15
Öğrencilerle Görüşmeden Yök Yasası Yapılamaz Genç-Der YÖK Dosyası

Genç-Der YÖK Dosyası

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Genç-Der'in YÖK'ün yeni yasasına ilişkin hazırladığı dosyadır.

Citation preview

Page 1: Genç-Der YÖK Dosyası

ÖğrencilerleGörüşmedenYök YasasıYapılamaz

Genç-Der YÖK Dosyası

Page 2: Genç-Der YÖK Dosyası

içindekiler:

Giriş: YÖK Öğrencisiz Reform Yapıyorsa; Üniversitenin Tüccarı, Bilimin Düşmanı YÖK Kapatılsın 3

Yeni YÖK Reformu Neler İçeriyor? 4

YÖK Sonrası Üniversiteler 10

YÖK Reformu’na Karşı İdeal Üniversite 11

Sonuç:

YÖK’ün reformuna karşı taleplerimiz 15

Page 3: Genç-Der YÖK Dosyası

Üniversitenin tüccarı,bilimin düşmanıYÖK kapatılsınÜniversiteler kurumsallaşmaya gidiyor, dinci, muhafazakar büyük sermaye grupları için dönüştürülüyor. ‘Performans de-ğerlendirmesi ve rekabet’, ‘Mali esneklik ve çok kaynaklı gelir yapısı’, ‘Kalite güvencesi’ başlıklarının olduğu yeni YÖK tasarı-sıyla yapılmak istenilen reform, ülke açısından önemli bir eşiğe sahip. Dinci liberalizm ve muhafazakarlık ideolojisine dayana-rak üniversitelerde bir dönüşüm yapılmaya çalışılıyor.

Tüm bunlara rağmen üniversiteler bilim yuvalarıdır. Üniversiteler Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın, YÖK Başkanı’nın, patronların; kısacası bilim düşmanlarının rahatça dolaşabileceği bir alan değildir. Bizler sadece bilimin ışığına inanan üniversite gençleri olarak bu yasayı hazırlayanla-rın tepeden inme dogmalarına kanmayacağız.

Üniversitelere getirilmek istenen gerici zihniyete, yaratılmak istenen “sorgulamayan öğrenci” modeline, başımıza getirilmek istenen sermayeye karşı tüm gençleri meydanlara çağırıyoruz!

YÖK Yasası’nın getirdikleriBir zamanlar üniversiteler özerkti ve rektörlerini kendileri seçerlerdi.

O tarihlerde üniversiteler herkesin gözünde birer bilim yuva-sıydı. Üniversitelere bağlı meslek yüksek okulları çoğaltılırken, öğretmen açığını kapatmak için o bölgenin en ünlü öğretmenle-ri seçilir ve onlara ders verdirilirdi.

Üniversiteler Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın, YÖK Başkanı’nın, patronların; kısacası bilim düşmanlarının rahatça dolaşabileceği bir alan değildir.Üniversiteler bilim merkezleridir. Bizler sadece bilimin ışığına inanan üniversite gençleri olarak sizin tepeden inme dogmalarınıza kanmayacağız.

Üniversiteler bilim merkezleridir

3

Page 4: Genç-Der YÖK Dosyası

12 Eylül askeri darbesinin önemli

kurumlarından birisi olan

Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK)

üniversitelerimizi bilimden

uzaklaştırmak için elinden geleni

yaptı. Hele son dönemlerdeki atanan YÖK başkanları, adeta

iktidarın tetikçisi gibi çalıştılar.

Bugün gelinen noktada, üniversitelerin ne özerkliği, ne de bilim yuvalığı kaldı. Üniversitelerimizin verdiği eğitim lise düzeyine indi.

12 Eylül askeri darbesinin önemli kurumlarından birisi olan Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) üniversitelerimizi bilimden uzak-laştırmak için elinden geleni yaptı. Son dönemde atanan YÖK başkanları, adeta iktidarın tetikçisi gibi çalıştılar.

YÖK’ün adı Türkiye Yükseköğretim Kurulu (TYK) olarak değiş-tirilecek!

Anlaşıldığı üzere, özerk üniversite sözde kaldı. Bundan böyle rek-törleri hükümet güdümlü konseyler belirleyecek.

YÖK’ün hazırladığı ve üniversiteleri özerkleştireceğini savundu-ğu Yükseköğretim Yasa Taslağı’na göre, üniversitelerde öğretim üyelerinin rektör aday adaylarını seçmesi tarihe karışıyor

Taslağa göre YÖK’ün teşkilat yapısı da değiştiriliyor. YÖK’ün “özerk üniversite” hedefiyle hazırladığı Yükseköğretim Yasa Taslağı’nda, şu değişiklikler öngörülüyor:

• Yeni YÖK Yasa Tasarısı’nın ilk halinde üniversite yönetimlerin-de köklü değişiklikler gündeme geldi. Üniversite konseyleri adı verilen yönetim biçiminde en çok vergi veren işadamı ve yahut üniversiteye en çok bağış yapan işadamı üniversitenin yönetimi-ne girecekti. Parası olan üniversiteleri yönetecekti. Üniversiteler-de verilecek eğitime karar verecekti.

Özerk üniversite vaadiyle hazırlanan tasarıda özerk üniversite kavramı adına hiçbir ilerleme yok.

Üniversite yönetimleri siyasal iktidarın gölgesine daha fazla giriyor.

YÖK’ün adı da Türkiye Yükseköğretim Kurulu (TYÖK) olarak değiştirilecek! TYÖK’ün üyelerinin dörtte üçünü Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu ve TBMM belirleyecek.

Özerk üniversite sözde kaldı

Yeni YÖK reformuöğrenciden yana olabilir mi?

4

Page 5: Genç-Der YÖK Dosyası

Böylesine bilim dışı bir uygulamayı ne öğrenciler ne de aka-demisyenler kabul etmediler. Öğrenciler üniversitelerinde bu uygulamanın kabul edilemez olduğunu vurgularken, üni-versitelerde YÖK Yasa Taslağı ile ilgili yayınladıkları açıkla-mada bu maddenin kabul edilemez olduğunu vurguladılar.

Bunun üzerine yasa taslağında değişiklik yapmak zorunda kaldılar. Üniversite konseyleri yerine üniversite meclislerini önümüze koydular. Üniversite meclislerinde de üniversi-tenin profesör, doçent, yardımcı doçent, doktor, araştırma görevlisi, öğretim elemanı, idare personel ve öğrencilerinin olduğu bir meclis oluşturulacak. Bu meclis bir seferlik dahi olsa toplanıp rektör adayını belirleyecek.

Üniversite meclisi, içerisinde eksiklikler barındırmasına rağmen öğrencilerin bir kazanımıdır. Fakat, bu yasa tasarı-sının öğrenciler ile görüşülmeden yapıldığını unutturmuyor. Önümüze her ne sunsalar da öğrencilerin görüşleri alınma-dan bir yasa tasarısı yapılamaz.

Biz taleplerimizi haykırırken YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya’da öğrencilerle neden görüşülmediğini; “Kendile-ri için en doğru olanı bu. Altına imza atamayacakları bir şey için kendileriyle görüşmemeliyiz” diye açıklıyor.

Çetinsaya üniversite konseylerinde geri adım attığı gibi yasanın tamamında geri adım atmak zorunda kalacaktır. Öğrencileri dinlemeden aldığı bu kararlar Çetinsaya’nın ve YÖK’ün sonunu hazırlamıştır.

Öğrencilerin üniversitede yer aldığını unutan YÖK, tasarıda da öğrencinin adını elinde olsa hiç geçirmeyecek. Öğren-cilerin adı sadece disiplin yönetmeliği bölümünde geçiyor. Disiplin yönetmeliğinde ise uyuşturucu satıcılarını ve taciz-cileri, düşünen, üreten gençlik ile bir tutuyor. Afiş asmanın cezası ile uyuşturucu satmanın cezasını bir görüyor.

YÖK Yasa Taslağıhangi değişiklikleri içeriyor?

YÖK’e Meclis’ten de üye:

YÖK’ün teşkilat yapısı da değişecek. Yükseköğretim Kurulu’nun ismi Türkiye Yükseköğretim Kurulu (TYÖK) olarak değiştirilecek. YÖK Genel Kurulu üyelerinin belirlenmesi için de iki yöntemden biri seçilecek.

5

Page 6: Genç-Der YÖK Dosyası

Mevcut yasada yer alan, “yürürlükteki kanunlara aykırı olmamak kaydıyla yükseköğretim kurumlarında kılık ve kıyafet serbest-tir” hükmü kalkacak. Yükseköğretim kurumlarında okutulması zorunlu derslerden “Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi” ile “Türk Dili” dersleriyle ilgili zorunluluk sürerken, “Yabancı Dil” zorunlu olmayacak.

• YÖK’e Meclis’ten de üye: YÖK’ün teşkilat yapısı da değişecek. Yükseköğretim Kurulu’nun ismi Türkiye Yükseköğretim Kurulu (TYÖK) olarak değiştirilecek. YÖK Genel Kurulu üyelerinin be-lirlenmesi için de iki yöntemden biri seçilecek. Birinci seçeneğe göre beş üye cumhurbaşkanı, beş üye Bakanlar Kurulu, beş üye ÜAK (yeni adıyla Rektörler Kurulu) ve beş üye TBMM tarafından seçilecek. İkinci seçeneğe göre ise 7 üye cumhurbaşkanı, yedi üye Bakanlar Kurulu ve yedi üye Rektörler Kurulu tarafından belirlenecek.

Görüldüğü gibi YÖK’ün ismi TYÖK olurken, üniversiteler üzerin-den verilen savaşın, aslında iktidar-cemaat savaşı olduğunu gör-memek imkânsız. YÖK’ü ortadan kaldırmayı vaadederek iktidara gelen AKP iktidarının onuncu yılında, üniversiteleri kendisine bağlamak, veya en azından kendi görüşü doğrultusunda dizayn etmek için çaba harcıyor.

Anlaşılamayan bir durum var ki bu güne kadar iktidarın çıkarttığı her kanunu, kanun hükmünde kararnameyi, üçlü kararnameler ile atananları geri çevirmeyen Cumhurbaşkanı, ne oldu da rektör atama görevi elinden alınıyor? Görünen o ki; 2014’de yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimi için şimdiden düğmeye basıldı ve Abdullah Gül’ü diskalifiye etmek için harekete geçildi.

Önümüzdeki dönem diğer görevlerinin birçoğu daha elinden alınırsa hiç şaşırmamak lazım!

Yani sizin anlayacağınız; ‘Öküz öldü, ortaklık bitti!’ İktidarın Cum-hurbaşkanı Abdullah Gül’e ihtiyacı kalmadı.

Öğrenciler eğitimini karşılayabilmek için beslenmesinden kısmak zorunda kalıyor.

Bu durumda en fazla aylık 60 liraya düşürebildiğini söyleyen öğrenciler var.

YÖK Genel Kurulu üyelerinin belirlenmesi

için de iki yöntemden biri seçilecek. Birinci

seçeneğe göre beş üye cumhurbaşkanı, beş üye

Bakanlar Kurulu, beş üye ÜAK (yeni adıyla Rektörler

Kurulu) ve beş üye TBMM tarafından seçilecek.

İkinci seçeneğe göre ise 7 üye cumhurbaşkanı, yedi

üye Bakanlar Kurulu ve yedi üye Rektörler Kurulu

tarafından belirlenecek.

6

Page 7: Genç-Der YÖK Dosyası

Dayatma YönetimiBaşbakan, Cumhurbaşkanı ve YÖK Başkanı’nın üniversitelere dair açıklamalarının hemen ardından YÖK reformu gündeme geldi. YÖK’ü dönüştürme iddiasında olan hükümet yeni bir YÖK yasası taslağı hazırlığı içerisinde. Konu ile ilgili görüşmelerin ardından yapılan açıklamalardan anlaşıldığı üzere üniversite yönetiminde köklü bir değişikliğe gidiliyor. Taslağa göre üniversiteleri patronlar yönetebilecek ve seçim en aza indirgenerek atama usulü devreye sokulacak, öğrencinin söz hakkına ise ne yasa tasarısı sürecinde ne de yönetimde hiç yer yok.

İlk olarak karşılaşacağımız yönetim biçimi seçimsiz olacak. Yani YÖK Kanun Taslağı’na göre rektörler akademisyenlerin oy ve fikir-leriyle değil tıpkı vakıf üniversitelerinde olduğu gibi seçici kurul tarafından seçilecek. Öğrencilere hiç tanınmayan söz hakkı artık akademisyenlere de tanınmayacak ve ortaçağda bile aşılmış olan seçimi devre dışı bırakacak.

Üniversiteler başarılı şirketler gibi yönetilebilir mi?

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bir açıklamasında “Yöneticiler de üniversiteleri başarılı şirketlerin yöneticileri gibi idare eder” de-mişti. Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarının ardından Yeni YÖK Yasa Tasarısı’nın ilk halinde işadamlarının üniversite yönetimlerine doğrudan girmelerinin önünü açmayı hedeflediler. Bunun yanı sıra tasarı ile üniversitelerin anonim şirketler olarak yönetilebileceği yasalaştırılmaya çalışıyor.

Yeni üniversitelerin seçici kurullarını da bakanlar kurulu doğru-dan atayacak. Günümüzde 200 üniversiteye yaklaşmaya çalışan AKP Hükümeti’nin birçok ilde üniversite açtığı düşünüldüğünde bu üniversitelerdeki seçici kurullar bakanlar kurulu tarafından belirlenecek yani tüm yöneticiler doğrudan hükümetin siyasi ikti-darının tahakkümü altına alınacak.

İdari yönetsel işlevde kolaylık, mali özerklik ve mali destek, girişim-cilik, fırsat eşitliği olarak sunulan YÖK reformu, üniversitelerin kendi kaynaklarını kendi yaratması diyerek faydalı gösterilmeye çalışılsa da durum tam tersi yönde işleyecektir. Bu tür bir yönetim söz hakkının olmadığı, bilimin şirketlere üretildiği, iktidara doğrudan bağlı, özgür-lükten, fikirden, akıldan uzak sadece bir “dayatma” olacaktır.

Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarının ardından Yeni YÖK Yasa Tasarısı’nın ilk halinde işadamlarının üniversite yönetimlerine doğrudan girmele-

rinin önünü açmayı hedeflediler. Bunun yanı sıra tasarı ile üniver-sitelerin anonim şirketler olarak

yönetilebileceği yasalaştırılmaya çalışıyor.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bir açıklamasında ” Yöneticiler de üni-versiteleri başarılı şirketlerin yöneti-cileri gibi idare eder” demişti.

7

Page 8: Genç-Der YÖK Dosyası

Sermaye Üniversitelere YerleşiyorÜniversiteliler üzerinde kurduğu baskı politikaları ve sermaye yanlısı politikalarıyla yıllardır varlığını sürdüren YÖK yeni yasa tasarısıyla tekrar gündeme geldi.

Peki bu yeni yasa tasarısı öğrenciler için ne ifade ediyor?

İkinci öğretim öğrencileri üniversiteye her yıl artan harçları öde-meye devam ederken, özel üniversiteler açılmaya devam ediyor.Üniversite sayısı sürekli artarken genç işsizlik çığ gibi büyüyor. Bilim üretmesi gereken üniversiteler her geçen gün adeta bir tica-rethaneye dönüşüyor. Üniversiteye giren öğrencilerin bilim üret-meleri, sorgulamaları, tartışmaları yasaklanıyor. AKP’nin yasakçı zihniyeti üniversitelerde etkisini arttırıyor.

Yeni yasa tasarısında öğrencilerin parasız eğitim talebine kar-şılık verebilecek mi? Yeni yasa tasarısında neler var?

Parasız eğitim talebine karşılık vermek bir yana sermaye ile üni-versitelerin bağını arttıran Yeni YÖK Yasa Tasarısı eğitimi daha da paralı hale getiriyor. Tasarısı üniversitelerin anonim şirketler olarak yönetilmesi yasalaşıyor. Üniversite mantığı hiçe sayılıyor. Üniversiteler toplum için bilim üretmesi gereken kurumlar iken, kar amaçlı çalışan kurumlar haline getirilmesi hedefleniyor.

Yeni YÖK Yasa Tasarısı’nda diğer önemli bir nokta da üniversiteler de mali özerklik konusudur. Tasarıda belirtilen ‘üniversitelerin kendi kaynaklarını yaratması’ hedefi üniversitelerde piyasa orta-mının oluşacağının kanıtıdır.

Yemekhane zamları, ulaşım zamları, yetersiz ve bakımsız

devlet yurtları, fiyatları çok yüksek özel yurtlar üniversite

öğrencilerinin en büyük sorunları arasında. Bunların

yanısıra bazı okullarda hayata geçirilen “Kampüskart” projeleri ile üniversite öğrencileri banka

müşterisi haline getiriliyor.

Yeni YÖK Yasa Tasarı, öğrencilerin parasız eğitim talebine karşılık

vermek bir yana sermaye ile üniversitelerin bağını arttıran Yeni YÖK Yasa Tasarısı eğitimi daha da

paralı hale getiriyor.

8

Page 9: Genç-Der YÖK Dosyası

AKP’nn Cumhurbaşkanlığı ile alıp veremediği nedir?YÖK’ü ortadan kaldırmayı vaad ederek iktidara gelen AKP ikti-darının onuncu yılında, üniversiteleri kendisine bağlamak, veya en azından kendi görüşü doğrultusunda dizayn etmek için çaba harcıyor.

Anlaşılamayan bir durum var ki bu güne kadar iktidarın çıkart-tığı her kanunu, kanun hükmünde kararnameyi, üçlü kararna-meler ile atananları geri çevirmeyen Cumhurbaşkanı, ne oldu da rektör atama görevi elinden alınıyor?

Görünen o ki; 2014’de yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı Seçi-mi için şimdiden düğmeye basıldı ve Abdullah Gül’ü diskalifiye etmek için harekete geçildi.

Önümüzdeki dönem diğer görevlerinin birçoğu daha elinden alınırsa hiç şaşırmamak lazım!

Yani sizin anlayacağımız; ‘Öküz öldü, ortaklık bitti!’ İktidarın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e ihtiyacı kalmadı.

YÖK kurulduğundan beri rektörleri cumhurbaşkanları atamak-tadır ve bu öğrencilerin talep ettikleri özerk üniversite mantığı ile ters düşmektedir. Cumhurbaşkanı devreden çıkarılarak rek-törlerin atanması bakanlar kurulunca düzenlenmiş olacak.

Başbakan, dindar gençlik açıklamasından sonra harekete geçerek eğitim sistemini eline aldı.

4+4+4 yeni eğitim sistemi ile ilkokul ve liseleri denetim altına alan AKP, üniversitelerde de kendi sağcı, muhafazakar, kapitalist düzenini kurmak istiyor.

Üniversiteler, bilim ve çözüm üreten, özgürlük kaleleridir. Fakat Başbakan kendi sözüyle bir üniversite festivalindeki alkol satışı ile ilgili, “Bizzat ben rektörü aradım ve uyardım” diyebiliyor.

Başbakan üniversiteleri kontrol altına alabilmek için YÖK’ ü yapılandırmak zorundadır ve bunu da yeni YÖK Yasa Tasarısı ile yapıyor ve rektörleri kendisi atayacak.

Son dönemlerde Abdullah Gül ile Erdoğan’ın arası pek açık. Baş-bakan her yerde hakimiyet kurmak isteği ile Cumhurbaşkanlığı yetkilerine göz dikti. Erdoğan’ın tek adam olma isteği üzerine başkanlık sistemi gündeme geldi. Hazırlanan yeni YÖK tasarısı ile adeta Cumhurbaşkanı devreden çıkarılmış olacak ve yetkiler Bakanlar Kurulu’na verilecek.

Başbakanla cumhurbaşkanın arasındaki bu gerilim aslında AKP-cemaat arasındaki gerilimi ortaya sermektedir. Bu neden-lerden ötürü AKP cumhurbaşkanını kontrol altına alma peşin-dedir.

Başbakanla Cumhurbaşkanı’nın arasındaki bu gerilim aslında AKP-cemaat arasındaki gerilimi ortaya sermektedir. Bu nedenlerden ötürü AKP Cumhurbaşkanı’nı kontrol altına alma peşindedir. Bu nedenlerden Ötürü cumhurbaşkanlığı pozisyonu zayıflatılmakta ve daha sonra başkanlık sistemi getirmek için zemin hazırlanmaktadır.

9

Page 10: Genç-Der YÖK Dosyası

-1402’likler19 Eylül 1980’de yeniden düzenlenen 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu’yla 4.819 sivil çalışanın işine son verildi. Bunların ara-sında 100’ün üzerinde öğretim üyesi bulunuyor.

Ülkenin ve dünyanın değişimini isteyen bu kuşağı zorla zapturapt altına alamayacağını anlayan 12 eylül diktatörleri ‘’sorun’’un kay-nağının üniversiteden geldiğini anlamakta gecikmedi. Tarihin her döneminde olduğu gibi ilerlemeyi, değişimi ve gelişimi yine önce öğretmenler ve öğrenciler istiyordu. İşte YÖK bu ‘’sorun’’un çözü-mü için üniversitelerin ilerlemeden yana olan akademisyenlerinin tamamına yakınını (1402’likler) tasfiye sürecine girişti.

Peki bu bir avuç hatta başbaka-nın şimdiki deyimiyle ‘’marjinal’’ akademisyenler kaç kişiydi? Bu soruda genelde 1402 rakamına aldanıp 1402 kişi gibi algılanılsa da asıl rakam 1402’nin en az 10 katı. Bu muazzam rakam yüzünden bazı üniversitelerin tek bir ders bile yapamadığı günlerin sebebini öğ-renmek pek zor değil. İşte YÖK’ün

bilime karşı attığı ilk gol, kalecinin tutuklandığı anda oluyor.

Üniversitelerin elit, kütlesel ve mesleki okul olarak ayrılmasıYÖK’ün bir sonraki ayrıştırması üniversitelerin ihtiyaca uygun sını-fa yönelik eleman yetiştirmesi oldu. Üniversitelerin ‘’elit’’ olanları büyük tekellerin AR-GE’lerinde çok karlı işletmelerin yöneticiliğine uygun halde değiştirildi. Yani elit olmayan bir üniversiteden me-zun olan birinin yanlış ‘’kasta’’ üye olması sebebiyle önemli bir işte çalışması imkansız hale getirilmek istendi. Burjuvazi kendine yine en ‘’iyi’’yi istiyordu.

12 Eylül askeri darbesi olmuş ve düzeni sorgulayan öğrenciler ve öğretmenlerde dahil bütün halk

gözaltılarla, tutuklamarla ve işkencelerle baskı altına alınmak

istenmiştir.

10

YÖK SonrasıÜniversiteler

Page 11: Genç-Der YÖK Dosyası

Bu üniversitelerin kütlesel olanlarıysa orta halli holding ve fab-rikaların eleman ihtiyacını karşıladı.

Mesleki olanlarsa mühendisle işçi arasında bir bağ oluşturma-sı amacıyla başka hiç bir alana yönelmeye imkan sağlamadan eleman yetiştirdi. İşte YÖK’ün düzene hizmeti böylesine sınıflı toplum teorisine uygun bir şekilde gerçekleşti.

Üniversiteleri Öğrenciler, Akademisyenler ve Üniversite Çalışanları YönetmeliYÖK kurulduğu tarihten bugüne reform, ekleme, çıkarma di-yerek tam 60 kez değişikliğe uğradı fakat hala YÖK düzeninin mantığına ilişkin yapısal bir değişim olmadı.

Üniversiteler tarihten günümüze bilimsel bilginin özelleşmediği ve metalaşmadığı, toplumun yararına bilimin üretildiği yerler olmuştur. Toplumun ihtiyaçları doğrultusunda ve kar amacı güdülmeyen bir üretiminde olması için üniversitelerin özgür düşünceyi, katılımcılığı ve çoğulculuğu içinde barındırması gerekir. YÖK’le birlikte bu durum ortadan kaldırılmaya çalışıl-mıştır. Şimdi de Yeni YÖK Yasa Tasarısı ile yönetim biçimini ve seçimini komple kaldırıyorlar. Parası olanın üniversitelerde söz hakkı olmasının yolunu açıyorlar.

Paralı demokrasi olmaz

AKP hükümeti her şeyi; üniversiteleri, disiplin yönetmeliğini vs. demokratikleştireceğim derken parasal ilişkilerin üzerine kurulu bir demokrasi getirdi.

Üniversitelerin bileşenlerine baktığımızda öğrencilerin çok büyük bir yer kapladığını görüyoruz. Üniversiteler ders alınan, öğrenilen, araştırılan, fikir paylaşılan ve geliştirilen, bilim ve çözüm üretilen, beslenilen hatta yurt imkanı varsa barı-nılan bir yer olarak öğrencilerin ve akademisyenlerin yaşam alanlarıdır aynı zamanda. Öznesi olduğunuz her şeye dair söz hakkınız olması gerekir.

Üniversitelerinde öznesi öğrenciler, akademisyenler ve üniver-site personelleridir. Rektörler çeşitli proje ve uygulamalarla başta öğrencilerin iradesini ve söz hakkını hiçe saymaktadır. Hatta sadece parası olduğu için üniversitelere dair kararlar alabilen ve rektörlerin tam bir tüccar mantığı ile hareket edip anlaşmalar yaptığı gerçeğini yaşıyoruz.

YÖK Reformuna Karşıİdeal Üniversite

Başbakan Yıldız Teknik Üniversite’sinde yaptığı

konuşmada seçilme yaşının 18’e indirileceğini

söylerken üniversite yönetiminde öğrencilerin

yaşına bakılmaksızın hiç söz hakkı yok, yani daha “seçme” konusunda problem yaşarken

seçilmenin 18’e indiğini söylemenin inandırıcı bir yanı

yoktur.

6 Ekim Yıldız Teknik Üniversitesi

Örgütlü gençlik mücadelesi senelerdir bu soruya cevap üretiyor, her YÖK değişikliği söz konusu olduğunda, her seçim öncesi hükümetler YÖK’ü kaldıracağını vaad ettiğinde, her hükümet temsilcileri karşılarına çıktığında öğrenci gençlik tek ses olup aynı şeyi söylediler: Demokratik üniversite için üniversitelerde söz hakkı öğrencilerin, akademisyenlerin, üniversite personelinin olmalıdır!

11

Page 12: Genç-Der YÖK Dosyası

Bilimsel ÜniversitelerÖncelikle; Bizce üniversite nedir?

Bizce üniversite; hayali teoriye, teoriği pratiğe dönüştürerek yeni anlayışlar ve yaklaşımlar yaratan, özgür düşünce ve bilimselliğin ön planda olduğu, herhangi bir inancın veya düşünce sisteminin dogmalarını kabul etmeyen kurumlardır.

Peki; Bizce üniversitelerde nasıl bir kurumsal yapı olmalı?

Üniversitede bilimin üstünde bir otorite olmaması gerekir, yani yönetsel bir otorite üniversitede bulunmamalı. Çünkü, bilim adamlarının kendi aralarındaki hiyerarşisi, idari bir hiyerarşi de-ğildir, bilimsel bir liyakat sistemidir. Bilim insanları özgür insan-lardır ve akademisyenler arasında hiyerarşiden değil iş bölümün-den, bilime yaptıkları katkıdan dolayı bir liyakattan söz edilebilir. Türkiye’deki üniversitelerin temel sorunlarından biri yönetim modelinin otoriter bir yapılanmaya sahip olmasıdır.

Bu otoriter yapı üniversite içerisinde rektörleri ve yönetim kadro-sunu, iktidar alanını kullananan bir konuma taşıyor. Bu iktidar ise bilimin iktidarı değil, bütünüyle kapitalist idari bir iktidar. Bilim adamları bu otoriter yapı içerisinde özgürlüklerini kaybediyor ve üniversitenin özerkliği de asla söz konusu olamıyor. Bu yapı, bilim insanlarının yaratıcılıpını ve özgürlükleri kısıtladıkça, bilim insanları üniversitelere olan güvenlerini kaybediyor. Üniversite, temel fonksiyonlarını adeta zoraki yapan bir kurum haline dönü-şüyor. Yeni kurumsal düzenlemelerle üniversite, özgürlüğü tenef-füs eden, bilimi ön plana çıkaran, liyakati ve çalışmayı niteliksel olarak değerlendiren, katılımcı bir modelde yeniden örgütlenmeli.

Türkiye’de gerçek anlamda bilim özgürlüğü var mı?

Devlet otoritesini şu veya bu şekilde temsil eden bir organizma-nın, üniversiteler üzerinde otorite kurması ciddi bir bilim öz-gürlüğü tehdidi olabilir. Üniversitenin dışında, özellikle devletin gücünü veya benzeri bir gücü elinde bulundurduğunu ima eden bir unsurun üniversite ile ilgili talepleri, doğrudan doğruya bilim-sel gelişmenin ve özgürlüğün karşısında, o özgürlüğü engelleyen bir baskı olarak algılanabilir. İdari bir hiyerarşiyi bilim adamları-nın üzerine koyduğunuz ve bunu etkili kıldığınız zaman, kaçınıl-maz olarak “üniversite faaliyetlerini” engelleyecek sonuçlar ortaya çıkar. Üniversitede idari yapılanmanın mutlaka akademik yapı-lanmayı etkilemeyecek düzeyde kalması ve üniversitenin rutin işlerini örgütleyen bir faaliyete indirgenmesi gerekiyor.

Peki; Türkiye bir dönüşüm yaşıyor, bu dönüşüm üniversitelere yansıyor mu?

Türkiye dünyanın 20 politik gücü arasında (G20 olayı) ve 16. büyük ekonomisi ayrıca NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahip. Fakat üniversitelerdeki durum pek böyle değil. Dünya-nın en önemli üniversiteleri arasında bizim üniversitelerimizin

Ülkenin her köşesinde bir üniversite olmasına rağmen, bilim zihniyetinin ve bilimsel

düşüncenin, ülkemizin akademik hayatında

yeterince yer bulmaması ciddi bir problem. Fakat başbakan

köşe yazarlarına kadar uzanan kollarıyla her şeyi denetim

altına sokuyor.

12

Page 13: Genç-Der YÖK Dosyası

esamesi bile okunmuyor. Üniversitelerin bilim zihniyetinin hakim olmadığı bir kurum olması demek, çağın dinamikleri-nin uzağına düşmekle eş anlamlı. Türkiye bu sorunu, sanayi çağının öncesinde bir kez yaşayarak ağır bir bedel ödedi. Şim-di, bu dönüşümü gerçekleştirmek artık bir mecburiyet. Tüm bu bilimsellikten uzak, sadece sermaye ve iktidara yarayacak üniversitelere onların yönetimlerine karşı yapmamız gereken şey ise çok açık: Sokaklara, meydanlara inmek, hakkımızı nasıl gerekiyorsa öyle almak.

YÖK Neden Kapatılmalıdır?1980 Darbesinin bir mirası olan YÖK üniversitelerin özerkli-ğini ortadan kaldıran, üniversiteleri sürekli denetim altında tutan bir kurumdur. Üniversitelerdeki baskı ortamının son bulması için kaldırılması elzemdir.

YÖK fikirleri susturmaya çalışıyor. “Üniversitelere siyase-ti getiriyoruz, özgürleştiriyoruz” diyerek Yeni Yök Disiplin Yönetmeliği’ni çıkartan AKP hükümeti daha kayıtların ilk gü-nünde Anadolu Üniversitesi’nde gerçek yüzünü göstermiştir. Parasız eğitim isteyen, fikirlerini yayan ve örgütlenen gençlere okul yönetimi çevik kuvveti saldırtmış ve ilk 2 günde 100’ün üzerinde öğrenci gözaltına alınmıştır.

Üniversite içerisinde afiş asmak, bildiri dağıtmak özgürce düşünceleri ifade etmek hala suç sayılıyor.

Anadolu Üniversitesi’nde YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya’ya, Ankara Üniversitesi’nde Başbakan’a, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde yine başbakana hazırladığımız parasız eği-tim ile ilgili dosyayı vermek istediğinde tüm arkadaşlarımızın ağızları var güçle kapatıldı ve gözaltına alındılar. Fikirlerden köşe bucak kaçan AKP ve YÖK temsilcileri söz söyleyen, itiraz eden gençlerin karşısında polislere sığındılar. Yine de gençler olarak söyleyeceklerimizi söylüyoruz, duyanlar yanımıza geli-yor çoğalıyoruz, duymayanlar, duymak istemeyenler karşımı-za geçiyor.

Dünyanın birçok yerinde çeşitli kurumlarca yapılan dünyanın en iyi üniversitelerinin seçildiği listelere Türkiye’den hiçbir üniversitenin girememesi YÖK’ün getirdiği bir durumdur. Bu nedenle YÖK tamamen kaldırılmalı ve üniversiteler özerkleş-tirilmelidir.

2009 yılında kurulan Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nin duvarlarında Başbakan’ın ve Cumhurbaşkanı’nın sözlerinin yazılı olmasıysa vahameti yine gözler önüne seriyor.

YÖK bilim dışıdır

Üniversitelerde YÖK yüzünden bilim dışı uygulamalar devam ediyor. Bilimsel araştırma yapan akademisyenlere soruşturmalar açılıyor. Üniversiteler evrim karşıtı sem-pozyumlara, ırkçılığı anlatan konferanslara ev sahipliği yapıyor.

YÖK fikirleri susturmaya çalışıyor

25 Eylül Anadolu Üniversitesi

Anadolu Üniversitesi’nde YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya’ya, Ankara Üniversitesi’nde Başbakan’a, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde yine başbakana hazırladığımız parasız eğitim ile ilgili dosyayı vermek istediğinde tüm arkadaşlarımızın ağızları var güçle kapatıldı ve gözaltına alındılar.

13

Page 14: Genç-Der YÖK Dosyası

YÖK’ün bilimi, Van depreminde yüzlerce insanın haya-tını kaybetmesini öngöremiyor ya da yıkılamayacak binaların yapılmasını sağlamıyor. Bizler biliyoruz ki üniversitelerin bilim üretebilmesinin yolu üniversitelerin özgürleşmesinden geçer. Bu yüzden biz öğrenciler YÖK’ün dönüştürülmeden tamamen kaldırılmasını ve üniversitelerin öğrencilerle özgürleşebilmesini istiyoruz. Bizler artık üni-versitelerde özgürce bilim üretebilmek istiyoruz.

Parasız eğitim istiyoruz

YÖK dünden bugüne üniversitelerde “Öğrenciler üzerinden daha fazla nasıl kar edilir”in peşindedir. Paralı eğitimin bir sonucu olarak ulaşım, barınma, beslenme gibi en temel ih-tiyaçlarımız kısıtlanıyor ve bu durum milyonlarca öğrenciyi zor duruma sokuyor.

Bu yüzden yemekhaneye yapılan zamlar birçok üniversi-tede boykotlarla karşılık buluyor, barınma sorununa karşı komisyonlar kuruluyor, ulaşım zamlarına karşı protestolar örgütleniyor. Gençler kendi sorunları etrafında çoğalıyor fikirlerini yayıyor.

Bologna süreci ile birlikte üniversiteleri bir başka dönüşüm daha bekliyor, sermayenin okullarımızda serbest dolaşımı hedefleniyor.

Bu yüzden YÖK’ün dönüştürülmesi yetersiz ve göz boya-madan ibarettir, özerk, demokratik üniversiteler için YÖK düzeninin kendisi ortadan kalkmalı, YÖK kapatılmalıdır.

14

Page 15: Genç-Der YÖK Dosyası

Üniversiteler

Hacettepe Üniversitesi Ayşen Ece Kavas 0554 957 74 19

İstanbul Üniversitesi Fidan Ataselim 0506 880 20 61

Yıldız Teknik Üniversitesi Sıla Gemicioğlu 0506 947 19 34

Anadolu Üniversitesi Ayçe Yılmaz 0536 783 74 24

Osmangazi Üniversitesi Rasim Araz 0507 561 66 33

Uludağ Üniversitesi Eda Toper 0534 290 89 12

Web : www.genclermeydana.net

E-posta : [email protected]

Üniversite yönetiminde öğrencilerin, akademisyenlerin, üniversite personellerinin söz hakkı olmalıdır.

Üniversite rektörleri seçimle yönetime gelmelidir.

Üniversiteler şirketler gibi yönetilmemeli, bilimsel üniversite mantığı kaybedilmemelidir.

Üniversiteler kar elde edilecek yerler değildir, kampüskart gibi projeler kalkmalıdır.

Ulaşım, barınma, beslenme

taleplerimiz

Facebook: www.facebook.com/genclermeydana Twitter: @genclermeydana

parasız olmalıdır, parasız eğitim sağlanmalıdır.

Fikir üretmek ve yaymak serbest olmalıdır.

Disiplin yönetmelikleri siyasi tutum belirtmemelidir, yönlendirmemelidir.

YÖK’le birlikte okullara girebilen polis, üniversitelerde ifade özgürlüğümüze saldırmaktadır, üniversitelere polis girmemelidir.

YÖK kapatılmalıdır.