Upload
isvicregundem
View
248
Download
0
Embed Size (px)
DESCRIPTION
Â
Citation preview
Muharrem Matemi Orucu’ndan Aşureye m“Muharrem Matemi Orucu”; Kurban Bayramı’nın
ilk gününden itibaren “bir” deyip yirmi gün saydık-tan sonra, yirminci günün gecesi niyetlenip yirmibirinci gün başlatılıyor. “Matem Orucu”, kimi yerel farklılıklar-la, genel olarak 12 ile 15 gün kadar bir süreyi kapsıyor.SAYFA 16’DA
mBaşta sağlık sektörü olmak üzere eğitimden bilişim teknolojilerine kadar her yıl kalifiye personel ihtiyacını göçmenlerden karşılayan İsviçre bir kez daha popülist
siyasetin etkisinde. 30 Kasım’da sonuçları belli olacak olan yeni referandum konuları birbirinden radikal teklifler içeri-
yor. Ecopop teklifi kabul edildiği takdirde ülkeye gelecek olan göçmen rakamları 17 bin ile sınırlandırılacak. Muhafazakar SVP’nin bile desteklemediği teklif süpriz bir şekilde geçerse İsviçre’nin özgürlükçü yapısı darbe alacağı gibi Avrupa Birliği ile olan ilişkileri de büyük zarar görebilir. SAYFA 4’DE
Göçmenlerin yeni korkulu rüyası Ecopop
Yeni iPad Yeni iMac
İSVİÇRE GÜNDEM ÜCRETSİZ AYLIK GAZETEDİR. KASIM 2014 SAYI: 02 www.isvicregundem.ch
ısvıcregundem
Cumhuriyetimiz 91 yaşındamBaşkomutan Atatürk ve silah arkadaş-
larının Türk milletine armağan ettiği Türkiye Cumhuriyeti 91 yaşında. Cumhuri-yet Bayramı Türkiye’de olduğu gibi yurtdı-şında yaşayan vatandaşlarımızın bulundu-ğu temsilciliklerde ve derneklerde kutlandı. Her yıl olduğu gibi toplumumuz büyük bir katılım ile cumhuriyete her zamankinden daha fazla sahip çıktığını gösterdi.
mAlmanya’nın İsviçre sınırında hizmet veren Divan Restoran lezzetli yemek-
leriyle kısa sürede tanındı. İşletme sahibi Mehmet Ali Solak, Türk mutfağının en güzel örneklerini, börekten ızgara çeşitle-rine kadar müşterilerine sunduklarını an-lattı. Ailecek yemeğe çıkmak istiyorsanız ilk adresiniz Divan Restoran olsun... SAYFA 9’DA
mApple, bir ay arayla yaptığı etkinliklerde
yeni iPad ve iMac serisi ile yeni işletim sistemini tanıttı. iPad Air 2 inceliği ile dik-kat çekerken, Retina 5K iMac, televizyon-ları kıskandıracak kadar yüksek ekran çözünürlüğüyle göz doldurdu. Yeni işletim sistemi Yosemite ise App Store’dan ücretsiz indirilebiliyor.SAYFA 14’DE
Almanya sınırındaki Lezzet durağınız:
SAYFA 2’DE
KASIM 2014
02Geride bıraktığımız ayın son günlerinde Cumhuriyetimi-zin 91’inci yaşını kutlama sevincini yaşadık. Kanaatim-ce 29 Ekim kutlamalarının
gurbetteki bizlere bakan iki önemli yönü var. Bir yönüyle yılda en az bir defa da olsa Cumhuriyet’in kaza-nımları gözler önüne seriliyor. Diğer bir yönü ise toplumsal kucaklaşma-ya fırsat sunuyor. Türkiye Cumhu-riyeti’nin buradaki resmi temsilci-liklerinin düzenlediği programlar
toplumun farklı kesimindeki insan-ları bir araya getirerek hasbihal et-mesine zemin hazırlıyor. Benim de katılma fırsatını elde ettiğim Zürih Başkonsolosluğu’nun düzenlediği Cumhuriyet Resepsiyonu’nda Baş-konsolos Sayın Aslı Oral Hanım’ın “farklı görüşlere veya düşüncelere de sahip olsak yine de ortak müş-tereklerde buluşup birbirimize yar-dımcı olabiliriz” ifadelerinin gecenin en önemli mesajı olduğuna inanıyo-rum. Radikal teklifler toplumda yer ediniyorİsviçre’de yaşayan göçmenler SVP’nin sert çizgisini yakından ta-nıyorlar. Minare oylamasının kabul edilmesinden sonra ardı arkası ke-silmeyen yeni yasa tasarı teklifle-ri İsviçreliler’in göçmenlere olan bakışını da etkiledi. Popülistlik bir siyasetin kurbanı olan göçmenlere yönelik farklı marjinal gruplardan
da baskı gelmeye başladı. Üzüle-rek görüyoruz ki göçmenlerle ilgili -SVP’nin bile desteklemediği- ra-dikal söylem ve teklifler toplumda karşılık bulabiliyor. Ecopop teklifi-
nin geri çevrileceğini ümit edi-yoruz, fakat o içeriğin 100
bin imza toplayarak sandığa gidebilmesi bile toplumdaki ya-bancılara yönelik
tahammülsüzlü-ğün bir gösterge-si.
Dünya ekonomi piyasasının gözü İsviçre’de30 Kasım tarihinde oylanacak diğer konulardan birisi hazinenin altın re-zervlerini içeriyor. Bu referandum yerel basında Ecopop teklifi kadar yankı uyandırmasa da dünya ekono-mi piyasasının yakından takip ettiği bir halk oylaması olacak. Zira eğer SVP’nin sunduğu altın teklifi kabul edilecek olursa hazine altın yatırım-larını yaklaşık iki katına çıkarmak durumunda kalacak. Bu şartlar al-tında İsviçre Merkez Bankası piya-sadan 10 ton altın satın alacak. İlk sayıda beklediğimizden fazla ilgi gördükTeşekkürler! İsviçre Gündem gaze-tesinin ilk sayısının geri dönüşüm-leri heyecanımıza heyecan kattı. İsviçre’nin çok farklı köşelerinden bize ulaşan okurlarımızın pozitif ve destek veren tepkileri hazırlık aşa-masındaki ümidimizin pekişmesini
sağladı. Yavaş yavaş ulaşmadığımız aile, ziyaret etmediğimiz esnaf, ele almadığımız gündem kalmasın isti-yoruz. Artık haberinden tasarımına, baskısından dağıtımına her şeyiy-le İsviçre’ye ait olan ve İsviçre’deki bizlerin sesi olan bağımsız, tarafsız ve güçlü bir yayın var! Siz değerli okurlarımız, reklam veren güzide işadamlarımız ve bizleri bağrına basan sevgili toplumumuza şahsım ve İsviçre Gündem ailesi adına şük-ranlarımı sunuyor, nice sayılarda birlikte olmak dileğiyle güzel günler diliyorum... SERDAL ÇAKAR
mgundem
ısvı
cre
KURUCU VE
GENEL YAYIN YÖNETMENİ:SERDAL ÇAKAR
REKLAM VE HALKLA İLİŞKİLER:
KESKİN PALTA
REKLAM ADRESİ:BADENERSTRASSE 808
8048 ZÜRİCH
HABER MÜDÜRÜ:MİTHAT SAMİ
MAGAZİN EDİTÖRÜ:ENES ÖZYÜREK
MUHABİRLER:FATİH SELVİ
POYRAZ ÖZTÜRKCEYLİN ARAS
CEM YURTSEVER
SAYFA TASARIM:YUNUS AKGÜL
E-MAİL ADRESİ:[email protected]
REKLAM REZERVASYON:[email protected]
+41 78 668 36 69
BASKI TARİHİ:10.11.2014
MATBAA:Merkur Zeitungsdruck AG
Gaswerkstrasse 564900 Langenthal
TİRAJ:15000
YAYIN TÜRÜ:ÜCRETSİZ AYLIK GAZETE
Yayımlanan yazı ve fotoğrafların tüm hakkı İsviçre Gündem gaze-tesine aittir. Kaynak gösterilme-den iktibas edilemez. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahip-
lerine aittir.
editörden
BU SAYIDA...
Kadir Torun’dan gençlerimiz için önemli hizmet
EĞİTİM
Dedesi İsviçre’ye gelene kolay vatandaşlık!
GÜNDEMOrganizasyon adresi Oriental Lounge
RÖPORTAJ
Aylık gelirimiz 7’112 Frank! EKONOMİ
Aşure günü Kerbela’da ne oldu?MUHARREM
Dikkat eksikliğine dikkat edinSAĞLIK
Radikal teklifler toplumda yer ediniyorİsviçre’de yaşayan göçmenler SVP’nin sert çizgisini yakından ta-nıyorlar. Minare oylamasının kabul edilmesinden sonra ardı arkası ke-silmeyen yeni yasa tasarı teklifle-ri İsviçreliler’in göçmenlere olan bakışını da etkiledi. Popülistlik bir siyasetin kurbanı olan göçmenlere yönelik farklı marjinal gruplardan
da baskı gelmeye başladı. Üzüle-rek görüyoruz ki göçmenlerle ilgili -SVP’nin bile desteklemediği- ra-dikal söylem ve teklifler toplumda karşılık bulabiliyor. Ecopop teklifi-
nin geri çevrileceğini ümit edi-yoruz, fakat o içeriğin 100
bin imza toplayarak
fazla ilgi gördükTeşekkürler! İsviçre Gündem gaze-tesinin ilk sayısının geri dönüşüm-leri heyecanımıza heyecan kattı. İsviçre’nin çok farklı köşelerinden bize ulaşan okurlarımızın pozitif ve destek veren tepkileri hazırlık aşa-masındaki ümidimizin pekişmesini
Reklam müdürümüzKeskin Palta‘nın ellerinde25 000 adet bastığımızilk sayımız
06
10
16 18
11
08
İsviçre’de trafik kazalarında 2013 yılında 69 yaya hayatını kaybetti. Kaza sonucunda yara-lanan yayaların sayısı 723 oldu-ğu öğrenildi. Kazalara kurban
giden yayaların büyük kısmı 65 yaşının üstünde yayalardı. Kaza Önleme Da-nışma Merkezi (BfU) hazırladığı kaza raporunu geçtiğimiz hafta yayınladı. Yetkililerin verdiği bilgiye göre şehir içi trafiği yayalar için daha büyük risk ta-şıyor. Trafikte can veren yayaların 21’i yaya geçidinden geçerken kaza geçirdi. Raporda ölüm risk hesaplaması yapıldı. Rapora göre saatte 50 kilometre hızla yaya çarpan araba, saatte 30 kilometre hızla çarpan arabaya göre ölümlü kaza riski 6 kat daha fazla. Yaya kazalarının yüzde 90’ında motorlu araç sürücüsü suçlu bulundu.
Korkutan cezalar etkisini göste-riyorTrafik kazaları bu yılın ilk yarısında 115 kişinin hayatını kaybetmesine sebep oldu. 2013 yıl raporundaki aynı döne-min verilerine göre yüzde 7 oranındaki azalma uzmanları sevindirdi. Karayol-ları federal dairesi (ASTRA) sözcüsü Rohrbach: “Yüksek hız ve alkol ko-nusundaki katılaşan kanunların kaza sayısına olumlu etki ettiğini gördük. Yasaların katılaşmasının oluşturduğu
gündem bile koruyucu önlem hizmeti gördü.” diye konuştu.
2014 yılı ilk yarısı kaza raporunu geç-tiğimiz aylarda yayınladı. Trafik kazası sonucunda hayatını kaybedenlerin sa-yısının azalması uzmanları sevindirdi. Fakat buna karşıt olarak trafikte yara-lananların sayısı arttı. ASTRA, bisiklet süren bireylerin giderek daha fazla tra-fik kazasına karıştığını bildirdi. Bisiklet sürücülerinin kaza sayısını uyarı olarak algıladığını söyleyen ASTRA sözcüsü Thomas Rohrbach, artan riskin önüne geçilmesi için önleyici çalışma yapıla-cağını ifade etti.
Can kaybındaki sayıların azalmasına rağmen ağır yaralanan bireylerin sayısı artış gösterdi. Rapora göre ilk 6 ayda trafik kazasına karışan 1911 kişi ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Bu sayının geçtiğimiz yıla göre yüzde 11 oranında yükseldiği belirtildi. Bisiklet sürücülerinin dahil olduğu kaza sayı-sındaki artış dikkat çekti. Ağır yarala-nan bisiklet sürücülerin sayısı yüzde 51 oranında yükseldi. Bu sayı geçtiğimiz yıl 272 iken, bu sene 411 bisikletli ağır yaralandı. 15 bisikletli de hayatını kay-betti. Arabayla yapılan kaza sonucunda 45, motosikletle 29 ve yaya olarak 15 kişi can verdi.
Her gün artan iş yoğun-luğu, stres, beklenti ve başarı baskısı günümüz insanını kötü yönde et-kiliyor. İş stresinin sebep
olduğu -halk arasından burnout olarak tanınan- tükenmişlik sendromu son yıllarda hastalık li-teratürüne girdi. Güncel bir araş-tırmada burnout sendromunu incelendi. Bu çalışmada 2 milyo-na yakın çalışanın iş yerinde aşı-rı stres altında olduğunu ortaya çıktı. Dahası bu sıkıntıdan ötürü iş yerlerinin yıllık kaybı 5 milyar franktan fazla.
“Job Stress Index 2014” olarak adlandırılan araştırmaya göre burnout olan kişiler iş saatlerinin yüzde 5’inde hiç çalışamıyor-lar. Tüm gayretlerinden sonra iş yerine gidenler ise çalışma per-formanslarından en az yüzde 15 kaybediyorlar. Aşırı stres en çok kadınları daha sonra ise genç çalı-şanları etkiliyor. Özellikle 2000’li yıllardan sonra daha çok görül-meye başlanan tükenmişlik duru-mu günümüzde iş dünyasının bir numaralı hastalığı noktasına gel-di. Hemen hemen her sektörde çalışan kişilerde görülen hastalık
daha çok büro başında işletme, bankacılık ve hizmet sektörü gibi iş yükü ve stresi daha fazla olan ortamlarda görülüyor. Basel ve Zürih Üniversitesindeki bir araş-tırma grubu internet üzerinden 3484 kişinin katılımıyla gerçek-leştirdikleri araştırma sonuçla-rına göre İsviçre’de çalışan 4,9 milyon kişiden 2 milyona yakını iş yerinde aşırı stresten kaynakla-nan sorunlar yaşıyor.
Yaşanan bu sorunlardan ötürü iş yerinden yaşanan personel açığı ve bunlardan kaynaklanan üretim kaybı, azalan iş üretimi hesaplan-dığından ise ülke genelinde şir-ketlerin toplam kayıplarının 5,6 milyar frank seviyesinde olduğu araştırmayı yapanlar tarafından rapora not edilmiş.
Bu konuda akıllara gelen ilk soru ise bu insanlar yaptıkları iş kar-şılığında ücret almadıklarından ötürü mü strese giriyorlar? Yoksa dertleri nedir? Bu sorulara cevap verebilmek çok kolay olmasa da bu sorunu yaşayan kişilerin ortak sorunları raporda başta iş yerin-deki sorumlu kişiler, iş arkadaşları ve işin kendisi olarak not edilmiş.
m m
Yaya kazaları azalıyor
KASIM 2014
03gu
nd
emısvıcre
GÜNDEM
REKLAM
Herkesin ortak derdi
‘iş stresi’
İsviçreliler 30 Kasım tarihinde sandığa gidecek. Ecopop isimli halk oylaması göçmenlerin yeni korkulu rüyası haline geldi. Tartışmalı teklif yeni gelecek olan göçmenlere radikal bir kota uygulan-
masını içeriyor. Ay sonunda Ecopop’la beraber vergi ve altın rezerviyle ilgili oylamalarda ger-çekleşecek.
Yine göçmen kotasıSonbahar döneminin halk oylamasının sonuç-lanmasına bir aydan az zaman kaldı. Oy pusu-laları seçmenlerin evlerine ulaşmaya başladı. Yoğun geçen referandum kampanyaları içeri-sinde en çok tartışılan yasa tasarı teklifi ‘Eco-pop’. Hiç bir siyasi partinin desteğini alamayan teklif, göçmenlere yönelik yeni bir kotanın uy-gulanmasını öngörüyor. Ecopop’a içeriğine göre
İsviçre her yıl ülke nüfusunun yüzde 0,2 büyüklüğünde göçmen kotası uy-gulayacak. Oyla-ma komitesi yasa tasarı teklifinin hızlı nüfus artışının çevreye zarar ver-diğini ifade ederek göçmen sayısının sınır landır ı lması gerektiğini savun-du. Tartışmalı tas-lağın talebi bunun-la da sınırlı değil.
Çevreci siyasetçiler tarafından hazırlanan teklif, iki farklı talep içeriyor. Komite, İsviçre’nin aldığı net göçün yüzde 0.2’ye sabitlenmesini istiyor. Yani iç göç sayısından dış göç sayısı çıkartıldık-
tan sonra en fazla yüzde 0.2’lik büyüme olacak şekilde kota uygulanacak. Geçen senelerin göç rakamları incelendiğinde bu kota yaklaşık 17 bin yüksekliğinde olmalıydı. Fakat İsviçre’nin aldığı net göç 80 bin civarında.
Yasa tasarısın ikinci maddesi en az ilki kadar çok tartışmaya sebep oluyor. Ecopop tasarısı onay-lanırsa İsviçre Konfederasyonu’nun uluslararası yardım fonunun yüzde 10’u fakir ülkelerin aile planlama projelerine bağışlanacak. Nüfusun azalmasıyla fakirlik oranının da azalacağını öne süren kampanya komitesi, refah seviyesi arttık-ça göçün de azalacağını ileri sürüyor.
Hükümetten net tavır: ‘Teklif yabancı düşmanı’
Federal Konsey daha henüz sene başında alınan kota kararını uy-gulamaya koyama-dı. Avrupa Birliği (AB) ile diploma-tik ilişkiler gerildi. Müzakereleri yü-rütmeye çalışan İsviçre hükümeti daha katı bir kota kararı alınmasına karşı olduğunu net bir şekilde ifade etti. Konsey adına karşıt kampanya-yı Adalet Bakanı Simonetta Som-maruga yürütüyor. Sommaruga, tasa-
rının faydasız olması yanı sıra İsviçre’yi zor duruma düşüreceğini iddia etti. Basın top-lantısında konuşan Simonetta Sommaru-ga: “Ecopop teklifi bi-reyleri problem olarak gördüğü için yabancı düşmanlığı içeriyor.” ifadelerini kullandı. AB ile yürüyen mü-zakerelere atıfta bulunan Simonetta Sommaruga, Ecopop teklifinin bilateral an-laşmaları baltalayaca-ğının altını çizdi.
Milyonerlerin ver-gi imtiyazı kalka-cak mı?İsviçre’nin zengin ya-bancılara uyguladığı özel bir vergilendirme sistemi var. Eğer zen-gin bir kişi İsviçre’de ikamet etmesine rağmen işini başka ülkede icra ediyorsa ‘Pauschalsteu-er’ vergisinden yararlanabiliyor. Vergi kişinin gelir seviyesine göre değil harcamalarına göre belirleniyor. 2012 yılının verilerine göre bu şe-kilde toplam 695 milyon frank vergi geliri elde edildi. Uzmanların verdiği bilgiye göre normal gelir vergisine göre faturalandırılsaydı bu sayı daha yüksek olurdu. Fakat İsviçre’nin zengin ya-bancılar için cazibesi kalmazdı. Sol siyasetçilerin hazırladığı yasa tasarısı teklifi bu vergi ayrıca-lığını kaldırmayı hedefliyor. Zürih’in de içinde
bulunduğu beş kanton geçtiğimiz yıllarda söz konusu olan ayrıcalığı kanton düzeyinde kaldır-dı. Tasarı, federal düzeyde bu sistemi kaldırmayı öngörüyor.
Zenginlere bu imtiyazın sunulmasını ‘vergi ada-letsizliği’ olarak tarif eden solcular uzun yıllar-dır mücadele veriyor. Verilen bilgiye göre 5600 yabancı zengin vergi imtiyazından yararlanıyor. Bunların arasından 2900 kişi kırsal kesimde ika-met ediyor. Dağlık bölgelerden oluşan kantonlar önemli gelir kaynağını kaybetmekten korktu-ğunu ifade etti. Sendikalar ve Sosyal Demokrat
Partisi (SP) ise geç kalınmış adaletin inşa edilmesi gerektiğini savundu.
SP, Yeşiller ve EVP teklifi destekler-ken Federal Konsey, SVP, FDP, BDP ve GLP karşı çıktı.
Altın teklifi dünya piyasalarını sarsabilir!30 Kasım’ın birbirinden ilginç teklif-lerinden biride altın inisiyatifi. İsviçre Halk Partisi’nin (SVP) ünlü genç siya-setçilerinden Lukas Reimann’ın hazır-ladığı yasa tasarısı teklifi yerli basına henüz fazla gündem olmadı. Diğer tekliflerin gölgesinde kalan altın ini-siyatifinin katı talepleri var. Sonuç “Evet” çıkarsa İsviçre Merkez Bankası (SNB) rezervlerinin % 20’sini altın ola-rak tutmak zorunda kalacak, bundan sonra altın satışı yapamayacak ve tüm altınını da fiziksel olarak İsviçre’de tu-tacak. Milletvekilleri bu girişimi “İsviç-re Frank’ı Euro ile beraber çökmesin, arkasında altın olsun, rezervler batık AB tahvilleri yerine altında değerlen-dirilsin” sloganlarıyla savunuyorlar. SNB ise girişime karşı. “Fiyat istikrarı altın, Euro veya dolar ile değil bizim para politikası kararlarımız ile belirle-nir, 20 yıldır ortalama enflasyonumuz zaten % 1’in altında gerçekleşti, bu tür bir kısıtlama bizim işimizi de güçleşti-rir.” diyerek karşı çıkıyor. Edinilen bil-giye göre Merkez Bankası bin 44 ton altın rezervine sahip. Eğer teklif kabul edilirse bu rezervin yaklaşık ikiye kat-lanması gerekiyor.
m
Göçmenlerin yeni korkulu rüyası
KASIM 201404
gundemıs
vıcr
e
MANŞET
REKLAM
ECOPOP
Adalet Bakanı Somma-ruga: “Ecopop tekli� bi-reyleri problem olarak gördüğü için yabancı düşmanlığı içeriyor.”
Altın tekli� kabul edi-lirse, SNB yaklaşık 1500 ton altın alması gere-kecek. Buda İsviçre’yi ABD ve Almanya’dan sonra en büyük altın rezervine sahip 3. ülke yapacak. 1500 ton demek dünyadaki yıllık altın üretiminin yaklaşık yarısı anlamına geliyor.
ZÜRİHSERDAL ÇAKAR
ZÜRİH - CENEVREKESKIN PALTA
Cumhuriyetimizin 91’inci yıldönümü İsviçre’de dört bir tarafında coşkuyla kutlandı. İsviçre’de yaşayan 7’den 70’e herkesin katıldığı programlar şölen ha-vasıyla gerçekleşti. Bern Büyükelçiliği, Zürih ve Cenevre Başkonsoloslukları, İsviçre Türk Toplumu
(İTT), Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) ve Batı İsviçre Türk Dernekleri Federasyonu (BİTDEFE) vatandaşlarımıza birbirinden güzel programlar sundu.
Zürih Başkonsolosluğu 29 Ekim kutlamalarını Mariott Ho-tel’de gerçekleştirdi. Başkonsolos Aslı Oral, Cumhurbaş-kanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mesajını okuduktan sonra konuşmasını yaptı. İsviçre’deki Türklerin İsviçre’ye kazan-dırdığı güzelliklerden bahseden Başkonsolos kadınların toplum için ne kadar değerli olduğunu vurguladı. Çok sa-yıda vatandaşın geldiği programda uzun soluklu sohbetler gerçekleşti.
İTT’nin salonu tıklım tıklım doluyduİTT Cumhuriyet kutlamasını Winterthur’daki Alte Kaser-ne’de yaptı. Bern Büyükelçisi Mehmet Tuğrul Gücük’ün de katıldığı programa vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. Renk-li program içeriği hazırlayan İTT, salonu şiir ve şarkılarla şenlik yerine çevirdi. İTT Başkanı Kahraman Tunaboylu ko-nuşmasında ihtişamlı Türk tarihinden bahsetti. Anadolu ve Fasıl korolarının sahne aldığı kutlamaların sonunda sevilen Safir müzik grubu de katılımcıları coşturdu.
Cenevre Başkonsolosluğun düzenlediği programda Baş-konsolos Nurdan Bayraktar-Golder, iki ülke arasındaki dostluğa vurgu yaptı. Son dönemde gerek siyasi gerek ti-
cari alandaki gelişmelerin gelecek adına umut verdiğini ve İsviçre’deki vatandaşlarımızın da bu konuda önemli katkı-ları olduğunu söyledi.
Temsilciliklerimizin düzenlediği programların hepsinde vatandaşlarımız ve gerek İsviçreli gerek yabancı temsilci-liklerden katılımlarla birlikte 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı çok renkli görüntülere sahne oldu.
BİTDEFE’den klasik müzik konseriLozan’da Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla vatandaşları-mızın yoğun olarak yaşadığı Renens belediyesinde klasik müzik konseri düzenlendi. İsviçre Batı Dernekleri Federas-yonu’nun (BİTDEFE) düzenlediği konsere ilgi büyük oldu. İzzet Baysal Üniversitesi öğretim üyesi Alper Görsev’in ilk defa bu konserde çalınan bestesini genç piyanist Cem Ba-bacan icra etti. Konserde, Gazi üniversitesi öğretim üyesi Doçent Dr. Meh-met Efe keman ve piyanoda da son zamanda yıldızı parla-yan genç piyanist Cem Babacan icra ettikleri klasik eserler büyük takdir topladı. Konserden önce Federasyon başkanı Celal Bayar açılış konuşması yaptı. Daha sonra Lozan Eği-tim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Kemal Afşin ve sanatçılar Kemal Efe ve Cem Babacan klasik Türk motiflerini sundu. Daha sonra piyanist Cem Babacan Ce-mal Erkin, Adnan Saygun ve Fazıl Say’dan örnekler sundu. Konserden sonra sanatçılara Federasyon tarafından berat sertifikası verildi. Ardından davetliler düzenlenen kokteyle katıldı.
m
Cumhuriyetimiz 91 yaşında
KASIM 2014
05TOPLUM
gun
dem
ısvıcre
Zürih Başkonsolosluğu 29 Ekim kutlamalarını Mariott Hotel’de gerçek-leştirdi. “Başkonsolos Aslı Oral, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mesajını okuduktan sonra konuşmasını yaptı. İsviçre’deki Türklerin İsviçre’ye kazandırdığı güzelliklerden bahseden Başkonsolos kadınların toplum için ne kadar değerli olduğunu vurgu-ladı. Çok sayıda vatan-daşın geldiği programda uzun soluklu sohbetler gerçekleşti.
Lozan’daki konserde sahne alan piyanist Cem Babacan ve ke-man virtüözü Mehmet Efe icra ettikleri Türk ve yabancı besteler ile seyircilere unutulmaz dakikalar yaşattılar.
İTT’nin programında sahne alan Grup Sa� r, birbirinden güzel Türk şarkılarını seslendirerek gurbetçilere memleket havası estirdi.
İsviçre’deki öğretmenlerin bir çoğu yoğun baskı altın-da olduğunu hissediyor. Bu ay sonuçlanan bir araştır-ma çok sayıda bunalımda
olan öğretmenin olduğunu gün yüzüne çıkardı. Her üç öğretmen-den birisi çağın yeni gelişen has-talığı olarak tanınan burnout riski yaşıyor.
Nordwestschweiz yüksek okulun İsviçre genelinde yaptığı araştır-maya 5’inci sınıftan 9’uncu sınıfa kadar ders veren öğretmenler katıldı. Beş öğretmenden birisi beklentileri karşılayamadığından şikayetçi. Araştırmacılar öğret-menlik mesleğinin bugünlerde niçin bu kadar stresli olduğunu araştırdı. Yerel basında çıkan ha-ber ailelerin aklına şu soruyu ge-tirdi; bunalımdaki öğretmenler öğrencilere ne kadar faydalı ola-bilir?
Eğitimdeki hızlı değişimler öğretmenleri zorluyorİsviçre’nin eğitim camiası sık sık değişiklere şahit oluyor. Eğitim politikacıları öğrencilere uygun ortamı sunma amacıyla çok sa-yıda çalışma yürüttü. Bu çalış-maların amacına ulaşıp ulaşa-madığı sorusunun cevaplaması zor ama kesin olan bir sonuç; öğretmenler giderek daha büyük baskı altına kalıyor. Her reform çalışmasın sonucunda öğretme-nin iş sorumlulukları arttırıldı. Artan baskıya yetersiz sayıdaki öğretmen kadroları eklenince eğitimcilerin çalışma şartları zor-laştı. Bilim adamları yaşanan bu
sıkıntıyı daha detaylı incelemek için öğretmen mesleğinin stres nabzını yokladı. Ortaya çıkan so-nuçlar şaşırtıcı olmasa da üzücü. Öğretmenlerin yaşadığı zorluk-ların başlıca sebeplerini sıralayan araştırmacı Doris Kunz: “Birincisi öğretmenlerin üzerindeki zaman baskısı çok fazla. İkincisi ise bazı öğrencilerin sınıf ortamını bozan hareketleriyle ilgilenmek. Bizim bilimsel olarak ulaştığımız üçüncü faktör de çocukların velileriyle ya-şanan problemler.” diye özetledi.
‘Öğretmenlerin yükü hafif-letilmeli’
Araştırma sonuçlarını değerlen-diren Öğretmen Birliği başkanı Beat Zemp önlem alınması ge-rektiğini savundu. Psikolojik ra-hatsızlık nedeniyle işten ayrılmak zorunda kalan öğretmenlerin tek-rar görevine başlama süresinin uzunluğuna dikkat çeken Zemp, koruyucu önlemlerin uzun vade-de daha akıllıca çözüm olduğunu ifade etti. Beat Zemp, daha küçük sınıflarda daha az ders saatinin öğretmenleri rahatlatacağını öne sürdü. Tecrübeli eğitimci: “Vekil öğretmenlerin sayısı arttırılırsa ihtiyaca göre yoğun baskı altında kalan öğretmenlerin yükü hafifle-tilebilir.” şeklinde konuştu.
Eğitim dünyasında yaşanan bu sıkıntı öğretmenleri doğrudan et-kilediği için yerel basında kısmen de olsa yankı uyandırdı. Dolaylı olarak etkilenen öğrenciler henüz gereken ilgiyi göremedi. Asgari düzeyde bile işlerini yerine ge-tirmekte zorlanan öğretmenler, hayata hazırladıkları öğrencile-rine ayırdıkları vakitten kısmak zorunda kalıyor. Daha fazla ilgiye muhtaç olan öğrenciler ailelerin-den destek alabildiği taktirde olu-şan boşluğu doldurabiliyor. Aksi taktirde eğitim hayatını ‘başarısız öğrenci’ olarak sürdürmek zorun-da kalıyor.
Üçüncü nesil göçmenle-rin İsviçre vatandaşlığına geçmesi adım adım kolay-laşıyor! İsviçre henüz Av-rupa Birliği (AB) ülkeleri
kadar kolaylık tanımıyor yeni ne-sil göçmenlere. Bu konuda uzun yıllardır çalışma yapan meclis ko-misyonu yeni bir olanak sağladı.
Uzun süredir Meclisin günde-minde olan bu konu geçtiğimiz hafta içişleri komisyonunda gö-rüşülerek karara bağlandı. İsviç-re’de yaşayan üçüncü nesilleri kapsayan yeni karar gereği halen yabancı oturum hakkı bulunan kişilere bir dizi kolaylık sağlandı. Yeni uygulamadan yararlanma-nın en önemli şartı ise İsviçre’de doğmuş olmak.
Uzun kriter listesiSosyal Demokrat Milletvekili Ada Marra’nın verdiği teklif üze-rine görüşülen konu hafta için-de Meclis komisyonunda oylan-dı. 15’e karşı 7 oyla kabul edilen yeni uygulamanın şartları ise bir hayli karışık. Buna göre öncelikli olarak kişinin İsviçre’de doğmuş olması ve halen bir oturma izni-ne sahip olması gerekiyor. Bunun yanında anne veya babasından birinin ülkeye 12 yaşından daha önce gelmiş olması, ayrıca büyük ailesinden en az birinin İsviçre’de geçmişte oturum iznine sahip ol-muş olması gerekiyor. Görüldüğü gibi kişinin dedesinden başlayan ve anne veya babasının küçük yaşta ülkeye gelmiş olmasını
şart koşan bir teklif. Yasa bu hali ile meclisin onayından geçmesi beklenirken halk referandumuna gitme ihtimali de mevcut.
Vatandaşlığa geçenlerin sayısı azalıyor90’lı yıllarda yıllık ortalama ola-rak 16 bin kişinin vatandaşlığa geçtiği İsviçre’de 2000’li yıllarda bu rakam hızlı bir şekilde yüksel-me eğilimine geçmişti. 2002 yı-lında ilk defa 30 binden fazla kişi kırmızı pasaporta sahip olurken, 2006 yılında rakam 46 bin kişi-ye yükseldi. Sonrasında yapılan müracaatların çoğalması ve ince-lenen dosyaların daha detaylı gö-rüşülmesi sonucu vatandaşlığa geçiş rakamları 2010 yılında tek-rar 40 bin kişinin altına geriledi.
İsviçreli öğretmenler tükeniyor: ‘Burnout’
Dedesi İsviçre’ye gelene kolay vatandaşlık!
Nordwestschweiz yük-sek okulun İsviçre ge-nelinde yaptığı araş-tırmaya 5’inci sınıftan 9’uncu sınıfa kadar ders veren öğretmenler katıldı. Beş öğretmen-den birisi beklentileri karşılayamadığından şikayetçi. Araştırmacı-lar öğretmenlik mesle-ğinin bugünlerde niçin bu kadar stresli oldu-ğunu araştırdı.
m
m
KASIM 2014
06gundem
ısvı
cre
GÜNDEM
İsviçre’de yaşayan üçüncü nesilleri kap-sayan yeni karar gereği halen yabancı oturum hakkı bulu-nan kişilere bir dizi kolaylık sağlandı.
REKLAM
İsviçre’de yaşayan Türk toplumunun iş-lettiği en güzel eğlence mekanlarından biri Dilaila. Yıllardır kaliteli ve düzgün işletmecilik örneği gösteren Dilaila’nın sahne arkasında bütün organizasyonu
takip eden Cüneyt Gümüşdere var. Kendisini hem okurlarımıza tanıtmak istedik hem de başarılı çalışmalarının detaylarını konuştuk. Keyifli sohbeti için Cüneyt Bey ve arkadaşla-rına candan teşekkür ediyoruz.
Öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz?Cüneyt Gümüşdere, İsviçre’de doğmuştur. Burada yüksek ticaret ve ekonomi bölümünü başarıyla bitirdim. İsviçre’de party düzenle-yen ilk Türk Organizatör unvanına sahibim. Bu sektörde 23 seneyi aşan serüvenimde ilk olarak sadece İsviçre’deki yabancılara yönelik organizasyonlarda bulundum. Daha sonra Di-laila ekibi ile tanıştım. 11 seneyi aşan bir za-manda İsviçre’de Dilaila İşletme Müdürü ola-rak insanlarımıza hizmet vermekteyim.
Dilaila’nın kuruluş amacını ve geçmi-şinden bahseder misiniz?
Dilaila’nın kuruluş amacı İsviçre’de yaşayan Türk insanına Edirne’den Diyarbakır’a kadar tüm etnik gurupların, tüm dini inançlar dahil, esasında kültür ve eğlence merkezi amaçlı, in-sanlarımızı birbiriyle kaynaştırmak, arkadaş-lığı ve kardeşliği göstermektir. İnsanlarımıza uyuşturucu gibi kötü alışkanlıkların olmadığı, siyasi gündemlerin girmediği, anne ve baba-ların çocuklarını, eşlerini ve dostlarını gönül rahatlığıyla temiz bir eğlence ve kültür meka-nına getirebileceği bir yer olarak düşünülüp yola çıktık. Yıllardır da bu çizgide tam olarak 11 senedir çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Bu kadar uzun süredir başarılı olmanızı neye borçlusunuz?İlk olarak öncelikle burada yaşayan ve bize inana insanlarımıza borçluyuz. Tabi ki bundan yine şunu anlıyoruz ki biz iyi işler yapmasak ve müşterilerimiz için gece gündüz demeden çalışmasak bunlarda olmayacaktı. Çünkü al-ternatifin çok olduğu bir ülkede yaşıyoruz. İnsanlar beğendikleri ve memnun kaldıkları yerleri tercih ediyorlar.
Çalışma prensiplerinizi sıralar mısınız?En önemli prensibim tabii ki dürüstlük. Hak yememek ve azimli çalışmaktır. İnsanların burada düşündükleri biz kapıları açıyoruz ve her şey bitiyor. Öyle kolay değil bu işler. Bu-raya tam 4-5 saat önceden gelip eksiklerimizi tamamlıyoruz. Kulübümüzü insanlarımız için hazırlıyoruz. Tabi ki ben dediğim gibi 23 sene-dir bu sektördeyim. Dilaila’nın işletme müdü-rüyüm. Fakat buraya insanlarımız geldiğinde onların rezervasyonlarına bakıyorum. Onların sorunlarını çözmeye çalışıyorum. İsteklerini yerine getirmeye çalışıyoruz. Servisimizde, barımızdaki ihtiyaçlarımızı tamamlıyoruz ve insanlarımıza gece boyu hizmet veriyoruz.
Son olarak sizi en çok bu sektörde ne mutlu ediyor?Açık ve net bir şekilde ifade etmek istersem insanlarımızın mutluluğu, yüzlerinin gülmesi bizim madalyamızdır. Ve bundan yaptığımız işlerin ne kadar güzel olduğunu görüyoruz. Buda bizi çok mutlu ediyor.
m
Eğlencenin tek adresi Dilaila
KASIM 2014
07gu
nd
emısvıcre
MÜZİK
ZÜRİHENES ÖZYÜREK
BİRLEŞEN GÖNÜLLERDram
13 Kasım 2014 tarihinden itibaren Cinewil
sinemasında
KUZUDram
6 Kasım 2014 tarihin-den itibaren Arthouse, Cinemovie, kult.kino, Freier Film, Kino am
Uferbau sinemalarında
OFLU HOCANIN ŞİFRESİ
Komedi
6 Kasım 2014 tarihin-den itibaren Cinewil
sinemasında
KONSER
BEYAZ PERDEDE AYIN FİLMLERİ
Şebnem Kazancı başarılı bir iş kadını. Kü-çük yaşta geldiği İsviçre’de tüm dezavan-tajlara rağmen iş hayatında tutunmuş. Bankacılık mesleğinin yanında özel günler için yemek ve parti organizasyonları ger-
çekleştiriyor. İş ve aile çevrenizi güzel bir mekan ve programda bir araya getirmek istiyorsanız adresi-niz Oriental Lounge.
Şebnem Hanım sizi kısaca tanıyabilir mi-yiz?Ben 12 yaşımda İsviçre’ye geldim. Ailem 40 sene önce gelmiş. Meslek eğitimi olarak KV okulunu bitirdim. Sonra o zamanki Swissair’de çalışmaya başladım. Daha sonra şimdi halen devam ettiğim bankacılığa başladım. 16 yaşında da bir oğlum var.
Bu meslekle nasıl tanıştınız?Ben nezih ve klas ortamlara önem veren bir insa-nım. Bazen kendi evimde arkadaşlarımla ev parti-si veriyordum. 10 sene öncesine kadar İsviçre’de güzel, nezih Türk eğlence mekanları yoktu. Aslına bakarsanız bu mesleğe aslında hobi olarak başla-dım diyebilirim. Bir arkadaşımın eğlence merke-zini almasıyla başlayan bu serüven halen devam ediyor. Arkadaşlarımda bana güvenerek teşvik ettiler. Bir gün bir arkadaşım Türkçe oriental par-ti yapabilir miyiz diye sordu, bende tabii ki dedim. İlk partim olmasına rağmen bana güvenen kişiler mem-nun kaldı.
Başka organizasyon işleriniz-de var mı?Evet. Büyük firmalara iş yemekleri ve düğün gibi özel günler için orga-nizasyonluk işleri de yapıyorum.
İlk organizasyonlarınızı nere-de düzenlediniz?İlk partilerimi Jill’de düzenledim. Daha sonra Hard one indochine, Meylensten, Ada-
gio ve Kafleuten’da.
İlk partinizde sizi en çok etkileyen ve mutlu eden şey ne oldu?Aslında beni en çok mutlu eden dostlarımın ve
bana güvenen insanların beni yalnız bırakmamaları ve ilk partimde yak-laşık 700 kişiyi ağırlamam benim için halen unutulmaz bir anı oldu.
Siz aynı zamanda bir annesi-niz. Çalışma hayatınızda zor-luk çektiniz mi?Tabii ki zorluk oldu. Oğlumu bakıcı-larla büyüttüm. Uzun yıllar yanımda bir bakıcı çalıştı ve onun sayesinde hafta sonlar çalışabildim. Hafta içi de oğlumla vakit geçiriyordum.
Size göre başarıya giden yolda en önemli
şey nedir?Öncelikle dürüstlük. Ve tabiki insanların hakkına geçmemek lazım. Ne olursa olsun bu iki şeye dik-kat edilirse her işte başarılı olunur. Bu işi yapıyor-sanız eğer sevilmeniz ve size bir güven oluşması gerek. Geçen 10 sene içinde çoğu kişi bu işe başla-mak istedi. Fakat bir iki denemeden sonra ve hepsi kaybolup gitti. Bu işi yaparken sağlam adımlarla ve doğru zamanda doğru kişilerle çalışmak lazım.
Son olarak okuyucularımıza söylemek is-tediğiniz bir mesajınız var mı?Dürüst, azimli çalışma ve hakka dikkat ederek herkes yaptığı işte herkes başarılı olabilir. Özellik-le Türk kadınlarına sesleniyorum, yaptığınız işte kendinize güvenin. Ben bu işi başaracağım dedik-ten sonra her şeyi yapabilirsiniz.
Aralık ayında Kaufleuten Hauptsaal’da çok büyük bir organizasyonu olacak olan Şebnem Kazancı’ya çalışma hayatında başarılar diliyoruz.
mKASIM 2014
08gundem
ısvı
cre
RÖPORTAJZÜRİHENES ÖZYÜREK
Organizasyon adresi Oriental Lounge
Genç işkadını Şebnem Kazancı, İsviçre Gün-dem gazetesi okurları-na başarılı girişimlerin-den bahsetti.
Gurbette yaşayan herkesin muhakkak memlekete gitmek için bilet aldığı bir acentesi vardır. Hatta teknoloji ne kadar gelişse internetten alınan biletler ne ka-dar kolay olsa da vatandaşlarımız kendi-
leri ile muhatap olan bir kişi ararlar ve yıllar geç-se de hep aynı yerden biletler alınır. Lozan’da 20 yıldan fazla hizmet veren Akdeniz Voyages sektörün en eskilerinden. Firma sahibi Halit Oğuz yıllar geçse de biz işimizden vaz geçme-dik, şimdilerde yeni nesillerle vatandaşlarımıza verdiğimiz bu hizmeti devam ettiriyoruz diyor. Detaylar röportajda...
Akdeniz Voyages’ı ne zaman kurdu-nuz?1991 yılında firmamızı Lozan’da kurduk. O ta-rihlerde Fransız Kantonlarında bu sektörde faa-liyette bulunan Türk girişimci yoktu. 91’den beri turizm sektöründe gayret gösteriyoruz.
İlk başta sizi turizme yönlendiren ne oldu?Turizm dünyada her geçen zaman gelişiyor. Bi-zim ülkemizde de turizm çok ciddi bir potansi-yele sahip. İnsanın ticarete atıldığında bir şeyler şekillenir. Bizim de kafamızda turizme yakın bir şeyler oluştu. Bir merak oluştu. Başarılı olmak için önce o işi sevmeniz gerekli.
24 yıl geçmiş, dile kolay. Hep aynı sek-törde miydiniz?
Evet hep turizmin içinde olduk. Lozan merke-zinde Riponne meydanına yakın Tunel olarak isimlendirilen bölgede dükkanımız. Ayrıca Ce-nevre Havaalanında da ofisimiz var. Genelde Fransız Kantonlarında yaşayan vatandaşlarımı-za hitap ediyoruz. Tabi Fransa’da sınırına yakın-da oturan vatandaşlarımızda bizlere geliyorlar. Dünyanın her yerine bilet kesebiliyoruz. Bunun yanında seyahat turlarımız da var.
Turlar hakkında bilgi verir misiniz. Ge-nelde Türkiye üzerine mi?Türkiye menşeili olduğumuz için turlarımızda genelde Antalya bölgesine oluyor. Birde kültür turizm olarak İstanbul turlarımız var. Turlara ge-nelde İsviçreliler rağbet gösteriyor.
İsviçrelilerin ilgisi artıyor mu Türki-ye’ye?Her geçen yıl artıyor diyebilirim. Direk uçuşlar çok önemlidir bu sektörde. 2000’li yıllardan son-ra artan uçuş sayları turizmi doğrudan etkiliyor. Yaz aylarında da Antalya’ya direk uçuşlar var. Kuzey Afrika ülkelerinde yaşanan olaylar Türk turizmine olumlu yansıyor. Sektöre Türkiye’de de ciddi yatırımlar devam ediyor. Gerek tesisle-rin fiziki yapısı gerek personel kalitesi her geçen gün artıyor. Doğal güzellikle birlikte yapısal de-ğişiklikler turizmin gelişmesine yardımcı oluyor. Eskiden İsviçreliler Türkiye’yi Afrika ülkesi gibi görürken şimdilerde zengin sunumlarla birlikte modern Türkiye imajı değer kazanıyor.
Suriye’de yaşanan savaş ve kargaşa or-tamı turizmi etkiliyor mu?İllaki insanlar tatil ortamında tedirginlik yaşa-mak istemez. Etkilenme vardır ama çok fazla olduğunu şimdilik düşünmüyorum. Olumsuz haberler eskiden daha etkili oluyordu ama son
zamanlarda biz çok etkilenmedik.
Okurlarımıza bir mesajınız var mı?Biz her zaman daha kaliteli hizmet vermeye ça-lışıyoruz. Sabah 7’den akşam 6’ya kadar ekibi-mizle gayret ediyoruz.
m
Turizmin duayen acentası Akdeniz Voyages
Almanya’nın İsviçre sınırında hizmet veren Divan Restoran İsviçre Gündem gazetesine kapılarını açtı. Lezzetli ye-mekleriyle kısa sürede tanınan Divan Restoranın işletmecisi Mehmet Ali Solak
müessesini tanıttı. İsviçre’den gelen müşteri sa-yısının her geçen gün arttığını anlatan Solak, Di-van’ın sırrını açıkladı. Yemeklerinde sadece helal et kullanan Divan Restoran, samimiyet ve güven ilkeleriyle başarıya ulaşıyor. İsviçre Gündem aile-si olarak Mehmet Ali beyi tebrik eder ve başarılı çalışmalarının devamını dileriz.
Divan Restoranı tanıtır mısınız?Divan Restoranını bir yıl önce açtık. Müessesenin ilk yılı olmasına rağmen işlerden çok memnunuz. Bizim burada takip ettiğimiz yol belli. Sadece he-lal et satıyoruz ve alkollü içecek satışı yapmıyo-ruz. Ailelerin rahatlıkla gelip yemek yiyebileceği bir mekan sunuyoruz.
Türk mutfağı ağırlıklı konseptimiz var. Dönerden mangal çeşitlerine ve yufkadan börek çeşitlerine kadar geniş bir menü sunuyoruz. Hafta sonları üç çeşit döner takıyoruz. Bunların yanında lahma-cun ve pizza çeşitlerimiz de var.
Ben yaklaşık 15 yıldır bu sektörde çalışıyorum. Adıyamanlıyım. Türkiye’de işletme okudum. Gastronomi sektörünü iyi tanıyorum. Avrupa’ya geldiğimden bu yana iş sektörde çalışıyorum. Farklı farklı yerlerde çalıştım. 3 – 4 yıl yer aradım kendi restoranımı açmak için. Sonra burayı bul-duk ve bu işe girdik. Restorandaki bütün işlere hakim olduğum için ilk yılın zorluklarını daha ra-hat aştık. Bu sektörde her işi bilmezsen zor tu-tunursun.
Neden zor olur?Her işin kendine göre incelikleri vardır. Bir tarafta müşteriyle olan ilişkiler var ve diğer tarafta ye-mek yapmadaki incelikler var. Bunun her ikisine
de dikkat etmek gerekir. Yemek için kullanılan malzemenin tazeliği ve temizliği, tabağın düz-gün doldurulması. Tabak doldurmak bile bir us-talık istiyor. Güzel sunum olmadığı taktirde en lezzetli yemek bile müşteriyi memnun etmeye-bilir. Bunları takip edebilmek içinse belli tecrübe gerekiyor.
Divan’ın ne gibi bir özelliği var?Bizim restoranımız herkese açık. Fakat şunu be-lirteyim. Avrupa’da mütevazi bir hayat yaşamak isteyen Müslüman ailelerin gidebileceği fazla restoran yok. Biz yemeklerimizde sadece helal et kullanıyoruz. Ailelerin çocuklarıyla hiç tereddüt etmeden gelebileceği bir restoran işletiyoruz. Ayrıca düğün, nişan ve benzeri özel günlere toplu yemek hazırlıyoruz. Özel istekler olunca dikkate
alıyoruz.
Müşterilerimizden de çok memnunuz. Gelen yerli müşteriler de çok kibarlar. Müşteri kitlesi iyi olduğu zaman biz de daha verimli çalışıyoruz ve yeni müşteri geldiği zaman güzel ortamın tesirinde kalıyor. Mesela İsviçre’den de müşte-rilerimiz geliyor. Divan’ın ismi duyuldukça daha fazla müşteri gelmeye başladı. İsviçre’den gelen müşteri kitlesi titiz oluyor. Güvenebilecek yerler-de yemek istiyorlar. Biz de bunu sunmaya çalışı-yoruz. Lidl ve Kik gibi alışveriş mağazalarının ya-nında olduğumuz için hafta sonu hem alış veriş yapıyorlar hem de sonra yemeklerini yiyip öyle eve dönüyorlar.
Müşteri, amatör iş yapıldığı zaman hemen an-
lıyor zaten. Çünkü müşteriler çok tecrübeli yıl-lardır restoranlarda yemek yiyorlar. Aşçı kötü iş çıkarınca veya yemeği hazırlarken eli ayağı dola-şınca bunu müşteri hemen anlar.
Bizim iki önemli parolamız var. Güven ve sami-miyet. Müşteriye bu iki şeyi inşa ederek devamlı müşteri tutmaya çalışıyoruz.
Geleceğe yönelik yeni çalışmalarınız var mı?Burada yenilikler yapmayı düşünüyorum. Yakın zamanda pastane bölümü açacağız. Tatlılarımızı daha taze sunmak için burada üretmeyi hedefli-yoruz. Ayrıca yeni şube açmayı da düşünüyorum. Kendime göre güvenilir bir ortak bulabilirsem daha da hızlı büyüyebiliriz diye tahmin ediyorum.
m KASIM 2014
09gu
nd
emısvıcre
TANITIM
Almanya’nın İsviçre sınırında hizmet
İsviçreli Türklerin yeni adresi: Divan Restoran
REKLAM
Adres:Friedrichstr. 4a 79664 Wehr
Kadir Torun genç yaşta Türkiye’den İs-viçre’ye göç eden bir girişimci. Genç yaşta ticarete atılan Torun, her yıl işi-ni büyüterek gastronomi sektöründe kariyer sahibi oldu. ‘Gençlerin elinden
tutmak’ istediğini söyleyen başarılı girişimci, gelecek yıl vakıf kuracağını açıkladı. Kadir To-run, meslek eğitimi konusunda Türk gençlerine yardımcı olmak istediğini anlattı. İsviçre Gün-dem gazetesine konuşan Kohler AG’nin sahibi işadamı, hayata geçirmek istediği projelerden bahsetti. İşadamı gençlere örnek olabilecek rol modellerden ve sorumluluk vermenin önemini vurguladı. Girişimci, İsviçre Gündem ailesi ola-rak Kadir Torun’a eğitime gösterdiği duyarlılık nedeniyle teşekkür eder ve başarıların devamı-nı dileriz.
Kendinizden bahseder misiniz?Daha ben meslek öğrenirken ticarete atıldım. 2001 yılında başladım esnaflığa. İlginç bir öy-küsü var. Bir gün lokalde otururken sigara oto-matı gördüm. İlgimi çekti ve araştırdım. O işte potansiyel görünce başladım. Ben gündüzleri
okuluma gidiyordum akşamları ise otomatları dolduruyordum. Güzel bir işti ve aynı zaman-da benim ticaret hayatına atılmamı sağladı. 2004’e kadar o şekilde devam ettim. 2004 yılın-da abimle beraber restoran işine girdim. Ertesi yıl meslek eğitimini tamamladım. Sigara işini bırakarak restorana yoğunlaştım. 2007 yılında da toptancılık işine girdim. Gastronomi sektö-ründe toptancılık yapıyoruz. Bu işimiz de otu-runca restoranı bıraktım.
Kohler AG’de ne yapıyorsunuz?Biz gastronomi ağırlıklı çalışıyoruz. Restoran, imbis veya pizza kuryenin ihtiyaç duyduğu malzemelerin yüzde 70 – 80’ini sunuyoruz. İçe-ceğinden peynirine ve kartonundan peçetesine kadar aklınıza ne gelirse veriyoruz.. Bugünlerde büyüme projelerimiz de var. Şu an sadece gastronomi sektörüne dağıtım yapıyo-ruz. Yakın gelecekte ise farklı alanlara da gir-meyi düşünüyoruz.
Meslek eğitimiyle ilgili projeleriniz var mı?
Kohler Stiftung isminde bir vakıf kurmayı dü-şünüyoruz. Meslek eğitimi konusunda gençlere yardımcı olacağımız bir vakıf olacak. Stadt’la beraber ortaklaşa projeler yaparak gençlere yol haritası çıkartacağız.
Bizim kapımız herkese açık. Faydası olmayan
çocuk hem ailesine hem de çevresine zararlıdır. Fakat kendine iş bulan ve çalışan gençlerin hiç kimseye faydası olmasa bile kimseye de zararı olmaz. O yüzden ben gençlerin elinden tutmak istiyorum. Benim hem kendi şirketimde hem de birlikte iş yaptığım şirketlerde Lehre yapan öğrenciler var. Vakıf olarak gençlerin seviyele-
rini tespit edip yetiştirip ardından mes-lek eğitimi yapmak için şirketlerle irti-bata geçeceğiz. Şirketlere verdiğimiz ilk öğrencilere çok dikkat edeceğiz ki işverenler memnun olsunlar.
Neden böyle bir çalışma yapma-yı düşünüyorsunuz?Gençlerde maalesef farklı sıkıntılar görüyorum. Problemlerin bir tanesi rol modelin olmaması. Gençler örnek alacak kişi bulamıyorlar. Bizim babala-rımızın yaşadığı sorunlar vardı. Bizim de yaşadığımız sorunlar var ama yeni yetişen nesil aynı sorunları yaşamama-lı. Biz onlara tecrübelerimizi aktaralım ki onlar bizden 2 – 3 kat daha fazla iş yapabilsinler. Bunun için ise bizim yol göstermemiz lazım.
Gençleri yetiştirirken dikkat edilmesi gereken hususlar var. Kendi çabalarıyla iyi yerlere gelen gençler var ama onla-ra bizim terbiyemiz verilmediği zaman bencil olduklarını görüyoruz. Çünkü buradaki okullarda egoistliği öğretiyor-lar. Bizim büyüklerimizden aldığımız terbiyenin yeni nesle aktarabilmek çok önemli.
Gözlemlediğim başka bir problem ço-cukların çok rahat yetiştirilmesiyle ilgili. Babalar çocuklarına kendi yaşadığı zor-lukları göstermiyor. Her şeyi sunmaya çalışıyor. Böyle olunca çocuklar sorum-luluk üstlenmiyor ve toz pembe hayatın hayalini kuruyorlar. Çocuk sıkıntının far-kında değil.
m
Kadir Torun’dan gençlerimiz için önemli hizmet
KASIM 201410
gundemıs
vıcr
e
EĞİTİM
Başarılı girişimci Kadir Torun ile yaptığımız röportajda kendisinin başarı hikayesini ve gençlerin elinden tut-mak için kuracağı vakfı konuştuk.
REKLAM
KASIM 2014
11İsviçre Federal İstatistik ku-rumuna göre (Bundesamt für Statistik BFS) 2012 yılın-da aylık ortalama bir İsviçreli evin geliri 7’112 Frank idi. Bu
gelire karşılık normal bir İsviçreli aile-nin en büyük harcaması 1’499 Frank ile ev ve elektrik masrafları.
Bu 7’112 Franklık aylık gelir mecburi ödenmesi gereken vergi ile yaşlılık sigortası AHV ve benzeri masraflar çıktıktan sonra geriye kalan gelir ola-rak tespit edildi.
Geliri hesaplarken hem aylık maaş, sene sonunda verilen 13’üncü maaş, bankalardan alınan faizler, ya da his-se senetlerinden elde edilen kar pay-ları ve benzeri gelirler de eklenerek hesaplandı.
Bu hesap bahsedilen bir ev hanesinin geliri. Yani evde yaşayan ve bulunan her aile bireyinin geliri eklenerek hesaplanan ortalama gelir. bir kişi-lik aile ile dört kişilik ailelerde ister istemez tabi ki ciddi oynamalar ola-caktır. Bazı ev hanelerinde tek kişi yaşarken, bazılarında aynı anda 2-3 kişi çalışıyor olabilmekte.
Her ne kadar yapılan hesaba göre aylık ortalama bir ev hanesinin geliri dense de, maalesef bu gelir dağılımı simetrik değil. Yani her ev hanesinde bu kadar gelir bulunmamakta. Ya-pılan hesaplamaya göre ev hanele-rin %60’ı 7’112 CHF dan daha az bir gelir ile ay sonunu karşılamakta ve sadece %40’lık bir kısım bu gelirden fazla geliri bulunmakta. Burada yine gelirde adaletsiz dağılım konusu gö-rülmekte. Başka ifadeler ile her üç aileden ikisi aylık 7’112 CHF’dan az gelir ile geçinmek zorunda. Burada gelir dağılımındaki adalet maalesef her geçen gün daha da azaldığını be-lirtmek zorundayız.
Peki bu gelirler nereden geli-yor? Yapılan araştırmaya göre gelirin %75,3’ü bireylerin normal çalışma-sından yani işverenden elde ettikleri gelirlerden maaşlardan oluşmakta. Emeklilik maaşı ya da sosyal yardım-lar ise %18,4 ile en önemli ikinci gelir kaynağı.
Faiz yada kar payı geliri ise sadece her 7 aileden birisinde bulunmakta. Yani sadece her 7 ailenden birisinin “mal varlığı” kendiliğinden gelir elde edecek seviyede. Bu gelir kalemi ise %4,9 ile üçüncü sırada geliyor. Bu noktada ise gelir dağılımındaki ada-letsizlik iyice belirgin hale getiriyor.
Nafaka ödemeleri ise %1,3 ile dör-düncü sırada. İlginç olan nafaka alanların genelde nafaka geliri kendi toplam gelirin %25’sinden fazlasını teşkil etmekte ve her 40 ev hanesin-den birisinde durum bu şekilde. Buda nafaka alan insanların genelde çok zor şartlar altında yaşadığını göste-ren bir gösterge.
Aylık mecburi ödeme dediğimiz öde-meleri ise % 29,3 ile harcama kalem-lerin ilkini teşkil etmekte. Bu kalemin büyük kısmi ise aylık 1’234 frank ile devlete ödediğimiz vergiler. (%12.3) Mecburi ödeme dediğimiz diğer ödemelerde en önemli diğer kalem ise AHV ve Pensionskasse dediğimiz yaşlılık sigortası. Aslında bakıldığın-da her ne kadar bu kalem en büyük masraf kalemlerimiz olsa bile; bir kısmi vergi üzerinde kendimize yol, köprü ve diğer önemli bir kısmı ise yaşlılığımızda emeklilik maaşı ola-rak emeklilik döneminizde en önemli gelirimiz olarak geri dönmekte. Bu açıdan bakıldığında bu harcama ka-lemini masraftan ziyade şuandaki
ve gelecekte rahatımız için mecburi tasarruf olarak görmek gerekmek-te. Bu kalemler ise dolaylı olarak gelir adaletsizliğin artmasındaki en önemli engellerden biri. Çünkü geliri daha yüksek olanlar hem daha fazla vergi veriyorlar hem de AHV’ya öde-diklerin miktar nispetinde emeklilik maaşı alamadıklarından dolayı, geliri daha düşük olanların maaşını süb-vanse etmiş oluyorlar.
Geriye kalan harcamalarda yukarıda
da bahsettiğimiz gibi en önemli ka-lem ev ve elektrik masrafı ile ayda: 1’499 Frank yada % 14.9. Sonrasında ulaşım için %8, eğlence, tatil ve kül-tür harcamaları için ise %6.4, yemek ve içecek masrafları ise %6.3 ve res-toran veya hotel masrafları ise %5.4
ile gelmekte. İlginç olan bir başka gösterge ise, 20 sene öncesine göre karşılaştırıldığında insanlar halen ge-lirinin %15-20 arasında bir miktarı ev için harcamakta. En önemli değişim ise eskiden yemek ve içmek için çok daha fazla harcama yapılırken, artık bu masraf yüzde olarak azaldığı ve bunun yerine artan para ile genelde insanların eğlenceye, tatile ve kültür harcamalarına daha çok para harca-dığı görülmekte.
Yapılan araştırmaya göre aylık 1’318 frank yada gelirimizin %13,1’i ay so-nunda tasarruf ederek kenara koyul-makta.
Araştırmada aylık gelirin 5’000 Frank’in altında olan ev hanelerin-
de ise genelde ay sonunda tasarruf edilebilecek bir gelirin kalmadığı not edilmiştir. Eğer 7’112 Franktan fazla bir geliriniz olup, ay sonunda tasarruf edemiyorsanız, biliniz ki ortalama-nın çok üzerinde harcama yapmak-tasınız. Ama geliriniz 5’000 Frank’in altında olup ona rağmen tasarruf ediyorsanız, İsviçre tasarruf örneği olarak gösterilmeye adaysınız.
İlginç olan bazı harcama ka-lemleri ise söyle sıralana bili-nir:
m Aylık Hediye veya bağış 164 Frank. Bu senede hemen hemen 2’000 Frank eden bir harcama kalemi. Belki biliyorsunuz İsviçre halkı dünyada en çok bağış yapan halklardan biri. Bu rakamda bunun en güzel kanıtı olsa gerek.
m Giysi ve ayakkabı için 235 Frank. İkinci Grafikte da görüleceği üzere bu harcamaların ise yaklaşık %50 bayan elbiseleri ve %20 sine yakını ayakkabı için yapılmakta. Ayakkabı konusunda acaba erkeklerin payı ne kadar diye merak ettim. Maalesef araştırmada daha detaylı bilgiler bu-lunmamakta.
m Ev masrafları (yiyecek ve içecek hariç) ise aylık 281 frank ile giysi ve ayakkabının üzerinde seyretmekte. Bence bu istatistik de çok ilginç bir rakam.
m Eğlence, dinlenme ve kültür için aylık 646 Frank harcama yapılmakta. Bu rakam ise tabi ki her geçen gün artan ve her evin bütçesinde daha önemli hale gelen bir kalem. Bu araştırma İsviçre’deki ortalama bir hanenin gelir ve giderleri hak-kında çok ilginç ipuçları vermekte. Buradan yola çıkarak tasarruf için nereden başlanabileceği konusunda önemli detaylar ortaya çıkmakta. Size tavsiyem küçük çapta da olsa aylık bir bütçe çıkartmanız ve bu büt-çeye göre hangi harcama kalemleri-niz olduğunu gözden geçirip acaba İsviçre’nin ortalamasının üzerinde mi bağış yapmaktayım diye sormalıyız kendimize.
m
gun
dem
ısvıcreAylık gelirimiz 7’112 Frank!
EKONOMİ
EMRE ÖZDEMİ[email protected]
REKLAM
REKLAM
REKLAM
k 12 13
Apple, bir ay arayla yaptı-ğı etkinlikte yeni iPad ve iMac serisi ile yeni işletim sistemini tanıttı. iPad Air 2 inceliği ile dikkat çekerken,
Retina 5K iMac, televizyonları kıs-kandıracak kadar yüksek ekran çö-zünürlüğüyle göz doldurdu. Yeni işletim sistemi Yosemite ise App Store’dan ücretsiz indirilebiliyor.
Apple gibi dünyayı değiştiren yeniliklere imza atmış bir şirket olmak zor. Daha ürün çıkmadan mağaza önünde kuyruk yapan kul-lanıcıların beklentileri çok yüksek. Fakat her seferinde şirket, tekno-loji meraklılarını heyecanlandıra-cak birkaç yeniliğe imza atmayı da mutlaka başarıyor.
16 Ekim’deki etkinlikte tanıtımı yapılan iPad Air 2, yalnızca 6.1 mm’lik kalınlığıyla dünyanın en ince tableti unvanını aldı. Bir ön-cekine göre yüzde 18 daha ince ta-sarıma sahip olan bu cihaz, yüzde 40 daha hızlı performans sunuyor. Üstelik bu artışa rağmen 10 saat-lik pil süresi de korunmuş. Ayrıca iPhone’larda görmeye alıştığımız Touch ID parmak izi okuyucusu yeni iPad’e de eklendi. Apple SIM adı verilen yeni bir özellik saye-sinde SIM kartı çıkarmadan farklı operatörler arasında veri paketi değiştirmek mümkün. Fakat bu özellik şimdilik İngiltere ve ABD’de olacak.
9.7 inç genişliğindeki ekran, yan-sımayı önleyen özel bir maddeden üretilmiş. Görüntü işleme gücü öncekine göre 2,5 kat daha yük-sek. Ekran hassasiyeti ise daha da artmış. 24 Ekim tarihinden itibaren satışa çıkacak olan iPad Air 2’nin başlangıç fiyatı 549 CHF. Gümüş ve uzay grisi renklerine ek olarak bir de altın rengi seçeneği bulunuyor.
Mini iPad’de Minik Değişik-likler VariPad serisinin 7.9 inç ekranlı küçük üyesi iPad Mini 3’ün teknik dona-nım ve tasarımı bir önceki versi-yonla aynı. Yenilik olarak sadece parmak izi okuyucusu Touch ID eklenmiş ve bir de altın rengi se-çeneği getirilmiş. iPad Mini’nin bu kadar az yenilikle güncellenmesi ise akıllara bu ürünün geleceği hakkında bazı soru işaretleri do-ğurdu. 5.5 inçlik iPhone 6 Plus’ın gölgesinde kalmış olması muhte-mel. iPad Mini 3’ün başlangıç fiya-tı 439 CHF olacak. Yeni ürünlerin gelmesiyle birlikte eski versiyon tablet fiyatlarında da bir miktar indirim yapıldı.
Bir süredir deneme aşamasında olan Apple’ın yeni işletim sistemi Yosemite, herkesin kullanımına açıldı. Yepyeni bir ara yüz ve fark-lı Apple cihazları arasında sürekli dosya paylaşımı yapma gibi özel-likleri var. iOS 8.1 güncellemesi ise 20 Ekim tarihinde çıktı. Ayrıca aynı tarihte, Apple’ın yeni mobil ödeme sistemi olan Apple Pay, Amerika’daki anlaşmalı mağaza-larda kullanılmaya başlanacak.
iPad Satışları PC’yi GeçtiRekabetin artmasıyla birlikte Apple’ın tablet satışları biraz ya-vaşlamış olsa da, iPad piyasa ha-kimiyetini hâlâ koruyor. Apple CEO’su Tim Cook, son 12 aydaki iPad satışlarının birçok PC mode-
lini geride bıraktığını duyurdu. 4 yıl boyunca 225 milyon iPad satışı-nın gerçekleştiğini belirten Cook, iPad için geliştirilen uygulama sa-yısının 675 bini geçtiğinin de altını çizdi. Teknoloji dünyasından gelen haberlere bakılırsa Apple’ın önü-müzdeki yıl içerisinde 12.9 inç ek-ran genişliğinde yeni bir iPad mo-delini tanıtması bekleniyor. Akıllı telefonların ekranlarının giderek
büyüdüğünü göz önüne aldığımız-da, bunun pek de şaşırtıcı bir adım olmayacağını söyleyebiliriz. Moda ve teknoloji dünyasının merakla beklediği Apple Watch akıllı saat-ler ise 2015’in ilk çeyreğinde piya-saya çıkacak.
Yeni iMac, televizyonları kıs-kandırıyor
Apple’ın tanıtımını yaptığı bir di-ğer ürün ise 27 inç Retina 5K iMac bilgisayar oldu. 14,7 milyon pik-sellik ekranıyla bu cihaz, dünyanın en yüksek çözünürlüklü bilgisayarı unvanını almış durumda. Ekranın görüntüsü tek kelimeyle etkileyici. Görüntüler öylesine canlı ki, bak-tığınızda üç boyut hissi veriyor. 5 mm’lik ekran kalınlığı ise tam bir tasarım harikası.
Yeni iPad kalemden ince Yeni iMac televizyondan parlak
mKASIM 2014
14gundem
ısvı
cre
TEKNOLOJİ
Apple gibi dünyayı de-ğiştiren yeniliklere imza atmış bir şirket olmak zor. Daha ürün çıkma-dan mağaza önünde kuyruk yapan kullanı-cıların beklentileri çok yüksek. Fakat her sefe-rinde şirket, teknoloji meraklılarını heyecan-landıracak birkaç ye-niliğe imza atmayı da mutlaka başarıyor.
Mazda, kompakt crossover modeli CX-3’ü 21 Kasım’da başlayacak olan Los Ange-les Motor Show’da tanıta-cak. Japon üretici Mazda’nın
2016 yılında yollarda olacak olan Mazda 2’nin mekanik bileşenlerini
paylaşacak olan yeni CX-3 dört si-lindirli turbo beslemeli motor yer alacak.
Firmanın yeni KODO tasarım felse-fesinden izler taşımaya devam ede-cek crossover, ön tarafında büyük
beşgen radyatör ızgarası ve dar far-lar diğer modellerde olduğu ilgi gör-meye devam edecek gibi. Yumuşak yan stil çizgileri keskin yatay stop lambaları aracın şıklığını destekle-yecek. Yeni crossover, Mazda 2’nin ebatlarından büyük ve yerden yük-
sek olacak. Yeni CX-3 segmentinde Nissan Juke, Peugeot 2008, Rena-ult Captur, Opel Mokka, Fiat 500X, Jeep Renegade gibi modellere rakip olacak.
İstatistiklere göre kışın trafik kazası ve yolda kalma oranları artıyor. Sürücüler, otomobilini kışa uygun hale getirirse bu oranlarda ciddi azalmalar görülüyor. Uzmanlar, araç sahiplerini henüz so-
ğuk havalar gelmeden fren, elektrik ve ısınma sistemlerinde kontroller yapması konusunda uyarıyor.
Touring Club Suisse’ün (TCS) Kasım ayı ba-şında yayınladığı rapora göre İsviçre’de araç kullanan şoförlerin sadece yüzde 40’ı lastik profillerinin aşınmasından anlıyor ve halen araçların yüzde 80’i yazlık lastiklerle hareket ediyor. TCS’in yaptığı açıklamada kışlık lastik-lerin profil derinliği en az 1,6 mm olmalı. Fakat TCS kış şartlarında güvenli bir kullanım için 4
mm’lik derinlik tavsiye ediyor.
Uzmanlar, sürücülerin öncelikle trafik kural-larına uyması gerektiğinin öneminden bah-sederken, otomobillerine kış hazırlıklarını tamamlamasını kaydediyor. Kasım ayı, henüz kışın ağır şartları oluşmasa da kontrollerin yapılması için en uygun zaman. Hazırlıklar ta-mamlandığı takdirde kaza olsa bile can kayıp-larının oranı kayda değer bir şekilde azalıyor.
Her araç sahibinin aşağıdaki listeyi oluşturup teker teker kontrolleri tamamlaması, hem kendi can güvenliği hem de diğer araç sahip-leri ve yayaların güvenliği için hayati önem taşıyor. Öncelikle kış lastiği takmanın zamanı geldi. Radyatördeki suyun donmasını engel-
lemek için motor suyunuza antifiriz eklemeyi unutmayın. Kış aylarında araçlar daha fazla elektrik sarf eder. Başta buji kabloları olmak üzere elektrik şarj ve marş dinamoları, ardın-da da akü suyu kontrol edilerek kutup başla-rını gres yağı ile silin. V kayışı gergin ya da iş görmüyorsa değiştirin. Hava filtresini temizle-yin, yine de iş görmüyorsa yenisini takın. Sile-ceklerin iyi çalışıp çalışmadığını kontrol edin. Silecek suyunu tamamlayın ve fıskiyelerinin ucunun açık olduğundan emin olun. Camlara sıcak su dökerek çatlatmayın, aksine önceden antifirizle silerek çeşme suyu ile yıkayın. Mo-tor yağını kontrol edin. Camlardaki donmaları önleyen rezistansları kontrol edin. Isınma sis-temlerine göz atın. Gerekirse klimanın polen filtresini ve kalorifer hortumlarını değiştirin.
Yakıt filtresi ve karbüratörün bakımlarını ya-pın.
Bu ekipmanlar aracınızda bulunsunSürücüler her türlü olumsuz durumda sorunla-rını halletmesi için gerekli ekipmanı aracında bulundurmak zorunda. En başta karlı ve buzlu yollar için patinaj zinciri gerekli. Takoz ve çek-me halatı da hayat kurtaran ekipmanlardan. Yedek lastik ve ilk yardım seti, vazgeçilmez-lerden. El feneri, reflektör, yangın söndürme tüpü, kriko, battaniye ve eldiven, unutulma-ması gereken malzemeler. Son olarak da içme suyu, motor için su ve enerji yiyecekleri araçta bulunmalı.
m
m
Mazda’nın yeni kompakt crossover modeli CX-3
Arabanız kış şartlarına hazır mı?
KASIM 2014
15gu
nd
emısvıcre
OTOMOBİL
Touring Club Suisse’ün (TCS) Kasım ayı başında yayınladığı rapora göre İsviçre’de araç kullanan şoförlerin sadece yüzde 40’ı lastik profillerinin aşınmasından anlıyor ve halen araçların yüz-de 80’i yazlık lastiklerle hareket ediyor. TCS’in yaptığı açıklamada kışlık lastiklerin profil derinli-ği en az 1,6 mm olmalı. Fakat TCS kış şartlarında güvenli bir kullanım için 4 mm’lik derinlik tavsiye ediyor.
Tarihte birçok önemli olay, aşure gününe denk geliyor. Hz. Adem’in tev-besi bugün kabul ediliyor mesela. Hz. Nuh gemisini
Cudi Dağı’na bugün demirliyor. Rabbi, İbrahim’i (as) ateşten, Yunus’u (as) balığın karnından bugün kurtarıyor. Hz. Eyyub’un hastalığının şifası, Yusuf’un (as) kuyudan çıkarılması da bu mü-barek günde vuku bulan hadise-lerden.
Yine Hz. Musa, aşurede kendisi-ne ihsan edilen mucizeyle deni-zi yararak Firavun ve ordusunu sulara gömüyor. Ancak Allah’ın ihsanlar yağdırdığı aşurede, yani Muharrem ayının 10. gününde bir de tüm İslam âleminin içini kanatan, elîm bir hadise mey-dana geliyor: Allah Resulü’nün (sallallâhu aleyhi ve sellem) sev-meyi emrettiği Ehl-i Beyt’inden torunu Hz. Hüseyin ve berabe-rindeki aile efradı Kerbela’da şe-hid ediliyor. Kerbela’da ne oldu da bir mü’minin gözü canlar feda Peygamber’in torununun canına kast edecek kadar karardı?Yezid, babası Hz. Muaviye’nin ölümünün ardından saltanatla Emevî tahtının başına geçmiş-
ti. Ancak Hz. Hüseyin’le birlikte büyük sahabilerden bazıları ona biat etmemişlerdi. Resulullah’ın (aleyhissalatü vesselam) torunu, Hz. Ali’nin oğlu olan Hüseyin’in (ra) biatı Yezid’in saltanatının İs-lam âlemince kabul görmesi açı-sından çok önemliydi. Bu sebeple Medine valisine bir emir gönder-di Yezid. Hz. Hüseyin, İbn-i Ömer ve İbn-i Zübeyr ya bu fasık ada-ma biat edecek ya da boyunları vurulacaktı. Hz. Hüseyin Yezid’e boyun eğmeyi reddederek aile-siyle birlikte Medine’den ayrılıp Mekke’ye gitti. Bu arada Kûfe halkı mektuplarla Hüseyin, Efen-dimiz’i çağırıyor, oraya gelirse kendisini emirü’l-mü’minin kabul edecekleri beyan ediyorlardı. Hz. Hüseyin, oradaki durumu anla-mak için amcasının oğlu, yakın dostu Müslim bin Akil’i Kûfe’ye gönderdi. Gelen haberler halkın biat için hazır bulunduğu yönün-de olunca, Hz. Hüseyin aile efra-dını ve birkaç arkadaşını yanına alarak Kûfe’ye doğru yola çıktı.
Hz. Hüseyin’in bu yolculuğunu haber alan Yezid, Kûfe valisini değiştirdi. Bu yeni vali Ubeydul-lah bin Ziyad’ın ilk işi Müslim bin Akil’i çok feci bir şekilde şehid
etmek oldu. Acı haber kafileye ulaştığında artık geri dönmek mümkün değildi. Bu yüzden itirazlara rağmen, Hz. Hüseyin Kûfe’ye doğru ilerledi. Geri dön-mediğini görünce bu kez yolda tuzaklar kuruldu. Üzerlerine or-dular gönderildi. Su kaynakları kesildi ve Hz. Hüseyin’le berabe-rindekiler çölde aç, susuz kaldı. Ubeydullah, Ömer bin Sa’d’ı Ker-bela’da kafilenin karşısına çıkar-dı. O sırada Hz. Hüseyin, Ömer’le konuşarak hudut boylarından bi-rine gitmeyi, Medine’ye dönme-yi ya da Yezid’le görüşmeyi teklif etti karşı tarafa. Fakat gözünü makam hırsı bürümüş Yezid bu tekliflerin hiçbiriyle ilgilenmiyor, ya biat ya da kan istiyordu. Artık kendisine yapılacak kötülükten emin olan Hz. Hüseyin için mü-nafıklarla savaşmaktan başka çare kalmamıştı. Atılan ilk oktan sonra göz gözü görmeyecek hale geldi Kerbela’da. Hz. Mu-hammed Mustafa’nın ümmetine emanet ettiği Ehl-i Beyt’in-den biricik torunu Hüseyin (ra) ve beraber indeki -ler (72 kişi) şehid edilmiş, hayatta
kalan birkaçı da Yezid’in sara-yına gönderilmişti. ‘Kerbela’ o günden sonra tüm İslam âlemin-de kanayan bir yaranın adı oldu.
Kerbela’nın yasını tutmak doğru mu?Alvarlı Efe, “Bugün mah-ı Mu-harremdir, muhibb-i hanedan ağlar / Bugün eyyam-ı matem-dir, bugün âb-ı Revan ağlar.” de-miş. Kerbela’da Hz. Hüseyin’in başına gelenler elbette hepimi-zin yüreğini kanatmalı. Ancak bu hüzün karşısında ağıdın veya ‘kaşı şöyleydi, gözü böyleydi’ gibi mersiyeler söylemenin ya da bu menfur işi işleyenlerin ar-kasından sövmenin bize hiçbir sevabı yok. Aksine bu tür dav-ranışlar –Allah muhafaza- ka-dere taş atmaya, şikâyete bile varabilir. Aşure gününde Hz. Hüseyin’i anarken onun civan-mertliğini, enginliğini, derinliği-ni, Ehl-i Beyt’in ikinci derece ba-bası olmasını, Allah’a yakınlığını,
Efendimiz’in ona teveccühünü hatırlayarak, bu günün insan-lara İslam’ın faziletlerine dair bir şeyler anlatmaya vesile edilmesi gerekiyor.
Aşure günü Kerbela’da ne oldu?
Hz. Musa, aşurede kendisine ihsan edilen mucizeyle denizi yara-rak Firavun ve ordu-sunu sulara gömüyor. Ancak Allah’ın ihsanlar yağdırdığı aşurede, yani Muharrem ayının 10. gününde bir de tüm İslam âleminin içini ka-natan, elîm bir hadise meydana geliyor: Allah Resulü’nün (sallallâhu aleyhi ve sellem) sev-meyi emrettiği Ehl-i Beyt’inden torunu Hz. Hüseyin ve beraberin-deki aile efradı Kerbe-la’da şehid ediliyor.
mKASIM 2014
16gundem
ısvı
cre
MUHARREM
“Muharrem Matemi Orucu”; Kurban Bayramı’nın ilk gününden itibaren “bir” deyip yirmi gün saydıktan sonra, yirminci günün gecesi niyetlenip yir-mibirinci gün başlatılıyor.
“Matem Orucu”, kimi yerel farklılıklarla, ge-nel olarak 12 ile 15 gün kadar bir süreyi kap-sıyor.Genelde, Muharrem ayı girmeden 2 gün önce oruca başlanıyor. Hz. Hüseyin’in şehadet günü olan 10 Muharrem de 12 günlük “Matem Orucu” tamamlanmış oluyor. Bu süre, aynı zamanda sembolik olarak Oniki İmamlar’a da atıf yapıyor. “Matem Orucu”, “ağız mühürü” olarak da adlandırılıyor. Oruç tutulduğu süre içerisinde hayvansal gıdalar yenilmiyor...
“Matem Orucu”nun bozulacağı an, saat ve dakika ile belirlenmiş değil. “Genellikle” ak-şamın geç dakikalarına, akşam güneşin ba-tımına doğru, güneş batarken kızıllaştığı ana tekabül ediyor. Gece yarısından önce, bir kez yeniliyor; erte-si gün akşam geç dakikalarına kadar bir daha yenilmiyor. “Ağız mühürleniyor”. Akşam gü-neşi batarken, “ağız mühürleri” açılıyor. Oruç esnasında, özellikle, Kerbela’ya atıf yapıla-rak, su içmemeye özen gösteriliyor. Daha çok çorba ya da lapa türü yiyecekler yeniyor.
“Matem Orucu”, genelde On Muharrem günü, öğle vakti, pişirilen “aşure yemeği” ile “açılıyor”. Bu, kimi yerlerde, 13. veya 15. güne de sarkabiliyor. “Aşure çorbası”nda, genelde On Muharrem’e ve Oniki İmam’a atıf olarak en az 10 ile 12 çeşit nebat bulunuyor. “Çok-lukta birliği” temsil için “Aşure çorbası”na ka-tılan nebatın “Aşure” içerisinde, öz tadından soyutlaması, nefisten arınarak bir olmayı içe-riyor... Böylece, acı bal eyleniyor.
Muharrem Matemi Orucu’ndan Aşureyem m aşurelik buğday,
m pirinç, m fasulye, m su, m nohut, m kuru incir, m kuş üzümü veya çekirdeksiz m kuru üzüm, m badem içi, m ceviz içi,
m fındık içi, m kuru kaysı, m gülsuyu, m karanfi l, m zencefi l, m portakal kabuğu, m rendelenmiş hindistan cevizi,m tarçın, m nar şeker
Aşure malzemesi
Bir gece önceden aşurelik buğday, nohut ve fasulye ayrı kaplarda suda ıslatılarak bırakılır. Aşurelik buğdaya ince kıyılmış portakal ka-buğu, pirinç ve şeker eklene-rek ağır ateşte karıştırmak suretiyle şekerin erimesi temin edilir. Haşlanmış nohut ve fasulye eklenerek, koyu-laşıncaya kadar kaynatılır.
Ardından kuru incir, kuş üzümü veya çekirdeksiz kuru üzüm, kuru kaysı, gülsuyu, karanfi l, zencefi l, ilave edilir. Bunlar, ancak bir taşım daha kaynatılır, iyice soğuduktan sonra; badem içi, ceviz içi, fındık içi, rendelenmiş hindi-stan cevizi ve nar ile süslenir ve servisi temin edilir.
Aşurenin yapılışı
Bugün mah-ı Muharrem-dir, muhibb-i hanedan ağ-lar.Bugün eyyam-ı matemdir, bugün ab-ı Revan ağlar.
Hüseyn-i Kerbelayı elvan eden gündür,Bugün arş-ı muazzamda olan ali divan ağlar.( Muhammed Lütfi )
İnsan mukaddes bir yolcu. Tabiî ki mukaddes bir yolcuya, mukad-des bir yol yaraşır. Bu yol alem-i ervahtan alem-i berzah’a kadar uzanan sırlı, sırlı olduğu kadar çetin, çetin olduğu kadar varıp menzile erişildiğinde büyük bir mükafat elde edilecek bir yol.İnsan bu mukaddes yolda top-lanma “cem olma” ve dağılma arasında gidip gelmektedir. İlk toplanma yeri ruhlar alemidir ki mutasavvıflar buna “elest bezmi” derler. Allah’ın “Ben sizin Rabbi-niz değil miyim?” sorusuna hep birlikte “Evet” denildiği yer.
İnsan şefkat kahramanı olan ana rahminde geçici bir bekleme-den sonra ikinci toplanma “cem olma” mekanı olan bu dünya de-nilen misafirhaneye gelir, ne za-man geldiğini bilmez, ne zaman gideceğini de bilmez. İki bilinmez arasında yani Veysel Baba’nın “iki kapılı bir handa, uzun ince bir yolda” menzile doru gider. Dedik ya adı üstünde misafirhane yani geçici olarak kalınan yer. Bir gün misafirlik bitecek ve ebedi durak gelip çatacak. Bunun bilincinde olanlara ne mutlu..
Sıtkı Baba,Aşk atına süvari olan aşıklar Ölünceye kadar yorulmaz imişHakkı can gözüyle gören sadıklarŞu fani dünyaya sarılmaz imiş,
diyerek bize ne de güzel yol reh-berliği yapmıştır. Ve bir gün bek-lenen vakit gelecek Kur’an’ın mucize beyanatında “Her nefis ölümü tadacaktır” dediği hakikat gerçekleşecek ve insanlık üçüncü toplanma meydanında yani ka-birde, tek tek ama hepsi bir ara-da haşrin sabahını bekleyecek tabiî ki belli bir süre, İmam Ali el Murtaza “İnsanlar uykudadır, öl-dükleri gün uyanacaklar” dediği haşrin sabahında insan uykudan uyanacak ve bir daha asla uyuma-yacaktır.
Haşir meydanı insanın dördüncü toplanma “cem olma” mekanıdır Nasıl ruhlar aleminde bir idiyse haşir meydanında da bir olarak kendileri için takdir edilen akıbeti beklemeye başlayacaklardır. Tah-min ettiğiniz üzere, belli bir va-kit. Derken son an gelip çatacak, bütün semavi kitaplarda gönde-rilen 124 bin veya 224 bin kutlu ve doğru habercinin beyanında haber verilen o son an.. Eğer o an Allah’a hakiki kul, Peygambe-rine hakiki ümmet ve Ehl-i Beyt-i Hanedanın yoluna hakiki talip olabilmiş ise yani insan olabilmiş ise o zaman son toplanma meka-nına doğru sevk olunacak. Orası cennet, orası Kevser havuzunun başı.. başta Cenab-ı Ahmedi Mu-hammed Mustafa ve Onun şanlı Ehl-i Beyti olduğu halde bütün ümmeti Muhammedin son cem mekanı.. O cemde bir can olup bir daha ayrılmamak dileği ile...
İnsanın bu yolda, yolda kalmama-sı için hakiki ilimde nasip alması gerekir. Çünkü bilmeyen seve-
mez, sevse bile buna hakiki sevgi denemez. Kur’an “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu” ;Hazre-ti Peygamber “İlim Müslümanın yitiğidir, nerede bulursa alsın” ; İmam Ali el Murtaza “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olu-rum” ve Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli “İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır” diyerek bu haki-kate parmak basmıyor mu?
Elbette ki bilmek mühim ama insan sormadan edemiyor “peki ben neyi bile-yim?” dilerseniz buna da Epikte-tos cevap versin : “Ey insan ken-dini bil”. Yunus Ata da ne güzel söylemiş “İlim ilim bilmektir, ilim kendin bil-mektir, sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır” . “Nefsini bilen Rabbini bilir. Nefsini bilmeyenin bildiği bir şey yoktur”. Peki bu bilmek beraberin-de ne getirecek, insana ne kazandıracak? Elbette hakiki sevgiyi.. kalpten, gönülden sevgiyi.. İşte serlevha yapılacak bir söz: Bilen, bildiğini bildiği ölçüde sever. Sevdiklerimi-zi buna göre kıyaslasak sonuç ne olur acaba? Herhalde çok ilginç olur. İnsan, hele ki inanan insan “Ya-ratılanı Yaratandan dolayı sever” Elbette bu sevginin gönül tahtına Allah ve Resulü oturacaktır. Peki ya sonra.. tabiî ki Kur’an’ın Şura suresinin 23. ayetinde ifade edil-diği gibi Ehl-i Beyt-i Hanedan.. Yine şu can alıcı soruyu soralım isterseniz peki bilmeyen nasıl sevecek? O yola talip olmayan, o yolda nasıl feday-ı can edecek? İşte size birbirine zıt iki kıssa.. his-se alınması dileği ile...
Bir gün Cenab-ı Peygamber ku-cağında oğlu Hazret-i İbrahim ve İmam Hüseyin oturduğu hal-de Cebrail çıkagelir ve ikisinden birisini seçmesini söyler. Seçtiği yanında kalacak, bıraktığını Al-lah alacak.. Hazret-i Peygamber İmam Hüseyin’i seçtiğini söyler ve buyururlar ki: Hüseyin giderse Ben ağlayacağım, Hatice ağla-yacak, Ali ağlayacak, Fatıma ağ-layacak, Hasan ağlayacak. Eğer İbrahim giderse daha çok Ben ve Hatice ağlayacak.. İyisimi onlar ağlayacağına Ben ağlayayım di-yerek bize hakiki sevginin ne ol-duğunu öğretiyor.
Diğerine gelince.: Hazreti İmam
Hüseyin kendisi için takdir edilen zamana ve mekana doğru yürür-ken, henüz Mekke’yi iki konak geçmiştir ki Ferezdak isimli bir tüccarla karşılaşır ve ona sorar “Küfe’den ne haber” hani onu 30 bin, 40 bin mektupla davet ettik-leri Küfe’den ne haber?” Ferez-dak: “Ya İmam karar senin ama beni dinlersen Küfe’ye gitme” ne-den diye sorulunca “çünkü Küfeli-lerin gönlü seninle ama maalesef kılıçları Yezit’le birlikte”. Bu da olsa olsa cahilin sevgisi olsa
gerek.. Allah bizi bu türlü sevgiden uzak eylesin.M u h a r r e m i n 10’u. Ehl-i Beyt-i Haneda-nın güllerinin solduğu, ze-mine ve feleğe
vaveyla düştüğü bir ateş-i dilsu-zun kamu ehl-i İmanı yaktığı gün. Kerbela günü. 1336 yıl önce, Bu gün evlad-ı hayder ve dahi ah-vad-ı PeygamberDökülüp güller gibi yeryüzüne asuman ağlar.
Evet. İmam Hüseyin aramızdan ayrıldı. Bir elleri kırılasıca, yerin dibine batasıca tarafından üç ku-ruşluk dünya saltanatı için haya-tına kastedilerek aramızdan ay-rıldı. Bize bir miras bıraktı, Ehl-i
Beyt. Bu mirasa sahip çıktıysak eğer, Ehl-i Beytin yoluna talip olabildiysek eğer, Ehl-i Beyt-i Ha-nedanı bilebildiysek eğer, içimiz-deki nefsi, bize daima yezitliği emreden nefsimizi yenebildiysek eğer hasılı Hüseyni olabildiysek eğer ne mutlu bize.
O’nun ve O’nun uğrunda canını vermekten çekinmediği mukad-des değerler yolunda biz de can-dan, maldan geçebildiysek eğer 72 Şüheday-ı Kerbela gibi ne mutlu bize. Ancak o zaman Ker-bela’nın mirasına sahip çıkabiliriz. Aksi takdirde her gün Aşura her yer Kerbela olsa bile bize bu pa-zarda hisse yok.
Ama her Muharrem’de oluk oluk akan gözyaşları, canı gönülden söylenen mersiyeler, ağıtlar Hak-kın rızası için tutulan oruçlar, ma-temler, yaslar bu yola bir nebzede olsa talip olabildiğimizin acizane bir göstergesidir. Ne mutlu Hak-ka hakiki kul, onun Habibi Edibine hakiki ümmet ve Ehl-i Beyt-i Ha-nedanın yoluna hakiki talip olan-lara..
Son söz Sıtkı Baba’nın olsun,
Yedi harften bir noktaya süzül-dükEsmaül Hüsna’ya anda yazıldık Ehl-i Beytin kervanına dizildikMenzil-i Merdana eriştik şükür.
mMiras-ı Kerbela
KASIM 2014
17gu
nd
emısvıcre
KERBELA
Sıtkı Baba,
Aşk atına süvari olan aşıklar Ölünceye kadar yorulmaz imişHakkı can gözüyle gören sadıklarŞu fani dünyaya sarılmaz imiş
Dikkat eksikliğinedikkat edin
DEHB ne demektir?
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu. DEHB’in üç belirgin özelliği var: Dikkati yöneteme-me, hareketlilik ve dürtüsellik. Bu özelliklerden ikisi kişide bulu-nuyor ve kişinin iş performansını, okul potansiyelini normalin altına düşürüyor ve sosyal problemler de
ciddi bir şekilde seyrediyorsa konunun incelemeye alınması gerekiyor.
İlaçlı tedavi şart mıdır?
Hayır, ancak yaşanan sıkıntıların ciddiyetine göre kişiye özel değerlendirme yapmak gerekiyor. Araştırmalar
ilaç tedavisinin diğer tedavi yöntemlerinden belirgin bir şekilde işe yaradığını gösteriyor. Ancak vücuda farklı bir maddenin alın-
masını onaylamak için ciddi bir değerlendirme şart. Okulda ve sosyal ilişkilerde orta dereceli sorun yaşayan kişilerde aileye rehberlik, eği-tim koçluğu, birebir eğitim ve ‘Play Attention’ çalışmaları yeterli oluyor. Özellikle Play Attention adı verilen dikkat yönetmeyi öğreten bilgisayar programı, eğer çocuk evde bilgisayar oyunları ve televizyondan uzak tutulabilirse çok iyi sonuçlar veriyor. ABD’deki Tufts Tıp Fakültesi’nin Boston’da yaptığı çalışmada bu eğitimi alanlar, başka bir bilgisayar destekli bilişsel eğitim programına katılanlar ve hiçbir eğitim almayan
DEHB teşhisi konmuş çocuklarla karşılaş-tırıldı. Araştırma sonuçları geçtiğimiz
haziran ayında bilimsel makale ola-rak yayınlandı. Play Attention
grubunun diğerlerinden daha iyi dikkat yönetimi becerileri
sergilediği ve başarısının arttığı ispatlandı.
Dikkat eksikliğinin
sebebi nedir?DEHB’nin kesin sebebinin ne olduğu bi-linmemekle beraber sinir sistemi temelli bir problem olduğu kuvvetli ihtimal. Araştırmacılar beyindeki idarî işlevler-
le alakalı olduğu yönüne odaklanı-yor.
DEHB teşhisi ko-nulmuş bir çocuk, kendi
haline bırakılırsa ne olur?Becerilerde belirgin bir gerileme yaşanır. Dürtüsel dav-
ranışlar nedeniyle sosyal ilişkilerinde bozulmalar ve suça ka-rışma ihtimali artar. Araştırmalar bu kişilerin bilgisayar oyun-
ları, sigara, alkol ve madde bağımlılığı riskinin diğer kişilerden oldukça yüksek olduğunu gösteriyor. Aileler ilaç tedavisi olan ço-cuklarının kullandığı ilaca bağımlı olmasından korkuyor ancak bu çok düşük bir ihtimal zira ilaçlar sayıyla teslim ediliyor. Aksine ilaç tedavisi olmayan çocukların başka tehlikeli bağımlılıklar geliştir-me riski ciddi oranda fazla. Akademik başarı düştüğü için ken-
disine saygısı azalır ve çocukluk depresyonu geliştirme riski artar. Genelde aileler, özellikle ergenleri, bu hale geldikten
sonra uzmana başvuruyor. Ekim ayının DEHB farkın-dalığı ayı olarak işlenmesinin sebebi, yaşanan sı-
kıntıların erken fark edilip sorunlar aşılama-yacak ciddiyete gelmeden müdahaleye
başlanması.
Korunmak mümkün mü?
Korunmak için yapılabilecek en önemli şey, çocukları elektronik aletlerle mümkün olduğunca
geç tanıştırmak. Küçük yaşta ebeveynlerinin telefonun-daki oyunlarla susturulan çocukların beynindeki nöron-
ların iletişimi hız üzerine kuruluyor ve gerçek hayatın da o kadar hızlı olması gerektiği gibi bir beklenti oluşuyor. Beyin; gerçek hayatta hız, ödül ve ceza açısından yeterince tatmin olmayınca sıkılıyor ve çocuk etrafını takip edemez oluyor. Sınıfta ya yaramazlık yapıyor ya da içine kapanıp hülyalara dalıyor. İkinci en önemli davranış ise çocuklar uyanıkken
özellikle baba evde olduğunda televizyonun kapatıl-ması. Ailece vakit geçirmek çocukların dikkatine
önemli katkısı olan bir davranış, ayrıca televiz-yonun zararlı etkilerinden koruyucu bir
yöntem.
18gundem
ısvı
cre
SAĞLIK
Küçük yaşta elektronik cihaz-
larla tanıştırılan çocuk-lar, çocuğuyla iletişim kura-
mayan ebeveynler… ‘Çocuğumda dikkat eksikliği mi var?’ diye dü-şünen anne-babalar tutumlarını bir kez daha gözden geçirmeli; zira okul çağındaki çocukların
yüzde 8’inde görülen bu ra-hatsızlık ileride büyük
sorunlara yol
Çocuğunuzda dikkat eksikliği varsa..
Öncelikle bu konunun kabullenilmesi gereki-yor. Genellikle babalar, “Çocuğumda bir şey yok, bü-
yüyünce geçer.” gibi bir yaklaşım sergilediği için sorunun küçükken ele alınması engelleniyor. Ya da hareketli çocuk-
ların çok zeki oldukları için bu şekilde oldukları kanısı yaygın. Aslında zekâ ile dikkatsizlik değil, aksine dikkati yönetebilmek bağlantılı. Dikkat sorunu yaşayan çocukların aileleriyle ilişkile-rindeki gerginliğin azaltılması da çok önemli. Akademik başarı-nın her ne pahasına olursa olsun elde edilmesi uğruna sorunlu bir anne-çocuk ya da baba-çocuk ilişkisi ilerde çok daha büyük sorunlara yol açar. Çocuğun düzenli uyku saatlerinin olması,
TV ve bilgisayarın muhakkak sınırlanması, yağ ve şeker oranı yüksek yiyeceklerin sınırlı tüketilmesi ve spor fa-
aliyetlerine mümkünse tabiat ortamında düzenli katılım araştırmalarca tespit edilmiş olum-
lu etkenlerden.
Okuma sorunu var. Ne yapmalıyım?
Yapılan araştırmalarda dikkat sorunu olan öğrencilerin okumalarının özellikle üçüncü
sınıftan başlayarak yaşıtlarının altına düşmeye başladığı ve bu açığın lisede kapatılamayacak
seviyelere ulaştığı gözleniyor. Okuması kötü olan çocuk zamanla tüm derslerde başarısız olacaktır. Eğer öğrenci, ileri sınıflardaysa, okumanın yanı
sıra diğer derslerden de desteklenirse eğitim basamaklarında eksiği olmadan ilerler
ve kendini yönetebilir duruma geldiğinde geç kalınmamış
olur.
Yerinde duramayan, dü-şünmeden davranan, çok konuşan,
dalgın, unutkan… Birçok aile çocuğunun bu ve buna benzer davranışlarından dert yakınır. Bazı aileler
tarafından önemsenmese, bazıları tarafından ‘büyüyünce geçer’ diye düşünülse de aslında ciddiye alınması gereken bir
mesele bu. Öyle ki ilerleyen yaşlarda çok daha büyük sıkıntılara sebep oluyor. Tıpta ise bu durum, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bo-
zukluğu (DEHB) olarak adlandırılıyor. 2011 yılından itibaren ekim ayı boyunca dikkat eksikliğiyle ilgili farkındalık çalışmaları yapılıyor. Çalışma-
nın merkezi Amerika olmakla beraber, tüm dünyada ciddi organizasyon-larla destekleniyor. Türkiye’de de Yüzde Yüz Başarı Merkezi bu konunun anlaşılmasına öncülük ediyor. Merkezin kurucusu uzman psikolog Gülden Esat, konuyla ilgili hem farkındalık oluşturmak hem de hastaların tedavisi için birçok çalışma yaptıklarını söylüyor. Mesela çocukların bilişsel meleke-lerini geliştirmeye yönelik akıl ve zekâ oyunları atölyeleri var. Bu konuda eğitim almak isteyen öğretmenlere bu ay içinde bir sertifika programı başlatacaklar. Esat, zihnî aritmetik çalışmalarının da faydalı olduğunu
gözlemlediği için merkezlerinde bu alanda hizmet sunuyor. Bir de ekim ayı sonunda ‘Postmodern Aile Terapileri’ seminerlerine
de başlayacaklar. Zira çocukların dikkat eksikliği, aile içinde-ki iletişim kopukluklarıyla daha da artıyor. Uyguladıkları
yöntemlerle hem çocuğa hem aileye verilen eğitim-lerle destek olunuyor.
mKASIM 2014
Beldeki dokuların omu-rilik kanalını tıkamaya
başlamasıyla oluşan omurilik daralması, şid-
detli ağrılardan denge kaybına birçok sorunun
kaynağı. Hastalık, ilerle-mesi halinde kişiyi yata-
ğa mahkûm edebiliyor.
Bu çorbalar ilaç niyetine
KASIM 2014
19gu
nd
emısvıcre
SAĞLIK
OMURİLİK hayatınızı daraltmasın! Hareketsizlik ve yoğun
iş temposu, modern in-sanın en büyük açmaz-larından. Ancak tek so-
nucu obezite veya fıtıklar değil. Omurilik kanal daralması, bel bölgesinde bulunan dokuların zaman içerisinde kalınlaşarak ki-reçlenmesi ve omuriliğin geçtiği kanalı daraltmasıyla oluşuyor. Ge-nellikle hareketsizlik sonucu mey-dana gelen bu rahatsızlığa, ağır iş temposu ve fazla kilo da sebep olabiliyor. En çok 50’li yaşlardan sonra görülmeye başlanan omu-rilik daralması, erken tedavi edil-mezse hastanın günlük işlerini bile yapmasını zorlaştırarak onu yatağa mahkûm edebiliyor. Central Hos-pital’dan Beyin Cerrahı Opr. Dr. Bülent Arslan, omurilik daralma-sının bilinmeyenlerini ve tedavi yöntemlerini anlattı.
Ana nedeni hareketsizlikOmurilik kanalındaki daralma, doğuştan ya da sonradan olma nedenlerle omurilik kanalının ve/veya omurilikten çıkan sinirlerin geçtiği sinir kanallarının daralması sonucu meydana geliyor. 50-70 yaş grubundaki kişilerde daha sık rastlanıyor. Ancak doğuştan omurilik kanalı dar olan hastalarda 30-40 yaş arasında da görülebili-
yor şikâyetler. “Bu rahatsızlığın ana kaynağı egzersiz yapmama ve hareketsizlik. Bunların yanı sıra ağır işte çalışmak, fazla kilolu ol-mak, sigara kullanımı, yaşlanmaya bağlı omurilikte oluşan kireçlen-meler, artrit, bel fıtığı, skolyoz ve genetik faktörler gibi nedenler de omurilik daralmasına sebep ola-bilir.” diyor, Opr. Dr. Bülent Ars-lan. Bu hastalık, tedavi edilmediği takdirde ilerleyen dönemlerde hastayı yatağa bağlayacak ka-dar kötü sonuçlar doğurabiliyor. En çok 50 ve üzeri yaşlarda-
ki kişiler risk grubunda. Bunun haricinde ağır ve yoğun tempolu işlerde çalışmak ve aşırı kilolu ol-mak da omurilik kanal daralmasına yol açabiliyor. Daralma bütün omur-ga kanalında olabileceği gibi bazen sadece belli bir bölgede de görüle-bilir. Boyun bölgesindeki daralma omurilik hasarına neden olabilir ve hastada denge problemleri mey-dana getirebilir. Bel bölgesindeki daralmaya bağlı olarak bacak ağrısı, bel ağrısı, bacaklarda güçsüzlük ve uyuşukluk gibi belirtiler de yaygın. Bacaklardaki bu ağrılar tipik olar-
ak kalçadan başlar ve diz bölges-ine kadar yayılır. Bazı durumlarda tüm bacağa yayılabilir, tek veya iki taraflı olabilir. Ağrılar ayakta durun-ca ve yürüyünce şiddetlenir. Aynı şekilde oturmak, çömelmek veya yatmak gibi duruş değişiklikleri de ağrıya sebep olabilir. Omurilik kanal daralmasında yaşanan şikâyetler, kişiden kişiye göre farklılık göster-ebiliyor. “Yapılan çalışmalarda ileri derecede daralma olmasına rağmen pek çok kişide herhangi bir yakın-ma görülmediği de saptanmıştır. Bu gruptaki hastaların takibe alı-narak tanı konulması sürecinde MRI ve CT gibi tetkiklerden yarar-lanılır. Yapılan ölçümlerde omuri-lik kanalının ön arka çapının 11,5 milimetre olması gerekir. Çapın 9 milimetrenin altında olması duru-munda omurilik kanal darlığı tanısı konulur.” diyor, Arslan. Hastalığın bazı bulguları bacaklardaki damar-sal hastalıklara bağlı olabiliyor. Aynı zamanda omurga kanalı dar-lığı ile benzer sonuçlara neden old-uğu için bu rahatsızlıkla karıştırıla-bildiği de oluyor. Ancak genel farkı anlamanın yolları var. Damar hastalığı olanlarda ağrılar kramp şeklinde, devamlı ve ayak bileğin-den yukarıya doğru yayılır. Duyu kaybı bacaklarda çorap şeklinde yani uçlarda bir yerleşim gösterir.
m
Omurilik daralmasını anlama yöntemleri
Omuriliğin kanal çapı genişlediğinde hastalar öne doğru eğilerek yürür. Oturulduğunda ağrı geçebilir. Hastalıkta yaşanan şikâyetlerde ani olar-ak kötüleşme görülebilir. Bu duruma sebep olan faktörler; bel fıtığı ve travmalardır. Yürüme mesafesinde kısalma ve aralıklarla topallama da diğer tipik belirtilerden. Kişi belli bir mesafe yürüdükten sonra bacak ve baldır bölgesindeki ağrıdan dolayı oturarak dinlenme ihtiyacı hisseder ve ancak dinlendikten sonra tekrar yürüyebilir. Bu durum yürüme me-safesinde giderek kısalmalara yol açar. Başlangıçta yürüme mesafesi 500 metre iken, aylar içerisinde 10 metreye kadar düşebilir. Hasta öne doğru eğildiğinde nispeten rahatlama hissedebilir. Ama bu durum bacaklarda uyuşma, güçsüzlük, yorgunluk gibi şikâyetlere de neden olabilir. Hast-alığın ilerlediği durumlarda ise idrar ve gaita kaçırması bile yaşanabilir. Bo-yundaki omurilik kanalı daralmasına bağlı olarak her iki kolda ağrı, uyuş-ma, güçsüzlük ve denge bozukluğu görülebilir. Omurilik daralması sonucu oluşan hasar kalıcı olabilir ve hastanın denge problemi düzelmeyebilir.
Havalar soğurken kendi-mize daha iyi bakmak ge-rekiyor. Kış döneminde antibiyotik niyetine içilecek çorbalar ile bünyemizi has-
talıklara karşı koruyabiliriz.İşte doktora gitmek yerine tavuk suyu çorbaya limon sıkmayı ter-cih edenlere hitap eden o listeden öneriler:
Eski Mısır yanılıyor olamaz: Kuşkonmaz çorbasıKuşkonmaz çorbasının eski Mı-sır’da tedavi amaçlı kullanıldığını biliyor muydunuz? Vitamin deposu kuşkonmazı, garnitür olarak kul-lanmak yerine çorba yapımında da kullanabilirsiniz. Yemek.com yazarlarından Alp Tuncer, “Diğer
sebzeler de gücenmesin” diyerek, çorbada renk ve tatlarını vermesi için patates, havuç gibi sebzelerin de kullanılabileceğini söylüyor.
Yeşil reçete: Yeşil mercimek çorbasıYeşil mercimek çorbası, yeşil reçe-tenin yazabildiği bütün ilaçları tek başına karşılar, aynı tedavileri de yapar. Hayatımızın tadı tuzu, ana yemeklerin başlangıcı, yaz-kış şifa kaynağı olan çorba tariflerini erişte gibi seçenekler ile daha da bereket-li hale getirmek mümkün. Yemek.com yazarlarından Su Irmak bu çorbayla ilgili püf noktaları kısmın-da “Erişte yerine tel şehriye hatta mantı bile kullanabilirsiniz” tavsi-yesinde bulunuyor.
Kod adı doktor: Tarhana çor-basıTarhana çorbasını üniversiteye gi-riş sınavına sokun, en iyi tıp fakül-tesini kazanır, 6 yıl okur, profesör-lere de ilham verir, geri gelir. Bütün yemekler arasında tarhana çorbası hiç şüphesiz en çok Anadolu ko-kandır, toprak kokandır. Ekşilisi içilir, kahvaltıda içilir, akşam yeme-ğinde içilir, sahurda içilir. Tarhana çorbası bir çorbanın alabileceği en güzel hallerden, tariflerden biridir. Su Irmak, “Her birinin kendine has tarhana çorbası tarifi olan büyük-lerimize saygılarını sunarak” pay-laştığı tarifte, tarhana çorbasında kendi hazırladığınız et ya da tavuk suyunu kullanmanızı öneriyor.
m
KARE BULMACA
ÇENGEL BULMACA22 23
Yöneticilik
Ortadakirahmetli
sanatçımız
Muğla’nın bir ilçesi
Sürdürme
Edirne’nin bir ilçesi
Herkes, el gün
Yemek
Bilgisayaroyunu
Ödeme
Komüni-kasyon
Atılgan, gözü pek
İngilizuzunlukölçüsü
Evliye, eren
İneğin sırttarafındaki et
Diş köklerinikaplayan sert
tabaka
İpekli kumaş türü
Mitolojik çalgı
Hak vehukuka
uygunluk
Karakter
ŞehzadeeğitmeniAğırbaşlı,
uslu (halk ağzı)
Zahmet,sıkıntı
Üstteki aktör
Serbest,erkin
Dağ keçisi
Soyaçekim,kalıtım
Derenin hızlıaktığı yer
Küçük limon türü
Sert, büyüktaş
“… Sayın”(şarkıcı)
Aceleci olmadurumu
Gecikme
Müslümanibadethanesi
Kurnaz,açıkgöz
Binek hayvanı
Avcı kulübesi
Cüzamlı
Kraliçeninbayan
yardımcısı
Kur’an’dabir sure
Dolaylıanlatım
Sinirli
Basit örnekDoğançocuğakesilenkurban
Şekerli,limonlu sıcak su
Aleti hare-ketlendiren
düzenek
Bir renk
Su
Yalnızlıkkorkusu
İki borununbirleştirildiği
yer
GüneyAmerika’da
ırmak
Çare
Bir renk
Görmeengelli
Sembolü Pt olan
element
Dumankarası
Irak
İstem dışı kaşgöz oynatma
Uzaklıkanlatır
Metal
Kök, asıl,cevher
Eziyet
Bir kimseyigörmeğe
gitmeBulunmuş
sahipsiz eşya
Vagonlarıçeken makine
Köpek
Yabancı birhaber ajansı
(kısa)
İzmir’in bir ilçesi
Genişlik
Havadaki su buharı
Nişastayışekere
çeviren enzim
Üye
Solucanlabeslenen
kertenkele
Sepilenmişkoyun derisi
Seher vakti
Deniz ayısıdenilenhayvan
Emir veren,üst
Avuç, avuçdolusu
(halk ağzı)Dernek
Çamsakızındanyapılan sarı
reçine
Dağ lalesiTespih taşı
Hayvansalgıda
Tedavi etmek
Trabzon’un bir ilçesi
Alttaki aktör
Zıtlık, terslik
Numara(kısa)
Ateş
En küçüksilahlı birlik
“AhmetMuhip…”(şairimiz)
Optikyakınlaştırma
Yolcu evi
Sonsuzluk
İç organ-larımızdan
biri
Bir tür pembe elmas
Bir nota
Kısa sürelişiddetliyağmur
Sahip
Erkek
Güreşte sırtınyere gelmesi
Kap ağırlığıBelirti
Katışıksız,has
Birlikteyolculuk eden
toplulukSıkı
dokunmuşpamuklukumaş
Burun iltihabı
Muğla’nın bir ilçesi
Pamuk türü
Kansızlıkhastalığı
Cennetlecehennem
arasıYabanmersini
türü
Almanya’daliman kenti
İyice yanmışodun kömür
parçası
Bir renk
Tam olgun-laşmamış
meyve
Sağlıklı
Kur’an’da bir sure
Uçurum
Televizyon(kısa)
Süngü dedenilen büyük
bıçakDüşünce,
ide Tuzak Kötüleme
Tahlil
İsyan eden
Hareketehazır
Babanın kız kardeşi(halk ağzı)
Bravo
Eski dildebağırsaklar
Bir nota
SormacaÖmrün sonu
Güreşte bir oyun
Yorgan kılıfı
Kalker
Madenparlaklığında
kumaş
Şaşmaünlemi
Asya’dabüyük çöl
Çarçabuk,anında
Süslübayram,
şenlik kemeri
Maymun türü
Bir organımız
Aylardan biri
Hollandaplakası
Japon çiçekdüzenleme
sanatı
Hafif esenrüzgâr
Nikelinsimgesi
Karşılıklı alıp verme
Kalıcılık,ölmezlik
Kaşındırıcıderi hastalığı
Laka ilecilalanmış
Turistik toplu gezi
Kesimevi,mezbaha
Arı yapar
İyi yanmamışodun kömürü
Tümör
Müzik türü
Tarlayı iki kez sürmek
İsim
Kriptonunsimgesi
İnce dantel
Yetişmiş,büyümüş
Mal, ticaret malıGelir İdaresibaşkanlığı
(kısa)
Gelir getirenmülk
Tayyare
DoğuAnadolu’dabir ırmak
Hadise
Birişletmeninani batışı
İneğin erkekyavrusu
Sıcak güneyrüzgârı
ÜlkemizinAvrupa’da ki
bölümüBirdenbire
Kur’an’da bir sure
Yöntemineuygun
tartışma
Demirlibetondan
yapılmış yapıMeteorolojik
gözlem
Üzüm suyu Kayınbirader(halk ağzı)
Eksiksiz,bütün
Hanımlarınsaç, kaş
boyama tozuBir baharat
türü
fi‹FRE KEL‹ME 1 2 3 4 5 6 7 8 9
SELİM NAŞİT
ADİLE NAŞİT
NAŞİT ÖZCAN
1
2
34
5
6
7
8
9
KASIM 2014
20
ANAGRAMBULMACA
SAYIBULMACA
ANAHTAR CÜMLE
SÖZCÜKBULMACA
PETEKBULMACA
1. Dev boyutlarda. 2. Boyu büyü-mek. 3. Ödlek. 4. Göçmen, uzungagalı bir kuş. 5. Taş kırmak içinkullanılan, iki ucu az keskin büyükçekiç. 6. Çölde yaşayan göçebe. 7.
Terzi metresi. 8. Tehlikeli bir hastalık. 9. Öğe, unsur. 10. Bir burç adı. 11.Doğuştan olan. 12. Afrika’da bir ülke. 13. Harekete hazır, tetikte. 14. Judo min-deri. 15. Özür dileme. 16. En büyük deniz memelisi. 17. Süresi sınırlanmış. 18.Donanma. 19. Tatbiki. 20. Askerler. 21. Apansız. 22. Dul kadınlar. 23. Üzerineiplik, tel vb. sarılan ekseni boyunca delik silindir. 24. Sapmaya uğramış olan. 25.Açık olmayan. 26. Parasız. 27. Bir kavun türü. 28. Taze soğan ve marulla pişir-ilmiş kuzu eti yemeği. 29. Bölümleme, sınıflama. 30. Gümüşbalığının küçüğü.
Tan›mlara uygun alt› harfli sözcükleri ayn› say›l›dairelerinçevresineyaz›n.Sözcüklersaatdo€rul-tusundavehersözcü€ünilkharflidairedenç›kanokungösterdi€ikutudanbafllayarakyaz›lacakt›r.
1. Hükümler, yargılar. 2. “Suyun akar yalap şalap
/ Böyle emreylemiş ...” (Yunus Emre). 3. Yoğurttan
yapılan bir içecek. 4. Antalya’nın bir ilçesi. 5.
Maaş. 6. Muğla’nın bir ilçesi. 7. Piramit. 8. Bir
şeyin erişebileceği en son nokta ya da yer. 9.
Yadsıma. 10. Düzyazı. 11. Yürürlükten kaldırma.
12. Kavrulmuş ve dövülmüş tahıl ununa şeker ya
da tatlı yemiş katılarak yapılan yiyecek. 13.
Ağaçlarla örtülü alan. 14. Su düzeyindeki sıra
kayalar. 15. İşsiz, hayta. 16. Kızmadan kırılıdığını
ifade etme. 17. Şerik. 18. Olgun, yetkin. 19.
“Cüneyt ...” (aktör). 20. Yükselti.
Ka re ler için de ki befl harf li söz cük ler de ki harf le rin yer le ri ni de€iflti re rek, yukar›daki tan›mla ra uy gun söz cük le ri
olufl tu run ve çiz gi le re yaz›n. Bul du€unuz ye ni söz cük le rin ilk harf le ri ni s›ray la oku du€unuz da bir söz oluflacakt›r.
HAMAK
1
PAÇAL
2
YARAN
3
DERME
4
LAYIK
5
SALİM
6
HAREM
7
MİTİL
8
KARNİ
9
SERİN
10
TALİP
11
TAVUK
12
MARON
13
SEFİR
14
KALYA
15
METİS
16
Afla€›daki say›lar› bulmaca karelerinde aray›n ve bulduklar›n›z›n üzeriniiflaretleyin. Bakal›m hepsini kaç dakikada bulabileceksiniz?
KOTRA
17
MALİK
18
KIRAN
19
KIRMA
20
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20
2 9 8 1 2 7 5 3 3 5 1 4 3
8 2 1 5 6 2 9 8 9 5 6 1 5
3 8 9 8 8 4 9 9 6 5 7 1 7
4 6 1 7 1 1 6 8 6 9 2 7 1
9 7 2 2 5 2 1 8 7 9 4 1 8
6 3 6 3 1 9 8 8 4 4 5 4 7
7 3 7 8 4 8 4 4 6 5 7 7 9
9 1 1 4 7 7 8 6 1 9 8 2 3
6 6 8 3 6 4 2 5 3 8 7 2 9
4 6 6 4 2 2 7 6 6 1 6 5 3
7 1 7 5 8 7 9 4 6 5 4 7 9
5 9 2 9 3 4 6 2 2 2 3 8 3
5 4 4 3 1 5 1 4 1 4 9 8 1
8 9 8 6 2 6 3 7 4 8 1 5 3
2 4 9 7 5 4 8 4 6 9 5 8 9
9 7 7 5 7 2 5 9 4 2 9 7 3
3 6 5 1 3 5 7 9 2 8 1 5 2
2 2 3 9 3 6 6 1 4 6 5 7 2
3 5 5 5 6 5 9 8 1 3 5 8 4
44921
46572
47225
53156
56538
57876
62989
66194
66796
73626
77572
79393
84579
85574
88121
91812
93746
94982
2 HARFLİAT Kİ NE Pİ
4 HARFLİAYAK EKLİİCAT KAOSKİVİ KOROMARS PARKSARF TARZTERS YONT
5 HARFLİAKKANAKTİFAKYEMBİBER OKSİTPAPAKSURATTAZİM TRAKETRENT
6 HARFLİAPALAKETİKETİTENEK KAYMAKPARTERPATRONULAŞIMVARAKA
7 HARFLİİNTİBAKİTELEMEKİNETİKKORİDOR Soldaki sözcükleri bulmaca karelerine yerlefltireceksiniz. KORİDOR’u ipucu olarak yerine biz koyduk.
K O R İ D O R
1 AV
A S
2 3 4
E D
5
6 7 8 9 10
11 12 13 14 15
16 17 18 19 20
21 22 23 24 25
26 27 28 29 30
21 BULMACA KASIM 2014
KARE BULMACA
ÇÖZÜMLER SÖZCÜK AVI
Aşağıdakisözcükleribulmacakarelerindearayınvebulduklarınızınüzerinikaralayın.Geridekalanharflerbirşarkıdansözlerioluşturacaktır.
ABADAN
BODRUM
CİBALİ
ÇAKMAK
DİKİLİ
ETİLER
FRANSA
GEMLİK
HAYRAT
İMRALI
KELKİT
LALELİ
MANYAS
NEMRUT
OTOMAN
PARDON
REVANİ
SİSTEM
TERLİK
ULUBAT
VARİDAT
YETENEK
ZİYAFET
SOL DAN SA⁄A1. “SessizGemi”şiirininresimdekiünlüşairi-Favori.2. İzmir’inbirilçesi-Kiradangelirgetirenmülk-Zonguldak'›nbirilçesi.3.Çan-Mera-Termik.4. Paylama-Seyrüsefer-Antlaflma-Birgiy-sininkenar›nakendikumafl›ndanyap›lansüs.5. Keçik›l›ndando-kunmuflkabakilim-Do€alkalsiyumvedemirfosfat-Gizlitutulanfley.6. Nakil-Japonya'n›nküçükparabirimi-SuudiArabistan'›nbaflkenti.7. S›cakbiriçecektürü-Eskidildeyüz,surat-Kesilenhayvanlar›nbacaklar›vebaz›içorganlar›.8. Sarpgeçit-Satranç-tabirtafl-Cehennem.9. Sar›msa€›nantibiyotiketkigösterenbirmaddesi-Tuzak.10. Namzet-Birnota-Padiflahçad›r›-Derviflselam›.11. Roma'y›yakanç›lg›nimparator-Gelenek.12. Kemik-lerin yuvarlak ucu - Güney Amerika'da hayvanlar› yakalamaktakullan›lankement-Bu€daytanesininolgunlaflm›fliçi-Birnota.13. Sigaradakisa€l›€azararl›madde-Hizmethayvanlar›n›nayak-lar›n›n alt›na çak›lan demir - Ödeflme. 14. Gizli görevli, casus -Bellibirkonudaolmayankonuflma.15. Gitme,gidifl-Oy-Kötüle-me-Arnavutluk'unplakaiflareti.16. A€z›m›zdakiö€ütücüdiflleringenelad›-Tuluattiyatrolar›ndaDo€ugiysileriileyap›landans-‹s-tanbul'uneskiadlar›ndanbiri.17. S›fateki-Tarihtegariplikleriileünlükavim-Samanlakar›fl›ktah›l.18. Hadise-Elveyamakineileyap›lan - Optik kayd›rma - Afrika'ya hayat veren ›rmak. 19. Eskiça€lardankalm›flflehirveyayap›-Kalay›nsimgesi-Erkekbal›€›ntohumu-Siniruçlar›n›n iltihaplanmas›.20. Recepay›ndakesilenkurban-F›r›nlar›temizlemektekullan›lan,ucunabezsar›l›uzuns›r›k-Krall›€›yönetenkimse,imparator-Genelliklemideninbo-zulmas›ndanötürüdilinüzerindeoluflanbeyaztabaka.
YU KA RI DAN AfiA⁄IYA1. Hiçbiritirazgörmedenzorlagötürme-Duyuru-Tirsibal›€›.2.Dökülentohumlarlaertesiy›lç›kantah›l-Bilginler,yazarlaryük-sekkurulu-Görevdenalma.3. Dünyan›nenyüksekda€lar›-Haf-riyat-Ahilikoca€›ndanolan.4. Börek,baklavagibifleylerdeyuf-ka-Dirimbilimi-K›ymetlimadenlerinde€erderecesi.5. K›rsalbölgelerdesözügeçen,topraksahibivarl›kl›kimse-Organizma-davemetabolizmadaoluflanbozukluklar›ntümü-Bitmemifl-Birnota.6. fiekerlivelimonlus›caksu-Alt›n›nsimgesi-Vilayet-Üçboyutlusinematekni€i.7. Da€servisi-Kokulubirbitki-Ö€ren-ci. 8. Fas'›nplaka iflareti -Hat›ra -Kimsesiz. 9. Devaml› ibadeteden-Arapharflerininençokkullan›lanelyaz›s›biçimi.10. Lan-tan›n simgesi - Köpek - Bitkilerden türlü yollarla ç›kar›lan vekimyasalyöntemlerleyap›lan,kokuluveuçucus›v›.11. S›rmave-yagümüfl ifllemelibir tür ipeklikumafl- ‹letiflimdizgesibirli€i.12. Birsorutak›s›-Anadolu'nunkimiyörelerindekad›nlar›nkol-lar›nayapt›rd›klar›dövme13. Sarp,dik-Eskidildealt›n-Müslü-man ülkelerde kullan›lan eski bir tah›l ölçüsü. 14. “… Delon”(Frans›z aktör) - Bir tür tahta ayakkab› - Büyük çivi - Alçalma,düflkünlük.15. Kusurlar,suçlar-Kireçkar›flt›r›lantekne-Neslitükenmiflbirhayvan.16. LongPlay(k›sa)-Çevik-Biriçgiysisi-Arapalfabesindebirharf.17. S›cakileso€ukaras›-Mu€la'n›nbirilçesi-Eden,yapan-GüneyAfrika'n›nplakaiflareti.18. Sahip-Pazar - Yunus bal›€›n›n iri bir türü. 19. Hamam - Kaynat›lm›fl,bu€day,m›s›rgibifleyler-Güvenilir.20. O€uzTürklerinin24bo-yundanbiri-Rehin,ipotek-Kulakiltihab›-Kuran'›n96.suresi.
İ E L T İ K L E K B E T İ B
L M B O D R U M İ R G Ü L I
E A K T N B U L U Ş A C A L
L N İ A A N E M R U T Ğ B A
A Y L D I Z B U B Ö Y N İ R
L A R İ L S İ S T E M A C M
Z S E R Ç A K M A K E D Y İ
K İ T A A R I Y O M K A A L
İ M Y V A T Y D E T A B C A
L K İ A A K İ İ M T O A İ Z
M İ N B F D E K N E E M S A
E Ç U L A E R İ O T I N A A
G L K Ö Y L T L D İ E D E N
U İ N A V E R İ R L U R U K
P B A S N A R F A E A K I Ş
A C T A R Y A H P R A Ğ I Z
SUDOKU ÇÖZÜMLER‹
KARE BULMACASOLDAN SAĞA1.YahyaKemalBeyatl›-As.2.Alia€a-Akar-Alapl›.3.Kampana-Otlak-Is›l.4.Azar-Trafik-Misak-Su.5.Palas-An-Tamanit-S›r.6.Aktar›m-Rin-Riyad.7.Çay-Ru-Sakatat.8.Akabe-At-Tamu.9.Alisin-Fak.10.Aday-La-Ota€-Hu.11.Neron-Anane.12.Om-Laso-Evin-Do.13.Ni-kotin-Nal-Fit.14.Ajan-Afaki.15.Azimet-Rey-Zem-Al.16.Az›-Ara-bis-Deraliye.17.Li-Amalikalar-Malama.18.Olay-Mekanik-Zum-Nil.19.Harabe-Sn-Süt-Zona.20.Atire-Ese-Kral-Pas.YUKARIDAN AŞAĞIYA:1.Yakapaça-Anons-Alosa.2.Alaza-Akademi-Azil.3.Himalayalar-Kaz›-Ahi.4.Yaprak-Biyoloji-Ayar.5.A€a-Stres-Natamam-Re.6.Kant-Au-‹l-Sinerama.7.Arar-Anason-Talebe.8.MA-An›-Bikes.9.Akif-Rika.10.La-‹t-Esans.11.Brokar-Link.12.Mi-Dak.13.Yalman-Zer-Sa.14.Alain-Sabo-Enser-Zül.15.Taksirat-Tava-Mamut.16.LP-Atik-Fanila-Lam.17.Il›k-Yata€an-Fail-ZA.18.Is-Satak-Falyanos.19.Is›dam-Hedik-Emin.20.Salur-Tutu-Otit-Alak.
ANAGRAM BULMACAAçadamelinikorasokar.
PETEK BULMACA1.Devasa.2.Uzamak.3.Korkak.4.Leylek.5.Varyos.6.Bedevi. 7.Mezura.8.Kanser.9.Eleman.10.Terazi. 11.Viladi. 12.Malavi. 13.Alesta.14.Tatami.15. İtizar. 16.Balina.17.Vadeli. 18.Armada.19.Pratik.20.Asakir.21.Aniden.22.Eramil.23.Makara.24.Sapkın.25.Kapalı.26.Bedava.27.Şamama.28.Kapama.29.Tasnif.30.İlarya.
SÖZCÜK AVIElbetbirgünbuluşacağız,buböyle yarımkalmayacak / İkimizindesaçlarıak,öyledurupbakışacağız
SÖZCÜK MERDİVENİKAZAK-KIZAK-KIZIK-KITIK-KIRIK-KIRIM-KISIM
SARMAL BULMACAİÇE DOĞRUKıstas–Araka–Papalina–Fire–Zakir–Beton–Aksak–Atik–Litre–Keşmekeş–Emre–Hesap–Rapor–Dakik–Ahmet–İsim–Alesta–Saman–Ozan–Ut.DIŞA DOĞRUTuna–Zona–Masat–Selami–Sitem–Haki–Kadro–Parpa–Seher–Meşe–Kem–Şeker–Tilki–Takas–Kano–Tebrik–Azeri–Fanila–Papak–Arasat–Sık.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
YAHYA KEMAL BEYATLI
22 BULMACA KASIM 2014
23 BULMACA KASIM 2014
SARMAL SUDOKU
SÖZCÜK MERD‹VEN‹
PUZZLE BULMACA
‹ÇE DO⁄RU1-6 Ölçüt 7-11 İri taneli bezelye 12-19 Sardalyebalığının küçüğü 20-23 Her türlü ticari malda kuru-ma bozulma gibi nedenlerle oluşan ağırlık yitimi 24-28 Zikreden 29-33 Çimento, kum, taş gibi şeylerleoluşan yapı karışımı 34-38 Türk musikisinde bir usul39-42 Çevik 43-47 Sıvı hacim ölçüsü 48-55 Karışıklık56-59 Hak aşığı 60-64 Aritmetik 65-69 Hastalığınteşhis ve tedavisi için doktorlar tarafından verilenyazı 70-74 Zamanı kullanmada çok dikkatli olan 75-79 “… Özhan” (ses sanatçımız) 80-83 Ad 84-89Harekete hazır, tetikte 90-94 Kurumuş ekin sapı 95-98 Halk şairi 99-100 Telli bir çalgı.
Sudoku bul ma calam›zda ki her sat›r, her sü tun ve 3x3’lük her ku tu ya, 1’den 9’a ka dar ra kam lar yer leflti ri le cek tir. Her sat›r, her sü tun ve 3x3’lük ku tu
bö lüm le rin de 1’den 9’a ka dar say›lar bir kez kul lan›la cakt›r.
Merdivenin ilk basama€›ndaki KAZAKsözcü€ününü son basamaktaki KISIMsözcü€üne ulaflmak için birer harf de€ifltirin
DIfiA DO⁄RU100-97 Avrupa’da bir ırmak 96-93 Sinir uçları iltihabı92-88 Bıçak bileme demiri 87-82 “… Şahin”(bestekâr, ses sanatçısı) 81-77 Bir kimseye kırgın-lığını öfkelenmeden söyleme 76-73 Yeşile çalantoprak rengi 72-68 Bisiklet ve motosiklette iskeletioluşturan metal bölüm 67-63 Kalkan balığınınyavrusu 62-58 Sabahın Güneş doğmadan öncekizamanı 57-54 Bir orman ağacı 53-51 Kötü 50-46 Tatlıbir besin maddesi 45-41 Kurnaz hayvan 40-36 Değiştokuş 35-32 Kürekle de yürütülen bir tür yarış kayığı31-26 Kutlama 25-21 Azerbaycan halkından olan 20-15 Bir iç giysisi 14-10 Uzun tüylü kalpak 9-4 Kıyamet,Mahşer meydanı 3-1 Aralıksız, seyrek karşıtı.
O L U Ş U M
M A S A L
K A H İ R E
Afla€›daki sözcükleri birer puzzle parças› gibi yerlerine yerlefltireceksiniz.
2 HARFLİAD AF AK CAEM LA MI NANİ NO OD ORPT SE UT YO
3 HARFLİANI BAS DEREGE EKO ELAEMİ GAR İRİ
LEK LOK NENOTO OYA SAVSAY SİM YOL
4 HARFLİAKIL ALAZAMİN AMİRARIK CUMAISIN İKAZ İNEK KİVİ
LOTA OĞULOZAN SEKİSAPA SAYE
SNOP SUNATANI UFUKUYUM UZAYVADİ VAKA
5 HARLİADALI AKALA APRİL AVARA BEYİT
DAMAK DUYUM ERİKE
MASALOLASI
OMACA
ONAMA PELİN RESİM ŞUBAT TRİKO YEŞİL
6 HARFLİBOSTAN DAKİKAESARETKAHİREMEŞALEMİMOZA NATURAOKÜLEROLUŞUMVUSLAT YORUCU ZORAKİ
KAZAK
KISIM
ÇEM‹fiYEM‹fi
YEM‹NYEMEN
YEMEKYELEK
YEDEK
ÖRNEKT‹
R
Yerfıstığı
Akıl
Kemiklerinyuvarlak
ucu
Ut çalan
Şeytanın ilk adı
Yoksullarayardım
yapan hayırkurumu
İlaç
Cereyan
İlerigelenler,
devletbüyükleri
Adale
Sembol
Allah’a (cc)inanış yolu
Yabanördeği
Uçmaorganı
Avı çekmekiçin dökülen
yem
Çanakkaleilçesi
Yemekpişirilen
toprak kapKöy muhtarıyardımcısı
Eski birtahıl ölçüsü
Su
İğdişedilmişhayvan
Dişi sığır
Güldürücükısa oyun,
skeç
Yararlı,güzel işlerAltın ayak-kabı ödüllü
(üstte)
Harp
Özverili
Nikelinsimgesi
Taşıt dizisi
Yer altındanaçılan yol
Üç katlıbalık ağı
Yoğun karyağışı
Avrupa’daküçük ülke
Bir ilimiz
Evcil birgeyik türü
Pişmanlık
Çoğul takısı
BaklaezmesiGüneşte
kurutulmuşet
Pişman
Hayvanhekimi
Bir üstgiysisi
Şekerlemeçeşidi
Kart dişihayvan
Soru sözü
Terazi gözü
Bir yerdeoturma
Rey
Musikimizdebir makam
Şarkıdatekrarlan
bölüm
İhtiyarlama
Çok sıkhastalanan,
güçsüz
Çok değerli
Sivas’ın bir ilçesi
Gülü sevenkatlanır
Radyumunsimgesi
Taşıma
Dingil
Kayaktayarışma
türüZarara gir-
me tehlikesi
Bartın’ınilçesi
Bulmayaçalışma
Arapalfabesinin
ilk harfi
İstif edilmişmal
Genişkarınlı cam
şişe
Küçük bitki
Beden vekafa gücü
Gelir
Bir sindirimhastalığı
Bolluk,varlık içinde
yaşayış
Mektup
Tahıl tozu
Yolcukonaklama
yeri
Polismerkezi
Kasımpaşateknik
direktörü
Tarla sınırı
Hollanda’nınplaka işareti
Nesli tüken-miş hayvan
Şaşmaünlemi
İstemsiz kaşgöz oynatma
İşlenmiştimsahderisi
Perhiz, diyet
Hafifaydınlık
Döşemelikipek kumaş
Kokulu bir bitki
Bir etyemeği
Yarış kayığıtürü
Bir nota
Kayak
Lübnan’ınplaka işareti
Atıcılıkta bir dal
Tabaklan-mış ceylan
derisi
Yapılartopluluğu
Dünyanınuydusu
Anlamlıişaret
HaberAjansı (kısa)
Eksiksiz,bütün
İmkân
Güreşte bir oyun
Baston
Anlamlı
Olmamışmeyve
Seyyare,gezegen
Yay ile atılançubuk
Kaymaklı
Şiddetli bir zehir
Üye
Lâkin, fakat
Takımıngözde
oyuncusuSüslü duvar
lâmbası
Suudi Ara-bistan’da
kutsal dağBinek
hayvanı
Otomobil(kısa)
Buyruk
Hiçbirzaman
Ülkemizinplaka işareti
İnceleme,teşhis yazısı
Yabancı
Alttakibasketbolcu
En küçüksilahlı birlik
Yemin
Tamir etme
Üflemeli bir çalgı
Bir nota
Slayt
Genişlik
İlave
Yemek
Bağışlama
Kekliğinboynundakisiyah halka
Sanat
Tunus’unplaka işareti
Dağ geçidi
KOLA
YOR
TAZO
RÇO
K ZO
R
ENES KANTER
HAKAN ŞÜKÜR