25
Uluslararası Sosyal Aratırmalar Dergisi The Journal of International Social Research Volume: 3 Issue: 15 Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı -Prof. Dr. Turgut KARABEY Armaanı- DVAN RNE KAYNAKLIK ETMES BAKIMINDAN OYUNLAR AS SOURCE OF CLASSICAL OTTOMAN POETRY: PLAYS Yunus KAPLAN * Yakup POYRAZ ** Özet Divan edebiyatı, çok çeitli kültürel kaynaklardan beslenerek ekillenmitir. Bu kaynaklardan biri de airlerin hayatı algılayarak yorumlamalarına yardımcı olan; onların duygu, düünce ve hayallerini iir bütünlüü içinde renkli bir ekilde süsleyerek ifade etmelerini salayan sosyal hayattır. yi bir gözlemci kimliiyle çevresindeki her türlü malzemeyi deerlendirerek sanatını ekillendirmesini çok iyi bilen divan airleri için sosyal hayat, sahip olduu malzeme zenginliiyle airlerin her zaman faydalandıkları önemli bir kaynak olmutur. Bu çalımada, divan iirine kaynaklık etmesi bakımından sosyal hayatın elence anlayıının en belirgin unsuru olan oyunlar ve airlerin bu oyunları iirlerinde ileyileri üzerinde durulacaktır. Anahtar Kelimeler: Divan Edebiyatı, Sosyal Hayat, Kaynak, Oyun. Abstract Classical Ottoman Poetry is shaped by very various cultural sources. One of them is social life which helps poets to comment on the life by perceiving and providing them to express their emotions, thoughts and imaginations in integrity of poetry by embellishing. Social life has become an important source with its wealth of material benefits for very well- known poets who are good observers to assess the identity of any material in the environment that shaped the art. In this study, we review the plays which is the most significant part of entertainment of social life and how they are functioned in poet’s poems as a source of Classical Ottoman Poetry. Key Words: Classical Ottoman Poetry, Social Life, Resource, Play. Giri Sanatkârların yaamı oldukları döneme ve sosyal artlara tamamen kayıtsız kalarak sanatlarına ekil vermeleri düünülemez. Onlar, kendilerini ve sanat anlayılarını daha iyi ifade etmelerine yarayacak birtakım malzemelere ihtiyaç duyarlar. Farklı olmak, yeni ifade ekillerini yakalamak ve hayallerini çeitli sanatlarla birletirerek çevresindekilerle paylamak için bu malzemelerin çeitlilik göstermesine gayret eden sanatkârlar, sürekli bir arayıın içindedirler. Bu yüzden hayatta önlerine gelen her malzemeyi sanatçı titizliiyle deerlendirip kullanmak isterler. Bir sanatçı için sosyal hayatta deerlendirebilecei malzemeler çeitlilik gösterse de bu malzemeler arasında sanatkârın içinde yaadıı sosyal hayat, onun hayal dünyasına yön vererek onu zenginletirip renklendiren en önemli ilham kaynaklarının baında gelir. Ebedî ve edebî olma gayesiyle * Yrd. Doç. Dr., Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. ** Milli Eitim Bakanlıı, Türk Dili ve Edebiyatı Öretmeni.

Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı -Prof. Dr ... › cilt3 › sayi15pdf › kaplan... · Satranç taları ve hatta satranç tahtası, oyuncularla birlikte çeitli

  • Upload
    others

  • View
    4

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı -Prof. Dr ... › cilt3 › sayi15pdf › kaplan... · Satranç taları ve hatta satranç tahtası, oyuncularla birlikte çeitli

Uluslararası Sosyal Ara�tırmalar Dergisi

The Journal of International Social Research

Volume: 3 Issue: 15

Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı

-Prof. Dr. Turgut KARABEY Arma�anı-�

D�VAN ���R�NE KAYNAKLIK ETMES� BAKIMINDAN OYUNLAR

AS SOURCE OF CLASSICAL OTTOMAN POETRY: PLAYS

Yunus KAPLAN∗∗∗∗ Yakup POYRAZ∗∗∗∗∗∗∗∗

Özet

Divan edebiyatı, çok çe�itli kültürel kaynaklardan beslenerek �ekillenmi�tir. Bu kaynaklardan biri de �airlerin hayatı algılayarak yorumlamalarına yardımcı olan; onların duygu, dü�ünce ve hayallerini �iir bütünlü�ü içinde renkli bir �ekilde süsleyerek ifade etmelerini sa�layan sosyal hayattır.

�yi bir gözlemci kimli�iyle çevresindeki her türlü malzemeyi de�erlendirerek sanatını �ekillendirmesini çok iyi bilen divan �airleri için sosyal hayat, sahip oldu�u malzeme zenginli�iyle �airlerin her zaman faydalandıkları önemli bir kaynak olmu�tur.

Bu çalı�mada, divan �iirine kaynaklık etmesi bakımından sosyal hayatın e�lence anlayı�ının en belirgin unsuru olan oyunlar ve �airlerin bu oyunları �iirlerinde i�leyi�leri üzerinde durulacaktır.

Anahtar Kelimeler: Divan Edebiyatı, Sosyal Hayat, Kaynak, Oyun. Abstract

Classical Ottoman Poetry is shaped by very various cultural sources. One of them is social life which helps poets to comment on the life by perceiving and providing them to express their emotions, thoughts and imaginations in integrity of poetry by embellishing.

Social life has become an important source with its wealth of material benefits for very well- known poets who are good observers to assess the identity of any material in the environment that shaped the art.

In this study, we review the plays which is the most significant part of entertainment of social life and how they are functioned in poet’s poems as a source of Classical Ottoman Poetry.

Key Words: Classical Ottoman Poetry, Social Life, Resource, Play.

Giri�

Sanatkârların ya�amı� oldukları döneme ve sosyal �artlara tamamen kayıtsız kalarak sanatlarına �ekil vermeleri dü�ünülemez. Onlar, kendilerini ve sanat anlayı�larını daha iyi ifade etmelerine yarayacak birtakım malzemelere ihtiyaç duyarlar. Farklı olmak, yeni ifade �ekillerini yakalamak ve hayallerini çe�itli sanatlarla birle�tirerek çevresindekilerle payla�mak için bu malzemelerin çe�itlilik göstermesine gayret eden sanatkârlar, sürekli bir arayı�ın içindedirler. Bu yüzden hayatta önlerine gelen her malzemeyi sanatçı titizli�iyle de�erlendirip kullanmak isterler.

Bir sanatçı için sosyal hayatta de�erlendirebilece�i malzemeler çe�itlilik gösterse de bu malzemeler arasında sanatkârın içinde ya�adı�ı sosyal hayat, onun hayal dünyasına yön vererek onu zenginle�tirip renklendiren en önemli ilham kaynaklarının ba�ında gelir. Ebedî ve edebî olma gayesiyle

∗ Yrd. Doç. Dr., Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. ∗∗ Milli E�itim Bakanlı�ı, Türk Dili ve Edebiyatı Ö�retmeni.

Page 2: Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı -Prof. Dr ... › cilt3 › sayi15pdf › kaplan... · Satranç taları ve hatta satranç tahtası, oyuncularla birlikte çeitli

- 152 -

eserler vücuda getirme iddiasında olan �airler de hayalî ve fikrî temele dayanan dü�üncelerini zenginle�tirip güzelle�tirmek için her sanatkâr gibi çe�itli ilham kaynaklarına ihtiyaç hissederler.

Edebiyat da di�er sanat dallarında oldu�u gibi içinde geli�ip �ekil aldı�ı toplumun kültürel birikimden sürekli istifade etmi�tir. Bunu, köklü bir geçmi�e sahip olan divan edebiyatında da görmek mümkündür.

Divan edebiyatı gelene�i içinde yeti�en �airler de di�er sanatkârların yaptıkları gibi içinde ya�adıkları toplumun sahip oldu�u ya�ayı� �ekilleri, âdet ve gelenekler, inanç, e�lence, hurafe, yeme-içme gibi sosyal hayat unsuru olan birtakım kültürel birikimlere kayıtsız kalmamı�lar; bunlardan faydalanarak sanatlarına �ekil vermi�lerdir. Sosyal hayattaki hemen her unsurdan ilham alarak sanatlarını �ekillendiren divan �airleri, titiz bir sanatçı hassasiyeti içinde duygu, dü�ünce ve hayallerini süslemede bu unsurları büyük bir ba�arıyla kullanmı�lardır.

Çok zengin bir kültürel çe�itlili�e ve birikime sahip olan Osmanlı toplum hayatı, kendileri de bu toplumun birer ferdi olan divan �airleri için ihmal edilemeyecek kadar zengin ve önemli bir kaynak olma özelli�ini sürekli sürdürmü�tür. Osmanlı toplum hayatındaki kültürel birikimin önemli bir parçası olan e�lence hayatına ait oyunlar da iyi birer gözlemci olan divan �airlerinin sanatlarını olu�tururken vazgeçemedikleri ba�lıca ilham kaynaklarından biri olmu�tur. Bazen oyunun kendisi bazen de oyunla ilgili birtakım kelime ve malzemeler, çe�itli sanatlar ve ifade �ekilleriyle birlikte �iirlerde �airlerin maharetlerini sergilemelerinde çok önemli roller oynamı�tır.

Bu çalı�mada divan �iirinin önemli bir kayna�ı olarak kar�ımıza çıkan, halk arasında büyük bir ra�bet görüp sevilerek oynanan oyunlar ve bu oyunları ça�rı�tıran birtakım kelimeler, çe�itli �airlerin �iirlerinden alınan örnek beyitlerle açıklanmaya çalı�ılmı�tır.

Satranç

Divan �iirinde adından sıkça bahsedilen oyunların ba�ında satranç oyunu gelir. Bu oyun, iki oyuncunun altmı� dört kareye ayrılmı� bir tahta üzerinde, de�erleri farklı on altı�ar ta�ı birbirlerine kar�ı kullanarak oynanır. (Arslan, 2000:1)

Satranç ta�ları ve hatta satranç tahtası, oyuncularla birlikte çe�itli tasavvurlara konu olur. Bu tasavvurlar, �airlerin hayal dünyasına ba�lı olarak de�i�iklik gösterir. Bütün ta�ların saf hâlinde duru�uyla bir sava� manzarası arz etmesi ve satrancın bir harp oyunu, bir taktik oyunu olarak kabul edilmesi yahut insanın satranç oyuncularından biri olarak dü�ünülmesi; di�er oyuncuların ise felek, zaman, çarh-ı hilekâr olması, insanın bu oyunda hiç kazanamaması bu tasavvurlardan bazılarıdır. (Arslan, 2000:10)

�airler, �iirlerinde “satranç, nat’, �ah, vezir, kale, mât, mât etmek, mansûbe, ruh, ferzin, kec-rev, esb, pîl, piyade, lu’b, açmaz, Leclâc, beydak, fil, ta� sürmek” gibi satrançla ilgili kelimeleri çe�itli anlamlar içerisinde birtakım edebî sanatlarla sıkça kullanmı�lardır. Divan �iirinde satrançla ilgili sıkça kullanılan bazı kelimelerle bunların çe�itli te�bih, mecaz ve tasavvurlarla kullanıldı�ı beyitlere ait bazı örnekler a�a�ıda sunulmu�tur.

�ah, satranç oyunundaki en önemli ta�tır. Padi�ah anlamındaki bu kelime, divan �iirinde satranç oyununun söz konusu edildi�i beyitlerde �airler tarafından genellikle tevriyeli olarak sevgili anlamında kullanılır. Satrançtaki bütün ta�lar, oyun içinde �ahı korumak için görev alır. �ahın rakip tarafından alınması yani mat edilmesiyle oyun da kaybedilmi� olur.

������������ ��������������������� �������� �������������������������������������������������������������� (Ziyâî, G. 170/2)

������������ � ��������������������������������������������!�� ��"�������������#������#��������$�������(Süheylî, G. 264/2)

% ������ ����&�����������������������������������������'���(����������)����������*������������������(Ahmet Pa�a, G. 54/3)

+��#����,��������$��������� ������������������!����'���������������������������������(�eyhî, G. 182/4)

- ��$��$��������������#����������������������������������������.����������������������������� (Nev’î, G. 500/3)

Page 3: Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı -Prof. Dr ... › cilt3 › sayi15pdf › kaplan... · Satranç taları ve hatta satranç tahtası, oyuncularla birlikte çeitli

- 153 -

/���,��*����������������������������$������0����������1�*��������$�&�����$���)�$������������ (Meâlî, G. 90/2)

� Satranç oyunundaki �ahtan sonra en önemli ta�, vezirdir. “Ferz, ferzîn, ferzâne” olarak da adlandırılan bu ta�, �ah olan sevgilinin yanında genellikle â�ı�ı temsil eder.

2������2������2������2������������&&��$���������#����3*�������������������*��$������#��"���� (Mesîhî, G. 235/2)

% �����������������������������������*�����*�#�#������ ����2��������������$�����#�������������� (Necâtî, G. 64/5)

� 2�������'��2�������'��2�������'��2�������'������������������������!����#����$��������3*�#�"�������*�������(Nev’i-zâde Atâyî, G. 24/4)

4���$�������� ���������������������"�5�������������������������������������������������������������,��������� (Hayretî, G. 75/2)�

!������������������������"���"���)� ���������"�� ������������������������������������������ ������(Câzim, G. 1/3)

6 ���������$���������������#���'��% �*�0��������#������������������������������������ ���� (Rezmî, G. 528/4)

� Beyitlerde piyâde olarak da kar�ımıza çıkan beydak, satrançta en de�ersiz ta�tır. Siyah rengi ve küçüklü�ünden dolayı sevgilinin yana�ındaki benler, bu ta�a benzetilir.

7����7����7����7������$�������� 3������� ����������� 8������������&����,�����������$�������'������(Nihâlî, yk. 36a)

9 � ������������*�#����:�����������4���������$���������� ����� ����� ����� ���*��������(Helâkî, G. 93/2)�

(���"��$�����)��#������ ������� ������� ������� �����4������ 3�������������������� (Hicrî, yk. 16a)

;����'����$������� ����� ����� ����� ���)����3*�#��� ���� !�����'���������������������'����������(Ziyâî, G. 126/2) Yanak anlamına gelen ruh kelimesi, satranç oyununda kale anlamında kullanılır. Satranç tahtasının iki kö�esinde bulundu�u için yine sevgilinin iki yana�ındaki benlere benzetilir.

1�*���#1�*���#1�*���#1�*���#����������������������������;�����#������������*����������$����'�$����� (Mihrî, G. 15/3)

2������������$�������*�����*�����*�����*����$����������5�������)�$�����#��#����"������������(Bâkî, G. 87/4)�

� .�����������������������������$����'����8����3�3�3�3****����,���<�)������������������������� (�eyhülislam Es’at, G. 140/4)

(������'�����&� ������������3�3�3�3*����*����*����*�������� ���������������������0��*������������������ (Sabâyî, G. 12/5)

1�*�����1�*�����1�*�����1�*������������������� �������������2�������������������� ����������� (�eyhî, G. 121/5)�

Page 4: Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı -Prof. Dr ... › cilt3 › sayi15pdf › kaplan... · Satranç taları ve hatta satranç tahtası, oyuncularla birlikte çeitli

- 154 -

Leclâc, satrancı icat eden ki�i olarak bilinir. Edebiyatta kumarbazların piri olarak kabul edilir. Sevgilinin veya fele�in yaptı�ı oyunları, Leclâc’ın bile yapamayaca�ı gibi tasavvurlar içerisinde kullanılır. (Arslan, 2000:19). �ehnâme’de satrancın icadı geni� bir �ekilde anlatılmaktadır.*

���������� �����������������*��#������ ��% � ����$����������������'���=����=����=����=����������� (Revânî, G. 347/4)

4����������������#��=����=����=����=��������3�����=���������������� �����"������������������(Kara Fazlî, K. 25/1)

1�*����������������������������������������� �> �������&���$������ ����=����� =����� =����� =����� ����������(Mihrî, G. 78/2)�

Tavla

Divan �iirinde sıkça söz konusu edilen oyunlardan birisi de bugün tavla adıyla bilinen �e�-derdir. Farsça kar�ılı�ı ise nerddir. Çok güzel tavla oynayan ki�iye ise nerrâd denir. Altı kapı demek olan �e�-der, Nu�irevân’ın veziri Nürdüçehri tarafından icat edilmi�tir. (Onay, 2000:425)

Firdevsî, �ehnâme’sinde tavlanın satranca kar�ı �ranlılar tarafından icat edildi�ini söylemektedir. (�i�man ve Kuzuba�, 2007: 77)

�e�-der (tavla) oyunu iki ki�i arasında, iki adet zar yardımıyla oynanır. 15 siyah, 15 beyaz olmak üzere 30 adet pulla, 12 çizgi (kapı) bulunan bir tabla üzerinde oynanır. Her oyuncu pullarını tahtaya, kar�ı sa� kö�eye iki, kar�ı sol kö�eye be�; önde soldan be�inci haneye üç ve sa�dan altıncı haneye be� olmak üzere dizer. Zar atılır, oyuna büyük sayı atan ba�lar. Oyun, atılan her çift zarda gelen sayılara göre kar�ı sa� kö�eden sola ve sol ön kö�eden sa�a do�ru yürütülür. Çift zarlar, o sayıdan dört defa oynama hakkı verir. Amaç oyuncunun kendi pullarının tamamını ön sa� yüzde topladıktan sonra ataca�ı zarlarla bu pulları alarak rakibi oyun dı�ı bırakmasıdır. Pulu biten oyuncu, oyunu kazanır. (Arslan, 2000:26)

Tavladaki dört bölüm dört mevsime, 12 kapı 12 aya; 30 pul ise her bir ayın 30 gününe tekabül eder. �ki adet zar, kaza ve kaderin (veya güne� ile ayın) temsilidir. Siyah ve beyaz pullar, gece ve gündüze te�bih edilir. (Pala, 1999:511)

“�e�-der, nerd, nerd-bâz, nat’, nak�, nerrâd, zar, tas, tâsçe, pul, dü�e�, kü�âd, ka’beteyn, mansûbe” gibi tavla ile ilgili kelimeler, birçok divan �airi tarafından birtakım kelime oyunları ve sanatlarla birlikte �iirlerde sıkça kullanılmı�tır.

Hicrî, gönlünü zara; gö�sünü tavla tahtasına, gö�sündeki yaraları da tavla oyunundaki pullara benzetti�i a�a�ıdaki beytinde gam tavlasında talihinin yaver gitmedi�ini dü�ünür. Beyitte “zar, tahta, pul, �e�-der, gü�âd” tavla oyunuyla ilgili kelimeler, tenasüp içinde kullanılmı�tır:

% �����$������*��� ����"����������,�������������������� � ���? ����������� (Hicrî, yk. 18b)�

� Gam �e�-derinde muradının kapısının açılmadı�ını söyleyen Süheylî, hasta gönlünü iyi bir tavla oyuncusu olan fele�in inletti�ini söyleyerek tavlayla ilgili “gü�âde, �e�-der, bâb, nerrâd, zâr” kelimelerini beyitte bir arada kullanır:

� ;������������,��������������������������� 4��*�$�����#���������������*������������� (Süheylî, K. 42/21) � Hayatta sevgilinin hiçbir iyili�ini görmedi�ini söyleyen Hâletî, a�k meclisinde iyi bir tavla oyuncusu oldu�undan beri dü�e� atmadı�ını söylerken aslında talihinden �ikâyetçidir:

� � ? ���0���������@��������������3����� � ������������������ ������������������ (Hâletî, G. 349/5)

* Satrancın icadı hakkında geni� bilgi için bakınız: Bekir �i�man ve Muhammet Kuzuba� (2007). �ehnâme’nin Türk Kültür ve Edebiyatına Etkileri, �stanbul: Ötüken Yayınları.

Page 5: Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı -Prof. Dr ... › cilt3 › sayi15pdf › kaplan... · Satranç taları ve hatta satranç tahtası, oyuncularla birlikte çeitli

- 155 -

Aya benzeyen sevgilinin yabancılarla tavla oynadı�ını gören Zâtî, dövünmekten vücudunu tavla pullarına benzeyen yaralarla doldurur:

% ������'�����<�������"��"���$��9 ����������� ���������������������(Zâtî, G. 118/4) Tavla, zar yardımıyla oynanır. Zarlar hileli, civalı oldu�undan �airler bundan çe�itli mazmunlar

yapmı�lardır. Zar tutmak, her oyuncunun özendi�i bir marifettir. (Onay, 2000:426) �ki zara, ka�beteyn denir. �airler zar kelimesini �iirlerde hem tavla oyunundaki anlamıyla hem de a�lamak anlamıyla tevriyeli olarak kullanırlar.

A�kın kuralının geceleyin inleyip ah çekmekten ibaret oldu�unu söyleyen Nev’î, hiç kimsenin zarsız a�k tavlasını oynayamayaca�ını söyledi�i a�a�ıdaki beyitte; zar kelimesini hem tavladaki zar hem de inleyip sızlama anlamında tevriyeli kullanmı�tır:

�A� �#�� 3�����&��������������������������)����������������'�$�����$���� (Nev’î, G. 192/3)

A�k tavlasında gönlünün inledi�ini ve vuslat kapılarının açılma ümidinin ise olmadı�ına üzüldü�ünü söyleyen Mezâkî, zar kelimesini hem inlemek hem de tavladaki anlamıyla tevriyeli kullanır:

% ��,���������)������������ ������#��

� � �����������������&� ���'�������������� (Mezâkî, G. 279/2) Yine zar kelimesinin tevriyeli kullanıldı�ı a�a�ıdaki beyitte gönül, gam �e�-derinde inledi�inden

beri bir türlü kurtulu�a çıkaca�ı bir kapının olmamasından �ikâyetçidir:

4�,����� �"��'����������� % ����������,������������ (Â�ık Çelebi, G. 100/4) Aynı �ekilde Revânî de can ve gönlün, a�k tavlası oynadı�ını söyleyerek sevgilisine zarını

gözetmesini hatırlatırken zar kelimesini tevriyeli kullanmı�tır:

9 ���$���#������������������)������������B� ������������������'�$�&����������#������ (Revânî, G. 30/2) Â�ık Çelebi, can ve gönül zarlarının a�k ve dert oyununu aldı�ını görünce; â�ı�ın a�k tavlasında

ne kadar iyi bir oyuncu oldu�unun farkına varır:

;������'��������������������� ������� ��������6 �)��������������������� �������������������(Â�ık Çelebi, G. 41/5) �yi bir ��v��oyuncu olan fele�in elinde, eziyetlerin sebep oldu�u yara ve dertlerle döne döne zar

oldu�unu söyleyen Enverî; zar kelimesini hem inlemek, a�lamak hem de tavladaki bilinen anlamıyla tevriyeli kullanmı�tır:

4����������������������������,����)������4�����*�������������������������������������(Enverî, G. 168/3) Sevgiliye kavu�manın kapısını â�ı�a açtırmayan rakibin, gam tavlasında zar olmasını isteyen

Yakînî de zar kelimesini tevriyeli kullanır:

C � �#�#���#�� �"�$�������������������

� 5���������������� ���������������$�� (Yakînî, G. 163/3) “Gönül ve can, a�kın tavlasında dü�e kalka inlemektedir. Tıpkı tavla oyunundaki iki zar gibi

bazen do�ru bazen e�ri gelir” diyen Nâilî, zarların tavla oyunundaki rolüne de�inir:

% ������������������� �����������������*��������6 D���'����������������������$�������'�� (Nâilî, G. 29/2)

Page 6: Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı -Prof. Dr ... › cilt3 › sayi15pdf › kaplan... · Satranç taları ve hatta satranç tahtası, oyuncularla birlikte çeitli

- 156 -

A�a�ıdaki beyitte felek, herkesi yenen ama kendinin yenilmesi mümkün olmayan iyi bir tavla

oyuncusuna; ay ve güne� de bu oyunda kullanılan iki zara benzetilmi�tir:

E �������������������������������������'�8�#�����������'���������'����#�����(Mesîhî, G. 224/3)� Ziyâî, kendini usta bir tavla oyuncusuna; gö�sünde olu�an yaraları da �ekil itibarıyla tavladaki

pullara benzetir. �air, zarların üzerindeki sayıları gösteren yuvarlak noktalar ile gö�sündeki yaralar arasında te�bih yapmı�tır:

4������$���������������'�"������,���$��������4���������������������������� ����� �������(Ziyâî, G. 280/2) Tavla oynarken el yordamıyla atılan zarlarda hile yapılma ihtimali bulunur. Bu hilenin önüne

geçmek için zarlar, bir tas içinden tavla tahtasına atılır.

Gam tavlasında çıkı� yolu bulmak istemeyen Hayretî, tasa benzetti�i fele�in içinde zar olmaya hazırdır:

4�����������������,����������'�������������F�����������'����������'�0�$�������� (Hayretî, K. 5/8) �“Zara benzeyen yıldızların felek tasında hiç kimseye murat oyunu göstermedi�ini”

söyleyen Fuzûlî, fele�i tavla oyununda kullanılan tasa; yıldızları ise bu tas içinden atılan zarlara benzetir:

.�$������'�����'����������������;�$�������������'����� ��������� (Fuzûlî, R. 19/2)��Gam tavlasından hiç kimsenin çıkı� yolu bulamadı�ını söyleyen Usûlî ise zarın atıldı�ı

tastan, murada uygun oyun umulmamasını ister:

E �$������������'������������,������'�����C ����������������������� ��������0�$�������(Usûlî, G. 102/4)�

Gûy u Çevgân

Çevgân, top ve ucu e�ri de�neklerle oynanan bir oyun türüdür. Bir meydanda ata binilerek eldeki sopa (çevgân) ile topa (gûy) vurma suretiyle oynanır.

Kar�ılıklı 4 ile 10 ki�ilik takım halinde oynanan çevgân oyununda, taraflar at sırtında bulunur ve ellerinde de�nekler ile topu hedefe sürerlermi�. Belli bir zaman dilimi içinde topu hedefe ula�tıran takım, oyunun galibi sayılırmı�. Avrupa’da halen polo adıyla oynanan oyun, budur. (Pala, 1999:125)

Gûy u çevgân, divan �iirinde adından en fazla bahsedilen oyunlardan biridir. �airler, genellikle sevgilinin yüzü ve güzelli�ini çevgân oyununun oynandı�ı meydana; yüzündeki benleri, çene çukurunu; â�ıkların gönlünü, canını veya ba�ını da topa benzetirler. Sevgilinin saçları ve kâkülü ise �ekil itibariyle çevgâna benzetilir.

Necâtî, muhabbet meydanında sevgilinin saçı çevgânına ba�ını top yaparak oyun oynar:

B�)���������������)������������������������4������0�"������'�����#� ������&������ (Necâtî, G. 485/3) Ahmet Pa�a da sevgilisine seslenerek çevgâna benzeyen saçına, ba�ını top yapmasını ister:

% �����,��'���������0�"�������&��������#��% ����&������$���������$�#�����������$� (Ahmet Pa�a, G. 278/4) �air ba�ka bir beyitte de sevgilinin çevgâna benzeyen saçının, gül renkli yana�ının meydanındaki

can topuna vurmasının normal oldu�unu söyler:

Page 7: Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı -Prof. Dr ... › cilt3 › sayi15pdf › kaplan... · Satranç taları ve hatta satranç tahtası, oyuncularla birlikte çeitli

- 157 -

9 �&���������#�#���������0�"�������$���;���3������,�#�����������0���"������ (Ahmet Pa�a, G. 93/2) Nebzî de a�k meydanında sevgilinin çevgâna benzeyen saçı kar�ısında, ba�ını top yaptı�ını

söylüyor:

8��������������������������� ���(�����0�"����������������&������(Nebzî, G. 374/5)

Çok iyi ata binen sevgilinin meydana yöneldi�ini gören Revânî; gö�sündeki yarıkları, topa

benzeyen yaralarına çevgân yaptı�ını söyler:

(�����������,���0��������&���������#�5���$�&����������������������������������#��(Revânî, G. 216/1)�

� Mezâkî de sevgilinin at üstünde elindeki çevgânıyla hareket etti�ini görenlerin, ba�larını ona top yaptıklarını söyler:�

5���$�&�����*�'�����*�'��������&���#�������4������0�"�������*��������&����#�������� (Mezâkî, G. 330/1)�

�� Aynı �ekilde Meâlî de “a�k çevgâncısının gö�üs meydanında oynaması için gö�sündeki yarıkların sopaya, yaraların ise topa döndü�ünü” söyleyerek çevgân oyununa dikkat çeker:

(���������������������������&������������� �G��6 �����������&����0H���������,������������(Meâlî, G. 221/5) A�a�ıdaki beyitte fele�in Kavsî’nin belini bükmesindeki amaç, a�k meydanında hem top hem

çevgân olması içindir. Beyitte â�ı�ın boynu çevgân oyunundaki sopaya, ba�ı da topa benzetilmi�tir:

/�������E �& �����'���'��$��������&����'���A� ���������������������3��������&������� (Kavsî, G. 311/7)�

A�k yolunda iyi bir binici oldu�unu söyleyen Emrî, a�k derdiyle çıkarmı� oldu�u ahların

dumanını çevgân sopasına, fele�i çevgânın oynandı�ı meydana, parlak ayı da bu oyundaki gümü� topa benzetir:

5���$�&�������� ���������3��������&������#��9 ��*���������3����$���������������������#����(Emrî, G. 16/1)�

�� Nihânî, gönlünün dert meydanında mihnet �ahı oldu�undan beri çıkarmı� oldu�u âhının dumanlarıyla kıvılcımlarının kendine top ile çevgân oldu�unu söyler:

% �������)�����������#��������������% 3�����������������3������&�������������(Nihânî, yk. 17a)�

� Çok iyi ata binen sevgilinin saçının kıvrımını gören Sâbir Parsa’nın inleyen gönlü, çevgân oyunundaki topa döner:

I��������������"�������$�&���#��������(�)�����������������������&�������������(Sâbir Parsa, K. 6/45)� Yakînî’ye göre sevgili, çevgâna benzeyen saçını oynattıkça â�ıklar ba�larını ona top yaparlar:

G�����&������$��������#�������� ���� � ;3�������������#������ ���$���������#���(Yakînî, G. 107/3) Korkunç bir vadiye benzeyen hayatta bir türlü huzur görmeyen Nâilî, kendini himmet elinin çevgânında ba�ı dönen bir topa benzetir:

Page 8: Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı -Prof. Dr ... › cilt3 › sayi15pdf › kaplan... · Satranç taları ve hatta satranç tahtası, oyuncularla birlikte çeitli

- 158 -

;�����'��$��������&�����"���&�*������;3����$����������������&��������$��������� (Nâilî, G. 219/1) Ba�ka bir beyitte de �air, bela çevgânına benzeyen sevgilinin saçının; ümitsiz, peri�an gönül

topuna dokunmamasını ister:

G��0�����'��3���������&���������$���=�0��������$����������)��������� ����� (Nâilî, G. 323/2)

Sevgili, çevgâna benzeyen saçını omzuna alınca Hayâlî; gö�sünün meydanını, topa benzeyen yaralarla doldurur:

(�������������$�����$�����,�����3���������� G��? �����������&����������#��3��#��������(Hayâlî, 527/5) Enverî, sevgilinin iki ka�ı arasındaki benini, amber kokulu saçının çevgânının ucundaki miskten bir topa benzetir:

+'� ���#����$�����*��#�������'�$�&����!���������&��������������3����3�����$' (Enverî, G. 148/4)

� Fasîhî, sevgilinin parlak yüzüne dü�en kıvrım saçlarını görenlerin, çıkarmı� oldu�u âhının dumanının güne� topuna sopa oldu�unu söylediklerini belirtir. �air, beyitte sevgilinin yüzünü çevgân oynanan meydana, yüzüne dü�en saçları da â�ı�ın çıkardı�ı ahlara ve çevgân sopasına benzetir:

�+J������������#����������������"����������% �����3��������0���������� �&��������� (Fasîhî, G. 182/2)

�yi bir at binicisi olan sevgilisine seslenen Behi�tî, güne� ve ayın ba�larını felek meydanında top yaptıklarını söyleyerek ondan çevgân oynaması için sopasını eline almasını ister:

5���$�&������������&����#��'������������(������'3�������'����3�������������������(Behi�tî, G. 168/4) Nef’î, Murat Pa�a için yazdı�ı kasidede onun topra�a dü�ürdü�ü dü�man kellelerini çevgân

oyunundaki topa, atının ayaklarını ise bu toplarla oynayan sopaya benzetir:

% ����'���*�'���3�� �����'�������3�7�����$������0���'��#�� �&��������� (Nef’î, K. 28/39)�

Cirit

Cirit, süvari askerlerinin kullandı�ı sava� aletlerinden elle atılan bir mızrak türüdür. At üzerinde oynanan cirit, eski toplum hayatında ra�bet gören oyunlardandır. Türklerin geleneksel sporlarından olması açısından ve devamlı sava�la yüz yüze olan Osmanlı toplumunun sava� aletlerini kullanma konusunda yeteneklerini geli�tirmesi bakımından da oyunlar içinde cirit ayrı bir öneme sahiptir.

Osmanlı sosyal hayatında padi�ahlar, vezirler halkı cirit oynamaya te�vik ederler; iyi oynayanlara çe�itli hediyeler verirlerdi. (Pakalın, C. I, 2004:295)

Cirit oyunu erkekler tarafından iki takım hâlinde oynanır. Bu oyunda amaç, attan dü�meden elindeki sopayı daha önceden adını belirledi�i kar�ı takım elemanına fırlatmak ve vurmaktır. (Pala, 1999:116)

Sâbit, naz ülkesinin padi�ahı olan sevgilinin naz ciridine bindi�inde naz ordusunun bakı� mızra�ıyla ona selama duraca�ını söyler:

4�$�����������&������"������������.��$���$�����������������$"�������� (Sâbit, G. 142/1)�

Page 9: Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı -Prof. Dr ... › cilt3 › sayi15pdf › kaplan... · Satranç taları ve hatta satranç tahtası, oyuncularla birlikte çeitli

- 159 -

A�a�ıdaki beyitte de sevgili cirit oynadı�ında, nice canların onun a�k atının ayakları altında çi�nendi�i söylenir:

���������"���������&$������� ������7����&�- ��3*����K�������������$������$�������� (Pertev, G. 489/5) Cirit maharet, kabiliyet ve cesaret gerektiren bir oyun oldu�u için �airler; genellikle kasidelerde

övmek istedikleri ki�ileri, sahip oldukları maharet ve yi�itlikleri bakımından çok iyi bir cirit oyuncusuna benzetirler:

2��'���������"�������������������G��������������������$"������������(Sâbit, K. 33/41)�

L ����������,�� ���������������������4�,���$�������� �� ���$�&����$�#��#�������(Nef’î, K. 17/76)

B�)����3�����������& �������������������/���$������'�������:����������$�����"�������(Lebîb, K. 15/30)�

!����� ����������������'���������$3���!� �������������*�������3����������������(Sâmî, K. 12/5)�

L ����������$������$���������������� �;���'���#��$�������'������ ����� �"���������(Gelibolulu Âlî, K. 13/16)� Güre�

�airlerimiz tarafından �iirlerde sıkça bahsedilen oyunlardan biri de ata sporu kabul edilen güre�tir. �iirlerde güre� oyunuyla ilgili kar�ımıza en sık çıkan kelime, genellikle memduhları övmek amacıyla güre�çi anlamında da kullanılan pehlivandır. Pehlivanın dı�ında “meydan, ayak, soyunmak, güre� tutmak, kü�t-gîr, pü�t” gibi kelimeler, güre�le ilgili olarak çe�itli benzetme ve mecazlarla birlikte kar�ımıza çıkar.

Behi�tî, sevgilinin derdiyle yüre�inin çok oyunlar yaptı�ını; yürekle sevgili arasındaki bu oyunları, birbiriyle güre�e tutu�an iki güre�çiye benzetir:

����#����� ������������$��������������;������0���'�'�'��������*� ������������ (Behi�tî, G. 464/2)� Enverî, sevgilinin duda�ının üstündeki ayva tüylerini; ba� ba�a güre�e tutu�mu� iki pehlivana

benzetir:

=�����#��$����'��*�0� ��������3)�����&���4�������������������0����,��'�"���&���� (Enverî, G. 204/1)� Revânî ise fele�i, birçok ki�inin sırtını yere getiren iyi bir güre�çiye benzetir:

7���&��'��������#������������"����E ������������'������'����"������"�������MRevânî, M. 2/II-7)

�shâk Çelebi de içki kadehini, oyunla dertleri götüren iyi bir pehlivana benzetir:

.�,�����,�$$���������+$)� �����������4������������������*H��"���&���������(�shâk Çelebi, G. 39/7)� Hayâlî, dünyada gerçek pehlivanın bir aya�ıyla gamın sırtını yere getiren içki oldu�unu

söyleyerek içkiyi, rakiplerinin sırtını yere getiren bir güre�çiye benzetir:

6 �����������&����������"���&����������4�����,������������ �$��������,����� (Hayâlî, G. 250/1)�

Page 10: Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı -Prof. Dr ... › cilt3 › sayi15pdf › kaplan... · Satranç taları ve hatta satranç tahtası, oyuncularla birlikte çeitli

- 160 -

Bâkî, a�a�ıdaki beyitte kı�ın geli�ini tasvir ederken dalları dökülen a�açları, soyunup meydana giren bir pehlivana benzetir:

;������������ �����������������������*��;��� ����� ���&��'��&������� ����������(Bâkî, K. 22/10)� A�a�ıdaki beyitte ayak kelimesini tevriyeli kullanan Bâlî, memduhunu aya�ıyla insanları yere

yıkan bir pehlivana, a�zı kanlı okunu da bir içki kadehine benzetir:

7���&������������,�����#��������� �����!,��� ���������&������� �#�$�,����������(Bâlî, K. 9/7)���çkiyi güre� oyunu için meydana ayak basan bir pehlivana benzeten Enverî de ayaN kelimesini,

hem kadeh hem de ayak anlamında tevriyeli kullanarak canlı bir güre� tasviri yapar:

6 ��������� ������� ������"���&���&���4���������������,���������������� (Enverî, G. 280/2)� Binlerce defa güre�ti�i ayrılık ate�inin güre�çisinin kendisiyle güre�e tutu�amayaca�ını söyleyen

Süheylî, ayrılı�ı bir güre�çiye benzetir:

4������0���������'������������������ �? �����'�����0�����������'�'��������� (Süheylî, G. 190/4) Bazen de �airler edebî kudretlerinin büyüklü�ünü açıklamak için kendilerini iyi bir pehlivana

benzetirler. A�a�ıdaki beyitlerde de Hayâlî ve Gelibolulu Âlî, �airlikteki hünerlerini açıklamak için kendilerini pehlivana benzetirler:

� ����0��$��? ������������,����������� (�*����������������"�'�$�&����"���&�������� (Hayâlî, G. 340/5)�

% ��������� ��������� �����������������? ��������������> ��"���&�������������������(Gelibolulu Âlî, G. 565/5)�

Zıll-ı Hayâl (Hayâl-bâz)

Zıll-ı hayâl Karagöz, Hacivat ve �ahısların perdede akseden �ekilleridir. Beyaz bir perde arkasında yakılan mum veya kandilin ı�ı�ından istifade ederek hayalcinin elinde tuttu�u -mukavva veya deve derisinden yapılmı�- �ahıs �ekillerini perdeye aksettirmekten ve �ahısların lisanını taklit ederek konu�turulmasıyla olu�an bir oyundur. (Onay, 2000:241)

Bu oyunun genellikle �iirlerde tasavvufî anlamlarla yüklü beyitlerde kullanıldı�ı görülmektedir.

Nâilî, tasavvufî bir edayla perde arkasındaki gerçeklerden haberdar olunmadan görünenlere aldanılmamasını söyledi�i a�a�ıdaki beyitte, bu oyuna dikkat çekmi�tir:

C �������"���������������,$�����,����@������:����������O��3����<������ (Nâilî, G. 51/3)��A�a�ıdaki beyitte dünya bir hayal-bâza, felek ise bu hayâl-bâzdan türlü türlü sanatlar gösteren

bir hayalciye benzetilir:

2��'� �������������������#�:����)�������C �������"�������������������������������"���� (Neccâr-zâde Rızâ, K. 1/29)

Yokluktan bir anda türlü varlıkların ortaya çıktı�ını söyleyen Behi�tî, hakikatte bunların felek tarafından perde arkasından aksettirilen birer hayal oldu�una i�aret eder:

�!�������������������������&�3������"�����2��'�����"�������������0���"�:����)��������� (Behi�tî, G. 176/3)

Hayâlî, yüzüne suret perdesi çekildi�i günden beri bir hayal-bâza döndü�ünü söyler:

Page 11: Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı -Prof. Dr ... › cilt3 › sayi15pdf › kaplan... · Satranç taları ve hatta satranç tahtası, oyuncularla birlikte çeitli

- 161 -

8���������'���'�����"������ 3����@�����������������)�������������� (Hayâlî, G. 279/8)

Kukla

Muhtelif �ekillerde yapılmı�, insanların birer küçük taklidi olan oyuncaklara ve bu oyuncaklarla oynanan oyuna kukla denir. Metin And, kukla oyununun Karagöz’le 16. yüzyılda tanı�an Türkler tarafından daha eski dönemlerden beri bilindi�ini ifade eder. (And, 1983:82)

/�����,�����'����������������'����G� � �$���������,���� ���������$����� (Tırsî, G. 185/10) Yüzük Oyunu

Anadolu’da yaygın olarak oynanan oyunlardan biridir. Bu oyunda yüzük, ba� a�a�ı çevrilmi� fincanların içine saklanmakla birlikte mendil altına saklanarak veya bir ipe geçirilerek de oynanır. (And, 2007:247)

�ster fincanla ister mendille oynansın yüzük oyunu, sayı kaydeden taraf eleba�ının alnına sayı adedince kara çizmek veya yenilenlerin alnını karalamak âdetine dayanır. (Onay, 2000:461)

A�a�ıdaki beyitte Tırsî, yüzük oyununa dikkat çekerek bu oyundaki yüzü karalamak âdetine de�inmi�tir:

8���'�����������'����� ������$��������� - �����������������$�#����� ��������� (Tırsî, G. 38/2)

Kâmî ise rakip tarafından oyun halkasına giren aya benzeyen güzelin yüzünün karalanmasından korkar:

(���#��������*� ���������������"�!�����$����� ���������� �������$�����(Kâmî, G. 145/2)�

�air, ba�ka bir beyitte gece rakiple yüzük oynayan sevgilisine seslenerek oyunu yenmesi halinde rakibin alnına damgayı basmasını ister:

;��� �)����������'�������� ������������8�#��'�0��,����"����������*$�������� (Tırsî, G. 99/4)

Yine Tırsî, sevgilinin yüzündeki karaları görünce geceleyin yüzük oyununda onun eleba�ı oldu�unu anlar:

4������ �)����#��������$������$�������'��8���#������'��������� ����� ������$�� (Tırsî, G. 194/7)

�� Yüzük oyunu mazmununun kullanıldı�ı beyitlerde yüzü�ün içine gizlendi�i mendil veya fincanın kar�ılı�ında te�bih yoluyla genellikle sevgilinin saçları, ayva tüyleri, dudakları veya a�zı kullanılır.

A�a�ıdaki mısralarda da â�ı�ın canı ve gönlü, sevgilinin duda�ının hayaliyle yine sevgilinin saçının karanlı�ında yüzük oyunu oynar:

/����������'�*��������#�����������5��������#�������'�����������������&���5������&���������� �#� � ��������������B� �����&��� � ��&��� � �����&��� � �� ��MTâci-zâde Câfer Ç., G. 123/5) Nedîm, “Sevgilinin duda�ının yüzü�ü, arak dolu fincanıyla kucakla�maktan kaçmaz. O,

duda�ının yüzü�ünü ak�am yüzük oyununu oynamak için saklar” diyerek sevgilinin duda�ı ile içki dolu kadeh arasındaki ili�kiyi, yüzük oyunundaki fincan-yüzük ili�kisine benzetmi�tir:

? ����,3���������������� ���� �����������'���

Page 12: Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı -Prof. Dr ... › cilt3 › sayi15pdf › kaplan... · Satranç taları ve hatta satranç tahtası, oyuncularla birlikte çeitli

- 162 -

���������������������*�������� � ��������(Nedîm, G. 19/5)� Ahmet Pa�a, sevgilinin saçları arasına gizlenen gönül yüzü�ünü ondan almak ister. Ancak a�zı

mühre benzeyen sevgili güldü�ü zaman, gönül yüzü�ünün sevgilinin dudakları arasında gizli olmasından korkar:

B����������$�����������������#���*���������� ;�����#���� �� ������,������"��������$�� (Ahmet Pa�a, G.251/7) Bâkî, sevgilisinin saçlarıyla büklümlerinin gönlünün yüzü�ünü saklayıp yüzük saklama oyunu oynadı�ını söyleyerek gönül yüzü�ünü bulmaya çalı�ır. Yüzü�ün nerede oldu�u tahmin edilirken “Ya ondadır, ya bundadır...” tekerlemesi söylenir:

F���#�����������"�0����#��"����������I��������*� ��������������������������� (Bâkî, G. 157/4)� Necâtî de sevgilinin a�zının, ayva tüyleri ve beniyle yüzük oyunu oynadı�ını; yüzük bulununca

da dudaklarının kızardı�ını söyler:

I�0���)��#������'�������������������#�� /������������#������������$���*���� (Necâtî, K. 19/32)�

A�a�ıdaki beyitte saki, la’l ta�ına benzeyen yüzü�ünü (duda�ını) �arap dolu fincanın hava kabarcıklarının içine saklayarak ehl-i bezmi kendinden geçirir:

4��������$������$� ����������������������������������"�����������������)�������� (Âsım-zâde Ârif, G. 41/3)

Muhyî’ye göre canın oyunca�ı, sevgilinin a�zının yüzü�ü olunca onu kimse bulamaz:

E �$����������������*���������;�����������������������������,� (Muhyî, G. 619/2)

�Nâbî de gönül yüzü�ünün sevgilinin a�k oyununda gizlendi�ini ve “yüzü�ün; sevgilisinin saçının

kıvrımlarında mı, sevgilisinde mi, yoksa kendisinde mi” oldu�unu bilmedi�ini söyleyerek yüzük oyununa dikkat çekmi�tir:

- �������������� �#��������*��������9 ��������#��������$�������������������� (Nâbî, G. 213/3) �Sevgili, ne zaman yüzük oyunu oynansa avucunu açıp “bendedir” diyerek elinin içine sakladı�ı

yüzü�ü gösterir:

? ��� �������,��������$������'������$�4������������������$�������&������������ (Hüdâyî, G. 97/3) Tura

Tura, helva sohbetlerinden önce oynanan oyunlardan biridir. Bu oyun, grup hâlinde oynanır. Mendil veya ku�ak ucu, top hâlinde bir sopa �ekline getirilir. Gruptakiler turayı oturanlardan birinin arkasına saklar veya otururken dizlerinin arasından geçirir. Ebe olan ki�i, bu turayı bulmaya çalı�ır. Bu sırada fırsattan yararlanan oyuncular, turayla ebenin kaba yerlerine vururlar. (And, 2006:278; Onay, 2000:444)

Sâbit’in a�a�ıdaki beytinde, tura oyununun e�lenmek amacıyla helva sohbetlerinden önce oynandı�ı anla�ılmaktadır:

- � �)����#������)�����*������������$��% ����������������3$���� ���)�&������� (Sâbit, G. 312/3)�����

Page 13: Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı -Prof. Dr ... › cilt3 › sayi15pdf › kaplan... · Satranç taları ve hatta satranç tahtası, oyuncularla birlikte çeitli

- 163 -

Zamanın her türlü cefasına sabretti�ini söyleyen Lebîb, teninin cefa elinin turasına hazır bir davul oldu�unu söyleyerek tura oyununa de�inir:

% ������$�������&�����&��� �������������% ��������$����������0�����)�:����������� (Lebîb, G. 99/1) Büyük inci gibi e�siz güzeli, yüz turaya aldı�ını söyleyen Nedîm ise dostlarının karı�masıyla

oyundaki tura sayısının artmasından korkar:

8������������������������������������I�&�������'������� ������$����*������ (Nedîm, K. 33/15) Köy Göçtü

Erkek oyunudur. Oyuna girecek kaç ki�iyse birbirine e� tutarlar. Çifterce meydana çıkarlar. Her çıkanın biri mesela A, di�eri B olur. A’lar paranın tura, B’ler yazı tarafını almak üzere havaya bir para atılır. Tura gelmi� ise B’ler bir geni� daire te�kil etmek �artıyla uzun fasılalarla rükû hâlinde e�ilirler. A’lar bunların sırtına binip birbirlerine top atarlar. Top yere dü�ünce B takımı “köy göçtü, biz de göçelim” diye ba�ırarak birden aya�a kalkarlar. Dü�en, kalkan bir kızılca kıyamettir kopar. Bu defa A’lar yatar, B’ler onların üstüne oturup oynarlar. Oyun böylece devam eder. (Onay, 2000:300)

Sevgili, köy göçtü oyunu oynanırken sarı�ını eline alır. Bu esnada saçlarının görünmesi Nedim’i öldürür:

E �������������$��������"���$���� � ���P ����������������� ��������'��� (Nedîm, K. 33/16) Ulvî, adına köy göçtü denen bir oyunla sevgilinin â�ıkları peri�an etti�ini söyleyerek bu oyuna

dikkat çeker:

8���������������� ��"����������4�������������'�������������'����������(Erpik, 2009:70)

El Oyunu

Divan �iirinde Farsça kar�ılı�ı “dest-bâzî, bâzî-yed” olarak da kar�ımıza çıkan el oyununun, �iirlerde tam olarak hangi anlamlarda kullanıldı�ına dair kesin bir yargıya varmak mümkün de�ildir.

El oyunu tabiri üzerine bir ara�tırma yapan M. Fatih Köksal, Türkçe sözlüklerde divan �iirinde kullanıldı�ı anlamda tam kar�ılı�ını bulamadı�ı bu tabir ve Farsça kar�ılı�ı olan “dest-bâzî” üzerinde birtakım de�erlendirmeler yapmı�tır. Çe�itli sözlüklerde bu kelimenin “sevinç, ne�e, mutluluk, el çabuklu�u, hile, hokkabazlık, oyun, hüner, beceriklilik, e�ek �akası (kaba oyun), oyna�ma, öpme, kucaklama, flört, satrançta el dokunulan bir ta�ı oynama, yayılma, ferahlık, �uhluk, sevgilinin ba�ı ve saçını elle ok�amak” anlamlarına geldi�ini açıklamı�tır. (Köksal, 2001:129) Ancak oyunun hangi amaçla ve nasıl oynandı�ına dair eldeki örnek beyitlerde açıklayıcı bir bilgi bulunmamaktadır.

Enverî, ba�kalarıyla el oyunu oynayan sevgilinin kendisine gelince oynamaya fırsat bulamamasından �ikâyetçidir:

- �����"�����������������������,�4�#������'�������������#��������� (Enverî, G. 289/5) Hayâlî de kendisi dururken vefasız sevgilinin kâküllerinin, sabah rüzgârıyla el oyunu

oynamasından �ikâyetçidir:

G�����&����? ����������'��� ������=��� ����������������������'�'��#���(Hayâlî, G. 285/5) Aynı �ekilde Ahmet Pa�a ise sevgilinin her gece sabahlara kadar yabancılarla oturup el oyunu

oynamasından mustariptir:

B��)���������������,�������������������

Page 14: Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı -Prof. Dr ... › cilt3 › sayi15pdf › kaplan... · Satranç taları ve hatta satranç tahtası, oyuncularla birlikte çeitli

- 164 -

% �$������� ��"��,������������������� (Ahmet Pa�a, G. 104/1)

Mesîhî’nin a�a�ıdaki beytinde serviler, saba yelinin çınar ile el oyunu oynamasına kızarlar:

4����� ���������������������������4������ ��"��#������$��&������� (Mesîhî, K. 7/8) Necâtî’nin a�a�ıdaki beyitlerinde ise el oyunu, saba yeli ile servi a�acı arasında oynanır:

;��������0��������$��$��&��)��������,�% �K�������������������� ����� (Necâtî, G. 470/6)

E �$���������������������$��&�#��������5���0��������� ������������������ (Necâtî, G. 624/1) �airin bir ba�ka beytinde memduhun adaletinin baharı izin vermeyince, bahçedeki servinin sabah

rüzgârıyla el oyunu oynamaya canı yoktur:

+������&���$������#�������������� ��)���G�������������,��������� ����$��&����$����# (Necâtî, K. 13/23) A�a�ıdaki beyitte de el oyunu, sevgilinin amber kokusu saçan saçları ile tarak arasında

oynanmaktadır:

G������������������$�)������������4����0��������$�����0��������������������(Gelibolulu Sun’î, G. 134/3)� Aynı �ekilde Zâtî’nin a�a�ıdaki beytinde el oyunu, sevgilinin saçları ve tarak arasında

oynanmaktadır:

E �$���&&������#�#��������������������5������������������������������������������MZâtî, 1499/1)�

Muhyî de “ya�lılıkta gençlerin a�kına dü�medi�ini, çocuk olup çocuklarla el oyunu oynarken bu

a�ka dü�tü�ünü” söyleyerek el oyununa dikkat çekmi�tir:

B�����'�6 �)���"���'����������&�������� ������.�����"��0����������'���������������#��� ��(Muhyî, G. 35/9)� Ba�ka bir beyitte el oyununda sevgilinin ayva tüylerinin rakip ile bir araya geldi�ini gören �air,

bu durumu âhir zamanda melekle �eytanın birbiriyle oynamasına benzetir:

;������*�00��v���'����$����������� �����;���#��*���������'�����'����0���������� (Muhyî, G. 232/8)�

A�açtan Ata Binme

1,5-2 metre uzunlu�undaki de�nekler at kabul edilip çocuklarca bacaklarının arasına alınır, di�er ellerdeki kısa çubuklar da kamçı gibi dü�ünülür. Bu kamçılarla at kabul edilen uzun de�neklere vurularak ko�ulur. Çocuklar için oynanması en kolay oyunlardan biridir.

Pehlivanlar ve aya�ına çabuk olanlar her tarafa se�irdip ko�tu�unda, a�açtan ata binen çocuklar da onlarla birlikte ko�arak oyun yaparlar:

7���&���������"����$�,�����������0������.���������&��������������,����������&���� (Fuzûlî, Kıt. 8/2)��Muhyî, sevgilisinden cömertlik edip gönlünün çocu�una oklarını göndermesini ister. Çünkü bu

oklar, gönül çocu�unun a�açtan at yapıp oynaması için gereklidir:

% �0������'����� ��"���� ���������#�

Page 15: Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı -Prof. Dr ... › cilt3 › sayi15pdf › kaplan... · Satranç taları ve hatta satranç tahtası, oyuncularla birlikte çeitli

- 165 -

!,�������������'��������#������'����(Muhyî, G. 380/6)� Ba�ka bir beyitte de sevgili, saçını bazen ya�lı birisi gibi baston, bazen de çocuk gibi a�açtan at

yaparak oynar:

;��������"���&����������$����;����,���� �����������$������ (Muhyî, G. 496/8)� Âsım-zâde Ârif, yaptı�ı cevr ve cefalarının �ikâyetlerini dinlemeyen sevgilisini; aklı oyunda

olan, kamı�tan ata binen küçük bir çocu�a benzetir:

;3�������������''�����&��������������4��0���������$�&�������� ������������� (Âsım-zâde Ârif, G. 19/2) �

Nev’î, dallar üzerinde rüzgârla birlikte oynayıp gülen çiçekleri; a�açtan ata binen çocuklara benzetir:

5������������'3��������������������.������#����'���,������������������$�&����(Nev’î, K. 15/6)�

Bursalı Rahmî de dallardaki çiçekleri, a�açtan ata binen küçük çocuklara benzetir:

5��0�������&��$����#����'�����3���$�&����5�'3�����*�����'�&�����'�����"3���������(Bursalı Rahmî, K. 8/7)�

Yâ Dest

Yâ dest (lades), iki ki�inin ku�ların veya tavukların çatal kemiklerinin uçlarından çekip kırmak suretiyle bahse tutu�ması oyunudur. �ki taraf da birbirine çe�itli nesneler verir, verilen nesne “aklımda” denmedikçe alınmaz. (Onay, 2000:457) “Aklımda” demeden nesneyi alan ki�i, daha önceden belirlenen bir cezayı hak eder.

Ay yüzlü sevgiliye seslenen Sâbit, ba�ka kemiklerle yâ dest oyununa tutu�mamasını söyleyerek Hümâ ku�unun kırılmı� gönlünü hatırlamasını ister:

5'�$���*�0��������,�������������������+O�����,�����������$��0������������v�����(Sâbit, G. 160/4)�

Gözleri mest bir güzel tarafından öldürüldü�ünde kimsenin kendisini hatırlamayaca�ını söyleyen Nev’î-zâde Atâyî, sevgilinin itlerinin kemiklerinden yâ deste tutu�masını ister:

E �$�����������������$��������������$��Q $��*R��������������������������$�����(Nev’î-zâde Atâyî, G. 17/1)�

Kandil Uçurmak

Ramazan veya kandil gecelerinde halk tarafından ra�bet gören e�lencelerden biri de kandil uçurmaktır. Bu gösteride minareye çıkan bir ki�i, �erefeden yere do�ru ba�lanmı� bir ip üzerinde yanan kandilleri kaydırır. Birbiri ardına kayan kandiller, gece karanlı�ında yıldız kaymasına benzer bir görüntü olu�turur. Bu görüntü, halk tarafından büyük bir ilgiyle izlenir:

A�a�ıdaki beyitte Sâbit “Seyyareler saçan kayyumun kandil uçurdu�unu sanma, sırça kadehten günahkârın yıldızı dü�mü�tür” diyerek kandil uçurmaya i�aret etmi�tir:

8�����������$����'�����������3��#�B����� ������������ ���3����$��������������(Sâbit, K. 45/7)�

� Tırsî ve Refî’-i Kalâyî’nin a�a�ıdaki beyitlerinde de kandil uçurmanın geceleri yapıldı�ına i�aret

edilmektedir:

� /���������������������������$���E �,���������������������)�J����$�� (Tırsî, G. 151/4)

Page 16: Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı -Prof. Dr ... › cilt3 › sayi15pdf › kaplan... · Satranç taları ve hatta satranç tahtası, oyuncularla birlikte çeitli

- 166 -

� � �<��� ��� ����� �����������$��������� E ��������������������������������� (Refî’-i Kalâyî, K. 18/38)

Kızakla Kayma

Kızakla kayma, kı� aylarının karlı ve so�uk günlerinde çok ra�bet gören oyunlardan biridir. Bu oyun, tahtadan yapılan ve kayması için iki ayaktan olu�an kızaklarla oynanır.

Tokatlı Kânî, çocukların gül ya�ı sürdükleri kızaklarla �ehri kızıla çevirdi�ini söyler:

4���� ���&�����$���"�������&�������� G0������������ ���'��� ���� ��������MTokatlı Kânî, G. 113/6) �� Tırsî, a�a�ıdaki beyitte kızakta kaymanın çocuklar arasında ne derece ra�bet gören bir oyun oldu�unu; bu oyunu oynamayan hiç kimsenin kalmamı� olmasıyla açıklamaktadır:

4��$�������� ������ ��� ���� ��� �����,���"�I������������������������� ����������� (Tırs î , G. 184/5) �

�� Ba�ka bir beyitte de �air, çocukların kızaklarla kayma vaktinin, kı� aylarının karlı günleri oldu�unu belirtmektedir:

4����������#� ���������,����� �������������L �����0���#� ��� ���� �������������� (Tırs î , G. 79/1)

Topaç Çevirme

Koni biçiminde a�açtan yapılan ve sivri ucunda çivi çakılı bulunan oyunca�a topaç denir. Topaca sivri ucundan ba�layarak bir ip sarılır. �pin di�er ucu, bir parma�a geçirilip topacın arka kısmı avuç içine alınarak yere hızla atılır. Topaç da etrafına sarılı ipin geri bo�alması veya herhangi bir kamçının darbeleriyle yerde hızlı bir �ekilde dönmeye ba�lar. Dönerken de yerde daireler çizip sesler çıkarır.

A�a�ıdaki beyitte Refî’-i Kalâyî, çocukların cami avlusunda kamçı yardımıyla topaçları döndürerek oynamalarına yer vermi�tir:

;���� ������$������$���)�&����������'�����% ���������� ������������������D��0�"������(Refî’-i Kalâyî, Hezliyat 1/7)�

Salıncakta Sallanma

Salıncak, iki ucundan iki iple veya zincirle yüksek bir yere asılan ve üzerine oturulup sallanılan e�lence aracıdır. Salıncakta sallanmak, büyük küçük herkes tarafından sevilir.

Genellikle bayram �enlikleri münasebetiyle sıkça �iirlere konu edilen salıncaklar, büyük küçük farkı gözetilmeksizin oynanan bir oyundur. Divan �airlerinin gözünde salıncakların ba� müdavimleri sevgililerdir. Salıncaklar, �ekil itibarıyla da sık sık benzetmelere konu edilmi�tir.

A�a�ıdaki beyitte sevgilinin iki yana sarkan saçları, salıncakların ipleri olarak dü�ünülürken bu salıncakta salınan ise candır:

@3����#����� �����,����������� ������F�������� ���$���#�������������������$���(Mihrî, G. 195/4)��Gelibolulu Âlî, gözlerini bir salınca�a gözlerinden akan ya�ları ise bu salınca�ın iplerine

benzetir. Bu salıncaklarda salınan ise sevgilinin hayalidir:

(����� �����������'�����&�������$���������I����#����������� ��'����$��&��*�����������MGelibolulu Âlî, G. 602/2)� A�a�ıdaki beyitte de sevgilinin iki yana sarkan saçları, Revânî’nin gönlünün çocu�una salıncak

kurmu�tur:

Page 17: Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı -Prof. Dr ... › cilt3 › sayi15pdf › kaplan... · Satranç taları ve hatta satranç tahtası, oyuncularla birlikte çeitli

- 167 -

L ���������������������������#�������#�4����#���0������ ������'����� �����,���(Revânî, G. 478/2) Mecdî ise sevgilinin ayrılık gününün acısıyla â�ıkların salınca�a döndü�ünü belirtir:

13��������������� �� ����� ����(������$���*� ���������������#���������� (Mecdî, G. 103/2)�

� Sevgililerin bayram yerinde salınarak yürüdüklerini gören â�ıkların kalbi, salıncak gibi yerinde duramaz olur:

� 4�� ���������$����� ���� ��������� �� �S�������� ����"�$������� �����)3�������(Sâmî, K. 13/5)�

Nebzî’nin a�a�ıdaki beytinde ise güzellerin salıncakta salındı�ını gören ay, hüznünden hilale döner:

B����� ��� ����� ���������"��������������? �������������������� �#�������������(Nebzî, K. 41/6)

�Salıncak, Osmanlı toplum hayatının en önemli ne�e ve e�lence günleri olan bayramlar ile

bayram e�lencelerinin yapıldı�ı bayram yerlerinin ba�lıca e�lence ve oyun araçlarından biri olarak kar�ımıza çıkar. �airler için insanların ho�ça vakit geçirmek için geldikleri bu meydanların en önemli �ahısları ise sevgililerdir.

Bayram günü sevgililerin salıncakta salındı�ı yerin cennete döndü�ünün söyleyen Revânî, melekleri bu cenneti seyretmeye ça�ırır:

8���������������������������� �����,��6 ��'���$�������$��������������$�������������(Revânî, G. 478/1)� Nihânî, salıncakta sallanarak gö�e yükselen melek görünü�lü sevgiliyi dünyanın güne�i olarak

görür:

B�����,�#�"����������������������$��$��B�����#��������������������#�������'����O�����(Nihânî, yk. 16b) �

� Â�ık-rakip çeki�mesi, salıncak oyunu esnasında da kar�ımıza çıkar. Salıncak seyrine çıkan â�ıklar, sevgilinin yanında yabancıların salındıklarını görünce bu i�e alınırlar:

B����� �$�������������������� ������������� �������&���$������������,����� ����������� (Sâmî, G. 91/1)��

Zâtî, sevgilinin yabancılarla salındı�ını görünce gam, dert ve belalarla bir salınca�a dönece�ini söyler:

4��� �����,�������������������&��,� �����B������,��������)3��������������������(Zâtî, G. 874/2) Mesîhî de sevgilinin ba�kalarıyla salındı�ını görünce, dert ve kederden bir salınca�a döner:

? �����,����"���� ��������$����������4���,�����,� ����� �����,����������������(Mesîhî, K. 14/16)��Bayram yerinde sevgilinin herkesle salındı�ını gören â�ık için artık toprak olmaktan ba�ka bir

yol kalmamı�tır:

�S���������� �����,�����"����'�$��B������$��&�����$�������0�"��,�� ����(Kara Fazlî, K. 20/16) �

Page 18: Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı -Prof. Dr ... › cilt3 › sayi15pdf › kaplan... · Satranç taları ve hatta satranç tahtası, oyuncularla birlikte çeitli

- 168 -

Kâ�ıt Uçurtma Uçurma

Çe�itli �ekillerde kâ�ıttan yapılan uçurtmaların gökyüzünde uçurulmasından olu�an bir oyundur.

“Gönül çocu�u kâ�ıttan uçurtmayla oynamak isterse, bakı� ipini gök kubbeden keseriz” diyen �eyh Gâlip, kâ�ıt uçurtma oyununa dikkat çekmektedir:

.���������'�,�����������������$��T�������O�������������'����'�$����������(�eyh Gâlip, G. 107/11)�

Gece uçurulan uçurtmaların iplerine parlayan veya yanan bir nesne takılır. Böylece gökyüzünde renkli görüntülerin olu�ması sa�lanır. A�a�ıdaki beyitte Emrî, gönlünden gökyüzüne çıkardı�ı ate�li ahları, uçurtmayla gökyüzüne gönderilen fanuslara benzetmi�tir:

� G������������'�,����������3$������������ % ����������*���$���������������������������� (Emrî, G. 389/3) Hayâlî de yukarıdaki beyitteki dü�ünceye benzer bir �ekilde, çıkarmı� oldu�u âhların gök yüzünde ka�ıt uçurtmalara döndü�ünü söyler:

!��������������������'�� E �,���������$�������������' (Hayâlî, G. 282/1) Nev'i-zâde Atâyî ise rüzgârla birlikte çiçek yapraklarının havaya uçmasını, çocukların gökyüzünde kâ�ıt uçurtma oynamasına benzetir:

E �,���������$������������3����0���� 9 � �����������&������������������� (Nev'i-zâde Atâyî, K. 14/8)� Elde Elma Çevirme

Eldeki birkaç elmanın havaya atılarak el çabuklu�uyla el içinde döndürülmesine dayanan bir oyundur.

Â�ık Çelebi, gam meclisinde âhının dumanlarının; alçak dünyanın dönen kümbetini elma gibi elinde oynattı�ını söyler:

���� ���� 4�����,���������������$���������������� � % 3����������������3��#�'���������&&���$�� (Â�ık Çelebi, G. 63/7)�� � �� A�a�ıdaki beyitte gönül alan sevgili, güzellik bahçesinde â�ı�ın gönlünü elma gibi avucunda döndürür:

4�,���)�$������������&���#�'����������- ��������&����������#���������� (Revânî, G. 443/4)� Selîkî, dert ate�inde â�ı�ın benzinin rengini ayva rengine çeviren sevgilinin, güne� topunu elinin

içinde elma gibi oynattı�ını ifade eder:

������,�������#����#�������������&�����;3������������������$������������������(Selîkî, G. 67/1)� Sevgili, ne zaman oynatmak için elini elmalara uzatsa güne� ve ay araya girerek elma yerine

kendilerini oynatmalarını ister:

? ��� ������������ ����� ��$������������ � 6 ���������#���������������������������� (Muhyî, G. 645/5)

Â�ık Oyunu

Page 19: Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı -Prof. Dr ... › cilt3 › sayi15pdf › kaplan... · Satranç taları ve hatta satranç tahtası, oyuncularla birlikte çeitli

- 169 -

Â�ık oyunu, Türklerin Orta Asya’dan Anadolu’ya getirdikleri oyunlardan biridir. Bu oyunda, koyun ve keçi gibi hayvanların arka ayaklarının diz kısmından çıkarılan ve dört de�i�ik yüzeye sahip bir kemik, oyun aracı kullanılmaktadır. (Özdemir, C.II, 2006:327)

Â�ık oyunu ifadesi, divan �iirinde birçok yerde kar�ımıza çıkar. Ancak bu beyitlerden bu oyunun oynanma amacı ve oynanı� �ekilleriyle ilgili herhangi bir hüküm çıkarmak oldukça zordur.

�shâk Çelebi yeme, içme, gülme ve oynama günlerinin geldi�ini söyleyerek misafirine â�ık oyunu oynamayı teklif eder:

8��'����'���$��������������'������� ��> �� �����������'������������������ (�shâk Çelebi, K. 14/4) Ba�ka bir beyitte de �air “Saçının kıvrımıyla â�ık oyununu yeterince oynadık, bundan sonra

sakalı çıktı.” diyerek â�ık oyununa de�inir:

!�������0��������$3#������� ��������8����������� ����������������� � �����(�shâk Çelebi, G. 315/4)�

Bursalı Rahmî, sevdi�ine seslenerek kendi meclisine gelmesi kar�ılı�ında onu, gönül mülküne

sultan edece�ini söyleyip sevgilisinden dü�manı bırakarak kendisiyle â�ık oyunu oynamasını ister:

;��������������$�������'���$�0�����> �� ���������������������������'������(Bursalı Rahmî, G. 15/2) Â�ık Çelebi ise ya�ı çok olan gözbebe�inin bir bebek gibi her gördü�ü güzelle â�ık oyunu

oynadı�ını söyler:

;����������������� ���������������9 � ���� �����������������������������' (Â�ık Çelebi, G. 20/2) Toprakla Oynama

Divan �iirinde çocuklarla ilgili kar�ımıza çıkan oyunlardan birisi de toprakla oynamadır. Çocuklar, di�er oyunlara göre toprakla daha küçük ya�larda oynarlar.

Necâtî Bey, sevgilisine “�ki gözümün bebe�i, yetim çocuklar gibi mahallende oturmu� toprak ile oynarlar” dedi�i a�a�ıdaki beytinde çocukların toprakla oynamalarına atıfta bulunmu�tur:

�8���������������'�������������6 �)��#�������������������������� (Necâtî, G. 163/3) Nev’î, toprak tenine yuvarlanarak dü�en gözya�ını, toprakla oynayan yeni yeti�en bir çocu�a

benzetir:

��������������"������*�'�������������B���0����������$�����������������������(Nev’î, G. 409/3)�

�� Sevgilisiz geçen her an kendi külünü ba�ına savurdu�unu söyleyen Kavsî, a�layan çocuklar gibi durmadan toprakla oynadı�ını dile getirir:

B�&������������$��$�������������*�'$������� � .���������������������������������0�"��,�����(Kavsî, G. 384/6)�

�Sevgilisinden sürekli toprakla oynamamasını isteyen Ta�lıcalı Yahya, onu örtecek yüksek

saraylar yapmasını istemez:

% �����0�"��,�����������0������8�"����� � ����������'�$�#��)�� ola (Ta�lıcalı Yahya, G. 432/3) Atlı Karaca

Page 20: Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı -Prof. Dr ... › cilt3 › sayi15pdf › kaplan... · Satranç taları ve hatta satranç tahtası, oyuncularla birlikte çeitli

- 170 -

Bu oyun, yere sabitlenmi� bir eksen etrafında döndürülen bir platform veya askılara takılı oyuncak atlar üzerinde oynanır. Eskiden �enlik yerlerinde erkek çocukların binmesi için atlar, kız çocukların binmesi içinse karacalar dü�ünülmü�tür. Zamanla kız çocukları da atlara binmeyi âdet edinince karacalar aradan çıkmı�tır. Ancak oyunun adı, bu hayvana izafeten atlı karaca olarak kalmı�tır. Günümüzde ise bu oyunun adı, atlıkarınca olarak yaygınlık kazanmı�tır.

� A�a�ıdaki beyitte Bâlî, döne döne naz atı ile oynamak için gö�sünü; sevgilinin atlıkarıncaya benzeyen benine meydan yaptı�ını söyler:

% ���������������,�����$�������������(����*��#���� �����$���#���������������(Bâlî, G. 59/3) Tırsî ise atlı karaca oyununu bayram dolaplarına tercih eder:

=�'��������� ������$�&������S����������<��������� (Tırsî, G. 139/3)

Peygamber Oyunu

Ahmet Talat Onay’ın, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar ve �zahı adlı kitabında “O kadar soru�turmama ra�men mânâsının ne oldu�unu anlayamadım” (Onay, 2000:368) dedi�i peygamber oyunu, birkaç beyitte kar�ımıza çıkmaktadır. Ancak bu beyitler, bu oyunun oynanma amacını ve nasıl oynandı�ını açıklamaktan oldukça uzaktır.

Behi�tî, sevgiliyle peygamber oyunu oynayaca�ı güne kavu�manın hayaliyle ya�amaktadır:

!�������$$�������������#��������- �����&���)�������"��,��������������(Behi�tî, G. 556/1) Muhyî, sevgilisinin kendisiyle peygamber oyunu oynaması için canını ve bedenini ortaya

koymaktan çekinmez:

�!�:�������#������������������'����7��,�������������������������������,�� (Muhyî, G. 620/2) �Canının ipi, sevgilinin elinde olan Emrî de e�er sevgili isterse onunla peygamber oyunu

oynamaya hazırdır:

G����������������:�����$�����S$�����7�����������������������������$�������(Emrî, G. 476/4)�

Sabun Köpü�ünden Baloncuk Uçurma

Günümüzde çocuklar arasında yaygın bir �ekilde oynanmaya devam eden ve köpük uçurma diye adlandırılan bu oyun, hamamda sabun köpü�ü ile dolu ellerden nefes gücü ile hamamın kubbesine do�ru balon kabarcıkları çıkarmak suretiyle oynanır. (Do�an, 2005:50)

A�a�ıdaki beyitte peri gibi güzel sevgilisine seslenen Zâtî, ondan tıpkı hamamda köpük uçurur gibi ba�ını kesip gök kubbeye atmasını ister:

7�����&������������'�$� ���������'���� G��"����)��������0���'��������#����)�������(Zâtî, G. 257/4) �air Enverî de periye benzeyen sevgilisine seslenerek “Güne�, felek burcunda zerrece ısınmasın;

ey peri, hamamda güya bir su kabarcı�ı uçurdu�unu farz et” diyerek hamamda oynanan köpük uçurma oyununa dikkat çekmektedir:

U���������������$�������������'�������� G��"����)���������3���������#����)�������(Enverî, G. 15/1) Yeni�ehirli Belî�, halvet kö�esine çekilen sevgilinin ezilen sabundan hokkabaz kabarcıklar

çıkararak oyun kurdu�unu söyler:

Page 21: Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı -Prof. Dr ... › cilt3 › sayi15pdf › kaplan... · Satranç taları ve hatta satranç tahtası, oyuncularla birlikte çeitli

- 171 -

5����������)������������ ����������E �����*�&���������"� ��������3*����&�3� (Demirel, 2005:394)� Vücûdî de “Hayâl ü Yâr” adlı mesnevisinde, fele�in sabah sabununu ezerek güne� gibi bir

baloncuk uçurdu�unu söyleyerek bu oyuna dikkat çeker:�

B��)� ��3��������"�����'��;���������)���������������'����(Vücûdî, B. 1762)�

Evcilik

Küçük çocukların çevrelerinde gördükleri büyüklerden esinlenerek sahte bir ev yapıp aile hayatını taklit ettikleri basit bir oyundur.

Hayâlî, bir çocuk gibi bir ev yapmayı, sonrasında da yaptı�ı bu evi, içine girmeden yıkmayı hayal eder:

.�����������������*������������$�'�;�����������&������������������� (Hayâlî, G. 197/2)� Tek mi Çift mi? Oyunu (Cüft ü Tâk)

Bu oyun avuç içinde saklanabilecek fındık, leblebi, badem, �eker, kuru üzüm gibi gıda maddeleriyle ve nadiren de bilye ile oynanır. Avucunun içine bu nesnelerden bir miktar saklayan ki�i, kar�ısındakine “tek mi, çift mi” diye sorar. O da “tek veya çift ola bana gele” diyerek bir tahminde bulunur. Daha sonra avuç içindeki nesneler sayılır. Tahmin eden ki�i, do�ru bilirse nesnelerin hepsini kazanır. Do�ru tahmin edemezse saklanan nesne kadar rakibine verir. (Özdemir, C.II, 2006:374)

A�a�ıdaki beyitte Nedim, sevgilisine vuslat meclisinde saçı ve ayva tüyleriyle tek mi çift mi (cüft ü tâk) oynamayı teklif eder:

;�����������'����������������&� ���- $���&��'����������'��������*�0 (Nedîm, G. 55/6) Hanyalı Nûrî, sevgiliyle “tek mi, çift mi?” oyununu oynayarak içli dı�lı olmu�tur:

T�'�� ���� ������������������'�������$��- �����,����������������������,# (Hanyalı Nûrî, G. 328/6)

El El Üstünde Kimin Eli Var?

Bu oyunda oyuncular, gözleri bir bezle kapatılan ebenin sırtına yumruklarını üst üste koyarlar. Ebeye en üstteki yumru�un kime ait oldu�unu sorarlar. Ebe bilemezse sırtına yumruklarıyla vururlar. (Özdemir, C. II, 2006:140)

A�a�ıdaki beyitte bahçede “el el üstünde kimin eli var” oyunu oynayan a�açlar içinde en üstte çınarın eli çıkar:

G����$����'��#�����������������4�,�������������#� ��������$������� (Meâlî, G. 119/4) Kar Topu

Kı� aylarında karlı günlerde küçük, büyük herkesçe yaygın olarak oynanan bir oyundur.

18. yüzyıl �airlerinden Câzim, kı� tasviri yaptı�ı �itâiyesinde sert geçen kı� aylarının, çocuklara kar topu oynattı�ını söyleyerek bu oyuna dikkat çeker:

G0���������� ���0�"������������������4������������������*���������������� (Câzim, K. 2/13) Çukura Koz Koyma

Page 22: Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı -Prof. Dr ... › cilt3 › sayi15pdf › kaplan... · Satranç taları ve hatta satranç tahtası, oyuncularla birlikte çeitli

- 172 -

� A�a�ıdaki beyitte çukura koz koyma oyunu oynayan çocukların, kozların üçünü birden çukurun içinde bir araya getirdi�inde sevinmeleri, bu oyunda kazanmı� oldukları ba�arıya i�arettir:

/����������� ������ ����������������� ������Q ��#����������$������������$�3�������#�����(Tırsî, K. 2/2) Durdut Oyunu

Bu oyun, Muhyî’nin bir beytinde kar�ımıza çıkmaktadır. Ancak bu beyit üzerinden, durdut oyununun hangi amaçla ve nasıl oynandı�ına dair bir yorum yapmak mümkün de�ildir:

!,�����������'���������������������- �� ����������������������������,� (Muhyî, G. 619/5) Sonuç

Divan edebiyatı sosyal hayattaki âdet, gelenek, görenek, inanç, e�lence gibi hayatı renklendiren ve zenginle�tiren her türlü unsurdan faydalanarak �ekillenmi�tir. Bu hayat tecrübelerine ait unsurlar, de�i�ik benzetme, mecaz ve mazmunlarla birlikte �airler tarafından �iire farklı boyutlar kazandırmak amacıyla sürekli kullanılmı�tır.

Osmanlı toplum hayatının çok renkli e�lence kültürünün önemli unsurlarından olan oyunlar, �airlerin sosyal hayata dair kullandıkları hayat tecrübelerinin, divan �iirine kaynak te�kil etmesi bakımından ayrı bir öneme sahiptir. Bu çalı�mada divan �iirinde hemen her �airde kar�ımıza çıkan satranç, tavla, çevgân, cirit, güre� gibi yaygın kullanıma sahip oyunların yanında; zıll-ı hayâl, kukla, yüzük oyunu, köy göçtü, el oyunu, a�açtan ata binme, ya dest, kandil uçurma, tura, kızakla kayma, topaç çevirme, salıncakta sallanma, ka�ıt uçurtma uçurma, elde elma çevirme, a�ık oyunu, toprakla oynama, atlı karaca, peygamber oyunu, sabun köpü�ünden baloncuk uçurma, evcilik, tek mi çift mi, el el üstünde kimin eli var, kar topu, çukura koz koyma, durdut gibi oyunlar ve bu oyunların �iirlere yansıması üzerinde durulmu�tur.

Bu oyunların ve oyunlardaki malzemelerin divan �iirine yapmı� oldu�u kaynaklık, divan �airlerinin sadece hayalî, soyut unsurlarla de�il; hayattaki maddî, somut unsurlardan da azamî seviyede faydalandıklarını göstermesi bakımından önemlidir. Bu da divan �iirinin halktan ve sosyal hayattan uzak oldu�u ele�tirilerine verilecek en güzel cevaplardan biri olacak mahiyettedir.

Divan �iirine kaynaklık eden sosyal hayata ait di�er hayat tecrübelerinin de tespit edilmesiyle hem kültürel birikimimizin temelleri aydınlı�a kavu�acak, hem de bu birikimlerin gelecek nesillere canlı bir �ekilde devredilmesi sa�lanarak toplum hafızasından silinmesi engellenmi� olacaktır.

KAYNAKÇA

AKKU�, Metin (1993). Nef’î Divanı, Ankara: Akça� Yayınları.

AKYÜZ, Kenan, Süheyl Beken, Sedit Yüksel ve Müjgân Cunbur (1999). Fuzûlî Divanı, Ankara: Akça� Yayınları.

ALTUN Kudret (1989). Gelibolulu Mustafa Âlî ve Dîvânı, Yayımlanmamı� Doktora Tezi, �stanbul: �stanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

AMBROS, Edith (1982). Candid penstrokes: The lyrics of Me’âlî an Ottoman poet of the 16th century, Berlin. (http://groups.yahoo.com/group/metinbankasi, Dec. 29.2004 versiyonu).

AND, Metin (1983). Türk Tiyatrosunun Evreleri, Ankara: Turhan Kitabevi.

AND, Metin (2007). Oyun ve Bügü, Türk Kültüründe Oyun, �stanbul: Yapı Kredi Yayınları.

APAYDIN, Bilal (2007). Refi’-i Kalâyî Dîvânı (�nceleme-Metin), Yayımlanmamı� Yüksek Lisans Tezi, �stanbul: �stanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

ARSLAN, Fatma �ennur (2010). Âsım Ârif-zâde Divançesi (�nceleme-Metin-Dizin-Sözlük), Yayımlanmamı� Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

ARSLAN, Mehmet (2000). “Divan �iirinde Satranç ve Satranç Istılahları” Osmanlı Edebiyat-Tarih-Kültür Makaleleri, �stanbul: Kitabevi Yayınları, s. 1-25.

Page 23: Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı -Prof. Dr ... › cilt3 › sayi15pdf › kaplan... · Satranç taları ve hatta satranç tahtası, oyuncularla birlikte çeitli

- 173 -

ARSLAN, Mehmet (2000). “Divan �iirinde Tavla ve Tavla Istılahları” Osmanlı Edebiyat-Tarih-Kültür Makaleleri, �stanbul: Kitabevi Yayınları, s. 26-42.

ARSLAN, Mustafa (2006). Muhyî, Hayatı, Edebî Ki�ili�i ve Divanı, Yayımlanmamı� Doktora Tezi, Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

AV�AR Ziya. Revânî Divanı, Kültür Turizm ve Bakanlı�ı Yayınları, http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFF7BA884A184682F116CE81A0400AFB7B, (ET:12.06.2010)

AYDEM�R Ya�ar (2000). Behi�tî Dîvânı, Ankara: MEB Yayınları.

AYDEM�R, Ya�ar (2009). Vücûdî, Hayâl ü Yâr, Ankara: Kültür Turizm ve Bakanlı�ı Yayınları.

AYDIN, Abdullah (2009). Hanyalı Nûrî Osmân ve Dîvânı, Yayımlanmamı� Doktora Tezi, Ankara: Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

B�LG�N, Azmi (2004). Nigârî Dîvânı, �stanbul. (http://groups.yahoo.com/group/metinbankasi, Dec. 1. 2008 versiyonu).

B�LKAN, Ali Fuat (1997). Nâbî Divanı, Ankara: MEB Yayınları.

ÇAKIR, Mümine (2008). Kavsî Hayatı, Edebî Ki�ili�i ve Divanı (�nceleme-Tenkitli Metin-Dizin), Yayımlanmamı� Doktora Tezi, Ankara: Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

ÇAVU�O�LU, Mehmet- TANYER� M. Ali. Hayretî Dîvanı, (http://groups.yahoo.com/group/ metinbankasi, Dec. 31. 2004 versiyonu).

ÇAVU�O�LU, Mehmet (1977). Yahya Bey Divanı, �stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları. (http://groups.yahoo.com/group/metinbankasi, Dec. 1. 2008 versiyonu).

ÇAVU�O�LU, Mehmet. Helâkî Dîvânı, (http://groups.yahoo.com/group/metinbankasi, Feb. 20. 2008 versiyonu).

ÇAVU�O�LU, Mehmet-TANYER� M. Ali (1987). Zâtî Divanı, C.II, �stanbul: �stanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Yayını. . (http://groups.yahoo.com/group/metinbankasi, Jul. 24. 2004 versiyonu).

DEM�REL, H. Gamze (2005). 18. Yüzyıl �airlerinden Belî� Mehmed Emîn Dîvânı (�nceleme-Tenkitli Metin-Tahlil), Yayımlanmamı� Doktora Tezi, Elazı�: Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

DO�AN, Muhammet Nur (2005). “Klasik Türk Hayatında Osmanlı Hayatının �zleri”, Eski �iirin Bahçesinde, �stanbul: Alternatif Yayınları.

DO�AN, Muhammet Nur (2005). �eyhülislâm Es’ad ve Divanı, �stanbul: MEB Yayınları.

ERP�K, Arzu (2009). Süleymaniye Kütüphanesi Fatih 3849 Numarada Kayıtlı Mecmû’a-i E�’âr’ın 40b-80a Yapraklarının Tenkitli Metni, Yayımlanmamı� Yüksek Lisans Tezi, �stanbul: Marmara Üniversitesi Türkiyat Ara�tırmaları Enstitüsü.

ERÜNSAL, �smail (1983). The Life and works of Taci-zade Ca‘fer Çelebi: with critical edition of his Divan. (http://groups.yahoo.com/group/metinbankasi, Dec. 1.2008 versiyonu).

ESK�MEN, Ay�e Derya (2008). Mehmed Mecdî Efendi’nin Gazelleri (Metin-�nceleme), Yayımlanmamı� Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

GEM�C�, Sabiha (1990). Mihrî Hatun Divanı, Kar�ıla�tırmalı Metin, Cümle Yapısı ve Cümle Türleri, Yayımlanmamı� Doktora Tezi, Bursa: Uluda� Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

GÖKALP Halûk, (2001). Fasîhî Divanı, �nceleme-Metin, Yayımlanmamı� Yüksek Lisans Tezi, Adana: Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

GÜRBÜZ, Mehmet (2005). Rezmî Divanı (�nceleme-metin), Yayımlanmamı� Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. (http://groups.yahoo.com/group/ metinbankasi, Dec. 12.2005 versiyonu).

GÜRGENDEREL�, Müberra (2002). Hasan Ziyâî, Hayatı-Eserleri-Sanatı ve Divanı (�nceleme-Metin), Ankara: Kültür Bakanlı�ı Yayınları.

Page 24: Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı -Prof. Dr ... › cilt3 › sayi15pdf › kaplan... · Satranç taları ve hatta satranç tahtası, oyuncularla birlikte çeitli

- 174 -

HARMANCI, Mahmut Esat . Süheylî Dîvânı ,(http://groups.yahoo.com/group/metinbankasi, Oct. 12.2007 versiyonu).

H�CRÎ. Gazeliyyât, Milli Kütüphane Yazmalar Koleksiyonu, 06 Mil Yz FB 377/2.

�PEKTEN, Halûk (1990). Nâilî Divanı, Ankara: Akça� Yayınları.

�SEN, Mustafa (1990). Usûlî Dîvânı, Ankara: Akça� Yayınları.

KALKI�IM, Muhsin (1994). �eyh Galip Divanı, Ankara: Akça� Yayınları.

KARACAN, Turgut (1998). Bosnalı Alaeddin Sâbit Divan, Samsun: Karacan Yayını.

KARAKÖSE, Saadet (1994). Nev’izade Atâyi Divanı, Kısmî tahlil-Metin, Yayımlanmamı� Doktora Tezi, Malatya: �nönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

KAVAKLIK, Rüstem (2008). Onbe�inci Yüzyıl �airi Sabâyî ve Divançesi, Yayımlanmamı� Yüksek Lisans Tezi, �stanbul: Marmara Üniversitesi Türkiyat Ara�tırmaları Enstitüsü.

KAYA, Bayram Ali (1996). Azmîzâde Haletî, Hayatı, Edebî Ki�ili�i ve Dîvânı'nın Tenkitli Metni, Yayımlanmamı� Doktora Tezi, Edirne: Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

KILIÇ, Filiz. Â�ık Çelebi Dîvânı, Kültür ve Turizm Bakanlı�ı Yayınları. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFF63F3FD91FC2A1E7D47A337D504B23756, (ET:15.06.2010).

KÖKSAL, M. Fatih, “Klâsik �iirimizden Bilinmeyen Bir Deyim: El Oyunu”, Bilig, Kı� 2001, S. 16, s. 127-134.

KURNAZ, Cemal-TATÇI, Mustafa (2001). Ümmî Divan �airleri ve Enverî Divanı, Ankara: MEB Yayınları.

KURNAZ, Cemal-�SEN, Mustafa (1990). �eyhî Divanı, Ankara: Akça� Yayınları.

KURTO�LU, Orhan (2004). Lebib Divanı, Yayımlanmamı� Doktora Tezi, Ankara: Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. (http://groups.yahoo.com/group/metinbankasi, Jan. 4. 2005 versiyonu).

KUTLAR, F. Sabiha (2004). Arpaemîni-zâde Mustafa Sâmî, Dîvan, Ankara.

KÜÇÜK, Sabahattin. Bâkî Divanı, Kültür ve Turizm Bakanlı�ı Yayınları. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Genel/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFF7BA884A184682F1832C1ED368FA0768, (ET:10.06.2010).

MAC�T, Muhsin (1997). Nedîm Divanı, Ankara: Akça� Yayınları.

MENG�, Mine. Mesihî Dîvânı, (http://groups.yahoo.com/group/metinbankasi, Jul. 24.2004 versiyonu).

MERMER, Ahmet (1991). Mezâkî, Hayatı, Edebî Ki�ili�i ve Divanı’nın Tenkidli Metni, Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayınları.

N�HÂLÎ. Divançe, Yapı Kredi Sermet Çifter Kütüphanesi, 688/2.

N�HÂNÎ. Gazeliyât. Milli Kütüphane Yazmalar Koleksiyonu, 06 Mil Yz FB 260/2.

OKUMU�, Sait (2008). Nebzî Divanı (�nceleme-Metin), Yayımlanmamı� Doktora Tezi, Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

ONAY, Ahmet Talat (2000). Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar ve �zahı (Hzl. Cemal Kurnaz), Ankara: Akça� Yayınları.

ÖZBEK, Ahmet (2000). Câzim Divanı (Edisyon Kritik-inceleme), Yayımlanmamı� Yüksek Lisans Tezi, Kayseri: Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. (http://groups.yahoo.com/group/ metinbankasi, Nov. 22. 2005 versiyonu).

ÖZDEM�R, Mehmet (1999). Neccâr-zâde Rızâ Divanı’nın Edisyon Kriti�i, (http://groups.yahoo.com/ group/metinbankasi, Dec. 19. 2005 versiyonu).

ÖZDEM�R, Nebi (2006). Türk Çocuk Oyunları, C. II, Ankara: Akça� Yayınları.

Page 25: Klâsik Türk Edebiyatının Kaynakları Özel Sayısı -Prof. Dr ... › cilt3 › sayi15pdf › kaplan... · Satranç taları ve hatta satranç tahtası, oyuncularla birlikte çeitli

- 175 -

ÖZKAT, Mustafa (2005). Kara Fazlî’nin Hayatı, Eserleri, Edebî Ki�ili�i ve Divanı (�nceleme-Tenkitli Metin), Yayımlanmamı� Yüksek Lisans Tezi, �stanbul: Marmara Üniversitesi Türkiyat Ara�tırmaları Enstitüsü.

ÖZYILDIRIM, Ali Emre (1995). Hamdullah Hamdî Divanı’nın Tenkidli Metni, Yayımlanmamı� Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

PAKALIN, Mehmet Zeki (1993). Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlü�ü, (C. I-III), Ankara: MEB Yayınları.

PALA, �skender (1999). Ansiklopedik Divan �iiri Sözlü�ü, Ankara: Akça� Yayınları.

SARAÇ, Mehmet A. Yekta, Emrî Divanı, Kültür Turizm ve Bakanlı�ı Yayınları, http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosya/1-128328/h/emridivani.pdf, (ET:20.06.2010).

���MAN, Bekir ve Muhammet KUZUBA� (2007). �ehnâme’nin Türk Kültür ve Edebiyatına Etkileri, �stanbul: Ötüken Yayınları.

TARLAN, Ali Nihat (1992). Ahmet Pa�a Divanı, Ankara: Akça� Yayınları.

TARLAN, Ali Nihat (1992). Hayâlî Divanı. Ankara: MEB Yayınları.

TARLAN, Ali Nihat (1992). Necâtî Beg Divanı, Ankara: MEB Yayınları.

TI�LI, Fatih (2006). Bursalı Rahmî Çelebi ve Divanı, Yayımlanmamı� Yüksek Lisans Tezi, �stanbul: �stanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

TULUM, Mertol- TANYER�, M. Ali. Nev’î-Dîvân (Tenkitli Basım), �stanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, (http://groups.yahoo.com/group/ metinbankasi, Jul. 22.2004 versiyonu)

TÜRKO�LU KÖSE Hayriye (2007). XVI. Yüzyıl Dîvân �âiri Hüdâyî Hayatı-Eserleri, Edebî Ki�ili�i ve Divanı’nın Tenkitli Metni, Yayımlanmamı� Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

ULUCAN, Mehmet (2005). Muvakkit-zâde Mehmed Pertev-Hayatı, Edebî Ki�ili�i, Eserleri, Divanı’nın Tenkitli Metni ve Tahlili, Yayımlanmamı� Doktora Tezi, Elazı�: Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

YAKAR, Halil �brahim (2002). Gelibolulu Sun’î Dîvânı ve Tahlili, Yayımlanmamı� Doktora Tezi, �stanbul: �stanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

YA�AR, Muhammed (2005). Bâlî, Hayatı Edebî Ki�ili�i, Divanının Tenkitli Metni, Yayımlanmamı� Yüksek Lisans Tezi, Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

YAZAR, �lyas (2006). Tokatlı Kânî Dîvânı, Yayımlanmamı� Doktora Tezi, �zmir: Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

YILDIRIM, Ali (1991). �shâk Çelebi (Hayatı Eserleri, Edebi Ki�ili�i ve Divanının Edisyon Kriti�i), Yayımlanmamı� Yüksek Lisans Tezi, Elazı�: Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

YILDIRIM, Ali. Kâmî Divanı, (http://groups.yahoo.com/group/metinbankasi, Jan. 2. 2006 versiyonu).

YOLDA�, Kâzım (2005). Sâbir Pârsâ Divanı, �stanbul: Kitabevi Yayınları.

YILMAZ, Kadriye (2001). �brahim Tırsî Ve Dîvânı (�nceleme-Tenkidli Metin-Sözlük), Yayımlanmamı� Yüksek Lisans Tezi, Isparta: Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

ZÜLFE, Ömer (2004). Yakînî [ö. 1568], Dîvân. Tenkitli Metin-Tetkik-Dizin, Yayımlanmamı� Doktora Tezi, �stanbul: Marmara Üniversitesi Türkiyat Ara�tırmaları Enstitüsü. (http://groups.yahoo.com/ group/metinbankasi,Jan. 4.2005 versiyonu).

ZÜLFE, Ömer (2006). On Altıncı Yüzyıl �airi Selîkî ve �iirleri, (http://groups.yahoo.com/group/ metinbankasi, Jul. 22. 2004 versiyonu).