Upload
others
View
15
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
KUR’AN KURSLARINDA TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ
(Samsun ve Sivas Örneği)
Muhammet Fatih GENÇ
T.C.
CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
Lisansüstü Eğitim Öğretim ve Sınav Yönetmeliğinin Felsefe ve Din Bilimleri
Anabilim Dalı /Din Eğitimi Bilim Dalı İçin Öngördüğü
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Olarak Hazırlanmıştır.
TEZ DANIŞMANI
Prof. Dr. Nevzat Yaşar AŞIKOĞLU
SİVAS
HAZİRAN 2007
C.Ü SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE
Muhammet Fatih GENÇ tarafından yapılan bu çalışma, jürimiz tarafından
Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı, Din Eğitimi Bilim Dalında YÜKSEK LİSANS
TEZİ olarak kabul edilmiştir.
Başkan: Prof. Dr. Nevzat Y. AŞIKOĞLU
Üye : Prof. Dr. Mehmet Zeki AYDIN
Üye : Doç. Dr. Bayram Ali ÇETİNKAYA
ONAY
Yukarıdaki imzaların adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım.
Prof. Dr. Zafer CİRHİNLİOĞLU
Enstitü Müdürü
TEŞEKKÜR
Öğrenim hayatım boyunca her türlü maddi ve manevi yardımlarını esirgemeyip,
bana destek olan sevgili anne-babam ve teyzelerime,
Tez çalışmam boyunca çalışmalarımın tamamlanmasını sağlayan, araştırmamın
her aşamasında teşvik ve yardımlarını gördüğüm danışmam hocam Prof. Dr. Nevzat
Yaşar AŞIKOĞLU’na,
Yine tezimin her aşamasında görüşlerine başvurduğum, yardım ve desteklerini
esirgemeyen kıymetli hocam Prof. Dr. Mehmet Zeki AYDIN’a,
Tezimi okuyup değerli eleştiriler getiren muhterem hocam Doç. Dr. Bayram Ali
ÇETİNKAYA’ya,
Tezimin Sivas evrenindeki veri toplama aşamasında yardımlarını esirgemeyen
Sivas Müftülüğü Kur’an Kursları Müdürü Şehri KARACOŞKUN ve değerli eşi Yrd.
Doç. Dr. Mustafa Doğan KARAÇOŞKUN’a,
Tezimin Samsun evrenindeki veri toplama aşamasında yardımlarını esirgemeyen
Hatice Meral Bilen ve sevgili eşi Harun BİLEN’e,
Tezimin yazım aşamasında yardımlarını esirgemeyen sevgili kardeşim Betül
GENÇ ve değerli arkadaşım Dr. Mehmet Ali ŞİMŞEK’e,
Ayrıca, her zaman yanımda olan ve yardımlarını esirgemeyen bölümümüzdeki
hocalarıma ve değerli çalışma arkadaşlarıma,
Sonsuz teşekkürlerimi bir borç bilirim.
ÖZET
Bu tez, T.C. Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yüksel
lisans tezi olarak hazırlanmıştır. “Kur’an Kurslarında Toplam Kalite Yönetimi” başlıklı
bu tez çalışması dört bölümden oluşmaktadır.
Birinci bölümde; araştırmanın problemi, amacı, önemi, denenceleri ve araştırma
yöntemi, sayıtlıları ve sınırlılıkları ve son olarak da araştırmanın evren ve örneklemi
üzerinde durulmuştur.
İkinci bölümde; yönetim, kalite kavramları açıklandıktan sonra Toplam Kalite
Yönetiminin temel ilke ve amaçları hakkında bilgi verilmiştir.
Üçüncü bölümde; Toplam Kalite Yönetiminin Kur’an Kurslarında nasıl
uygulanabileceğine yönelik literatür olarak bilgi verilmiştir.
Dördüncü bölümde ise Sivas ve Samsun illerinde görev yapan 78 Kur’an Kursu
öğreticisi ile yapılan anket sonucu elde edilen bulgular tablolar hâlinde gösterilmiş ve
yorumlanmıştır.
Son olarak; araştırmadan çıkan sonuç ve araştırmaya bağlı öneriler sunulmuştur.
ABSTRACT
This thesis is prepared at “T.C. Cumhuriyet University” Institute of Social
Sciences as a master thesis and named as “Total Quality Management in Quran
Courses” and consisted of four parts.
The problem of research, its aims amd importance, research techniques and
frameworks, and universal samples about the study are handled in the firs chapter.
The second chapter is consisted with; the concept of management, quality, and
the principles and aims of Total Quality Management.
In the third chapter; How can apply the Total Quality Management to Quran
Courses are explained with consult the relevant literature.
In the fourth chapter; the results of the inquiry that made in Samsun and Sivas
according to 78 Quran Courses Teachers are given by tables.
At the last; the suggestions about the research and the results are handled.
İÇİNDEKİLER
TEŞEKKÜR ....................................................................................................... I ÖZET .............................................................................................................. II ABSTRACT..................................................................................................... III İÇİNDEKİLER ............................................................................................... IV TABLOLAR .................................................................................................... IX KISALTMALAR............................................................................................. XI ÖNSÖZ ...........................................................................................................XII
I. BÖLÜM
GİRİŞ
I. ARAŞTIRMANIN KONUSU VE PROBLEMİ.............................................1 II. DENENCELER...........................................................................................10 III. SAYILTILAR ............................................................................................11 IV. ARAŞTIRMANIN AMAÇ VE ÖNEMİ ....................................................11 V- ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ ...................................................................12 VI- ARAŞTIRMANIN EVREN VE ÖRNEKLEMİ .......................................13 VII- ARAŞTIRMANIN SINIRLILIKLARI ...................................................13 VIII- TANIMLAR............................................................................................14
II. BÖLÜM
YÖNETİM BİLİMİ VE TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ
1. YÖNETİM BİLİMİ......................................................................................15 2. TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ.................................................................18
2.1. Toplam Kalite Yönetimi’nin Tarihsel Gelişimi ......................................20
2.1.1. Sanayi Devrimi Öncesi Kalite Arayışı.............................................20
2.1.2. Sanayi Devrimi Sonrası Kalite Arayışı............................................22
2.1.2.1. Birinci Aşama: Muayene..........................................................24
2.1.2.2. İkinci Aşama: İstatistikî Kalite Kontrol ....................................24
2.1.2.3. Üçüncü Aşama: Kalite Güvencesi ............................................25
2.1.2.4. Dördüncü Aşama: Toplam Kalite .............................................25
3. TOPLAM KALİTE YÖNETİMİNİN İLKELERİ......................................26 3.1. Kalite Önceliği: Kalite Odaklı Olmak....................................................26
3.2. Müşteri Odaklılık (Tüketiciye Yönelme) ...............................................28
3.3. Süreçlerin İyileştirilmesi........................................................................29
3.4. Üst Yönetimin Liderliği ve Sorumluluğu ...............................................29
3.5. Çalışanların Eğitimi...............................................................................31
V
3.6. Sürekli İyileştirme (Geliştirme): Kaizen ................................................32
3.6.1. Kaizen Şemsiyesi............................................................................33
3.6.2. Kaizen ve Yönetim .........................................................................33
3.6.3. Kaizen’in Bazı Özellikleri ..............................................................35
3.6.4. İyileştirmenin Ön Şartı....................................................................35
3.6.5. Kaizen’in Üç Yapıtaşı.....................................................................36
3.7. Veriler ve İstatistik İle Çalışma: Sonuçlara Yönlendirme.......................37
4. TOPLAM KALİTE YÖNETİMİNİN AMAÇLARI ...................................38 4.1. İnsanın En Önemli Değer Olduğunun Kabul Edilmesi ve Tüm
Çalışmaların Odağına İnsanı Yerleştirmesi .............................................38
4.2. Kurum Hedeflerinin, Misyonunun ve Vizyonunun Tüm Çalışanlarca
Benimsenmesini Sağlamak.....................................................................39
4.2.1. Misyon ...........................................................................................39
4.2.2. Vizyon............................................................................................39
4.3. İşyerinde Takım Ruhunu Oluşturmak ....................................................40
4.4. Adil ve Gerçekçi Bir Ödül/Takdir Mekanizmasını Gerçekleştirmek.......42
4.5. Kurum Kültürünü Geliştirmek...............................................................43
III. BÖLÜM
KURAN KURSLARINDA TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ
1. KUR’AN KURSLARINDA TOPLAM KALİTE YÖNETİMİNİN TEMEL UNSURLARI.........................................................................46
1.1. Liderlik .................................................................................................47
1.2. Öğretmen/Öğretici.................................................................................47
1.3. Öğrenci .................................................................................................48
1.4. Kur’an Kursu.........................................................................................48
1.5. Eğitim Programı ....................................................................................48
2. KUR’AN KURSLARININ AMAÇ VE ÖNEMİ .........................................49 3. KUR’AN KURSLARINDA TKY’NİN TEMEL İLKELERİ .....................53
3.1. Kur’an Kurslarında Kalitenin Önceliği ..................................................53
3.1.1. Eğitim-Öğretim ..............................................................................53
3.1.2. Kalite Kavramı ...............................................................................54
3.1.3. Kalite Yönetim Modellerinin Kur’an Kursu Eğitimine
Uygulanması........................................................................................................57
VI
3.2. Kur’an Kurslarında TKY’de Müşteri Odaklılık......................................68
3.2.1. Kur’an Kurslarındaki Öğrencilerin Sosyo-Kültürel Yapısı ..............69
3.2.1.1. Yaş Durumu.............................................................................70
3.2.1.2. Anne-Babalarının Öğrenim Durumu ........................................70
3.2.1.3. Ailelerin Ekonomik Durumu....................................................71
3.2.2. Kur’an Kursundaki Öğrencilerin Beklentileri..................................72
3.3. Diyanet Merkez ve Taşra Yönetiminin Liderliği ve Sorumluluğu ..........74
3.3.1. Kur’an Kurslarında Üst Kademe Yöneticileri..................................74
3.3.2. Kur’an Kurslarında Orta Kademe Yöneticileri ................................75
3.2.2.3. Kur’an Kurslarında İlk Kademe Yöneticileri ............................76
3.4. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Eğitimi ....................................................76
3.4.1. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Hizmet İçi Eğitimleri ........................78
3.4.1.1. Hizmet İçi Eğitimin Diyanet İşleri Başkanlığı’na ve
Çalışanlarına Sağladığı Yararlar.......................................................................78
3.4.1.2.Çalışanlara Sağladığı Yararlar...................................................79
3.4.1.3. Hizmet İçi Eğitim Programları .................................................79
3.4.2. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Yeterlilikleri .....................................80
3.5. Tedarikçilerle (Veliler ve Çevre) İş Birliği/ Tedarikçi Yönetimi ............85
3.6. Kur’an Kurslarında Kaizen (Sürekli Geliştirme) Sürecinin Benimsenerek
Uygulanması ..........................................................................................88
3.5.1. Kur’an Kurslarında Sürekli Gelişme (Kaizen Felsefesinin
Uygulanması) ......................................................................................................89
3.6.1.1. Karşılaşılan Problemi Çözme ...................................................90
3.6.1.2. Kur’an Kurslarındaki Eğitimi İyileştirmenin Temelleri ............91
3.7. Veriler ve İstatistik İle Çalışma: Sonuçlara Yönlendirme.......................96
4. KUR’AN KURSLARINDA TOPLAM KALİTE YÖNETİMİNİN TEMEL AMAÇLARI.........................................................................................97
4.1. İnsanın (Öğrencinin/Öğretmenin) En Önemli Değer Olarak Kabul
Edilmesi .................................................................................................97
4.2. Kurumun (Diyanet İşleri Başkanlığının) Vizyon ve Misyonunun Tüm
Çalışanlarca Benimsenmesi ....................................................................98
4.3. Kur’an Kurslarında Takım Ruhunun Tesis Edilmesi ............................102
4.4. Gerçekçi ve Adil Bir Ödül- Takdir Mekanizmasının Geliştirilmesi ......104
VII
4.5. Kurum Kültürünün Geliştirilmesi ........................................................105
5. KUR’AN KURSLARINDA KALİTE KONTROL ÇEMBERLERİ ........106 5.1. Kur’an Kurslarında Kalite Kontrol Çemberlerinin Amaçları ................107
5.2. Kur’an Kurslarında Kalite Kontrol Çemberlerinin Temel İlkeleri ........108
6. KUR’AN KURSU PROGRAMLARI VE TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ............................................................................................................110
IV. BÖLÜM
BULGULAR VE YORUMLAR
1. ANKETE KATILAN ÖĞRETİCİLERLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER 115 1. Cinsiyet Durumu Dağılımı: ....................................................................115
2. Görev Yaptıkları Yerleşim Birimi: .........................................................116
3. Mesleki Kıdem Durumuna Göre Dağılımı: .............................................116
4 Öğrenim Durumuna Göre Dağılımı: ........................................................117
2. ANKETE KATILAN ÖĞRETİCİLERİN TKY’NİN AMAÇLARINI GERÇEKLEŞTİRME DÜZEYLERİ ...............................................118
5. Toplam Kalite Yönetimi Kavramını Duyup Duymadıklarına Göre
Dağılımı: ..............................................................................................118
6. Kursa Yeni Gelen Öğrenciyi Tanımaya Çalışma Durumları:...................119
7. Derslere Önceden Hazırlanarak Girme Durumları: .................................120
8. Öğreticilerin Velilerle İlişkileri:..............................................................121
9. Öğreticilerin Derslerde Kullandıkları Öğretim Yöntemleri: ....................122
10. Kur’an Kursu Öğreticilerin Derslerinde Öğrencilere Söz Hakkı Verip
Vermedikleri: .......................................................................................124
11. Sınıfta Uygulanacak Kuralları Önceden Belirler Misiniz? :...................125
12. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Derslerde Nasıl Bir Ölçme ve
Değerlendirme Yaptıkları: ....................................................................126
13. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Kur’an-ı Kerim’i Yüzüne Okuma ve Ezber
İçin Nasıl Bir Ölçme ve Değerlendirme Yapmaktadırlar:......................127
14. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Kur’an Dersi Vermede Kendilerini Yeterli
Hissedip Hissetmeme Durumu: ............................................................129
15. Kur’an Dersi Vermede Yeterli Hissetme ve Öğrenim Durumu
Arasındaki İlişki: ..................................................................................130
VIII
16. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Kurs Dışında da Öğrencilerle Birlikte Çeşitli
Sosyal Etkinliklerde Bulunma Oranları:................................................131
3. ANKETE KATILAN ÖĞRETİCİLERİN TKY’NİN İLKELERİNİ UYGULAMA DÜZEYLERİ .............................................................131
17. Ders Dışında Kur’an-ı Kerim Okuma Durumu: ....................................131
18. Kur’an Kurslarında Öğreticiler İçin Kurstaki En Önemli Amaçları: ......132
19. Öğreticilerin Derslerinde Yazı Tahtası Dışında En Çok Kullandığı
Öğretim Materyalleri Tablosu: .............................................................133
20. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Temel Dinî Bilgiler Dersi Vermede
Kendilerini Yeterli Hissedip Hissetmeme Durumu: ..............................135
21. Temel dinî Bilgiler Dersi Vermede Yeterli Hissetme ve Öğrenim Durumu
Arasındaki İlişki: ..................................................................................135
22. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Hizmet İçi Eğitime İhtiyaç Duyma
Durumları:............................................................................................136
23. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Hangi Konularda Eksiklik Hissettiklerini
Gösteren Tablo:....................................................................................137
24. Mesleki Kıdem ve Hangi Konularda Eksiklik İhtiyaç Hissedildiğini
Gösteren İlişki: .....................................................................................138
25. Kur’an Kursu Öğreticilerini Hangi Sıklıkla Hizmet İçi Eğitim Faaliyeti
İstediklerini Gösteren Tablo: ................................................................139
26. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Kişisel veya Gündelik Sorunlarını Derse
Taşıyıp Taşımadıkları:..........................................................................140
27. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Kitap Okuma Oranları: ...........................141
28. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Ne Tür Kitap Okuduklarının Oranları: .141
SONUÇ VE ÖNERİLER ...............................................................................143 SONUÇ ...........................................................................................................143 ÖNERİLER ....................................................................................................145 KAYNAKÇA ..................................................................................................148 EKLER ...........................................................................................................154
TABLOLAR
Tablo–1. Cinsiyet Durumu Dağılımı: .........................................................115
Tablo–2. Görev Yaptıkları Yerleşim Birimi: ..............................................116
Tablo–3. Mesleki Kıdem Durumuna Göre Dağılımı: ..................................116
Tablo–4 Öğrenim Durumuna Göre Dağılımı: .............................................117
Tablo–5. Toplam Kalite Yönetimi Kavramını Duyup Duymadıklarına Göre
Dağılımı:.......................................................................................118
Tablo–6. Kursa Yeni Gelen Öğrenciyi Tanımaya Çalışma Durumları:........119
Tablo–7. Derslere Önceden Hazırlanarak Girme Durumları: ......................120
Tablo–8. Öğreticilerin Velilerle İlişkileri:...................................................120
Tablo–9. Öğreticilerin Derslerde Kullandıkları Öğretim Yöntemleri: .........122
Tablo–10. Kur’an Kursu Öğreticilerin Derslerinde Öğrencilere Söz Hakkı
Verip Vermedikleri: ......................................................................124
Tablo–11. Sınıfta Uygulanacak Kuralları Önceden Belirler misiniz? : ........125
Tablo–12. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Derslerde Nasıl Bir Ölçme ve
Değerlendirme Yapmaktadırlar: ....................................................125
Tablo–13. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Kur’an-ı Kerim’i Yüzüne Okuma ve
Ezber İçin Nasıl Bir Ölçme ve Değerlendirme Yapmaktadır:.........127
Tablo–14. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Kur’an Dersi Vermede Kendilerini
Yeterli Hissedip Hissetmeme Durumu:..........................................129
Tablo–15. Kur’an Dersi Vermede Yeterli Hissetme ve Öğrenim Durumu
Arasındaki İlişki:...........................................................................130
Tablo–16. Kur’an Kursu öğreticilerinin Kurs Dışında da Öğrencilerle Birlikte
Çeşitli Sosyal Etkinliklerde Bulunma Oranları: .............................130
Tablo–17. Ders Dışında Kur’an-ı Kerim Okuma Durumu:..........................131
Tablo–18. Kur’an Kurslarında Öğreticiler İçin Kurstaki En Önemli
Amaçları: ......................................................................................132
Tablo–19. Öğreticilerin Derslerinde Yazı Tahtası Dışında En Çok Kullandığı
Öğretim Materyalleri Tablosu: ......................................................133
Tablo–20. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Temel Dinî Bilgiler Dersi Vermede
Kendilerini Yeterli Hissedip Hissetmeme Durumu: .......................134
X
Tablo–21. Temel Dinî Bilgiler Dersi Vermede Yeterli Hissetme ve Öğrenim
Durumu Arasındaki İlişki:.............................................................135
Tablo–22. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Hizmet İçi Eğitime İhtiyaç Duyma
Durumları: ....................................................................................136
Tablo–23. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Hangi Konularda Eksiklik
Hissettiklerini Gösteren Tablo:.....................................................137
Tablo–24. Mesleki Kıdem ve Hangi Konularda Eksiklik İhtiyaç
Hissedildiğini Gösteren İlişki: ......................................................138
Tablo–25. Kur’an Kursu Öğreticilerini Hangi Sıklıkla Hizmet İçi Eğitim
Faaliyeti İstediklerini Gösteren Tablo:...........................................139
Tablo–26. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Kişisel veya Gündelik Sorunlarınızı
Derse Taşıyıp Taşımadıkları:.........................................................140
Tablo–27. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Kitap Okuma Oranları: ................140
Tablo–28. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Ne Tür Kitap Okuduklarının
Oranları:........................................................................................141
KISALTMALAR
a.g.e. Adı geçen eser
a.g.m. Adı geçen makale
AÜİF Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Bkz. Bakınız
c. Cilt
CÜ Cumhuriyet Üniversitesi
çev. Çeviren
DİB Diyanet İşleri Başkanlığı
Fak. Fakülte
KÇ Kalite Çemberi
KKÇ Kalite Kontrol Çemberi
MEB Milli Eğitim Bakanlığı
PUKÖ Planla, Uygula, Kontrol Et, Önlem Al
s. sayfa
SAÜSBE Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
TDK Türk Dil Kurumu
Ter. Tercüme
TKY Toplam Kalite Yönetimi
TTK Türk Tarih Kurumu
Yay. Yayınları
YÖK Yüksek Öğretim Kurumu
ÖNSÖZ
Dünya hızlı bir değişim yaşıyor. İletişim, ulaşım ve bilgi teknolojisindeki sınır
tanımayan gelişmeler coğrafi ayrımları kaldırmakta, toplumları, ülkeleri ve çok uluslu
kuruluşları kıyasıya bir rekabete zorlamaktadır. Bilgi teknolojisiyle desteklenen bu
küresel yarış ortamında sanayi, hizmet, eğitim vb. kurumlar Toplam Kalite Yönetimini
uygulamayı adeta zorunlu hâle getirmektedir.
Bir kuruluş içinde kaliteyi odak alan, kuruluşun bütün üyelerinin katılımına
dayanan, müşteri memnuniyeti yoluyla uzun vadeli başarıyı amaçlayan ve kuruluşun
bütün üyelerine ve topluma yarar sağlayan yönetim yaklaşımı olarak tanımlanan
Toplam Kalite Yönetimi, kısaca “mükemmelliğe sistemli bir yaklaşım” olarak
özetlenebilir.
TKY’nin eğitim alanında uygulamayla ilgili bazı güçlüklerle karşılaşabilir.
Sanayi sektöründe üretimde kabul edilen ham maddenin değişmesi, üretim şeklinin,
makinenin, teknolojinin, iş gücünün, yönetim anlayışının, pazarın değişmesi söz konusu
olabilir. Ayrıca bu değişiklikleri sayısal verilerle ölçebiliriz. Ancak eğitimde davranış
değişikliklerini sayısal olarak ölçmek güçtür, bazı durumlarda da imkânsızdır.
Eğitimde, öğrencinin eğitim kurumlarından kazandığı bilgi, yetenek ve
davranışları değerlendirmeye tâbi tutmak önemlidir. Ancak bunların kime göre
değerlendirileceğini ölçmek zordur. Bu da eğitim kurumlarının hizmetler sektöründe yer
almasından kendine özgü özelliklerin bulunmasından kaynaklanmaktadır.
Bu çalışmada hızla değişen dünyamızda Kur’an Kurslarında Toplam Kalite
Yönetimi anlayışının nasıl uygulanabileceğine değinilerek 21. yüzyılın en önemli
yönetim anlayışının Kur’an Kurslarının mevcut problemlerinin çözümüne nasıl katkıda
bulunabileceği üzerinde durulmuştur. Ayrıca Sivas ve Samsun illerinde Kur’an Kursu
öğreticilerine anket uygulanarak, TKY’nin en önemli yürütücüleri olacak olan
öğreticilerin TKY ilke ve amaçlarını benimseme düzeyi ölçülmüş, eksik yönlerinin
tespit edilip öneriler sunulmaya çalışılmıştır.
XIII
Dört bölümden oluşan çalışmanın ilk bölümünde araştırmanın konusu, problemi,
amacı, önemi, denenceleri ve araştırmanın yöntemi ile sınırlılıkları, evren ve örneklemi
hakkında bilgi verilmiştir.
İkinci bölümde, yönetim ve kalite kavramları açıklanarak Toplam Kalite
Yönetimi hakkında genel bilgiler verilmiştir.
Üçüncü bölümde, Toplam Kalite Yönetiminin Kur’an Kurslarında
uygulanmasına ilişkin yapılan literatür çalışmasının bulguları ortaya konulmuştur.
Dördüncü bölümde ise Kur’an Kursu öğreticilerinin Toplam Kalite Yönetiminin
ilke ve amaçlarını benimseme düzeyleriyle ilgili yapılan anketin sonuçlarından elde
edilen bulgular tablolar halinde sunularak yorumlanmıştır.
Son olarak da araştırmanın genelinden çıkan sonuçlara yer verilerek, Kur’an
Kurslarında eğitimin kalitesini arttırmaya yönelik öneriler sunulmuştur.
Bu çalışmanın Kur’an Kurslarının eğitiminin kalitesinin arttırılmasına yönelik
faydalı olması dileğiyle, çalışmamda yardımları olan herkese tekrar teşekkür ediyorum.
Muhammet Fatih GENÇ
SİVAS 2007
I. BÖLÜM
GİRİŞ
I. ARAŞTIRMANIN KONUSU VE PROBLEMİ
Kur’an’ı anlamak ve ona uygun bir hayat yaşamak isteyen Müslümanlar, Hz.
Peygamber’den günümüze kadar her dönemde Kur’an öğretimine büyük önem
vermişler ve bu iş için çeşitli kurumlar geliştirmişlerdir. Ülkemizde Kur’an öğretiminin
yapıldığı kurumlardan birisi de Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Kur’an Kurslarıdır.
Günümüzdeki Kur’an Kursları, Cumhuriyet döneminin kendi şartları içinde oluşan ve
işleyiş bakımından önceki dönemlerden farklı olsa da günümüze kadar varlığını devam
ettiren ve din eğitimi alanında önemli bir ihtiyaca cevap veren bir kurumdur.
Cumhuriyet döneminde, 1924 yılında Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun yürürlüğe
girmesinden sonra medreseler kapanmış, anılan kanuna göre açılan İmam-Hatip
mektepleri 1931 yılında kapatılarak 1951 yılında tekrar açılmış, yüksek din öğretimi
kurumu olan İlahiyat Fakültesi de 1933’de kapanmış ve 1949 yılında tekrar açılmıştır.
Ancak doğrudan doğruya kanunî bir dayanağı olmadığı halde, Kur’an kursları
Cumhuriyet tarihi boyunca hiç kapatılmamış, öğretimlerine Diyanet İşleri Başkanlığı’na
bağlı olarak devam etmiştir. 12 Eylül 1980 sonrası din eğitimi alanında değişiklikler ve
gelişmeler olmuş fakat Kur’an Kurslarında köklü bir değişim olmamıştır. Çeşitli
raporlarda bu konular ele alınmışsa da, Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun uygulama
anlayışı ve yetki kargaşası tartışmaları sonucu, bu kursların Bakanlığa mı yoksa Diyanet
İşleri Başkanlığı’na mı bağlı olarak öğretime devamı gerektiği konusunda eğitimciler ve
siyasiler arasında bir uzlaşma olmamıştır. 1980 ve 1991 yıllarında, bu konular gündeme
gelmişse de bir sonuca ulaşılamamıştır.1
1950’lerden itibaren Kur’an Kurslarında özellikle sayısal bakımından hızlı bir
gelişme söz konusudur. Bilhassa 1965 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve
Görevleri Hakkındaki Kanunun; 1971 yılında da Diyanet İşleri Başkanlığı Kur’an
1 Halis Ayhan, Türkiye’de Din Eğitimi, İFAV Yay., İstanbul 1999, s. 474.
2
Kursları Yönetmeliğinin2 çıkarılmasından sonra, Kur’an Kurslarının amaçları, programı
ve işleyiş sisteminin kısmen belirginlik kazanmasıyla Kur’an Kurslarının bir gelişme
sürecine girdiği görülmektedir.3
Nitekim 1949–1950 öğretim yılında ülke genelindeki Kur’an Kursu sayısı 127,
öğrenci sayısı 8.7064 iken, 1980–1981 öğretim yılında kurs sayısı 2.610, öğrenci sayısı
67.816; 1989–1990 öğretim yılında ise kurs sayısı 4.714, öğrenci sayısı 165.416
olmuştur.5 1990 yılında günün ihtiyaçlarına uygun olarak yeni bir Kur’an Kursları
Yönetmeliği hazırlanmış ve bu yönetmelik, 16.11.1990 gün ve 20697 sayılı Resmi
Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.6
Bu gelişmeler sürerken, 1997 tarihinde İlköğretimin zorunlu ve kesintisiz sekiz
yıla çıkarılması,7 örgün eğitim kurumları içerisinde yer alan meslek liselerini etkilediği
gibi Kur’an Kurslarını da olumsuz yönde etkilemiştir. Kanun yürürlüğe girmeden
önceki öğretim yılında 5.241 Kur’an Kursunda 180.831 öğrenci öğrenim görmekteyken8
2006 yılında 4.951 Kur’an Kursunda 158.437 öğrenci öğrenim görmüştür.9
Bugün Kur’an Kursları toplumu dinî yönden aydınlatma görevi kendisine 633
sayılı kanunla verilen Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı ve Türkiye’de din eğitimi
alanında son derece hayati bir boşluğu dolduran yaygın din eğitimi kurumudur. 3 Mart
2000 gün ve 23982 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Diyanet İşleri Başkanlığı
Kur’an Kursları ile Öğrenci Yurt ve Pansiyonları Yönetmeliği”’nde Kur’an Kurslarının
amaçları; nitelikleri uygun vatandaşlara, Kur’an-ı Kerim’i usulüne uygun olarak
yüzünden okumayı ve bunu sağlayıcı bilgileri (tecvid, tashih-i huruf ve talim)
uygulamalı olarak ezberletmek ve bunların meallerini öğretmek, hafızlık yaptırmak,
İslam dininin inanç, ibadet ve ahlak esasları ile peygamberimizin hayatı ve örnek ahlakı
hakkında bilgiler vermek olarak belirtilmiştir.
2 17.10.1971 gün ve 13989 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Diyanet İşleri Başkanlığı Kur’an Kursları
Yönetmeliği. 3 Ahmet Koç, Kur’an Kurslarında Eğitim ve Verimlilik, İlahiyat Yay., Ankara 2005, s. 19. 4 Gotthard Jaschke, Yeni Türkiye’de İslamlık, çev. Hayrullah Örs, Ankara 1972 s. 76. 5 DİB, İstatistiklerle Diyanet İşleri Başkanlığı, Ankara 1990, s. 66, 68. 6 Koç, Kur’an Kurslarında..., s. 19. 7 18.08.1997 tarih ve 23084 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4306 sayılı kanun 8 DİB 1997 yılı İstatistikleri, Ankara 1998. 9 Bk. http://www.diyanet.gov.tr/turkish/tanitimistatistik.asp, Erişim Tarihi: 07.11.2006.
3
Kur’an Kursları’nda öğretim ve yönetim Diyanet İşleri Başkanlığı görevlilerince
yürütülmekte, denetim ise Milli Eğitim Bakanlığı ve Başkanlık müfettişlerince
gerçekleştirilmektedir.
Ülkemizde İslam Dini’nin yeni yetişen nesillere öz olarak öğretildiği yer olan
Kur’an Kursları, aynı zamanda Diyanet İşleri Başkanlığı’na imam-hatiplik ve müezzin
kayyımlık görevlerinde istihdam edeceği kendi personelinin hafızlık yaparak yetiştiği
tek kurumdur.
Kur’an Kurslarında iki tür program uygulanmaktadır. Bunlar; “Yüzünden Okuma
Program”ı ve “Hafızlık Programı”dır. Haftalık 24 saatten oluşan programda; Yüzüne
okuma programında 18 saat Kur’an-ı Kerim, 3 saat İtikat, 1 saat İbadet 1 saat Siyer ve 1
saat Ahlâk dersleri yer almaktayken; Hafızlık Programında ise 20 saat Kur’an-ı Kerim
dersi yer almakta olup diğer dersler 1’er saat yer almaktadır.
Kur’an Kursları, ilköğretimin zorunlu ve kesintisiz olarak sekiz yıla çıkarılması
esnasında da sıklıkla gündeme gelmiştir. Kur’an Kurslarının bu düzenlemeden olumsuz
yönde etkileneceği, özellikle hafızlık kurumunun zarar göreceği noktasında endişeler
dile getirilmiş, konuyla ilgili tartışmalar Meclis’e kadar uzanmıştır.10 İlköğretimi
zorunlu ve kesintisiz olarak sekiz yıla çıkaran 4306 sayılı yasanın 18.08.1997 tarihinde
yürürlüğe girmesinden bugüne istatistiklere ve gelişmelere bakıldığında kursların
sayısında dikkate değer bir azalma, öğrenci sayılarında da önceki yıllarda sürekli artan
eğilime göre bir duraklama ve hatta gerileme görülmektedir.
Bununla birlikte Kur’an Kurslarında asıl sorunun nicelikten ziyade nitelik
yönünden olduğu da bir gerçektir. Çünkü günümüzde Kur’an Kurslarında etkili öğretim
yöntemlerinin kullanılarak nitelikli bir eğitimin verildiği tartışmalı bir konudur.
1924’den itibaren hiçbir dönemde kapatılmadan Diyanet İşleri Başkanlığı’na
bağlı olarak öğretime devam eden Kur’an Kurslarında bazı değişiklikler olmakla
beraber, her sevideki öğrencilerin ihtiyaçlarına ve beklentisine göre, okutulan derslerin
müfredatı ve özel öğretim yöntemlerinin uygulanması açısından yeterli gelişmeler
görülmemiştir. İlkokul mezunları, okuma yazma bilen fakat ilkokul okumamış, çok az
sayıda da olsa orta öğrenim görmüş insanların devam ettikleri Kur’an Kurslarının ders
10 Ayrıntılı bilgi için bkz. Ayhan, Türkiye’de…, s. 492-502.
4
çeşitleri ve derslerin müfredatı beklentileri karşılayıp karşılamadığı hep tartışılmıştır.
Aslında bu mesele ülkemizdeki örgün ve yaygın din eğitiminin temel meselelerinden
birisidir. Ayrıca Kur’an öğretimi başta olmak üzere bütün derslerin öğretiminde özel
öğretim yöntemleri yeterince geliştirilememiştir. Bu nedenle Diyanet İşleri
Başkanlığı’nın öncülüğünde, ilahiyatçı ve eğitimcilerden oluşan ilgili uzmanlarla,
Kur’an Kurslarında okumuş, hafız olmuş ve eğitim alanında çalışmalar yapan
uzmanların ve kurs öğreticilerinin de katılacağı araştırma ve çalışma komisyonları
oluşturmak suretiyle bu alanda bilimsel araştırmalar ve çalışmalar yapmak gerekir.
Ancak bu alanda çok az bilimsel araştırmalar yapılmıştır. Aslında konunun nitelik ve
nicelik bakımından gelişmesi bu çalışmaların ışığında yapılacak uygulamalara
bağlıdır.11
Gerekli desteklerden mahrum olmasına rağmen, Kur’an Kurslarında yapısal
gelişmeler olmuştur. Yapılan bir araştırmada durum şöyle tespit edilmektedir:12
“Milletimizin dinî değerlere verdiği önem, bunun millî birlik ve beraberlik içindeki yeri,
millî kültürümüze katkısı sebebiyle kursların gerek nitelik gerekse nicelik olarak müspet
pek çok gelişme gösterdiği görülmektedir. 1960’lı yıllara kadar 1 hoca 1 oda, 10–15
öğrenci ile Kur’an öğretimi yapılan kursların yerini günümüzde müstakil, çok katlı, çok
hoca ve talebeli, aşçılı, hademeli, şoförlü kurslar almıştır.”
İstanbul’un çeşitli semtlerinde faaliyet gösteren Kur’an Kurslarında öğrenim
gören 245 öğrenciyle yapılan alan araştırmasında (106 kız–139 erkek) öğrencilerin
büyük ölçüde Kur’an Kursunda okumaktan memnun oldukları (%68, 9) ortaya çıkmış,
memnun olmayanların en çok şikâyet ettikleri konular ise şöyle sıralanmıştır.13
a- Öğreticilerin sert, arkadaşlarının ve kurs idaresinin yanlış tutumu,
b- Öğreticilerin dışındaki personelin gereksiz müdahaleleri
c- Araç gereç yetersizliği
d- İstirahat için yeterli zamanın olmayışı
e- Yemeklerin kalitesizliği
11 Ayhan, Türkiye’de..., s. 502-503. 12 M. Faruk Bayraktar, Kur’an Kursları Üzerine Bir Araştırma, İstanbul 1992, s. 4. 13 Bayraktar, Kur’an Kursları Üzerine…, s. 4.
5
f- Oyun imkânı ve bahçenin bulunmayışı.
Benzer bir araştırmada da14 öğrencilerin % 58,8’i kurslarından memnun
olduğunu belirtirken, memnun olmayanlarda en çok öğrenciler arası arkadaşlık ilişkisi,
binaların ve oyun ve dinlenme alanlarının yetersizliği, ders dışı sosyal etkinliklerin
fazla olmaması gibi konulardan şikâyette bulunmuştur.
Bayraktar’ın aynı araştırmasında öğrenci ve öğreticiler, çağdaş eğitimin üzerinde
ısrarla durduğu, seçmeli derslerin Kur’an kursları müfredatında yer almasını
istemektedirler. Öğrencilere göre bu dersler, dinî musiki, rehberlik, güzel yazı, hitabet
ve Türkçe’dir. Ayrıca Kur’an’ın Türkçe meali en çok istenen dersler arasındadır.15 Bu
araştırmanın ortaya koyduğu gibi öğrencilerin şikâyet ettikleri konunun başında, insan
unsuru, öğreticilerin öğrencilere karşı tutum ve davranışı, öğretim yöntemlerinin
sistematik olması arayışı, daha sonraki sıralarda ise kursların fiziki şartların yetersizliği
yer almıştır. Bu anlayış ve sıralama gösteriyor ki, kurs öğrencileri çocukluğunun son
yıllarında olmalarına rağmen oldukça gerçekçi, eğitim ilkelerine uygun bir beklenti
içindedirler. Aynı değerlendirmeyi okumak ve öğrenmek istedikleri dersler ve seçmeli
olarak görmeyi arzu ettikleri derslerde de görmekteyiz. Ayrıca büyük bir çoğunluğun
Kur’an-ı Kerim mealini okumak isteyişleri de oldukça olumlu bir arayıştır. Bütün
bunlar gösteriyor ki kursların temel ve öncelikli meselesi derslerin müfredatının
geliştirilmesi ve öğretim yönteminin günümüz anlayışına göre geliştirilmesidir.16
Bu açıklamalar ışığında; Kur’an Kurslarının eğitiminin iyileştirilmesinde son
yıllarda eğitimde de uygulanmaya başlayan Toplam Kalite Yönetimi düşüncesinin de
yeni bir açılım getirebileceğini söyleyebiliriz.
Bilindiği gibi “Bilgi Çağı”nın en çok önem verdiği unsur insandır. Bilgi çağında
insan, üretilen mal veya sunulan hizmetin temel sebebini oluşturur. Burada, “önce
insan” yaklaşımı esas alınmıştır.
Kalite de insan içindir. Bu kavram, ISO 8402 Kalite Sözlüğünde ve ISO 9000
serilerinde; “Kalite, açıkça belirtilen ve ifade edilmemiş gizli ihtiyaçları tatmin
14 Koç, Kur’an Kurslarında..., s.67-68 15 Bayraktar, Eğitim Kurumu Olarak…, s. 128-130. 16 Ayhan, Türkiye’de…, s. 504.
6
edebilme konusunda bir yeteneğe sahip olan mal veya hizmetin özellik ve
karakteristiklerinin, görülebilir ayırıcı niteliklerinin toplamıdır.” şeklinde
tanımlanmıştır.17
Kalite, günümüzde yeni bulunmuş bir kavram değildir. Kalite ile ilgili ilk
kayıtlar M.Ö. 2150 yılına kadar uzanır. Ünlü Hammurabi Kanunları’nın 229.
maddesinde şu ifadeler yer alır: “Eğer inşaat ustası bir adama ev yapar ve yapılan ev
yeterince sağlam olmayıp ev sahibinin üstüne çökerek ölümüne neden olursa o inşaat
ustasının başı uçurulur.”18Bu ifadeden anlaşıldığı gibi kalite ile ilgili çalışmalar en ilkel
biçimiyle de olsa M.Ö.’ki yıllarda başlamış ve günümüze kadar gelişerek devam
etmiştir. Günümüzdeki modern kalite düşüncesi ise daha çok İkinci Dünya Savaşından
sonra Japonya’da ortaya çıkmıştır.19
Bütün ülkelerde eski yıllardan beri kendi özelliklerine göre yönetimle ilgili
birikim ve uygulamalar görülmüşse de yönetimin bilimsel olarak ele alınması son yüz
yılın ürünüdür.20 Toplam Kalite Yönetimi anlayışı da yönetimin bilimsel olarak ele
alınmasının sonucunda II. Dünya Savaşından sonra ortaya çıkan ve günümüzde,
ekonomiden eğitime kadar uygulama alanları olan bir yönetim bilimi anlayışıdır.
Son yıllarda birçok alanda kullanılan bir kavram olan Toplam Kalite Yönetimi
(TKY), aslında işletmeler için bir yönetim felsefesi ve uygulaması olarak kullanılagelen
bir kavramdır. Bununla birlikte, son zamanlarda eğitimden politikaya, sağlıktan ulaşıma
kadar her alanı kapsar hâle gelmiştir. Böylelikle TKY, 21. yüzyılın çağdaş bir yönetim
tekniği olarak karşımıza çıkmış bulunmaktadır.
TKY, 1994 tarihli ISO 8402’de şu şekilde tanımlanmıştır:
“Bir kuruluş içinde kaliteyi odak alan, kuruluşun bütün üyelerinin katılımına
dayanan, müşteri memnuniyeti yoluyla uzun vadeli başarıyı amaç edinen ve kuruluşun
bütün üyelerine ve topluma yarar sağlayan yönetim yaklaşımıdır.”
17 Muhsin Halis, Paradigmadan Uygulamaya TKY, Beta Yay., İst. 2000, s. 44. 18 Orhan Elmacı, H Kara, E Taşkın, M. Çalık, Toplam Kalite Yönetimi, Kütahya 2000, s. 14. 19 Hoşcan Ensari, 21 Yüzyıl Okulları İçin Toplam Kalite Yönetimi, Sistem Yay., (2.Baskı), İst. 2000, s.
7. 20 İsmail Efil, İşletmelerde Yönetim ve Organizasyon, Alfa Yay., İstanbul 1999, s. 20.
7
TKY’yi “Toplam Sorumluluk” şeklinde anlamak gerekir. TKY, daha iyiyi arama
çabasıdır. Herkesin doğru yerde, doğru zamanda gerekeni yapmasıdır. Örneğin, TKY
ilkelerinin geçerli olduğu eğitim kurumunda yalnız öğretmen yoktur. “Öğretmenler”
vardır. Yalnız (Matematik, Türkçe, Fizik vb) tek ders yoktur. “Dersler” vardır. Veli
yoktur. “Veliler” vardır. 21
Günümüzde TKY, kalite kontrol ve standartlara uyumun ötesinde bir kavram
olarak algılanmaktadır. TKY denilince artık eğitimin kalitesi, problem çözme teknikleri,
müşteri tatmini, eğitim süreçlerinin kalitesi gibi kavram ve teknikler anlaşılmaktadır. Bu
bağlamda müşterinin yerini “paydaşlar”, müşteri tatmini amacının yerini “paydaşlar
tatmini” ve “mükemmelliği sağlamak” gibi kavramlar almıştır.22 Bunun içindir ki, TKY,
günümüzde mükemmelliğe sistemli bir yaklaşım ve yolculuk olarak görülmekte ve
tanımlanmaktadır.
TKY, herhangi bir hizmet üretiminin tüm süreçlerinde sorumlulukların en
mükemmel şekilde yerine getirilmesi ya da herkesin gerekli sorumluluğu almada istekli
olmasıdır. Herhangi bir kurumda/örgütte TKY demek, toplam sorumluluk demektir.
Herkesin, üzerine düşen görevini en mükemmel şekilde yerine getirmesidir.
Toplam Kalite Yönetimi ilk olarak Japon endüstri örgütlerinde uygulanmış, bu
örgütlerdeki başarısı hizmet örgütlerinde de uygulanmasını gündeme getirmiştir. Sürekli
değişen dünyada artık kalite kavramı yalnız sanayi kuruluşlarının çıktıları için değil
hizmet örgütlerinin sunumları için de geçerli bir kavram haline gelmiştir.23
Geçmişte kalite denildiğinde sadece ürün artışı ya da hizmet niteliği anlaşılırken,
bugün gelinen noktada kalite, ürün ya da hizmetin sunum ya da satışı aşamasına kadar
geçirilen süreçte yer alan etkenleri içermektedir. Bu noktada insan etkeni kalitenin en
21 H.Mustafa Genç, Eğitimde Toplam Kalite Yönetimi El Kitabı, Gazi Belediyesi Kültür Yay., Samsun
2006, s. 8. 22 Minâ Özevren, Toplam Kalite Yönetimi Temel Kavramlar ve Uygulamalar, Alfa Yay., (2.
Baskı),İst. 2000, s. 7. 23 İbrahim Kalyoncu, Okul Müdürlerinin Toplam Kalite Yönetimi Uygulamalarına İlişkin Tutum ve
Düşünceleri, KATÜ SBE Eğitim Bilimler Anabilim Dalı Tezsiz Y. Lisans Dönem Projesi, Trabzon 2002, s. 5.
8
önemli belirleyicisi olmaktadır. Böylece örgütlerde insanın önemi, insanda da eğitimin
önemi görülmektedir.24
Genellikle toplam kalite yönetiminin sanayi sektöründe kullanımı öne
çıkarılmakta ve toplam kalite yönetim felsefesi göz ardı edilmektedir. Toplam Kalite
Yönetimi felsefesi, insan varlığının temelini oluşturan değerlere dayanmaktadır.25 Bu
nedenle girdisi insan olan eğitim kurumlarında toplam kalite yönetiminin felsefe ve
ilkelerinin etkin olması kaçınılmazdır.
Sürekli gelişmeye dayalı örgütsel yaklaşım olan Toplam Kalite Yönetimi, diğer
sistemlere uygulanabildiği gibi eğitim sistemine de uygulanabilir. Elbette bu uygulama
yüzde yüz başarı sağlayacak sihirli bir formüldür, anlayışı yanlıştır. Fakat eğitim
örgütlerinde Toplam Kalite Yönetimi anlayışı benimsetilip doğru bir biçimde
uygulandığında eğitim sisteminde olumlu yönde gelişme ve değişmeleri sağlayacak
zihniyetin oluşmasını sağlayacaktır. Ancak, uygulamada eğitimin kendine özgü yönleri
göz önünde bulundurulmalıdır.26
Eğitim kurumlarında yalnız öğretmenin, öğrencinin, velinin, çevrenin ya da
yönetimin sorumluluk almasıyla başarı sağlanamaz. Başarı, herkesin kendine özgü
sorumlulukları alması ve yerine getirmesiyle gerçekleşir. Bunlardan herhangi birinin ya
da birkaç grubun sorumluluğunun gereğini yerine getirmemesi, başarıyı olumsuz yönde
etkiler. Hedeflenen kalite elde edilemez.
Dünya hızla değişiyor. Türkiye’nin bu değişimden uzak bir fanusun içine koyup
saklamak mümkün değildir. Değerleri ve ihtiyaçları sürekli değişen bir öğrenci ile karşı
karşıyayız. Kur’an eğitimi konusunda, yarının fırsatları ve tehditleri hakkında iyi
planlanmış bir bakış açısı geliştirmeden, sağlıklı bir şekilde yoluna devam etmesi
düşünülemez. Hızlı bir değişimle karşı karşıyayız. Değişime karşı direnmekle değil,
değişimi yerinde ve doğru okumakla başarılı olacağımızı bilmeliyiz. Değişimi
yönetmeliyiz.
24 Güler Tozkoparan, “Sıfır Hatalı İnsan Yaratmak için Eğitimde Toplam Kalite”, Verimlilik Dergisi,
Sayı: 1997/3, s. 119-130. 25 Gülten Hergüner, “Eğitimde Toplam Kalite Uygulamasının Sağlayacağı Yararlar” Kuram ve
Uygulamada Eğitim Yönetimi, Sayı:1998/13, (s. 11–21), s. 13. 26 A. Rıza Erdem, “Toplam Kalite Yönetimi Uygulamasının Eğitim Sistemine Sağlayacağı Olası
Yararlar”, Eğitim Araştırmaları, Sayı: 2000/1, Ankara, (s. 31–36), s. 33.
9
Günümüz Türkiye’sinde eğitimde kalite arayışına girmek isteyen her kişi, kurum
ya da hükümetin tek başına başarıyı yakalaması mümkün değildir. Hedeflenen kaliteye
ulaşabilmek için başta eğitim yöneticileri olmak üzere tüm öğretmen, veli, öğrenci ve
çevre işbirliği içinde olmalıdır. Özellikle öğretmene rağmen hiçbir eğitim yöneticisi ya
da hükümet, eğitimde hedeflediği kaliteyi yakalayamaz. Sağlıklı ürün üretimi için
fabrikatör kadar, işçinin de söz vermesi gerektiği gerçeği kavranılmalıdır.
Eğitimde kalite, kurumların fizik kapasite ve donanımına, eğitim programlarına,
kullanılan öğretim yöntem ve teknolojilerin çeşitliliği ve gelişmişliğine, eğitim
ortamlarındaki insanlar arası ilişkilere, başka bir deyişle iklime bağlıdır. Bu nedenle
Kur’an Kurslarında TKY demek bilgi aktarımından öte yüksek toplumsal değerlerin de
kazandırılabileceği problemlerin öğretmen, öğrenci ve veli katkısı ile
çözümlenebileceği, karşılıklı saygı ve sevgiye dayalı bir ortam demektir. Bu tür
ortamların yaratılmasının ön şartlarını bilmek, okul yöneticileri öğretmenler anne ve
babalar ile öğrenciler için son derece önemlidir. Zira bir eğitim kurumundaki kalite,
hizmeti verenle bu hizmetten yararlananların ortak çabası ile varılabilecek bir hedeftir.
Dünyadaki hızlı teknolojik gelişme ve bilgi ağı içinde bulunma gerekliliği daha
da daralan dünya pazarında üründe, hizmette ve insan gücünde rekabeti arttırmış ve bu
rekabet kalite devrimini doğurmuştur. Öncelikle üretim daha sonra da hizmet
sektöründe yaşanan kalite devrimi, örgütlerin yönetim yapılarını değiştirme zorunluluğu
getirmiştir. Rekabet yalnız mal üreten fabrikalar, firmalar arasında değil, hizmet üreten
banka, okul, belediye vb. her kurum için geçerlidir. Toplam Kalite Yönetimi aslında bir
yönetim tekniğinden çok bir felsefe ve hatta bunun ötesinde bir hayat tarzıdır. Kur’an
Kursları da bu gelişmelerden, uzak kalamaz. Çağın gerektirdiği yönetim anlayışına
kavuşarak kendini geliştirmesi bir zorunluluktur.
Bu bağlamda kalitenin ve verimin arttırılması için Kur’an öğretimi, uzun bir
süreç olarak karşımıza çıkmaktadır. Sürecin bugünkü yapısı ve bu yapı içerisinde
oluşmuş sistemin işleyişi ve bu işleyişten doğan işlevsel olan veya olmayan durumların
araştırılması ihtiyacı vardır. Araştırmanın temel problemi, dünyada ve ülkemizdeki
birçok işletmenin, eğitim kurumunun müşteri memnuniyeti sağlayarak; kendini
geliştirmek ve daha iyiye ulaşmak ve çağın gerektirdiği şartlara uyum sağlayabilmek
için uyguladıkları TKY’nin Kuran Kursları eğitimine uygulanabilirliğidir.
10
Problem Cümlesi
Toplam Kalite Yönetiminin ilke ve amaçları Kur’an Kursları eğitiminde nasıl
uygulanabilir?
Alt Problemler
1- Kur’an Kurslarında öğrencilerin, yaş, cinsiyet ve öğrenim durumu
bakımından dağılımları nasıldır?
2- Öğreticilerin kişisel ve mesleki nitelikleri ne durumdadır?
3- Kuran Kurslarının amaçları gerçekleşiyor mu?
4- Kuran Kursu öğreticileri hizmet içi eğitime gerek duymakta mıdırlar?
5- Kuran Kursu öğreticilerinin kitap okuma alışkanlıkları ne düzeydedir?
6- Kuran Kurslarında nasıl bir ölçme ve değerlendirme yapılmaktadır?
7- Kur’an Kursu öğreticileri özel öğretim yöntemleri hakkında bilgileri yeterli
midir?
8- Kuran Kursu öğreticileri ders dışı etkinlik düzenliyorlar mı?
9- Kur’an Kurslarında uygulanan programlar TKY’nin felsefesiyle ne kadar
paralellik gösteriyor?
10- Kur’an Kursu programlarını TKY felsefesine uygun olabilmesi için neler
gereklidir?
11- TKY öncüsü Dr. Deming’in 14 ilkesinin Kur’an Kursları eğitimine
uygulanabilirliği var mıdır?
12- Kur’an Kursu öğreticilerinin TKY’ne bakışları nasıldır?
II. DENENCELER
1- Kur’an Kursu Programları TKY felsefesiyle kısmen paralellik
göstermektedir.
2- Kur’an Kursu öğreticilerinin çoğunun, öğretim yöntemleri konusunda bilgi
eksikliği bulunmaktadır.
11
3- Öğreticiler, ders kitapları dışında yeterince eğitim araç gereci
kullanmamaktadır.
4- Kur’an Kurslarında TKY’nin temel felsefesi olan müşteri odaklılık
uygulanmamaktadır.
5- Kalite öncüsü Dr. Deming’in 14 ilkesi Kuran Kursları eğitimine
uygulanabilir.
6- Kur’an Kursu öğreticileri derslerinde öğrencilere söz hakkı vermektedirler.
7- Kur’an Kursları programlarında yer alan amaçlarının büyük çoğunluğu
gerçekleştirmektedir.
8- Kuran Kursları öğreticileri belli düzeyde ölçme ve değerlendirme
yapmaktadırlar.
9- Kuran Kursu öğreticileri hizmet içi eğitime ihtiyaç duymaktadırlar.
10- Kur’an Kurslarının öğreticileri Kur’an eğitimi bakımından yeterli iken,
ahlak, siyer gibi diğer konuları öğretmek bakımından yetersiz kalmaktadır.
III. SAYILTILAR
1- Bu araştırma için seçilen yöntem, araştırmanın amacına, konusuna ve
problemine uygundur.
2- Denekler, anket sorularına samimi cevap vermiştir.
3- Seçilen örneklem, evrenin görüşlerini yansıtacaktır.
IV. ARAŞTIRMANIN AMAÇ VE ÖNEMİ
Bu çalışmanın temel amacı, yaşadığımız çağda bir yönetim felsefesi ve
uygulaması olarak karşımıza çıkan Toplam Kalite Yönetimi ilkelerinin Kur’an
Kurslarının öğretiminde de uygulanabileceğini ortaya koymaktır.
21. yüzyılın çağdaş bir yönetim tekniği olarak karşımıza çıkan TKY, Kur’an
Kurslarındaki öğretim iyileştirilmesi yolunda atılacak adımlara yardımcı olacağı gibi,
TKY’nin Kur’an Kurslarında uygulanabilirliğine vereceğimiz örnekler de Diyanet İşleri
Başkanlığı’nın genel olarak yürüttüğü Din Hizmetlerinin de bu yöndeki açılımına
yardımcı olacaktır.
12
Bu araştırmanın hedefi, Kur’an Kurslarının günümüzdeki mevcut sorunlarını
tespit ederek Toplam Kalite Yönetiminin felsefesine uygun olarak çözüm önerileri
sunmaktır. Bilindiği gibi günümüzde Kur’an Kursları genel ve mesleki öğretim
kurumlarıyla ilgisi sebebiyle Milli Eğitim Politikasının genel bir parçasıdır. Bu durum
göz ardı edilmemelidir. Bu kurumlarda yapılan öğretimi daha verimli hâle getirerek
Milli Eğitimimizin genel politikalarına yardımcı olmak gerekir.
Kur’an Kurslarını çağın gerektirdiği öğretim standartlarına ve Toplam Kalite
Yönetimi felsefesine uygun hâle getirmede bazı zorluklar vardır. Örneğin, Toplam
Kalite Yönetimi, aslında işletmeler için bir yönetim felsefesi ve uygulaması olarak
kullanılagelen bir kavramdır. Bununla birlikte, son zamanlarda eğitimden politikaya,
sağlıktan ulaşıma kadar her alanı kapsar hâle gelmiştir. Böylelikle TKY, 21. yüzyılın
çağdaş bir yönetim tekniği olarak karşımıza çıkmış bulunmaktadır. Henüz dünyada da
ülkemizde de eğitimde toplam kaliteye yönelik ulusal ve evrensel ilke ve standartlar
oluşturabilmiş değildir. Kuşkusuz sanayide işleyen bazı ilke ve standartlar eğitime de
uygulanabilir, fakat bu uygulamalar eğitimin diğer alanlardan farklılığı göz önünde
bulundurularak yapılması gerekir. Bu nedenle eğitimde kalite yaklaşımı için eğitimin
kendi ölçütlerini, Kur’an Kurslarının ve diğer eğitim ortamlarının özelliklerini göz
önünde bulundurularak ortaya konması son derece önemlidir.
Bu yönüyle araştırma, Kur’an Kurslarında Toplam Kalite Yönetimi konusunda
Türkiye’de yapılacak olan ilk araştırma olması bakımından da önemlidir. Bu araştırma,
yıllar önce geliştirilen yönetim kuramlarının dayandığı bilinen birçok tekniği, yöntemi
veya yaklaşımı, günümüzün rekabet ortamının tanımladığı ihtiyaçlar doğrultusunda
birleştiren bir sentez olarak tanımlayabileceğimiz Toplam Kalite Yönetimi anlayışını,
Kur’an Kurslarının eğitimi açısından değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. Bu
çalışmanın gelecekte din eğitimi alanında Toplam Kalite Yönetimi konusunda araştırma
yapacaklara yol göstermesi umulmaktadır.
V- ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ
Bu araştırma, hem literatür taraması hem de alan araştırması olmak üzere iki
yöntemden yararlanılarak hazırlanmıştır.
13
İlk üç bölümde, kaynakların taranması, verilerin toplanması, sınırların çizilerek
imkanlar ölçüsünde bilgi birikiminin ortaya konulması için literatür çalışması
yapılmıştır. Bu bağlamda, Kur’an Kursları ve Toplam Kalite Yönetimi ile ilgili yüksek
lisans ve doktora tezleri, akademik kitap ve makaleler, bu alanda çalışma yürüten ilgili
sivil toplum kuruluşları, ilgili internet siteleri, sempozyum, panel, seminer ve toplantılar
gözden geçirilmiştir.
Araştırmanın alan araştırması kısmı (IV. Bölüm), Samsun ve Sivas illerindeki
toplam 78 Kur’an Kursu öğreticisi ile yapılmıştır. Yapılan anketle Kur’an Kurslarında
görev yapan öğreticilerin Toplam Kalite Yönetiminin ilke ve amaçlarını benimseme
düzeyi ölçülmüştür.
VI- ARAŞTIRMANIN EVREN VE ÖRNEKLEMİ
Araştırmanın evreni Samsun ve Sivas il merkezlerinde görev yapan Kur’an
Kursu öğreticileridir. Samsun ilinde 90, Sivas ilinde 60 olmak üzere yaklaşık 150
öğretici görev yapmaktadır. Araştırmanın örneklemini, Samsun ve Sivas illerindeki
Kur’an Kursları arasında şans yöntemiyle seçilen 78 Kur’an Kursu öğreticisidir.
Öğreticilere Kur’an Kursları (Sivas ve Samsun illeri) müdürlerinin yardımlarıyla elden
dağıtılan 150 anketten geri dönen 100 tanesinden 22 tanesi hata ve aksaklıklardan
dolayı kapsam dışı bırakılmıştır. Geriye kalan 78 anket değerlendirmeye alınmıştır.
Çalışmanın yapıldığı örneklem grubu bu evrenin yaklaşık olarak % 52’sidir.
Alan araştırması için veri toplama aracı olarak anket tekniği kullanılmıştır.
Anket maddeleri daha önce bu konuda yapılan alan araştırmalarında kullanılan anket
metinleri ve Antalya’da bir seminere katılan 35 Kur’an Kursu öğreticisine yapılan
deneme anketi sonucunda konu uzmanlarından da yararlanılarak hazırlanmıştır. Daha
sonra anket maddeleri tekrar konu uzmanı öğretim üyelerine incelettirilerek ve
danışılarak kapsam geçerliliği genişletilmiştir.
VII- ARAŞTIRMANIN SINIRLILIKLARI
1. Bu araştırma konu ile ilgili yazılmış kaynaklarla sınırlıdır.
2. Araştırmaların bulguları, Kur’an Kursu öğreticilerinin Toplam Kalite
Yönetiminin ilke ve amaçlarını benimseme konusunda Nisan-Mayıs 2007
tarihleri arasında yapılan anket sorularına verilen cevaplarla sınırlıdır.
14
3. Araştırma, Samsun ve Sivas illerinde görev yapan 78 Kur’an Kursu
öğreticisi ile sınırlıdır.
VIII- TANIMLAR
Toplam Kalite Yönetimi: Bir işletmede yapılan bütün işlerde tüketici
taleplerini karşılayabilmek için ilk koşul olan yönetim, insan, yapılan iş, ürün ve hizmet
kalitelerinin, bir sistem yaklaşımı içerisinde, tüm işgörenlerin katılımı, hedef ve fikir
birlikleri sağlanarak ele alınması ve geliştirilmesidir.
Kalite: Kalite, açıkça belertilen ve ifade edilmemiş gizli ihtiyaçları tatmin
edebilme konusunda bir yeteneğe sahip olan mal veya hizmetin özellik ve
karakteristiklerinin, görülebilir ayırıcı niteliklerinin toplamıdır.
Misyon: Bir kişi ya da topluluğun üstlendiği özel görevdir.
Vizyon: Bir işletmenin değerlerini, içinde bulunduğu durumu, ulaşmak istediği
hedefleri belirleyen ve çalışanları ortak amaç etrafında bütünleştirerek işletmeyi
arzulanan geleceğe doğru yönlendiren bir süreçtir
Kaizen: Yöneticilerden işçilere herkesi içeren sürekli iyileştirmedir.
Kalite Kontrol Çemberleri: Sorunları tanımlamak, çözümlemek, çözmek ve
uygulamak amacıyla benzer işi yapan bireylerden oluşan ve düzenli toplanan küçük
gruplardır.
W. Edwards Deming: W.Edwards Deming 1900 yılında ABD’nin Iowa
eyaletinde doğmuştur. Üniversite eğitimini Wyoming ve Colorado üniversitelerinde
doktora eğitimini de. 1928 yılında Yale Üniversitesi’nde Matematiksel Fizik
alanında tamamlamıştır. TKY’nin kurucusu ve öncüsü olarak kabul edilmektedir.
II. BÖLÜM
YÖNETİM BİLİMİ VE TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ
1. YÖNETİM BİLİMİ
Yönetim biliminin tarihi aslında insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanlar toplu
olarak birbirlerine muhtaç şekilde yaşarlar. Bunun içindir ki; hayatlarını sağlıklı ve
düzenli bir şekilde sürdürebilmeleri için de çeşitli organizasyonlara ihtiyaç
duymuşlardır. Her çağ insanının ihtiyaçlarının farklı karşılanma biçimleri, beraberinde
değişik yönetim felsefelerinin ortaya çıkmasına ve yönetim biliminin gelişmesine neden
olmuştur. Ayrıca her dönemin yönetim felsefeleri de farklı yönetim ilkeleri ortaya
çıkarmıştır.
Yönetim ilkeleri denilen çerçeveyle ilgili bilgiler, politik, askerî ve dinî
kurumlarda yüzyıllardan beri, sınaî ve ticarî kuruluşlarda ise Sanayi Devrimi’nden bu
yana durmadan geliştirilmektedir. Birkaç yüzyıldır yazılmış olan otobiyografi ve tarih
çalışmalarında hep bu ilkelerden biri ya da birçoğuna atıfta bulunulmuş, ancak bu
ilkelerle ilgili ilk kitaplar yirminci yüzyıla girilirken, Bilimsel Yönetim’in yaratıcısı ve
bir deyişle babası olan Amerikalı makine mühendisi Frederick W. Taylor ile maden
mühendisliği eğitimi alıp büyük bir madencilik firmasının genel müdürlüğüne kadar
yükselmiş olan Henri Fayol gibi insanlar tarafından kaleme alınmıştır. Taylor sanayi
işçilerinin verimliliğinin nasıl arttırılacağı konusuna yoğunlaşırken, Fayol kurumsal
süreçler ve yapıyla ilgilenmiştir. 27
Bütün ülkelerde eski yıllardan beri kendi özelliklerine göre yönetimle ilgili
birikim ve uygulamalar görülmüşse de yönetimin bilimsel olarak ele alınması son 85-90
yılın ürünüdür. Henri Fayol, Frederick W. Taylor ve Max Weber’in yazıları, yönetimin
bilimsel yollarla incelenmesinde bir çığır açmıştır.28
Taylor’un “Bilimsel Yönetim” yaklaşımı ile başlayan Klasik Yönetim biçimi,
çalışan insanı makinenin bir parçası görüp “Organizasyon-Örgüt için iyi olan her şey
27 Charles N. Weaver, Toplam Kalite Yönetiminin Dört Aşaması, (çev. Tuncay Birkan, Osman
Akınhay) Sistem Yayıncılık, İstanbul 1997, s. 12–13. 28 İsmail Efil, İşletmelerde Yönetim ve Organizasyon, Alfa Yay., İstanbul 1999, s. 20.
16
insan için de iyidir.” anlayışını benimsemiştir. Bu görüş “akılcı, ekonomik insan”
modeline dayanmıştır. Örgüt yapısının çözümlenmesinde insan bir veri olarak ele
alınmış ve belirlenen örgütsel yapıya uyacağı düşünülmüştür.29
1930’lu yıllara kadar klasik yönetim ve örgüt kuramı gelişmesinin en yüksek
düzeyine ulaşmıştır. Ancak işletmelerde “bilimsel yönetim” ile ilgili boşluklar ve çeşitli
örgüt sorunlarının artması sonucunda örgüt olgusuna farklı açıdan bakan insan ilişkileri
yaklaşımı hızla gelişmiştir.
Neo-klasik yönetim adı verilen bu dönemde ileri sürülen görüşler klasik görüşe
bir tepki olmaktan çok onun boşluklarını gidermeye yönelerek örgütün etkinliğini
artırmak için insan davranışları ve ilişkilerine eğilmiştir.30 Klasik teoride olduğu gibi
neo-klasik teoride de ekonomik rasyonellik anlayışı hâkimdir. Ancak buna insan
unsurunun tatmin olması eklenmektedir.31
Amerika’da Taylor, atölye düzeyinde verimlilik çalışmalarını artırırken, bilimsel
yönetimin diğer önemli ismi Weber de Almanya’da yönetimin ilkeleri ve bürokrasi
konusunda yeni teoriler geliştirmiştir. Weber’in kalite yönetimine katkıları, sistem
kurma, görev, yetki ve sorumluluk dağılımının akılcı ve bilimsel bir şekilde yapılmasını
sağlamak şeklinde olmuştur.32
Yukarıdaki yöntemler o günkü şartlarda iyi sonuç vermiş olsa da devamlı
olamamış, işgörenlerin işe yabancılaşmalarının, ilgisizliklerinin ve verimsizliklerinin
önüne geçilememiştir.
Bu sorunlara cevap bulmak üzere çeşitli araştırmalar yapılmış, özellikle Elton
Mayo ve arkadaşlarının Hawtorne elektrik şirketindeki çalışmaları, “yönetimde insan
etkeni” nün önemini ortaya çıkarmıştır. Bu araştırmaya göre fiziksel şartlar ne olursa
olsun, küçük grupların oluşturduğu takımlarda iş verimlerinin arttığı görülmüştür.
Çünkü bu takımlarda ilişkiler sıcak, samimi ve yapılandırılmamıştır. Manevî teşvikler,
maddi teşviklerden daha önemlidir. Böylece insanlar daha hevesli ve işlerine daha bağlı
29 Efil, Yönetim ve Organizasyon, s. 37. 30 Efil, Yönetim…, s. 38. 31 Efil, Yönetim…, s. 39. 32 Mina Özevren, Toplam Kalite Yönetimi Temel Kavramlar ve Uygulamalar, Alfa Yay. (2.Baskı, İstanbul 2000), s. 13.
17
çalışmaktadırlar. Bu da kaliteyi ve verimliliği artırmaktadır. Bu çalışmaların bugünün
“Kalite Çemberlerinin” ve “Takım Çalışmalarının” temelini oluşturduğunu söylemek
yanlış olmayacaktır.33
Modern yönetim düşüncesinde “görev” ve “insan” unsuru birlikte düşünülüp
geliştirilmeye başlanmıştır. Çağdaş yönetim anlayışı diyebileceğimiz modern yönetim
biçiminin özellikleri şöyle sıralanabilir.34
-Müşteri odaklı: Dış ve iç müşterilerin ihtiyaç, talep ve beklentilerini tam
olarak karşılayan bir anlayışa sahip olma.
-Katılımcı: Problem çözme, fikir üretme, öneri geliştirme ve karar almada
uzlaşmaya dayalı.
-Hedef birliği içinde: Tepe yöneticiden, en uçtaki elemanına kadar örgütün tün
bireyleri aynı amaca dönük.
-Yüksek motivasyonlu: Temel öğenin insan etkeni olduğunun bilincinde; tüm
bireylerin başarıda pay sahibi olduğu anlayışı ile, her bireyin saygınlıkta olduğu söz ve
davranışta sergileyen.
-Kaliteli işgücü: Yüksek performansın ancak yüksek kaliteli elemanlarla
yapılabileceğine inanan ve elemanlarının düzeyini sürekli geliştiren.
-Bilgi tabanlı: Rekabet gücünü destekleyecek bilgileri yerinde, vaktinde ve
doğru olarak sağlayan, bu bilgileri dikey ve yatay yönlerde karşılıklı olarak paylaşan.
-Planlı, programlı: Saptanan hedeflere iyi düşünülmüş ve somut biçimde
planlanmış adımlarda ilerleyen, her aşamada sonuçları değerlendiren; “kriz yönetimi”ne
gerek duymayacak şekilde önünü gören, geleceğini kendi yaratan.
-Dinamik: Bilgi paylaşımında, karar üretmekte ve harekete geçmekte azami
hıza sahip, fakat “çabukluk” ile “telaş”ı birbirine karıştırmayan.
33 Özevren, TKY Temel Kavramlar..., s. 13. 34 İsmail Efil, Toplam Kalite Yönetimi ve ISO 9000 Kalite Güvence Sistemi, Alfa Yay., (4.Baskı), İst.
1999, s. 39, 40.
18
-Sorumluluğunun bilincinde yönetim: Sistemlerin geliştirilmesinden olduğu
kadar çalışanların motive edilmesinden ve yönetimin sorumlu olduğu bilincine sahip
yöneticilerle idare edilen.
Yukarıda da ifade edildiği üzere, yönetim bilimindeki bu evrimlerin sonucunda,
geçen yüzyılın son çeyreğinde insanoğlundaki zihniyet değişimi sonucu ortaya Toplam
Kalite Yönetimi anlayışı ortaya çıkmıştır.
2. TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ
Toplam Kalite Yönetimi, bir işletmede yapılan bütün işlerde tüketici taleplerini
karşılayabilmek için ilk şart olan yönetim, insan, yapılan iş, ürün ve hizmet
kalitelerinin, bir sistem yaklaşımı içerisinde, tüm işgörenlerin katılımı, hedef ve fikir
birlikleri sağlanarak ele alınması ve geliştirilmesidir.35
Yukarıdaki açıklamalar ışığında TKY’yi kısaca “mükemmelliğe sistemli bir
yaklaşımdır” diyerek tanımlayabiliriz. Kelimeleri tek tek ele alırsak, “toplam” o ürün
veya hizmetle ilgili her birimi, her işlevi ve her süreci kapsar. “Kalite” kelimesi
ölçülebilen yönetim değerleri demektir. “Yönetim” ise mükemmelliği sağlayabilmek
için tüm kaynaklar ve faaliyetlere uygulanan teknik ve ilkelerdir.36
Toplam Kalite Yönetimi (TKY), uzun vadede, müşterinin tatmin olmasını,
başarmayı, kendi personeli ve toplum için avantajlar elde etmeyi amaçlayan, kalite
üzerine yoğunlaşmış ve tüm personelin katılımına dayanan bir kuruluş yönetim
biçimidir. Üst kademe yöneticilerin, işin içine sürekli ve etkili bir şekilde girmesi, tüm
personelin, genel ve sürekli eğitiminin sağlanması bu modelin başarısı için
kaçınılmazdır. Bu anlamda müşterinin söylenen ya da söylenmeyen potansiyel
ihtiyaçlarının karşılanması gerekir.37
TKY, önceliği saptanmış önemli yönetim problemini köklü bir biçimde
çözmenin aracıdır ve her tür müesseseye uygulanabilecek bir yönetim modelidir. Bu
model, her yöneticinin çok iyi bildiği temel adımlardan oluşmaktadır:38
35 Orhan Elmacı, H Kara, E Taşkın, M. Çalık, Toplam Kalite Yönetimi, Kütahya 2000, s. 14. 36 Özevren, TKY Temel Kavramlar…, s. 6-7. 37 Efil, Yönetim…, s. 42. 38 Özevren, TKY Temel Kavramlar…, önsöz.
19
* Her ürünün bir müşterisi olmalıdır.
* Bu müşterilerin istek ve beklentileri belirlenmelidir.
* Bu istek ve beklentileri karşılayacak bir sistem kurulmalıdır.
* Sistem etkin ve verimli çalışmalıdır.
* Sistem devamlı kontrol edilmelidir.
Toplam Kalite Yönetimi, bu çok temel yönetim faaliyetlerinin nasıl
gerçekleştirileceğini gösteren bir felsefe ve uygulamadır. Bu kadar temel olduğu için de
bugün dünyada ve ülkemizde belediye, hastane ordu, okul, karakol ve işletmeler gibi
tüm müesseselerde uygulanılmaya çalışılmaktadır.
TKY’nin yöntemleri ise şöyle sıralanabilir:39
1.Üzerinde anlaşılan standartlara mutlaka uyulmalıdır.
2.Problem çözme teknikleri ve Kaizen uygulanmalıdır.
3.Her bir işlem basamağında kalite güvenliği sistemleri olmalıdır.
4.Tüm kurum düzeyinde PUKÖ programı uygulanmalıdır.
5.Pratik problem çözümleri ve kişilerin motivasyonu için 7 ana aracın
kullanılmasına gerek vardır.
6.Kaizen gelişmesi ile kalite ve miktar arasında denge sağlandığı takdirde TKY
başarılı olmuş demektir.
7.Kaizen, çalışanlar içinde “kalite çemberleri” oluşturmak, çok yönlü
fonksiyonel yönetim takımları kurmak, bireysel olarak günlük işlerimizi düzenlemek
suretiyle geliştirilebilir.
8.Tüm gelişmeler, ayrıntılarla ve rakamlarla sürekli güncel olarak kayıtlı halde
tutulmalıdır.
9.Kalite, maliyet ve teslimat arasında uyum esastır.
39 Efil, Yönetim…, s. 42.
20
2.1. Toplam Kalite Yönetimi’nin Tarihsel Gelişimi
Medeniyetler insan unsuru ile yakından ilgilidir. Ancak bunlar tek başına
meydana gelmezler. Bir medeniyeti meydana getiren kültür değerlerinin doğuşunda
coğrafi çevre, insan unsuru, cemiyet ve din gibi belli başlı etkenlerin etkisi büyüktür.
Medeniyetler; insanların hayatına, üretip kullandıkları eşyaların kalitesine etki eder.
İnsanların ihtiyaçları, ana rahminde başlar ve doğup ölünceye kadar devam eder.
Maslow’un araştırmalarına göre bunlar, önem sırasına göre sıralanmıştır. İnsanlar,
geçmişte olduğu gibi günümüzde de bunları karşılama faaliyeti içindedirler. Bu alanda
önlerine çıkan engellere karşı, geçmişte olduğu gibi günümüzde de mücadele
vermektedirler. Çünkü bu mücadele, yaşama arzusunun tabii bir sonucudur.
Kalite olgusu, TKY ile ortaya çıkmış bir olgu değildir. O, dün olduğu gibi bugün
de vardır ve yarın da olmaya devam edecektir…
Kalitenin tarihsel gelişimi iki başlık altında ele alınacaktır:
1.Sanayi Devrimi Öncesi Kalite Arayışı
2-Sanayi Devrimi Sonrası Kalite Arayışı
2.1.1. Sanayi Devrimi Öncesi Kalite Arayışı
Kalite olgusu ile ilgili ilk yazılı emir ve yasakların dînî metinlerde geçtiğini
görüyoruz: Örneğin, Tevrat/Levililer: 19/35: “Uzunluk, tartı, miktar ölçülerinde
haksızlık etmeyeceksiniz!..” Kur’ân-ı Kerîm’de karşılığı: İsrâ, 35; Mutaffifîn, 1.3’de
bulunmaktadır.40
Dînî metinlerin dışında kalite ile ilgili ilk kayıtlar M.Ö. 2150 yılına kadar uzanır.
Ünlü Hammurabi Kanunları’nın 229. maddesinde şu ifadeler yer alır: “Eğer bir inşaat
ustası bir adama ev yapar ve yapılan ev yeterince sağlam olmayıp ev sahibinin üstüne
çökerek ölümüne sebep olursa, o inşaat ustasının başı uçurulur.” Bu ifadeden
40 Diğer örnekler: Tevrat/Çıkış: 20/15: “Çalmayacaksın!..”ın Kur’ân-ı Kerîm’de karşılığı: Mâide, 38;
Mümtehine, 12. Tevrat/Çıkış: 22/22: “Hiçbir dul kadını ve öksüzü incitmeyeceksiniz!..” Kur’ân-ı Kerîm’de karşılığı: Nisâ, 10, 127; Duhâ, 9. Tevrat/Levililer: 19/15: “Hükümde haksızlık etmeyeceksiniz!..” Kur’ân-ı Kerîm’de karşılığı: Nisâ, 58.
21
anlaşıldığı gibi kalite ile ilgili çalışmalar en ilkel biçimiyle de olsa M.Ö. ki çağlarda
başlamış ve günümüze kadar gelişerek devam etmiştir.41
Bu ceza, günümüz Batı hukuku anlayışına göre, ilkel gibi görünse de aslında bir
gerçeğe işaret etmekte ve kalite olgusuna vurgu yapmaktadır. Zira herkes usta/mühendis
değildir. Satın alıp içinde oturacağı evin sağlamlığını test edemez. Fakat satın aldığı
veya yaptırdığı evinde güvenle oturma hakkı vardır. Bu sebepledir ki, kontrolü evi
yapan/usta yapmalıdır.
Türk-İslâm tarihinde üretim, eğitim ve yönetimdeki kalite olgusu çeşitli
örgütlerce organize edilerek yaşanır hâle getirilmiştir. 13. y.y. dan itibaren Anadolu’da
bu görev bir sosyal ve ekonomik teşkilat olan Ahilik örgütünce yerine getirilmiştir.
Müslüman Türk toplumunun sosyal, ekonomik ve kültürel yaşantısında önemli rol
oynayan “Ahi Birlikleri” ve “Loncalar” kalite ve standartlaşma konusunda günümüzde
dahi örnek alınacak bir sistem geliştirmişlerdir.
“Müşteri memnuniyeti/tatminini” amaç edinen TKY olmadan önce Ahi
birliklerine bağlı esnaf ve zanaatkârların iş yerlerine, kaliteyi garanti eden şu mısraların
yazılı bulunduğu levhalar asılmaktaydı.
“Her sabah Besmeleyle açılır dükkânımız.
Hakka imân ederiz, Müslümandır şanımız.
Eğrisi varsa bizden, doğrusu elbet sizin.
Hiylesi hurdası yok, helâlinden malımız.
Müşterilerimiz velinimet, yaranımız, yârimiz.
Ziyadesi zarar verir, kanaattir kârımız.”42
Loncalarda “iş ahlâkı” ile ilgili düzenlemeler de vardı. Lonca sisteminde usta-
çırak ilişkileri dolaysız bir nitelik taşımaktaydı. Çırak, belli safhalardan geçtikten sonra
kalfa ve ustalığa yükselmekteydi ve her yükselişte kendine özgü merasimler
yapılmaktaydı. Bu merasimler hem güdüleme, hem de kimin ne seviyede olduğunu
41 Muhittin Şimşek, Toplam Kalite Yönetimi, Alfa Yay., İst. 2001 (3.Baskı), s. 15. 42 Yusuf Ekinci, Ahilik, Ankara 1989, s. 67.
22
gösterme açısından önemliydi. Böylece “konunun uzmanlarına iş yaptırılmış”
olmaktaydı. Ayrıca usta, yerine adam yetiştirmek zorundaydı.
Lonca sisteminde işçi, üretim sürecinin her aşamasında çalıştığı için “işin
tümünü görebilmekte” ve hammaddeden başlayarak mamulün bitimine kadar her
konuyu bilmekteydi. Bugün de aynı amaçla “iş rotasyonu” ve “iş zenginleştirmesi”
yöntemleri uygulanmaktadır. Özetle Osmanlı’da kalite olgusunun loncalarda başladığını
söyleyebiliriz.43
2.1.2. Sanayi Devrimi Sonrası Kalite Arayışı
Sanayi devriminden sonra üretim şekli değişti, dönüştü. Makineleşmenin
artmasıyla atölye tipinde üretimden fabrika üretimine geçildi, üretim adeta kitleleşti.
Sanayi devrimi ile başlayan kitle üretiminde eleman yetersizliğiyle karşı karşıya gelindi.
Tarım işçiliğinden fabrika işçiliğine geçilince gerek üretim hattında ve gerekse üründe
sorunlarla karşılaşıldı.
Karşılaşılan sorunlara çözüm bulmak için bilimsel çalışmalar yapıldı. Sanayi
devriminin erken dönemlerinde bilimsel çalışmaları yapanların başında “Bilimsel
Yönetim”in babası kabul edilen Frederick Winslow Taylor (1856-1915) gelir.
Taylor, sanayi işçilerinin verimliliğinin nasıl arttırılacağı konusu üzerinde
yoğunlaşmıştır. Taylor, işi yapacak en iyi kişinin dikkatle seçilmesi ve o işi başaracak
şekilde eğitilmesi gerektiğini söylüyordu. Zaten bu yüzden, iş planlamasını işçilerden
alıp işlevsel ustabaşılarına vermekten yana olduğu için, işçilerin her işi en iyi tek bir
yolla yapmasını sağlayacak bir denetçiler kadrosu yaratmayı savunmakla suçlanmıştır.
Planlama yapmanın işin yapılmasından ayrılması, “Bütün beyinler geleneksel bir
kurumun tepesinde yer alır” yaklaşımının kaynağını oluşturur. Taylor bunun yanında,
işçileri azami derecede üretim yapmaya özendirmek için parasal teşvikler verilmesini de
savunmaktaydı.44 Çünkü Taylor, eğitimsiz işçiden işini geliştirmesini bekleyemeyiz
demiştir. Böylece vasıfsız bir işçiyi çalıştırmada “talimatların” ve “prosedürlerin”
43 Özevren, TKY Temel Kavramlar…, s. 11. 44 Weaver, TKY’nin Dört Aşaması, s. 13.
23
önemi anlaşılmıştır. Bunun için de bu dönemde çalışanlar için “makine adam” tâbiri
yazın hayatına girmiştir.45
Taylor, işi mümkün olan en küçük parçalarına ayırarak nasıl ve ne kadar sürede
yapılması gerektiğini hesaplayarak bazı “standartlar” geliştirmiştir. Standartların
belirlenmesiyle “birinci sınıf adam” kavramı ortaya çıkmış ve bu standartlara uygun işi
bitirenlere veya standartların üzerinde üretenlere prim verilmesini önermiştir. Böylece
üretimde ve kalitede artış, verimsizlik ve maliyetlerde azalış sağlanabilmiştir. Kısa bir
süre bu çalışmalar iyi sonuç vermiştir. Ancak, insanı bir makine gibi gören, sadece
verilen emirleri yerine getiren, standart sürede en fazla ürün üretmeye çalışan insanları
yaratan bu sistem, daha sonra çalışanlar üzerinde tatminsizliklere neden olmuş, bu
durum verimsiz çalışmanın bir diğer nedenini oluşturmuştur.46
Amerika’da Taylor atölye düzeyinde verimlilik çalışmalarını arttırırken, bilimsel
yönetimin diğer önemli ismi Weber de Almanya’da yönetim ilkeleri ve bürokrasi
konusunda yeni teoriler geliştirmiştir.47 Weber’in kalite yönetimine katkıları, sistem
kurma, görev, yetki ve sorumluluk dağılımının akılcı ve bilimsel bir şekilde yapılmasını
sağlamak şeklinde olmuştur.48 Weber’e göre, işletmeler büyüdükçe bürokrasi de
artmaktadır. Bu teorilere göre, kişiler kendilerine düşen görevleri belirli standartlar
dahilinde yerine getirmelidirler. Ancak bölünen işlerle ve uzmanlaşmayla birlikte yetki
ve sorumluluklar da tanımlanmış ve herkes kendi işiyle uğraşır hâle gelmiştir. Bütünü
gözden kaçırmıştır. Bu yöntemler o günkü şartlara göre iyi sonuç vermiş, fakat zamanla
çalışanların işe yabancılaşması ve işe bağlılığının azalması gibi sorunlara neden
olmuştur.49Bu sorunlara cevap bulmak üzere çeşitli araştırmalar yapılmış, özellikle
Elton Mayo ve arkadaşlarının Hawtorne elektrik şirketindeki çalışmaları “yönetimde
insan etkeni”nin önemini ortaya çıkarmıştır.50 Bu araştırmaya göre fiziksel şartlar ne
olursa olsun, küçük grupların oluşturduğu takımlarda iş veriminin arttığı görülmüştür.
Çünkü bu takımlarda ilişkiler sıcak, samimi ve yapılandırılmamıştır. Manevî teşvikler,
maddî teşviklerden daha önemlidir. Böylece insanlar daha hevesli ve işlerine daha bağlı
45 Özevren, TKY Temel Kavramlar…, s. 12. 46 Özevren, TKY Temel Kavramlar…, s. 13. 47 Özevren, TKY Temel Kavramlar…, s. 13. 48 Özevren, TKY Temel Kavramlar…, s. 13. 49 Özevren, TKY Temel Kavramlar…, s. 13. 50 Özevren, TKY Temel Kavramlar…, s. 13.
24
çalışmaktadırlar. Bu da kaliteyi ve verimliliği artırmaktadır. Bu çalışmaların bugünün
“Kalite Çemberlerinin” ve “Takım Çalışmalarının” temelini oluşturduğunu söylemek
yanlış olmayacaktır.51
Belirtilen sorunlara çözüm bulma çalışmalarına devam edilmiş, “yönetimde
insan etkeni” öne çıkarılmıştır. Geleneksel çalışmalarda organizasyonlar ön plana
çıkarken özellikle yüzyılımızın ikinci yarısındaki araştırmalar insanı temel almış ve
önce “insan” demiştir. Bir taraftan manevi teşviklerin maddi teşviklerden önemli olduğu
görülürken diğer taraftan kalite ile ilgili algılar değişmiştir. Özellikle ABD ve
Avrupa’da farklı kalite arayışlarına gidildi. Sözkonusu kalite arayışları çeşitli
aşamalardan geçerek bugünkü toplam kalite anlayışına ulaşıldı.
Bu aşamalar şunlardır:
1.Muayene
2-İstatistiki Kontrol
3-Kalite Güvencesi
4-Toplam Kalite
2.1.2.1. Birinci Aşama: Muayene
Bu aşamanın temel yaklaşımı üretim sonunda hatalı ürünleri tespit etmektir. Bir
başka ifade ile üretilen malları son aşamada kontrol edip hatalılarını ayıklamak ve
müşteriye satışını engellemektir. Bu yaklaşım tüketiciyi korumuş olsa bile üreticiyi
zarara sokmaktadır. Bunun için de üreticiyi de koruyacak bir sistem üzerinde durularak
kalite kontrol aşamasına geçilmiştir.52
2.1.2.2. İkinci Aşama: İstatistikî Kalite Kontrol
1920’li yıllara rastlayan bu dönemde, muayene işlemi son kontrolden ara
kontrollere ve giriş kontrolüne doğru genişletilmiştir. Bu dönemde standartlar
geliştirilmeye başlanmış ve tüketiciyi koruma yolunda ilk adım atılmıştır.53
51 Özevren, TKY Temel Kavramlar…, s. 13. 52 Efil, Yönetim…, s. 16. 53 Efil, Yönetim…, s. 17.
25
2.1.2.3. Üçüncü Aşama: Kalite Güvencesi
İkinci Dünya Savaşı’na kadar bu insanî ve endüstriyel çalışmalar devam etmiş
ve savaş’ın çıkmasıyla, savaş sanayisi ile kalite yine ön planda tutulmuştur. Ancak
savaş dolayısıyla kalifiye elemanlar dağılmış, yerine vasıfsız iş gücü gelmiştir. Kalifiye
olmayan bir elemana, kaliteli bir iş yaptırabilmek için standartlara, talimatlara,
prosedürlere ve kalite kontrole ağırlık vermek gerekir. Bu yüzden savaş döneminde
yazılı belgeler çok gelişmiştir. Bugün kullandığımız birçok kalite standardının temeli
ordu standartlarıdır.54
Zira savaşta olan bir ordunun, dışarıdan sağlanan hayati bir takım ihtiyaçları için
gelen bir malzeme partisinin reddedilmesinin yaratacağı sıkıntı açıktır. Bu nedenle asıl
önemli olan gelen partilerin hepsinin kabul edilebilir nitelikte olmasıdır. Bunu sağlamak
da “kalite güvencesi” olarak ifade edilmiştir.55
2.1.2.4. Dördüncü Aşama: Toplam Kalite
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, her türlü ürüne talep çoğalmış, bu talebi
karşılamak için arz artışı önem kazanmış, fakat kalite olgusu bir süre için gözardı
edilmiştir. Ancak talebin doyurulması ve tüketicinin bilinçlenmesi sonucu, endüstriyel
hayat yeniden şekillenmiş, bu hayat ve bu şekilleniş “Toplam Kalite Yönetimi”
kavramının doğuşuna neden olmuştur.56
Savaş sonrası Amerikalı kalite uzmanları, Amerika’da fazla itibar görmeyen
görüşlerini Japonlara aktarma fırsatını bulmuşlardır. Uzmanların 1950’li yıllarda
Toplam Kalite Kontrolü veya Toplam Kalite Yönetimi adını verdiği bu görüşler
Japonlarca benimsenmiş ve geliştirilmiştir. Japonlar kaliteyi müşteriye bir söz vermek
olarak tanımlamış ve bu sözün yerine getirilebilmesi için bizzat işçiler tarafından da
verilmesi gerektiğini de fark etmişlerdir. Sonuçta, Japonlar dünya ticaretinde hızla yer
almaya başlamıştır, 1960’lı yıllarda optik, 1970’li yıllarda elektronik, 1980’li yıllarda
54 Özevren, TKY Temel Kavramlar…, s. 14. 55 Efil, Yönetim…, s. 18. 56 Özevren, TKY Temel Kavramlar…, s. 15.
26
otomotiv sektöründe dünya liderliğini ele geçirmişler, 20 yılda ihracatlarını 20 kat
arttırarak 300 milyar dolar seviyesine getirmişlerdir.57
1980’li yıllar “Kalite Üstünlüğü ile Rekabet” dönemini açmıştır. 1980’li yılların
ilk yarısında kalite sistemlerinin belgelendirilmesi İngiltere’de yaygın hâle gelmiştir.58
3. TOPLAM KALİTE YÖNETİMİNİN İLKELERİ
1.Kalite Önceliği
2-Müşteri Odaklılık
3-Süreçlerin İyileştirilmesi
4-Üst Yönetimin Liderliği ve Sorumluluğu
5-Çalışanların Eğitilmesi
6-Sürekli İyileştirme (geliştirme)
7-Veriler ve İstatistik İle Çalışarak Sonuçlara Yönlendirme
Toplam Kalite Yönetimini yukarıda belirtildiği üzere yedi ilkesi vardır. Bu ilkler
aşağıda açıklanmıştır.
3.1. Kalite Önceliği: Kalite Odaklı Olmak
Avrupa Kalite Kontrol Birliği’ne (EOQC) göre kalite; bir mal veya hizmetin
belirli bir ihtiyacı karşılayabilme yeterliliklerini ortaya koyan özelliklerin tümüdür. Bu
özelliklerden bazıları boyut, biçim, kimyasal-fiziksel özellikler, ömür ve
güvenilirliktir.59
Dr. Juran da kaliteyi, “amaca (kullanıma) uygunluk derecesi” olarak
tanımlamaktadır. Burada amaç, hedeflenen müşterilerin ihtiyaçlarına ve ödeme
imkânlarına göre belirlenir. O halde bir mamülün kalitesinden söz edebilmek için
öncelikle işlev veya kullanılış amacının ve fiyatının göz önüne alınması gerekir.60
57 Efil, Yönetim…, s. 19. 58 Efil, Yönetim…, s. 19. 59 Ahmet Kovancı, Toplam Kalite Yönetimi Fakat Nasıl?, Sistem Yay., İst. 2001, s. 2. 60 Kovancı, TKY Fakat…, s. 2.
27
Herhangi birisine sorulduğunda da kaliteyi, ürüne bağlı olarak tanımladığı
gözlenecektir. Yani dar anlamda kalite ürünün kalitesi olarak algılanmaktadır. Bu
tanımlama bugün için yetersizdir ve bugün kalite; başta insan kalitesi olmak üzere,
iletişim kalitesi, sistem kalitesi, stratejik taktik seviyedeki hedeflerin kalitesi, yapılan
işin kalitesi, her türlü girdinin kalitesi ve bütün bunlardan direkt olarak etkilenen ürün
kalitesi vb. olmak üzere oldukça geniş bir çerçeve çizerek tanımlanmaya
çalışılmaktadır.61
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere kalite; ihtiyaçlara uygunluk
olarak tanımlanmalıdır, iyi olarak değil. Bu tanım organizasyonu, fikir ve deneyimden
öte, operasyonel bir yapıya kavuşturur. Bu, en iyi fikir ve bilgilerin, ihtiyaçların
oluşturulmasına harcanması demektir.62
Kalite için sıklıkla kullanılan daha başka tanımlar da şöyledir:
� Amaca uygunluktur.
� İhtiyaçları karşılamaktır.
� Müşterinin bilinen ihtiyaçlarını sürekli olarak karşılamak ve
geliştirmektir.
ISO 8402 Kalite Sözlüğünde ve ISO 9000 serilerinde; “Kalite, açıkça belertilen
ve ifade edilmemiş gizli ihtiyaçları tatmin edebilme konusunda bir yeteneğe sahip
olan mal veya hizmetin özellik ve karakteristiklerinin, görülebilir ayırıcı niteliklerinin
toplamıdır” şeklinde tanımlanmıştır.63
Eğitimde kalite denilince akla ilk gelmesi gereken şey, öğrencinin eğitim
ihtiyaçlarına, beklentilerine kendisine özgü vizyonuna cevap vermek olmalıdır.
Görüleceği gibi kalite, müşterinin anlayışına bağlıdır ve geniş bir tanımlamaya
ihtiyaç göstermektedir. Bu durumda kaliteyi şöyle tanımlayabiliriz:
61 Kovancı, TKY Fakat…, s. 2. 62 Kovancı TKY Fakat…, s. 2. 63 Muhsin Halis, Paradigmadan Uygulamaya Toplam Kalite Yönetimi, Beta Yay., İst.2000, s. 44.
28
Kalite müşterilerinin ihtiyaçlarını ve mantıklı beklentilerini tam ve sürekli
olarak karşılayabilecek ürün ve hizmetleri en ekonomik bir şekilde üretmektir.64
3.2. Müşteri Odaklılık (Tüketiciye Yönelme)
TKY’de müşteri; mal ya da hizmeti kullanan kişi ya da kişilerdir.
Müşteri odaklılık, müşteri istek ve beklentilerini karşılama ilkesini, kuruluştaki
tüm çalışanların görevi olarak ortaya koyan ve bu doğrultuda ürün kalitesini hedefleyen
yaklaşımdır.
Müşteri tatmini ise; müşterinin istediği mal ya da hizmeti, yine müşteriye,
istediği şartlarda sunmaktır.65
TKY’de müşteriler başlıca iç, dış ve tedarikçiler (aile, çevre vs.) olmak üzere üç
boyutlu düşünülür.
İç müşteri: Hem yönetsel, hem de çalışanlar düzeyinde yer alan ve hizmetten
etkilenen tüm fonksiyonları içerir.
İç müşteri kavramı ile anlatılmak istenen kurum çalışanları ve bölümleridir.
Dış müşteri: TKY felsefesinde dış müşteri, hizmeti veren kuruma mensup
olmayıp fakat kurumun verdiği hizmetten yararlanandır. Eğitim kurumunda dış müşteri
öncelikle öğrenci olmakla birlikte aile, çevre, toplum, iş dünyası ve hükümetlerdir.66
TKY’de öğrenci, sağlıklı eğitim için aynı zamanda bir iç müşteridir. Öğrencinin,
kurumunun eğitim etkinliklerine katılmadıkça başarı sağlanamayacağı herkesçe kabul
edilmektedir.
Örgütler yaptıkları tüm çalışmalarda ürün ve hizmet kalitesine önem vererek dış
müşterilerini mutlu ederken, iç müşterilerinin de kendi iş ilişkilerinde, davranışlarında
aynı mutluluğu yakalamalarını sağlamalıdırlar. Örgütler hiçbir zaman dış müşteri
mutluluğunun çalışanlardan geçtiğini unutmamalıdırlar. Kurumlar hem şu andaki
müşterilerini elde tutmak, hem de gelecekte müşteri bulabilmek için çabalamalıdırlar.
64 Kovancı, TKY Fakat…, s. 3. 65 Özevren, TKY Temel Kavramlar…, s. 70. 66 Genç, Eğitimde TKY El Kitabı, s. 35.
29
3.3. Süreçlerin İyileştirilmesi
Süreç, girdilerin birbirlerine bağlı bir seri faaliyetlerle bir değer artışı elde etme
işlemidir.67 Bu da üretimin her aşamasında kaliteye odaklanmak ve her birimin
kendisinden sonraki birimi müşterisi olarak görmesi ile mümkün olur.
3.4. Üst Yönetimin Liderliği ve Sorumluluğu
Genel anlamda yönetim, “Belirli bir işbirliği ve ilişki sistemi içinde bir araya
gelen insanların, ortak amaçlarını gerçekleştirmek üzere yapacağı faaliyetlerin
düzenlenmesi süreci” şeklinde tanımlanabilir.68
Toplam Kalite Yönetiminin felsefesinin uygulanmasında etkinlik üst yönetimin
liderlik rolü üstlenmesi ile mümkün olabilir. Liderlik, örgütlerdeki davranış bilimlerinin
en önemli ve ilgi çekici alanlarından birisidir. Pek çok lider tanımları yapılmasına
rağmen, en genel anlamıyla lider, ait olduğu grubun amaçlarını belirleyerek o gruptaki
kişileri örgütün amaçlarının arkasından sürükleyen kişidir.69
Toplam Kalite Yönetiminde üst yönetimin üstlendiği rol aşağıdaki gibi
açıklanabilir:70
1. Kalite konseyi içinde görev almak
2. Kalite politikasının oluşumunda aktif şekilde yer almak (İhtiyaç duyulan
kalite politikaları tespitinde, sorumluların tayin edilmesinde, gözden geçirme ve
revizyon ve onay verilmesinde görev almak)
3. Kalite hedefleri oluşturmak ve organizasyona iletilmesini sağlamak
4. Kalite yönetimi için gereken organizasyonel yapıyı oluşturmak
5. Kalite yönetimi sürecini sürekli olarak gözden geçirmek, denetlemek,
hedeflere ulaşılması için gereken önlemleri almak
6. Organizasyon çapında kalite eğitimi verilmesini sağlamak, kaynak tahsis
etmek
67 Özevren, TKY Temel Kavramlar…, s. 70. 68 Fermani Maviş, Genel İşletme, Eskişehir 2001, s. 97–98. 69 Haldun Ersen, Toplam Kalite ve İnsan Kaynakları Yönetimi İlişkisi, Sim Matb., (2.Baskı), İst. 1997,
s. 41. 70 Efil, Yönetim..., s. 142.
30
7. Üst yönetimi ilgilendiren sorunlara ilişkin iyileştirme çalışmalarında yer
almak
8. Kalite yönetiminin gerektirdiği başarı değerleme ve ödüllendirme sistemi
kurmak
Dr. Juran71 bir kuruluşun performansını, sistem ve insan olarak iki faktörün
belirlediğini söyler. Bu iki faktörün netice üzerindeki etkilerini de genelde %85
“sistem” ve %15 “insan” şeklinde ifade eder.72
Deming,73 kalitenin 14 temel ilkesinin ilki olan; “Ürün ve hizmetin gelişimi için
amaçlarda süreklilik yaratma” maddesini, yönetimin en önemli konusu olarak
belirlemiştir. Ayrıca, Deming kalite olgusunun başkalarına havale edilmeyip yönetici
tarafından yürütülmesi konusunda da ısrarlıdır. Kalite işlemleri ve ürünlerin
sorumluluğu yönetime aittir. Örneğin, işçiler kendi bildikleri gibi hareket ederek
sistemin gerektirdiği süreci yaratamazlar. Bu iş, kesinlikle Toplam Kalite felsefesini
tüm sisteme uyarlayıp en üst kademeden en alt kademeye kadar güvenli ilişkiler
kurarak, öğrencilerin önündeki engelleri yok ederek, sürekli gelişimi öğrenme yolunda
71 Dr. Joseph Moses Juran, 1904 yılında doğan ABD’li TKY öncülerinden biridir. 72 Efil, Yönetim…, s. 141. 73 W.Edwards Deming 1900 yılında ABD’nin Iowa eyaletinde Sioux adlı küçük bir kasabada doğdu.
Üniversite eğitimini Wyoming ve Colorado üniversitelerinde tamamladı. 1928 yılında Yale Üniversitesi’nde Matematiksel Fizik alanında doktorasını yaptı. Bir süre Tarım Bakanlığı ve ABD Nüfus Bürosu’nda çalıştı.
Deming uzun yıllarını Toplam Kalite alanında çalışmalar yaparak geçirdi. 1930’lı yıllarda Western Electric adlı şirkette Walter A. Shewhart’ın bölümünde çalıştı. İstatistiğin kalite yönetiminde kullanılması konusunda ilk bilgileri Shewhart’dan aldı. 1950 yılında Japon Bilim Adamları ve Mühendisler (The Union of Japanese Scientists and Engineers) tarafından Japonya’ya davet edildi. Deming, Japonlara toplam kalite yönetimini öğreten kişi olarak anılır. Bu ülkede her yıl “Deming Ödülleri” adı altında kalite ödülleri verilmektedir. 1960 yılında Japon imparatoru tarafından “Kutsal Hazine Düzeni” (Order of the Sacred Treasure) ile ödüllendirildi. 1987’de ABD Başkanı Ronald Reagan’dan Ulusal Teknoloji Ödülü’nü aldı. 1988 yılında ise Ulusal Bilimler Akademisi’nden Üstün Bilim Adamı ödülünü aldı.
Deming ilk kitabını (Sample Design in Business Research) 1960 yılında yazdı. Yazdığı kitap sayısı az olmasına karşın, görüşleri başta ABD ve Japonya olmak üzere bir çok ülkede büyük taraftar topladı. Yani, “kantite” değil, “kalite” önemlidir bakış açısından değerlendirildiğinde Deming, oldukça başarılı bir yönetim düşünürü olarak adını toplam kalite tarihine daha ölmeden önce de yazdırmıştır. Deming’in diğer iki kitabı ise şunlardır:
· - Out of Crises: Quality, Productivity and Competitive Position, 1982. · - New Economics for Industry, Government and Education, 1993.
31
onları güçlü kılmayı sağlayacak olan yönetimin işidir. Bu, sadece iş dünyasında değil,
eğitimde de yönetimin görevi!74
Japonya’da kalite, üretim hattı yöneticilerinin sorumluluğundayken, Batı’da
kalite kontrolden sorumlu yöneticinin görevidir. Kalite sanki yönetimden ayrı bir konu
gibi ele alınır ve kalite kontrol sadece sorumlu yöneticiyi ilgilendirir. Japonya’da ne
zaman bir kalite problemi ortaya çıksa üretimdeki yöneticiler sorumlu tutulur. Batı’da
ise bu kişi kalite kontrol yöneticisidir. Bu uygulama, ne yazık ki, Batılı üretim hattı
yöneticilerinin kendilerinin kaliteden sorumlu olmadıkları yolundaki görüşlerini
desteklemektedir. Halbuki hiç hata olmasa bile kaliteden tüm yönetim sorumludur,
kalitesiz üretim, zayıf yönetimin sonucudur.75
3.5. Çalışanların Eğitimi
Bir Japon deyişine göre, “Kalite kontrol eğitimle başlar, eğitimle devam eder.”
Eğitim üst yönetim, orta yönetim ve işçiler için düzenli olarak yürütülür.76
Kaliteye önem veren örgütlerin, her kademede yaygın eğitim ve geliştirme
programlarına zaman ayırmaları ve maddi olarak desteklemeleri gerekmektedir. Çünkü
çalışanların nitelikli olması ancak eğitim ve geliştirme programları sayesinde sağlanır.
Eğitim en alt kademeden en üst kademeye kadar yaygınlaştırılmalı ve toplam kalite
felsefesinin yerleşmesi için örgütün birleştirici bir unsuru olmalıdır.77
Eğitimde amaç, işgörenlere istenilen kalitenin en ekonomik şekilde
üretilebilmesini sağlayacak bilinç, bilgi ve becerinin kazandırılmasıdır. Eğitim
programları farklı seviyelerdeki işgörenlerin kendi rollerini öğrenmelerine ve bu roller
çerçevesinde faaliyetlerini planlayabilmelerine imkan sağlar. Eğitim ihtiyaçları endüstri
kollarına, firmalara, görev ve sorumluluklara göre değişiklikler gösterdiği için eğitim
programlarının içeriği değişen ihtiyaçlara uygun olarak ortaya konmalıdır. İhtiyaç
74 Hayal (Özışıklıoğlu) Köksal, Kalite Okullarına Geçişte Toplam Kalite Yönetimi, Dünya Yay., İst.
1998, s. 54. 75 Masaaki İmai, Kaizen, KalDer Yay., (4.Baskı), İst. 1999, s. 203. 76 İmai, Kaizen, s. 45. 77 Ersen, Toplam Kalite ve ..., s. 52.
32
duyulan eğitimin kapsamı, halihazırdaki bilgi ve yetenek dikkate alınarak yapılan
görevin özelliklerine göre belirlenir.78
3.6. Sürekli İyileştirme (Geliştirme): Kaizen
Kaizen, Japonca değişim (Kai) ve iyi (Zent) kelimelerinden oluşur, sürekli
gelişme anlamında kullanılmaktadır. Bu kelime bir felsefeyi, bir yaşam tarzını ifade
etmektedir. Japonlara göre kaizen öyle bir düşüncedir ki, her Japon her geçen günün bir
öncekinden daha iyi olması için, evinde, işinde, sosyal hayatında sürekli bir gayret
içinde olmalıdır. Bu gelişmenin boyutu önemli değildir. Örneğin bahçenize dikeceğiniz
bir çiçek, boyayacağınız bir kapı da bir gelişmedir.79
Kaizen felsefesine göre bu günün dünden daha iyi olmasını sağlayacak şekilde
çaba gösterilmelidir. Yapılacak iyileştirmenin boyutu önemli değildir. Çünkü küçük
küçük değişikliklerin birikerek, zaman içinde önemli gelişmeler sağlayacağına
inanılır.80
Bu felsefeyi ilk ortaya koyan kişi olarak gösterilen Masaaki İmai, Kaizen için
şunları der: “Kaizen’in özü basit ve açıktır: Kaizen “iyileştirme” demektir. Kaizen
yöneticilerden işçilere herkesi içeren sürekli iyileştirmedir. Kaizen felsefesi işyerinde
olsun, sosyal ilişkilerde veya aile yaşantısında olsun, yaşam tarzımızın sürekli
iyileştirilmesi gerektiğini söyler. “Japonlara özgü” yönetim uygulamalarının –üretimde
iyileştirme, TKK faaliyetleri, Kalite Kontrol (KK) çemberleri ve iş ilişkileri- özü tek bir
sözcükle ifade edilebilir: Kaizen! Verimlilik, TKK, sıfır hata (SH), kamban ve öneri
sistemi sözleri yerine Kaizen teriminin kullanılması Japon endüstrisinde olan biteni
anlamayı kolaylaştıracaktır. Kaizen, artık dünya çapında tanınan “Japonlara özgü”
çok sayıda uygulamayı bir araya getiren şemsiye kavramdır.” 81
78 Efil, Yönetim..., s. 176. 79 Özevren, TKY Temel Kavramlar..., s. 36. 80 Gönül Yenersoy, Toplam Kalite Yönetimi, Rota Yay., İst. 1997, s. 81. 81 İmai, Kaizen, s. 3-5.
33
3.6.1. Kaizen Şemsiyesi
Rekabet savaşında başarılı olan firmaların Toplam Kalite Yönetiminin
“Değişmeyen Ölür” felsefesinin gereği olarak ve “Yeterince İyi Yeterli Değildir” ilkesi
ışığında, sürekli olarak kendilerini yenileyen ve hızla değişen firmalar olduğu
görülmektedir. Çünkü, rekabet koşulları ve ortam sürekli değişmektedir. Değişim ile baş
edebilmenin tek yolu ise, müşteriye sunulan ürün ve hizmetin kalitesini sürekli olarak
geliştirmeyi hedef alan değişiklikleri yapabilmektir.82 Değişiklik; ürün veya süreçlerde
(teknolojide) yenilik (buluş:innovation) yaratarak veya var olanı iyileştirerek
gerçekleştirilebilir.83
3.6.2. Kaizen ve Yönetim
Yönetimin iki ana unsuru vardır:84
1.Koruma
2-İyileştirme
82 Yenersoy, TKY, s. 79. 83 Yenersoy, TKY, s. 79. 84 İmai, Kaizen, s. 6.
*Müşteri yönelimi
*Toplam Kalite
Kontrol
*Robot kullanımı
*KK Çemberleri
*Öneri sistemi
*Otomasyon
*Kamban
*Kalite
iyileştirmesi
*Tam anında
üretim
*Sıfır hata
34
Koruma, yönetim ve işleyişle ilgili mevcut standartların sürdürülmesine dönük
faaliyetleri ifade eder. İyileştirme ise, mevcut standartların iyileştirilmesine yönelik
faaliyetleri kapsar.85
Başarılı bir Japon şirketindeki hangi yöneticiye, üst yönetimin hangi konu
üzerinde daha fazla durduğunu sorsanız, cevabı “Kaizen” olacaktır. Standartların
iyileştirilmesi, daha iyi standartların oluşturulması demektir. Bu gerçekleştirildiğinde,
yeni standartların uygulanmasını sağlamak yönetimin koruma görevi haline dönüşür.
Sürekli iyileştirme, ancak daha ileri standartlar için çalışıldığında sağlanabilir. Koruma
ve iyileştirme bu nedenle birçok Japon yönetici için birbirinden ayrılmaz iki unsurdur.
Kaizen, işletmede yer alan herkesin katılımını gerektiren sürekli bir süreç olduğu
için, hiyerarşideki herkes faaliyeti sırasında Kaizen’le iç içedir.(Bkz şekil)86
Üst Yönetim
Orta Kademe Yönetimi ve Personel
Amirler
İşçiler
Kaizen’i bir şirket stratejisi olarak başlatma kararlılığındadır
Kaizen hedeflerini üst yönetim tarafından belirlenen politika yayılımı ve fonksiyonlar arası faaliyetler ile yayar ve yürütür
Fonksiyonel rollerde Kaizen’i kullanır
Öneri sistemi ve küçük grup aktiviteleri ile Kaizen’e katılır
Kaynak sağlayarak Kaizen’e destek ve yön verir
Fonksiyonel faaliyetlerde Kaizen’i kullanır
Kaizen için planlar hazırlar ve işçilere rehberlik eder
İşyerinde disipline uyar
Kaizen için politikayı ve fonksiyonlar arası hedefleri oluşturur
Standartları oluşturur, korur ve iyileştirir
Çalışanlarla iletişimi güçlendirir ve yüksek moral sağlar
Problemleri daha iyi çözebilmek üzere kendisini sürekli geliştirir
Kaizen hedeflerine ulaşmak için politika yayılımı ve denetlemeler gerçekleştirir
Eğitim programları ile çalışanlara Kaizen bilinci aşılar
Kalite çemberleri gibi küçük grup çalışmalarını ve bireysel öneri sistemlerini destekler
Çapraz eğitim faaliyetleri ile yetenek ve tecrübesini geliştirir
Kaizen’e yönelik sistemler, işlemler ve yapılar kurar
Yetenekleri ve problem çözme araçlarını geliştirmede çalışanlara yardım eder
İşyerinde disiplin sağlar
Kaizen önerileri oluşturur
85 İmai, Kaizen, s. 6. 86 İmai, Kaizen, s. 8.
35
3.6.3. Kaizen’in Bazı Özellikleri87
� Kaizen, yalnız standartların sürdürülmesini değil, aynı zamanda
yükseltilmesi için gösterilen sürekli çabaları da ifade eder.
� Kaizen’de standartlar, birinden diğerine geçilen atlama taşları olarak
görülür.
Bu aynı zamanda PUKÖ (planla-uygula-kontrol et-önlem al) Deming
döngüsünün Japonların Toplam Kalite Kontrol çalışmalarında önem kazanmasının
nedenidir.
� Kaizen herkesin kişisel çabasını gerektirir. Bir çiçekle yaz gelmediği
gibi eğitim kurumunda da tek bir kişinin çabasıyla iyileştirme olmaz.
Herkesin katılımı gerekir.
� Kaizen sonuçtan çok süreçle ilgilenir. Japon yönetiminin gücü, amaçları
olduğu kadar araçları da önemseyen bir sistemi başarıyla geliştirmesi ve
yürütmesindedir. Batılı yönetici için sonuç; Japon yönetici için süreç
(işlem) önemlidir.
3.6.4. İyileştirmenin Ön Şartı
İyileştirme için başlangıç noktası, iyileştirmeye olan ihtiyacın fark edilmesidir.
İhtiyaç bir problemin fark edilmesiyle ortaya çıkar. Fark edilen bir problem yoksa,
iyileştirmeye de ihtiyaç yoktur. Mevcut durumla yetinmek Kaizen’in baş düşmanıdır.
Dolayısıyla Kaizen problemlerin bilincinde olmayı öngörür ve bu problemleri
tanımlayabilmek için ipuçları sağlar.88
Bir kez belirlendikten sonra problemler çözülmelidir. Kaizen, aynı zamanda bir
problem çözme yöntemidir ve problemin çözümlenmesi çeşitli araçların kullanılmasını
gerektirir. Problemin çözümlenmesiyle birlikte iyileştirme her defasında daha ileri bir
düzeye ulaşır. Ulaşılan yeni düzeyi pekiştirmek için, sağlanan iyileştirme
standartlaştırılmalıdır. Böylece Kaizen aynı zamanda standartlaşmayı öngörür.
87 İmai, Kaizen, s. 26-27. 88 İmai, Kaizen, s. 9.
36
3.6.5. Kaizen’in Üç Yapıtaşı89
1- İnsan
2- Donanım
3- Uygulama kuralları
TKY insanla başlar. Donanım ve uygulama kurallarından ancak, insan doğru
yere yerleştirildikten sonra söz edilebilir. Bunun içindir ki, bir önceki süreci yönetmek
ve bir sonraki süreci müşteri kabul etmek esas kabul edilmiştir. Çünkü iyileştirme, her
zaman için bir önceki süreçten ne geleceğinin bilincinde olmayı gerektirir. Aynı şekilde
bir sonraki süreç de müşteridir. Bir problemin sonucuna, çoğu kez sorunu meydana
getirenler değil, bir sonraki birim, hatta nihai müşteri katlanmak zorunda kalmaktadır.
Kaizen, sonuçlardan önce o işin üretim aşamalarındaki kaliteye bakar. Sürekli ve
kalıcı iyileştirmenin ve kaliteyi yakalamanın yolu budur. Örneğin; Japonya’da, Sumo
sporu turnuvalarında galip gelenlerle birlikte müsabakalarda güzel mücadele veren
sporcular da ödüllendirilmektedir. Her Sumo turnuvasında şampiyonluk ödülünün yanı
sıra üç ödül daha vardır: Performans ödülü, yetenek ödülü, mücadele ruhu ödülü.
Mücadele ruhu ödülü, 15 günlük turnuva boyunca en gayretli şekilde dövüşen
güreşçiye verilir. Bu ödüllerin hiçbiri sadece sonuca, yani güreşçinin kazandığı devre
sayısına göre verilmez. Bu, Japonların sürece öncelik veren düşünce tarzına güzel bir
örnektir.
Ancak yine de Sumo’da sonucun önemli olmadığı düşünülmemelidir. Gerçekte
her güreşçinin aylık geliri başarıyla orantılıdır. Sonuç olarak, Sumo örneğinde olduğu
gibi, kazanmak ne her şeydir, ne de tek şey.90 Aynı şekilde eğitim kurumlarında yalnız
yüksek not alan öğrenciler ödüllendirilmemelidir. Örneğin; Çalışan fakat başaramayan
öğrenciler, en az başaran öğrenciler kadar ödül alanına çekilmelidir. Başarılı öğrenci,
yalnız sınıfını geçen ya da yazılılarda yüksek not alan öğrenci değildir. Böyle bir
anlayış, eğitimi de insanı da mekanikleştirir.
89 İmai, Kaizen, s. 42. 90 İmai, Kaizen, s. 18.
37
3.7. Veriler ve İstatistik İle Çalışma: Sonuçlara Yönlendirme
Lord Kelvin, “Hakkında konuştuğumuz bir şeyi eğer ölçebiliyor ve rakamlarla
ifade edebiliyorsak, onunla ilgili bir şeyler biliyoruz demektir. Eğer ölçemiyor ve
rakamlarla ifade edemiyorsak, bu konuda bilgimiz yeterli değildir” diyor.91
TKY’nin üzerinde durduğu önemli konulardan birisi de “verilerle” çalışmaktır.
Veri gerçekleri ifade eder. Özellikle kalite gibi soyut özellikleri olan bir olgunun
incelenmesinde somut verilere (yani ölçüme) dayanmak çok önemlidir. Çünkü
ölçemediğimiz bir şeyi ne geliştirebiliriz ne de kontrol edebiliriz.92
Ölçüm yoluyla elde edilen verilerin değerlendirilmesi için de istatistik
biliminden yararlanılmalıdır. Çünkü ölçüm rasgele bir süreçtir ve sayılara dökmek
istediğimiz bilgilerin (gerçeklenen olayların) yapısında mutlaka bir değişkenlik vardır.
Örneğin hatalar değişkendir. Bu değişkenlik istatistikten yararlanarak incelenebilir, hata
nedenleri bulunabilir, nedenler ortadan kaldırılabilir, neyin normal neyin anormal
olduğu konusunda fikir yürütülebilir.93
Bu bakımdan istatistiksel analiz ve sorun çözme teknikleri firma çapında
öğretilmeli, kullanılması sağlanmalıdır. Çünkü gerçeklere yani rakamlara ve bilimsel
incelemeye dayanmayan bir yönetim kararının anlaşılması, kabul edilmesi zordur ve
böyle bir karardan fayda sağlanabileceği de düşünülemez.94
TKY felsefesine göre yapılan iyileştirmelerin sonuçlarına mutlaka bakılmalıdır.
Amaçlanan hedeflerle ulaşılmış hedefler arasında fark var mıdır? İyileştirme
çalışmalarında kabul edilebilir başarısızlık ile kabul edilemeyecek başarısızlık nedir?
Bütün bunlar ölçüm ve istatistiklerle ortaya konur. Nitekim Dr. Deming; “bir kuramın,
tek bir noktada bile başarısızlığa uğraması, onun düzeltilmesini veya tamamen geçersiz
kabul edilmesini” gerekli görür.
91 Yenersoy, TKY, s. 82. 92 Yenersoy, TKY, s. 83. 93 Yenersoy, TKY, s. 83. 94 Yenersoy, TKY, s. 84.
38
4. TOPLAM KALİTE YÖNETİMİNİN AMAÇLARI
TKY çeşitli açılardan değerlendirildiğinde, işyeri ve insana yönelik başlıca şu
amaçları gerçekleştirmek istediği ortaya çıkar.
1.İnsanın en önemli değer olduğunun kabul edilmesi ve çalışmaların odağına
insanı koymak.
2-Kurum hedeflerinin, vizyonunun ve misyonunun tüm çalışanlarca
benimsenmesini sağlamak.
3-İşyerinde takım ruhunu oluşturmak.
4-Adil ve gerçekçi bir ödül/takdir mekanizmasını gerçekleştirmek.
5-Kurum kültürünü gerçekleştirmek.
TKY felsefesi çeşitli açılardan değerlendirildiğinde insana ve işyerine yönelik
başlıca aşağıdaki amaçları gerçekleştirmeye çalıştığını söylemek mümkündür.
4.1. İnsanın En Önemli Değer Olduğunun Kabul Edilmesi ve Tüm
Çalışmaların Odağına İnsanı Yerleştirmesi
Yönetim biliminin gelişim sürecinde belirttiğimiz gibi insanın araç olmaktan
çıkarılıp amaç haline getirildikten sonraki dönemlerde TKY felsefesi ortaya çıkmış ve
yaygınlık kazanmıştır.
Kutsal metinlerde ve Kur’ân-ı Kerîm’de de ifade edildiği gibi “Evrende her şey
insan için yaratılmış” ve “yaratılmışların içinde insan en üstün ve şerefli mevkide”95 dir.
TKY’de “önce insan, insan için iyi olan organizasyon için de iyidir” felsefesi
egemendir. Nitekim kalitenin tanımında da insan (müşteri) “kalitenin son yargıcı”
olarak ifade edilmektedir.
TKY’nin insana yönelik yaklaşımının başarısı büyük ölçüde, bu gerçeği, yani
insanın mutluluk kaynağını keşfetmesinden kaynaklanmaktadır. Gerçek ise,
95 Tin Suresi, 95/4
39
Ishikawa’nın sözleriyle, “İnsanı yaratmak başarılı kılar, insanı kullanmak ise başarıyı
azaltır” cümlesinin altında gizlidir.96
TKY insanları yönlendirmek için en etkili yolun onlara güvenmek olduğuna ve
yetişkin muamelesi yapıldığında mutlaka olumlu tepkiler alınacağına inanarak, ortalama
insanların olağanüstü sonuçlar yaratabileceklerini göstermiştir. Çünkü hiçbir şey “bana
ihtiyaç duyuluyor” duygusundan daha etkili olamaz.97
Bu iklimin yaratılması sorumluluğu ise yöneticilere aittir; onların inancı ve
desteği ve bu inançtan güç alan kendilerine has yöntemleri olmadan başarıya ulaşmak
mümkün değildir. Örneğin atölyedeki bir işçinin sırtını sıvazlamak veya ona ismiyle
hitap etmek gibi küçük ayrıntılar bile, ona saygının, güvenin ve inancın göstergeleri
olarak algılanabilir.98
4.2. Kurum Hedeflerinin, Misyonunun ve Vizyonunun Tüm Çalışanlarca
Benimsenmesini Sağlamak
4.2.1. Misyon
Misyon, sözcük anlamı itibariyle, bir kişi ya da topluluğun üstlendiği özel
görev99 demektir.
Toplam Kalite Yönetimini anlayışında çalışanlar, çalıştıkları kurumun kuruluş
amaçlarını bilmeli ve kurumun misyonunun geliştirilmesine yardımcı olmalıdır.
Eğitimde misyon, herhangi bir okulun varoluş amacı ya da nedenidir. Bir başka
ifade ile eğitim kurumunun ne yaptığının ve kime hizmet ettiğinin tanımıdır.
4.2.2. Vizyon
Vizyon; kelime olarak görüş, görme kuvveti ve geleceği kestirebilme gücü
anlamlarına gelir.100 Bir başka ifade ile ufuktur. Bununla birlikte vizyon, bir işletmenin
değerlerini, içinde bulunduğu durumu, ulaşmak istediği hedefleri belirleyen ve
96 Yenersoy, TKY, s. 87. 97 Yenersoy, TKY, s. 88. 98 Yenersoy, TKY, s. 89. 99 Fransızca-Türkçe Sözlük, Milliyet Tesisleri, İst. 1990, s.398; TDK Sözlük, Ankara 2005, s. 1402 100 Fransızca-Türkçe Sözlük, Milliyet Tesisleri, İst. 1990, s.624; TDK Sözlük, Ankara 2005, s. 2095
40
çalışanları ortak amaç etrafında bütünleştirerek işletmeyi arzulanan geleceğe doğru
yönlendiren bir süreçtir.101
Vizyon, varolanla, olması gerekeni açık bir şekilde ortaya koymaktır. Bir başka
ifade ile, geleceğin fotoğrafını bugünden çekmeyi başarmaktır.102 Vizyon, nihai bir
hedef olup, varmak istediğimiz noktanın bir fotoğrafıdır.
Vizyon, eğitim kurumunun her düzeydeki yöneticilerine, yolun nereye kadar
uzandığını göstermektir. Vizyon; gelecek demektir. Vizyon; eğitim kurumunun 5–10 yıl
sonra alacağı durumu görmek ya da ortaya koymak ve fotoğrafını çalışanların önüne
sermektir.
Vizyon Belirlenirken Dikkat Edilecek Noktalar
� Geçmişten ders alınmalı ama geçmişte yaşanmamalıdır.
� Gelecek için planlar yapılmalıdır. Planlar her şeyi ve herkesi
kuşatmalıdır.
� Sürekli gelişme esas alınmalıdır. Bugün dünden, yarın bugünden;
gelecek yıl bu yıldan daha iyi olmalıdır.
� Geçmişteki başarılara takılıp kalınmamalı ve onlara güvenilmemelidir.
� Eğitim kurumunun her düzeydeki yöneticileri ve çalışanları vizyonu
paylaşmalıdır. Vizyonu, yöneticiler ve çalışanlarca paylaşılmayan bir
eğitim kurumunda eylem birliği sağlanamaz.
Bütün bunlara paralel olarak kurumun kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerini
belirlenmiş misyon ve vizyon temeli üzerine çalışanlar benimsemeli ve desteklemelidir.
4.3. İşyerinde Takım Ruhunu Oluşturmak
TKY’nin amaçlarının üçüncüsü, kuruluşlarda ve çalışanlar arasında takım
ruhunu meydana getirmektir. Takım ruhundan amaç; sorunların çözümünde tüm
çalışanların enerjilerinden faydalanmaktır. Bir başka ifade ile eğitim kurumunun
yönetici ve çalışanlarının bilgi ve becerilerini kendi aralarında paylaşmalarıdır.103
101 Özevren, TKY Temel Kavramlar..., s. 91. 102 Genç, Eğitimde TKY..., s. 163. 103 Genç, Eğitimde TKY..., s. 170.
41
TKY’nin hangi gelişme aşamasında olurlarsa olsunlar, hemen hemen bütün
kuruluşlar takımlardan yararlanır. Ancak çoğu kuruluşun, takımları tam kapasiteyle
kullanamadığı da bir gerçektir.104 Takım faaliyetleri, takım üyelerinin işlerin nasıl
yapılması gerektiği ve nelerin önemli olduğu hakkındaki düşüncelerini, yani kültürlerini
değiştirecek biçimde tasarlanmalıdır.105
Takım üyeleri en iyi eğitimi, takımlar işlerini yaparken Deming’in öğretilerine
sadık kalmaları hâlinde alırlar. Takım üyelerinin çoğu Deming’in yolunu
konferanslardan, video kasetlerden ya da kitaplardan öğrenemez ya da öğrenmeye
motive olamaz. Onlar için takım faaliyetleri Deming’in öğretilerini öğrenmelerini
sağlayacak en iyi fırsatlardır.106
Üyeler her takım toplantısında Deming felsefesini eylem hâlinde görürler.
İşbirliğinin ve sabrın önemini öğrenirler. Takımlar süreçleri sürekli olarak iyileştirirken
tek bir en iyi yol olmadığını öğrenirler. Bağlı oldukları bölümlerin daha büyük bir
sistemin –kuruluşun- bileşenleri olduğunu öğrenirler. Bölümlerinin, bu daha geniş
sisteme yaptıkları katkı temelinde değerlendirildiklerini anlarlar. 14 maddeyi eylem
hâlinde görürler. Takımları ölümcül hastalıklara ve engellere karşı koymak için
mücadele ederken, derin bilgiyi de yine eylem hâlinde izlerler.107
Eğitim kurumu çalışanı, şunu her platformda söyleyebilmelidir: “Hiçbirimiz,
hepimiz kadar asla başarılı olamayız.” Kurumda takım çalışması işbirliğinin, ortak
hedefe yönlenmenin, birbirini tanımanın, saymanın ve karşılıklı güvenin sonucudur.
Takım çalışması yoksa bunlar da yok demektir. Eğitim kurumundaki takım çalışmasını
ve ruhunu eğitim yöneticileri oluşturur. Eğitim yöneticileri, kurumlarında takımlarını
kurarlarken farklı niteliklere sahip çalışanlardan yararlanmalıdırlar. Daha da önemlisi,
takım çalışması adına, bireylerden vazgeçmemeleridir. Eğitim yöneticileri, kurumda
“BEN” in kesinlikle “BİZ” kadar önemli olduğu gerçeğini kabullenmeleridir.
104 Weaver, TKY’nin Dört Aşaması, s. 144. 105 Weaver, TKY’nin Dört Aşaması, s. 182. 106 Weaver, TKY’nin Dört Aşaması, s. 182. 107 Weaver, TKY’nin Dört Aşaması, s. 183.
42
4.4. Adil ve Gerçekçi Bir Ödül/Takdir Mekanizmasını Gerçekleştirmek
Toplam kalitenin güdüleme ile ilgili önemli bölümlerinden biri de örgüte pozitif
katılımda bulunan çalışanların onure edilmesi ve ödüllendirilmesidir.108
Toplam kalitenin başarısındaki tanınma süreci sadece üretim hatları ile sınırlı
kalmamalıdır. Örgütün tedarikçilerinden satış sonrası hizmetleri yürüten birimlere kadar
tüm çalışanlar veya çalışma grupları bu programa dahil edilmeli ve hiçbirinin başarılı
faaliyetleri gözden kaçırılmamalıdır.109
Tanınma sürecinin diğer bir bölümü ise başarıyı teşvik için ödüllendirmedir.
Fakat burada önemli olan husus ödülün para olarak verilmemesidir. Ödülün özel bir
değeri olmalıdır. Madalyalar, plaketler, rozetler toplam kalite programları içinde
başarıyla kullanılan ödüllerdir. Bu ödüller çalışanların istediği, çabaladığı, ödül
beklentisi olmadan çalışmasıyla hak ettiği karşılığın verilmesi olarak tanımlanabilir.110
Eğitim kurumunda geliştirilecek ödül-takdir mekanizmasının rekabeti değil,
dayanışmayı gerçekleştirmesine dikkat edilmelidir. Bunun içindir ki, bireysel
ödüllendirmenin yanında grup/takım ödüllendirmesine de yer verilmelidir.
Eğitim kurumunda herkes, çalıştığının karşılığını almalıdır. Bu durum, eğitim
çalışanları için olduğu kadar eğitimin müşterisi öğrenciler için de geçerlidir.
Çalışanlarla çalışmayanlar bir tutulmamalıdır. İnsanlar, karşılığını bulamayacakları
çalışmayı yapmak istemezler. Lezzet ve beslenme özelliği olmayan bir yemeği, yalnız
yemek olduğu için kimse yemek istemez. Ödüller, gerek öğrenci, veli, çevre ve gerekse
eğitim çalışanları arasında dağıtılırken objektif davranılmalıdır. Hedef, eğitime katkı
sağlayan herkesin ödüllendirilmesidir.
Eğitim kurumlarında yalnız başarılar değil, dürüst ve gayretli çalışmalar da
ödüllendirilmelidir. Eğitim kurumunda dürüst ve gayretli çalışan fakat, sonuç alamayan
yöneticiler, çalışanlar, öğrenciler, veliler ve diğer ilgililer de ödüllendirilmelidir. Yalnız
başarılı öğrenciler ve velileri değil, gerekeni yapıp sonuç alamayanların da emekleri
108 Ersen, Toplam Kalite ve ..., s. 129. 109 Ersen, Toplam Kalite ve ..., s. 129. 110 Ersen, Toplam Kalite ve ..., s. 129.
43
değerlendirilmeli ve sonuç almaları için teşvik edilmelidir. Ayrıca eğitim kurumuna
katkı sağlayanlar ile çevre (esnaf, kurum vb.) de ödüllendirilmelidir.
4.5. Kurum Kültürünü Geliştirmek
Kurum kültürü, eğitim kurumu çalışanlarının aralarında paylaştıkları değerler
topluluğudur. Çalışanlar arasında dayanışmayı ve yardımlaşmayı gerçekleştiren, onları
başarıya odaklayan kurum kültürüdür.
Kurum kültüründen amaç, kurum çalışanlarının ve müşterilerin kurum
vatandaşlığıdır. Müşterinin kuruma sadakatidir. Kurum kültürü, herhangi bir
organizasyonun değer sistemini, politikalarını ve tepe yönetimin eylemlerini ilgilendirir.
Kurum kültürü, çalışanlar arasında paylaşılmış değerler topluluğudur. Soyut gibi
algılansa bile, kurum kültürü olmaksızın herhangi bir yere varılamaz. Çünkü kurum
kültürü inançları, yapıyı, ödül sistemlerini, çalışma standartlarını ve yönetimle ilgili
talepleri dillendirir. Bütün bunlar, TKY uygulamaları için son derece önemlidir.
Çalışanlar arasında dayanışmayı ve yardımlaşmayı gerçekleştirecek ve onları kaliteye
ve başarıya odaklayacak olan kurum kültürüdür.
Kurum Kültürünün Tanımlanması
� Kurum tarafından benimsenen temel değerler,
� Örgütün çalışanlarına ve müşterilerine yönelik politikasına kılavuzluk
eden felsefesi,
� Örgütte işlerin nasıl yapıldığına ilişkin temel görüşler,
� Aklın kollektif şekilde programlanması,
� Örgütte insanların nasıl davranması ve birbirini nasıl etkilemesi
gerektiğini biçimlendiren, işlerin nasıl yapıldığını gösteren paylaşılan
inançlar, tutumlar, tahminler ve beklentiler modeli.111
Kurum kültürünü oluşturan değerler açık ve net bir şekilde ortaya konulabilmesi
için aşağıdaki sorular içtenlikle cevaplandırılmalıdır.
111 Z.Beril Akıncı (1997), ““Kurum Kültürü” Tanımı, Özellikleri ve Boyutları”, Human Resoures İnsan
Kaynakları ve Yönetim Dergisi, Yıl, 1; Sayı:6 (Nakl: Servet Özdemir, Eğitimde Örgütsel Yenileşme, Ank. 2000 (4.Baskı), Pegem A Yay.).
44
1- Eğitim kurumu tarafından benimsenen temel değerler nelerdir? Bunlar
hem çalışanlar ve hem de öğrenci tarafından net bir şekilde bilinmelidir.
Bunların “olmazsa olmazları” nelerdir?.
2- Eğitim kurumunun vazgeçemeyeceği değerler nelerdir?
3- Eğitim kurumunun, yöneticilerine ve öğrencilerine yönelik politikasına
rehberlik eden felsefesi nedir?
4- Eğitim kurumunun kadroları nasıl oluşturuluyor?
5- Eğitim kurumu, hangi ölçülere göre öğrenci almaktadır?
6- Eğitim kurumunda her düzeydeki yönetici ve çalışanların birbirlerine
karşı davranışları nasıldır?
7- Eğitim kurumunda öğretmen-yönetici-öğrenci-veli ve çevre ilişkileri
nasıldır
Şunlar unutulmamalıdır:
1- Eğitim kurumunda değer paylaşımı varsa, orada amaç birliği var
demektir.
2- Değer paylaşımının olmadığı yerde amaç birliği olmaz.
3- Değer paylaşımının ve amaç birliğinin olmadığı yerde kalite ve başarı
olmaz.
4- Öğrenci ve velinin eğitim kurumunu sahiplenmesi, okulun öğrenciyi ve
veliyi sahiplenmesi ile ancak mümkündür.
5- Eğitimde kurum kültürünün oluşmasının ilk adımı, eğitim yöneticilerinin
her tür ve düzeydeki politikalarını, hizmet ve çözüm üretimlerini eğitim
çalışanlarına ve öğrencilerine odaklamakla başlar.
Sonuç olarak Toplam Kalite Yönetimi, ilke ve amaçlarıyla hem sanayide hem
eğitimde hem de diğer alanlarda çalışanlarını ve müşterilerini memnun edecek bir
şekilde uygulanabilir. Bu sayede kurumlar, uzun vadede geleceklerini planlamış olarak
hedeflerine daha rahat ulaşırlar. Tabiî ki. TKY’ni eğitim alanında uygulamaya
45
koyduğumuzda bazı güçlüklerle karşı karşıya kalmaktayız. Sanayi sektöründe üretimde
kabul edilen ham maddenin değişmesi üretim şeklinin, makinenin, teknolojinin, iş
gücünün, yönetim anlayışının, pazarın değişmesi söz konusu olabilir. Ayrıca bu
değişiklikleri sayısal verilerle ölçebiliriz. Ancak eğitimde davranış değişiklikleri sayısal
olarak ölçmek güçtür, bazı durumlarda da imkânsızdır.
Eğitimde, öğrencinin eğitim kurumlarından kazandığı bilgi, yetenek ve
davranışlar değerlendirilmeye tabii tutulurlar. Ancak bunların kime göre
değerlendirileceğini ölçmek zordur. Bu da eğitim kurumlarının hizmetler sektöründe yer
almasından kendine özgü özelliklerin bulunmasından kaynaklanmaktadır. Eğitim
hizmetinin kendine özgü özellikleri ise şunlardır:
• Hizmet doğrudan doğruya insandan insanadır.
• Müşteri ile hizmeti veren arasında doğrudan bir ilişki vardır.
• Hizmetin zamanında yapılması esastır.
• Hizmet kusursuz ve mükemmel olmalıdır.
• Hizmette verimliliği ve başarıyı ölçmek çok zordur.
• Hizmeti gerçekleştirirken dış etkenler nedeniyle sosyal problemler fazladır.
Bu problemler aşıldığı zaman TKY, eğitimde kaliteyi arttırıcı bir rol üstlenebilir.
III. BÖLÜM
KURAN KURSLARINDA TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ
1. KUR’AN KURSLARINDA TOPLAM KALİTE YÖNETİMİNİN
TEMEL UNSURLARI
TKY’nin temel amacı, müşterinin kalite ihtiyacını belirleyip, buna göre hatasız
üretim yaparak müşteriyi memnun etmek; kaliteyi geliştirmek için organizasyonda
görevli herkesin sürekli olarak çaba göstermesini sağlamaktır. Bu tip bir ekip çalışması,
sorunların nedeninin daha kaynağında belirlenip ortadan kaldırılmasını sağlayacağı için,
ekonomik anlamda verimli ve hızlı çözümler bulma şansı artacaktır. Böylece hem
sistemin elemanları hem de sistemden yararlananlar tatmin olabilecektir.
Sanayi işletmeleri için geliştirilen TKY, eğitim kurumlarında bir sistem olarak
algılanıp tanımlanabildiği takdirde uygulama olanağı bulunabilecektir. Eğitim
kurumlarının, hem bir hizmet hem de çoğunluğunun kamu kuruluşu olması, yaklaşımın
bir felsefe olarak uygulanmasını sağlayacak bilgi birikimi ve yönelişin
gerçekleştirilememesi, pratik ölçüm ve bilgi transferindeki güçlükler gibi nedenler
TKY’ye geçişte gecikmeler ortaya çıkarmıştır.
TKY’nin eğitim kurumlarında uygulanmasına geçişin en önemli aşaması,
iyileştirmenin bir ihtiyaç olarak hissedilmesi ve başka alanlardaki bilgi birikiminin
eğitim konusuna transfer etmeyi sağlayacak girişimi başlatmaktır. Örneğin, her eğitim
kurumu öğrenci, öğretim elemanları, bilgi teknolojisi, bilgi kaynakları, fiziki tesisler
gibi girdileri kullanarak, dershane ortamındaki süreçten geçirir ve sonuçta eğitilmiş
insan, topluma hizmet amaçlı bilimsel bilgi gibi çıktılar üretir.
Kur’an Kurslarında TKY’nin özü ve felsefesi herkesin katılımı ile eğitim
kadrolarının, öğrencilerin ve vatandaşların-velilerin (paydaşların) memnuniyetini
sağlayan sistemi kurmak, varsa korumak ve geliştirmektir. Bu anlayışta öğrenci,
dolayısıyla insan öncelikli varlıktır. Çünkü evrende her şeyin insan için yaratıldığı
gerçeğiyle karşı karşıya bulunmaktayız.
47
Kur’an Kurslarında kalite ise Kur’an Kurslarında verilen eğitimin, bireyin,
toplumun ve devletin ihtiyaçlarını karşılamasıdır. Bununla birlikte ülkede ve dünyada
meydana gelen yenilikleri izleyebilen, maddî ve manevî varlığını sağlayıcı gerekli
donanımlara sahip insan yetiştirmek de önemli olmaktadır.
Kur’an Kursları hizmetlerinde kalite, çok boyutlu bir süreç olarak görülmeli ve
aşağıdaki temel unsurları kapsamalıdır:
1.1. Liderlik
Kur’an Kurslarındaki müdürler ve öğreticiler liderlik özelliklerine sahip
olmalıdır. Eğitimde her birim yöneticisinin kendine özgü sorumlulukları vardır.
Örneğin, müdür okulun, öğretmen/öğretici ise girdiği sınıfın ve dersin yöneticisidir.
Kur’an Kurslarında da durum aynıdır. Bunun içindir ki, yöneticiler, basmakalıp
kurallarla değil, liderlik özellikleriyle ön plana çıkmalıdırlar. Çünkü Kur’an Kursu
yöneticilerinin temel görevi, Kur’an Kursuyla ilgili kaynak ve girdileri sağlamak ve söz
konusu kaynak ve girdileri kullanarak Kur’an Kurslarının amaçlarını gerçekleştirmeye
çalışmaktır. Kur’an Kursu yöneticisi, kurs ve eğitime ilişkin yüksek standart ve
beklentilere sahip olarak kurstaki zamanın çoğunu rutin işler yerine, eğitimin kalitesinin
iyileştirilmesi için gözlem ve araştırmalar yaparak geçirmelidir. Kur’an Kursu
yöneticisi, kolaylaştırıcı, sorun çözücü ve destekleyici olmalıdır. Hepsinin ötesinde
Kur’an Kursunda herkesin kendini mutlu hissedeceği ve istekle çalışacağı düzenli bir
sosyal ortam (hava) ve güçlü bir ortak kültür oluşmasına öncelik etmelidir.112
1.2. Öğretmen/Öğretici
Kur’an Kursu öğreticisi/öğretmeni, kursundaki öğretme-öğrenme sürecinin
hazırlayıcısı, uygulayıcısı ve değerlendiricisidir. Hiçbir Kur’an Kursu, öğreticilerinin
niteliğinin üstünde eğitim hizmeti üretemez. Nitelikli ve kaliteli Kur’an Kursu
öğreticisi, eğitimde kalitenin temel gereklerinden biridir. TKY açısından yaklaşıldığında
öğretmenin temel işlevi, öğrenme-öğretme süreçlerinin kolay işleyebileceği ortamlar
hazırlamaktır. Bu süreçlerde öğrenmeyi kılavuzlayan biri olarak öğretmen, tüm
öğrencilerin öğrenmeleriyle ilgili sorumluluk sahibi bir danışman olmalıdır.
112 TKY’de Liderlik için ayrıntılı bilgi için Bkz. Fermani Maviş, Genel İşletme, Eskişehir 2001, s.126
48
Kur’an Kursu öğreticileri bir takım olarak birlikte Kur’an Kursunun amaçlarının
gerçekleşmesi için çalışmak durumundadır. Bir öğreticinin bireysel çabası pek anlamlı
değildir. Yine Kur’an Kursu öğreticisi, sınıfın ve dersin yöneticisidir, bu sebepten
dolayı liderlik özelliklerine sahip olmalıdır.113
1.3. Öğrenci
Öğrenci, Kur’an Kursunun varlık nedeni ve temel girdisidir. TKY açısından
öğrenci, okul sisteminin hem bir üyesi (katılımcısı) hem müşterisi, hem de ürünü olarak
değerlendirilebilir. Öğrenci okulun ve eğitimin müşterisidir. TKY terimleriyle
kavramlaştırıldığında öğrenci, hem iç, hem de dış müşteridir.
Öğrenciler, Kur’an Kursu içindeki tüm etkinliklerin merkezidir. Öğrenciler,
eğitimin birinci derecedeki müşterileridir. Hiçbir bahane, öğrenciyi ikinci plana atamaz.
Eğitimdeki kalite öğrencinin başarısıyla doğru orantılıdır.114
1.4. Kur’an Kursu
Kur’an Kursundan amaç, belli bir plan dâhilinde inşa edilmiş beton
yığınlarından meydana gelmiş bina demek değildir. Kur’an Kurslarından amaç
öğrenmeyi teşvik eden, insan kaynakları yönetimini becerebilen ve var olan personelini
optimum noktada geliştiren ve onları ön plana çıkaran kurum demektir.
TKY’de kaliteyi yakalamanın önemli yollarından birisi de “Öğrenen Kurs”
olmaya kararlı ve ısrarcı olmaktır. Öğrenen Kur’an kursundan amaç ise, öğrenmenin
aktif, programların öğrenci merkezli olması, veli ve çevrenin katılımı ve olumlu katkısı
ile personel arasındaki iletişim ve yakınlıktır.115
1.5. Eğitim Programı
Eğitim programı, bireylerde beklenen yönde davranış değişikliği oluşturmak
amacıyla yapılacak etkinlikleri gösteren planlardır. Programlarda eğitimin amaçları,
içeriği, öğretim teknikleri ve değerlendirme durumları gibi hususlar yer alır.116 Kur’an
113 TKY’de öğretmen için ayrıntılı bilgi için Bkz. Osman Titiz, Yeni Öğretim Sistemi, Zambak Yay., İst.
2005, s.11, 12; Yüksel Özden, Eğitimde Dönüşüm, Pegem Yay., Ankara 1998, s.33 114 TKY’de öğrenci için ayrıntılı bilgi için Bkz. Didem Günay, “Eğitimde Toplam Kalite Yönetimi”,
M.E.B Araştırma ve Geliştirmem Dairesi Başkanlığı Seminer notları, s. 11, Ankara 2001 115 Salih Akyıldız, TKY Seminer Notları, s. 10 vd., Trabzon 2005 116 Leyla Küçükahmet, (Editör), Eğitim Bilimine Giriş, Gazi Kitabevi, Ankara 1997, s. 185–187.
49
Kurslarının eğitiminde toplam kalite için Kur’an Kursları programı müşteri, veli ve
vatandaş beklentileri doğrultusunda sürekli gözden geçirilmeli; değerlendirme ve
geliştirme çalışmalarıyla güncelleştirilmelidir. Söz konusu etkinlikler, kursu oluşturan
tüm üyelerin, hatta Kur’an Kursu dışı toplumdan (velilerin, vatandaşların) üyelerin de
katılımıyla gerçekleştirilmelidir.
Kur’an Kursları da bu çerçevede öğretmen-öğrenci-veli koordinasyonunu
sağlamalı ve kendi içine kapanık bir kurum olmamalıdır. Bu iletişim sayesinde Kur’an
Kurslarının başarısının ve kalitesinin artacağı aşikârdır.
2. KUR’AN KURSLARININ AMAÇ VE ÖNEMİ
İslam inancına göre Kur’an, Allah’ın vahiy yoluyla son elçisi Hz. Muhammed
(s.a.v)’e gönderdiği son ilahî kitap117 olup, dinin öğrenilmesinde temel kaynaktır.118 Bu
nedenle Kur’an öğretimi, ilk vahyin gelişiyle başlamış, günümüze kadar kesintisiz
devam etmiştir.
İslam Tarihi gibi İslam’ın eğitim tarihi de Kur’an tarihi ve Kur’an eğitimiyle
başlamıştır. Bu eğitimi ilk başlatan da Hz. Peygamber (s.a.v)’dir. Daru’l Erkam’da
başlayıp Suffe’ye, oradan Daru’l Kurrâlara uzanan kurumsal yapı, örgün ve yaygın
eğitim ayırımı yapılmaksızın tarih içinde kesintisiz olarak devam edegelmiştir.119
İslam’ın ilk dönemlerinde öğretimin konusu, Kur’an ayetlerinin bellenmesi,
anlaşılması, hedeflerinin ve uygulanışının gösterilmesi olmuştur.120 Hz. Peygamber
(s.a.v.) kendisine ilk vahyin gelmesinden itibaren vahyedilenleri ezberlemiş, tekrarlamış
ve okumuştur.121 Vahyedilen ayetleri Cebrail, Hz. Peygamber (s.a.v.)’e okuyor, O da
ezberliyor, gelip sahabeye aktarıyor, onlar tarafından ezberleniyor ve vahiy kâtipleri
tarafından da deri, kemik vs. üzerine yazılarak öğreniliyordu. Mekke devrinde Kur’an
eğitiminin büyük bir önem taşıdığını görüyoruz. Çünkü dini yaymak, İslam’ı ve
Kur’an’ı anlamak, büyük ölçüde okuma yazmaya dayanıyordu. Önce Kur’an ayetleri
117 Fatır 35/24, Yasin 2-6, 69. 118 Zekiyüddin Şa’ban, İslam Hukuk İlminin Esasları, çev. İ.Kâfi Dönmez, TDV Yay., Ankara 1990, s.
44. 119 Komisyon Raporu, “Kur’an Kursları’nın Eğitim Sistemimiz İçindeki Yeri”, Genel Öğretim İçinde
Din Eğitimi ve Öğretimi 1 (Bilimsel Toplantı) M.Ü. İlahiyat Fakültesi 09 Mayıs 1997, İFAV Yay., İstanbul 1997, s. 33.
120 Beyza Bilgin, Eğitim Bilimi ve Din Eğitimi, Gün Yay., Ankara 1998, s. 10-12. 121 Nevzat Ayasbeyoğlu, İslamiyet’in Eğitimimize Getirdiği Değerler, M.E Basımevi, İst. 1968, s. 67.
50
yazılıyor, okuma bilenler ise okuma bilmeyenlere bu ayetleri okuyorlardı.122 Örneğin
Mus’ab b. Umeyr, Medinelilerin isteği üzerine Kur’an okumayı öğretmek üzere
Medine’ye gönderilmişti.123 Mekke döneminde yürütülen bu eğitim faaliyetleri, imkân
bulunan her yerde, özellikle evlerde yapılmıştır. Hz. Erkam’ın, Hz. Ebubekir’in ve Sa’id
b. Zeyd’in evleri eğitim öğretim faaliyetlerinde kullanılan evlerden birkaçıdır.124
Hz. Peygamber’in Medine’ye hicreti ile birlikte sayıları çoğalan Müslümanların
ibadet ve eğitim faaliyetlerini yerine getirebilmeleri için Mescid-i Nebevî inşa edilmiş
ve bu mescit içinde Suffa adı verilen bir bölüm, öğretime tahsis edilmiştir. Buradaki
öğrenciler daha çok Kur’an öğretimiyle meşgul olmuşlar daha sonra burada yetişenler
ihtiyaç olan bölgelere gönderilmişlerdir. Zaman içerisinde Suffa artık ihtiyacı
karşılayamaz hâle gelince, Hz. Peygamber, mescitlerin yanı sıra başka eğitim kurumları
da açmıştır ki, Mahreme b. Nevfel’in evinde Kur’an öğretimine tahsis edilen Daru’l
Kurra bunlar arasında sayılmaktadır.125
Hz. Peygamber dönemindeki eğitimin en önemli özelliği yetişkin eğitiminin ön
planda olmasıdır. Bunun sebebi de yeni Müslüman olanların eğitim ihtiyacıdır. Küçük
çocuklar ancak mescitlerdeki halkalara katılarak, daha çok ise anne ve baba ve yakın
akrabalarından Kur’an eğitimini almışlardır.126
Hz. Peygamber döneminden itibaren başlayan Kur’an öğretimi, Raşit Halifeler
ve daha sonra Emevî ve Abbasîlerde gelişerek erken dönemlerde Kıraat ilminin
doğmasına ve bu konuda pek çok eserin telifine sebep olmuştur. Bu ürünler Kurrâ
Halakaları’nın, Darû’l Kur’an’ların, Darû’l Huffâz’ların ve Daru’l Kurrâ’ların
müfredatlarını meydana getirmişlerdir.127 İslam Eğitim Tarihini incelediğimizde128
Kur’an eğitiminin genel olarak Cami-Mescit, mektep veya küttab, ulema evleri ve
122 Ahmet Emin, Fecru’l İslam, Ter: Ahmed Serdaroğlu, Ank., 1976, s. 223. 123 İbn Sa’d, Tabakat, Beyrut 1957, c.I, s. 220; Muhammed Hamidullah, İslam Peygamberi, çev. Salih
Tuğ, İstanbul 1993, c.I, s. 155. 124 Zeki Canan, İslam Tarihi, İstanbul 1977, c.I, s. 449. 125 Hamidullah, İslam Peygamberi, c.II s. 768-771. 126 Ahmet Çelebi, İslam’da Eğitim Öğretim Tarihi, çev. Ali Yıldırım, Damla Yay. İstanbul 1983, s. 41. 127 Ziya Kazıcı, “Bir Eğitim Kurumu olarak Darûl Kurrâ”, Kur’an Kurslarında Eğitim Öğretim ve
Verimlilik, İSAV Tartışmalı İlmi Toplantılar Dizisi-30, (24-25 Mayıs 1997), Ensar Neşriyat, İstanbul 2000, s. 34-37.
128 Ayrıntılı bilgi için bkz. İrfan Başkurt, Din Eğitimi Açısından Kur’ân Öğretimi ve Yaz Kur’ân Kursları (İstanbul Örneği), Dem Yay., İstanbul 2007, s. 35-56.
51
medrese veya külliyelerde verildiğini görmekteyiz.129 İslam Tarihi boyunca Kur’an
eğitimi istisnasız olarak bütün eğitim kurumlarının müfredatında kesintisiz olarak yer
almıştır.130
İslam dünyasında ibadette Kur’an dili yani, Arapça geçerlidir. Ayrıca Kur’an’ın
tecvit üzere güzel bir sesle ve doğru okunması çok önemlidir. Bu durumda, bir
Müslümanın Kur’an-ı Kerim’i okuyabilmesi, ibadet için ise kısmen de olsa
ezberlemesi şarttır. Kur’an’da Türkçe alfabede olmayan sesler mevcuttur; pedagojik
açıdan bu seslerin telaffuz edilebilmesi, ilave olarak tecvidin öğrenilebilmesi için bir
müslümanın küçük yaşta Kur’an öğrenimine başlaması daha uygundur. Türkiye’de din
eğitiminin en temel ve en yaygın alanı budur ve bu ihtiyaç Diyanet İşleri Başkanlığı’na
bağlı, hemen hemen tamamı halk tarafından inşa edilmiş Kur’an Kursları eliyle
karşılanmaktadır. Kur’an Kursları, Türkiye’de din eğitimi alanında son derece hayatî
bir boşluğu doldurmaktadır. Kurs binalarının hemen hemen tamamının halk tarafından
inşa edilmesi, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından tayin edilen Kur’an öğreticileri
dışında, bütün ihtiyaçların yine halk tarafından karşılanması talebin gücünü
göstermektedir. 131
Kur’an Kursları, Kur’an’ı yüzünden okumayı, ezberlemeyi temin eden ve temel
ilmihal bilgileri öğreten eğitim kurumlarıdır. Türk toplumunda, Kur’an öğrenimi
geleneksel olarak büyük önem atfedilen bir eğitimdir. Cumhuriyet öncesinde, camilerin
yanı başında bulunan “Daru’l Kur’an”, “Daru’l Huffaz” ismiyle eğitim veren kurumlar,
genel halk kesimlerinin Kur’an öğrenme talebini karşılamışlardır. Bu kurumlar
Cumhuriyet döneminde Kur’an Kursları adıyla, sınırlı ve dar bir alanda, faaliyete
devam etmişler; çok partili hayatla birlikte gelişmiş ve yayılmışlardır. 132
03.03.2000 tarih ve 23982 sayılı resmi gazete de yayımlanan DİB Kur’an
Kursları ile Öğrenci Yurt ve Pansiyonları yönetmeliğinde Kur’an Kurslarının amaçları
şöyle açıklanmıştır: 133
129 M. Faruk Bayraktar, İslam Eğitiminde Öğretmen-Öğrenci Münasebetleri, İFAV Yay., İst.1989,
3.Baskı, s. 93-105. 130 Bk. Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, Eser Matbaası, İstanbul 1977, c. I-II, s. 83, 169. 131 Din Eğitimi Raporu, AİHL Öğrencileri ve Mezunları Vakfı Yay., Ankara 1995, s. 123. 132 Din Eğitimi Raporu, s. 123–124. 133 http://www.diyanet.gov.tr/turkish/default.asp, Erişim Tarihi: 25.05.2007
52
Madde 5: Kur’an kurslarının amacı, nitelikleri uygun olan vatandaşlara;
a) Kur’an-ı Kerim’i usulüne uygun olarak, yüzünden okumayı öğretmek,
b) Kur’an-ı Kerim’i doğru bir şekilde okumayı sağlayıcı bilgileri (tecvid, tashih-i
huruf ve talim) uygulamalı olarak öğretmek,
c) İbadetler için gerekli sure, ayet ve duaları doğru olarak ezberletmek ve bunların
meallerini öğretmek,
d) Hafızlık yaptırmak,
e) İslâm Dininin inanç, ibadet ve ahlâk esasları ile Peygamberimizin hayatı ve örnek
ahlâkı (sireti) hakkında bilgiler vermektir.
Yukarıdaki maddeden de anlaşılacağı üzere Kur’an Kurslarının amacı dini
bilgiler vermek, Kur’anı yüzünden okumayı tecvidli öğretmek, ibadetler için gerekli
sure, ayet ve dualarını ezberletmek ve en önemlisi ise hafızlık yaptırmaktır.
Ülkemizde İslam Dini’nin yeni yetişen nesillere öz olarak öğretildiği ilk din
eğitimi kurumları olmasının yanında, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın imam hatiplik ve
müezzinlik kayyımlık görevlerinde istihdam edeceği kendi personelinin hafızlık
yaparak yetiştiği tek müessese olması bakımından da Kur’an Kursları oldukça büyük
bir öneme sahiptir.
Din hizmetlerinin ifasında, Kur’an-ı Kerim’in öğretilmesinde, ezberlenmesinde,
milli birlik ve bütünlüğümüzün sağlanmasında önemli işlevleri olan Kur’an Kurslarının
statüleri, müfredatları, öğretim yöntemleri günümüzün gelişen ve değişen şartları ve
ihtiyaçları göz önünde bulundurularak sürekli ele alınmalı ve geliştirilmelidir. Bu
değişiklikler gerçekleştirildiği takdirde Kur’an Kursları 21 yy. da kaliteyi yakalayarak
daha verimli bir eğitim faaliyeti gerçekleştirecektir.
53
3. KUR’AN KURSLARINDA TKY’NİN TEMEL İLKELERİ
3.1. Kur’an Kurslarında Kalitenin Önceliği
3.1.1. Eğitim-Öğretim
Günümüzde eğitim, insanların davranışlarında belli amaçlar doğrultusunda
değişiklik oluşturma süreci olarak ele alınmaktadır. Öğretim ise, planlı, programlı
eğitim çalışmalarının gerçekleşmesini ifade etmektedir.134
Eğitim, zaman ve mekân yönünden kapsamlı, süreli ve çok boyutludur.
Öğretimde zaman ve mekân kadar öğretmenin, velinin, öğrencinin beklentileri de önem
taşır. Eğitimde, bilgi dâhil, her türlü tecrübe üzerinde durulur; bu tecrübeler tesadüfî
olabilir. Tesadüfî tecrübeler ise eğitsel olabildiği gibi tersi de olabilir. Öğretim ise
güdümlüdür, planlıdır, programlıdır, desteklidir. Öğrencinin öğretmen ile ve onun
sağladığı ortamla etkileşimi önem taşır. Öğretimde bütün öğrenme tecrübelerinin
eğitsel olması şarttır.135Öğretim, öğrenmenin gerçekleşmesi ve bireyde istenen
davranışların gelişmesi için uygulanan süreçlerin tümüdür. Öğretmenin, öğreteceği
alanda ya da alanlarda, bilgi ve beceri sahibi olması ve eğitim ve öğretim alanında da
teorik ve uygulamalı olarak yetişmesi gerekir.136
Sonuç olarak eğitim, bireyde istendik davranışlar meydana getirme süreci olarak
tanımlanırken, öğretim ise plan ve programa bağlı olarak belli amaçlar doğrultusunda
yürütülen güdümlü ve kasıtlı etkilemeler diye tanımlanmaktadır.137
Yaygın din eğitimi kurumları olan Kur’an Kursları da, Diyanet İşleri
Başkanlığı’nın hazırlamış olduğu plan ve programlar doğrultusunda, öğrencilerinin
dini davranışlarında değişikliğe ve bilgilerini genişlettirmeye çalışmaktadır.
Eğitim çabalarının genel amacı, kuşkusuz, yetişmekte olan çocukların ve
gençlerin, topluma, sağlıklı ve verimli bir şekilde uyum göstermesine yardımcı
olmaktır. Bu uyumun gerçekleştirilmesi için bireylerin istidat ve yetenekleri, eğitim
134 Mehmet Zeki Aydın, Din Öğretiminde Yöntemler, Nobel Yay.(2. Baskı), Ankara 2005, s. 1. 135 Fatma Varış, Eğitim..., s. 18, Ayrıca bkz. Nureddin Fidan, Okulda Öğrenme Öğretme, Ankara 1986,
s. 4. 136 Varış, Eğitim..., s. 19 137 Leyla Küçükahmet, Öğretim İlke ve Yöntemleri, A.Ü Eğitim Bilimleri Fak. Yay:152, Ankara 1986,
s. 1.
54
yolu ile en son sınıra kadar geliştirilir ve insan davranışları, milli eğitim amaçları
doğrultusunda değiştirilir.138
Dinamik kültür değerlerinin içine doğan çocuklar, zamanla, eğitim yolu ile bu
değerlere süreklilik ve esneklik kazandırarak, çağın şartlarına uygun ve geleceğe dönük
yeni değerler üretirler.139
Buna göre eğitim, bireylere bilgi ve beceri kazandırmanın ötesinde, toplumun
yaşamasını ve kalkınmasını devam ettirebilecek ölçüde ve nitelikte değer üretmek,
mevcut değerlerin dağılmasını önlemek, yeni ve eski değerleri bağdaştırmak
sorumluluğu taşır; bu değerler öğrencilerin davranışlarını ve dilek seviyelerini yine
eğitim yolu ile etkilerler. Keza, bireylerde eğitim düzeyi, fikir, duygu ve ahlaki
tutumlar geliştikçe, çocuklara ve gençlere verilen eğitim de esasta seviye kazanır,
gelişir.140
Yaygın din eğitiminin en önemli parçalarından olan Kur’an Kursları da
verdikleri eğitim ile bireylere dinî bilgiler kazandırmakta ve onların topluma faydalı
birer insanlar olarak yarar sağlamalarına imkân vermektedir.
3.1.2. Kalite Kavramı
Kalitenin birçok tanımı yapılmıştır. Bunların en çok kullanılanları şunlarıdır:141
- Kalite, ihtiyaçlara uygunluktur.
- Kalite, müşteri beklentilerini karşılamak veya onların ilerisine geçmektir.
- Kalite, müşterinin beklentilerini ve isteklerini sürekli karşılayacak şekilde
ürün veya hizmet üretmektir.
Kur’an Kurslarında kalite denilince akla ilk gelmesi gereken şey, öğrencinin
eğitim ihtiyaçlarına, beklentilerine kendisine özgü vizyonuna cevap vermek olmalıdır.
Kur’an Kurslarında kalite kavramını oturtmak istiyorsak, kursa gelen
öğrencilerinin, kursta çalışan öğreticilerin, problemlerini, şikayet ettikleri konuları tespit
138 Fatma Varış, Eğitim Bilimine Giriş, A.Ü Basımevi, Ankara 1985, s. 5. 139 Varış, Eğitim..., s. 5. 140 Varış, Eğitim..., s. 5. 141 Muhittin Şimşek, Toplam Kalite Yönetimi, Alfa Yay.(3. Baskı), İstanbul 2001, s. 6–7.
55
ederek, bu sorunlara uygun çözüm önerileri getirerek, onların eğitimdeki verimi arttırma
yönündeki beklenti ve isteklerini yerine getirmeliyiz.
3.1.2.1. Kalitenin Boyutları
Kalitenin ölçülebilen değerler haline getirilmesi olayına “Kalite Boyutları”
denir. TKY’de ölçmek son derece önemlidir. Çünkü ölçemediğimiz bir şeyi
yönetemeyiz. Bu boyutlar da tasarım kalitesi ve uygunluk kalitesidir.
3.1.2.1.1. Tasarım Kalitesi
Tasarım kalitesi için Kur’an Kursu öğrencisinde bulunması gereken niteliklerin
tespit edilmesidir. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
a) Beklenenler: Kur’an Kursundaki öğrencide gerçekleştirilmesi düşünülen en az
düzeydeki özelliklerdir. Bu özellikler, de Kur’an-ı Kerim’i hatasız okuyabilmek,
gerekli dinî bilgileri bilmek ve hafızlık yapanların ezberlerini hatasız
okumalarıdır. Ayrıca günün şartlarına uygun gerçekleştirilmesi gereken
başarıdır. Bu da belli beceri ve davranışlar yanında hafızlık yapan öğrencilerin
hafızlık sınavını geçmeleri veya Kur’an Kursları arasında yapılan yarışmalarda
derece almak ve mensubu bulunduğu Kursu ulusal ve uluslar arası yarışmalarda
temsil etmesidir. Ayrıca asgari düzeyde gerekli dini bilgilere sahip olması,
gerektiğinde ibadetlerle ilgili uygulamaları eksiksiz bir şekilde uygulama
becerisini kazanabilmesidir.
b) Beklenmeyenler: Öğrencide ve yetiştirilen insanda görülmesi istenmeyen kötü
özellikler (Ahlak dışı davranışlar) dir. Ayrıca kursun yapılan yarışmalarda
dereceye girememesi ve hafızlık yapanların sınavı geçememesi birer
başarısızlıktır. Ayrıca öğrencinin başarısının her ne suretle olursa olsun teorik ve
pratik olarak belli bir düzeyin altına düşmemesi ve standart bir davranış
düzeyine sahip olmamasıdır.
3.1.2.1.2. Uygunluk Kalitesi: Kurs öğrencisinde, önceden belirlenen tasarım
özelliklerine uygunluğudur. Bir başka ifade ile tasarımda öğrencide beklenen
özelliklerin ne oranda gerçekleştiğini gösterir. Örneğin;
- Öğrencide ne tasarladık ne oldu?
56
- Öğrencileri 03.03.2000 tarih ve 23982 sayılı resmi gazete de yayımlanan
DİB Kur’an Kursları ile Öğrenci Yurt ve Pansiyonları yönetmeliğinde
Kur’an Kurslarının amaçları doğrultusunda yetiştirebildik mi?
- Mezun ettiğimiz öğrencilerimizde bu özellikler ne oranda var?
- Öğrencilerimiz İ.H.Liselerine gittiklerinde başarı oranı nedir?
- Öğrendiklerinin sosyal hayattaki etkileri nelerdir?
Bu ve buna benzer soru ve cevaplar, uygunluk kalitesinin konusudur. Uygunluk
kalitesi, ölçülebilen değerlerden oluşur ve Kur’an Kursunun sorumluluğundadır. Bu
sorumluluk da kursta çalışan kursun öğreticisi ve yöneticisidir.
Uygunluk kalitesinin iki önemli göstergesi vardır:
a) Hedef Değerler: Öğrencinin belli bir özelliğinin hedeflenen değeridir. Bu
durum, öğrenciye kazandırılması gereken niteliklerin toplamı ile derslerindeki başarı
oranıdır.
TKY felsefesinde “sıfır hata” ile eğitim yapmak, son hedeftir. Bunun içindir ki,
öğrencilerin davranışlarında beklenmeyenlerle değil, beklenenlerle ve hedeflerle hesap
yapılır.
Kur’an Kurslarında da hedef değerler, yüzünden okuma programını takip
edenler için, hatasız bir şekilde Kur’an’ı tecvidli şekilde yüzünden okuma ve gerekli
Temel dinî bilgileri bilmesiyken, hafızlık programı takip eden öğrenciler için de,
kuvvetli ve hatasız bir hafızlık ve yine yukarıda belirttiğimiz üzere gerekli dini bilgileri
bilmesidir.
b) Tolerans Değer: Öğrencinin özelliklerinde kabul edilebilir sapma oranı,
tolerans değer olarak kabul edilir. Kabul edilebilir başarısızlık, toplumsal ve bireysel
düzeni bozmayan ahlâki sapmalar vb.
Örneğin; mezun edilen öğrenci belirlenmiş(tasarlanmış) bilgi ve beceri
donanımının ne kadarını alabilmiştir ya da ne kadarı kazandırılabilmiştir?
Azami ve asgari olarak hedeflediğimiz başarı ne idi? Hedeflerimizde hangi bilgi,
beceri ve davranış vardı?
57
Hedeflerimizi ne kadar gerçekleştirdik? Daha doğrusu tolerans değerlerimizin
altında mıyız, yoksa üstünde bir başarı mı gerçekleştirdik?
Kur’an Kursumuzda kabul edilebilir tolerans değer (başarısızlık oranı) nedir ya
da ne olmalıdır?
Öğrencilerimiz, Türk Milli Eğitiminin DİB (ilgili yönetmelik, tarih, sayı v.s.)
amaçları doğrultusunda davranış kazanabildi mi? kazandırabilmek için neler yapıldı?
Öğrencilerimiz, maddî ve manevî boyutlarıyla Türk Milli Eğitim’inin ve
DİB’nın yönetmelik amaçlarında öngörülen değerlerin ve becerilerin ne kadarına sahip
olabilmişlerdir?
Kur’an Kursu bunların ne kadarını kazandırabildi?
Kur’an Kursu öğreticileri ders verdikleri öğrencilerin niçin yetiştirdiklerini
farkında olarak bu yetişen öğrencilerinin tasarım kalitesine uygun olup olmadığını, bu
kalite standartlarına ne kadar ulaşıp ulaşmadığını tespit etmelidir. Mezun ettikleri
öğrencilerinin hem manen hem de madden ne kadar yetiştirdiklerini farkında olmalıdır.
Kur’an kursu öğreticileri kendilerini, hizmet verdikleri öğrencilerin yalnız bilgi
donanımlarından sorumlu görmemelidir. Kalite sadece öğrencilerin bilgi donanımlarıyla
ölçülmemelidir. Kalite öğrencinin hem de madden hem manen yetişmesiyle mümkün
olur.
3.1.3. Kalite Yönetim Modellerinin Kur’an Kursu Eğitimine Uygulanması
Kalite konusundaki yazarların en önemli üç isim W. Edwards Deming, Joseph
Juran ve Philip B. Crosby’dir. Her üçü de çalışmalarını sanayide yoğunlaştırmış
olmakla birlikte, düşüncelerinin, hizmet alanında da aynen uygulanabileceğine işaret
etmektedirler. Üçü de eğitimdeki kalite sorunlarına fazla ilgi göstermemiştir; ancak,
onların kalite hareketine katkıları o kadar büyüktür ki, kaliteyi onların düşünce ve
çalışmalarına başvurmadan anlayabilmemiz mümkün değildir.142 Biz bu bölümde bu
konuda en önemli kişi olan Dr. Deming’in görüşlerini alacağız.
142 Ensari, 21 Yy..., s. 35.
58
3.1.3.1. Deming’in Kalite Felsefesi
Deming kalite sorununun doğrudan yönetim ile ilgili olduğu görüşündedir.
Deming’e göre yönetimlerin, geleceği planlama ve sorunlar ortaya çıkmadan
görebilmedeki başarısızlığı dikkati çekecek düzeydedir. Deming yönetim stilinin
revizyonu ya da düzeltilmesi yerine tümüyle yeniden yapılandırılması önermektedir.143
Deming’in çözüm önerileri, yönetimin örgütün gelişmesini sağlamak için neleri
yapması gerektiğine ilişkindir. Kalitenin geliştirilmesinin güvence altına alınabilmesi
Deming’in en önemli katkısı hataların düzeltilmesinden çok hataların oluşumunun
önlenmesine öncelik ve önem verilmesinin vurgulanması olmuştur.144
Deming tüm kuruşların, örgütlerin tüm düzeylerinde, 14 maddelik aşağıda
özetlenen sistemi benimsemeleri gerektiğine işaret etmektedir.145
a) Hizmet ve ürünlerin geliştirilmesi için amaçlarda süreklilik yaratmak
b) Yeni bir toplam kalite ve sürekli gelişim felsefesi benimsemek
c) Kaliteyi yakalamak için bütün hâlinde teftiş bağımlılığına son vermek
d) Yapılan işi sadece para ile ödüllendirmeye son vermek
e) Hizmet ve üretim sistemlerini sürekli geliştirmek
f) Kurumda eğitimi kurumsallaştırmak
g) Kurumda liderliği kurumsallaştırmak
h) Kurumdan korkuyu kaldırmak
i) Birimler arasındaki engelleri kaldırmak
j) İş gücü için rakamsal kotalar koymamak
k) İş gücünü sloganlarla ve rakamsal hedeflere zorlamamak
l) Kişilerin kendi kendilerini eğitme çalışmalarını desteklemek
m) Dönüşümü gerçekleştirecek faaliyetlerde bulunmak
143 Ensari, 21 Yy..., s. 35. 144 Ensari, 21 Yy..., s. 36. 145 J.E. Ross, Total Quality Menagement, St. Lucie Press, Delray Beach 1993, s. 235–236.
59
3.1.3.1.1. Deming’in 14 Temel Noktasının Kur’an Kursu Öğretimine
Uygulanması
Deming’in 14 ilkesinin özgün bir hâle getirilerek Kur’an Kursu öğretimine
uygulanabilmesi mümkündür. Bunlar:146
1. Öğrencilere, onların geleceğe hazırlamak için, potansiyellerinin tamamen
geliştirilmesini sağlayacak zevkli bir eğitim olanağı vermek yolu ile eğitimin sürekli
iyileştirilmesi yönünde bir amaç sürekliliği yaratmak.
Birçok eğitim kurumu öğretim ve sınıf koşullarını iyileştirmek için önemli
girişimlerde bulunmuşlardır. Ancak bu başarılar önemli olmakla beraber çoğu zaman
yerel kalmıştır.
Kur’an Kurslarındaki yönetici ve öğreticiler öğrencilerin daha verimli
çalışmalarını sağlayabilmek için fizikî şartları elbette düzeltmelidirler. Sadece fiziki
şartların düzeltilmesi de Kur’an Kurslarındaki problemi çözmeye yetmeyecektir.
Öğrencilerin var olan potansiyellerini ortaya çıkarmak ve geleceğe hazırlamakta
önemlidir. Örneğin, günümüzde Kur’an Kurslarının statü problemini göz önünde
bulundurduğumuzda, öğrencilere Kur’an Kursunda okurken dışarıdan İ.H. lisesinin
bitirttirilmesi onları daha da güdüleyecektir.
Yine eğitimdeki iyileştirmelere ulusal yaklaşımın daha kapsamlı (üniversal)
olması gerekir. Bu iyileştirmeler gelecekteki mümkün ihtiyaçlara karşılık
verebilmelidir. Kurs Yöneticileri, öğreticiler Diyanet İşleri Başkanlığı ve Müftülük
yöneticileri ile tüm düzeylerdeki çalışanları Kur’an ve din eğitimi sisteminde sürekli
iyileştirme gereğinin farkında olmak ve buna inanmak durumundadırlar. Bu bilinçlenme
her gün giderek artmalıdır.
Yapılması gereken; Kur’an Kursu öğreticilerinin, müftülerin, Kur’an Kursu
müdürlerinin, diğer çalışanlar ve öğrencilerin, vizyon geliştirme sürecinin girdi sağlama
bakımından bir parçasını oluşturmalarının sağlanmasıdır.
2. Yeni bir felsefe benimsemek
146 Ensari, 21 Yy…, s. 40–56.
60
Eğitimde iyileştirme sürekli bir süreç, hiç bitmeyen bir P (Planla) Y (Yap) Ç
(Çalış) U (Uygula) çevrimi olarak algılanmalıdır. Eğitimde değişim, bir teknik değil bir
kavram, bir araç değil bir felsefedir.
Hayatın tüm alanlarını bu felsefe denetler. Kaliteye ilişkin algılama ve
anlayışımız her gün yapmakta olduğumuz seçimleri oluşturmaktadır. Tedarikçi (veli ve
çevre) ve müşterilerimizi (öğrencileri) kaliteden ve yararlarından haberdar etmek,
onların da iyileştirmeler yapmalarını sağlayacak, bu ise onların yaratıcılıklarını ve
güvenlerini arttıracaktır.
Ancak kaliteye verilen bu önemin gerçeklerin üzerine yapılandırılması
gereklidir. Kalite görecelidir (rölatiftir); büyük ölçüde algılamalara dayanır; bu nedenle
sürekli iyileştirilmelidir. Mükemmellik, erişilecek sabit bir durum gibi
değerlendirildiğinde geliştirici değil kısıtlayıcı rol oynar. En iyi yol kalite ve
mükemmelliği sonu olmayan hedefler olarak kovalamaktır.
Kur’an Kursu eğitimi içinde yer alan herkes yeni beceriler edinmeli ve kalite
devrimini desteklemelidir. Yöneticiler ve öğreticiler, öğrenci, veli ve çevreye
sağlamakta oldukları hizmetlerin kalitesini iyileştirme sorumluluğunu almalıdırlar.
Herkes verimli ve etkin çalışmayı öğrenmelidir. Kalitenin ilkeleri herkes tarafından
benimsenmelidir.
Yöneticiler, öğreticilerin daha verimli çalışmalarını sağlamak için onların
problemlerine çözüm getirmeye çalışmalı, hem öğreticiler hem de öğrenciler için kursun
imkânlarını geliştirmenin yollarını aramalıdır.
Öğreticiler ise kendilerini geliştirerek verdikleri eğitimin kalitesini arttırarak,
öğrenci, veli ve çevreye karşı sorumluluklarını yerine getirmelidirler.
3. Karşılaştırmalı ve yarışmalı sınavlardan vazgeçmek (kalitenin kontrol
edilmesi değil onun süreçlerde, üründe yaratılmasının amaç olarak benimsenmesi)
Burada söylenmek istenen, “değerlendirme yapmayı durdurun” demek değildir.
Değerlendirmeden amaç, öğrencinin ne kadar öğrendiğinin, bir sonraki konu ya da
kavrama hazır olup olmadığının ya da bilgilerin iletim şekli ve yönteminin
iyileştirilmesi gerekiyorsa, bunun öğretici tarafından nasıl yapılabileceğinin
belirlenmesidir.
61
Değerlendirmelerde öğrencinin performansının, yalnızca önceki
değerlendirmelere ya da belirlenmiş öğrenme hedeflerine göre ölçümünün yapılması söz
konusu olmalıdır. Değerlendirme öğrenciyi bir başka öğrenciye göre ölçmemeli, rekabet
minimize edilmelidir.
Önemli olan kaliteli öğrenci performansını öne çıkaracak ve geliştirecek
öğrenme ortamının sağlanmasıdır.
4. Kur’an Kursuna yeni gelen öğrencinin, eğitim malzemelerinin ve diğer
girdilerin kalitesinin sürekli iyileştirilebilmesi için bu girdileri sağlayan kaynaklarla
(velilerle) birlikte çalışmak (kaliteyi girdilerde tanımlamak ve satın almak)
Eğitim sisteminin dinamiğinin farkına varan kurslar, kendilerine öğretici
sağlayan okullarla ve öğrenci sağlayan ailelerle yakın işbirliği içinde olacaklardır. Bu
iki ilişki birbirinden önemli farklılıklar taşımaktadır. Kur’an Kursları, Kur’an Kursu
öğreticisi yetiştiren eğitim kurumlarına(İlahiyat Fakülteleri ve İ.H.L), kurslarında
istihdam etmek istedikleri öğreticilerde bulunmasını istedikleri özellikleri iletirlerken;
ailelere ise istedikleri tür öğrenciyi hazırlamalarında yardımcı olmak durumundadırlar.
Kur’an Kursu ve yönetimi bu tür yaklaşımlarda; öğrencilerinin, öğreticilerinin ve
toplumun ortak çıkarları için uzun vadeli ortaklık ilişkilerinin oluşturulmasına
yöneleceklerdir.
Eğitim malzemelerinde güncellik önde gelmelidir. Yayınevleri ve ilgili
kurumlarla yapılacak uzun vadeli anlaşmalar öğrenim malzemelerinin sürekli
geliştirilmesine, öğrenciler ve Kur’an Kursu öğreticileri için eğitsel deneyimin
zenginleşmesine olanak sağlayacaktır.
5. Eğitim ve hizmet sistemini sürekli olarak iyileştirmek
Eğitim kalitesi, diğer alanlarda olduğu gibi, eğitimin kendisiyle birlikte
oluşturulmalıdır. O bir yan ürün değil; ürünün kendisidir.
Kur’an Kursu öğreticileri ve yöneticilerinden oluşan takımların; öğrencilerine,
velilerine, topluma ve kendi kendilerine sağlamakta oldukları hizmetlerle; esas
ürünlerinin –yarının vatandaşları ya da çalışanları olacak mezunlarının- kalitesini
sürekli iyileştirme yollarının peşinde olmaları gereklidir.
62
Kalitenin, işin başından itibaren öğretim ekibinde yapılandırabilmesi, öncelikle
öğretici istihdamı ve eğitiminde iyileştirmeleri gerekmektedir.
Eğitimde sürekli iyileştirme için, uzun vadede, yalnızca mevcut sistemlerin en
uygun şekle sokmak yeterli olmayacaktır; yeni öğretim teknikleri ve teknolojileri
üzerinde araştırmalar yapılması gereklidir. Bir taraftan eğitim ürün ve hizmetlerinin
sürekli olarak küçük küçük iyileştirmeleri gerçekleştirilirken, diğer yandan eğitim
kalitesinde sıçramalı iyileştirmeler ancak yeniliklerle başarılabilecektir.
Kur’an öğretiminde ve eğitiminde kalite iyileştirmelerini sürekli ileriye
götürmek için öğreticiler ve yöneticiler, müşterileri olan öğrencilerinin, ailelerinin,
çevrenin ve toplumun bugünkü ve yarınki ihtiyaçlarını iyice anlamalıdırlar. Bunun
içinde DİB’in Kur’an Kursları üzerinde yapılan akademik çalışmaları ayrı ayrı
incelettirilmeli, kendisi de akademisyenlere destek sağlayarak bu akademik çalışmaların
yanında yeni çalışmalar yaptırmalıdır. Bu araştırmaların neticesinde Kur’an Kurslarının
eğitiminde değişiklikler, iyileştirmeler yapmalıdır.
6. İşbaşı (hizmet içi) eğitimi kurumsallaştırmak
Kalite eğitimle başlar, eğitimle biter. İnsanların işlerini yaparken kullandıkları
yol ve yöntemleri değiştirebilmeleri için, çalışma süreçlerini değiştirebilmelerine olanak
verecek araç ve gereçlerle donatılmaları gerekir. Eğitim, insanlara iş süreçlerini
iyileştirmelerini mümkün kılacak bu araç ve gereçleri sağlar.
Kur’an kursu öğreticilerinin güncelleşmesine yardım eden, uzmanlık
dallarındaki bilgilerini pekiştiren kurs ve seminerlerin yanı sıra onların öğretme,
danışmanlık, yöneticilik ve liderlik becerilerini iyileştirmeye yönelik çalışmalar da sık
sık yapılmalıdır. Bunlara ek olarak, kalite felsefesi eğitimi, istatistiksel yöntemlerin
anlaşılması ve kullanılmasının üzerinde de önemle durulması gerekir. Bütün bunlar,
Kur’an Kursu öğreticilerinin hizmet içi eğitim programlarının bir parçasını oluşturmalı
ve eğitim sisteminde yer alan tüm çalışanlarla paylaşılabilmelidir.
7. Liderliği kurumsallaştırmak (liderlik kalite üzerinde durmalı)
Kur’an Kursunda otoriteyi temsil eden herkes (Kur’an Kursu müdürü ve
öğreticileri) eğitimde mükemmellik vizyonunu oluşturmak ve yaymak durumundadırlar.
Bunu etkin olarak sağlayabilmek için de nerede bir etkinlik başlatmak gerekiyorsa orada
63
o etkinliği yapmayı öğrenmeleri; Kur’an Kurslarının iyileştirilmesi için izlenmesi
gerekli yolu çizmeleri ve benimsetmeleri gerekmektedir. Kısacası, yöneticilikle liderlik
arasındaki farkı çok açık bir biçimde anlamalı ve liderlik arayışında olmalıdırlar.
Eğitimde değişimin anahtarı, Kur’an Kursunda herkesi yetkilendiren ve
potansiyelinin tümünü ortaya koymaya çabalayan herkese yardımcı olmaya kendini
adamış liderliktir. Bu sürecin bir parçası olarak, Kur’an Kursu öğreticileri ve
yöneticilerin yıllık performans değerlendirmelerini de – öğrenci not sistemi gibi-
bırakmak uygun olacaktır. Bunun yerine değerlendirmeden sorumlu olanların liderliği
ele alarak düzenli bir biçimde değerlendirecekleri kişilerin güçlü yönleri ile
iyileştirmeye açık alanlarını ortaya koymaları gereklidir. Sonuçta önemli olan, genel
performansın zamanla yükselmesidir.
Liderler, organizasyonun bütününün amacına odaklanmalı; ancak her bireyin bu
bütüne katkısının nerede ve ne olduğunu açıkça ortaya koyabilmelidir.
Kur’an Kursu öğreticilerinin birbirleriyle sürdürdükleri takım çalışmaları ve
işbirliği ile sınıf içerisindeki ve dışarısındaki liderlik yaklaşımlarına önem verilmeli ve
bunlar takdir edilmelidir.
8. Korkuyu ortadan kaldırarak kursta herkesin etkili çalışabilmesine ortam
yaratmak (iletişimin iyileştirilmesi)
Korkuyu Kur’an Kursundan, sınıflardan, her yerden atmak gereklidir; işte o
zaman herkes Kur’an Kursunun iyileştirilmesi için etkili çalışabilecektir. Herkesin
fikirlerini özgürce ifade edebilmesini teşvik edecek bir ortam yaratılması
hedeflenmelidir. Çatışmalı ilişkiler verimliliği daima engeller; ancak eğitim
kurumlarında ortamın, düşüncelerin ifade edilmesine biraz daha uygun olması, bu tür
ilişkileri, sanayidekine göre daha zararsız kılmaktadır.
Eğitimde değişimin amacı; eğitimcilere kendi düşüncelerini, daha önemlisi,
eğitime ilişkin iyileştirme önerilerini, herhangi bir sansür ya da cezalandırma söz
konusu olmadan, özgürce ifade edecekleri bir platformun sağlanmasıdır. Eğitim
kurumlarında, düşüncelerin saklı tutulmasına neden olacak düzeyde korku örnekleri
fazla olmasa da öğretmen ve yöneticilerin birçoğunun maddi güvence ve iş güvencesi
bakımından durumları düşündürücüdür; bazıları için Kur’an Kursunun sosyo-ekonomik
64
durumunun kötüye gidişi, kendi gelecekleri için de korku ve kuşku kaynağı
oluştururken; bazıları için de son zamanlarda akademik standartların yukarı çekilmesi,
kendilerinin bu standartlara göre değerlendirileceği korku ve kuşkusunu yaratmaktadır.
Kalite felsefesine dayalı ilkeleri temel alan ve vizyona sahip liderlik ile yönetilen
işbirliği anlaşmaları bu korkuların ancak bir kısmını ortadan kaldırabilecektir.
Öğrencilerin de öğrenci arkadaşları önünde küçük düşme ya da utanç
performanslarını önemli ölçüde etkiler. Korkunun tanınması birinci adımdır; ortadan
kaldırılması ise çok olumlu sonuçlara yol açacaktır. Şu da unutulmamalıdır ki; eğitimde
saygı anlamında korku olmalıdır. Burada korku olmamasından kasıt öğretici ve
öğrencilerin gereksiz yere korku ve baskı altında eğitim yapmaya mecbur bırakılmalıdır.
9. Bölümler arasındaki duvarları (organizasyonel engelleri) kaldırmak
Yönetimler, insanları işlerini başarmaktan alıkoyan engelleri ortadan
kaldırmaktan sorumludurlar. Bölümler arasındaki engelleri bu kapsamda kaldırmak
gereklidir. Öğretimde, özel eğitimde, muhasebede, yemekhanede, idarede, program
geliştirmede, araştırmada ya da başka birimlerde görev yapanlar takım hâlinde
çalışabilmelidirler.
Kur’an Kurslarında görev yapan öğreticiler arasındaki yakınlık (işbirliği)
öğretimi geliştirecek güçlü bir öğedir. Kur’an Kurslarında bulunan tüm personel ortak
bir amaç için yani kaliteyi yakalamak için mutlak manada işbirliği içinde olmaları
gerekmektedir. Bütün bunlar kalitenin önündeki engelleri ortadan kaldırmaya
yardımcıdırlar.
Müftünün ve Kur’an Kursları müdürünün ve seçilen öğreticilerin oluşturacağı
bir komisyon, kurslardaki eğitimin daha kaliteli gelmesi için neler yapılması gerektiği
üzerine çalışmalı ve kendi yetkilerinde olan kısımlarını kendi kurslarında uygulamaya
koymalı, yetkileri dışındaki konuları ise birer rapor hâlinde DİB’e sunmalıdır. DİB ise
bu komisyon raporlarını dikkate alarak, kurslardaki eğitimin verimini arttırmak için
gerekli girişimlerde bulunmalıdır.
65
10. Öğretmen ve öğrencilere yönelik kalite sloganları ile teşvik edici promosyon
malzemelerini bırakmak
Öğreticiler ve öğrencilere promosyon olarak verilen malzeme ve girişimler
kalitenin iyileştirilmesine hiçbir katkı sağlamazlar. Bunlara ayrılması planlanan
kaynakların, daha iyi malzemelerin (eğitim malzemeleri ya da Kur’an Kursu için gerekli
başka malzemeler olabilir.) tedariki, daha iyi eğitim verilmesi ya da araştırmaların
yapılması gibi eğitimde öngörülen iyileştirme süreçlerine doğrudan katkı sağlayacak
alanlara ayrılması daha doğru olacaktır.
11a. Öğretmenler ve öğrenciler için sayısal kotaları ortadan kaldırmak
Geçmek ya da kalmak nedir? Geçer not düzeyi neden yüz üzerinden 70, ya da 60
veya 75 ya da 50, ya 95 hatta 100 değildir? Bu sayılar nereden gelmiştir ve ne anlam
ifade etmektedir?
İyi düzenlenmiş bir sınavdan alınan notun, öğrencinin öğrenme düzeyini,
güvenirliliğini doğrulanmış şekilde gösterdiği kanıtlamadığı sürece, anlamlılığından söz
edilemez. Notlar, en sıkı final sınavında bile, performansın dört ya da beş maddeyi
referans alarak yapılan değerlemesinin göstergesidir. Performans; öğrencinin ne zaman
temel kavramları kavradığını ya da kaçırdığını ya da ona etki eden diğer dış faktörleri
dikkate alacak kadar yakından göstermemektedir. Çözüm öğretmenin liderlik yapması
ve sapmaların gerçek nedenlerinin anlaşılmasının sağlanmasıdır.
11b. İdari çalışanlar için sayısal hedefleri elemek
Bireylerin ve örgütlerin, uğruna çaba gösterecekleri, başarmayı isteyecekleri
hedeflere ihtiyaçları vardır. Problem çoğu kez, hedeflerin onlara nasıl ulaşacağımızı
gösteren bir faaliyet planıyla ilişkilendirilmeden belirlenmesine karşın yine aynı
hedeflerin performans ölçümünde gösterge olarak kullanılmasıdır.
Bir odak noktası oluşturmak üzere, rasyonel bir biçimde ve sorumluluk anlayışı
ile belirlenmiş, ancak performans ölçümü için kullanılmayacak hedeflerin belirlenmesi
gereklidir.
Sistemin kapasitesi dikkate alınmadan belirlenen sayısal hedefler, sistemi
yönetenlerin de başarılı olmalarını güçleştirir. Hedeflere ulaşılamazsa, açıklamalar
66
istenir, kariyerler tehlikeye düşer. Hedeflere ulaşılan durumlarda bile bunun nasıl
başarıldığı anlaşılmaz. Örneğin, DİB’in üst kademe yöneticilerinden biri, bu sene şu il
veya ilçedeki Kur’an Kursuna şu sayıda öğrenci kayıt etmeliyiz, bunların hepsine her
şeyi mükemmel öğreteceğiz şeklinde bir hedef koyabilir. Fakat kursun bulunduğu bölge
bu hedefleri karşılamanın çok çok altında bir bölgeyse veyahut kursun fiziki imkânları
bu hedeflere ulaşmada yeterli değilse konulan bu hedef il veya ilçede bulunan Kur’an
Kursundan sorumlu yönetici ve öğreticileri zor durumda bırakabilir. Üst kademe
yöneticileri, çalışanları için bu tip sayısal hedefleri eleyerek onlara daha rahat çalışma
imkânı vermelidir.
12. Öğrenci ve öğretmenleri, başardıklarıyla gurur duymalarından alıkoyan
engelleri ortadan kaldırmak
İnsanların katılımının ve işlerini iyi yapmayı istemelerinin sağlanması önemlidir.
Onların (öğrencilerin, Kur’an Kursu öğreticilerinin, idarecilerin ve diğerlerinin)
başardıkları işlerden gurur duymalarını önleyen engelleri ortadan kaldırmak gerekir.
Eğitim yönetiminde tüm dikkat kantiteden (sayılardan) kaliteye çevrilmelidir. Öğrenci
ve öğreticileri engelleyen kurallar (mevzuat) ortadan kaldırılmalı, hareket alanları
genişletilmelidir.
Öğrenci ödevleri; çalışmayı ve orijinalliği ödüllendirecek, elle tutulur sonuçları
doğurabilecek analitik çalışmalar, pratik projeler şeklinde yapılandırılmalıdır. Grup ve
takım çalışmalarına, bireysel görevlere göre öncelik verilmelidir; bu yaklaşım
öğrenmeyi daha zevkli kılacak, takım çalışması ve işbirliğini geliştirecektir.
Performansın ölçümü, öğrencilerin bireysel ya da gruplar olarak sınıfta
sıralanması şeklinde olmamalıdır. Ödevlerle, öğrencilerin iç motivasyonları ve merak
duyguları harekete geçirilebilmelidir. Bu şekilde görevleri olumlu algılayacaklar,
başarılarından gurur duyacaklar, aşağılık duygusuna kapılmayacaklardır.
Kur’an Kursu öğreticilerini gururlandıran nedir? Öğreticileri gururlandıran,
öğrencisinin kendisine iletilenleri anladığına, kavradığına ilişkin gözündeki bir ışık,
başarma sevinci, velilerden gelen teşekkür ifadeleri gibi çoğu ölçülemeyen şeylerdir.
Profesyonel statüsüyle ilişkili olarak artan bağımsızlık düzeyi ile öğretime idari işlerden
daha fazla önem verilmesi ve değişimle iyileştirilmiş ilişkiler, eğiticinin yaptığı işten
67
duyduğu gururu arttıracaktır. Bu yöndeki diğer güçlü araç da, takım çalışmalarını ve
yenilikçi yaklaşımları yavaşlatan bireysel yıllık performans değerlemelerinin, terk
edilmesi kararıdır.
13. Kuruluşta çalışan herkes için güçlü bir sürekli eğitim ve kendini geliştirme
programını kurumsallaştırmak
Tüm öğretmen ve idarecilere görevlerine devam ederlerken, kendi eğitimlerini
sürdürme olanağı verilmelidir. Özellikle ileri teknik alanlarda, modası geçmişliğin
öğretim kalitesini tehlikeye atmasına hiçbir şekilde müsaade edilmesi söz konusu
değildir. Öğrenim durumu ne olursa olsun tüm öğreticilere, kendi alanlarında ya da
seçtikleri başka yeni alanlarda yeni gelişmeleri öğrenerek, kendilerini güncelleştirme
olanağı sağlanmalıdır.
Kur’an Kursu yönetimlerince öğreticiler bazı özel konularda çalışma grupları
oluşturmaya teşvik edilmelidirler. Ayrıca çeşitli konularda konferanslar organize
ederek, bu toplantılara bazı ünlü konuşmacıları davet edebilmek üzere fonlar
ayrılmalıdır; bu tür toplantı konularının genel içerikli olduğu durumlarda,
konferansların topluma açık yapılması da düşünülmelidir.
Eğitim yöneticileri, düşünceyi ve kişisel gelişmeyi harekete geçirecek her tür
eğitimin yararlı olduğunu anlamak durumundadır.
14. Değişimi başarmak üzere gereğini yapmak ve bu çabaya okulda görevli
herkesin katılımını sağlamak (buraya kadar sıralanan 13 maddeyi sahiplenecek bir
yönetim yapısı ve kültürü oluşturmak)
Kur’an Kursundaki herkesi kalite değişimini başarmak üzere harekete geçirmek
gereklidir; değişim herkesin görevidir. Yapılması gereken iyi anlaşılmalıdır. Bu faaliyet,
eğitimde hiç bitmeyen sürekli iyileştirmeleri, mümkün tüm teknikleri kullanarak sürekli
P (planla) Y (yap) Ç (çalış) U (uygula) çevrimi ile başarmaktır. Durum anlaşıldığında
ve yol açık ise, gereğini yapmamak için neden yoktur. Gerekenler; üst yönetiminin
liderliği, herkesin istekle çalışmasıdır; sonuçta kurum kazanacaktır; ancak ulusun
kazancı tüm bu uğraşılara değecektir.
Planlama işlerini Diyanet İşleri Başkanlığı, uygulama ve çalışma işlerini ise
Kur’an Kursu öğreticileri yapmalıdır.
68
3.2. Kur’an Kurslarında TKY’de Müşteri Odaklılık
TKY’de müşteri; mal ya da hizmeti kullanan kişi veya kişilerdir. Müşteri
odaklılık ise, müşteri istek ve beklentilerini karşılama ilkesini, kuruluştaki tüm
çalışanların görevi olarak ortaya koyan ve bu doğrultuda tüm ürün kalitesini hedefleyen
yaklaşımdır.147 Müşteri tatmini ise; müşterinin istediği mal ya da hizmeti, yine
müşteriye, istediği şartlarda sunmaktır.148
TKY’de verilecek hizmetin kaliteli olmasının ilk şartı, müşterinin
tanımlanmasıdır. “Müşteri kimdir?” ve “Ne istemektedir?” sorularına cevap aranmalıdır.
TKY’de iki çeşit müşteri vardır:
a) İç Müşteri: TKY’de iç müşteri kavramı ile anlatılmak istenen kurum
çalışanları ve bölümlerdir. İç müşterilerin memnuniyeti, gelişme sürecinin
iyileştirilmesi açısından son derece önemlidir. Bu nedenle çalışanların yaptıkları işi,
devrettikleri kişi veya bölümleri müşteri olarak görmeleri ve “kalite müşteri tatminidir”
ilkesi doğrultusunda hareket etmeleri zorunludur.
İç müşteri tatminin gerçekleştirilmesi için, iç müşterilerin ihtiyaçlarının
belirlenmesi ve bu ihtiyaçları isteklere dönüştürülmesi gerekmektedir. İç müşterilerin
ihtiyaçlarının isteklerinin belirlenmesi, dış müşterilere göre daha kolaydır. Çünkü tüm iç
müşterilerle karşılıklı görüşme ve onların fikirlerini alma imkânı vardır.149
Kur’an Kursunda öğreticiler, öğrenciler ve diğer personel, Kur’an Kursu
müdürünün müşterileridir. Kur’an Kursu müdürü de bir üst amirinin müşterisidir.
Kur’an Kursunda öğreticiler ve diğer personel iç müşteriler; öğrenciler, veliler, çevre ve
hükümet ise dış müşteri durumundadır. Öğrenme etkinliklerinde aktif katılımın
sağlanması açısından öğrenci aynı zamanda iç müşteri pozisyonunu da alır.
TKY felsefesinde kurumların başarıları, iç müşterilerin tatmini ile doğru orantılı
kabul edilir. Bu bağlamda Kur’an Kursu yönetiminin iç müşterileri olan öğretmenler ve
147 Muhittin Şimşek, Sorularla Toplam Kalite Yönetimi, Alfa Yay., İstanbul 2000, s. 39. 148 Mina Özveren, Toplam Kalite Yönetimi Temel Kavramlar ve Uygulamalar, Alfa Yay. İstanbul
2000 (2.baskı), s. 70. 149 Muhittin Şimşek, “Toplam Kalite Yönetiminin Rekabet Gücüne Etkisi”, Standart Dergisi, Sayı 467,
Kasım, 2000, s. 10 vd.
69
diğer personel tatmin edilmedikçe dış müşterileri olan öğrenci ve velilerini tatmin
etmeleri mümkün görülmemektedir.
Kur’an Kursu öğreticisine ve diğer çalışanlara rağmen hiçbir yönetici, yönettiği
eğitim kurumunda başarı sağlaması mümkün değildir. Kur’an Kurslarında başarının
yolu Kur’an Kursu öğreticisinin memnuniyetinden ve kalitesinden geçtiği bilinmelidir.
Öğrenciye ve ülkenin geleceğine verilen değer, öğreticiye verilen değerle eşdeğerde
olacağı kavranılmalıdır.
b) Dış Müşteri: TKY felsefesinde dış müşteri, hizmeti veren kuruma mensup
olan değildir. O (dış müşteri), kurumun verdiği hizmetten yararlanandır. Eğitim
kurumlarında dış müşteri öncelikle öğrenci olmakla birlikte aile, çevre, toplum, iş
dünyası ve hükümetlerdir.
Kur’an Kurslarında birinci derecede müşteri, öğrencidir. Kur’an Kursunun,
Kur’an Kursu öğreticisinin ve diğer çalışanların varlık nedeni öğrencilerdir. O halde
tüm çabalar öğrenciler içindir. Öğrencilerin kabul edilebilir en iyi şartlarda eğitim
ortamlarında kavuşturulmaları zorunluluğu ya da öğrencilerin bu ortamları isteme
hakları vardır.
Yine eğitimde kalitenin yakalanması isteniyorsa, Kur’an Kurslarına devam eden
öğrenciler her yönüyle tanınmalıdır. Aileleri, ekonomik durumları, çevre şartları,
gelişim düzeyleri, zekâ durumları, umutları ve beklentileri bilinmelidir. Bunlar bilindiği
takdirde eğitim-öğretim faaliyetleri daha iyi verimli olacaktır. Kur’an Kursunda hiçbir
şey öğrenci memnuniyetinin önüne geçirilemez. Kur’an Kursuna gelen öğrenciyi
memnun etmek içindir. Kur’an Kursunda öğrenciden sonra en önemli müşteri veli,
çevre ve hükümetlerdir. Kur’an Kursundaki eğitim çalışanları mutlak manada
müşterilerinin kimler olduğunu, onların gerçek ihtiyaçlarını bilmek durumundadırlar.
Müşterilerinin bu ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için kendilerini geliştirmeli,
sorgulamalı ve hedeflerine ulaşmak için çaba sarf etmelidirler.
3.2.1. Kur’an Kurslarındaki Öğrencilerin Sosyo-Kültürel Yapısı
Kur’an Kurslarındaki yönetici ve öğreticiler her zaman şu sorulara cevap aramak
durumundadırlar:
- Bizler kimin müşterileriyiz?
70
- Müşterilerimiz kimlerdir?
Kur’an Kurslarının varlık nedeni olan öğrencileri yakından tanımak gerekir.
Çünkü öğretimde kaliteyi yakalamak, müşteri odaklılığı gerçekleştirmek istiyorsak
müşterileri (öğrencileri) yakından tanımak gerekmektedir.
Kur’an Kursu öğrencilerini yaş, cinsiyet, ekonomik durum, aile durumlarına
göre değerlendireceğiz. Burada dikkat edilmesi gereken grup karşılaştırma yapılan
örneklemin farklı yerler olmasıdır. Bu bilgileri verirken sekiz yıllık kesintisiz eğitim
yasasından önce ve sonra yapılan alan araştırmalarının verileri kullanılacaktır. Sekiz
yıllık kesintisiz eğitim yasasını temel almamızın sebebi ise bu yasa çıktıktan sonra
Kur’an Kurslarının öğrenci yapılarında değişiklik olmasıdır. 1990 ve 2004 yıllarında
yapılan araştırmalara göre Kur’an Kursu öğrencilerini incelediğimizde karşımıza şu
sonuçların çıktığını görmekteyiz:
3.2.1.1. Yaş Durumu
Kur’an Kurslarındaki öğrencilerin yaş profiline baktığımızda 1990 yılında
yapılan bir alan araştırmasında150 öğrencilerin % 28,98’i 11–12, % 43,26’sı 16–17, %
25,75’i 15–16 yaşlarındayken, 2004 yılında yapılan araştırmada ise151 öğrencilerin %
26,7’si 14–15, % 34,8’i 16–17, % 38,5’i de 18 yaşın üstündedir. Zaman içinde öğrenci
yaşlarında görülen bu değişmenin ana sebebi sekiz yıllık kesintisiz eğitim yasasıdır. Bu
yasa Kur’an Kurslarına gidebilmek için ilköğretimi bitirme şartı getirmiştir. Bundan
dolayıdır ki, 11–15 yaş arasında olan öğrenciler Kur’an Kursunda öğrenim
görememektedirler.
Yukarıda da görüleceği üzere öğrenci yaş ortalamasının artması, özellikle de
yetişkin öğrencilerin sayılarının artması Kur’an Kursu öğreticilerinin yetişkin eğitimi
konusunda da bilgi edinmelerini zorunlu kılmaktadır.
3.2.1.2. Anne-Babalarının Öğrenim Durumu
Kur’an Kurslarındaki öğrencilerin ailelerinin öğrenim durumunu
incelediğimizde152, 1990 yılında yapılan araştırmada öğrencilerin annelerinin % 33,06’sı
150 Koç, Kur’an Kurslarında Eğitim ve Verimlilik, Ankara 2005, s. 41. 151 Bayraktar, Kur’an Kursları Üzerine Bir Araştırma, İstanbul 1992, s. 7. 152 Koç, Kur’an Kurslarında..., s. 47–48; Bayraktar, Kur’an Kursları Üzerine, s. 10-11.
71
okuryazar değil, % 15,61’i okuryazar, % 44,49’u ilkokul, % 3,26’sı ortaokul, % 2,4’ü
lise ve % 1,22’si üniversite mezunu iken, babalarının % 8, 98’i okuryazar değil, %
16,73’ü okuryazar, % 53,87’si ilkokul, % 8,57’si ortaokul, % 5,71’i lise ve % 6,12’si
üniversite mezunudur. 2004 yılında yapılan araştırmada öğrencilerin annelerinin %
38,05’i okuryazar değil, % 55,1’i ilkokul, % 4’ü ortaokul, % 18’i lise ve % 0,7’si
üniversite mezunu iken, babalarının % 4,8’i okuryazar değil, % 68,3’si ilkokul, %
11,2’si ortaokul, % 11’i lise ve % 4,6’sı üniversite mezunudur.
2000 yılı istatistiklerine göre Türkiye genelinde okuryazar olmayan kadınların
oranı %27, ilkokul mezunu olanların oranı %45, ortaokul mezunu olanların oranı %5, 3,
lise mezunu olanların oranı %12, 5, üniversite mezunu olanların oranı ise % 5, 3’tür.153
Türkiye genelinde okuryazar olmayan erkeklerin oranı %7, ilkokul mezunu olanların
oranı %50, ortaokul mezunu olanların oranı %11, lise mezunu olanların oranı %16,
üniversite mezunu olanların oranı ise % 10’dur.154
Yukarıda da görüldüğü üzere 1990 ve 2004 yılında yapılan iki alan
araştırmasında da anne ve babaların öğrenim durumu Türkiye ortalamasının çok
altındadır. Kur’an Kursu öğreticileri ailelerin bu düşük eğitim seviyesini göz önünde
tutarak öğrencilere daha fazla rehberlik yapmalı ve öğretim hayatları boyunca onlarla
daha fazla ilgilenmelidirler.
3.2.1.3. Ailelerin Ekonomik Durumu
Kur’an Kurslarındaki öğrencilerin ailelerinin ekonomik durumunu
incelediğimizde155 1990 yılında yapılan araştırmada öğrencilerin ailelerinin durumu %
20,81’i zayıf, % 41,13’ü orta, % 24,07’si iyi, % 13,67’si çok iyi, iken 2004 yılında
yapılan araştırmada ise % 4,4’ü zayıf, % 41,4’ü orta, % 49,6’si iyi, % 4,6’si çok iyidir.
Yukarıdaki açıklamalarda da görüleceği üzere Kur’an Kursuna devam eden
öğrencilerin aileleri ekonomik bakımdan orta düzeydedir. Sadece “orta halli” olanların
dışındakilerden, “zayıf” oranı farklılık göstermektedir. Bu da Türkiye’nin yılların
ilerlemesiyle refah seviyesinin artmasıyla ilişkilendirilebilir. Zaten konuyla ilgili
153 www.die.gov.tr/tkba/t099.xls, Erişim Tarihi: 22.11.2006. 154 www.die.gov.tr/tkba/t099.xls, Erişim Tarihi: 22.11.2006. 155 Koç, Kur’an Kurslarında..., s. 51; Bayraktar, Kur’an Kursları Üzerine, s. 12.
72
yapılan araştırmalar incelendiğinde de benzer sonuçlara yani Kur’an Kursunda öğrenimi
sürdüren öğrencilerin çoğunun ekonomik düzeyi orta halli olan ailelere mensup
oldukları görülecektir.156
Sonuç olarak Kur’an Kursu öğrencileri genel olarak düşük eğitim seviyesine
sahip orta düzeyde geliri olan ailelere mensupturlar. Özellikle sekiz yıllık kesintisiz
eğitim yasasından sonra Kur’an Kurslarındaki ergenliğin ilk dönemlerindeki
öğrencilerin yerini daha çok ilköğretimi bitirmiş ergenliğin son dönemlerinde veya
yetişkin olan öğrenciler almıştır. Kur’an Kursu öğreticileri de bu öğrencilerinin bu
özelliklerini ve zamanla görülen değişiklikleri yakından takip ederek kendilerini
geliştirmelidirler.
3.2.2. Kur’an Kursundaki Öğrencilerin Beklentileri
TKY felsefesinde müşteri memnuniyeti ilk sırada yer almaktadır. Çünkü
kaliteye uzanan yolculukta müşterilerin istek ve memnuniyeti her şeyden önemlidir.
TKY’de bu “kalite müşteri tatminidir” ilkesiyle özetlenmiştir.
Kur’an Kurslarının en önemli müşterileri olan öğrencilerin istek ve beklentileri
belirlenip bunlar karşılanmaz ise Kur’an Kurslarında başarıyı yakalamak mümkün
değildir.
İşte bu yüzden Kur’an Kursları ile ilgili yapılan alan araştırmalarında çıkan
sonuçlara yer vererek öğrencilerin istek ve beklentilerini saptayıp kalitenin nasıl
artabileceği üzerine öneriler sunmaya çalışacağız.
Yapılan alan araştırmalarında Kur’an Kursu öğrencilerinin kursu bitirdikten
sonra birinci sırada İmam-Hatip Lisesine gitmeyi düşündükleri tespit edilmiştir.157
Ancak ilköğretimin kesintisiz sekiz yıla çıkarılmasından önceki ve sonraki araştırmaları
incelediğimizde sekiz yıla çıkarılmasından önce İmam-Hatip Lisesine gitmek
isteyenlerin oranı %32–60158 arasında değişmekteyken yasa çıktıktan sonra yapılan
156 Mehmet Emin Ay, Diyanet İşleri Başkanlığı’na Bağlı Kur’an Kurslarının Problemleri ve
Beklentileri, Uludağ Yay., Bursa 1995, s. 52. 157 Koç, Kur’an Kurslarında…, s. 69; Bayraktar, Kur’an Kursları Üzerine Bir Araştırma, İstanbul
1992, s. 36, Ay, DİB’e Bağlı…, s. 77, Mustafa Büyükdinç, Sekiz Yıllık Kesintisiz Zorunlu Temel Eğitim Sonrası Kur’an Kurslarında Eğitim ve Öğretim, (Basılmamış Y. Lisans Tezi), SAÜSBE, Sakarya 2001, s. 42.
158 Bayraktar, Kur’an Kursları Üzerine s. 36; Ay, DİB’e Bağlı…, s. 77.
73
araştırmalarda bu oran %11, 7–21159 arasında değişiklik göstermektedir. Bu durumda
sekiz yıllık kesintisiz eğitim yasasının bu durumu etkilediği görülmekle beraber yine bu
yasadan önce kursu bitirenlerden öğrenimine devam etmek isteyenlerin oranın oldukça
yüksek olmasına karşılık, bu uygulamadan sonra bu oranın düştüğü de bu araştırmaların
mukayeseli sonuçlarından anlaşılmaktadır.160
Yapılan araştırmalarda öğrencilerin %95’i161 Kur’an Kursunda öğrenim
görmelerinden memnun olduklarını belirtmişlerdir. Yapılan araştırmalarda ortak nokta
öğrencilerin en önemli memnuniyetsizlik konusu olarak “öğrenciler arasındaki
arkadaşlık ilişkisi” çıkmasıdır.162
Öğrenciler, Kur’an Kurslarında okutulan dersleri yeterli bulmakla birlikte163 dinî
musiki, güzel yazı, rehberlik, Türkçe gibi derslerin de programa konarak okutulmasını
istemişlerdir.164
Toplam Kalite Yönetimi anlayışına sahip Kur’an Kursları, mutlaka varlık nedeni
olan öğrencilerinin beklenti ve isteklerini yerine getirmek durumundadır. Özellikle
Kur’an Kurslarının bağlı olduğu Diyanet İşleri Başkanlığı bu istek ve beklentilere
uygun programlar hazırlamalı, Kurs öğreticileri de öğrencileriyle pedagoji ilkelerine
uygun olarak ilişkilerini geliştirmeli ve derslerde kullandıkları yöntemleri de onların
daha iyi kavramalarına yardımcı olacak olanları tercih etmelidir.
Kur’an Kurslarının yöneticileri ve öğreticileri mutlak şekilde öğrencilerinin
temel ihtiyaçlarını belirlemeli ve bu ihtiyaçlarını nasıl karşılayabileceğini araştırmalıdır.
En önemlisi öğrencilerinin zamanla meydana gelebilecek ihtiyaç değişmelerini sürekli
izlemelidirler.165
159 Koç, Kur’an Kurslarında..., s. 69; Mustafa Büyükdinç, Sekiz Yıllık Kesintisiz Zorunlu Temel
Eğitim Sonrası Kur’an Kurslarında Eğitim ve Öğretim, (Basılmamış Y. Lisans Tezi), SAÜSBE, Sakarya 2001, s. 42
160 Koç, Kur’an Kurslarında..., s. 70. 161 Ramazan Buyrukçu, Kur’an Kurslarında Din Eğitimi ve Öğretimin Verimliliği Üzerine Bir
Araştırma (Göller Bölgesi Örneği), Fakülte Kitabevi, Isparta 2001, s. 90-91; Bayraktar, Kur’an Kursları Üzerine, s. 30; Koç, Kur’an Kurslarında..., s. 65–66.
162 Bayraktar, Kur’an Kursları Üzerine, İstanbul 1992, s. 31–32; Koç, Kur’an Kurslarında..., s. 67, Ay, DİB’e Bağlı…, s. 72.
163 Bayraktar, Kur’an Kursları Üzerine, s. 48, Koç, Kur’an Kurslarında..., s. 86. 164 Bayraktar, Kur’an Kursları Üzerine, s. 48. 165 Didem Günay, Eğitimde TKY, MEB Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığı Seminer Notları,
s. 2. Ankara 2001.
74
3.3. Diyanet Merkez ve Taşra Yönetiminin Liderliği ve Sorumluluğu
Kaliteli eğitim için Kur’an Kursu yönetiminden Diyanet İşleri Başkanlığına
kadar uzanan hiyerarşik çizgide, herkesin her düzeyde liderliği ve sorumluluğu
üstlenmesi gerekir.
Genel anlamda yönetim, “Belirli bir işbirliği ve ilişki sistemi içinde bir araya
gelen insanların, ortak amaçlarını gerçekleştirmek üzere yapacağı faaliyetlerin
düzenlenmesi süreci” olarak tanımlanmıştır.166 Bu açıdan yönetim, amaç ne olursa
olsun bir grup faaliyeti olarak ortaya çıkmakta ve yöneten ile yönetilen ilişkisini ortaya
çıkarmaktadır.
Yönetimin belli başlı dokuz tane işlevi vardır. Bunlar:167
Planlama, örgütleme, yön verme, koordinasyon, kontrol, karar verme
motivasyon, kadrolama, yenilik yapma’dır.
Yönetici yönetme çalışmalarını yürüten kişidir. Kur’an Kurslarında ilk kademe
yöneticisi Kur’an Kursu müdürü, daha sonra sırasıyla Kur’an Kursları müdürü, Müftü
son olarak Diyanet İşleri Başkanlığı Merkez Teşkilatındaki eğitim yöneticileri ve son
olarak Diyanet İşleri Başkanıdır.
Yönetim kademesinde bulunan her kişinin iki temel görevi vardır. Bunlar:
a) Kuruluşun performansını yükseltmeye imkân veren sistemleri kurmak ve
geliştirmek,
b) Mevcut sistemi belirlenen hedeflere uygun çalıştırmak.
3.3.1. Kur’an Kurslarında Üst Kademe Yöneticileri
TKY felsefesinde üst yönetimin onaylamadığı bir kalite anlayışı yaygınlık
kazanamaz ve uygulanamaz. Kaliteli eğitim için Diyanet İşleri Başkanlığının merkez
teşkilatındaki üst yönetimin şu rolleri üstlenmeleri gereklidir:
a) Kalite konseyi içinde görev almak
166 Fermani Maviş, Genel İşletme, Eskişehir 2001, s. 97–98. 167 Nurullah Genç, Zirveye Götüren Yol: Yönetim, İstanbul 1995, s. 25.
75
b) Kalite politikasının oluşumunda aktif şekilde yer almak (ihtiyaç duyulan
kalite politikaları tespitinde, sorumlulukların tayin edilmesinde, gözden
geçirme yenilenme ve onay verilmesinde görev almak)
c) Kalite hedefleri oluşturmak ve organizasyona iletilmesini sağlamak
d) Kalite yönetimi için gereken organizasyonel yapıyı oluşturmak
e) Kalite yönetimi sürecini sürekli olarak gözden geçirmek, denetlemek,
hedeflere ulaşılması için gereken önlemleri almak
f) Organizasyon çapında kalite eğitimi verilmesini sağlamak, kaynak tahsis
etmek
g) Üst yönetimi ilgilendiren sorunlara ilişkin iyileştirme çalışmalarında yer
almak
h) Kalite yönetiminin gerektirdiği başarı değerleme ve ödüllendirme sistemi
kurmak.
3.3.2. Kur’an Kurslarında Orta Kademe Yöneticileri
Kur’an Kurslarında orta kademe yöneticileri, üst kademe yöneticileri ile ilk
kademe yöneticileri arasında köprü görevi gören il ve ilçe müftüleridir.
Toplam Kalite Yönetimi anlayışında hareket edecek bir Diyanet İşleri
Başkanlığında İl ve ilçe müftülerinin başlıca görevleri şöyle olacaktır:
a) Diyanet İşleri Başkanlığın’da yatay ve dikey iletişimi sağlamalı, bütün
Kur’an Kursu öğreticilerine güven vermeli ve eğitim ile ilgili düşüncelerini
onlarla paylaşmalıdır.
b) Kur’an Kursları arasındaki iletişimi Kur’an Kursları müdürünün de
yardımıyla sağlamalı, orta vadeli planlar yaparak eğitimde kalitenin
anahtarını yakalamalıdır. Uzun vadeli planlar üst yönetimin görevidir.
c) Müftüler, merkezde ve ilçelerde takım ruhunu geliştirir ve teşvik eder.
Özellikle tayinlerde gerekli titizliği göstererek Kur’an Kursu öğreticisini
dışlamaz ve moralini bozmaz, kendisinin de bir öğretici olduğunu unutmaz.
76
d) Müftüler, Diyanet İşleri Başkanlığının üst yönetimince belirlenen eğitim
stratejileri doğrultusunda planları yürütmekle yükümlü olup, sistemi etkili ve
verimli şekilde çalıştırmayı amaçlar.
e) Müftünün farklı görüşü, onun Kur’an Kursu öğreticileriyle iletişim
kurmasına engel oluşturmamalı ve bulunduğu yerin Kur’an Kursu
öğreticilerini ortak paydada birleştirmesini bilmelidir. İl ya da ilçe
düzeyindeki kaliteden birinci derecede sorumlu olduklarının bilincinde
olmalıdır. Öğretici tayininde ehliyeti esas alınmalıdır.
3.2.2.3. Kur’an Kurslarında İlk Kademe Yöneticileri
Kur’an Kurslarında ilk kademe yöneticileri Kur’an Kursu müdürleridir. Kur’an
Kursu müdürleri, öğrencilerle doğrudan irtibatlı olan kişilerdir.
TKY anlayışında Kur’an Kursu müdürlerinin başlıca özelliklerini ve görevlerini
şöyle sıralayabiliriz:
a) Kur’an Kursu müdürleri, öğrencilerle ve aileleriyle sıkı bir ilişki içinde
olmalı, problemleri belirleme ve çözme yeteneklerine sahip olmalıdır.
b) Kur’an Kursu müdürleri, kaliteye odaklanmalıdır. İlk kademe
yöneticilerini kaliteye odaklayamayan Diyanet İşleri Başkanlığının başarı
sağlaması mümkün değildir. Çünkü kalite politikalarını üreten Diyanet
İşleri Başkanlığı olmasına rağmen bu politikaları ve programları
uygulayacak olan Kur’an Kursu öğreticileri ile birebir ilişki içinde olan ilk
kademe yöneticileridir. İlk kademe yöneticileri ve Kur’an Kursu
öğreticilerinin programı uygulamadaki başarıları genel başarıyı etkileyen
en önemli etmendir.
3.4. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Eğitimi
Eğitimde çalışanların eğitiminden amaç, eğitim kurumlarında işgörenlerin hatta
dış müşteri konumundaki veli ve çevrenin sürekli eğitimi ve yeniliklere açık olacak
şekilde donanımıdır.
Eğitimde amaç, hizmeti verenlere, istenilen kalitenin en ekonomik şekilde
üretilebilmesini sağlayacak bilinç, bilgi ve becerinin kazandırılmasıdır. Eğitim
77
programları farklı seviyelerdeki işgörenlerin kendi rollerini öğrenmelerine ve bu roller
çerçevesinde faaliyetleri planlayabilmelerine imkân sağlar. Birleşik kültür içinde
yapılan eğitim, problem çözme ve karar verme yeteneklerinin geliştirilmesini sağlamalı,
yeteneklerin ortaya konmasına ve iletilmesine fırsat tanımalıdır. Kalite çalışmalarında
önemli noktalardan biri de kalitenin niçin ön plana çıktığının eğitim yoluyla çalışanlara
aktarılmasıdır.168
Kur’an Kursu öğreticileri için sürekli eğitim programları geliştirilmelidir.
Böylece her eğitimci, sıkça eğitim görebilecek, özellikle iletişim teknolojisi araçları ile
ilgilenebilecektir. Bu tür programlar, öğreticilerin iletişim ve bilgi teknolojisi
programlarıyla tanışmaları için gereklidir. Genel anlamda, eğitimde kalite sürekli
eğitimle belirlenebilir. Bu eğitim sayesinde, yeni teknolojiler bulundurmak ve yeni
yöntem uygulamak, yenilikleri ortaya koymak için etkili bir araç olabilir. Sürekli eğitim
ya da eğitim dönemi, eğitimde bilgiyi, beceriyi ve kaliteyi yakalamaya katkıda
bulunabilir.169
Kur’an Kursu öğreticisi olmak isteyenlere verilen yeterlilik sertifikalarının
Kur’an Kursu öğreticisi için gerekli olan genel şartları taşıyıp taşımadığı belirlenerek
verilmelidir.
Şu unutulmamalıdır ki, Kur’an Kursu öğreticilerine verilen eğitimin ve
öğretmenlik formasyonunun kalitesi eğitim araç gereçlerine bağlıdır. Kur’an Kursu
programlarının yenilenmesi sürekli bir süreçtir. Kur’an Kursu öğreticileri bu çalışmanın
ortaya konmasındaki her aşamada hazır olmalıdır. Teknolojik araçlara giriş, görsel
işitsel dokümanların genişçe yaylımına izin vermektir. Yeni bilgileri tanıtmak, bilgiyi
öğrenmek ve öğrenmeyi değerlendirmek için bilgi kaynağı zengin olmalıdır. İletişim
teknolojisi daha etkili öğrenmeyi, öğrencilerin bilgiye ulaşmasını sağlar ve yeteneklerini
açığa çıkartır. Teknoloji, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında bir köprü görevi
olabilir. Öğrencilere olduğu kadar öğretmenlere de yardımcı olabilir. Bilginin yetersiz
olduğu yerde iyi eğitim araçları eğitimcilere yardımcı olabilir.170
168 Muhittin Şimşek, Toplam Kalite Yönetimi, Alfa Yay., İstanbul 2001 (3. Baskı), s. 208. 169 Elife Doğan, Eğitimde Toplam Kalite Yönetimi, Acamdemyplus Yay., Ankara 2002 (2. Baskı), s.
113. 170 Doğan, Eğitimde…, s. 114.
78
Kur’an Kursu öğreticileri mutlak manada eğitim araç ve gereçlerini ve gelişen
eğitim teknolojilerini yakından takip etmek durumundadır. Bu durum kendi eğitimleri
için de gerekli bir husustur.
3.4.1. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Hizmet İçi Eğitimleri
Hizmet içi eğitim herhangi bir meslek adamının mesleğine başladığı ilk günden,
mesleği bıraktığı güne kadar kendi mesleği için devamlı olarak yetiştirmesi ya da
yetiştirilmesidir. 171
Kur’an Kursu öğreticilerinin yılların geçmesiyle oluşan bilgi eksikliklerini
tamamlamak; eğitim bilimlerinde gelişen yeni teknik ve yöntemleri, eğitim araç-
gereçlerini öğretmek için düzenlenecek hizmet içi kurslar oldukça önemlidir.
Yapılacak olan hizmet içi eğitimlerin hem Diyanet İşleri Başkanlığının
teşkilatına hem de personele önemli katkıları olacaktır. Bu durumu maddeleştirirsek;172
3.4.1.1. Hizmet İçi Eğitimin Diyanet İşleri Başkanlığı’na ve Çalışanlarına
Sağladığı Yararlar
Diyanet İşleri Başkanlığı’na Sağladığı Yararlar:
a) Diyanet İşleri Başkanlığı’nın her düzeyinde eğitime ilişkin bilgi ve beceriler
gelişir.
b) Çalışma ortamında moral artar.
c) Hiyerarşik sistemde ast-üst ilişkileri ile açıklık ve güven gelişir.
d) Eğitim çalışanlarından eğitime ilişkin geri bildirim sağlanır.
e) Çalışanların eğitim politikalarının amaçlarını tanımaları ve benimsemeleri
sağlanır.
f) Kur’an Kurslarında iletişim ve gelişmeye uygun hava meydana getirir.
g) Eğitim çalışanlarının öğreticilerinin değişmelere ve gelişmelere uyum
sağlaması kolaylaşır.
171 Ahmet Arslan, Hizmet İçi Eğitimde Yönetim Organizasyonu Semineri CD’si, Antakya Öğretmenevi,
19-23 Mart 2001, s. 11. 172 İnayet Pehlivan, “Örgüt Kuramlarındaki Gelişmenin İnsan Kaynakları Yönetimine Etkisi” Amme İdare Dergisi, s. 30/4, 1997, s. 105-120.
79
h) Stres ve gerilimin azaltılması ve çatışmaların çözümlenmesine yardım eder.
3.4.1.2.Çalışanlara Sağladığı Yararlar
a) Eğitim çalışanlarının daha sağlıklı kararlar vermeleri ve etkili sorun çözme
becerilerinin gelişmesine yardım eder.
b) Güdüsel değişkenler olan başarı, gelişme, sorumluluk alma ve ilerleme
düşüncesini geliştirir.
c) Kendini geliştirme ve kendine güveni teşvik eder.
d) Eğitim çalışanlarının stres, gerilim, engelleme ve çatışmalarla başa çıkma
gücünü artırır.
e) İş doyumu ve tanınmayı artırır.
f) Eğitim, bireyin etkileşim ve iletişim becerilerini artırırken, kişinin kendine
yönelik yaklaşımını da geliştirir.
g) Kişisel gereksinimlerin doyurulmasını sağlar.
h) Kişiye kendi geleceğini belirleme ve gelişmesi için ortam hazırlar.
i) Eğitim çalışanlarının yazma, konuşma ve dinlenme becerileri gelişir.
j) Yeni görevlere geçmeye ya da yükselme korkusunu ortadan kaldırır.
İyi bir hizmet içi eğitimden geçen öğreticiler, eksikliklerini gidereceklerin için
daha verimli ders işleyerek kursların eğitim kalitesini arttıracaklardır.
3.4.1.3. Hizmet İçi Eğitim Programları
Öğretim programlarının amacı, örgün eğitim kurumlarının yanı sıra yaygın
eğitim kurumlarının, bünyesinde fazla sayıda eleman bulunduran özel kuruluşların
genel işlevi; kültürünü tanıtmak, iş alanı ve uygulamaları konusunda bilgilendirmek
yoluyla öğrencilerin ya da çalışanların uyumunu sağlamak ve onlara değişmekte olan
dünya ve çağın şartlarına ayak uydurabilmeleri için gelişme yollarını öğretmektir.173
Bir eğitim programının amacı verilecek olan eğitimin amacı ile doğrudan
ilintilidir. Eğitimin amacı, genel bir anlatımla tespit edilen ve programa bağlanan
173 İhsan Kurt, Yetişkin Eğitimi, Nobel Yay., Ankara 2000, s. 236.
80
ihtiyacın giderilmesidir.174 Kur’an Kursu öğreticilerine verilecek hizmet içi kurslarının
içeriği de eğitimde kaliteyi arttıracak şekilde şu içerikte olabilir.
a) Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yeni vizyon ve değerlerinin tanıtılması,
b) Kalite politikası ve hedeflerinin açıklanması,
c) Değişime olan direncin azaltılması,
d) Kalite teknik ve yöntemlerinin öğretilmesi,
e) Öğrenci, veli ve toplumun ihtiyaçlarının anlaşılması,
f) Çalışanların bilgi ve becerilerinin geliştirilmesi,
Şu unutulmamalıdır ki, kalite eğitiminin ilk hedefi; kurumun her düzeydeki,
yönetici ve çalışanların; müşteri(öğrenci) ihtiyaçlarının karşılanmasını kişisel sorunları
olarak algılamalarını sağlamak olmalıdır. Bu programlar hazırlanırken hizmet içi
eğitime katılacak olan Kur’an Kursu öğreticilerinin bilgi ve beceri düzeyi belirlenmeli,
ondan sonra da eğitimin verileceği kişilerin durumuna (öğrenim, başarı vb.) göre
program yapılmalıdır. Yapılacak eğitimlerin adı ve amacı açık ve net olarak belirtilmeli
ve programlar ağırlıklı olarak TKY felsefe ve tekniklerinin kavranılmasına yönelik
olmalıdır. Bunlar da liderlik, karar verme, kişi ve gruplara yetki ve sorumluluk
devretme, kalitenin temelleri ve anlayışının geliştirilmesi ile ilgilidir.
3.4.2. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Yeterlilikleri
Kur’an Kurslarındaki eğitimin kalitesi, her şeyden önce Kur’an Kurslarında
eğitim faaliyetlerini gerçekleştirecek olan öğreticilerin/öğretmenlerin niteliklerine
bağlıdır.
Kur’an Kurslarındaki öğrencilere ilgi ve yeteneklerine göre rehberlik
yapabilmek, onların yüzüne Kur’an okumalarını ve hafızlık yapanların daha sağlam bir
hafızlık yapmalarını sağlamak ve onlara Temel dinî bilgileri iyi bir şekilde öğretmek,
ancak alanında uzman ve belli niteliklere sahip Kur’an Kursu öğreticilerinin işidir.
Her yaştan öğrenci grubuna eğitim veren ve öğretim açısından farklılık gösteren
bu öğrencilere, Kur’anı Kerimi usulüne uygun yüzünden (tecvidli) okumayı öğretmek,
174 Kurt, Yetişkin…, s. 237.
81
ibadetler için gerekli sure ve duaları mealleriyle beraber öğretmek, hafızlık yaptırmak
ve İslâm Dininin inanç, ibadet ve ahlâk esasları ile Peygamberimizin hayatı ve örnek
ahlâkı (sireti) hakkında bilgiler vermek, Kur’an Kursu öğreticilerinin çok yönlü bir bilgi
düzeyine ve mesleki formasyonlarının yeterli olmasına bağlıdır.
Kur’an Kursu öğreticilerinde bulunması gereken nitelikler kişisel, genel kültür,
özel alan ve eğitme-öğretme nitelikleri şeklinde sıralanabilir. Diyanet İşleri Başkanlığı
bu konuda alanının uzmanları olan akademisyenlerin de bulunduğu komisyonlara
çalıştırma yaptırmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hazırlamış oldukları yeterlilikler
şöyledir:175
TEMEL YETERLİKLER
A. ALAN YETERLİKLERİ
Din hizmeti yürütenler (imam-hatip, Kur’an kursu öğreticisi, din hizmeti
uzmanı, vaiz ve müftü);
1. Kur’an' ı tecvid kurallarına göre yüzünden okur.
2. Kur’an'dan bazı bölümleri ezbere okur.
3. Okuduğu ayetlerin anlamlarını bilir.
4. Kur'an mealini kullanır.
5. Görevinin gerektirdiği düzeyde Arapça ve Osmanlıca bilir.
6. Kur’an'ın ana konularını sıralar.
7. Kur’an ve tefsirle ilgili temel kavram ve ilkeleri bilir.
8. Temel tefsir kaynaklarını sayar.
9. Tefsirler yardımıyla ayetlerin anlamlarını açıklar.
10. Hadislerle ilgili temel kavramları bilir.
11. Temel hadis kaynaklarını sayar.
12. İman, ibadet ve ahlak konularında yeterli miktarda hadis bilir.
175 Diyanet İşleri Başkanlığı Taşra Teşkilatında Din Hizmetleri Yürütenlerin (İmam-Hatip, Kur’an
Kursu Öğreticisi, Din Hizmetleri Uzmanı, Vaiz ve Müftü) Temel ve Özel Yeterlilikleri, s.19–23, Ankara 2005
82
13. Kullandığı hadislerin anlamlarını bilir.
14. Hadislerden yararlanmayla ilgili temel ilkeleri bilir.
15. Hadislerin güncel konularla ilgisini kurar.
16. Dinî kavramları doğru telaffuz eder ve anlamına uygun açıklar.
17. Temel fıkıh kavramlarını bilir.
18. Temel fıkıh kaynaklarını bilir.
19. Fıkıh kaynaklarından yararlanmayla ilgili ilkeleri bilir.
20. İman, ibadet ve ahlak ile ilgili temel kavram ilke ve esasları bilir.
21. İbadetlerin bireysel ve toplumsal faydalarını açıklar.
22. Duanın bireye katkılarını açıklar.
23. Hz. Peygamberin hayatını bilir.
24. Hz. Peygamberin dindeki konumunu açıklar.
25. Hz. Peygamberin tutum ve davranışlarından örnekler aktarır.
26. Görev alanıyla ilgili Hz. Peygamberi modeller.
27. İslâm tarihi ile ilgili temel kaynakları sıralar.
28. İlk dönem İslâm tarihindeki olayları sebep ve sonuçlarıyla açıklar.
29. Din-ahlâk ilişkisini açıklar.
30. Dinî, ahlakî konuları açıklamada nasslarla birlikte aklı ve bilimi kullanır.
31. Dindeki inanç ve yorum farklılıklarını açıklar.
32. Dinsel anlayış ve uygulama farklılıklarının birer zenginlik olduğunu bilir.
33. Diğer dinleri temel unsurlarıyla tanır.
34. Kültürel mirası dinle bağlantısı açısından açıklar.
35. Dinin birlik ve beraberliğe olan katkılarını açıklar.
B. GENEL KÜLTÜR YETERLİKLERİ
Din hizmeti yürütenler (imam-hatip, Kur’an kursu öğreticisi, din hizmeti uzmanı,
vaiz ve müftü);
1. Cumhuriyetin, demokrasinin ve laikliğin bireye ve topluma sağladığı
kazanımları bilir.
83
2. Türkiye'nin sosyo-kültürel ve dinî yapısını tanır.
3. Din bilimleriyle diğer bilimler arasında gerekli ilişkileri kurar.
4. Din hizmetlerinin daha etkili yapılabilmesi için insan bilimlerinden
yararlanır.
5. Din-kültür ilişkisini açıklar.
6. Din-birey ilişkisini açıklar.
7. Din-toplum ilişkisini açıklar.
8. Görevinin gerektirdiği düzeyde yabancı dil bilir.
9. Yerel, bölgesel, ulusal ve evrensel aktüaliteyi takip eder.
10. Tarihi ve güncel dinî akım ve oluşumları tanır.
C. EĞİTME-ÖĞRETME YETERLİKLERİ
Din hizmeti yürütenler (İmam-hatip, Kur’an kursu öğreticisi, din hizmeti uzmanı,
vaiz ve müftü);
1. Din hizmetleriyle ilgili strateji, yöntem ve teknikleri uygular.
2. Etkili iletişim ilke, yöntem ve tekniklerini uygular.
3. Vaaz, hutbe ve ders materyali hazırlar ve geliştirir.
4. Vaaz ve dersi etkili biçimde sunar.
5. Yaygın din eğitimi ve öğretimi etkinliklerini planlar ve değerlendirir.
6. Görevi çerçevesinde Dinî konularda danışmanlık ve rehberlik yapar.
7. Hitabetin ilke, yöntem ve tekniklerini uygular.
8. Yetişkin eğitiminin ilke, yöntem ve tekniklerini uygular.
9. Kur'an'ı yüzünden okumayı öğretmenin ilke, yöntem ve tekniklerini
uygular.
10. Sure ve dua öğretmenin yöntem ve tekniklerini uygular.
11. Alanıyla ilgili bilimsel yayınlardan yararlanır.
12. Din eğitimi ve öğretimiyle ilgili yeni yaklaşım, yöntem ve tekniklerden
yararlanır.
84
13. Eğitim teknolojisindeki yeniliklerden yararlanır.
14. Bilgisayar ve İnternet’i etkili kullanır.
15. Din eğitimi ve öğretimi yapabilmek için, gerekli ortamı düzenler ve etkili
bir biçimde yönetir.
16. Mesleği ile ilgili yeni projeler üretir ve uygular.
17. Türkçe’yi doğru ve etkili biçimde kullanır.
18. Önemli gün ve gecelerde program düzenler.
19. Sorun çözme becerisine sahiptir.
D. KUR'AN KURSU ÖĞRETİCİSİNİN ÖZEL YETERLİKLERİ
Kur’an Kursu öğreticisi, yukarıda sayılan üç boyutlu temel yeterliklere ilave
olarak;
1. İman, ibadet ve ahlak esaslarını açıklar.
2. Yüzünden ve ezbere Kur’an öğretim tekniklerini bilir ve uygular.
3. Belli başlı tecvid kurallarını örnekleriyle açıklar ve uygular.
4. Kur'an okumada öğrencinin yaptığı yanlışlıkları tespit eder.
5. Bazı sure (Yasin, Mülk, Hucurat, Fetih, Rahman, Nebe sureleriyle Duha
suresinden Nas suresine kadar) ve duaları ezbere okur.
6. Öğrencilerin psikolojik, sosyal, dinî ve ahlakî gelişim özelliklerini tanır.
7. Konuya uygun öğretim, yöntem ve tekniklerini seçer ve uygular.
8. Öğretim programına uygun araç-gereç ve materyalleri hazırlar.
9. Öğretim amaçlarına uygun ölçme ve değerlendirme araçlarını belirler.
10. Günlük, ünite ve yıllık ders planları yapar.
11. Öğrencileri derse güdüler.
12. Öğrencilerin bağımsız düşünme becerilerini geliştirir.
13. Öğrencileri bir sonraki derse hazırlar.
14. Öğrencilere rehberlik yaparak olumlu davranmaya yönlendirir.
Bunlara ek olarak Kur’an Kursu öğreticilerinde olması gereken kişisel özellikler olarak
85
şunları ekleyebiliriz:176
a) Tarafsızlık
b) Yeniliklere açık olmak
c) Sevgi ve hoşgörü
d) Dürüstlük ve güvenirlik
e) Güzel ahlak
f) Davranışlarıyla örnek olma
g) İletişim becerisi
h) Kılık- kıyafet Düzgünlüğü
i) Meslek sevgisi
3.5. Tedarikçilerle (Veliler ve Çevre) İş Birliği/ Tedarikçi Yönetimi
Toplam Kalite Yönetiminde tedarikçi, “kuruluşa girdi temin eden birim ya da
birimler” veya “hizmet veya ürün beklediğimiz veya aldığımız herkes” şeklinde
tanımlanır.177
TKY’de başarının temel ilkelerinden birisi de tedarikçilerle yakın ilişkilerin
kurulması ve onlarla ortaklık anlayışının geliştirilmesidir. Eğitim kurumlarında
tedarikçiler aileler, çevre, medya vs.dir.
Eğitim Kurumlarının başarısında, eğitimdeki ürünün tedarikçileri olan velilerin
ve çevrenin çok büyük etkisi vardır. Tedarikçi konumundaki velilerin/ailelerin, eğitim-
öğretim kurumlarına destek vermemesi veyahut onlarla işbirliği yapmaması durumunda
istenen ürünün üretilmesi çok zor, hatta imkânsız gibidir. Çünkü kurumun kaliteye
taşıyacağı hammaddenin doğup büyüdüğü yer, aile ve çevresidir. İlk şeklin verildiği aile
176 Ayrıntılı Bilgi İçin Bkz: Mustafa Öcal, Eğitimde Rehberlik, Düşünce Kitabevi, İstanbul 2004, s. 30.
H. Mahmut Çamdibi, Eğitimin İlkeleri ve Rehberlik, İleti Yay., İstanbul 2000, s. 86.; Jiddu Krishnamurti, Eğitim Üzerine Mektuplar, çev. Buket Dilden, Arion Yay., İstanbul 1994, s. 43-45. Abdurrahman Dodurgalı, Din Eğitimi ve Öğretiminde İlkeler ve Yöntemler, MÜİFV Yay, no: 165, İstanbul 1999, s. 307; Hüseyin Yılmaz, Camilerin Eğitim Fonksiyonu, DEM Yay., İstanbul 2005, s. 134; Nevzat Y. Aşıkoğlu, Vaizlerde Aranacak Temel Yeterlilikler Üzerine, C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, c.8, s. 2, Sivas 2004, s. 1-5.
177 Şimşek, TKY, s. 522.
86
kurumunun yardımı olmadan ona yeni bir şekil vermeye çalışmak, onu bütünüyle kırıp
işe yaramaz hâle de getirebilir.
Tedarikçi yönetimi, sorunu kaynağında halledip kaliteyi yakalamayı hedefler.
Bundan dolayıdır ki, bazı okulların sınavla ve hatta mülâkatla öğrenci almaları,
tedarikçi seçilmesinin kaçınılmaz sonucu olmaktadır.
Ancak Kur’an Kurslarının bu konuda tercih hakları yoktur ve yasalara uygun
gelen öğrencileri kabul etmek zorundadırlar.
Kur’an Kurslarının tedarikçileri olan veliler üzerine yapılan araştırmalar
incelendiğinde velilerin %49, 8’in kursa “ara sıra” uğramaktadır. %19, 8’i “çok az”,
%19, 8’i “hiçbir zaman” uğramamaktadır. “Sık sık” uğrayanların oranı ise %10.6 dır.178
Benze araştırmalarda da Kur’an Kursu öğrenci velilerinin kursla ilişkilerinin
yeterli olmadığını göstermektedir. Bu araştırmalar “sık sık” kursa uğrayan velilerin
oranının %10 ile %15 arasında değiştiği, büyük bir çoğunluğunun “ara sıra” uğradığını,
“hiç gelmeyenlerin” oranının da %10 civarında olduğunu göstermektedir.179
Görüldüğü gibi öğrenci velilerinin kursla yakın bir ilişki içerisinde olduğunu
söylemek güçtür. Oysa öğrenci velileri öğretim sürecinin önemli bir parçasıdır.
Öğrencinin sağlıklı bir gelişim gösterebilmesi için birçok kişi ve kurumun işbirliği
içerisinde olması gerekmektedir. Bu süreçte beklenen verimin alınabilmesi için öğrenci,
öğretmen ve yöneticiler yanında velilere düşen görevler de vardır. Kur’an Kurslarındaki
gündüzlü öğrenciler günlük hayatın sadece bir kısmını kursta geçirmekte, büyük
bölümünü evde ailesinin yanında geçirmektedir. Evdeki zamanların iyi
değerlendirilmesi için ailenin kurstaki programdan, çocuğun başarı durumundan ve
sorunlarından haberdar olması gerekmektedir. Yatılı öğrenciler ise düzenli çalışma
imkânlarına daha fazla sahip olmakla beraber bazı uyum sorunları yanında, ailelerini ve
geldikleri çevreyi özlemekte bundan dolayı da bir takım duygusal sorunlar
yaşayabilmektedir.180
178 Koç, Kur’an Kurslarında..., s. 99. 179 Bayraktar, Kur’an Kursları Üzerine, s. 63; Ay, DİB’e Bağlı…, s. 68. 180 Koç, Kur’an Kurslarında..., s. 100-101.
87
Öğrenciler için, özellikle de yatılı öğrenciler için velilerin kursu dolayısıyla
öğrenciyi ziyaret etmesi, hem denetim ve işbirliği, hem de öğrencinin duygusal
ihtiyaçları açısından büyük önem taşımaktadır. Bunu sağlama görevi büyük oranda kurs
yöneticileri ve öğreticilerine düşmektedir. Kurslarda velilere yönelik toplantılar ve
programlar düzenlemek, imkânlar ölçüsünde bilhassa sorunlu öğrencilerin ev ortamını
yakından görmek maksadıyla ev ziyaretleri düzenlemek veya en azından aileleri kursa
davet ederek onlarla görüşme imkânları oluşturmak yararlı olacaktır.181
TKY’de tedarikçi yönteminde yeni yaklaşımın temel özellikleri; tedarikçinin
aktif katılımının olması, teknolojik bilgi desteği sağlama ile ortak araştırma ve
geliştirme projelerinin yürütülmesi, ortak maliyet azaltma programlarının geliştirilmesi,
tedarikçi firma durumundaki ailenin eğitilmesi, tedarikçinin lojistik destek sağlaması,
operasyonel prosedürler ve yönetim fonksiyonları bazında müşteri ile tedarikçi
arasında enformasyon ağının oluşturulmasıdır.
Sadece Kur’an Kursları eğitimi açısından değil genel eğitim açısından da
tedarikçi konumundaki ailelere bakıldığında bunun Türkiye şartlarında çok ihmal
edildiği görülür. Sağlıklı bir eğitim için kursun ve öğreticinin tedarikçi konumundaki
ailelerle, ailelerin de kurs ve öğreticilerle gerekli iletişimi sağladığı söylenemez. Bunun
birçok nedenleri olmakla birlikte asıl nedeninin ise, bunun öneminin yeterince
kavranamamış olmasıdır. Eğitimimizin bu alandaki boşluğuna dikkat çeken M.E.
Bakanlığı sonuçta bir tebliğ yayınlamak suretiyle okul-öğretmen-veli üçlüsünü göreve
çağırmak zorunda kalmıştır.
Bu konudaki, Nisan 2002/2535 sayılı Tebliğler Dergisi’nde dikkat çekilen
hususların bazıları şunlardır:
Anne baba çocuğun kişiliğinin oluşmasında temel olan özdeşleşme modelleridir.
Çocukların davranışları büyük ölçüde anne-babalar ile olan etkileşimlerine bağlıdır.
Dolayısıyla anne-babaların insanlar arası etkileşim konusunda beceri sahibi olması
gerekir. Buradan hareketle öğrencinin eğitilmesi konusu ele alınır alınmaz karşımıza
aynı zamanda anne-baba eğitimi konusu da çıkmaktadır. Çünkü öğrencilerin
181 Koç, Kur’an Kurslarında..., s. 101.
88
davranışlarının değişmesinde ve olgunluk kazanmasında aile eğitimi, okulda verilen
eğitimden daha önemli yer tutmaktadır.
Görevi, öğrenciyi eğitmek olan öğretmenin hedefi, aynı zamanda öğrencinin
ailesi olmalıdır. Öğretmenler için nitelikli eğitimde aileler ile iletişim ve işbirliği çok
önemli bir yer tutmaktadır. Öğretmen- aile işbirliği ile ailelerin okula ve eğitime karşı
olumlu tutum takınmaları sağlanabilir.
Ailelerde geleneksel hâle gelmiş “okulla iletişim” konusu ele alındığında, aileler
okula çoğunlukla çocuklarıyla ilgili şikâyet, parasal yardım istenmesi, öğrencinin
notunun bildirilmesi, uyarı vb. nedenlerle çağrıldıklarının düşünmektedirler. Bunların
sonucunda ailelerde beliren duygular, genellikle gecikme, korku, boş vermişlik ve öfke
olmaktadır. Bu olumsuzlukları gidermek, anne ve babaların çocuklarının eğitiminde
etkin rol almalarını sağlamak amacıyla belli aralıklarla toplantılar düzenlemek,
toplantılara birlikte katılmalarını sağlamak en yararlı yöntemdir.
3.6. Kur’an Kurslarında Kaizen (Sürekli Geliştirme) Sürecinin
Benimsenerek Uygulanması
TKY ilkelerinden altıncısı Kaizen (sürekli geliştirme-iyileştirme) sürecinin
benimsenerek uygulanmasıdır.
Geliştirme, iyileştirme ve özellikle sürekli olarak bu işlemlerin yapılması
anlamında kullanılan “Kaizen” kelimesi Japoncada “Değişim” anlamını taşıyan “Kai”
ve “İyi” anlamını taşıyan “Zen” kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur ve anlaşıldığı
gibi kelimenin tam Türkçesi “Daha İyi”dir.182
Bu felsefeyi ilk ortaya atan kişi olarak gösterilen Masaaki İmai, Kaizen için
şunları söyler:183
Kaize’nin özü basit ve açıktır: Kaizen “iyileştirme” demektir. Kaizen
yöneticilerden işçilere herkesi içeren sürekli iyileştirmedir. Kaizen felsefesi işyerinde
olsun, sosyal ilişkilerde veya aile yaşantısında olsun, yaşam tarzımızın sürekli
iyileştirilmesi gerektiğini söyler.
182 Şimşek, Toplam Kalite Yönetimi” Alfa Yay., İstanbul 2001(3. Baskı), s. 139. 183 İmai, Kaizen, s. 3.
89
Sürekli gelişmeyi temel alan Kaizen anlayışında hedef, belirli bir standardı
tutturmak değil, ulaşılan seviye ne olursa olsun, o seviyeyi sürekli olarak geliştirmektir.
Sürekli gelişmenin ise birçok faydaları vardır. Örneğin kurumun tüm faaliyetlerde bir
canlılık meydana gelir, kurumda amaç ve hedef birliği sağlanır, çalışanların bilgi ve
beceri düzeyi sürekli olarak gelişir, çalışanların motivasyonu artar, etkileşim içindeki
birimlerin ortak sorunları çözülür, üretim ve diğer rekabet unsurları, daha hızlı bir
gelişme gösterir.
Kaizen’de yönetimin iki ana unsuru vardır:184
a) Koruma: Yönetim ve işleyişle ilgili mevcut standartların sürdürülmesine
dönük faaliyetleri ifade eder.
b) İyileştirme: Mevcut standartların iyileştirilmesine yönelik faaliyetleri kapsar.
3.5.1. Kur’an Kurslarında Sürekli Gelişme (Kaizen Felsefesinin
Uygulanması)
Hızla değişen bir çevrede faaliyetlerini sürdüren bir kuruluşun da sürekli olarak
değişen teknoloji, ürün, pazar ve müşteri gereksinmelerine uyum sağlamak üzere
bünyesinde gerekli değişiklikleri yapması gerekmektedir. TKY “bozulmadan tamir
etme” deyişini kabul etmez.185
Kur’an Kurslarını da toplam kalite örgütlerinde kapsamı içinde ele aldığımızda,
sistem çalışanlarının ve onların hayatlarındaki diğer insanların da kendi öz-gelişimlerine
yönlendirilmeleri gereklidir.
Eğer kursların gerçek birer öğrenme örgütü olmaları bekleniyorsa, yatırımcılarla ve
politikacılarla gerekli iletişim kurulması; sürekli araştırmalar yapıp bilgi toplanması,
kalite çemberleri kurularak gerekli eğitimi sağlama konularının, zaman ve para gibi
gerekli kaynaklarla desteklenmesi gerekmektedir. Gizli yetenekleri keşfetmek ve
önceden kazanılan bilgi, beceri ve anlayışı arttırmak yerine, Kur’an Kurslarının öğrenci
başarısının artırılması, öğrenci ve öğreticilerin öğretim süreçlerini sürekli olarak
184 İmai, Kaizen, s. 6. 185 Endüstriyel Teknik Öğretimde Toplam Kalite 13, Hazırlayan: Komisyon, MEB, Ankara 2001, s. 3
90
geliştirmesi ve yöneticilerin kursta öğrenmeyi en üst düzeyde sağlayacak ortamın
yaratılmasıyla gerçekleşecektir.
Kurslarda, sınıf içi çalışmalarda öğretici ve öğrenciler, her ünitenin sonunda
beraberce neler öğrendiklerini yorumlamak ve bir sonraki konunun nasıl daha verimli
ve etkili olarak işlenebileceğini, toplu ve bireysel öğrenme sisteminin nasıl daha üst
düzeye çıkarabileceğini tartışmaya ayırmalıdır. 186
Sürekli gelişim, Kur’an Kurslarının, günlük yaşamın bir parçası durumunda
olmalıdır. Bu da doğal olarak kursda başarısızlığın tümüyle ortadan kalkmasını sağlar.
Toplam kalite bireysel yaklaşım ve çaba sonucu kişinin özünü, ailesini ve sonuçta tüm
kurs ve çevresini saran bir yaklaşımdır.187
Eğer Kur’an Kursları “öğrenme örgütlerinin” öncülüğünü üstlenip, tüm sisteme ve
sistemdeki tüm kuruluşlara örnek bir model oluştururlarsa, kalite tüm diyanet teşkilatına
ve sonunda da tüm eğitim kurumlarını kaplayacaktır.
3.6.1.1. Karşılaşılan Problemi Çözme
Kur’an Kursları da kendini sürekli geliştirmeli ve mevcut durumlarını daha da
iyileştirmenin yollarını aramalıdır.
Kur’an Kursunun verimli çalışması kursta görev yapan herkesin görevini tam ve
eksiksiz yapmasına bağlıdır. Kursta üst düzey yöneticinden en aşağıdaki personele
kadar hemen herkesin kendinden beklenen görevi istenen nitelikte yerine getirmesi
gerekir. Aksi halde işleyen bir makinenin bir çarkının kırılması gibi eğitimin işleyişi ve
186 Endüstriyel Teknik Öğretimde Toplam Kalite 13, s. 4. 187 Endüstriyel Teknik Öğretimde Toplam Kalite 13, s. 4.
91
kalitesi düşecektir. Bu nedenledir ki kursun işleyişinde problemlerin yaşanmaması için
iş disiplin ilkeleri belirlenmeli ve herkes tarafından uygulanmalıdır.
Kurstaki yöneticiler, öğreticiler ve diğer personel yalnız kendilerine
gösterilenleri değil, yaptıkları işle ilgili alanlarda ortaya çıkması muhtemel problemleri
de çözebilecek nitelikte olmalıdır.
Problemler, amaçların gerçekleşmesini engelleyen etkenlerdir. Kur’an
Kurslarındaki yönetici ve öğreticiler mutlak şekilde kurstaki problemleri tespit etmeli ve
gerekli çözüm yollarını bulmalıdırlar.
Problemin her kişi ve kurum için kaçınılmaz olduğu bilinmelidir. Bu konuda
doğru olan şey, problemle karşılaşanların problemi yok saymaları yerine, onu çözmek,
hatta yapabilirlerse kendilerinin ve eğitim kurumlarının lehine çevirmeye çalışmalarıdır.
3.6.1.2. Kur’an Kurslarındaki Eğitimi İyileştirmenin Temelleri
Günümüz Türkiye’sinde Kur’an Kurslarının gelişmeye ve iyileşmeye ihtiyacı
vardır. Günümüz Kur’an Kurslarının en önemli sorunlarından birisi standardizasyon
meselesidir. Kur’an Kurslarında gerek potansiyel imkânlar, gerekse eğitim- öğretimin
kalitesi ve verimliliği bakımından bir standart sağlanabilmiş değildir. Kurs binaları
fizikî ve teknik kapasite itibariyle birbirinden oldukça farklı olduğu gibi, Kur’an Kursu
öğreticileri de, öğrenim durumları, sahip oldukları meslekî nitelikler bakımından
birbirinden farklı seviyelerdedir. Aynı durum öğrenciler için de söz konusudur.
Öğrencilerin de yaşları, öğrenim durumları ve kursa geliş amaçları birbirinden farklıdır.
Binası, derslikleri, eğitim araç-gereçleri, bahçesi, oyun ve dinlenme alanları, çalışma
odaları, yemekhane, yatakhane, kütüphane, kantin, hatta bilgisayar destekli eğitim
imkânları ile her bakımdan eğitim-öğretime elverişli ve aynı zamanda meslekî nitelikler
bakımından oldukça iyi öğretici ve yöneticilere sahip Kur’an Kursları olduğu gibi; cami
müştemilatına veya bir binanın altına sıkıştırılmış, güneş görmeyen, masa ve sıra
dışında eğitim araç-gereci bulunmayan, tuvalet, abdest vb. ihtiyaçlar için camiye ait
umumi mekânları kullanan, hatta yakacak vb. bir takım zorunlu giderleri öğrencilerden
92
toplanan paralarla karşılanan ve geçici bir öğretici ile eğitim vermeye çalışan Kur’an
Kursları da mevcuttur.188
Kalite öncüsü Deming, bir kuruluşun başarısını %90 sisteme, % 10 insana
bağlamaktadır. Yönetimlerin birinci vazifesi, işletmenin bünyelerini sağlamlaştırmaktır,
yani sağlam bir sistem kurmaktır.189 Kur’an Kursları da Diyanet İşleri Başkanlığına
bağlı olduğuna göre Diyanet İşleri Başkanlığının kendi sistemini kalite öncelikli bir
sistem haline getirmesi esastır.
TKY’nin kurucularından olan Deming, yönetim felsefesinin temel
kavramlarından biri olan sistem hakkındaki anlayışını şu şekilde ifade etmektedir:190
“Bir yere dünyanın en iyi bir düzine arabasını getirebilirsiniz. Otomotiv uzmanları
hangi araba en iyi motora sahip, hangisinin tekerlekleri en iyi manevra yapıyor ve
hangisi en iyi frene sahip ve diğer özellikleri kolaylıkla belirleyebilir. Bu en iyi parçalar
yine en iyi uzmanlar tarafından bir araya toplanabilir, fakat elde edilen sadece
parçaların koleksiyonudur, çalışan bir otomobil değil.”
Deming’in yukarıdaki otomobil benzetmesi aslında bize Kur’an Kurslarındaki
gelişmenin ve değişmenin yöntemini göstermektedir. Nasıl çalışan bir arabada sistem
(içindeki parçalar) uyumlu ise Kurslardaki eğitim sisteminin parçaları da
uyumlu olmalıdır. Örneğin, üst kademe yöneticilerinden orta ve kurs yöneticilerine,
öğreticilerden, öğrencilere ve velilerine kadar bu eğitim sistemi içindeki her parça uyum
içerisinde olmalıdır. Birçok eğitim kurumuna bu açıdan bakıldığında parçaların bir
koleksiyonu oldukları, yani bir sistem özelliği taşımadıkları görülebilir. Örneğin birçok
kursumuzun fiziki alt yapıları öğretim kadroları gayet iyiyken öğrenci veya üst
yönetimden kaynaklanan problemlerden dolayı kaliteyi yakalayamadıkları
görülmektedir.
188 Koç, Kur’an Kurslarında..., s. 207. 189 Mina Özveren, Toplam Kalite Yönetimi Temel Kavramlar ve Uygulamalar, Alfa Yay. İstanbul
2000 (2.baskı), s. 97. 190 Lee Jenkıs, Deming İlkelerini Uygulayarak Sınıflarda Öğrenmenin İyileştirilmesi, (çev: Gönül
Yenersoy), Rota Yay., Kalder Yay., İstanbul 1998, s. 33.
93
Değişim belirsizlik yansıtan bir kelime olup olumlu veya olumsuz temsil
edebilir. Oysa iyileştirme olumlu bir değişimi amaçlar. İyileştirmeden söz edebilmek
için önceye göre daha az başarısızlık ya da daha fazla başarı olmalıdır.191
Kur’an Kurslarının iyileştirilmesi için gerekli olan yapıyı kurarken Jenkıs’ın192
şu görüşlerinden yararlanalabiliriz:
1. Suçlamaları kesmek için istek ve destek sağlamak
Suçlamaların hiçbir kişi ve kuruma faydası yoktur, aksine zararları vardır.
Bunlar:
a) Suçlama hiçbir fayda sağlamaz: Kanun yapıcılar yâda Diyanet İşleri
Başkanlığı il ve ilçe müftülerini, müftüler Kur’an Kursları müdürlerini, onlar
da Kur’an Kursu yöneticisini, veliler ve öğrenciler, öğretici ve Kurs
yöneticilerini suçlarlar. Ama bu suçlamalar hiçbir zaman bir sonuç
vermemiştir.
b) Suçlama, ilgililerin sorumluluk almalarını engeller: Suçlama ya da hataları
başkalarında arama durumu ortaya çıktığında, herkesin asli işi probleme
kendi dışında bir sorumlu aramak olur. Aynı şekilde kimse sorumluluk
almak istemez. Böylece eğitimde kalite gittikçe düşer.
c) Suçlama problemin gerçek nedenlerinin araştırılmasını engeller: Genellikle
şimdiki problemlerin dünkü çözümlerinden kaynaklanır. Eğer sebeplere
inilmezse, bugünün problemleri ile dünkü problemlerin çözümü arasında bir
bağlantı kurulamayacaktır.
2- Amaçlar açık ve net olmalıdır.
Mevcut durum ile ne yapılmak istendiğinin açık ve net bir şekilde ortaya
konulmasıdır.
3- İyileştirme konularında ve tanımında yönetimin de aynı fikre sahip
olması önemlidir.
191 Jenkıns, Deming İlkelerini…, s. 35. 192 Jenkıs, Deming İlkelerini..., s. 44
94
Kur’an Kurslarındaki eğitimin kalitesini Kaizen felsefesiyle arttırmanın bir diğer
yolu da sistem yaklaşımıdır. Sistem yaklaşımından maksat eğitim sistemini meydana
getiren parçaların hepsinin sağlam olmasıdır. Yani parçalardan birini ya da bir kaçını
iyileştirmek sorunun çözülmesi için yeterli olmamaktadır. Bunu içindir ki, sistemin
elemanları topyekûn ele alınmalı ve iyileştirilmelidir:193
a) Eğitimin müşterileri var olduğu bilinmelidir.
Eğitimin en önemli müşterileri öğrencilerdir. Daha sonra veliler, çalışanlar vs.
gelir.
b) Eğitimin bir amacı olmalıdır.
Kur’an Kurslarının amacı sadece şeklen değil içerik olarak da çok önemlidir. Bu
amaçlar Kur’an Kursundan Kur’an Kursuna, müftüden müftüye, öğreticiden öğreticiye
değişmemelidir. İnsanlar kendi amaçları doğrultusunda değil, standardize edilmiş ilke
ve amaçlar doğrultusunda çalışmalıdır.
c) Eğitim kendi tedarik kaynağını iyileştirebilmelidir.
Kur’an Kursları kendilerine öğrenci tedarik eden bölgeleri, insanları ve velileri
başıboş bırakmamalı onları eğitmeli ve kendi tedarik kaynaklarını iyileştirmenin
yollarını aramalıdır.
d) Süreç
Süreç sınıf düzeylerinin birbirine bağlı olmasıdır. Bu da Kur’an kurslarındaki
sınıflar arasında koordinasyonun sağlanmasıdır.
e) Eğitim çıktısına dikkat edilmelidir.
Kur’an Kurslarının çıktıları mezun ettikleri öğrencilerin İmam- Hatip Liseleri ve
İlahiyat Fakültelerinden mezun olup görev almalarıdır. Diğer bir çıktı ise kursları terk
eden öğrencilerdir. Kurs yönetimi öğrencilerin kaliteli bir şekilde mezun edip onları
hayata hazırlamalıdırlar.
f) Eğitimde kalite ölçümünün gerekliliği kabul edilmelidir.
193 Jenkıs, Deming İlkelerini..., s. 53.
95
Kur’an Kursu öğreticileri ve yöneticileri sadece üst amirleri tarafından değil,
müşterileri ve tedarikçileri tarafından da değerlendirilmelidir.
g) Eğitim girdilerine dikkat edilmelidir.
Eğitimin girdileri veliler ve çevre olsa bile asıl girdi hükümetlerden gelir.
Genelde eğitim sistemi eğitimcilerin kontrolünde değildir; karar verme noktalarına
yerleştirilen veya kural koyucu olarak seçilen ancak eğitimci olmayan kişiler tarafından
kontrol edilir. Bu bağlamda Dr Deming sık sık şu soruyu sormaktadır:194
“Okyanusu geçmekte olan bir gemi üzerinde en fazla kimin kontrolü vardır?”
genel olarak akla gelen ilk cevap gemi kaptanıdır, sonra bunu makine dairesinin şefi ve
dümenci izlemektedir. Hepsi yanlıştır. Deming’in yanıtı ise; “Geminin tasarımcısıdır.
Çünkü gemi, tasarımının izin verdiğinden daha iyisini asla yapamaz, şeklindedir. Eğitim
gemisini tasarlayanlar ise yasa yapıcılardır.
Sonuç olarak Kur’an Kurslarında Kaizen felsefesini uygulamak istiyorsak şu
noktalar gözden kaçırılmamalıdır:
• Her şeyden önce Kaizen de herkesin kişisel çabasını gerektirir. Sadece
öğreticinin veya müftünün çabasıyla kurslarda iyileştirme olmaz. Herkesin
katılımı gerekir.
• Kaizen felsefesi sonuçlardan önce o işin üretim aşamalarındaki kaliteye bakar.
Sürekli ve kalıcı iyileştirmenin ve kaliteyi yakalamanın yolu budur. Örneğin
kurslarda çalışan fakat başaramayan öğrenciler en az başaran öğrenciler kadar
ödül alanına çekilmelidir.
• Kaizen anlayışına sahip Kurslarda standartların devamlı yükseltilmesi için
gösterilen çabalar vardır. Kur’an Kursu yönetimi ve öğreticileri her zaman
daha iyiyi hedeflemelidir. Çünkü Kaizen anlayışında standartlar birinden
diğerine geçilen atlama taşları olarak görülür. Yoksa standartlar yapışılıp
kalınan halkalar değillerdir.
194 Genç, Eğitimde TKY…, s.150
96
3.7. Veriler ve İstatistik İle Çalışma: Sonuçlara Yönlendirme
TKY ilkelerinden yedincisi sonuçlara yönlendirmedir. Sonuçlara
yönlendirmeden maksat eğitim kurumunda yapılan iyileştirmelerin sonuçlarına
bakılmasıdır. Kur’an Kursunun amaçlanan hedeflere ulaşıp ulaşamadığının tespit edilip
gerekli önlemlerin alınmasıdır. Bunun için de ölçüme dayanmak önemlidir. Ölçüm
yoluyla elde edilen verilerin değerlendirilmesinde de istatistik biliminden yararlanılır.
Herhangi bir Kur’an Kursunun sürekli başarı sağlaması, öğrencilerini
(müşterilerini) elinde tutmasına bağlıdır. Çünkü öğrencisiz başarı mümkün değildir.
Başarının sürekliliği öğrencinin varlığı ile mümkündür. Bunun içindir ki, Kur’an
Kursları öğrencilerini tatmin etmelidir.
Günümüzde TKY felsefesinde müşteri terimi yerine paydaş kavramı
kullanılmaktadır. Paydaş kavramı, kurum ve kuruluştan parasal çıkarı olan patron veya
ortaklar kadar kuruluşta çalışanları (iç müşteri), müşterileri (dış müşteri) ve genel olarak
da toplumu kapsamaktadır.
Kur’an Kurslarında sunulan hizmetin ilk muhatabı öğrenciler olarak gözükmekte
ise de sonuçta tüm toplum doğrudan ya da dolaylı olarak etkilenmektedir. Örneğin,
Kur’an Kursunu bitiren bir öğrenci yalnız kendisini değil, ailesini, çevresini, devletini
ve hatta tüm insanlığı ilgilendirmektedir.
Kur’an Kurslarının ömrünün uzunluğu tüm paydaşlarının ihtiyaçlarını
karşıladığı orandadır. Aksi halde öğrenci (müşteri) bulamaz ve varlığı son bulur.
Kur’an Kursları paydaşlarını ne kadar tatmin edebildiğini, dönem başında
belirlediği hedeflerine ne kadar ulaşabildiğinin tespitini yaparak kendi iç denetimini
yaparak çıkan sonuçlara göre hareket ederek kaliteyi yakalamanın yollarını aramalıdır.
Bu nedenledir ki, TKY felsefesinde yapılan iyileştirmelerin sonuçlarını
değerlendirme zorunluluğu vardır. Amaçlanan hedeflere ulaşma oranı belirlenmelidir.
Aksi halde yapılan iyileştirme çalışmaları iyi değerlendirilemez. Mevcut durumu iyi
değerlendiremeyenler geleceğe uzanamazlar, plan ve program yapamazlar, iyileştirmeyi
gerçekleştiremezler.
97
4. KUR’AN KURSLARINDA TOPLAM KALİTE YÖNETİMİNİN
TEMEL AMAÇLARI
4.1. İnsanın (Öğrencinin/Öğretmenin) En Önemli Değer Olarak Kabul
Edilmesi
Dünyada yapılan her türlü eğitim, hangi amaç ve yöntem uygulanırsa
uygulansın, sonuçta insanı etkiler ve şekillendirir. Bundan dolayıdır ki; TKY’nin temel
amaçlarından birincisi, insanın en önemli değer olduğunun içtenlikle kabul edilmesi ve
her aşamada ona öncelik verilmesidir.
Maslow’un ifadesiyle, çeşitli ihtiyaçların etkisinde bulunurlar. Yine onun
ifadesiyle; bu ihtiyaçların insanı harekete ve faaliyete sevk eden itici (motivasyon) gücü
vardır. Ve bunlar, beş grup altında toplanırlar:
Motivasyon başlığı altında verdiğimiz Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi
şöyledir:195
a) Temel İhtiyaçlar: İnsanın giyinme, beslenme, barınma, yaşama gibi asli
ihtiyaçlarının karşılanması gerekir.
b) Psikolojik ve Fizyolojik İhtiyaçlar: Her insan geleceğe güvenle bakabilme,
geleceğini garanti altına alma ister. Bu ihtiyaçları karşılanmayan insan işine,
eğitimine motive olamaz.
c) Toplumsal İhtiyaçlar: Bir gruba/cemaate ait olma ve bunlarla ilişkiler kurma
da insanın ihtiyaçları arasındadır.
d) Benlik İhtiyacı: Her insan başkaları tarafından takdir edilme ve
önemsenmesini ister.
e) Kendini Gerçekleştirme İhtiyacı: Düşüncelerini açıklayabilme, yeni
yetenekler ve bunları hayata geçirme de insanın ihtiyaçları arasındadır.
Maslow’un bahsettiği insanın hiyerarşik ihtiyaçlarının bir benzerini de
tarihimizde görmekteyiz. Örneğin Kutadgu Bilig’de bu konuyla ilgili olarak şöyle
deniliyor: Maslow’un bahsettiği insanın hiyerarşik ihtiyaçlarının bir benzerini de
195 A. H. Maslow (1997), “A Theory of Human Motivation” J.M. Shafritz ve A. C. Hyde (Ed) Classics of
Public Administration, New York, Harcourt Brace College Publishers. s. 114-121.
98
tarihimizde görmekteyiz. Örneğin Kutadgu Bilig’de bu konuyla ilgili olarak şöyle
deniliyor:196 “Halk tok olmalı, memur ve işçilere aç mısın, tok musun diye sormalı. Elini
açık tut. Bir hükümdar, kuldan fakir adını kaldıramazsa, nasıl hükümdar olur?”
Kutadgu Bilig’e göre halk şunları isteme hakkına sahiptir:197
a) Ekonomik istikrar
b) Adil kanun
c) Asayiş (can ve mal güvenliği)
Kur’an Kursu öğreticileri de öğrencileri de birer insandır. Bu nedenledir ki bir
dış müşteri olarak öğrencinin, bir iç müşteri olarak da öğreticinin temel ihtiyaçları
karşılanmalı, kendilerini güvende hissetmeli, yarınlarından kaygı duymamalı,
istediklerine inanmalı ve inandıkları gibi yaşayabilmelidirler. Ayrıca düşüncelerine
saygı göstermeli ve yeteneklerini kurs ortamında ortaya koymalarına yardımcı
olunmalıdır. Bu durum kurs yönetimlerince ve müftülerce sağlanmalıdır. Aksi bir
anlayış ve uygulama, TKY felsefesine uygun düşmez.
4.2. Kurumun (Diyanet İşleri Başkanlığının) Vizyon ve Misyonunun Tüm
Çalışanlarca Benimsenmesi
Latince kökenli bir kelime olan vizyon Türkçeye Fransızcadan geçmiştir.
Kelime olarak görüş, görme kuvveti, geleceği kestirebilme gücü, hayal gücü
anlamlarına gelmektedir.198 Yönetim alanında ise liderlik ve örgütsel kültürle birlikte
ele alınmaktadır. Vizyon kavramı geleceğe yöneliktir; geleceği ifade etmektedir ve
gelecek ile ilgili hedefleri göstermektedir.199
Vizyon; herhangi bir eğitim kurumunun içinde bulunduğu durum ile, ulaşmak
istediği hedefleri belirleyen bir süreçtir.
196 Ayrıntılı bilgi için bkz. Yusuf Has Hacib, Kutadgu Bilig, Çev: Reşid Rahmeti Arat, Türk Tarih
Kurumu, Ank. 1998, s. 100 vd. 197 Ayrıntılı bilgi için bkz. Hacib, Kutadgu Bilig, s. 100 vd. 198 Fransızca-Türkçe Sözlük, Milliyet Tesisleri, İst. 1990, s.624; TDK Sözlük, Ankara 2005, s. 2095 199 Elife Doğan, Eğitimde Toplam Kalite Yönetimi, Acamdemyplus Yay., Ankara 2002 (2. Baskı), s.
74.
99
Vizyonun dört temel öğesi vardır:200
a) Amaç: Diyanet İşleri Başkanlığının ve Kur’an Kurslarının misyonudur. Kur’an
Kursunun kurumunun ne yaptığının ve ne yapmak istediğinin açıklanmasıdır.
Amaçlar, bazen soyut görünse bile kurs yöneticileri hedeflerini
somutlaştırmalıdırlar.
b) Değerler: Kur’an Kursunun ve Diyanet İşleri Başkanlığının temsil ettiği ve
inandığı şeyleri gösterir. Değerler, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın vizyonuna ne
şekilde ulaşmayı amaçladığını belirlediği gibi, aynı zamanda müftülerin,
Kur’an Kursu yöneticilerinin ve çalışanlarının bağlı olacakları temel ilkeleri
ifade eder. Değerler müftüler, Kur’an Kursu yöneticileri ve öğreticileri için
çok önemlidir. Çünkü değerler, her türlü dayatma, engelleme ve baskılara
rağmen onları hedefe odaklar. Çalışanların değerleri, kurumun değerlerine
uygun olmalıdır. Aksi halde kurum, çalışanlardan zarar görür. Bunun içindir
ki; eğitim çalışan/çalışanlarının örnek davranışları öğrenci ve veliler için çok
önemlidir.
c) İmaj: Kur’an Kurslarının dışarıdan başkaları tarafından algılanma şeklidir.
Kur’an Kursu yöneticilerinin, öğreticilerinin ve diğer çalışanların öğrenci, veli
ve çevre tarafından algılanma şekli son derece önemlidir. Kur’an Kursunun
misyonu, vizyonu ve diğer hizmetleri nasıl görülüyor? Kurs yöneticileri ve
çalışanları nasıl algılanıyor? Bu sorular önemlidir. Çünkü kurs yöneticileri ve
çalışanları kendilerini hep kendi aynalarından seyretmemelidirler. Aynı
zamanda öğrencilerinin, velilerinin, çevre ve kamuoyunun aynasından da
kendilerini seyretmeleri gerekir. Aksi halde kendilerinin hatalarını görmeleri
imkânsız olur.
d) Stratejiler: Strateji, belirli bir amaca ulaşabilmek için izlenmesi gereken yolu
ifade eder. Stratejiler, esnek eylem seçenekleriyle (taktiklerle)
desteklenmelidir. Strateji, eğitim kurumunun rakiplere oranla aynı öğrenciye
çok daha farklı yararlar sunabilmeye ifade eder. Burada amaç, diğer eğitim
kurumlarından farklı olanı meydana getirmek ve göstermektir.
200 Aydoğan-Okay, TKY, s. 73.
100
TKY’yi uygulamak isteyecek olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nı hem kendi
teşkilatı hem de Kur’an Kursları için bir vizyon oluşturmak zorundadır. Bu vizyonun
içeriği şöyle olabilir:
• 1–10 yıl içindeki öğrenci beklentilerinin öğrenilmesi ve teşkilatta, bu
beklentileri aşacak uygulamaların başlatılması,
• Diyanet İşleri Başkanlığı’nın düzenli çalışması için ne yapılması
gerektiğinin bilinmesi, çalışmaların belgelendirilmesi, denetlenmesi ve
şartlara uygun olarak güncelleştirilmesi,
• Kur’an Kursu öğreticilerinin verdikleri eğitimin daha kaliteli olması
gereken yeni öğretim yöntemlerinin ve eğitim araç-gereçlerinin
kullanımının öğretilmesi,
• Kur’an Kursu öğreticilerinin ve yöneticilerinin potansiyelini gösterecek
iyileştirme etkinliklerinin her seviyede denetlenmesidir.
Diyanet İşleri Başkanlığı Kur’an Kursları ile ilgili vizyonunu belirlerken şu
hususlara dikkat etmelidir:
• Kur’an Kursları eğitiminde geçmişte yapılan hatalardan ders çıkartılmalı
ama geçmişte kalınmamalıdır.
• Kur’an Kursları eğitiminin geleceği için planlar yapılmalı fakat bu
planlar herkesi kuşatıcı olmalıdır.
• Sürekli gelişme (Kaizen) esas alınmalı her geçen yıl, bir önceki yıldan
daha iyi olmalıdır.
• Diyanet Teşkilatı içindeki herkesin, özellikle yöneticilerin, hazırlanan
vizyonu benimsemesi sağlanmalıdır.
• Diyanet İşleri Başkanlığının misyonundaki değerler, vizyonu
pekiştirmelidir.
• Hazırlanan vizyon kendi içinde tutarlı olmalıdır.
• Vizyon, kısa ve öz olarak ifade edilmelidir.
101
• Vizyon, değişen şartlara cevap verebilmelidir.
• Vizyon, öğrencilerin, velilerin ve halkın ihtiyaçlarına cevap verebilecek
düzeyde geliştirilmelidir.
• Kur’an Kurslarının ne olduğu ve ne olmak istediği başkalarına
anlatılmalıdır.
Vizyon, nihai bir hedef olup, varmak istediğimiz noktanın bir fotoğrafıdır.
Mevcut durumu sorun olarak görüp, yeni vizyonlar geliştirirken, içinde bulunulan
şartları dikkate almalı fakat bu durumun asla esiri olunmamalıdır. Burada önemli olan
genelde Diyanet İşleri Başkanlığı özelde Kur’an Kurslarının problemleri, çıkmazları
tespit edilerek bir vizyonu oluşturmak ve geleceğe hazırlanmaktır.
Misyon
Misyon, kelime anlamı itibariyle, bir kişi ya da toplumun üstlendiği özel görev
demektir.201
Misyon, gelecekteki hedeflere ulaşmak için yerine getirilmesi gereken özel
görevdir. Örgütün var olma nedenidir ve örgütün üretim kimliğini belirler. Misyon
yönetici ve işgörenlerce paylaşılan ortak değerlerdir. Bu değerler, insanları ortak
hedefler doğrultusunda çalışmaya yönelten, bir araya getiren inançlar, düşünceler
fenomenler dizisidir.202
Eğitimde misyon, herhangi bir okulun varoluş amacı ya da nedenidir. Bir başka
ifade ile eğitim kurumunun ne yaptığının ve kime hizmet ettiğinin tanımıdır.
03.03.2000 tarih ve 23982 sayılı resmi gazete de yayımlanan DİB Kur’an
Kursları ile Öğrenci Yurt ve Pansiyonları yönetmeliğinde Kur’an Kurslarının
amaçları/misyonu; dinî bilgiler vermek, Kur’anı yüzünden okumayı tecvidli öğretmek,
ibadetler için gerekli sure, ayet ve dualarını ezberletmek ve en önemlisi ise hafızlık
yaptırmaktır.
201 Fransızca-Türkçe Sözlük, Milliyet Tesisleri, İst. 1990, s.398; TDK Sözlük, Ankara 2005, s. 1402 202 Doğan, Eğitimde..., s. 77.
102
Vizyonsuz bir misyon düşünülmediği gibi, misyonsuz bir örgüt de düşünülemez.
Örgütler misyonlarını yazmalı ve yayınlamalıdır. Misyonu geliştirmek ve yazılı olarak
yayınlamak örgütlere aşağıdaki yararları sağlar:203
• Misyon, örgütün kalite sisteminin açık ve net anlaşılmasını sağlar.
Kısaca örgütün ve yönetimin yazılı rehberidir.
• Örgütte kalite sorunlarını düşünmeye zorlar.
• Kalite politikasının örgüt düzeyinde kabulünü sağlar.
• Politika yolu ile yönetimin temelini sağlamlaştırır.
• Gerekli incelemelerin gerçekleşmesi için alt yapıyı oluşturur.
Kur’an Kurslarının misyonunun başarılı olup olmadığını kesinlikle yöneticiler
tarafından kontrol edilmelidir. Kontrol sırasında işlevsiz olan ya da kullanılmayan
misyonlar yenileri ile değiştirilmelidir. Misyon değiştirirken Kur’an Kursunda çalışan
öğreticilerin ve yöneticilerin ortak görüşleri alınmalıdır. Misyon yazılı olmalıdır, iş
görenlerin ve yöneticilerin ortak görüşleri ile planlamalıdır ve sürekli olarak gözden
geçirilmelidir. Böylece hata oranı en az düzeye indirilebilir.
Sonuç olarak Diyanet İşleri Başkanlığı hem kendi teşkilatının geneli hem de
Kur’an Kursu eğitimi ve diğer eğitim hizmetleri için kaliteyi esas alan bir misyon ve
vizyon belirlemelidir. Bu hususları belirlerken kuşatıcı olmalı ve personeline
benimsetebilmelidir.
4.3. Kur’an Kurslarında Takım Ruhunun Tesis Edilmesi
TKY’nin amaçların üçüncüsü, kuruluşlarında ve çalışanlar arasında takım
ruhunu meydana getirmektir. Takım ruhundan amaç, sorunların çözümünde tüm
çalışanların enerjilerinden faydalanmaktır.
TKY ile ilgilenen örgütler tüm düzeylerde etkin takımlara sahip olmanın
yararlarını görmektedirler. Ancak eğitim alanındaki takım çalışmaları bugüne kadar
program ve yönetim işlevlerindeki uygulamalar ile kısıtlı kalmıştır. Oysa etkin bir TKY
kültürü oluşturabilmek için takım çalışmasının yaygınlaştırılması ve kurumun tüm
203 Doğan, Eğitimde..., s. 78.
103
düzeylerinde ve karar verme, problem çözme aşamalarında etkili olarak kullanılabilmesi
gereklidir. Takım çalışmalarının tüm işlevlere yaygınlaştırılması gereklidir. Takım
çalışmalarının tüm işlevlere yaygınlaştırılması, akademik ve destek personelinin tümünü
kapsaması gerekir. Akademik ve destek personelin hiyerarşik düzeylerdeki ayırımı,
takım çalışmasının gerektiği şekilde yayılmasını engellediğinden, ortadan kaldırılması
gerekmektedir.204
Bir örgütte takımların varlığından söz edebilmek için örgütte;205
• Takımın amacı,
• Liderlik ve takım üyelerinin rolleri,
• Takım üyelerinin birbirine bağlılığı,
• Takımın iklimi,
• Takım kültürü gibi özellikler bulunmalıdır.
Eğitim kurumundaki takım çalışmasını ve ruhunu eğitim yöneticileri oluşturur.
Eğitim yöneticileri, kurumlarında takımlarını kurarlarken farklı niteliklere sahip
çalışanlardan yararlanmalıdır. Daha da önemlisi, takım çalışması adına, bireylerden
vazgeçmemeleridir. Eğitim yöneticileri, kurumda “BEN” in kesinlikle “BİZ” kadar
önemli olduğu gerçeğini kabullenmelidirler.
Kur’an Kurslarındaki öğreticiler, ferdî ve hissi hareket etmemelidirler. Kur’an
Kurslarında çalışan yönetici ve öğreticiler birlikte hareket etmeli, birbirlerinin
bilgilerinden ve tecrübelerinden yararlanabilmelidirler.
Kur’an Kurslarında takım çalışmasındaki hedef, her kademedeki fert için
“düşünmenin” hem de “uygulamanın” birleştirilmesidir. Eğer Kur’an Kurslarında
başarılı bir eğitim elde etmek istiyorsak en üst seviyedeki personelden tabana kadar
bütün çalışanların takım hâlinde hem düşünme hem de uygulama çalışmalarına katılımı
sağlanmalıdır.206
204 Ensari, 21 Yy. Okulları İçin TKY, İstanbul 1999, s. 100–101. 205 Ensari, 21 Yy..., s. 103. 206 Muhittin Şimşek, Toplam Kalite Yönetimi, Alfa Yay.(3. Baskı), İstanbul 2001, s. 137.
104
Sonuç olarak Kur’an Kurslarında çalışanlar takım çalışması sayesinde,
birbirleriyle daha fazla iletişim kuracak, ortak sorumluluk bilincine sahip olarak,
topyekûn başarıya odaklanacaktır. Takım çalışması sayesinde öğretici, öğrenciye daha
fazla odaklanacak ve daha başarılı bir eğitim elde edecektir.
Unutmamalıdır ki, tek tek hiçbir birey, takım ruhu ile çalışanlar kadar asla
başarılı olamaz. Bu gerçeği herkes kavramalıdır.
4.4. Gerçekçi ve Adil Bir Ödül- Takdir Mekanizmasının Geliştirilmesi
TKY’nin temel amaçlarından dördüncüsü eğitim kurumlarında iç ve dış
müşterileri kapsayacak şekilde gerçekçi ve adil bir ödül-takdir mekanizmasının
geliştirilmesidir.
Eğitim kurumunda geliştirilecek ödül-takdir mekanizmasının rekabeti değil,
dayanışmayı gerçekleştirmesine dikkat edilmelidir. Bunun içindir ki, bireysel
ödüllendirmenin yanında grup/takım ödüllendirmesine de yer verilmelidir.
Kur’an Kurslarındaki her türlü başarılar, değişik yöntemlerle ödüllendirilmeli,
söz konusu başarının herkes tarafından tanınması sağlanmalıdır. Söz konusu ödüller,
maddi ya da manevi nitelikte olabilir. Ancak TKY’ninde bireysel ödüllendirmelerden
çok grupların/takımların ödüllendirilmesi önemlidir. Dolayısıyla yarışmanın da
bireylerden çok gruplar/takımlar arasında gerçekleşmesi söz konusudur.207
Ödüllendirme Kur’an Kurslarının;
• TKY davranışlarını
• Dayanışmasını
• Yardımlaşmasını
• Motivasyonunu
• Ve iletişimini geliştirmelidir.
207 Ayşegül Yılgör; Toplam Kalite Yönetimi ve Eğitim Sisteminde Uygulanabilirliği, Kamu Yönetiminde
Kalite, I. Ulusal Kongresi 26-27 Mayıs 1998, Ankara s. 504.
105
Kur’an Kurslarındaki herkes, çalıştığının karşılığını almalıdır. Bu durum, eğitim
çalışanları için olduğu kadar eğitimin müşterisi öğrenciler için de geçerlidir. Çalışan
öğrencilerle çalışmayanlar bir tutulmamalıdır.
İnsanlar, karşılığını bulamayacakları çalışmayı yapmak istemezler. Kur’an
Kurslarındaki başarılar mutlak manada ödüllendirilmelidir. Ödüller, gerek öğrenci, veli,
çevre ve gerekse eğitim çalışanları arasında dağıtılırken objektif davranılmalıdır. Hedef,
eğitime katkı sağlayan herkesin ödüllendirilmesidir.
Kur’an Kurslarında yalnız başarılar değil, dürüst ve gayretli çalışmalar da
ödüllendirilmelidir. Kur’an Kurslarında dürüst ve gayretli çalışan fakat sonuç alamayan
yöneticiler, çalışanlar, öğrenciler, veliler ve diğer ilgililer de ödüllendirilmelidir. Böyle
teşvik etmek onları daha fazla başarıya motive edecektir.
4.5. Kurum Kültürünün Geliştirilmesi
Kurum kültürü, herhangi bir organizasyonun değer sistemi, politikalarını ve tepe
yönetiminin eylemlerini ilgilendirir. Kurum kültürü, çalışanlar arasında paylaşılmış
değerler topluluğudur. Soyut gibi algılansa bile, kurum kültürü olmaksızın herhangi bir
yere varılamaz. Çünkü kurum kültürü inançları, yapıyı, ödül sistemlerini, çalışma
standartlarını ve yönetimle ilgili talepleri dillendirir. Bütün bunlar, TKY uygulamaları
için son derece önemlidir. Çalışanlar arasında dayanışmayı ve yardımlaşmayı
gerçekleştirecek ve onları kaliteye ve başarıya odaklayacak olan kurum kültürüdür.
Kurum kültürü demek, çalışanların inançları, tutumları ve davranışları
demektir.208
Kurum kültürü, Kur’an Kursu öğreticisinin ve öğrencisinin çalıştığı ve öğrenim
gördüğü kursunu her yönüyle savunması, maddi ve manevi yönden korumasıdır. Kurum
kültürünü oluşturamayan Kur’an Kurslarının uzun vadede kalıcı başarı elde edemezler.
Bunun içindir ki, kurum kültürü, uzun vadede kalıcı başarı için önemlidir.
Kurum kültürünü oluştururken şunlara dikkat edilmelidir:
208 Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kurumsal yapısı ve kurum kültürü ve personeli hakkında geniş bilgi için
bkz: Hasan Yavuzer, Çağdaş Din Hizmeti ve Diyanet İşleri Başkanlığı, Laçin Yay., Kayseri 2007.
106
• Genel olarak Diyanet İşleri Başkanlığı özelde ise Kur’an Kursları
tarafından benimsenen değerler hem çalışanlar hem de öğrenci tarafından
net bir şekilde bilinmelidir.
• Diyanet Teşkilatının ve Kur’an Kurslarının vazgeçemeyeceği değerler
tespit edilmelidir.
• Diyanet Teşkilatının, Kur’an Kursu yöneticilerine, öğreticilerine yönelik
politikasına rehberlik eden felsefesi belirtilmelidir.
• Kur’an Kursları hangi ölçülere göre öğrenci alınmalıdır.
• Kur’an Kursunda eğitim veren öğreticilerin seçimi ve özellikleri neye
göre yapılmalıdır.
Genelde Diyanet teşkilatı özelde ise Kur’an Kurslarında kurum kültürünün
varlığı demek, çalışanların arasında paylaşılmış değerlerin var olması demektir. Bir
kurumda paylaşılan değerlerin olması demek orada çalışanlar arasında amaç birliği var
demektir. Amaç birliği, çalışanları başarıya odaklar.
Kurum kültürü oluşmadan veya oluşturulmadan TKY uygulamalarından sonuç
almak zorlaşır.
5. KUR’AN KURSLARINDA KALİTE KONTROL ÇEMBERLERİ
Kalite kontrol çemberleri (KKÇ), sorunları tanımlamak, çözümlemek, çözmek
ve uygulamak amacıyla benzer işi yapan bireylerden oluşan ve düzenli toplanan küçük
gruplardır.209
Kalite kontrol çemberlerinin isim babası olan Japon bilim adamı Dr. Kaoru
Ishikawa ise kalite çemberlerini şöyle tanımlamıştır:210
“KKÇ, işyerlerinde kalite kontrol faaliyetlerini gönüllü olarak gerçekleştiren,
devamlı olarak firma çapında kalite kontrol, özgelişim, müşterek eğitim, akış kontrolü
ve iyileştirme programlarını yürüten küçük bir gruptur.”
209 Elife Doğan, Eğitimde..., s. 47. 210 İmai, Kaizen, s. xxii.
107
KKÇ'ler, işletme içinde, kendi alanlarını ilgilendiren konularda çeşitli sorunları
belirlemek, incelemek ve çözümler sunmak için bir grubun oluşturulmasını ifade eder.
Bu gruplar düzenli aralıklarla bir araya gelerek sorunlara değişik çözümler
getirmektedir.211
Kalite çemberleri düşüncesinin özünü:212
• Şirketin iyiye gitme ve gelişmesine katkıda bulunmak,
• İnsana saygı duymak ve içinde yaşanmaya değer mutlu ve aydınlık bir iş yeri
yaratmak,
• İnsan yeteneklerini tamamen harekete geçirmek ve sonuçta sonsuz olanaklar ortaya
çıkarmak, konularındaki fikirler oluşturmaktadır.
Özetle KKÇ' ler yönetim tarafından, işletmedeki tüm çalışanlara fikirlerini ifade
edebilme ve kendi işleriyle ilgili sorunları bizzat çözebilme imkânı vererek çalışanların
kendilerini gerçekleştirme ihtiyaçları tatmin eden, böylelikle güdülerini artıran, öte
yandan işletmedeki iş gücü potansiyelini harekete geçirerek performansın yükselmesini
sağlayan önemli bir TKY aracıdır.213
5.1. Kur’an Kurslarında Kalite Kontrol Çemberlerinin Amaçları
Kalite Çemberlerinin özünde bireyin işini daha düzenli olarak yapma, kendi işini
yaparken gerekli olan bireysel yeteneklerine geliştirmesine yardımcı olma ve kurumun
kaliteyi yakalaması için tüm çalışanları buna katması düşüncesi yatmaktadır.214
Bu bağlamda KKÇ'nin temel amacı, gruplar oluşturarak çalışanların kendi işleriyle
ilgili kararlara katılımını sağlamak, işle ilgili problemlerin çözümünde bilgi ve
yeteneklerinden faydalanmak şeklinde ifade edilebilir. Bu temel amaca ilâve olarak
Kur’an Kurslarında KKÇ’nin amaçlarını şöyle sıralayabiliriz:
• Hataları azaltmak ve kaliteyi geliştirmek
211 İmai, Kaizen, s. 33. 212 İmai, Kaizen, s. 33. 213İmai, Kaizen, s. 33. 214 Şimşek, TKY, s. 181.
108
• Kur’an Kursu yöneticilerinin, öğreticilerinin ve diğer çalışanların
rolünün bilincinde olarak hedeflere ve Kur’an Kursunun etkinliğine karşı
kendini sorumlu hissedeceği bir çalışma anlayışını geliştirmek
• Çalışanların deneyimlerinden yararlanmak
• Çalışanların kalite ilkelerine katılımını ve katkı için kontrol etkinliklerine
katılmalarını sağlamak
• İşe karşı ilgiyi arttırmak
• Çalışanların güdülenmelerini ve katılımını geliştirmek
• Ast-üst (uyumlu yönetici-çalışan) ilişkilerini geliştirmek
• Ekip ruhu ve kapasitesini geliştirmek
• Çalışanların kültürünü geliştirmek
• Çalışanların düşünce/eylem üreticiliklerinden yararlanmak
• Çalışanların sorun önleme ve çözme yeteneklerini geliştirmek
• Kuruluş içi iletişimi geliştirmek
• Kişilik ve liderlik yeteneklerini geliştirmek
• Daha büyük bir iş güvenliği bilinci meydana getirmek
5.2. Kur’an Kurslarında Kalite Kontrol Çemberlerinin Temel İlkeleri
KKÇ’lerin yukarıda belirtilen amaçlara uygun bir şekilde yürütülebilmesi
aşağıdaki ilkelere uyulması ile mümkündür:215
1) Gönüllülük: Kalite çemberlerine katılan çalışanların gönüllü kişilerden
olması esastır. Başka bir deyişle, kalite çemberleri yalnızca gönüllü kişilerin katılımıyla
oluşturulmalı, katılım konusunda üst yönetim tarafından bir baskı yapılmamalı, yalnızca
üst yönetim bu konudaki kararlılığını, isteğini ve desteğini çalışanlarına göstermelidir.
Üyelerin çembere katılımlarında gönüllülük esası söz konusu iken, çember liderlerinin
çemberlere katılımında gönüllülük esası aranmayabilir.
215 Endüstriyel Teknik Öğretimde Kalite 13, MEB Erkek Teknik Öğretim Müdürlüğü, 2001 Ankara, s.
34–35.
109
2) Süreklilik: Çember üyeleri incelenen sorun ne olursa olsun aynı kalmalı,
başka bir ifadeyle sorunları ele alan çember üyeleri çember var olduğu sürece birlikte
çalışmalı ve çözümler üretmelidirler. Süreklilik kavramı çember üyelerinin belli bir
ölçüde yenilenmesine mutlak anlamda karşı değildir. Ancak bu yenilenme, çemberin
büyük bölümünü kapsayacak ölçüde ya da grubun çok sık yenilenmesi anlamında
olmamalıdır.
Süreklilik son derece önemli bir ilkedir. Örneğin Japonya'da 1971 yılında
başlatılan ve hâlen sürdürülen Kalite Kontrol Çemberleri Büyük Ödülü'nün en önemli
ölçütü ödüle aday olan çemberlerin sürekliliğidir. Yapılan incelemelerde ödülü hak eden
çemberlerin sürekli olarak aynı üyelerden oluştuğu ve sorun çözme konusunda son
derece gayretli oldukları görülmüştür.
3) Tam katılım: Bu ilke, çember faaliyetlerinin etkin bir şekilde yürütülebilmesi
için çemberlerin düzenli olarak toplanmaları ve tüm çember üyelerinin -önemli ve
geçerli mazeretler dışında- bu toplantılara katılmasını zorunlu kılmaktadır.
4) Çember üyelerini geliştirme: Çemberlerin etkisini işleyebilmesi için,
çember üyelerinin sorun belirleme, analiz teknikleri, öneri geliştirme, grup uyumu,
sunuş teknikleri gibi konularda sürekli olarak eğitime tabi tutulmaları gerekir.
5) Üst yönetimin desteği: Kurum yöneticileri, sağlayacakları maddî (finansal
destek, araç ve teknik donanım) ve maddî olmayan (prestij, iş güvenliği, psikolojik
tatmin) imkanlarla çalışanları sürekli desteklemelidirler.
TKY'nin tüm uygulama sürecinde olduğu gibi KKÇ 'lerin kurulması ve
işleyişinin de amaca uygun gerçekleştirilmesi için, üst yönetimin liderliği desteği ve
kararlılığı vazgeçilmez bir unsurdur. Bunların eksikliği, yapılan çalışmaların da sekteye
uğramasına neden olur.
6) Ödüllendirme: Çember üyelerinin sorun çözme, öneri geliştirme ve
çemberlere süreklilik kazandırma konularındaki katkılarının yönetim tarafından takdir
edilmesi, ödüllendirilmesi gerekir. Böylelikle dinlendiğinin ve dikkate alındığının
farkına varan çember üyelerinin çalışmalarına dinamizm kazandırılmış olunur.
110
6. KUR’AN KURSU PROGRAMLARI VE TOPLAM KALİTE
YÖNETİMİ
Bir ülkenin eğitim programları o ülkedeki eğitimin niteliği ile doğrudan
ilişkilidir. Milli Eğitim Politikası programlar yoluyla uygulamaya dönüştürülür. Ayrıca,
Eğitim sisteminde ortaya çıkacak problemleri çözümü, bu ülkede izlenen Milli Eğitim
Politikalarına ve eğitim programlarının geliştirilmesine bağlıdır.216
Eğitim programı, bireylerde beklenen yönde davranış değişikliğini oluşturmak
amacıyla yapılacak etkinlikleri gösteren planlardır. Programlar da eğitimin amaçları,
içeriği, öğretim etkinlikleri ve değerlendirme durumları gibi hususlar yer alır.
Çağdaş eğitim, bireyi yalnız her yönüyle değil, aynı zamanda yaşamı boyunca
kapasitesi, yetenekleri ve ilgileri doğrultusunda geliştirmek amacındadır. Çünkü bireyin
sağlıklı, yararlı ve mutlu bir hayat sürmesi bütün yönleriyle sürekli geliştirilmesine
bağlıdır.217
Kur’an Kurslarında toplam kalite için Kur’an Kursu programı müşteri
beklentileri doğrultusunda sürekli gözden geçirilmeli, değerlendirme ve geliştirme
çalışmalarıyla güncelleştirilmelidir. Söz konusu etkinlikler, kursu oluşturan tüm
üyelerin, hatta okul dışı toplumdan üyelerin (velilerin) katılımıyla gerçekleştirilmelidir.
Kur’an Kurslarındaki eğitim programlarının kalitesi öğrencilerin beklenti ve
isteklerini karşılayabilmeleri ile doğru orantılıdır. Çünkü TKY felsefesinin özünü
müşteri memnuniyeti oluşturmaktadır.
Kur’an Kurslarının programlarını ve okutulan dersleri belirleyen uzmanların
öğrenci ve öğreticilerin görüş, istek ve beklentilerini göz önünde bulundurmaları
gerekir.
Koç’un 2003–2004 öğretim yılında alan araştırmasında218 öğrencilerin % 97,
3’ünün şu an uygulanan programdan ve % 82’sinin de Kurslarda okutulan “Temel dinî
Bilgiler” kitabından memnun olduğu sonucu çıkarken; Bayraktar’ın 1989–1990 öğretim
216 Neşe Tertemiz, “Eğitimde Program Geliştirme”, Eğitim Bilimine Giriş, Gazi Kitabevi, Ankara 1997,
s. 185. 217 Alıcıgüzel, Çağdaş Okulda…, , s. 96. 218 Koç, Kur’an Kurslarında..., s. 86–88.
111
yılında yaptığı anket çalışmasında ise219 programdan memnun olanların oranı %68.98
ve okutulan “Temel dinî Bilgiler” kitabını beğenenlerin de oranı % 69.38’dir.
Yukarıda sonuçlarını verdiğimiz iki alan araştırması arasında öğrencilerin,
uygulanan program ve okutulan ders kitabı hakkındaki memnuniyet oranı farkının
sebebi şöyle açıklanabilir:
Koç’un yaptığı alan araştırmasına220 katılan öğrencilerin %38, 5’i 18 yaşın
üstündeyken; Bayraktar’ın araştırmasına221 katılan öğrencilerin tamamı 18 yaşın
altındaki öğrencilerdir. Öğrencilerin yaş durumu geleceğe yönelik istek ve beklentilerini
şekillendirir. Özellikle 8 yıllık temel eğitim yasasından sonra Kur’an Kurslarının
öğrenci yaş profili değişmiştir. Kur’an Kursuna gelen yetişkinler için Temel dinî
bilgilerin ve yüzüne Kur’an-ı Kerim öğretilmesi yeterliyken, ergenlik dönemi içinde
bulunan öğrenciler için bu yeterli gelmemektedir. Onlar kendilerini geleceğe daha iyi
hazırlayabilecek programlar istemektedirler.
Kur’an Kursu programlarına Kur’an Kursu öğreticileri açısından
incelediğimizde öğreticilerin %58, 7’si programdan kaynaklanan bir sorun olmadığını,
%16, 3’ü “ders içeriklerinin öğrencinin ilgisini çekecek şekilde düzenlenmediğini”,
%12’si “konuların gereği gibi işlenmesi için yeterli süre ayrılmadığını”, % 6, 5’i
“konuların öğrencilerin günlük hayatlarında kullanabilecekleri nitelikte olmadığını”,
%6, 5’i de “konuların öğrencilerin seviyesine uygun olmadığını” belirtirken, 222 %79’u
da Kur’an Kursu programlarına bazı dersler eklenmesi gerektiğini söylemiştir.223
Diğer bir alan araştırmasında da öğreticilerin %55, 66’sı Kur’an Kurslarında
okutulan dersleri yetersiz gördüklerini söylerken224seçmeli derslerin konmasını da
istemişlerdir.225 Aynı araştırmada öğrenciler de Dini Musiki, Rehberlik, Güzel Yazı gibi
derslerin de okutulmasını istemişlerdir.226
219 Bayraktar, Kur’an Kursları Üzerine, s. 48–49. 220 Koç, Kur’an Kurslarında..., s. 41. 221 Bayraktar, Kur’an Kursları Üzerine, s. 7. 222 Koç, Kur’an Kurslarında..., s. 151. 223 Koç, Kur’an Kurslarında..., s. 152. 224 Bayraktar, Kur’an Kursları Üzerine, s. 99. 225 Bayraktar, Kur’an Kursları Üzerine, s. 100. 226 Bayraktar, Kur’an Kursları Üzerine, s. 49.
112
Yapılan iki alan araştırmasında da öğreticilerin ortalama %66’sı, eksiklikleri
olmakla birlikte Kur’an Kurslarında okutulan kitaptan memnun olduklarını
söylemişlerdir.227
Konuyla ilgili yapılan diğer bazı çalışmalarda kitapta verilen bilgilerin
öğrencinin psikoloji, kapasite ve zihni gücüne göre düzenlenmesi, özellikle klasik
terimlerin iyi açıklanması, dilin sade ve anlaşılır olması, imlâ hatalarının düzeltilmesi,
cümle ve paragrafların daha kısa tutulması, kitabın sonuna bir bibliyografya
eklenmesinin iyi olacağı üzerinde durmuşlardır.228
Koç’un ifadesine göre bu kitabın en son baskısı incelendiğinde bu konuda
araştırma yapanların, kitapla ilgili yapmış oldukları imlâ kuralları, muhteva ve iç
düzenle ilişkin önerilerden bir kısmının dikkate alındığı anlaşılmaktadır. Ancak, Kur’an
Kurslarıyla ilgili son yasal düzenlemelerden sonra Kur’an Kurslarındaki öğrenci profili
değişmiş, öğrenciler arasındaki seviye ve yaş farklılıkları artmış, amaçlar ve
beklentilerde önemli değişiklikler olmuştur. Birbirinden oldukça farklı niteliklere sahip
böyle bir öğrenci grubuna aynı kitabı veya kitaplarının daha köklü bir şekilde
güncelleşmesi ihtiyaç haline gelmiştir.229
Yukarıdaki verilerin ışığında Kur’an Kurslarının öğretiminin planlanmasında,
cevaplandırılması gereken dört temel soru vardır. Bunlar:230
1- Kur’an Kursunun istediği eğitim amaçları nelerdir?
2- Bu amaçlara ulaşmak için hangi öğrenme yaşantıları gereklidir?
3- Bu öğrenme yaşantıları etkili bir biçimde nasıl düzenlenebilir?
4- Bu amaçlara ulaşılıp, ulaşılmadığı nasıl anlaşılabilir?
Program; amaç(hedef), içerik, öğretme öğrenme süreci, ölçme ve değerlendirme
öğelerinden oluşan dinamik bir ilişkiler bütünüdür.231
227 Bayraktar, Kur’an Kursları Üzerine, s. 101; Koç, Kur’an Kurslarında..., 156–157. 228 Bkz. Bayraktar, Kur’an Kursları Üzerine, s. 102–103; Ay, DİB’e Bağlı…, s. 171–173. 229 Koç, Kur’an Kurslarında..., s. 157. 230 Neşe Tertemiz, “Eğitimde Program Geliştirme”, Eğitim Bilimine Giriş, Gazi Kitabevi, Ankara 1997,
s. 188. 231 Tertemiz, a.g.m., s. 190.
113
Programın öğelerinden; hedefler(amaçlar) genellikle genelde ülkenin özelde
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın eğitim felsefesini yansıtır ve “niçin, neden eğitiyoruz?”
sorularına cevap verir.232
Programın içerik boyutu belirlenen hedeflere ne ile ulaşılacağını yani “ne
öğretelim?” sorusuna cevap vermektedir. İçerik (kapsam, konu alanı) belirlenen
hedeflere ulaşmak için birer araçtır. İçerik seçiminde en önemli yardımcılar ders
kitaplarıdır. Ders kitaplarının yanı sıra konuyla ilgili kitaplardan, ansiklopedilerden,
çeşitli dergilerden, yayımlanan makalelerden, filmlerden ya da alan uzmanlarından
yararlanabilir.233
Programın öğelerinden, öğretme öğrenme süreci boyutu seçilen içeriğin
belirlenen hedeflere ulaşmada nasıl kazandırılacağını göstermektedir. Bu süreçte;
öğretim-öğrenim stratejileri, yöntem teknikleri ve öğretim materyalleri yer
almaktadır.234
Programın son öğesi olan değerlendirme ise belirlenen hedeflere ne kadar
ulaşılıp, ulaşılmadığını ortaya koymakta ve “ne oldu?” sorusuna cevap vermektedir.
Değerlendirme faaliyetleri yalnızca öğrencilere değil, aynı zamanda öğretim
faaliyetlerine de yöneliktir. Öğrencilerin değerlendirilmesinin temel amacı, öğrencilerin
öğrenme eksikliklerinin saptanması ve başarı düzeylerine göre sınıflandırılmasıdır.
Öğretim faaliyetlerinin değerlendirilmesinin temel amacı ise sisteme geri bildirim
sağlayarak öğretim faaliyetlerinde aksaklıklar varsa bunları düzeltecek önlemler
almaktır.235
Sonuç olarak Kur’an Kursu programlarının TKY felsefesine uygun olarak
geliştirmek çağın gerektirdiği bir zorunluluktur. TKY’nin ilk ilkesi olan “müşteri
memnuniyeti” ilkesi programlar hazırlanırken de geçerlidir. Kur’an Kursunun en önemli
müşterisi olan öğrencilerin istek ve beklentilerini yansıtmayan programların başarıya
ulaşma şansları oldukça zordur.
232 Tertemiz, a.g.m., s. 190. 233 Tertemiz, a.g.m., s. 191. 234 Tertemiz, a.g.m., s. 192. 235 Tertemiz, a.g.m., s. 192–193.
114
Kur’an Kursu programlarını hazırlayan uzmanlar, öğrencilerin, velilerin ve
öğreticilerin görüşlerini alarak programlar hazırlamalıdır. Örneğin, şu ana kadar yapılan
alan araştırmalarının ortak sonucu olan seçmeli ders uygulaması veya Türkçe, dini
musiki gibi dersler programa dâhil edilebilir.
Bundan sonra hazırlanacak programlar, Kur’an Kursu öğrencileri geleceğe daha
hazır hâle getirecek, onları daha donanımlı hâle getirebilecek programlar olması Kur’an
Kurslarının geleceği yönünden oldukça önemlidir.
IV. BÖLÜM
BULGULAR VE YORUMLAR
Bu bölümde, Kuran Kursu öğreticilerinin, Toplam Kalite Yönetiminin ilke ve
amaçlarını benimseme düzeylerini ölçen anketin bulgu ve yorumlarına yer verilmiştir.
Kur’an Kurslarında verimliliğin ve kalitenin arttırmanın en önemli unsur Kur’an
Kursu öğreticileridir. Programlar ne kadar mükemmel olurlarsa olsunlar, öğrenciler ne
kadar iyi olurlarsa olsunlar, öğreticiler istenen seviyede olmadığı sürece Kur’an
Kurslarında eğitimin kalitesi istenen düzeyde olması beklenemez.
Araştırmamızın bu bölümde, Samsun ve Sivas illerinde bulunan 78 Kur’an
Kursu öğreticisinin diğer bölümlerde açıkladığımız Toplam Kalite Yönetiminin ilke ve
amaçlarını benimseme düzeylerini ölçmeyi hedefledik. Böylece Kur’an Kursu
öğreticilerimizin derslerde öğrencileriyle olan davranışları, velilerle olan işbirliği,
derslerde kullandıkları öğretim yöntemleri gibi iyi bir öğreticinin kurs içi ve kurs
dışında sahip olması gereken nitelikleri öğreticilerimize sorarak bunlardan ne kadarına
sahip olduklarını tablolar hâlinde sunarak öğreticilerimizin verimliliği konusunda bir
sonuç çıkarma ve değerlendirme yapılmaya çalışılmıştır.
1. ANKETE KATILAN ÖĞRETİCİLERLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER
Tablo–1. Cinsiyet Durumu Dağılımı:
Sayı Yüzde % Kadın 70 89,7
Erkek 8 10,3
Toplam 78 100,0
Tablo 1’de görüldüğü üzere çalışmamıza katılan öğreticilerin % 89,7’sini kadın
öğreticiler oluşturmaktadır. Erkek öğreticilerin oranı ise sadece % 10,3’tür.
Araştırmamızda kadın öğreticilerin oranının yüksek oluşu; meslek olarak bayanların
Kur’an öğreticiliğini tercih etmelerinin yanında, Kur’an kurslarına bayan öğrencilerin
daha çok ilgi duymaları nedeniyle kadın Kur’an kursunun daha çok ve yaygın olması ile
de ilişkilendirebilir. Ayrıca 1997 yılında ilköğretimin kesintisiz sekiz yıla çıkaran
116
yasanın kabulünden sonra erkek öğrencilerin sayısının düşmesi de erkek öğreticilerin
sayısal olarak az oluşunda bir sebep olabilir.
Yine son 4–5 yıl içinde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın çok yüksek sayıda
sözleşmeli ve kadrolu bayan Kur’an Kursu öğreticisi alması da bayan öğretici sayısının
yüksel olmasının nedenlerinden biri olarak sayılabilir. 2007 yılı istatistiklerine göre236
5.654 Kuran Kursunda 3.813’ü kadrolu, 3.833’ü geçici(ders ücreti karşılığı çalışan
öğreticiler), 2.469’u da sözleşmeli olmak üzere toplam 10.115 öğretici görev
yapmaktadır. Hâlbuki 2004 yılında bu sayı, 3.638’i kadrolu, 2.353’ü geçici olmak üzere
toplam 5991’dir.237 Görüldüğü üzere son yıllarda önemli oranda öğretici artışı olmuştur.
Bu artışa rağmen 2.341 kurs hâla kapalıdır. 238
Tablo–2. Görev Yaptıkları Yerleşim Birimi:
Sayı Yüzde % İl Merkezi 75 96,2 İlçe Merkezi 2 2,6 Köy 1 1,3 Toplam 78 100,0
Tablo 2’de de görüldüğü üzere alan araştırması yaptığımız öğreticilerin %
96,2’si il merkezinde görev yapmaktadır. İlçe merkezlerinde görev yapan öğreticilerin
oranı % 2,6, köyde görev yapanların oranı ise sadece % 1,3’tür.
Araştırma yaptığımız deneklerin çoğunluğu il merkezinde görev yapan
öğreticiler olmuştur.
Tablo–3. Mesleki Kıdem Durumuna Göre Dağılımı:
Sayı Yüzde % 5 yıl ve daha az 32 41,0 6–10 yıl 5 6,4 11–15 yıl 10 12,8 16–20 yıl 17 21,8 21 ve daha fazla 14 17,9 Toplam 78 100,0
236 http://www.diyanet.gov.tr/turkish/default.asp, Erişim Tarihi: 02.06.2007 237 http://www.diyanet.gov.tr/turkish/default.asp, Erişim Tarihi: 02.06.2007 238 http://www.diyanet.gov.tr/turkish/default.asp, Erişim Tarihi: 02.06.2007
117
Tablo 3’de görüldüğü gibi; araştırmamıza katılan öğreticilerin % 41,0’ı 5 yıl ve
daha az; % 21,8’i 16–20; % 17,9’u 21 ve daha fazla; % 12,8’i 11–15 ve % 6,4’ü 6–10
yıl arası olmak üzere toplam, % 41,1’inin mesleki kıdemleri 6–20 yıl arasındadır.
Eğitimde kalite açısından 6–20 yıl arasındaki mesleki kıdem arasındaki dönemin en
verimli dönemlere sahip oldukları söylenebilir. Çünkü ne meslekî tecrübesizlik ne de
mesleki yorgunluk gibi olumsuzluklar söz konusu değildir. Bütün meslek alanlarında
olduğu gibi, mesleğin ilk yıllarında tecrübesizlik, başarılı olmama korku ve endişesi,
başarıyı olumsuz etkilerken, kanuni süreyi dolduranlarda ise, emeklilik güvencesi ile
birlikte, bedensel ve zihinsel yorgunluklar da başarıyı engellemektedir.
Kur’an Kursu öğreticilerinden % 41,0 gibi yüksek oranda 5 yıl ve daha az süreli
mesleki kıdemde öğreticilerin bulunmasının nedeni, son 4–5 yıl içinde Diyanet İşleri
Başkanlığı’nın çok yüksek sayıda sözleşmeli ve kadrolu Kur’an Kursu öğreticisi alması
olarak açıklanabilir.
Tablo–4 Öğrenim Durumuna Göre Dağılımı:
Sayı Yüzde % İmam-Hatip Lisesi 25 32,1
2 Yıllık İlahiyat Meslek Yüksekokulu 20 25,6
İlahiyat Fakültesi 15 19,2
Lisansüstü 12 15,4
Diğer 6 7,7
Toplam 78 100,0
Tablo 4’te görüldüğü gibi; araştırmamıza katılan öğreticilerin % 32,1’i İmam-
Hatip Lisesi, % 25,6’sı 2 yıllık İlahiyat Yüksek Meslek Yüksekokulu, %19,2’si İlahiyat
Fakültesi, % 15,4’ü Lisansüstü mezunudur. % 7,7’lik diğer cevaplarda da öğreticiler
Açık öğretim ve Sosyal Bilimler mezunu olduklarını yazmışlardır.
Benzer başka alan araştırmalarına oranla bizim araştırmamızda Kur’an Kursu
öğreticilerinden İlahiyat Fakültesi mezunlarının oranının fazla çıkmasının sebebi, 1998
yılından itibaren İlahiyat Fakültelerinde pedagojik formasyon derslerinin
kaldırılmasından sonra İlahiyat Fakültelerinde 2002 yılından itibaren mezun olanların
MEB yerine DİB’i tercih etmeleridir.
118
İlahiyat Fakültesi mezunlarının Kur’an Kursu öğreticisi olmaları Kur’an
Kurslarındaki eğitimin kalitesini arttıracağı bir gerçektir. Fakat İlahiyat Fakültelerinden
pedagojik formasyon derslerinin kaldırılması ise öğreticileri öğretim yöntemleri ve
diğer pedagojik konularda eksik olmasına neden olacağından Kur’an Kursları
eğitiminde handikap oluşturacaktır.
2. ANKETE KATILAN ÖĞRETİCİLERİN TKY’NİN AMAÇLARINI
GERÇEKLEŞTİRME DÜZEYLERİ
Bu bölümde, Kuran Kursu öğreticilerine sorduğumuz sorularla TKY’nin
amaçlarının ne kadarının gerçekleştirilip gerçekleştirilemediğini tablolar hâlinde
sunduk.
Araştırmamızın temeli Kur’an Kurslarında Toplam Kalite Yönetimi’nin nasıl
uygulanabileceğine ilişkin öneriler sunmaktır. Toplam Kalite Yönetimi anlayışını
yerleştirmek için öncelikle Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu konuya sıcak bakması
şarttır. Yine Kur’an Kursu öğreticilerinin de bu konuda bilgi sahibi olmaları ve
kendilerini bu anlayışa göre hazırlamaları gerekmektedir.
Deneklere, toplam kalite yönetimi kavramını duyup duymadıkları sorulmuş ve
sonuçlar tablo 5’de verilmiştir.
Tablo–5. Toplam Kalite Yönetimi Kavramını Duyup Duymadıklarına Göre
Dağılımı:
Sayı Yüzde % Hiç duymadım 30 38,5
Sadece adını duydum 20 25,6
Biraz biliyorum 20 25,6
Bu konuda kitap/makale okudum 5 6,4
Bu konuda seminere katıldım 1 1,3
Cevapsız 2 2,6
Toplam 78 100,0
Tablo 5’e göre Kur’an Kursu öğreticilerinin % 38,5’inin Toplam Kalite
Yönetimini hiç duymadıkları, % 25,6’sını sadece adını duydukları sonucu çıkmaktadır.
119
Yani Kur’an Kursu öğreticilerinin % 64,1’i bu konuda hiçbir bilgiye sahip değildir. Bu
konuda kitap/makale okuyup seminere katılanların oranı ise sadece %7,7’dir.
Son yıllarda özellikle eğitim alanında kullanılan Toplam Kalite Yönetimi
(TKY), kavramını öğreticilerimizin büyük çoğunluğunun bilmemesi üzerinde durulması
gereken bir durumdur. Zaten öğreticilerimizin okumuş oldukları kitapları incelediğimiz
vakit eğitimle ilgili okudukları kitapların oranı sadece % 3,8’dir. (bkz. Tablo 26) Bu
durum da öğreticilerimizin niçin bu konuda bilgi sahibi olmadıklarını açıklamaktadır.
Deneklere, kursa yeni gelen öğrenciyi tanımaya çalışıp çalışmadıkları sorulmuş
ve sonuçlar tablo 6’da verilmiştir.
Tablo–6. Kursa Yeni Gelen Öğrenciyi Tanımaya Çalışma Durumları:
Sayı Yüzde % Zamana yayarak, öğretim yılı boyunca tanımaya çalışırım
32 41,0
İlk hafta öğrencileri konuşturarak tanımaya çalışırım
36 46,2
Yazılı olarak onlara ait bilgileri toplarım 8 10,3
Cevapsız 2 2,6
Toplam 78 100,0
Tablo 6’da görüldüğü üzere araştırmamızda öğreticilerin % 41,0’ı öğrencilerini
zamana yayarak öğretim yılı boyunca tanımaya çalışırken, % 46,2’si ilk hafta
öğrencileri konuşturarak tanımaya çalıştıklarını belirtmiştir. Sadece % 10,3’ü
öğrencilerine ait bilgileri yazılı olarak topladıklarını belirtmişlerdir.
İyi bir eğitimci, eğitim verdiği kişileri yakından tanımalıdır. Onların ne kadar
tanırsa o kadar verimli bir ders işleyeceği aşikârdır. Bundan dolayı öğreticiler de ders
verdikleri kişileri yakından tanımalı ve onlara ait bilgileri bilmelidir.
TKY felsefesinde müşteri memnuniyeti esastır. Müşteriyi memnun etmenin en
önemli yolu ise onu yakından tanımaktan geçmektedir. Kuran Kurslarının müşterisi olan
öğrencileri yakından tanımak onlara kaliteli bir eğitim vermenin en önemli yoludur.
Onları memnun etmek ve kaliteli bir öğretim yapmak isteyen öğreticiler, mutlaka ilk
hafta öğrencilerini tanımaya çalışması ve mümkünse onlara ait bilgileri yazılı olarak
120
yanlarında bulundurmaları gerekir. Örneğin, öğrencilerin ailevî durumlarını, anne
babalarının ne iş yaptıklarını, maddî sıkıntılarının olup olmadıklarını kursa geldikleri an
kayıt altına alan bir öğretici bu sayede öğrencilerini daha yakından tanıyacakları için
onlara daha kaliteli ve verimli bir eğitim sunabileceklerdir.
Deneklere, derslere önceden hazırlanarak girip girmedikleri sorulmuş ve
sonuçlar tablo 7’de verilmiştir.
Tablo–7. Derslere Önceden Hazırlanarak Girme Durumları:
Sayı Yüzde %
Ara sıra hazırlanarak girerim 25 32,1
Tüm derslere hazırlanarak girerim 48 61,5
Zaten bildiğim konular olduğu için ihtiyaç duymuyorum
5 6,4
Toplam 78 100,0
Tablo 7’de görüldüğü üzere öğreticilerin % 32,1’i derslere ara sıra hazırlanarak
girdiklerini % 61,5’inin de tüm derslere önceden hazırlanarak girdiklerini belirtirken
sadece % 6,4’ü zaten bildiği konular olduğu için derse hazırlanma ihtiyacı olmadığını
söylemiştir.
TKY’de eğitimcinin derse önceden hazırlanarak girmesi dersin verimli olarak
işlenmesi için oldukça önemli bir faktördür. Dersine önceden hazırlanan, planlayan bir
eğitimci derste hedeflediği amaçlara daha çabuk ulaşır. Öğrencilerin dersi anlaması
daha kolay olur. Yukarıdaki tabloda da görüldüğü üzere öğreticilerimizin % 93,6’sının
derslere önceden hazırlanarak girmektedirler. Sadece % 6,4’ü derse hazırlanmadan
işlemektedirler. Böyle yüksek oranda öğreticilerimizin derslere hazırlanarak girmeleri
Kur’an Kurslarındaki eğitimin kalitesi için oldukça önemlidir.
Deneklere, öğrenci velileriyle ilgilenip ilgilenmedikleri sorulmuş ve sonuçlar
tablo 11’de verilmiştir.
121
Tablo–8. Öğreticilerin Velilerle İlişkileri:
Sayı Yüzde %
Öğrencilerin evlerini sık sık ziyaret ederim 6 7,7
Bazı Öğrencilerin evlerini sık sık ziyaret ederim 18 23,1
Öğrenci velilerini ara sıra kursa davet ederim 33 42,3
Velilerle ilgilenmem imkânım yok 12 15,4
Hem ziyaret eder hem de kursa davet ederim 3 3,8
Cevapsız 6 7,7
Toplam 78 100,0
Tablo 8’de görüldüğü gibi öğreticilerin % 42,3’ü öğrenci velilerini ara sıra
kursa davet ettiklerini, %23,1’i bazı öğrencilerin evini sık sık ziyaret ettiklerini, %
15,4’ü velilerle ilgilenme imkânının olmadığını, % 7,7’si de öğrencilerin evlerini sık sık
ziyaret ettiklerini, % 3,8’i de velileri hem kursa davet ettiklerini hem de evlerinde
ziyaret ettiklerini belirtmişlerdir.
TKY’nin eğitim felsefesinde, öğrencilerin aileleriyle yakından ilişki kurmak,
öğrencinin verimini arttırmada önemli bir etkendir. Öğreticiler öğrencilerinin aileleriyle
yakında ilişki kurdukları zaman hem onları daha yakından tanıyacaklar hem de
öğrencilerin kurstaki başarıları artacaktır.
Öğreticilerimiz Tablo 8’de de görüldüğü üzere öğrenci velileriyle
ilgilenmektedirler. Şu bir gerçektir ki; her öğreticimizden velilerle sabah-akşam beraber
olmalarını istemek doğru olmaz. Çünkü her birinin zaman ayırmak zorunda oldukları
aileleri, arkadaşları vardır. Öğreticilerimiz öğrencilerinin başarısını arttıracak ve onları
daha yakından tanıyacak kadar velilerle işbirliği yaparak onlarla görüşmeler yapması
eğitim açısında faydalı olacaktır. Çünkü öğrencinin aile içinde geçirdiği yaşantılar
sonucu elde ettiği bilgi ve beceriler onun okuldaki başarısını etkilemektedir. Aile içinde
öğrenilen bilgi ve tutum ve beceriler okulda öğrendiklerini destekler nitelikteyse öğrenci
daha başarılı olurken; bunlar kursta öğrendikleri ile çelişiyorsa öğrenci başarısını
olumsuz yönde etkilemektedir. Bunun yanı sıra aile içindeki huzursuzluklar, ailenin ait
olduğu alt kültürün özellikleri, aile üyelerinin eğitim durumu ve okula karşı tutumu da
öğrencinin başarısını etkileyen etkenlerden bazılarıdır.239 Bu nedenle Kur’an Kursu
239 N. Fidan, M. Erden; Eğitim Bilimine Giriş, Repa Eğitim Yay., ty., s.77
122
yöneticisi ve öğreticinin öğrenci velileri ile kuracakları sağlıklı bir iletişim, verimliliği
yükselteceği gibi derslerinde veya tutum ve davranışlarında sorunlu öğrencilerin
tanınmasına ve sorunlarının çözümlenmesine de önemli katkılar sağlayacaktır.240
Deneklere, derslerde kullandıkları öğretim yöntemleri nedir diye sorulmuş ve
sonuçlar tablo 9’da verilmiştir.
Tablo–9. Öğreticilerin Derslerde Kullandıkları Öğretim Yöntemleri:
Sayı Yüzde % Takrir 5 6,4
Soru-Cevap 7 9,0
Takrir ve soru -cevap 12 15,4
Tekrar ve takip 2 2,6
Karşılıklı 8 10,3
Tartışma, soru-cevap, oyun 3 3,8
Takrir, buldurma 1 1,3
Tam öğrenme modeli 1 1,3
Sunuş- Buluş yoluyla 1 1,3
Soru- Cevap, grup çalışması 1 1,3
Ders programı, kitaplardan 1 1,3
Soru-cevap, tartışma 1 1,3
Takrir ve grup çalışması 4 5,1
Bilgisayar, cd 5 6,4
Takrir, beyin fırtınası, soru-cevap 1 1,3
Yazılı anlatım 1 1,3
Yazılı ve sözlü anlatım 1 1,3
Buldurma- soru-cevap 1 1,3
Soru-cevap, görsel 1 1,3
Soru-Cevap, koro şeklinde 1 1,3
Kart, Koro 1 1,3
Takrir, Grup çalışması, örnek olay 2 2,6
Soru-cevap, örnekleme 1 1,3
Koro 2 2,6 Koro, soru cevap 1 1,3
Cevapsız 13 16,7
Toplam 78 100,0
240 Koç, Kur’an Kurslarında..., s.194
123
Tablo 19’da görüldüğü üzere birçok madde gözükmektedir. Bunun sebebi
araştırmamızda, öğreticilere “Derslerinizde en çok kullandığınız öğretim tekniği nedir?”
sorusunu açık uçlu olarak sorarak, öğreticilerin vermiş oldukları tüm cevapları
yukarıdaki tabloya yansıtarak uygulamalar ortaya koyulmaya çalışılmıştır. Soruyu açık
uçlu sormamızın sebebi, öğreticilerimizin vermiş oldukları cevapların öğretim
yöntemleri konusunda ne kadar bilgi sahibi olduklarını ortaya çıkarmaya yöneliktir.
Tablo 9’da de görüldüğü üzere hemen hemen her öğretici takrir yöntemini
kullanmakta ondan sonra da soru-cevap tekniğini uyguladığı görülmektedir. Kur’an
dersi ve ezberler için de koro şeklinde tekrarlama yöntemini kullanmaktadırlar.
Kuran Kursları üzerinde yapılan diğer araştırmalarda da takrir/anlatım ve soru-
cevap tekniklerinin kullanılma sıklığı % 84,8241, % 83,3242’dür.
Cevapların dağılımına baktığımızda; öğreticiler eğitim sistemimizde yaygın olan
anlatım ve soru-cevap tekniğini en çok kullanmaktadırlar. Bunun sebebinin de yönteme
yatkınlığının yanında konuların özelliğinin de etkisi olduğu söylenebilir. İtikat, Siyer ve
Ahlak derslerinin işlenmesinde anlatım yönteminin daha etkili olacağı düşüncesinin
hâkim olduğu söyleyebiliriz.
Yine cevapları incelediğimizde bazı öğreticilerin yöntem olarak aslında öğretim
materyali olan ders kitapları, bilgisayar gibi şeyleri söylemeleri de öğreticilerimizin hâlâ
bu konuda tam bir bilgi sahibi olmadıklarının bir göstergesidir. denencemizde
öğreticilerimizin öğretim teknikleri konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığını
söylemiştik yukarıdaki sonuçlar da denencemizin doğruluğunu ispat etmektedir.
2007 yılında olmamıza rağmen hâlâ öğreticilerimizin çoğunun İlahiyat Fakültesi
mezunu olmamaları ve yine 1998 yılından beri İlahiyat Fakültelerinden pedagojik
formasyon derslerinin olmayışı da öğreticilerimizin öğretim yöntemleri konusunda
eksik bilgi sahibi olmasının nedenlerindendir.
Diyanet İşleri Başkanlığının öğreticilerimizdeki bu eksikliği gidermek için 3–6
aylık bir süreli pedagojik formasyon hizmet içi eğitim kursu düzenlemesi faydalı
241 Koç, Kur’an Kurslarında..., s. 164 242 Ay, DİB’e Bağlı…, s.145
124
olacaktır. Böylece öğreticiler eğitimde son yıllardaki gelişmelerden haberdar
olmalarının yanında, öğretim yöntemleri hakkında da yeterli bilgiye sahip olacaklardır.
Deneklere, derslerde öğrencilere söz hakkı verip vermedikleri sorulmuş ve
sonuçlar tablo 10’da verilmiştir.
Tablo–10. Kur’an Kursu Öğreticilerin Derslerinde Öğrencilere Söz Hakkı
Verip Vermedikleri:
Sayı Yüzde %
Öğrenciler her derste konuşurlar 45 57,7
Öğrenciler ara-sıra konuşurlar 23 29,5
Programı zor yetiştiriyorum, çoğunlukla dersleri ben anlatıyorum
7 9,0
Cevapsız 3 3,8
Toplam 78 100,0
Tablo 10’da öğreticilerimizin % 57,7’si öğrencilerin her derste konuştuklarını,
% 29,5’i öğrencilerin ara-sıra konuştuklarını, % 9,0’ı ise programı zor yetiştirdiklerini
ve çoğunlukla dersleri kendilerinin anlattıklarını, belirtmişlerdir.
Eğitimde Toplam Kalite Yönetiminde en önemli unsurlardan biri de öğrencilerin
kendilerini rahatça ifade edebilecekleri bir sınıf ortamının olmasıdır. Böylece öğrenciler
kendilerini geliştirme fırsatı bulacaklardır.
Cevapların dağılımına baktığımızda, öğreticilerimizin % 87,2’sinin öğrencilerine
kendilerini ifade etmelerine, derste konuşmalarına fırsat verdiklerini görmekteyiz. Bu
durumda da görüldüğü üzere öğreticilerimiz Eğitimde Toplam Kalite Yönetiminin bu
önemli özelliğini uyguladıkları görülmektedir. Yine bu tabloda da görüleceğiz üzere
öğreticilerimiz, TKY’nin demokratik sınıf etkinliğini uygulayıp benimsemeleri bizim
denencemizde belirttiğimiz öğreticiler sınıfta öğrencilerine söz hakkı veriyorlar
iddiamızı doğrulamaktadırlar.
125
Deneklere, sınıfta uygulanacak kuralları nasıl belirledikleri sorulmuş ve sonuçlar
tablo 11’de verilmiştir.
Tablo–11. Sınıfta Uygulanacak Kuralları Önceden Belirler Misiniz? :
Sayı Yüzde %
Yazılı olarak 2 2,6
Sözlü olarak 23 29,5
Tartışarak ortak bir şekilde belirleriz 45 57,7
Kural belirlemeye gerek yok, herkes ne yapması gerektiğini biliyor
3 3,8
Sözlü ve tartışarak belirleriz 2 2,6
Cevapsız 3 3,8
Toplam 78 100,0
Eğitimde Toplam Kalite Yönetimi anlayışında öğrencilerin de sınıf yönetimine
katılmaları esastır. Örneğin sınıf kurallarını belirlemede öğrencilerin görüşlerini almak
onların kendilerini sınıfa ve kursa daha bağlı olmalarını ve dersteki verimliliklerinin
artmasına neden olur.
Tablo 11’de görüldüğü üzere öğreticilerin % 57,7’si tartışarak ortak bir şekilde
belirleriz, % 29,5’i sözlü olarak, % 2,6’sı yazılı olarak, % 2,6’sı hem tartışarak hem de
sözlü olarak % 3,8’i de kurak belirlemeye gerek yok, herkes ne yapması gerektiğini
biliyor, diye cevap vererek sınıf kurallarını nasıl belirlediklerini belirtmişlerdir.
Görüldüğü üzere öğreticilerimizin 60,3’ü sınıf kurallarını belirlemede
öğrencilerinde görüşlerini alarak demokratik bir sınıf ortamı oluşturmaktadırlar.
Böylece öğrenciler de sınıf yönetimine katılmış olmaktadırlar. Bu da “Eğitimde Toplam
Kalite Yönetiminin öğrencilerin de öğretim sürecine katılımları sağlanmalıdır”
anlayışına uygun düşmektedir.
Deneklere, derslerde nasıl bir ölçme ve değerlendirme yaptıkları sorulmuş ve
sonuçlar tablo 12’de verilmiştir.
126
Tablo–12. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Derslerde Nasıl Bir Ölçme ve
Değerlendirme Yaptıkları:
Sayı Yüzde %
Temel dinî bilgiler dersi için her dönem bir sınav yaparım
21 26,9
Temel dinî bilgiler dersi için her dönem iki-üç sınav yaparım
41 52,6
Notların vermenin bir değeri yok, o yüzden bu konuda hazırlığım yok
4 5,1
Cevapsız 12 15,4
Toplam 78 100,0
Bilindiği üzere Kur’an Kurslarında Temel Dinî Bilgiler dersi içinde, siyer, itikat,
ibadet ve ahlâk dersleri okutulmaktadır. Sağlıklı bir ölçme ve değerlendirmenin
yapılması derslerin ciddiliğinin göstergesidir. Öğretici, yapacağı ölçme ve
değerlendirmenin sonucunda dersleri ne kadar öğretebildiğinin geri bildirimini alarak
hem kendisini hem de öğrencilerini değerlendirme fırsatını bulacaktır. Yapılan
değerlendirmelerin; tanımak ve yerleştirmek, yetiştirmek ve başarı belirlemek olmak
üzere üç farklı amaçla yapılmaktadır.243
Kur’an Kursların öğreticilerin vermiş oldukları notların, değerlendirmelerin
örgün eğitimdeki gibi bir değeri yoktur. Bu durumda öğrenciler üzerinde olumsuz bir
güdüleme unsuru olmaktadır. Birebir görüşme yaptığımız bazı Kur’an Kursu öğreticileri
bu durumun mutlaka değiştirilmesi gerektiğini ve en azından sene sonunda kursu bitiren
öğrencilere verilen sertifikalara mutlaka bitirme notu/mezuniyet notunun da yazılması
gerektiğini belirmişlerdir. Bu durumda Kur’an Kurslarında yapılan değerlendirmeler
daha çok öğrencilerin genel başarı oranlarını tespit için yapılmaktadır.
Tablo 12’de görüldüğü üzere öğreticilerin % 26,9’u Temel dinî bilgiler dersi için
her dönem bir sınav yaptığını, % 52,6’sı Temel dinî bilgiler dersi için her dönem iki-üç
243 Mehmet Zeki Aydın, Din Öğretiminde Yöntemler, Nobel Yay. (3. Baskı), Ankara 2007, s.115
127
sınav yaptığını, % 5,1’i not vermenin herhangi bir değeri yok, o yüzden bu konuda
hazırlığım yok, demiştir.
Tablo 12’de de görüldüğü üzere öğreticilerin % 79,5’i Temel dinî bilgiler dersi
için her dönem en az bir sınav yapmaktadırlar. Bu durum öğreticilerin, verdikleri dersin
geri bildirimini almaları ve hem kendilerini hem de öğrencilerini değerlendirmeleri
açısından oldukça önemlidir. Kur’an Kursu öğreticileri ders verdikleri öğrencilerin niçin
yetiştirdiklerini farkında olarak bu yetişen öğrencilerinin istedikleri kalite standartlarına
ne kadar ulaşıp ulaşmadığını tespit etmelidir. Tabloda 12’de de görüldüğü üzere
öğreticilerimiz ölçme ve değerlendirmenin önemini kavramışlardır.
Kurslarımızda yapılan ölçme/değerlendirme çalışmaları daha çok iki amaca
yöneliktir. Bunlar öğrenci başarısının ölçülmesi/değerlendirilmesi ve bir eğitim
programının amacına ulaşıp ulaşmadığının değerlendirilmesidir. Sağlıklı bir ölçme ve
değerlendirmenin olmadığı bir kursta öğrencilerin beklenenleri verip vermediğini
öğrenemediğimiz gibi Kur’an Kursu programlarının amaçlarına da ulaşıp ulaşmadığını
öğrenemeyiz. Bu durum da Kur’an Kursları eğitiminin kalitesizleşmesine ve veriminin
düşmesine neden olur.
Deneklere, Kur’an-ı Kerim’i yüzüne okuma ve ezber için nasıl bir ölçme ve
değerlendirme yaptıkları sorulmuş ve sonuçlar tablo 13’de verilmiştir.
Tablo–13. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Kur’an-ı Kerim’i Yüzüne Okuma
ve Ezber İçin Nasıl Bir Ölçme ve Değerlendirme Yapmaktadırlar:
Sayı Yüzde %
Çizelge 3 3,8
Öğrencileri dinleyip not veriyorum 2 2,6
Çalışmadıkları yerden okutur ve tecvid sorarım, duaları okuturum
1 1,3
Her ders okuturum 1 1,3
Kendim okurum daha sonra okuturum 4 5,1
Sözlü, Yazılı, Yarışma 7 9,0
Tecvid öğretir sonra yüzüne okumada uygulatırım
8 10,3
Tecvidden test yapar, yüzüne okumada soru- 1 1,3
128
cevap
Artı-Eksi 6 7,7
Kişi başı dakika tutarak 1 1,3
Sözlü yaparım 1 1,3
Soru-cevap, Buldurma 1 1,3
Soru-cevap 1 1,3
Ara ara dinleyerek 2 2,6
Yavaş ve detaylı olarak programa uyarak 1 1,3
Yüzüne okumadan sözlü sınav Tecvidden yazılı sınav
1 1,3
Yüzüne okumada hızlı okuma ve ezberde hatalar sayılır
1 1,3
Okutup not tutturarak 2 2,6
Puanlama 1 1,3
Tekrar etme 1 1,3
Az ama doğru ezber, özellikle namaz sureleri 1 1,3
Yaptıkları hatalara göre değerlendirme yaparım 4 5,1
Ezberde - +, yüzünden okumada grup çalışması A-B
1 1,3
Önce ezberletir sonra devamlı okuturum 1 1,3
Çalışmadığı yerden sorarım 2 2,6
Hatasız ve telaffuza riayet 2 2,6
Cevapsız 21 26,9
Toplam 78 100,0
Tablo 13’de öğreticilere Kur’an-ı Kerim dersi için nasıl bir ölçme ve
değerlendirme yaptıkları sorduk. Tablo 16’da da görüldüğü üzere öğreticilerimizin
büyük bir çoğunluğu yaptıkları ölçme ve değerlendirmeden çok uyguladıkları yöntemi
cevap olarak yazmışlardır. % 26,9 gibi bir oranda da bu soruyu cevapsız bırakmışlardır.
Tablo 13’de böyle bir sonuç çıkmasının sebebi, öğreticilerin birçoğunun Temel
dinî bilgiler dersinde olduğu gibi herhangi bir sınav yapma gereğini duyma ihtiyacı
duymamaları olabilir. Çünkü ders programına da baktığımızda yüzüne okuma
programında haftada 18 saat Kur’an-ı Kerim dersi vardır. Zaten öğreticiler, her gün
129
öğrencileri yüzünden dinlemekte ve ayriyeten bir sınav yapma ihtiyacı
duymamaktadırlar.
Öğreticiler Kur’an-ı Kerim yüzüne okuma ve ezber konularında araştırma
yapanların çalışmalarını244 takip ederek bu konudaki eksikliklerini giderebilirler.
Deneklere, Kur’an dersi vermede kendilerini yeterli hissedip hissetmeme
durumu sorulmuş ve sonuçlar tablo 14’de verilmiştir.
Tablo–14. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Kur’an Dersi Vermede Kendilerini
Yeterli Hissedip Hissetmeme Durumu:
Sayı Yüzde %
Evet, okulda gerekli eğitimi aldım 49 62,8
Evet, kendimi bu konuda sonradan yetiştirdim 22 28,2
Eksikliklerim var, kısmen yeterliyim 3 3,8
Kendimi yeterli hissetmiyorum 1 1,3
Cevapsız 3 3,8
Toplam 78 100,0
Tablo 14’de görüldüğü üzere öğreticilerin % 91’i Kur’an dersi vermede
kendilerini yeterli hissederken, sadece % 1,3’ü kendisini Kur’an dersi vermede yetersiz
hissetmiştir. Kendini Kur’an dersi vermede yeterli hissedenlerin de % 28,2’si kendisini
sonradan yetiştirdiğini, okulda gerekli eğitimi almadıklarını söylemişlerdir. Okulda
gerekli eğitim almadıklarını söyleyenlerin öğrenim durumları Tablo 18’de
görülmektedir.
244 Bkz. Nevzat Y. Aşıkoğlu, "Kur’an ve Hadis Öğretimi Konusunda Yeni Bir Yöntem Önerisi" İslamî
Araştırmalar Dergisi, C. 6, Sayı 2, yıl l992, s.115-124.
130
Tablo–15. Kur’an Dersi Vermede Yeterli Hissetme ve Öğrenim Durumu
Arasındaki İlişki:
İmam-Hatip Lisesi
2 yıllık İlahiyat Meslek Yüksekokulu
İlahiyat Fakültesi
Lisansüstü
Diğer
Tablo 15’de görüldüğü üzere Kur’an dersi vermede okulda yeterli eğitim
almadığını ve kendisini sonradan yetiştirdiğini belirtenlerin % 36,3’ü İ.H.L, % 27,2’si
de 2 yıllık İlahiyat Meslek Yüksekokulu mezunudur. İlahiyat Fakültesi mezunlarının
yüksek oranda okulda yeterli eğitim aldıklarını belirtmeleri İlahiyat Fakültelerinde
yeterli Kur’an eğitimi verildiğini göstermektedir.
Kur’an-ı Kerim dersi Kur’an Kursların temel dersi olmaları sebebiyle kaliteli bir
eğitim açısından öğreticilerimizin yeterli düzeyde Kur’an bilgisine sahip olmaları
gerekmektedir. Çünkü TKY’ye göre branşında yeterli temel bilgiye sahip olamayan bir
eğitimcinin verimli ve kaliteli bir ders işleyemeyeceği kanaati yaygındır. Bu bakımdan
öğreticilerimizin Kur’an-ı Kerim bilgilerinin yeterli düzeyde olmaları gerekmektedir.
Deneklere, kurs dışında öğrencileriyle birlikte sosyal etkinlik yapıp yapmadıkları
durumu sorulmuş ve sonuçlar tablo 16’da verilmiştir.
131
Tablo–16. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Kurs Dışında da Öğrencilerle
Birlikte Çeşitli Sosyal Etkinliklerde Bulunma Oranları:
Sayı Yüzde %
Sık sık kurs dışı etkinlikler yaparım. 12 15,4
Ara sıra kurs dışı etkinlikler yaparım. 41 52,6
Hiç yapmam 16 20,5
Cevapsız 9 11,5
Toplam 78 100,0
Öğreticiler, kurs dışında öğrencilerle ve onların velileriyle yaptıkları etkinlikler
onların birbirlerine olan bağlılıklarını arttıracak ve öğrencilerin de psiko-sosyal
gelişimlerine katkıda bulunacaktır.
Tablo 16’yı incelediğimizde öğreticilerin % 52,6’sı ara-sıra % 15,4’ü sık sık,
kurs dışı etkinlik düzenlerken sadece % 20,5’i hiçbir kurs dışı etkinlik yapmadığını
belirtiyor.
Birebir görüşmelerde ve anket metni üzerinde yazılanlara göre öğreticiler kurs
dışı etkinlik olarak, hatim okuma, sohbet, piknik, kermes ve yarışma gibi etkinlikleri
yaptıklarını belirtmişlerdir. Yani öğreticilerimiz yukarıda saydığımız faaliyetler
sayesinde öğrenci ve velileriyle kurs dışında da iletişim halindedirler.
3. ANKETE KATILAN ÖĞRETİCİLERİN TKY’NİN İLKELERİNİ
UYGULAMA DÜZEYLERİ
Bu bölümde, Kuran Kursu öğreticilerine sorduğumuz sorularla TKY’nin
ilkelerini uygulayıp uygulamadıklarını tablolar hâlinde sunduk.
Deneklere, dersleri dışında Kur’an-ı Kerim okuyup okumadıkları sorulmuş ve
sonuçlar tablo 17’de verilmiştir.
Tablo–17. Ders Dışında Kur’an-ı Kerim Okuma Durumu:
Sayı Yüzde % Hayır okumam, derste yeteri kadar okuyorum 1 1,3
Sık sık okurum 51 65,4
Ara-sıra okurum 26 33,3
Toplam 78 100,0
132
Tablo 17’de görüldüğü üzere öğreticilerin % 65,4’ü sık sık, % 33,3’ü ara-sıra
ders dışında Kur’an-ı Kerim okuduklarını belirtirken sadece % 1,3’ü ders dışında hiç
okumadıklarını söylemiştir.
Öğreticilerimize ders dışında Kur’an-ı Kerim’i okuyup okumadıklarını sorduk.
Kur’an eğitimi veren öğreticilerin ders dışında Kur’an okumaları kendilerinin
okuyuşunu geliştirmesi bakımından önemlidir.
TKY felsefesinde eğitimci kendi branşında kendisini sürekli geliştirmelidir.
Kur’an Kursu öğreticisinin en çok ders verdiği alan Kur’an-ı Kerim dersidir. Kendisini
bu alanda sürekli geliştirmesi, okuyuşunda pratikliği geliştirmesi oldukça önemlidir.
Deneklere, Kur’an Kurslarında sizin için en önemli değer nedir diye sorulmuş ve
sonuçlar tablo 18’de verilmiştir.
Tablo–18. Kur’an Kurslarında Öğreticiler İçin Kurstaki En Önemli
Amaçları:
Sayı Yüzde %
Öğrencinin Kur’anı kurallarına uygun okuyabilmesi
10 12,8
Öğrencinin dini bilgileri tam olarak öğrenmesi 3 3,8
Öğrencilerin dini sevmeleri 24 30,8
Öğrencinin her türlü memnuniyeti 33 42,3
Öğrencinin dini sevmeleri ve memnuniyeti 2 2,6
Öğrencinin Kur’anı ve dini bilgileri tam olarak öğrenmesi
1 1,3
Öğrencilerin Kur’anı düzgün okumaları ve dini sevmeleri
2 2,6
Cevapsız 3 3,8
Toplam 78 100,0
Tablo 18’de görüldüğü üzere öğreticilerin % 42,3’ü Kur’an Kursunda en önemli
amacın öğrencinin her türlü memnuniyeti olduğunu, % 30,8’i öğrencilerin dini
sevmeleri, % 12,8’i öğrencilerin Kur’an-ı Kerim’i kurallarına uygun okuyabilmesi, %
133
3,8’i öğrencilerin dini bilgiler tam olarak öğrenmesi, % 1,6’sı öğrencilerin hem
Kur’an-ı Kerim’i hem de dini bilgileri tam olarak öğrenmesi, % 2,6’sı da öğrencilerin
Kur’an-ı Kerim’i düzgün okumaları ve dini sevmeleri olduğunu belirtmiştir.
Toplam Kalite Yönetiminin en önemli amaçlarında biri müşteri memnuniyetidir.
Eğitimde müşteri öğrencidir. Eğitimde Toplam Kalite Yönetiminin en önemli amacı da
öğrencinin memnuniyetidir. Öğrencilerinin memnuniyetini hedef almayan hiçbir eğitim
kurumu ve eğitmeninin başarıyı yakalaması düşünülemez. Bir öğreticisi için en önemli
şey öğrencilerinin istek ve ihtiyaçlarına yönelik ders işlemesidir. Öğrenci istek ve
ihtiyaçlarını karşılayamayan bir öğreticinin derslerinin verimli geçmesi düşünülemez.
Bu sebeplerden dolayı öğreticiler derslerinde daha başarılı olabilmek için öğrenci
memnuniyetini ön planda tutmalıdırlar.
Tablo 18’de de görüldüğü üzere öğreticilerin % 42,3 gibi büyük bir
çoğunluğunun Eğitimde Toplam Kalite Yönetiminin en önemli amacı olan öğrenci
memnuniyetini benimsedikleri görülmüştür. Hipotezimizde Kur’an Kurslarında
TKY’nin en önemli amacı olan müşteri odaklılığın uygulanmadığını iddia etmiştik fakat
yukarıdaki tabloda öğreticilerin TKY’nin en önemli ilkesi olan müşteri(öğrenci)
memnuniyeti’ni benimsemiş olduğunu göstermesi denencemizin doğrulanmamış
olduğunu göstermektedir. Bu da Toplam Kalite Yönetiminin Kur’an Kurslarında
uygulanabileceğinin önemli işaretlerinden biridir.
Deneklere, Derslerinizde yazı tahtası dışında en çok kullandığınız öğretim
materyali nedir, diye sorulmuş ve sonuçlar tablo 19’da verilmiştir.
Tablo–19. Öğreticilerin Derslerinde Yazı Tahtası Dışında En Çok
Kullandığı Öğretim Materyalleri Tablosu:
Sayı Yüzde % Cd, Vcd, Kaset 41 52,6
Bilgisayar 14 17,9
Diğer 9 11,5
Cevapsız 14 17,9
Toplam 78 100,0
Öğreticilerimize derslerinde yazı tahtası dışında hangi öğretim materyallerini
kullandıklarını sorduğumuzda Tablo 19’da da görüldüğü üzere % 52,6’sı Cd, Vcd ve
134
kaset, % 17,9’u da Bilgisayar kullandığını belirtirken diğer cevabını veren % 11,5’lik
öğretici grubu da yardımcı kitap, kullandıklarını belirtmişlerdir.
Öğreticilerin yazı tahtası dışında bilgisayar ve diğer ekipmanlardan yararlanması
derslerin hem işitsel hem de görsel olarak verilmesini ve zihinde daha kalıcı olmasını
sağlamaktadır. Öğreticilerin % 70,5’i gibi büyük çoğunluğun kullanması Kur’an
Kurslarındaki eğitimin kalitesi için oldukça önemlidir. Çünkü dersleri değişik öğretim
materyalleriyle zenginleştirmek, öğrencilerin değişik duyularına hitap etmek, verilen
derslerin hafızalarda daha fazla yer etmesine ve öğrenmeyi pekiştirmesine yardımcı
olacaktır.
TKY felsefesinde, ezberleyerek öğrenme yerini anlamlı öğrenmeye, öğretmen
merkezli öğretim yerini öğrenci merkezli öğretime, yalnız ders kitabı, tahta ve tebeşirle
yapılan öğretim de yerini değişik ve çeşitli materyallerin kullanıldığı öğretime
bırakmıştır.
Dersin ilgi çekmesi, sunumunda bazı eklemeleri gerektirmektedir. Ancak bu
eklemeler ile öğretici öğrencide öğrenme arzusu yaratabilir. Derse yapılacak
eklemelerin işlevsel olması yani derse bir katkı sağlaması gerekir. Derse yapılabilecek
eklemelerin başında görsel-işitsel araçlardan yararlanma gerekmektedir. Yalnızca
anlatım yöntemi ile bile dersini işlemeyi düşünen bir öğretici görsel-işitsel araçlar
yardımıyla öğretimini zenginleştirebilir.245 Bu bakımdan öğreticilerimiz ezberlerde ve
harf taliminde görsel-işitsel materyallerden yararlanması Kuran eğitimine kalite
sağlayacaktır.
Deneklere, temel dinî bilgiler dersi vermede kendilerini yeterli hissedip
hissetmeme durumu sorulmuş ve sonuçlar tablo 20’de verilmiştir.
245 Leyla Küçükahmet, “Eğitim Programları ve Öğretim”, Öğretim İlke ve Yöntemleri, Gazi Kitabevi,
Ankara 1997, s. 149-150
135
Tablo–20. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Temel dinî Bilgiler Dersi Vermede
Kendilerini Yeterli Hissedip Hissetmeme Durumu:
Sayı Yüzde %
Evet, okulda gerekli eğitimi aldım 43 55,1
Evet, kendimi bu konuda sonradan yetiştirdim 19 24,4
Eksikliklerim var, kısmen yeterliyim 14 17,9
Cevapsız 2 2,6
Toplam 78 100,0
Tablo 20’de görüldüğü üzere öğreticilerin % 79,5’i Temel dinî bilgiler dersi
vermede kendinin yeterli görürken, sadece % 17,9’u eksiklikleri olduğunu ve kısmen
yeterli olduklarını belirtmişlerdir.
Kendini Temel dinî Bilgiler dersi vermede yeterli hissedenlerin de % 24,4’ü
kendisini sonradan yetiştirdiğini, okulda gerekli eğitimi almadıklarını söylemişlerdir.
Okulda gerekli eğitim almadıklarını ve kendilerini hâlâ eksik olduklarını söyleyenlerin
oranı % 42,3’tür. Temel dinî Bilgiler dersi vermede yeterli hissetme ve Öğrenim
durumları arasındaki ilişkiyi gösteren Tablo aşağıda görülmektedir.
Tablo–21. Temel Dinî Bilgiler Dersi Vermede Yeterli Hissetme ve Öğrenim
Durumu Arasındaki İlişki:
Öğrenim durumunuz nedir?
Temel dinî bilgiler dersini
vermede kendinizi yeterli
hissediyor musunuz?
Toplam
Evet, okulda gerekli eğitimi aldım
Evet, kendimi bu konuda sonradan
yetiştirdim
Eksikliklerim var, kısmen yeterliyim
8 8 9
2 yıllık Yüksekokulu
12 5 2
12 2 1
9 1 1
2 3 1
136
Toplam
43 19 14
Tablo 21’de görüldüğü üzere Temel dinî Bilgiler dersi vermede okulda yeterli
eğitim almadığını ve kendisini sonradan yetiştirdiğini ve hâlâ eksik hissettiklerini
belirtenlerin % 51,5’i İ.H.L, % 21,2’si de 2 yıllık İlahiyat Meslek Yüksekokulu
mezunudur. İlahiyat Fakültesi mezunlarının yüksek oranda okulda yeterli eğitim
aldıklarını belirtmeleri İlahiyat Fakültelerinde yeterli Temel Dinî Bilgiler eğitimi
verildiğini göstermektedir.
Yukarıdaki Tablo 17’den Tablo 20’ye kadar ki tabloları incelediğimizde İmam-
Hatip Lisesi mezunları ile 2 yıllık İlahiyat Meslek Yüksekokulu mezunlarının okulda
yeterli Kur’an ve Temel dinî Bilgiler dersi bilgisi almadıkları görülmektedir. İlahiyat
Fakülteleri mezunlarının ise yeterli bilgiyi aldıkları açıkça görülmektedir. Bu sonuçlar
ışığında İmam-Hatip Liselerinde öğrencilerin yeterli Kur’an ve Temel dinî Bilgiler dersi
almaları için çalışma yapılması gerekmekte bu durum acilen iyileştirilmelidir.
Deneklere, hizmet içi eğitime ihtiyaç duyup duymadıkları sorulmuş ve sonuçlar
tablo 22’de verilmiştir.
Tablo–22. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Hizmet İçi Eğitime İhtiyaç Duyma
Durumları:
Sayı Yüzde % Evet 36 46,2 Hayır 16 20,5 Kısmen 23 29,5 Cevapsız 3 3,8 Toplam 78 100,0
Hizmet içi eğitim her meslek için gerekli olmakla birlikte özellikle eğitimle
uğraşan öğretmenler için kendilerini geliştirmeleri bakımından vazgeçilmez bir özellik
taşımaktadır.
Yaşam boyu öğrenme sürecinde olması gereken öğreticilerin pek çoğu, bir
öğretmenin sahip olması gereken temel bilgileri kazanacak bir eğitimden geçmeden
mesleğe başlamaktadır. Bu bilgi ve becerileri en kısa ve etkili yoldan kazanabilecekleri
yerlerden birisi de hizmet içi eğitim kurslarıdır.
137
Tablo 22’de görüldüğü üzere hizmet içi eğitime ihtiyaç duyuyor musunuz?
sorusuna öğreticilerin % 46,2 ise evet, % 29,5’i kısmen, % 20,5’i ise hayır cevabını
vermiştir.
Tabloda açıkça görüldüğü üzere öğreticilerin % 75,7’si hizmet içi eğitime
ihtiyaç duyduklarını belirtmişlerdir.
Deneklere, hangi konularda eksiklik hissettikleri sorulmuş ve sonuçlar tablo
23’de verilmiştir.
Tablo–23. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Hangi Konularda Eksiklik
Hissettiklerini Gösteren Tablo:
Sayı Yüzde % Kur’an okuma 4 5,1
Temel dinî Bilgiler 3 3,8
Öğretim Yöntemleri 11 14,1
Mevzuat 18 23,1
Hepsi 13 16,7
Öğretim yöntemleri ve mevzuat 7 9,0
Temel dinî Bilgiler ve Mevzuat 2 2,6
Kur’an okuma, Mevzuat 2 2,6
Cevapsız 18 23,1
Toplam 78 100,0
Tablo 22’de görüldüğü üzere öğreticilerin % 75,7’si hizmet içi eğitime ihtiyaç
duyduklarını belirtmişlerdir. Tablo 23’de de öğreticilerin hangi konularda hizmet içi
eğitime ihtiyaç duydukları açıklanmıştır.
Tablo 23’ü incelediğimizde öğreticilerin % 23,1’i mevzuat, % 16,7’si hepsi, %
14,1’i öğretim yöntemleri, % 5,1 Kur’an-ı Kerim okuma, % 3,8’i Temel dinî bilgiler, %
2,6’sı Temel dinî bilgiler ve mevzuat, % 2,6’sı Kur’an-ı Kerim okuma ve mevzuat
konularında hizmet içi eğitime ihtiyaç duyduklarını belirmişlerdir.
% 23,1 oranında bu sorunun cevapsız bırakılmasının nedeni ise, Tablo 22’de
görüldüğü üzere % 20,5 oranın Hizmet içi eğitime ihtiyaç duymadığını belirten
öğreticilerin bu soruyu cevapsız bırakmalarıdır.
138
Birebir görüşmelerimizde ve anket sonuçlarından (Bkz. Tablo 10, Tablo 12 ve
Tablo 23) da görüleceği üzere öğreticilerimizin öğretim yöntemleri konusunda eğitim
ihtiyacı oldukça fazladır. Bunun sebebi İ.H.L ve 2 yıllık İlahiyat Meslek
Yüksekokullarından mezun olanlarla 2002 yılından itibaren İlahiyat Fakültelerinin
İlahiyat bölümlerinden mezun olanların pedagojik formasyon almamalarıdır.
Öğreticilerimiz öğretim yöntemleri konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıklarından bu
durumun DİB tarafından göz ardı edilmeyip bu eksikliğin giderilmesine yönelik uzun
soluklu bir hizmet içi eğitim faaliyeti sürdürmesi öğreticilerimiz ve kursların eğitim
kalitesi açısından oldukça önemlidir.
Öğreticilerin mesleki kıdemleri de hizmet içi eğitime ihtiyaç duyup
duymamalarını etkilemektedirler. Mesleki kıdem ile hizmet içi eğitime ihtiyaç duyup
duymama arasındaki ilişki Tablo 24’de görülmektedir.
Tablo–24. Mesleki Kıdem ve Hangi Konularda Eksiklik İhtiyaç
Hissedildiğini Gösteren İlişki:
Şayet duyuyorsanız hangi konularda eksiklik hissediyorsunuz?
Toplam
Kuran okuma
Temel dinî Bilgiler Öğretim Yöntemleri
2 1 2
0 1
1 1 1
0 0
1 0 3
4 3 11
139
Tablo 24’de de görüldüğü üzere mesleki yaşamlarının ilk 5 yıl içinde olanlar
daha fazla hizmet içi eğitime ihtiyaç duymaktadırlar. Bu durum gayet doğaldır.
Verilecek olan hizmet içi eğitimler mesleklerinin henüz başında olan öğreticilerin
mesleklerinin gerektirdiği donanımları hizmet içi eğitim yoluyla elde edebileceklerdir.
Diyanet İşleri Başkanlığı göreve yeni başlayan öğreticilerini mesleğe
başlamadan önce mutlaka eğitime almalıdır. Bu eğitimin içeriği, öncelikle pedagojik
formasyon ve mevzuat bilgisi üzerinde olmalıdır.
Deneklere, hangi sıklıkla hizmet içi eğitim faaliyeti istedikleri sorulmuş ve
sonuçlar tablo 25’de verilmiştir.
Tablo–25. Kur’an Kursu Öğreticilerini Hangi Sıklıkla Hizmet İçi Eğitim
Faaliyeti İstediklerini Gösteren Tablo:
Sayı Yüzde % Yılda 1 defa 44 56,4 Yılda 2 defa 11 14,1 Diğer 11 14,1 Cevapsız 12 15,4 Toplam 78 100,0
Tablo 25’de görüldüğü üzerimizde öğreticilerimizin % 56,4’ü yılda 1 defa, %
14,1’i yılda 2 defa, hizmet içi eğitim yapılmasını istemişlerdir. % 14,1’i ise diğer
seçeneğini belirtmişlerdir. Açık uçlu olarak yazdıkları cevaplar da 5 yılda 1 defa,
gerektiği zaman gibi cevaplar vermişlerdir. % 15,4 gibi oranda cevapsız çıkmasının
sebebi ise yine % 20,5 oranın Hizmet içi eğitime ihtiyaç duymadığını belirten
öğreticilerin bu soruyu çoğunlukla cevapsız bırakmalarıdır.
Şu bir gerçektir ki, öğreticilerin her biri için her sene 1 veya 2 defa hizmet içi
eğitim faaliyeti yapmak DİB için maliyeti yüksek olabilir. Fakat göreve yeni başlayan
öğreticilerin daha göreve başlamadan eksikliklerinin giderilmesi gerekir. Bunun için de
DİB, İlahiyat Fakülteleriyle işbirliği yaparak, bu fakültelerin fiziki imkân ve akademik
kadrolarını kullanarak maliyeti düşürebilir ve daha verimli bir hizmet içi eğitim faaliyeti
sürdürebilir.
140
Bilindiği üzere TKY’de çalışanların eğitimi büyük önem arz etmektedir. Daha
önceden de belirttiğimiz gibi “kalite kontrol eğitimle başlar, eğitimle devam eder”.246
Kaliteye önem veren örgütlerin, her kademede yaygın eğitim ve geliştirme
programlarına zaman ayırmaları ve maddi olarak desteklemeleri gerekmektedir. Çünkü
çalışanların nitelikli olması ancak eğitim ve geliştirme programları sayesinde sağlanır.
Eğitim en alt kademeden en üst kademeye kadar yaygınlaştırılmalı ve toplam kalite
felsefesinin yerleşmesi için örgütün birleştirici bir unsuru olmalıdır.247 Bu bağlamda
Diyanet İşleri Başkanlığı, öğreticilere ihtiyaç duydukları konularda eğitim vermesi
eğitim kalitesinin artması bakımından önemlidir.
Deneklere, kişisel veya gündelik sorunlarını derse taşıyıp taşımadıkları sorulmuş
ve sonuçlar tablo 26’da verilmiştir.
Tablo–26. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Kişisel veya Gündelik Sorunlarını
Derse Taşıyıp Taşımadıkları:
Sayı Yüzde %
Biz de insanız, ister istemez özel hayatımdaki olumsuzluklar bazen derse etki yapıyor.
15 19,2
Özel hayat ayrı, iş ayrı, sorunlarımı derse yansıtmam.
57 73,1
Cevapsız 6 7,7
Toplam 78 100,0
Tablo 26’da görüldüğü üzere öğreticilerimizin % 73,1 özel hayatlarıyla işlerinin
ayrı olduğunu ve kişisel sorunlarını derse yansıtmadığını belirtirken, % 19,2’si ise
kendilerinin de bir insan olarak ister istemez özel hayatlarındaki olumsuzlukların bazen
derse etki yaptığını belirtmiştir.
Her insanın özel hayatında yaşadığı olumsuzluklar, mesleki hayatında
başarısızlıklara yol açabilir. Özellikle öğretmenlik gibi bir mesleğe sahip insanların özel
hayatında yaşadığı sorunlar verdikleri eğitimin kalitesini etkileyebilir. Öğretmenlerin
derslere girerken bu sorunlarını dışarıda bırakmaları ve derse yoğunlaşma
gerekmektedir. Böylece dersin verimi artacaktır.
246 İmai, Kaizen, s. 45. 247 Ersen, Toplam Kalite ve ..., s. 52.
141
Bu sonuçlardan da görüleceği üzere Kur’an Kursu öğreticilerinin büyük bir
çoğunluğu özel hayatlarındaki sorunları derse taşımamaktadır. Bu durum Kur’an
Kurslarında verilen eğitimin kalitesini olumlu yönde etkileyecektir.
Deneklere, kitap okuma oranları sorulmuş ve sonuçlar tablo 27’de verilmiştir.
Tablo–27. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Kitap Okuma Oranları:
Sayı Yüzde % Sık sık okurum 35 44,9 Ara sıra okurum 37 47,4 Okumaya zamanım yok 1 1,3 Cevapsız 5 6,4 Toplam 78 100,0
Öğreticilerin kitap okuma alışkanlıklarının olması kendilerini geliştirmeleri
bakımından oldukça önemlidir. Tablo 26’da öğreticilerimizin % 47,4’ü ara-sıra, %
44,9’u sık sık kitap okuduğunu belirtirken sadece % 1,3’ü okumaya zamanım yok diye
cevap vermiştir.
Öğreticilerimizin böyle yüksek düzeyde kitap okuma alışkanlığının olması
eğitimin kalitesini yükseltecektir.
Deneklere, ne tür kitaplar okudukları sorulmuş ve sonuçlar tablo 28’de
verilmiştir.
Tablo–28. Kur’an Kursu Öğreticilerinin Ne Tür Kitap Okuduklarının
Oranları:
Sayı Yüzde % Eğitimle ilgili 3 3,8 İlmihal 11 14,1 Tefsir 5 6,4 Roman 19 24,4 Tasavvuf 1 1,3 Siyer 9 11,5 Diğer 10 12,8 Cevapsız 20 25,6 Toplam 78 100,0
142
Okuma alışkanlıkları çok yüksek olan öğreticilerimizin okudukları kitap türlerini
incelediğimizde eğitimle ilgili okudukları kitapların oranı sadece % 3,8’dir. Bu oran
oldukça önemlidir. Görüldüğü üzere öğreticilerimiz mesleklerinin gelişimi sağlayacak
eğitimle ilgili kitap okumamaktadırlar. Öğreticilerimiz % 24,4 oranında roman türü
eserleri okurken daha sonra sırasıyla % 14,1 ilmihal, % 11,5 siyer, % 6,4 tefsir
okumaktadırlar. % 12,8 oranında diğer cevabını verenler de hadis, itikat gibi kitapları
okuduklarını vermişlerdir. % 25,6 oranında cevapsız oranının yüksek çıkmasının nedeni
ise ara-sıra kitap okuduklarını belirten öğreticilerin bu soruyu boş bırakmalarından
kaynaklanmaktadır.
Birebir yaptığımız görüşmelerde öğreticilerin ilmihal, tefsir, hadis gibi alanlarda
kitap okumalarının sebepleri olarak kendilerine bu konularda öğrencilerden ve halktan
çok sayıda soru gelmelerine bağlamışlardır.
SONUÇ VE ÖNERİLER
SONUÇ
21. yüzyılın yönetim felsefesi olarak karşımıza çıkan TKY’nin tarihi gelişimi
MÖ 2000’li yıllara kadar uzanmaktadır. Babil hükümdarı Hammurabi’den beri
tanımlanmaya ve uygulanmaya çalışılan “kalite”, artık günümüzde “müşteriye verilen
bir söz” olarak tarif edilmektedir. Yine TKY’ye göre müşteri, “kalitenin son yargıcı”
olarak görülmektedir. Bu sebeplerden dolayı TKY’nin ana felsefesinde mevcut durumla
yetinmek hoş karşılanmamakta, sürekli bir gelişim ve iyileşmenin olması gerekliliği
vurgulanarak müşteri memnuniyeti esasına dayalı bir yönetim anlayışı
benimsenmektedir. İşte bu anlayış günümüzde eğitim kurumlarında da uygulanmaya
başlanmış ve başarılı sonuçlar alınmıştır. TKY anlayışının Kuran Kursları eğitiminde de
-bazı sorunlar olsa da- uygulanabilme imkânı vardır.
Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Kur’an Kursları, Kur’an’ı yüzünden okumayı,
hıfzetmeyi temin eden ve temel ilmihal bilgileri öğreten ve ülkemizde İslam Dini’nin öz
olarak yeni yetişen nesillere öz olarak öğretildiği ilk din eğitimi kurumları olmasının
yanında, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın imam-hatiplik ve müezzinlik-kayyımlık
görevlerinde istihdam edeceği kendi personelinin hafızlık yaparak yetiştiği tek müessese
olan eğitim kurumlarıdır. Ülkemizde bu görevleri bir bütün olarak üstlenen başka bir
eğitim kurumu bulunmaması Kur’an Kurslarının önemini daha da arttırmaktadır. Ancak
Kur’an Kurslarıyla ilgili araştırmalar ve gözlemler Kur’an Kurslarının bugünkü haliyle
önemli sorunları bulunduğunu ve istenen düzeyde verimli ve kaliteli olamadıklarını
göstermektedir.
Kur’an Kurslarının en önemli sorunlarında birisi Türkiye’nin dört bir tarafında
bulunan 4.951 Kur’an Kursunun belirli bir standartlarının bulunmamasıdır. Bazı Kur’an
Kursları 4–5 öğreticili, aşçılı, bilgisayarlı ve modern fiziki imkânlara sahip iken,
bazıları ise bodrum katlarında ve tek öğretici ile eğitim hizmeti vermektedirler. Yine her
kursun öğrenci gruplarının yaş ortalaması, öğrencilerin öğrenim durumları ve kursa
geliş amaçları da birbirlerinden farklıdır.
144
1997 yılında zorunlu eğitimin kesintisiz sekiz yıla çıkması ile kursların öğrenci
sayısı azalmıştır. Erkek öğrenci ve hafızlık yapanların sayılarında da ciddi düşüşler
olmuştur.
Kur’an Kurslarını bitirenlere verilen sertifikanın başta Diyanet İşleri
Başkanlığı’nı olmak üzere hiçbir öneminin olmaması ve yine Kur’an Kurslarında ölçme
ve değerlendirmenin herhangi bir öneminin olmaması öğrencileri ve öğreticileri
olumsuz etkilemektedir.
Kur’an Kursu öğreticileri öğrencileriyle ve velileriyle yakından ilgilenmeye
çalışmakta ve kurs dışında da sosyal etkinlikler düzenleyerek öğrencilerin psiko-sosyal
gelişimlerine katkıda bulunmaktadırlar.
Yaptığımız araştırmaya göre Kuran Kursu programları TKY felsefesiyle kısmen
paralellik göstermektedir. Çünkü 1990 yılından günümüze yapılan tüm araştırmalarda
öğrenciler programda görmek istedikleri hiçbir yeni ders müfredata eklenmemiştir.
Hâlbuki TKY felsefesinde öğrencilerin istekleri ve memnuniyeti ön plandadır. Bu
isteklerin yerine getirilmesi önemlidir. Toplam Kalite Yönetimi anlayışı Kur’an
Kursları eğitimine yeni bir anlayış getirecektir. TKY’nin ilke ve amaçları ışığında
Kur’an Kursları programlarında yapılacak olan değişiklikler hem öğreticilerin hem de
öğrencilerin beklentilerini karşılayacak bunun sonucunda eğitimin kalitesi artacaktır.
Kur’an Kursu öğreticilerinin önemli bir kısmının öğretim yöntemleri konusunda
eksiklikleri bulunmakta ve hâlâ birçoğu çağın gerekleri olan teknolojik gereçleri biraz
da imkânsızlıklar yüzünden kullanmamaktadırlar. Yine İ.H.L ve 2 yıllık İlahiyat meslek
yüksekokulu mezunları ile İlahiyat Fakültelerinden 2002 yılından beri mezun olan
öğreticilerin pedagojik formasyonları yoktur.
Kur’an Kursu öğreticileri mevzuat konularında eksiklikleri olduklarını belirtmiş
ve öğretim yöntemleri, Kur’an-ı Kerim okuma, Temel dinî bilgiler gibi konuların
yanında bu konuda da kendilerine hizmet-içi eğitim verilmesini istemişlerdir.
Kur’an Kursu öğreticileri okuttukları dersler için bir ölçme ve değerlendirme
yapmakta fakat bunların bir öneminin olmamasından dolayı öğrencilerini motive
etmede zorluklar çektiklerini belirtmektedirler.
145
Kur’an Kursu öğreticileri Toplam Kalite Yönetimi hakkında yeterli bilgi sahibi
olmamalarına rağmen, Toplam Kalite Yönetiminin ilke ve amaçlarını
benimsemektedirler. Örneğin Kur’an Kursu öğreticilerin büyük bir çoğunluğu TKY’nin
en önemli amacı olan öğrenci memnuniyetini benimsemekte, demokratik sınıf ortamının
oluşturulması için öğrencilerine söz hakkı vermekte ve onların görüşlerine değer
vermektedirler.
Kur’an Kurslarının amacı Kur’an’ı Kerim’i yüzünden okutmayı öğretmek, temel
ilmihal ve dini bilgileri öğretip hafız yetiştirmektir. Kur’an Kursları mümkün olduğunca
bu amaçlarını yerine getirmektedirler. Tabiî ki bu amaçlarına ulaşmada kursların sahip
oldukları öğrencilerin durumu da katkı sağlamaktadır.
İ.H.L ve 2 yıllık İlahiyat meslek yüksekokulu mezunları Temel dinî Bilgiler
dersi için okullarında yeterli eğitimi almadıkları buna karşın İlahiyat Fakülteleri
mezunları bu konuda okullarında yeterli eğitimi almışlardır.
Kuran Kursu öğreticileri başta mevzuat ve öğretim yöntemleri konuları olmak
üzere çeşitli alanlarda hizmet içi eğitime ihtiyaç duymaktadırlar.
Kuran Kursu öğreticilerinin genel olarak kitap okuma alışkanlıkları olmakla
birlikte çoğunluğu eğitimle ilgili kitaplar okumamaktadır.
Diyanet İşleri Başkanlığı Kur’an Kursları için yeni düzenlemeler yapmak için
çalışmakta, öğreticilerin yeterliliklerini yeniden belirlemektedirler. Fakat Milli Eğitim
Bakanlığı gibi Toplam Kalite Yönetimi çalışmaları yürütmemektedir.
ÖNERİLER
Kur’an Kurslarına Toplam Kalite Yönetimi anlayışını getirmek aslında çok da
zor değildir. Kısa, orta ve uzun vadeli planlamalarda Kur’an Kurslarında Toplam Kalite
Yönetimini uygulayabilir. Yaptığımız bu araştırma göstermiştir ki; öğreticilerin
çoğunluğu TKY felsefesini benimsemektedir. Zaten DİB kurslar ve öğreticilerin
verimliliğini arttırmak için yaptıkları çalışmalar sürmektedir. Bu çalışmalar TKY’nin
ilke ve amaçları doğrultusunda devam ettiği sürece TKY anlayışı kurslar için
uygulanabilir hâle gelecektir. Bu bağlamda DİB, İlahiyat Fakültelerinde görev yapan
Din Eğitimi öğretim üyelerini ve Toplam Kalite Yönetimi uzmanlarını bir araya
146
getirerek Kur’an Kurslarında Toplam Kalite Uygulamalarına nasıl geçileceği konusunda
görüş ve öneriler alarak bu yolda uygulama faaliyetine geçebilir.
Kur’an Kursularında öğreticilik yapan personelin tercihen İlahiyat Fakültesi, en
azından İlahiyat Meslek Yüksekokulu (İMYO) mezunu olmaları şartı getirilmeli ve
halen görev yapan öğreticilere aynı eğitimden (İMYO) geçme imkânı sağlanmalıdır.
Kur’an Kurslarının programları, istihdam gayeleri göz önüne alınarak yeniden
ele alınmalı; örneğin bugünkü programlarda bulunan, Kur’an, İtikat, İbadet, Ahlâk ve
Siyer derslerinin yanında Türkçe, Hitabet, Müzik gibi dersler de ilave edilmeli; hatta
bölgesel şart ve ihtiyaçlara uygun olarak “Halk Eğitim Merkezleri” ile işbirliği içinde
halıcılık, biçki-dikiş, bilgisayar… gibi kurslar Kur’an Kurslarında öğleden sonra
düzenlenerek öğrencilerin hayata daha iyi hazırlanmaları sağlanmalıdır.
Kur’an Kursları, kütüphanesi, kapalı ve açık spor salonları, bahçesi dinlenme
yerleri ve mescidi ile öğretime elverişli, mimari ve estetik yönleri ile kaliteli
mekanlarda, pedagojik esaslara uyularak öğretime devam etmelidir.
Kur’an Kursu yöneticileri mahalli belediyelerle anlaşarak, öğrencilerin belediye
hizmetlerinden yararlanmalarını sağlamalıdırlar.
Kur’an Kurslarını bitirenlere verilen sertifikaların hiçbir geçerliliğinin olmaması,
devamsızlık ve ölçme ve değerlendirme konularında hiçbir yaptırımın bulunmaması
hem öğrencileri hem de öğreticileri olumsuz etkilemekte ve verimi düşürmekte
olduğundan Diyanet İşleri Başkanlığı Kur’an Kurslarının işlevselliğini arttırmak için
özellikle hafızlık için gelen öğrencileri öğrenim süreci içinde açık öğretim İmam-Hatip
liselerine kaydettirme imkânını sağlamalı ve hafızlığını bitirdiğinde İmam-Hatip
lisesinden de mezun olabilmesinin yollarını aramalıdır. Daha sonra YÖK ile işbirliği
içinde ilahiyat fakültelerinde hafızlara ayrı bir kontenjan tanınması veya onlara ek puan
verilmesi sağlanarak bu öğrencilerin ilahiyat fakültesi mezunu olmalarının önünün
açılması, Kur’an Kurslarının geleceği açısından önemlidir.
Yaz Kur’an Kurslarında olduğu gibi normal sekiz aylık Kur’an Kursu
eğitiminde de kur sistemi uygulanmaya konmalı ve eşit seviyedeki öğrencilerin bir
arada ders görmeleri sağlanarak verimin arttırılması yoluna gidilmelidir.
147
Kur’an Kurslarının fiziki yapısı iyileştirilmeli, en azından her kursa görsel
öğretim materyalleri (bilgisayar, projektör..vs) alınmalıdır. Böylece öğreticilerin daha
verimli ders işlenmesi ve teknolojik imkânları kullanmalarına fırsat tanınmalıdır.
Diyanet İşleri Başkanlığı, Kur’an Kursları hakkında araştırma yapan akademik
personele destek sağlayarak, kursların problemlerini tespit edip çözüm arayan bu
akademik çalışmalardan yararlanarak kursların eğitim kalitesinin arttırılmasında fiili
adımlar atmalıdır.
Kurslarda verilen eğitimin kalitesinin arttırılması için en önemli hususlardan
birisi de öğreten merkezli ve ezbere dayalı yaklaşımlar yerine öğrenen merkezli ve
düşünmeye, anlamaya, kavramaya ve problem çözmeye yönelik yaklaşımların
benimsenmesi ve uygulanmasıdır. Zira öğreticilerin hizmet öncesi eğitimleri yetersizdir.
İlahiyat Fakültesi mezunu öğretici sayısı sınırlı, pedagojik formasyon alan öğretici
sayısı ise yok denecek kadar azdır. Bu bakımdan mevcut öğreticilerden pedagojik
formasyon almayanların, İlahiyat Fakülteleri ve Eğitim Fakülteleriyle işbirliği içinde bu
eksiklilerinin tamamlanması yoluna gidilmelidir.
Kur’an Kursları 21. yüzyılda hızla değişen eğitim ve iş dünyasındaki gelişmeleri
yakalamak zorundadırlar. Çünkü iş dünyasındaki bu değişiklikler belirli süre sonra
eğitime de yansımaktadırlar. Bu yansıma eğitim sisteminin amacını, rollerini,
sorumluluklarının yeniden yapılanmasına neden olmaktadır. Kur’an Kursları da bu
gelişme ve yenilikleri kendi amaçlarına uygulayarak nitelikli öğrenciler yetiştirmek
durumundadırlar.
Elbette Toplam Kalite Yönetimi anlayışı, tek başına Kur’an Kurslarının
eğitiminde kaliteyi arttıran ve bütün problemleri çözen yegâne çözüm yolu değildir;
ancak, Kur’an Kurslarında verimi arttıracak ve mevcut sorunlarına çözüm olacak ve bu
kursların geleceğine ışık tutacak yöntemlerden biri olarak DİB’e yardımcı olacaktır.
KAYNAKÇA
Diyanet İşleri Başkanlığı Kur’an Kursları Yönetmeliği.17.10.1971 gün ve 13989
sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan
18.08.1997 tarih ve 23084 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren
4306 sayılı kanun.
AKINCI, Z. Beril, Kurum Kültürü Tanımı, Özellikleri ve Boyutları, Human
Resoures, İnsan Kaynakları ve Yönetim Dergisi (1997), Yıl:1,
Sayı:6 (Nakl: Servet Özdemir, Eğitimde Örgütsel Yenileşme,
Ank. 2000 (4.Baskı), Pegem A Yay.).
AKYILDIZ, Salih, TKY Seminer Notları, Trabzon 2002.
AKYÜZ, Ömer Faruk, Stratejik İnsan Kaynakları Planlaması, Sistem Yay.,
İstanbul 2001.
ALAYLIOĞLU, Ruşen - Oğuzkan, Ferhan, Ansiklopedik Eğitim Sözlüğü, Arif
Bolat Kitabevi, İstanbul 1968.
ALICIGÜZEL, İzzettin, Çağdaş Okulda Eğitim ve Öğretim, Sistem Yay.,
İstanbul 1998.
ARSLAN, Ahmet, Hizmet İçi Eğitimde Yönetim Organizasyonu Semineri,
Antakya Öğretmenevi, 19–23 Mart 2001.
AŞIKOĞLU, Nevzat Y., “Vaizlerde Aranacak Temel Yeterlilikler Üzerine”,
C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, c. 8, S. 2, Sivas 2004.
, "Kur’an ve Hadis Öğretimi Konusunda Yeni Bir Yöntem Önerisi"
İslamî Araştırmalar Dergisi, c. 6, Sayı 2, yıl l992, s.115-124
AY, Mehmet Emin, Diyanet İşleri Başkanlığı’na Bağlı Kur’an Kurslarının
Problemleri ve Beklentileri, Uludağ Yay., Bursa 1995.
AYASBEYOĞLU, Nevzat, İslamiyet’in Eğitimimize Getirdiği Değerler, M.E
Basımevi, İst. 1968.
AYDIN, M. Zeki, Din Öğretiminde Yöntemler, Nobel Yay.(3. Baskı), Ankara
2007.
AYDIN, Mehmet, “Günümüzde İrşad Hizmetlerinde Görülen Bazı Yanlışlar”, I.
Din Şurası, Ankara 1993.
149
AYDOĞAN, Enver - OKAY Şenol, TKY, Standart Dergisi, s. 73, Kasım 2001,
Sayı: 467.
AYHAN, Halis, Türkiye’de Din Eğitimi, İFAV Yay., İstanbul 1999.
BAŞKURT, İrfan, Din Eğitimi Açısından Kur’ân Öğretimi ve Yaz Kur’ân
Kursları (İstanbul Örneği), Dem Yay., İstanbul 2007.
BAYRAKTAR, M. Faruk, İslam Eğitiminde Öğretmen-Öğrenci
Münasebetleri, İFAV Yay., 3.Baskı, İst.1989.
, Kur’an Kursları Üzerine Bir Araştırma, İstanbul 1992.
BEİL, Brigitte, İyi Çocuk, Zor Çocuk, Çev. Cuma Yorulmaz, Arkadaş Yay.,
Ankara 2003.
BİLGİN, Beyza, Eğitim Bilimi ve Din Eğitimi, Gün Yay., Ankara 1998.
, Eğitim Bilimi ve Din Eğitimi, Yeni Çizgi Yay., Ankara 1995.
BRİDGE, Berna, Eğitimde Toplam Kalite Yönetimi Uygulamaları, Beyaz
Yay., İstanbul 2003.
BÜYÜKDİNÇ, Mustafa, Sekiz Yıllık Kesintisiz Zorunlu Temel Eğitim
Sonrası Kur’an Kurslarında Eğitim ve Öğretim, (Basılmamış Y.
Lisans Tezi), SAÜSBE, Sakarya 2001.
CANAN, Zeki, İslam Tarihi, İstanbul 1977, c. I.
ÇAMDİBİ, H. Mahmut, Beşeri Münasebetler, Din Eğitimi Araştırmaları
Dergisi, c. 1, S. 1, İstanbul 1994.
, Eğitimin İlkeleri ve Rehberlik, İleti Yay., İstanbul 2000.
ÇELEBİ, Ahmet, İslam’da Eğitim Öğretim Tarihi, çev. Ali Yıldırım, Damla
Yay. İstanbul 1983.
DİB, 1997 yılı İstatistikleri, Ankara 1998.
DİB, İstatistiklerle Diyanet İşleri Başkanlığı, Ankara 1990.
Din Eğitimi Raporu, AİHL Öğrencileri ve Mezunları Vakfı Yay., Ankara 1995.
DODURGALI, Abdurrahman, Din Eğitimi ve Öğretiminde İlkeler ve
Yöntemler, MÜİFV Yay, no: 165, İstanbul 1999.
DOĞAN, Elife, Eğitimde Toplam Kalite Yönetimi, Acamdemyplus Yay.,
Ankara 2002 (2. Baskı).
EFİL, İsmail, İşletmelerde Yönetim ve Organizasyon, Alfa Yay., İstanbul
1999.
150
, TKY ve ISO 9000 Kalite Güvence Sistemi, Alfa Yay., İstanbul
1999(4. Baskı),
EKİNCİ, Yusuf, Ahilik, Ankara 1989, s. 67.
ELMACI, Orhan, KARA H., TAŞKIN E., ÇALIK M., Toplam Kalite
Yönetimi, Kütahya 2000.
EMİN, Ahmet, Fecru’l İslam, ter: Ahmed Serdaroğlu, Ank., 1976.
Endüstriyel Teknik Öğretimde Toplam Kalite 13, Hazırlayan: Komisyon,
MEB, Ankara 2001.
ENSARİ, Hoşcan, 21 Yüzyıl Okulları İçin Toplam Kalite Yönetimi, Sistem
Yay., İst. 2000 (2.Baskı).
ERDEM, Rıza, “Toplam Kalite Yönetimi Uygulamasının Eğitim Sistemine
Sağlayacağı Olası Yararlar” Eğitim Araştırmaları, Sayı: 2000/1,
(s. 31–36).
ERGİN, Osman, Türk Maarif Tarihi, Eser Matbaası, İstanbul 1977, c. I-II.
ERSEN, Haldun, Toplam Kalite ve İnsan Kaynakları Yönetimi İlişkisi, Sim
Matb., İst. 1997 (2. Baskı).
FINDIKLI, Remzi, Kaliteli Bir Güvenlik Hizmetinin Gereği Olarak Polis
Eğitimi (TODAİEY No: 289) (Nakl: Hasan Ali Yıldırım,
Eğitimde Toplam Kalite Yönetimi, Nobel Yay., Ank. 2002, s. 5).
FİDAN, Nureddin, Okulda Öğrenme Öğretme, Ankara 1986.
GENÇ, H.Mustafa, Eğitimde Toplam Kalite Yönetimi El Kitabı, Gazi Bld.
Kültür Yay., Samsun 2006.
, Kültürümüzde ve Batı’da Toplam Kalite Yönetimi, Akabe
Yay., Samsun 2002.
GENÇ, Nurullah, Zirveye Götüren Yol: Yönetim, İstanbul 1995.
GORDON, Thomas, Etkili Öğretmenlik Eğitimi, (çev. Emel Aksay) Sistem
Yay., İstanbul 1998.
GÜMÜŞ, Mustafa, Yönetimde Başarı İçin Altın Kurallar, Seha Neşriyat,
İstanbul 1995.
GÜNAY, Didem, Eğitimde TKY, MEB Araştırma ve Geliştirme Dairesi
Başkanlığı Seminer Notları, Ankara 2001.
GÜNEŞ, Firdevs, Sınıf Yönetimi, Ocak Yay., Ankara 2004.
151
HALİS, Muhsin, Paradigmadan Uygulamaya Toplam Kalite Yönetimi, Beta
Yay., İst.2000.
HACİB, Yusuf Has Kutadgu Bilig,, Çev: Reşid Rahmeti Arat, Türk Tarih
Kurumu,Ank. 1998
HERGÜNER, Gülten, “Eğitimde Toplam Kalite Uygulamasının Sağlayacağı
Yararlar” Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi,
Sayı:1998/13, (s. 11–21).
http://www.diyanet.gov.tr/turkish/tanitimistatistik.asp, Erişim Tarihi: 07.11.2006
İBN SA’D, Tabakat, Beyrut 1957, c.I, s. 220; Muhammed Hamidullah, İslam
Peygamberi, çev. Salih Tuğ, İstanbul 1993, c. I.
İMAİ, Masaaki, Kaizen, (çev. H. Kantarcı), Kalder Yay., İstanbul 1999 (4.
Baskı).
JASCHKE, Gotthard, Yeni Türkiye’de İslamlık, çev. Hayrullah Örs, Ankara
1972 s.
JENKIS, Lee, Deming İlkelerini Uygulayarak Sınıflarda Öğrenmenin
İyileştirilmesi, (çev: Gönül Yenersoy), Rota Yay., Kalder Yay.,
İstanbul 1998.
KALDER, Türkiye’de Kalite Olgusunun Gelişimi (1299-1990), Ank. 2000
Hazırlayanlar: Prof. Dr. F. Zehra Muluk, Yrd. Doç. Dr. Esra Burcu,
Bil. Uzm. Nazan Danacıoğlu
KALYONCU, İbrahim, Okul Müdürlerinin Toplam Kalite Yönetimi
Uygulamalarına İlişkin Tutum ve Düşünceleri, KATÜ SBE
Eğitim Bilimler Anabilim Dalı Tezsiz Y. Lisan Dönem Projesi,
Trabzon 2002.
KAZICI, Ziya, “Bir Eğitim Kurumu olarak Darûl Kurrâ”, Kur’an
Kurslarında Eğitim Öğretim ve Verimlilik, İSAV Tartışmalı İlmi
Toplantılar Dizisi-30, (24-25 Mayıs 1997), Ensar Neşriyat, İstanbul
2000.
KOÇ, Ahmet, Kur’an Kurslarında Eğitim ve Verimlilik, İlahiyat Yay.,
Ankara 2005.
Komisyon Raporu, “Kur’an Kursları’nın Eğitim Sistemimiz İçindeki Yeri”
Genel Öğretim İçinde Din Eğitimi ve Öğretimi 1 (Bilimsel
152
Toplantı) M.Ü. İlahiyat Fakültesi 09 Mayıs 1997, İFAV Yay.,
İstanbul 1997.
KOVANCI, Ahmet, Toplam Kalite Yönetimi Fakat Nasıl?, Sistem Yay., İst.
2001.
KÖKSAL (Özışıklıoğlu), Hayal, Kalite Okullarına Geçişte Toplam Kalite
Yönetimi, Dünya Yay., İst. 1998.
, Kalite Okullarına Geçişte Toplam Kalite Yönetimi, Dünya
Yay., İstanbul 1998.
KRİSHNAMURTİ, Jiddu, Eğitim Üzerine Mektuplar, çev. Buket Dilden,
Arion Yay., İstanbul 1994.
KURT, İhsan, Yetişkin Eğitimi, Nobel Yay., Ankara 2000.
KÜÇÜKAHMET, Leyla, (Editör), Eğitim Bilimine Giriş, Gazi Kitabevi,
Ankara 1997.
, Öğretim İlke ve Yöntemleri, A.Ü Eğitim Bilimleri Fak.
Yay:152, Ankara 1986.
MAVİŞ, Fermani, Genel İşletme, Eskişehir 2001.
MİLLER, J., DOWER A., INNİSS S., Improving Quality in Further
Education: A Guide for Teachers in Course Teams, Ware,
Herts, Counsaltants at Work 1992.
ÖCAL, Mustafa, Eğitimde Rehberlik, Düşünce Kitabevi, İstanbul 2004.
ÖNDER, N. Kemal, Öğretimde Program, İlke ve Yöntemler, İstanbul 1992.
ÖZEVREN, Mina, Toplam Kalite Yönetimi Temel Kavramlar Ve
Uygulamalar, Alfa Yay., İstanbul 2000 (2.Baskı).
PEHLİVAN, İnayet, “Örgüt Kuramlarındaki Gelişmenin İnsan Kaynakları
Yönetimine Etkisi”, Amme İdare Dergisi, s. 30/4, 1997, s. 100 vd.
ROSS, J.E., Total Quality Menagement, St. Lucie Press, Delray Beach 1993.
RUSSEL, Bertrand, Eğitim ve Toplum Düzeni, (çev: Nail Bezel), Varlık Yay.,
İstanbul 1981.
SERTER, Nur, 21. Yüzyıla Doğru İnsan Merkezli Eğitim, Sarmal Yay.,
İstanbul 1997.
ŞA’BAN, Zekiyüddin, İslam Hukuk İlminin Esasları, çev. İ.Kâfi Dönmez,
TDV Yay., Ankara 1990.
153
ŞİMŞEK, Muhittin, Sorularla Toplam Kalite Yönetimi, Alfa Yay., İstanbul
2000.
, “Toplam Kalite Yönetiminin Rekabet Gücüne Etkisi” Standart
Dergisi, Kasım, 2000; Sayı 467.
, Toplam Kalite Yönetimi, Alfa Yay. (3. Baskı), İstanbul 2001.
TAN, Hasan, Psikolojik Yardım İlişkileri, MEB Yay., İstanbul 1992.
TDK Sözlük (10. Baskı), s. 1649, Ankara 2005.
THUT I.N., The Story of Education, Mc. Graw- Hill Book Company, Inc. New
York, 1957, s. 248.
TOZKOPARAN, Güler, “Sıfır Hatalı İnsan Yaratmak için Eğitimde Toplam
Kalite”, Verimlilik Dergisi, Sayı:1997/3, s. 119-130.
VARIŞ, Fatma, Eğitim Bilimine Giriş, A.Ü Basımevi, Ankara 1985.
WEAVER, Charles N., Toplam Kalite Yönetiminin Dört Aşaması, (çev:
Tuncay Birkan-Osman Akınhay) Sistem Yayıncılık, İstanbul 1997.
www.die.gov.tr/tkba/t099.xls, Erişim Tarihi: 22.11.2006.
YAVUZER, Hasan, Çağdaş Din Hizmeti ve Diyanet İşleri Başkanlığı, Laçin
Yay., Kayseri 2007.
YENERSOY, Gönül, Toplam Kalite Yönetimi, Rota Yay., İst. 1997.
YILGÖR, Ayşegül; Toplam Kalite Yönetimi ve Eğitim Sisteminde
Uygulanabilirliği, Kamu Yönetiminde Kalite, I. Ulusal Kongresi
26-27 Mayıs 1998.
YILMAZ, Hüseyin, Camilerin Eğitim Fonksiyonu, DEM Yay., İstanbul 2005.
Yönetim ve Organizasyon 2, AÖF Yay., s. 19
EKLER
EK 1: ANKET
Değerli Kur’an Kursu Öğreticisi,
Kaliteye sistemli bir yaklaşım olarak tanımlanan Toplam Kalite Yönetimi, son yıllarda birçok
alanda kullanılan bir kavram olarak karşımıza çıkmakla birlikte, aslında işletmeler için bir yönetim
felsefesi ve uygulaması olarak kullanılagelen bir kavramdır. Bununla birlikte, son zamanlarda eğitimden
politikaya, sağlıktan ulaşıma kadar her alanı kapsar hâle gelmiştir.
Bu anket, bilimsel bir çalışma amacıyla yapılmaktadır. Bu nedenle anketimize adınızı yazmanıza
gerek yoktur. Anketin amacı Kur’an Kursu öğreticilerinin, TKY ilke ve amaçlarını benimseme
düzeylerini ölçmeye yönelik olarak siz değerli öğreticilerin görüşlerini başvurmaktadır.
Bu araştırmaya yapacağınız katkılardan dolayı şimdiden teşekkür eder, saygılar sunarım.
Araş. Gör. M. Fatih GENÇ
C.Ü. İlahiyat Fakültesi Din Eğitimi ABD
I. BÖLÜM
KİŞİSEL BİLGİLER
Lütfen size uygun seçeneğin yanındaki parantezin içine (X) işareti koyunuz.
1- Cinsiyetiniz
a) Kadın ( )
b) Erkek ( )
2- Görev yaptığınız yerleşim birimi
a) İl Merkezi ( )
b) İlçe Merkezi ( )
c) Köy ( )
3- Mesleki kıdeminiz
a) 5 yıl ve daha az ( )
b) 6–10 yıl ( )
c) 11–15 yıl ( )
d) 16–20 yıl ( )
e) 21 yıl ve daha fazla ( )
4- Öğrenim durumunuz
a) İmam-Hatip Lisesi ( )
b) 2 yıllık İlahiyat Meslek Yüksekokulu ( )
c) İlahiyat Fakültesi ( )
d) Lisansüstü ( )
155
e) Diğer ……………………
II. BÖLÜM
5- Toplam Kalite Yönetimi hakkında bilginiz var mı?
a) Hiç duymadım ( )
b) Sadece adını duydum ( )
c) Biraz biliyorum ( )
d) Bu konuda kitap/makale okudum ( )
e) Bu konuda seminere katıldım ( )
6- Kursa yeni gelen öğrenciyi tanımaya çalışır mısınız?
a) Zamana yayarak, öğretim yılı boyunca tanımaya çalışırım ( )
b) İlk hafta öğrencileri konuşturarak tanımaya çalışırım ( )
c) Yazılı olarak onlara ait bilgileri toplarım ( )
d) Hayır, buna gerek yok ( )
7- Derslere daha önceden hazırlanarak mı girersiniz?
a) Ara sıra hazırlanarak girerim ( )
b) Tüm derslere hazırlanarak girerim ( )
c) Zaten bildiğim konular olduğu için ihtiyaç duymuyorum ( )
8- Ders dışında Kur’an okur musunuz?
a) Hayır okumam, derste zaten gereği kadar okuyorum ( )
b) Sık sık okurum ( )
c) Ara sıra okurum ( )
9- Kur’an Kursundaki sizin için en önemli amaç nedir?
a) Öğrencinin Kur’anı kurallarına uygun okuyabilmesi ( )
b) Öğrencinin dini bilgileri tam olarak öğrenmesi ( )
c) Öğrencilerin dini sevmeleri ( )
d) Öğrencilerin her türlü memnuniyeti ( )
10- Derslerinizde yazı tahtası dışında en çok kullandığınız öğretim materyalleri
hangisidir?
a) Cd, vcd, kaset ( )
b) Bilgisayar ( )
c) Diğer……………………….
11- Öğrencilerin aileleriyle yakından ilişki kurar mısınız?.
156
a) Öğrencilerin evlerini sık sık ziyaret ederim ( )
b) Bazı öğrencilerin evlerini ara-sıra ziyaret ederim ( )
c) Öğrenci velilerini ara sıra kursa davet ederim ( )
d) Velilerle ilgilenmem, imkanım yok ( )
12- Derslerde en çok kullandığınız öğretim yöntemi tekniği nedir?.
a)…………………………..
b)…………………………..
13- Dersleriniz nasıl geçiyor?
a) Öğrenciler her derste konuşurlar ( )
b) Öğrencileri ara sıra konuştur ( )
c) Programı zor yetiştiriyorum, çoğunlukla dersleri ben anlatıyorum ( )
14- Sınıfta uygulanacak kuralları önceden belirler misiniz?.
a) Yazılı olarak ( )
b) Sözlü olarak ( )
c) Tartışarak ortak bir şekilde belirleriz ( )
d) Kural belirlemeye gerek yok, herkes ne yapması gerektiğini biliyor ( )
15- Kurstaki derslerde nasıl bir ölçme ve değerlendirme (sınav) yaparsınız?
a) Temel dinî bilgiler dersi için her dönem bir sınav yaparım ( )
b) Temel dinî bilgiler dersi için her dönem iki-üç sınav yaparım ( )
c) Notların vermenin bir değeri yok, o yüzden bu konuda hazırlığım yok ( )
16- Kur’anı Kerimi yüzüne okuma ve ezber için nasıl bir ölçme ve değerlendirme
yapıyorsunuz?
a) ……………………………………………………………………………… ( )
b) ……………………………………………………………………………… ( )
17- Kur’an dersi vermede kendinizi yeterli hissediyor musunuz?
a) Evet, okulda gerekli eğitimi aldım ( )
b) Evet, kendimi bu konuda sonradan yetiştirdim ( )
c) Eksikliklerim var, kısmen yeterliyim ( )
d) Kendimi yeterli hissetmiyorum ( )
18- Temel dinî bilgiler dersini vermede kendinizi yeterli hissediyor musunuz?
a) Evet, okulda gerekli eğitimi aldım ( )
b) Evet, kendimi bu konuda sonradan yetiştirdim ( )
c) Eksikliklerim var, kısmen yeterliyim ( )
157
d) Kendimi yeterli hissetmiyorum ( )
19- Öğrencilerinizin sorunları konusunda neler yaparsınız?
a) Öğrencilerin özel problemlerini çözmeye çalışırım ( )
b) Dini yönden sorularına ve sorunlarına çözüm bulurum ( )
c) Öğrencilerin problemleri beni ilgilendirmez ( )
20- Kurs dışında da öğrencilerle birlikte çeşitli sosyal etkinliklerde bulunur musunuz?
a) Sık sık kurs dışı etkinlikler yaparım. Lütfen etkinliklerinizi yazınız……… ( )
b) Ara sıra kurs dışı etkinlik yaparım. Lütfen etkinliklerinizi yazınız…………. ( )
c) Hiç yapmam ……… ( )
21- Hizmet içi eğitime ihtiyaç duyuyor musunuz?
a) Evet ( )
b) Hayır ( )
c) Kısmen ( )
22- Şayet duyuyorsanız hangi konularda eksiklik hissediyorsunuz?.
a) Kur’an okuma ( )
b) Temel dinî Bilgiler ( )
c) Öğretim Yöntemleri ( )
d) Mevzuat ( )
e) Hepsi ( )
23- Sizce hangi sıklıkla hizmet içi eğitim faaliyeti yapılmalıdır?
a) Yılda 1 defa ( )
b) Yılda 2 defa ( )
c) Diğer …………………
24- Kişisel veya gündelik sorunlarınızı derse taşır mısınız?
a) Biz de insanız, ister istemez özel hayatımdaki olumsuzluklar bazen derse etki yapıyor ( )
b) Özel hayat ayrı, iş ayrı, sorunlarımı derse yansıtmam. ( )
c) Duygusal biriyim, özel hayatımdaki olumsuz etmenler daima dersi etkiliyor ( )
25- Kitap okur musunuz??
a) Sık sık okurum ( )
b) Ara sıra okurum ( )
c) Okumaya zamanım yok ( )
26- Şayet kitap okuyorsanız okuduğunuz son üç kitabı yazınız.
a)………………………….. b)………………………….. c)……………………………