4
Filozofların Aşk Yorumu Biz, doğanın en büyük karmaşasıyız. Sadece dünyanın değil evrenin sırrını da insanın içinde taşıdığına inanırım ben. Bu sırrın şifresi de zıtlıklarda, "akılla duygunun çarpışmasında" saklı. Duyguları küçümseyen hiçbir filozof o şifrenin kilidini bulamayacak bence. Sanırım felsefenin çaresizliği de, en sıradan aşığın bile bildiği duygusal kaosu kendi "mantığının" parçası haline getirememesinde yatıyor. Her şeyin "kendi zıddıyla birlikte varolduğuna" inanan o eski öğretinin öğrencilerindenim ben. Evrendeki her maddenin ve duygunun mutlaka bir de zıddı olduğuna inanırım. Hayat varsa ölüm de vardır. Gece varsa gündüz de vardır. Akıl varsa akılsızlık da vardır. Sevgi varsa nefret de vardır. Hiçbir şey, zıddı olmadan varlığını sürdüremez. Filozoflar biliyorsunuz dünya tarihinin en akıllı insanları arasındadır. Onların sahip olduğu aklı dengeleyecek kadar da akılsızlık her zaman kendine tarihte yer bulmuştur. Ama işin en hoş yanlarından biri, akılsızlığın bazen aklın tam da dibinde ortaya çıkmasıdır. Binlerce yıl boyunca hayatın, evrenin, insanın sırlarını arayan filozoflar kendi akıllarının tam zıddı, akılsız bir küçümsemeyle "aşk" konusuyla hemen hemen hiç ilgilenmediler, insanın en temel duygularından birinin varlığını "önemsiz insanlara ait" bir mesele gibi gördüler. Aklın ve mantığın büyüsüne öylesine kapılmışlardı ki "duygular álemini" neredeyse tümüyle kendi sistemlerinin dışında tutmuşlardı. Sadece mantıktan oluşmuş "duygusuz" bir dünyanın sırlarını çözmenin peşine düştüler.Evrenin bazı sırlarını sezseler de "insan" onlar için bir sır olarak kaldı. Aşk konusunu felsefenin sınırları içine çeken ilk filozof Arthur Schopenhauer oldu. Huysuz ve karamsar bir adam aşkın sırlarını aradı. Neden filozof olduğunu açıklayan sözleri bile karamsarlığını gösteriyordu: - Hayatı yaşamak üzüntü verici bir şey... Ben de hayatımı, hayat üzerine düşünerek geçirmeye karar verdim. Felsefeyle ilgilenmeye başladığında kendisinden önceki filozofların aşka hiç önem vermemiş olduklarını şaşırarak fark etti ve bu şaşkınlığını da yazıya döktü:

Filozofların aşk yorumu

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Filozoflarda aşık olabilir mi ?

Citation preview

Filozoflarn Ak Yorumu Biz, doann en byk karmaasyz. Sadece dnyann deil evrenin srrn da insann iinde tadna inanrm ben. Bu srrn ifresi de ztlklarda, "aklla duygunun arpmasnda" sakl. Duygular kmseyen hibir filozof o ifrenin kilidini bulamayacak bence. Sanrm felsefenin aresizlii de, en sradan an bile bildii duygusal kaosu kendi "mantnn" paras haline getirememesinde yatyor.

Her eyin "kendi zddyla birlikte varolduuna" inanan o eski retinin rencilerindenim ben.

Evrendeki her maddenin ve duygunun mutlaka bir de zdd olduuna inanrm.

Hayat varsa lm de vardr.

Gece varsa gndz de vardr.

Akl varsa aklszlk da vardr.

Sevgi varsa nefret de vardr.

Hibir ey, zdd olmadan varln srdremez.

Filozoflar biliyorsunuz dnya tarihinin en akll insanlar arasndadr. Onlarn sahip olduu akl dengeleyecek kadar da aklszlk her zaman kendine tarihte yer bulmutur.

Ama iin en ho yanlarndan biri, aklszln bazen akln tam da dibinde ortaya kmasdr. Binlerce yl boyunca hayatn, evrenin, insann srlarn arayan filozoflar kendi akllarnn tam zdd, aklsz bir kmsemeyle "ak" konusuyla hemen hemen hi ilgilenmediler, insann en temel duygularndan birinin varln "nemsiz insanlara ait" bir mesele gibi grdler. Akln ve mantn bysne ylesine kaplmlard ki "duygular lemini" neredeyse tmyle kendi sistemlerinin dnda tutmulard. Sadece mantktan olumu "duygusuz" bir dnyann srlarn zmenin peine dtler.Evrenin baz srlarn sezseler de "insan" onlar iin bir sr olarak kald.

Ak konusunu felsefenin snrlar iine eken ilk filozof Arthur Schopenhauer oldu. Huysuz ve karamsar bir adam akn srlarn arad. Neden filozof olduunu aklayan szleri bile karamsarln gsteriyordu:

- Hayat yaamak znt verici bir ey... Ben de hayatm, hayat zerine dnerek geirmeye karar verdim. Felsefeyle ilgilenmeye baladnda kendisinden nceki filozoflarn aka hi nem vermemi olduklarn ararak fark etti ve bu aknln da yazya dkt:

"nsan yaamnda bu denli nemli rol olan bir meselenin imdiye kadar filozoflar tarafndan neredeyse tmyle grmezden gelinmesi ve en ilenmemi, en ham haliyle nmzde durmas bizi artmal." Aslnda belki o kadar da armamak gerekiyordu.

nk ak ortaya ktnda "mant" yok ediyor, mantkl dnme dzenini paralyor, akln kavrayamayaca tuhaf bir kaos yaratyordu.

Felsefenin "mantk tutkusu", bu mantkszln kapsndan geemiyor ve bu anlalmas zor karmaay yok saymay yeliyordu. Dorusu ya birok filozof eer bu alana el atm olsayd felsefeden ziyade mizaha katklar olurdu diye dnyorum.

Dnsenize, "Saf Akln Eletirisi" kitabn yazan ve hayatnda bir tek kez bile bir kadnla olmam Kant, "Saf Duygunun Eletirisini" yazsayd nasl bir kitap kard ortaya.

Baz filozoflarn hayatlarna girmemi olsa bile "ak" her yerdeydi Schopenhauera gre:

"Ak en ciddi ileri sekteye uratr, hatta en byk zihinleri bile kartrr. Devlet adamlarnn mzakerelerine, bilim adamlarnn aratrmalarna burnunu sokar. Bir yolunu bulup bakanla ait evraklarn arasna, filozoflarn msveddelerinin arasna, kk ak mektuplar, sa lleleri ilitirir." Akn, mantn dzenini bozan gcn nereden aldn merak ediyordu. Dier canllarla kyaslandnda insann mutlak stnln salamasna yol aan "mantk" neden bylesine kolay yaralanyordu.

Filozoflarn hayatn en byk deeri olarak grdkleri mantk karsnda ak neden bylesine glyd? Ve Schopenhauer, "mantn" ak karsndaki yenilgisine "mantkl" bir neden buldu. Bu huysuz filozofa gre btn insanlarda bir "yaama iradesi" bulunuyordu. Yaama iradesi de, insann doasndaki hayatta kalma ve reme gdsyd.Ak da bu "reme gdsnden" kaynaklanyordu.

"Btn ak maceralarnn nihai amac bir sonraki kuan oluturulmasndan, insan rknn gelecekteki varlnn salanmasndan baka bir ey deildir" diye yazyordu. Bu "reme" istei bilinaltmzda saklyd ve aklmz buna mdahale edemiyordu.Tam aksine, bilinaltna saklanan bu gdnn klesi haline geliyordu.nsanln devam etmesini salayan "gd" elbette tek bir insann "mantndan" daha glyd.

Peki, bilinaltnda gizli olan bu gd, ak olacamz insan nasl belirliyordu?

Niye ona deil de brne ak oluyorduk? Neden birine kar ifadesiz gzlerle bakarken dieri iin hayatmz altst etmeye raz oluyorduk? Bunun da "mantkl" bir nedeni vard Schopenhauera gre : "Herkes kendi zayflklarn, kusurlarn, trn zellikleriyle farkllk gsteren yanlarn baka bir birey araclyla dzeltmeye, yani dnyaya gelecek ocuun ayn kusurlar tamasn nlemeye alyordu."

Hepimiz, kendi fiziksel ve ruhsal kusurlarmz dengeleyip dzeltecek birini aryorduk farkna varmadan,bylece ocuumuz bizim kusurlarmza sahip olmayacakt. Korkaksak cesur birine ak oluyorduk. Ksaysak uzun boylu biri bizi ekiyordu.

Danksak disiplinli birini seviyorduk. Ak, insanolunun kusurlarn gidermeye ynelik bir arat.

Ama doann bize oynad bir oyun da vard filozofa gre, en "salkl" ocuu yapmamza yarayacak olan "e" her zaman bizim "mutluluumuzu" salayacak e olmuyordu. Onunla salkl bir ocuk yapyorduk ama genellikle ruhumuz ksz kalyordu.O yzden evlilikler ounlukla mutsuz birlikteliklere dnyordu bir zaman sonra. "Gelecek kuak imdiki kuak pahasna yaratlr" diyordu. nk, "evlilikte asl istenen ey, zekice sohbetlerle vakit geirmek deil, ocuk dnyaya getirmektir."

Ak, remenin arac olarak gren bu yaklam, insanlarn en ok yaraland "reddedilme" konusuna da bir aklama getiriyordu. Bazen holandmz biri bizim isteimizi geri eviriyor, bizi sevmiyor, bizden uzaklayordu. Byle durumlarda egomuz hrpalanyordu, kendimizi eksik hissetmemize yol ayordu. Halbuki bunun da basit bir nedeni vard. O "bizim iin" en salkl ocuu yapacamz eti ama biz "onun iin en salkl ocuu yapacak e" deildik, onun bilinalt bunu sezdii iin bizi reddediyordu.

Sevilmeyecek biri olduumuzdan deildi bu. Sadece "o insan" iin salkl bir ocuk yapmaya uygun bir e olmadmzdand.

Aslnda Schopenhauern bu teorisi "kendi iinde" mantkl bir yapya sahipti.

Belki de bu yzden de ok taraftar buldu. Bugn bile hl ak ilikilerini "reme gdsyle" aklamaya yatkn epeyce insan bulunur. Ama bu "mantkl" yaklam yazarken Schopenhauern aklna gelmeyen baka bir konu vard. Ecinseller

Eer akn tek nedeni "reme gdsyse" nasl oluyor da asla reyemeyecek olan ayn cinsten insanlar birbirlerine ak oluyorlard?

Andre Gide, cinselliin ve akn tek amacnn reme olmadn anlatabilmek iin "Corridon" adl bir kitap yazmt. Bir mrde yaklak be bin defa seviebilen insanlarn bunun tmn "remek" iin yapamayacan sylyordu. Baka bir "gd" daha kyordu ortaya.

Haz : Hibir sisteme girmeyen, hibir mantkla uyum salamayan o mthi duygu.

nsan her kim yaratmsa, yaratt canlnn "saf mantkla" anlalamayacak kadar karmak olmasn arzulam. nsann yapsna mant yerletirirken onun yanna da mant allak bullak eden duygular eklemi.

Schopenhauern belki de en hakl olduu konu, akn felsefenin snrlar iine girmesi gerektiini sylemesi.nk ak anlamadan insan anlayamyorsunuz.

Ak da "mantkla" zmek mmkn deil.nsan ruhunda birbirinin zdd olarak srekli olarak birbirini etkileyen, deitiren aklla duyguyu,mantkla hazz, kuralla kuralszl bir btn olarak grmeden, bunlardan birini inkar etmenin ya da kmsemenin dierini de yok sayp kmsemek anlamna geleceini kavramadan, binlerce yldr merak ettiimiz iimizdeki karanl aydnlatmak belli ki ok kolay olmayacak.

Biz, doann en byk karmaasyz. Sadece dnyann deil evrenin srrn da insann iinde tadna inanrm ben. Bu srrn ifresi de ztlklarda, "aklla duygunun arpmasnda" sakl.Duygular kmseyen hibir filozof o ifrenin kilidini bulamayacak bence. Sanrm felsefenin aresizlii de, en sradan an bile bildii duygusal kaosu kendi "mantnn" paras haline getirememesinde yatyor.