21
Hazırlayan: Beyhan ÖZTÜRK KAS KAĞITHANE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Problem Çocuklar (Çocuk ve Stres) 1. ÇOCUĞUN GELİŞİMİ ve BELİRTİLERİN ORTAYA ÇIKIŞI 2. STRESLİ DURUMLAR ve KORUNMASIZ ÇOCUK 3. PSİKOLOJİK TEDAVİDE YAKLAŞIMLAR ÇOCUĞUN GELİŞİMİ VE BELİRTİLERİN ORTAYA ÇIKIŞI 1. Kişilik Gelişimi - Zeka gelişimi - Doğumsal biyolojik özellikler ve yeterli çevre rol oynar. - Zeka gelişimi farklı olsa da gelişim dönemleri bütün çocuklarda aynıdır. Bir basamak diğerini izler. 0-2 yaş / adualizmden dualizme: Duyular doğuştan tam gelişmiştir. Fakat iç dünya ile dış dünyayı ayırt edemez. Adualizm 3-6 aylar arası sürer. 3 haftalık bebekler göz göze ilişki kurmaya başlar. 6-12 haftalık cansız bile olsa tüm yüzlere gülümserler. Gülümseme tepkisi ilk sosyal davranış ve biyolojik olgunlaşmadır. 3-6 aylarda kalıplaşmış gülümseme yerini seçici gülümsemeye bırakır. Anne-babayı tanımaya başlarlar. ( yetiştirme yurtlarında seçici gülümseme geç gelişir.) 6. ayda bellek belirtilerinin oluşumu. Anımsama ağlamaları başlar. Nesne sürekliliği edinme. 7. ayda anne-babadan ayrıldıklarında ağlarlar. Önemli bulgu: Zeka gelişiminin ilk döneminde 6. aydan önce ayrılmaları sezmemesi, travma yaratacak olayları anımsamaması. 6. aydan sonra ayrılma ve travma davranışları üzerinde kalıcı etkiye sahiptir. 2-7 yaş / animizm

Hazırlayan: Beyhan ÖZTÜRK KAS KAĞITHANE REHBERLİK VE ...mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/34/13/861906/... · (kardeş kıskançlığı) Gelecek kavramından yoksun olduğundan

  • Upload
    others

  • View
    11

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Hazırlayan: Beyhan ÖZTÜRK KAS KAĞITHANE REHBERLİK VE ...mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/34/13/861906/... · (kardeş kıskançlığı) Gelecek kavramından yoksun olduğundan

Hazırlayan: Beyhan ÖZTÜRK KAS

KAĞITHANE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Problem Çocuklar

(Çocuk ve Stres)

1. ÇOCUĞUN GELİŞİMİ ve BELİRTİLERİN ORTAYA ÇIKIŞI

2. STRESLİ DURUMLAR ve KORUNMASIZ ÇOCUK

3. PSİKOLOJİK TEDAVİDE YAKLAŞIMLAR

ÇOCUĞUN GELİŞİMİ VE BELİRTİLERİN ORTAYA ÇIKIŞI

1. Kişilik Gelişimi

- Zeka gelişimi

- Doğumsal biyolojik özellikler ve yeterli çevre rol oynar.

- Zeka gelişimi farklı olsa da gelişim dönemleri bütün çocuklarda aynıdır. Bir basamak diğerini

izler.

0-2 yaş / adualizmden dualizme:

Duyular doğuştan tam gelişmiştir. Fakat iç dünya ile dış dünyayı ayırt edemez.

• Adualizm 3-6 aylar arası sürer.

• 3 haftalık bebekler göz göze ilişki kurmaya başlar.

• 6-12 haftalık cansız bile olsa tüm yüzlere gülümserler.

Gülümseme tepkisi ilk sosyal davranış ve biyolojik olgunlaşmadır.

• 3-6 aylarda kalıplaşmış gülümseme yerini seçici gülümsemeye bırakır. Anne-babayı tanımaya

başlarlar.

( yetiştirme yurtlarında seçici gülümseme geç gelişir.)

• 6. ayda bellek belirtilerinin oluşumu. Anımsama ağlamaları başlar. Nesne sürekliliği edinme.

• 7. ayda anne-babadan ayrıldıklarında ağlarlar.

Önemli bulgu: Zeka gelişiminin ilk döneminde 6. aydan önce ayrılmaları sezmemesi, travma yaratacak

olayları anımsamaması. 6. aydan sonra ayrılma ve travma davranışları üzerinde kalıcı etkiye sahiptir.

2-7 yaş / animizm

Page 2: Hazırlayan: Beyhan ÖZTÜRK KAS KAĞITHANE REHBERLİK VE ...mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/34/13/861906/... · (kardeş kıskançlığı) Gelecek kavramından yoksun olduğundan

Dili öğrenme açısından önemli dönem. Düşünme ve değerlendirmeleri yetişkinlerden farklı, çevreyi

yanlış yorumlayabilir. Bu durum yetişkinler tarafından ayrımsanamazsa gerginliklere yol açabilir.

Piaget bu dönemin 4 ana özelliğini saptar:

Benmerkezcilik

Animizm

Preoperasyonel mantık

Otoriter ahlak

Benmerkezci dönem:

Bir araya geldiklerinde çok konuşurlar. Her çocuk kendisini hangi konu ilgilendiriyorsa

yanlızca onun üzerine konuşur. Piaget buna kollektif monolog der.

Kendileri dışındaki insanların görüşlerini anlayamazlar.

Yolda yürürken ayın ve güneşin onları izlediklerine inanabilirler. Neden olduğu sorulduğunda

ayın/güneşin, onun ne konuştuğunu duymak istediklerini söylerler.

Animizm:

Herşey canlıdır ve kendileri gibi duyguları-düşünceleri vardır. Başını çarptığı masa kötüdür. Bu

dönemde çocuklar büyüye inanırlar. Düşleri gerçek gibi algılayabilirler.

Animistik çocuğun dünyası Alice harikalar diyarındaki dünyadan çok da farklı değildir.

Preoperasyonel mantık:

Mantıkları müspet değildir.

Gözlemlerinden sonuç çıkaramazlar. Noelde her mağazada noel baba görmeleri noel babanın bir tane

olduğu inancını sarsmaz.

Ya da iki plastik toptan biri yuvarlanıp sosis biçimine getirilince diğerinden daha büyüktür çünkü

daha uzundur.

Otoriter ahlak:

7 yaşın altı için kurallar çok kutsaldır. Değiştirilemez. Daha sonraki dönemlerde demoktarik işbirliği

ortamı gelişir ve kuralların karşılıklı değişimi akıllarına gelir.

Bu dönemin özelliklerini bilmek karışık olaylarda çocuğun tepkilerini anlamada kişiye yardımcı olur.

Herhangi bir kötü durumu ceza olarak algılayabilir, yaptıkları herhangi bir yanlışın karşılığı olarak

düşünebilirler. Mesela anne-babasının kendi dışında herhangi bir konu hakkında tartışabileceklerini

düşünemezler.

7-16 yaş / Gerçekçilik

Page 3: Hazırlayan: Beyhan ÖZTÜRK KAS KAĞITHANE REHBERLİK VE ...mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/34/13/861906/... · (kardeş kıskançlığı) Gelecek kavramından yoksun olduğundan

• Sözcük, düşünce ve kuralların ayrımına varma.

• Sosyal ilişkiler, demokratikleşme ve işbirlikçi tavır.

• Fiziksel olayları açıklarken zaman ve mekanı dikkate alma ( somut operasyonel mantık

kullanma)

• Soyut mantık gelişir.

• Bir problemi çözmek için somut parçalara ihtiyacı yoktur, tek başına düşünce yeterlidir.

İki plastik küre şekil değiştirse bile daha önce eşit hacimde oldukları için hacimlerinin değişmeyeceğini

bilirler.

2. Sosyal ve Duygusal Gelişim

Ansiyete en çok davranış bozukluklarına yol açan etkendir.

a) Yaşamın ilk yılı, erken bağımlılıkta oral dönem

b) Yaşamın 2. yılı, sosyalleşmede anal dönem

c) 2-6 yaş, kimlik oluşumunda genital dönem

d) 6-12 yaş, gizlilik ve kültürel ilişkiler dönemi

e) 12-15 yaş, ergenlik ve puberte(bluğ çağı)

f) Yaşamın ilk yılı, erken bağımlılıkta oral dönem:

Tüm uyaranları beslenme işlemiyle sınırlıdır.

Yapabileceği tek şey çaresizce ağlamak.

‘ Yaşamsal gereksinimlerin karşılanmaması’ çocuğun yaşadığı ilk anksiyetenin kaynağı olarak

düşünülür.

Anne- babadan ya da bakıcıdan ayrılmak da anksiyete kaynağıdır.

(ayrılma anksiyetesi)

b) Yaşamın 2. yılı, sosyalleşmede anal dönem:

Temelde ilişkisi bir kişiyledir. Anne ya da bakıcısı.

Artık ayakta durabilir, çevrede dolaşabilir.

Sosyal kuralların aşılanmaya başladığı dönem.

Tuvalet eğitimi anne-çocuk ilişkisinin özüdür.

Çocuk dışkısını tutmaya veya bırakmaya karar verebilir.

Gelişimin bu noktasında çocuk kendisini yönetebilir.

Page 4: Hazırlayan: Beyhan ÖZTÜRK KAS KAĞITHANE REHBERLİK VE ...mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/34/13/861906/... · (kardeş kıskançlığı) Gelecek kavramından yoksun olduğundan

Bu dönemde çocuğun temel görevi kendinden daha muktedir olan kişiyle nasıl ilişkide

bulunacağını öğrenmesidir.

Anksiyete bu dönemde yine vardır. Kaynağı çekingenlik ve başkalarının beğenisi/onayıdır.

c) 2-6 yaş, kimlik oluşumunda genital dönem:

Kıskançlık ve rekabet duygularının belirdiği dönem.

(kardeş kıskançlığı)

Gelecek kavramından yoksun olduğundan ona beklemesini söylemek anlamsızdır.

İstekleri yerine gelmezse huysuzluk nöbetlerine girebilir fakat dikkati hemen başka yöne

çekilebilir.

Yavaş yavaş ‘yarın, sonra, büyüyünce’ gibi gelecek kavramlarını oluşturabilirler.

Bu dönemde yaş ve cinsiyet olarak kendilerini başkalarıyla kıyaslamaya başlarlar.

Cinsel kimliklerinin ayrımına varırlar.

Anne/baba ile ayrıcalıklı ilişkiler kurmak isterler.

Soru sorma dönemine girilmiştir.

Cinsiyetle ilgili merak ettikleri yanıtlanamaz ya da kaçamak/yanlış cevaplar verilirse bu

biyolojik olaylar gizemli bir havaya bürünür ve çocuk sorularını ayıp olarak kabul eder. Bu

durumda merak artar ya da biliçaltına itilir.

Bu dönemde çocuk animistik olduğundan ebeveynler tarafından verilen bilgileri yanlış

yorumlayabilirler.

(senin burnunu koparırım, etekleri zil çalmak)

Bu dönemde yeni ve güçlü bir anksiyete kaynağı gelişir: Çocukların vijdanları.

Takılma-geri dönme kavramları:

Çocuk üstesinden gelemeyeceği denli büyük anksiyete

doğuran bir durumla karşılaştığında, yaşına uygun bir

psikolojik çözüm yöntemi yerine, geçmişte onu hoşnut

eden bir davranış biçimine döner.

En çok rastlanan örnek küçük kardeşine düşmanca

duygular besleyen 3-4 yaşlarındaki çocuklardır.

Kardeşinin varlığı ve annesinin ilgisizliğinden rahatsız

Page 5: Hazırlayan: Beyhan ÖZTÜRK KAS KAĞITHANE REHBERLİK VE ...mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/34/13/861906/... · (kardeş kıskançlığı) Gelecek kavramından yoksun olduğundan

olan çocuk oral döneme dönerek annesinin onu

beslemesini isteyebilir. Anal dönemdeki gibi altını

kirletebilir. Anne duyarlı olmazsa gelişmede duraklama

olabilir. Geçmiş dönemlerin anımsanmasını sağlayan

herhangi bir şey, aşırı gerginlik-mutluluk, olumsuz ya da

pozitif takılmaya yol açabilir.

d) 6-12 yaş, gizlilik ve kültürel ilişkiler dönemi:

• Okullu olma, yaşıtlarıyla ilişkiler ve eğitim başlar.

• En büyük uyum gösterilen yaş.

• Kültürün davranış biçimlerini ve kuralları öğrenir.

• Kabul görmeye çalışır. Çocuk, toplum dışına itilirse ve yeterince saygı görmezse özgüven

yitimine bağlı anksiyete oluşabilir.

e) 12-15 yaş, ergenlik ve puberte(bluğ çağı)

Erikson, bu dönemde en önemli özelliğin kişilik oluşumu olduğunu açıklar. 4 aşama:

1. Çalışma alanının belirlenmesi

2. Sosyal konumun ve görüşlerin kazanılması

3. Duygusal olarak ana-babadan ayrılma

4. Cinsel rolün belirlenmesi

Bütün bu alanlardaki seçimler hemen yapılmaz. Ergen kişinin meslekler, değişik karşı cinsten eşler ve

ideolojiler üzerine deneyimleri olur. Değişik grup ve eylemlere bağlanırlar.

Yetersiz ve kendine güvenmeyen anne-babalar çocukların bağımsız görüşlerinden korku duyarlar,

kendi ölçülerine uygun davranmaları konusunda diretirler.

Gelişimin Erken Dönemlerinin Kişilik Gelişimine Yardımı

Erikson, erişkin kişiliği ile çocukluk deneyimleri arasında önemli bağlantılar olduğuna dikkat

çekmiş.

Çocuklukta anneyle kurulan ilişkiler ileriki yaşamında başka birine bağımlı olacağı her

durumda alacağı tavrı belirler. Mutlu bir bebeklik güven duygusunu doğurur. Tersi

kötümserlik ve güvensizliği.

Yetişkin yaşamında aşırı boyun eğme ve anlamsız inatçılığın kökleri erken çocukluk

dönemindeki eğitimin yanlışlıklarında bulunur.

Page 6: Hazırlayan: Beyhan ÖZTÜRK KAS KAĞITHANE REHBERLİK VE ...mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/34/13/861906/... · (kardeş kıskançlığı) Gelecek kavramından yoksun olduğundan

Çocukluk dönemindeki anksiyeteler çocuğun yetenekleri ve yaşıtları arasındaki konumu

hakkında aşağılık duygusu yaratabilir. Tersi ise işbirliği ve çalışkanlığa yöneltir.

Sağlıklı bir ergenlik birey seçimlerinde doyuma ulaştığı vakit gerçekleşir.

Çocukluk Döneminde Yoksunluk

Şimdiye değin gelişim süreçleri ve değişik yaşlarda bazı olayların çocuklarda anksiyete

doğurduğunu gördük. Aynı zamanda anksiyetenin fazla yaşanmasının kişilik gelişimi

üzerindeki etkisinden bahsettik.

Yoksunluk çevresel öğelerden de kaynaklanabilir:

1. Bebeklikte yetersiz beslenme

2. Bağ kurmak için elverişli durum noksanlığı

3. Zeka ve dil uyarımında yetersizlik

4. Örnek almada ve sosyalleşmede sakatlık

5. Bebeklikte yetersiz beslenme:

Bazı bebekler düşük kilo ile doğarlar. Bazı ender olaylarda annelerin ruhsal bozuklukları vardır

ve temel bakım yöntemlerini uygulayamazlar. Bebeklerine ilgi duymalarını engelleyen kendi

çocukluk dönemlerindeki yoksunluklarından kaynaklanan sorunlar olabilir.

Erken bebeklikte beslenme yetersizliği uzun sürerse kalıcı fiziksel ve zihinsel gelişim gerilikleri

görülebilir.

2. Bağ kurmak için elverişli durum noksanlığı:

Lowrey’ in yaptığı araştırmada yaşamın ilk 3 yılını yetimhanede geçiren çocuklarda saldırgan

davranışar ve konuşma bozukluğu tanımlamıştır. Zeka düzeyleri geri ve bellekleri zayıftır. 3

yaşından sonra yetimhaneye gelenlerde gözlemlememiştir.

Anne ve kardeşlerinden ayrılıp yapay anneye verilen maymun deneyi sonucuna göre; dişi

maymunlar yavrularına bakıp beslemezler, erkek maymunlar diğerleri arasındaki sosyal-

hiyerarşik düzene uyum gösteremezler.

Toplu bakım altında kolayca gülümseyen bebeklere bakıcı daha çok ilgi gösterir. Bu bebekler

giderek daha çok gülümsemeyi öğrenirler.

Uyumsuz ve huysuz bebekler daha kolaylıkla gözden kaçabilirler ve özel ilgiye olan açlıkları

daha da büyür.

Anne-bakıcı ve çocuk arasındaki yakınlık ‘türlerin devamı’ için gereklidir.

3. Zeka ve dil uyarımında yetersizlik:

20 haftaya kadar özenle bakışan bebeklerin sosyal uyumları ve konuşma yetileri üst sınırdadır.

Yetiştirme yurtlarında durum tersidir.

Page 7: Hazırlayan: Beyhan ÖZTÜRK KAS KAĞITHANE REHBERLİK VE ...mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/34/13/861906/... · (kardeş kıskançlığı) Gelecek kavramından yoksun olduğundan

Viktorya döneminde ruhbilimciler anneleri tarafından karanlık tavan aralarında gizlenerek, insanlarla

ilişkileri koparılan, evlilik dışı doğmuş çocuklar bulurlar. Çocukların sonraki gelişimlerinin yavaş olduğu

görülmüştür.

Sosyo-ekonomik düzeyleri düşük, kalabalık ailelerdeki pek çok anne çocuğuna zaman ayıramaz. Bu tip

ailelerin çocuklarının ruh sağlığı iyi olsa bile dil ve zeka gelişimleri yavaştır.

4. Örnek almada ve sosyalleşmede sakatlık:

Taklit yoluyla öğrenen çocuk anne- babanın davranış ve ahlak düzeyiyle doğru orantılı olarak gelişir.

Ailede bağımlılık, madde kullanımı, ensest gibi durumlar çocuğun eğilimlerini doğrudan etkiler.

BELİRTİLERİN KÖKENİ

Birer Belirti Olarak Davranış Bozuklukları:

Şiddet davranışı, hırsızlık, mizaçta olumsuz değişiklikler ya da okula gitmeyi reddetme

tepkileri çoğunlukla anksiyete gözle görülür hale gelmeden ortaya çıkar.

Belirtilerin herhangi bir anlamı yoktur ve bireye özgüdür. Örneğin, çalma davranışı değişik

anlamları içinde barındırabilir. Bireyin geçmiş ve şimdiki yaşantısı ile duygu ve düşünceleri

hakkında bize anlatacaklarının dinlenmesi önemlidir.

Çocuklukta huzursuz davranışların sınıflaması

Saf duygu bozuklukları ( stres, mutsuzluk, kıskançlık, korku )

Tavır bozuklukları (hırsızlık, yalan söyleme, okuldan kaçma )

Huzursuz davranışı anlamaya çalışıyorsak belirtilerin doğasıyla onların altında yatan mekanizmalar

arasında birebir ilişki bulmalıyız. Huzursuz davranış ya aşırı anksiyeteye bağlı olarak ya da özürlü

sosyalizasyon sonucu ortaya çıkar.

Nevrotik Bozukluklar ve Savunma Mekanizmaları

Anne-baba ihmalkar ya da suçlu değildir, tersine çocuklarını sosyal davranışın kabul edilir

düzeyleriyle uyum içinde yetiştirmeye çalışmışlardır.

Nevrotik belirtileri anlamada anahtar kelime anksiyetedir. Anksiyetenin de dört kaynağı

vardır:

1. Oral dönem-primer anksiyete

2. Ayrılma anksiyetesi

3. Utanma, özsaygı kaybına bağlı anksiyete (anal dönem)

4. Genital dönem anksiyetesi (suçluluk duygusuna bağlı ank. )

Page 8: Hazırlayan: Beyhan ÖZTÜRK KAS KAĞITHANE REHBERLİK VE ...mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/34/13/861906/... · (kardeş kıskançlığı) Gelecek kavramından yoksun olduğundan

Anksiyete çatışma varsa ortaya çıkar.

Çatışma, içsel dürtüler ve kendi bilinci arasındaki uyumsuzluktan doğar.

Çatışma bunaltıcı duruma geldiğinde, bireyi tüm bu davranış düzensizliğinden korumak adına

psikolojik süreçler devreye girer. Bunlara Savunma Mekanizmaları denir:

1. En temel savunma mekanizması da Bastırmadır. Bastırılarak bilinçdışına itilen istek ve dürtüler

kendilerine birçok dolaylı yoldan ifade bulmayı sürdürürler.

2. Gerileme, bir önceki gelişim döneminin davranış özelliğine geri dönme. Mesela okulda başarısız

olan çocuk mutlu bir oral dönem geçirmişse parmak emmeye başlayabilir ya da anal dönemdeki gibi

yatağını ıslatabilir.

3. inkarcılık, yaşanan olay zihin rahatlığının sağlanması için çarpıtılır. Çocuklarda en sık kullanılan

mekanizmadır.

4. Yer değiştirme, bir çocuk küçük kardeşine duyduğu nefreti suçluluk hissettiğinden gösteremez.

Bunun yerine sınıf arkadaşlarına karşı kışkırtıcı ve kaba davranır.

5. yansıtma, çocuğun kendine ait kabul edilemez itilerinin başkalarına maledilebilmesidir.

6. Törensel davranışlar

7. yüceltme, ilkel dürtülerin etkin sosyal davranışa dönüşmesidir. Hoş görülmeyen saldırganlığın,

toplumca kabul gören önderlik davranışına dönüşmesi gibi.

Bu mekanizmaların hiç biri kendi içinde anormal değildir.

Anksiyete ve korkularla savaşmak için kullanılırlar.

Anksiyete çocuklukta yoğun olarak yaşanmışsa ve

savunma mekanizmaları sık sık kullanıldıysa

uyumsuzluk ortaya çıkar.

Birer Belirti Olarak Kusurlu Sosyalleşme:

Okul devamları üzerine ilk çalışma, Lionel Hersov. Okul devamları ve okuldan kaçma olaylarını

birbirinden ayırdı. Okulun bakış açısından belirtiler birbirinin aynıdır. Ama okulu reddeden

çocukla, hergün okula gitmek üzere yola çıkan ama okula hiç gitmeyen çocuk farklıdır.

Ev durumları karşılaştırıldığında, okuldan kaçanlar genelde alt sosyo-ekonomik sınıf ailelerden

gelirler. Parçalanmış ve eğitimsiz, ihmalkar ailelerin çocuklarıdırlar. Okulu reddeden ailelerin

çocukları ise aşırı koruyucu ebeveynlerdir.

Okuldan kaçanlar sıklıkla yalan söyleme, çalma gibi antisosyal davranış gösterirler. Okulu

reddeden çocuklarsa örnek çocuklar olma eğilimindedirler.

Bu çocuklar okula gitme zamanları geldiğinde karın ağrısı, kusma gibi fiziksel belirtiler

gösterirler.

Page 9: Hazırlayan: Beyhan ÖZTÜRK KAS KAĞITHANE REHBERLİK VE ...mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/34/13/861906/... · (kardeş kıskançlığı) Gelecek kavramından yoksun olduğundan

Okuldan kaçan çocuklar eğitim yönünden geri kaldıklarından okulu sevmezken, okul reddi

olan çocuklar bir kez okula gittiler mi okulu sevme ve iyi öğrenci olma eğilimi gösterirler.

Çelişkili görünen şudur:

Okul reddi nevrotik bir belirtidir, temeli ise anneden ayrıldığında ona zarar gelebileceği yönünde

yaşadığı stres ve aşırı bağımlılık geliştirmektir.

Okuldan kaçanlarsa böylesine nevrotik çatışmalar yaşamazlar. Bu davranışları aile ve çevrelerinin

ölçütleriyle uyumludur ancak özdeşleşemedikleri toplumun bütünsel ölçütlerine aykırıdırlar. Yanı

sosyalleşme yetersiz olmuştur.

Ölçütleri, ilerde uyum göstermek zorunda oldukları toplumun bütününden farklı olan bir alt-kültürde

yetiştirildiklerinde sosyalleşmiş suçlular ortaya çıkar.

( çete üyeliği/liderliği vb )

STRESLİ DURUMLAR ve KORUNMASIZ ÇOCUK

1. Hastalık ve hastaneye gidiş

2. Yitirme duygusu

3. Gayrimeşruluk, ailenin parçalanması ve çocuğun başkaları tararından bakılması

4. Nevrotik aileler

5. Kültürel olumsuzluklar ve okuldaki başarısızlık

6. Çocukta yapısal bozukluklar ve akıl hastalıkları

1. Hastalık ve hastaneye gidiş:

Hastalık çocukluk döneminin evrensel bir stres kaynağıdır.

Hastalığın psikolojik evreleri:

Hastalık genelde yatak ve bakım gerektirir. Özellikle lösemi gibi hastalıklar. Spina bifida gibi

tedavi gerektiren hastalıklar ve kazalar yaşayabilirler.

Bu fiziksel sınırlandırma çocukta anksiyete yaratabilir. Bu çocuğu saldırgan, huzursuz, öfkeli

ve alıngan yapabilir.

Çocuklar alt ıslatma gibi geri dönüş davranışları içine girebilirler.

Anne- babalar da bu dönemde çocuğu beslemek için zorlayabilir, dinlenmeleri için fiziksel

olarak kısıtlayabilirler. Ebeveyn ve doktorları telaşlandıklarında rahatsız olurlar.

Gelişimin animistik döneminde çocuklar hastalıkların anlamını kavrayabilmek için

yetişkinlerin yardımına ihtiyaç duyarlar.

Page 10: Hazırlayan: Beyhan ÖZTÜRK KAS KAĞITHANE REHBERLİK VE ...mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/34/13/861906/... · (kardeş kıskançlığı) Gelecek kavramından yoksun olduğundan

Diabetli çocuklara niçin hastalandıkları sorulduğunda çok şeker yediği için, romatizmal ateşi

olan çocuklar çok koştuğu için hastalandığını söylemiş.

Çocukların hastanede kalmaya verdikleri tepkiler:

Genelleme yapılırsa çocuğun duygusal olarak

yıpranmasında üç etkenin rol oynadığı söylenebilir:

Yaşı

Kişiliği ve yaşam biçimi

Hastanede başından geçenler

7 ayın altındaki bebeklerin etkilenmediği görülmüş. Eğer anne bebeğiyle yakınlık duyguları

gelişmeden ayrılmak zorunda kalmışsa, sonradan bebeğiyle yakınlaşmada zorluk çeker.

Bebeğiyle doyurucu bir ilişki kurabilmesi için zaman gerekir.

7. Aydan sonra bebekler hastanede yıpranırlar. Hemşire ve doktorlardan rahatsız olur anneyi

görünce ayrılmak istemezler. Bir hafta sonunda bu yıpranma tepkileri azalır daha az ağlarlar.

Yabancılarla iletişime geçseler de anne ziyaret ettiğinde yine ayrılmamak için ağlama tepkisi

verirler. 7 aylıktan büyük bebekler tedavi bitip eve döndüklerinde 2 hafta bağımlılık belirtileri

gösterirler. Bu durum normaldir.

En çok etkilenen 2-4 yaş arasıdır. Bu çocukların en çok verdiği tepkiler panik atak, uyku-yeme

bozukluğudur.

Tek çocukların, yabancılarla çok zayıf ilişkileri olanların, başka insanların evine çok az giden ve

misafir kabul etmeyen ailelerin çocukları bu süreci daha zor geçirir.

Evde ilgi görmeyen çocuğun güvensiz kişiliği, evinden uzak kaldığı zaman bağımsız, uyumlu

davranış geliştirmesini engeller.

• 1-3 yaşları arasında sünnet gibi bir ameliyat geçirmişse daha önemli anksiyete ve gece

kabusları gibi belirtiler ortaya çıkabilir.

• Çocuk ilk ameliyatın etkisinden kurtulmadan yeniden ameliyat olmuşsa belirtiler daha da

kötüleşir. Mesela gözünden ikinci defa şaşılık ameliyatı olan çocuk gözünün alınıp başka göz

takıldığını, göz uymadığı için tekrar çıkarılacağı gibi gerçekçi olmayan düşünce geliştirir. Bu

yüzden bir uzmanın çocuklarla görüşmesi gerekir.

• 4-6 yaş çocuklarında acı veren tedavi işlemleri ceza olarak algılanabilir.

• Çocukları en çok etkileyen durumlardan biri de kazayla gerçekleşen yanıklar ve deri grefti

gerektiren durumlardır. Anne babalarda suçluluk ve yetersizlik duygusu yaratabilir.

• Buradan çıkarılacak sonuç 4 yaşın altındaki çocukların zorunlu olmadıkça ameliyat

ettirilmemesidir.

Page 11: Hazırlayan: Beyhan ÖZTÜRK KAS KAĞITHANE REHBERLİK VE ...mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/34/13/861906/... · (kardeş kıskançlığı) Gelecek kavramından yoksun olduğundan

• Hastaneye alınmazdan önce psikolojik olarak hazırlık ve anne- babaları tarafından her gün

ziyaret edilmeleri bu sürecin daha olumlu geçmesine yardımcı olur.

Süreğen hastalık ve sakatlıklara çocukların ve anne-babaların verdiği tepkiler:

• Epilepsi, cp gibi sakatlık ve uzun süreli bedensel rahatsızlığı olan çocuklarda duygusal

problemler ve davranış bozuklukları gelişebilir.

• Diabet gibi sürekli insülin enjeksiyonu yapılan ve tatlı yemesi yasaklanan çocuklar, özellikle

puberte dönemi yaklaşırken rejimin yol açtığı besin sınırlandırılması sorunu yaşarlar.

• 13-19 yaşları arasında spina bifidası olan normal zekalı çocukların nerdeyse hepsinde

depresyon vardır. Bu durum iintihar düşüncesini de beraberinde getirir. Kızlarda intihar daha

sık görülür.

Bir çocuk ölünce:

Çocuklardaki öldürücü hastalıklara karşı annelerin tepkileri incelendi ve beş basamak halinde

sınıflandı:

1. Anneler tanı konulmadan önce belirsiz bir önseziyle alacakları yanıtın kötü olacağını bilirler.

2. Tanı kesinleşince şok etkisi yaratır. Sonucu kabul etmezler.

3. Duygusal yaklaşımları bırakıp sonucu akılcı biçimde kabul ederler. Çocuklarına yeterli şevkat

göstermediklerini düşünüp suçluluk duyabilirler. .

4. İleride karşılaşacakları üzücü sonuç anksiyete yaratır. Depresyon ve somatik yakınmalar görülür.

5. 4 ayı geçtiğinde anneler duygusal olarak çocuklarında uzaklaşırlar. Dahası bazen çocukların

sıkıntılarının bitmesi için ölmelerini dileyebilirler.

• Ölümü kabullenen aileler çocuğun hastalığı üzerinde derinlemesine bir araştırma yapabilir.

• Dinsel duygulara sığınarak rahatlayabilir.

• Bu durum kardeşleri de etkiler. Özellikle 7 yaş altı çocuklar mantıksız bir suçluluk duyarlar.

2. Yitirme duygusu

Çocuğun ölüm olayına bakış açısı 3 deneysel yaklaşımla açıklanmış:

1. 100 çocuğa öykü tamamlamaları istenen etkinlik yaptırıldı. Bu öykülerde ölümü

düşündürecek bir şey olmadığı halde çocukların yarısı ölüm, cenaze, öldürme ve

hayaletlerden bahsettiler.

Öykü girişinde üzüntülü ve korku duyan insanlardan söz edildiğinde ölüm teması en yüksek sıklıkta

görüldü. Üzgün bir anneyle başlayan öyküyü çocuklar hep çocuğunun öldüğü şeklinde tamamlama

eğilimi gösterdiler. Deneyde babasını gerçekten kaybetmiş bir çocuk ise öykülerin hiçbirinde hiçbir

şekilde ölümden bahsetmedi.

Page 12: Hazırlayan: Beyhan ÖZTÜRK KAS KAĞITHANE REHBERLİK VE ...mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/34/13/861906/... · (kardeş kıskançlığı) Gelecek kavramından yoksun olduğundan

2. Bu deneyde 3-13 yaş arası 100 çocuğa bazı sözcüklerin yanında ölü sözcüğünü tanımlamaları da

istendi.

• 5 yaş hiç yanıtlamadı. Bazıları anlamını bilmediklerini söyledi. Bazıları ölümü hasta olmak,

hastaneye gitmek olarak tanımladılar.

• 7-9 yaş arası çocuklar sözcüğün anlamını kavrayan yanıtlar verdiler.

• 10 yaşta nabzın atmaması, soluk almamak gibi biyolojik gerçeklere değindi. Bu yaş Piaget’ e

göre entelektüel gelişme dönemine denk düşer.

3. Çocuklar ölü hayvanlara dokunmaya çekindiler ya da küçük hayvanları öldürmekle ya da

sonuçlarına bakmakla ilgilendiler.

Küçük çocuklarda yas:

Anne-babanın ölümüne küçük bebekler bile kesin tepki verirler. Çünkü ölümü anlamasalar da

ölüm yokluk demektir.

Annenin ölümü daha büyük yıkıma yol açar.

3-5 yaşlarında sağ kalan ebeveyn bakımlarını sürdürdüğü sürece hiçbir biçimde açık biçimde

üzüntü belirtisi göstermezler.

5-8 yaş arası ölümün ayırımındadırlar.

9 yaşından sonra erişkin tipte üzüntü belirtisi oluşmaya başlar. Çocuklar artık yas tutarlar;

içedönük, duygusuz ve düşmanca tavırlar gösterebilirler.

Yetişkinler çocuklara ölümü nasıl açıklarlar?

Anlamayacakları kadar küçük olduğunu düşünürler. Çocuklar duyarsız, sonuç çıkaramayacak bireyler

olarak düşünülürler. Bu nedenle de yetişkinlerin duygu ve etkileşimlerine, herhangi bir açıklama

yapılma gereği duyulmadan tanık olmalarına izin verilir. Yaralanmamaları için yaşamın gerçekleri

onlardan gizlenmelidir. Bu genel tutum yanlıştır.

Yitirme olayından sonra ölüm ve yasın anlatımı, sağ kalan bireyin değişen yaşamına uyum göstermesi

için gereklidir.

Freud-yasın işlevi: Ölümden nefret etmeyle ilgili duygu ve düşünceler dile getirilirse yas

durumunun uzamasının önüne geçilmiş olur.

3. Gayrimeşruluk, ailenin parçalanması ve çocuğun başkaları tararından bakılması

Her ne kadar yalnız anne-babaya hoşgörü arttıysa da ve toplum boşanmayı evlilik bunalımının bir tür

çözümü olarak kabul ediyorsa da bu durum hala küçük çocuklar için en yaygın ve önemli yoksunluk ve

anksiyete nedenidir.

Bölünmüş aileler, maddi ve duygusal olarak, ailenin yaşlı bireylerine, akraba ve hizmet kurumlarına

fazlaca bağımlı oluşlarıyla, bir üyesini ölümle yitirmiş ailelere benzerler.

Page 13: Hazırlayan: Beyhan ÖZTÜRK KAS KAĞITHANE REHBERLİK VE ...mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/34/13/861906/... · (kardeş kıskançlığı) Gelecek kavramından yoksun olduğundan

Ulusal istatistiklere göre tüm çocukların yaklaşık %15 gayrimeşru olarak dünyaya geliyor.

Yıkılan yuva ve çocuk:

• Bu çocuklardaki davranış bozuklukları, huzurlu bir yuvası olan çocuklara göre daha çok

görülür. Ailenin dağılması ve gayrimeşruluk yalnız kendi içinde stres doğurmaz. Çoğunlukla

başka sosyal yoksunluklar da duruma eşlik eder.

• Bu çocuklar bir şekilde geçici ya da kalıcı olarak kendilerini devlet kurumlarında bulurlar. Eğer

bu erken çocukluk çağında olursa kişilik bozuklukları geliştirme olasılıkları yüksektir.

• Toplumsal uyarımlar yeterli olduğu ve çocuğun entelektüel gelişim ve başkalarıyla duygusal

ilişki kurma kapasitesi yeterli olsa bile anne babanın yokluğu derin psikolojik travmalar

yaratabilir.

• Çocuk yaşamının3-4 yılındaysa ve yitirilen ebeveynle aynı cinsiyete sahipse daha çok

etkilenebilir.

Anne-babanın kişilik bozukluğunun göstergesi olarak yıkılan yuva:

Evliliğin bozulması, anne-babanın kişilikle ilgili bozukluklarının göstergesi olabilir. Ya yuva

dağılır ya da sorunlar giderilmeden evlilik sürer. Gerçekçi bir eş seçimi yapmamış, nevrotik

çatışmalarını evlilik içinde yeniden ortaya koyan kişiler tarafından yetiştirilen çocuklar vardır.

Ayrıldıklarında herbir anne-baba diğerini gözden düşürmeye çalışır. Bu çocuklar kötü bir anne

ya da babanın hayaliyle yaşamaya başlarlar. Aşağılanan anne-babayla aynı cinsiyette olan

çocukta kişilik gelişimi de sorunlar olabilir.

Özellikle suçlu çocuklara, nevrotik çocuklara gösterilen hoşgörünün gösterilmemesi, çocuğun

dış dünyada karşılaştığı güçlükleri arttırır.

Önemli başka bir çalışma da ailesi dağılmış kız çocuklarının davranışları çok az etkilense bile,

ileride anne olduklarında bebeklerine verdikleri bakım yetersiz olabilir.

Anneleri tarafından bakılan gayrimeşru çocukların eğitimle ilgili yeteneklerinin, okul

çalışmalarının ve belli davranışlarının, meşru çocuklara ve evlat alınanlara göre daha kötü

olduğu tespit edilmiştir. Fakat aradaki bu farkın üzerinde genetik etmenlerin ne denli etkili

olduğu bilinmemektedir.

Bebekler ilk 6 ay içinde evlatlık alınacakları eve yerleştirilirlerse daha kolay alışırlar.

Zeka bakımından evlatlık alınan çocuklar kendilerine bakan anne-babalarına benzerler. Zeka

düzeyleri düşük olan anne-babaların çocukları bile kültürel uyarımın yüksek olduğu bir evde

yetiştirilirse okul hayatları başarılı geçer.

Evlatlık alınan çocuktaki olumsuz davranışları öz anne-babalarından aldıklarına inanan yeni

ebeveynler de anksiyete yaşayabilirler. Problemli davranışları büyük bir suçun önbelirtisiymiş

gibi algılayabilirler.

Page 14: Hazırlayan: Beyhan ÖZTÜRK KAS KAĞITHANE REHBERLİK VE ...mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/34/13/861906/... · (kardeş kıskançlığı) Gelecek kavramından yoksun olduğundan

Bu çocuklar ana-babalarının hoşgörü sınırını ölçmeye çalışabilirler. Yeniden terkedilip

terkedilmeyeceklerini merak ettikleri için bunu yaparlar.

Evlatlık alan ebeveynler, öz anne-babaları hakkında çocuklara bilgi verirlerse gitmek

isteyeceklerinden korkarak konuşmak istemezler. Bu da karşılıklı bir stres yaratabilir.

Bazı çocuklar da anne ya da babasının yanındayken diğerini redetme sorunuyla karşılaşırlar.

Boşanmış ailelerde çocuk ebeveynlerden birinin yanındayken diğeriyle olan ilişkisinin

zedelendiği olur. Hafta sonları babasında kalan bir kız çocuğunun annesine döndüğü günün

gecesi kabuslar görmesi ve yatağını ıslatması bu stresten kaynaklanır.

4. Nevrotik aileler

Her iki eşteki çözümlenmemiş çocukluk çatışmalarının sık sık ortaya çıktığı evlilikler, nevrotik

ailelerin temelini oluşturur. Çoğunlukla aileler çocuklarının duygusal rahatsızlıklarından

bahsederken dolaylı yoldan kendi sorunlarını aktarmış olurlar.

Evlilikte eşlerin birbirine benzedikleri saptanmıştır. Zeka düzeyi, davranış ve ilgiler, fiziksel

özellikler, geçmiş yaşantılardaki benzerlik rastlantı olarak kabul edilir ancak bu böyle

olmayabilir. Çünkü birbirine benzeyen insanların karşılaşmaları çok kolaydır.

( sosyal sınıf, okul, meslek, inanç, kültürel uğraşılar…)

Eşler arasındaki bir başka daha önemli benzerlik nevrotik olma durumudur. Özellikle

dışarıdaki sosyal bağların zayıf olması evin içindeki gerginliği arttırabilir.

Bazı ailelerde çocuk, anne-babanın yüzleşmediği evlilik gerginliğinin açığa vurulması için bir

araç olarak kullanılabilir.

Alkolik babaların kızları da genellikle çok içen erkeklerle evlenirler. Onları değiştirmeye

çalışırlar, başaramazlar. Yani taklit edilmemesi gereken bir kimlik örneği oluşturmuşlardır.

Anne babaların tutum ve davranışlarını değiştirecek teknikler didaktik değil psikoterapik

olmalıdır.

Eksik vijdan oluşumu:

Tüm koşullar alışılmış sosyal standartlara uygun olsa da bazı çocuklarda çalma, evden kaçma,

uygunsuz cinsel davranışlar gibi alışkanlıklar olabilir.

Çocukların bilinçsizce serbest bırakılmaları, disiplin anlayışındaki tutarsızlıklar da çocuklarda

vijdan gelişiminde eksikliğe yol açar.

5. Kültürel olumsuzluklar ve okuldaki başarısızlık

Çocuk daha sonrasında ikinci bir ortamla tanışır. Sokağa-markete çıktığında, otobüse bindiğinde

çocuğun dış görünüşü ve davranışları toplumun incelemesine sunulur. Okulda başarılı olması,

toplumun benimsediği sosyal davranışlara uyması gerekir. Tüm bu ortamlarda insanların kendisiyle

ilgili görüşleri çocuğa yansıtılır. Herhangi bir olumsuzluk yansıtıldığında çocuğun özgüvenin yitirmesi

ya da kişilik gelişiminin etkilenmesi söz konusudur.

Page 15: Hazırlayan: Beyhan ÖZTÜRK KAS KAĞITHANE REHBERLİK VE ...mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/34/13/861906/... · (kardeş kıskançlığı) Gelecek kavramından yoksun olduğundan

Gelişim psikoloğu Bruner çocukları öğrenmeye açık kişiler olarak tanımlar. Yetişkinlerin

duyarlı olmadığı küçük ayrıntı ve farklılıklar konusunda daha hassastırlar.

6-10 yaş çocuğun sosyal yükümlülüklerinin ancak ayrımına vardığı dönemdir. Başka

yaşıtlarından yetenek, fiziksel görünüm, lehçe, sosyal konum vb. bakımından farklı olan

çocuklarla tanışırlar.

Yakın ilişkiler utanma kavramı bu dönemdeki stresleri açıklamada bize yardımcı olabilir.

Uyum sağlayamama ve sosyal ilişkilerde başarısızlık çocuğu saldırganlığa ve suça iter.

Çocukluk dönemi ve sosyal sınıf:

Toplumumuzdaki çocukların büyük çoğunluğu ekonomik düzeyi düşük ailelerden gelir.

Değişik sosyal sınıflardan gelen insanlar arasında eğitim, sağlık, zeka, tutum ve davranışlar

açısından farklılıklar vardır. Okul başarısının düşüklüğü bunlarla açıklanabilir.

Kalıtsal olumsuzluklar

Fiziksel sağlığın bozulması

Doğum tehlikelerinin artması

Annenin yaşı ve ailenin büyüklüğü

Çocuk bakımı hakkında yetersizlik

Kültürel uyarım eksikliği

Azınlık gruplarından olma

Kalıtsal olumsuzluklar,

Zeka potansiyelinin en yüksek sınırı kalıtsal ögeler tarafından belirlenir, bu potansiyele ne

kadar ulaşıldığını çevre belirler. Fakat toplumda varsıl olan küçük bir grup çok iyi eğitim

koşullarına sahiptir.

Çocuk zeka bakımından anne-babaya benzer. Anne-babanın zeka düzeyi toplum

ortalamasından düşükse çocuğun zekası ana-babasının değil toplumun ortalamasına yakın

olur. Bu durum üstün zekalı anne-babaların çocukları için de geçerlidir.

Fiziksel sağlığın bozulması,

En sık rastlanan hastalıklar verem ve gıdasızlıktır.

Kazalar en çok kalabalık ailelerdeki çocukların, trafik kazaları ise uygun oyun alanı olmadığı

için sokaklarda oynayan yoksul kesim çocuklarının başına gelir.

Zatüre gibi solunum sistemi hastalıklarının daha çok işçi ailelerin çocuklarında görüldüğü

tespit edilmiştir.

Doğum tehlikelerinin artması,

Page 16: Hazırlayan: Beyhan ÖZTÜRK KAS KAĞITHANE REHBERLİK VE ...mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/34/13/861906/... · (kardeş kıskançlığı) Gelecek kavramından yoksun olduğundan

• Sosyo-ekonomik düzeyi düşük sınıflardan gelen annelerin gebelik ve doğumda daha çok

sorunla karşılaşır.

• Bebek ölümlerinin en büyük nedeni erken doğumdur.

• Anneni yetersiz beslenmesi zeka geriliği, cp, sara gibi gelişim geriliklerine sebep olabilir.

• Düşük doğum tartılı çocuklar da risk altındadır.

Annenin yaşı ve ailenin büyüklüğü,

Sosyo-ekonomik düzeyle beraber annenin doğum yaşı da düşer. 13-19 yaş arası doğum zor

gerçekleşir. Bu yaştaki kadınlar baba evinde mutsuz olduklarından uzaklaşmak adına

evlenirler. Genç bir anne olarak da yaşlarına uygun eğlenme ve eğitim görme olanağını

yitirdiklerine içerleyebilirler.

Çok çocuk doğuran kadınlarında doğum riski yükselir. Yeterli yardımı almazsa 5 yaş altı

çocukları arasında çatışma olması kaçınılmazdır. Bu genç anneler çocuklarına daha çok şiddet

uygularlar. Bu durum çocuğun anksiyetesinin artmasına ve saldırganlaşmasına yol açabilir.

Anna Freud aynı anda yeni yürümeye başlayan birden çok çocuğa sahip olunmaması

gerektiğini söyler.

Kalabalık ailelerin son çocukları en riskli olanlarıdır. Ağır suçlu bir grup gencin yoksul ve

kalabalık ailelerden geldiği saptandı.

Çocuk bakımı hakkında yetersizlik,

Değişik sosyal sınıflardan gelen ailelerde çocuk bakımı yöntemleri birbirinden farklıdır. Bu

alandan yapılan en önemli çalışma 400 annenin çocuk bakım yöntemlerini ve 5 yaşındaki

çocukların anaokulu davranışlarını inceleyen bir Amerikan araştırmasıdır.

İşçi ailelerden gelen anneler çocuklarına bebeklik döneminde hoşgörülü davranırlar. Orta

sınıftan gelen anne babalara göre biberon ve oyuncaklarını daha serbest kullandırırlar. Ancak

çocuk 5 yaşını doldurduğunda daha az ilgi gösterirler.

Cinsel davranış, sofra kuralları, düzenlilik gibi konularda daha tutucu davranırlar. İşçi ailelerin

anneleri her an dayak atmaya eğilimlidirler. Bu çocuklar hata yaptıklarında daha saldırgan

olurken, orta sınıftan gelen ailelerin çocukları yaramazlık yaptıktan sonra itiraf yöntemini

benimserler.

Bu dezavantajlı çocuklar gözdağına dayanan bir eğitim yöntemiyle büyütülmüşlerdir.

Daha çok ceza daha çok saldırganlık anlamına gelir.

Bu tip çocuk yetiştirme yöntemleri sonucu anne babaya saldıran, cezadan korkan ama vijdan

gelişimi tamamlanmamış geleceği konusunda tasarım yapmaya eğilimi olamayan çocuklar gelişir. Dr.

Sula Wolff’ a göre bu kişilik özelliklerinin toplumun büyük kısmını içine alan beden işçilerinin iş

koşullarına dayanabilecek kişileri hazırladığını varsaymak düşçü bir yaklaşım olmaz; özel yaşamları

olmayan, patron, sendika ve yönetmenlere bağımlı, kısa erimli kazanımlarla yetinen kişiler yetişir.

Page 17: Hazırlayan: Beyhan ÖZTÜRK KAS KAĞITHANE REHBERLİK VE ...mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/34/13/861906/... · (kardeş kıskançlığı) Gelecek kavramından yoksun olduğundan

Kültürel uyarımın eksikliği,

Bu tip ailelerde babalar, çocukların eğitimiyle ilgili sorumlulukları annelere bırakırlar.

Bu çocuklar başarısızlığa aldırmıyormuş gibi görünebilirler.

Öğretmenleri de onları çalışmalara ilgisiz, uyarılması zor, tedirgin olarak tanımlarlar.

Eğitimle ilgi gelişmeler ve sosyal ilerlemeler, ayrıcalıklı çocukların gelişimine katkı sağlarken

diğer çocukların zararına işler. Sosyal yönden geri kalmış bölgelerdeki okullar bazı yönlerden

daha niteliksizdir. Bu okullar nitelikli öğretmenlerin ilgisini de çekmez.

Eğitimde başarısızlık ile erkek çocuklarının anti sosyal davranışları arasında sıkı bir ilişki vardır.

Öğrenme güçlüğü bu dönemin stres kaynağıdır. Durum farkedilip yöneltme yapılmazsa çocuk

yıpranabilir.

Okullarla ilgili yapılan bir araştırmada (Rutter) okulun yapısal özellikleri, örgütlenme biçimleri,

öğretmen tutumları, akademik güçleri, disiplin anlayışları, eğitimdeki başarıları ile çocuğun

stres düzeyi arasında anlamlı ilişki bulunmuş. Bu okullarda, okuldan kaçma, suç ve davranış

bozuklukları da sıklıkla gözlemlenmemiş.

Azınlık gruplarından olma

İngiltere’ de zenci çocuklar: 6 yaşına doğru çocuklar, değişik ırklara ait insanları ayırt

edebilirler.

Hem zenci hem beyaz çocuklar, beyaz çocukların fotoğraflarını beğenme eğilimi göstermişler.

Bu davranışın çocuğun çevresinden algıladığı ırkçı davranışları yansıttığı düşünülmüş.

Bazı Hint göçmeni ve beyaz Avrupalı çocuklar üzerinde karşılaştırmalı bir araştırma yapıldı.

Göçmen kız ve erkek çocuklarının, kontrol grubundaki çocuklara göre daha anti sosyal

oldukları görüldü.

Bu çocuklar diğer insanların yaşam biçimlerinden çok farklı olan belirli bir takım sosyal

davranış örneklerine, alışılmış yemeklere ve dinsel törenlere uymak zorundadır.

Biz başka insanlardan farklıyız düşüncesiyle büyürler. Dinsel azınlık gruplarından gelen

çocuklar ailelerinin öğrettikleriyle doğrudan çatışan durumlara stres yoluyla tepki verirler.

Bazı dinsel ilkeler çocukta suçluluk duygusu yaratabilir.

Azınlık gruplarından gelen çocukların baş etmesi gereken daha çok stres vardır.

6. Çocukta yapısal bozukluklar ve akıl hastalıkları

Çocukların bütün sorunlarının çevre baskısı ve koşulların yetersizliğine bağlı olduğunu

düşünmek yanlıştır.

Page 18: Hazırlayan: Beyhan ÖZTÜRK KAS KAĞITHANE REHBERLİK VE ...mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/34/13/861906/... · (kardeş kıskançlığı) Gelecek kavramından yoksun olduğundan

Bazı yapısal psikolojik bozukluklar, çocuğu tıpkı fiziksel bozukluklar gibi etkiler. Yapısal

bozukluklar çocuğun stresini arttırarak dolaylı yoldan etkileyebilir. Beyin işlevini bozuyorsa

doğrudan etkiler.

Çevresel stresler gibi etki yapan yapısal bozuklular

Davranışları dolaysız yoldan etkileyen yapısal bozukluklar

Çevresel stresler gibi etki yapan yapısal bozuklular:

Süreğen fiziksel sakatlığı olan zeka düzeyi düşük ve gelişim geriliği olan çocuklardır.

Fiziksel sakatlıklar, saptandıktan sonra çocuğun başarısızlıklarına daha toleranslı davranılır. Bu

yüzden tanılanmamış sakatlıklar daha büyük sorunlara yol açabilir. Hafif cp gibi

ayrımsanamayan fiziksel bozuklukları aileler sakarlık olarak algılaybilir. Hafif işitme yetersizliği

yüzünden duymayan çocuklar aldırmamazlıkla suçlanabilirler. Ya da saranın hafif bir türü olan

petit mal görülebilir.

Tanısı konmuş sakatlıklar anne-babada suçluluk duygusu yaratırsa ancak o zaman çocuklarda

stres yaratabilir. Aşırı korumacı ailelerde çocuklar fiziksel yetersizliğe bağlı olarak değil,

nevrotik ana-babaların tutumlarına bağlı olarak psikolojik sorunlar yaşarlar.

Zeka ile ilgili bozukluklar ana-baba tarafından tanınmaz ya da kabullenilmezse çocukta stres

yaratabilir. Down sendromu gibi rahatsızlık çok belirginse reddetme görülmez.

Zeka ile ilgili ender görülen durumlar olabilir. Yüksek zeka pek çok anne için sevinç kaynağıdır.

Zeka düzeyi yüksek çocuklar, çocukluk dönemi kargaşası ve yoksunlukları ile daha kolay

başederler.

İki türlü stres kaynakları olur. İlki çocuğun zeka düzeyi ile fiziksel ve duygusal olgunlaşması

arasında farklılıktan doğar. İkinci olarak, üstün çocuk zeka dağılımı içinde nispeten azdır ve

yalnız kalırlar.

Okulda sıkıntı yaşayan üstün zekalı çocuklar okul başarısızlığı ve ikincil duygusal

rahatsızlıklarla destek amaçlı kurumlara başvururlar.

Bu çocuklar için okulda hızlandırılmış program uygulanabilir. Sınıf atlatmanın sosyal açıdan

birtakım olumsuzlukları olmasına karşın yararlı olabilir. Daha iyi bir çözüm zenginleştirilmiş

eğitim programı ile yaşıtları arasında eğitim görmesidir.

Eğitimde ve dilde özel gelişme gecikmeleri, normal zeka düzeyine sahip çocuklarda görülen

bir ya da birden çok özel işlevi etkileyen durumlar vardır.

Bazı çocuklarda dil gelişim dikkat çekecek kadar yavaştır. Sessiz harfleri yanlış söyleme,

bebeksi konuşma gibi durumlara sık rastlanır. Çocukta stres sabırsız anne-babaların düzgün

konuşması için çocuklarını zorladıklarında ortaya çıkar. Bu çocukta öfkeye neden olur.

Gelişmeye bağlı konuşma bozukluklarından farklı olarak tanımlanan tek rahatsızlık

kekemeliktir. Kalıtsal eğilim göz önüne alındığında 2 tür kekemelik olduğu ortaya çıkar. Birine

zeka geriliği eşlik eder. Diğerinde kaygılı annelerin bazen üstün zekalı çocukları bile olabilir.

Page 19: Hazırlayan: Beyhan ÖZTÜRK KAS KAĞITHANE REHBERLİK VE ...mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/34/13/861906/... · (kardeş kıskançlığı) Gelecek kavramından yoksun olduğundan

Okuma yeteneğinin olmadığı dislexia gibi durumlar görülebilir. Sesli olarak okuma, içinden

okuyamama, harfleri tanıyamama, sözcük körlüğü, harfleri ayna görüntüsüyle karıştırma olabilir. Bu

çocuklar biçimleri tanımakta ve modelleri yeniden yapmakta zorluk yaşarlar. Bu durumlar yapısal

gelişme geriliğine örnektir.

Okuma-yazmadan güçlüğü ortaya çıkarılmadığı sürece

Anne-baba, öğretmen ve çocuğun kendisi bu gecikmeyi tembelliğe bağlar. Böyle damgalanan

çocukların öğrenme dürtüleri zayıflar.

Çocuğun yatağını ıslatmasına ve altına kirletmesine sık rastlanır. Böbrek ve idrar torbası

iltihaplarından kaynaklanabileceği gibi, karışıklık içine itilmiş ve kötü deneyimler yaşamış

çocuklarda da görülür.

Fiziksel muayene sonuçsuz kaldığında çocuğun duygusal olarak yıpranmış olma ihtimali göz

önünde bulundurulmalıdır.

İdrar kaçırma olaylarında aile öyküsü de bulunabilir.

Davranışları dolaysız yoldan etkileyen yapısal bozukluklar

Beyin hasarı bulguları:

Hasarlar nörolojik bozukluklarla sonuçlanabilir. Menenjit, sara gibi durumlar bazen özel davranış

bozukluklarını geliştirebilir. Beyin hasarı sonucu hiperkinetik olan çocuklar aşırı hareketli ve

dürtülerini denetleyemez duruma gelebilirler. Okul çalışmalarının yanı sıra sosyal becerileri de

olumsuz etkilenir. Bu durumu davranış bozukluğundan ayırmak gerekir. Metil fenidat türü ilaçlarla

tıbbi tedavilerinin yapılması gerekir. İkincil bozukluklar gibi tepki olarak ortaya çıkan davranışlar,

çocuğun sosyal ve eğitimsel başarısızlıklarının sonucu olabilir.

Şizoid kişilik:

Anne-babaların kafalarında bir çocuğun sahip olması gereken özellikler vardır. Eğer çocuğun

davranış nitelikleri ile anne-baba beklentileri çatışırsa sorunlar ortaya çıkar.

Bu burumlar hastalık değil sapma olarak değerlendirilir. Aile öyküsü olabilir.

Yalnızlık, eşduyum eksikliği, mecazi konuşma, aşırı duyarlılık özellikleriyle ayrılırlar.

Çocukluk dönemi psikozu: otizm

Leo Kanner, erken çocukluk otizmi:

Yaşamın ilk üç yılında ortaya çıkan beş evrensel belirti tanımlamıştır.

1. İnsanlarla ve olaylarla alışılagelmiş biçimde ilişki kuramama

2. Dili iletişim amacıyla yeterince kullanamama, ekolali

3. Tekdüzelik sağlamak için saplantılı istek

4. İlgi nesnesi edinme

Page 20: Hazırlayan: Beyhan ÖZTÜRK KAS KAĞITHANE REHBERLİK VE ...mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/34/13/861906/... · (kardeş kıskançlığı) Gelecek kavramından yoksun olduğundan

5. Belli alanlarda yüksek kavrama potansiyeli

Otizm ağır bir tablodur, aileleri iyileşeceği yönünde beklenti içindedir ancak bu çocukların

altıda biri normal okula devam edebilecek düzeye gelir.

Özel eğitim ve tıbbi tedavi ile daha iyi duruma gelebilirler.

Bu çocuklar normal okullarda ya da özel eğitim okullarında sürdürülen eğitimle uyum

sağlayabilir, topluluk içinde iş görmeyi öğrenebilir, gizil yeteneklerini ortaya çıkarabilirler.

Görüldüğü gibi çocukların sorunlarını açıklamada tek başına psikolojik nedenler yeterli

değildir. Yapısal ve organik nedenlerle de çocukta sorunlar olabilir.

Tedavide yaklaşımlar:

Deneysel verilere göre psikiyatrik rahatsızlıklar iki koşulun bir arada bulunmasıyla ortaya çıkar

1) Bunaltıcı anksiyete halinde olmak

2) Ana- baba yetersizliği ve kültürel yoksunluğa bağlı eksik sosyalleşme

Sağlıklı psikolojik gelişim için toplum kaynakları nasıl kullanılır?

(Okullar, sağlık hizmetleri, sosyal hizmetler, hukuk sistemi)

Okullar: yetişkinler sağlıklı sosyal davranışları öğretme girişimlerinde bulunduklarına, çocuklar

genellikle tam tersi tepkiler gösterirler. Örneğin okul çağındaki çocukları sigaranın zararları

konusunda uyarmak onları caydırmaz. Ceza vermekse daha çok sigara içmelerine neden olur.

3 tip yetişkin-önder yapısı:

Otokratik: boyun eğen, düşük verimli

Demokratik: ortak karar alma, en yüksek verim

Liberal: tam özgürlük, çalışma veriminde düşme

Çocukları okulda daha iyi sosyalleştirme tekniği: açık kurallar

Uyum davranışlarını her zaman övmek, kötü davranışları göz ardı etmek

Geleneksel sınıf ortamlarında öğrenciliğin ilk yıllarında öğretmenler herşeyi ödüllendirirler.

Negatif katkı olarak bu çocuklar ileriki yıllarda aşırı derecede hoşnutsuzluk göstermeye

başlarlar.

Hoşnutsuzluk gösterme, azarlama ve daha ağır yöntemler öğretmenler tarafından sıklıkla

kullanılır. Çünkü yanlış davranış hemen ortadan kalkar ama bu geçici bir çözümdür.

Disiplinle ilgili konuların sık gündeme gelmesi sınıflarda havayı olumsuz etkiler ve kötü

davranışların artmasına yol açar.

Öğretmenlerin uymaları gereken önemli ilkeler:

Page 21: Hazırlayan: Beyhan ÖZTÜRK KAS KAĞITHANE REHBERLİK VE ...mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/34/13/861906/... · (kardeş kıskançlığı) Gelecek kavramından yoksun olduğundan

1. Çocuktan yapabileceğinin üzerinde şeyler beklememek

2. Başarısızlıklarını yermekten çok başarılarını övmek

3. Sakat bile olsa tüm çocuklara başarılı olabilecekleri alanları göstermek

Çocuklarda psikolojik tedavi:

1. Psikanaliz: melanie klein/oyunla terapi

2.Psikoterapi

3.Davranış tedavileri