İskender Pala _ Müstesna Güzeller-edebi bilgi kitabı

Embed Size (px)

Citation preview

skender Pala _ Mstesna Gzeller

nsz/7 MSTESNA SZELLER/9 Mstesna Gzeller/11 Yine Yakm Yr Mektubun Ucunu /15 Vuslat/21 "Kfr le Dnya Durur Zulm ile Durmaz" Derler/ 24 iir ve Ezan/28 Askerlik Htras/34 nsafn O Yerde Nm Yok mu? / 40 stina Beyitleri/45 Tara Kadlar / 50 Yz Yln Adaleti/ 57 ay Kltr/70 Mani ve Maniheizm / 73 Ttlerve Kargalar/ 77 Gelenler ve Gidenler/80 Yryenler ve Srnenler / 84 Hizmet, hret, Menfaat/87 syanlar ve Tevbeler / 90 ki Ters Bir Yz/93 Nal Deyip Gememeli / 96 Krler Diyarnn Sultanlar /101 en le Tabaka'nn Hikyesi /104 Sokak Lambalar ve amur Deryalar /107 Asr Mecnunlar/111 Gam Defterinin Tamam Yok mu? /117 EKLDEN MUHTEVAYA/121 Sanatlar Dnyas/123 tikak/131 Harfler Dnyas /136 airler ve Oyuncaklar/148 Hz. uayb'n Beyleri /156 "Mazmn"un Mazmunu /160 Beyit, air ve O iir AnUy /170 "Yazmak" Fiilinin Eski iirimizdeki Macera/178 Hikmet Denizinde Gemiler/192 "Huz M Safa Da'm Keder"/199 Felekten ikyet/202 Olur Olmaz Mfredler/ 206 Olur Olmaz Beyitler/210 SHAN ERBABI/215 ltifat Et Sflhan Erbabna/217 iirin portacs.-Zat/223 eyhlislam Yahya Efendi / 227 airlerin Hsrev-i Rum'u: Necat / 232 Ekmeli uara-y Rm: Nab / 236 Son Byk stad: eyh Galib/241 Fuzul'nin Bir Gazeline Ahmed Remzi Dede'nin Tahmisi / 244 ORU FASLI/251 Eski iftarlar/253 Oruca Dair Beyitler/259 Oru Tuhaflklar/264 Surre Nedir?/267 Hill Grnd/270 XVI. Asrda Bir Bayram Ertesi / 273 Dizin/281 nsz Sevmek, tanmakla balar. nsan, bilmedii eye kar nce tedirginlik ve antipati duygularyla yaklar. Eitim ve retim, hayatn hangi sahasnda olursa olsun, zaman ierisinde sevmeyi beraberinde getirir. Bugn Divn Edebiyat'nn laykyla bilinemeyii ona dman kazandrmakta ve bir kenara itilmesine sebep olmaktadr. Gerek hayat artlarnn deimesi ve modern dnyann etkisi ile bakalaan dnce sistemi; gerekse birtakm aydnlarn yanl tutum ve

karalamalar sonucunda Divn iirine kar ilgisizlik ve hatta cephe alma srecini balatmtr. Ancak son yllardadr ki bilimsel almalar geliip geniledike atalarmzn edebiyatn inkr etmekliimizin ne denli byk bir hata idii grlr olmutur. Bu kitap bilimsel bir gayretin rn olmaktan ok, z kltrmze kar hissedilen bir vefa borcunun yerine getirilmesi iin dzenlenmitir ve yazdmz makaleler arasndan seilen 50 adet yazy ierir. Divn iiriyle tarih ve imdiki hayatmz buluturma gayesiyle kaleme alman bu yazlar, baz edeb dergi ve mecmualarda yaynlanmtr. lk birka yazdan sonra okuyucudan grdmz ilgi, bizim iin tevik edici bir unsur oldu ve bu ilginin gnbegn arttm grdk. Kendi mill deerlerimize ynelme ihtiyacnn bir paras olarak deerlendirilebilecek bu ilgi, Osmanl bedi zevkinin yksek kltr atmosferindeki yansmalardan kesitler sunan yeni yazlar kaleme almamza vesile oldu. Bylece Mstesna Gzeller, in oldu, Efsane oldu, Ak oldu... Tuttuumuz yol, yrndke uzayan ve her duranda bir baka hayranlkla seyrettiimiz asude gzellikleri olan bir yoldur. O vadide grlecek daha nice menziller, gidilecek daha nice yollar vardr. Buyurunuz bu gzellikleri beraberce seyredelim ve sohbetlerle yoldalk kuralm. Zaten gayemiz de 6 yzyl boyunca soluduumuz bir gzellikler manzumesini sizlere yeniden tantabilmek ve sevdirebilmektir. Rastladmz o mstesna gzellikleri sizinle paylamaktan mutluyuz. MSTESNA GZELLER Eylerim hep byle mstesna gzeller intihb Tab'- mstesna-pesendim dilberimden bellidir Alaybeyizde Naci Hep byle mstesna gzelleri seerim Yarathmdaki mstesna tutkusu, sevdiim dilberden de bellidir. Mstesna Gzeller Divn iirinde baz beyitler vardr ki hangi ynden baklrsa baklsn istisna tekil ederler. Sanat, mn, syleyi vb. ynlerden gerekten birer aheser olarak karmza kan bu tr beyitler gerek sylendikleri devirde; gerekse mteakip zamanlarda hafzalarda yer edinmi ve bedi zevk adna, Trk toplumunu derinden etkilemitir. Pek ou reh-i n-refte (gidilmemi yolda), bikr-i mazmun veya bikr-i mny hv bu tr beyitler, daha sonradan pek ok air tarafndan iktibas, tanzir veya taklit edilmitir. Ancak ilerinden yalnzca bir tanesi izgi d gzelliiyle kendini kabul ettirmi ve hemen daima atalar sz mesabesine erimitir. Hani Na-b'nin dedii gibi: Szde darb'l-mesel iradna sz yok amma Sz odur leme senden kala bir darb- mesel 1 Veled elebi (Izbudak) "Mstesna Gzeller" bal alnda Trk Yurdu mecmuasnda seri makale neretmitir. (bkz. Trk Yurdu, C. II, nr. 10; C. III, nr. 13 ve 15). Bu balk alnda biz de eski edebiyatmzn baz "Mstesna Gzel-leri"ni sz konusu edeceiz. Bu yazmzda Veled elebi rahmetlinin makalelerinde zikrettii iki beyti deiik adan ele alarak size aktarmaya altk. Ruhu d olsun. Sz esnasnda (veya iirde) atasz kullanmaya bir diyeceimiz yok. Ama yle bir sz syle ki btn leme, senden bir atasz olarak kalsn. te asl sz odur. Bazen bu tr benzer beyitlerde insan hangisinin daha gzel olduuna karar veremiyor. Belki her biri ayr ynden "mstesna gzel"lik tacn taknyorlar. Bak bir gazelinde, Dernun pr-marifhem-ninin merd-l arif kl Alma ey yz gl ahs- nadana kitb-s Ey gl yzl (mahbub)!. ini bilgi ile doldur, dostlarm da bilgelerden edin. Kitap gibi her (nne gelen, uygunsuz) cahil kiiye alma! Beyte gre bir insan bakmdan kitap gibi olmaldr:

1. Sinesi maarifle dolu olmak 2. Daima bilgelerle dp-kalkmak 3. Nadana almamak. Birinci maddeye rnekler getirelim. Ayet-i kerime: "Rabbim ilmimi arttr." (Kur'n, 20/114) Hads-i erif: "lim in'de de olsa araynz." "Beikten mezara kadar ilim reniniz." Bu hususu Nab, Bilmek elbette deil mi ahsen Sorsalar ben onu bilmem demeden veya Etme r ren oku ehlinden Her eyin ilmi gzel cehlinden beyitlerinde ayrca vecizeletirmitir. kinci kural Trke'de bir atasz ile yaamaktadr. "Cahilden dostun olacana; limden dmann olsun." nc kural da en az dier ikisi kadar nemlidir: Nadana almamak. Yani emaneti ehline vermek. Kef-i rz eylememek. Yine Nab bu konuda: Kef-i rz eyleme bignelere Verme yol meclise divnelere Herkesi mahrem-i esrar etme Srrn zver-i bzr etme Ehli olmayan kiilere srlarn aarak divanelerin meclise girmelerine izin verme. Herkesi srlarna ortak etme ki (srlarn) pazar ss (dilden dile dolaan ve herkesin glp alay ettii gerekler) olmasn. buyurur. imdi bu beytin btn ahengini, btn selasetini, btn edeb sanatlarn bir yana brakarak yalnzca mefhumuna baksak bile, karmza mstesna bir gzel kar. Bak'nin bu beytinin getii gazele pek ok air tarafndan nazireler yazlm, ayn slupta pek ok beyit terennm edilmitir. Ancak hibiri bu derece mstesna olmamtr. lerinden Nergis'ye ait olan u beyit en gzellerinden biridir: Ne mnlar, ne szler mndemicdir safha-i dilde Egeri sret-i zahirde hmun kitb-s Her ne kadar grnte kitap gibi susuyorsam da (aslnda) gnlmde ne mnlar, ne szler var (bir bilseniz)... Bu beyitte air, ifade edemedii pek ok gerekler bakmndan kalbini bir kitaba benzetmekte, yani kitap imajn baka bir duygu mecrasnda istimal etmektedir. Buradaki kitap bir okuyucuya muhtatr. Okuyucunun vasflar sylenmemitir. Ancak Bak'nin dedii trden, ndn olmayaca kesindir. Zira nadanlar kitap amazlar. Bu kitap okunduu zaman gnl maarifle dolar ve artk bilgelerle dp kalkma gerekleir. Nergisi, Bak'nin kitap-insan tebihiyle yukarda sayd satrlar tekrarlamyorsa, phesiz btn bunlarn yaygn teaml hlinde o devirde herkese artk bilinmesindendir. Yani Bak'nin o mstesna gzeli, artk toplumun tamam tarafndan mahede edilmi, Nergisi de bunu yemden sylemeye gerek duymamtr. Nazire geleneine gre benzer iir, benzetilen iirin imknlarn kullanmaya mstehakr. * * * Nevres'in aadaki beytinde kitap yerine deirmen imaj kullanlarak ayn tebih ifadesine ulalmtr. nn ardn gzet, fikr-i dakik et, onda bir syle tme azna her ne gelirse siyb-s (Szn) nn ardn gzet, ince dn, onda bir syle. Deirmen gibi azna her ne gelirse tme (syleme)! Bu beyit ifade ve kurulu ynnden Bak'nin beytine ok benzer. Burada da sz sylemenin kurallarm buluruz. 1. nn ardn gzetmek 2. Her sz iyice dnmek 3. ok susup az sylemek 4. Aza gelen her sz sarf etmemek. Bu beytin mstesna gzellii hemen her kelimenin deirmen ile ilgili oluundandr.

n ve ard kelimeleri deirmende budayn konulduu ve deirmen tann bulunduu mahalde (kutup mahalli), tahln dkld "gz (gzet)" denilen hazne borusunun giri ve kdr. Dakik, "un" demektir. stanbul'daki "Unkapan" semtinin eski ad "Kapan- dakik (Kapandakik)"tir. "Onda bir", deirmencinin tme hakkdr. Yine ayn onda kelimesindeki on hecesi, eski harflerle yazlnca "un" eklinde okunabilmektedir. ikinci dizedeki tme, malumdur. "Azna" kelimesindeki az, deirmen tann ekseni civarna denir ki zaten buday da burada tlr. "siyb" keza deirmen demektir. "s" benzetme ekinin "as" hecesi de deirmen demektir. Bak'ye ulaamasa da gerekten mstesna bir gzellik. Yine Yakm Yar Mektubun Ucunu Tarihte ilk mektubu kimin kime yazdn bilmek isterdim dorusu. Eski medeniyetlerin mektup ve haberleme sistemleri hakknda bilgiler maalesef pek azdr. Belki yaz icad edildikten ksa bir mddet sonra mektup da icad edilmitir. Rivayetler Eski Msr'da posta servisi olduunu syler. Heredot ise, Keyhusrev'in Iskitlerle yapt savata (M.. 500) posta hizmetinin kullanldn yazar. Hz. Pey-gamber'in komu devletlere gnderdii dine davet mektuplarndan bir ksm hl mzelerdedir. Ayrca O'nun devlet, kavim, kabile ve kiilere hitaben yazdrd 23 mektup bilinmektedir.1 Osmanl'da mektup, Sultan II. Mahmud'a gelesiye dek yalnzca devlet haberlemesinde kullanld. II. Mahmud 1838 ylnda bir ferman kararak, istanbul ile dier merkez ehirler arasnda sivil posta hizmeti kurulmasn ve creti mukabilinde, gizlilik ilkesine uyularak mektuplarn tanmasn, rey ve yabanclar ile mslmanlar arasnda da bir 1 Bkz. A. Snmez, Raslullah'n islm'a Davet Mektuplar, s. 208, stanbul 1984. ayrm gzetilmemesini emreder. Bir yl sonra Tanzimat ilan edilince de posta ileri kamu hizmetleri grubuna dahil edilir. Ertesi yl Yenicami avlusunda bir posta idaresi (bugnk Byk Postahane) kurulmutur. Daha sonra Musul, Sivas, Diyarbakr gibi merkez yerlere postaneler alr, ite o gn bu gndr mektup mvezzilii, eitli gelimeler gstermi ve bugn modem usllerle mektuplarmz ehrin bir semtinden bir semtine 15-20 gn gibi ksa (!) bir srede ulaabilir olmutur. * * * u telefon ve faks denen aletler icat edileli dnyada mektup gelenei neredeyse kayboldu. Oysa bir dnemlerde mektup taycln resm surette i ve grev edinen insanlar varm. Faaliyetlerini srdren bu kiilere tatar denirdi. Tatarlar bir ocak itibar edilir (Ocak tatarlar) ve hususi posta ilerini yrtrlerdi. Ulak da denilen bu tatarlar, seri hare-lG ketli ve hzl yryt kiilerden seilirmi. nceleri Tatar boyundan kiilerle ifa edildiinde bu adla anlmlardr. ^ Bunlarn kendilerine has kalpak ve elbiseleri vard ve bu k-~ yafet bakalarnca kullanlmazd. Evliya elebi Van'dan Is-* tanbul'a 13 gnde mektup getirdiini kendisi yazar. Amiral Slade de istanbul'dan Badat'a kadar olan mesafeyi (2.300 km.) 14 gnde alan bir tatarn rekorunu 9 gne indiren ve 6 grevini ifadan 2 saat sonra dayanamayp len baka bir tatardan bahseder. Durmadan, dinlenmeden at srtnda gnlerce yol alan tatarlar, dilimize de baz kelimeler hediye etmitir. Tatar aas, tatar dolamas, tatar kalpa, tatar oku bunlardandr. Bugn hl yar pimi etler iin "tatar" kelimesi kullanlr. Herhalde posta tatarlarnn acele etmelerinden dolay, onlar iin alelacele piirilen yar i etlerden kinaye olmaldr. Nab'nin bir beytinde bu kelimeyi grrz: Getirin eki edelim m-hazar Puhte olmazsa da olsun tatar Hazrda ne varsa getirin yiyelim. Pimi olmasa da yar pimie razyz. Tatarlar eski toplumumuzun nemli grevlerinden birini yrtmekle sosyal ve kltrel hayatn da iinde yer almlardr. Zaman zaman Divn iirinde adlarnn anlmas da bunun sonucudur. Mesela Srur, tatarlarn ok hzl i grdn, durup dinlenmeye vakitleri olmadm,

Tatar itb ile memur iken konak yerine Uladrmazsa durup atna koan m verir beytiyle anlatrken Nedm, ibrahim Paa'y verken bize o dnemin iki nl tatarmn da adn nl Tatar hanlar Tuluy ve getay (Oktay) da te'mihen ylece bildirmektedir: Sadr- tskender-haem kim dergehinde bir nice Nme-ber tatarlar var Tolu v Okta gibi skender gibi hml olan o sadrazam ki onun kapsnda Tolu ve Okta gibi mektup tayan nice tatarlar mevcut. Beyitten anladmz bir baka husus da vezirlerin, kendilerine bal bir tatar oca atklar ve burada ok sayda tatarlar bulundurduklardr. Her ne ise!.. Biz yine mektup bahsine dnelim. Eskiden okuma yazma bilen insanlar parmakla gsterilir derecede az imi. Bu demektir ki mektup; yle hercai ve harc- lem bir ey deil, ok nemli bir yaz, bir nmedir. Bizce mektup o zamanlarda edeb bir mahsul de saylmyordu ve ancak nemli kiiler, yine nemli grdkleri hususlarda mektuba bavuruyorlard. Zira mektuplamak pahal bir lks idi. Yalnzca devlet ilerinde ve mecbur kalndnda yazlr gnderilirdi. O zamanlarn mektuplar resm ve zel diye tasnif edilebilir. Ancak ulaklar, yani tatarlar, hem resm, hem de zel mektuplar tarlard. Keza yolcularn da gayr-i resm olarak zel mektuplar tad bir vakadr. Ediplerin, meyhn, limlerin vb. bu tr zel mektuplar belli bir srede yerine ulamak kaydn tamazsa da en erken zamanda ulamas elbette matlubudur, ite bunun iin eskiler "Bedh" uslne bavururlar. Bedh, bugnn APS yahut, taahhtl mektubu gibidir. Bedh, bir rivayete gre Allah'n isimlerinden biridir. En g ileri en kza zamanda yapan" demektir. Bir baka rivayette ise "mektuplar yerine ulatrmakla ykml melein ad"dr. ite bunun iin eskiler mektup zarflarnn yahut mahfazalarnn zerine "Ya Bedh", "Bedh" gibi kelimeler, yahut bunun ebced hesabnda mukabili olan "2-4-6-8" rakamlarn yazarlarm. Bylece mektup kaybolmaktan kurtulur imi (Dorusu bu, her zamankinden ok bugn kullanlmas gereken bir yntem. Kim bilir belki PIT idaresi "Bedh" yazl bir mhr yaptrr da zarflar bundan byle onunla mhrler). Divn airleri de bu usl biliyor olmallar ki zaman zaman Bedh'tan sz ederler. Km'nin bir beytinde, Varak-1 hsnn yazdkta debr- kudret Nokta-i hli komu vuslatna br- Bedh buyuruyor. u demek: "Kudret ktibi senin gzellik sayfan yazd zaman (zerine de vuslatn iin Bedh iareti olarak (yanan-daki) bir nokta gibi olan benini koymu." air sevgiliye vuslatn t ezelden bu yana Bedh'lu olduunu, dolaysyla ona elbet bir gn kavuacan ma ediyor. ffet isimli baka bir air de gzellerin arzuhalleri zerinde Bedh olmay, bu vesile ile sevgiliye yaknlk ve vuslat kesbetmeyi, Yazlsam arz- hl-i dilbern zre Bedh olsam msrayla ne gzel de anlatmakta. Aslnda buradaki "yazlsam" ifadesinde "serilmek, yaylmak" anlam, "arz- hl"de ise "nz u hl (yanak ve ben)" mas vardr. Ne muziplik!.. Sz mektuptan almken Nail'nin u beytini de grmezden gelemedik: Edenler nme-i akn cevabnda suver-kr Rakibi meclis-i cnaneden matrh yazmlar Ak mektubunun cevabn resimler ile ssleyenler (o resimlerde) rakibi, sevgilinin meclisinden srp karmlar. Elbette k, maukuna mektup yaznca sadece onu ve kendini resmeder. Arada rakibin ne ii var. i ie gemi iki kalp izilir ama kalbin izildii grlmemitir. Buradan anladmz o ki, okuma yazma bilmeyenler, ilerinden geldii gibi izdikleri resimler ile meram anlatm olurlard. Bugn, birisine hibir harfin yer almad resimli bir mektup gndermek ve meram resimlerle anlatmak, herhalde orijinal bir mektup olur ve belki yazdan daha tesirli kar. Nail'nin beytine benzeyen bir imaj air Rza de kullanmtr. yle diyor: Arz- hl iin Rza ol eh-i hsne hemn Levhal bir nmedir bu h- tenkimiz

Beyitteki ifadeye gre Rza, gzeller sultan sevgilisine bir mektup yazm. Mektubun altna da azndan ateli h dumanlar kan bir k resmi izmi. Dorusu gzel bir bulu. Herhalde resmin altna da: "Rza'nin azndan kan ateli ahlarn resmidir" ibaresini koymutur. Buna benzer bir espri de mektuplarn bir kesini yakma detidir. Bylece k sevgiliye akndan dolay barnn yank olduunu ma eder. Birka yl evvelinin dillerde dolaan bir arksnda bu anlatlyordu. Keza bu arkda telefonun icad ile mektuba rabet kalmad da rneklendirilmi durumdadr: Yine yakm yr mektubun ucunu Askerlikte sevda ekmek zor diyor Ykleyip postann bana suunu Hatrm teller ile sor diyor Eskiden tatarlarn gizli mektuplar klahlarna yahut salarna gizledikleri, bilinen usllerdendir, izzet Molla bunu yle anlatyor: Bulduk fesinde nsha-i sihr fsunu biz Mektb- fitneyi arayn peremindedir. Casuslar da devlet srlarn ihtiva eden mektuplar yine salarnn iinde tarlarm. Dahas, casusun bana dvme usulyle mektup yazld da olurmu. Azz'nin, ehr-i yrime ku umaz ki edem arz- niyaz Kalmad nme-resn nak- serimden gayr beytinde bunu ma vardr. air diyor ki: "Sevgilimin ehrine (veya ehriynma) ku umaz (yani posta gvercinleri oraya ulaamaz, ok uzaktr) ki isteklerimi bildireyim. Bu durumda basmdaki naklardan gayri bir mektup gtrc (ulak, tatar) kalmad. (Tek are, sevgiliye kendim gitmemdir)." Ve bir kssa; Abbas halifelerinden birisi bir casusun bana dvme suretiyle mektup yazdrp salar byynce yola karm. Adamck en ksa zamanda istenilen yere varm, ilgili kii hemen salarn tra ettirip mektubu okumu. Mektubun son satr ok ilgi ekici: - bu nmeyi imha ediniz. Vuslat Hoca Vahy yle diyor: Vesile-cy- vuslat olduum yre duyurmular Nifak etmiler amma manev himmet buyurmular Bu beyti okuyunca insann ii ho bir duygulanma ile birdenbire boalveriyor. Ne mstesna bir syleyi, ne zarif bir nkte ve ne ince bir zek!.. air bir techl-i arifane ile meramn ne gzel anlatm. Bir sz hem syleyip hem de "Ben sylemedim." demenin en gzel yolu bu. Binaenaleyh, sevgilinin bu sze kzabilecei ihtimalini peinen ortadan kaldran "Vallahi ben masumum" derken bile "Evet ben syledim" mnsn n plana karan ifade de bu. Beytin bugnk dile evirisi aa yukar yledir: Vuslat iin bahaneler aradm cananma duyurmular. (Bu iin failleri), nifak (sevgiliyle aramda bozgunculuk) yapmlar. Ancak (ne mutlu bir tesadf ki byle bir nifak karmakla) hakkmda (bilerek ya da bilmeyerek) manev himmet buyurmular. air aslnda sevgiliye kar byle bir vuslat niyeti tamadn, niyeti olsa bile reddedilme yahut azarlanma ihtimalinden ekindii iin azn aamadn; buna ramen isteinin de bu olduunu, arada nifak karanlarn ise kendisini bu amaca ulatrdklarn; dolaysyla bu nifakn iyiye almet olduunu ve bir tr manev himmet kabul edilebileceini, bylece bu szleri sevgiliye yetitiren mnafklara kzmak yle dursun, belki teekkr gerektiini vs. vs. pek ok eyi iki veciz msrada anlatmakta. Burada bir mnafklk (ikiyzllk) sz konusudur. Dnmek lazmdr: Mnafkln vuku bulmas iin airin bu szn, gven iinde birilerine sylemi olmas ve gvendii kiilerin de onun bu itimadn sarsacak biimde szlerini sevgilisine aktarm olmalar gerekir. Yani aslnda air mnafklara "sevgiliye vesile iin vuslat aradn" mutlaka sylemi olmaldr. O hlde beyitte "nifak etmiler"

demekte pek de hakl saylmaz. Belki nifak edilsin diye bu sz kasden sylemi olup, mnafklara teekkr borludur. Sonuta ne olacaktr? Sonuta sevgili, bu kn arp sorguya ekecektir: "Benimle vuslat iin bahaneler aryor-musun, ha!..." el-Cevap:"?!..." Soru ve cevap ne olursa olsun, byle bir nifak meselesinin gndeme gelmesine ve bu hususta konumaya kap aralanmasna en ok air (k) sevinecektir. Artk gerisi sevgilinin huzurunda el pene divn duran ve hazan yapra misali titreyen kn maharetine kalmtr. Hk-mk da edebilir; konu almken meseleyi de balayabilir. Bizim iin burada nemli olan, beyitte teksif edilmi olan bunca mndr. Toplam 11 kelime ile bir yn tebessm, telezzz ve tehayyr... Daha da garibi, beytin batan sona btn ifade rgs, olumsuz tutumlara gebe. Ancak doan mn, tam airin istedii olumlulukta: Hayret!... * * * Zat'den: Ey itti ol peri bir gn dne girren bir eb Sevincimden nice yllar geipdr gbrmedm uyhu Mn murad olundukta: O peri (gibi gzel sevgili) bir gn bana, "Bir gece ryana gireceim" dedi. Nice yllar geiyor ki (bu iyi habere) sevincimden bir trl gzme uyku girmiyor, demek olur. Zavall air, sevgiliyle bir trl vuslat bulamam. Ancak gnlerden birinde talih yzne glm ve nasl olduysa, sevgili ona iltifat gsterip "Haydi, gnln olsun artk, bir gece ryana gireceim" deyivermi. Demez olaym, bu sefer de bu sevin ile kn uykular kaar olmu. Belki uyuyabil-se, ryasnda sevgiliyle vuslat da mmkn olacak. Ama heyhat! Byle bir sevin haberinden sonra uyku ne kelime! Kaderin de bylesi dman bana... Bir tane de UM'den: Arz- hl etmee cn seni tenh bulamam Seni tenh bulacak kendimi asla bulamam Mny siz anladnz, ama "Et-tekrru ahsen" kavlince 23 biz yine de syleyelim. "Sevgilim! Hlimi (yani akndan dolay bama gelenleri ve isteklerimi) arz etmek iin seni tenha bulamyorum. Seni o. tenha bulunca da kendimi asla bulamyorum." ?o Bu ne mthi bir beladr ki mauku grnce k kendi- 1 ni kaybeder, cnuna varr. Bir bakma gne dounca yldz larn kaybolmas gibi bir ey. te vuslata hi ulaamayan Di vn airininin klk teaml bu bir beyitte zetlenmi du rumdadr. O, sevgilinin evresini daima rakiplerle dolu g rr. Onu yalnz grp kulis yapmas mmkn deildir. Da has, bunu aklna bile getiremez. nk bunun hayali mu bah ise de vukuuna imkn yoktur ve imkn bulan da olma mtr. k bu yzden, bylesi bir ihtimal zerinde durmaz, abesle itigal etmez. Oysa byk dnmek lazmdr; rzigrn ne yandan esip nereden dnecei hi belli deildir. a irin hayalinin bile eriemedii bu hadise, bir mutlu tesadf le ayana geliverecek olursa ite byle arr kalr, kendini kaybeder asla bir daha bulamaz. "f. C. "Kfr ile Dnya Durur Zulm ile Durmaz" Derler Tarihte adaletiyle nl insanlar vardr. Sleyman peygamber, Nirevan, Hz. mer gibi., insanlk tarihine damgasn vuranlar arasnda, adaletle hkmedenler, herhalde derin bir vecd ve bitmez tkenmez sayglarla anlmlardr. Her millet kendisini idare edenlerden birok meziyet ve faziletler bekler. Ancak btn bu meziyetlerin en banda, hi phesiz adalet ruhu yer alr. Milletlerin tarihi aratrlrsa, en zirvede olduklar dnemlerin, en adil yneticiler zamanna rastlad grlr. Oysa medeniyet a saylan asrmzda, adaletin ve tabiatyla hrriyetin yerinde yeller esmektedir, insanlarn yaama

haklar ellerinden alnrken, milletleraras bir adaletten sz etmek de abes olur. Gnmzn meden (!) dnyas, Bosna-Hersek rneinde grld gibi, 14 asr ncesindeki Nec-'nin menfi, Haccc'm da mspet ynde eline su dkemeyecek derecelerde zulme giriftardr. Tarih boyunca toplumumuzda bagsteren zulm anlaynn kalntlar bugn biraz daha semirmi canavarlar olarak etrafa dehet samakta, her gn evremizde birtakm masumlar incitmektedir. Bu tutumun temelinde bir tek sebep aramak beyhudedir. Topyekn bir inan sisteminin sarslmas ile bugnk hle gelinmitir. Aadaki beyitlerde, zulm ve adaletsizliin eitli boyutlarn grmek mmkndr. Sze Nab'nin (. 1712) hikmetli beytiyle balayalm: Batl hemie btl u bhdedir vel Mkl budur ki sret-i haktan zuhur ede insanlar btl haktan ayrabilirler. Bu basittir. Ancak btl, hak suretinde grnr; yahut hak yolda olduuna kanaat getirilen kiilerden sadr olursa, elbette daha tehlikelidir. nk o zaman pek ok masum aldanarak btl hak sanacaktr, zellikle kendisine gvenilen insanlar, bilgeliine hkmedilen mncler, drstlne bel balanan idareciler ve ilmiyle amel olunan limlerin, btl suret-i haktan gstermeleri felaket dourur. Bunu ac tecrbelerle renmi olan zzet Molla (. 1829) u sznde pek hakldr: Mehurdur fisk ile olmaz, cihan harb Eyler an mdhane-i limn harb Her devirde fisk zere davranlar, hak yoldan sapmalar, sefahet, hainlik ve ahlkszlk bulunabilir. Bunlar cihan harb etmez. Ne zaman ki limler dalkavuklua ve nabza gre erbet vermeye balarlar, ite o gn lem fesada vard, devlet harah oldu demektir. nk, Aazde Dilver'in dedii gibi: Fesd olsa essnda binann payidar olmaz. Binann temeline bylece dinamit konulduktan sonra artk zlme balayacaktr. Tarih boyunca da byle olmutur, iler rndan bir kt m, insan hangi kuruma, hangi icraata dokunsa elinde kalr. Bu hususta devrinin alkantlarn, frtnalarn grm ve atlatm olan Yeniehirli Avni Bey (. 1883) olduka ktmserdir. Ehibb ve-i yamada mebht eyler a'dy Huda gstermesin sr- izmihlal bir yerde Bu beyit gnmz iin sylenseydi, dorudur derdik. Zira bozulma emareleri grlnce, dmanlardan evvel dostlarn parsa kapma yarna girimelerini gnmzde yak-nen grmekteyiz. Oysa Avni Bey'in yaad Tanzimat dnemlerinde olmu her ne olmusa... Demek ki o zamanlarn cemiyeti de bugnknden farkl deilmi. stelik ayn dnemlerin insan saylabilecek Enderunlu Vsf (. 1824) da meseleyi daha zele indirerek bunu dorular eyler sylemitir, ite bir tanesi: Bir kerre kii dmesin lemde yerinden Ol an dalr meclis-i cem'iyyet-i ahbb Bu iki msra, "Denin dostu olmaz" atalar sznn sanatkr kaleminden km, kuyumcu titizliiyle ifadelendirilmi eklidir. "Hele bir d de gr!" derler ya. Kii dnce yalnzca dost ve yr meclisi dalsa iyi; dman ve ayar meclisi de harekte geecektir. Hele hele insaf elden brakm, halka zulmetmi, mazlumun hn alm, batl hak gstermi, yetim hakkna uzanm ve daha bilmem ne kadar -m, -mi'li icraatta bulunmusa kiinin vay hline!.. Szn ksas kii zulme bulamsa elbette "zulm ile dnya durmayacaktr." Ya ne olacaktr? Cevab Bursal Beli (. 1729) versin: Komaz halk intikamn zalime idbri vaktinde Zahmdr olsa ef an mrn eyler efgende Zalim bir engerek ylan lnce, zavall saylan karncalar tarafndan didiklenmesi ne mthi bir ibret sahnesidir. nk "Dmez kalkmaz bir Allah"tr. O, zulme bavuranlar elbette daha bu dnyada zebn eder. Hani ne diyordu Said Paa (. 1921): Hakk eder ashb- sdkn hasmn elbet zebn Doruluk ve drstlk timsali insanlarn hakkn gasp edenleri Allah elbette gzetir ve o zalimden intikam almalarna frsat verir. Mverrih Raid'in (. 1735) bir msra vardr hani:

Sktun merd-i dana hasmn ilzam iin saklar Ancak mrvvet sahipleri, yine de dmann zell olmasyla sevinmezler. Tpk hasmn lmesine sevinilemeyecei gibi. Gerek yiitlik, eline frsat geince dmann dahi ba-layabilmektedir. Koca Ragp Paa'nn (. 1763) u msralar bunun ifadesidir: Muzaffer vakt-i frsatta addan intikam almaz Mrvvetmend olan n-kmi-i dmanla km olmaz Meseleyi balayalm. Kiiler ne denli zulmden uzak olurlarsa o kadar mamur olurlar. Mevki sahipleri iin hem bu dnyada, hem te dnyada yegne geerli ake adalet ve hakk korumaktr. Ne demi air: Pdih olsan da derler "Eeer kii niyyetineee!" iir ve Ezan 28 Divn Edebiyat ekil ynnden her ne kadar snrl bir Z yapya sahip ise de muhteva ynnden namtenahi denile-= cek kaynaklarla zenginleir. Btn din ve felsef mdevve-a nat, Kur'n- Kerm, hads-i erifler, kssalar, mucizeler ya- nnda din ilimlerin hemen her kolu, Divn airinin ilgi ala-Z n iindedir. Bunun yannda airin sahip olduu her trl kltr ve birikim, zihniyet, gnlk hayat, olaan hadiseler vs. din d oluumlar da iirin balca tema ve malzemesi hlinde vezne dklp msraa dnr. Binaenalayh bir Divn airinin herhangi bir beyti sylemek iin, zel konular aramaya kalktn, yahut "Hangi meseleyi ele alsam?" gibi bir endie tadn sylemek hatal olur. O genellikle iinde bulunduu ann tedaileriyle bir beyit syler ve eer yek-vaz bir manzume oluturacak ise ancak o zaman konu endiesiyle hareket edip ilk beyte uygun decek konular arar. Oysa Divn iirinin, btn yerine para gzelliine nem veren yaps, manzume yerine beyti n plana karmaktadr. Bu da beyitlerin ayr ayr gzellii demektir. O hlde bir airin anlk fikir, hayal, hdise ve oluumlar yine o anda vezne dkmesinden daha tabi bir ey dnlemez. Szgelimi bir mecliste sohbette ise, dostlarla beraber olmann erdemini; bir satran msabakas seyrediyorsa, satran tarihiyle ilgili bir telmihi; bir kr elencesinde ise tabiatm mstesna gzelliini ve tasvirini, bir mahbub ile karlamsa akn erdemini, hasret ekiyorsa acy; bir tekkede zikirde ise, mecazen arab ve arabn haletlerini vb. o anda iirletiriver-mesinde ne mani olabilir? Bazen bir manzumedeki beyitlerin bir ksmnn klasik kltr en canl biimde yanstan mcerred ve felsef konulardan bahsetmesi, dier bir ksmnn ise hayatn iinden ses vermesinin sebebi de budur. O hlde, diyebiliriz ki Divn airi herhangi bir zorlamadan ok, bir ilgiden ilham alarak iirine yn verir. Aada sz konusu edeceimiz beyitler bunun en canl rneidir. Bu beyitlerin ortak zellii ezandan bahsediyor olulardr. Burada ezan hakknda ne srlen grler ve felsef-din yaklamlar yannda ezann Osmanl toplumunun hayatndaki yeri ve gnlk ezan manzaralar da terennm edilmi durumdadr. Sanyoruz ki bu beyitlerin yazld/sylendii esnada airler, ya ezann da sz konusu edildii bir sohbette bulunuyor, ya bizzat ezan dinliyorlard. Ancak airlerin bilgi ve kltr seviyeleri ayn konuyu terennm ederken birbirlerinden ne kadar farkl olduklarn ortaya karr. Hele edeb meslekleri (kane, hakmane, hane vs.) de iin iine girince, ayn konunun ne kadar zengin almlarla ele alnd grlecektir. Nev' (. 1599) limlii ile airlii birbirine denk den, her iki sahada da ayn stn baary gstermi bir airdir. Ezandan bahsederken deta ilmini ve kltrn konuturur. te bir beyit: Var salt- hams ile sedd et havss- hamseni Leker-i Ye'cc- nefi "Allahu Ekber"den kaar "Be vakit namaz klmakla be duyunun (azgn isteklerin) nn kes! Zira nefis Ye'cc'unun ordusu "Allahu Ekber" nidasn duyunca kaacak delik arar." Burada Nev''nin, ezan dinlerken alelade bir ift kulaktan daha farkl seviyede dinlediini ve sahip olduu birikim ile hadiseler karsndaki tavrn aka grebiliyo-

ruz. Salt- hamse ile havss- hamseyi yanyana getirii, nefis ile mcadelenin nasl ve niin yaplmas gerektiini vurgulay, "Allahu Ekber" nidasnn manev etkisini terennm, tam bir bilim adam tavrn sergiler. Nitekim ayn konuda baka bir beytinde: Ak ehline daim elem-i savm u riyzt Ayara hemte niam- tyde saladr (Dnya gidiat), ak ehli olanlara daima oru ve riyazet skntsn; ayara ise bayram nimetlerine (kavuma) arsn tekrarlamakta (veya sunmakta) diyerek zamandan ve zamaneden ikayetini bildirir. Orucu tutan ile bayram yapanlarn farkl oluu dnyann daimi hlidir. Hl da yle deil mi? Bu syleyi ekli tam bir kinayeli tenkid nazarndan kaynaklanr. Bunun iin de yine kltr ve birikim yannda hadiseleri geni yelpazede deerlendirebilecek bilimsel bak as gerekir. te o da Nev''de vardr. Kad Burhaneddin (. 1398), airlii yannda devlet adam-lyla da tarihe malolmu bir ahsiyettir. mrnn byk blm savalarla gemitir. Onun airlik mizac da ister istemez savala ilgili konular daha fazla terennm etmesini gerektirecektir, ite misal: ehd eyler bizi gzn nigr Ne gazi Trk olur "Allahu Ekber!" Ey sevgili! Gzn bizi (ak) ehidi eylemekte. (Bu haliyle o) ne gazi bir Trk (savas) olur. Allahu Ekber! Beyitteki "Allahu Ekber!" nidas her ne kadar ezann banda ve sonunda toplam alt defa tekrarlanyorsa da eskiden bir hayret ifadesi iin de kullanlrd. Yani bir muvahhid kul, hadiseler karsnda aknlndan parmak sryorsa "Allahu Ekber!" diyerek hayretini gsterir, bylece Allah'n yceliini de hemen tasdik etmi olurdu. Bu kullanmyla "Allahu Ekber!" lafz "Allah'n takdirine bak! Yce Allah nelere kadir! Bu hadise karsnda Allah'n bykln grmemek imkn d! Allah Allah!..." gibi mnlar ifade eder. Beytin konumuzu ilgilendiren ksm ise Kad Burhaneddin'in bu hayret ifadesini bir sava ortamnda ele almasdr. nk onun tab'ma uygun den airnelik budur. Ak (. 1574) mrnn tamam halkn arasnda gemi, fazla tahsili olmayan, ama samimi edal bir airdir. tima hayat orta seviyede yaam ve ylece terennm etmitir. Konumuzla ilgili iki beytinden biri ak elinde tkenii ifade eder: Ey mezzin gel cenazem stne feryad kl ldmden yri agh eyle ruhum d kl air vasiyetini "Ey mezzin, ben lnce cenazem iin bir sala oku ve lmmden sevgiliyi haberdar etmekle ruhumu d eyle!" diyerek yazar. Bu beyitte sala hakknda ne bir bilimsel gerek, ne de bir felsef yorum vardr. Yani orta insan tipinin dncesiyle yorulmu basit bir ifade. Ama o lde de halktan ve gereklerden yana. Baka bir deyile gnlk hadiselerin icabn terennm. Ak'nin bir cuma namazndaki i ezan armn da u beytinde buluyoruz: Sen kyam etsen varp camide ol saat kopar Her taraftan na'ra-i Allahu Ekber cum'a gn (Ey sevgili!) Sen cuma gn camiye varp da yle bir ayaa kalkverecek olsan, her bir yandan "Allahu Ekber (Bu ne gzellik)!" sadlar ykselir. airin hsn-i tlil yoluyla anlatt manzara, bir cuma namaznda, imamn hutbe iin ayaa kalkmasyla mezzinlerin i ezan okumaya balamalardr. Burada sz konusu edilen hadise bir seltin camiinde gemi olabilir. airin mahbub olarak anlatt kii ayaa kalknca i ezan balar. Ancak buradaki Allahu Ekber nidalar cemaatn gzellik karsndaki aknlklarn ifade etmektedir. XVI. asrn baka bir airi, Talcal Yahya Bey (. 1582) bir beytinde ezan din misyonu iinde yle deerlendiriyor: Gam deil szm dinlemese ehl-i nifak Fask mustarib'l-hl edervz- ezan Yahya Bey, bir idarecidir. Kanun dneminde brokrasi kademesinde bulunmu ve pek ok asker faaliyete dahil olmutur. Medresede iyi bir eitim de grm olan, ancak ilim yerine iirde kalem oynatmay tercih eden air orta hili bir Osmanl aydndr. Bilimsel olarak da Nev' ile Ak arasnda bir yerde bulunur. Yukardaki beytin ilk msranda da medreseli bilimselliini buluruz. O idar mekanizmann yanllna "Nifaklar benim doru szm dinlemeseler de gam deil" diye dikkat ektikten sonra "Zira oldum olas ezan sesi, fasklar

tedirgin eder." diyerek de probleme medrese azyla gereke bulup teselli olur. Bilindii gibi mnafklar ezan duyunca namaza gidip gitmeme hususunda endie duyarlar. lerinden camiye girmek gemezken, dlarndan herkesin ne diyeceini dnerek tedirgin olurlar. Yahya Bey onlarn bu hlini, gnlk hayatta kiiler arasnda nifak karanlarn hline benzetir. Kendi szlerini ise ezan kadar doru kabul eder. te orta hili bir brokrat tavr. Onun bu grnde srar ettiini, Cumhr- batl varmaz namaza Divn- Irak'tr zra musalla beytinden de anlayabiliyoruz. . Btn bunlardan kan sonu o ki, Divn Edebiyat'nn her airi kendi mikdarnca ve ilgileri lsnde iir sylemektedir. Yani tpk gnmzdeki gibi. Aralarnda seviye fark olan insanlarn farkl yaklamlar ile mesleklerini icra etmeleri elbette tabi haldir. Ancak gnmz airleri iin uygun grdmz bu seviye farkn Divn airlerinde tenkid etmek kadirninashktr. Onlar saray airi, halktan uzak, aristokrat vb. gibi yaktrmalarla tek standartl gstermek yerine, toplumun ilgileri lsnde onlarn da zengin yelpazeler gelitirdiklerini artk kabul etmek gerekir sanyoruz. iir var olduka, farkl kltr, birikim ve bilgiye sahip airlerin de var olacana bugn nasl inanyorsak, eski alarn da bundan farkl olmadn, Divn iirinin ise bu ortamda her eit konuyla klasik ller iinde zenginletii gereim gz ard edemeyiz. Bizce bu eitlilik her edebiyatta mutlaka vardr ve olmaldr. Tabi olan da budur. Hle uygun msra Hayal Bey'e (. 1613) syletelim: Ezan okunmad m dnyeden gidince Bill 33 Askerlik Htras Divn airleri bezmden (meclis, elence) bahsettikleri kadar rezmden de (sava, ekime) bahsederler. Hatta ak iinde onlarn rakipleri ile olan mcadeleleri bitmek bilmeyen bir tr rezm hlidir. Yani bir bakma Divn airi, savan lsn bilir. Mamafih eskiden sosyal hayatmzn nemli bir blmn sava ve savala ilgili unsurlarn oluturduu da bir gerektir. Herkes gerektiinde asker olabildiine, sefere katldna, donanmaya yazldna gre klasik iiri de askerlikten ri grmek hatal olur. Ata binmeyi, kl kullanmay, ok atmay vs. toplumun her kesiminden insanlarn deta bir spor kabul ettikleri o devirlerin pek ok msra ve beytinde de bu hayat artlarnn izlerini bulmak mmkndr. Bunun tabi sonucu olarak, dorudan doruya sava konu alan trler (Divn iirinde gazavatnmeler; halk iirinde destanlar gibi) ile nazm ekilleri (Divn iirinde baz murabba ve terkb-i bendler; halk iirinde koaklamalar gibi) edebiyatmzda nemli yer tutar. Aslnda eski iirimizde-ki askerlik konular balbana incelenmesi gereken bir husustur. Ama biz burada ne yenieri airlerinden, ne levend ve sipahilerden, ne tozkoparan okulardan, ne uan kuu vuran nianclardan, ne talim ve talimgahlardan, ne toptan ve ne de tfein icadyla bozulan mertlikten bahsedeceiz. Bahsimiz, iirimize sindirilen asker zelliklerden olacaktr. Nef' bir kasidesinde, Evc-i hevda syt- akk- tdan Avz- ra'd u saika reh gmknn olur diyor. Bu ifade bir meydan savann en iddetli ann tasvirden ibarettir ve aa yukar u mnya gelir: (Sava meydannda) kllarn "ak!, ak!" diye kard arkrtlarndan, gkyznn doruklanndaki yldrm ve imek sesleri yollarn arr (ve kaacak delik ararlar). Burada Nef' her zamanki mbalaal slubuyla sava tasvir ediyor ve kl seslerinin velvelesi ile yeri g inleten iddetten bahsediyor. Hele beytin ses ahengini oluturan "akk"lar, kulamzda gerek birer kl savann akrtlarn uuldatr. Nef' asker deildir. Ama sava onun ruhunda byle makes bulur. Ne de olsa yiit edal bir airdir ve mcadelenin en eddi bile tab'na uygun der.

Buna benzer bir ifadeyi de Bak'nin nl Kanun mersiyesi matlanda buluyoruz. Ey pay-bend-i dam-geh-i kayd u namu neng T key hev-y megale-i dehr-i bdireng "Mn murad olundukta?" demiyoruz. Zira konumuz beytin mns deil ses ve hengidir. imdi bir an bu iki msra kaln ve gr sesli birinin, vezne uygun ekilde inad ettiini dnelim. Her bir male ve uzun hece telaffuz edilirken, Yahya Kemal'in bahsettii seherlerden gelen top seslerini duyar gibi oluruz. zellikle Hasan Mutlucan'a okutursanz sanki Viyana kuatmasndaki balyemezlerin, Sivastopol nndeki kavallarn sesi ruhlarmzda eski bir hatra olarak canlanr. Tekrar okuyalm: Ey pay-bend-i dam-geh-i kayd u namu neng Bir mersiye, ancak bu kadar gzel balayabilir ve Kanun hakknda da bundan daha basit bir ifadeye cevaz verilemez. Hani ne demi atalarmz: At sahibine gre kiner! Fuzul'nin "bekleriz" redifli mthi gzellikte bir gazeli vardr. Bu gazelin her beyti bir ncekinden muhteemdir. Ancak yllar nce okuduumda gazelin bir beytini hi anlayamam ve pek ok kiiye sordumsa da tatminkr cevap alamamtm. Daha sonra asker oldum; nbeti olarak devriye gezdiim deniz okulunda, ayaz m ayaz bir gecede, nbeti erlerin sistematik haberlemeleri usl ile beytin sun zld. Beyit uydu: Sanmanz kim geceler beyhudedir efganimiz Mlk-i ak ire hisr- istikamet bekleriz Fuzul buyuruyor ki; "Geceler boyu (t sabaha kadar) barp durduumuzu bouna sanmayn. Biz ak lkesi iinde istikamet hisarn beklemekteyiz." Beytin btn mns, "istikamet" kelimesi zerine teksif edilmi. air, istikamet kelimesini "doru yol, Allah'a ynelmi yol" yani "Srt- mstakim" mnlarn istihdam edecek ekilde kullanm. Ancak hisar ile istikamet birlikte kullanlnca eski bir gelenek de kendini gstermekte. Buna gre; eskiden serhadlarda bulunan hisarlarda azap, sekban, lamc, msellim ve Hisarllar bulunurdu. Hisarhlarn grevi hisar erleri ile kaleyi korumak ve nbetleri tutmak idi. Geri kaynaklarda bulamadk ama bu trden, gnn her saati nbet tutulan hisarlara belki de "hisr- istikamet" deniliyordu. Zira buradaki istikamet kelimesi tamamen nbetin nasl tutulduunu anlatr. Bugn de hl geerli olan istikamet sistemine gre birbirlerine belirli mesafelerde nbet tutan erler geceleyin belli zaman aralklar ile ve sray armadan ddk almaya balarlar. lk ddk sesini duyan nbeti, bir sonraki nbetinin ddk sesini dinler. kinci nbeti keza ddn ttrp sradaki dier nbetinin ddk sesine kulak kesilir. Bylece asker birliin evresi ddk sesleriyle devredilmi olur. Eer aradaki nbetilerden biri ddn almazsa istikamet aksam demektir. Bu durumda hemen nbeti avuu yahut miri, gidip o nbetiyi kontrol eder. Uyumu mudur, donmu mudur, dman tarafndan ldrlm mdr, her ne ise, ortaya kar. Benim ocukluumda tara ehirlerindeki gece bekilerinin de byle istikamet tuttuklarn hatrlyorum. ite Fuzul'nin yukardaki beytinde hisarn sra sra burlar arasnda istikamet tutarak ak lkesini koruyan bu hisarhlarn hikyesi vardr. Ancak onlar ddk almak yerine birbirlerine nida ile istikameti tamamlarlard. Geelim bir baka asker hikyesine: elebi Sultan Mehmed saltanatnn ilk yllarnda olu Murad' Amasya'da yerine vekleten brakp kendisi bir mddet Merzifon'da ikamet eder. O srada Timur ordularnn svari talimlerini rnek alarak svari talimi yaptrlmasn irade buyurur. Kendisi Merzifon'da maiyetinde bulunan 200 kadar svariyi alp Suluova'ya iner. Murad da Amas-ya'daki svarilerden bir o kadar getirmitir. Sra talimlere gelir. Gya bunlardan bir ksm dman, dierleri dost olacaklardr. O zaman henz imdiki manevralarda olduu gibi krmz kuvvetler ile beyaz (bazen yeil) kuvvetler icat edilmemitir. Askerleri de birbirinden ayrmak gerekmektedir. 37 Dnp tanrlar ve areyi bulurlar: Amasya, bamyasyla mehurdur. Merzifon'da ise byk lahanalar yetiir. Buna is*-

tinaden Amasyal svarilere "Bamyaclar" Merzifon efra=> dnda da "Lahanaclar" tesmiye olunur. Bu iki ismin manev ralarda kullanlmas daha sonra o kadar tutunur ki Osmanl ^ tarihi boyunca btn talim ve manevralarda "Bamyaclar -aa; Lahanaclar yukar" komutlar verilip eitimler yaplmaya balanr. Gel zaman, git zaman!.. Sultan III. Selim bir bahar gn Davutpaa'da kendi maiyyetini toplayp askerlerin karsna karr. At oynatmak, cirit atmak, silah kullanmakta hangileri daha mahir, grmek ister. Bunlardan bir taraf lahanaclar, dierleri bamyaclar olurlar. Maharetler ortaya dklr, elenilir ve talimler sona erer. Seyredenler arasnda bulunan air Nid, olanlar anlatrken lahanaclarla bamyaclar da msralaryla tarihe geirir. Bu beyitler o iirdendir: Hele gayret-ken- Lahana kerrrlk etti Hcum-1 Rstem'yi eyleyip aaz icraya Deil mi Bamya alay ki tahsine yeste Dayand byle zr-hamle-i levend-fersya Biri birine yle kahraman hamleler kld Feleklerde melekler balad spgyya Nid'e gre ne lahanaclar; ne de bamyaclar birbirlerinden aa deildir. airin her iki taraf da vmesi bundandr. O kadar ki gkte melekler bile her iki guruba aferinler ekiyorlar. Bize gre bu eitimi mutlaka askerler kazanmtr. Ama Nid ne yapsn! Padiah maiyetinin malup olduunu syleyemez ya! airin bu hli bizde bir hikyeyi arm yaptrd: Ali Kemal yle anlatyor: "Bir gece Mehmed Bey bize dedi ki: - Bugn Nazr (Kmil) Bey'le aramzda tuhaf, ibretengiz bir mlakat geti. Araba ile Maliye Nezreti'nden geliyorduk. Divanyolu'ndan mrur ederken Nazr Bey bana Sadk Paa'nn konan gstererek: - Mehmed Bey, ne mkemmel konak, hele ne byk bir baheye maliktir, dedi. Ben de: - Evet efendimiz. Harikulade! Ya o bahenin limonluklar, havuzlar, o portakal, limon aalar, o balklar! nsana hayret verir, dedim. Kmil Bey durdu. Glmemek iin dilerini skyordu. Bir lahza sonra; - Fakat Mehmed Bey, bu konak kadar battal, tatsz bir ko nak olamaz. Bahe dediin ise ufak bir harabedir. Limon luklar, havuzlar nerede? - Evet efendimiz. Bendeniz de mtehayyirim. Byle koskoca bir konan yle mtemilat olmak icab ederdi, niin yok?!.. Kmil Bey dayanamad: - Aman Mehmet Bey! Deminden ne sylyordun, imdi ne sylyorsun? Dedim ki: - A veli nimet! Ben byle yapmasam, Bb- Zaptiye kap uhadarlnda kalabilir miyim? Mteaddid nazrlarn pey derpey nedm-i hslar olabilir miyim? Bizim nasibimiz ezelden byle imi. Nazr Bey bir an duraklad, yznde ac bir tebessm belirdi: - Mehmet Bey, itiraf et ki nasibin hazin imi! Fakat biz de yle deil miyiz? Acaba biz de byklerimize, tpk senin ba na yaptn gibi yapmyor muyuz? Keke bakkal, hamal ol saydk da bu mihnetlere maruz kalmasaydk. Nazrn gzleri sulanmt, samimi, mteheyyi idi".1 Hadise tarihen nl bir dalkavuun patlcan hikyesine ne kadar da benziyor. Hani dalkavuk, srf efendisini tasdik etmi olmak iin patlcan yemeini nce vp sonra zem metmi de niin byle yapt sorulunca "Devletlm! Ben zt- lilerinizin dalkavuunuzum: patlcann dalkavuu de ilim a!" demi ya!.. 39

^~ n> iare "O 0* T. C. SELUK NVERSTES Eitim Fakltesi Ktphanesi 1 Ali Kemal, mrm (Yayna hz. Z. Kuneralp), s. 114-115, stanbul 1985. nsafn O Yerde Nm Yok mu? Nevres-i Kadm diyor ki, Zlfn grenlerin hep baht siyah olurmu Tek zlfn greydim bahtm siyah olayd imdi, ister akn evrensellii deyin, ister klarn ortak ilesi; sevday kader edinenlerde ak ile strab birlikte grrz. Bunu da en ili biimde terennm edenler Divn airleri olmutur. Her edebiyat aktan bahsetmitir, ama akn has bahesi Divn Edebiyat'dr. isterseniz Fuzul'yi dinleyelim: Bende Mecnn'dan fzn klk isti'dd var k- sadk menem Mecnriun ancak ad var El-hak doru bir sz! Divnndaki, neredeyse her beytin biri bu yce duyguya hasredilmi. imdilerde zpr genlerin aktan bahsetmeye haklar yoktur bence. Ak hasrettir, acdr, kederdir. Bunlar olmadan ak olmaz. Olsa olsa ilgiden, sevgiden sz edilebilir. Daha tantklar gnn ertesinde genlerin randevuya sadakatle uymalar, densizlikten baka bir ey saylmaz. Belki bunun iindir ki sevgiler abuk tkeniyor, evlilikler hsrana varyor. V esefL Divn airleri elbette ktrlar. Deil flrt etmek, bir defa seyrettikleri mn cemli mr boyu bir daha grmek de muhal! Onlarn vuslata hakk yoktur. Ancak hayal edebilirler. Vuslat akn sonu ve tkeniidir. Vuslat olan yerde artk k da yok olur. air ne buyurmu: Arz- hl etmee cn seni tenh bulamam Seni tenh bulcak kendimi asla bulamam ite bu, tam bir cnun hlidir. Mauka iin var olmak ve o olunca yok olmak. Akn vuslat ancak mezardadr. Leyla lnce Fuzul, onun kabri banda Mecnun'a unlar syletir: lem ho idi ki vr idi yr nyryok, olmasn ne kim vr Mtaknam ey ecel kerem kl Def- i elem eyle ref'i gam kl Ref et ne ise arada hil Eyle beni ol nigra vsl Teklif- i visal eder bana yr Bir halvetde ki yoktur ayar Ben gitmemek eylesem hatdr Senden bana bir meded revadr Y Rb bana cism cn gerekmez Canan yo ise cihan gerekmez Leyla!., dedi verdi cn- rn Ol k- bkarr u miskn ite insan talihinin ak denen mucize ile olan alkas!.. Bu ak, ebediyete akp giden zamanda, gemi mevsimlerin btn gnler ve gecelerin, hatta daha da geecek saatler ve dakikalarn en ulv duygularna gebedir. Btn alara ait beer hisler yannda en ilah duyularn, sezilerin terennm de yine bu ekilde ifade bulur. Divn airlerini birer ak ktibi olarak kabul edersek, hepsinin ayn kutsallkla ve titizlikle bu grevi yrttklerine ahit oluruz. O kadar ki, modern aa gelesiye dek takvimlerin ak u alka yapranda pek bir deiiklik yok gibidir. Her k ne kadar ahs ve zel olursa, o kadar beer ve evrensel nitelik kazanr. Onlarn yr diye sevdikleri sanki birer synet meleidir. Dnyay kendilerine zindan etmi olsalar bile bu gerek deimez. Sitemlerle beraber krler, ikayetlerle beraber medihler onlar iin vardr. Zira ak irad deil, mecburdir. Kimse isteyerek k olmaz. Bu bir sihir gibidir. Dokuz zincirle dokuz kaza bal olsa, kn gnln yine ak gcyle canan yolunda giderken grrz. Nitekim bu konuda Fuzul'nin, Aknda mptellm ayb eden sanr Kim olmak ihtiyar iledir mbtel sana dediini, Ruh'nin de; oktur eer derd bels muhabbetin Amma ne are elde deil ihtiyarmz diye ilve ettiini grrz.

Ruhlardaki hzn, gnllerdeki dasslay ifade etmek iin bittecrbe hadiselerin iinde yaamak, sahnede yer almak lazmdr. En orta hili klarda bile kalbe dolan hislerin, hznlerin, aclarn ve bu aclardan mtevellid duyulan nazlarn ifadesi elbette pek gtr. "Men t senin yannda bile hasretem sana" diyebilecek babayiitler, sahipkranlar gibi ancak asrda bir gelirler. Bir Necat, bir Yahya, bir Nab, az klar mdr? Hele, Ezelden h- akn bende-i fermanyz cn Mahabbet mlknn sultn-1 alanyz cn diye meydan okuyan Bak'ye ne demeli?!.. Ya NedmL Ne-dm mstesna bir ktr. Hangi birini syleyelim. Daha iin banda, Ya seferdir ya tahamml anla akn rfsi diyerek dert yanan; yahut da, Halk- lem ylda bir kez tyd iin kurbn eder Dembeden sat-be-sat ben senin kurbannam diyerek sevgiliye teslimiyet arz eden bir airin aka dair sz m biter!... Eskiler her eyi sylemiler ve sylenmedik sz kalmam. Ama ak bahesi istisna! Aka dair daha neler ve neler sylenecek kimbilir!... Minibslerde bile artk "mr biter ak bitmez!" yazlar yer alyor. Tardiyye nazm eklini yalnzca eyh Galib denemitir ve muhteem sylemitir. Yine kendisinin, Ben atm o genci ben tkettim msran tardiyyeleri iin kullanmak mmkndr. Ancak ilerinde bir tanesi vardr ki hem bir aheser, hem de konumuzu balayacak bir ak terennmdr. Hsn Ak mesnevisinde Ak'in Hsn' anarak gzyalar iinde inad ettii bu tardiyyeyi birlikte okuyalm. Ho geldin ey berd-i canan Bah et bize bir nvd-i canan Cn olafed-y yd-i canan B-sd ola m md-i canan Yrin bize bir selm yok mu Ey Hzr- ftdegn syle Bu srr edip lyn syle Ol sen bana tercemn syle Ketm etme yegn yegn syle Gam defterinin tamm yok mu Y Rb ne intizrdr bu Gemez nice rzigrdr bu Hep gussa ve nr nrdr bu Duysam ki ne ive-krdr bu Vuslat gibi bir meram yok mu Km ald bu cerhten gedlar Ferdalara kald inlar Durmaz m o ahdler vefalar Gemez mi bu ettiim dualar Hl-i dilin intizm yok mu Dil hayret-i gamla ll kald Galib gibi b-mecl kald Gnderdiim arz- hl kald El'n bir ihtiml kald nsafn o yerde nm yok mu? Ve son sz iin yine Fuzul'ye mracaat edelim: stina Beyitleri

Ak imi her ne var lemde Divn iirinin i yapsn oluturan konu ve mazmunlar, hemen her air iin ayn olmakla birlikte, ifadedeki his ve hayal kudretidir ki onlar yekdierinden ayrr. Birbirlerine ok benzeyen, hatta nazire olarak yazlan manzumelerde bile airlerin ahs zellikleri, ayrdedici bir mihenk tekil eder. Tabiatlar ve mizalarnn farkllklarna ilveten, iir kltr ve birikimleri de her airi ister istemez belli bir tarza yneltir. Buna, dili kullanma ve gelenekten istifade becerisi de eklenince her airin kendi miktar, msrama yansyverir. imdi ayn kaynaktan beslenen bu iir rmaklarnn ne derece alayanlar oluturarak ve hangi vadilerde gezinerek yine ayn denize dkldklerini grmeye alacaz. Yazmz snrlayabilmek iin XVI. asrn nde gelen yalnzca be airinin beyitleri zerinde duracaz. Sz konusu beyitler onlarn birbirlerine nazire olarak syledikleri "istemez" re-difli gazellerinden alnmadr. stina gsterip istemedikleri bu hususlar da genellikle onlarn kafiye kelimelerinde dile getirilir. Yani genellikle redifleri fiil, kafiyeleri de nesne yaparak beyit olutururlar.

Sz konumuz olan airlerden Muhibbi iki (toplam 13 beyit), Bak bir (5 beyit), Hayal iki (toplam 16 beyit), Yahya Bey bir (7 beyit) ve Fuzul bir (8 beyit) adet gazel yazarak neleri isteyip neleri istemediklerini anlatrlar. Aslnda bu ifadelerinde onlarn bir tr mcerred istina licenaplklarn buluruz. Ancak bu istinalarn derecesi de airine gre deiir ve derecelenir. Szgelimi, Muhibbi gerek bir sultandr. Onun istinas dierlerine nazaran daha geni kapsaml olmak zorundadr. Belki biraz da bunun iin, der ki: ol ki istina eririne oturdu hvr Ser-te-ser olmaa heft-iklme sultan istemez Yr elinden ey Muhibbi bir kadeh n eyleyen Hzr elinden ger olursa b- hayvan istemez Tokgzllk tahtna sultanvr kurulan kii, yedi iklime batan baa sultan olmay istemez. Ey Muhibbi! Sevgilinin elinde, hayat balayan bir kadeh iki yudumladktan sonra, insan Hzr elinden b- hayat imeyi neylesin? Bu ifade tarz, Kanun'deki istinann belki orta derecesidir. Zira ayn redifte baka bir iirin matla beytinde, Skin-i kuyun olan ba- glistan istemez Arzn grenler her giz hr u glman istemez Ey sevgili! Senin mahallende ikamet erefine nail olanlar, ba bahe gezintisini istemezler. Nitekim cennete benzeyen yanam grenler de hibir zaman huri ve glman peinde olmaz. diyerek cenneti de reddeder. Kanun'nin bu ifadesinde Yu-nus'un, "isteyene ver anlar / Bana Seni gerek Seni" ermiliinin derin tefekkr vardr. Sz deitirip devrin gerek sultanndan airler sultanna geecek olursak, onun istinasn daha bir ho grrz. Der ki stad: Ho gelir ana rebb vzesi gavgas yok Pdih- ak olan dergh u divn istemez Derd-iyr ile unun kim ba hodur Bkiy lmeye canlar verir derdine derman istemez Ak padiah olan kii, dergh ve saray istemez. Ona rebab sesi (yani kendi inleyileri) yeterli zevktir. Yoksa bo didimelerle ban kavgaya veresi deildir. Ey Bak! Banda sevgilinin derdi olup da bundan memnun olan kii, lme can atar da derdine asla derman aramaz. Bu beyitlerde Bak'nin Kanun'den daha dk ayarda bir istinasn gryoruz. Yani her trl nimete sahip insanlar gibi dnemiyor. Oysa koca stad kazaskerlie kadar ykselip devletin her trl imknndan ve sultann balarndan faydalanm st dzey bir brokrattr. Bu bakmdan "Kadrinin sengi musallada bilinecei"ni sylemesi bize sanki biraz hakszlkm gibi grnyor. Umulurdu ki istina vadisinde daha li meknlar yurt edinmi olsayd!.. Geelim!.. imdi kendisine bilfiil bir paye olarak verilmi olmamasna ramen sultanlk bahsinde her Trk'n gnlnde taht kuran Fuzul'nin ifadesini grelim: Diyor ki szn sultan: Tene-i cm- visalin b- hayvan istemez Mil-i mr- hatn mlk-i Sleyman istemez Eylemez meyl-i behit ftde-i hk-i derin Skin-i knc-i gamn seyr-i glistan istemez Sevgilinin vuslat kadehine susayan kii b- hayat istemez. Nitekim sevgilinin ayva tylerinin karncasna meyledenler de Hz. Sleyman ihtiamna aldr etmezler. Senin eiinin toprann dknleri cennete meyletmedikleri gibi, ayrln gamyla kendi kesine ekilenler de gl bahesinin zlemini ekmezler. Evet, sevgilinin vuslatn yaayanlar, b- hayat neylesin! Bir karncann Sleyman olmas ne mmkn? Mmkn olsa bile, Fuzul'nin bunu istedii yok ki!.. Sevgilinin kapsn gzleyen kii, cenneti elbette gzden karr. Ancak dikkat edilirse Fuzul'nin bu istinas, sahip olunamayan eyler zerinedir. Evvelki airlerimiz, nimete

boulmu iken istina gsterenlerdendi. Fuzul'deki tokgzllk o derecedir ki elde olmayan da istemez. Rbia'nn Basra kpeklerine dattklar misill!.. Yani sonsuz tamahszlk!.. Birtakm nimetlere erime endiesinden ok, bulunan hlden ikayetsizlik. Ksacas "Elhamdlillah al klli hl (Her hl iin Allah'a kr)" makam. Onu szn sultan yapan, biraz da bu hayat felsefesi deil mi zaten!.. Ah koca s-tad!.. Hlin mbarek olsun!.. * * * Talcal Dukakinzde Yahya Bey, devlet erbab ile srtmelerde mr tketmi bir ynetici ve askerdir. Rumeli'nin pek ok yresinde devletin en yetkili kiisi olarak, iki dudann arasndan kanlar, kanun saylyordu. Ancak o yine de saltanat merkezinden uzakta olmann acsn yreinden hi atamamtr. Sanki bu syleyi o hicran iindir: Bende-ifakr ufen teklf-i sultan istemez Emr-i ma'rf- Huda'dan gayr ferman istemez Saymayan etr-i hmynu rmcek ana Knc-i uzlet var iken eyvn- keyvn istemez zetle u demek: "Kaderi fakirlik olan kii sultanlk teklifi beklemez ve Allah'n iyi bir kulu olmaktan te hakknda ferman istemez. Padiahlk adr ona gre bir rmcek andan te deildir. yle kendi hlinde olmak varken, a'aaya ne haceti..." Biraz serzeni, biraz istina, Fuzul'nin tersine, talihe bir krgnlk var bu beyitlerde. Kimin ne demeye hakk var!... Yahya Bey'in, "Ona verilen imknlar bana verilseydi..." diyerek kskanp hayfland ve daima glgesinde kalmaktan muzdarip olduu Hayal Bey, yine bir asker olarak o dnemde devletin nimetlerinden bol bol istifade etmi, serzd, rindmerep ve ksmen de dnyev ihtirastan arnm bir hl ehlidir. Onun istinasnda hem Yahya'nn, hem de Kanu-n'nin ortak zellikleri var gibidir. Nitekim nce Yahya gibi seslenir ve, Cme-i zerrini neyler, vermeyen cisme vcud Sayesinden r eden hurd-i rahn istemez der. Bu ifade olduka byk iddiadr: "Cismine varlk yaktrmayan kii altn elbiseyi neylesin. Kendi glgesinden bile r eden kii parlak gne ister mi hi?!.." Bu derece hakrlik ile aadaki beyitte sz konusu edilen istina biraz elikili gibi grnyorsa da airin mizacna uygun dmtr sanrz: Ey Hayal b-tekellfhn- dil n eyleyen Minnet ile Hzr elinden b- hayvan istemez Mn murad olundukta, "Teklifsiz kan yutmak, minnet ile b- hayat imekten yedir."hikmeti ortaya dklr. imdi, btn bu airler elbette bu szlerin mbalaa yapyorlard. iir silkinde bu bir davran tarzdr ve herkesi mildir. Ancak mbalaann temelini tekil eden ruh hli ve hadiselerin cereyan tarz da her airi, beer baznda dierlerinden ayrmaya kfidir. Bizce onlar yine iinde bulunduklar hayatla birlikte ruh hllerini terennm etmekteydiler. Tara Kadlar Dnyann en eski mesleklerinden biri herhalde kadlktr. Hz. dem'in oullaryla balayan kavga, ekime, geimsizlik ve savalar, yeryzndeki dier demoullar arasnda var olduka da, bu meslee ihtiya her geen gn artacaktr. Kadlar, ihtilaflar fasletmeye, hakly haksz ayrmaya memur kiilerdir. lk insanlardan itibaren, adna ne denilirse denilsin kad olacak kiinin bilgili, saygn, tecrbeli, gn-grm kiilerden seilmesine dikkat edilmi, en nemli zellik olarak da onlarda bir gvenilirlik vasf aranmtr. Muahhar devirlerde kadlar, devletin resm grevlileri olarak sosyal yapda yerlerini alnca, yine belli bir tahsil ve seviye ile muttasf olmalar art aranmtr. Osmanllar dneminde kadlk makam byk nemi haiz idi. Tanzimatla birlikte getirilen yeni tekilat yapsna kadar da (1839), bu nemini korudu. Daha evvel kazaskerlere ve dolaysyla sadrazama bal olan kadlar, bu devirde meihat makamna balandlar. II. Merutiyetle birlikte de (1908) adliye tekilatna

naklolundular. Cumhuriyet devrinde ise kadlarn deruhte ettikleri er' mahkemeler lavedilerek bugnk yasama tekilatnda yerlerini aldlar. Biz imdilik iin bu bilimsel cihetini lber Ortayl Hoca'ya brakp edeb muhitte bahis konusu edilen, kadlarla ilgili birka epizot zerinde duracaz. Divn airleri ierisinde kadlk mesleinden olanlarn says bir hayli kabarktr. Dolaysyla daha XVI. asrdan itibaren pek ok iirde kadlarla ilgili yine pek ou menfi gr ieren canl tablolar bulmak mmkndr. Zira kadlk kadar suistimale ak baka bir meslek daha bulmak zordur, zellikle de tara yerlerde!... nk kadlar tamamen vicdanlarna dayanarak hkm veren insanlardr. man ve drstlk, menfaat ve nefs ile arpnca, genellikle bu ikinci grup galip kar: Hele bir de hesap soran yoksa! Bu durumda halk, kad huzuruna kmaktan ke bucak kaacaktr elbette! Her ne kadar "Kad anlata gre fetva verir" ise de son asr kadlar iin "Davacn kad olursa yardmcn Allah olsun" denilmitir. nk bu meslei kabul etmemek iin hapis yatmaya raz olan Imm- zm'lar a gemi, yerine "Kad ekmeini karnca yemez." anlayn ortaya koyan bir kad hakimiyeti devri balamtr. Osmanl devlet tekilatnn en hzl dejenere olan kurumlarndan biri de herhalde yine kadlk tekilatdr, ite Sreyya Beyzdeolu dostumuzdan naklen o devirlere ait bir rnek: XVI. asr airlerinden Selk, kad olduu srada gzlerinde rahatszlk kar ve grmez olur. Devrin nl tezkire yazar k elebi aadaki beyti syler: Kad olmudur Selk n'ola a'm olsa ger Hak demilerdir "tz ce'l-kaz umye'lbasar" Beyit aa yukar yle nesre evrilebilir: Selk kad olmutur. m olmasna amamak gerekir. nk doru bir sz vardr: "Kaza gelince gz grmez olur." air beyitte geen kaza kelimesini "kader"in tezahr olan "kaza" yerine deil de "kadlk meslei yerine istihdam edince hem bir nkte yapm, hem de ta gediine koymu oluyor. Ancak nemli olan, Selk'nin kad olduktan sonra kr olmasn, deta ald (aldysa eer) rvetlerin "gzne dizine durduu" eklinde yorumlamasdr ki bu bize, daha o devirde kadlarn ne derece kt hrete ulatklarn ispatlar. Nitekim yine k elebi'nin ifadesine gre (Tezkire, Millet Ktp. v. 150.) Koca Kei diye adlandrlan bir kad, Krkkilise'ye tayininin yaplmas iin skender elebi'ye 100 flori rvet verince, air Ltf u ktay syler: Vermese yz papaz Koca Kei Mansba kimse raz olmaz idi Olmasayd papaz el-hsl Krkkilise'ye kad olmaz idi Bu ktadaki edeb incelikler bir yana, airin er' hkmler veren bir kady Koca Kei lakabyla anmas, rvetin flori (papaz) cinsinden alnmas, kad olmak iin papaz zelliklerine brnme gibi hususlar olduka manidardr. Ne diyelim; "Mahkeme kadya mlk deil!" mrn mahkemeler icra etmekle geiren nice kadlarn Mahkeme-i Kbr'y unutmalar ne acdr!. Ancak hepsini ayn kategoride deerlendirmek elbette hakszlk olur. Birka kad kt icraat yapnca bunun hepsine temil edilmesi de hakszlktr. Elbette kiilerin beer zaaflar vardr. Ancak halk nazarnda en drst olmas gereken kiiler de phesiz kadlardr. Halk, kendinde leke kabul edebilir, ama kendisi hakknda hkm veren kadda asla!.. Bunun benzerini bugn "hac" olmu kiiler yaar. Halk hac olmu bir insanda artk zerre kadar hata grmek istemez. Grrse de imdilerde olduu gibi btn haclar ayn kefeye koyuverir. Her neyse! iyi kadlarn da var olduunu pek ok tarih, menkb ve siyaset kitaplar yazarlar. Padiahlar bile sank mevkiinde oturtan kadlar, mslime kar gayrimslimi hakl karan adalet timsali insanlar, drstlyle n yapm mstesna kiilerin hikyelerini gururla anlatr, dinleriz. Keke hepsi byle olsayd: k mer, irnme'sinde Asker'den bahsederken,

Asker leme gulgule sald Kadlar sadrnda hkmet kld Molla Cemlddin ilmiyle oldu Hakikat bahrinin gevher-i kn diyor. imdi Asker denen air iin kim "kt kadyd" diyebilir? Molla Cellddin ilmine sahip olmakla hakikatler denizinin incisi sfatn alan bir kadya, kimin yolu urasa kretmez! Zira daval bilir ki, adalet yerini bulacaktr, ite byle kiilerin hkmleri iin denilmitir ki! "eriatn kestii parmak acmaz:" k mer devrinden sonra ems, Muhtesip her kiinin kalmasa eksikliine Kad incitmese hoayd mselmnlar diyerek, kaddan hogr isteyen bir beyit sylyor. Kimbi-lir nasl bir hadise yaand ki air, iltimas talebinde-bulunuyor. te halkn bu tutumudur ki kadlarn hkmden sapmalarna kap aralar ve yaplan iin crmn deersiz gsterir. Oysa islam'n ilk kads saylan Hz. Peygamber, hrszlk yapan kadna verilecek ceza hususunda asla iltimas gs-termeyip kz Fatma da olsa ayn hkm uygulayacan buyurmam myd?. XVIII. asra gelindiinde, biraz da otorite boluundan istifade ile Osmanl kadlarnn pek ou doru yoldan sapm gibidir. Asrn balarnda Hayriyye adl nl nasihatnmesini yazan Nab, bu eserinde kadlktan uzak durmas iin oluna 50 beyit boyunca uzun uzun tler vererek der ki: Olma Allah' seversen kat' Tlib-irh- kaza v fetva Asrda lk kaza mkildir Hkm-i Hak olmaycak batldr Daha sonra Nab, kadlarn Allah korkusu tamadklarn, rvetsiz i yapmadklarn, mahkeme kapsn bir ticarethaneye dndrdklerini, emirlerinde alan grevlileri de kanunsuz ilerine alet ettiklerini, ne padiah, ne Allah'tan ekindiklerini, isterlerse borluyu hakl, gaddar madur gsterdiklerini halk zorla soyduklarn, devlet iinde devlet olduklarn vs. pek ok hakszl sayp dker. Yeri gelmiken srada A. Nezihi Turan dostumuzdan dinlediimiz hazin bir kad hikyesi var: O dnemlerde Rumeli'de bir kasabaya bir kad tayin olunmutur. Kad zulm ve soygunculukla ksa zamanda halk cannda bezdirir. Kasaballar stanbul'a bir arza gnderirler ve durumu anlatrlar. Padiah kady grevinden azleder. Kad kasabay terketmek iin evinin eyalarn kanlara ykler. Halk sureta onu uurlamaya gelmi gibi evinin nne toplanp tecesssle maln mlkn gzetlemektedir. Kasabaya ulsuz gelen kadnn 3-4 kanya smayan btn eyalar yklenir. Son olarak kad, evin mahzeninden bir kp karr. Neyse!.. Khyalar kp zorlukla tamlar. Kad kp kanya yklemeden evvel yere koydurtmu, sonra merakla seyreden halka, Yaklan, demi, yaklan; size bir ey gstereceim! Herkes gelip merakla kpe bakm. Grmler ki koca kp, altnla dolu. Tabi ki bunlar kendilerinden alnan altnlar. Halk gzlerine inanamam hlde akn akn bakarken kad sze balam: Ey ahli: Size acyorum. Hliniz harap, istikbaliniz ha zin!.. Bakn hele u kpe! Dolmasna iki parmakk yer kal mt. Sabredemediniz!... imdi yeni gelen kad, bo kp ile gelecek: -?!... XVIII. asrda zellikle taradaki kadlarn bu tutumu pek ok vak'anvis kadar bir hayli air tarafndan dile gitirilmi-tir. Hatta divn airleri kadar saz airleri de bu bahiste manzumeler sylemilerdir. Szgelimi Seyrn'ye (Everekli) ait iki ayr manzumeden birer kta yledir: Mahkeme meclisi icd olduu em-i rvetin ahmaklndan Kza bel ile lem dolduu Kazalarn kadya umaktndan Rvet ile yazar hkim hcceti Hccet ile alr kad rveti Halk bilmiyor, dini, er'i, snneti Bozuldu sikkenin tucuna kald Gerekten de kadlar grevlerini drst yapmazlarsa hem lem kaza bela ile dolar hem de halk dini iman unutur. Bu hl, Osmanl'nn gerileyi anda daha iddetle hissedilmitir. Bunu dzeltmek iin gayret sarfedenler yok mudur? Elbette vardr, ama ne are kad bir deil!.. M. Z. Paka-ln'm, Osmanl Tarih Deyimleri ve Terimleri Szl'nde bu yolda bir pasaj vardr (C. II. s. 125):

"kinci Sultan Mahmud'un saltanat zamannda Edirne valisi olan Vezir Hakk Paa, Silivri naibine ok dikkate deer u mektubu yazmtr: - Silivri naibi, eriat hini. lmn grdm, kahkahayla gldm. Meali hezeyan, hkm hilaf- Kur'n! Mhr-i m-eyyedimi basarm, seni mahkeme kapsna asarm." Silivri naibi bu ihtardan sonra tavrn deitirmi midir, bilmiyoruz; ama yine o sralarda Ziya Paa'mn nl terkibinde, Lyk mdr inn olana hkm-i kazada Hak zahir iken btl iin hkm imlet Kad ola da'vac v muhzr dahi ahit Ol mahkemenin hkmne derler mi adalet dediine baklrsa bu iin dzelmesi iin daha ok kadlarn hikyeleri anlatlmak gerekir, zellikle Rumeli taraflarnda kadln bir adalet mercii olmaktan te, bir ticaret menba olduunu bize u hikye ispatlyor. (Hikyeyi ya Sayn ismail Yakt'tan ya da Sayn Hsrev Hatem'den duymutum, tam hatrlayamyorum): Bir zaman cennette iki salih kul ve muttaki m'min gezi-niyorlarm. Bir ara, armut aacnn altna gururla bada kurmu bir ayya rastlamlar ki bir eli armutta, bir eli balda!.. Biri dierine hayretle sormu: - Azizim! Cennette baz hayvanlarn olacan biliyor dum, ama onlar iinde ay var myd, Allah akna!?.. -Vallahi muhterem, zeyir Aleyhisselam'n eei, Salih Peygamber'in devesi, Ashb- Kehf in Ktmir'i falan cennete gireceklerdi. Ama dorusu bu ay kimin nesi olur, ben de atm. ki ahbap dnp tanmlar ve nihayet bu mkil vaziyetin izahn aynn kendisinden sormaya karar vermiler. Birisi ayya yaklam, bakm ki ay bir hayli yal ve gn-grm, XVI. asr diliyle sul eylemi: Ey ayu! Ne sevb ileypsen ki cennete girpsen? Ayu ayutmu (Ayutmak, sylemek demektir): - Ben ki dalarn efendisiyem, vakt-i zamannda Prizren'den kodra'ya ma'zlen zm-i rh olan bir kady ol yolda yedigm in, Rab Tel beni bu ecr-i cezl ile mczt eyledi. Ayya mbarek olsun!.. Kadlar hakknda pek ok fkralar anlatlr. Dorusu bu 56 husus ayr bir inceleme konusudur. Bu fkralardan eski sos-? yal yapmz hakknda pek ok ipular yakalamak mmkn-^ dr. Biz Selmi reden kardeimizin patentiyle bir hikye ~ daha anlatp sz tamamlayalm: Vaktiyle bir adamcazn ocuu lmcl hasta olmu. Ne kadar tabip ve hoca varsa mracaat edilmise de ocua ^ bir are bulunamam. Nihayet adamck bir gece, yats na-E mazn takiben son are olarak ocuu karsna oturtup hastalkla konumaya karar vermi. Elini ap Allah'tan ifa diledikten sonra yle demi: - Ey hastalk! Sabaha kadar yavrumu terk edip gitmezsen Anadolu kazaskerinin gnah boynuna olsun!.. Sabah olmu. ocuk iyilemi. Zpr zpr oynamaya bile balam. Herkes merak etmi, bu ocuk nasl iyi oldu, diye. Nihayet babasna durumu sormular. Adamcaz olup biteni anlatm. Dinleyenlerden biri merak edip niin Rumeli deil de Anadolu kazaskerinin gnahn vesile ettiini sorunca, adam cevap vermi: - Rumeli kazaskerini byle kk bir hastalk iin harcar mym hi?!.. Belki gn olur lkede tn kverir! Yz Yln Adaleti Birlemi Milletler Genel Kurulunca 10 Aralk 1984'de bir bildiri yaynlanr. nsan Haklar Evrensel Bildirgesi adn tayan bu bildiri "nsanlk ailesinin tm yelerinin ayrlmaz bir paras olan onura ve bu yelerin eit ve devredilmez haklarna gsterilecek sayg, zgrlk, adalet ve dnya barnn temeli olduuna gre..." diye balar ve hemen hemen zn slam prensiplerinden alan 30 ayr madde hlinde devam eder. Oysa tarihin bilinen ilk insan haklar bildirgesi Hz. Peygamber'in Veda Hutbesi'ydi. Binaenaleyh Kur'n- Kerm'in pek

ok ayetinde insanlar arasndaki eitlik, anlay, kardelik, hogr, iyi muamele vb. erdemler sk sk tekrar, telkin ve emredilir. Zira temel prensip "emr-i bi'1-mrf, nehy-i ani'l-mnker (iyilii emredip, ktlkten men etme)"dir. nsan Haklarna er'f Bir Yaklam Insanlararas ilikiler, adalet sistemine dayanr, islam toplumu mutlak adalete vabestedir. "De ki; Rabbin adaleti emretti1" ve "Allah adalet yapanlar sever2" ilah dstur ve 1 Kur'n- Kerm, Araf 29. 2 Kur'n- Kerim, Mmtehine 8. 1 mjdeleri, adaleti bir toplum nizam hline getirir. Keza adaletin doruk noktas saylan ksas (ki zahirde adalet, batnda merhamettir) yahut kadn-erkek eitliini salayan ve hatta kadn ba tac eden aile sistemi de bu nizamn insan haklarna uzanan ilah emirleridir. Kadn evinin ss grp, hibir hizmetle ykml tutmayan, ocuk dourmay yegne grevi kabul edip dourduu ocuu dahi emzirme mecburiyeti koymayan, amar, bulak, ev ileri yapmasn ltuf kabul eden bu nizam (Aman bunlar feministler duymasn!...) gerek bir adalet sisteminin en mtekmil eklidir. Adalet "her eyi yerli yerine koymak, er' llere riayet" anlamlarna gelir ki zdd zulmdr. Dier bir deyile, adaletten ayrlmak; zulme kap amaktr, insan ya adil olur; yahut zalim. Adil olamazsa zalimlikten de kurtulamaz. Asr- Saadet'ten itibaren zaman aktka ahlk kaideleri ve hukuk kurallarnda ibrenin adaletten zulme doru ar ar kayma gsterdiine ahit oluruz. Gnl rzas ile olmayan bir gayr-i mslimin arazisine yaptrlan camiin yklmas emrini veren ve "Kenr- Dicle'de kurda yem olan koyunun hesab" altnda ezilen adaletli mer'den sonra pek ok insan haklan savunucusu gelip gemitir. Ancak ne borlusunun duvarnda glgelenmeyi rib kabul eden Imm- zam, ne hakszlk ileyen kiiyi olu sanarak klcyla ikiye bien Gazneli Mahmud, ne de Basra'nn kpeklerini kendinden ye tutan Rbia, bu sapan ibreyi durdurabilmi, d-zeltebilmilerdir. Osmanl Adaleti ve Sapmalar Hilafet Osmanl'ya getii yllarda dnyann pek ok yerinde olduu kadar islam topraklarnda da adaletten sapmalar vard. Ancak Huzur- Ilah'de "bende-i halka-be-g"luu cihan sultanlndan ye tutan ve kulana klelik kpesini takacak kadar adil olan Yavuz Sultan Selim, devleti ve hilafeti stlenirken adaletten hi sapmam, ne olursa olsun adaletli davranmt. Daha iin banda bir imtihan geirmi, Msr seferi, devlet hazinesini skntya sokmutu. uradan buradan bor para tedarik ediliyordu. Bu arada gayr-i mslim bir tccardan da birka bin altn alnmt. Ancak ok gemeden alacakl lm iki kk ocuk ve bir byk servet brakmtr. Zamann defterdar padiaha bir arza sunar. Arzada tccarn ocuklarna bu kadar para terkedilmesinin doru olmayaca, bir ksm mallarn hazinece msaderesi iin izin verilmesi rica edilmektedir. Yavuz bu teklife pek sinirlenir ve arzann altna unlar yazar: "Mteveffaya rahmet, maline bereket, evldna afiyet, gammaza lanet!" Osmanl'nn ihtiam ite bu uygulamada gizliydi. "Adalet mlkn temeli"dir. Adil hkmet bata olduu mddete halk huzurludur. Nitekim air, "Rey emn rahatta cihan yekpare nrni" buyuruyordu. Oysa ok gemeden daha devletin ba olan sultan; 59 Yklptr bu cihan sanma ki bizde dzele~ Devleti erh-i elem verdi kamu mbtezele * imdi ebvb- saadette gezen hep hezele ^ imiz kald hemn merhamet-i Lem-yezel'e Z ? diyerek tedbirsiz tevekkl basiretsizliini gsterecektir. Artk __ isyanlar, anari, huzursuzluk, ahlk knts ve hepsin- " den nemlisi kii haklarna saygnn kalmad, adalet kelimesinin dahi hafzalardan silindii bir dneme girilecektir. Nitekim "Devlet-i ebed-mddet'in inhitata yz tuttuu o yllarda

zoraki tedbirleri ile saltanata bir fecr-i kzib yaatan IV. Murat'tan sonra (1640) her ey iyiden iyiye bozulmaya balamt. Valide sultanlar devlet ynetiminde sz sahibi oluyor, yenieriler sk sk bakaldryor, kazan deviriyordu, istanbul halk her dem tehlike iindeydi. O kadar ki, evini basacak ehir ekyasna kar rz ve namusunu korumak iin bahesine bir kuyu kazdrp haremini ve kerimelerini orada sabahlatr olmutur. Devlet adamlarndaki-birka istisna dnda- kalite dkl, her sahada bir otorite boluuna meydan vermekte. Beyin takm ise ulemasyla, v-zerasyla tam bir sefahet lemindedir. Bunun en tabi sonucu olarak da savalarn ekserisi malubiyet, eitimin ksm- azmi cehaletle son buluyordu. Bu manzara iinde hukukun yeri ne idi? insan haklarn kimler koruyor, adaleti kimler temsil ediyordu?... Trk edebiyatnn aadaki sultanu'uars, mtefekkir ve sosyologu, hikem-didaktik sz stad Urfal Nab (16421712) bu hususta bize k tutacaktr. dareci Ademiyeti Nab hayat boyunca pek ok padiah grmt. Bunlardan hibiri saltanatndan emin deildi. Ya ksa zamanda hal'edilirler; ya da areyi idareden el ekmekte bulurlard. Szgelimi I. ibrahim ile IV Murad zorla tahttan indirilirler. II. Sleyman ile II. Ahmed birer mevsim gibi, hemen drder sene saltanat srmlerdir. Ksa sreli idarenin en kt yan, yaplan her iin akamete uramas, teebbslerin tamamlanamamas, gnbirlik siyaset gtme ve nihayet ksa srecek baharn btn nimetlerinden yararlanma hrs ile hibir i yaplamamasdr. Keza II. Mustafa ile II. Ahmed de selefleri gibi hal' ile saltanata veda etmilerdir. Dier devlet erbabnnn durumu daha da ruh-ikendir. Pekou ksa sreler zarfnda azledilir, srlr, yahut "urun boynunu!" hitabna muhatap olurlard. Halk arasnda gasp, yama, taciz, tecavz, rvet, faiz vb. sular alm yrmt. Hergn bir dier gn ktlke geride brakmaktayd. Masum halk yava yava bu hayata alr ve aresiz baz tedbirler alr olmutu. Payitaht bu durumda iken elbette Anadolu gllk glistanlk olamazd. Cell isyanlar hl kurutulamamt ve hemen her blgede bir cad kazan kaynyordu. Halk bkkn, tedirgin ve sorumsuz olmutu. Ksacas cihan devleti Osmanl, ite zorbalar ve asiler ile, dta tkenmez kinlerini kusan zorlu dmanlar ile scak ve souk harp vermek zorunda kalyordu. Veys'nin (1561-1628) nl eseri Hbnme'de anlatt o dehet ve vahet manzaralar tam mansyla ahikaya ulamt. Btn bunlarn bir tek sebebi vard: islam ahlknn ve hukuk sisteminin yozlatrlmas ile ortaya kan otorite boluu. Otoritenin kayna adalettir. Adaleti uygulayanlar eer insan haklarn hie saymaya balamlarsa ne yaplsa botur. Nitekim bir buuk asr sonra izzet Molla bu gerei fsldayacaktr: Mehurdur fisk ile olmaz cihan hat-b Eyler an mdhne-i liman harb Nab'nin en nl eseri olu Eb'1-Hayr adna kaleme ald Hayriyye adl muhteem nasihatnmesidir.3 Bir kltr ancak byle bir eserle korunur, yaar. 1647 beyitlik Hayriyye Trk-Islam felsefesinin edebiyat alannda Kutadgu Bilig'ten sonraki halkasn tamamlar. O devir iin olduu kadar her devir iin geerli, her dem tazedir. Tarih bir vesika olmak bir yana devrinin iyz ve sosyal hayatn en plak 61 ekliyle verir. Nab yaanlan hayat gzelletirme abasyla m ktye ve ktle daima kar kar. Bir baka hamurun ~ insan olarak o, kendi toplumunda karakter izgisiyle nev'i Z ahsna mnhasr bir prdir. Rtbe ve mansb nimetinin st t. kademelerinde brokrat-entelektel karm bir insan ola" rak zaman zaman ihtiraslar, hrnlklar ve sanclar ile - topluma veryansn eder. Muhatab hibir zaman halk (ta-ban) deildir. Belki orta direk st bir izgide eyh, devlet erbab ve eraf karm feodal dzenin st ve orta kademelerine mensup arlatanlardr. "eref'l-mekn bi'lmekin"i4 "eref'l-mekin bi'1-mekn" anlayan yahut yle olmas gerektiine kendileri inanp bakalarn da inandrmak isteyen ehliyetsizlerdir. Sosyo-iirsel Bir Eletiri

Nab kendi toplumunu eletirirken daima ftursuz ama objektiftir. Zihniyetin gerek d grnm gerekse hukuk ve 3 Nab, Hayriyye, (Nereden, I. Pala) 256 s., istanbul 1989. 4 Bir makamn erefi, orada oturan kiiden kaynaklanr. 3 ahlk normlar, kamuoyu yansmalan ve gruplararas bar/kavgac ilikiler, onun kaleminde gerek parltlaryla karmza kar. Hayriyye'de deiik doktrinler veya karmak felsef sistemlerin baaramad bir kvraklk ile ifade edilmi pek ok renkli ve arpc davran deiiklikleri, halk idrakine girip oturuverir. Gerek airin anlatm gc, gerekse her devrin ortak hastalna are bulma gayreti gden ve asrlar boyunca ayn sancy hisseden insanlar tarafndan bir hayat tarz, bir moda, bir ekol hlini alan Hayriyye klasii gerekte bir tler kitabdr. Bu belli bir hayat biiminin, zamanla billurlam ifade kalplar iinde dolayl yoldan zmlenmesidir. Yllarn st ste yp biriktirdii sz ve ifadelerden, deyim ve kssalardan, cmle ve satrlardan szlen bir imaj aray ve yorucu bir yaklamdr. Hem merke-zbrokrat, hem de eraf, ayan ve mezhep karm feodal hayat biimini ayn derecede seven ve isteyen, dolaysyla toplumun her kademesini tecrbe edinmi bir fikir ve felsefe bezirgannn asr nce syleyip de bugn hl taptaze duyulan beyitlerinden hukuk sisteminin ileyiini, insanlarn hukuk nnde haklarn nasl mdafaa ettiklerini ve o gnden bu gne hangi ilerleme/gerileme srecinin yaandn szebilmek iin kitabn baz blmlerine ksaca eilelim. Bu yaklam, Tanzimat'tan bu yana Divn Edebiyatnn, sosyal hayatn tabanna inemedii ve snflar st kald saplantsna kaplanlara da yeni bir bak asdr. Her ne kadar Fuad Kprl "Byk tarih hadiseler karsnda halk ktlesinin birdenbire coup kabaran sevinlerini veya nefretlerini terennm eden ve o hadiseleri safvetle hikye eden birtakm destanlar ve trkler vardr ki dar mansyla tarih bir vesika mahiyetini gsterir"5 diyorsa da Divn iiri baz baz toplum lsnde bir zihniyet iin genel sonulara da kap aar. Halk iiri tek ve dank vak'alar zerinde durur. Bu vak'alardan sosyal hayatn tmne ulamak mmkn deildir. Oysa "Klasik edebiyatn grnrde yaanan vak'alarla iliii olmamasna ramen kaside, mesnevi, S Kprl Orhan, Fuad Kprl'den Semeler, s. 176, MEB Yaynlar, Ankara 1972. hatta gazellerin urasna burasna dalm, hi ummadmz anda nmze dikiliveren yle sz ve ifadelerine rastlanr ki, bazen bir tekinde btn bir cemiyetin yaama felsefesine, sosyal atsna ve kuruluuna, can alc noktas ile parmak basld gzden kamaz."6 Nitekim Hayriyyeve onu takliden yazlan Ltfiyye'de1 bu tr aya yere salam basm pek ok gr ve syleyi mevcuttur. Eitsizliin Ortak Paydas: kar Tarih boyunca hemen her ada insan haklar inenmitir ve hl inenmektedir. Deha apnda kahramanlardan muvahhid klnda mazlumlara varasya dek hukukun durduu, adaletin yanl yola sapt pek ok devir gelip gemitir. Btn bunlarda bir tek ortak payda olduuna kaniiz: kar (menfaat) slamiyet'in zne ters den ve dnyaya ait birtakm nimet endieleri iinde olan her insan satn alnabilir. Kanunlar ve haklar, satmaya ve satlmaya en elverili soyut meta'lardr. Adaletin sfr tketmesi ve insan hakszlklarnn zirveye ulamas bu yolla olur. Ziya Paa'nn dedii gibi: Kad ola dvc ve muhzr dahi hid Ol mahkemenin hkmne derler mi adalet Nab Hayriyye'de toplum nizamn, sosyolojik bozukluklar incelerken insan haklarna ve adalet sistemine de byk bir yer ayrr. Taray, idarecilerin durumunu paalk sevdalarn ve memurluk (divn efendilii) peinde koanlar bir bir sayar dker. Sonra sz "kad"lk mesleine getirir ve veryansn eder. Kendisi yle pek nemli hakszla da uram saylmaz. Bilakis her daim ihsan ve ltf u at iinde yz-mtr. Yalnz bir defa, mrnn sonlarna doru Halep'teki devlet tahsisli maliknesi orlulu Ali Paa tarafndan kaba bir ekilde geri alnm ve airi bir hayli de skntya d-

6 Olgener Sabri E, Zihniyet, Aydnlar ve Izmler, s. 29, Maya Yaynlar, Ankara 1983. 7 Ltflyye, Seyyid Vehb'nin (. 1736) Nab'yi takliden ve Hayriyye'nin hretine erimek iin olu Ltfullah adna kaleme ald nasihatnmedir. 6 srmtr.8 Ancak ne olursa olsun onun dikkatli bir gzlemci ve korkun bir muhakeme ve istidlal adam olduunu unutmamak gerekir. te tara hakkndaki kanaatleri: Akedir tarann ancak hneri Hakk olunmu hnerin sanki yeri (408) 9 Tarada eylemee kesb-i gna Ya ticaret ya ziraat ya rib (409) Hnerin olmad, her eyin parayla lld, her ferdin zenginlik peinde kotuu tarada refahn yolu vardr. Ticaret, ziraat ve faiz/rvet. Daha ileriki beyitlerde faiz ve rvetin idareciler arasnda reva bulduu, yani kadlarn anlad adalet sisteminin para ile lld anlatlmaktadr. Parann n plana kmas ile ne ilim ve hner, ne de sanat ve olgunluktan eser kalmtr. Toplumun ahlk bozulmu, erdemler kaybolmu ve hatta dinin emirlerinden sapmalar ba gstermitir. Cahil bir toplum ama vnmeyi seviyor. Herkes bir devlet yetkilisini (kad, paa, hoca... vb.) kendisine hm edinmi. kar kutuplamalar fikir kutuplamalarna dnm ve insanlarn deeri menfaat ile llr olmu. Aralarnda gizli bir atma mevcut. Haklar ya alnp-satlmakta yahut gasp edilmekte.10 Orta nsan Tipi ve Devredilmez Haklar Taradaki hl Dersaadet'te yok muydu?!... Vard elbette! Hatta en edd ekliyle. Kokuma, inantan ve vicdandan ayrlmann sonucuydu. Havassn refah iin avamn ezilmesi gerekiyordu, "iinin emeini, alnnn teri kurumadan veren" sistem, yava yava dnya menfaatlerine, mevki ve makam hrsna, zenginlik ve semirmeye feda edilir ol8 Bu hadise zerine Nab, edebiyatmzn aheserleri arasnda bulunan, Ba- dehrin hem haznn hem baharn grmz Biz netn da gamn da rzigrn grmz matlal gazelini kaleme almtr ki enfes bir iirdir. 9 Parentez iindeki rakamlar beytin Hayriyye'deki sra numarasn karlar. 10 bkz. Hayriyye, 73 vd. mutu. Pek az derya-dil, l-nijd, kadir-inas brokrat dnda hemen her kademede idareye bir zorbalk ve n-ehil-ler hakimdi. Nab idareci olmamas iin oluna sk sk tembihte bulunmakta: Etme yanla zinhar heves Evsatu'n-ns ol o devlet sana bes (737) Mutedil olmak iin cmle umur Lzm 'ml-i terz-y uur (1107) dareci olmak yerine orta insan tipini (bugn bizim Ortadirek dediimiz snfn kimseye avu amayan) tercih eder. Zira haklarn korumak ancak bu yolla mmkndr. Hele devlete kaplanmak asla tercih edilmemelidir, idareci veya yetki sahibi olmak ncelikle huzuru terk etmeyi gerektirir. Sonra ehir ahalisi ile devlet erbabnn arasnda bir tampon olup iki kuruun arasnda kalnabilir. Hem vilyetti eder rek hased Hem der kasdna hukkm- beled (739) Ne derece iyi olmaya allsa da bir idarecinin iyi olmas mmkn deildir. Zira belli bir nizam tanmayan insanlar ayn anda memnun edilemezler. Hakim zmrenin durumu tamamen menfaat peinde komaktr; iman kaynakl merhamet ona kr etmez: Akedir matlab hem hukkmn Neylesin merhametin imann (742) Yarayan onlara rvetle yarar tim irfan u salh kim arar (743) Alc ku gibi hukkm- zaman Almak ister ne iyi der ne yaman (744) Eylemi emi ikr almaa bz Bin iyiden ye ona bir gammaz (745) Gz, av iin, doan kuu gibi evreyi tarayan bir idareci ve hukuk adamnn kiilerin onuruna, eit ve devredilmez haklarna, zgrlk, adalet vb. kavramlara, din-man ve vicdan hrriyetine ve hatta duyarllna zarardan baka bir katks dnlemez. air bunu baka fikirleriyle de destekler ve eserinde pek ok aksaklklar, rvetin, faizin,

adam kayrcln, torpilin mevki ve makam satmann, gizli dolaplarn, velhasl bugn grlen yahut duyulan, duyulduu zaman akllara da hayret veren bilumum dzen bozukluklarnn, ahlk fukaralnn her eidini sayar, dker.11 Sonra sz alayl, mektepli ayrm yapmadan ve brokrat insan tipini kasdederek "paalk sevdas"na getirir ve bu konuyla ilgili tam 120 beyitlik ikayetler, yaknmalar, eletiriler ve tlerde bulunur. Zenginlik ve mal mlk sevdas ile iman ve insanlktan fedakrlkta bulunanlara kzar. Zira doru yol tektir!... Dnya geimi yahut mevki ve makam iin hrs ve tamaha gerek yoktur. Kald ki devaml didime, ekime ve stres, ekilir dert deildir.12 Nab'ye gre iyi nasihat, devlet grevi (kap kulluu) ve idareden uzak durmaktr. Olma paalk iin vre Tabi u zurna ile girme nre (1126) Paalk mre srer mihnettir Hasl derd il gam u kasvettir (1128) ektii mihnet olursa ta'dd Demez ol mihnete MsruBadd (1132) Her trl dnya nimetine sahip olunan bu rtbenin tek kt taraf her an azledilme korkusudur. Demokles'in klc tepede dt decekken ipek cmehbda dilber komak ne mmkn!.. Hele bir de geim sknts var ya! Ev halk, seyisler, khyalar, alar, derbnlar... Hangisine para yeter? Bu yolda eya satmak da var; vicdan satmak da!.. Ez-cmle bu meslek insann ne dnyasn; ne de ahiretini mmur eder. Ancak en iyi (!) taraf, kul hakknn (alnmas burada 11 bkz. a.g.e., 120 vd. 12 stadn mr hrs ve tamah ile gemi ve devaml didime, mcadele iinde bulunmutur. Onun iin bu sylediklerinde samimi deildir, ama tecrbeyle syledii kesindir. ve verilmesi te lemde) bol kazan (!) getirmesidir. Nizam ortadan kaldrlnca hak ve hukuk da gider. Rvet kapdan girince adalet bacadan kar. Keyhsrev'den naklen airimizin dedii gibi: Olmasa adi rey durmaz Adlsiz etr ikamet kurmaz (1220) Adidir asl- nizm- lem Adlsiz saltanat olmaz muhkem (1221) Teraziyi Elde Bulunduranlar Adalet hususunda en byk grev, devleti idare edenlere der. Eer bahvan gz ap ban korumuyorsa elbette herkes oraya el uzatacaktr: Bbn etmeyicek emini baz Bana herkes eder dest draz (1225) Sahibi ola idi ger uyank eme olmazd bandan bulank (1226) ite bu son msra her srrn sihirli anahtardr. Yoldan her sapmn savunma mekanizmas ve snadr. Oysa ayn nizamn idarecileri bir zaman halka soruyorlard: - Yoldan saparsam ne yaparsnz? - Seni klcmzla yola getiririz. imdilerde bu iten en zararl kanlar phesiz teraziyi elde bulunduranlardr. Yani hkm yazanlar... Nab'nin oluna tenbihi yle: Olma Allah' seversen kat'a Tlib-i rh- kaza v fetva (1230) Zira o, kanun veya din hkmlerini yoldan saptrmay, ekyann yol kesmesinden daha alaka bulur. Adalet ile i yapanlarn pek ounda tamah ve agzllk, dolaysyla rvet ve haksz hkm mevcuttur. Nab'den dinleyelim: Seyyim ekser-i erbb- kaza Etmez ahkm- Huda'y icra Hkmden evvel eder hkm murad Ol alr kangs eylerse ziyd O teh- dest ki rvet vermez Kad da'vcya nevbet vermez Mensi ende-i din dnya Bertaraf hane- rz- ceza timi yok ekseri b-mezheb dn emi mahslde v rvetde hemn Elde endazesi kl mzn Eylemi mahkeme-i er'i dkkn Kad delll u meyanc muhzr Kethda kabzna maln hzr Padiah korkusu Hak korkusu yok Rvete hrs kadar deyni de ok sterse dyini medyun karr sterse mflisi mabn karr (1236-1244)13 Yine Tarih Tekerrrde

Anlaldna gre, o ada hukuk sistemi bir etenin elindedir. Herkes kar miktannca bu eteye dahil olur veya 13 Beyitlerin gnmz Trkesiyle nesre evirisi yledir: "... zellikle kad zmresinin pek ou Allah'n emir ve hkmlerine uymazlar. Mahkemenin hkmnden evvel ele geirecei parsay dnr ve ister. Bylece hangi taraf ok yedirirse davay o kazanr. Rvet veremeyen eli bo zavall ise davacdan evvel kad tarafndan halanr. imdilerde dinin emirleri ve dnyann dzen ve dirlii unutulmu. Sanki kyamet gelmi de (insanlarn hesaba ekilecekleri) o zorlu gn atlatlm. Pek ok kadda ilim olmad gibi stne stlk bunlarn din ve mezhepleri de yoktur (icraatlar ne din, ne mezhep brakmtr). Gzleri her daim kazanta ve rvettedir. Ellerindeki l (Kitap ve kanun deil) bakkal terazisi ve kiloluklar... Sanki mahkeme deil bakkal dkkn. Kad delll, mbair arac, khya ise mal kapmak (parsay toplamak) zere her an hazr beklemekte. Ne Allah korkusu, ne padiahtan ekinmek... Rvete olan hrs kadar borcu da an. sterse alacakly borlu karr; isterse iflas edeni aldanm olarak gsterir." dlanr. Yaplan hakszlklarn haddi hesab yok; icra alan snrszdr. in daha da garibi herkesin gvendii bu messese artk en gvensiz messese olmutur. Yani suyu, banda bulunanlar bulandrmaktadr. Ezcmle airin diliyle; Hdim-i er" iken amma ki kuzt Etmez ettikleri zulm haarat (1257) Rvetin adn koymu mahsl Kim ola etmeye mahsl kabul (1266) Nab Hayriyye'yi olgun yanda, gngrm ve bilge anda, uzun tecrbeler nda yazmtr. Bizzat kadlardan zarar grdn ve bir para garezkr davrandn dnsek, hatta adalete haksz saldrdn varsaysak dahi bu ithamlarn doru olmamas iin bir sebep de yoktur. Nitekim eserinde "Matlab- nehy-i kaza v ksmet (Kadlk ve hakemlikten kanma bahsi)" st balyla bir blm amas, lkenin sosyal ve siyasal krizleri, otorite boluu, slam adna kaba softalar cuntasnn dikta ve baskc, nihayet dnya ve dnyalk endiesiyle nasslardan sapma eilimi, adaleti sfrlayp kii hak ve zgrlklerini maddeye irca etmitir. airin bu bahiste son szleri unlardr: Hayf, vhayfki er'i db Te-i rvet ile oldu harab (1268) Zuleme destine dt hayf imdi ser-rite-i er'-i garr (1269) "Yazk ki olgun meyveler veren slam hukukunun aac, rvet baltasyla harap oldu; ipin ucu da zalimlerin eline dt." Bata sylemitik; zulm adaletin, zalim de adilin zdd idi. pin ucu zalim elinde olunca adaletten, insan haklarndan bahsedilir mi? Devir o devirdi; yl 1690'lar... imdi 1990'lardayzL ay Kltr 70 ayn anayurdu in'dir. Eski alardan beri ay in'de " iilirken XIII. yy'da Japonya'ya, XVII. yy'da Avrupa'ya yayl-= m. Avrupa'da uzun mddet ila niyetine kullanlm. Os- manllar ay ran'dan renmiler. lk retim ise 1878 yln- da Japonya'dan getirilen ay tohumlarnn zel iftliklerde 2 ekilmesiyle balam. Ancak ksa zamanda eitli lkelerden "l ithal bir iecek olarak kibar muhitlerinde yaam. Nihayet 1918'de Batum ve evresinde yaplan denemeler olumlu sonu verince ay retimi Dou Karadeniz Blgesi'nde yaygnlam. Bugn Rize, Arhavi merkez alnmak zere Karadeniz'in pek ok ehir, kasaba ve kylerinde retilmekte, hatta ihra edilmektedir. Trkiye'de ay kltr mesela bir kahve gibi eskilere dayanmaz. Bu nedenle tarih hadiseler arasna skm ay epizotlarna ska rastlayamayz. Ama ayn yaygn bir iecek olarak kullanlmaya balamasyladr ki hayatmzn lzm- gayr- mufrklar (onsuz olunamayan) arasna girmitir. Artk aysz kahvalt dnemez hle gelmiiz. Her neyse! Biz gelelim ay kltrne. ayn demlenmesi zel bir maharet ister, yle her babayiidin harc deildir. Eskiler her ay imez, ncelikle "leb-sz, lebrz ve lebss" olmasna dikkat

ederlermi. Yani ay, azda "hafif buruk bir tat brakacak, bardak azna kadar dolu olacak ve dudak yakacaktr." ay imenin de bir usl ve adab, bir raconu vardr. Yani szgelimi bardak Paabahe ii, kesme billurdan ve ill ince belli olacaktr. Blbl yuvas tabir edilen bardaklar en makbulleridir. Hele su bardandan yahut yatl mekteplerdeki gibi plastik kupalardan asla ay iilmez. imdilerde hususi ay bardaklar ancak antikaclarda yahut prensip sahibi yal istanbul efendilerinin eski evlerinde bulunur. Hele o kahvehanelerin ay bardaklar ne menem eylerdir?... ay, aydanlkta piirilir. Bu kelime ince ay, Farsa alet ismi yapan -dn ve yine Trke alet ismi yapan -lk eklerinden oluuyor. Yanl bir kelime olmakla birlikte "Galat- mehur lgt- fasihten evldr." fetvasnca yaygnlk kazanmtr. Halbuki ay-dn, "aylk, iinde ay piirilen kap" de71 mektir. Buhur-dn, amdan (em'-dn) gibi... Biz ran'dan " ay alrken, "aydan" kelimesini de alm ve bu kelimenin . sonuna bir de -lk eki getirmiiz. Kelime bugn aylklk gibi Oucube bir mn ile yaar. Ama ahenk itibariyle aydanlk ke limesi tam Trke'ye has bir yap tar. Belki bu yzden ay^ danlk diyoruz da amdanlk demiyoruz. 1 a Dou Anadolu'da ay, ktlama eker ile iilir. Bu sistem ayr bir maharet ister. ekeri dilinizin altna koyup bardaktaki ay bitesiye dek eritmemek kolay i deildir. Erbab iyi bilir. Tarihimiz ay ekseninde pek ok tuhaf hadiseye ahit olmutur phesiz. Ktlk yllarnda eker bulamayp ay kuru zm ile ienler aydan nasl bir tad aldlar bilmiyoruz. Ancak o yllarda ayniyle vaki bir hadiseyi burada anlatmak istiyoruz. Sleyman Nazif, Badat Valisi'dir. Bir gn III. Ordu Kumandan Hafz ismail Hakk Paa'dan bir telgraf alr. Telgraf okuyunca birden rengi atar. aknlndan kollar iki yana ylr kalr. Maiyyetindekiler telalanp ok kt bir haber olduunu sanmlardr. O srada Nazif gayet mstehzi bir ed ile kendi duyacak kadar, Acayip, der. Byle emir olur mu? Telgrafta u cmle yazldr: "Onbin okka eker ile bin okka ayn yirmidrt saat iinde tedarik edilerek evki..." Nazif merhum hemen bir kt ve hokka ister. Bir cmle de o yazar ve telgraf getiren zata uzatr: Gtr bunu hemen Paa'ya tellesinler. Bu cevab telgraf gerekten de pek gzeldir: "in imparatoruna yazm olduunuz telgrafn yanllkla vilayetimize gelmi olduu ma'ruzdur..." ayla ilgili bir baka tarih anekdot da iirle birlikte yaayan u hadisedir: nl Maarif nazrlarndan Mnif Paa Tahran'da sefir olarak bulunduu srada bir gn ahn davetine gider. Biraz sohbetten sonra aylar gelir. ah, mstehzi bir ifade ile Mnif Paa'ya: - Sefir hazretleri, u ay zerine bir ey sylemez misi niz?... der Paa, h'n ay ran dolaysyla tandmz ma eden bu teklifindeki hinliini hemen anlamtr. Kavuunu dzeltecek kadar dndkten sonra orackta irticalen u kt'ay okuyuverir: Ne kekete kaldrdk o ka yay ile biz Dmesek haner- i ebrusuna ger ry ile biz Bir zaman Rm'da drd-ke idik ey sk imdi ran'da kanat ederiz ay ile biz yle demektir: "Eer kendi isteimizle kann hanerine meyletmemi olsaydk, o yay kal gzeli ile biz imdi ne maceralar yayor olacaktk. Ey sk! Bir zamanlar

Anadolu'da arabn lsn iiyorduk, imdi ise Iranda ay ile kanaata mecbur kaldk." Bu ince dokundurmadan sonra herhalde h, hem ikram ettii aya, hem de israf ettii sze bin piman olmutur. Mani ve Maniheizm Maniheizm, milad III. il X. asrlar arasnda, zaman zaman geni kitlelere seslenerek yaam btl bir dindir, islamiyet'ten nce Orta Asya'da olduka gl biimde taraftar bulmutur. Maniheizm, yalnzca iki temel esas tanr, iyilik (ruh) ve ktlk (madde), insanlar iyilikte aydnlk, ktlkte karanlk bulurlar. Dolaysyla bu din de maddeye deil mnya itibar eder. Bugn Maniheizm'in btn ilkeleri unutulmu ve artk bu btl dinin peinde giden aklsz kalmamtr. Ancak uzun asrlar boyunca Uygurlar, bu dini benimsemilerdi. 762'de Uygur hkmdar Bg Kaan, in'den gelen rahipler vastasyla bu dini resmen kabul etti ve Uygur bilgeleri 752-840 yllar arasnda Mani alfabesiyle din metinler yazdlar. Dahas, Mani'nin lm ylyla balatlan bir takvimi de (Mani takvimi) kullandlar. Maniheizm, Zerdtlk ile Hristiyanln baz temel ilkelerini benimsemitir. Bu sebeple eski Iran kanalyla baz dn biimleri ark edebiyatlarna da girmitir. Divn Edebiyatnda ise dinin kurucusu olan Mani ile ilgili ifadelere sk rastlanr. Bunun kayna da klasik edebiyatmzdaki Iran etkisidir. Eski airlerimize gre Mani, mehur inli bir nakka ve ressamn addr. Sasanler devrinde apur'un izni ile iran'a gelmi ve dinini kurmutu. Ancak apur'un kznn hastaln iyiletiremedii iin snr d edilmi, Hrmz zamannda tekrar geri dnmtr. Hrmz'n olu Behram, koyu bir zerdt olduu iin Mani'yi, derisini yzdrerek ldrtmtr. Mani, ok gzel resimler yapabilirmi. Kutsal kitap nshalarn resimlerle ssler, yandalarna da bunu bir mucize olarak empoze edermi. Klasik edebiyatmzda sk sk onun anlmas da, ite