9
ANAYASA BÖLÜM KARAR 2014/19529) Karar Tarihi: 21 /9/2017

İKİNCİ BÖLÜM - Anayasa · "Hodri meydan ... hiç korkmam, çünkü hırsız değilim. Seni tüm dünyaya rezil edeceğim" "Bir ülkenin Cumhurbaşkanı muhalefet partilerini

  • Upload
    others

  • View
    9

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: İKİNCİ BÖLÜM - Anayasa · "Hodri meydan ... hiç korkmam, çünkü hırsız değilim. Seni tüm dünyaya rezil edeceğim" "Bir ülkenin Cumhurbaşkanı muhalefet partilerini

~ ~

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

İKİNCİ BÖLÜM

KARAR

FEYZİ İŞBAŞARAN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası : 2014/19529)

Karar Tarihi: 21 /9/2017

Page 2: İKİNCİ BÖLÜM - Anayasa · "Hodri meydan ... hiç korkmam, çünkü hırsız değilim. Seni tüm dünyaya rezil edeceğim" "Bir ülkenin Cumhurbaşkanı muhalefet partilerini

~ ~

Başvuru Numarası

Karar Tarihi : 2014/19529 : 21 /9/2017

Başkan

Üyeler

Raportör Yrd.

Başvurucu

Vekili

İKİNCİ BÖLÜM

KARAR

: Engin YILDIRIM

: Celal Mümtaz AKINCI

Muammer TOP AL

M. Emin KUZ

RecaiAKYEL

: YusufEnes KAYA

: Feyzi İŞBAŞARAN

: Av. MuzafferDEGİRMENCİ

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

il. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 16/12/2014 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından

yapılmasına karar verilmiştir.

5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık)

gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı

beyanda bulunmamıştır.

111. OLAY VE OLGULAR

6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UY AP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:

7. Başvurucu geçmişte farklı dönemlerde milletvekili olarak seçilmiştir.

Başvurucu, Cumhurbaşkanının, Başbakan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı olarak görev yaptığı dönemde bu partiye mensup olarak bir süre milletvekilliği yapmıştır.

8. Başvurucu hakkında çıkarılan bir yakalama emrine istinaden 7/12/2014 tarihinde saat 9.30 sıralarında adliyeye sevk edildiği esnada Cumhurbaşkanlığı avukatları Taksim Polis Merkezine gelerek başvurucunun "Twitter" isimli sosyal paylaşım sitesi üzerinden Cumhurbaşkanına hakaret ettiği yönünde şikayette bulunmuşlardır.

9. Başvurucuya ait anılan sosyal medya hesabından aşağıda belirtilen paylaşımların yapıldığı tespit edilmiştir:

2

Page 3: İKİNCİ BÖLÜM - Anayasa · "Hodri meydan ... hiç korkmam, çünkü hırsız değilim. Seni tüm dünyaya rezil edeceğim" "Bir ülkenin Cumhurbaşkanı muhalefet partilerini

~ ~

Başvuru Numarası

Karar Tarihi : 2014/19529 : 21 /9/2017

"Savcı uyuyormuş ... Bekliyorum. Beni korkutmanız mümkün değil. Çok daha sert yazacağım. Seni indireceğim. HIRSIZ"

11 Ulan p .. . Biz 12 Eylül Mamaktan geliyoruz. Sen kimsin HIRSIZ? 11

"Senin gibi hırsızdan zerre kadar korkan Bingöl olsun. Seni daha sert yazacağım . 11

"Saat bu saat Diktatör bizi karakola çağırmış. Çok da S ... deydi zaten. Direnin. Bu bir savaş"

"Diktatör emir vermiş. Feyzi İşbaşaran 'ı sabah alın korkutun. Çok da s .. . deydin zaten. Hırsız. Sen sokakta gideceksin. " Londra 'dan geldim. Saat bu saat. Tayyip 'in polisleri otelde kaldığım odayı bastı, giyinip gidiyorum. Senden korkan senin kadar alçak"

"Haysiyetsiz diktatör, sen sabah 06'da otelden adam mı alıyosun? ... Sen kesinlikle ölümü hak ettin. Adi Alçak"

"Hodri meydan ... hiç korkmam, çünkü hırsız değilim. Seni tüm dünyaya rezil edeceğim" "Bir ülkenin Cumhurbaşkanı muhalefet partilerini muhatap alıyorsa, o

Cumhurbaşkanı değil. Ülkede Başbakan yok demektir. Bu rejim değişikliği" "Bu adam Cumhurbaşkanlığı yapamaz! Israr ederse, hem kendisi hem de ülke

kaybeder. 6 Ay sonra istifa etmek zorunda kalacak"

"Bir Cumhurbaşkanına "Alçakça" söylem yakışmaz. Taçlanan baş akıllanır diye bir atasözü var. Bunun akıllanacağı yok"

"Ben herhangi bir partiden değilim .Hırsız da değilim. Çalınan mal milletin malı.

"Çalıyor ama iş yapıyor diyen bir millet yok" "Bağırarak çağırarak korkutarak geziciler nerde? O nerde?Bu nerde ? deme herkes

yerli yerinde. Sadece sen korkuyorsun. Yolun sonu belli"

1 O. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 7/12/2014 tarihinde başvurucunun gözaltına alınması ve ertesi gün de mevcutlu olarak adliyede hazır edilmesi talimatı

verilmiştir.

11. Savcılık tarafından 8/12/2014 tarihinde, iki avukatının da hazır bulunmasıyla başvurucunun ifadesi alınmıştır. Başvurucu bu ifadesinde "Twitter" adlı sosyal paylaşım sitesindeki bazı sözleri kendisinin yazdığını, bazı sözlerin ise kendisine ait olmadığını,

bunların "kopyala-yapıştır" yapılmak suretiyle yazıldığını, bir kısım ibareyi ise başka birisine yönelik olarak yazdığını beyan etmiştir. Cumhuriyet Savcısı, aynı gün tutuklama nedenlerinin bulunduğu gerekçesiyle başvurucuyu tutuklanması istemiyle sulh ceza hakimliğine sevk etmiştir.

12. Başvurucu, İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliği önündeki sorgusu sırasında Cumhuriyet Savcısına verdiği ifadeye benzer şekilde anlatımda bulunmuştur. Hakimlik tarafından başvurucunun tutuklanmasına karar verilmiştir. Tutuklama kararının gerekçe bölümü şöyledir:

"Şüpheli FEYZİ İŞBAŞARAN'ın üzerine atılı Cumhurbaşkanına Hakaret suçundan; atılı suçun niteliği, mevcut delil durumu, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin varlığı, şüphelinin aleniyet oluşturan birden çok ağır hakaret içeren mesajlarını birden çok kez yazması, suç kastının artarak devam etmesi, müştekinin şüpheliye yönelik herhangi bir eylemi olmadığı halde veya kendisinin gözaltına alınmasında herhangi bir katkısı olmadığı halde müştekinin ve ailesini özel olarak tahkir edecek mesajlar yazması ve bu mesajların da sosyal medya üzerinde kamuoyu tarafından görülüp değerlendirilmesi,

atılı suçun yasada öngörülen cezasının üst sınırı dikkate alınarak, atılı suç yönünden beklenen ceza veya güvenlik önlemi değerlendirildiğinde "ölçülülük" ilkesi uyarınca daha hafif koruma önlemi olan adli kontrol tedbirinin uygulanmasının bu aşamada yetersiz kalacağı anlaşıldığından CMK'nun 100 ve devamı maddeleri uyarınca şüphelinin

tutuklanmasına [karar verildi]. .. "

13. Başvurucu vekili 10/12/2014 tarihinde tutuklama kararına itiraz etmiştir.

3

Page 4: İKİNCİ BÖLÜM - Anayasa · "Hodri meydan ... hiç korkmam, çünkü hırsız değilim. Seni tüm dünyaya rezil edeceğim" "Bir ülkenin Cumhurbaşkanı muhalefet partilerini

Başvuru Numarası

Karar Tarihi : 2014/19529 : 21 /9/2017

14. İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliği 12/12/2014 tarihinde itirazın kesin olarak reddine karar vermiştir. Kararın ilgili bölümü şöyledir:

11 ••• suç şüphesinin varlığını gösteren olguların varlığı nazara alındığında delillerin tam olarak toplanmamış olması, tutuklama koşullarının değişmemiş, salıverme koşullarının

oluşmaması sebebiyle itirazın reddine karar veril[ di] 11

15. Başvurucu, 16/12/2014 tarihinde süresinde bireysel başvuruda bulunmuştur. 16. 22/12/2014 tarihinde Cumhuriyet Savcısı, Cumhurbaşkanına hakaret suçundan

kovuşturma yapılabilmesi için Bakanlıktan izin verilmesi talebinde bulunmuş, Adalet Bakanının 23/12/2014 tarihli Olur'u ile kovuşturma izni verilmiştir.

17. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 12/1/2015 tarihli iddianamesi ile başvurucunun anılan paylaşımları dolayısıyla "tehdit ve Cumhurbaşkanına hakaret" suçlarını işlediğinden bahisle cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır. İddianamede başvurucuya ait telefona el konulduğu ve telefondan "imaj" alındığı, yine suça konu tweetlerin başvurucuya ait bir elektronik cihazdan (ipad) atılmış olma ihtimaline binaen bu cihazla ilgili elkoyma kararı alınarak cihaz üzerinde İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğünce inceleme yaptırıldığı belirtilmiştir.

18. Davanın görüldüğü İstanbul 11. Asliye Ceza Mahkemesi 15/1/2015 tarihinde tensip ile birlikte yaptığı inceleme sonucunda başvurucunun tutukluluk halinin devamına karar vermiştir.

19. Başvurucu anılan karara itiraz etmiş; İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi 20/1/2015 tarihinde başvurucunun itirazını kabul ederek tahliyesine karar vermiştir.

Mahkeme, tahliye ile birlikte başvurucu hakkında yurt dışına çıkış yasağı koymak suretiyle adli kontrol tedbiri uygulanmasına da karar vermiştir.

20. İstanbul 11. Asliye Ceza Mahkemesi 31/12/2015 tarihli kararıyla başvurucunun "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan 1 yıl 1 O ay 15 gün hapis, "tehdit" suçundan ise 1 yıl hapis cezaları ile cezalandırılmasına karar vermiştir.

21. Anılan karar, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 12/6/2017 tarihli ilamıyla

(Cumhurbaşkanına hakaret suçundan verilen cezanın 1 yıl 9 ay hapis olarak değiştirilmesi suretiyle) düzeltilerek onanmıştır.

IV. İLGİLİHUKUK 22. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Tutuklama

nedenleri"kenar başlıklı 100. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir: 11(1) Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama

nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez.

(2) Aşağıdaki hallerde bir tutuklama nedeni var sayılabilir:

a) Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa.

b) Şüpheli veya sanığın davranışları;

1. Delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme,

2. Tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma,

Hususlarında kuvvetli şüphe oluşturuyorsa. 11

23 . 5271 sayılı Kanun'un "Tutuklama kararı" kenar başlıklı 101. maddesinin (1), (2) ve (5) numaralı fıkraları şöyledir:

11(1) Soruşturma evresinde şüphelinin tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hakimi tarafından, kovuşturma evresinde sanığın tutuklanmasına

Cumhuriyet savcısının istemi üzerine veya re'sen mahkemece karar verilir. Bu istemlerde

4

Page 5: İKİNCİ BÖLÜM - Anayasa · "Hodri meydan ... hiç korkmam, çünkü hırsız değilim. Seni tüm dünyaya rezil edeceğim" "Bir ülkenin Cumhurbaşkanı muhalefet partilerini

Başvuru Numarası

Karar Tarihi : 2014/19529 : 21/9/2017

mutlaka gerekçe gösterilir ve adlf kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını belirten hukukf ve jiilf nedenlere yer verilir.

(2) (Değişik: 2/7/2012-6352/97 md.) Tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya bu husustaki bir tahliye isteminin reddine ilişkin kararlarda;

a) Kuvvetli suç şüphesini,

b) Tutuklama nedenlerinin varlığını,

c) Tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunu,

gösteren deliller somut olgularla gerekçelendirilerek açıkça gösterilir. Kararın içeriği şüpheli veya sanığa sözlü olarak bildirilir, ayrıca bir örneği yazılmak suretiyle kendilerine verilir ve bu husus kararda belirtilir.

(5) Bu madde ile 100 üncü madde gereğince verilen kararlara itiraz edilebilir."

24. 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Cumhurbaşkanına hakaret" kenar başlıklı 299. maddesi şöyledir:

"(1) Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Suçun alenen işlenmesi halinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır.

(3) Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır. "

25. 5237 sayılı Kanun'un "Tehdit" kenar başlıklı 106. maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesi şöyledir:

"Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. "

V. İNCELEME VE GEREKÇE

26. Mahkemenin 21/9/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

27. Başvurucu tutuklanmasını gerektirecek kuvvetli belirti ve somut delil bulunmamasına rağmen tutuklandığını belirtmiştir. Tutuklamaya gerekçe olarak 5271 sayılı

Kanun'un 100. maddesinin gösterildiğine işaret eden başvurucu, tutuklama gerekçesinde belirtilen hiçbir hususun söz konusu maddenin kapsamında yer almadığını ifade etmiştir.

Başvurucu, tutuklanmasının keyfi, orantısız ve haksız olduğunu öne sürmüştür. Başvurucuya göre, tutuklama kararında delillerin tam olarak toplanmadığı belirtilerek soyut gerekçelere dayanılmış, tutuklanmasını haklı gösterecek herhangi bir somut gerekçe ortaya konulamamıştır. Başvurucu sonuç olarak Anayasa'nın 2., 10. ve 19. maddelerinin ihlal edildiğini ileri sürmüş ve tahliye talebinde bulunmuştur.

28. Bakanlık görüşünde, Anayasa Mahkemesinin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin benzer kararlarına atıf yapılarak, suç işlediği şüphesiyle bir kişinin

hürriyetinden yoksun bırakılabilmesi için atılı suçu işlediği yönünde makul şüphe ya da inandırıcı nedenlerin bulunması gerektiği vurgulanmıştır. Bakanlık makul şüphenin varlığının elde edilen deliller ve somut olayın koşullan da dikkate alındığında olaylara dışarıdan bakan ve tamamen objektif bir gözlemciyi ikna edecek yeterlilikte olması gerektiğinin altını çizmiş, başvurucunun üzerine atılı suçun üst sınırı dikkate alındığında tutuklama kararı verilmesine engel bir hal bulunmadığının ve üzerine atılı suçu işlediğine yönelik kuvvetli suç şüphesinin olmadığının söylenemeyeceğini belirtmiştir.

5

Page 6: İKİNCİ BÖLÜM - Anayasa · "Hodri meydan ... hiç korkmam, çünkü hırsız değilim. Seni tüm dünyaya rezil edeceğim" "Bir ülkenin Cumhurbaşkanı muhalefet partilerini

Başvuru Numarası

Karar Tarihi : 2014/19529 : 21/9/2017

B. Değerlendirme

29. Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesi şöyledir:

"Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler, ancak kaçmalarını, delillerin yok edilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen diğer hallerde hakim kararıyla tutuklanabilir. "

30. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Bu itibarla başvurucunun tutuklamanın hukuki olmadığına yönelen iddialarının Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrası bağlamında kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında incelenmesi gerekir.

1. Genel İlkeler

31. Anayasa'nın 19. maddesinin birinci fıkrasında herkesin kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına sahip olduğu ilke olarak ortaya konduktan sonra ikinci ve üçüncü fıkralarında, şekil ve şartları kanunda gösterilmek şartıyla kişilerin özgürlüğünden mahrum bırakılabileceği durumlar sınırlı olarak sayılmıştır. Dolayısıyla kişi hürriyeti ve güvenliği

hakkının kısıtlanması ancak Anayasa'nın anılan maddesi kapsamında belirlenen durumlardan herhangi birinin varlığı halinde söz konusu olabilir (Murat Narman, B. No: 2012/1137, 2/7/2013, § 42).

32. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına yönelik müdahale, temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasına ilişkin ölçütlerin belirlendiği Anayasa'nın 13. maddesinde belirtilen koşulları yerine getirmediği müddetçe Anayasa'nın 19. maddesinin ihlalini teşkil

edecektir. Bu sebeple sınırlamanın -Anayasa'nın 13. maddesinde öngörülen ve tutuklama tedbirinin niteliğine uygun düşen- kanun tarafından öngörülme, Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen haklı sebeplerden bir veya daha fazlasına dayanma ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama koşullarına uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir (Halas Aslan, B. No: 2014/4994, 16/2/2017, §§ 53, 54).

33. Anayasa'nın 13. maddesinde temel hak ve hürriyetlerin ancak kanunla sınırlanabileceği hükme bağlanmıştır. Öte yandan Anayasa'nın 19. maddesinde kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının sınırlanabileceği durumların şekil ve şartlarının kanunda gösterilmesi gerektiği kuralına yer verilmiştir. Bu bağlamda birbirleriyle uyumlu olan Anayasa'nın 13. ve 19. maddeleri uyarınca kişi hürriyetine ilişkin müdahale olarak tutuklamanın kanuni bir dayanağının bulunması zorunludur (Murat Narman, § 43; Halas Aslan, § 55).

34. Diğer taraftan Anayasa'nın 13. maddesinde, temel hak ve hürriyetlerin yalnızca Anayasa'nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak sınırlanabileceği

düzenlemesine yer verilmiştir. Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrasında; tutuklamaya kimler hakkında, hangi hallerde ve kimin tarafından karar verileceği açıklanmıştır. Maddede, suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişilerin ancak kaçmalarını, delilleri yok etmelerini veya değiştirmelerini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen diğer hallerde hakim kararıyla tutuklanabilecekleri belirtilmiştir (Halas Aslan, § 57).

35. Buna göre tutuklama, ancak "suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler" bakımından mümkündür. Bir başka anlatımla tutuklamada meşru bir amacın olması için ön koşul, kişinin suçluluğu hakkında kuvvetli belirtinin bulunmasıdır. Bu husus, tutuklama tedbiri için aranan olmazsa olmaz unsurdur. Bunun için suçlamanın kuvvetli sayılabilecek inandırıcı delillerle desteklenmesi gerekir. İnandırıcı delil sayılabilecek olgu ve bilgilerin niteliği büyük ölçüde somut olayın kendine özgü şartlarına bağlıdır (Mustafa Ali Balbay, B. No: 2012/1272, 4/12/2013, § 72).

6

Page 7: İKİNCİ BÖLÜM - Anayasa · "Hodri meydan ... hiç korkmam, çünkü hırsız değilim. Seni tüm dünyaya rezil edeceğim" "Bir ülkenin Cumhurbaşkanı muhalefet partilerini

Başvuru Numarası

Karar Tarihi : 2014/19529 : 21/9/2017

36. Başlangıçtaki bir tutuklama için kuvvetli suç şüphesinin bulunduğunun tüm delilleriyle birlikte ortaya konulması her zaman mümkün olmayabilir. Tutmanın bir amacı da kişi hakkındaki şüpheleri teyit etmek veya çürütmek suretiyle ceza soruşturmasını/kovuşturmasını ilerletmektir (Dursun Çiçek, B. No: 2012/1108, 16/7/2014, § 87). Bu nedenle yakalama veya tutuklama anında delillerin yeterli düzeyde toplanmış olması mutlaka gerekli değildir. Dolayısıyla suç isnadına esas teşkil edecek şüphelere dayanak oluşturan olgular ile ceza yargılamasının sonraki aşamalarında tartışılacak olan ve mahkumiyete gerekçe oluşturacak olguların aynı düzeyde değerlendirilmemesi gerekir (Mustafa Ali Balbay, § 73).

37. Öte yandan Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrasında, tutuklamanın "kaçma" ya da "delillerin yok edilmesini veya değiştirilmesini" önlemek amacıyla

verilebileceği belirtilmiştir. Bununla birlikte Anayasa koyucu tutuklama nedenlerine ilişkin olarak "bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen diğer hallerde" ibaresine yer vermek suretiyle hem tutuklama nedenlerinin Anayasa'da ifade edilenlerle sınırlı

olmadığını belirtmiş hem de bunların dışında bir tutuklama nedeninin ancak kanunla düzenlenmesini mümkün kılmıştır. Anayasa'nın, tutuklamanın meşru nedenlerinin belirlenmesi bakımından kanun koyucuya takdir hakkı tanıdığı görülmektedir (Halas Aslan, § 58).

38. Tutuklama nedenlerinin düzenlendiği 5271 sayılı Kanun'un 100. maddesinde, kişilerin ancak haklarında suç işlediklerine dair kuvvetli şüphelerin varlığını gösteren olguların ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde tutuklanabileceği belirtildikten sonra tutuklama nedenleri sayılmıştır. Buna göre şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olguların bulunması; şüpheli veya sanığın

davranışlarının delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme; tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma hususlarında kuvvetli şüphe oluşturması

hallerinde tutukluluk kararı verilebilecektir. Maddede ayrıca işlendiği konusunda kuvvetli şüphe bulunması şartıyla tutuklama nedeninin varsayılabileceği suçlara ilişkin bir liste bulunmaktadır (Ramazan Aras, B. No: 2012/239, 2/7/2013, § 46; Halas Aslan , § 59).

39. Anayasa'nın 13. maddesinde temel hak ve özgürlüklere yönelik sınırlamaların "ölçülülük" ilkesine aykırı olamayacağı belirtilmiştir. Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "tutuklamayı zorunlu kılan" ibaresiyle de tutuklamanın ölçülü olması gerektiğine işaret edilmektedir. Anılan Anayasa hükümlerine paralel bir şekilde 5271 sayılı

Kanun'un 100. maddesinde; işin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde tutuklama kararı verilemeyeceği ifade edilmiştir (Halas Aslan, § 72).

40. Anayasa'nın 13. maddesinde yer alan "ölçülülük" ilkesini gözetmek öncelikle tutuklama tedbirini uygulayan yargı mercilerinin görevidir. Bu nedenle bir ceza soruşturması veya kovuşturması kapsamında uygulanan tutuklama tedbirinin ölçülü olup olmadığı

öncelikle tutukluluğa ilişkin kararların gerekçeleri üzerinden tespit edilebilir (Murat Narman, § 62). Bir kişinin gerekçeden yoksun bir yargı kararıyla tutuklanması kabul edilemez. Bununla beraber tutukluluğu meşru kılan gerekçeler gösterilerek bir şüpheli ya da sanığın tutuklanması mümkündür. Ancak aşırı derecede kısa gerekçelerle ve hiçbir yasal hüküm gösterilmeden tutuklama kararı vermek, bu çerçevede değerlendirilmemelidir (Hanefi Avcı, B. No: 2013/2814, 18/6/2014, § 70).

41. Tutukluluğa ilişkin kararların gerekçelerinde, tutuklamanın ön şartı olan "kişinin suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunduğu"nun ve "tutuklama nedenleri"nin ortaya konulması gerekmektedir. Bu husus tutuklama kararlarının düzenlendiği 5271 sayılı Kanun'un 101. maddesinin (2) numaralı fıkrasında da ifade edilmiştir. Buna göre tutuklamaya ilişkin kararlarda; kuvvetli suç şüphesini, tutuklama nedenlerinin varlığını ve tutuklama

7

Page 8: İKİNCİ BÖLÜM - Anayasa · "Hodri meydan ... hiç korkmam, çünkü hırsız değilim. Seni tüm dünyaya rezil edeceğim" "Bir ülkenin Cumhurbaşkanı muhalefet partilerini

Başvuru Numarası

Karar Tarihi : 2014/19529 : 21/9/2017

tedbirinin ölçülü olduğunu gösteren deliller somut olgularla gerekçelendirilerek açıkça

gösterilecektir (Halas Aslan, § 75). Diğer taraftan tutukluluğun ölçülü olduğunun

söylenebilmesi için buna ilişkin kararlarda öncelikle adli kontrol tedbirlerinin tutuklamayla ulaşılmak istenen meşru amaç bakımından neden yeterli olmadığı ortaya konmalıdır. Bu husus tutuklama istemleri yönünden 5271 sayılı Kanun'un 101. maddesinin (1) numaralı fıkrasında da ifade edilmiştir (Halas Aslan, § 79).

2. İlkelerin Olaya Uygulanması

42. Başvurucu, Cumhurbaşkanına hakaret suçunu işlediği iddiasıyla 5271 sayılı

Kanun'un 100. maddesi uyarınca tutuklanmıştır. Bu itibarla başvurucunun kişi hürriyeti ve güvenliği hakkına tutuklama suretiyle yapılan müdahalenin kanuni bir temeli bulunmaktadır.

43 . Başvurucu hakkında verilen tutuklama kararındaki gerekçeler (bkz. §§ 12, 14) dikkate alındığında kuwetli suç şüphesine ve tutuklama nedenlerine ilişkin olarak mahkemeler tarafından yapılan değerlendirmeler karşısında anılan müdahalenin Anayasa ve Kanun'un öngördüğü anlamda meşru bir amacının bulunduğu görülmektedir.

44. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında ilk tutuklamaya ilişkin yargısal denetimin en önemli parçası, Anayasa'nın 19. maddesinin üçüncü fıkrasında tutuklama tedbirine başvurmanın zorunlu koşulları arasında sayılan suçun işlendiğine dair "kuwetli belirti" bulunup bulunmadığı hususudur. Bu kapsamda bir suçun işlenmiş olabileceğine

ilişkin ciddi belirtilerin varlığı ilk tutma bakımından yeterli olabilir (Hikmet Kopar ve diğerleri [GK], B. No: 2014/14061 , 8/4/2015, § 84).

45 . Başvurucunun tutuklanmasına konu olayda soruşturma mercilerinin tespitine göre Cumhurbaşkanına yönelik tehdit ve hakaret içeren paylaşımların yapıldığı "Twitter" hesabı başvurucuya aittir. Başvurucu hakkında düzenlenen iddianamede tweetlerin başvurucuya ait elektronik cihazdan (ipad) atılarak sonrasında silindiği, bu silinme kayıtlarının da tespitinin yapıldığı şeklinde değerlendirmede bulunulmuştur. Başvurucu

yapılan yargılama sonucunda Cumhurbaşkanına hakaret ve tehdit suçlarından hapis cezasıyla cezalandırılmıştır.

46. Başvurucu hakkında verilen tutuklama kararında açıklanan gerekçeler, iddianameyle başvurucuya isnat edilen eylemler ile bu eylemlere ilişkin olarak dayanılan delillerin içeriği, başvurucunun üzerine atılı suçtan mahkum edildiği ve mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği hususları birlikte değerlendirildiğinde başvurucu yönünden suç işlemiş olabileceğinden şüphelenilmesi için inandırıcı delillerin bulunduğu sonucuna varılmıştır.

4 7. Diğer taraftan başvurucu hakkında uygulanan tutuklama tedbirinin ölçülü olup olmadığı değerlendirilirken anayasal denetimin tutuklamaya ilişkin süreç ile tutuklama gerekçeleri üzerinden yapılması gerekir (Mehmet Baransu (2), B. No: 2015/7231, 17/5/2016, § 136). Başvurucu hakkında tutuklama kararı verilirken İstanbul 5. Sulh Ceza Hakimliğinin tutuklama nedeni olarak suçun niteliğine ve delil durumuna dayandığı, isnat edilen suçlara ilişkin kanunda öngörülen cezanın miktarına atıf yaparak tutuklamanın ölçülü olduğunu belirttiği ve adli kontrolün yetersiz kalacağına değindiği görülmektedir (bkz. § 12). Başvurucuya isnat edilen Cumhurbaşkanına hakaret suçu, 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası gerektiren ve suçun alenen işlenmesi halinde ceza miktarının 1/6 oranında artırılması

öngörülen nitelikli bir suçtur (bkz. § 24). İsnat edilen suça ilişkin olarak kanunda öngörülen cezanın ağırlığı, kaçma şüphesine işaret eden durumlardan biridir (Hüseyin Burçak, B. No: 2014/474, 3/2/2016, § 61). Öte yandan tutukluluğa yapılan itirazın incelendiği kararda İstanbul 6. Sulh Ceza Hakimliği, delillerin toplanmamış olduğu hususuna değinmiştir (bkz. § 14). Gerçekten de yukarıda da belirtildiği (bkz. § 17) gibi söz konusu paylaşımların

8

Page 9: İKİNCİ BÖLÜM - Anayasa · "Hodri meydan ... hiç korkmam, çünkü hırsız değilim. Seni tüm dünyaya rezil edeceğim" "Bir ülkenin Cumhurbaşkanı muhalefet partilerini

Başvuru Numarası

Karar Tarihi : 2014/19529 : 21 /9/2017

başvurucu tarafından yapılıp yapılmadığının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırıldığından başvurucunun tutuklandığı aşamada delillerin toplanmasının devam ettiği anlaşılmaktadır.

Dolayısıyla tutuklama nedenleri konusunda hakimliklerce dayanılan hususların olgusal temelleri bulunmaktadır.

48. Son olarak başvurucu, suça konu sosyal medya paylaşımlarını yaptığının

soruşturma mercilerince tespit edilmesinden hemen sonra gözaltına alınmış ve ertesi gün tutuklanmıştır. Başvurucu hakkındaki soruşturma süresi 3 8 gün sürmüş ve başvurucu

kovuşturma aşamasında ilk incelemenin ardından -dava açıldıktan 5 gün sonra- tahliye edilmiştir. Böylece başvurucunun tutukluluk süreci 43 gün devam etmiştir. Dolayısıyla

başvurucunun, delillerin toplanmasını ve soruşturma sürecinin tamamlanmasını müteakip tahliye edildiği görülmektedir. Bu itibarla somut olayın koşullarında kuvvetli suç şüphesinin var olduğunun kabul edildiği, diğer tutuklama koşullarının mevcut olduğuna dair yargı

organlarının genel değerlendirmelerinin somut olayın koşulları ile açıkça çelişmediği,

başvurucunun tutuklu kaldığı süre de dikkate alındığında tutuklamanın süreç bakımından "gerekli" olmadığı sonucuna varılması ıçın herhangi bir nedenin bulunmadığı

değerlendirilmiştir.

49. Açıklanan nedenlerle başvurucunun tutuklanmasının hukuki olmadığı iddiasına ilişkin olarak bir ihlalin bulunmadığı açık olduğundan başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

A. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUÖUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 21 /9/2017 tarihinde OYBİRLİÖİYLE karar verildi.

Üye Başkan

Engin YILDIRIM Celal Mümtaz AKINCI

Üye M. Emin KUZ

Üye Recai AKYEL

Üye Muammer TOPAL

9