34
bilimname XXXII, 2016/3, 740 Geliş Tarihi: 09.05.2016, Yayın Tarihi: 30.12.2016 doi: http://dx.doi.org/10.21646/bilimname.2016.10 KUR’AN, YORUM VE ŞİDDET MESELESİ Mustafa ÖZTÜRK a Öz Günümüz Batı dünyasında İslam ve şiddet arasında çok sıkı bir bağ kurulduğuna, hatta topyekûn müslümanların şiddetsever bir kitle olduğuna ilişkin küresel ölçekli bir algı oluşturulduğuna tanık olunmaktadır. İslam ve müslümanlar hakkında böyle bir menfi algının oluşmasında geleneksel fıkıh doktrininde savaşın temel gerekçesini küfür ve kâfirlerin varlığına bağlama anlayışının yanında Joseph Schacht, Rudolph Peters gibi Batılı bazı araştırmacıların cihad kavramını İslam ve müslümanların emperyal hedeflerine hizmet eden bir araç ve kaldıraç olarak tanımlamalarının payı bulunmaktadır; ancak bize göre söz konusu algıyı besleyen en önemli faktör hâl‐i hazırda kan gölü görünümündeki Ortadoğu coğrafyasında IŞİD (DAEŞ) gibi örgütlerce üretilen şiddet ve terörün Kur’an ve cihad gibi referanslara atıfla meşrulaştırılmaya çalışılmasıdır. IŞİD (DAEŞ) örgütüyle ilgili birçok analizde şiddet ve terörün Kur’an ve yorum meselesiyle ilgili olduğu özellikle vurgulanmaktadır. Kimilerince kabul gören bu analizler din referanslı şiddetle Kur’an ve yorum arasında doğrudan bir bağ bulunup bulunmadığı meselesini etraflıca tartışmayı gerekli kılmaktadır. Anahtar kelimeler: Kur’an, Yorum, Şiddet, Cihad. Giriş Din ve şiddet, günümüz Batı dünyasında İslam ve müslümanlara atıfla çok sık tartışılan bir meseledir. IŞİD (DAEŞ) ve el‐Kâide gibi örgütlerin başta Ortadoğu coğrafyası olmak üzere birçok Batı ülkesinde düzenledikleri terör eylemlerini genelde İslam’a, özelde Kur’an’daki cihad ve kıtal ayetlerine refere etmeleri hem İslam’ın din ve şiddet tartışmasının mihverine yerleştirilmesine, hem de bütün bir İslam dünyasının Batı karşısında savunmacı bir yaklaşım sergilemesine neden olmuştur. Bu savunmacı yaklaşım sadece Batıya karşı bir mahcubiyet olarak dışa vurmakla kalmamış, aynı zamanda müslümanların kendi dinlerine ve kutsal metinlerindeki birtakım hükümlere ilişkin geleneksel görüş ve kabullerini gözden geçirme a Prof. Dr., Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, [email protected]

KUR’AN, YORUM VE ŞİDDET MESELESİ - …...savaş izni veren Hac 22/39. ayette de kendilerine savaş açılan ve saldırıya uğrayan müminlerin zulme uğramışlıklarından söz

  • Upload
    others

  • View
    15

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

bilimnameXXXII,2016/3,7‐40GelişTarihi:09.05.2016,YayınTarihi:30.12.2016doi:http://dx.doi.org/10.21646/bilimname.2016.10

KUR’AN,YORUMVEŞİDDETMESELESİ

MustafaÖZTÜRKa

Öz

GünümüzBatıdünyasındaİslamveşiddetarasındaçoksıkıbirbağkurulduğuna,hatta topyekûn müslümanların şiddetsever bir kitle olduğuna ilişkin küreselölçekli bir algı oluşturulduğuna tanık olunmaktadır. İslam ve müslümanlarhakkında böyle bir menfi algının oluşmasında geleneksel fıkıh doktrinindesavaşın temel gerekçesini küfür ve kâfirlerin varlığına bağlama anlayışınınyanında JosephSchacht,RudolphPetersgibiBatılıbazıaraştırmacılarıncihadkavramınıİslamvemüslümanlarınemperyalhedeflerinehizmetedenbiraraçvekaldıraç olarak tanımlamalarının payı bulunmaktadır; ancak bize göre sözkonusualgıyıbesleyenenönemlifaktörhâl‐ihazırdakangölügörünümündekiOrtadoğucoğrafyasındaIŞİD(DAEŞ)gibiörgütlerceüretilenşiddetveterörünKur’an ve cihad gibi referanslara atıfla meşrulaştırılmaya çalışılmasıdır. IŞİD(DAEŞ) örgütüyle ilgili birçok analizde şiddet ve terörün Kur’an ve yorummeselesiyleilgiliolduğuözelliklevurgulanmaktadır.Kimilerincekabulgörenbuanalizler din referanslı şiddetle Kur’an ve yorum arasında doğrudan bir bağbulunupbulunmadığımeselesinietraflıcatartışmayıgereklikılmaktadır.

Anahtarkelimeler:Kur’an,Yorum,Şiddet,Cihad.

Giriş

Dinveşiddet,günümüzBatıdünyasındaİslamvemüslümanlaraatıflaçoksıktartışılanbirmeseledir.IŞİD(DAEŞ)veel‐KâidegibiörgütlerinbaştaOrtadoğucoğrafyasıolmaküzerebirçokBatıülkesindedüzenledikleriteröreylemlerini genelde İslam’a, özelde Kur’an’daki cihad ve kıtal ayetlerinerefere etmeleri hem İslam’ın din ve şiddet tartışmasının mihverineyerleştirilmesine, hem de bütün bir İslam dünyasının Batı karşısındasavunmacı bir yaklaşım sergilemesine neden olmuştur. Bu savunmacıyaklaşımsadeceBatıyakarşıbirmahcubiyetolarakdışavurmaklakalmamış,aynı zamanda müslümanların kendi dinlerine ve kutsal metinlerindekibirtakımhükümlereilişkingelenekselgörüşvekabullerinigözdengeçirme

                                                            aProf.Dr.,ÇukurovaÜniversitesiİlahiyatFakültesi,[email protected]

MustafaÖZTÜRK

|8|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

ihtiyacıduymalarınadayolaçmıştır.ZirabilhassaIŞİDtecrübesineredeysebütünbirİslamdünyasını,klasiktefsirvefıkıhkitaplarındayeralanveyakıngeçmişe kadar pratik boyutları hakkında pek kafa yorulmayan cihadayetlerinindinreferanslıterörveşiddetemesnetkılınmasıgibicanyakıcıbirsorunla yüzleşmek ve dolayısıyla ilgili ayetlerin günümüz dünyasında neifadeettiğimeselesiüzerindeadamakıllıdüşünmekzorundabırakmıştır.

İlahiyatçevrelerindekihemenheranalizde,dinîmetinlerereferanslaüretilen şiddetin genellikle Kur’an ve hadismetinlerinin lafızcı (literalist)yorumundan kaynaklandığına ve/veya en azından bu tarz bir yorumyöntemiyleirtibatlıolduğunadikkatçekilmektedir.Oysaşiddetmeselesindedinîkaynakveyorumdanziyadesosyal,siyasal,ekonomik,psikolojiktemellimotivasyonlar, angajmanlar ve aynı zamanda çok boyutlu kaos/kargaşavasatlarında baş gösteren sakatlıklar ve sapaklıklar (anomaliler) dahabelirleyici role sahiptir. İslam dünyasının umumi krizle karşılaştığıdönemlerde, tıpkı son iki yüzyılda olduğu gibi, topyekûn müslümanlarınbaştaözgüvenkaybıolmaküzerebirçoktravmayaşadıkları,olupbitenlereçokkereduygusalreflekslerlemukabeledebulunduklarıveretrospektifbiryaklaşımlatarihinderinliklerindenbilhassaYahudilerveHıristiyanlarlailgilihusumetkayıtlarınıçıkarıpcanlıbirdüşmanalgısıyarattıklarıbilinmektedir.KezaSelefîlikveNeo‐SelefîlikdiyeanılandinîsöylemlerindeesasitibariyleMoğolistilası,HaçlıseferleriveBirinciDünyasavaşıgibibüyükfelaketlerlebaşgösterenderinkrizdönemlerindezuhurettiğiiyibilinmektedir.

A.“Şiddet”KavramınınAnlamAlanıveSınırı

Şiddet denilince sanki herkes bu kavramınherhangi bir açıklamayaihtiyaçhissettirmeyecekdüzeydeaçıkbiranlamiçermesinesahipolduğunudüşünmektedir. Hâlbuki olgusal gerçek bu düşünme biçimiyleörtüşmemektedir.Öncelikle“şiddet”kelimesininkavramsalanlamalanıvekullanımındaciddibirbelirsizlikveşekilsizlik(amorfluk)bulunduğuteslimedilmelidir. Bu bağlamda sayısız şiddet algısı ve tanımlamasınınmevcudiyetinden söz edilebilir. O kadar ki bazı müslümanlar nazarındaKur’an’ın cihadvekıtalle ilgili beyanları,Allah’ın gazabı veuhrevî âlemdemücrimleri cehennemateşiyleyakacakolmasıdahidüpedüzşiddetolarakalgılanabilmektedir.Busebeple, “şiddet”tenneanlamakgerektiğimeselesibüyükönemarzetmektedir.

Şiddetkelimesindekiiçermeizafiveitibaridir.Şöylekimutlakmanada“katl”(öldürme)fiilikuşkusuzşiddetleözdeşleştirilebilir;ancakbufiilbazıtakyitlerle şiddet kapsamından da çıkabilir.Mesela, durduk yere bir canakıymak tammanasıyla şiddettir; fakat saldırıya uğramanın gerekli kıldığı

 Kur’an,YorumveŞiddetMeselesi

 

|9|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

savunma veya meşru müdafaa durumunda gerçekleşen öldürme fiilininşiddetolduğunusöylemekçokkolaydeğildir.Buaçıdanbakıldığında,küçükbirçocuğafiskevurmakveyabirhayvanaeziyettebulunmakşiddetekarşılıkgelirken, sözgelimi Çanakkale savaşında yüzbinlerce can alıp can vermişolmak, bu yazıya konu olan anlam boyutuyla “şiddet” kapsamındadeğerlendirilebilecekbirvakıaolmasagerektir.

Bilindiği gibi Kur’an’da insan canının Allah tarafından dokunulmaz(haram) kılındığı, cana kıymanın çok büyük bir cürüm ve insanlık suçuolduğu belirtili. Dahası, haksız yere insan canına kıyan kişinin, maktulüngünahını da yüklenerek çokbüyükbir vebale girdiği ve bir bakımabütüninsanlığıöldürmüşgibiağırbirsuçişlediğiifadeedilir.Ayrıca,hataenolmasıdışında bir müminin bir başka mümini öldürme hakkının bulunmadığı,yanlışlıklabirmümininölümüneyolaçankişininmüminbirköleazatetmesive diyet vermesi gerektiği, hiçbir haklı sebep/gerekçe olmaksızınbilerek/isteyerek adam öldürmenin dünyevî cezasının kısas, uhrevîcezasınıncehennemegirmekolduğubildirilir.1İnsanöldürmefiilihadislerdede çok ağır bir suç ve günah, hatta şirkten sonra en büyük günah olaraknitelendirilmiş;2ancakbazıayetlerdekonuyla ilgiliolarak istisnayadayerverilmiş,genelolarakinsancanınakıymafiilinedinîaçıdanfarklıbirboyutkazandırıp bu fiili günah olmaktan çıkartan istisnai durum “hak” ve/veya“bi’l‐hak”lafzıylabelirtilmiştir.3

Hak kelimesi Arap dilinde “bâtıl”ın zıddı olup, “gerekli, sabit, doğruolmak”anlamlarındamastar,“doğru,sabit,sahih”gibimanalardaisim‐sıfatkabuledilir.4Râğıbel‐İsfehânî (ö.V./XI. yüzyılın ilk çeyreği)bukelimeninArapçadaki aslîmanasınınmutabakat vemuvafakat (uygunluk) olduğunubelirtir. Gerektiği zamanda ve gerektiği biçimdemeydana gelen şeye hakdenildiğigibi,aslınauygunolarakbilinenşeyve/veyadoğrudüzgünşekildeyapılıp edilen iş de hak diye nitelendirilir. Fiillerinin hikmetli olması veabesleiştigaletmemesihasebiyleAllahda“Hak”diyeisimlendirilir.5

SeyyidŞerîfel‐Cürcânî(ö.816/1413)hakkelimesininsözlükte,“inkârımümkün olmayan gerçeklik”, Meânî ıstılahında ise “vakıaya mutabıkhüküm/önerme” şeklinde tanımlandığını belirtmiş; daha sonra kelimeningenel ıstılahta fikirler, inançlar, dinler, mezhepler için kullanıldığına ve

                                                            1Bakara2/178;Nisâ4/92‐93;En’âm6/151;Mâide5/32,45.2Buhârî,“Vesâyâ”23;“Hudûd”44;Müslim,“İmân”141‐145.3En’am6/151;İsrâ17/33;Furkân25/68.4Ebü’l‐FazlMuhammedb.MükerremİbnManzûr,Lisânü’l‐Arab,Kahire2003,II.525‐528.5Ebü’l‐KâsımHüseyinb.MuhammedRâğıbel‐İsfehânî,el‐MüfredâtfîĞarîbi’l‐Kur’ân,nşr.MuhammedHalefullah,Kahire1970,s.179.

MustafaÖZTÜRK

|10|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

bâtılınzıddıolduğuna,bunamukabil “yalan”ınzıddıolan“sıdk”ınözelliklegörüşler/fikirlerleilgilikullanımınınyaygınlıkkazandığınadikkatçekmiştir.Buayrımçerçevesinde“hak”birşeyinolguyamutabıkolması,“sıdk”isebirşeyinhüküm/önermeaçısındandoğruolmasıanlamınagelir.Birönermenindoğruolması(sıdk),realiteyleörtüşmesi,hakvehakikatolmasıiserealiteninoönermeyleörtüşmesidemektir.6

Kur’an’dakikullanımşeklinebakıldığında“hak”kelimesiningörüşvedüşüncelerdendinveinançtarzınakadargenişbiranlamyelpazesinesahipolduğu görülür. Dolayısıyla Cürcânî’nin genel tanım çerçevesi isabetlidir;ancak kelimenin meânî ıstılahında “vakıaya mutabık hüküm” diyetanımlanmasıbirdeğerlendirmeyegörepekisabetlideğildir.Çünküdinveinançgibihususlarvakıa,olgu,tarihvetabiatalanındanziyade,manevîveahlâkî alanla ilgilidir. Dolayısıyla vakıaya mutabıklık manası hakkelimesindenziyade“kizb”in(yalan)karşıtıolan“sıdk”auygundüşmektedir.Hakvehakikatçoğuzamaninsanıiknaedipinandıranbiryalınlığasahiptir.Kısacası, hak kelimesininKur’an’daki anlamalanı tabiat veya fizikle değil,inançveahlaklailgilidir.ÇünkühakKur’an’daçokkereilâhîvebeşerîfiillerinitelemekiçinkullanılanbirkelimedir.7

Sonuç olarak, hak kelimesi, özellikle yaratılışla ilgili ayetlerdenanlaşılacağıüzerebirşeyinamaçsızveanlamsızdeğil,birgayeye,hedefevehikmetemebni olmasını, öldürme fiili söz konusu olduğunda ise bu fiilinmeşrugerekçeyedayanmasını ifadeeder.Mâide5/32.ayettekimenkatelenefsen bi‐ğayri nefsin ev fesâdin fi’l‐arz ifadesi öldürme fiilinin iki haklıgerekçesineişareteder.BirsonrakiayetteiseAllahveelçisinesavaşaçmakve yeryüzünde fesat (anarşi, terör) çıkarmaktan söz edilir. Kısas,amden/kasten adamöldürme suçunda failin işlediği fiile denk bir cezaylacezalandırılmasıdır ki İsrâ 17/33. ayette bir kimsenin mazlum olaraköldürülmesidurumundaonunvelisinekısas istemehakkı/yetkisi verildiğibelirtilir. Burada zulüm ve mazlumluk vurgusu önemlidir. MüslümanlarasavaşizniverenHac22/39.ayettedekendilerinesavaşaçılanvesaldırıyauğrayanmüminlerinzulmeuğramışlıklarındansözedilir.

Bütün bu bilgiler katl (öldürme) fiilinin şiddet bağlamında elealınmamasını gerektiren “hak” kavramının mana ve medlulü hakkındayeterlifikirverir.İslâmîkaynaklarirtidat,bilerekisteyerekzekâtvenamazibadetlerini terk, livâta (eşcinsel ilişki), evli kişinin zinası gibi fiillerin de

                                                            6Ebü’l‐HasenAlib.Muhammedb.Aliel‐Cürcânî,Kitâbü’t‐Ta’rîfât,Beyrut1995,s.89.7İlhamiGüler, “el‐Hakk”KavramınınKur’ân’dakiDinî‐AhlâkîİçeriğininTahlili”,AnkaraÜniversitesiİlahiyatFakültesiDergisi,cilt:XLIII,sayı:2(2002),s.202‐203.

 Kur’an,YorumveŞiddetMeselesi

 

|11|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

öldürme hususundameşru gerekçe oluşturduğuna ilişkin görüşler içerir;8ancak bu görüşler tartışmaya açık olmasından dolayı hüccet vasfını haizdeğildir. Kısacası, şiddetin tanımı ve anlam alanı hususunda daha dikkatliolmak,kelimeveifadeseçimindeözenlidavranmakgerekir.

B.Kur’anYorumuveŞiddetÜretmeninYolu

Dinî‐İslâmîreferanslarlagerekçelendirilmeyeçalışılanşiddetinKur’anvehadismetinlerinelafızcı(literalist)yaklaşımdankaynaklandığıdüşüncesibağlamında genellikleHâricîlerin En’am6/57, Yûsuf 12/40 gibi ayetlerdegeçenini’l‐hükmüillâlillâhifadesindenhareketlelâhükmeillâlillâhşeklindebir slogan üretip kendileriyle aynı safta yer almayan müslümanlarıncanlarınıvekanlarınıhelal saydıklarındansözedilir.Lafızcılık (literalizm)denilince Dâvûd b. Ali ez‐Zâhirî (ö. 270/884) tarafından kurulan ve dahaziyadere’y,ta’lîlvekıyaskarşıtlığıylatanınanZâhirîyyeadlıfıkıhekolüaklagelir. Ebû Bekr İbnü’l‐Arabî (ö. 543/1148) gibi bazı âlimler literalizminmüessestemsilcisikonumundakiEndülüsZâhirîliğinieleştirirken,“ZâhirîlerHâricîlerle kardeştir” deyip Zâhirîleri zihniyet açısından HâricîlerebenzetmişvebuaradaHâricîlerinSıffînsavaşıvehakemolayında“Hükümancak Allah’ındır” mealindeki Kur’an ifadesiyle istidlalde bulunmalarınıörnekvermiştir.9

ZâhirîlikvezâhircilikilknazardaBâtınîlikdiyeadlandırılaneğilimveyönelimintamzıddınıifadeetsedebuikizıteğilim/yönelimarasındakiuzakmesafe kimi zaman çok yakınlaşmakta, hatta bir çırpıda zâhirciliktenbâtıncılığa intikaller bile söz konusu olmaktadır. Örnek vermek gerekirse,İslam mezhepler tarihinde bâtınî te’vil nazariyesiyle özdeşleşen aşırı Şiîİsmâilîyye fırkasına mensup müellifler haccın bâtınî anlamını, “kendisineitaatin farz olduğu devrin imamına yönelmek ve ona mutlak sadakatgöstermek”şeklindebelirlerkenhackelimesininlügavî/lafzîmanasınaatıftabulunmakta,10benzerşekildemeşhurmutasavvıfMuhyiddînİbnü’l‐Arabî(ö.638/1240)Kur’an’daki“azâb”kelimesine“tatlılık”manasıyüklerken11veyabirdiğersûfîmüfessirİbnAcîbe(ö.1224/1809)Bakara2/158.ayettegeçen“safâ”nın arınmış/saflaşmış ruha işaret ettiğini söylerken12 morfoloji veetimolojiyebaşvurmaktadır.

                                                            8EbûAbdillahMuhammedel‐Kurtubî,el‐Câmi’liAhkâmi’l‐Kur’ân,Beyrut1988,VII.87.9 Bkz. EbûAbdillahMuhammed ez‐Zehebî, SiyerüA’lâmi’n‐Nübelâ, Beyrut 1984, XVIII.188.10Ahmedb.İbrahimen‐Nîsâbûrî,İsbâtü’l‐İmâme,nşr.MustafaGâlib,Beyrut1984,s.63.11EbûAbdillahMuhyiddînMuhammedİbnü’l‐Arabî,Fusûsu’l‐Hikem,Beyrut,trs.,s.94.12Ebü’l‐AbbâsAhmedb.MuhammedİbnAcîbe,el‐Bahru’l‐Medîd,Beyrut2010,I.162.

MustafaÖZTÜRK

|12|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

Diğer taraftan, gerek Zâhirîliğin en güçlü temsilcisi İbn Hazm (ö.456/1064)gibidindere’yvekıyasayerolmadığıgörüşünümüdellelkılma,gerek İmam Şâfiî (ö. 204/820) gibi nasların otoritesini korumak adınanaslarınvekıyasın tümihtiyaçlarıkarşılayacağını savlama,gereksesûfîlergibi, işârî te’villere meşruiyet zemini oluşturma noktasında, “Biz kitaptahiçbirşeyieksikbırakmadık”(En’âm6/38)ayetinebaşvurulmuşolmasıda13lafızcılık ve literalizminZâhirîler ve Şâfiîlerden sûfîler veBâtınîlerekadarçokgenişbiralanda,birbiriylebağdaşmazgörünenfarklımezhepler,ekollerveeğilimlerinkavşaknoktasıolduğunaişareteder.14

BuyüzdenŞâtıbî(ö.790/1388)Kur’an’dazâhirvebâtınmeselesiyleilgiliolarak, “ZâhirKur’an’dakibirkelimeveya ifadeninArapdilinde ifadeettiğidüzanlam,bâtıniseAllah’ınokelimeveifadeylekastettiğimaksattır”şeklinde bir çerçeve belirledikten sonra Yahudilerin karz‐ı hasenle ilgiliayeteatıfla,“Allahfakir,bizzenginiz”demelerinden,İslamfıkhındakihile‐işer formüllerine, Hâricîlerin ini’l‐hükmü illâ lillâh ayetiyle istidlallerinden,Müşebbihe’nin Allah’a birtakım uzuvlar izafe etmesine, teaddüd‐i zevcâtmeselesiyle ilişkilendirilenNisâ 4/3. ayettendokuz kadınla evlenebileceğisonucuna varanlardan Bâtınîlerin akla ziyan te’villerine, hatta sûfîlerinbirtakım bâtınî karakterli yorumları ile kelamcıların Arap dili ve şiiriyleşahitlendirmeyeçalıştıklarıbirtakımgörüşlerinekadarçokgenişbiralandazâhirvezâhirciliktensözedilebileceğine,buanlamdazâhirciliğinnaslardakimaksada bigâne kalan ve kastı aşan okuma, anlama ve yorumlama tarzıolduğunadikkatçekmiştir.15

Arap dilinde sayısız lafzın birden çok manaya muhtemil olduğumalumdur.Bunlardanherbiriyerinegörezâhirmanavasfıtaşır.Sözgelimi,günümüzde aile içi şiddet meselesiyle ilgili tartışmalarda sıkça gündemegelendarbmastarıArapdilindehem“sopaveyaellevurmak”,hemdegaza

                                                            13EbûMuhammedAlib.Ahmed İbnHazm,el‐Muhallâ,Mısır1347, I.50;EbûAbdillahMuhammed b. Ömer Fahreddîn er‐Râzî, et‐Tefsîru’l‐Kebîr, Beyrut 2004, XII. 177‐178;Ebü’l‐Fazl Celâlüddîn Abdurrahmân b. Ebî Bekr es‐Suyûtî, el‐İtkân fî Ulûmi’l‐Kur’ân,Beyrut2002,II.1025‐1027.14 Âlûsî’nin (ö. 1270/1854) En’am6/38. ayetmünasebetiyle hem İmam Şâfiî’nin, “BirkişinindinkonusundakarşılaşacağıhermeseleyedairKur’an’damutlakabiryolgöstericibeyanvardır”sözünü,hemİbnEbi’l‐Fazlel‐Mürsî’nin(ö.655/1258),“Kur’anöncekilereve sonrakilere ait tüm ilimleri içerir” sözünü, hem Muhyiddîn İbnü’l‐Arabî’nin (ö.638/1240)eşektendüşüpardındanFatihasuresindebuolaydansözedildiğiiddiasınıdilegetirmesinivehemdebazıkimselerinOsmanlıpadişahlarınınadları,hâlvehayatlarıvekaçyılsaltanattakalacaklarıgibihususlarıyineFatihasuresindentespitettikleribilgisininakletmesidikkatçekicidir.Bkz.Ebü’s‐SenâŞihâbüddînMahmûdel‐Âlûsî,Rûhu’l‐Meânî,Beyrut2005,IV.137.15Ebûİshâkİbrahimeş‐Şâtıbî,el‐MuvâfakâtfîUsûli’ş‐Şerîa,Beyrut1997,III.347‐360.

 Kur’an,YorumveŞiddetMeselesi

 

|13|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

veya ticaret gibi sebeplerle sefere/seyahate çıkmak manasındadır. Darbmastarındantüremişfiillerisemuhtelifisimlerveharf‐icerlerebağlıolarakbirşeyibaşkabirşeyekatmak,sudayüzmek,birşeydenyüzçevirmek,örnekvermek,meseliratetmek,vergikoymak,kazıkçakmak,madeniparabasmak,uzaklaştırmak gibi çok çeşitli manalarda kullanılır.16 Kısacası Nisâ 4/34.ayettegeçenvadribûhünnelafzınailişkinfarklımanatakdirlerinin,özelliklebulafzınkadınlarıtedipmaksadıyladövmeanlamınagelmediği,hattacinselilişki öncesinde kadına dokunmayı ifade ettiği17 tarzındaki modernyorumların temelde literal (zâhirî) anlamla ilişkilendirildiği iyi bilinen birhusustur.

Buitibarla,anlamaveyorumlamadanirenginoktası,zâhirciyorumveyaklaşımdanziyade,herhangibirlafzailişkinmanavehükmünbağlamsallıkvasfıtaşıyıptaşımadığı,dolayısıylaanakronistikolupolmadığımevzusudur.Zâhircilik ve lafızcılık bağlamsız okuma ve anlamanın sebebi değil,sonucudur. İmam Şâfiî’nin ihramlı bir kişinin eşek arısını öldürmesininhükmüyle ilgili olarak, “Rasul size ne verirse, onu alın…”mealindekiHaşr59/7. ayetle,18 İbn Hazm’ın nebevî sünnetin vahiy olduğu fikrine, “Rasulhevasındankonuşmaz,onunkonuştuklarıancakvahiydir”mealindekiNecm53/4.ayetleistidlaldebulunmasıveHâricîlerinini’l‐hükmeillâlillâhayetinianlamatarzı,lafızcılıktanziyade,bağlamsızokumaveanlamaylailgilidir.

Ayetlermetin içi vemetin dışı bağlamlarından koparıldığı takdirdeyorumcununhertürlümüdahalesine,dolayısıylagelişigüzelyorumlamaveistismaranlamındasemerelendirilmesineaçıkhalegelir.Ayetlerdekilafızlar,özellikledevücûh‐nezâiredebiyatınakonuolanvebirkısmılafz‐ımüşterekkapsamındaelealınanlafızlarmetiniçivemetindışıbağlamlarındansarf‐ınazaredilerektekbaşlarınaelealındıklarındakayganbirzeminoluşturur.Lafızların hangi bağlam içerisinde kullanıldıkları tespit edildiğinde bukayganzeminnispetenizaleedilebilir.ÖteyandanİmamŞâfiîgibibüyükbirâliminHaşr59/7. ayetle ilgili istidlal tarzının anakronistik olmasınınbilgiyetersizliğindenkaynaklanmadığışüphesizdir.Bizegörebutüristidlallerinmenşei, Kur’an ve hadis metinlerinin dinî ve dünyevî bütün meseleleriçözecekpotansiyele sahipolduğudüşüncesidir.Budüşünceninkaçınılmazkıldığıokumaveanlamatarzı ise “bağlamsızokumaveanlama”yakarşılıkgelir.

                                                            16Bkz.İbnManzûr,Lisânü’l‐Arab,V.477‐483;MuhammedMurtazâez‐Zebîdî,Tâcu’l‐Arûs,Kuveyt1987,III.237‐254.17Bkz.MuhammedÂbidel‐Câbirî,Fehmü’l‐Kur’âni’l‐Hakîm,Beyrut2009, III.222,251‐252.18Kurtubî,el‐Câmi’,XVIII.13;Suyûtî,el‐İtkân,II.1026.

MustafaÖZTÜRK

|14|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

C.Kur’anYorumundaBağlamlılıkveBağlamsızlık

Dinreferanslışiddetolgusununtemeldenasslarınşuveyabuşekildeyorumlanmasına değil, siyasi, sosyolojik, psikolojik boyutlu/bileşenlimotivasyonlar ve angajmanlara dayandığını, ancak şiddetin failininmüslümanolmasıdurumundabufiilinimeşrulaştırmakveyakendinihaklıçıkarmakadınaKur’anvehadismetinlerineatıftabulunduğunubirkezdahabelirtmek gerekir. Kaldı ki geçmişte Havâric, günümüzde IŞİD (DAEŞ) veCihatçıSelefîlikgibihareketlerinterörvetedhişleözdeşdintasavvurlarıda,MevlanaveYunusgibimutasavvıflarınsevgi,şefkat,merhametleözdeşdinanlayışlarıdasonuçtaaynıdineveaynıkutsalmetinlere(nass)referanslatemellendirilmektedir. Bu sebeple, en başta söylediğimiz gibi şiddethususunda nasstan ziyade, nassı anlayan ve yorumlayan özneninmotivasyonlarıbelirleyicigörünmektedir.Hâliylenassınşuveyabuşekildeyorumuöz ve esasamüteallik birmesele gibi görünmemektedir. Bununlabirlikte, “Ne tür bir okuma, anlama ve yorumlama tarzı şiddet olgusunugerekçelendirmeye elverişlidir?” sorusu ekseninde nas ve yorummeselesininaraçsaldeğerinitartışmaksözkonusuolabilir.

Onbeşasırlık tarihî tecrübedeher türlü farklıgörüşve iddia lehineKur’an metninden delil devşirildiği malumdur. Kur’an’ın, sınırsız anlamstokuvehükümambarıgibialgılanıpbuminvaldekullanılmasınınbağlamsızokuma, anlama ve yorumlamaya bağlı olduğu kuşkusuzdur. Basra KadısıUbeydullah b. el‐Hasen’in Kelam tarihinde birbiriyle taban tabana zıtgörüşlerisavunanfarklıekollerinkendigörüşlerineKur’an’dandelilbulmasıkıntısı çekmemelerinin nasıllığımeselesine de az çok ışık tutan, “Kur’anihtilafa delalet eder. ‘Kader diye bir şey yoktur’ görüşü doğrudur; çünküKur’an’da bu görüşün dayanağı mevcuttur. Sınırsız ilâhî irade karşısındainsan iradesinden söz edilemeyeceği (cebr) görüşü de doğrudur; zira bugörüşün deKur’an’da dayanağımevcuttur. Her kim bu iki görüşten birinisavunursa isabetkaydetmişolur;çünkübirayet iki farklıanlamboyutunasahip olabilir ve birbirine zıt iki manaya hamlolunabilir…”19 şeklindekiifadeleribağlamsızokuma,anlamaveyorumlamanındramatiksonuçlarınaatıftabulunur.

Kur’an’ınbirbağlamiçindeokunması,ayetlerinöncelikleveözelliklenüzul vasatındaki ilkmuhatapları ve aslîmanaları temelinde açıklanması;bağlamsız okunması ise ayetlerin kendi nüzul ortamından kopuk ve aynızamanda genelleştirici tarzda yorumlanmasıdır. Oysa her anlamlı söz gibiKur’an da asıl mana ve maksadını bir bağlam içerisinde taşır. Hatta tüm

                                                            19EbûMuhammedAbdullahİbnKuteybe,Te’vîlüMuhtelifi’l‐Hadîs,Beyrut1995,s.51.

 Kur’an,YorumveŞiddetMeselesi

 

|15|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

ifadeler,Rickmann’ındeyişiyle,birbağlamiçerisindeortayaçıkarvebağlamvasıtasıyla anlaşılır.20 Bağlam bir sözde veya metinde mündemiç olanmananınkendisiniçevreleyenöğelerleoluşturduğubütünlükdiyetarifedilir.Ancakbutanımbağlamındilseliçeriklidarçerçevesinekarşılıkgelir.Hâlbukibağlam dil dışında sosyal, kültürel, tarihsel boyutlara da sahiptir. John R.Firth’e göre bir kelimenin anlamı ya bir dizge içinde birlikte olduğusözcüklerle ya da sosyal, kültürel, psikolojik çevreden oluşan “durumbağlamı”ilebelirlenir.21

İslâmî kaynaklarda siyâk, hal, karîne,makâm gibi farklı kelimelerleifadeedilenbağlamkavramıtefsirgeleneğindedarvegenişolmaküzereikifarklıdüzeydedikkatealınmıştır.Darbağlam,ayetlerinmetiniçindekisiyâk‐sibâk bütünlüğü; geniş bağlam ise Hz. Peygamber’in yaşadığı dönem, odönemdeki anlayışlar, inanışlar,normlar,değerler ve ilkmuhatapkitlenindünya görüşleriyle irtibatlandırılmıştır. Bununla birlikte, özellikle İmamŞâfiî’nin er‐Risâle adlı eserde ortaya koyduğu paradigmanın önemlikatkısıylaİslammedeniyetiningiderekdinamikgelenekveyaşayansünnetmedeniyetindenmetinmedeniyetineevrilmesisürecindegerekKur’an’danhüküm üretmede sıkça başvurulan “sebebin hususiliğine değil, lafzınumumiliğine itibar edilir” kaidesinin ön plana çıkması, gerekse Kur’anmetniyle ilgili “edebî i’caz” nazariyesi üzerinde fazlaca durulması gibifaktörlerle manayı metin içi dar bağlam çerçevesinde belirleme anlayışıyaygınlık kazanmış ve buna bağlı olarak Kur’an’ın nazil olduğu vasattakisosyo‐kültürelbağlamıöncelemeninilâhîhitaptakiumumimanavemesajıbelli bir tarihselliğe hapsedeceğindenkaygılanılmıştır.Ne var ki bumetinmerkezcivetamimciyaklaşım,Kur’an’ınbirreferansmetniolarakokunmasıve kullanılması sonucunu doğurmuş, dolayısıyla tek tek ayetlerin, hattaayetleriçindekimuhtelif ifadelerinnüzulbağlamındanbağımsızolaraktekbaşına referans ve hüccet değeri taşıdığı varsayılmış, özgün nüzulbağlamındansoyutlananKur’an ifadelerininanlamını tayinedecekbağlamboşluğu ise yorumcunun mensup olduğu kelâmî ve/veya fıkhî geleneğinparadigmatikkabulleriyledoldurulmuştur.22

Klasik dönemlerdeki bu genel okuma ve anlama tarzı birçok ayetekeyfîvesübjektifmanatakdirlerindebulunulması,dolayısıylaasılmananınmuğlaklaşması gibi olumsuz sonuçlar doğurmuştur. Yine bu okuma veanlama tarzı Kur’an kıssalarının nüzul ortamından bağımsız olarak

                                                            20H.P.Rickman,AnlamaveİnsanBilimleri,çev.MehmetDağ,Samsun2000,s.18.21DoğanAksan,Anlambilim,Ankara1999,s.75.22ÖmerÖzsoy,Kur’anveTarihsellikYazıları,Ankara2004,s.146.

MustafaÖZTÜRK

|16|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

yorumlanmasına ve kimi zaman kıssalardan çok tuhaf anlamlarçıkarılmasına yol açmıştır. Hâlbuki Kur’an birçok ayette kendisini Arapdiliyleinzaledilmişbirkelamolaraktanımlamıştır.Dilsadecefikir,duyguvedüşünceleri iletme aracı değil, aynı zamanda toplumsal kültür, etkinlik vetecrübeninbirparçasıveyansımasıdır.Dilselifadeleriçevreleyenbirortam,birkültürelyapı,yaşamveyaşanmışlıkvardır.23

Bir dilin varlığı, o dili konuşanlar arasında belli lafızların bellianlamlarıtaşımasınoktasındaasgaribirmutabakatınbulunmasınızorunlukıldığından,fasihArapdiliylenazilolanKur’anvahyininzorunlu,mümkünvemuhtemelanlamlarınıbelirlemedeArapçayıbilmek,özellikledeKur’anvahyininnazilolduğudönemvecoğrafyadayaşayanArapçanınifade,üslupvemantıkyapısınıgözetmekzorunluönceliktaşır.Buaynızamandaİslamümmetinin genel din anlayışınınmerkezinde Kur’anmetninin (Kitâb) yeralmasınıvebumetninanlaşılmasındamüslümanlararasındabellibirortakpaydanınbulunmasınıdaaçıklayanbirhusustur. İştebuyüzdenusulcülerKur’an metninden ve sünnetten hüküm çıkarma metotlarının çatısını dilkurallarıüzerinekurmuşlardır.

Lafzınanlamalanınıbelirlemededilinkurallarındanveimkânlarındanyola çıkmak ön şart niteliğinde ilk aşamayı teşkil etse de ikinci aşamada,anlamı bilinen lafzın nasıl bir şer’î hüküm içerdiğine karar vermek, yanimetninhukukî yorumunuüretmek gerekir. Kur’an (Kitâb) açısından ifadeedilecek olursa, lafzın anlamı Şâri’in ne buyurduğu, hükme delaleti iseusulcülerindeyimiyle,mükellefinfiiliaçısındanbuhitabınmanalarınaveyamükellefinfiillerinebağlananşer’îvasfıdır.İkinciaşamadaŞâri’innedemekistediği meselesini de kapsayan bir fıkhî anlama ve yorumlama sözkonusudur. Bunun için dili bilmenin ötesinde fıkıh formasyonu, içtihatmelekesi, yoğun çaba ve geniş birikimgerekir. SonuçtaKur’an’ı anlamadapergelin ilk ve sabit ayağını elfaz oluşturur. Ancak Kur’an elfazının şer’îhükme delaletinin mümkün ve muhtemel sınırlarını çizmede ayetlerdekilafızlarkadarKur’an’ınbütüncülanlatımı,şer’îhükümlerinmakâsıddenilentemelilkevehedefleri,vahyinkendinüzulortamıiçindeilkmuhataplarıyladiyalektik ilişkisi, lafızların ilk/aslî/tarihîmanaları ile kültürel ve tarihselarkaplanbilgisidesondereceönemlidir.

Diğer taraftanKur’an’ınnazil olduğuyirmiüç yıllık tarih ve toplumkesitinekadarhem“şer’umenkablenâ”geleneğinin,hemdeinsanlığıntabiitecrübesinin uğrak noktalarını ve safhalarını bilmek ve karşılaştırmalar

                                                            23Bağlam(siyak)hakkındagenişbilgiiçinbkz.OsmanGüman,FıkıhUsûlüLiteratüründeSiyak,İstanbul2013,s.21‐80.

 Kur’an,YorumveŞiddetMeselesi

 

|17|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

yapmakgerekir.Aynışekildeayetlerinnüzulsebebiveortamı,nass‐sosyalolgu irtibatı gibi hususların yanında erken dönemlerdeki sözlü ve amelîgeleneğibünyesindebarındıransünnetve icmadabunoktadaönemtaşır.Bütün bunların yanında Kur’an elfazından doğrudan ve açıkça anlaşılananlamileonundolaylıanlatımıarasındabirayırımyapmakdasözkonusuolabilir.Kur’anbugenişyelpazeiçindeokunmadığıtakdirde,kişilerinkendigörüşvetercihlerinitekhakikatolarakbizatihivahiyleirtibatlandırmasıveöznel yorumlarını Kur’an’ın alternatifsiz hükmü olarak sunması tehlikesiortayaçıkar.24

Bağlamsadecenass içindeğil,nassıyorumlayanözneler içinde sözkonusudur.Kur’anvahyinintamimci(umumileştirici)tarzdayorumlanması,usul kaideleri ve kelâmî‐itikâdî kabuller dışında yorumcunun içindebulunduğusosyalvetoplumsalşartlarladaçokyakındanilişkilidir.Buhususözellikle Endülüslümüfessirlerin cihad ve kıtalle ilgili ayetleri anlama veyorumlamatarzlarıylaörneklendirilebilir.EbûBekrİbnü’l‐ArabîveKurtubî(ö. 671/1273) gibi müfessirler Bakara 2/193. ayetteki kıtal emrini küfür(kâfirlik) gerekçesine bağlamış ve Hz. Peygamber’in, “İnsanlar Allah’ınbirliğinikabuledinceyedeğinonlarlasavaşmayamemurkılındım”25hadisinibağlamsızvetamimcitarzdayorumlamışlardır.26

Bizegörebuyorumtarzıbellibirusulkaidesinedayanmanınötesindeİbnü’l‐ArabîveKurtubî’ninkendihayatlarındaşahitolduklarıacıolaylarvebu olayların beslediği duygusalmotivasyonlarla irtibatlıdır. Çünkü İbnü’l‐Arabîçocuklukçağlarında,“Mülûku’t‐Tavâif”diyeanılanbeyliklerarasındakiyıkıcımücadelelere,bundandaönemlisiKastilyaKralıI.Fernando’nun1062yılında Tuleytula (Toledo) ve İşbiliye’yi haraca bağlaması ve Kral VI.Alfonso’nunTuleytula’yıişgaletmesigibiolaylarıncereyanettiğidönemdeyaşamıştır.27

Kurtubî de 633 (1236) yılında Kurtuba’nın Kastilya‐Leon Kralı III.Fernando kuvvetleri tarafından ele geçirilmesine şahitlik etmiş birmüfessirdir.Hıristiyanİspanyalıların3Ramazan627’de(16Temmuz1230)gerçekleştirdiklerisaldırıdaşehitedilmişbirbabanınevladıolanKurtubî,Âl‐

                                                            24 Ali Bardakoğlu, “Fıkıh Çözüm mü Üretir, Sorun mu?”, Eskiyeni Anadolu İlahiyatAraştırmaDergisi,sayı:29(2014),s.162‐163,166.25Buhârî,“İman”18;Müslim,“İman”32;EbûDâvûd,“Cihâd”95.26EbûBekrMuhammedİbnü’l‐Arabî,Ahkâmu’l‐Kur’ân,Beyrut1988,I.155‐157;Kurtubî,el‐Câmi’,II.236.27Bkz.EbûBekrMuhammedİbnü’l‐Arabî,en‐Nâsihve’l‐Mensûh fi’l‐Ķur’âni’l‐Kerîm,nşr.Abdülkebîr el‐Alevî el‐Medgarî, Bulak 1992, s. 17‐27, (Naşirin girişi); Zehebî, SiyerüA’lâmi’n‐Nübelâ,XX.197‐204.

MustafaÖZTÜRK

|18|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

i İmrân 3/170. ayet münasebetiyle babasının katledilmesi olayına dadeğinmiştir.28BuolaylarKurtubî’niniçdünyasındaderinyaralaraçtığından,“Düşmanla savaşmak size farz kılındı, hâlbuki savaş hoşunuza gitmiyor;ancak hoşlanmadığınız bir şey sizin için hayırlı olabilir…” mealindekiifadelerle başlayan Bakara 2/216. ayetin tefsirinde şunları kaydetmiştir:“Kur’an’ın bu ifadesi Endülüs beldelerinde tecrübeyle sabit olduğu üzerehiçbir itiraz ve tartışma götürmez biçimde doğrudur. Müslümanlar bubeldelerdecihadıterkettiler,düşmanlaçarpışmaktanuzakdurupçokkerekaçtılar.BununüzerinedüşmanEndülüsbeldeleriniişgaletti;bizikâhesiraldı, kâh katletti, kâh köleleştirdi. Kuşkusuz biz Allah’a aidiz ve O’nadöneceğiz; ancak bütün bu yaşananlar kendi yapıp ettiklerimizinneticesidir.”29

YorumcununiçindebulunduğusosyolojikdurumbağlamıiletamimciyorumarasındakisıkıilişkihususundaEndülüslümüfessirlerdenİbnAtıyyeveİbnCüzey’in(ö.741/1340)Âl‐iİmrân3/28.ayetleilgiliizahlarıdadikkatçekiciörneklerolarakzikredilebilir.Buikimüfessir,“Müminler,müminleribırakıp kâfirleri dost, sırdaş, stratejik müttefik (veli) edinmesinler. AksihaldeAllah’labağlarınıkoparmışolurlar”mealindeki ifadeylebaşlayanbuayetteki ifadeyi, “Ayetin lafzı tüm zamanlar ve çağlarla ilgili olarak genelgeçerdir”(ve‐lafzu’l‐ayetiâmmunfîcemîi’l‐a’sâr),“Ayettümçağlariçingenelgeçerdir” (âmmetün fî cemîi’l‐a’sâr) şeklinde bir ifadeyle genelleştirmeyitercihetmişlerdir.30

Bu tercihin sebebi ilmî manada tefsir veya fıkıh usulü kaidesindenziyade,müfessirlerinbizzatyaşadıklarıdramatikolaylarvebuolaylarabağlımotivasyonlar olsa gerektir. Daha açıkçası, İbn Atıyye 503 (1109) yılındaTalabire (Talavera) savaşına katılmış, ayrıca Murâbıt melikleriylegörüşmeleryapıpdüşmanakarşıtaktikvestratejilerleilgiliraporlarsunmuş,Hıristiyanlar tarafından işgal edilen bölgeleri geri alma hususunda devletadamlarınauyarılardabulunmuştur.31 İbnCüzey iseNasrîlerinMerînîlerlebirlikte Cebelitarık yakınlarında İspanyol ve Portekiz kuvvetlerine karşıyaptığısavaştaşehitolmuştur(7Cemâziyelevvel741/29Ekim1340).32

                                                            28Kurtubî,el‐Câmi’,IV.174.29Kurtubî,el‐Câmi’,III.28.30EbûMuhammedAbdülhakb.Gâlib İbnAtıyye,el‐Muharrrerü’l‐Vecîz,Beyrut2001, I.419; Ebü’l‐Kâsım Muhammed b. Ahmed İbn Cüzey el‐Kelbî, et‐Teshîl li Ulîmi’t‐Tenzîl,Sayda‐Beyrut2005,I.243.31AbdülvehhâbFâyid,MenhecüİbnAtıyyefîTefsîri’l‐Kur’âni’l‐Kerîm,Kahire1973,s.71‐75.32 Ebü’l‐Vefâ Burhânüddîn İbn Ferhûn, ed‐Dîbâcü’l‐Müzheb, nşr. Muhmamed AhmedEbü’n‐Nûr,Kahire1972,II.274‐276.

 Kur’an,YorumveŞiddetMeselesi

 

|19|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

BukısabiyografikbilgilerdahiEndülüslümüfessirlerincihadvekıtalleilgiliayetlerdekihükümleritümzamanlariçingenelgeçerhükümlerolarakdeğerlendirmesinin tarihsel bağlamı ve sosyolojik arka planı hakkındayeterli fikir verir mahiyettedir. Nitekim bir değerlendirmeye göre deEndülüs’te ısrarlaMâlikîmezhebine tutunmanınvebidat ehlinekarşı sertuygulamalarınarkasındakitemelsebeplerdenbirikuzeydekiHıristiyanlarlasüreklimücadeleveçatışmayaşanmasıdır.Endülüs’teYahudilerledeçetinbirdinîrekabetyaşanmıştır.İbnHazm(ö.456/1064),Ebü’l‐Velîdel‐Bâcî(ö.474/1081), İbn Rüşd (ö. 595/1199) gibi müslüman âlimler Ehl‐i Kitab’areddiyeler yazmış, İbnü’z‐Zübeyr es‐Sekâfî (ö. 708/1308) gibi diğer bazıâlimler isecihadın faziletiyle ilgiliolarakSebîlü’r‐Reşâd fîFadli’l‐Cihâdgibieserlerkalemealmışlardır.33

D.Diyanet‐SiyasetveDin‐ŞeriatAyrımı

Kur’anvetamimciyorummeselesindebağlamsızlıkkadardiyanetilesiyasetin birbirine karıştırılması ve/veya birbiriyle özdeş sayılması daönemli rol oynamıştır. İslam ilim geleneğinde diyanet ile siyasetinbirbirinden farklı kategoriler olduğu şu veya bu şekilde dile getirilmesinerağmenhâkimgörüşnasslardakitümhükümlerinbizatihidinvediyanetleilgiliolduğunoktasındayoğunlaşmıştır.Bumeselebirtarafa,diyanet‐siyasetayrımı bir bakıma din‐şeriat ayrımıdır. Din öz itibariyle hiçbir zaman vezeminde değişmeyen temel inanç ve ahlak değerleriyle, şeriat ise farklızamanvezeminlerdedeğişimeaçıkmeselelerleirtibatlıdır.

İmamel‐Mâtürîdîdiniimanveitikatolaraktanımlamaksuretiyledin‐şeriat ayrımı yapar. Ona göre iman dindir, din de inançlardan ibarettir.İnançlarınmahalliisekalptir.Geçmiştekitümrasullervenebilertekbirdini,yani Allah katındamutlak ve değişmeyen tevhid (İslam) dinini tebliğ içingönderilmiştir.Bumutlakvesabitdininkapsamındatevhid,inançveahlakesasları,ibadetinAllah’aözgükılınmasıveO’naşükrünzorunluolmasıgibihususlaryeralır.Şeriatisepeygamberdenpeygamberedeğişenritüellervehükümlerle alakalıdır. Her peygamberin şeriatı ve ahkâmı birbirindenfarklıdır. Şeriat ve ahkâm peygamberin geldiği dönemdeki şartlar vemaslahatlar uyarınca dinin dinamik toplumsal boyutuna atıfta bulunur.Şeriatta değişkenlik, dinde ise sabitlik, süreklilik ve değişmezlik sözkonusudur. Dinde nesh veya önceki peygamberlerin şeriatına uymak sözkonusudeğildir.BirşeriatınkendiiçindedeneshinvukubulduğukanaatindeolanMâtüridî’ye göre nesh belirli bir süre için vaz edilen önceki hükmün

                                                            33 Daha geniş bilgi ve değerlendirme için bkz. Mehmet Akif Koç, “Endülüs TefsirciliğiÜzerineBirGirişDenemesi”,İslâmiyât,cilt:7,sayı:3(2004),s.57‐58.

MustafaÖZTÜRK

|20|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

süresinin bitmesi üzerine yine belirli bir süre için başka bir hüküm vazedilmesi,böylecehükmünyenilenmesidemektir.Allahherhangibirhükmünsüresibittiğindesınırlısüreliyenihükümlervazedebilirvebuhususubazenvahiyle,bazenderasulüvasıtasıylabildirir.34

Mâtüridî şeriat kapsamındaki Kur’an hükümlerinin toplumsalşartlarındeğişmesinebağlıolarakiçtihatyoluylaneshedilebileceğiyönündeçok iddialı bir görüşüdedillendirmiştir. Bununla ilgili olarakHz.Ömer’inzekât gelirlerinden müellefe‐i kulûba pay tahsisini iptal uygulamasını,Kur’an’dakibuhükmün tatbikinegerekçeoluşturanmaksatvemaslahatınortadankalkması hasebiyle ictihadlanesiholarakdeğerlendirmiştir.35Öteyandan Şâfîî fıkıh geleneğinde önemli bir yere sahip olan İbn Süreyc (ö.306/918)KitapveSünnet’inkıyaslaneshedilebileceğinikabuletmiş,Enmâtî(ö.538/1143)deaslîdelillerdenistihraçedilmişbirkıyaslaböylebirneshincaiz olabileceğini söylemiştir. Çünkü böyle bir nesh ona göre Kitap veSünnet’levakiolanneshgibidir.36

Mâtüridî, İbnSüreyc,Enmâtîgibiâlimlerinneshle ilgiligörüşlerişâzolarak değerlendirilebilir; ancak bu görüşler İslam ilim geleneğindeKur’an’daki bir hükmün kıyas ve ictihadla da nesh edilebileceğinden sözedilmişolduğunubelgelemesiaçısındansondereceönemlidir.Bubağlamda,klasikdönemlerdeKur’an’daneshinvukubulduğufikrinibenimsemenindinanlayışında sıhhat ölçütü gibi değerlendirildiği, neshi reddetmenin isemüslümanlık noktasında problemli bir anlayışa sahip olmakla eşdeğergörüldüğünü de belirtmek gerekir. Serahsî (ö. 483/1090[?]) neshin caizolmadığını savunanları, “görüş ve fikirlerine itibar edilmeyecek kimseler”diyenitelendirmiş,hattaİslaminancınasahipbirkimsenin,“Neshdiyebirşeyyoktur”demesininsözkonusuolmadığınadikkatçekmiştir.37Cassâs(ö.370/981) iseEhl‐i salattan (Ehl‐i kıble)neshi reddeden fırkanınKur’an’a,mütevatir hadislere, selef ve halef âlimlerinin ittifakına açıkça muhalefetettiğinibelirtmiştir.38

                                                            34SönmezKutlu,“BilinenveBilinmeyenYönleriyleİmamMâturidî”,[İmamMâturidîveMâturidîlikiçinde],Yayınahaz.:SönmezKutlu,Ankara2003,s.27‐28;39‐43.Ayrıcabkz.Hanifi Özcan, “Mâtüridî’ye Göre Din‐Şeriat Ayrımının Felsefî Temelleri”, Büyük TürkBilginiİmamMâtüridîveMâtüridîlik‐MilletlerarasıTartışmalıİlmîToplantı(22‐24Mayıs2009),İfav,İstanbul2012,s.138‐140.35EbûMansûrMuhammedel‐Mâtüridî,Te’vîlâtüEhli’s‐Sünne,nşr.MecdîBâsellûm,Beyrut2005,V.406‐407.36EbûBekrŞemsü’l‐eimmeMuhammedes‐Serahsî,Usûlü’s‐Serahsî,İstanbul1984,II.66.37Serahsî,Usûlü’s‐Serahsî,II.54.38EbûBekrAhmedb.Aliel‐Cassâs,Usûlü’l‐Fıkh(el‐Fusûlfi’l‐Usûl),Kuveyt,2007,II.217.

 Kur’an,YorumveŞiddetMeselesi

 

|21|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

Bütün bu bilgilerKur’an’ın toplumsal düzen ve hukuk alanıyla ilgilihükümlerinin zamanve zemine göredeğişebileceği, hatta kıyas ve ictihadyoluylaneshedilebileceğigörüşününİslamilimgeleneğindedeazçokkabulgörüptaraftarbulduğunaişaretetmesibakımındançokönemlidir;ancakbuyazıdaelealdığımızdin‐şiddetkonusundaenkritikmesele,Kur’an’ıncihadve kıtalle ilgili hükümlerinin diyanet‐siyaset ve/veya din‐şeriat şeklindekiayrımlar çerçevesinde neye karşılık geldiğidir. Bu çerçevede ilkin Kur’anvahyinin nazil olduğu vasatta “din”in ne ifade ettiği meselesini açıklığakavuşturmak gerekir. AncakKur’an’da din kelimesinin anlam ve kullanımalanını belirlemek kolay değildir. Bu yüzden Toshihiko Izutsu “din”insemantik açıdan irdelenmesi en zor anahtar kavramlardan biri olduğuna,kelimenin Kur’an’daki anlamlarıyla ıstılahtaki anlam ve kullanımlarınınbirbirinekarıştırıldığınadikkatçekmiştir.39

Din kelimesi Arap dilinde, “hükmetmek, boyun eğmek, karşılıkvermek,âdet,gelenek”gibianlamlartaşır40veKur’an’dakikullanımıdabuanlamçeşitliğiniyansıtır.41BununlabirliktekelimeninKur’an’dakianlamvekullanımında yerine göre daralma ve genişleme diye ifade edilebilecekdeğişkenliklermevcuttur.Dahaaçıkçası,nüzulsürecininMekkeveMedinedönemlerindemuhataplar,konular,sorunlarveihtiyaçlarınfarklılaşmasınabağlı olarak “din”kelimesindeki semantiğindeğişmesi, hattadininolgusalbağlamdasivilvebireyselniteliklibiryapıdanresmî,toplumsalvesiyasalbiryapıyaevrilmesisözkonusudur.

ErkendönemMekkîsurelerdedinkelimesi“karşılık/ceza”manasıylailintiliolarak,kıyametvehesapgününeatıftabulunur.Busurelerdekibirçokayette “insanoğlunun dünyada yapıp ettiği işlerin iyi‐kötü (sevâb‐ikâb)karşılığınıgöreceğigün”manasında“yevmü’d‐dîn”terkibi/tabirikullanılır.42AyrıcaZâriyât51/6,Tîn95/7veMâûn107/1gibibazıayetlerdegeçendînkelimesi genellikle “hesap, ceza” veya hesap/ceza günü” diye açıklanır.43BununyanındaAllah’ataatveteslimiyetbağlamındatevhidinancıdaMekkî

                                                            39ToshihikoIzutsu,Kur’ân’daTanrıveİnsan:Kur’ânîDünyaGörüşününSemantiği,çev.M.KürşadAtalar,İstanbul2012,s.321‐335.40İbnManzûr,Lisânü’l‐Arab,II.465‐468;EdwardWilliamLane,AnArabic‐EnglishLexicon,Beyrut1968,III.942‐945.41İbnü’l‐Cevzî(ö.597/1201)dinkelimesininKur’an’daİslam,tevhid,hesap,ceza,hüküm,taatgibionbeşfarklıanlamdakullanıldığındansözetmiştir.BkzEbü’l‐FerecCemâlüddînAbdurrahmân İbnü’l‐Cevzî, Nüzhetü’l‐A’yüni’n‐Nevâzır, nşr. Muhammed AbdülkerîmKazımer‐Râdî,Beyrut1985,s.298‐299.42Fatiha1/4;Zâriyât51/12;Vâkıa56/56;Müddessir74/46;İnfitar82/9,10,17,18.43 Bkz Ebü’l‐Ferec Cemâlüddîn Abdurrahmân İbnü’l‐Cevzî, Zâdü’l‐Mesîr fî İlmi’t‐Tefsîr,Beyrut1987,VIII.28;IX.174,244;Fahreddîner‐Râzî,et‐Tefsîru’l‐Kebîr,XXVIII.169;XXXII.12‐13,105.

MustafaÖZTÜRK

|22|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

surelerdedinkelimesiyleifadeolunur.Özelliklemuhlisan/muhlisînelehü’d‐dîn ifadesi44 tevhid inancını benimsemek ve Allah’a teslimiyet göstermekmanasıtaşır.Benzerşekilde,ekımvechekeli’d‐dînihanîfen,ekımvechekeli’d‐dîni’l‐kayyim,en‐akîmu’d‐dîngibi ifadeler45dehertürlüşirktenuzaklaşmışolaraktevhidinancınınbenimsenmesimanasındadır.

Din kelimesinin hesap, ceza ve tevhid inancı manasında kullanımıMekkî surelerde ağırlıklı olarak şirkin nefyi ve ölümden sonra dirilişingerçekliğimeselesiüzerindedurulmasıylaalakalıdır.Başkabirifadeyle,sözkonususurelerdedinkelimesi,Kureyşlimüşriklerinşirktenvazgeçmemeleriveahireti inkâretmelerinemukabil tevhidveahiret inancınaatıfladarveözel bir anlam taşır. Bu çerçevedemuhlisîne lehü’d‐dîn ifadesi, muvahhidolarakAllah’abağlılığı ifadeederkibudasonuçtaşirkinefy, tevhidi isbatanlamındadır. En’am 6/161. ayetteki sırât‐ı müstakîm, dînen kıyemen(kayyimen) vemillete ibrâhîm gibi terkipler de tevhid inancını vurgular.Nitekim müteakip ayetlerdeki şu ifadeler söz konusu terkiplerin anlamalanınıvuzuhakavuşturur:“[EyPeygamber!]Deki:Benimtaatim(namazımniyazım)ve (hac, kurbangibi)diğerbütün ibadetlerim,kısacahayatımveölümüm, âlemlerin rabbi Allah’a adanmıştır. O’nun hiçbir eşi ve ortağıyoktur. İştebanaemredilen,böyle inanmakvebu inançüzereyaşamaktır.Bunun içindir ki ben hepinizden önce Allah’a boyun eğip teslimiyetgösterdim.” (kul inne salâtîvenüsükîvemahyâyevememâtî lillâhi rabbi’l‐âlemînlâşerikelehûve‐bizâlikeümirtüve‐eneevvelü’l‐müslimîn).

Rûm30/30.ayettededinkelimesitevhidmanasındakullanılmış46vebumanadadininfıtratdiniolduğuvurgulanmıştır.İslamgeleneğindefıtratgerek bu ayetten, gerekse “Her yeni doğan insan dünyaya gözlerini fıtratüzere açar” (küllü mevlûdin yûledü ale’l‐fıtra) mealindeki hadisten47hareketleherinsanınözündemuvahhidvemüslümanolarakdünyayageldiğişeklinde yorumlanmıştır.Ancak İbnAbdilber en‐Nemerî’ye (ö. 463/1071)göre fıtrat kelimesi iman‐küfür, hidayet‐dalâlet gibi belirleyici anlamlariçermez.Zirainsandünyayagözünüaçtığıanitibariyleneimanınedeküfrükavrayabilir.KaldıkiNahl16/78.ayetteinsanoğlununhiçbirşeybilmezveyaherşeydenbihaberhaldedünyayageldiğibelirtilir.Şuhalde,yenidoğanlarlailgili fıtratkavramıonlarınyaratılış, tabiatvemizaçbakımındangenellikle

                                                            44A’râf7/2;Yûnus10/22;Ankebût29/65;Lokman31/32;Zümer39/2,3,11;Mümin40/14,65;Beyyine98/5.45Yûnus10/105,Rûm30/30,43;Şûrâ42/13.46Bkz. Ebü’l‐HasenMukâtil b. Süleyman,TefsîruMukâtil, nşr. Abdullah Şehâte, Beyrut2002,III.413;İbnü’l‐Cevzî,Zâdü’l‐Mesîr,VI.300‐302.47Buhârî,“Cenâiz”79,80,93;Müslim,“Kader”22‐25.

 Kur’an,YorumveŞiddetMeselesi

 

|23|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

temizvedüzgün(selametve istikamet)olduğuna işareteder; insanancakreşîdolduktansonraimanveyaküfrüseçebilir.Bununiçindirkibazıâlimlerfıtratmeselesiyleilgilihadisi,hemAllah’ıinkârhemO’nutanıyıpbilmek,hemküfürhemimanpotansiyelinesahipolmakdiyeyorumlamışlardır.48

Sonuç olarak, fıtrat kelimesinin ifade ettiği anlam insanın doğuştansahipolduğuözelliklerintoplamıdır.Kaldıkibazıhadislerdesünnetolmak,bıyıklarıkısaltmak,tırnaklarıkesmek,koltukaltlarındakikıllarıtemizlemek,misvak kullanmak, mazmaza ve istinşak diye tadat edilen beş/on şeyinfıtrattan sayılmasının49 insan ontolojisiyle alakası yoktur. Nitekim ilgilihadislerinbazıvaryantlarındabütünbuhususlar fıtrattandeğil,sünnettensayılmış,50 ayrıca ulemanın çoğunluğu “Beş veya on şey fıtrattandır”hadislerinde geçen “fıtrat”ı sünnet diye açıklamıştır.51 Bıyıkları kısaltmak,tırnakları kesmek, koltuk altlarındaki kılları temizlemek gibi hususlar İbnHacer’in(ö.852/1449)belirttiğigibibiryönüylebedentemizliğine,diğerbiryönüyledeYahudiler,Hıristiyanlar,Mecusilerveputperestlergibifarkıdinmensuplarının şiarına muhalefetle ilgilidir.52 Hz. Peygamber’inmüslümanlara bıyıklarını keserek Mecûsî ve müşriklere benzememeleritavsiyesindebulunduğu,bıyığınıkısaltıpdüzeltmeyeninİslamtoplumundanuzaklaşmış sayılacağı bilgisini içeren hadisler53 “Beş şey fıtrattandır”meselesinin gerçek mahiyetini ortaya koyar niteliktedir ki bu da Medinedönemindekendineözgübirinançsistemi,değerlerivesembolleribulunanmüslüman bir toplum oluşturma hedefiyle bağlantılı olarak ötekilerebenzememesiyasetidir.

MekkedönemindetevhidvemeadvurgusuylainançveahlaktemellibiriçermeyesahipolandinkelimesindekisemantikalanMedinedönemindetoplumsaldüzen,hukukve siyasetgibi farklıboyutlarkazanmaksuretiylegenişlemiştir.ÇünküMedinedönemindecemaat(ümmet)safhasınageçilmiş,üstelik bu dönemde Mekkeli müşriklerin yanı sıra Yahudiler de muhalifzümreolarakkendini göstermiştir.Müslümanlarlamüşrikler veYahudilerarasındakimuhalefetin silahlı çatışmayadönüşmesi sürecindebir taraftançok belirgin biçimde dost‐düşman tanımlaması yapılırken, bir taraftan daEhl‐iKitap’lapolemiklermuvacehesindedinkelimesimüessesİslammanası

                                                            48EbûÖmerCemâlüddînYûsuf İbnAbdilber,et‐Temhîd limâ fi’l‐Muvatta’mine’l‐Meânîve’l‐Esânîd,nşr.SaîdAhmedA’râb,Tıtvân1987,XVIII.69‐70,88‐89.49Buhârî,“Libâs”63;Müslim,“Taharet”49‐51,56;“Salât”9.50 Bkz. Ebü’l‐Fazl Şihâbüddîn İbnHacer el‐Askalânî,Fethü’l‐Bârî Şerhü Sahîhi’l‐Buhârî,Riyad2000,X.415.51EbûSüleymânHamdb.Muhammedel‐Hattâbî,Meâlimü’s‐Sünen,Beyrut1991,I.27.52İbnHacerel‐Askalânî,Fethü’l‐Bârî,X.417.53Buhârî,“Libâs”64;Müslim,“Tahâret”54‐55;Nesâî,“Tahâret”13,“Zînet”2.

MustafaÖZTÜRK

|24|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

kazanmışvebubağlamdaİslamhususenYahudilikveHıristiyanlığınkarşıtıolarak konumlandırılmıştır. Bilhassa “dînü’l‐hak” tabiriyle Yahudiler veHıristiyanlarınmüessesinançsistemleriilemüşriklerinşirkleilgiliinançveritüelleri karşısında İslam’ın tek sahih din olduğu vurgulanmıştır. “Allahkatında din, İslam’dır” (Âl‐i İmrân 3/19), “Kim İslam’dan başka bir dinarayışınagirerse,arayıpbulduğudinaslakabulgörmeyecektir”(Âl‐iİmrân3/85)mealindekiayetlerdedeözelolarakHıristiyanitikadınakarşıİslamvetevhid inancınınmutlak hakikat olduğu vurgulanmıştır. Çünkü Âl‐i İmrânsuresinin ilk seksen küsur ayeti bir grup Necranlı Hıristiyan’ın İsa’nınteolojik kimliği hakkında Hz. Peygamber’le tartışmaması üzerine nazilolmuştur.54

Tevbe 9/33, Fetih 48/28 ve Saf 61/9. ayetlerde “dînü’l‐hak” diyenitelendirilenİslam’ındiğerbütündinleregalebeçalmasındansözedilmiştir.FetihveTevbesurelerininmüşriklerveYahudilerleçatışmazeminindenazilolduğu bilinmektedir. Bu yüzden özellikle Tevbe suresi kesin uyarı(ültimatom)tarzındaifadelerlebaşlamaktavesureninçeşitliayetlerindeHz.Peygamber ve müminlerle ilişkide antlaşmaya sadakat göstermeyenmüşriklerinelegeçirildikleriyerdekatledilmeleri,benzerşekilde“hakdin”idin edinmeyen Ehl‐i Kitap’la da savaşılıp cizyeye mahkûm edilmelerigerektiği vurgulanmaktadır. Yine aynı surenin 14 ve 15. ayetlerinde, “OmüşriklerlesavaşınkiböyleceAllahonlarısizinelinizlecezalandırıprezil‐rüsva etsin. Onlara karşı size yardım ve zafer lütfetsin. Böylelikle sizmüminlerin yüreklerine su serpsin, yine bu sayede Allah müminlerinkalplerindekiöfkeyidindirsin”mealindeçoksertifadeleryeralmaktadır.

Bütünbuifadelerbiryana,“[EyMüminler!]Ehl‐iKitap’tanAllah’aveahirete inanmayan, Allah’ın ve elçisinin yasakladıklarını yasak saymayan,hak dini din olarak tanımayan kimselerle savaşın ki sonunda sizinüstünlüğünüzü kabullenip ve bizzat gelip kendi elleriyle baş vergisiödesinler.” mealindeki Tevbe 9/29. ayet din kelimesinin Medinedönemindeki semantik evrimini takip açısından çok dikkat çekici veönemlidir. Çünkü bu ayette Allah’a ve ahiret gününe inanmayan Ehl‐iKitap’tansözedilmektedir.Allah’ı inkâretmek,Ehl‐iKitap tanımlamasıylabağdaşırgörünmemektedir.Herşeydenönceminellezîneûtu’l‐kitâb (Kitabverilen kimseler) lafzındaki “kitâb” kelimesi genelde ilâhî vahye, özeldeTevratveİncil’eişaretetmektedir.BirkimseninAllahtarafındangönderilmişbirkitabainanıyorolması,bukitabıgönderenAllah’adainanmasıanlamına

                                                            54EbûCa’ferMuhammedb.Cerîret‐Taberî,Câmiu’l‐BeyânfîTe’vîli’l‐Kur’ân,Beyrut1999,III.162‐164;Ebü’l‐HasenAlib.Ahmedel‐Vâhidî,Esbâbü’n‐Nüzûl,Beyrut1991,s.53.

 Kur’an,YorumveŞiddetMeselesi

 

|25|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

gelir. Bu durumda, “Ehl‐i Kitap’tan Allah’a ve ahiret gününe inanmayankimseler”şeklindekiifadekendiiçindeçelişikgörünmektedir.

Bu yüzden Zeccâc (ö. 311/923), “Allah’a inanmayanlar” ifadesinin“tevhid ehli müminler gibi inanmayanlar” anlamına geldiğine dikkatçekmiş,55Mâtüridî(ö.333/944),“BirkimseAllah’ıngönderdiğitümkitaplarave peygamberlere inanmakla birlikte, O’nun bir ayetini veya birpeygamberini reddetseAllah’aveahiretgününe inanmamışolur”demiş,56İbn Atıyye (ö. 541/1147) ise şunları kaydetmiştir: “Allah Ehl‐i Kitap’tanAllah’a ve ahiret gününe imanı nefyetmiştir; çünkü onlar benimsemekleyükümlüolduklarıİslamşeriatınıterketmiş,buyüzdendeAllahveahiretleilgiliinançlarıanlamsıztelakkilervetahayyüllerhalinegelmiştir.”57

Tevbe9/29.ayetMedinedönemininözellikle sonsafhasındadinvedinîhakikatinHz.Peygambervemüslümanlarcatemsiledilenmüessesİslamkıstasınagöretanımlandığını,dolayısıylaYahudilerveHıristiyanlarındabukıstas uyarınca yargılandığını gösterir.58 Ehl‐i Kitap içerisinde Allah’a veahiretgününeinanmayankimselerdensözedilmesi,59onlarlasavaşıphorvehakirhaldecizyeödemeyemahkûmetmeningerekçesigibigörünmektedir.Medinedönemindekibutanımlayıcıveyargılayıcıdil,özellikleHz.İbrahimeksenindecereyanedenpolemiklermuvacehesindeonunYahudi,Hıristiyanve müşrik değil, müslüman olduğunu bildiren ayetlerde de60 kendisinigösterir.Hz.İbrahimhemYahudiveHıristiyankültürlerinde,hemdeİslamöncesiArapgeleneğindekendisiyleonurduyulan“uluata”konumundadır.61

                                                            55Ebûİshakİbrahimb.Serîez‐Zeccâc,Meâni’l‐Kur’ânve İ’râbuh,nşr.AbdülcelîlAbduhŞelebî,Beyrut1988;II.441.56Mâtüridî,Te’vîlâtüEhli’s‐Sünne,V.337.57İbnAtıyye,el‐Muharrerü’l‐Vecîz,III.21.58 Medenî surelerdeki yorumlayıcı ve tanımlayıcı dil hakkında geniş bilgi vedeğerlendirme için bkz. Muhammed Coşkun, “Medenî Kur’ân’da Yorumlayıcı İfadeBiçimi”, Kur’an Nüzulünün Medine Dönemi (X. Tefsir Akademisyenleri Buluşması),Kahramanmaraş2014,s.387‐411.59 Ehl‐i Kitab’ın Allah’a inanmaması, Tevbe 9/30‐31. ayetlerde Yahudilerin Üzeyr’i,Hıristiyanların İsa’yı “Allah’ın oğlu” diye nitelendirmeleri ve aynı zamanda bu iki dinmensuplarının kendi din adamlarını rab edinerek şirke düşmeleri şeklindegerekçelendirilmiştir. Ancak Montgomery Watt gibi bazı müsteşrikler özellikleYahudilerinÜzeyr’i“Allah’ınoğlu”diyenitelendirdiklerineilişkinKur’anifadesinitarihîaçıdanyanlışbilgiolarakdeğerlendirmiş,ayrıcaTevbe9/29‐32.ayetlerinHıristiyanlarakarşımuhalefetvehusumetsiyasetinegeçişsürecineişaretettiğinibelirtmiştir.Bkz.W.MontgomeryWatt,Muhammad’sMecca:HistoryintheQur’an,Edinburgh1988,s.45;a.mlf.,MuhammadatMadina,London1972,s.319.60Bkz.Bakara2/135,140;Âl‐iİmrân3/65,67‐68.61Fahreddîner‐Râzî,et‐Tefsîru’l‐Kebîr,XIII.29.

MustafaÖZTÜRK

|26|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

Bu yüzden özellikle Medine döneminde müslümanlar, Kitâbîler vemüşriklerceadetapaylaşılamamıştır.

Mekke dönemindeki konjonktür uyarınca, “Sizin dininiz size, benimdinimbana!” (Kâfirûn109/6), “Senhakikatianlat!Zirasenancakhakikatianlatmakla mükellefsin; yoksa o inkârcılara imanı dayatma konumundadeğilsin”(Ğâşiye88/21‐22),“İyiliklekötülükeşitolmaz.Buyüzden,sensenol, kötülüğe iyilik ve güzellikle mukabelede bulun” (Fussilet 41/34)mealindeki ifadelerle Hz. Peygamber’in müşriklere karşı dikleşmeyip birbakıma alttan alması salık verilirken, Medine döneminin sonlarına doğrunazilolançeşitliayetlerde,“Allah,kendihakdininidiğerbütündinlereüstünkılmaküzereelçisinihidayet(Kur’an)vehakdinilegönderdi”(Tevbe9/33;Feth 48/28; Saf 61/9) denilerek İslam dininin meydan okuma ve diğerdinleregalebeçalmavaktiningeldiği ilanedilir.Bununiçindirki İmameş‐Şâfiî(ö.204/820)Tevbe9/33.ayetmünasebetiyle,hakdinin(İslam’ın)diğerbütün dinlere üstün kılınmasını, Hz. Peygamber’in ümmîlere (müşrikAraplara) galebe çalıp onları gönüllü veya gönülsüz olarak İslam’a boyuneğdirmesiveaynışekildeEhl‐iKitab’adasavaşaçıponlarıcizyeödemeyemahkûmetmesidiyeyorumlamıştır.62

Mekkî ayetler ve surelerde, tüm kâinatı yaratıp ontolojisinehükmeden,âlemlerinrabbi,kıyametvehesapgünününmalikiolanAllah’ınrububiyetveulûhiyetteşeriksizolduğunukabulanlamıtaşıyandin,Medinedönemindekiayetlerdehemkurumsallaşanhemdesiyasallaşanbirhüviyetkazanmışvebusüreçtebuyurganbirdilönplanaçıkmayabaşlamıştır.OysaMekkedönemindeikenmüslümanlaramüdârâ(müşriklereöfkeduyulmasıvefakatzahirdegüleryüzlemuameledebulunulması)taktiğisalıkverilmiş,63ancakMedine’ye gelince, en fazla hüdne/mühâdene (ateşkeş) söz konusuedilmişvefakatmüslümanlargüçlenince,birçokâlimindedikkatçektiğigibicihad,kıtalvecizyegibihükümlerdevreyegirmiştir.64

MedinedönemininözelliklesonsafhalarındanazilolanMâide,Tevbegibi sureler çerçevesinde dinin siyasallaşmasından söz edilebilir. Klasiktefsirve fıkıhusulündekinesihnazariyesinde,muahhar tarihliayetlerdekihükümlerin nâsih, daha önce nazil olan ayetlerdeki hükümlerin mensuholduğu anlayışı genel kabul gördüğünden, yorum geleneğimizmüslümanlarınötekilerleilişkisiniBakara2/193,Enfal8/39,Tevbe9/5ve29gibiayetlerdekisavaşemriuyarıncahükmebağlamıştır.Hâlböyleolunca,

                                                            62EbûBekrAhmedel‐Beyhakî,Ahkâmu’l‐Kur’ânli’l‐İmâmi’ş‐Şâfiî,Beyrut1990,s.389.63Bkz.Buhârî,“Edeb”82.64Beyhakî,Ahkâmu’l‐Kur’ân,s.402‐403.

 Kur’an,YorumveŞiddetMeselesi

 

|27|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

Bakara2/193veEnfal8/39.ayetlerdegeçen“fitne”kelimesişirkveküfür,dinin tamamıyla Allah’a ait olması ise dünya üzerindeki tüm insanlarınmüslümanlaştırılmasıolarakanlaşılmıştır.

Nüzul dönemindeki süreç gerçekten bu şekilde geliştiyse,müslümanlar ile gayr‐i müslimler arasındaki ilişkileri düzenleyenayetlerdekihükümlerinteolojikolmaktançok,politikvestratejikolduğunuteslimetmekgerekir.Diğertaraftan,Bakara2/193,Enfal8/39,Tevbe9/5ve29 gibi ayetlerin bilindik nesh nazariyesine dayalı yorumu dikkatealındığında, bugün IŞİD ve benzer hareketlerin cihad adına ürettiklerişiddetin geleneksel tefsir, fıkıh ve usul birikiminden kendisine referansbulmakta zorlanmayacağı şüphesizdir. Hatta din kelimesinin Mekkî veMedenî surelerdeki semantik evrimi veMedine döneminde dinin belirginbiçimde siyasal bir hüviyete bürünmesi dikkate alındığında, dinlerarasındakiçatışmanınönemliölçüdeiktidarveegemenlikçatışmasıolduğudasöylenebilir.

DinkelimesindekianlamveçağrışımlarınMekkedönemindeinançveahlaktemelliolaraksivilkarakterli,Medinedönemindeisetoplumsaldüzenve hukuk temelinde resmî ve siyasi nitelikli görünmesi, bilindik siyasalpartilerinmuhalefettefarklı, iktidardafarklısöylemveeylemüretmelerinianımsatır.DinkelimesininMekkedönemindekiçağrışımlarıdahasıcak,dahainsanîveahlâkî,Medinedönemindekiçağrışımlarıisesankidahasoğuk,dahamesafelivekuralcıdır.Bunoktada,Sudanlı fikirvesiyasetadamıMahmudMuhammed Taha’nın (ö. 1985) “İslam’ın ikinci mesajı” veya “İki mesajlıİslam”nazariyesindensözetmektefaydavardır.

1985’te Sudan’daki Nümeyri rejimi tarafından irtidat suçlamasıylaidam edilenMuhammedTaha’ya göre Kur’an vahyininMekke dönemindenazilolankısmıdinin“ikinci”(aslî/nihai)mesajını,Medinedönemindenazilolankısmıisedininbirinci(fer’î/ibtidâi)mesajınıiçerir.Mekkîsurelerdekientemelkonutevhideiman,Allah’ateslimiyettir.DolayısıylaMekkîsureleraslîolandansözederken,Medenîsurelertalî/fer’îhükümleriçerir.Başkabirifadeyle, Mekke döneminde nazil olan sureler ve ayetler tarih‐üstümesajlarla ilgilidir.Medine dönemindeki sureler ve ayetlerdeki hukukî vesiyasihükümlerisekonjonktüreldir.

Dinin tebliğinde aslolan yöntem öğüt, nasihat ve hikmetli sözledavettir.Mekkedönemindesalıkverilenyöntembuminvaldedir.CihadvekıtalMedinedönemindekisiyasikonjonktüruyarıncavazedilmişhükümlerniteliğindedir.Dolayısıyla aslî değil, fer’î vehatta ârızidir. Şeriat ve ibadetmeselesinegelince,sözgelimiinfakvetasaddukİslam’ınaslîbirhükmüdür.

MustafaÖZTÜRK

|28|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

Zekâtisefer’îbirhükümdür.Kaldıkibunlardanilkifazilet,ikincisivecibedir.Hâl böyleyken gelenekte fer’î hükümlerin aslî hükümleri nesh ettiği genelkabul görmüştür. Mesela, “[Ey Peygamber!] Sana neyi ne kadarharcayacaklarını soruyorlar! De ki: İhtiyaçtan fazlasını harcayın.” (Bakara2/219) ayetindeki hüküm, “[Ey Peygamber!] Sen onların mallarından birkısmını zekât/sadaka olarak al!” (Tevbe 9/103) ayetiyle nesh edilmiştir.Bunagöreilkayettekihükmünhiçbirdeğeribulunmamakta,dahadoğrusuinfak, müslümanların tercihine kalmış bir tatavvudan fazla bir anlamtaşımamaktadır.

Taha’yagöreKur’an’ınaslîvenihaihükümleriMekke’de,konjonktürelfer’î hükümleriMedine’de nazil olmuştur.Medine dönemindeki hükümlerancakkendisosyolojikşartlarıiçindegeçerlidir.Medine’dekişartlararızîdir.Sözgelimi, savaş ya da kıtal ârızî bir durumdur. Aslî olan barıştır. Çünkütebliğdetemelyöntemzorlama,baskıveşiddetdeğil,öğütvehikmettir.KaldıkiAllah, inancayönelikbaskı ve şiddeti “fitne”olaraknitelendirmişvebufitnenin adam öldürmekten daha ağır bir cürüm olduğunu bildirmiştir(Bakara2/191).Allahyolunaöğüt vehikmetledavethükmünün ilga,kılıçhükmününibkaedildiğinisöylemek,birbakımaAllah’ıninsanöldürmektendahabüyükbircürümolaraknitelendirdiğiinancabaskıvezorlamayıbizzatkendisininmeşrukıldığınısöylemekleeşdeğerdir.

MekkedönemindevazedilenhükümlerveemirlerdahaderinlikliveahlâkîiçerikliolmasınamukabilMedinedönemindekiahkâmdahasiyasalvehukuki bir hüviyet kazanmış, dolayısıyla bu dönemde dinî‐ahlâkî tekâmülhedefiyleilgiliolarakazçokbirduraksamasözkonusuolmuştur.Dahaaçıkifadeyle,Mekkedönemindeaslîvenihaiemirler/hükümlervazedilmesinerağmen ilk müslüman nesil bu emirlerin gereklerini hakkıyla ifa etmeyemuvaffak olamayıncaMedine’de ruhsat temelli hükümler vaz edilerek birbakımageriadımatılmıştır.65

SondönemdeFazlurRahmanveRogerGaraudygibimüslümanfikiradamlarıdaMuhammedTaha’nınbütünbudikkatçekicigörüşleriyleaynıistikamettefikirlervetezlerönesürmüşlerdir.MeselaFazlurRahman’agöreKur’anherşeydenöncebirdinîveahlâkîilkeveuyarılarkitabıdır;hukukibirbelge değildir…Kur’an tefsirinde genel ve esef verici hata,müfessirler vefakihlerinKur’an’dakiemirlerveyasaklarısonderecedikkatealıpbukutsalmetindeki genel ahlak ilkelerine oldukça az önem atfetmeleri ve ahlâkî

                                                            65Taha’nıngörüşlerihakkındagenişbilgivedeğerlendirmeiçinbkz.MahmudMuhammedTaha, er‐Risâletü’‐Sâniye mine’l‐İslâm, Omdurman 1969, s. 129‐203; a. mlf., İslâm biRisâletihi’l‐ÛlâLâYesluhuli‐İnsâniyyeti’l‐Karni’l‐İşrîn,Omdurman1969,s.6‐40.

 Kur’an,YorumveŞiddetMeselesi

 

|29|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

ilkeleri emirden ziyade nasihat olarak telakki etmelerinden mütevellittir.HâlbukiKur’annebirkanunmetnidir,nedeböylebiramaçgözetir;bilakiskendisini hüden li’n‐nâs (insanlar için rehber) diye nitelendirir vemüminlerden,vazettiğiemirleregöreyaşamalarınıister.Ancakbuemirlerumumiyetlehukukîolmayıpahlâkîdir.66

GaraudydeKur’an’ınbirhukukmetniolmadığınısöyler.ŞayetKur’anbirhukukkitabıolsaydı, toplumunanayasasından iktisadîdüzeninekadarsosyalhayatıntümalanlarıylailgiliyasaldüzenlemelerdebulunmuşolmasıgerekirdi.OysaKur’an,tarihinherdönemindetoplumunihtiyaçlarınauygundüzenlemelerin yapılabilmesi için temel ahlâkî değer ve prensiplerisunmakta, ama herhangi bir kanun teklifinde bulunmamaktadır. Bilindikanlamdasiyasetleilgiliolarakdasadeceşûradansözetmekte;fakatbununtatbik şeklinin ve keyfiyetinin nasıllığı meselesini müminlere havaleetmektedir. Kur’an’da ahlâkın hukuktan, şefkat vemerhametin kanundanüstüntutulduğuşüphesizdir.Mesela,Mâide5/45.ayette,“BizTevrat’taonlariçinşöylebirhüküm/kuralvazetmiştik:Canacan,gözegöz,burunaburun,kulağakulak, dişediş ve yaralamalardamisliylemukabele (kısas) vardır.”denilmiş;fakatayet,“Kim[kısas]hakkındanvazgeçerse,buvazgeçiş‐affedişonun için bir kefaret olur.” ifadesiyle sona erdirilmiştir. Keza Şûrâ42/40.ayette suç‐ceza dengesiyle ilgili ifadeden sonra, af ve merhametin herhâlükârdaçokbüyükbirfaziletolduğubelirtilmiştir.

Kanunlamüeyyideuygulamakkuşkusuzsosyalbirgerekliliktir;fakatmuhabbetle affetmek de beşerî ilişki düzeyinde manevi/ahlâkî birzarurettir…Köleliğinhükümsürdüğübirtoplumsalyapıiçerisindeefendininhak ve görevlerini açıklayan ayetleri günümüz dünyasında tatbik adınakölelik kurumunu geri mi getirmek gerekir? Keza efendi konumundakikişininsavaşganimetiolarakeldeettiğibirkadınıcariyeolmayazorlamasınıkabul mü etmek gerekir? Allah’ın rızasını kazanmanın yolu, Hz.Peygamber’in en yamanlarıyla mücadele ettiği, ama kendi zamanındahepsiniortadankaldıramadığıcahiliyedevriörfveâdetleriniyaşatmaktanmıgeçmektedir?67

                                                            66 FazlurRahman, İslâm, çev.MehmetDağ‐MehmetAydın, Ankara 1992, s. 52; a.mlf.,Allah’ınElçisiveMesajı(MakalelerI),çev.AdilÇiftçi,Ankara1997,s.55,110.67Garaudy’inKur’an’ıntemelmesajıveamacınadairgörüşlerihakkındadahagenişbilgivedeğerlendirmeiçinbkz.RogerGaraudy,EntegrizmKültürelİntihar,çev.KâmilBilginÇileçöp,İstanbul1995,s.87‐104;a.mlf.,İslâmve İnsanlığınGeleceği,çev.CemalAydın,İstanbul 1995, s. 71‐79; Mustafa Öztürk, “Kur’an’ın Aktüel Değeri: Roger Garaudy’inKur’anTasavvuruÜzerine”,UsûlİslamAraştırmaları,sayı:2(2004),s80‐86,89‐99.

MustafaÖZTÜRK

|30|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

Bütün bu görüşler Şâtıbî’nin Mekke ve Medine dönemlerinde teşrîkılınan hükümler arasındaki mahiyet farkına dair tespitleriyle bağdaşırniteliktedir. Şâtıbî’ye göre Mekke döneminde teşrî kılınan hükümlergenelliklemutlakolupherhangibirkayıtveşartabağlıdeğildir.Buhükümler,selim fıtrat ve aklıselim sahibi insanlarca yapılagelen ve üstün ahlakilkelerininmuktezasıolanamellerleilgilidir.Muhtaçlarayardımeliuzatmak,fakirlere yardım için harcamada bulunmak ve bu harcamayı şeriattabelirlenmiş bir miktarla sınırlandırmaksızın yapmak, akrabalık ilişkilerinisürdürmek ve bu ilişkiyi yakın‐uzak olmasına bakmaksızın tüm akrabayateşmiletmek,komşuhaklarınıgözetmek,hattatoplumdakiherkesinhakkınariayetetmek,insanlararasındaayrımyapmaksızınherkesinarasınıbulmaya,sulhu hâkim kılmaya çalışmak, muhaliflerle kaba ve kırıcı tartışmalaragirmemek,karşılıkvermekgerektiğindebunumümkünolanengüzeltarzdavermek gibi davranışlar Mekke’de teşrî kılınan ve herhangi bir kaydabağlanmayanhükümlerarasındayeralır.

Medine devrindeki hükümlere gelince, bu hükümler genelliklebirtakımolaylarvearızîdurumlarüzerinenazilolmuştur.İnsanlararasındatartışma ve anlaşmazlıklara yol açacak hususlarda birtakım ruhsatlar vehafifleticihükümlervazetme,bazısuçlarlailgilicezalarkoymavemuamelât,evlilik, boşanma gibi konularda düzenlemeler yapma gibi bu hükümlercüz’iyyatkabilindendir.Küllîhükümler iseMekkedönemindemuhkembirşekildevazedilmişvesabitleşmiştir.Medinedönemindebirçokyenihükümvazedilmesine rağmen, Mekke dönemine ait hükümler hiçbir değişim sözkonusu olmaksızın geçerliliğini muhafaza etmiştir. Çünkü Mekke’de teşrîkılınanhükümlerküllî,zarurîyadadahagüncelbirtabirleevrenselvetarih‐üstüdür. Bu özelliklerinden dolayı da zaman ve mekâna göre nesh vedeğişimekonuolabilecekniteliktedeğildir.

Fıkıh uleması bu iki farklı hüküm kategorisinden sadece Medinedönemindenazilolancüz’î/fer’îhükümlerintavzihivesınırlarınıntespitiyleilgilenmiştir. Çünkü bu hükümler tartışmaya, ihtilafa, nefsani eğilimlere,kişiselmülahazalaravearızîdurumlarınmuktezasıncaameletmeyeaçıktır.Buyüzdensözkonusuhükümlerinsınırlarınıfukahaiçtihatlarıçerçevesindeiyi belirlemek gerekir. Hâlbuki Mekke’de nazil olan temel inanç ve ahlakilkeleriyle ilgili hükümler hemen hiçbir izah ve içtihada ihtiyaçduyulmayacak kadar sarihtir. Dolayısıyla bu döneme ait küllî hükümlerinmanasınıvemaksadınıhermüslümanrahatlıklaanlayabilir,mucibinceameledebilir.

 Kur’an,YorumveŞiddetMeselesi

 

|31|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

Kısacası Mekkî hükümler azimet, Medenî hükümler ruhsatniteliğindedir.Birörnekvermekgerekirse,MekkedönemindeAllahmutlakinfakı emretmiş, bunun miktarı konusunda farz‐nafile gibi bir ayrımgetirmemiştir. Ancak herkes zaruri ihtiyacından arta kalan malını infakedebilecek bir şuur ve takva bilincine sahip olmadığından, Medinedöneminde infakla ilgili kayıtlayıcı hükümler vazedilmiş ve bu cümledenolarak,herkesiçinzorunluolanmaliibadet“zekât”olarakbelirlenmiş,ancaksınırsız infak hükmü de mükellefin tercihine bağlı olarak baki kalmıştır.Bununla birlikte Hz. Peygamber ve ilk nesil müslümanların çoğu Medinedevrine ait ruhsatlardan ziyade Mekke’deki azimet hükümleriyle ameletmeyi, yani sadece zekâtla yetinmeyip hemen bütün maddi imkânlarınıAllah yolunda sarf etmeyi yeğlemiştir. Bu anlayış irfan yolunun meşhursimalarıncadabenimsenmiştir.Nitekimonlardanbirine,“İkiyüzdirhemenekadarzekâtdüşer?”diyesorulduğunda,“BizimanlayışımızagörehepsiAllahyolundasarfedilir;ancaksiz[fukahanın]anlayışınagöreikiyüzdirhemdensadece beş dirhem zekât vermek gerekir” diye cevap verir ve bu cevapAllah’ın rızasına nailiyeti mümkün kılacak müslümanlığın Mekkedönemindekiazimethükümleriyleameletmeyebağlıolduğunugösterir.68

DeğerlendirmeveSonuç

Kur’an,yorumveşiddetmeselesindesıksıkgündemegelenkıtalvecihadlailgiliayetlerintümpeygamberlercetebliğedilenvehiçbirdönemdedeğişmeyen sabit “ed‐dîn”den ziyade, zaman ve zemine göre değişkenlikgösteren “şeriat” kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve bu noktadameselenindiyanettenziyadesiyasetetaallukettiğiaçıktır.ZiradinkelimesiKur’an vahyinin erken Mekke döneminde müşriklerin ahireti inkârdakiısrarlarına bağlı olarak hesap ve ceza günüyle özdeş ve dar çerçeveli biranlamtaşırken,dahasonrakisafahattatevhidinancıeksenindeAllah’aitaatveteslimiyetanlamıkazanmış,Medinedönemindeisebilhassamüşriklerlesilahlı mücadeleler ve Yahudilerle gerginleşen ilişkilerle bağlantılı olaraktoplumsal düzene atıflarla siyasallaşmıştır. Mekke döneminde nazil olanKâfirûnsuresinde,“Sizindininizsize,benimdinimbana!”mealindebirifadeyeralırken,MedinedönemininsonlarınadoğrunazilolanTevbeveFetihgibibazısurelerde“hakdin”diyenitelendirilenİslamdininibütündinlereüstünkılmaamacıvurgulanmıştır.

Din konusundaki bu çarpıcı söylem farklılığı esas itibariyle Hz.PeygambervemüminlerinMekkedönemindesayıcaazvegüçsüz,Medinedöneminde ise sayıca çok ve güçlü olma durumuyla alakalıdır. Bu durum

                                                            68Şâtıbî,el‐Muvâfakât,IV.585‐594.

MustafaÖZTÜRK

|32|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

Kur’an’ın toplumsal şartlarmucibince konuştuğu intibaı uyandırmaktadır.Aslında klasik nesh nazariyesi de bir anlamda bunu doğrulamaktadır.Allah’ındinamikvedeğişkensosyolojiuyarıncafarklıkonuşmasıtartışmayadeğer bir konudur. Ancak bu tartışmanın anlamlı bir sonuç vermesi içinmeseleyiKur’anvahyininmahiyetibağlamındaelealmakveHz.Peygamber’einzaledilenvahyin lafız‐manamıyoksasaltmana(tevhid,şirk,adaletgibigenel kavramsal muhteva) mı olduğu hususunda bir tercihte bulunmaklazımdır.Zirabukonudakiikifarklıtercihinbirbirindençokfarklısonuçlardoğuracağıkuşkusuzdur.

MamafihKur’anvahyininmahiyetvekeyfiyetihususundahangigörüşbenimsenirsebenimsensin,dininAllahiçindeğil,insaniçinolduğutartışmagötürmezbirgerçektir.Ancakgelenekselanlayıştadininsandançok,Allah’lailişkilendirilmekte, dolayısıyla insan için özgür iradeye bağlı bir imkânolmaktan ziyade, ilâhî kudreti yansıtan bir sihirli değnek gibi kabuledilmektedir. Bu kabulle irtibatlı menfi sonuçlardan biri, genelde dinin,özeldeşeriatıninsanvetoplumhayatınıilgilendirenmümkünvemuhtemeltümsorunlarveihtiyaçlarıeksiksizbiçimdekarşılayanveinsanaherkoşuldahazırçözümformüllerisunanbirahkâmstokuolaraktelakkiedilmesidir.

Bu sorun temeldeKur’an’ın tamimci ve bağlamsız yorumlanmasıylailgilidir. Bilindiği gibi fıkıh usûlü ve tefsir geleneğinde Kur’an’ı bağlamsızokuma ve yorumlamanın genel kaidesi, “sebebin hususiliğine değil, lafzınumûmîliğine itibar edilir” klişesiyle formüle edilir. Bu kaide, “Kur’an’ınsadece ilk hitap çevresindeki doğrudan muhataplarına değil, sonrakizamanlardadiğerbütündolaylımuhataplarınada söyleyeceksözüvardır”şeklinde ifade edilebilecek sağlıklı bir düşünce temelinde ortaya çıkmışolabilir; fakat lafzın umumîliğine itibar kaidesinin günümüzdeki yaygınalgılanış tarzı, “Kur’an’daki şer’î ahkâm her zaman ve zeminde lafzîmucibince uygulanır” şeklindedir. Hatta “Kur’an İslamı” ve/veya “Kur’anmüslümanlığı” diye adlandırılan modern söylemde, Kur’an elfazı sadecehüküm değil, anlam itibariyle de umumî kabul edilmekte, dolayısıylaayetlerdekikelimelerhemenhiçbiryöntem,ölçütgözetilmeksizinsözlüktekimüteadditmanalarındanherhangibirinekolaylıklahamledilebilmektedir.

BöylebiryaklaşımdaKur’anlafızlarıherşartvedurumdafarklımanatakdirlerine elverişli hale gelebilmekte; başka bir ifadeyle, yorumcununiçinde bulunduğu çağdaş durum bağlamı değiştiğinde ayetin anlamı darahatlıkladeğişebilmekte,böylelikleKur’anhertürlüanlamarayışınaçağdaşcevaplarverebilmektedir.Fakatneyazıkkibutüroperasyonelyorumlardaçağdaşdurummetbû,Kur’anona tâbikılınmakta,üstelikçağdaşdurumun

 Kur’an,YorumveŞiddetMeselesi

 

|33|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

dayattığı“hafif”anlamıüretmekadınaKur’anmetniçokkereyorumtahrifineuğratıldığı halde ilkesizliği ilke edinmek suretiyleüretilen yorumlar gayetilmîveulvîbirçabagibisunulabilmektedir.

BizeöylegeliyorkihemKur’an’ıbuşekildeyorumlayan,hemdebuyorumlarıdeğerlibulançevrelerneyapıpettiklerininveolanbitenşeylerinfarkındadır.Nevarkisöylemdüzeyindegüçlüvesükselibirretorikleİslamşeriatının evrenselliğini ve bugünün dünyasında aynen geçerliliğinisavunurken pratikte şeriatın özellikle toplumsal düzen ve hukukla ilgilihükümlerine kayıtsız biçimde bir tür laik gibi yaşamak, “iki dünyalı”lığıkaçınılmaz kılmakta, bunun neticesinde ister istemez modern durumunilcaatına uygun bir Kur’an yorumu üretilerek pratik yaşam kodlarımeşrulaştırılmayaçalışılmaktayadakısaca inanıldığıgibiyaşamakyerineyaşandığıgibiinanmanıngerekçelerioluşturulmaktadır.

Bu ilkesizlik tablosu bağlamsız ve tamimci Kur’an okumalarınınmodernistversiyonunaaittir.Aynıokuma tarzınıngelenekçive evrenselciversiyonunagelince,Türkiyeözelindegelenekçiveevrenselciokumatarzıdapratik yaşam düzeyindeki yansımaları itibariyle modernist çizgiden pekfarklı değildir. Başka bir ifadeyle, günümüz Türkiye’sinde modenisti degelenekçisi de hemen hemen aynı pratik hayat kodlarına sahiptir. Ancakülkenin hâl‐i hazırdaki siyasi konjonktürü dikkat alındığında, bilhassaİlahiyatveDiyanetgibicamialarda“Ehl‐iSünnet”referanslıgelenekseldinîgörüşlervekabulleresadakatsöylemininikbalaçısındançokişlevselveönaçıcı olması hasebiyle Kur’an ahkâmının bağlamsız ve tamimci tarzdaokunmasını savunmak İslam’ı ve Kur’an’ı müdafaa anlamı taşımakta, sözkonusu ahkâmın öncelikle kendi tarihsel bağlamında okunmasına vemaksadınınaraştırılmasınayöneliktekliflerisekimizaman“ergentavrı”ylaeleştirilipdüpedüzheretiklikdiyetakdimolunmaktadır.

IŞİD,CihatcıSelefîlikgibiörgütlervehareketlerincihadvekıtalleilgiliKur’anahkâmınınlafzîmucibincebugünküdünyadanasıltatbikedileceğinigöstermek(!) adına ürettikleri terör ve tedhiş faaliyetleri gündemeoturduğunda, “İslam bu değil! Bunlarmüslüman değil!” gibi kesin hükümcümleleriyle başlayan kıyasıya eleştiriler eşliğinde çok belirgin bir çiftestandartçılığa yaslanılarak ilgili ayetlerin nüzul sebepleri, tarihsel bağlamiçinde ne ifade ettikleri gibi nafile lakırdılara başlanmaktadır. Neredeysehemen her gün şahit olduğumuz bu manzara, bize göre genelde İslamdünyasında, özelde bu topraklarda yaşanan en yakıcı sorunlardan birinin“derinahlaksızlık”sorunuolduğunuortayakoymaktadır.

 

MustafaÖZTÜRK

|34|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

KAYNAKÇAAKSAN,Doğan,Anlambilim,Ankara1999.

ÂLÛSÎ,Ebü’s‐SenâŞihâbüddînMahmûd,Rûhu’l‐Meânî,Beyrut2005.

BARDAKOĞLU,Ali, “FıkıhÇözümmüÜretir, Sorunmu?”,EskiyeniAnadoluilahiyatAraştırmaDergisi,sayı:29(2014).

BEYHAKÎ,EbûBekrAhmed,Ahkâmu’l‐Kur’ânli’l‐İmâmi’ş‐Şâfiî,Beyrut1990.

BUHÂRÎ,EbûAbdillahMuhammedb.İsmail,el‐Câmiu’s‐Sahîh,İstanbul1981.

CÂBİRÎ,MuhammedÂbid,Fehmü’l‐Kur’âni’l‐Hakîm,Beyrut2009.

CASSÂS,EbûBekrAhmedb.Ali,Usûlü’l‐Fıkh(el‐Fusûlfi’l‐Usûl),Kuveyt,2007.

COŞKUN,Muhammed,“MedenîKur’ân’daYorumlayıcıİfadeBiçimi”,Kur’anNüzulünün Medine Dönemi (X. Tefsir Akademisyenleri Buluşması),Kahramanmaraş2014.

CÜRCÂNÎ, Ebü’l‐Hasen Ali b. Muhammed b. Ali, Kitâbü’t‐Ta’rîfât, Beyrut1995.

EBÛDÂVÛD,Süleymanb.Eş’as,es‐Sünen,İstanbul1981.

FAHREDDÎNer‐RÂZÎ, EbûAbdillahMuhammedb.Ömer, et‐Tefsîru’l‐Kebîr,Beyrut2004.

FÂYİD,Abdülvehhâb,Menhecü İbnAtıyye fîTefsîri’l‐Kur’âni’l‐Kerîm,Kahire1973.

FAZLUR RAHMAN, Allah’ın Elçisi veMesajı (Makaleler I), çev. Adil Çiftçi,Ankara1997.

FAZLURRAHMAN,İslâm,çev.MehmetDağ‐MehmetAydın,Ankara1992.

GARAUDY, Roger, Entegrizm Kültürel İntihar, çev. Kâmil Bilgin Çileçöp,İstanbul1995.

GARAUDY, Roger, İslâm ve İnsanlığınGeleceği, çev. Cemal Aydın, İstanbul1995.

GÜLER, İlhami, “el‐Hakk” Kavramının Kur’ân’daki Dinî‐Ahlâkî İçeriğininTahlili”,AnkaraÜniversitesiİlahiyatFakültesiDergisicilt:XLIII,sayı2(2002).

GÜMAN,Osman,FıkıhUsûlüLiteratüründeSiyak,İstanbul2013.

HATTÂBÎ, Ebû Süleymân Hamd b. Muhammed, Meâlimü’s‐Sünen, Beyrut1991.

IZUTSU, Toshihiko, Kur’ân’da Tanrı ve İnsan: Kur’ânî Dünya GörüşününSemantiği,çev.M.KürşadAtalar,İstanbul2012.

 Kur’an,YorumveŞiddetMeselesi

 

|35|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

İBN ABDİLBER, EbûÖmer Cemâlüddîn Yûsuf, et‐Temhîd limâ fi’l‐Muvatta’mine’l‐Meânîve’l‐Esânîd,nşr.SaîdAhmedA’râb,Tıtvân1987.

İBN ACÎBE, Ebü’l‐Abbâs Ahmed b. Muhammed, el‐Bahru’l‐Medîd, Beyrut2010.

İBN ATIYYE, Ebû Muhammed Abdülhak b. Gâlib, el‐Muharrrerü’l‐Vecîz,Beyrut2001.

İBN CÜZEY, Ebü’l‐Kâsım Muhammed b. Ahmed, et‐Teshîl li Ulîmi’t‐Tenzîl,Sayda‐Beyrut2005.

İBNFERHÛN,Ebü’l‐VefâBurhânüddîn,ed‐Dîbâcü’l‐Müzheb,nşr.MuhmamedAhmedEbü’n‐Nûr,Kahire1972.

İBNHACER el‐Askalânî, Ebü’l‐Fazl Şihâbüddîn, Fethü’l‐Bârî Şerhü Sahîhi’l‐Buhârî,Riyad2000.

İBNHAZM,EbûMuhammedAlib.Ahmed,el‐Muhallâ,Mısır1347.

İBN KUTEYBE, EbûMuhammed Abdullah, Te’vîlüMuhtelifi’l‐Hadîs, Beyrut1995.

İBN MANZÛR, Ebü’l‐Fazl Muhammed b. Mükerrem, Lisânü’l‐Arab, Kahire2003.

İBNÜ’L‐ARABÎ,EbûAbdillahMuhyiddînMuhammed,Fusûsu’l‐Hikem,Beyruttrs.

İBNÜ’L‐ARABÎ,EbûBekrMuhammedb.Abdillah,en‐Nâsihve’l‐Mensûh fi’l‐Ķur’âni’l‐Kerîm,nşr.Abdülkebîrel‐Alevîel‐Medgarî,Bulak1992.

İBNÜ’L‐ARABÎ, EbûBekrMuhammedb.Abdillah,Ahkâmü’l‐Kur’ân, Beyrut1988.

İBNÜ’L‐CEVZÎ, Ebü’l‐Ferec Cemâlüddîn Abdurrahman, Nüzhetü’l‐A’yüni’n‐Nevâzır,nşr.MuhammedAbdülkerîmKazımer‐Râdî,Beyrut1985.

İBNÜ’L‐CEVZÎ,Ebü’l‐FerecCemâlüddînAbdurrahman,Zâdü’l‐Mesîrfîİlmi’t‐Tefsîr,Beyrut1987.

KOÇ, Mehmet Akif, “Endülüs Tefsirciliği Üzerine Bir Giriş Denemesi”,İslâmiyât,cilt:7,sayı:3(2004).

KURTUBÎ, Ebû Abdillah Muhammed, el‐Câmi’ li Ahkâmi’l‐Kur’ân, Beyrut1988.

KUTLU,Sönmez,“BilinenveBilinmeyenYönleriyleİmamMâturidî”,[İmamMâturidîveMâturidîlik içinde],Yayınahaz.: SönmezKutlu,Ankara2003.

LANE,EdwardWilliam,AnArabic‐EnglishLexicon,Beyrut1968.

MustafaÖZTÜRK

|36|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

MÂTÜRİDÎ, Ebû Mansûr Muhammed, Te’vîlâtü Ehli’s‐Sünne, nşr. MecdîBâsellûm,Beyrut2005.

MUKÂTİL,Ebü’l‐HasenMukâtilb.Süleyman,TefsîruMukâtil,nşr.AbdullahŞehâte,Beyrut2002.

MÜSLİM,Ebü’l‐HüseynMüslimb. el‐Haccâc,el‐Câmiu’s‐Sahîh, nşr.M.FuadAbdülbâkî,İstanbul1981.

NESÂÎ,EbûAbdirrahmânAhmedb.Şuayb,es‐Sünen,İstanbul1981.

NÎSÂBÛRÎ, Ahmed b. İbrahim, İsbâtü’l‐İmâme, nşr. Mustafa Gâlib, Beyrut1984.

ÖZCAN, Hanifi, “Mâtüridî’ye Göre Din‐Şeriat Ayrımının Felsefî Temelleri”,Büyük Türk Bilgini İmam Mâtüridî ve Mâtüridîlik‐MilletlerarasıTartışmalıİlmîToplantı(22‐24Mayıs2009),İfav,İstanbul2012.

ÖZSOY,Ömer,Kur’anveTarihsellikYazıları,Ankara2004.

ÖZTÜRK, Mustafa, “Kur’an’ın Aktüel Değeri: Roger Garaudy’in Kur’anTasavvuruÜzerine”,UsûlİslamAraştırmaları,sayı:2(2004).

RÂĞIB el‐İSFEHÂNÎ, Ebü’l‐Kâsım Hüseyin b. Muhammed, el‐Müfredât fîĞarîbi’l‐Kur’ân,nşr.MuhammedHalefullah,Kahire1970.

RİCKMAN,H.P.,AnlamaveİnsanBilimleri,çev.MehmetDağ,Samsun2000.

SERAHSÎ, Ebû Bekr Şemsü’l‐eimme Muhammed, Usûlü’s‐Serahsî, İstanbul1984.

SUYÛTÎ,Ebü’l‐FazlCelâlüddînAbdurrahmânb.EbîBekr,el‐İtkânfîUlûmi’l‐Kur’ân,Beyrut2002.

ŞÂTIBÎ,Ebûİshâkİbrahimb.Musa,el‐MuvâfakâtfîUsûli’ş‐Şerîa,Beyrut1997.

TABERÎ, Ebû Ca’fer Muhammed b. Cerîr, Câmiu’l‐Beyân fî Te’vîli’l‐Kur’ân,Beyrut1999.

TAHA, Mahmud Muhammed, er‐Risâletü’‐Sâniye mine’l‐İslâm, Omdurman1969.

TAHA, Mahmud Muhammed, İslâm bi Risâletihi’l‐Ûlâ Lâ Yesluhu li‐İnsâniyyeti’l‐Karni’l‐İşrîn,Omdurman1969.

VÂHİDÎ,Ebü’l‐HasenAlib.Ahmed,Esbâbü’n‐Nüzûl,Beyrut1991.

WATT,W.Montgomery,MuhammadatMadina,London1972.

WATT, W. Montgomery, Muhammad’s Mecca: History in the Qur’an,Edinburgh1988.

ZEBÎDÎ, Muhammed Murtazâ, Tâcu’l‐Arûs min Cevâhiri’l‐Kâmûs, Kuveyt1987.

 Kur’an,YorumveŞiddetMeselesi

 

|37|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

ZECCÂC,Ebûİshâkİbrahimb.Serî,Meâni’l‐Kur’ânveİ’râbuh,nşr.AbdülcelîlAbduhŞelebî,Beyrut1988.

ZEHEBÎ,EbûAbdillahMuhammed,SiyerüA’lâmi’n‐Nübelâ,Beyrut1984.

 

bilimnameXXXI,2016/2,38‐40ArrivalDate:09.05.2016,PublishingDate:30.12.2016doi:http://dx.doi.org/10.21646/bilimname.2016.10

QUR’AN,COMMENTARYANDVIOLENCEISSUE

MustafaOZTURKa

ExtendedAbstract

Nowadays, it seems as if there is a conjunction of Islam and violence inWestern belief. Somemight even come to connect Muslim people with aviolence‐proneentity.Suchperceptionisbasedonthetraditionalconceptofwar(battle)whichclaimsthatbothkufr(thelackoffaith)andtheexistenceofinfidelsisareasontogotowar.Furthermore,itwascirculatedbyWesternresearchers suchas JosephSchacht,RudolphPeters,whosuggest that thetermJihadhasbeenexploitedbycertainIslamicstatesandMuslimsfortheirimperialistaspirations.Wewould,yet,proposethatsuchlinkisfacilitatedbygroupssuchISwhocometojustifytheirviolentapproachtoterrorismwithreferences to the Qur'an and the concept of Jihad. There seems to be adistinctive connection between terrorism, violence and the exegesis ofQur’aninmanyISinterpretations.ItissuchwidespreadmisconceptionthathighlightstheneedforamorescientificapproachtothequestionwhetherreligiousviolenceisconnectedtotheQur'ananditsexegesisornot.

It is amatter of common knowledge that throughout history religion hasoftenbeenperceivedasthedrivingforcebehindmulti‐dimensionalexcesses,projects of social reformor societal engineering, ambitionsofpower, andpoliticalsquabblesandface‐offs,andhasbeenwieldedinthesecontexts.InthecaseofIslam,theinstrumentalizationofreligionanditsabuseforvariousagendas isacommonlyencounteredsituationinourcontemporaryworld,especiallyintheMiddleEasternlandscapethatincludesTurkey.Onefactor,amongmany, that strips religion of its essence is the failure to properlyidentifypointsofconvergenceanddivergencebetweenreligionandsocietalorder/law,whiletreatingandevaluatingthereligiousandthenon‐religioustogetherinahaphazardway.Underthesecircumstances,it isnotonlythevoicesthatareraisedandthedemandsthataremadeinthenameofreligionthatlosetheirmeaning,butalsotheanti‐religiousdiscoursesandreactions.

                                                            aProf.,CukurovaUniversityTheologyFaculty,[email protected]

 Qur’an,CommentaryandViolenceIssue

 

|39|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

As a result, religion becomes the plaything of social conflicts andpolarizationson the societal level andof spiritualupheavals, turmoil, andexcessesontheindividuallevel.

Whether the tendency to radicalization and violence found in modernIslamistmovementsiscausedbyreligionorbyfundamentalreligioustextsis a matter open to discussion. We maintain that exterior motives andglobal/imperialistengagementsaremoredefiningfactors inradicalizationandproclivitytoviolencethanreligionperseoritssources,whichinthiscasehavethestatusofinstruments.Itisevenpossibletoarguethatdependingonthegivensocialandpoliticalsituation,religioncanadoptvariousfunctionsrangingfromimprovingorderandwell‐beinginsocietytopromotingchaos;and that it is, in a way, an instrument of justification. Put more openly,religioncanfunctionasacementsupportingthepresentorderwhenthereisastrongandwell‐functioningpoliticalorder,system,andauthority.Ontheotherhand,whendisorderandchaosreignindifferentpartsoftheIslamicworld, as is the case today, religion can turn into a tool of conflict,disintegration, and manipulation. This also holds for religious sects. In aclimateofstrongpoliticalandsocialstability,differentreligiousschoolsandsectscanbeanasset,oratleasttheycanbeperceivedassuch.However,inacontrary situation, these very same sectsmay bemanipulated as amajorfactorintheretrospectiveclashesandconflictsamongMuslimsofvaryingpropensities subscribing to different identities. As such, following theinvasionofIraqbytheUSanditsalliesin2003,lawandorderinthisregioncrumbledintopieces.Inthechaoticatmosphereproducedbythisinvasion,hundredsofthousandsbecamevictimsofviolence.Terroristorganizationsparadingareligiouspointofreferencefoundthemselvesafirmstrongholdinthisatmosphereoflawlessnessandchaos.Theseorganizationsmobilizedreligionasthemosteffectivesourceofmotivationinordertogiveagarbofmeaningtotheiractsofterrorandviolence.Inanatmosphereofescalatingwarandviolence,readingandinterpretingreligioustextsascallstowarisperceivedasnormalandordinary.Whenlookedatfromthispointofview,itbecomes necessary to shift our attention to thematter of identifying thesociologicalcontextsinwhichreligionorreligioustextsareassociatedwithviolence, instead of directly labeling a given religion as “the source andreferencepointofviolence”.

The increasinglyMiddle‐Eastern‐centricnatureof radicalmovements thatfeaturereligionasareferencepointandsectarianconflictsbetweenMuslimsexhibitingvarioustemperamentsisarealitythatfurthertestifiestothefactthatconceptsofreligionanddenominationturnintotoolsoffragmentation,

MustafaOZTURK

|40|

bilim

name:DüşüncePlatformu

XXXII,2016/3:Şiddet

CCBY‐NC‐ND4.0

conflict,andjustificationinenvironmentsofpoliticalchaos.Withoutadoubt,imperialist engagements play a very important role in this Middle Eastcentered chaos, which has been continuing since the day the OttomanEmpire, the last and greatest Muslim political authority in the world,retreatedfromthehistoricalstage.However,italsoneedstobesaidthattheastonishing tendency shown by Muslims to being openly and easilymanipulatedintheseexploitsiscloselyrelatedtothedeterioratingspiritualhealthoftheentireummah.Atthesametime,itshouldbekeptinmindthatgroupsresortingtoradicalizationandviolencebelongmorecommonlytotheranksof thosewhose identitieshavebeenrejectedandmarginalized,whohavebeenpushedoutof their living spaceandmadepowerless, andwhohavethereforeresolvedtoprovetheiridentitiesandcreateaspaceofpowerand influence for themselves. For it is clear that reaching such a goal bylegitimatemeansisbothcostlyandlaborious.

Thetrendofradicalizationinreligiousmovementsthathasincreasinglybeengainingmomentum in the Islamicworld is relatedon theonehand to thedynamicsofconflictwhichcaninawaybedescribedasthedomesticissuesoftheIslamicworldandwhosehistoricalrootsgobacktothedeathoftheProphet,andon theotherhandto thetendency toperceivereligionasanideologyandtowillinglyandknowinglyreadandunderstandreligioustextsinananachronisticstylewiththepurportedaimofseekingout“thesoleandabsolutetruth”,turningawayfromthepluralismthatistobefoundinthehistory and the tradition. Scratching the wounds of ancient conflicts anddiggingouttheoldbattleaxesfromthedepthsofhistoryaredeeplypainfulsignsofthefailureoftheIslamicworldtocometoitssensesdespitehavingbeenstungfromthesameholecountlesstimesthankstotheMiddle‐East‐centeredexploitsofglobalactors,aswellasits inabilitytoderivea lessonfromthisgreatdisgrace

Keywords:Qur’an,Interpretation,Violence,Jihad.