13
İnsan Kaynakları Yönetimi Aylık; Bilim, Haber, Yorum ve Aktüalite Dergisi Haziran 2015 - Sayı 6 RESMİ YAZIŞMALARDA UYULACAK İLKE VE STANDARTLAR IŞIĞINDA YAPILAN SON DÜZENLEMELERİN ESAS NOKTALARI Murathan BAYRI KAMU İDARELERİ İLE BAĞLI KURUM VE KURULUŞLARINDA ÇALIŞAN PERSONELİN KILIK - KIYAFET KURALLARINA UYMA ZORUNLULUĞU Mehmet MECEK İNSAN KAYNAKLARI PLANLAMASI, KARİYER YÖNETİMİ, EĞİTİM VE PERFORMANS YÖNETİMİ KAMU SEKTÖRÜNDE

KAMU SEKTÖRÜNDEmehmetmecek.com.tr/wp-content/uploads/2016/09/Kamu...Aylık; Bilim, Haber, Yorum ve Aktüalite Dergisi Haziran 2015 - Sayı 6 RESMİ YAZI˚MALARDA UYULACAK İLKE VE

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: KAMU SEKTÖRÜNDEmehmetmecek.com.tr/wp-content/uploads/2016/09/Kamu...Aylık; Bilim, Haber, Yorum ve Aktüalite Dergisi Haziran 2015 - Sayı 6 RESMİ YAZI˚MALARDA UYULACAK İLKE VE

İnsan Kaynakları Yönetimi

Aylık; Bilim, Haber, Yorum ve Aktüalite Dergisi

Haziran 2015 - Sayı 6

RESMİ YAZIŞMALARDA UYULACAK İLKE VE STANDARTLAR IŞIĞINDA YAPILAN SON DÜZENLEMELERİN ESAS NOKTALARI

Murathan BAYRI

KAMU İDARELERİ İLE BAĞLI KURUM VE KURULUŞLARINDA ÇALIŞAN PERSONELİN KILIK - KIYAFET KURALLARINA UYMA ZORUNLULUĞU

Mehmet MECEK

İNSAN KAYNAKLARI PLANLAMASI, KARİYER YÖNETİMİ, EĞİTİM VE PERFORMANS YÖNETİMİ KAMU SEKTÖRÜNDE

Page 2: KAMU SEKTÖRÜNDEmehmetmecek.com.tr/wp-content/uploads/2016/09/Kamu...Aylık; Bilim, Haber, Yorum ve Aktüalite Dergisi Haziran 2015 - Sayı 6 RESMİ YAZI˚MALARDA UYULACAK İLKE VE

Aylık; Bilim, Haber, Yorum ve Aktüalite Dergisi

Genel Yayın Yönetmeni / EditörMesut DOĞAN

İdari İşler MüdürüFatih DOĞAN

Yazı İşleri MüdürüAyşe ÖZDEMİR

Kapak TasarımSüleyman HALEPGrafik Tasarım

Reklamevimİmtiyaz Sahibi Kişi

Mücahit DOĞAN

Yayın Kurulu

Yönetim YeriBilişim Eğitim Kültür ve Araştırma Derneği İktisadi İşletmesi

Fener Mah. 1954 Sok. Gazez Apt. K:13 D: 30Muratpaşa/ANTALYA

(0242) 345 33 38 PBX

Baskı TarihiHaziran 2015Basım Yeri

Salmat Basım Yayıncılık Ambalaj San. ve Tic. Ltd. Şti.Büyük Sanayi 1. Cadde 95/1 İskitler / Altındağ / Ankara

T :0 312) 341 10 20 - 21 - 24 / www.salmat.com.trYayın Kuralları

- Dergide yayımlanan makalelerde yer alan görüşler olup, dergimizin bu görüşe katıldığı veya benimsediği anlamına gelmez, sorumluluk yazarlara aittir.

- Dergide yayımlanan yazılar aksi belirtilmedikçe kaynak gösterilecek iktibas edilebilir.

- Yayımlanması uygun bulunmayan yazılar geri çevrilir.- Yayın Kurulu yazının özüne dokunmaksızın kısaltma ve değişiklik yapabilir.

Reklam, abonelik ve iletişim için: [email protected]

Oğuz SAYGINKişisel Gelişim ve NLP

Uzmanı, Yazar

Prof Dr. Zeyyat SABUNCUOĞLUUludağ Üniversitesi İ.İ.B.F.

Öğretim Üyesi

Öğr. Gör Hüsna DOĞANAfyon Kocatepe Üniversitesiİnsan Kaynakları Bölümü

Mahmut ÇOLAKSosyal Güvenlik Kurumu

Başmüfettişi

Erkan KARAARSLANKamu Hukuku Uzmanı, Yazar,

İnsan Kaynakları Uzmanı

Cumhur Sinan ÖZDEMİRÇalışma ve Sosyal Güvenlik Bakaln-

lığı İş Bqşmüfettişi

Öğr. Grv. Mehmet MecekAfyon Kocatepe Üniversitesi

İşletme Bölümü

Avni AKERİNKAY (İnsan Kaynakları Yöneticileri

Derneği) Başkanı

Page 3: KAMU SEKTÖRÜNDEmehmetmecek.com.tr/wp-content/uploads/2016/09/Kamu...Aylık; Bilim, Haber, Yorum ve Aktüalite Dergisi Haziran 2015 - Sayı 6 RESMİ YAZI˚MALARDA UYULACAK İLKE VE

KAMU SEKTÖRÜNDE İNSAN KAYNAKLARI PLANLAMASI VE KARİYER YÖNETİMİDoç. Dr. Cemal İYEM

KAMU İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİNDEEĞİTİM Dr.Mustafa Kemal Topcu

KAMUDA PERFORMANS YÖNETİMİDoç. Dr. H. Tuğba Eroğlu

PERSONEL SEÇME VE YERLEŞTİRMESÜRECİNDE MÜLAKAT VE MÜLAKAT HATALARI Öğr. Grv. Hüsna DOĞAN

KAMU İDARELERİ İLE BAĞLI KURUM VEKURULUŞLARINDA ÇALIŞAN PERSONELİNKILIK - KIYAFET KURALLARINA UYMAZORUNLULUĞUÖğr. Grv. Mehmet MECEK

RESMİ YAZIŞMALARDA UYULACAK İLKE VESTANDARTLAR IŞIĞINDA YAPILANSON DÜZENLEMELERİN ESAS NOKTALARIMurathan BAYRI

DİSİPLİN CEZALARININ VARLIK SEBEBİ,TÜRLERİ VE KAMU PERSONELİNEUYGULANMASIUğur SÖKMEN

PROBLEM ÇÖZME TEKNİKLERİOğuz SAYGIN

MARKA BELEDİYELER

BABALAR GÜNÜ

4

7

10

16

19

28

32

64

66

68

Page 4: KAMU SEKTÖRÜNDEmehmetmecek.com.tr/wp-content/uploads/2016/09/Kamu...Aylık; Bilim, Haber, Yorum ve Aktüalite Dergisi Haziran 2015 - Sayı 6 RESMİ YAZI˚MALARDA UYULACAK İLKE VE

İnsan Kaynakları Yönetimi

Mevzuat

Öğr. Grv. Mehmet MECEKAfyon Kocatepe Üniversitesi

KAMU İDARELERİ İLE BAĞLI KURUM VEKURULUŞLARINDA ÇALIŞAN PERSONELİN

KILIK - KIYAFET KURALLARINA UYMA ZORUNLULUĞU

Ülkemizde atanarak göreve gelen kamu görevlilerinin çalıştırılması esnasında mevzuatta öngörülen kılık ve kıyafet kurallarına uymaları

zorunlu kılınmıştır. Ödev - yükümlülük niteliğindeki bu hükümlerin daha iyi anlaşılabilmesi adına kılık ve kıyafet kavramlarının ne anlama geldiği, kapsamın ne olduğu konusunda bilgi vermenin yararlı olacağı düşünülmektedir. Türk Dil Kurumuna göre kıyafet, “giysi” kelimesi ile eş anlamlıdır. Kılık ise; “bir kimsenin giyinişi, dış görünüşü, üst-baş”, anlamına gelmektedir. Esas itibariyle “kıyafet” kelimesini de içine alan ve daha geniş bir içeriğe sahip olan “kılık” kelimesinin kapsamı bir görevlinin tüm dış görünüşünü kapsamaktadır. Daha ayrıntılı bir ifadeyle kamu görevlilerinin giyebilecekleri giysilerin türleri, şekilleri, renkleri, vb.; ayakkabılarının türleri, şekilleri, vs.; saç, sakal ve bıyıklarının kişisel bakımı, şekilleri kılık-kıyafet mevzuatı kapsamında değerlendirilmektedir. Hatta kamu personelinin kullandığı/kullanabileceği aksesuar (rozet, işaret, nişan, vs.) dahi bu ödev - yükümlülük kapsamında yer almaktadır.

Kılık – kıyafet kurallarının varlık sebebi (amacı); Devlet Memurları Kanunu’nun (DMK) ek 19 maddesinde; “Devlet memurları, kanun, tüzük ve yönetmeliklerin öngördüğü kılık ve kıyafet kurallarına uymak mecburiyetindedirler”, hükmüne yer verilmektedir. Ancak ilgili maddede bu mecburiyetin (ödev – yükümlülük) sebebi ve içeriği hakkında herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Kılık kıyafet düzenlemesinin amacı Devlet Memurları Kanununa dayanılarak çıkartılan “Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık Ve Kıyafetine Dair Yönetmelik”’in 1’nci maddesinde düzenlenmiştir. İlgili maddede mevcut düzenlemeler ile “kamu personelinin Atatürk devrim ve ilkelerine uygun, uygar, aşırılığa kaçmayacak şekilde sade bir kılık ve kıyafette olmalarının, kılık ve kıyafette birlik ve bütünlük içinde bulunmalarının sağlanmasının amaçlandığı” belirtilmektedir.

19

Page 5: KAMU SEKTÖRÜNDEmehmetmecek.com.tr/wp-content/uploads/2016/09/Kamu...Aylık; Bilim, Haber, Yorum ve Aktüalite Dergisi Haziran 2015 - Sayı 6 RESMİ YAZI˚MALARDA UYULACAK İLKE VE

İnsan Kaynakları Yönetimi

Makale

Kılık - kıyafette birlik ve bütünlüğün sağlanmasına yönelik yapılan bu düzenlemede ölçüt olarak kullanılan “uygar”, “aşırılık sınırı”, “sade” gibi kavramların herkes tarafından kabul edilebilecek ortak bir ölçeğe (standarda) sahip olmadığı düşülmektedir. Örnek olarak “sadelik” kavramının ölçüsü kişiden kişiye farklılıklar gösterebilmektedir. Bu nedenle amaçlanan birlik ve bütünlüğün gerçekleştirilebilmesi için daha somut kavramların kullanılması gerektiği düşünülmektedir. Yönetmelik metninde geçen “Atatürk devrim ve ilkelerine uygun kıyafet” kavramının da “başörtüsü yasağı uygulaması” döneminde olduğu gibi farklı yorumlara neden olabileceği kanaatindeyiz. Bu nedenle ilgili hükümde geçen kelime ve kavramların somut ve daha belirgin bir şekilde uygulanabilir olacak şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiği düşünülmektedir.

Kılık – kıyafet kurallarının kapsadığı personel; Genel ve katma bütçeli kurumlar, mahalli idareler, döner sermayeli kuruluşlar ve kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunların iştirakleri ve müesseselerinde çalışan her sınıf ve derecedeki memurlar, sözleşmeli ve geçici görevle çalışan personel ile işçileri kapsamaktadır (Md.2).

Daha anlaşılabilir bir ifade ile merkezi idare ve yerel yönetimler (il özel idaresi, belediye, köy) ile bunlara bağlı tüm kamu kurumlarını (KİT, iştirak, müessese, üst kuruluşlar, bağımsız idari otoriteler, üniversiteler, meslek örgütleri, kalkınma ajansları, vs.) kapsamaktadır. Ayıca uygulamada personel türü ayrımı da yapılmamaktadır. Yani DMK’nın 4’üncü maddesinde düzenlenen tüm personel grupları (memur, sözleşmeli personel, geçici personel, işçi) kılık – kıyafet düzenlemesinin kapsamında yer almaktadır. Hatta çalışma hayatı için kılık – kıyafet ile ilgili yapılan düzenlemelerin ilgili personelin her türlü resmi belgelere yapıştırılacakları fotoğraflarını da kapsadığı görülmektedir. Yani resmi belgelerde kullanılan fotoğraf görüntüsü de kılık - kıyafetle ilgili yapılan düzenlemelere uygun olmak zorundadır (md.10).

Kılık – kıyafet kurallarının içeriği;Kamu personelinin dış görünüşü ile ilgili elbise giyimi, saç-sakal-bıyık-tırnak bakımı/görünüşü, aksesuar ve ayakkabı kullanımı ile ilgilidir. Dış görünüşle ilgili kurallar tüm personel türleri için ortak olmakla birlikte kadın ve erkek personel açısından ayrım yapılmaktadır. Ancak hem kadın hem de erkek personel için geçerli olan üç ana ilke belirlenmiştir. Yönetmeliğe (md.4)

1 www.tdk.gov.tr (erişim tarihi: 10.05.2015)2 Her ne kadar İlgili yönetmeliğin 17’nci maddesinde “Bu yönetmelik; 2413 sayılı -Bilumum Devlet Memurlarının Kıyafetleri İle İlgili Kararname-; 2596 sayılı -Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun’un 6 ncı maddesi ve bu maddeye göre çıkarılan 1958 sayılı -Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanunun Tatbik Suretini Gösterir Nizamname- hükümleri uyarınca düzenlenmiştir” ifadesi yer alsa da yani 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa daya-nak atfedilmese de ilgili yönetmeliğin başlığı ve ilk maddesi arasında geçen özet kısmında dayandığı kanun bilgisi olarak 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu gösterilmektedir.

20

Page 6: KAMU SEKTÖRÜNDEmehmetmecek.com.tr/wp-content/uploads/2016/09/Kamu...Aylık; Bilim, Haber, Yorum ve Aktüalite Dergisi Haziran 2015 - Sayı 6 RESMİ YAZI˚MALARDA UYULACAK İLKE VE

İnsan Kaynakları Yönetimi

Mevzuat

göre personelin giyiminde “sadelik”, “temizlik” ve “hizmete uygunluk” esastır. Yönetmelikte (md.1) ek olarak “Atatürk ilke ve devrimlerine uygun” (somut olması açısında mevcut olan T.C. mevzuatına aykırı olmayan), “uygar” (modern) kıyafetlerin giyilmesi esası benimsenmiştir. Temizlik ilkesinin “kirli olmama” olarak dikkate alınması gerektiği düşünülmektedir. Diğer bir ilke olan “hizmete uygunluk” ilkesinin de muhtelif bazı hizmetler için kullanılan özel iş kıyafetlerinin olması halinde kurum amirlerinin izni ile sadece görev sırasında kullanılan kıyafetler (md.5/c) ile özel bir iş kıyafetinin gerekli olmadığı hallerde (genel durum) kullanılan kıyafetlerin giyilmesi olarak değerlendirilmelidir. Ancak “sadelik” ve “modernlik” kavramları göreceli olup somut bir uygulamaya tabi tutulması oldukça güçtür. Ayrıca “Atatürk ilke ve devrimlerine uygun” olma şartının da herkes tarafından aynı derece anlaşılan ve algılanan bir çerçevesinin çizilebilmesinin pek mümkün olmadığı kanaatindeyiz. Yorum ve bakış farklılıklarına sebep olan/olabilecek bu ilkenin Atatürk ilke ve devrimleri sonucu oluşmuş “yürürlükteki hukuk kurallarına (mevzuata) aykırılık teşkil etmeyecek şekilde olması” olarak kabul edilmesi modern hukuk tekniği açısından daha isabetli olacaktır.Kadın ve erkek personelin kılık ve kıyafetiyle ilgili düzenlemeler yönetmeliğin 5’inci maddesinde ayrı ayrı (md.5/a ve 5/b) yapılmıştır. Erkek personel ve kadın personel için yapılan düzenlemelerin ayrı ayrı sıralanması yerine karşılaştırmalı olarak her bir içeriğin ortaya konulmasının daha yararlı olacağı düşünülmektedir.

Elbise olarak personelin kılık – kıyafeti ile ilgili yapılan düzenlemeler; erkeklerin bina içerisinde gömlek, kravat ve çorap giymeleri zorunludur. Gömlek üzerine süveter ve kazak giyilmesinde genel olarak bir engel bulunmamaktadır. Ancak yönetmelik gereği kravatın görünmesini örtecek şekilde (balıkçı yaka, vb.) giyilmesi yasaklanmıştır. Toplumsal yapıda “v yaka” olarak adlandırılan ya da başka bir değişle kravatın üst kısmının açıkça görüldüğü, takım ile uyumlu kazakların giyilmesinde mevzuat açısından herhangi bir engel bulunmadığı düşünülmektedir. Ayrıca uygulamada bazen dikkate alınan kareli ya da çizgili gömlek giyilmesi noktasında da bir engel yoktur. Erkek personelin tek renk gömlek giymesi konusunda bir zorunluluk

bulunmamaktadır. Bu konuda sıralı amirlerce bir sınırlama getirilmesinin hukuk tekniği açısından mümkün olmadığı düşünülmektedir. Çünkü amirlerin yönetmelik hükümleri dışında bir yasak ya da serbestiyet getirebilme hakkı sadece belirli personel için söz konusu olan “özel iş kıyafetleri” ile sınırlıdır.Elbise konusunda kadın personelin pozitif ayrımcılığa tabi tutulduğu görülmektedir. Kadın personelin gömlek, kravat ya da çorap giyme zorunluluğu bulunmamaktadır. Giyilebilecek elbise türü (gömlek, tunik, kazak, süveter, bütün elbise, t-shirt, vs.) konusunda tamamen kendi kişisel tercihleri dikkate alınmaktadır. Sadece giyilebilecek elbiselerde bazı şekilsel kısıtlamalara gidilmiştir. Bu kapsamda tercih edilen/giyilen elbise türlerinin “kolsuz” ve “çok açık yakalı” olmaması gerekmektedir. Kol boyutu belirtilmemiş olması dolayısıyla “kısa kollu” elbiselerin giyilmesinde bir hukuki engelin olduğu iddia edilemez. Ancak “kökten kollu” ya da “askılı” elbiselerin giyilmesinin yasak olduğu açıktır. Açık yakalı elbiselerin üst sınırını ortaya koyabilmek yani “açık yaka” ve “çok açık yaka” arasındaki kesin sınırı çizmek mevcut mevzuat açısından mümkün değildir. Buradaki ölçüt yani sınır tamamen uygulayıcıların (amirlerin ya da uyuşmazlık halinde idari/adli soruşturmacın/kovuşturmacının) tasarrufunda kalmaktadır. Bu sınırın yönetmelikle ortaya konması uygulamada oluşabilecek görüş farklılıklarını da ortadan kaldırabilecektir.

Ceket giyilmesi noktasında; erkek ve kadın

21

Page 7: KAMU SEKTÖRÜNDEmehmetmecek.com.tr/wp-content/uploads/2016/09/Kamu...Aylık; Bilim, Haber, Yorum ve Aktüalite Dergisi Haziran 2015 - Sayı 6 RESMİ YAZI˚MALARDA UYULACAK İLKE VE

İnsan Kaynakları Yönetimi

Makale

personel açısından bir düzenleme yapılmamıştır. Yönetmelik genelde giyilen elbisenin sınırlarını ve yasak şekillerini düzenlemektedir. Dolayısıyla ceket giyilmesinde herhangi bir yasak bulunmamaktadır. Ancak resmi törenler dışında giyilmesi de (koyu renk takım elbise) zorunlu tutulmamıştır. Uygulamada ise yaz dönemi haricinde takım elbisenin giyilmesi zorunlu tutulmaktadır. Bu uygulamanın hukuki bir temeli olmayıp; tamamen çalışma örfü içerisinde değerlendirilmektedir. Yönetmelikte (Md.11) geçen “yaz kıyafetleriyle ilgili hususlar bakanlık merkez teşkilatında ilgili Bakanlarca; illerde,

yapılan hizmetin mahiyeti ve çalışılan yerin iklim ve coğrafik özellikleri göz önünde tutularak Valilerce tespit edilir”, hükmü sadece yaz dönemi için yapılacak düzenlemeleri kapsamaktadır. Dolayısıyla valilerin ve bakanlıkların yönetmelik (md.11) hükmü gereği yaz dönemi olarak kabul edilen 15 Mayıs – 15 Eylül döneminde ceket giyilmesi noktasında bir iç düzenleme yapabilmesi söz konusu iken; yaz dönemi dışında kalan süreler (sekiz ay) için mevcut mevzuat haricinde kılık kıyafet konusunda bir düzenleme yapabilmeleri söz konusu olamaz. Uygulamada hukuki bir temeli (açıkça düzenlenmiş bir norm) olmamakla birlikte yaz döneminin uygulanmadığı genel çalışma döneminde ceket giyilmesinin zorunlu olduğu kanaati yerleşmiştir. Örnek olarak 2007/14 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile daha önce yürürlükte olan 2006/14 sayılı Başbakanlık Genelgesinde geçen “…tarihleri arasında makam odalarına giriş ve çıkışlar dâhil olmak üzere ceket giyme ve kravat takma zorunluluğunun kaldırılması…”, hükümlerinde ceket giymenin zorunlu olduğu kabul edilmektedir. Ancak mevzuatta böyle bir zorunluluğun varlığına rastlanılmamaktadır. Temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılmasında getirilen ölçütler hukuk tekniği açısından “dar anlamda” ele alınması daha uygundur. Dolayısıyla açıkça belirtilmeyen hiçbir hususun yasak kapsamında değerlendirilmemesi gerektiği düşünülmektedir. Bu nedenle hukuk normlarının açıklanmasında (yorumlamasında) kullanılan aksi ile kanıt (mefhumu muhalif) ilkesinin ve evleviyet ilkesinin burada geçerli sayılmaması gerektiği görüşündeyiz. Ancak ceket giyme zorunluluğunun aşağıda da belirtileceği gibi sadece “resmi törenlerde takım elbise giyme” kapsamında zorunlu kılındığı da unutulmamalıdır.

Pantolon giyilmesi ile ilgili olarak; yönetmeliğin ilk halinde kadınların pantolon giymeleri yasaklanmıştı. Ancak yönetmeliğin güncel halinde kadınların pantolon ya da etek giymeleri hususunda kendi tercihleri dikkate alınmaktadır. Dolayısıyla pantolon giymeleri serbesttir. Sadece “strech”, “kot ve benzeri” pantolonların giyilmesi yasaktır. Etek boylarının ise “dizden yukarı ve yırtmaçlı olması” yasaktır. Dolayısıyla mini etek giyilmesi ya da diz üstünü örtmesine rağmen yırtmaç ile diz üstünü açığa çıkartan eteklerin giyilmesi yasaktır. 2013/5443 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yapılan düzeleme

22

Page 8: KAMU SEKTÖRÜNDEmehmetmecek.com.tr/wp-content/uploads/2016/09/Kamu...Aylık; Bilim, Haber, Yorum ve Aktüalite Dergisi Haziran 2015 - Sayı 6 RESMİ YAZI˚MALARDA UYULACAK İLKE VE

İnsan Kaynakları Yönetimi

Mevzuat

kutlama törenlerini kapsadığı unutulmamalıdır.

Ayakkabı olarak personelin kılık – kıyafeti ile ilgili yapılan düzenlemeler; erkeklerin ayakkabı türü açısından sandalet ve atkılı ayakkabı giymesi yasaklanmıştır. Ayakkabı şekli olarak ta “kapalı olma” şartı mevcuttur. Yani yanları ve üstü açık nitelikte ayakkabı giymeleri mevzuata aykırıdır. Dolayısıyla yaz aylarında yanlarında ve üzerinde aralıklar (boşluklar) bulunan ayakkabıların giyilmesi yasak kapsamında yer almaktadır. Ayrıca erkek ayakkabılarının “temiz” ve “boyalı” olması da zorunludur. Kadın personel için mevcut olan düzenlemenin ilk halinde erkek personelde olduğu gibi kullanılabilecek ayakkabı türleri ve bazı kısıtları (topuk boyu, boyalı olması) mevcut iken 2013/5443 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yapılan düzeleme neticesinde kadın personel lehine pozitif ayrımcılığa gidildiği görülmektedir. Kadın personel ayakkabı kullanımı konusunda kişisel tercihlerinde özgür bırakılmışlardır. Bu konuda getirilen tek sınırlandırma “terlik tipi (sandalet) ayakkabı” giyilmesinin yasak olmasıdır. Ancak yönetmeliğin 4’üncü maddesinde tüm personel için ana ilkeler olarak kabul edilen kıyafette (dış görünüşte) ve dolayısıyla ayakkabıda “sadelik”, “temizlik” ve “hizmete uygunluk” şartının olduğu unutulmamalıdır.

Saç şekli ve bakımı ile ilgili olarak yapılan düzenlemeler; kadın personel ile ilgili olarak bu konuda yapılmış bir düzenleme bulunmamaktadır. Daha önce bu konuda mevcut olan “görev mahallinde baş daima açık, saçlar düzgün taranmış veya toplanmış…”, hükmü 2013/5443 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlükten kaldırılmıştır. Dolayısıyla kadınların başörtüsü ya da peruk takmasının önünde herhangi bir hukuki engel bulunmamaktadır. Kadınların saçlarının taranmış olma zorunluluğunun kalmamış olmasının yanı sıra saç şekilleri veya saç boyları ile saçlarının boyalı olup olmaması ya da saç rengi tercihleri konusunda da kişisel tercihlerinde özgür bırakıldıkları görülmektedir. Ancak yönetmelik (md.4) gereği temiz olmaları gerekmektedir.Erkek personel için bina içerisinde ve görev yerinde başın daima açık bulundurulması zorunluluktur. Daha önce kadın personel için öngörülen bu yasağın erkek personel için devam ettiği görülmektedir. Ancak bu yasağın kapsamının somut olmadığı düşünülmektedir. 2413 sayılı

neticesinde ilgili yönetmelikte kadınlar için öngörülen elbise, etek ve pantolonun “ütülü” olma şartı ile göreceli bir ölçüt olan “düzgün olma” şartı ortadan kaldırılmıştır. Ancak elbiselerin “temiz” ve “sade” olması konusundaki ifadeler, ilgili maddeden çıkartılmış olsa da genel ilkelerin ortaya konulduğu 4’üncü maddede varlığını devam ettirdiği için geçerlilikleri de devam etmektedir. Erkeklerin pantolon giymesi ile ilgili ise herhangi bir düzenleme (zorunluluk, serbestlik, sınır getirme, vs.) söz konusu değildir. Ancak giyilen elbiselerin “temiz”, “düzgün”, “ütülü” ve “sade” olması zorunluluğu bulunmaktadır. Bu konuda da kadın personelin erkek personele göre pozitif ayrımcılığa sahip olduğu görülmektedir.

Pantolon ve ceket uyumu (renk, desen, vs.) hakkında; genel olarak bir sınırlandırma ya da zorunluluk bulunmamaktadır. Ancak gerek kadın ve gerekse erkek personelin merkezde ve taşrada protokole dâhil olarak resmi kutlama törenlerine katılmaları halinde koyu renk takım elbise giymeleri zorunludur (Md.12). Dolayısıyla “takım elbise” kavramı nedeniyle giyilecek ceket ve pantolonun aynı renk ve desende olma zorunluluğu ile renklerin koyu tonlarda olma zorunluluğu bulunmaktadır. Ancak bu zorunluluk çalışma hayatının genel kısmını kapsamamakla birlikte sadece istisnai (özel) nitelikteki resmi

23

Page 9: KAMU SEKTÖRÜNDEmehmetmecek.com.tr/wp-content/uploads/2016/09/Kamu...Aylık; Bilim, Haber, Yorum ve Aktüalite Dergisi Haziran 2015 - Sayı 6 RESMİ YAZI˚MALARDA UYULACAK İLKE VE

İnsan Kaynakları Yönetimi

Makale

Bilumum Devlet Memurlarının Kıyafetleri İle İlgili Kararnamenin ilk halinde de (md.2) mevcut olan bu yasağın şapka için geçerli olduğu muhakkaktır. Ancak başörtüsü ve/veya peruk için de geçerli olabileceği kesinlik arz etmemektedir. Siyasi iradenin (hükümetin) ya da uygulamacıların kanaatleri doğrultusunda farklı bakış açılarının vuku bulmaması açısından bu hükmün açıkça düzenlenmesi isabetli olacaktır. Nitekim başörtüsü takma konusu vaki olmayan erkek personelin peruk takma/takabilmesi konusunda net bir hüküm ileri sürülememektedir. Ancak aşağıda açıklanacağı üzere sağlık raporu alınarak kullanılabilmesi mümkündür. Kadın personel için ülkemizde daha önce tartışma konusu olan bu yasağın erkek personel için uygulanmaya devam etmesi erkek personel aleyhine negatif ayrımcılığa neden olmaktadır. İlgili maddenin görevleri gereği şapka takan güvenlik personelinin bina içerisinde şapka kullanma şekli ile sınırlandırılarak bu yasağın kadın personelde olduğu gibi yönetmelik kapsamından çıkartılmasının isabetli olacağı düşünülmektedir.Saç ile ilgili olarak kadın personel tercihlerinde genel olarak serbest bırakılmasına rağmen erkek personel için sınırlandırmalar getirilmiştir. Getirilen yasak saçların taranmış olması, temiz ve bakımlı olması ile uzunluk sınırı kapsamındadır. Erkek personelin saçlarını kulaklarını kapatmayacak biçimde ve normal duruşta enseden gömlek yakasını aşmayacak şekilde uzatılabilmesi söz konusudur. Ayrıca kulak ortasından aşağıda favori bırakılamamaktadır. Saçların cinsiyet olarak kadın personelde daha belirgin (dikkat çekici) olduğu düşünülmektedir. Mevcut duruma rağmen kadın personele bu konuda tercihlerinde

serbestlik tanırken erkek personele sınırlamalar getirilmesinin erkek personel aleyhine negatif ayrımcılığa neden olduğu kabul edilmektedir. Özellikle de saçların “bakımlı olması” ve “taranmış olması” şartının özgüven ve uygun tercihte bulunabilme yeteneği açısından erkek personele güven duyulmadığı noktasında hukuki temelden ve sosyal yaşamdan uzak radikal bir kanaatin uyanmasına neden olabileceği düşünülmektedir.

Sakal ve bıyık ile ilgili olarak yapılan düzenlemeler; sakal ile ilgili olarak erkek personele yasak getirilmiştir. Yani erkek personelin sakal bırakması yasaklanmıştır. Hatta her gün sakal tıraşı olması zorunlu tutulmuştur. Bıyık ise yasak kapsamında yer almamaktadır. Yani erkek personel bıyık bırakabilmektedir. Ancak bu konuda bazı sınırlamalar getirilmiştir. Bıyıkların tabi (varlık fıtratına uygun) olarak bırakılması esas alınmıştır. Bıyık şeklinin siyasi anlamlar taşıyabilmesi mümkündür. Hatta aşırı dudak içerisine girmiş bıyıkların temizlik sorununa neden olabilmesi de muhtemeldir. Bu nedenle bazı şekilsel sınırlamalara tabi tutulması savunulabilir. Yönetmelik gereği erkek personelin bıyık uzunluğu üst dudak boyunu geçemez. Üstten (Ayhan Işık modeli) alınması söz konusu olamaz. Yanların üst dudak hizasında ve alt uçlarının dudak hizasından kesilmesi gerekmektedir. Kadın personelin yüz (çehre) kılları (kaş, bıyık, favori, vs.) ile ilgili ise herhangi bir düzenleme yapılmamıştır.

Tırnak bakımı ile ilgili olarak yapılan düzenlemeler; erkek personel için bu konuda (tırnak boyu, vs.) herhangi bir düzenleme

24

Page 10: KAMU SEKTÖRÜNDEmehmetmecek.com.tr/wp-content/uploads/2016/09/Kamu...Aylık; Bilim, Haber, Yorum ve Aktüalite Dergisi Haziran 2015 - Sayı 6 RESMİ YAZI˚MALARDA UYULACAK İLKE VE

İnsan Kaynakları Yönetimi

Mevzuat

3 Makalede yer alan hukuk normlarına internet üzerinden erişilmiş olup; her bir madde ve ilgili mevzuat alıntısına ayrı ayrı atıfta bulunulma-mıştır. Mevzuat erişimi için kullanılan kurumsal web siteleri ve erişim tarihleri alfabetik sıraya göre kaynakçada gösterilmiştir.

yapılmamıştır. Kadın personel için daha önce mevcut olan “…tırnaklar normal kesilmiş olur…”, hükmü 2013/5443 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlükten kaldırılmıştır. Bu nedenle tırnaklarının kesilmiş ya da uzun olması veya boyalı olup olmaması konusunda bir sınırlama bulunmamaktadır. Ancak tırnakların tüm personel için yönetmelikte (md.4) belirtilen ana ilkelere (sadelik, temizlik, hizmete uygunluk) aykırı olmaması gerekmektedir.

Aksesuar (rozet, işaret, nişan, vb.) ile ilgili olarak yapılan düzenlemeler; toka, taç, küpe, yüzük, kolye, bilezik, bileklik, saat, halhal, kravat tokası, kol düğmesi, vb. aksesuarların kullanılmasında erkek ve kadın personel açısından herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Dolayısıyla bu konuda (takılıp – takılmaması) genel bir sınırlandırmaya gidilmemiştir. Ancak personelin “tarafsızlık” ilkesine uygun çalışması açısından bu ilkeyle uyuşmayan aksesuar kullanmaları uygun görülmemiştir. Yani kullanılan aksesuarların şekilleri ve içerikleri (taşıdığı anlam) ile ilgili sınırlandırmalar getirilmiştir. Bu kapsamda rozet ve benzeri işaretlerin ilgili personelin görev yaptığı yerin rozeti olması veya mezun olduğu okulların rozetleri olması ya da hükümetçe özel günler için çıkarılan rozetlerden (Atatürk’ün doğumunun 100. Yılı gibi) olması gerekmektedir. Bu kapsamda kalmayan rozet, işaret, nişan v.b. şeylerin kullanılması yasaktır. Spor takımlarına, sendikalara, sivil toplum kuruluşlarına, vs. ait rozetlerin kullanılması mevzuata uygun değildir. Yönetmelik (md.4) gereği personel kıyafetlerinin (dolayısıyla aksesuarlarının) “sadelik”, “temizlik” ve “hizmete uygunluk” ilkelerine aykırı olmaması gerekmektedir. Ayrıca yönetmeliğin 1’inci maddesinde öngörülen “Atatürk ilke ve devrimlerine uygun, uygar” yani somut olması açısından “mevcut olan T.C. mevzuatına aykırı olmayan, modern” kıyafetlerin (aksesuarların) kullanılabilmesi söz konusudur. Kısacası söz konusu aksesuarların şekli ve üzerindeki işaretlerde ve sembollerde bu ilkelerle bağdaşmayacak bir unsurun bulunmaması gerekmektedir. Özellikle rozet ve benzeri nişanlar dışındaki aksesuarların kullanılmasında bu ilke daha da çok önem taşımaktadır. Unutmamak gerekir ki halen

yürürlükte olan ve vatandaş olup olmaması dikkate alınmadan ülkede yaşayan herkes için uygulanan “2596 sayılı Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun”un 3’üncü maddesi gereğince “…yabancı memleketlerin siyaset, askerlik ve milis (ordu) teşekkülleri ile münasebetli kıyafet ve alametlerini ve levazımını taşımaları yasaktır”, hükmü uyarınca Türkiye dışındaki devlet ve diğer organizasyonlara ait ve/veya onları temsil eden işaret ve aksesuarların kullanılması yasaklanmıştır.

İklim şartları dolayısıyla yaz döneminde mevcut kurallarda muhtelif değişikliklere gidilmesi; Daha önce de belirtildiği üzere yönetmeliğin 11’inci maddesi hükmü gereğince “15 Mayıs – 15 Eylül” tarihleri arasında yaz dönemi kıyafet uygulaması gerçekleştirilmektedir. Bu uygulama mevcut kıyafet kurallarının bazılarında esneklik sağlanması sonucunu ortaya koymaktadır. Yönetmeliği aynı maddesinde; “yaz kıyafetleriyle ilgili hususlar bakanlık merkez teşkilatında ilgili Bakanlarca; illerde, yapılan hizmetin mahiyeti ve çalışılan yerin iklim ve coğrafik özellikleri göz önünde tutularak Valilerce tespit edilir”, hükmünü ortaya koymaktadır. Buradan sonuçta illerde valiler, merkez teşkilatlarda ise ilgili bakanlıklar yaz dönemi uygulaması yapmaktadır. Dolayısıyla herkesi kapsayacak sabit bir kurallar manzumesi bulunmamaktadır. Ancak 2007/14 sayılı Başbakanlık Genelgesi gibi genel nitelikli muhtelif normlarla yaz dönemi kıyafet uygulamalarının genel bir çerçevesi oluşturulmuştur. Yaz döneminde uygulanan kıyafet düzenlemelerinin genel/ortak içeriği “…tarihleri arasında makam odalarına

25

Page 11: KAMU SEKTÖRÜNDEmehmetmecek.com.tr/wp-content/uploads/2016/09/Kamu...Aylık; Bilim, Haber, Yorum ve Aktüalite Dergisi Haziran 2015 - Sayı 6 RESMİ YAZI˚MALARDA UYULACAK İLKE VE

İnsan Kaynakları Yönetimi

Makale

giriş ve çıkışlar dâhil olmak üzere ceket giyme ve kravat takma zorunluluğunun kaldırılması…”, şeklindedir. Ayrıca ek olarak gömlek şekli olarak “kısa kollu gömlek” giyilmesine izin verilmektedir. Bu hükümler dışında bağlı bulunan valilik/bakanlık tarafından açıkça belirtilmeyen her hususta genel kurallar geçerliliğini korumaya devam etmektedir.

Sağlık özrü dolayısıyla mevcut kuralların yumuşatılması ya da özür süresince uygulanmaması; yönetmelik (md.8) gereğince; “sağlık özrü bulunan ve bunu resmi doktor raporu ile belgelendiren personelin giyimlerinde bu özürlerin ve mevsim şartlarının gerektirdiği değişiklikler yapılabilir”, hükmüne yer verilmektedir. Dolayısıyla bir sağlık sorununun doktor raporuyla ortaya konulması halinde verilen rapor doğrultusunda yukarıda belirtilen kural ya da kuralların uygulanmasında esneklik söz konusu olabilmektedir.

Özel niteliğe sahip bazı kamu hizmetlerinin ifasında farklı kıyafet kurallarının uygulanması; 2013/5443 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile daha önce sadece kadın personel için geçerli olan “…bazı hizmetler için özel iş kıyafeti varsa görev sırasında kurum amirinin izni ile bu kıyafet kullanılır…”, hükmü (md.5/c) erkek personeli de içine alacak şekilde düzenlenmiştir. Sağlık, şantiye, arazi, atölye, maden ve benzeri yerlerde çalışanların çalışılan işin ve yerin özelliğine göre giyim eşyasının tipi, modeli ve rengi ilgili kurumca tespit edileceği hüküm altına alınmıştır (madde 7). İfa edilen hizmetin gereği olarak giyilmesi gereken üniformaların (resmi elbisenin) kapsamı daraltılarak bu konuda sınırlandırmaya

gidilmiştir. Yönetmeliğin ilgili maddeleri (md.6 ve md.15) gereğince kılık – kıyafet düzenlemeleri ile ilgili olarak emniyet hizmetleri sınıfına ve Diyanet İşleri Başkanlığına mensup kişiler ile Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapanlar ve hâkimler – savcılar için ayrıca bağlı/ilgili oldukları bakanlıkça düzenleme yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Ancak unutmamak gerekir ki yönetmeliğin hukuki dayanağı olan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamı dışında olan özel personel kanunlarına dayanılarak ihdas edilmiş kılık – kıyafet düzenlemeleri (yönetmelikleri) de bulunmaktadır.

Ayrı bir mevzuat ile bazı kurumlar ve meslek mensupları için yapılan düzenlemeler; kamu personelinin kılık ve kıyafetleri ile ilgili temel düzenleme olan “Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelik” hükümleri dışında ayrıca yürürlükte olan muhtelif mevzuatta bulunmaktadır. Bu normların başlıcaları şunlardır;• Av Koruma Görevlileri Kıyafet Yönetmeliği• Ceza İnfaz Kurumları Personeli İle Ceza İnfaz Kurumları Ve Tutukevleri Personel Eğitim Merkezleri Öğrencilerinin Kıyafet Yönetmeliği• Çarşı Ve Mahalle Bekçileri Kıyafet Ve Teçhizat Yönetmeliği• Danıştay Kıyafet Yönetmeliği• Denizcilere Mahsus Kıyafet Yönetmeliği• Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Dairesi Başkanlığı Uçucu Personelin Kıyafet Ve Teçhizat Yönetmeliği• Emniyet Hizmetleri Sınıfı Mensupları Kıyafet Yönetmeliği• Emniyet Teşkilatında Çalışan Yardımcı Hizmetler Personeli Kıyafet Yönetmeliği• Gümrük Ve Ticaret Bakanlığı Taşra Teşkilatı Personeli Kılık Ve Kıyafet Yönetmeliği• Hâkim Ve Savcıların Resmi Kıyafet Yönetmeliği• Sayıştay Resmi Kıyafet Yönetmeliği• Sivil Savunma Arama Ve Kurtarma Birlikleri Kıyafet Yönetmeliği• Türk Silahlı Kuvvetleri Kıyafet Yönetmeliği• Türkiye’de Bulunacak Kara, Deniz Ve Hava Kuvvetleri Mensuplarının Kıyafetleri Hakkında Talimatname• Yargıtay Kıyafet Yönetmeliği• Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyelerinin Akademik Kıyafetleri Hakkındaki Yönetmelik• Erciyes Üniversitesi Öğretim Üyelerinin

26

Page 12: KAMU SEKTÖRÜNDEmehmetmecek.com.tr/wp-content/uploads/2016/09/Kamu...Aylık; Bilim, Haber, Yorum ve Aktüalite Dergisi Haziran 2015 - Sayı 6 RESMİ YAZI˚MALARDA UYULACAK İLKE VE

İnsan Kaynakları Yönetimi

Mevzuat

Akademik Kıyafet Yönetmeliği• Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyelerinin Akademik Kıyafetleri Hakkındaki Yönetmelik• Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Üyelerinin Akademik Kıyafetleri Hakkında Yönetmelik• Trakya Üniversitesi Öğretim Üyelerinin Akademik Kıyafet Yönetmeliği

Kılık – kıyafet ile ilgili getirilen düzenlemelere uyulmaması halinde yapılacak işlemler; kılık kıyafetle ilgili mevzuata aykırı hareket eden atanmış kamu görevlilerine 657 sayılı Devlet memurları Kanununun disiplin cezalarına ilişkin hükümleri uygulanmaktadır (md.16/1). İş kanununa tabi personel için de memurlar için uygulanan aynı derecedeki cezalar uygulanmaktadır (md.16/2). 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/A-g maddesinde düzenlendiği hale göre “belirlenen kılık ve kıyafet hükümlerine aykırı davranmak” fiili “uyarı cezasını” gerektirmektedir. Aynı kanun maddesinin devamı paragrafında “disiplin cezası verilmesine sebep olmuş bir fiil veya halin cezaların özlük dosyasından silinmesine ilişkin süre içinde tekerrüründe bir derece ağır ceza uygulanır” hükmüne yer verilmektedir. Yani öngörülen süre (md.133’e göre 5 yıl) içerisinde aynı fiilin tekrar işlenmesi halinde bu kez “uyarı cezası” yerine bir üst ceza olan “kınama cezası” verilecektir. Yönetmelik kapsamındaki hükümlerin toplu iş sözleşmesi ile değiştirilmesi de yasaklanmıştır (md.13).

SONUÇ:Kamu personelinin başta “eşitlik” ve “tarafsızlık” ilkelerine bağdaşmayacak bir fiil ya da durum içerisinde olmadan “memuriyetin vakarına uygun” bir kamu hizmetini en optimal şekilde yerine getirebilmesi için görselliğinin (dış görünüşünün) önemi göz ardı edilemez. Bu nedenle de bir düzenleme yapılması esastır.

Ancak yapılan düzenlemenin uygulanabilir/somut normlar ortaya koyması gerekmektedir. Kişiye göre farklı anlamlar ve yorumlara neden olan ibareler yerine açık ve anlaşılır terimlerin/ifadelerin kullanılması daha isabetli olacaktır. Ayrıca yapılan düzenlemenin cinsiyet ya da belirli meslek mensuplarının veya görevlilerinin lehine/aleyhine olacak şekilde düzenlenmemesi anayasanın “eşitlik ilkesi” açısından daha uygun olacaktır.Yapılan çalışma esnasında kılık kıyafet konusunda temel düzenleme olan ilgili yönetmeliğin günümüz şartlarına göre güncellenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Bazı kavramların kullanılmasında daha anlaşılır ve soyut ifadelerin seçilmesi gerektiği düşünülmektedir. Ayrıca kadın personel lehine pozitif ayrımcılığa neden olan bazı hükümlerin erkekler açısından da yeniden düzenlenmesinin anayasanın eşitlik ilkesi açısından daha uygun olacağı sonucuna ulaşılmıştır. Başta ceket ve pantolon kullanımı olmak üzere bazı hükümlerin daha ayrıntılı ve belirgin olarak düzenlenmesi gerektiği görülmektedir. Son olarak kaynakçada da gösterilen kılık kıyafetle ilgili muhtelif tarihli mevzuatın tek bir düzenleme ile birleştirilmesi hukuk tekniği ve erişebilirlik açısından daha faydalı olacağı düşünülmektedir.

KAYNAKLAR :657 sayılı Devlet Memurları Kanunu (23.07.1965 tarih ve 12056 sayılı Resmi Gazete)2596 sayılı Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun (13.12.1934 tarih ve 2879 sayılı Resmi Gazete)Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanunun Tatbik Suretini Gösterir Nizamname (18.02.1935 tarih ve 2933 sayılı Resmi Gazete)2413 sayılı Bilumum Devlet Memurlarının Kıyafetleri İle İlgili KararnameKamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık Ve Kıyafetine Dair Yönetmelik (25.10.1982 tarih ve 17849 sayılı Resmi Gazete)2006/14 sayılı Başbakanlık Genelgesi2007/14 sayılı Başbakanlık Genelgesi www.basbakanlik.gov.tr (erişim tarihi: 10.05.2015)www.mevzuat.gov.tr (erişim tarihi: 10.05.2015)www.resmigazete.gov.tr (erişim tarihi: 10.05.2015)www.tdk.gov.tr (erişim tarihi: 10.05.2015)

27

Page 13: KAMU SEKTÖRÜNDEmehmetmecek.com.tr/wp-content/uploads/2016/09/Kamu...Aylık; Bilim, Haber, Yorum ve Aktüalite Dergisi Haziran 2015 - Sayı 6 RESMİ YAZI˚MALARDA UYULACAK İLKE VE

Düşünmek öğrenilebilir bir beceridir, kişi ancak bir soru ile karşılaştığı zaman düşünür. Bu sorular ne kadar kaliteli ve hayata dönükse ortaya çıkan düşünme ürünü de o kadar kaliteli olur. Eğer kişi kendini örgün eğitimin rutin akışına bırakır, hayatın koşuşturmaları arasında beynini geliştirmeye gereken önemi vermezse günümüzdeki çoğu birey gibi sığ düşünen insanlara dönüşür. Televizyonda akşam hangi diziyi izleyeceğini planlayan, gazetelerin yalnızca spor sayfalarına ya da resimlerine bakan bu kişilerin diğer insanlara faydası olmadığı gibi kendilerine de bir faydaları olmaz.

Çevrenin insanı içine çeken uyarılarından uzaklaşıp düşünmeye başlayan kişiler kendini, çevresini ve olayları daha iyi algılar. Düşünen insan kendisine sorular sorar, sorduğu sorulara kalitesi oranında cevaplar bulur, anladıklarına anlam katar, kendisi ve diğerleri için güzel sonuçlar üretir.

Kitap 6 bölümden oluşmaktadır. 1. Bölüm- Helikopter Tekniği 2. Bölüm- Evreka Tekniği 3. Bölüm- Püf Noktası Tekniği 4. Bölüm- Esnek Düşünce Tekniği 5. Bölüm- Modelleme Tekniği 6. Bölüm- TEKGÖZ Odaklanma Tekniği

Her bölümde konu ile ilgili beş adet içinde sıra dışı çözümler olan öyküler bulunmaktadır. Ayrıca her bölüme onar adet sıra dışı sorular serpiştirilmiştir. Her bölümün sonunda on soru ile ilgili ipucu bulunmaktadır. Soruların cevapları ise kitabın sonunda yer almaktadır. Bir taraftan soruları çözmeye çalışırken okuduğunuz hikayelerdeki sıra dışı çözümler düşünce becerilerinizi geliştirecektir.

Amacımız çok zor sorular seçerek sizi uğraştırmak değil, sizinle birlikte düşünce denizinde keyi�i bir yolculuğa çıkmaktır.

Sıradışı Düşünme Teknikleri

Oğuz SAYGINEkrem SAYGIN

Web: www.bekadyayinlari.comTel: 0 (242) 345 33 37 - 38 E-posta: [email protected]

Yakında Kitapçılarda