143

Jacques Rancière - Cahil Hoca

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Zihinsel Özgürleşme Üzerine Beş Ders

Citation preview

  • Jacques Ranciere Cahil Hoca Zihinsel zgrleme stne Be Ders

    1940 Cezayir dogumlu Fransz filozof. Paris VIII (St. Denis) niversitesi'nde felsefe dersleri vermi olan Ranciere'in ad ilk kez Althusser'in iki ciltlik Kapital' i Okumak (1965) derlemesine yazdg yazyla ne kt. 1968 grenci ayaklanmalar srasnda Althusser'le fikir ayrlgna den Ranciere, Althusser evresinden kopuunun gerekelerini La Leon d' Althusser (1974, Althusser' in Verdigi Ders) adl kitabnda anlatt. Bu siyasi ve teorik kopu, ona gre, "bilgi ile kitleler arasndaki tarihsel ve felsefi ilikilere" baklarndaki ciddi farklarn rnyd.

    Althusser'in ideoloji teorisine ynelttigi eletiriyi, zellikle ii snfnn tarihsel olarak kendisini nasl grm ve bilgiyle nasl iliki kurmu oldugunu ampirik analizlere de bavurarak aratrdg bir dizi kitabnda srdrd: La Nu it des profeta i res (19B1; Proleterlerin Gecesi); Filozof ve Yoksullar (Metis, 2009) ve Cahil Hoca: Zihinsel zgrleme stne Be Ders (Metis, 2014). Dnrlerin zerlerine konumay pek sevdikleri proleterler hakknda, onlarn kendilerine zg bilgilen me tarzlar hakknda fazla bir ey bilmediklerini ileri srd.

    Randere ilk kez 1990'da yaymlanan Siyasal m Ky151nda (Metis, 2007) ile birlikte, Bat geleneginde "siyasal" n kuruluuna odaklanmaya balad ve Uyumazlk (1995; Aralk, 2005), Demokrasi Nefreti (2005; Iletiim, 2014) ve Chronique des temps consensuels (2005, Mutabakat Dnemlerinin Vakayinamesi) gibi kitaplarnda ok zgn ve ufuk ac bir siyaset dncesi gelitirdi.

    Estetik, tarih teorisi, edebiyat ve sinema hakknda yazdklaryla da yan k uyandrm olan Randere'in diger eserleri arasnda unlar saylabilir: zgrleen Seyirci (Metis, 2009), Tarihin Adlar (Metis, 2011 ); Courts voyages au Pays du peuple (1990, Halk lkesine Ksa Yokulu klar); La paro/e muette. Essai sur fes contradidions de la litterature (1998; Susturulmu Sz. Edebiyatn elikileri zerine); La fable cinematographique (2001, Sinematografik Masal); L'inconscient esthetique (2001, Estetik Bilind); Estetigin Huzursuzlugu (Iletiim, 2012); Politique de la litte-rature (2006, Edebiyatn Siyaseti).

  • Metis Yaynlar Ipek Sokak 5, 34433 Beyoglu, Istanbul e-posta: [email protected] www .metiskitap.com Yaynevi Sertifika No: 10726

    Cahil Hoca Zihinsel zgrleme stne Be Ders Jacques Ranciere

    Franszca Basm: Le maitre ignorant Cinq leons sur l'emancipation intellectuelle Fayard, 1987

    Librairie Artheme Fayard, 19B7 Metis Yaynlar, 2013 eviri Eser Sava Kl, 2014

    lik Basm: Ekim 2014

    Yayma Hazrlayan: Mge Grsoy Skmen

    Kapak Tasarm: Emine Bora

    Kapak Resmi: Kolaj, 1880'1erdeki temsili bir grenci gravr ve Joseph Jacotot'nun portresi.

    Dizgi ve Bask ncesi Hazrlk: Metis Yaynclk Ltd. Bask ve Cilt: Yaylack Matbaaclk Ltd. Fatih Sanayi Sitesi No. 12/197, Topkap,lstanbul Matbaa Sertifika No: 11931

    ISBN-13: 978-975-342-966-5

  • Jacques Ran ci ere

    Cahil Hoca ZIHINSEL ZGRLEME STNE BE DERS

    eviren:

    Sava Kl

    metis

  • indekiler

    I. Zihinsel Bir Serven . . . . . . . . . . . . . . .. . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . .. . . .. . 9 Aklayann Dzeni . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 12 Rastlant ve rade . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 16 zgrletiren Hoca . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . I 9 Kudret Dngs . . ... . . . .. . . . . . . . . .. . . . .. . . . .. . . ... . . .. . .. . . ...... .. . . . .............. 22

    Il. Cahilin Ders i . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 26 Kitabn Adas . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 27 Kalipso ve ilingir . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 32 Hoca ve Sokrates . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ... . . . . . . . . . 35 C ahilin Gc . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . 37 Herkesin i Ayr . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . 39 Kr ve Kpei . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . 44 Her ey her eydedir . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 47

    lll. Eitlerin Akl . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 50 Beyinler ve Yapraklar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . .. . . . . . . . . . . . . 5 1 Dikkatli Bir Hayvan . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 54 Bir Zekann Hizmet Ettii rade . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 58 Doru Szllk lkesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 6 1 Akl ve Dil . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 64 Ben de Ressamm! . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 69 airleri n Dersi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 7 I Eiderin Cemaati . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 74

  • IV. Kmseme Toplumu . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 77 Yerekimi Yasalar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ... . . . . . . . .. . .. . . . .. . ... . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . 78 Eitsizlik Tutkusu . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 82 Retorik Delilik . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 84 stn Aalar . .. . . . ... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . .. . .. . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. 88 Filozof-Kral ve Egemen Halk . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 90 Akla Uygun Biimde Nasl Akldna klr . . . . . . . . . .. . . . . .. . . . . . . 92 Aventinus Konusunda Sz Almak . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 98

    V. zgrletirici ve Maymunu . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . .. . . . .. . . . o zgrletirici Yntem ve Toplumsal Yntem . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 102 nsanlarn zgrlemesi ve Halkn renimi . . . . . . . .. . . . .. . . . . . . . . 105 lerleme nsanlan . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 08 Koyunlar ve nsanlar . . . . . . . . . .. . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . 2 lericilerin Dngs . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 6 Halkn Bandan Aa . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 2 Eski Yntem'in Zaferi .......................................................... 26 Pedagojikletirilmi Toplum ................................................. 29 Panekastik Masallar ............................................................. 32 zgrlemenin Mezar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 36

  • I

    Zihinsel Bir Serven

    1818 YILINDA, bugn Belika snrlan iinde bulunan Leuven kentinin niversitesinde, Fransz edebiyat okutnan Joseph Jacotot'nun bandan bir zihinsel serven geer.

    Uzun ve hareketli meslek hayat srpriziere hazrlam olmalyd Jacotot'yu: I 9 yana I 789 ylnda basmt. O sralar Dijon'da retorik dersleri veriyor ve avukatlk mesleine hazrlanyordu. 1792'de Cumhuriyet ordusunda topu olarak hizmet veriyordu. Ardndan Konvansiyon dneminde Barut Brosu 'nda eitmen, Harbiye VekaIeti 'nde katip, Po li teknik Mektebi 'nde mdr vekili olmutu. Dijon' a dnnce analiz, "ideoloji" ve kadim diller, saf ve akn matematik, ayrca hukuk okutmutu. Mart I 8 I 5 'te yurttalarnn kendisine duyduu sayg nedeniyle istemeye istemeye milletvekili olacakt. Ama Bourbon Hanedam'nn dnmesiyle birlikte srgn kanlmaz olmu, Hollanda Kral'nn cmertlii sayesinde yann cretli bir retmenlik grevi bulmutu. Misafirperverlik adabna aina olduundan Leuven'da sakin gnler geireceini dnyordu Joseph Jacotot.

    Oysa rastlant baka bir karar vermiti onun hakknda. Bizim alakgnll okutmann dersleri rencilerin abucak houna gitmiti. Gelgelelim derslerinden istifade etmek isteyen rencilerin ou Franszca bilmiyordu. Joseph Jacotot da tek kelime Hollandaca bilmiyordu. Dolaysyla talebenin talip olduu eyleri retebilecei ortak bir dil yoktu. Yine de rencilerin arzularna karlk vermek istiyordu. Bunun iin de rencileriyle arasnda ortak bir ey ze-

  • lO CAHiL HOCA

    rinde n, asgari bir ba kurmas gerekiyordu. Tesadf bu ya, o sralar Brksel'de Fenelon'un Telemak'nn ikidilli bir basks kmt. Ortak bir ey bulunmu, Telenak bylece Joseph Jacotot 'nun hayatna girmiti. Tcrcman araclyla kitab rencilere datp, eviriden yardm alarak Franszca metni anlamalarn istedi rencilerinden. lk kitabn ortasna gelince, yine tercman araclyla rencilerine oraya kadar rendiklerini srekli tekrarlamalarn ve kitabn kalann anlatabilecek kadar okumakla yelinmelerini syledi. ansn yardmyla bulunmu bir zmd bu, ama ayn zamanda kk apta felsefi bir deney di, Aydnlanma a'nn sevdii trden bir deney. 1 8 1 8 'de Joseph Jacotot hala geen yzyldan kalma bir adamd ne de olsa.

    Gelin grn ki deney beklentilerini amt hocamzn. Bu ekilde hazrlanm rencilerinden okuduklar hakkndaki dncelerini Franszca kaleme almalarn istedi. "Korkun uydurma ifadelerle, hatta tam anlamyla bir iicizlikle karlaacan sanyordu. Hi aklama grmemi bu gen adamlar kendileri iin yepyeni bir dilde karlatklar glkleri sahi nasl zecek, metni nasl anlayacakIard ki? Hi mhim deil ! nemli olan rastlantya alan bu yolun onlar nereye gtrdn, bu aresizlikten domu ampirizmin ne gibi sonular verdiini grmekti. O rencilerin, bu zorlu iin iinden birok Fransz kadar iyi ktklarn grnce ok armam myd? Demek ki baarmak iin tek gereken istemekti. Demek ki her insan bakalarnn yapt ve anlad her eyi anlamaya potansiyel olarak kiidirdi."1

    Bu rastlant rn deneyin Jacotot'nun zihninde yol at devrim ite buydu. O gne kadar vazifeinas her retmenin inandna inannt o da: Hocann en byk grevi bildiklerini rencilerine aktarmak ve onlar yava yava kendi bilgi seviyesine getirmekti. rencileri bilgiye bomamak, papaan gibi tekrarlatmamak gerektiini o da biliyordu; rencilerin rasgele yollara sapmamas gerektiini, nk asli olan tali olandan, nedeni sonutan ayrnay henz renememi dmalarn o yollarda kaybalacan da bitirdi. Uzun

    . Feix ve Vicor Ratier, "Enseignement un i verseL Emancipation intellectuelle", Jounal de philosophie panecastique, 838, s. 55.

  • ZiHiNSEL BR SERVEN ll

    szn ksas, hocann balca ii atklanak, bilginin basit unsurlarn ne karmak ve bu ilkece basitlik ile gen ve cahil dmalarn temel zellii olan edimsel basitlii birbirine uydurmakt. retmek demek, bilgileri aktarrken zihinleri ekillendirmek, o zihinleri planl bir ilerleyile basitten karmaa doru gtrmekti, biliyordu bunu. renci bilgiyi aklyla sahiplenecek, yarg gc ve beenisi de ekiilenince sosyal olarak kendisinden beklenen seviyeye karak rendiklerini seviyesine uygun biimde kullanmaya hazr olacakt: Kltrl sekinler iin retmenlik, avukatlk veya yneticilik yapacakt; halkn sekinleri arasndan artk karmaya altmz yeni nc gler iin aletler ve makineler dnecek, tasariayacak veya retecekti; bilim yoluna girecek, bu zel dehayla donanm zihinler iin yeni keifler yapacakt. Geri bu biliminsanlannn tuttuu yollar, kulland yntemler pedagoglann akla dayal dzeninden epey farklyd. Yine de buradan hareketle o akla dayal dzenin yanl olduunu sylemeyi gerektirecek bir kant elde edilemezdi. Tam tersine dehann zel glerinin gelimesi iin nce salam ve yntemli bir eitim almak gerekiyordu. Post h oc, ergo propter h oc.

    Byle dnrd her vazifeinas retmen. Otuz yllk meslek hayat boyunca byle dnm ve byle davranmt Joseph Jacotot da. Gelin grn ki, makinenin dililerine kum kant bir kere. Franszcann temeline dair hibir ey aklamant "rencileri"ne. Ne imiay aklamt, ne de fi il ekimlerini. renciler bildikleri dildeki kelimelere karlk gelen Franszca kelimeleri kendi kendilerine aram, ekim eklerinin ne anlama geldiini kendi kendilerine anlamlard. Franszca cmle kurabilmek iin kelimeleri ve ekimleri nasl kullanmalan gerektiini tek balarna renmilerdi: Kitapta ilerledike cmleleri ve imialar dzeliyordu; yazdklar cmleler de yle renci cmlesi deildi hani, dpedz yazar cmleleriydi. Ne yani, hocann aklamalan gereksiz miydi? Gereksiz deildiyse, kime ve neye faydas vard o aklamalarn o halde?

    Lat. "Bundan sonras, zaten bundan dolay byleydi" diye evirebileceimiz, mantk hatalarma iaret etmek iin kullanlan bir deyim. -.n.

  • 1 2 CAHiL HOCA

    Aklayann Dzeni

    Joseph Jacotot'nun zihninde hemen bir imek akp her eitim sisteminin gz kapal benimsedii u apakla gl bir k tutar: aklamalann zorunluluu. Bu apaklktan daha kesin ne olabilirdi ki? Kimse anlamad eyi hakikaten bilemez. Eee, anlamas iin de ona bir aklamasnn yaplm olmas, hocann sznn araya girip retilen madde'nin, yani konu'nun dilsizliine son vermi olmas lazm.

    Bu mantkta belirsizlie yer yoktur. Diyelim ki rencinin elinde bir kitap vardr. Bu kitap, rencinin bir konuyu anlayabilmesine ynelik bir dizi akl yrtmeden oluur. Ama kitab renciye aklamak iin de bir hoca sz alr. Bu kitab oluturan bir dizi akl yrtmeyi aklamak iin yine bir dizi akl yrtmede bulunur. Peki rencinin niye byle bir yardma ihtiyac vardr? Baba, birine srf aklasn diye para dkmek yerine, kitab oluna verse, ocuk da dosdoru o kitabn akl yrtmelerini anlasa, olmaz m? Onlan anlamyorsa, anlamad eyi aklayann akl yrtmelerini nasl anlasn ki? Bu aklamalar bambaka bir mahiyette midir? Hem o zaman onlan anlamann yolunu da aklamak gerekmez mi?

    Aklamann mant demek ki sonsuza kadar geriye gider: AklIann st ste katlanmas nn, katmerlenmesinin sona ermesi iin hibir neden yoktur. Geriye gidii durdurup sisteme bir zemin kazandracak ey, aklamann hangi noktada aklanm olduuna karar verecek tek kiinin aklayan kii olmasdr. Yine ba dndrc olan u soruyu da karara baiayabilecek tek kii odur: renci akl yrtmeleri anlasn diye kendisine retilen akl yrtmeleri anlad m acaba? Hoca, babay ite buradan yakalar: ocuun kitaptaki akl yrtmeleri anladn o nereden bilsin ki? Babada eksik olan, bir baka deyile baba, ocuk ve kitap lsnde olmayan ey, aklayana zel ite bu mesafe sanat dr. Hocann sm retilen konu ile renecek zne arasndaki mesafeyi, ayn zamanda da renme ile anlama arasndaki mesafeyi bilebilmesidir. Aklayan kii, mesafeyi ortaya koyan ve ortadan kaldrandr, mesafeyi kendi sz iinde ortaya serip eritendir.

  • ZHNSEL BR SERVEN 1 3

    Szn b u ayncalkl stats sonsuz geriye gidii ortadan kaldrsa bile, sadece paradoksal bir hiyerari kurmak iin kaldrr. Nitekim aklayann dzeninde genellikle yazl aklamay aklamak iin bir szl aklamaya ihtiya vardr. Bu durum da unu varsa yar: Hocann annda belirip kaybolan sz sayesinde, akl yrtmeler, silinmez karakterlerle ebediyen yazl olduklan kitaptakinden daha berrak grnr, rencinin zihnine daha iyi kaznrlar. Szn yaz, iitmenin grme karsndaki bu paradoksal ayncaln nasl anlamal? Szn gc ile hocann iktidan arasnda nasl bir iliki var peki?

    Bu paradaksun karsna bir bakas kar hemen: ocuun en iyi rendii szler, anlamna en iyi nfuz ettikleri, kullanmak zere en iyi benimsedikleri, aklayan bir hoca olmakszn, aklayan bir hoca devreye girmeden nce rendikleridir. Farkl zihinsel renmelerin verimlilikleri de eit deildir: nsan evlatlarnn en iyi rendii ey, hibir hocann onlara retemeyecei ana dilleridir. ocuklarla konuuruz, onlar etraftayken konuuruz. Onlar da duyup kaparlar, taklit edip tekrarlarlar, yanlp kendi kendilerini dzeltirler, ans eseri baarp yntemli olarak batan alrlar: Aklayanlarn onlara bir ey retemeyecei kadar kk yata, hepsi -dnsiyetleri, toplumsal durumlan ve derilerinin rengi ne olursa olsun- anne ve babalannn dilini aniayp konumaya kadirdir.

    Derken, dili aklamayan hocalardan konumay kendi zekasyla renmi ocuk, kelimenin gerek anlamyla renim grmeye balar. Artk imdiye kadar kendisine hizmet etmi zekann yardmyla bir ey renemeyecei varsaylr; renme ile dorulama arasndaki zerk ilikinin artk yabancsdr sanki. kisi arasna bundan byle bir matlk girmitir. Anlamak gerekiyordur. Sadece anlamak kelimesi bile her eyin stne bir rt atar: Anlamak ocuun bir hoca olmakszn, ileride de -belli bir ilerleme sras iinde sunulan- anlalacak konulara gre hocalar olmakszn artk yapamayaca bir eydir. Buna ilerleme a balayal beri bir de daha iyi aklamak, daha iyi anlamasn salamak, renmeyi daha iyi renmek iin aklamalarn kusursuzlamas gibi tuhaf bir durum eklenmitir - ki bunlar olmadan sz konusu anlamadaki kusursuzlamay lmek asla mmkn olmaz. ok gemeden hazin bir sylenti yaylmaya balar: Aklama sisteminin etkililii srekli dmekte-

  • 14 CAHiL HOCA

    dir, bu da tabii ki anlamayaniann anlayabilecei daha kolay aklamalann yaplmas iin yeni bir kusursuzlatrma gerektirmektedir. . .

    Joseph Jacotot'yu saran o ani srrna erme hali u ekilde zetlenebilir: Aklayana dayal sistemin mantn ykmak lazm. Anlama konusundaki kapasitesizlii tedavi etmek iin aklamaya ihtiya yoktur. Aksine aklayana dayal dnya tasavvurunu yaplandran kurmaca, ite bu kapasitesizlik'tir. Aniayamayann aklayana deil, aklayann anlayamayana ihtiyac vardr; anlayamayan bu vasfyla kuran, var eden o aklayandr. B irine bir eyi aklamak, her eyden nce, ona kendi bana anlayamadn gstermek demektir. Aklama, pedagogun edimi olmazdan nce, pedagoj inin mitidir- bilgin zihinler ve cahil zihinler, olgun zihinler ve toy zihinler, anlayabilen ve anlayamayan, zeki ve aptal eklinde ikiye blnm bir dnya meselidir. Aklayana zg hile u ikili balatma hareketidir. B ir yandan mutlak balangca hkmeder: renme edimi ancak imdi balayabilecektir. te yandan, renilecek her eyin stne, o kaldrmaya soyunduu cehalet rtsn atar. Hocaya gelinceye kadar ocuk el yordamyla, tahminlerle yol almtr. imdi renecektir. O zamana kadar kelimeleri duyup tekrarlyordur. Bundan byle okuyacaktr; artk harfleri duymadan heceleri, heceleri duymadan da kelimeleri du yamayacaktr ki onlar da ne kitap duyurabilir ne de anne-babas, duyurabilecek tek ey hocann szdr. Pedagojinin miti dnyay ikiye bler, dedik. Dorusu yle olmal: Zekay ikiye bler. Mi te gre, bir aa zeka vardr, bir de stn zeka. Birincisi rasgele birtakm alglar kaydeder, hatrnda tutar, alkanlklar ve ihtiyalarn dar emberi iinde ampirik olarak yorumlayp tekrarlar. Bu, kk ocuun ve halktan insann zekasdr. kincisiyse eyleri nedenleriyle bilir, yntemli olarak basitten karmaa, paradan btne ilerler. Hocann sahip olduu bilgileri rencinin zihinsel kapasitelerine uyariayarak aktarmasn ve rencinin rettiklerini iyi renip renmediini dorulamasn salayan ey bu zekadr. Aklamann temeli olan ilke byledir. O gnden sonra Jacotot iin bu, aptalla(tr)mann temeli olan ilke anlamna gelecektir.

    Doru anlamak iin u malum imgeleri zihnimizden bir kovalm. Aptallatran derken kast, ne rencisinin kafasn hazmedil-

  • ZiHiNSEL BR SERVEN 15

    memi bilgilerle dolduran dar kafal bir ihtiyar hocadr, ne de kendi iktidann ve toplumsal dzeni korumak iin takiyye yapan kt niyetli biri. Aksine, ne kadar bilgin, aydn ve iyi niyetliyse o kadar etkilidir. Ne kadar bilginse, kendi bilgisi ile cahillerin cehaleli arasndaki mesafe ona o kadar aikar grnecektir. Ne kadar aydnsa, el yordamyla yol almak ile yntemli olarak aramak arasndaki fark ona o kadar aikar grnecek; Jafzn yerine manay, kitabn otoritesi yerine aklamalarn berrakln geirmeyi o kadar ok nemseyecektir. Her eyden nce rencinin anlamas lazm, diyecektir; bunun iin de konuyu ona hep daha iyi aklamak lazmdr. Aydn pedagogun kaygs udur: ocuk anlad m? Aniamam . yleyse ona aklamann yeni yollarn, ilkece daha titiz ve biimce daha ekici yollarn bulacak, aniayp anlamadm dorulayacam.

    Yce bir kayg elbet. Ama ne yazk ki btn sorun da bu kck kelimeden, aydnlarn bu sloganndan kyor: anlamak. Akln hareketini durduran, onun kendine gvenini yok eden, zeka dnyasn ikiye blerek ve el yordamyla arayan hayvan ile renim grm kk beyefendi arasna, saduyu ile bilim arasna bir kesinti yerletirerek akl yolundan karan odur. Bu ikiliki slogan telaffuz edildii andan itibaren, yntemciler ve ilerlemecilerin en byk kaygs olan anla( l)masn salamak konusundaki her trl kusursuzlama, aslnda aptallama konusunda kaydedilmi bir ilerlemedir. Dayak tehdidiyle ezberindekileri eveleyip geveleyen ocuk korkuya yenik dmtr: Zekasn artk baka bir ey iin kullanacaktr. Ama aklamalara muhatap olan ufaklk zekasn "anlamak" denen bu yas almas iin kullanacaktr - yani, kendisine aklama yaplmazsa konuyu anlayamayacan anlama almas iin. imdi boyun edii ey korku deil, zeka dnyasnn hiyerarisidir. Dier konularda onun da ii dieri kadar rahattr: Problemin zm buJunamayacak kadar zorsa, gzlerini falta gibi aacak kadar zekidir sonuta. Hoca dikkatli ve sabrldr. ocuun konuyu takip edemediini grrse, bir daha aklayarak onu yeniden doru yola sokacaktr. Bylece ocuk yeni bir zeka edinecektir: hocann aklamalanndaki zekay . leride o da aklayan adam olabilecektir. Gerekli donanma sahiptir. Ama onu kusursuzlatrmas , ilerleme insan olmas lazmdr.

  • 16 CAHiL HOCA

    Rastlant ve rade

    Aklanan aklayanlarn dnyasnda iler byledir. Rastlant belli bir olgu'yu karsna karmasayd, retmen Jacotot'nun dnyasnda da byle olacakt. Joseph Jacotot her trl akl yrtmenin olgulardan yola kmas, onlara teslim olmas gerektiini dnrd. Bununla retmenin materyalist olduunu sylemek istemiyoruz. Aksine. Yryerek hareketi kantlayan Descartes gibi, ok dindar ve kralc olan ada Maine de Biran gibi, Jacotot da eylemde bulunan ve etkinliinin bilincine varan zihnin ilevini, olgularn her trl maddi ey'den daha kesin sayyordu. Tam da byle bir ey sz konusuydu ite: renciler Franszca konumay ve yazmay kendisinin yardm olmakszn renmi/erdi, olgu buydu. ilminden onlara hibir ey aktarmam, Franszcann kkleri ve ekimleri stne hibir ey aklamamt. Emile'deki zel hoca misali reformcu pedagoglar gibi yapmam, rencilerine konuyu daha iyi gstermek iin onlan yoldan karmam, kendi balarna amay renmeleri lazm diye engellerle dolu bir gzergah izmemiti. Onlan Fenelan'un metniyle, bir eviriyle (stelik Skolastikteki gibi satraras bir eviri de deil) ve Franszca renme azmleriyle ba baa brakmt. rencilere verdii tek komut da klann bilmedikleri bir orman katetmeleriydi . Bir zorunluluk sonucunda kendi zekas, yani yazl kelimelerin basl zekas ile rencinin zekas arasnda ba kuran hocann arabuluculuk zekas, tamamen devre d kalmt. Ayn hamleyle pedagojk aptallatrmann temel ilkesi olan hayali mesafeyi de ortadan kaldrmt. Btn oyun ister istemez unlar arasnda geer: Fransz dilinin belli bir kullanmn gerekletirmek istemi olan Fenelon'un zekas, o kullanrnn Hollandaca bir edeerlisini sunmak istemi olan evirmenin zekas ile Fransz dilini renmek isteyenlerin zekas. Anlalmt ki baka bir zekaya ihtiya yoktu. Fark etmeksizin, kendisinin de onlarla birlikte kefetmektc olduu bir eyi kefettirmiti Jacotot: Btn cmlelerin, dolaysyla da onlar reten btn zekalarn, doas ayndr. Anlamak tercme etmekten baka bir ey deildir, yani bir metnin -asla mantn deil- edeerlisini sunmaktan. Yazl sayfann ardnda hi-

  • ZiHiNSEL BR SERVEN 1 7

    bir ey yoktur; baka bir zekan n , aklayann zekiisnn almasn gerektiren iki katl bir fon yoktur; hocann dili yoktur, yani kelime ve cmleleriyle bir metnin kelime ve cmlelerinin mantn ifade edebilecek bir dilin dili. Flaman renciler bunun kantn getirmiti: Telemak'tan bahsetmek iin ellerinde Telemak'n kelimelerinden baka bir ey yoktu. Demek ki Fenelon'un cmlelerini anlamak ve ne anladmz sylemek iin Fenelon'un cmleleri bize yetermi. renmek ve anlamak ayn tercme edimini ifade etmenin iki yoludur. Metinlerin berisinde, kendini ifade etme, yani tercme etme isteinden baka bir ey yoktur. Fenelon okuyarak dili anlamlarsa, srf soldaki sayfay sadakiyle karlatrma cimnastiiyle olmamtr bu. nemli olan sayfada stun deitirme becerisi deil, dncenizi bakalannn kelimeleriyle syleyebilme kapasitesidir. Bunu Fenelon metninde renmilerse, nedeni Fenelon'un yazma ediminin esasen bir tercman m edimi olmasdr: Siyaset dersini efsanevi bir anlatya tercme etmek iin, Fenelon Homeros 'un Yunancasn, Vergilius'un Latincesini ve --ocuk masalndan tutun bilginierin yazd tarihe vannca ya dek- baka yz kadar metnin bilgince veya toyca dilini kendi yzylnn Franszcasna aktarmt. renciler Fenelon'un kitab hakkndaki dncelerini anlatmak amacyla o kitabn cmlelerini kul lanmak iin hangi zekaya bavurmularsa, Fenelon da bu iki ynl tercme ilemini gerekletirmek iin o zekaya bavurmutu.

    Ama Telemak'taki Franszcay renmelerini salayan zeka ayn zamanda ana dillerini renmelerini salam olan zekadr: renecekleri eyi gzlemleyip kaparlar, tekrarlayp dorularlar, bilmeye altklar ey ile bildikleri arasnda ba kurar, yapar ve yaptklar stne dnrler. Gememeleri gereken bir yoldan gemiler, ocuklar gibi el yordamyla, tahmin/e yol almlard. O zaman da u soru kanlmaz olmutu: Kabul edilmi zihinsel deerler dzenini tersine evirmek gerekmez mi? Peki ya bu nefret edilen tahmin yntemi, kendi gcnn dizginlerini eline alan insan zekiisnn gerek hareketi deil midir? Bu yntemin yasaklanmas zeka dnyasn ikiye blme isteinin onay olmaz m? Yntemciler rastlant denen yanl yntem ile aklla yol alma arasnda kartlk kurar. Ama kantlamak istedikleri eyi pein pein nlerinde bulurlar. Srekli bir ey-

  • 18 CAHiL HOCA

    I ere toslayarak bir dnyay kefe km kk bir hayvan varsa yarlar. Hayvan henz bu dnyay gremiyordur ve bizim yntemciler ona ayrt etmeyi reteceklerdir. Ama insan yavrusu, bir kere, konuan bir varlktr. Duyduu kelimeleri tekrarlayan ocuk ile Telemak metni iinde "kaybolmu" Flaman renci, rasgele yol almaz. Btn gayretleri , btn keif abalar una yneliktir: Onlara hitaben bir sz edilmitir, onlar da bunu anlamak ve cevap vermek isterler - renci veya bilgin olarak deil, insan olarak. Sizi snavdan geiren birine deil, sizinle konuan birine cevap verir gibi. Yani, eitlik sanca altnda.

    Olgu karsnda duruyordu ite: Aklayan bir hoca olmakszn, kendi balarna renmilerdi. Bir kere olmu olan her zaman iin mmkndr. Bu keif retmen Jacotot 'nun ilkelerini ykp tersine evirebilirdi. Ama insan olarak Jacotot, bir insandan beklenebilecek eitlilii kabul etmeye daha yatknd. Babas dedesinin muhasebe defterlerini tutmadan nce kasaplkla itigal etmiti; torununu okula gnderen bu dede marangozdu. 1792'de silah altna alma celbi geldiinde kendisi retorik retmeniydi. Arkadalarnn oyuyla topu yzbas olmu, topulukta byk baar gstermiti. I 793 'te, bu Latince uzman, Barut Brosu 'nda eitmen olmu ve Fourcroy'nn keiflerini sahada uygulayacak iileri hzlandrlm bir eitimle yetitirmeye soyunmutu. Fourcroy'nn yanndayken, patronundan gizlice kimyagerlii renmi olan Vauquelin adl bir kyl ocukla da tanacakt. Politeknik Mektebi 'nde, arabuk kurulmu komisyonlarn, zihin aklklar ve vatanseverliklerine bakarak setii genleri grm, onlarn ne kadar iyi birer matematiki olduuna bizzat tank olmutu - stelik byle yetimelerini salayan da Monge veya Lagrange gibi hocalarn onlara retmek iin akladklar matematik deil, tam da gzleri nnde icra ettikleri matematikti. Kendisi de yneticilik grevlerinden yararlanarak belli ki matematik konusunda bir yetkinlik kazanmaya alm, nitekim ileride Dijon niversitesi'nde bu ynn de konuturmutu. Ayn ekilde bilip rettii kadim diller arasna braniceyi de katm, bir de branice Grameri stne Deneme kaleme almt. Allah bilir neden ama, bu dilin parlak bir gelecei olacan dnyordu. Son olarak da -i stemeye istemeye ama hi dn de vermeden- halkn

  • ZiHiNSEL BR SERVEN 19

    temsilcisi olma konusunda bir yetkinlik kazanmt. Ksacas, vatann tehlikeye dmesinin ve bireylerin iradesinin, zor koullarda, yani aklayarak ilerleme aamalarnn acil iyet nedeniyle ortadan kalkt koullarda, benzersiz kapasiteler dourduunu biliyordu. Ulusun ihtiya duymasyla ortaya kan bu olaanst halin ilkesel adan ocuun dnyay kefetme abasyla veya bilginler ve mucitlerin tuttuu zel yolla ortaya kan aciliyetten farkl olmadn dnecekti. Flaman rencilerin baaryla uygulad rastlant ynteminin ikinci sm ocuun, bilginin ve devrimcinin deneyimi yoluyla ortaya kacakt. Bu eitlik yntemi her eyden nce bir irade yntemiydi. istedik mi, kendi arzumuzun gerilimiyle veya durum icab, aklayan bir hoca olmakszn, kendi bamza renebilirdik.

    zgrletiren Hoca

    Sz ettiimiz bu icap, o koullarda Jacotot 'nun verdii bir talimat klna brnecekti. nemli bir sonucu da olacakt, ama renciler iin deil, hoca iin. renciler bsbtn hocasz deilse bile aklayan bir hoca olmakszn renmilerdi. ncesinde bilmiyor, ama imdi biliyorlard. Dolaysyla Jacotot onlara bir ey retmiti. Ama kendi ilminden bir ey aktarrnamt. Dolaysyla rencinin rendii ey hocann ilmi deildi. rencilerini ancak kendi balarna iinden kabilecekleri embere kapatan, verdii buyrukla hoca, yani efendi (maitre)* olmu; kendi zekasn oyun dnda brakarak, rencilerin zekasnn kitabn zekasyla boumasna izin vermiti. Aklayan hocann pratiinin birletirdii bilgin ve hoca ilevlerini bu ekilde birbirinden ayrrnt. renme edinlinde oyuna dahil olan iki yeti, zeka ve irade de ayn ekilde birbirinden ayrlm, azat olmutu. Hoca ile renci arasnda salt iradeler aras bir iliki kurulmutur. Hocann tahakkm ilikisinin sonucu tamamen zgr bir iliki olmutur: rencinin zekasnn kitabn zekas ile kurduu iliki. Nitekim kitabn bu zekas, ayn zamanda hoca ile renci arasndaki ortak ey, eitliki zihinsel badr. Bu dzenek pedagojik

    Fr. maltre szc "hoca/retmen", "usta/stat" anlamlarnn yan sra "efendi" anlamn tar. -.n.

  • 20 CAHiL HOCA

    edimin birbirine karm kategorilerini ayrmaya ve aklayann yaratt aptallamay tam olarak tanmlamaya olanak salar. Bir zekann bir baka zekaya tabi klnd yerde aptallama vardr. radesini kendi yoluna sokacak ve o yolda tutacak kadar gl deilse insan -zellikle de ocuk- bir hoca ya ihtiya duyabilir. Ama bu tabi olu sadece iradeler arasndadr. Ne zaman ki bir zekay bir bakasna balar, o zaman aptallatnc olur. retme ve renme ediminde iki irade ve iki zeka vardr. akmalarna aptallama denecektir. Jacotot'nun yaratt deneysel durumda renci bir iradeye, Jacotot'nunkine ve bir zekaya, kitabn zekasma balyd - irade ile zeka birbirinden tamamen ayryd . ki i l iki arasndaki farkn bilinip zenle korunmasna, irade baka bir iradeye itaat ederken kendisinden baka bir eye itaat etmeyen bir zekann gerekletirdii edirne, zgrleme denir.

    Dolaysyla bu pedagojk deney btn pedagojilerin mantndan bir kopua alyordu. Pedagoglarn pratii i lim-cehalet kartl stne kuruluydu. Aralarndaki farklar cahil i bilgin yapmak iin seilmi yntemlerde yatyordu: kat veya yumuak, geleneksel veya modern, edilgen veya etkin yntemler . . . Bunlar arasnda veriml il ik bakmndan bir karlatrma yaplabilirdi. Bu adan bakldnda, ilk bakta Jacotot'nun rencilerinin hz ile geleneksel yntemlerin yaval karlatnlabilirdi. Ama aslnda karlatnlacak bir ey yoktu. Yntemlerin mukayeses pedagojik edimin hedefleri konusunda asgari bir anlamann olduunu varsayar: hocann bilgilerini renciye aktarmak. Oysa Jacotot hibir ey aktarmamt ! Hibir yntem kullanmamt. B ir yntem vardysa bile rencinin yntemiydi . Franszcay yava veya hzl renmek de kendi bana pek nemli sonular olan bir ey deildi. Karlatrma yntemler arasnda deil, iki zeka kullanm ve iki zihinsel dzen tasavvuru arasnda olabilirdi. Hzl yol daha iyi bir pedagoj inin yolu deildi. Bambaka bir yoldu; zgrln yoluydu; Jacotot'nun Devrim'den sonra Il. yln ordusunda, barut imalatnda veya Politeknik Mektebi kurulurken deneyimiedii yoldu : tehlikenin aciliyetine uygun den zgrln, ayn zamanda da her insandaki zihinsel kapasiteye duyulan gvenin yolu. Cehaletle ilim arasnda kurulan pedagojik i likinin altnda, aptalla(tr)ma ile zgrle(tir)me arasndaki daha te-

  • ZHNSEL BR SERVEN 2 1

    mel felsefi ilikiyi grmek gerekiyordu. Dolaysyla oyuna dahil olan unsurlarn says iki deil drtt. renme edimi farkl ekillerde bir araya getirilebilen drt belirlenime gre retilebilirdi: zgrletiren bir hoca veya aptallatran bir hoca tarafndan; bilgin bir hoca veya cahil bir hoca tarafndan.

    Bunlardan katlanlmas en zor olan, drdnc nenneydi. Bilgin'in ilmini aklamaktan feragat etmesi hadi neyse de, bir cahil in bir baka cahil iin ilim kayna olmas nasl kabul edilirdi ki? Jacotot'nun deneyi, kendisinin Franszca retmeni olduu gz nne alnrsa, mulakt. Ama en azndan renciyi yetitiren eyin hocann bilgisi olmadn gsterdiine gre, hocann kendi bilgisinden baka bir eyi, yani bilmediini retmesinin nnde hibir engel olamazd. Bunun zerine Joseph Jacotot deneyleri eitlendinneye, rastlant sonucu bir kez olmu olan bilerek tekrarlamaya alt. Yetkin olmad aikar olan iki eyi retmeye koyuldu: resim ve piyano. Hukuk rencileri fakltelerindeki bo bir krsnn ona verilmesi istediler. Fakat Leuven niversitesi bu acayip okutmann varlndan rahatszd; renciler temel dersleri brakp akamlar iki mumun clz nda kck bir salona doluuyordu. Hem de "Size retecek hibir eyim olmadn retmek zorundaym"2 gibi bir cmleyi duymak iin. Bavurulan otorite sz konusu kiinin byle bir retim iin gerekli unvana sahip olmadn syleyecekti. stelik Jacotot tam da bu srada unvan ile edim arasndaki mesafeyi deneyimiernekle meguld. Dolaysyla Franszca bir hukuk dersi yapmak yerine, rencilere Hollandaca savunma yapmay retti. renciler ok iyi savunma yapyorlard, ama bizim Jacotot hala Hollandaca bilmiyordu.

    2. Sommaire des /eons publiques de M. Jacotot sur /es principes de /' enseignement universe/, haz. I. S. Van de Weyer, Brksel, 1822, s. I I .

  • 22 CAHiL HOCA

    Kudret Dngs

    Grebildii kadanyla deney konuyu aydnlatmaya yetmiti: renciyi zgrletirirsek, yani onu kendi zekasn kullanmaya zorlarsak, hoca bilmediini retebilir. Bir zekay, ancak iinden kmay kendi kendine zorunlu grd takdirde kabilecei, keyfi bir embere kapatandr hoca dediimiz. Cahil i zgrletirmek iin insann kendisinin zgrlemi olmas, yani insan zihninin gerek gcnn bilincinde olmas gerekli ve yeterlidir. Hoca cahilin yapabileceine inanr ve onu kapasitesini kuvveden fiile karmaya ikna ederse eer, cahil o zaman hocann bilmedii eyi renir: Eski Yntem'de (bundan sonra ksaca byle denecek) renci yi aklayana balayan kudretsizlik dngsne benzer bir kudret dngs sz konusudur burada. Ama gler arasndaki iliki ok zeldir. Kudretsizlik dngs hep mevcuttur; hatta toplumsal dnyann, il imle cehalet arasnda grnteki ayrmszlk altna saklanan gidiatdr. Kudret dngsyse etkisine ancak alenileirse kavuur. Ama bir totoloji veya samalk gibi grnr olsa olsa. Bilgin hoca, bildiini de bilmediini de retebileceini nasl hi anlamaz? Bu zihinsel kudret artn kendi ilminin deerden d olarak grecektir. Cahilse kendi kendine renebileceine, hele ki bir baka cahile bir ey retebileceine hayatta i nanmaz. Zeka dnyasndan dlananlar dlanma kararlarn bizzat imzalarlar. Ksacas, zgrleme dngsne balamak gerekir.

    Paradoks da buradadr. nk, biraz dnlecek olursa, nerdii 'yntem" aslnda en eski yntemdir; her allahn gn, bir bireyin aklamasn bulamad bir bilgiyi benimsedii her durumda, bir kez daha dorulanr. Yeryznde aklayan bir hoca olmakszn, kendi bana bir ey renmemi kimse yoktur. Gelin, bu renme biimine "evrensel eitim" diyelim. u ekilde de ortaya koyalm: "Evrensel eitim aslnda dnya oldu olal aklayc yntemlerin yan banda var olagelmitir. Btn byk adamlar yetitiren aslnda bu eitimdir." Ama tuhaflk urada: "Her insan bu deneyimi hayatnda bin kez yaamtr, gelin grn ki bir bakasna unu demek aklna gelmemitir: Aklamasz bir sr ey rendim, siz de be-

  • ZiHiNSEL BR SERVEN 23

    n im gibi renebilirsiniz . . . . Bu yntemin birilerini eitmek iin kullanlabilecei ne bana sylenmitir ne de dnya zerinde bir bakasna. "3 Her birimizin iinde uyuklayan zekaya unu sylemek yeter: Age quod agis, yaptn yapmaya devam et, "yapmay ren, taklit et, kendini tan, doann seyri budur."4 Sana gcnn lsn gsteren rastlant yntemini yntemli olarak tekrarla. nsan zihninin btn edimlerinde ayn zeka i bandadr.

    Ama en zor sray burada olur. htiya duyduunda herkes bu yntemi kullanr, ama kimse sz konusu yntemi kabul etmek, onun delalet ettii zihinsel devrimle yzlernek istemez. Toplumsal dng, eyann dzeni , yntemin neyse o olarak kabul edilmesine izin vermez: yani, her birimizin renmek iin kulland ve kendi kapasitemizin farkna varmamz salayacak yntem olarak. Onu kabul etme cesaretini gstermek ve gcnn ak dorulamasnn peine dmek lazm. Byle olmazsa, kudretsizlik yntemi, u Eski Yntem, eyann dzeni durduka durur.

    Kim balamak isterdi? O dnemde halk bilgilendirme kaygsn tayan iyi niyetli ok insan vard: Dzen insanlar halkn kaba zevklerini inceltmek istiyordu, devrim insanlar ise haklarnn bilincine vardrmay; ilerleme insanlar snflar arasndaki uurumu tahsille kapatmay gnllerinden geiriyordu; sanayi insanlar yine tahsille halkn en parlak zekliarna toplumsal terfi olanaklar vermeyi hayal ediyordu. Btn bu iyi niyetierin karsna hep bir engel kyordu: Halktan insanlarn bu edinime ayracak az vakti, daha da az paras vard. Emeki kesimlerin gelitirilmesi iin duruma gre gerekli ve yeterli olduuna hkmedilen asgari bilgi'nin ekonomik bir ekilde yaylmasnn yolu aranyordu ayn zamanda. O sralar ilerlemeciler ve sanayiciler arasnda bir yntem ba tacyd: karlkl eitim. Bu yntemde ok sayda renci byk bir mekanda bir araya getirilip gruplara ayrlyor, renciler iinden en ileri olanlar altrc rtbesine terfi ettirilip dierlerine nezaret ediyordu. Hocann buyruk ve ders i bylece, bu altrclar zerinden, eitilecek herkese yan-

    3. Enseignement uniersel. Langue maternelle, 6. basm, Paris, 1 836, s. 448; Journal de f'emancipation intelectuelle, c. III, s. I 2 I.

    4. Enseignement universe/. Langue errangere, 2. basm, Paris, 1 829, s. 2 19.

  • 24 CAHiL HOCA

    syp onlar aydnlatyordu. Bir gz atmak bile ilerleme yanllarnn gnln okamaya yetiyordu: Bu ekilde bilim doruklardan en alakgnll zekalara yaylyordu. Mutluluk ve zgrlk de onun pei sra iniyordu tabii.

    Bu tr bir i lerleme, Jacotot'ya gre, buram buram "dizgin" kokuyordu. Kusursuzlatrlm at terbiye si, diyecekti bunun iin. Karlkl retim bal altnda o bambaka bir ey hayal ediyordu: Her cahilin bir baka cahil iin zihinsel gcn kefettirecek hoca olmasn. Daha dorusu, onun derdi halkn tahsil grmesi deildi: O sancak altnda askere alnanlar, emirleri aniayabilmesi gereken astlar, ynetilrnek istenen halk tali m ve terbiyeden geiri/irdi- ilerlemeci bir tarzda, yani ilahi hukuk olmakszn ve tek hiyerari olarak benimsenen kapasite hiyerarisine uygun ekilde. Jacotot'nun derdi zgrleme idi : Halktan her insann insan olma haysiyetini hissedebilmesi, kendi zihinsel kapasitesinin farkna varmas ve onu nasl kullanacana karar vermesiydi. Byk harfli Tahsil'den yana olanlar gerek zgrln koulunun bu olduunu temin ediyorlard. Ardndan da, hangi tahsili verecekleri konusunda kendi aralannda tartmalara dalmak pahasna, halka talim ve terbiye borlu olduklarn kabul ediyorlard. reticilerin devlerinden halk iin nasl bir zgrlk doabileceini Jacotot bilemiyordu. Ona gre, aksine, bu ite bir tr aptallatrma vard yine. zgrletirmeksizin eiten aptallatrr. zgrletirenin de "zgrletirilenin neyi renmesi lazm acaba?" gibi bir derdi olamaz. Can ne isterse onu renecektir, belki de hibir ey. renebileceini bilecektir, nk insan sanatnn btn rnlerinde ayn zeka i bandadr, nk bir insan bir bakasnn szn her zaman anlayabilir. Jacotot'nun matbaacsnn biraz bn bir olu varm. Bir balta ya sap olabileceinden umudu kesmiler. Jacotot tutup ona branice retmi. Ondan sonra da ocuk harika bir tabasnac olmu. Sylemeye gerek var m? branice hibir iine yaramam- tabii en ansl ve en iyi tahsil grm zekalaro bilmedii bir eyi biliyor olmaktan baka. Kolay eyler iin "Sonuta bir branice deil," denirdi .

    Dolaysyla mesele netti: Halkn tahsil grmesi iin b ir yntem deildi sz konusu olan, yoksullara verilecek bir mjde idi: Bir insann yapabildii her eyi onlar da yapabilirdi. Mjdeyi duyurmak

  • ZiHiNSEL BR SERVEN 25

    yeterdi. Jacotot kendini bu ie adamaya karar verdi. Bilmediimiz bir eyi retebileceimizi, cahil ve yoksul bir babann zgrlemise -aklayan bir hoca olmakszn- ocuklanna eitim verebileceini ilan etti. Bu evrensel eitim 'in yoluna yordamna da deindi: Bir ey ren ve geriye kalan her eyi u ilke uyarnca onunla ilikilendir: Btn insanlarn zekas eittir.

    Leuven'da, Brksel'de ve Lahey'de insanlar heyecanland; Paris ve Lyon'dan posta arabasyla geldiler; haberi duymak iin ngiltere ve Prnsya'dan kalkp Leuven'n yolunu tuttular; St. Petersburg'a ve New Orleans'a tand haber. Rio de Janeira'ya kadar ulat sylenti. B irka sene iin polemiin ard arkas kesilmedi ve Bilgi Cumhuriyeti'nin temelleri sarsld.

    stelik btn bunlar, zeki ve kltrl bir adam, nl bir bilgin ve erdemli bir baba, "Hollandaca bilmiyorum" diye ldrd iin oldu.

  • II

    Cahilin Dersi

    YLEYSE HADi TELEMAK'LA birlikte Kalipso'nun adasna kalm. Ziyaretilerden biriyle u delinin maarasna girelim: Leuven'da Matmazel Marcellis 'in okuluna; dericiyken Latince uzmanna dnen Deschuyfeleere 'nin evine; filozof bir prens olan Orange' l Frederick'in evrensel eitimin kurucusuna gelecein askeri hocalarn yetitirme grevini verdii Leuven Askeri retmen Okulu 'na. "Dnebiliyor musunuz? S ilah altna alnanlar banklara oturmu, hep bir azdan vzldanyor: Kalipso, Kalipso asla unu ta .. . , vb.; iki ay sonra okumay, yazmay ve sayma y renmi ler . . . . Bu ilk eitim srasnda birimiz ngilizce, brmz Almanca, bir dierimiz istihkam, bir bakas da kimya vb. reniyorduk.

    "- Kurucu bunlarn hepsini biliyor muydu? "- Hayr tabii ki. B iz ona aklyorduk. inann o da ok fayda

    land okuldan. "- Durun bir saniye, kafam kart; peki hepiniz kimya biliyor

    muydunuz? "- Hayr, ama reniyor ve ona ders olarak anlatyorduk. Ev

    rensel eitim buydu. renci hocalk yapyordu." Her eyde olduu gibi delilikte de bir dzen vardr. Dolaysyla

    batan balayalm: Telemak'tan. Her ey her eydedir, der bizim de-

    l. Enseignement universel. Mathematiques, 2. basm, Paris, I 829, s. 50-5 1 .

  • CAHLN DERS 27

    l i . Kt niyetli kamuoyu peinden ekler: Ve her ey Telemak'tadr. nk grnen o ki Te/e mak her ie yarayacak bir kitaptr. renci okumay m renmek istiyor? Almanca, ngilizce mi renecek, yoksa savunma veya dvme sanat m? Bizim deli hi amadan eline Telemak' tututurur; renci balar tekrara: Kalipso asla unuta . . . Ta ki Te/emak'n belirlenmi blmlerinden nerilenleri bilineeye ve sonra baka blmleri de anlatabilinceye kadar. Btn rendiklerinden (harflerin ekilleri, kelimelerin yerleri ve ekleri, kiilerin grnmleri, akl yrtmeleri, hisleri, kssadan hisseler) sonra, ondan konumas istenecek, ne grd,n, ne dndn, ne yaptn sylemesi beklenecektir. Tek bir zorunlu koul olacaktr: Syledii her eyin kitapta maddi karln gstermek zorundadr. Ayn koullarla kompozisyon yazmas ve doalama yapmas istenecektir: Kendi cmlelerini kurmak iin kitabn kelime ve deyimlerini kullanmak; akl yrtmesinin kitapta hangi o lgulara dayandn gstermek zorundadr. Ksacas, ne sylerse hocann kitapta onun maddi karln bulabilmesi gerekmektedir.

    Kitabn Adas

    Kitap. Telemak veya bir bakas. Rastlant Telemak' karmt Jacotot'nun karsna, kolaylk da kitab deitirmemesine neden olmutu. Birok dile evrilmiti Telemak, kitaplarda kolayca bulunabiliyordu. Fransz dilinin aheseri deildi. Ama slubu temiz, sz daarc eitli, ahlak katyd. Okuyunca mitoloj i ve corafyaya dair bir eyler reniyorduk. Franszca "eviri" araclyla orada Vergilius 'un Latincesini ve Homeros 'un Yunancasn duyuyorduk. Ksacas, klasik bir kitapt, bir dile ait biimlerin ve tad gcn zn n sergilendii kitaplardan biri. Kendi bana bir btn olan bir kitap; yeni rendiimiz her eyi bir ucundan balayabileceimiz bir merkez; iinde bu yeni eylerin her birini anlayabileceimi:::., ne grdmz, ne dndmz, ne yaptmz sylemenin bir yolunu bulabileceimiz bir dng. Evrensel eitimin birinci ilkesi buydu: Bir ey renip her eyi onunla ilikilendirmek. Dolaysyla nce bir ey renmek lazmd. Bu kadarn dedem de mi syler?

  • 28 CAHiL HOCA

    Olabilir, ama Eski Yntem baka bir ey sylyordu: unu, ardndan unu, sonra bir de unu renmek lazm, diyordu. Seme, ilerleyi, tamamlanmazlkt ilkeleri. renci baz kurallan ve temel bilgileri renir, bunlar seilmi baz okuma paralarna uygular, edinilen esaslara uygun baz altrmalar yapard. Sonra bir st dzeye geilirdi: yeni esaslar, yeni bir kitap, yeni altrmalar, yeni bir hoca . . . Her aamada bir cehalet uurumu alyor, retmen de hep uurumlardan birini doldurup yenisini ayordu. Kesitler birbirine ekleniyordu. Yani , renci yi asla yakalayamayaca bir hocann yedei nde gezdiren aklayc bilgiden muhtelif ve kopuk kopuk paralar. Kitap hibir zaman tam deildir, ders hi bitmez. Hocann hep kendine saklad bir bilgi vardr, yani rencinin bilmedii bir ey. te bunu anladm, der renci mutluluk iinde. - Sen yle san, diye dzeltir hoca. Bu noktada senin henz bilmeni istemediim bir glk var. O konuya geldiimiz zaman aklayacam. - Bu ne demek oluyor imdi? diye sorar merakl renci. - Syleyeceim, ama henz ok erken. imdi bir ey anlamazsn, gelecek sene greceksin, der hoca. Hocayla renci arasnda batan hep bir mesafe vardr. renci hep ilerlemek iin baka bir hocaya, yeni aklamalara ihtiya duyar. Tpk zafer kazanm Ail'in arabasna balad Hektor'un cesedini Troya'da dolatrmas misali. B ilgi konusunda akla dayal ilerleyi srekli tekrarlanan bir sakatlamadr. "Eitim grmekte olan her insan yanm insandr."2

    renim gren kk beyefendinin bu sakatlamaya maruz kalp kalmadn hi sormayalm. Sistemin dehas zaran kara dntrmesindedir. Kk beyefendi i/erlemektedir. Ona retilmi, o da renmitir, dolaysyla unutabilir. Arkasnda yeniden bir cehalet uurumu alr. Ama iin mucizevi yan udur: Bu cehalet artk bakalannn cehaletidir. Unuttuu eyi amtr. u kaba saba zekalar veya kk snflardakiler gibi heceleye heceleye okuyacak, aznda geveleyecek hali yoktur. Onun okulunda ocuklar papaan deildir. Hafzaya yklenmek yerine zekaya ekil verilir. Anladm, der ufaklk, papaan deilim. Unuttuka anlam olmas ona olaan ge-

    2. Lettre dufondateur de /' enseignement universel au general Lafayette, Leuven, 1 829, s. 6.

  • CAHLN DERS 29

    !ir. Zekiletike, o atklarna, bilgi'nin bekleme odasnda suskun kitap karsnda kalanlara, aniayacak kadar zeki olmadklar iin tekrarlayp duranlara tepeden bakar. te size aklayanlarn dehas : Aa drdkleri varl e n salam bala aptallama diyarna balarlar: stnlk bilinciyle.

    Hem bu bilin iyi duygulan da ldrmez. Tahsil gren kk beyefendi belki de halkn cehaletinden duygulanacak ve onun tahsil grmesi iin gayret gstermek isteyecektir. Rutinin katlatrd veya yntemsizliin yanl yollara srkledii beyinlerle bir ey yapmann zor olduunu bilecektir. Ama kendini adarsa, zeka hiyerarisinde her bir kategoriye uygun bir aklama olduunu bilecektir: Onlarn eriehitecei yerde duracaktr.

    imdi de baka bir hi kayeye geelim. u bizim deli -mritlerinin verdii adla, evrensel yntemin kurucusu- elinde Telemak'la, bir kitapla, bir eyle sahneye girer. Al da unu oku, der yoksula. -Ben okuma bilmem, der yoksul. Kitapta yazlan nasl anlayaym? - imdiye kadar her eyi nasl anladysan yle: iki olguyu karlatrarak. imdi sana bu olgulardan birini syleyeceim, kitabn ilk cmlesi yle: Kalipso asla unutamyordu Ulysses' in gitmi olduunu. Tekrar et: Kalipso asla unuta . . . u da ikinci olgu: Kelimeler buraya yazl. Hibirini tanmyor musun? Sana sylediim ilk kelime Kalipso idi, kattaki ilk kelimenin de o olmas gerekmiyor mu? Bak bakalm, tandndan emin ol, onca kelime iinde hangisi o? Bunun iin de grdklerinin hepsini sylemen lazm bana. Bunlar bir elin kat stne izdii iaretler, sonra bir baka el de o iaretierin h urufatn dizmi matbaada. Bana bu kelimeyi anlat. " Servenierin hikayesini" anlat, "yani u gidip gelmelerin, sapmalann, hani u kelimeyi kada yazan veya bakra kazyan kalemin hareketlerinin hikayesini".3 Gryor musun u o harfini? rencilerimden biri meslekten bir ilingir- yuvarlak diyor ona, L harfine de gnye. Bir ci sm in veya bilmedi in bir yerin eklini anlatr gibi her harfin eklini anlat bana. Sakn anlatamam deme. Grebiliyor, konuabiliyor, gsterebiliyorsun, hatrlayabilirsin. Daha ne mi lazm? B ir de tekrar tekrar grmek ve tekrar tekrar sylemek iin tam bir dikkat. Ne beni al-

    3. Journal de /'emancipation intellectuel/e, c. III, 1 835-36, s. 15.

  • 30 CAHiL HOCA

    damaya al ne de kendini. Grdn bu mu? Ne dnyorsun? Sen dnen bir varlk deil misin? Yoksa kendini hepten beden mi sanyorsun? "Bizim kurucu, Moliere'in kahraman Sganarelle gibi, her eyi deitirdi . . . , benim gibi senin de bir ruhun var."4

    Sonra kitabn sz ettii eyden sz ama zaman da gelecektir: Ne diyorsun u Kalipso'ya? Ya acya, bir tanraya, ebedi bir bahara? Sana bunlar syleten eyi gster bana.

    Kitap, ka yolunun kesilmesidir. rencinin hangi yoldan gideceini bilmeyiz. Ama nereden kamayacan biliriz - zgrlnn icrasndan. Ayrca hocann baka bir yerde d uramayacan biliriz, sadece kapda durabilir. rencinin her eyi kendi bana grmesi, srekli karlatrmas ve hep u soruya cevap vermesi gerekir: Ne gryorsun? Ne dnyorsun? Ne yapyorsun? Sorular sonsuza dek byle uzayp gider.

    Ama bu sonsuzluk, hocann sm deil, rencinin yrydr. Kitapsa bitmitir, eksiksizdir. rencinin elinde tuttuu, batan sona gz gezdirebilecei bir btn'dr. Hocann ondan gizledii hibir ey yoktur, onun da hocann bakndan gizleyebilecei. Dng hi leye izin vermez. Hele ki u kapasitesizlik denen byk hileye: Yok yapamyorum, anlamyorum . . . Aniayacak bir ey yoktur. Kitaptadr her ey. Anlatmaktan baka yapacak bir ey de yoktur - her bir iaretin eklini, her bir cmlenin servenlerini, her bir kitaptan karlacak dersi . Konumaya balamak gerekiyordur. Konuamam deme sakn. Yapamam demeyi biliyorsun. Onun yerine de ki Kalipso asla unu ta . . . Yola ktn ite. Bildiin, bundan byle ara vermeden takip etmen gereken bir yola ktn. Syleyemem deme sakn. Ya da diyeceksen, buyur Kalipso gibi, Telemak, Narbal veya Idomeneus gibi de. Baka bir dngye balanmtr, kudret dngsne. Syleyemem deme biimlerinin sonu gelmeyecek ve ok gemeden her eyi syleyebileceksin.

    Bir dng iinde yolculuk. Ulysses 'in olunun servenlerinin el kitabn oluturduu, Kalipso'nun da ilk kelime olduunu anlarz. Kalipso, (Yunancada) gizli veya saklanm olan. Gizli sakl hibir ey olmadn, kelimelerin altnda sakl kelimeler, dilin hakikatini

    4. A.g.y. , s. 380.

  • CAHLN DERS 3 1

    syleyen bir dil olmadn kefetmek gerekiyordur tam da. iaretleri, sonra bir daha iaretleri reniriz; ayn ekilde cmleleri, sonra bir daha cmleleri. Tekrarlanz hazr cmleleri. Ezberleriz koca koca kitaplan. S inirlenir Eski Yntem: Bir ey renmek sizde ite bu anlama geliyormu! Birincisi, sizin ocuklar papaan gibi tekrarlayp duruyor. Sizinkiler tek bir yelilerini gelitiriyorlar: hafza! Bizimkilerse alrma yaptklarnda hem zekay hem de beeni ve hayal gcn gelitiriyorlar. Sizinkiler ezberliyor. Bir kere birinci hata bu. kincisi: Ezberleyince renmi olmuyorlar. Siz rendiklerini sylyorsunuz, ama byle bir ey imkansz. Genel olarak insan beyni, zelde de ocuk beyni byle bir hafzaya alma abasnn altndan kalkamaz.

    u malum aydanlk argman. Bir dngden dierine sylemi. nermelen kendi etraflarnda bir tur evirmek lazm. Eski Yntem diyor ki ocuk hafzas bu tr abalarn altndan kalkamaz, nk parolas genel anlamda kudretsizliktir. Eski Yntem hafzann zekadan veya hayal gcnden farkl olduunu syler, nk kudretsizlikten g alarak hkmetmek isteyenlerin ortak silahn kullanr: blme. Hafzann zayflna inanr, nk insan zekasnn kudretine inanmaz. Aa olduuna inanr, nk aa olanlar ve stn olanlar olduuna inanr. ki ynl argman unu demeye gelir zetle: Aa olanlar ve stn olanlar vardr; stn olanlarn yaptn aa olanlar yapamaz.

    Eski Yntem bundan baka bir ey bilmez. Ona eitsizlik lazmdr; ama hkmdarn karamamesinde itiraf edilen, sylemeye bile gerek olmayan, herkesin aklndan kmayan ve dilinden dmeyen eitsizlik deil. Bunun iin yumuak bir silah vardr, farkllk: Bu u deildir, bununla unun arasnda bykfark vardr, bununla unu karlatramazsnz . . . hafza ile zeka, tekrarlamak ile bilmek ayr eylerdir; tebihte hata olmaz; bir ierik vardr bir de biim . . . Aynnn deirmeninde her tr hububat tlr. Argman, biliminsannn ve insani yardm gnllsnn houna gidecek ekilde yle modemletirilebi lir: Zekann geliiminde evreler vardr; ocuun zekisyla yetikininki bir olur mu hi; ocuun zekasma ok yklennemek lazm, saln ve yetilerinin doru geliimini tehlikeye atabilirsiniz maazallah . . . Eski Yntem' in tek istedii onun olum-

  • 32 CAHiL HOCA

    suzlamalann ve farklarn kabul etmemizdir: Bu u deildir, bu bakadr, bu unun tesindedir, bu unun kadar deildir. Zeka hiyerarisinin btn tahtlann dikmeye bu kadar yeter.

    Kalipso ve ilingir

    O konuadursun biz olgulara bakalm. B uyuran bir irade vardr, bir de itaat eden zeka. Bu zekay iradenin mutlak zorlamas altnda yrten edirne de dikkat diyelim. Sz konusu olan bir harfi tanmak da olsa, bir cmleyi ez beri emek, iki matematik varlk arasnda bir iliki bulmak, bir konumann satrbalarn yazmak da, bu edimin nitelii deimez. B iri kaydeden, biri anlayan, biri de yarglayan ayn yeti yoktur. O'ya yuvarlak, L'ye de gnye diyen ilingir zaten balantIarla dnmektedir. cat etmek, hatrlamak'tan farkl trde bir edim deildir. Varsn aklayanlar kk beylerin "beeni" ve "hayal gleri"ni "ekillendirsin"; yaratclarn ''deha"s stne yazp dursunlar. B iz o yaratclarn yaptn yapmak ile yetinelim: Racine Euripides ' i ezberleyip tekrarlam, taklit etmiti, Bossuet aynsn Tertullien, Rousseau Amyot, Boileau da Horatius ve Juvenalis iin yapmt. Demosthenes Thukydides ' i sekiz kez kopyalam, Hooft Tacitus 'u elli iki kez okumu, Seneca ayn kitab srekli yeniden okuma y tavsiye etmi, Haydn Bach'n alt sonatn saysz kez tekrarlam, Michelangelo ayn gvdeyi yeniden yapp durmutu . . . 5 Kudret blnmez bir btndr. Tek bir g vardr: grme, syleme, grdmze ve sylediimize dikkat etme gc. Cmle stne cmle reniriz; birtakm olgular kefederiz, yani eyler arasndaki birtakm ilikileri, ve ayn nitelikte olan birtakm baka ilikileri; harfleri, kelimeleri, cmleleri, fikirleri . . . birletirmeyi reniriz. lim sahibi olduumuzu, hakikati bildiimizi veya bir dahiye dntmz syleyecek deilizdir. Ama zihinsel dzlemde bir insann yapabilecei her eyi yapabileceimizi biliriz.

    Her ey her eydedir sznn anlam budur ite: kudretin totoIojisi. Dilin btn kudreti bir kitabn btnlnde bulunur. Zeka

    5. Gonod, Nouvelle exposition de la methode de Joseph Jacotot, Paris, 1 830, s. 1 2- 1 3 .

  • CAHLN DERS 33

    olarak benliin btn bilgisi, bir kitaba, bir blme, bir cmleye, bir kelimeye vukufta bulunur. Her ey her eydedir ve her ey Telemak' ta dr diye dalga geer dmanlan . . . ve gafl av larlar mritleri: Her ey Telemak'n birinci kitabnda m? Birinci kelimesinde mi? Matematik de Telemak'ta m? Telemak'n birinci kelimesinde mi? Ayann altndaki topran kayp gittiini hisseden mrit hocay yardma arr: Nasl cevap vermeli?

    "Btn insan eserlerinin Kalipso kelimesinde bulunduuna inandnz sylemeliydiniz, nk bu kelime insan zekasnn bir eseridir. Kesirieri toplayan ile Kalipso kelimesini yaratan zihinsel varlk ayndr. Yunanca biliyordu bu sanat ; hileli, sakl anlamna gelen bir kelime seti. Bu sanat sz konusu kelimeyi yazmann yolunu, aralarn hayal eden kiiye benzer. stne yazdmz kad yapana, bu amala kalem imal edene, kalemlerin ularn aana, kalemtra yapana, benzerlerine yani hemcinslerine demir tedarik edene, mrekkep imal edene, Kalipso kelimesini kada basana, matbaa makinesini yapana, bu makinenin rnlerini aklayana, bu aklamalan yayana, matbaa mrekkebini yapana vb. benzer. Btn bilimler, sanatlar, anatomi, dinamik vb., hepsi Kalipso kelimesini yaratan zekann rnleridir. Mehul bir topraa admn atan filozofun biri kurnun zerinde geometrik bir ekil grnce 'nsann ayak izi' demi. Yanndakiler adamn deli olduuna inanmlar, nk gsterdii izgiler ayak izine benzemiyormu. Kalipso kelimesini gsterip 'te insann parma' dediimizde XIX. yzyl bilginlerinin malrnur gzleri falta gibi alyor. Bahse vanm, Fransa'da retmen okulundan birini gnderseler, Kalipso kelimesine bakp ' Yok canm, parmaa benzemiyor, ' diyecektir. Her ey her eydedir."6

    Kalipso'da bulunan ey ite udur: nsann her tezalrnde grlen zekasnn kudreti. Adlarla matematikteki iaretleri ayn zeka yaratr. iaretleri ve akl yrtmeleri de yine ayn zeka yaratr. ki tr akl yoktur. radenin yeni ilikiler bulsun, kursun diye zekaya ilettii enerjinin byklne, kklne gre zekann tezahr/erinde eitsizlik olabilir, ama zihinsel kapasite hiyerarisi yoktur. te bu doa eitliinin bilincine varmaya ve bilgi lkesine doru

    6. Langue maternel/e, s. 464-65.

  • 34 CAHiL HOCA

    her trl servenin nn amaya zgrleme denir. nk sz konusu olan iyi renmek veya renememek, abuk veya yava renmek deil, servene atlmaya cesaret etmektir. "Jacotot yntemi" u veya bu yntemden daha iyi deil, bambaka bir yntemdir. Uygulanan tekniklerin kendi balarna bir neminin olmamasnn da nedeni budur. Okutulan kitap Telemak, ama pekiila baka bir metin olabilirdi. Gramerden deil, metinden, hecelerden deil kelimelerden yola klyor. Daha iyi renmek iin byle renmekten veya Jacotot'nun ynteminin "btnsel yntem"in atas olmasndan sz etmiyoruz. Kalipso'dan yola kmak, dorudur, B, A, BA diye heceleyerek renmekten daha hzl gider. Ama bu hzn kazanlmas belli bir kudretin elde edilmesinin bir etkisi, zgrle(tir)me ilkesinin bir sonucudur sadece. "Eski yntem rencileri harflerden balatr, nk rencileri zihinsel eitsizlik ilkesine gre, zellikle ocuklarn zihinsel olarak aa olduunu kabul ederek ynlendirir. Harfleri ayrt etmenin kelimeleri ayrt etmekten kolay olduuna inanr; yanl bir inan, ama sonuta o buna inanr. ocuk zekiisnn ancak K, A, KA diye renmeye elverili olduunu, Kalipso diye renmek iin yetikin, yani stn bir zekii gerektiini sanr."7 Ksacas, Kalipso gibi B, A, BA hecelemesi de bir bayraktr: kapasite'ye kar kapasitesiz/ik'in bayra . Hecelemek bir renme ynteminden nce bir nedamet duas gibidir. Bu yzden de ilkelerin kartl asndan hibir ey deitirilmeksizin tekniklerin sras deitirilebilir: "Gnn birinde belki Eski Yntem rencilerine kelimeleri okutacak, biz ise heceleteceiz. Peki bu szde klk deiikliinden ne gibi bir sonu doacaktr? Hi. renciler yine bir o kadar zgrletirilmi olacak, Eski Yntem 'inkilerse yine bir o kadar aptallatrlm . . . . Eski Yntem rencilerini heceleterek deil, tek balarna heceleyemeyeceklerini syleyerek aptallatrr; dolaysyla kelimeleri okutarak da onlar zgrletirmez, aptallatrm olur; nk byk bir zenle onlara krpe zekiilarnn hocann ihtiyar beyninden ekip kard aklamalardan vazgeemeyeceini syler. Demek ki zgrletiren veya aptallatran teknik, yol yordam, tarz deil, ilkedir. Eitsizlik ilkesi, u eski ilke, ne yaparsak

    7. Journal de l'emancipation illlellectuelle, c. III, 1 835-36, s. 9.

  • CAHLN DERS 35

    yapalm, aptallatnr; eitlik ilkesi, Jacotot'nun ilkesi ise kulland teknik, kitap, olgu ne olursa olsun zgrletirir."8

    Mesel e bir zekay kendisine ifa etmektir. Her ey bu amaca hizmet edebilir. Kah Telemak olur bu, kah kk bir ocuun yahut cahil bir adamn ezbere bildii bir ark, bir dua. Cahilin bildii, karlatrmaya yarayacak, bilinecek yeni eyin raptedilecei bir ey illaki vardr. Okuyabilirsin dediimiz zaman gzleri falta gibi alan u ilingire bir bakn. Harfleri bile bilmiyor. Yine de u takvime bir gz atsa aylarn srasn bilmeyecek mi; oca, u bat, mart . . . tahmin ederneyecek mi? B iraz saynay bilir. Yazlan tanmak iin satrlar saymasna kim engel olacak? Adnn Guillaume, doum gnnn 16 Ocak olduunu bilir. Kelimeyi bulmay baaracaktr. ubatn yirmi sekiz ektiini biliyor. Stunlardan birinin dierlerinden ksa olduunu grr grmez 28 'i bulacaktr. Ve benzeri. Hocann ondan bulmasn isteyecei, ona sorular sorup zekasnn almasn dorulatacak bir ey olacaktr.

    Hoca ve Sokrates

    Hocann iki temel edimi bunlardr: Soru sorar, renciden bir sz sylemesini ister, yani kendini bilmeyen veya ihmal eden zekadan bir tezahr bekler. Bu zeka almasnn dikkatli yapldn, zorlamadan kamak iin bu zekann rasgele bir ey sylemediini dorular. Bunun iin ok becerikli ve ok bilgili bir hocann gerektii mi sylenecek? Aksine, bilgin hocann ilmi, yntemi rndan karmamasn zorlatnr. Cevab bilir ve sorular renci yi doal olarak oraya gtrr. yi hocalarn srr budur: Sorularyla rencinin zekasma gizlice yol gsterirler - zekay altrmaya yetecek ama tembelletirmeyecek kadar gizlice. Aklayan her hocann iinde uyuyan bir Sokrates vardr. Jacotot'nun -yani, rencinin- ynteminin hangi bakmdan Sokrates 'inkinden kkl bir farkllk gsterdiine bir bakmak lazm. Sokrates sorularyla Menon'un klesini iindeki matematik hakikatleri fark etmeye sevk etmiti. Ama bu, bilgiye giden bir yol olsa bile, kesinlikle zgrln yolu deildir.

    8. A.g.y. , s. 1 1 .

  • 36 CAHiL HOCA

    Klenin iindekini bulabitmesi iin Sokrates'in onu elinden tutmas gerekir. Bilgisini gstermesi ayn zamanda onun kudretsizliini gstermesi demektir: Kle hibir zaman yalnz yrmeyecek tir; dahas, hocann dersini aydnlatma amac dnda, kimse ondan yrmesini de istemeyecektir. Sokrates, Menon'un klesinin ahsnda, aslnda hep kle kalacak bir kleyi sorguya ekmektedir.

    Bu nedenle Sokratesilik aptallatrmann kusursuzlatnlm bir biimidir. Her bilgin hoca gibi Solcrates de retmek iin soru sorar. Oysa bir insan zgrletirmek isteyen kiinin ona bilginler gibi deil herhangi bir insan gibi soru sormas gerekir, yani retmek deil renmek iin. Byle bir eyi de ancak renciden fazla bilmeyen, ondan nce o yolculua kmam olan, cahil hoca yapabilir. Kalipso kelimesini renmek iin gerekli zaman cahil hoca ocuktan esirgerneyi gze alamaz. Peki ama renci Kalipso'yla ne yapabilir, hatta telaffuz edildiini duyar m ki? Kalipso'yu imdilik bir yana brakalm. Babamz duasn duymam, ezberden okuyamayacak ocuk var mdr? Aranan ey bulunmutur: Oluna okumay retmek isteyen yoksul ve cahil baba aresiz deildir. evresinde bu duay onun iin kada yazacak iyi niyetli ve okur-yazar biri mutlaka vardr. Bununla birlikte baba veya anne Babamz kelimesini bulmasn isteyerek ocuunun eitimine balayabilir. "ocuk dikkatliyse, katta yazl ilk kelimenin Baba olmas gerektiini, nk cmlenin ilk kelimesi olduunu syler. kinci kelime de ister istemez gklerdesin olacaktr; ocuk bu iki kelimeyi karlatrabilir, ayrt edebilir, bilebilir ve nerede grse tan ya bilir. "9 Duann metniyle kar karya olan ocua ne grdn, ne dndn, ne yaptn soramayacak anne veya baba var mdr? Komusuna elindeki aleti nasl kullandn sormasndan bir fark yok bunun. Bilmediimizi retmek, bilmediimiz her ey hakknda sorular sormak demektir, o kadar. Bu tr sorular sormak iin de ilme ihtiya yoktur. Cahil her eyi sorabil ir; iaretler lkesindeki yolcu iin, zekasn zerk olarak kullanmaya zorlayan hakiki sorular da sadece onun soru lardr.

    Peki, diyecektir itiraz edenler. Ama soru sorann gcn oluturan ey ayn zamanda dorulayann yetkin olmamasna neden olur.

    9. Journal de /'emancipation intel/ectuel/e, c. VI, 1 84 1 -42, s. 72.

  • CAHLN DERS 37

    rencinin samaladn nereden bilecekler? Babas veya annesi ocuktan Babamz veya gkler kelimesini gstennesini isteyecek de ocuun istenen kelimeyi gsterdiini nasl dorulayacaklar? ocuk renmeyi ileriettike -tabii ilerletirse- bu zorluk da byyecektir. Cahil hoca ve cahil renci o zaman krle ktrm hikayesini oynam olmazlar m?

    Cahilin Gc

    tiraz edenlerin iini batan rahatlatalm: Cahili tabana yaylm ilmin, hele ki bilginierin ilmine kart bir halk ilminin emanet edildii kii yapmayacaz. almann sonularn yarglamak, rencinin ilmini dorulamak iin bilgin olmak lazm. Cahilse o ii yaptnda hem daha azn hem de dahafazlasn yapm olacaktr. rencinin bulduunu deil, aradn dorulayacaktr. Dikkat edip etmediine karar verecektir. alma olgusuna karar vennek iin de insan olmak yeter. Kum stndeki izgilerde insann ayaklarn "tanyan" filozof gibi, ocuunu altran anne de "birlikte altklarnda, cmleden bir kelime gsterdiinde, ocuunun gzlerinden, yz hatlarndan yapt ie dikkatini verip vennedii"ni anlamay bilir. 10 Cahil hocann rencisinden istemesi gereken ey, dersine dikkatli bir ekilde altn kantlamasdr. Az ey mi bu? Bu istein renci iin bitmez bir grev ierdii ortada. S navdan geiren cahil hocaya kazandrabiiecei zihin akl da: "Cahil ama zgrlemi annenin Baba kelimesini her sorduunda ocuun hep ayn kelimeyi gsterip gstennediini fark etmesini kim engelleyecek? Bu kelimeyi saklayp 'Pannamn altndaki kelime ne? ' diye sonnasna kim kar kacak? Vb., vb."I

    Ev kadnndan yemek tarifi, dindarca bir imge . . . Aklayclar kabilesinin resmi szcs byle bir yargya varacakt : "Bilmediimizi retebiliriz de yine bir ev kadn dsturu."12 "Annelik sezgisi"nin bu konuda ev iinde bir ayrcalk kazandnnad sylenecektir. Baba kelimesini gizleyen pannak, "gizli veya hileyle saklan-

    1 0. A.g.y. , s. 73. I I . A.g.y., s. 73. 1 2. Lorain, Refutation de la methode Jacotot, Paris, 1 830, s. 90.

  • 38 CAHiL HOCA

    m" anlamna gelen Kalipso'nun iindekinin aynsdr: nsan zekasnn damgas, akln en basit h ilesi - her birimizde ve herkeste ortak olan bu hakiki akln, kendini en iyi, cahilin bilgisi ile hocann cehaletinin eitlenerek zihinsel eitliin glerini gzler nne serdii noktada gsteren bu akln. "nsan yle bir hayvandr ki konuan ne dediini bilmiyorsa bunu ok iyi fark eder . . . nsanlar birletiren ba ite bu kapasitedir." ' 3 Cahil hocann pratii paras, zaman ve bilgisi olmayan yoksulun ocuklarna ders vermesini salayan basit bir are deil; ilmin yardmnn dokunmad noktada akln saf glerini serbest brakan ok nemli bir deneyimdir. Cahil birinin bir kez yaptn btn cahiller her zaman yapabilir. nk cehalette hiyerari yoktur. Cahillerle bilginler ortak ne yapabiliyorlarsa ite ona "haddizatnda zeki varln gc" adn verebiliriz.

    Eitlik gc ayn zamanda ikilik ve ortaklk (communaute) gcdr. Uyumlandrmann olduu, zihnin bir baka zihne baland yerde zeka olmaz. Her bireyin eylemde bulunduu, ne yaptn anlatt ve eyleminin gerekliini dorulama olanaklarn sunduu yerde zeka olur. Bu eitliin kefili, iki zeka arasna yerletirilmi ortak eydir - iki nedenle. Birincisi, maddi bir ey "iki zihin arasndaki yegane iletiim kprsdr".14 Kpr geittir, ama ayn zamanda arada braklan mesafedir. Kitabn maddi yan iki zihni eit mesafede tutar, oysa aklama bunlardan birinin brn yok etmesine yol aar. Fakat ayrca ey dediimiz de her zaman hazr bir maddi dorulama merciidir: Snav yapan cahil hocann arts "snava tabi tutulan kiinin karsna hep maddi nesneleri, bir kitapta yazl cmleleri, kelimeleri, duyularyla dorulayabilecei bir ey'i karmasdr". 1 5 Snava tabi tutulan kii ak kitaptan, kitaptaki maddi karlktan, her bir iaretin erisinden dorulanabilecek bir sz sylemek zorundadr. te bu ey, kitap, bilginin de kapasitesizliin de hilesini engeller. Bu nedenle cahil hoca yeri gelince yetkinliinin kapsamn geniletip, tahsil gren kk beyin ilmini deil sylediine

    1 3. Lanfiue maternel/e, s. 27 1 ve Joumal de /'emancipation illlellectuelle, c. III, 1 835-36, s. 323.

    14. Journal de /'emancipation intel/ectuelle, c. III, 1 835-36, s. 253. 1 5 . A.fi.y. , s. 259.

  • CAHLN DERS 39

    ve yaptna ne kadar dikkat ettiini dorular. "Hatta elinde olmayan koullar dolaysyla olunu okula gndermek zorunda kalm bir komunuza da bu yolla yardm edebilirsiniz. Komunuz kk rencinin bilgisini dorulamanz rica ederse, hi okula gitmemi olsanz bile bu soruturma grevine cannz sklmasn. 'Neler reniyorsun, kk dostum?' deyin ocua. -Yunanca.-Konu? Ezop. -Nesi?-Masallan. -Sevdiin var m ilerinde?-Birincisi .-ik kelime nerede?-te.-Kitabn ver bana. Drdnc kelimeyi syle bana. Yaz imdi onu. u yazdnz kitabn drdnc kelimesine hi benzemiyor. Komum, sizin olan bildiini syledii eyi bilmiyor. Dersine alrken veya bildiini iddia ettii eyi sylerken pek dikkatli olmadnn kantdr bu. Syleyin, iyi alsn dersine, gene geleceim, u bilmediim, hatta okuyamadm Yunancay renip renmediini syleyeceim size."16

    Cahil hoca cahile olduu gibi bilgine de ite bu ekilde ders verebilir: onun srekl i aramakta olduunu dorulayarak. Arayan her zaman bulur. lle de aradn, hele ki bulmas gerekeni bulmaz. Ama bildii ey ile ilikilendirecei yeni bir ey bulur mutlaka. Pf noktas bu srekli teyakkuz, insan akln kannaclka dalmayan bu dikkattir - ki bu konuda bilgin de cahil gibi fevkalade baar gsterir. Hoca arayan onun kendi yolunda, tek bana araya kt ve aramaya devam ettii o yolda, tutar.

    Herkesin i Ayn

    Bu aray dorulamak iin ayrca aramann, aratrmann ne demek olduunu bilmek lazm. Yntemin pf noktas buras. Bakasn zgrletirebilmek iin nce insann kendisinin zgrlemesi gerekiyor. nsann, dier yolcu I ara benzer bir zihin yolcu su olarak, zihinsel varlklarn ortak kudretinden payn alan zihinsel bir zne olarak, kendi kendini tanmas gerekiyor.

    Peki kendine dair bu bilgiye nasl ulalr? "Kyl, zanaatkar (bir baba) kendisinin ne olduunu ve toplumsal dzende ne yapt-

    1 6. Journal de /'emancipation inte/ectuelle, c. IV, 1 835-36, s. 280.

  • 40 CAHiL HOCA

    n dnrse, zihinsel olarak zgrleir."17 Felsefenin Platon'un sesinden zanaatkara kader olarak verdii u eski buyruun arln bilmeyen kimselere bu i kolay, hatta ok kolay grnr: Kendi iinden baka bir ey yapmamak, ki o i bir eyler dnmek deil varlnn tanmn tketen u eyi yapmak'tr. Delphi kahininin "Kendini bil, kendini tan" buyruu sana deildi. Oyunbaz tanr senin ocuun un ruhuna dncenin altnndan biraz kartrm olsa bile, onu yetitirmek, kendilerinden biri yapmak, sana deil, altn rka, kent-devletin bekilerine der.

    lerleme a eski buyruun yumuamasn istemiti phesiz. Ansiklopedistlerle birlikte, hibir eyin, zanaatkarlarn iinin bile rutin ekilde yaplmasn istemez bu a. Aynca her toplumsal aktrn, ne kadar kk olursa olsun, ayn zamanda dnen bir varlk olduunu bilir. Yeni yzyln banda Yurtta Destutt-Tracy bunu hatrlatmt: "Konuan her insanda ideoloji, gramer, mantk ve fesahat fikirleri vardr. Eylemde bulunan her insann zel ahlak ve toplumsal ahlak konusunda kendi ilkeleri vardr. Sadece yayor bile olsa her insann kendine ait fizik ve hesap mefhumlar vardr; srf hemcinsleriyle yaad iin bile kk bir tarihsel olgular koleksiyonu ve kendine zg bir yarglama tarz vardr." 1 8

    Dolaysyla kunduraclarn sadece kundura yapmas, bir yandan da kendi tarzlarnda birer gramerci, ahlak veya fiziki olmamalan imkanszdr. Birinci sorun burada yatar; zanaatkarlar ve kyller bu ahlak, hesap veya fizik mefhumlarn evrelerindeki rutine gre veya rastlantlara gre oluturduklar srece ilerlemenin akla dayal yryne iki trl ters dlm olacaktr: Rutinciler ve bat! inanllar tarafndan yava! atlacak veya iddetiiierin acelesiyle aksatlacaktr. Dolaysyla akl, bilim ve ortak kar ilkelerinden yola klarak oluturulmu minimum bir bilginin, -{)teki trl yanl mefhumlar oluturacak- kafalara salkl birtakm mefhumlan yerletirmesi gerekir. Elbette, bu giriim ancak kyl veya zanaatkar ocuunu sz ettiimiz yanl fikirleri reten doal ortamdan ko-

    17. Langue maternel/e, s. 422. 1 8. Des tu ll de Tracy, Observations sur le systeme actuel d' instruction pubfi.

    que, Paris, sene IX.

  • CAHLN DERS 4 1

    pard lde yararl olacaktr. Ama b u apakln karsna hemen bir eliki kar: Rutinden ve batl inantan kurtarlacak ocuun kendi etkinliine ve durumuna geri gnderilmesi gerekir. lerleme a da en bandan beri, halk ocuunun ait olduu durumdan ve o duruma bal fikirlerden ayrlmasnn ierdii lmcl tehlikenin farkndayd. Kendisi de ayn eliki iinde dnp duruyordu: Artk biliyoruz ki btn bilimler basit ilkelere dayanr ve kavramak isteyen btn zihinlerin, doru yntemi izledikleri srece eriebilecekleri yerde dururlar. Ama bilimiere giden yolu btn zihinlere aan doa, ayn zamanda, snflarn birbirinden aynid ve bireylerin kaderleri olan toplumsal dzeye uyum gsterdikleri bir toplumsal dzen olsun ister.

    Bu elikiye bulunan zm tahsil ile eitimin dengelenmesi, okuldaki hocaya ve ailedeki reise den grevlerin paylatrlmasdr. Bunlardan biri ocuun yetime ortamndan edindii yanl fikirleri tahsilin aydnlyla kovarken, br rencinin o krpecik ilmiyle kaplabilecei abartl hevesleri eitimle kovar ve onu ait olduu insanlarn kouluna geri gtrr. Baba, olunun zihinsel tahsili iin gerekli koullar rutin pratiinden tretmekten acizken, konu oluna ait olduu toplumsal koulda kalmay szyle ve rnek olarak retmeye geldi mi her eye kadirdir. Aile hem zihinsel kapasitesizliin yuvas, hem de etik nesnelliin kaynadr. Bu iki nitelik, zanaatkann kendine dair bilincinde ikili bir snrlamayla tezahr eder: Ne yaptna dair bilin ona ait olmayan bir bilimin alanna girer, ne olduuna dair bilinse onu kendi iinden baka bir ey yapmamaya sevk eder.

    Daha basit bir ekilde syleyelim: Tahsil ve eitimin uyumlu dengesi iki kat aptallama demektir. Her insann zihinsel zne olarak doasnn bilincine varmas demek olan zgrleme de tam olarak buna kar kar. Descartes 'n eitlik ifadesi tersten alnr: "Descartes diyordu ki Dnyorum, yleyse varm; bu byk filozofun bu gzel dncesi evrensel eitimin ilkelerinden biridir. Sz konusu dnceyi ters evirip diyoruz ki insanm, yleyse dnyorum." 19 Bu tersine evirme ilemi cogito ' ya insan znesini dahil

    19. Sornma i re des leons publiques de M. Jacotot . . . , s. 23.

  • 42 CAHiL HOCA

    eder. Dnce dnen tzn deil, insanln bir yk! emi dir. "Kendini tan" buyruunu her trl insan varlnn zgrleme ilkesine dntrmek iin, Platon'un yasana ramen, Kratylos'taki hayali etimolojilerden birini devreye sokmak gerekir: nsan, anthropos, grdn inceleyen, bu ekilde kendi edinieri stne dnerek kendisini tanyan varlktr.20 Evrensel eitimin btn pratii ite u soruyla zetlenir: Ne dnyorsun? Btn gc hocada kuvveden fiile kard, rencide uyandrd o zgrle(tir)me bilincinde yatar. Baba nce kendisini tanrsa, yani znesi olduu zihinsel edinieri inceler, dnen varlk olma gcn bu edinierde nasl kullandm fark ederse, olunu zgrletirebilir.

    zgrle(tir)me bilinci ncelikle cahilin zihinsel yetkinliklerinin dkmdr. Bir kere cahil dilini bilir. inde bulunduu duruma itiraz etmek veya durumu kendisinden daha ok bilenlere veya bildiine inandklarna sormak iin o dili kullanr. Mesleini, aletlerini ve bunlarn nasl kullanlacan bilir; gerekti mi onlar kusursuzlatrmay da bilir. Bu kapasiteler ve onlar nasl edindii stne dnmekle ie balamaldr.

    Sz ettiimiz dnme srecini tam olarak kavrayalm. Burada sz konusu olan, halkn ve elin bilgisi ile, iinin ve aletin zekas ile okullarn bilimi veya sekinlerin retorii arasnda kartlk kurmak deildir. Toplumsal dzende inaatlarla reticilerin yerini hatrlatmak iin yedi kapl Thebai ehrini kimin kurduunu sormak gibi bir ey de deildir. Aksine iki ayr zeka olmadnn kabul edilmesidir; her sanat eserinin ayn zihinsel potansiyellerin pratie geirilmesi olduunun teslim edilmesidir. Her yerde gzlemlemek, karlatrmak, yan yana getirmek, yapmak ve nasl yaptn fark etmektir sz konusu olan. Bu dnme sreci, bu kendine dn her yerde mmkndr. Ama bu kendine dn dnen bir tzn saf tefekkre dal deil, zihinsel edimlerine, katettii yola ve ayn zekann yeni topraklar fetbederek o yolda daha ok mesafe almas imkanna kaytsz artsz dikkat ediidir. leyen elin ve yetitiren halkn eseri ile retoriin bulutlar arasnda kartlk kuran, aptalla devam eder. Bu-

    20. Platon, Kratylos, 399c: "Btn hayvanlar iinde bir tek insana anthropos denrnitir, nk o grdn inceler (anathrn ha oppe)."

  • CAHLN DERS 43

    lut imalat, en az ayakkab ve kilit imalat kadar emek ve zihinsel dikkat isteyen bir insan sanatdr. Akademi yesi Lerminier halkn zihinsel kapasitesizlii stne metinler yazyor. Lerminier aptaln teki. Ama aptal dediin avanak veya serseri deildir. Onun metinlerinde ahab, ta veya deriyi dntren emein, zekann, sanatn i banda olduunu teslim etmezsek biz de aptal oluruz. Ancak Lerminier'nin emei'nin hakkn verdiimiz takdirde en alakgnlllerin eserinde kendini gsteren zeka'nn hakkn verebiliriz. "Grenoble civarndaki yoksul kyl kadnlar alp eldiven retir; dzinesine otuz kuru alrlar. zgrletiklerinden beridir, iyi retilmi eldivenlere uzun uzun bakyor, inceliyor, anlamaya alyorlar. O eldivenin btn cmleleri'nin, btn kelimeleri'nin anlamn tahmin etmeye alyorlar. Sonunda kentteki kadnlarn dzinesine yedi frank aldklarn da konuacaklar. Makasla, ineyle ve iplikle konuulan bir dili renmektir sz konusu olan. B ir dili anlamak ve konumaktan baka bir ey sz konusu deildir (insan toplumlarnda)."2 1

    Dilin maddi ideallii altn rk ile demir rk arasndaki her trl kartl, elleriyle almaya ynelmi insanlar ile kafa yarmaya ynelmi olanlar arasndaki her trl hiyerariyi -terse evrilmi olsa bile- reddeder. Her trl dil eseri ayn ekilde anialp icra edilir. Bu nedenle de kendi kendisini tamd andan itibaren cahil, okuruay bilmese bile olunun arayn kitapta dorulayabilir: Onun alt konu'yu bilmiyor olabilir, ama kitapta ne yaptn sylerse olunun aratrma iini yapp yapmadn takdir edebilir pekala. Sonuta arama'nn ne demek olduunu bilir ve olundan isteyecei tek ey vardr: Nasl ki kendisi ararken aletlerini evirip eviriyorsa onun da kelime ve cmlelerini evirip evirmesi.

    ki zeka arasna yerletirilmi olan kitap -Tel e mak veya bir bakas- eylerin maddiliine kaydedilen bu ideal ortakl zetler. Kitap zekalann eitliidir. Felsefi buyruk ite bu nedenle zanaatkara kendi iinden baka bir ey yapmamasn art koar ve kitabn demokrasisini mahkum eder. Platoncu filozof-kral yaayan sz ile kitabn cansz lafz arasnda kartlk kurar - o kitap ki maddeyle uraan insanlarn kullanmna elverili, maddeye dnm dnce-

    2 1 . Enseignement universe/. Musique, 3. basm, Paris, 1 830, s. 349.

  • 44 CAHiL HOCA

    dir, hem dilsiz hem de geveze sylemdir, tek ii dnmek olanlar arasnda rasgele dolar. Aklayann ayrcal bu yasa getiren felsefi buyruun nemsiz bir parasndan baka bir ey deildir. "Jacotot yntemi"nin kitaba, iaretierin kullanmna, hatriama tekniine tand ayrcalk ise Platon'daki yaz eletirisinin onaylad zihin hiyerarisinin tam tersi dir. 22 Artk birbirini birer zeka olarak kabul eden iki cahil arasndaki yeni i l ikiyi kitap mhrler. Bu yeni iliki de zihinsel tahsil ile ahlaki eitim arasndaki aptallatnc ilikiyi altst eder. Eitimin disiplinci kertesi yerini zgrle(tir)me kararna brakr. Bu karar da anne veya babay evlatlar iin -kaytsz artsz irade talebini ete kemie brndren- cahil hoca roln oynayabilecek duruma getirir. Kaytsz artsz talep derken kast u: zgrletiren baba iyi kalp li bir pedagog deil , dnsz bir hocadr. zgrleme buyruu dn nedir bilmez. Kendi kendine hkmedebildiini varsayd bir zneye mutlak anlamda hkmeder. Oul kitapta zekalaro eitliini dorularken, annesi veya babas araynn radikalliini dorulayacaktr. Demek ki aile oca, zanaatkan bir hi olduunun bilincine vardran dnn mekan deildir. Yeni bir bilincin, bir kendini amann mekandr; bu ama neticesinde her bir insann "kendi ii" herkesin paylat ortak akln tam olarak uygulanmas haline gelir.

    Kr ve Kpei

    nk tam da bunu dorulamak gerekmektedir: konuan varlklarn eitlii ilkesini. Olunun iradesini zorlayan yoksul baba onun da kendisiyle ayn zekaya sahip olduunu, kendisi gibi aramakta olduunu dorular; olunun kitapta arad da kitab yazann zekasdr, amac ise onun zekasnn da kendisininki gibi yol aldn dorulamaktr. Bu karlkl olma hali zgrletirici yntemin pf noktasdr; Kurucu 'nun Yunanca iki kelimeyi ("btn" ve "her bir") birletirerek Panekastik adn verdii yeni felsefenin ilkesidir: Her bir zihinsel tezahrde insan zekasnn btn'n arar o. Oullarna hoca

    22. Bkz. Platon, Phaedros, 274 c/ 277 a; aynca bkz. J. Ranciere, Filozof ve Yoksullar, ev. Aziz Ufuk Kl, stanbul: Metis, 2009, s. 6 1 -64.

  • CAHLN DERS 45

    olsun diye bahvann Leuven'a gndermi u mlk sahibi, meseleyi doru anlamarnt phesiz. zgrlemi bir bahvandan veya genel olarak cahil bir hocadan beklenecek zel pedagojk performanslar yoktur. zgrlemi birinin asl kadir olduu ey zgrletirici olmaktr: B ilginin anahtarn vermek deil, bir zekann kendini baka her zekaya ve her zekay da kendine eit grd zaman ne yapabileceinin bilincini kazandrmaktr.

    zgrleme, zekann dorulama yoluyla kuvveden fiile kmasn salayan tek ey olan bu eitliin, bu karlkl olma halinin bilincidir. Halk aptallatran renimsizlik deil, zekasnn aa olduuna duyduu inantr. "Aa olanlar" aptallatran ey "stn olanlar" da aptallatrr. nk ancak iki zekann eitliini dorulayabilecek bir benzeriyle konuan kii kendi zekasn dorulayabilir. Ama stn zihin aa olanlar tarafndan anlalnamaya mahkumdur. Zekasndan emin olmasnn biricik yolu, o zekay takdir edebilecek olanlar skartaya karmaktr. Kadn zihninin erkek zihninden aa olduunu bilen u allarneye bir bakn hele, varoluunun byk ksmn kendisini anlayamayacak bir varlkla konuarak geiriyor demek ki: "Evlerde, ailelerde, ak sohbetlerinde nasl bir samimiyet, nasl bir tatllk vardr! Konuan asla anlaldndan emin deildir. B ir zihni, bir de kalbi vardr; byk bir zihni, hassas m hassas bir kalbi ! Toplumsal zincirin onu balad o kadavra yok mu! Yazk !"23 rencilerinin ve d dnyann duyduu hayranln ev iiyle ilgili bu utan konusunda onu avutaca m sylenecek? yi de aa bir zihnin stn bir zihin hakkndaki yargsnn ne deeri vardr ki? "u aire ' Son eserinizden pek memnun kaldm,' deyin; dudaklarn skarak size ' Szlerinizden ok onur duydum, ' diyecektir; anlam udur: 'Canm, o kt zekanzn verdii onaydan gururlanacak halim yok. "24

    Ama zihinsel eitsizlie, kendi zekasnn stnlne duyulan bu inan, bilginiere ve sekin airlere zg bir ey deildir. Btn toplumu -alakgnlllk klnda bile olsa- kucaklamasndan gelir btn gc. "Olmaz, yapamam," der size bilgilenmeye zen-

    23. Journal de /'emancipation inte/lectue/le, c. V, 1 838, s. 1 68. 24. Enseignement universel. Melanges posthumes, Paris, 1 84 1 , s. 1 76.

  • 46 CAHiL HOCA

    dirdiiniz u cahil, "hepi topu iiyim ben." Bu akl yrtmede bulunan her eyi doru anlamak lazm. Evvela "Yapamam" aslnda "istemiyorum; niye uraaym ki?" demektir. kincisi: "Yapabilirim tabii, nk ben zekiyim, ama iiyim: Benim gibi insanlar o ii yapamaz, mesela komum yapamyor. Ayrca ne iime yarayacak ki? Sonuta ben beyinsizlerle alyorum."

    Byle uzar gider eitsizlie duyulan inan. stn bir zekay aalayacak daha stn bir zeka bulunur her zaman; aa bir zeka da tepeden bakacak daha aa bir zeka bulabilir. Leuven'n profesrlk cppesi Paris ' te ok hafif grnr. Parisli zanaatkarlar da bilir ki taral zanaatkarlar onlardan ok aadr; taral zanaatkarlar da kyllerin onlardan ne kadar geri olduunu bilirler. Ne zaman k i kyller bir eyleri bildiklerini ve Paris'in profesrlk cppesinde bir hayalperestn gizlendiini dnrler, ite o zaman dng tamamlanm olur. Aa olanlarn evrensel stnl ile stn olanlarn evrensel aa l birleerek yle bir dnya yaratr ki orada hibir zeka bir bakasn eiti olarak grmez. Bir insann kendisine cevap vererneyen bir baka insanla konutuu yerde akl kaybolur. "Konuan bir insandan daha gzel, daha retici bir gsteri yoktur. Ama dinleyicinin duyduu stne dnme hakknn baki olmas, konumacnn bu konuda taahhtte bulunmas lazm . . . . Dolaysyla dinleyicinin konumacnn akhyla konuup konumarln dorulamas lazm. Zekalarn eitliinin gerektirdii bu dorulamaya izin verilmezse, sylei benim gzmde krn kpeiyle konumasndan farkszdr."s

    Krle ktrme cevap niteliindeki bu kpeiyle konuan kr hikayesi, eit olmayan zekalar dnyasnn hisseli kssasdr. Gryoruz ki sz konusu olan, ocuk eitimine dair reeteler deil felsefe ve insanlktr. Evrensel eitim ncelikle benzerin evrensel dorulamasdr; btn zgrlemiler, kendini bakalarna benzer insanlar gibi dnmeye karar vermi herkes yapabilir bunu.

    25. Journal de /'emancipation intel/ectuelle, c. III, 1 835-36, s. 334.

  • CAHLN DERS 47

    Her ey her eydedir

    Her ey her eydedir. Kudretin totolojisi, eitliin totoloj isidir; insann her eserinde zekann parman arayann totoloj isi. Milletvekili Casimir Perier'nin iki oluna elik etmek iin Leuven'a gelmi olan, Grenoble'lu ilerici okul mdr Baptiste Froussard' hayretlere gark eden uygulamann anlam budur. Eitim Yntemleri Dernei 'nin yesi Froussard evrensel eitimden sz edildiini duymutu; Matmazel Marcellis'in dersindeki uygulamalar Demek'in bakan de Laysterie'nin aniattklarndan hatrlam olmalyd: Adet olduu zere kzlar on be dakikada kompozisyon yazacaklard, bir ksm son insan stne, bir ksm ise srgndekinin dn stne. Hem de bu konular hakknda, kurucunun gvence verdii gibi, "en iyi yazarlarmzn en gzel sayfalanna yakr" edebiyat metinleri kaleme alacaklard. Bu gvence, tabii , okumu-yazm ziyaretilerde phe uyandryordu. Ama Jacotot onlar ikna etmenin yolunu bulmutu: Madem onlar da dnemin en iyi yazarlarndan saylrlard, tek yapacaklan ayn snava girmek ve rencilere karlatrma yapma imkann vermekti . 93 ' grm biri olan de Laysterie snava dnden hazrd. Paris retmen Okulu 'ndan grevli olarak gnderilmi olan Guigniaut ise kesinlikle hazr deildi; Kalipso'da parmak falan grmyordu, dahas kompozisyonlardan birinde apka iaretinin unutulmas sonucu ortaya km olan affedilmez bir imla yani tespit etmiti. S nava bir saat gecikince ertesi gn gelmesi sylenmiti. Ama leden sonra valizlerini toplad gibi Paris 'e giden posta arabasnda soluu alacak, o utan verici imla yanln da inandrc bir kant olarak yannda gtrecekti.

    Kompozisyonlarn okunmasnn ardndan Baptiste Froussard daaiama seanslarna katlmt. Evrensel eitimin nemli uygulamalanndan biri buydu: her konuda hazrlksz ama ba, ortas ve sonu olan konumalar yapmak. Doalama yapmay renmek her eyden nce kendini yenme'yi, alakgnlllk klna brnen u bakasnn nnde konuamarln -yani , bakasnn yargsna tabi olmaya yanamadn- syleme kibrini yenneyi renmek'ti. kinci olarak, balamay, bitimeyi, kendini bir btn klmay, dili

  • 48 CAHiL HOCA

    bir embere kapatmay renmekti. Bu kapsamda iki renci kendilerine gvenle ateistin lm stne doalama yapm, ardndan Jacotot kasveti datmak iin bir baka renciden sinein uuu stne konuma yapmasn istemiti. Derslikte glmeler olunca Jacotot araya girecekti: Glmeler nemli deildi, konumak gerekiyordu. Bylesine havai bir konu stne konuan gen de tam sekiz buuk dakika boyunca ho eyler syleyip taze hayallere dayal zarif benzetmeler yapmt.

    Baptiste Froussard'n katld derslerden biri de mzikti. Jacotot ondan birtakm Franszca iirler istemi, gen renciler de bunlar zerine doalama ezgiler retip harika ekillerde yorumlamlard. Birka defa daha Matmazel Marcellis' in dersine gitmi, kendisi ahlak ve metafizik konulu baz kompozisyonlar yazdrm, her defasnda renciler hayranlk uyandran bir kolaylk ve kapasiteyle devlerin altndan kalkmlard. Ama onu en ok artan uygulama neydi biliyor musunuz? Bir gn Jacotot rencilere yle seslenmiti: "Hanmlar, biliyorsunuz, insann her eserinde sanat vardr, buharl makinede de elbisede de; edebiyat eserinde de pabuta da. imdi de siz bana genel anlamda sanat hakknda bir kompozisyon yazacaksnz; kullandnz kelimeleri, deyimleri, dncelerinizi birazdan size datacamz yazarlarn belli pasajlaryla yle bir ilikilendirio ki sonra hepsi kolayca gerekelendirilebilsin ya da dorulanabilsin. "26

    Ardndan Baptiste Froussard'a eitli kitaplar getirmiler, o da rencilerden birine Athalie 'den, brne gramerden, bir bakasna da Boussuet 'den, yok ite corafyadan, Lacroix 'nn aritmetii blmlemesinden falan bir blm vermi. Pek benzerlii olmayan eyler stne yaplan bu tuhaf uygulamann sonucunu da uzun sre beklememi. Yarm saat sonra, gz nnde yazdklar kompozisyonlarn ve onlar gerekelendirmek iin doalama olarak bavurduklar yorumlarn kalitesi karsnda yeni bir aknlk sarm onu. zellikle de Athalie'deki pasaj stne yaplan sanat aklamasna hayranlk duymu; stelik yle bir gerekelendirme veya dorulama

    26. B. Froussard, Lettre a ses amis au sujet de la mt?thode de M. Jacotot, Paris, 1 829, s. 6.

  • CAHLN DERS 49

    elik etmi ki buna, hayatnda duyduu en gzel edebiyat ders i dense yeriymi.

    Baptiste Froussard Her ey her eydedir sznn anlamn o gn her zamankinden ok daha iyi anlam. Jacotot'nun artc bir pedagog olduunu zaten biliyor, onun ynetiminde yetimi rencilerin kalitesini de tahmin edebiliyordu. Ama Grenoble 'a dndnde bir eyi daha anlam olacakt: Matmazel Marcellis'in Leuven'daki rencileri Grenoble'lu eldivencilerle, hatta -bunu kabul etmek daha zordu- Grenoble civarndaki kylerdeki eldivencilerle ayn zekaya sahipti.

  • III

    Eiderin Akl

    BU SONULARlN NEDENiNE gitmek lazm: "Biz ocuklar, zekalarn eitlii kans'na gre ynetiyoruz."

    Kan nedir peki? Aklamaclara gre, yzeysel olarak gzlemlediimiz olgular stne oluturduumuz bir duygudur. Kan dediiniz, zellikle halktan insanlarn zayf beyinlerinde byr ve fenomeni erin gerek nedenlerini bilen bilime ters der. sterseniz size bilim retebiliriz.

    Ardan alalm. Kan dediimiz eyin hakikat olmadn biz de kabul ediyoruz. Ama bizi ilgilendiren tam da bu ite: Hakikati bilmeyen aratrr ve bu yolda ok ey kar karsna. Tek hata u olur: kanlarmz hakikat sanmak. Dorudur, bu hata her zaman yaplr. Ama u delinin takipileri olarak bizler de ite bir tek bu noktada sizden ayrlmak istiyoruz: Biz kanlarmzn hepi topu birer kan olduunu dnyoruz. Birtakm olgular grdk. Bunlarn nedeninin u veya bu olduuna inanyoruz. Bu kannn salamln dorulamak iin baka bi