44
Kimya Dergisi İNOVATİF Kimya Dergisi YIL:3 SAYI:27 EKİM 2015 GMP VE İLAÇ Haydi Zil Çaldı Limon Kabuğu Hidrojen Üretimi ve Depolama İlaç Taşınımı

Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

Embed Size (px)

DESCRIPTION

İnovatif Kimya Dergisi Sayi 27

Citation preview

Page 1: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

KimyaDergisi İNOVATİF

Kimya DergisiYIL:3 SAYI:27EKİM2015

GMP VE İLAÇHaydi Zil Çaldı

Limon KabuğuHidrojen Üretimi ve Depolama

İlaç Taşınımı

Page 2: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

ÖnsözHakkımızda

İnovatif Kimya Dergisi Haziran 2013’te çalışma-larına başlayan Ağustos 2013’te ilk sayısını çıkaran, internet ortamda faaliyet gösteren, Kimya ve Kimya Sektörü hakkında yazılar yazılan, yazarlarını online ortamdan edinen bir e-dergidir.

Dergimiz Kimya ile ilgili yazılarınızı online ortamda sizlerden alarak sizi tanıtmayı, sektörden olan ark-adaşlara kimya dergisi okumanın keyfini yaşatmayı, kimya ile ilgili piyasada çok okunan bir dergi ola-bilmeyi kimyayı seven, kimyayı takip eden, kimya ile ilgili bildiklerini paylaşan bir kesim oluşturmayı hedef edinmiştir.

Dergimizde kimya üzerine bölüm okuyan, mezun herkes bize yazabilir. Kimya ile ilgili bir bölüm bitirmiş olmanız yeterli.

Dergimizde yazarlarımızın yazdığı yazılar kısmı, haber kısmı, bulmaca kısmı, elementleri tanıyalım kısmı, kimya sözlüğü kısmı ve faydalı web siteleri kısmı adlı bölümler vardır.

Eğlenerek ve öğrenerek okumanız, bize yazmanız dileğimizle...

İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi

Sahibi : Yavuz Selim Kart

Genel Yayın Yönetmeni : Yavuz Selim Kart

Yayın Danışmanı : Yavuz Selim Kart

Dergi Editörleri : Yavuz Selim Kart Ebru Çetinkaya

Haber Bölümü : Yavuz Selim Kart Ebru Çetinkaya Hatile Moumintsa

Facebook Yönetimive Bilgi Araştırma : Yavuz Selim Kart Hatile Moumintsa Pelin Tantoğlu Tuba Ünügül Utku Arslan Meltem Kılıç Simge Kaygusuz

Twitter Yönetimi : Yavuz Selim Kart

Instagram Yönetimi : Yavuz Selim Kart

Dergi Tasarımı : Yavuz Selim Kart

Page 3: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

KURALLARDergimiz Hakkında

1. İnovatif Kimya Dergisi yazılarını herhangi birmakalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısınıaldığınız kişiye mail atarak haber vermek durumun-dasınız. Kullanmış olduğunuz bu yazılarınkaynağını bu dergi olarak belirtmek zorundasınız.2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinciderece yazara aittir. Bu konu hakkında bir sorunyaşıyorsanız ilk olarak yazara ulaşmalısınız.3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza gel-ebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi sorumludeğildir.4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimlerde kesinlikle kaynak belirtilmek zorundadır. Aksi du-rum olduğu zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak hallediniz. Çünkü bizim yazarlarımızdan ricamız telif haklarına riayet ederek resimlerini döküman-larına eklemeleri. Buradan çıkacak problemlerden doğrudan yazarlar sorumludur. Dergi sorumlu değildir.5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımızvar ise. Yazılarınız için lütfen Yavuz Selim KART ile konuşun. Dergi ile iletişim kurmak içinwww.facebook.com/groups/147842018740235/Grubu aracalığı iletişim kurabilirsiniz. Bu grup aracılığı ile bizimle iletişimde kalabilirsiniz. 6. Elimize çok yazı gelmediği takdirde her yazıyı yayımlamaya gayret edeceğiz. Amacımız hem yazan bir kesim sağlamak, hem bilgilerinizi 3. şahıslara yaymak hem de sizleri en iyi şekilde tanıtmaktır.7. Sayfamızda yayınlanmasını istediğiniz yazıları[email protected] mail adresinegöndermeniz rica olunur. Bu mail adresine gönder-diğiniz yazılarda bir eksiklik var ise editörlerimiztarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise sizegeri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyel-erde bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılıncabunu kendinizi küçümsemek olarak görmeyin.Amaç daha güzel bir yazı ve daha güzel bir dergi.8. Dergimize göndereceğiniz yazılar en fazla 6 sayfaolabilir. 6 Sayfayı geçmemeye çalışın. 9. Dergimize yapacağınız eleştirileri de ark-adaşlarımıza saygısız bir biçimde değilde ölçülü birbiçimde sayfalarda yapmaya dikkat ediniz. Bu işiherkes gönüllü yapıyor. Lütfen saygıda kusur etmey-iniz.10. Dergi ekibi gönüllü kişilerden oluşmuştur. Bu

dergi ilk kurulduğu andan beri böyledir. Dergi ekibinde olan herkes bu kuralı kabul etmiş sayılır. Gelen herkese en başta bu kural söylenir. Görevini yapmayan, dergide anlaşmazlık çıkaran, huzur bo-zan, dergi yöneticisini dinlemeyen, ben kafama göre hareket ederim diyen herkes ekipten çıkarılır. 11. Dergimizde yazabilecceğiniz konularaşağıda listelenmiştir.

* Akademik Makaleler* Endüstriyel Konular* Üniversite Hayatındaki Sıkıntılar Sorunlar (Kimya üzerine bölümler için)* İş Hayatındaki Sıkıntılar Sorunlar* Laboratuvar Üzerine Yazılar* Kimya Sanayi Uygulamaları* Teorik Kimya Üzerine Makaleler* Ülkemizdeki Kimya ile ilgili Kanunlar Üzerine Yazılar* Kimya Sektöründe Güvenlik Önlemleri ve Dikkat Edilecek Husular Üzerine Yazılar* Kimya Sektöründe Bilgisayar Uygulamaları Üzerine Yazılar

temel konular bunlar. Bu konular ile ilgili bize yazıp gönderebilirsiniz. Göndereceğiniz şeyler Kimya Dünyası ile alakalı olmalı yoksa yayımlanmaz. 12. Dergide dini ve siyasi içerikli yazılar yayıml-anmaz. Herhangi bir dini grubu temsil eden ya da herhangi bir siyasi grubu temsil eden söz ve kelime-ler yazınızda olursa dergi o kısımları değiştirmeniz konusunda sizi uyarır. Değiştirmezseniz dergi yayımlamama hakkını elinde tutar. Bu konuda son söz dergi yöneticisine aittir.13. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu arkadaşburaya ek maddeler koyup değiştirme yetkisinesahiptir.14. Dergiyi okuyanlar ve dergi ekibi bu kuralları kabul etmiş sayılırlar.

İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi

Page 4: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

EkibimizBİZ KİMİZ

YAVUZ SELIM KART

HATILEMOUMINTSA

MELTEMKILIÇ

TUBAÜNÜGÜL

EBRUÇETINKAYA

PELINTANTOGLU

UTKUARSLAN

SIMGEKAYGUSUZ

https://www.facebook.com/InovatifKimyaDergisi

https://twitter.com/InovatifKimya

http://www.linkedin.com/profile/view?id=299289606

http://www.instagram.com/inovatifkimyadergisiInstagram

KimyaDergisi

Page 5: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

Merhaba İNOVATİF KİMYA Dergisi Okuyucuları

Editörden

Değerli Okuyucularımız;

Gönüllülük esasına göre işleyen dergimizde sizlerin gönderdiği yazılarla 27. Sayıyı çıkarmak her zaman olduğu gibi mutluluk verici. Her geçen gün büyüyoruz. Desteklerinizi esirgemediğiniz için çok teşekkürler.

Yeni eğitim dönemine başlayacak tüm öğrenci arkadaşlara öncelikle başarılar dileriz. Başarılı, fırsatları takip eden, bilimi seven öğrencilerin yetişmesi dileğimizle.

E-Dergimizin tüm sayıları sosyal medyada 1000’den fazla indirilerek kendi alanında old-ukça iyi bir rakama imza attı. Bizi takip etmeniz mutlu ediyor. Gönüllü olarak ekibimize katılmayı düşünenler tarafımıza her zaman ulaşabilirler. Ekibimize yeni katılan arkadaşlarımıza da buradan hoşgeldiniz diyorum.

Bu ay E-Dergimizde 5 farklı yazı bulunmakta. Bize bu ay gönderilen yazılar. Haydi Zil Çaldı yazısında, okul dönemi hakkında kişisel bir yazı okuyacaksınız. Limon Kabuğu yazısı, limon ve kimyası hakkında ilgi çekici bir yazı. GMP ve İlaç yazısı, bu ayın kapak konusu. İlaç Taşınımı yazısı, ilaç taşınım sistemleri hakkında bilgilendirici bir yazı. Hidrojen Üretimi ve Depolama yazısında hidrojen üretimi ve depolanması hakkında ayrıntılı bir yazı okuyacaksınız. Element Tanıma kısmınında bu ay sırada Fosfor Elementi var. Yurttan ve Dünyadan Kimya Haberleri ile de gündemi takip edeceksiniz. Her ay web siteleri kısmı ile bu ay da birçok web sitesi keşfedeceksiniz. Sözlük kısmında İngilizce-Türkçe Kimya kelimelerini öğreneceksiniz. Bulmaca kısmında ise hem eğlenip hem öğreneceksiniz.

Bize yazı gönderen emek harcayan meslektaşlarımıza, takipçilerimize, sevenlerimize teşekkürü bir borç biliyoruz. Kimya üzerine bölüm okuyan, çalışan her kesimden ve sektörden bilgilendirici yazılar bekliyoruz. Bir sonraki ay görüşmek üzere. Sevgiyle kalın.

Yavuz Selim KartDergi Editörü

Page 6: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

IÇINDEKILER

Haydi Zil ÇaldıLimon Kabugu

Ilaç Taşınımı

GMP ve Ilaç

Element Tanıyalım

Hidrojen Üretimi ve Depolama

79

1619

28

11

41

30

29Sözlük (Ing-Trk)

Haberler

Faydalı Siteler

Kimya Bulmaca

Sizde Yazarımız Olun

Kimya Bulmaca Çözüm (Önceki Ay)

42

43

44

.

.

_

Page 7: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

7

YüksekKimyager

Sabriye Ç[email protected]

Haydi Zi l Çaldı2015-2016 eğitim-öğretim yılının açılış zilinin çalması-

na sayılı günler kaldı. Öğretmenlerde ve öğrencilerde hazırlıklar çoktan başladı. Bu yılın her yıldan daha başarılı ve daha güzel geçmesini temenni edi-

yorum. Müfredatın bu kadar katı ve yoğun olduğu eğitim sistemimizde dersi daha anlaşılabilir ve daha eğlenceli hale nasıl getirebiliriz? Öğrenciye sınav merkezli eğit-im sistemiz de dersin doğru şıkkı buldurmadan ibaret olmadığını nasıl gösterebiliriz? Kimyanın içtiğimiz suda soluduğumuz havada yediğimiz besinde her yerde her harekette olduğunu nasıl anlatabiliriz? Dersi bu hale getire-mediğimiz için öğrenci dersi dinlememekte, uyumakta hatta dersle ilgili 'biri beni kurtarsın' diye tweet atmakta.

Peki neler yapabiliriz bakalım.Kimya dersini laboratuarda işleyebiliriz dediğinizi duyar gibiyim. Bizim branşımız öyle bir branş ki laboratuarda anlattığımız her şeyi çocuğa göster-erek anlatabiliriz. Örneğin 8. sınıftan itibaren öğrendikleri metaller asitlerle tepkimeye girer bilgisini çocuğa evden getirdiği alüminyum folyo ve sülfürik asit arasında uygulayarak gösterebiliriz. Bu sayede kalıcı öğrenme sağlanmış olur. Deneyi nasıl yapacağınıza hangi şartlara dikkat edeceğini-zi öğrenmek için devlet harika bir site hazırlamış www.eba.gov.tr

Peki okulumuzda laboratuar uygun değilse ne yapacağız?

Üzülmeyin çünkü deney simülasyon programları var. size referans olması açısından sitenin adresini veriyorum www.fenokulu.net

Maalesef dersler sıkıcı anlatıldığı ve daha zor hale geldiği için öğrenciler sayısal bölümleri tercih etmemektedirler. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr.Yekta Saraç 27 Nisan 2015’te 'Dolayısıyla, devlet üniversitelerinden 22 üniver-sitenin biyoloji programına, 31 üniversitenin fizik programına, 36 üniversitenin kimya pro-gramına, 7 üniversitenin matematik programına öğrenci kontenjanı verilmeyecek' yaptığı açıkla-ma ile bunu dile getirdi.

Amerika da fen bilimleri öğretmeni yetiştirebil-mek ve dersleri daha uygulanabilir hale getirebil-mek için STEM (Science-Technology-Engineer-ing-Mathematics) eğitimi denilen eğitimi vermeye başladı. Bizde de yetkililer anca 2012 yılında FeTeMM (fen, teknoloji,matematik, teknoloji) eğitimi,denilen eğitimi başlattılar.

Page 8: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

8

Yalnız pek uygulanabilir hale gelemedi ki çoğu-muz bu terimi yeni yeni duyduk. Daha ayrıntılı bilgi edinmek istersenis http://fetemm.tstem.com/ sitesine bakabilirsiniz. Şimdilerde bu eğitim STEM eğitimi adıyla Aydın Üniversitesinde Yard.Doç.Dr. Devrim Akgündüz koordintörlüğünde tekrar gün-deme geldi. Ücretsiz fen öğretmenlerine yönelik bir eğitim vermekteler.

Uzun lafın kısası dersleri daha eğlenceli ve anlaşılır hale getirmek bizim elimizde yeter ki elimizin altında internet olsun.

Page 9: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

9

KimyaMühendisi

Suat Yasar [email protected]

LİMON KABUĞU

LİMON KABUĞU DEYİP ATMAYIN BELKİ BİR GÜN LAZIM OLUR

Limonun faydalarını , antioksidan özelliğini ve C vitamini deposu olduğunu artık biliyoruz. Peki soyup çöpe attığımız kabukları hakkında ne kadar bilgiliyiz?

Çöpe giden tonlarca limon kabuğu aşkına bunu anlatan ilk kişi değiliz belki ama bir de bizden

dinleyiniz. Eminiz ki son yıllarda etkisi keşfedilen ve namı günden güne artan limon kabuklarını çöpe atarken bundan sonra sizinde elleriniz titreyecek, atmaya kıyamayacaksınız. Başlıyoruz o zaman;

Sadece limonun kabuğunda değil tüm turunçgill-erin kabuğunda bulunan D-limonen maddesinden bahsedeceğiz size. Limon kabuğu yağının kimyasal adından yani. Bu madde açık formulünü aşağıda ver-miş olduğumuz UIPAC adı 1-methyl-4-(1-methylethe-nyl)-cyclohexene diğer ismi ile 4-isopropenil-1-metil-siklohegzen D-limonen ya da Dipentene adı ile bilinir.

Page 10: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

10

Kısaca D-limonen kapalı adıyla bahsedeceğimiz limon kabuğu yağının faydalarına gelince;

Kalsiyum ve C vitamini deposudur. Normal hücre-lerin yaşamlarını sağlıklı bir şekilde sürdürebilm-esini sağlarken, DNA tahriplerini onardığından kanserden koruma özelliğine sahiptir bazı deney-lerde mide, pankreas, bağırsak, meme ve karaciğer kanserlerinde koruyucu etkisi görülmüştür.

Yüksek tansiyona karşı korumada, kötü kolestrolün düşürülmesinde ve iyi kolestrolün artmasında rol oynayan D-limonen ayrıca roma-tizmaya, strese, kalp damar tıkanıklıklarına ve kilo vermeye yardımcı bir maddedir.

Bunlardan ayrı D-limoneni diğerlerinden ayıran önemli bir özelliğe geldi sıra ama ondan önce size Apopitozu açıklamamız gerekiyor.

Nedir apopitoz?

Apopitoz; vücut hücrelerinin intihar etmesidir. Peki hangi durumlarda ve neden vücut hücreleri intihar eder? İntihar kelimesi kulağa hoş gelmedi biliyoruz ama buradaki durum bizim lehimize. Vücudumuzda yaşlanan, tahrip olmuş hücreler iltihap oluşturmadan vücudumuzu terk eder adına apopitoz denilen bu olay vücudumuzda her gün yaşanır.

Aynı zamanda apopitoz, tümöre karşı vücudun bir savunma mekanizması olduğundan sıkı durun işte burada devreye giriyor, D-limonen hücre intiharını tetikler.

Bu kadar etkisi ve yararından dolayı bitkisel yağ üreticilerinin en çok ürettiği yağların başında gelir. Bir ton limon kabuğundan sadece 10 lt yağ çıktığını da göz önüne alırsak ne kadar zahmetli bir destilasyon aşamasından geçtiğini de düşüne-bilirsiniz. Tedavi amaçlı kullanıldığında mutlaka doktor kontrolünde kullanılması gereklidir.

Tüm bu faydalarından yararlanacağım diye de aşırı tüketmeye kalkmayın, her şeyin fazlası zarar ama salatanızın içine de biraz limon kabuğu rendele-meyi unutmayın.

Kaynaklar :

www.faydalarizararlari.comwww.diyadinnet.comen.wikipedia.orgwww.boralife.com.tr

Page 11: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

11

KimyaMühendisi

Yavuz Selim [email protected]

GMP ve İlaçMerhaba İnovatif Kimya Dergisi

okurları Bu sayımızda GMP (Good Manufacturing Practices)

başlığını işleyeceğiz.

İnceleyeceğimiz tarafı ilaç sanayisi için olacaktır.

İlaç sektöründe olanlar ya da ilaç üzerine staj yapanlar zaten ben konu hakkında fikir sahibidir. GMP sertifikası veren özel kurumlar mevcut ki buralardan da duy-muş olabilirsiniz.

GMP nedir?GMP (Good Manufacturing Practices) yani Türkçe anlamı ile “İyi Üretim Uygulamaları”.Ürünün iç ve dış kaynaklardan kirlenme olasılığını önlemek veya azaltmak amacıyla, kuruluşla ilgili iç ve dış şartlara ilişkin koruyucu önlemleri içerir. Bu uygulama, gıda ürünlerinin üretimi ve dağıtımında temel yaklaşımlardan olup ürünlerde kalite sağlamak için hammadde, işleme, ürün geliştirme, üretim, paketleme, depolama, dağıtım aşamalarında kesintisiz uygulanması gereken teknikler dizisidir.

GMP, ilaçların kullanım amaçlarına uygun kalitede üretilmesini sağlayan prensiplerdir. GMP, hem etkili hem de güvenli bir şekilde ilaç üretmek için kullanılan bütün gereksinimleri içeren kurallara uymayı gerektiren, oluşturulmuş bir uygulamadır.

Kısaca İyi Üretim Uygulamaları (GMP); genellikle kalite yönetiminin bir parçası olarak açıklanır.

İyi Üretim Uygulamaları dünya çapında “GMP” olarak kısaltılmıştır.

GM

P

Page 12: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

12

İlaç nedir?İnsanlara ya da hayvanlara bir hast-alığın tedavisi, önlenmesi ya da teşhisi amacıyla verilen maddelere ilaç denir. Günümüzde ilaçlar genellikle tek bir etken madde içermektedir. Örneğin ağrı kesici (analjezik maddeler) tab-letler asetilsalisilik asit, parasetamol ya da ibuprofen içermektedir. Etken madde spesifik ya da türlü rahatsı-zlıklara karşı etkili olabilir. Asetilsal-isilik asit düşük dozlarda eş zamanlı olarak bir analjezik (ağrı kesici), bir antipiretik (ateş düşürücü) ve aynı za-manda bir antikoagülant (pıhtılaşmayı önleyici) olarak etki eder.

Neden GMP?İnsan sağlığını doğrudan etkileyen ürünlerin üretiminde hijyenik koşulların sağlanması gerekir. Hijyenik koşulların sağlanması ve üretimin bu koşullarda yapılması GMP (Good Manufacturing Practices; İyi Üretim Teknikleri) uygulanması ile gerçekleşir.

GMP, bir ürünün hammadde ve ambalaj malzeme-lerinden başlayarak tüketiciye ulaşana kadar etkin

ve güvenli olması için uyulması gereken kurallar bütünüdür. GMP’de amaç sıfır hata, hedef ise sürekli kalitenin sağlanmasıdır.

İnsan sağlığını doğrudan etkileyen ürünlerin (gıda, ilaç , medikal cihazlar vs,) üretim şartları GMP kurallarını sağlamak zorundadır. Üretimin yapılabilmesi için GMP kurallarının sağlanması esastır.

GMP Nasıl Kurulur?GMP kurallarının bir üretim tesisinde uygulana-bilmesi için öncelikle hijyen ve GMP uygulamaları konusunda eğitimler düzenlenmeli, personel bu konuda bilinçlendirilmeli ve sistemin kurulma çalışmaları yürütülmelidir. Sistem kurulum ve uygulamalar için bazı aşamalar aşağıdaki sıralama ile gerçekleştirilir:

1-) Ön Denetim ile Yönetsel, Fiziksel ve Opera-syonel Gelişim İhtiyaçlarının Belirlenmesi;Uluslararası GMP kılavuzu baz alınarak yönetsel, fiziksel ve operasyonel gelişim ihtiyaçlarının tespiti için ön denetim yapılır. Ön denetim sonucunda tesiste geliştirilmesi gereken hususlar, eğitim ihti-yacı ve yönetim sistemi ile ilgili gelişim ihtiyacının karşılanması için yapılması gereken çalışamalar tespit edilir ve aksiyon planı hazırlanır. Danışman-lık süreci boyunca bu aksiyon planı doğrultusunda faaliyetler yürütülür.

2-) GMP Uygulamaları ve Hijyen Eğitimleri;Ön denetimin sonucunda tespit edilen eğitim ihtiyacının karşılanması için danışmanlık süreci boyunca GMP uygulamaları ve hijyen konuların-da tüm personeli kapsayan eğitimler verilir. GMP uygulamaları ile ilgili verilen eğitimlerin etkinliği yapılan sınavlarla kontrol edilirken, hijyen uygu-lamaları ile ilgili eğitimlerin etkinliği danışmanlık süreci boyunca tesisteki uygulamalar takip edilerek kontrol edilir.

Page 13: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

13

3-) Operasyonel Hijyen Kriterlerinin Tespiti;Ön denetim sürecinde iyileştirilmesi gereken hijyenik koşulların tespiti ile ilgili çalışmalar bu bölümde detaylandırılır. Tesisin farklı noktalarında üretim ve ürün özellikleri göz önünde bulunduru-larak tesiste, yerleşimde, kullanılan ekipman-

larda ve alt yapıda (aydınlatma, havalandırma, ısıtma) yapılması gereken çalışmalar bu aşamada yürütülür. Tüm bu çalışmaların amacı hijyenik koşulların sürekliliğinin sağlanmasıdır. Amaç; kon-taminasyon riskini en aza indirecek uygun opera-syonel hijyen kriterlerinin tespit edilmesidir.

Kalite Yönetimi ve GMPBir ilacın kaliteli olması, formülü, tanımlanmış özellikleri ve analiz sonuçları ile GMP kurallarına uygunluğu anlamına gelir. Bu nedenle, ilaç üretim prosesinin her aşamasında ilaç maddelerinin ya

da ilaçların fiziksel, kimyasal ve biyolojik özel-likleri belli sayısal değerler, limitler ve özellikler ile tanımlanmaktadır.

İyi Üretim Uygulamaları (GMP)GMP, ilaç fabrikasında ürünün kalitesini güvence altına almaya ve hataları önlemeye yönelik olar-ak yapılan tüm kontroller ve ölçümlerdir. Üretim işlemlerinin GMP prensiplerine uygunluk göster-mesi ve açıkça belirlenmiş prosedürleri izlemesi zorunludur.

Gereken kalitede, ilgili üretim ve ruhsatlandır-ma bilgilerine göre ürün üretebilmek için genel hususlar şunlardır:

Tüm üretim süreçleri açıkça tanımlanmalı ve sistematik olarak deneyimlerin ışığında yeniden incelenmelidir. Ürünün istenilen kalitede ve spesi-fikasyonlarda olduğu gösterilmelidir.Üretim süreçlerinde kritik adımlar ve proses değişiklikleri doğrulanmalıdır (valide edilmelidir).

GMP için kolaylaştırıcılar şunları kapsar:

1-) Uygun nitelikli ve eğitimli personel2-) Yeterli tesis ve alan3-) Uygun ekipman ve işlevler4-) Doğru materyaller, kaplar ve etiketler

• Etiketlerde işlem gören ürün ya da materyalin adı, üretim aşamaları, seri numarası, analitik du-rum (karantina, analiz, kabul), raf ömrü bilgileri olmalıdır. Etiketlerin anlaşılır, anlamlı, firmaya özgü şekilde olması ve içinde bulunulan duru-

mu gösterecek farklı renklerde olması yararlıdır. Birçok şirkette etiketlerde yukarıdaki bilgilere ek olarak parça sayısı, miktar, kullanım niyeti, ülke ve diğer bilgiler vardır. Üretimde etiketler kilit altında tutulmalı ve kaybolmamalıdır.

5-) Onaylanmış prosedür ve kayıtlar

• Teslim alma, karantina, örnekleme, depolama, etiketleme, tartım/hazırlama, işleme, ambalajlama ve piyasaya dağıtım gibi tüm materyal ve ürün işlemleri, yazılı prosedürler ve talimatlara göre yapılmalı ve kayıt formlarıyla kayıt altına alınma-lıdır.

• Dağıtımı da kapsayan tüm üretim kayıtları tari-hsel olarak gerektiğinde ulaşılabilir ve anlaşılabilir olmalıdır.

Page 14: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

14

6-) Prosedür ve talimatlardan sapmalar önlenmeli ve kontrol edilmelidir.

Sapma ve hata araştırmaları: Üretim ve ambalaj aşamalarında uygunsuz durumlarda çevre sapma-ları ve şarj sapmaları için sapma ve hata araştırma-ları yapılmalıdır. Sapmalar varsa hangi kısımda, ne zaman gerçekleştiği, sapmanın konusu, tanımlan-ması, ne gibi önlem alındığı hususları üzerine kayıt altına alınmış bilgiler dikkate alınarak hata araştır-

ma raporu yazılmalıdır. Hataları (uygunsuzluk-ları) düzeltici-önleyici etkinlikler kalite güvence tarafından kalite kontrol biriminin görüşü alınarak yapılan değerlendirme sonucunda yapılandırıl-malıdır. Düzeltici-önleyici etkinlikler periyodik olarak (örneğin 3 ayda bir) güncellenmelidir.

7-) Uygun depo ve nakliye

Operatörler prosedürleri doğru olarak uygulayabi-lecek şekilde eğitilmelidir.

Sistem herhangi bir madde ya da ürünün satıcı ya da tedarikçisine geri iadesi için uygun olmalıdır.

Ürünlerin dağıtımı sırasında kaliteyi etkileyecek

riskler en aza düşürülmelidir.

Piyasaya sürülen ürünler hakkında şikayetler dikkate alınmalı ve incelenmelidir. Bir daha gerçekleşmemesi için önlemler alınmalıdır.

İyi Üretim Uygulamalarında Karşılaşılan ZorluklarGMP Sistem kurulum ve uygulamalarında bazı zorluklarla karşılaşılmaktadır. Bu zorluklardan başlıca-ları;

1-) Herhangi bir işe başlamadan önce yazılı ve doğru talimatlara göre çalışıldığından emin olunmalıdır.2-) Bu talimatlar her zaman , kesinlikle hiçbir yeri atlamadan takip edilmelidir.3-) Doğru malzemenin kullanılması sağlanmalıdır.4-) Doğru ekipmanın kullanılması ve temiz olmalarının sağlanması gerekmektedir.5-) Kontaminasyonu ve karışmayı önleyecek şekilde çalışılmalıdır.6-) Etiketleme hatalarına karşı her zaman dikkatli olunmalıdır.7-) Her zaman titizlikle ve doğru şekilde çalışılmalıdır.8-) Çalışanlar dahil olmak üzere her şey temiz ve düzenli tutulmalıdır.9-) Her zaman hatalara, yanlışlara ve kötü olaylara karşı hazırlıklı olunmalı ve bunlar derhal rapor edil-melidir.10-)Tutulan raporların ve yapılan kontrollerin doğruluğundan emin olunmalıdır.

Page 15: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

15

GMP Eğitim İçeriğiBirçok eğitim şirketi bulunmakta ve bu eğitimlerin sıralaması ya da veriliş şekli değişebilir. Aşağıda verilen eğitimlerin genel içeriğini göreceksiniz.

•GMP nedir?•GMP’nin Tarihi Gelişimi•Kalite Yönetimi•GMP’nin Kalite Sistemlerindeki Yeri ve Uygulama Alanları•GMP Felsefesi ve Amaçları•Kavramlar, Terimler ve Tanımlar•GMP Bölümlerinin İncelenmesi•Gıda işletmelerinde İyi Üretim Uygulamaları•GMP’yi uygulamak için neler gerekli?•GMP’nin Temel Şartları “Dokümantasyon Gerekleri”•Temizlik•Tesisler ve Ekipman•Üretim•Kalite İşlemleri•Personel

GMP Eğitimi Almak Gerekli mi?İlaç sektörü için konuya bakacak olursak almanız-da yarar var gibi. Kurumların kendi bünyelerinde de bu gibi eğitimlerini verdiğini düşünürsek si-zlere hem ön bilgi olacak hem de konu hakkında

ilk kez duydum durumu yaşamamış olacaksınız. Ayrıca bu sektörde olmayı düşünenlerin bu gibi eğitimleri ve konferansları takip etmelerinde yarar var.

GMP Eğitimini Nereden Almalıyım?Bu eğitimi şuradan alın gibi bir şey demem mümkün değil. Çok fazla firma bu konu hak-kında eğitim veriyor. Sizlere önerebileceğim şey kurumdan ziyade eğitimi kimin verdiğine bak-manız. Ayrıca bu konuda eğitim veren şirketlerin verdikleri sertifika ile yetkili kurum mu değil mi bunu kontrol etmeniz büyük önem taşıyor. Bu konuda eğitim veren oda ve dernekler de olabilir. Genellikle birçoğu ücretli ve sertifikalı eğitimleri piyasada görmekteyim. Kısacası paranızı boşa

harcamadan, araştırarak, sorarak eğitim almanız. Eğitim almadan öncede kesinlikle bu konular hakkında araştırma yapmanızı öneriyorum. Bu sayede kalıcılık daha fazla olacaktır.

Konu hakkında en temel şeylerden bahsetmeye çalıştım. Bir sonraki sayıda görüşmek dileğiyle.

Kaynaklar :

http://www.belgelendirme.com.tr/belgelendirme-standartlari/gmp-standart/296-gmp-belgesi-nas-il-alinirhttp://hbogm.meb.gov.tr/modulerprogramlar/kursprogramlari/kimya/moduller/IyiUretimUygulama-lari_GMP.pdf

Page 16: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

16

Caner Ç[email protected]

İLAÇTAŞINIMI

İLAÇ TAŞIYICILARI OLARAK SİKLODEKSTRİN BAZLI NANOSÜNGER İLE MADDENİN SUDA ÇÖZÜNÜRLÜĞÜ VE KARARLILIĞI

İlaç taşınım sistemleri olarak nanopar-tiküller,büyüklükleri 10-1000 nm arasında değişen çözünmüş,hapsedilmiş veya yüzeye modifiye edilmiş etken maddeyi kontrollü

olarak salan partiküller olarak tanımlanırlar.Kul-lanılan materyale ve üretim yöntemine bağlı olarak şekil ve büyüklükleri değişen partiküller farklı özellik kazanmaktadırlar.

Siklodekstrin bazlı nanosüngerler,yenilikçi çapraz bağlanmış yeni bir nano boyutu verme sistemi olarak araştırılmaktadır.

Siklodekstrinler bir kristal halde ya da amorf yapı ve küre şeklinde veya şişme özelliklerine sahip nanopartiküller olarak bulunmaktadırlar.

Siklodekstrinler (CD) ilaç taşıyıcı olarak geniş ölçüde kullanılan polihidroksi bileşiklerin bir serisidir. Bunlar ilaçlarla kompleks yapabilecek farklı boşluk büyüklüğüne, düşük toksisiteye, mükemmel biyouyumluluk ve biyobozunurluğa sahiptir. Siklodekstrinler, hidrofobik boşlukları içine nonkovalent etkileşimler üzerinden geniş

ölçüde misafir molekülü içine alabilecek yeteneği elinde bulundurur. İnklüzyon kompleks oluştur-ma yeteneği ev sahibi molekülün büyüklüğüne ve polaritesine bağlıdır. Bu özel davranış CD’lerin-biomedikal ve farmasötik çalışmalarda çok fazla kullanılması sağlar.

Polimer örgü kolay çapraz bağlayıcı ve çapraz bağlanma derecesinin türü değiştirilerek ayarlana-bilir.Nanosünger fonksiyonelleştirilmesi site-spe-sifik hedefleme için kendi yüzeyi üzerinde çeşitli ligandları eşleştirmesiyle elde edilmektedir.Bunlar güvenli ve biyolojik olarak parçalanabilir olan hücre kültürleri üzerinde ihmal edilebilirler.Sik-lodekstrin tabanlı nanosüngerler hidrofobik veya hidrofilik moleküllerin farklı form kompleksleri sıkışmış moleküllerin serbest kalması ile değiştir-ilebilir.Nanosüngerlerde, üç boyutlu ağları oluştur-mak için nano yapılı bağlanmış siklodekstrin poli-merler örneğin; karbonildiimidazol gibi bir çapraz bağlayıcı ile siklodekstrinin reaksiyona sokulması ile elde edilir.

SİKLODEKSTRİNLERSiklodekstrinlerin en önemli özelliği çok çeşitli katı, sıvı ve gaz molekülleri ile konuk-konak türü kompleks oluşturma yeteneğidir. Bu komplekslerde siklodekstrinlerin yapısındaki boşluğa, konuk moleküller alınarak kompleksleşme yapılır. Bu tür komplekslere ‘içerik kompleksleri’ de denir. İçerik kompl-eksinin oluşabilmesi için konak molekülün yani siklodekstrin moleküllerinin boyutlarına uygun konuk moleküllerin ortamda bulunması gerekir. Siklodekstrin boşluğuna girebilecek konuk moleküllerin çeşidini belirlemede, geometrik faktörler, kimyasal faktörlerden daha baskındır. Kompleksin oluşabilmesi için ko-nuk molekülün, siklodekstrin boşluğuna tamamen ya da kısmen girmiş olması gerekir.

KimyaMühendisi(Ögrenci)

Page 17: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

17

Kompleks oluşumunda hiçbir kovalent bağ oluşmaz veya kopmaz. Siklodekstrin molekülünün boşluğu, uygun kimyasal yapı ve büyüklükteki ko-nuk moleküllerin, içine girebileceği lipofilik bir or-tam sağlamaktadır. Lipofilik ortam apolar yapıdaki hidrofob moleküllerden kaynaklanmaktadır. İçerik komplekslerinin oluşabilmesi için bazı gerekli şartlar vardır. Bunlardan en önemlisi geometrik uyum ve molar orandır. Farklı büyüklükteki iç boşluklara sahip α-, β- ve γ- siklodekstrinler farklı büyüklükteki moleküllerle kompleks oluştururlar. Boyutları çok küçük olan moleküller, siklodekstrin tarafından çevrelenemediği için boşluktan geçer-ler ve bir kompleks oluşturamazlar. Aynı şekilde, çok büyük boyutlu moleküllerde, boşluğa gire-medikleri için kompleks oluşturamazlar. Fakat bazı

büyük moleküllerin, kenar zincirleri ve belirli gru-pları siklodekstrin boşluğuna girebilir ve kompleks oluşabilir.

Siklodekstrinlerin konuk-konak türü kompl-eksolusturabilme yetenekleri dogrudan sik-lodekstrinlerin bosluk çaplarıyla ilgilidir. Bir siklodestrinin çapı ne kadar büyükse molekül için kompleks oluşturabilme kapasitesi de o kadar yük-sek demektir.Örneğin α-CD en küçük çapa (5 A°) sahiptir, dolayısıyla kompleks olusturmak için çok uygun degildir. β-CD’in çapı 6 A°, γ -CD’in çapı ise 8 A° olup pek çok molekül ile kompleksoluştu-rabilmektedirler.

Şekil 1 : CD(siklodekstrin) molekülünün üç boyutlu yapısıKompleks oluşumu için sadece geometrik uyum yeterli değildir. Konuk molekülün polar-itesi de önemlidir. Hidrofobik moleküller, sik-lodekstrin(CD) boşluğuna daha fazla ilgi göster-irler. Konuk moleküller sudan daha fazla hidrofilik özellik gösterirse genellikle kompleks oluşmaz. Kompleks oluşabilmesi için konuk molekülün sudan daha apolar yapıda olması gerekir. Suda çok iyi çözünen kuvvetli hidrofilik moleküllerin, kuv-vetli iyonize olabilen grupların kompleks oluştur-ma yetenekleri yoktur yada çok azdır.

Bir ilaç molekülünün hücre membranlarından taşınabilmesi için suda yeterli bir miktarda çözünebilmesi, aynı zamanda da hücre mem-branından geçebilecek derecede bir hidrofobik yapıya sahip olması gerekmektedir. CD’lerin önemli avantajlarından biriside membranlardan ilaç geçişini arttırabilmesidir. Genel olarak, hi-drofobik yapıdaki ilaç moleküllerini çözelti içinde tutarak membranlardan geçmesini sağlayan sik-lodekstrinler, taşıyıcılar olarak kabul edilmektedir. Lipofilik yapıdaki hücre membranlarınınhidrofilik

CD’lere olan affinitesi düşüktür. Bundan dolayı CD’ler, göz yaşı ve tükrük gibi sulu dış mem-branda kalmaktadır. Bazı geçirgenlik arttırıcılar (yağ asitleri, alkol gibi) biyolojik membranların lipit tabakalarına zarar vermektedirler. CD’ler ise biyolojik membranlardan ilacın geçişini sağlayarak geçirgenlik arttırıcılar gibi çalışmaktadır

İlaç aktif maddelerin bir çoğu suda yeterli miktar-da çözünmezler. Çözünmeyen ilaçlar için uygula-nan geleneksel yöntemler ise, organik çözücüler, surfaktanların kullanımı ve pH aralığının bunlar ile kombinasyonundan oluşmaktadır. Bu tür yöntemler tahriş edicidir ve başka olumsuz reak-siyonlara sebep olmaktadır. CD’ler ise tahriş edici değildirler ve ilaç aktif maddelerin kararlı olmasını sağlarlar.

Page 18: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

18

Kaynaklar :

1.Cyclodextrin-Based Nanospongesfor Delivery of Resveratrol: InVitroCharacterisation, Stability, Cyto-toxicityandPermeationStudy -AAPS PharmSciTech, Vol. 12, No. 1, March 2011 (# 2011)DOI: 10.1208/s12249-011-9584-3

2.Cyclodextrin-based nanosponges as drugcarriersFrancescoTrotta*1, Marco Zanetti1 andRoberta Cavalli2Beilstein J. Org. Chem. 2012, 8, 2091–2099.doi:10.3762/bjoc.8.235

3.Cyclodextrin-basednanospongesencapsulatingcamptothecin: Physicochemicalcharacterization, stabilityandcytotoxicityShankarSwaminathana,e, LindaPastero b, Loredana Serpe c, FrancescoTrotta d, PradeepVavia e,Dino Aquilano b, MicheleTrotta a, GianPaolo Zara c, RobertaCavalli a,Received 29 May 2009Accepted in revised form 4 November 2009Availableonline 10 November 2009

4. Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dergisi Cilt 31 / Sayı 2 / Temmuz 2011 / pp. 151-170(Kendiliğinden Emülsifiye Olabilen İlaç Taşıyıcı Sistemler ve Farmasötik Alanda Uygulamaları)

Page 19: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

19

KimyaMühendisi(Ögrenci)

Yunus [email protected]

HİDROJENÜRETİMİ VEDEPOLAMASevgili Kimya Severler ve İnovatif Kimya Der-

gisi Okuyucuları ;

Ben sizlere bu ayki sayımızda hidrojenin enerjide kullanılması elde edilme yöntemleri ve depolan-ma şekillerinden bahsedeceğim.

Hidrojen evrende en bol bulunan elementtir. En çok su bileşiğinde,azotu bileşiklerde ve karbon-lu bileşiklerde bulunmaktadır.Hızla artan nüfus beraberinde enerji kaynağı kullanımınıda artır-maktadır.Bu açığı kapatmak için en sık tüketilen mevcut fosil yakıtları kullanılmaktadır.Bu yakıtlar doğada sınırlı bulunmakla birlikte çevreye,atmos-fere,insanlara ve doğaya ciddi zararlar vermekle birlikte asit yağmurlarına da sebep olmaktadır.Hal böyle iken bilim insanları tükenmekte olan ciddi zararlara sebep veren fosil yakıtlarıa alternatif daha temiz ,doğa dostu,yenilenebilir,hafif,ekono-mik depolanabilen enerji kaynaklarına yön-elmişlerdir.

Bu durumda Hidrojen sahip olduğu özellikler bakımından ayrıca doğa dostu oluşu nedeni ile ileriki yüzyılın kesin enerji kaynağı olarak görülmektedir. Zaten fosil yakıtlarının biteceği son 30-40 yıllık rezervinin kaldığı tüm kaynaklarca bildirilmektedir.Bu sebeple tükenen fosil yakıt-larına alternatif enerji kaynağına bilim insanları yönelmiş ve hızla çalışmalarını yürütmektedirler.Zaten ilerki yüzyıl hidrojen enerji kaynağına alter-natif bir enerji kaynağı olmadığını işaret etmiştir.

Bunun sonucunda yüksek verim elde edecek hidrojen enerjisinin doğadaki bileşiklerindne ve izotopalarından faydalanılarak en iyi kalitede ve uygun maliyette bu işi halletmeye çalışacak yollar denenmektedir.Ayrıca hidrojen ülkelerin fosil yakıtlarında dışa bağımlılığına son verecek nitekte bir elementtir. Bu enerji taşımacılıktan uzay araçlarına uzay araçlarından elektriğe sanay-ide,evde kısacası diğer fosil kaynaklarının kul-lanıldığı her yerde rahatça kullanılmaktadır.

1)HİDROJENİN TANIMI Güneş ve diğer yıldızların termonükleer tep-kimeye vermiş olduğu ısının yakıtı hidrojendir.Evrenin temel enerji kaynağı en hafif elementtir.Evrende %80 oranında en bol bulunan element-

tir.Hidrojen bilinen bilinen tm yakıtlar içersinde birim kütle başın düşen en yüksek enerji içeriğine sahiptir.1 kg Hidrojen 2.1 kg doğal gazdan ve 2.8 kg petrolden çıkan enerjiye sahiptir.

1.1) ÖZELLİKLERİHidrojen periyodik sistemin ilk elementidir.H sembolü ile gösterilen hidrojen atomu +1 değer-likli bir çekirdek ve bir elektrondan oluşur.Atom ağırlığı 1.008; buna protyum denir. İki hidrojen izotopu daha vardır;bunlar az miktarda bulunan duteryum(bir proton ve bir nötron) ve doğal olar-ak bulunmayan yapay olarak üretilen radyoaktif trityumdur(bir proton ve iki nötron)

Hidrojen molekülü ,bir elektronu olan pozitif yüklü iki hidrojen atomundan oluşur;norml şart-lar altında renksi,kokusuz,toksik olmayan ,ha-vadan ve helyumdan daha hafif ve gaz halindedir.

-2530 C’nin altında (20.3 K) sıvı (duteryum) ve 11 K derecede katı (trityum)

Page 20: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

20

2) ÜRETİMGünümüzde hidrojen ağırlıklı olarak doğal gazdan buhar reformasyonu sonucu elde edilmektedir (Guhencin 2002, Momirlan ve Veziroğlu 2002). Suyun elektrolizi bilinen bir yöntem olmakla bera-ber ekonomik hale getirilmesi konusunda çalışma-lar, gene benzer şekilde güneş enerjisinden biyote-knolojik yöntemlerle hidrojen üretimi konusunda geliştirme çalışmaları devam etmektedir (Eroğlu ve diğerleri 1999; Koku ve diğerleri 2002, 2003).

Doğal halde gaz hidrojen az miktardadır;atmos-ferde,yükseklikle değişen oranlarda,150.00-200.000 ksımda sadece 1 kısım bulunur.Doğal hidro-jen volkanarda,kömür yataklarında ve petro kuyularından meydana gelir.

Hidrojen evrenin en temel maddesidir.Güneş ve yıldızlarda bulunan ana bileşiktir.Hidrojen evre-de saf halde bulunmaz diğer maddeler ile bileşik halindedir. Diğer atomlar ile bileşik halinde olduğu için birtakım kimyasal işlemler sonucu hidrojen elde edilebilir.Buda yaptığı bileşikteki ve üretim aşamasındaki kaliteye göre enerji değeri değişmek-tedir.Hidrojen üretiminde kullanılan çeşitli kay-naklar ve teknolojiler vardır;doğal gaz,kömür,me-tanol,benzin,veya biyokütleden ısıyla;alglerden ve bakterilerden fotosentezle ;elekrik veya güneş ışığı ile suyu parçalayarak Hidrojen üretilebilir

2.1) Fosil HammaddelerdenÇok basitleşmiş olarak tanımlandığında bu gruptaki süreçler hidrokarbonlar,buhar ve bazı halerde hava veya oksijen ısıtılır sonra bir reak-törde birleştirilir.Hidrojen hem sudan hemde hidrokarbonlardan kazanılır.Su molekülü ve hammedde parçalanarak H2 CO ve CO2 oluşur.Diğer bir metod hidrkarbonların,buhar veya hava olmaksızın ısıtılarak hidrojen veya karbona parçal-anmasıdır.Fosil hammdelerden hidrojen üretim süreçlerine aşağıda kısaca değinilmiştir.

a)Kömürün gazlaştırılması Hidrojenin kömürün gazlaştırılmasıyla elde edil-mesi en eski üretim metodudur.Eski gaz fabri-kalarında üretilen bu gaz %60 hidrojen ve büyük miktarda CO içerir.Hidrojen üretiminin %18’i bu süreçte elde edilir.Süreçte kömür 9000 C ye kadar ısıtılır ,gaz hale dönüşür ,sonra buharla ve oksijen-le genellikle nikel bazlı(veya 1130K ve FeO-CrO2-ThO2) bir katalizörden geçirilir.

2C + O2 +H2O →H2 +CO2 + COYöntem yüksek sıcaklıkar gerekmesi ve kirli-lik yaratması nedenlerinden fazla terih edilmez .Kömürün gazlaştırılmasında daha karmaşık bazı süreçler de vardır, ancak temel işlem yüksek scak-lıklarda kömürün buhar ve oksijenle reaksiyona sokularak H2, CO ve CO2 elde edilmesidir.

Page 21: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

21

b) Metan Buhar Reformingi ile Hidrojen ÜretimiFosil yakıtlardan hidrojen üretiminde esas üretme yolu hidrokarbonların ve buharın katalitik dönüşümü ile hidrojen ve karbondioksit elde edilm-esidir. Bu proses, karbon oluşturmaksızın tamamen buharlaşabilen hafif hidrokarbonlarla çalıştığından genellikle doğal gaz (CH4) ve hafif besleme (nafta) kullanılmaktadır Buhar reformingi 4 ana prosesten oluşur ;

• Gazın kükürdünün giderilmesi • Sentez gazının üretimi (H2/CO) • CO’in CO2’e dönüşümü • Gazın saflaştırılması.

c) Petrol Kalıntılarından Hidrojen Üretimi Hidrojen üretimi için mümkün olan kaynak-lardan biriside ağır petrol kalıntılarıdır. Yakıt olarak kullanıldığında çok kirletici olan bu maddenin katalitik olmayan kısmi oksidasyonu ile konvansiyonel bir süreç sonunda hem temiz yakıt olarak hidrojen üretilir hem de kirlenmenin önüne geçilmiş olur. Çünkü az kalıntı bırakan hafif petrol rezervlerinin tükenmesi ile birlikte ağır petrol kullanımıyla rafinerilerde işlenen petrolün kalitesinde düşme görülecek ve kalıntı miktarı giderek artacaktır.

Rafineriye galen petrol önce atmosferik basınçta distillenerek hafif bileşenler (propan, bütan gibi gazlar), benzin, mazot ve ağır yağlar gibi petrol ürünleri ile atmosferik kalıntı tabir edilen bir alt ürüne ayrıştırılır. Fuel-oil adı verilen bu bileşiğin miktarı ham petrolün cinsine göre hacim bakımından %21 ile %81 arasında değişmekte-dir. Hafif Arap petrollerinde bu oran %53’tür. Bu kalıntının atmosferik basınçta tekrar distil-lenmesi mümkün değildir. Çünkü bu takdirrde koklaşma ve parçalanma vuku bulur. Bundan dolayı bu kalıntı 20-50 mmHg basıncı altında-ki vakumda distilasyona tabi tutulur ve vakum

kalıntısı denilen bir alt ürün elde edilir. Bu son kalıntının oranı ise hafif Arap petrollerindeki ilk ham petrolün %13’ü, ağırlarda%27’si kadardır. Ağır Arap petrollerinin bu en son kalıntısı o kadar fazla miktardadır ki bundan dolayı fuel-oil pazarı doygun duruma gelmiştir. Mesela günde 180000 varil ağır Arap petrolü işleyen bir rafiner-ide 47000 varil vakum kalıntısı elde edilmektedir. Vakum kalıntıları şu üç kimyasal dönüşüm pros-esi ile işlenerek daha iyi ürünler elde edilebilir:

• Hidrojen eklenmesi • Karbon çıkarılması • Kükürt, metaller ve asfaltın giderilmesi.

Burada belirtilen süreçlerden hangisinin seçi-leceği tamamen kalıntının yapısına bağlıdır. Yüksek kirlilik ihtiva eden kalıntı yakıtlar için tek çözüm kısmi oksidasyondur. Katalitik olmayan kısmi oksidasyonla üretilen hidrojen, çevresel açıdan da çok temiz bir yakıttır. Elde edilecek hidrojen ister saf halde satılır, istenirse bir sentez gazı (H2/CO) kaynağı olarak kullanılır (Ayvaz 1998).

Page 22: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

22

d) Benzin reforming :Benzin reformu yakıt pilleriyle çalışan araçlar için çok önemlidir. Benzin ,araç dolum istasyonlarında da reform edilebilir ve elde edilen hidrojen sıkıştırılarak araç depolarına verilir.Benzin reformeler henüz ticari boyutlarda değildir, fakat bazı hidrojen üretici sistemler yapan firmalar nafta reformeler yapmak-tadır.

Nafta ve LPG reformeler birbirine benzer ,aynı katalizörlerle ve aynı sıcaklıklarda çalışırlar .Benzin de aynı koşullarda reforme edilebilir ; oktan molekülünün benzini temsil ettiği varsayıldığında reaksiyonlar şu şekildedir;

C8H18 + 8H2O →8CO + 17H28CO + 8H2O → 8CO2 + 8H2

Toplam reaksiyon C8H18 +16H2O →8CO2 +25H2O

2.2 ) Yenilenebilir Enerji kaynaklarındanYeryüzü %70 den fazlası suyla kaplıdır ve suyun %11.2 si hidrojendir; dolayısıyla su çok bol bulu-nan bir hidrojen üretim kaynağıdır. Hidrojen yakıt yakıt olarak kullanılmasının avantajı havadaki oksijenle birleşerek yandığında su meydana gelm-esidir. Bunun anlamı hidrojen tamamen ‘’yenilene-bilir’’ olmasıdır, yani sudan hidrojen alırken yanma sonucunda tekrar su meydana gelerek ‘’kiralan-mış’’ su iade edilmektedir.

Güneş enerjisi fotovoltaik piller yoluyla elektrik enerjisine dönüştürülür, elektrik enerjisi suyu oksijen ve hidrojen ayırmada kullanılır ,oksijen atmosfere verilirken hidrojen depolanır ,taşınır ve dağıtıma verilir.Son olarak hidrojen ve oksijenin birleşmesiyle açığa çıkan enerji iş ve ısı için har-canır ; bu sırada oluşan su (veya buhar) atmosfere verilir ve çevrim tamamlanır.

a)Suyun Elektrolizi Suyun % 11.2 si hidrojendir. Dünya hidrojen üretimini %20 sini oluşturan bu yöntemle en saf hidrojen elde edilir.1950’lerde çok kullanılan bu hidrojen üretim yöntemi artık çok az uygılanmak-tadır

Suyun elektrolizi ;H2O →H2+(1/2)O2

Suyun elekrolizinde ,bir yakıt hücresindeki reaksi-yonların tersi reaksiyonlar gerçekleşir.Elektrolizler genellikle kullanılan elektrolitlere göre sınıflan-dırılır.Çok bilinen ve yaygın kullanılan bir elek-troliz sistemi %25 ‘lik (KOH) potasyum hidroksit çözeltisi olan alkali elektrolizerlerdir.

Diğer bir elektrolizer polimer membran elektro-litlerin (PEM) kullanıldığı sistemlerdir.Alkali elek-trolizerlere göre çok yeni bir teknoloji ve veriminin daha düşük olmasına karşın rağmen PEM cihazları özzellikle değişken üretimlerin yapıldığı küçük fabrikalarda kullanılmaya başlanmıştır.Büyük işlet-meler alkali sistemleri tercih etmektedirler.

PEM yakıt pillerinin ters çalıştırılmasıyla hidrojen elde edilirse de ,elektrik üretim ve hidrojen üretim koşulları oldukça farklıdır.

Üçüncü bir tip elektroliz cihazı buhar elektrolizer-leridir ;bunlarda seramik iyon iletici bir elektrolit kullanılır ,verimi çok yüksektir fakat ekonomik değildir.

Page 23: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

23

b)Foto Elektroliz Güneş ışığından önce elektrik , sonra da bu ele-ktriği kullanarak sudan hidrojen ve oksijen elde edilmesi işlemleri tek bir süreçte birleştirilmiştir.Bu amaçla geliştirilen sistemlerde fotovaltaik pill-er katalizörle birleştirilerek elektroliz cihazı gibi

çalışmları sağlanır .Silikon bazlı pillerle yapılan çalışmalarda normal güneş ışığından %8 kadar verim alınmıştır ; verimin ve pillerin ömrünü uzatmak için çalışmalar devam etmektedir.

c)Suyun Termal Dekompozisyonu Merkezi bir kolektörle sağlanan bir termal güneş gücü fabrikasında sıcaklık 30000 C ye kadar çıkar. Oysa su 20000 C nin üstünde ısıtıldığında hidro-jen ve oksijene parçalanır,dolayısıyla doğrudan

güneş enerjisiyle suyu parçalamak çok ekonomik bir süreçtir.Bu konuda disosiyasynun daha düşük sıcaklıklarda olması amacıyla çeşitli katalizörler üzerinde araştırmalar yapılmaktadır

d)Biyokütle Gazlaştırma (Piroliz)Ormanda ki ağaç atıkları ,samanlar ,yerleşim yerleri katı atıkları,vs gibi biyokütlenin termal gazlaştırılmasıyla da hidrojen elde edilebilir.Biyokütledeki hidrojen yaklaşık ağırlıkça %6-6.5 kadardır(doğal gazda yaklaşık %25)

Biyokütle gazlaştırma ;

CxHy + x/2O2 → xCO +y/2H2CO + H2O →CO2 +H2

Biyokütleden hidrojen üretimi fosil yakıtlardan hidrojen üretimine benzer Önce gazlaştırma yapılır ; gaz temel olarak H2,CO ve CH4 dan oluşur.Metan buharla reforme edilerek hidrojen ve karbonmonoksite ,karbonmonoksit te şift

reaksiyonu ile de hidrojene dönüştürülerek hi-drojen verimi artırılır. Süreçte gaz yan ürünü CO2 tir.Fakat karbondioksitten çıkan sera gazlarıyla kıyaslandığında ‘’nötradir’’ yani Atmosferdeki CO2 konsantrasyonunu artırmaz.Ayrıca H2+CO2 gaz karışımı yakıt pillerinde elektrik elde etmek için de kullanılabilir.

Biyokütle pirolizinde biyo-oil denilen petrole benzer bir sıvı elde edilir ;petrolden farklı bi-yokütlede bulunan karbonhidratlar ve lignin nedeniyle çok reaktif oksijenli bileşikler içerme-sidir.Bu bileşikler hidrojen dahil çeşitli bileşiklere dönüştürülebilirler .Sürecin safsızlıkları H2S ,COS ,HCN ,Ni/Fe karboniller,karbon ve küldür.

3)HİDROJENİN YAKIT(ENERJİ) OLARAK KULLANIMIBir yakıtın her yerde, örneğin, sanayide, evlerde, taşıtlarda kullanılabilmesi büyük önem taşımak-tadır. Diğer yakıtlarla karşılaştırıldığında, bunları bir çoğunun ancak belirli uygulamalar için kul-lanılabildiğini görmekteyiz. Kömürü, otomobiller de veya uçaklarda kullanmak pratik açıdan uygun değildir. Hidrojen ise, hemen her yerde kolaylıkla kullanılabilir. Hidrojen yakıtlı piller içinde ele-ktriğe dönüştürülmesi ile üretilen elektriğin de, evlerde olduğu gibi, sanayide de bölgesel olarak üretilip kullanılması olanaklıdır. Yakıtlı piller konusunda yapılan yoğun çalışmalar sonucu bu alanda büyük ilerlemeler sağlanmıştır.

Hidrojen yakıtlı motor tasarımlarında bu güne kadar kullanılan 3 temel yöntem aşağıda verilm-iştir.

• Hidrojen ve hava karışımı, değişmez bir oranda silindirlerin giriş manifolduna verilmekte olup, motor gücü hidrojen-hava karışım miktarlarını değiştiren bir valf vasıtasıyla ayarlanmaktadır. Sitemde, özellikle yüksek hızlarda düzgün çalış-mayı sağlamak için, hidrojen hava karışımına su buharı ilave edilmesi gerekebilir.

• Hidrojen gazı basınç altında silindirlere en-jekte edilir. Havanın ise başka bir giriş manifold aracılığıyla ayrı olarak silindirlere geldiği için, hi-drojen hava patlayıcı karışımı silindirlerin dışında oluşmaz. Bu yöntem, ilk tarif edilen sisteme göre daha emniyetlidir. Burada motor gücü, hidrojen gazı basıncını 14 atmosfer ile 70 atmosfer arasın-da değiştirmek suretiyle ayarlanabilir.

Page 24: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

24

• Üçüncü yöntemde de, ikinciye benzer şekilde yine silindirlere ayrı ayrı verilen hidrojen ve hava karışımı verilmekle beraber, yüksek basınç yerine hidrojen, normal veya orta basınçta tutulur ve motor gücü, hidrojen miktarını değiştirmek suretiyle ayarlanır. Burada silindirlere giren hava tutarı değişmediğin-den değişim hidrojen-hava karışımına bağlı meyda-na gelir. Böyle bir ayarlama hidrojen hava karışım or-anının oldukça geniş bir aralıkta patlama özelliğine sahip olması nedeniyle kolaylıkla gerçekleşebilir. Hidrojen yakıtlı motorların, benzinli motorlara göre bir çok üstünlüğü bulunmaktadır.Bunlardan biri, hidrojenli motorların yüksek verimi, diğeri, belki de en önemlisi, atık ürün olarak sadece su buharı

olmasıdır. Silindirleri yağlamak için kullanılan petrol ürünlerinden kaynaklanan çok az miktarda karbon monoksit ve hidrokarbonlarla yüksek sıcaklıktan kaynaklanan azot oksitlerinde atık ürünlerin arasın-da yer alabileceği göz önüne alınmalıdır. Ancak, bu zararlı gazlar, petrol ürünü kullanan taşıtlara göre göz ardı edilebilecek kadar düşük düzeyde olduğu için, hidrojenli motorları tümüyle çevre dostu olarak varsaymak olanaklıdır. Yanma sıcaklığını, atık su buharının bir kısmını yeniden silindire vermek sure-tiyle düşürmek ve böylece azot oksitlerin miktarını daha azalma olanağı vardır. Hidrojen ile çalışan bir otomobil aşağıda görülmektedir.

Page 25: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

25

4)HİDROJENİN DEPOLANMASI VE İLETİMİHidrojen gaz halinde ,sıvı halinde veya bi kimy-asal bileşik içerisinde deplanabilir.Daha çok gaz halinde saklanmaktadır.Fakat düşük yoğunlukta olduğu için çok yer kaplar.Bunun için basınçlı tanklarda ve tüplerde sıkıştırılmış olarak saklanır.Tank malzemeleri hafiflik ve güvenlik açısından geliştirilmektedir.

Hidrojenin yaygınbir şekilde kullanılmamasının nedeni depolamdaki sıkıntılardır.Hidojen gaz formunda oda sıcaklığı ve basıncında aynı eşdeğer enerji miktarına sahip gazdan 3000 kat daha fazla yer kaplar.Bu nedenle de hidrojenin araçlarda ,mobil uygulamalarda kullanım için sıvılaştır-ma,sıkıştırma, ve diğer yöntemler kullanılmalıdır.

Sıvı hidrojen daha az yer kaplar. Fakat hidrojenin sıvılaştırılması için çok yüksek enerji(sıvılaştırılan hidrojenini enerji değerinin 1/3’ü kadar) gere-kir. Katı şekilde hidrojen depolanması için metal hidritler gerekir. Hidrojen gazı metal hidritler

tarafından sünger gibi çekilerek gözeneklere depolanır.Ancak metal hidritler çk ağırdır.On kat daha hafif olan karbon nano tüpler geliştirilmeye devam edilmekte ve geliştirilmektedir.

Page 26: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

26

4.1)Sıkılaştırılmış Gaz olarak DepolamaBu depolama oda sıcaklığında yüksek basınca dayanaklı tanklarda yapılmaktadır.Depolama tankın ağırlığı dolayısı ile tankın tipine bağlı olarak %1-7 hidrojen depolayabilmektedir.Daha hafif, daha dayanaklı ve ağırlıkça daha fazla hidrojen depolayan tanklar daha pahalıdır. Sıkıştırılmış gaz olarak basınçlı tanklarda depolama yöntemi iyi bilinen bir depolama yöntemidir.Hidrojen yük-sek basınçlı tankların içine sıkıştırılır.Bu süreci gerçekleştirmek için enerji gereklidir ve sıkıştırılan gazın doldurduğu bu hacim genellikle oldukça geniştir.Bu hidrojen geleneksel benzin tankları-na göre düşük enerji yoğunluğuna sahip olması ile sonuçlanır.Bir hidrojen gaz tankı bir benzin tankının depoladığı enerjiye eşit miktarda enerji ihtiva ettiğinde benin tankından 3000 kez büyük olacaktır.(www.fuelcellstore.com,2010)

Hidrojen günümüzde 50 litrelik silindirik depo-

larda 200-250 bar basınç ile depolanmaktadır.Ancak hidrojen hacimsel enerji yoğunluğu çok düşüktürve çok hafiftir.Bu basınçlı depolama işlemi 600-700bar’a kadar çıkmaktadır.Diğer yandan yüksek basınç işleminden dolayı tanlar çok ağır olmaktadır.(www.e-sources.com,2010).

Uygulamada basınçlı depo malzemesi olarak ostenitik çelik ve alüminyum alaşımları kullanıl-maktadır.Fakat bu depolamanın dezavantajı çok ağır olmalarıdır.Depolanan hidrojen tüm deponun ağırlığına göre %2-3 civarıdadır.Depoların bu deza-vantajları kompozit malzeme kullanılarak gider-ilebilir.Bu depolarda hidrojen ile temas eden ince bir metal tabakası ve bunu takiben karbon fiberi ile güçlendirilmiş polimer zarf gelmektedir.Böyle bir kapta hidrojen ağırlık oranı %5 ‘e çıkmaktadır.Daha gelişmiş depolarda metal zarf yerine çok tabakalı polimer kullanılmaktadır.

4.2)Sıvı olarak depolama

4.3)Metal Hidrür Esaslı Depolama

4.4)Karbon Nanotüplerde Depolama

Bu teknikte hidrojen atmosfer basıncında -2530 C de oldukça iyi yalıtılmış tanklarda depolanmak-tadır.Hidrojen sıvı şekilde olduğu için eşdeğer ağırlıktaki gaz halinden 3 kat daha fazla enerji içer-ir ve eşdeğer içerdiği durumda da 2.7 kat daha faz-la hacim gerektirir.Bu teknik tank ve yalıtım dahil ağırlıkça %16 hidrojen depolar.Ayrıca sıvılaştırma yakıtın enerji içeriğinin %28’i kadarını gerektirir.Diğer bir dezavantajı yalıtıma rağmen tanka ısı transferi olmasıdır.Bu transfer ile hidrojen buhar-

laşmaktadır.Ancak basınçlı tanklar kullanılarak bu problem çözülebilir.Yalnnız bu çözümde ağırlığı ve boyutu da artırmaktadır.Hidrojenin sıvılaştırma işlemi için harcanan enerji yüksek olsa bile uzay araçları ve roketlerdeki sıvılaştırma masrafları göz ardı edilmektedir.Sıvı hidojen büyük tanklarda depolanmışsa %0.06 sı eğer küçük tanklarda depo-lanmışsa %3’ü günlük olarak buharlaşmaktadır.Bu oranın azaltılması yalıtım işlemine bağlıdır.

Metal hidrürler hidrojen depolama tekniğinde hidrojen granülleri metallerin atomları arasındaki boşluğa depolanır.Metal hidrür sistemi güvenlir ve az yer kaplar ,ancak ağır ve pahalıdır.Araştır-ma aşamasında olan uygulamalarda ağırlıkça %7 hidrojen depolayabilmektedir.Metal hidrürler

sıkıştırılmış gaz veya kriyojenik sıvı deplama aksine metal hidrür yeniden doldurulmada daha az enerji harcanır.Yüksek sıcaklık metal hidrür depolaması daha ucuz olmasına rağmen ,aracın enerji tüketiminin yarısı metalden hidrojeni açığa çıkarmak için harcanır.

Karbon özellikle yüksek oranda gözenekli çok küçük parçacıklar haline getirilebilmesi ve karbon atomları ile gaz molekülleri arasında olusan çekim kuvveti nedeniyle gaz depolamaya en elverişli maddelerden birisidir. Nanotüpler birçok üstün özelliklere sahiptir.Örneğin elastik modülü çelik-ten 5 kat daha fazladır.Ayrıca tüpün yasına balı

olarak bazıları yarı iletken olarak davranırlar .Bu özellikleri dolayısıyla nanotüp kullanılarak elek-tronik cihazları mikro ve nano boyutlara indirebil-mek mümkündür.Hidrojen nanotüpleri içerisine kimyasal veya fiziksel yollarla depolanmaktadır.Karbon nano tüpeleri 1991 yılında ‘’LİJİMA‘’ tarafından keşfedilmiştir

Page 27: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

27

Karbon nanotüpler kısaca grafit tabakarın tüp şekline dönmüş halidir.Çapları birkaç nanometre veya 10-20 nanometre civarındadır.Boyları ise mikron civarındadır. Nanotüpler tek duvarlı olarak üretilebileceği gibi çok duvarlı tüplerde üretilebilmektedir.Çeşitli ilavelerle oluşturulan ,örneğin alkali lavelş(Li-K) nanotüplerde mevcut-tur. Karbon nanotüplerde hidrojen adsorbsiyonu oldukça gözenekli süper aktif grafit yüzeyler de

gerçekleşmektedir.Bu nedenle adsorbsiyon işlemi kimyasal değil fiziksel bir işlemdir.Verilen bir sıcaklıkta absorbe edilen hidrojen sadece basıncın bir fonksiyonudur.Basınç düşürüldüğünde iste-nilen miktarda hidrojen açığa çıkar. Nano yapı basınçlı tanklarda kullanılmakta dolayısıyla ab-sorbe edilen hidrojen gaz halinde depolanan hi-drojene katkı sağlamaktadır.Bu sistemler ağırlıkça yaklaşık %4 hidrojen depolamaktadır.

Kaynaklar :

Hidrojen enerjisinin yükselişi (Adım Adım Hidrojen ) Şahin Baş (mayıs 2013) www.teknikadam.orgRef .e_makaleleri, Yakıtlar www.bayar.edu.com hidrojen.pdf

Page 28: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

28

ELEMENTTANIYALIM Fosfor

Simgesi: PGrubu: 5A (Ametal)

Atom numarası: 15Bağıl atom kütlesi: 30,97376Oda sıcaklığında: Katı

Erime noktası: 44,3°CKaynama noktası: 280°C

Yoğunluğu: 1,82 g/ccKeşfi: 1669 - Hennig Brand

Atom çapı: 1,23 ÅElektronegatifliği: 2,19Elektron dizilimi: 1s22s2p63s2p3

Yükseltgenme basamağı (sayısı): ±3, 5, 4

Fosfor insan vücudunda kalsiyumdan sonra en fazla bulunan kimyasal elementtir. Simgesi P ve atom numarası 15 dir.Bütün organizmalar için fosfor birleşimleri ( fosfodiester bağları) DNA yapıları için büyük önem taşır. Bunun dışında insan vücudu fosfora kemik ve diş oluşumu, hücre büyümesi ve onarımı, enerji üretimi, kalp kasının kasılması, sinir ve kas hareketleri, böbrek işlevleri açısından ihtiyaç duyar. Fosfor ayrıca vitaminlerin kullanımı ile besinlerin enerjiye dönüştürülmesinde yardımcı olarak vücuda yarar sağlar. Fosfat (fosforun %85 kadarı kemikte fosfat formunda depolanır) hücre içi sıvıların ana anyonudur. Fosfatlar dönüştürülebilir olmalarından ötürü, birçok koenzim sisteminin ve metabolizma fonksiyon-larının işlemesi için gerekli bileşiklerle birleşme yeteneğine sahiptir. Fosfatların birçok önemli reaksi-yonları özellikle ATP, ADP ve fosfokreatinin işlevleri ile ilişkilidir.

Fosfor’un Elde EdilmesiÇok aktif olduğundan, doğada serbest hâlde bulunmaz. En çok apatit [Ca5(PA4)3 (F,Cl,OH) ] minerali biçiminde bulunur ve bunun silis ve kok ile ısıtılmasıyla elde edilir. Üç allotropu vardır. Beyaz fosfor, sarı, mum kıvamında bir katı olup P4 moleküllerinden oluşur. Havada birdenbire alev alarak yanar. Karbon sülfürde çözünür. Çok zehirlidir. Yoğunluğu 1,86, ergime noktası 4°C’tır. Su altında saklanır ve su altında demir maşayla tutularak kesilir. Kırmızı fosfor koyu kırmızı toz hâlindedir. Beyaz fosforun azot ya da karbon dioksit atmosferi altında 240-300°C’ta ısıtılmasıyla elde edilir. Yoğunluğu 2,28’dir. 600°C’ta ergimeden süblimleşir. Zehirli değildir. Daha az aktiftir. Karbon sülfürde çözünmez. 260°C’ta tutuşarak fosfor pentaokside dönüşür. Metalik fosfor, beyaz fosfordan 200°C ve 12.000 atmosfer basınç altında elde edilir. Siyah renktedir. Grafite benzer. Fosfor (beyaz) havada kendiliğinden yanarak fosfor trioksit ve pentaoksit verir. Halojenlerle, kükürt ve bazı metallerle de tepkimeye girer.

Kullanım AlanlarıÇeşitli alaşımların yapımına katılan fosfor, sodyum ampullerinin yapımında kullanılan camların eldesinde önemlidir. Fosforik asit, özellikle gübre eldesindeki kullanımıyla, son yıllarda tarım ve hayvancılıkta büyük önem taşır hale gelmiştir. Havai fişek, kibrit, deterjan ve diş macunu yapımında kullanılan fosfor, zararlılarla mücadelede kullanılan çoğu kimyasalın (pestisitlerin) bileşiminde de bulunur. Canlılarda hücre içeriğinin yaşamsal bir bileşeni olarak, özellikle sinir ve kemik dokuları için çok önemlidir. Kemik külünden elde edilen kalsiyum fosfat, kabartma tozunun yapısına katılan mono kalsiyum fosfatın eldesinde kullanılır. Trisodyum fosfat ise, suların yumuşatılmasında, temizlikte ve paslanmaya karşı kullanılan önemli bir fosfat bileşiğidir.

Page 29: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

29

SÖZLÜKIngilizce-Türkçe

Forceps

Fluidized Sand

Fluid

Heat Units

Heat Pipe

Junk

Kerosene

Magenta

Metallize

Oxidation Agent

Plot

Landfill

Lustrous

Bleaching

Phase

Reach

Reactive

Lacquer

Mildew

Oxoacid

Periphery

Rate Law

Sector

Pens

Akışkan

Isı Birimleri

Isı Borusu

Hurda

Gaz Yağı

Atık Gömme

Vernik

Mor Pembe

Parlak

Küf

Metalle Kaplamak

Ağartma

Oksijen İçeren Asit

Yükseltgen

Faz

Çevre

Çizmek, Çizim, Arsa

Ulaşmak

Hız Yasası

Belirteç, Reaktif

Kesim

Akışkan Kum

Page 30: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

30

HABERLER

Yurttan Kimya HaberleriATIKLAR, BOYAMA KİİTABI VE KURU BOYA KALEM OLDU

Yenimahalle Belediyesi, çevreci projelerle çalışmalarına devam ediyor. Minik öğrencilere geri dönüşümden elde edilen 500 adet renkli boyama kitabı ve kuru boya kalemi dağıtıldı.

enimahalle Belediyesi, Tüketici ve Çevre Eğit-im Vakfı (TÜKÇEV) işbirliği ile 2007 yılından bu yana devam ettirdiği Ambalaj Atıkları Geri Kazanım Projesi’ne hız kesmeden devam ediyor. Proje kapsamında birçok okula giderek öğren-cileri geri dönüşüm hakkında bilinçlendiren yetkililer, bu kez de Batıkent Meydan AVM önünde, miniklere geri dönüşümden elde edilen

birbirinden renkli boyama kitabı ve kuru boya kalemi dağıttı.

Açtıkları stantla yine geri dönüşümden elde edilen karton çantalarda 500 adet boyama kitabı ve kuru boya kalemi dağıtan ekipler, çocuklara geri dönüşümün önemini anlatmayı da ihmal etmedi. Bilgilendirmemenin ardından geri dönüşümden elde edilen kitapları ve boyaları büyük bir heyecanla inceleyen minikler, bu sayede geri dönüşüm hakkında bilinçlenerek artık atıklar ile ilgili daha dikkatli olacaklarına söz verdi.

Page 31: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

31

TÜRK DOKTORLAR BOR İLE TÜMÖRÜ TEDAVİ EDECEK YÖNTEM BULDU

Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Tıp Fakültesi’nde 6 yıl önce çalışmalara başlayan bilim adamları, bor ile tümör tedavisinde buldukları yeni yöntemle hastaların umudu oldu.

YYÜ Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Biyofizik Ana-bilim dallarında görevli öğretim üyeleri, Amerika, Japonya ve Finlandiyalı bilim adamlarının cerra-hi yöntemle çözülemeyen beyin, kafa ve boyun tümörlerine yönelik yürüttüğü çalışmalara paralel geliştirdiği yeni yöntemle Türkiye’nin adını dün-yaya duyurdu.

Türkiye Dünyadaki Bor Rezervinin Yüzde 73’üne Sahip

Yöntemi geliştirirken Türkiye’nin yaklaşık yüzde 73’üne sahip olduğu borun, özellikle Balıkesir yöresinde prostat kanseri riskini azalttığı şek-lindeki bilimsel çalışmadan esinlenerek yola çıkan YYÜ’lü bilim adamları, bu yönde geliştirdikleri projeyi yaklaşık 6 yıl önce Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü’ne (BOREN) sundu.

Deneylerde Başarılı Sonuçlar Alındı

Ancak enstitünün yönetim değişikliği, yeni yöne-timin kurulması aşamasının 6 ayı bulması ned-

eniyle benzeri bir çalışmanın Japonlar tarafından yapılması üzerine projeyi geliştiren bilim adamları, “Boran Nötron Yakalama Terapisinde Kullanıl-mak Üzere Yeni Bor Taşıyıcılar 10B-DG ve 18 B-FDG Sentezi” adlı projelerini BOREN’e sundu ve 50 bin liralık destekle çalışmalarına başladı.

Prof. Dr. Hülya Özdemir başkanlığında, Doç. Dr. Zafer Akan, Doç. Dr. Gökhan Oto ve Radyasyon Onkolojisi’nden Yrd. Doç. Dr. Tahir Çakır’ın da yer aldığı ekibin yeni metodu kullanarak laboratu-var ortamında ve hayvansal deneylerde başarılı sonuçlar alması, hastalar için yeni bir umut kapısı oldu.

Kanserli Hücreler BNCT Yöntemiyle Yok Ediliyor

Kanserli hücreler, BNCT yöntemiyle yok oluyorProf. Dr. Hülya Özdemir, çalışma kapsamında sentezledikleri 10B-DG ve 10B-FDG moleküller-inin, BOREN ve çalışmanın yürütücülüğünü üstlenen Zafer Akan adına Avusturya Patent Ofisi tarafından patentinin tamamlandığını söyledi.

Page 32: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

32

“Tümör Dokuya Hedefleniyor ve Sağlıklı Dokular Zazar Görmüyor”

Boron Nötron Yakalama Terapisi (BNCT) adı ver-dikleri yöntemin, bor elementinin tümör dokuya hedeflenmesi ve dokunun nötron ile ışınlanmasıy-la bor atomunun (10B) tümör doku içerisinde helyum (4He) ve lityuma (7Li) parçalanması ve spesifik olarak sağlıklı dokuların zarar görmeden tümör dokunun yok edilmesi anlamına geldiğini aktaran Özdemir, klinik denemeler sonucunda özellikle beyin tümörü hastaları için umut vadeden sonuçlar alındığını anlattı.

ABD’de 500 Bin Kişi Kanserden Ölüyor

Tümörün günümüzün en can alıcı, en öldürücü hastalıklarından biri olduğunu hatırlatan Özdemir, şöyle devam etti:

“Kanser, ülkemiz ve dünyada çok ölümlere neden oluyor. Sadece Amerika’da yılda 500 bin insan kanserden ölebiliyor. Dolayısıyla orada da bu tür çalışmalar hızla devam ederken, biz de 5-6 yıl önce bu çalışmayı başlattık. Borun tıpta kullanılabilmesi için de bor mineralinin hücre içerisine taşınması gerekiyordu. Dolayısıy-la kanserli hücre içerisine taşıyıp, onu nötron bombardımanına tabi tutmak gerekiyordu. Borun nötron yakalama terapisi dediğim yön-tem, tüm tümörler için kullanılabilen fakat özellikle girişimsel tedavi güçlüğü olan baş, boyun tümörlerin tedavisinde, cerrahi girişim yapılamayan bir tedaviye imkan tanıyan yeni bir radyo terapi metodu. Bu metot henüz tüm dünyada geliştirme aşamasında. Yani boru hücre içerisine taşıyabilme ve onu orada çevredeki dokulara zarar vermeden hapsedebilme, kanserli tümörü, dokuyu orada yok edebilme hedefi var. Bu konuda Amerika, Japonya ve Finlandiya hızla çalışmalar üretiyorlar hatta onlarla yarış içer-isindeyiz de diyebiliriz.”

Deney Farelerinde Olumlu Sonuç Alındı

Özdemir, klasik radyoterapide kullanılan X ve GAMA ışınlarının hedef tümör dokuya ulaşın-caya kadar sağlam dokular tarafından da absorbe edildiğini ve ikinci tümörlerin oluşması, doku, organ ve fonksiyon kayıplarını da beraberinde getirebilme risklerinin olduğunu anımsattı.

Kendilerinin bu çalışmayla bu riskleri azaltmak istediklerini, bunu da buldukları BNCT yöntemi-yle başardıklarını kaydeden Özdemir, şöyle konuş-tu:

“Çevre sağlıklı dokuların nötronla tepkiye girme olasılığı çok düşük olduğundan tümör dokusu içerisinde bor atomunun parçalanmasıyla açığa çıkan partiküller ve enerjiler sebebiyle spesifik olarak tümör dokunun yok edilmesi gerçekleştir-ilebiliyor. Biz buradan yola çıktık. Hakikaten çok heyecanlıyız. Ben ve ekibim çok özveri gösterdik. Kısa gelse bile bu 5-6 yılda çok yoğun çalışmalar, çok denemeler yaptık. İlk olarak laboratuvarda hayvan çalışmalarıyla başladık. Gruplara ayırıp hayvanlarımıza kanserli hücre enjekte edip, bu kanserli hücreler üzerinde aldığımız patolojik örneklerde bor mineralinin tedavisel etkinliğine baktık. Burada olumlu bir metot yakalayabil-irsek yolumuza devam edecektik.

Nitekim birkaç olumlu metot yakaladık ve ondan sonra çalışmalarımızı daha da ilerlettik. Biz bor elementinin biriktirilmesini bu yeni sentezlediğimiz hücre içerisine kullanacağımız taşıyıcılarla yapacağız. Bizim çalışmamız-da, bor elementi için iyi bir taşıyıcı olacağını düşündüğümüz ve baştan projemizin de ana taslağını oluşturan deokside glikoz mole-külünün 10B ile kompleksleştirilmesi, testler-inin yapılması sağlandı. Denek hayvanlarında oluşturulan tümör modellerinde sentezlenen molekülün bio dağılım analizleri yapıldı ve tümör hedefleri gösterildi. Daha sonra nükleer reaktörümüzün modifiye edilmesiyle epiter-mal nötronlar elde edildi. Tümör oluşturulmuş denek hayvanlarında BNCT uygulaması yapılar-ak tümör büyümesinin geriletilmesi sağlandı.”

BNCT Tesisi ile Dünyaya Şifa Dağıtacak-lar

Projede karşılaştıkları en büyük sorunun nötron kaynağı olduğunu ve sorunu çözmek için sikla-tron kullanmayı planladıklarını belirten Özdemir, bu amaçla Horizon 2020 AB projelerine siklatron kurma kapsamında proje hazırlığına başladıklarını söyledi.

Özdemir, projenin desteklenmesi halinde adı-na patent aldıkları ve Manisa’da çalışan Doç. Dr. Zafer Akan ile Manisa veya İzmir’de BNCT Tesisi

Page 33: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

33

kurmayı planladıklarına değinerek, “BNCT Tesisi kuracağız ve kendi sentezlediğimiz taşıyıcıları kullanarak hastalarda BNCT uygulamalarına geçmeyi ve Avrupa’nın BNCT Uygulama Merke-zi olmayı hedeflemekteyiz. Bu, ülkemiz için bir ilk olacak” dedi.

Patenti Alındı

Özdemir, “Hayalimiz çok büyük. Bu büyük başarının devamının da böyle olması gerektiğini düşünüyoruz. Sadece Türkiye değil, Avrupa’dan da hastaların gelmesi bekleniyor çünkü Avru-pa’daki en büyük ve tek merkez olacak. Katma değeri ve teknolojisi yüksek bu tedavi metoduyla da ülkemizi sağlık teknolojileri alanında bir üst

sınıfa çıkarmayı düşünüyoruz. Bundan sonra artık destek gerekiyor. Biz bu molekülü bulduk, sentezledik ve patentini aldık. Artık bundan sonra bize gerek firmaların gerek ülkemiz bakanlığının gerekse bu proje başkanlıklarının parasal olarak imkan ve destek sağlaması gereki-yor ki biz bu üniteleri kuralım, hızla çalışmalara başlayalım. Gerekli destek verilirse hedefimiz 2020’den önce tesisi kurmaktır” diye konuştu.

Prof. Dr. Özdemir, molekülü hücre içerisine gönderebildikleri için yöntemlerinin diğer yön-temlerden biraz farklı olacağını belirterek, “Hep beraber dünya üzerindeki kanser hastalarına şifa olmaya çalışacağız” dedi.

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ’NE KİMYA LABORATUVARI

Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Fen Bilimleri Araştır-ma ve Uygulama Merkezi’ne kurulacak kimya laboratuvarları için, Türkiye’nin birçok üniversi-tesinden bilim insanı Kayseri’ye geldi.

ERÜ Genom ve Kök Hücre Merkezi Konferans Salonu’nda bir araya gelen bilim insanları, gün bo-yunca devam eden toplantıda görüş alışverişinde bulundu.

Toplantının açılış konuşmasını yapan ERÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Hamza Çakır, konuşmasına hain terör saldırılarında şehit düşen güvenlik güçlerini anarak başladı.

ERÜ’nün bir hayırsever üniversitesi olduğuna vur-gu yapan Çakır, “Kayserili hayırseverler Erciyes Üniversitesine elinden gelen desteği vermektel-er. Fen Bilimleri Araştırma ve Uygulama Merke-zi’nin temelinin atılmasında ve faaliyete geçme-sinde gösterdiği destek ve katkılarından dolayı Kayseri Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Nursaçan’a teşekkür ediyorum. Ümit ediyorum ki, yeni ku-rulacak bu merkeze katkılarını artıracaklardır” dedi.

Page 34: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

34

Türkiye her zaman güçlü olmak zorunda

Türkiye’nin katma değerini kendisinin yaratması gerektiğini vurgulayan Çakır, şöyle devam etti:

“Güçlü olursanız, size kimse dokunamaz. Maalesef öyle bir dünya düzeninde yaşıyoruz ki, güçlü olan haklı olmasa da haklı görünüyor. Türkiye her zaman güçlü olmak zorunda. Bu gücü de burada kurduğumuz ve kuracağımız araştırma merkezlerindeki Ar-Ge çalışmalarıyla gerçekleştireceğiz. İleriye dönük ciddi adımlar atmak zorundayız. Bu konuda siz değerli bil-im adamlarımızı sık sık buraya davet ederek çalışmalar yapmamız gerek. Kayseri, Türkiye ve dünya sanayisine ve Türk İslam Coğrafyası’na hizmet edebilecek Ar-Ge çalışmaları ortaya koymak zorundayız. Bu toplantıları doğru işler, doğru adımlar atmak için yapıyoruz. Bu toplantıdan güzel sonuçlar çıkacağından hiç şüphem yok.”

Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanı Prof. Fahrettin

Keleştemur ise yeni kurulacak araştırma merkez-ine olan hayırsever desteğine vurgu yaptı.

ERÜ’de tüm fakülte binalarının ve bunların ötesinde araştırma merkezlerinin de hayırseverler tarafından yaptırıldığına dikkati çeken Keleştemur, “Bunun tabi Erciyes Üniversitesine çok büyük kolaylıklar sağladığı aşikar. Bundan dolayı resmi süreçleri çok daha kolay bir şekilde hallede-bildik. Erciyes Üniversitesi Fen Bilimleri Araştır-ma ve Uygulama Merkezi, Kayseri Organize San-ayi Bölge Müdürlüğü Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Nursaçan’ın katkılarıyla bir hayırsever kurumu olacak. Bu bakımdan ben kendilerine çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Konuşmaların ardından Fen Bilimleri Araştırma Merkezi Projesi’nin tanıtımı yapıldı. Tanıtımı ya-pan Fen Bilimleri Araştırma ve Uygulama Merkez Koordinatörü Dr. Mehmet Doğan, “Alman Kimya Sanayi 2030’a kadar hangi konularda gelişme sağlayacak. Mega Trendler neler?” başlıklı bir sunumda gerçekleştirdi.

MUCİZEVİ BOYADAN 30 MİLYON DOLAR GELİR ELDE EDİLECEK

MKS DEVO, şu ana kadar tamamen ithal edilen ve denim kumaşlarda kullanılan siyah boya mad-desinin üretimini yapmaya başladı.

Bu alanda ilk olan MKS DEVO, yüzde yüz yerli olarak üretimini yapacağı Sultan Black adlı boyayı başta Çin, Bangladeş ve Pakistan’a ihraç edecek. Firma, ilk etapta başlayacak olan bu ihracattan 30 milyon dolar bekliyor.

MKS DEVO Yönetim Kurulu Başkanı Korgün Şengün, Bandırma Organize Sanayi Bölgesi’nde 2008 yılından bu yana faaliyette olan ve baş-ta inşaat, deterjan, tekstil ve kozmetik sektörü için kimya maddeleri üreten firmalarının tama-men Ar-Ge odaklı çalıştığını belirtiyor. Korgün Şengün, birçok alanda patentli buluşları olan ve dünyanın pekçok ülkesine kimya alanında başta çevreye olan hassasiyeti esas alan yeni üretim te-knolojilerini ihrac eden tek yerli bir kimya firması olduklarını dile getirdi.

Page 35: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

35

Denim boyamada Sülfür Black adlı siyah rengi ver-en boyanın bugüne kadar ithal edildiğini, devreye alınan ilave tesisle artık tamamen yerli üretim olar-ak bunu pazara süreceklerini söyleyen Şengün, Çin ile rekabet etmek istediklerini dile getirdi. Aynı zamanda su tüketimi olmadan ve sıfır atıkla bu üretimi gerçekleştirdiklerini vurgulayan Korgün Şengün, ürüne “Sultan Black” adını verdiklerini söyledi.

Sektörle ilgili bilgi veren Korgün Şengün, Çin’in yılda 1.5 milyar metre, Hindistan’nın 1 milyar metre, Türkiye’nin ise 500 milyon metre denim kumaş üretiminin yanı sıra 2 milyar dolarlık den-im ihracatı yaptığını ifade etti. Dünyada ise yılda 6 milyar metre denim kumaşa ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Korgün Şengün, ilk etapta bin ton kapa-

site ile üretimine başladıkları Sultan Black’in, yıllık ihtiyacı 500 ton olan Türkiye’ pazarının ihtiyacını karşılayacağını diğer 500 tonu ise ihraç edecekler-ini belirtti.

Türkiye’nin en çok cari açığı kimya sektöründe verdiğini dile getiren Korgün Şengün, yılda 36 mi-lyar dolar kimya ithalatına karşılık, 9 milyar dolar ihracat yapıyoruz, yeni regülasyonlar sayesinde bu konuda gelişme gösterebiliriz diyor.

12 patentli ürünü, 18 de patenti bulunan firma, aylık 6 bin ton kimya ana girdisi üretiyor. 200 çalışanı bulunan MKS DEVO, bu yıl Türkiye’nin en büyük 2’nci 500 şirketi arasına girmeyi hedefli-yor.

Page 36: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

36

Dünyadan Kimya HaberleriGÜNEŞİ İZLEMEK İÇİN KİRİGAMİ’DEN ESİNLENEREK GÜNEŞ PİLİ ÜRETİLDİ

Güneş panellerinin tasarımındaki en büyük sıkıntılardan biri de sürekli yer değiştiren güneşe ayak uydurabilmektedir. Mevcut güneş panelleri bunun için uygun değil ve maliyet açısından da zorlayıcıdır. Fakat Michigan Üniversitesi’nden bilim insanları geleneksel Japon kağıt kesme sanatı kirigamiyi temel alar-ak, daha basit ve ucuz bir alternatif geliştirdiler.Michigan Üniversitesi’nden mühendisler, kağıt sanatçısı Matthew Shlian’a danışarak, kirigami deseniyle özel bir panel tasarımı geliştirdiler.

Doktora öğrencisi Aaron Lamoureux ve Yrd. Doç. Dr. Max Shtein esneyip tekrar eski haline gelebilen Kapton plastik levhasından özel bir güneş pili geliştirdiler. Düz fotovoltaik panel

camının altına iliştirilen şeritler sıkıştırıldığında farklı açılardaki güneş ışığını absorblayabilecek aynı bir akordeon gibi şekil alıyor.

Arizona’da yazın yapılan deneylerde, kirigami güneş panelinin normal panellerden % 36’ya kadar daha fazla güç üretebilir. Motorize güneş izleme sistemleri ise % 40 gibi az bir farkla daha iyi güneş absorblayabiliyor.

Shtein, “Bu sistem büyük bir potansiyele sahip ve bunun güneş pillerindeki maliyeti düşüre-ceğini düşünüyoruz” dedi.

Page 37: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

37

LABORATUAR’DA ENDEMİK BİR BİTKİDEN KANSER İLACI ÜRETİLDİ

Günümüzde ağrıları tedavi etmek için kul-lanılan ilaçların çoğu bitkilerden yola çıkılar-ak elde edilmektedir.Bu bitkilerin bazılarını yetiştirmek çok zordur veya endemik olduk-larından ilaç oldukça risklidir.

Stanford Üniversitesi’nden kimya mühendisi Yrd. Doç. Dr. Elizabeth Sattely kanser teda-visinde sıklıkla kullanılan endemik bir bitkideki proteinleri üretmek için bir teknik geliştirdi.Bu düzenek sayesinde kolayca laboratuvar bitkisi üreterek, kimyasalı üretmeyi başardı. Teknik, potansiyel olarak, bu ilaçlar için daha az pahalı ve daha istikrarlı bir kaynak oluşturarak aynı zamanda diğer bitkiler ve ilaçlara uygulanabilir.

10 Eylül’de Science’da yayınlanan araştırmada , Sattely ve ekibi kanser ilacını geliştirmek için , eşsiz bir teknik kullanarak, molekülü oluştur-mak için birlikte çalışan proteinleri tanımladı. Sonrasında bu proteinlerin farklı bir bitkide üretilebileceğini sonrada mayada ilacı üretebi-leceğini öne sürdüler.

Sattely’nin ekibi bir himalaya bitkisi olan mayapple bir saldırı sezinlediğinde, protein üretmeye başlıyor. İşte bu kimyasal savunma

,laboratuvarda bazı modifikasyonlar uygulanar-ak dünyada bolca kullanılan etoposide adlı ilaca dönüştürülüyor.

Kimyasal savunma için başlatıcı olan bu ma-teryal yapraklarda bulunan zararsız bir molekül aslında. Bitki bir saldırı sezdiğinde, moleküler birleştirmeyi sağlayan proteinleri üretiyor. İşte bu proteinlere azar azar kimyasallar eklenince en sonunda kimyasal savunma sağlayan mole-küle dönüşüyor. Mayapple yaprağında bulunan proteinler yapraklar zarar görmedikçe ortaya çıkmıyor. İşte bu nedenle araştırmacılar yaprak-lara zarar verdiklerinde 31 yeni protein ortaya çıktı. İşte ekip bu proteinleri farklı proteinlerle kombinasyona sokarak, tüm yapım işini yapan 10 proteini buldu. İşte laboratuarda geliştirilen bitkiye bu 10 proteini üretecek genler eklenince, bitki ilaç kimyasalını üretti. Araştırmacılar şim-di proteinleri mayalara yerleştirmeyi planlıyor, bu sayede laboratuarlarda büyük ölçekli üretim sağlanarak, ilaçlar için stabil bir kaynak sağla-nabilir. Bu çalışmanın doğal kaynağından daha güvenli ve daha etkili ilaçlar üretmek için yeni yollar açabileceği düşünülüyor.

Page 38: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

38

RUS YAPIMI YÜZEN İLK NÜKLEER SANTRAL YAPILMAYA BAŞLANDI

Rus nükleer enerji şirketi Rosatom, dünyanın ilk yüzen nükleer enerji santralini inşaa etm-eye hazırlanıyor. Akademik Lomonosov isimli nükleer santralin test çalışmalarının 2015 sonu-na kadar bitirilmesi planlanıyor. Eylül ayında ise santralin ilk personelleri için eğitim başlayacak.

Dünyanın ilk yüzen nükleer enerji santrali, Rusya tarafından kuruluyor.

Moskova nükleer enerji projelerinin kapsamını karadan denize doğru genişletecek. Rus nükleer enerji şirketi Rosatom dünyanın ilk yüzen enerji santrali akademik lomonosov’un testlerine başlayacak. Bu testlerin önümüzdeki yıl içinde bitirilmesi planlanıyor. Santralde çalışacak ilk personeller de Eylül ayında eğitilmeye başlan-acak.

Yüzen nükleer santral Kuzey Kutbu’nda çalışan nükleer buzkıranların tasarımı örnek alınarak inşa edilecek. Fakat buzkıranların aksine, Lo-monosov hareket edemeyecek, deniz yoluyla çekilerek götürülecek.

Yüzen nükleer santral, bulunduğu yerde kıyı altyapısına bağlanarak yerleşim yerine ısı ve elektrik temin edecek.

Yüzen enerji bloğu, limanların, büyük sanayi tesislerin, denizdeki petrol ve doğalgaz üretim tesislerinin enerji ile temin edilmesi için tasar-landı.

Akademik Lomonosov, 2019’da Çukotka bölgesindeki Pevek limanına demir atacak 2021’de tam kapasitede enerji üretecek. Yüzen nükleer santrali çalıştırma süresi 40 yıl olarak belirlendi.

Rosatom’un projeyle ilgili bölümünün Başkanı Sergey Zavyalov, yeni santralin sadece elektrik ve ısı üretiminde değil, deniz suyunun tuzdan arındırılması için de kullanılabileceğine işaret etti.

Page 39: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

39

İRLANDA’DA ÇİMLERDEN ALTERNATİF ENERJİ ÜRETİMİ

İrlanda’da Dublin yakınlarında Carlow’da yürütülen bir araştırma projesinde, Barrow Nehri’nin kıyısında büyüyen çimler biyo kütle elde edilerek alternatif enerji üretiminde kullanılıyor. Çimler bir yandan da atmosferdeki karbonu ayır-maya yarıyor.

İrlanda’da Barrow nehrinin kıyısındaki topraklar verimsiz. Ancak, Avrupa genelinde yürütülen bir araştırma projesinde, bilim adamları, bu topraklar ve üzerinde büyüyen çimlerin bir enerji devri-minde önemli rol oynayacağı fikrindeler.

Araştırmacılardan John Finnan, Myscanthus’un alternatif enerji üretimi için ideal olduğunu, biyo kütle üretme kapasitesinin çok geniş, olduğunu, az enerji tüketerek çok fazla biyo kütle üretebildiğini söylüyor:

“Myscanthus gibi bitkiler, bu tip alanlarda bir hayli gelişebiliyor. İyi büyüyorlar ve daha sık ve daha fazla çıkıyorlar. En önemli özelliklerinden biri, bu tür topraklarda, verimli topraklarda old-uğundan daha fazla biyo kütle üretimine uygun olmaları.”

Bilim adamları, biyo kütle elde edilebilecek uygun ortamı değerlendirmek için fotosentez faaliyetini gözlemliyorlar.

Myscanthus türünün doğal vatanı Asya ve Afrika. Avrupa’da ise mevsim şartları açısından zorluklarla karşılaşılıyor.

Manfred Klaas, Biyolog:“Özellikle de burada, Avrupa’nın kuzeyinde, bahar ve sonbahar ay-

larındaki serin hava koşulları fotosentezi sınır-layabiliyor. Bu yüzden de bu koşullarda daha iyi fotosentez yapabilecek yeni genotipler bulmaya çalışıyoruz.”

Çimler biyo kütle üretimi dışında, atmosferdeki karbonu da depoluyor

Sıvı nitrojen çimlerde alternatif enerji kaynağı araştırmalarında kullanılıyor. Bilim adamları ni-trojeni farklı çim bitkilerinin genetik şifreleri üze-rinde yaptıkları çalışmalarda, hava koşullarına en uygun, su taşkınları ya da kuraklığa en dayanıklı olanını bulmakta kullanıyorlar.

Thibauld Michel, Biyoteknolojist: “Bitkiyi önce eziyoruz. Sonra kloroform kullanarak DNA’sını çıkarıyoruz. Bir yandan bitkinin bütün doku-larını ve proteinini elde ediyoruz, bir yandan da DNA kodlarını okuyabilmek için moleküllerini alıyoruz. Bu, sonunda bize aradığımız bitki türünü bulmakta yardımcı olacak.”

Son adımda, araştırmacılar, buldukları ürün mod-elinin Avrupa’daki yetiştiriciler için enerji pazarına sürülecek cinsten olduğunu özellikle de ısınma sistemlerinde kullanılabileceğini söylüyorlar.

Susanne Barth, Bitki Bilimci:“Pratik tarım faaliyetleri için bazı yetiştirme metodlarını iyileştirdik. Biyo kütle çimlerinin nasıl kuru-tulacağına ilişkin yeni bir yöntem geliştirdik. Üretim sürecinde bu çok önemli bir problemdi.”

Bu çimlerin gerçek bir enerji kaynağı haline gelm-esini beklerken bilim adamları bir yandan başka

Page 40: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

40

önemli bir değer elde ettiklerini söylüyorlar. Bu sıradışı tür, aynı zamanda büyük miktarda karbon-dioksit depoluyor.

Michael Jones, Profesör,Trinity Kolej: “Bu bit-

kiler büyürken aynı zamanda toprakta karbon depoluyorlar. Bu, atmosferden gelen karbonu ayırmanın yollarından biri.”

Kaynaklar :

http://www.sciencedaily.com/releases/2015/09/150910144044.htm http://www.gizmag.com/kirigami-sun-tracking-solar-cells/39339/ http://www.inovatifkimyadergisi.com/rus-yapimi-yuzen-ilk-nukleer-santral-yapilmaya-baslandihttp://www.inovatifkimyadergisi.com/irlandada-cimlerden-alternatif-enerji-uretimihttp://www.inovatifkimyadergisi.com/atiklar-boyama-kitabi-ve-kuru-boya-kalem-olduhttp://www.inovatifkimyadergisi.com/turk-doktorlar-bor-ile-tumoru-tedavi-edecek-yontem-bulduhttp://www.inovatifkimyadergisi.com/erciyes-universitesine-kimya-laboratuvarihttp://www.inovatifkimyadergisi.com/mucizevi-boyadan-30-milyon-dolar-gelir-elde-edilecek

Page 41: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

41

FAYDALI LINKLER

http://www.kimyanotlarim.com/

http://www.fuartakip.com

http://www.freebookcentre.net/Chemistry/InOrgan-ic-Chemistry-Books.html

9,10,11,12 sınıflara ait kimya ders notları arıyorsanız bu site tam size göre. Site yeni kurulmuş olup gün geçtikçe yeni bilgiler ve dökümanlar eklenmektedir. Siteyi öğrencilere ve öğretmenlere öneriyoruz.

Yerli ve yabancı fuarları takip edebileceğiniz güzel bir site. Sitede güncel fuarları her zaman takip edebilirsiniz. Siteyi fuarları takip eden takipçilerimize öneriyoruz.

Kimya ile ilgili ders notları arıyorsanız bu site tam size göre. Sitedeki bilgiler, kitaplar ingilizce olmasına karşın işinize çok yaraya-caktır. İncelemenizi öneriyoruz

Page 42: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

42

BULMACA

Kimya Bulmacasi1

2

3

4

5 6

7

8

9

Soldan Saga2. Atesböceginde bulunan karboksilik asit kompleksi.3. Metallerin elektrokimyasal bir olay sonucu asinmasi.5. Kendisi tepkimeye girmedigi hâlde, tepkime hizini arttiran

veya yavaslatan tepkimeden degisiklige ugramadançikan madde.

7. Bir reaksiyonda reaksiyona giren tanecik türünün sayisi.8. Çok sayida amino asit molekülünün peptit bagiyla

baglanarak olusturdugu büyük moleküllü bilesik.9. Birim çözelti hacminde çözünme orani çok olan madde

için kullanilan niteleme.

Yukaridan Asagiya1. Meyve sekeri adinin çagristirdigi gibi meyvelerden çok

Hindiba kökü ve sarimsakta bulunan bir seker.4. Suda çözündügünde büyük ölçüde iyonlarina ayrilabilen

asitlerin türüdür5. Etil alkolün hacimce %80'lik çözeltisine denir6. Indirgenme - Yükseltgenme tepkimelerine verilen ad.

Page 43: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

43

BULMACAGeçen Ayın Çözümü

Kimya BulmacasiK1 i R A G i L A2 S M A3

L NK Y

P4 I OL L NA Ç5 Ö K E L M EZ EM M F6

K7 A L O R I M E T R EU ER KU AB H8 A L O M O NU S

Ö9 Z Ü T L E M E

Soldan Saga1. Gaz halindeki bir maddenin sivi hale geçmeden direk kati

hale geçmesine denir. [KiRAGiLASMA] 5. Çözünenin hizli bir biçimde ince toz gibi bir kati hâlinde

çözeltiden ayrilmasi. [ÇÖKELME] 7. Isi miktarini ölçmek için kullanilan araçlara denir

[KALORIMETRE]8. Okyanus ve denizlerde bulunan polihalojen

bilesiklerinden biri. [HALOMON] 9. Bir çözelti ya da süspansiyon içindeki organik maddeyi

çözen fakat çözelti ya da süspansiyondaki çözücü ilekarismayan bir madde yardimiyla ayirma. [ÖZÜTLEME]

Yukaridan Asagiya2. Bir moleküle alkil grubu baglanmasi. [ALKILLEME] 3. Negatif yük tasiyan iyon [ANYON] 4. Elektron ve pozitif iyonlardan olusan gaz karisimi.

[PLAZMA]6. Belirli bir noktada birim zamanda (saniyede) geçen dalga

sayisidir [FREKANS] 7. Kati karbon dioksit. [KURUBUZ]

Page 44: Inovatif Kimya Dergisi Sayi 27

44

E-DergideYazarlık

SİZDE YAZARIMIZ OLUN

-- Yazacağınız konuyu belirleyin. (Kimya içeriği olan herhangi bir konu olabilir) Örnek: Polimerdenya da organikten bir konu ya da sanayide gördüğünüz bir şey ile ilgili bir konu. Kendi cümlelerinizile olması şart. Alıntı alıyorsanız kesinlikle kaynak belirtmelisiniz ki aksi durumda yazınız kopya yazı sıfatı görür yayımlanmaz.

-- Konuda kullanılan resimlerin kaynakları belirtilmeli. Aksi durumda sorumluluk yazardadır.

-- Yazılar Facebook üzerinden bizlere gönderilmemeli. Bu bizim işimizi zorlaştırıyor.Yazılar [email protected] adresine gönderilmeli.

-- Yazmayı düşünen arkadaşlarımızYavuz Selim Kart adlı arkadaşımıza ulaşması gerekmektedir.

-- Yazıları gönderdikten sonra kendiniz ile ilgili bilgileri de mail ile bize göndermelisiniz. Yoksa yazınız yayımlanmayacaktır.

--Ad Soyad Ulaşılabilecek Mail Adresi(Hızlı ulaşılabilecek sık kullanılan bir mail olmalı) Bitirdiğiniz ya da okumakta olduğunuz üniversite ismi Dergiye koyabileceğimiz türden bir profil resminiz.

-- 2015 Kasım ayı sayısı için yazılarınızın son teslim tarihi. 20 Ekim 2015’tir.Her ayın son yazım tarihi 20. de bitecektir. 20. den sonra göndereceğiniz yazılar bir sonraki ay yayımlan-acaktır.

-- Kopyala-Yapıştır ile yazıyı ben yazdım gönderiyorum derseniz yazınız kesinlikle yayınlanmaz. Bu şekilde yazı olmaz. Böyle uyanıklık yapıp kolaya kaçmak fark edilmeyecek bir şey değil. Sonuçta yazılarınızı okunuyor ve araştırılıyor.

-- Yazılarınızı word dosyası halinde maile atacaksınız. Yazdığınız yazı en az bir kaç görsel içersin.Fikir düşünce yazılarında olmayabilir ama diğer konularda en az bir kaç tane olmalı çünkü görsellik yazıya çok şey katıyor.

-- Herhangi bir sorun olursa yazı gönderen meslektaşımıza ulaşırız. Gerekli düzeltmeleri yapması için bildirimler yaparız. Gerekli görüldüğü takdirde yazınızın güzel görünmesi adına küçük değişiklikler yaparız ve sizi bu durumdan haberdar ederiz.

-- İnovatif Kimya Dergisi gönderdiğiniz yazıların yayınlanıp yayınlanmaması hakkını elinde tutar.

İNOVATİF KİMYA Dergisi Yönetimi