Upload
others
View
3
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
MAAC TARAFINDAN SAYISAL ORTÂIVİA AKTARI; MİSTİR
7 HAZİRAN 1963
rlL: 4 SAYI 2K
Fİ ATI : 15 Mil
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır
Toprak, eğer uğrunda ölen varsâ Vatandı
Şehitlerimizi hürmet vc tebcille anıyoruz
Bugün bir vatan uğruna va-tanlaşanlann, bir bayrak uğ-runa bayraklaşanların günü RUHLARI OLSUN
MUR varlığımız, millî mu-
kaddesatımız, haysiyet ve şere-
fimiz uğrunda şahlandığımız
7 Haziran gününün bu mukad-
des yıidönmünde, gönülleri
miz hırs, kin ve intikamla de-
ğil, şehitlerimize, bu uğurda
4 ferağati nefisle çalışanlara kar-
şı sonsuz şükran ve minnet his
leri ile dolub taşmakta, başla-
rımız, bu dâvaya başkoyanla -
rın mânevi huzurlarında hu-
şuyla, tâzimle eğilmektedir.
Bu şanlı gazanın gerçek hi-
kâyesini, gerçek muhasebesini,
bu gazanın ön safında şerefle
çalışmış olan sayın Rauf Denk
taşın vakur ve mütevazı kale-
minden dinıliyelim:
"Toprak, uğrunda ölen
varsa vatandır" diyen şai-
\ in sözlerine uyarak, bu -
gün Kıbrıs'ı, bize vatan
yapmak için canlarını fe-
da eden 80 bin Türk Şehi-
dinin yanına seve seve ya
tan 1958 Şehitlerimizi ta»
zimle anıyoruz.
Yabancı ülkeleri şerefli
bir şekilde, mertçe dövüşe
1
başyazı EN KIYMETLİ MİRAS!
Millî varlığımıza tecavüz edildiği 7 Haziranın bu
yıldönümünde, şehitlerimizi Türke has bir vakar ve
gururla, ebedî şükran ve minnnetle anarken, bir kere
fiaha, Kıbrıs'ta hûzur ve nizam, eşit hak ve hürriyet
istediğimizi peşinen belirtmek istiyoruz. Şurası tarihî
bir gerçektir ki, mensub olmakla gurur duyduğumuz,
Biiyuk Milletimiz, Tarihi boyunca, sulh ve müsaleme-
tiıı, hak ve adaletin, tek cümle ile, insanlığın müşterek
ideallerinin daima yılmaz müdafii olmuş, bu uğurda
kan ve can vermekle fedakârlıklara hudut tanımamış-
tır.
Kıbrıs'ta Anayasa dışı hareketler karşısında, ilk
ikaz ediri ses, Anavatanımızdan yükselmiş, Türkün
kudretli parmağı, yanlış yola sapanlara, hakkın ve
adaletin müsbet ve nurlu yolunu göstermiştir. Dalâ-
lette olanların rotalarını, istikametlerini bu nurlu yo-
la tevcih edeceklerini ümitle, inançla istemek ve bekle-
mek, en vakur, en âsil dileklerimizden birini teşkil et-
mektedir.
Bugiin, millî varlığımıza tecavüz edildiği günün
„vil dönümüdür. Bugün, insan haysiyetimiz, aile mah-
remiyetimiz, bacı namusumuz ve nihayet insan toplu-
luklarının en tabiî hakkı olan hürriyetimiz uğrunda
şahlandığımız ve bu mukaddes mefhumların korunma
M uğrunda kan döktüğümüz, can verdiğimiz bir gün-
dür Fakat şu hususu belirtmeliyiz ki, bu gün kalple-
rimiz hınçla, intikamla dolu değildir. Dünkü düşmanla nmi2, fakat bu gün kaderbirliği yaptığımız ortaklam-
"ıiKtı karşı, düşmanlık beslemiyoruz. Çünkü, cemaat
olarak, millet olarak, Kıbns'ta müşterek bir devlet ve
hükümet, müşterek bir sulh ve nizam kurmak gibi
tarihî ödevler yüklenmiş olmanın şerefli mes'uliyetini
tamamı ilâ idrak ediyor, bunun sonucu olarak, geçmi-
»ji» acı ve kanlı safhalarını geride bırakmak istiyoruz.
Sulh ve huzûra, kanun ve adalete âşık Türk Top
•umu, Büyük Milletinden tevarüs eylediği bu idealle-
re daima sadık kalmasını bilecek, itidalle, vakar ve
Yenili ile hareketi kendine daima şiar edinecektir.
Kafa ve gönüllerimize, hınç ve ihtirası değil, in*
»lığuı müşterek fazilet ve ideallerini doldurduğu -
ffün, bu Adaya, bu Adanın gelecek nesillerine en
11, en muhteşem bir mirası bırakmış olacağız.
T. BAYBAKTABOGLU
Mahi Gazetesi gene saçmalıyor
Bu toprakta kemiğiniz Bu bayrakta renginiz vardır
Rum gazetelerinin meşhur
bir taktiği vardır. Çiğnenen
hakkımız için sesimizi yükselt-
tiğimiz ve Anavatanımız dava-
mızı desteklediği gün, Rum ga
zeteleri ayni notayı çalan bo-
rular gibi hepbir ağızdan orta-
lığı velveleye verirler, her za-
man değrşmiyen, kalıplaşmış,
hantal bir sebebi ileri sürerler:
Mahi gazetesi, geçen günkü sa
yısında, gene ayni teraneyi tek
rarladı durdu. Ankara Hükû -
metinin Kıbrıs'la ilgili politika
sının sertleşmesine sebep, Tür Anayasanın pervasızca çiğnen -
kiyedeki politik istikrarsızlık -
mış!!!
Zurih ve Londra Anlaşmala-
rının çetin müzakerelerine baş-
landığı gün gene Türkiyede po
litik bir istikrarsızlık mı vardı.
Karstan Edirney ekadar bütün
bir vatan şaha kalkarken gene
politik bir buhran içinde mi
idî?
Gerçek olan bir şey varsa,
politik bir istikrarsızlık bahis
konusu ise, bu, Kıbrıstadır.
diği, Anayasa Mahkemesinde-
ki adalet cihazının felce* uğra-
dığı, huzur ve nizamın yok ol-
duğu Kıbrısta.
Mahi, boşyere, uydurma se-
beplerle avunmasın...
Mahi, buradaki gerçek
istikrarsızlığın sebeplerini ken-
di cemaatinde arayacağına, ma
sum bir eda ile ,suçu başkala-
rının omuzlarına yüklemek
gayretkeşliğinde bulunmasın.
ıek, kanları ve canları pa-
hasına alan atalarımız,
Kıbrısı, Anavatanın bağrı-
na dayanmış bir hançer ol
maktan kurtarmak için al
raışlardı.
Bu olayın manası Türk-
lük dünyası için çok m ü -
hımdi. O gün, bu gün, asır
lurdır Türklük bu adada
kuvvetli bir şekilde var ol
muştur.
Gün geldi, bizim bura-
da olduğumuzu unutanlar
veyahut da bizi sindirerek
idarelerine almak isteyen-
ler oldu.
İşte bu an larda canımız ı d iş imize takarak, şeref imi 7İ, mill î haysiyet imizi , n a m us ve varl ığımızı koru-masını bildik.
Kıbrıs'ta kefensiz yatan
bayraktarların yüzünü gül-
dürdük.
Hakkımızın korunması
için mücadele neyi icap et-
tırdiyse onu seve seve yap-
tık.
Bugün hatıraları önün -
de hürmetle eğildiğimiz
aziz şehitlerimiz, işte Kıb
rw Türkünün bu fedakâr-
lığının ebediyen unutulma-
yacak kahramanlarıdır.
Bunlardan birçoğu ha -
bersizce, arkadan vuru la -
rak öldürüldü. Gaye Kıb-
rıs Türkünü sindirmekti.
He rdüşen şehidle bir o ka
nar daha canlandık, bir o
kadar daha kuvvetlendik.
1955-1958 yıllarının müca-
delesinde içinde bulundu-
ğuğumuz gayri müsait şart
ları düşünmedik.
Şerefle,
Türk olarak yaşamağı
düşündük.
Bayraktarın Kıbrısa
\ 571 'de canı pahasına dik
tiği Türk bayrağının gül
yüzünü karartmam ağı dü-
şündük.
Ve düşünkük ki - yeni-
cen bir koloni idaresine
girip uşak gibi yaşamak -
tansa ölmek daha iyi, da-
ha şerefli bir yoldur.
Haklarımızı bu imanla
koruduk, '
Sesimizi bu imanla du-
yurduk.
Toroslarm gölgesine sı-
ğınmış; her sabah Anado-
lu yu selâmlayan güzel K ıb
rısta bu iman ve bu inanç-
la yaşamaktayız.
Yaşamaktayız, ve yaşı-
yacağız.
Çünkü, hak ve adalet
yolunda gerilemeyen;
Vatan için canını verme
sini bilenleriz.
Siz, aziz şehitlerimiz,
bunu ne güzel isbat etti -
MİZ?
Bu vatan parçasına ça-
tımızla, yeniden can, kanı-
nızla, yeniden renk verdi-
Yaslı ailelerinizi; ve
"Yaşamak için ölmesini bil
mek gerekir" dersini bize
veren; tarihimize yeni bir
ranlı sayfayı kanları ile
yazan sizleri hürmetle sev
şi ile selâmlarım.
Ruhlarınız şad olsun.
Zaferiniz Türk Gençliği -
nin elinde emanettir. Ra-
hat uyuyunuz.
BUGÜNKÜ PROGRAM
1— Merasim saat 9.00 da Şe-
hitler Anıtında başlıyacak
tır.
2— Saat 9.00 da Ti borusuyle
çelenk konulacak.
3— Bir öğretmen Koleji öğ -
rencisi tarafından şiir oku
nacak.
4—Saat 11.00 de Selimiye
Camiinde Cemaat Meclisi
Başkanı Sayın R. R. Denk
taş'ın konuşması (C. M.
Asbaşkanı Dr. Şemsi Kâ-
zım tarafından okunacak)
5— Konuşmayı müteakip azi/
şehitlerimizin ruhlarına
mevlût okunacak.
6— Yukarıda zikredilen saat -
lerde okul öğrencileri ve
halkımızın hazır bulunma-
ları bildirilir.
7— Tören Beden Eğitimi öğ -
retnıeni Özalp Gümüş ta-
rafından idare edilecektir.
Hâlâ Istanbulun matemi tutuluyor
Kıbrıs Türkü'nün bahtında söken şafaklarda kanınızın al rengi vardır.
Cikko Cimnasyumundan
açıklandığına göre, Istanbulun
fethinin yıldönümü olan 29
Mayıs tarihinde, Cikko Cim-
nazyumu, sabah derslerinin iki
saatini, bu acı yıldönümünü
anmak için tertiplenen merasi-
me ayırmıştır. Cimnazyum Mü
dürü Dr. H. Haralâmbos, yap-
tığı konuşmada, Bizans impa -
re torluğun un yıkılmasına se -
beb olan olaylardan bahsetmiş,
fethin safhalarını anlatmıştır.
Büyük bir heyecan içinde olan
öğrenciler, konuşmayı azami
dikkatle dinlemişlerdir. Bu
büyük millî felâket idrak edi -
lirken, öğrenciler ve öğretmen-
ler arasında bir matem havası
seziliyordu!!
Ayıptır Kiryeler! İstanbul,
beş yüz cm yıldır, Türkündür
ve ebediyete kadar Türkün
mülkü olacaktır. Beşyüz on
yıl sonra Istanbulun matemini
tutacağınıza, bugün bütün gay-
ret ve çalışmalarınızı Adadaki
komünizm tehlikesini önleme-
ğe, bu Adanın imarı, bu ada -
rın terakki ve tealisi uğruna
seferber etmiş olsanız, daha iyi
etmiş olurdunuz. Bu adada,
iki cemaatın el ele vererek ça-
lışması, müşterek bir huzur ve
nizamın kurulması, hayat stan
lardınm yükselmesi gibi hayatî
problemler ortada dururken,
sizler başlarınızı iki elinizin
arasına almış Istanbulun mate-
mini tutuyorsunuz. Boşuna yü
reklerinizi dağlamayın! Kendi-
nize yazık ediyorsunuz!.. WW»/VA/WWVWW>/VWWWVWWWWW
Seyahata Hazırlananlar! LEFKOŞA TÜRK BANKASI LTD. SEYAHAT BÜROSUNA
telefon ederek gitmeyi tasarladığınız yeri bildiriniz. Siz kendi işinizle meşgulken Büromuzdaki tecrübeli elemanlar biletlerinizi hazırlayarak
derhal evinize, dairenize veya çalıştığınız yere getireceklerdir.
Tel : 74474
İ S
Sayfa 2 N A C A K \D TARAFINDAN SAYISAL OFT
.IIMMHattlMnillllIlliaMtllllllllllllllllllllıılııaıılıılnaululıılIKlılıılııaııllllllllllullllnlıltllll
AKTARILMIŞTIK Cuma, 7 Haziran 1
ııııııaıııııaıııı*
Pencere i ENOSİS R A D Y O S U j
1 Yazan : İLTER VEZIROĞLU |
Radyoya İç İjleri Bakanının tal imat verme l
- yetkisi Temsilciler Meclisinde büyük bir muhale- |
I fete rağmen Rum milletvekillerin isteğine uyula- | - tak kanunlajmıjt ır . î
Bundan böyle Kıbrıs Radyosunda ENOSİS | ! p r o p a g a n d a s ı n ı n hızlandırılacağına jüpbemiz ola I
I ıaaz. Bu karardan sonra Radyo Umamıyle Rum
' idaresine girmij oluyor. |
Rumlar artık istedikleri kadar kara yürekli- |
I ligini ortaya dökerek Türklere sövecekler, bar- |
; bar diyeceklerdir. Dinimize, milliyetimize saldı- |
I ı . j lar daha da çoğalülacaktır. |
Kıbrıs Radyosu hükümete bağlı olmadığı bal |
I de yapdan yayınlar, Rum gençlerini Türklerin f
Z üzerine kı jkırtma faaliyetleri bugün oldu devam §
I etmektedir. Radyo hükümete bağlandıktan sonra |
- zehirleyici programlar İçimleri bakanlığı taraf m- |
I dan daha esaslıca hazırlatdacaktır.
Temsilciler Meclisinin bu kararı ile bundan |
I böyle devam ettirilecek tutum, Kıbrıs Türklüğü- |
nün şeref ve haysiyetini rencide edeceğinden bu I
| Lir Radyo olmaktan çıkacak zararlı bir snüesse- |
İ £c halini alacaktır. |
Radyolar toplumlara çeşitli alanlarda fayda |
! ^ağlamakla çırpmırken bizim Kıbrıs Yaym Kor |
l porasyonu da boş bir teneke gibi kulakları tırma- |
" I ayıcı bir şekilde enosis için ötecektir.
Medeni milletlerin hiçbirinde Radyo Devlet f
^ idaresinin talimatı ile yürümemekte ve ne de be- |
î lirli bir toplum için çalışmaktadır. Gel gör ki Kıb- |
î rıs'ta durum bambaşkadır. Burada yapdan bütün |
I yayınların çoğu Türklük aleyhinde. Dine, dile, |
1 milliyete yapdan küstahça neşriyat karşısında |
I Türklüğün gösterdiği sabır ise takdire şayandır. |
Türklerin millî ve dinî günlerinde radyo ve |
; televizyonda yayınlanması için hazır lanan prog- |
; ramların sonradan program dışı edilmesi de or- |
j cadaki ayırt edici siyasetin ve Türklüğe karşı be s- |
1 lenen düşmanlığın bir neticesidir.
Kıbrıs Türkü artık Radyodan bir fayda bek- |
Z leyemez. Radyonun düğmelerini çevirmek, tele- |
- vizyon programlarını takip etmek de insana bir |
- soğukluk veriyor. Her düğmenin çevrilişinde han |
1 gl tahrikle karşı karşıya kalacağımızı düşündük- |
| çe hiç açmamak bizce daha faydalı olacaktır. Bu- |
2 gün bu düşünce bizde mevcutsa bunca zaman din |
Z lediğimiz ve gördüğümüz yayınların bizdeki çeşit |
I li etkisinden başka birşey değildir.
Varsın Kıbrıs Radyosu İç İşleri Bakanlığının i
l talimatı ile yürüsün. Bir ENOSİS propaganda mü I
; cssesesi olsun. Bozuk ağızlardan istenildiği ka - |
I dar küfürler savrulsun. Türk yine o şanlı Türk'- |
I tür. O şanlı Türktür ki 1571 yılında kahraman |
I 1 ürk Ordusu adayı fethettiği zaman kendilerine |
- din, dil ve milliyetlerinde serbestlik verdi. Bu iyi §
- İlklerinden dolayıdır ki şimdi tâ Ankaraya kadar |
- dil uzatıyorlar.
Radyoda ENOSİS teraneleri söylemekle, bir f
; Cemaatı tahkir etmekle dava kazanı lamaz. Bu du Z
l rumunuzla ancak nekadar efendi ve edebli oldu- |
I ğunuzu meydana seriyorsunuz. |
Ayıp size giryeler. Gülmek ve hem de acı- §
- :nak lâzım topunuza. Sekiz yaşındaki bir çocuk |
- yapmaz sizin bu yaptıklarınızı. Aristo gibi bir bil î
- f i n yetiştiren bir Cemaatın fertlerinin şimdi bu |
; kadar mantıksızlaşacağını hiç ummuyorduk. ıııaııftiıatıaııaıiftMaıısHBiı«Ma«taıtaııaiLBHSııaıı«ıı*ııaıiftt4Biifliıatıaij«ııaıı*ıtBiiBtı«H«ııaıiBiiBiı«ııaıta«iBuauauBiıaııs>ıw*
FASIL 224 VE 3/60 NUMARALI GAYRI MENKUL MAL
(TASARRUF, KAYIT VE TAKTİRİ KIYMET KANUNU-
NUN 49 (4) MADDESİ TAHTINDE İLAN
Vretça köyünde 1- Lurka tu Koşi ve Kaminu mevki-
indeki Bağ ve ağaçlar ile tarlayı namına kaydettirmek
için Vretçalı Yaşar Mahmut Ali Bey Baf Tapu Dairesine
istida etmiştir.
Yukarıda zikredilen mal Ali Bey Mahmut'un namında
kayıtlı bulunmaktadır.
Vretça köyüne asılmış bulunan N. 125 forması üzerin
de mezkûr malın tafsilâtı görünmektedir.
Yukarda bahsi geçen malda alâkadar olan herhangi
bir şalııs, bu ilân tarihinden altmış güne kadar mütesav-
ver kaydın yapılmaması için sebep göstermesi lâzımdır.
Baf Tapu Dairesi Tarafından
Istar Olunmuştur
Kasaba. 3.6.963.
FASIL 224 VE 3/60 NUMARALI GAYRI MENKUL
MAL (TASARRUF, KAYIT VE TAKTİRİ KIYMET
KANUNUNUN 49 (4) MADDESİ TAHTINDE ELAN.
A 1060/61.
Susuz köyünde, Platano mevkiinde tarla namına kay-
dettirmek için Kasaba sakinlerinden Antonis Nicola Hristo-
dulu Baf Tapu Dairesine istida etmiştir.
Yukarıda zikredilen mal Rauf, Havva ve Günay Meh-
met, 2- Ahmet Tefik Şukri, 3- Nikolas Hristodulu namında
kayıtlı bulunmaktadır.
Susuz Köyüne asılmış bulunan N. 125 forması üzerin-
de mezkûr malın tafsilâtı görünmektedir.
Yukarda bahsi geçen malda alâkadar olan herhangi bir
şahıs, bu ilân tarihinden altmış güne kadar mütesavver kay
dııı yapılmaması için sebep göstermesi lâzımîhr.
Kasaba 29/9/1962. Baf Tapu Dairesi Tarafından
ister Olunmuştur..
Fileleftheros'un .'İTİRAFI'
A. F. GENÇ
Anayasanın değiştirilme
si yolunda son girişilen
Rum tahrik kampanyası -
na bir cevap olarak, geçen
lerde bu sütunda çıkan ya
7i Fileleftheros refikimizi
o kadar kızdırmış ki, 26
Mayıs tarihli nüshasında,
'İşte* diyor, 'Türk şövenist
leri maksatlarını ortaya
koydular, onların her tale
binde çok arzuladıkları
taksim gizlidir; Federal
Devlet kurulması teklifin-
de bulunacaklar v.s. v.s..!
Bu ceride, geçirdiği tak
sim korkusu krizleri için-
de 'Demokratik haklarm,
millî haysiyetin korunma-
s. için 'ELİNDEKİ BÜTÜN
A R A Ç L A R L A ' mücadele
cdeceğini de ilân edip
pohpohlanıyor, bir taraf -
tan yüzdeliklerden dem vu
rurken, diğer yandan 'Eşit
!ik-Hakkaniyet' lâfları ge-
veliyor. Yani dostumuzun
söylemek istediği 'Demok
rasi' bu meçhul araçlarla
korunacak!
Bir defa Fileleftheros re
fıkimiz bilsin ki, Türkiye,
Zürih anlaşmalarının tat-
bikini temin ve orta Doğu
da sulhun idamesi uğruna
Yaptığı fedakârlıklardan
vazgeçecek olsa, Kibrisin
taksim ile yarısını - tabak
içinde baklava verir gibi -
Oniki adaları fırsatla ka-
pışanlara teslim değil, bir
karış toprağını feda etmez.
Akdenizdeki bu kadar ada
Fileleftheros ile kafadarla
rina yetmedi mi?
Birleşmiş Milletler teşki
lâtında bile yarım milyon
tuk nüfusuyla Kıbrıs, yüz
seksen milyonluk Amerika
ile müsavi haklara sahip
değil midir, Büyük, küçük
her devtele bir tek rey hak
kı tanındığım Fileleftheros
herhalde unutmuş olacak
ki, Komünist Rumları da
tarafmda sayarak basit bir
voğunluktan bahsediyor.
Gazete, heryerde, vatan
ciaşın görüşünü aksettiren
bir vasıtadır. Rum yazar-
lar Enosisi sayıklarlar da,
Kıbrıs cemaatlarası çekiş -
tneye son vermek, her top
lumun kendi işini yapması
m sağlamak için Federal
bir Devlet kurulması görü
şünü savunanları Fileleft -
heros neden 'bütün araçla
tıyla' tehdite kalkışıyor.
Madem ki iki cemaat
«ırasında kardeşlik bağları
kurmak arzuları var; ma-
dem ki, aramızdaki ayrı-
iık-gayrılık sun'idir diyor-
lar, bugünkü Anayasa ille
de değişecekse, neden kom
şu ve birbiriyle kardeş
Arap Devletleri gibi biz de
F ederal bir sisteme daya-
nan yeni bir Anayasa ha-
srırlamayalım? Böyle bir
durumda kendi işimizi ken
dimiz görecek, müşterek
davaları da başbaşa halle
deceğiz.
Terazinin bir gözünde
Kıbrıs Rumlarının basit ço
j; unluğu ağır basıyorsa,
eteki gözünde Türk tarihi
mı yoktur, Jeoloji, strateji
<ni eksik, kan hakkı mı nok
san? Ya Türkiyedeki yüz
binlerce Kıbrıs Türk'ü...
İnsan, çok düşündüğü bir
şeyi ağzından atar derler.
Şu itirafa bakın: Fileleft-
heros 'BÜTÜN A R A Ç L A R
LA' mücadele edecekmiş!
V e aklınca korkutuyor
lürkleri . . . Alâkalı ların —
eğer varsa tabiî — dikka-
tini bu tehditlere çeker -
ken, bu ceride yazarına bir
sual sorsak incinir mi der-
siniz: Bu araçlar arasında
Kikası bile ( ! ) yere seren
1 homson tipi makineliler
Je var mı acaba?
Eşitlik, adalet, demokra
«i böyle idame ettirilecek
değil mi? Buyurun Kıbrıs'-
ın cenaze namazına..
DÜNYADA BUGÜN
Kıbrıs Buhranı ve Yegâne Hal Çaresi
Kıbrısta Türk ve Rum
cemaatleri arasındaki kı-
yasıya çekişmeler, durumu
vahim gelişmelere sebebi-
yet verecek derecede ger-
g bileştirmektedir
Uzaktan bakanlar, he-
men kuzeyindeki İçel vilâ
yetimizden küçük, üzerin-
de 500,000 insanın yaşadı
ğı bu şirin Akdeniz adacı-
ğında olup bitenleri, "yük
sekte kopan fırtına" şeklin
de değerlendirirler. Aslın-
da mesele, koskoca NATO'
tıun doğu kanadmı felce uğ
ratabilecek hayati bir
önem taşımaktadır.
82 yıl süren hâkimiyetle
r inden sonra, İngilizler Kıb
rısta organları eksiksiz
dörtbaşı mâmur bağımsız
bir devlet kurmuşlardır.
Ancak üzerinde yaşıyan -
Urdan bir millet meydana
getirememişlerdir ve haya
ti önem taşıyan meselenin
«sası işte budur.
Gerçekten bugün bir ba
ğ imsiz Kıbrıs devleti var,
takat milleti mevcut değil
diı- Kıbrıs halkını teşkil
eden Türklerle Rumlar ara
zında hiç bir etnik bağ ve
ideal birliği yoktur. Dinle-
ri, dilleri, menşeleri, kültür
leri, örf ve âdetleri değişik
tir. Bu farklılığın pratik ne
ticeleri sayılmakla bitmez.
Türklerle Rumlar ayrı
yerlerde yaşarlar, eğlenir-
ler, alış-veriş ederler.
Türkler başkent olarak
Lefkoşaya değil, Ankara-
ya, Rumlar da Atinaya ba
I: arlar.
Taraflarca benimsenen
müşterek bir Kıbrıs bayra
iri yoktur; Türkler Türki-
yedeki, Rumlar Yunanis-
taııdaki bayramları kutlar
lar.
Türkler "Taksim", Rum
lar ise "ENOSİS" dâvasın-
u-m vazgeçmemişlerdir.
Daha sayfalar dolusu sı
ralamak mümkündür .
Görülüyor ki, aralarında
güvensizlik, kıskançlık, nef
ret, rekabet, hattâ daha ce
»aretli bir tâbirle "düşman
l ık" hüküm süren tam mâ-
nasiyle bölünmüş Kıbrıs
h.dkından bir millet yarat
maya gayret etmek, — hiç
değilse kısa vadede — bey
lıudedir. Yapılması gere -
ken, — eğer "Taksim" te-
zine itibar edilmiyor ve ba-
ğımsız Kıbrıs devletinin
bütünlüğünün korunması
zarurî görülüyorsa — Türk
lerle Rumların sulh içinde
bir arada yaşamalarınm ça
reierini araştırmaktır. Kay
naştırmak mümkün olamı-
yacağına göre, Türklerle
Rumları işbirliğine teşvik
etmek zaruridir.
Böyle bir işbirliği de, an
cak, bütün ilgililerin ser -
hoşt rızalariyle hazırlanan
Kıbrıs anayasasının gölge-
sinde, Türklerle Rumların
yek diğerlerinin haklarına
harfiyen hürmet etmeleriy
I e gerçekleşebilir. Ne var
ki Rumlar, Türklerin hak-
larım tanımaya tahammül
gösterememekte ve teşkil
eUikleri rakam kalabalığı
m dayanarak anayasayı
çiğnemek ve böylece ger -
(.iııliğe sebep olmaktadır -
lav. Bu pervasız çiğneyiş
belediyeler krizinde Kıbrıs
Anayasa Mahkemesinin ta
ı afsız başkanı, Batı A lman
profesörü ForsthofFun
Rumları dünya efkârı umu
miyesi huzurunda suçlıya -
rak görevinden istifaya
mecbur kalmasına kadar
varmıştır.
Eğer çoğunluk her şeyi
halledecekse, Anadolu ve
1 rakyada yaşıyan 28,000,
000'nun Kıbrıs'taki 100 bi
nc ilâvesine hiç bir Türk
itiraz etmiyecektir.
Kayhan SAĞLAMER
( Cumhuriyetten )
K.TİB. Federasyonu Uluslar-Arası İşçi Teşkilâtına Şikâyette Bulundu Geçenlerde Cenevre'de baş
lamış olan Uluslar-arası işçi
Teşkilâtı Konferansına Kıb-
rıs'tan katılacak olan işçi De
logesi mevzuu üzerinde Kıb-
ı ıs Türk işçi Birlikleri Fede
rasyonu Genel Sekreteri Neca
ti Taşkın Uluslar-arası işçi
Teşkilâtına geçen Pazartesi
giiııii bir mektup göndermiş-
tir. Genel Sekreter bu mek-
tubunda verilen bilginin Kon
foraııs zabıtlarına geçirilmesi
ni istemiştir.
Kıbrıs Türk işçi Birlikle
l i Federasyonu V. Genel Ku-
ı al kararlarına uygun olarak
FASIL 224 VE 3/60 NUMARALI GAYRI MENKUL
MAL (TASARRUF, KAYIT VE TAKTİRİ KIYMET KA-
NUNUNUN 49 (4) MADDESİ TAHTINDE İLAN.
A 649/61
Susuz köyünde, Platoni mevkiinde Bahçe yeri namına
kaydettirmek içiıı Kasaba sakinlerinden Antonis Nikola
Hristodulu Baf Tapu Dairesine istida etmiştir.
Yukarıda zikredüen mal Ahmet Refik Şukri, 2- Günay
, Rauf, Havva Mehmet, 3- Nikolas Hristodulu namında ka-
yıtlı bulunmaktadır.
Susuz köyüne asılmış bulunan N. 125 forması üzerinde
mezkûr malın tafsilâtı görünmektedir.
Yukarda bahsi geçen malda alâkadar olan herhangi bir
şahıs, bu ilân tarihinden altmış güne kadar mütesavver kay
dm yapılmaması için sebep göstermesi lâzımdır.
Baf Tapu Dairesi Tarafından
Istar Olunmuştur.
Kasaba 29/9/62.
gönderilen mektupta Hükû -
metin İşçi delegeliği seçimin
de gerekli istişareyi yapma-
d.ğı Kıbrıs'ta iki toplumun
1 ulunduğu, 1962 yılında daha
nz üyeye sahipken Kıbrıs
Işçjjleri Kjolnfederasyonu'n -
dan işçi delegeliği tayin edil'
d iği ve bu hakkm Kıbrıs
T iirk işçi Birlikleri Federas-
yonuna tanınmasının diskri -
minasyon olduğu ve demokra
tik sendikacılık prensipleri
i!e bağdaşmadığı ileri sürtü-
nüştür.
Mektupla birlikte işçi dele
çeliği tayininde bütün safa-
hat gösteren vesikalar da
t *uslar-arası işçi Teşkilâtına
gönderilmiştir.
Baf ta yol işleri Baf Kaza Amirliğinden açıklan-
dığına göre, 1%3 Mayıs ayı zarfın da Kaza dahilindeki köy yolların da 172 işçi çalıştırılarak yapılan işler için £7,435.542 mil sarfedil-miştir.
D İ L E K L E R EN YÜKSEK ÇALIŞMA!
Yazan : Reşat Süleyman EBEOCLU
ŞAHSIMIZ İÇİN DEĞİL, FAKAT MENSUP
OLDUĞUMUZ MİLLET İÇİN EL BİRLİĞİYLE
ÇALIŞMA, ÇAL IŞMALARIN EN YÜKSEĞİ
B U D U R ! " K. ATATÜRK
Kıbrıs Türk Toplumu çalışmak, hem de pek
cok çalışmak zorundadır. Varlık ve refahımızın
ena şartı budur. Bilhassa cemaatımız için elbirli.
t iyle çalışmak gayet önemli ve lüzumludur. Bilgi
ve ihtisasa dayanan plânl ı ve sistemli bir çalı;ma
ise hayatî bir önem ifâde etmektedir. Fakat bü .
tiin bu çalışmaların, şahıslar için olduğundan zi.
yade, millet için olması ve elbirliği ile yapılmatı
gerekir. Zaten çalışmaların en yükseği de budur!
Nitekim büyük dahi ve eşsiz ATATÜRK, "ŞAH.
5 / M / Z İÇİN DEĞİL, FAKAT MENSUP OLDUĞU.
MUZ MİLLET İÇİN EL BİRLİĞİYLE ÇALIŞMA
ÇALIŞMALARIN EN YÜKSEĞİ BUDUR," buyu.'
tarak bizleri irşat ve ikâz etmektedir.
Çalışmalarımızın bilgi, teknik, iş bölümü ve
ihtisasa dayanması lâzımdır. Ancak bu sayede en
değerli ve en verimli işleri başarabiliriz. Millet ve
cemaatımız bu şekilde çalışan insanların omuz -
lurı üzerinde yükselebilir. Bugünkü medenî âlem
ile sosyal n izâm da bunu icap ettirmektedir!
Bilgisiz, tembel ve ülküsüz insanlar, Millet
ve memleketin sırtında bir yük ve mahviyet «ebe-
bidir. Bir Milletin varlık ve istikbali, o Milleti ;e-
killendiren ferdleri bilgi, ahlâk, sistemli çalışma
kudreti ile ekonomik başarısına bağlıdır. Artık i}
ve başarı zamanıdır. Pozitif zihniyet sahibi ferd-
lerin sistemli gayretleri ile aldıkları pozitif netice
ler kıymet ifade etmektedir. Mazideki yitirmele-
re hayıf lanmaların ve istikbâl hakkında hayallere
böbürlenmelerin hiç bir değer ve önemi yoktur.
En büyük felâket ve vacia olasılıkları ile kar
şı karşı kalmış olan Kıbrıs Türk Toplumu için bil-
gi ve ihtisasa dayanan sistemli ve ülkülü bir çah)
nıa ve müşterek başarıdan başka refah ve selâ-
met yolu yoktur. Bundan dolayı bütün Kibri»
Türk Vatandaşlarının el birliği ile ve geceyi gün-
düze katarak çalışmaları, yorulmak bilmez bir
gayret sarfetmeleri hayatsal bir değer ve önem
ifâde etmektedir. Yargı lama ve değerlendirmemi
zi bu noktada odaklarsak, ATATÜRK'ün belirt -
liği gibi yalınız tek bir şeye ihtiyacımız var olur,
}.u ise ÇAL IŞKAN OLMAK' t ı r . Nitekim büyük
aahi ATATÜRK, "YALNIZ TEK BİR ŞEYE İH-
TİYACIMIZ VARDIR : ÇALIŞKAN OLMAK.
SERVET VE ONUN TABİİ NETİCESİ OLAN RE-
FAH VE SAADET YALNIZ VE ANCAK ÇALIŞ-
KANLARIN HAKKIDIR" buyurarak bizleri çok
kesin ve veciz bir şekilde irşat ve ikâz etmekte •
dir. Bizler için en büyük ihtiyaç "ÇALIŞKAN OL
M A K „ çalışkanlıkların en yükseği ise, "MİLLET
İÇİN ÇAL IŞMAK" t ı r !
1963 "FOREST 0YPRUS CORPORATION"
(PETROL ARAMA) (EK HÜKÜMLER
KANUNU
(26/1963 SAYILI KANUN)
Kanun un 3(2) (a) Maddesi Tahtinde
İHBAR
Yukarıdaki Kanun'un 3(2) (a) maddesi mucibin-
ce, Ticaret ve Endüstri Bakanı ihbar eder ki, Bakan,
bugünden başlamak üzere 2 hafta hitamında, bu ihbar
daki cetvelde tarif edilen arazilerin ihtiva ettiği saha-
lara girip lûzuıulu Jeolojik ve Jeofizik araştırma, tet-
kikat ve denemelerde bulunmak ve icabı halinde, pet-
rol damarına ulaşmak maksadıyle mevzubahis arazi-
lerde kuyular açmak, deneme delikleri delmek ve genel
o!rak, Kanun'un 3(1) maddesi mucibince tanınan bü-
tün hakları kullanmak için bahsi geçen arazilerde fa-
eliyet göstermek üzere, 'FOREST CYPRUS' Korporas
yonuna müsaade vermek niyetindedir.
CETVEL
Lârnaka ve Mağusa Kazalarına bağlı köylerden
İksilotimbo, Ahııa, Makrasika, Kukla, Prastio, Peris-
ierona, Milya ve İpsos köylerinde bulunan ve Pile kö-
v ünden başlamak üzere Pergama, Kondeya, Sinde,
Pirga, Yenağıa ve Lefkonuk köylerinin doğusuna dü-
şen, hususî mülk sahiplerine ait fakat Egemen Us Böl
geleriııdc bulunan sahaya şamil olmayan ve kıdemli
.Maden Memuru tarafından imzalanan 2 Haziran tarih
li ve Kıbrıs Hükümeti idari Haritasını esas tutarak ha
rırlanan Plânda daha tafsilâtlı bir şekilde tarif edilen
fcavri menkul malların ihtiva ettiği sahanın hepsi.
Mevzubahis haritanın birer kopyası, ilgililerce in
et lenmek üzere, Leflroşa'da St. George Hill'de bulunan
numaralı Hükümet Binasında Kıdemli Maden Me-
murluğu Dairesinde mevcut olduğu gibi, bü cetvelde
z ikredilen köylerin göze çarpan yerlerine da asılmıştır.
S K E Ç :
Alithia'mn Skeç Yazarına İthaf:
FORSTHOFF SKANDALİ L
y
(Her tarafı kapalı bir salon.. Dıvarlara
çivitle, Enosis Yalnız Enosis! Kıbrıs Bir
Milyon Senedenberi Yunandır! Kahra -
manlık. Dünyaya Bizden Taksim Oldu!
ibareleri yazılmıştır.)
BAŞKAN — Arkadaşlar, poletik sahada
çok mahcub bir duruma düşmüş bu-
lunuyoruz. Anayasa Mahkemesi Re-
isi Forsthoffun istifası ve beyanatı
bizi medenî âlem huzurunda kepaze
etti.
N1KOLÎ — Bu durum karşısında biz ne yaptık?
BAŞKAN — Forsthoffu Türk dostu ola-
rak göstermeğe çalıştık. Malûm, tak-
tiklerimizin başında bizim yaptıkla-
rımızı Türklerin sırtına yüklemek!
gelir. Şimdiye kadar, bu sahada çok
başarı sağladık.
EVRtPIDİS — Dr. Küçüğün "Forsthoff
Rum baskısı altında istifa etti" şek-
lindeki beyanatı bizi çıkmaza soktu,
prestijimizi allak bullak etti.
ANDREA — Ya Forsthoff'un "Dr. Kü-
çük haklıdır" demeci bizim ekme -
ğimize zehir, Türklerin ekmeğine
bal sürmüş olmadı mı?
FILIPPO — Kanaatımca, Almanın bu
hmcı ve hırsı, İkinci Cihan Savaşın-
da, kendilerine. Giritte verdiğimiz
acı dersten gelmektedir.
YANNİ — Siz her şeyi ters görüyorsu -
nuz. Almanlara. Orrrtte biz mi ders
verdik, yofcsa onlar bizim belimizi
mi kırdılar?
N t K O L İ — Şu Alman Hâkimi buraya
gelirse haddini bildirelim.
ANDREA — Adam buraya gelmiyeceği-rii zaten söylemiştir.
NİKOLİ — O halde biz oraya gidelim.
EVRIPIDts — Nasıl?
NİKOLİ — Yahudiler Eichman'ı İsrail'e
kaçırdıkları gibi, biz de Forsthoffu
buraya kaçıralım. Ben bir ekiple Al-manyaya gitmeğe hazırım.
YANNÎ — Otur yerine Nikoli. Zorbalık-la bu iş halledilmez. Aksine dünya-
ya bir kere daha rezil oluruz.
VRAKALI M1HAL1 — Ben başka bir
çare buldum. Nikoliye bol bol saç-
ma (şaşma) yutturalım, bol bol mil-
lî tatlımız bastellâgi yedirelinı, Al •
manyaya kuvvetli bir püskürtme ya
pıp Forsthoffu telef etsin.
HEPSİ BİRDEN — Siyobi vre belle
Ettelûmen bellârika loya. (Sus bre deli. delice lâf istemiyoruz).
NîKOLî — Benim aklıma yatıyor bu iş... Yalınız ta Atmanyaya isabet
kaydedecek miyim? Ben arkama gü-veniyorum. Çünkü, İngitiz Ordusun-da topçuluk yaptım.
(Başkanın sinirli ve kuvvetli olarak ma-
saya vurduğu tokmak sekerek Nikotin»'
başına vurur. Akan kanlan gören BM
kan ve diğer birkaç kahraman, korkud*
bayılırlar. Vrakciı Mihdi bayılanları '"r
bir omuzlarına alarak salondan Ç'kar'r
ken paçalarını da sıkı sıkı tutmak zorun-
da kahr.)
H. SAROL
NOT: Alithia'mn edepsiz»* skeçleri son buluncaya kadar devam edeceğiz.
Daima CASTELLA Tuvalet Sabunu ve
Çamaşır Tozu Kullanınız.
7 Haziran 1963. N A C A K Say fa 3
e v ı e ı ı v e u r t a K i a n m ı z • ismail BOZKURT
Londra andlaşmasının i lân edildiği günü ha-t(r|,yorum. Istanbulun karlı bir günü idi. Talebeli - „ heyecanl ı havas ı içinde ben de ekseri arka-dlşlarım gibi bu haberi beğenmemiştim. Netice bby|e olmamalı idi, diyordum.
A r a d a n günler, aylar geçti, ö n c e andlajma metnini, ronra da Anayasayı salim kafa ile ince-lemek fırsatını bulduk. Anayasa Prof. ForsthofP-,,n deyişiyle "mükemmel" görünüyordu. Herjeyi umam bir anayasa idi. Cumhuriyet idaresi gayet |,a»»a» bir denge üzerine kurulmuştu.
0 aşaman yaygın olan bir fikre göre bu ana-
ya»a ile Kıbrutaki Türk hakları tam manasıyle
k o r u n a c a k t ı . Ayrı Cemaat Meclisi, ayrı belediye-
ler tam manasıyle kendi kendimizi idare edece-
ğimize bir delildi. Hele derpiş edilmiş olan hü-
kümlere göre kurulacak bir adalet mekanizması
hepsinden güzeldi. Anayasanın 150 nci maddesi
;[e Yüksek Adalet Mahkemesinin kendisine karşı
yapılacak riayetsizlikleri cezalandırmak yetkisine
b,ıhip olması ve cezanın tamamıyle mahkemenin
takdirine bırakılması daha da güzeldi. İşte bu
• mükemmel" anayasa ile bu adada iki cemaat
kendi otonomilerini devam ettirerek barış içinde
kirarada yaşayacaklardı.
Ne yazık ki Kıbrıs Cumhuriyeti ölü doğmuş-
tu. Herşey iyidi, güzeldi ama bir şey hesaba ka-
lmamıştı» Bu kadar hassas bir dengeyi sağlaya-
cak bir anayasa, ancak bir hukuk devleti içinde
yürüyebilirdi. Hukuk devleti ise herşeyden evvel
bir kafa, bir anlayış ve bir medeniyet meselesi
idi.
Yıllar geçmeye, Kıbrıs Cumhuriyeti şekillen
ı.ıeğe başladı. Devlet, karşılıklı anlayışla yoluna
j,ıren ihtilâflar arasında raylarında kaymağa baş
ladı. Sonra belediyeler meselesi çıktı ortaya. Ce-
maat Meclisinden sonra gelen en tesirli Türk hak
k> "tatbiki imkânsız" olarak ilân edildi. Başlan-
gıçta iki tarafın en yetkili şahısları coğrafi tak-/
sim için çalışmalar yapmışlarken sonradan bu
unutuldu.
.... Ve bir gün dananın kuyruğu kopuverdi.
Anlaşıldı ki bu deve güdülemiyecekti. Büyük Yu-
nan medeniyetinin mirasçıları olmakla iftihar
cbenler, bir hukuk devleti yürütecek anlayışa sa-
hip değillerdi. Devleti Balkan Komitacdığı ile ida
ıe etmek onlara daha kolay gelmişti. Bunun için
Devletin en yüksek teminat müessesesini baskı al
tına almışlar ve sonunda Prof. Forsthoff'u istifa
ettirmişlerdir. İstifa bir yana, bir adalet müesse-
ı esinin kararlarını tanımıyacağını peşinen ifade
i den bir devlet başkanı ilk defa görülmüştür.
Prof. Forsthoff istifa etti. Ama bu istifa an-
lamayan kafalara, kendilerini olduklarından çok
yüksek görenlere, hangi seviyede olduklarını
bir defa daha isbat etti. Onlar yine de birşey an-
lamazlar. Ne yaparsınız? "Anlayana sivrisinek
hz, anlamıyana davul zurna az ! "
YABANCI BASINDAN: Kendi Kendimizi Yetiştirmenin Önemi Cahit MEHMETÇİK
Bölünmüş Ada
ra
i >
Lefkoşa Belediye Pazarı No. 11 - 13
Tel. 6467
Tel. 75322 Ev.
TOPTAN SATIŞ MAĞAZASI
00LÜSSI BISKUILERI
İTALYA'DAN her onbeş günde idhal edilen, her kese-
ye ve her damağa uygundur. Çeşitlerimiz arasında küçük
Çocuklar için sütle yoğrulmuş ALLATTE. Biskuileri bak-
kalınızdan ısı arla COLUSSÎ Biskiuleri isteyiniz. Bu biskui-
lerdeıı .şikâyeti olan her alıcının yazıhanemize bildirmesi re-
ca olunur, paranız size iade edilir.
ingiliz mamulatı: CARS. BROOKS. Her misafire ik-
ıam edilecek Biskui \VEST0N markalı. Peynirli ve tuzlu
Biskui.
EN /ENGİN BISKIJI Çeşitleri olan Türk Müessesesi • •
MASA Çalar saatları ve kol saatları. Hayat boyunca ka-
t antili olan bu saatlar Rus mamulâtı olup, en ehven fiatla
•'atılmaktadır.
SIGNAL DIŞ MACUNLARI.
SAiVİLAV: Banyo ve saireyi temizler, ve her türlü kirleri çıkarır.
• •
Türkiye kulûb Bayrakları ve her hacimde Türk Bay-ı akları.
• •
OTOMOBİL LASTİKLERİ. Az miktarda olup toptan atılıktır.
Her nevj Bakkaliye eşyası. Mağazamızda ehven fiatle
•satılır. Türk Çarşısında EN IYI KALİTE. VE EN UCUZ TOpTAN SATIŞ MAĞAZASI.
Sahib ve Müdürü
ALI RAOI
Sabık Polis Kumandan Muavini
SARAY OTEL İŞLETMECİLİĞİNDEN
Pek yakında işletmeye açılacak olan SARAY
OTELİNDE Kadın işçiye ihtiyaç vardır, ilgililerin 26
Mayıs, 1963 tarihinden geç olmamak üzere Lefkoşa
Türk Bankası Müdürlüğüne müracaatları bildirilir.
T E M I Z HARİKA
Çamadır Tozlan Diğer bütün Ç&jnaşır tozlarından daha üstün
«"buğunda,, birçok kimseler tarafından tercih olun-
Siz <Ja bugün bir Paket TEMİZ çamaşır tozu
P üstünlüğünü takdir edecek ve kendinize ideal
Vamaşu- Tozu olarak TEMİZ Çamaşır tozunu seçe-c®k«nu. HASAN ALİ RİZA ve OĞLU
T E M İ Z imalâtçıları
Tel s 5499
ingiltere'nin en tanınmış ve
ciddî gazetelerinden 'TIMES'
28 Mayıs tarihinde Kıbrıs hak-
kında 'ISLAND RİFT (Bö -
Iünmüş Ada) başlıklı bir yazı
yayınlamıştır. Ehemmiyetine
binaen bu yazının özetini sü -
tunlarımıza alıyoruz:
Times diyor ki: "Kıbrıs
Rum ve Türk cemaatleri ara-
sındaki Belediyeler mevzuun -
daki çekişme durumu tehlike-
li bir şekilde nazikleştirmekte-
dir. Kıbrıs istiklâliyetini ka -
zanmadan önce Lefkoşa, Li -
masol, Mağusa, Lârnaka ve
Bal Kasabalarında ayrı Türk
Belediyeleri kurulması için bir
karar olmasına rağmen, bu
prensip anlaşmasını kuvveden
fiile çıkarmak için hiçbir ka-
nun geçirilmesine imkân olma-
mıştır. Geçen yıl sonuna ka -
dar bu Kasabalar eski müs -
temleke kanunları çerçevesin -
de idare edilmekteydi; Cum -
hurbaşkanı Makarios yıl so -
nunda bu kanunun yenilenme-
mesine ve beledî işler için kanu
nî adıyla 'inkişaf Encümenle -
ri' kurarak Belediyeleri birleş-
tirmeye karar vermiştir.
TÜRKLER HAKLI OLARAK ANAYASA
MAHKEMESİNE BAŞVURDULAR
Türk Cemaat Meclisi faali-
yet halinde bulunan belediyde-
rin çalışmalarına devamı sağla
mak için yeni bir kanun geçir-
miş ve en sonunda bu çekişme
haklı olarak Yüksek Anayasa
Mahkemesine götürülmüştür.
Bir ay önce bu mahkeme, yeni
geçirilen kanunu olduğu kadar,
'inkişaf Encümenlerini' de
Anayasaya aykırı ve hüküm -
süz ilân etmiştir.
Ayrı Belediyeler hakkı Türk
lere yazılı Olarak tanındığın -
dan ve bu hakkı kazanmak
için yapmış oldukları mücade-
leden dolayı Türkler, pek tabii
olarak, bu haklarının çiğnen -
memesi için gayret sarfetinek-
tedirler. Rumlar, Türkleri
memleketin inkişafını önlemek
İt itham etmektedirler. Türkler
ise arzularının zorluk yarat -
mak değü ancak Anayasanın
tatbiki olduğunu söylemekte -
dirier.
ANLAŞMAYA KOLAYCA VARILMIŞ
OLSAYDI... Kıbrıs anlaşması eğer bü -
yük gayretler sonunda meyda-
na gelen bir anlaşma olmasay-
dı, belki bu anlaşmayı değiştir
mek daha kolay olacaktı. Türk
ler anayasayı değiştirme prensi-
binin kabulünün bütün Zürih
anlaşmasını bozacağı endişesin-
dedirler. Her ne olursa olsun
üç garantör devlet olan İngil -
tere, Türkiye ve Yunanistanın
hele bunlar arasında ikisinin
kendi iç problemleriyle meşgul
olduğu bu sırada, herhangi bir
harekette bulunacakları şüphe-
lidir.
"Ölmez bu vatan farzı muhal ölse de hatta Çekmez kürrenin sırtı bu tabutu cesimi."
Cemaat Meclisi piyangosunun üçüncü çekilişinde
2 bin lirayı 23939 numaralı biletin sahibi kazandı
Türk Cemaat Meclisi'nin ge-çenlerde yapılan çekilişinde birinci ikramiye olan 2 bin lirayı 23939 numaralı bilet kazanmıştır. 4 yüz liralık ikinci ikramiye 07065 numa-ralı bilet sahibine isabet etmiştir.
Diğer kazanan numaralar: £100 'lık üçüncü ikramiye 28502, £50'lık dördüncü ikramiye 04297, £25'lık 5'inci ikramiye 08526. öte yandan dünkü piyangoda kazanan numara lar şunlardır:
Sonu 5241 1226 7854 ile biten 9 bilet £10'ar lira;
Sonu 995 ile biten 30 bilet £5'er lira.
Sonu 38 ile biten 300 bilet £l'er
lira; Sonu 30 ve 91 ile biten 600 bi-
let 500'er milî Sonu 78 ve 39 ile biten 600 bilet
250'şer mil kazanmışlardır.
"GÜVEN" Türk Anonim Sigorta Şirketi Kıbrıs Umumî Acentesi
LEFKOŞA TÜRK BANKASI LTD. Lefkoşa - Kıbrıs
Türkiye'nin en büyük ve kıdemli Sigorta Şirketlerinden biri olan "GÜVEN" TÜRK ANONİM SİGORTA ŞÎRKETÎ'nin Kıbrıs Umumî Acentesi bulunan Bankamız, YANGIN, HA-YAT ve KAZA sigortalarınızı, âzamî sür'at ve menfaatlarını za uygun bir şekilde temin eder.
Her ihtiyaç, her maksat ve her keseye uygun bulunan çeşitli HAYAT sigortaları formülümüz mevcuttur.
Çocuklarınızın CÎHAZ, TAHSİL ve TERBİYESİ için size desek olacak yegâne hal çaresi "GÜVEN" Sigortada %10
' iradlı bir HAYAT Sigortası yaptırmaktır. LEFKOŞA, MAĞUSA, LÂRNAKA ve BAF'taki
Büroları emrinizdedir.
KOMÜNİSTLERİN MAKARIOSA
YAPTIĞI BASKI Rum solcuları Cumhurbaş •
kam Makarios'a anlaşmaları
takbih etmesi için ve Birleş -
miş Milletlere müracaat etme-
si hususunda baskı yapmakta -
dırlar. BÖYLE MES'ULİYET
SİZ BİR HAREKET ADA -
YA FACİADAN BAŞKA BİR
ŞEY KAZANDIRAMAZ".
Times, devamla Rum ve
Türk Liderlerin memleketten
ziyade kendi toplumlarını dil -
şündüklerini iddia etmekte,
böyle olmasına rağmen kriz
anlarında iki tarafın da kendi
toplumlarına itidal tavsiyesin -
de bulunduklarına işaretle, bir
anlaşmaya varmak yolunda iki
tarafı da daha mutedil olmaya
davet eder mahiyette bir müta-
lâa ile yazışma son vermekte -
dir.
Times gazetesi bu yazısı mü
nasebetiyle Rumların tenkid ve
hücumlarına maruz kalmıştır.
MAĞUSA TÜRK AVCILAR. KULÜBÜNDEN:
BİLDİRİ 9 Haziran 1963, Pazar gü
nü ö.e. saat 10 da Kulüp Lo kalinde yapılacak Genel Ku rııl toplantısına, bütün üye arkadaşların iştirakleri rica olunur.
GÜNDEM:
a) Kulübün bir yıllık Fa-aliyet raporunun okunması.
b) Gelir ve giderinin üye-leıe açıklanması,
c) Sair istikbaldeki faali-yetler ve,
d) Yeni yıl için Yönetim Kurulu seçimi.
Sekreter.
NACAK Sahibi:
Nacak Gazete ve
Matbaacılık İşletmesi Ltd.
- • -
tdare Evi:
MuftU Ziyai Efendi Sokak
No. 2 . Tel. 2697 - Lefkoşa
Abone bedelleri:
Bir yıllığı: £1
Altı aylığı: 500 mil
MiamûiıcM^
ÜZÜNTÜNÜZÜ
K u l l a n m a k l a Giderebilirsiniz.
I
Merkez: LEFKOŞA — KIBRIS
Telgraf Adresi: "TURBANK" P. Kutusu: 242 Telefonlar: 3117 & 74474
Şıibeler : MAĞUSA LÂRNAKA LtMASOL BAF Tel: 2389 Tel: 2435 Tel: 3834 Tel: 2382
LEFKOŞA TÜRK BANKASI LTD. bütün Şübeleri ve dünyanın her tarafındaki Muhabirleri ile bütün BANKACI-LIK işleri için sayın halkımızın emrindedir. • Faizli Mevduat Hesapları
* Avans ve Kredi Hesapları * Posta ve Tel Havaleleri
* Iskonto * Kredi Mektubu ve Tüccarı Akreditif
Muamelelerini görür. DÜNYANIN HER TARAFINDA ÖDENEN
SEYYAH ÇEKLERİ SATAR. LEFKOŞA TÜRK BANKASI LTD. birikmiş paranıza
en yüksek FAÎZ verir.
I h a t m ü ^ ^ «cıoıoıomoıomoıoıaoı^
Bayanlar bir tecrübe kâfi.
VATAN ECZANESİ
Dünya üzerinde yaşıyan
bizlerin fert olarak ayrı ayrı
gayelerimiz vardır Kimi zen
gı:ı olmak, kimi şöhret sahi-
bi, kimi mevki, mülk, meslek
sahibi, kimi meşhur olmak
gayesinde veya pekindedir.
Bu gayeler, fertleri cemiyet
L uy atında değiştirebilecek bi
tor vasıtadırlar. Cemaatlerin
de muhakkak bir çok gaye
\ e idealleri vardır ki, cemaat
lar o gaye ve idealler üzerin-
de yükselebilirler. Fertler,
mensup oldukları cemaatler
uen hiçbir şekilde ayrılamaz-
lar, çünkü cemaatleri mey da
ııa getiren fertlerdir. işte,
fentlerin kendi kendilerini
yetiştirmeleri, onların ve do
iayısıyle cemaatlerinin yeti-
şip yükselmeleri demektir.
Fertlerin yükselmesi veya
gerilemesi cemaatlerin yük -
selmesi veya gerilemesi de -
ıııek olduğu gibi, fertlerin se
fal et içinde kıvranmaları da,
cemaatlerin sefalete sürüklen
meleri demektir. Yükselebil-
menin, cemiyet hayatında mu
\a ffak olabilmenin bir başka
yolu da iyice kavranmalıdır
ki, her ferdin şahsı çalışmağa
kuvvet ve önem vermesidir.
Çalışmak, birşeyin daha iyisi
ı.i, daha güzelini yapmak, an
ci'k insaniyet çerçevesine gi-,
relilere düşen bir iştir. İnsan
Zırla hayvanlar da zaten bu
l oktada ayrılırlar. Hayvan-
.'ar yüzyıllar boyu yaptıkları
şeyin aynini yapmakta, yap-
tıklarını değiştirmek, ona baş
ka şekil vermek kudretine sa
lıip olamamaktadırlar. Mede
t iyetin hızla ilerlemesi, ilksel
hayatın asırlarca geride kal-
uası, hep insanların bitip tü
l-.eıımek bilmiyen çabalarının
Lir sonucudur. Çalışkan in-
san daima ileriye doğrudur,
yetişkindir. Yetişkin insan
ia güzele, doğruya, iyiye yö
iıelir. Yetişkin insan medeni
jetin çerçevesi içine girer,
hak ve adaleti arar, her tür
iü kötülüklerden sakındığı
g'bi kötülüklere de engel ol
mıya ve olunmasına çalışır.
Bütün kötülüklerin, yanlış
gjrüş ve düşünürlerin kökü
cehalete dayanır. Birçok has
talıkları meydana getiren
âmilleri ortadan kaldırmağa
çayret etmemek veya meyda
na gelen hastalıkları şu veya
bu şekilde, muska ve kocaka
rı ilâçları ile yoketmeğe ça
lışmak, hattâ tamamıyle dini
ı-ıize aykırı olduğu bir ger-
çek olan cansız varlıklardan
jerdim beklemek hep cehale
te dayanır. Bunlar kadar kö
tii ve acı olan haset ve kıs-
kançlıklar, dedikodular, el
veya kardeş malına göz koy
malar, nankörlükler, nemelâ
zımcılık ve hattâ jurnalcilik
hep cehalete dayanır.
Bir hakikattir ki, birçokla
rı okul hayatı sona erdiği va
Hit herşeyin bittiğini, herşe-
ili filozofu olduklarını sanır
; ır. iktisap edindikleri mesle
ge saplanıp kalırlar ve bu ge
l.ilde kendilerine ve çevrele-
tme faydalı olacaklarına ina
tular. Bu çok yanlış olup,
0 •<ııluıı ancak insana öğren-
me yollarını, hayatta takip
edilecek yönleri ve çalışma
yollarını öğrettiği bilinmeli-
dir. Sadece, herşeyin okul\a
bittiğini sanan gençlik, ol -
guıılaşmamış, meyveye ben-
zer. Ailesini olduğu kadar
mensup olduğu toplumun da
hür ve muasır toplumlar sevi
yesinde olmasını arzu eden
gençlik, okul hayatından son
ra da çalışır, her türlü imkâ
111 kullanır, yükselmiye ve ye
tismiye gayret eder. "Yüksel
nenin hududu yoktur" kaide
sine inanan gençlik, muhak-
1 ak olgun bir duruma gelmiş
olan gençliktir.
Yetişkin, olgun gençlik, ai-
lesi ve camaatı için hiçbir fe
dakârlıktan kaçınmaz. Tabiat
la, toprakla uğraşır, en iyi
şekilde mahsul alma yollarını
araştırır, çoğu zaman çok mu
vaffakiyetli neticelere ulaşır,
sadan en iyi şekilde istifade
'der, madeni işler, san'ata
i'nem verir, velhasıl gözü dai
ma daha ileride daha yüksek
1 erdedir. Bütün bunlar ise bil
eriye dayanır, bilgi sayesinde
gerçekleşir.
İnsanoğlu ,ancak bilgi sahi
iıi olduğu müddetçe sahası
geniştir. Bilgisiz insan âmâ
i ısandan beterdir. Gençlik
bilgiyi ekmek su arar gibi
i yamalı, onun kıymetini tak-
dir etmelidir. Okulu, okunan
dersleri şu veya bu mesleğin
basamağı sayan Gençlik, iler
İçmekten, refah ve saadete
erişmekten uzaklaşır. Hangi
meslekte, hangi iş sahasında
(.'ıırsak olalım, muhakkak bil
madiklerimiz çoktur ve her
ııo şekilde olursa olsun bilgi
edinmeğe, bilgi ve görgümü-
zü artırmağa gayret etmek
mecburiyetindeyiz. Bilgili
gençlik, ailesinin durumunu
müdrik olduğu gibi cemaatı-
ı ııı da istikbalini düşünür, id
v,-ık eder. Sözlerimi eski Yu-
nan filozofu Sokrat'ın takri-
ben 2300 sene evvel söylediği
^u sözlerle bitiriyorum.
"Ben yalnız bir şey bilirim,
o da hiçbir şey "bilmediğim-
dir."
Nihayet beklemekte ol-luğunuz nefis BESLER KAHVESI'ni şimdi bak-kalınızdan istiyebilirsi -niz.
BESLER KAHVESI'-nin 25 dirhemlik paketle ri sadece 50 mil'dir.
tünd8r. Bir kere denemek menfaatinizedir.
BESLER KAHVESI'ni tercih ediniz.
BESLER KAHVESİ halis Brezilya kahvesin -dendir. Fiyatı benzerle-rinden ucuz olduğu gibi lezzeti benzerlerinden üs-
BESLER KAHVESİ GENEL SATIŞ YERİ Küçük Kaymaklı
Hamdi Bey Sokağı No: 87 - 80
Lefkoşa Satış Yeri: MESUT O ÖLÜ SINDELI Belediye Pazarı Yolu:
No: 27
Teli: 4472 - Lefkoşa
LEFKOŞA TÜRK BANKASI LTD. SEYAHAT VE NAKLİYAT BÜROSU
Beynelmilel Hava Nakliyat Kurumunun salâhiyetli temsilcisi olduğundan dünyanın her yerine
resmî fiat üzerinden bilet satar. Kıbrıs Umumî Acentesi bulunduğu DENİZCİLİK BANKASI
T.A.O.'nun lüks ve konforlu vapurları ile Avrupa ve Türk limanlarına seyehatinizi temin eder.
TÜRKİYE VE KİBRİSİN TURİSTİK YERLERİNE REHBERLİ GEZİLER TERTİPLER.
LFFKOŞA MAĞUSA LÂRNAKA LİMASOL ve BAF'taki Büroları emrinizdedir.
m^^'rnırrıinıwını-rııtıinı»*ıwwıı>>'ii'iıııı
T
•
O 7 - — - - -
Şehitlerimizi Tfirke has ı/akar ve gururla anıyoruz
Kıbrıs'ı almak için 80 bin şehit yerdik... Kıbrıs'ta Türk bayramı dalgalansın diye 80 bin yiğit toprağa kanını döktü; bayrak bu kandan renk aldı, toprak vatan oldu. Asırlardır atalarımızın izinde yürüyoruz. Asırların diliyle Bozkurtları Toroslarda yaşatıyoruz. Gün geldi, vatanın vatan kalması* Türkün başı eğilmemek için btı topraklar yine kan, bu topraklardaki Türklük dâvâsı yine kan istedi ve: 120 bin Türk "Ben varım" diye hep bir sesle bagırdı-bagırarak şahlandı. İşte bu gün, toprağı Vatan yapanlarle, vatanı korumak istiyenlerin mutlu yıl dönümü. Tarihlere sığmayan hatıralarınız; Tarihlere ders veren menkıbelerinizle hepimizin kalbindesiniz. Dünya durdukça Kıbrıs Türkü sizin azminizle, sizdeki imanla bu topraklarda hür olarak yaşıyabilecektir. Bize yaşamak için ölmenin ne olduğunu öğrettiniz. Nur içinde yatınız. 1
RAUF DENKTAS
Yavrularını bağrına basmış FERRUH CAMBAZ
şimdi toprağın kara bağrında...
Köyünün dev delikanlısı: KEMAL SALİH
Kancıkca şehit edilmiştir.
Kucağındaki bomba -nın patlamasıyle şehit
olan Çanakkaleli Orhan Derviş
Hayatının baharında genç bir kadın: Peyker Ahmet,
düşmana su verirken öldürülmüştür.
SAYDAM MUSTAFA... Onbeş yaşında bir genç,
ölümün kucağında.
Kıbrısta bugün bir Türk mahşeri var!
Ölüler, diriler bir aradalar .
Başları yukarıda, alınları ak,
Gözleri yıldızdır, alınları ay,
Her biri hürriyet burcunda bayrak
Mustafa, İsmail, Ulus, Kubilây,
Doğrulup gözüme görünsenize,
Atatürk'ten selâm getirdim size.
Ey ruhça haykıran, kemikçe susan
Nihat, Ser met, Ali, Şerife, Hasan,
Anıt Kabirdeydim beş on gün önce,
Beyaz, parıl parıl karlı bir gece.
O, saçları ışık, bakışları kor,
Ben gidemem, sen git de ulaş,
Büyük Başkumandan selâm ediyor,
Kalk Mustafa, Beyaz, İrfan Çavuf.
Bir köşede büzülme Erol,
Senin de alnından öptü emin ol.
Kıbrısta can veren aziz şehitler l
Birbirinden üstün güzel yiğitler,
Kalkın, alnınızı uzatın ki sizi öpsün
İhsan Kalmaz, Turhan Emeksiz.
O da bir hürriyet savaşı bu da.
İşte üçbeş yıldır Yeşilâdada
Sizinle yeşermiş şevkler, umutlar,
Türkiyeden kalkan dünkü bulutlar,
Göz yaşları olur ve damlar size
Saygılar, sevgiler, selâmlar size.
Behçet Kemal ÇAĞLAR
Hakikî mezarlarınız kalplerimizdedir.
Sinde koruluğunda makineli tüfeklerle
biçilen Sindeli Ali Hasan
76 yaşında Aytotrolu Ayşe Mine...
Ağzından kanlar akarak asfalt ortasın-
da can vermiştir.
tf Ur. GUfco
ddkr
jdb devri"*
dobn «*
İ0 dimağ: fljşaviri vf
teı
fpB akıl
0im Glaicof
manda mı"1
«dur da.
taşımlarla
ııij; Türklere
andınız"
"Hayır bab»,
bettik ne de
L Denk! Türk
taş, T e m ; ridlsin ge rularak taşıyan toktasın dir : '
"TtoMcr
Cteitesraaç »ttiHum I >kfa oiu
* AnajM Canutınm ut onu. kil kir mı® ^Mletmd "»i hiç kır * anki
ounım Tur PNan ^taıym **aamal "•«ııte cof.
1 (ek iı Mr
î f e .
ki
? S *
ÎS Ks?^ a, t • W
SİS S" V
w 1 >
5 yol SI01
Bîs if-
İfcö '«IH
l « S '
^7» &