24
Fırtına dinmiyor Son günlerin en çok konuşulan konularından biri olan Windows 95, bilgisayar teknolojisinde bir devrim olarak sunulurken, diğer bir kesim tarafından da yeni olarak sunulan özelliklerinin, bazı işletim sistemlerinde zaten var olduğunu öne sürülerek, "sabun köpüğü" olarak tanımlanıyor. Aylardır süren büyük bir reklam kampanyasıyla, 24 Ağustos günü, 40 'ın üzerinde ülkede dev partiler eşliğinde kullanıcılara sunulan Windows 95 'in ardından çok şeyler yazıldı, söylendi. Windows 95 'in özelliklerinin yanı sıra tanıtım kampanyası da konuşuldu. Kimi, Windows 95 'in beklediklerinden daha iyi olduğunu savunurken, kimi de abartıldığı kadar olmadığını söyledi. Windows 95 'in tanıtımı sırasında, IBM ve Apple da boş durmadı. Bu iki kuruluş verdikleri ilanlarda Windows 95 'in hiç de teknolojik bir ilk olmadığını vurguladı. Bu ilanlardan en ilgi çekicisi ise Apple'ın dünyaca ünlü Wall Street Journal'da iki tam sayfa halinde verdiği ilandı. İki tam sayfada sadece " c:\ongrtlns .W95" ifadesi ve altında elma amblemi vardı. İngilizce "congratulations (kutlarım)" kelimesini 8 harfe indiren Apple, rakibini kutlarken aynı zamanda da Windows 95 'in hâlâ karakter tabanlı DOS sistemini aşamadığını, yenilik getirmediğini, dosya isimlerinin 8 harfle sınırlı kaldığını ve kendini taklitten öteye gidemediğini vurguluyordu. Bir zamanlar dünyadaki tek kişisel bilgisayar üreticisi olan Apple, IBM ilk PC'yi piyasaya sürdüğünde de benzer bir ilan vererek, IBM'e hoşgeldin demişti. O zamandan bugüne önemli yol kateden PC'nin, Windows 95 ile hızını daha da artıracağı yorumu yapılıyor. Öte yandan Microsoft kendinden oldukça emin. Microsoft Türkiye yetkilileri, bu yıl sonunda 25 bin, 96 yılında da 100 bin adet Windows 95 satmayı hedeflediklerini söylüyor. Bu arada ürünün Türkiye ile yurtdışı satış fiyatları farklılık gösteriyor. Yurtdışında 99 dolar olan yükseltme fiyatı, Türkiye'de 120 dolar. (Ayrıntılı haber sayfa 8'de) Emniyet'in bilgi işlem portresi Uzun süredir basına bir açıklama yapmayan Emniyet Genel Müdürlü- ğü Bilgi işlem Daire Başkanlığı yetkilileriyle, yürütülen projeler ve hedef- leri konusunda görüştük. Daire Başkanlığı'nın 1995 yılı bütçesi 112 mil- yar lira. 1983 yılında kurulan Emniyet Genel Müdürlüğü Bilgi işlem Da- ire Başkanlığı, 1990'da Polis Bilgisayar Ağı Projesi'ni uygulamaya koydu. Emniyet Genel Müdürlüğü BlM'in üzerinde çalıştığı Parmakizi, Coğrafi Bilgi Bankası, DNA Olay Yeri Bilgi Bankası ve polis otolarına mobil ter- minaller kurulması projeleri var. (Ayrıntılı haber sayfa 7'de) BT pazarı ilk 6 ayda 370 milyon dolar oldu Interpro Pazar Araştırma Merke- zi'nin 1995 BT pazarına ilişkin üç ay- lık raporların ikincisi çıktı. Araştırma raporuna göre, 1995'in ilk 6 ayında Türkiye'de toplam BT pazarının bü- yüklüğü 370 milyon dolar oldu. In- terpro Pazar Araştırma Merkezi'nin tahminlerine göre, 1995 yılı sonunda toplam pazarın büyüklüğü 960.9 milyon dolar olacak. 6 aylık raporda ortaya çıkan sonuçlardan biri de, ar- tık BT pazarının lokomotifi olan PC gelirlerinin, 1995 yılında da bu özel- liğini pekiştireceği. (Ayrıntılı haber sayfa 3 'de) Havaş'ta OT/VT teknolojisiyle check-in uygulaması Uluslararası havayolları trafiğine açık havalimanlarında yerli ve yabancı uçakların ulaşım ve yer hizmetlerini sağlayan Havas, bilgi teknolojisinin ileri bir uygulamasına adım attı. istanbul bölgesinde başlattığı pilot uygulama ile uçak, yolcu ve yanındaki bagajların geliş ve gidişinin takibi (check-in) işlemlerini, OT/VT teknolojileri ile hatasız ve güvenli bir şekilde otomatik olarak yapıyor. (Ayrıntılı haber sayfa 2'de)

Fırtına dinmiyor - BThaber · özelliklerinin, bazı işletim sistemlerinde zaten var olduğunu öne sürülerek, "sabun köpüğü" olarak tanımlanıyor. Aylardır süren büyük

  • Upload
    others

  • View
    15

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Fırtına dinmiyor - BThaber · özelliklerinin, bazı işletim sistemlerinde zaten var olduğunu öne sürülerek, "sabun köpüğü" olarak tanımlanıyor. Aylardır süren büyük

Fırtına dinmiyor Son günlerin en çok

konuşulan konularından

biri olan Windows 95,

bilgisayar teknolojisinde bir

devrim olarak sunulurken,

diğer bir kesim tarafından

da yeni olarak sunulan

özelliklerinin, bazı işletim

sistemlerinde zaten var

olduğunu öne sürülerek,

"sabun köpüğü" olarak

tanımlanıyor.

Aylardır süren büyük bir

reklam kampanyasıyla, 24

Ağustos günü, 40'ın

üzerinde ülkede dev

partiler eşliğinde

kullanıcılara sunulan

Windows 95'in ardından

çok şeyler yazıldı, söylendi.

Windows 95'in

özelliklerinin yanı sıra

tanıtım kampanyası da

konuşuldu.

Kimi, Windows 95'in

beklediklerinden daha iyi

olduğunu savunurken, kimi

de abartıldığı kadar

olmadığını söyledi.

Windows 95'in tanıtımı

sırasında, IBM ve Apple da

boş durmadı.

Bu iki kuruluş verdikleri

ilanlarda Windows 95'in hiç

de teknolojik bir ilk

olmadığını vurguladı. Bu

ilanlardan en ilgi çekicisi

ise Apple'ın dünyaca ünlü

Wall Street Journal'da iki

tam sayfa halinde verdiği

ilandı. İki tam sayfada

sadece "c:\ongrtlns.W95"

ifadesi ve altında elma

amblemi vardı. İngilizce

"congratulations (kutlarım)"

kelimesini 8 harfe indiren

Apple, rakibini kutlarken

aynı zamanda da Windows

95'in hâlâ karakter tabanlı

DOS sistemini aşamadığını,

yenilik getirmediğini, dosya

isimlerinin 8 harfle sınırlı

kaldığını ve kendini

taklitten öteye gidemediğini

vurguluyordu. Bir zamanlar

dünyadaki tek kişisel

bilgisayar üreticisi olan

Apple, IBM ilk PC'yi

piyasaya sürdüğünde de

benzer bir ilan vererek,

IBM'e hoşgeldin demişti. O

zamandan bugüne önemli

yol kateden PC'nin,

Windows 95 ile hızını daha

da artıracağı yorumu

yapılıyor.

Öte yandan Microsoft

kendinden oldukça emin.

Microsoft Türkiye yetkilileri,

bu yıl sonunda 25 bin, 96

yılında da 100 bin adet

Windows 95 satmayı

hedeflediklerini söylüyor.

Bu arada ürünün Türkiye

ile yurtdışı satış fiyatları

farklılık gösteriyor.

Yurtdışında 99 dolar olan

yükseltme fiyatı, Türkiye'de

120 dolar.

(Ayrıntılı haber sayfa 8'de)

Emniyet'in bilgi işlem portresi Uzun süredir basına bir aç ık lama yapmayan Emniyet G e n e l Müdürlü­

ğü Bilgi i ş lem Daire Başkanlığı yetkilileriyle, yürütülen projeler ve hedef­

leri konusunda görüştük. Daire Başkanlığı 'nın 1995 yılı bütçesi 112 mil­

yar lira. 1 9 8 3 yılında kurulan Emniyet G e n e l Müdürlüğü Bilgi i ş lem Da­

ire Başkanlığı, 1990 'da Polis Bilgisayar Ağı Projesi 'ni uygulamaya koydu.

Emniyet G e n e l Müdürlüğü BlM' in üzerinde çalıştığı Parmakizi, Coğrafi

Bilgi Bankası , DNA Olay Yeri Bilgi Bankas ı ve polis otolarına mobi l ter­

minaller kurulması projeleri var. (Ayrıntılı haber sayfa 7'de)

BT pazarı ilk

6 ayda 370 milyon

dolar oldu Interpro Pazar Araştırma Merke-

zi'nin 1 9 9 5 BT pazarına ilişkin üç ay­

lık raporların ikincisi çıktı. Araştırma

raporuna göre, 1995' in ilk 6 ayında

Türkiye 'de toplam BT pazarının bü­

yüklüğü 3 7 0 milyon dolar oldu. In­

terpro Pazar Araştırma Merkezi 'nin

tahminlerine göre, 1995 yılı sonunda

top lam pazarın büyüklüğü 9 6 0 . 9

milyon dolar o lacak. 6 aylık raporda

ortaya çıkan sonuçlardan biri de, ar­

tık BT pazarının lokomotifi olan PC

gelirlerinin, 1995 yılında da bu özel­

liğini pekiştireceği.

(Ayrıntılı haber sayfa 3 'de)

Havaş'ta OT/VT teknolojisiyle

check-in uygulaması Uluslararası havayolları trafiğine açık havalimanlarında yerli ve

yabancı uçakların ulaşım ve yer hizmetlerini sağlayan Havas, bilgi

teknolojis inin ileri bir uygulamasına adım attı. istanbul bölges inde

başlattığı pilot uygulama ile uçak, yolcu ve yanındaki bagajların geliş ve

gidişinin takibi ( c h e c k - i n ) işlemlerini, O T / V T teknolojileri ile hatasız ve

güvenli bir şeki lde otomatik olarak yapıyor.

(Ayrıntılı haber sayfa 2'de)

Page 2: Fırtına dinmiyor - BThaber · özelliklerinin, bazı işletim sistemlerinde zaten var olduğunu öne sürülerek, "sabun köpüğü" olarak tanımlanıyor. Aylardır süren büyük

2 h a b e r 4-10 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 32

Havaş'ta OT/VT teknolojisiyle check-in uygulaması

NURAY ÖZKAN

1987 yılından bu yana

uluslararası havayolları

trafiğine aç ık havali­

manlarında yerli ve yabancı

uçakların yer hizmetleri ve

ulaşım işlemlerini yapan Ha­

vaş, ancak 1990'l ı yılların ba­

şında bilgi işlem teknoloji le­

riyle tanışıyor. Bu yılın Mart

ayında Özel leşt irme İdare-

si 'nin, yüzde 60 hissesini

özel şirkete satmasıyla özel­

leşen Havaş'ın, Türkiye ge­

nel inde İstanbul, Ankara, İz­

mir, Antalya, T r a b z o n ve

Adana illerindeki havaliman­

larında bürosu bulunuyor.

Havas b ü n y e s i n d e bilgi

büyük ö n e m taşımasına rağ­

m e n g e ç gelen bilgi teknolo­

jisine adaptasyon, ç o k kısa

bir sürede gerçekleşiyor. İs­

tanbul merkez ve daha son­

ra diğer illerdeki bürolarda

kurulu bulunan sistemlerde,

ağırlıklı olarak uygulama ya­

zılımları geliştirilmesi ve kul­

lanımı ön plana çıkıyor.

Kuruluşun bilgi teknoloji­

s inden etkin olarak yararlan­

dığı alanlar başl ıca hizmet,

idari ve mali bö lümler olarak

özetlenebilir .

Havacılık sektöründe yay­

gın olarak kullanılan SITA

ağına bağlı olduklarını söy­

leyen Havas Planlama ve

E B l Grup Başkanı Zihni Hiç,

SITA kanalıyla bütün uçuş

bilgileri, uçakla ilgili her tür­

lü figürlere -yolcu, yük gibi-

ait bilgilere erişebildiklerini

belirtiyor. B u n u n yanı sıra

Türkiye'nin belli başlı hava­

limanlarındaki bürolarıyla da

kurdukları ağ ile haberleşi­

yorlar. Ağ s istemine henüz

Adana ve Trabzon büroları

dahil edi lmemiş.

Mevcut ağ s i s t e m i n d e

Türkiye ç a p ı n d a şu anda

1 0 0 ' ü n üzer inde birbir ine

bağlı sistem olduğunu söyle­

yen Zihni Hiç, ağ s istemine

T r a b z o n ve Adana istasyon­

larının Ağustos ayında bağ­

lanacağını belirtti. İstanbul

ve diğer bağlantı noktaların­

da UNIX tabanlı Unisys' in

6 0 0 0 serisi sistemleri bulu­

nuyor. Sistemlerin üzerinde

Progress veritabanı ve çeşitli

uygulama yazılımları bulu­

nuyor. Havas, bilgi iş lem sis­

temine geçiş inden bu yana

yazılım, d o n a n ı m ve ağ alt­

yapısı için yarım milyon do­

larlık bir yatırım yapmış. An­

cak bu rakama özel yazılım­

lar dahil değil.

Güvenlik için barkodlu

check-in sistemi

Havas, özell ikle hizmete

dönük yazılımlarının h e m e n

heps in i kendi b ü n y e s i n d e

geliştiriyor. Şu anda sistem

üzerinde çalışan 10'un üze­

r inde u y g u l a m a yazıl ımı

mevcut.

Zihni Hiç, yazılımları ken­

dilerinin ge l i ş t i rmeler inin

nedenini, "Havacılık sektö­

ründe altyapıdan kaynakla­

nan sıkıntılar var. Bir havali­

manında uygulanan paketi

alıp kul lanmak sorun yarata­

bilir. Havayolu trafiğine açık

bölge lerde bilginin bir an bi­

le kesintiye uğramaması ge­

rekir. Bu yüzden, yapısını

bi ldiğimiz, s o r u n a an ında

m ü d a h a l e e d e b i l e c e ğ i m i z

yazılımlarımızı kendimiz ge­

liştiriyoruz" şekl inde açıklı­

yor. Havaş ' ın b ü n y e s i n d e

gerçek leş t i r i l en yazı l ımlar

arasında kargo, uçuş gibi pa­

ketlerin yanında ayrıca bir

de uygulamasına yeni başla­

nan check-in sistemi var.

Check-in sistemi, Havaş'ın

1 yılı aşkın süredir üzerinde

çalıştığı ve şu anda istanbul

bürosunda pilot uygulaması

devam eden, hizmete yöne­

lik bir paket. Söz konusu sis­

t e m için Zihni Hiç, "Bilgisa­

yarlı check-in s istemine ç o k

ö n e m veriyoruz. Sistem aynı

zamanda barkod okuyuculu,

RF (radyo frekansı) sistemle­

riyle de destekleniyor. G e ­

rek güvenlik, gerekse hizmet

kalitesinin yükselti lmesi açı­

sından, öneml i katkılar sağ­

layacağına inandığımız bu

uygulama, şu anda kısıtlı sa­

yıda kontuarda pilot uygula­

ma şekl inde devam ediyor.

Hizmet verdiğimiz şirketler­

d e n birinin işlemlerini bar­

k o d sistemleri sayesinde ya­

pıyoruz" açıklamasını yapı­

yor. Check-in uygulamasın­

da kullanılan d o n a n ı m ve RF

sistem yazılımları Havaş'a,

E x i m tarafından sağlanmış.

Havas, b u g ü n sayıları

l 4 0 ' ı bulan müşterisine hiz­

met veriyor. Müşterilerin her

birinin el indeki uçak tipi, is­

tekleri, uçuş saatleri farklılık

gösteriyor. Check-in sistemi

geliştirilirken Havas, ö n c e ­

likle analiz üzerinde ö n e m l e

duruyor. Analiz s o n u c u n d a

geliştirilen check-in paketi,

kurulu s i s temler ü z e r i n d e

test ediliyor. S o n u n d a aktif

o l a r a k s i s tem kontuar lara

k o n u p çalıştırılıyor. Ve bar­

kodlu check-in s istemine ya­

kın o lan şirketler belir lene­

rek, ilk aşamada bir şirkete

hizmet vermeye başlanıyor.

Bu k o n u d a Sistem Analis-

ti Bahadır Yılmaz'ın açıkla­

maları şöyle:

"Check-in s isteminde ta­

m a m e n test amaçl ı bir pilot

uygulama gerçekleştiriyoruz.

Pilot uygulamamız Ağustos

ayı sonunda bir rapor halin­

de üst y ö n e t i m e sunulacak.

Bu arada diğer iki-üç şirkete

de barkodlu check-in hizme­

ti vermeye başlayacağız. Y ö ­

netim, yatırım kararı verirse;

İstanbul ve diğer tüm istas­

yonlar dahil, b ize ait o lan

kontuarları bilgisayarlı or­

tamda takip e t m e k m ü m k ü n

olacak. Şu anda s a d e c e pilot

uygulamalar için gerek l i

o lan d o n a n ı m ve yazılım sis­

temini satın aldık. Rapor, üst

yönet im tarafından onaylan­

dığı takdirde gerekli sistem­

leri alma yoluna gideceğiz.

Bu yatırım, sistemin kapsa­

yacağı kontuar sayısına bağ­

lı olarak değişkenlik gösteri­

yor. B u g ü n istanbul istasyo­

nunda Havas tarafından kul­

lanılan 24 tahsisli kontuar

var. Diğer bölge lerde de da­

ha az adetlerde var. Bunların

ya tamamı devreye alınabilir

ya da bir kısmı bu uygula­

maya geçebil ir . 24 kontuar­

da da bu yatırımı yapmak,

ç o k akılcı olmayabilir. O ne­

denle bu hizmeti b izden ta­

l e p e d e n şirket sayısını dik­

kate alarak konf igürasyon

sayısını be l i r lemek akıll ıca

olur."

Barkodlu check-in

uygulamasının

uygulandığı noktalar

Havaş'ta pilot uygulaması

gerçekleştir i len barkodlu, RF

s is temi ile d e s t e k l e n e n

check-in sistemi bir yolcu­

n u n k o n t u a r a g e l m e s i y l e

başlıyor. Burada yo lcunun

nereye gideceği ve bagajı iş­

lenerek üzerinde b a r k o d nu­

maraları o lan bir bilet verili­

yor. Aynı şeki lde yo lcunun

bagaj ı da b a r k o d l a n ı y o r .

Check-in paketini gerçekleş­

tirenlerden Havaş'ın Sistem

Analisti Ayhan Kapusuz, gi­

rilen bilgilerin anında ana

s isteme iş lenerek, aynı yere

bir başka yolcuya rezervas­

yon yaptırılmasının önlendi­

ğini belirtiyor. Aynı yolcu­

nun bagajları barkodlanarak

hangi konteynere yüklendiği

takip ediliyor.

Sistemin son kısmı, uça­

ğın ya da yolcuların çıkış ka­

pısından alındığı zaman olu­

yor. Orada yolcuların biletle­

ri b a r k o d cihazlarıyla oku­

nup uçağa alınıyor. Böylel ik­

le bir k e z daha yolcuların

kontrolleri yapılmış oluyor.

Ayhan Kapusuz, s i s tem

k o n u s u n d a k i görüş ler ini

şöyle aktarıyor:

"RF sistemi ile ilgili her

türlü ö lü n o k t a test lerini

yaptık. B i z d e k i gös ter i ler

aşağı yukarı 7 km'l ik bir ya­

rıçap içinde iletişimi sağlaya­

biliyor. Uyguladığımız sis­

tem, havaalanı için ç o k ra­

hatlıkla kullanılacak nitelik­

te. Kontuar s istemine bağlı

olarak b u n d a n sonra devre­

ye g i recek bir başka modül

planlanıyor. Bu modül, kon­

tuar sisteminin oluşturduğu

bazı figürleri ve sonuçları

değer lendirmek için tasarla­

nıyor. Böyle l ik le, uçaktaki

yüklemelere göre uygun bir

yüklemenin olup olmadığı

saptanabi lecek."

Barkodlu check-in uygulamasının yararları

—* Grup halinde gelen yolcuların dağınık olarak gelmesi halinde, daha son­

ra gelecek kişilerin yanyana oturtulmasını sağlıyor.

—» Bütün bagajların, bir yolcunun kartına işlenmesi otomatik gerçekleştirili­

yor.

-* Check-in sisteminde yolcuların uçağa alınması sırasında hangi yolcuların

uçağa binmediği anında saptanabiliyor ve çağrı sistemiyle yolcu uyarılıyor.

-• Uçağa binmeyen yolcunun, güvenlik gereği bagajının indirilmesi sırasın­

da hangi konteynere yüklendiği kolaylıkla bulunuyor. Eski sistemde olduğu gi­

bi bütün bagajların indirilmesi söz konusu olmuyor. Böylelikle ikinci bir güven­

lik sistemi sunulmuş oluyor.

Page 3: Fırtına dinmiyor - BThaber · özelliklerinin, bazı işletim sistemlerinde zaten var olduğunu öne sürülerek, "sabun köpüğü" olarak tanımlanıyor. Aylardır süren büyük

4-10 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 32 h a b e r 3

1995'in 6 aylık BT pazarı raporu çıktı

BT pazarı ilk 6 ayda

370 milyon dolar oldu ŞEBNEM NURAYDIN

Interpro Pazar Araştırma

Merkezi 'nce üç ayda bir

hazırlanan Bilgi T e k n o ­

lojisi Pazar ı Rapor lar ı 'n ın

ikincisi çıktı. Araştırma Tür­

kiye BT pazarına ilişkin tek

kaynak niteliğini taşıyor.

Mayıs ayında çıkan ve üç

aylık raporlar ın ilki o lan

Ocak-Mart '95 dönemini kap­

sayan araştırma s o n u ç l a n ,

1995 yılında Bilgi Teknoloj i­

si Pazarı 'nda geçtiğimiz yıla

göre umutlandırın gel işme­

ler yaşanacağını gösteriyor­

du. Ocak-Haziran dönemini

kapsayan 6 aylık araştırma

sonuçları da ilk üç aylık ve­

rilere paralel bir durum gös­

teriyor. Özell ikle PC ve ilgili

çevre ürünlerinin, BT pazarı­

nın büyümes inde en büyük

ivmeyi oluşturduğu gözleni­

yor. Interpro Pazar Araştır­

ma Merkezi, Türkiye BT pa­

zarının ilk altı aylık gelirini

370.1 milyon dolar olarak

belirlerken, 1 9 9 5 yılı sonun­

da toplam pazarın -beklen­

m e y e n bir gel i şme olmazsa-

9 6 0 . 9 milyon dolar olacağını

öngörüyor. Bu gelir, 1 9 9 4 yı­

lı gelirinin yüzde 57.1 üze­

rinde.

ilk altı ay içinde 263.2

milyon dolar olarak gerçek­

leşen d o n a n ı m gelirlerinin,

1995 yılı sonunda 6 8 4 . 6 mil­

y o n dolar olacağı tahmin

ediliyor. D o n a n ı m gelirleri­

nin toplam gelirler içindeki

payının ise, yüzde 71.2 ola­

rak gerçek leşeceğ i öngörü­

lüyor.

Araştırmaya göre, artık BT

pazarının lokomotifi o lan PC

gelirleri, 1995 'de de bu özel­

liğini pekişt irecek. BT paza­

rının yüzde 32 küçüldüğü

1994 yılında, yüzde 24' lük

bir düşüş yaşayan PC pazarı­

nın, 1995 'de yaşanacak bü­

y ü m e d e de eğrinin üzerinde

bir gel i şme göstereceği tah­

min ediliyor. Pazarın yüzde

57 .1 b ü y ü m e s i n e karşın,

1995 'de yüzde 77.9 ' luk bir

b ü y ü m e göstereceği tahmin

edilen PC gelirlerinin 302

milyon dolara ulaşacağı ön­

görülüyor. 1995 yılında satı­

lacak PC adedi tahmini ise,

180 bin.

Y a z ı l ı m gel ir ler inin ise

1995 'de 122.2 milyon dolar

o l a c a ğ ı tahmin edil iyor.

O c a k - H a z i r a n d ö n e m i n d e

sistem yazılımlarının, yazılım

pazarı içindeki payı yüzde

37 olarak gerçekleşmiş du­

rumda.

Interpro Pazar Araştırma

Merkez i 'n in , O c a k - H a z i -

r a n ' 9 5 d ö n e m i raporunda

yer alan başlıklar şöyle:

- BT sektörünün 1 9 9 5 yılı

Ocak-Haziran d ö n e m i itha­

lat ve ihracat rakamları, 1995

tahminleri ile son üç yıllık

değişim oranları.

- BT pazarının ilk üç ve

ilk altı aylık gelirleri, 1995

yılı tahminleri, son üç yıllık

değişim oranları.

- Ürün ve hizmet grupları

bazında ilk üç ve ilk altı ay­

lık gelirler, 1995 yılı tahmin­

leri, son üç yıllık değişim

oranları.

Söz konusu rapor, belli

bir b e d e l karşılığında Inter­

pro Pazar Araştırma Merke-

zi 'nden edinilebilir.

Düzeltme

21-27 Ağustos 1 9 9 5 ta­

rihli B T / h a b e r ' d e "Inter­

net tartışması Internet ' te

devam ediyor" başlığıyla

yayınlanan haberde, O D ­

TÜ Bilgi İş lem Daire

Başkanı Dr. Attila Özgit

ve O D T Ü Bilgi İş lem D a ­

iresi Network Grup Y ö ­

neticisi Kürşat Çağıltay'ın

"Internet 'te Cehalet" baş­

lıklı yazılarından alıntı

yapılan "Ülke içinde In­

ternet servisi vermeye

soyunduklarını iddia

e d e n ama en temel Inter­

net servisleri konusunda

dahi bilgileri olmadığını

yapılan açıklamalarda

gösteren bu cevherlerin,

nasıl o lup da tüm toplu­

ma Internet servisi suna­

cakları da büyük bir soru

işaretidir." cümles inde

dizgi hatası sonucu "cev­

herlerin" ifadesi yer al­

mıştır. Doğrusu "çevrele­

rin" olacaktır. Düzeltir,

özür dileriz.

Bilgi toplumunda İstihbarat!

TINAZ TİTİZ

İ stihbarat deni l ince akla h e m e n kara gözlüklü, ya­

kası kalkık pardesülü ajan tipleri gelir. Dilimizi an­

laşılmaz hale getiren çoğu Arapça ve Farsça sözcükte ol­

duğu gibi istihbarat da Arapça kökenli o lup bilgi

e d i n m e an lamına geliyor.

S ö z c ü k doğru yerine oturunca, yakası kalkık ajan­

ların konunun ç o k küçük bir bölümünü oluşturduğu, is-

tihbarat'ın bilgi toplumu içinde önemli bir yer tuttuğu da

kendiliğinden ortaya çıkıyor.

S ö z c ü k l e r genell ikle kullanıldığı yerlere göre anlam­

l a n d ı r d ı ğ ı n a göre istihbaratı da bankacı l ıkta istihba­

rat , damat adayı için i s t ihbarat , rakip şirket hakkın­

da istihbarat ya da ulusal istihbarat olarak anlamak ge­

rekir.

Bu yazının konusu olan istihbarat, ulusal istihbarat

deni lebi lecek olan ve Dünya'da çeşitli alanlarda neler

olup bittiği hakkında bilgi edinmek b iç iminde anlamlan­

dırılması gereken türüdür.

T o p l u m u m u z , bu tür istihbarat konusunu futbolcu

Hakan ile tele-model Cinnoş ' tan vakit bularak henüz tar­

tışma gündemine almamıştır. Gel işmiş dediğimiz ülkeler

ise yaklaşık 2 0 0 yıldan bu yana yaygın olarak bilgi top­

lamaktadırlar. Dünya'nın herhangi bir yerindeki bir İngi­

liz vatandaşı -oraya ne a m a ç l a gitmiş olursa olsun-, yeni

bir bitki, hayvan ya da bir maden türünü alıp ülkesine

götürmeyi bir ulusal görev bi lmektedir .

D ü n y a n ı n herhangi bir köşesine gönderilen ABD' l i

diplomatlar, o ülkenin dilini, orası hakkında ilk elden bil­

gi toplamak için öğrenmektedirler.

H e r Japon turistin omuzunda görmeye alıştığımız en

az bir fotoğraf makinesi tarihi camilerimizin fotoğrafla­

rından çok, işe yarayabi lecek şeyler hakkında görsel bil­

gi toplamak a m a c ı n a yöneliktir.

Bilgi toplumunda tüm kurumlarımızı gözden geçir­

mek, çoğunu temelden itibaren yeniden kurmak zorun­

dayız. Bunların başında ise istihbarat anlayış ımız ve

o n a dayalı kurumlar gelmektedir.

Ç o ğ u l c u demokrasi içinde nasıl ki tüm kurumlar dev­

lete değil bizzat bireylere ve onların örgütlenmelerine

dayanıyorsa, istihbarat konusu da yine insana dayan­

maktadır. Devletin resmi görevlilerinin yanısıra ve onlar­

dan daha yoğun olarak bilgi edinmesi gereken, bizzat

vatandaşlardır. Bu ise geleneksel bir sorunumuzu kar­

şımıza çıkarmaktadır: merak eksiği!

Eğitim sistemimizin ezbere değil de meraklı insan

yetiştirmeye yönelik o lma zorunluğu, bu konuyla da or­

taya çıkmaktadır.

Ezber bu nedenle, bilgi toplumuna d ö n ü ş m e yolun­

daki önemli engellerden birisidir. Bilgi toplumuna istek-

liysek, ezbere dayalı eğitim geleneğimizi terketmek,

bunun için de ezber-bilgi toplumu ilişkisini iyi an­

lamak zorundayız.

Bilgi toplumuna öz lem duyan kişi ve kuruluşlara

duyurulur.

Artık BT pazarının lokomotifi olan PC gelirleri,

1995'de de bu özelliğini pekiştirecek. BT pazarının

yüzde 32 küçüldüğü 1994 yılında, yüzde 24'lük bir

düşüş yaşayan PC pazarının, 1995'de yaşanacak

büyümede de eğrinin üzerinde bir gelişme

göstereceği tahmin ediliyor.

Page 4: Fırtına dinmiyor - BThaber · özelliklerinin, bazı işletim sistemlerinde zaten var olduğunu öne sürülerek, "sabun köpüğü" olarak tanımlanıyor. Aylardır süren büyük

h a b e r 4 4-10 Eylül 1 9 9 5 - Sayı: 32

Pupa yelken M . S İ N A N O Y M A C I

TRIO Çözüm Evi Yönetici Ortağı

Uzun bir süredir üzer inde son rötuşlar yapı­

lan, d e n i z e indirildiğinde başına bir kaza

gelmesin diyerek titiz çal ışmalarla test edilen,

Microsoft'un işletim s i s t e m i " W i n d o w s ' 9 5 " , bil­

gi teknolojisi ile ilgilenenlerin kullanımı ve in­

ce lemes ine sunuldu.

Bilgi teknolojisi sektörü ile sıradan bir kulla­

nıcı olmanın ötesinde sıfatı o lmayan kişilerin

dahi, d a h a d ü n e kadar, kişisel bi lgisayarlardan

söz ederken, işletim sistemi nedir, neler yapar,

sorularına c e v a p aramalar ına yol açan bir

ürün. Bu konuda yabancı m e d y a ' d a da, benzer

görüşler hakim.

Kullanılan tanıtım bütçesinin büyüklüğü,

gelmesi beklenen gelirle karşılaştırıldığında, dı­

şarıdan bakıldığı kadar fazla değil . Biliyorsu­

nuz, az v e y a çok gibi kavramlar izafi kavram­

lardır. Kimine göre az olan, kimine göre çok

olabilir, kazanılacaklar, kaybedi lecekler kendi

başlarına değerlendiri lmemelidir .

Beklentilere göre, 1 9 9 5 sonuna kadar otuz

milyon W i n d o w s kullanıcısının, W i n d o w s ' 9 5

k u l l a n m a y a b a ş l a y a c a ğ ı tahmin edi lmekte .

1 9 9 6 sonuna kadar ise bu rakamın doksan mil­

yon civarında olacağı düşünülüyor . Elde edile­

cek gelirin, s a d e c e yeni kullanıcıların işletim

s i s temine vereceğ i v e y a eski kullanıcıların

upgrade için ödeyecekler i bedel o lduğunu her­

halde d ü ş ü n m ü y o r s u n u z .

Microsoft Network herhalde çoğunuzun

aşina olduğu bir kavram artık. Bilindiğine göre,

Amerika 'da bu servisin aylık ücreti, ilk üç saat

için 4 . 9 5 Amerikan Doları. Sonraki kullanım

saatleri ile ilgili ücretler konusunda bilgim he­

nüz yok.

Ancak, önümüzdeki günlerde onu da bildi­

receğim. Bu ücrete, doğal olarak, telefon şirke­

tine ödeyeceğiniz hat ücreti dahil değil.

Şimdi biraz hayal g ü c ü n ü z ü çalıştırın ve

W i n d o w s ' 9 5 kullanıcılarının üçte b i r in in Mic­

rosoft Network'ten yararlanmaya baş ladığ ında

neler olabileceğini düşünün. Bu servisin gerek­

li hizmeti, sağlıklı şekilde verebilmesi için, ya­

pılacak yatırım da büyük. Ancak, dünyanın en

büyük kullanıcı portföyüne sahip N e t w o r k ' u

olacağı kaçını lmaz. (Eğer, Compuserve, Ameri­

ca Onl ine gibi servisler d i renemez ise.)

Bir de, RW denilen "Registration W i z a r d "

konusunda çeşitli duyumlar almaktayım. Bu

konuda da, somut gelişmeleri s ize aktaraca­

ğım.

Kanımca, Türkiye pazarı için birşeyler söy­

lemek konusunda çok erken. Ancak, Türkçe

karakterleri destekler, menüler Türkçeleştirilir

ve en önemlisi Microsoft Network 'e Türki­

ye'nin çeşitli noktalarından, makul bir ücretle

bağlantı imkanı sağlanırsa, çok iş yapar. Şirket­

ler, ge lecek telefon faturalarını nasıl kapatırlar,

bu ise başka bir yazının tek başına konusu ola­

bilir.

* * * * *

A r e n a ' n ı n , Linksoft ve Logosoft'tan sonra,

Microsoft'un üçüncü distribütörü olacağını

çok kişi konuşuyordu. Geçen hafta, bas ında

yer alan haberlerden, duyumlarımızın doğru

o lduğunu anladık.

Bakal ım, üç şirketle çal ışmak, Microsoft

ürünleri pazarında ne tür ge l i şmelere yol aça­

cak.

* * * * *

Haftaya s ize "Yedi"den b a h s e d e c e ğ i m . Bi­

raz merak etmenin, hepimize iyi geleceğini

düşünüyorum. Şimdiden tahmin e tmeye başla­

yın. Belki sizin tahmininiz doğru çıkar.

A s l ı n d a , "Yedi"nin bu haftanın konusu o lup

olmaması üzer inde çok d ü ş ü n d ü m . Ancak, ön­

celiği W i n d o w s ' 9 5 aldı. Sizler de, haftaya ka­

dar bekleyeceks iniz .

* * * * *

Microsoft ' tan bu kadar söz ed ip de, Bill Ga-

tes'i a n m a m a k mümkün değil . Bill Gates 'e

göre; "Hayat felsefem, çalışmaktır."

İletişim adresi:

E-mail: [email protected]

Uydu haberleşmesiyle

kesintisiz hizmet

ŞEBNEM NURAYDIN

Co m s a t / K o ç -

U n i s y s / S u m i t o m o

k o n s o r s i y u m u ,

TÜRKSAT 1B Uydusu üze­

rinden veri iletişimini VSAT

(Very Small Aperture Termi­

nal) iletişim ağlan kullanıla­

rak Nisan 1 9 9 5 tar ihinde

gerçekleştirdikten sonra ilk

anlaşmasını Eczacıbaş ı T o p ­

luluğu ile yaptı. VSAT tekno­

lojisi Eczacıbaşı Topluluğu

içinde bulunan EYAP Sera­

mik Grubu'nun MRP (Malze­

me Gereksinimi Planlaması

ve Üretim Kaynakları Planla­

ması) projesini gerçekleştir­

m e d e etkin olarak kullanıla­

cak.

Anlaşma üzerine Eczacı­

başı Bilgi İletim A.Ş. ( E B İ )

Network Sis tem U z m a n ı

G ö k h a n Diren ve Comsat

Pazar lama Müdürü Elvan

Konedralı 'yla görüştük. El­

van Konedralı, VSAT'ın veri

iletişim alanındaki hataları

en aza indirdiğini belirterek,

sistemin genelde iletişim so­

runu olan yerlerde ç o k etkin

bir ç ö z ü m olduğunu söyledi.

E B l ' d e n G ö k h a n D i r e n

ise, n e d e n uydu haberleşme­

si sorusunu "öncel ikle güve­

nilirlik" diye yanıtladı ve uy­

du haberleşmesini tercih et­

melerinin nedenlerini şöyle

anlattı:

"Bizim uydu haber leşme­

sini seçmemizdeki ilk kriter,

güvenilirlik ve kesintisiz hiz­

met oldu. Hız ise ikinci plan­

da. Zaten P T T teknik olarak

128 kilobit 'e kadar çıkabilen

servisi 64 kilobit 'le sınırlamış

durumda. Bizim için öneml i

olan hizmetin kesintisiz ol­

ması. Comsat kesintisiz hiz­

met sunuyor. Örneğin Com-

sat'tan bizim bağlantımızı 64

kilobit 'e çıkarmasını istediği­

miz zaman ertesi gün çıkar­

tabiliyorlar." G ö k h a n Diren

bir diğer önemli nedeni de

"Servis Garantisi" olarak vur­

guladı. "Servis garantisi bi­

zim için serin bir rüzgar de­

m e k " diyen G ö k h a n Diren,

P T T ile servis sorununu sık­

ça yaşadıklarını, a n c a k Com-

sat'ın 24 saat sürekli servis

olanağı tanıdığını söyledi.

Ö n e m l i büyüklükte bir X-

25 ağına sahip olduklarını

ve uzak bölge lerde TURP AK

hattını, yakın bölge lerde ise

kendi X-25 ağlarını kullan­

dıklarını be l i r ten G ö k h a n

Diren, son iki yıldır kullan­

dıkları karasal bağlantıların

ç o k sorunlu olduğunu ve bu

n e d e n l e uydu teknolojisini

uzun zamandır bekledikleri­

ni söyledi.

Bozüyük, Kartal, Lülebur­

gaz ve Levent ' te ö n e m l i

konsantrasyon nokta lan ol­

d u ğ u n u be l i r ten Diren,

VSAT teknolojisi sayesinde

B o z ü y ü k v e Karta l 'daki

WAN (Wide Area Network-

G e n i ş Alan Ağları) bağlantı­

larını, b o z u k karasal hatları

olduğu gibi çıkarıp yerine

uydu hatlarını koyduklarını

söyledi. Şu an Kartal ve B o ­

züyük kampusları içinde 6

ayrı Eczacıbaş ı kuruluşunda

VSAT teknolojisi kullandık­

larını vurgulayan Diren,

"Çok yakında Levent ve Lü­

leburgaz'da da sistemi uygu­

lamaya baş lamayı umuyo­

ruz" dedi.

G ö k h a n Diren VSAT tek­

noloj is inden bütün kampus­

ların yarar lanabi lmes in i

amaçladıklarını söyleyerek,

sistemin tam anlamıyla çalış­

maya 18 Ağustos 1 9 9 5 tari­

hinde başladığını belirtti. Di­

ren, uygulamaya g e ç m e d e n

ö n c e iki d e n e m e yaptıklarını

ve bu n e d e n l e sistemin 15

günde devreye girebildiğini

söyledi.

VSAT teknolojisinden

yararlanmanın maliyeti

Projenin maliyeti hakkın­

daki sorularımızı ise Elvan

Konedral ı yanıtladı.

Konedralı , önce l ik le Ecza­

cıbaşı Topluluğu 'nun tekno­

lojiyi ç o k ç a b u k kabul ettiği­

ni ve daha ö n c e sektörlerin­

d e d e n e n m e m i ş o l m a s ı n a

rağmen sistemi uygulamak­

tan çekinmedikler ini belirtti.

Elvan Konedra l ı , pro jenin

maliyeti k o n u s u n d a ise şun­

ları anlattı:

"Aslında projenin bir ekip­

m a n yatırımı yok. T a m a m e n

kiraya dayalı bir durumda

çalışılıyor. Bizim, şirketlerin

ağ sistemi yapısına, veri trafi­

ğine, sistem konfigürasyon-

larına ve iletişim protokolle­

rine göre bir ücretlendirme

sistemimiz var. Örneğin, Ec­

zacıbaşı 19.2 kilobit'lik bir

veri trafiği kullanıyor ve o n a

göre bir ücret ödüyor. Biz bu

ücre t lendi rme s i s temine

TURVSAT hizmet ücreti di­

yoruz ve aylık olarak tahsil

ediyoruz. B u n u n içine VSAT

ekipman kirası, uzay kes im

ücreti, i ş letme ve b a k ı m

masraflarımız dahil."

Elvan Konedra l ı bütün

bunların dışında kullanıcıla­

rın PTT'ye terminal başına

8 0 0 dolar gibi bir ücret öde­

m e k durumunda olduklarını

da söyledi.

Comsat bu arada Türki­

y e ' d e f inans s e k t ö r ü n d e

VSAT teknolojisi konusunda

girişimlerini sürdürüyor.

Şu anda Türkiye'nin üç

büyük bankasıyla pilot çalış­

malarının devam ettiğini b e ­

lirten Elvan Konedralı, hali

hazırda iki özel şirketle de

bağlantı halinde olduklarını

açıkladı.

Türkiye'de VSAT teknolojisiyle uydu

haberleşmesine geçen ilk kuruluşlardan biri olan

Eczacıbaşı'nın, uydu haberleşmesini seçmesinin

nedenleri; güvenilirlik, kesintisiz hizmet ve

servis garantisi.

Page 5: Fırtına dinmiyor - BThaber · özelliklerinin, bazı işletim sistemlerinde zaten var olduğunu öne sürülerek, "sabun köpüğü" olarak tanımlanıyor. Aylardır süren büyük
Page 6: Fırtına dinmiyor - BThaber · özelliklerinin, bazı işletim sistemlerinde zaten var olduğunu öne sürülerek, "sabun köpüğü" olarak tanımlanıyor. Aylardır süren büyük

h a b e r 6 4-10 Eylül 1 9 9 5 - Sayı: 32

Kanaryalar ve kargalar Ş. NEZİH KULEYİN

SEMOR A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı

BT/haber ' in g e ç e n haftaki s a y ı s ı n d a , iki

rek lam şirketinin, Logo ve Digital ' in rek­

lamlar ından do lay ı ödül lendi r i ld iğ in i ö ğ r e n ­

dik. Bu o l a y rek lam h a r c a m a l a r ı hiç de az

o l m a y a n Bilişim Sektörünün, rek lamlar ın ın

ni te l iğ ine d e aynı a n l a m d a ö n e m verd iğ in in

gös te rges i o larak, o l d u k ç a ö n e m l i bir haber­

di; reklamın d i ğ e r y a n d a n da bir bilgi iletim

aracı o l d u ğ u n u b i len ler a ç ı s ı n d a n .

Sektörümüzde birçok değişik nitelikte şir­

ket olmasına rağmen temel niteliği itibariyle

iki tür reklam ça l ı şmas ı ile karş ı la şmaktay ız .

Birinci tip reklamlar, uluslararası nitelikteki

şirketlerin kendi reklam a jans lar ına hazırlat­

tıkları ve s a d e c e üzer indeki yazı kısımlarının

değişt i r i lerek kullanıldığı reklamlar . Bu rek­

lamlar bir y a n d a n o şirketlerin uluslararası ni­

teliğini ön p lana çıkartırken, d iğer y a n d a n

d ü n y a n ı n n e r e s i n d e o lur san ız olun y a d a

hangi uluslararası dergiyi o k u r s a n ı z o k u y u n

aynı ç izg idek i bir reklamı g ö r m e k , şirket ima­

j ı aç ı s ından g ü ç l ü l ü k gösterges i o lmaktadı r .

Bu tür reklamlar ın z o r l u ğ u , tüm d ü n y a

için e v r e n s e l bir s loganı y a k a l a m a n ı n n e r e d e

ise insanüstü bir gayret i gerekt i r iyor o l m a s ı n ­

dan k a y n a k l a n m a k t a d ı r . Kendi s e k t ö r ü m ü z

d ı ş ı n d a ö r n e k ver i r sek, b u evrense l l i ğ i y a k a ­

layarak başarı l ı o l m u ş iki rek lam savaşç ı s ı

şirketin adını b e l i r t m e m i z g e r e k e c e k t i r . Bu

şirketler Pepsi C o l a ve C o c a Cola 'd ı r . Bu iki

şirket a ras ındaki m ü c a d e l e b u g ü n t e m e l d e

reklam s a v a ş ı n d a üs tünlük stratejisi ü z e r i n e

otur tu lmuştur . Birçok insanın bu içecekler i

g e r ç e k t e ç o k d e ğ i ş i k n e d e n l e r l e içtikleri or­

taya çıkmışt ır . Birtakım insanlar 'hayat ın ger­

ç e k tadı ' o l d u ğ u n a inandığı için C o c a C o l a

içerken, b i r ç o ğ u da 'yeni nesl in s e ç i m i ' ol­

d u ğ u n a inandığı için Pepsi C o l a içmektedi r .

Pepsi Cola Genel M ü d ü r ü Roger Enrico

'Cola Savaşı Nasıl Kazanı ld ı ' adlı k i tab ında

rek lamın insanlar ü z e r i n d e yarattığı o l a ğ a ­

nüstü etkiyi ş ö y l e a ç ı k l a m a k t a d ı r : "Su d a h a

serinlet ici , içki ise d a h a keyif ver ic idir . Bu­

g ü n m i l y o n l a r c a insan, ne serinlet ici öze l l iğ i

su kadar y ü k s e k , ne de içki k a d a r keyif veri­

ci öze l l iğ i o l m a y a n ü r ü n l e r e m i l y a r l a r c a do­

lar v e r i y o r s a b u n u n nedeni , b iz im reklamlar­

la onlar ın y ü z ü n d e o l u ş t u r d u ğ u m u z tatlı bir

g ü l ü m s e m e d i r " .

Bu ş irketler e v r e n s e l s loganlar ı bu lab i ld i­

ler ve bu s a y e d e başarı l ı o l d u l a r . Microsoft

da ' b i lg i sayar ı h e r k e s kul lanabi l i r ' gene l an­

layışı ile evrense l l i ğ i y a k a l a m a y a ç a l ı ş m a k ­

tadır. Evrensel l ik yerel an lay ı ş la r la bütünleş­

tiği z a m a n rek lamın sinerji etkisi i n a n ı l m a z

b o y u t l a r a ç ıkmaktad ı r .

İkinci tür reklamlar , k u ş k u s u z ü l k e içeri­

s i n d e üreti len rek lamlardı r . Bu r e k l a m l a r d a

reklam ajansları şirket yönet ic i ler i taraf ından

y ö n l e n d i r i l m e k t e , a jans lardaki metin y a z a r ­

ları ve graf ikerler de kendi kültürel b i r ik imle­

rini reklamı o luş turduklar ı o r t a m a yansıt­

maktadır lar . Bu rek lamlar g ö z l e g ö r ü l ü r bir

b i ç i m d e nitelik k a z a n m a k t a d ı r ve bu s a y e d e

başarı l ı d e n e y i m l e r e l d e e d e n kuruluş lar ın

hedef kitleleri ü z e r i n d e etkili o l a c a k rek lam­

ları ü r e t m e y e baş lad ık lar ı g ö z l e n m e k t e d i r .

D e r g i l e r i m i z d e y a y ı n l a n a n ikinci tür rek lam­

ların gösterdiğ i g e l i ş m e d i k k a t l e i z l e n d i ğ i n d e

nitelik s ıçramas ı g ö z l e n m e k t e d i r .

Ürün, g e r ç e k t e ürünün kendis i ile bu ürü­

nün üzerine reklam taraf ından konulan artı

d e ğ e r d e n o l u ş m a k t a d ı r . İnsan hayal ler i o

d e r e c e z e n g i n d i r ki, reklam ile bu hayal ler in

s a d e c e k ü ç ü k bir k ü m e s i n i h a r e k e t e geçir­

m e k olanakl ı o lmaktad ı r . H a r e k e t e geç i r i len

k ü m e h e d e f k i t l e n i z i n h a y a l l e r i n i z i n e

d e r e c e tatmin e d i y o r s a siz de o d e r e c e

başarı l ı bir rek lam y a p ı y o r s u n u z d e m e k t i r .

Bu n o k t a d a u n u t u l m a m a s ı g e r e k e n ve ç o k

sık y i n e l e n e n bir ö r n e k t e n de s ö z e t m e d e n

g e ç e m e y e c e ğ i z . S a t m a y ı p l a n l a d ı ğ ı n ı z

k a n a r y a l a r ı n ı z v a r ama b u n d a n k imsenin

haberi y o k s a , o z a m a n rek lam y a p ı n mut­

laka sa tars ın ız ; fakat e l i n i z d e k i l e r karga ise

ne k a d a r reklam y a p a r s a n ı z y a p ı n b i r ş e y

d e ğ i ş m e z .

Hedef, alıcıları k a n a r y a l a r ve bu kanar­

yalar ın k i m d e n a l ı n a c a ğ ı k o n u s u n d a bil­

g i l e n d i r m e k o lmal ıd ı r .

Siemens Nixdorf perakende

sektörüne'uğurböceği'dağıtıyor

NURAY ÖZKAN

19 9 4 yılının son

aylarında Mali­

y e B a k a n l ı ­

ğı 'ndan onay alan

P O S s i s temler inin

satışına başlayan Si­

e m e n s Nixdorf Tür­

kiye, 10 aylık bir sü­

rede b i rçok mağaza

ve fastfood zincirini

o t o m a s y o n a geçirdi.

S i e m e n s Nixdorf,

b ü t ü n d ü n y a d a

k e n d i s i n e b i r k a ç

endüstr i be l i r leye­

rek çalışmalarını o sektörler

üzerinde yoğunlaştırıyor. Si­

e m e n s Nixdorf Türkiye de

bu doğrultuda, bu yıl banka­

cılık dışında p e r a k e n d e sek­

töründe de ileri adımlar at­

maya başladı.

25 Ağustos tarihinde İs­

tanbul 'da bas ına yönel ik bir

toplantı düzenleyen S iemens

Nixdorf Pazarlama Müdürü

Nezih Süzen, İstanbul Direkt

Satış Müdürü Y a m a n Özba-

b a c a n ve Sektör Sorumlusu

Tijen Erginoğlu, p e r a k e n d e

s e k t ö r ü n d e k i ça l ı şmalar ını

ayrıntılı olarak e le aldılar. Si­

e m e n s Nixdorf İstanbul Di­

rekt Satış Müdürü Y a m a n

Ö z b a b a c a n , 'Perakende pa­

zarı bizim asli görevlerimiz­

den biri' derken, S iemens

Nixdorf 'un asıl görevlerin­

den birine de dönüş yaptığı­

nı belirtiyor. P e r a k e n d e sek­

törü için farklı bir uzmanlık

ve ayrı bir yapı lanma gerek­

tiğini söyleyen Ö z b a b a c a n ,

bir yandan p e r a k e n d e oto­

m a s y o n u n a göre kadro oluş-

turken bir yandan da pazara

hitap e t m e y e çalıştıklarını

dile getirdi.

S i e m e n s Nixdorf Türkiye,

b u g ü n e kadar 300 'ü aşkın

P O S sistem satışı yapmış.

Ağustos ayı itibarıyla Türki­

y e g e n e l i n d e m a ğ a z a v e

fastfood'larda kurulu bulu­

nan P O S sistem sayısı ise

220 adet. Şirketin 1 9 9 5 yılı

P O S satış hedefi, 500 adet.

1996 yılı sonunda ise toplam

1 0 0 0 adet P O S sistemi kur­

mayı hedef l iyor . S i e m e n s

Nixdorf 'un b u g ü n e kadar

o tomasyona geçirdiği pera­

k e n d e ve fastfood restoran­

ları arasında Burger King,

Mc Donald 's , Makro, Bay-

mar, Üçler Market, Ö z k ö k

Market gibi isimler bulunu­

yor.

Yeni POS projeleri

Fastfood sektörüne hızlı

bir giriş yapan S iemens Nix­

dorf, Me Donald ' s ve Burger

King'ten sonra Wendy 's ile

de bir o t o m a s y o n anlaşması

imzaladığını duyurdu. Bur­

ger King'in Y B S ( Y ö n e t i m

Bilgi Sistemi-MIS) projesini

de alan şirket, çalışmalarını

merkez ofis ile koordinel i

olarak yürütüyor.

B u n u n yanı sıra S iemens

Nixdorf, p e r a k e n d e mağaza

sektörüne yeni giren bir isim

olan BİM'in de P O S sistem­

lerinin kuruluşunu yapacak.

S iemens Nixdorf, P O S oto­

m a s y o n pro jes in in s i s tem

geliştirme kısmıyla da yakın­

dan ilgileniyor.

P O S sistemleri k o n u s u n d a

Trio Çözümevi ile stratejik

işortağı anlaşması imzalayan

şirket, ön ofis ve arka ofis

o larak adlandırı lan s i s tem

yazılımlarını da kullanıcıya

bilgisayarlı kasa sistemleriy­

le birlikte sunuyor. Trio Çö­

zümevi şu anda arka ofis ya­

zılımının 'gerçek bir satış pa­

keti ' olması için son çalışma­

larını yapıyor. Paketin, Eylül

ayının ilk haftasında pazara

sunulması hedefleniyor.

P e r a k e n d e sektörü, şu an­

da S iemens Nixdorf Türki­

y e ' n i n t o p l a m gel ir ler inin

yüzde 10'unu oluşturuyor.

Ancak şirket g e l e c e k için

ç o k iddialı. Özel l ikle 'fastfo­

od sektöründe hizmet ver­

mediğimiz kuruluş kalmaya­

cak ' diyen şirket yetkilileri,

1997 yılında toplam pazarın

yüzde 60' ını hedeflediklerini

belirtiyor.

POS sektöründe

hedef kitle

Siemens Nixdorf yetkilile­

ri, p e r a k e n d e sektörünü bir

piramide benzeterek, kendi­

lerinin özel l ik le piramidin

orta kesimini, yani orta bü­

yüklükteki kuruluşları h e ­

deflediklerini dile getiriyor.

Şu anda sayıları hızla artan

bu türden kuruluşların he­

nüz tam anlamıyla otomas­

y o n a geçemedikler ini , oto­

masyonda da ç o k düşük ka­

pasiteli ve ileride yetersiz

g e l e c e k sistemlere yöneldik­

lerini söyleyen yetkililer, bu­

nun sonuçta sağlıksız geli­

şen bir p e r a k e n d e sektörü

yaratabileceğini belirtiyorlar.

S iemens Nixdorf'un uğur-

böcekler i , her türden kuru­

luşa hizmet vereb i lecek şe­

kilde fiyatlandırılmış. Çıkış

noktası olarak adlandırılan

ve 4 8 6 işlemcili PC'lerle çalı­

şabilen küçük P O S model le­

rinin fiyatı 8 bin DM. büyük

model ler in fiyatı ise 11-13

b in DM arasında değişiyor.

Anahtar teslimi P O S sistemi­

nin fiyatı ise ortalama 17-18

bin DM arasında bulunuyor.

Siemens Nixdorf Türkiye, geçtiğimiz yılın s o n l a m d a ağırlık vermeye

başladığı POS (Point of Sale-Satış Noktası Terminalleri) ürünleri ile

perakende pazarında önemli projelere imza atıyor. 'Uğurböceği'

adını verdikleri POS sistemleri ile özellikle mağaza, market ve fastfood'lan

hedefleyen şirket, 1997 yılında tüm pazarın yüzde 60'ını elde etmeyi

planlıyor.

Page 7: Fırtına dinmiyor - BThaber · özelliklerinin, bazı işletim sistemlerinde zaten var olduğunu öne sürülerek, "sabun köpüğü" olarak tanımlanıyor. Aylardır süren büyük

4-10 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 32 h a b e r 7

Emniyet'in 1995 BT

yatırımı 112 milyar lira GÜNEŞ KAZDAĞLI

Emniyet G e n e l Müdür­

lüğü Bilgi i ş lem Daire

Başkanlığı uzun süre­

dir sürdürdüğü suskunluğu

B T / h a b e r için bozdu. Emni­

yet G e n e l Müdürlüğü Bilgi

İş lem Daire Başkanlığı yetki­

lileriyle, yürütülen çalışmalar

ve y a p m a y ı amaçladık lar ı

projeler hakkında görüştük.

Bilgisayar destekli m e r k e ­

zi ve yerel polis bilgi siste­

mini kurmak, bilgi sistemini

taşra birimlerinin kullanımı­

na sunmak amacıyla planla­

n a n Pol i s Bi lg i sayar Ağı

olurluk raporu 1989 yılında

D P T tarafından onay landı

ve 1 9 9 0 yılında da uygula­

maya kondu.

Proje, M e r k e z Teşk i la t ı

olarak Daire Başkanlıkları,

Polis Akademisi, Polis Kole­

ji, Polis Okullarını; Taşra

Teşkilatı olarak ise İstanbul,

İzmir, Adana, Diyarbakır, Er­

zurum ve Samsun B ö l g e Bil­

gi İş lem Merkezleri, İl Emni­

yet Müdürlükleri, İ l ç e Emni­

yet Müdürlükleri, i lçe Emni­

yet Amirlikleri, Emniyet K o ­

miserlikleri, Hudut Kapıları,

Polis Karakolları, B ö l g e Tra­

fik D e n e t l e m e istasyonları

ve polis otolarını kapsıyor.

Merkezde bir ana sistem

B ö l g e Bilgi i ş l em Ş u b e Mü­

dürlüklerinde ise 6 adet orta

b o y sistem bulunuyor. Em­

niyet G e n e l Müdürlüğü'ne

d o n a n ı m a ç ı s ı n d a n g e n e l

o larak bak ı ld ığ ında 1 3 0 0

PC, sayısı b ine yaklaşan ter­

minal ve 21 adet çeşitli b o y

ve m o d e l d e sistemler mev­

cut. İ l Emniyet Müdürlükle­

ri, b ö l g e merkezler i üzerin­

d e n çevrim-içi (on-l ine) ola­

rak m e r k e z e bağlılar. Hudut

kapılarından yüzde 98 yo lcu

yoğunluğunu ç e k e n 54 hu­

dut kapısı da y ine on line

olarak m e r k e z e bağlanmış

durumda.

Yürütülen projeler

Emniyet G e n e l Müdürlü­

ğü Bilgi i ş lem Daire Başkan­

lığı tarafından yürütülen ça­

lışmalar arasında şu projeleri

saymak mümkün:

Hudut kapıları projesi: Bu

proje ile yurda giriş ve çıkış­

larında yasaklama ve kısıtla­

ma bulunan kişilerin deneti­

mi yapılıyor. Ayrıca çalıntı

pasaport kullanıp kullanma­

dıkları denetleniyor. Yoğun­

luğun yüzde 98'ini taşıyan

54 hudut kapısı on-line ola­

rak m e r k e z e bağlı.

Pasaportla ilgili uygulama:

Bu uygulama Türkiye 'de alı­

nan bütün pasaportların bil­

gisayara kayıt edi lmesi ve ta­

kibinin bilgisayarla yapılma­

sı çalışmasını içeriyor. Proje

şu anda veri giriş aşamasın­

da ve veritabanı oluşturulu­

yor.

Trafik projesi: Bu proje 4 ana grup altında toplanıyor.

Araç bilgileri, sürücü bilgile­

ri, ceza puanı ve kaza istatis­

tikleri. Araç bilgilerinde şu

ana kadar yaklaşık 2.5 mil­

yon aracın bilgileri bilgisayar

ortamına girilmiş durumda.

Veri girişi İl Emniyet Müdür­

lükleri tarafından yürütülü­

yor. Sürücü bilgilerinde 7.5

milyon sürücünün bilgisi bil­

gisayarda tutuluyor. Bilgi iş­

l e m Daire Başkanlığı aynı

zamanda her yıl trafik kaza­

ları istatistikleriyle ilgili ola­

rak kazaları 62 değişik açı­

dan inceleyen bir kitap ha­

zırlıyor.

Ayrıca trafikle ilgili olarak

yılda ortalama 3 milyon c e z a

m a k b u z u n u n değerlendiril­

mesi yapılıyor ve 100 puanı

dolduran sürücülerin ehliye­

tinin geri alınması işlemi de

gerçekleştiriliyor.

Kaçakçılığın denetimi:

Kaçakçı l ıkla ilgili olarak yur­

tiçinde meydana ge len ya da

yurtdışında Türklerin karıştı­

ğı mali, narkotik ve silah ka­

çakçılığı olayları ve bu olay­

lara karışan kişilerin bilgile­

rinin tutulduğu bir bilgi ban­

kası oluşturulmuş ve bağlı

bulunan İl Emniyet Müdür­

lüklerinin kullanımına açıl­

mış durumda.

B u n u n yanı sıra asayiş

olaylarının tutulduğu bilgi

bankası oluşturma çalışmala­

rı da yürütülüyor. Oldukça

kapsamlı olan bu proje bö­

lüm b ö l ü m illerin kullanımı­

na açılıyor ve ilgili il tarafın­

dan veri girişi yapılıyor.

Çalıntı otolar: Türkiye 'de

çal ınan o t o bilgileri, bilgisa­

yar ortamında tutuluyor. Bil­

giler o t o hangi ilde çalınmış-

sa o il tarafından giriliyor, di­

ğer iller tarafından da sorgu­

lanabil iniyor.

Personel bilgileri: Emniyet

teşkilatında çalışan tüm per­

sonel in özlük ve kimlik bil­

gilerinin tutulduğu bir veri

bankas ı mevcut. Burada ata­

ma, terfi işleri ve her türlü

özlük işleri bilgisayar des­

tekli yapılıyor.

Terör suçları: Terör suçla­

rıyla ilgili ayrı bir veri banka­

sı oluşturuluyor. Tutulacak

bilgilerin terör suçu ve suç-

lularıyla ilgili olacağı belirti­

liyor.

B u n u n yanı sıra Bilgi iş­

l e m Daire Başkanlığı 'nın si­

yasi partilerin, sendikaların

ve derneklerin kuruluş ve

denetimleri aşamasında em­

niyet teşkilatının yaptığı iş­

lemleri kolaylaştırmak için

geliştirdiği bir takım yazılım­

lar da var. Örneğin, gene l

kurulların yapılıp yapılmadı­

ğı gibi aşamaları takip e t m e k

ve denet lemek. Bu çalışma­

da dernekler le ilgili veri giri­

şine başlanmış durumda.

Emniyet Bilgi i ş lem Daire

Başkanlığı yetkilileri bütün

bu yürütülen projelerde te­

mel amacın m e r k e z d e bir

veritabanı oluşturmak, suç

ve suçlular arasında ilişkiyi

kurabi lmek olduğunu söylü­

yorlar.

B u a m a c a , k a ç a k ç ı l ı k t a

ulaşılmış durumda. Kaçakçı­

lıkta her suçlunun daha ön­

ceki suçlara karışıp karışma­

dığı, bir suça karışmışsa o

suça katılan diğer kişiler, bu

suça karışan araçlar, kişiden

olaya, olaydan kişiye, araç­

tan kişiye gibi ç o k karmaşık

ilişkiler kurulabiliyor.

Gerçekleştirilmesi

hedeflenen projeler

Emniyet G e n e l Müdürlü­

ğü Bilgi İş lem Daire Başkan­

lığı'nın yürüttüğü bu projele­

rin yanı sıra gerçekleşt irmeyi

hedeflediği bir takım proje­

ler de var.

Bunlardan ilki Parmakizi

projesi; parmak izlerinin bil­

gisayar ortamında tutulması

hedefleniyor.

Coğrafi Bilgi Bankas ı 'n ın

a m a c ı ise, i l lerdeki kritik

yer ler in saptanmas ı , e k i p

oto lar ın ın yönlendir i lmes i ,

Ana Komuta Kontrol Siste-

mi'nin kurulup h e r ilde kri­

tik yönlerin ve en kritik böl­

geye ulaşmadaki en kısa yo­

lun bulunması.

DNA Olay Yeri Bilgi Ban­

kası Projesi; DNA yapılarıyla

ilgili bir takım analiz sonuç­

larından oluşturulacak veri

bankası .

M o b i l Termina l le r ; b u

projeyle de ek ip otolarına

birer terminal kurularak ileti­

şimin daha hızla ve sağlıklı

olması amaçlanıyor. Örneğin

bir kişinin ehliyetinin sahte

o lup olmadığı, c e z a puanı­

nın 100'ü aşıp aşmadığı, kişi­

nin aranıp aranmadığı gibi

çeşitli soruların yanıtına bu

terminallerden h e m e n ulaşı­

lacak.

1995 yılı bütçesi 112

milyar lira

1 9 8 3 yılında kurulan Em­

niyet G e n e l Müdürlüğü Bilgi

i ş lem Daire Başkanl ığ ı 'n ın

1 9 9 5 yılı bütçesinin 112 mil­

yar TL. Bu bütçenin yürütü­

len pro je ler ç e r ç e v e s i n d e

kullanılacağını belirten Daire

Başkanlığı yetkilileri, ağırlık­

lı olarak d o n a n ı m satın al­

dıklarını, uygulama yazılım­

larını ise kendilerinin geliş­

tirdiklerini söylediler.

Emniyet G e n e l Müdürlü­

ğü Bilgi İ ş lem Daire B a ş k a n ­

lığı altında Bilgi Sistemleri

Gelişt irme, Bilgi i ş lem Mer­

kezi, Eğitim ve D o k ü m a n ­

tasyon, ikmal ve Bakım, Ve­

ri Girişi Kalite Kontrol ol­

m a k üzere 5 Ş u b e Müdürlü­

ğü var.

1983 yılında kurulan Emniyet Genel Müdürlüğü Bilgi

İşlem Daire Başkanlığı, 1990 yılında Polis Bilgisayar

Ağı Projesi'ni uygulamaya koydu. Tamamlanan ve

yürütülen projelerin yanı sıra Daire Başkanlığı'nın

uygulamaya koymayı amaçladığı Parmakizi Projesi,

Coğrafi Bilgi Bankası, DNA Olay Yeri Bilgi Bankası

ve polis otolarına mobil terminaller kurulması gibi

çalışmalar var.

Bana da dönek diyebilirsiniz

R I Z A N U R P A Ç A L I O Ğ L U

BES A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı

Yazarların arasında "Marksist d ö n e k "

olur da " M a c i s t d ö n e k " o l m a z mı?

1 9 8 4 yılında Türkiye 'ye gelen iki M a -

cintosh 'dan birini satın alan, o günden be­

ri Macintosh kullanan, Türkiye'nin ilk kul­

lanıcı grubu olan Macis tanbul 'un kurucu­

su ve yıl larca koodinatörlüğünü yapan

ben, sonunda W i n d o w s ' a "döndüm." M a ­

samdan Motorola CPU' lu M a c ' i m i kaldır­

dım, yerine Pentium C P U ' l u W i n d o w s

PC'yi koydum.

S i z e bunları y a z m a m kolay gibi gelebi­

lir. Ama, benim M a c ile olan ilişkim, bir

insanla donanım arasında o l a b i l e c e k iliş­

kiden ç o k daha farklıydı. Ben tek kel ime

ile, M a c ' i seviyordum!

M a c kullanıcı arabirimi bana göre tari­

hin en önemli keşfidir. M a c ' i n "ruhu" var­

dı. Ancak, artık o ruhla ilişkisi kalmamış

olan Apple, bu müthiş ürünü, en hafif de­

yimle dumura uğratma başarısını göster­

miştir. M a c , kısır düşünceli ve kâra doy­

mayan yönetici ler yüzünden, aradan ge­

çen 11 yıl iç inde a n c a k "bir arpa boyu"

ilerleyebilmiştir. Ö t e yandan, h e m e n he­

men aynı süre içinde Microsoft, direc­

tory'si bile o lmayan Q u i c k and Dirty O p e ­

rating System ( Q D O S = M S D O S ) adlı ürünü

geliştirerek bugünkü W i n d o w s 9 5 ' i üret­

miş ve M a c ' d e n fersah fersah daha başarı­

lı hale getirmiştir. Ayrıca, bana göre Win­

dows 9 5 , M a c O S ' d e n daha kullanışlı ve

daha güzel bir işletim sistemi ve kullanıcı

arabirimidir. Tabii bu benim kişisel fikrim.

Ama, şunu da unutmayın, bu kişi, M a c ' i n

liderliğe oynadığı yıllarda (4-5 yıl önces i )

kendisi kadar M a c "hastası" birkaç arkada­

şıyla birlikte Türk M a c pazarında en ç o k

sesi duyulan kişilerden biriydi. Şimdi kimi­

leri bana, "gemiyi ilk ö n c e fareler terke-

der," ya da "kaptanlar, gemi batmadan ge­

miyi te rketmez" diyecek, bil iyorum. Ceva­

bım basit: G e m i battı da, d ibe bi le oturdu!

Pazar payı % 7 ' y e inen bir ürünü konuşur

olduk.

G e ç t i ğ i m i z hafta yapılan M a c W o r l d Ex-

po'da, Apple'in iki tepe yöneticis i , Dave

Nagel ve Daniel Eilers'in, bu hafta piyasa­

ya ç ı k a c a k olan W i n d o w s 9 5 ' i Apple için

"büyük fırsat" olarak görmüşler ve "kulla­

nıcılar m a d e m ki işletim sistemini değiştir­

meyi düşünüyorlar, onlara M a c satabili­

riz" buyurmuşlar. Beyler, siz aklınızı pey­

nir ekmekle mi yediniz? W i n d o w s 95 fırsat

filan değil, Newsweek ' in tabiriyle "Cuper­

tino merkezine yönelmiş, nükleer başlıklı

skud füzesi." Ne yazık ki, Apple yıllardır

bu mantık(sızlık)la yönet i lmekte.

T ü m PC üreticileri fiyat indirirken App­

le ısrarla astronomik fiyatlarını korudu.

U c u z fiyatlı uyumlular pazarın normu ol­

duktan on yıl sonra Apple'ın aklı başına

geldi, fiyatları düşürdü. Benzeri PC'lerden

hâlâ yüzde lO d a h a yüksek olan fiyatlara

rağmen pazarda talep vardı. Ama, " h e p

b a n a " diyen yönetici ler, bu kez de pazarın

arzını karşı layacak üretimi gerçekleştire-

mediler. Kaç noel sezonu geçti, Apple'in

talebi karşılayamadığı, ben saymayı unut­

tum. Kaç model lanse edildiği halde azıcık

bi le pazar payı a lacak kadar üretil(e)me-

den sürümden kalktı? (Ağlama duvarı ol­

mak istiyorsanız tanıdığınız bir Apple ba­

yiine bu konuyu açabilirsiniz.) G ü n l e r c e

basını meşgul ettiler, M a c uyumlu ürettire­

ceğ iz diye. Ne oldu, yıl bitiyor hâlâ pazar­

da dişe dokunur uyumlu yok. Sistem 8

(Copland) bir türlü bitemedi, kullanıcılar

da gel işme diye buçuklu sürüm numarala­

rıyla oyalandı . " G e l e c e ğ i n işletim sistemi"

Copland bir yıldır g e c i k m e d e , söyledikle­

rine göre bir yıl daha g e c i k e c e k m i ş . Tabii,

geliştirici ekip hâlâ Apple bordrosunday-

sa! W i n d o w s " 9 6 " diyerek Microsoft 'un

gecikmeler iy le dalga g e ç e n l e r e atf olunur.

Internet, son bir yıldır, bilgisayar dünya­

sının en güncel konusu. A B D devleti ile

Microsoft düellosu bile Internet' le ilgili.

Apple ise a n c a k g e ç e n hafta, o da Win­

dows 9 5 ' e c e v a b e n , Internet araçlarını pi­

yasaya sundu. Tüm dünya World W i d e

W e b ( W W W ) kasırgasının etki alanına gi­

rerken eWorld adında s a d e c e M a c ile bağ­

lanılacak bir bilgi servisini açt ı . Geçt iğ imiz

günlerde de, e W o r l d ' u n nev-i şahs ına

münhasır iletişim yapısından vazgeçip In­

ternet yapısına geçtiğini açıkladı. Masa üs­

tü yayıncılık ve multimedia konusunda li­

der olan şirket mi bu? Yoksa, savunmaya

geçmiş, bir "niş" üretici mi? B e n c e ikincisi.

İşte kararımı verme nedenler im. Katılıp

katı lmamakta tabii ki serbestsiniz. Ancak,

en son bir şey e k l e m e k istiyorum. Apple,

"Macintosh vs W i n d o w s 9 5 " adlı bir be lge

hazırlatmış. Belgede yazı lana göre: "Sade­

ce işletim sistemine bakarak bilgisayar al­

mak, at alırken s a d e c e kafasına bakmaya

benzer"miş . Sevgili Apple yönetici leri, in­

sanlar yüzyıllardır atların kafasına, dişleri­

ne bakarak at alıyor! Sizin öner in ize uyan

çıkarsa mevcut %7 pazarınız da e lden

g idecek.

İletişim Adresi:

E-posta: [email protected]

Page 8: Fırtına dinmiyor - BThaber · özelliklerinin, bazı işletim sistemlerinde zaten var olduğunu öne sürülerek, "sabun köpüğü" olarak tanımlanıyor. Aylardır süren büyük

8 h a b e r 4-10 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 32

Bilgi sistemi - belediyelerimiz ve bir paket yazılım geliştirme modeli -IV-

Prof. Dr. O Ğ U Z M A N A S

(Geçen sayıdan devam)

7- Türkiyede KBS u y g u l a m a d u r u m u ve

bir çal ışma model i önerisi

Bugün ü lkemizde 2 , 7 6 0 dolayında be­

lediye bulunmaktadır. Bu belediyelerin en

önemli görevi ait oldukları il veya i lçeye

her türlü ekonomik, fiziki, sosyal ve kültü­

rel hizmetleri en etkin şekilde sağlamaktır.

Bu hizmetlerin başarılı olarak sağlanabil­

mesi ise, bu konudaki verilerin en sağlıklı

b i ç i m d e temin edilerek anal iz edilmesi ve

bunların bir fiziki plan iç inde doğru sente­

zinin yapılabilmesi ile olanaklıdır. Bu veri­

lerin bulunmadığı ortamda bilimsel plan­

lama yapmak kesinlikle mümkün değildir.

Ancak planlamaya esas olan verilerin ek­

siksiz toplanması çoğu z a m a n sağlanama­

makta, t o p l a n m ı ş veri lerin z a m a n ı n d a

güncelleştiri lmesi yapı lamamakta ve so­

nuçta bilimsel bir ça l ı şma ortamı yaratıla-

mamaktadır.

Belediyelerin bu çal ışmaları yerine geti­

rememelerinin iki önemli nedeni bulun­

maktadır.

1- Be lediyede yönetim görevini e l inde

tutan kadronun, Kent Bilgi Sisteminin ö n e ­

mine inanmış o lmamalar ı : Yönet ic iden en

ufak kullanıcı e l e m a n a kadar bu işin ö n e ­

mine inanmış ve eğitilmiş bir kadro oluş­

madığı sürece KBS kurulması ve başarıya

ulaşması olanaksızdır.

Yöneticilerin böyle bir sistemin kent

için ne kadar ö n e m taşıdığının bi l incine

varmaları, inanmaları ve kendisi ile birlik­

te çal ışanlara inandırmaları ve bunun uy­

gulanabilmesi için maddi kaynakları yarat­

maları, kullanıcıları bu konuda hazırlama­

ları gerekmektedir.

Belediye başkanlarının çoğu bilgisizlik­

leri nedeniyle, ya bu konunun önemini an­

lamamakta ya da anlamadıkları halde an­

lamış görünmektedir. Bu nedenledir ki,

belediyelerde başarıya ulaşmak için gerek­

li birinci katman olan İnsan G ü c ü bu işe

hazır bulunmamaktadır .

2- Yönetici lerin bilgisizliği nedeniyle

Kent Bilgi Sisteminin bir bütün olarak e le

al ınmayışı : Belediyelerde artık yönet ici le­

rin büyükçe bir bölümü bilgisayar desteği

o lmadan pek ç o k yönetim işinin (su fatura­

ları, muhasebe, bina ve temizl ik vergileri

vb.) başarı lamayacağı fikrini edinmiş bu­

lunmaktadır. Ancak olayı bir bütün olarak

görmeyip, s a d e c e bazı sorunları tek tek

ç ö z m e yoluna gitmektedirler. Böyle olun­

ca da çeşitli şirketlerden alınan donanım

ve yazılımlar bütünleşik bir Kent Bilgi Sis­

teminin kuruluşunu olanaksız kılacak çar­

pık bir ge l i şmeye neden olmaktadır.

2 , 7 6 0 ' ı n üstündeki be led iyemizde bilgi­

sayar kullanmayanın adedi parmakla gös­

terecek kadar azdır. Ancak hiç birinde de­

ğil KBS' i , Yönetim Bilgi Sistemi-YBS (Ma-

n e g e m e n t Information System-MIS) bi le

mevcut değildir.

Evvelce değinildiği gibi YBS' in modül­

lerini oluşturacak bazı yazıl ım ve dona­

nımlar al ınmış, bir kısım ivedi sorunların

kısa vade ç ö z ü m l e r i n e gidi lmeye çalışıl­

mıştır. Ancak h e m e n bunların tümü güçlü

bir veritabanı üzerinde ça l ı şmamakta ya

da bir araya getirilip bir veritabanı üzerin­

de ça l ı şacak durumda bulunmamaktadır .

Ayrıca o be lediyede Coğrafi Bilgi Siste-

m i - C B S ( G e o g r a p h i c a l Information

System-GIS) uygulamasına geçi ldiğinde,

bu iki yazıl ımın bir araya getirilmesi de

mümkün olamayacakt ır .

Hazır lanan projede anılan aksaklıkları

giderebilmek için üç önemli uygulama ya­

pılmalıdır.

1- Yazıl ım tamamlanmak üzere iken,

hazırlanacak yazılımı ve üstünlüklerini de

açıklayacak, KBS ile ilgili seminer ve kon­

feranslar düzenlenmeli ve belediyelere de-

molu ziyaretler yapılarak onların bilinç­

lendirilmesi sağlanmalıdır. Bunun için son

uygulama testlerinin de yapılacağı bir be­

lediye bu proje için örnek olarak seçilme­

lidir. Bu seç imde daha ö n c e de değindiği­

miz gibi KBS 'nin önemine inanmış ve bu

konuda gerekli bilgi birikimine sahip yö­

neticilerin olduğu belediyenin seçilmesi

başarı için en önemli adımdır.

2- G e r e k YBS, gerekse CBS 'n in birlikte

çalışacakları güçlü bir veritabanı kullanıl­

malıdır.

3- KBS yazılımı tüm bir sistem analistli-

ği altında incelenmeli ve modüler olarak

yazılmalıdır. B ö y l e c e en büyük belediye­

nin tüm gereksinmesi için gerekli yazılım

modüllerini alması yanında birçok modü­

le gereksinme duymayacak çok ufak bele­

diyelerin büyük para yatırmalarına da ge­

rek kalmamalıdır. Ancak ileride bu modül­

lere gereksinmeleri olduğunda doğal ola­

rak bunları da satın almaları mümkün ola­

caktır.

KAYNAKÇA

- Esri White Paper Series (1992) ARC/IN­

FO CIS Today and Tomorrrow. Environmen­

tal Systems Research Institute Inc.

- Sagay, Z. (1992). Coğrafi Bilgi Sistemle­

ri ve Türkiye. Bilişim-1992, K.29 S.298 İs­

tanbul

- Cattell R. (1994) The Object Database

Standart ODMG-93. San-Meteo, CA, Mor­

gan Kaufmann

- Handerson-Sellers B.Edward j.(1994).

BOOKTWO of Object-Oriented Knowledge

: The Working Object. Sidney.Australia.

Prentice Hall of Australia

- Youdon E. (1994). Object-Oriented

System Design: An Integrated Approach.

Englewood Cliffs, NJ: Yourdon Press/ Prenti­

ce Hall.

- Pree W., (1995) Design Patterns for Ob­

ject-Oriented Software Development.

Reading.MA: Addison-Wesley

- Coad P., North D., Mayfield M.,(1995)

Object-Oriented Strategies, Patterns and

Applications. Englewood Cliffs, Nj: Pren­

tice-Hall

- Edward Y., (1995) Mainstream Objects.

Yourdon Press / Prentice Hall

- Bilgehan, T. (1995) Kent Bilgi Sistemleri

Tanıtımı. Ege Belediyeler Birliği Toplantısın­

da sunuldu.

- Kenecny, C. (1995). Mekansal Tabanlı

Bilgi Sistemlerinin Uygulanmasında Temel

Unsurlar, Hanover Üniversitesi, Almanya,

Teknik Rapor.

- Promas, Metsan, Tabar (1995). Needs

Assesement Report For The Implementation

of Geographic Information Systems, For The

Bursa Sewer and Water Administration

(BUSKI) and Bursa Municipality, Teknik

Rapor

- Ak Mühendislik NetCad Tanıtım Seti

(1995). Teknik Rapor

Yazıcı, N(1995). STFA Haritacılık Tanıt­

ma Seti, Teknik Rapor.

- Ak-SER, Intergraph Tanıtma Seti (1995).

Teknik Rapor

- Manas, O. (1995) Görsel Diller ve

Üniversitelerimiz. BT/haber 19. sayı. İstan­

bul.

- Oktay, S. (1955) . CBS İçin Unisys

Çözüm Önerisi. Burçak Yayıncılık. Ankara.

Windows 95'in ardından ŞEBNEM NURAYDIN

Windows 95, bilgi­

sayar dünyasında

devrim rüzgarları

estirirken, Türkiye'de de bir

ilke imza attı. Windows 95,

medyada günlerce yer aldı.

Türkiye de günlük basın da­

ha ö n c e bilgi teknolojis ine

ç o k fazla yer vermezken, ilk

k e z Windows 95'e bu kadar

ç o k yer ayırdı. Peki ya Türki­

ye 'dek i bilgisayar dünyası

Windows 95 için ne diyor?

Macintosh'çular, yeni oldu­

ğu ö n e sürülen özelliklerin

Macintosh başta o lmak üzere

bazı işletim sistemlerinde za­

ten var olduğunu söylerken,

bazı PC kullanıcıları ise Win-

dows 'un müthiş bir yenilik

ve kolaylık getirdiği görü­

şünde birleşiyor. Windows

95'e ilişkin görüşlerine baş­

vurduğumuz kişiler şunları

söyledi:

"Windows 95

Macintosh 85"

Boğaziçi Üniversitesi öğre­

tim görevlisi ve Maclstanbul

üyesi Nüzhet Dalfes, Windows

95'in ç o k abartıldığını belirte­

rek, Windows 95'in Macin­

tosh 85'ten farklı olmadığını

söyledi. Dalfes, PC kullanıcı­

larının ilk defa eli yüzü düz­

gün bir işletim sistemine ka­

vuştuklarını belirterek, " P C -

cilerin halini gördüğümüzde,

içimizin parçalandığı şeylere

h iç olmazsa bir miktar ç ö ­

züm gelmiş durumda, o ba­

kımdan mutluyum" dedi.

Macİst Kullanıcı Kulü­

bünden Adem Aydın da, Win­

dows 95'in fazla abartıldığını

ve şişirildiğini be l i r terek

Win'95'te yeni olarak sunu­

lan b i rçok özelliğin, Macin-

tosh 'un işletim s i s teminde

zaten 1986'dan beri kullanıl­

dığını söyledi. Win'95 hak­

kında konuştuğu birçok kişi­

nin "Aa, ç ö p sepeti varmış"

dediğini belirten Aydın, "Çöp

sepeti, Macintosh işletim sis­

teminde 1985'ten beri olan

bir özellik. Zaten Apple, yak­

laşım olarak işletim sistemi

özelliklerini çaldığı yolunda

Bill Gates hakkında bir dava

açtı. Yurtdışında, Microsoft

Apple'la bu yüzden kavga

içinde" dedi. Windows 95'in

Türkiye tanıtımının amatörce

olduğunu da vurgulayan Ay­

dın, "Canlı bağlantıda anında

çeviri yapı lması gerekirdi"

görüşünü dile getirdi.

Öte yandan, Apple\Bilkom

A.Ş.'den yapılan açıklamada

Windows 95'in, IBM uyumlu

PC dünyası için gerçekten

sevindirici bir gel işme oldu­

ğu söylenirken, ürünün aşırı

reklam ve pazarlama anlayı­

şıyla abartıldığı belirtildi. B u ­

günlerde, Windows 95 kulla­

nan bir PC'nin, Macintosh ve

MacOS'lu bir bilgisayara eş­

değer olduğu mesajının veril­

m e y e çalışıldığının söylendi­

ği açıklamada, sistemin tüm

nite l ik ler ine bakı ldığında,

Macintosh'un, Windows kul­

lanan bir PC'den ç o k daha

gelişmiş ve yararlı olduğu

ileri sürülüyor.

Microsoft 'un, Apple ' in

1980'li yıllarda öncülüğünü

yaptığı özellikleri yeni yeni

gerçekleşt i rmeye çalışırken,

Apple'in kişisel bilgisayarlar­

da yeni bir nesi le geçtiğinin

vurgulandığı aç ık lamada,

( K ö ş e yazarımız Rıza Nur Pa-

çalıoğlu ise, bu haftaki k ö ş e

yazısında, Apple ile aynı fi­

kirde olmadığını belirtiyor)

M a c i n t o s h ' u n W i n d o w s

95'ten temelde 4 büyük alan­

da d a h a avantajlı o lduğu

söylendi . Aç ık lamada bu

alanlar şöyle belirtildi:

- Macintosh daha hızlı; Po­

w e r Macintosh bilgisayarlar­

daki gelişmiş RISC işlemciler

yüzde 50 daha iyi başarım

sağlamakta.

- Macintosh'un kullanımı

daha kolay; Windows 95 ile

PC'lerde daha fazla Macin-

tosh'a benzer görünseler de,

Mac hâlâ ç o k daha kolay

kullanılıyor, ağlara ç o k daha

kolay bağlanıyor ve ç o k da­

ha kolay yönetiliyor.

- D a h a iyi çokluortam;

Windows CD çalabi lme be­

cerisini kutlarken, Macintosh

ses sentezi ve tanıması, daha

iyi grafikler, v ideo görüntüler

ile bütünleşme ve sanal ger­

çekl ik gibi alanlarda ilerlemiş

ve çokluortamın geleceğini

belirliyor.

- D a h a uyumlu; bugün var

olan en uyumlu kişisel bilgi­

sayar bir PC değil, D O S

uyumlu bir P o w e r Macin-

tosh'tur.

Defnis Bilgisayar Genel Mü­

dürü Behçet Akalın da, Micro­

soft'un, Windows 95'i taah­

hüt ettikleri sürede çıkarmak

için ace le ettiğini, dolayısıyla

da bazı özelliklerinin çalış­

maması gibi sorunların kaçı­

nı lmaz o lduğunu söyledi .

Microsoft'un bu sorunlarının

yanı sıra, Apple ile yaşadığı

sorunlarının da hisselerinin

birkaç puan düşmesine ne­

den olduğunu belirten Aka­

lın, a n c a k bütün bunların

ürünün kötü olduğu anlamı­

na gelmediğini bildirdi. Ola­

ya h e m Microsoft'un genel

stratejisi açısından, h e m de

kullanıcıya getirecekleri açı­

sından b a k m a k gerektiğini

söyleyen Akalın, "Microsoft,

PC pazarını ç o k iyi anlamış

durumda. Dolayısıyla bilgisa­

yarı ç o k iyi b i lmeyen son

kullanıcıya yönelik, kozme­

tik açıdan m ü k e m m e l , kulla­

nıcı açıs ından cazibesi ve

özellikleri ç o k fazla olan bir

piyasa ürünü çıkardı. Ama

b ü y ü k şirketler aç ı s ından

baktığımızda onların ürüne

bir bir-buçuk yıl temkinli

yaklaşacakları ç o k açık. işle­

tim teknolojisi açısından bak­

tığımızda ise Windows 95

yepyeni bir teknoloji sunmu­

yor. Bu on yıldır var olan

teknoloji. Ne Microsoft ne de

IBM Apple'ı yakalayamadı-

lar. OS/2 'nin de gerisinde.

Ama PC kullanıcıları için ye­

ni" dedi.

Apple kendini

yenileyemedi

Gazetemiz köşe yazarla-

nndan ve BES A.Ş. Yönetim

Kurulu Başkanı Rıza Nur Paça-

lıoğlu ise, bu sayı köşe yazı­

sında da belirttiği gibi, App­

le'in kendisini yenileyemedi-

ği için, Windows 95'in Ma­

cintosh işletim sisteminden

yer yer daha iyi bir duruma

geldiğini söyledi. Windows

95'le Macintosh'un şu anda

eşit olduklarını vurgulayan

Paçalıoğlu, Apple'in son 5-6

yıldır süregelen hareketsizliği

devam ederse, Windows'un

ç o k daha fazla gel işebilece­

ğini belirtti.

Trio Çözüm Evi Yönetici

Ortağı Tayfun Yiğit, Windows

95'in yazı l ımcılara zorluk,

kullanıcıya ise kolaylık geti­

receğini savundu. Windows

95'in h e m e n yaygınlaşama-

yacağını belirten Yiğit, Türki­

ye 'de a n c a k bir yıl iç inde

Windows 95 kullanıcı kitlesi­

nin oluşabileceğini söyledi.

Sesam Ltd. Genel Müdürü

Tayyar Uncu da, etkili bir ta­

nıtımla kullanıcıya sunulan

Windows 95'in bugüne ka­

dar kullanılan Windows fel­

sefesinden farklı olduğunu

bel i r terek, eski W i n d o w s

kullanıcılarının bu yeni felse­

feye alışmalarının zorluk ge­

tirebileceğini söyledi. Ancak

yeni kullanıcılar için ise h e r

şeyin ç o k doğal gel işeceğini

vurgulayan Uncu, Win'95'in

önümüzdeki on yılın stan­

dart ara birimi olacağını iddia

etti.

Model Bilgi İşlem Hizmede-

ri Genel Müdürü Atilla Zeybek,

32 bitlik bir işletim sistemi ol­

masının, Windows 95'in ge­

tirdiği en büyük avantaj ol­

duğunu belirtirken, tek zor­

luğun da henüz Windows

95'te çalışan 32 bit uyarlama-

lı anti virüs programlarının

ç ı k m a m a s ı o l d u ğ u n u söy­

ledi.

Page 9: Fırtına dinmiyor - BThaber · özelliklerinin, bazı işletim sistemlerinde zaten var olduğunu öne sürülerek, "sabun köpüğü" olarak tanımlanıyor. Aylardır süren büyük

4-10 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 32 h a b e r 9

ODTÜ BIM in yeni projeleri

Orta D o ğ u T e k n i k

Üniversitesi ( O D T Ü )

1996 yılında öğrenci­

leri ve personel ine manyetik

şeritli ya da üzerinde çeşitli

bilgileri içeren yongalar bu­

lunan kimlik kartları vermeyi

hedefliyor. Ayrıca O D T Ü ' d e

Ekim ayında başlayacak yeni

öğretim yılında 20 bin öğ­

renci üniversi teye kaydını

kendisi bilgisayarla yapabile­

cek. Şubat 1996 döneminde­

ki kayıtlar için ise, öğrenci­

nin üniversiteye gelmesine

gerek kalmayacak. Öğrenci,

üniversiteye ge lmeden gerek

bilgisayar ağları gerekse tele­

fon aracılığıyla kaydını yaptı­

rabilecek.

O D T Ü ' n ü n yeni çalışma­

larına ilişkin Bilgi i ş lem Da­

ire Başkanı Dr. Attila Öz-

git'le görüştük. Özgit, O D T Ü

BIM- in hizmetlerini akade­

mik ve idari hizmetler o l m a k

üzere 2 b ö l ü m d e ele alınabi­

l e c e ğ i n i be l i r terek şunları

söyledi: "Akademik hizmette

amaç, eğitim ve araştırma et­

kinliklerinde öğrenci ve öğ­

retim elemanlarına m ü m k ü n

olduğu ö lçülerde gel işmiş

bilgisayar ve bilgisayar ağla-

n olanaklarını sağlamak ve

onlara hizmet üretmek, idari

hizmetlerde ise, üniversite­

nin gerek yönet imine gerek­

se mensuplar ına hayatı ko­

laylaştıracak uygulamaların

gel işt ir i lmesi . O D T Ü a ç ı k

sistemler felsefesine inanmış

bir üniversite. B u n d a n yak­

laşık 2 yıl ö n c e alınan bir ka­

rar doğrultusunda da 3 sınıf­

tan; UNIX ve tüm türevleri,

Windows, D O S ve Macin­

tosh O S ' d e n oluşan işletim

sistemlerine destek sağlan­

ması kararı alındı. Bu karar

doğrultusunda da bu işletim

sistemleri dışında olan bazı

makineleri kullanımdan çı­

kardık."

Teknoloj i kullanımını yay­

gınlaştırmayı h e d e f l e y e n

O D T Ü ' n ü n üzerinde çalıştığı

projelerden birkaçı şunlar:

Geçtiğimiz yıl Eylül ayın­

da 10 bin öğrenciyle başla­

yan bilgisayarlı kayıt projesi

bu yıl 20 bin öğrenciye çıka­

rılarak, öğrencilerin bilgisa­

yarla kayıt işlemi tamamlan­

mış olacak. Ayrıca öğrencile­

rin resim, ses gibi kişisel

özellikleri çoklu ortam veri-

tabanında tutulması planlanı­

yor. B u n u n için öğrenci kim­

liklerinin otomatik olarak ba­

sılması, manyetik şeridi ya

da üzerinde yonga olan kim­

lik kartlarının ö ğ r e n c i ve

personele verilmesine yöne­

lik çalışmanın da 1996 yılın­

da g e r ç e k l e ş e c e ğ i belirtili­

yor. Bu uygulama, gerçek­

leştirilmesi hedef lenen B ü ­

tünleşik Bilişim Y ö n e t i m Sis-

temi'nin bir parçası olarak

düşünülüyor.

Y ine Ekim ayından itiba­

ren O D T Ü ' d e rektör, dekan­

lar ve diğer idari birim yetki­

lileri arasında yapılan resmi

olmayan yazışmalar elektro­

nik ortamda sürdürülecek.

B u n u n için altyapı çalışmala­

rı devam ediyor.

Özgit, O D T Ü ' d e 37 b ö l ü m

ve yaklaşık 20 idari birimin

bağlı olduğu bir omurga bil­

gi ağının olduğunu belirte­

rek, " O D T Ü ' d e fiber optik ağ

5 yıl ö n c e kuruldu. Bu ağ

teknolojik olarak eskidi ve

hızı o ldukça düşük kaldı. Bu

yıl omurgayı en son ağ tek­

nolojisi olan ATM üzerinden

yapılandıracağız. Bu konuyla

ilgili ihaleye de önümüzdeki

günlerde çıkacağız" dedi.

c:\ongrtlns.w95 ya da sonun başlangıcı

Y U S U F B İ T O N

Karma Bilgisayar Genel Müdürü

24 A ğ u s t o s tarihli W a l l Street g a z e t e s i n i

e l i m e a l d ı ğ ı m d a , g ö z l e r i m e i n a n a m a ­

d ı m . O r t a d a , iki t a m s a y f a b o y u n c a

C : \ O N G R T L N S . W 9 5 y a z ı y o r d u , a l t ında d a

t a n ı d ı ğ ı m ı z e l m a işareti vard ı . A p p l e , y a dal­

g a g e ç e r e k , y a d a c iddi c iddi , Microsoft 'u

W i n d o w s ' 9 5 ' i p i y a s a y a ç ıkarmas ı n e d e n i y l e

k u t l u y o r d u .

Nedense a k l ı m a h e m e n A p p l e ' ı n g e ç m i ş ­

te b u n a b e n z e r verdiğ i bir b a ş k a ilan ge ld i .

A p p l e , b i ld iğ in iz gibi , bir z a m a n l a r d ü n y a d a ­

ki tek kişisel b i l g i s a y a r üret icis iydi . IBM ilk

o l a r a k PC ile p i y a s a y a g i receğ i gün de A p p ­

le b u n a b e n z e r bir ilan vererek, IBM'e "kişi­

sel b i lg i sayar p a z a r ı n a h o ş g e l d i n " g i b i s i n d e n

bir ş e y l e r söy lemiş t i . O g ü n d e n b u g ü n e neler

o ldu, h e p b e r a b e r g ö r d ü k ; IBM v e u y u m l u

PC'Ier, yani Intel merkez i iş lemci tabanlı

PC'Ier pazar ın y ü z d e d o k s a n ı n a yakın haki­

m i o l d u l a r v e A p p l e o l d u k ç a z o r l a n d ı .

Bugüne k a d a r , IBM u y u m l u l a r a karşı

A p p l e ' ı n en b ü y ü k k o z u işletim Sistemi idi.

A p p l e ' ı n işletim s is temi D O S ' t a n kat kat ile­

r ide idi. W i n d o w s bi le, A p p l e ' ı n işletim sis­

teminin y a n ı n d a o l d u k ç a g e r i d e idi. A p p l e ,

g e r e k ku l lan ım kolayl ığ ı , g e r e k s e a ğ o l a n a k ­

ları ile p i y a s a d a k i t ü m işletim s i s temler in in

ç o k i le r i s indeydi . işte W i n d o w s 9 5 ' i n asıl

ö n e m i b u r a d a , artık A p p l e ile y a r ı ş a b i l e c e k

bir işletim s i s temi p i y a s a d a m e v c u t , üstel ik

p i y a s a n ı n y ü z d e d o k s a n ı n a h a k i m o lan Intel

tabanl ı b i l g i s a y a r l a r d a ç a l ı ş a c a k .

Burada b i r a z g e r i y e d ö n ü p , A p p l e ' ı n ne­

r e d e hata y a p t ı ğ ı n a v e tek b a ş ı n a v a r o l d u ğ u

p a z a r d a nasıl y ü z d e o n l a r a g e r i l e d i ğ i n e bir

b a k a l ı m . A p p l e ' ı n b i lg i sayar ı , g e r e k mimarı

yapı , g e r e k s e iş letim s is temi o l a r a k her z a ­

m a n dışa kapal ı idi. IBM ilk PC'sini çıkarır­

ken m i k r o i ş l e m c i s i için, A p p l e ' ı n a k s i n e

M o t o r o l a ' y a d e ğ i l , Intel 'e gitti. Diğer y a n d a n

da, işletim s is temi için o g ü n l e r d e p e k tanın­

m a y a n , Microsoft d i y e bir firma ile anlaş t ı .

Üstel ik ne a n l a ş m a : Microsoft, iş letim siste­

mini d i ğ e r b i l g i s a y a r üre t ic i le r ine l i s a n s l a m a

h a k k ı n a sahipt i . Zaten o g ü n k ü u z a k görüş­

lülük, Microsof t 'u b u g ü n e get i rd i . Diğer

y a n d a n IBM'ın b i lg i sayar ı , IBM'den b e k l e n ­

m e y e c e k ş e k i l d e a ç ı k bir m i m a r i y e sahipt i .

Bu aç ık m i m a r i n i n get i rdiği avanta j lar ı der­

hal d e ğ e r l e n d i r e n T a y v a n l ı l a r b i rçok IBM

" c l o n e " yapt ı lar v e p i y a s a d a a n i d e n IBM-ln-

tel-Microsoft , ü ç l ü s ü n ü n o l u ş t u r d u ğ u bir

s tandar t v a r o l d u .

Apple o g ü n l e r d e d u r u m a u y a n m a d ı ,

inatla mimaris in i d e , işletim s i s temini de aç­

m a m a k t a d i r e n d i . Z a m a n l a A p p l e , o k a d a r

ç o k p a z a r payı kaybett i ki, n i h a y e t bu yıl

a ç ı l m a y a karar v e r d i . A n c a k b i r ç o k kişi, b u

a ç ı l m a karar ın ın ç o k g e ç g e l d i ğ i n i s ö y ­

ledi ler . A p p l e ' ı n b i l g i s a y a r l a r ı n ı n b u g ü n e

k a d a r hâlâ sa t ı lmas ın ın n e d e n i ise, y u k a r ı d a

b a h s e t t i ğ i m ş e k i l d e , iş letim s i s teminin fark­

lılığı idi. A m a ş imdi W i n d o w s 9 5 v a r v e

A p p l e , son avanta j ın ı d a k a y b e d i y o r . Eğer

A p p l e , ç o k b e k l e n m e d i k bir ş e y y a p m a z s a ,

b e n c e W i n d o w s 9 5 , A p p l e ' ı n s o n u n u n b a ş ­

langıcı o lacakt ı r .

Page 10: Fırtına dinmiyor - BThaber · özelliklerinin, bazı işletim sistemlerinde zaten var olduğunu öne sürülerek, "sabun köpüğü" olarak tanımlanıyor. Aylardır süren büyük

10 d ü n y a d a n 4-10 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 32

Novell, EUnet ile anlaşma imzaladı

Novell, Internet hizmeti sağlayan Avru­

pa'nın ö n d e ge len kuruluşu EUnet ile

Londra'da bir anlaşma imzaladı. İmzalanan

bu anlaşma sonucunda, bir üründe birleş­

tirilen EUnet ve Novell teknolojisi ile kul­

lanıcılar Internet 'e giriş yazılımı ve Internet

hizmetleri için ayrı birimlere gi tmek zorun­

da kalmayacaklar, tek bir b a s a m a k ile In­

ternet 'e giriş yapabi lecekler . NovelPin bu

ürünleri genel Novell dağıtım kanalı ve ye­

rel EUnet büroları ile gerçek leşecek .

Novell ' in Avrupa T e l e k o m ü n i k a s y o n

Müdürü, artık Internet 'e girmenin özel bil­

gi gerekt irmeyen basit bir iş lem olacağını

bel irterek, "Novell, Internet e lektronik

postalamaya mesaj yol lamak ya da mesaj

a lmak ve World Wide W e b ' e giriş y a p m a k

da dahil o l m a k üzere tüm Internet hizmet­

lerini sağlayacak bir PC yazılımı üretti" de­

di. EUnet Y ö n e t i m Müdürü ise şunları söy­

ledi:

"Bu ortaklık 'kapalı bir kutu içinden

gerçek leşen ağ iletişimini g e r ç e ğ e bir adım

daha yaklaştırıyor. Bu anlaşma ile Novell

iş letmelerdeki kullanıcıların ihtiyaçlarına

c e v a p vermektedir. Internet hizmeti sağla­

yan EUnet tüm Avrupa ve ötesini kapsı­

yor".

IBM Global Network ile Notes uygulamalarına erişim

IB M , bütün dünyada, kulla­

nıcılarının Lotus Notes uy­

gulamalar ını I B M G l o b a l

Network üzerinde gerçekleş­

tirebilecekleri uluslararası bir

ağın duyurusunu yaptı. Bu

duyuru, Notes uygulamaları­

nı IBM G l o b a l Network üze­

rinde gerçekleşt i rebi lme ola­

nağı sunuyor. Lotus'un iş or­

takları ve IBM, müşterilerinin

IBM Global Network'u işyer­

ler inde k u l l a n a b i l m e l e r i n e

yardım e t m e k için danışman­

lık ve bütünleşt irme hizmet­

leri verecekler . Bu hizmetler

müşterilerin Notes uygula­

malarına kolaylıkla ve gü­

venli olarak ulaşabilmeleri

için ağ tabanlı uygulama hiz­

metleriyle de destekleniyor.

I B M U.S. T e k n o l o j i l e r i

Başkanı Peter Steele konuyla

ilgili olarak şu d e m e c i verdi:

"Var olan, isteğe uyarlanmış

ve yeni uygulamaların tümü

I B M ağı üzerindeki Notes 'e

kolaylıkla taşınabiliyor. Bu

da IBM ve Lotus yazılım sağ­

layıcılarının ve iş ortaklarının

uygulamalarını kolaylıkla ge­

niş sayıdaki müşter i le r ine

ulaşt ırabi lecekleri an lamına

geliyor". IBM G l o b a l Net­

work, 8 5 0 şehirde 25 b ine

varan bir müşteri potansiye­

line sahip ve geniş bir ileti­

şim protokolü ile işletim sis­

temlerini de destekliyor.

Unisys'ten haberler Unisys, Los Angeles 'deki 7 ilçe

hastanesi için satın alma sistemi ger­

çekleştiriyor. Los Angeles İ lçe Sağlık

Servisi, Unisys ve değer katan iş orta­

ğı Lawson' la 7 ilçe hastanesinde kul­

lanılmak üzere m a l z e m e yönet im sis­

temi sağlaması için 4.6 milyon dolar­

lık bir söz leşme imzaladı. Sözkonusu

hastanelerin her birine Unisys tarafın­

dan yapı lacak olan sistem yüklemesi­

nin ilki 3 Ağustos günü gerçekleştiril­

di. Unisys ayrıca sistem kurduğu h e r

hastaneye bir de eğitim semineri ve­

recek.

Unisys ayrıca, M a l e z y a T i c a r e t

Odası ile d o k ü m a n iş leme konusun­

d a Infolmage Folder ( R O B ) ç ö z ü m ü

sağlamak amacıyla 7 0 0 bin dolarlık

bir anlaşma imzaladı. Unisys'in sun­

duğu bu görsel ç ö z ü m dokümanın

yeniden g ö z d e n geçirilmesi, üzerine

bilgi ek lenmesi , karar verme, ana ve-

ritabanı, optik diskteki büyük veri de­

polarını güncel leşt irme ve kaybolan

bilginin geri getirilebilmesi konularını

içeriyor. R O B , ü lkede d o k ü m a n işle­

me, işlem süreçlerine y ö n verme ve

b u n u n top luma u y u m u n u artırma

için, görsel teknoloji kullanan ilk hü­

kümet birimi olacak.

Ö t e yandan Unisys, B e r m u d a Ha-

valimanı 'ndaki hava durumunu bildi­

recek bir sistem için, B e r m u d a Aske­

ri ikmal Ofisi ile 1 milyon dolarlık bir

anlaşma yaptı. Unisys, meteoroloj i

bürosunun meteoroloj ik akımlar, gös­

tergeler ve analizlere ilişkin istekleri­

ni değer lendirecek, bu istekleri karşı­

layacak daha e k o n o m i k bir tasarım

gerçekleşt i recek, b u n u n için g e r e k e n

teknolojiyi seçip, tedarik e d e c e k ve

birleştirecek, yükleme, entegrasyon

ve eğitim desteği sağlayacak. Unisys'

in bu ç ö z ü m ü bir Rockwell-Collins

D o p p l e r radarı, Vaisala meteoroloj is i

teknik ekipmanları, Northern Video

Graphics uydu alıcıları ve göstergeler,

Unisys PW2 PC'Ier ve çeşitli yazılım­

larla çal ışacak.

Page 11: Fırtına dinmiyor - BThaber · özelliklerinin, bazı işletim sistemlerinde zaten var olduğunu öne sürülerek, "sabun köpüğü" olarak tanımlanıyor. Aylardır süren büyük

d ü n y a d a n 4-10 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 32 11

Avrupa özelleştirme pazarında 30 milyar dolarlık satışlar

Derleyen: AMİL KUNT

nümüzdeki bir yıl iç inde tele-

k o m ü n i k a s y o n s e k t ö r ü n d e

Avrupa piyasasında yaklaşık

30 milyar dolara ulaşan satışlar yapı­

lacak, italya'nın STET, ispanya'nın

Telefonica de Espena ve Hollanda'nın

KPN şirketleri özelleştirme yolunda

büyük adımlar atarak yatırımcılar için

büyük fırsatlar oluşturacak hisse se­

netlerini satışa çıkarırken, 1 9 9 6 yılının

ortasında da Almanya'nın D e u t s c h e

T e l e c o m şirketi yaklaşık 11 milyar do­

lar tutarında dünya piyasalarındaki

hisse senedi satışı ile en büyük özel­

leştirmeyi gerçekleşt irecek.

Avrupa Birliği'nin 1 9 9 8 yılı başında

üye ülkelerdeki tekel kuruluşlarını re­

kabete açması kararı özell ikle telefon

şirketlerinin özelleşt ir i lmesine ivme

katmış bulunuyor.

Ne var ki, hisse senetlerinin p e k

ULUSLARARASI TOPLANTILAR

Innovate Forum'95

yapılıyor Compaq, tüm dünyadaki kullanıcı,

satıcı ve işortaklarının biraraya gele­

ceği bir toplantı düzenliyor. 16-19

Ekim 1995 tarihinde A B D ' n i n Hous­

ton kent inde yapı lacak yüksek tekno­

loji forumu toplantısına C o m p a q Y ö ­

netim Kurulu Başkanı Eckhard Pfeif-

fer'in dışında Microsoft 'un Başkanı

Bill Gates, Novell ' in başkanı Robert

Frankenberg de davetli k o n u ş m a c ı

olarak katılıyor. Konuşmacılar, bilgi­

sayar endüstrisindeki son gel işmeler

konusunda öngörülerini izleyicilere

aktaracak.

Toplantıda Compaq ' ın yeni yıla iliş­

kin stratejileri de aktarılacak. Ele alı­

n a c a k konu başlıkları ise şöyle: Veri-

tabanı performans ayarları, Lotus No­

tes performansı, bilgisayar ve telefon

entegrasyonu, Fast Ethernet ve anah-

tarlama teknolojisi, Intel P6 teknoloji­

si, v ideo on demand, ağ yönetimi.

TELECOM'95

Ekim ayında Bilgi teknolojisi ve te lekomünikas­

yon alanındaki gel işmelere yönel ik

olarak 4 yılda bir düzenlenen "TELE­

C O M ' 9 5 " , bu yıl isviçre'nin Cenevre

kent inde 2-11 Ekim 1995 tarihleri ara­

sında düzenlenecek. Söz konusu et­

kinlikte te lekomünikasyon ve bilgi

teknolojisi araçları, çözümleri , etkile­

şimli gösteriler, çokluortam uygula­

maları gibi çeşitli başlıklar yer alıyor.

ç o ğ u n u n aynı zaman dilimi içinde sa­

tışa çıkarılması beraber inde bazı risk­

leri de getiriyor. Uzmanlara göre bir

tek sektörde p e k ç o k hissenin satışı,

yatırımcıların kapasitelerini aşabilir ve

bu durum hisse senetlerinin üzerinde

belirli bir baskı yapabilir. Ne var ki,

şu anda h e n ü z bu y ö n d e belirgin bir

işaret yok.

Avrupa'daki en son te lekomüni­

kasyon özelleştirme operasyonu Por­

tugal T e l e c o m tarafından 1 Haziran

1 9 9 5 tarihinde gerçekleştiri lmiş olup,

toplam 9 0 0 milyar dolara ulaşan ve

Avrupa ile Amerika'da beher i 18.72

dolara satılan hisse senetleri ş imdiden

1 dolar prim yapmış durumda.

Son zamanlarda özelleştirilen T e l e

D a n m a r k hisselerinin de değeri gün

geçt ikçe yükseliyor. Özelleşt irme ile

g ü ç l e n e n T e l e Danmark şimdi Çek

Cumhuriyeti 'nin SPT T e l e c o m şirketi­

nin yüzde 27 hissesine göz dikmiş

bulunuyor. Avrupa'da şimdi te leko­

münikasyon alanında yatırımcılar için

fırsatlar sürekli olarak çoğalıyor. Asıl

sorun bu fırsatları ayıklayarak en

iyilerini s e ç m e k .

Telekomünikasyon devriminin en

hareketli günleri bugünlerde Batı

Avrupa ülkelerinde yaşanıyor.

Page 12: Fırtına dinmiyor - BThaber · özelliklerinin, bazı işletim sistemlerinde zaten var olduğunu öne sürülerek, "sabun köpüğü" olarak tanımlanıyor. Aylardır süren büyük

12 s e k t ö r 4-10 Eylül 1995 . Sayı: 32

MOS Bilgisayar

taşındı Yerel yönetimler, sağlık hizmet­

leri, endüstriyel uygulamalar ve

özel projeler konusunda özell ikle

ç o k kullanıcılı ortamlar için ç ö z ü m

üreten MOS Bilgisayar Ltd. kendi

yerine taşındı. MOS'un yeni adresi

ve telefonu şöyle: Sarıgül sokak,

Umutkent sitesi, C Blok, Daire 17

Maltepe/İSTANBUL

Tel: 0216- 383 13 80

AnCo taşındı AnCo Ankara Computer Ltd. ye­

ni adresinde. AnCo Computer ' in

yeni adresi ve telefonu şöyle:

Sakarya Caddesi No: 30/4 Kızı­

lay/ANKARA Tel: 0312- 435 02 82

Bimel, Bursa

şubesini açtı Ankara, i s tanbul ve izmir 'de

merkezleri o lan Bimel Elektronik

Ltd., Bursa 'da da faaliyete geçti. 1

Eylül 1995 'de hizmete giren Bimel

Bursa 'nın adres ve telefonu şöyle:

Fevzi Çakmak Caddesi No: 62/13,

K:3 Göktaş İş Merkezi, BURSA Tel:

0224- 224 0114

Yonga yeni yerinde Y o n g a Bilgisayar Hizmetleri, ya­

zılım, d o n a n ı m ve p a z a r l a m a

faaliyetlerini bundan böyle şu ad­

res ve telefonlardan d e v a m et­

tirecek.

Adres: Kızılcıklı Mahmut Pehlivan

Caddesi No:25 ESKİŞEHİR

Tel: 0222- 230 76 02

Büme Nemetschek, Allplan ile Türkiye pazarında Bi lgisayar D e s t e k l i T a s a r ı m

( B D T ) alanında faaliyet göster­

m e k üzere sektöre yeni bir şirket

katıldı. B ü m e N e m e t s c h e k Türki­

ye, Almanya'nın ö n d e ge len bilgi­

sayar destekli tasarım ve çizim ya­

zılımları üreticisi N e m e t s c h e k ' i n

Türkiye distribütörlüğünü yürüte­

c e k . Şirket, Nemetschek ' in Allplan

adı verilen bilgisayar destekli çi­

zim, mühendis l ik yazılımının Tür­

kiye genel inde dağıtımını yapa­

c a k . 1 9 6 3 ' t e n b e r i Almanya 'da

Prof. N e m e t s c h e k tarafından geliş­

tirilen Allplan yazılımı bugün 28

ülkede, 15 bin 7 0 0 mimar ve mü­

hendis tarafından kullanılıyor.

Şirketin G e n e l Müdürü Melih

Dinekli, yazılımın pazara girdiği

ülkelerin yerel koşullarına uyar­

landığını vurguluyor. Yazı l ımın

Türkçeleştiri lmesi şu anda B ü m e

Nemetschek tarafından yapılıyor.

Melih Dinekli, Allplan'ın Türkiye

pazarına tanıtılması için bir toplan­

tı düzenlemeyi planladıklarını söy­

ledi. Yetkililer, kullanıcıların Allp­

lan ile 3 boyutlu tasarım, otomatik

mimari ö lçümlendirme, tek komut

ile m a l z e m e tanıtımı, tek k o m u t ile

çizilen 3 boyutlu model in 5 deği­

şik c e p h e ve perspektifiyle görül­

mesi, anında metraj ve maliyet lis­

teleri otomatik çatı modülü ile is­

tenilen çatının anında yaratılması,

piyasadaki diğer çizim yazılımla­

rıyla bilgi alışverişinde bulunma,

render modülü ile 2 0 0 ' d e n fazla

m a l z e m e tanıtımı gibi işlemleri ya­

pabi ldiğini bildiriyor. Şirketin

ürünleri arasında Allplan'ın yanı

sıra Allplot adı verilen 20 adet sta­

tik çizim yazılımı ve Allplus adı

verilen 30 adet statik h e s a p prog­

ramı da yer alıyor. Allplan'ın kü­

çük, orta ve büyük b o y işletmeler

için tasarlanmış Allplan 7 0 0 , Allp­

lan 5 0 0 gibi uyarlamaları da mev­

cut. Örneğin, büyük işletmeler için

tasarlanan Allplan 7 0 0 ' d e 1 2 8 mi­

mar, mühendis aynı anda aynı

projede birlikte çalışabiliyor. Yazı­

lım, D O S , Windows, Windows NT,

UNIX işletim ortamlarında çalışa­

biliyor.

B ü m e Nemetschek, ilk etapta

yazılımı doğrudan pazarlamayı he­

defliyor.

Şirketin adres ve telefonu söyle:

Büme Nemetschek Ltd. Subayevleri

52. Blok Daire 2 Esentepe/İSTAN-

BUL Tel: 0212-28159 09

AR-GE yardımı için başvuru süresi devam ediyor

Sanayi kuruluşlarının araştırma

ve yeni ürün ile üretim yöntemi

ve teknoloji geliştirmeye yönel ik

projelerinin uluslararası kurallara

uygun olarak desteklenmesini içe­

ren "Araştırma-Geliştirme Yardımı"

için başvurular devam ediyor. Ku­

ruluşların AR-GE yardımı alabil­

m e k için 1 Haziran - 31 Aralık

1995 tarihleri arasında T Ü B İ T A K ' a

başvurmaları gerekiyor. Kuruluşun

yapmış olduğu faaliyetin AR-GE

olup olmadığı, harcama miktarının

söz konusu faaliyete uygunluğu ve

des tek leme oranı ile des tek leme

tutarı Dış Ticaret Müsteşar l ığ ınca

saptanacak kriterler çerçeves inde

T Ü B İ T A K tarafından incelenip so­

nuç landı r ı lacak . Y a r d ı m l a ilgili

söz leşmeler Türkiye Teknolo j i G e ­

liştirme Vakfı ile yapılacak.

AR-GE yardımlarına ilişkin bir

diğer konu da Uruguay Round Ni­

hai Senedi ve Gümrük Birliği ile il­

gili. Uruguay Round Nihai Senedi,

AR-GE'ye yönel ik sübvansiyonları,

belli kayıtlar altında serbest bırakır­

ken, öte yandan fikri mülkiyet hak­

larını güvence altına alıyor. B u ,

özellikle gel işmekte olan ülkelerin

gelişmiş ülkelerce yürütülen AR-

GE faaliyetlerinin ürünlerinden ya­

rarlanabilmek için bunun bedelini

mutlaka ödeyecekler i anlamına ge­

liyor. Avrupa Birliği 'nde olan ge­

çerli sübvansiyonlarla ilgili kurallar

Uruguay Round Nihai Senedi 'nde-

ki kurallarla uyum halinde. Ancak

sübvansiyon uygulamalarında Uru­

guay Round'un Türkiye gibi geliş­

m e k t e olan ülkelere tanıdığı geçiş

d ö n e m i 8 yıl iken, Gümrük Birli-

ği 'ne gidilmesi halinde bu ayrıcalık

Avrupa Birliği 'ne karşı geçerli ol­

m a y a c a k . Çünkü, bilindiği gibi

Gümrük Birliği eşitler arasındaki

ilişkiyi ifade ediyor. Bu n e d e n l e

Türkiye'nin Gümrük Birliği 'ne giri­

şi Uruguay Round'un 5-10 yıl için­

de zaten yaratacağı etkilerin bugü­

ne taşınması olarak değerlendir­

m e k mümkün.

Page 13: Fırtına dinmiyor - BThaber · özelliklerinin, bazı işletim sistemlerinde zaten var olduğunu öne sürülerek, "sabun köpüğü" olarak tanımlanıyor. Aylardır süren büyük

4-10 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 32 s e k t ö r 13

Defnis Bilgisayar faaliyete geçti Bir süre ö n c e IBM Türk' teki gö­

rev ler inden ayrılan B e h ç e t

Akalın ve Y a s e m i n Güven, Defnis

Bilgisayar adını verdikleri bir şirket

kurdular. B e h ç e t Akalın, I B M

Türk'de Kişisel Yazılım Ürünleri

Müdürü, Y a s e m i n Güven ise Yazı­

lım ve İletişim Ürünleri Müdürü

olarak görev yapıyordu. Defnis,

başlıca üç alanda faaliyet göstere­

c e k . Birincisi; LAN/Host bütünleş­

mesi başta o lmak üzere sistem ta­

sarımı, outsourcing, proje yönetimi

faaliyetleri.

ikincisi; Internet üzerinde içerik

hizmetleri, W e b yayıncılığı ve Hos­

ting Services Internet eğitimleri.

Şirket bu k o n u d a 9-16-23-30 Eylül

1995 tarihlerinde yapacağı eğitim­

lerin kayıt larına d e v a m ediyor.

Defnis, yayınlarının Internet üze­

rinde olmasını isteyen kuruluşlara

W e b sayfalarının tasarımı, oluştu­

rulması konusunda hizmet vere­

cek. B u n u n yanı sıra oluşturulan

sayfaların belli bir abonel ik ücreti

karşılığında

I n t e r n e t üzer inde, ş irket lerin

kendiler ine ayrılmış alanlarda yer

almasını sağlayacak. Şirket bu hiz­

meti Türkiye 'deki Internet sistemi­

nin altyapı sorunlarından dolayı

A B D ' d e anlşma yaptığı bir şirket

aracılığıyla verecek.

Şirketin diğer faaliyet alanı ise,

Defnis Ev. Defnis Ev, sadece ev

kullanıcılarına yönel ik PC satışı ya­

pan bir bölüm. Burada üç PC mar­

kasının satışı yapılacak. Biri IBM,

diğerleri ise C o m p a q ya da HP ve

pazara yeni g i recek bir bilgisayar

markası. Defnis, daha ç o k doğru­

dan satış yöntemi ile kullanıcıya

ulaşacak. Şirket, bir o y u n c a k ma­

ğaza zinciriyle anlaşarak mağaza­

nın bilgisayar reyonlarını iş letecek.

Defnis'in eğitim salonunda 90 Mhz

Pent ium işlemcili, 16 MB bel lek ve

540 MB sabit disk kapasiteli 7 adet

bilgisayar bulunuyor. Ethernet ağı

ile birbirine bağlı bu makinelerde

projelerin ön çalışmaları gerçekleş­

tiriliyor, eğitimler veriliyor.

Şirketin adres ve telefonu şöyle:

Konaklar Mahallesi Selvili Sokak

No: 12/2 4. Levent/İSTANBUL Tel:

0 2 1 2 - 2 8 1 4 6 1 0

Escort bayileri ödül aldı

Escort Computer, her yıl gele­

neksel olarak düzenlediği bayi

toplantısı ve ödül töreninin bu yıl

dördüncüsünü gerçekleştirdi, is­

tanbul Swissotel 'de yapılan toplan­

tıya yaklaşık 150 bayi katıldı. T o p ­

lantıda e le alınan konular arasında

yeni ürünler, bayi görüşleri ve geç­

tiğimiz yıl başlatılan Escort land ma­

ğazalar zinciri uygulamaları yer alı­

yordu. Bu arada çeşitli kategoriler­

de başarı gösteren bayiler birer

plaket ile ödüllendirildi. Ödül alan

başarılı Escort bayileri şunlar:

Türkiye genelinde en yüksek satış:

B e c o m , Teknograf, A G B

Türkiye genelinde en iyi hizmet:

B i l m e d

Türkiye genelinde en iyi

performans:

Hamle Grup

Bölgeler bazında en iyi bayiler:

Karadeniz Bölgesi- Erişim

Ege Bölgesi- P e r k o m

Içanadolu Bölgesi- EISA

Marmara Bölgesi- B e c o m

Escordand'ler arasında en iyi satış:

Mecidiyeköy Escortland

Escordand'ler arasında en iyi

performans:

Aksaray Escortland.

Escort Computer, aynı gün Swis­

sotel 'de bir çokluortam şov gerçek­

leştirdi. Ç o k sayıda kişinin izlediği

g ö s t e r i m d e E s c o r t Mult imedia

PC'Ier ve özellikleri izleyenlere ta­

nıtıldı. Bu arada 24 Ağustos'ta pa­

zara sunulan W i n d o w s 95'in, Es­

cort PC'leri ile birlikte ücretsiz ve­

rildiği de duyuruldu.

Tepum, Novell

Systems House

seçildi Tepum, Novell Italia tarafın­

dan Türkiye'de Novell Systems

H o u s e o larak atandı. Novel l

Systems House, çeşitli işletim sis­

temlerinin bulunduğu ortamlar­

da, danışmanlık, satış, işletim sis­

temleri uygulamaları, teknik des­

tek ve ağ sistem çözümleri açısın­

dan profesyonel uzmanlığa sahip

kuruluş olarak tanımlanıyor. IBM

Çözüm Ortağı olan Tepum, aynı

zamanda Microsoft ağ ürünleri

yetkili satıcısı, Microsoft yetkili

eğitim merkezi, Intel ağ ortağı ve

Digital'ın ağ ç ö z ü m ortağı olarak

çalışmalarını sürdürüyor.

Unisys CTOS sistemine,

Windows ortamından erişim

EPS & Sirius Systems tarafından

gelişt ir i len Unisys PC Ac-

cess/PCS Net C o m b o çözümünün,

C T O S kul lanıcı lar ının, m e v c u t

C T O S uygulamalarını daha kolay

ve daha standart bir arabirim ile

çalıştırılmalarını sağladığı bildiril­

di. Koç-Unisys yetkililerinin bu

konuda yaptığı açıklama şöyle:

" B ö y l e c e C T O S sunucu sistemi bir

Ethernet hattına bağlanarak, aynı

hat üzerinde bulunan PC sistemle­

rinin, C T O S uygulamalarını Win­

d o w s altında çalıştırmaları sağlan­

mış oluyor." Koç-Unisys Ürün Y ö ­

netim B ö l ü m ü , ç ö z ü m ü n C T O S is­

temci (c l ient) , sistem servis ve

C T O S uygulamalarının PC üzerin­

de "native" olarak çalışması; yani,

PC'nin standart işlevlerini yerine

getirirken, bir yandan da tıpkı bir

C T O S terminali gibi çalışması şek­

linde olduğunu belirtti.

Bir terminal emülasyonu ol­

mayan ç ö z ü m şu anda, Windows

for Workgroups, W i n d o w s 95,

W i n d o w s NT ve Novell tarafından

da destekleniyor.

Mirage Computer bayilik veriyor

Mirage bilgisayarlarının Türki­

ye'de montajını yapan Mira­

ge Computer, yeniden yapılanıyor.

Türkiye genel inde faaliyet göstere­

c e k bayi yapılanmasına giden şir­

ket, yeni bayiler arıyor. B u n a göre,

her ilde ana şirket olarak faaliyet

gösterecek İl Çözüm Merkezleri ve

bu merkezlere bağlı olarak çalışa­

cak bayiler atayacak. Mirage Com­

puter satıcısı ya da il ç ö z ü m mer­

kezi olan bayiler şirketin ağ hiz­

metleri, Internet bağlantısı, danış­

manlık ve yazılım geliştirme gibi

tüm olanaklarından yararlanabile­

cek.

Mirage Computer, bayilere sa­

tış e lemanı, teknik servis e lemanı

ve bilgisayar yazılımlarını b i len

e lemanlardan en az birer kişi istih­

d a m e d i l m e s i gerekl i l iğ ini

getiriyor.

Ayrıntılı bilgi ve başvuru telefonları

şöyle: 0212/273 10 21 - 273 10 73

Acer'ın ürünleri, Windows 95 uyumlu

Acer Türkiye, bütün dünya ile

aynı anda, 24 Ağustos 1995 ta­

rihinde pazara sunulan W i n d o w s

95 işletim sistemi uyumlu ürünle­

rini Türkiye 'de de pazara sunuyor.

Acer yetkilileri, ürün skalasındaki

tüm ürünlerinin; AcerAltos sunucu

sistemler, AcerPower işistasyonla-

rı, AcerMate masaüstü bilgisayar­

lar ve AcerNote n o t e b o o k l a r ı n

W i n d o w s 95 onayıyla pazara su­

nulmaya hazır olduğunu ve uygun

şartlarla k a m p a n y a l a r y a p a c a k ­

larını duyurdular. Şu anda Acer'ın

39 model i W i n d o w s 95 uyumlu

olarak pazara sunuluyor.

Page 14: Fırtına dinmiyor - BThaber · özelliklerinin, bazı işletim sistemlerinde zaten var olduğunu öne sürülerek, "sabun köpüğü" olarak tanımlanıyor. Aylardır süren büyük

14 s e k t ö r 4-10 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 32

Mikro ve Human Code, Mikromedia Interactive'i kurdu

Mikro Yazılımevi, bir A B D ku­

ruluşu olan Human Code ile

ortaklaşa Mikromedia Interactive

adını verdikleri bir şirket kurdu.

Mikromedia Interactive, CD-ROM

ve çokluor tam alanında faaliyet

gösterecek ve Human Code'un Tür­

kiye temsilciliğini yürütecek. Şirket,

belli konularda CD-ROM yazılımı

üretimi ve pazarlamasını yapacak.

Önümüzdeki günlerde ilk ürün­

lerini pazara sunacak olan Mikro­

media Interactive, ülkemizde 'etki­

leşimli reklam' kavramını da günde­

me getiriyor. Mikro Yazılımevi G e ­

nel Müdürü Ahmet Solmaz, bilgi

iletişim teknolojilerindeki gelişme­

lerin sonucu olarak CD-ROM tek­

nolojisi ve çokluortam uygulamala­

rının hızla yaygınlaştığına ve bugün

etkileşimli CD-ROM'ların eğitimden

tanıtıma kadar p e k ç o k alanda yeni

olanaklar sağladığına dikkat çekti.

Bugün reklam konusunda dünya­

nın ö n d e gelen reklamverenlerin

A B D ve Avrupa'da etkileşimli rekla­

ma önemli ölçüde yatırım yaptıkla­

rını söyleyen Solmaz, bilgisayarların

karar verme pozisyonundaki yöne­

ticiler tarafından kullanıldığını, bu­

nun da etkileşimli reklamın gücünü

artırdığını söyledi. Bu noktada Mik­

romedia Interactive de içinde çeşit­

li ürünlerin tanıtımlarının bulundu­

ğu CD-ROM'lar hazırlayarak bunun

ilgili kitlelere dağıtımını yapacak.

Ahmet Solmaz, "Biz, CD-ROM'u

da medya olarak algılıyoruz; o da

bir yayın aracı. Mikromedia Interac­

tive, etkileşimli çokluortam uygula­

maları yapacak. Yazılım üretecek

ya da hazır yazılımları kullanarak

CD-ROM üzerinde birtakım projeler

geliştirecek. Söz konusu projeler

her alana hitap edebi lecek" derken,

15 gün sonra farklı konuda iki ürün

çıkaracaklarını da açıkladı. Ürünle­

rin biri iş adamlarına diğeri de her

türden kişilere yönel ik genel bir ya­

zılım.

Geliştirilen CD-ROM uygulama­

ları, Türkiye çapında dağıtım yapı­

lan bir dergi ile birlikte pazara su­

nulacak. Media Interactive, master

CD hazırlayarak yurtdışında çoğalt­

ma işlemlerini yapacak.

IBM'in PC

seminerleri

Eylül'de de sürüyor IBM Türk, PC kullanıcılarına yö­

nelik olarak yaz aylarında başlat­

mış olduğu seminerleri, Eylül ve

Ekim aylarında da tekrarlıyor. 4

Eylül-7 Ekim 1995 tarihleri arasın­

da gerçekleşt ir i lecek seminerlerde,

katılımcıların kısa sürede bilgisa­

yarla ve çeşitli programlarla tanış­

tırılması ve ilgili yazılımların öğre­

tilmesi amaçlanıyor . Seminer ler ,

IBM Eğitim Merkezi 'nde yapılıyor

ve h e r akşam 3 saat o lacak şekilde

4 ile 10 akşam arasında değişen

zamanlarda tamamlanıyor. Semi­

nerlerin isimleri ve süreleri şöyle:

* PC kullanımı, DOS, Windows,

OS/2 - 15 saat;

* Temel Excel - 15 saat;

* İleri Excel - 15 saat;

* Temel Word - 12 saat;

* İleri Word - 12 saat;

* Access - 18 saat;

* Temel Lotus 123 - 15 saat;

* İleri Lotus 123 - 15 saat;

* AS/400 işletim sistem olanakları

- 30 saat;

* AS/400 R P G programlama - 30

saat.

Bilgi için IBM Eğitim Merke­

zinin, 0212- 280 09 00 numaralı te­

lefonunu arayabilirsiniz.

İf Elektronik'ten

seminer Gartner Group 'un Türkiye tem­

silciliğini yapan İf Elektonik, 13

Eylül 1995 tarihinde, saat 13:30'da

istanbul T h e Marmara Otel i 'nde bir

seminer düzenliyor. Seminerin ko­

nusu h e m e n h e m e n tüm işletmele­

ri yakından ilgilendiren bir konu,

" D o k ü m a n Yönet imi" ve "Dokü­

m a n İş leme". Seminere konuşmacı

olarak Gartner G r o u p B a ş k a n Yar­

dımcısı J a m i e Popkin katılacak. Se­

miner ücreti, 5 milyon TL.

Ayrıntılı bilgi için 0212- 282 39

33 numaralı telefonu arayabilirsiniz.

Bilgisayar

Hastanesi'nden

Windows 95

seminerleri Bilgisayar Hastanesi, Windows

95 için ücretli eğitim seminerleri

başlattı. Verilen seminerler, kulla­

nıcıyı W i n d o w s 9 5 ' e hazırlıyor.

Kayıtları devam e d e n ve 12 saat

süren eğitim seminerlerinin ücreti,

5 milyon 160 bin TL. Bilgisayar

Hastanesi ayrıca Windows 95 için

d o n a n ı m ve yazılım desteği de

veriyor.

Ayrıntılı bilgi için Bilgisayar Has­

tanesinin 0212- 244 53 26 numaralı

telefonunu arayabilirsiniz.

Page 15: Fırtına dinmiyor - BThaber · özelliklerinin, bazı işletim sistemlerinde zaten var olduğunu öne sürülerek, "sabun köpüğü" olarak tanımlanıyor. Aylardır süren büyük

4-10 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 32 s e k t ö r 15

Datasel, TOBB'a ağ kurdu

Datasel, Türkiye Odalar ve

Borsalar Birliği 'ne ( T O B B )

1994 yılında geliştirmiş olduğu

d o n a n ı m ve veritabanı yazılımı

bilgi hizmetleri projesinden son­

ra şimdi de projenin T O B B - B o r -

sa ağ sistemi bağlantıları kısmını

gerçekleş t i rd ik ler in i bildirdi.

Projeyi anahtar teslimi ç ö z ü m

olarak aldıklarını, 1995yı l ının

Mayıs ayında ürün teslimatına

başladıklarını, Ağustos 1995 iti­

bariyle de projeyi gerçekleştir­

diklerini ve şu an T O B B ' n i n 10

ayrı B o r s a ile bağlantısının hiz­

m e t e geçtiğini belirten Datasel

sektör sorumlusu Melek Kaya,

proje hakkında şu bilgileri ver­

di:

"Bu proje borsalardaki ürün

birim fiyatlarının Reuter Ajansı

ile T O B B Bilgi Hizmetleri 'ne ak­

tarılması ve burada bilgilerin iş­

lendikten sonra yeniden Reuter

Ajansı aracılığıyla yayınlanması­

nı sağlıyor. Borsalar, X-25 üze­

rinden Reuter ve m o d e m cihaz­

ları aracılığıyla ,TCP/IP yazılımı

ile T O B B ' n e bağ lanıyor .

T O B B ' d a yine Datasel ' in Orac le

üzerinde geliştirilmiş olduğu ya­

zılım, HP 9 0 0 0 / 8 0 0 serisi E 3 5

sistemi üzerinde çalışıyor. Bor­

salar bu ağ iletişimi ile ana siste­

m e bağlanıp borsa ç ö z ü m ü n ü

çalıştırabiliyor."

İMKB, Dr. Solomon

ile korunuyor İstanbul Menkul Kıymetler Borsa-

sı 'nda kullanılan 2 5 0 PC, Dr. S o l o m o n

anti virüs toolkit yazılımı ile korunu­

yor. Türkiye dağıtıcılığını Logosoft 'un

yaptığı Dr. S o l o m o n anti virüs yazılım­

ları ile bir yıl b o y u n c a koruma altına

alınan sistemlerde; ürün her üç ayda

bir ücretsiz y e n i l e n e c e k ve bir yılın

sonunda İ M K B , indirim avantajından

yararlanabilecek.

KAMPANYALAR

Mirage

Computer'den PC

ve Windows 95

kampanyası Mirage Computer ' in Eylül ayından

itibaren baş layacak ve 1995 yılı so­

n u n a kadar d e v a m e d e c e k olan

kampanyasında, bütün bilgisayarlar­

la birlikte Windows 95 orijinal pake­

ti de veri lecek.

4 8 6 D X 2 - 6 6 , Pentium 75, Pentium

100 ve yukarısı PC modellerini paza­

ra sunacak olan Mirage, tüm ürünle­

rinde Windows 95' in yanı sıra ekran

filtresi de veriyor. Kampanyaya dahil

o lan makinelerin konfigürasyonları

şöyle:

* 4 8 6 D X 2 - 6 6 ; 4 MB bel lek, 4 2 0

MB sabit disk, renkli ekran, Q Türk­

ç e klavye, m o u s e öze l l ik le r inde

PC'nin satış fiyatı, 1,247 dolar;

* Pentium 7 5 ; 8 MB bellek, 5 4 0

MB sabit disk, renkli ekran, Q Türk­

ç e klavye, m o u s e öze l l ik le r inde

PC'nin fiyatı 1,672 dolar;

* Pentium 9 0 ; 8 MB bel lek, 7 5 0

MB sabit disk, 1 MB VESA ekran kar­

tı, renkli ekran, Q T ü r k ç e klavye,

m o u s e özell iklerinde PC'nin fiyatı

1,825 dolar;

* Pentium 100; 8 MB bel lek, 1 GB

sabit disk, 1 MB VESA ekran kartı,

renkli ekran, Q T ü r k ç e klavye, m o ­

use özell iklerinde PC'nin fiyatı 1,933

dolar.

Kampanya b o y u n c a satılacak tüm

bilgisayarlarda, isteyenler Windows

95 yerine, D O S 6 .2 ve Windows 3.1'i

de alabi lecek.

(Mirage/0212- 273 10 21)

Sanmel

Elektronik'ten

PC kampanyası Sanmel Elektronik ve Bilgi İş lem

Ltd., satışını yaptığı PC ürünlerinde

kampanya başlattı. K a m p a n y a ürün

stoklan b i tene kadar devam e d e c e k .

Sanmel ' in PC konfigürasyonları ve

kampanya fiyatları şöyle:

* Cyrix 4 8 6 D X 2 - 6 6 M H z , 4 MB

bellek, 4 2 0 MB sabit disk, 3.5" 1.44

MB disket sürücü, Trident 512 MB

ekran kartı, Fast I de sabit disk kont­

rol kartı, T ü r k ç e Q klavye, mouse,

MS-DOS 6 .22, Windows Workgro­

ups 3.11, renkli ekran, 1 yıl garanti

özell iklerinde PC'nin fiyatı 37 milyon

2 0 3 bin TL.

* A M D 4 8 6 D X 4 100-Mhz, 8 MB

bellek, 5 4 0 MB sabit disk, 3.5" 1.44

MB disket sürücü, VESA 1 MB ekran

kartı, Fast I de sabit disk kontrol kar­

tı, Türkçe Q klavye, mouse, MS-DOS

6 .22, Windows Workgroups 3-11,

renkli ekran, 1 yıl garanti özellikle­

rinde PC'nin fiyatı 50 milyon 592 bin

4 0 0 TL.

(Sanmel/0212- 212 39 80)

Page 16: Fırtına dinmiyor - BThaber · özelliklerinin, bazı işletim sistemlerinde zaten var olduğunu öne sürülerek, "sabun köpüğü" olarak tanımlanıyor. Aylardır süren büyük

16 u r u n 4-10 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 32

Novell'den DOS için

Quattro Pro 5.5 Novell , D O S için Q u a t t r o

Pro 'nun yeni uyarlamasını pazara

sundu. D O S için Quattro Pro 5.5,

her seviyedeki tablolama yazılım­

ları kullanıcılarına yönelik.

Novell, Quattro Pro 5.5'i geniş

bir D O S kullanıcısı kitlenin talebi

üzerine hazırladığını ve programın

şu anda s a d e c e Windows tablola­

ma yazılımlarında bulunan geniş

fonksiyonellik alanı özelliğini D O S

kullanıcılarına da sunduğunu b e ­

lirtiyor. Ağ yazılımı Netware orta­

mında da çalışabilen Quattro Pro

5.5, aynı zamanda Word Perfect

ile bütünleşik çalışabiliyor. Lotus

1-2-3'e uyumlu m e n ü l e r içeren

Quattro Pro 5.5, Lotus 1-2-3 mak-

rolarını çalıştırarak dosyaları ile

özel biçimlerini okuyup yazabili­

yor. Novell bu özell ikler ile Lotus

1-2-3 kullanıcılarını Quattro Pro'ya

geçirmeyi hedefliyor.

D O S için Quattro Pro 5.5'de fa­

tura, satış siparişleri, harcama ra­

porları gibi p e k ç o k formun hazır­

lanmasını hızlandıran 50 yeni ko­

lay kalıp ( Q u i c k T e m p l a t e ) bulu­

nuyor. Yazıl ımın SpeedFil l özelli­

ği, bir dizi sayıyı ya da harf-rakam

kombinasyonunu, etiketleri yerleş­

tirme ve kullanıcı tarafından belir­

lenmiş dizileri desteklemeyi sağlı­

yor. SpeedFormat ise, kullanıcılara

25 renkli yaygın format sunuyor.

Ayrıca karakter ek leme, çizgi çek­

me, nümerik fontlar gibi özellikler

de yeni uyarlama ile geliyor. Ürün

ayrıca, kullanıcılara kendi Speed-

Format'larını tanımlama kolaylığı

da sağlıyor. Heri formatlama, kul­

lanıcıların fontları ve renkleri bir

hücre içinde karıştırmalarına, b lok

içindeki metni ortalamalarına ve

hücrelere renkli g ö l g e l e m e yap­

malarına olanak veriyor.

D O S için Quattro Pro 5.5'in pe­

rakende satış fiyatı 59.95 A B D do­

ları.

DOS için Quattro Pro 5.5

Bilgi için: Armada

0212-2333030;

Komdata

0212- 270 55 00

Uytes'ten yeni ürünler SPSS'in Türkiye dağıtıcısı Uytes,

yeni ürün duyuruları yaptı. Bun­

lar; SPSS 6.1 for the Macintosh,

SPSS Exact Tests 6.1 for Windows,

SPSS Developer's Kid ve Kalite İş­

lemleri Raporlama (KİR) Sistemi.

SPSS 6.1 for the Macintosh

SPSS'in yeni Macintosh uyarla­

masında, veri girişinin, yönetimi­

nin, tüm grafiklerin, temel istatis­

tiklerin ve raporlamaların yapıldığı

BASE modülü ile Professional Sta­

tistics, Advanced Statistics, Trends,

Tables, Categories gibi ileri veri

analizleri modül ler iy le MapInfo

modülü yenilendi.

Y e n i arayüzü ile kullanımı ko-

laylaşan SPSS for the Macintosh ile

son 12 işlem tekrar çağrılabiliyor,

yeni araç kutucuklarıyla p e n c e r e ­

ler arasında kolaylıkla gidip geli­

nebiliyor. Bu özell ikler ile de sınır­

sız sayıda g ö z l e m ve değişkenin

birkaç m o u s e hareketiyle analiz

edi lebi ldiğ i belirti l iyor. O D B C

( O p e n Database Connectivity) ile

veritabanlarına girilebiliyor, diğer

SPSS uyarlamalarından, Excel , Lo­

tus, d B a s e , ASCII ve SYLK prog­

ramlarından ve dosya formatların-

dan doğrudan veri okunabiliyor.

Sonuçların 50 değişik yüksek ç ö ­

zünürlüklü grafik ile görüntülene-

bilen, istenilen düzeyde raporlar

üretilebilen SPSS 6.1 for the Ma-

cintosh 'un sistem gereksinimleri

ise şöyle: 6 8 0 3 0 ya da 6 8 0 4 0 iş­

lemcili Macintosh bilgisayar, 16

MB RAM, B A S E modülü için 19

MB ve 2.5 MB geçic i disk alanı,

her ek modül için 2-4 MB disk ala­

nı, Sistem 7 ve üzeri işletim siste­

mi, Macintosh P o w e r B o o k D u o

2 7 0 c için disket sürücü.

SPSS Exact Tests 6.1

for Windows

Sürekli ve kategorik verilerin

analizini Exact yöntemler le yapan

bir istatistiksel yazılım olan SPSS

Exact Tests ' in yeni Windows uyar­

laması pazara sunuldu. E x a c t

T e s t l e r Exact ve Monte Carlo yön­

temleri ile çapraz tablo ve para-

metrik o lmayan test analizleri an­

lam seviyelerini (significance le­

vels) daha doğru olarak hesapla­

ma olanağı sağlıyor.

SPSS Developer's Kit

SPSS Developer ' s Kit ve Micro­

soft OLE 2.0 Automation, SPSS'in

tüm istatistiksel, grafiksel ve rapor­

lamaya ait yeteneklerini, kullanıcı­

ların diğer uygulama yazılımları ile

bütünleş t i rmes ini otomatikleşt i r­

meyi sağlıyor. Ürün, ç o k fazla

programlama ile uğraşmadan veri­

ye giriş, formatlama ve yönet im

gereksinimlerini karşılıyor. Ayrıca

OLE 2.0 Automation aracılığıyla

birkaç satır k o m u t yazarak SPSS'e

ulaşılabiliyor ve kullanıcılar çıktıla­

rı kendi uygulamalarında görebili­

yorlar. Visual Basic, C, C++ ya da

OLE 2.0'ı destekleyen herhangi bir

Microsoft ürünü ile uygulamalar

geliştirerek SPSS for Windows 'un

istatistiksel, grafik ve raporlama

kolaylıkları OLE 2.0 kul lanarak

birleştirilebiliyor.

Kalite İşlemleri Raporlama

Sistemi (KİR)

Uytes'in pazara sunduğu bir di­

ğer ürün ise, Kalite işlemleri Ra­

por lama Sistemi-KIR (Quality Acti­

on Reporting Systems-QAR). KIR,

hatalı ürün kontrolü, hata gözlemi,

takibi ve hatayı düzeltici işlemler­

de ISO standartlarını sağlamaya

yönel ik çabayı ve raporlamayı en

aza indirmek için tasarlanmış bir

ürün. Kalite İşlemlerini Raporla­

maya Baş lama, Sorumlu Olunan

Partiyi Bildirme, Materyallerin D ü ­

zenlenmesi , T e m e l N e d e n Analiz­

leri, Düzeltici i ş lemler ile Düzeltici

i ş lem Sinyalleri ve Düzeltici İş lem

Etkisinin Bel i r lenmesi KIR ile adım

adım yapılabiliyor.

SPSS 6.1 for the Macintosh,

SPSS Exact Tests 6.1

for Windows,

SPSS Developer's Kit

Kalite işlemleri Raporlama

Sistemi (KIR)

Bilgi için: Uytes,

0312- 44618 64

Siemens Nixdorf'tan

Pentium'lu yeni PC'ler Siemens Nixdorf Türkiye, Penti-

um'lu yeni PCD-5H modellerini

pazara sundu. "Güçlü, çevre ve

kullanıcı dostu" sloganıyla satışa

sunulan S iemens Nixdorf PCD-5H,

Intel Pent ium 75, 90 100, 120 ve

133 o lmak üzere 5 m o d e l d e n olu­

şuyor. T ü m model lerde PCI grafik

işlemci, Windows hızlandırıcı, PCI

veriyolu mimarisi ve Fast I D E de­

netimci bulunuyor.

8 ya da 16 MB bel lek ile sunu­

lan sistemlerin en fazla be l lek ka­

pasitesi ise 1 2 8 M B . T s e n g W 3 2 P ,

2 M B RAM grafik işlemcili PCD-5H

ailesi 2 PCI ve 3 ISA geniş leme yu­

vasına sahip. Sistemlerin iki adet

3.5, iki adet de 5.25 i n ç l i k sürücü

yuvası bulunuyor. Standart olarak

MS-DOS 6 .2, WfW 3.11 ve SNI

D e s k Ware yazılımları ile ge len

PCD-5H PC'ler Amerikan çevre

kuruluşu EPA'nın Energy Star ser­

tifikasına sahip. Ekranlarında güç

yönetimi özelliği bulunan sistem­

lerin kullanıma ara verildiğinde

elektrik tüketimini 30 watt'ın altına

düşürme özelliği olduğu belirtili­

yor.

Kullanıcı dostu olarak da nitele­

n e n S iemens Nixdorf PCD-5H sis­

temlerde, flash E P R O M üzerine

yüklenen B I O S sayesinde, sistem

birimi sökü lmeden disket ile B I O S

yenilenebil iyor. Aynca, SNI Desk-

ware T u r b o T o o l s ile sistem ayar­

ları kolayca yapılabiliyor.

Siemens Nixdorf PCD-5H

Bilgi için: Siemens Nixdorf Türkiye,

0212-2852646

Siemens Nixdorf PCD-5H

PC'lerin Teknik özellikleri

İşlemci: Intel Pent ium 75, 90,

100, 120, 133 MHz

Bellek: 8 ya da 16 MB

(Max. 1 2 8 M B )

Önbellek: 2 5 6 KB

Sabit disk denetimcisi: PCI

veriyolu üzerinde Fast I D E

Grafik işlemci: Tseng W 3 2 P ,

2 M B RAM

Sabit bellek 540 ya da 1000 MB

Genişleme yuvaları: 2 x PCI,

3 x ISA

Sürücü yuvaları: 2 x 3.5"

ve 2 x 5 .25"

Standart yazılımlar: MS-DOS

6 .2, WfW 3.11,

SNI D e s k Ware.

AutoCAD R.13'ün ağ uyarlaması

pazara sunuldu Autodesk'in Türiye dağıtıcısı Sa­

yısal Grafik, AutoCAD R e l e a s e

13'ün ağ uyarlamasını (Network Li­

c e n s e Server) Türkiye pazarına

sundu. AutoCAD R.13 Ağ Uyarla­

ması, Autodesk'in Rainbow Tech­

nologies NetSentinel License Ma­

nager ve Elan License Manager for

UNIX Platforms ile yaptığı lisans

anlaşmaları sonucunda D O S , Win­

dows, Windws NT ile Sun Solaris,

IBM AIX, HP-UX ve SGI IRIX gibi

yaygın işletim sistemlerini ve or­

tamlarını destekl iyor. AutoCAD

R.13 Ağ Uyarlaması 'nın yeni özel­

likleri dört ana başlıkta toplanabi­

lir: Güvenlik, yüzer lisans, esneklik

ve doküman.

Güvenlik

AutoCAD Release 13 Ağ Uyarla­

ması, Hardware Lock adı verilen

yazılım kilidi, sunucu (server) ya

da istemci (cl ient) ' lerden sadece

birisinin paralel port 'una takılarak

kullanılıyor. Diğer kullanıcılar ve

konfigürasyonlar için farklı kullanı­

cı kodları belirleniyor. T e k bir ya­

zılım kilidinin kullanılması ve fark­

lı kullanıcı kodlarının belirlenebil­

mesi ile ağ ortamında AutoCAD ve

uygulama yazılımlarının kullanımı­

na büyük kolaylıklar sağlanmış

oluyor. AutoCAD R.13 artık, ağ or­

tamlarında paylaşılan bilgiyi ve ya­

zılımların kullanımını güvence altı­

na almayı sağlayan ve her kullanı­

cıya verilen ACAD.PWD dosyasına

bağımlı çalışmıyor. Bu dosyanın

yanlışlıkla silinmesi ya da değiştiril­

mesi tüm ağın çalışmasını engelle­

miyor.

Esneklik

AutoCAD R.13 Ağ Uyarlaması,

Release 12'ye göre h e m daha ç o k

ağ işletim sistemini, h e m de hete­

rojen ağ ortamlarını destekliyor.

AutoCAD R.13 Ağ Uyarlaması 'nın

desteklediği bazı ağ ortamları şun­

lar: Artisoft Lantastic, LanMan, I B M

LanServer/Requester , NetWare,

Netware Requester, NetWare Lite,

Windows for Workgroups.

Yüzer lisans (Hooting license)

Yeni uyarlama ile kullanıcılar ar­

tık AutoCAD üzerinde çalışan uy­

gulama yazılımlarını ağ üzerinde

çalışan AutoCAD sayısı ile eşitle­

m e k ya da bu sayıya göre kullanım

kodu almak zorunda değiller. Au­

todesk'in AutoCAD Ağ Uyarlaması

için geliştirdiği bu ç ö z ü m e yüzer li­

sans (flooting l icense) adı veriliyor.

Yüzer lisans sayesinde AutoCAD

üzerinde çalışan Designer, ADE gi­

bi uygulama yazılımları ağ ortamın­

da kaç kullanıcı olursa olsun, fark­

lı AutoCAD kullanım noktalarına

transfer edilerek kullanılabiliyor.

Doküman

Heterojen ağ ortamlarını destek­

leyen AutoCAD Release 13 Ağ

Uyarlaması için hazırlanan dokü­

manlarda, sistem konfigürasyonları

ve yük leme işlemleri ile ilgili ge­

reksinim duyulan tüm açıklamalar

bulunuyor. En az 2, en fazla 1023

kullanıcı için satın alınabilen Auto­

CAD R.13 Ağ Uyarlaması, yazılımın

son kullanıcı fiyatında herhangi bir

değişiklik sağlamıyor. Ürünün su­

nucu (server) fiyatı 6 ,500 Sfr, Node

fiyatı 5,500 Sfr + K D V olarak açık­

lanıyor.

AutoCAD Release 13

Ağ Uyarlaması

Bilgi için: Sayısal Grafik,

0212-293 0423-24

Page 17: Fırtına dinmiyor - BThaber · özelliklerinin, bazı işletim sistemlerinde zaten var olduğunu öne sürülerek, "sabun köpüğü" olarak tanımlanıyor. Aylardır süren büyük
Page 18: Fırtına dinmiyor - BThaber · özelliklerinin, bazı işletim sistemlerinde zaten var olduğunu öne sürülerek, "sabun köpüğü" olarak tanımlanıyor. Aylardır süren büyük

18 i n s a n l a r 4-10 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 32

Cafer Yarkent

Dinozorların kalesini fetheden adam BELGİN AKALTAN

Cafer Yarkent , Babia l i ' ye

adım attı ve herşey değişti.

O kadar kısa bir süre içinde

o kadar hızlı bir değişim yaşadık

ki, kafalarımız karıştı. Mesleki de­

ğer yargılarımız, insan ilişkilerimiz,

çalışma biçimimiz değişti. Eskiden

"dikey" bir gazetede çalışırdık, şim­

di "yatay" olduk. Hiyerarşi alt üst

oldu. Kapısından içeri adım atar­

k e n hafif ürpertiler geçirdiğimiz

"yazı işleri" d e n e n kutsal mekan,

bir tuş basımı mesafeye indi. Kağıt­

lar, kalemler, daktilo tıkırtıları, kül

tablaları, çay bardakları, pikaj ma­

saları, dizgi odaları tarihe karıştı.

Şimdi hafif müzik eşliğinde, ekran

başında, gürültüsüz patırtısız, siga­

ra ve çaysız, TGS'siz* çalışıyoruz.

Cafer Yarkent ' i herşeyin sorum­

lusu sayanlar var. Çevresinde öyle

bir e f sane yaratıldı ki, o lumlu

olumsuz, gazetedeki her olay on­

dan bi l inmeye başlandı. T e k başına

bir adam herşeyin sorumlusu olabi­

lir mi? Hayır. Cafer B e y sadece bir

düğmeye bastı ve süreci başlattı.

Nasıl mı? Söyleşiye başlarken Cafer

B e y bir düğmeye daha basıyor. Ma­

sasında bir Macintosh P o w e r PC

var. Ve S e z e n Aksu 'nun s o n

CD'sinden nağmeler yükseliyor.

Herşey 1982 'de Dinç B i l g i n l e

A B D ' y e gitmeleriyle başlıyor. D a h a

ö n c e matbaalara yönelik yeni tek­

nolojilerin sergilendiği, demonst-

rasyonların yapıldığı IFRA fuarları­

na sık sık katılmış. Pikaj montaj sis­

teminden mizanpajın terminalde

yapılması aşamasını farketmişler. O

sıralar Türkiye'de hiçbir gazetede

haberlerin terminalde yazılıp, re-

dakte edilip, çıkış alındığı bilinmi-

yormuş. Avrupa'da bile yokmuş.

Halbuki A B D ' d e 1970' lerde bu sis­

teme geçilmiş. Burada ise bir gaze­

tenin hazırlanmasındaki en önemli

istasyonların, vazgeçi lmez aşamala­

rın bunlar olduğu sanılıyormuş.

Pikajörlerin saldırısı

O yıl Chicago Tribune gazetesini

gezerken başına gelenleri hiç unu-

tamamış Cafer Yarkent. "Bizi sürek­

li uyarıyorlar. Sakın birbirinizden

ayrılmayın, gruptan k o p m a y ı n di­

ye. Alt kata indik. K o c a m a n bir

spor salonu büyüklüğünde bir pi­

kaj salonu; içinde 6 0 0 tane pikaj

masası var. Hayatımda bu büyük­

lükte pikaj odası görmedim. B e n

de dalmışım gruptan ayrılmışım.

Birden p o p o m a bir pikaj bıçağı

saplandı. B e n c a n acısıyla haykırır­

k e n biri çıktı 'defol' diye bağırdı.

Oradan kaçarak kurtuldum. Sonra

bizi gezdiren yöneticiler 'Burası ya­

kında yok olacak. Bizi burada sev

mezler, sizi uyarmıştık' gibi açıkla-

* TGS: Türkiye Gazeteciler Sendikası

malarda bulundu."

C h i c a g o Tribu-

ne 'de sistemi anlayıp

buraya adapte ede­

bi lmek için epeyi ça­

lışmış. Burada h e m

yazı işleri h e m de

mizanpaj birlikte de­

ğişeceği için k o m p l e

bir sistem değişikliği

söz konusu. Hastech

şirketinin geliştirdiği

"pagination" sistemi

benimseniyor. O yıl­

larda, 1 9 8 2 ' d e , bu

sistem dünyada ilk k e z Yeni Asır,

Chicago Tribune ve B o s t o n Glo-

be 'da kullanılıyor. Yani Avrupa'dan

ç o k ö n c e Türk basını bilgi teknolo­

jisinin nimetlerinden yararlanmaya

başlıyor.

Üç kez istifa

Cafer Yarkent, yeni s i s temde

h e p 23-27 yaşlarındaki gençler le

çalışıldığını farkediyor. "Bunlar ge­

leceğin gazetecileri" deniyor kendi­

sine. Hatta bir de tüyo veriyorlar.

Sistemi kurarken b e ş kişi s e ç deni­

yor. Biri g e n ç bir bayan, biri g e n ç

bir erkek, biri iyi eğitimli yaşlı bir

e rkek veya kadın, yine yaşı 50'nin

üzerinde kalın gözlüklü biri, so­

nuncusu ise m ü m k ü n s e yine yaşını

başını almış ve Q klavyede yazan

biri. "Bunların heps ine gerçekten

ihtiyacım oldu" diyor. Çünkü siste­

mi herkesin kullanması gerekiyor.

Bir kişi kullanmazsa sistem otur­

mazdı. Lüks tüketim aracı gibi bir

kenarda dururdu."

Aynı sistemi iki gazetede uygula­

mış Yarkent. Ancak Sabah gazete­

sinde uygulaması ç o k daha rahat

olmuş. Çünkü Dinç Bilgin her za­

m a n arkasındaymış. Sisteme karşı

o lmak diye bir şey söz konusu de­

ğilmiş. Sistemi ö ğ r e n m e y e n e yaşa­

ma hakkı yokmuş. Hürriyet'e geldi­

ğinde ise asıl savaşı başlamış. Dino­

zorların kalesini fe thetmek için

adeta cambazl ık yapmış. Üç k e z is­

tifa etmiş. Üçünde de kabul edil­

memiş istifası.

Bir istifa öyküsü şöyle: ismi la­

zım değil, kıdemli bir muhabire sis­

temi öğretemezsin demişler. Biz

ona b e ş s e n e d e deklanşöre basma­

sını öğretemedik, sen nasıl bilgisa­

yar kullanmayı öğreteceksin den­

miş. Siz kötü öğretmenlersiniz de­

yip işe girişmiş Yarkent. Bir haftada

öğretmiş kıdemli muhabire sistemi

kullanmayı. Bu kez g e ç kalıyoruz

diye aynı muhabirin sistemi kullan­

masını enge l lemeye kalkışmışlar.

B u n u n üzerine istifa etmiş.

At yarışları

"Teknoloj iye karşı insanların bir

tepkisi var. B u n u n ulusla ilgisi yok.

ingiliz de Fransız da tepki gösteri­

yor," diye anlatıyor. "Makine soğuk

birşey. B e n i m katkım bunu ısıt­

maktı. Herkesle konuşup, herkesle

tek tek ilgilenip mesajlar ç e k i p in­

sanlara sistemi benimsett im. Adeta

kendimi zincirledim."

Tabii ki tek başına olmuyor bu

işler. Mutlaka bir ekip lazım. Cafer

Yarkent de birlikte çalıştığı ek ibe

ç o k şey borçlu olduğunu sürekli

vurguluyor.

Yine Hürriyet öyküsüne döner­

sek, insanlara sistemi sevdirebil-

m e k için neler yapacağını düşünür­

ken, bir de bakıyor, at yarışlarına

karşı kolekt i f bir

düşkünlük var. He­

m e n sisteme at ya­

rışlarını giriyor. Bir

kişiyi çağırıp göster­

miş. Tabii büyük bir

m e r a k uyanmış .

Hangi d ü ğ m e d e n

açılıyor, hangi düğ­

m e d e n k a p a n ı y o r

derken iki düğme­

nin yerini öğrenmiş­

ler. Sonra bakmış ki,

iki düğmede kalacak

iş. Y i n e ortak bir

merak konusu bulmuş: Y e m e k lis­

tesi. H e m e n y e m e k listesini girmiş

s isteme ve panolarda asılı listeleri

kaldırmış. Bugün ne y e m e k var di­

yenler, üçüncü ve dördüncü düğ­

melerin yerini de ö ğ r e n m e k zorun­

da kalmışlar. Bu şekilde ısınma tur­

ları başlamış.

İlle de kağıt isteriz

Tabii bu kadar kolay olmuyor

herşey. S a b a h l a n ayrılırken Dinç

Bilgin'in sesi uzun süre kulakların­

dan silinmemiş. " B e n i m olmadığım

yerde başaramazsın" demiş D i n ç

Bilgin. "Babıali seni yutacak, y o k

olacaksın" demiş. "Haklıydı" diyor,

"Belki bunları söylemeseydi bu ka­

dar ç o k mücade le etmeyecekt im.

Pes edip bırakacaktım. Ama Dinç

Bilgin'in bu sözleri bana müthiş

güç verdi. Bu sözlerle yatıp bu söz­

lerle kalkıyordum. Hürriyet Yazı İş­

lerinde biriyle konuşurken karşım­

da D i n ç Bi lg in i görüyordum. On­

suz başarmam gerekiyordu."

Ö n c e dış haberler, e k o n o m i ser­

visleri sonra spor servisinde Atex

terminalleri kullanılmaya başlanı­

yor. G e n ç l e r teknolojiyle birlikte

kendilerini gösterme fırsatı bulu­

yor. D a h a ç a b u k öğrenen, daha ça­

buk kullanan ö n e geçiyor.

İkinci istifa, dış haberler servisi,

s istemde h a b e r g e ç m e y e başladığı

sırada olmuş. Yazı işleri, dış haber­

lerden haberleri kağıt üzerinde iste­

miş. "Terminalden h a b e r istemiyo­

ruz" demişler. Çeşitli tartışmalardan

sonra hiç istemediği, hiç inanmadı­

ğı yazıcı sistemine razı gelmiş Yar­

kent. Sistemde yazılanlar yazıcıda

basılıp öyle yazı işlerine gelmiş bir

süre. Yani Chicago Tribune 'de ye­

diği b ıçak darbesinden bir tane da­

ha yemiş.

1986'da başlayan Hürriyet serü­

veninde öyküler, anılar o kadar

ç o k ki, rahatlıkla bir kitap yazılabi­

lir. Bir gün Ahmet Altan'a s istemde

sayfa çizmeyi öğretirken "N'apıyor-

sun? Manyak mısın?" demişler, "işi­

mizi kapacak elimizden". Ahmet

Altan da Cafer Yarkent de, kimse­

nin işini kapmaya niyetleri olmadı­

ğına inandırmışlar muhalifleri.

Editörlük sistemi

Hürriyet'in nasıl çıktığını anla­

mak için yaptığı araştırmalardan şa­

şırtıcı sonuçlar almış. S o n d e r e c e

gereksiz, eğitimsiz ve kalitesiz iş

gücü bulunduğunu farketmiş. Her

katta sayısız ofisboy, git şunu getir,

gel bunu getir. Herkes birbirine ev­

rak gönderiyor. Gazeteyi kim çıka­

rıyor anlamamış ö n c e . 45 kişi pikaj-

cı, 42 kişi dizgici, 24 kişi düzelt­

men, 11 kişi ön redaksiyon.

Bu şeki lde s istemi kurması

mümkün olmadığı için ö n c e "ön

redaksiyondan" kurtulmuş. T ü m iş­

leri, teleksten çıkan haberlerdeki

küçük-büyük harfleri düzeltip si­

yah ç ıkacak bölümlerin altını çiz­

m e k olan ön redaksiyonu kaldır­

mış. Tabii emekl i gazeteciler için

ek iş olanağı sağlayan bu kurulun

kaldırılmasına karşı çıkanlar olmuş.

"Gazeteyi ister 1500 kişiyle, ister 2

bin kişiyle çıkarın. Ama sistemin

amacı istihdamı azaltıp maliyeti dü­

şürmek" diyen Cafer Yarkent ' in

devreye girmesiyle birlikte ç o k sa­

yıda basın çalışanına kapının yolu

gözüküyor.

G a z e t e yönet iminde iki sistem

bulunduğunu belirten Yarkent, bi­

rinin merkezi yöneticilik, diğerinin

bölümlere ayrılarak yönet i lmek ol­

duğunu söylüyor. Bölümlere ayrılıp

her b ö l ü m ü n başına bir editör geti­

rildiğinde, bu kişi başlıktan, mizan­

pajdan, tashihten, haberden, her-

şeyden sorumlu oluyor. Merkezi

yönet imde ise sorumluluk yazı işle­

rine ait. Sorumluluk başkasına ait

o lunca işler üstün körü yapılıyor.

Haberi yazan ikinci k e z okumuyor

bile haberini.

Her sayfanın bir editörü olması

sistemi de zor benimseniyor, insan­

ları fazla o n o r e ettiği söyleniyor.

"Ertuğrul Ö z k ö k ' e b o r ç l u y u m

ç o k şeyi. Dört yılda alamadığım yo­

lu, bir yılda Ö z k ö k l e aldım" diyor

Yarkent. Hatta Özkök, Ankara tem­

silcisi olduğu sıralar sistemi kurmak

için Ankara 'ya gittiğinde, İstan-

Türk basınında bilgi teknolojisi kullanımının

yaygınlaşmasına, basın sektörünün bilgi

teknolojisiyle Avrupa'dan bile ö n c e tanışmasına imza

atan bir isim; Cafer Yarkent. Halen Hürriyet Gazetesi

Yazı İşleri Müdürü olan Cafer Yarkent, köhneleşmiş,

pas tutmuş, kemikleşmiş yapılan nasıl değişime

zorladığının öyküsünü anlatıyor...

Page 19: Fırtına dinmiyor - BThaber · özelliklerinin, bazı işletim sistemlerinde zaten var olduğunu öne sürülerek, "sabun köpüğü" olarak tanımlanıyor. Aylardır süren büyük

4-10 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 32 i n s a n l a r 19 bul'da yıllarca yapamadığı işleri, An­

kara'da bir haftada tamamlamış.

" B e n Babial i 'den birşey öğrenme­

dim, h e p b e n öğrettim" diyor Yar­

kent. Birinin işine son verilince he­

m e n 'Koskoca Hürriyet gazetesi, şu

adamı barındıramadı mı?' gibi sitem­

lerle karşılaşmış. Halbuki adama göre

iş ya da işe göre adam değil, bilgiye

göre iş, bilgi düzeyine göre ücret ilke­

sine inanıyor.

Hürriyet gazetesinin Güneşl i 'deki

yeni binasına taşınması da başlı başı­

na bir serüven. "Güneşli 'deki binaya

sistemler g e c e d e n kuruldu, sabah ça­

lışmaya gittik. Sonra sistemler arıza­

landı. Cağaloğlu ve Güneşl i bağlantısı

kesildi. Bu sırada Cağaloğlu binasın­

daki bazı kişilerin 'Aman ne iyi, sis­

tem çalışmıyor. Bugün gazete çıkma­

yacak. Cafer'in sonu geldi' diye şenlik

havasına girdiklerini duyduk. O sıra­

da Güneşl i 'de bir avuç insan var güç­

leriyle gazeteyi kurtarmaya çalışıyor."

Kulağı tersten göstermek

Sonunda formül bulundu. Cağaloğ-

lu'dan haberler Ankara'ya, oradan

Güneşl i 'ye geçildi. Bir kısım haberler

daktiloyla yazıldı, faksla Güneşl i 'ye

iletildi. Cağaloğlu'ndan bir-iki dizgici

jet hızıyla Güneşl i 'ye getirildi. Termi­

nalin başına oturtulup son hız, faksla

g e ç i l e n haberler i s i s teme girdiler.

"Dört terminalle gazete çıktı o gün"

diye anımsıyor Yarkent. Yıl 1990.

Tabii, sadece taşınıldığı gün değil,

Güneşl i 'ye taşınmadan ö n c e de bazı

sorunlar olmuş. Cafer B e y yeni siste­

mi oturtup hızlı, çağdaş bir gazete çı­

karabi lmek için savaşım verirken, o

sırada işletme müdürlüğü yeni bina

için 44 tane montaj masası ısmarlıyor.

Yarkent, yeni sistemde montajı tüm­

den kaldıracakken, yeni binaya eski

sistem genişletilerek yerleştirilmek is­

teniyor. Üçüncü istifa böyle geliyor.

Tabii yine Erol Simavi devreye giriyor,

taraflar birbirlerini daha iyi anlıyorlar

ve montaj masaları için ayrılan fonlar,

yeni teknolojiye kaydırılıyor.

B e n i m tanıdığım Cafer B e y ç o k "in­

san" biri. Herkesle ç o k iyi diyalog

içinde. "Bütün insanları sevdiğimi

söyleyemem. Bilgi teknolojisiyle yaşa­

mayan insanları sevmiyorum" diyor.

Kendisi bu sistemi ö ğ r e n e n e kadar

hapishane hayatı yaşamış. "Aylarca

bir odaya kapandık. Üç Amerikalı ge­

liyor, gidiyor, yerine üç Amerikalı da­

ha geliyordu. Değiş im hiç kolay ol­

madı. İnsanın yaşantısı değişiyor, ta­

nımları değişiyor, konuşma dili bile

değişiyor" diyor. Bir anı daha: Henüz

Y e n i Asır'da. Amerikalılara elektrik

kesintisinden söz ediyorlar. O sıralar

iki-üç saat elektrik kesiliyor Türki­

ye'de. Amerikalıların havsalası almı­

yor. "Nasıl iki saat ' Kimin iki saati?"

diye algılamaya çalışıyorlar.

Yeni bir gazete, yeni bir sistem,

hatta yeni bir ü lkeden teklif gelse, ay­

nı süreci yeniden yaşamak ister mi di­

ye soruyorum. Bu k o n u n u n artık ka­

pandığını belirterek, herşeyin zaman

ve zeminle çerçevel i olduğunu söylü­

yor. "O zaman dinozorları devirmek

gerekiyordu. Şimdi herkes bilgi tek­

nolojisini kabullenmiş, ö n ü n d e şapka

çıkarmış durumda. Mücadele sonuç­

lanmıştır" diyor.

19 8 6 yılında b e n i m de tanık ol­

duğum bir olayı hatır­

latıyorum Yarkent 'e . Gülüm­

seyerek dinliyor.

O sıralar İngiltere'de basında

büyük bir sendika-teknoloji

savaşı yaşanıyor. Murdock, yeni

bir gazete çıkaracağını söy­

leyerek Londra dışında Wap-

ping'de yeni tesisler kuruyor. İş­

çiler greve gidiyor. Murdock, az

sayıda personel le, yeni tesislerde

T O D A Y gazetesini çıkaracağını

iddia ediyor. T ü m ülke nefesini

tutmuş, gelişmeleri izliyor. Her

TODAY'i kurtaran Türkler g e c e Wapping tesisleri çevresin­

de olaylar çıkıyor. Gazeteci ler,

Wapping 'e camları tel kafeslerle

güçlendirilmiş servis araçlarıyla,

bin bir hakaret arasından giriyor­

lar. Grevdeki işçiler gazete kam­

yonlarını yakıyor.

Bu arada T O D A Y , ilk birkaç

gün çıkmayı başarıyor. Sonra sis­

temde bazı arızalar, aksamalar

derken, başa çıkamıyorlar ve

yardımcı kuvvet gerekiyor. Ve

Türk basınından, Türk

gazeteci lerden destek geliyor.

Cafer Bey, iki e lemanını gön­

deriyor İngiltere'ye. T O D A Y

çalışanlarına sistemi öğretsinler

diye.

ingiliz gazeteci ler arasında

şöyle konuşmalar geçiyor: 'Biz

bu sistemi hiç bilmiyoruz. Hal­

buki Türkler yıllardır bu sistemi

kullanıyorlar, ç o k alışıklar.' Tabii

bunları duyan biz Türk

gazeteciler, hayatımızda

başımıza herhalde sadece bir

kez ge leb i lecek olan bu fırsattan

müthiş o n u r duyuyoruz. Bir baş­

ka gurur kaynağı da, iki kişilik

bu Türk kurtarma ekibinin,

ikisinin de kadın olması, ister

inanın, ister inanmayın, haftalar­

ca Londra'da T O D A Y ' i kurtar­

maya ge len iki Türk kadını

konuşuldu.

Tabii Türkiye 'de bu konuda

tek satır h a b e r yok.

"Bizim kızlar orada tecavüze

uğrasalar, eminim h a b e r olurdu"

diyor Cafer Yarkent. " B u da

Türk basınının ayıbıdır."

Page 20: Fırtına dinmiyor - BThaber · özelliklerinin, bazı işletim sistemlerinde zaten var olduğunu öne sürülerek, "sabun köpüğü" olarak tanımlanıyor. Aylardır süren büyük

i n s a n k a y n a k l a r ı 20 4-10 Eylül 1 9 9 5 . Sayı: 32

Page 21: Fırtına dinmiyor - BThaber · özelliklerinin, bazı işletim sistemlerinde zaten var olduğunu öne sürülerek, "sabun köpüğü" olarak tanımlanıyor. Aylardır süren büyük
Page 22: Fırtına dinmiyor - BThaber · özelliklerinin, bazı işletim sistemlerinde zaten var olduğunu öne sürülerek, "sabun köpüğü" olarak tanımlanıyor. Aylardır süren büyük

22 m e s a i s o n r a s ı 14-20 Ağustos 1995-Sayı: 29

FORMAT ALTUĞ ÖZGENLİK

işte yeni bir hafta ve klasik bir Format'tan

merhaba. Şu anda okuduğunuz Format'ı evde

yazıyorum. Çünkü tatildeyim. Bugün 26

Ağustos Cumartesi ve saat sabaha karşı 3:15,

yani bir iki saate kadar güneş doğacak. Ben

artık kaçıncısı olduğunu sayamadığım soğuk

kahvemden bir yudum daha aldım ve uykulu

uykulu Format'ı yazmaya başladım. Ben de ilk

defa deniyorum. Bakalım bu saatte yazılmış

Format nasıl oluyormuş? Şu anda gecenin bir

yarısı olmasına rağmen Scorpions'ın konserde

canlı kaydettiği "Livin' for tomorrow" parçasını

dinliyorum. Sesi yarıya kadar açtım ve kendimi

apartman yaşantısında saygısızlık sınırlarını

zorlamak üzerine bir deney yapıyor gibi

hissediyorum. Sanırım bu son parça. Bu

bitince dinleyecek yeni birşeyler bulmam

gerekiyor. Ama herkese bunu tavsiye

ediyorum. Yani gecenin köründe müziğin

sesini köklemek ve pencereden gökyüzüne ya

da şehre bakmak. Kendinizi evrenin hakimi

gibi hissediyorsunuz (tabii ki evdekilerin ya da

komşularınızın çığlıkları sizi tekrar hayata

döndürene kadar).

Doğrusu çok teşekkürler. Format Fine Arts

and Culture Festival'e o kadar büyük bir ilgi

gösterdiniz ki, gözlerim yaşardı. Sanırım

sektörümüzdeki insanların ve Format

okurlarının çoğunluğu asosyal. Çekik

gözlülerin kekik kokan tarlalanndan ya da

güneşli California'dan gelen teknoloji

harikalarını satmaktan başka bir iş yapmamaya

devam edin. Neyse artık beni

üzemeyeceksiniz, çünkü bu okuduğunuz son

Format. Bazı şeylerin değerini kaybedene

kadar anlamayız. Umarım sizin için de durum

böyle olmaz.

Nasıl ama yüreğiniz ağzınıza geldi değil mi?

Bir yere gittiğim yok; şaka yapıyordum. Ama

olur da bir gün gazete kapanırsa ya da ben

ölümcül bir hastalığa yakalanırsam, Veda

Format'ı yazmak zorunda kalacağımı

düşünerek sevimsiz bir prova yapıyordum.

Doğrusunu söylemek gerekirse ekranda beyaz

üstüne siyah harflerle yazı yazmak gözlerimi

oldukça yordu. Sanırım içtiğim kahveler

midemi mahvetmekten başka bir işe

yaramayacak. Biraz önce Format'ı yazmaya ara

verdim ve birkaç dakikalığına birşeyler

okudum. Esasında iyi de oldu. Woody Allen'ın

"Muzır Etkiler" kitabından kısa bir bölümü

okudum. Sanırım en saçma bölümü seçmişim.

O neydi öyle. Hayatımda bu kadar saçma

sapan ve hiçbir yere varmayan birşey

okumamıştım. O kadar kötü ki, sizinle

paylaşmadan edemeyeceğim. Adamın biri bir

gün Lincoln ile görüşmek istediğini söylemiş

ve Lincoln'ün karşısına çıkınca nöbette

uyuduğu için idama mahkum edilen oğlunun

affedilmesini dileyeceğini unutup, "Bir adamın

bacakları ne kadar uzun olmalıdır?" diye

sormuş. Lincoln de "yere değecek kadar"

demiş ve bu Lincoln'ün ve çevresindekilerin

çok hoşuna gitmiş. Sonra Lincoln biraz daha

düşünmüş ve gecenin bir yansı söyleyeceği

şeyi söyleyemeyip bu garip soruyu soran ve

karısıyla kavga eden adamın evine gidip,

"Oğlunu bağışladım", demiş. Olay detaylar

hariç bundan ibaret.

Ben iki kez okudum ama birşey

anlayamadım. Acaba Lincoln medyum

muymuş ki- adamın ne sormak istediğini

gecenin köründe anlamış ve adamın evini

bulmuş? Peki Woody Allen acaba bunu

sarhoşken mi yazmış? Eğer öyle ise nereden

duymuş? Uydurmuş mu? Umarım siz

anlamışsınızdır. Çünkü ben kafamdaki bu

sorulara hikayenin içinde bir cevap

bulamadım.

Şu anda masamın üstünde duran ve geçen

yıl Haziran ayından kalma olan bir konser

bileti gözüme çarptı. O konser de ne acayipti.

Geçen yıl 17 Haziran günü Almanların ünlü

Punk grubu "Die Toten Hosen" Açıkhava

Tiyatrosu'nda konser vermişti. Ben de konsere

Cem'in kuzeni ve benim yakın

arkadaşlarımdan Attila ile gittim. Orada

kendini Punk zanneden birçok insan gördüm.

Eminim ki yüzde 90'ının, -belki daha da

fazlası- Punk anlayışı: muhtelif renklerde

saçlar, feci dökük ve pis giyinmek, devamlı

sarhoş gezip küfretmek ve birkaç yeni dönem

Punk-Hardcore grubuyla sınırlıydı. Ama onları

suçlamak ya da karalamak istediğim yok. Her

işimizdeki etkileri onların üzerinde de

gözlemlediğimi anlatmaya çalışıyorum. Yani

temelleri öğrenmeden taklit etmek. Gökalp'in

sayesinde Punk hakkında çok şey öğrenmiş,

Punk müziği ve felsefesini daha iyi anlar

olmuştum. Ama o konsere gelenlerin

bunlardan pek haberdar olduklarını

sanmıyordum. O yüzden o gün için hep şunu

söylerim: "Kendimi oradaki herkesten daha

fazla Punk hissettim". Peki konserin sonuna ne

dersiniz? Konserin son parçasında Die Toten

Hosen'in solisti herkesi dans etmek ve

dağıtmak için sahneye davet etti. Tam son

sözcük ağzından çıkmıştı ki, birden yaklaşık

bin kişilik bir grup sahneyi yağmalamaya

başladı. Birkaç dakika sonra tüm olay bitmişti

ve sahne savaş alanı gibiydi. Hayatımda

gördüğüm en garip, korkunç ve komik şeydi.

Orada olmalıydınız.

Evet bu haftaki Format'ın da sonuna geldik.

Gelecek haftaya kadar hoşçakalın ve kendinize

iyi davranın.

Page 23: Fırtına dinmiyor - BThaber · özelliklerinin, bazı işletim sistemlerinde zaten var olduğunu öne sürülerek, "sabun köpüğü" olarak tanımlanıyor. Aylardır süren büyük
Page 24: Fırtına dinmiyor - BThaber · özelliklerinin, bazı işletim sistemlerinde zaten var olduğunu öne sürülerek, "sabun köpüğü" olarak tanımlanıyor. Aylardır süren büyük

KRN, yeniden vitrine çıkıyor KRN Bilgisayar, 1995 yılı başında başlatacağı

imaj yenileme ve tanıtım kampanyasına birkaç

ay gecikmeli olarak başlıyor. Eylül ayı ile birlikte

yoğun bir tanıtım kampanyası ile sektöre

yeniden merhaba diyen şirket, KRN'yi yerli

marka olarak tüketicinin beynine kazıma

düşüncesinde.

NURAY ÖZKAN

1995'i bir y e n i l e n m e yılı

olarak ilan e d e n KRN

Bilgisayar, imaj değişik­

liği çalışmalarını nihayet vit­

rine çıkarıyor. Eylül ayı ile

birlikte KRN markasını yep­

yeni bir çizgiyle yeniden pa­

zara sunacak olan şirket, ta­

nıtım kampanyas ına tüketi­

cinin aklına ge len bütün so­

ruların cevaplarını vermeyi

hedef leyerek başlıyor. Logo­

sundan kutusuna kadar her-

şeyi yeni lenen KRN markası­

nın, Türkiye pazar standart­

larında fiyat/kalite çizgisini

oluşturmuş, kaliteli bir ürün

olması hedefleniyor. Kural-

kan Şirketler Grubu 'na bağlı

o lan KRN Bilgisayar Halkla

ilişkiler Müdürü Fatih Özde-

mir, KRN'yi tüketicinin gö­

zünde 'acaba daha ç o k araş-

tırsa mıydım? ya da 'keşke

d a h a ç o k p a r a m olsaydı '

sözlerini s ö y l e t m e y e c e k bir

PC markası haline getirmeyi

amaçladık lar ın ı söylüyor .

Özdemir, "KRN'nin kampan­

yaya, doğru bir s loganla,

doğru bir mesajla çıkmasını

istedik. O yüzden çalışmala­

rımız uzadı. Biz im için bir an

ö n c e pazara ç ıkmak değil,

tüm hazırlıklarımızı tamam­

lamış olarak tüketicinin kar­

şıs ına ç ı k m a k ö n e m l i y d i .

Şimdi pazar lama ve bayi

kadromuzu oluşturduk; fi-

ilk 5 şirket arasında olmayı

planlıyor.

Bu arada KRN Bilgisayar

yalnızca PC satıcısı bir şirket

o lmayı düşünmüyor. Y i n e

bir Kuralkan Şirketler Grubu

kuruluşu olan ve O E M satışı

yapan Sena ile birlikte bilgi­

sayarı parça parça e le alarak

anahtar tesl imi ç ö z ü m l e r e

kadar pazarın tüm gereksi­

n i m l e r i n e yanı t v e r e c e k

ö n e m l i bir a d r e s o l m a y ı

planlıyor. KRN Bilgisayar'da

özel çözümler le ilgili bir b ö ­

lüm oluşturacaklarını söyle­

yen Yavuz B a c a c ı , b u n u n

için çeşitli girişimlerde bu­

lunduklarını açıkladı. Kuru­

luşların güçlü sistem gerek­

sinimlerini de karş ı lamayı

amaçlayan şirket, yurtdışın­

daki bir sunucu (server) üre­

ticisi şirket ile fason işbirliği

anlaşması imzaladığını du­

yurdu. Şirket, yurtdışından

ithal ettiği sunucu sistemlere

KRN markasını vererek pa­

zara sunacak. Sunucu sis­

temlerinin ç o k işlemcili m o ­

dellerini ithal e d e c e k olan

şirket, aynı zamanda kuru­

luşlara k o m p l e sistem çözü­

müyle g idecek. B u n u n için

S C O U N K ' i n Türkiye temsil­

ci l iğini y a p a n Prosoft ' tan

S C O UNIX' in dağıtıcılığını

alan şirket, sistem ile birlikte

işletim sistemi de sunmuş

olacak. Şirket, Eylül ayı so­

n u n d a SCO U U N I X operas­

y o n u n a başlayacak.

Şu anda 80 bayi ile çalışan

şirketin özell ikle Anadolu'da

o ldukça güçlü bir bayi yapı­

lanması var. "Bayi teşkilatın­

da en zayıf o lduğumuz nok­

ta istanbul" diyen yetkililer,

şimdi bu bölgeyi de güçlen­

diriyorlar. Bayileriyle özel­

likle ç ö z ü m e yönel ik olarak

çalışacaklarını belirten yetki­

liler, bu arada çeşidi sektör­

leri hedef leyen yazılımları

da ç ö z ü m paketinin içine

katacak.

Ö t e yandan Sena 'nın da

yeni ürün çeşitliliğine gittiği­

ni bel irten Yavuz B a c a c ı ,

özel l ik le n o t e b o o k ve ağ

ürünlerini de portföylerine

eklediklerini söyledi. Note­

b o o k için de yurtdışındaki

bir şirketle fason anlaşması

imzalayan şirket, KRN adı al­

tında n o t e b o o k satışına baş­

ladı. Bu arada Sena 'da ağ

ürünleri b ö l ü m ü oluşturul­

du. Şirket, yurtdışındaki 3

şirket ile ağ ürünleri konu­

sunda anlaşma imzaladığını

açıkladı.

IAS, Türkiye'yi yazılım geliştirme merkezi yaptı

Almanya'da bir Türk girişimci

tarafından kurulan IAS (In­

dustrial Application Softwa­

re) , endüstri kuruluşlarına MRP

(Üretim Kaynaklan Planlaması) ç ö ­

zümleri üreten bir şirket. IAS, Al­

manya'da özell ikle SAP'nin büyük

müşterilerine danışmanlık ve tek­

nik destek vermesiyle tanınıyor.

D a h a s o m a şirket, edindiği birikim

ve deneyimle kendi MRP paketini

geliştiriyor. IAS'nin kurucusu Ha­

kan Karabiber , geçt iğ imiz yılın

Mart ayında Türkiye 'de de bir ofis

açıyor.

Hakan Karabiber, tüm Avrupa

pazarma ç ö z ü m ürettiklerini söyle­

yerek Türkiye 'deki ofisi de başlan­

gıçta tamamıyla bir yazılım gelişti-

me merkezi olarak planladıklarını

belirtti. Karabiber, "Bundaki amacı­

mız, geliştirme masraflarını daha

ucuza m a l edebi lmekt i " derken

Türkiye'nin de sanılanın aksine ka­

liteli insangücü açıs ından öneml i

bir potansiyele sahip olduğunu di­

le getirdi. Hakan Karabiber, son

yıllarda Avrupa'da yapıdan araştır­

malara dikkat çekerek, "Yazılım

üreticileri için yapılan araştırmalar-

Almanya'da bir ofis açarak büyük endüstri kuruluşlarına MRP

çözümleri geliştiren IAS, geçtiğimiz yıl Türkiye'ye gelerek

deneyimlerini Türkiye pazarına da sunmaya başladı.

da gel i ş t i rme y a p a n ş irket lerin

masraflarının 3-5 katı yükseleceği ,

dolayısıyla bu şirketlerin yaşama

şansının olamayacağı ortaya çıktı.

B u n u n üzerine p e k ç o k şirket D o ­

ğu B l o k u ülkelerine yatırım yaptı.

B iz de bu tehlikeyi görerek Türki­

y e ' d e gelişt irme yapmaya karar

verdik" dedi.

Türkiye 'de geliştirme yapmayı

seçmeler ine n e d e n olarak buradaki

ucuz iş gücünün e tken olup olma­

dığı sorusunu ise Hakan Karabiber

şöyle yanıtladı: "Avrupa'nın iş gücü

ç o k pahalı, sosyal standartları yük­

sek. Türkiye 'de iyi bir beyin gücü

var. B u n d a n yararlanmak istedik.

Politikamız, ucuz insan çalıştırmak

değil; aks ine elemanlarımıza m e m ­

nun olacakları ücretler veriyoruz.

Ancak Türkiye 'de yaşam standardı

Avrupa'ya göre daha düşük."

B a ş l a n g ı ç t a T ü r k i y e pazar ına

girmek gibi bir hedefi o lmayan

IAS, yaptığı araştırma ve tanıtımlar

s o n u c u n d a Türkiye pazarına gir­

m e y e karar veriyor. Bu kararın ne­

denini Hakan Karabiber şöyle açık­

lıyor:

"Türkiye'de kullanılan MRP yazı­

lımlarının eski bir yapısı var, tek­

nolojisi eski. G ü m r ü k Birliği anlaş­

masıyla birlikte p e k ç o k endüstri

kuruluşu o t o m a s y o n a g e ç m e k iste­

yecektir. Üretimde bilgi akışlarının

eksiksiz olması gerektiğinden bu

kuruluşların yeni teknoloji lerle ge­

liştirilmiş, bütünleşik çalışan bir ya­

zılıma gereksinimleri o lacak. İşte

biz de yazılımımızla o t o m a s y o n a

g e ç e c e k özell ikle orta büyüklükte­

ki şirketleri hedefliyoruz. Yazılımı­

mız, iki kişilik şirketlerden tutun da

ağ s isteminde kullanan 2 bin 5 0 0

kişilik şirketlere de hizmet v e r e c e k

yapıda."

IAS'nin Türkiye 'deki ilk kullanı­

cısı, Protopak Ambalaj Sanayi oldu.

IAS'nin kurucusu Hakan Karabiber.

i lk anlaşmasını geçtiğimiz günlerde

imzalayan şirketin hedefi, 1995 yılı

s o n u n a kadar Türkiye 'de 7 kurulu­

şa çözümleriyle hizmet vermek.

IAS, MRP yazılımını, yıllardır yurt­

dışında verdiği danışmanlık hizme­

tiyle birlikte sunacak. Geliştirmeyi

burada yaptıkları için Türkiye 'deki

kuruluşların ç o k daha kolay hiz­

m e t alacağını belirten Karabiber,

bu arada b e ş yıl içinde e l e m a n sa­

yısını 3 0 0 ' e çıkarmayı hedefledikle­

rini ve kadronun büyük bir bölü­

münü de gelişt irmeye

ayıracaklarını açıkladı.

IAS, MRP yazılımı­

nın standart b ö l ü m ü n ü

Türkçeleştirmiş durum­

da. Şu anda da finans

m o d ü l l e r i n i n T ü r k ç e ­

leşt ir i lmesi yapı l ıyor.

Karabiber, "Yerelleştir­

m e d e en öneml i kısım­

lardan biri, finans. Bu

modülü, Türk iye 'dek i

mali müşavirlik şirket­

ler inden d a n ı ş m a n l ı k

alarak yerel hale getiri­

yoruz. Hedefimiz, yıl

sonunda finans paketi­

ni yerelleştirilmiş ola­

rak pazara sunmak", diyor.

IAS, ö n ü m ü z d e k i d ö n e m d e

A B D ' d e de bir ofis açmayı planlı­

yor. A B D ' d e k i ofiste ise müşavirlik

ve uyum çalışmaları yürütülecek.

IAS, SAP gibi d o n a n ı m şirketleriyle

işbirliğine gi tmek yerine, endüstri­

ye danışmanlık yapacak düzeyde

danışmanlık şirketleriyle çalışmayı

amaçlıyor. B ö y l e c e kuruluşlara da­

ha bağımsız hizmet vermeyi hedef­

liyor.

yatlarımızı ve konfigüras-

yonlarımızı belirledik. KRN

markası bundan ö n c e de pa­

zarda vardı; bir süre ara ver­

di a m a bundan böyle pazar­

da sürekli mevcut bir isim

o lacak" şek l inde aç ık lama

yapıyor.

Büyük kuruluşlara

sistem çözümü

Şu anda şirketin g ü n d e

100 adet PC çıkarabi lecek

bir montaj hattının olduğunu

söyleyen KRN Bilgisayar Pa­

zarlama Müdürü Yavuz B a ­

cacı, kampanyadaki PC m o ­

dellerini e k o n o m i k , standart

ve süper seri o l m a k üzere

başl ıca üç kategoride pazar-

layacaklarını açıkladı. Giriş

seviyesi olarak 4 8 6 D X 2 - 6 6

model ini baz alan şirket da­

h a ç o k 4 8 6 D X 4 - 1 0 0 M H z m o ­

deli üzerinde yoğunlaşacak.

Süper seri olarak adlandırı­

lan seride ise daha ç o k Pen­

t ium s e v i y e s i n d e k i PC' ler

pazarlanacak. "Ürünlerimiz­

le uluslararası markalar ile

montaj PC'ler arasında bir

yere oturmayı planlıyoruz"

diyen Bacac ı , bu arada piya­

sadaki farklı işlemcileri de

alternatif olarak denedikleri­

ni belirterek, Intel dışında

farklı iş lemci arayışlarını sür­

dürdükler ini de s ö z l e r i n e

ekledi.

KRN, ileriki yıllarda Türki­

ye 'de PC satış sıralamasında