82
JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM Arş. Gör. Ceyhun OZAN - EPÖ

JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

  • Upload
    fergus

  • View
    167

  • Download
    3

Embed Size (px)

DESCRIPTION

JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM. Arş. Gör. Ceyhun OZAN - EPÖ. BİLİŞSEL GELİŞİM KURAMLARI - I. İnsanları, diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerden biri düşünebilme yetisidir. - PowerPoint PPT Presentation

Citation preview

Page 1: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİMArş. Gör. Ceyhun OZAN - EPÖ

Page 2: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

BİLİŞSEL GELİŞİM KURAMLARI - I İnsanları, diğer canlılardan ayıran en önemli

özelliklerden biri düşünebilme yetisidir. Bilişsel gelişim de insanoğlunun bilgiyi edinme, bellekte

işleme ve tutma, akıl yürütme, gerektiğinde bilgiyi bellekten bulup kullanma, kısaca düşünme eylemlerini ve bu eylemlerin gelişim sürecini ele almaktadır.

Bilişsel gelişim kuramları iki boyutta ele alınmaktadır: Genetik merkezli ve sosyal merkezli. Piaget, Bruner ve Gagne genetik, Vygotsky ise sosyal merkezli kuramcılardır.

Page 3: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

JEAN PİAGET ve BİLİŞSEL GELİŞİM

Piaget, hep şu soruya cevap aramıştır:

Dünyaya geldiğinde hiçbir zihinsel yapıya sahip olmayan çocuk, acaba nasıl yetişkin gibi düşünebilmektedir?

Page 4: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

İşte bu noktada karşımıza bilişsel gelişim çıkar.

Piaget`ye göre gelişimin temelinde biyolojik etkenler yatmaktadır. Biyolojik etkenler, çevre ile etkileşim halindedir. Piaget, çevrenin etkisini yadsımamakla birlikte, düşüncesini büyük oranda olgunlaşmaya vurgu yapan genetik yapıyla açıklamıştır.

ÇevreBilişselGelişimKalıtım

Page 5: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

1. Bilişsel Gelişimi Etkileyen Faktörler

a. Olgunlaşma b. Yaşantı (Deneyim) c. Kültürel (toplumsal) aktarım (Sosyal

geçiş) d. Dengeleme e. Örgütleme

Page 6: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

a. Olgunlaşma Olgunlaşma, daha çok gelişimin fiziksel

yanıyla ilgilidir. Kişinin bedensel açıdan gelişmesi ve zihinsel açıdan işi yapabilecek seviyeye gelmesi olgunlaşmayla ilgilidir.

Olgunlaşmanın zihin gelişimi üzerindeki etkisi daha çok yoksunluk durumunda ortaya çıkar. Yani, kişi olgunlaşmamış olduğu zaman zihin gelişimi gecikir.

Page 7: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

b. Yaşantı (Deneyim) İnsanların deneyimleri, yaşamın ilk

yıllarında daha çok fiziksel etkinlik ağırlıklı iken, ilerleyen yıllarda zihinsel etkinlik ağırlıklı hale gelir.

Yaşantı zenginliği kişinin zihinsel gelişimini de artırır. Çocuğuna oyuncak alan ana baba, ona yaşantı zenginliği sağlamaya, böylece zihinsel gelişimine yardımcı olmaya çalışıyordur.

Page 8: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

c. Kültürel (Toplumsal) Aktarım (Sosyal Geçiş)

İnsanın diğer insanlarla olan etkileşimi, konuşması, oynaması, kültürel aktarımı ifade eder. Bireyin içinde yaşadığı toplum, zihin gelişimini etkilemektedir.

Piaget ilkel toplumlarda yaptığı araştırmalarda, bireylerin yeterli olgunluğa erişse bile soyut düşünemediklerini ortaya koymuştur.

Page 9: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

d. Dengeleme Olgunlaşma, yaşantı ve kültürel aktarım süreçlerinin

bir araya getirilmesiyle zihinsel yapıların inşa edilmesi, bozulması, tekrar inşa edilmesi dengeleme kavramıyla açıklanır.

İnsan düşüncesinde kararlılık ve tutarlılık eğilimi vardır. Doğal haliyle zihin karalı, tutarlı ve dengelidir.

Öğrenilen bilgiler önce dengesizlik doğurur, sonra dengeye kavuşurlar. Bazı kişiler kolayca dengeye ulaşabilirken, bazıları daha geç dengeye kavuşurlar.

Page 10: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

Piaget`in bilişsel gelişiminin temel düşüncesini organizmanın çevreye uyum yeteneği oluşturur. Piaget, çevreye uyum sağlayabilmek için, denge – dengesizlik – yeniden denge yani dengeleme sürecini izlediğini savunmuştur.

Page 11: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

e. Örgütleme (Organizasyon) Örgütleme, organizmanın içinde bulunduğu sistemi korur ve

geliştirir. Ayrıca ilerleyen süreçte tekrar kullanılmak ya da yeni bilgi kazanımını sağlamak üzere, bilgileri birbirleriyle olan bağlantıları, farklılıkları ile bir bütün haline getirir.

Piaget`ye göre uyum ve organizasyon biyolojik fonksiyon için olduğu kadar, bilişsel fonksiyon için de önemli iki ilkedir. Bu iki ilke “fonksiyonel değişmezler” adını vermektedir. Yani organizmanın gerek biyolojik, gerek psikolojik, gerekse bilişsel fonksiyonlarını yerine getirmesinde, duruma uyum sağlaması ve bu uymu koordinasyon içinde gerçekleştirmesi yaşamsal bir öneme sahiptir.

Page 12: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

2. Piaget`nin Kuramındaki Temel Kavramlar a. Zeka Piaget`ye göre zeka, organizmanın çevreye uyum

yeteneğidir. Bu uyum sayısal olarak test maddeleriyle ölçülemez. Bu nedenle Piaget zeka testlerine karşı çıkmıştır.

Piaget`den önce gelişim psikolojisinde hakim görüş çocukların yapabildiklerinin yetişkinlerle kıyaslanarak sonuca varılmasıyken, Piaget ile bu anlayış değişmiştir. Piaget, çocukların yetişkinlerinin birer kopyası olmadıklarını ve çocuk düşüncesinin kendine özgü niteliğinin incelenmesi gerektiğini belirtmiştir.

Page 13: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

b. Şema Organizmanın içinde bulunduğu çevreyi

anlayabilmek, çevresinde varolan sorunları anlamak ve bu sorunlarla başa çıkabilmek için oluşturduğu yapılardır. Şema yeni gelen ya da gelecek bilgilerin yerleştirileceği bir çerçeveye benzetilebilir.

Piaget, nasıl ki vücudun yaşamını sürdürebilmesi için yapıları varsa, zihnin de içinde bulunduğu çevreye uyum sağlayabilmek için yapıları olduğunu öne sürmüştür.

Page 14: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

Farklı yaş aralıklarındaki çocukların şemaları birbirinden farklılık gösterir. Bu farklılığı görmenin en kolay yolu, çocuğa bir uyarıcı sunup çocuğun bu uyarıcıya nasıl tepki göstereceğini izlemektir.

Babasıyla birlikte hayvanat bahçesine giden ve hayatında ilk defa at gören çocuk babasına atı göstererek, “Baba bu ne?” diye sorar. Babasından aldığı “Oğlum, o bir at” cevabıyla yeni ve bir ilk öğrenme gerçekleştirir, öğrendiği bu bilgi için yeni bir şema oluşturur.

Page 15: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

Çocuğun içinde bulunduğu çevrenin dinamik oluşu, oluşturulan şemaların da sürekli olarak organize edilmesine yol açar. Zamanla bireyin sahip olduğu şemalar gelişir, zenginleşir. Şemadaki her gelişme, organizmanın bir dengesizlik yaşadığını ve tekrar dengeye geldiğini gösterir.

3 yaşındaki bir çocuk için ay, masal kitaplarındaki “aydede” iken, bu çocuk 7 yaşına geldiğinde ay artık bir “gezegen” dir. 14 yaşına geldiğinde ise, ay dünyanın etrafında dönmekte, bir çekim gücü oluşturmaktadır.

Page 16: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

c. Uyum (Adaptasyon) Organizma gerek bilişsel gerekse fiziksel

ve psikososyal gelişim açısından yaşam boyu devam eden bir uyum sürecindedir.

Uyum iki yönlü olarak incelenebilir 1. Özümleme (asimilasyon) 2. Düzenleme (uyma-uyumsama-

akomodasyon)

Page 17: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

1. Özümleme (Asimilasyon) Bireyin karşılaştığı yeni bir durumu ya da

nesneyi daha önceden oluşturduğu mevcut şeması yani var olan bilgileri içerisinde değerlendirerek uyum sağlamaya çalışmasıdır.

Babasıyla birlikte ikinci kez hayvanat bahçesine giden çocuk babasına zebraları göstererek, “Baba, atlara bak” der. Bu durum açık bir şekilde çocuğun zebraları daha önceden oluşturduğu at şeması içerisinde değerlendirdiğinin ispatıdır.

Page 18: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

2. Düzenleme (Uyumsama-Akomodasyon)

Birey yeni bir durumla karşılaştığında, bazen önceden oluşturduğu mevcut şemalar açıklama için yeterli gelmez. Bu kez bireyin uyum sağlayabilmesi için mevcut şemalarını şekillendirmesi, değiştirmesi hatta yeni bir şema oluşturması gerekir.

Page 19: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

Babasıyla birlikte ikinci kez hayvanat bahçesine giden çocuk babasına zebraları göstererek, “Baba, atlara bak” demiş, bunun üzerine babası da, “Bana at diye gösterdiklerini dikkatlice incele oğlum, aynı atlar gibi mi yoksa onlardan biraz farklı mı?” demiştir. Babasının bu söylemi üzerine zebraların yanına yaklaşan çocuk onları dikkatle incelemiş ve atlardan farklı birçok yönünün olduğunu görmüş ve babasına, “Evet, bunlar atlara benziyor ama at gibi de değiller” demiştir. Babası da “Doğru söylüyorsun, onlar at değil, zebradır oğlum” demiştir. Bu durumun sonucu olarak, zebraları ata benzeterek, at şeması içerisinde değerlendiren çocuk, artık yeni bir şemaya ihtiyaç duymaktadır.

Page 20: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

Düzenleme olmaksızın tek başına özümleme ile öğrenme ve buna bağlı olarak da gelişimin gerçekleşmesi mümkün değildir.

Bir konuyla ilgili çok az bilgiye sahip birey az sayıda özümleme, çok sayıda düzenleme yapar. Konuyla ilgili bilgi seviyesi arttıkça çok sayıda özümleme, az sayıda düzenleme yapmaya başlar.

Page 21: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

d. Dengeleme Birey yeni karşılaştığı bir durum ya da

nesneyi ilk olarak daha önceden oluşturduğu şeması içerisinde değerlendirir (özümleme), ardından bu değerlendirmenin yetersiz kalması halinde ise mevcut bilişsel dengesi bozulacağı için bu dengeyi düzenleme (uyumsama) aracılığıyla yeniden kurmaya çalışır.

Page 22: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

Babasından ata benzettiği hayvanların zebra olduğunu duyan çocukta varolan denge hali bir anda bozulmuştur. Çünkü öncesinde zebrayı değerlendirebileceği bir at şemasına sahipken, artık zebranın attan farklı olduğunu anlamış ve yeni bir şemaya ihtiyaç duymuştur. İşte bu ihtiyaca bağlı olarak, çocuğun yapacak olduğu düzenleme sonucuna göre yeniden bir denge hali sağlanmış olacaktır.

Page 23: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

PİAGET`NİN BİLİŞSEL GELİŞİM DÖNEMLERİ

1. Duyusal Motor Dönem (0-2 yaş) a. Birinci Döngüsel (devresel) Tepkiler (0-4 ay) b. İkinci Döngüsel (devresel) Tepkiler (4-12 ay) c. Üçüncü Döngüsel (devresel) Tepkiler (12-24 ay)

2. İşlem Öncesi Dönem (2-7 yaş) a. Sembolik (kavram öncesi) İşlemler Dönemi (2-4 yaş) b. Sezgisel Dönem (4-7 yaş)

3. Somut İşlemler Dönemi (7-12 yaş) 4. Soyut İşlemler Dönemi (12-18 yaş)

Page 24: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

1. Duyusal (Sensori) Motor Dönem (0-2 yaş)

Doğum ile 2 yaş arasındaki süreci kapsayan bu dönemde bebek, yaparak yaşayarak, hissederek, deneme-yanılmalarla dünyayı öğrenmektedir.

Bebeğin doğuştan getirdiği ilk şemaları olan refleksif davranışlar zamanla ortaya çıkacak daha karmaşık, amaçlı davranışların da temelini oluşturmaktadır.

Dönemin en önemli özelliği, düşünmenin başlaması ve nesne sürekliliğinin kazanılmasıdır.

Page 25: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

a. Birinci Döngüsel (Devresel) Tepkiler (0-4 ay)

Döngüsellik, çocuğun belli türdeki hareketleri tekrarlamasıdır.

Birinci döngüsel tepkiler evresinde, döngüsel tepkiler henüz bir durumu ya da davranışı taklit etmeye ya da amaca yönelik değil, doğuştan getirilen reflekslerin tekrar edilmesi şeklinde ortaya çıkar.

Örneğin, 3 aylık bir bebeğin parmağını emmesi, birinci döngüsel tepkidir.

Page 26: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

Bu evrede, bebeğin tüm tepkilerinin kendi bedenine dönük olmasının nedeni, kendi bedenini dış dünyadan ayırt edemiyor olmasıdır. Başka bir deyişle doğadan ayrışma henüz gerçekleşmemiştir.

Örneğin, bebek yatağına uzandığında, yatağın kendi bedeninden bir parça olduğunu sanır.

Page 27: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

Piaget`ye göre 0-4 ay arasında bellek kullanımı henüz tam olarak etkin değildir. Bu yüzden henüz nesnelerin sürekliliği kazanılmamıştır. Yani, bebekler, bir nesne görüş alanından çıktığı an onun yok olduğunu sanırlar.

Page 28: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

b. İkinci Döngüsel (Devresel) Tepkiler (5-11 ay)

1. Devresel Tepki: Döngüsellik, bebeğin bedeni aracılığıyla, bedeni dışındaki nesnelere dönük hareketleri tekrarlaması şeklinde kendini gösterir. Yani ikinci döngüsel tepkiler artık amaçlıdır, tesadüfen keşfedilen bir şeyin tekrar edilmesine dönüktür.

Örneğin, yatağında sağa-sola dönerken çıkan gıcırtı sesini tesadüfen fark eden bebek, aynı sesi duymak için sürekli kendini sağa sola sallamaya başlar.

Page 29: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

2. Doğadan ayrışma: Bu evrede, bebeğin tepkilerinin çevreye dönük olması, doğadan ayrıştığını yani kendi bedenini dış dünyadan ayırt edebildiğini gösterir.

3. Taklit: İlk deneme yanılma öğrenmeleri ve taklit kökenli davranış örüntüleri ortaya çıkar. Bebek artık çevresindeki kişileri anlık olarak taklit edebilir.

Page 30: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

4. Ses Buluşması: Bebeğin en basit taklit kökenli davranışlar sergilemesi ses buluşması ile başlar. Ses buluşması, ağlama sesi duyan bir bebeğin, kısa bir süre sonra kendisinin de ağlamaya başlamasıdır.

5. Nesnelerin Sürekliliği: Daha önce görüş alanından çıkan nesneyi yok sayan bebek, artık bu nesnenin yok olmadığının farkındadır.

Page 31: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

c. Üçüncü Döngüsel (Devresel) Tepkiler (12-24 ay)

1. Davranışlarda Dışa Dönüklük: Önceki dönemlerde çocuğun gösterdiği etkinlikler içe dönüktür. Yani gösterilen tepkiler, çocuğun ya salt reflekslerinden kaynaklanır ya da çocuğun dış dünyaya karşı sadece kendi bedeniyle ulaşabildiği nesnelere dayalıdır. Oysa bu evrede durum değişecek ve dışa dönüklük meydana gelecektir.

Döngüsellik, bebeğin bedeni dışındaki araçlarla davranışları tekrar etmesi şeklinde kendini gösterir.

Örneğin yatağında uzanan bir çocuk, elindeki küçük sopayla, yerde duran oyuncağı kendine çekmeye çalışabilir. Bu durum, düşünmenin başlangıcı olarak da değerlendirilebilir.

Page 32: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

2. Ertelenmiş Taklit: Çocuğun önceden gördüğü bir modelin davranışlarını, o model ortamda olsun ya da olmasın, aradan bir süre geçtikten sonra taklit etmesidir.

Örneğin, 1,5 yaşındaki bir çocuk, bir gün önce kendisine el çırpan babası gibi el çırpmaya başlar.

Page 33: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

2. İşlem Öncesi Dönem (2-7 Yaş) İşlem öncesi dönem kendi içerisinde

ikiye ayrılır: a. Sembolik İşlemler (Kavram Öncesi)

Dönemi (2-4 yaş) b. Sezgisel İşlemler Dönemi (4-7 yaş)

Page 34: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

a. Sembolik İşlemler (Kavram Öncesi) Dönemi (2-4 yaş)

Bu dönem, sembollerin en basitten en karmaşığa doğru kullanımının ilk aşamasıdır.

Dilin gelişimi çok hızlıdır. Dönem içerisinde çocukların geliştirdikleri kavram

ve sembollerin anlamları çoğunlukla kendilerine aittir. Yani bir olayı ya da nesneyi ele alış biçimleri, genel kabul görmüş ifadelerin dışında, onların düş güçleri ve geçmiş yaşantılarıyla özdeştir.

Page 35: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

Bu dönemdeki çocuklar karmaşık kavramları anlayamadıkları için duydukları kavramları kendilerine göre yorumlarlar.

Örneğin: -Oğlum dikkat et. Su çok fazla, dökeceksin! -(Çok fazla kavramını anlayamaz ve…)

Tamam anne (diyerek suyu döker)

Page 36: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

1. Sihirli – Majik Düşünce Az gelişmiş bilince karşın çok fazla gelişmiş hayal

gücünün sonucunda ortaya çıkan düşünce şeklidir. Çocuklar kavramları ve çevrelerinde gelişen olayları

bu düşünce biçimine bağlı olarak gerçek ötesi şekilde ele alırlar. Gerçek – hayal ayrımını yapamayabilirler.

Çoğunlukla rüyalarını gerçek sanan çocuklarla ebeveynleri arasında ilginç diyaloglar yaşanabilir.

Page 37: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

2. Sembolik Oyun Çocuğun gerçek bir nesne ya da kişi yerine

bunları sembollerle ifade etme yeteneğine bağlı olarak, bir şeyi başka bir şeyin yerine kullanması yoluyla gerçekleştirdiği oyunlardır. Başka bir deyişle çocuk o anda ortamda var olmayan ya da hiç var olmamış bir nesne-kişi yerine farklı bir sembol kullanabilir.

Page 38: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

Hayali arkadaş olarak tabir edilen durum da sembolik oyun kapsamında ele alınır. Hayali arkadaşlar bir insan olabileceği gibi hayvan da olabilir.

Sembolik oyunlar sayesinde çocuklar bazen çevrelerindeki olayları, varlıkları taklit ederler, bazense tamamen kendilerine özgü semboller oluşturarak oynarlar.

Piaget`ye göre sembolik oyunlar çocukların bilişsel, duyuşsal ve sosyal açıdan gelişiminde oldukça faydalıdır.

Page 39: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

3. Animizm (Canlandırmacılık) Çocukların canlı ve cansız ayrımı yapamamasıdır. Örneğin: Oyuncak bebeğini yere düşüren Ayşe,

onu hemen yerden kaldırır ve canını yaktığını düşünerek ondan defalarca özür diler.

4 yaşındaki Selim taşların yaşadığına ve ağaçların düşündüklerine inanmaktadır.

3,5 yaşındaki Ahmet, bahçede bulduğu yavru kediyi kuyruğundan tutar, elinde sallar ve duvara çarpar.

Page 40: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

4. Benmerkezcilik (Egosantrizm-Kendine Odaklanma)

Benmerkezcilik insan yaşamında işlem öncesi ve soyut işlemler dönemi olmak üzere iki farklı dönemde görülür.

Benmerkezcilik, çocukların olayları başkalarının bakış açısından ele alamaması, herkesin kendisi gibi düşündüğünü kabul etmesidir.

Bu durum gündelik yaşamda farklı şekillerde ortaya çıkabilir:

Page 41: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

1. Çocuk sadece kendisinin gördüğü, duyduğu, bildiği şeyleri, herkesin görüp duyup bildiğini sanabilir.

2. Çocuk bir şeyden hoşlanıyorsa bundan herkesin hoşlandığını, bir şeyden hoşlanmıyorsa bundan hiç kimsenin hoşlanmadığını düşünebilir.

3. Çocuk çevresindeki herkesin ve her şeyin sadece kendisi için var olduğunu sanabilir.

4. Çocuk, çevresinde gelişen her olaydan öncelikle kendisini sorumlu tutabilir.

5. Çocuk, her durumu sadece kendi bakış açısından ele alabilir.

Page 42: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

5. Kolektif (Toplu) Monolog Çocukların karşısındaki kişiyi dinlemeksizin, herkesin

kendisini dinlediğini sanarak konuşmasıdır. Bu dönemdeki çocuklar bir araya geldiklerinde hepsi aynı anda, farklı şeylerden bahsederek konuşurlar.

Örnek: Anaokulundaki 4 çocuk masa etrafında oturmuş bir şeyler konuşuyorlar: Ali: Dün gece beni uzaylılar kaçırdı. Ayşe: Annem bana ayakkabı alacak. Zeynep: Ağaçlar, kollarını sallıyor, rüzgar oluyor. Kenan: Hadi oyun oynayalım.

Page 43: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

6. Monolog Çocuklar tek başlarında kaldıklarında ise

monolog tarzı konuşma görülür. Monolog, çocuğun özellikle tek başına

oyun oynarken, yapacaklarını kendi kendine mırıldanması şeklinde ortaya çıkar.

Page 44: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

7. Paralel Oyun Bu dönemdeki çocuklar dayanışmaya,

işbirliğine, takım ruhuna dayalı oyunları oynamada başarısız olurlar. Çünkü bir arada oynuyormuş gibi gözükseler de aslında hepsi kendi bireysel oyunlarını oynarlar. Hepsi kendisini takım kaptanı, başkan kabul eder.

Page 45: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

8. İşaretsel (Simgesel) İşlev Sembolleri kullanma yeteneğine işaretsel işlev

denir. İşaretsel işlevi kazanan çocuk, şu anda görmediği

ya da hiç var olmayan nesneleri kavramları kullanabilir.

Örneğin, 3 yaşındaki Ahmet gerçek bir portakal yerine “portakal” kelimesini kullanabilmekte ve şu anda görüş alanında bir portakal olmadığı halde resmini çizebilmektedir.

Page 46: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

9. Kişilerin Sürekliliği ve Cinsiyet Değişmezliği

Çocuk , dış görünümündeki değişiklik ya da benzerlik ne olursa olsun, kişiyi diğer kişilerden ayırt edebilir. Böylece kişilerin sürekliliği kazanılmış olur.

Ayrıca cinsiyetin dış görünümden bağımsız ve kalıcı olduğunu kavrar.

Page 47: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

b. Sezgisel İşlemler Dönemi (4-7 yaş)

Sezgiler ön plandadır. Çocuklar varlığını bildiği ancak göremediği olayları anlamakta zorlanırlar.

Döneme sezgisel denmesinin nedeni ise çocukların birçok konuda kendilerinden emin gözükmelerine karşın, emin olduğu konuları nasıl bildiğinin farkında olmayışlarıdır.

Örneğin, Ahmet balkondan sarkmaması gerektiğinin farkındadır, ancak balkondan sarkıp yere düşerse neyle karşı karşıya geleceğini tam olarak bilmemektedir.

Page 48: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

Dönemin en önemli özelliklerinden biri ilk kez akıl yürütmenin görülmesidir. Bu aklı yürütme yek yönlü yani özelden-özeledir.

Çocuk henüz odaktan uzaklaşamaz, tersine çeviremez, korunumu kazanamaz, sayı uygunluğunu başaramaz ve fiziksel değişimlerin sayısal eşitliği etkilemediğini anlayamaz.

Tek yönlü sınıflama ve sıralama yapabilir. Bu dönemde yapaycılık (artifikalizm) ortaya çıkar. Sembolik dönemin özellikleri hale devam etmektedir.

Page 49: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

1. Özelden Özele Akıl Yürütme (Ortaklık)

Özel bir durumdan başka bir özel duruma, genelleme yapmadan akıl yürütmektir. Yani, bir şeyle başka tek bir şeyi eşleştirebilmek, diğer durumları görememek, anlayamamaktır.

Örneğin: Her sabah kahvaltısında süt içen çocuk, bir gün kahvaltısında süt içmeyince, o gün kahvaltı yapmadığını iddia etmiştir. (Kahvaltı=Süt…Süt yoksa kahvaltı da yok)

Öğretmeni Ahmet`ten bir sayfa “A” harfi yazmasını ister. Ahmet, bir sayfayı kaplayacak büyüklükte kocaman bir “A” harfi yazar.

Page 50: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

Özelden özele akıl yürüten çocuklar bir şey ile başka tek bir şeyi eşleştirebildiklerinden sesteş kelimeleri anlayamazlar. Anne: Oğlum büyüklerini sevip sayar mısın? Çocuk: Evet severim. Annem bir, babam iki, amcam üç… Anne: Oğlum, bak bu bir sprey. Çocuk: Anneciğim ne yapıyorsun spreyle? Anne: Koltuk altına sıkıyorum. Çocuk: (Spreyi alır, evdeki tüm koltukların altına sıkar…)

Anneciğim ben de koltukları altına sıktım.

Page 51: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

2. Odaktan Uzaklaşamama (Odaklaşma – Merkeziyetçilik) Çocuk, bir nesnenin ya da olayın anlık veya en çok ilgi

çeken yönüne odaklanır. Bu nedenle, Bir şeyin tek bir özelliğine kendisine verir, diğer özelliklerini

göremez. Aynı anda birden fazla etkinliği gerçekleştiremez.

Anne: Oğlum, bugün babanla neler yaptınız? Çocuk: (Gün içerisinde çok sayıda etkinlik gerçekleştirdiği halde)

Parka gittik, oyun oynadık. Anne: Başka? Çocuk: (Uğraşır, hatırlayamaz ve tekrar eder.) Çok oyun oynadık.

Page 52: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

Özelden özele akıl yürütme ve odaktan uzaklaşamamanın doğal bir sonucu olarak çocuklar,

1. Tersine Çeviremez: 3+5=8 diyebilir, ancak aynı soru 5+3 diye sorulduğunda cevaba ulaşamayabilir.

2. Korunumu Kazanamaz: 5 parçaya ayrılmış çikolatanın, 3 parçaya ayrılmış aynı çikolatadan daha fazla olduğunu iddia edebilir.

Page 53: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

Özelden özele akıl yürütme ve odaktan uzaklaşamamanın doğal bir sonucu olarak çocuklar,

1. Tersine Çeviremez: 3+5=8 diyebilir, ancak aynı soru 5+3 diye sorulduğunda cevaba ulaşamayabilir. Araştırmacı: Ayşe, hiç kardeşin var mı? Ayşe: Evet, Bir tane var, adı Ahmet. Araştırmacı: Ayşe , Ahmet`in hiç kardeşi var

mı? Ayşe: Hayır, yok.

Page 54: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

Özelden özele akıl yürütme ve odaktan uzaklaşamamanın doğal bir sonucu olarak çocuklar,

2. Korunumu Kazanamaz: 5 parçaya ayrılmış çikolatanın, 3 parçaya ayrılmış aynı çikolatadan daha fazla olduğunu iddia edebilir.

Page 55: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

Özelden özele akıl yürütme ve odaktan uzaklaşamamanın doğal bir sonucu olarak çocuklar,

3. Sayı Uygunluğunu Başaramaz: Uzunlamasına yan yana dizilmiş 7 bilyenin, toparlanarak yan yana koyulmuş 7 bilyeden daha fazla olduğunu söyleyebilir.

4. Fiziksel Değişimlerin Sayısal Eşitliği Etkilemediğini Anlayamaz: “Bir kilo demir mi yoksa bir kilo pamuk mu daha ağır?” diye sorulduğunda, “Bir kilo demir” cevabını verebilir.

Page 56: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

3. Tek Yönlü Sınıflama Tek yönlü sınıflama tek bir özelliğe göre

gruplamaktır. Ahmet`in önüne 12 lego parçası konur. Bu

legoların 4`ü sarı, 4`ü mavi ve 4`ü kırmızıdır. Her renk kendi içerisinde 2 kare, 2 üçgen barındırmaktadır.

Ahmet legoları sadece renk ya da sadece şekline göre sınıflandırabilir, ancak hem renk hem de şekline göre sınıflandıramaz.

Page 57: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

4. Tek Yönlü Sıralama Bu dönemdeki çocuklardan sıralaması

istendiğinde, en uzun – en kısa ya da en geniş – en dar gibi özellikleri anlar ve doğru kullanabilirler; ancak arada kalanları doğru kullanamazlar.

Page 58: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

5. Yapaycılık (Artifikalizm) Çocuk doğal olayların birileri tarafından –

insan eliyle- yapıldığını sanır. Ahmet, dedesinin her sabah erkenden kalkıp

güneşin fitilini ateşlediğini düşünmektedir. Ayşe, birilerinin musluğu açık unutunca

buraların suyla dolup deniz olduğunu ifade etmiştir.

Page 59: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

3. Somut İşlemler Dönemi (7-12 Yaş)

Çocuklar ilk kez olayları başkalarının gözünden görmeyi başarır.

Tümevarımsal düşünme gücüne erişen çocuk bu sayede tersine çevirebilir, korunumu kazanır.

Önceki dönemde olduğu gibi bir şeyle başka tek bir şeyi eşleştirme durumu görülmez. Artık birden fazla durumdan yola çıkarak belli bir sonuca ulaşabilir.

Page 60: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

Önceki dönemde sıralama ve sınıflamada yaşanan sıkıntı giderilir. Çocuklar artık birden fazla özelliğe dayanarak sıralama ve sınıflama yapabilir, gruplama, alt sınıf özelliklerini anlarlar ve odaktan uzaklaşabilirler.

Bu dönem soyut düşünmeye hazırlık evresi olsa da henüz soyut düşünme söz konusu değildir. Bu nedenle soyut kavramları, mecaz anlam barındıran atasözlerini anlama noktasında sıkıntı yaşarlar.

Önceki dönemde görülen sihirli-majik düşünce ve benmerkezciliğe dayalı yaşantılar büyük oranda ortadan kalkar. Benmerkezci özelliğinden kurtulan çocuk, Piaget`nin dağılma olarak adlandırdığı durumla tanışır. Çocuk artık başkalarının da kendilerine özgü düşünceleri olabileceğini anlamaya başlar. (Empatinin başlangıcı)

Page 61: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

1. Tümevarımsal Düşünme Tümevarım, özelden genele, ya da olaylardan,

parçalardan, ayrıntılardan genel kurallara, kaidelere geçiş şeklinde akıl yürütmektir.

Ahmet abisine “Abi, hayalet uçak görülür mü?” diye sorar. Ahmet`in böyle bir soru yöneltmesinin altında iki farklı bilgi yatmaktadır: 1. Hayaletler görülmez. 2. Uçaklar görülür. İki farklı bilgi bir araya getirilerek genel bir kurala gidiş yani

tümevarımsal düşünme söz konusudur.

Page 62: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

2. Tersine Çevirebilme (Tersinebilirlik – Geriye dönebilirlik)

Bir problemle karşılaşan çocuğun hem ileri hem de geriye doğru düşünebilmesi, tersine çevirebildiğini gösterir.

Tersine çevirebilme korunumun da başlangıç noktası kabul edilmektedir. Yani tersine çevirebilme kazanılmadan korunum kazanılamaz.

İşlem öncesindeki bir çocuk, suyun buzluğa konulduğunda donduğunu anlayabilir, ancak buzun tekrar suya dönüşebileceğini anlayamaz.

Page 63: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

3. Korunum Korunum, bir madde ya da madde grubunun görüntüsel ya

da konum olarak değişse bile, diğer birçok özelliğinin değişmeyeceği ilkesidir.

Temel Korunum Formları a. Madde Korunumu b. Uzunluk Korunumu c. Nitelik Değişmezliği d. Sayıların Korunumu (Sayı Uygunluğu) e. Alan Korunumu f. Ağırlık Korunumu g. Hacim Korunumu

Page 64: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

a. Madde Korunumu Bir bütün parçalara ayrılsa bile, miktarı

aynı kalır, değişmez.

Page 65: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

b. Uzunluk Korunumu Bir tel parçası ne kadar kıvrılırsa kıvrılsın

uzunluğu aynı kalır, değişmez.

Page 66: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

c. Nitelik Değişmezliği Sıvı bir madde, bir kaptan diğerine

boşaltılsa bile niteliği değişmez.

Page 67: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

d. Sayıların Korunumu (Sayı Uygunluğu)

Maddelerin birbirine yakınlaştırılması ya da uzaklaştırılması ile miktarda bir değişme meydana gelmez.

Page 68: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

e. Alan Korunumu Bir kağıt parçasının kapladığı alan, bu

kağıt parçası kesilip farklı şekiller oluştursa bile toplamda aynı kalır.

Page 69: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

f. Ağırlık Korunumu Bir maddenin şekli değişse bile ağırlığı

değişmez.

Page 70: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

g. Hacim Korunumu Farklı şekillere sokulan bir madde, içi su

dolu bir kaba atıldığında, taşırdığı su miktarında bir değişme görülmez.

Page 71: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

Madde korunumu, uzunluk korunumu, nitelik değişmezliği, sayıların korunumu ve alan korunumu 6-7`li yaşlarda kazanılırken, ağırlık korunumu 9-12 yaş arasında, hacim korunumu ise 11-12`li yaşlarda kazanılmaktadır. Korunumun bu sırayla kazanılmasına Piaget gelişimde ardışıklık adını vermiştir.

Page 72: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

4. Soyut İşlemler Dönemi (12-18 Yaş)

Tümdengelimsel düşünme gücüne ulaşan çocuk bu sayede varsayımsal akıl yürütebilir, soyut düşünebilir, değişkenler arasındaki ilişkileri test eder, hipotezler geliştirebilir, hipotetik düşünebilir.

Böylece kişiye, zamana ve yere göre değişen göreli kavramlar kazanılır. Analiz, sentez, değerlendirme, üç boyutlu uzayı kavrama gibi üst düzey zihinsel faaliyetler görülür.

Page 73: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

Daha önce işlem öncesi dönemde görülen benmerkezci düşünme yapısı tekrar ortaya çıkar. Bu durum ergen benmerkezciliği (egosantrizm) olarak adlandırılır. Buna bağlı olarak hayali seyirciler, aşırı idealizm, omnipotent düşünme şekli de bu dönemin önemli diğer kavramlarıdır.

Piaget`ye göre bütün insanlar soyut düşünemez. Çünkü bireyin soyut işlemleri geliştirebilmesi için içinde yaşadığı çevrenin niteliğinin, bireyin soyut düşünmesine uygun olması gerekir.

Page 74: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

1. Tümdengelimsel Düşünme (Dedüksiyon) Doğru olduğu kabul edilen genel prensiplerden

yola çıkılarak özelin ortaya çıkarılmasıdır. Genel prensip doğru olduğu sürece ortaya çıkan

sonuç her koşulda doğrudur, kesin sonuç verir. Öğretmen: Mustafa Kemal Atatürk, kadınlara

seçme ve seçilme hakkını vermiştir. Ayşe: Evet, öğretmenim, eğer öyle olmasaydı, ben

sınıf başkanı olamazdım.

Page 75: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

Tümdengelimsel düşünebilen bireyler, olaylara varsayımsal olarak da yaklaşabilir. Varsayımsal akıl yürütme, düşünce gelişim için oldukça faydalıdır ve bu dönemde öğretmenlerin, öğrencilerini varsayımsal olarak akıl yürütebileceği etkinliklere yöneltmesi gerekir.

Örneğin, Öğretmen: Eğer Mustafa Kemal Atatürk olmasaydı,

bugün için yaşantımızda ne gibi değişiklikler olurdu?

Page 76: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

Soyut düşünme sayesinde çocuk, bilimsel bilgiyi anlar ve oluşturabilir. Atasözlerini, mecaz anlam içeren sözleri rahatlıkla kavrar.

Hipotetik düşünme, bireyin içinde bulunduğu koşullara göre, bir düşünceyi uygun tezler üreterek savunabilme yetisidir.

Page 77: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

2. Değişkenleri Birleştirme ve Ayırma (Birleştirici Düşünme)

Bu dönemdeki birey, değişen birkaç nitelik veya değişkeni içeren problemleri çözebilir. Bunu her bir değişkeni tek tek ele alıp test ederek ve sonra da bunları birleştirerek yapar.

Page 78: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

3. Göreli Kavramlar Görelilik, kişiye, zamana, yere göre değişen

kavramlardır. “Bana göre – sana göre” ayrımı göreli kavramları açıklamaktadır.

Örneğin, Bu taraftan baktığımda sağda olan, diğer

taraftan baktığımda soldadır. Sen benim solumda isen, ben de senin

sağındayım.

Page 79: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

4. Ergen Benmerkezciliği (Egosantrizm)

Varsayımsal düşünce gücüyle birlikte geniş bir düşünebilme olanağına sahip olan ergen yine de kendi düşünceleri ile çevresindeki diğer kişilerin düşünceleri arasında karmaşa yaşar. Bunun temel nedeni aşırı idealizmdir. Bir düşünceye sahip olduğu zaman, bunun mutlak doğruluğuna inanıp idealleri uğruna diğer görüşleri alamayabilir..

“Nükleer santrallere hayır.” düşüncesine sahip bir ergen, bu düşüncesini idealist bir şekilde savunur, aksi görüşlere çoğunlukla tahammülü yoktur.

Ergen benmerkezciliği kendisini iki şekilde belli eder: a. Hayali Seyirciler b. Omnipotent Düşünce

Page 80: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

a. Hayali Seyirciler Ergenin çevresinde sürekli olarak

kendisini izleyen bir seyirci topluluğu olduğuna inanmasıdır. Bu nedenle çevresindeki insanların tepkilerine aşırı önem verir, herkesin kendisiyle ilgilendiğini sanır.

Page 81: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

b. Omnipotent Düşünce Ergen, kendisini diğer insanlardan tamamen farklı

görür. Yaradılışının diğer insanlardan farklı olarak özel bir nedeni olduğuna inanır.

Omnipotent düşünce genel olarak “benim gücüm her şeye yeter” olarak bilinmektedir. Bu düşünce şekli ergenin yaşamı basite almasına neden olur. Ergene göre anne ve baba “çok fazla abartıyorlar”dır. Evden kaçma olaylarının bu dönemde hat safhada olmasının altında da bu düşünce yapısı yatmaktadır.

Page 82: JEAN PİAGET VE BİLİŞSEL GELİŞİM

Ergen benmerkezciliğine bağlı olarak ortaya çıkan bir diğer durum ise ergenlerin tutarsız, sahte acılı hayat hikayeleri oluşturmasıdır. Ben çok erken yaşta öleceğim, bunu

biliyorum Hiç kimse beni sevmeyecek, ben hep yalnız

kalacağım.