12
FELSEFESiNDE KADININ Celal Soydan· Özet: 20. Müslüman en önemli • Muhammed sosyal yeri ve görevleri konu- sundaki bu konusunu zof dinamik ve güçlü bir toplum için top- lumda ve dini köklü bir reformun gerekli Bu sebeple dinamik bir toplum için, temelde gü- cünü dinden alan benlik ve bunu destekleyecek felsefi ortaya koyar. Ancak toplumun en önemli olarak bu felsefede neredeyse hiç yer vermez ve geleneksel onun annelik görevi, ev gibi konular çerçe- vesinde ele almakla görnlnr. Anahtar Kelimeler: toplumsal The Place of the Woman in Iqbal's Thoughts Iqbal, the poet of ea.st, is considered one of the prominent thinkers in the Muslim world in 20th century. This philosopher poet believed that for the creation of a forceful society, it wa.s necessary to reform the prevalent religious belieiS and dogmas. So he tried fur the renaissance of Islam, but a moderate footing. On the contrary to the conceptness of traditional religious people he gave much im portance to the woman because she is to perform a basic role in the mou!d of a dynamic society. In this very article lqbal's thoughts about the place and duties of the woman, regarding her education, her role in the society and her obligations as a mother ete. have been discussed at length. Keywords: Iqbal, woman, woman education, woman role in society ·Yrd. Doç. Dr., Ankara Üniversitesi, Dil ve Fakültesi, Urdu Dili ve Anabilim NÜSHA. YIL: III, SAYI: 9, BAHAR2003 55

FELSEFESiNDE KADININ - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D02424/2003_III_9/2003_III_9_SOYDANC.pdf · 2015. 9. 8. · İKBAL FELSEFESiNDE KADININ YERİ Celal Soydan· Özet: 20. yüzyıl

  • Upload
    others

  • View
    9

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

  • İKBAL FELSEFESiNDE KADININ YERİ Celal Soydan·

    Özet: 20. yüzyıl Müslüman dünyasının en önemli düşünUrlerinden • Muhammed İkbal'in sosyal yaşamda kadının yeri ve görevleri konu-

    sundaki görüşleri bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Şair-filozof İkbal. dinamik ve güçlü bir toplum yapısının oluşması için top-lumda ve dini düşüncede köklü bir reformun gerekli olduğuna inanır. Bu sebeple dinamik bir toplum yapısının oluşması için, temelde gü-cünü dinden alan benlik ve bunu destekleyecek felsefi görüşler ortaya koyar. Ancak toplumun en önemli parçası olarak gördüğü kadına bu felsefede neredeyse hiç yer vermez ve geleneksel kalıpların dışına çıkmadan onun eğitimi, annelik görevi, ev işleri gibi konular çerçe-vesinde ele almakla yerindiği görnlnr.

    Anahtar Kelimeler: İkbal, kadın, toplumsal yapı,

    The Place of the Woman in Iqbal's Thoughts

    Suınmary: Iqbal, the poet of ea.st, is considered one of the prominent thinkers in the Muslim world in 20th century. This philosopher poet believed that for the creation of a forceful society, it wa.s necessary to reform the prevalent religious belieiS and dogmas. So he tried fur the renaissance of Islam, but a moderate footing. On the contrary to the conceptness of traditional religious people he gave much im portance to the woman because she is to perform a basic role in the mou!d of a dynamic society. In this very article lqbal's thoughts about the place and duties of the woman, regarding her education, her role in the society and her obligations as a mother ete. have been discussed at length.

    Keywords: Iqbal, woman, woman education, woman role in society

    ·Yrd. Doç. Dr., Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Urdu Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı.

    NÜSHA. YIL: III, SAYI: 9, BAHAR2003 55

  • Pakistan'ln fikri mimarl Muhammed ikbal (9 Kasrm 1877' Siyalkot -21 Nisan I938 Lahore), Musliii~larl diiilyast iyin $air ve diiviiniir kimlifji ile son derece onemli bir kigiliktir. ~zel l ikle Pakistan ve Hindistan Miisliimanlarl onun iin~metgilige meyilli, bolgesel kiiltiirle islam ruhundan kayttaklanan ve taklitqilikten uzak kalmaya ozcn gostermckle birlikie batr ilimlerinden giiq alan felsefesinden srnlrslz olqiide yararlanmigtir. Hindistan Miisliimanla- rrnda milti bilincin olugmasr, Sir Seyyid Ahmed Han ve arkadaglarryla bag- layan reform hareketinden sonra biiyrtk ijl~iide Ikbal'in sundtlgu fclsefeye borqludur denebilir. ikbal, yagadigl donemin siyasi, sosynl ve kiiltiirel gelig- meleri kargu~nda, bir yandan Hint Miisliimanlarr'nrn gelecegini saglam fikri ternellere oturtmaya $al~gmrg, diger yandan da diinya MUsliimanlar~ igin islami ogretiler temeline dayall felsefi gorii~ler iiretm&tir. 0 islami diigiin- cede kaklii bir reformu iptenlikle isteyen ve bu ugurda p l~gan bir diigiince insan~drr. ikbal'in refonnculuk yam onun islami ogretileri yeniden ele al~p, zamanln degigen gartlarlna gore uygulanabilir bir altyapi olugturrnaya ~ a - lr~masinda saklrdlr.' Ikbal otoritelerinden Halife Abdulhakim'in tespitine gijre ikbal'in 1908'den sonraki giirinin en azindan dame iigliik Mliimii Islami ve milli iqeriklidir. Felsefe ile biIgeligin ig ige oldugu bu donem gii- rinin odak noktasi, Islami ogretileri ve Hint Miisliimanlarml diriltme arm- s u d ~ r . ~ Ikbal sadece yagadlgl dijnemin siyasi ve sosyal geligmelerine cevap verecek fikir iiretmekle yetinmedi; bunun yanlnda Miisliiman uluslarin is- lam'ln iiziine uygun o h a k yeniden yap~lanmalanna zemin hazirlayacak bir ygam felsefesi ortaya kopaya ve islam'da yeni bir diigiince anlayg~nin te- mellerini atmaya da qalrgtl. Bu Szeiliginden dolay1 Ikbal geiecegin filozofu4 olarak da anrl~r.

    ikbal'in ozelliklc islam dunyasinda onemli olmasinln birqok scbcbi var- drr. 0ncelikle donemin sorunlarini ele allglndaki yaklagrm~ ve sundugu fel- sefi giiriigleri, her ne kadar bat1 dugiiniirlerinden faydalanml~sa da Islam'tn ternel sinlrlan d~gtna pkmaz. ikbal, biitijn gdriiglerinin Kur'an ve Hadis kaynagrna dayandiginr Aumuz-i bihudi5 ve diger eserlerinde agik ifadelerle belirtir. Siirlerinde s ~ k slk ayet ve hadislere gandermelerde bulunmasr ve gogu yerde onlardan bazi sozciikleri giirinde kullanrnast6 gLiriiglerinin Kuran kaynaglna dayand~g~nl gosteren en aglk delildir. a t e yandan fiiozof-gair ik- baI, sadece srn~rlt bir Mlgenin Miisliumanian ic;in fikir beyan etmekle kaI- maz. 0, Islam iilkelerinde gariilin dini, siyasi, sosyal kiiltiirel qalkant~tari filozof duyarlrglyla inceler ve her biri haklundaki goriig ve diigiincelerini yeri geldiginde eserlerinde7 dile getirir.

    fkbal, toplumsal bir reform ger~eklc$tirmek amaclyla gerekti gordugii her konuyla Islam' in ljziine uygun, ama qa@n ihtiyaqlartna cevap verebilecek yeni bir perspektifle sunma gayreti i~indedir. Toplumun her kesimine y6ne- lik goriigler onun diigiince sisteminde yer bulmaktad~r. Giiqlii bir toplumsal yaprnrn en iinernli unsuru olarak gordiigii ve 'ulusun gerqek mimarlarr' diye tantmladrgi kadln hakktndaki gorii~lerini de ana hatlarryla ortaya koyar. Kadln!, genefde toplumsal yap! igerisinde yeri ve gorevieri baglaminda ele

    ~ S H A , Y L LU, SAM: 9, RAHAR 2003

  • CElAL SOYDAN

    alır ve bunu tespit etmek için islami değerler kaynağına başvurur. Yazı ve şiirlerinden anlaşıldığı üzere İkbal'in oluşturmayı amaçladığı dinamik top-lumsal yapı içinde kadın için belirlediği yer, erkeğe oranla çok sınırlıdır. Özellikle 'Benlik' ve bunu destekleyen felsefi görüşlerinde kadınm bahsi dahi geçmez. Keza, kadınların eğitimine bazen çok önem veren İkbal, çoğu zaman da kadının detaylı bir eğitim almasını zararlı bulur. Zira o, din ve ev işleri" dışındaki eğitim alanlarının, kadının kadınlığını yok ettiğine ve onun asli görevi olan çocuk yetiştirme vazifesi için zararlı olduğuna inanır.

    İkbal'in kadın konusundaki fikirleri detaylıca incelendiğinde aslında kadın için teferruatlı bir görüş sunmadığı görülUr. Hatta kadını neredeyse toplumun bir parçası olarak görmediği de söylenebilir. Zira İkbal, bir fikir adamı ve şair olarak sürekli ulvi amaçlar peşinde koşan bir toplum yapısı oluşturmak amacıyla ifiıde ede geldiği çeşitli fikir ve önerilerinde kadından fazla bahsetmez. Hatta felsefesinin temel ):tkış noktaları olan benlik, ben-likten geçme, kamil insan gibi görüşlerinde kadının adı dahi geçmez. Bu gö-rüşlerini tanımlayan terim ve kelimelerinin cinsiyeti hep erildir: Mard-i Huda, Mard-i Yakin, Mard-i Mu'min, Fakir, Derviş, Kalender, Mard-i Ta-mam ... ikbal otoritelerinden Nadvi de yukarıdaki görüşü doğrulamakta, an-cak buna karşı sunduğu gerekçesi tatmin edicilikten uzaktır: "Erkeklerin benlik eğitimine büyük önem verirken, kadınlarui özgür bir ortamda ben-liklerini geliştirme ve tanımaları için onlara fırsat tanımıyor olması garip karşılanabilir. Aslında İkbal kadınların gelişmesine karşı değildir; onun karşı olduğu şey feminist akımın amacına ulaşmak için benimsediği tutum-dur. Bilindiği gibi İkbal'e göre benliğin gelişmesi, her bireyin kişisel yete-neklerini ortaya çıkarmada özgür olmasına bağlıdır. "8 Aşağıda verilen örneklerde de görüleceği gibi İkbal, her ne amaçla olursa olsun kadın öz-gürlüğünden yana değildir. O kadınları adeta evin sınırları içine hapsetmek istemekte ve onlara biçtiği biricik görev ise, çocuk yetiştirmek ve evi çekip çevirmektir. İkbal'in toplumsal yaşam hakkındaki fikirlerini değerlendiren önemli otoritelerden Aziz Ahmed, bazı ihtilaflara rağmen kadın özgürlüğü konusunda İkbal'in aşırı derecede tutucu ve gelenekçi bir tutum sergilediği görüşündedir.9

    İkbal'in kadınlar konusundaki fikirleri onların eğitimi, örtünmesi, ev-lenmesi ve çocuk yetiştirmesi çerçevesinin dışına çıkmaz. Hindistan Müslü-manları arasında sık rastlanan çokevlilik geleneğini -kendisi de üç eşli ol-masına rağmen- yanlış bulan İkbal, bu konuda şu görüşlere yer verir: "Ço-kevlilik kuralının da düzeltilmeye ihtiyacı vardır. Hiç şüphe yok ki çokevli-liği caiz kılmak ince bir ruhani sebebe dayanmaktadır ve ayrıca bu, İslam'ın ilk döneminde iktisadi ve siyasi bakımdan zorunluydu da. Ancak öyle sanıyorum ki günümüz Müslümanları için böyle bir gereklilik yoktur. İçinde bulunduğumuz zamanda bu konuda ısrar etmek, ekonomik şartlardan haber-siz olmak demektir ve ulusun zengin kesimine zina için şer'i bir dayanak sağlamak olur." 10 Aynı makalenin ilerleyen bölümlerinde İkbal, Hindis-tan'daki evliliklerin yüzde 99'unun zorlamayla yapıldığını ve bu yüzden ai-

    NÜSHA. YIL: III, SAYI: 9, BAHAR2003 57

  • lelerin mutsuz oldugu gijrii~iinii savunur. Bunu gidennek iqin niganirltk ge- leneginin yerlegtiriltnesini ve niganltltk dtincmindc ~iftlerin birbirlerini g6- rebiheleri gerektigini; eger aralarlnda uyumsuzluk var ise iki tarafia da rl- zasiyla ni~anin bozulmasmm daha saglrklt bir toplum olu$turmak iqin ge- rekli oldugunu belirtir. "

    brbal, kadrnlarrn egtimirie onem vemekle biilike buna srntrlar da getirir. Ona @re dinin en 6nemli karuyucusu olan kadlnlara sadece din egi- timi vermek yeterlidir. "Bir toplumda dinin en biiyiik koruyucusu kimdir? Kadmd~r. Miisliiman kadlnlarrn gerqek dini egitim ahalarr gereklidir, zira ulusun gergek mimarlar~ onlardfr. Ben serbest egitim sisteminden yana de- gilim. Egitim de diger i~ le r gibi ulusal ihtiyaqlara bag11 olmal~d~r. Amaqla- r~miz geregi, Miisliiman ktz qocukiarl iqin dini egitim kesinlikle yeterlidir. Kad~nlart kadlnliktan ve dinden uzaklagtrrma tarafina meyilli olan biitiin kurslar ozenle kadtn egitimi miifredatrndan Fikarilmal~dlr..."12 Annagan-1 Hicaz'da da kadln egitimine iligkin bi ipk giir yer almaktadlr:

    Kadin ve E@im 1-Bat1 medeniyeti eger anneligin iiliimiiyse

    Onun meyvesi insanltk igin iiliimdiir. 2-Bir ilmin etkisiyle kadm kadmhgmdan pk~yorsa

    Basiret sahiplerince o ilim, kadln iqin iiliimdiir. 3-Eger klz okuI1arl dine uzak dururlarsa

    itim ve hilner, apk ve sevgi iqin 01iimdiir.'~

    ikbal, donemin en iinemii yenilikqi ve reformist yaym organ1 olan Mahzan dergisinde Ekim 1904'te yaylmlanan "Milli Yagam" bagi~kil ma- kalesinde kad~nlarln egitimleri konusunda ~u giirii~lere yer verir: "... Rnra ve ej batiin dini ve medeni giizellikleri iginde saklayan iki sevimli siizclik- tilr. Anne sevgisinde, vatan ve ulus sevgisi gizli ise, ki bunun sonucunda biitiin medeni giizellikler olugur; eg sevgisi de, ilahi q k denilen o yakr~rn baglangrctdlr. f$te bu yiizden medeniyetimizin k6kierine dikkatimizi gevire- lim ve ulusumuzun kad~nlarint egiteiim. Erkegi e4itmek sadece tek bir ferdi egitrnektir; ancak kadlnr egitmek, aslrnda biitiin aileyi egitrnektir ..." 1kbal bu yaztsinda kadlnlara nasil bir egitim verilmesi gerektigi konusunda heniiz kararsrzdtr: "...Bu a~amada dikkat edilmesi gereken bir soru ortaya qrkmak- tadn: Acaba Do@ kadtnlar~na Batldaki kadmfara verilen egitim mi verilsin, yoksa Dogulunun ytireginde ve beyninde ozel yeri olan o iffetii tutumlar~nt devam ettirecek bir yo1 mu benimsensin? Bu konuyu dlipiindlim, ancak ~u anda, iilke fiilen uygulama yapacak gartlar~ tq~madrgl iqin bu konuda bir fi- kir ~eremem."'~

    Kadlnln toplumsal yap1 iqinde aktif bir yer edinebilmeieri konusunu da ele alan ikbal, kadlnlartn iizellikle iirtiinme ve toplum iqine glkmalari konusunda pu garage yer verir: "Kadrn haklarr konusunda iirtiinmeI5 mese- lesi dikkat gekmektedir. Zira bir siiredir bu konuda tartl~malar yaganmakta-

    58 ?dk3Hk YIL: Ill, SAM: 9, BAHAR 2003

  • CELAL SOYDAN

    dır. Batı kültüründen etkilenen bazı Müslümanlar, örtünme konusuna şiddetle karşı çıkmakta ve İslam'ın ilk zamanlarında ve çağımızın diğer İslam ülkelerinde şu anda Hindistan'da olduğu gibi bir örtünme şekli olmadığı ko-nusuna çok ağırlık vermektedirler. Ancak dikkatle bakıldığında, Hindis-tan' da örtünıneye ağırlık. verilmesinde ahlaki sebepterin rol oynadığı anla-şılmaktadır. Zira Hint uluslan ahlaki bakımdan pek fazla gelişme sağlamadf. Bu yüzden bu kuralı birdenbire ortadan kaldırmak bana göre ulus için son derece zarar h olacaktır. Elbette eğer ulusun ahlaki durumu islam 'm ilk zamanlannda olduğu gibi bir duruma gelirse bu konu biraz hafıfletilebilir ve ulusun kadınlarının, diğer bireylerle özgürce görüş alışverişinde bulunmala-rına her yerde izin verilebilir."16

    İkbal, Milli Yaşam başlıklı yazısında, daha sonralan konuyla ilgili ifade ettiği görüşlerine oranla nispeten ılımlı bir yaklaşım içindedir. Aziz Ahmet, söz konusu makaleye işaret ederek bu makalenin İlebal'in kadın öz-gürlüğü konusunda önerebUeceği en iyimser görüşleri içerdiğini belirtir ve ilerleyen süreçte İkbal'in görüşlerinde tutuculuğun artarak devam ettiğini yazarP İkbal, 1910'da yayımlanan "İslam Milletine Sosyolojik Bir Bakış" başlıklı yazısında kadın özgürlüğü ve eğitimi konusunda öncekilerden daha farklı görüşler ortaya koyar. "İslam'da kadınların yeri konusunda detaylı fi-kir beyan etmem için bu yazı yeterli imkanı vermemekle birlikte açık söz-cüklerie şunu itiraf etmeliyim ki ayette geçen ' ... erkekler kadıniann yöneti-cisi ve koruyucusudur .. .' 18 cümlesinde olduğu gibi kadın ile erkeğin mutlak eşitliği taraftarı olamam. Açıktır ki, Allah onlara ayn görevler yükledi ve bu ayn görevleri doğru ve düzenli yerine getirmek ailenin sağlığı ve refahı için gereklidir. Batı dünyasında karşı cinsler arasında çatışma yaşanan yerlerde, ölçüyü aşmış üstünlük sağlama mücadelesi, özel bir iktisadi ortam yarattı. Kadınlan özgürleştirmek öyle bir deneyimdir ki, bana göre faydalı olmak yerine zararlı olacaktır. Toplumsal düzende sınırsız zaaflar ortaya çıkacak ve kadınların yüksek eğitim almalarından dolayı, bunun doğum oranına ya-pacağı etki muhtemelen iyi olmayacaktır. Batı dünyasında kadınlar evlerin-den çıkıp evi geçindirmek için erkeklere yardımcı olmaya başladığında sa-nıhyordu ki onların bu ekonomik özgürlükleri, üretime katkı sağlayacaktır, ancak deneyim bu beklentiyi doğrulamadı. Aksine bu özgürlük, insanoğlunun ruhani yaşamının en yüce parçası olan aile birliğinin yıkılınası sonu-cunu ortaya çıkardı." 19 İkbal ilerleyen sayfalarda kadın eğitiminin sınırlarını şu şekilde belirler: "Milli yaşamımızın devamı içi~ kadınianınıza ilkin katı bir din eğitimi vermemiz zorunludur. Din eğitimini bitirdikten sonra onlara İslam tarihi, plan ve bütçe bilimi, evcimenlik, sağlık bilimi okutulsun. Böy-lece onların beyinsel kabiliyetleri, kocalarıyla fikir alışverişi yapacak kadar gelişecektir ve bence kadın, birinci vazifesi olan annelik görevini iyi bir şekilde yerine getirecektir. Onları kadınlıktan veya İslam 'ın sınırladığı çizgi-nin dışına çekecek bütün dersler kadın eğitimi mü:fredatından özenle çıkarılmalıdır. "20

    NÜSHA, Yll..: 111, SA YI: 9, BAHAR 2003 59

  • Ikbal'in eserlerinde kadtn konusu daha qok gqmivte yavamrg oma gil- numiizde de topluma ornek olabilecek kadtn modelleri sunmak geklindc yer alw. Ancak ornek ve kamil bir insan olabilmesi igin erkegin benlik egitimi en lace ayrmt!lartyla anlattllrken, kadlnrn iirnek bir kigilik ol~nasl igin nasti bir yo1 benirnsen~esi gerektigi kanusu belirsizdir. E(a&t, agirllkla annelik vasfinl on plana qtkartarak yiiceltir. Rurnuz-u Bihudi'de "i"lna11k Nevin Be- kasin~ Temin Eder. Anallga Hurmet ve bu Mfiesseseyi Korurnak Miislii- manllk icab~d~r" bqllgt alttnda kadrna verdigi payenin annelik s~nlrlari iqinde kaldtg~ siirece yiice oldugu anlagllmaktadlr:

    1-Erkegin san, kadinln rn~zrab~yla terenniirn eder. Ona niyaz ettik~e erkegin nazr iki misli artar. 2-Erkeklerin iiryanllglnln Grtiisii kadtndtr." Goniil alan giizellik a9km gtimlegidir. 3-Allah q k l kadin~n kucaglnda geli~ip biiyiir Bu nagme onun sessiz rn~zrabtndan dogar. 4-Varligindan kainatln IjvUndUgii Peygamber UQ .yy aras~nda namaz, ttu ve kadin buyurmug;tur. 5-Kadln~ hivnetkari yapan Miisliiman Kuran hilcmetinden nasibini almamrgtlr. 6-iyice dikkat edersen analik rahrnettir, Zira onun peygamberlikle mijnasebeti vardtr. 7-Ana ~efkati peygamber gefkati gibidir Ana gefkati uluslarln karakterini yaratlr.

    ilerleyen dizelerde 'cahil, bodur, gigman, gorgiisiiz, k ~ t gariiglii, sohbet bilmez, basit' gibi sl&tlarta betimiedigi Dogu kadlni ile 'ince, narin yaplll, i~veli bakiglt, fikri garp rnedeniyeti rgrgtyla aydlnlanznlp' gibi stfatlaria ta- nimladlg~ Bat1 kadin~ni kara~lqtlrtr:

    15-Egitimsiz, kiiltiirsilz, sohbet bilmez Gorii~ii kit, sac kaba sabadlr,

    16-Ama logusaltk acllarlna katlanm15 Glizlerinin etrafinr mor halkalar sarmrgtir.

    18-Onun qektigi acllar milli \ iar l~g~miz~ giiglendirir Gecesinden biitiin alerni aydtnlatan bir sabah dogar.

    19-0te yanda kucagl bog narin yapill kadln Bak~g~nda mahgcrler kaynag~r

    20-Fikri bat1 medeniyetiyle aydtnlanmi~ Seklen kadrn ama hakikatte kadrnllktan eser yok.

    22-Ondaki Bzgiirliik hayaya a ~ i n a degil Gozleri kiistahilk ve fitne dogurmaktadrr.

    23- Ondaki iIim analrk yiikiinu qekemiyor Gecesinin ufkunde bir tek yildrz parlamlyor.

    60 NOSHA, YIL: I.U, S M I : 9, BAHAR 2003

  • CELAL SOYDAN

    24-BahÇemizde böyle çiçek bitmese daha iyi Milletin eteğİnden yıkansa bu leke daha iyi. 21

    İkbal, Farsça şairliğinin doruk noktası sayılan Cavidname'de kadın ko-nusunu tekrar ele alır. Merilı Feleği'ndeki gezintisinde orada yaşayan ve peygamberlik iddiasında bulunan bir kadının ağzından, kadının durumunu aktaran İkbal, Rumi aracılığıyla onun her sözüne karşı görüşlerini ifiıde eder. Merihli kadın, Avrupa'daki feminist ak1mın savunucusudur. dolayısıyla kadına biçilmiş annelik görevini dahi kabul etmemektedir. Aşk ve ev-liliğe inanmayan bu kadın isyan bayrağını çekmiştir. Merihli kadın der ki 'biz ne zamana kadar dilherlik yapıp duracağız? Erkekler için sadece bir oyuncak veya evin bir süs eşyası gibi kalacağız? Bedenlerimiz ne zamana kadar erkeklerin malı olacak?'

    Merihli Peygamber Hatunun Beyam23

    l 026 Ey kadınlar! Ey an neler, ey hemşireleri Ne zamana kadar yalnız güzelliğimizle yaşayacağız?

    1027 Dilherlik dünyada mazlumiyet demektir; dilherlik malıkurniyet ve m ah rumiyettir.

    1028 Tarağı saçımıza koyduk, erkeği avladık sandık. 1029 Erkek avianacağı yerde avlıyor, seni zincire vurmak için etrafında

    dolaşıyor.

    1030 Onun önümüzde erimeleri hile ve hud'adan başka değildir, dert döküşler, yanmalar, arzular, aldatmak içindir.

    1031 Bu ka tir seni hanım yaparsa seni dert ve kedere müptela kılar. I 032 Onunla beraber yaşamak işkencedir; onunla vuslat zehirdir, ondan

    ayrılık, şeker!

    1033 O, bükülmüş bir yılandır; onun kıvrımlarından ve büklümlerinden kaç! Onun zelırini kendi kanına dökme!

    1034 Annelikten annelerio yüzü solgun! Kocasız. serbest olanlara ne mutlu!

    1035 İlahi vahiy bana peyderpey geliyor; bende imanın lezzeti artıyor.

    Peygamberlik iddiasında bulunan Merihli kadın, tıp ve bilimin çok iler-lediğini, çocuk sahibi olunmak istendiğinde artık erkeğe gerek kalmadığını; dolayısıyla erkek denilen bu cinsin fosil olarak müzeleri süsleyeceğini, bütün hakimiyetin kadınların eline geçeceğini iddia ederek hemcinslerine müca-dele etmeyi salık verir.

    1045 Kalk! Fıtratla mücadeleye başla; kadın senin savaşınla hür olsun. 1046 İki vücudun birleşmesinden kurtulmak, kadının tevhididir! Kendini

    sakla, erkeklerle münasebet kurma! Rumi

    NÜSHA, YıL: III. SA Y1: 9, BAHAR 2003 61

  • lKBAL FELSEFES~DE KADININ YERI

    1047 Bu yerti ayinfi asrln mezhebine bak! Dinsidik terbiyesioin mahsu- Iiinii gor.

    1048 Hayat i ~ i n ask, geriat ve ayindir; terbiyenin as11 dindir; diri, qktrr. 1049 Onun zahiri yanar ve ateglidir, onun batrnr Rabbilalemin'in nuru-

    dur. 1050 Onun iq ateginden itim ve fen qrklyor, onun ziilfiiniin gilglnlrgin-

    dan ilim ve fen ftgk~riyor. 1051 Din, q k l n adabt olmadan oiguniqamaz; dini, q k sahiplerinin

    sobbetinden al.24

    Rurni'nin agztndan g6rQlerini aktaran ikbal'e gi5re, feminizm yeni asrln dini haline gelmigtir ve bunun sebebi de toplumun dinin iiziinden uzaklq- mastdrr. Din egitimi almayan ve din kurallanna baglaamayan uluslar bu sevgisiz ve a ~ k s ~ z felsefeye sapacaklardrr. Zira din, yagayan, yagatan ve ya- ratan aaktlr.

    fkbal, kadrnln toplumdaki yerini mas hatlarcyla pcuk yetigtirmek olarak beiirler. Abdulmecid Salik, ikbal'in bu konuda ilginq bir ifadesine yer verir: "Ben kad~nlara pek giivenmiyorum. Onlar kendilerine has +ler, me- sela evcimenlikte de ilstUn bir kabiIiyet gosterrnezler." Sonra @yle devam eder: "Kadma zeka az verildi, bunun sebebine gelince onun yaratrcl giicii zi- hin yerine rahme dayamr, bu yiizden erkek beyniyle yarat~cldlr, kad~n ise rahmiy1e."2s igte bu yiizden kadrn, Eflatun gibi eserler veremez, ama analik vasfiyla Efl atunlari dilnyaya getiren ve yeti$iren odur:

    Kadln 1- Kadlnrn varllgryladrr, kainat resmindeki renk

    Onun ahengiyledir ya+ymln ig yanlgr. 2- Bir avuc; topragr, asillikte Siireyya'dan ileridir . .

    Zira her asalet o milcevher kutusunda korunan bir incidir. 3- Kadrn Eflatun diyaloglarr yazamadr ama,

    Onun aleviyle parladl Eflatun'un kiv~lcrmi.~~

    Hicaz Armagani'nin Farsga boliimiinde 'Milletin Klzlarl' bavl~kll k~ta- larda da kad~nln, annelik gorevi s~nirlarl iginde kalmasr gerektigi goriigiinii yineler. Okul konusuna da deginen ikbal, okulu bir sihir ve biiyii olarak ta- nrmlar ve insana goz ve goniil veremeyecegini sav~nur.~' kbat'in eserle- rinde kadrn konulu beyitlere yer yer rastlanmakla birlikte 'Musa Vurugu' adryla 1936 yrl~nda yayrnlanan kitablnln iigiincii btiliirnti Kadrn ba~llgrn~ ta- gtmaktadlr. Kadrn konusunun en genig gekilde ele almdigi bu boliimde 9 taile ~ i i r vard~r. Ancak bunlarin hi~birinde 4'ten fazla beyit yoktur ve konu kadrnlarrn ortiinmesi, egitimi, ozgiirlugii meselesi, namus kavramlyla srnrr- Itdlr. Bunlarda sadece kadln ele altnrnakta ve Ikbal'in bu konudaki yakia- Srml ana hatlarryla ortaya pkmaktadn. ikbal, kadrn konusunda Avrupa'nln tuturnurra ~iddetle kargr qlkar. Oradaki kadrnln, olmasl gerektigi yeri tani-

  • CELAL SOYDAN

    maması ve annelik görevinden uzaklaşması ona göre bozuk toplum yapısının işaretidir.

    BirSoru l- Hint ve Yunan'ın hayran oldukları

    Avrupa 'nın bilgelerine biri sorsun: ı-· Bu mudur mükemmel toplum yapısı?

    Erkek işsiz, kadının da kucağı boş kalsm.28

    Batı medeniyetinde, diğer sosyal yapılarda olduğu gibi kadın erkek ilişkisinin de sağlıklı olmadığı ve içinde barındırdığı bu çarpıklığınedeniyle bu medeniyetin kendi kendini hançerleyeceği29 görüşündedir. İkbal, kadının ka-dınlık niteligini koruyanın sadece erkek olduğu inancındadır ve bu gerçeği kavrayamayan uluslarm çok çabuk yok olacağını savunur.

    Kadının Korunması

    1 - Benim sinernde canlı bir hakikat gizlidir, Damarlarında soğuk kan dolaşan bunu ne bilsin.

    2- Ne peçe, ne de eski veya yeni eğitim; Kadının kadınlığını koruyan sadece erkektir.

    3- Bu canlı hakikati bir millet anlayamamışsa O milletin güneşi çok çabuk batmıştır.3 rı

    İk bal, dinamik ve güçlü bir toplum yapısı oluşturmayı amaçlarken kadını tamamen erkeğin insafina bırakmış gibi görünmektedir. Ona göre erkeğin özü kendiliğinden ortaya çıkarken, kadının özü ancak bir erkek sayesinde ortaya çıkar. Yani erkek olmadan kadın, gerçek kadın niteliklerine kavuşmaktan mahrum kalır.

    Kadın

    1- Erkeğin özü başkasına gerek olmadan çıkar ortaya, Oysa başkasının elindedir kadının özünün ortaya çıkması.

    2- İşte şu hararetle katlandığı acı arzusu onun sırrıdır, Yaratma (doğurma) zevkinin ateşiyledir onun varlığı.

    3- Hayatın sırları işte bu ateşle ortaya serilmektedir, İşte bu ateşle canlı kalmaktadır dünyanın varlığı.

    4- Ben de kadının mazlumluğundan üzüntü duymaktayım çok Ancak, bu zor düğüm ün yok başka bir çözüm imkanı.31

    İkbal kadın özgürlüğü konusundaki kısıtlayıcı fikirlerinden dolayı top-lumun bazı kesimlerinin tepkisine maruz kaldığının fiırkındadır. Bu yüzden konuyu bazen kadınların hasiretine bırakınayı daha uygun bulur. Aşağıdaki şiiri açıklayan Gulam Resul Mehr, son beyithakkında şu ifadeleri kullanır: "Kadınlar eğer özgürlük istiyorlarsa bütün takı ve mücevherattan vazgeçmek

    NÜSHA. YIL: III. SA YI: 9, BAHAR 2003 63

  • zorunda kalrrlar. Zira erkek, kadln~n ijzgiirliigii seqmesi dururnunda ona rniicevher alma sorumlulugundan kurtulmu~ oiacakt~r. Erkek. ancak evinde oturdugu zaman kad~na bu tiir degerli takilar alir. Simdi kadrnlar akrl ve basiretleriyle karar versinler; ijzgiirliik mB, yoksa ziimriit gerdanhk ~ I Y ~ ~

    bdinlarm iizgl7rl~gii 1- Bu tartqmada hiqbir karara varamam,

    Gerpi qok iyi bilirim ki biri geker, biri zehir. 2- Konupp daha fazla muhalif edjnmenin fhydast ne

    Uygarlrgln qocuklart bana a t e n dargrniar. 3- Bu slrri ancak kadlnin basireti if$a etsin

    Bilge kigiler bu konuda mazurdurlsr. 4- Hangisi onemlidir siis ve deger balumtndan:

    Kad~nln GzgllrlUgll mu, yoksa zilmrUt gerdanlik m1P3

    Yukartda verilen ijrneklerde gBrUtdUga gibi ikbal, sosyal yasm iqinde kadrnin yeri konusuna gegitli gerekgelerle yasaklar getirmektedir. 0 kadmt, evin s ln~r la r~ iqinde kaldrg~ siirece kadrn olarak g6riir ve ancak o zaman er- kegin tevecciihune layik bulur. Zira kadmln asli glirevi qocuk yeti~tirmek ve her ne kadar onlar~ bu konuda bile yetersiz buluyorsa da ev iglerini idare et- mektir. Ona gore kadln evinden qrkar, 6zgiirliigii sewrse annelik ve kadtnl~k vasfin~ kaybeder. Kadlnln annelik vasfin~ devam ettirmesi iqin alacagt egi- tim de belirli slnirlar iqinde kalmafid~r.

    Prof. Muhammed Anver Sadik bir makalesinde ikbal'in kadina gerekli iinerni verd ia i , erkege karp q i t kabul ettigini, egitimine gereken ilgiyi gosterdigini savunup konuya iligkin gerekqelerini slraladlktan sonra ikbal'in fikirlerinin merkezini benlik felsefesinin oiugturdugunu ancak, ne yazrk ki bu felsefenin higbir yerinde kadtn varl~grna rastlanmad~gtn~ yazar.34 Temel felsefesi benlik olan, yani insantn yaradtltgtan sahip oldugu iistiin yeteneklerini ortaya qlkar~p geiigtirerek ewenin her zerresini hakimiyeti al- tlna almasml, iistiin insantn olugmastni ve biiylece nitelikli bir toplum yap- slntn olugacagmr savunan bir diigiiniiriin kadrn varlrgrn~ ve benligini gor- mezden gelmesi bu felsefede Bnemli bir zafiyet olarak alg~lanmalrdrr. Zira bizzat [kbal'in 'dinin en biiyiik koruyucusu', 'ulusun gergek mimarlart' gibi slfatlarla tan~mladrg~ kadma, giiq1ii bir toplum yaplsl olugturmayl ama~la- d1g1 felsefi goriiglerinde yer vermemesini makul bir gekilde apiklamak ol- dukpa zordur.

    'fkbal'in dogum tarihi konusunda 1870'ten 1877'ye kadar u;ranan degisik tarihler vardlr. Ancak kbal, Mlini'tc yaufig Doktora tezi "The Devoiopment of Metaphysics in Persia'' ( b ' d a Metafiziijn Ge1i~imi)'ya eirledigi biyoemfisinde dogourn tarihini 3 Zikad 1294 olarak belirtir. Bu tarih 9 Kastm 1877'ye tekabiil etmektedir. Buna m e n konuya iligkin tartigmalar bitmedi. K i y e t kbal'in doEjumunun yihtincii ylldiiniimiinde dogun tarihi resmi otarak. 9 Kaslm 1877 olarak Wul edildi.

  • CELAL SOYDAN

    2 Özellikle "T/;e Reconstruction of Religius Tlıouglıt in Islam" adlı eserde bu yönü açıkça görülmektedir. 3 Abdulhakim, Halife, Fikr-i lkbiil, Bazm-i İkbal, Lahor 1988, s. l08. 4 Abdullah, Seyyid, Masa 'il-i İqbal, Pakistan Urdu Academi, Lahor 1987, s. 226. 5 İkbal, Muhammed, Kul/iyiit-i lkbiil-Ffirsi, Şeyh Gulam Ali and Sons, Lahor 1973, s. 168;.(26,28,32) 6 Mustafu Han, Gu1am, lkbiif aur Kıır'an, ikbal Acadcmy, Lahor, 1988. ı llS sayfu.lık bu eserde İkbal'in şiirlerinde geçen ayet ve hadislerin tamamı belirtilmiştir. 7 İkbal'in eserleri: Kafileye Sesleniş, Cebrail'in Kanadı, Musa Vuruşu, Hicaz Armağanı (Urduca), Benliğin Sırları, Benlik'ten Geçmenin Sırları, Doğudan Mesaj, Acem İlahileri, Cavidname, Yolcu, Öyleyse Ne Yapmalı, Hicaz Armağanı (Farsça). Hindistan'ın çeşitli üniversitelerinde verdiği ve "İslam'da Dini Düşüncenin Yeniden Teşekkülü" adı altında topladığı 7 İngilizce konft:ranj;. "İrim'da Metafiziğin Gelişimi" doktora tezi de İngilizce' dir. nk eseri olan "İktisat Bilimi" Urduca'dır. 8 Nadvi, 'Abdusselaın, İkbiil-i Kiimil, Ateştişan Publications, Lahor 1992, s. 343. 9 Aziz Ahmed, lkbiil Nai Taşkil, Ui.hor, Gulub Publishers, 1968, s. 345. 10 İkbal, Muhammed, Makiiliit-i İkhiil, (Deri. Sy. 'Abdıılvahid Mu'iru'), Aina-i Edeb, · Lahor 1988, s. 93-94. ıı Ag.e., s. 94-95. 12 İkbal, Muhammed, Şazriit-i Fikr-i İkhiil, (Deri. Cavid İkbal), Meclis-i Terakki-i Edeb, Lahor 1983, s. 85-86. 13 İkbal, Muhammed, KulliyiJt-i lkblll-Urdu, Ş. Gıılam Ali and Sons, Lahor 1984, s. 558. 14 İkbal, Muhammed, Makiiliit-i İkbiil, (Deri. Sy. 'Abdıılvahid Mu'inl) s. 93. 15 Örtünme sözcüğü, kadınların her çeşit örtüyle kapanmaları, namahremden saklanmaları ve toplum içine çıkmaktan kaçınmaları gibi konulan da içermektedir. 16 İkbal, Muhammed, Makilliit-i İkbiil, (Deri. Sy. 'Abdulvahid Mu' in!) s. 94. 17 Huseyin Han, Yusuf, Ruh-i İkhiil, Aina-i Edeb, Lalıor 1984, s. 347. 18 Nisa Suresi; 34. "Ailalı'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıklan için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için saliha kadınlar itaatkardır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırınasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataldarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür." 19 İkbal, Muhammed, Makillilt-i İkbiil, (Derl. Sy. 'Abdulvahid Mu'ini) s. 177. 20 A.g.e., s. 179. 21 Bakara. 187, " ... Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz. .. " 22 İkbal, Muhammed, Asrar u Rıımuz, (Urduca Çev. Miyan Abdurreşid), Şeyh Gulam AliandSons,Lahorl99l,s.326,327,328 23 İkbal, Muhammed, Cavidnamah, (Çev. Annemaria Schimmel), Kırkambar Yay., İstanbul 1999, s. 277 ... 281 24 İkbal, Muhammed, Kulliyiit-i lkbiil-Fiirsi, s. 699-700. 25 Salik:, 'Abdulmecid, Zikr-i İkblll, Bezm-i İkbal, Lahor 1993, s.264. 26 İkbal, Muhammed, Kıti/iyiit-i lkbii/-Urdu, s. 556. ZT İkbal, Muhammed, Kul/iyiit-i İkbiil-Fiirsi, s. 975. 28 İkbal, Muhammed, Kul/iyiit-i İkhiil-Urdu, s. 554-555. 1!J Ag.e., s. I 41

    NÜSHA, YlL: lll, SA YI: 9, BAHAR 2003 65

  • Senin medeniyetin kendi han~eriyle kendini yok edecek Zaylf dala yapllan yuva dayan~ki~ ofmayacakt~r.

    Age.. s. 557-558. 3' Age., s. 559. j2 Mehr. Gularn Rasul, h4atZeb-i Zarb-i Kolim, $. Gulam Ali and Sons, Lahor 1989, s. 121. j3 kbal, Muhnmed, Kulliydr-i IX.421-Urdu, s. 557. j4 Sadik, i,..4nser, Fih-i fkbdl niii? fiuraz & :d.in&nz, kbal, C. 36, S. 2; s.98.

    NUSI* Y E EL SAM: 9, BAHAR 2003