4
115 BD KASIM 2018 Nedir yaşam? Soruyu, kuantum mekaniğine katkısıyla Nobel Ödülü kazanan Schrödinger’in [1] yaklaşımı ile açıklayacak değilim. Kendimce yanıtlamaya çalışacağım yaşam denince ne anladığımı: Her canlı için doğum ile ölüm arasın- daki değişken bir süreç yaşam dediğimiz şey. Mavi sineklerin ömrü 1-2 saat, okyanus midyesininki 507 yıl. Biz insan- ların ömrü ise 256 yaşayan Li Ching-Yuen gibi istisnalar bir yana ortalama 79 yıl. Tüm canlılar arasında aklıyla yaşamına yön verebilen, zamanla dünyayı değiştiren tek canlı da insan. Kültür ve Sanat Dünyasından Dr. Tekin Özertem Yaşam ve Ölüm

Kültür ve Sanat Dünyasından D KASM 2018 Dr. …115 D KASM 2018 Nedir yaşam? Soruyu, kuantum mekaniğine katkısıyla Nobel Ödülü kazanan Schrödinger’in[1] yaklaşımı ile

  • Upload
    others

  • View
    10

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Kültür ve Sanat Dünyasından D KASM 2018 Dr. …115 D KASM 2018 Nedir yaşam? Soruyu, kuantum mekaniğine katkısıyla Nobel Ödülü kazanan Schrödinger’in[1] yaklaşımı ile

115

BD KASIM 2018

Nedir yaşam? Soruyu, kuantum mekaniğine

katkısıyla Nobel Ödülü kazanan Schrödinger’in[1] yaklaşımı ile

açıklayacak değilim. Kendimce yanıtlamaya çalışacağım yaşam

denince ne anladığımı: Her canlı için doğum ile ölüm arasın-

daki değişken bir süreç yaşam dediğimiz şey. Mavi sineklerin ömrü 1-2 saat,

okyanus midyesininki 507 yıl. Biz insan-ların ömrü ise 256 yaşayan Li Ching-Yuen

gibi istisnalar bir yana ortalama 79 yıl. Tüm canlılar arasında aklıyla yaşamına

yön verebilen, zamanla dünyayı değiştiren tek canlı da insan.

Kültür ve Sanat DünyasındanDr. Tekin Özertem

Yaşam ve

Ölüm

Page 2: Kültür ve Sanat Dünyasından D KASM 2018 Dr. …115 D KASM 2018 Nedir yaşam? Soruyu, kuantum mekaniğine katkısıyla Nobel Ödülü kazanan Schrödinger’in[1] yaklaşımı ile

116

BD KASIM 2018

toplum içinde vicdanın sesini dinleyip yeniden var olabildiğine…

Yaşamı anlamlı kılan insanların sahip olduğu kişisel ve toplumsal değerler. Adalet, ahlâk, fedakârlık, vatanseverlik, alçak gönüllülük, barışseverlik, yardım severlik, hoşgörülülük, dürüstlük, vefa, paylaşmak, saygı, namus, güven, arkadaşlık, merhamettir insanı insan

kılan; gelecekte de anılarda yaşa-tacak olan. Ne kadar adaletli, ne kadar ahlâklı, ne kadar fedakâr, ne kadar yurtsever, ne kadar vefalı, ne kadar payla-şımcı, ne kadar anlayışlı, ne kadar saygılı, ne

kadar namuslu, ne kadar güvenilir, ne kadar arkadaş canlısı, ne kadar merhametli olduğumuzu da vicdanı-mıza danışarak başarabiliriz.

Ölüm, yalnız insanlar için söz konusu değil; devletler de ölüp

yok olurlar. Devletlerin yaşamaları da kendilerini var eden ulusların, halkların ulusal değerlerine sahip çıkıp çıkmamalarına bağlı. Bu değerlerin başında da dil ve tarih bilinci gelir. Asırlar önce söylemiş Konfüçyus: “Dil kusurlu olursa, sözcükler düşünceyi iyi anlatamaz. Düşünce iyi anlatılmazsa, yapılması gereken şeyler doğru yapılamaz. Ödevler gereği gibi yapılmazsa, töre ve kültür bozulur. Töre ve kültür

Bugün hâlâ mağaralarda yaşa-mıyor, taş ve sopalarla avlanmıyor, çıplak gezmiyorsak bundan.

Doğmak ölüme doğru uzanan yolda attığımız ilk adım. Önemli olan bu yolda insanca, insana yaraşır bir biçimde ilerleyebilmek. Bu yaşamın fiziksel yanı; bir de manevi yanı var: O da sevenle-rimiz yaşadıkça anılarak yaşamak. Kimimiz sevenle-rimiz bizi hatırla-dıkça yaşayacağız anılarda, kimimiz yaşamımız boyunca insan-lığa katkılarımız, yaptığımız iyilik ya da kötülük-lerle var olacağız başkalarının yaşamlarında hiç ölmemişçesine.

İnsanın gönlü hep yaşamaktan yana. Bu yüzden ölümden sonra bir yaşam olup olmadığı insanları hep düşündürmüş. Sır çözülünceye kadar sürüp gidecek bu merak. Ama öldükten sonra az veya çok anılarda yaşamak olası. Bu da ancak hayattayken bireysel vicdanın uyanışı ile mümkün.

Haydar Rıfat tarafından 1911 yılında dilimize Teceddüt-ü Hayat (Yenilenen Hayat) diye çevrilen, 1933 yılında da Ba’sü Ba’de’l - Mevt (Öldükten Sonra Dirilmek) diye yayımlanan “Diriliş” adlı romanında değinmiş Lev Nikolaye-vich Tolstoy bunun nasıl mümkün olabileceğine. İnsanın yozlaşmış

Öldükten sonra anılarda

yaşamak, ancak hayattayken

bireysel vicdanın uyanışı

ile mümkün.

Page 3: Kültür ve Sanat Dünyasından D KASM 2018 Dr. …115 D KASM 2018 Nedir yaşam? Soruyu, kuantum mekaniğine katkısıyla Nobel Ödülü kazanan Schrödinger’in[1] yaklaşımı ile

117

BD KASIM 2018

bozulursa, adalet yanlış yola sapar. Adalet yoldan çıkarsa, şaşkınlık içine düşen halk, ne yapacağını, işin nereye varacağını bilmez.” diye...

Bunun için kuruldu Atatürk”ün direktifi ile 12 Eylül 1980 darbesi ile özerkliği kaldırılıp başbakan-lığa bağlanan Türk Dil Kurumu. Avrupalı’ların ders kitaplarında biz Türkleri istilacı bir kavim olarak nitelemelerine karşılık, bunun böyle olmadığını; en eski çağlardan beri Türklerin uygarlığa ne gibi katkıları olduğunu kanıt-lamak için kuruldu Türk Tarih Kurumu. Toplum olarak kendimizle yüzleşebilmeyi, içine düştüğümüz açmazların nedenlerini cesaretle sorgula-manın üstesinden gelebilmeyi başarılabildiğimiz için mümkün olabildi dilini, kökenini unutmuş; rüşvet, yolsuzluk, kayırmacılıkla içten içe çürüyen Osmanlı İmparatorluğu’nun küllerinden laik, halkçı ve demokratik bir cumhuriyet ülküsü var edebilmek.

Bireylerin kendilerini dönüş-türmeleri pek kolay değildir, ama toplumları dönüştürmek oldukça zor. Nedeni de değişime bilinçsizce direnmeleri; toplumu oluşturan bireylerin kendileri için neyin iyi, neyin kötü; neyin yararlı, neyin zararlı olduğunu kolaylıkla kavra-yamamaları. Sağlığında çıkarla-rına dokunan Mustafa Kemal ve devrimci kadrolara güçleri yetme-yenler, 1930 yılında Menemen’de Asteğmen Mustafa Kubilay’ı şehit

ettiler barbarca kafasını keserek. 1950 yılında Demokrat Parti iktidara geldikten sonra da giderek arttı Atatürk’ün heykellerine ve kişiliğine karşı saldırılar. Heykelleri kırıp parçalanmaya ve yakılmaya başlandı. 31 Temmuz 1951 tari-hinde çıkarıldı 5816 sayılı Atatürk’ü koruma kanunu. Neden? Toplumlar değişim ve dönüşümü kolay kolay kavrayıp içselleştiremezler de ondan. Değişim ve dönüşümden

yana görünüp de halk dalkavukluğu yapan ve nabza göre şerbet verip kendi çıkarlarını gözeten yönetici-lerin iş başında olduğu toplumlarda bu daha da zorlaşır.

Günümüzde hâlâ “Atatürk en büyük şeytan” diyebilecek kadar tarih bilgisi ve haysiyetten yoksun öğretmenlerin var olması bundan. Halkımızın önemli bir çoğunluğu geçmişte de günümüzde de hâlâ anlayıp kavrayamadı Atatürk’ün ve silah arkadaşlarının yurdumuzu

Halkımızın önemli bir çoğunluğu

Atatürk’ün padişahlığını ilan

edip sırt üstü yatacağı yerde neden Türkiye

Cumhuriyeti’nin sonsuza değin

yaşayabilmesi için gecesini gündüzüne

katıp çalıştığını anlayamadı.

Page 4: Kültür ve Sanat Dünyasından D KASM 2018 Dr. …115 D KASM 2018 Nedir yaşam? Soruyu, kuantum mekaniğine katkısıyla Nobel Ödülü kazanan Schrödinger’in[1] yaklaşımı ile

118

BD KASIM 2018

ekonomi, politika ve kültür alan-larında ideal bir toplum düzeyine ulaştıklarının öyküsü bu kitap. Bizim bugün kendimize sormamız gereken soru da 1923 yılından bu yana geçen 95 yılda neden Finlan-diya gibi bu dönüşümü gerçekleş-tirip kökleştirememiş olduğumuz.

1881 yılında Selanik’te dünyaya gelen o sarı saçlı, mavi gözlü

çocuğun hayalini tam anlamıyla gerçekleştirmek bize düşüyor. Bu da adalet, ahlâk, fedakârlık, vatanse-verlik, alçak gönül-lülük, barışseverlik, yardım severlik, hoşgörülülük, dürüstlük, vefa, paylaşmak, saygı, namus, güven gibi tüm insani değerleri içtenlikle benim-semiş yurttaşlar olmayı gerektiriyor. Öldükten sonra bireysel olarak olmasa da Türkiye Cumhuriyeti’ne sahip çıkan ve

onu her ne pahasına olursa olsun yücelten yurttaşlar olarak anılarda yaşamak istiyorsak bunun başka yolu yok.

Nur içinde yat Mustafa Kemal Atatürk. •

[email protected]

[1] Erwin Rudolf Josef Alexander Schrödinger (1887 –1961), Avusturyalı fizikçi, 1933 Nobel Ödülü sahibi.

nasıl insanüstü bir çabayla esaretten kurtardığını; Atatürk’ün padişah-lığını ilan edip sırt üstü yatacağı yerde neden halkı, Türkiye Cumhu-riyeti’nin ilelebed payidar olabil-mesi, sonsuza değin yaşayabilmesi için gecesini gündüzüne katıp çalıştığını. Anlayamadı halkımızın bir kısmı kulluktan kurtulup vatan-daşlık mertebesine ulaşmanın ne demek olduğunu. Bunu henüz başara-madık. Fakat,1155 yılından başla-yarak 1809 yılına kadar İsveç Krallı-ğı'nın,1917 yılından sonra Rusya’nın hakimiyeti altında yaşayan; bir zaman-ların bataklıklar ülkesi Finlandiya, başardı bağımsız-lıktan ve çağdaş değerlerden yoksun biçere halkını dönüştürerek çağdaş bir ulus olmayı. Grigoriy Petrov’un1923 yılında yazdığı 1928 yılında dilimize çevrilen; Atatürk’ün okullarda okutulmasını istediği “Beyaz Zambaklar Ülkesinde” adlı eserini okuyunca anlıyor insan bunun nasıl başarıldığını. Toplumsal dönü-şümün, yoksulluk ve olanaksız-lıklar içinde bocalayan bir halkın yorulmak bilmeden çalışan aydın önderleri sayesinde 100 yılda nasıl

Atatürk’ün okullarda okutulmasını istediği Grigoriy Petrov’un 1923 yılında yazdığı “Beyaz Zambaklar Ülkesinde”

adlı eseri