Upload
dangnhi
View
223
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
1
Buse Nur ÇAĞLAR
DÖRTMEVSİM
Bir yılda dört mevsim vardır.
İlkbahar, yaz, sonbahar, kış.
Hepsi ayrı ayrı güzelliktedir.
Kiminin beyazı, kiminin yeşili.
İlkbaharda açar çiçekler.
Dağlar, tepeler demeden.
Her yer rengârenk oluverir.
Etrafa mutluluk saçıverir.
Sonra gelir yaz mevsimi.
Herkesler alır eline dondurmaları.
İnsanlar giyer yazlıkları.
Başlanır gezi turları.
Sıra sonbahara gelince
Sararıp solar ağaçlar
Yere dökülen yapraklar
Toparlanır bütün çiçekler.
Geldi sıra son mevsime.
Kış geldi mi beyaz olur her yer.
Dışarda kartopu oynanır.
Elde sıcak içecekler olur.
Nur ÇAĞ
ARKADAŞLIK VE SAMİMİYET
Arkadaşlık çok önemli bir şeydir. Arkadaşlıkta sevgi, saygı, empati,
samimiyet, fedakarlık gibi bir sürü duygular vardır. Önemli olan bu
duyguyu kullanmaktır. Mesela bir arkadaşımızın başına kötü bir şey
geldiğinde ya da haksız yere suçlandığında bize düşen empati kurmak,
saygıyla sevgiyle, samimiyetle yaklaşmaktır. Arkadaşlıkta samimiyet çok
önemlidir. Samimi insanı herkes sever ama yalancı kişileri kimse sevmez.
İnsanlar her zaman doğrunun yanındadır. Hayatımızda arkadaşlık çok
önemli bir unsurdur. Asla arkadaşınızı kaybetmeyin arkadaşlarınızı sevin
onlarla iyi anlaşın. Her zaman kendinize iyi arkadaşlar edinin. Ne demiş
büyüklerimiz “Arkadaşını söyle sana kim oluğunu söyleyim”demiş. İyi
arkadaşlıklar bizi her zaman başarıya götürür. Arkadaşlarımıza karşı
samimi davranır ve onlara empati kurarak yaklaşırsak iyi arkadaşlığın
temelini atmış oluruz.
Nurcan BAĞCI
SENİN TABLON
Hayat insan için düzenlenmiş bir tablodur. Sen ona şeklini , rengini ,
düzenini verirsin. Ona dolu dolu neşeli malzemeler verirsen hayatta sana
güzel bir yol çizer. Tablolar İnsanın baktıkça içine huzur verir. Ama
hayatını bomboş geçiren istediğini yapamayan huzursuz insanların
tablosu ise insanın içini karartır.
Hayatını öyle yaşamalısın ki senin tablona bakan herkes senin tablonun
bir parçası olmak istesin . Tablonu kirletmek batırmak isteyenler olabilir.
Ama sen senin tablonun kirlenmesine izin vermeyeceksin. Aynı şekilde
tablona renk düzen neşe katanlar da olabilir. Onlar senin arkadaşın dostun,
can yoldaşındır. Önemli olan o tabloyu kirletenlere izin vermemek onları
tablodan uzak tutmaktır. Güzelleştirmek isteyenlerin de hayatına
girmesine izin verebilirsin.
Sonuç olarak tablon hayatın sona erdiğinde geri çekilip baktığında
seninde beğendiğin, gururlandığın bir eser olmalıdır.
Nazar SARITUÇ
HAYVAN SEVGİSİ
Hayvan sevgisi, hayvanları incitmeden, canlarını
yakmadan onlara merhametli bir şekilde davranmaktır.
Mesela köpek sana hiçbir şey yapmadan senin önünde
duruyorsa sen de o sana bir şey yapmadığı halde taşlıyorsan
bu köpeğin canının yanmasına ve sana zarar vermesine sebep
olur. Kendi canın için Allah’ın verdiği başka bir cana eziyet
ettiğini ortaya koyar. Bence kendi canımızı kurtarmak için
bile olsa hiçbir hayvana zarar vermemeli, eziyet etmemeli,
onların canını Allah’tan başka kimsenin alamayacağını
bilmeliyiz. Ne olursa olsun kendi canımız gibi korumalıyız.
Mesela yoldan geçen her hayvanın karnını doyuran ona su
içiren her bir insan ahirette karşılığını en güzel şekilde
görecektir. Hayvanlara içimizden gelen sevgimizi en güzel
şekilde yansıtmalıyız. Hayvanlara sevgisini gösteren hayvanı
ölmekten kurtaran her iyi niyetli, iyi kalpli ve hayvan
sevgisinin ne anlama geldiğini bilen bir insan Allah
tarafından ödüllendirilecek ve ahirete karşılığını en güzel ve
en iyi şekilde görecektir. Allah her insanın yaptığı iyilikleri
ve işlediği kötülükleri hiçbir zaman karşılıksız bırakmaz. Biz
de her daim hayvanlara ve insanlara iyilik yapalım. Onların
da bir canı olduğunu unutmamalıyız.
Ali Mert CÜCE
Yıl: 2017-2018Dönem: 1Sayı: 7
2
Ebrar BUSE
TRAFİK LEVHALARI
Trafikte olmasa levhalar,
Güvenli geçemez yayalar.
Trafik için önemli
Çevredeki tüm levhalar
Kullanır araçlar levhaları
Araçlar trafik lambaları
İnsanlar işaretleri
Herkes kullanmalı onları
Onlar ki hayat kurtarır
Kuralları vardır onların
Uyarsak biz onlara
Yaşarız biz mutlu mutlu
Ebru AKBULUT
SABIRLI BEKLEYİŞ
O gün Ece çok mutluydu. Çünkü en yakın arkadaşı Esra ona
gelecekti. Yıllar önce ikisi aynı okula gidiyor oyunlar oynuyorlardı.
Birbirlerini çok seviyorlardı. Birbirlerinden çok farklı olmalarına
rağmen çok iyi anlaşıyorlardı. Yaptıkları hataları bile görmezden
geliyorlardı. Bu da birbirlerini çok sevdikleri anlamına geliyordu.
Fakat onları ayıran tek neden Esra’nın babasının tayini çıkmasıydı.
Babasının tayini çıkmasına Esra çok üzülmüştü. Arkadaşlarını
öğretmenlerini çok seviyordu. Ece’den ayrı kalmak ona çok zor
gelmişti. Görüşecekleri gün gelmişti. Ece sabırsızlıkla Esra’yı
bekliyordu. Kapı çaldı. Ece sabırsızlıkla koşarak kapıyı açtı ama
hayal kırıklığına uğramıştı. Çünkü bu komşusu Ayşe teyzeydi.
Ece :“ Ne oldu Ayşe teyze?” dedi.
Ayşe teyze: “ Kızım karşı mahalledeki komşunun kızı
kaybolmuş. Onu her yerde arıyoruz ama yok annene haber vermek
için gelmiştim.” dedi.
Ece annesine bağırdı annesi bu haberi duyunca çok üzüldü. Koşa
koşa karşı mahalleye gitti. Ece çok üzülmüştü sabırsızlıkla Esra’yı
bekliyordu. Tekrar zil çaldı. Ece koşa koşa kapıyı açtı fakat gelen
annesiydi. Annesi çok mutluydu. Ece annesine neden bu kadar mutlu
olduğunu sordu.
Annesi; “Kızım karşı mahalledeki komşunun kızını bulduk parkı
görünce oynamak istemiş. Annesi aramış ama bulamamış. Parka
gittiğimde tek başına oturuyordu. Mutsuzdu. Beni tanıdı hemen
yanıma geldi. Bende elinden tutup evlerine götürdüm. Ailesi çok
sevindi.” Ece mutluymuş gibi yaptı. Annesi Ece’de bir şey olduğunu
anladı ve neyi olduğunu sordu. Ece “Anne Esra’yı bekliyorum bir
türlü gelmedi.”dedi. Annesi “Gelirler birazdan, biraz sabırlı
olmalısın kızım.”dedi. Ece “Sabrediyorum anne!” demişti. Kapı
çalındı gelen Esra’ydı. Ece Esra’ya sarıldı sabırla bekleyiş sonucunu
almıştı. Akşama kadar oyun oynadılar. Tekrar buluşmak üzere
ayrıldılar.
Damla ÇOLAK
SEVGİ
Ayşe ve ailesi bir kasabada yaşarlarmış. Ayşe’nin bir
bisikleti varmış, ama bu bisiklet çok eskiymiş. Babası Ayşe’ye
yeni bir bisiklet almış. Ayşe’nin küçük bir kız kardeşi varmış
onun ismi ise Ecrinmiş. Ecrin babasının ablasına bisiklet aldığını
görünce hayal kırıklığına uğramış. Çünkü babası ona hediye
almamış hâlbuki doğum gününe üç gün kalmıştı. Babası Ecrine
de hediye almış ama vermemiş. Doğum gününde verecekmiş.
Aradan üç gün geçmesine rağmen Ecrin kimsenin doğum
gününü hatırlamadığını düşünmüş. Ecrin arkadaşlarıyla
oynamaya gitmiş ailesi ise bunu fırsat bilip hazırlıklara
başlamışlar. Ecrin geldiğinde çok şaşırmış. Babası hediyesini
Ecrine verdiğinde Ecrin ailesinin onu sevdiğini anlamış ve
babasına sevgiyle sarılmış.
Buse Nur ÇAĞLAR
KARAGÜN DOSTU
İnsan dostunu en çok ihtiyaç duyduğunda yanında olmasını ister.
Mutlu anımızda herkes yanımızdadır, ama zor günümüzde sadece
gerçek dostlarımız yanımızda olur.
Dostlar çok yardım eder birbirlerine. Mesela biri borca girdiği
zaman onun yanında sadece arkadaşları değil gerçek dostları olur.
İnsanlar iyi dost görünebilir ama arkamızı döndüğümüzde dedikodu
yaparlar. Ama gerçek dostlar bütün zamanımızda yanımızda olurlar.
Her insanın içinde sevgi ve merhamet olduğu için herkes yardım
etmeyi de sever. Bütün insanlar arkadaş olduğunda herkes mutlu
olur. Fakat kimse kötü gününde senin yanına gelmez. sadece gerçek
dostlarımız yanımızda olur o zamanda. Sonuç olarak iyi dost kara
günde belli olur ve bize kol kanat açarlar.
Esma AKIL
ENGELSİZ
Yurdumuzda ve dünyada yaşayan birçok engelli vardır.
Bizim engellilere acıyarak bakmak yerine onlara sahip çıkıp kol
kanat gerip bizden biri olarak görmemiz gerekir.
Bizim onlardan ne farkımız var. Bizim ne garantimiz var.
Belki bir gün bizimde engelimiz olur . Karşımız da bize acıyarak
bakan değil de bize yardım edip kol kanat geren birini
yanımızda isteriz. O zaman ne yapalım engelleri sevgiyle aşalım
her yerde sevgi olsa ayrımcılık bitse her şey ne güzel olur.
Engelleri aşmak için sevgiyle gülümseyin. Sevgiyle
aşamayacağımız hiçbir engel yoktur.
Zeynep Aleyna POLATÇI
OKUMANIN DEĞERİ
Kitap okumak değerlidir. Çünkü kitap okuyarak hayal gücümüz
gelişir. Renkli hayal gücümüz ve kitaplar sayesinde güzel resimler
çizer, şiirler ve hikayeler yazarız. Kısacası hayatımız kolaylaşır. Bir
kişi eğer yalnız iken kitap okursa yalnızlık hissini hissetmez. Çünkü
kitabın içinde ki kahramanlar o kişinin yanındaymış gibi olur
yalnızlık hissi duymaz. Kitap okumak ayrıca bir sorumluluktur. En
azından bir öğrenci on beş dakika kitap okunmalı. Benimse sevdiğim
bir hikâye kitabı var. Alice Harikalar Diyarında. Size tavsiye
edebileceğim güzel bir kitap olabileceğini düşünüyorum.
Abtulsamet ÖZCAN
3
Ebrar Buse ERÇİN
MEYVELER
Meyveler çok tatlı.
Hepsi çok sağlıklı.
Portakal, mandalina, nar
Hepsinin faydası var.
Kimisi tatlı, kimisi ekşi.
Mevsimleri ayrı ayrı
Hepsi birer şifa kaynağı.
Bol bol tüketelim onları.
Amine TOPBAŞI
DÜNYANIN İLACI
Sevgi hayatımızın bir parçasıdır. Herkes sevmeyi ve sevilmeyi
hak ediyor. Bazen annemiz olsun babamız olsun bize canım kızım
canım oğlum dediğinde sanki dünyalar bizim oluyor. Çünkü
onlardan biz güven alıyoruz. Mesela bir evde sevgi olmasın,
mutluluk olmasın o ev bize bir hapishane gibi olur. Anneden
babadan sevgi görmeye, bir cümle bile duymayan çocuğun halini
düşünsenize bir sevgi tek insanlarda değil Bitkilerde hayvanlarda
çiçeklerde herkes de. Mesela biz hayvanlara sevgi gösteriyoruz.
Herkesin sevgiye ihtiyacı var bu Dünya sevgisiz olmaz.
Gerçekten çok şanslıyız böyle anne babamız böyle arkadaşımız
böyle öğretmenlerimiz olduğu için Allaha binlerce şükürler olsun.
Buradan herkese sesleniyorum arkadaşlar mutlu olmak için
sevgiye ihtiyacımız var
Sevgi Bu Dünyanın İlacı…
Zeynep GÜRBÜZ
SORUMLULUK
Sorumluluk… Sorumluluk deyince insanların aklına ilk ne gelir?
Tabii ki herkesin aklına farklı şeyler gelir ama bu fikirlerin özü
aynıdır. İnsanın sorumluluğunu yerine getirmesi ne kadar da güzel bir
şey değil mi? Hem etrafındakilerin güvenini kazanırsın, hem de
onların gözüne girersin. insan sorumluluğunu yerine getirirse mutlu
olur, içinde güven duygusu oluşur. Yaptığından daha büyük işler
başaracağını anlar. Sorumluluğumuzu yerine getirirsek veya
sorumluluğumuzu yerine getirmezsek bundan bir tek biz değil
başkaları da etkilenir. Bu başkalarının bizide etkileyeceğini belirleyen
sorumluluğu yerine getirip getirmememiz veya önem verip
vermememizdir. Eğer bu sorumluluğumuzu en güzel şeklide ve
elimizden gelenin en iyisini yerine getirirsek karmışımızdaki de mutlu
oluruz.
Aslında sorumluluğumuzu yerine getirmek o kadar da zor değil
sadece bunu severek yerine getirmeye gönülden inanmalıyız. Yani
size verilen sorumlulukları yerine getirir.
Esma SELVİ
KOMŞUNUN DUASI
Komşu bizim için çok değerli, önemli ve olmazsa olmazımızdır.
Komşu bizim yoldaşımız, sırdaşımız, arkadaşımız olmuştur. Bu
yüzden biz de onlara yoldaş, sırdaş ve arkadaş olmalıyız. Onları sevip
saymalıyız onları kırmamalı ve üzmemeliyiz.
Arkadaşlar komşuları kırmayın çünkü komşu komşunun külüne
muhtaçtır. Bunla ilgili bir hikâye anlatacağım. Yeni taşınan külü
yokmuş ve komşusuna gidip biraz kül istemiş ya işte gördünüz mü
komşu komşunun külüne muhtaçtır. Ayrıca ev alma komşu al. İnsan
bu kadar komşuya muhtaçken nasıl komşu sus ev alır. Bunla ilgilide
bir hikâye anlatacağım. Nine, baba, anne ve çocuk aynı evde
yaşıyordu ama taşınma zamanları gelmişti ki nine komşuları iyi olsun,
anne ev sıcak olsun, baba geniş baba olsun, çocuk odam olsun
diyordu. Anne, baba ve çocuğun dedikleri oldu ama komşuları, çok
kötüydü bir türlü rahat edemediler. Bu yüzden iyi komşusu olan bir
eve taşındılar rahat ettiler. Yani ev alma komşu al. İslam dada komşu
hakkına çok önem verilmiş bunla ilgili birçok hadis vardır. Örneğin
“komşusu açken tok yatan bizden değildir.” Bir yemek yaparsak
komşumuza da götürelim.
Unutmayın komşu çok değerlidir. Komşu bizim için rahatlık,
kolaylık ve sabrı paylaşmayı öğretir. O zaman bize böyle güzel şeyler
öğretenlere iyi davranıp hatasına gülmeyelim ki iyi yaşayalım. Şu söz
hep kul ağzına küpe olsun. Komşunun duasında bedduası da kabuldür.
Ebru AKBULUT
İLETİŞİM
Geçmişten günümüze kadar birçok şey gelişmiştir. Artık
insanlar görüntülü konuşabiliyor, iletişim rahatlıkla sağlanabiliyor.
Eski çağdaki insanlar ateş yakıp onun dumanıyla haberleşiyorlardı.
Graham BELL; telefonu ilk icat eden insan. Graham Bell
telefonu icat etmeseydi iletişim Rahatlıkla sağlanamazdı. Yıllardır
iletişim nasıl sağlanabilir diye düşünülürdü. Görüntülü konuşmak
imkânsızdı. İnsanlar birbirleri ile görüşemiyor birbirine hasret
duyuyorlardı. Bilgisayar ilk yapıldığında bir oda büyüklüğündeydi
sonra ise insanlar bilgisayarı çok fazla küçüldü. iletişim 3 temel
unsurda gerçekleşir.
1-) Konuşma
2-) Yazma
3-) Dinlemedir
Bu üç temel unsur üzerinden İnsanlar kendilerini ifade edebilir,
birbirini anlar ve bildiklerini başkalarına aktarabilirler. İletişimin 3
ana öğesi vardır Kaynak / gönderici, iletici, dinleyici / alıcıdır.
Sosyal varlığın gelişmesi iletişime bağlıdır. İletişim kurma becerisi
hayatımızın her alanını etkilemektedir. İletişim kurma becerimiz
hayatımızın her alanında evimizde, iş yerimizde, sosyal
yaşantımızda bizi etkilemektedir. İletişim sözlü olduğu kadar
sözsüzde yapılır. Ve insanların anlaşması iletişim sayesinde olur.
Nurcan BAĞCI
4
İMTİYAZ SAHİBİOsman KARAKUŞ
GENEL YAYIN YÖNETMENİAynur AKYÜZ
OKUL ADRES TELEFON:Ş.SELAHATTİN ŞİŞMAN İLKÖĞRETİM KURUMLARIMuhsin Yazıcıoğlu Mah. Sünlü Bulvarı No:36 06760
Çubuk/ANKARA 0312 838 42 23
YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜÇetin ERDEN
GÖRSEL DANIŞMANBerrin BULUT
YAYIN KURULUBeyhan KARAÇAĞIL
Burak MURATSevilay ERCİĞEZ
Buse EBRAR
RENKLER
Hepsi birbirinden güzel,
Cıvıl cıvıl renkler.
Kırmızı, mavi, pembe.
Hepsi bir uyum içinde.
Doğadaki her nesne renk renk,
Ağaçlar, çiçekler ışıl ışıl
Çimenler yapraklar yeşil yeşil.
Deniz, gökyüzü mavi mavi.
Renkler bizim dünyamız.
Renkler bizim hayalimiz.
Onlar bize renk katar.
Onlar bize umut katar.
Ebrar YILDIZ
HAYAT DERSİ
Bazı insanlar bir davranış kaybeder ve bunu bulmak için
elinden geleni yapar. Bazı insanlar ise mücadele etmeden
kazanmak ister, bunun asla olmayacağını bilir. Çoğu insan
mücadele etmeden, çaba sarf etmeden o davranışı bulmak ister.
Bazı insanlar ise mücadele eder çaba sarf eder ve sonunda
kaybolan kilidi bulur ve mutlu olur. Ama mücadele çaba yetmez.
Onun için her insan kendisine güvenmesi gerekir. Güven yoksa
yok sayılırsın. Her insan mücadele ve çaba sarf etmeli ve
güvenmeli. O zaman kapıları açılır ama eğer tersi yapılırsa kapılar
kapanır sonsuza dek açamazsın. O yüzden her insan şansını
denemeli ve mücadele, çaba ve güvenmeli yani hiçbir zaman
ümidini kesmeyin ve sabredin o zaman her istediğinizi yapa
bilirsiniz asla pes etmeyin!!!
Elif Nur AVCI
SAYGI VE SEVGİ
Günlerden bir gün annemle birlikte çarşıya gidiyorduk.
Karşımıza küçücük bir çocuk çıkmıştı. Ağlıyordu ne oldu deyince
çocuk utandığı için söyleyemedi. Bizde annemle ona yardım etmek
istedik. Saygı ve sevgiyi annemden öğrenmiştim. O zaman çok
mutlu olmuştum. Eve gidince bu olayı babama da anlattım. Babam
bana aferin demişti. Kardeşlerime de çok güzel örnek olmuştum.
Onlara da öğretmiştim saygı ve sevgiyi. Onların da mutlu olması
beni çok gururlandırmıştı. Artık bu olayı aklımdan hiç çıkaramadım.
O zamandan beri herkese ve bütün akrabalarıma sevgi saygı içinde
davrandım. Pazar günü anneannemlerdeydik. Yeğenlerimle oyun
oynuyorduk. Yeğenim Sude Nur bana hep abla derdi. Çünkü ondan
bir kaç yaş büyüktüm. Bana abla dediğinde sanki bütün çocukların
bana abla dediğini hissediyordum. Arkadaşım Beyza da yanımdaydı
saygı ve sevgiyi anlatıyordum. Yaşadıklarımdan çok güzel
öğrenmiştim ve onlara da öğrettim. Onların da insanlara karşı güler
yüzlü saygılı olduklarını duyunca sevincim daha da arttı.
Sema Nur ÖZER
DOSTLUK
Bir gün pati adın da bir köpek varmış. Pati güzel bir evde
yaşıyormuş. Sahibi patiyi çok seviyormuş. Pati çok yalnızmış.
Biriyle arkadaşlık, dostluk kurmak istiyormuş. Sonra bir gün patinin
sahibi:
- “Ben en iyisi bir arkadaş getireyim, Pati böyle çok yalnız”diye
düşünmüş. Sonra Pati bunları duyunca sevinçten yuvarlanmaya
başlamış. Pati arkadaşı gelince onunla hemen tanışmış arkadaş
olmuş. Tatlı bir dostluk başlamış. Pati:
- “Senin adın ne benimle arkadaş olur musun?” demiş. Arkadaşı:
- “Benim adım Boncuk. Bende senin gibi yalnızdım ama şimdi
dostluk kurabileceğim bir arkadaşım oldu” demiş. Sonra akşama
kadar konuşmuşlar, oynamışlar. Öyle bir dost olmuşlar ki dünyada
en iyi iki arkadaş köpek olarak tanınmışlar. Birbirlerine karşı
fedakar, iyimser olarak dostlukları hiç bitmemiş. Sonra Pati ve
Boncuk hiçbir zaman birbirlerine karşı kötü davranmayacaklarına
dair söz vermişler. Ve bu dünyada çok iyi dostluk kurmuşlar. Sonra
mutlu, güzel hayatlarında yaşamaya devam etmişler.
Zeynep AKIL
GELENELEK ve GÖRENEKLERİMİZ
Bir milletin en bağlı olduğu gelenek ve göreneklerimiz yıllar
boyu devam etmekte ve yapılmaktadır. İnsan bunu kurallar haline
getirmiştir bu yüzden yıllar boyu devamı sağlanmıştır. İnsanlar
Geleneğimize göreneklerimize hep dikkat etmişlerdir ve yıllar
boyu devam etmiştir.
Bizim geleneklerimiz şunlardır: Kız isteme, sünnet etme, askere
gitme, evlenme gibi bazı durumlar bizim geleneklerimizdir
göreneklerimiz ise şunlardan ibarettir; Kahve falı, istemede
kahvenin içine tuz döküp damada verme. Ramazan’da oruç tutmak
orucumuzu su ve hurmayla açmak. Kurban bayramını oruç tutmak
ve etle açmak gibi şeyler bizlerin göreneklerimizdendir. Bu yüzden
herkes bu kurala uyuyor.
Bizim aile gelenek ve göreneklerimize uygun bir aileyiz. Bence
herkes gelenek ve göreneklerine uymalıdır. Gelenek ve
göreneklerimiz bizi yansıtırlar. Bizim bütünümüzü kurallarımızı
yansıtır.
İrem TERMİSİN