28
1877 KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ KERVAN YOLLARI ONUR KAMİLOĞLU * Kocaeli Coğrafyası Asya ve Avrupa arasındaki en kolay geçiş yolu üzerinde bulunmakta olduğundan Kocaeli ve çevresi kültür tarihi açısından büyük bir önem taşımaktadır. Bu bölgeyi İstanbul, Sakarya, Yalova ve Karadeniz kıyılarıyla birlikte bir bütün olarak algılamak gereklidir. Saydığımız tüm bu coğrafyalarda son dönemde yapılan kazı çalışmaları ve yüzey araştırmaları neticesinde ortaya çıkan bilimsel veriler ışığında bu bölgelerin organik bağları (ulaşım, ticaret, yerleşim vb.) olduğu aşikardır. Kocaeli özelinden bakacak olursak her ne kadar yoğun bir tahribata maruz kalmış olsa da il genelinde ve yakın çevresinde Roma, Bizans ve Osmanlı Devletleri dönemlerine ait eserler kendi dönemlerinde günümüzdeki gibi yoğun bir nüfusu ve yerleşimi ifade etmektedir. Bu durumda var olan ticaret hacmi, olası ticaret yollarını ve güzergâh üzerindeki yapılaşmayı gözler önüne sermektedir. Tabi ki tüm bu paydaların oluşmasında pek çok etken gösterilebilir. Bunlardan ilki ve en önemlisi bölgenin binlerce yıldır Asya ve Avrupa’yı karayoluyla birbirine bağlıyor olması yani jeopolitik konumudur. Diğer etkenlerden kısaca bahsedecek olursak Kocaeli’nin pek çok kez başkentlik yapmış İstanbul gibi büyük bir popülasyona sahip bir merkeze komşu olması, bununla birlikte İzmit Körfezi’nin ticareti ve ulaşımı kolaylaştırması ile birlikte ticaretin kontrolünün de sağlanabilmesi, Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik yapmış bir diğer merkez olan Bursa’ya yakın olması ve yine sınırlarının kesiştiği Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerinde önemli bir rol oynayan İznik’e yakınlığı, Karadeniz’e kıyısının olması ve bu bölgelerin tam ortasında yer alması Kocaeli’nin tarih boyunca önemli bir noktada bulunmasını sağlamıştır. Ticaret Yollarının İşleyişleri Selçuklu İmparatorluğu’nun Anadolu’da etkinliğini kaybetmesi sonrasında Anadolu’da zamanla sağlanan siyasi istikrar, zaman içerisinde büyük ticaret merkezleri olan şehirlerin oluşması, Anadolu’da ki büyük ticaret yolları ve ticaret hacmi artışı gibi unsurlar Osmanlı döneminde şehir hanlarını ortaya çıkarmıştır. Ordu ilerlemesi, haberleşme, posta teşkilatı, ticaret ve çeşitli yolculuklar için kullanılan yollar Osmanlı Dönemi’nde de hanlar ve kervansaraylar sayesinde şekillenmiştir. Osmanlılar, Selçuklu yapıları ve önceki dönem örneklerine kendi dönemlerinin ve ihtiyaçlarının da gerektirdiği ölçüde şekil vererek aynı geleneği farklı uygulamalarla sürdürmüşlerdir. Kervansaraylar kervan ve yolcuların can ve * Kocaeli Kültür varlıklarını koruma bölge kurulu müdürlüğü e-mail:[email protected]

KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ … · yer aldığı ve ziyaret edilen menzillerin ve önemli yerlerin minyatürlerini çizdiği Beyan-ı Menazil-i Sefer-i

  • Upload
    others

  • View
    14

  • Download
    1

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ … · yer aldığı ve ziyaret edilen menzillerin ve önemli yerlerin minyatürlerini çizdiği Beyan-ı Menazil-i Sefer-i

1877

KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ KERVAN YOLLARI

ONUR KAMİLOĞLU*

Kocaeli Coğrafyası

Asya ve Avrupa arasındaki en kolay geçiş yolu üzerinde bulunmakta olduğundan Kocaeli ve çevresi kültür tarihi açısından büyük bir önem taşımaktadır. Bu bölgeyi İstanbul, Sakarya, Yalova ve Karadeniz kıyılarıyla birlikte bir bütün olarak algılamak gereklidir. Saydığımız tüm bu coğrafyalarda son dönemde yapılan kazı çalışmaları ve yüzey araştırmaları neticesinde ortaya çıkan bilimsel veriler ışığında bu bölgelerin organik bağları (ulaşım, ticaret, yerleşim vb.) olduğu aşikardır. Kocaeli özelinden bakacak olursak her ne kadar yoğun bir tahribata maruz kalmış olsa da il genelinde ve yakın çevresinde Roma, Bizans ve Osmanlı Devletleri dönemlerine ait eserler kendi dönemlerinde günümüzdeki gibi yoğun bir nüfusu ve yerleşimi ifade etmektedir. Bu durumda var olan ticaret hacmi, olası ticaret yollarını ve güzergâh üzerindeki yapılaşmayı gözler önüne sermektedir. Tabi ki tüm bu paydaların oluşmasında pek çok etken gösterilebilir. Bunlardan ilki ve en önemlisi bölgenin binlerce yıldır Asya ve Avrupa’yı karayoluyla birbirine bağlıyor olması yani jeopolitik konumudur. Diğer etkenlerden kısaca bahsedecek olursak Kocaeli’nin pek çok kez başkentlik yapmış İstanbul gibi büyük bir popülasyona sahip bir merkeze komşu olması, bununla birlikte İzmit Körfezi’nin ticareti ve ulaşımı kolaylaştırması ile birlikte ticaretin kontrolünün de sağlanabilmesi, Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik yapmış bir diğer merkez olan Bursa’ya yakın olması ve yine sınırlarının kesiştiği Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı Dönemlerinde önemli bir rol oynayan İznik’e yakınlığı, Karadeniz’e kıyısının olması ve bu bölgelerin tam ortasında yer alması Kocaeli’nin tarih boyunca önemli bir noktada bulunmasını sağlamıştır.

Ticaret Yollarının İşleyişleri

Selçuklu İmparatorluğu’nun Anadolu’da etkinliğini kaybetmesi sonrasında Anadolu’da zamanla sağlanan siyasi istikrar, zaman içerisinde büyük ticaret merkezleri olan şehirlerin oluşması, Anadolu’da ki büyük ticaret yolları ve ticaret hacmi artışı gibi unsurlar Osmanlı döneminde şehir hanlarını ortaya çıkarmıştır. Ordu ilerlemesi, haberleşme, posta teşkilatı, ticaret ve çeşitli yolculuklar için kullanılan yollar Osmanlı Dönemi’nde de hanlar ve kervansaraylar sayesinde şekillenmiştir. Osmanlılar, Selçuklu yapıları ve önceki dönem örneklerine kendi dönemlerinin ve ihtiyaçlarının da gerektirdiği ölçüde şekil vererek aynı geleneği farklı uygulamalarla sürdürmüşlerdir. Kervansaraylar kervan ve yolcuların can ve

* Kocaeli Kültür varlıklarını koruma bölge kurulu müdürlüğü e-mail:[email protected]

Page 2: KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ … · yer aldığı ve ziyaret edilen menzillerin ve önemli yerlerin minyatürlerini çizdiği Beyan-ı Menazil-i Sefer-i

1878

mal güvenlikleri ile kervanların konaklama yerlerindeki güvenlik ve istirahatlarının devlet garantisi altında olduğunu simgeleyen eserlerdir. Osmanlı Dönemi kervansaraylarında -her dönemde olduğu gibi- gelen kervanların geçici konakladıkları mal değişimi, para vb. işlemlerin yapıldığı bilinmektedir. Malları çalınan kervanların ya da şahısların uğradıkları zarar da devlet güvencesiyle giderilirdi. Kervan yolcularının kalacak yerleri, yiyecek içecek ihtiyaçları, hayvanların ihtiyaçları ve barınacak yerleri, çalışan maaşları, kervan zarar ziyan masraflarının tamamı Osmanlı Devleti’nde uygulanan vakıf sistemi sayesinde vakıf aracılığıyla karşılanmaktaydı. Bu vakıflara ait gelir kaynakları olarak da köprüler, köyler vb. yerlerden sağlanan gelir, yiyecek ve içeceklerin kullanılması gösterilebilir.

Yollar bu dönemde de sadece ticaret amaçlı değil, ulak teşkilatının posta iletişimini sağladığı, ordunun seferlere çıkmasının sağlandığı ve hac ulaşımının yapıldığı ve güvenliğin kontrol altına alındığı iç güvenlik amaçlı olarak da kullanılmışlardır. Ordu sefere çıktığında vergilerin toplanması, asker sevkiyatı, iaşe vb. konular merkezden gelen fermanlarla çözülürdü. Bunda belirli mesafe de bir inşa edilen menziller önemli rol üstlenirdi.(Harita 1) Osmanlı Devleti’nde menziller, sadece haber amacıyla kullanılmamıştır. Ordunun sefere çıktığı anlarda ihtiyaç duyulan iaşe ve emtianın sağlandığı ve toplandığı mahaller olarak da vazife görmüştür. Ayrıca özel haberleşmede ve kısmen de olsa ticari mal naklinde de kullanılmıştır.1 Menzilciler, ulaklar için beygir beslemek ve bunları menzillere uğrayan ulakların kullanımına sunmak üzere hazır bulundurmak, ordunun veya askeri bir kıtanın istirahatini, levazımını ve doyurulmasını temin etmekle mükelleftiler.

Kazıklı Karyesi ve Kervansarayı

Osmanlı devletinin topraklarının önemli bir kısmının, Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlayan kara yolu üzerinde olmasının kervansaray yapımına önem kazandırdığını bilmekteyiz. Bu yollar, doğu ile batıyı birbirine bağlarken, son derece önemli ticari hareketliliğe de zemin hazırlıyorlardı. Menzillerde inşa edilen menzil külliyeleri ya da kervansaraylar, kuruldukları bölgeyi cazibe merkezi haline getiriyorlardı. 16. yüzyılda kervan yollarının geçtiği önemli iskan yerleri şehirleşiyordu. Menzillerdeki kervansaray ve külliyelerin inşa edilmesiyle birlikte, bu cazibe merkezi olma durumu öyle bir hal alıyordu ki, bu yapı topluluklarının etrafında mahalleler kuruluyor ve yeni kent dokusu oluşuyordu. Kazıklı Kervansarayı’nın da inşa edildiği dönem olan Osmanlı İmparatorluğu’nun 16.Yüzyılı diğer sanat dallarında olduğu gibi mimari açıdan da en gelişmiş örneklerin verildiği yüzyıl olarak bilinmektedir. Bu dönemde oldukça fazla sayıda mimari eser hayata geçirilmiştir. Ancak bunların her bölgede ihtişamlı ya da aynı şekilde yapıldığını düşünmemek gerekmektedir. Bunda iki önemli etken söz konusudur. Birincisi ekonomik etkenler diğeri ise coğrafi, jeolojik özelliklerdir. Bölgeye göre yaygın kullanımı değişen malzemelerin yapıların inşa aşamalarında çok önemli etkileri olduğu görülmektedir. Hacı Hamza Bin İvaz Paşa Kervansarayı’nın (Resim 1-2) bulunduğu Gölcük İlçesi ve yakın çevresinin 1326 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk fethi sırasında sempozyuma da adını veren Karamürsel Bey tarafından alındığını belirtmekte fayda vardır. Antik belgeler ve seyyahların notlarından öğrenilen bilgilere dikkat edildiğinde Kanuni Sultan Süleyman döneminde Kazıklu Karyesi’nde yapılmış olan kervansarayın Osmanlı ticaret yolu ve ordu sefer güzergahının üzerinde ne kadar önemli bir bağlantı noktasında olduğu görülmektedir.

Günümüzde Kazıklı Kervansarayı, Kocaeli İli, Gölcük İlçesi, Şirinköy Mahallesi, İpek Yolu Caddesinde Eski 7 pafta, 721 parsel Yeni 280 ada, 1 parsel üzerinde bulunmakta olup hazine mülkiyetindeki arazisiyle Gölcük Belediyesine tahsislidir.(Harita 2-3) Yapının etrafında 17 Ağustos 1999 depremi sonrası inşa edilmiş kalıcı konutlar, cami ve dere

1 Yusuf Halaçoğlu, XIV- XVII. Yüzyıllarda Osmanlılarda Devlet Teşkilatı ve Sosyal Yapı, Ankara, Türk Tarih Kurumu yayınları, 1995, s. 167-168.

Page 3: KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ … · yer aldığı ve ziyaret edilen menzillerin ve önemli yerlerin minyatürlerini çizdiği Beyan-ı Menazil-i Sefer-i

1879

bulunmaktadır. Yapıya ilişkin net ve detay bilgi veren çok fazla kaynak bulunmamaktadır. Ancak bazı seyyahların eserlerinde Kazıklı Karyesi’nin ve kervansarayının adından bahsedilmektedir. Tarih boyunca Kazıklu Derbendi (Karyesi) olarak kayıtlarda geçen bu menzil bir süre Saraylı’ya ait bir yerleşim yeri (söz konusu mevkii Saraylı’ya bağlı bir mahalle iken 1958 yılında köy statüsü kazanmış) olmuş daha sonra Şirinköy ismini alarak Gölcük İlçesine bağlanmıştır.2 16. yüzyılın ortalarında inşa edilen kervansarayın isimlendirilmesinde seyahatnameler, haritalar ve minyatürlerde Kazıklu Derbendi (Karyesi) olarak bahsi geçen mevkiinin adından yola çıkılarak hareket edilmesi gerekmektedir. Kazıklı Kervansarayı olarak dile getirebileceğimiz yapının banisi olan ve Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defterinde3 Hacı Hamza bin İvaz adına vakıf kaydına rastladığımız kervansarayın adının ‘Kazıklı Hacı Hamza Bin İvaz Kervansarayı’ olarak isimlendirilmesi uygun olacaktır. Kervansarayın banisine ilişkin en önemli belge ise Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defteridir. Defterin 767. sayfasında yer alan kayıtta Kazıklı Kervansarayı’nın Hacı Hamza bin İvaz vakfı tarafından bir köprü ile birlikte yaptırıldığı anlaşılmaktadır.4 Buradan yapının banisinin Hacı Hamza Bin İvaz olduğu anlaşılmaktadır.

Kazıklı Kervansarayı’nın kitabesi bulunmadığı için tarihlendirmede dönemin seyyahlarının eserlerinden faydalanılmıştır. Kazıklı Derbendi adıyla ulaştığımız en eski kaynak Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran ve Mısır Seferini anlatan Haydar Çelebi Ruznamesi’dir (1514-1518). Eserde Edirne’den Şah İsmail’e karşı savaşmak üzere yola çıkılmasından ve yol üzerindeki menzillerden söz edilmektedir. Eserde Kazıklı Karyesi’ne Çaldıran Seferi esnasında(21 Mart 1514) gidildiği seferde 25 Nisan’da Gebze, 26 Nisan’da Değirmendere’de 29 Nisan’da Kazıklı Derbendi yakınında konaklandığı belirtilmektedir. Burada herhangi bir kervansaraydan bahsedilmemektedir. Dönemin en önemli eserlerinden Evliya Çelebi Seyahatnamesinde Kazıklı Kervansarayı’na ilişkin herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.5 Dönemin diğer önemli eserlerinden bir tanesi de Matrakçı Nasuh’un Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’nde yapmış olduğu Irak seferinin(1534) gezi notlarının yer aldığı ve ziyaret edilen menzillerin ve önemli yerlerin minyatürlerini çizdiği Beyan-ı Menazil-i Sefer-i Irakeyn Seyahatnamesidir.6 Matrakçı Nasuh eserinde bir adet dikilitaş, sonrasında ilerleyen bir yol ve Kazıklu Karyesinden söz etmektedir.(Minyatür 1)Yapının tarihlendirmesinde katkısı bulunan ve taramalarımızda ulaşabildiğimiz tek görsel olan bu eser Matrakçı Nasuh’un “Beyan-ı Menazil-i Sefer-i Irakeyn” adlı eserinde yer verdiği Kazıklı Karyesine ait minyatürü barındırması açısından oldukça önemlidir. 1534 yılında Doğu seferinde yer alan ve konaklanan menzilleri önemli eserleriyle birlikte resmeden dönemin minyatürcüsü Matrakçı Nasuh’un eserinde Kazıklu Derbendi’nde herhangi bir kervansaraydan söz etmemesi, çiziminde buna yer vermemesi ve ordunun ihtiyaçlarını gidermek için çadırlarıyla birlikte dikilitaş önünde konuşlandığını belirtmesi, kervansarayın bu dönemde ayakta olmadığını ancak Kazıklu Derbendi’nin o dönemde önemli bir menzil olarak kullanıldığını göstermesi açısından belirleyici bir rol üstlenmiştir.

Dönemin iki önemli seyahatnamesinde Kazıklu Karyesi’nin (Derbend) belirtilmesine rağmen Kazıklı Kervansarayı’na ilişkin bir bilgi olmaması kervansarayın 1540’lı yıllara kadar var olmadığı göstermektedir. Kervansaray tarihlendirilmesine ilişkin ulaşabildiğimiz en erken tarihli belge ise 1555 yılında İstanbul üzerinden Anadolu’ya seyahate çıkan Derschwann’ın Seyahatnamesidir.7 (Harita 4) Dernschwam eserinde

2 Ulugün, Y., Seyahatnamelerde Kocaeli ve Çevresi, Rotary Klübü Kültür Yayınları, İzmit, Kocaeli Gazetecilik ve Yayın A.Ş., 2000.

3 Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defteri, Ankara, 1994, s. 767.4 Ulugün, Y., Seyahatnamelerde Kocaeli...5 Yavuz Senemoğlu, Haydar Çelebi Ruznamesi, İstanbul, 1001 Temel Eser (73).6 Yurdaydın, Hüseyin Gazi, Beyan-ı Menazil-i Sefer-i Irakeyn, Ankara, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1963.7 Hans Dernschwam, İstanbul ve Anadolu›ya Seyahat Günlüğü, çev. Y. Önen, Ankara, Kül. Bak, 1987.

ONUR KAMİLOĞLU

Page 4: KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ … · yer aldığı ve ziyaret edilen menzillerin ve önemli yerlerin minyatürlerini çizdiği Beyan-ı Menazil-i Sefer-i

1880

İzmit’te bir gece konakladıktan sonra yolculuğuna devam ettiğini 13 Mart 1555’te bir gece Kazıklı kervansarayında konakladığını belirtmektedir. Derschwann seyahat günlüğünde kervansaraydan şu şekilde bahsetmektedir; “Kazıklı kervansarayı yeni yapılmış. Binanın alt kısmında eski İzmit’ten getirilmiş büyük taşlar kullanılmış. Kervansarayın içinde kalın meşe direkler dikilmiş. Direkli kısımlar 93 adım uzunluğunda, 21 adım genişliğinde. Kervansarayda 10 ocak var.” Eserde Kazıklı Derbendi’nde yer alan Kazıklı Kervansarayı’nın yeni yapıldığını belirtmektedir. Bu önemli bilgi yapının inşa tarihini net olarak vermemekle birlikte, kervansarayın 1555 yılına yakın bir zamanda yani Kanuni Sultan Süleyman döneminde yapıldığını göstermektedir.

1555 yılında İstanbul üzerinden Anadolu’ya seyahate çıkan Dernschwam İstanbul ve Anadolu’ya seyahat Günlüğü isimli Seyahatnamesinde ise İzmit’te bir gece konakladıktan sonra yolculuğuna devam ettiğini 13 Mart 1555’te bir gece kervansarayda konakladıktan sonra İznik üzerinden yoluna devam ettiğini belirtmektedir. Dernschwam’ın seyahat notları şu şekildedir.

“- 13 Mart öğleden sonra İzmit’ten ayrılarak dağın eteğindeki küçük bir köye geldik. Bir dere kenarında, kervansarayda kaldık. Bu küçük köyün adı Kasikli (Kazıklı) idi. Derenin adı da Kazıklı Deresi. İzmit’ten çıktığımızda sol tarafta küçük bir köy görmüş ve iki tahta köprüden geçmiştik. Daha sonra da eski, üzeri taş kaldırımlı ve iki kemerli bir köprüden geçtik. Yalnız bu kemerler ortalarından çökmüş, açılan kısma tahta kaplamışlar. Bu köprünün altındaki su oldukça büyük ve denize dökülüyor. Adı Kiles imiş. Burada bir Macar kadın gördük. Belki de kadın bize katılıp yola devam edecekti. Fakat Türkler onu köprüden geri çevirdiler. Köprüdeki bir kulübede iki veya üç bekçi bulunuyor. İzmit şehrinin sona erdiği yerden hemen sonra Sinüs Maris (İzmit Körfezi) veya bizim günlerdir kenarından geldiğimiz denizin kolu sona eriyor. Biz hemen oradan, sanki bir gölün şeddinden geçiyor gibi karşıya geçtik ve karlı dağa doğru ilerledik. Bir süre sonra yukarıda sözünü ettiğim kervansaray ve Kazıklı Köyü’ne geldik. Yolda İstanbul’a götürülen odunlar ve koyunlar gördük. Orada sahilde bir de odun tartılan kantar vardı. Daha sonra ilk defa Macarlara rastladık. Bunlar sığır güdüyorlardı. Adamlar başka zaman böyle iş yapmazlar. Çünkü onların davar sürüleri falan yok. Biraz daha gidince yan tarafta küçük bir köy göründü. Yolun kenarında, bizde bir ahıra bile benzemeyen bir ev vardı. Bir sipahinin eviymiş. İzmit’ten Kazıklı’ya kadar uzanan yol kaldırım döşeli, güzel ve geniş. İzmit’ten geceyi geçirdiğimiz Kazıklı’ya kadar geldiğimiz yol boyunca 25 adet taş ve tahta köprüden geçtik. Kazıklı kervansarayı yeni yapılmış. Binanın alt kısmında eski İzmit’ten getirilmiş büyük taşlar kullanılmış. Kervansarayın içinde kalın meşe direkler dikilmiş. Direkli kısımlar 93 adım uzunluğunda, 21 adım genişliğinde. Kervansarayda 10 ocak var. 14 Martta Kazıklı’dan İzmik (İznik)’e doğru yola çıktık. Yolculuğumuz akşam karanlık basıncaya kadar devam etti ve 10 Macar milinden fazla sürdü.”8

Araştırmalarımızda tespit ettiğimiz diğer eserde IV. Murad’ın (1623-1640) Bağdat Seferi Menzilnamesi’dir.9 IV. Murad’ın Bağdat seferindeki (1638) menzilleri konu alan Bağdat Seferi Menzilnamesi’de Kazıklı Kervansarayı’nın ordunun doğu sefer güzergâhı üzerindeki menzillerinden olduğunu kanıtlaması açısından önemli bir belgedir. Bilindiği üzere Bağdat seferi 1638 yılında gerçekleşmiştir. Eserde “Murad’ın Menzil-i Kazıklı, der yevmü’l-hamis İznikmid’den (İzmit) bu menzile varınca iki buçuk saatlik mesafedür. Mahall-i nüzulü ve tariki tenkdür. Hatta askerin ekseri konmadı ve Dikilitaş’a çekildiler. Menzil yanında bir azim harab han vardır.” Daha sonraki dönemde de onarılmayıp daha az kullanılmasına sebep olmuş olması muhtemeldir. Eserde konaklanan mevkie Kazıklı Menzili denilmekte 8 Hans Dernschwam, İstanbul ve Anadolu›ya Seyahat Günlüğü, çev.Y.Önen, Ankara, Kül.Bak, 1987.9 H.Sahillioğlu, Dördüncü Muradın Bağdat Seferi Menzilnamesi (Bağdat Seferi Harp Jurnali), Ankara, Türk Tarih

Kurumu Basımevi, 1988, s. 56.

Page 5: KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ … · yer aldığı ve ziyaret edilen menzillerin ve önemli yerlerin minyatürlerini çizdiği Beyan-ı Menazil-i Sefer-i

1881

ve İzmit’e iki buçuk saatlik mesafede tenha bir yerde olduğu, kervansaraya giden tek bir yol olduğu belirtilmektedir. Eserde aynı zamanda yapıdan harap han olarak bahsedilmesi de çeşitli yapısal özelliklere ve yapının şuan ki durumuna nasıl geldiğine ilişkin önemli ipuçları vermektedir. Buna ek olarak yapıya ilişkin hazırlanan restorasyon projesine ilişkin yapılan zemin etütlerinde hanın bu hale gelmesindeki en büyük etkenin dere kenarında yapılmış olması ve zamanla dere kenarına komşu olan tarafından -zeminin ıslaklığı dolayısıyla- yaşanan çökme-kayma olduğu düşünülmektedir. Yine ordunun doğu menzil güzergâhın da İzmit’ten sonraki menzil yeri olan bu kervansarayın zaman içerisinde bu yol güzergâhındaki önemini kaybetmiş olma ihtimali de yapının bir süre boş kalmasına ve burada 1555 yılından önce yapılmış olan kervansarayın inşasının üzerinden yaklaşık olarak bir asır gibi kısa bir süre geçmesine rağmen harap han olarak bahsedilmesi ve kervansarayın tenha bir yol üzerinde olduğunun belirtilmesi şu an temel seviyesinde bulunan yapının akıbeti hakkında çeşitli ipuçları vermektedir. Yapının bu süreçte bir doğal afetin etkisinde kalmış olması ve zaman içerisinde de kullanılmayarak tenha ve harap bir hal almış olması ihtimali muhtemeldir. Bir diğer olasılıkta bu bölgedeki yerleşimin her hangi bir sebepten ötürü başka bir yere taşınması veya göç olasılığıdır. Bu durumda zamanla buraya giden yolun ve nihayetindeki kervansarayın kullanılmayıp tenha bir hal almasına neden olmuş olabilir.

Rıza Bozkurt “Osmanlı İmparatorluğu’nda Kollar, Ulak ve İaşe Menzilleri” adlı eserinde Osmanlı ordusunun 18. yüzyılda muharebe alanlarına nasıl bir güzergâhla gittiğini, haberleşmenin bu esnada nasıl sağlandığını ve ordunun yollarda gıda ihtiyacını nasıl giderdiğinden bahsetmektedir. Osmanlı orduları özellikle 18. yüzyılda muharebe alanlarına gitmek için bu yolları kullanmıştır. Çeşitli tablolarla ortaya koyulan çalışmadan hareketle bu menzil yolları üzerinde Kazıklı Kervansarayı’nın yeri daha net anlaşılmaktadır. Bozkurt eserinde 6 ana kola ayırdığı Anadolu’ yollarının 4. kolu olan ve Kazıklı Kervansarayı’nın da üzerinde bulunduğu İstanbul-Yalova-Bursa-İzmir istikametine Anadolu sağ kolu adını vermektedir. Burada Kazıklu Kervansarayı İaşe Menzilleri cetvelinde “İaşe merkezlerine gerekli ikmal maddelerinin sağlandığı yerler isimli bölümde görülmektedir. (LİSTE 1) Cetvelin menziller kısmında 6. sırada ki menzil olarak Kazıklı Kervansarayı görülmektedir. Viranhan olarak da belirtilen menzil’e Sapanca, Sarıçayır, Yalova, Absafi, Karamürsel nahiyelerinden ikmal maddesi olarak arpa, un, odun, ot, saman getirildiği anlaşılmaktadır. Başbakanlık arşivinden temin edilen belge bize 1730 yılında Kazıklı Kervansarayı’nın iaşe menzili olarak kendisine bağlı köylerden aldığı ikmalleri orduya ilettiğini göstermektedir.10

Kazıklı Hacı Hamza Bin İvaz Kervansarayı Doğu-Batı doğrultulu 75m x 20m ölçülerinde dikdörtgen planlı bir yapıdır. Güneyde yer alan giriş kısmının doğusunda ve batısında simetrik ölçülerde (5m x 4.5m) 2 adet hacim bulunmaktadır. Bilindiği üzere kervansaraylar ve hanlar, içerisinde malların saklandığı ve ticaretin döndüğü yapılardı. Bu yapılarda güvenlik, hırsızlığa önlem olarak had safhada olmak zorundaydı. Giriş kısmının her 2 yanındaki hacimler giriş çıkış kontrollerinin yapıldığı muhafız odaları olarak kullanılan birimler olarak bilinmektedirler. Güney cephede ki duvar yüksekliği bugün ki durumuyla çok fazla değişiklik göstermektedir. Dış yüzün ayakta kalan kısımlarında dönemin karakteristik özelliğini vurgulayan kirpi saçaklar göze çarpmaktadır. Güney cephenin iç kısmında ise 4 adet niş görülmektedir. Kervansarayın 20 metre uzunluğundaki kısa kenarlarından bir tanesi olan batı cephede 2 adet mazgal pencere boşluğu görülmektedir. Bu kısımda ki duvar kalıntısının yüksekliği de diğer cepheler gibi farklılık göstermektedir. Taş örgüsü batı cephesinde de göze çarpmaktadır ancak başka herhangi bir süsleme unsuru bulunmamaktadır. 75 metre uzunluğundaki kuzey cephe duvarı da diğer cepheler gibi farklı yüksekliklere

10 Bozkurt, Rıza, Osmanlı İmparatorluğunda Kollar, Ulak ve İaşe Menzilleri, Ankara, Harp Dairesi Yayınları, 1966.

ONUR KAMİLOĞLU

Page 6: KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ … · yer aldığı ve ziyaret edilen menzillerin ve önemli yerlerin minyatürlerini çizdiği Beyan-ı Menazil-i Sefer-i

1882

sahiptir. Cephe üst kısmı sağlam olmadığından pencere açıklıkları gözlemlenememektedir. Kuzey cephe iç yüzünde 10 adet niş görülmektedir. 20 metre uzunluğunda olan doğu cephe duvarı yüksekliği de diğer cepheler gibi farklılık göstermektedir. Duvarda herhangi bir süsleme öğesi ve pencere açıklığı bulunmamaktadır. Gölcük Belediyesi mülkiyetinde yer alan Kazıklı Kervansarayı’nın yeniden işlevlendirilebilmesi ve korunabilmesi amacıyla Kocaeli Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Mimarlık Bölümü tarafından Rölöve-Restitüsyon-Restorasyon ve İç-Ek Yapı Projeleri hazırlanan ve bu projelerin Kocaeli Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü tarafından onaylanmasıyla 28.02.2009 tarihinden itibaren uygulamasına başlanmış olup şu anda sosyal tesis olarak hizmet vermektedir.(Resim 3-4) (Çizim 1-2)

Kazıklı Hacı Hamza Bin İvaz Kervansarayının Güzergâhtaki Yeri ve Diğer Yapılarla İlişkisi

Kazıklı Kervansarayı ilimizde günümüze ulaşabilmiş iki kervansaraydan bir tanesi olması bakımından da ayrıca önem taşımaktadır. Çalışmamızın bu bölümünde varlığını halen sürdürmekte olan ve kaynaklarda hakkında net bilgiler edinebildiğimiz han ve kervansaray yapılarından yola çıkarak bilgi vermemizin yanında adı geçen tüm yapılara ilişkin düzenlediğimiz listeleri de sunacağız.

Kaynak taraması neticesinde yakın bölgede tespit edilen han ve kervansaraylar şunlardır:

Kocaeli

- Darıca’da han.

- Gebze Çoban Mustafa Paşa Külliyesi’nde bulunan han

- Gebze han

- Dilovası, Diliskelesi’nde 2 adet eski han

- İzmit Pertevpaşa Külliyesi’ne ait han

Sakarya

- Sapanca Rüstempaşa Kervansarayı

- Sapanca Pertev Paşa Hanı

- Hendekte Han

- Geyve de 3 adet han

- Taraklıda 5 adet

Yalova

- Altınova, Hersek Burnunda han

- Yalova merkezde 3 adet han

- Armutlu ilçesi, Bozburun’da 1 adet han

- Armutlu İlçesi 1 adet han

Bilecik

- Vezirhan, Sadrazam Köprülü Mehmet Paşa Kervansarayı

- Taşhan Mihal Bey hanı

Bursa

Page 7: KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ … · yer aldığı ve ziyaret edilen menzillerin ve önemli yerlerin minyatürlerini çizdiği Beyan-ı Menazil-i Sefer-i

1883

- Karacabey Issız Kervansarayı Celaleddin Eyne Bey Bin Felek Meliküddin

- İnegöl Ortaköy Kervansarayı

- Aksu Köyü Kervansarayı

- İznik, Merkez, Rüstem Paşa Kervansarayı

- İpek(Arabacılar) Hanı

- Çukur(Kütahya) Han

- Emir(Bey) Hanı

- Tahıl Han

- Fidan Hanı

- Geyve Hanı

- Kapan Hanı

- Koza Hanı

- Pirinç Hanı

- Tuz Hanı

- Bali Bey Hanı

- Bezir Hanı

- Doğan Gözü Hanı

- Hacı İvaz Paşa Hanı

- Kanberler Hanı

- Karaca Bey Hanı

- Katır Hanı

- Molla Hüsrev Hanı

- Nalbur Hanı

- Yeşil Hanı

- Yoğurt Hanı11

Ayakta olan han ve kervansaraylar ise şunlardır:

Kocaeli

- Gebze Çoban Mustafa Paşa Külliyesi Kervansarayı.

- Gebze Çoban Mustafa Paşa Hanı

Sakarya

- Taraklı Hacı Atıf Hanı

Bilecik

- Vezirhan, Sadrazam Köprülü Mehmet Paşa Kervansarayı

- Taşhan/Mihal Bey Hanı

11 Y.Dağlı, Seyit Ali Kahraman, Evliya Çelebi Seyahatnamesi, C.1, s. 74, İst.2011.

ONUR KAMİLOĞLU

Page 8: KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ … · yer aldığı ve ziyaret edilen menzillerin ve önemli yerlerin minyatürlerini çizdiği Beyan-ı Menazil-i Sefer-i

1884

Bursa

- Karacabey, Issız Kervansarayı/Celaleddin Eyne Bey Bin Felek Meliküddin

- İnegöl, Ortaköy Kervansarayı

- Kestel, Aksu Köyü Kervansarayı

- İznik, Merkez, Rüstem Paşa Kervansarayı

- Emir(Bey) Hanı

- Pirinç Hanı

- Hacı İvaz Paşa Hanı

- Bali Bey Hanı

- Fidan Hanı

- Koza Hanı

- İpek(Arabacılar) Hanı

- Tuz Hanı

- Geyve Hanı12

Gebze Çoban Mustafa Paşa Külliyesi

Çoban Mustafa Paşa tarafından 1523-1524 yıllarında yaptırılmıştır.(Resim 5) (Minyatür 2) (Çizim 3) Çoban Mustafa Paşa’nın kitabesine göre H.930 (M.1523) tarihinde yaptırdığı külliye cami, medrese, türbe, kütüphane, kervansaray, paşa odaları, han, imaret, tabhane, tekke, hamamdan oluşmaktadır. Bu yapılar caminin etrafını U şeklinde çevirmiştir. Külliye 117x 106 metrelik bir alan kaplamaktadır. Külliyenin bir tanesi kuzeyde, bir tanesi güneyde ve bir tanesi de batıda olan 3 girişi bulunmaktadır. Külliyeye geometrik bir yerleşim düzeni hakimdir. Kuzeydeki giriş tek kubbelidir, ilk kapı kervansaraya girişi sağlar ve buradan çıkılan basamaklar sayesinde de cami avlusuna giriş sağlanmaktadır. Kervansaray dikdörtgen planlı olup, 47mx 23 m ebatlarındadır. Kervansaray ortada külliye avlusuna da açılan kare planlı bir giriş mekanı ve iki yanında bölümlerden meydana gelmiştir. Bu kısımlar 23,20x 11,20 boyutlarında simetrik düzenlenen mekânlardır. Kervansarayın ana avluya bağlantısını güney yönünde yer alan ve yine taç kapı olarak düzenlenmiş bir kısımdan gerçekleştirilmektedir. Kervansarayın orta kısmında yer alan giriş bölümü üzeri bir kubbeyle örtülmüş olup, iki tarafta yer alan bölümler beşik tonoz örtülüdür. Giriş kısmından birer kapıyla geçilen iki kanatta yer alan ahırlar doğu- batı doğrultulu 4 ayakla ikişer sahına ayrılmaktadır. Beşik tonoza geçiş yarım daire kemerlerle sağlanmaktadır. Kervansarayın giriş kısmı taç kapı şeklinde düzenlenmiş ve yüksek tutulmuş sekizgen kasnakla geçilen bir kubbeyle örtülerek vurgulanmıştır. İç mekanda ocaklar bulunmaktadır. İki sıra halinde yukarıda 7 adet aşağıda 4 adet mazgal pencere kullanılmıştır. Taş ve tuğla almaşık düzeni kullanılmıştır.

Gebze Çoban Mustafa Paşa Kervansarayı

Tarihi bilinmemektedir. Dikdörtgen planlı yapı ayakların ayırdığı iki bölümden oluşmaktadır. Yapı günümüzde iç ve dış kısımlarındaki eklentilerden ve işgaliyelerden dolayı orijinal halinden çok uzakta olup mevcut durumunun anlaşılabilmesi için eklentilerden arındırılması gerekmektedir. Günümüzde kırma çatıyla örtülü olup orjinalinde beşik tonoz 12 Y.Dağlı, Seyit Ali Kahraman, Evliya Çelebi Seyahatnamesi, C.1, s. 74, İst.2011.

Page 9: KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ … · yer aldığı ve ziyaret edilen menzillerin ve önemli yerlerin minyatürlerini çizdiği Beyan-ı Menazil-i Sefer-i

1885

örtülü olduğu anlaşılmaktadır. Cephe duvarları ayakta olup dış cephede 6 adet payandayla desteklenmektedir. Yapının iç mekanı 5 adet tek sıra ayak ile ayrılmaktadır. Üst örtüye geçiş kemerlerle sağlanmaktadır. Mazgal pencereler kullanılmıştır. İç mekan eklentiler dolayısıyla anlaşılamayacak durumdadır. Moloz taş ve kesme taş malzeme kullanılmıştır. Günümüzde kırma beşik çatıyla kaplıdır. Şekildeki plana göre beşik tonoz örtülü olduğu anlaşılmaktadır. Her iki bölümdeki tonoz örtü farklı yöne bakmakta olup bir sıra dikey düzlemde bir sıra yatay düzlemdedir. Duvar uzun kenarı 60 metre, dar kenarı 24 metre olup 6 adet kemerden oluşmaktadır. Kemer aralarındaki mesafe 10 metredir. Cephe duvarları ayakta olup dış cephede 6 adet payandayla desteklenmektedir.13 (Resim 6-7) (Çizim 4)

İzmit Pertev Paşa Külliyesi Kervansarayı

Pertev Mehmet Paşa Külliyesi, İzmit’te yapılmış olan bir menzil (konaklama yeri) külliyesidir. Pertev Mehmet Paşa adına kethüdası Sinan Ağa tarafından Mimar Sinan’a 1579 yılında yaptırılmıştır. (Resim 8-Çizim 5- Minyatür 3) Dikdörtgen planlı yapı doğu yönünde iki ayaklı bir giriş bölümünden ve iç kısımda üç sıra altışar adet ahşap direğin dört bölüme ayırdığı bir plan şemasından oluşmaktadır. Güney cephesinde on adet dükkanı olduğu aşağıdaki plandan anlaşılmaktadır. Arşivlerde bulunan tek fotoğrafta kırma çatı görülmektedir. İç kısımda üç sıra altışar adet olmak üzere toplam on sekiz adet ahşap direk (?) bulunmaktadır. Mazgal pencereler kullanılmıştır. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde yetmiş adet ocaktan bahsetmektedir. Taş tuğla örgülüdür. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Pertev Paşa Kervansarayı için “tamamı … handır.” Ama bunlardan donanımlı Pertev Paşa Mihmansarayı, 70 ocak gelen giden yolcular için handır ki bütün yapısı kargir, toloz kubbe ve kurşun olduğunu belirtmektedir. Kervansaraya ilişkin fotoğraftan son dönemlerinde kırma çatı kaplı olduğu anlaşılmakta olup yapının üst örtüsüne ilişkin fikir verebilecek tek bulgu Evliya Çelebi Seyahatnamesi’dir. Burada Pertev Paşa Kervansarayından “Pertev Paşa Mihmansarayı” adı altında bahsederek; 70 ocak gelen giden yolcular için han olduğunu belirtmektedir.

İznik Rüstem Paşa Kervansarayı

16. yüzyıl Mimar Sinan eseridir (Resim 9). Mevcut kalıntılarından dikdörtgen planlı olduğu anlaşılmakta olan kervansaray ortalama 3m. yüksekliğe kadar ayakta kalabilmiş olan kuzey duvarının, kalıntılardan 30 m. uzunluğunda olduğu, kuzeye göre daha harap halde olan batı duvarının ise 60 m.lik bir uzunluğa sahip olduğu tahmin edilmektedir.14 C. Texier, çizdiği İznik kent planında, bugün kalıntıların mevcut olduğu alanda Eski Han adında açık avlulu, iki kapalı mekâna sahip bir yapıya işaret etmektedir.15 Bölgede Mimar Sinan tarafından yapıldığı bilinen ve günümüze ulaşamamış diğer kervansaray örneklerinde kırma çatının kullanıldığı düşünüldüğünde burada da benzer bir uygulama olduğu kuvvetle muhtemeldir. Batı ve kuzey duvarı ayaktadır. Bölgede Mimar Sinan tarafından yapıldığı bilinen ve günümüze ulaşamamış diğer kervansaray örneklerinde ahşap direklerin kullanıldığı düşünüldüğünde burada da benzer bir uygulama olduğu kuvvetle muhtemeldir. Mazgal pencere kullanılmıştır. Batı duvar kalıntısında üç adet dikdörtgen niş görülmektedir. Duvarlar moloz taş, tuğladır.

Sapanca Rüstempaşa Kervansarayı

Sakarya İli, Sapanca İlçesi’nde yer alan kervansaraya ilişkin herhangi bir fotoğraf bulunmamaktadır (Çizim 6). Ancak kurum arşivlerinde Sapanca ilçe merkezinde Rüstem Paşa Mahallesi’nde bulunan Rüstem Paşa Camii’nin batısında yer almakta olduğundan

13 İlknur Altuğ, Gebze Çoban Mustafa Paşa Külliyesi, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1989.14 Hakkı Acun, Yıldız Ötüken, Aynur Durukan, Sacit Pekak, Vakıf Abideleri, cilt IV, VGM Yayınları, Ankara 1986, syf. 212.15 Hakkı Acun, Yıldız Ötüken, Aynur Durukan, Sacit Pekak, Vakıf Abideleri, cilt IV, VGM Yayınları, Ankara 1986, syf. 212.

ONUR KAMİLOĞLU

Page 10: KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ … · yer aldığı ve ziyaret edilen menzillerin ve önemli yerlerin minyatürlerini çizdiği Beyan-ı Menazil-i Sefer-i

1886

bahsetmektedir. 16. yüzyıl Mimar Sinan eseridir. Mimar Sinan tarafından yapılan bu külliyenin elemanları Mimar Sinan’ın eserlerinin kayıtlı olduğu Tezkiret-ül Bünyan ve Tezkiret-ül Ebniye’de de geçmektedir. Ali Saim Ülgen tarafından 1948 yılında çizilen plan incelendiğinde kervansarayın iki bölümlü dikdörtgen planlı olduğu anlaşılmaktadır. Giriş cephesinde her iki kanatta altışar olmak üzere toplam 12 adet dükkan olduğu, giriş kısmından dikdörtgen planlı bir hacim ile birer kapıyla yan bölümlere geçilmektedir. Bu plan şemasıyla Gebze Çoban Mustafa Paşa Külliyesi’nde yer alan kervansarayın planıyla benzerlik göstermektedir. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Sapanca Rüstem paşa Kervansarayı’ndan şu şekilde bahsetmektedir. “Sapanca’da Sarı Rüstem Paşa kasaba içinde büyük bir han yaptırmıştır ki, 170 ocaktır.” Burada bahsedilen 170 ocak sayısı da kervansarayın oldukça büyük boyutlarda bir yapı olduğunu göstermektedir. Taş-tuğla örgülüdür.

Kervan Yolları

Yukarıda sadece çok yakın çevresinde yer alan yapılara yer verdiğimiz çalışmamızın tamamında Doğu Marmara Bölgesi İllerini (Kocaeli, Sakarya, Yalova, Bursa) İllerini kapsayan çalışmamızda bölgede toplam 41 tane kervansaray ve han tespiti yapılmıştır. Ancak bu eserlerin çok azı günümüze ulaşabilmiştir. Çalışma konumuzu seçmemizde özellikle üstünde durduğumuz nokta Doğu Marmara Bölgesi’nde yapılar hakkında çok az bilgi olmasıdır. Mevcut bilgilerinde genel bilgilerle envanterlik çalışmalar olmasıdır. Bölgede yer alan han ve kervansaraylara ilişkin genel bir algı yaratmak ve yerinde inceleyerek, antik kaynakları ve ilgili kurum arşivlerini inceleyerek yapmış olduğumuz araştırmalar özellikle Bursa Bölgesi yapılarına ilişkin “Türkiye’de Vakıf Abideler ve Eski Eserler” adlı 4 ciltlik yayının belge niteliğinde bir eser olarak önemli bir katkı sunduğunu göstermektedir. Ancak özellikle bölgenin diğer illerine ilişkin genel algı yaratacak herhangi bir eser bulunmamaktadır. Bununla birlikte Doğu Marmara güzergâhı ve komşu iller üzerindeki mevcut yapıların noktasal tayinleri yapılarak hazırladığımız harita çalışmasında yol güzergâhlarının günümüzde algılanmasına ilişkin bir ön çalışma oluşturulmuştur.(Harita) Bu yol güzergâhlarını ve menzil noktalarını açıklayacak olursak Marmara Bölgesinin jeopolitik konumu da dikkate alındığında iki ana güzergâh (Bursa güzergâhı aynı zamanda Dil İskelesi’nden teknelerle Yalova Altınova ilçesine geçen bir yan kolada sahiptir.) ortaya çıkmaktadır. İstanbul’dan başlayan yol güzergâhları tek kol halinde Doğu Marmara Bölgesi sınırlarına kadar gelmekte olup sırasıyla Gebze (Çoban Mustafa paşa Külliyesi), Diliskelesi Burnu (herhangi bir yapı ayakta bulunmamaktadır) menziline kadar ulaşmaktadır. Güzergâh buradan ikiye ayrılmaktadır ve menzilden deniz yoluyla Yalova İli, Altınova İlçesine geçildiği menzilde bir kervansaray olduğu (Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde belirttiği Yalova Altınova ilçesinde belirtmektedir) ancak günümüzde ayakta olmadığı anlaşılmaktadır. Bu iki burun arasındaki ulaşımın teknelerle sağlanmaktadır. Altınova menzilinden Bursa üzerine giden yol önemli güzergahlardan bir tanesidir. Buradan sonra ki menzil ise Mimar Sinan eserlerinde bahsettiği ve günümüze ulaşmamış bir diğer eser olan Yalova İli, Termal İlçesi’nde Samanlı Köyü’nde yer aldığı belirtilen Rüstem Paşa Kervansarayıdır. Kaynaklarda Samanlı menzilinden sonra yapılan yolculuğa ilişkin olarak pek bilgi olmasa da çeşitli seyyahlar eserlerinde Çınarcık, Bozburun, Armutlu istikametinden Gemlik üzerinden Bursa’ya ulaşımın sağlandığı bir yolduğu anlaşılmaktadır. Ancak bu yol haricinde süreyi oldukça kısaltan alternatif bir yol olabilecek Orhangazi üzerinden bir yol bulunması da kuvvetli bir ihtimaldir. Kocaeli’ye geri dönecek olursak Gebze üzerinden gelen yol güzergâhı, Diliskelesi menzilinden, Hereke Kalesi Menzili (herhangi bir yapı ayakta bulunmamaktadır), İzmit Pertev Paşa Külliyesi (Kervansaray ayakta bulunmamaktadır) menziline kadar gelmektedir. Buradan

Page 11: KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ … · yer aldığı ve ziyaret edilen menzillerin ve önemli yerlerin minyatürlerini çizdiği Beyan-ı Menazil-i Sefer-i

1887

itibaren güzergah iki kola ayrılmaktadır. Birinci güzergâh Gölcük İlçesi’nde bulunan kazıklı Kervansarayı’na ulaşan yoldur. Buranın menzil noktası olduğu bilinmektedir. Aynı zamanda seyyahların pek çoğunun Gölcük üzerinden İznik şehrine geçtiği de pek çok kaynakta ifade edilmektedir. İznik menzilinde de Mimar Sinan eserleri arasına bahsettiği ancak günümüze sadece bir duvarı ulaşabilen Rüstem Paşa Kervansarayıdır. İznik menzili hem Bilecik yoluna, hem de Bursa yoluna yakın olması açısından önemli bir noktadır. Bursa’dan giden güzergâh ise buradaki mevcut eserde Karacabey İlçesi’nde yer alan ıssız kervansarayıdır. Balıkesir yolu ve Bilecik yolu olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Alanımız dışında kalması nedeniyle Balıkesir güzergâhını incelemeye almadığımız için Bursa Osmangazi Hanlar Bölgesinden Yenişehir menziline, oradan Kestel’de bulunan Aksu Köyü Menziline ve İnegöl’de bulunan Ortaköy Kervansarayı’nın da olduğu menzil üzerinden Bilecik şehrine yol güzergâhı devam etmektedir. Burada da Vezirhan ilçesinde bulunan Köprülü Mehmet Paşa Kervansarayı menzil olarak kullanılmaktadır. Sonraki han ise Gölpazarı ilçesinde yer alan ve Taşhan olarak bilinen Mihal Bey Hanı’dır. Kocaeli Gölcük İlçesinde yer alan Kazıklı Kervansarayı’ndan sonraki bir diğer menzilde, Bursa yolu üzerinde bulunan Yalova Altınova İlçesi’nde yer alan günümüze ulaşamamış Hersekzade Ahmet Paşa’nın vakfettiği kervansaraydır. Buradan da yine Samanlı menzili üzerinden Bursa’ya ulaşım sağlanmaktadır. İzmit üzerinden diğer güzergâh ise sonraki menzil olan Sapanca’ya giden doğu koludur. Burada Mimar Sinan kendi eseri olan ancak günümüze ulaşmamış Rüstem Paşa Kervansarayı olduğundan bahsetmektedir. Doğu kolu Sapanca’dan sonra ikiye ayrılmaktadır. Birinci kol Sakarya İli, Hendek İlçesi menzili üzerinden Düzce’ye Şemsi Paşa Hanı’nın olduğu Sarıçökek menziline ulaşmaktadır. Hendek ilçesinde kaynaklarda bahsedilen hanlardan günümüze hiçbiri ulaşmamıştır. Sapanca’nın güney kolu ise Geyve Menzili üzerinden Taraklı’ya ve Bilecik İli menziline doğru ikiye ayrılmaktadır. Taraklı’da kaynaklarda 5 adet handan bahsedilmekle birlikte 1 adet ahşap han günümüze ulaşabilmiştir. Ancak daha geç dönemdir. Yukarıda genel güzergâhlarıyla ele aldığımız Doğu Marmara Bölgesi güzergâhları incelememiz neticesinde bu şekilde ortaya çıkmıştır.

Yapı bazında değerlendirme yapacak olursak Marmara Bölgesi doğu kolu olarak nitelendirebileceğimiz Kocaeli, Sakarya, Düzce güzergâhı üzerindeki yapılar 16. yüzyıl eserleri olarak dikkat çekmektedir. Büyük çoğunluğu günümüze gelememiştir. Bu konuda sebep olarak çoğu dere yatağına ve deniz kenarına yapılmış olan hanlarda zeminin su yoğunluğundan bir statik problem oluşması ve ağırlıklı olarak yapıların ahşap direkli taşıyıcılar üzerine inşa edilmiş dikdörtgen planlı ve büyük ölçekli yapılar oluşu gösterilebilir. Gebze üzerinden gelip Yalova İli Altınova İlçesi’ne geçen oradan samanlı menziline ve Bursa’ya ilerleyen yol güzergâhı da (Bursa’ya kadar) 16. yüzyıl yapılarından oluşmakta olup doğu kolda olduğu gibi hiçbir eser günümüze ulaşamamıştır. İzmit menzilinden gelen ve Gölcük Kazıklı menzili üzerinden İznik ilçesine giden güzergah üzerinde bulunan yapılar temel seviyesinde veya tek bir duvarı günümüze ulaşabilen ancak bölge hakkında fikir veren eserlerdir. Bu yapılarda 16. yüzyıl eserleri olup Marmara Bölgesinin doğu bölümünde 16. yüzyılda önemli bir ticari atılımın olduğunu bizlere göstermektedir. Bursa- Bilecik güzergahı ise diğer güzergahlara göre çeşitli farklılıkları bünyesinde barındırmaktadır. Özellikle 15. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin daha erken dönemlerinde yapılmış olan bu eserlerin çoğu günümüze ulaşmıştır. Bunda birinci etken ise yapıların tonoz örtülü oluşu ve ahşaba göre daha dayanıklı malzeme olan ayaklarla inşa edilmiş olması olarak gösterilebilir. Bu güzergâh aynı zamanda Osmanlı Devleti’nin Bilecik ve Sakarya üzerinden Bursa’ya yayılımını da gösteren bir askeri güzergâh olması bakımından önemlidir. Doğu Marmara Bölgesi’nde bulunan hanlar kapalı avlulu genel olarak ahşap direkli mazgal pencereli, kırma çatılı insan ve hayvan konaklama yerleri iç içe olan ve daha geç dönemde yapılmasına rağmen günümüze pek fazla ulaşamayan yapılar olarak dikkat

ONUR KAMİLOĞLU

Page 12: KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ … · yer aldığı ve ziyaret edilen menzillerin ve önemli yerlerin minyatürlerini çizdiği Beyan-ı Menazil-i Sefer-i

1888

çekmektedir. Bursa Bilecik güzergahı üzerindeki daha erken döneme ait hanlar ise daha çok ayaklar üzerine oturtulan kemerlerle geçişi sağlanmış ve tonoz örtülü yapılar olarak günümüze ulaşan örnekleriyle dikkat çekmektedir. Yapılarda hayvan ve insan konaklama yerleri iç içe olup aydınlatma yine mazgal pencerelerle sağlanmaktadır. Bursa Osmangazi ilçesindeki hanlar ise şehir hanı olarak nitelendirilen sınıf içerisinde yer almakta olan revaklı, açık avlulu iki katlı her katında çok sayıda oda olan yapılardır.

Dönem Analizi

Yapıların inşa tarihlerine ilişkin yapmış olduğumuz incelemelerde yapıları iki farklı döneme ayırmak gerektiği ortaya çıktı. Birincisi Osmanlı Devleti’nin hızlı yayılım dönemleri olarak nitelendirebileceğimiz ve Bursa Yolu üzerinde yer alan eserlerin oluşturduğu 14. ve 15. yüzyıl dönemidir. Hat üzerinde istisnai olarak Karacabey Issız Kervansarayı’nı ve Bursa Hanlar Bölgesi’nde daha sonraki dönemlerde eklenmiş olan Pirinç Hanı ayrıca vurgulamamız gerekmektedir. Söz konusu hat üzerinde bulunan ve genel olarak 14. Ve 15. yüzyılda inşa edilmiş eserler şu şekildedir;

-Taşhan (Mihal Bey Hanı)

-İnegöl Ortaköy Kervansarayı

-Karacabey Issız Kervansarayı

-Aksu Köyü Kervansarayı

-Emirhan

-Kozahan

-Geyve/İvaz Paşa Hanı

-Bali Bey Hanı

-Fidan Han

İkinci dönem ise genel hatlarıyla ilimizi ve yakın çevresini yani İstanbul, Gebze, İzmit, Sapanca, Bilecik, Düzce hatlarına ayrılarak devam eden güzergâhta bulunan eserlerin oluşturduğu 16. yüzyıl dönemidir. Bu dönem inşa edilen eserler aynı zamanda bölgede yeni bir ticari atılımın olduğunu da gözler önüne sermektedir. Bu grup içerisinde istisna olarak 17. yüzyıl örneği olan Vezirhan Köprülü Mehmet Paşa külliyesini belirtmek gerekmektedir.

-Gebze Çoban Mustafa Paşa Menzil Külliyesi Kervansarayı

-Gebze Çoban Mustafa Paşa Kervansarayı

-Gölcük Kazıklı/Hacı Hamza Bin İvaz Kervansarayı

-İzmit Pertev Paşa Külliyesi Kervansarayı

-İznik Rüstem Paşa Kervansarayı

-Sapanca Rüstem Paşa Kervansarayı

-Vezirhan Köprülü Mehmet Paşa Kervansarayı

Sonuç

Bildirimiz özeline dönecek ve konuyu Kazıklı Hacı Hamza Bin İvaz Kervansarayı’na tekrar getirecek olursak 540-1555 yılları arasındaki bir süreçte Hacı Hamza Bin İvaz tarafından yaptırılan Kazıklı Kervansarayı yaklaşık bir asır sonra IV. Murad’ın Bağdat Seferi sırasında kaleme alınan Bağdat Seferi Menzilnamesi’nde (1638) Harap han olarak belirtilmektedir. 1730 yılında Üsküdar’dan Halep’e yapılmış olan doğu seferinde ordunun

Page 13: KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ … · yer aldığı ve ziyaret edilen menzillerin ve önemli yerlerin minyatürlerini çizdiği Beyan-ı Menazil-i Sefer-i

1889

iaşe ihtiyaçlarının karşılandığı yerlerden olan Kazıklu Kervansarayı’nın isminin yanında da harap olduğunun belirtilmesi bu süreç içerisinde yapının her hangi bir onarım görmediğini bize göstermektedir. Bu bilgiden de yapının 1730 yılına kadar olan zaman diliminde de harap olarak durduğu anlaşılmaktadır. Kervansarayın onarıldığına dair ilk belge Hicri 1220 (M. 1805-1806) tarihli Salyane defterinde kayıtlı ve 272,5 kuruş tutan tamirattır. Buradaki işlemlerin ayrıntısından bahsedilmemektedir. Aynı defterde 1806 yılı içerisinde hanın onarımı için toplamda 440 kuruş harcandığı ve 2 onarım geçirdiği belirtilmektedir. Salyane defterinde harap hanın kirasının 312,5 lira olduğu daha sonra bu bedelin 150 kuruşa düştüğü görülmektedir. Bu bilgiler harap durumda olmasına rağmen hanın kullanılmakta olduğunu göstermektedir. Kervansarayın onarımına ilişkin 19.yüzyıl başından günümüze kadar başka herhangi bir bilgiye ise rastlanılmamaktadır.

Osmanlı döneminde kervansaraylar (menzil hanları) kullanılmaya devam etmiş ve zaman içerisinde de şehir içi hanları ortaya çıkmıştır. Osmanlı ordusunun 1730 senesindeki Doğu Seferi sırasında Kazıklı Karyesi’nin menzil olarak kullandığı kaynaklardan anlaşılmaktadır. Bu durumda Kazıklı Kervansarayı’nın da menzil hanları (kervansaray) sınıfında değerlendirilebileceğini göstermektedir. Osmanlı Dönemi menzil hanları tek mekana doğru bir gelişim göstermişlerdir ve kervansaray yapılarında bu yüksek portal yerine daha basit, ihtişamsız girişler tercih edilmiştir. Bu tipte kapalı kısımlar ahır veya salon olarak isimlendirilirler. Bu kervansaraylar genellikle sahın sıralarıyla oluşmuştur ve üzerleri tonoz örtülü yapılardır. Gönül Cantay “Osmanlı Devri Kervansaray Yapılarının Tipolojisi” isimli bildirisinde kervansarayları; külliye bünyesinde yer alan kervansaraylar ve menzillerde inşa edilmiş münferit kervansaraylar olmak üzere 2 ana gruba ayırmaktadır. Makale konumuz olan Kazıklı Kervansarayı menzil üzerindeki münferit kervansaraylar grubuna girmektedir. Bu ikinci grup menzil yapıları kendi içerisinde ahşap örtü sistemli kervansaraylar, sahınlı kervansaraylar ve sahınlı mekanlardan ibaret iki bloğun bitişik olarak inşa edildiği yapılar olarak üçe ayrılmaktadır. Kazıklı Kervansarayını da içerisine dahil edebileceğimiz ahşap örtü sistemine sahip olan kervansaraylar ise tek salonlu ve çift salonlu olanlar olmak üzere 2 alt gruba ayrılmaktadır. Kazıklı Hacı Hamza Bin İvaz Kervansarayının da içerisinde bulunduğu tipolojide ki diğer üst başlığı oluşturan münferit kervansaraylar ise menzil üzerinde yer alan, sahınlı, çatı örtülü, ahşap direkli ve tek salonlu mekanı olan kervansaraylar (menzil han) plan olarak kare veya dikdörtgen olup tek kapılıdır. Bu münferit kervansaraylarda tek salonlu ve çift salonlu olmak üzere iki alt gruba ayrılmaktadır. Giriş aksının her iki yanında yer alan kısımlar zeminden yükseltilerek yolcuların yatacağı yerler halinde ayrılmıştır. Duvarda ocak ve nişler vardır. Orta bölüm yük ve hayvanlar için ayrılmıştır. Pencereler yüksek dar ve küçükçe yapılmıştır. Dış cephelerin taş ve tuğla karışımı olarak yapıldığı bu yapılar bazen kubbe ve tonozlarla, bazen de ahşap bir çatı üzeri kiremitle örtülmüştür.16

Kazıklı Hacı Hamza Bin İvaz Kervansarayı plan tipi olarak tek katlı, üstü kapalı neflerden oluşan “Avlusuz Kapalı Tip” kervansaraylardandır. Dernschwam seyahatnamesinde uzunluk ölçülerine yer vererek yapının dikdörtgen planı hakkında bize bilgiler vermekle birlikte kervansarayın iç kısmında da ahşap meşe direklerin bulunduğunu söyleyerek şu anda ayakta olmayan taşıyıcı sistemin o dönemde ahşap olduğunu belirtmektedir. Kazıklı Hacı Hamza Bin İvaz Kervansarayı temel seviyesinde ve bazı cephe duvarları haricinde sağlam bir şekilde ayakta kalmayı başaramayan yapının mimari açıdan az örneği bulunan ahşap direkli, tek salonlu grubun en büyük ebatlardaki(75m x 20m) örneklerinden birisidir. Kazıklı Hacı Hamza Bin İvaz Kervansarayı Selçuklu Dönemi’nden itibaren görülen genel olarak kerpiç ve tuğla örgü sisteminin yerine sadece taşın kullanılmaya başlandığı

16 Ceyhan Güran, Türk Hanlarının Gelişimi ve İstanbul Hanları Mimarisi, İstanbul, V.G.M. yayınları, 1976.

ONUR KAMİLOĞLU

Page 14: KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ … · yer aldığı ve ziyaret edilen menzillerin ve önemli yerlerin minyatürlerini çizdiği Beyan-ı Menazil-i Sefer-i

1890

örgü sisteminin ağırlık kazandığı, içeriden malzeme kaçırılmasını önlemek ve savunma sırasında avantaj sağlaması için dışarıdan dar olan ve içe doğru genişleyen mazgal pencere sistemine geçilen, yüksek portalli, avlusuz, birbirine paralel 3 veya 5 neften oluşan sütun ve payelerin ayırdığı plan tipinin devamı olabileceğini söyleyebileceğimiz ancak Osmanlı Dönemi’nin değişen ihtiyaçlarının şekillendirdiği değişikliklerle yeni bir form aldığı belirtilen kervansaraylardandır. Kazıklı Kervansarayı’nın da içinde bulunduğu bu grubun en erken örneği olarak Çanakkale Lapseki Çardak’ta yer alan Yakup Bey Kervansarayı (1462-1463), en geç örneği olarak ta Konya Beyşehir Kurdular Köyü Hanları(18.yy. başı) gösterilebilir.

Yapıya ilişkin malzeme ve teknik açısından en önemli kaynak Dernschwann Seyahatnamesi’dir. Dernschwann Seyahatnamesi’nde “…Binanın alt kısmında eski İzmit’ten getirilmiş büyük taşlar kullanılmış. Kervansarayın içinde kalın meşe direkler dikilmiş...” demektedir. Buradan yapının inşası sırasında Nikomedya antik kentinde kullanılan taşların yapının temelinde kullanıldığı anlaşılmaktadır. Ancak restorasyona ilişkin analiz raporunda temelde kullanıldığı belirtilen antik taşların altında da dere taşlarının kullanıldığı belirtilmektedir. Bu bilgi de yapının inşasında temel seviyesinde dere taşı su basman seviyesine kadar ise antik blok taşların kullanıldığını göstermektedir. Yine yapının taşıyıcı unsurlarının o dönemde meşe ağaçlarından oluştuğu da Dernschwam’ın eserinden ulaştığımız bir bilgidir. Ayakta kalan duvar kalıntılarından anlaşıldığı üzere yapının inşasında yerel malzeme olarak ta söyleyebileceğimiz dere taşı kullanılmıştır. Duvarlarda iki sıra kesme taş ve farklı yüksekliklerde iki sıra ahşap hatıl bulunmaktadır. Yapının güney ve batı duvarlarında yer alan saçak kalıntılarında ise tuğla parçaları görülmektedir. Bu bilgiler ışığında yapının ana malzemesinin dere taşı olduğu bu durumunda yapıldığı yüzyılda kervansarayın dereye çok yakın mesafede olmasının etkisinin olduğu, su basman seviyesinde antik blok taşların kullanıldığı söylenebilir.

Sonuç olarak restorasyon projesiyle birlikte modern bir uygulama ile birlikte işlevsel bazı özelliklerde eklenerek faaliyete açılan Kazıklı Hacı Hamza Bin İvaz Kervansarayı 16. Yüzyılın ortalarında inşa edilmiş bir menzil hanı(kervansaray) olarak bundan sonraki süreçte kültürel ve sosyal amaçlı bir yapı olarak varlığını sürdürecektir. Yapı Osmanlı Dönemi’nin Selçuklu İmparatorluğu’na ait nadir bir plan şemasının çağına göre uyarlanmış bir örneği olması ve tek salonlu, ahşap direkli, çatı örtülü bu plan şemasının en büyük boyutlardaki örneklerinden olması, İzmit’ten sonra gelen menzil olarak tespit edilmesi ve ordunun doğu seferleri esnasında iaşe yardımlarının toplandığı önemli bir menzil yeri olması dolayısıyla tarihte yerini almış önemli bir eserdir.

Page 15: KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ … · yer aldığı ve ziyaret edilen menzillerin ve önemli yerlerin minyatürlerini çizdiği Beyan-ı Menazil-i Sefer-i

1891

KATALOG

Harita 1: Osmanlı Ticaret Yolları Haritası.17

17 Cengiz Bektaş, Selçuklu Kervansarayları(Anadolu’nun Doğal yolları), İstanbul, Yapı-Endüstri Merkezi Yayınları, 1999.

ONUR KAMİLOĞLU

Page 16: KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ … · yer aldığı ve ziyaret edilen menzillerin ve önemli yerlerin minyatürlerini çizdiği Beyan-ı Menazil-i Sefer-i

1892

Minyatür 1: Beyan-ı Menazil-i Sefer-i Irakeyn Eseri, Kazıklu Derbendi, Matrakçı Nasuh .18

Liste 1:İaşe Menzilleri Cetveli: 1730 yılında ki Doğu Seferi esnasında Üsküdar - Halep arasındaki menzillere tertip

edilen ikmal maddeleri listesi.19

18 Yurdaydın, Hüseyin Gazi., Beyan-ı Menazil-i Sefer-i Irakeyn, Ankara, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1963.19 Bozkurt, Rıza, Osmanlı İmparatorluğunda Kollar…

Page 17: KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ … · yer aldığı ve ziyaret edilen menzillerin ve önemli yerlerin minyatürlerini çizdiği Beyan-ı Menazil-i Sefer-i

1893

Resim 1: Restorasyon Öncesi Dış Mekan Görünümü20

Resim 2: Restorasyon Öncesi İç Mekan Görünümü21

20 Koruma Kurulu Arşivi21 Koruma Kurulu Arşivi

ONUR KAMİLOĞLU

Page 18: KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ … · yer aldığı ve ziyaret edilen menzillerin ve önemli yerlerin minyatürlerini çizdiği Beyan-ı Menazil-i Sefer-i

1894

Harita 2: Uydu Görüntüsü

Harita 3: Dernschwann’a ait Gezi Güzergahı Haritası .(14. Sırada Kazıklı)

Page 19: KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ … · yer aldığı ve ziyaret edilen menzillerin ve önemli yerlerin minyatürlerini çizdiği Beyan-ı Menazil-i Sefer-i

1895

Harita 4: Kadastral Görünüm

Resim 3: Restorasyon Sonrası Kuzey Cephe

ONUR KAMİLOĞLU

Page 20: KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ … · yer aldığı ve ziyaret edilen menzillerin ve önemli yerlerin minyatürlerini çizdiği Beyan-ı Menazil-i Sefer-i

1896

Resim 4: Restorasyon Sonrası Hali

Çizim 1: Restitüsyon(Çizim: Yrd.Doç.Dr.Gül KÖKSAL)

Page 21: KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ … · yer aldığı ve ziyaret edilen menzillerin ve önemli yerlerin minyatürlerini çizdiği Beyan-ı Menazil-i Sefer-i

1897

Kazıklı Hacı Hamza Bin İvaz Kervansarayı Planı

Çizim 2: (Çizim: Yrd.Doç.Dr.Gül KÖKSAL)

Resim 5: Çoban Mustafa Paşa Külliyesi Hava Fotoğrafı22

22 Kocaeli B.B. Arşivi

ONUR KAMİLOĞLU

Page 22: KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ … · yer aldığı ve ziyaret edilen menzillerin ve önemli yerlerin minyatürlerini çizdiği Beyan-ı Menazil-i Sefer-i

1898

Minyatür 2: Matrakçı Nasuh, Beyan-ı Menazil-i Seferi Irakeyn Gebze Minyatürü.23

Çizim 3: Çoban Mustafa Paşa Külliyesi

23 Hüseyin Gazi Yurdaydın, Matrakçı Nâsuh es-Silâhi; Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irakeyn-i Sultan Süleyman Han, T.T.K. Basımevi, Ankara, 1976.

Page 23: KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ … · yer aldığı ve ziyaret edilen menzillerin ve önemli yerlerin minyatürlerini çizdiği Beyan-ı Menazil-i Sefer-i

1899

Resim 6:Çoban Mustafa Paşa Kervansarayı Dış Mekan Görünümü

Resim 7: Çoban Mustafa Paşa Kervansarayı İç Mekan Görünümü

ONUR KAMİLOĞLU

Page 24: KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ … · yer aldığı ve ziyaret edilen menzillerin ve önemli yerlerin minyatürlerini çizdiği Beyan-ı Menazil-i Sefer-i

1900

Çizim 4: Çoban Mustafa Paşa Kervansarayı Plan Çizimi

Resim 8: Kocaeli İli, İzmit İlçesi(1922-Pertev Paşa Külliyesi)

Page 25: KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ … · yer aldığı ve ziyaret edilen menzillerin ve önemli yerlerin minyatürlerini çizdiği Beyan-ı Menazil-i Sefer-i

1901

Çizim 5: Pertev Paşa Külliyesi Ali Saim ÜLGEN(1948).24

Minyatür 3: Matrakçı Nasuh, Beyan-ı Menazil-i Seferi Irakeyn İzmit Minyatürü25

24 Filiz Yenişehirlioğlu, Emre Madran, Ali Saim Ülgen, Mimar Sinan Yapıları, TTK Yayınları, Ank. 1989.25 Hüseyin Gazi Yurdaydın, Matrakçı Nâsuh es-Silâhi; Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irakeyn-i Sultan Süleyman Han, T.T.K.

Basımevi, Ankara, 1976.

ONUR KAMİLOĞLU

Page 26: KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ … · yer aldığı ve ziyaret edilen menzillerin ve önemli yerlerin minyatürlerini çizdiği Beyan-ı Menazil-i Sefer-i

1902

Resim 9: İznik Rüstem Paşa Kervansarayı Bursa İli, İznik İlçesi26

Çizim 6: İznik Rüstem Paşa Kervansarayı Vaziyet Planı27

26 Bursa Koruma Kurulu Arşivi27 Hakkı Acun, Yıldız Ötüken, Aynur Durukan, Sacit Pekak, Vakıf Abideleri, cilt IV, syf. 333, VGM Yayınları, Ankara 1986.

Page 27: KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ … · yer aldığı ve ziyaret edilen menzillerin ve önemli yerlerin minyatürlerini çizdiği Beyan-ı Menazil-i Sefer-i

1903

Çizim 7: Sapanca Rüstem Paşa Kervansarayı Ali Saim ÜLGEN.28

Harita 5: Mevcut Veriler Işığında Kervan Yolları

28 Filiz Yenişehirlioğlu, Emre Madran, Ali Saim Ülgen, Mimar Sinan Yapıları, TTK Yayınları, Ank. 1989.

ONUR KAMİLOĞLU

Page 28: KAZIKLI HACI HAMZA BİN İVAZ KERVANSARAYI VE KOCAELİ … · yer aldığı ve ziyaret edilen menzillerin ve önemli yerlerin minyatürlerini çizdiği Beyan-ı Menazil-i Sefer-i

1904

KAYNAKÇA16. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğunda Yollar, Köprüler, Menzilhaneler, Derbent Teşkilatı ve Haberleşme, İstanbul, İst. B. Yayınları, 1999.

Acun, Hakkı, Yıldız Ötüken, Aynur Durukan, Sacit Pekak, Vakıf Abideleri, cilt IV, VGM Yayınları, Ankara 1986.

Altuğ, İlknur, Gebze Çoban Mustafa Paşa Külliyesi, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1989.

Bektaş, Cengiz, Selçuklu Kervansarayları (Anadolu’nun Doğal Yolları), İstanbul, Yapı-Endüstri Merkezi Yayınları, 1999.

Bozkurt, Rıza, Osmanlı İmparatorluğunda Kollar, Ulak ve İaşe Menzilleri, Ankara, Harp Dairesi Yayınları, 1966.

Cantay, Güreşsever, G., “Türkiye`de Osmanlı Devri Kervansaray Yapılarının Tipolojisi”, IX. Türk Tarih Kongresi, Ankara,1981.

Dağlı, Y., Seyit Ali Kahraman, Evliya Çelebi Seyahatnamesi, C.1, İst. 2011.

Danişman, Z., Evliya Çelebi Seyahatnamesin’den Seçmeler, C.III, İstanbul, 1971.

Galitekin A. Nezih, Gölcük Tarihçe ve Kültür Mirası Eserler, Gölcük Belediyesi Kültür Yayınları:6, Gölcük, İzmit.

Güran, Ceyhan, Türk Hanlarının Gelişimi ve İstanbul Hanları Mimarisi, İstanbul, V.G.M. yayınları, 1976.

Halaçoğlu, Yusuf, Osmanlılarda Ulaşım ve Haberleşme (Menziller), Ankara, PTT Genel Müdürlüğü, 2002.

Halaçoğlu, Yusuf, XIV- XVII. Yüzyıllarda Osmanlılarda Devlet Teşkilatı ve Sosyal Yapı, Ankara, Türk Tarih Kurumu yayınları, 1995.

Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defteri, Ankara, 1994.

Önen, Y. Hans Dernschwam, İstanbul ve Anadolu’ya Seyahat Günlüğü, Ankara, Kültür Bakanlığı, 1987.

Öztüre, A., İzmit (Nikomedia) Tarihi, İstanbul, 1981.

Peysonel,C., 1745 Yılında İzmit ve İznik’e Yapılmış Bir Gezinin Öyküsü, çev. Yavuz Ulugün, İzmit, 2005.

Sahillioğlu,H., Dördüncü Muradın Bağdat Seferi Menzilnamesi (Bağdat Seferi Harp Jurnali), Ankara, Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1988.

Seçkin, Selçuk, Bahadır Bozdağ “Castles of Yalova”, 14. International Congress of Turkish Art (19-21 September 2011/ College de France/Paris), Paris 2013.

Senemoğlu, Yavuz, Haydar Çelebi Ruznamesi, İstanbul, 1001 Temel Eser (73).

Tavernier, J. B., XVII. Asır Ortalarında Türkiye Üzerinden İran’a Seyahat, çev. Ertuğrul Gültekin, İstanbul, Tercüman Yayınları, 1980.

Tuncer, Orhan Cezmi, Anadolu Kervan Yolları, Ankara, VGM,2007.

Ulugün, Y., Seyahatnamelerde Kocaeli ve Çevresi, Rotary Klübü Kültür Yayınları, İzmit, Kocaeli Gazetecilik ve Yayın A.Ş., 2000.

Yenişehirlioğlu, Filiz, Emre Madran, Ali Saim Ülgen, Mimar Sinan Yapıları, TTK Yayınları, Ank. 1989.

Yurdaydın, Hüseyin Gazi., Beyan-ı Menazil-i Sefer-i Irakeyn, Ankara, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1963.