23
Akademik Araçtirmaiar Dergisi 2010, Sayi 44, S a y f a i a r 181-202 KUR'ÂN'DA MECÂZ TARTIÇMALARI VE ÍBN TEYMÎYYE (728/1327)'NÍN MESELE'YE YAKLAÇIMI Abdulmuttalip Arpa* Giriç Bu çaliçmada, öncelikle genel aniamda dilde mecâzî manalarin ortaya çikiçi ve kutsal metinlerdeki yönüne içarette bulunulacak; ardindan Islam dün- yasmda tarihsel sureçte cereyan eden mecâz tartiçmalarma geçilerek bu tartiç- malarm odaginda yer alan Ibn Teymiyye öncesi söz konusu tartiçmalarin ortaya çikiç ve mahiyeti, kendisinin bu tartiçmalardaki yeri ve sonraki dönemlerde bu tartiçmalardaki etkisi üzerinde durulacaktir. Tüm islâmî ilimleri çok yakindan ilgilendiren te'vîl sisteminin en önemli içletim mekanizmalarindan biri olan mecâz kavratnt etrafindaki tartiçmalarin seyri bir hayli eskilere dayantr. Bu tartiçmalarda üzerinde durulan temel sorun çudur: Arap dilinde mecâz'in bulunup bulunmadigi ve dil'de mecâz'in varligi SÖZ konusu ise, bunun Kur'ân-i Kerim'de vukC bulmasi mümkün ve câiz mi- dir? Alimlerin çogunlugu mecâzi dilde ve Kur'an'da kabul ederken buna karçi- lik azmhk da olsa bir grup ulemâ bu duruma karçi çikmiçtir. ibn Teymiyye, söz konusu tartiçmalarin merkezinde yer alarak meselenin adeta mimarligini yapmiç ve neticesinde mésele onunla ozdeçleçmiç haie gelmiçtir. islam dücünce dünyasinda önemli bir yere sahip olan ibn Teymiyye'nin dücünceleri günümüzde bir ekol haline gelmiçtir. Asrimizda ortaya çikan Vehhâbilik ve Selefilik gibi aktmlar en önemli ilkelerini ona dayandirmaktadir. Her konuda selef inancini ihyâ etmeyi kendine gaye edinen Ibn Teymiyye'nin dücüncelerinin temelini oluçturan mecâza yaklaçim tarzi, burada bir hayli önem arzetmektedir. ibn Teymiyye'nin bu yöndeki dücüncelerinin tespiti önemli bir ihtiyaç olarak görülmektedir. Içte önemli bir ihtiyaci giderecegine inandigimiz ibn Teymiyye'nin mecâza yaklaçim biçimini ortaya çikarmak bu makalenin önemli amaçlari arasinda yer almaktadir. 181 Akademik Araçtirmalar Dergisi

KUR'ÂN'DA MECÂZ TARTIÇMALARI VE ÍBN TEYMÎYYE …isamveri.org/pdfdrg/D02036/2010_44/2010_44_ARPAA.pdf · vaç te'lif ve tedvîn hareketi baçladi, Günden güne artarak devam

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: KUR'ÂN'DA MECÂZ TARTIÇMALARI VE ÍBN TEYMÎYYE …isamveri.org/pdfdrg/D02036/2010_44/2010_44_ARPAA.pdf · vaç te'lif ve tedvîn hareketi baçladi, Günden güne artarak devam

A k a d e m i k A r a ç t i r m a i a r D e r g i s i 2 0 1 0 , S a y i 4 4 , S a y f a i a r 1 8 1 - 2 0 2

KUR'ÂN'DA MECÂZ TARTIÇMALARI VEÍBN TEYMÎYYE (728/1327)'NÍN

MESELE'YE YAKLAÇIMI

Abdulmuttalip Arpa*

Giriç

Bu çaliçmada, öncelikle genel aniamda dilde mecâzî manalarin ortayaçikiçi ve kutsal metinlerdeki yönüne içarette bulunulacak; ardindan Islam dün-yasmda tarihsel sureçte cereyan eden mecâz tartiçmalarma geçilerek bu tartiç-malarm odaginda yer alan Ibn Teymiyye öncesi söz konusu tartiçmalarin ortayaçikiç ve mahiyeti, kendisinin bu tartiçmalardaki yeri ve sonraki dönemlerde butartiçmalardaki etkisi üzerinde durulacaktir.

Tüm islâmî ilimleri çok yakindan ilgilendiren te'vîl sisteminin en önemliiçletim mekanizmalarindan biri olan mecâz kavratnt etrafindaki tartiçmalarinseyri bir hayli eskilere dayantr. Bu tartiçmalarda üzerinde durulan temel sorunçudur: Arap dilinde mecâz'in bulunup bulunmadigi ve dil'de mecâz'in varligiSÖZ konusu ise, bunun Kur'ân-i Kerim'de vukC bulmasi mümkün ve câiz mi-dir? Alimlerin çogunlugu mecâzi dilde ve Kur'an'da kabul ederken buna karçi-lik azmhk da olsa bir grup ulemâ bu duruma karçi çikmiçtir. ibn Teymiyye, sözkonusu tartiçmalarin merkezinde yer alarak meselenin adeta mimarligini yapmiçve neticesinde mésele onunla ozdeçleçmiç haie gelmiçtir.

islam dücünce dünyasinda önemli bir yere sahip olan ibn Teymiyye'nindücünceleri günümüzde bir ekol haline gelmiçtir. Asrimizda ortaya çikanVehhâbilik ve Selefilik gibi aktmlar en önemli ilkelerini ona dayandirmaktadir.Her konuda selef inancini ihyâ etmeyi kendine gaye edinen Ibn Teymiyye'nindücüncelerinin temelini oluçturan mecâza yaklaçim tarzi, burada bir hayli önemarzetmektedir. ibn Teymiyye'nin bu yöndeki dücüncelerinin tespiti önemli birihtiyaç olarak görülmektedir. Içte önemli bir ihtiyaci giderecegine inandigimizibn Teymiyye'nin mecâza yaklaçim biçimini ortaya çikarmak bu makaleninönemli amaçlari arasinda yer almaktadir.

181AkademikAraçtirmalarDergisi

Page 2: KUR'ÂN'DA MECÂZ TARTIÇMALARI VE ÍBN TEYMÎYYE …isamveri.org/pdfdrg/D02036/2010_44/2010_44_ARPAA.pdf · vaç te'lif ve tedvîn hareketi baçladi, Günden güne artarak devam

Kur'ân'da Mecaz Tartiçmaian ve Ibn Teymiyye (728/1327)'nin Mesele'ye Yakiaçimi

I. DiL, DiN DiLi ve MECAZ REALÎTESi

Allah Teâlâ'nin bir lütfu ve insan zekasinin bir tasarrufu olan dil veonun diça yansimasi olan cümleler, ruh ve aktiviteden uzak unsurlardan müte-çekkil bir iskelet degil; tam aksine, aktif unsurlardan oluçan canli birer bünyeolup kendilerine has tabiat ve özelliklere sahiptir. En çok kabul gören teoriyegöre dili oluçturan kelimeler ilk olarak sadece belli anlamlari ifade etmek üzerekonulmuçtur. Dolayisiyla dilin kullanim alani son derece sinirli ve edebî güzel-likten yoksun donuk bir halde idi. Ancak sonraki dönemlerde insanin dogadakidiger varliklarla kurdugu münasebetler neticesinde dildeki birincil anlamlardanikincil anlamlara dogru dogal ve ayni zamanda zorunlu bir egilim olmuç ve busayede dilin kullanim alani hayli geniçlemiçtir. Tabi dildeki bu geniçleme bera-berinde birçok edebî incelik ve güzellikleri de meydana getirmiçtir.^

Bu edebî güzelliklerden birisi de anlamin ifade edilmesinde en güzel yol-lardan birisi olan mecaz' üslübu olmuçtur. Mecâzî üslubun kullanimiyla lafiz ilemana arasindaki delâletin boyutu geniçler ve ona duygusal bir boyut kazandiri-lir. Mecâzda mana, aliçilmiçin diçinda yeni medlüllere intikal eder. Böylece la-fizlara geniçlik, derinlik ve fikri yogunluk kazandirilir. Aksi halde lafizlar sade-ce birincil (hakíkat) anlamlari üzerinde kalsa, dil donuklaçir ve güzelligini kay-beder. Yine anlaçilmasi zor mücerred hakikatler, mecaz gibi üslQplarla mücah-haslaçtirilarak anlaçilmasina yardimci olunur. Onun için nasslarda insan idrâki-nin kavramakta zorluk çekecegi hususlar mecaz yolu ile ifade edilir. Böylecehem mananin anlaçilmasina imkân saglanir hem de insani büyüleyen bir edebîuslûp ortaya konulur.

Genel olarak din dilinde, özel olarak Kur'an dilinde iki farkli varlik ala-ninin'' muhtevasini taçiyabilmek ve bir alandan digerine anlam transferi yaparakiletiçimi saglayabilmek için bazi anlatim özelliklerinden söz edilmektedir. Buanlatim özellikleri arasinda iki varlik alanina ait anlamin transferi esnasinda buameliyeyi eksiksiz bir çekilde yerine getirdigini iddia eden te^bîhî dil'in yanin-da, yine bu yükü taçimak üzere, teçbîhî anlatim gibi dolaysiz anlatim türleri ola-rak nitelendirilen temsîlî anlatim ve tenzîhî anlatim türlerinden bahsedilmekte-dir. Bunlarm yaninda ayrica dolayli anlatim olarak nitelendirilen, sembolik an-latim, mecâzî anlatim, meseller ve kissalar da bu muhtevayi taçimada önemlibirer anlatim türleri olarak görülmektedir.

Mecâzî anlatim, iletiçim esnasinda kelime ve cümlelerin düz anlamlariiletilmek istenilen duygu ve dücünceleri ifade etmede yetersiz kaldiginda, dilsel(linguistik) sinirlar içinde semantik kurallarin açilmasi suretiyle kendisine baç-vurulan bir anlatim türüdür.' Mecâzî dilde anlam, benzerlik ya da iliçkiler dik-kate alinarak, bir kelimeden digerine y a da bir cümleden digerine aktarilir. Buaktarma içleminde birçok mecâzî form kullanilmaktadir.

Dilsel imkânlar çerçevesinde, iliçki^ ve benzerlik^ unsurlarina dayanila-rak, bir çeyden söz ederken baçka bir çeyin dile getirildigi konuçma tarzi olaraktanimlanan mecâzî dil, her ne kadar çeçitli iliçki ve benzerlikleri dikkate alsa dakullandigi kelime veya ifadenin asil anlaminin kastedilmedigini çeçitli karîneler*

182Joumal

of AcademicStudies

Page 3: KUR'ÂN'DA MECÂZ TARTIÇMALARI VE ÍBN TEYMÎYYE …isamveri.org/pdfdrg/D02036/2010_44/2010_44_ARPAA.pdf · vaç te'lif ve tedvîn hareketi baçladi, Günden güne artarak devam

Abduimuttaiip Arpa Yil: 12 Sayi: 44 Çubat 2010-Nisan 2010

vasitasiyla ortaya koymakta ve bu çekilde yan anlama geçiç yapmaktadir. Buyan anlama geçiç, dilin linguistik yapisi içerisinde benzerlik vb, iliçkiler aracili-gi ile yeni anlamlar üretilerek gerçekleçtirilmektedir, Içte böylece kelime veyaifadelerin temel anlamlari diçarida birakilmaktadir. Mésela Turkçe'de "Rama-zan béni bayiltti", "Nehir akti" gibi ifadelerde, bayilmak ve akmak filleri, dil-sel kurallara aykiri olarak isnât edilmemesi gereken öznelere isnât edilerek dil-sel kurallarin diçina çikilmiçtir, Kur'ân'i Kerim'deki ^J^ <^^j ^ "Ancakonlarin ticâreti kazançli olmami^" (Bakara, 2/16) ve j»-iJl VI U&I Uj "Bizi an-cak zaman helâk etmekte " (Câsiye, 45/24) ayetlerinde de yukaridaki söz konusukurallar açilmiçtir, Böylece kelime ve cümlelerin düz anlamlari ile ifadesi guçyeni anlamlar mecâzî anlatim üzerinden vecîz bir çekilde îzâha kavuçmuç ol-maktadir,

Kutsal metinlerin, tabiatlari geregi söylenemez olanin söylenmesi, bili-nemez olanin bilinmesi gibi paradoksal durumu arzeden ifadeler kullandigi birgerçektir.

Bu anlamda en büyük sikinti özellikle Tann veya metafizik alanla ilgilikonularin anlatimi esnasinda kendisini hissettirmektedir, içte dili oluçturan fizi-ki varlik alaninin ötesine uzanabilmek için dilsel kurallarin açilmasi sonucundaortaya çikan mecâzî dil, Tanri ve metafizik alanlar hakkinda bilgi verme iddiasiile ortaya konulan dil anlayiçlari arasinda yer almaktadir, Mecâzî dil, yukaridabahsettigimiz metafizik konular etrafinda oluçan bu güclüklerin açilmasi esna-sinda son derece önemli bir fonksiyon icra etmektedir, Kutsal metinlerdeki bugüclükler açilirken, mecâzî dilin insanlarin duygularini etkileme ve hayal guçle-rini geniçletme gibi önemli bir takim özelliklerinden istifade edilmektedir, Böy-le bir özellige sahip olan mecâzî dil, anlatilmak istenilen bir çeyi, onun temelanlaminin kullanilarak anlatilmasindan daha iyi ve etkili bir çekilde ortaya ko-yabilmektedir. Bu durum sadece kutsal metinler için geçerli degildir, Nitekimgünlük konuçma ve yazi dilinde de yazarlar ve konuçmacilar, sözün veya metninestetik acidan güzelligini arttirmak, muhataplarina nüfuz etmek ve genel anlam-da onlari daha çok etkilemek için mecâzî dilin bu özelliginden istifade etmeyeçaliçirlar,

Yukarida degindigimiz mecâzî dilin bu çagriçtirici ve telkin edici özelli-gi, Tanridan ve mutlak gayb alanindan bahsetme konularinda çuphesiz bazi im-kanlar saglamaktadir, Mecâzî dil sayesinde, dilin tamamen literal anlamma sap-lanarak putperestlige götürecek derecede bir teçbîhî dile kayilmasi ve yine genelolarak sonlu ile sonsuz varlik alanlarina ait bir takim konularin kariçtirilmasi gi-bi durumiar engellenmiç olmaktadir,

II. MECÂZ ÇERÇEVESiNDEKi ÍHTÍLAFLARA GENEL B I RBAKIÇ

2.1. GENEL OLARAK

Hicri ikinci asrin ortalarindan itibaren islami ilimler alaninda yavaç ya-vaç te'lif ve tedvîn hareketi baçladi, Günden güne artarak devam eden bu tedvînfaaiiyetleri içerisinde Arap Dili ve Belâgati ile ilgili faaliyetler önemli derecedeyer alip bir öncelige sahipti,' Aslinda bu döneme kadar fasih Arap dilini zevk-i

183AkademikAraçtirmaiarDergisi

Page 4: KUR'ÂN'DA MECÂZ TARTIÇMALARI VE ÍBN TEYMÎYYE …isamveri.org/pdfdrg/D02036/2010_44/2010_44_ARPAA.pdf · vaç te'lif ve tedvîn hareketi baçladi, Günden güne artarak devam

Kur'ân'da Mecaz Tartiçmalari ve Ibn Teymiyye (728/1327)'nin Mesele'ye Yakiaçimi

selimiyle idrâk edip kaide ve kurallara ihtiyaç duymayan ku§aklar bulunduguiçin, bu insanlar arasinda dil konusunda herhangi bir ihtilaf vaki olmuyordu.Ancak Îslami fetihler vasitasiyla Îslam kültürü geniç bir cografyaya yayilinca,kültürler arasmdaki karçilikli etkileçim ve tesirden dolayi fikri alanda birçok ih-tilaflar ortaya çikmaya baçladi. Öyle ki bu ortamdan etkilenmeyen hemen he-men hiçbir disiplin kalmadi. Nitekim te'vîl sisteminin en önemli enstrümanla-rindan birisi olan ve beyân ilminin önemli konulari arasinda yer alan mecâz me-selesi de çok geçmeden kendisini bu ihtilaflar arasmda buldu.

Mecâz meselesi etrafinda meydana gelen tartiçmalarin seyrine bakildi-ginda meselenin genelde iki boyutta tartiçildigi görülmektedir: Arap dilinde me-câzî manalarin bulunup bulunmadigi; eger dilde mecâzî kuUanimlar söz konusuise, bu durumun Kur'ân'da vukû bulmasinin mümkün ve câiz olup olmadigiçeklinde tartiçtigi görülür.

Arap dilinde mecâzin varligi etrafmdaki tartiçmalar hicri ücüncü asra ka-dar dayanir. Klasik kaynaklarda Ebû îshâk el-isferâyinî (418/1027) ve ona bagholan bir grubun'" Arap dilinde mecâzin bulunmadigini savunduklari kaydedil-tniçtir. Ancak söz konusu grubun görüc ve iddialarmi detayh açiklayan eserleri-ni inceleme imkânina sahip degiliz. Burilarla ilgili görücleri, degiçik kaynaklar-da bunlarin iddialarmi cürütmeye yönelik olarak ortaya konan açiklamalar çer-çevesinde inceleme imkâni bulabiliyoruz." Karçitlarinin naklettigine göre; buâlimlerin mecâzla ilgili görücleri kisaca cöyledir:

Dilde kelimeler genellikle müteaddit anlamlcirda vazedilmiçtir. Bununiçin, gerçek ve hakîkî anlami diçinda kullanildigi zannedilen kelimeler, ashndavazedildikleri anlamlardan sadece birinde kullanilmiçtir. Mésela, Araplar, 'as-lan' (esed) sözcügünü hem bilinen yirtici hayvan, hem de cesur adam anlamindamuçterek kullanmiçlardir. Dolayisiyla, bu sözcük her iki kullanimiyla da hakîkîanlam içermektedir.

Dilde mecâzî inkâr eden bu grup, ulemâ arasinda son derece zayif ve ba-sit bir azinlik olarak kalmiç, degiçik kaynaklarda görücleri sirayla cürütülmüc-tür.'^

Bu dönemde dilde mecâzin reddi ve varligi etrafinda yapilan bu tartiçma-larda dikkat çekilen husus, bu tartiçmalarin teolojik kaygilardan ziyade dilselsorunlari anlama ve cözüme kavuçturma çerçevesinde meydana gelmesidir.

2.2. KUR'ÂN'LA ÍLGÍLÍ OLARAK

Kur'ân'da mecâzin varligi etrafinda yapilan tartiçmalara bakildiginda,tartiçmalarin seyrinin dilsel kaygilardan ziyade daha çok teolojik/kelâmî yöndegeliçtigi görülmektedir. Mecâz üzerinden sürdürülen bu tartiçmalarin hemenhemen tamami, Allâh'in sifatlariyla ilgili âyetlerin yorumu ekseninde cereyanediyordu. Bir tarafta, Kur'ân'm Allâh'in sifatlarini ifade etmede, insanbiçimcidil kullanmasi gerçegi, diger taraftan ise, Allâh'in hiçbir çekilde diger varliklarabenzemedigi çeklinde bir tenzîh akîdesi (tevhîd) vazetmesi,'^ konuya yaklaçimbiçimi noktasinda âlimler arasmda farkli anlayiçlarin oluçmasina sebebiyet veri-

184Journal

of AcademicStudies

Page 5: KUR'ÂN'DA MECÂZ TARTIÇMALARI VE ÍBN TEYMÎYYE …isamveri.org/pdfdrg/D02036/2010_44/2010_44_ARPAA.pdf · vaç te'lif ve tedvîn hareketi baçladi, Günden güne artarak devam

Abdulmuttalip Arpa Yil: 12 Sayí: 44 Çubat 2010-Nisan 2010

yordu. íjte mecâz, bu iki gerginlik noktasi arasmda hizmet veren, bir açiklamaçekli olarak gündeme gelmi§tir.

Baçlangiçta tamamen dilsel kaygilarla bir beyân iislûbu çerçevesindekeçfedilmeye çaliçilan mecâzm'\ teolojik bir terime doniiçmesine, özelhkleMu'tezile kanadindan gösterilen kelâmî hassasiyetlerin sebep oldugu görülmek-tedir. Aslinda bu durum bir anlamda mecâzin teknik olarak geliçim ve olgun-laçmasma ciddi anlamda bir ivme kazandinruçtir. Nitekim yukarida da geçtigigibi belâgat çerçevesinde hakîkatin karçiti olarak mecâzî ilk keçfeden, mu'tezilîâlim el-Câhiz (255/868) olmuçtur.''

Mu'tezile mecâzî savunurken, mütekellim ve kelâm düzeyinde ikili birayirim yapar. Mütekellim hususunda da ikili bir ayirima gider ve bu çerçevede,yaptigi her i§in bir hikmete mebnî oldugunda çuphe bulunmayan bir mütekellim(Allâh)i ile, ne yapip ettigi belli olmayan herhangi bir mütekellimi birbirindenayirir. Mu'tezile'ye göre hikmet sahibi olan miitekellimin sözlerinde yalan veyasaptirmadan bahsetmek mümkün degildir. Oysa gerçek kimligi belli olmayan birkiçinin sözünde ise, bu sözün dogrulugunu tespit etmek için bir takim kural veyöntemlere ihtiyaç vardir. Yine bunun yaninda, hikmeti sâbit olmayan siradanbir mütekellimin sözünde lafzî bir karînenin bulunmasi gerekir. Ancak, AllahSÖZ konusu oldugunda, onun yalan konuçamayacagina ait on bilgimiz, bizimiçin çer'î beyâna tekaddum eden bir karîne mesâbesindedir. içte bu karîne Al-lâh'in sözünü mutlak surette anlamli '*

Öbür taraftan Mu'tezile, mütekellimin kasdinin istidlâlî olarak bilinebi-lecegini iddia eder. Bu da çu anlama gelmektedir: Biz akilla, Allâh'in neyi kas-tettigini biliriz. Yani onun neyi tercih etmesi gerektigini, yine neyi emredip neyinehyetmesi gerektigini de bilidz. içte bizdeki bu bilgi, onun kelâminda çikarsa-mada (istidlâl) bulunmamizi mümkün kilmaktadir. Cünkü Allâh'in kelâmindaakla aykiri bir beyânin olmasi muhâldir. Yine sem'i delilleri koyan, aym za-manda aklî delilleri de koyandir. içte bundan dolayi bu ikisi arasinda asla bir çe-liçkiden söz edilemez. §u halde, Allâh'in kelâminda zâhirî yönden, aklin verile-rine aykiri bir çer'î anlam varsa, bunun te'vîl edilmesi gerekir.'^ Te'vîl, buradaçer'î delillerle aklî deliller arasinda ortaya çikan arizî veya zâhirî tenâkuzu orta-dan kaldirmak için baçvurulmasi gereken zorunlu bir faaliyettir. Te'vîl faaliye-tinde kulianilan en güclü enstrüman ise, mecâzdir."

Kur'ân'da mecâzin varligini reddeden âlimlerin vefat tarihleri dikkatealindiginda söz konusu tartiçmalarin hicri ücüncü asirdan itibaren ortaya çiktigisöylenebilir. Söz konusu tartiçmaya yukarida belirttigimiz Ebû Ishak el-isferâyinî (418/1027) diçinda, Íbnü'l-Kass diye tamnan Çâfii âlimi Ebû'l-AbbasAhmed b.Ahmed et-Taberî (335/946), Zâhirî mezhebinin kurucusu Davud b.Ali b. Halef el-Îsfahânî (270/883) bu zâtin oglu Muhammed (297/910), Mâlikîâlimlerinden Ibn Huveyzmindâd (400/1010) ve Mu'tezilî müfessir ve FikihçiEbû Muslim Muhammed b. Bahr el-Îsfahânî (322/933) gibi âlimler Kur'ân'damecâzin olmadigini savunarak katilmiçlardir."

185AkademikAraçtirmalarDergisi

Page 6: KUR'ÂN'DA MECÂZ TARTIÇMALARI VE ÍBN TEYMÎYYE …isamveri.org/pdfdrg/D02036/2010_44/2010_44_ARPAA.pdf · vaç te'lif ve tedvîn hareketi baçladi, Günden güne artarak devam

Kur'an'da Mecaz Tartiçmaiari ve ibn Teymiyye (728/1327)'nin iVlesele'ye Yakiaçimi

Bu dönemde mecâza karçi çikanlarin en temel gerekçesi, mecâzin yalan-la eçdeger oldugu dücüncesidir. Zira Kur'an'da mecâzin var oldugu kabul edile-cek olursa, beraberinde Allâh'i yalanci saymayi gerektirecektir. Oysa AUâh'iyalancihkla nitelemek mümkün degildir.

Bir baçka gerekçe, mecâz, hakîkati yalin çekilde ifade etmekten aciz ka-lindiginda kendisine müracaat edilen bir çikar yol mesâbesindedir. Böyle birdurum Allah için mevzu bahis degildir. Cünkü bu durum Allâh'a bir noksanlikizafe edecektir. Ayrica mecâz, lafzin manaya delâletini karîneden bagimsiz birçekilde gerçekleçtiremez. Bu durum, konuçmacinin sözüne muhâtap olan çahsinzihninde bir karmaçaya yol açacakttr. Her sözünü bir hikmete mebnî kilan YüceAllâh'a muhataplarinin zihinlerinde karmaçaya sebebiyet verecek türden sözlerithâf etmek kabul edilecek bir husus degildir. Aksine Allâh'm kelâmi mahza hakve hakîkattir. Söz konusu kavranilar ise, mecâzin tam karçisinda yer almaktadir.

Ayrica mecâzli konuçan bir kiçi "mutecevviz/mecâzlt konuçan" olaraknitelenir. Bu niteleme ise, bir aniamda sözde sahtekarlik ve mukallitligi içerir.Allâh'a bu sifati isnâd etmek câiz olmayip ittifakla reddedilmiçtir. En son olarakda mecâz, rakîku'l-kelâmdtr. Allâh'm kelâmi her türlü zafiyetten mahfuzdur.^"Bu dönemde mecâz karçitlarinm görücleri genel olarak bu çekildedir.

Ancak mecâz karçitlari tarafindan ileri sürülen bu görücler alimlerin ço-gunlugu tarafmdan kabul gormemiç ve reddedilmiçtir. Zira onlara göre mecâziayalan arasinda iki yënden fark vardir: Mecâz te'vîl üzerine bina edilir ve hakikimananin verilmesini engelleyen bir durum söz konusudur. Yalanda ise böyle birdurum yoktur. ikinci olarak, mecâz, acizlik üzerine degil, tipki cümlelerde mü-racaat edilen takdîm, te'hîr, hazf-zikr, fasl-vasl vb. hususlarda oldugu gibibelâgî gerekçelerle kullanilir.^' Mecâz savunuculari bir taraftan mecâz karçitla-rma cevap verirken öbür taraftan mecâzin dilde ve Kur'an'da varligi sadedindebazt görücler beyân etmiçlerdir. Onlarin görüclerini Seyfeddin el-Âmidi(631/1233) çoyle özetler:

"Mecâz dilde varligi inkâr edilemeyen bir gerçektir. Kelimeler ilk öncebelli anlamlar konulmuç olup daha sonra çeçitli sebeplerden dolayi zaman içeri-sinde onlardan mecâzî manalar turemiçtir. Herkes tarafindan kesin olarak bilin-mektedir ki baçlangiçta malum hayvan için isim olarak konulan "aslan" kelimesidaha sonra "cesur adam" anlaminda kullanilmaya baçlantruçtir. Bu iki manadan,ikincisinin (cesur adam) daha sonra ortaya çikmasi yüksek ihtimaldir. Cünkü"aslan" denildigi zaman akla ilk önce malum yirtici hayvan gelmektedir. Çâyetikinci mana (cesur adam) birincisiyle beraber kullanilmaya baçlansaydi, her ikimanamn ayni anda akla gelmesi gerekecekti. Îçte bunun gibi dildeki bütün me-câzî anlamlar, asil olan hakikî manalardan sonra gelirler ve bir karîne vasitasiy-la hakikî manadan mecâzî manaya geçiç saglarlar. Böylece dilde mecâztn varli-gi sâbit olup inkâri imkânsiz haie gelmektedir. Arapça gibi yüksek edebî degeresahip bir dilin bünyesinde mecâzî mana ve kullanimlari barmdtrmamasi kolaykabul edilecek bir husus degildir. Kur'ân-i Kerim'in nüzulundan önce ve nüzuluesnasinda bu tarz üslup kullanildigina göre^^ o dönemde yaçayan insanlarin dil-

186Journal

of AcademicStudies

Page 7: KUR'ÂN'DA MECÂZ TARTIÇMALARI VE ÍBN TEYMÎYYE …isamveri.org/pdfdrg/D02036/2010_44/2010_44_ARPAA.pdf · vaç te'lif ve tedvîn hareketi baçladi, Günden güne artarak devam

Abdulmuttalip Arpa Yil: 12 Sayí: 44 Çubat 2010-Nisan 2010

lerindeki bu kullanim biçimlerini dikkate alarak Arap dilinin en fasíh ve edebîçekliyle nâzil olan Kur'ân-i Kerim, elbette mecâzî kuUanimlara yer verecektir."

"Kur'ân-i Kerim'de mecâzin varligini kabul edenlerin ileri sürdükleribir baçka delil ise bazi âyetlerdeki lafizlarin hakîkî anlamlariyla kullanilmasininve anlaçilmasinin imkânsiz olmasi halidir. Mésela, Yusuf süresindeki <>i J ^ l jij*JI "Relire sor" ^^ âyetin hakîkî anlami dücünülecek olursa cansiz varliklar-

dan bilgi istenmesi gibi bir durum söz konusu olacaktir. Dolayisiyla bu âyettemürsel mecâzî oluçturan ilgi (alâka) türlerinden "hâl-mahall ilgisi" üzerinden,mahal (çehir) zikredilmiç ancak hâl (çehrin sakinleri) îrâd edilmiçtir. Yine bunamukâbil olarak Âl-i Îmran sûresinde "Yüzleri ak olanlara gelince; Onlar Al-lâh'in rahmetindedirler. Onlar orada ebedidirler"^'', denilmiçtir. Burada zikre-dilen hâl, mü'minlerin Allâh'in rahmetinde olmalaridir. Bundan kastedilenmahall ise, Cennettir. Cünkü cennet rahmetin mahallidir."

"Ayrica Belâgat âlimleri mecâzin hakîkatten, kinâyenin sadh ifadedendaha etkili bir anlatim çekli oldugu üzerinde ittifâk halindedirler. EgerKur'ân'da mecâzin bulunmamasi gerekiyorsa hazif, te'kid ve kissalarin tekrarigibi hususlarin da olmamasi gerekir. Aslinda dildeki pek çok ifade mecâzî an-lam taçimakta Aäj f^ /Zeyd ayaga kalkti gibi sade bir ifade bile mecâzî anlamihtiva etmektedir. Yine eger mecâz, muhâliflerin iddia ettigi gibi yalan kabuledilirse kullandigirmz sözlerimizin çogunun bozuk ve sakat olmasi gerekirdi.Nihayetinde Kur'ân'da mecâzin yok oldugu kabul edilirse, Kur'ân'in anlatimgüzelliklerinin yarisi ortadan kalkmiç ^'

Mecâz karçitlarinin tezlerinin bu çekilde cürütülüp, mecâzin varligi hu-susunun da saglam temellere dayandirilmasindan sonra konu uzun sûre sessizli-gini muhafaza etmiç, ünlü selefi âlim Ibn Teymiyye tarafindan konuya kelâmive itikâdî bir boyut kazandirilinca konu tekrar alevlenmeye baçlar ve etrafli birçekilde bütün yönleriyle tekrar tartiçilmaya açilir.

m . ÎBN TEYMiYYE'NiN MESELE'YE YAKLAÇIMI

Her ne kadar yukarida añilan dönemde ilgili çahislarla mecâz etrafindakitartiçmalar baçlamiçsa da, bu tartiçmalarin alevli bir çekilde sürdügünü söyle-mek biraz zordur. Konuyla ilgili literatürden anlaçildigi kadariyla, tartiçma, ünlüselefi âlim ibn Tevmivve'nin Kur'ân'da mecâzin varligim kabul edenlere yö-nelttigi sert eleçtirilerle birlikte alevlenmiçtir. Mecâzla ilgili eleçtirilerin dozu,ibn Teymiyye'nin en gözde talebesi olan ibn Kayyim el-Cevzivve(751/1350)'nin es-Seväiku'l-Mursele ala'l-Cehmiyye ve'l-Muattila adli eserin-de mecâzî "tâgut" diye vasfetmesiye bir hayli artmiçtir.

Ibn Teymiyye ve talebesi ibn Kayyim'la birlikte mecâz tamamenkelâmî ve itikâdî bir boyuta girer. ibn Teymiyye mecâz konusunu Kitâbu 7-iman adli eserinde tartiçmaya açar. Son çeklini belâgatin beyân üslubu içerisin-de alan mecâzin imân bahsinde tartiçilmaya açilmasi, bir anlamda onun konuyahangi acidan yaklaçtigi noktasinda önemli ipuçlari vermektedir. ibnTeymiyye'nin dücünce sistemi incelendiginde, mecâzin 'imân' bahsinde tarti-

187AkademikAraçtirmalarDergisi

Page 8: KUR'ÂN'DA MECÂZ TARTIÇMALARI VE ÍBN TEYMÎYYE …isamveri.org/pdfdrg/D02036/2010_44/2010_44_ARPAA.pdf · vaç te'lif ve tedvîn hareketi baçladi, Günden güne artarak devam

Kur'ân'da Mecaz Tartiçmalari ve Ibn Teymiyye (728/1327)'nin Mesele'ye Yakiaçimi

çilmasina temel sâikin, Miircie'nin iman anlayiçiyla ilgili oldugu hemen farkedilir. Bilindigi gibi Murcie, imanla amel arasindaki iliçkiyi mecâz baglamindaele alir ve bu baglamda imam sait tasdîk anlaminda hakîkat, amelleri kapsamasibakimindan ise mecâz olarak degerlendirmektedir.^^

Çliphe yok ki Miircie'nin imana yönelik bu yakla§imi sâlih ameli iman-dan ayn diiçunmeyen selefî anlayiça sahip birisi tarafmdan kabul edilmesimümkün degildir. Bunun için ibn Teymiyye kendi iman anlayiçmi saglam birzemine oturtabilmesi için mecâz kavraminm hükümsüzlügünü saglamak zorun-daydi. Îçte ibn Teymiyye yukarida añilan eserinde bütün gayretini buna zorla-miçtir."

ibn Teymiyye'nin bu denli açiri bir mecâz karjiti olmasinda roi oynayanbir diger faktör de mu'tezilî dücünce sistemidir. Zira mu'tezile'nin te'vîl siste-mindeki en güclü enstrümam mecâzî dil metodudur. ibn Teymiyye mecâzî iç-levsiz haie getirmekle mu'tezilenin dücünce sistemini temelden sarsacakti. Bu-nun için mu'tezile'nin Kur'ân ve tefsîr anlayiçini Fetâvâsinin Mukaddimetu't-Tefsîr adli bölümünde siki bir çekilde eleçtiren ibn Teymiyye, Kur'ân'da geçente'vîl kelimelerinden hiçbirisinin herhangi bir sözü veya metni anlamak ve yo-rumlamak anlamina gelmedigi gibi zorlama neticelere gider.

ibn Teymiyye öncesi dönemde Kur'ân'da mecâzin varligina karçi çikan-lar arasinda kaynaklarda daha çok Çâfiî ulemâsindan Ebû'l Abbas Ahmed b.Ahmed et-Taberi (335/946), Mâlikî fukahâsindan ibn Huveyzmindâd(400/1010), Zâhirilerin imâmi Davud b. Ali ez-Zâhirî (270/883) ile oglu Mu-hammed (297/910), ve Ebû ishak el-isferâyini (418/1027) ve Mu'tezilî müfessirve fikihçi Ebû Muslim Muhammed b. Bahr el-isfehânî (322/933) gibi alimlerinisimleri geçmektedir. Ancak bu dönemde mecâza karçi çikan bu ulemânin ko-nuyu etrafli bir çekilde tartiçtigi söylenemez. Daha çok görüclerini kisa ve özlübir çekilde dile getirmiçlerdir. Zaten bu ulemânin konuyla ilgili eserleri bizeulaçmadigi için, onlarin görüclerini daha çok mecâzin savunuculari tarafmdankendilerine verilen cevaplar arasindaki tartiçmalardan ögrenme imkâni buluyo-ruz.

Mésela Suyûti, el-Muzhir fi Ulûmi 'l-Luga adli eserinde Bbû ishak el-isferâyîni'nin, Arap dilinde birincil ve ikincil anlamlar arasindaki nakille ilgilitakdîm ve te'hîr gibi hususlarin tespitindeki zorluklar ve yine isim-müsemmailiçkisinde aklî delaletin yaniltici ihtimalinden dolayi anlamlarin netlige kavuç-masmda ittifaka dayali bir metodun izlenmesi gerektigi gibi hususlardan dolayiArap dilinde mecâzin varhgini inkar ettigini belirtir. Ona göre Araplar 'aslan'(esed) kelimesini hem malum yirtici hayvan, hem de cesur adam anlamindamuçterek kullanmiçlardir. Elimizde kesin bir kistas olmadigi için bu konudahangi mananin ilk once hakikat, hangisinin mecâzi manada kuUanildigini tespitetmek de mümkün degildir. Dolayisiyla bu tur kelimeler her iki kullanimlariylada hakikat anlami taçimaktadirlar. Ebû ishak el-isferâyînî'nin görüclerine cevapVerdikten sonra Suyûtî, imam Haremeyn el-Cuveynî (478/1085) ve Gazâlî(505/1 l l l) 'nin eserlerinde bu görücün Ebû ishak el-isferâyini'ye ait olmasin-

188Journal

of AcademicStudies

Page 9: KUR'ÂN'DA MECÂZ TARTIÇMALARI VE ÍBN TEYMÎYYE …isamveri.org/pdfdrg/D02036/2010_44/2010_44_ARPAA.pdf · vaç te'lif ve tedvîn hareketi baçladi, Günden güne artarak devam

Abdulmuttalip Arpa Yil: 12 Sayí: 44 Çubat 2010-Nisan 2010

dan cüphelendiklerini belirterek kendisi de bu konuda onlarin dücüncelerine ka-tilir. ^ EbO ishak el-îsferâyînî'nin bu görücü daha sonradan -ileride ele alaca-giz- ibn Teymiyye'nin görüclerine asil mesnet teçkil edecektir.

Te'vîl faaliyeti neticesinde birçok ilmi ve fikir karmaçikliginin yaçan-digi bir dönemde yaçayan^' ve her konuda selef akidesini ihya etmeyi kendisinegaye edinen íbn Teymiyye, *^ öncelikle belâgat ve usQlcülerin mecâz tanimi içinbelirledikleri; lafzin ilk konulan manasinda kullaniimasina hakíkat, bunun di-çinda kullaniimasina mecâz denilmesi çeklindeki bir tarife çiddetle karçi çikar.Cünkü Ona göre böyle bir tarif, kelimelerin daha önce sadece belli manalar içinkonulmuç olmasi ve mecâz olarak takdîr edilen manalarla bir ilgilehnin bulun-mamasi sonucunu dogurmaktadir. Oysa dilde bu durum mümkün degildir. Hiçkimse Araplardan sahih rivâyetlerle böyle bir hususun geldigini, kelimenin sa-dece hakíkat diye tarif edilen belli mana için kullanildigini îspatlayamaz. Sözkonusu kelime pekala mecâz diye tarif edilen mana için de kullanilmiç olabi-

ibn Teymiyye, bütün lafizlarin sadece belli anlamlar için önceden tespitedilmiç ve sonradan mecâz olarak degiçik anlamlarda kullanilmiç olmasini ka-bul etmez. Cünkü Ona göre bunun îspat edilmesi çok zordur. Ancak kesin ola-rak bilinen bir çey vardir; O da kelimelerin hangi anlamlarda kullanildigidir.Dolayisiyla bir kelimeyi hakíkat, digerini mecâz olarak adlandirmaya gerek

tbn Teymiyye, dilin insanlar tarafindan üzerinde anlaçma saglanarak tes-pit edilmedigini, kastedilen mananin ifadesi için seçilen lafzin ilham yoluylameydana geldigini ve insandan insana, nesilden nesile aktarildigini savunur.'^Dolayisiyla lafizlar hangi anlamlar için kullanilmiçsa, onlari da kapsar ve bu birmecâz sayilmaz. ibn Teymiyye sözlerini cöyle sürdürür:

Dogan bir çocuk kelime ve kavramlari anlayacak bir seviyeye vardigin-da, anne babasindan veya himayesinde bulundugu kiçilerden kelimeleri duyarve onlarla hangi anlamlara içaret edildigini idrak eder. Bu çekilde diger kelime-leri de peç peçe ögrenerek yaçadigi toplumun dilini bir bütün olarak ogrenmiçolur. Burada kelimelerin tespit edilmiç bir anlaminin oldugu ona söylenmez.Hatta isimlerin anlamlari üzerinde de durulmaz.'"*

Bu baglamda îbn Teymiyye, Eçarîyye ve baçkalarinin iddia ettigi gibi"bu gün yeryüzünde konuçulan dillerin "Adem 'e bütün isimleri ögretti sonra on-lari méleklere sundu"^^ ayetine dayanilarak Hz. Adem'den nakledilerek geldi-gini söyleyenlere çiddetle kaiçi çikar. Ona göre bu durum mümkün degildir.Onun zürriyetinin bütün bu dilleri konuçmuç olmasi imkaiisiz bir durumdur. IbnTeymiyye yukaridaki ayete çoyle bir yorum getirir: Allah Teâlâ, insan türüne,diledigini, tasavvur ettigini kendi lafziyla ifade etmeyi ilham etmiçtir. insanlarAdem'in yaptigi gibi tasavvur ettiklerini, kendi lafizlariyla ifade ettikleri için birçok farkli dil ortaya çikmiçtir.'^

189AkademikAraçtirmalarDergisi

Page 10: KUR'ÂN'DA MECÂZ TARTIÇMALARI VE ÍBN TEYMÎYYE …isamveri.org/pdfdrg/D02036/2010_44/2010_44_ARPAA.pdf · vaç te'lif ve tedvîn hareketi baçladi, Günden güne artarak devam

Kur'ân'da Mecaz Tartiçmalari ve Ibn Teymiyye (728/1327)'nin Mesele'ye Yakiaçimi

Yukarida görüldügü gibi Ibn Teymiyye'nin hakîkat ve mecâz ayiriminikabul etmemesindeki en büyük gerekçesi, lafizlarin hangi manalar için konul-duklarinin net tespit edilememesi ve yine hakîkî ve mecâzî manalarin birbirin-den aynlmalarini saglayacak bir kistasin olmayiçidir.^* Zira mecâzî kabul eden-1er hakîkati; lugavî, çer'î ve örfi diye uç kisma ayitiyorlar. Orfî hakîkat olarakkabul edilen manalar üzerinde baçlangiçta tam bir mutabakat saglanmiç degil-dir. Aynca bazi kelimeler orfî olarak bir takim manalar kazanip dilde konulmuçolduklari anlamlarindan farklilaçabilir. Bu durumda örf, dildeki konumuneshetmiç olur. Lafiz artik bu yeni manasiyla. kullanilmaya baçlar. Dolayisiylahakîkati, "lafzin kullanim öncesi üzerinde ittifak edilen manasi" olarak tarifedip, bunun diçinda kullanilmasina mecâz demek dogru bir yaklaçim degildir.''

ibn Teymiyye, genel olarak konulara yaklaçiminda sergiledigi selefi tav-rini mecâz konusunda da ortaya koyarak konuyu önce tcirihsel acidan açikligakavuçturmaya çaliçir. Ona göre lafzin hakîkat ve mecâz diye taksim edilmesihususuna selef döneminde asla çâhid olunmamiçtir. Lafizlar arasindaki bu tak-simat hicri ücüncü asirdan sonra ortaya atilmiçtir. Sahabiler, Tabuler, Ebû Hani-fe (150/767), Evzâî (157/774), Sevrî (161/778), imam Mâlik (179/796) veimam §âfii (204/820) gibi müctehid imâmlar ile Halîl (175/792), Sîbeveyh(194/809) ve Ebû Amr b. Alâ (154/771) gibi meçhur dilciler kesinlikle böyle birayirima gitmemiçlerdir.''

imam Ahmed b. Hanbel (214/830)'in "er-Reddu a'ie'l-Cehmiyye"'" veEbû Ubeyde Muammer b. el-Musennâ (210/826)'nin "Mecâzu'l-Kur'ân"''^ adlieserlerinde kullandiklari mecâz ise cevaz anlaminda olup, lafzin konuldugu ma-nanin diçinda kullanilmasi degil, lafzin taçimasi câiz olan manasi anlamindakullanilmiçtir. Buna göre lafiz baçka bir manaya da gelebilir ve bu dilde bir ge-niçliktir. Zira kamuslardan herhangi biri incelendiginde bu tespitin ne denli hak-li oldugu açikça görülecektir.

Kur'ân'da mecâzî manada oldugu iddia edilen birçok lafiz üzerinde du-ran ibn Teymiyye, özellikle sifatlcir konusuyia ilgili olan kavramlara büyük öl-cüde yer vermiçtir. Cünkü Ona göre mecâz konusu daha çok, -yukarida degin-digimiz gibi- Mu'tezilî âlimler tarafindan bu konudaki dücüncelerini destekle-mek üzere ortaya atilmiçtir."*' Çimdi biz burada ibn Teymiyye'nin mecâza ençok misai olarak gösterilen "Allâh'in eli/AÎil Ai" terkibi hakkindaki görücleriniaktarmak istiyoruz. Bu lafiz hakkindaki açiklamalarinin sifatlardaki mecâz hu-susundaki genel yaklaçimini ortaya çikarmaya yeterli olacagi kanaati içerisinde-yiz.

ibn Teymiyye, Allah Tealâ'nin zâtina uygun duçmez gerekçesiyle "¿IIJJ

/Allâh'in eli" terkibinin geçtigi âyetleri "Zâhiri murâd edilmemiçtir" çeklindetefsîr etmenin yanliç oldugunu savunur. Cünkü "el/-V I; ilim, kudret ve zât gibiterimlerle ayni durumdadir. Nasil ki ilim, kelâm, kudret ve hayat gibi sifatlari-miz, bunlarin Allah'a da izâfe edilmesini engellemiyorsa ayni çekilde bizimelimizin bulunmasi da onu Allâh'a izâfe etmemize engel teçkil etmez. BunlarAUâh'a izâfe edildiginde kuUardaki yaratilmiçlik akla gelmez. Allâh'in ilmi na-

190Journal

of AcademicStudies

Page 11: KUR'ÂN'DA MECÂZ TARTIÇMALARI VE ÍBN TEYMÎYYE …isamveri.org/pdfdrg/D02036/2010_44/2010_44_ARPAA.pdf · vaç te'lif ve tedvîn hareketi baçladi, Günden güne artarak devam

Abdülmuttaiip Arpa Yii: 12 Sayi: 44 §ubat 2010-Nisan 2010

sil ona layik bir ilim ise, eli de onun çamna layik bir el olarak algilanmalidir.''''ibn Teymiyye'ye göre, Allâh'in sifatlari onun canina layik bir çekilde kabuledilmelidir. Cünkü her çeyin sifati, kendi varltgina uygun dücmek zorundadir.Dolayisiyla selefin bir kismindan gelen "zâhiri murad edilmetniftir" sözünü"mahlukatin sifatlarimn benzeri murad edilmetni^tir" çeklinde anlamak gere-kir. Bu çekilde bir tefsîr, zâhiri murad edilmetniçtir tefsîrinden çok daha yararli-dir. Zira âyetleri bu çekilde adeta bir bulmaca gibi anlaçilmaz ktlmak, Kur'ân'inhidâyet ve mubîn sifatiyla bagdaçmaz.''^

¡bn Teymiyye, "el/Ajll" tabirinin nimet veya kudretten kinâye ya da me-câz olarak te'vîl edilmesine çu yönlerden karçi çikar:

"El" lafzinin, tesniye (iki el) olarak ne nimet, ne de kudret anlaminda hiçkullanildigi görülmemictir. Zaten dilde müfred, çogul yerine ve çogul (cem),müfred yerine kullanilmiçtir. Ancak tesniyenin müfred yerine veya müfredintesniye yerine kullanildigina çâhid edilmemiçtir.''* Âyette "Muhakkak ki insanhUsrandadir" "^ denilmiçtir. 'insan' lafzi müfred oldugu halde çogul ifade et-mektedir. Dilde bunun tersi de mümkündür. Ancak kiçi "yanimda bir adam vardiyerek, iki kiçiyi kastedemez" veya "yanimda iki kiçi vardir" diyerek eins is-mini kastedemez. "Îki" rakami sadece kendi sayisini ifade eder. "Bir" ise bazencinse de delâlet eder. "Çogul" da ayni çekilde cinse delâlet eder ve bir kiçininkatilimiyla eins gerçekleçmiç olur. Dolayisiyla "Jki elimle yarattigtm "'"' âyeti-nin kudret manasmda te'vîl edilmesi asla câiz degildir. Cünkü kudret, müfredbir sifattir. Iki lafziyla bir olani tabir etmek câiz degildir. Ayni çekilde onunla"nimef'in kastedilmiç olmasi da mütnkün degildir. Zira Allâh'm nimetleri, sayi-lamayacak kadar çoktur. Onlari tesniye sigasiyla ifade etmek uygun duçmemek-tedir.

Yine âyette geçen "bi-yedeyye/i^Au" (iki elimle) tabiri, i^benim kendimin yarattigi" çeklinde te'kid olarak da te'vîl edilemez. Cünküte'kid yapilmak istenildiginde fiil direk "eF'e izâfe edilir. Bu duruma uygun ola-rak âyetlerde, "iki elinin yaptigtndan ötürü"''^, "ellerinizin yaptigtndan ötü-rü" " ve "ellerimizin yaptiklanyla yarattigtmtz hayvanlar"^' denilmiçtir.

Bu âyette ise fiil, fâile izâfe edilmiç ve "be/s«" harfiyle muteaddî (geçiçli)kilinmiçtir. Bu da onun elleriyle yarattigini gösterir. Buradaki geçiçin(muteaddî) amaci bu manayi saglamaktir. Aksi halde bu lüzumsuz bir ziyadeolur. Bu ne arap ne de acem dillerinde bulunur. Fasih Arapça konuçan birisininelleriyle yaptigim kastetmeden "bunu ellerimle yaptim" demesi mümkün degil-dir. Kiçi elleri yokken "ellerimle yaptim" demez.

Yine farzedelim ki, "el" lafziyla hem hakîkate hem de nimet ve kudretekinâye yoluyla delâlet edebilsin. Burada onu, nimet veya kudrete kinâye kilmakiçin bir sebep bulunmamaktadir. "Er'in bir organ oldugu ve bunun Allah içinuygun olamayacagi gerekçesi de geçerli degildir. Mahlûkatin eline benzer bir elionun için dücünmek elbette yanliçtir. Ancak mahlükatinkine asía benzemeyen,onun zâtina layik bir "el" onun için neden olmasin? Akil ve nakilde buna engel

191AkademikAraçtirmalarDergisi

Page 12: KUR'ÂN'DA MECÂZ TARTIÇMALARI VE ÍBN TEYMÎYYE …isamveri.org/pdfdrg/D02036/2010_44/2010_44_ARPAA.pdf · vaç te'lif ve tedvîn hareketi baçladi, Günden güne artarak devam

Kur'ân'da Mecaz Tartiçmalari ve Ibn Teymiyye (728/1327)'nin Mesele'ye Yakiaçimi

teçlcil edecek bir husus yoktur. Bu mümkün olduguna göre kelimeyi neden as-lindan mecâza sarfedelim.

Ayrica ne Allâh'in kitâbinda ne Resûlullah (s.a.v.)'in sünnetinde ve nede ümmetin imamlarindan gelen rivâyetlerde onlarin, "el"den kasit, zâhiri an-lamda degildir dediklerine rastlayamayiz. Kur'ân'da "er'i hakîkati üzere almayaengel teçkil edebilecek bir durum da söz konusu degildir. Sedece "Allah bir-dir"^^, "Onun benzeri yoktur"" gibi ifadeler vardir ki, bunlar ancak tecsim veteçbîh gibi hususlari yasaklamaktadir. Onun celâline yakiçir bir "el"i ona izafeetnieyi engelleyecek bir durum hiçbir çekilde söz konusu degildir.

Kur'an ve sünnette bu derece yogun olarak geçen bir tabirin zâhirininmurâd edilmedigi nasil olur da bize, Allah, onun Resûlu ve onun sahabileri, hat-ta tabileri tarafindan bildirilmemiç olsun ki, ta ki Cehm b. Safvan (128/754) veBiçr b. Giyâs el-Merisî (218/833) gibileri gelip de bunu bildirmiç olsun.

Ayrica, Allâh'in hakîkî manada el sahibi oldugu hususunda Kur'ân'da veSünnette birçok delil bulunmaktadir. Kur'ân'daki delillerden biri çudur: AllahTeâlâ, Âdem (a.s.)'i üstün kildigini ve meleklerin ona secde etmelerinin gerek-tigini belirtmektedir. Eger bu âyetteki "el" tabiri, kudretten veya nimetten kinâ-ye olsaydi, bu efdaliyet ortadan kalkardi. Cünkü Allah, iblîs de dahil olmak üze-re bütün mahlukati kudretiyle yaratmiçtir. Bu da Âdem (a.s)'in bizzat Allah ta-rafindan yaratilmiç oldugunu gösterir.

ibn Teymiyye, bir baçka yerde, mecâz savunucularinin Kur'ân'daki engüclü dayanagi olan Yusuf sQresindeki Jji l J*' Ji**lj "§ehre sor" ' ' ifadesinegetirdikleri "kastedilen, beide degil, beide halkidir" yorumuna çoyle farkli biryorum getirir:

"Beide, çehir, nehir ve terâzî gibi kelimelerde hem mahal (yer) hem de omahalde bulunanlar (hâl) kastedilir. Baçka bir deyiçle, zikredilen kelimelerinzimmnda hem hâl hem de mahal mundemiçtir. Hüküm bazen yere (mahal) ba-zen de o yerde bulunanlara (hâl) râci olur. Mésela, "Nehri kazdim " denildigin-de, bu sözde kastedilen mahaldir. Yine "Nehir akti " sözünde ise kastedilen, su-dur. Bu özellik karye (köy) kelimesinde de vardir. Kaldi ki beide, insandan ba-gimsiz bir mekân degildir. Zira bu kelimenin semantik örgüsünde 'toplamak'anlami da vardir. Beide (karye) kelimesi bu yönüyle 'insan' kelimesine benzer.Zira insan kelimesi, hem bedeni hem de ruhu kapsayan bir kelimedir. Ruh vebeden birbirinden ayri olmadigi için, insan kelimesi bazen bedene bazen de ru-ha içaret eder. içte bunu gibi, karye kelimesiyle de bazen beldenin kendisi bazende o beldenin sakinleri kastedilir. Dolayisiyla bu tip kelimeleri mecâz olarakdegerlendirmek yanliçtir. Her iki halde de onlar hakîkati ifade ederler."^^

ibn Teymiyye'nin Kur'ân'da mecâzî reddetmeye yönelik bu zorlama yo-rumu, aslinda bir anlamda, mecâzin varligini îspat etmektedir. Cünkü belâgatta,kelâmda 'mahall'in zikiedilip 'hâll'in kastedilmesi, bir mecâz-i mürsel türü-dür." ibn Teymiyye'nin yukarida anlatmak istedigi çey de, tam olarak budur.

192Journal

of AcademicStudies

Page 13: KUR'ÂN'DA MECÂZ TARTIÇMALARI VE ÍBN TEYMÎYYE …isamveri.org/pdfdrg/D02036/2010_44/2010_44_ARPAA.pdf · vaç te'lif ve tedvîn hareketi baçladi, Günden güne artarak devam

Abdulmuttalip Arpa Yil: 12 Sayí: 44 Çubat 2010-Nisan 2010

Dilde mecâzin varligini inkâr etmeyen ibn Teymiyye, aslinda için özündemecâzî benimsedigi görülmektedir. Zaten çaliçmalarinin bir baçka yerinde me-câz için bir istisna koyarak, mecâzm tahakkuku için çu dort çarti öngörmektedir:

Mecâza hamledilen lafzin, mecâzî manada kuUanilan bir lafiz ol-masi gerekir. Verilen mecâzî mana, bu lafizla verilen cinsten bir mana olmazsacâiz olmaz.

Lafzin hakîkî manadan mecâzî manaya sarfedildigini belirleyecekbir delil mutlaka bulunmalidir.

Bu delil, muaraza (karçi delil) dan sâlim olmalidir. iki delilin eçitolmasi durumunda aralarinda tercih yapilabilir.

Hz. Peygamberden bir kelâm gelmiç ve onun bu kelâmi mecâzahamlettigi soylenmiçse bunun, bizzat Hz. Peygamber tarafmdan açiklanmiç ol-duguna bakilmahdir. Zira Hz. Peygamber, en fasih dille konuçurdu. Fasih dildeasil olan "hakîkat"tir. Mecâz ise mutlaka bir sebebe dayanir. Hz. Peygamberinmecâz'a yöneldigi halde onu açiklamamasi dücünülemez.'^

Yukaridaki misallerde görüldügü gibi ibn Teymiyye'ye göre aslinda me-câz oldugu ileri sürülen manalar daha çok; ayni manadaki isimler, farkli mana-lardaki muçterek isimler, mutlak ve mukayyed lafizlar ve kelimelerin hem hâlhem de mahall durumlarina delâlet etmesi gibi hususlardaii birine dahil olniak-tadir.

IV. iBN TEYMIYYE SONRASI

4.1. iBN TEYMiYYE'NiN TAKÍPCÍLERÍ

4.1.1. iBN KAYYIM EL-CEVZÍYYE (751/1350)

Kur'ân'da mecâzm varligi konusu ile ilgili tartiçmalar, ibnTeymiyye'den sonra onun en sadik ve gözde talebesi ibn Kayyim el-Cevziyye(751/1350) tarafindan devam ettirilmiçtir. Hocasi ibn Temiyye gibi siyasi vefikri çalkantilarin yogun olarak yaçandigi bir dönemde yaçayan ibn Kayyim el-Cevziyye," hocasinin selef yöntemine dayali olarak dini, ilmi ve sosyal anlam-da baçlattigi îslah çabasina katki saglamayi ve çabayi devam ettirmeyi kendinegaye edinmiçtir.

Mecâz konusunda hocasinin izinde kalan ibn Kayyim el-Cevziyye,Kur'ân'da mecâzm varligini reddetmek için çogunlugu dilsel tartiçmalara dayaliolmak üzere yaklaçik elli tane argüman geliçtirir.^'' ibn Kayyim konuya, "mecâzmuattilamn siginagi ve kalkamdir" çeklinde bir yargiyla baçlangiç yapar. Me-câzi reddetme veya onu kabul edenleri tenkit etme konusunda hocasi ibnTeymiyye'den çok daha ileri giden ibn Kayyim el-Cevziyye, Allâh'm isim vesifatlari konusunda Cehmiyye mezhebinin görüclerini tenkid etmek maksadiylayazdigi es-Sevâiku'l-Mursele a'ia'l-Cehmiyye ve'l-Mua'ttila adli eserinde me-câza "tagut" diyecek kadar ileriye gider.*'

193AkademikAraçtirmalarDergisi

Page 14: KUR'ÂN'DA MECÂZ TARTIÇMALARI VE ÍBN TEYMÎYYE …isamveri.org/pdfdrg/D02036/2010_44/2010_44_ARPAA.pdf · vaç te'lif ve tedvîn hareketi baçladi, Günden güne artarak devam

Kur'ân'da Mecaz Tartiçmalan ve Ibn Teymiyye (728/1327)'nin Mesele'ye Yakiaçimi

ibn Kayyim el-Cevziyye'nin yukarida añilan çahçmasinda büyük ölcüdghocasinin görüclerini tekrarlamakla birlikte konulara daha sistematik ve hararet-li bir çekilde yaklaçtigi görülür. Bu baglamda, lafizlardaki manalarin hakíkat vemecâz diye ayirima tabi tutulmasinin hiçbir dayanaginin bulunmadigini; ayricaSahâbe, Tabiîn nesli ile Sîbeveyh (194/809), el-Ferrâ (207/822) ve büyük mez-hep imâmlarinin sözlerinde 'mecâz' terimine rastlanmadigini belirtir ve sonundatartiçmayi Arap dilinde mecâz bulunmadigini savunan Ebû îshak el-isferâyinî'ye hak vererek noktalar.^^ Ancak bizim dikkatimizi çeken husus, me-câzi inkar sadedinde mecâzin savunucularina yönelik kaleme aldigi eserinde,eserin baçligi için seçtigi tabirlerin (es-Sevâik/Yildirimlar) de birer mecâzî an-lam ifade etmeleridir.

4.1.2. §EYH MUHAMMED EMÍN E§-§INKÎTÎ (1392/1973)

ibn Kayyim el-Cevziyye'den sonra son dönem âlimlerinden §eyh Mu-hammed Emin eç-Çinkîtî (1392/1973) de Kur'ân'da ve dilde mecâzin vaki ol-madigini iddia ederek tartiçmalara katilir. "Edvâu 'l-Beyân " adli eserinin onun-cu cildinin sonunda konuyla ilgili "Men'u Cevâzi'l-Mecâz fi'1-Münezzeli li't-Taa'bbud ve'l-Î'câz" adli bir risâle yazarak görüclerini temellendirmeye çaliçir.Ancak eç-Çinkîtî kendisinden önceki hocalari olan îbn Teymiyye ve îbn Kayyimel-Cevziyye'den farkli bir argüman geliçtiremez. Onlarin dediklerini tekrarla-maktan öteye geçemez. Mecâzin inkâri ile ilgili îsrarla, Allah Resûlu ve sahâbe-nin bu konuda bir çey sëylemedigi, Ebu ¡shak el-Îsferâyînî ve Ebu Ali el-Fâiisî(377/987) gibi dilcilerin dilde mecâzî inkar ettikleri ve mecâzin Kur'ân'dakivarligi hususunda herhangi bir ittifakin vaki olmadigi gibi hususlar üzerinde du-rur. Ona göre böyle bir meselede ittifak elzem bir durumdur.^^

V. GENEL DEGERLENDlRME

Kur'ân'da mecâzî manalarin kullanildigindan çuphe duymayan âlimlerinmecâz hakkindaki söylemlerine bakildiginda onlarm bu söylemlerinde hakli ol-duklari kolay bir çekilde anlaçilmaktadir. Dilde mecâzî manalarin varligi husu-sunda âlimler bir ittifak halindedir. Nitekim her dilde bazi kelimelerin mecâzîmanalari vardir. Dildeki mevcut kullanimlar hâlihazirda bunun en büyükîspatidir. Mecâzî kullanimlarin tarihsel anlamda da hem Arapça diçindaki digerdillerde hem de Kur'ân'm nuzûlu esnasinda arap toplumunda kullanildigi bili-nen ve kabul edilen bir gerçektir. Kendilerine hitâp etme ve anlaçilmak üzeregelen bir kitabin, onlarm dillerindeki kullanim çekillerini nazar-i dikkate alma-sindan daha dogal bir çey olamaz. Aynca bu kitap sergilemiç oldugu edebî üs-lûbuyla muarizlarina bir benzerini ortaya koymaya meydan (tahaddî) okuyorsa,muarizlarinin dillerindeki en üstün belâgî özellikleri kullanmasi kaçinilmaz birdurumdur. Kur'ân'daki "Eger dogru söylüyorlarsa onun sözünün bir benzeriniortaya koysunlar"'^, "Onlara açikça bildirsin diye her peygamberi kendi kav-minin diliyle gönderdik"^^ âyetleri bu duruma açikça içaret etmektedir.

Ashnda mecâz savunucularmin, Kur'ân'da mecâzin varligi hususunda,konuya hararetli bir çekilde sarildiklari ve üzerinde mesai harcadiklarini söyle-mek pek mümkün degildir. Onlara göre konu, üzerinde tartiçmaya meydan ver-

194Journal

of AcademicStudies

Page 15: KUR'ÂN'DA MECÂZ TARTIÇMALARI VE ÍBN TEYMÎYYE …isamveri.org/pdfdrg/D02036/2010_44/2010_44_ARPAA.pdf · vaç te'lif ve tedvîn hareketi baçladi, Günden güne artarak devam

Abdulmuttalip Arpa Yil: 12 Sayí; 44 Çubat 2010-Nisan 2010

meyecek kadar açiktir. Dolayisiyla onlarin bu hususta yaptiklari, sadece inkârci-larin iddialarini cürütürken onlara karçi ortaya koyduklari bir takim cevaplardanibarettir.

ibn Teymiyye öncesi mecâz karçitlarinin, mecâzin inkârina yönelik orta-ya attiklari iddialarin ne denli yersiz ve temçlsiz oldugu izaha ihtiyaç birakma-yacak kadar açikardir. Zaten bir çirpida mecâz savunuculari tarafindan bu tezlercürütülmüctür. Dolayisiyla bunlar üzerinde durmayi pek gerekli görmüyoruz.Ancak bu dönemde mu'tezilî müfessir Ebû Muslim el-isfahânî'nin Kur'ân'damecâzin varligini kabul etmeyenler arasinda geçmesi dikkatle üzerinde durul-masi gereken bir konudur. Mu'tezilî aniayiça sahip el-isfehânî'nin Kur'ân'damecâzî reddetmesi pek kolay kabul edilecek bir durum degildir. MuhtemelenZerkeçi (794/1392)'nin el-Burhânfi Ulûmi'l-Kur'ân adli eserindeki Ebû Mus-lim el-isfahânî kaydindan sudûr eden bu hâta, maalesef günümüzdeki birçokaraçtirmaci tarafindan da tekrar edilegelmiçtir.**" Oysa Suyûtî (911/1505), sele-finin bu hatasini fark ettiginden olsa gerek, Ebû Muslim el-isfehânî'yi mecâzîkabul etmeyenler arasmda gostermemiçtir.^^Kendisinden bize ulaçan herhangibir esere sahip olamayiçimizdan her ne kadar görüclerini tam tetkik ederek ko-nuyla ilgili kanaati hakkinda kesin bir hüküm verme imkanina sahip degilsek de,Râzî (606/1209)'nin Mefâtîhu'l-Gayb adli tefsirinde ondan aktardigi bazi kayit-larla dücüncemizdeki hakliligimiz kolayca görülmektedir. Mésela el-isfahânî"O gün bazi yüzler agarir, bazi yüzler kararir" (Al-i imrân, 3/106) ayetindezikri geçen yüzlerin agarmasi ve kararmasindan maksadin, mutluluk ve kederoldugu; "Ar?a istivâ etti" (Yûnus, 10/3) ifadesindeki 'arç/o^j*"' kelimesindenmaksadin kâinat binasinin çatisi oldugu; "Inkar edenler, göklerle yer biti^ikken,bizim onlari ayirdigimm ve diri olan her ^eyi sudan meydana getirdigimizigörmediler mi? Hala jnanmayacaklar mi? (Enbiyâ, 21/30) ayetinde geçenfetk/tS^' kelimesinin, yaratma ve varhk alanina çikarma; ratk/Jjjil kelimesi ise,yaratilma içleminden önceki hal anlaminda kuUanildigini söyler. Râzî'nin el-isfahânî'den aktardigi bu açiklamalardan onun dil ve Kur'ân'daki mecâzî kulla-nimi benimsedigi açikça görülmektedir.

ibn Teymiyye ve talebesi ibn Kayyim el-Cevziyye'nin büyük ölcüdemezhebî ve ideolojik sâiklerle geliçtirdikleri mecâz karçiti argümanlarda özel-likle iki hususun tahkik edilmesi gerektigi kanaatindeyiz. Bunlardan ilki,Sîbeveyh (194/809) ve el-Ferrâ (207/822) gibi erken dönem Arap dilcileri ilemezhep imamlarinin mecâz terimini kullanmadiklari iddiasi; bir digeri ise dildeilk vazi', bilinen çekliyle (lafizlarin ilk önce belli manalar için konmasi) kabuletmemesi.

Çuphesiz, islam ilim ve kültür literatütünde pek çok kavram gibi, mecâzkavraminin anlam evreninde de tarihsel sureçte bir takim degiçikler meydanagelmiçtir. Evet, Kur'ân'da mecâz kavrami kullanilmamiçtir ve selef tarafindanda bilinen îstilâhî (terimsel) anlamiyla kullanildigi noktasinda herhangi bir veri-ye sahip degiliz. Ancak, bir çeyin isminin olmamast veya henüz konulmamiçolmasi o çeyin kendisinin de olmadigi anlamina gelmez. Durum, te'vîl, tasav-vuf, kiyâs, istihsân, icmâ ve ictihâd gibi islami ilim literatürüne girmiç bütün

195AkademikAraçtirmalarDergisi

Page 16: KUR'ÂN'DA MECÂZ TARTIÇMALARI VE ÍBN TEYMÎYYE …isamveri.org/pdfdrg/D02036/2010_44/2010_44_ARPAA.pdf · vaç te'lif ve tedvîn hareketi baçladi, Günden güne artarak devam

Kur'an'da Mecaz Tarti§malari ve ibn Teymiyye (728/1327)'nin Meseie'ye Yakiaçimi

kavramlar için aynidir. Bütün kavramlar tekamülünü zamanla kendilerine hasgeliçen çartlar içerisinde yakalatniçtir. Mecâz da dilde bir kullanim biçimi ola-rak yaygin bir çekilde vardi. Nitekim, erken dönem tefsîr ve te'vîl faaliyetlerineparalel olarak mecâzm, kinâye, teçbîh, istiâre, hazf vb. farkli unsur ve türevleriyavaç yavaç tebellür etmeye baçlamiç ve daha sonra îstilâhî yapisina hicri dör-düncü asirda kavuçmaya baçlamiçtir. Dolayisiyla burada Ibn Teymiyye'nin buiddiasini "lsttlâhî aniamda kullantlmamt§tir" diye anlamak daha saglikli ola-caktir. Aksi taktirde selef tarafindan kuUanilmamiç daha sonradan Islami litera-ture girmiç bütün kavramlari inkâr etmemiz gerekecektir.

Kaldi ki, yukarida da degindigimiz gibi Sîbeveyh'in, her ne kadar mecâzkavramini tam olarak kullanmadigi söylense de mecâzia ayni anlam konseptiiçinde yer alan "es-Si'atu fi'1-Kelâm /fSlSJI ¡^ ÁJLUJ)'\ "ittisa /¿LuûVI'", "tevessu/s—J^l"'(sözde geniçleme), hatta "ihtisâr/jUaoil" (sözde eksiltme: hazf),"istihfâf/i-«liii"l" ve "îcâz/J^-!l" gibi terimler kuUandigini görüyoruz.^' YineFerra da Sîbeveyh gibi bizzât mecâz kelimesini kullanmamiç; bunun yerine"tecevveze/JiîJ" fiilini veya bu fiilin masdsu'i olan "tecevvuz/Jj^jJI" (sözümecâzî aniamda söylemek) kelimesini kullanmayi tercih etmiçtir. Meâni'l-Kur'ân adli eserinde birçok âyetteki mecâzî manalar üzerinde durmuçtur.^"

Ferrâ'dan sonra mecâz teriminin kapsamina, teçbîh, mesel, istiâre, kinâyeve hazfi de dahil ederek sözdeki hakîkî anlamin karçiti olarak ilk olarak kulla-nan el-Câhiz'i görüyoruz. Câhiz'dan yaklaçik yirmi yil sonra vefat eden ibnKuteybe (276/889) de "Araplann dilde tnecâzlart vardtr. Mecâzlardan maksat,sözün farkli ifade biçimleridir, " dedikten sonra birçok mecâz unsuru üzerindedurmuçtur.^'

Yine seleften olan hicri ikinci asrin sonlarmda yaçamiç ve tefsîri günü-müze kadar ulaçan ilk müfessirlerden Yahya b. Selâm (200/815), "Hani bir za-manlar munâfiklar ve kalplerinde hastalik olan kitnseler föyle detniflerdi... "^^âyetinde geçen "hastalik/ Î>»J- (maraz)" kelimesinin îzâhinda çunlari söyler:"Maraz, Katâde'nin tefsîrine göre nifâk, Hasan el-Basri'ye göre ise, çirktir."^^

Ayrica mezhep imâmlarinin sadece abdest âyetindeki "cl—ill ¡»iyu-J ji"ifadesi üzerindeki ihtilaflari -ki Ebû Hanife (150/767) "lámese" filini mecâz yada kinâye, Çâfiî (204/820) ise, hakikî aniamda algiliyor-^'' açik bir çekildelafizlardaki hakîkî ve mecâzî anlamlar arasinda ayinma gittiklerinigostermektedir. Bu ömekleri çogaltmak mümkündür. Dolayisiyla yukaridasundugumuz bu öraekler ve seleften gelen bu aniamda birçok rivâyet nazar-idikkate alindiginda íbn Teymiyye'nin bu iddiasinin tutarli oldugunu söylemekpek mümkün görülmemektedir.

ibn Teymiyye'nin diger iddiasi, lafizlarin ilk manalarimn insanlar tara-findan konulmadigi, bunun tevkîfî oldugu, yani ilk manalarin Allah tarafindanHz. Adem (a.s.)'e ilham edildigi, ondan sonra da nesilden nesile aktanldigidir.Bir lafzin insanlar tarafindan önce hangi anlam için kullanildigi bilinmezse, onasonradan yüklenen ikinci (mecâzî) bir anlamdan söz etmek mümkün degildir.Dolayisiyla îbn Teymiyye, hakîkî mananin mecâzî trianadan daha önce kullanil-

196Journal

of AcademicStudies

Page 17: KUR'ÂN'DA MECÂZ TARTIÇMALARI VE ÍBN TEYMÎYYE …isamveri.org/pdfdrg/D02036/2010_44/2010_44_ARPAA.pdf · vaç te'lif ve tedvîn hareketi baçladi, Günden güne artarak devam

Abdulmuttalip Arpa Yil: 12 Sayí: 44 Çubat 2010-Nisan 2010

diginin bilinmedigini öne sürerek lafizlar arasinda hakîkat-mecâz ayirimina kar-çi çikar.

ibn Teymiyye'nin bu iddiasinda öne sürdügü görücleri iyi tetkik edildi-ginde onun, lafizlar arasindaki anlam geçiçlerini (temel/hakîkî-yan an-lam/mecâz) kabul ettigi görülür. Problemin öze taalluk eden bir husus olmadigi,sadece bunun izahi ve isimlendirmeyle alakali oldugu açiktir. Ancak, dillerinmençei ister tevkîfî, ister toplumsal uzlaçma (tevfîkî) yoluyla belirlensin, bir la-fiz, bazen her ne kadar bir çok manayi çagriçtirsa da, zihinde onun hemen hasilolan bir ilk manasi vardir. ibn Teymiyye her ne kadar bunun izâfi bir durum ol-dugunu söylese de, kimse "aslan" denildiginde bilinen yirtici hayvan yerineherhangi cesur bir adami aklina getirmez. Dolayisiyla tartiçmayi fazla uzatma-dan, lafizlarin zihinlerde beliren ilk manalarini hakîkî kabul edip, benzerlik veyakinlik gibi öbür sâiklerle onlardan türeyen manalari da mecâz kabul etmeninsaglikli bir yol olacagi kanaatindeyiz. Ayrica konu Kur'ân'da mecâzin varligimeselesi olunca, Kur'ân'in iniç sürecindeki toplumun mevcut dilindeki lafizla-rin kullanim biçimlerini esas almaktan baçka bir çaremiz yoktur.

Sonuç

Mecâz, dilsel acidan inkâri mümkün olmayan bir olgudur. Bu olgunun,islamin ilk asirlarinda bizzat 'mecâz' kelimesiyle ifade edilmemiç olmasi, onunvarhgina bir halel getirmez. Nitekim islam âlimleri, hem dilde, hem deKur'ân'da mecâzin varligi hususunda ittifâk halindedirler. Zaten tartiçmalarinözüne inildiginde, görüc ayriliklarinin öze taalluk eden bir farklilik olmadigi,tamamen konunun îzâhi ve isimlendirmesiyle ilgili oldugu ortadadir. Yoksa hiçkimse "Allah size gökten rizik indiriyor"^ ayetinde, rizki hakîkî anlamda anla-yip, yiyecek ve içeceklerin gökten düctügü çeklinde anlamamakta; bilakis her-kes bu ifadedeki kastin "yagmur" oldugunu söylemektedir.^* Dolayisiyla"Kur'ân'da mecâzin varligim kabul etmeyen âlimler" ifadesi, "Bir kelimenintemel anlaminin di^inda yan anlamini kabul etmeyen " çeklinde anlaçilmamali-dir. Nitekim onlar, kelimelerin anlamlarini hakîkî anlam ve mecâzî anlam çek-linde kategorik bir ayirima tabi tutmamaktà, mecâzî anlami da hakîkî anlam ka-tegorisi içerisinde degerlendirmektedirler. Yani onlar, savunucularinin mecâzadi altinda degerlendirdigi ifadeleri hakîkat adi altinda degerlendirmektedirler.Dolayisiyla mecâzî anlam kategorisi hakîkî anlam içerisinde degerlendirildigizaman, hakîkat-mecâz ayirimi da ortadan kalkmakta ve dogal olarak mecâz,Kur'ân'da bulunmamiç olacaktir. Kanaatimizce mecâz karçitlarini böyle bir an-layiçi benimseme ve tavn: sergilemeye temel sâik, onlarin te'vîl karçisindakiolumsuz tavirlarindan kaynaklanmaktadir. Onlarin tüm amaci özellikle sifatlarkonusunda te'vîle gidebilecek bütün kapilari kapatmaya yöneliktir. ZatenKur'ân'da mecâz karçitlarinin mimarían konumunda bulunan ibn Teymiyye vetalebesi ibn Kayyim el-Cevziyye'nin_dücünce anlayiçlari ile yaçadiklari döne-min sosyal, kültürel ve siyasi ortamlari iyi tetkik edildiginde tüm bu tartiçmala-rin, daha çok'mezhebî mulâhazalara mebnî bir çekilde geliçtigi kolayca farkedilmektedir.

197AkademikAraçtirmalarDergisi

Page 18: KUR'ÂN'DA MECÂZ TARTIÇMALARI VE ÍBN TEYMÎYYE …isamveri.org/pdfdrg/D02036/2010_44/2010_44_ARPAA.pdf · vaç te'lif ve tedvîn hareketi baçladi, Günden güne artarak devam

Kur'an'da Mecaz Tarti§maiari ve Ibn Teymiyye (728/1327)'nin Meseie'ye Yaklafimi

* Dr., Kur'an ve Arap dili araçtirmacisi' Geniç bilgi için bk. Ebu'1-Feth Osman Íbn Cinnî, el-Hasâis, Beyrut ts., c l , s.44; íbn

Haldun, el-Mukaddime, Beyrut 1961, s.1056 vd.; Celaleddin Suyutî, el-MuzhirßUtûmi'l-Luga, Beyrut, ts., c. 1, s. 8; Walter Porzig, Dil Denen Mucize (çev. VuralÜlkü), Ankara 1985, s. 8-9; Bedia Akarsu, Wilhelm von Humbold'ta Dil-KültürBaglantist, Istanbul 1988, s. 15 vd.

- Geniç bilgi için bk. Bedreddin Zerkeçî, el-Bahru'l-MuMtfi Usûli'l-Fikh, Kuveyt 1992,c. 2, s. 189-190; Dogan Aksan, Her Yönüyle Dil, Ankara 1993, c. 3, s. 185; M.Kaya Bilgegil, Edebîyat Bilgi ve Teorileri: Belâgat, Istanbul 1998, s. 128

^ Birçok acidan tadfi yapilan mecâz kavraminin genel kabul gören îstilâhî tanirm çu çe-kildedir: "Hakîkat manasi ile nakledilecek mana arasinda bulunmasi gereken biralâka ve hakîkat anlaminin kastedilmesine engel olan bir karînenin bulunmasi ha-linde ortak bir iletiçim dilinde konuldugu anlaminin di^inda kullanilan lafizdir. "Tanimda görüldügü üzere, bir mecâz'in meydana gelmesi için; mecâz olarak kulla-nilan kelime (terkip), gerçek anlam, mecâzî anlam, alâka(ilgi) ve karîne-i maniaolmak üzere beç temel unsurun oluçmasi gerekir. Bk. Celaleddin el-Hatib Kazvînî,el-izâh ß Ulûmi'l-Belâga, Beyrut 1992, s. 250; Abdulaziz Atik, Fi'l-Belâgeti'l-Arabiyye, ¡Imu'l-Beyân, Beyrut 1985, s. 143; Ahmed Mustafa Merâgî, Ulûmu'l-Belâge-el-Beyân, el-Meâ'nî ve'l-Bedi', Beyrut, 2002, s. 291; Abdurrahman el-Meydânî, el-BelâgetU'l-Arabiyye Ususuhâ ve Ulûmuhâ ve Fwiûnuhâ, Dimaçk1996, c. 2, s. 221; Bedevi Ahmed Tabane, jlmu'l- Beyân; Dirâsetun TarihiyyetunFeniyyetun ß Usùli'l-Belageti'l-Arabiyye, Beyrut, 1962, s. 141;Îsinail Durmuç,"Mecâz" DJA, Istanbul 2001, c. 27, s. 217.

•* Mehmet Paçaci, Kur'an'da Dit ve Varlik Alanlari, s. 122-125.' Turan Koç, Din Dili, Kayseri, t.y., s. 114; Janet Martin Soskice, Metaphor and

Religious Language, New York 1985, s. 55.'' Alâka (iliçki) kavrami, mecâz tanimlamalan esnasinda "aralanndaki ili§kiden dolayi "

ifadesiyle karçilanir. Yani hakîkatten mecâza geçiçte, nakledilen anlamla naklolu-nan anlam arasindaki ortak bir durumdur. Bu ortaklik olmaksizin nakledilen lafizmecâz kapsamina girmez. Bir aniamda alâka, hakîkat ile mecâz taraflanni birbirinebaglayan bir köprü mesâbesindedir. Bir taraftan diger tarafa yani, birinci anlamdanikinci anlama geçmeyi saglar. Îçte bundan dolayi hakîkatten mecâza geçmeyi gerek-tiren bir sebeptir. Bk. Bedevi Tabane, Mu'cemu'l-Belâga, Beyrut 1962, s. 451;Hikinet Akdemir, Belâgat Terimleri Ansiklopedisi, Izmir 1999, s. 230; NasrullahHacimüftüoglu,/'caz vejSe/ágaí Tenm/en, Erzurum 2001, s. l

' Belâgatçilar alâka (iliçki) esasina dayanarak mecâzî iki kisma ayirniiçlardir: Alakasibenzerlik (muçâbehet) üzerine kurulu olana 'istiâre', bunun diçinda olana 'mUrselmecâz' demiçlerdir. Bk. Ahmed Haçimi, Cevâhiru'l-Belâga fi'l-Meâtiî ve'l-Beyânve'l-BedV, Istanbul 1984, s. 291

^ Bir çeye delâlet eden durum, maksada içaret eden ipucu, alâmet ve emâret anlamina ge-len karîne belâgatte, lafizla anlam arasinda iliçki kurulurken zihni lafzin gerçek an-lamindan vazgeçirip mecâzî anlama yönelten durumun adidir. Mecâz kavramininvazgeçilemeyecek unsurlanndan olan karîne, bir sözün hakîkat mi yoksa mecâz mioldugu hususundaki mUphemligi ortadan kaldiran en belirleyici unsurlardan biridir.Karîneler lafzî, aklî ve örß olmak üzere üc kisma aynlmaktadir. Bk. BedeviTabane, Mu'cemu'l-Belâgeti'l-Arabiyye, s. 547

198Journal

of AcademicStudies

Page 19: KUR'ÂN'DA MECÂZ TARTIÇMALARI VE ÍBN TEYMÎYYE …isamveri.org/pdfdrg/D02036/2010_44/2010_44_ARPAA.pdf · vaç te'lif ve tedvîn hareketi baçladi, Günden güne artarak devam

Abdulmuttalip Arpa Yil. 12 Sayí: 44 §ubat 2010-Nisan 2010

' Geni? bilgi için bk. Muhainmed Âbid el-Câbirî, Arap Aklinin Olu^umu (çev. IbrahimAkbaba), Ístanbul 1997, s. 111

'° Maalesef bu grubun kimlerden tecekkül ettigi noktasinda kaynaklarda yeterli bilgiye 'sahip degiliz.

" Celaleddin Suyutí, el-Muzhir ß Ulûmi'1-Luga ve Envâihâ, c. 1, s. 364-366;Nasiruddin Abdullah b. Ömer Beyzâvî, Minhâcu'l-Vusûl ila ¡Imi'l-Usûl, Kahire,1326, s. 28-30.

' Seyfeddin Ali b. Muhamned Âinidî, el-¡hkumfi Usüli'l-¡hkam, Beyrut 1400, c. 1, s.61; Suyutî, a.g.e.,, c. 1, s. 364-366

'2 f•^^i¿uS^JM^ "Onun benzeri hiçbir §ey yoktur" §ûrâ,42/ll.'•* Ebu Ubeyde Muaimner b. Miisennâ', Mecâzu'l-Kur'ân (nçr. Fu<i]tfSezgin), Beyrut

1981, s. 16, naçirin mukaddimesi bk. Mecâzu'l-Kur'an adh eserinîn yaziliç amaci." Câhiz, el-Hayevân, Beyrut 1969, c. 1, s. 212; Daha geniç bilgi içiribk. Viktor Çilhout,

en-Nezà'tu'l-Kelâmiyyeß Uslubi'l-Câhiz, Beyrut 1992, s. 138-139.' Geniç bilgi için bk. Nasr Hâmid Ebu Zeyd, el-¡tticahu'l-AkU fi't-Tefsîr: Dirâse ß

Kadiyyeti'l-Mecazfi'l-Kur'an¡nde'l-Mu'tezile, Beyrut 1983, s. 124-126.' Kâdî Abdulcebbâr el-Esedebâdî, el-Mugnî: Tenebbu'ât ve Mu'cizât (n?r. Mahmud el-

Hudayri- Mahmud Kasim), Kahire 1965, c. 15, s. 114. "'^^'* Nasir Ebu Zeyd, el-itticâhu'l-Aklî, s. 135. ^ Í • \" Zerkeçi, el-Burhanß Ulûmi'l-Kur'ân, Kahire 1958, c. 2, s. 225. ^-° Bu iddialar ve bunlara yöneltilen karçit cevaplar için bk. Seyfeddin Âmidî, el-¡hkam,

s. 38-40; Zerkeçi, el-Burhân, c. 2, s. 255; el-Bahrul-Muhîtß Usûli'l-Fikh, (nçr.Abdulkadir el-A'nî), c. 2, s. 182-189; Muhammed Said Cemaleddin Kasimî Tefsîr¡Iminin Temel Meseleleri (trc. Sezai Özel), Istanbul 1990, s. 197-225; Abdulazimel-Mati'nî, el-Mecâz fi't-Luga ve fi'l-Kur'âni'l-Kerim beyne'l-Men'i ve'l-¡caze,Kahire 1986, s. 1091-1096; Ismail Cerrahoglu, Tefsîr Usülü, Ankara 1997, s. 177-178

•' Geniç bilgi için bk. Fadl Hasan Abbas, el-Belâgetu Funùnuhâ ve Efnânuhâ (¡Imii'l-Beyân ve'l-Bedî'), Amman 1987, s. 133.

- Buhâri'nin kaydettigine göre Hz.Peygamber(s.a.v)'in Hendek Gazvesi sonrasindaikindi namazinin Béni Kurayza yurdunda kihnmasi emri sahâbe arasinda farkli çe-kilde algilanmiç, bazilan emri hakikî anlaminda alarak namazlanni oraya vardigin-da eda etiniç, bazilan ise bu emrin oraya erken vanlmasini teçvik için soylenmiçmecâzî bir ifade oldugunu diiçunerek namaz vaktinin geçmemesi için yolda eda et-miçlerdir. Resûlullah(s.a.v.)'m her iki gruba da bir çey soylememesi mecâzî yorumuonayladigina kanittir. Bk. Buhari, "Salatu'l-Havf no.904; Ramazan ayinda imsakvaktinden bahseden âyetteki (el-Bakara, 2/187) "beyaz ve siyah ip" kelimelerinihakîkî anlamlanyla alip yastiginin altina siyah ve beyaz renkteki ipleri koyarak vak-ti belirlemeye çaliçan ve daha sonra konuyu Hz. Peygambere arzeden Adi b. Ha-tim'in bu durumuna karçihk Hz. Peygamberin bunlann "gecenin karanligi ve gün-düzün aydinligi " anlamma geldigini ifade etmesi, Buhari, "Tefsîr", no.4240; YineResûlullah(s.a.v.)'in hanimlannin sordugu "Hangimiz sana daha önce kavu^aca-giz?" sorusuna "eli en uzun olan" çeklinde cevap vermesi ve onlann da bu cevaplacömertligin kastedildigini anlamasi Buhari, "Zekat", no. 1354, Hz. Peygamberingünlük hayatinda mecâzî ifadelere yer verdigni açikça göstermektedir. Aynca hemcahiliye hem de asr-i sâdet döneminde yaçayan dönemin çairlerinin en büyüklerin-den olan Ebû Ziieyb el-HUzelî (v.28h.), beç o|lunu birden ayni yil içerisinde kay-

199AkademikAraçtirmalarDergisi

Page 20: KUR'ÂN'DA MECÂZ TARTIÇMALARI VE ÍBN TEYMÎYYE …isamveri.org/pdfdrg/D02036/2010_44/2010_44_ARPAA.pdf · vaç te'lif ve tedvîn hareketi baçladi, Günden güne artarak devam

Kur'ân'da Mecaz Tartiçmalan ve Ibn Teymiyye (728/1327)'nin Mesele'ye Yakiafimi

betmesi iizerine yazdigi bir mersiyesinde, ölümü yirtici hayvana benzeiip ona 'pen-ce' isnât etmek sûretiyle daha sonra 'istiâre' diye adlandinlacak olan mecâz çeçidi-ni kullanmiçtir. Bk. Rahmi Er, "Ebû Züeyb el-Hüzelí", DÍA, ístanbul 1994, c. 10, s.272

" Yusuf, 12/82^ Âl-i Imran, 107-^ Geni? bilgi için bk. Ainidí, el-Jhkamß Usûli'l-Ahkûm, c l , s.47-50; Suyûtî, el-Muzhir

fi Ulûmi'l-Luga ve Envâi'hû, c l , s. 364-366; Mat'inî, el-Mecâz fi'l-Luga ve fl'l-Kur'ân-i Kerim, c. 2, s. 617-622; Mustafa Öztürk, Kur'ân Dili ve Retorigi, s. 124-150

* Geniç bilgi için bk. Kutlu Sönmez, TUrklerin ¡slamla§ma Siirecinde Murcie ve Tesir-leri, Ankara 2000, s. 115-121.

^' Takiyyuddin Ahmed b. Abdulhalim îbn Teymiyye, Kitâbu'l-Îmân, Beyrut 1993, s.105.

-* Suyûtî, el-Muzhir fî Uíumi'1-Luga, c l , s. 364; Nasiniddin Abdullah el-Beyzâvî,Minhâcu'l-Vusûl ila Îlmi'l-Usûl, Kahire 1326, s. 28

Mésela Bâtmî Gruplar namazi; imamlanna tabi olmayi, hacci; onu ziyaret etme ve onahizmet etme, orucu; onun sirlanm ifça etmekten sakinma, zinâyi ise; onun sirlanm ifçâetme anlaminda te'vil etmiçlerdir. Yine bu grup; à W 4HW ¡^ •^j JJ&'J "Ve sana yakîn(ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet et" (Hier, 15/99) ayetindeki 'yakîn' ifadesinite'vil bilgisi anlaminda yorumlamiçlardir. Boylece bu gruba göre yakîn derecesine ulaç-makla ibadetler diiçmiiç olmaktadir. Bu goriiçler ve diger firkalara ait açin goriiçler içinbk. ibn Teymiyye, Fetâvâ, c.5, s. 155; Ebu Mansur Abdulkadir b. Tahir Bagdâdî, el-Fark beyne'l-Firak, Dâru'1-Afâk, Beyrut, ts, s. 283-286; Muhammed AbdulazimZerkânî, Menähilü'l-irfanß Ulûmi'l-Kur'ân, Beyrut 1988, c.2, s.63; Mat'inî, el-Mecâzfi'l-Luga, s. 891-897'" Bk. Ebi'1-Fida imadüddin ibn Kesir, el-Bidâye ve'n-Nihâye, Kahire 1934, c. 14, s. 35;

Muhairuned b. Ahmed Ibn Abdilhâdî, et-U'kûdu'd-Durriyye min Menâkibi §eyhi'l-Islam Ibn Teymiyye, Beyrut, ts., s.184; Sait Ozervarli,,"¡bn Teymiyye", DJA, Istan-bul 1999, c 20, s. 391-414

' ' ibn Teymiyye, Mecmâu Fetâvâ, c. 20, s. 408'^ ibn Teymiyye, a.g.e., c.7, s. 96' ' ibn Teymiyye, a.g.e., c.7, s. 91-92''' ibn Teymiyye, a.g.e., c.7, s. 91-92" ibn Teymiyye, a.g.e., c 7, s. 92; Geniç bilgi için bk. ibrahim Ukayli, TekâmUlU'l-

Menheci'1-Ma'rißinde ibn Teymiyye, Virginia, A.B.D. 1994'*Bakara,2/31" ibn Teymiyye, a.g.e., c. 7, s. 95'* ibn Teymiyye, a.g.e., c. 7, s. 92; Kitâbu'l-Jmân, s. 87.^' ibn Teymiyye, a.g.e., cl, s. 97."" ibn Teymiyye, Fetâvâ, c.7, s. 88-89; Kitâbu'l-Iman, s. 80-81."" Ahmed b. Hanbel, Kur'an'daki U ve ù^ gibi tabirlerin birer dilsel mecâz oldugunu

belirtmiçtir. Bk. Muhammed b. Hüseyin Ebû Ya'lâ el-Ferrâ, el-U'ddeß Usûli'l-Fikh, c 2, s. 695; Ahmed b. Hanbel'in bu sözüne binaen Kâdî Ebû Ya'lâ (v.458),ibn Akîl ve Ebû'l-Hattâb gibi bazi Hanbeli âlimler, Kur'ân'da mecâzm varligmikabul etmiçlerdir. Ancak ibn Teymiyye'ye göre, Ahmed b. Hanbel'in burada kul-landigi mecâz kelimesi, bir kelimenin vazedildigi ilk hakîkî anlammm diçmda biranlamda kullanilmasmi degil, emri altmda çaliçtirdigi çok sayida adarm ve avanesi

200Journal

of AcademicStudies

Page 21: KUR'ÂN'DA MECÂZ TARTIÇMALARI VE ÍBN TEYMÎYYE …isamveri.org/pdfdrg/D02036/2010_44/2010_44_ARPAA.pdf · vaç te'lif ve tedvîn hareketi baçladi, Günden güne artarak devam

Abdulmuttalip Arpa Yil: 12 Sayí: 44 Çubat 2010-Nisan 2010

olan kudretli bir insanin "Biz ?öyle yaptik veya föyle yapariz " demesi anlamindaolup, bunun da dilde câiz oldugunu ifade eder. Bkz. Ibn Teymiyye, Kitâbu'î-imán,Beyrut, 1993, s.81

"- Beyân ilmi sahasinda yapilmiç çaliçmalann ilk nüvesi olarak kabul edilen EbuUbeyde'nin Mecâzu'l-Kur'ân'i, Arap dilindeki her türlü üslup kullammi ve de|i-çimini konu edinir. Onda mecâz kavrami, en genel anlamda bir tUr tefsir ve te'vîlanlamindadir. Ancak buna ragmen mecâzin bugünkü îstilahî yapisina uygun bazimecâzî tespitlerde bulundugu da gözden kaçmamaktadir. Bkz. Ebû Ubeyde Mu-ammer b. Müsenna, Mecâzu'1-Kur'ân,. Nçr. Fuat Sezgin, c. 1, s. 147, 186; Eserinbeyân çaliçmalan arasindaki yeri ve önemi için bk. Abdulfettah Laçin, el-BeyänßDav'i Esâlîbi'1-Kur'ân, Kahire 1984, s. 133.

"' ibn Teymiyye, el-Hakîkatu ve'1-Mecâz, Fetâvâ,, Riyad, 1991, c. 20, s. 404.^ ibn Teymiyye, a.g.e., c. 6. s. 356."' ibn Teymiyye, a.g.e., c. 6, s. 356 vd."* Yaptigimiz araçtirmada "Tesniye'nin zikriyle mUfredin îrâd edilmesi" konusu Arap

dilcileri arasinda tartiçma konusudur. el-Ferrâ, ez-Zeccâc, ibn Kuteybe, el-Kurtubive Çevkânî gibi âlimlere göre tesniye lafziyla müfred kiçinin muhâtap alinmasi kul-lanimi, Araplann dideki kullanim ve âdetlerindendir. Geniç bilgi ve ömekler içinbk. Dr. Maha b. Abdulaziz el-Asker, "Min Süneni'l-Arabiyye Muhatebetu'l-Vâhidbilefzi't-Tesniyye" , ed-Diri'iyye Derg. niyad, 2008, s. 39.

"•' Asr, 103/2"* Sâd, 38/75"'Hac, 22/10'"Âl-iimrân, 3/182"Yâsin, 36/71"ihlâs, 112/1•"§ûrâ, 42/11''' ibn Teymiyye, el-Hakîkatu ve'l-Mecâzfi's-Sifât, Fetâvâ, c. 6, s. 365-370" Yusuf, 12/82'* ibn Teyiniyye, a.g.e., c. 20, s. 470; Kitâbu'l-iman, 101-102" Hatib el-Kazvînî, el-izâhfi Ulûmi'l-Belaga, Beyrut, 1992, s. 254.'^ ibn Teymiyye, el-Hakîkatu ve'l-Mecâzfi'Sifât, Fetâvâ, c. 6, s. 360-362." Bkz. Hayati ve yaçadigi dönem için; Yunus Apaydin, "ibn Kayyim el-Cevziyye" DÍA.,

istanbul 1999, c. 20, s. 109-126.'" Bu argümanlar ve Abdulazim el-Mat'ini'nin bu argümanlara getirdigi tenkitler için

bk. el-Mati'ini, el-Mecâz fi'l-Luga ve'l-Kur'ân, c. 2, s. 909-950.' Çemseddin Muhammed ibn Kayyim el-Cevziyye, Muhtasaru's-Savaikü'1-mürsele

ala'l-cehmiyye ve'l-muattile, nçr. Muhammed b. el-Mavsilî, Mekke, t..y. c. 2, s. 2" ibn Kayyim el-Cevziyye, a.g.e. , c. 2, s. 231 vd." Muhammedu'l-Emin eç-Çinkiti, Edvâu'l-Beyân fi izâhi'l-Kur'ân bi'l-Kur'ân, Riyad,

1983, s. 7-8^ TÛT, 52/34*' ibrahim, 14/4'* Bk. ismail Cerrahoglu, Tefsîr Usülü, Ankara- 1988, s. 177; Muhsin Demirci, Tefsîr

Usülü ve Tarihi, Ístanbul 1998, s. 195." Suyutî, el-itkân fi Ulûmi'l-Kur'ân, Beyrut 2002, c. 2, s. 78; Ebû Muslim el-

isfahânî'nin aynntili mecâzî yorumlan için bk. Mustafa Öztürk, Kur'ân'm

201AkademikArá§tirmalárDergisi

Page 22: KUR'ÂN'DA MECÂZ TARTIÇMALARI VE ÍBN TEYMÎYYE …isamveri.org/pdfdrg/D02036/2010_44/2010_44_ARPAA.pdf · vaç te'lif ve tedvîn hareketi baçladi, Günden güne artarak devam

Kur'ân'da Mecaz Tartifmalari ve Ibn Teymiyye (728/1327)'nln Mesele'ye Yakiafimi

Mu'tezili Yorumu -Ebû Muslim el-lsfahani Örnegi- Ankara 2004, s. 121-129;Kur'ân Dili ve Retorigi, Ankara 2002, s. 136.

Bkz. Muhammed b. Ömer Fahreddin er-Râzî, et-Tefsîru'l-Kebîr -Mefâtîhu'l-Gayb-,Dam ¡hyâi Turasi'l-Arabi, Beyrut, t.s., c. 8, s. 170; c. 17, s. 13; c. 22, s. 163.

' ' Geniç bilgi ve niisaller için bk. Amr b. Osman b. Kanber el-Harisi Sîbeveyhi, KitâbuSibeveyh, thk. Abdusselâm Muhammed Harun, Kahire, 1966, c. 1, s. 212-214

™Yahyab.Ziyâdb. Abdullah ed-Deylemî Ferra, A/Ê'âm7-A:Mr'ân, Beyrut 1980 c 1 s14-15

'" Abdullah b. Muslim ¡bn Kuteybe, Te'vîlu Mu^kili'l-Kur'ân, s. 20-21'^ Ahzâb, 33/12•' ismail Cerrahoglu, Yahya b. Selâm ve Tefsîrdeki Metodu, Ankara Univ. Yay. Ankara

1970, s. 171.Bkz. Said Mahmud, Mebahisu'l-Beyân hde'l-Usûliyyîn ve'l-Belâgiyyîn, Munçeâtli'l-

Mea'rif, Îskenderiye, 1989, s. 89." Gâfir(Mu'min), 40/13' ' Cemaleddin Kâsimî, Tefsîr Ilminin Temel Meseleleri, s. 210

ABSTRACT

The Allegorical Discussions in the Qur'an and Ihn Taymiyya(728/1327)'s Approach to the Prohlem

One of the oldest debates.in Islamic history of thought regarding theunderstanding and interpretation of the Qur'an is the existence of allegory in itstext. The debate is origionally related to the scope of allegorical meanings inArabic language, and if it exists in the language whether it would be relèvent tothe Qur'an. The approval or rejection of allegory in language took place mostlywithin linguistic questions, however, Qur'anic discussions were ratherconnected to the theological aspects of the problem. Metaphysical terms andexpressions that were used in these debates had a major impact on thisdevelopment. The debates occured in a quiet atmosphere in the early periods,but during the time of the prominent Salafi scholar Ibn Taymiyya it flared up ina direction towards totally theological dimension. In the following periods the itcontinued in the line of Ibn Taymiyya's scholarly contributions. In this article Iwill explore the content and arguments of this question and analyse the views ofboth sides regarding the debate.

Keywords: Allegory, The Qur'an, Theology, Interpretation, Exegesis

202Journal

of AcademicStudies

Page 23: KUR'ÂN'DA MECÂZ TARTIÇMALARI VE ÍBN TEYMÎYYE …isamveri.org/pdfdrg/D02036/2010_44/2010_44_ARPAA.pdf · vaç te'lif ve tedvîn hareketi baçladi, Günden güne artarak devam

Copyright of Journal of Academic Studies is the property of Academic Studies Center and its content may not

be copied or emailed to multiple sites or posted to a listserv without the copyright holder's express written

permission. However, users may print, download, or email articles for individual use.