Upload
others
View
8
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
Sayfa 1
GÜNLÜK ORTADOĞU BÜLTENİ 14 ŞUBAT 2012
NO: 1324 1. IRAK .................................................... 2
İrakiye Listesi El Araci’nin Açiklamasini Yalanladi .........................................................................2
El Hekim’in Musul Temaslari ........................................................................................................3
General Turhan’na Saldiri .............................................................................................................3
ITC : Stratejimiz Türkmenlerin Gaspedilen Haklarının Geri Alınması Üzerine Kuruludur .............4
Talabani’den Arap Liderlere Resmi Davet ....................................................................................5
Barzani'den PKK'ya sert tepki .......................................................................................................6 2. İRAN .................................................... 7
Çin'den İran'a Nükleer Uyarı.........................................................................................................7
İran: İsrailli diplomatlara saldırılarla ilgimiz yok ...........................................................................7
İran, Azerbaycan'a nota verdi .......................................................................................................9 3. İSRAİL – FİLİSTİN .................................. 9
İsrail saldırıdan İran'ı sorumlu tuttu .............................................................................................9
'Abbas, barışa sırtını dönüyor' ................................................................................................... 11
Türkiye, Saldırıları Kınadı ........................................................................................................... 11 4. AFRİKA ve MISIR ................................ 12
Eşşebab örgütü El Kaide'ye katılmasını kutladı ......................................................................... 12
Oğul Kaddafi, Trablus'a nakledilecek ......................................................................................... 13 5. SURİYE ............................................... 13
Rusya: Barış gücü için ateşkes şart ............................................................................................ 13
ABD Esad'ın kentleri kuşatmasını görüntüledi .......................................................................... 14
Davutoğlu, Clinton ile Suriye’yi görüştü .................................................................................... 16
'BM'nin karar alamaması Esad yönetimini cesaretlendiriyor' ................................................... 22
Suriye toplantısı sona erdi ......................................................................................................... 23
Humus'a Saldırılar Sürüyor ........................................................................................................ 25
Davutoğlu: O Mesaj Tunus'ta Çıkmalı........................................................................................ 26
Arap Birliği topu yine BM'ye attı ............................................................................................... 27
Ermeniler, Esed sonrası için endişeli ......................................................................................... 28 6. ARAP YARIMADASI VE BASRA KÖRFEZİ29
Bahreyn'de muhalefet sokağa döndü ....................................................................................... 29 7. AFGANİSTAN - PAKİSTAN ................... 30
Pakistan Başbakanı 'siyasi krizi kışkırtmak' suçlamasıyla mahkemede ..................................... 30
NATO, Afganistan'da çocukları vurdu ........................................................................................ 31
Taliban'ın eski savunma bakanı gözaltında öldü ....................................................................... 31
Sayfa 2
1. IRAK
İrakiye Listesi El Araci’nin Açiklamasini Yalanladi
İrakiye listesinden yapılan bir
açıklamada,Sadır hareketi bünyesindeki
Ahrar Kitlesi başkanı Baha El
Araci’nin’’İrakiye listesi, Ulusal Toplantıda
Cumhurbaşkan Yardımcısı Tarık El Haşimi
ve Başbakan Yardımcısı Salih Mutlak’ın
dosyasını gündeme getirmeyecek’’
açıklamasını yalanladı.
Siyasi kirizin sona ermesi için yapılması
planlanan Ulusal Toplantı öncesi siyasi
polimikler yapılmaya başlandı.İrakiye
listesi,Sadır Hareketi bünyesindeki Ahrar
kitlesi başkanı Baha El Araci’nin son
açıklamalarına yalanlama geldi.İrakiye
listesi,El Araci’nin’’İrakiye listesi, Ulusal
Toplantıda Cumhurbaşkan Yardımcısı Tarık
El Haşimi ve Başbakan Yardımcısı Salih
Mutlak’ın dosyasını gündeme
getirmeyecek’’ açıklamasını yalanladı.
Basına açıklamada bulunan İrakiye listesi
önde gelen kişilerinden Zafır El
Ani,Cumhurbaşkan Yardımcısı Tarık El
Haşimi ve Başbakan Yardımcısı Salih
Mutlak’ın dosyalarının ulusal toplantıda
ele alınmayacağı haberlerin asılsız
olduğunu söyledi.
Zafır El Ani açıklamasında ayrıca,kimenin
İrakiye adına konuşmaya hakkı olmadığını
belirtti.İrakiye listesi olarak ulusal
toplantının başarılı geçmesi için dört ayrı
dosyayı sunduğunu açıklamasında belirten
Zafır El Ani,bu dosyaların başında siyasi
tutukluların sorunun çözümü ve Başbakan
Yardımcısı Salih Mutlak’tan güvenoyun
çekmesinden vazgeçilmesi olduğunu
belirtti.
Sadır Hareketi bünyesindeki Ahrar Kitlesi
başkanı Baha El Araci kısa bir süre önce
yaptığı bir açıklamada yapılan ulusal
toplantı hazırlık toplantılarında İrakiye
listesinin Cumhurbaşkan Yardımcısı Tarık
El Haşimi ve Başbakan Yardımcısı Salih
Mutlak’ın dosyasını gündeme
getirmeyeceklerine anlaştıklarını ifade
etmişti.iddia İrakiye listesi tarafından
yalanlandı.
http://www.kerkuk.net/?p=9973
Sayfa 3
El Hekim’in Musul Temaslari
İslami Yüksek Konseyi Başkanı Ammar El
Hekim Musul’da temaslarda bulundu.
Musul Valilik Binası’nda bir basın toplantısı
düzenleyen Hekim, illere daha geniş
yetkiler verilmesi çağrısında bulundu.
Hekim Musul’da.
İslami Yüksek Konseyi Başkanı Ammar El
Hekim Musul’da temaslarda bulundu.
Musul Valilik Binası’nda Musul Valisi Etil El
Nüceyfi ve Musul İl Meclis Başkanı Cebr
Abd Rabba ile birlikte bir basın toplantısı
düzenleyen Hekim, illere daha geniş
yetkiler verilmesi ve anayasayada illerin
haklarını belirten maddelere bağlı
kalınması çağrısında bulundu.
Musul’u ziyaret etmesinin herzaman
vatandaşın yanında yer aldığını gösteren
bir mesaj olduğunu belirten Hekim,
anayasada iller için tahsis edilen bütçenin
illerin nüfusu ile doğru orantıda olmasına
bağlı kalınması gerektiğini kaydetti.
İller için tahsis edilen bütçenin adil
olmadığını da ifade eden Hekim, bu
durumun yerel yönetimlere vatandaşın ve
kentin sorunlarını çözümüne katkı
sağlayamamasına yol açtığını kaydetti.
Hekim açıklamasının devamında, ”Irak’ta
bugün kazanan ve kaybeden yok. Ya
herkes kazanacak ya da herkes
kaybedecek.” dedi. Hekim son olarak
siyasetçilere de çağrıda bulunarak,
”politikacılar toplanıp anlaşmalı.” Dedi
http://www.kerkuk.net/?p=9943
General Turhan’na Saldiri
Ülke genelinde olduğu gibi Kerkük’te de
belli aralıklarla şiddet ve terör olayları
yaşanıyor. Dün akşam saatlerinde
Kerkük’ün Arafa semtinde, Kerkük Polis
Müdür Yardımcısı General Turhan
Abdurrahman’nın araç komvoyunun geçişi
sırasında kimliği belirsiz silahlı kişiler
Sayfa 4
tarafından ateş açıldı. başarısız suikast
girişimine maruz kalan General Turhan,
teröristler ile yaşanan silahlı çatışmada
“can kaybı olmazken”, konvoydaki bazı
araçlarda maddi hasar meydana geldiğini
belirtti.
Türkmenleri yine hedefte.
Ülke genelinde olduğu gibi Kerkük’te de
belli aralıklarla şiddet ve terör olayları
yaşanıyor. Dün akşam saatlerinde
Kerkük’ün Arafa semtinde, Kerkük Polis
Müdür Yardımcısı General Turhan
Abdurrahman’nın araç komvoyunun geçişi
sırasında kimliği belirsiz silahlı kişiler
tarafından ateş açıldı.başarısız suikast
girişimine maruz kalan General Turhan,
teröristler ile yaşanan silahlı çatışmada
“can kaybı olmazken”, konvoydaki bazı
araçlarda maddi hasar meydana geldiğini
belirtti.
Türkmeneli Televizyonuna konuşan
General Turhan Adurrahman kimliği
belirsiz silahlı teröristler, 3 araçla konvoya
yaklaştıklarını ve ateş etmeye
başladıklarını ifade etti. Teröristler ile
Korumalar arasında yaklaşık yarım saat
çatışma yaşandığını belirtti.
Daha sonar teröristlerin bilinmeyen bir
yere kaçtıklarını açıkladı.
Olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü
bildirildi.
Olaya karşı Irak Türkmen Cephesi
Enformasyon bürosu bir bildiri
yayınladı.Yayınlanan bildiride Kerkük Polis
Müdür yardımcısı General Turhan
Abdulrahman’a karşı başarısız Suikast olayı
şiddetle kınandı.Bildiride ayrıca,polis
yetkililerine karşı düzenlenen bu tür
saldırılar şehrin güvenlik anlamda ne kadar
kötü olduğunun anlamına geldiği
belirtildi.Irak Türkmen Cephesi bildirisinde
ayrıca,bu olay hakkında geniş kapsamlı
incelemenin başlatılması istendi
http://www.kerkuk.net/?p=9940
ITC : Stratejimiz Türkmenlerin Gaspedilen Haklarının Geri Alınması Üzerine Kuruludur
Irak Türkmen Cephesi Kerkük il başkanı
Kasım Kazancı, terörist saldırı sonucu
hasar gören ITC Korya bürosunun
Sayfa 5
onarılmasından sonra yapılan açılışında
yaptığı konuşmada ITC’nin önceliklerinin
Türkmen milletinin, tarih boyu bütün
hükümetler tarafından gasp edilen
haklarının demokratik yollarla geri
alınması için uğraşmaktır. Açılışta Kurani
kerim okunup şehitlerin ruhlarına Fatiha
okundu .
http://www.kerkuk.net/?p=9950
Talabani’den Arap Liderlere Resmi Davet
Bağdat’ta yapılması kararlaştırılan Arap
Zirvesi için hazırlıklar hızlandırıldı.
Cumhurbaşkanı Celal Talabani, 29 Mart’ta
yapılacak olan Arap Zirvesi için, tüm Arap
Liderlerine resmi davet mektubu gönderdi.
Talabani Arap liderlerini davet etti.
Bağdat’ta yapılması kararlaştırılan Arap
Zirvesi için hazırlıklar
hızlandırıldı.Cumhurbaşkanı Celal
Talabani, 29 Mart’ta yapılacak olan Arap
Zirvesi için, tüm Arap Liderlerine resmi
davet mektubu gönderdi.
Hükümet sözcüsü Ali El Dabbağ yaptığı
basın açıklamasında. Cumhurbaşkanı Celal
Talabani’nin, 29 Mart’ta yapılacak olan
Arap Zirvesi için, tüm Arap Liderlerine
resmi davet mektubu gönderdiğini belirtti.
Sözcü El Dabbağ, tüm Arap Liderlerinin
zirveye katılmalarını beklediklerini ifade
ederken, zirvede sadece siyasi konuların
ele alınmasını değil, Arap dünyasını
ilgilendiren Ekonomik ve ortak çıkarlar
doğrultusundaki konularında ele
alınmasının beklendiğini açıkladı.sözcü
Dabbağ Arap zirvesi için tüm Iraklı siyasi
kitlelerin siyasi söylemlerini birleştirmeleri
gerektiğini de dile getirdi.
Sözcü, Bağdat’ta yapılacak olan Arap
zirvesinin tüm Iraklılar için ulusal bir konu
olduğunu belirtti.
hükümet sözcüsü, Suriye olaylarının Arap
zirvesi programı çinde olamsı Arap
Birliği’ne bağlıdır dedi. Irak’ın Arap
Birliğine karşı tek başına kararlar almasını
istemediklerini ifade eden sözcü Irak her
zaman Arap Birliğinin oy birliği ile aldığı
kararların yanında olacağını söyledi.
http://www.kerkuk.net/?p=9946
Sayfa 6
Barzani'den PKK'ya sert tepki
PKK'nın Kuzey Irak'ta kaçırdığı 3 kişiden
birini öldürmesine, Mesud Barzani'nin
başkanı olduğu bölgesel Kürt yönetimi
tepki gösterdi.
(DHA) -- Kürt yönetiminin İçişleri
Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada;
Herhangi bir kişi ya da grubun
mahkemelerin görevini üstlenip,
vatandaşlarını tutuklamasına ve öldürme
emirlerini uygulamasına izin
vermeyecekleri belirtilerek, Kürdistan
bölgesinin yasal ve hukuki bir sistem
tarafından idare edilen güvenli bir bölge
olduğu kaydedildi.
Kuzey Irak'ta Bölgesel Kürt Yönetimi
İçişleri Bakanlığı, PKK'nın Duhok'un Zaho
İlçesi'nde Musa Yunus Ebdila, Mihemed
Şehwan, Sami Mihemed Tahir'in 29
Ocak'tan beri kayıp olduğu ve
kendilerinden bir daha haber
alınamadığını açıkladı.
Açıklamada, 3 kişinin PKK'lılar tarafından
kaçırıldığının belirlendiği, kaçırılanlardan
Musa Yunus Abdullah'ın kaçırıldıktan iki
gün sonra öldürüldüğü ve cesedinin
bulunduğu, diğer 2 kişinin de serbest
bırakıldığı bilgisine yer verildi.
PKK'nın sivillere yönelik bu eylemlerinin
kınandığı ifade edilen açıklamada, faillerin
bulunması için bir komite oluşturulduğu
belirtilerek şöyle denildi: "Biz İçişleri
Bakanlığı ve Irak Kürt Bölgesi Hükümeti
olarak, PKK'ya mensup silahlı kişilerin sınır
bölgelerindeki sivillere yönelik bu
eylemlerini kınıyor, bunları insan hakları
ilkelerine uymayan yasadışı hareketler
olarak görüyoruz. Olayın incilenmesi ve
faillerine karşı hukuki süreçlerin
yürütülmesi için özel bir komite
oluşturuldu. Herhangi bir kişi ya da grubun
mahkemelerin görevini üstlenip,
vatandaşlarımızı tutuklamasına ve
öldürme emirlerini uygulamasına izin
vermeyeceğiz. Kürdistan bölgesi yasal ve
hukuki bir sistem tarafından idare edilen
güvenli bir bölgedir, ilk ve son karar
mahkemelere ve hukuk devletine aittir"
Sayfa 7
http://www.cnnturk.com/2012/dunya/02
/13/barzaniden.pkkya.sert.tepki/648977.0
/index.html
2. İRAN
Çin'den İran'a Nükleer Uyarı
İran'ı ziyaret eden Çin Dışişleri Bakan
Yardımcısı, Tahran yönetimini Uaek ile
işbirliği yapması konusunda uyardı.
Haber: Çin'den İran'a Nükleer Uyarı
Bir süredir nükleer çalışmaları konusunda
pek çok batılı ülkenin tepkisini çeken İran,
doğu ülkelerinin güçlü temsilcisi Çin'den
de bir uyarı aldı.
İran'ı ziyaret eden Çin Dışişleri Bakan
Yardımcısı Ma Zhaoxu, Tahran yönetimini
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (Uaek)
ile işbirliği yapması konusunda uyardı.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Liu Weimin,
İran'ın nükleer programıyla ilgili
tartışmaların tekrar alevlendiği bir
dönemde Ma'nın Tahran'a iki günlük resmi
ziyarette bulunduğunu açıkladı.
Liu, Ma'nın İranlı yetkililerle yaptığı
görüşmelerde Tahran yönetimini 5+1
grubuyla (BM Güvenlik Konseyi daimi
üyeleri olan ABD, Çin, İngiltere, Fransa ve
Rusya ile Almanya) görüşmelere tekrar
başlaması çağrısında bulundu.
Batılı ülkeler, İran'ın petrol gelirlerini
nükleer silah elde etmek için
kullandığından şüphe ediyor. İran ise
nükleer programının barışçıl amaçlı
olduğunu belirtiyor.
ABD yönetimi, geçen hafta İran Merkez
Bankası ile diğer İran bankalarının "aldatıcı
uygulamaları" ve İran'ın eylemlerinin
uluslararası finansal sistemine "kabul
edilemez risk" oluşturduğu gerekçesiyle ek
yaptırım kararı almıştı.
http://www.haberler.com/cin-den-iran-a-
nukleer-uyari-3355737-haberi/
İran: İsrailli diplomatlara saldırılarla ilgimiz yok
İran, İsrailli diplomatlara karşı Hindistan ve
Gürcistan'da düzenlenen bombalı
saldırılarla ilgisi olmadığını açıkladı.
Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de
düzenlenen bombalı saldırıda, bir İsrail
büyükelçiliği çalışanı, şoförü ve çevrede
bulunan iki kişi yaralanmıştı.
Sayfa 8
Yaralananlardan birinin durumunun ağır
olduğu bildiriliyor.
Gürcistan'ın başkenti Tiflis’te bir İsrailli
diplomatın aracının altına yerleştirilen bir
bombanın ise etkisiz hale getirildiği
bildirilmişti.
İsrail saldırılardan İran'ın sorumlu
olduğunu iddia etmişti.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ramin
Mihmanparast, İsrail'in bu iddialarıyla
ülkesinin imajını zedelemeye çalıştığını
söyledi.
Karşılıklı sert ithamlar
Mihmanparast, "Siyonist rejimin iddialarını
kesin bir şekilde reddediyoruz. Bunlar
propaganda savaşının bir parçası."
şeklinde konuştu.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu,
saldırının arkasında İran ve Lübnan'daki
Hizbullah hareketi üyelerinin olduğunu
söylemişti.
Netanyahu, İran'ın "dünyanın en büyük
terör ihracatçısı" olduğu ifadesini
kullanmıştı.
BBC muhabiri Rupert Wingfield Hayes,
İran'ın nükleer tesislerinde görevli bilim
adamlarını hedef alan saldırılardan İsrail'i
sorumlu tutmasının ardından son birkaç ay
içinde İsrail büyükelçiliklerindeki güvenlik
önlemlerinin daha da artırıldığını söylüyor.
Hindistan televizyonu, Delhi'deki
patlamadan sonra elçilik binası önünde
alevler içindeki bir aracın görüntülerine
yer verdi.
Kordon altına alınan bölgeye bomba imha
uzmanları sevk edildi.
İsrail'in Yeni Delhi Büyükelçiliği çok sıkı
şekilde korunuyor. Başbakan Manmohan
Singh'in konutu da bu bölgede bulunuyor.
Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı
Hillary Clinton, yaptığı açıklamada,
'korkakça' diye nitelediği saldırıları kınadı
ve sorumluların bulunmasına yardım
edebileceklerini söyledi.
Sayfa 9
İran, nükleer programında çalışan bilim
adamlarının son iki yılda art arda bombalı
suikastlara kurban gitmesinin arkasında
ABD ve İsrail'in olduğunu savunuyordu.
İran'daki bu saldırıların ardından İsrail
güvenlik önlemlerini üst düzeye çıkarmıştı.
http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/20
12/02/120214_iran_israel.shtml
İran, Azerbaycan'a nota verdi
İran, bilimadamlarına düzenlenen
suikastlarla ilgili kişilerin, Azerbaycan'a
giriş yaptığı iddiaları üzerine, Azerbaycan'a
nota verdi. İddiaları yalanlayan
Azerbaycan ise İran'ın tepkisini "anormal"
olarak niteledi.
Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı,
Azerbaycan'ın Tahran Büyükelçisi Cevanşir
Ahundov'un Dışişleri Bakanlığına çağrılarak
Azerbaycan'a nota verilmesini, 'anormal
bir tepki' şeklinde nitelendirdi.
Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı basın
sözcüsü Elman Abdullayev, bugün çeşitli
basın organlarına yaptığı açıklamada,
İran'daki bilim adamlarına düzenlenen
suikastlarla ilgili olduğu belirlenen bazı
teröristlerin Azerbaycan'a giriş çıkış yaptığı
yönünde iddiaların gerçeği yansıtmadığı ve
iftira olduğunu ifade ederek,
Azerbaycan'ın Ermeni teröründen eziyet
çeken bir ülke olduğu, dışardan
müdahalelere ve terör örgütlerinin
faaliyetlerine izin vermeyeceğini belirtti.
Abdullayev, İran ile yaşanan nota krizinin
iki ülke ilişkilerini negatif yönde
etkileyeceğini ama Azerbaycan tarafının
komşuları ile iyi ilişkiler kurmak istediğini
kaydetti.
Ayrıca Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı,
İran'ın Azerbaycan'a verdiği notayı, daha
önce Azerbaycan tarafından yakalanan
İran istihbaratına üye bir grubun
yakalanması sonrası İran'a verilen notaya
tepki mahiyetinde de olduğunu belirtti.
http://www.cnnturk.com/2012/dunya/02
/13/iran.azerbaycana.nota.verdi/648980.0
/index.html
3. İSRAİL – FİLİSTİN
İsrail saldırıdan İran'ı sorumlu tuttu
Sayfa 10
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu,
Hindistan ve Gürcistan'daki elçilik
saldırılarının arkasında İran'ın olduğunu
iddia etti.
Taylanda ve Azerbaycan'da İsrail
elçiliklerine geçtiğimiz ay saldırı
girişimlerinin başarısız kaldığını hatırlatan
Natenyahu, Yeni Delhi ve Tiflis'teki
saldırıları İran ve Lübnan merkezli
Hizbullah'ın sorumlu olduğunu söyledi.
Partisi Likud'un grup toplantısında
konuşan Netanyahu, "Bu saldırıların
arkasında da bulunan İran, dünyada terör
ihraç en büyük güç" dedi.
HİNDİSTAN VE GÜRCİSTAN'DA SALDIRI
İsrail'in Hindistan ve Gürcistan'daki
büyükelçilikleri çalışanlarına bombalı
saldırı düzenlendi. Yeni Delhi'de İsrail
büyükelçiliğine yakın bir noktada aracına
bombalı saldırı düzenlenen İsrailli
diplomat yaralandı. Tiflis'te ise elçilikteki
bomba etkisiz hale getirildi.
Haberin devamı ↓reklam
İsrail Dışişleri Bakanlığı sözcüsü David
Goldfarb, "Olayın nasıl olduğunu
araştırıyoruz" dedi. İsrailli sözcü, Hintli
yetkililerle uyumlu bir şekilde çalıştıklarını
da belirtti. İsrailli yetkililer saldırıda bir
diplomatin eşi ile şoförünün yaralandığını
doğruladı.
Hındistan Dışişleri Bakanlığı'nın
açıklamasında da Yeni Delhi'de bir araca
düzenlenen bombalı saldırıda bir kadının
yaralandığı vurgulanmıştı.
TİFLİS'TE ELÇİNİN ARACINA BOMBA
İsrail'in Tiflis Büyükelçisi İsak Gerberg'i
hedef alan suikast girişimi, Gürcü polisi
tarafından engellendi. Gürcü basınında,
Gerberg'in aracının alt kısmına el bombası
monte edildiği ve bombanın Gürcü polisi
tarafından etkisiz hale getirildiği belirtildi.
İMAD MUGNİYE'NİN İNTİKAMI MI
İsrail diplomatlara saldırının, Suriye'nin
başkenti Şam'da 2008 yılında bir suikast
sonucu öldürülen Hizbullah lideri İmad
Mugniye'nin ölüm yıldönümünden dört
gün sonraya denk gelmesi dikkat çekti.
Sayfa 11
Geçtiğimiz yıl İmad Mugniye'nin 3. ölüm
yıldönümünde İsrail elçiliklerine bombalı
saldırı düzenleneceği tehditleri yapılmıştı.
http://www.ntvmsnbc.com/id/25321702/
'Abbas, barışa sırtını dönüyor'
Mahmud Abbas'ın Arap Birliği'ndeki
sözlerine yanıt veren İsrail Başbakanı
Netanyahu, Filistin liderini Hamas'a bağlı
olmakla suçladı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu,
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın
"barışa sırtını döndüğünü" öne sürdü.
İsrail'in Haaretz gazetesinin haberine göre
Netanyahu, Abbas'ın Mısır'ın başkenti
Kahire'deki Arap Birliği dışişleri bakanları
toplantısında yaptığı konuşmaya cevaben
yayımladığı açıklamada, Abbas'ı sert bir
dille eleştirdi.
Netanyahu, Abbas'ı Hamas'a yürekten
bağlı olmak ve İran'ı etkin bir şekilde
sahiplenmekle suçladı.
ABBAS'TAN KAMPANYA TEHTİDİ
Abbas, Arap Birliği toplantısında,
Netanyahu'nun tüm Yahudi yerleşim
inşaatlarını durdurmaması ve
müzakerelerin 1967 sınırları temelinde
yürütülmesini kabul etmemesi halinde
Filistin'in BM'de bağımsız bir devlet olarak
tanınması kampanyasını yeniden
başlatacağını söylemişti.
http://www.ntvmsnbc.com/id/25321544/
Türkiye, Saldırıları Kınadı
Türkiye, İsrailli diplomatlara yapılan
saldırıyı kınadı ve gerekçesi ne olursa
olsun teröre karşı olduğunu bildirdi.
Sayfa 12
Türkiye, İsrail diplomatik araçlarına yapılan
saldırıyı kınayarak, kaynağı ve gerekçesi ne
olursa olsun teröre karşı olduğunu bildirdi.
Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan
açıklamada, dün Hindistan'ın başkenti Yeni
Delhi'de İsrail Büyükelçiliği'ne ait bir araca
yönelik olarak düzenlenen bombalı terör
saldırısında iki kişinin yaralandığı,
Gürcistan'ın başkenti Tiflis'te yine İsrail
Büyükelçiliği'ne ait bir araca yönelik
bombalı terör saldırısı girişiminin de
Gürcistan makamlarının müdahalesiyle
önlendiği hatırlatıldı.
Açıklamada, "Türkiye, kaynağı ve gerekçesi
ne olursa olsun teröre karşıdır. Bu
çerçevede söz konusu saldırıları kınıyor,
yaralananlara acil şifalar diliyoruz" denildi.
http://www.haberler.com/turkiye-
saldirilari-kinadi-3358478-haberi/
4. AFRİKA ve MISIR
Eşşebab örgütü El Kaide'ye katılmasını kutladı
Somali'deki Eşşbab örgütü, El Kaide'ye
katılmasını ülke genelinde düzenlediği
gösterilerle kutladı. Eşşebab sözcüsü bu
birleşmeyle birlikte düşmanın can evinden
vurulduğunu söyledi. ABD ise bu
birleşmenin önemli ve tehlikeli bir gelişme
olduğunu belirtmişti.
Eşşebab sözcüsü Şeyh Ali Mahmud Rage,
militanların denetimindeki Afgoye
kentinde dün toplanan kalabalığa hitaben,
"Eşşebab'ın El Kaide ile birleşmesi düşmanı
can evinden vurdu" dedi. Batı karşıtı
sloganlar atan militanların halka
gösterilere katılmaları talimatı verdiği
belirtildi.
Eşşebab militanlarının, liman kenti
Merka'nın da aralarında bulunduğu güney
bölgelerinde benzer gösteriler yaptığı
kaydedildi.
El Kaide lideri Eymen El Zevahiri,
internette yayınladığı bir video kaydıyla,
Somali'deki Eşşebab örgütünün El Kaide'ye
katıldığını açıklamıştı. Eşşebab, 2009'da da
El Kaide'nin öldürülen lideri Usame Bin
Ladin'e bağlılığını ilan etmişti.
Sayfa 13
Haberin devamı ↓reklam
WASHINGTON ENDİŞELİ
Washington, Somali'deki Eşşebab
örgütünün El Kaide'ye katılmasından
endişeli. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü
Victoria Nuland, Eşşebab örgütünün El
Kaide'ye katılmasının "önemli ve tehlikeli"
olduğu uyarısında bnulunmuştu. Nuland,
bu durumun bölgedeki tehlikeler
konusunda endişeleri artırdığınını da v
urgulamıştı.
http://www.ntvmsnbc.com/id/25321950/
Oğul Kaddafi, Trablus'a nakledilecek
Libya'nın öldürülen devrik lideri Muammer
Kaddafi'nin halefi olarak görülen oğlu
Seyfülislam Kaddafi'nin en geç iki ay içinde
Trablus'taki bir cezaevine nakledileceği
bildirildi.
Libya Milli Geçiş Konseyi Başkanı Mustafa
Abdülcelil, Seyfülislam'ın Trablus'a
nakledildikten sonra yargılanmaya
başlayacağını belirtti. Sahra Çölü'nde üç ay
önce yakalanan Seyfülislam Kaddafi,
ülkenin kuzeybatısındaki Zintan kentinde
gizli bir yerde tutuluyor.
http://www.zaman.com.tr/haber.do?habe
rno=1244752&title=ogul-kaddafi-trablusa-
nakledilecek
5. SURİYE
Rusya: Barış gücü için ateşkes şart
Arap Birliği'nin, BM'ye Suriye için ortak
barış gücü oluşturulması çağrısına cevap
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'dan
geldi. Lavrov, BM barış gücü için ateşkes
yapılmasını şart koştu.
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, Suriye'ye
barış gücü askeri gönderebilmeleri için
öncelikle hem Şam yönetiminin hem de
muhalefetin şiddeti durdurma konusunda
anlaşması gerektiğini söyledi.
Lavrov, Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri
Bakanı Şeyh Abdullah Zayed el Nahyan ile
görüşmesinin ardından düzenlenen ortak
basın toplantısında, ''Bir ülkeye barış gücü
göndermek için öncelikle söz konusu
Sayfa 14
ülkenin bunu kabul etmesi gerekiyor.
Barışı koruma misyonu ve BM'nin diliyle
barış gücü askerlerinin görevlendirilmesi
için öncelikle sürdürülebilir bir barışın
olması gerekiyor. Başka bir deyişle ateşkes
gibi bir şey üzerinde anlaşmamız
gerekiyor'' dedi.
Suriye sorununa çözümün herhangi bir dış
müdahale olmadan bulunması gerektiğini
yineleyen Lavrov, ''Sayın Nahyan ile Arap
Birliği ülkelerinin aldığı karar ışığında
Suriye sorununu ele aldık'' şeklinde
konuştu.
Lavrov, Suriye halkının daha iyi bir hayat
yönündeki arzularını desteklediklerini de
vurguladı.
Suriye'nin Dostları Konferansı'nda
sunulacak önerilerin içeriğinin
netleştirilmesini istediklerini kaydeden
Lavrov, ''Suriye'nin dostları konferansına
iletilecek önerilerin içeriğiyle ilgili net
bilgiler almak isteriz. Eğer bu konferans
gerçekten Suriyelileri birleştirecekse bence
en doğru yaklaşım bu'' dedi.
'SURİYE DOSTLARI SADECE
MUHALEFETTEN OLUŞMAMALI'
Lavrov, konferansın Suriye'nin dostlarını
sadece muhalefet olarak ayırması halinde
bunun Rusya'nın da güçlü şekilde
desteklediği Arap Birliği'nin açıkladığı
amaca uygun bir durum olmayacağını
kaydederek, gerekli olanı şeyin tüm
grupları kapsayıcı bir şekilde içine alacak
diyalog ortamının yaratılması olduğunu
söyledi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü
Aleksandır Lukaşeviç de daha önce yaptığı
Suriye'nin Dostları Konferansı ile ilgili
açıklamada, Moskova'nın bir ülkenin
içindeki çatışmalara dış güçleri çok daha
fazla müdahil edecek her türlü formata
karşı olduğunu söylemişti.
http://www.ntvmsnbc.com/id/25321699/
ABD Esad'ın kentleri kuşatmasını görüntüledi
ABD uydudan Suriye Devlet Başkanı Beşşar
Esad'ın silah yığınağı yaptığı kentleri
belirledi. Uydu fotoğraflarında
muhaliflerin yoğun olarak yaşadığı çoğu
şehire tank, top ve füzelerin çevrildiği
görülüyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı uydu
fotoğraflarıyla, Suriye Devlet Başkanı
Sayfa 15
Beşşar Esad'ın hangi kentleri tank, top ve
füzelerle kuşattığını tek tek görüntüledi.
Lübnan sınırına yakın Rankus bölgesinde
yerleşim birimlerinin hemen dışına
yerleştirilen tanklar ateşe hazır şekilde
bekliyor. Başka bir uydu fotoğrafında ise,
başkent Şam'ın 30 kilometre dışındaki bir
bölgede yine tankların koşullandırıldığı
görülüyor. 5 Şubat tarihli bir uydu
görüntüsünde de, Suriye ordusunun tank
ve topları Zabadani'ye çevirdiği tespit
edildi.
HUMUS'A FÜZELER ÇEVRİLİ
Muhaliflerin yoğun olarak yaşadığı Humus
kentinin hemen dışına ise tank ve toplar
dışında füzeler koşullandırıldığı görülüyor.
Görüntüde füzelerin ateşe hazır bir şekilde
bekletildiği görülüyor.
BM YİNE SURİYE'Yİ GÖRÜŞECEK
BM Genel Kurulu, bugün Suriye'deki
durumu ele alacak. 193 üyeli BM Genel
Kurulu'nun 66. Dönem Başkanı Nasır
Abdülaziz El Nasır, Suriye'deki krizle ilgili
devreye girerek BM'ye üye devletlere
geçtiğimiz hafta mektup yazarak Kurul'un
bugün resmi bir toplantıda Suriye'deki
durumu ele almasını istedi.
Genel Kurul üyelerinin bugün El Nasır'a
resmi bir toplantı düzenlemesi konusunda
yetki vermesi bekleniyor. BM Güvenlik
Konseyi'nin (BMGK), 4 Şubat'taki
toplantıda Rusya ve Çin'in vetosu
yüzünden Suriye'de şiddetin durmasına
yönelik Arap Birliği barış planını
destekleyen karar tasarısını kabul
etmemesinin ardından, BM Genel
Kurul'unda pekçok ülke Suriye konusunda
harekete geçilmesini istiyor.
SUUDİLER YENİ TASARI PEŞİNDE
Bu arada Suudi Arabistan, Genel Kurul'da
oylamaya sunulmak üzere bir karar tasarısı
metni üzerinde hazırlıklarını devam ediyor.
DAVUTOĞLU cLINTON'LA GÖRÜŞECEK
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu bugün
Washington'da ABD Dışişleri Bakanı Hillary
Clinton ve ABD Savunma Bakanı Leon
Panetta ile görüşecek. Görüşmede ağırlıklı
olarak Suriye'nin konuşulması bekleniyor.
http://www.ntvmsnbc.com/id/25321597/
Sayfa 16
Davutoğlu, Clinton ile Suriye’yi görüştü
Wahington’da biraraya gelen Dışişleri
Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Hillary
Clinton, Suriye ve İran’ı masaya yatırdılar
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu,
“Demokratik kültüre sahip olmak Suriye
halkının hakkıdır” dedi.
Bir dizi resmi temaslar kapsamında
Washington’da bulunan Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu ve ABD Dışişleri Bakanı
Hillary Clinton, bir çalışma yemeğinde
buluştu. Davutoğlu ve Clinton, daha sonra
yaptıkları ikili görüşmenin ardından ABD
Dışişleri Bakanlığı’nda ortak basın
toplantısı düzenledi.
Davutoğlu ve Clinton’ın görüşmesinde iki
ülkeyi ilgilendiren ikili, bölgesel ve küresel
konuların yanı sıra Suriye konusu da ele
alındı.
Görüşmenin ardından Davutoğlu ile ortak
basın toplantısı düzenleyen Clinton “Esad
rejimi ülkedeki genelinde şiddet olaylarını
tırmandırdı. Esad rejiminin sivil halka karşı
şiddet uyguladığını biliyoruz. Suriye
halkının yanındayız. Arap Birliğinin, Suriye
çabalarını destekliyoruz. Suriye’de çözüme
kavuşmak için Türkiye ile rol üstlenmeye
hazırız. Ülkeye acil tıbbi yardımın
götürülmesi için girişimlerde bulunacağız.
Suriye halkı demokratik bir geleceği hak
ediyor. Kimse Suriye’de iç savaş görmek
istemiyor.” dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton,
Suriye’deki rejimin ülke içindeki kentlerde
şiddeti artırmasının içler acısı bir durum
olduğunu söyledi. Clinton, ”Suriye halkının
yanındayız ve barışçıl bir çözümün gayreti
içindeyiz” dedi.
Clinton, “ABD ve Türkiye, Suriye’deki
rejimin, Arap Birliği’nin son çabalarına ve
uluslararası toplumun ‘derhal sivil
ölümlere son vermesi, yerleşim
yerlerinden askeri güçlerini geri çekmesi,
gazeteciler ile gözlemcilere giriş izni
vermesi, siyasi mahkumları serbest
Sayfa 17
bırakması, gerçek ve samimi bir
demokratik değişim sürecine başlaması ve
muhalefetle ciddi bir diyaloğa başlaması’
yönündeki çağrılarına kulak vermesini
istiyor” diye konuştu.
Hem Davutoğlu hem kendisinin,
Suriye’deki krize çözüm yolunda çok aktif
rol oynayacaklarını vurgulayan Hillary
Clinton, “Türkiye liderlerden biri ve komşu
olarak bu konuyla en fazla ilgili ülkeler
arasında. Suriye halkının çektiği acıları
anlayan bilinç sahibi bir ülke. Türkiye,
acımasız Esed rejimine bir alternatif örnek
oluşturuyor” şeklinde konuştu.
TÜRKİYE LİDER ÜLKELERDEN BİRİ
Clinton, Tunus’taki uluslararası konferansa
uzanan süreç dolayısıyla, siyasi bir sürecin
desteklenmesi için Türkiye ve diğer
ülkelerle yakın çalışma içinde olacaklarını
ifade etti.
Suriye halkının, devlet baskısının,
terörizmin ve şiddet yanlısı aşırılıkların
olmadığı bir demokratik geleceği hak
ettiğini ve Suriye halkının yardım
çağrılarını farkında olduklarını belirten
Clinton, ülkedeki yaralılara acil yardım
malzemelerinin ulaştırılması için çalışmaya
kararlı olduklarını kaydetti. Clinton, bu
kapsamda, Kızılay ve Kızılhaç gibi
uluslararası kuruluşlara sağladıkları fonları
artıracaklarını, elektrik ve su gibi
kaynaklara erişim imkanları olmayan halka
bu yardımların ulaştırılması için
çalıştıklarını dile getirdi.
Clinton, ”Türkiye liderlerden biri ve komşu
olarak bu konuyla en fazla ilgili ülkeler
arasında. Suriye halkının çektiği acıları
anlayan bilinç sahibi bir ülke. Türkiye,
acımasız Esad rejimine bir alternatif örnek
oluşturuyor” diye konuştu.
İRAN VE DİĞER KONULAR
Clinton, görüşmelerindeki bir diğer
konunun da İran olduğunu belirterek, hem
İran’a yaptırım hem de bu ülkeyle diyalog
seçeneğini içeren çift yönlü yaklaşımlarının
devam ettiğini söyledi.
İran’ın barışçıl nükleer enerji hakkını
tanıdıklarını, ancak aynı zamanda bu
ülkenin yerine getirmesi gereken
uluslararası sorumlulukları bulunduğunu
belirten Clinton, Davutoğlu ile
görüşmesinde ayrıca, Türkiye’nin
bölgedeki yeni demokrasilere sağladığı
desteği ve Türkiye’nin başarılı
Sayfa 18
demokrasisinin ”gerçek bir örnek”
oluşturmasının öncelikleri olduğunu
belirtti.
Clinton, Türk hükümetinin azınlık
mallarının iadesi konusunda yaptığı çok
önemli çalışmaya ilgi gösterdiklerini
kaydederken, Heybeliada Ruhban
Okulu’nun yeniden açılması arzularını da
yineledi.
Bakan Clinton, Tunus, Mısır, Libya gibi yeni
ortaya çıkmakta olan demokrasilere ne tür
katkılar sağlayabilecekleri ve Suriye’nin
ihtiyaçları üzerinde odaklanmalarının
önem taşıdığını da ifade etti.
TÜRKİYE’NİN AB ÜYELİĞİNE DESTEK
Türkiye’nin AB üyeliği yönündeki bir
soruyu cevaplayan Clinton, “Türkiye’nin
AB üyeliğini destekliyoruz. Türkiye’nin AB
üyeli Avrupa’ya katkı sağlayacaktır.
Türkiye’nin AB üyeliği herkesin
çıkarlarınadır. AB, Türkiye ile daha güçlü
olacak.” açıklamasında bulundu.
Clinton, ABD olarak Türkiye’nin tam
üyeliğine uzun süredir destek verdiklerine
işaret ederek, ”Oy hakkımız yok, ama yıllar
boyu bu konudaki görüşlerimizi ortaya
koyduk, çünkü Türkiye’nin AB’ye tam
üyeliğinin hem Türkiye’nin hem de
Avrupa’nın çıkarına olduğunu
düşünüyoruz” dedi.
Clinton, Türkiye’nin AB üyeliğinin eninde
sonunda gerçekleşeceğini, bunun siyasi ve
ekonomik entegrasyonun çıkarlarına
uygun düşeceğini düşünenlerden biri
olduğunu ifade ederek, ”Kimsenin
cesaretinin kırılmasını ve bu süreçten
uzaklaşmasını istemiyorum, ancak her
zorlu müzakerede olduğu gibi, bazen
bunun da daha sonra yeniden ele almak
üzere bir süreliğine bir kenarda
tutulmasına ihtiyaç var ve şu anda zaten
bölgede bizi meşgul eden yeteri kadar
konu bulunmakta” diye konuştu.
Türkiye ile uzun süredir sahip oldukları
bağlar ve çok değer verdikleri müttefiklik
ilişkisi nedeniyle ABD‘nin de bu süreçte
oynayabileceği rolün tabi ki bulunduğunu
kaydeden Clinton, ”Türkiye’nin en
başından beri çok yapıcı rol oynadığı NATO
içerisinde ortak ve müttefikiz. Dolayısıyla
Türkiye’nin AB üyesi olmasının herkesin
çıkarına olduğuna inanmaya devam
ediyoruz” ifadesini kullandı.
‘IRAK’TAKİ VAZİYETTEN KAYGILIYIZ’
Sayfa 19
Clinton, Irak Başbakanı Nuri El Maliki’nin
Türkiye’ye eleştirileri ve bu ülkedeki siyasi
ortamdan duyulan kaygılara dair bir soru
üzerine de, ”Irak içerisindeki siyasi
vaziyetten kaygılıyız. Irak hükümetinin,
tüm Iraklıların ülkenin geleceğinde söz
sahibi olduğuna inandığı kapsayıcı bir
hükümet olması önem taşıyor. Davutoğlu
ve ben Irak konusunda, Irak’ın
demokrasisini güçlendirmede, farklı
gruplar arasındaki siyasi farklılıkların
giderilmesine nasıl katkı
sağlayabileceğimiz noktasında verimli bir
görüşme yaptık. Demokrasisini geliştiren,
kim olduklarına ve nerede yaşadıklarına
bakmaksızın halkına hizmetler sunan
birleşik bir Irak’ın ortaya çıkmasında
hepimizin çok güçlü çıkarları bulunuyor”
diye konuştu.
Dolayısıyla, Irakiye bloğunun Temsilciler
Meclisi’ne geri dönüşünden memnuniyet
duyduklarını kaydeden Clinton, ”Irak
Devlet Başkanı Celal Talabani’nin, farklı
gruplar arasındaki arabuluculuk çabalarını,
gücün paylaşımını öngören Irak anayasası
ve Irak yasalarına uygun olarak tüm
Iraklıların çıkarlarını temsil eden bir siyasi
çözüme ulaşılmasına odaklanacak bir
ulusal konferans yolundaki çabalarını
destekliyoruz. Irak içerisindeki farklı
seçmen gruplarının varlığını tanıyan ve
Irak yönetimi ve demokrasisini ileri
götürmek için daha güçlü temel inşa
etmeye dönük bu çabalara güçlü destek
veriyoruz” dedi.
Clinton, Türkiye’yi de, Bağdat’a ve siyasi
sistem içerisindeki birbirinden farklı
karakterlere erişme çabasında önemli rol
oynamaya devam etmeye çağırdıklarını
belirterek, ”Bölgedeki diğer ülkeleri de
aynısını yapmaya çağırıyoruz. Türkiye’nin
çok yapıcı bir rol oynadığını düşünüyoruz.
Ancak tüm Iraklıları temsil eden kapsayıcı
bir Irak hükümetine olan bağlılığın
kesinkes ortaya konması ihtiyacına dair
kaygıyı da paylaşıyoruz” ifadelerini
kullandı.
DAVUTOĞLU: SURİYE’DE ‘BEKLE-GÖR’
TAVRI İÇİNDE OLAMAYIZ
Konuşmasının başında Türkiye-ABD
ilişkilerine değinen Bakan Davutoğlu
“Önümüzde ortak ve yoğun bir gündem
var. ABD ile ekonomik anlamda örnek
oluşturacak bir ilişkiye yönelmek istiyoruz.
Türkiye refah ve istikrarın temsil edildiği
bir ülke.” dedi.
Sayfa 20
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu,
Suriye’de gerçek bir insani trajedinin
yaşandığını, Birleşmiş Milletler (BM)
Güvenlik Konseyi’nde Rusya ve Çin’in
vetosunun ardından yaşanan çıkmazdan
sonra, uluslararası toplum ve bölgesel
ortaklar olarak ”bekle-gör” tavrı içinde
olamayacaklarını söyledi.
Davutoğlu ve ABD Dışişleri Bakanı Hillary
Clinton, Washington’daki bir çalışma
yemeğinde buluştu. Davutoğlu ve Clinton,
daha sonra yaptıkları ikili görüşmenin
ardından ABD Dışişleri Bakanlığı’nda ortak
basın toplantısı düzenledi.
Bakan Davutoğlu, Clinton ile Kuzey
Afrika’daki siyasi değişimleri, Tunus, Mısır
ve Libya gibi ülkelere nasıl yardım
edebileceklerini ele aldıklarını, buralarda
başarı sağlanması için ABD ile omuz omuza
çalıştıklarını belirtti.
Bölge halklarının talep ettiği, hukukun
üstünlüğü, özgürlük, demokrasi,
saydamlık, hesap verebilirlik gibi
değerlerin Türkiye olarak her yerde
savundukları değerler olduğunu ifade
eden Davutoğlu, Suriye halkının da bu
hakları talep ettiğini kaydetti. Davutoğlu,
“Maalesef Suriye rejimi barışçıl gösterilere
karşı şiddet uyguladı ve bugün önümüzde
gerçek bir insani trajedi yaşanmakta” diye
konuştu.
Davutoğlu, şunları söyledi: ”Clinton’la,
Suriye’nin her yerinde gıda ve ilaç sıkıntısı
nedeniyle acılar çeken halka insani
yardımlar konusunda yeni bir girişim
olması gerektiği üzerinde mutabık kaldık.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun’la dün bir
görüşme yaptım ve Suriye halkının insani
yardımlara erişiminin nasıl sağlanabileceği
hususunda Türkiye olarak Cenevre’deki
BM İnsan Hakları Komisyonu nezdinde
girişim başlattık. İkinci olarak, bunun bir
siyasi boyutu var. Tunus’taki toplantı,
Suriye halkına yönelik dayanışmanın
gösterilmesi ve Suriye rejimine şiddet
yanlısı politikalarını sürdüremeyecekleri
yönünde güçlü ve net mesaj gönderilmesi
bakımından önemli bir uluslararası
platform olacak. Tabi ki, ABD ve diğer
ortaklarımızla, gelişmelerin nasıl cereyan
edeceğini yakından takip edeceğiz ve
Suriye halkını savunmaya devam
edeceğiz.”
İRAN KONUSU
Davutoğlu, görüşmede İran konusunu da
ayrıntısıyla ele aldıklarını bildirirken,
Sayfa 21
”Geçen ay Tahran’daydım. İranlılar,
müzakerelerin yeniden başlamasına
yönelik isteklerini ortaya koydular. (AB Dış
Politika Yüksek Temsilcisi) Catherine
Ashton ile yakın temas halindeyiz” dedi.
Müzakerelere güçlü bir siyasi iradeyle ve
iyi niyetle başlanması ve sonuç odaklı bir
sürecin izlenmesinin taşıdığı önemi dile
getiren Davutoğlu, ”Sadece bir toplantı
yapıp, bir sene sonra bir toplantı daha
yapmak, aynı zorlukları, aynı süreçleri bir
daha yaşamak değil, biraraya gelmeli ve
sorunu çözene kadar ayrılmamalılar. Eğer
böylesine bir konsantre olunmuş
müzakere olursa, bir çözüme ulaşılacağını
umuyoruz” diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, İran’ın nükleer
dosyasıyla ilgili bir soru üzerine, İran’la
ilgili gerginlikten zarara uğrayan
ülkelerden birinin de Türkiye olduğunu
belirterek, bu soruna bir çözüm bulunması
halinde ise Türkiye’nin bundan kazançlı
çıkacak ülkeler arasında yer alacağını
söyledi.
Türkiye olarak çevrelerinde nükleer askeri
kapasiteye karşı olduklarını ve tüm
dünyada nükleer silahsızlanmayı
istediklerini vurgulayan Davutoğlu, aynı
zamanda da barışçıl nükleer kapasite ve
teknolojiye de sınırlama getirilmesini
istemediklerini kaydetti.
Davutoğlu, bu iki prensip temelinde, bir
müzakere olması gerektiğini söyleyerek,
”İran, nükleer teknolojilerinin hiçbir askeri
boyutu olmayacağına dair garanti vermeli,
ancak aynı zamanda da, barışçıl nükleer
teknolojiye sahip olma hakkı İran da dahil
olmak üzere tüm ülkelere tanınmalı.
Türkiye tüm bu sürece katkı sağlayacak.
Bunun adı ya da pozisyonu önemli değil.
Bu konunun çözümü için elimizden gelen
herşeyi yapacağız. Geçen yıl, (İran ile P5+1
arasındaki) son toplantıya ev sahipliği
yaptık. Eğer bize yine böyle bir talep
gelirse, yine ev sahipliği yapmaya hazırız.
Sürece katkı adına herşeyi yapmaya
kararlıyız”.
TÜRKİYE’NİN AB ÜYELİĞİ HERKESİN
ÇIKARINA
Davutoğlu, Türkiye’nin AB süreciyle ilgili
bir soru üzerine, Türkiye’nin AB üyeliğinin
yıllardır sorulduğunu ve her seferinde de
aynı cevabı verdiklerini söyleyerek, ”Evet,
AB’nin üyesi olmayı istiyoruz ve AB
tarafından gelen cesaret kırıcı tüm
Sayfa 22
davranışlara rağmen, bir gün AB üyesi
olacağımıza dair hala iyimseriz. AB’ye
üyeliğimiz, AB’ye değer katacaktır ve
herkes bundan kazanç sağlayacaktır. AB
jeopolitik olarak daha etkili, ekonomik
olarak daha dinamik ve kültürel olarak
daha kapsayıcı olacaktır. Türkiye çok daha
güçlü olacak ve Türkiye-AB işbirliği, ABD
için de, NATO için de, küresel toplum için
de büyük bir değer olacaktır” diye
konuştu.
ABD‘nin, Türkiye’nin AB üyelik sürecine
verdiği destekten dolayı müteşekkir
olduklarını ifade eden Davutoğlu, ”Ancak
tabii ki bu konudaki kararı ABD
vermeyecek. Eğer karar verme şansları
olsaydı, eminim ki şimdiye kadar AB’nin
üyesi olurduk. Ama hala aynı desteği
beklemeye devam ediyoruz. Her yıl, Bakan
Clinton’ın ev sahipliğinde transatlantik
akşam yemeği düzenliyoruz ve her
seferinde aynı problemi yaşıyor, önce AB
toplantısı, sonra bir başka toplantı. Bir gün
aynı toplantıda buluşacağız, beraber
olacağız” dedi.
Davutoğlu, Clinton ile görüşmelerinde,
Balkanlar, Kıbrıs, Kafkaslar ve diğer birçok
konunun da gündeme geldiğini sözlerine
ekledi.
http://www.kerkuk.net/?p=9963
'BM'nin karar alamaması Esad yönetimini cesaretlendiriyor'
Birleşmiş Milletler'in insan haklarından
sorumlu en üst düzey yetkilisi Navi Pillay,
Güvenlik Konseyi'nin Suriye konusunda
karar alamamasının, Esad yönetimini
muhaliflere karşı topyekun saldırıya
geçmesi için cesaretlendirdiğini savundu.
Pillay BM Kurulu'nda yaptığı konuşmada
Şam hükümetinin Suriye ile ilgili karar
tasarısında uzlaşma sağlanaması nedeniyle
protestoculara karşı aşırı güç kullanmaya
başladığını söyledi.
Muhalif gruplar, güvenlik güçlerinin bu ay
boyunca Humus kentinde muhaliflerin
elindeki bölgelere düzenlediği saldırıda en
az 400 kişinin öldüğünü söylüyor.
Sayfa 23
Arap Birliği, Birleşmiş Milletler'e Suriye için
ortak barış gücü oluşturulması önerisinde
bulunmuştu.
Navi Pillay, konuşmasında bu ayın
başlarında Rusya ve Çin tarafından veto
edilen BM Güvenlik Konseyi kararına
gönderme yaptı. Karar tasarısında Suriye
Devlet Başkanı Beşar Esad'a istifa çağrısı
yapılıyordu.
Pillay, bu kararının Esad yönetimini daha
fazla şiddet kullanmaya ittiğini belirterek,
"Özellikle Humus'ta devam eden şiddet
karşısında dehşete düştüm" dedi.
Birleşmiş Milletler'in Suriye'deki
ayaklanma sırasında ölen ve
yaralananların sayısını belirlemeye
çalıştığını ancak son iki ayda bunun
"neredeyse imkansız hale geldiğini"
söyledi.
BM temsilcisi, "Ancak ölü sayısının her
geçen arttığı kesin" diye konuştu.
'Apartmana mayın döşemek barışçıl
gösteri değil'
Suriye'nin BM'deki temsilcisi Beşar Caferi
ise, Esad hükümetinin 'ülkeyi
istikrarsızlaştırmaya çalışan silahlı
çeteler'le savaştığını yineledi.
Caferi, "Bu terörist gruplar tarafından
binalara mayın döşendi. Bunlar barışçıl
gösteriler değil. Bu şiddet" dedi.
'Rusya: Önce ateşkes'
Avrupa Birliği, Arap Birliği'nin BM'yle ortak
barış gücü önerisine olumlu yaklaştı.
Ancak Rusya böyle bir adımdan önce
Suriye'de ateşkes sağlanması gerektiğini
vurguladı.
http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/20
12/02/120213_un_syria_pillay.shtml
Suriye toplantısı sona erdi
Büyükelçi Apakan, BM Genel Kurulu’nun
Suriye’deki durumu ele aldığı toplantıda
Türkiye’nin konuya ilişkin görüşlerini
açıkladı
..Türkiye’nin BM Daimi Temsilcisi
Büyükelçi Ertuğrul Apakan, Suriye’deki
krize ilişkin olarak ”Uluslararası çabalar,
Suriye’de akan kanı derhal sona erdirmeye
Sayfa 24
ve Suriye halkının meşru talepleri ve
emelleri çerçevesinde, Suriyeliler
tarafından yürütülecek barışçıl ve
demokratik bir geçiş dönemine
geçilmesine odaklanmalıdır” dedi.
Büyükelçi Apakan, BM Genel Kurulu’nun
Suriye’deki durumu ele aldığı toplantıda
Türkiye’nin konuya ilişkin görüşlerini
açıkladı.
Bu toplantıyı düzenlediği için BM Genel
Kurulu Başkanı Nasır Abdülaziz El Nasır’a
ve Suriye’deki insan hakları durumuyla
ilgili kendilerine bilgi veren BM İnsan
Hakları Yüksek Temsilcisi Navi Pillay’a
Türkiye’nin teşekkürlerini sunan Büyükelçi
Apakan, ”Türkiye, Suriye’de devam eden
şiddetten ve olaylarda hayatını kaybeden
sivillerin sayısının artmasından derin
üzüntü duymaktadır. Uluslararası çabalar,
Suriye’de akan kanı derhal sona erdirmeye
ve Suriye halkının meşru talepleri ve
emelleri çerçevesinde, Suriyeliler
tarafından yürütülecek barışçıl ve
demokratik bir geçiş dönemine
geçilmesine odaklanmalıdır” dedi.
Suriye’de iç savaş olasılığından, mezhepsel
ya da etnik ayrımlardan kesinlikle
kaçınılması gerektiğinin altını çizen
Apakan, ”Uluslararası toplum, çok geç
olmadan Suriye’deki insan hakları
durumuyla ilgili tek sesle konuşmalı” dedi.
Türkiye’nin, Arap Birliği’nin Suriye’deki
krizi sona erdirmeye yönelik çabalarını
takdirle karşıladığını ve desteklediğini
ifade eden Apakan, ”Suriye’nin Dostları
Grubu’nun oluşturulması yönündeki
çağrıyı memnuniyetle karşılıyoruz” diye
konuştu.
Tüm Suriye’de bir insani kriz riskinin
giderek büyüdüğünü ve bu kapsamda
Türkiye’nin, BM’nin tüm ilgili kurumlarına
başvurduğunu da söyleyen Apakan,
uluslararası toplumun ve insani yardım
örgütlerinin Suriye’deki insani durumun
daha da kötüye gitmemesi için seferber
olmaları gerektiğini belirtti. Apakan, bu
süreçte Türkiye’nin Suriye halkının yanında
olmaya devam edeceğini sözlerine ekledi.
SURİYE TEMSİLCİSİ İSRAİL’E YÜKLENDİ
Toplantının son konuşmacısı olan
Büyükelçi Apakan’ın ardından Suriye’nin
BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Beşşar
Caferi söz hakkı isteyerek, İsrail Büyükelçisi
Ron Prodor’un açıklamalarını eleştirdi.
Sayfa 25
İsrail’i Suriye’de ”timsah gözyaşları”
dökmekle suçlayan Caferi, ”İsrail’in
işgalinde olan Golan Tepeleri’nde sırf
mayınlar yüzünden 300 Suriyeli çocuk
hayatını kaybetti, diğer yerleri
söylemiyorum bile. İsrail, işgal altında
tuttuğu Filistin topraklarında sayısız insan
hakları ihlalleri ve kıyımlar yaparken, insan
hakları karnesi ortadayken, burada çıkıp
da bizi eleştirmeye nasıl kalkışabilir?” diye
konuştu.
KAPANIŞ KONUŞMASI GENEL KURUL
BAŞKANINDAN
Toplantının sonunda kapanış konuşması
yapan BM Genel Kurulu Başkanı Nasır
Abdülaziz El Nasır da, toplantıya katılan
ülkelerin, Suriye’de devam eden şiddetten
derin endişe duyduklarını ifade ederek,
ölümlerin durması gerektiğini
söylediklerini vurguladı.
BM’ye üye ülkelerin çoğunluğunun
BMGK’nın, Arap Birliği planını destekleyen
Suriye karar tasarısını kabul
edememesinden hayal kırıklığı
duyduklarını ifade ettiklerini belirten El
Nasır, ”Genel Sekreter Ban Ki-mun ile Arap
Birliği temsilcilerinin devam eden
diyaloğundan cesaret alıyorum ve umarım
bu, Suriye’deki krizin barışçıl çözümüne
yardımcı olacak acil ve kararlı bir girişimin
oluşmasına yardımcı olur” dedi.
http://www.kerkuk.net/?p=9966
Humus'a Saldırılar Sürüyor
Suriye'de bir hafta kuşatma altında
bulunan Humus şehrine yönelik
bombardıman devam ediyor.
Suriye'de bir hafta kuşatma altında
bulunan Humus şehrine yönelik
bombardıman devam ediyor. Saldırılar
özellikle Türkmenlerin yaşadığı Baba Amr
semtini hedef alıyor. Birleşmiş Milletler ise
Suriye'de iç savaş tehlikesinin arttığını
belirtiyor.
Suriye'de Esed rejimine bağlı güçler,
Humus'ta muhaliflerin elindeki mahalleleri
geri almak için bombardımana devam
ediyor. 10 gündür devam eden saldırılarda
yüzlerce insanın hayatını kaybettiği tahmin
ediliyor.
BM İnsan Hakları Yüksek Temsilcisi Navi
Pillay, Güvenlik Konseyi'nin kilitlenmesinin
Esed yönetiminin saldırıları tüm hızıyla
sürdürmesine imkan tanıdığını savundu.
Dün BM Genel Kurulu'na hitap eden Pillay,
Sayfa 26
"Sivillere yönelik saldırıların kapsamı,
bunların en üst düzeyde onaylandığını
gösteriyor." dedi.
Öte yandan Arap Birliği'nin Suriye planına
destek veren ABD yönetimi, barış gücü
gönderilmesi konusunda ise birçok engel
bulunduğuna dikkat çekti.
http://www.haberler.com/humus-a-
saldirilar-suruyor-3358525-haberi/
Davutoğlu: O Mesaj Tunus'ta Çıkmalı
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu,
Washington'da ABD yönetimiyle
temaslarının ardından basın toplantısı
düzenledi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu,
Washington'da ABD yönetimiyle
temaslarının ardından basın toplantısı
düzenledi.
Davutoğlu, ABD yönetimiyle yaptığı
görüşmelerin ana odak noktasını
Ortadoğu'daki gelişmeler ve buna bağlı
olarak Suriye'deki gelişmelerin
oluşturduğunu kaydetti.
Ancak bu konuların dışında,
görüşmelerinde, Balkanlar'daki son
dönemde Bosna-Hersek ve Kosova
bağlamında yaşanan gelişmeler,
Kafkaslar'daki gelişmeler ile Azerbaycan-
Ermenistan meselesinin de ana gündem
maddelerini oluşturduğunu belirten
Davutoğlu, ayrıca, İran'ın nükleer programı
çerçevesindeki son karşılıklı görüşme
talepleri ve bundan sonraki atılacak
adımları da ele aldıklarını ve özellikle
ABD'nin çekilmesinin ardından Irak'ta
sözkonusu olan gelişmelerin de
gündemleri arasında yer aldığını bildirdi.
Davutoğlu, bunun yanında PKK terörüne
karşı mücadele ve küresel terörle
mücadele konusunu da ele aldıklarını dile
getirdi.
Suriye'de en acil gündemin insani
yardımların şehirlere ulaştırılması
olduğunu belirten Davutoğlu, "Sadece
güvenlik şartları kötüleşmekle kalmadı,
Sayfa 27
yiyecek ve ilaç sıkıntısı had safhaya ulaştı.
Ümit ederiz bu insani yardım koridoru,
insani yardımın ulaşması konusunda
olabilecek engeller kalkar. Bu bir siyasi
konu değil, bu bir müdahale konusu da
değil. Mesele; rejim yanlısı, karşıtı
olmasına bakmaksızın Suriyelilere bu
insani yardımların ulaştırılması" dedi.
"Esasen Tunus'ta toplantının yapılması
bizim fikrimizdi" ifadesini kullanın
Davutoğlu, "Biz bir an önce bir diplomatik
sürecin işlerlik kazanmasına büyük önem
veriyoruz. Tunus'taki toplantıya da
katılacağız" diye konuştu.
-BM'den çıkmayan mesaj Tunus'tan
çıkmalıdır-
"(-Tunus'ta Suriye'nin Dostları toplantısı-)
Güvenlik Konseyi, Suriye ve bölgeye dönük
atılması gereken adımlar bağlamında
üzerine düşen ahlaki ve siyasi
sorumlulukları yerine getirmiş olsaydı,
böyle bir platforma ihtiyaç hissedilmezdi"
diyen Davutoğlu,
BM'de çıkmayan bir mesajın, Tunus'da
çıkması gerektiğini belirtti.
ABD'nin de bu çalışmaya mutlak destek
verdiğine dikkati çeken Davutoğlu, bu
konuda hiçbir tereddüt bulunmadığını
kaydetti.
-Terörle mücadelede aksama yok-
Terörle mücadele konusunda hiç bir
şekilde aksama sözkonusu olmayacağını
dile getiren Davutoğlu, bu konuda bütün
yetkililerle mutabık olduklarını bildirdi.
Davutoğlu, "Kongre'de 1915 yılı olaylarına
ilişkin Ermeni meselesi hiç gündeme
gelmedi. Bunu Türk-Amerikan ilişkileri
üzerinde Demokles'in kılıcı gibi tutmanın
bir anlamı yok, kimseye de faydası yok"
dedi.
http://www.haberler.com/davutoglu-o-
mesaj-tunus-ta-cikmali-3358235-haberi/
Arap Birliği topu yine BM'ye attı
Sayfa 28
Arap Birliği'nin, önceki gün gerçekleştirdiği
dışişleri bakanları zirvesinde Suriye'ye BM
bünyesinde 'bir ortak güç' gönderilmesini
öngören çağrısı ile Arap-Batı bloku ve
Rusya-Çin bloku arasındaki bilek güreşi
resmen başladı.
Dünya bundan sonra Beşşar Esed rejimini
muhatap alan görüşmelerden çok iki blok
arasındaki güç mücadelesine şahitlik
edecek. Her türlü uluslararası müdahaleyi
reddeden Esed rejiminin patronu
durumundaki Rusya, dün Arap Birliği'nin
ortak güç konusundaki teklifini çalıştığını
duyurdu. Rusya'nın daha önce Güvenlik
Konseyi'nin gündemine gelen ve Esed
rejimine yönelik sert yaptırımları öngören
karar tasarısında yaptığı gibi ortak bir güç
oluşturulması önerisini de hemen veto
etmesi Moskova'nın dünya kamuoyu
nezdinde bozulan imajına büyük bir zarar
vereceği için bu kez daha dikkatli
davranması bekleniyor. Bundan dolayı da
Rusya'nın BM şemsiyesi altındaki bir güce
onay vererek Esed rejimine zaman
kazandırmaya çalışması kuvvetle
muhtemel.
Rusya'nın başta Türkiye olmak üzere Batılı
ülkelerin Suriye'ye güç göndermesine onay
vermesi mümkün görünmüyor. İngiltere
de dün yaptığı açıklamada Suriye'ye
gönderilecek barış misyonunun Batılı
ülkelerden olmaması gerektiğini açıkladı.
Suriye'ye gönderilecek misyonun içinde
Batılı ülkelerin olması, Esed rejimi kadar
halkın da tepkisini çekebilir. Her ne kadar
halk Esed rejimine karşı olsa bile, Batılı
ülkelerden gelecek misyonların İsrail'in
çıkarları için hareket etmesinden büyük bir
endişe duyuyor. Bu da misyona destek
verebilecek ülkelerin kimler olabileceği
yönündeki soruları beraberinde getiriyor.
Arap ülkelerinin yanı sıra diğer ülkeler ise
başta Malezya, Pakistan ve Bangladeş
olmak üzere İslam Konferansı üyesi ülkeler
olabilir. Esed rejimi bundan sonraki
süreçte büyük bir baskı altında kalacak.
Rusya ve Çin'in de bu yöndeki baskılara
daha fazla dayanması söz konusu değil.
http://www.zaman.com.tr/haber.do?habe
rno=1244748&title=arap-birligi-topu-yine-
bmye-atti
Ermeniler, Esed sonrası için endişeli
Suriye'deki Ermeni toplumu, Beşşar Esed
rejiminin devrilmesinden endişe duyuyor.
Ermenistan basınında yer alan haberlere
göre, Suriye'de yaşayan 80 bin civarındaki
Sayfa 29
Ermeni, muhaliflerin yönetimi ele
geçirmesi halinde tehlikeli bir durumla
karşı karşıya kalabilir. Uzmanlar,
muhaliflerin kontrolü ele geçirmeleri
halinde Ermenileri tedirgin olmaya iten iki
temel neden zikrediyor: Muhaliflerin çatı
kuruluşu Suriye Milli Konseyi'nin
Türkiye'de ilan edilmiş olması ve
Ermenilerin şu ana kadar Esed rejimini
desteklemeleri. Ermenistan ise muhtemel
bir göçe destek sağlayamayacağını
belirterek Ermenilere gelişmiş ülkelere göç
etmelerini telkin ediyor. Fakat Suriye
Ermenileri, bu ülkeden diğere ülkelere vize
almanın çok zor olduğundan yakınıyor.
http://www.zaman.com.tr/haber.do?habe
rno=1244745&title=ermeniler-esed-
sonrasi-icin-endiseli
6. ARAP YARIMADASI VE BASRA KÖRFEZİ
Bahreyn'de muhalefet sokağa döndü
Bahreyn'de güvenlik güçleri, protestoların
birinci yıldönümü için alanlara çıkan
demokrasi yanlısı göstericilere göz
yaşartıcı gaz ve sersemletici bombalarla
müdahale etti.
Geçen yıl başlayan gösterilerin odağında
yer alan başkent Manama'daki İnci
Meydanı'nda gösteri yapmak isteyen
protestoculara polis izin vermedi.
Bahreyn'de Arap Baharı'nın ilk döneminde
yükselen protesto dalgası, Suudi
Arabistan'ın zırhlı araçları ve aralarında
Katar'ın da bulunduğu körfez ülkelerinin
desteği ile şiddetli bir şekilde bastırılmıştı.
Geçen yıl Şubat ayında başlayan
gösterilerde en az 60 kişinin öldürüldüğü
bildiriliyor.
Bahreyn güvenlik güçlerinin önemli bir
kısmı çoğunlukla ülke dışından gelen
göçmenlerden oluşturuluyor.
Şiilerin çoğunlukta olduğu Bahreyn,
ülkenin önemli bir kısmının sahibi olan
kraliyet ailesi tarafından yönetiliyor.
Protestocular, ülkenin
demokratikleşmesini talep ediyor.
Sayfa 30
Geçen yıl, İnci Meydanı'nda kamp kuran
kalabalığa defalarca sert bir şekilde
müdahale edilmiş, kitleler meydandan
ayrılıp yaralıların tedavi edildiği
hastanenin etrafında toplanınca aralarında
doktor ve sağlık görevlilerinin bulunduğu
çoğu kişi tutuklanmıştı.
Kral Hamad bin İsa el-Halife'nin hükümeti,
siyasi reform yapma vaatlerini yerine
getirdiklerini söylüyor.
Ancak insan hakları grupları ve muhalifler,
reformların oldukça yetersiz olduğunu
söylüyor.
Yaklaşık 800 bin nüfuslu Bahreyn'de geçen
yılki gösterilerde rol alan aralarında
milletvekilleri, futbolcular, doktorlar ve
sıradan halktan yüzlerce kişi tutuklanmıştı.
http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/20
12/02/120214_bahrain.shtml
7. AFGANİSTAN - PAKİSTAN
Pakistan Başbakanı 'siyasi krizi kışkırtmak' suçlamasıyla mahkemede
iyasi çalkantıların bitmek bilmediği
Pakistan'da, Başbakan Yusuf Rıza Gilani
"siyasi krizi kışkırtmak ve mahkemeye
itaatsizlik" suçlamasıyla dün hâkim
karşısına çıktı.
-Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari hakkındaki
bir rüşvet davasını yeniden açmayı
reddettiği için hakkında dava açılan Gilani,
7 üyeli Pakistan Anayasa Mahkemesi
önünde yaptığı savunmada, suçsuz
olduğunu belirterek, Cumhurbaşkanı'nın
anayasaya göre dokunulmaz olduğunu
söyledi. Gilani'nin ek süre talep etmesi
nedeniyle mahkeme 28 Şubat'a ertelendi.
Uzmanlar, mahkemenin verdiği ek sürenin
Gilani'nin 28 Şubat'a kadar görevde
kalması anlamına geldiğini belirterek,
bunun aynı zamanda 15 gün sonra
yapılacak senato seçimi için hükümete
zaman tanıdığını ifade ediyor. Başbakan
Gilani mahkeme tarafından suçlu
bulunduğu takdirde görevini bırakmak
zorunda kalacak. Ancak Gilani görevi
bıraksa bile iktidardaki koalisyon
Sayfa 31
hükümetinin iktidarı bırakması
gerekmiyor.
http://www.zaman.com.tr/haber.do?habe
rno=1244750&title=pakistan-basbakani-
siyasi-krizi-kiskirtmak-suclamasiyla-
mahkemede
NATO, Afganistan'da çocukları vurdu
NATO, Afganistan'ın doğusunda geçtiğimiz
hafta düzenlediği saldırıda, yanlışlıkla
çocukları vurduğunu kabul etti.
Kapisa vilayetinde, çarşamba günü
düzenlenen hava destekli operasyonda 8
çocuk hayatını kaybetmişti. Çobanlık
yapan çocukların, saldırı sırasında bir ateş
etrafında ısınmaya çalıştıkları belirtildi.
Fransız savaş uçaklarının, Afgan
makamlarının izin talebini geri çevirmesine
rağmen bölgede hava saldırısı düzenlediği
de öne sürüldü.
http://www.zaman.com.tr/haber.do?habe
rno=1244754&title=nato-afganistanda-
cocuklari-vurdu
Taliban'ın eski savunma bakanı gözaltında öldü
Afganistan'daki Taliban hareketi, en
kıdemli eski liderlerinden birinin
Pakistan'da öldüğünü duyurdu.
2001 yılında ABD öncülüğündeki
operasyonla devrilen Taliban yönetiminin
savunma bakanı olan Molla Ubeydullah,
ilerleyen yıllarda da hareketin önde gelen
komutanlarından biri olmaya devam etti.
İlk olarak 2007'de gözaltına alınan Molla
Ubeydullah, Pakistan'ın Karaçi kentinde bir
cezaevinde tutuluyordu.
Taliban temsilcilerine göre Pakistan
makamları geçtiğimiz günlerde ailesine,
Ubeydullah'ın 5 Mart 2010'da kalp
rahatsızlığı sonucu öldüğünü söyledi.
Bu bilginin neden bu kadar geç iletildiği
konusunda bir yorum yapılmadı.
Taliban'ın Afgan hükümeti ile barış
görüşmeleri için masaya oturmanın
Sayfa 32
önkoşulu olarak getirdiği talepler arasında
Ubeydullah'ın serbest kalmasının da
olduğu tahmin ediliyor.
Başlıca liderlerden biriydi
2000'lerin başında Taliban'ın en önde
gelen üç lideri arasında gösterilen ve 10
kişilik yönetim şurasının üyesi olan
Ubeydullah'ın adı 2002'de Kuzey İttifakı ile
anlaşma ve yeni oluşturulan Karzai
yönetimi ile görüşme girişimleri
konusundaki haberlerle gündeme geldi.
Kabil'deki yeni yönetim bu girişimlere
itibar etmedi.
2007'de Pakistan'ın Ketta kentinde
yakalanan Molla Ubeydullah, o zamana
dek Taliban rejiminin ele geçirilen en üst
düzey lideriydi.
Dönemin Pakistan lideri Pervez
Müşerref'in aynı yıl 200'ü aşkın rehin asker
karşılığında serbest bıraktığı Ubeydullah,
daha sonra yeniden yakalandı.
Taliban şimdi, Pakistan yetkililerinin
Ubeydullah'ın nasıl yakalandığı, hangi
koşullarda tutulduğu ve nasıl öldüğü
konusunda daha ayrıntılı bilgi vermesini
istiyor.
Taliban, halihazırda Afgan yönetimi ile
görüşme masasına oturmak için Katar'da
bir irtibat ofisi oluşturma sürecinde.
Obama yönetiminin de Guantanamo
Üssü'nde tutulan beş üst düzey Taliban
yetkilisini bu girişimlere destek vermek
amacıyla serbest bırakmaya hazırlandığı
bildiriliyor.
Ancak Kongre'deki Cumhuriyetçiler böyle
bir adım atılmasına karşı.
Afganistan'da Taliban yönetiminin
devrilmesi üzerinden 10 yılı aşkın zaman
geçmiş olmasına rağmen Kabil yönetimi
hala denetimi sağlamış değil.
Geçtiğimiz günlerde açıklanan bir Birleşmiş
Milletler raporuna göre, geçen yıl sivil can
kayıpları açısından Afgan savaşının
başından bu yana en kanlı geçen yıl oldu.
Çoğu isyancı grupların saldırı ve
bombalamaları sonucu olmak üzere
3.000'den fazla sivil yaşamını yitirdi.
Yabancı askerler de Afganistan'dan
çekilme hazırlıklarına başladıkları için,
Taliban ile temas kurma ve müzakere
Sayfa 33
yoluyla çözüm arama eğilimi ağırlık
kazanmaya başladı.
http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/20
12/02/120213_taliban_commander.shtml
*This media summary is prepared by ORSAM
Middle East Research Assistants Nebahat
Tanrıverdi O and Sercan Doğan. It covers news
and commentaries as reported by the national
media sources publishing in the Middle
Eastern countries. The views expressed are not
those of ORSAM and their inclusion does not
imply factual accuracy.
*Bu bülten ORSAM Ortadoğu Uzman
Yardımcıları Nebahat Tanrıverdi O ve Sercan
Doğan tarafından hazırlanmaktadır. Bülten
Ortadoğu ülkelerinin yerel haber
kaynaklarından derlenmektedir. Belirtilen
görüşler bölge ülkelerinin haber kaynaklarına
ve ismi geçen yazarlara ait olup ORSAM’ın
görüşünü yansıtmamaktadır.