2
yeniçeri ileri gelenlerine iftarda ve ocak sofra- da otururdu ( Kadfme, s. 31). Ye- niçeri sonra istanbul "hatab emini"- ne bir süre sonra bu görevli de yerini ihtisab : BA, MD, nr. 14, s. 338, 526, 793, 907 ; Meb- d e-i Yeniçeri, vr. 21 b-22", 25b, 112 vd., 143 b; bk . tür.yer.; Müstetab Yücel). Ankara 1974, s. 6, 14; Evliya Çele- bi. Seyahatname, 433; Eyyübi Ef endi Kan ün· names i Abdülkadir özcan). istanbul 1994, s. 38, 45 , 48, 49, 58; Ayn Ali . Ka vanin-i Al-i Os- man, s. 1 1; L. Marsigli, Zuhur ve Terakkisinden Zama· Kadar Askeri Vaziyeti (tre. Mehmed N az· mi). Ankara s. 86-87; D'Ohsson. Tabl ea u general, VII , 316-317; Tarih (ilgürel), s. 382; Kadime, s. 3 Ahmed Cevad . Ta- rih-i Asker-i Osmani, istanbul 1299, s. 175-183 ; Mahmud ve yaf et-i Askeriyyesi, istanbul 1340, s. 4; Uzun- Kapukulu I, 24, 37, 43-44, 48, 258, 262, 397; Midhat. Tarih istanbul 1986, s. 6, 164; ll , 92. ABDÜLKADiR ÖZCAN L -, _j istanbul'un Türk dönemindeki tarihini bilen tarihçi-yazar Ek- rem Koçu , fetihten itibaren ait ta- rihi, mimari, edebi, folklorik ve kültürel ele alan bir ansiklopedi kendi ifadesine göre bul'un bir meydana getirme- ye 1940 karar Ancak ll. Dünya zor günlerinde gerekli bu mesini geciktirdi. Nihayet Cemal bir maddi 1944 Ansiklopedi- si ismiyle ilk fasikülü Otuz iki büyük boy fasikül- ler halinde ansiklopedide madde- lerle ilgili görüntüler için Nezih yap- çizgi resimler tercih Özel- likle mimari eserleri kusursuz bir biçim- de çizen bu ressama Sevinçsoy gibi ressam ve grafikerler de yar- Fasiküllerinjenerik ansiklo- pedinin konular cami, mescid. tekke, türbe. kilise. ayazma, sebil, saray, konak, han. hamam, ti- yatro , kahvehane, meyhane gibi devlet alim, sanatkar, ada- hekim, muallim, hoca , papaz, meczup, hanende, sazende, çengi, köçek, derbeder, pehlivan, tulum- kumarbaz, serseri, dilenci gibi suyu, m esi re yerleri, bahçeleri, vb. tabiat güzellikleri ve mahalleleri ve semtle- ri; zelzeleleri. ihti- lalleri, cinayetleri ve dillere destan olan adet, an ' ane , gi- yim ve istanbul argosu; istan- bul'a ait resimler. kitaplar, roman- lar , seyahatnameler; istanbul'a Bu uzun liste eserdeki maddelerin ne ka- dar bir alana gösteri- yordu. 1949 istanbul sergisinde küçük bir el da eserin yi rmi dört ciltte bildiri- liyor. Ansiklopedisi her den ewel bu büyük beldenin üzerindeki Türk belirtir" cümlesiyle Ekrem Koçu , kendisine olacak bir müellif kadrosu kurmakla be- raber birçok maddeyi beri tara- tarih ve vekayi'nameleriyle eski gazete faydala- narak bizzat üstlendi. Bir istan- bul tarihi ve arkeolojisi olan Al- fons Maria Schneider istanbul ki Türkçe eserleri bir okuyucu kitlelerine hitap eden an- siklopedinin sohbet kaleme zengin mal- zeme sebebiyle bilim da kul- söyleyerek 960 sayfa tu- tan A-Ay maddelerinin konulara göre is- i ( "Türkische Li teratur zur Geschichte und Topographic Konstan- tinopels", Isi., XXIX, Berlin 1950, s. 305- 306) . Ansiklopedisi'nin ilk fasikül surette be- lirtilen maddi iyice so- nucu 1951 durdu. Birinci fasikülün arka her ay bir fa- sikül ikinci fasikülden itibaren gecik- meler ve bir sürede ancak otuz dört fasikül Yedi süren bir aradan sonra Ek- rem Koçu. yine ticaretle Mehmet Ali maddi eseri yeni- den Bu defa üç for- fasiküller halinde on günde bir ansiklopedinin ise on cilt 1S Temmuz 1958'de 1. fasikülden itibaren yeniden ansiklopedinin uzun re düzenli iSTANBUL ANSiKLOPEDiS i olarak yürütüldü. Yazar kadrosuna yeni isimler ve özellikle çizimler res- sam- grafiker Sabiha imza- üç cildin üzerine "iki nci ibaresi fakat IV. cildin maddesinin Ansiklope disi'nin ilk bu madde ile sona Vll. cildin dan sonra Mehmet Ali tan üzerine fasiküllerin ve nihayet 1973 sonunda 173. fasikülün maddesiyle bir- likte bir defa daha durdu. Ek- rem yeni bir ve iki sonra da vefat etti; geriye birikimini ise kimse Ansiklopedinin sebeplerden biri. tarihe geçecek derecede önemi olmayan ve on- veya onlar için manzumelerin. hi- kaye ve romanlardan uzun özet- lerle iktibas edilen Bunlar. ansiklopedinin bir dergi gibi olmakla birlikte ciddiyetini büyük ölçüde göl- bu arada surette gereken önemli maddeler de birkaç Maddelerin da yazar bib- liyografya istanbul Ans ikl opedisi'nin cildinin kapak KOÇU ' ANS-fKLO PE DiSt ""'"' .. ..... .. .......,., ... ....... , ..... , ..., _ """1 303

!il · 2018-05-25 · lopedisi adlı eser R. Ekrem Koçu'nun öz gün çalışmasının ciddiyetten uzak kötü bir taklidi durumundaydı. R. Ekrem Ko çu'nun eserinden istifade ile

  • Upload
    others

  • View
    5

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: !il · 2018-05-25 · lopedisi adlı eser R. Ekrem Koçu'nun öz gün çalışmasının ciddiyetten uzak kötü bir taklidi durumundaydı. R. Ekrem Ko çu'nun eserinden istifade ile

razamın yeniçeri ileri gelenlerine verdiği iftarda sekbanbaşı . zağarcıbaşı. turnacı­

başı ve ocak imamının bulunduğu sofra­da otururdu ( Teşrifat-ı Kadfme, s. 31 ). Ye­niçeri Ocağı'nın kaldırılmasından sonra istanbul ağasının unvanı "hatab emini"­ne çevrilmiş. bir süre sonra bu görevli de yerini ihtisab nazırına bırakmıştır.

BİBLİYOGRAFYA :

BA, MD, nr. 14, s. 338, 526, 793, 907; Meb­de-i Kanün-ı Yeniçeri, vr. 21 b-22", 25b, 112 vd., 143b; ayrıca bk. tür. yer.; Kitab-ı Müstetab (nşr. Yaşar Yücel). Ankara 1974, s. 6, 14; Evliya Çele­bi. Seyahatname, ı , 433; Eyyübi Efendi Kan ün· namesi (n ş r. Abdü lkadir özcan). istanbul 1994, s. 38, 45, 48, 49, 58; Ayn Ali . Ka vanin-i Al-i Os­ma n, s. 1 ı 1; L. Marsigli, Osmanlı İmparatorlu­ğunun Zuhur ve Terakkisinden İnhitatı Zama· nına Kadar Askeri Vaziyeti (tre. Mehmed N az· mi). Ankara ı934, s. 86-87; D'Ohsson. Tableau general, VII , 316-317; Wısıf, Tarih (ilgürel), s. 382; Teşrifa t-ı Kadime, s. 3 ı; Ahmed Cevad. Ta­rih-i Asker-i Osmani, istanbul 1299, s. 175-183; Mahmud Şevket Paşa , Osmanlı Teşkilat ve Kı­

yafet-i Askeriyyesi, istanbul 1340, s. 4; Uzun­çarşılı, Kapukulu Ocak/arı, I, 24, 37, 43-44, 48, 258, 262, 397; Sertoğlu Midhat. Osmanlı

Tarih Lügatı, istanbul 1986, s. 6, 164; Pakalın , ll , 92.

~ ABDÜLKADiR ÖZCAN

ı

L İSTANBUL ANSİKLOPEDİSİ

-, _j

istanbul'un Türk dönemindeki tarihini ayrıntılarıyla bilen tarihçi-yazar Reşat Ek­rem Koçu, fetihten itibaren şehre ait ta­rihi, coğrafi, mimari, edebi, folklorik ve kültürel konuları ele alan bir ansiklopedi çıkarmaya, kendi ifadesine göre " İstan­bul'un bir kütüğünü" meydana getirme­ye 1940 yılında karar vermişti. Ancak ll. Dünya Savaşı'nın zor günlerinde gerekli parayı bulamaması bu kararın gerçekleş­mesini geciktirdi. Nihayet Cemal Çaltı adlı bir tüccarın maddi desteğiyle 1944 yılı­nın Kasım ayında İstanbul Ansiklopedi­si ismiyle hazırlanan yayının ilk fasikülü çıktı. Otuz iki büyük boy sayfalık fasikül­ler halinde basılan ansiklopedide madde­lerle ilgili görüntüler için fotoğraf klişesi kullanılmamış. Nezih İzmirlioğlu'nun yap­tığı çizgi resimler tercih edilmişti. Özel­likle mimari eserleri kusursuz bir biçim­de çizen bu ressama Reşat Sevinçsoy gibi diğer bazı ressam ve grafikerler de yar­dımcı oluyorlardı.

Fasiküllerinjenerik sayfasında ansiklo­pedinin içerdiği konular cami, mescid. tekke, türbe. kilise. ayazma, çeşme, sebil, saray, yalı. konak, köşk. han. hamam, ti­yatro, kahvehane, meyhane gibi yapılar ;

devlet adamı. alim, şair, sanatkar, iş ada­mı. hekim, muallim, hoca, derviş, papaz,

keşiş, meczup, hanende, sazende, çengi, köçek, ayyaş. derbeder, pehlivan, tulum­bacı , kabadayı, kumarbaz, hırsız. serseri, dilenci gibi şöhretler ; şehrin dağı, bayı­

rı. suyu, havası. m esi re yerleri, bahçeleri, bostanları vb. tabiat güzellikleri ve coğ­rafyası; sokakları, mahalleleri ve semtle­ri; yangınları , salgınları. zelzeleleri. ihti­lalleri, cinayetleri ve dillere destan olan aşk maceraları ; halkının adet, an'ane, gi­yim ve kuşamı; istanbul argosu; istan­bul'a ait resimler. şiirler. kitaplar, roman­lar, seyahatnameler; istanbul'a gelmiş yabancı şöhretler şeklinde sıralanmıştı .

Bu uzun liste eserdeki maddelerin ne ka­dar geniş bir alana yayılacağını gösteri­yordu. 1949 yılındaki istanbul sergisinde dağıtılan küçük bir el ilanında da eserin yirmi dört ciltte tamamlanacağı bildiri­liyor. "İstanbul Ansiklopedisi her şey­den ewel bu büyük beldenin üzerindeki Türk damgasını belirtir" cümlesiyle yayın amacı açıklanıyordu.

Reşat Ekrem Koçu, kendisine yardımcı olacak bir müellif kadrosu kurmakla be­raber birçok maddeyi yıllardan beri tara­dı ğı Osmanlı tarih ve vekayi'nameleriyle eski gazete koleksiyonlarından faydala­narak bizzat yazmayı üstlendi. Bir istan­bul tarihi ve arkeolojisi uzmanı olan Al­fons Maria Schneider istanbul hakkında­ki Türkçe eserleri tanıtan bir yazısında, geniş okuyucu kitlelerine hitap eden an­siklopedinin sohbet üslfıbuyla kaleme alınmasına rağmen içerdiği zengin mal­zeme sebebiyle bilim dünyasınca da kul­lanılabileceğini söyleyerek 960 sayfa tu­tan A-Ay maddelerinin konulara göre is­tatistiğin i çıkardı ( "Türkische Li teratur zur Geschichte und Topographic Konstan­tinopels", Isi., XXIX, Berlin 1950, s. 305-306) .

İstanbul Ansiklopedisi'nin ilk basımı , fasikül kapaklarında devamlı surette be­lirtilen maddi sıkıntıların iyice artması so­nucu 1951 yılı başlarında durdu. Birinci fasikülün arka kapağında. her ay bir fa­sikül yayımlanacağı bildirilmiş olmasına rağmen ikinci fasikülden itibaren gecik­meler olmuş ve beş yılı aşan bir sürede ancak otuz dört fasikül çıkarılabilmişti. Yedi yıl süren bir aradan sonra Reşat Ek­rem Koçu. yine ticaretle uğraşan Mehmet Ali Akbay'ın maddi desteğiyle eseri yeni­den neşretmeye başladı. Bu defa üç for­malık fasiküller halinde on beş günde bir çıkarılacak, ansiklopedinin tamamı ise on beş cilt olacaktı. 1 S Temmuz 1958'de 1. fasikülden itibaren yeniden yayımlanan ansiklopedinin basımı uzun süre düzenli

iSTANBUL ANSiKLOPEDiSi

olarak yürütüldü. Yazar kadrosuna yeni isimler katılmıştı ve özellikle çizimler res­sam- grafiker Sabiha Bozcalı'nın imza­sını taşıyordu . İlk üç cildin üzerine "ikinci baskı " ibaresi yazılmamış. fakat IV. cildin başlarında "Bahadır Sokağı" maddesinin altına , İstanbul Ansiklopedisi'nin yarım kalmış ilk baskısının bu madde ile sona erdiği belirtilmiştir. Vll . cildin çıkmasın­dan sonra Mehmet Ali Akbay'ın ortaklık­tan ayrılması üzerine fasiküllerin basımı yavaşladı ve nihayet 1973 yılı sonunda 173. fasikülün "Gökçınar" maddesiyle bir­likte yayın bir defa daha durdu. Reşat Ek­rem yeni bir teşebbüste bulunmadı ve iki yıl sonra da vefat etti; geriye bıraktığı birikimini ise kimse değerlendirmedi.

Ansiklopedinin yarım kalmasındaki başlıca sebeplerden biri. tarihe geçecek derecede önemi olmayan kişilerin ve on­ların yazdıkları veya onlar için yazılmış birtakım manzumelerin. ayrıca bazı hi­kaye ve romanlardan yapılan uzun özet­lerle iktibas edilen parçaların sayfaları

doldurmasıdır. Bunlar. ansiklopedinin bir dergi gibi okunmasına yardımcı olmakla birlikte işin ciddiyetini büyük ölçüde göl­gelemiş, bu arada etraflı surette alınması gereken bazı önemli maddeler de birkaç satırla geçiştirilmiştir. Maddelerin altın­da yazar imzası bulunmasına karşılık bib­liyografya verilmemiştir.

istanbul Ansiklopedisi'nin ı. cildinin kapak sayfası

REŞAO F.KRE!ı,.t KOÇU '

İSTANBUL ANS-fKLO PEDiSt

""'"' .. c.-ı. ..... .. .......,., ... ....... , ..... ~ , ...,_ ~ ~....-. """1

303

Page 2: !il · 2018-05-25 · lopedisi adlı eser R. Ekrem Koçu'nun öz gün çalışmasının ciddiyetten uzak kötü bir taklidi durumundaydı. R. Ekrem Ko çu'nun eserinden istifade ile

iSTANBUL ANSiKLOPEDiSi

İstanbul A n siklopedisi kendi konu­sunda öncü olmuş . benzerleri yapıldığı gibi taklitleri de çıkarılmıştır. 1968 yılında Yeni İstanbul gazetesi, Mithat Sertoğ­lu'na Resimli Büyük İstanbul Ansiklo­pedisi adıyla tek ciltlik bir çalışma yaptı­np okuyucularına ek olarak verdi. Bu an­siklopedi belli bir tasniften yoksun birta­kım tarihi bilgi yığınlarından ibarettir. 1982'de Tercüman gazetesinin, R. Ek­rem Koçu'nun dağılan ve satılan tereke­sinin bir kısmından faydalanarak dört ciltte "Ozansoy" maddesine kadar yayım­ladığı İstanbul Kültür ve Sanat Ansik­lopedisi adlı eser R. Ekrem Koçu'nun öz­gün çalışmasının ciddiyetten uzak kötü bir taklidi durumundaydı. R. Ekrem Ko­çu'nun eserinden istifade ile Tar ih Vak­fı'nın çıkardığ ı Dünden Bugüne İstan­bul Ansiklopedisi (I -VIII, ı 993-1995) , her maddenin altında çoğu akademisyen olan yazarlarının imzasıyla bibliyografya ihti­va eden. kaliteli görsel malzemeyle zen­ginleştirilmiş bir eserdir. Eserin gördüğü rağbet üzerine Beşiktaş Belediyesi'nin hemen hemen aynı kadroya hazırlattığı

Dünde n Bugüne Beşiktaş adlı kitap ( ı 998), şehrin çok renkli bir ilçesini bütün yönleriyle ele alan ve yine her maddenin altında bibliyografya ile imza içeren sis­tematik bir ansiklopedi niteliğindedir.

BİBLİYOGRAFYA :

ö. Faruk Şerifoğıu , "N isyana Terkedilmiş Bir Kültür Hazinesi: is ta nbul Ans iklo pedis i" , Za· man, istanbul2 Kasım 199 1, s. 7 ;Semavi Eyice. "Reşad Ekre m Koç u ' nun Ömrünü Ada dığı 'Kent Kütüğü· istanbul Ansiklopedisi Anıları" . Albüm, Mart 1998, s. 62-67; a.mlf .. "İstanbul

Ansiklo pedisi", DBİs t.A , IV, İstanbul 1994, s. 218-221. !il SEMA Yİ EYİCE

L

L

İSTANBUL BOGAZI

(bk . BOGAZİÇİ).

İSTANBUL DENİZ MÜZESi

İstanbul' da Beşiktaş semtinde Türk denizciliği

ve deniz tarihiyle ilgili eşyanın sergilendiği askeri müze.

_j

ı

_j

Türkiye'nin ilk askerimüzesi olup ll. Abdülhamid'in izni ve Bahriye Nazırı Ha­san Hüsnü Paşa'nın emriyle Kasımpaşa Askeri Tersanesi içindeki Mayın Müfreze Komutanlığı'na ait mayın deposunda Amiral Arif Hikmet Paşa ile Yüzbaşı Sü­leyman Nutki Bey tarafından 1897'de Deniz Müzesi ve Kütüphanesi adıyla ku-

304

ruldu. 1933 yılında mayın deposuna du­yulan ihtiyaç üzerine Bahriye Müzesi Mü­dürlüğü adıyla tersane içindeki nakkaş­hfıne (resim atöl yesi) binasına taşınd ı .

1934 'te Deniz Müzesi adını aldı ve ll. Dün­ya Savaşı ' nın başlaması ile İstanbul'dan Anadolu'ya nakledildL Bu nakilde son de­rece değerli tarihi sancaklarla altın, gü­müş eşyalar Ankara'daki Sarıkışla bina­sına , ikinci derecede değer taşıyan obje­ler Niğde'deki eski bir bazilikaya, üçüncü derecedeki eserler ise Seymen'in Bahçe­cik semtindeki Amerikan okulu na. arşiv defterleri Bozhöyük'e taşınırken toplar tersane içinde toprağa gömülmüş. Yalı­köşkü kayıkhanesinden getirilen kadırga, saltanat kayıkları. ağır mermer kitabeler ve taş eserler tersanedeki kadırga gözleri içinde kalmıştır. Savaştan sonra müzeye ait eserler 1946-1948 yıllarında toplana­rak Kasımpaşa'daki eski Divanhane ( ş im ­

diki Kuzey Deniz Saha Komutanlığı) bina­sında depolanmıştır. Bu nakiller sırasında pek çok eser önemli ölçüde hasara uğra­mıştır.

Deniz Müzesi için İstanbul'da daha el­verişli mekanların araştırılması sonucun­da HalUk Y. Şehsuvaroğlu 'nun gayretiyle, Daimabahçe Camii ile caminin güneyin­deki saray kayıkhanesi ve garaj binası ile havuz üzerinde karar kılınmış. bunların müzeye tahsisi üzerine Divanhane'deki eserler, tersanedeki toplar ve ağır eşyalar. Bozhöyük'teki arşiv defterleri yeni me­kanlarına taşınmıştır. 27 Eylül1948 tari­hinde Deniz Müzesi ve Arşivi Müdürlüğü adı altında teşhire açılarak 1961 yılına kadar burada hizmet vermiştir. 19S6'da caddenin genişletilmesi kararı uyarınca müzenin eski kayıkhane-garajdaki kıs­mının yıktınlması üzerine buradaki eşya Dolmabahçe Sarayı'nın Ağalar Dairesi'ne taşınmış. aynı yılın sonlarında saltanat

istanbul Deniz

Müzesi'nin bahriye

kıyafetlerinin

serg ilendiğ i

salonundan bir görünüş

kayıkları Dolmabahçe Sarayı'na komşu Devlet Malzeme Ofisi hangarına nakledil­m iştir.

Milli Birlik Komitesi başkanlığınca 1961 yılında verilen emir üzerine Beşiktaş sa­hilindeki Beşiktaş Vergi Dairesi'nin (eski maliye binas ı) mülkiyetiDeniz Kuwetleri Komutanlığı'na devredilmiş. böylece mü­ze. kuruluşundan sonra ilk müstakil bina­sına sahip olarakyine Deniz Müzesi ve Ar­şivi Müdürlüğü adıyla hizmete açılmıştır (27 Eylül ı 961 ). Daha sonra m üzenin ya­nındaki belediye temizlik işleri arnbarı olarak kullanılan bina da kamulaştırıla­rak onarılmış ve önüne bir ek bölüm ya­pılarak 7 Thmmuz 1970 tarihinde Deniz Müzesi 'nin ikinci bölümünü teşkil eden Tarihi Kayıklar Galerisi teşhire açılmıştır. Bu galerinin yanındaki bina Deniz Kuwet­leri Komutanlığı'nca 1969'da satın alın­mış olup müdüriyet binası haline getiril­miştir. M üzenin büyük öneme sahip tari­hi arşivi 1971'de Lalahan'a (Ankara) taşı­narak Deniz Kuwetleri Arşiv Müdürlüğü adı altında hizmete açılm ış ve böylece müzeden ayrılmıştır. 1976'dan itibaren m üze binasının bodrum katı onarılıp teş­hir salonu olarak düzenlenmiş ve depoda bulunan harap durumdaki bazı eserler restore edilerek burada sergilenmiştir. M üze bahçeleri ve açık teşhir alanları da yeniden düzenlenip ambarlarda yer alan eserlerin açık teşhir imkanına kavuşma­sı sağlanmıştır.

Deniz Müzesi üç bölümden oluşur. Bi­rinci bölümünü Deniz Müzesi ana binası

teşkil etmektedir. Eski maliye binasının restore edilerek çağdaş bir müze konu­muna kavuşturulmasıyla hizmete giren bu binanın üç katında sergi salonları yer almaktadır. Giriş katında Atatürk odası, deniz şehitleri salonu. eski gemilerin baş figürleri , gemi isim levhaları ve dekoratif