2
98 EKONOMİK FORUM KÜTÜPHANE Günümüzde ekonomik ve toplumsal düşünce akımlarının kaynağını bilmeden sağlıklı bir değerlendirme yapamayız. Galbraith, bu kitabında yüzyıllar boyu ekonomik bunalımlar, devrimler, kıyımlar ve kırımlar yaşamış dünyamızın sosyoekonomik tarihini sergiliyor. Bir önceki yüzyılda kapitalistler başarılarından, sosyalistler zaferlerinden emindi. Oysa artık“Kuşku Çağı”nı yaşıyoruz. Kitapta toplumları, rejimleri etkileyen, hatta ona yön veren düşünce akımlarının, sistemlerinin yarattığı karmaşanın insan yaşamını belirsizlikler üzerine şekillendirği anlatılıyor. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) tam üyelik sevdası, 1987 yılından bu yana uyum yasaları, reddedilmeler, karşılıklı restleşmeler ve yeşil ışık yakmalarla devam ediyor. Irak Savaşı, Avrupa’da patlak veren ekonomik kriz, enerji kaynaklarının azalması ve Arap Baharı’yla güç dengelerinin yeniden şekillendiği günümüzde Türkiye, Orta Doğu için anahtar niteliğinde bir oyuncu konumuna geldi. Hem AB’nin hem de Türkiye’nin önde gelen ortağı ABD, bu ikili arasında daha yakın ilişkiler kurulmasının en azimli destekçisi. Türkiye’yi Truva Atı’na benzeten Nathalie Tocci, bu dinamik üçgen içindeki ilişkinin öyküsünü anlatırken, bir yandan da ABD’nin müttefikleri arasındaki ilişkileri nasıl ve neden şekillendirdiğini açıklıyor. Ekonomik gelişmeler tarihi ABD, AB ve Orta Doğu üçgeninde Türkiye’nin yeri Bir sabah kümesinde altın yumurta bulan çiftçi soluğu kasabanın sarrafında alır. Sarraf, çiftçinin muteber bir kişiliğe sahip olmasından dolayı yumurtaların 24 ayar olduğunu ilan eder. Bu haber tüm kasabada hızla yayılır ve herkes altın yumurtadan satın almak ister. Gözünü para hırsı bürümüş çiftçi kârını artırmak için tavukları normalden daha fazla yemlemeye karar verir. Tamahkâr çiftçi, altın yumurtalar karşılığında daha fazla yem satın alarak bununla her gün tavukları artan bir oranda yemler. Yem taciri ise müstahsillerden daha fazla arpa ve buğday üretmeleri talebinde bulunur. İlk bakışta bu durum, tavuk, çiftçi, yem taciri, müstahsil ve diğer kasaba sakinleri için çok kârlı gözükür. Her biri kazandıkça kazanır. Ancak sarrafın bir gün aniden yumurtaların 24 ayar olmadığını duyurması herkesi telaşlandırır. Kasaba sakinleri bir an önce altın yumurtaları ellerinden çıkarmak ister. Ancak nakde çevirmek artık zorlaşmıştır. Altın yumurta fiyatlarının düşmesiyle kasaba sakinleri tam bir hüsrana uğrar. Bunlar yetmezmiş gibi aşırı yemlemeden ötürü kümesteki tavukların ölmesiyle tüm hayaller kâbusa dönüşür. Günün sonunda işlemeyen bir kümes, beklediği altına kavuşamadığı için yem tacirine borcu olan bir çiftçi, müstahsile borçlu bir yem taciri ve altın yumurtadan zarara uğrayan kasaba sakinleri kalır. Durumdan vazife çıkaran köyün ağası mağdurların bir kısmına borç verir, diğerlerinin de ellerinde kalan yumurtaları satın alır. Küresel krizin “kıssadan hisse” öyküsü lkii “k d Küresel Kriz ve Paranın Patronları Erkan Demirbaş Nobel Akademik Yayıncılık 124 Sayfa, Nisan 2013 Ankara Kuşku Çağı J. Kenneth Galbraith Çeviren: Nilgün Himmetoğlu Altın Kitabevi 333 Sayfa, Kasım 2012 İstanbul b d G y b k dü ta ka so em Türkiye’nin Avrupa’daki Geleceği Nathalie Tocci İnkılâp Kitapevi 368 Sayfa, Nisan 2013 İstanbul

Kü l k i i “kıssadan “k d hisse” öyküsühaber.tobb.org.tr/ekonomikforum/2013/03/098-099.pdf · Bu satırların yazarı Gary Hamel Wall, bir kuruluşun gelecekteki doğrultusunu

  • Upload
    builiem

  • View
    220

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Kü l k i i “kıssadan “k d hisse” öyküsühaber.tobb.org.tr/ekonomikforum/2013/03/098-099.pdf · Bu satırların yazarı Gary Hamel Wall, bir kuruluşun gelecekteki doğrultusunu

98 EKONOMİK FORUM

KÜTÜPHANE

Günümüzde ekonomik ve toplumsal düşünce akımlarının kaynağını bilmeden sağlıklı bir değerlendirme yapamayız. Galbraith, bu kitabında yüzyıllar boyu ekonomik bunalımlar, devrimler, kıyımlar ve kırımlar yaşamış dünyamızın sosyoekonomik tarihini sergiliyor.

Bir önceki yüzyılda kapitalistler başarılarından, sosyalistler zaferlerinden emindi. Oysa artık“Kuşku Çağı”nı yaşıyoruz. Kitapta

toplumları, rejimleri etkileyen, hatta ona yön veren düşünce akımlarının, sistemlerinin yarattığı karmaşanın insan yaşamını belirsizlikler üzerine şekillendirği anlatılıyor.

Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) tam üyelik sevdası, 1987 yılından bu yana uyum yasaları, reddedilmeler, karşılıklı restleşmeler ve yeşil ışık yakmalarla devam ediyor. Irak Savaşı, Avrupa’da patlak veren ekonomik kriz, enerji kaynaklarının azalması ve Arap Baharı’yla güç dengelerinin yeniden şekillendiği günümüzde Türkiye, Orta Doğu için anahtar niteliğinde bir oyuncu konumuna geldi. Hem AB’nin hem de Türkiye’nin önde gelen ortağı ABD, bu ikili arasında daha yakın ilişkiler kurulmasının en azimli destekçisi. Türkiye’yi Truva Atı’na benzeten Nathalie Tocci, bu dinamik üçgen içindeki ilişkinin öyküsünü anlatırken, bir yandan da ABD’nin müttefikleri arasındaki ilişkileri nasıl ve neden şekillendirdiğini açıklıyor.

Ekonomik gelişmeler tarihi

ABD, AB ve Orta Doğu üçgeninde Türkiye’nin yeri

Bir sabah kümesinde altın yumurta bulan çiftçi soluğu kasabanın sarrafında alır. Sarraf, çiftçinin muteber bir kişiliğe sahip olmasından dolayı yumurtaların 24 ayar olduğunu ilan eder. Bu haber tüm kasabada hızla yayılır ve herkes altın yumurtadan satın almak ister. Gözünü para hırsı bürümüş çiftçi kârını artırmak için tavukları normalden daha fazla yemlemeye karar verir. Tamahkâr çiftçi, altın yumurtalar karşılığında daha fazla yem satın alarak bununla her gün tavukları artan bir oranda yemler. Yem taciri ise müstahsillerden daha fazla arpa ve buğday üretmeleri talebinde bulunur. İlk bakışta bu durum, tavuk, çiftçi, yem taciri, müstahsil ve diğer kasaba sakinleri için çok kârlı gözükür. Her biri kazandıkça kazanır. Ancak sarrafın bir gün aniden yumurtaların 24 ayar olmadığını duyurması herkesi telaşlandırır. Kasaba sakinleri bir an önce altın yumurtaları ellerinden çıkarmak ister. Ancak nakde çevirmek artık zorlaşmıştır. Altın yumurta fiyatlarının düşmesiyle kasaba sakinleri tam bir hüsrana uğrar. Bunlar yetmezmiş gibi aşırı yemlemeden ötürü kümesteki tavukların ölmesiyle tüm hayaller kâbusa dönüşür. Günün sonunda işlemeyen bir kümes, beklediği altına kavuşamadığı için yem tacirine borcu olan bir çiftçi, müstahsile borçlu bir yem taciri ve altın yumurtadan zarara uğrayan kasaba sakinleri kalır. Durumdan vazife çıkaran köyün ağası mağdurların bir kısmına borç verir, diğerlerinin de ellerinde kalan yumurtaları satın alır.

Küresel krizin “kıssadan hisse” öyküsüKü l k i i “k d

Küresel Kriz ve Paranın PatronlarıErkan DemirbaşNobel Akademik Yayıncılık124 Sayfa, Nisan 2013 Ankara

Kuşku ÇağıJ. Kenneth GalbraithÇeviren: Nilgün HimmetoğluAltın Kitabevi333 Sayfa, Kasım 2012İstanbul

bdGybkdüta

kasoem

Türkiye’nin Avrupa’daki GeleceğiNathalie Tocciİnkılâp Kitapevi368 Sayfa, Nisan 2013İstanbul

Page 2: Kü l k i i “kıssadan “k d hisse” öyküsühaber.tobb.org.tr/ekonomikforum/2013/03/098-099.pdf · Bu satırların yazarı Gary Hamel Wall, bir kuruluşun gelecekteki doğrultusunu

EKONOMİK FORUM 99i

Türkiye’nin önde gelen kurumlarına sistem kurma ve mükemmelleştirme eğitimleri ve danışmanlığı veren Fırat Ataklı, Karanlıkta Gol Atmak kitabında mükemmel sistemi kurmanın ve doğru ekibi oluşturmanın inceliklerini anlatıyor.

Kurumların en değerli varlığının doğru çalışanlar olduğunu vurgulayan Ataklı, kurumlarıyla bütünleşen, kurum ilkelerini ve değerlerini özümseyerek iş hayatına taşıyan, işine tutkuyla bağlı olan ve sürekli gelişim peşinde koşan insanların mükemmel sistemle bir araya geldiklerinde hem kendilerini hem de sistemi aşıp kurumlarını zirveye taşıdıklarını belirtiyor.

Yıllara dayanan deneyim ve birikimin eseri olan Karanlıkta Gol Atmak, kurumunu zirveye taşımak isteyen her çalışanın, yöneticinin ve patronun başucu kitabı olmaya aday.

Birinci Dünya Savaşı’nın sonucunda ortaya çıkan yeni düzen, Osmanlı İmparatorluğu’nu da etkiledi. Savaşın galipleri, gizli emellerini ortaya çıkartarak gayrimeşru işgallere başlar. İmparatorluğun iç kesimlerinde yer alan ve sıradan bir Anadolu şehri olan Antep, önce İngiltere’nin sonra da Fransa’nın işgaline maruz kalır. Başlangıçta durumun geçici olduğunu düşünen Antepliler daha sonra işin vahametini fark eder.

Fransa’nın işgaliyle acı hadiseler, “Müslüman toprağında heç gavur olur mu?” serzenişleriyle kısa zamanda tepkiye dönüşür. Bireysel tepkilerin yerini organize tepkiler alır ve direniş başlar. Antepliler, asimetrik savaş geliştirerek, savaşın gereklerini yerine getirmeye başlar. İşgalci Fransa, direniş karşısında çaresizlik içinde kalır. Fransa, uluslararası platformda ve kamuoyunda daha fazla itibar kaybetmemek için Antep’e yeni birlikler seferber eder. Ancak Antep’i askeri harekâtla elde edemeyen Fransa, şehri dört bir taraftan kuşatarak açlığa ve çaresizliğe bırakır. Antep direnişi; küçük, dağınık ve hafif silahlı bir mukavemetle meskûn mahalde büyük konvasiyonel orduya nasıl karşı konulacağını gösteriyor...

Karanlıkta gol atmak için siz daha neyi bekliyorsunuz?

Antep’in onurlu direnişi

Gülder DEMİR | [email protected] Forum Dergisi, Dünya Yayıncılık AŞ, 100. Yıl Mahallesi, Kat: 3 34440 Bağcılar/İSTANBUL

KİTAP GÖNDERMEK

İÇİN...

Amansız değişim, şiddetli rekabet ve durmak bilmez inovasyon dünyasında başarıya nasıl ulaşabilirsiniz? “Mühendis olmayan bizlerin, yani yönetici, yürütmeci ve liderlerin esinlenmesi gereken büyük sorunlar neler? Karbon ayrıştırma ya da füzyonla enerji üretme çabalarının bizim alanımızdaki yeri ne? Yönetim insani başarı teknolojisidir. Dünyanın en zorlu problemlerini çözmek ya da daha alçakgönüllü bir ifadeyle, derinlemesine insani örgütler yaratmak, bilimsel

atılımlardan fazlasını gerektirir. Yeni planlama, örgütleme, işbirliği, kaynak tahsisi, motive etme ve kontrol yöntemleri gerektirir. Biz yöneticiler hülyalı bakışlı hayalciler değil, pragmatik iş bitiricileriz. Ancak yine de, insan olmamızdan ötürü, son tahlilde hizmet ettiğimiz davalar ve çözmeye uğraştığımız problemlerle tanınırız.”

Bu satırların yazarı Gary Hamel Wall, bir kuruluşun gelecekteki doğrultusunu belirleme sorumluluğu duyanlara bol miktarda radikal öneriler sunuyor.

Geleceğe ve insanlığa yaraşır kuruluşlar inşa etmek...

Karanlıkta Gol AtmakFırat AtaklıElma Yayınları248 Sayfa, Nisan 2013Ankara

Şimdi Ne Yapıyoruz?Gary HamelOptimist YayıneviÇeviri: Ümit Şensoy312 Sayfa, Mayıs 2013İstanbul

ugaç

Ge

Bir Şehrin Direnişi Antep SavunmasıDoç. Dr. Bilgehan PamukIQ Kültür Sanat Yayıncılık360 Sayfa, Şubat 2013İstanbul

EKONOMİK FORUM 999i