Upload
others
View
18
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
Horacio Castellanos Moya
1957’de Honduras’ın başkenti Tegucigalpa’da Honduraslı bir anne ile El Salva-dorlu bir babanın çocuğu olarak doğdu. Ailesi dört yaşındayken El Salvador’a göçtü. İlk ve ortaöğrenimini Marist Keşişler’in okulunda tamamladı. El Salva-dor Üniversitesi’nde bir süre edebiyat öğrenimi gördü. 1979’da El Salvador’u terk ederek York Üniversitesi’nde öğrenim görmek üzere Kanada’ya gitti. Bir yıl sonra Kosta Rika’ya taşındı. 1981-1992 arasında Meksika’da editörlük ve ga-zetecilik yaptı. 1988’de ilk romanı La diáspora’yı (Diaspora) yayımladı. 1992’de El Salvador’a döndü. 1996’da Yılanlarla Dans (çev. İlker Özünlü, Jaguar) roma-nını yayımladı. 1997’de yayımladığı Tiksinti romanından sonra ölüm tehditleri alması üzerine ülkeyi terk etti ve bir daha dönmedi. Sonraki yıllarda Guatemala, Meksika ve İspanya’da gazetecilik yaptı. 2000’de Aynadaki Dişi Şeytan (çev. Ay-şegül Yurdaçalış, Sel) romanını yayımladı. 2002-2004 arası Frankfurt’ta, 2006-2008 arası Pittsburg’da misafir yazar olarak kaldı. 2014 yılında Manuel Rojas İber-Amerika Anlatı Ödülü’nü aldı. Son yıllarda Iowa Üniversitesi’nde yazarlık dersleri veriyor. Öne çıkan diğer romanları: Insensatez (Saçmalık, 2004), Tirana memoria (Zorba Hafıza, 2008), El sueño del retorno (Dönüş Hayali, 2013).
Süleyman Doğru
9 Nisan 1969’da Keşan’da doğdu. 1988 yılında Galatasaray Lisesi’nden, 1998 yılındaysa İstanbul Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Institut Catholique de Paris’de Kütüphanecilik ve Dokümantasyon for-masyonu aldı. Evli ve bir çocuk babası olan Süleyman Doğru, aralarında Juan Rulfo, Julio Cortázar, Mario Vargas Llosa, Montaigne, Carlos Fuentes, Eduardo Galeano’nun da bulunduğu İspanyolca ve Fransızca edebiyatın önde gelen ya-zarlarının elliyi aşkın eserini dilimize kazandırmıştır.
Horacio Castellanos MoyaTiksinti
Thomas Bernhard San Salvador’da
Notos Kitap 171Edebiyat 056
Roman©Notos Kitap Yay›nevi, 2018
©Horacio Castellanos Moya, 2007El Asco: Thomas Bernhard en San Salvador, 1997
Bu kitabın Türkçe yayın hakları Wylie Agency (UK) aracılığıyla alınmıştır.
Tüm hakları saklıdır.
Birinci Bas›m Aralık 2019
ISBN 978-605-7643-14-8
Sertifika 16343
Editör Oğuz Tecimen
Kapak TasarımıE S Kibele Yarman
Notos Kitap Yayıncılık Eğitim Danışmanlık
ve Sanal Hizmetler Tic. Ltd. Şti.Ömer Avni Mahallesi, Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya Sokak
No: 11/6 Gümüşsuyu, Beyoğlu İstanbul 0212 243 49 07
www.notoskitap.comfacebook.com/NotosKitap
twitter.com/NotosKitap
Bask› ve CiltOptimum Basım
Tevfikbey Mahallesi, Dr. Ali Demir Caddesi No: 51/1 34295 Küçükçekmece İstanbul
0212 463 71 25Sertifika 41707
Horacio Castellanos MoyaTiksinti
Thomas Bernhard San Salvador’da
İSPANYOLCADAN ÇEVİREN
Süleyman Doğru
Roman
Tania’yaJosé Luis Perdomo O.’ya
9
UYARI
Bu anlatının odağındaki karakter Edgardo Vega gerçekten var olan bir kişi: Farklı bir isimle Montreal’de yaşıyor, bir Sakson ismi taşıyor ama bu isim Thomas Bernhard değil. Bana fikirlerini, emin olun ki, bu metnin içerdiğinden çok daha vurgulu ve sert ifadelerle aktardı ama bazı okurları şoke edeceğini düşünerek o bakış açılarını yumuşatmak istedim.
11
Gelmiş olman ne iyi Moya, doğrusu geleceğinden şüpheliydim, çünkü bu şehirdeki birçok insan bu mekândan hoşlanmıyor, buradan zerre kadar hoşlanmayan insanlar var Moya, işte bu yüzden senin de gelip gelmeyeceğinden emin olamıyordum, dedi bana Vega. Ben akşamüstleri buraya gelip avluda oturmaya, Tolín’den istediğim müziği dinlerken sakince iki kadeh viski içmeye bayılıyorum, dedi bana Vega, içeride barda oturmuyorum, barın orası çok sıcak, genel olarak içerisi çok sıcak, bir içki ve Tolín’in koyduğu cazla burada avluda oturmak çok daha iyi oluyor. Bu ülkede kendimi iyi hissettiğim yegâne yer, yegâne düzgün yer burası, geri kalan birahanelerin hepsi birer pislik yuvası, çatlayıncaya kadar bira içen tiplerle dolu iğrenç yerler, bunu anlayamıyorum Moya, bu ırkın o çirkef suyu birayı nasıl o kadar iştahla içebildiğini anlayamıyorum, dedi bana Vega, bu ülke insanının içtiği hayvanlara layık o çirkef suyu bira sadece ishal olmaya yarıyor, en kötüsü de, o çirkef suyunu içmekten gurur duyuyorlar, onlara bira falan değil iğrenç bir şey, pis bir su içtiklerini, onun dünyanın hiçbir yerinde bira kabul edilmeyeceğini söylesen seni ânında öldürebilirler
12
Moya, bunu benim gibi sen de biliyorsun, o şey iğrenç bir sıvı, onu öylesine bir tutkuyla içebilmelerinin tek açıklaması cehalet olabilir, dedi bana Vega, o kadar cahiller ki o çirkef suyunu gururla içiyorlar ve bu öyle böyle bir gurur değil, ulusal bir gurur, dünyanın en iyi birasını içmenin gururu, çünkü onlara göre El Salvador Pilsener’i dünyanın en iyi birası, aklı başında her insanın düşüneceği gibi ancak ishale yol açan bir çirkef suyu değil de dünyanın en iyi birası, çünkü cahil halkların birincil ve başlıca özelliğidir bu, kendi çöplüklerini dünyanın en iyi yeri kabul ederler, eğer mikrop yuvası çöplüklerinin, pis biralarının dünyanın en iyisi olduğuna karşı çıkarsan seni öldürebilirler, dedi bana Vega. Ben bu mekânı seviyorum, bu ülkede öylesine bir tutkuyla içilen o çirkef suyu biranın satıldığı o pislik birahanelere hiç benzemiyor Moya, her ne kadar ismi La Lumbre1 olsa da, geceleri o rock gruplarının şamatası yüzünden, o rock gruplarının gürültüsü yüzünden, o rock gruplarının etraflarındakileri rahatsız etme sapıklığı yüzünden korkunç, tahammül edilmez bir hale bürünse de, kendine göre bir kişiliği, asgari bir hassasiyete sahip insanlara hitap eden bir dekorasyonu var. Ama ben bu barı akşamüstü saatlerinde seviyorum Moya, gelebildiğim, kimsenin beni rahatsız etmediği, kimsenin bana bulaşmadığı yegâne yer burası, dedi bana Vega. Bu yüzden sana burada randevu verdim Moya, La Lumbre benim San Salvador’da oturup içki içebildiğim yegâne mekân ve sadece birkaç saat boyunca, akşamüstü
1 (İsp.) Ateş. (ç.n.)
13
beşle yedi arasında, sadece birkaç saat, saat yediden sonra burası da tahammül edilmez oluyor, rock gruplarının gürültüsü yüzünden olabilecek en tahammül edilmez yere, iğrenç biralarını gururla içen tiplerle dolu birahaneler kadar tahammül edilmez bir yere dönüşüyor, dedi bana Vega, ama şimdi sakince konuşabiliriz, beş ile yedi arasında bizi rahatsız etmeyecekler. Bu mekâna bir haftadan beri kesintisiz geldim Moya, burayı keşfettiğimden beri La Lumbre’ye her gün beş ile yedi arasında geliyorum ve işte bu yüzden seni burada görmeye karar verdim, gitmeden önce seninle konuşmam gerekiyor, bütün bu pislik yuvası hakkında ne düşündüğümü sana söylemem gerekiyor, izlenimlerimi, burada bulunduğum müddetçe kafamda oluşan korkunç fikirleri anlatabileceğim başka kimse yok, dedi bana Vega. Seni annemin cenazesinde gördüğümden beri kendi kendime şöyle dedim: Moya konuşacağım yegâne kişi olacak, lise arkadaşlarımdan kimse cenazeye gelmedi, kimse beni hatırlamadı, arkadaşım olduğunu söyleyenlerin hiçbiri ihtiyar annem öldüğünde ortaya çıkmadı, sadece sen Moya, ama belki de böylesi daha iyi olmuştur, çünkü lise arkadaşlarımdan hiçbiri gerçekten arkadaşım olmadı, liseyi bitirdikten sonra hiçbiri beni bir daha görmedi, ortaya çıkmamış olmaları daha iyi, sen hariç eski okul arkadaşlarımın hiçbirinin annemin cenazesine gelmemiş olması daha iyi Moya, çünkü cenazelerden nefret ederim, başsağlığı dileklerini kabul etme zorunluluğundan nefret ederim, söyleyecek söz bulamam, gelip seni kucaklayan ve sırf annen öldü diye kendilerini senin yakının hisseden o yabancılar beni rahatsız eder, gel
9 7 8 6 0 5 7 6 4 3 1 4 8
Ti
ks
in
tı
Ti
ks
in
tı
.
.
.
ISBN 978-605-7643-14-8 18 tL www.notoskitap.com
hora
cıo
cast
ella
nos
moy
a
EDEBIYATROMAN
.
İspanyolcadan çeviren Süleyman Doğru
Cahil halkların birincil ve başlıca özelliğidir bu, kendi çöplüklerini dünyanın en iyi yeri kabul ederler.”
Sanat tarihi profesörü Edgardo Vega on sekiz yıllık sürgünün ardından, annesinin cenazesi için Kanada’dan ülkesi El Salvador’a dönmek zorunda kalır. Zamanında ülkesinden iğrenerek kaçmıştır ama şimdi kâbusuyla yüzleşmek zorundadır. El Salvador’daki tek arkadaşı olan Moya adlı yazarla bir barda buluşarak pislik yuvası dediği o ülkede ne var ne yoksa kesintisiz bir monologda yerin dibine sokar: politikacıların yozlaşmışlığı, askerlerin cani katliamları, halkın zevksizliği ve aptallığı, çürümüş eğitim sistemi, mide bulandırıcı El Salvador birası ve yemekleri – tiksintiye müstahak daha nice şey...
El Salvadorlu sürgün yazar Horacio Castellanos Moya’dan hakaret virtüözü Thomas Bernhard üslubunda bir öfke konçertosu.
“Tiksinti elbette ki sadece bir hesap kapatmadan ya da bir yazarın ahlaki ve politik ortam karşısındaki derin ümitsizliğinin ifadesinden ibaret değil, aynı zamanda bir üslup alıştırması, Castellanos Moya’nın Bernhard’ın kimi eserlerine yönelik parodisi ve insanı gülmekten öldüren bir roman.” – Roberto Bolaño
“