15
KAZ DÜŞÜ Tuncer Erdem 1962 yılında İstanbul’da doğdu. Çeşitli mizah dergilerinde çalıştı. Limon dergisinde çizmeye başladığı yazısız siyah beyaz öykülere daha sonra şiirsel metinler dahil etti ve edebiyata yöneldi. Yapıtlarında desen ve metinleri kimi zaman bir arada, kimi zaman tek başına kullanmakta. Kitapları: Çizgi: Tuncer Erdem (Joker, 1991), Hayalifener (2007), İstanbul: Zamanın Suya İzi (2009), Kar, Kömür, Keder (2011), Gece Kitabı (Metin: Bilge Karasu; Metis, 2012), Gece Gelen Öyküler (2017). Anlatı-Roman: Şehrin Ilık Solukları (1996), Bozkır Kitabı (2008), Uzak Kış, Kayıp Güz (2015). Öykü: Denizle- rimizde Rüzgâr (2007), Güzel Eşya, Alelade Dünya (2013), bak, gene o şey (2014). Şiir: Sulardan Kırlara Kuşlar [Seyrin Seksen Hali] (Kül Sanat, 2009)

KAZ DÜŞÜ - YKY · KAZ DÜŞÜ Tuncer Erdem 1962 yılında İstanbul’da doğdu. Çeşitli mizah dergilerinde çalıştı. Limon dergisinde çizmeye başladığı yazısız siyah

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: KAZ DÜŞÜ - YKY · KAZ DÜŞÜ Tuncer Erdem 1962 yılında İstanbul’da doğdu. Çeşitli mizah dergilerinde çalıştı. Limon dergisinde çizmeye başladığı yazısız siyah

KAZ DÜŞÜ

Tuncer Erdem 1962 yılında İstanbul’da doğdu. Çeşitli mizah dergilerinde çalıştı. Limon dergisinde çizmeye başladığı yazısız siyah beyaz öykülere daha sonra şiirsel metinler dahil etti ve edebiyata yöneldi. Yapıtlarında desen ve metinleri kimi zaman bir arada, kimi zaman tek başına kullanmakta.

Kitapları:Çizgi: Tuncer Erdem (Joker, 1991), Hayalifener (2007), İstanbul: Zamanın Suya İzi (2009), Kar, Kömür, Keder (2011), Gece Kitabı (Metin: Bilge Karasu; Metis, 2012), Gece Gelen Öyküler (2017). Anlatı-Roman: Şehrin Ilık Solukları (1996), Bozkır Kitabı (2008), Uzak Kış, Kayıp Güz (2015). Öykü: Denizle-rimizde Rüzgâr (2007), Güzel Eşya, Alelade Dünya (2013), bak, gene o şey (2014). Şiir: Sulardan Kırlara Kuşlar [Seyrin Seksen Hali] (Kül Sanat, 2009)

Page 2: KAZ DÜŞÜ - YKY · KAZ DÜŞÜ Tuncer Erdem 1962 yılında İstanbul’da doğdu. Çeşitli mizah dergilerinde çalıştı. Limon dergisinde çizmeye başladığı yazısız siyah

Tuncer Erdem’inYKY’deki kitapları:

Şehrin Ilık Solukları (anlatı, 1996)Denizlerimizde Rüzgâr (öykü, 2007)

Hayalifener (çizgi şiir, 2007)Bozkır Kitabı (anlatı, 2008)

İstanbul: Zamanın Suya İzi (çizgi, 2009)Kar, Kömür, Keder (çizgi, 2011)

Güzel Eşya, Alelade Dünya (öykü, 2013)bak, gene o şey (öykü, 2014)

Uzak Kış, Kayıp Güz (roman, 2015)Gece Gelen Öyküler (çizgi öykü, 2017)

Kaz Düşü (roman, 2019)

Page 3: KAZ DÜŞÜ - YKY · KAZ DÜŞÜ Tuncer Erdem 1962 yılında İstanbul’da doğdu. Çeşitli mizah dergilerinde çalıştı. Limon dergisinde çizmeye başladığı yazısız siyah

TUNCER ERDEM

Kaz Düşü

Roman

Page 4: KAZ DÜŞÜ - YKY · KAZ DÜŞÜ Tuncer Erdem 1962 yılında İstanbul’da doğdu. Çeşitli mizah dergilerinde çalıştı. Limon dergisinde çizmeye başladığı yazısız siyah

Yapı Kredi Yayınları - 5333Edebiyat - 1523

Kaz Düşü / Tuncer Erdem

Kitap editörü: Murat YalçınDüzelti: Çetin Şan

Kapak tasarımı: Nahide DikelSayfa tasarımı: Mehmet Ulusel

Grafik uygulama: Merve Çakıroğlu

Baskı: A4 Ofset Matbaacılık San. ve Tic. A.ŞOtosanayi Sitesi Yeşilce Mah. Donanma Sok.

No: 16 Seyrantepe - Kağıthane / İstanbulTelefon: (0 212) 281 64 48

Sertifika No: 12168

1. baskı: İstanbul, Nisan 2019ISBN 978-975-08-4467-6

© Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık Ticaret ve Sanayi A.Ş. 2019Sertifika No: 12334

Bütün yayın hakları saklıdır.Kaynak gösterilerek tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında

yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir yolla çoğaltılamaz.

Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık Ticaret ve Sanayi A.Ş. İstiklal Caddesi No: 161 Beyoğlu 34433 İstanbul

Telefon: (0212) 252 47 00 Faks: (0212) 293 07 23http://www.ykykultur.com.tr

e-posta: [email protected]İnternet satış adresi: http://alisveris.yapikredi.com.tr

Yapı Kredi Kültür Sanat YayıncılıkPEN International Publishers Circle üyesidir.

Page 5: KAZ DÜŞÜ - YKY · KAZ DÜŞÜ Tuncer Erdem 1962 yılında İstanbul’da doğdu. Çeşitli mizah dergilerinde çalıştı. Limon dergisinde çizmeye başladığı yazısız siyah

Kaz Düşü

Page 6: KAZ DÜŞÜ - YKY · KAZ DÜŞÜ Tuncer Erdem 1962 yılında İstanbul’da doğdu. Çeşitli mizah dergilerinde çalıştı. Limon dergisinde çizmeye başladığı yazısız siyah
Page 7: KAZ DÜŞÜ - YKY · KAZ DÜŞÜ Tuncer Erdem 1962 yılında İstanbul’da doğdu. Çeşitli mizah dergilerinde çalıştı. Limon dergisinde çizmeye başladığı yazısız siyah

7

Uykuya varırken

Nem kokulu kuytudayım. Çürük saz köklerinin dibinde... Kamışlık-larda bir ney iniltisi gezintiye çıkmış, avare...

Salınan gölgeler sarmış her yanımı. Son ışıkları süzülüyor sarı güneşin, karşı tepenin ardında yok olmadan önce, saz kümeleri ara-sından, gizlice.

Göç yorgunuyum belki. Kim bilir, ondan mı tedirginliğim?..Uykusuz gecelerin içinden doğmuş olabilirim. Işık yansımalarıy-

la sarıp sarmalanmış, takımyıldızların çekimine kapılmış, ne idüğü belirsiz suretlerin dehşetine yenik düşmüş olabilirim. Ama biliyorum; uzak tundralardan, ağır akan buzlu akarsuların kıyılarından kalkıp geldim ben. Bir hayalin peşinde. Ilıman diyarlar çekti beni kendine. Verimli ovalar, sulak vadiler, bereketli tarlalar...

Hayatın devamı, deveranı için geldim...Bacaklarımda tatlı bir uyuşukluk... Kolum kanadım kalkmıyor

artık. Ekşi çamurun, köpüklü, peltemsi suyun bağrındayım. Bir buruk-luk var havada... Buğday tanesinin ufalanmaya meyilli özü. Güvenin dağılıp toz olan kanadı. Mayalanmaya durmuş darının mayhoşluğu dilimde. Susıçanının postu kıpır kıpır az ötemde... Kerevit avlayan pençeler, havuç kemiren dişler...

Pütürlü ağaç kökleri sarmış her yanımı. Borazanımsı çığlıklar duyuyorum uzaklardan. Tanıyorum. Göç eden sürülerin binyıllardır dinmeyen nidası... Gelincikler yine salınıyor buğday başakları arasın-da... Tarlakuşları yine cıvıldıyor harman yerlerinde. İçimde kıpırdanan can bedenime sığmıyor. Üstüme bir ağırlık çöküyor. Nedensiz değil elbet. Uyku hazırlığı belki. Düşler kapısına varmadan önce.

Yüzüme vuran esintide çimen tohumları var. Her birinin içinde ayrı bir hikâye. Oku beni diyor, ey seyyah. Ben sana lazımım. Yolunu ben çi-zeyim senin. Sana nasihat edeyim kendi havarilerimin meclisinde. Yoksa kaybolursun bu âlemin derinliklerinde. Yol iz bulamazsın tek başına.

Ama hangi birine kulak vereyim ki ben! Hangi toz zerresini, hangi çiy tanesini seçeyim. Hangi sesin, hangi lekenin, hangi kokunun pe-şinden gideyim, hangi kozanın içine karışıp değişeyim.

Page 8: KAZ DÜŞÜ - YKY · KAZ DÜŞÜ Tuncer Erdem 1962 yılında İstanbul’da doğdu. Çeşitli mizah dergilerinde çalıştı. Limon dergisinde çizmeye başladığı yazısız siyah

8

Gözlerim iyice ağırlaştı zaten. İçim uyuştu.Diyorum ki, uçsuz bucaksız kırlar, uzun yollar artık kendine çek-

mesin beni. Çeltik tarlaları arasındaki su kanalları, yamaçlardaki setlerin çizdiği ince yollar, dağlardaki sıra kayaların gösterdiği işa-retler, benden ırak olsun. Bırakın soluklanayım biraz, ey yoldaşlarım. Bırakın peşimi sıcak hava dalgaları. Tez vakitte gelmemi beklemeyin azgın çayırlar. Ilgın gölgelerinde meleşip durmayın sahipsiz koyun sürüleri. Bir yeşil dalın hayaliyle çorak kırları arşınlamayın yaban eşekleri. Size sesleniyorum dünyanın saklı izleri. Beni kendi halime bırakın.

Ki uykuya varayım...

Page 9: KAZ DÜŞÜ - YKY · KAZ DÜŞÜ Tuncer Erdem 1962 yılında İstanbul’da doğdu. Çeşitli mizah dergilerinde çalıştı. Limon dergisinde çizmeye başladığı yazısız siyah

9

Ben geldim

Bu sabah geldim dünyaya...Kimim ben, bilmiyorum. Yeryüzüne geceleyin kimsenin haberi

olmadan düşmüş bir göktaşı gibiyim. Adım yok, geçmişim yok, ailem, akrabam, arkadaşım yok. Belki varlar, ama ben bilmiyorum. Hatırlamıyorum. Kimliğime dair belleğimde hiçbir bilgi yok.

Kendimi yaşarken bulduğum (doğduğum diyemiyorum) bu yer-de kimse beni tanıyor gibi davranmıyor, hatta beni hiç görmüyor gibiler. Yanımdan geçip tarlalarına, göle ağ sermeye, saz biçmeye giden köylüler, kapı önlerinde oturan, bahçelerde çalışan kadınlar, kırlarda koşuşan çocuklar, hiçbiri beni fark etmiyor sanki. Varlığımın farkındalar, hissediyorum. Ben geçerken başlarını bana doğru eğip göz ucuyla süzüşleri, ben yaklaşınca seslerinde oluşan çatallaşma, kısılma, hareketlerindeki kasılma, gülüşlerinin matlaşması, dudak-larındaki gülümsemenin donuklaşması benim farkımda olduklarının işaretleri... Varlığımı yadırgamıyorlar, benim oraya ait olduğumu ka-bul ediyorlar, etraflarında dolanmama, yaşamama ses çıkarmıyorlar, ama beni görmezden geliyorlar, içlerine kabul etmiyor, yok sayıyorlar.

Hepsi bir zamanlar akrabam, arkadaşım, eşim dostummuş da, bir gün gelmiş bana küsmüşler gibi...

İçe işleyen bir ayazın gölün üzerinden gelip tüm bedenimi tit-rettiği o güz sabahı hayata uyandım, kendimi şu alçak tepenin berisinde ucu görünen sazlığın kıyısında yatarken buldum.

Nefes almak ne güzeldi! İlk hatırladığım, içime dolan taze ha-vanın ciğerlerimi tatlı tatlı sızlatışıydı.

Elimde bir değnek, üstümde bir paltoyla kıyıdaki ıslak otların üzerinde uyanmıştım. Hayatımın hatırladığım ilk ânıydı bu. Yüzü-me vuran gün ışığını ilk hissedişim, sazların arasından gelen ördek seslerini, kurbağaların türküsünü, suyun yüzünü ok gibi yalayıp geçen kırlangıçların kesik kesik cırlamalarını, koyun çıngıraklarını, balıkçı naralarını ilk duyuşum, kızıl-yeşil tepeleri, mavi gökyüzü-nü, suyun üzerine dizi dizi kümelenmiş kamışlıkları, kıyıda çadır biçiminde çatılmış hasırları ilk görüşümdü.

Page 10: KAZ DÜŞÜ - YKY · KAZ DÜŞÜ Tuncer Erdem 1962 yılında İstanbul’da doğdu. Çeşitli mizah dergilerinde çalıştı. Limon dergisinde çizmeye başladığı yazısız siyah

10

Yalpalayarak ayağa kalkıp ilk adımlarımı atmaya çalışırken, göğe, göle, tepelerin ardına, az ilerde kıvrılarak uzanan toprak yola baktım. Sürüsünün gerisinde kalmış bir çoban köpeğiyle göz göze geldim. Bana hafifçe hırladı. Korktum, ama hoşuma gitti, beni fark etmişti. Sonra, uzaktan onu çağıran bir çıngırak sesiyle irkilip dönerek sürünün gözden kaybolduğu yöne doğru koşmaya başladı. Öyle ani döndü ki, havada bir an asılı kalan şaşkın, ışıltılı bir salya topu neden sonra kendine gelip toprağa düştü.

Buraya nereden geldiğimi anlamaya çalıştım. Etrafımı gözden geçirdim... Gölün içinden gelmiş olabileceğimi düşünerek kıyıya kadar çimlerde iz sürmeye koyuldum. Ezilmiş otların nereye kadar uzandığını ellerimle yoklayarak takip ettim. Etrafta buraya sürükle-nerek getirildiğimi ya da bir arabayla bırakıldığımı gösteren hiçbir iz yoktu. Gözümün, elimin, ayaklarımın erdiği her yeri, yamaçtaki kayalıkları, çayırları, çalı diplerini, patikaları, köye giden toprak yolu, inceden inceye gözden geçirdim. Geldiğim yere dair hiçbir iz bulamadım... Dedim ya, gece vakti gökten düşmüş bir göktaşı gibiyim.

Ama hayret, geçmişime dair hiçbir şey hatırlamasam da her şeyi tanıyor, kendim hariç her şeyin ismini biliyorum. Yoksa tepemde mavi bir çarşaf gibi yayılmış şu düzlüğün gökyüzü, altındaki ak pamukların bulut olduğunu, pamuğun, mavinin neye benzediğini, çevik kanat hareketleriyle boşlukta oraya buraya savrulan kanatlı mahlûkatın kırlangıç, göz göze geldiğim salyalı canavarın bir çoban köpeği olduğunu, şimdi şunları anlatırken kullandığım kelimelerin ne anlam taşıdığını, kelimeleri yan yana getirip cümleler kurmayı nereden bilirdim.

Hakkında hiçbir şey hatırlamadığım ama aşina olduğum bu dünya, üzerinde şaşkın şaşkın duran ben, şaşkınlığımı anbean artıran yeryüzü güzellikleri, renkler, kokular, görüntüler, aklımda oradan oraya koşuşan kelimeler, avare cümleler...

Yaşamak, hissetmek, düşünmek, ne tuhaf, ne güzel! Başımı döndürüyor...

Page 11: KAZ DÜŞÜ - YKY · KAZ DÜŞÜ Tuncer Erdem 1962 yılında İstanbul’da doğdu. Çeşitli mizah dergilerinde çalıştı. Limon dergisinde çizmeye başladığı yazısız siyah
Page 12: KAZ DÜŞÜ - YKY · KAZ DÜŞÜ Tuncer Erdem 1962 yılında İstanbul’da doğdu. Çeşitli mizah dergilerinde çalıştı. Limon dergisinde çizmeye başladığı yazısız siyah

12

Suretlerle dolu yeryüzü

Uzak bir diyar gibi geçmişim. Hiç görmediğim masal toprakları. Hayal bile edemediğim bir memleket. Ulu dağların ardında, unutul-muş, belki de hiç var olmamış bir ülke. İsimsiz, sahipsiz bir yurt...

Yeryüzünün hangi köşesinden kopup geldim ben? Yoksa hep burada mıydım? Köklerimden neden bunca ayrı düştüm? Neden karanlık bir vadiye gömüldü ayak izlerim?..

Geriye bakınca gördüğüm, bir göl kenarındaki sisli uyanış. Güz sabahının içimi titreten ayazı. Suyun puslu yüzeyi. Sazlıklar. Ka-yıklar. Gözlerimin önünde uçuşan kızböcekleri. Az ötede, suyun kıyısında su kuşları... İsimlerini biliyorum her nasılsa: Sakarmeke, sazhorozu, batağan...

Evet, unutulmuş bir rüya hayatım. Hayali tanıdıklar, kimliksiz akrabalar, üzeri silinmiş suretler. İç içe geçmişler hepsi... Bir fo-toğraf, bir mektup, bir hatıra bile yok elimde. Geçmişimden bana kalan biricik şeyler, giysilerim ve elimdeki kuru değnek. Aklımda kalan bir suret, bir yüz, bir görüntü yok... Yeryüzü suretlerle dolu olduğu halde...

Dün gece, kendimi ilk bulduğum kıyıda uyumak istedim gene. Sabah uyandığımda bir şeylerin değişmiş olması umuduyla. Belki uyandığımda bu sefer kendimi bir evde, yatağımda bulurum diye düşündüm. Ait olduğum yerde. Kayıp hayatımın içinde bir yer-lerde. Belki sadece bir rüyadır unutulmuş geçmişim. Aynı rüyayı gördüğüm yerde bir daha uykuya dalmak hayallerimden uyandı-rır mıydı beni? Aileme kavuşabilir miydim böylece, çocuklarıma, dostlarıma?.. Varlarsa...

Akşam karanlık çökerken geldim kıyıya. Kurbağaların ve cırcır-böceklerinin çıldırdığı, ördeklerin sustuğu saatlerde... İlk uyanı-şımda gördüğüm şeyleri görecek biçimde, başımı göle doğru verip, yüzükoyun uzandım otlar üzerine. Gece ilerledikçe kurbağalar sustu, cırcırböceklerinin coşkusu söndü. Uyudum...

Sabah uyandığımda gene o göl kenarındaydım. Rüya değilmiş demek. Gerçek bu. Kabullenmem gerek. Yüzüme vuran gün ışığı

Page 13: KAZ DÜŞÜ - YKY · KAZ DÜŞÜ Tuncer Erdem 1962 yılında İstanbul’da doğdu. Çeşitli mizah dergilerinde çalıştı. Limon dergisinde çizmeye başladığı yazısız siyah

13

gözlerimi aldı; sazların arasından gelen ördek seslerini, kurbağala-rın türküsünü, suyun yüzünü ok gibi yalayıp geçen kırlangıçların cırlamalarını, koyun çıngıraklarını, balıkçı naralarını gene duy-dum; kızıl-yeşil tepeleri, mavi gökyüzünü, suyun üzerine dizi dizi kümelenmiş kamışlıkları, kıyıda çadır biçiminde çatılmış hasırları gene gördüm...

Parmak uçlarımda bir ıslaklık hissettim sonra. Uykudayken bir çukura gömülmüş elim. Telaşla kalkıp ellerime baktım. Çamur-katran karışımı bir sıvı bulaşmış sol elime. Kara, sıvaşık, yapışkan bir mürekkep...

Bir an önce ondan kurtulmak telaşıyla, göle koşup elimi yıka-dım. Çıkmadı... Kıyıdaki killi çakıllı toprağa sürdüm. Boşuna... Kırlara geri dönüp elimi otlara, taşlara, ağaç gövdelerine, kayalara sürttüm. Sürüldüğü her yerde koyu izler bırakıyordu bu mürek-kep. Toprağın yeşiliyle, çamurun sarısıyla, kilin kızılıyla birleşiyor ve sanki kendiliğinden biçim alan desenler çıkarıyordu ortaya. Kayaların damarlarıyla, kütüklerin halkalarıyla, ağaç gövdelerinin boğumları ve kabuklarıyla birleşen lekeler suretlere dönüşüyordu. Elimi nesnelere sürtüp suretler yarattıkça, kara mürekkep silinme-ye başladı. Ama çevrem, şeylere eklenmiş suretlerle bezenir oldu.

Ne tuhaf diye düşündüm; maddi şeylerin yüzeylerinde, maddi şeylerin suretlerini yaratmak...

Yeniden göl kıyısına, gece uyuduğum yere vardım, elimi dal-dırdığım çukuru buldum. İçinde o kara mürekkep duruyordu. Baktım, ışıltıların titreştiği yüzeyiyle, dipsiz siyahıyla, yeryüzünün derin katmanlardan geliyor, dünyayı suretlerle bezemek istiyordu... Benim ellerimi kullanarak...

Büyükçe bir salyangoz kabuğu bulup içini doldurdum. Göl kıyısında bulduğum bir kaz tüyünü mürekkebime daldırarak; top-raktan, kilden, çamurdan başka tonlar devşirerek desenler çizmeye başladım. Yeryüzünün her köşesini, mürekkep sürebildiğim her yüzeyi, her maddeyi, eşyayı, nesneyi desenlerle doldurabilirdim böylece. Kayaların yüzeylerini, ağaç gövdelerini, kumlu dere ya-taklarını, toprağı, kurumuş hayvan postlarını... Yeryüzünü bir anı defteri gibi kullanabilirim. Hayatımın bundan sonraki kısmını kay-da geçirebilirim bu silinmez mürekkeple. Geçmişimi unutsam, hafızam zamandan azat olsa, benliğim kendini inkâr etse, aklım türlü oyunlarla beni kandırsa da fark etmez... Bu suretler yeryüzü-

Page 14: KAZ DÜŞÜ - YKY · KAZ DÜŞÜ Tuncer Erdem 1962 yılında İstanbul’da doğdu. Çeşitli mizah dergilerinde çalıştı. Limon dergisinde çizmeye başladığı yazısız siyah

14

nün gizli köşelerinde kayda geçmiş olacak. Bana işaret edecekler. Varlığıma tanıklık edecekler.

Belki de sabahları içime çöken hüznü böyle dağıtacağım. Silik geçmişimin, belirsiz geleceğimin doğurduğu endişeye boyun eğ-meyeceğim. Yeni bir güne başlamanın sıkıntısıyla baş edeceğim. Sızılarım akşamları gün biterken uykuya karışacak; rüyaların tül perdesi ardında kaybolup gidecekler... Kırlarda, kıyılarda, orman iç-lerinde dolaşırken, kendi çizdiğim suretleri göreceğim. Kimini artık unuttuğum çizgili kayıtları... Bu büyük kozanın içinde kıpırdanan hayatımdan çeşitli anlar, anılar, bilgiler, deneyimler, maddi şeylerin yüzeylerine işlenmiş halde etrafıma dağılacak... Ama onların varlığı-nı zamana ve benliğime hapsetmemek için tarih atmayacağım üzer-lerine; imza atmayacağım. Varoluşun esnek bağrına bırakacağım onları, yeryüzünün şefkatli kollarına koyacağım, istedikleri yere yerleşmelerine fırsat vereceğim. Yerkürenin bir köşesinde öylece dururlarken, zamanın içinde ya da onlara bakanların hayalinde dilediklerince dolaşabilecekler... Varlıklarını sadece görerek de-ğil, dokunarak da kavramak mümkün olacak. Dokunanın parmak uçlarında oynaşacak, kımıldanacak, yeni kılıklara bürünecek, her dinleyene farklı hikâyeler anlatacaklar.

Bir meşe yaprağı, bir zeytin çekirdeği, bir salyangoz kabuğu, bir karatavuğun cansız bedeni ve güzel turuncu gagasıyla boğumlu narin bacakları... Onlar, zaman üzerlerinden geçerken çürüyüp toprağa karışsalar da, suretleri maddenin pürüzlü yüzlerinden seslenecek... Yeryüzünün üst katmanlarından, ruhun cisimlenmiş çehresinden, gözenekli dokulardan, havayı içine çeken süngerimsi yapılardan, âlemin boşluğa bakan yüzeylerinden, hayvan postları-nın sıcaklığını emmiş ılık satıhlardan...

Page 15: KAZ DÜŞÜ - YKY · KAZ DÜŞÜ Tuncer Erdem 1962 yılında İstanbul’da doğdu. Çeşitli mizah dergilerinde çalıştı. Limon dergisinde çizmeye başladığı yazısız siyah