NEDENLERİ 16. yüzyılın ikinci yarısı ve 17. yüzyıllarda Osmanlı Devleti'nin durumuna

kısaca bakıldığında devletin sorunlarının iç ve dış nedenlerden kaynaklanmakta olduğu görülür.

A- İÇ NEDENLER 1) Devlet idaresinin Merkezi yönetimin bozulması 2) Askeri teşkilatın bozulması

3) İlmiyenin(eğitimin) bozulması

4) Maliyenin(Ekonomi) bozulması 5) Toplum yapısının bozulması

6) Coğrafi keşifler sonucu Osmanlı ticaret gelirlerinin azalması,

Avrupa’daki altının çoğalmasıyla Akçenin değer kaybetmesi 7) Toprak sisteminin bozulması

8) Eyalet yönetiminin bozulması

9) Toplum yapısının bozulması 10) Osmanlı toplumunun kozmopolit yapısı

B- DIŞ NEDENLER 1) Devletin doğal sınırlarına ulaşması(Doğuda İran, Kuzeyde

Rusya,Batıda Avusturya)

2) Avrupa da merkezi krallıkların kurulması(Topun kullanılması,Feodalitenin çözülmesi)

3) Avrupa’da Rönesans ve Reform sonucu bilim ve tekniğin gelişmesi

4) Avrupa’nın coğrafi keşifler ile zenginleşmesi(Altın ve gümüş Avrupa’yı zenginleştirdi)

XVII. YÜZYILDA AVRUPA, ASYA VE OSMANLI DEVLETİ’NİN

DURUMU

a. Avrupa’nın Genel Durumu XVII. yüzyılda Avrupa devletlerinde yönetim şekli olarak mutlak monarşi

hâkimdi. Coğrafi keşiflerin etkisiyle ekonomik yönden zenginleşen ve

gelişen Avrupa’da İngiltere, Fransa, İspanya, Hollanda, Portekiz sömürgecilik yarışı içine girdiler.

Uzak Doğu ve Hindistan bölgesi ile Atlas Okyanusu limanları bu dönemde

Avrupa devletlerinin yeni paylaşım bölgeleri olmuştur. Bu rekabet Avrupa devletleri arasında savaşlara neden olmuştur. (Otuz Yıl Savaşları)

b. Asya’nın Genel Durumu XVII. yüzyılda Rusya, Asya’da güçlü bir devlet olarak ortaya çıkmıştır.

Altın Orda Devleti’nin yıkılmış ve bu devletin toprakların üzerinde

Özbekler güçlenmiştir. Yine bu dönemlerde Kazak Hanlığı, Kırgız, Kaşgar ve Babür Devleti özellikle Orta Asya ve Hindistan’da hem önemli bir

siyasi güç olmuşlar hem de Türk kültürünün bu bölgede yaşamasına ve

yayılmasına katkıda bulunmuşlardır.

XVII. YÜZYILDA OSMANLI-AVUSTURYA VE OSMANLI-İRAN

İLİŞKİLERİ

A. OSMANLI-AVUSTURYA İLİŞKİLERİ Kanuni döneminde oluşturulan barış ortamı 1593’te sınır ihlalleri

ve vergi yüzünden ilişkiler bozuldu. III. Mehmet döneminde 1596

Haçova Meydan Muharebesi’nde Osmanlı ordusu Avusturya’yı

yendi.

Not: Haçova Meydan Savaşı Osmanlının büyük bir devlete

karşı kazandığı son büyük meydan savaşıdır.

Kanije ve Estergon Kaleleri alındı. 1606 yılına kadar süren

savaşlar sonunda 1606 Zitvatorok Antlaşması imzalandı. Buna

göre;

* Eğri, Kanije ve Estergon Kaleleri Osmanlı Devleti’ne bırakıldı.

* Avusturya savaş tazminatı ödedi.

* Avusturya arşidükası bundan böyle Osmanlı padişahına eşit

sayılacak ve kendisine ceasar (imparator) denecekti.

Osmanlı Devleti 1533 İstanbul Antlaşması ile Avusturya’ya

karşı kazandığı açık siyasi üstünlüğü kaybetmiştir.

Osmanlının antlaşmayı imzalama sebepleri:

* Celali ayaklanmaları

* İran ile yapılan savaşların devam etmesidir.

1555 SONRASI OSMANLI-İRAN İLİŞKİLERİ 1590 Ferhatpaşa Antlaşması ile Osmanlı Devleti Doğu’da en

geniş sınırlara ulaşmıştır. XVII. Yüzyılda I. Ahmet, II. Osman ve IV. Murat dönemlerinde

İran ile mücadele edilmiştir. 1603-1612 yılları arasında yapılan

savaşlar 1612 Nasuh Paşa Antlaşması ile, 1614-1618 yılları

arasındaki savaşlar 1618 Serav Antlaşması ile 1635-1639 yılları

arasındaki savaşlar ise 1639 Kasrışirin Antlaşması ile sona

ermiştir.

NOT: Osmanlı Devleti’nin İran ve Avusturya ile yaptığı

savaşlar ülkede askeri yapının ve ekonomik düzenin

bozulmasına neden olmuştur.

3. İÇ İSYANLAR

İç İsyanların Genel Nedenleri

1. Veraset sistemindeki değişiklikler (Siyasi)

2. Yönetimde saray adamlarının ve valide sultanların etkili olması

(Siyasi)

3. Rüşvet ve adam kayırmanın artması (Siyasi)

4. Yeniçeri ocağının bozulması (Askeri)

5. Halktan ağır vergiler alınması ve köylünün toprağının terk

etmesi (Ekonomik)

6. Tarımsal üretimin azalması (Ekonomik)

7. Tımar sistemin bozulması (Askeri ve Ekonomik)

8. Ordunun bozulması (Askeri)

9. Savaşların uzun sürmesi ve masrafların artması (Ekonomik)

A. İSTANBUL AYAKLANMALARI İstanbul isyanları kapıkulu askerlerinden yeniçeriler ve sipahiler

tarafından çıkarılmıştır.

Temel Nedeni: Merkezi otoritenin zayıflamasıdır.

Diğer Nedenleri:

1. Devlet yönetimindeki otorite boşluğundan yararlanan yeniçeri

ağaları ve saray kadınlarının yönetimi olumsuz yönde etkilemeleri

2. Kapıkulu sisteminin değişmesi ve ocağa askerlikle ilgisi

olmayan kişilerin alınması

3. Kapıkulu askerlerinin maaşlarının zamanında ödenmemesi veya

ayarı düşük paralarla ödenmesi

4. Yeniçerilerin cülus bahşişi almak için sık sık padişah

değiştirmek istemeleri

5. Devlet yönetiminde etkin olmak isteyen devlet adamlarının

yeniçerileri kışkırtması

6. Yeniçeri ve sipahilerin çıkarları doğrultusunda hareket etmeyen

padişah ve devlet adamlarını görevden uzaklaştırmak istemeleri

7. Kapıkulu askerlerinin disiplin altında tutulamaması

8. “Ocak devlet içindir” anlayışının yerine “Devlet ocak içindir”

anlayışının hâkim olması.

gibi nedenler etkili olmuştur.

İstanbul isyanları devlet düzenini değiştirmeye yönelik

olmayıp, yönetimdeki şahıslara karşı yapılmıştır. İstanbul isyanları Fatih döneminde başlamış III. Murat, II. Osman,

IV. Murat ve IV. Mehmet dönemlerinde de çıkmıştır.

Sonuçları:

1. Merkezi otorite zayıfladı.

2. Yönetimde ordunun etkisi arttı.

3. Islahat hareketleri başarılı olamadı.

4. Sık sık idareciler değişti.

5. Padişahların yönetimdeki etkisi azaldı.

6. Halkın orduya karşı olan güveni azaldı.

7. İstanbul’da huzur ve güven bozuldu.

B.CELALİ AYAKLANMALARI XVII. yüzyılda Anadolu’da çıkan isyanlara “Celali İsyanları”

denilmiştir.

Temel Nedeni: Ekonominin bozulmasıdır.

Page 27: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

Diğer Nedenleri:

1. Eyaletlerde devlet yönetiminin bozulması ve vergi toplamada

adaletsiz davranılması

2. Dirlik sisteminin bozulması ve dirliklerin dağıtımında

haksızlıkların yapılması

3. XVII. Yüzyılda savaşların uzun sürmesi ve yenilgiyle

sonuçlanmasından dolayı askerden kaçanların Anadolu’da

eşkıyalığa başlaması

4. Devşirme asıllı devlet adamlarının Anadolu halkıyla

kaynaşamamaları

5. Merkezi otoritenin zayıflaması

6. Kadı ve sancak beylerinin kanunlara aykırı hareket ederek halkı

zor duruma düşürmeleri

7. Uzun süren Osmanlı-İran ve Osmanlı-Avusturya savaşlarının

halkı yıpratması

NOT: İlk Celali isyanı Yavuz döneminde meydana

geldi.(Bozoklu Celal İsyanı)

Celali isyanları içinde devleti en çok uğraştıranlar: Karayazıcı, Canbolatoğlu, Kalenderoğlu, Kör Mahmut,

Katırcıoğlu ve Gürcü Nebi isyanları.

Sonuçları:

1. Vergiler düzenli toplanamadığı için devlet gelirleri düştü.

2. Kırsal kesimde güvenlik kalmadı, köylü toprağını terk etti.

3. Üretim azaldı, tarım ve hayvancılık geriledi.

4. Anadolu’nun büyük bir kısmı harabe haline geldi.

5. İsyancılardan, askerlerden ve halktan birçok insan hayatını

kaybetti.

6. Avusturya ve İran savaşlarını olumsuz yönde etkiledi.

C. EYALET AYAKLANMALARI Merkezi otoritenin zayıflamasından faydalanan eyalet yöneticileri

imparatorluktan ayrılmak amacıyla Yemen, Bağdat, Basra,

Trablusgarp, Kırım, Eflak, Boğdan ve Erdel’de çıkan isyanlardır.

Devlet bu isyanları zorlukla bastırdı.

4. AVRUPA’NIN GELİŞİMİNE SEYİRCİ KALAN

OSMANLI Günümüz Avrupa’sının siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyal

temelleri, XV. yüzyıldan başlayarak atılmaya başlamıştır. İnsan

hakları ve demokratikleşme çabaları, özellikle İngiltere ve

Fransa’nın başını çektiği devletlerarasında yarış başlamıştır.

Reform ve Rönesans, Avrupa’da köklü değişikliklere yol açmış,

özgür düşünce ve bilim alanındaki çalışmalar devletlerin

gelişmesini sağlamış ve Avrupalı devletlerarasında rekabete yol

açmıştır.

Avrupalı devletlerarasında rekabet Coğrafi Keşiflerin başlamasına

sömürgecilik faaliyetlerinin başlamasına yol açmıştır. Coğrafi

keşifler sonucunda ticaret yolları yön değiştirmiştir. Osmanlı

devleti iç çalkantılar ve dış savaşlar nedeniyle gelişmelere

ilgisiz kalmıştır.

a. Coğrafi Keşiflerin Osmanlı Devleti’ne Etkileri Coğrafi keşifler nedeniyle ticaret yollarının yön değiştirmesi

Akdeniz ticaretinin önemini kaybetmesine yol açmıştır. Coğrafi

keşifler sonucunda Avrupa’ya bol miktarda altın ve gümüş

girmiştir. Altın ve gümüşün Osmanlı piyasasında kullanılmaya

başlanması ile Osmanlı ekonomisi büyük zarar görmüştür.

Piyasada pahalılık ve enflasyon yaşanmasına neden olmuştur.

b. Avrupa’ya Tavizler Verilmesi Coğrafi keşiflerle birlikte Avrupalı devletler denizcilik alanında

geliştiler. Keşiflerle beraber gelen ekonomik zenginlik deniz

ticaretinin gelişmesine, gelişen deniz ticareti de Avrupalı

devletlerin ekonomik anlamda daha da güçlenmesine neden

olmuştur.

Osmanlı Devleti deniz ticaretini canlı tutmak ve ekonomik kaybı

önlemek için Avrupalı devletlere kapitülasyonlar vermek zorunda

kaldı. Gümrük vergilerinin düşürülmesi, ticarette serbestlik içeren

bu kapitülasyonlar sonunda vergi gelirlerinde kayıplar oldu.

Piyasaya ucuz Avrupa malları hâkim oldu. Avrupa mallarının

Osmanlı coğrafyasında yaygınlaşması Osmanlı üreticisine büyük

darbe indirdi.

c. Yeni Ekonomik Model: Merkantilizm

Coğrafi keşifler neticesinde XVII. Yüzyıl Avrupa’sında yeni bir ekonomik model ortaya çıktı. Gelirlerini daha çok artırabilmek için Avrupalı devletlerin geliştirdiği merkantilizme göre bir ülke ne kadar çok madene ve paraya sahipse o kadar zengin sayılıyordu. Zengin devlet statüsünde yer almak isteyen Avrupalı devletler iç ve dış ticarete önem verdiler. Yeni yollar bulma ve sömürgeler sayesinde ham madde ve Pazar sahibi olma isteğinin

altında yatan etken de budur. Bir diğer etkense gelir düzeyini ve

tüketim isteğini artırmaktır.

Osmanlı Devleti’nin Avrupalı devletlere tanımış olduğu

kapitülasyonlar sonucunda Osmanlı piyasası Avrupalı mallara

dolmaya başladı. Osmanlı’da üretim çökerken ithal mallar

Osmanlı piyasasını ele geçirdi. Ortaya çıkan yeni ekonomik model

merkantilizm ile gelişirken, gelişmeleri takip Osmanlı Devleti

süratle çökmeye başladı.

XVII. YÜZYIL ISLAHATLARI

1. II. OSMAN (GENÇ OSMAN) DÖNEMİ VE

ISLAHATLARI

Islahatlar

* Şeyhülislam’ın fetva vermek dışındaki yetkilerini elinden aldı.

Böylece ilmiye sınıfının devlet işlerine karışmasını önlemiştir.

* Maliyeye önem verdi. Din adamlarına ve askerlere fazladan

verilen paraları kesti.

* Genç Osman, saray dışı evlilik yaparak sarayı halka açmaya

çalışmıştır. Genç Osman bu yönü ile sosyal alanda ıslahat yapan

ilk padişahtır.

* Başkenti İstanbul’dan Anadolu’ya taşımayı düşünmüştür.

* İlk kez Yeniçeri Ocağını kaldırmayı düşünmüştür. Bunu haber

alan yeniçeriler Genç Osman’ı öldürmüşlerdir.

Siyasi Olaylar Lehistan’ın Osmanlı Devleti’ne bağlı Boğdan’ın iç işlerine

karışması üzerine sefere çıkan II. Osman Hotin Kalesi’ni kuşattı.

Ancak yeniçerilerin disiplinsizliği yüzünden alınamadı ve

Lehistan ile 1621 Hotin Antlaşması imzalandı. Buna göre; * İki taraf birbirinin topraklarına saldırmayacak

* Lehistan, Osmanlı’ya bağlı Kırım Hanlığı’na vergi vermeye

devam edecek

Not: II. Osman Hotin Seferi’nden sonra Yeniçeri Ocağı’nı

kaldırma fikrini ilk kez ortaya atmıştır. II. Osman bu fikri

duyan yeniçeriler tarafından öldürülmüştür.

2. IV. MURAT DÖNEMİ (SİYASİ OLAYLAR-

ISLAHATLAR)

Islahatlar

* Devletin kötü gidişinin nedenleri ve bu kötü gidişin

durdurulması için alınabilecek tedbirlere ilişkin devletin ileri

gelenlerine raporlar hazırlattı. (Koçi Bey Risalesi bu alanda en

önemlisidir.)

* IV. Murat, başta annesi Kösem Sultan olmak üzere ıslahatların

önündeki engelleri ortadan kaldırdı.

* Yeniçeri içindeki zorbaları ortadan kaldırdı ve fazla olan

yeniçeri sayısını azalttı. Böylece gücünü arttırarak askeri itaat

altına aldı.

* Hak etmeyenlerden dirlikleri geri aldı.

* İçki ve tütün yasağı getirdi. Birlikte gece sokağa çıkma yasağını

uyguladı.

Page 28: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

Siyasi Olaylar Venedik, Lehistan ve İran ile savaşlar yapılmıştır. İran, Osmanlı-

Avusturya savaşlarını ve iç isyanları fırsat bilerek sık sık Osmanlı

topraklarına saldırmaya devam ediyordu. Bu nedenle IV. Murat,

İran üzerine bir 1635 diğeri ise 1638’de olmak üzere iki sefer

düzenledi. Yapılan seferler sonunda Revan ve Bağdat alındı.

IV. Murat Bağdat Fatihi olarak anıldı. İran’ın isteği üzerine

1693’da Kasrışirin Antlaşması imzalandı. Buna göre;

* Bağdat Osmanlı’ya, Revan ve Azerbaycan’a İran’a bırakıldı.

* Zağros Dağları iki ülke arasında sınır oldu.

ÖNEMİ: Kasrışirin Antlaşması bugün de geçerli olan

Türkiye-İran sınırını büyük ölçüde belirlemiştir.

TIMAR SİSTEMİNİN BOZULMASI Temel Nedeni: Tımarların hak eden kişilere değil de rüşvet

karşılığında başkalarına verilmesidir.

Merkezi otoritenin zayıfladığı bu dönemde tımar dağıtımındaki

adaletsizlikler birçok tımar sahibinin dirliğini kaybetmesine neden

oldu. Tımarlarına kaybeden pek çok dirlik sahibi ayaklanmalar

çıkartmış ve Celali ayaklanmalarına sebep olmuştur.

Tımar Sisteminin Bozulması ile;

*Üretim azalmıştır.

*Üretimin azalması nedeniyle devlet halktan yeterince vergi

toplayamadı. Bu nedenle halka ağır vergiler koymak zorunda

kaldı.

*Devletin koyduğu ağır vergileri karşılamayan köylüler

topraklarını terk ederek göç etmiştir.

*Toprağı terk eden köylülerin şehirlere göç etmesiyle şehirlerde

asayiş problemleri arttı.

*Sistem sayesinde hazineden para harcanmadan hazır ordu

kuruluyordu. Sistem bozulunca devlet ücretli asker olmak zorunda

kaldı. Sekban adı verilen ücretli askerler savaş zamanı asker,

barış zamanı işsizdi. İşsiz kalan sekbanlar halktan haraç

alıyorlardı.

*Tımar sistemi sayesinde ülkenin en uç bölgelerine dahi devlet

otoritesi ulaştırıyorken tımar sisteminin bozulmasıyla bu asayiş ve

otorite ortamı da yok oldu

İLTİZAM VE MUKATAA Fatih sultan Mehmet zamanında tımar dışında kalan bölgelerin

vergilerini toplamak için getirilen bir düzendir. Bir bölgenin

kanunla belirlenmiş vergisini toplayıp hazineye yatırma işidir.

İhale ile belirlenen sistemde vergi kaynağı araziye Mukataa, ihale

sistemine iltizam, bu işi yapan kişilere de mültezim denirdi.

İltizam Sisteminin Yararı Devlet, Mültezimlerden bölgenin vergilerini peşin olarak alırdı.

Böylece nakit sıkıntısı giderilirdi.

İltizam Siteminin Zararları Mültezimler devlete verdiği verginin kat be kat fazlasını halktan

alabiliyordu. Halk mültezim baskıları nedeniyle vergi

ödeyemeyince toprağını terk etmek zorunda kalıyordu. Bu da

üretimin düşmesine neden oluyordu.

XVII. YÜZYILDA AVRUPA’DA SİYASİ DURUM

OTUZ YIL SAVAŞLARI (1618 - 1648) Bu savaşlar Reform hareketlerinin sonuçlarına bağlı olarak

doğmuştur. Katolik Alman imparatoru ile Protestan Alman

prensleri arasında başlayan savaşlara; İsveç, Fransa, Danimarka ve

İspanya da katılmıştır. Fransa Katolik olmasına rağmen

Almanya'nın güçlenmesini önlemek için Almanya'nın karşısında

yer almıştır. İspanya ise bu savaşlar sırasında müttefiki Almanya

ile birlikte hareket etmiştir. Bu savaşlar sonunda Katolik Alman

imparatorluğu yenilmiştir.

1648 Westfelya Antlaşması ile 30 Yıl Savaşları sona ermiştir.

Westfelya Antlaşmasına göre; 1. Protestanlık resmen tanınırken, halka da mezhep özgürlüğü

verildi.

2. Almanya, Prusya Dükalığı çevresinde birçok prensliğe bölündü.

3. Alsas - Loren Bölgesi Fransa'ya bırakıldı.

4. 1609'da kurulmuş olan Hollanda ve İsviçre'nin de

bağımsızlıkları onaylandı.

5. İspanya ile de 1639'da Pirene Antlaşması yapılmıştır.

XVII. YÜZYILDA AVRUPA’DA BİLİM VE TEKNİK

ALANDAKİ GELİŞMELER Avrupa’da Rönesans ve Reform ile modern düşünce ortamı

oluşurken akıl ön plana çıkmıştır. Bu sayede modern bilimin

temelleri atıldı.

XVII. Yüzyılda Bilime Yön Veren Bilim İnsanları

Kopernik: Polonyalı astronom ve matematikçidir. Dünyanın ve

diğer gezegenlerin güneş etrafında döndükleri kuralını

açıklamıştır.

Galile: Modern fiziğin ve teleskopik astronominin

kurucularındandır.

Bacon (Beykın): İngiliz filozof ve devlet adamıdır.

Kepler: Alman gök bilimci, fizikçi ve matematikçidir.

Pascal (Paskal): Fransız matematikçi, fizikçi ve düşünürdür.

1642’de bir hesap makinesi icat etti.

Newton (Nivtın): İngiliz fizikçi, matematikçi ve astronomdur.

Yer çekimini kanunu bulmuştur.

Yapılan bilimsel çalışmalar sonunda bu dönem, Akıl Çağı olarak

nitelendirilmiştir. Bu dönemdeki çalışmalar Avrupa’da sanayinin

hızla gelişmesini sağladı. Gelişen sanayi bir sonraki yüzyılda

yaşanacak olan Sanayi İnkılâbı’nın da zeminini hazırlamıştır.

Sanayisi gelişen Avrupa devletleri, dünya siyasetinde daha sözü

geçen bir güç haline geldi.

IV. MEHMET DÖNEMİ (1648-1688)

1. IV. MEHMET DÖNEMİ ISLAHAT ÇALIŞMALARI IV. Mehmet çocuk yaşta iken (6 yaşında) tahta geçmiştir. Kendisi

yönetecek yaşa gelince kadar ülkeyi IV. Mehmet’in annesi (Hatice

Tarhan Sultan) ve vezirler yönetmiştir.

IV. MEHMET DÖNEMİ SİYASİ OLAYLARI

IV. Mehmet’in Görevlendirdiği Bazı Devlet Adamları ve

Yaptıkları Islahatlar Şunlardır:

Tarhuncu Ahmet Paşa

asraflarını kıstı ve hediyeler verilmesini azalttı.

Modern anlamda ilk kez bütçe çalışması yaptı.

tahsilât yaptı.

Köprülü Mehmet Paşa

iplin altına aldı.

Köprülü Fazıl Ahmet Paşa

XVII. YÜZYIL ISLAHATLARININ GENEL

ÖZELLİKLERİ 1. Kuvvet ve şiddet yolu ile ülkede asayişin sağlanması yoluna

gidilmiştir. Sorunların kökenine inilmediği için başarılı

olunamamıştır.

2. Islahatlarda Avrupa örnek alınmamıştır.

3. Yeniçeri, ulema ve halkın tepkisi ile karşılaşmıştır.

Page 29: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

4. Yönetim, hukuk ve teknik alanlarda ıslahat yapılmamıştır.

5. Islahatların ağırlık noktasını ordu ve ekonomi oluşturur.

6. Islahatların öncülüğünü padişah ve devlet adamları yapmış ve

ıslahatlar şahıslara bağlı kalmıştır.

OSMANLI-VENEDİK İLİŞKİLERİ Osmanlı-Venedik ilişkileri 17. yüzyılda Girit adası yüzünden

bozuldu.

Nedenleri: ● Girit teki korsanların Osmanlı gemilerine saldırması

● Girit’in önemli bir konumda bulunması

Osmanlı Devleti Venedik’e savaş açarak adayı kuşattı. Kuşatma

1645-1669 yılları arasında sürdü. 1669’da Girit’in fethedilmesi

ile; Doğu Akdeniz ve Çanakkale Boğazının güvenliği sağlandı.

Not 1: Kuşatmanın uzun sürmesi hem Osmanlı maliyesini

hem de donanmayı olumsuz etkiledi.

Not 2: Girit fethinin uzaması Osmanlı donanmasının eski

gücünde olmadığını gösterdi.

OSMANLI-AVUSTURYA İLİŞKİLERİ Nedeni: Avusturya’nın Erdel Beyliğinin içişlerine karışmasıdır.

Sonucu: Köprülü Fazıl Ahmet Paşa, Uyvar Kalesini ele geçirdi.

Avusturya’nın isteği üzerine 1664 Vasvar Antlaşması imzalandı.

Buna göre;

1. Uyvar ve Neograd Kaleleri Osmanlı’ya bırakıldı.

2. Avusturya savaş tazminatı ödedi.

3. Erdel, Osmanlı Devleti’ne bırakıldı.

C. OSMANLI-LEHİSTAN İLİŞKİLERİ Lehistan’ın Osmanlı’ya bağlı Ukrayna Kazaklarına saldırmaları

üzerine IV. Mehmet ve Fazıl Ahmet Paşa ordunun başında sefere

çıktı Lehistan yenilmiştir. Bunun üzerine Lehistan ile 1672 Bucaş

Antlaşması imzalandı. Buna göre;

● Podolya Osmanlı’ya bırakılacak

● Lehistan Osmanlı’ya vergi verecek

● Ukrayna, Osmanlı egemenliğindeki Kazaklara bırakıldı.

Önemi: ● Bu antlaşma, Osmanlı Devletinin topraklarına toprak kattığı son

antlaşmadır.

● Osmanlı Devleti Batı’da en geniş sınırlara ulaştı.

D.OSMANLI-RUSYA İLİŞKİLERİ

Osmanlı Devleti ile Rusya arasına yapılan ilk antlaşma 1678

Bahçesaray (Çehrin) Antlaşmasıdır. Bu antlaşmaya göre; Özi

(Dinyeper) Nehri iki devlet arasında sınır oldu.

II. VİYANA KUŞATMASI (1683) Katolik Avusturya Kralı I. Leopold, Protestan Macarları mezhep

değiştirmeye zorluyordu. Macarlar Tököli İmre önderliğinde isyan

ederek Osmanlı Devleti’nden yardım istediler. Merzifonlu Kara

Mustafa Paşa, padişah IV. Mehmet’i ikna ederek Avusturya

meselesini halletmek için Avusturya üzerine sefere çıktı ve

Viyana’yı kuşattı (1683). Viyana kuşatmasının uzun sürmesi

üzerine Papa’nın desteği ile Fransız, Alman ve Lehlerden oluşan

bir Haçlı ordusu Avusturya’nın yardımına geldi. Tuna nehrini

tutmakla görevli Kırım Hanı Leh kuvvetlerine engel olmayınca

Osmanlı ordusu yenildi. Merzifonlu, padişahın emri ile burada

idam edildi.

Kutsal İttifak Bu durumdan yararlanmak isteyen Papa’nın gayretleriyle

Avusturya, Lehistan, Venedik, Rusya ve Malta kuvvetlerinden

oluşan “Kutsal İttifak” kuruldu. Bu ittifak karşısında Osmanlı

ordusu başarısız oldu. Osmanlı Devleti Karlofça Antlaşmasını

imzaladı.

Malta

Avusturya

Lehistan

Venedik

e

Rusya

KARLOFÇA ANTLAŞMASI (1699)

Maddeleri:

Avusturya’ya bırakılacak

ı Venedik’e

bırakılacak

Karlofça Antlaşması’nın Sonuçları

kaybettiği ila antlaşmadır.

lı Devleti’ne karşı savunmadan saldırıya geçti

1921 Sakarya Meydan

Muharebesine kadar geriye çekiliş başladı

İSTANBUL ANTLAŞMASI (1700) Rusya ile de Karlofça Antlaşmasını tamamlayıcısı İstanbul

Antlaşması imzalandı.

Maddeleri

Önemi: İstanbul Antlaşması ile Ruslar Azak Kalesi’ni alarak

Karadeniz’e inme politikasında ilk adımını atmış oldular.

XVII. YÜZYILDA OSMANLI DEVLETİ’NDE KÜLTÜR,

BİLİM, SANAT VE MİMARİ

Sultanahmet Camii (1609-1616)

Sultan I.Ahmet döneminde yapılmıştır.

Mimarı Sedefkâr Mehmet Ağa’dır.

Avrupalılarca Mavi Cami olarak da adlandırılmaktadır.

Caminin en dikkat çeken yanı 20.000 aşkın İznik çinisiyle

bezenmiş olmasıdır.

Sultanahmet Cami, Türkiye’nin altı minareli ilk cami olma

özelliğini taşımaktadır.

SANATÇILAR VE BİLİM İNSANLARI

Evliya Çelebi: XVII. yüzyılda yaşamış ünlü Türk gezgindir.

Seyahatname adındaki 10 ciltlik eserinde gezip gördüğü ülkelerin

coğrafyası, gelenek ve görenekleri hakkında bilgi verir.

Kâtip Çelebi: Tarih, coğrafya, felsefe alanında çalışmalar

yapmıştır. En önemli eseri Cihannüma’dır.

Nâbî: Toplum ve sosyal hayatla ilgili şiirler yazmıştır. Hayrabad

ve Tuhfetü’l Harameyn en önemli eserleridir.

Naima: Osmanlı Devleti’nin ilk resmi tarihçisidir. Eseri Naima

Tarihi’dir.

Nef’i: Türk edebiyatının en önemli hiciv şairlerindendir. Siham-ı

Kaza önemli bir eseridir.

Karacaoğlan: Aşk, gurbet, doğa, sıla özlemi ve ölüm üzerine

şiirler yazmış halk ozanıdır. Şiirlerini hece ölçüsü ve yaşadığı

bölgenin konuşma diliyle yazmıştır.

Page 30: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

DİPLOMASİ VE DEĞİŞİM

Osmanlı Tarihinde Karlofça Antlaşması’ndan Yaş Antlaşması’na

kadar geçen süreye (1699- 1792) Gerileme Devri denir. Gerileme

Devrinde dış siyasette temel amaç Karlofça ve İstanbul

Antlaşmaları ile kaybedilen toprakları geri almaktır. Bu amaçla

Venedik, Avusturya, Rusya , İran ve Fransa ile 18.yüzyılda savaştı

(VARİF ) Ancak Osmanlı Devleti 18.yüzyılda kaybedilen

topraklar geri alınamadığı gibi ,yeni topraklar kaybetti. Bu

nedenle 1718 Pasarofça antlaşması ile eldeki toprakları koruma

siyasetini izledi.

Osmanlı- Rus İlişkileri: PRUT SAVAŞI VE ANT. (1711)

Çar I. Petro Rusya’yı büyük bir devlet yapmak için şu

hedefleri (PANİSLAVİZM) belirlemiştir:

1) Rusya’yı bir Avrupa devleti yapmak

2) Azak denizine ve Kırım’a yerleşmek ve Karadeniz’e çıkarak

etkili hale gelmek

3) Boğazları ele geçirmek.

4) Açık ve sıcak denizlere inmek.

5) Osmanlı hâkimiyetindeki Ortodoksların liderliğini ele

geçirmek.

6) Kapitülasyonlardan yararlanmak

7) Lehistan’ı hâkimiyet altına almak.

8) Orta Asya ve Kafkaslarda hâkimiyet alanın genişletmek.

9) Bütün Slavları birleştirerek (Panislavizm) büyük bir Rus

İmparatorluğu oluşturmak

Sebepleri:

Ruslar (Çar Deli Petro) denizlere inme politikasının sonucu

olarak Baltık Denizi kıyıları için İSVEÇ ile savaşmış, Ruslara

1709 Poltova Savaşı’nda yenilen İsveç kralı "DEMİRBAŞ (XII.)

ŞARL" Osmanlı Devletine sığınmıştı.

1- Rusya’nın emelleri

2- İsveçlileri takip eden Rus kuvvetlerinin Osmanlı topraklarına

girerek tahrip etmeleri,

3- Osmanlı Devletinin 1700 İstanbul Antlaşmasında Ruslara

verdiği AZAK Kalesi'ni geri almak istemesi.

4- Rusya'nın Osmanlı Ortodokslarını (Eflak , Boğdan , Karadağ ve

Sırp) ayaklanmaya teşvik etmesi.

5- Demirbaş Şarl’ın Osmanlı’yı savaşa teşvik etmesi.

6- Kırım Hanı’nın Rusya’nın Osmanlı Devleti üzerindeki

emellerini içeren bir rapor hazırlayarak Padişaha göndermesi.

Savaş: 1711 yılında Baltacı Mehmet Paşa komutasındaki Osmanlı

ordusu Rus ordusunu Prut nehri yakınlarında kuşattı. Yeniçerilerin

disiplinsiz tutumu ve Avrupa’da Osmanlı’ya karşı yeniden kutsal

ittifak oluşmasından çekinen Baltacı Mehmet Paşa, zor durumda

kalan Çar I.Petro’nun isteğini kabul ederek PRUT

ANTLAŞMASI imzalandı.(1711).

Maddeleri:

1- Ruslar Azak Kalesini geri verecek ve İstanbul'da elçi

bulunduramayacak

2- İsveç Kralı ülkesine rahatça geri dönebilecek

3- Ruslar Kırım ve Lehistan işlerine karışmayacaklar.

Önemi ve Sonuçları: :

1) 1700 İstanbul Ant. İle verilen yerler ve haklar geri alındı.

2) Toprak kazanmaya yönelik politikanın ilk adımı olumlu

sonuç verdi.

3) Askeri üstünlüğe rağmen diplomatik kayıptır.

1715–1718 OSMANLI - VENEDİK + AVUSTURYA

SAVAŞLARI

Nedenleri:

1) Osmanlı’nın Karlofça Antlaşması ile kaybettiği yerleri geri

almak istemesi

2) Venediklilerin Akdeniz’deki Osmanlı gemilerine saldırmaları

ve Karadağ’da isyan çıkarmaları

3) Katolik Venedik baskısına uğrayan Mora’daki Ortodoks Rum

halkının Osmanlı’dan yardım istemesi

4) Rusya’nın Prut’ta yenilmesinin ve Avusturya’nın da

Avrupa’daki veraset savaşlarından yorgun çıkmasının

Osmanlı’ya verdiği cesaret

5) Avusturya'nın Karlofça Antlaşmasının garantörü olarak

Mora'nın ve Dalmaçya kıyılarını Venediklilere geri verilmesini

istemesi

6) Osmanlı Devletinin Avusturya'nın isteklerine karşı çıkması

Savaş: Silahtar Ali Paşa Mora'yı geri aldı (1715).Korfu adası

kuşatıldı. Ayrıca Dalmaçya kıyılarında yeniden toprak ka-

zandı. Karlofça Antlaşması’nın bozulduğunu ileri süren Avusturya

Osmanlı Devleti’ne savaş açtı.Osmanlı ordusu Macaristan'da

yapılan Petervaradin Savaşını kaybetti (1716). Sadrazam Nev-

şehirli Damat İbrahim Paşa barış yapılmasını uygun gördü.

İngiltere ve Felemenk (Hollanda) hükümetlerinin araya girmesiyle

Venedik ve Avusturya ile PASAROFÇA ANTLAŞMASI

imzalandı (1718).

Pasarofça Antlaşmasının Maddeleri:

1- Mora yarımadası ve Girit limanı Osmanlılarda kalacak

2- Belgrat, Temeşvar, Küçük Eflak ve Kuzey Sırbistan Avusturya-

'ya verilecek

3- Dalmaçya ve Arnavutluk kıyılarındaki bazı limanlar

Venediklilerin olacak

4- Antlaşma 24 yıl yürürlükte kalacak

Önemi ve Sonuçları:

1) Toprak kazanma isteği toprak kaybıyla sonuçlandı.

2) Orta Avrupa’daki Osmanlı varlığı tehlikeye düştü. Belgrat’ın

elden çıkmasıyla Avusturya’nın Balkanlardaki etkinliği

artmıştır. 3) Bunun üzerine Osmanlı Devleti şu önlemleri almıştır: Eflak ve

Boğdan’ı Osmanlı’ya daha bağımlı hale getirmek için Fener’li

Rumların ileri gelenleri yönetici olarak atanmıştır. Sınır

boylarına seraskerler tayin edilmiştir. Balkan halkının vergi

yükü hafifletilmiştir. Kaleler tamir edilerek sınır güvenliği

sağlanmıştır.

4) Batı’da savunma durumuna geçildi ve batıda kaybettiği yerleri

telafi etmek için fetih yönünü doğuya çevirdi.

5) Avrupa devletlerinin yenilemeyeceği anlaşıldı. Osmanlı

aydınının batıya bakışı değişti. Batının askeri ve teknik

üstünlüğü kabul edilerek ilk batılılaşma hareketi (Lale Devri)

başladı

6) Arabuluculuk rollerinden dolayı Hollanda’ya bazı ticari

ayrıcalıklar verildi.

OSMANLI - İRAN SAVAŞLARI (1722–1746):

Nedenleri:

1) İran’da iç karışıklıkların çıkması.

2) Şah Hüseyin’in Sünni halka baskı yapması. Kafkasya ve

Azerbaycan Sünnilerinin Osmanlı’dan yardım istemesi.

3) Rusya'nın, Kafkasya'yı işgal ederek İran’ın içişlerine karışması

4) Batı'daki toprak kayıplarının Doğu'dan telafi edilmek istenmesi.

Osmanlı ve Rus kuvvetlerinin aynı anda Kafkaslarda bulunması,

ayrıca Rusya’nın Hazar Denizi kıyılarını işgal ederek Şah

Hüseyin’in oğlu Tahmasb’ı himayesine alması iki devlet

arasındaki işliklerin gerginleşmesine neden oldu. Fransa’nın

aracılığıyla, sorun diplomatik yolla çözümlendi.

Rusya ile Osmanlı arasında 1724'DE İSTANBUL

ANTLAŞMASI imzalandı. (İran Mukasemenamesi)

Maddeleri:

1- Dağıstan ve Hazar kıyıları Rusya'nın olacak

2- Azerbaycan, Karabağ, Revan, Tebriz ve Gence Osmanlıların

olacak.

Önemi: Osmanlı-ile Rusya arasındaki ilk ittifak antlaşmasıdır.

Böylece Osmanlı ile Rusya, İran’ın kuzey ve batı taraflarını kendi

aralarında paylaşacaklardı. Yeni İran Şahı II. Tahmasb, İstanbul

Antlaşması'nı tanımayarak savaş ilan etti. Bu arada, Damat

İbrahim Paşa'nın sorunun çözümünü uzatması Patrona Halil

İsyanı1nın çıkmasına neden oldu. III. Ahmet baştan alınarak

yerine l.Mahmut getirilmesi ile etkisini artıran Osmanlı ordusu

İran’ın eline geçen Tebriz ve Hemedan’ı geri aldı. Şah II.

Tahmasb’ın barış teklifi üzerine Iran ile 1732’DE AHMET

PASA ANTLAŞMASI imzalandı.

Page 31: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

Maddeleri: 1- Osmanlı Kafkasya'yı (Gence, Tiflis ve Dağıstan) alacak,

2- Tebriz, Hemedan ve Kirmanşah İran’a verilecek

Antlaşma İran’da tepkiyle karşılanmış ve Afşarların başında

bulunan Nadir Han ayaklanarak II.Tahmasb’ın hükümdarlığına

son vermiştir. Nadir Şah Kerkük, Musul ve Bağdat’a saldırdı.

Savaşın uzaması her iki taraf için de yıpratıcı oldu. Nadir Han’ın

isteği ile 1746'da, Kasr-ı Şirin'i esas alan Kerden (II.Kasr-ı

Şirin) Antlaşması yapıldı. Bu antlaşma ile 1639 Kasr-ı Şirin

Antlaşmasının sınırları kabul edilmiştir.

Sonuç:

1) Osmanlı Devleti, Batı'da kaybettiği topraklan geri alamayınca,

Doğu'ya yönelerek toprak kazanmaya çalışmıştı. Fakat önemli

bir başarı sağlanamadı ve doğu sınırında herhangi bir değişiklik

yapılmadı.

2) Osmanlı doğudan da toprak kazanamayacağını anladı. Doğu

sınırında da savunma politikası başlatıldı. Bu tarihten itibaren

İran ile önemli bir savaş yapılmadı ve günümüze kadar devam

eden bir barış dönemi oluştu.

3) Iran savaşlarının uzaması ve yöneticilerin zevk ve eğlenceye

yönelmesi Osmanlı'da iç huzurun bozulmasına ve Patrona Halil

İsyanı’nın çıkmasına neden oldu.

4) İran savaşları, Osmanlı - Rus savaşlarının yeniden başlamasına

da zemin hazırladı.

5) Kafkaslarda Rus tehlikesinin artması üzerine Osmanlı ile İran

Rusya'ya karşı dayanışma gereği duydular.

III. AHMET DÖNEMİ ISLAHATLARI

LALE DEVRİ ISLAHATLARI (1718-1730)

1718 Pasarofça Antlaşmasından 1730 Patrona Halil İsyanı'na

kadar geçen zamana Lâle Devri denir.

Bu dönemin padişahı III. Ahmet, Sadrazamı Nevşehirli Damat

İbrahim Paşa'dır.Şairi Nedim, minyatürcüsü Levni, eseri ise

Sadabat Köşkü’dür.

ISLAHATLAR:

1. Bu dönemde, Haliç ve Boğaziçi kıyılarında birçok eğlence yeri

ve köşk yapıldı. Bunların en önemlisi, Sâdâbât köşkü ve

bahçesiydi.

2. İlk kez Avrupa devletlerinin önemli merkezlerine geçici elçiler

gönderildi. Yirmi sekiz Çelebi Mehmet de Paris'e elçi atandı.

Elçilere, Avrupa'nın incelenmesi ve Türkiye'de uygulanması

mümkün yeniliklerin yazılması bildirildi.

3. Avrupa'dan alınan ilk teknik araç, matbaa oldu. Yirmi sekiz

Çelebi Mehmet, Paris'e giderken oğlu Sait Efendi'yi

götürmüştü. Sait Efendi, orada matbaayı tanıdı. Türkiye'ye

dönünce, Macar asıllı İbrahim Müteferrika ile birlikte

matbaanın açılması çalışmalarına başladılar. Sadrazam

Nevşehirli İbrahim Paşaya, matbaanın yararları üzerine bir

rapor sundular. Böylece ilk Türk matbaası açılmış oldu (1727).

Matbaada ilk olarak, Vanlı Mehmet'in Sihah-î Cevheri adındaki

sözlüğü (Vankulu Sözlüğü) basıldı.

4. Lâle Devrinde İstanbul'un imarına çalışıldı. Fransız mimarîsi

(Barok ve Rokoko tarzı) örnek ılınarak birçok yapı inşa edildi.

Bu dönemde yapılan eserlerin en özgün olanı III. Ahmet

Çeşmesi'dir.

5. İbrahim Paşa, çiniciliğin kaybolmakta olduğunu görerek bu

sanatı geliştirmeye çalıştı. İznik ve Kütahya'dan ustalar

getirilerek İstanbul'da çini imalâthanesi açıldı.

6. Yeniçerilerden itfaiye bölüğü (Tulumbacılar) kuruldu.

7. Tercüme heyeti oluşturularak Doğu klâsiklerinden ve

Aristo'dan tercümeler yapıldı.

8. Dış ticaretin geliştirilmesine ve bu yolla ülkeye para girmesine

çalışıldı.

9. Yalova'da bir kâğıt fabrikası kuruldu.

10. İlk kez çiçek aşısı uygulandı,lale çiçekleri getirildi.

11. İstanbul’da yeni kütüphaneler açıldı.

12. Askeri alanda esaslı bir ıslahat görülmedi.Sınırda bazı kaleler

ve istihkamlar yaptırıldı.Ayrıca İstanbul surları onarıldı.

NOTLAR:

1- Avrupa’nın etkisiyle yapılan ilk ıslahat hareketidir.

2- Askeri alanda ıslahat yapılmamıştır.

3- Bu dönemde Avrupa ile savaş yaşanmamış, barış içinde

yaşamak fikri ortaya çıkmıştır.Sadece İran ile savaşılmıştır.

İlk kez bu dönemde Avrupa’nın üstünlüğü kabul edilerek

Avrupa’daki yeniliklerden faydalanılma yoluna gidilmiştir.

AVRUPA’DA GELİŞMELER

1- Akıl ve Aydınlanma Çağı: Avrupa da Rönesans Hareketleriyle

birlikte Skolastik düşünce yıkıldı. Yerini Akıl, deney ve gözlem

almaya başladı. Bu yüzden 17. yüzyıla Akıl çağı , 18. yüzyıla da

Aydınlanma Çağı denir.

Akıl ve Aydınlanma Çağının genel özellikleri şunlardır. a- Aklın kullanılmasıyla birlikte her şeyin temelinin maddeye

dayandıran Materyalizm(Maddecilik) felsefesi aldı.

b- Mutlakiyet yönetimlerinin yerini Meşrutiyet daha sonrada

Demokrasi yönetimleri aldı.

c- Laiklik anlayışı gelişti.

d- Sanayi Devrimi ortaya çıktı.

e- İşçi sınıfı ortaya çıktı.

f- Kapitalizm , Liberalizm , Sosyalizm ve Komünizm gibi

ekonoımik ve siyasi akımlar ortaya çıktı.

2- Sanayi Devrimi: Her türlü üretim faaliyetinde insan ve hayvan

gücünün yerini makine gücünün almasına sanayi devrimi denir.

Sanayi devrimi Denis Papin ve James Watt ın Buhar makinesini

bulması ile İngiltere e başladı. İngiltere de başlamasının nedeni

Buhar makinesinin kömürle çalışması ve İngiltere de kömür

madeninin bol olmasıdır. Sanayi devrimi daha sonra Almanya,

Fransa Hollanda gibi Avrupa ülkelerine yayıldı.

Sanayi Devriminin sonuçları şunlardır.

a- Sanayileşen Avrupa devletleri zenginledi ve dünya siyasetinde

söz sahibi olmaya başladılar.

b- Buhar makinesinin gemi ve trenlerde kullanılmasıyla ulaşım ve

nakliyecilik arttı.

c- Büyük sermayeli şirketler, bankacılık ve sigortacılık ortaya

çıktı.

d- Fabrikalaşma ile birlikte tarımın yerini sanayi almaya başladı.

e- Üretim ve nüfus arttı. Şehirleşme başladı ve sosyal güvence

kavramları ortaya çıktı.

f- Hammadde ve Pazar ihtiyacı ortaya çıktı. Dolayısıyla

sömürgecilik ortaya çıktı.

Materyalizm: Her şeyin temelini maddeye dayandıran ve

maddenin ezeli ve ebedi olduğunu savunan fikir akımıdır.

Mutlakıyet: Tek bir kişinin yönetiminde bulunan(Krallık,

İmparatorluk, Sultanlık gibi) idare şeklidir.

Meşrutiyet: Hükümdar veya kralın yanında bir meclis açılarak

halkın kısmende olsa yönetime katıldığı idare şeklidir.

Hammadde ve Pazar: Sanayi inkılabı ile birlikte fabrikaların

üretim yapabilmeleri için gerekli olan malzemelere Hammadde(

Örneğin dokuma fabrikasının hammaddesi pamuk , yün , tiftik

ipek vs.) , fabrikada üretilen malların satılacağı ülke ve yerlere de

Pazar denir.

Sömürge: Bir devletin kendi ülkesi dışında egemenlik kurarak

yönettiği ve ekonomik ve siyasi çıkar sağladığı ülke ve yerlere

sömürge denir. Yani bir ülkenin başka bir ülkenin yer altı ve

yerüstü kaynaklarını karşılıksız olarak alıp kullanmasıdır. Başlıca

sömürge devletleri ; İngiltere , Fransa , Hollanda , İspanya ,

Portekiz , Almanya , Belçika , İtalya , ABD , Rusya , Danimarka

ve Japonya dır.

3- Sanayi Devriminin Osmanlıya Etkileri: Avrupa da ortaya

çıkan Sanayi devrimi Osmanlı devletini olumsuz etkilemiş ve

Osmanlı Devleti sanayileşememiştir. Osmanlı Devletinin

sanayileşemem nedenleri

a- Avrupa’daki gelişmelerin takip edilememesi

b- ekonomisinin tarıma dayalı oluşu.

c- Lonca sisteminin varlığı

d- Sömürgelerinin olmayışı

e- Kapitülasyonların varlığı

Page 32: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

RUSYA’NIN GENİŞLEME POLİTİKASI, OSM-RUS

İLİŞKİLERİ

1736–1739 OSMANLI - AVUSTURYA+RUSYA SAVAŞLARI

Savaşın Nedenleri

1) Rusya ve Avusturya'nın Osmanlı topraklarını ele geçirmek için

aralarında gizli anlaşma yapmaları

2) Rusya'nın Kırım'ı almak ve Osmanlı Ortodokslarını kendisine

bağlamak istemesi

3) Avusturya'nın Sırbistan'ı ve Bosna ve Hersek'i almayı

amaçlaması

4) Rusya'nın, Osmanlılara İran savaşı için yardıma giden Kırım

kuvvetlerini engellemesi

5) Rusya'nın Kırım'a saldırmaları ve Lehistan'a egemen olmayı

amaçlaması

6) Osmanlı’nın pasarofça ile kaybettiği toprakları geri almak

istemesi

Savaş: Osmanlı Rusların Kırım'a girmeleri üzerine, Rusya'ya

savaş ilân etti. Osmanlı birlikleri Rusları Kırım'dan çıkardılar.

Karadeniz’de bulunan Rus donanması imha edildi. Diğer taraftan

Bosna'yı almak isteyen Avusturya yenilgiye uğradı. Osmanlılar

karşı taarruzla Belgrat'ı geri aldılar. Fransa'nın araya girmesiyle

Avusturya ve Rusya ile Belgrat Antlaşmaları imzalandı.

Avusturya İle İmzalanan Belgrat Antlaşması (1739) :

Avusturya Temeşvar dışında Pasarofça antlaşması ile

Osmanlılardan aldığı yerleri geri verdi.

Rusya Avusturya'nın savaştan çekilmesiyle yalnız kaldı. Bu sırada

İsveç'te Osmanlı devletinden yana savaşa hazırlandı. Bu durum

karşısında Rusya Fransa'nın aracılığıyla İkinci Belgrat

Antlaşması imzalandı (1739). Maddeleri:

1- Azak kalesi yıkılacak, fakat Azak Rusya'nın olacak

2- Rusya, Karadeniz'de savaş ve ticaret gemisi bulundurmayacak

3- Rus çarı protokol bakımından Osmanlı padişahına, Avusturya

imparatoruna ve Fransa kralına eşit sayılacak

4- Antlaşma 27 yıl geçerli olacak

Önemi ve Sonuçları:

1) Karadeniz Rusya'ya kapatıldı. Karadeniz’in Türk gölü olduğu

son kez onaylandı.

2) Rusya'nın Avrupa'nın güçlü devletlerinden biri olduğunu

Osmanlı kabul etti.

3) Belgrat Antlaşması Osmanlı Devletinin Batıda imzaladığı son

kazançlı antlaşmadır.

4) Belgrat antlaşmaları sırasında Fransa Osmanlıların lehine

arabuluculuk yapmıştı. Bunun karşılığı olarak 1740 yılında I.

Mahmut tarafından Fransa'ya verilen KAPİTÜLASYONLAR

"sürekli" hale getirildi.

5) Humbaracı Ahmet Paşa’nın ilk defa Avrupa’daki gelişmelerden

etkilenerek yaptığı ıslahatların faydalarını görmüştür.

6) Belgrat’ın alınması ile Osmanlı’nın Balkanlardaki güvenliği

yeniden sağlanmıştır.

1768 – 1774 OSMANLI - RUS SAVAŞI

Nedenleri

1) Çariçe II. Katerina'nın Petro'nun yayılmacı politikasını

izlemesi.

2) Rusya’nın Lehistan’ın içişlerine karışması ve egemenliğine

almak istemesi

3) Leh yurtseverlerinin Rusya'nın kendinden yana kral

seçtirmesine karşı Rusya'ya direniş göstermeleri, Osmanlıdan

yardım istemeleri.

4) Lehli yurtseverlerin Osmanlı topraklarına sığınmaları ve

Rusların izlemek bahanesiyle Osmanlı topraklarına girmesi.

5) Rusların Osmanlılara bağlı olan Bosna ve Hersek’i Osmanlılar

aleyhine kışkırtmaları

Savaş: Rus kuvvetleri Kafkasya, Gürcistan, Ukrayna ve Ba-

sarabya üzerine yürüdü. Hotin kalesini alarak Eflak, Boğdan’ı

istila ettiler, Yaş ve Bükreş’i aldılar. Osmanlıdan yardım

alamayan Kırım, Rus işgaline uğradı. 1771 yılında Baltık denizine

de hazırlanan Rus donanması İngilizlerin yardımıyla Akdeniz’e

gelerek Mora Rumlarını ayaklandırdı, isyan bastırılınca Ege

Denizinde Osmanlı donanmasını yaktılar

(Çeşme Baskını – 1771- 2. yakılış ). Ruslar Ege Denizine egemen oldular. Prusya Kralı II. Frederik

savaşa son vermek için Rusya ile görüşmelere başladı. Ancak

anlaşma sağlanmayınca savaş yeniden başladı. Ruslar, Rusçuk ve

Silistre’yi işgal ettiler, Akdeniz’deki donanmaları da Mısır'da

isyancılara yardım etti. III. Mustafa üzüntüden öldü, yerine I.

Abdülhamit geçti. Ruslar Şumnu yöresinde Osmanlı ordusunun

üzerine yürüdüler. Sadrazam Muhsinzade Mehmet paşa güçlü Rus

ordularına karşı konulmayacağını gördü. Barış istemek zorunda

kaldı. Küçük Kaynarca Antlaşması imzalandı. (1774) )

(I.Abdülhamit Dönemi)

KÜÇÜK KAYNARCA ANTLAŞMASI MADDELERİ (1774)

1- Kırım'a bağımsızlık verilecek, Kırım sadece dini bakımdan

halifeye(padişah) bağlı kalacak.

√ İlk defa halkı tamamen Türk ve Müslüman olan bir toprak

kaybedildi.

√ Rusya Kırım’ı elde etmek için önemli bir adım attı.

√ Osmanlı Devleti ilk defa siyasi ilişkilerde halifeliğin

gücünden yararlanmaya başladı. Böylece Kırım ile dini ve

kültürel bağını devam ettirmeyi amaçladı.

2- Azak kalesi, Kabartay bölgesi, Yenikale, Kerç, Kılburun

kaleleri Dinyeper ile Buğ ırmakları arasındaki araziler

Ruslara bırakılacak

√ 1. ve 2. maddelerle Osmanlı Devleti, Karadeniz kıyılarını bir

daha alamamak üzere kaybetti.

3- Rusya, Osmanlı yönetimindeki Ortodokslarla Eflak ve

Boğdan beylerinin haklarını koruyabilecek.

√ Osmanlı Devleti Ortodoksların koruyuculuğunu Ruslara

bıraktı

√ Rusya Osmanlı Devleti’nin içişlerine karışma hakkı elde etti.

√ Rusların Panslavizm politikasına zemin hazırlandı

4- Rusya Karadeniz’de donanma bulundurabilecek ve ticaret

gemileri serbestçe boğazlardan Akdeniz’e geçebilecekti.

√ Karadeniz Türk gölü olma özelliğini kaybetti. Karadeniz’in

kuzey sahilleri Rus denetimine girdi.

√ Ruslar ilk defa boğazlardan sıcak denizlere inme imkânı elde

ettiler.

√ Rusların güney yönünde genişlemesine zemin hazırladı.

5- Rusya, kapitülâsyonlardan yararlanacak,

√ Rusya ilk defa kapitülasyonlardan yararlanma hakkını elde

etti.

6- Rusya, İstanbul'da devamlı elçi bulundurabilecek ve gerekli

gördüğü yerlerde konsolosluk açabilecekti.

7- Osmanlı Devleti, Rusya'ya savaş tazminatı ödeyecekti.

√ Osmanlı Devleti tarihinde ilk defa savaş tazminatı ödedi.

8- Rusya savaş sırasında işgal ettiği Eflak, Boğdan ,Beserebya ve

Akdeniz’deki adarlı Osmanlı Devletine geri verecekti.Osmanlı

Devleti de buralarda genel af ilan edecek,halktan bir süre

vergi almayacak,halk istediği yere göç edebilecekti.Rus

Hıristiyanları kutsal yerleri ziyaret edebilecekti.

√ Rusya bununla bu bölgelerin halkını kendine bağlamayı

amaçlamıştır.

Önemi ve Sonuçları:

1) Dünyanın sayılı devletlerinden olma özelliğini kaybetti.

2) 18.Yüzyılda en ağır antlaşmayı imzaladı.

3) Diplomasi bakımından yardım ettiği için Avusturya’ya

Bukovina arazisi verildi.

4) Bu antlaşma ile Kırım, Osmanlı toprağı olmaktan çıktı ve

Balkanlar, Rus tehlikesine açık bir duruma geldi.

Page 33: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

1779 AYNALIKAVAK TEHKİHNAMESİ (I.

ABDÜLHAMİT )

Bağımsız kalan Kırım’ın hanını halk seçecekti. Rus taraftarları

Kırım’da Devlet Giray’a karşı isyan çıkardılar. Rus ordusu

Kırım’a girdi ve Rus taraftarı olan Şahin Giray’ın Kırım tahtına

çıkmasını sağlamıştır. Halk Şahin Giray’a isyan etti. Osmanlı

devleti, Kırım halkının yardım istedi. Osmanlı Devleti, anlaşmaya

aykırı olarak Rusların faaliyetlerine seyirci kalamayacağını

Ruslara bildirdi. Fransa’nın arabuluculuğu ile Aynalıkavak

Tehkihnamesi ( düzenlemesi) imzalandı.

Maddeleri:

1- Ruslar Kırım’dan askerini üç ay içinde çekecek.

2- Osmanlı devleti Şahin Giray’ın hanlığını tanıyacak.

Şahin Giray’ın Rusya ile birlikte hareket etmesi üzerine Kırım

halkı isyan etti. Şahin Giray Rusya’ya sığındı. Kırım’daki isyanı

bahane eden II. Katerina,Kırım’a ordu göndererek Kırım’ı

Rusya’ya kattığını ilan etti (1783).Savaşacak gücü olmayan

Osmanlı Devleti bu olaya ses çıkaramadı.

ABD’NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ

Yedi Yıl Savaşları (1756-1763) Yedi yıl savaşları sonunda Fransa zayıflamış, İngiltere toprak

bakımından çok genişlemişti. Bu savaşlar Fransa'da ihtilalının

başlamasına, İngiltere’de ise Amerika'da bulunan 13 kolonisi ile

arasının açılmasına neden oldu. Prusya ise Avrupa’nın en güçlü

kara devleti haline geldi.

ABD’nın Kuruluşu Amerika kıtası 18.yüzyılda coğrafi keşifler ile bulunmuştur.

Kuzey Amerika İngiliz ve Fransız sömürgesi durumundaydı.Yedi

yıl savaşları sırasında İngiltere Fransız sömürgelerini ele

geçirmiştir.Savaş sırasında ekonomik kayba uğrayan İngiltere

sömürgelerindeki vergileri arttırdı.Bu durum üzerine Amerikan

kolonileri İngiliz sömürgesine isyan ederek I.Filedelfiya

kongresini topladı.(1774).

Bu kongrede koloni meclislerinin onayı olmadan vergi

toplanamaması kararı alındı.

1775 yılında II.Filadelfiya kongresini toplanarak insan hakları

sözleşmesi ilan etti,.

1776'da Amerika bağımsızlığını ilan etti. Fransa, İspanya,

Hollanda, İngiltere’ye karşı Amerika'yı destekledi.1783'de

İngiltere ile Versay antlaşması imzalandı.

Maddeleri:

1-İngiltere, Amerikan kolonilerinin bağımsızlığını tanıdı.

2-Florida ve Minorka adası İspanyaya bırakıldı.

3-Kanada sınırında Misisipi nehrine kadar olan bölge Amerika’ya

bırakılacak.

4-Antillerden bazı adalar ve Senegal İngiltere’ye bırakılacak.

5-Bağımsızlığını ilan eden eyaletler iç işlerinde serbest olmak

şartıyla Amerika Birleşik Devletlerini kurdular. (1787)

Monrea Doktrini: Amerikan başkanı Monrea (1817-1825) bir bildiri yayımlayarak

Amerika’nın Avrupa’nın siyasi işlerine karışmayacağını

Avrupa’nın da Amerika kıtasına müdahalelerine izin

vermeyeceğini ilan etti.

Amerika bu doktrinle yalnızlık politikası uygulamıştır.

Avrupa’daki kargaşaya karışmayıp ekonomisini güçlendirmiş,

Orta ve Güney Amerika’da etkisini artırmıştır.

FRANSIZ İHTİLALİ (1789) 1789 yılında, Fransa’da monarşiye karşı aydınların öncülüğünde

gerçekleşen bir hareketti.

Nedenleri

1) Krallığın halka aşırı baskısı

2) Halkın çeşitli sınıflara ayrılmış olması ve bu sınıflar arasında

aşırı derecede gelir dağılımında meydana gelen dengesizlik

ve sosyal adaletsizlik. Bu sınıflar ise şunlardır.Soylular

(Asiller) , Rahipler (Din Adamları) Burjuvalar ,Köylüler

3) Fransız aydınlarının etkisi. Bu aydınlar; Monteskio, Volter,

Jan Jak Russo, Diderot

4) Halktan ağır vergilerin alınması ve devletin mali zorluğu

5) Amerikan bağımsızlık savaşının etkisi ve bu savaşa katılan,

su-bayların özgürlük fikirlerinden etkilenmeleri

6) Amerikan Bağımsızlık savaşına destek verdiğinden Fransız

maliyesinin bunalıma girmesi

İHTİLALİN BAŞLAMASI

Fransız halkı 14 Temmuz 1789 yılında siyasi tutukluların

bulunduğu Bastil hapishanesini basarak aydınları serbest

bıraktılar. Kral, Meclisi toplantıya çağırarak sorunları çözmeye

çalıştı.

Fransız İhtilalin Sonuçları

1) Soylular ve Rahiplerin ayrıcalıkları kaldırılarak eşitlik

sağlandı.

2) Mutlak monarşi yıkılarak egemenlik halka verildi.

3) Milliyetçilik, eşitlik, özgürlük, adalet, yurttaşlık ve laiklik

gibi demokrasi’nin ilkeleri benimsendi.

4) Milliyetçiliğin yayılmasıyla imparatorluklar yıkıldı. Milli

devletler kuruldu.

5) Sonuç bakımından evrensel olduğundan yeniçağ bitti,

yakınçağ başladı.

6) İnsan Hakları Bildirgesi kabul edilerek dünyaya yayıldı.

7) Fransız ihtilali’nin yaydığı fikirlere karşı Avrupa’da ihtilal

savaşları başladı. (1792-1815) Fransa’ya karşı önceleri

Avusturya ve Prusya savaştı. Sonraları İngiltere ve Rusya’da

savaşa katıldı. Napolyon’un yenilmesi ile bu dönem sona

erdi. (1815)

Viyana Kongresi (1815)

Napolyon’un yenilmesiyle Galip devletler, Avrupa dengesini

sağlamak için Viyana’da topladılar. Kongreye Avusturya

başbakanı Meternich başkanlık etti. Kongre’ye İngiltere, Fransa,

Avusturya, Rusya ve Prusya katıldı.

Kongrenin sonuçları ise;

1) Belçika ile Hollanda; İsveç ile Norveç birleştirildi.

2) Bütün Alman prensleri birleştirilerek Germen Federasyonunu

kuruldu.

UYARI: Meternich sistemine göre; Avrupa’nın herhangi bir

yerinde milliyetçilik ve azınlık isyanları çıktığında müttefikler

ortak bir şekilde karşı çıkacaklar.(1815-1830 Restorasyon Devri)

Not: Viyana Kongresi kararlarına tepki olarak Avrupa’da 1830 ve

1848 İhtilalleri yaşanmıştır.

III.SELİM DÖNEMİ

1787- 1792 OSMANLI - RUSYA+AVUSTURYA

SAVAŞLARI:

Sebepler:

1- Osmanlı Devleti'nin Kırım'ın Ruslar tarafından işgalini

unutamaması.

2- Osmanlı’nın Rusya’nın genişlemesine engel olmak istemesi

3- Rusların antlaşmalara uymaması, İngiltere ve Prusya’nın

Osmanlı’yı kışkırtması

4- Rusya ve Avusturya Osmanlı Devletinin Balkan topraklarını

paylaşma konusunda anlaştılar

(Grek ve Dakya Projesi) .Buna göre; a) Eflak ve Boğdan’da bir

Daçya devleti kurulacak, b) Sırbistan, Bosna ve Hersek

Avusturya’ya bırakılacak, c) Bizans İmparatorluğu yeniden

kurulacaktı.

Savaş: Bu gelişmeler Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünden

yana olan İngiltere’yi endişelendirdi. Anlaşmayı haber alan

Osmanlı Devleti zaten Kırım'ın acısını unutamadığından İngiltere

ve Prusya’nın da kışkırtması ile Rusya'ya savaş ilan etti.

Avusturya'da savaşa katılınca Osmanlı Devleti her ikisine karşı

savaşmak zorunda kaldı. Ruslar; Yaş, Hotin ve Özi kalelerini

alarak bölgedeki halkı katlettiler. Bu dürüme çok üzülen

I.Abdülhamit vefat etti. III. Selim yenilikler yapılması gerektiğine

inanıyor idi.Bu nedenle barış ortamı sağlamak istiyordu.Bu sırada

Lehistan halkı da Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklanmıştı.

Prusya’nın Osmanlı Devleti’ne yakınlaşması ve Fransa’da ihtilalin

meydana gelmesi ile Avusturya’da olumsuz etkilerinin görülmesi

Page 34: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

ve Osmanlı Devleti’nin Prusya ve İsveç’le ittifak yapması üzerine

Avusturya Osmanlı Devletiyle ZİŞTOVİ ANTLAŞMASI’NI

imzalayarak (1791) Rusya'yı yalnız bıraktı.

Maddeleri: 1- Avusturya savaştan önceki sınırlarına çekilecek 2-

Osmanlı –Rus Savaşlarında Avusturya tarafsız kalacak

NOT: Bundan sonra Avusturya ile Osmanlı Devleti arasında ciddi

bir savaş olmamış, hatta I. Dünya Savaşında Osmanlı Devletiyle

birlikte savaşmıştır.

NOT: Fransız İhtilalinin yaydığı "Milliyetçilik" akımından en çok

etkilenen iki devlet Avusturya ve Osmanlı Devleti'dir.

Ziştovi Antlaşmasından sonra tek başına kalan Rusya ile savaş

1792'ye kadar sürdü. Sonuçta YAŞ ANTLAŞMASI

imzalandı(1792).

Maddeleri:

1- Osmanlı Devleti Kırım'ın Rusya'ya ait olduğunu kabul etti.

2- Dinyester nehri iki devlet arasında sınır olacak ( Akkerman

,Kili ve İsmail kaleleri Osmanlıların , Özi kalesi Rusların )

3- Gürcistan Rusya’nın egemenliğinde olacak

Yaş Antlaşması Osmanlı Devletinin Dağılma Döneminin

başlangıcı sayılır.

III.SELİM DÖNEMİ ISLAHATLARI (NİZAM-I CEDİT

DEVRİ)

√ III. Selim, 1791 Ziştovi Antlaşması'nın imzalanmasından sonra,

Avrupa hakkında bilgi sahibi olmak amacıyla, dönemin bilim

adamlarından Ratıp Efendiyi, elçi olarak Viyana'ya gönderdi.

Ratıp Efendi, Avusturya'da görüp incelediklerini bir rapor

hâlinde, III. Selim'e sundu. Bu raporda, güçlü bir devlet

olabilmenin iyi bir yönetim ve yetkili bir kadroya sahip olmak

dış ülkelerle iyi ilişkiler kurmak, halkın refahının sağlanması ve

dolu bir hazine ile mümkün olabileceği belirtiliyordu.

1) III. Selim, ilk olarak Yeniçeri Ocağı'nı ele aldı. Yeniçerilere,

haftanın belirli günlerinde eğitim zorunluluğu getirildi.

Yeniçerilerin sayısında azaltma yapılıp ücretleri yükseltildi.

2) Topçu, humbaracı ve lâğımcı ocakları, ordunun teknik

sınıfları durumuna getirildi.

3) Mühendishane-i Berri Hümayun ve Mühendishane-i Bahri

Hümayun geliştirildi.

4) Nizam-ı Cedit ordusu kuruldu. Bu orduyu eğitmek için

Fransa, Prusya ve İngiltere'den danışmanlar getirildi. Yeni

ordunun giderlerini karşılamak için İrâd-ı Cedit hazinesi

kuruldu.Bu birliğin eğitimi için Selimiye ve Levent Kışlaları

kuruldu.

5) Denizciliğe önem verildi. Tersaneler yeni baştan ele alınarak,

onarıldı ve çalışır duruma getirildiler.

6) Resmi devlet matbaası kuruldu.

7) İdarî alanda düzenlemeler yapıldı. Avrupa devletleriyle

ilişkilerde, ittifaklar ve denge sisteminin önemi anlaşıldı.

8) Londra, Paris, Viyana ve Berlin'de sürekli elçilikler kuruldu.

9) Halkın yerli malı kullanması için Avrupalıların, ülke içinde

ticaret yapmaları yasaklandı.

10) Osmanlı ticaret filosunun çoğaltılması için önlemler alındı.

11) İlmiye sınıfının ıslahı için çalışıldı.Yeni kitaplar tercüme

edildi.

12) Fransızca devletin ilk resmi yabancı dili haline getirildi.

1798–1801 OSMANLI - FRANSA SAVAŞI (MISIR'IN

İŞGALİ)

Sebepler:

1) Fransızların Akdeniz’i Fransız gölü haline getirmek ve

İngilizlerin Hindistan’a giden sömürge yollarını kesmek

istemeleri

2) Napolyon’un merkezden uzaklaştırılmak istenmesi

3) Fransızların Yedi Yıl Savaşları (1756–1763) sonunda Amerika

ve Okyanuslarda İngiltere’ ye kaptırdığı yerleri telafi etmek

istemesi

4) Fransa’nın Mısır’ın zenginliklerinden ve ticari imkânlarından

yararlanmak istemesi.

1789 yılında Fransız İhtilali meydana gelmişti. Fransa

Arnavutluk'taki bazı kıyıları ele geçirince Osmanlı Devleti ile

komşu oldu. Fransızlar hem Osmanlı'nın Balkan Milletlerini

bağımsız olmaya teşvik ediyor, hem de sömürgecilik faaliyetine

başlıyorlardı.

Savaş: Napolyon Bonapart yönetimindeki Fransız kuvvetleri,

1798'de İskenderiye'ye çıktı ve Osmanlı kuvvetlerini yenerek

Kahire'yi işgal ettiler. Osmanlı Devleti, bu durum üzerine,

İngiltere ve Rusya ile bir anlaşma yaparak Fransa'ya savaş ilân

etti. Rus donanması tarihinde ilk defa Boğazlardan geçti.İngiliz ve

Rus donanmaları Akdeniz'e girdi. Amiral Nelson komutasındaki

İngiliz donanması, anî bir baskınla, İskenderiye limanı

yakınlarındaki Ebukır denilen yerde, Fransız donanmasını yaktı

(1798).Donanması yok olan Napolyon, Osmanlı Devleti'ni barışa

zorlamak için Suriye üzerine yürüdü. Burada Akka Kalesi'ni

kuşatan Napolyon, Cezzar Ahmet Paşa komutasındaki Nizâm-ı

Cedit askerleri tarafından yenilgiye uğratıldı. Bu yenilgi üzerine

Napolyon, yerine General Kleber'i bırakarak gizlice Fransa'ya

gitti. Bir süre sonra Osmanlı ordusu Mısır'a girdi. 1802'de Fransa

EL- ARİŞ ANTLAŞMASI’nı (1801) imzalamak zorunda kaldı.

Maddeleri: 1- Fransızlar Mısır’ı boşaltarak Osmanlı Devleti’ne

iade edecekler 2- Mısır’daki Fransa askerleri İngiliz gemileriyle

Fransa’ya taşınacak

Sonuçları:1)Fransa Mısır seferinden istediği sonucu alamadı

2)İngiltere Hindistan sömürge yollarının güvenliğini

kuvvetlendirdi.3)Rusya ilk defa boğazlardan savaş gemilerini

geçirdi ve Balkan milletleri üzerinde etkinlik kazandı 4)III.

Selim’in yaptığı ıslahatların başarılı olduğu

görüldü.5)Topraklarını tek başına koruyamayacağını gören

Osmanlı Devleti denge politikası izlemeye başlamıştır. 6) Bu

olaydan sonra Osmanlı Devleti Avrupa’da sürekli elçilik açmaya

başladı.

18. YÜZYIL ISLAHAT

HAREKETLERİ

18. YÜZYIL ISLAHATLARININ GENEL ÖZELLİKLERİ

1) Osmanlı Devleti, Avrupa’nın gerisinde kaldığını anlamış ve

Avrupa’yı örnek alarak yenilikler yapmıştır. Pasarofça

Antlaşması’ndan sonra Osmanlı aydınının batıya bakışı değişti.

Batı’nın askeri ve teknik üstünlüğü kabul edilerek, ilk kez

batılılaşma hareketi başladı.

2) Islahatlar padişah ve devlet adamları tarafından yapılmış, halkın

ıslahatlar konusunda bir isteği ve desteği olmamıştır.

3) Savaşların yenilgiyle sonuçlanması ve toprak kayıplarının

devam etmesi, ıslahatların askeri alanda yapılmasına neden

olmuştur.

4) Islahatlar, gösterilen tepkiler yüzünden (özellikle yeniçerilerin)

devamlı olmamıştır.

5) XVII. yüzyıl ıslahatlarına göre daha esaslı ıslahatlar yapılmıştır.

Ancak, ıslahatlarla amaçlanan hedefler gerçekleştirilememiş ve

devlet çöküntüden kurtarılamamıştır.

6) Yenilik çalışmalarında ilk kez batılı uzmanlardan

faydalanılmaya başlandı.

7) Islahat hareketleri padişah ve devlet adamlarının öncülüğünde

yürütülmeye çalışıldı.

8) 18. yüzyılın ıslahatçıları, gerilemenin nedenleri üzerinde

durdular; daha köklü ve kalıcı ıslahatlar düşündüler. Bu amaçla

çeşitli Avrupa ülkelerine elçiler gönderilip onlardan bu konuda

raporlar hazırlamaları istendi. Özellikle askerî alanda yapılacak

ıslahatlar için Avrupa ülkelerinden uzmanlar getirildi.

9) Islahat, çoğunlukla tepeden geldiğinden, halka mal

edilemediğinden ve birçok kimsenin (yeniçeriler, esnaf, bazı

din adamları, illerdeki valiler) çıkarına dokunduğundan,

tepkiyle karşılandı ve ayaklanmalar çıktı. Bu nedenle devleti

güçlendirmeyi, toplumu geliştirmeyi amaçlayan 18. yüzyıl

ıslahatlarından da istenilen sonuç alınamadı.

10) 17.yüzyıl ıslahatlarına göre daha esaslı ıslahatlar yapılmıştır.

Ancak ıslahatlarla amaçlanan hedefler gerçekleştirilememiş ve

devlet çöküntüden kurtarılamamıştır.

11) Yönetim ve hukuk alanında ıslahat yapılmamıştır

I.MAHMUT DÖNEMİ ISLAHATLARI

Bu sırada Osmanlı hizmetine giren ve aslen Fransız olan

Humbaracı Ahmet Paşa (Kont Dö Boneval) Osmanlı ordusunun

ıslahına çalıştı.

Page 35: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

1) Humbaracı Ahmet Paşa ,Humbaracı Ocağı'nı kurdu.

2) Humbaracı Ahmet Paşa ,ordunun ıslahı için raporlar hazırladı.

Not:Humbaracı Ahmet Paşanın hazırladığı rapor ve plânlar, 1736

yılında Osmanlı-Avusturya savaşında uygulandı ve başarı

kazanıldı.

3) Subay yetiştirmek amacıyla Hendesehane (Kara

Mühendishanesi)’ni kurdu (1734). (Avrupa tarzında ilk teknik

okul).

4) Emrindeki kıtaları Avrupa ordularının düzenine göre

örgütledi.Bölük,tabur ve alay örgütlerini kurdu.

NOT: Osmanlı Devleti’nde Avrupa tarzında ilk askeri ıslahatlar

bu dönemde yapıldı.

III. MUSTAFA DÖNEMİ ISLAHATLARI

(Sadrazam Koca Ragıp Paşa ve Baron Dö Tot)

√ Islahatlar Sadrazam Koca Ragıp Paşa ve Macar asıllı Baron

Dö Tot’un öncülüğünde yapıldı.

1) İlk defa bu dönemde iç borçlanma sistemi (ESHAM )

uygulandı.

2) Fransızca’dan matematik ve astronomiye ait kitaplar tercüme

edildi.

3) Avrupa'daki gelişmeleri öğrenmek amacıyla Fransa'ya ve

Almanya'ya elçiler gönderildi.

4) III. Mustafa, Baron do Tot'u, Topçu Ocağının ıslahı ile

görevlendirdi. Baron do Tot, tophaneyi ıslah edip ağır toplar

yerine hafif toplar döktürdü.

5) Artan top ihtiyacının karşılanması için Hasköy'de modern bir

top dökümhanesi kuruldu.

6) Sürat Topçuları adında yeni bir ocak kuruldu.

7) Çeşme faciasından sonra donanma da ele alındı, gemi inşaatı

hızlandırıldı.

8) Deniz Mühendishanesi (Mühendishane-i Bahrî-i Hümâyun)

açıldı. (1773).

I. ABDÜLHAMİT DÖNEMİ ISLAHATLARI

Önemli Siyasi Olayları:

√ I. Abdülhamit'e, Sadrazam Halil Hamit Paşa ve Kaptanıderya

Cezayirli Gazi Hasan Paşa yardımcı oldular.

2) Cezayirli Gazi Hasan Paşa, modern gemi yapımı ve çağdaş

denizci yetiştirme amacına yönelik çalışmalar yapmak için

Haliç, Karadeniz ve Ege kıyılarında yeni tersaneler inşa ettirdi.

3) Denizcilik meslek durumuna getirildi. Levent teşkilatına son

verilerek Anadolu’dan denizci asker yazımına son verilmiştir.

Ege ve Akdeniz köylerinden toplanan gençler, tersane

kışlasında, Sinop ve Midilli'de eğitilerek denizci yetiştirildiler.

4) Sadrazam Halil Hamit Paşa, kara ordusunun ıslahına önem

verdi. Rumeli'de sınır kalelerini onartıp yenilerini yaptırdı.

5) Baron do Tot'un kurduğu sür'at topçuları birliği canlandırıldı.

6) İstihkam Okulu açıldı.

7) Kara ve Deniz kuvvetlerin ıslah etmek için Avrupa’dan çok

sayıda mühendis ve uzman getirildi.

*Yeniçerilerin sayımı yapıldı.Eğitim ve disiplin kabul etmeyen

yeniçeriler, ocaktan atıldı. Ulufe alım-satımı yasaklandı.

8) Paranın değerini yükseltmek ve fiyatları dondurmak için

emirler çıkarıldı.

9) Yerli mal tüketimi özendirildi.

V. ÜNİTE: EN UZUN YÜZYIL

II. MAHMUT ISLAHATLARI

a) İdari Alandaki Islahatlar

a) Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan beri devlet ve merkez yönetiminin

temeli olan "Divan-ı Hümayun" kaldırıldı.

b) Divan örgütünün yerine bugünkü anlamda "bakanlıklar" kuruldu.

c) Devlet memurları Dahiliye ve Hariciye olarak ikiye ayrıldı.

d) Memurlar için Rütbe ve Nişan sistemi kabul edildi.

e) Müsadere yöntemi kaldırılarak mülkiyet hakkı tanındı.

f) Sened-i İttifak ile ayanların varlığı kabul edildi.

• Sened-i İttifak (1808)

XIX. Yüzyıl başında Anadolu ve Rumeli'de ayanlar türemişti. Alemdar

sarsılan devlet düzenini yeniden kurabilmek amacıyla bütün ayanları

İstanbul'da topladı. Ayanların ve devlet adamlarının katılımıyla büyük bir

toplantı yapıldı. Yapılan görüşmeler sonunda hükümet ile ayanlar

arasında "Sened-i İttifak" yapıldı (1808).

1) Devlet, ayanların varlığını kabul etti.

2) Ayanlar devlet otoritesini kabul edecekler, verilen emirlere

uyacaklardı.

3) Ayanlar yapılan ıslahatlara bağlı kalacaklardı.

4) Ayanlar kendi bölgelerindeki halka adaletli davranacaklardı.

5) İstanbul'da isyan çıkaracak olursa ayanlar, İstanbul'a gelerek isyanı

bastıracaklardı.

Önemi: 1) Sened-i İttifak, Osmanlı tarihinde başka örneği olmayan bir belgedir.

2) Osmanlı Devleti ayanların varlıklarını tanıyarak onları hukuki hale getirmiştir.

3) Bu belge, Osmanlı Devleti'nin ayanlara söz geçiremeyecek kadar zayıf duruma

düştüğünü göstermektedir.

4) Osmanlı tarihinde ilk defa padişah kendi otoritesi dışında bir güç olarak

ayanları

kabul etmiştir.

g) II. Mahmut devletçe din ve mezhep ayrımı yapılmayacağını Tebaamdan

Müslümanları ancak camide, Hıristiyanları kilisede, Musevileri de havrada

tanımak

isterim" diyerek ifade etmiştir.

h) İller, merkeze bağlandı.

ı) Ayanlık kaldırılarak, ayanlarla mücadele edildi.

k) Askeri amaçlı olarak ilk defa Anadolu ve Rumeli'de nüfus sayımı

yapıldı.

I) Askeri işleri düzenlemek için "Dar-ı Şurayı Askeri", adalet işlerini

düzenlemek için "Meclis-i Valâyı Ahkâm-ı Adliye", devlet memurlarını

(bürokrasi) düzenlemek için "Dar-ı Şurâyı Babıâli" gibi meclisler kuruldu.

m) Tımar ve zeamet kaldırılarak, devlet memurları maaşa bağlandı.

n) Köy ve mahallelere "muhtarlar" tayin edildi.

b) Askeri Alandaki Islahatlar a) III. Selim döneminde kurulan III. Selim'in tahttan indirilmesiyle

dağıtılan Nizam-ı Cedit ordusu yerine aynı özellikte "Sekban-ı Cedit"

adıyla yeni bir ordu kuruldu. Fakat yeniçeriler bu ordudan da kuşkulandı-

lar. Alemdar Mustafa Paşa'nın sadrazamlığı döneminde kurulan bu ordu,

Alemdar'ın ölümüyle sonuçlanan olayla ortadan kaldırıldı.

b) II. Mahmut, Sekban-ı Cedit'in yerine her yeniçeri ortasından 150 kişi

alarak "Eşkinci Ocağı"nı kurdu. Ocağa kaydedilen yeniçerilerin "Biz

talim istemeyiz" diyerek ayaklanmaları üzerine bu ocak kaldırıldı.Bu

olaya "Vakay-ı Hayriye" denildi.

Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasıyla:

• Padişahlar, devlet üzerindeki otoritelerini yeniden kurdular.

• Yeniliklere engel olan önemli bir kurum ortadan kaldırıldı.

• Yeniçeri teşkilatının kaldırmamasından sonra Bektaşilik tarikatı

yasaklandı.

d) Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasından sonra yerine "Asâkir-i Mansure-i

Muhammediye" adıyla yeni bir ordu kuruldu. Günümüz ordularının

temelini oluşturan bu ordu, Avrupa usulünde düzenlendi. Tümen, tabur ve

bölüklere ayrıldı.

C) Kültürel Alandaki Islahatlar

a) Medreselerin yanı sıra, yeni tarz eğitim kurumları açıldı. Yüksek

öğretime öğrenci yetiştirmek için "Rüşdiye (ortaokul)", "Mekteb-i Ulüm-u

Edebiye" gibi orta dereceli okullar açıldı. Devlet memurları için "Mekteb-

i Maarif-i Adliye", askeriye için "Mekteb-i Harbiye" açıldı. Yine bu

dönemde "Mekteb-i Tıbbiye", "Mızıka-yı Hümayun" gibi yüksek okullar

açıldı.

* Medreselerin yanında bu okulların açılması, toplumda kültür

çatışmasına neden oldu.

b) İlk defa Avrupa'ya öğrenci gönderildi.

c) Takvim-i Vekayi" adıyla ilk defa gazete çıkarıldı.

d) II. Mahmut bir fermanla ilköğretimin mecbur olduğunu ilân etti.

e) Memurlara fes ve pantolon giyme şartı getirildi.

f) Posta, polis ve karantina teşkilatları kuruldu.

g) Avrupai tarz müzik serbest bırakıldı.

h) II. Mahmut, Avrupa hükümdarları gibi seyahate çıkarak denetimde

bulundu.

ı) Yurtdışına çıkışta pasaport uygulaması başladı.

Page 36: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

D) Ekonomi Alanındaki Islahatlar

a) Ekonomik kalkınma açısından önem taşıyan yol yapımına önem verildi.

b) Yerli malların kullanılması teşvik edildi.

c) Bir çuha fabrikası kuruldu.

d) Osmanlı tüccarının Avrupa mallarıyla rekabet edebilmesini sağlamak

için gümrük kolaylıkları getirildi.

* Ekonomi alanındaki ıslahatlara en büyük darbe, 1838 yılında yapılan

Balta Limanı Ticaret Antlaşması oldu. Bu antlaşma ile Osmanlı ülkesinde

Tekel sistemi ve iç gümrük yöntemi kaldırıldı. Diğer devletlere de bu

imtiyazlardan yararlanma hakkı tanındı. İngilizlere verilen bu

imtiyazlardan daha sonra diğer devletlerin de yararlanması Osmanlı

ekonomisinin çöküşünü hızlandırdı.

II. MAHMUT DÖNEMİ SİYASİ OLAYLARI

1806 – 1812 OSMANLI - RUS SAVAŞI VE

BÜKREŞ ANTLAŞMASI:

Sebepler:

1) Rusların Sırp isyanını desteklemesi ve Balkan Milletlerini

kışkırtması.

2) Rusya'nın Eflak-Boğdan'ı işgal etmesi.

Savaş:Rusların Eflak-Boğdan'ı işgal etmesi karşısında Fransa'nın

etkisiyle Osmanlı Devleti Rusya'ya savaş ilan etti.

Osmanlı-Fransız yakınlaşması karşısında İngiltere Rusya'nın

yanında yer aldı.İngilizler Ruslara destek için donanmalarını

İstanbul'a gönderdiler. İstanbul'a sadece denizden yapacakları bir

saldırıyla başarılı olamayacaklarını anlayarak geri döndüler.

Bu defa Mısır'a saldıran İngilizleri Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa

püskürttü.Fransa 1807'de Rusya ile "Tilsit Antlaşmasını"

imzalayarak, dostluk kurdu.

Yalnız kalan Osmanlı Devleti İngiltere’ye yaklaştı. İngiltere ile "

Çanakkale (Kale-i Sultaniye)" antlaşmasını imzaladı.

Not: Çanakkale Antlaşması boğazlarla ilgili ilk antlaşmadır

Bu arada Ruslar Osmanlı topraklarında ilerliyordu. Avrupa’da

siyasi ortam yeniden değişti. Fransa ile Rusya'nın arası yeniden

açıldı. Rusya'ya silahlarını çeviren Fransa bu defa Osmanlı

Devleti'nin yanında yer aldı. Fransa'ya güvenemeyen Osmanlı

Devleti Rusya ile BÜKREŞ ANTLAŞMASINI imzalayarak

savaşı sona erdirdi.

1812 Bükreş Antlaşması Maddeleri

1- Besarabya, Rusya'ya bırakılacak

2- Eflak ve Boğdan Osmanlı Devleti'ne geri verilecek

3- Prut Nehri ve Tuna Nehri iki devlet arasında sınır olacak

4- Sırplara içişlerinde bazı imtiyazlar (ayrıcalıklar) tanınacak

5- Osmanlı Devleti Bosna'dan ve Eflak'tan iki yıl boyunca vergi

almayacak

Önemi:Osmanlı Devleti ilk kez bu antlaşmayla, kendi içindeki

bir azınlığa ayrıcalıklar vermiştir. Bu durum diğer azınlıkları da

cesaretlendirmiş, özellikle Rumların isyan etmelerini

hızlandırmıştır.

OSMANLI DEVLETİ'NDE MİLLİYETÇİLİK

HAREKETLERİ

SIRP İSYANI

√ Osmanlı Devleti’nde milliyetçilik düşüncesiyle isyan eden ilk

toplum Sırplardır

Nedenleri

1) Milliyetçilik akımı

2) Sırp topraklarının sürekli olarak savaş alanı haline gelmesi ve el

değiştirmesi

3) Avusturya, Rusya ve Fransa'nın Sırpları desteklemeleri

4) Merkezden gönderilen yöneticilerin halka baskı yapmaları

İsyan:1804'te Kara Yorgi denen bir isyancı önderliğinde Sırplar

ayaklandılar. Ancak, bu sırada sürmekte olan 1806 - 1812

Osmanlı - Rus Savaşı nedeniyle Sırplara müdahale edilmesi

gecikti. 1812 Bükreş Antlaşması ile Sırplara ayrıcalıklar

tanınarak isyan geçici olarak bastırıldı. Ancak Sırplar, Miloş

Obronoviç liderliğinde yeniden ayaklanınca Osmanlı Devleti,

Miloş Obronoviç'i Sırp prensi olarak ilan etti. Böylece, Rusya'nın

Osmanlı içişlerine müdahale etmesinin önüne geçmiş oldu. Fakat

Sırp isyanı daha sonra yeniden başladı. 1829 Edirne

Antlaşması'nda Sırbistan'a özerklik verildi. 1878 Berlin

Antlaşması'nda ise Sırplar bağımsız oldular.

YUNAN İSYANI (Megali-İdea)

Nedenleri:

1) Milliyetçilik akımının yaygınlaşması

2) Rusların kışkırtmaları

3) Ticaret sayesinde zenginleşen Rumların, Osmanlı Devleti'ne

ekonomik bağımlılıklarının kalmaması

4) Etnik-i Eterya Cemiyeti'nin kurulması

5) Avrupalı devletlerin Yunan kültürüne hayranlık derecesinde

yakınlık duymaları ve Rumları desteklemeleri

6) Osmanlı Devletindeki otorite boşluğu

7) Avrupa’da eğitim görev Yunan aydınların etkisi.

İsyan:Rumların ilk isyanı 1820'de Eflak'ta çıktı. Ancak, Eflak

halkından gereken yardımı alamadıkları için Eflak'taki isyan

Osmanlı Devleti tarafından kısa sürede bastırıldı.Fakat Rumlar bu

kez 1821'de Mora'da isyan çıkarttılar. Padişah II. Mahmut, bu

isyanı bastırabilmek için,Osmanlı Devleti'nin Mısır Valisi olan

Kavalalı Mehmet Ali Paşa'dan yardım istedi. Bunun üzerine Mısır

donanması, Osmanlı donanmasıyla birlikte hareket etmeye

başladı. Osmanlı kuvvetlerinin hem denizden, hem de karadan

yürüttükleri faaliyetler, Rumları zor durumda bıraktı. Fakat, bu

durumdan çıkarları zedelenen Rusya, Fransa ve İngiltere, Osmanlı

Devleti'nin Mora'dan çekilmesini istedi.Osmanlı Devleti bunu

kabul etmeyince İngiltere, Fransa ve Rusya Osmanlı Devleti'ne

karşı birlikte harekete geçti. 1827'de Navarin Limanı'nda bulunan

Osmanlı -Mısır donanmaları, ani bir baskınla imha edildi.

Osmanlı Devleti, yanan donanmanın tazminatını isteyince

Fransızlar, Osmanlı Devleti'ne karşı Mora'ya asker çıkardılar,

İngiltere, Mısır donanmasını İskenderiye limanına taşıdı. Rusya

ise bu durumdan yararlanmak amacıyla Osmanlı Devleti'ne savaş

açtı.

NOT: Yunan isyanı’nın başarılı olmasında Avrupalı Devletlerin

desteği ve Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu olumsuzluklar

önemli etkendir.

1828 -1829 OSMANLI - RUS SAVAŞI

Savaş: Bu sebeplerden Rusya’nın saldırısıyla savaş başladı.

Ancak Osmanlı Devleti böyle bir savaşa hazır değildi.Çünkü:

1) Donanması Navarin'de yakılmıştı.

2) 1826'da Yeniçeri Ocağı kaldırılmış, Asakir-İ Mansure-İ

Muhammediye ordusu yeni kurulmuştu.

3) Yunan ayaklanmasından dolayı bütün Avrupa Osmanlının

karşısındaydı.

Sonuç: Rusların ilerleyerek doğuda Erzurum'a, batıda Edirne'ye

kadar gelmeleri üzerine Osmanlı devleti barış istedi. Rusya’yla

EDİRNE ANTLAŞMASI imzalandı.(1829)

1829 Edirne Antlaşması Maddeleri:

1- Mora Yarımadası'nda bağımsız bir Rum Devleti kuracak.

2- Eflak ve Boğdan'a imtiyazlar verilecek.

3- Sırbistan'a özerklik tanınacak.

4- Rus ticaret gemilerinin İstanbul ve Çanakkale Boğazları'ndan

serbestçe geçebilmelerine izin verilecek.

5- Tuna Nehri ağzındaki adalar Rusya'ya bırakılacak.

6- Osmanlı D.Rusya’ya savaş tazminatı ödeyecek.

Önemi

1) Yunanistan, milliyetçi isyanlar sonucunda bağımsız olan ilk

devlet oldu.

2) Mora'nın kaybedilmesi, Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali

Paşa'nın isyan etmesine ortam hazırlamıştır.

NOT: Osmanlının Yunan isyanı ve Rus savaşıyla uğraşmasını

fırsat bilen Fransa 1830' da Cezayir’i işgal etmeye başladı.Bu

işgal 1847 yılında tamamlanmış, Osmanlı Devleti ise bu durumu

kabul etmek zorunda kalmıştır.Osmanlı Devleti'nin Kuzey

Afrika'da kaybettiği ilk toprak parçası Cezayir olmuştur.

Page 37: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

ŞARK MESELESİ:Şark Meselesi, ilk olarak Viyana

Kongresi'nde (1815) siyasî bir terim olarak kullanıldı. Şark

Meselesi'nin temelinde, Avrupa-Türk (Osmanlı Devleti) ilişkileri

yatmaktadır. Şark Meselesi görünüşte, Osmanlı egemenliği altında

yaşayan Hristiyan toplulukların, büyük devletler tarafından

savunulmasıdır.Şark Meselesi, 19. yüzyılın ilk yarısında Osmanlı

Devleti'nin toprak bütünlüğünün korunması, aynı yüzyılın ikinci

yarısında Avrupa'daki topraklarının paylaşılması, 20. yüzyılda ise

bütün toprakların paylaşılması anlamında kullanıldı.

Avrupa devletleri tarafından ulaşılmak istenen hedefler şunlardı:

1) Balkanlardaki Hıristiyan ulusları Osmanlı egemenliğinden

kurtarmak; bunu sağlamak için Hıristiyan toplulukları isyana

teşvik etmek; onların önce özerkliğini, daha sonra

bağımsızlıklarını sağlamak,

2) Türkleri Balkanlardan atmak,

3) Osmanlı Devleti'ne, Asya toprakları üzerinde yaşayan azınlıklar

lehine reformlar yaptırmak; onları, özerkliklerine veya

mümkünse bağımsızlıklarına kavuşturmak,

4) Anadolu'yu paylaşmak, Türkleri Anadolu'dan çıkarmak,

İstanbul'u Türklerden almak.

MISIR SORUNU VE MEHMET ALİ PAŞA İSYANI

(Denize düşen yılana sarılır.)

Sebepleri:

1) 1820’deki Yunan isyanının bastırılmasında II. Mahmut'a

yardım eden Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'ya vaat

edilen yerlerin verilmemesi (Mora kaybedilince Suriye

valiliğini istedi)

2) Mehmet Ali Paşa'nın Navarin olayından sonra padişahtan izin

almadan ordu ve donanmasını geri çekmesi.

3) 1828-1829 Osmanlı-Rus savaşında yardım istenildiği halde

Mehmet Ali Paşa'nın yardım göndermemesi

İsyan: II.Mahmut Mehmet Ali Paşa'yı görevden almak için

hazırlanırken Mehmet Ali Paşa, oğlu İbrahim Paşa komutasındaki

Mısır ordusunu Suriye üzerine gönderdi.Üzerine gönderilen

Sadrazam Reşit Paşa komutasındaki Osmanlı ordusunu Konya’da

yenerek Kütahya’ya kadar ilerledi. Bu sırada İngiltere ve

Fransa'dan yardım alamayan Osmanlı Devleti, Rusya'dan yardım

istedi. Çar I.Nikola, Osmanlı Devleti'ne yardım etmek için

İstanbul'a donanma gönderince İngiltere ve Fransa arabuluculuk

yaparak Mehmet Ali Paşa'nın isyanını durdurmayı başardılar.

Bunun sonucu olarak Mehmet Ali Paşa ile Osmanlı Devleti

arasında 1833'te Kütahya Antlaşması imzalandı.

1833 Kütahya Antlaşması Maddeleri

1- Mehmet Ali Paşa'ya Mısır valiliğine ek olarak Suriye valiliği

verildi.

2- Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa'ya Cidde valiliğine ek

olarak Adana valiliği verildi.

Önemi

1) Mısır sorunu geçici olarak çözümlenmiştir. Fakat iki tarafta bu

anlaşmadan memnun olmamıştır.

2) Bu antlaşma, Osmanlı Devleti'nin Mehmet Ali Paşa'nın

isteklerini kabul etmek zorunda kaldığını göstermektedir.

3) Mehmet Ali Paşa, bu antlaşmadan dolayı iyice cesaretlenmiş ve

Fransa'nın da desteğini alarak bağımsızlık amacıyla isyan

etmenin yollarını aramaya başlamıştır.

4) II. Mahmut bu antlaşmayı istemeyerek de olsa kabul etmek

zorunda kalmıştır. Fakat Osmanlı ordusunun ne kadar güçsüz

bir durumda olduğunun görülmesi,II. Mahmut'u yeni bir ittifak

arayışına sürüklemiştir.

5) İngiltere ve Fransa, Rusya'nın Osmanlı Devleti ve boğazlar

üzerinde herhangi bir ayrıcalık kazanmasını istemedikleri için,

bu antlaşmanın imzalanmasında arabuluculuk yapmışlardır.

6) Osmanlı Devleti'nin bir iç sorunu olan Mısır Sorunu, Avrupalı

devletlerin karışmasıyla, Avrupa sorunu haline gelmiştir.

BOĞAZLAR SORUNU

1833 Hünkar İskelesi Antlaşması:II. Mahmut, Mısır isyanı

sırasında İngiltere ve Fransa'nın çıkarcı tutumları ve Osmanlı

ordusunun içinde bulunduğu zor durum nedeniyle, Rusya ile

ittifak yapmaya karar vermiştir. Bunun sonucunda, Osmanlı

Devleti ile Rusya arasında Hünkar İskelesi Antlaşması

imzalanmıştır.

Maddeleri

1- Osmanlı Devleti bir saldırıya uğrarsa, Rusya yardım amacıyla

ordu gönderecek, ancak masraflar Osmanlı Devleti tarafından

karşılanacak

2- Rusya'ya bir saldırı olursa Osmanlı Devleti boğazları

kapayacak

3- Antlaşma 8 yıl yürürlükte kalacak

Önemi

1) Rusya'nın Karadeniz'deki güvenliği artmıştır.

2) Denge siyaseti uygulayan Osmanlı Devleti, saldırılara karşı

kendisini güven altına almıştır.

3) "Boğazlar Sorunu"nun ortaya çıkmasına neden olmuştur.

4) Osmanlı Devleti son kez bu antlaşmada boğazlar üzerindeki

egemenlik hakkını tek başına kullanmıştır.

5) İngiltere ve Fransa'nın Doğu Akdeniz'deki çıkarları tehlikeye

düşmüştür.

6) Bu antlaşmadan sonra özellikle İngiltere, Osmanlı Devleti'ne

karşı bir saldırı olmamasına yönelik bir politika izlemek

zorunda kalmıştır.

1838 Balta Limanı Ticaret Antlaşması: Osmanlı Devleti,

Hünkâr İskelesi Antlaşması'nı imzalayarak sınırlarını güven altına

almayı başarmıştı. Fakat yine de İngiltere ve Fransa'yı tamamen

küstürmek istemiyordu. Fransa, Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali

Paşa'yı destekliyor ve Doğu Akdeniz'de Mehmet Ali Paşa'nın

gücünü kullanmak istiyordu. İngiltere ise Osmanlı Devleti'nin

varlığını sürdürmesinden yanaydı. Güçsüz bir Osmanlı Devleti'nin

bölgedeki varlığını sürdürmesi İngiltere'nin siyasi ve ekonomik

çıkarları için gerekliydi. İngiltere, Osmanlı Devleti'nin içinde

bulunduğu zor durumu da kullanarak 1838 Baltalimanı Ticaret

Antlaşması'nı imzalatmayı başardı. Bu antlaşmayla, İngiliz

mallarının Osmanlı pazarına girmesi kolaylaşmış, Osmanlı

toprakları İngilizler için bir açık pazar haline gelmiştir. Osmanlı

Devleti, İngiltere’ye ekonomik ayrıcalıklar vererek herhangi bir

sorun karşısında İngiltere'nin desteğini almayı amaçlamıştır.

1840 LONDRA KONFERANSI:Kavalalı Mehmet Ali Paşa,

Fransa'dan aldığı desteğe de güvenerek 1839'da yeniden

ayaklandı. Nizip Savaşı'nda Osmanlı ordusunu yenerek ilerlemeye

başladı. Bu sırada II. Mahmut öldü, yerine Abdülmecit padişah

oldu. Osmanlı Devleti, Mısır ordusunu durduracak güçte değildi.

Bu durum, Hünkâr İskelesi Antlaşması gereğince, Rusya'nın

Osmanlı Devleti'ne yardım göndermesine imkân sağlıyordu. Fakat

İngiltere buna gerek kalmaması için hemen arabuluculuk yaparak

Mısır Sorunu'nu çözümlemek için diğer Avrupalı devletlerin de

katılacağı uluslararası bir konferans toplanmasını sağladı.

Fransa'nın katılmadığı 1840 Londra Konferansı'na İngiltere,

Rusya, Prusya, Avusturya ve Osmanlı Devleti katıldı. Maddeleri

1- Mısır valiliği, babadan oğula geçmek kaydıyla Mehmet Ali

Paşa ve oğullarına verilecek

2- Adana ve Suriye valilikleri Mehmet Ali Paşa ve İbrahim

Paşa'dan geri alınacak

3- Mısır'da vergiler Osmanlı padişahı adına toplanacak ve dörtte

biri İstanbul'a gönderilecek

Önemi

1) Kavalalı Mehmet Ali Paşa, Fransa'ya güvenerek bu antlaşmayı

kabul etmek istemedi. Fakat İngiliz ve Osmanlı

donanmalarının Mısır'ı ablukaya alması üzerine kabullenmek

zorunda kalmıştır.

2) Mısır sorunu çözümlendi.Mısır fiili olarak Osmanlı’nın elinden

çıktı.

3) Osmanlı Devleti'nin, bir valisinin ayaklanmasını

bastıramayacak kadar güçsüz olduğu anlaşıldı.Bu

durum,Avrupalı devletlerin Osmanlı içişlerine karışmasını

kolaylaştırmıştır.

4) Osmanlı Devleti M.Ali Paşa’nın isyanı sırasında Avrupa’nın

desteğini sağlamak amacıyla Tanzimat Fermanı’nı ilan etmiştir

(3 Kasım 1839)

5) İngiltere, Mehmet Ali Paşanın Mısır'da güçlü bir devlet

kurmasını önleyerek Hint deniz yolunu korumuş oldu

Page 38: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

1841 LONDRA BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ

1841'de Hünkâr İskelesi Antlaşması'nın süresinin dolması üzerine

İngiltere ve Fransa'nın çalışmalarının sonucunda "Boğazlar

Sorunu"nu görüşmek üzere Londra'da uluslararası bir konferans

toplandı.

Osmanlı Devleti, İngiltere, Fransa, Prusya ve Avusturya'nın

katıldığı 1841 Londra Konferansı'nda boğazların kullanılmasını

düzenleyen bir sözleşme imzalandı.

Maddeleri 1- Boğazlar, Osmanlı egemenliğinde olacak

2- Savaş zamanında boğazlar savaş gemilerinin geçişine

kapanacak

3- Bu durum Avrupalı devletlerin garantisi altında bulunacak

Önemi:

1) Boğazlar uluslar arası bir statü kazandı.

2) Osmanlı Devleti’nin boğazlar üzerindeki mutlak egemenliği

sona ermiştir.

3) Rusya,Hünkar İskelesi Antlaşması ile elde ettiği imkanları

kaybetti.

4) İngiltere, Doğu Akdeniz'deki çıkarlarını korumayı

başarmıştır.Osmanlı Devleti'nin, toprak bütünlüğünü tek başına

koruyamayacağı bir kez daha görüldü. Bu durum,Avrupalı

devletlerin Osmanlı içişlerine karışmasını kolaylaştırmıştır.

TANZİMAT’TAN MEŞRUTİYET’E

TANZİMAT FERMANI (GÜLHANE HATT-I HÜMAYUNU)

(3 KASIM 1839)

Sadrazam Mustafa Reşit Paşa tarafından hazırlanarak

I.Abdülmecit döneminde Gülhane Parkı'nda yayınlanmıştır..

Yayınlanmasının Nedenleri:

1)Osmanlı Devleti’ni yıkılmaktan kurtarmak.

2)Avrupa devletlerinin Osmanlı’nın iç işlerine karışmasını

engelleyerek toprak bütünlüğünü korumak

3)Azınlıkların devlete olan bağlılığını arttırmak.

4)Mısır (Kavalalı Mehmet Ali Paşa) Meselesi’nin çözümünde

İngiltere’nin desteğini kazanmak.

Maddeleri

1- Müslüman ve gayrimüslim halkın canı ve malı devlet güvencesi

altında olacak

2- Kanun önünde herkes eşit olacak

3- Rüşvet ve iltimas önlenecek

4- Vergiler herkesin gelirine göre, düzenli bir şekilde toplanacak

5- Müsadere kaldırılacak, herkes malına ve mülküne sahip olacak,

miras bırakabilecek

6- Mahkemeler herkese açık olacak ve hiç kimse haksız yere

cezalandırılmayacak

7- Askerlik OCAK görevinden, VATAN görevi haline getirilecek.

Azınlıklar da askere alınacak.

Önemi 1) Din, dil, ırk ayrımı gözetmeden halk arasında eşitlik

sağlanmaya çalışılmıştır.

2) Kanun üstünlüğü kabul edilmiştir. Bu nedenle Tanzimat

Fermanı, Osmanlı Devleti'nde anayasallaşma sürecinin

başlangıcı kabul edilir.

3) Vergilerin toplanmasındaki adaletsizlikler giderilmek

istenmiştir.

4) Merkezi otoritenin güçlenmesi ve halkın devlete olan

güveninin artması amaçlanmıştır.

5) Özel mülkiyet hakkı devlet garantisi altına alınmıştır.

6) Padişahın yetkileri kanunlarla sınırlandırılmıştır.

7) Avrupa tarzı hukuk kuralları Osmanlı ülkesinde geçerli

olmaya başlamıştır.

8) Askerlik vatan görevi haline getirilmiştir.

9) Gayrimüslimlere de askerlik yükümlülüğü getirilerek

askerliğin süresi belirlenmiştir.

10) Tanzimat Fermanı Anayasacılığa ve Demokrasiye(hukuk

devletine, yani hukukun üstünlüğü esasına dayanan devlet

anlayışına)geçişin (Batılılaşmanın) ilk aşamasıdır.

Tanzimat Fermanı'nın Sonuçları

1) Padişah, kendi yetkilerini kısıtlamıştır.

2) Batılılaşma hareketleri hızlanmıştır.

3) Osmanlıcılık fikrinin doğmasına zemin hazırlanmıştır.

4) "Kavalalı Mehmet Ali Paşa İsyanı" ve "Boğazlar Sorunu"

konularında Avrupalı devletlerin desteği sağlanmıştır.

5) Tanzimat Fermanı, halkın istekleriyle değil, padişahın isteğiyle

hazırlanmıştır. Halka benimsetilmesi için çalışmalar

yapılmasına rağmen başarılamamıştır.

6) Tanzimat Fermanı, azınlık isyanlarının sona ermesini de

sağlayamadığı için, sorunlara kesin çözüm getirememiştir.

7) Kırım Savaşı'nda Avrupalılar, Osmanlı'yı desteklemiştir.

Not :Tanzimat Fermanı’nın yayınlanmasında Avrupalı devletlerin

açık bir baskısı yoktur.

KIRIM SAVAŞI (1853 - 1856)

Nedenleri

1) Rusya'nın, Osmanlı Devleti'nin güçlenmesini ve Avrupa'dan

destek almasını istememesi

2) Rusya'nın, boğazlardaki etkinliğini artırmak ve sıcak denizlere

inmek istemesi

3) Rusya'nın, "Kutsal Yerler Sorunu"nu çıkararak Osmanlı Devleti

üzerinde yaptırım uygulamak istemesi

4) İstanbul’a resmi bir ziyaret yapan Rus prensi Mençikof'un

Osmanlı Devleti'ni küçük düşürücü davranışlarda bulunması

Savaş: 1853'te Rusya, Osmanlı Devleti'ne savaş açarak Eflak ve

Boğdan'ı işgal etmeye başladı. Bunun üzerine İngiliz ve Fransız

donanmaları Osmanlı Devleti'ne destek vermek amacıyla İstanbul

Boğazı'na geldiler. Rusya, İngiltere ve Fransa'nın 1841 Londra

Boğazlar Sözleşmesi kararlarına uymadığını ileri sürerek

misilleme olarak Sinop açıklarında bir Osmanlı filosunu

yaktı.Sinop baskını sonrasında İngiltere ve Fransa 1854'te

Osmanlı Devleti'nin yanında savaşa girdi. Hemen ardından

Avusturya ve Piyemonte (İtalya) de Osmanlı Devleti'nin yanında

savaşa katıldı. Müttefikler, Rusya'yı barışa zorlamak amacıyla

Kırım'a asker çıkardılar ve Sivastopol'ü ele geçirdiler. Bu sırada

Çar l.Nikola ölümü üzerine tahta geçen II.Aleksandr , yenilgiyi

kabul ederek barış yapmak istedi.Bunun üzerine 1856'da Osmanlı

Devleti, İngiltere, Avusturya, Prusya, Piyemonte ve Rusya'nın

katıldığı Paris Konferansı toplanarak Paris Antlaşması imzalandı.

1856 Paris Antlaşması Maddeleri

1- Osmanlı Devleti, Avrupa Devleti sayılacak ve Avrupa devletler

hukukundan yararlanacak. Osmanlı toprak bütünlüğü Avrupalı

devletlerin garantisi altında olacak.

√ Osmanlı Devleti'nin kendi topraklarını koruyamayacak kadar

güçsüz olduğu anlaşılmıştır.

√ İngiltere ve Fransa, Osmanlı toprakları üzerindeki çıkarlarını

korumuşlardır.

2- Karadeniz, tarafsız hale getirilerek, sadece ticaret gemilerine

açık olacak, Osmanlı Devleti ve Rusya, Karadeniz'de donanma

ve tersane bulundurmayacak

√ Osmanlı Devleti savaşta galip gelmiş olmasına rağmen

antlaşmanın bu maddesi ile askeri sınırlamaları kabul etmiştir.

√ Osmanlı Devleti bu madde ile savaşı kazanmasına rağmen

yenik bir devlet durumuna düşmüştür.

√ Bu madde ile, Karadeniz'de İngiltere ve Fransa lehine

düzenleme yapılmıştır.

3- İki taraf da savaşta aldıkları yerleri geri verecek.

√ Osmanlı Devleti savaşta aldığı Sivastopol'ü geri vermiştir.

√ Savaşı kazanmasına rağmen aldığı yerleri geri vermesi

Osmanlı Devleti'nin yenik devlet durumuna düştüğünü

göstermektedir.

4- Boğazlar konusunda 1841'deki Londra Boğazlar Sözleşmesi'nin

hükümleri yürürlükte kalacak

√ Boğazlar üzerindeki uluslararası statü devam etmiştir.

Page 39: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

5- Eflak ve Boğdan'a yeni ayrıcalıklar tanınacak, bu beyliklerin ve

Sırbistan'ın hakları Avrupalı devletlerin garantisi altında olacak

√ Avrupalı devletler, Osmanlı Devleti'nin içişlerine karışarak

egemenlik haklarını sınırlandırmıştır.

6- Tuna Nehri'nde ulaşım serbest olacak

7- Osmanlı Devleti'nin ilan ettiği Islahat Fermanı, bir iyi niyet

göstergesi olarak görülecek ve bu nedenle Osmanlı Devleti'nin

içişlerine karışılmayacak

√ Islahat Fermanı'nın antlaşmada yer alması, Osmanlı Devleti'ni

bu konuda yükümlülük altında bırakmıştır. Avrupalı devletler

bu durumu kullanarak Osmanlı Devleti’nin içişlerine

karışacaklardır.

Kırım Savaşı'nın Sonuçları:

1) Rusya'nın Balkanlar'dan güneye inmesi önlenmiş, bunun

üzerine Rusya, doğu politikasına önem vererek Asya'da

genişleme siyaseti izlemeye başlamıştır.

2) Islahat Fermanı'yla ilgili madde sayesinde Rusya, Osmanlı

Devleti'nde yaşayan Ortodokslarla ilgili söz söyleme hakkını

kaybetmiştir.

3) Osmanlı Devleti, ilk kez bu savaş sırasında dış borç almıştır.

4) Piyemonte, savaşta İngiltere ve Fransa'nın yanında yer alarak

bu devletlerin desteğini kazanmış ve İtalya’da 1870 yılında

siyasi birliği sağlamayı başarmıştır.

5) Osmanlı Devleti ilk kez bu konferansta kapitülasyonların

kaldırılmasını gündeme getirmiş, fakat başaramamıştır.

NOT: İnebahtı Deniz Savaşı (1571),Çesme Baskını

(1770),Navarin Baskını (1827) ve Sinop (1853) olayları ile

Osmanlı donanması yakılmıştır.

ISLAHAT FERMANI (28 ŞUBAT 1856)

Yayınlanması'nın Nedenleri:

1) Tanzimat Fermanı’nın eksikliklerini gidermek.

2) Osmanlı Devleti’ni parçalanmaktan kurtarmak.

3) Azınlıkların devlete olan bağlılığını güçlendirmek.

4) Avrupa devletlerinin iç işlerimize karışmasını engellemek.

5) Paris Konferansı’nda azınlık hakları ile ilgili kararlar

verilmesine engel olabilmek.

Islahat Fermanı’nın Bazı Maddeleri:

1- Halk içinde din ve mezhep özgürlüğü sağlanacak,

2- Okul, kilise, hastane gibi binalar tamir veya yeniden inşa

edilebilecektir.

3- Hıristiyan ve Musevilere karşı küçük düşürücü sözler

kullanılmayacaktır.

4- Hıristiyan ve Museviler, devlet memuru olabilecek,istedikleri

okula girebileceklerdir.

5- İşkence, dayak ve kötü muamele kaldırılacaktır.

6- İltizam usulü kaldırılacaktır.

7- Vergiler herkesin gelirine göre toplanacaktır.

8- Cizye kaldırılacak, gayrimüslimlerin askerlik yükümlülüğü

karşılığında bir defaya mahsus, nakdi bedel alınacaktır.

9- Gayrimüslimler, il meclislerine üye olabilecektir.

10-Yabancı uyruklular, vergilerini ödemek şartıyla, Osmanlı

ülkesinde mal ve mülk sahibi olabileceklerdir.

10-Mahkemeler açık yapılacak, herkes kendi dinine göre yemin

edecektir.

11-Patrikhane meclislerinin aldığı kararlar, Bab-ı Âlî tarafından

onaylandıktan sonra yürürlüğe girecektir.

12-Tarım ve ticaret işleri yeniden düzenlenecek, gayrimüslimler

de şirket, banka gibi ticari kurumlar açabilecektir.

13-Hukuk kuralları, azınlık dillerine tercüme edilecek.

Önemi

1) Gayrimüslimler, tanınan ayrıcalıklar sayesinde

Müslümanlardan daha üstün hale gelmişlerdir. Bu da

Müslümanların tepkisine neden olmuştur.

2) Gayrimüslimlerin ekonominin yanında, siyasi konularda da

güçlenmesine neden olmuştur.

3) Gayrimüslimlerin çoğunlukta olduğu yerlerin yönetimi

gayrimüslimlerin denetimine geçmiştir. Bu durum,azınlık

isyanlarının güçlenmesine neden olmuştur. Azınlıkların

millileşme süreci hız kazanmıştır.

4) Azınlıklar, elde ettikleri hakları Osmanlı aleyhine

kullanmışlardır.

Islahat Fermanı'nın Sonuçları

1) Gayrimüslimlerin daha fazla haklara sahip olması toplumsal

huzursuzlukları daha da artırmıştır.

2) Avrupalı devletlerin Osmanlı Devleti'nin içişlerine daha fazla

karışmasına neden olmuştur.

3) Azınlıklara verilen ayrıcalıklar kötüye kullanıldığı için,

Osmanlı Devleti'nin parçalanma süreci hızlanmıştır.

4) Osmanlı Devleti istediği sonuca ulaşamamıştır.

Not 1 :Islahat Fermanı’nın yayınlanmasında Avrupalı

devletlerin baskısı vardır.

Not 2 :Tanzimat ve Islahat fermanları I.Abdülmecit döneminde

yayınlanmıştır.

TANZİMAT DÖNEMİ (1839 - 1876)YENİLİKLERİ :

- Islahat Fermanı ilan edilmiştir (1856)

- İl genel meclisleri kurulmuştur.

- İltizam yolu ile aşar vergisi toplama usulü kaldırılmış, maliye

bakanlığı tarafından toplanması kararlaştırılmıştır.

- Cizye miktarının belirlenmesi işi patrikhaneye verilmiştir.

- İlk kağıt para basılmıştır. (Kaime – 1844)

- İlk dış borç İngiltere’den alınmıştır. (Kırım Harbi esnasında –

1854)

- İlk demiryolu hattı kurulmuştur. (İzmir – Aydın hattı)

- İlk telgraf okulu açılmıştır.

- Eğitim bakanlığı kurulmuş, okullar ilk, orta, lise ve yüksekokul

diye kısımlara ayrılmıştır.

- Öğretmen okulları ve mülkiye mektebi açılmıştır.

- Kız öğrenciler ilk kez okullara alındı.

- Şer’i kanunların yanında Avrupai tarz kanunlar yapılmış bu da

hukukta ikilik ortaya çıkmasına sebep olmuştur.

ABDULAZİZ DÖNEMİ

1)-Rusya'nın Balkanlarda panslavizm idealini yaymaya

başlamasıyla isyanlar başlamıştır.

(Sırp, Karadağ, Bosna-Hersek, Romen (Eflak-Boğdan) ve Bulgar

isyanları ortaya çıkarak "Balkan Bunalımı"na zemin hazırlandı.

2)-Girit'teki Rumlar ayaklanarak Yunanistan'a bağlanmak

istediler. Avrupalıların duruma müdahalesiyle

Osmanlı Devleti HALEPA FERMANI'nı ilan etmiş ve Giritlilere

vergi muafiyeti getirilmiştir.

3)-Mısır Hidivi(valisi) İsmail Paşa'nın gayretleri ve Fransa'nın

desteğiyle 1869'da Süveyş Kanalı açılmış, böylece coğrafi

keşiflerle önemini yitiren Mısır ve Akdeniz yeniden canlanmıştır.

NOT: Bu durum Avrupalı devletlerin Mısıra sahip olma arzunu

artırmıştır.

4)-Beylerbeyi ve Çırağan sarayları yapılmıştır.

Not: Ahmet Cevdet Paşa tarafından Osmanlının ilk medeni

kanunu olan “ Mecelle” hazırlandı

5)-Avrupalı Devletler azınlıklarla ilgili ağır istek ve tehditlerden

oluşan Berlin Memarandumu’nu ilan ettiler.

6)-Avrupada önemli gelişmeler görülmüş, İtalya(1870) ve

Almanya(1871) siyasi birliklerini tamamlayarak siyasi güç olarak

ortaya çıktılar.

7)-Abdülaziz, GENÇ OSMANLILAR tarafından tahttan

indirilmiş, yerine V.MURAT getirilmiştir. (Abdülaziz tahttan

indirildikten sonra Feriye Sarayı'nda hapis hayatı yaşadı. Burada

damarları kesik vaziyette bulundu.)

Page 40: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

I. MEŞRUTİYET'İN İLANI VE KANUN-I ESASİ

Osmanlı Devleti'nde Balkan Bunalımı'nın yaşandığı, taht

değişikliklerinin görüldüğü bunalımlı bir dönemde Avrupalı

devletlerin Osmanlı içişlerine karışmak amacıyla İstanbul

Konferansı'nı topladıkları sırada Meşrutiyet idaresi ilan edilmiştir.

Meşrutiyet'in İlan Edilmesinin Nedenleri

1) Genç Osmanlılar Cemiyeti'nin, II.Abdülhamit'e Meşrutiyet'in

ilan edilmesi için baskı yapması.

2) Avrupalı devletlerin Osmanlı Devleti'nin içişlerine

karışmalarının engellenmek istenmesi.

3) İstanbul Konferansı'nda Osmanlı Devleti'nin aleyhinde

olabilecek kararlar alınmasını engelleme düşüncesi.

4) Azınlıklara yönetim alanında haklar tanıyarak Osmanlı

Devleti'nin dağılmasının önlenmek istenmesi.

5) Balkan Bunalımı'nı sona erdirme düşüncesi.

23 Aralık 1876'da I.Meşrutiyet ilan edildi ve seçimlerin yapılması

için çalışmalar hemen başlatıldı. Seçimlerin sonucunda Mebusan

Meclisi 20 Mart 1877'de Dolamabahçe Sarayı’nda ilk genel

oturumunu gerçekleştirdi. Meclis-i Mebusan’ın ilk başkanı

Ahmet Vefik Efendi idi.Bu mecliste azınlık milletvekilleri de

bulunmaktaydı. Bu durum demokratik bir yönetim sergilenmesi

için uygun bir ortam oluşturmaktaydı. Fakat Osmanlı Devleti'nde

hem devlet yönetim anlayışı, hem de toplumsal yapı buna alışık

olmadığı için azınlıklar yine dış baskılara göre hareket ettiler.

Meclisin etnik ve kültürel farklılıkları tek bir çatı altında

birleştirme düşüncesi başarılı olamadı.

l.Meşrutiyet Dönemi'nde meclisin çalışma şekli ve padişahın

yetkileri, Kanun-ı Esasi ile belirlenmiştir. Kanun-ı Esasi, Prusya

ve Belçika Anayasaları'nın incelenmesi sonucunda hızlanmıştır. √ Kanun-i Esasi Mithat Paşa tarafından hazırlanmıştır.

Kanun-ı Esasi'nin Bazı Maddeleri

1- Yasama görevi, Ayan Meclisi ve Mebusan Meclisi'ne aittir.

2- Ayan Meclisi üyeleri padişah tarafından belirlenir.

3- Mebusan Meclisi üyeleri ise dört yılda bir yapılan seçimlerle,

halk tarafından belirlenir.

4- Yürütme (hükümet) yetkisi, başında padişahın bulunduğu

Bakanlar Kurulu'na aittir.

5- Kanun teklifi sadece hükümet tarafından verilir.

6- Meclisi açmak ya da kapamak yetkisi padişaha aittir.

7- Hükümet icraatlarında Meclise değil, padişaha karşı

sorumludur.

8- Padişah, devlet güvenliğini bozduğu gerekçesiyle polis

araştırması yaptırabilir ve suçlu gördüğü kişileri sürgüne

gönderebilir.

9- Kişi eğitim, öğretim, basın özgürlüğü, mülkiyet hakkı, yasal

eşitlik ve vergi eşitliği gibi temel haklar devletin garantisi

altındadır.

Kanun-ı Esasi'nin Önemi

1) Osmanlı halkı ilk kez seçme - seçilme hakkını kullanmış ve

Osmanlı Devleti'nde ilk kez halk padişahın yanında yönetime

ortak olmuştur.

2) Osmanlı Devleti'nde ilk kez parlamenter sisteme geçilmiştir.

3) Mebusan Meclisi'nin yetkileri kısıtlı tutulmuş ve danışma

meclisi durumuna düşürülmüştür.

4) Padişahın yetkileri Meclis'ten daha üstün tutulmuştur.

5) Kişisel haklar, anayasanın garantisi altına alınmıştır.

6) Kanun-ı Esasi, Türk tarihinin ilk anayasası olmuştur.

1878'de Osmanlı - Rus savaşı sonrasında II. Abdülhamit, Kanun-ı

Esasi'nin verdiği yetkilere dayanarak l. Meşrutiyet yönetimine son

verdi (14 Şubat 1878). Ancak, Kanun-ı Esasi'nin meclisin işleme

şekliyle ilgili maddelerinin dışındaki hükümler yürürlükte kaldı.

1877-1878 OSMANLI-RUS SAVAŞI (93 HARBİ)

Sebepleri:

1) İstanbul(Tersane) ve Londra Konferansı kararlarının Osmanlı

tarafından kabul edilmemesi

2) Rusya'nın Panslavist politikası ve sıcak denizlere inme çabası.

Rusya bu sebeplerden birincisini gerekçe göstererek Osmanlı

Devletine savaş ilan etti.

Savaş: Ruslar doğuda Erzurum'a kadar ilerlediler. Rus ordusu

Aziziye Tabyalarında Gazi Ahmet Muhtar Paşa tarafından

durduruldu.Balkanlarda ise Ruslar Tuna'yı aşıp Plevne önlerine

geldiler. Plevne'de Gazi Osman Paşa önemli başarılar kazandı.

Ancak daha sonra Plevne düştü. Ruslar Edirne’yi alarak Çatalca

önlerine kadar geldiler.Osmanlı Devleti barış istemek zorunda

kaldı. İki taraf arasında AYESTEFANOS(Yeşilköy)

ANTLAŞMASI imzalandı.

Ayastefanos Antlaşması (1878) Maddeleri

1- Büyük Bulgaristan Krallığı kurulacak

2- Sırbistan, Karadağ ve Romanya bağımsız olacak

3- Kars, Ardahan, Batum ve Doğu Beyazıt Rusya'ya bırakılacak

4- Bosna - Hersek'e muhtariyet verilecek

5- Girit'te ve Ermenilerin yaşadığı bölgelerde ıslahatlar

yapılacak

6- Osmanlı Devleti Rusya'ya savaş tazminatı ödeyecek

Önemi

1) Panslavizm politikası başarılı oldu.

2) Bulgaristan Devleti'nin kurulması ile, Rusya'nın etki alanı

Ege Denizi'ne kadar ulaştı.

3) Ermeni sorunu ilk kez bir antlaşmada yer aldı.

4) II. Abdülhamit, savaş sırasında ve sonrasında azınlıkların

Ruslara yardım etmesi nedeniyle Osmanlı Mebusan

Meclisi'ni kapatarak I. Meşrutiyet'e son verdi.

Avrupalı Devletlerin Tutumu:Rusya'nın aldığı topraklar

sayesinde Balkanlar'daki ve Ortadoğu'daki etkinliğinin artması

Avrupalı devletlerin çıkarlarına ters düşmekteydi. Rusya'nın

Balkanlar'da güçlenmesini Avusturya ve Almanya istemiyordu.

Rusların Basra Körfezi'ne yaklaşması ise İngiltere’yi tedirgin

ediyordu.Bu nedenle Avrupalı devletler, Ayastefanos

Antlaşması'nın uygulanmasına karşı çıkarak 1878'de Berlin

Konferansı'nı topladılar. Rusya, bu devletlerle savaş yapmayı

göze alamadığı için yeni bir antlaşma yapılmasını kabul etti.

Böylece, Osmanlı Devleti, Rusya, İngiltere, Avusturya, Fransa,

İtalya ve Almanya'nın katıldığı bu konferans sonucunda Berlin

Antlaşması imzalandı.

Berlin Antlaşması (1878) Maddeleri

1- Bulgaristan üçe ayrılacak:

a) Asıl Bulgaristan, Osmanlı Devleti'ne bağlı bir prenslik

olacak

b) Doğu Rumeli'ye muhtariyet verilecek

c) Makedonya, ıslahat yapılması kaydıyla Osmanlı

Devleti'ne bırakılacak

2- Sırbistan, Karadağ ve Romanya bağımsız olacak

3- Kars, Ardahan ve Batum Rusya'ya verilecek,Doğu Beyazıt ise

Osmanlı Devleti'nde kalacak

4- Girit'te ve Ermenilerin yaşadığı yerlerde ıslahatlar yapılacak

5- Bosna - Hersek Osmanlı toprağı sayılacak, fakat geçici olarak

Avusturya tarafından yönetilecek

6- Osmanlı Devleti savaş tazminatı ödeyecek

Önemi

1) Osmanlı Devleti'nin tek toprak kazancı Doğu Beyazıt oldu.

2) Balkanlar'da Osmanlı Devleti'nin otoritesi göstermelik

olarak devam ettirilerek, Rusya'nın Balkanlardaki etkinliği

azaltıldı.

3) Ermeni sorunu uluslararası bir sorun haline geldi.

4) Avrupalı devletler, Berlin Antlaşması'yla, Osmanlı

topraklarının parçalanması girişimlerine katılmışlardır. Bu

tarihten sonra Osmanlı Devleti'nde dağılma süreci daha da

hızlanmıştır.

BERLİN ANTLAŞMASI'NDAN SONRA OSMANLI

DEVLETİ (1878 - 1908)

1. Ermeni Sorunu başladı.

2.Kıbrıs'ın Kaybedilmesi (1878): Osmanlı Devleti'nin

Ayastefanos Antlaşması ile içine düştüğü zor durumdan

Page 41: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

yararlanmak isteyen İngiltere, Kıbrıs'ın kendisine üs olarak

verilmesini teklif etti. Böylece Rusya'nın Akdeniz'e inmesini

engellemeyi ve Süveyş Kanalı'nı kontrol altında tutmayı

amaçlıyordu. 4 Haziran 1878'de imzalanan bir antlaşmayla Kıbrıs,

İngiltere’ye üs olarak verildi.1914'te Osmanlı Devleti'nin

İngiltere’ye karşı l. Dünya Savaşı'na girmesi üzerine İngiltere,

Ada'yı işgal ettiğini açıkladı.

3.Tunus'un Fransızlar Tarafından İşgal Edilmesi (1881):

İngiltere ve Almanya'nın desteğini alan Fransa, 1881'de Tunus'u

işgal etti.

DUYUN-U UMUMİYE (1881)

Osmanlı Devleti’nin ekonomisi ciddi olarak bozulmuş

ve bu doğrultuda devlet ilk olarak 1854’te İngiltere’den borç

almıştır.

1880 yılına gelince devletin bütçe açığı yaklaşık olarak 25 milyon

akçeyi bulmuş ve devlet bunu ödeyemeyecek duruma düşmüştü.

Osmanlı Devleti alacaklı Avrupalı devletlerle anlaşarak

Muharrem Kararnamesini yayınlamıştır. Bu kararnameye göre

Avrupalı devletler Duyun-u Umumiye İdaresi’ni (Genel Borçlar

İdaresi) kuracaklar ve borçlarını kendileri tahsil edeceklerdir.

Bu doğrultuda alacaklı devletler tütün, pul, tuz, ispirto

ve orman gelirlerine el koymuştur.

4.Mısır'ın İngilizler Tarafından İşgal Edilmesi (1882): Mısır,

İngiltere'nin Hint Okyanusu'ndaki sömürgeleri için önemli bir

bölgeydi. 1869'da bir Fransız şirketi tarafından Süveyş Kanalının

açılması, Mısır'ın ekonomik ve siyasi önemini artırmıştır.

Mısır'daki karışıklıkları bahane eden İngiltere, ani bir kararla

Mısır'ı işgal etmiştir (1882).

5.Doğu Rumeli Sorunu: 1878 Berlin Antlaşması ile Doğu

Rumeli, ıslahat yapılması koşuluyla Osmanlı Devleti'ne

bırakılmıştı. Yine bu antlaşma ile burada Osmanlı Devleti'ne bağlı

bir Bulgar Prensliği kurulmuştu. 1885'te Filibe'de ayaklanan

Bulgarlar, Doğu Rumeli'nin Bulgaristan'a bağlandığını ilân

ettiler. Osmanlı Devleti, yeni bir suçlama ile karşı karşıya

gelmemek için, müdahale etmekten kaçındı ve bu durumu kabul

etmek zorunda kaldı. Böylece, Bulgaristan Krallığı kurulmuş

oldu. Bulgaristan, Osmanlı Devleti'nin II. Meşrutiyetin ilânı ile

içine düştüğü karışık durumundan yararlanarak bağımsızlığını ilân

etti (1905).

6.Girit Sorunu Ve Osmanlı - Yunan Savaşı:Girit 1669'da

Osmanlı Devleti tarafından alındıktan sonra yapılan iskan

çalışmalarına rağmen adadaki Hıristiyan Rum nüfusu çoğunlukta

kalmıştır. 1866'da, Yunanistan'ın desteğiyle ayaklanan Girit'li

Rumlar Yunanistan'a bağlanmak istediklerini açıkladılar. Avrupalı

devletlerin olaya karışmasını istemeyen Osmanlı Devleti, 1878'de

Halepa Fermanı'nı yayınlayarak Girit'li Rumlara ayrıcalıklar

vermiştir. Böylece isyan geçici olarak bastırılmıştır.1894'te Yunan

subayları tarafından kurulan Etnik-i Eterya Cemiyeti'nin

kışkırtmaları sonucunda 1896'da Girit'te yeniden isyan çıktı.

Yunanistan'ın isyana yardım ettiği açıkça ortaya çıkınca Osmanlı -

Yunan savaşı başladı (1897). Osmanlı orduları büyük bir hızla

ilerleyerek Dömeke Meydan Savaşı'nı kazandılar ve Mora'ya

girdiler. Bunun üzerine Avrupalı devletler duruma müdahale

ederek savaşı bitirdiler. Osmanlı Devleti'yle Yunanistan arasında

İstanbul Antlaşması imzalandı (1897).

1897 İstanbul Antlaşması Maddeleri:

1- Yunanistan, Girit'teki askerlerini geri çekecek ve Osmanlı

Devleti’ne savaş tazminatı ödeyecek.

2- Girit'e özerklik verilecek, Yunan kraliyet ailesinden bir

prens, Girit'i yönetecek.

Önemi:

1) 1897 İstanbul Antlaşması'yla Girit, fiilen Osmanlı yönetiminden

çıkmıştır.

2) II. Meşrutiyet'in ilanı sırasındaki karışıklıklardan yararlanan

Girit isyan ederek Yunanistan'a bağlandığını ilan etmiştir

(1908).

7.Avusturya'nın Bosna - Hersek'i İşgal Etmesi

(1908):1878'deki Berlin Antlaşması'yla, Bosna - Hersek'in

yönetimi geçici olarak Avusturya'ya bırakılmıştı. Balkanlar'da en

güçlü devlet olmak isteyen Avusturya, 1908'de II. Meşrutiyet'in

ilanı nedeniyle çıkan isyanlardan yararlanan Avusturya, Bosna -

Hersek'i topraklarına kattı.

II. MEŞRUTİYET VE KANUN-I ESASİ'DEKİ

DEĞİŞİKLİKLER

√ II. Abdülhamit’in 1878'de Mebusan Meclisi'ni kapatmasından

1908 yılına kadar geçen dönemde tekrar mutlakıyete

dönülmüştür. Bu dönemde bazı özgürlükler kısıtlanmış ve

isyanlara neden olduğu gerekçesiyle bazı düşünürler sürgüne

gönderilmiştir. Ama bütün bunlara rağmen Meşrutiyet

yönetimini isteyenlerin çalışmaları engellenememiştir.

√ Genç Osmanlılar (Jön Türkler), İttihat ve Terakki Cemiyeti'ni

kurmuştur(1889).

√ Rusya ve İngiltere Reval Görüşmesi’nde Boğazlar Meselesi’ni

ve Balkanlar’ın durumunu görüşmüşlerdir (8-9 Haziran

1908).İngiltere Kralı VII.Edwart ile Rus Çarı II.Nikolas

görüşmeler sonunda yayınladıkları bildiride Makedonya’da

ıslahat yapılmasını istediler.İngiltere Almanya’ya karşı

Rusya’nın dostluğuna ihtiyaç duyduğundan Osmanlı

Devleti’nin toprak bütünlüğünü koruma politikasından

vazgeçmiştir.(HASTA ADAM).Bu buluşmada alınan karara

göre,Ruslar İstanbul ve Boğazlar’ı elde

edebileceklerdi.İngilizlerin Reval’deki politika değişikliği

Balkan Savaşları’na da etkisi olmuştur.Balkan politikasında

serbest klan Ruslar,Balkan toplulukları Osmanlı’ya karşı

kışkırtmışlardır.

√ İttihatçılar Osmanlı’nın parçalanacağından endişe etmişler,

II.Abdülhamit’e meşrutiyeti ilan etmesi için baskı yapmışlar ve

Rumeli'de ayaklanmışlardır (Kolağası Niyazi Bey

Manastır’da,Enver Bey ise Selanik’te).

√ II.Abdülhamit baskılar sonucu meşrutiyeti ilan etmiştir (23

Temmuz 1908).

√ 17 Aralık 1908’de Ayan ve Mebuslar Meclisi açıldı.

√ II.Meşrutiyet döneminin en güçlü siyasi kuruluşu olan ve

“Osmanlıcılık” anlayışını bırakarak “Türkçülük” anlayışına

sarılan İttihat Terakki Cemiyeti’nde Talat Paşa parti başkanı

olmuştur.

√ İttihatçıların meşrutiyet yönetimi için ciddi bir hazırlığı

olmadığından beklenen sonuçlar alınamamıştır.

√ Meşrutiyete geçişte iktidar boşluğu ve kargaşa yaşanmıştır.

II.Meşrutiyet’in Sonuçları;

1) Bulgaristan bağımsızlığını ilan etmiştir ( 5 Ekim 1908).

2) Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Bosna-Hersek’i

topraklarına katmıştır.

3) Girit, Yunanistan’a bağlanma kararı almıştır (1908).

4) Osmanlı Devleti’nde ilk siyasi partiler kurulmuştur; İttihat ve

Terakki Partisi,Hürriyet ve İtilaf Partisi,Ahrar (Hürler)

Partisi,Fedakaranı Millet Cem.,İttihadı Muhammedi Fırkası,

5) Osmanlı'da ilk kez parlamenter sistemin denemeleri yapılmıştır.

6) Meşrutiyete karşı olan İstanbul'daki avcı taburları 31 MART

OLAYI’NI ÇIKARMIŞLARDIR (13 Nisan 1909). İsyancılar

sadrazamın ve meclis başkanının istifa etmesini istemişler, bazı

İttihatçıları öldürmüş ve gazete binalarını bastırmışlardır.

II.Abdülhamit isyanı bastırmakta başarılı olamamıştır.

Komutanlığını Mahmut Şevket Paşa’nın, Kurmay Başkanlığı’nı

Mustafa Kemal’in yaptığı Hareket Ordusu Selanik’ten

İstanbul’a gelerek, 31 Mart Ayaklanması’nı bastırmıştır.

II.Abdülhamit tahttan indirilmiş, V.Mehmet Reşat tahta

çıkarılmıştır ( 27 Nisan 1909).

7) İlk kez kızlar için yükseköğrenim kurumları açılmıştır.

8) Kanun-i Esasi'de değişiklikler yapılmıştır.

Kanun-i Esasi'de Yapılan Bazı Değişiklikler:

1) Bakanlar, Mebusan Meclisi'ne karşı sorumlu olmuştur.

Böylece, Meclis'in hükümeti denetleyebilmesi sağlanmış ve

padişahın yetkileri sınırlanmıştır.

2) Barış antlaşmalarını Mebusan Meclisi'nin onaylaması

kararlaştırılmıştır.

3) Padişahın meclisi açma, kapama ve üyeleri sürgüne

gönderme yetkileri kısıtlanmıştır.

4) Basına geniş özgürlükler verilmiş, sansür kaldırılmıştır.

5) Hükümet üyelerini sadrazam seçmeye başlamıştır.

Page 42: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

6) Siyasi partiler kurulmuştur.Meclis'in padişahı değiştirebilme

yetkisi kabul edilmiştir.

Not 1:31 Mart Olayı Türk tarihinde rejime karşı yapılan ilk

isyandır. Cumhuriyet rejimine karşı yapılan Şeyh Said İsyanı ile

benzerlik gösterir.

Not 2:II.Meşrutiyet'ten sonra Türkçülük politikası önem

kazanmıştır.

Not 3: II.Meşrutiyet döneminde Osmanlı-Almanya yakınlaşması

başlamıştır.

II. Meşrutiyet Dönemi, I.Meşrutiyet'e göre daha demokratik bir

yönetimin kurulmasını sağlamasına rağmen, ittihat ve Terakki,

I.Balkan Savaşı sonucu Londra Görüşmeleri devam ederken

İttihatçılar, “Bâb-ı Âlî” Baskını'nı gerçekleştirmiş ve yönetime

hakim olmuşlardır (1913).Bu da Osmanlı Devleti'nin yıkılış

sürecini hızlandırmıştır.

OSMANLI TOPLUMUNDA DÜŞÜNCE AKIMLAR

1) OSMANLICILIK

Osmanlıcılık akımı, Tanzimat Dönemi’nde doğmuştur.

Osmanlıcılık akımını Genç Osmanlılar (Jön Türkler)

savunmuştur.

Tüm halka aynı hak ve yetkilerin verilmesini istemişlerdir.

I.Meşrutiyet’in ve Kanun-i Esasi’nin ilan edilmesinde etkili

olmuşlardır.

Osmanlıcılık düşüncesi Berlin Antlaşması ile zayıflamış (1878),

Balkan Savaşları ile etkisi kaybolmuştur.

2) İSLAMCILIK

İslamcılık akımı I.Meşrutiyet’ten sonra önem kazanmıştır.

II.Abdülhamid döneminde İslamcılık, devletin resmi politikası

haline gelmiştir.

İslamcılık akımının savunucuları; Mehmet Akif, Said Halim Paşa,

Cemaleddin Afgani, Musa Kazım ve M.Şemseddin’dir.

İslamcılık düşüncesi I.Dünya Savaşı sonunda etkisini

kaybetmiştir.

3) TÜRKÇÜLÜK

Türkçülük akımı Rus işgalinden kaçan Türk göçmenlerin etkisiyle

başlamıştır.

Türkçülük akımının en büyük savunucusu Ziya Gökalp’tir.

II.Meşrutiyet’ten sonra gelişme göstermiştir.

Osmanlı sınırları içindeki Türkler arasında birlik kurulmasına

Türkçülük, tüm dünyada yaşayan Türkler arasında kurulacak

birliğe ise Turancılık denmiştir.

Türkçülük akımı, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında etkili

olmuştur.

4) BATICILIK

Batıcılık akımı II.Meşrutiyet’ten sonra gelişme göstermiştir.

Batıcılık akımının savunucuları; Abdullah Cevdet, Süleyman

Nazif, Celal Nuri’dir.

Kadın özgürlüğü, medeni kanun, laiklik, Latin alfabesi, tekke ve

zaviyelerin kapatılması gibi düşünceleri savunmuşlardır.

Türkçüler’in Turancılık akımına karşılık, Batıcılar İrfancılık

idealini savunmuştur.

5) ADEM-İ MERKEZİYETÇİLİK

Merkezi yönetimin yetkilerinin azaltılması, yerinden yönetime

önem verilmesi savunulmuştur.

Devlet içindeki değişik unsurların yönetime katılması istenmiştir.

Savunucusu Prens Sebahattin’dir.

Liberal ekonomi modeli benimsenmiştir.

Not 1:Türkçüler, iç politikada Türkçü, dış politikada Batıcı

davranmıştır.

Not 2:Atatürk Türkiye Cumhuriyeti'ni kurarken Türkçülük ve

Batıcılık akımlarından etkilenmiş, inkılâpları da Türkçülük ve

Batıcılık akımları doğrultusunda gerçekleştirmiştir.

XIX. YY. OSMANLI DEVLETİNDE KÜLTÜREL

DEĞİŞİMLER

1. TOPLUM YAPISINDA DEĞİŞİM

* Nüfus yapısında önemli değişimler olmuştur. Kaybedilen

topraklardan gelen göçle Anadolu’da ve özellikle İstanbul’da

nüfus yoğunluğu arttı.

* Müslüman nüfusun Gayrimüslim nüfusa oranı arttı. (% 60’dan

%80’e)

* 1848 İhtilallerinde Avusturya baskısından kaçan Macar

Mülteciler Osmanlıya sığındı. Osmanlının Macarları himaye

etmesi Avrupa’daki prestijini artırdı.

* Köyden kente göç ve dış göçün artmasıyla şehirleşme hızlandı.

*Tren ve buharlı gemiler ulaşımda kullanılmaya başladı.

*İstanbul’da elektrik kullanılmaya başlandı. Elektrikli tramvay ve

otomobil ile tanıştılar.

* Telefon ve telgraf kullanılmaya başlandı.

* Demiryolu yapımına önem verildi.

* Büyükşehirlerde Avrupa yaşam tarzı örnek alınmaya başlandı.

(Üst düzey yöneticiler arasında)

*Alafranga denen bu yeni yaşam tarzının oluşmasında Kırım

Savaşında beraber savaştığımız İngiliz ve Fransız askerler çok

etkili olmuştur.

* Yabancı dil bilmek önem kazandı. Yabancı dil öğrenmek ve

çocuk yetiştirmek için yabancı mürebbiyeler kullanıldı.

*Beyoğlu ve Pera kadın ve erkeklerin birlikte eğlendiği merkezler

haline geldi.

BASIN- YAYIN HAYATINDA GELİŞMELER:

*Osmanlıda ilk resmi gazete II. Mahmut zamanında çıkarılan

Takvimivekayi’dir. Bu gazete Abdulmecit zamanında

Cerideihavadis adını aldı.

* Osmanlıda ilk özel gazete Şinasi tarafından çıkarılan

Tercümanıahval’dir. Şinasi daha sonra Tasviriefkar adlı

gazeteyi çıkardı.

* İlk Türk dergisi 1850’de yayınlanan Vekayıtıbbiye’dir.

*İlk mizah dergisi 1872’de Teodor Kasap tarafından çıkarılan

Diyojen’dir.

* Osmanlı, 1864’te basın yayın hayatını düzenlemek için

“Matbuat Nizamnamesi”ni çıkardı. Bu kanun ile gazete kapama,

para ve hapis cezaları getirildi.

*I. Meşrutiyet kaldırılınca Avrupa’ya kaçan Genç Osmanlılar (Ali

Suavi, Namık Kemal, Ziya Paşai Agah Efendi) “ Muhbir, Ulum,

Hürriyet , İttihat” adlı gazeteler çıkararak Osmanlı yönetimini

eleştirdiler.

* II. Meşrutiyet’ten sonra basın hayatı yeniden canlandı. Tevfik

Fikret, Hüseyin Cahit, Hüseyin Kazım Tanin Gazetesini çıkardı.

* İttihatçılara karşı olanlar ise Volkan adlı bir gazete çıkardı

* Osmanlıda ilk kadın dergisi 1869’da çıkan Terakki-

muhadderat (Kadınların yükselişi)’dir.

* Sahibi ve yazarları kadın olan ilk dergi Şükufezar (Çiçek

Bahçesi)’dır.

* en uzun soluklu kadın gazetesi Hanımlara Mahsus Gazete’dir.

* Dönemin önemli kadın yazarları: Fatma Aliye, Halide Edip,

İsmet Hakkı, Şair Nigar, Emine Semiye, Fatma Fahrünnisa,

Fatma Kevser, Gülistan İsmet ve Fatma Müzehher’dir.

*Halide Edip’i ön plana çıkaran 1905’te yayınlanan Demet adlı

dergidir.

Page 43: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

EĞİTİM ALANINDA DEĞİŞİMLER

*Ahmet Cevdet Paşa tarafından Encümenidaniş kuruldu. Görevi;

ders kitaplarını seçmek ve fen dersleri ile ilgili çeviri yapmaktı.

*1856’da bugünkü MEB’in görevini yapan Maarifi Umumiye

Nezareti kuruldu. Tıbbıye, Harbiye ve Bahriye dışındaki tüm

okullar bu kuruma bağlandı.(1861)

*1868’de Galatasaray Sultanisi açıldı.

* 1869’da Maarifi Umumiye Nizamnamesi çıkarıldı. Her mahalle

ve köyde sıbyan mektebi açılması kararlaştırıldı.

*1870’de Darülfünun açıldı. Üç defa kapanıp açılan okul

1900’de Darulfununuşahane adıyla yenide açıldı. (Bugünkü

İstanbul Üniv.)

*II. Abdulhamit döneminde çeşitli meslek okulları açıldı. (Baytar

Mektebi, Orman ve Maden Mektebi, Telgraf Mektebi, Kadostro

Mektebi, Dişçi Mektebi)

*II. Meşrutiyetin ilanından sonra kız mekteplerinin sayısı arttı.

AZINLIKLAR VE YABANCI OKULLAR

*Tanzimat döneminden itibaren yabancı okul sayısı ciddi oranda

artmıştır.

*Rumlar, 1844’te papaz yetiştirmek için Heybeliada Ruhban

Okulu’nu açtı.

*Yahudiler 1854’te Musevi Asri Mektebi’ni kurdular.

* Çok sayıda Ermeni okulu açıldı.

* Yabancı okullar Osmanlının kuyusunu kazan zararlı

cemiyetlerle birlikte hareket ettiler.

* Yabancı okulların çoğunun petrol bölgesi olan G.doğu And. Ve

Filistin’de açılması dikkat çekicidir.

* Çocuklarını yabancı okula gönderen ilk Türk Muşir Fuat

Paşa’dır. (8 çocuğunu Saint-Joseph Kolejine gönderdi.)

* İlk yabancı kız koleji 1871’de açılmış sonradan Arnavutköy

Amerikan Kız Koleji adını almıştır.

KÜLTÜR, SANAT VE MİMARİ ALANINDA

GELİŞMELER

*Osman Hamdi Bey ve Şeker Ahmet Paşa ilk önemli

ressamlarımızdır.

Not: Osmanlıda müzeciliğin kurucusu Osman Hamdi

Bey’dir.(Müzeyihümayun)

*İlk ressam padişah Abdulaziz’dir.

*Osmanlıda resim eğitimi veren ilk okul Osman Hamdi Bey’in

kurduğu Sanayiinefise Mektebi’dir.

*Osmanlı’da XX. Yüzyılın önemli ressamları ise Şevket Dağ,

İbrahim Çallı ve Feyhaman Duran’dır.

*Mimaride Seçmeci (Eklektik) tarzı kullanılmaya başlandı.

Beylerbeyi ve Çırağan Saraylari ile Yıldız Camii, Hamidiye Camii

ve Aksaray Valide Camii bu tarzın önemli eserleridir.

* II. Abdulhamit’in kurdurduğu Arkeoloji Müzesi (Asarıatika),

Osmanlı arkeolojisini geliştirdi.

* Ortaköy Camii, Dolmabahçe Sarayı, II.Mahmut Türbesi ve

Nusretiye Camii ise Ampir Usulü ile yapılan ender eserlerdir.

*XX.yy başlarından itibaren Osmanlı mimarisinde öze dönüş

başladı. Bu döneme Neoklasik Dönem denir. Bostancı ve Bebek

Camileri ile Haydarpaşa İskelesi bu dönemin ürünüdür

MÜZİK, EĞLENCE VE SPOR ALANINDA GELİŞMELER

*Osmanlıda müzik eğitiminin başlamasını sağlayan okul II.

Mahmut döneminde açılan Mızıkayıhümayun’dur.

Not: Avrupa’dan getirilen Donazetti ilk askeri bandoyu kurdu.

*Abdulmecit döneminde Osmanlı saraylarında Batı operaları

seslendirildi.

* Dede Efendi, Arif Dede ve Hacı Arif Bey dönemin ünlü Türk

musikisi sanatçılarıdır.

*İlk Osmanlı tiyatrosu Güllü Agop tarafından kuruldu.

(Abdulmecit Dön.)

*İlk tiyatro eseri Şinasi’nin yazdığı Şair Evlenmesi’dir.

* 1903’TE BEŞİKTAŞ, 1905’te gs, 1907’de fb kuruldu.

*1908’de Selim Sırrı (Tarcan) tarafından Osmanlı Milli

Olimpiyat Cemiyeti kuruldu.

* Osmanlı Devleti ilk kez 1912 Stockholm Olimpiyatlarına

katıldı.

XX.YY OSMANLI DEVLETİ VE SAVAŞLAR

TRABLUSGARP SAVAŞI (1911-1912)

Nedenleri:

1) Siyasi birliğini geç kuran İtalya’nın sömürgecilik

faaliyetlerine girişmesi.

2) İtalya’nın Habeşistan’a saldırması ve başarılı olamaması.

3) İtalya’nın Habeşistan yenilgisi üzerine yeni yerlere göz

dikmesi.

4) İtalya’nın diğer Avrupa devletleri ile anlaşması.

5) Trablusgarp’ın İtalya’ya yakın ve savunmasız olması.

6) Trablusgarp’ın ticaret yolları üzerinde bulunması ve zengin

maden yataklarına sahip olması.

Savaş:İtalya, Rusya ile Racconigi Antlaşması’nı yapmış, Rusya

boğazlara karşılık İtalya’nın Trablusgarp’ı işgal etmesini

desteklemiştir (1909). İtalya, Osmanlı Devleti’nin Trablusgarp’ı

gelişmişlikte geri bıraktığı ve bölgedeki İtalyanlara kötü

davrandığı iddiasıyla Osmanlı’ya ültimatom çekmiştir. Osmanlı

Devleti’nin görüşme isteğine rağmen İtalya, Trablusgarp’ı işgal

etmiştir. Mustafa Kemal Trablusgarp ve Derne’de, Enver Bey de

Bingazi’de başarılar kazanmıştır. Savaşın uzun sürmesi İtalya’yı

maddi sıkıntıya sokmuş, savaşın bitmesini isteyen halkın tepkisi

üzerine İtalya, Osmanlı’yı barışa zorlamak için Oniki Ada’yı işgal

etmiştir. Bu sırada I.Balkan Savaşı başlaması, Osmanlı’yı zor

durumda bırakmış ve Osmanlı Devleti İtalya ile Uşi Antlaşması’nı

imzalanmıştır.

Uşi Antlaşması (18 Ekim 1912) 1- Trablusgarp ve Bingazi İtalya’ya bırakılacak.

2- Oniki Ada, Balkan Savaşı’ndan sonra geri alınmak üzere

geçici olarak İtalya’ya bırakılacak.

3- İtalya, kapitülasyonların kaldırılması konusunda Osmanlı’ya

yardım edecek.

4- Trablusgarp ve Bingazi’nin Duyun-u Umumiye İdaresi’ne

ödediği borçları İtalya ödeyecek.

5- Trablusgarp ve Bingazi dini bakımdan Osmanlı halifesine

bağlı kalacak.

Sonuçları:

1) Osmanlı Devleti’nin Kuzey Afrika’da toprağı kalmamıştır.

2) İtalya Ege Denizi’ne yerleşmiştir.

3) İtalya Doğu Akdeniz’de önemli bir güç olmuştur.

4) Osmanlı Devleti’nin zayıfladığı anlaşılmıştır.

5) Oniki Ada geri alınamamış.

Not 1:Uşi Antlaşması, halifelik makamının kullanılması yönü ile

1774 Küçük Kaynarca Antlaşması’na benzer.

Not 2:Oniki Ada, Sevr’de ve Lozan’da İtalya’ya bırakılmıştır.

II.Dünya Savaşı’ndan sonra İtalya, Oniki Ada’yı Yunanistan’a

vermiştir (1947).

BALKAN SAVAŞLARI (1912-1913)

Nedenleri:

1) Balkan devletlerinin kendi arasında Osmanlı’ya karşı ittifak

yapması ve Osmanlı Devleti topraklarını ele geçirmek

istemeleri.

2) Rusya’nın Balkanlar’da takip ettiği politika.

3) Rusya’nın Boğazlar’a yerleşme planı.

4) Rusya ve İngiltere arasında yapılan Reval Görüşmeleri

(1908).

5) Trablusgarp Savaşı’nın çıkması (1911).

I.Balkan Savaşı (1912)Formül: Ka Sa Ba Ya :Karadağ'ın

Osmanlı'ya savaş açmasıyla başlamıştır. Karadağ'dan sonra

Sırbistan, Bulgaristan ve Yunanistan Osmanlı Devleti’ne savaş

açmıştır. Bulgar ordusu, Edirne’yi kuşatmış, Kırklareli ve

Lüleburgaz’ı da alıp Çatalca’ya kadar ilerlemiştir. Yunanlar Ege

adalarına asker çıkarmıştır. Osmanlı Devleti, Osmanlı ordusu

içindeki siyasi çekişmeler yüzünden savaşı kaybetmiştir. Osmanlı

Devleti Londra Barış Antlaşması’nı imzalamıştır.

Londra Antlaşması (1913)

1- Osmanlı’nın Batı sınırı Midye-Enez hattı olacak.

2- Yunanistan; Selanik, Güney Makedonya ve Girit’i alacak.

Page 44: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

3- Bulgaristan; Kavala, Dedeağaç ve bütün Trakya’yı alacak.

4- Sırbistan; Orta ve Kuzey Makedonya’yı alacak.

5- Arnavutluk ve Ege adalarının geleceği büyük devletlere

bırakılacak.

I.Balkan Savaşı’nın Sonuçları:

1) Arnavutluk savaş sırasında bağımsızlığını ilan etmiştir.

2) Arnavutluk, Balkanlar’da Osmanlı’dan ayrılan son devlet

olmuştur.

3) Londra Görüşmeleri devam ederken Bâb-ı Âlî Baskını

gerçekleşmiştir (1913).

4) Bulgaristan Ege Denizi’ne ulaşmıştır.

5) Osmanlı Devleti’nin batıda yalnızca Bulgaristan’la sınırı

kalmıştır.

6) Osmanlıcılık fikri sona ermiştir.

7) Balkanlar’dan kaçan Türkler Anadolu’ya göç etmiştir.

8) M.Kemal’in; “Ordu siyasete karışmamalıdır” sözünün

doğruluğu anlaşılmıştır.

9) Not : Arnavutluk, Balkanlar’da Osmanlı’dan

ayrılarak bağımsız olan son devlettir.

II.Balkan Savaşı (1913)Formül: Bi - Ya Ra Sa Nedenleri:

1) Bulgaristan’ın çok güçlenmesi.

2) Osmanlı Devleti’nden alınan Balkan topraklarının

paylaşılamaması.

Savaş:Balkanlar’daki tüm devletler Bulgaristan’a saldırmıştır.

Daha sonra cephe değişmiş, Bulgaristan ile Romanya, Yunanistan

ile Sırbistan arasında savaş olmuştur. Osmanlı Devleti Edirne ve

Kırklareli’yi geri almıştır. Bulgaristan mağlup olmuştur. Balkan

devletleri, aralarında Bükreş Antlaşması’nı imzalayarak savaşa

son vermiştir (10 Ağustos 1913). Antlaşmaya göre Bulgaristan;

Yunanistan, Sırbistan ve Romanya’ya toprak vermiştir.

Osmanlı Devleti’nin II.Balkan Savaşı sonunda imzaladığı

antlaşmalar şunlardır:

1) İstanbul Antlaşması (29 Eylül 1913 - Bulgaristan ile

imzalanmıştır )

1- Kırklareli, Dimetoka ve Edirne Osmanlı’da kalacak.

2- Meriç Nehri batı ile sınır olacak.

3- Bulgaristan’daki Türkler dört yıl içinde göç edebilecek.

4- Bulgaristan’da kalan Türkler din ve mezhep hürriyetinden

yararlanabilecek.

5- Türkler’in okuduğu ilk ve orta dereceli okullarda eğitim dili

Türkçe olacak.

6- Türkler’in mülkiyet hakkına saygılı olunacak.

2) Atina Antlaşması (14 Kasım 1913 Yunanistan ile

imzalanmıştır)

1- Girit; Yunanistan’a bırakılacak.

2- Yunanistan’da kalan Türkler’in hakları güvence altına

alınacak.

3- Ege adalarının geleceğini büyük devletler belirleyecek.

3) İstanbul Antlaşması (13 Mart 1914 Sırbistan ile

imzalanmıştır):Sırbistan’da kalan Türkler’in hakları güvence

altına alınacaktır.

Not 1:Osmanlı Devleti’nin Sırbistan ile sınırı olmadığından

antlaşmada sınır problemi yaşanmamıştır.

Not 2:İmroz, Bozcaada, Meis ve Kaş adaları dışındaki tüm adalar

Yunanistan’a verilmiştir.

I.DÜNYA SAVAŞI (1914-1918)

Nedenleri:

1) Avrupalı devletlerin sömürgecilik faaliyetleri, hammadde ve

pazar rekabeti.

2) Almanya ve İtalya’nın sömürgeciliğe başlamaları.

3) İngiltere ve Fransa’nın, Almanya’ya karşı silahlanmaya

başlaması.

4) Rusya’nın ideallerini gerçekleştirme isteği.

5) Balkanlar’da Slav - Germen çekişmesi.

6) Fransız İhtilali’nin doğurduğu milliyetçilik akımı.

7) Fransa’nın Alsace-Loraine’i Almanya’dan almak istemesi.

8) Avusturya-Macaristan prensinin Saraybosna’da bir Sırp

milliyetçi tarafından öldürülmesi (28 Haziran 1914).

I.Dünya Savaşı’nda Oluşan Bloklar

İttifak (Bağlaşma)

(1883)

İtilaf (Anlaşma)

Bloğu (1907)

S.Önces

i

Almanya,Avustury

a-Macaristan

,İtalya

İngiltere,Fransa,Rus

ya

Savaş

Sırası

Osmanlı

,Bulgaristan

İtalya,ABD,Romany

a

Japonya,Yunanistan.

.

Not 1:İtalya, İttifak grubunda iken Antalya ve çevresinin

kendisine bırakıldığı gizli Londra Antlaşması ile İtilaf Grubu’na

geçmiştir.

Not 2:Bulgaristan Çanakkale Savaşı’ndan sonra İttifak Grubu’na

katılmıştır.

Osmanlı Devleti’nin I.Dünya Savaşı’na Girme Nedenleri

1) İttihatçıların Almanlar’a sempati duyması.

2) Alman desteği ile devletin kurtulacağına inanılması.

3) Osmanlı Devleti’nin Almanya ile gizli bir anlaşma yapması

(2 Ağustos 1914).

4) Osmanlı Devleti’nin siyasi yalnızlıktan kurtulmak istemesi.

5) Osmanlı Devleti’nin, İngiltere ve Fransa’nın ekonomik

baskılarından kurtulmak istenmesi.

6) Osmanlı Devleti’nin kaybettiği toprakları geri almak

istemesi.

7) Osmanlı coğrafyasının jeopolitik önemi.

Almanya’nın Osmanlı Devleti’ni I.Dünya Savaşı İçine

Çekme Nedenleri

1) Almanya’nın halifelik makamını kullanarak İngiliz ve Fransız

sömürgelerindeki müslümanları ayaklandırmak istemesi.

2) Almanya’nın yeni cepheler açarak İtilaf devletlerinin kendi

üzerindeki baskısını hafifletmek istemesi.

3) Almanlar’ın, İngilizler’in Osmanlı toprakları üzerinden geçen

Uzak Doğu sömürge yollarını ele geçirmek istemesi.

4) Almanya’nın Musul-Kerkük petrollerinden yararlanmak

istemesi.

5) Almanya’nın, İtilaf devletlerinin Boğazlar yoluyla Rusya’ya

yardım göndermesini önlemek istemesi.

6) Almanlar’ın İngilizler’den kaçan Goben ve Breslav adlı

gemileri Osmanlı Devleti’ne sığınmıştır.

7) Osmanlı, gemileri satın aldığını açıklamış ve gemilerin adlarını

Yavuz ve Midilli olarak değiştirmiştir.

8) Bu gemiler, Rusya’nın Sivastopol ve Odesa limanlarını

bombalamıştır.

9) Ruslar Karadeniz sahillerine ve Doğu Anadolu'ya saldırmıştır.

OSMANLI DEVLETİ’NİN I.DÜNYA SAVAŞI’NDA

SAVAŞTIĞI CEPHELER

Kafkas Cephesi- Cephenin Açılma Nedenleri :

1) İttihatçıların Orta Asya’daki Türkler’i birleştirme ve

Hindistan’a kadar toprakları genişletme isteği.

2) Almanlar’ın Bakû petrollerini ele geçirmek için Osmanlı’yı

kışkırtması.

Savaş:Ruslar’ın Doğu Anadolu’ya saldırmasıyla mücadele

başlamıştır (1 Kasım 1914). Enver Paşa Sarıkamış’ta Ruslar’a

karşı cephe açmıştır. 90.000 asker Allahuekber Dağları’nda

soğuktan donarak şehit olmuştur (Sarıkamış Faciası). Ruslar,

Doğu Anadolu’yu işgal etmiştir. M.Kemal Muş ve Bitlis’i

Ruslar’dan geri almıştır (1914). Rusya’da Bolşevik İhtilali

çıkmıştır (1917). Rusya Brest Litowsk Antlaşması ile I.Dünya

Savaşı’ndan çekilmiş; Kars, Ardahan ve Batum’u Osmanlı

Devleti’ne bırakmıştır (3 Mart 1918).

Kanal Cephesi

Cephenin Açılma Nedenleri :

1) Osmanlı Devleti’nin Mısır’ı İngilizler’den geri alma

düşüncesi.

2) Osmanlı Devleti’nin, İngilizler’in Uzak Doğu sömürgeleriyle

olan bağlantısını kesmek ve Süveyş Kanalı’nı ele geçirmek

istemesi.

Savaş:Cephede mücadele 3 Şubat 1915’te başlamıştır.

Almanya’nın desteği ile iki kez harekat düzenlenmiştir. Osmanlı

Devleti başarılı olamamıştır (1916).

Suriye ve Filistin Cephesi -Cephenin Açılma Nedeni :

1) Osmanlı Devleti’nin İngilizler’in Süveyş’ten kuzeye doğru

ilerleyişini durdurmak istemesi.

Savaş:İngilizler Halep’e kadar ilerlemiştir (1918). Yıldırım

Orduları Komutanı M.Kemal Paşa, İngilizler’i Halep’in kuzeyinde

durdurmuştur. Misak-ı Milli’nin Suriye sınırı çizilmiştir.

Irak Cephesi Cephenin Açılma Nedenleri :

1) İngilizler’in Rusya’ya yardım ulaştırmak istemesi.

2) İngilizler’in Musul-Kerkük petrollerine sahip olmak istemesi.

Page 45: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ

3) İngilizler’in Hint deniz yolunun güvenliğini sağlamak

istemesi.

Savaş:İngilizlerin Basra’ya çıkarma yapmasıyla başlamıştır. Türk

ordusu Kut-ül Amare’de başarılı olmuş ise de, İngilizler Bağdat’ı

ele geçirmiştir (11 Mart 1917).

Çanakkale CephesiCephenin Açılma Nedenleri :

1) İtilaf Devletleri’nin Rusya’ya yardım göndermek istemesi.

2) İtilaf Devletleri’nin Boğazlar’ı ele geçirerek, Osmanlı’nın

İttifak Devletleri ile bağlantısını kesmek ve Osmanlı’yı saf

dışı etmek istemesi.

3) İtilaf Devletleri’nin Balkan devletlerini yanlarına çekmek

istemesi.

4) Osmanlı’nın Kafkas ve Kanal cephelerinden çekilmesinin

sağlanmak istenmesi.

Savaş:İngiliz ve Fransız donanmaları Çanakkale Boğazı’na

saldırmış, savaş başlamıştır (19 Şubat 1915). Mayınlı boğazlardan

İtilaf Devletleri geçememiştir. İtilaf Devletleri Gelibolu

Yarımadası’na ve boğazın iki yakasına asker çıkarmıştır. Türk

askeri Gelibolu, Conkbayırı, Anafartalar’da başarı elde etmiştir

M.Kemal bu cephede başarılar kazanmıştır. Düşman askerleri

sekiz ay sonra savaştan çekilmek zorunda kalmıştır (9 Ocak

1916).

Çanakkale Savaşı’nın Sonuçları :

1) I.Dünya Savaşı’nda Osmanlı, yalnız bu cephede başarılı

olmuştur.

2) Çanakkale Savaşı, I.Dünya Savaşı’nın uzamasına neden

olmuştur.

3) 500.000 insan ölmüştür.

4) M.Kemal; önce albay, daha sonra da general olmuş, yurt

içinde ve dışında tanınmıştır.

5) Bulgaristan İttifak Devletleri yanında savaşa katılmıştır.

6) Rusya’da Bolşevik İhtilali olmuş, SSCB kurulmuştur.

7) Kafkas Cephesi kapanmıştır.

8) Zafer, tutsak milletlere bağımsızlık mücadelesinde bir örnek

oluşturmuştur.

Hicaz-Yemen Cephesi Cephenin Açılma Nedeni :

1) Osmanlı Devleti’nin kutsal yerleri İngilizler’den korumak

istemesi.

2) İngilizler Araplar’ı Osmanlı aleyhine kışkırtmıştır.

Savaş:Fahrettin Paşa İngilizler’le ve Mekke Emiri Şerif Hüseyin

ile mücadele etmiş, başarılı olunamamıştır.

Galiçya, Romanya ve Makedonya Cephesi

Cephenin Açılma Nedeni :Osmanlı Devleti’nin; müttefiklerine

(özellikle Almanlara) yardım etmek istemesi.

Savaş:Osmanlı; Rusya, Romanya ve Fransa ile mücadele etmiş,

fakat başarılı olamamıştır.

Not 1:M.Kemal; Kafkas, Çanakkale ve Suriye-Filistin cephelerine

katılmıştır.

Not 2:Kafkas ve Kanal cepheleri taarruz cepheleridir ve bu

cephelerin açılmasında Almanya’nın isteği etkili olmuştur. Kanal

cephesinde Almanlar cephane yardımı da yapmışlardır.

Not 3:Osmanlı Devleti Galiçya, Romanya ve Makedonya

Cephesi’nde kendi sınırları dışında savaşmıştır.

Not 4:Brest-Litowsk Antlaşması ile Osmanlı Devleti, Berlin

Antlaşması ile Rusya'ya verdiği Kars, Ardahan ve Batum'u geri

almıştır.

Not 5:Osmanlı'nın kazandığı tek cephe Çanakkale'dir.

Not 6:Başta kazanılmaya çalışılıp kaybedilen cephe Irak'tır.

ATEŞKES ANTLAŞMALARI Formül: Bi ------ Se Ma Ve R

1. Rusya; Brest-Litowsk Antlaşması ile (3 Mart 1918).

2. Bulgaristan Selanik Antlaşması ile (29 Eylül 1918).

3. Osmanlı Devleti Mondros Ateşkes Antlaşması ile (30

Ekim 1918).

4. Avusturya Villa Gusti Antlaşması ile (3 Kasım 1918).

5. Almanya ise Rethondes Antlaşması ile (11 Kasım 1918)

savaştan çekilmişlerdir.

I.DÜNYA SAVAŞI’NI BİTİREN BARIŞ ANTLAŞMALARI

Formül: Ve Sa Na T Sa √ Savaşı bitiren barış antlaşmalarının metni Paris Barış

Konferansı’nda hazırlanmıştır (18 Ocak 1919).

Versailles Barış Antlaşması (28 Haziran 1919) Almanya ile

imzalanmıştır.Almanya;

1- Alsace-Loraine’i Fransa’ya bırakmıştır.

2- Bir kısım topraklarını Belçika ile yeni kurulan Litvanya,

Polonya ve Çekoslovakya’ya bırakmıştır.

3- Sömürgeleri galip devletler arasında paylaşılmıştır.

4- Avusturya ile haberleşmeme sözü vermiştir.

5- Zorunlu askerlik kaldırılmıştır.

6- Ağır silahlara sahip olması yasaklanmıştır.

7- Savaş tazminatı ödemeyi kabul etmiştir.

Saint-Germain Barış Antlaşması (10 Eylül 1919) Avusturya ile

imzalanmıştır.

1- Avusturya-Macaristan İmparatorluğu iki ayrı devlet

olmuştur.

2- Avusturya; Macaristan, Yugoslavya ve Çekoslovakya’nın

bağımsızlığını tanımıştır.

3- Avusturya’da zorunlu askerlik kaldırılmıştır.

4- Avusturya, Milletler Cemiyeti’nin onayını almadan Almanya

ile birleşmemeyi kabul etmiştir.

Neuilly Barış Antlaşması (27 Kasım 1919) Bulgaristan ile

imzalanmıştır.Bulgaristan;

1- Güney Dobruca’yı Romanya’ya, Batı Trakya’yı

Yunanistan’a, bir kısım topraklarını ise Yugoslavya’ya

bırakmıştır.

2- Bulgaristan’da zorunlu askerlik kaldırılmıştır.

3- Deniz ve hava kuvveti bulunmayacak, orduda asker sayısı

25.000 kişiyi geçmeyecek.

Trianon Barış Antlaşması (4 Haziran 1920) Macaristan ile

imzalanmıştır.Macaristan;

1- Topraklarının büyük kısmını Romanya, Çekoslovakya ve

Yugoslavya’ya bırakmıştır.

2- Macaristan’da zorunlu askerlik kaldırılmıştır.

3- Deniz ve hava kuvvetleri bulunmayacaktır.

√ Sevr Barış Antlaşması (10 Ağustos 1920) Osmanlı Devleti

ile imzalanmıştır.

Mebusan Meclisi kapalı olduğundan anlaşma onaylanmamış ve

uygulanamamıştır.

Osmanlı Devleti'nin imzaladığı son antlaşmadır.

Not 1:Versailles Antlaşması, II.Dünya Savaşı’nın nedeni

olmuştur.Not 2:Saint-Germain Antlaşması ile Avusturya-

Macaristan İmparatorluğu iki ayrı devlet olmuştur.Not 3:Neuilly

Antlaşması ile Bulgaristan’ın Ege Denizi ile bağlantısı kesilmiştir.Not

4:Tarianon Antlaşması, ileride çıkacak azınlıklar meselesinin zeminini

hazırlamıştır.Not 5:Sevr Antlaşması Osmanlı’nın imzaladığı son antlaşmadır, Mebusan Meclisi dağıtıldığından onaylanmamış ve

uygulanmamıştır.

I.DÜNYA SAVAŞI’NIN SONUÇLARI

1) Savaştan en karlı devlet İngiltere çıkmış ve Avrupa’nın bir numaralı

devleti olmuştur.

2) Fransa, Almanya’nın etkisinden kurtularak ikinci güçlü devlet haline gelmiştir.

3) İtalya, Avusturya’dan toprak almış ve Oniki Adalar’a hakim

olmuştur. 4) Rus, Alman, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı imparatorlukları

yıkılmış yeni milli devletler kurulmuştur.

5) Litvanya, Letonya, Estonya, Finlandiya, Yugoslavya, Çekoslovakya, Polonya, Macaristan, SSCB kurulan yeni devletlerdir.

6) Avrupa’da denge boşluğu meydana gelmiştir.

7) Yenilen devletlerde rejim değişikliği olmuştur. 8) Dünya barışını sağlamak için merkezi Cenevre’de olan Milletler

Cemiyeti kurulmuştur.

9) Sömürgeciliğin yerini manda ve himayecilik almıştır. 10) Sınırlar çizilirken “milliyetçilik” ilkesi dikkati alınmadığından

“azınlıklar” meselesi çıkmıştır.

11) I.Dünya Savaşı’nı bitiren antlaşmalar II.Dünya Savaşı’nın zeminini hazırlamıştır.

Page 46: KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)img.eba.gov.tr/658/656/78e/590/e67/1b4/315/a74/93c/58e/... · 2018-03-04 · KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ