50
www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 43 12 Mart 2006 Fiyat›: 1 YTL (kdv dahil) [email protected] Gebze’de bir günde dört sald›r› Kad›nlar, her türlü sömürüye zulme ve tecrite karfl› birleflelim Ne AKP Ne TSK Tecrit duyulmas›n diye kan döküyor oligarfli... Sald›r› üstüne sald›r› gerçeklefltiriyor ve onlar her zamanki gibi, büyük tahammülleri ve kararl›l›klar›yla direniyorlar Gebze’de Sald›r› Kan bulaflt› önlüklerine ISSN 13005 - 7944 Kurtulufl Halk ‹ktidar›nda

Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 43

12 Mart 2006Fiyat›: 1 YTL(kdv dahil)

[email protected]

Gebze’de bir günde dört sald›r›

Kad›nlar, her türlü sömürüye zulme ve tecrite karfl› birleflelim

Ne AKP Ne TSK

Tecrit duyulmas›n diye

kan döküyor oligarfli... Sald›r›

üstüne sald›r›gerçeklefltiriyor

ve onlar herzamanki gibi,

büyük tahammülleri vekararl›l›klar›yla

direniyorlar

Gebze’de Sald›r›

Kan bulaflt›

önlüklerine

ISSN 13005 - 7944

Kurtulufl Halk ‹ktidar›nda

✗ ✗

Page 2: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

�Ça¤r›‹lan

Sahibi vve YYaz›iflleri MMüdürü:Sevtap TTÜRKMEN

Genel YYay›n YYönetmeni:Yasemin ‹‹LTER

Genel KKoordinatör:Sad›k EERO⁄LU

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.‹stiklal Cad. Büyükparmakkap› Tel

Sok. No:4 Kat:4/2 Beyo¤lu/‹STANBULTelefon: 0 212 251 94 21 Faks: 0 212 251 94 35

Yurtd›fl› Büro: Vak›f EFSANE Pieter de Hoochstr. 30

3021 CS Rotterdam/NEDERLAND

‹nternet AAdresi: www.yuruyus.comMail AAdresi: [email protected]

ISSN: 1305-7944

Hesap No: 1051 - 1637885 SevtapTürkmen Türkiye ‹fl Bankas› fiiflli fib.

Ofset Haz›rl›k: Ozan Yay›nc›l›kBask›: ASPAfi Pazarlama-Evren Mah. GülbaharCad. No:7 Ba¤c›lar/‹ST. Tel: 0 212 655 88 64

Da¤›t›m: Merkez Da¤›t›m Pazarlama San. ve Tic.A.fi. Tel: 0 212 354 37 67

Fiyat›: 1 YTL Avrupa: 4 EuroAlmanya: 4 EuroFransa: 4 Euro‹sviçre: 6 Frank

Hollanda: 4 Euro‹ngiltere: £ 2.5Belçika: 4 EuroAvusturya: 4 Euro

Ba¤›ms›zl›k Demokrasi Sosyalizm Mücadelemizin 16 Mart

22 Mart

Haftal›k SSüreli YYerel YYay›n

● ‹dil KKültür MMerkeziEtkinlikleri

Fim ggösterimleriÇamur

Yönetmen: Dervifl Zaim12 Mart ve 26 Mart Saat: 18.00

K›fl BBahçesiYön: Uygar Aslan-P›nar Asan18 Mart / Saat: 18.00

Konser19 Mart Pazar / Saat:18.00Hakan Yeflilyurt

● Zonguldak Gençlik Derne¤i yeni adresinde:Mithat Pafla Mah. Do¤ramac›

Sok. Çakmak ‹fl Han› No:46 Cephe gerillas›yd›lar. 20 Mart 2002’de Ordu Ünye‹lçesi Yeflilkent Beldesi yak›nlar›nda jandarma özel timle-ri ile ç›kan çat›flmada flehit düfltüler.

Gökçe fiAH‹N, birli¤in komutan›yd›. Hacettepe Üni-versitesi’nde ö¤renciyken DEV-GENÇ içinde yerald›.‘95’te tutsak düfltü. Tahliye oldu¤unda tereddütsüz da¤-lara kofltu. fiengül GÜLSOY, konfeksiyon atölyelerindeçal›flan yoksul bir genç k›zd›. Atölyelerde ö¤rendi s›n›fmücadelesini. Düflman› iflkencehanelerde tan›d›. ‘98’degerillaya kat›ld›. Turan fiAH‹N, gerillalar› küçük yafltatan›d›, sevdi ve 1997 Ekimi’nde onlardan biri oldu.

Sovyet devriminin önderlerindendi. Daha 16yafl›nda kat›lm›flt› devrimci harekete. Bolflevik ye-ralt› örgütlenmesinin en deneyimli isimlerinden bi-riydi. Devrimin arifesinde Merkez Komitesi üyeli¤i-ne getirildi. ‹lk proleter devrimin kurulmas›n› sa¤la-yacak ayaklanman›n pratik önderli¤ini üstlendi. Le-nin’in politikalar›n› en iyi kavray›p uygulayanlardanbiriydi. Bu nedenle girdi¤i her kavgada Lenin’leyanyana oldu. Sosyalizmin inflas›nda da birçok gö-revler ald›.

Yorucu devrim kavgas›n›n zay›flatt›¤› bünyesi, yakaland›¤› ‹spanyolnezlesini yenmesine elvermedi. 16 Mart 1919’da öldü. Devrim onu çokerken kaybetti.

Gökçe fifiAH‹N fiengül GGÜLSOY Turan fifiAH‹N

Devrimci Sol gerillas›yd›-lar. Dersim Çemiflgezek’deArasor Deresi mevkiinde oli-garflinin askeri güçleri taraf›n-dan pusuya düflürüldüler. 19Mart 1994’de gün boyu sü-ren çat›flma sonucu, beraberle-rindeki gerillalar›n kuflatmay›

yarmalar›n› sa¤layarak flehit düfltüler.

Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahallibirimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda y›llarcatutsak kald›. ‘90’da Ortado¤u’daki kamp faaliyet-lerinde kamp komutanl›¤› ve e¤itmenlik yapt›. Der-sim Gerilla Birli¤i’nde bir savaflç› olarak flehit düfltü.Naz›m, 12 Eylül öncesi gençlik örgütlenmesi içindeyeralarak devrimci mücadeleye kat›ld›. 1990’larda

Dersim da¤lar›na ilk ayak basan gerilla birli¤indendi. Feride, gerilladahenüz yenidir, ama çat›flmada ilk yaralananlardan olmas›na ra¤men,son nefesine kadar direnmeye devam ederek flehit düfltü.

Mürsel GGÖLEL‹ Naz›m KKARACA

Feride KKARACA

Devrim ve sosyalizm umudunu büyütmek için k›r Silahl› Devrimci Bir-likleri içinde yerald›lar. Umudun bayra¤›n› tafl›yacaklar› yer Malatya da¤-lar›yd›. Cesaret ve fedakarl›kla bu görevlerini sürdürürken, 17 Mart1992’de oligarflinin askeri güçleri taraf›ndan kuflat›ld›lar. 5 saat boyun-ca halk düflmanlar›yla çat›flarak flehit düfltüler.

Hasan ERKUfi, 1972 Malatya Akçada¤ ‹lçesi Gürkaynak Köyü do¤um-luydu. Lisede mücadeleye kat›ld›. ‹flkencelerden geçirildi y›lmad›. Köyü veçevresinde çeflitli faaliyetler yürüttükten sonra gerillaya kat›ld›. Sabit ER-

TÜRK, 1962’de ‹stanbul Gültepe’de do¤du. ‘78’de mücadeleye kat›ld›. 12 Eylül sonras›nda, yi-ne mücadelenin içindeydi. 1984’te tutukland›. 1988'de tahliye edildikten sonra da yine müca-dele içinde görevler üstlenmeye devam etti. Tuncay GEY‹K, 1967’de Sivas’ta do¤du. 1988'debu kavgan›n bilinçli bir militan›yd›. Gazi Mahallesi’nde görevler üstlendi. Gop-Kad kurucular›n-dand›. fierafettin fi‹R‹N, 1961 Yugoslavya do¤umluydu. 1977’de ‹stanbul Esenler Lisesi'nde

devrimci saflara kat›ld›. 1980’de tutukland› ve 5 y›l tutsak kald›. Tahliyesinden sonra devrimbayra¤›n› tafl›maya devam etti. Mustafa Kemal ‹NAN, 1971’de Malatya’n›n Akçada¤ ‹lçesiGürkaynak Köyü’nde do¤du. Genç yaflta devrimci oldu. ‹stanbul'da ‹flpor-Der'de çal›flt›. '91'de

yeniden Malatya'ya gelerek mücadelesine burada devam etti.

Hasan EERKUfi

fierafettin fifi‹R‹N Mustafa KKemal ‹‹NAN

Sabit EERTÜRK Tuncay GGEY‹K

1967 y›l›nda Kayseri’de do¤du.Liseli DEV-GENÇ saflar›nda çal›flt›.Daha sonralar› SDB üyesi oldu. 16Mart 1991’de ‹zmir’de ABD D›flifl-leri Bakan›’n›n Türkiye’ye gelifliniprotesto için yap›lan bir eylem s›ra-s›nda elinde bomba patlamas› sonu-cu flehit düfltü.

Kahraman AALTUN

Bir DEV-GENÇ’liydi o.Özgür lü¤ünkavgada ka-zan›ld›¤›n› bi-len militan birkad›nd›. 16Mart 1978’de

‹stanbul Üniversitesi önünde kontr-gerilla taraf›ndan gerçeklefltirilenbombal› sald›r›da 6 kifliyle birlikteflehit düfltü.

Hatice ÖÖZEN

Antakya Bölgesi’nde devrimci mü-cadele içinde yerald›. Birçok alanda gö-rev alm›flt›, ama as›l hayali da¤lard›.21 Mart 1996’da Hatay Yaylada¤ ‹l-çesi Yefliltepe Köyü yak›nlar›nda s›n›r-dan geçifl yaparken katledildi.Yaflar DDevrim AASLAN

Yakov MMihailoviçSVERDLOV

DEV-G E N Çiçinde ye-rald›. 19M a r t1988’degeçirdi¤i

bir trafik kazas› sonucundaaram›zdan ayr›ld›.

‹lhan YYILHAN

‹s tanbulKüçükköy’dedevrimci mü-cadele içeri-sinde yer ald›.Cunta y›llar›n-da teröre, kor-kuya teslim

olmay›p direnifli sürdürenlerdendi.18 Mart 1981’de Bak›rköy’depolisle girdi¤i çat›flmada katledildi.

Abdullah GGÖZALAN

Bir Newroz günü flehit düfltü. Onun flehitli¤i de F Tip-leri’nde ve direniflte bir “yenigün”dü. F Tipleri’ndeki ilkölüm orucu flehidiydi. Cengiz Soydafl, flehitli¤iyle duvarlar›eriten, sansürün karanl›¤›n› parçalayan Newroz ateflidir.

Cengiz Soydafl, Trabzon do¤umluydu. 1990’da GaziÜniversitesi Mühendislik-Mimarl›k Fakültesi’ndeykengençlik mücadelesinde yerald›. DEV-GENÇ’te, Ankara de-mokratik alanda sorumluluklar üstlendi.

1995 Temmuz’unda tutuklanarak DHKP-C Davas›’n-dan yarg›land›. 19 Aral›k sald›r›s›nda Bart›n’dayd›. Aln›k›z›l bantl› bir ölüm orucu direniflçisi olarak karfl›lad› sal-d›r›y›. Sincan F Tipi’ne sevkedildikten sonra, 21 Mart2001’de oligarflinin ölüm orucu bitti demagojilerinin or-tas›na flehitli¤iyle bir bomba gibi düfltü.

Do¤an Tokmak, 1972, SivasHafik Emre Köyü do¤umludur. Dev-rimci hareketle örgütlü iliflkileri1989’da bafllad›. ‹stanbul Okmey-dan› bölgesinde sorumluluklar üst-lendi. Milis örgütlenmesinde yerald›.

1994-99 aras›nda 5 y›l tutsakkald›. ‘99’da tahliye oldu, s›cak mü-cadelenin içerisine dönme coflkusuy-la görevler üstlendi. Yeniden tutsak düfltü. 19-22 Ara-l›k’ta Ümraniye Hapishanesi’ndeydi, yoldafllar›yla omuzomuza direndi. 3 Haziran 2001’de F Tipleri’nde direniflbayra¤›n› devrald›. Zorla t›bbi müdahale iflkencesiyle sa-kat b›rak›lmak için kald›r›ld›¤› fiiflli Etfal Hastanesi’nde,15 Mart 2002’de ölümsüzleflti.

Cengiz SSOYDAfi

Do¤an TTOKMAK

Büyük direniflin 89. flehidi olanY›ld›r›m, 1989’da Uluda¤ Üniversi-tesi’nde devrimci düflüncelerle tan›fl-t›. 1997’de Adana’da tutsak düfltü.MLKP Davas›’ndan yarg›land›.

19 Aral›k Katliam›’nda BucaHapishanesi’ndeydi. Katliamdansonra sevkedildi¤i K›r›klar F Tipi’nde6. Ekip’le Ölüm Orucu’na bafllad›.Direniflinin 201. gününde tahliye edildi ve eylemini d›fla-r›da da sürdürerek 21 Mart 2002’de flehit düfltü.

Tuncay YYILDIRIM

16 Mart 1978’de katledilenleri anmak, katledenleri lanetlemek için Beyaz›t’tay›z

Tüm ö¤renci arkadafllar›m›z›, Susurluk devletine karfl› olan herkesi davet ediyoruz. Toplanma YYeri vve SSaati: Sirkeci Tramvay Dura¤›-12.30Bas›n AAç›klamas› YYeri vve SSaati: Beyaz›t Meydan›- 13.00

Gençlik FFederasyonu üüyesi öö¤renciler

Anma

Karfl› Sanat Çal›flanlar›’n›n TAYAD ile birlikte düzenledi¤i, F Tipi hapishane-lerdeki direniflin öyküsünü anlatan "Baflkas›n›n Ac›s›na Bakmak 1" sergisiaç›ld›.

Sergi salonuna ad›m›n›z› att›¤›n›zda "Bir an› resmetmeye yarar foto¤raflar.Olan-biteni yalans›z ç›plak bir flekilde tarihe kaydeder. Evet bir tarihtir foto¤raf-lar. fiimdi gezece¤iniz sergide görece¤iniz foto¤raflar, 20 y›ll›k bir tarihinfoto¤raflar›d›r... Bu foto¤raflarda insana dair her fley var. Sevgi, öfke, hüzün, ac›,coflku, paylafl›m, vefa, umut...." sözleri karfl›l›yor sizi.

Her foto¤raf karesinde yak›n tarihimizde bir yolculu¤a dal›yorsunuz. Kimileriölümsüzlü¤e u¤urlad›klar›n›n o s›caktan gülüflüyle karfl› karfl›ya geliyor, kimilerikavgan›n solu¤unu duyuyor, kimileri "baflkas›n›n ac›s›na" yüre¤iyle tan›kl›kediyor... Koridorlar, odalar dolusu direnifl karfl›layacak sizi sergide.

Giriflte salonda, sanat› ve sanatç›y› sorgulayan foto¤raf ve resimler... 2. Oda daTAYAD’dan seçme foto¤raflar, 3.Oda da, TAYAD flehitlerinin foto¤raflar› veonlar›n alt›nda tutsaklar›n dergilerinin orjinallerinden bir sergi... Ayn› yerdehapishane ürünlerini, bir duvarda flehitlerden ve direniflten görüntüleri ve köfleyazarlar›ndan seçme yaz›lar›n büyütülmüfl resimlerini görebilirsiniz.

4. Odada, bir F Tipi maketi karfl›layacak sizi. Ve F Tipleri’ne iliflkin belgeler...5. Oda, hapishane ile ilgili kitaplar, broflürler ve raporlar, tecrit konusundakidökümanlara ayr›lm›fl. 6. Oda, karanl›k oda. Burada sürekli CD ve dia gösterimiyap›l›yor. Bir duvarda 19 Aral›k, Armutlu Katliam›’ndan görüntüler yeral›rken,karfl› duvardaki görüntüler, direnifli anlat›yor... Katliam› ve direnifli ayn› anda ayn›yerde yafl›yorsunuz... 7. Oda da bir VCD var. Büyük TV ekran›ndan sürekli Sessiz

Ölüm filmi yay›nlan›yor.

Görmek isteyene bir Türkiye gerçe¤i sunuluyor resimlerden ve belgelerden.Serginin aç›l›fl›nda en çok incelenen resmin F Tipi hapishanelerinin krokileriniyans›tan resim olmas›, bu serginin tecrit sansürüne açt›¤› gedi¤i gösteriyor.

6 Mart Pazartesi günü yap›lan aç›l›flta TAYAD Baflkan› Mehmet Güvel flöylediyordu: "Size kendimizi anlatmak istiyoruz. Gelin görün ve gördüklerinizi çevre-nize anlat›n... Ne dersiniz, TAYAD'›n sesine ses olmaya, bir baflkas›n›n ac›s›nabakmaya ve 20 y›ll›k bir tarih yolculu¤una var m›s›n›z? Karfl› Sanat Çal›flmalar›ve TAYAD sizi bekliyor.”

Sergi 6-16 Mart günleri boyunca 11.00-19.00 saatleri aras›nda aç›k olacak.

Yer: Karfl› Sanat Galerisi ‹stiklal Cad. Elhamra Han No:258 Kat:2 Beyo¤lu-‹stanbul

Asl›nda bakt›¤›m›z kendi ac›lar›m›zd›r

BüyükDireniflte fifiehit

Düfltüler

Page 3: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

Baz› konularda, tam bir hemfikir-lik içindeler. Emperyalizme ba-

¤›ml›l›k, sistemin niteli¤i, devletinfaflist yap›s› hemfikir olduklar› ko-nular›n bafl›nda geliyor. Baz› konu-larda ise, sürekli bir iç çat›flma için-deler. ‹ç çat›flma, iki noktada sürü-yor; sömürüden daha fazla pay al-ma ve iktidarda daha belirleyici ol-ma... YÖK’ün yeniden yap›land›r›l-mas›ndan meslek liselilerin üniver-siteye girifline, bir üniversitenin dü-zenlemek istedi¤i Ermeni Konfe-rans›’ndan Van 100. Y›l Üniversite-si Rektörü’nün yarg›lanmas›na ka-dar çok çeflitli vesilelerle ülke gün-deminin birinci s›ras›na ç›kar›lançat›flma, iflte bu çat›flmad›r.

Son çat›flma, Van Savc›s›’n›n ha-z›rlad›¤› iddianame üzerinden

sürdürülüyor. ‹ddianame üzerine ge-rek Genelkurmay, gerek hükümetkanad›ndan yap›lan aç›klamalara,burjuva medyadaki yüzlerce haber

yoruma bak›nca çok daha aç›k görü-nüyor ki, bu kavga fiemdinli’yi ay-

d›nlatmak için de¤il, oligarfli içi ik-

tidar kavgas›d›r. Saflar da buna gö-re flekilleniyor. Ba¤›ms›zl›k ve de-mokrasi mücadelesi konusunda netolmayanlar, halktan veya oligarflidenyana saf›n› netlefltirmeyenler, bu saf-laflmada oradan orada sürükleniyor-lar. Mesela, fiemdinli’deki kontrasald›r›lar›na karfl› ç›kan, fiemdin-li’nin ayd›nlat›lmas›n› isteyen birkesim, flimdi Büyükan›t’› savunarakkendileriyle çeliflkiye düflüyor. Çün-kü oligarfli-halk saflaflmas›ndan, fa-flizm-demokrasi saflaflmas›ndan de-¤il, laiklik-fleriat dayatmas›ndan ha-reket ediyorlar. Bundan hareket et-tiklerinde de ya AKP’den ya Genel-kurmay’dan yana olma zorunlulu¤u-nu duyuyorlar. Bu yanl›fl, çarp›k, su-ni saflaflmadan ç›k›lmal›d›r.

Kendini AKP-Genelkurmay kav-gas› veya AB’ciler-AB karfl›t-

lar› kavgas› olarak ortaya koyankavgan›n taraflar›na bakal›m: Birtarafta ulusalc›l›k maskesi alt›ndakatliamc›l›k var, di¤er tarafta de-mokratl›k maskesi alt›nda sömürü...Bir taraf, halk›, ayd›nlar›, “fleriat”lakorkutup katliamc›l›¤›na onay isti-yor. Di¤er taraf, kendi taban›n› “28fiubat”la korkutup BOP tafleronlu-¤unu, AB uflakl›¤›n› meflrulaflt›r›-yor. Yönetemiyorlar, birbirlerini yi-yorlar, halk umurlar›nda de¤il.

Halk›, düzenin “askeri”-“sivil”,

laik-fleriatç› seçenekleri aras›-na s›k›flt›rmaya çal›flan bu politika-n›n karfl›s›na, bir alternatif konul-mal›d›r. Bu alternatif halk›n kendiiktidar›ndan baflka bir fley olamaz.

Düzen güçleri, iç çeliflkilerininötesinde, Kara Kuvvetleri Ko-

mutan›’n›, kontra güçler oluflturuphalk› katletmekle suçlayan iddiana-me karfl›s›nda topyekün savunmayageçmifltir. Mesele, iddianameninbelgesiz, ideolojik vb. olmas› de¤il-dir. Varsayal›m ki, savc›n›n Büyü-kan›t’la ilgili iddialar› “hukuki da-yanak”tan yoksundur; ama Veli Kü-çük’le ilgili iddialar›n hepsi belgeli,kan›tl›yd›. Ordunun tepkisi farkl›m› oldu? Sonuç farkl› m› oldu? Te-oman Koman’›n J‹TEM’le ilgili so-rumlulu¤u somut de¤il miydi? So-nuç farkl› m› oldu?

Burjuvazinin en demokrat, enAB’ci, en sivilleflmeci geçinen-

leri bile, “ordumuz nas›l yarg›la-

‹ktidar›n asli niteli¤ini de¤ifltirmeyen bir iç kavgad›r bu. Bir taraf, halk›, ayd›nlar›, ‘fleriat’la korkutup katliamc›l›¤›na

onay istiyor. Di¤er taraf, ‘28 fiubat’la korkutup BOP tafleronlu¤u-nu, AB uflakl›¤›n› meflrulaflt›r›yor. Bu kavgada halk sadece

kullan›lan bir siyasi aktör durumundad›r. Bir kavga ancak halk›niktidar› için verildi¤inde, halk›n kendi kavgas› olur.

Hangi kavga kimin kavgas›?

3 Hangi kavga kimin kavgas›?

5 Ne AKP Ne TSK Kurtulufl Halk ‹ktidar›nda

11 Trabzon’da neler oluyor?

12 Gebze Devlet Hastanesi önü

14 TAYAD’›n 20. mücadele y›l›

16 Tecrite son!

18 Adana’da sokak ortas›nda polis terörü

19 Kapitalist Batakl›k: “Kara para”

20 Cunta flefini aklayan düzen

22 ‹flbirlikçiler sömürgeciden daha ars›z

24 16 Mart Katliam›

26 Kad›nlar! Her türlü sömürüye, zulme ve

tecrite karfl› birleflelim

29 Emek: CST örne¤i, ‘yabanc› sermaye’nin

niye geldi¤inin cevab›d›r.

31 Yaz› Dizisi: Halk örgütlenmeleri - bölüm 10

35 Gençlik: YÖK protestosuna tahliye yok

37 Yurtd›fl›: Avrupa’da ›rkç›l›k ve protestolar

38 Knokke Davas›’n›n yank›lar› sürüyor

42 Hayat›n ‹çindeki Teori: Kad›n›n

özgürleflmesi ve Sabolar’›n Yolu

46 8 Mart ayr›flmas›nda mizah!

48 Kitlesel tutuklamalar Hopa’da

49 Avrupa’da grev dalgas›

50 Gazi flehitleri

� � � � � � � � � � �

Page 4: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

n›r” havas›na girdiler. Bu tav›r, ül-kemizdeki demokrasicilik oyunu-nun s›n›rlar›n› da gösteriyor. Ordu-nun do¤rudan veya dolayl› yöntem-leriyle uygulanan infazlar, katliam-lar, köy yakmalar, boflaltmalar, failimeçhuller, “düzenin bekas›” içinyap›lm›flt›r. Düzenin bekas› için ya-p›lan her fley burjuvazinin gözündemeflrudur, mübaht›r ve hukuktanmuaft›r. Büyükan›t etraf›nda ifltebunun için kal›n bir savunma duva-r› oluflturdular.

Oligarfli, her koflulda ordusunukoruyup kollayacakt›r. Oligar-

flinin sözcülerinin “ordumuz bir taneyede¤i yok” sözünü gerçekte, “hal-k›n mücadelesine, devrime karfl› or-dudan baflka bizi koruyabilecek birkurum yok!” olarak anlamak laz›m.

Hemen her kontrgerilla ba¤lant›l›operasyonda “gitti¤i yere ka-

dar gitsin” diyenler, ucu “devlet zir-vesi”ne hafiften dokundu¤unda fe-veran etmeye bafll›yorlar. Oligarfliiçi kavgada birbirlerine yönelik vu-rufllar yapsa da, oligarfli bir bütünolarak o “zirve”nin sorgulanmas›na,yarg›lanmas›na izin vermez. Çünkü“duvardan bir tu¤la çekildi¤inde” oduvar›n tümümün y›k›lmas›n› hiçbi-ri önleyemez. Diyelim ki, Büyükan›tyarg›lan›yor, bunun mant›ki sonucu,kat› bir hiyerarfli içinde ba¤l› oldu¤uGenelkurmay’›n da yarg›lanmas›d›r.Genelkurmay’›n ba¤l› oldu¤u Bafl-bakanl›k’›n siyasi sorumlu¤ununyarg›lanmas›d›r... Kontrgerilla poli-tikalar›n›n uygulanmas›nda “sivil”iktidarlar›n belirleyici rolü gözard›edilemez. Halka karfl› bu politikala-r›n sadece ordu-polis taraf›ndanoluflturulan kontrgerilla birimlerininifli oldu¤u bir yan›lsamad›r. Arkala-r›nda sürekli bir politik destek ve hi-maye olmadan hiçbir asker-polis bi-rimi bunu sürdüremez. Dolay›s›ylafiili ve siyasi sorumlulukta oligarfli-yi oluflturan tüm kesimler ve tüm fa-flist devlet mekanizmas› sorumlulukalt›na girer.

‹flte bunun için oligarflik diktatör-lükte, hiçbir soruflturma “gitti¤i

yere kadar” G‹DEMEZ! Oligarfli,iflkencelere, infazlara, katliamlara,

köy yakmalara, kaybetmelere, failimeçhullere, kay›p silahlara ve di¤ertüm kontrgerilla organizasyonlar›ve operasyonlar›na iliflkin her sorufl-turmay›, hiyerarflinin mümkün olanen alt basama¤›nda s›n›rlamaya ça-l›fl›r. Önceki say›m›zdan okurlar›-m›z hat›rlayacakt›r; Ümraniye Ha-pishanesi Katlilam› davas›nda yar-g›lanan bir asker, Resul Bulut, ifa-desinde flöyle diyordu: “Çat›flmadasilah kulland›m. Askerlerin tamam›kulland›. Bu konuda emir verilmiflti.Bafl›m›zda tu¤general ve di¤er ko-mutanlar vard›. Neden bizim ifade-miz al›n›yor anlayamad›m.”

Çok yal›n, çok düz konufluyor as-ker. Mant›kl› olan›, hukuki ola-

n› da bu de¤il mi? E¤er bir operas-yonda 28 kifli katledilmiflse, bununhesab›n› ilk soraca¤›n›z kifli, o ope-rasyonun komutan›d›r. 5 yafl›ndakiçocu¤a bile anlatsan›z, size sorum-luyu do¤ru olarak gösterir. Ama oli-garflinin savc›lar›, hakimleri, 5 ya-fl›ndaki çocu¤un bilebilece¤i bugerçe¤i hep bilmezden gelirler. Buülkede, MGK’n›n, Genelkurmay’›n,hükümetlerin onay› olmadan halkatek bir kurflun s›k›lmam›flt›r. Hiçbirpolis, hiçbir asker, hiçbir itirafç›,sayd›¤›m›z kurumlar›n onay›, hima-yesi olmadan binlerce kifliyi infazedebilir mi? Bu, akla, mant›¤a das›¤maz, devlet gerçe¤ine de.

1940’lar›n ikinci yar›s›ndan bafl-layan yeni-sömürgecilik, ülke-

mizde oligarflik bir diktatörlük olufl-turmufl ve yukar›dan afla¤›ya faflistbir devlet mekanizmas›n› infla et-mifltir. Türkiye’nin 60 y›ll›k sistemgerçe¤i budur. Ülkemizde o gündenbu yana yap›lan her anayasa, ç›kar›-lan her yasa, bu yap›ya uygun ol-mufltur. Buna 1961’in “nispi de-mokratik” anayasas› da, 2000’li y›l-lar›n AB’ye uyum yasalar› da dahil-dir. Egemen s›n›f olarak oligarflikdiktatörlü¤ün, yönetim biçimi ola-rak faflizmin tasfiyesi, hiçbir dönememperyalizmin ve iflbirlikçi tekelciburjuvazinin gündeminde olmam›fl-t›r. Oligarfli içinde, tekelci burjuva-ziyle toprak a¤alar›-tefeci tüccar ke-simi aras›nda, Genelkurmay’la hü-

kümetler aras›nda, tekelci burjuva-zinin çeflitli kesimleri aras›nda,bunlar›n temsilcisi olan düzen parti-leri aras›nda zaman zaman çat›flma-lar, iç kavgalar olsa da, hiçbir çat›fl-ma, oligarflinin egemenli¤i ve yöne-tim biçimi üzerine bir çat›flma ol-mam›flt›r. Kavgan›n, yukar›da dasöyledi¤imiz gibi, birbirine ba¤l› ikinedeni olmufltur hep; sömürüdenbiraz daha büyük pay almak ve ikti-dar koltu¤unda daha etkili olmak.

‹ktidar›n asli niteli¤ini de¤ifltirme-yen bir iç kavgad›r bu. Oligarfli-

nin her bir kesimi, her partisi, halkkitlelerini de bu kavgada kendi ya-n›na çekmeye çal›flm›fl, bunun içinde çeflitli demagojilere baflvurularakkavga sanki halk›n ç›karlar› için birkavgaym›fl gibi gösterilmifltir. Bukavga halk›n kavgas› de¤ildir. Bukavgada halk sadece kullan›lan birsiyasi aktör durumundad›r. Bir kav-ga ancak halk›n iktidar› için verildi-¤inde, halk›n kendi kavgas› olur.

Sistem içinde ç›kan kavgalaraböyle bakmal›y›z. Böyle kavga-

larda içine düflülebilecek en büyükyanl›fl, kavga eden egemen s›n›f ke-simlerinden birine yedeklenmektir.Sistem içi her kavgada, siyasi litera-türde “it dalafl›” diye adland›r›landurumlarda, kaç›n›lmaz olarak ege-men s›n›flar›n kirli ç›k›nlar› aç›l›r,birbirlerinin pisliklerini, suçlar›n›dökerler ortaya. Olaylara halk›n ç›-karlar› ve iktidar› aç›s›ndan bakan-lar, a盤a ç›kan gerçekleri, sisteminbütününe karfl› bir silaha dönüfltür-mek durumundad›rlar. Elefltiri sila-h›n›, oligarflinin A partisini iktidar-dan indirip oligarflinin B partisiniiktidar yapmak için kullanmak, sis-tem olarak oligarfliye hiçbir zararvermez; partiler de¤iflir, oligarflininçarklar› döner. O çarklar da do¤alolarak oligarflinin ç›karlar› do¤rul-tusunda döner. Halk›n kavgas›, su-yun bafl›n› ele geçirip, çarklar› hal-k›n ç›karlar› do¤rultusunda döndür-me kavgas› olmal›d›r. Halk›n politikönderleri, halk›n ç›karlar›n› savun-du¤u iddias›ndakiler, halk› iflte bukavgaya yöneltebildikleri ölçüdegörevlerini yerine getirmifl olurlar.

4

12 Mart 2006 / 43

Page 5: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

Hani, “nereye kadar giderse

gitsin”di? Hani, “ucu kime doku-

nursa dokunsun fiemdinli ayd›n-

lat›lacak”t›? B›rak›n ayd›nlatmay›ya da Türkiye’de devlet gerçe¤ininifflas›n›, sadece bir generale ucu-nun dokunmas› bile devleti aya¤akald›rd›.

Oligarflik güçler içindeki çat›fl-malar had safhaya ç›kt›, “rejim kri-zi” tart›flmalar› bafllad›, ba¤›ms›zyarg›dan sözedenler yarg›ya müda-halede s›n›rlar› tümden kald›rd›lar,iddianameler ‘darbe’ diye niteleniroldu, savc›n›n böyle bir iddianamehaz›rlad›¤›na piflman edilmesi içinkollar s›vand›, generaller “seçilmifl”Baflbakan’a “iki günde bu sorunuçöz” talimatlar› verdiler, Cumhur-baflkan›’n›n kap›s›n› çal›p çat›flmave saflaflmay› daha da alenilefltirdi-ler, destek arad›lar, barolar hukuk-tan de¤il TSK’n›n y›prat›lmama-s›ndan dem vurmaya bafllad›lar...

fiemdinli Cumhuriyet Baflsavc›-s› Ferhat Sar›kaya’n›n haz›rlad›¤›iddianamenin ard›ndan yaflanan ge-liflmeler ve tart›flmalar, oligarfliiçindeki güç çat›flmalar›n›, bu dü-zenin hukuk düzeni olmad›¤›n›,“yarg› karfl›s›nda herkesin eflit ol-du¤u” sözlerinin masaldan ibaretoldu¤unu bir kez daha gösterdi.

Evet, Van Savc›l›¤›’n›n iddiana-mesine iliflkin geliflmeler dergimizyay›na haz›rlan›rken, çat›flman›ntaraflar›n›n manevralar› ile birliktesürüyordu. Biz öncelikli olarak, buiddianame ne diyor, neden bu ka-dar gürültü koptu, bunlara bakal›m.

‹ddianame Ne Diyor?Bafll›klar halinde ve özetle,

Savc› Sar›kaya flunlar› söylüyor:

1- 9 Kas›m’da fiemdinli’dekibombalama, J‹TEM elemanlar› AliKaya, Özcan ‹ldeniz ve itirafç›Veysel Atefl taraf›ndan gerçekleflti-rilmifltir. “Devletin birli¤ine karfl›cürüm”, “terör” ve “adam öldür-me” gibi eylemlerde bulunulmufl-tur. “Olaylar›n geliflimine bak›ld›-¤›nda iç içe halkalardan oluflan birzincirleme reaksiyon mekanizmas›-n›n ‘yasad›fl› yap›lanman›n’ med-yada ifade edilifl flekliyle çeteninkuruldu¤u anlafl›lmaktad›r.”

2- “Terör örgütünün yapm›fl ol-du¤u eylemlerin ayn›s›n›, kamu gö-revlileri yapm›flt›r”.

3- 15 Temmuz-10 Kas›m 2005aras›nda bölgede gerçekleflen 18bombalamadan sadece ikisini PKKyapm›fl, 16 eylem flüphelidir.

4- KKK Orgeneral Yaflar Büyü-kan›t, san›k Ali Kaya için “Tan›-r›m, iyi çocuktur” diyerek “adliyarg›lamay› etki alt›na almaya te-flebbüs” etmifltir. Güneydo¤u’dagörev yapt›¤› 1997-2000 y›llar›aras›nda ‘örgüt kurmak, sahte bel-ge düzenlemek ve görevi kötüyekullanmak’ suçlar›n› ifllemifltir, Ge-nelkurmay soruflturma açmal›d›r.

5- Askeri hiyerarflisinin yap›s›gere¤i ve Emniyet Asayifl Yard›m-laflma direktifleri gere¤ince ast›nüstten habersizce onun bilgisi, izniveya emri olmad›kça herhangi bir

5

12 Mart 2006 / 43

NE AKP, NE TSKKURTULUfi

HALK ‹KT‹DARINDA

AKP-TSK kavgas›ndan gerçekler dökülüyor

Genelkurmay, oony›llard›r üül-kemizi kkan ggölüne ççevirenkontrgerillan›n mmerkezidir.

AKP iiktidar›, hhalka kkarfl› ssa-vaflta kkontgerilla ppolitikala-r›n›n ssürdürücüsüdür.

Bir ssavc›n›n iddianamesi iileaya¤a kkalkan GGenelkurmay,kendini aaklamaya ççal›flanAKP iiktidar›; aas›l hhesab›halka vverecekler.

Page 6: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

ifl ve ifllem ya-p a m a y a c a -¤›n›n genelbir kural oldu-¤u düflünülür-se, Hakkari ‹lJandarma Ko-mutan› AlbayEren Kubat,Tugay Komu-tan› Erdal Öz-türk ve Kolor-du Komutan›S e l a h a t t i nU ¤ u r l u ' n u nbilgisinin ol-mad›¤› düflü-n ü l e m e z .“Görevlerini kötüye kullanmak”tanyarg›lanmal›d›r.

6- Olaylar ve ‘gizli yap›lanma’;siyasi otorite üzerinde bask› kurma,bölgedeki idari sisteme ola¤anüstüyöntem amaçlar›n›n hakim olmas›n›sa¤lama, devletin modernlik projesive AB sürecini baflar›s›zl›¤a u¤rat-ma amac› gütmektedir.

7- “Kan ve gözyafl› üzerindenpolitika üreten ve menfaatleri içindevletin bütün mekanizmas›n› kul-lanmaktan çekinmeyen güçlerin bir-tak›m üst makamlara gelmesi halin-de ise Devletin bekas› için son dere-ce tehlikeli bir durum ortaya ç›kabi-lir. Kendi ideolojik mant›¤› içerisin-de makul sebeplerini zaten haz›rla-yan bu grup menfaatleri icab› ken-dilerini uluslararas› güç odaklar›napazarlamaktan çekinmez. Sesi çokç›kan bu grup medyan›n da etkisi ilekamuoyunda ‘kahramanlar’ olarakalg›lan›rken afla¤›da ise bunlar›ntetikçili¤ini yapan kifliler devletinbekas›na hizmet ettikleri düflünce-sindedirler.”

8- “Her devletin istihbarat ser-vislerinin birtak›m örtülü operas-yonlar gerçeklefltirdikleri bir reali-tedir. Kula¤a hofl gelmese de istih-barat iflleri içerisinde provokasyon,ajitasyon ve suikast gibi uygulama-lar da bulunmaktad›r. Aç›ktan ger-çeklefltirilen operasyonlar›n ard›n-da gerçekte hedef ülke kamuoyunumanipüle etme amac› vard›r.”

10- “Bugün terör organizasyon-lar› ve bizati¤i kavram›n (terör)kendisi uluslararas› kamuoyunun

manipilasyonu amac›yla kullan›l-maktad›r.”

fiemdinli’yi Ayd›nlatmazOligarfli içi kesimlerin güç çat›fl-

malar›, kimi zaman baz› gerçeklerink›smen de olsa ortaya saç›lmas›navesile olabilir. Bu, ço¤unlukla ege-men s›n›flar›n iradelerini de aflan birdurum olarak, iktidar kavgas›n›ndo¤as› gere¤i gerçekleflir. ‹ddiana-me ve ard›ndan yaflanan tart›flmalar,bir yan›yla bu flekilde de¤erlendiri-lebilir.

‹ddia edildi¤i gibi, iddianameninve Büyükan›t’›n suçlanmas›n›nAKP’ye ait bir proje oldu¤unu ka-bul edelim. Buradan, AKP iktidar›-n›n fiemdinli’yi ayd›nlataca¤›, yay-g›n deyiflle “sonuna kadar gidece¤i”beklentisi yanl›flt›r. Zaten herfleyiy-le aleni olan fiemdinli’nin üzeriniörtmekte ayr› bir yaklafl›m› yokturAKP’nin. AKP iktidar› bu manevraile bir yandan iktidar kavgas›n› sür-dürürken, öte yandan kendini akla-maya, fiemdinli’de yaflananlar›n po-litik olarak d›fl›ndaym›fl gibi göster-meye çal›fl›yor. Sergilenmek istenenAKP imaj›; “hukuku savunan, ger-çeklerin a盤a ç›kmas›n› isteyen,kontrgerillaya, Susurluk Devleti’nekarfl› olan AKP”dir. Ki, bunlar›ngerçekle bir ilgisi yoktur. “Susurlukfasa fiso” anlay›fl› sürmektedir, tekdertleri koltuklar›d›r. Bu, ister Su-surluk politikas›n› sürdürerek olur,

isterse baflkabiçimde, onuniçin fark et-mez. Ne Su-surluk, nefiemdinli nede faflizminhalka karfl› sa-vafl›, bu ikti-dar›n karfl› ol-du¤u fleylerde¤ildir. Aksi-ne, bu savafl›de¤iflik biçim-lerde bugüniçin, AKP ik-tidar› sürdür-m e k t e d i r .

fiemdinli konusunda da böyledir.Öte yandan, kontrgerilla operasyon-lar› sadece ordu güçlerince gerçek-lefltirilmez. Örne¤in, iktidara ba¤l›polis gücü de bu tür birçok operas-yonda kullan›lm›flt›r.

Abdullah Gül’ün flu sözleri,AKP iktidar›n›n fiemdinli yaklafl›-m›n› da özetlemektedir. “Terörleamans›z bir mücadelede bulundu-¤umuz böyle bir ortamda, bütün gü-venlik güçlerimizi, Türk Silahl›Kuvvetleri’ni, emniyet teflkilat›n› enküçük rütbelisinden en üst rütbelisi-ne kadar hepsini korumak ve hep-siyle dayan›flma içinde olmak hepi-mizin görevidir.” (8 Mart, Bas›n)

Katliamc›lar›n elini so¤utmayanmant›k tam da budur. Buradan hu-kuk ç›kar m›, halk için adalet ç›karm›? “fiemdinlililer’in tan›kl›¤› ge-çersizdir” diyenler, fiemdinli halk›-n›n adalet iste¤ini karfl›lar m›?

‹ddianamenin kendisine gelin-ce. Hukuki boyutlar›n› bir yana b›-rak›n, kimi tespitlerinin gerçe¤ek›smen yaklaflt›¤› aç›kt›r. Ama ger-çe¤in kendisi asla de¤ildir. Zira, t›p-k› Baflbakanl›k Susurluk Raporu gi-bi, kontra operasyonlar›n bir “reali-te” olarak kabul edilmesi, yaflanan-lar› “devlet içindeki yap›lanma”olarak tan›mlamas› ve daha birçokunsur, savc›n›n fiemdinli gerçe¤ine›fl›k tutmad›¤›n›n, çarp›tt›¤›n›n ör-nekleridir. Yani, bu iddianame kimi-lerinin beklenti içine girmesini sa¤-layabilir ama fiemdinli’yi ayd›nlat-

6

12 Mart 2006 / 43

“‹yi ççocu¤un” iicraat›; “‹yi ççocu¤un” iicraat›; komutan› oonunla komutan› oonunla

gurur dduyuyorgurur dduyuyor

Page 7: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

mayacak, onu birkaç tetikçi ile s›-n›rlayacakt›r.

Öte yandan, iddianamenin ken-disinden çok Büyükan›t nezdindeGenelkurmay-AKP çat›flmas›n›ngündemlefltirilmesi, fiemdinli’ninüzerini örtmeye hizmet edecek, ma-lum “fleriatç›-laik” çat›flmas›, fiem-dinli’deki devlet gerçe¤inin üzerinekal›n bir perde gibi indirilecektir.

Beklenmedik geliflmeler olmaz-sa geliflimin bu yönde olmas› kuv-vetle muhtemeldir.

‹ktidar Kavgas›Yaflanan tart›flmalar›n özünde,

oligarfli içindeki iktidar kavgas›

yatmaktad›r. Çat›flanlar›n iddia et-tikleri gibi, ne hukuk, ne adalet, negerçekler, ne de fiemdinli’de yafla-nanlar umurundad›r. fiemdinli bukavgan›n bir vesilesi olmufltur sade-ce. Nitekim, fiemdinli’nin ilk ya-fland›¤› günlerde “AKP ne yapa-cak?” sorular› sorulurken, kimseninbofl beklentilere girmemesini, “so-nuna kadar gidilecek” yalanlar›nainanmamas›n› belirtmifl ve AKP ik-tidar›n›n fiemdinli’de yaflananlarözünde karfl› olmad›¤›n›, bu politi-kalar›n bugün iktidar koltu¤undasürdürücüsü oldu¤unu, ancak Ge-nelkurmay ile iktidar kavgas›ndakullanabilece¤ini belirtmifltik.

Hükümet olup iktidar olamayanAKP’nin 3.5 y›ld›r sürdürdü¤ü bukavga “ileri-geri” manevralarla de-vam etmekte, arkas›na AB’yi ald›-¤›nda ç›k›fl yapmakta, nab›z yokla-y›p ard›ndan geri çekilmektedir. ‹d-dianame ve bas›nda yeralan elefltiri-lere iliflkin ilk cevab› da, “biz yap-mad›k”, “yarg› ba¤›ms›zd›r” tarz›n-da olmufltur. Ard›ndan TSK’ya nekadar sahip ç›kt›klar› üzerine nutuk-lar s›ralam›fllard›r.

Genelkurmay cephesindeki ilkaç›klama ise, Büyükan›t’›n iddiana-me karfl›s›ndaki flu sözleri oldu:

“Madem öyle yarg›las›nlar. Benbu nedenden dolay› yarg›lanmak-tan gurur duyar›m. Üstelik ç›karmahkemede avukatl›¤›m› bizzatkendim yapar›m. Çünkü bu benim

için bir gururdur. Biz bu yola haya-t›m›z› koyduk. Neye mi? TürkiyeCumhuriyeti’nin varl›¤›na. Bugünekadar bu dava u¤runa da¤lardaçarp›flt›k. Mahkeme kürsüsünde defikirlerimizi söyleriz.” (6 Mart Hür-riyet)

fiemdinli’yi hamasi terörizmdemagojisine bo¤may› amaçlayanve kendi etraf›ndan bir kenetlenmeyaratmaya çal›flan Büyükan›t’›n buaç›klamalar›n›n ard›ndan Genel-kurmay topland›. Ayn› gün Baflba-kan ile Hilmi Özkök görüfltü veBaflbakan’a “bu ifli iki gün içindeçözün” dedi¤i bilgisi bas›ndayerald›.

Hükümet cephesinden yap›lan,“biz kar›flmay›z, yarg› ba¤›ms›zd›r”aç›klamalar›n›n de¤iflimi de bu an-dan itibaren bafllad›. Adalet Bakan›Cemil Çiçek, 36 saat önce yapt›¤›“yarg› ba¤›ms›zd›r, müdahale

yetkim yok” dedi¤i olayda, “ikigün dolmadan”, iddianameyi haz›r-layan savc› hakk›nda soruflturma

bafllatt›. ‹çiflleri Bakanl›¤› ise, Hak-kari Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›’n›n,eski Hakkari Valisi Erdo¤an Gür-büz, eski fiemdinli Kaymakam›Mustafa Cihat Feslihan ve Jandar-ma Alay Komutan› Erhan Kubathakk›nda ‘görevi ihmal’ sorufltur-mas› açabilmek için yapt›¤› baflvu-ruyu an›nda reddetti.

Hani “yarg› ba¤›ms›z”d›?, “ya-salar karfl›s›nda herkes eflit”ti? diyesormayaca¤›z, çünkü böyle bir fleyhiçbir zaman olmad› bu ülkede.

Evet, bir yanda “vatanseverlik”flarlatanl›¤›nda katliamc›l›k, öteyanda AB’cilik maskesiyle sömürüve zulmü biz sürdürece¤iz diyenAKP iktidar›. “Laiklik, fleriat, hu-kuk, TSK göz bebe¤imiz...” vb. bü-tün hamasi nutuklar bu gerçe¤inüzerini örtmeye hizmet etmektedir.Emekçi halk›n, ilerici güçlerin için-de yeralabilece¤i bir saflaflma de-¤ildir bu yaflananlar. Ancak, bu de-mek de¤ildi ki, devrimci güçler buçat›flmaya müdahil olmamal›. Bukonuya yaz›m›z›n ilerleyen bölüm-lerinde yeniden dönmek üzere, de-vam edelim.

7

12 Mart 2006 / 43

TBMM KomisyonuBüyükan›t’›n Ad›n›Rapordan Ç›kard›

Van Savc›l›¤›’n›n iddianamesigündeme gelmeden önce, fiemdin-li olaylar›n› araflt›rmak üzere kuru-lan TBMM Araflt›rma Komisyo-nu’nda, rapora Org. Yaflar Büyü-kan›t’›n girip girmemesi yo¤untart›flmalara neden oldu. CHP’liüyeler, komisyonun AKP’li baflka-n› ve baz› AKP milletvekilleri Bü-yükan›t’›n ad›n›n yeralmamas›n›isterken, AKP’li Faruk Ünsal veonunla birlikte hareket eden baz›milletvekilleri yeralmas›n› istedi.

Yaflanan tart›flmalar›n ard›n-dan, Büyükan›t’›n ad› rapora ko-nulmad›. Yani, bugünlerde tart›fl›-lan “tan›r›m iyi çocuktur” sözü ka-y›tlara geçmedi, böyle bir fley ya-flanmam›fl varsay›ld›.

Böylece “Meclis iradesi”nin,kimin iradesi oldu¤u flimdiden aç›-¤a ç›kt›. Komisyonun ifllevinin defiemdinli’yi ayd›nlatmak de¤il ka-rartmak oldu¤u görüldü.

A¤ar’dan Büyükan›t’a “Meslektafl” Deste¤i

Büyükan›t’›n iddianamede ad›-n›n geçmesi üzerine aç›klama ya-panlardan biri de, DYP Genel Bafl-kan›, Susurlukçu Mehmet A¤ar’d›.A¤ar TSK’n›n y›prat›lmamas›uyar›s› yaparken, o meflhur anlay›-fl› flu sözlerle ifade etti: “Bu gidifl-

le terörle mücadele edecek adam

bulamazs›n›z.” (8 Mart, Hürriyet)

Neydi o “meflhur anlay›fl”;ölüm mangalar›n›, halka karfl› sa-vafl›n sorumlular›n› deflifre eder,hukuk falan diye tutturursan›z, ka-tillerin eli so¤ur. A¤ar’›n deste¤iSusurlukçular’›n dayan›flmas›n›nen güzel örne¤i olsa gerek.

A¤ar’›n sözlerinin bir yan› da,“terörle mücadele” dediklerininfiemdinli’de yaflananlar oldu¤ugerçe¤inin itiraf›d›r.

Page 8: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

Ordu Gerçe¤i Görülmeye Devam EdecektirOrdu, Susurluk olay›nda, halk

kitlelerinin de içinde yerald›¤› kam-panyay› kendine yedekledi, “benyokum” dedi. “Bir dakika karanl›k”eylemlerinde Genelkurmay’›n ›fl›k-lar› yak›l›p söndürüldü. Halk›n gö-zünün içine bak›larak afla¤›l›k biroyun sergilendi. Kimi düzen güçle-rinin de orduya yedeklenmesi sonu-cu, Genelkurmay bu kampanyadaamac›na büyük oranda ulaflt›. Su-surluk’un ortas›nda yeralmas›nakarfl›n, yok say›ld›. Üstelik, bu süre-ci 28 fiubat’a ba¤layarak iktidar gü-cünü art›rd›.

Peki flimdi ne oldu? fiemdinliç›kt›, ard›ndan bu iddianame.

Türkiye böyle bir ülkedir. Bu ül-kede sömürü ve zulüm had safhada-d›r. Halklar›n ulusal haklar› bask›alt›ndad›r. Bu gerçekler, flöyle ya daböyle sürekli bir mücadeleyi ortayaç›karmaktad›r. Bu durum karfl›s›ndaoligarflik devlet tek bildi¤i fleyi ya-par. Bask›y› ve zulmü daha da art›-r›r, kontra yöntemleriyle, katliam-larla halk› sindirmeye çal›fl›r. Öteyandan oligarfli içindeki güç çat›fl-

malar›, iktidar kavgalar› hiç bitmez.Oligarfli içi iktidar kavgalar›n›n bit-mesi, kapitalist iliflkilerin do¤as›naayk›r›d›r.

‹flte bu “Türkiye gerçe¤i”, hiçbirgücün statüsünün kal›c› hale gelme-sine izin vermez.

Bugün yaflanan da budur. Dün,kendini aklayan Genelkurmay, bu-gün fiemdinli ile yüzyüze gelmekdurumunda kalm›fl, flimdi herkes or-du gerçe¤ini tart›flmaktad›r.

Etraf›nda kenetlenen siyasal ge-ricili¤in, faflist güçlerin, “laiklik”aldatmacas› ile yedekledi¤i kesim-lerin deste¤ini de alarak yine ifliniçinden ç›kabilir. Hatta, iktidar kav-gas›nda AKP’nin manevralar›n› tamtersine çevirip güç de kazanabilir.

Ama bu da kal›c› olmayacakt›r.Halk›n mücadelesi ve halka karfl›savafl sürdükçe, daha çok fiemdinli-ler yaflanacak, ordu gerçe¤i her ge-çen gün daha da teflhir olacak ve“Kutsal ordu” imaj› darbeler alma-ya devam edecektir. Genelkurmayetraf›nda kol kanat gerenlerin, dü-zeniçi tüm kesimlerin avazlar›n›nç›kt›¤› kadar “TSK’y› y›pratmaya-l›m” demelerinin hiçbir önemi yok-tur. Halka karfl› savaflanlar›n “y›p-

ranmas›”, bu savafl›n do¤as›d›r. Yi-ne bu savafl›n sonucunda elde ettik-leri gücü, kendi ç›karlar›na kullanangenerallerin, rütbeli subaylar›n herç›kar çetesinde, mafya örgütünde,yolsuzlukta adlar›n›n ortaya ç›kma-s›na da kimse flafl›rmamal›d›r. Katli-amc›lar, ayn› zamanda en büyükh›rs›zlar, sömürücüler olmufllard›r.

Genelkurmay Etraf›nda Kenetlenenler KimdirNe ‹stiyorlar?Çat›flma AKP-Genelkurmay ara-

s›ndad›r. Ancak elbette onlarla s›-n›rl› de¤ildir. ‹slamc› kesimden tari-katlar ve kimi AB’ciler AKP cephe-sinde yerini al›rken, CHP’den bur-juva bas›n›n genifl bir kesimine ka-dar, “laiklik tehdit alt›nda”c›lar Ge-nelkurmay’›n yan›nda saf tuttular.

Genelkurmay etraf›nda kenetle-nenler ne diyorlar, ne istiyorlar?

Bu kesimlerin yayg›n görüflü flu-dur: Bu bir komplodur, arkas›ndaAKP vard›r, bu iddianame de¤il ma-nifestodur, orduya darbe yap›lmak-tad›r, Büyükan›t’›n GenelkurmayBaflkan› olmas›n›n önü kesilmek is-tenmektedir, Büyükan›t yarg›ya

8

12 Mart 2006 / 43

Jandarma Nas›l Çal›flt› Deliller Nas›l Karart›ld›?

fiemdinli’de halk›n yakalad›¤› J‹TEM’ciler, korunacaklar›na ve binler-ce örnekte yafland›¤› gibi halk› katletmelerine ra¤men kendilerinebir fley olmayaca¤›na o kadar emindiler ki, bomba atmaya giderkenbile araçlar›nda onca delille birlikte gittiler. Kimi komplo teorisyenle-ri bunu, J‹TEM’cileri aklama arac› yapmaya çal›flt›lar. “Bu kadar ace-mi olmazlar ki” söylemiyle, dikkatleri baflka yöne çekmek istediler.

Ancak olan olmufltu! Bu kez, jandarman›n delilleri yoketme, yarg›yabask› oluflturma yöntemleri devreye girdi. Büyükan›t’›n ç›k›fl› bununiçindi. Teknik yönleri ise, bölgede halledilmeye çal›fl›ld›.

‹lk olarak, J‹TEM’ciler günlerce teslim edilmedi. Bu süre içinde, bafla-r›l› asker olduklar›na dair ödül belgeleri konuldu dosyaya.

J‹TEM arac›ndan ç›kan 2 adet el bombas› jandarmaya teslim edilmiflve ilçe savc›s› taraf›ndan “MKE yap›m›d›r” diye tutanak tutulmufltu.Yani ordu mal›yd›. Jandarman›n bunu da de¤ifltirdi¤i a盤a ç›kt›. MKEyap›m› bombalar olaydan 5 gün sonra bu kez ''Alman yap›m›'' ol-duklar›n› gösteren bir ibareyle savc›l›¤a geri verildi.

J‹TEM itirafç›s› Veysel Atefl'in polis taraf›ndan al›nan ve kay›p oldu¤uöne sürülen ilk ifadesi de ortaya ç›kt›. ‹lk ifadesinde ''astsubaylar›kesinlikle tan›m›yorum'' diyen Atefl, ikinci ifadesinde birlikte fiem-dinli'ye gittiklerini, patlama s›ras›nda birlikte olduklar›n› anlatt›. Çün-kü, J‹TEM’cilerin ortada olmad›¤› sürede bu senaryo haz›rlanm›flt›,“tan›m›yorum” yalan› tutmayacak kadar gerçek d›fl›yd›. fiemdinli’debirlikteydiler ama elbette senaryo gere¤i bombalama için de¤il, istih-barat için...

Peki jandarman›n polis bölgesinde istihbarat yapmas›n›n yasad›fl› ol-du¤u gerçe¤i nas›l örtbas edilecekti? Bunun yöntemini de buldu TSK.

Hakkari Emniyet Müdürlü¤ü ‹stihbarat fiube Müdür Vekili HüseyinKeskink›l›ç, iddianamede de yeralan ifadesinde, jandarman›n patla-madan sonra kendilerine bir belge imzalatmaya çal›flt›klar›n›, bu bel-gede, astsubaylar›n fiemdinli’de istihbarat yapmalar›n›n yasal göste-rilmeye çal›fl›ld›¤›n› söyledi. Keskink›l›ç bu belgeyi imzalamay› red-dettiklerini belirtirken, ayn› belge M‹T taraf›ndan da imzalanmad›.

Ee, bu da istihbarat servisleri aras›ndaki güç çat›flmalar›n›n cilvesi...Genelkurmay “koordinasyon” kurumunu bofl yere istemiyor, bu gibidurumlarda da iç çat›flmalar›n gerçeklerin ortaya ç›kmas›na vesile ol-mas›n›n önüne geçilmesi daha kolay olacakt›r.

Page 9: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

müdahale etmemifl... vb.

Deniz Baykal, beklendi¤i gibi,klasik bir demokrat tavr› yerine,halk›n ç›karlar›ndan sözetmek yeri-ne, en keskin Genelkurmayc› olarakön saflara f›rlam›flt›r. ‹ddianameyeen sert tepkinin CHP’den gelmesi,“darbe giriflimi” olarak nitelendiril-mesi, CHP’nin halk›n ç›karlar›ylailgisinin bulunmad›¤›n›, halka karfl›savafla cephe almad›¤›n› bir kez da-ha göstermifltir.

Burjuva bas›nda ikili bir tav›r-dan sözedilebilir.

Medya holdinglerinin manfletle-re, haberlere yans›yan tavr›; Genel-kurmay etraf›nda kenetlenmifllikhalidir. Köfle yazarlar›n›n büyük birkesimi de bu çizgidedir. Ve flu ankitabloda belirleyici olan bu anlay›fl-t›r. Aç›ktan olmasa da, iddianameyihaz›rlayan savc›y› fleriatç› ilan et-meye, sicilini araflt›rmaya hattaTSK düflman› vatan haini, “PKKa¤z›yla konufluyor” sald›rganl›¤›navaran ‘cepheden’ savafla giriflmifldurumdad›rlar. Do¤an Medya, Ak-flam, Sabah gruplar›, Cumhuriyet veelbette MHP çizgisindeki yay›nlarbu kesim içinde say›labilir.

Bir örnek vermek gerekirse,Hürriyet’in Ankara Temsilcisi NurBatur’un Büyükan›t’› parlatmayaçal›flan yaz› ve haberleri bu konudaçarp›c›d›r. Batur, TSK y›pranmama-l› talimat›n›n (ya da kafa yap›s›n›n)gere¤i olarak, yap›lacak duruflma-larda “TSK’n›n PKK ile mücadele-si mi yarg›lanacak” (9 Mart, Hürri-yet) diyebilmekte, bombalanan ki-tabevi sahibi Seferi Y›lmaz’› “Gü-neydo¤ulu 100 avukat›n” savuna-ca¤›na (“bölücülük” iflte budur!)dikkat çekmektedir. Yani, 100 avu-kat savunamaz, “Güneydo¤ulu” isehiç savunamaz. Bir “pafla”n›n yarg›-lanmas› ise düflünülemez! Zaten,Genelkurmay da “soruflturma yap›-lacaksa biz yapar›z” diyerek, gene-rallerin yarg›lanmas›n›n önünü ko-lay kolay açmayaca¤›n› söylemifltir.Bu medyaya düflen de, TSK’n›ntavr›n› allay›p pullay›p gerekçelen-dirmektir.

Halk› bombalayana “iyi çocuk-

tur” diye sahip ç›k›yor ve bunun ad›“TSK’n›n PKK ile mücadelesi” olu-yor. Büyükan›t da ilk aç›klamas›ndabunu yapmaya çal›flm›flt›r. Halkakarfl› savafla “terörle mücadele” ad›-n› verip, her fleyi meflrulaflt›rabilir-siniz bu bak›fla göre. “Ben de YaflarBüyükan›t'› tan›r›m. ‹yi bir general-dir.” (Fatih Altayl›, 6 Mart Sabah)diyenler, katliamc›lar› aklamaktan,halka karfl› savafl› desteklemektenbaflka hiçbir fley yapmazlar.

Bu kafalar elbette; toplu mezar-lar, kay›plar, iflkenceler, infazlar,köy yakmalar, tecavüzler, k›sacaony›llard›r bu ordu taraf›ndan iflle-nen bütün suçlar için ayn› mant›¤›çok rahat yürütür.

Di¤er yandan, bir k›s›m AvrupaBirlikçi köfle yazar› ise, ne Genel-kurmay’› karfl›lar›na alabilmekte,ne de destek vermektedirler. Bununyerine ya sessiz kalmay›, ya da kimi“hukuki” argümanlarla “herkes gibiBüyükan›t da yarg›lanabilir” gibisöylemlere s›¤›nmay› tercih etmek-tedir. Her ne kadar, AB sürecindeordunun gerilemesini isteseler de,s›rtlar›n› AB’ye dayayarak kimi ko-nularda “cüretli” ç›k›fllar yapsalarda, TSK’n›n “kutsall›¤›na” elefltiriyöneltme noktas›nda korkakt›rlar.Özünde sistemin bekaas› aç›s›ndantüm ç›plakl›¤›yla gerçeklerin a盤aç›kmas›n› istedikleri de yaland›r. Buyan›yla gerçekte demokrat da de¤il-lerdir.

‹flte bir örnek:

Hem “Bu yarg› sürecinin biryandan gerçeklerin ortaya ç›kar›l-mas›, di¤er yandan Türk Silahl›Kuvvetleri'nin terörizmle mücadeleetkinli¤inin zedelenmeden sonuç-lanmas› önem tafl›yor.” (Murat Yet-kin, 5 Mart Radikal)

Bunlar›n birarada olabilmesimümkün mü? TSK’n›n “Terörlemücadelesinin” ne demek oldu¤unuYetkin bilmiyor mu? Ony›llard›r ya-flan›yor bu gerçekler, binlerce yak›-lan ve boflalt›lan köy, toplu mezar-lar, kay›plar, infazlar her fley“TSK’n›n terörle mücadelesi” ola-rak yap›lmad› m›? GenelkurmayBaflkanl›¤› yapm›fl generaller, “dev-

9

12 Mart 2006 / 43

TSK ‹stedi AKP Yasay› Ç›kard›

Genelkurmay’›n Terörle Müca-dele Yasas›’n›n a¤›rlaflt›r›lmas›ylabirlikte gündeme getirdi¤i, “‹ç gü-venlik, d›fl güvenlik ve terörle mü-cadele konusunda görevli kurulufl-lar aras›nda koordinasyonu sa¤la-yacak bir kurumsallaflmaya gidil-mesi” iste¤i, hükümet taraf›ndanyerine getirildi. Van Savc›l›¤›’n›niddianamesinin tart›fl›ld›¤› günler-de TBMM Baflkanl›¤›’na sunulan,Baflbakanl›k Teflkilat› Hakk›ndaKanunda de¤ifliklik yap›lmas›n›düzenleyen tasar› ile, sözü edilenkoordinasyon baflbakanl›¤›n gö-revleri aras›na eklendi.

Yine Çete, Yine AskerHer çete operasyonunda rütbeli

subaylar ç›k›yor. Katliamc›l›¤›nrant iliflkilerini, yozlaflmay› getir-mesi kaç›n›lmazd›r. Bu gerçekflimdi de Bursa’daki bir çete ope-rasyonunda kendini gösterdi. Bukez üstelik kentin Alay Komutan›Albay Ayd›n Yeflil, çete üyesi ola-rak gözalt›na al›nd›.

Toplu Mezar Kaz›c› Bolu Tugay› Bölgede

Kulp’ta 11 köylünün katledilipyak›larak toplu mezara gömülme-lerinin sorumlusu oldu¤u belgele-nen Bolu Da¤ Komando Tugay›,geçen yine bölgede operasyonlaryapmak üzere görevlendirildi.

Hukuksuz Devletin Polisi Böyle Olur

Batman'da bir polis otosunayönelik sald›r›da 4 polisin ölmesi-nin ard›ndan, resmi ve sivil polis-ler araçlar›yla ve panzerlerle göv-de gösterisi yapt›lar. Bu polis ya-salara uyar m›? Yasalar, “size sal-d›r›l›rsa siz de halka gözda¤› ve-rin” mi diyor? TSK cenaze üzerin-de F-16 uçuruyor, polis panzer yü-rütüyor; ne güzel hukuk devleti!

Page 10: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

let içindeki çe-teler” safsatala-r›na “KorkutEken ne yapt›y-sa bilgimiz da-h i l i n d e d i r ”aç›klamas›ylacevap vermedimi? SusurlukçuA¤ar, kararlar›nMGK’da al›n-d›¤›n› ilan et-medi mi?

K›saca, de-mokra t l ›k tansözedecekse-

niz, öncelikle “TSK’n›n terörle mü-cadelesine” karfl› ç›kmal›s›n›z. Yok,“yasalar içinde sürdürülsün”, yok“Susurluk benzeri çeteler temizlen-sin” gibi safsatalarla kendi kendini-zi ve halk› aldatmay›n.

Burjuvazi, Ç›karlar› ‹çin Orduyu Her Zaman El Alt›nda TutarGenelkurmay cephesinde saf tu-

tan burjuva bas›n›n tavr›nda somut-laflan, iflbirlikçi tekelci burjuvazininçat›flmaya yaklafl›m›n›n alt›nda ya-tan, Türkiye gerçe¤inin kendisidir.

Bir yandan AB süreci, ordununiktidardaki etkisinin azalt›lmas› gibiistekleri olsa da, “adam gibi kapita-lizm” için burjuva demokrasisininkurallar›ndan sözetseler de, AKP veSaadet Partisi gibi partilerin ve ke-simlerin varoldu¤u ve belli bir gücütemsil etti¤i koflullarda, orduyu herzaman ellerinin alt›nda “yedek güç”olarak tutmak isterler.

Gerekti¤inde darbeleri destekler,Susurluk politikalar›na da onay ve-rirler.

Ertu¤rul Özkök’ün “her devletinmakul derin devleti vard›r” özlüsözlerinde ifadesini buldu¤u gibi,kontrgerilladan da rahats›z de¤iller-dir. Tekelci burjuvazi aç›s›ndan tümbu konulardaki yakl›fl›m› belirle-yen, s›n›f ç›karlar›d›r, kârlar›d›r.Bugün en demokrat kesilirler, yar›nhalk›n mücadelesinin yükselmesinekarfl› gerçeklefltirilen darbeyi “gül-me s›ras› flimdi bizde” diye selam-larlar. Yeter ki, cuntalar, kontrgeril-

la örgütlenmeleri kendi denetimle-rinde olsun, “makul derin devlet”dedikleri tam da budur, denetimle-rindeki kontrgerillad›r.

Bu Çat›flmada Halk›n Ç›karlar› Yoktur, Kurtuluflumuz Halk›n‹ktidar›ndad›rÜlkeye bak›n;

Ordu, kendi yasas›nda yazan ifl-levinin d›fl›nda iktidar savafllar›n›nbir cephesini tutmufl.

Hükümetler ne kadar oy al›rsaals›n, iktidar dahi olam›yor.

Demokrasiden sözediliyor, k›-r›nt›s› yok.

Hukuk, yarg› ba¤›ms›zl›¤› deni-liyor, her olayda safsata oldu¤u aç›-¤a ç›k›yor, yarg›n›n oligarfli içi güçdengelerine göre alenen ba¤›ml› ol-du¤unun kan›tlar› saç›l›yor ortaya.

“Terörle savafl” ad›na, halk›n ka-n› dökülüyor ve düzeni kökten he-deflemeyen en basit hukuki tale-binin karfl›s›na dahi “terörden yanam›s›n›z” diye ç›k›l›yor, ortal›k ha-masi nutuklardan geçilmiyor.

“Vatanseverlik” safsatalar›ylahalka karfl› ifllenen suçlar›n üzeri ör-tülmek isteniyor.

Kendine demokrat›z diyenler,ordu sözkonusu olunca birden katli-amc›l›¤›n saf›na savruluyor.

‹ktidar koltu¤unu iflgal edenler,bir yandan kontgerilla politikalar›n›sürdürüyor, öte yandan hukuk, de-mokrasi gibi kavramlar› hoyratça,koltuk için kullan›yor.

Uzatabiliriz ama gereksizdir. Butablo, faflizmin tablosudur. Faflizmhalk›n kan› üzerinden iktidar savafl›yürütüyor ve bu savaflta halk›m›z›da demagojilerle kendine yedekle-meye çal›fl›yor.

Yaflananlar henüz bir “rejim kri-zi” düzeyinde olmasa da, fluras› ke-sindir; oligarfli, karfl›s›nda bugüniçin güçlü bir halk hareketi olma-mas›na karfl›n, yönetemiyor. Sürek-li bir çat›flma ve “kriz” hali, bünye-sinde hep varl›¤›n› koruyor. Halk›nçeflitli biçimlerde mücadelesinin

yükselmesi, bu krizi daha da derin-lefltirecek, çat›flmalar› büyütecek birkatalizör ifllevi görecektir.

‹flte tam da burada, devrimci-

ler, sosyalistler, ilerici güçler, ger-

çekten demokrasiden yana olan-

lar; oligarfli içi iktidar kavgalar›nda“fleriat karfl›tl›¤›” ya da “AB yan-dafll›¤›” gibi suni saflaflmalardan bi-rinde konumlanmamal›d›r.

Bugün büyük bir yan›lg› sözko-nusudur, 28 fiubat sürecinin havas›hakim k›l›nmak istenmektedir. Ken-dine demokrat›m diyenlerin, katli-amc›lar›n saf›nda yeralmalar› bununsonucudur.

“Bir yol kavfla¤›na geldi Türki-ye. Uygar ve ça¤dafl dünyada yerinialmak için mi ç›rp›nacak-çal›flacakbu ülke?... Ayd›nl›¤a do¤ru mu yü-rüyecek bebekler?... Yoksa ortaça-¤›n karanl›¤›na m› dönüp koflacakçocuklar›m›z? Bir yol kavfla¤›d›rtüm bu olanlar, art›k görmelisiniz.Peki siz ne yapacaks›n›z?” (BekirCoflkun, 7 Mart Hürriyet) diyenlerfena halde yan›lmaktad›rlar. Genel-kurmayc›l›k “Ayd›nl›¤a” giden yolde¤ildir.

AKP ile daha do¤rusu AB ile de-mokrasi gelece¤ini, hukuk devletiolunaca¤›n› düflünenler de ayn› ya-n›lg›n›n içindedirler.

Nitekim, fiemdinli sonras› “ya-k›n geçmiflteki birçok karanl›k ola-y›n ayd›nlat›lmas› için bir f›rsatdo¤du¤u” hayaline kap›l›p, bugün“bu f›rsat da berhava olacak” diyedövünmektedirler.

fiemdinliler, Susurluklar ancakhalk›n mücadelesiyle ayd›nl›¤a ç›-kar.

Oligarfli içindeki bu it dalafl›n›nkarfl›s›nda, halk›n iktidar› mücade-lesini yükselterek ç›kt›¤›m›zda, buülke gerçekten demokratik, ba¤›m-s›z bir ülke olur.

Devrimcilerin bu ve benzeri ça-t›flmalara müdahaleleri de, böyle birülkeyi yaratmak için kavgay› yük-seltme yönünde olmal›d›r.

10

12 Mart 2006 / 43

Bu ççat›flmadahalk›n çç›karlar›yoktur. ÇÇ›karla-r›m›z, GGenel-kurmay vveAKP iiktidar›n›nkarfl›s›na, hhal-k›n iiktidar› aal-ternatifiyle çç›k-mak, mmücade-leyi yyükselt-mektir.

Page 11: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

Trabzon Temel Haklar Derne¤i,geçen hafta ''Trabzon'da Neler

Oluyor? Bilmek Hakk›n›z!'' ad›y-la bir kampanya bafllatt›. Bu kam-panyayla ilgili olarak Trabzon Te-mel Haklar Derne¤i Yönetim Ku-rulu Üyeleri Çetin Güven ve Emra

Bak›r ile görüfltük.

Yürüyüfl: Kampanyayla neyihedefliyorsunuz ?

Çetin Güven: Son zamanlardayaflanan olaylar› kimi kesimlerkomplo teorileri yaparak, kimi ke-simler de Trabzon insan›n›n yap›s›-na ba¤layarak münferit olaylarm›flgibi gösterip geçifltirmeye çal›fl›yor.‹nsanlar›m›z›n kafas› allak bullakoldu. Amac›m›z Trabzon halk›naüstü örtülen gerçekleri anlatmak veörgütlü mücadeleye ça¤›rmak. Ken-di sorunlar›m›z›n nas›l çözülece¤inedair düflüncelerimizi paylaflmakt›r.Esas tart›flmam›z gerekenleri gün-deme tafl›makt›r.

Emra Bak›r: Buland›r›lm›fl veçarp›t›lm›fl bilinçler, emperyalistpolitikalar› uygulayabilmenin enuygun zeminidir. Trabzon halk›n›nflu an içinde bulundu¤u durum daböl, parçala, yönet politikalar›n›n netür sonuçlar do¤uraca¤›n›n somutbir örne¤idir. Trabzon halk› sistemtaraf›ndan bir yandan yoksullu¤asürüklenirken, bir yandan da devlet

politikalar›n›n en keskin savunu-

cusu haline getirilmek isteniyor.Sistem muhaliflerini, onlar›n bafl›nagelenlerin nedeni gibi gösteriyor.Bu halkla resmen dalga geçmek.Kampanyam›z sömürüyü, ba¤›ml›-l›¤›, emperyalizmi maskelemeyeyönelik giriflimlere karfl› bir çal›flmaolacak. fiehrimizde oynanan oyun-lar› teflhir etmek istiyoruz...

Kampanyam›z muhalif kesimle-rin ve fikirlerin halktan tecritinekarfl› da önemli bir ad›md›r.

Yürüyüfl: Kampanyada hangi

araçlar› kullanacak, hangi çal›flma-lar› yapacaks›n›z ?

Çetin Güven: Biliyorsunuz Ka-radeniz'deki Temel Haklar Dernek-leri olarak ayl›k bir yerel gazete ç›-kart›yoruz. Temel çal›flma gazete-miz ÖZGÜR KARADEN‹Z'‹N SE-S‹ üzerinden gidecek. Trabzon yerelgazetelerin en çok okundu¤u flehir-dir. Gazetemiz de bu bak›mdan hal-k›m›za ulaflmam›z için iyi bir araç.5. say›m›zda ayr›nt›l› bir flekilde ifl-ledik Trabzon'da yaflananlar›.

Zaten kampanyan›n ilk çal›flma-lar›ndan biri de Özgür Karadeniz'inSesi'nde ç›kacak olan röportajlar ol-du. Halk›m›za sorduk: “NEDENTRABZON?” Gerçekleri tart›flt›r-mak istedik. Yine bildirilerimiz ola-cak. Gazetemizi, bildirilerimizi kap›kap› dolaflarak, köy kahvelerine ka-dar vararak halk›m›za ulaflt›rmay›hedefliyoruz. Yine burada bir kültürmerkezinde, kampanyam›z üzerinede¤iflik kesimlere söz hakk›n›n ve-rildi¤i bir etkinlik düflünüyoruz.

Emra Bak›r: Hat›rlarsan›z bu-radaki olaylar›n milad› say›lan 6 Ni-san'daki linç girifliminde da¤›tt›¤›-m›z bildiriler “Hapishanelerde Ne-ler Oluyor? Bilmek Hakk›n›z!” di-ye bafll›yordu. Dün yaflananlar kar-fl›s›nda gerekli tavr› almayanlara at-fen, bugün ''Trabzon’da Neler Olu-yor? Bilmek Hakk›n›z!” diye bafl-layan bildiriler da¤›t›yoruz. Kam-panya slogan›m›z bu duruma daat›ft›r.

Yürüyüfl: fiu ana kadar yapt›¤›-n›z çal›flmalarda ald›¤›n›z tepkiler,izlenimler nas›l?

Emra Bak›r: Kendilerine sözhakk› tan›nmas›, tepkilerini ifadeedebilecekleri çal›flmalar›n olmas›halk taraf›ndan destekleniyor. Hal-k›m›z›n tart›flmaya aç oldu¤unu gö-rüyoruz. Mesela röportaj›m›z birsoruluktu ama insanlar o kadar do-lu, tart›flmaya o kadar aç ki bir rö-

portaj›n saatler sürdü¤ü oldu.

Çetin Güven: Genifl birkesim, mafyan›n, fuhufl sek-törünün, uyuflturucu, karapa-ra, tetikçili¤in devletin tavr›neticesinde oldu¤unu görü-

yor. Halk san›ld›¤› kadar kand›r›la-bilmifl de¤il yani. ABD emperyaliz-minin bu bölgedeki limana ve havaüssüne göz koymas› halk› daha daduyarl› k›l›yor. Yine bölgemizin ge-çim kayna¤› olan f›nd›¤›n IMF poli-tikalar›yla elimizden al›nmas› dahalk›n duyarl›l›¤›n› artt›r›yor.

Bazen çevremizde halk›n bu tep-kilerini anlat›yoruz, inanmayangözlerle bak›yorlar. Asl›nda inan-madan bakt›klar› halk. Kendini bu-ran›n halk›ndan tecrit edenler Trab-zon insan›n›n a¤z›ndan olumlu,do¤ru bir de¤erlendirme ç›kaca¤›nainanm›yor. ‹nsan›m›z›n kand›r›lm›floldu¤u bir gerçek ama asl›nda kimikesimlerden çok daha fazla “far-

k›nda'” insanlar yafl›yor bu flehirde.Örgütsüzlük insanlar›m›z›n en bü-yük sorunu. Çal›flmalar›m›zda flim-diye dek hep bununla karfl›laflt›k.

Yürüyüfl: Röportaj için teflekkürederiz, kampanyan›zda baflar›lar di-liyoruz.

11

12 Mart 2006 / 43

Temel Haklar Tart›flt›r›yor:

TRABZON'DA NELER OLUYOR?

Faili “Belli” Sald›r›larOrdu Temel Haklar üyeleri, 5 Mart

sabah› derne¤e geldiklerinde pencerecamlar›ndan birini at›lan bir taflla k›r›lm›flolarak buldular... Dernek binas› önünde24 saat bekleyen polisler, önünde durduk-lar› binan›n camlar›n› k›ranlar› görmemifltav›rlarla sabah yine dernek binas› önün-de s›r›tarak geziyorlard›.

Trabzon Temel Haklar ve Özgürlük-ler Derne¤i gençli¤inden ‹smet Kurukafa2 Mart’ta ö¤le saatlerinde, sokak ortas›n-da kimli¤i belirsiz kiflilerce sald›r›ya u¤-rad›. Kurukafa, kendisine sald›ran 5 kifli-yi daha önce hiç görmedi¤ini, hiç nedengöstermeden ve hiç söz kullanmadan sal-d›rd›klar›n› söyledi. Gençlik Komisyonu,Trabzon'un art›k kimin kime, niçin sald›r-d›¤›n›n dahi netleflemedi¤i bir yer halinegetirildi¤ini; art›k sokaklarda dolaflankimsenin güvenli¤i olmad›¤›n› belirttiler.

Page 12: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

Hapishanelerde süren tecrit poli-tikas›na karfl› ölüm orucu direniflinisürdüren Fatma Koyup›nar’›n zorlamüdahale iflkencesi tehdidi alt›ndatutuldu¤u Gebze Devlet Hastanesiönü, hem polis terörünün herkesingözleri önünde sürdürüldü¤ü hemde buna karfl› TAYAD’l› Ailelerindemokratik mücadelede kararl›l›körne¤i sergiledi¤i bir alana dönüfl-müfl durumda.

27 fiubat’tan bu yana süren birirade savafl› bu.

Bir yanda, hak ve özgürlükleri,demokrasiyi, iflkenceye s›f›r tole-rans› dilinden düflürmeyen bir ikti-dar›n polisi. Di¤er yanda, “zorla

müdahale iflkencesine son verin,

tecrit zulmünü durdurun” diyenve bunun için demokratik haklar›n›kullanarak hastane önünde oturmaeylemi yapan TAYAD’l› Aileler.

Her gün yaflanan gözalt›lar, sal-d›r›lar y›ld›ram›yor onlar›.

Gözalt›na al›nan grubun yerine,bir kaç saat geçmeden, bazen dahada k›sa zamanda yeni bir grup eyle-me devam ediyor. Onlara da sald›r›-yor polis, onlar› da gözalt›na al›yor.Ancak bu kez bir baflka grup nöbetidevral›yor.

Zaten bugünlerde Gebze polisi-nin neredeyse bütün ifli TAYAD’l›-lara sald›r› haline gelmifl durumda.

Nöbete geçen gözalt›na al›naca-¤›n›, iflkence görece¤ini biliyor, hat-ta Muzaffer Certel gibi faflistlerinb›çakl› sald›r›s›na da maruz kalabi-lece¤i de aç›k. Yine geliyor, yineoturuyor, yine “zorla müdahale ifl-kencesine son verin” diyorlar. Ön-lüklerine kan bulafl›yor, pansuman-lar›n› yap›p kald›klar› yerden devam

ediyorlar. Kimileri ise, gözalt›na al›-n›p b›rak›lmas›n›n hemen ard›ndaneylem yerine koflarak bir sonrakinöbeti devralmak için s›raya giriyor.

Gebze Devlet Hastanesi önünde27 fiubat’tan bu yana yaflananlar, biryan›yla “TAYAD, nas›l TAYAD ol-du?”, “20 y›ll›k tarih nas›l yaz›ld›?”sorular›na da cevap teflkil etmekte-dir. Onlar hiçbir sald›r› karfl›s›nda

mevzilerini terk etmediler, kararl›-l›k onlar› tan›mlamakta kullan›lan,alt› dolu dolu bir kavram halineböyle geldi. Gerekti¤inde bedelödemekten asla çekinmediler. Bubedel ölüm de olsa, gözalt›lar, ifl-kenceler, tutsakl›klar da olsa, tered-dütsüz ödediler.

Bir gün içinde 4-5 kez tekrarla-nan, her gün gündüz ve gece devameden bir sürekli sald›r› ve gözalt› te-rörünün örne¤i yoktur. Sergilenenkararl›l›k da efline az rastlan›r tür-dendir.

Gebze polisinin terörünün örne-¤i pek olmasa da, TAYAD’› tan›yan-lar için, bu kararl›l›¤›n yeni olmad›-¤›, bunu “hep yapt›klar›” çok iyi bi-linir.

Bu kararl›l›k ve meflru demokra-tik mücadelede ›srar›n sonucu, Geb-ze polisi ve onlara bu emri veren ik-tidar›n terörize etme giriflimi boflaç›kar›lm›flt›r. Bu yaz› yaz›ld›¤›nda;Fatma Koyup›nar’a yönelik zorlamüdahale tehdidinin ortadan kald›-r›lmas› talebiyle eylemlerine devamediyorlard›.

‹flte, yaflanan gözalt› teröründensat›r bafllar›.

TAYAD’l›lar 27 fiubat’tan buyana hastane önünde oturma eylemiyap›yorlar. Ama nas›l?

12

12 Mart 2006 / 43

27 fiubat: 3 TAYAD’LI GÖZALTI-NA ALINDI

28 fiubat: 1 TAYAD’LI FAfi‹ST-LERCE BIÇAKLANDI

1 Mart: 3 TAYAD’LI GÖZALTINAALINDI

2 Mart: ÜÇ AYRI SALDIRIDA 7TAYAD’LI GÖZALTINA ALINDI

3 Mart: DÖRT AYRI SALDIRIDA14 TAYAD’LI GÖZALTINA ALIN-DI

4 Mart: ÜÇ AYRI SALDIRIDA 9TAYAD’LI GÖZALTINA ALINDI

5 Mart: ‹K‹ AYRI SALDIRIDA 23TAYAD’LI GÖZALTINA ALINDI

6 Mart: 7 TAYAD’LI GÖZALTINAALINDI

8 Mart: ‹K‹ AYRI SALDIRIDA 6TAYAD’LI GÖZALTINA ALINDI

9 Mart: 10 TAYAD’LI GÖZALTINAALINDI

10 Mart: 2 TAYAD’LI GÖZALTINAALINDI

GEBZE DEVLET HASTANES‹ ÖNÜ

Zorla müdahale iflkencesinePolisin gözalt› terörüne karfl›TAYAD’l›lar›n irade savafl›

Page 13: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

27 fiubat:

Oturma eylemi yapan TAYAD üye-si Hatice Afl›k, Muzaffer Gertel veGebze hastanesinde tutulmakta olanFatma Koyup›nar’›n ye¤eni Cem Ko-

yup›nar gözalt›na al›nd› ve ard›ndanserbest b›rak›ld›lar.

28 fiubat:

TAYAD üyesi Muzaffer Certel,hastane önünde bir grup faflistin sald›-r›s›na u¤rad›, baca¤›ndan b›çaklananCertel hastaneye kald›r›ld›.

2 Mart:

Saat 02.15'teki polis sald›r›s›ndaHasan Koço¤lu, Tufan Horata veKahraman ve Ercan isimli TAYADüyeleri gözalt›na al›nd›.

‹ki saat sonra: Saat 04.30'da

oturma eylemini sürdürmek için gidenCem Koyup›nar ve Ekrem Kurtulufl

gözalt›na al›nd›.

Saat 13.00’da TAYAD’l›lar›n yap-t›¤› “Faflist sald›r›lar gözalt›lar bas-

k›lar bizi y›ld›ramaz” bafll›kl› bas›naç›klamas›n›n ard›ndan bas›n aç›kla-mas›na kat›lan U¤ur fiimflek ve Emre

Hamdemir isimli lise ö¤rencileri gö-zalt› ifllemi yap›lmaks›z›n polis otosu-nun içine al›narak hakaret, darp ve key-fi uygulamalara maruz b›rak›lm›fllard›r.

3 Mart;

Saat 15.00; TAYAD’l›lara polistekrar sald›rd›. Sald›r› sonucu Kerem

Atay, Erdal Bayram, Adem Çak›,

Özkan Kocabey ve Yürüyüfl Dergisi

Muhabiri Ceyhun Bay gözalt›naal›nd›lar.

Polis ailelerin oturdu¤u yeri sabah-tan itibaren iflgal etmiflti. Aileler otur-ma eylemini gerçeklefltirdikleri yerinpolis taraf›ndan iflgal edilmesi üzerineoturma eylemlerine hastanenin önündedevam etmeye çal›flt›lar. Fakat daha ilkandan gerçekleflen sald›r›yla gözalt›naal›nd›lar.

Saat 15.50... TAYAD’l› Aileler’epolis yeniden sald›rd›. Bu sald›r›da Mus-

tafa Çiftçi, Cuma Özcan, Ozan Atay

gözalt›na al›nd›lar.

Saat 20.00'de

Ahmet Önal AK-

KAYA, Gündüz

AKDA⁄, Yunus

A⁄IRMAN gözal-t›na al›nd›lar.

Gece saat 23.30; Polis bir kez dahasald›rd›. Harika Y›lmaz, Orçun Eke-no¤lu, Kenan Eren gözalt›na al›nd›.

4 Mart:

Saat 01.30 sular›nda ‹rfan Kad›-

o¤lu, Nail Gürbey, Erhan Gündo¤-

du gözalt›na al›nd›lar.

Sabaha karfl› saat: 05.00 sular›ndada oturma eylemi yapan TAYAD’l›larapolisin müdahalesi sonucu; Übeyd

KOZAN, Murat A⁄IRMAN, Hakan

KANAT gözalt›na al›nd›lar.

Sabaha do¤ru Gebze Temel Hak-lar ve Özgürlükler Derne¤i'nin etraf›da polis taraf›ndan sar›ld›.

Sabah saat 10.00’da Hasibe ÇO-

BAN, Çilem KILIÇ, Ufuk CEZ‹K

gözalt›na al›nd›lar.

5 Mart:

Hastane önünde bas›n aç›klamas›yapan TAYAD'l› aileler polis taraf›n-d›n "yolu kapat›yorsunuz" gibi komikgerekçelerle gözalt›na al›nd›.

Yap›lan aç›klamaya polis pervas›zbir flekilde sald›rd›. Polis sald›r› s›ra-s›nda biber gaz› ve cop kulland›. Tar-taklanarak ve tekme tokat gözalt›naal›nan ailelerin hemen hepsinin çeflitliyerlerinde ciddi yaralanmalar meyda-na geldi. Gözalt›na al›nanlar›n isimleriflöyle;

Özgür Karakaya, Dilek Üstüna-

lan, Çilem K›l›ç, Hasibe Çoban, Or-

çun Ekeno¤lu, Hakan Ersan, Tayfun

Güzeller, Özkan Kaya, Cemalettin

Ç›nar, Nair Gürbey, Fatma Alcan,

Nadire Çelik, Menekfle Köse, Ünzile

Aras, Y›ld›z Türko¤lu, Hakan Ka-

nat, Mehmet Özdemir, Aslan Ayka-

nat, Cihan Günefl ve Yürüyüfl muha-

biri Ceyhun Bay.

Saat 23.15: 19 TAYAD’l›n›n gözal-t›na al›nd›¤› sald›r›n›n ard›ndan yeni-den oturma eylemine bafllayan TAYADüyeleri ‹nan Do¤an, Veli Y›ld›r›m veGüven Alpayan gözalt›na al›nd›lar.

6 Mart:

Saat 09.05’te Elif Kaya, Hatice

Y›ld›r›m, Çoflkun Tunç, gözalt›naal›n›rken Saat 23.30’da; polis yine sal-d›rd›, TAYAD'l› Gözde fiahin, Köse

Kahraman, Mahir Yald›rakl› ve

Adem Çolu gözalt›na al›nd›.

8 Mart:

Saat 14.00; oturma eylemi yapanTAYAD üyesi Ekrem Kurtulufl ve Tu-

fan Horata gözalt›na al›narak, Gebze‹lçe Emniyet Müdürlü¤ü'ne götürüldü-ler.

Saat 16.00; TAYAD'l› Aileler Geb-ze Devlet Hastenesi önünde bas›n aç›k-lamas› yaparak, getirdikleri karanfilleriFatma Koyup›nar'a ilettiler.

Akflam saat 20.15'te oturma eyle-mini sürdüren TAYAD'l› Aileler'denSerdar Polat ve Engin Atefl gözalt›naal›nd›lar... Saat 20.45’te ise Güven

Güzeller ve Serdar Aç›kel al›nd›.

9 Mart:

Sabah saat 09.53’te Tayfun

Güzeller, Necdet Gedik, 11.55’te

Kahraman Kaya, Ufuk Cezik,

15.40’da Adem Çak›, Taylan Atalay

gözalt›na al›nd›.

Akflamda devam eden oturma eyle-minde saat: 20.00’de Cemalettin

Ç›nar, Serdar Ery›lmaz, 24.26’da

Kahraman Karakaya, Özgür Gün

al›nd›.

10 Mart:

Sabah 8.54 saatlerinde ÖzcanDeniz ve Orhan Deniz al›nd›.

13

12 Mart 2006 / 43

Sald›r›yorlar... Direniyoruz... Gözalt›na al›yorlar... Tükenmiyoruz!

Page 14: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

Tam 20y›l oldu. Fa-flizmin, em-peryalizmindemir ökçe-leri zulümzindanlar›n-da evlatlar›-n›n üzerin-de gezinme-ye çal›fl›r-ken, nas›lsessiz kala-bilirlerdi kionlar? Kal-m a d › l a r ,çünkü ev-latlar›n›n onurlar›kendi onurlar›yd›.Sessizli¤in orta-s›nda ç›kt›lar zul-mün karfl›s›na. ‹lkolarak Metris önünde bir kahveha-nede bafllad›lar toplanmaya. O¤ul-lar›, k›zlar›yla birlikte direnmeningereklili¤ini gördüler. Açl›k grevle-rinde, alanlarda, bas›n aç›klamala-r›nda, yol kesmelerde yapt›klar› di-renifllerle onlar›n sesi solu¤u oldu-lar. Bir anan›n "oldu¤un yerde sen,olmad›¤›n yerde ben, böyle ö¤ren-dik direnmeyi" cümlesi onlar›n ka-rarl› duruflunun bir ifadesi olarakgeçmiflti tarihe.

Yedikleri joplar›n, al›nd›klar›gözalt›lar›n, hapislerin, geçtikleriiflkencehanelerin say›s›n› bile hat›r-lam›yorlard› onlar.

Bu bask› ve zulüm ortam›ndatüm engellemelere karfl›n 3 fiubat1986 günü TAYAD resmi olarak ku-ruldu. Art›k mücadele mevzisi dahaörgütlü, daha dinamikti TAYAD'la.Evlatlar›yla birlikte ilk büyük zafer-leri "tek tip elbiseyi" kald›rmalar›oldu. Art›k TAYAD’› herkes biliyor,yurdun en ücra köflelerinde afiflleri,bildirileri elden ele dolafl›yordu.Kap›lar›na kilit vuruldu¤unda yeni-sini açt›lar, hiçbir dernekleri olma-d›¤›nda “her ev TAYAD’d›r” diye-rek mücadeleyi kesintisiz sürdürdü-ler. Ve F Tipi hücreleri ilk duyduk-lar›nda yine onlar düfltüler en öne.Ankara yürüyüfllerinde, gösteriler-de, ›srarla kamuoyuna gerçekleri

anlatma kampanyalar›nda büyük birkararl›l›k ve enerjiyle mücadele et-tiler. Ayn› kararl›l›k, tutsaklar›n be-denlerini açl›¤a yat›rmas›yla bir kezdaha kendini gösterdi. Onlar da yat-t›lar ölümün koynuna, öldüler birerikifler. Tafl›d›klar› her tabutta korku-lar› de¤il kararl›l›klar› ve öfkeleribüyüdü.

Ve, mücadele dolu 20 y›l› gerideb›rakt›klar›nda, onlar› tan›yan her-kesin sayg› duyaca¤› bir tarihi ya-ratt›lar.

3 Mart günü Muammer KaracaTiyatro Salonu’nda iflte bu tarihinonuruyla biraraya geldiler. 1980’liy›llar›n ilk TAYAD’l›lar›ndan bu-gün alanlarda mücadeleyi sürdürenTAYAD’l›lara kadar, genç yafll›, anababa, efl, kardefl biraradayd›lar.

TAYAD, Son Derece Etkili ve Sayg›de¤er Bir Kimli¤e Sahiptir”TAYAD’›n 20. y›l› kutlamas›,

"Onurlar› Onurumuzdur" ad›yla dü-zenlendi. 500’den fazla kiflinin ka-t›ld›¤› gece, Büyük Direnifl’te flehitdüflenler için sayg› duruflu ile baflla-d›. Sahnede, direnifl flehitleri, TA-YAD’l› flehitler ve ‘Onurlar› onuru-muzdur’ yaz›l› 20. y›l pankart›, butarihin nas›l yarat›ld›¤›n› anlat›yor-

du adeta.

S a y g ›duruflununa r d › n d a nkürsüye ge-len TAYADB a fl k a n ›M e h m e t

Güvel, TA-YAD'›n ku-ruluflundanbu yana ge-çen süreciözet leyenbir konufl-ma yapt›.Birçok di-

reniflte ilkler ya-rat›ld›¤›na ve bir-çok bedeller öden-di¤ine dikkat çe-ken Güvel, 6. y›-

l›na giren Büyük Direnifl’e de¤ine-rek, onlar direnmeye devam ettikçe,TAYAD’›n da d›flar›da direniflin sesiolmay› sürdürece¤ini ifade etti.

Güvel’in ard›ndan, davetlileraras›nda bulunan Mihri Belli sözal-d›. Büyük Direnifl üzerine konuflanBelli flunlar› söyledi:

“E¤er böyle bir direnifl olma-sayd› çok kötü olurdu. Mapustakiadam›n bir tek direnifli vard›r o daaçl›k grevidir. Ya da kaçmakt›r. Bizo direnifli gösteremeseydik Türkiyeutanç içinde olurdu. F Tipleri’nisessizce kabul etseydik bizim içinbüyük utanç olurdu. Unutmamak la-z›m, onlara teflekkür etmek laz›m."

90 yafl›nda sosyalizm idealinisürdüren Mihri Belli'nin konuflmas›yo¤un alk›fl al›rken, “hepinizi amaözellikle inançlar›n›z› ve iradeniziselaml›yorum" diyerek söze baflla-yan fiair Orhan Alkaya, TA-YAD’›n, faflizmin topluma ördü¤üsay›s›z duvara karfl› bir direnifl ola-rak ç›kt›¤›n› kaydederek, “son dere-ce etkili ve sayg›de¤er bir kimli¤esahiptir bu yüzden” dedi.

Sevgi Erdo¤an için yazd›¤› fliiride okuyan Alkaya’n›n ard›ndanTUYAB Temsilcisi ‹smihan Y›ld›zbir konuflma yapt›.

Sinevizyon gösteriminde ise TA-

14

12 Mart 2006 / 43

TAYAD’›n 20. mücadele y›l›

‘ONURLARI ONURUMUZDUR’

Page 15: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

YAD'›n onurlu tarihinden, di-renifllerinden ve devletin ha-pishanelerde yapt›¤› katli-amlardan kesitler göste-rildi. 19 Aral›k Katli-am›'n›n görüntüleri s›ra-s›nda doru¤a ç›kan öfke,bu tarihin asla unutulma-yaca¤›n›n bir mührü gibiy-di.

Ankara'dan gece için gelenflair Mehmet Özer'in fliirleri veCeyhan Hapishanesi Ölüm OrucuDireniflçileri'nin son mektubunuokumas›n›n ard›ndan, flehit aileleri-ne karanfiller verildi. fiehit ailelerikaranfilleri, sahnede bulunan TA-YAD flehitleri panosuna tek tek b›-rakt›lar. Program d›fl›nda, kendi do-¤all›¤›nda geliflen bu sahne, bu mü-cadele sizin eserinizdir diyordu. Veyafll› yumruklar s›k›ld› sahnede, fle-hitlere selama durdu flehitlerin ana-lar›. Uzun süre coflkuyla alk›fllananbu görüntülerin ard›ndan Grup Yo-rum Korosu’nun ezgileri eflli¤inde,Naime Kara ve Ahmet Kulaks›zTAYAD'›n tarihini anlatan ve ilgiyledinlenen bir metin okudular.

fienay ve Gülsüman Aram›zdaÖlüm Orucu Direniflçisi Fatma Ko-

yup›nar'›n ablas› Zeliha Koyup›nar’›n,kardeflinin durumuna iliflkin yapt›¤›konuflma ilgiyle ve merakla dinlendi.Zeliha Koyup›nar, kardeflinin aya¤akalkamaz halde oldu¤u ve gözleri-nin iyi görmedi¤ini belirterek, zorlamüdehale ile katledilmesine izin ve-rilmemesini istedi. TAYAD'l›lar›nhastane önünde yapt›klar› eylemden

v eyaflanan sald›r›lardan sözeden Ko-yup›nar’›n ard›ndan, gecenin sunu-culu¤unu yapan Süleyman Acar,Ölüm Orucu Direniflçisi Serpil Ca-badan'›n geceye gönderdi¤i mesaj›okudu.

"Onurlar› Onurumuzdur" gecesi-nin ikinci bölümü ise, TAYAD Ti-yatro Grubu'nun "Sana Tecriti An-latmak ‹stiyorum" isimli oyunuylabafllad›. 19 Aral›k Katliam›'n›n can-land›r›lmas›yla bafllayan tiyatro birtutsa¤›n ve anas›n›n içeride ve d›fla-r›da omuz omuza mücadelelerinikonu al›yor. Tiyatro tecrit iflkencesi-ne karfl› birlikte yürüttükleri müca-dele mevzisini geniflleten ana veo¤ulun ölüm orucu bantlar›n› ku-flanmalar›yla sona erdi.

Tiyatronun ard›ndan sahnedeTAYAD’l›lar›n “geçidi” vard›. TA-YAD'›n kuruluflundan bugüne de¤i-flik dönemlerde mücadele içindeolan TAYAD’l›lar gruplar halindeç›kt›lar sahneye ve duygular›n› ifa-de eden konuflmalar yapt›lar.

Canan ve Zehra'n›n flehitli¤in-den sonra tüm ölüm orucu flehitleriiçin yazd›¤› "Sedas›z" isimli fliiri

okuyan fiair ‹brahim Kara-ca’n›n, "Kendimize göre fli-

irler yaz›yoruz. Asl›ndahayat›n fliirini yazan ar-kadafllar var, burada ana-lar var. Asl›nda fliirlerinen güzelini yazd›lar, yaz-

maya devam ediyorlar"sözleri, tarihi bir gerçe¤in

sanatç›n›n duygular›yla ifadeedilmesiydi.

Karaca’n›n ard›ndan, TAYAD ta-rihinde flimdiden önemli bir yere sa-hip olaca¤› aç›k olan, Abdi ‹pekçiPark›'ndaki direniflin s›cakl›¤›n› sa-lona tafl›yan TAYAD'l›lar konufltu.

Gecenin son bölümünde ise, Hil-mi Yaray›c›'n›n ard›ndan sahneyeç›kan Grup Yorum vard›. Kavgan›nanalar›n›n türkülerini de seslendirenGrup Yorum’un Hakl›y›z Kazana-ca¤›z marfl› yumruklar havada hepbirlikte söylendi.

Gecenin bitti¤i düflünülürken,sahnede kapanan perdelerin üzerineGülsüman Dönmez ve fienay Ha-no¤lu'nun dev resimleri indi. Bununüzerine "Zal›m Zamanlarda ÖnceAnalar Düfler Topra¤a" adl› türküeflli¤inde resimlerin önünde solyumruklar havada sayg› duruflunageçildi. Büyük coflku yaratan butablonun ard›ndan gece sona erdi.

Gecenin de¤iflik bölümlerindeyurtiçi ve yurtd›fl›ndaki birçokDKÖ'den gelen mesajlar›n yan› s›rahapishanelerdeki tutsaklardan gelenmesajlar da coflkuyla karfl›land›. Ay-r›ca özgür tutsaklar›n geceye gön-derdi¤i çiçek, TAYAD'l›lar ad›natutsak anas› olan FigenKurtulufl'a verildi.

15

12 Mart 2006 / 43

Mesajlar...Geceye, Türkiye’nin dört bir yan›nda kuru-

lu bulunan Temel Haklar Dernekleri’nden,Gençlik Federasyonu, Halk›n Hukuk Bürosu veYürüyüfl Dergisi’nden, Ay›fl›¤› Sanat Merkezi,SES Yönetim Kurulu, ILPS, Sol Birlik Partisi (Yu-nanistan), PAME Sendikas›(Yunanistan), ‹stan-bul E¤itim-Sen 3 No'lu fib., D‹SK Emekli Sen 2No'lu fib., A.D.E.Y. Yürütme Sekreterli¤i’ninyan›s›ra, Tekirda¤, Gebze, Edirne, Uflak, K›r›k-lar, Kand›ra Hapishaneleri’ndeki tutsaklardan

ve DHKP-C Tutsaklar Örgütlenmesi ile ölümorucu direniflçileri Fatma Koyup›nar ve SerpilCabadan’dan mesajlar geldi.

DHKP-C Tutsaklar Örgütlenmesimesaj›nda; “TAYAD bu ülkenin 20 y›ll›k diren-me, boyun e¤meme, teslim olmama tarihi,inanc›, kararl›l›¤› demektir. TAYAD güven de-mektir. TAYAD; devrimci gelenekleri halkahalka büyüten demektir. TAYAD; Biz’dir!”ifadelerine yerverildi.

Fatma Koyup›nar mesaj›nda; “20 Y›ld›r

onurlar›n› koruyan TAYAD’l› Ai-lelerimiz’in onurlar›n› korumakboynumuzun borcudur. Onuru-muzu, namusumuzu koruyaca-¤›m. Tüm ailelerimizi sayg›ylaselaml›yorum” derken; TKEP/LTutsa¤› Serpil Cabadan ise, zaf-ere olan inanc›n› ifade ederek,“O güne varana ve son anadek dimdik ayakta, zafere ka-dar durmadan yürümektir...”diyordu.

Page 16: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

TAYAD'›n yürüttü¤ü “Tecrite

Son” kampanyas› ‹stanbul ve Ana-dolu kentlerinde çeflitli eylemlerledevam ediyor. Oturma eylemleri, bil-diri da¤›t›mlar›, bas›n aç›klamalar›,afifller ile halka tecrit gerçe¤ini anla-tan TAYAD’l›lar, AKP iktidar›na“tecrit zulmüne son verilmesi” ça¤r›-s› yap›yor.

Oturma eylemleri... Sam-

sun'da 3 Mart günü Karadeniz Te-mel Haklar'da düzenlenen bas›n top-lant›s›nda konuflan Hasan To¤an, ik-tidara seslenerek, “F Tipi hapishane-lerde tecrite son verin” dedi. TA-YAD’›n 20 y›ll›k mücadelesine de¤i-nilen aç›klamada, direniflin tecritkalkana dek sürece¤i kaydedildi.

Samsun TAYAD’l›lar ertesi günüde Süleymaniye Geçidi’nde oturmaeylemi yapt›lar.

"F Tipi Hapishanelerde TecriteSon” pankart› açan TAYAD’l›laryapt›klar› aç›klamada Fatma Koyu-p›nar ve Serpil Cabadan'›n ölüm oru-cunu sürdürdü¤ünü dile getirdiler.Koyup›nar'›n Gebze Devlet Hastane-si’nde zorla müdahale iflkencesi teh-didiyle karfl› karfl›ya oldu¤unu kay-deden Hasan To¤an, "Guantana-mo'da da, F Tipleri’nde de zulmedenemperyalizmdir, iflbirlikçileridir" de-di. Sloganlar›n at›ld›¤› aç›klaman›nard›ndan oturma eylemi yap›ld›. TA-YAD’l›lar her cumartesi oturma ey-lemlerini sürdüreceklerini dile getir-diler.

Gebze Hastanesi önünde oturmaeylemi yapan TAYAD’l› Aileler’eyap›lan sald›r› 5 Mart günü Bur-

sa’da protesto edildi. S.Garaj Metroç›k›fl›nda oturma eylemi yapanTAYAD’l› Aileler, “Fatma Koyup›-nar Onurumuzdur” sloganlar› att›lar.Oturma eylemi s›ras›nda, “Sana Tec-riti Anlatmak ‹stiyorum” bildirisiokundu.

Bir baflka oturma eylemi ise Ada-

na’dayd›. 6 Mart günü ‹nönü Par-k›'nda yap›lan oturma eylemine halkyo¤un ilgi gösterdi. Oturma eylemiöncesi "Tecrit'e Son" pankart› aç›ld›ve fiemsettin Kalkan taraf›ndan aç›k-lamada bulunuldu. Kalkan, direniflin6 y›ld›r sürdü¤ünü hat›rlatarak, “121insan katledildi, yüzlercesi sakat b›-rak›ld›. Bu hapishanelerde kalan tut-saklar›n da hayat› tecritle tehlike al-t›ndad›r" dedi. Aç›klama s›ras›ndakitle s›k s›k "Gözalt›lar Bask›lar BiziY›ld›ramaz, Fatma Koyup›nar Yaln›zDe¤ildir" sloganlar›n› att›.

Oturma eylemine geçen ailelerburada Kand›ra F Tipi'nde tutsakolan Ümit ‹lter'in mektubunu okudu.TAYAD’l›lar›n yan›na gelerek bildiri

isteyenlerin, Fatma Koyup›nar hak-k›nda bilgi alanlar›n oldu¤u eylembir saat sürdü. Adana’da da her pa-zartesi oturma eyleminin tekrarla-naca¤› aç›kland›.

Sana Tecriti Anlatmak ‹s-tiyorum... TAYAD'l›lar her haftaoldu¤u gibi bu pazar da Sultanah-met Park›’nda oturma eylemi yapa-rak, tecritte tutsaklardan birininmektubunu okudular. 5 Mart günüyap›lan eyleme 130 kifli kat›l›rken,Naime Kara, temsili hücre maketi-nin içine girerek, Edirne F Tipi Ha-

pishanesi'nden seslendi. Edirne F Ti-pi Hapishanesi'nde tutsak bulunanHac› Demir'in mektubu okundu. ‘Sa-

na Tecriti Anlatmak ‹stiyorum’ ve‘Tecrite Son’ yaz›l› pankartlar›naç›ld›¤› eylemde, “Tecriti Kald›r›nÖlümleri Durdurun, Fatma Koyup›-nar Onurumuzdur” sloganlar› at›ld›.30 TAYAD'l› ise eyleme TramvayDura¤›'ndan sloganlarla yürüyerekkat›ld›.

Aç›klamalar... Mersin TA-YAD'l› Aileler 2 Mart günü Tarsus il-çesinde yapt›klar› aç›klama ile, tecri-ti her yerde anlatmaya devam ede-ceklerini gösterdiler. Merkez Posta-nesi önünde yap›lan eylemde "Tecri-ti Kald›r›n Ölümleri Durdurun" ön-lükleri giyen "TECR‹TE SON" pan-kart› açan TAYAD’l›lar, tafl›d›klar›dövizlerle de direnifli ve tecriti anla-t›yorlard›. Yap›lan aç›klamada, dire-niflin ve tecritin sürdü¤ü kaydedile-rek, Fatma Koyup›nar’›n zorla mü-dahale iflkencesi tehdidi alt›nda tu-

16

12 Mart 2006 / 43

TTEECCRR ‹‹ TTEE SSOONN!!

Tecrit kalkana

kadar direnifl sürecek

Adana'n›n Hürriyet Mahallesi'nde 4 Mart günü tecriti anlatan bildiriler da¤›tan TAYAD’l›lar,"Tecrit, Yaflayanlar Anlat›yor" isimli kitab›n sat›fl› ve tan›t›m›n› da yapt›lar. Kahvehanelere, iflyer-lerine giren, evlerin kap›lar›n› çalan TAYAD’l›lar 400 bildiri da¤›t›rkenbir yandan da megafonla tecriti anlatan konuflmalar yapt›-lar. TAYAD’l›lar Ankara’da da 1 Mart günü DikmenSokulu semt pazar›nda da¤›tt›klar› 1200 bildiri ilehalka gerçekleri anlatamay› sürdürdüler. Ha-tay’da bir yandan afifller yap›l›rken, "Sana Tecri-ti Anlatmak ‹stiyorum" bildirileri Hatay merkezinard›ndan Samanda¤ ‹lçesi’nde de da¤›t›ld›. Ayr›ca;Mersin’in Tarsus ‹lçesi’nde, Ordu’nun Ünyeilçesi’nde, bildirilerin da¤›t›m›na devam edildi.

Page 17: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

tuldu¤u kaydedildi ve duyarl›l›k ça¤-r›s› yap›ld›.

4 Mart günü Ordu’nun Ünye il-

çesi Meydan›'nda toplanan TA-YAD'l›lar, “F Tipi HapishanelerdeTecrite Son'' pankart› ile eylem yap-t›lar. Yo¤un polis ablukas›nda ve il-çenin tan›nan birkaç faflistinin pro-vokatif sataflmalar› aras›nda sürenaç›klamada, tecrite son verin ça¤r›-s›nda bulunuldu.

Polisin yönlendirmesindeki fa-flistlerin sataflmalar› sürerken, eyle-min ard›ndan devreye polisin kendi-si girdi. Keyfi kimlik kontrolü daya-tan polis, TAYAD’l›lar›n ilçe halk›nabildiri da¤›t›m› yapt›¤› s›rada da ta-cizlerini sürdürdü. Tecritin halk tara-f›ndan ö¤renilmesine tahammül ede-meyen polis, “bizim resmimizi çekti-niz” diyerek muhabirimizin foto¤rafmakinas›na da el koymaya çal›flt›.TAYAD’l›lar bu keyfi engellemelerera¤men Suluhan Geçidi’ne kadarhalka tecrit gerçe¤ini anlatmaya de-vam ettiler.

Abdi ‹pekçi Direnifl Park›’n-dan... 900 günün geride kald›¤› Ab-di ‹pekçi Park›’ndaki TAYAD’l›larda, tecrite karfl› direnifl sesinin yük-seldi¤i yerlerin bafl›nda gelmeye de-vam ediyor. 4 Mart günü, parktakiaileleri ziyaret eden Ankara GençlikDerne¤i üyesi 20 genç, TAYAD’l›la-ra desteklerinin sürece¤ini dile getir-di. Ziyaret esnas›nda konuflan derneküyeleri, tüm gençlere tecrit zulmünekarfl› direnifli desteklemeleri ça¤r›-s›nda bulundular.

Duvarlar›n Dili... TAYAD’›n“Tecrite Son” afiflleri; ‹stanbul’danAd›yaman’a ülkenin dört bir yan›nda

as›lmaya devamediyor.

Duvarlar dile gelip, tecritzulmüne son verilmesinihayk›r›yor her yerde. Buhayk›r›fla tahammül ede-meyenler, engelleme giri-flimlerine hiç ara vermi-yorlar.

1 Mart günü Ad›ya-man’›n Karap›nar Mahal-lesi’nde polis ve zab›taekipleri önce afifllerin yasad›fl› oldu-¤unu iddia ederek engellemeye çal›fl-t›lar. TAYAD’l›lar›n bu giriflimi boflaç›karmas›n›n ard›ndan, bu kez de ya-ka paça gözalt›na ald›lar ve kifli bafl›-na 109 YTL para cezas› verdiler. Ay-n› gün Ankara Yüksel Caddesi’ndeafifl yapmak isteyen TAYAD’l›lar dapolisin engeliyle karfl›laflt›. Keyfikimlik sorma, afifli ast›rmama, izninsadece ‹stanbul için oldu¤u gibi da-yatmalara karfl›n, TAYAD’l›lar K›z›-lay bölgesinde afifllemelerini yapt›-lar. Ertesi gün ise, Dikmen ve ‹lkerMahalleleri’ndeki duvarlardan du-yuldu ayn› hayk›r›fl.

Ayr›ca, Adana’n›n Hürriyet Ma-hallesi'nde, Elaz›¤ ve Hatay’da afifl-lemeler yap›ld›. Hatay merkezindeafifllemelerin yan›s›ra "Sana TecritiAnlatmak ‹stiyorum" bildirileri da¤›-t›l›rken, Samanda¤ ‹lçesi’nde de 6Mart günü afifllemeler ve bildirilerlehalka tecrit gerçe¤i anlat›ld›. Biryandan halka yönelik konuflmalaryaparak afifller yap›flt›ran, bildiri da-¤›tan TAYAD’l›lar, polisin tacizleri-ne, engelleme giriflimlerine ra¤men

çal›flmalar›n› sürdürdüler.

Serdar Demirel Ölümsüz-dür... Tecrite son ça¤r›s› dalga dal-ga yay›lmaya devam ederken, buça¤r›y› en üst boyutta hayk›rarakölümsüzleflenler de unutulmuyor.

Serdar Demirel’in “52 yeme¤i”Ankara Temel Haklar’da 1 Mart gü-nü, dernek üyelerinin yan›s›ra, anne-si Mesude Demirel’in de kat›l›m›ylaverildi.

Hakk› Gökhan Menet’in konufl-mas›n›n ard›ndan sözalan MesudeDemirel, orada bulunan herkesi Ser-dar gibi kucaklad›¤›n› dile getirdi.Ankara Temel Haklar ad›na konuflanUmut fiener ise, Serdar Demirel’inba¤›ms›z, demokratik bir ülke içinflehit düfltü¤ünü kaydetti. fiiirlerinokundu¤u, ‹dilcan Müzik Grubu’nunSerdar Demirel’in sevdi¤i türkülerive marfllar› söyledi¤i etkinlikte, Me-sude Demirel’in “duy yavrum duy!Onurumsun, gururumsun. Seninönünde sayg›yla e¤iliyorum” sözle-riyle bir flehit anas›n›n hakl› onurunudillendirdi.

17

12 Mart 2006 / 43

Bask ülkesinin ba¤›ms›zl›¤› için savaflan ETA üyesi 2 tutsak ‹spanya hapishanelerinde yafla-m›n› yitirdi. Tecrit koflullar›n›n uyguland›¤› hapishanede, bir ETA üyesi hücresinde hayat›n› kay-bederken, ikinci ölüm “kalp krizi” ad›yla geldi. ETA taraf›ndan yap›lan aç›klamada, ölümlerinhapishane koflullar›ndan kaynakland›¤› duyuruldu. ‹spanya, ETA’l›lar için yap›lacak bütün ce-naze törenlerini yasaklayarak, Avrupa demokrasisinin gerçek yüzünü göstermekte gecikmedi.

Ölümler ve yasaklama karar›, geçen hafta Bask halk›n› soka¤a döktü. Evlatlar›n› sahiple-nen Baskl›lar, Bilbao yak›nlar›ndaki Santiurtzi ve Portugalete'de gösteriler düzenlediler. Bin-lerce ETA taraftar›n›n kat›ld›¤› eylemlerde birçok banka atefle verildi, iflbirlikçi Bask hüküme-tinde yeralan milliyetçi parti PNV'nin bürosuna bask›n düzenlendi, yollara barikatlar kuruldu.Gösteriler Bask otonomi bölgesinin baflkenti konumundaki Vitoria kentine de s›çrad›. Polis, ey-lemcilere müdahale ederken, olaylar s›ras›nda 2 polis yaraland›.

Batasuna Partisi ise ETA üyelerinin tutuldu¤u cezaevlerindeki koflullar›n düzeltilmesiamac›yla, 9 Mart günü için genel grev ve Bilbao'da büyük bir miting ça¤r›s›nda bulundu.

Bask hhalk›, ttutsak eevlatlar› iiçin eeylemde

Page 18: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

18

12 Mart 2006 / 43

“Hiçbir gerekçem yok, üzerini arayaca¤›m”

Adana'da Sokak Ortas›nda Polis Terörü

Adana Denizli Mahallesi'nde 7 Mart günü dergimizin sat›fl›n› yapan okur-lar›m›z›n önü resmi polisler taraf›ndan kesildi. “Kimliklerinizi gösterin” di-yen polise, nedenini soran okurlar›m›za verilen cevap, “hiçbir gerekçem yok,üstünü arayaca¤›m, göstermek zorundas›n” oldu.

Muhabirimiz Erhan Bingöl'ün, bu keyfilik karfl›s›nda, “o zaman göster-meyece¤iz" cevab›, polisin yasad›fl› tutumunu daha da boyutland›rd›. Bu kez,bir baflka polis Erhan Bingöl’e yönelerek, “ben senden flüpheleniyorum. Ka-rakola geleceksin” dedi. Ard›ndan sokak ortas›nda iflkenceye bafllayan polisNezahat K›yanç'›n kolunu ters k›v›r›rken, Erhan Bingöl ve Arzu Seçen'i ye-re yat›rarak üzerlerine ayaklar› ile bast›rd›lar.

Halk sahiplendi, polis silah›na davrand›

Çevrede bulunan esnaf ve halk›n olay yerine gelmesi ve müdahale etme-sini de hazmedemeyen polislerden biri, havaya dört-befl el atefl etti. Mahal-le halk›ndan bir kad›n›n polislere, “git ileride bir kad›n›n cüzdan› çal›nd›, ni-ye o h›rs›zlar› yakalam›yorsunuz" sözleri, bir esnaf›n, polise müdahale ede-rek, "neden kolunu k›v›r›yorsun” demesi üzerine di¤er polislerin de silahla-r›na davrand›klar› görüldü.

Bir süre olay yerinde bekletilen okurlar›m›z, ard›ndan Denizli Polis Ka-rakolu'na götürüldüler. Okurlar›m›za sald›ran polislerden birinin daha sonrakalp krizi geçirip hastaneye kald›r›ld›¤› ö¤renilirken, avukatlar, Erhan Bin-göl'ün gözalt›na al›nma esnas›nda yap›lan iflkencelerden kaynakl› durumu-nun ciddi oldu¤unu kaydettiler.

Yürüyüfl sat›fl›na devam...

‹flkenceyle gözalt›na al›nan üç okurumuz,ertesi günü ç›kar›ld›klar› savc›l›ktan serbest b›-rak›ld›lar.

Ayn› gün, sald›r›n›n yafland›¤› yerde bu kez15 Yürüyüfl okuru dergimizin sat›fl›n› yapt›.Sald›r›n›n, mahalle halk›n›n dergimizi sahip-lenmesini daha da art›rd›¤› görülürken, yine po-lisin birkaç kez yaflanan engelleme giriflimleri-ne karfl›n, 1 saat içinde 64 dergi halka ulaflt›r›l-d›. Önceki gün yaflanan sald›r›y› gören, ö¤renen

insanlar›n “sizi destekliyoruz, yan›n›zday›z” ifadeleri, mahalle gençlerininYürüyüfl sat›fl›na gönüllü olarak kat›lmalar›, sald›r›ya en net cevap oldu.

Vatandafl “Devletlû” Çiçe¤ine Nas›l Dokunur!

Mersin'de Baflbakan Erdo¤antaraf›ndan azarlanan çiftçi KemalÖncel, olay sonras›nda kaç›r›ld›¤›-n›, ahlaks›z teklifte bulunuldu¤unuve hakaret edildi¤ini, bunun sonu-cunda Baflbakan’dan özür dilettiril-di¤ini kaydederek; Erdo¤an, AKPGenel Baflkan Yard›mc›s› DengirMir Mehmet F›rat, Mersin Millet-vekilleri Ömer ‹nan ve MustafaEyicio¤lu hakk›nda 6 Mart günüsuç duyurusunda bulundu.

O’nun suçu büyüktü, “halimizne olacak” diye hesap sormak iste-mifl, karfl›l›¤›nda azarlanm›fl, afla¤›-lanm›fl ve üstelik mafya yöntemlerikullan›larak özür dilettirilmiflti.

Rizeli Meh-met Dilsiz’insuçu ise, proto-kolden çiçekalmakt›. Onada, “devletû”çiçe¤ine dahidokunulmaya-ca¤›n›, yedi¤idayakla ö¤retildi!

2 Mart günü, Rize'nin kurtulufluetkinliklerinde Rize polisinin yakapaça döverek gözalt›na ald›¤› Meh-met Dilsiz(35) ile ilgili bir aç›kla-ma yapan Trabzon Temel Haklar,ülkenin mafyac›lar, hortumcular,maliye bakanlar› taraf›ndan nas›lsoyuldu¤unu hat›rlatarak, bir va-tandafl›n protokolden çiçek ald› di-ye dövülmesinin, devletin halka ba-k›fl›n›n bir yans›mas› oldu¤unu dilegetirdi.

“‹nsanlar›m›z›n üzerinden elini-zi çekin” diyen Temel Haklar, aç›k-lamas›n› flöyle bitirdi:

“‹nsan muamelesi görmek buhalk›n da hakk›d›r ve nihayetindebu halk, bilmeyenlere de ö¤retecek-tir. Bu halk da afla¤›land›¤›ndaözür dilememeyi, ezilip büzülme-meyi, hakk›n› aramay› ö¤renecek-tir. Tarih bunun örnekleriyle dolu-dur.”

Suçu! pprotokoldençiçek aalmak!

Adana’da Temel Haklar EtkinlikleriAdana Temel Haklar, 4 Mart günü, bas›n emekçileriyle yemekli bir toplant› düzenleyerek, tec-

riti ve sansürü anlatt›. ‹ki saat süren toplant›da, Dernek Baflkan› fiemsettin Kalkan, “Tecrit'e Son”kampanyas›ndan sözederek, uygulanan sansürün, 121 ölümdeki sorumlulu¤unun alt›n› çizdi. fia-kirpafla Temel Haklar Baflkan› Mehmet B›ld›rc›n da, derne¤in faaliyetleri hakk›nda bilgi verdi.

fiakirpafla Temel Haklar ise, ayn› gün mahalledeki esnaf›, sorunlar›n› tart›flt›rmak için birara-ya getirdi. Toplant›da sözalan esnaflar, kendilerine iliflkin sorunlar›n yan›s›ra, mahallede yaflanandi¤er sorunlara da vurgular yapt›lar. Küçük esnaf üzerindeki vergi yükünden Esnaf ve Sanatkar-lar Odas›’n›n bir soyguncu gibi çal›flt›¤›na ve hiçbir sorunlar›n› çözmedi¤ine, belediyenin ç›kard›¤›çeflitli zorluklardan mahallenin imar sorununa kadar birçok konuda tart›flma yap›l›rken, toplan-t›lar›n 15 günde bir yap›lmas› kararlaflt›r›ld›.

Page 19: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

19

12 Mart 2006 / 43

Maliye Bakanl›¤› Mali Suçlar› Arafl-t›rma Kurulu MASAK’›n tespitleri-ne göre; 1997-2006 y›llar› aras›n-da, sadece dava konusu olan ka-ra para miktar›; 2 katrilyon 331trilyon 709.9 milyar lira (2 milyar331 milyon YTL). Gerçek rakam›nise, birkaç bakanl›¤›n bütçesinedenk olan bu miktar›n kat be katüzerinde oldu¤u kuflkusuz. MA-SAK; en çok kara para aklamadavas›n›n yüzde 41 ile uyuflturucumadde ticaretinde oldu¤unu,uyuflturucuyu yüzde 16.6 ile ka-çakç›l›k suçlar›n›n, yüzde 13.5 ilenitelikli doland›r›c›l›k ve iflas›n,yüzde 12.1 ile de evrakta sahte-kârl›¤›n izledi¤ini kaydediyor.Sadece kay›tlara geçen bumiktar bile, Türkiye kkapitaliz-minin ççarklar›nda ddönen ppa-ran›n niteli¤ine ›fl›k tutuyor.

“Kara ppara” denilince, genelolarak akla mafya gelir. Bir bak›-ma do¤rudur, ancak asla devlet-ten ba¤›ms›z dönmez bu çark. ‹s-ter uyuflturucu, ister fuhufl ya dakaçakç›l›k hangi mafya örgütlen-mesine bakarsan›z bak›n, mutla-ka devletle iliflkisini görürsünüz.Devlet bu güçleri sadece kirli iflle-rinde kullanmamakta, ayn› za-manda sistemin çarklar›n›n dön-mesi için kaynak olarak da gör-mektedir. Türkiye’nin “kara pparaaklama ccenneti” haline gelmesin-de en cüretli ad›mlar›n at›ld›¤›Özall› y›llardan bir örnek verelim.

Kimilerinin “Türkiye’nin modernlefl-mesinin babas›” olarak takdim et-ti¤i Özal, o¤lu ve baz› milletvekil-leri ile ‹sviçre'ye gittiler. Buradadünya kara para trafi¤inin önemliisimlerinden Muhammet fiekerciile görüflüldü ve aklama operas-yonu bafllat›ld›. Türkiye Cumhuri-yeti Devleti Hazinesi’nin döviza盤›, “Türk mafyas›”n›n ‹sviçrebankalar›nda yatan milyarlarcadolar›n Türkiye’ye getirilmesi ilekapat›ld›. Bu para ayn› zamandalegalize edilerek, ihracat teflvikleri

ödendi. 1990’lar›n rakam› ile 32-33 milyar dolarl›k bu aklama ope-rasyonu, mafyan›n, kara para ba-ronlar›n›n devlet mekanizmas›n›nkendisi oldu¤unu çok aç›k göste-ren bir örnektir.

Özal bununla da yetinmedi. 1983-91 aras› iktidar oldu¤u y›llardayapt›¤› kimi düzenlemelerle maf-yan›n, dolay›s›yla kara paran›nönünü açt›. Her türlü kaçakç›l›k ifliihracat k›l›f›yla yasallaflt›r›ld›. Ka-muoyuna “hayali ihracat” olarakyans›d› bu durum. Turgut Özal birdiploma töreninde konuflurkenflunlar› söylüyordu: “Bizim eskikaçakç›lar, ihracatç› olmak içinbize müracaat ettiler. Karfl›m›zaM‹T raporlar› getirildi. Bunlar ka-çakç›d›r, bunlara ihracat belgesivermeyin denildi. Oysa biz, bunlarteflebbüs sahibi, bunlardan iyi ih-racatç› m› olur dedik. fiimdi hepsiihracat yap›yor. Sistemin gere¤i

ihracatç› oldular." (Halil Nebiler,Mafyan›n Ekonomi Politi¤i)

Bugün hangi "hür teflebbüs sahi-bi”nin mafyac›, kaçakç›, kara pa-rac› oldu¤u ise, devletin arflivle-rindedir. Onlar art›k, serbest piya-sa ekonomisinin temsilcileridir.

Türkiye’de devletle kara para ara-s›ndaki iliflki çok daha pervas›z-d›r. AKP iktidar› ile de bu durumde¤iflmemifl, sürmektedir. Ba-kanlar›n, baflbakan›n, milletvekil-lerinin dahi, kara para mekaniz-malar›ndan biri olan “evrakta sah-tecilik” gibi suçlardan haklar›ndadavalar oldu¤u gözönüne al›nd›-¤›nda, baflka türlüsü de düflünü-lemezdi. Kapitalizm önünde sec-deye duran ve befl vakit “Yaflas›nkapitalizm” diyen islamc›lar, bukonuda di¤er kapitalistlerden, hiçde geride de¤illerdir.

Örne¤in, MASAK raporunun aç›k-land›¤› gün gazetelerde bir baflkahaber de, “Necmettin Erbakan'›nkardefli Kemalettin Erbakan ve k›-z› Zeynep Baykoç'un da bulundu-¤u 4 kifli hakk›nda kara para akla-d›klar› iddias›yla suç duyurusun-

da bulunuldu¤unu” söylüyordu.Aklanan paran›n miktar› ise, 23.6milyon dolar ve 3.4 milyon Avro.Aklama ifllemi ise flöyle gerçekle-fliyor: Söz konusu para yurtd›fl›n-da çok say›da hesaba da¤›t›l›yor,flifreli off shore hesaplar›na akta-r›l›yor ve denetim mekanizmas›d›fl›ndaki yurtd›fl› bankalara hava-leler yap›l›yor. Müfettifl raporun-da, 'baz› siyasi flah›slara' ödeme-ler yap›ld›¤› da belirtiliyor.

***Kara para ile, kapitalist sistem ara-

s›ndaki iliflki, sadece Türkiye çar-p›k kapitalizmine özgü bir durumda de¤ildir. Di¤er kapitalist ülke-lerde bankalar, finans kurulufllar›,borsalar daha incelikli yöntemler-le, kara paray› sisteme sokarlar.‘Kara para’ olarak nitelendirilenfonlar›n aklan›p paklanarak kapi-talist sisteme dahil edildi¤i ülkeler

flu flekilde s›ralanmaktad›r:Lüksemburg, ‹rlanda, CaymanAdalar›, Hollanda, Panama,Uruguay, KKTC, Türkiye, Rus-ya, Macaristan, Bulgaristan, ‹s-

viçre, Pakistan, Arjantin.

Bankalar aklama iflinde bafl› çek-mektedir. Bunu, kredi kart› flirket-leri, döviz bürolar› izlemektedir.‹ngiliz Ulusal Suç ‹stihbarat›'n›nverilerine göre, yer alt› fonlar› ilekara paran›n %78'i bankalar,%7'si döviz bürolar›, %3'ü sigor-ta flirketleri, %12'si de muhase-beci ve mali dan›flmanlar›n “ala-vere dalavereleri” ile aklanmakta-d›r.

Yani, kapitalizm içinde, gerçektekara para-ak para fleklinde bir ay-r›m gerçekçi de¤ildir. Örne¤in,uyuflturucu kartelleri dünyan›nher yan›nda, ekonomik yap›n›nözsel bir unsuru durumundad›r.Uyuflturucudan elde edilen para-lar dünya ölçe¤inde kapitalist ül-kelerde tahvil, bono, hisse sene-di, gayri menkul, ihracat firmalar›-na ak›t›l›yor, borsalar bu ifli görü-yor.

Bankalar bu mekanizman›n enönemli parças›, bu nedenle kapi-talist sistemde bankalar› “ça¤daflmafya” örgütleri olarak nitelemekyanl›fl de¤ildir.

“Kara Para”

Page 20: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

Kanal D’de yay›nlanan AbbasGüçlü’nün ‘Genç Bak›fl’ program›-n›n geçen haftaki konu¤u, cunta fle-fi Kenan Evren’di. Mu¤la Üniversi-tesi’nde yap›lan programda salonudolduran gençler ve ö¤retim üyelericunta flefinin darbeyi savunan ko-nuflmalar›n› dinlediler. Yüzlercesolcu genç ise salona al›nmad› veEvren’i protesto etti.

Cunta flefi, darbe günlerindesöyledi¤i “asmayal›m da, besleye-lim mi?” düflüncesine paralel ola-rak; “idamlar› imzalarken ellerinintitremedi¤ini”; “flimdi Genelkur-may Baflkan› olsa yine darbe yapa-ca¤›n›” söyledi. Savundu¤u zulmünalk›flland›¤›n› gören cuntac›, h›z›n›alamad› ve “iflkenceyi sormad›n›zben söyleyeyim” diyerek, “iflkence-de ölenler oldu¤unu” ama “kendisi-nin haberi olmad›¤›n›” belirterek,suçu gardiyanlara yükledi. Ama ifl-kenceyi savunmaktan, meflrulaflt›r-maktan da geri durmad› ve “Ameri-ka’da yap›lm›yor mu? Görüyoruz,Irak’ta neler yap›l›yor” dedi.

Program çeflitli yönleriyle bas›n-da tart›flma yaratt›. Kimi DKÖ’lersuç duyurusunda bulundular, “Ev-ren yarg›lans›n” dediler. En çok tar-t›fl›lan ise, idamlar›, iflkenceleri sa-vunan cunta flefinin gençler taraf›n-dan alk›fllanmas›yd›.

Evren’e Bu Cüreti Kim Veriyor?

Evren’in konuflmalar›n›n huku-ken “suç” oldu¤u aç›k. Ancak dar-benin suçlar›n› savunmas› anormalve yeni bir durum de¤il, bafltan buyana savunuyor. As›l olarak sorgu-lanmas› gereken, cunta flefi bu cüre-ti nereden almaktad›r?

Bir baflka deyiflle, cunta flefikendi çizgisinde “tutarl›d›r”. “Bi-zimkiler baflard›” diyen Amerikanemperyalizminin ve “bugüne kadariflçiler güldü biz a¤lad›k, gülme s›-

ras› flimdi bizde” diyen iflbirlikçi te-kelci burjuvazinin ç›karlar› için;yüzbinleri iflkencehanelere tafl›m›fl,infazlar, idamlar gerçeklefltirmifl,tüm bir toplumu “demokrasiyi tesisetme” yalan›yla susturmufl ve o günbugündür tüm bunlar› savunuyor.

O’na bu cüreti veren; cunta flefi-ni meflrulaflt›ran, O’nu “Marma-ris’teki ressam dede” gibi sunanmedyad›r. Anayasan›n özel madde-sini kald›rmayarak yarg›lanmalar›n›engelleyen hükümetlerdir, yarg›d›r.Cuntac› komutanlar›na sahip ç›kanGenelkurmay’d›r, ordudur. ‘GençBak›fl’ program› bir örnektir. Böyleonlarca programda, gazete haberin-de “eski Cumhurbaflkan›” diye su-nulmufltur eli kanl› bir katil. fiimdiayn› bas›n›n Evren’i elefltirmesi,cuntan›n ürünü olan gençlerin alk›fl-lar› karfl›s›nda flafl›rmas› tam bir ri-yakarl›k örne¤idir. ‹ster do¤rudan12 Eylül’e sahip ç›ks›n isterse ç›k-mas›n, bugün infazlar›, iflkenceleri,hapishanelerde ölümleri savunanlar,gerçekte cuntac› Evren’le ayn› kafa-ya sahiptirler. Örne¤in, sorsan›z Ev-ren’in sözlerini elefltirecek olan Ok-

tay Ekfli, birkaç gün önce köflesin-de, 12 Eylül’ün ünlü iflkencehanele-rinden DAL’›n iflkence flefi KemalYaz›c›o¤lu’nun Ordu Valili¤i’ndenemekli olmas›n› “iflte vali dedi¤inböyle olur” diye kutluyordu.

Keza, 12 Eylül günlerinde cun-tay› öven de bunlar de¤il miydi?“Ordu el koymasa kan gövdeyi gö-türüyordu” yalanlar›yla darbeyimeflrulaflt›ranlar, bugün “vicdans›zEvren, nas›l da 17 yafl›ndaki gencinyafl›n› büyütüp ast›klar›n› savunabi-liyor” diye k›zabilir mi?

Türkiye’nin “demokratik bir hu-kuk devleti” oldu¤undan sözedilir.Demokrasinin, hukukun oldu¤uyerde, cuntac›lar ellerini kollar›n›sallayarak dolaflabilir mi? 12 Eylülgibi bir zulmün ve halen süren birbask› rejiminin bafl mimar› böylesi-ne cüretli flekilde “ayn› fleyleri ya-par›m” diyebilir mi?

Evren’i elefltirenler, gençlere k›-zanlar önce dönüp kendilerine bak-mal›d›rlar. 12 Eylül cuntas› karfl›-s›nda hangi tutumu ald›n›z? Dev-rimciler iflkencelerle, sokak infazla-r›nda, idam sehpalar›nda katledilir-ken ne yapt›n›z? Tüm bunlar› dageçtik, bugün süren 12 Eylül rejimi-ne demokrasi diyen siz de¤il misi-niz? Cuntac›lar›n düzenin bütün ku-rum ve kurulufllar›nca korunmayadevam edilmesi dahi, 12 Eylül’ün

20

12 Mart 2006 / 43

Cunta flefini aklayan düzen‹damlar› alk›fllayan düzen gençli¤i

Program Canl› Yay›nlansayd›...Kanal D ve cunta flefi, yaflana-

caklar› bildikleri için, program canl›olarak yay›nlanmad›. Oysa canl› ya-y›nlansayd›; herkes önce S›n›rs›zl›kMeydan›'nda toplanarak, “Darbeci-ler Kampüste Ö¤renciler D›flar›da”pankart›yla eylem yapan devrimcidemokrat yurtsever ö¤rencilerin,faflist sald›r›lar sonucu okuldan at›-lan, uzaklaflt›r›lan arkadafllar›n›nkampüse giremedi¤ini ancak kanl›12 Eylül darbesinin flefinin kampüs-te büyük bir ilgiyle karfl›lanmas›n›protesto etti¤ini görecekti.

E¤er canl› yay›nlansayd›;herkes, "Kahrolsun Faflist Diktatör-

lük, Darbeciler Halka Hesap Vere-cek” sloganlar›n› duyacakt›.

E¤er canl› yay›nlansayd›; Bueylemin ard›ndan 1500 ö¤rencininsalon önünde toplanarak 2 saat bo-yunca sloganlar att›¤›n›, jandarmataraf›ndan engellendi¤ini, ancakö¤rencilerin kap›lar› k›rarak içerigirdi¤ini ö¤renecekti.

E¤er canl› yay›nlansayd›;Ö¤rencilerin, içeriye al›nanlar›nokul idaresi denetimindeki ÖTK’l›-lar ve askeri okul ö¤rencileri ile fa-flistler oldu¤unu teflhir eden konufl-malar› duyulacakt›.

E¤er canl› yay›nlansayd›;"Katil Evren Üniversiteden Defol”diyen bizim gençlerin seslerini deherkes duyacakt›.

Page 21: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

sürdü¤ünün aç›k kan›t› de¤il mi?fiimdi ç›k›p, “AB yolundaki Türki-ye’ye yak›fl›yor mu” demenin hiçbiranlam› yoktur. “AB yolundaki Tür-kiye”, 12 Eylül 1980’de kurumsal-laflt›r›lan faflizmin Türkiye’sidir.Böyle oldu¤u için cunta flefi bu ka-dar pervas›zd›r.

Bu Gençli¤i Kim Yaratt›?Salondaki gençli¤in “seçmece”

oldu¤u aç›k. Ancak maalesef istisnaolmad›klar›n› da belirtmek duru-munday›z. Seçmece olmalar›, genç-li¤in durumu üzerine tart›flmaya en-gel de¤ildir. Ve belirtelim ki, cuntaflefinin “ast›k elimiz titremedi” söz-lerini alk›fllayan gençlik, ciddi birsosyolojik “vaka”d›r.

Yap›s› gere¤i, en az›ndan idam,iflkence gibi zulüm politikalar›nakarfl› olmas› için solcu olmas› dagerekmiyor. ‹flte tam da burada, 12Eylül’ün temellerini att›¤› ve sonra-ki bütün iktidarlar taraf›ndan

sürdürülen politikalar›n sonuçlar›görülmektedir. Gençli¤in düflünme-sinden, sorgulamas›ndan, politiklefl-mesinden korkanlar çok çeflitli araç-larla bu gençli¤i yaratt›lar. Alk›flla-yanlar›n bir bölümü neyi alk›fllad›-¤›n›n dahi fark›nda olamayacak ka-dar sorgulay›c› olmaktan uzak, ma-gazin kültürüyle adeta sahnede bir‘show’ program›n› alk›fllamaktad›r.

Düzen gençli¤in; her türlü zul-mün karfl›s›nda olmas›n›, emperya-lizme karfl› ba¤›ms›zl›¤› savunmas›-n› istemedi¤i için, Amerikanc› cun-ta flefini alk›fllayan bir gençlik var-d›r karfl›m›zda. Ve büyük birço¤un-lu¤u, “12 Eylül’de ne oldu?” soru-suna gerçekçi bir cevap verecek du-rumda de¤ildir. Çünkü, bugün genç-leri elefltiren medya, hiçbir zaman12 Eylül’ün gerçek yüzünü anlat-mad›. Çünkü, orada gençlerle bir-likte oturan, ö¤retim üyeleri gerçek-leri göstermediler. Sol’dan elefltiri-ler yöneltenlerin bir kesimi ise; 12Eylül’ün örgüt fobisi yaratarakgençleri örgütlenmekten uzak tutmapolitikas›na destek vererek gerçek-leri görmelerini engellediler. Yani,

bugün gençlerielefltirenlerinbüyük bir kesi-mi, elbirli¤iiçinde yaratt›larbu gençleri.Sanki, bu genç-ler uzaydan gel-mifl, bu gençliktipi sadece oprogramda gö-rülmüfl gibi fla-fl›ranlar, en bü-yük ikiyüzlü-lerdir.

Örgütlenen, haklar›n› arayangençlerimize düzen cephesinden“terörizm” demagojisi ile sald›ran,en demokratik gösterilerine müda-hale eden polisin yan›nda saf tutan,haklar›nda aç›lan soruflturmalar›gündeme dahi getirmeyip susturul-malar›na onay veren, sosyalizmi sa-vunduklar›nda “Stalin gençli¤i” di-ye sald›ran, onlard›r.

Hemen belirtelim ki, elbette tümgençli¤imiz bu de¤ildir. Evren’iprotesto eden, burjuva politikac›lar›karfl›s›nda sosyalizmi savunan, be-dellerini ödeyerek ba¤›ms›zl›k, de-mokrasi için mücadele eden gençle-rimiz de var.

Ö¤retim Üyeleri De Mi ‘Cahil’?

Salonda, onlarca ö¤retim üyeside bulunuyordu. Evren’in darbeyi,iflkenceleri, idamlar› savunmas› kar-fl›s›nda diyelim ki, gençler bu tarihibilmedikleri, apolitik ve “cahil” ol-duklar› için alk›fllad›lar.

Peki ö¤retim üyeleri? Onlar dam› bilmiyor bu tarihi ve darbecili¤inne anlama geldi¤ini? Kimisi alk›flla-d›, alk›fllamayan da sustu, tek kelimeetmedi. Namuslu bir bilim insan›n›nisyan edece¤i, aya¤a kalk›p cunta fle-fi karfl›s›nda gerçekleri hayk›raca¤›bir ortamda susanlar, gençlerimizeneyi ö¤retebilirler? Gençlerin alk›fl-lamas›ndan daha vahim olan bu tab-lodur. Ve bu ö¤retim üyelerinin, hak-k›n› arayan gençli¤i susturmak içinsoruflturmalara, cezalara baflvurmas›,polisin talimatlar› ile kendi ö¤renci-lerini sindirmeye ve örgütsüzlefltir-

meye soyunmas› tam da bu tablo ileörtüflüyor. Ac›d›r ki, istisnalar› d›fl›n-da tüm üniversitelerde benzeri birö¤retim üyesi tablosu vard›r, ayn›gericilik paylafl›lmaktad›r.

Apolitizmin Boyutlar›

Mu¤la’daki gençlik oraya “seç-me” olarak getirilmifltir, bu aç›k.Ancak her fleye ra¤men, devrimcigençlik, bu tablodan gerekli dersle-ri ç›karacakt›r. Böyle bir gençli¤inpolitiklefltirilmesi, düflünen, sorgu-layan, örgütlenen, zulme karfl› olanbir gençlik haline getirilmesi, sade-ce devrimci gençli¤in görevidir.

Propaganda ve ajitasyonda, bire-bir iliflkilerde EN TEMEL DO⁄-RULARI VE GERÇEKLER‹ en ba-sit haliyle anlatmak, kavratmak du-rumunda oldu¤umuz bir gençlikvard›r. Tarihi ve siyasal gerçeklerinen yal›n haliyle ö¤retilmesine ihti-yaç vard›r. K›saca gençli¤e, “genç”olma bilinci kavrat›lmal›d›r. Apoli-tizm görünenden daha boyutludur.‹flkenceye, idamlara hay›r diyebil-mek, bask›ya ve zulme karfl› ç›kmakgibi en s›radan duyarl›l›klar›n yara-t›lmas› dahi bir e¤itim sorunudur.

Tüm bunlar› yapabilmenin yoluise, gerek birebir iliflkilerde gereksegenel propaganda ve ajitasyonda,cunta flefini alk›fllayabilen gençli¤ikapsayacak bir düzey tutturulmas›ile mümkündür. Onlar›, en bafltakendi durumlar›n› sorgulatacak, bu-na karfl› bir ç›k›fl yolu aramaya ite-cek çeflitli konularda tart›flmalar›niçine çekmekle olanakl›d›r.

21

12 Mart 2006 / 43

Cuntan›n iiflkencelerinin, iidamlar›n›n, iinfazlar›n›n,toplumu ssusturan yyasaklar›n›n hhesab›n› ssormak; 112Eylül iile kkurumsallaflan ssistemi kkökten dde¤ifltirmek

için mmücadele eetmektir, ffaflist ddüzeni yy›kmakt›r.

Page 22: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

Efendisinin ç›karlar›n› ondan da-ha hararetle savunanlar›n içinde bu-lundu¤u durumu anlatan, “kraldan

daha kralc›” sözü, AKP iktidar›n›nOrtado¤u politikas›n› en özlü flekil-de anlatmaktad›r. Baflbakan Yar-d›mc›s› ve D›fliflleri Bakan› Abdul-lah Gül’ün TBMM’de bir soruönergesine verdi¤i cevap, bu gerçe-¤i bir kez daha gösterdi.

Gül, kendilerinin de savundukla-r›n› ifade ettikleri, Büyük Ortado¤uProjesi (BOP) olarak bilinen Genifl-letilmifl Ortado¤u ve Kuzey AfrikaProjesi’ni flöyle tarif etti:

“Ortado¤u’yu demokratikleflti-recek, bar›fl ve huzur getirecek, in-san haklar›, hukukun üstünlü¤üve iyi yönetiflim ilkelerinin güçlen-dirilmesi ve serbest piyasa ekono-misinin iflletilmesi unsurlar›n› içe-ren bir proje.”

AKP iktidar›n›n BOP iflbirlikçi-li¤i bu “ulvi” amaçlara dayan›yor-mufl. Geçen ay Tayyip Erdo¤an da,Hamas ziyaretini “Türkiye Geniflle-tilmifl Ortado¤u ve Kuzey AfrikaProjesi’nde tribünde kalamaz” diye-rek bu deste¤i ifade etmifl ve Ha-mas’a tebli¤ edilen emperyalist is-teklerin de bu kapsamda oldu¤unudolayl› flekilde söylemiflti.

BOP kimin projesi; ABD’nin.

ABD ne istiyor; tüm bir bölgeyisömürgesi haline getirmek, halklaraaçl›k ve yoksulluktan baflka hiçbirfley vermeyen ekonomi politikalar›-n› (serbest piyasa ekonomisi dedik-leri) dayatmak, siyasi sistemlerinikendi ç›karlar›na uygun hale getir-

mek, iflbirlikçi iktidarlar yaratmak.

Hangi araçlarla yaflama geçiri-

liyor; Irak’taki gibi iflgalle. Suriyeve ‹ran’da yap›lmak istendi¤i gibiambargolar, tehdit ve tecritle. Lib-ya’daki gibi gözda¤› ile. Lübnan’dayap›ld›¤› gibi provakasyonlarla...

Tüm bunlar, “bar›fl, demokrasi”yalanlar›yla makyajlanamayacakgerçeklerdir. Gül’ün iddia etti¤i gi-bi, “d›flar›dan dayat›lmayan, iç di-namiklerle geliflen bir reform” oldu-¤u yalan› art›k kimseyi ikna etme-mektedir. Kald› ki, “iç dinamikler-den” nelerin anlafl›lmas› gerekti¤ide çok aç›kt›r. Örne¤in, Suriye’deEsad muhaliflerini örgütlemek,‹ran’da zoraki bir muhalefet yarat›payakland›rmak vb. Yani eski SovyetCumhuriyetleri’nde yap›ld›¤› gibi,iflbirlikçi bir “iç dinami¤i” dolarlarve siyasi destekle yaratmakt›r.

BOP, Amerikan emperyalizmitaraf›ndan, “teröre karfl› savafl”ad›yla bafllat›lan, halklara karfl› sa-vafl›n bir parças› olarak gündemegetirilmiflti. Özellikle aç›k iflgalekarfl› geliflen direnifl ve dünya halk-lar›n›n muhalefeti, müdahaleleri“bar›fl, demokrasi, huzur” gibi ya-lanlarla süsleme ihtiyac›n› ortayaç›karm›flt›. Amaç, Ortado¤u’ya yö-nelik askeri, siyasi, ekonomik mü-dahaleyi meflrulaflt›rmaktan baflkabir fley de¤ildi. AKP iktidar›na bu-rada biçilen misyon ise, “Il›ml› ‹s-

lam Modeli”dir.

Ancak, BOP’un ipi Irak’ta, ‹ranve Suriye kuflatmas›nda pazara ç›k-m›flt›r. Ve bugün gelinen noktada,

projenin sahipleri dahi cüretle savu-namamaktad›rlar. Öte yandan oyna-d›klar› demokrasi oyunu da Irak veFilistin’de oldu¤u gibi tam olarakistedikleri sonucu vermemektedir.

Amerikan patentli bir projenin,demokrasi, bar›fl, huzur götürece¤i-ni iddia etmek, tüm bir tarihi tersineçevirmektir. ABD’nin müdahale et-ti¤i hiçbir yerde ne demokrasi, nebar›fl, ne huzur, ne de halklar›n refa-h› vard›r. Ad› ister BOP isterse bafl-ka bir fley olsun, bütün sald›rganl›kdoktrinleri halklar›n ac›lar›, kan›,can› üzerine kurulmufltur, korkunçbir ya¤may›, talan› ve yoksullu¤uberaberinde getirmifltir. Gül’ün pro-pagandas›n› yapt›¤› ekonomik dü-zeni en özlü flekilde, Davison L.Buddhoo isimli bir IMF yetkilisi1989 y›l›nda flöyle anlatm›flt›:

“Baflkan Reagan bize, ÜçüncüDünya’y› kapitalizmin çarklar›n›nserbestçe dönece¤i yeni bir alanyapmam›z konusunda talimat ver-miflti. Yapt›¤›m›z her fley ‘ya güneyyar›m küreyi özellefltirece¤iz ya daölece¤iz’ kararl›l›¤›na dayan›yordu.Bu amaca ulaflabilmek için biz,1983-1988 y›llar› aras›nda LatinAmerika ve Afrika’da alçakça, eko-nomik bir t›marhane yaratt›k.” (15Temmuz 2000 Cumhuriyet)

fiimdi Ortado¤u’da alçakça,ekonomik bir t›marhane yaratmakiçin halklar›n kan› dökülüyor veAKP iktidar› bu suça ortak olmakla,islamc› kimli¤ini, dini bu amaç içinkullanmakla övünüyor.

Ne büyük bir utanç!

22

12 Mart 2006 / 43

‹flbirlikçiler sömürgeciden

daha ars›zAmerika dahi bu yalanlar› bu kadar rahat söyleyemiyor

��“BOP Ortado¤u’yu

demokratiklefltirecek,bar›fl ve huzuru getire-

cek bir projedir”

Page 23: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

23

12 Mart 2006 / 43

Uluslararas› Af Örgütü, ABD'ninIrak’› iflgal etmesinden bu yana onbinlerce kiflinin ''keyfi olarak'' tu-tukland›¤›n› belirtti. 'Ebu Garib'in

ötesinde: Irak'ta tutuklama ve ifl-

kence' bafll›kl› raporda, “iflgalden 3y›l sonra insan haklar› korkunç birdurumda” denildi. Rapor, iflkencele-rin sadece Ebu Garib ile s›n›rl› ol-mad›¤›n› gösterirken, AKP’nin des-tekledi¤i BOP’un götürdü¤ü bar›fl›nda klasik bir örne¤ini teflkil ediyor.

Kas›m 2005 rakamlar›na göre 4tutuklama merkezinde 14 bin esirbulunuyor. Raporda, baz› esirlerinyasal olmayan biçimde 2 y›ldan faz-la bir zamand›r tutulduklar› belirti-lirken, baz›lar›n›n da hiçbir aç›kla-ma yap›lmadan aylar süren tutuklu-luktan sonra b›rak›ld›¤›n›, bunlar›nkeyfi bir sistemin kurbanlar› oldu-¤unu belirtiyor ve yayg›n iflkenceyedikkat çekiyor.

➥ BOP’un özgürlü¤ü!

BOP’un “demokrasi ve bar›fl”götürmek istedi¤i yerlerin bafl›nda,Filistin geliyor. Ancak, sözü edilendemokrasinin, kendi istedikleri so-nucu verecek demokrasi oldu¤u,Hamas’›n seçilmesinin reddedilme-siyle birkez daha görüldü. ‹srail deemperyalistlerden ald›¤› güçle, Fi-listin Parlamentosu’nun toplanma-s›na dahi izin vermiyor. Gazze fieri-di’nde bulunan milletvekilleri, 6Mart günü yap›lan ilk meclis top-lant›s›na kat›lamad›lar.

Ertesi günü ‹srail Baflbakan› ta-raf›ndan yap›lan aç›klamada ise, si-yasi liderlere suikast savunuldu vebuna, hükümeti kurmakla görevlen-dirilen ‹smail Heniye’nin de dahiloldu¤u belirtildi. Yani diyor ki, “neseçimi, ne demokrasisi, ne baflbaka-n›, ben terörü sürdürece¤im.”

‹srail’in bu pervas›zl›¤› karfl›s›n-da hiçbir bat› demokrasisinin sesiç›km›yor, çünkü ‹srail zaten bu terö-rü onlara s›rt›n› dayayarak yap›yor.Baflta da Amerikan emperyalizmi.

➥ BOP’un demokrasisi!

Orgeneral Hurflit Tolon, emekli olmadan önce yapt›¤› konuflmalardaönüne geleni “iflbirlikçi, vatan haini” olmakla suçlar, en büyük ulusalc› ola-rak bu kesimlerin sözcüsü olarak alk›fllan›rd›. Emekli olduktan sonra da ay-n› çizgide faaliyetlerini sürdürdü. O, bir bak›ma “ulusalc›” maskesi takan ifl-birlikçi çizginin de klasik bir prototipidir. Ony›llarca Amerikan emperyaliz-minin ç›karlar› için bu ülkenin halk›na, ilerici güçlerine, ba¤›ms›z Türkiyeiçin mücadele edenlere karfl› savaflm›flt›r.

Hurflit Tolon, geçen hafta kat›ld›¤›, Kocaeli Sanayiciler ve ‹fl Adamlar›Derne¤i'nin bir toplant›s›nda da, bu çizginin nas›l bir iflbirlikçilik oldu¤unukendi sözleriyle anlatt›. Dinleyicilerin, 1 Mart tezkeresi üzerine sorusuna, flucevab› verdi:

“Reddini uygun görmüyorum. Ben Kuzey Irak'ta bugün bulunuyor ol-sayd›m ne Kuzey Irak'taki bilinen zatlar›n (Mesud Barzani ve Celal Tala-bani'yi kastediyor) sesleri bu kadar ç›kacak, ne k›rm›z› pasaportlar›n› ia-de edebilme küstahl›¤›n› gösterebilecekler, ne de iki de bir kurulacak ba-¤›ms›z Kürdistan endiflesini... ‹kincisi, PKK dedi¤imiz musibetinden hare-ket imkan›n› da orada yok edecektim. Peki bunun için ne yapacakt›m?Birkaç havaalan›, bir ya da iki liman transit geçifl için buyurun geçin.”

Onbinlerce Amerikan askerinin topraklar›m›z› çi¤neyerek Irak halk›n›katletmeye gitmesi, bu onursuzluk ve uflakl›k, “birkaç havaalan› bir iki li-man” demagojisiyle nas›l geçifltiriliyor, görüyor musunuz? Kürt halk›nakarfl› katliamdan baflka hiçbir fley bilmeyen bu zihniyet, ony›llard›r emper-yalistlerin her türlü iste¤ini yerine getiriyor. Tolon gibilerinin baflka türlüdüflünmesi de mümkün de¤ildir. Donlar›ndan ald›klar› e¤itime kadar her fleyAmerikan mal›! ABD hep stratejik müttefik. Halk›m›za karfl› savaflta kontr-gerilla örgütlenmelerini ABD’den ald›klar› dolarlarla finanse etmifller, onla-r›n ç›karlar› için cuntalar örgütlemifl, say›s›z katliam gerçeklefltirmifller, bafl-ka nas›l düflünebilir ki! Amerikan ç›karlar›n›, “Kürdistan fobisi”nin alt›nagizleyerek ulusalc›l›k oyunu oynuyor. Elbette bu düflünceler Tolon’un bey-nine de ait de¤ildir, Genelkurmay’›n resmi düflünceleridir, “ulusalc›” olarakadland›r›lan bütün iflbirlikçi kesimler ayn› kafa yap›s›na sahiptirler. Bugünkimileri ABD’yi elefltiriyor. Ama elefltirileri emperyalist politikalara de¤il,“PKK’ye sald›rmam›za izin vermiyor” diyedir. ‹zin versin, ertesi günü enkeskin Amerikanc› kesilir, stratejik ve derin iliflkilerden sözederler.

Milliyetçili¤i, ulusalc›l›¤› dilinden düflürmeyen bu çizgi ile, AKP iktida-r›n›n iflbirlikçili¤i aras›nda özde hiçbir fark yoktur. Aralar›ndaki iktidar kav-galar› dahi, Amerikanc›l›k’ta biraraya gelmelerine engel olmam›flt›r.

Çünkü, bugünkü dünya koflullar›nda iflbirlikçilik, milliyetçili¤in genelkarakteri olmufltur. Bu nedenle gerçek vatanseverler sadece devrimcilerdir.Baflka bir halk›n katledilmesine, ülkelerinin iflgal edilmesine destek olan,anti-emperyalist, anti-kapitalist olmayan hiçbir güç, ne vatansever olabilir,ne de ba¤›ms›zl›¤› savunabilir.

fianl› “ulusalc›”, “büyük Türk” Hurflit Tolon, bu gerçe¤i bir kez daha ha-t›rlatmaktad›r.

Bu da iflbirlikçi “ulusalc›l›k”

��“1 Mart tezkere-si geçmeliydi”

Page 24: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

Pankartlar›m›zla, sloganlar›m›z-la alan› doldurdu¤umuzda, "aradano kadar y›l geçmifl, ne gere¤i varkafl›yorsunuz bu olaylar›" demifltibir polis flefi. Oysa biz haf›zam›zlagüçlüydük. Unutmam›z› istedikleri,dün de¤il bugündü.

Beyaz›t’› unutsayd›k, nas›l an-lard›k fiemdinli’deki katillerin kim-li¤ini. Marafl’› unutsayd›k, Gazi’denas›l bilirdik sald›ran›n kontrgerillaoldu¤unu. Unutsayd›k nas›l derdikSusurluk devlettir diye.

Neden unutal›m 16 Mart’›, Ma-rafl’›, Sivas’›, Gazi’yi... Nas›l unuta-l›m. Unutmak kaybetmektir; yaln›zgeçmiflini de¤il, gelece¤ini de kay-betmektir. Kaybetmemek için unut-mamak zorunday›z.

16 Mart Katliam›’n›n üzerinden28 y›l geçti.

Bizim ölülerimiz yat›yor Beyaz›tMeydan›’nda.

O gün Beyaz›t Meydan›’ndakanlar içinde yatan Hatice Özen,Ahmet Turan Ören, Cemil Sön-mez, Murat Kurt, Abdullah fiim-flek, Hamit Ak›l, Baki Ekiz, o gün-den bu yana gençli¤imizin fafliz-me, kontrgerillaya karfl› öfkesininsimgesi oldular.

O gün at›lan bombalar, devletinhalk›na ve gençli¤ine düflman oldu-¤unun kan›t› oldu. Fakat sindireme-diler gençli¤imizi.

Her 16 Mart’ta Beyaz›t Meyda-n›’nda, yumruklar›n› havaya kald›-r›p sayg› duruflu yapanlar›n kimi, ozamanlar daha do¤mam›flt› bile. Hiçgörmedikleri, tan›mad›klar›, ayn›dönemde yaflamad›klar› a¤abeyleri-nin, ablalar›n›n bayra¤›n› tafl›yorlarflimdi. Bu bile tek bafl›na, Beyaz›t’tave sonra onlarca yerde onlarca kezüzerimizde patlat›lan bombalar›n

gençli¤imizi teslim alamad›¤›n›göstermiyor mu?

16 Mart, faflist kitle katliamlar›-n›n “ilk”lerinden biriydi. Unuttur-mamak, onun için özellikle önemlive gerekliydi.

Katliamc›lar›n hala bu ülkeyiyönetti¤ini, o günden beri de halakan dökmeye devam ettiklerini vebulduklar› her f›rsatta, meydanlar›yeniden barut kokusu, ceset parça-lar› kaplayaca¤›n› bilelim diyeunutmuyor ve unutturmuyoruz. ‹fltebunun için daha on y›llar da geçse,unutmamak için nedenlerimiz ge-çerlili¤ini koruyacak.

1978 y›l›n›n 16 Mart’›nda ‹stan-bul Üniversitesi’nden toplu olarakç›kan devrimci ö¤rencilerin üzeri-ne, bombalar ya¤d›r›ld›. 7 devrimci,ilerici ö¤renci can verdi bu katliam-da. 40’› aflk›n ö¤renci yaraland›, sa-kat kald›.

Ordu, polis ve MHP’li sivil fa-

flistlerin tam bir iflbirli¤iyle gerçek-

lefltirilmiflti katliam.

7 ö¤renciyi katledenbombalar› kontrgerilla ele-man› emekli Yüzbafl› Ali

Çeviker haz›rlam›flt›.

Toplum Polis Müdür

Vekili Murat Nabio¤lu, ogün Beyaz›t bölgesindegörevli polislere “ortal›k-ta dolaflmay›n” emri ver-

mifl, katiller için meydan› boflalt-m›flt›. Polis flefi Reflat Altay ise,sald›r›n›n ard›ndan katliamc›lar›ngüvenli¤ini al›p kaçmalar›n› sa¤la-m›flt›.

Katliam› bizzat gerçeklefltiren-ler ise, Ülkü Ocaklar›’ndan Zülfi-kar ‹sot, Latif Akt›, polisler Musta-fa Do¤an ve S›dd›k S›tk› Polat’t›.Katliam› planlay›p uygulatt›ran fa-flist flef Abdullah Çatl›’yd›.

Faflist terörün kitle katliamlar›boyutuna t›rmand›r›lmas› karar› ise“devletin zirvesi”nin karar›yd›.

Ad› geçenlerin hepsi, o gündensonra benzer sald›r›lar›n› sürdürdü-ler. Sorgulanmad›lar, yarg›lanma-d›lar, terfi ettirildiler.

Deflifre olan elemanlar›n yeriniyenileri ald›, ama mekanizma hepayn› kald›.

Bu mekanizman›n çarklar›n›Beyaz›t’ta, Marafl’ta, 1 May›s 1977Katliam›’nda gördü¤ünüz gibi, Si-vas’ta, Gazi’de de görebilirsiniz,Susurluk’ta, fiemdinli’de de gördü-¤ümüz ayn› mekanizmad›r.

Van’da bir savc› Orgeneral Bü-yükan›t’› fiemdinli’den dolay› suç-lad› diye ortal›k aya¤a kalk›yor. Busuçlama azd›r, hafiftir. Sadece Bü-yükan›t de¤il, tüm ordu polis zirve-si ve sadece fiemdinli’den de¤il, ta16 Mart Katliam›’na kadar uzananbir tarihten, “bin operasyon”dansorumludurlar.

Hat›rlamak ve hat›rlatmak güç-lendirir bizi. Gerçe¤in silah›yla do-nat›r. Öfkemizin erimesini, hesapsorma iste¤imizin körelmesini en-geller. Bu düzenin gerçek niteli¤iniunutmamak ve adaletin yolunu fla-fl›rmamak için, 16 Martlar’› unut-mamak, unutturmamak flartt›r.

24

12 Mart 2006 / 43

Hatice Özen Ahmet Turan Ören

Cemil SönmezAbdullah Şimşek

Hamit AkılMurat Kurt

Baki Ekiz

16 MAR16 MART KT K AATLİAMITLİAMI

BEBE YYAZITAZIT ’T’TANANŞEMDİNLİ’YEŞEMDİNLİ’YE

KK AATLEDENTLEDENAAYNIYNI

Page 25: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

25

12 Mart 2006 / 43

Kimi tarihler vard›r ki unutul-maz. Kimi tarihler vard›r ki yoksay›lamaz. ‘69’un kanl› pazar›,1972’nin 30 Mart’›, ‘77 1 May›s’›gibi. Ve 1978’in 16 Mart’› gibi...

12 Mart 1970 faflist cuntas›n›nard›ndan, Mahir Çayanlar'›n "Kur-tulufla Kadar Savafl!" ça¤r›s›na ku-lak veren ve K›z›ldere Manifesto-su’nun ard›ndan yürüyen binlerceDev yürekli Genç vard›, emekçihalk›n içinde.

Devrimci Gençli¤in mücadelemevzisi olan üniversitelerde elikanl› faflistlerle, gün gün çat›flma-lar›n yafland›¤›, faflist iflgalleri k›r-mak için mücadelenin yükseldi¤ibir süreçti. Faflistler tek ele geçir-dikleri devrimci gençleri kaç›r›yor,iflkence yap›yor katlediyordu.Devrimciler kitlenin can güvenli-¤ini sa¤lamak için üniversiteleretoplu olarak gidip geliyorlard›. Fa-flistler tek tek cinayetleriyle halk›ve devrimci gençli¤i y›ld›ramad›¤›için yeni aray›fllar içine girmiflti.Art›k gençli¤e kitle katliamlar› ilesald›racaklard›. Üniversitelerdegüç kaybeden faflistler yeni bir fa-flist terör dalgas›n› bafllatacaklard›.

Tarih 16 Mart 1978'i gösteriyor-du. Yer ‹stanbul Üniversitesi Beya-z›t Kampüsü'ydü. Beyaz›t ki niceDEV-GENÇ’linin kahramanl›¤›na,yi¤itli¤ine tan›k olmufltu. Kaç Devyürekli Gencin sesiyle, hesap soransloganlar›yla yank›lanm›flt›.

Ve Mart'›n 16's›nda yürüyorlar-d› Dev yürekli Gençler. Faflizme,sömürüye karfl› omuz omuza, yan-yana, gözleri ›fl›l ›fl›l, bak›fllar›ndaözgür bir gelecek sevdas›yla...

Ve çakallar vard›, nefeslerindekan kokusu, pençelerinde et parça-lar›yla sinsi sinsi Dev yürekli

Gençlerin yolunu gözleyen. Kuytuköflelerinde deri kol-tuklar›nda planlar ya-p›yorlard›.

Ölüm çok uzakde¤ildi onlara. Ama ogün tüm ac›mas›zl›-¤›yla yak›nlar›nday-d›. Eczac›l›k Fakülte-si'nden Merkez Kam-

püse do¤ru yürüyorlard›. Ve çakal-lar geldiler. Nefeslerinde kan ko-kusu, USA markal› bombalar›ylaölüm kusmaya geldiler. Korku to-humlar› ekmeye ve umudu yoket-meye geldiler.

Namlular›n hedefindeki vatan-sever devrimci gençlikti. Açl›¤›n,yoksullu¤un bucak bucak kol gez-di¤i bir yerdi vatan. Oysa yedi ve-ren çiçeklerinin açt›¤› güzelimyurdumuzda adalet olmal›yd›. Tekbir filiz susuz, tek bir bebek açkalmamal›yd›, bunun içindi genç-li¤in devrimci kavgas›.

Vatan›m›z› satanlar›n tetikçileris›kt›lar kurflunlar›n› vatan›m›z›nüstüne, bomba darbeleriyle parça-lad›lar topra¤›n gö¤sünü. Ve yedikaranfil düfltü Beyaz›t’a. Vatantopra¤› k›z›llaflt› onlar›n kan›yla.

Yedi fidandan biriydi HaticeÖzen. Patlaman›n ard›ndan du-manlar›n aras›nda bir yoldafl› tut-mak istedi kollar›ndan Hatice'yi.Ama kolu yoktu yerinde, kopmufl-tu kollar› omuz bafllar›ndan.

16 Mart'›n gecesi iflgal gecesiy-di. Koflup gelmiflti DEV GENÇ’-lilerin dev yürekli yoldafllar›, dost-lar›, kardeflleri. Amfiler dolup tafl›-yordu, bahçelerde öbek öbek atefl-ler yan›yordu. Beyaz›t marfllar vesloganlarla inliyordu. Bir yandanpankartlar dövizler haz›rlan›rkenbir yandan her birinin resimleri çi-ziliyordu. Her biri flimdi tohumdu.

Ertesi gün en önde DEVGENÇ’liler binlerle yürüyorlard›.fiehitlerini omuzlar›na al›p, gözle-rini gelece¤e dikmifl yürüyorlar-d›.Yürüyüfl kolunun bir ucu Sirke-ci'ye var›rken bir ucu hala ç›kma-m›flt› Merkez Kampüsten.

O günden bu güne tam yirmisekiz y›l geçti. 16 Mart'tan sonrada nice katliam yafland›, nice kah-ramanl›klar yarat›ld›.

Kaç insan yürüdü Beyaz›t'›nkald›r›m tafllar› üzerinden? Kaçkufl sürüsü geçti gökyüzünden?Kaç bebek öldü açl›ktan? Kim bi-lir neler neler de¤iflti. Ama baz›fleyler hiç de¤iflmedi. O gün Beya-z›t'›n tafllar›na dökülen kanlar ayn›rengiyle ayn› s›cakl›¤›yla kald›. Ogünden bu güne kin oldu, nefretoldu, öfke oldu, ant oldu...

Mart'›n 16's›nda kök sald› yedican. Hatice, Hamiyet oldu, Seher,Zehra, Canan, Semiran oldu. Ço-¤ald›kça sarmafl›k dallar› misalisard›lar amfileri. Dev yürekliGençlerin beyinlerinde ›fl›lt›, yü-reklerinde öfke, bileklerinde güçoldular.

Bindall› yasemen olup yeflerdi-ler. Halaylarda omuz bafl›m›zdadurdular. Ve yüreklerinde umut el-lerinde gelecekle seslendiler.

Seslendiler; Ö¤renciler, iflçiler,memurlar, köylüler!..

Dinleyin bizi. Dinleyin vatan›-m›z ba¤›ms›z, halk›m›z özgür ol-sun diye bir bir topra¤a düflenleri.

Bizim olsun da¤lar, flehirler.Bizim olsun gelecek. Bizim olsunmakinalar, tarlalar, okullar, amfi-ler... Düflman postallar›yla ezilenvatan de¤il, ekti¤imiz, biçti¤imizürününü ald›¤›m›z özgür vatanbizim olsun...

Duyuyor musun?

Bizi ça¤›r›yorlar ayd›nl›¤a, elele omuz omuza durmaya, yürekyüre¤e ba¤›ms›zl›k fliar›n› hayk›r-maya, kavgaya ça¤›r›yorlar.

Bu ses; kanlar›yla tarih yazandev yürekli gençlerin sesi. Bu sesumudumuzun sesi.

Size söz; cevaps›z b›rakmaya-ca¤›z ça¤r›n›z›, sesinizin yank›s›olaca¤›z meydanlarda, ayak izleri-nize basarak yürüyece¤iz; ve söz,Beyaz›t’› sizsiz, bizsiz, Dev yürek-li Gençlersiz b›rakmayaca¤›z.

Gençlik Federasyonu

gS ençlikte:öz

BindallıYasemenler

Page 26: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü, çeflitli kent-lerde düzenlenen yürüyüfller ve mitinglerle kutland›.

‹stanbul’da ilk miting, devrimci gruplardan ayr› ha-reket eden ESP taraf›ndan gerçeklefltirildi. 4 Mart günüdüzenlenen mitinge kat›lan kad›nlar, ''Kad›na yönelikfliddete karfl› örgütlenmeye'' ça¤›rd›lar. “Mutfaklar› de-¤il, dünyay› istiyoruz” yaz›l› tencereler tafl›yan kad›nlar,polisin flov amaçl› vermek istedi¤i karanfilleri reddetti-ler. 5 Mart günü ise, feministler ve onlar›n politikalar›-na yedeklenerek, “erkeksiz miting” düzenleyen sendi-kalar ve reformist gruplar Kad›köy Meydan›’ndayd›.

Devrimciler Beyaz›t Meydan›’ndaAyn› gün Beyaz›t Meydan›’nda ise, devrimci grup-

lar ve D‹SK ile KESK’e ba¤l› baz› sendika ve DKÖ’lertaraf›ndan oluflturulan platform, yo¤un polis ablukas›alt›nda, 8 Mart’› devrimci özüne uygun flekilde kutlad›.Geçen y›l polisin vahfli sald›r›s›na ve yasal bir miting ol-mamas›na karfl›n, kad›n flehitlerin resimlerini, k›z›l bay-raklar›n› ve pankartlar›n› alana tafl›yan kitle, Saraçha-ne’den sloganlarla Beyaz›t’a yürüdü.

Saraçhane'de toplanan kitle, "Emperyalist Sald›r-ganl›¤a Cinsel Ulusal S›n›fsal Sömürüye ve EzilmeyeKarfl› Emekçi Kad›nlar Mücadeleye" yaz›l› ortak pan-kart›n arkas›nda kortejler oluflturdu. Çeflitli kurumlar›nkendi pankartlar›n› açt›¤› yürüyüflte, 2000 kiflilik coflku-lu bir kitle vard›.

HÖC'lüler de, direnen devrimci kad›n›n, faflizme veemperyalizme meydan okuman›n simgesi olan Sa-bo'nun resmini tafl›m›fllard› alanlara. "Sabo'nun Yolun-

day›z" yaz›l› pankartlar açan HÖC'lü Kad›nlar; direnenkad›n›, emekçi kad›n› özgür kad›n› en iyi flekilde temsileden, vatan›n›n ba¤›ms›zl›¤› halk›n›n özgürlü¤ü ve sos-

yalizm için canlar›n› feda eden ka-d›n flehitlerin resimlerini tafl›d›laro pankart›n arkas›nda.

Kad›nlar›m›z›n taleplerininpankart ve dövizlerde, sloganlardaifade edildi¤i 500 kiflilik HÖC’lüKad›nlar kortejinde; "Açl›ktanÖlen Çocuklar›m›z›n Hesab›n› So-raca¤›z, Fuhuflun Sorumlusu Ka-pitalizmdir, Kad›n›z Hakl›y›z Ka-zanaca¤›z, Daya¤a Hay›r" döviz-leri ve en önde "Kad›nlar Her

Türlü Sömürüye Zulme ve Tec-

rite karfl› Birleflelim" yaz›l› ikipankartlar› yerald›.

Polisin yürüyüfl bo-yunca gözda¤› verme,kitlenin üzerine araçsürerek provokasyonyaratma gibi giriflimle-ri kararl›l›kla bofla ç›-kar›l›rken, HÖC'lüler

yürüyüfl boyunca "Devrime Meflale Bizim Kad›nlar›-m›z, Kad›n›z Hakl›y›z Kazanaca¤›z. Sabo'lar›n Yolun-day›z, Yaflas›n Ölüm Orucu Direniflimiz” sloganlar›n›büyük bir coflkuyla att›lar.

Valilik Beyaz›t Meydan›'n› yasak etmiflti, geçen y›lvahflice sald›rm›fl, devrimci kad›nlar›n kan›n› ak›tm›flt›bu meydana. Ancak yine bir sald›r› olas›l›¤›na ra¤menmeydana gelen 2 bin kifli, en net cevap olmufltu. 16Martlar'da Haticeler'in kan›yla yaz›lm›flt› tarihe bu mey-dan. Kan›m›z›n döküldü¤ü her yer bizimdi. Ve New-york'ta katledilen, Paris Komünü'nde barikatlarda dövü-flen, hapishanelerde direnen, silah elde özgürlük savafl›-n›n ortas›nda yeralan, ba¤›ms›zl›k demokrasi ve sosya-lizm kavgas›nda kan›n› ak›tan kad›nlar›m›z, bu meydan-dan selamland›.

Alana sloganlarla giren kitleye ilk olarak, platformad›na Eylem Duygu seslendi. Duygu, 8 Mart’›n tarihi vesiyasi anlam›n› hat›rlatt›¤› konuflmas›nda, devrimcilerin8 Mart’›n içeri¤inin boflalt›lmas›na izin vermeyece¤ininalt›n› çizdi ve mücadele ça¤r›s›nda bulundu.

Ard›ndan TAYAD'l› Naime Kara, “Bize bugünü ar-ma¤an eden flehit kad›nlar›m›z›n önünde sayg›yla e¤ili-yorum. Ben anneyim, bir olmal›y›z, ac›lar›n dili dini ›r-k› cinsi yok. Ac›lar hep ayn› renkte yaflan›yor. Açl›¤›nyoksullu¤un sefaletin oldu¤u bir ülkede direnmek enmeflru hakk›m›zd›r. Bu nedenle birlikte olmal›y›z. Hapis-hanelerde kad›n tutsaklar bu nedenle erkek yoldafllar›y-la birlikte ölüm oruçlar›na yatm›flt›r. D›flar›da analar›-m›z bu nedenle ölüm orucuna yatm›flt›r” diye konufltu.

fiair Ruhan Mavruk’un fliirleriyle kat›ld›¤› eylemde,BES, ÇHD ad›na konuflmalar yap›ld›. Son olarak ise,polis tecavüzüne maruz kalan ‹kitelli Ekin Sanat Merke-zi çal›flan› Sevda Ayd›n bir konuflma yapt›. Miting, Grup

26

12 Mart 2006 / 43

Kad›nlar! Her Türlü Sömürüye Zulme ve Tecrite Karfl› Birleflelim

Page 27: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

Yorum, Grup Gece Tutufltu ve Grup Yel'in türkülerive halaylarla son buldu.

Halk Kültür Merkezleri, Al›nteri, BDSP, BES 1No'lu fiube, Belediye-‹fl 2 No'lu fiube, Bilinç ve Ey-lem, Demokratik Kad›n Hareketi, Deri ‹fl Sen. Tuzlafib., Devrimci Hareket, Emekçi Kad›nlar, EmekçiHareket Partili Kad›nlar, Emekli-Sen 2 No'lu fiube,Genel-‹fi 2 No'lu Böl. 3 No'lu fib., Genel-‹fl 2 No'luBöl. 7 No'lu fib., Haber-Sen 9 No'lu fiube, HÖC'lüKad›nlar, Kurtulufl Partisi, Kald›raç, Köz, Odak, Par-tizan, PSAK (Eflgüdüm), PDD, Tunceli DernekleriFederasyonu’nun kat›ld›¤› eylemde, tertip komitesi-nin karar› ile, yürüyüfl boyunca tüm gruplar kendisloganlar›n› hayk›r›rken, alanda, belirlenen ortak slo-ganlar hep birlikte hayk›r›ld›.

Platform, 2 Mart günü de ayn› yerde bir aç›klama ya-parak mitinge ça¤r› yapm›flt›.

Ankara’da ise 4 Mart günü Ankara Ekin Sanat Mer-kezi’nde bir etkinlik yap›ld›. Devrimci 8 Mart Birlikte-li¤i olarak hareket eden HÖC, ÇHD Ankara fib. BDSP,Al›nteri, D‹SK/Nakliyat-‹fl, Partizan, DHP, Kald›raç,Odak, Ankara ‘78’liler Derne¤i ve HKP taraf›ndan dü-zenlenen etkinli¤e 200 kifli kat›ld›. “Kad›n›n Kurtuluflu,‹flçi S›n›f›n›n Kurtuluflundan Ba¤›ms›z De¤ildir; Yaflas›n8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü” yaz›l› pankart›nas›ld›¤› etkinlikte, 8 Mart’›n tarihsel, s›n›fsal içeri¤ini,bugün kad›n mücadelesinin geldi¤i noktay›, kad›nlar›nyaflad›klar› sorunlar› anlatan bir konuflma yap›ld›. Ku-rumlar ad›na konuflmalarda da kad›n›n mücadeledekiyerine vurgular yap›l›rken, TAYAD’l› Semiha Eyilik,kad›nlar›n mücadelenin her alan›nda olmas› gerekti¤inidile getirdi. Etkinlik, ‹dilcan Müzik Grubu’nun söyledi-¤i marfllar ve türkülerle, halaylarla son buldu.

Anadolu’da Da Ayn› Slogan: “Sabo’nun Yolunday›z”‹ki ayr› mitingin düzenlendi¤i yerlerden biri de ‹z-

mir oldu. DTP, Emek Partisi, ÖDP, ‹HD, ÇHD, SDP,KESK, ÇEKEV gibi gruplar›n Alsancak Gündo¤duMeydan›'nda yapt›¤› mitinge 600 kifli kat›l›rken, yo¤unolarak Kürtçe sloganlar at›ld›.

Devrimci gruplar ise, 5 Mart Konak’tan Emekli San-d›¤› önüne yürüdü. HÖC’ün de içinde yerald›¤› eylembirli¤i taraf›ndan gerçeklefltirilen yürüyüflte s›k s›k "Ka-d›n Erkek Elele Örgütlü Mücadeleye, Eflit ‹fle Eflit Üc-ret, S›n›fsal, Ulusal, Cinsel Sömürüye Son, Irakl› Filis-tinli Kad›nlar Yaln›z De¤ildir” sloganlar› at›ld›.

"Yaflas›n 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü" or-tak pankart›n›n arkas›nda kortejler oluflturulurken,HÖC’lü Kad›nlar, en önde Sabahat Karatafl'›n resmi, ar-kas›nda "Sabo'nun Yolunday›z" ve "Kad›nlar Her TürlüSömürüye Zulme ve Tecrite Karfl› Birleflelim" pankart-lar› ve ard›ndan kad›n flehitlerin resimleriyle yerald›lar.

Yürüyüfl sonunda yap›lan sayg› duruflunun ard›ndanortak metin okundu. Irak'ta, Filistin'de, Balkanlar'da ve

ülkemizde kad›n-lar›n yaflad›¤› so-runlar›n, sald›r›la-r›n ele al›nd›¤› ko-nuflman›n ard›n-dan Kavel MüzikGrubu ve GrupGün Ifl›¤›'n›n türküleri ile halaya duruldu.

Adana’da 8 Mart mitingi; HÖC, BDSP, Al›nteri,DHP, EKD, Partizan, Barikat taraf›ndan organize edildi.6 Mart günü Büyükflehir Belediyesi’nden U¤ur MumcuMeydan›’na yürüyen kitle, kad›nlar› mücadeleye ça¤›-ran sloganlar hayk›rd›. HÖC’lü Kad›nlar, “Kad›nlar!Her Türlü Sömürüye Zulme ve Tecrite Karfl› Birleflelim”yaz›l› pankart›n›n yan›s›ra, “Devrime Meflale Bizim Ka-d›nlar›m›z” slogan› yaz›l› ve üzerlerinde kad›n flehitle-rin oldu¤u bir pankart tafl›d›lar. Yürüyüfl boyunca “Dev-rime Meflale Bizim Kad›nlar›m›z, Sabo’nun Yolunday›z,Tecrite Son” sloganlar› at›l›rken, kad›n flehitlerin ismitek tek okunarak “yafl›yor” diye hayk›r›ld›. 300 kiflinintopland›¤› alanda tertip komitesi ad›na yap›lan ortak ko-nuflmada, “Emekçi kad›nlar›n tarihsel ezilmiflli¤ine kar-fl› buraday›z” denildi.

Ortak aç›klaman›n ard›ndan tek tek kurumlar ad›nakonuflmalar yap›ld›. HÖC’lü Kad›nlar ad›na yap›lan ko-nuflmada, “Onlar ne patronun önünde, ne düzenin ifl-kencecileri önünde boyun e¤miyorlar. Onlar zincirleri-mizi parçalamaya, özgürlük için, tüm kad›nlar›n ve tümhalk›n kurtuluflu için mücadele edenlerin yan›nda saftutmaya ça¤›r›yorlar. Hayat›n içine can bedeli yaz›lança¤r›lard›r bunlar. Bu ça¤r›, Ölüm Orucu’na yat›p flehitdüflen Gülsüman, fienay analar›n ça¤r›s›d›r. 18 yafl›nda-ki üniversite ö¤rencisi Cananlar’›n ça¤r›s›d›r” ifadele-riyle, kad›nlara mücadele ça¤r›s› yap›ld›.

Mersin'de de ayr›flma vard›. 8 Mart öncesinde yafla-nan tart›flmalarda, DTP ve SDP önce toplant›lara erkektemsilci gelmemesini, ard›ndan mitinge erkek kat›lma-mas›n› dayatt›. Bunun üzerine devrimci yap›lar, bu tutu-mun s›n›f bak›fl aç›s›ndan uzak oldu¤unu kaydederekayr›ld›lar. SDP, DTP ve EMEP’in oluflturdu¤u bu plat-form 4 Mart günü 300 kiflinin kat›ld›¤› bir miting ger-

27

12 Mart 2006 / 43

‹zmir

Ankara

Page 28: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

çeklefltirirken, devrimci yap›lar ise 5 Mart’ta alandayd›.BDSP, DHP, ESP, HÖC'lü Kad›nlar ve PART‹ZAN'›ndüzenledi¤i yürüyüflte, kad›n erkek birlikte mücadeleça¤r›s› içeren sloganlar at›ld›. Polisin engelleme giri-flimlerine ra¤men yap›lan yürüyüflte, HÖC’lü Kad›nlar,“Kad›nlar! Her Türlü Sömürüye Zulme ve Tecrite Kar-fl› Birleflelim” pankart› ve k›z›l bayraklar tafl›d›lar. Trenistasyonundan Ulu Camii önüne kadar yap›lan yürüyüflsonunda, ortak aç›klamay› okuyan Gülbeyaz Karaer,“Biz bilincimizi Clara Zetkinler, Rosa Lüxemburglar,Ayfer Celepler, Sabahat Karatafllar, Berna Ünsallar,fiengül Boranlar, Hatice Yürekliler, Sema Yüceler’den...ald›k, al›yoruz” diye konufltu.

“5 Kad›n›n Katili Kapitalizmdir”Bursa'da ise, kutlamalar 29 Aral›k 2005 tarihinde

yanarak hayat›n› kaybeden 5 kad›n tekstil iflçisinin an›-s›na düzenlendi. "8 Mart 1857 Newyork - 29 Aral›k2005 Bursa - Kapitalizm kad›nlar› öldürüyor" pankart›tafl›nan yürüyüfl, Bursa Temel Haklar, ESP, Batis, Parti-zan, Al›nteri, Kurtulufl Partisi, BDSP ve Devrimci De-mokrasi taraf›ndan gerçeklefltirildi. Yürüyüflün ard›ndanyap›lan aç›klamada, Özay Tekstil Fabrikas›’nda yanankad›nlar›n katillerinin kapitalizm oldu¤unun alt› çizildi.

Ayr›ca ayn› gün çeflitli DKÖ’ler Özay Tekstil önün-de toplanarak aç›klama yaparken, 8 Mart günü de Fo-mara Meydan›'ndan Osmangazi Metro ‹stasyonu önünekadar meflaleli bir yürüyüfl yap›ld›.

Ad›yaman'da HÖC’lüler 5 Mart günü DemokrasiPark›'nda biraraya gelerek, "Kad›nlar! Her Türlü Sömü-rüye Zulme ve Tecrite Karfl› Birleflelim!” pankart›yla bireylem yapt›lar. Burada konuflan Sunay Güzel, “8 Mart'›tarihsel anlam›ndan koparmak, ayn› zamanda kad›nla-r›n sorunlar›n›n kayna¤›n› da yanl›fl yerde aramak, ka-d›nlara yanl›fl hedefler gösterilmesi demektir.” dedi.Eylemde, Büyük Direniflte flehit düflen kad›nlar›n resim-leri tafl›n›rken, "Kad›n›z Hakl›y›z Kazanaca¤›z, Devri-me Meflale Bizim Kad›nlar›m›z” sloganlar› at›ld›.

Malatya’da ise, 8 Mart Temel Haklar binas›nda biretkinlikle kutland›. Çi¤dem Da¤deviren’in konuflmas›-n›n ard›ndan sözalan Ayten Anlafl, Büyük Direnifl’in ka-d›nlar›n› anlatt›. Hatay’da da HÖC’lüler, 5 Mart günüTemel Haklar Derne¤i’nde düzenledikleri etkinlikte,“kad›n›n özgürlü¤ünün mücadele ile geliflece¤i, buu¤urda verilen mücadelenin ve ödenen bedellerin tümhalk›n özgürlü¤ü için oldu¤u” kaydedildi. Ayr›ca 8 Mart

günü de bir eylemle emekçi kad›nlargünü kutland›.

5 Mart günü Erzincan Gençlik

Derne¤i ve Eskiflehir Gençlik Derne-

¤i'nde etkinlikler düzenlenirken, Erzin-can’da 7 Mart günü de kitlesel bas›naç›klamas› yap›ld›. Hopa'da ise 7Mart'ta, Belediye Kültür Merkezi'nde;E¤itim-Sen, ESP, ÖDP ve Do¤u Kara-deniz Temel Haklar taraf›ndan ortak et-

kinlik düzenlendi. 8 Mart ve kad›n›n mücadeledeki yeriüzerine konuflmalar›n yap›ld›¤› etkinlikte, Trabzon TA-YAD’dan Zeynep Erdu¤rul da bir konuflma yaparak, ka-d›n›n kimli¤ini ancak mücadele içinde bulaca¤›na vurguyapt›. Ayd›n’›n Nazilli ilçesinde ise, E¤itim-Sen Tem-silcili¤i taraf›ndan 7 Mart günü düzenlenen etkinlikteGrup Yorum coflkusu vard›. Yap›lan konuflmalar›n ar-d›ndan sahneye ç›kan Grup Yorum, direnen kad›nlar veBüyük Direnifl üzerine yapt›¤› k›sa konuflman›n ard›n-dan türkü ve marfllar›n› kitle ile birlikte söyledi.

28

12 Mart 2006 / 43

Adana

Dersim: “Fidanlarla yürüyoruz”Dersim’de de reformizm ile devrimcilerin ayr›flmas› vard›. DTP ve

EMEP’in, “erkeksiz miting” ve flehit resimlerinin, pankartlar›n tafl›nma-mas› dayatmas› sonucu, bunu kabul etmeyen HÖC, EKD, DKH, HKM, DKDtaraf›ndan Dersim Devrimci 8 Mart Platformu oluflturuldu. Di¤er yandaise, içinde belediyenin de yerald›¤› Tunceli Kad›n Platformu vard›.

900 kiflinin kat›ld›¤› miting ise, 5 Mart günü birarada yap›ld›. Tertipkomitesinin devrimcilerin toplanma yerini kent merkezi d›fl›nda göster-mesine ra¤men, bu tav›r fiili olarak k›r›ld› ve devrimciler Yeralt› Çarfl›s›üzerinde topland›lar. Polisin, kitlenin önüne barikat kurmas›, “pankartaçmay›n, slogan atmay›n, resimleri indirin” dayatmalar›nda bulunmas›,devrimcilerin kararl›l›¤› ile afl›ld›. HÖC’lüler, "Kad›nlar Her Türlü Sömürü-ye, Zulme ve Tecrite Karfl› Birleflelim" ve “Sabolar›n Yolunday›z" pan-kartlar› ile, kendini feda ederek kahramanlaflan Dersimli Devrimci Kad›nFidan Kalflen'in, üzerinde 'Fidanlar'la yürüyoruz' yaz›l› resmi tafl›d›.

K›flla Meydan›'ndaki mitingde de reformizmin, devrimcilere taham-mülsüzlü¤ü vard›. Belediye Baflkan› Songül Erol Abdil ile Ferhat Tunç’unkonuflma yapt›¤› eylemde, devrimcilerin konuflmas›na, hatta mesajlar›-n›n okunmas›na dahi tahammül edilemedi. Bunun üzerine HÖC, EKD,DKH ve HKM, bu tavr› protesto ederek sloganlarla alandan ayr›ld›lar.

Reformizm alanda devrimcilerin sesini k›smaya çal›fl›rken, mitingeHozat’tan kat›lmak için gelen HÖC'lülerin ve DHP'lilerin oldu¤u 3 arac›nsürekli engel-lemeler sonu-cu 1 saatlikyolu 4 saattealmas› vekent giriflindes a a t l e r c ebekletilmesidikkat çekti.

Page 29: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

29

12 Mart 2006 / 43

SCT örne¤i, ‘yabanc› sermaye’nin niye geldi¤inin cevab›d›r

Tuzla Deri’de iflb›rakmaTuzla Deri Organize Sanayi

Bölgesi’ndeki deri iflçileri, artansald›r›lar› ve haklar›n›n gasbedil-mesini bir kez daha protesto etti.Tuzla Kaymakam›’n›n 1 Mart’ta,Cevahir Deri ve Dünya Deri’dekisorunlar› çözece¤i sözünü tutma-mas›n›n ard›ndan, 2 Mart günü birsaat iflb›rakan iflçiler, Dünya DeriFabrikas› önüne yürüdü. Yaklafl›k600 iflçinin kat›ld›¤› eylemde “Sen-dika Yoksa Üretim de Yok” slogan›at›ld›. Burada iflçilere seslenen De-ri-‹fl Tuzla fiube Baflkan› HasanSonkaya, örgütlenme haklar›n› kul-land›klar› için sald›r›lara maruz kal-d›klar›n› hat›rlatarak, “mücadele-miz sürecek” diye konufltu. Eylemeçeflitli sendikalar›n yöneticileri dedestek verdiler.

Deri iflçileri, 5 Mart günü de,AKP Tuzla ‹lçe Teflkilat›’n›n 2.Ola¤an Kongresi'ne kat›lan Erdo-¤an'a taleplerini iletmek istedi, an-cak polis taraf›ndan engellendiler.

Bakanl›k önünde eylemKESK’e ba¤l› Yap›-Yol Sen ile

Türkiye Kamu-Sen’e ba¤l› Türk‹mar Sen üyeleri 3 Mart günü yap-t›klar› eylemlerle ücret adaletsizli-¤ini protesto ettiler.

Ankara’da Bay›nd›rl›k ve ‹skanBakanl›¤› önünde yap›lan ayr› ayr›eylemlerde, ücret adaletsizli¤ineson verilmesi istenirken, Yap›-YolSen Mersin fiubesi üyeleri de Ada-na Bay›nd›rl›k ‹skan Müdürlü¤üönündeydiler. Burada konuflanMehmet Da¤l›, ek ödemelerle ilgilitasar› konusunda hükümeti emekçi-lerin taleplerini dinlemeye ça¤›rd›.

Ayn› gün bas›n toplant›s› düzen-leyen Yap›-Yol Sen ‹zmir fiubesiBaflkan› Medet Selvi de, iflkollar›n-daki adaletsizli¤in giderilmesini ta-lep ederek, “‹flkolumuz çal›flanlar›-n›n durumu ortadayken baflka mes-lek gruplar›n›n maafllar›na zam ya-p›l›p bizlerin unutulmas› ancak veancak öfkemizi art›rm›flt›r” dedi.

AKP iktidar›, “yabanc› serma-

yeyi çekmek için hangi yasalar›

ç›kard›klar›n›, engelleri nas›l kal-

d›rd›klar›n›” büyük bir maharetolarak anlat›r. Üstelik bunu, halk›nç›kar›na yapm›fl gibi bir hava yarat-maya çal›fl›r. Demagoji fludur: Ya-banc› sermaye gelecek istihdam ya-rat›lacak, iflsizlik sorunu çözülecek!

Peki gerçek böyle midir?

Mersin’in Tarsus ‹lçesi’nde bulu-nan SCT Filtre Fabrikas›’nda yafla-nanlar buna net cevap vermektedir.

Rus kökenli Alman Juri Sudhe-imer’in sahibi oldu¤u fabrikada,sendikaya üye olduklar› gerekçe-

siyle 54 iflçi iflten ç›kar›ld›. Bu ne-denle grev aflamas›na gelinen fabri-kada örgütlü Birleflik Metal-‹fl Sen-dikas› Anadolu fiubesi, 4 Mart günübir bas›n toplant›s› düzenledi.

fiube Baflkan› U¤ur Tozlu,“Mersin’in ucuz iflçi cenneti olma-d›¤›n›, bu ülkenin yasalar›, anaya-sas›n›n” oldu¤unu söyledi. Oysatam da Alman patron bu nedenle

gelmifltir ülkemize; ucuz emek,ucuz hammadde, sa¤lanan avantaj-lar vb. Sözü edilen yasalar da, bunagöre düzenlenmifltir.

Patron resmi arabulucuya yazd›-¤› yaz›da, bu gerçekleri de gizleme-mektedir. “Bu bölgede yat›r›m

yapmas›n›n nedeninin kalifiye ol-

mayan, ucuz iflgücü oldu¤unu”

söylemekte. “‹fl gücünün pahal›-

laflmas› halinde yat›r›m yapma-

yaca¤›n›” aç›kça belirtmektedir.

Ya sendikadan istifa edersiniz yada fabrikay› kapat›r›m tehdidi savu-ran patronun ödedi¤i sadece asgariücrettir. Hiçbir sosyal ödeme deyapmamaktad›r. “Pahal›laflmaktan”kas›t da, iflçilerin insanca yaflayabi-lecek ücret talebinden baflkas› de-¤ildir. Ancak, emperyalist sermaye“en ucuz iflgücü bizde, her türlü ko-layl›¤› sa¤layaca¤›z” güvencesi iledavet edilmifltir. O da, en azg›ncanas›l sömürürüm hesab› yapmakta-d›r do¤al olarak. Örgütsüzlük de buamaçla dayat›lmaktad›r.

Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤-l›k Sigortas›’na (SSGSS) yönelikprotesto eylemleri devam ediyor.

Bu eylemlerden biri de, D‹SKGenel-‹fl Sendikas›’n›n 2 Mart günü‹zmir’de düzenledi¤i yürüyüfltü. Efl-ref Pafla Selahattin Akçiçek KültürMerkezi'nden Yeni Karamürselönüne yürüyen 500 iflçi s›k s›k;“Paral› Sa¤l›¤a Hay›r, FaflizmeKarfl› Omuz Omuza, MezardaEmekli Olmayaca¤›z, ‹flçiyiz Hakl›-y›z Kazanaca¤›z” sloganlar› att›lar.

Alanda iflçilere seslenen, D‹SKEge Bölge Temsilcisi Azat Fazla,"Halk›m›z açl›¤›n, sefaletin, yoksul-luk ve adaletsizli¤in pençesinde k›v-ran›rken, sorunlar›m›z› çözmeklemükellef yöneticilerin yapt›¤› tekfley sorunlar›n üstünü pembe tablo-

lar ve yalanlarla ört-mekten ibaret kal›yor.Biz bu yoksullu¤un so-

rumlular›n› çok iyi biliyoruz! Yok-sullu¤un ve iflsizli¤in sorumlusu,IMF politikalar›n› uygulayan, kamuyasalar›n› hiçe sayan, iflçileri,emekçileri ve yoksul halk› sadeceseçimlerde hat›rlayan siyasi ikti-darlard›r” diye konufltu.

Fazla, “yoksulluk, adaletsizlik

kader de¤ildir" diyerek mücadeleça¤r›s›nda bulundu.

Bir baflka eylem ise, ‹stan-bul’dayd›. Yol-‹fl 1 No’lu fiube’ninça¤r›s›yla Karayollar› 1. Bölge Mü-dürlü¤ü’nde çal›flan 350 iflçi, yar›mgün iflb›rakt›. Yemekhanede topla-nan iflçilere seslenen ‹flyeri Temsil-cisi Naci Göçer, hükümetin heralanda iflçilere sald›rd›¤›n› belirte-rek, “e¤er bu gidifli durduramazsakbiz de bitece¤iz” diye konufltu.

GSS Protestolar› Sürüyor

emek

Page 30: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

30

12 Mart 2006 / 43

Aile Hekimli¤iTicarethanedir

SES, Tabip Odas›, TürkHemflireler Derne¤i ve Pratis-yen Hekimlik Derne¤i ‹zmirfiubeleri 7 Mart günü GSS veAile Hekimli¤i’ni protesto etti-ler. 1300 kiflinin kat›ld›¤› eyle-me Ege Temel Haklar da des-tek verirken, “Aile Hekimli¤iTicarethanesine Hay›r- Sa¤l›kOca¤›ma Dokunma!” pankart›tafl›nd›. Konak’da toplanarakiki kilometre yürüyen emekçi-ler, ‹l Sa¤l›k Müdürlü¤ü önün-de yapt›klar› konuflmalarda,GSS ile sa¤l›k emekçilerinintüm haklar›n›n gasbedilece¤inive paras› olmayana sa¤l›k daolmayaca¤›, emekçilerin, busald›r›ya sesiz kalmayacaklar›dile getirildi.

Bursa’n›n Gemlik ‹lçesi’ndekilimanda ve Borusan Lojistik’te sen-dikalaflma mücadelesi sürdüren, Li-

man-‹fl Gemlik Temsilcisi Ertafl

Öktem ile dergimizin Bursa Tem-silcili¤i görüfltü.

Sendika çal›flmas›na ne zamanbafllad›n›z, süreç nas›l geliflti?

2003 Ocak ay›nda, iflten ayr›l-mak isteyen fakat tazminatlar›n›alamayacaklar›n› bilen arkadafllarüzerinden çal›flmalara bafllad›k. ‹çe-ride rahat çal›flam›yorduk, arkadafl-lar arac›l›¤›yla iflçilerle konufltuk vekarar ald›k. Gemport'ta sendikahakk›nda konuflma yapt›¤› gerekçe-siyle 2001’de 11 arkadafl›m›z ifltenç›kart›ld›. Bu durum iflçi ve aileleriüzerinde olumsuz etki yaratt›.Onlarla da birebir görüfltük ve iknaettik. 8.8.2003 tarihinde üye kay›t-lar›na bafllad›k.

Sonras›nda sendikaya ad› kar›-flan kar›flmayan iflçiler iflten ç›kart›l-d›lar. Öncesinde sendikal örgütlen-meyi bafllatan arkadafllara para tek-

lifinde bulundular. Ailelerine varanbask›lar yap›ld›. Amirler-müdürlersürekli tehdit ettiler bizleri. ‹flçilertürlü zorlama ve bask›ya karfl› di-rendiler. Bugün iflçiler sendikan›nönemini çok iyi kavrad›. ‹flten at›lanarkadafllar›m›z› sahiplenmemiz deolumlu etki yaratt›.

Bugün gelinen aflama nedir?Gelinen aflamada, sendikal an-

lamda iflçiler mücadelenin nas›l ol-du¤unu, iflverenin iflçiye nas›l dav-rand›¤›n› gördü. Kanunsuz çal›flma-lar kalkt›. Zorla iflçiyi mesaiye b›ra-kam›yorlar. ‹flçi 1 May›s'a kat›ld›,meydanlara gelmeye bafllad›lar. Enufak haks›zl›kta hakk›n› sonuna ka-dar arama kararl›l›¤›na kavufltu. Enönemlisi sendikal örgütlenme çat›s›alt›nda iflçiler kendilerini buldular.

Ayr›ca Liman-‹fl olarak BorusanLojistik'te çal›flmalar›m›z var. Tem-silcilik aç›ld›ktan sonra, Boru-san’dan iflçi s›n›f› ideolojisini bilenkiflilerle görüfltük, toplant›lar yap-t›k. Buna karfl›l›k iflveren sendika-

laflman›n önünegeçebilmek ama-c›yla tafleronlafl-maya bafllad›.

Sendikal› iflçi say›s›n› düflürüp tafle-ron iflçi say›s›n› yükseltmeye çal›fl›-yorlar. Toplant›lar yap›p iflçileri bi-linçlendiriyoruz. fiu an yetki içinyarg› aflamas›nday›z.

2004 y›l›n›n Mart ay›nda yeterliço¤unlu¤a erifltik. 324 çal›flandan226 kifliyi üye yapt›k. Patron iflçi sa-y›s›n›n 550 oldu¤unu belirterek ye-terli ço¤unlu¤un sa¤lanamad›¤›n›iddia etti. Bir k›sm› Mersin, Tekir-da¤ ve ‹stanbul Merkez’de çal›flanmemurlar› say›ya dahil ettiler. Yerelmahkeme iflverenin bu beyan›n›hakl› buldu ve yeterli keflif yap›lma-dan karara ba¤lad›. Yarg›tay bu ka-rar› bozdu. 14 Mart'taki mahkemekarar›n› bekliyoruz.

Son olarak flunu da belirteyim.

Borusan ve Gemport iflverenlerik›sa bir sürede iflçiye karfl› birleflti-ler. Fakat iflçileri biraraya getirmek-te çok zorland›k.

Ayr›ca, sendika iflçilerine her ko-flulda sahip ç›kmal›. Ne yaz›k ki buço¤u sendikada yok.

Gemlik’te Sendikalaflma Mücadelesi

‹zmir’de y›k›mlara karfl› yürüyüfl‹zmir Karfl›yaka'da Onur Mahallesi (Küçük Yamanlar) halk› y›k›mlara karfl›

yürüdü. 2 Mart günü gerçeklefltirilen yürüyüfle 1500 kifli kat›ld›.

Mahalle esnaf›n›n kepenk kapatarak destekledi¤i eylemde, “Y›k›m De¤ilHizmet ‹stiyoruz, Y›k›m De¤il Tapu ‹stiyoruz, Muhtar ‹stifa" sloganlar› at›ld›.Karfl›yaka Belediyesi’ne yürüme karar›na ra¤men, polisin kitlenin önünü kes-mesinin ard›ndan, ‘Onur Mahallesi Y›k›mlara Karfl› Halk Birli¤i’, bundan vaz-geçerek, belediyeye heyet göndermeye karar verdi. Bu durum halk taraf›ndanprotestolarla karfl›lan›rken, Birlik ad›na konuflan Hüseyin F›rat, 'Il›ca Vadisi Pro-jesi' ile tapulu tapusuz evlerinin y›k›lmak istendi¤ini kaydederek flöyle konufltu:

“Yirmi y›l› geçkindir yaflad›¤›m›z bu mahalleden bizi atarak varl›kl› insan-larla bu mahalleyi güzellefltirmek istiyorlar. Ama bundan önce çarp›k kentleflme

dedikleri bu mahalleden ifl alanlar› aç-ma, tapular›m›z›, imar hakk›m›z› ver-me, her türlü hizmeti getirme vaadiyleevlerimize gelip yeme¤imizi yiyen, ça-y›m›z› içen, oyumuzu alan bu belediyeflimdi de evlerimizi y›kmak istiyor.”

Belediye ile görüflmede de 2500 im-za teslim edildi. Belediye baflkan yar-d›mc›lar›n›n ve meclis üyelerinin aç›k-lamalar› ise halk› ikna etmedi.

emek

Page 31: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

31

12 Mart 2006 / 43

Bolivya: MAS ve Mahalle

MeclisleriYaz› dizimizin son bölümünde Bolivya’daki halk ör-

gütlenmelerini ele alaca¤›z. Bolivya örne¤i, halk örgüt-lenmelerinin reformist, parlamenterist, sivil toplumcubir çerçeve içinde ele al›n›fl›yla, devrimci, iktidar hedef-li ele al›n›fl› aras›ndaki tayin edici fark› göstermesi bak›-m›ndan üzerinde durulmas› gereken bir örnek.

Karfl›m›zda, militan, kitlesel örgütlenmeler var, amabu militanl›k ve kitlesellik, kendine bir yol da bulabil-mifl de¤il. Nisan 2000’deki “su savafllar›”ndan bafllayandirenifller, ayaklanmalar, 5 y›l boyunca çeflitli biçimler-de sürdü.

Bu geliflmelere bak›p “Bolivya Devrimin Efli¤indemi?” sorusu soruldu. Devrim ve iktidar üzerine temelgerçekleri yoksayan, ayaklanmalar›n ve bu ayaklanma-lar› gerçeklefltiren örgütlenmelerin niteli¤ini görmezdengelen bir soruydu bu. Bu militan kitle ayaklanmalar›,devrimle sonuçlanmad›. Sonuçlanamazd› da. ‹ktidar›ele geçirmeyi hedefleyen devrimci bir örgüt veya lider-li¤in olmad›¤› koflullarda, elbette böyle bir sonuç daolamazd›.

Bolivya’da da pek çok halk örgütlenmesi olmas›nakarfl›n, ad›ndan en fazla sözedilen iki örgütlenme, EvoMorales’in önderli¤indeki MAS (Sosyalizme Do¤ru

Hareket) ve Bolivya’n›n bir flehri olan El Alto’daki FE-

JUVE (Mahalle Meclisleri Federasyonu)’dur.

MAS, bugün daha çok parlamenterizme yönelmifl birörgütlenme durumuna gelmiflken, FEJUVE baflta ol-mak üzere, El Alto’daki örgütlenmeler devrimci dina-mikler aç›s›ndan daha büyük bir önem tafl›r.

Koka üreticilerinin siyasete müdahalesi;

MAS (Sosyalizme Do¤ru Hareket): Boliv-ya’daki s›n›flar mücadelesi tarihinde, 1950-’80’ler ara-s›nda en belirleyici güçlerin bafl›nda maden iflçileri veonlar›n sendikalar› gelmekteydi. Ancak 1980’lerdeözellefltirmeler, maden iflçileri sendikas› yönetici kesi-minde ç›kan uzlaflmac›l›k gibi nedenlerle, maden iflçile-ri sendikas› bu belirleyici etkisini kaybetti.

Bu dönemde halk hareketi içinde öne ç›kmaya baflla-

yan kesim ise koka üreticileri oldu. (Fakat koka üretici-lerinin örgütlü bir güç olarak mücadele arenas›na ç›k›-fl›nda da maden iflçilerinin önemli bir pay› vard›r. fiöyleki; özellefltirmeler sonucu iflten at›lan pek çok madenci,tazminatlar›yla küçük toprak parçalar› al›p, koka üreti-cisi olmufllard›. Bu 'yeni koka çiftçileri', bilinçlerini, ör-gütlenme geleneklerini, içinde yerald›klar› yeni alanlaratafl›d›lar, militan köylü önderleriyle birlikte bu hareketioluflturdular.)

Koka Çiftçileri Sendikas›’n›n üye say›s› k›sa sürede60 bini aflt›. Fakat daha önemlisi, koka üreticileri, sen-dikalar›n s›n›rl›l›klar›n› aflan bir baflka örgütlenme dahayaratt›lar kendi içlerinde: Halk Meclisleri’ni kurdular.‹rili ufakl› meclisleri biraraya getiren Ba¤›ms›z Halklar

Meclisi, koka üreticilerini temsil eden as›l örgütlenmeoldu. Sosyalizme Do¤ru Hareket MAS’›n temeli de ifltebu Ba¤›ms›z Halklar Meclisi’dir.

Halk Meclisleri’nin en büyük gücü, o güne kadar, ül-kenin as›l sahibi oldu¤u halde söz, karar hakk› olmayanyerlileri, söz ve karar sahibi k›lmas›ndayd›. “Koka çift-çileri sendikas›n›n en güçlü taraf›, halk meclisleri, öz-gürce seçilen delegelerin yapt›¤› s›k toplant›lar ve lider-lik, meclisler ve ölümüne mücadeleler aras›ndaki s›k›ba¤lard›r.” Ba¤›ms›z Halklar Meclisi, bunun sonucun-da 1996-’97 yerel seçimlerinde büyük baflar› elde etti.

Bu temelde yükselen (MAS), kokan›n yokedilmesi-ne karfl› mücadele hedeflerini, topraks›zlar›n, emeklile-rin, memurlar›n, iflsizlerin taleplerini de içerecek flekil-de geniflleterek toplumsal muhalefetin en önemli güçle-rinden biri haline geldi.

El Alto Mahalle Meclisleri; yoksullar›n

isyan›: MAS, belli bir süre toplumsal muhalefetin enaktif gücü olurken, MAS yönetiminin parlamenter ter-cihlerinin belirleyici hale gelmesiyle, halk hareketindebir baflka kesimin örgütlenmeleri öne ç›kmaya bafllad›.Bu kesim, El Alto’nun yoksullar›yd›.

Yüzbinlerce iflçinin iflsiz ve evsiz b›rak›ld›¤›, yerlile-rin, köylülerin topraklar›ndan sürüldü¤ü vahfli ekonomi-nin yaratt›¤› bir kentti El Alto. Örgütlenmesi, halk›n da-yan›flmas›yla bir çekim merkezi haline geldi ve “LatinAmerika’n›n en h›zl› büyüyen flehri” oldu. El Alto’nunnüfusuna iliflkin rakamlar da bu geliflmeyi çarp›c› bi-çimde gösteriyor. 1952’de nüfusu sadece 11 bindi.1976’da 95 bine, 1985’te 307 bine ç›kan nüfus, direnifl-lerin yo¤unlaflt›¤› 2001’de 650 bine yükseldi. Bugün, ElAlto’nun nüfusu 800 bin civar›nda.

Nüfusun büyük ço¤unlu¤unu (yüzde 80 kadar›n›)Aymara yerlilerinin oluflturdu¤u El Alto’nun bir di¤ersakinleri ise, iflsiz kalan maden iflçileriydi. ‹flte bu iki ol-gu, El Alto’daki örgütlenmenin de zeminini oluflturdu.Aymara yerlileri, zaten güçlü bir örgütlenme gelene¤inesahiptiler, düzenin kurumlar›n› de¤il, kendi otoritelerinitan›yorlard›. Maden iflçileri de bu gelene¤e sahiptiler.Geleneklerini El Alto’ya da tafl›d›lar.

Yaz› Dizisi: Halk Örgütlülükleri

10B ö l ü m

Page 32: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

32

12 Mart 2006 / 43

El Alto’nun büyük bölümü yol, su, elektrik, telefon,kanalizasyon gibi hizmetlerden yoksundur. Halk önce-likle bu sorunlar›n› çözmek için örgütlenmeye bafllam›fl-t›r. Bu ise suya, gaza el koyan emperyalist tekellere kar-fl› mücadele demekti zaten.

El Alto bu mücadelede öne ç›kt›; çünkü en örgütlükesimlerden birini oluflturuyordu. El Alto’da yaklafl›k600 mahalle meclisi bulunmaktad›r. Meclisler, bir yan-dan mücadeleyi, iktidara karfl› yap›lacak eylemleri ör-gütlüyor, ayn› zamanda halk›n ihtiyaçlar›n› karfl›lamakanlam›nda organizasyonlar gerçeklefltiriyor. fiehirdekihizmetlerin büyük bölümü, mahalle meclislerini kuranhalk›n kendisi taraf›ndan düzenleniyor. Baz› sosyolog-lar taraf›ndan kullan›lan deyimle Meclisler “mikro hü-

kümetler” olarak çal›fl›yor.

El Alto’da iki önemli örgütlenme var; mahalle mec-lislerinin oluflturdu¤u Mahalle Meclisleri Federasyonu(FEJUVE) ve El Alto Bölgesel ‹flçi Merkezi (COR).

Mahalle meclisleri kendi içinde birçok alt örgütlen-me yaratm›flt›r. Bunlar›n içinde görevi halk›n g›da ihti-yac›n› karfl›lamaktan, barikatlarda çat›flmalar› fiilen sür-dürecek milis örgütlenmelerine kadar de¤iflik bölümlervar. Halk›n kat›l›m›n›n genifl ölçüde sa¤land›¤› bu iflle-yifl, di¤er muhalif örgütlenmeleri de etkilemifl, mesela,sendikalarda “meclis-tipi sendikac›l›k” ad› verilen ve ifl-çilerin kararlara kat›l›m›n›n daha genifl biçimde sa¤lan-d›¤› iflleyiflleri do¤urmufltur.

Keza meclisler, kad›nlar›n mücadeleye kat›l›m›n›nsa¤lanmas›nda da en etkin araçlar olmufltur. Devletinhalk›n örgütlü oldu¤u yerlere sald›r›s›nda, kad›nlar, ma-halle meclislerinin liderleri olarak ön saflarda savaflaraksald›r›lar› püskürtmektedirler.

Militan önderlik, parlamenter seçenek;5 y›l boyunca, birbiri peflis›ra büyük direnifller gerçeklefl-tirdi Bolivya halk›. Peflpefle direnifllerde, önce suya elkoyan emperyalist tekeli, ard›ndan gaz tekellerini yenil-giye u¤ratt›lar; IMF vergileri iptal ettirildi; önce DevletBaflkan› Sanchez de Lozada’y›, sonra onun yerine gelenCarlos Mesa’y› koltuktan kaçmak zorunda b›rakt›lar.

Emperyalist tekellere ve iflbirlikçi yönetime karfl›tart›fl›lmaz küçük zaferler kazanan direnifllerin karakte-ristik biçimi, tüm anayollar›n kesilmesi, büyük flehirle-rin ve baflkentin kuflat›lmas› biçimindeydi. Mesela 2005ayaklanmas›nda Bolivya’n›n 9 bölgesinden 7’sinde 55yol kesme gerçeklefltirilerek, ulafl›m, ticaret felç edil-miflti. Halk hareketi sonucunda önce Devlet Baflkan›Gonzalo Sanchez de Lozada kovuldu, ard›ndan CarlosMesa istifa ettirildi, tüm hareketleri birlefltiren “suyunveya gaz›n ulusallaflt›r›lmas›” talebiydi. Ve fakat, buhalk hareketleri “erken seçim” ça¤r›s›yla sonuçland›.

Ayaklanmalara genel olarak El Alto’daki örgütlen-meler ve köylüler öncülük ettiler. Fakat onlar›n yan›s›-ra, Bolivya Köylü ‹flçi Birli¤i (CSUTCB), La Paz ma-dencileri, ö¤retmenler, ö¤renciler, polise karfl› dinamit

lokumlar›yla savaflan maden iflçileri ve sendikalar da buayaklanmalarda yeral›yorlard›.

Ayaklanmalar›n birço¤unda MAS’›n taban› da yeral-makla birlikte, ayaklanman›n önderli¤inde MAS yöne-timi yoktur genellikle. Ayaklanma süreçlerinde EvoMorales’in MAS hareketi, genellikle “uzlaflma” önerile-riyle ortaya ç›kan kesimde yeral›yordu. Özellikle 2002baflkanl›k seçimlerinde Morales’in yüzde 22 oy alma-s›ndan itibaren MAS tamamen parlamenterizme kaym›flve bütün enerjisini baflkanl›k seçimlerine yöneltmifltir.

Buna paralel olarak da MAS sürekli olarak toplum-sal ayaklanmay› zaptetmeye u¤raflt›. MAS’›n tercihi birayaklanma dalgas›n›n sonunda iktidar olmak de¤il, se-çimle hükümete gelmekti. 2003 Ekim’indeki ayaklan-mada, Morales kitle hareketini Carlos Mesa’y› baflkanolarak kabul etmeye ikna etti. ‹ki y›l sonra Mesa’y› de-viren ayaklanmada da Morales yine, “yüksek mahkeme-den bir yarg›c›n ara baflkanl›k yapmas›n› önererek”ayaklanman›n yönünü düzeniçi seçeneklere çevirdi.

Ancak bu politikas› MAS’› zay›flatt›. 2004 belediyeseçimlerinde oylar›n›n yar›s›n› kaybetti, ülke genelinde% 11’e düfltü. Morales, bunun üzerine yeniden sola yö-neldi. Gaz mücadelesinin önderli¤ine giriflti. (Buna ra¤-men bu mücadelenin içinde “kamulaflt›rma” önerisinehep karfl› ç›kt›.)

Lokal, bölgesel örgütlenmelerle, ‘mer-

kezi’ sonuç alman›n imkans›zl›¤›: MAS’›ntoplumsal muhalefet içindeki etkinli¤inin nedenlerindenbiri, di¤er örgütlenmelere göre daha yayg›n ve merkezibir nitelik tafl›mas›d›r.

Bunun d›fl›nda alabildi¤ine da¤›n›k bir halk muhale-feti tablosu sözkonusudur. Bu kadar yayg›n örgütlenme-ler sözkonusu oldu¤u için de güçlerin birlikteli¤ini sa¤-lamak da bafll› bafl›na bir sorun olmaktad›r. Direniflçilerbu sorunu çeflitli birlikler oluflturarak çözmeye çal›flt›.Mesela “Gaz Koalisyonu”, gaza emperyalist tekellerinel koymas›na karfl› ç›kan her kesimin içinde yerald›¤›bir plaftform olarak kuruldu. “Yaflam› ve Suyu Savun-

ma Koalisyonu”, “Ulusal, Yaflam›, Temel Hizmetleri

Bolivya, 5

y›ld›r büyük

halk hare-

ketlerine

sahne olu-

yor. Merke-

zi bir örgüt-

lülü¤e ve ik-

tidar hedefli

devrimci bir

önderli¤e sa-

hip olmayan

halk hareketinin yaratt›¤› dalga, flimdilik Mora-

les’i iflbafl›na getirdi. Direnen örgütlü halk, sonun-

da bu parlamenter seçenekleri de aflacakt›r...

Page 33: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

33

12 Mart 2006 / 43

ve Suyu Savunma Koalisyonu” gibi örgütlenmeler deayn› ihtiyac›n sonucunda kurulan birlikteliklerdir.

Fakat bunlar da geçiçi karakterde olup, halk hareke-tinin önderli¤i, merkezili¤i sorununu çözmemektedir.Ayaklanmalar yay›lmakta, düzeni felce u¤ratan bir bo-yuta ulaflmakta ama ondan sonra bir kaos bafllamakta vekaos düzeniçi alternatiflerle çözülmektedir. Çünkü, busürece kat›lanlar›n da belirtti¤i gibi, “art›k Bolivya’daulusal bir hareket mevcut de¤il. Bugün tüm sosyal ha-reketler bölgesel ve lokal.”

Taban örgütlenmeleri, halk kitlelerinin örgütlenmeyekat›l›m›n›, mücadeleye kanalize edilmesini sa¤lamakaç›s›ndan önemlidir. Ancak taban örgütlenmelerinin hertürlü siyasi örgütlenmeden, önderlikten ve anlay›fltan“ba¤›ms›z” kalmas›n› savunmak, bu amac› da zay›fla-tan sivil toplumcu bir anlay›flt›r. El Alto’nun militan ör-gütlenmeleri, böyle bir açmazla karfl› karfl›yad›r.

Ayaklanmalara kat›lan onlarca örgütlenme içinde“seçimlerin bir çare olmayaca¤›n›” düflünen yerel ön-derlikler de yok de¤il. Ancak bunlar, politik bir alterna-tife sahip de¤illerdir ve bu anlamda da belirleyici ola-mamaktad›rlar.

Bolivya’da son seçimler öncesinde El Alto’daki Ma-halle Meclisleri Federasyonu (FEJUVE) ve El Alto Böl-gesel ‹flçi Merkezi (COR), baflta MAS adaylar›n› des-tekleme düflüncesindeydiler. Ancak MAS’la yap›lan gö-rüflmelerde kendi taleplerinin karfl›lanmad›¤›n› gördü-ler. Seçimleri desteklememe e¤ilimi a¤›r bast›. COR, se-çimleri boykotu savunurken, FEJUVE buna karfl› ç›kt›.

Bunun üzerine “El Alto’nun kendi politik ayg›t›n›yaratma” düflüncesi gündeme geldi, ama bu da lokal,kendi içinde birçok açmaz› bar›nd›ran bir düflünceydi.Bolivya’n›n kurtuluflunun sa¤lanmad›¤›, Bolivya’da birdevrimci halk iktidar› iflbafl›na getirilmedi¤i sürece tekbir flehirde “devrimci bir yönetim” oluflturulmas› elbetegerçekçilikten uzakt›r.

Ki, bu alternatifsizli¤in sonucunda El Alto yoksulla-r›, mevcut örgütlenmelerin önderlerinin tav›rlar›n›n ak-sine, seçimlerde oylar›n› yo¤un bir biçimde Morales’everdiler. Bu sonuçta, buradaki halk örgütlenmelerininönderlerinin verdi¤i bilincin, esas olarak “yaflad›¤› yeridüzeltmekle” s›n›rl› bir bilinç olmas›n›n pay› büyüktür.Keza, devrim alternatifinin olmad›¤› yerde, kitleler aç›-s›ndan parlamenter seçenekler hükmünü sürdürecektir.

2005 Haziran’›nda “Bolivya kayn›yor”du. Eylemlerher taraf› sarm›flt›. Egemen s›n›flar›n temsilcilerindenbirileri “baflkan” yap›lmaya çal›fl›l›yordu yine. Maden-ciler Federasyonu mevcut krizden tek ç›k›fl yolunun “ik-tidar›n iflçiler, köylüler ve yoksullaflt›r›lan orta s›n›flarlehine al›nmas› oldu¤u” önerisini yapt›. Bu çizgi öneri400 binden fazla insan›n ve halk örgütlenmelerinin ka-t›ld›¤› Aç›k Halk Toplant›s›’na sunuldu ve onayland›.Ancak bu söyleme denk düflecek bir örgütlülük yoktu.“Birçok kesimde, özellikle de köylüler, yerliler ve yerle-

flimciler aras›nda, hala devasa gösterilerin burjuvaziyiyenmek için yeterli olaca¤›na dair yanl›fl bir inan›fl ha-kim. Di¤erleri ise hala seçimlere güveniyor...”du. Sorunda buradayd›.

“El Alto ne yapacak?” Morales’in seçilece¤i-nin büyük ölçüde belli oldu¤u günlerde bu soru –”El Al-to ne yapacak?”– Bolivya’da en çok tart›fl›lan sorular-dan biriydi. El Alto’da da bu tart›fl›l›yordu.

Seçimler öncesinde 10 Aral›k günü El Alto’da birtoplant› yap›ld›. “Birinci Ulusal Emek ve Halk Zirve-

si” ad›yla yap›lan toplant›ya kat›lan ve halk›n mücade-lesi içinde yeralan baflkaca örgütlerin biraraya geldi¤itoplant›da hemfikir olunan sonuçlardan biri; “seçimleriMorales dahil kim kazan›rsa kazans›n, halk›n temel ta-leplerini karfl›layamayaca¤›” idi.

Toplant›da buna ba¤l› olarak “emperyalizmin ve bur-juvazinin yenilgiye u¤rat›lmas› için, 1917 Rus devrimin-de ve 1970’te Bolivya’da oldu¤u gibi sovyetler kurulma-s› gerekti¤i” belirtildi.

Mart 2006’da Yerel Halk Meclisleri’ni infla etme, bu-radan seçecekleri delegelerle de Nisan 2006’da UlusalYerli Halk Meclisi’ni toplama ça¤r›s› yap›ld›.

Bu ça¤r›lar da, en az›ndan flimdilik politik bir ber-rakl›ktan ve aç›k bir iktidar perspektifinden yoksundur.Bolivya’da sol güçlerin temel zay›fl›¤›, “seçim” alterna-tifi d›fl›nda savaflmak ve iktidar› ele geçirmek do¤rultu-sunda bir örgütlenmeye sahip olunmad›¤› gibi, böyle birörgütlenme yaratmak perspektifinin de flimdilik fazlatart›fl›lmamas›d›r. Ancak bu ihtiyaçla kaç›n›lmaz olarakkarfl› karfl›ya gelinecektir. Çünkü bu militan halk örgüt-lenmeleri, böyle bir hedefe yönlendirilemedi¤i takdirde,ya MAS gibi bir parlamenter seçene¤in etkisine girecekya da semtiyle, mahallesiyle s›n›rl› bir bak›fl aç›s›n›niçinde zamanla etkisizleflip sönecektir.

‹flte bu nedenledir ki, Bolivya’daki ayaklanman›nderinli¤ine bak›ld›¤›nda, ayaklanman›n tüm yayg›nl›¤›-na, gücüne, görkemine karfl›l›k büyük bir iç zay›fl›¤a sa-hip oldu¤u görülür. Bu iç zay›fl›k, iktidar hedefli, mer-kezi bir örgütlenmenin olmay›fl›d›r.

Bu zay›fl›k görülmeyince, tabii flu tür de¤erlendir-meler gayet rahat yap›labiliyor:

“Dünyan›n baflka hiçbir yerinde, problemleri çöz-meye u¤raflacak ve sokaktaki adam›n gereksinimleriniyan›tlayacak temelde bir toplumsal mücadele Boliv-ya’dakinden daha ileride de¤ildir.”

“Bolivya’da devlet de dahil her fley kapan›n elindekalacakm›fl görüntüsünde. Mücadelenin her türlü sonu-cu olas› görülüyor...”

Bu tespitler, devlet, iktidar ve s›n›f mücadelesininMarksist-Leninist analizinden uzak, mevcut iktidar kök-ten de¤iflmeden toplumun de¤iflebilece¤ini düflünen si-vil toplumcu, üçüncü alanc›, üçüncü yolcu reformistlereaittir. Ve Brezilya’da Lula örne¤inde yaflad›klar› hayal

Page 34: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

34

12 Mart 2006 / 43

k›r›kl›¤›n› baflka ülkelerde de yaflamalar› kaç›n›lmazd›r.

Bolivya’da da halk örgütlenmeleri ve bu örgütlen-meler üzerinde yükselen ayaklanmalar, halklar›n emper-yalist tekellere ve iflbirlikçilerine karfl› savafl›nda aç›lanyeni mevzilerdir. Bu örgütlenme ve ayaklanmalar, bü-yük devrimci imkanlar da sunmaktad›r. ‹mkan ve ihti-mallerin gerçe¤e dönüflmesi ise ancak, hareketin poli-tikleflmesi, merkezileflmesi ve iktidar hedefine yönel-mesiyle mümkündür. Tersi durumda, bu örgütlenme veeylemler, yerelli¤in, bölgeselli¤in s›n›rlar› içinde kal›r,“ekonomik-demokratik” s›n›rlar› aflamazlar. K›sacas›,Bolivya halk örgütlenmeleri ve halk hareketi, ya devri-me yönelecek, ya düzende bo¤ulacak; tarih baflka bir se-

çenek sunmu-yor.

***

Sonuç olarak;Bu yaz› dizimizde, 10 bölüm boyunca, dünyan›n çe-

flitli ülkelerindeki halk örgütlenmelerini inceledik.

Zafer kazanm›fl her devrimin tarihinde, halk örgüt-lenmelerinin varoldu¤unu gördük. Fakat halk örgütlen-melerinin varl›¤›n›n, her durumda devrimin zaferinisa¤lamad›¤›n› da gördük.

Halk örgütlenmeleri, baz› yerlerde “kendili¤inden”,“kitlelerin tabandan irade ve inisiyatifiyle” örgütlenmiflolsalar da, s›n›flar mücadelesinin belirleyici unsurlar›n-dan biri haline dönüflmeleri, hemen her yerde ve her za-man, siyasal bir önderli¤e ve hedefe kavuflmalar›ylamümkün olmufltur. Halk örgütlenmeleri s›n›flar müca-delesinde son derece önemlidirler. Ama halk örgütlen-melerine böyle bir bak›fl aç›s›n›n yön veremedi¤i yerde,halk örgütlenmeleri tek bafl›na bir sonuç yaratmazlar.

Devrimin lokomotifleri, parti, cephe (veya baz› ülke-lerde ordu) örgütlenmeleridir. Halk örgütlenmeleri, bun-larla birlikte kilit bir öneme sahiptir; parti politikalar›-n›n halka maledilmesinde, cephenin savafl›n›n halklaflt›-

r›lmas›nda, halk örgütlenmeleri tayin edici bir önem ka-zan›rlar. Baflka bir deyiflle, halk örgütlenmeleri, parti-nin, cephenin halk içindeki kökleridir. Bu kök, topra¤›nderinlerine iflledikçe, topra¤›n alt›nda dal budak sal›psökülmesi imkans›zlaflt›kça, devrim güçlenmifltir.

Adlar› ister Meclis, ister Konsey, Kurul, Sovyet ol-sun, halk örgütlenmeleri, devrimci öncüyü kitlelerle bu-luflturan, öncünün politikalar›n›n kitlelerin politikas› ha-line gelmesini sa¤layan örgütlenmelerdir. Fakat yine ak-tard›¤›m›z örneklerin prati¤inden de ç›kar›labilece¤i gi-bi, bu konuda düflülmemesi gereken yanl›fl, halk örgüt-lenmelerini, taban örgütlenmelerini, bir partinin kendialt kurumlar›yla ayn›laflt›rmakt›r. Bir örgütlenmenin hi-yerarflisinin bir parças› gibi düflünülen halk örgütlenme-leri, gerçekte bu niteli¤i kazanamazlar veya zaman için-de bu niteliklerini kaybederler. Halk örgütlenmelerinikitleler için bir çekim merkezi yapan, o örgütlenmeleriçinde toplumun ezilen, sömürülen, d›fllanan kesimleri-nin söz, karar hakk›n› kullanabilmesidir. Halk örgütlen-melerinin siyasal bir önderli¤e kavuflturulmas›, devrim-ci bir önderlik taraf›ndan yönlendirilmesi, onlar›n bu ni-teliklerini ortadan kald›rmay› gerektirmez. Tersine, dev-rimci bir örgüt, bu tür örgütlenmeleri, halk›n kendi ken-dini yönetebilece¤ini görece¤i, kendine güvenini kaza-naca¤› zeminler olarak de¤erlendirir.

Bu yaz› dizimizde de görülece¤i gibi, çeflitli ülkele-rin devrim mücadelesinde bunun çok canl›, somut ör-nekleri var zaten.

Bir ülke, çeflitli konjonktürlerde kendili¤inden kitlehareketleriyle de “devrimin efli¤ine” gelebilir. Ama dev-rimde zaten esas mesele, o efli¤in atlanmas›d›r. O eflik,her türlü kendili¤indencili¤in, sivil toplumculu¤un, re-formizmin, düzeniçili¤in, parlamenterizmin gelip önün-de duraca¤› efliktir. Bir halk hareketinin bu efli¤i atlama-s›n› sa¤layacak tek fley, merkezi, devrimci, iktidar he-defli bir önderliktir. Bu anlamda, taban örgütlenmeleriy-le merkezi, hiyerarflik, siyasal önderlikleri karfl› karfl›-

ya getiren sivil toplumcu, anarflist, troçkist tüm düflün-celer, bu noktada devrime de¤il, düzenin devam›na hiz-met eder. Sivil toplumcu örgütlenmeler, genellikle mar-jinaldir. Ama Arjantin, Bolivya örneklerinde görüldü¤ügibi, pekala kitlesel nitelik tafl›yan halk örgütlenmeleri-nin önderlikleri de sivil toplumcu, parlamenterist anla-y›flta olabilirler. Ki o durumda bu örgütlenmeler, devri-me güç veren de¤il, düzenin de¤irmenine su tafl›yan birrol üstlenirler.

Her devrim ve devrim için halklar›n yarat›c›l›¤›yla,direnifliyle tarihe geçmifl her örgütlenme, bizim için birdeneyimdir. Halk örgütlenmeleri, belli bir nesnel ihtiya-ca denk düfler. Her ülke ve süreç kendine özgü biçimle-ri yarat›r. Bizde de böyle olacakt›r. Kendi topraklar›m›-z›n örgütlenmelerini, mücadelesini de tüm bu deneyim-lerden yararlanarak, onlar› flablonlaflt›rmadan ama özü-nü, mant›¤›n› kavrayarak yaratacak ve gelifltirece¤iz.

- son -

Her

devrim ve

devrim için

halklar›n

yarat›c›l›-

¤›yla, dire-

nifliyle tari-

he geçmifl

her örgütlenme, bizim için bir deneyimdir. Ken-

di topraklar›m›z›n örgütlenmelerini, mücadelesi-

ni de tüm bu deneyimlerden yararlanarak, onla-

r› flablonlaflt›rmadan ama özünü, mant›¤›n› kav-

rayarak yaratacak ve gelifltirece¤iz...

Page 35: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

YÖK’ün kurulufl y›ldönümünüprotesto etmek için 7 Kas›m 2005tarihinde Ankara K›z›lay Meyda-n›’nda ö¤rencilerin yapmak istedi¤iaç›klamaya polis sald›rarak ö¤ren-

cileri gözalt›na alm›fl ve 20 kifli tu-tuklanm›flt›. Daha sonraki duruflma-larda 17 kifli tahliye edilirken 3 kifli-nin tutukluluk halleri devam ettiril-miflti. Tutuklu 3 ö¤rencinin durufl-mas›na 8 Mart günü 11. A¤›r CezaMahkemesi’nde devam edildi.

Davada yine tahliye karar› ç›k-mazken, arkadafllar›n› sahiplenmekiçin ‹stanbul’dan gelen Gençlik Fede-rasyonu üyeleri Adliye önündeydiler.

“YÖK’e Karfl› Mücadele EtmekSuç De¤ildir”, “Ne YÖK Ne AKPDemokratik Üniversite” pankartlar›ve flamalar tafl›yan ö¤renciler ad›naaç›klama yapan Harika Y›lmaz, ik-tidar›n demokratik üniversite talebi-ne joplarla, tutuklamalarla cevapverdi¤ini hat›rlatarak, burjuva bas›-n›n da hedef göstererek ayn› amacahizmet etti¤ini kaydetti. Bas›n›n he-def gösterdi¤i, tutuklu NurgülAcar’› örnek veren Y›lmaz, “Bask›-

lar›n›z, gözalt›lar›n›z, tutuklamala-r›n›z bizleri y›ld›ramayacak, akade-mik demokratik üniversite mücade-lemizden vazgeçiremeyecek” dedi.

Tutsak ö¤renciler Nurgül Acar,Cihan Ç›nk›, Engin Aslan ile avu-katlar›n›n kat›ld›¤› duruflmada, avu-katlar ö¤rencilerin eylemlerinin de-mokratik oldu¤unu ifade ederken,tahliye talebi mahkeme taraf›ndanreddedilerek dava 13 Nisan 2006gününe ertelendi.

Mahkeme ç›k›fl›nda da GençlikFederasyonu ad›na Ebru Benek,yapt›¤› aç›klamada, her türlü bask›-ya ra¤men arkadafllar›n› sahiplen-meye devam edeceklerini söyledi.

Ö¤renciler s›k s›k; “Ö¤renciyizHakl›y›z Kazanaca¤›z, YÖK’e Ha-y›r, F Tipi Üniversite ‹stemiyoruz,Halk ‹çin Bilim Halk ‹çin E¤itim,Mahir Hüseyin Ulafl Kurtulufla Ka-dar Savafl” sloganlar› att›lar.

35

12 Mart 2006 / 43

YÖK protestosuna tahliye yok

✖ Kocaeli’de artan faflist sald›r›-larla ilgili olarak 2 Mart günü E¤itim-Sen fiubesi'nde bas›n toplant›s› düzen-leyen Gençlik Derne¤i üyeleri, "Huzu-ra Davet...‹zmit' te Tats›z Olaylar... ‹z-mit' in Huzuru Kaç›yor... Sa¤c› SolcuBirbirine Girdi..." fleklindeki haberlerielefltirerek, ortam›n provoke edilmeyeçal›fl›ld›¤›n› ve çat›flma de¤il faflist sal-d›r›n›n oldu¤unu kaydettiler.

E¤itim-Sen ve SES'in de destekverdi¤i aç›klamada, faflistlerin muha-lefeti sindirmek amac›yla devreye so-kuldu¤u belirtildi ve “Sald›r›lar esna-fa, demokratik kitle örgütlerine, sendi-kalara, tüm sola ve dolay›s›yla halkayönelmifltir” denildi. Yerel bas›nda ç›-kan provokatif haberleri elefltirenGençlik Dernekliler, “Sald›r›lar› veprovokasyonlar› bofla ç›karaca¤›z"dediler.

✖ Faflistler, 3 Martgünü Eskiflehir'de afifl-leme yapan SGD üye-lerine sald›rd›. Sald›r›-da Derya ve Resul is-

mindeki SGD'liler hafif flekilde yara-land›lar. Olay›n ard›ndan sözde faflist-leri "yakalama" flovu yapan polis, biryandan da faflistlerin s›rt›n› s›vazlay›p"iyi yapm›fls›n›z" dedi. Yaral› SGD'lilerise 45 dakika boyunca keyfi olarakolay yerinde bekletildiler.

Sald›r›, ertesi günü Adalar Migrosönünde protesto edildi. “Faflizme Karfl›Omuz Omuza” sloganlar›n›n at›ld›¤›,SGD taraf›ndan düzenlenen eyleme,Gençlik Derne¤i, Ekim Gençli¤i, SDP,EMEP, EHP ve DTP de destek verdi.

✖ Harran Üniversitesi Rektörlü¤üHêlîn Ünal ve ‹mam Çobany›ld›z› ad-l› 2 ö¤renciye, fiemdinli’de yaflananla-r› protesto amaçl› olarak, “bas›n aç›k-lamas›na kat›l›p yasad›fl› slogan att›k-lar› ve örgüt propagandas› yapt›klar›”kliflesi ile birer dönem okuldan uzak-laflt›rma cezas› verdi.

Gençlik faflist sald›r›lara vecezalara boyun e¤meyecek

Babat An›ld›3 Mart 2004 tarihinde,

Devrimci Hareket Dergisi’n-den ç›karken Taksim ‹mamAdnan Sokak'ta kimli¤i be-lirsiz kifliler taraf›ndan katle-dilen Önder Babat an›ld›.

‹lk anma, vuruldu¤u yer-de gerçeklefltirildi. Babat'›nresimlerinin tafl›nd›¤› anma-da meflaleler yak›ld›. Dev-rimci Hareket Dergisi ad›nayap›lan aç›klamada, Babat'›ndevlet taraf›ndan öldürüldü-¤ü ifade edildi ve katledildi-¤i yere karanfiller b›rak›ld›.

4 Mart günü ise Yeni Me-lek Gösteri Merkezi'nde biretkinlik düzenlendi. ÖnderBabat'› anlatan konuflmalar›nyap›ld›¤› anma etkinli¤inde,Grup Yorum, ‹lkay Akkaya,Sad›k Gürbüz, Domane Der-simi Grubu ve Hasan Sa¤-lam türküler söyledi.

gençlik

Page 36: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

36

12 Mart 2006 / 43

Karadeniz Teknik Üniversitesi, ö¤-rencilerin örgütsüzlü¤ünden kaynakla-nan bir pervas›zl›kla iki dönemdirhar(a)ç paralar›n›n d›fl›nda da ö¤renciler-den para al›yor, vermeyenlerin kayd›n›yapm›yor. Hiçbir hukuki alt yap›s› olma-d›¤› halde ö¤rencilere her dönem adetazorla 25 milyon vermeleri dayat›l›yor.

KTÜ'lü ö¤renciler bu durumu protes-to etmek için 1 Mart günü, Makina Bölü-mü önünde topland›lar. Uygulamay›elefltiren bir skeç de sergileyen ö¤renci-ler, yapt›klar› aç›klamada, “bu hukuk-suzlu¤un ve soygunun herkesin gözleriönünde gerçekleflti¤ini” vurgulad›lar.

Trabzon Temel HaklarGençlik Komisyonu ÜyesiÖzlem Karatafl, konuya

iliflkin dergimize yapt›¤› aç›klamada,gençli¤in örgütsüzlü¤ünün idarenin iflta-h›n› açt›¤›n›, durumun aleni gasba dö-nüfltü¤ünü vurgulad›.

Karatafl flunlar› söyledi:

“Bizler, üniversiteli gençlik olarak buusulsüzlüklere karfl› örgütlenerek diren-meliyiz. Örgütlenip güçlü bir karfl› duruflsergilemezsek isteklerinin sonu gelmeye-cektir. Yoksul ö¤renciler için kay›tlar res-men kabusa dönüflmüfl durumda.

Ö¤rencisini rant kap›s› olarak görenüniversite yönetimleri sistemin yozlafl-m›fll›¤›na ayna tutmaktad›r.”

KTÜ’de Soyguna Protesto

Dünya EmekçiKad›nlar Günü kut-lamalar›, 8 Mart gü-nü de düzenleneneylem ve etkinlik-lerle devam etti.

Diyarbak›r Dic-

le Gençlik Derne¤i,8 Mart günü Ofis Sa-nat Soka¤›'nda bir-araya gelerek mefla-

leli yürüyüfl yapt›. Yürüyüfl sonunda yap›lan aç›klamadakonuflan Atra Belur, “Bugün baz› haklar›m›z varsa,bunlar›n kavgayla, kad›n›n kavgas›yla kazan›ld›¤› unu-tulmamal›. Bizi hep bofl sözlerle avuttular. Kimin a¤z›n-dan 'Onlar bizim hazinemiz', 'Onlar bizim çiçeklerimiz'türünden laflar duyarsan›z bilin ki o riyakard›r. O kad›-n› afla¤›layan bir feodaldir” diye konufltu.

Trabzon'da ise Temel Haklar Gençlik Komisyonuve Ekim Gençli¤i Meydan Park'ta ortak aç›klama yapt›.“8 Mart Ezilen Emekçi Kad›nlar›n Günüdür” pankart›-n›n aç›ld›¤› eylemde konuflan Özlem Karatafl, düzeninkad›na bak›fl›n› ve düzen kad›n›n› elefltirerek, “Dünyakad›nlar›n›n kurtuluflu, Dünya halklar›n›n kurtuluflun-dan geçmektedir" diye konufltu.

Hopa’da ise, 8 Mart günü HÖC, ESP, E¤itim-Sen,ÖDP ve Halkevi taraf›ndan oluflturulan platform, yürü-yüfl düzenledi. HÖC’lülerin “Kad›nlar! Sömürüye, Zul-me ve Tecrite Karfl› Birleflelim” pankart›yla kat›ld›¤›yürüyüflte, flehit kad›nlar›m›z›n resimleri tafl›nd›. Mey-dana kadar süren yürüyüflün sonunda platform ad›naaç›klama yap›ld› ve skeçler oynanarak fliirler okundu.

8 Mart günü kutlama yap›lan yerlerden biri de Abdi

‹pekçi Park›’yd›. HÖC’ünde yerald›¤› sol gruplar,sendikalar taraf›ndanoluflturulan platform, 8Mart’›, tecrite karfl› dire-nen TAYAD’l›larla birlik-te kutlad›.

“Kad›n›n Kurtuluflu‹flçi S›n›f›n›n Kurtuluflun-dan Ba¤›ms›z De¤ildir”ortak pankart›n›n alt›ndaSakarya Caddesi’ndenparka yürüyen 400 kifli,yürüyüfl boyunca slogan-lar hayk›rd›. 120 kiflilikkortej oluflturan HÖC’lüKad›nlar eyleme, “Kad›n-lar Her Türlü Sömürüye,Zulme ve Tecrite Karfl›Birleflelim” pankart›, ka-d›n flehitlerin resimleri ve“Sabonun Yolunday›z”pankart› ile kat›ld›lar.Park’ta ortak aç›klamay› okuyan HÖC’lü Nazl›gül Ak-tafl, “Zulme ve sömürüye karfl› kad›n-erkek; tüm halk,birlikte mücadeleedilerek kad›n›nkurtuluflu gerçek-leflecektir” dedi.Ard›ndan Mamak‹flçi Kültür EviMüzik Toplulu¤uve ‹dilcan MüzikGrubu’nun türkü-leri ile halaylarçekildi.

8 Mart Kutlamalar›ndan...

Uflak’ta PanelUflak Gençlik Derne-

¤i 5 Mart günü düzenle-di¤i “Ö¤renci Haklar›-

m›z› ‹stiyoruz" paneliile kampanya faaliyetle-rini sürdürdü. E¤itim-Sen ad›na Fergül EralBülbül’ün, konuflmac›oldu¤u panelde, gençli-¤in bar›nma, harç-yar-d›m paralar›, e¤itim sis-temindeki çarp›kl›klargibi sorunlar› ele al›nd›.Bülbül, “12 Eylül'dengünümüze yarat›lmakistenen ö¤renci profilinekarfl› örgütlü mücadele-nin flart oldu¤unu” dilegetirdi. Panel sonunda"DEV-GENÇ’ten günü-müze tarihimiz" konulusinevizyon gösterimi ya-p›ld›, müzik ve fliir din-letisi sunuldu.

Liseli Gençlik Tan›flma Etkinli¤i

Ankara’da DikmenTemel Haklar Lise Ko-misyonu, liseli gençlerletan›flma etkinli¤i düzen-ledi. Yap›lan konuflmadagençli¤in örgütlenmesi-nin neden gerekti¤i an-lat›l›rken, ‹dilcan MüzikGrubu'nun türküleri hepbirlikte söylendi.

Ankara

Diyarbak›r

gençlik

Page 37: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

Avrupa emperyalizmi bütün Av-rupa ülkelerinde yerli ve yabanc›la-ra karfl› ç›kard›¤› yeni yasalarla ya-banc› düflmanl›¤› yarat›yor. Bu ne-denle bütün Avrupa'da ›rkç›l›kyay›l›yor. Ayr›ca her yerdeAB'nin inisiyatifiyle göçmenle-re yönelik yeni iltica yasas›, ya-banc› polis yasas›, yerleflme veoturum yasas› ile ayr›mc›l›k ya-p›larak; göçmenler hedef tahtas›-na oturtulmaktad›r. Yeni “anti-te-rör” yasalar› ile bask› katmerlefl-tirilmektedir.

Halklar›n kendi dillerinin da-hi konuflmalar›n›n yasaklanmas›n›ntart›fl›ld›¤› bu zeminde ›rkç› sald›r›-lar da giderek yo¤unlaflmakta, Ne-onazi örgütlenmeleri güç kazan-maktad›r.

Geçen hafta, Almanya’n›n Hes-sen Eyaleti’ndeki Korbach Kasaba-s›’nda yaflayan Gülcan Tatl› isimliTürkiyeli’nin, sokakta Türkçe ko-nufltu¤u için sald›r›ya u¤ramas› bukonuda çarp›c› bir örnek teflkil et-mektedir. Kendisine sald›ranlar›n“buras› Almanya, burada Türkçekonuflamazs›n, Almanca konufla-caks›n›z” dedi¤ini anlatan Tatl›, 15y›ld›r Almanya’da oldu¤unu ve ilkkez böyle bir fley bafl›na geldi¤inisöyledi.

“Üç befl Nazi art›¤›n›n ifli” mi?Yoksa, okullarda Türkçe konuflul-mas›n›n yasaklanmas›na kadar va-ran devlet politikas›n›n yaratt›¤› ge-ricilik ortam›n›n ürünü mü? Naziler’inörgütlenme ve yabanc›lara yönelik

sald›r›lar›nda devlet politikalar›n-dan güç ald›klar›n›n binlerce örne¤imevcuttur. Sald›r›lar›n zemini, dev-letin ›rkç› uygulamalar›d›r, göçmen-

lere yönelik politikalar›d›r.

Örne¤in, bugünlerde Avustur-

ya’da tart›flma konusu olan bir refe-randum, ›rkç›l›¤›n devlet eliyle na-s›l yükseltildi¤ini aç›kça göster-mektedir.

Strache-FPÖ hükümetinin 6-13Mart tarihleri aras›nda “AvusturyaÖzgür Kal” ad›yla hayata geçirdi¤ihalk oylamas›; Avusturya halk›n›niflsizlik, yoksulluk ve sosyal sorun-lardan uzaklaflt›r›l›p Türkiyeli in-sanlar ve tüm göçmenlere karfl› yo-¤un bir k›flk›rtma yaparak gerçekteyerli ve yabanc› halklar aras›ndadüflmanl›k yaratmaya hizmet edi-yor. Oysa, özellikle 2004 y›l›ndanbu yana, tüm Avrupa ülkelerinde ol-du¤u gibi, Avusturya’da da sermayedevletinin emekçilerin haklar›nayönelik pervas›z bir sald›r› sürdü-rülmektedir. Avusturya halk›n›n busald›r›lara karfl› ç›kmas›n› önleme-nin en iyi yolu ise, hedef sapt›rmak-

t›r. Halk oylamas› ile yap›lan budur.

Sosyal haklar›n k›s›tlanmas›nakarfl› fiubat 2005’ten bafllayarak pa-neller, standlar, imza kampanyalar›ve yürüyüfllerle bir kampanya ör-gütleyen Avusturya Anadolu Fede-rasyonu, flimdi de di¤er sol güçlerle

birlikte ›rkç›l›¤›n yükseltilmesi-ne karfl› mücadele ediyor.

Bu kapsamda, 4 Mart günüViyana’da bir yürüyüfl gerçeklefl-tirildi. Avusturya Anadolu Fede-rasyonu, ATIGF, HÖC, ADHK,At›l›m okurlar› ile Avusturya so-lundan REVOLUTION SJ 12adl› grubunun birlikte düzenle-di¤i yürüyüfle kat›lan 200 kifli;“Yaflas›n Halklar›n Kardeflli¤i,

Faflizme Karfl› Omuz Omuza, TümÜlkelerde Faflizme Ölüm” sloganla-r› att›. Anadolu Federasyonu yürü-yüfle “EME⁄‹M‹ZLE VARIZHAKKIMIZI ‹ST‹YORUZ” pan-kart› ile kat›l›rken, ›rkç›l›¤› protestoeden çeflitli dövizler tafl›d›. YürüyüflMuseum Cuart›r Meydan›’nda yap›-lan konuflmalarla son buldu.

Nazilere geçit yok!Irkç›l›¤›n protesto edildi¤i yer-

lerden biri de Almanya’n›n Kölnkentiydi. 4 Mart günü Neo-nazile-rin, “Çok Kültürlülü¤ü Kald›ral›m,Cami Yap›m›n› Durdural›m” sloga-n›yla yabanc›lar›n yo¤un yaflad›¤›Ehrenfeld ve Porz semtlerinde yap-mak istedi¤i yürüyüfl, anti-faflist yü-rüyüflle cevapland›. Mahkemeninizniyle yürüyen 50-60 kadar faflist,içinde Anadolu Federasyonu’nun daoldu¤u Anti- Faflist Blok’un 300 ki-flinin kat›ld›¤› eylemi ile cevapland›.

37

12 Mart 2006 / 43

Avrupa’da ›rkç›l›k ve protestolar

◆ Emperyalistlerin inançlara sald›r›s›nakarfl›, Almanya’n›n Duisburg kentinde 1Mart günü Türkiyeliler’in yo¤un olarak yafla-d›¤› Hochfeld semt pazar›nda ve caddelerdeAnadolu Federasyonu’nun yay›nlad›¤› bildi-riler da¤›t›ld›. “Emperyalistler ‹nançlar›m›zaSald›ramaz. Özür Dileyin!” bafll›kl› bildirilerhalk taraf›ndan ilgiyle karfl›land›.

◆ Duisburg AEKM’de, her cuma günü ol-du¤u gibi 3 Mart günü de biraraya gelenUmuda Yürüyüfl Gösteri Grubu, 25 Mart'ta

düzenleyecekleri Alternatif Gençlik fienli¤içal›flmalar›n› sürdürdü. 4 Mart’ta ise çocukgrubunun periyodik etkinli¤i gerçeklefltirildi.

Duisburg AEKM’de 5 Mart günü de, ‘Pa-zar Sohbetleri’ ad›yla toplant› gerçeklefltiril-di. Kültür Merkezi üyelerinin yerald›¤› top-lant›da, flubat ay› faaliyetleri de¤erlendirildive yap›lacak çal›flmalar ele al›nd›.

Ayr›ca, Duisburg'da Yürüyüfl Dergisi’ninpazar yerlerinde, evlerde da¤›t›m› bu hafta dasürdü.

DuisburgAEKMEtkinlikleri

yurtd›fl›

Page 38: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

Belçika Federal Baflsavc›s› JohanDelmulle, hukukçu kimli¤ini bir ya-na b›rakarak haz›rlad›¤› iddianame-de, zorlama bir flekilde “terörizm”demagojisine baflvurup, devrimcileriçin “ibret-i alem bir ceza” istedi¤in-de; bu davan›n hukuki olmaktan çoksiyasi bir dava oldu¤u, mahkum edil-mek istenenin, faflizme ve emperya-lizme karfl› mücadele oldu¤u daha daaç›kl›k kazanm›flt›.

Bruges Ceza Mahkemesi’ndekiKnokke Davas›’nda, devrimcilereverilen hapis cezalar› ve Fehriye Er-dal üzerinden yap›lan tart›flmalar, bugerçe¤i bir kez daha perçinledi. fiim-di, akl› bafl›nda herkes Belçika burju-va demokrasisini, Türkiye medyas›n›ve AKP iktidar›n›n aç›klamalar›n›“ibret” içinde izliyor.

Türkiye, “32 kifliyle izlerken Feh-riye Erdal’› nas›l kaç›rd›n›z” diyebast›r›p, “Fehriye Erdal’›n iadesi”yönünde tavizler koparmaya çal›fl›r-ken, özellikle Belçika sa¤ partileri vebas›n› da, kendi içlerindeki iktidarmücadelesinde bu olay› bir vesile ya-p›yor. ‹çiflleri ve Adalet Bakanlar›’-n›n istifalar›n› istemeye kadar varantart›flmalar bunun sonucu ortal›¤›kaplam›fl durumda.

Öte yandan; burjuva bas›n›n o“her fleyi bilen” ama gerçekte yaz-d›klar›nda zerrece bilimsellik ve ger-çeklik k›r›nt›s› bulunmayan köfle ya-zarlar›n›n Sabanc› Center bask›n›n-dan bu yana ›s›t›p ›s›t›p piyasaya sür-dükleri komplo teorileri ile, gazeteve TV’lerin Belçika muhabirlerininkayna¤› belirsiz asparagaslar› birbiri-ne kar›flm›fl durumda.

K›saca, hem burjuva demokrasisive hukuku, hem de Türkiye bas›n›aç›s›ndan “ibretlik” bir tablo var or-tada. Ortaklaflt›klar› nokta ise, dev-

rimci düflüncelere düflmanl›k ve fa-flizme hizmet.

Cephe Bürosu ve Halk›n Sesi Tv’ye Polis Bask›n›Brüksel’de Gerçek Haber Ajans›

bünyesinde faaliyet yürüten Halk›nSesi TV’nin Haber Merkezi, DHKCBrüksel Enformasyon Bürosu’nunbulundu¤u bina ve Knokke "Dava-s›"nda yarg›lanan Bahar Kimyon-gür’un evi, önce 28 fiubat akflam›, ar-d›ndan da 4 Mart sabah› saat06.00’da Belçika Özel Timi taraf›n-dan iki kez bas›ld›. Yasal kurumlarayap›lan bask›nlarda, devrimcileri te-rörize etme amaçl› olarak maskelitimlerin yeralmas›, Belçika’n›n kont-ra yöntemlere hiç de yabanc› olmad›-¤›n›n bir itiraf› gibiydi.

Polis yetkilisinin henüz nedenaramaya geldiklerini anlatt›¤› s›rada(hukuk böyle diyor ya!) onlarca ÖzelTim Polisi aramaya bafllam›fllard› bi-le. Bu esnada DHKC Brüksel Enfor-masyon çal›flan› Bahar Kimyon-gür’ün evi de bas›larak ders notlar›nael konuldu.

Halk›n Sesi TV çal›flan›, DHKCBrüksel Enformasyon Bürosu çal›fla-n› üç kiflinin k›sa bir süre için gözal-t›na al›nd›¤› bask›nda, bürolarda bu-lunan bütün bilgisayarlara ve birçokyaz›l› belgeye el konuldu.

Hukuk d›fl› bask›nlar, yap›lanaç›klamalarla protesto edildi.

Halk›n Sesi TV taraf›ndan yap›-lan aç›klamada, bir bas›n kuruluflu-nun bu flekilde bas›lamayaca¤› hat›r-lat›larak, çal›flma aletlerine, bilgisi-yarlar›na el konuldu¤unu dile getirdi.Aç›klamada, Belçika devletinin, ba-s›n özgürlü¤ü ve hak ve özgürlükler-den sözetmesi ile yaflananlar aras›n-

daki çeliflkiye dikkat çekildi. Bilgisa-yarlara el konulmas›n›n polis flefi ta-raf›ndan, "Fehriye Erdal bu büroyuziyaret ederek sizin bilgisayarlar›n›z›kullanm›fl olabilece¤i ihtimali" flek-linde izah edilmesinin, bir bas›n ku-rulufluna yap›lan bask›n› meflrulaflt›-ramayaca¤› kaydedilen aç›klamada,“Belçika’da gerçekten bas›n özgürlü-¤ü var m›d›r?” diye soruldu.

Anadolu Federasyonu ve Belçi-ka’n›n Liege kentinde bulunan Belçi-ka Halk Kültür E¤itim MerkeziBAHKEM, bask›nlar› protesto eder-ken, “Belçika anti-demokratik uygu-lamalar›na son vermelidir!” diyenAnadolu Federasyonu, mahkeme ka-rar›yla ifade ve örgütlenme hakk›nayönelik sald›r›n›n ard›ndan bu kez debas›n ve haber alma özgürlü¤ününbask› alt›na al›nd›¤›n› kaydetti.DHKC Brüksel Enformasyon Büro-su taraf›ndan yap›lan aç›klamalarda,Bruges Mahkemesi’nin, muhalif dü-flünceye karfl› Engizisyon Mahkeme-leri’ni aratmad›¤› kaydedilirken,Belçika makamlar›n›n faflizme karfl›mücadele eden devrimcilere karfl›“sürek av› bafllatt›¤›n›n” alt› çizildive protesto edildi.

Yalanlar, Gerçekler ve Komplo Teorileri◆ “Yirmidört saat gözetim alt›n-

da tutulmas› gerekirken, Fehriye Er-dal nas›l kaçt›” deniliyor.

Fehriye Erdal’›n mahkeme karar›öncesi hukuki statüsünde, Belçikapolisinin gözalt›na alabilece¤i, tutuk-layabilece¤i bir durum yoktur. Fehri-ye de bu çerçevede hareket etmifltir.Çok bilmifl burjuva bas›n bu gerçe¤iya bilmeden at›p tutuyor, ya da bile-rek çarp›t›yor. Belçika Adalet ve ‹çifl-leri Bakanl›¤›’n›n aç›klamalar›nda dabu durum aç›kça dile getirilmifl,“mahkeme karar›na kadar tamamenözgürdü” denilmifltir.

Belçika bas›n›ndan ifllerine geldi-¤i al›nt›lar› yapan burjuva bas›n veayn› paralelde aç›klamalar yapanAKP hükümeti, Belçika bas›n›ndaki“basit bir kimlik kontrolü bahanesiile engelleseydiniz” fleklindeki tart›fl-malar› da pekala bilirler. Ancak hiç-

38

12 Mart 2006 / 43

Knokke DDavas›’n›n yyank›lar› ssürüyor

Brüksel-Ankara Hatt›n› Yalan, Çarp›tma, Hukuksuzluk ve Terör Demagojisi Kaplad›

Page 39: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

bir hukukta yeri olmayan bu tür tar-t›flmalar ifllerine gelmez. Çünkü on-lar da, “tutuklanaca¤› bilinen biri-nin...” diye bafllad›klar› konuflmala-r›nda ve yaz›lar›nda gerçek zihniyet-lerini ele vermektedirler. Yani ortadabir karar olmasa da, mahkemelerinne karar verece¤ini polis öncedenbilmeli ve Fehriye Erdal’› yakalama-l›yd›. Mant›k budur.

“Ba¤›ms›z yarg›” gibi kavramla-r›n Türkiye faflizmine zaten uzak ol-du¤u herkes taraf›nda bilinir. Fehri-ye’nin iade edilemeyece¤ine iliflkinvarolan mahkeme karar›na ra¤men,Belçika devleti üzerinde bask› kur-maya yönelik y›llard›r süren giri-flimler bu mant›¤›n sonucu-dur. Nitekim, güya adaletinbafl›ndaki Cemil Çiçek’intam da bugünlerde sarfetti¤i,“Bir suçluyu oradan alabil-mek, aslan›n midesinden bir fleyalmaktan daha zor. Yarg› ba¤›m-s›zd›r deyip, iflin içinden ç›k›-yorlar” sözleri, bu gerçe¤i birkez daha do¤rulamaktad›r.Çiçek alenen, b›rak›n yarg›-n›z›, bizim terör demagoji-

mize hizmete d i n

d e -

m e k t e -dir. Feh-riye Er-d a l ’ › nhukukistatüle-rini bil-meleri-ne ra¤-m e nA K P

sözcülerinin “Belçika makamlar› buolayla ilgili kendilerini sorgulamal›”türü aç›klamalar›, kendi hukuk tan›-mazl›klar›n› dayatmaktan, iade yö-nünde bask› kurmaya çal›flmaktanbaflka bir anlam tafl›mamaktad›r.

Faflizm aç›s›ndan do¤al olan dabudur; gerekti¤inde kendi hukuklar›-n›, yasalar›n› da bir yana b›rak›p hepbask›yla sonuç almak isterler.

◆ “Bruges Ceza Mahkemesi’ninverdi¤i kararda büyük etkisi olan Fe-deral Savc› Johan Delmulle’ninDHKP-C taraf›ndan ölümle tehditedildi¤i ö¤renildi” (Milliyet, 7 Mart)deniliyor.

Peki kim, nereden ö¤renmifl,DHKP-C nas›l tehdit etmifl; tüm bu

sorular›n cevab› yoktur. Haberinbir tek amac› vard›r. Terörizmdemagojisine dayanak olufl-turmak, özellikle Belçika ka-

muoyunda bu demagojinin et-kisini art›rarak, Belçika’n›n fa-

flizmle iflbirli¤inin sorgulanma-s›n› engellemektir.

◆ Henüz temyiz aflamas› olanbir dava adeta kesin kararm›fl gibi,Türkiye ve Belçika cephesinden

yap›lan aç›klamalar, demokrasi vehukuk konusundaki ikiyüzlülü¤ü,‘ne hukuku ulan!’ zihniyetini bir kezdaha göstermektedir.

◆ Bu yalanlar›n yan›s›ra, ortal›kkomplo teorilerinden geçilmemekte-dir. Bunlardan biri, “Fehriye Erdal’›Musa Aso¤lu kaç›rd›¤› halde kendisineden gelip teslim oldu. Belçika is-tihbarat› ile aralar›nda biriniz kaç›ndi¤eriniz gelin fleklinde bir anlaflmam› var?” fleklinde.

Do¤an Medya’n›n çok bilmiflBelçika muhabiri Zeynel Lüle tara-f›ndan ilk olarak yaz›lan, ard›ndanmalum komplo teorisyenlerince yi-nelenen bu söylem, emperyalistlerleiflbirli¤inin oligarflinin karakteri ol-du¤unu gizlemek içindir. Devrimci-leri “Avrupa’n›n korudu¤u” fleklindede karfl›m›za ç›kan ve s›radan komp-lo teorisyenleri de¤il, resmi makam-larca yinelenen bu tür demagojiler,iflbirlikçi iktidarlar›n terörizm dema-

gojisinin klasik yalanlar›ndan vekendi suçlar›n› devrimcilere yüklememanevralar›ndan biridir. Zeynel Lüleise, o “parlak zekas›”n›n ürününü ne-ye dayand›rd›¤›n› aç›klamaktan aciz-dir. Burjuva medyan›n, “devrimcilerhakk›nda herfleyi yaz›p çizebilirsin,onlara söz hakk› tan›mana gerek yok,vurufl serbest” e¤itiminden geçenLüle, ne kadar sansasyonel haber ya-parsam o kadar yükselirim hayallerikuruyorsa, kendisine bas›n ahlak›n›,halk›n do¤ru haber alma hakk›nasayg›y› hat›rlatmaktan baflka bir fleygelmez elimizden.

◆ Burada bütün komplo teorileri-ni s›ralamam›z elbette mümkün de-¤ildir. Mahir Kaynak ve k›z› DenizÜlke Ar›bo¤an’›n (komplo teorisyen-li¤i kal›tsal m› acaba?) bayatlam›flkomplo teorilerine ise hiç girmeye-ce¤iz. Sabanc› Center bask›n› üzeri-ne üretilebilecek bütün komplo teori-ler üretildi ve cevapland›. fiimdi ay-n›lar›n› tekrarlamaktan baflka yapabi-lecekleri bir fley kalmad›. Bunlar› ›s›-t›p ›s›t›p yeniden piyasaya sürenleri,kendi beyin kab›zl›klar› ile baflbaflab›rak›yoruz.

Fehriye Erdal’›n zafer iflaretinedahi tahammül edemeyen Rauf Ta-mer gibi faflistlerin, o iflarette ifadesi-ni bulan düflünceyi, kararl›l›¤› anla-mas›n› da zaten beklemiyoruz. Sa-banc› A¤as›, zafer iflareti yapan resimnedeniyle bir kere bas›n› f›rçalad› ya;Rauf Tamer gibileri flimdi O’nun ye-rine konufluyor, Sabanc›lar’a nas›lyaranacaklar›n› flafl›rm›fl halde kendi-lerinden geçiyorlar. Tam bir acizlikörne¤i sergileyerek, Fehriye’nin za-fer iflareti yapan parmaklar›n› kesipresmini basan bas›n da ayn› derttenmuzdarip.

Burjuva bas›n›n, burjuva politika-c›lar›n, iktidarlar›n Fehriye Erdalnezdindeki düflmanl›klar›n›n kayna-¤›, tekelci burjuvaziden hesap so-

rulmas›n› y›llard›r hazmedememe-

lerindendir. Yapabilseler, tüm ya-zarlar›n›, muhabirlerini Fehriye’ninpefline salacaklar.

39

12 Mart 2006 / 43

Page 40: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

◆ Mahir Kaynaklar, Rauf Tamer-ler ne yazacaklar› bilinen isimlerdir.Bir de, demokrat görünüp güya Tür-kiye’yi elefltirirken devrimciler hak-k›nda flaibe yaratmaktan geri durma-yanlar var.

“DHKP-C ad›na cinayet üstleni-lirken, haz›rl›¤› çayc› olarak çal›flanFehriye Erdal'›n yapt›¤› öne sürüldü.Do¤rulanmayan bir iddiaya göre ise,o ifli ayarlayan flirket, polis müdürle-rinden Hüseyin Kocada¤ ile ba¤lan-t›l›yd›.” (Umur Talu, Sabah, 2 Mart)

“Susurluk iliflkileri çerçevesinde,Fehriye Erdal'›n üyesi oldu¤u yasad›fl› örgütle ilgili önemli ba¤lant›larda ortaya ç›km›fl, ancak bunlar›n so-nuna kadar gidilmemifltir.” (OkayGönensin, 3 Mart Vatan)

Hem “do¤rulanmad›¤›n›” söylü-yor hem de dolayl› flekilde ayn› yala-n› tekrarl›yor. Bu mu demokratl›k!

“Önemli ba¤lant›lar” diyor bir bafl-kas› ama somut bir tek fley söyleye-miyor, o Susurlukçular’›n en çok“Fehriye Erdal'›n üyesi oldu¤u yasad›fl› örgüte” yönelik infazlar, katli-amlar gerçeklefltirdi¤ini bilip bilmez-den geliyor.

Susurlukçular’la devrimcilerinad›n› birarada anmay›, b›rak›n da fa-flistler, tescilli anti-komünistler yap-s›n. “Belçika nihayet do¤ruyu gör-dü...DHKP-C’nin ‘terörist bir grup’ilan edilmesi çok daha önemli” (M.Ali Birand, 3 Mart Posta) diyerek,faflizmin terörizm demagojisine alk›-fla durman›n neresi demokratl›k! Oli-garflik devletle bu kadar paralelleflmebir demokrat aç›s›ndan sadece utançolmal›, flapkas›n› önüne al›p düflün-melidir. Sabanc›lar’›n avukatl›¤›nasoyunmak, kendine demokrat›m di-yenlerin ifli olamaz, olmamal›d›r.

Bak›n, “Belçika yönetiminin gö-

zümüzün içine baka baka ‘Fehriye’yielimizden kaçırdık’ demesi kanımızadokundu.” (Fatih Böhürler, 3 MartStar) diyenler ne kadar aç›k sözlü birflekilde, kendilerini Sabanc› ile öz-defllefltiriyorlar. Sizler de ya demok-rat olun, faflizme karfl› savafl›n mefl-rulu¤unu destekleyin, ya da Saban-c›lar’› daha aleni savunun ve o çokelefltirdi¤iniz terörizm demagojisineaç›kça yedeklenin.

Çünkü, Fehriye Erdal üzerindengelifltirilen bütün söylemler, Amerikave iflbirlikçi oligarflinin terörizm de-magojisine dayanmaktad›r. ‹stedikle-ri fludur: Biz katledelim, soyal›m, sö-mürelim ama kimse hesap sormas›n,halklar›n ve onlar›n öncülerinin mefl-ru fliddetiyle yüzyüze gelmeyelim.

Fehriye Erdal’›n iadesi üzerine his-terik 盤l›klar atanlar, sadece ve sadecebuna hizmet edenlerdir. Gerisi laf-ûgüzaft›r.

40

12 Mart 2006 / 43

3 devrimci, Amerikan emperyalizminin terör de-magojisine yedeklenen ve Türkiye faflizminin DGMsavc›lar›n› aratmayan, Belçika Federal Baflsavc›s›Delmulle’nin iste¤i ile tutukland›lar.

Musa Aso¤lu, Kaya Saz ve fiükriye Akar Özordu-lu mahkeme salonunda kelepçelenerek götürüldük-leri, Brugges Hapishanesi’nde tecritte tutuluyorlar.

Türkiyeli 3 devrimcinin tutsakl›¤›, faflizme verilenen büyük desteklerden biridir. Bütün suçlar›, Türki-ye’de milyonlarca insan›m›z› aç b›rakan, yüzbinlerinkan›n› döken bir rejime karfl›, ba¤›ms›zl›k, demokrasive sosyalizm mücadelesi vermekti. Belçika burjuvahukukunun görülmedik flekilde zorlanmas›yla verilenkarar, bu ülkeyi, Amerikan terör demagojisine birad›m daha yaklaflt›rm›flt›r. Faflizme karfl› savaflanlarakelepçe takarak, faflizmin sad›k müttefiki olduklar›n›kan›tlam›fllard›r. Belçika devletinin ABD emperyaliz-minin tehditleri karfl›s›nda kendi yasa maddelerinidahi de¤ifltirdi¤i zaten bilinen bir gerçekti.

Baflsavc›, böyle bir karar›n, devrimcilerin “terörist”olarak gösterilmesinin neden gerekli oldu¤unu çokaç›k bir biçimde flöyle ifade ediyordu;

“Burada bulunanlar› en üst düzeyden cezaland›r-mak durumunday›z. Bu, ülkemizi terör eylemlerindeüs haline getirmek isteyebilecek olan tüm çevrelerebir örnek teflkil etmelidir. ‹bret-i aalem bbir cceza vveril-melidir...” diyordu. Hiçbir hukukta böyle bir ifadeninmeflrulu¤u yoktur. ‹bret-i alem olsun diye, mahkemesalonundan kelepçelenenler de bu gayrimeflru anla-

y›flla tutukland›.

Yasalar›n› “ibret-ialem” üzerine kuranbir sistem, devrimci-leri, faflizme karfl›savaflanlar› y›ld›ra-maz, sadece kendihukukuna darbelervurur. Üç devrimcinin esaretinederhal son verilmeli, hukuksuz-luk bütün sonuçlar›yla ortadankald›r›lmal›d›r.

Avrupa ve Türkiye’nin tümduyarl›, demokrat, devrimcileri-ni, hukukçular›n› bu zihniyetinkarfl›s›na dikilmeye, tutsak Tür-kiyeli devrimcilerle dayan›flmaiçinde olmaya ça¤›r›yoruz. 3devrimcinin özgürlü¤ü talebini,bulundu¤umuz her yerde yük-seltelim, Belçika makamlar›ndanhukuksuzlu¤a son verilmesini isteyelim, gönderece-¤imiz kartlar, mektuplar ile tutsaklarla dayan›flmaiçinde olal›m.

Mektup/kart göndermek için, Musa Aso¤lu, KayaSaz ve fiükriye Akar Özordulu’nun adresleri:

Penitentiair Complex BruggeLegeweg 2008200 Brugge / Belgium

Knokke Davas› tutsaklar›na özgürlük!

Page 41: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

Belçika, Faflizme Hizmet ‹çin Daha Neler Yapacak?Belçika hükümetinin bafltan beri,

Fehriye Erdal’› iade etme, faflizme ya-ranmak için yarg›s› üzerinde bask›kurma giriflimleri bilinmektedir. Bru-ge Mahkemesi’ne özel olarak atanansavc›n›n marifetleri sonucu, Knokkeoperasyonundan y›llar sonra ç›kar›lanbir yasay› geriye iflletip, DHKP-C’yi“terörist” ilan ederek, devrimcilere ce-zalar vererek, Türkiye faflizmine ya-ranmada bir ad›m daha atm›flt›r.

Ancak Belçika, faflizmin s›rt›n› s›-vazlayaca¤›n› bekliyorsa yan›l›yor.Yasalar›n›z› bir yana b›raksan›z da fa-flizme yaranamazs›n›z. Tekelci serma-yeye vurulan darbeyi beyninde hisse-den ve “benim de¤erli ifl adamam› öl-dürdüler” diye salyalar saçarak “illede Fehriye’yi verin” 盤l›klar›n›n at›l-d›¤›, “Fehriye’nin de Öcalan gibi ‘pa-ketlenmesi’ için CIA’ya baflvuruldu-¤u”nun aleni tart›fl›ld›¤› bir rejimi, sa-dece devrimcilerin kan›n› sunarak tat-min edebilirsiniz!

Adalet Bakanı Laurette Onke-linx’in, Fehriye Erdal'›n Türkiye'ye ia-desine iliflkin bir soruya verdi¤i, “Er-dal art›k bir terörist. DHKP-C terörörgütü. Türkiye'de ölüm cezas› yok.Belçika adaleti bunlar› de¤erlendire-cek” cevab›yla, o meflhur “ba¤›ms›zyarg›s›na” müdahale etmesi, D›fliflleriBakan› Karel de Gucht’›n AbdullahGül'ü arayarak, sözler vermesi de bugerçe¤i de¤ifltirmeyecektir. Sadece,faflizmle iflbirli¤i suçunu katmerleflti-recek, Belçika burjuva hukukunun al-n›ndaki kara lekeyi büyütecektir.

Türkiye, Belçika devletinin “birs›navda oldu¤unu” söylüyor. Fafliz-min istekleri yerine getirirse, s›nav›geçmifl olacak! Do¤rudur, bu bir s›-navd›r. Burjuva demokrasisinin fafliz-me boyun e¤ip e¤meyece¤i s›nav›d›r.fiu ana kadar faflizme boyun e¤ilmiflve burjuva demokrasisinin, siyasi eko-nomik ç›karlar sözkonusu oldu¤undanas›l bir kenara b›rak›ld›¤›, hapishane-lerinde insanlar›n diri diri yak›ld›¤› birfaflist rejimle nas›l iflbirli¤i içine ge-

rildi¤i herkesçe görülmüfltür.

Belçika, faflizmin istekleri için da-ha ne yapacak, merak ediyoruz. Mese-

la, ünlü Paraflütçü Birlikleri, Susurlukölüm mangalar› ile birlikte halk›m›zakarfl› savafla gönderebilir. Kongo Ulu-sal Kurtulufl Savafl›n›n önderi PatriceLumumba’y› önce katledip sonra ce-sedini resmen parçalara ay›r›p ard›n-dan asitle eriterek yokedenlerle, dörtduvar aras›ndaki tutsak kad›nlar› diridiri yakanlar›n birbirine ö¤retecekleriçok fley vard›r.

“Bruges’lü küçük bir komiser”

Lumumba ve iki yoldafl›n› nas›l parça-lay›p yakt›klar›n› anlat›rken flöyle di-yordu; “üç uluslararas› flahsiyetin ce-sediyle baflbafla kalm›flt›m. Bütün Bel-çikal› yetkililer oradayd›, ama hiçbirfley yapmad›lar. Önce cesaretimizitoplamak için iyice içtik. En zoru ce-setleri parçalamakt›. Bütün gece erit-meye çal›flt›k. Sadece difller kald›. Ko-kuyu üzerimden atabilmek için 3 kerey›kand›m.” (16.05.2000 Hürriyet)

Bruges Mahkemesi’nin karar›ylabafllayan ve devam ettirilen süreçte,Belçika devleti, faflizmle savaflanlarakarfl› iflledi¤i suçun kirini üzerindenatmak için kaç kez “y›kanacak”, bunuda tarih gösterecektir.

Ama burjuva demokrasisi için,halklara karfl› iflledikleri suçlar›n hiç-bir önemi yoktur.

Mesela, bir gün ç›k›p; 700 bin in-san›n katledildi¤i Ruanda’da “ölümle-rin 52 bininden biz sorumluyuz” diyeucuz günahlar ç›kard›klar› gibi, Lu-mumba için 40 y›l sonra gelen itiraflargibi; “Türkiye halk›n›n bask›ya, sö-mürüye karfl› mücadelesinde biz fafliz-mle iflbirli¤i yapt›k” itiraflar›nda bulu-nup iflin içinden ç›karlar.

Ama tarih, asla böyle yazmayacak,yaflanan hiçbir fleye onlar›n gözüylebakmayacak, faflizmle iflbirli¤ini af-fetmeyecektir.

Faflizmin zulmü alt›nda inleyenTürkiye halk› da yalanlara ve terö-rizm demagojisine de¤il, tarihin se-sine kulak verecektir.

41

12 Mart 2006 / 43

Mültecilere Pranga!‹ngiliz emperyaliz-

min insana ‘hayvanmuamelesi’ yapma ko-nusunda bir ad›m dahaatmaya haz›rlan›yor.Siyasi s›¤›nma talepedecek olan mültecilerin ayaklar›napranga tak›lacak. ‹çiflleri Bakanl›¤›bu amaçla 800 yeni pranga sipariflivermifl bile.

Evet, t›pk› hayvanlar gibi!

T›pk›, kölelik döneminde, sö-mürgecilik y›llar›nda oldu¤u gibi!

Halklar› aç b›rak, zulmet, top-raklar›nda yaflayamaz hale getir,sonra da “sizi istemiyoruz” diyerekakla gelmedik zulüm yöntemleriuygula, afla¤›la; emperyalizm ken-dini daha aç›k nas›l anlatabilirdi ki!

ABD Elçilikleri Resmen Terör Üssü Oluyor

Amerikan emperyalizmi kontr-gerilla yöntemlerini yasallaflt›rmayadevam ediyor. New York Times Ga-zetesi’nin haberine göre, ABD, on-larca ülkede bulunan elçiliklerineözel timler yerlefltirme karar› ald›.Afrika, Asya ve Latin Amerika ül-kelerindeki ABD Büyükelçilikle-ri’ne yerlefltirilecek özel timler, is-tihbarat, “teröristleri da¤›tmak, ya-kalamak ve öldürmek” gibi yetkile-re sahip olacak.

ABD elçilikleri zaten halklarakarfl› savafl üslerinin bafl›ndayd›,flimdi aleni olarak kontrgerilla mer-kezleri, terör üssü oluyor. Bundandaha aç›k bir terörizm var m›?

“CIA ‹flkencelerineYatakl›k Yapt›k”

CIA iflkence uçaklar›n›n Avrupaülkelerini kulland›¤› netleflmiflti. ‹lkitiraf ‹ngiltere’den geldi. Hükümet,kaç iflkence uça¤›n›n inip kalkt›¤›n›sefer say›lar›yla birlikte itiraf etti.

Page 42: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

Sevgili Yürüyüfl okurlar› merha-ba! Sohbetimize geçen haftaki ko-numuzun farkl› boyutlar›n› tart›fla-rak devam ediyoruz. Sözümüzünbafl›nda kad›n okurlar›m›z›n ve bu-rada Özlem arkadafl›m›z›n 8Mart’›n› da kutluyoruz. 8 Mart çokönemli bir tarihsel mirast›r, bu mira-sa ülkemiz devriminde de önemlikatk›lar yap›lm›flt›r; Yürüyüfl’ün ka-d›n okurlar›n›n bu miras› lay›k›ylatafl›yacaklar›na inan›yoruz. Ki bu-günkü tart›flmam›z›n bir bölümü dezaten bu miras›n gelece¤e tafl›nmas›üzerinedir. Evet Özlem arkadafl, 8Mart’›n›z nas›l geçti diye sorarak ilksözü sana vereyim.

Özlem: Beyaz›t’taki mitingi-miz güzeldi, coflkuluydu. Direnenkad›nlar›m›zla, önder kad›n yoldafl-lar›m›zla gurur duyduk bir kez da-ha. Onlardan taze güç ald›k. Amaeksikti; üç ayr› yerde miting oldu¤uiçin eksik bir 8 Mart’t›, alanlara iflçikad›nlar›, k›z ö¤rencileri, ev kad›n-lar›n› daha fazla tafl›yamad›¤›m›ziçin eksikti. Bu tabii mücadeleningenel seyrinden ba¤›ms›z olmamak-la birlikte, bu konuda özel olarakyapmam›z gerekenler oldu¤unu daortadan kald›rm›yor. Bu aç›danHÖC’lülerin 8 Mart eylemlerindetafl›d›klar› “Sabolar’›n Yolunday›z”slogan› çok önemlidir. Çünkü Sabo,tüm hayat›yla, mücadelesiyle, gel-di¤i yerle, kad›n›n kurtuluflu ve ka-d›n›n özgürleflmesi aç›s›ndan bafll›bafl›na bir perspektiftir. Kad›nlariçin bafll› bafl›na bir yoldur. Sadecedevrimci kad›nlar için de¤il, tümemekçi kad›nlar için bir yoldur Sa-bolar’›n yolu.

Kemal: ‹stersen kulland›¤›nkad›n›n özgürleflmesi kavram›ndandevam edelim.

Özlem: “Kad›n›n özgürleflme-

si”, kavram› kimin kulland›¤›naba¤l› olarak içeri¤i de de¤iflen birkavramd›r.

“Kad›n›n özgürleflmesi”ni, gele-nekleri, siyaseti, sosyo-ekonomikkoflullar›yla, kültürüyle, ahlak›yladüzenin bütününe karfl› bir mücade-le olarak ele almak yerine, sadece

erke¤e karfl› bir mücadele olarakalmak, küçük-burjuvazinin “kad›nözgürlü¤ü” tan›m›d›r. O özgürlefl-meyi, evdeki kocas›ndan veya birörgütün, kurumun çat›s› alt›ndakierkekten kurtulmak olarak anl›yor.(Özgür ol, hayat›n› yafla vs. diye ifa-de edilen burjuvazinin en pespayeözgürlük tan›m›na burada girmiyo-rum.)

Bu bir özgürleflme de¤ildir. Çün-kü özgürlük tan›m›n›n sistemle ba-¤›n› koparmamaktad›r. Özgürlük,bir düflünce ve bir durumdur. Beyin-de ve pratikte bir kopufltur. Sisteminsosyal, kültürel, siyasal, ahlaki tümzincirleriyle ba¤l› birinin sadece er-kekten ba¤›ms›zlaflmas›yla özgürkad›n tan›m›n› yapmak, mümkünde¤ildir.

Kad›n›n özgürleflmesi, önceliklebir sistem sorunu olarak görülmekdurumundad›r; dolay›s›yla, tam vegerçek anlamda bir kad›n özgürlefl-mesi, o özgürleflmenin sosyo-eko-nomik koflullar›n› yaratacak bir sis-tem de¤iflikli¤ini gerektirir.

Bu sistem elbette sosyalizmdir.Tam ve kitlesel özgürleflmenin ko-flulu oradad›r. Fakat bu mücadeleayn› zamanda bugünden verilecekbir mücadeledir. Peki bugün o öz-gürleflme nas›l ifadesini bulacak?Onu da flöyle tan›mlayabiliriz: Ka-

d›n›n özgürleflmesi, tüm ekono-

mik, feodal, kültürel, siyasal bas-

k›lara karfl› ç›kabilmesi, onlar›n

kendisine dayatt›¤› statüleri par-

çalayabilmesi ve onlara ra¤men

kendi iradesini, düflüncesini ha-

kim k›labilmesi, hayat›n her ala-

n›nda söz ve karar hakk›n› söke

söke kullanabilmesidir.

‹flte bu nedenle, özgür kad›n di-renen kad›nd›r, mücadele eden ka-d›nd›r diyoruz. Geçen sohbetimizdede söylendi¤i gibi bunun d›fl›ndakibir özgürlük tan›m›, burjuvazininempoze etti¤i özgürlük kal›b› içindebir yere oturabilir ancak. Buradanhareketle bakt›¤›m›zda, kad›n›n öz-gürleflmesi yolunda ülkemiz dev-rimci hareketinin hiç de küçümsen-meyecek bir mesafe katetti¤i aç›kt›r.O dönemleri yaflamad›m ama tarih-sel olarak biliyorum ki, 1960’lar›nikinci yar›s›nda geliflen mücadeledekad›nlar›n kat›l›m› ve devrim müca-delesindeki etkinlikleri daha s›n›rl›-d›r. 70’lerde gerek liseli, üniversite-li, gerekse de emekçi kad›nlar›n ka-t›l›m› daha da artm›flt›r ama müca-dele içindeki etkinlikleri bu kat›l›-ma oranla yine de geridir. 80’li y›l-lar›n ikinci yar›s›ndan itibaren ka-d›nlar›n mücadeleye kat›l›m› hemkitlesel, hem etkinlik aç›s›ndan da-ha büyük bir ivme kazanm›flt›r. Bu-nu özellikle devrimci harekette çokdaha somut görürüz.

Mazlum: Sürecin böyle bir ge-liflim seyri izlemesi do¤ald›r. 60’la-r›n sonundaki kat›l›mlarla bafllayanmücadele, önyarg›lar› k›ra k›ra, ka-d›nlara, genç k›zlar›m›za biçilen sta-tüleri parçalaya parçalaya bugünegelmifltir. Bugünkü düzey yeterlimidir, elbette de¤ildir ama sen deiflaret ettin, bu geliflme sürecektir.

Özlem’in kad›n›n özgürleflmesi-ne iliflkin çizdi¤i çerçeve, son dere-ce önemli. Maddelefltirmekte yararvar:

Tüm ekonomik, feodal, kültü-

rel, siyasal bask›lara karfl› ç›ka-

bilecek,

onlar›n yani düzenin dayatt›¤›

statüleri, yani kiflili¤i, kültürü

parçalayacak,

42

12 Mart 2006 / 43

hayat›niçindeki teori

Kad›n Sorunu ve Feminizm -2

Kad›n›n özgürleflmesive Sabolar’›n Yolu

Page 43: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

43

12 Mart 2006 / 43

onlara ra¤men kendi iradesini,

düflüncesini hakim k›labilecek,

hayat›n her alan›nda söz ve ka-

rar hakk›n› söke söke kullanabile-

cek.

Bu ölçülere vurarak hangi kad›-n›n gerçekten özgürleflip özgürlefle-medi¤ini görebiliriz. Mesela Femi-nist gruplarda yeralanlar. Kendi ta-n›mlar›na göre, kendilerini özgür-lefltirmifl kad›nlar onlar. Evde efllerivarsa, onlara hesap vermiyorlar.Gecenin istedikleri vaktinde soka¤aç›kmakta özgürler, kendi bafllar›napolitika yapabiliyorlar... Evet, bun-lar tamam; ama geçen y›l ki 8Mart’› hat›rlayal›m mesela; faflizmBeyaz›t’ta kad›nlar› coplad›¤›ndaonlar, iki gün önce kendi mitingle-rinde “inad›na isyan” dedikleri hal-de faflizmin karfl›s›na ç›kamad›lar.‹syan edemediler o zulme. Kad›nörgütleri o tavr›n sorgulamas›n›yapm›fllar m›d›r kendi içlerinde bil-miyorum. Bizim bildi¤imiz böylebir sorgulama yapmad›klar›d›r. De-mek ki asl›nda siyasal sistemden öz-gürlefltirememifller kendilerini. ‹s-yanlar› “erke¤e” ama erkek egemenfaflizme yönelemiyor. Demek ki öz-gürlefltirememifller kendilerini.

Kemal: Tan›mlamada bir ör-nek olmas› aç›s›ndan, devrimci tut-saklar kendilerine niye “özgür tut-sak” diyorlar mesela. Hapisler, hemde hücrelerde. Ama onlar›n “özgürtutsak” olmalar› esprisi, kad›n› er-ke¤iyle tüm düzen ba¤lar›n› kopar-t›p atabilme iradesini göstermele-rindedir. Buyur, devam et sen..

Mazlum: ‹syan, kime karfl›?Özgürlük, kimden? Sorular bunlar.Mesela bunun yans›mas›n› femi-nistlerin “geceler de bizim olacak”slogan›nda da bulabiliriz. Bu slo-ganla yürürken, kimi hedefliyorsu-nuz, düflman›n›z kim, kime karfl› sa-vafl›yorsunuz? diye sorsak, “erkek-ler” diyecekler san›r›m. Düflman›belirsiz bir savaflt›r bu; dolay›s›ylaasl›nda bir savafl de¤ildir. Kad›nlarniye geceleri soka¤a ç›kam›yor, kimbunun sorumlusu? Sokaklar› güven-siz hale getiren kim? Sokaklara çe-teleri, yozlaflmay› egemen k›lan

kim?.. Bu sorular soruldu¤unda, ozaman özgürlü¤ün de kimden ve na-s›l kazan›laca¤› daha net anlafl›l›r.

Sadece “erke¤e” bafl kald›rarakhiçbir kad›n özgürleflemez. Sohbeti-mizin ilk bölümünde sözünü etti¤i-miz “cins ayr›mc›l›¤›” temelindekibir bak›fl aç›s›d›r bu.

Sorular› tam sorarlarsa, bu kezözgürlü¤ü, düzene karfl› her yönüy-le savafl içinde elde etmeleri gerçe-¤iyle yüzyüze kalacaklard›r. Kimibir yan›lg› içindedir, kimi ise, zatenbununla yüzyüze kalmamak için osorular› sormamaktad›r.

Onlar›n gündemlerinde, özgür-lük anlay›fllar›nda genel olarak bukaç›fl vard›r. Örneklere devam ede-yim: E¤er kad›n iki kere eziliyorsa,hapishanedeki kad›n üç kere ezili-yor. Peki “hapishanedeki kad›n” ni-ye kad›n hareketlerinin gündeminegirmiyor? “Diri diri yak›lan kad›n-lar” niye feminist, sosyalist feministhareketlerin gündemi olmuyor.Emekçi kad›n›n günlük, sürekli, ke-sintisiz ezilmiflli¤ine dair bir gün-demleri de yoktur. Tav›r aç›klad›k-lar›, eylem yapt›klar› olaylar hepburjuva bas›n›n fliflirip gündemlefl-tirdi¤i olaylard›r.

Kemal: Gece soka¤a ç›kmakonusunun bir benzeri de “Töre ci-nayetleri”ne nas›l karfl› ç›k›ld›¤›d›r?

O törelerin kayna¤› olan afliretdüzenine, feodal geleneklere, top-rak a¤al›¤›na karfl› bir tespit, birvurgu bile yoktur ço¤u kez, o kadars›¤d›r. Düzen partilerinin topraka¤alar›n›, afliret reislerini meclisetafl›mas›na karfl› ç›kmayan biri törecinayetlerine karfl› ç›kamaz. Ç›karsada iflte böyle s›¤ bir yaklafl›m ç›karortaya. K›sacas›, kad›n›n özgürlü¤ü,haklar› sistem sorunundan kopar›l-d›¤›nda, genel kad›n kitlesi aç›s›n-dan da, flu veya bu biçimde bir mü-cadele içindeki kad›n aç›s›ndan daçarp›k ve yüzeysel yaklafl›mlar›nortaya ç›kmas› kaç›n›lmazd›r.

Gerçekten de samimi ve militan-ca kad›n›n toplumsal ve kiflisel öz-gürleflmesinden yana olan bir femi-nist, bu mücadelede ›srarl› olursa,

kararl›, sorgulay›c› olursa, bu müca-dele onu asl›nda sosyalist saflaragetirir. Çünkü att›¤› her ad›mda, sis-tem gerçe¤iyle karfl›lafl›r. Ekono-mik-demokratik mücadele, nas›l kikitleleri devrim mücadelesine kana-lize eden bir ifllev görürse, demok-ratik muhteval› bir mücadele olarakkad›n haklar› mücadelesi de kendimant›ksal gelifliminde böyle gelifl-mesi gerekir. Nitekim böyle örnek-ler vard›r. (Geçen hafta da konufltu-¤umuz gibi, e¤er biri sosyalizmdenfeminizme gidiyorsa, orada ideolo-jik, tarihsel ve mant›ksal geliflimzinciri tersine çevrilmifltir.) Bu an-lamda kad›nlar›n özgürleflmesini vemücadeleye kat›lmas›n› sa¤lamak,onlara gerçek özgürleflmenin adre-sini gösterirken, somut olarak daekonomik-demokratik mücadeleanlam›nda kad›nlar›n haklar ve öz-gürlükler mücadelesini gelifltirmek-ten geçer. Bu ifl “kota”larla olmaz.Sen ne diyorsun bu “kota”lar konu-sunda Özlem?

Özlem: Onu birazdan cevapla-y›m istersen. Biraz önce kad›n hak-lar›, özgürlü¤ü için mücadele, ka-d›nlar› sosyalist saflara getirecektirdedin ya. San›r›m Günay Ö¤reneryoldafl›m›z tam da buna bir örnek.Ölüm orucu flehidimiz Günay’›nkendi geliflimini anlatt›¤› bir mektu-bundan bir bölüm okuyay›m:

“E.'un benden devrimci olabile-ce¤ine inanmas› biraz zordu do¤ru-su... Herfleyden önce tip itibariylekaybediyordum. K›sac›k saçlar›m,fular›m, aya¤›mdan hiç ç›kmayankotum, koca yele¤imle, tak›lar›mlapek garip görünüyordum do¤rusu.Devrimci çevrelerdeki k›zlar›n hiçbirine benzer bir halim-tavr›m yok-

Ö zgürlük, bir düflünce ve bir durum-dur. Beyinde ve pratikte bir kopufl-tur. Sistemin sosyal, kültürel, siya-sal, ahlaki tüm zincirleriyle ba¤l›birinin sadece erkekten ba¤›ms›z-laflmas›yla özgür kad›n tan›m›n›yapmak, mümkün de¤ildir. Kad›n›n özgürleflmesi, öncelikle bir sistem sorunu olarak görülmekdurumundad›r.

Page 44: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

tu.

Bir de üstüne feminist damar›m›,çok bilmiflli¤imi, hafiften de ukalal›-¤›m›, bir de keçi gibi inatç›l›¤›m›ekleyin. Elime de sabah akflamelimde sürükledi¤im koca resimçantam› verin. Avrupal›-çal›flan‘kendi hayat›n› kazanm›fl’ kad›nlar›örnek alan düflünce tarz›mla pek‘hofl’ bir tiptim do¤rusu. Moday›protesto eden bir modaya dahil ol-mufltum.

Bizim oralarda ‘Bir yan›m har-man savuruyor, bir yan›m kavurgakavuruyor.’ derler. Ben de tam öy-leydim iflte. Bir yandan Avrupa'n›nkültürünü benimsiyor, öbür yandankapitalizmin ülkemdeki ve dünyada-ki sonuçlar›ndan nefret ediyordum.Düflüncelerim epey kar›fl›kt›. Çö-zümlemeye çal›fl›yordum.”

Günay’›n bir feministten fark›,kad›n›n ezilmesi, ikinci s›n›f say›l-mas› dahil, nefret etti¤i fleylerin em-peryalizmden, faflizmden kaynak-land›¤›n› gördü¤ü noktada, onlarlamücadeleden kaçmay›p devam et-mesidir. Bu geliflmede ikinci biraflama daha var; bu mücadeleninkad›n olarak cinsel sald›r›lar da da-hil olmak üzere, büyük bedellerödemeyi gerektirdi¤ini gördü¤üikinci noktada da geri dönmemifltirGünay. Ve devrimin saf›na gelmifl-tir. Peki bitmifl midir kad›n olarakmücadelesi? Hay›r.

Mazlum: Nas›l hay›r yani? Bucüreti göstererek devrimci olmufl,baflka deyiflle bir kad›n olarak ken-dini özgürlefltirmifl ve tüm kad›nla-r›n ve tüm halk›n özgürlü¤ü içinmücadele ediyor. Tart›flt›¤›m›z konuaç›s›ndan var›lacak nokta bu de¤ilmi zaten?

Özlem: Biraz önce senin demaddelendirdi¤in tan›m› hat›rlata-y›m. Düzenin dayatt›¤› statüleri,yani düzen kiflili¤ini, kültürünüparçalamaktan sözetmifltik. Bizimkad›n arkadafllarla en çok tart›flt›¤›-m›z konu buras›d›r asl›nda.

Önderimizin bir sözü var. fiöylediyordu bize: "De¤iflmek istiyorsa-n›z, devrimci savaflç› olmak istiyor-san›z önce kad›n›, her boyutuyla dü-zenden kopuflunu sa¤layan devrimcikad›n tipini çözümleyecek ve onasahip olman›n savafl›n› da bafllata-caks›n›z. Bu, kad›n›n günlük yafla-m›nda ailede, duygusal tercihlerdeve devrimci mücadele içerisindeonur savafl›d›r. Bu onur kazan›lma-dan gerçek bir zafer kazan›lamaz."

Devrimci saflara gelen kad›nla-r›n vermesi gereken böyle bir müca-dele sözkonusudur.

Kemal: Elbette hepimiz flu ve-ya bu biçimde bu düzen içinden ge-liyoruz. Düzenin hepimizde az yada çok kal›nt›lar› var. Devrimci ol-mak bunlardan an›nda kurtulmakanlam›na gelmiyor. Hepimiz dev-rimci mücadele içinde, ayn› zaman-da düzenin üzerimizdeki eski veyagüncel etkilerinden kurtulma savafl›veriyoruz. Ama san›r›m kad›n arka-dafllar için, erkeklerden k›smenfarkl› olarak bu daha da uzun süreli,daha da zorlu bir savafl demek.

Burada bir baflka yan›lg›ya dahade¤inmek gerekir. “Kad›n sorunu-nun çözümü” dendi¤inde, hemenakla erke¤in yeni statüyü kabullene-memesi geliyor. Kuflkusuz bu tü-müyle yanl›fl de¤ildir. Devrimci saf-lar içinde bile bu türden “dire-nifl”lerle karfl›lafl›labiliyor. Ama yi-ne de kad›n sorununu bu yanla s›n›r-lamak eksik bir düflüncedir. Çünkü,binlerce y›l›n al›flkanl›klar›yla, gele-nekleriyle oluflturulmufl statülerinde¤iflmesinde, kad›nlar da bir di-

renifl oda¤›d›r. Sosyalist toplumdada kad›n sorununun çözümünde,hem erkeklerden, hem kad›nlardankaynaklanan bir direnifl olacakt›r.Binlerce y›l›n al›flkanl›klar›n›, sos-yal, kültürel statülerini bir anda de-¤ifltirmek, insanlar› bugünden yar›-

na dönüfltürmek mümkün de¤ildir.‹kinci s›n›f vatandafll›ktan, e¤itim-sizlikten, cinsel meta olarak kulla-n›lmaktan ya da en çok, burjuvazi-nin vitrinini süsleyen bir araç ol-maktan gelen kad›n›n, bir anda top-lumun ekonomik, siyasal, sosyalkurumlar›n›n yöneticileri, kurmay-lar› haline gelmesi mümkün de¤il-dir... Sen ne düflünüyorsun bu dedi-¤ime iliflkin Özlem?

Özlem: Evet. Bu savafl kolaykazan›lm›yor. Devrimci olmaya yö-neldi¤imizde babalar›m›zdan, erkekkardefllerimizden, toplumun hepini-zin bildi¤i “k›z bafl›na” diye özetle-nebilecek erkek egemen önyarg›la-r›ndan kaynaklanan engellerle kar-fl›laflt›k hep. Devrimci oldu¤umuzdada bu tür erkek egemen anlay›fl›nuzant›s› olan engellemelerle hiçkarfl›laflmad›¤›m›z söylenemez. Enbasitinden görev da¤›l›m›nda taligörevler verilmesi, kad›n arkadaflla-r›m›z›n sorumlu, yönetici olarak ka-bul edilmesinde zorlan›lmas› gibi...Ama ben yine de daha tehlikeli ola-n›n kad›n arkadafllar›n bu statülerikabul etmesidir diyorum. Çünkü ozaman zaten sorun çözümsüzlefli-yor. Ama e¤er kad›n eski statülerdedirenmezse, o zaman çözüm müm-kündür. Bu arada önceki sorunu dacevaplam›fl olay›m. Bu savafl, “ko-ta”larla kazan›lacak bir savafl de¤il.Bu savafl, bize bahfledilecek haklar-la, kotalarla de¤il, kendimizin difli-mizle, t›rna¤›m›zla kazanabilece¤i-miz bir savaflt›r.

Siyasetin, sosyal ve kültürel ya-flam›n kap›lar›n› hâlâ kendi erkekegemenli¤inde tutanlar›n kad›nlaraflu kadar, bu kadar “kota” tan›mas›,kad›nlar›m›z›n geliflmesine hizmetetmez, sadece bir riyakarl›kt›r. Me-sele örgütsel, politik, ideolojik, kül-türel olarak o geliflimin önünü aç-makt›r. Ancak o geliflimin önünü aç-t›ktan sonra, feodal, gerici gelenek-lerden gelen s›n›rlamalar› ortadankald›rmak için iradi müdahaleleranlaml› ve gereklidir. Suni, zorlamaher yöntem, ters teper. “‹yi niyetle”yap›lsa bile, kad›n›n geliflimiminönündeki bir engele de dönüflebilir.

44

12 Mart 2006 / 43

ad›n›n özgürleflmesi, tüm ekonomik,feodal, kültürel, siyasal bask›lara karfl›ç›kabilmesi, onlar›n kendisine dayatt›-¤› statüleri parçalayabilmesi ve onlarara¤men kendi iradesini, düflüncesinihakim k›labilmesi, hayat›n her alan›n-da söz ve karar hakk›n› söke söke kul-lanabilmesidir.

K

Page 45: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

Çünkü burada da yine “d›fltan” biryard›m, geliflmek, bir yerlere gel-mek, iradesini hakim k›lmak içinbaflkalar›n›n yard›m›na muhtaç ol-ma durumu statülefltirilmifl olur. Bi-zim kad›na verece¤imiz “kota” de-¤il, tarihsel ezilmiflli¤inden, ikincis›n›fl›¤›ndan silkinmesini sa¤laya-cak kendine güvenidir.

Burada yeniden Sabolar’›n yolu-na dönmek istiyorum. Düzenin güç-süz, elinden ifl gelmez, narin, k›r›l-gan, kollanmas› gereken kad›n tipi-ne karfl› yaflam› boyunca savafl ver-mifltir. Erkek egemen toplumun kat›kurallar› mücadele için de de karfl›-s›na ç›km›fl, birçok zorluklara ra¤-men bunlar› altedip kendini kan›tla-yarak yönetici kadrolar aras›na gir-mifltir. Onun birlikte çal›flt›¤› kad›nyoldafllar›na anlatt›¤› hep flunlard›r:

Bir ülkede kad›nlar güçlerini ha-rekete geçirmeden kurtulufl müm-kün de¤ildir. Herkesin bunu kavra-mas› gerekir. Ayr›ca her DevrimciSol'cu kad›n, kad›n›n yüzlerce y›ll›ksüren ikincilli¤ini çözümlemek zo-rundad›r. Devrimci bir kad›n olarakbu sorumluluk herkesten önce onaaittir. Devrimci olmak yetmez, dev-rimci kad›n olmak, kad›n›n özgür-leflmesi sorumlulu¤uyla hareket et-mek gerekir, yoksa hiç kimse bizebir tak›m haklar bahfletmez.

Onunla ilgili bir an› da flöyle an-lat›l›yordu; bir kad›n yoldafl›na biryaz› yazma görevi verdikten sonraflunlar› ekliyor:

“Yaz›y› tek bafl›na yaz, erkek ar-kadafllardan yard›m alma. Bununfeminist e¤ilimler tafl›makla bir ala-kas› yok. Kad›nlar kendi sorunlar›-na sahip ç›k›p sorunlar›n› mücade-lenin sorunlar› haline getirmeyi ö¤-renmedikçe özgürleflemezler. Bununilk ad›m› da burada bafll›yor. Ufku-nu geniflletmek ad›na erkek arka-dafllarla tart›flmaya filan kalk›flma.‹htiyaç duyuyorsan kitap iste, kay-nak tara ama kendi çabanla hallet.”

Burada ›srarla vurgulanan, kad›nolarak kendimize güvenimizi ka-zanmam›zd›r. Çünkü o güven du-yulmad›kça, düzenden veya düzenkültürünün uzant›lar›ndan kaynak-

lanan mevcut statükolar bir flekildekabulleniliyor. Sabahat Karatafl, ka-d›nlar›n mücadelesi, özgürleflmesiaç›s›ndan kad›n yoldafllar›m›z içinbir kar makinesi ifllevi görmüfltür.Yolu açm›flt›r. Yol art›k aç›kt›r. Ka-d›n yoldafllar›m›z›n bu yolun ilerinoktalar›na ulafl›p ulaflamamalar›art›k büyük ölçüde kendi çabalar›nakalm›flt›r. Kimse bizi s›rt›nda tafl›-mayacakt›r o yolun daha ileriki nok-talar›na.

Mazlum: Bu konuda gerçek-ten ülkemiz kad›nlar›n›n onur duya-ca¤› bir tarih flimdiden yaz›ld›. Oyoldan birçok kad›n yoldafl›m›z yü-rüdü ve yürüyor. Biraz önce Özlem,60’lar, 70’ler k›yaslamas› yapt›. Buk›yaslaman›n bir tezahürü de, bü-yük direniflteki kad›nlar›n yeral›fl›aç›s›ndan yap›labilir. 1984’den iti-baren kad›nlar hapishanelerdekimücadelenin içinde daha önde ye-rald›lar. Ölüm orucu flehitleri say›s›içindeki kad›nlar›n say›s› çok barizbir gösterge olsa gerek. Hapishane-lerde, fiziki koflullar›n elveriflsizli-¤ine karfl›n, birçok kad›n tutsak, tut-sak örgütlenmesinin sorumlu, yöne-tici kademelerinde yeralm›flt›r. Amahapishaneyle s›n›rlay›p haks›zl›kyapmay›m. Mesela bir Gülsü-man’›n, fienay’›n kendine güveni.Onlar›n röportajlar›n›, mektuplar›n›okurken özgür kad›n mücadele için-deki kad›nd›r sözü gerçekten çokdaha somutlan›yordu gözümüzünönünde. B›rak›n ev içinde “erkekegemenli¤i”ne karfl› ç›kmay›; mü-cadele için eflinden boflanabilen ka-rarl›l›¤›, çocu¤unu geride b›rakabil-mesini... Kad›n sorununun bir par-ças› da burjuva aile, feodal aile veMarksist-Leninist ilkeler üzerinekurulan aile tart›flmas›d›r. Feminist-lerde, sosyalist feministler çok ko-nuflur bu konularda. Gülsümanlar,prati¤ini de, teorisini de ortaya koy-dular. 17 yafl›nda genç k›zlar›m›z si-lahl› birliklerde komutan oldular...Bu anlamda diyebiliriz ki, özgür ka-d›n tan›m› hayat›n içinde netlefltiril-mifltir. Dedi¤i gibi, yol aç›lm›flt›r,aç›kt›r. Mesele bu yoldan onbinleri,yüzbinleri ve milyonlar› geçirebil-mektir.

Özlem: Kad›nlarla ilgili sözü-nü etti¤imiz statüler, önyarg›lar, ki-flilik biçimlenmeleri, sadece kendiyaflam süremizle s›n›rl› de¤il, biny›l-lar›n yükünü tafl›yoruz üzerimizde.

Kad›nlar binlerce y›l e¤itimden,üretimden, kültürden, sanattan, yö-netimden uzak tutuldular. Üretim,yönetim yetenekleri geliflemedi.Hem fiziki hem de beyinsel ifllevle-rinde kay›plar verdiler. Binlerce y›l-da kaybettiklerinin bir k›sm›n› kapi-talizm koflullar›nda ald›klar› haklar-la yeniden kazand›lar. Ama burjuva-zi de geliflimimizi bir yerde durdur-du. fiimdi biz kendi irademizle aç›-yoruz bu yolu. Fiziksel, düflünsel,yönetimsel yetkinlik itibar›yla geri-den bafllad›¤›m›z bir savafl bu. Bunedenle çok kolay biçimde ya varo-lana teslim olma veya “nihilist” birreddiyecilik içinde karfl› uçlara sav-rulunabiliyor.

Bu tarihsel, sosyolojik temeli flu-nun için hat›rlatmak istedim; kad›-n›n özgürleflmesi ve kurtuluflu, ge-rek bugün, gerek gelecek aç›s›ndantüm ekonomik, siyasi, kültürel ba¤-lar›yla ele al›nmad›¤›nda ortayaucube sonuçlar ç›k›yor; en geneldedevrimci saflar içinde de böyle. Ka-d›n›n geliflmesini ve özgürleflmesinibu zemine oturtmayanlar, örgütsel,kadrosal anlamda çarp›k yap›lar veçarp›k kiflilikler üretmifllerdir. Bu-nun örneklerini görüyoruz solda.Sabolar’›n yolu, Sibeller’in, Gülsü-manlar’›n bu yolda yaratt›¤› pers-pektif bu aç›dan önemli.

Kemal: Sevgili okurlar›m›z,kad›n sorunu ve feminizm sohbeti-mizi burada noktal›yoruz. fiimdilikhoflçakal›n.

45

12 Mart 2006 / 43

S iyasetin, sosyal ve kültürel yaflam›nkap›lar›n› hâlâ kendi erkek ege-menli¤inde tutanlar›n kad›nlara flukadar, bu kadar “kota” tan›mas›, ka-d›nlar›m›z›n geliflmesine hizmet et-mez, sadece bir riyakarl›kt›r.Bizim kad›na verece¤imiz “kota” de-¤il, tarihsel ezilmiflli¤inden, ikincis›n›fl›¤›ndan silkinmesini sa¤laya-cak kendine güvenidir.

Page 46: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

Ülkemizde flu son birkaç y›liçinde, kad›n›n kurtuluflu konusun-da büyük bir rönesans yaflanm›fl.Bilmiyorduk, böyle bir fley de gör-memifltik. At›l›m’›n 8 Mart’ta nedenayr› olduklar›na iliflkin baflyaz›s›n-dan ö¤rendik.

Üç parçal› bir 8 Mart’› geride b›-rakt›k. At›l›m, 2 Mart tarihli say›-s›nda “Gelece¤i hangi çizgi kaza-nacak?” bafll›kl› yaz›s›yla bizi ka-d›n rönesans› konusunda ayd›nlat›-yor ama niye “ayr›” olduklar›n› yineizah edemiyor.

8 Mart ayr›flmas›na iliflkin 41.say›m›zda, yine bu köflede, “ESP,neden ayr› oldu¤unu bile aç›klaya-mayacak bir durumdad›r” demifl-tik. At›l›m’›n baflyaz›s›n› okuduktansonra da fikrimiz de¤iflmedi. Tersi-ne pekiflti. At›l›m’›n niye ayr›ld›¤›n›aç›klayamad›¤›n› gösteriyor bu bafl-yaz›da.

At›l›m’›n 8 Mart ayr›l›¤›na ilifl-kin baflyaz›s›n› özetlemek gerekir-se, “asl›nda ayr›l›k nedeni ideolo-jikti” diyor özetle. Fakat geliflmeleröyle söylemiyor.

Hat›rlanacakt›r, 2005 8 Mart’›n-da, At›l›m “biz miting baflvurusunuyapm›flt›k zaten” diyerek ayr›lm›flt›di¤er devrimcilerden.

Bu y›l, toplant›lar bafllad›¤›ndaöyle bir fley sözkonusu de¤ildi. 8Mart’› tüm güçlerin birlikteli¤iylekutlamak için oluflturulan platformakendileri de ça¤r›ld›. Geldiler, tart›-fl›ld›, herkes önerilerini söyledi vebu platformda bir karar al›nd›. Ka-rar, feminist-reformist gruplar›n bö-lücülükte ve devrimcilerden ayr›yapmakta ›srarl› olduklar›, Kad›-köy’e onlar›n baflvuru yapt›¤›, bunedenle 8 Mart’›n bir miting fleklin-de Beyaz›t’ta kutlanmas› yönündey-di. (Sald›r› ihtimali de konufluldu el-bette, fazla tart›fl›lmad›, sald›r› olur-sa, ne yap›laca¤›nda da herkes hem-fikirdi zaten.) Demokratik, meflrubir hakk›n nas›l kullan›laca¤›na ilifl-

kin de program ç›kar›ld›.

Sonra ESP(EKD) geldi ve sankio karar al›n›rken kendileri orada de-¤ilmifl gibi biz bu karar› kabul etmi-yoruz deyip ayr›ld›lar.

At›l›m’›n baflyaz›s›nda ileri sü-rülen “ideolojik” gerekçelerin hiç-biri o toplant›larda gündeme getiril-mifl, tart›fl›lm›fl de¤ildir.

AKS‹NE; son toplant›da da ifa-de ettikleri gibi, ESP “Bu sene 8Mart'ta Kad›n Platformu’yla ayr›fl-man›n önemli oldu¤u, devrimcilerinbirleflmesinin görev oldu¤u” düflün-cesindeydi. Ve ESP’nin ayr›ld›¤›platformda bu söylenene ayk›r› hiç-bir yaklafl›m yoktu.

Soru hala ortada duruyor: O za-man niye ayr›ld› ESP?

‹stim arkadan geliyor!

At›l›m’›n baflyaz›s›nda söylendi-¤ine göre;

“Bize dayat›lan, 8 Mart etkinlik-leri somutunda özsel bak›mdanemekçi kad›nlar› örgütleme ve mü-cadeleye seferber etmek üzere gelifl-tirdi¤imiz devrimci iradeyi k›rma,bu hatt› da¤›tma ‘gerici’ çabas›-d›r.”

Yapmay›n. 8 Mart’› Beyaz›t’takutlayan tüm gruplar, ifli gücü b›-rakm›fl, At›l›m’›n emekçi kad›nlar›örgütlemesini, mücadeleye sevket-mesini mi engellemeye çal›fl›yorlar-d› sizce o kararla?

Bu cümleyi elefltirmek gerçektenzor. Buradaki mant›ks›zl›¤› neresin-den tutup elefltireceksiniz?

At›l›m öyle bir havadaki “Benkad›nlar› öyle bir örgütledim, öylebir seferber ettim ki, siz hep beraberbu devrimci iradeyi k›rmaya, da¤›t-maya çal›fl›yorsunuz” diyor...

Ne dedi¤inin fark›nda m›?

ESP önce ayr›lm›fl, ayr›l›k ge-rekçesini aç›kça ifade etme s›k›nt›s›yaflad›¤›ndan, ayr›l›¤a ideolojik k›-

l›f giydirmeye çal›flmaktad›r.

“Gerici” diyor. Kim, hangi tav›rgerici? Devrimci olan ne? 8 Mart’tadevrimci kad›nlar›n gücünü bölmekmi? Oligarflinin karfl›s›na birleflik vedaha güçlü ç›kmak m›, yoksa...

Yoksa, “Biz alana damgam›z›vurmak istiyoruz.” diyerek bölücü-lük yapmak m›?

Baflyaz›’da söylenmeyen amaayr›ld›klar›n› söyledikleri tart›flma-da söylemeden duramad›klar› ge-rekçe budur: “Biz alana damgam›z›vurmak istiyoruz.”

‹lle de benim damgam olacak di-ye eylemi bölüyor, sonra bölücülü-¤ü, kendisine güzelleme yaparakizah ediyor. Tabii her sat›r› s›r›t›yor.Aç›kça zorlama bir yaz› bu.

“Ben damgam› vuraca¤›m” de-di¤inde zaten o tart›flma noktalan-m›flt›r. Bundan ötesinde m›zra¤› çu-vala s›¤d›rman›n imkan› yoktur.At›l›m yazar› da bunun imkans›zl›-¤›n›n fark›nda olmal› ki, anlat›yorda anlat›yor, kendisi ikna olmuyor,bir daha anlat›yor, baflka “argüman-lar” devreye sokuyor.

Ama olmuyor iflte. Olmam›fl.Hiçbir soruya cevap verememiflbaflyaz›.

O derin ideolojik ayr›l›klar›n ni-ye baflta de¤il de, platformu böldük-ten sonra hat›rland›¤›na da cevapvermiyor. Mizahi bir ayr›l›¤a ide-olojik k›l›f giydirme çabas› olarakkal›yor yaln›zca.

Bir yanda ‘benim damgam’h›rs›; bir yanda birlik

üzerine bir alay söz...

“Biz alana damgam›z› vurmakistiyoruz.” Bu cümleye eklenecekher kelime fazladand›r. ESP’nin ay-r›lmas›n›n nedeni bu cümlede özet-lenmifltir.

Bu cümle, ESP’nin birlik anlay›-fl›n› da, halk güçlerinin birli¤i karfl›-s›ndaki sorumlulu¤unun s›n›rlar›n›da göstermektedir. ESP damgas›n›vuramayaca¤› yerde yoktur.

46

12 Mart 2006 / 43

halk›nCephesi 8 Mart ayr›flmas›nda mizah!

Page 47: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

At›l›m baflyaz›s›nda yine bol bol“taktik”ten, “taktik plan”lardan,“kuvvetler”den sözediyor. Bu “de-rin” tahlillerden ç›ka ç›ka, benimgrup ç›kar›ma hizmet eden taktik,do¤ru taktiktir sonucu ç›k›yor.

Taktik, benim grup ç›kar›maoland›r dedi¤inde bunun s›n›r› yok-tur. Ben illa alana damgam› vuraca-¤›m dedi¤inde, birli¤in zeminini di-namitlemiflsin demektir.

Herkesin ayn› anlay›fl› savundu-¤unu, ayn› kültürle hareket etti¤inidüflünün. Ki, buna ESP’nin ne ka-dar “hakk›” varsa, herkesin de o ka-dar hakk› vard›r. Biz tek bafl›na 8Mart eylemiyle de¤il, iflte bu kültür-le, bu grupçu anlay›flla ilgiliyiz.

Bu kültürde birlik anlay›fl› yok-tur. Bu kafa yap›s›n›n birlikle ilgisiyoktur.

8 Mart’›n anlam› nedir? Devrim-cilerin bu konuda birbirinden söyle-yece¤i o kadar farkl› fleyler yoktur.Tarihsel bir gündür. Kad›n mücade-lesinin elbette “tek günü” de¤ildir(mesela 1 May›s’›n iflçi s›n›f›n›n tekmücadele günü olmad›¤› gibi), amakad›nlar›n sorunlar›n›n, taleplerinindaha güçlü, birleflik olarak ortayakonulaca¤› bir gelenektir. Kad›nla-r›n mücadelesi aç›s›ndan güçlü birvarl›k göstermektir.

ESP o kadar grupçudur ki, buvarl›k göstermeyi “kendi varl›¤›-

na” indirgemifltir. Ve 8 Mart tavr›n›,onun tarihsel, politik anlam›na görede¤il, iflte buna göre [“Alana dam-gam›z› vurmak istiyoruz...”] belirle-mifltir.

Buyrun vurun, size kim engelolabilir ki! Ama hala birlikçi geçin-meyi, “asl›nda ayr›l›k tercih etti¤i-miz de¤ildi” falan demeyi b›rak›n.Damgan›z› vuramayacaksan›z, ozaman o birlikte yoksunuz demekki. Böyle birlikten yana tercih miolur?

Birlik karfl›l›kl› tavizdir, uzlafl-mad›r. Kendini vurgulamak de¤il,ortak gücü vurgulamakt›r. Kendidamgan› de¤il, birlikteli¤in damga-s›n› vurmakt›r. Ve bu birli¤in “abe-ce”sidir.

Ayr›l›¤›n nedeni alan

tercihi mi, eylem biçimi

mi, ideolojik mi...

kendileri de karars›z

‹lginç olan, At›l›m’›n bu baflyaz›-s›n›n yerald›¤› say›s›nda 8 Mart’takiayr›l›¤› izah etmeye çal›flan ikincibir yaz› daha vard›. Ama o baflyaz›-dan daha farkl› havadad›r. Yaz›n›n“Alan tercihi mi, eylem biçimi ter-

cihi mi?” fleklindeki bafll›¤›ndan dabelli olaca¤› gibi, asl›nda ayr›l›¤›nBeyaz›t m›, Kad›köy mü meselesin-den de¤il, miting mi, “yasad›fl› gös-teri mi” tart›flmas›ndan kaynakland›-¤› söyleniyor burada da.

Ayr›l›¤›n nedeninin ideolojik mi,yoksa alan-eylem biçimi tart›flmas›m› oldu¤u tutars›zl›¤›n› bir yana b›-rak›rsak, bu yaz›da da deniyor ki,

“‹flçi emekçi kad›n kitlelerini 8Mart alan›na tafl›yaca¤›z, yürüyüflve miting süresince, yani 3/4 saatduygu ve düflüncelerinin, oluflturu-lacak devrimci atmosferden beslen-mesini, etkilenmesini sa¤layaca-¤›z.”

Bu yüzden Kad›köy’de ve yasalmitingi tercih etmifller.

Bir mitinge ne ola¤anüstü an-lamlar, “taktik planlar›” için ne bü-yük roller yüklüyor. Duyan da san›rki, bu ülkede hiç miting yap›lma-m›fl, ilk kez onlar bir miting yapa-cak, öyle bir miting yapacak ki, ogüne kadar kimsenin yapmad›¤›n›yapm›fl olacak...

Devrimci gruplar›n “gerici da-yatmas›n›” afl›p Kad›köy’e gittiniz.Farkl› ne oldu peki?

Beyaz›t’› da miting alan› yapt›k.O dedi¤iniz “atmosfer” orada davard›. Bir fley yoktu tabii: Sizindamgan›z!

Kad›köy’de özgürce bast›n›zdamgan›z›. E¤er meseleniz bu idiy-se, niye ayr›l›¤›n›z› izah etmek içinbu kadar s›k›nt›ya sokuyorsunuzkendinizi. Yok, 8 Mart’› birlikteyapmak, mücadeleyi daha ilerleticiidiyse, o zaman “ideolojik” k›l›flararamaya çal›flmak yerine, “ille debenim damgam” diyen grupçu anla-y›fl› sorgulayacaks›n›z.

Kendi kendine rönesans!

At›l›m’›n “ideolojik” gerekçebulma yaz›s›nda, kad›n sorununakimin nas›l bakt›¤› öyle bir anlat›l›-yor ki, sanki kendileri d›fl›ndaki her-kes, her fleyi “devrime ertelemifl”!Devrimci kad›n çal›flmas›, bir dev-rimci hareketin hayat›n her alan›n-daki çal›flmas›n›n içindedir, onunbir parças›d›r. Kad›n çal›flmas› ya-p›lmayan bir mahalli alan, bir sendi-ka, bir dernek çal›flmas› yoktur.Ama ESP’nin dünyas› s›¤, o kad›nçal›flmas›ndan bir kad›n bürosu ku-rup kurmamay› anl›yor. Bir bürokurunca da “rönesans yapt›k” diyekendine güzelleme yap›yor.

Evet aynen flöyle diyorlar:

“EKD, ÖKD, ESP'de somutla-flan kad›n kurtuluflu mücadelesinindevrimci çizgisi... en kesin biçimdedevrimci hareketin rönesans› ola-rak tan›mlanmay› hak ediyor. Çün-kü, devrimci hareketin ‘soruna’kar-fl› geleneksel ilgisizli¤inden, takvimdevrimcili¤i çizgisinde ‘sorun’lailiflkilenmeden, düflünce ve eylemdekopup, aflma hatt›d›r bu.”

Ça¤ aç›p ça¤ kapat›yorlar... dakimsenin haberi yok.

Yapmay›n. Mütevazilik iyidir.Kimseye bir fley kaybettirmez. Devaynalar›na bak›p, kendinizi oradagörünenden tarif etmeye kalkarsa-n›z, o siz olmazs›n›z.

Türkiye devrimci hareketinin ta-rihine karfl› ay›pt›r. Bu tarihte pekçok siyasi hareketin önderli¤inde ka-d›n dernekleri, hareketleri var, on-binleri de yürütmüfller, flehitler devermifller... O tarihi aflan ne yapm›flEKB acaba? Tarihe karfl› ay›pt›r. Ki-min ne çal›flma yapt›¤› biliniyor,bunda bir s›r yoktur. Herkesin bildi-¤i bir prati¤i, sanki kimselerin bil-medi¤i büyük ifller yap›lm›fl gibi rö-nesans diye kabul ettirebilir misiniz?

Yukar›daki al›nt›da sadece 8Mart’la ilgili olmayan bir nokta var.Sözkonusu yaz›larda hemen dikkatçekece¤i gibi, ESP ayr›l›k noktalar›-n›, yine toplant›larda hiç bunlardansözetmemifl olmas›na karfl›n, dev-rimcileri “takvim devrimcili-

47

12 Mart 2006 / 43

Page 48: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

¤i”yle, “bilek gürefli”yle suçlaya-rak izaha çal›fl›yor. Reformizmdençok çabuk ö¤reniyor. Bunlar bizimreformizmden y›llard›r duydu¤u-muz fleyler. Gerekirse bir alan, birsimge üzerine irade savafl› da yapardevrimciler. Taktiklerini “tüzel kifli-lik, yasal miting...” içine hapset-mezler. Gerekti¤inde yasal›n› ya-parlar, gerekti¤inde baflka türlüsü-nü. Türkiye devrimci hareketi bun-lar için büyük bedeller ödemifltir. Veyukar›daki kavram ve suçlamalar,bu bedelleri ödemeyen, tersine oli-garflinin icazetine s›¤›nan reformist-lerin dili olmufltur. At›l›m bu diliterketmelidir. Bu dil, neye var›r, s›rde¤ildir.

Kad›n sorununa, kad›n mücade-lesine iliflkin At›l›m’›n söyledikleri-ni burada tart›flmaya gerek duymu-yoruz. Sorunun o boyutuna girer-sek, reformizden etkilenme, femi-nistleri taklit etme gibi birçok nok-tay› s›ralayabiliriz ESP için. Fakatbunlar, 8 Mart’ta belli noktalardauzlaflabilece¤imiz gerçe¤ini de¤ifl-tirmez. At›l›m “uzlaflamayacaklar›-n›” kan›tlama gayretiyle afl›r› zorlu-yor teoriyi ve politikalar›.

Feministler-reformistler blokuy-la 8 Mart mitinglerindeki ayr›l›k datüm anlay›fl farkl›l›¤›na ra¤men ide-olojik de¤il, subjektif bir ayr›l›kt›r.Ayr›l›k nedeni “kad›n sorunu”ndakibak›fl de¤il, esas olarak devrim kar-fl›tl›¤›d›r. Bu karfl›tl›k olmasa, peka-la sloganlarda, erkeklerin ve kad›n-lar›n eyleme kat›l›m biçimlerindeuzlaflma bulunur. Ama diyelim kiyine de bu cenahla ayr›l›kta ideolo-jik bir zemin var. Fakat ESP’nin kihiçbir yere s›¤m›yor.

Bu grupçu taktik ve hesaplardanvazgeçilmelidir. Düflmana karfl› engüçlü birlikleri ç›karman›n takti¤iniolufltural›m. Bu tart›flmalar içindeas›l sorun gözlerden kaç›yor. Üç ay-r› yerde yap›lan mitinlere kat›l›m›toplay›n, çarp›n, 5 bin kifli... iflte du-rum budur. Ve sorun budur.

Bu komediden vazgeçilmelidir.Sol bunlar› haketmiyor. Solun çö-züm bekleyen sorunlar› grupçulu¤afeda edilmesin.

48

12 Mart 2006 / 43

Kitlesel tutuklamalar Hopa’daHopa'da Bar›fl ve Hüseyin Akbüyük adl› iki ESP'li, 28 fiubat gecesi sa-

hilde gezerken, Ordu'dan geldi¤i bildirilen bal›kç›lar taraf›ndan b›çaklan-d›. Sald›rganlar ertesi gün adliyeye sevk edilerek tutukland›.

Olay› protesto eden ilçe halk› adliye önünde toplanarak sloganlar att›.Sabah saatlerinde bafllayan protesto, akflam saatlerine kadar sürerken, hü-kümet binas›n›n camlar› k›r›ld›.

Bu protestonun ard›ndan, özel tim 3 Mart sabah› birçok evi basarak 27kifliyi gözalt›na ald›. Adliyeye sevk edilen 27 kifliden, Halkevleri ve ÖDPüyesi 20 kifli tutukland›lar.

Demokratik hakk›n› kullananlar› linç etmek isteyen güruhun s›rt›n› s›-vazlayan devlet, meflru protesto hakk›n› kullananlar› da böyle susturmak,sindirmek istiyor. Son dönemde artan kitlesel tutuklamalarla, “yasalardademokratik hak var, ama kullanan›n bafl›n› ezeriz” anlay›fl›n›n bir yans›-mas› olarak, Adana ve Diyarbak›r’›n ard›ndan Artvin’de de yaflama geçi-rilmifl oldu.

TAYAD'l› Hasan Özbak›r hayat›n› kaybettiTAYAD’l› Aileler’den, flehit babas› Hasan ÖZBAKIR, ge-

çirdi¤i kalp krizi nedeniyle hayat›n› kaybetti.

Dersim'de devlet güçleriyle girdi¤i çat›flmada flehit düflenCephe gerillas› Ali ÖZBAKIR'›n babas› olan Hasan ÖZBA-KIR'›n cenazesi Gazi Cemevi’nde al›narak Yayla Mezarl›¤›-’nda defnedildi.

Her zaman TAYAD'l› Aileler’in yan›nda olan Hasan ÖZ-BAKIR’› u¤urlayanlar aras›nda ‘kavga dostlar›’ TAYAD’l›larda vard›. Feridun OSMANA⁄AO⁄LU, TAYAD'l› Ailelerad›na mezar› bafl›nda bir konuflma yapt›.

Ailesi ve yak›nlar›na baflsa¤l›¤› diliyoruz.

S›n›rlar Da Sat›l›k!Maliye Bakan› “Babalar gibi satar›m... paray› bast›rana veririm” derken

san›r›z kimsenin akl›na s›n›rlar› da satabilecekleri gelmiyordu. Ama biz ba-¤›r›yorduk; vatan sat›l›yor. ‹flte flimdi, cismiyle, resmi s›n›r çizgileriyle sa-t›l›yor topraklar›m›z.

Geçen hafta bas›nda yeralan ve ilginçtir pek de tart›flma konusu olma-yan habere göre; AKP Hükümeti, Güneydo¤u s›n›r›n› may›ndan temizle-yen flirketlere 178 bin kilometrekarelik topra¤› 49 y›ll›¤›na devredecek.

4 Mart tarihli Cumhuriyet’teki haberde, Maliye Bakanl›¤›’n›n may›nla-r› temizlemek için ''kaynak bulunamad›¤›'' gerekçesiyle yap-ifllet-dev-

ret yöntemini uygun buldu¤u belirtiliyor.

Bu s›radan bir ihale, s›radan bir “yap-ifllet devret” uygulamas› de¤il.Devredilen bu ülkenin s›n›rlar›nda tam ''‹ki K›br›s büyüklü¤ündeki” birtoprak. Bu topraklar yar›m yüzy›ll›¤›na emperyalist tekellere verilecek.

“Satmayacaklar› hiçbir fley yoktur” demifltik. Baflka söze gerek var m›?

Bu devir ifllemine “çak›l tafl› vermeyiz” edebiyat› yapanlar, Kardak için,K›br›s için f›rt›nalar koparanlar, “s›n›rlar›n bekçisiyiz” diyenler, ne diyecekmerak ediyoruz... Tecrübeyle sabit; emperyalist tekellerin iste¤idir, boynu-muz k›ldan incedir politikas›n› uygulayacaklard›r yine...

Page 49: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

49

12 Mart 2006 / 43

Frans›z hükümetinin istihdamyasas›nda yapt›¤› de¤ifliklikleri pro-testo eden iflçiler, 7 Mart günü genelgreve ç›kt›. 500 bin iflçinin kat›ld›¤›greve sol partiler, üniversite ve liseö¤rencileri de destek verdi. Dahaçok genç iflçilerin aleyhine olanCPE adl› yeni ifl yasas›n› protestoeden emekçiler, ülkenin 160 de¤iflikyerinde de alanlara ç›karak gösteri-ler düzenlediler. Yeni yasa, patron-lara iflçileri kolayca iflten atma ola-na¤› tan›rken, grevle ilgili konuflanCGT Sendikas›’n›n Genel SekreteriBernard Thibault, hükümetin par-ma¤›n› çaklatmakla insanlar› ifltenç›karamayaca¤›n› söyledi. Thibault,“Fransa’n›n en düflük sosyal stan-dartlara sahip ülkelere kat›lmas›n›kabul etmeyece¤iz” diye konufltu.

‹ngiltere’de de, 7 Mart’ta üni-versite ö¤retim üyeleri bir günlük

g e n e lgrev yap-t›. Ö¤re-

tim üyeleri, ba¤l› bulunduklar› sen-dika ile iflveren aras›ndaki görüflme-lerin anlaflmazl›kla sonuçlanmas›-n›n ard›ndan yapt›klar› grevden so-nuç alamazlarsa süresiz greve gide-ceklerini duyurdular.

Almanya’da ise hizmetler sek-töründeki grev sürüyor. Onbinlerceiflçinin kat›ld›¤› grevlerde henüz an-laflma sa¤lanamazken, eyalet yöne-timleri çal›flma saatlerinin art›r›lma-s›nda ›srar ediyor. Sektörde örgütlüVer.di Sendikas› ise “geri ad›m at-

mayacaklar›n›” ilan etti.

‹flçiler bir yandan da gösterilerlegrevi güçlendiriyor. 6 Mart günüStuttgart’ta düzenlenen gösteriyekat›lan 25 bin iflçi, direnmeye de-vam edecekleri mesaj› verdi. Ver.diGenel Baflkan› Frank Bsirske, iflve-ren konumundaki eyalet yönetimle-rinin haftada 40 saatte ayak direme-

si üzerine, grevlerin daha da sertle-flerek sürece¤ine dikkat çekerek,“iflveren çal›flma saatlerinin hafta-da 38.5’den 40’a ç›kar›lmas›n›n ya-n›s›ra noel ve izin paralar›n› da kal-d›r›yor. 18 dakika aldatmacas›nagelmeyiz. Konuyu haftaya 18 daki-ka daha fazla çal›flmaya indirerekhalk› kand›rmaya çal›flan iflveren,gerçekte bunun haftada 1.5 saat,y›lda iki hafta oldu¤unu ve bunun240 bin ifl sahas›n›n kayb› anlam›nageldi¤ini niye söylemiyor?” dedi.

Yine Almanya’da; Madencilikve ‹nflaat Tekeli RAG çal›flanlar›,1700 kiflinin iflten ç›kar›lmas›n›ngündeme gelmesini grevle karfl›la-d›. 7 Mart’ta yap›lan gösteriye Ana-dolu Federasyonu da destek verdi.

Düsseldorf’taki Gate Gourmetiflçilerinin grevi ise befl ayd›r sürü-yor. Öte yandan binlerce Porscheçal›flan›, her bir saatte befl dakika ih-tiyaç molas› uygulamas›n›n kald›r›l-mak istenmesini protesto ettiler.

Avrupa’da grev dalgas›

Silahlanan halk tatbikat yapt›ABD emperyalizminin tehditlerine karfl› “Silahl› Halk

Milisleri” kurulan Venezüella’da, geçen hafta 500 bin milisinkat›ld›¤› bir tatbikat yap›ld›. 2 milyon kiflilik Silahl› Halk Mi-lisleri’nin ilk grubunun kat›ld›¤› tatbikat, “s›n›r güvenli¤ininsa¤lanmas› ve olas› ABD iflgaline karfl› bir prova” olarak ni-telendirildi.

Devasa tatbikatlar›n ilkinden önce bir aç›klama yapan Ve-nezüella ordusu komutanlar›ndan General Alberto M. Rojastatbikat›, Silahl› Halk Milisleri’nin kurulmas›na önayak olanVenezüella Devlet Baflkan› Hugo Chavez hükümetinin “bü-yük baflar›s›” diye niteleyerek, “E¤er bir gün ABD, Venezü-ella’y› iflgal etmeye kalkarsa; buna karfl› direnmenin engüçlü yolu halk gerilla savafl› ile mümkün olur. Bizim, nor-malde 80 bin kiflilik profesyonel kadrolu bir ordumuz var.Yankiler’e karfl› t›pk› Irak’ta oldu¤u gibi halk savaflç›lar›direnecek” diye konufltu.

1.5 y›ldan bu yana gönüllü askeri e¤itim gören milis ör-gütlenmesine 18 yafl›ndan büyük kad›n-erkek her vatandaflkat›labiliyor. Olas› bir iflgal durumunda, milislerin baflta ül-kenin s›n›rlar› olmak üzere, ülkedeki petrol flirketleri ile rafi-nerilerini ve kendi evlerini korumalar› öngörülüyor. Çeflitlitesislerde çal›flan iflçiler ve müdürler de, mesai bitiminde mi-lis olarak bulunduklar› fabrikan›n korumas›nda görev al›yor-lar. Venezüella halk› ve emekçileri, tüm zorluklar›na ra¤men,“vatan ve sosyalizm savunusu” için tatbikata ç›kman›n büyükbir onur oldu¤unu dile getiriyorlar.

ABD Baflkan› Bush’un Asya ülkelerine gezisi yayg›n gösteriler-le protesto edildi.

Hindistan’da islamc› gruplar›n düzenledi¤i gösteriye onbinlercekifli kat›l›rken, Bush’un kuklalar› ve ABD bayraklar› yak›ld›. Birbaflka gösteri ise, sol, komünist parti ve güçler taraf›ndan düzen-lendi. Orak çekiçli bayraklar›n tafl›nd›¤› eyleme yüzbine yak›n kiflikat›ld›. Yine ülkenin de¤iflik kentlerinde de üniversite ö¤rencileri vesiyasi gruplar çeflitli gösterilerle Bush’un ziyaretini protesto ettiler.

Bush’un Pakistan gezisi de protestolar içinde geçti. Ziyaret ön-cesinde, Karaçi’de ABD Konsoloslu¤u’na intihar sald›r›s› düzenlenir-ken, Amerikal› bir diplomat öldü. Ziyaret günü ise, ülke çap›nda ge-nel grev gerçeklefltirildi. Grevin etkili oldu¤u görülürken, yap›langösterilerde de, Bush “küresel terörist” olarak ilan edildi. ‹flbirlikçiPakistan Devlet Baflkan› Pervez Müflerref ise, gösterileri engelle-mek için islamc› muhalif liderlere ev hapsi uygulamas› getirdi, an-cak bu protestolar› engelleyemedi.

Asya’n›n öfkesi

dünya

Page 50: Halk ‹ktidar›nda - Yürüyüş Dergisiyuruyus.biz/pdf/pdf/043.pdf · 2006. 3. 11. · Mürsel GÖLEL‹, 1980 öncesi ‹stanbul Mahalli birimlerde görev ald›. 12 Eylül sonras›nda

50

12 Mart 2006 / 43

12 Mart Gazi Katliam›’n›n y›ldönümü dolay›s›ylaGazi Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i'nde 4Mart’ta bir panel düzenlendi. Panele Cemevi BaflkanYard›mc›s› Zeynel Odabafl›, flehit ailelerinden ErginEngin, Gazi Katliam› davas› avukatlar›ndan Cemal

Yücel, befl mahalle muhtar› ad›na Muhtar Sedat Çe-tintafl ve Gazi Temel Haklar ad›na Selda Yefliltepe ka-t›ld›.

Panelde Gazi’den Susurluk’a, fiemdinli’ye kadaruzanan geliflmeler, Gazi’deki olaylar ele al›n›rken, 12Mart anmas›n›n ayaklanmaya ve flehitlerimize lay›kyap›lmas› için görüfl ve öneriler belirtildi. fiehit ailele-ri ad›na konuflan Ergin Engin’in sözleri panelinamac›n› da özetliyordu: "Biz flehitlerimize ne kadar la-y›k olursak o kadar güzel fleyler yaflayaca¤›z."

Sezgin EEnginLiseli DEV-GENÇ’liydi.

Barikatlarda elindetafl›yla flehit düfltü.

Fadime BBingölDEMKAD'l›yd›. Ka-

d›nlar›n en önündey-di, önderleriydi.

Hasan GGürgen26’s›ndayd›. Adaletiçin panzerin üstün-

de vurufland›.

Ali YY›ld›r›m Ayaklanmay› yayan

Cepheliler’dendi. Ok-meydan›’ndan geldi.

Mehmet GGündüzÜç çocuklu, inflaat

ustas› bir Cepheli. Ba-rikatlar›n ustas› oldu.

Dilek SSevinç Karn›nda tafl›d›¤› iki

ayl›k canla kofltu barikatlara.

Mümtaz KKayaAlibeyköy’den kofltu

barikatlara. Katledildi-¤inde askerdi.

Dinçer YY›lmaz19’undayd›. Her Cep-heli gibi ayaklanma-n›n içinde ald› yerini.

Fevzi TTunçAskerden geleli 4 ayolmufltu, halk›n›n sa-vafl›nda flehit düfltü.

Halil KKayaGazi’nin dedesiydi.

Kontrgerillan›n s›kt›¤›ilk kurflun onu vurdu.

‹smihan YYüksel 52 yafl›ndayd›. Ma-

rafl'tan tan›yordu ka-tilleri.

Genco DDemir Tek kolu yoktu Gen-

co'nun. Bir kolu vard›savaflacak ve yüre¤i.

Hasan PPuyanÜmraniye flehitlerininen gencidir. Emekçi-

dir. Onurludur.

Zeynep PPoyrazSar›yer’den kofltu Ga-zi'ye. Kallefl bir kur-flun s›rt›ndan vurdu.

Reis KKopal 20 yafl›nda bir iflçiydi.Ayaklanman›n savafl-ç›lar›ndan biri oldu.

Hakan ÇÇubukS›n›f kavgas›nda biremekçiydi. Ümrani-ye’de flehit düfltü.

Yaflar AAyd›nAtefl alt›nda insanl›¤›ngere¤ini yerine getirir-ken buldu ölüm onu.

‹smail BBaltac› Üç çocuk babas› biremekçidir. 5 kurflunsapland› bedenine.

Zalimin karşısında boyuneğmediler. Onurlarıyla

yaşadı, başı dik öldüler.

Katillerinden sorulacakhesabımız var!

12 Mart Anmas›na Ça¤r› Paneli:"Biz flehitlerimize ne kadar lay›k olursako kadar güzel fleyler yaflayaca¤›z"