8
SAÜ öğrencilerinden köy okullarına ziyaret Vi Visiting village schools Nisan - April 2015 Sayı - Vol 14 Çocuklar gülsün diye… Making children smile… 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun! Happy April 23 National Sovereignty and Children’s Day “Küçük hanımlar, küçük beyler... Sizler hepiniz, geleceğin bir gülü, yıldızı, bahtının aydınlığısınız. Memleketi asıl aydınlığa gark edecek sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız…” Little ladies and gentlemen… You are all a single rose, star of the future and light for fortune. It is you who will fill this country with light. You should know how important and esteemed you are and you should work regarding this idea...” Gazi Mustafa Kemal-Bursa-1922 SAÜ İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Öğrenci Topluluğu, 21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü dolasıyla Derince Özel Eğitim Uygulama Merkezi’ni ziyaret etti. Merkez’de öğrenim gören down sendromlu ve zihinsel engelli öğrencilerle biraraya gelen topluluk üyeleri, öğrencilerin derslerine konuk oldu. Dans gösterisi, yüz boyama, el baskısı gibi eğlenceli aktivitelerle gün boyu devam eden etkinliğin sonunda dilek balonları uçuran öğrencilerin yüzündeki mutluluk görülmeye değerdi. Okul Müdürü Özgür İken, günün anlam ve önemini belirttiği konuşmasında, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve İletişim Fakültesi öğrencilerine duyarlılıklarından dolayı teşekkür etti. Public Relations and Advertising Society of SAU Faculty of Communication visited Derince Special Education Centre on the occasion of 21 March World Down Syndrome Day. Society members came together with students with Down syndrome and students with mental disabilities. en, they attended these students’ classes as guests. In the visit, students had fun with some activities like dance performance, face painting, hand printing and balloon flying. e happiness on their face was worth seeing. School Director Özgürİken expressed his appreciation for the visit and thanked to students ofFaculty of Communication for their sensitivity. Sakarya Üniversitesi Robot Topluluğu, Gıda Mühendisliği Topluluğu ve Sosyal Hizmet Topluluğu, SAÜ Çevre Köylerine Yardım Kulübü’nün düzenlediği etkinlikle köy okullarını ziyaret etti. Uzunçınar ve Eskibedil Köyü İlkokulu öğrencileriyle biraraya gelen topluluk üyeleri, düzenledikleri eğitim aktiviteleriyle miniklerle keyifli bir gün geçirdi. Gıda Mühendisliği Topluluğu’ndan sağlıklı beslenme ve hijyen, Robot Topluluğu’ndan robot ve mekanik üzerine eğitim alan minik öğrencilerin öğrenme isteği ve heyecanı görülmeye değerdi. Robot Topluluğu Başkanı Erdi Demir, “Öğrencilerin keyifli zaman geçirmelerini hedefleyerek yola çıktık. Okullara gitmeden önce de öğrencilerin eksiklerini belirlemeye yönelik bir saha çalışması yaptık” dedi. Sosyal Hizmetler Topluluğu, etkinliğin sonunda çocuklara kitap ve oyuncak hediye etti. Sakarya University Robot Society, Food Engineering Society and Social Work Society visited village schools through the event organized by SAU Club of Aid for Villages. Society members came together with the students of Uzunçınar and Eskibedil village schools. Members and students had a great time with organized educational activities. Students received training of healthy nutrition and hygiene from Food Engineering Society and training of robot and mechanics from Robot Society. Students were highly motivated and enthusiastic for learning. Chair of Robot Society, ErdiDemir, said “We aim that students should have enjoyable time. In addition, before we visited the schools, we did a field study in order to determine deficiencies.” Social Work Society members gave books and toys as giſts to the students at the end of the event. Bir kısa film setinden daha fazlası Much more than a short movie set Sayfa 5 50 kişi tek yürek: Tatankalar 50 Men band Together: Tatankalar Sayfa 7 Kampüste bahar bir başka güzel... Feeling spring on campus... Bahar Yaban Yeliz Gökmen

Kampüs Haber Nisan 2015

Embed Size (px)

DESCRIPTION

 

Citation preview

Page 1: Kampüs Haber Nisan 2015

SAÜ öğrencilerinden köy okullarına ziyaret Vi Visiting village schools

Nisan - April 2015 Sayı - Vol 14

Çocuklar gülsün diye…Making children smile…

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun!Happy April 23 National Sovereignty and Children’s Day

“Küçük hanımlar, küçük beyler... Sizler hepiniz, geleceğin bir gülü, yıldızı, bahtının aydınlığısınız. Memleketi asıl aydınlığa gark edecek sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız…”

“Little ladies and gentlemen… You are all a single rose, star of the future and light for fortune. It is you who will fill this country with light. You should know how important and esteemed you are and you should work regarding this idea...”

Gazi Mustafa Kemal-Bursa-1922

SAÜ İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Öğrenci Topluluğu, 21 Mart Dünya Down Sendromu Farkındalık Günü dolasıyla Derince Özel Eğitim Uygulama Merkezi’ni ziyaret etti.

Merkez’de öğrenim gören down sendromlu ve zihinsel engelli öğrencilerle biraraya gelen topluluk üyeleri, öğrencilerin derslerine konuk oldu. Dans gösterisi, yüz boyama, el baskısı gibi eğlenceli aktivitelerle gün boyu devam eden etkinliğin sonunda dilek balonları uçuran öğrencilerin yüzündeki mutluluk görülmeye değerdi.

Okul Müdürü Özgür İken, günün anlam ve önemini belirttiği konuşmasında, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve İletişim

Fakültesi öğrencilerine duyarlılıklarından dolayı teşekkür etti.

Public Relations and Advertising Society of SAU Faculty of Communication visited Derince Special Education Centre on the occasion of 21 March World Down Syndrome Day. Society members came together with students with Down syndrome and students with mental disabilities. Then, they attended these students’ classes as guests. In the visit, students had fun with some activities like dance performance, face painting, hand printing and balloon flying. The happiness on their face was worth seeing. School Director Özgürİken expressed his appreciation for the visit and thanked to students ofFaculty of Communication for their sensitivity.

Sakarya Üniversitesi Robot Topluluğu, Gıda Mühendisliği Topluluğu ve Sosyal Hizmet Topluluğu, SAÜ Çevre Köylerine Yardım Kulübü’nün düzenlediği etkinlikle köy okullarını ziyaret etti.

Uzunçınar ve Eskibedil Köyü İlkokulu öğrencileriyle biraraya gelen topluluk üyeleri, düzenledikleri eğitim aktiviteleriyle miniklerle keyifli bir gün geçirdi. Gıda Mühendisliği Topluluğu’ndan sağlıklı beslenme ve hijyen, Robot Topluluğu’ndan robot ve mekanik üzerine eğitim alan minik öğrencilerin öğrenme isteği ve heyecanı görülmeye değerdi. Robot Topluluğu Başkanı Erdi Demir, “Öğrencilerin keyifli zaman geçirmelerini hedefleyerek yola çıktık. Okullara gitmeden önce de öğrencilerin eksiklerini belirlemeye yönelik bir saha çalışması yaptık” dedi. Sosyal Hizmetler Topluluğu, etkinliğin sonunda çocuklara kitap ve oyuncak hediye etti.

Sakarya University Robot Society, Food Engineering Society and Social Work Society visited village schools through the event organized by SAU Club of Aid for Villages. Society members came together with the students of Uzunçınar and Eskibedil village schools. Members and students had a great time with organized educational activities. Students received training of healthy nutrition and hygiene from Food Engineering Society and training of robot and mechanics from Robot Society. Students were highly motivated and enthusiastic for learning. Chair of Robot Society, ErdiDemir, said “We aim that students should have enjoyable time. In addition, before we visited the schools, we did a field study in order to determine deficiencies.”Social Work Society members gave books and toys as gifts to the students at the end of the event.

Bir kısa film setinden daha fazlasıMuch more than a short movie set Sayfa 5

50 kişi tek yürek: Tatankalar50 Men band Together: Tatankalar Sayfa 7

Kampüste bahar bir başka güzel...Feeling spring on campus...

Bahar Yaban

Yeliz Gökm

en

Page 2: Kampüs Haber Nisan 2015

NİSAN - APRIL 2015 SAYI - VOL 14 02

Prof. Dr. Muzaffer Elmas - Sakarya Üniversitesi RektörüProf. Dr. Muzaffer Elmas - Rector of Sakarya University

Yayın Türü: Yerel SüreliBasım Yılı: Nisan 2015

MuhabirlerYeliz GökmenGülcan ÖngüçFatma ParlakMustafa ŞahinMelih KaracaAleyna Pulat

Tayyib HoşbaşŞeyma Erdoğmuş

ÇevirmenUzm. Yeliz Ünal

Tasarım-UygulamaAnıl Bahşi

Haber MüdürüYrd. Doç. Dr. Meltem Gönden

Seydanur Toçoğlu, Basın ve Yayıncılık

Soner Pulat, İnşaat Mühendisliği

Burak Yüksel, Kimya

Turgay Örük, Halkla İlişkiler ve Reklamcılık

Seydanur Topçoğlu, Press and Publishing

Soner Pulat, Civil Engineering

Burak Yüksel, Chemistry

Turgay Örük, Public Relations and Advertising

Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kut-ladığımız 23 Nisan, kutsal topraklarımızı işgal edenleri yurdumuzdan atmak için ant içtiğimiz bir gündür. Yok edilmeye çalışılan bir ulusun tek bilek, tek yürek, tek vücut haline geldiği gündür. 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı, bugün kendini Türk hisseden herkesin göğsünü kıvançla dolduran en güzel hediyedir.April 23, celebrated as National Sovereignty and Children’s Day, is the day we swore an oath to save our country from occupying powers. It is the day when a nation which was tried to be destroyed became full unity. April 23 National Sovereignty Day is the best present for everyone who felt themselves as Turkish.

Toplumumuzun ihtiyacı olan bir bayram. 23 Nisan’ın siyasal gündem ve seçim ortamından kutuplaşan ve gerilen topluma bir nefeslik de olsa iyi geleceğini düşünüyorum. Bizler de bir zamanlar çocuktuk. 23 Nisan’ı, yaşattığı duygu-ları özlüyorum. 23 Nisan Ulusal Egemenlik bayramının özgürlüğümüzü temsil ettiğini düşünüyorum.

It is a festival which our society needs. I think April 23 will make our society feel good, in the stressful atmosphere of election and political agenda. We were children once. I miss April 23 and its feeling. I think that April 23 National Sovereignty Day represents our freedom.

Ulusal egemenlik, milletimizin bu toprak-lardaki özgürlüğüdür. Bu toprağın insanları özgürlüğüne düşkündür. Bu yüzden ulusal egemenlik kavramı, bu toprağın insanlarıyla bağdaşmış gibidir, onların kalbi gibidir.Ulusal egemenliğin olmaması da bir tür yok oluşu, ölümü ifade eder insanımıza.National sovereignty is our citizens’ freedom in this territory. People in this territory are freedom lovers. For this reason, the concept of national sovereignty complies with the people in this territory, and it is like the heart of these people. On the other hand, not having national sovereignty means a kind of extinction and death for our people.

Ulusal egemenlik Türk milletinin özgürlüğünü ifade etmektedir. Atatürk’ün bizlere bıraktığı en büyük servettir. Bizim de Türk milleti olarak buna sahip çıkmamız gerektiğini, yeni nesillere ulusal egemenliğin önemini aşılamamız gerek-tiğini düşünüyorum.

National sovereignty expresses the freedom of Turkish people. It is the biggest wealth left by Ataturk for us. In my opinion, as Turkish people, we need to protect this wealth and we need to explain the importance of national sovereignty to the new generations.

Songül Bektaş, Çevre Mühendisliği

Seda Çiftçi, Sosyoloji

Merve Helvacı, Coğrafya

Semanur Kibar, İktisat

Songül Bektaş, Environmental Engineering

Seda Çiftçi, Sociology

Merve Helvacı, Geography

Semanur Kibar, Economy

Atatürk’ün bahşettiği ulusal egemenlik halkımız için büyük bir nimettir. Bizim,“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözünün hakkını verip kendi değerlerimize sahip çıkmamız gerekir. Değerlerimize sahip çıktıkça ülkemiz ayakta kalabilir. Yeni nesillerin bunu başaracağı-na inanıyorum.

National sovereignty bestowed by Atatürk is a great boon for our society. We need to follow the idea of “Sovereignty unconditionally belongs to the Nation” and we need to protect the values of our country. As long as we protect our values, our country survives. I believe that new genera-tions will succeed this.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın coşkusunu çocukluğumuzda hepimiz yaşadık tabii ki ama önemini, amacını şimdilerde çok daha iyi anlıyoruz. İnanıyorum ki bizden sonraki nesiller de sahip olduğumuz bu değeri en iyi şekilde koruyacaktır.

We all experienced the excitement of April 23 National Sovereignty and Children’s Day in our childhood; however we understand its significance much more now. I believe that next generations will protect this value we have in the best way.

İnsanın özgür iradesinin olabilmesi için ulusal egemenlik şarttır. Egemenlik tek bir sınıf ya da tek bir kişinin elinde olamaz. Yapmamız gereken ulusal egemenliğe sahip çıkmak, onu yok etmek ya da kötüye kullanmak isteyenlere karşı inatla mücadele etmektir.

National sovereignty is essential for people to be able to have free will. Sovereigntycannot be in some group’s or someone’s power. What we need to do is to protect national sovereignty and to struggle with those who want to destroy it or exploit it.

23 Nisan Atatürk’ün çocuklara ve bizlere armağan ettiği bir bayramdır. Ulusal egemenlik milletimiz için çok güzel ve özel bir hediyedir. Bizlerin özgürlüğünü ve eşitliğini en güzel ifade eden kavramdır.

The 23rd April is a festival which was dedi-cated to children and us by Atatürk. National sovereignty is a great and special present for our nation. It is the most meaningful concept express-ing our freedom and equality.

SAÜ Öğrencilerine 23 Nisan’ı ve Ulusal Egemenlik kavramını sorduk…We asked students about April 23 National Sovereignty and Children’s Day…

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı geldi çattı. Çocukluğumuzun en güzel günüydü 23 Nisan. Belki anlamını ve önemini tam kavrayamadan heyecanına kapıldığımız en coşkulu bayramdı. Neşesi cocukluğumuzda kalırken, değeri büyüdü bizle birlikte… ve aslında biz 23 Nisan coşkusunu hiç kaybetmedik. Kampüs Haber ekibi olarak, dünün 23 Nisan çocukları SAÜ öğrencilerine, 23 Nisan ve ulusal egemenlik kavramıyla ilgili düşüncelerini sorduk.

April 23 National Sovereignty and Children’s Day has arrived. The 23rd of April was the best day of our childhood. It was the festival of which we felt the excitement without comprehending its importance exactly. Its cheeriness was left behind but its value has grown as we have grown up… and indeed we have never lost the enthusiasm of April 23. As Kampus Haber team, we asked SAU students, children of April 23 in the past, their opinion about April 23 and the concept of national sovereignty.

Aleyna Pulat-Gülcan Öngüç

Değişim Özümüzü ŞekillendiriyorThe Change Shapes the Core

Sakarya Üniversitesi’nde son yıllarda eğitimde, araştırmalarda, projelerde ve proje yönetiminde sistematik birçok yenilik yaptık.Üniversitemizde akreditasyona başvuran ve akreditasyon alan program sayısı toplamda 27’yi buldu. Bu konuda Mühendislik ile Bilgisayar ve Bilişim Bilimleri fakülteleri geçtiğimiz ay akreditasyon sürecini tamamladı. Eğitim alanında yaptığımız çalışmalar sonucunda öğrencilerimizin temel teorik bilgiler yanında uygulamalı bilgiler de edinmesini sağlıyoruz. Bu konuda eğitim planlarını yeniden düzenledik ve ders sayılarını azalttık. Çok çeşitli seçmeli dersler koyduk. Öğrencilerimizi son sınıfta projeye, girişimciliğe ve grup çalışmasına yönlendirdik. Tüm bu çalışmaları SABİS gibi sistemlerle destekledik.TÜBİTAK projeleri konusunda da son yıllarda ciddi ilerlemeler kaydettik. Üniversitemizde 2011’de 235 olan indeksli yayın sayısı 2014’te 585’e çıktı. BAP projeleri tematik projelere yönlendirildi. Mart 2015 itibariyle dış kaynaklı proje sayısı ise 97 oldu. TÜBİTAK’a proje veren, indeksli dergilerde yayın yapan, yurtdışında kongrelerde ve sempozyumlarda yer alan araştırmacılarımıza mali destek veriyoruz.Kurumumuzun bireysel ve ortak çalışmalarının sonucu olan bu çalışmalar özümüzü oluşturmamıza da destek olacaktır.

We have made systematic changes in Sakarya University in terms of education, research, projects and project management recently. The number of programs which received accreditation and applied for accreditation is 27 in total. Faculty of Engineering and Faculty of Computer and Information Sciences completed the accreditation process last month. Through studies conducted in the area of education, we provide both core theoretical information and practical information for our students. In this respect, we reorganized educational plans and decreased the number of courses. We added a wide range of elective courses. We directed our students studying in final year to projects, entrepreneurship and group working. We supported these studies with systems such as SABIS. We have made remarkable progress in the area of TUBITAK projects in recent years. In our university, 585 indexed papers were published in 2014 while 235 indexed papers were published in 2011. BAP (Scientific Research) projects were directed into thematic projects. By year of 2015, the number of outsourced projects has been 97. We provide financial support for academicians who prepare projects for TUBITAK, write papers for indexed journals, and take part in congress and symposiums abroad.As being the results of individual work and cooperation of the institution, these studies will help to constitute our core values.

Page 3: Kampüs Haber Nisan 2015

NİSAN - APRIL 2015 SAYI - VOL 14 03

Prof. Dr. Aytekin İşman - İletişim Fakültesi DekanıProf. Dr. Aytekin İşman - Dean of Communication Faculty

Şeym

a Erdoğm

uşHer Geçen Gün Daha İyiyeMaking progress day by day

İletişim teknolojisinin gün günden gelişmesi eğitim alanını da kaçınılmaz olarak değişime zorluyor. Artık eğitim ve öğretimde mekan ve zaman sınırından neredeyse bahsedemiyoruz. Yeni iletişim teknolojilerinin beraberinde getirdiği sanal eğitim uygulamaları, üniversitelerarası işbirliğini daha da önemli hale getiriyor.

SAÜ, çağdaş eğitim anlayışı ve bir dünya üniversitesi olma hedefi doğrultusunda,üniversiteler arasında ders transferlerinin sağlanması, öğrencilerin diğer üniversitelerden ders alabilmeleri ve farklı akademik ortamlara girebilmeleri amacıyla gerçekleştirdiği çalışmalara her geçen yenilerini ekliyor. Biz de İletişim Fakültesi olarak, üniversitemizin eğitimde uluslararasılaşma sürecine, yükseköğretimde kalite odaklı uygulamalarına olabildiğince katkı sunmaya çalışıyoruz.

Kampüs Haber gazetesi internet sitesinde de duyurduğumuz gibi, geçtiğimiz günlerde Rektörümüz Prof. Dr. Muzaffer Elmas’la birlikte, yükseköğretimde kalite ve akreditasyon konusunda görüşmelerde bulunmak üzere ABD’ye, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü ve Harvard Üniversitesi’ne gittik. MOOCs (Kitlesel Açık Çevrimiçi Ders) projesi ortak ders planlama çalışmaları için Harvard Bilgi Teknolojileri birimi HarvardX’i ziyaret ederek, Sakarya Üniversitesi ve HarvardX arasında ortak ders uygulamasına başlanması yönünde adım attık. Üniversitemizin uluslararası alandaki akademik işbirliği ağını genişletme amaçlı gezimizin son etabında, Chicago’da düzenlenen Yükseköğretimde Kalite Konferansı’na katıldık.

Öğrencilerimizeçağdaş dünyanın gerektirdiği verimli eğitim ortamlarını sunabilme yönünde çalışma ve arayışlarımız elbet ki devam edecek. Hep daha iyiyi hak eden siz sevgili öğrencilerimizin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını en iç dileklerimle kutluyorum.

Advances in communication technology necessitate the change in the area of education as well. Now, we do not need to mention the limitation of place and time in education. Virtual education applications brought along current communication technologies have made collaboration among universities more important. In line with the purpose of being a world class university, SAU carries out studies for course transfers between universities, taking course from other universities and providing different academic environments. And, the university is starting to conduct new projects each passing day. As Faculty of Communication, we try to make contributions for internationalization process of the university in education and quality focused applications in higher education. As we announced in Kampus Haber website, we visited Massachusetts Institute of Technology and Harvard University to carry out negotiations for quality and accreditation in higher education together with the President Prof.Dr.MuzafferElmas. We visited HarvardX, Harvard Information Technologies Unit, for MOOCs (Massively Open Online Courses) projects including common courses planning. In this way, we took a firm action in terms of starting common course application between Sakarya University and HarvardX. At the end of our visit which aimed to expand academic collaborations of our university internationally we attended Conference on Quality in Higher Education organized in Chicago. We will continue our studies and projects in order to provide effective and world class learning environments for our students. I celebrate your April 23rd National Sovereignty and Children’s Day and extend my good wishes to you all.

Kampüs Haber’den yerel medya turuLocal media visit of Kampus Haber

İletişim Fakültesi ve yerel medya işbirliği çerçevesinde eğitim amaçlı gerçekleştirilen ziyaretlerin ilk durağı AA Sakarya Bölge Müdürlüğü oldu. Bölge Müdürü Cemal Coşkun’ dan gazeteciliğin zorlukları, ajans haber-ciliği ve AA’nın çalışma koşulları hakkında bilgi alan öğrenciler, AA muhabirleriyle tanışma ve habercilik deneyimlerini dinleme fırsatı da buldu.Kampüs Haber’in SGC’ye yaptığı ziyarette ise, SGC Başkanı Sezai

Matur, Cemiyet Başkan Yardımcısı Necdet Başoğlu ve Cemiyet Yönetim Kurulu üyesi Günay Yazıcıoğlu, genç iletişimcilerle gazetecilik mesleğine ilişkin bilgi ve deneyimlerini pay-laştı. Sakarya basın tarihi, internet gazeteciliğine geçiş süreci, haber yazma ve toplama konularında bilgi alan öğrencilere ayrıca Yeni Haber Gazetesi Haber Müdürü Şener Sak tarafından gazete sayfa tasarımı üzer-ine kısa bir eğitim verildi.

The first address of the visit or-ganized for educational purpose as part of collaboration between Faculty of Communication and local media was AA Sakarya Regional Directorate. Students were informed about difficulties of being journalist, agency jour-nalism and working conditions of AA by Cemal Coşkun. They had opportunity to meet with AA reporters and listen to experienc-es of journalism. In the visit to SJA, Director of SJA SezaiMatur, Deputy Director of Association Necdet Başoğlu

and Association Executive Board member Günay Yazıcıoğlu shared their professional experiences with young communication professionals. Students obtained information about Sakarya journalistic history, transition process for internet journalism, writing and collecting news. Besides, students were provided training for newspaper page design by Şener Sak,News Director of Yeni Haber Newspaper.

Sakarya Üniversitesi İletişim Fakültesi Uygulama Gazetesi Kampüs Haber ekibi, Anadolu Ajansı (AA) Sakarya Bölge Müdürlüğü ve Sakarya Gazeteciler Cemiyeti’ni (SGC) ziyaret etti. Team of Kampus Haber, Sakarya University Faculty of Communication Application Newspaper, visited Anadolu Agency (AA) Sakarya Regional Directorate and Sakarya Journalists Association (SJA)

AIESEC Kocaeli SAÜ’deydiAIESEC Kocaeli in SAU

AIESEC (International Association of Students in Economic and Commercial Sciences) Kocaeli, organized a seminar in SAU with the aim of introducing Global Citizen program which enables university students to participate in social responsibility projects in different regions of the world.

The seminar was held at Faculty of Engineering

M3 Conference Hall. In the seminar, AIESEC Kocaeli Global Citizen Coordinator Halil Emrah Atağ gave information about the program, ap-plication requirements, advantages for students and the projects conducted. Atağ stated that Global Citizen program provides an opportunity for students to participate in social responsibility projects in different countries. He added that program offers a great chance to have interna-

tional experience and learn different cultures. Talking about his personal experiences in his speech, Atağ said “Going abroad is not as difficult as you think. The important thing is to know language and take part in a project which is appropriate for you.” At the end of the sem-inar, Atağ answered the questions of students about AIESEC and Global Citizen.

Sakarya Üniversitesi’nde, öğrencileri sosyal, kültürel ve sanatsal etkinliklere yönlendirmek ve öğrenciler arasında birlik ve beraberliği artırmak amacıyla düzenlenen Bahar Şenliği, 6-7 Mayıs tarihleri arasında yapılacak. Bu yıl 20’incisi düzenlenen ve hazırlıkları devam eden şenlikte, öğrencileri kısa ama yoğun ve eğlenceli bir program bekliyor. Şenlik kapsamında düzen-lenen konserlerde bu yıl, ünlü alternatif rock grubu Zakkum ve duygusal şarkılarıyla gençlerin beğenisini kazanan Mustafa Ceceli sahne alacak.

Spring Festival, organized with the aim of providing social, cul-tural and artistic activities for students and enhancing unity and solidarity among students, will be held on May 6-7 in Sakarya University. The 20th annual festival will include short but enjoy-able program. In the concert performances, organized as part of the festival, popular alternative rock group Zakkum and torch singer Mustafa Ceceli will take the stage.

Gülcan Ö

ngüç-Fatma P

arlak

AIESEC (Uluslararası Ticari Bilimler Ekonomi Öğrenci Birliği) Kocaeli, SAÜ’de üniversite öğrencil-erinin dünyanın farklı bölgelerinde-ki sosyal sorumluluk projelerine katılmalarını sağlayan Global Cit-izen (Küresel Yurttaş) programını tanıtmak üzere bir seminer verdi.

Mühendislik Fakültesi M3 Kon-ferans Salonu’nda düzenlenen seminerde konuşan AIESEC Kocaeli Global Citizen Koordinatörü Halil Emrah Atağ, programın içeriği, katılım koşulları, öğrenciye sunduğu avantajlar ve yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgi verdi. Global Citizen programının öğrencilere çeşitli

ülkelerde gerçekleştirilen sosyal sorumluluk projelerine gönüllülük esasına dayalı olarak katılıp çalışabilme imkanı sunduğunu be-lirten Atağ, programın uluslararası tecrübe yaşamak ve farklı kültürleri tanımak açısından da büyük bir fırsat olduğunu dile getirdi.

Konuşmasında kendi deneyim-lerinden söz eden Atağ, “Yurtdışına gitmek hiç de sandığınız kadar zor değil. Önemli olan yeterli bir yabancı dil seviyesi ve kendinize uygun projede yer alabilmek” dedi. Atağ, seminerin sonunda AIESEC ve Global Citizen hakkında öğren-cilerden gelen soruları yanıtladı.

Kampüs şenliğe hazırlanıyorPreparations for Spring Festival

Ale

yna

Pul

at-M

usta

fa Ş

ahin

Page 4: Kampüs Haber Nisan 2015

NİSAN - APRIL 2015 SAYI - VOL 14 04Not toplama mevsimi…Lecture notes collection season…

Bir vize dönemini daha acısıyla tatlısıyla geride bıraktık. Kimilerimiz uykusuzluğa mahkum oldu kimilerimiz kayıtsız kaldı sınavlara. Gecikmekle birlikte etkisini hissettiren bahar mevsimi alıkoydu bazılarımızı çalışmaktan, bazılarımızsa durmak bilmez yağmurun kasvetine sığındık. Kısacası bir bahanemiz illaki vardı.Gelelim öğrencilerin vize haftası ve ders çalışma(ma) serüvenlerine.

Hiç de yabancısı olmadığınız, lafı dolandırmayalım, bizzat içlerinden biri olduğunuz öğrenci kesimini ders çalışma tarzı ve sınavlara yaklaşımı açısından çeşitli gruplara ayırabiliriz. Hatta dünyanın neresine giderseniz gidin -Türkiye’nin özgünlük ve yaratıcılıkta bu konuda da

sınır tanımadığını söylemeye herhalde gerek yok- şu üç öğrenci tipine rastlamanız mümkün:

What about midterm week and (not) studying adventures of students? We can divide students, you are one of them as well, into different groups in terms of studying styles and their approaches to the exams. Moreover, you will probably run into three types of students wherever you go – no need to remind that people in Turkey know no limits for authenticity and creativity on this matter. We have left one more midterm period with its ups and downs. Some of us were unable to sleep and others were indifferent to the exams. Spring which is late but influential has kept some of us from studying exam. And, some others have hidden behind the gloom of non-stop rain. In short, we all have had an excuse.

Geniş bir öğrenci yelpazesine sahip bu sınıfı tarif etmek çok zor. Dönem boyunca derslere tam katılım göstermeyen ama azda olsa not tutmayı ihmal etmeyen bu öğrenci tipinin sınav haftası da bir hayli karmaşık geçti tabii. Adının hakkını vererek sınıfta ara sıralarda oturan,sınavın ilk on dakikasını kağıda bakarak, son on dakikasını da çevreden yardım almaya çalışarak geçiren bu öğrenci tipinin vizeler için son sözü de yine tahmin ettiğiniz gibi, “hayırlısı neyse o olsun”du.

It is so difficult to describe this class which has broad spectrum of students. This type of students does not attend all courses throughout the semester but they try to take notes in class. Their midterm week was complicated, too. As their classification name represents, they sit in the middle of the class. They look at their exam paper in the first ten minutes and try to get help from their classmates in the last ten minutes. As you guess, the last sentence of these students was “let us hope for the best.”

Kifayetsiz kalıyor kelimeler dizesinin vücut bulmuş hali olan bu öğrenci tipi için ne yapsak ne söylesek boş. Hayatı sürekli kaldığı derslerin dönemlerini saymakla geçen, her gece mezuniyet hayali kuran öğrencilerimizin sınavları bu dönemde kötü geçti. Sınav geceleri kendini oyun salonlarına atan ya da gereksiz ev temizliğine başlayan bu öğrenciler “sabah erken kalkıp çalışırım” modundan yine çıkamadı. Sınava girdikten yaklaşık on beş dakika sonra kalbi kadar temiz olan kâğıdını

hocasına teslim etti ve yine tek avuntusu “zaten bir sene uzayacaktı okul” oldu.Biz bu anlatılanların gerçek kişi ve kuruluşlarla ilgisi bulunmadığını, tamamen hayal ürünü olduğunu söylesek de tahminen siz hangi öğrenci tipi olduğunuzu düşünmeden edemeyeceksiniz. O halde bütün öğrenci tiplerimize final sınavlarında şimdiden başarılar.

Inadequateness refers to this type of students. Whatever we do and whatever we say is in vain for these students. Generally, they spend their time counting the semesters of repeat classes and dreaming for graduation. Their exams were bad in this semester, too. These students who go to play video games or start doing unnecessary cleaning in exam nights could not escape from the mood of “I’m gonna wake up early and study.”In this midterm period, this type

of student gave back his blank answer sheet to the instructor fifteen minutes after the examination had started. His only consolation was “I will be already on my victory lap.”

Even if we tell you all these stories are the figments of the imagination, you will most probably think about which type of student you are. Then, we wish all types of students for success in final exams.

Üniversitenin ilk gününde idari kadrodan önce fakültede hazır bulunan ve tüm sene oturduğu sırayı çürüten, çok yazan ve az konuşan bu öğrenci tipi sınavlara her daim hocadan daha hazırdır. Vizelere çalışmaya iki hafta önceden başlayan ve bölümün bütün notlarını elinde bulunduran bu öğrenciler, notları paylaşmaya gelince cimrilikte dünya rekoru kırmaya adaydır (söz meclisten dışarı). Sınav esnasında kafasını sıraya çivilenmiş gibi sınav kâğıdından kaldırmayan ve çekinmeden ikinci kâğıdı isteyen bu mükemmel öğrenci tipi, son sınavlarda da üstün başarı göstermeyi ihmal etmedi doğal olarak.

This type of students arrives to the faculty earlier than administrative staff on the first day of the school. They cause to rot the seat they sit all year. They write more but speak less. They are always ready for the exams more than instructors are. These students start to study for midterm exams two weeks before and they have all lecture notes. However, they become the most ungenerous people of the world when it comes to share lecture notes (present company excepted). During exam, they do not lift their hand from exam paper as their hand is glued to their desk and also ask for the second answer sheet. Naturally, these excellent students have achieved success in the recent exams.

Vizelere doğuştan hazır olanlar:Born ready for midterms:

Fatma P

arlak-Melih K

araca

Umutsuz vakalar: Hopeless cases:

Hem arafta hem sınıfta kalanlar:

Both in limbo and in repeat:

Page 5: Kampüs Haber Nisan 2015

NİSAN - APRIL 2015 SAYI - VOL 14 05Bir kısa film setinden daha fazlası...Much more than a short movie set...

Antika eşyaların büyüsünden ne zaman etkilenmedik ki… Bir İstanbul sefasında bitpazarında gezerken ya da gittiğimiz bir antikacının mistik havasını içimize çekerken gözümüze çarpan misal 70’li yıllardan kalma bir plak hikayeden hikayeye atlatmadı mı ruhunuzu? O yılları yaşatmadı mı size hiç yaşamamış olsak bile..

Anılarımızı biriktirmeyi hepimiz severiz. Yıllar öncesinden kal-ma yaprakları sararmış bir kitap, annemizin çeyiz sandığından çıkan eski sedef çerçeveli fotoğraflar... Kendi anılarımızı saklar biriktiririz de ya başkalarının anılarını? Ya da zamanı biriktirmeyi düşündünüz mü hiç? Küçücük bir dükkana, kimsenin değiştirmeye gücünün yetmeyeceği geçmişi sığdıran antikacılar gibi.

Henüz çeyrek asırlık yaşamında, zaman süzgecinden payına düşeni ararken kendini 70’li yıllarda bulan bir sanat öğrencisinin biriktirme serüveni de işte böyle başlıyor.Kendi olabilmek adına, kendi zamanını arayan, onu yaratmak ve sinemayla ölümsüzleştirmek için çabalayan SAÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı bölümü son sınıf öğrencisi İsmail Görmez’in ‘masumi-yet müzesi’ni anımsatan evini görünce şaşırıyoruz haliyle. Dört yıldır 70’li yıllara ait eşyaları büyük bir özenle toplamaya çalışan ve bunları evinin tamamında kullanan Görmez, yaşatmak istediği o yıllarla olan samimi bağını da göz önüne seriyor. Kendini yaşadığımız çağa ait his-setmediğini hem mekanı hem de vakur duruşuyla ele veren Görmez, postmodern dönemin eşyalarını da in-sanları gibi soğuk bulduğunu söylerek doğruluyor gözlemimizi. Görmez, antika eşyaları biriktirmeye başlamasında Şanlıurfa’dan Sa-karya’ya gelmiş olmasının ve burada-ki yaşam koşullarına alışamamasının da etkisi olduğunu şu sözleriyle anlatıyor:

“Burada farklı bir zaman yaşanıyor-du. Batı’da antika sayılacak eşyaları orada insanlar günlük olarak kul-lanıyor. Ben de geldiğimde bunu fark ettim ve daha sonra biraz da buraya alışmak için kendi evimde kendi dünyamı kurdum.” Zamanın şeklini almayan, aksine ona şekil veren bir yaşantının kahramanı olarak sinema tutkusunu ve sanatçı kişiliğini de anlatıyor İsmail,

“Liseyi Şanlıurfa’da güzel sanatlar lisesinde okudum. Sanata merakımsa çocukluğum-dan kalma. Sürekli masallar yazardım kafamın içinde, oynar canlandırırdım. Masallar sadece inanan iyilerin ve çocukların girebileceği yalansız bir dünyadır bence. Oturup bir şiir yazamam

belki ama masallar yazdım. Bir de bir an önce çekmeyi istediğim bir kısa film senaryom var, bu evi, yaşadığım zamanı başkalarına yansıtacak.” Görmez, kısa film projesine dair an-lattıklarıyla, kendi zamanını birik-tirdiği evinin çok yakında 70’lerin ruhunu yansıtacak bir film setine dönüşeceğini de müjdeliyor bizlere. Anlıyoruz ki geçen zamanı yaşatmaya, zamanın farklı boyutlarında var olma-ya çalışan insanlar için farklı kapılar her zaman var. Tıpkı kumbara misali evinde geçmiş zamanı yaşatmaya, onu sinemayla ölümsüzleştirmeye çalışan çiçeği burnunda sinemacı İsmail Görmez gibi.

We are all influenced by the magic of antiques… Don’t you feel that a gramophone record whispers different stories to you while you are walking around in flea market or in the mystical atmo-sphere of an antique shop? Even if we did not live in those old years, they whisper those years and make us feel..

We like to collect our memories. An ancient book or old pictures in mother of pearl frames founded in the wedding chest of our mother.. We collect our own memories but what about the memories of others? Or have you ever thought about collect-ing the time? It is like an antique shop hosting the past which nobody can change in a small shop. At that point, the story of an art student starts. He found himself in 70s while searching for the right period in time. We are surprised when we see the flat of İsmail Görmez, a final year student at Visual Commu-

nication and Design Department of SAU Faculty of Fine Arts. He tries to find his time and strug-gles for creating the time and making it eternize through cinema. And, the flat reminds us ‘The Museum of Innocence.’ Görmez has been collect-ing the things remained from 70s for four years and using them in his flat. This demonstrates his sincere relation with those old years he wanted to keep alive. Through his flat and his dignified attitude, Gör-mez reveals that he does not belong to this age. According to him, the properties of postmodern age are cold like the people of that age. Görmez states that he started to collect antiques since he came to Sakarya from Şanlıurfa and he could not get used to life conditions in this city. He said “In this city, people live in different time. The prop-erties which are seen as antiques in the West are used for daily life in the East. When I came here, I noticed this fact and then I created my own world in order to get used to this city.”

İsmail is the hero of his life by shaping the time instead of being influenced from it. He explains his passion for cinema and his artist personality in these words: “I studied at fine arts high school in Şanlıurfa. Since my childhood, I have been greatly interested in art. I used to write fairy tales and animated it in my mind. In my opinion, fairy tales offer a world without lies for good people and children. I cannot write a poem but I wrote fairy tales. Besides, I have scenario of a short movie and I want to shoot it. It will present this flat and the time I live in to other people.” Through his short movie project, Görmez an-nounces good news that his flat will become a movie set which will have the spirit of 70s. We understand that there are different gates for those who want to live in different ages. Ismail Görmez, very young film maker who tries to keep the past alive in his flat, is one of those people.

Yeliz Gökm

en-Fatma P

arlak

Page 6: Kampüs Haber Nisan 2015

NİSAN - APRIL 2015 SAYI - VOL 14

Öğrenci Konseyi nedir?Öğrenci Konseyi, öğrencilerin oy kullanması neticesinde oluşmuş öğrenci resmi temsil organıdır. Sakarya Üniversitesi Öğrenci Konseyi olarak SAÜ de öğrenim gören 80 bin öğrenciyi temsil ediyoruz. Öğrencilerin hür iradeleriyle seçtikleri ve onları temsil etmekle yükümlü bir birim olarak öğrencilerle okul yönetimi arasında köprü oluşturuyoruz.

Sakarya Üniversitesi öğrencileri, Öğrenci Konseyi’ni ne kadar tanıyor?Açıkçası öğrenciler konseyi pek bilmiyor. Daha doğrusu öğrenci konseyinden haberdar olsalar da görevine, amacına ilişkin bilgi sahibi değiller. Öğrencilerin öğrenci konsey-iyle iletişimi sadece seçim esnasında oluyor. Öğrenciler bölüm temsilcilerini seçtikleri için, onu tanıyor ve daha sonraki süreçten pek haberdar olmuyor. Bölüm temsilcileri fakülte temsilcilerini, fakülte temsilcileri de üniver-site temsilcilerini seçiyor. Dolayısıyla öğrenci konseyi de fakülte ve yüksekokul öğrenci tem-silcilerinden oluşuyor.

Öğrencilerle iletişiminiz nasıl?Konseyin öğrencilerden oluşması sorunların, sıkıntıların daha kolay, samimi ve anlaşılır bir şekilde dile getirilmesini sağlıyor. Sonuç-ta konseyin başındakiler, üyeler hepimiz öğrenciyiz ve bu iletişimi güçlendiriyor. Öğrenci konseyinin var olma sebebi de buna dayanıyor zaten, öğrencilerin içinden, onlarla bir arada bir temsil organı oluşturabilmek.

Öğrenci Konseyi’nin faaliyetlerinden bah-seder misiniz?Öğrenci konseyi bütün öğrencilere hitap etmekte. 80 bin öğrencinin temsilcisi olarak

görevimizi layıkıyla yerine getirebilmek için sıkıntı ve sorunlara çözüm bulmaya, farkın-dalık oluşturmaya çalışıyoruz. Bununla ilgili çalışma grupları oluşturuyoruz. Öğrenci toplulukları bildiğiniz gibi belli kesimlere hitap ediyor. Biz onlarla da işbirliğine gidiy-oruz. Örneğin kitap okuma etkinliği yaparken Geyve de bir yatılı okulun kitap ihtiyacını karşılamak istedik. Bu konuyla alakalı olarak öğrenci topluluklarıyla iletişime geçtik. Sosyal farkındalık projesi olduğu için bizim bu çalışmamıza onlar da destek verdiler. 30’a yakın toplulukla birlikte güzel ve önemli bir etkinlik yapmış olduk. Bu etkinlikleri devam ettirip daha geniş bir kesime ulaşmayı umuy-oruz. Bu birliktelik öğrenci konseyi ve öğrenci toplulukları için de önemli. Öğrencilerle bir arada olmayı ve iletişim kurmayı önemsiy-oruz. Ne kadar iletişim halinde ve ilgili olur-sak o kadar memnuniyet söz konusu olur.

Öğrenci Konseyi başkanı olarak sorumlu-luklarınız var. Kendinize, kendi sorumlu-luklarınıza zaman ayırabiliyor musunuz?Göreve geldiğimizden bu yana bütün meşguli-yetimiz öğrenci konseyi oldu. Derslerimiz haricindeki zamanlarımızı öğrenci konseyi faaliyetlerine harcıyoruz. Bazen derslerimi aksattığım da oluyor tabii. Biraz meşguliyeti fazla bir görev olduğu için evime geç gittiğim zamanlar, aileme ve arkadaşlarıma vakit ayıramadığım zamanlar oluyor. Ama görevim süresince bu böyle devam edecek, çünkü vazi-femizin gereği bu. Programımız, etkinlikler-

imiz belli bir hazırlık süreci de ger-ektiriy-or ve bu etkin-likten

daha faz-la zamanımızı alıyor. Örneğin bir etkinlik, afiş hazırlığı ve baskısı, sosyal medyada duyuru, stand açılması, öğrenci topluluklarıyla sürekli iletişim halinde olunması gibi süreçlerden geçiyor. Kısacası küçük bir program için bile birkaç haftalık hazırlık aşamasına, görüşmel-ere zaman ayırmak gerekiyor ve bu da özveri gerektiriyor.

Senatonun sizin ulaştırdığınız öğrenci sorun-larına bakışı nasıl?Senatoda öğrenci konseyi başkanı olarak 80 bin öğrencinin temsil edilmesini sağlıyoruz. Senato da Rektör, Rektör yardımcıları ve çeşitli öğretim üyeleri bulunuy-or. Orada bulu-nanlar genelde çok samimi yaklaşım içerisinde ki olması gereken de budur ve öğrencilerin temsili önemsenmelidir.

Öğrencilerin sorun ve isteklerine nasıl çözüm getiriyorsunuz?Öğrenci arkadaşımızın bölümle ya da

fakülteyle bir sıkıntısı varsa öncelikle fakülte temsilcisiyle görüşürüm ve ona yönlendi-ririm. Fakat üniversite genelinde bir sorun varsa birimlerle veya rektörlükle alakalı, biz-zat görüşürüm. Sorunla ilgili konsey yönetici-si arkadaşlarımızla yönetim kurulu toplantısı yapıp konu üzerinde tartışırız. Örneğin en son çay fiyatları konusunu görüşmüştük. Öğrenciler için önemli bir konu olduğundan üzerinde durduk. Sonuç-ta biz gücümüzü öğrencilerden alıyoruz ve öğrencilerin isteklerinin yerine gelmesi için çalışıyoruz. Öğrenci bir şey istiyorsa, o olmalıdır.

Öğrenciler size nasıl ulaşabilir?Eski kütüphane binası 1. kattaki Konsey

odasına gelebilirler. Kampüs içinde (202) no.lu dahili hattan ulaşabilirler. Öğrenci Konseyi e-posta adresi ve sosyal medya hesapları:[email protected], facebook.com/SauKonsey, twitter.com/SauKonsey

06“Öğrencilerle okul yönetimi arasında köprü oluşturuyoruz”

SAÜ Öğrenci Konseyi Başkanı ve Mühendislik Fakültesi öğrencisi Yavuz Selim Salman’la, Konsey’in amacı, sorumlulukları, faaliyetleri ve öğrencilerle iletişimi üzerine konuştuk.

We interview with chair of SAU Student Council YavuzSelim Salman, student of faculty of engineering about the aim, responsibilities, activities of the Council and its interaction with students.

Tayyib Hoşbaş-Ş

eyma E

rdoğmuş

What is Student Council? Student Council is a formal unit representing students which is determined through students’ voting. As Sakarya University Student Council, we represent 80,000 students studying in SAU. We serve as a bridge between administration of the university and the students as a unit which is formed by students’ votes and responsible for repre-senting students.

How much do Sakarya University students know about Student Council?To tell the truth, students do not know the Council very well. In other words, they do not know about the functions and aims of the Council although they are aware that it exists. Students’ interaction with the Council happens in election time. Since students elect the representatives of their depart-ment, they know him and they are not informed about the following processes. Department repre-sentatives elect faculty representatives and faculty representatives elect university representatives. Consequently, Student Council is composed of faculty and school representatives. How is your interaction with students?Since the Council is composed of students, they can easily and sincerely express their problems.

Eventually, the managerial staff and the members, we are all students and it strengthens the commu-nication. The reason of foundation of the Council is based on the idea of creating a representative unit for students including them.

Could you talk about the activities of Student Council?Student Council addresses to all students. As the representative of 80,000 students, we try to find solutions for the problems and create awareness in order to do our best. In relation to that, we organize working groups. Student societies, as you know, address to specific areas. We collaborate with them, too. For example, while organizing the reading event, we wanted to meet the needs of books for a boarding school in Geyve. We made contact with student societies related to this issue. They support-ed us since it was a social responsibility project. We organized an outstanding event with almost 30 student societies. We are planning to continue these activities and reach more people. This collaboration is significant for both Student Council and student societies. We care about moving together with students and having good relations with them. The more we stay in touch with them, the more we are pleased.

As the chair of Student Council you have some responsibilities. Could you make time for your-self and your own responsibilities?My all concern has been Student Council since I came into the position. We spend our time spare time with activities of the Student Council. Some-times, I skip the classes of course. Since the position requires occupation, I go home late or I cannot spend time with my family and friends occasion-ally. However, it will keep on like this since it is the requirement of my position. Our program and events involve a period of preparation and it takes much more time than the event. For example, an event includes some processes such as preparing and printing poster, announcement in social media, opening a stand and being in contact with student societies. In short, we need to spend a couple of weeks for preparation and interviews for even a short program. And, it requires devotion.

What is the attitude of Senate for student prob-lems you conveyed?We represent 80,000 students in Senate meeting. In Senate, there are President, Vice Presidents and several faculty members. The attitude of these people is so sincere which is supposed in that way

and the representation of students is required to be considered. How do you find solutions for students’ problems and requests?If our friend has a problem for the department and the faculty, I talk to the representative of that faculty and direct the student to the representative. When there is a general problem related to the uni-versity, units or presidency, I talk to related units personally. We have executive board meeting with council directors and we discussfor the problem. For example, we have discussed about tea costs recently. It was an essential issue for students so we highlighted it. In the end, we get our strength from the students and we try to give answer for students’ requests. If a student wants something to happen, that should be fulfilled.

How can students make contact with you?They can visit the Council Hall which is placed on the first floor of old library building. They can call the extension number, 202, in the campus. E-mail address and social media accounts of the Student Council are these: [email protected], facebook.com/Sau-Konsey , twitter.com/SauKonsey

Yavuz Selim Salman, 1994 Sakarya doğumlu .İlk, orta ve lise öğrenimini Sakarya’da tamamladı. SAÜ Makine Mühendisliği 3.sınıf öğrencisi olan Salman, 21 Kasım 2014 tarihinden bu yana SAÜ Öğrenci Kon-seyi başkanlığını yürütüyor.

Yavuz Selim Salman was born in Sakarya in 1994. He completed his elementary, secondary and high school education in Sakarya. Salman is now a third year student at SAU Depart-ment of Mechanical Engineering. He has been the Chair of SAU Student Council since November 21, 2014.

“We serve as a bridge between administration of the university and the students”

Page 7: Kampüs Haber Nisan 2015

NİSAN - APRIL 2015 SAYI - VOL 14 0750 Kişi Tek Yürek: Tatankalar50 Men Band Together: Tatankalar

“Öğrencilerle okul yönetimi arasında köprü oluşturuyoruz”

50 Kişi Tek Yürek: Tatankalar50 Men Band Together: Tatankalar

Yeliz Gökm

en

You can see them playing ball on the grass in the spring semester of the Uni-versity. Maybe, you see them carrying sports bag and helmet in the campus and think, at first sight, that ‘Who are these glitzy boys?’ As you guess, we are talking about Tatankalar, American Football team of SAU. They are a full unity of 50 men who struggle for the same target and gain their power and success from the team spirit. They show us how enjoyable a play which is seen so complicated and hard at first can be when it is played by rules and by banding together. We want to learn more about ‘The Spirit of Tatanka’ and Tatankalar, SAU American Football team.

Academic Chair of Tatankalar, founded as a society in SAU, is Assist. Prof.Dr.CenkYavuz. He is also offence coordinator of the team. He started to his speech explaining the meaning of Tatanka and said “Tatanka means mad bull for Indians. Besides, the figure of Tatan-ka is known as the symbol of nature, peace, equality, solidarity and fraternity. We are in a team play and we have no other choice than being in unity. For this reason, we believe that Tatanka represents us in the best way. Since

we are the team of Sakarya, we commune with Sakarya as well.”Wide receiver, OzanCeylan, states that they gain team spirit being aware of they are in the same boat and he see his teammates as family members. He said “We have more than living in team’s pocket. We always try to help each other and be together, so we can achieve our goal as one man.” Offence captain, Bilguun-Altankhuyag, states that they do their best for their university and their city, Sakarya. He said “I am from Mongolia but I study here. I realise that I am a part of the university and the city when I fight in Tatankalar.”

Line Captain ZaferCeylan states that Amer-ican football which necessitates not only strength but also strategy prepares team play-ers for business life. He said “When looking from outside, everybody says that American football is a power game totally. Indeed, it is not. It is a strategy game which resembles chess. In response to the attacks of opposing

team, we have to move. We have difficulty as mental and physical. Here is a point that we take steps for business life in the future through this sport. In prepa-ration of CV, it is really important to be in-volved in a team play. While we are learning team play and struggling for the same target, we are preparing members for management positions through leadership positions.”

Team player EnesÜzümcü emphasizes that adventure of the team, learning and teach-ing desire are required to be conveyed to new generations. He said “The team worked with 5 different generations in 8 years. We sometimes became successful and sometimes unsuccessful since good players graduated, but we have never given up. Now, we play in the second division ofTurkey University Sports Federation American Foot-ball and in the first division of Universities. In 2011-2012 season, we became champion in the second division of Turkey and moved to the first division. We took the third place in Universities league. In that year, we dropped

from the first division of Turkey league since most of our friends graduated and new generation was not so successful. In 2012, the team was reorganized. Now, we continue to play for the first level. By the way, we had dropped from University Super League to the first division but we have gained right to play again. For champion-ship matches, we will be in Samsun soon. In professional league, if we win the game in Antalya match, we will move to the first division.”

Team member Mehmet Akar talked about Tatankalar which has no financial support except for university sources and summa-rized the spirit of Tatanka “We experienced hard times because of financial difficulty and problems for equipment but we set our heart on this game. We play for our university and our city, Sakarya.”

Üniversitenin bahar dönemlerinde ara sıra çimlerde top oynarken görmüş olabilirsiniz onları. Belki de sırtlarında spor çantaları ellerinde kasklarıyla kampüste rastlayıp ‘Kim bu havalı çocuklar’ diye düşüneniniz olmuş-tur ilk bakışta. Çoğunuzun, tam bir SAÜ’lü olur olmaz taraftarı olduğu Korumalı Futbol (Amerikan Futbolu) takımı Tatankalar’dan söz ediyoruz tahmin ettiğiniz gibi. Onlar, aynı hedef için azimle mücadele eden, gücünü ve başarısını da takım ruhundan alan 50 kişilik kocaman bir yürek. Dışarıdan bakıldığın-da sert ve karmaşık görünen bir oyunun, kuralına göre ve tek yürek oynandığında nasıl da futbolun en zevkli haline dönüştüğünü bize gösteren SAÜ Korumalı Futbol takımı Tatankalar’ı, en başta da ‘Tatanka ruhu’nu bir de kendilerinden dinleyelim istedik. SAÜ’de bir topluluk olarak kurulan Tatanka-lar’ın Akademik Başkanı, aynı zamanda takımın Ofans Koordinatörü olan Yrd. Doç.

Cenk Yavuz, Tatanka isminin ve takımın sembolü oluşunun

anlamıyla

başlıyor söze ve şunları söylüyor: “Tatan-ka Kızılderililer için kızgın boğa anlamına geliyor. Ayrıca Tatanka figürü doğanın, barışın, eşitliğin, dayanışmanın ve kardeşliğin sembolü olarak biliniyor. Bir takım oyunu içindeyiz ve ‘bir’ olmaktan başka seçeneğimiz yok. Bu nedenle, Tatanka kelimesinin de bizi en iyi şekilde yansıttığına inanıyoruz. Sakary-alı bir takım olduğumuz için, Sakarya ile de bütünleşiyoruz aynı zamanda.”

Takımın top tutucusu Ozan Ceylan, takım ruhunu aynı geminin içinde olduklarının farkında olarak kazandıklarını, hep birlikte çıktıkları bu yolda takım arkadaşlarını ailesi olarak gördüğünü söylüyor. “Takımla iç içe olmaktan daha fazlasına sahibiz. Devamlı bir-likte olmaya, birbirimizin yardımına koşmaya çalışıyoruz, böylelikle tek bir hedef uğruna atan tek bir kalp olabiliyoruz” diye de ekliyor. Üniversite ve yaşadıkları şehir olan Sakarya için ellerinden gelenin en iyisini yaptıklarını söyleyen takımın Ofans Kaptanı Bilguun Altankhuyag, “Ben aslen Moğolistanlıyım fakat burada okuyorum. Okuduğum şehrin ve üniversitenin bir parçası olduğumu Tatanka-

lar’ın içinde savaşarak anlıyorum” diyor. Line Kaptanı Zafer

Ceylan ise, korumalı futbol-

un sadece güç değil strateji gerektiren bir oyun olarak takım oyuncularını iş hayatına da hazırladığını belirterek şunları söylüyor: “Dışardan bakınca herkes korumalı futbol için tamamen güç oyunu diyor. Aslında tam olarak öyle değil. Aynı zamanda satranca benzetebileceğimiz bir strateji oyunu. Karşı takımın yaptığı hamleler doğrultusunda bizim de yapmamız gereken ataklar oluyor. Fiziksel güç harcadığımız kadar zihinsel olarak da zorlanıyoruz. Değinmemiz gereken şöyle bir durum var ki, aslında biz bu sporla gelecekteki iş hayatımız içinde bazı adımlar atıyoruz. CV hazırlarken bir takım oyunu içinde yer almış olmak gerçekten önemli. Takımla çalışmayı, birlikte aynı hedef doğrul-tusunda uğraşmayı öğrenirken, takımın içinde yaptığımız bazı liderlik görevleriyle yöneticilik pozisyonlarına da hazırlıyoruz.”

Takım oyuncusu Enes Üzümcü, takımın serüvenini, öğrenme ve öğretme arzusunun, yeni jenerasyonlara aktarılmasının önemini de vurgulayan şu sözlerle anlatıyor: “ Takım

8 yılda 5 farklı jenera-syonla birlikte

çalıştı. Çok iyi yerlere de geldik, oyunu öğren-miş arkadaşlarımızın mezun olması sebebiyle kötü diyebileceğimiz noktalara da, fakat hiç vazgeçmedik. Şu anda hem Türkiye Üniversi-te Sporları Federasyonu’nun Korumalı Futbol 2. liginde hem de Üniversiteler 1. liginde devam ediyoruz. 2011-2012 sezonunda Türkiye 2. liginde şampiyon olup 1. lige çıktık. Üniversiteler liginde de 3. olduk. O yıl takım-dan çok fazla arkadaşımızın mezun olması ve yeni gelen jenerasyonun tutmaması sebebiyle Türkiye 1. liginden küme düştük. 2012’de takım yapılanmaya girdi. Şu an tekrar üst turlara oynamaya devam ediyoruz. Bu arada Üniversite Süper Ligi’nden 1. lige düşmüştük fakat tekrar oynamaya hak kazandık. Şampi-yonluk grup maçları için Samsun’da olacağız yakında. Profesyonel Ligde, 2. lig grubumuzla Antalya’yla yapacağımız maçı kazanırsak 1. lige çıkacağız.’’

Üniversitenin kaynakları dışında hiçbir fi-nansal desteği olmayan Tatankalar için takım üyesi Mehmet Akar şunları söylüyor son olarak ve aslında Tatanka ruhunu da özetli-yor: “Finans sıkıntısı, ekipman sıkıntısı çek-tiğimiz zamanlar da oluyor elbet ama biz bu

oyuna önce yüreğimizi koyduk. Üniver-sitemiz ve Sakaryamız için

oynuyoruz.”

Page 8: Kampüs Haber Nisan 2015

NISAN - APRIL 2015 SAYI - VOL 14 08Kampüs Haber objektifinden...Throught eyes of Kampüs Haber...

Aleyna Pulat

Fatma Parlak

Gülcan Öngüç

Melih Karaca

Yeliz Gökmen

Çağatay Yenilmez

Şeyma Erdoğmuş

Tayyib Hoşbaş