131
expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme, esneme, (a) motor silindiri içinde çalışan akışkanın hacmininartması, (b) artışın üzerindeki piston stroku, (c) sıcaklık artışı, basınç düşümü veya aşınmadan kaynaklanan cisim boyutlarının değişimi expansion/direct doğrudan genleşme expansive force genişleme kuvveti, şişme kuvveti expansive working genişleme işi, bir makinada iş akışkanının genleşmesinden istifade ederek iş yapılmasını sağlamak exparte tek taraflı expertise ekspertiz explosion proof patlama güvenlikli explosive patlayıcı external screw thread (external thread) birsilindirik çubuğun dış yüzeyine açılan vida dişi,dış dişli exterior girder dış kiriş exterior orientation dış yöneltme external gear pump dıştan dişli pompa external loading dış yükleme external screw dış dişli external screw tool dış vida dişi açmak içinkullanılan takım extractor kazık sökücü extrusion sıkma, çıkarma, cendereleme, kalıba basma, kalıptan çekme, haddeden çekme ‐F‐ F kuvvet sembolü F frekans veya ivme için kullanılan sembol F gerilmeyi belirten sembol; ayrıca a kullanılmaktadır fps (foot per second) ayak ‐ libre ‐ saniye f/s emniyet faktörü

expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

  • Upload
    others

  • View
    17

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme, esneme, (a) motor silindiri içinde çalışan 

akışkanın hacmininartması, (b) artışın üzerindeki piston stroku, (c) sıcaklık artışı, basınç 

düşümü veya aşınmadan kaynaklanan cisim boyutlarının değişimi 

expansion/direct doğrudan genleşme 

expansive force genişleme kuvveti, şişme kuvveti 

expansive working genişleme işi, bir makinada iş akışkanının genleşmesinden istifade ederek iş 

yapılmasını sağlamak 

exparte tek taraflı 

expertise ekspertiz 

explosion proof patlama güvenlikli 

explosive patlayıcı 

external screw thread (external thread) birsilindirik çubuğun dış yüzeyine açılan vida dişi,dış 

dişli 

exterior girder dış kiriş 

exterior orientation dış yöneltme 

external gear pump dıştan dişli pompa 

external loading dış yükleme 

external screw dış dişli 

external screw tool dış vida dişi açmak içinkullanılan takım 

extractor kazık sökücü 

extrusion sıkma, çıkarma, cendereleme, kalıba basma, kalıptan çekme, haddeden çekme 

 

‐F‐ 

 

F kuvvet sembolü 

F frekans veya ivme için kullanılan sembol 

F gerilmeyi belirten sembol; ayrıca a kullanılmaktadır 

fps (foot per second) ayak ‐ libre ‐ saniye 

f/s emniyet faktörü 

Page 2: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fabric doku 

fabric kumaş, bez 

fabric doku, dokunmuş, dokuma elyaflı, bez, kumaş 

fabric bushing bezli kauçuktan yapılmış burç 

fabric cleaner kumaş temizlemeğe mahsus madde 

fabric filter bez filtre 

fabric filter dokuma filtre 

fabric filter doku elemanlı filtre 

fabric fuel tank bez benzin deposu 

fabric fuel tank bezden yapılmış benzin deposu 

fabricate imal etmek, üretmek 

fabricated imal edilmiş 

fabricated material mamul malzeme 

fabricated steel mamul çelik 

fabrication fabrikasyon 

fabrication imal etme, üretme 

fabrication üretim, fabrikasyon, imal, işleyip hazırlama 

facade bina cephesi 

facade yapı ön cephesi 

facade fasat, cephe 

face kaplamak karşılamak, yönelmek 

face cephe, yüz 

face angle yüz açısı 

face area ön yüz 

face area ön yüz alanı 

face chuck (face plate) düz ayna, testiye plakası, testiye pleyti, siper, kalkan 

face cutter disk üzerine açılmış radyal dişlere sahip veya disk üzerine açılmış yuvalara tespit 

edilmiş dişli freze bıçağı 

Page 3: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

face finished yüzü düzeltilmiş, yüzeyi işlenmiş 

face gear yüzey dişli 

face lathe aynalı yüz tornası, yüz tornası, tekerlek ve disk gibi geniş yüzlü kısa ebatlı iş 

imalatında kullanılan yüzey tornası 

face of gear dişli yüzü 

face of tunnel tünel aynası 

face of wall duvar cephesi, duvar yüzü 

face plate kablo bağlantı plakası; ön yüz 

face plate düz plaka, düz levha, kaplama levhası 

face plate, lathe bkz. lathe face plate 

face plate bakınız face chuck ve surface plate 

face seal yüzey contası 

face slab istinat duvarının gövde kısmı, perde duvarı 

face stone cephe taşı 

face value itibari kıymet, görünen değer 

face velocity ön taraftaki hız 

face wall istinat duvarının gövde kısmı, perde duvarı 

face (a) iş parçasının en büyük düz yüzey; 

(b) herhangi bir uzvun veya takımın çalışma yüzeyi; 

(c) dişli çarklarda diş açıklığı dairesi üzerindeki diş profili eğri yüzeyi; (d) sürgülü valf ile 

üzerindekaydığı yatağın yüzeyi; (e) sübap ve oturduğu yuva yüzeyi, 

face‐plate coupling düz aynalı kavrama, flanşlı kavrama 

facer düz yüzleri taşlamaya mahsus tezgâh 

face width, minimum kesişen eksenli helisel ve sonsuz dişli sistemlerinde dişli hareketinin 

sürekliliğini sağlayacak diş genişliği 

face width (a) helisel, düz veya sonsuz dişli eksenine paralel ölçülen diş kalınlığı; (b) mahruti 

dişli diş açıklığı mahrutu üreticisi boyunca ölçülen diş kalınlığı 

faciend çarpılan sayı 

facies bkz. face [medikal] 

Page 4: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

facilitate, to basitleştirmek, kolaylaştırmak 

facilitation kolaylaştırma, bir hareketi veya bir kimyasal olayı istenilen amaca uygun şekilde etki 

göstererek kolaylaştırma 

facilities imkan 

facilities tesisat 

facility tesis, kolaylık 

facility kolaylık, kolaylaştıran vasıta, olanak veya tesis (su, elektrik, gaz tesisatı gibi) 

facility olanak; kolaylık; tesis 

facility cost tesis (kurma) masrafları 

facing astar 

facing kaplama, dış astarı, düz yüzlere geçirilen balata, disk balata 

facing machine yüzey işleme makinası 

facing points bakınız points 

facing (a) tornada iş parçasının düzgün yüzeyini döndürmek, (b) diğer parçanın makinaya 

bağlanabilmesi için yüzeyi işlenen parçanın makinadan çıkarılması 

facsimile machine faks; faks aygıtı 

facsimile receiver faks alıcısı 

fact gerçek, hakikat, durum, hal 

fact olgu 

factor çarpan; etmen 

factor faktör, etken, katsayı, çarpan 

factor çarpanlarına ayırmak 

factor çarpan 

factor bir olayın sonuca varmasında rolü olan yardımcı madde, amil, f aktör, etken, etmen 

factor analysis etmen çözümlemesi 

factor affecting concrete betonu etkileyen faktör 

factor of production üretim faktörü (üretimde kullanılan unsurlar, doğal kaynaklar, emek, 

sermaye, girişim gibi) 

Page 5: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

factor of safety emniyet faktörü 

factor of safety güvenlik katsayısı, güvenlik faktörü, emniyet faktörü, emniyet katsayısı 

factor of safety against sliding kaymaya karşı güvenlik katsayısı, kayma emniyet faktörü 

factor of safety emniyet faktörü, bir uzvun veya mekanizmanın maksimum yük taşıma 

kapasitesinin müsade edilen emniyetli yük taşıma kapasitesine oranı 

factor theorem faktör teoremi 

factor, common bkz. common factor 

factor, correction bkz. correction factor 

factor, enlargement bkz. enlargement factor 

factor, magnification bkz. magnification factor 

factor, safety bkz. safety factor 

factor, shrinkage bkz. shrinkage factor 

factor, side friction bkz. side friction factor 

factor, swelling bkz. swelling factor 

factor/correcting düzeltme çarpanı 

factor/efficiency verim çarpanı 

factor/Linke turbidity Linke pusluluk faktörü 

factorial faktöriyel 

factorial çarpanlı, faktöriyel 

factorial çarpınım, faktöryel; etmensel 

factorial experiment design etmensel deney tasarım 

factorial notation faktöriyel kayıt 

factorisation çarpanlara ayırma 

factorize çarpanlarına ayırmak 

factory fabrika, atölye, imalathane 

factory installed fabrikada kurulmuş 

factory price fabrika fiyatı 

factory value fabrika bedeli 

Page 6: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

factory‐assembled fabrikada monte edilmiş 

factory‐assembled system fabrikasyon sistem 

factory‐mounted fabrikada monte edilmiş 

factory‐set fabrikada ayarlanmış 

factory‐set (s) fabrikada ayarlanmış 

facts‐finding olgu toplama (bir araştırma için ilgili ünitelerden veya kimselerden olgu ve bilgi 

toplama) 

factual olgusal 

facultative duruma, isteğe bağlı olan, değişik koşullar altında yaşayabilme yeteneğine sahip olan 

faculty 1. hassa, meleke, iktidar, yetenek, kuvvet; 2. üniversite şubesi, fakülte 

faculty yeti 

faculty fakülte 

fade rengi atmak, solmak 

fade away yavaş yavaş sönüp kaybolma, solma 

fade out yük altında devirden düşmek(motor için) 

fadeless solmaz 

fade‐out sönüşüm 

fading bayılma, sönümlü, sönümlenen 

fading channel sönümlü kanal 

fading radio wave sönümlü radyo dalgası 

Fahrenheit fahrenheit, sıcaklık birimi 

Fahrenheit fahrenhayt 

Fahrenheit thermometer fahrenhayt termometre 

fail başarısız olmak 

fail başaramamak, geçememek 

fail 1. göçmek, bel vermek; 2. başarılı olamamak, tükenmek, eksik gelmek 

fail soft kademeli aksama 

fail, to başarısız olmak, aksamak 

Page 7: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

failing load kırılma yükü, nihai yük, kritik yük 

fail‐safe bozulmaya dayanıklı 

fail‐safe arızalara karşı emniyetli, güvenilir 

fail‐safe arızaya karşı emniyetli 

failure arıza, hasar 

failure aksama, bozukluk; arıza 

failure kırılma, göçme, dengenin bozulması (sürekli çökme), kopma, parçalanma, devrilme, 

başarısızlık, yapamamazlık, bozukluk, arıza, kaza, ihmal 

failure bozukluk 

failure by buckling bükülme kırılması, burkulma kırılması 

failure by heave kabarma kırılması, kabarma ile kırılma 

failure by liquefaction sıvılaşma ile göçme, akma şeklinde kayma 

failure by piping kum kayması ile göçme 

failure by plastic flow plastik akma kırılması 

failure by pull çekme kırılması, çekme kopması 

failure by rupture kopma ile göçme, kırılma ile göçme 

failure by shear kesme ile kırılma, kayma ile kırılma 

failure by sinking çökme ile kırılma, temel göçmesi, göçme ile kırılma, batarak göçme 

failure by spreading yayılma ile göçme 

failure by sub‐surface erosion yeraltı erozyonu ile göçme 

failure by tilting dönme ile kırılma, devrilerek göçme 

failure cause aksama nedeni; arıza nedeni 

failure condition kırılma şartı 

failure criterion yenilme kriteri, göçme kriteri 

failure envelope kırılma zarfı 

failure hypothesis kırılma hipotezi 

failure line kırılma hattı, kırılma çizgisi 

failure load kırılma yükü 

Page 8: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

failure moment kırılma momenti, nihai moment 

failure rate aksama oranı; arıza oranı 

failure recovery aksaklığı giderme; arızayı onarma 

failure response arıza cevabı 

failure response hata (arıza) cevabı 

failure strain kırılmada birim boy değiştirme, kırılma deformasyonu, nihai deformasyonu 

failure stress kırılma gerilmesi, nihai gerilme 

failure surface kırılma yüzeyi 

failure surface, inclination of the bkz. inclination of the failure surface 

failure tests kırılma deneyleri, kayma deneyleri 

failure wedge kayma kaması 

failure zone yenilme bölgesi, göçme bölgesi, kırılma bölgesi 

failure, active bkz. active failure 

failure, instant of bkz. instant of failure 

failure, plane of bkz. plane of failure 

failure, progressive bkz. progressive failure 

fair fuar, sergi 

fair adil, adaletli 

fair lead tel halat, tanzim makarası 

falcate orak şeklinde, oraksı 

fall düşmek, düşüş 

fall alçalma 

fall 1. düşme, tokmakta düşüş yüksekliği, iniş; 

2. hidrolik yük, hidrostatik yük, piyezometrik seviye; 

3. düşmek, dökülmek, azaltmak 

fall apart ayrılmak, parçalanmak 

fallacy yanılım 

fallback circuit yedek devre 

Page 9: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fallback data rate son çare veri hızı 

fallback procedure son çare yordamı 

falling düşen 

falling film cooler film soğutma 

falling of the water table su tablasının alçalması, yeraltı su seviyesi alçalması, su tablasının 

düşmesi 

falling weight test düşen ağırlık testi 

falling weight deflectometer düşen ağırlıklı deflektometre (darbe yükü etkisi ile üstyapıda 

oluşan defleksiyonları ve üstyapının taşıma gücünü bulmaya yarayan cihaz) 

falling‐head permeameter düşen seviyelipermeabilite aleti 

false yanlış, hatalı, sahte 

false sun’i, taklit, takma 

false alarm error, error of the first kind birinci tür hata; yanlış alarm hatası 

false bedding çapraz tabakalaşma 

false ceiling asma tavan 

false ceiling (bkz. dropped ceiling) asma tavan 

false floor yükseltilmiş döşeme 

false key maymuncuk, saplama, saplama pin, 

saplama kama 

falsework iskele, kalıp 

falsity yanlış oluş 

falter teklemek, tökezlemek 

falx (çoğ. falces), orak 

familial irsi, soydan kalma (geçme), kalıtsal, herediter 

family 1. aile; 2. zürriyet, döl 

family of curves eğri grubu 

fan fan, üfleç 

fan pervane, vantilatör, birikinti konisi 

Page 10: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fan accessories fan aksesuarları 

fan air density fan havası yoğunluğu 

fan and generator belt vantilatör ve şarj dinamosu kayışı 

fan antenna yelpaze anten 

fan appurtenances fan aksesuarları 

fan appurtenances fan (vantilatör) aksesuarları 

fan baffle yönlendirici fan kanatçıkları 

fan baffle fan saptırıcısı 

fan belt vantilatör kayışı 

fan blade pervane kanadı 

fan blade fan kanatçıkları 

fan blade vantilatör kanatları 

fan blade fan kanadı 

fan casing fan gövdesi 

fan coil unit vantilatörlü konvektör 

fan coil unit fan coil cihazı 

fan cooling vantilatörlü soğutma 

fan cooling fan soğutması, motorlu taşıtlarda radyatör peteklerine soğutma amacı ile hava veren 

ve motordan tahrik alan fan 

fan cowling vantilatör hava hunisi 

fan curve fan eğrisi 

fan drive belt vantilatör tahrik kayışı 

fan drive pulley vantilatör tahrik kasnağı 

fan guard pervane muhafazası 

fan housing vantilatör yuvası 

fan housing sheet vantilatör yuvası kapakları 

fan hub vantilatör göbeği 

fan in giriş yelpazesi 

Page 11: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fan inlet fan girişi 

fan laws fan kuralları 

fan motor vantilatör motoru 

fan motor power fan motor gücü 

fan out çıkış yelpazesi 

fan performance curve fan performansı eğrisi 

fan power fan kapasitesi 

fan power/at shaft mil üzerinde fan gücü 

fan pressurization test fan basınç testi 

fan propeller fan pervanesi 

fan pulley vantilatör kasnağı 

fan pulley hub vantilatör kasnağı göbeği 

fan shroud fan kılıfı 

fan shroud vantilatör mahfazası, motorun ön tarafında vantilatörü çevreleyen mah‐faza sacı 

fan sound power fanın ses şiddeti 

fan sound power fan ses şiddeti 

fan wheel cone vantilatör çarkı konik parçası 

fan wheel cone fan koruma koni kapağı 

fan, shrouding bkz. fan shroud 

fan (a) fan, vantilatör, (b) rüzgar türbini pervanesi, 

(c) hızı hava direnci ile regüle edilen(ayarlanan) saat mekanizması içersindeki çark 

fan/booster fanı/basınç arttırma 

fan/bruden fanı/buhar 

fan/carrier air fanı/taşıyıcı hava 

fan/cold gas fanı/soğuk gaz 

fan/forced draft fanı/taze hava 

fan/induced draft fanı/cebri çekme 

fan/seal air fanı/sızdırmazlık havası 

Page 12: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fan/vapour fanı/bruden 

fan/vapour fanı/buhar 

fang takımın mesnet içersine giren mıh kısmı 

fanjet engine yelpaze motoru, fıskiye motoru 

FAO bkz. Food and Agricultural Organization 

flap klape 

far uzak 

far end crosstalk, FEXT uzak çapraz‐karışma 

far end echo uzak uçtaki yankı 

far field uzak alan 

far point uzak nokta 

Farad elektriksel kapasite birimi, Farad 

Farad Farad 

Farad elektrik kapasitesi (sığa) birimi, Farad 

Farad (F) elektrik gücü birimi, 1. Coulomb yüklü plakaları arasındaki potansiyel farkı 1 volt olan 

kondansatörün gücüne1 Farad denir 

Faraday cage Faraday kafesi 

Faraday cage screen Faraday kafesi 

Faraday’s Law Faraday Yasası 

farinaceous 1. unlu; 2. nişastalı 

farm equipment tarım makineleri 

farm machinery tarım makinaları 

farm machinery tarım makineleri, tarım ekipmanları 

farm out işletme hakkının devri 

farm tractor zirai traktör 

farther daha uzak 

farthest en uzak 

FAS bkz. free alongside ship 

Page 13: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

FAS vessel geminin yanında rıhtımda teslim (yükleme limanında malların satıcı tarafından gemi 

bordasında teslimi suretiyle yanında yükleme alıcıya ait olmak üzere yapılan satış) 

fascia (çoğ. fasciae), akzar, fasya, cephe 

fascia angle cephe köşebendi 

fascia plate cephe levhası 

fast hızlı, çabuk 

fast avansta, süratli, hızlı 

fast hızlı 

fast 1. dayanıklı, solmaz; 2. perhiz 

fast coupling iki şaftın üzerlerine ayrılmaz şekilde tespit edilmiş danslarla kavramalarının 

sürekli olarak sağlanması 

fast ferry hızlı feribot 

fast head sıkı mesnet, sıkı ayna, sıkı planya bıçak mesnedi 

fast packet switching hızlı paket anahtarlama 

fast path key kestirme yol tuşu 

fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak 

fasten sıkmak, bağlamak 

fasten bağlamak, tespit etmek, tutturmak 

fastener kopça, tutturucu, raptiye, kayış raptiyesi, bağlayan şey 

fasteners bağlayıcılar 

fastening sabitleme, tespit etme 

fastening sıkıca bağlama, tutturma 

fastening key bağlama düğmesi, tespit düğmesi 

fastening screw bağlama vidası, tespit vidası, sıkıştırma vidası 

fastening screw bağlantı cıvatası 

fat dosya dizini 

fat clay yağlı kil 

fatal öldürücü 

Page 14: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fatal error onulmaz yanlış 

fatal error onulmaz hata, sonul hata, ölümcül hata 

fatigue yorulma, hareket halindeki aksamın yorulması 

fatigue metal yorulması 

fatigue yorulum 

fatigue yorgunluk, yorulma 

fatigue breakage yorulma kırılması 

fatigue failure metal yorulması zayıflaması 

fatigue life yorulma ömrü 

fatigue life test parçasının veya mekanizma uzvunun kırılma yükünün uygulama sayısı 

fatigue life/safe yorulma ömrü/emniyetli 

fatigue limit yorulma yükü limiti 

fatigue limit metalin sürekli olarak dayanabileceği gerilmenin (stressin) üst sınırı 

fatigue phenomena yorulma olayı 

fatigue resistance yorulma direnci 

fatigue test yorulma deneyi 

fatigue testing machine yorulma test cihazı 

fatigue yorulma, metallerin kırılmalarına sebebiyet verecek yorulma 

faucet musluk, vana 

fault 1. hata, kusur, yanlış; 2. kırık, fay (kayaç kütlelerinin bir kırılma düzlemi boyunca kayması 

ile oluşan jeolojik yapısal unsur) 

fault fay 

fault analysis kusur çözümlemesi; arıza çözümlemesi 

fault breccia fay breşi 

fault detection kusur bulgulama 

fault diagnosis kusur tanısı 

fault indicator arıza göstergesi; kusur göstergesi 

fault interrupter arıza akım kesicisi 

Page 15: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fault localization kusur yerseme 

fault masking kusur maskeleme 

fault plane fay düzlemi, bir kırığa ait blokların üzerinde kaydığı düzlem 

fault tolerance kusur hoşgörüsü 

fault tolerant aksaklığa dayanıklı 

fault tolerant kusura dayanıklı, bozulmaya dayanıklı 

fault tolerant computer bozukluğa dayanıklı bilgisayar 

fault tree arıza diyagramı 

faulting faylanma 

faulty hatalı, kusurlu, sakat, bozuk 

faulty overtaking hatalı sollama 

faulty workmanship kusurlu işçilik 

favourable uygun 

favourable faydalı 

favourable outcome uygun sonuç 

fax faks göndermek 

fax modem; data fax modem modemli faks 

facsimile faks 

FDM frekans (sıklık) bölüşümlü çoğullama 

fear korku, fobi 

feasibility fizibilite, yapılabilirlik (yatırım projelerinin gerçekleştirilebilir olup olmadığını 

saptamak amacıyla yapılan çalışmalar) 

feasibility fizibilite, yapılabilirlik 

feasibility olurluk 

feasibility study olurluk incelemesi 

feasibility study fizibilite çalışması 

feasible fizibil, yapılabilir 

feasible region olurlu bölge 

Page 16: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

feasible solution olurlu çözüm 

feather tüy 

feather edge zayıf köşe (betonda) 

feather key düz kama, sürme kama 

feather kama, kuşak, zıvana, tirfil, şaft üzerinde açılan yuvaya kama, kuşak, zıvana, tirfil, şaft 

üzerinde açılan yuvaya sabitleyen kama 

feathering (float) paddles oynar kepçe, ayarlı kanat, güçte ekonomi yapacak şekilde suyun 

kanatlara belirli bir açıda girmesini sağlayacak şekilde kanatla ayarlanabilen kepçe kanatlı çark 

feathering board bakınız feathering paddles 

feathering propeller kılıcına ayarlı pervane, iticilik verebilmesi için konumları, meyilleri 

ayarlanabilen pervane 

feature karakteristik 

feature öznitelik (istat.); özellik (tel.) 

feature özellikle 

feature özellikte olmak 

feature code parça kodu 

feature extraction öznitelik bulma 

feature space öznitelik uzayı 

feature tolerance bakınız tolerance 

feature vector öznitelik vektörü 

feature özellik, hal, şekil, kendine özel karakteristik 

febricant vücut ısısını yükselten, ateş yükselmesine sebep olan 

federal motor vehicle safety standards U.S.A. abd motorlu araçlar emniyet standartları 

fee para, aidat, resim 

fee harç, resim 

fee masraf, ücret 

feeble zayıf 

feeble signal zayıf sinyal 

Page 17: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

feebly permeable geçirgenliği düşük 

feed besleme, takviye etme 

feed ilerletmek, sürmek, beslemek 

feed tornada talaş payı, bıçak ucuna verilen kesme derinliği, besleme, beslemek, yedirmek, yem 

feed 1. beslemek, gıda vermek, yedirmek; 2. beslenmek, gıda almak; 3. yiyecek, gıda, havyan 

yemi 

feed box besleme kutusu 

feed control doldurma (besleme) kontrolü 

feed gear verici mekanizma, sürücü mekanizma, besleme mekanizması 

feed hopper besleme silosu (içerisinden kontrol 

edilen bir hızla malzemenin alındığı depo bölmesi) 

feed line bkz. feed cable 

feed line besleme hattı 

feed material besleme maddesi 

feed material kaynak madde 

feed mechanism besleme mekanizması 

feed mechanism karbon yanarken karbon ark boyu uzunluğunu sabit tutmak için ark lambası 

karbonlarını hareketlerini belirli bir hızda tutarak kontrol eden mekanizma 

feed pipe besleme borusu 

feed pump transfer pompası, besleme pompası 

feed pump (a) buhar kazanı besleme pompası, 

(b) gaz makinasına hava besleme pompası 

feed screw takım tezgâhı besleme mekanizmasının hareketini kontrol için kullanılan vida 

feed supply riser besleme düşey hattı 

feed system for mineral filler mineral filler besleme sistemi 

feed table besleme tablası 

feed water besleme suyu 

feed water besi suyu 

Page 18: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

feed water control besi suyu kontrolü 

feed water economizer besleme suyu ekonomizörü 

feed water economizer besi suyu ekonomizörü 

feed water heater besi suyu ısıtıcısı 

feed water pump besi suyu pompası 

feed water tank besleme suyu tankı 

feed water tank besi suyu tankı 

feed yem, yiyecek, gıda, besleme, verme, yedirme, paso, verici tertibatı, ileri sürme, katma, katım, 

(a) kesme takımının ilerleme miktarı (b) makinada işlenen bir malzemenin ilerleme miktarı 

feedback geri tepme, geri itilim, çıkış yapan bir şeyin tekrar giriş yapması, özellikle bir olay 

sonucu meydana gelen son ürünün aynı olayı başlatmak üzere tekrar devreye girişi 

feedback geri besleme, geri bilgi verme 

feedback geribildirim 

feedback geri dönüş, geri besleme 

feedback amplifier geribeslemeli yükselteç 

feedback control, closed‐loop control geri beslemeli denetim 

feedback game geribeslemeli oyun 

feedback oscillator geri beslemeli salıngaç 

feedback path geri besleme yolu 

feedback signal geri besleme sinyali 

feedback system geri besleme sistemi 

feedbox otomatik tornalarda kalem mesnedinin altına tespit edilen kızak ve mil kovanına çok 

farklı besleme sağlayan besleme kutusu, beslemeler bağımsız olup yön değiştirebilirler 

feeder besleyici 

feeder ana besleme 

feeder matbaa baskı makinasında baskıya kâğıtları tek tek veren mekanizma 

feeder (electrical) besleme hattı 

feeder line besleme hattı 

Page 19: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

feedforward control ileri beslemeli denetim 

feeding besleme 

feeding bridge besleme köprüsü 

feel dokunma, temas 

feel duymak, hissetmek 

feeler sentil, filer, aralıkları ölçmek için kullanılan belirli kalınlıkta madeni şeritler 

feeler dilatometer dilatasyon ölçme aleti 

feeler gage aralık mastarı 

feeler gauge sentil, takım halinde filer, aralık mastarı 

feeler stock bkz. feeler gauge 

feeler(s) (a) yüzeyler arası küçük aralıkları ölçmek üzere kullanılan sert çelikten yapılmış ölçme 

geyçleri, şeritleri, (b) dokuma makinasında otomatik atkı yığımı gerektiği zamanı belirleyen alet 

feet ayak 

freezing equipment dondurma ekipmanı 

feldspar feldspat (hemen hemen bütün mağmatik taşlarda bulunan en önemli mineral grubuna 

verilen isim) 

felloe çember 

felloe (felly) ispit, tekerlek ispiti, tekerlek parmaklarına tespit edilen çember 

felloe guard baskı kirişi (ahşap) 

felly çember 

felly/bicycle bisiklet jantı 

felon tırnak altında veya yakınında olan ufak yara, dolama 

felt keçe, yün keçeden yapılmış, yağ, gres, vs muhafaza keçesi 

felt packing keçe salmastra 

felt retainer keçe tutucusu 

felt ring keçe halka 

felt roofing katranlı kâğıttan çatı örtü malzemesi, katranlı kağıt 

felt seal yün keçe 

Page 20: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

felt washer yün keçeden muhafaza pulu, keçe rondela 

felt wick keçe fitil, yağlama fitili 

female dişi 

female connection bağlantı parçası 

female connection dişi bağlantı 

female gauge dişi geyç, dişi mastar, halka mastar 

female screw dişi vida, iç dişli vida 

female socket dişi soket, priz 

female thread dişi vida dişi 

female thread dişi diş, somun dişi 

fen bataklık 

fence çit, tahta perde, çerçeve (bilgisayarda) 

fence, snow bkz. snow fence 

fence çit, parmaklık, tel örgü, siper, eskrim, kılıç oyunu, (a) hareketi sınırlayan mani, (b) planya 

mekanizmasında malzeme kılavuzu, yönlendirici 

fencing tel örgü ile çevirme, çerçeveye alma 

fender çamurluk, yan sac 

fender pile selyaran kazığı 

fender skirt çamurluğun iç astar sacı 

fenders bakınız bumpers 

fenestra (çoğ. fenestrae), pencere, pencere şeklinde delik 

fenestration 1. delik açma; 2. ameliyatla açılan delik 

fenestration pencere işleri 

fenestration pencere düzeni 

fenestration components pencere yapı bileşenleri 

fenestration (a) bina duvarlarında pencereye benzer açınım düzenekleri, pencere, (b) herhangi 

bir pencere açıklığı 

fennel rezene, raziyane 

Page 21: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

ferment ferment, maya 

fermentation fermantasyon, mayalanma 

fermentation/aerobic fermantasyon/aerobik 

fermentation/alcoholic fermantasyonu/alkol 

fermentation/anaerobic fermantasyon/ anaerobik 

fermentation/methane fermantasyonu/ metan 

fermentogen mayalanabilen bir madde, fermantojen 

fermentum maya 

fermi level fermi düzeyi 

fermium fermiyum 

ferrallite lateritli zemin, laterit 

ferrate demir asidi tuzu 

ferrated demir ihtiva eder 

ferreous demirden, demirli, demir ihtiva eden 

ferri‐ (ön‐ek). biochem, demirli 

ferric demire ait, demirli, hadidi, demir kapsayan 

ferric demire ait 

ferric oxide demir oksit, ferrik oksit 

ferris wheel çevresinde binek otomobillerinin serbest olarak askıya alındığı yatay eksenli büyük 

dönel tekerlek 

ferrite ferrit 

ferro‐ demir anlamı veren birleştirici 

ferroconcrete demirli beton, betonarme 

ferromagnetic ferromanyetik 

ferromagnetic substance ferromanyetik madde 

ferrosilicon silisyon ile demir katışığı 

ferrous demirli 

ferrous iki kıymetli demiri ihtiva eden 

Page 22: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

ferruginization bir dokuya demir çökmesi 

ferruginous demirli, demiri havi, demir pasına benzer, demir pası renginde 

ferrule bir dişi desteklemek için tatbik edilen madeni çember 

ferrule yüksük 

ferrule conta, bilezik, halka, yüksük 

ferrule başlık, zıvana, yüksük, cendere, işkence, çember, bilezik, halka, ağızlık, (a) mafsal 

oluşturan veya mafsalı kuvvetlendirilen metal bant, (b) saatçilerin kullandığı yivi kasnaklı 

kemaneli matkap 

ferrum demir 

ferryboat araba vapuru, feribot 

fertile material üretken madde 

fertiliser gübre 

fertilizer gübre 

festival bayram, festival, karnaval 

fet alan etki transistoru 

fetch getirmek 

fetch, to alıp getirmek 

fetl dokuma makinasında dokuma esnasında atkı ipinin yerleştirdiği kumaş kenarı 

fettling tamamlama 

few az 

fiber elyaf, fiber, lif 

fiber disk fiberden yapılmış sürtünme diski 

fiber glass cam elyaf, fiberglas 

fiber loss lif yitimi 

fiber optic fiber optik 

fiber optic, optical fiber optik lif 

fiber pellet granüler haldeki elyaf 

fiber to the curb, fttc sokağa kadar optik lif 

Page 23: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fiber to the home, ftth eve kadar optik lif 

fiber wood ağaç lifi 

fiber, fibre iplik şeklinde ince uzun oluşum, lif (sinir veya kas lifi) 

fiberboard fiber 

fibered lifli 

fiberglas cam elyafı 

fiberglass fiberglas, cam elyafı 

fiberglass cam elyafı 

fiberless lifsiz 

fiber‐optic cable fiber optik kablo 

fibr‐ (ön‐ek). lif anlamına önek 

fibra (çoğ. fibrae), lif 

fibre elyaf, fiber, lif 

fibre bkz. fiber 

fibre lif, fiber 

fibre core lif özlü 

fibre rope elyaf halat 

fibrous lifli 

fibrous dust fiber tozu 

fibrous filter fiber filtre 

fibrous peat lifli turba, az çok kömürleşmiş bitkilerden oluşmuş yakıt 

fiction kurgu 

fictive düşünsel, sözde 

fidelity aslına sadakat 

fidelity aslına uygunluk, tamlık, doğruluk, sadakat 

fiducial mark ölçü markası 

field alan, saha 

field alan, arazi, saha, elektrikli veya manyetik alan, endüktör devre, yastık devresi 

Page 24: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

field saha 

field between two equipotential lines iki eş potansiyel çizgi arasındaki alan 

field book arazi defteri 

field cable yastık devre kablosu 

field circuit alan devresi 

field coil yastık 

field coil endüktör devresi sarımı, indükleme bobini, alan bobini, alan sargısı 

field completion arazide bütünleme 

field conditions arazi şartları 

field connection yastık devre sarımı çıkışı 

field consolidation curve yerinde veya arazide konsolidasyon eğrisi 

field consolidation line yerinde veya arazide konsolidasyon çizgisi 

field control alan denetimi 

field control arazi kontrolü 

field crew arazi ekibi 

field crops tarla ürünleri 

field data arazi verileri 

field data alan verileri 

field device saha cihazı 

field device saha aygıtı 

field effect transistor, fet alan etki transistoru 

field emission (elektrik) alan salımı 

field engineer saha (şantiye) mühendisi 

field erection saha montajı 

field experiment arazi deneyi 

field inspection arazi tetkiki, arazi incelemesi 

field installable yerinde kurulur 

field installation saha montajı 

Page 25: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

field installed device sahada monte edilmiş aygıt 

field intensity alan şiddeti 

field investigation arazi incelemesi 

field laboratory seyyar laboratuar 

field line alan çizgisi 

field measurement arazi ölçüsü 

field measurements arazi ölçmeleri, yerinde ölçmeler 

field mixed concrete yerinde karıştırılan beton 

field moisture equivalent arazi nem eşdeğeri 

field note arazi notu, iş yeri notu, şantiye notu 

field notebook arazi defteri 

field observations arazi gözlemleri 

field of application uygulama alanı 

field of definition tanımlama alanı 

field of force kuvvet sahası, kuvvet alanı 

field of view görüş alanı 

field of view angle görüş alanı açısı 

field organization taşra teşkilatı 

field painting sahada yapılan boyama 

field party arazi ekibi 

field post bkz. field connection 

field protection alan koruması 

field research alan araştırması 

field rivet şantiye perçini, montaj perçini, montaj yerinde çakılan perçin 

field riveting sahada perçinleme 

field strength alan şiddeti 

field strength indicator alan kuvveti göstergesi 

field survey arazi ölçümü 

Page 26: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

field tests arazi deneyleri 

field welding saha kaynağı 

field work arazi çalışması, arazi işi 

fielding panels kesici takımın sıkı ve emniyetli olarak tutturulduğu mesnet(yuva) görevi yapan 

ve mil üzerine tespit edilmiş iki blok 

field‐installed device sahada monte edilmiş cihaz 

fierce clutch sert kavrama, sert debriyaj 

resonance frequency rezonansın meydana geldiği frekans 

fifth wheel özel treyler çekici traktörlerin treyler bağlama tablası, çeki tablası 

figure 1. şekil, resim; 2. rakam, sayı 

figure caption şekil açıklaması 

figure caption şekil altı 

figure of linearity doğrusallık ölçüsü 

figure of merit kar haddi 

figure of merit başarım ölçüsü 

figure, shape şekil 

figüre of eight caliper saat parçalarını tutmak için kullanılan sert çeneli cımbız 

filament ince lif 

filament tel 

filament elyaf, ipçik, ampul flamanı 

filament circuit flaman devresi 

filamentary iplik şeklinde, ince lif şeklinde 

file eğe 

file dosya 

file 1. dosya, kütük (bilgisayarda); 2. eğe, törpü, eğelemek 

file eğelemek 

file kütük, dosya 

file allocation table kütük dizini, kütük rehberi 

Page 27: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

file attribute kütük (dosya) özniteliği 

file cabinet dosya dolabı 

file card eğe fırçası 

file extension kütük içerik belirteci 

file handle eğe sapı 

file holder bkz. file handle 

file identifier kütük (dosya) kimliği 

file index dosya dizini 

file label dosya etiketi 

file lawsuit kanuni yollara gitmek 

file maintenance kütük (dosya) bakımı 

file management system kütük yönetim dizgesi 

file organization kütük (dosya) örgütleşimi 

file out eğelemek 

file protection dosya koruması 

file security dosya güvenliği 

file server kütük (dosya) paylaştırıcı 

file transfer protocol, ftp kütük (dosya) aktarım protokolü 

file updating kütük (dosya) güncelleme 

file, bastard cut bkz. bastard cut file 

file, compress bkz. compress file 

file, copy bkz. copy file 

file, create bkz. create file 

file, delete bkz. delete file 

file, plot bkz. plot file 

file, rasp cut bkz. rasp cut file 

file, reference bkz. reference file 

file, rename bkz. rename file 

Page 28: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

file, taper bkz. taper file 

file, thread bkz. thread file 

file, three square bkz. three square file 

file, to kütüğe (dosyaya) yazmak 

filet düz silme 

filing eğe tozu 

filings eğe talaşı 

fill doldurma 

fill dolgu, dolgu malzemesi 

fill doldurmak 

fill doldurmak, dolmak 

fill dolgu maddesi 

fill approach yaklaşım dolgusu 

fill character doldurma karakteri 

fill cross section dolgu enkesiti 

fill factor/solar cell doldurma faktörü/ güneş hücresi 

fill height dolgu yüksekliği 

fill liquid iletim sıvısı 

fill pack dolgu aralığı 

fill pattern dolgu örüntüsü, doldurma deseni 

fill pattern doldurma deseni 

fill plate dolgu levhası 

fill slope dolgu şevi 

fill support structure dolgu destek yapısı 

fill thermal insulation dolgu tipi ısı izolasyonu 

fill up araziyi yükseltmek, doldurmak, zemin seviyesini yükseltmek 

fill, plane bkz. plane fill 

fill, rolled bkz. rolled fill 

Page 29: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fill, superimposed bkz. superfimposed fill 

filled band dolu bant 

filled bitumen dolgulu bitüm, filler içeren bitüm 

filled joint dolgulu derz 

filled rail mukavemeti arttırmak için bazı noktalarda bir veya iki tarafı dondurulan yay 

filled section dolgu kesiti, dolguda kesit (kotunun yükseltilmesi amacıyla mevcut zemine 

malzeme getirilmesi veya ilave edilmesini gösteren kesit) 

filler doldurma ağzı 

filler 1. filler, ara dolgu malzemesi (bağlayıcı malzemenin özelliklerinde bazı değişiklikler 

yapmak amacıyla yol katranına, bitüme veya bunları ihtiva eden karışımlara ilave edilen ince 

taneli mineral toz); 2. yağ, su, vb, doldurmağa mahsus ağız, besleme levhası 

filler dolgu maddesi 

filler huni 

filler cap doldurma ağız kapağı 

filler cap filtre kapağı 

filler cap doldurma kapağı 

filler neck doldurma yerinin esas gövdeden çıkıntı yapan kısmı veya boynu 

filler neck flange doldurma ağzının flanşı 

filler pipe doldurma borusu 

filler plug doldurma tapası 

filler weld dolgu kaynağı 

filler, bituminous bkz. bituminous filler 

filler, cement grout bkz. cement grout filler 

filler, joint bkz. joint filler 

filler, padding dolgu, dolgulama 

filler, possolanic bkz. possolanic filler 

filler, welding bkz. welding filler 

fillet berleşme yeri, brodür 

Page 30: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fillet 1. pervaz; 2. üçgen şeklinde küçük guse 

fillet radius yuvarlatma yarıçapı 

fillet weld düz kaynak 

fillet weld açı kaynağı, pervaz kaynağı 

fillet şerit, kordela, kenar, bordur, çember, çubuk, düzlük, silme, pervaz, karbon, yuvarlak köşe, 

dolgu, katık, (a) metal yüzeyin genel seviye üzerinde çıkıntı olan metal parça, (b) iki yüzeyin 

kesişme noktalarındaki yarıçap, (c) dişli çarkta diş böğrünü, diş  

filling 1. üstyapı yaması; 2. dolgu malzemesi 

filling doldurma, dolma 

filling diş dolgusu, dolgu 

filling (bkz. initial charge) ilk dolum, doldurma 

filling factor doldurma katsayısı 

filling joint derzin dolgu ile doldurulması 

filling material dolgu gereci 

filling of the interstices araların veya ara boşlukların doldurulması 

filling of the voids boşlukların veya ara boşlukların doldurulması 

filling period rezervuar dolum süresi 

filling plug doldurma deliği tıkacı 

filling up araziyi doldurarak yükseltmek 

filling valve doldurma valfı 

fillister oluk 

fillister oluk rendesi 

fillister head screw yıldız başlı vida 

fillister head screwdriver yıldız uçlu tornavida 

film film, sınır tabakası 

film membran, tabaka, zar 

film 1. film; 2. yağ veya gresin oluşturduğu tabaka, 

film tabakası 

Page 31: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

film boiling film (ince yüzey) kaynama 

film boiling film kaynaması 

film coat film tabakası, yağın meydana getirdiği aşınmadan koruyucu yastık tabaka 

film coefficient film tabakası katsayısı 

film coefficient of heat transfer sınır tabakasının 

ısı transfer katsayısı 

film conductance film ısı iletkenliği 

film cooling film soğutması 

film cooling tower film soğutma kulesi 

film cooling yanma odalarına küçük deliklerden püskürtülen soğutucu ile iç yüzeyde ince bir 

soğutma filmi oluşması 

film formation zarın meydana gelmesi 

film forming film oluşumu 

film of water su filmi 

film of water su filmi tabakası 

film resistance film direnci 

film resistance sınır tabakasının ısı iletim direnci 

filmy üzeri bir tabaka ile kaplı (örneğin yağlı veya gresli) 

filter süzmek 

filter süzgeç 

filter filtre 

filter filtrelemek, filtre 

filter filtre etmek, süzmek 

filter ışık, su ve diğer sıvıları süzmeğe yarayan alet, süzgeç, filtre 

filter süzgeç, filtre, süzmek, filtreden geçirmek 

filter (f) filtre etmek 

filter air vent dizel motorlarında mazotun havasını almak için açılan tapa veya hava boşaltma 

deliği 

Page 32: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

filter area filtre alanı 

filter attenuation band süzgecin zayıflatma bandı 

filter bag filtre torbası 

filter base filtre kovanı, kartuş ve mahfazasının üzerinde oturtulduğu ana blok, filtre gövdesi 

filter bed filtre tabakası, geçirimli tabaka, geçirimli örtü, derecelenmiş çakıl örtüsü 

filter capacitor süzgeç kondansatörü 

filter cartridge filtre kartuşu 

filter cartridge filtre kartuşu, kovanlı filtre 

filter cartridge bkz. filter element kartuş filtre 

filter cell filtre hücresi 

filter cell bkz. filter element hücreli filtre 

filter center post filtrenin merkezindeki çubuk 

filter chamber filtre odası 

filter cleaning filtre temizliği 

filter cloth filtre bezi 

filter dehydrator filtre su kurutucusu 

filter dehydrator nem alıcı filtre 

filter design süzgeç tasarımı 

filter discrimination süzgecin seçiciliği 

filter drain plug filtre boşaltma tapası 

filter drier filtre kurutucusu 

filter drier bkz. filter element filtreli kurutucu 

filter element filtre elemanı 

filter felt filtre keçesi 

filter frame filtre kasası 

filter frame filtre şasisi 

filter gain süzgeç kazancı 

filter gauze metal filtre süzgeci 

Page 33: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

filter gravel filtre çakılı 

filter insert iç filtre, ikinci filtre 

filter layer filtre tabakası, geçirimli tabaka, geçirimli örtü, derecelenmiş çakıl örtüsü 

filter material filtre malzemesi 

filter medium filtre maddesi 

filter mounting bracket filtre tespit flanşı 

filter paper filtre kağıdı 

filter replacement cartridge yedek filtre elemanı 

filter sand filtre kumu 

filter screen metal filtre süzgeci 

filter separation efficiency filtrenin süzme verimi 

filter shell filtre muhafazası, filtre kovanı 

filter skin filtre kılıfı 

filter specification süzgeç belirtimi 

filter tank filtre tankı 

filter toe filtre topuğu 

filter transfer function süzgecin aktarım işlevi 

filter unit (bkz. filter element) filtre ünitesi 

filter vent bkz. filter air vent 

filter well filtre kuyusu 

filter wire mesh yağ süzgeçlerinin tel kafesli süzücü elemanı 

filter wrench filtre kayışı 

filter wrench filtre söküp takma aparatı, filtre söküp takma kayışı 

filter wrench filtre kayışı 

filter, clogging of the bkz. clogging of the filter 

filter, graded bkz. graded filter 

filter, grease trap bkz. grease trap filter 

filter, loaded inverted bkz. loaded inverted filter 

Page 34: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

filter, to süzgeçlemek 

filter filitre, (a) belirli bir kritere göre veri veya sinyali ayıran, ayrıştıran, cihaz veya bilgisayar 

programı, (b) belirli bir sınıf giriş sinyalinin seçilmesini ayrıştırılmasını sağlamak için elektrik 

sistemlerinde kullanılan iletim şebekesi, (c) akışkan içersinde bu 

filter/active carbon aktif karbon filtre 

filter/tape bant filtre 

filterable süzülebilir 

filtrate süzülmüş sıvı, filtrat 

filtrate süzme, filtreden geçirme 

filtration filtreleme 

filtration süzme, filtrasyon, hakim trafiğin yapacağı dönüşlere ancak ileriye doğru hareket 

durduğu zamanlarda izin verilmesi 

fin kanatçık, bir merkezden etrafa doğru açılan ışınsal kanatlar 

fin kanatçık, lamel 

fin fin 

fin adjusting kanatçık ayarı 

fin efficiency lamel verimi 

fin efficiency kanatçık verimi 

fin pitch lamel yükselliği 

fin pitch kanatçık adımı 

fin spacing lamel mesafesi 

fin spacing kanatçık aralığı 

fin kanat, kanatçık, lamba zıvana kanadı, uçak dümen kanadı, uçak dengeleme kanadı, döküm 

yeri, döküm çapağı, soğutma kanatçığı, bomba dümen (yönlendirme) kanadı 

final son, sonuncu, kesin, bitiş 

final final 

final kesin, nihai, son 

final acceptance kati kabul, kesin kabul 

final acceptance protocol kesin kabul protokolü 

Page 35: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

final account kesin hesap 

final account report kesin hesap raporu 

final amplifier tubes çıkış amplifikatör lambaları 

final balance son bakiye 

final balancing son dengeleme 

final certificate kesin hak ediş 

final cleaning up son temizlik, son temizlik işleri 

final concrete strenght son beton gerilmesi 

final consumption nihai tüketim 

final controlling element son denetim öğesi 

final drive cer 

final drive nihai tahrik tertibatı, son tahrik 

final drive case cer kompartımanı, nihai tahrik kutusu 

final drive oil leakage nihai tahrik tertibatında 

yağ sızıntısı 

final energy consumption nihai enerji tüketimi 

final estimate ikinci keşif, son keşif 

final filter son filtre, ikinci filtre 

final fuel filter son yakıt filtresi 

final inspection son teftiş, son kontrol, son inceleme 

final invoice kesin fatura, kesin hak ediş 

final isochrone son izokron (eşsüreli) 

final location nihai güzergah, son güzergah 

final non‐energy consumption enerji dışı nihai tüketim 

final payment son istihkak 

final payment certificate bkz. final certificate 

final payment report kesin hak ediş raporu 

final penetration son refü 

Page 36: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

final pressure bitiş basıncı, son basınç 

final reduction gear nihai hız azaltma dişlisi 

final report kesin rapor, son rapor 

final sentence kesin hüküm 

final set son priz, son sertleşme 

final statement kesin hesap 

final tests kesin kabul testleri 

final twist helezonun son halkası, son kıvrım 

final value nihai değer, son değer 

final value son değer 

final, last son 

finalize sona erdirmek 

finance finans, mali işler, maliye 

finance 1. finanse etmek, karşılamak; 2. maliye 

financial mali 

financial adviser mali müşavir 

financial analysis finans analizi, finansal analiz 

financial feasibility mali elverişlilik, mali yapılabilirlik, finansal fizibilite 

financial report izahlı bilanço 

financial resources mali kaynaklar (her türlü özel ve kamu harcamasının finansmanı için gerekli 

olan parasal kaynaklar) 

financial standing mali durum 

financial statement bilanço 

financially mali açıdan 

financing finansman 

financing sermaye verme, para verme, finanse etme 

fince, (a) hava soğutmalı pistonlu makinalarda soğutma alanını arttırmak için ince metal şerit 

çıkıntılar, (b) herhangi bir metal parçası kenarındaki ince çıkıntılar 

Page 37: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

find bulmak 

find bulma 

find and replace, search and replace bul ve değiştir 

fine 1. ince, hassas, dakik; 2. para cezası 

fine para cezasına çaptırmak 

fine adjustment ince uyarlama, ince ayarlama 

fine aggregate ince agrega 

fine clay ince kil 

fine cold asphalt ince taneli soğuk asfalt 

fine control ince kontrol, hassas kontrol 

fine draw ince çekme 

fine filter ince filtre, hassas filtre 

fine finished rubble masonry cement derzli kargir duvar çimentosu 

fine finishing layer ince tesviye tabakası 

fine finishing surface ince tesviye yüzeyi 

fine graded ince gradasyonlu 

fine grain ince taneli 

fine grained soil ince daneli zemin 

fine grained structure ince taneli yapı 

fine grains ince daneler 

fine line ince çizgi 

fine mesh grid ince aralıklı ızgara 

fine mineral surfacing çatı örtülerinin yüzünde kullanılan, suda erimeyen ince taneli mineral 

örtü 

fine sand ince kum 

fine screening ince eleme 

fine setting ince ayar 

fine silt ince silt 

Page 38: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fine silty sand siltli ince kum 

fine thread ince diş cıvata veya vida dişi 

fine tread ince diş 

fine tuning ince ayar 

fine ince, dakik, saf, ince taneli, hurda, güzel, temiz, duru, narin, sivri, zarif, nefis, dişli çark dişi 

veya zımpara taşı aşındırıcı partikülü gibi küçük boyutları ifade eden sıfat 

finely divided clay bkz. fine clay 

fineness incelik, incelik derecesi 

fineness modulus kumun incelik modülü 

fineness of cement çimento inceliği 

fines ince daneler, ince kum 

finger parmak 

finger parmak, debriyaj baskı parmağı 

finger guard (a) iş tezgahında çalışan işçinin parmaklarını sakatlamaktan koruyan cihaz, 

(b) bir cihazın gösterge muhafazası 

finger nut kelebek somun 

finger plates geçme parmak şekilli levhalar 

finger parmak, tırnak, saat yelkovanı, çene 

(a) bir mekanizmada kılavuz veya koruyucu görevi yapan ince pim, (b) ibre, müşir, gösterici 

finger‐tip control parmak ucu ile kumanda 

finish finisaj 

finish bitmek, bitirmek, perdahlamak 

finish finiş, varış 

finish 1. bitirmek, sonlandırmak, son; 2. son kat, düzeltme, perdah, üst cila 

finish coat son kat (boyada) 

finish grading seviyeleme 

finish rolling son silindirleme 

finish surface tesviye yüzeyi 

Page 39: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

finish, canvas belt bkz. canvas belt finish 

finish, ornamental bkz. ornamental finish 

finish, sandblast bkz. sandblast finish 

finish, steel trowel bkz. steel trowel finish 

finished articles bitmiş mamuller 

finished grade tesviyesi tamamlanmış 

finisher 1. serici, finişer (bitümlü veya beton kaplama malzemesini seren, düzelten ve kısmen 

sıkıştıran makine); 2. perdah makinesi, düz yüzeylerin son ince işlerini yapan makine 

finishing yüzey 

finishing tamamlama 

finishing hassas tesfiye 

finishing reglaj, son tevsiye, perdah, düzeltme, ince tesviye 

finishing son yüzey işleme 

finishing coat son kat 

finishing machine perdah makinesi 

finishing stakes reglaj kazıkları 

finishing teeth rayba çekerken deliğin oluşumunu tamamlayan dişler 

finishing tool son yüzey işleme takımı 

finishing tool genellikle geniş yüzey islemede son işlemi yapan torna veya planya takımı 

finishing, concrete bkz. concrete finishing 

finishing bir tezgahta yapılan kesme, parlatma veya merdaneleme işlemleri sonucunda işlenen 

parçanın son durumunu tanımaya yarayan sıfat 

finite sınırlı 

finite sonlu 

finite difference approximation sonlu farklar yaklaşımı 

finite differences sonlu farklar 

finite element sonlu eleman 

finite energy source tükenebilir enerji kaynağı 

Page 40: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

finite function sonlu fonksiyon 

finite game sonlu oyun 

finite impulse response, FIr sonlu dürtü yanıtı 

finite machine sonlu makina 

finite population sonlu evren (istat.) 

finite sequence sonlu dizi 

finite set sonlu küme 

finned finli, kanatçıklı, lamelli 

finned (s) finli (lamelli) 

finned radiator finli radyatör 

finned tube lamelli boru 

finned tube finli boru 

finned tube radiator lamel borulu radyatör 

finned tube kanatlı boru 

finned tube radiator lamelli borulu radyatör 

finsen light finzen ışığı, deri hastalıkları tedavisinde kullanılan bir tür ışık 

fir wood çam kerestesi 

fire ateşlemek 

fire ateş, yangın 

fire yangın 

fire yanmak 

fire 1. ateş; 2. iltihap; 3. yılancık 

fire yangın, ateş, ateşlemek, yakmak 

fire safety yangın emniyeti 

fire alarm yangın alarmı 

fire alarm signal yangın alarm sinyali 

fire alarm system yangın alarm sistemi 

fire back ateşleme sırasının yanlışlığı dolayısıyla geri tepmesi 

Page 41: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fire bar ızgara 

fire bar element ızgara demiri 

fire box yangın dolabı 

fire brick ateş tuğlası 

fire bridge yangın köprüsü 

fire brigade itfaiye 

fire bucket yangın kovası 

fire class yangın sınıfı 

fire clay ateş tuğlası 

fire clay ateşe dayanıklı kil, ateş çamuru 

fire control atış kontrolu 

fire damper yangın damperi 

fire department itfaiye teşkilatı 

fire door yangın kapısı 

fire escape yangın kaçışı 

fire extinguisher yangın söndürücü 

fire extinguisher yangın söndürme cihazı 

fire extinguishing agent yangın söndürme ilacı 

fire extinguishing system yangın söndürme sistemi 

fire fighting yangından koruma, yangın koruma 

fire hazard yangın tehlikesi 

fire hose yangın dolabı 

fire hose yangın hortumu 

fire hydrant yangın hidrandı 

fire ladder yangın merdiveni 

fire loss yangın zararı 

fire place yangın yeri 

fire point alevlenme noktası 

Page 42: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fire point alev noktası (alevlenme noktası) 

fire point yangın başlama noktası 

fire point yanma noktası (bir maddenin buharının alevle temasında ateş aldığı ve yanmaya 

devam ettiği en düşük sıcaklığın, belirtilmiş deney şartları altında ölçülen değeri) 

fire preventing yangın önleme 

fire proof yangına karşı dayanıklı, ateşe dayanıklı 

fire protection yangından koruma 

fire resistance yangın direnci 

fire resistance ateşe karşı dayanım 

fire resistant ateşe dayanıklı 

fire resistant door yangına dayanıklı kapı 

fire resistant fluid ateşe dayanıklı akışkan 

fire resisting yangına dayanıklı 

fire retarder yangın geciktirici 

fire retarding (s) ateşi geciktiren 

fire ring iki zamanlı motorlarda pistonun ısıya dayanıklı olan en üst segmanı, ateş segmanı 

fire risk yangın tehlikesi 

fire risk yangın riski 

fire station itfaiye 

fire stone çakmak taşı, sileks 

fire stop yangın önleyici kısım (ahşap köprüde) 

fire truck itfaiye arabası 

fire tube alev borusu 

fire tube duman borusu 

fire tube boiler alev‐duman borulu kazan 

fire valve yangın vanası 

fire wall yangın duvarı 

fire zone yangın zonu 

Page 43: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

firebox yanma odası 

firebox cehennemlik 

firebrick ateş tuğlası 

fired/gas gaz yakıtlı 

fired/hand el ile besleme 

fired/mechanically mekanik besleme 

firedamp grizu, metan 

firefighter itfaiyeci 

fireplace şömine 

fireplace yangın yeri 

fireplace ocak, ocaklık, şömine, ateş yakma yeri 

fireproof yanmaz 

fireproof (s) ateşe dayanıklı 

fireproof (f) ateşe dayanıklı yapmak 

fireproofing ateşe dayanma, dayanıklılık 

fireproofing yangına dayanıklılık 

firewall yangın duvarı 

firing ateşleme, dağlama, yakma 

firing ateşleme, yakma 

firing yanma 

firing device ateşleme cihazı 

firing mechanism ateşleme mekanizması 

firing mechanism ateşleme donanımı, ateşleme tertibatı, ateşleme mekanizması, manyeto 

firing order ateşleme sırası 

firing rate control yanma kontrolü 

firing schedule yangın idaresi 

firing stroke genleşme stroku 

firing stroke ateşleme zamanı 

Page 44: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

firing system yakma sistemi 

firing top‐centre ateşleme stroğundan önceki üst ölü merkez 

firing ateşleme, yakma, tutuşturma, ateş, ateşe yakacak atmak, (a) gaz makinalannda şarj 

ateşlemesi, (b) buhar kazanlarında yakıt ilavesi ile yanmayı kolaylaştırmak, (c) yatağın fazla 

ısınması, (d) gaz türbinlerinde kovanlı yol verici ateşlemesi, (e) roket motor 

firm kati, kesin 

firm sert, sıkı, tok, sağlam 

firm 1. sıkı sağlam; 2. firma, şirket 

firm firma 

firm base sağlam taban 

firm capacity garanti edilen kapasite 

firm capacity güvenilir kapasite 

firm capacity devamlı güç 

firm clay katı kil 

firm date kesin tarih 

firm ground sağlam taban, sağlam zemin 

firm layer sağlam tabaka 

firm offer son teklif 

firm offer kesin teklif 

firm order kesin sipariş 

firm purchase kesin satın alma 

firm soil sağlam zemin, sert zemin 

firm stratum bkz. firm layer 

firmware bellenim 

first ilk 

first aid ilk yardım 

first aid kit ilk yardım çantası, ilk yardım kutusu 

first and reverse gear birinci ve geri vites dişlisi 

Page 45: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

first class birinci mevki 

first class birinci sınıf 

first class birinci kalite 

first coat birinci kat (boyada) 

first component birinci terim 

first cost satın alma fiyatı 

first degree equation birinci dereceden denklem 

first field coat atölyede astarlanmış malzemenin arazide ilk kat boyası 

first gear birinci vites 

first generation computer birinci kuşak bilgisayar 

first hand birinci el 

first idle hole birinci rölanti kanalı (karbüratörde) 

first in first out stack ilk giren ilk çıkar yığıtı 

first order leveling network ana nivelman ağı, birinci derece nivelman ağı 

first order triangulation birinci derece nirengi 

first quality birinci kalite 

first speed gear birinci vites dişlisi 

first aid ilk yardım 

firth hardometer yumuşak malzemeler için 10, 30, 120 kg yükler ile yapılan elmas çentikli sertlik 

testi 

fiscal mali 

fiscal policy maliye politikası 

fiscal year mali yıl 

fish bolt bayrak cıvatası, ray cıvatası 

fish bolt cebire cıvatası, ek lama cıvatası, lama veya rayları birbirine bağlayan cıvata 

fish garth dalyan 

fish joint ray bağlantı yeri 

fish net cracking bkz. alligator cracking 

Page 46: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fish plate bayrak demiri 

fish plate ray bağlama plakası 

fishbone antenna kılçık anten 

fisheries balıkçılık 

fishing from well kuyudan kurtarma 

fishing products su ürünleri 

fishing station bkz. fish garth 

fishing tool kuyudan kurtarma takımları 

fissile yarılabilir, yarılabilme, çatlayabilme 

fissile material fisil madde 

fissile nuclide fisil çekirdek 

fission fisyon 

fission product fisyon ürünü 

fissionable material/special fisyon özellikli madde 

fissuration çatlaklık 

fissure çatlak, yarık 

fissure çatlamak, yarmak 

fissured fisürlü, ince çatlaklı 

fissured rock fisürlu kaya, çatlaklı kaya 

fissured, fissural 1. çatlamış, çatlak; 2. çatlaksı; 3. çatlağa ait 

fissuring çatlama 

fist yumruk 

fit uyma, geçme 

fit monte etmek, takmak, techiz etmek 

fit uydurmak, uymak, uygun 

fit birleştirme 

fit 1. nöbet, kriz; 2. sara 

fit geçme 

Page 47: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fit clearance geçme boşluğu 

fit to bear tamamen uygun 

fit to page sayfaya sığdır 

fit tolerance geçme toleransı 

fit, to uydurmak, oturtmak 

fit bir montajda uzuvlar arasında mevcut olan boşluk veya yanlış geçme ilişkisi 

fitter montör, tesisatçı, tamir eden, onarıcı 

fitter tamirci, tamir ustası teçhizatçı, makinist 

fitter montör, tesisatçı 

fitter block tıkaç 

fitting tertibat 

fitting 1. montaj; 2. gresör, gres memesi, rakor, adaptör, bağlantı, fiting 

fitting bağlantı elemanı, rakor 

fitting elle montaj işi 

fitting ekleme parçaları, fitting 

fitting uyma, gresörlük, rakor 

fitting deneme, prova 

fitting fittings, form parça 

fitting allowance doru ucunda mastar düzleminin dışında kalan ve birleşme için gerekli 

maksimum diş boyu uzunluğu 

fitting one into the other kenetlenme, birini öbürünün içine uydurma 

fitting shop montaj, birleştirme, işinin yapıldığı dükkan, atölye 

fitting uyma, kurma, donatma, çatma, genellikle montaj anında parçaların elle birleştirilmesi işi 

fittings donatım, eklenti parçaları 

fittings donatım, parçalar, hırdavat, boru hırdavatı, (a) motor, makina ve mekanizmaya ait küçük 

gerekli parçalar, (b) valf, geyç gibi buhar kazanları için gerekli parçalar, aksesuarlar 

fitting‐up bolts geçici montaj cıvataları (perçinlemede) 

fit‐up donatmak, ikmal 

Page 48: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fix 1. katılaş(tır)mak; 2. sabitleştirmek 

fix düzeltmek 

fix tespit etmek, belirlemek, monte etmek, onarmak, tamir etmek, saptamak, yerleştirmek 

fix level düzeltme düzeyi 

fix point constants sabit nokta sabitleri 

fix up tamir etmek, onarmak 

fixation sabitleme 

fixative 1. sabitleştiren, oynamaz hale getiren, tesbit edici; 2. mikroskopik muayene için ince 

kesit alıncak dokuyu sert şekilde tesbit edici madde, organ veya oluşumun bozulmadan 

muhafazasını sağlayan ilaçlı eriyik 

fixed solmaz (renk) 

fixed sabitlenmiş, sabit, tespit edilmiş 

fixed değişmez, sabit 

fixed arch ankastre kemer 

fixed assets sabit kıymetler (bir işin yürütülmesinde imalat veya işletme amacıyla elde 

bulundurulan veya kullanılan makine, arazi, binalar ve emsali gibi uzun ömürlü kıymetler) 

fixed bearing sabit mesnet 

fixed bed combustion ızgarada yanma 

fixed blade sabit kanatlı 

fixed capacitor sabit kondansatör 

fixed carbon bağlı karbon (serbest oksijenin bulunmadığı kapalı bir kapta hidrokarbon 

mahsüllerinin yanması sonucu elde edilen bakiye kokun organik kısmı) 

fixed charges sabit ücretler 

fixed condenser sabit kondansatör 

fixed cutters iş makinasına sabit olarak tespit edilen ve işlenecek parçanın etrafında hareket 

ettirildiği kesici takım 

fixed date vade tarihi 

fixed directional grille sabit ızgara 

fixed disk sabit disk 

Page 49: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fixed eccentric şafta sürekli olarak kilitlenmiş, kamalarımı? eksantirik 

fixed end moment ankastrelik momenti 

fixed equalizer sabit denkleştirici 

fixed exchange rate system sabit kur sistemi (bir ülke parasının yabancı ülke paraları 

karşısındaki değerinin hükümetçe belirlendiği ve olabildiğince sabit tutulmaya çalışıldığı döviz 

kuru sistemi) 

fixed expansion buhar (istim) kesişinin değiştirilemediği genleşme oranının sabit olduğu buhar 

makinası 

fixed foundation ankastre temel 

fixed head freze ve planya tezgâhının koçuna bağlanan ve sadece stroğu doğrultusunda hareket 

eden kafa 

fixed headstock (fast head) torna yatağının sol ucuna civatalanmış rulmanlara yataklık eden mil 

ve tahrik kasnaklarını taşıyan döküm kısım 

fixed joint sabit derz 

fixed load sabit yük 

fixed object sabit nesne 

fixed oil sabit uçmaz yağ, dış etkenlerle deforme olmayan, bozulmayan yağ 

fixed panel sabit göz 

fixed password sabit parola 

fixed pitch propeller sabit kanatlı pervane 

fixed pivot sabit dönme noktası 

fixed pivot sabit mihver, sabit eksen 

fixed point sabit noktalı 

fixed point representation sabit nokta gösterim 

fixed price sabit fiyat, kesin fiyat 

fixed price maktu fiyat 

fixed price sabit fiyat 

fixed pulley sabit makara 

fixed pulley şafta kamalı kasnak 

Page 50: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fixed ratio sabit oran 

fixed reaction ankastrelik aksi tesirleri, ankastrelik reaksiyonları 

fixed resistance sabit direnç 

fixed setting sabit ayar 

fixed setting control sabit ayarla kontrol 

fixed spaced font değişmez aralıklı yazıyüzü 

fixed spaced font sabit aralıklı font 

fixed storage sabit saklatım alanı 

fixed sum sabit toplam 

fixed support ankastre mesnet, sabit mesnet 

fixed time control sabit zamanlı kumanda (devrenin ve bölümlerinin, devrenin başlamasından 

evvel sabit olarak belirlendiği bir ışıklı işaret çalışma şekli) 

fixed time signal sabit zamanlı ışıklı işaret 

fixed wheel gate sabit tekerlekli kapak 

fixed word length sabit sözcük uzunluğu 

fixed, constant değişmez 

fixed‐directional grille sabit ızgara (kafes) 

fixing dokunun parafin v.b. madde içinde tesbit edilmesi, organ veya oluşumun ilaçlı eriyiğe 

konulması 

fixing saptama 

fixing ankastrelik 

fixing agent bağlayıcı malzeme 

fixing bolt sabitleme civatası 

fixing bolt sabitleme vidası 

fixing collar tesbit manşonu 

fixing depth ankastrelik derinliği 

fixing key tespit kaması 

fixing lug tespit kulağı 

Page 51: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fixing screw sabitleme cıvatası 

fixture bağlantı, bağlantı düzeni 

fixture su tesisatı parçaları, donatım, sabit eşya 

fixture donanım, donatım, sabit eşya, techizat 

fixture bağlama düzeneği 

fixture aydınlatma uzaklığı 

fixture donatım, müştemilat, bağlı şey, bağlama, bağlama düzeni, avize, yerli eşya, demirbaş eşya, 

iş parçasını tutan bağlantı 

flag bayrak 

flag (verb) bayrak kaldırma 

flag of convenience hatır bayrağı 

flag sequence bayrak dizisi 

flag, to bayrak kaldırmak 

flagging paving parke taş kaplama 

flagman bayrakçı (inşaat sırasında trafikte) 

flagpole bayrak direği 

flail mover çalı biçme makinesi 

flake pulcuk, pul halinde ince tabaka 

flake ince tabaka, pul 

flake graphite yağlama amacıyla kullanılan 

toz grafit 

flake ice ince buz tabakası 

flake ice taneli buz 

flake off pul pul parçalanmak, pul pul ayrılmak 

flake shaped particles pul şeklindeki parçalar 

flakiness index yassılık indeksi 

flaky yassı, pulsu, pul pul 

Page 52: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

flaky material yassı malzeme (içerisinde, bir boyutu diğer bir boyutundan önemli derecede 

küçük olan tanelerden yüksek oranda bulunan malzeme) 

flame alevlenmek 

flame alev, yalaz, ateş 

flame arrester alev önleyici 

flame cutter kesme hamlacı, oksijen hamlacı kesici şaluma(üfleç) 

flame cutter kesme amaçlı oksijen hamlacı 

flame cutting oksijenle kesme 

flame cutting alev ile kesme, oksietilen veya oksihidrojen ile kesme 

flame failure device alev dedektörü 

flame failure device alev kontrolu 

flame hardening alevle sertleştirme 

flame impingement alev tepmesi 

flame point alev alma noktası 

flame proof aleve dayanaklı 

flame resistant alev almaz 

flame resistant aleve dayanıklı 

flame resistant material aleve dayanıklı malzeme 

flame safeguard control ateşleme emniyeti kontrolu 

flame safety control alev emniyeti kontrolü 

flame separation alev tutucu, alev engelleyen 

flame separation alev ayırma 

flame temperature alev alma sıcaklığı 

flame test alev alma testi 

flame trap alev kesici 

flame trap karbüratör girişindeki geri ateşleme emişini önleyecek kafes veya tel örgü 

flame tube jet motorlarında içinde yanmanın meydana geldiği, yanma odası içersindeki delikli 

boru 

Page 53: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

flameproof alev almaz, aleve dayanıklı, ateşe dayanıklı 

flameproof material aleve dayanıklı malzeme, ateşe dayanıklı malzeme, 

flammability tutuşabilirlik, alev alabilen 

flammable alev alabilir, tutuşabilir, yanabilir 

flammable (s) alevlenebilir 

flange flanş 

flange flanş, bağlantı, birleşme yüzü, başlık, kiriş başlığı 

flange tabla 

flange kenar 

flange flanş ile bağlamak, flanş 

flange connection flanşlı bağlantı 

flange coupling flanşlı kavrama, uçlarına tespit edilmiş iki eşit yüzeyli flanşın cıvatalar ile 

birbirine tutturulmasından oluşan kavrama düzeni 

flange gasket flanş contası 

flange joint bkz. flange connection flanşlı bağlantı 

flange of beam kiriş başlığı 

flange pin flanş pimi 

flange seal flanş keçesi 

flange stud flanş saplaması 

flanged flanşlı 

flanged flanş 

flanged bush flanşlı burç 

flanged bushing flanşlı burç 

flanged chuck flanşlı ayna, flanşlı kavrama, flanşlı amerikan aynası 

flanged coupling flanşlı kavrama, flanşlı bağlantı 

flanged fittings flanşlı fitting 

flanged nut kenarlı somun, yakalı somun 

flanged outer race dış bileziği flanşlı 

Page 54: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

flanged pipes flanşlı boru, cıvatalar ile bağlantılarının yapılması için uçlarında flanş olan borular 

flanged rail (flat‐bottomed rail) oluklu ray, geniş yüzeyi alta gelecek şekilde ters dönmüş t profil 

kesitli ray  

flanged socket bir ucunda flanş diğer ucunda priz (oyuk) olan çok kısa boru 

flanged spigot bir ucu flanş diğer ucu erkek ağızlığı açılmış kısa boru 

flanged wheel ray üzerinde kaymasını önlemek için çevresinin bir veya iki tarafından 

flanşlı tekerlek 

flanged flanşlı, taşkın çıkıntılı çevreli, kenarlı kısım, bu kısımda genellikle bağlantı cıvatası 

yerleri bulunur 

flanging machine kenar kıvırma makinası 

flanging machine (press) plakaları kenarlarından kıvırarak flanş oluşturan makina 

flank diş yan yüzeyi 

flank angle diş yan yüzey açısı 

flank angles vida eksenel düzleminde vida dişi yan yüzeyleri ile vida dişi eksenine inilen dik 

doğru arasında kalan açı, vida yan cenah açısı 

flanking transmission yan taşıma 

flanks yan taraflar, heyelanın kanatları 

flanks (a) bir dişli dişinde diş açıklığı dairesinin içersinde veya diş ara çizgisinin altında kalan 

eğrisel dış kısım, (b) vida dişinin her iki yüzeyi, (c) kamların çalışan yüzeyleri, ayrıca, böğür, yan 

cenah, diş böğrü 

flap flap 

flap mafsallı kanat 

flap kapak, kapakçık, flapa, kanatçık, kolon (araç lastiğinde) 

flap angle flap açısı 

flap lever flap kolu 

flap valve çekvalf 

flap valve klapeli supap 

flap herhangi bir mafsallı yüzey, kapak, sürgü, kanat, kepenek, kanatçık, kulak, kenar, menteşe 

kanadı, tokat, çarpma, uçak kanatçığı 

Page 55: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

flapper‐nozzle valve kanat‐lüle tipi valf 

flapping angle pervaneli uçağın rotor uç yörünge düzlemi ile başlık ekseni düzlemi arasında 

kalan açı 

flap valve çarpma valfi, kanatlı sübab, su tulumbalarında kullanılan menteşeli veya düz disk geri 

dönüşsüz valf, sübab 

flare genişletmek (huni gibi) 

flare 1. ani parlamak, işaret fişeği (kazaya uğrayan ya da duran aracın algılamasını 

kolaylaştırmak için tutuşturulan ve duman yayan bir nesne); 2. açıp yaymak, ağıza doğru 

yayılmak, havşa açmak, açılarak yayılmak, kolonlarda parabolik açılma 

flare alevlendirmek, alevlenmek 

flare konik genişlemek 

flare antenna boynuz anten 

flare fitting konik fitting 

flare nut konik civata 

flare of prestressing cable öngerilme halatının parabolik yükselişi 

flared havşalı, ağzı genişletilmiş 

flared column yukarı doğru parobolik olarak genişleyen kolon, yukarı doğru genişleyen köprü 

orta ayağı 

flared joint konik bağlantı 

flared tube union havşa ağızlı boru rakoru 

flaring güvenlik alevi 

flaring block kenar kıvırma 

flaring tool havşa takımı 

flaring tool bkz. flaring block kenar kıvırma 

flaring çakın, çakan, genişleyen, yayılan, açılan, kenarını kıvırma, kenar sıvaması, boruların uca 

doğru çaplarının artırılması işlemi 

flash genişlemek 

flash flaş, ışık, ani ve kuvvetli ışık vermek 

flash birden alevlenmek, tutuşmak 

Page 56: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

flash yanıp sönmek 

flash parıltı, flaş 

flash chamber genleşme odası 

flash gas ani basınç düşümüyle oluşan gaz 

flash gas flaş gazı 

flash intercooler ani basınç düşümüyle oluşan gaz soğutucusu 

flash memory çakarbellek 

flash point alev alma, parlama noktası 

flash point alevlenme noktası, parlama noktası 

flash point tutuşma noktası 

flash point apparatus yanıcı maddelerin parlama noktasını tespit etmeye yarayan alet 

flash set çabuk sertleşme, çabuk donma 

flash steam çürük buhar, flaş buhar 

flash tank flaş tankı 

flash tank çürük buhar tankı 

flash vaporization flaş buharlaşması 

flash vaporization flaş buharlaşma 

flash vessel (bkz. flash chamber) genleşme odası 

flash, to yanıp sönmek 

flasher flaşör, çakar, lambanın otomatik olarak yanıp sönmesini sağlayan parça 

flasher tehlike lambası, flaşör 

flasher flaşör 

flasher bulb flaşör lambası 

flashing çakarlı, parlayan, çakan 

flashing sheet bakır veya çinko derz levhası 

flashing signal flaşör, çakarlı lamba, çakar ışık 

flashlight pilli cep feneri 

flashover dolanan ark 

Page 57: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

flash point çakma noktası, alev noktası, ateşleme noktası, alevleme noktası, parlama noktası 

flask şişe, karni, gode, döküm derecesi, döküm kalıbı 

flask matara, şişe şeklinde kap 

flat düz, yassı, basık, düzgün yüzlü, yumuşak 

flat arch yassı kemer, basık kemer 

flat bar yassı çubuk 

flat bar frame yassı çubuklama 

flat bar frame yassı çubuk kasa 

flat base rim düz jant 

flat bastard dikdörtgen kesitli, uç kısmı konik, çift sıra dişli yassı tesviye eğesi 

flat bed yan kapakları olmayan ve arka sandığı düz bir satıhtan ibaret kamyon tipi 

flat bed trailer flat bed treyler 

flat belt düz kayış, band kayış, konveyör veya transmisyon kayışı 

flat bottom tank altı düz olan su haznesi 

flat curve yatık eğri 

flat face yassı, düz, düz yüzey 

flat fading düz sönümlenme 

flat file düz kütük (dosya) 

flat head yassı başlı 

flat head havşa başlı 

flat horizontal curvature yumuşak yatay kurp 

flat idler düz makara 

flat jack yassı kriko 

flat nose pliers küt burunlu pense 

flat pelvis ön‐arka çapı normalden dar olan pelvis 

flat plate düz plaka 

flat plate collector düz plakalı kollektör 

flat rate götürü ücret 

Page 58: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

flat rate charge götürü ücret 

flat screen düz ekran, yassı ekran 

flat screwdriver düz tornavida 

flat sheet pile yassı palplanş 

flat shoe düz pabuç, tırnaksız pabuç 

flat sieve düz elek 

flat slab kirişsiz döşeme 

flat slab floor bkz. flat slab 

flat spot gaz verildiği halde motorun ambele olması 

flat spring yassı yay 

flat surface düz yüz, yassı yüzey 

flat terrain düz arazi 

flat thrust bearing düz baskı yatağı 

flat tire patlak lastik, havasız lastik 

flat tongs yassı kıskaç 

flat trim seviyesine getirmek, tıraş etmek 

flat washer adi rondela, düz pul, düz rondela 

flat wedge düz kama, çelik kablo kaması 

flat welding taban kaynağı 

flatbad plotter masa tipi çizici 

flatbed scanner masa tipi tarayıcı 

flat‐bottomed rail düz tabanlı ray, ayrıca bkz 

flanged rail 

flatcar açık yük vagonu 

flats (a) dikdörtgen kesitli demir veya çelik çubuk, 

(b) cıvata kafası veya somunun düz kısmı 

flatten yassılaştırmak 

flatting düzleştirme, yassılatma, dövme, kireçleme 

Page 59: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

flavedo sarılık (deri v.s.) 

flavour 1. lezzet, tat; 2. ilaç olarak kullanılan bir şuruba tat veren etkisiz madde 

flavouring tat verici, tat verici madde 

flavus sarı 

flaw özür, çatlak, çizik 

flaw özür, çatlak, arıza, bozukluk, kusur 

flax keten, keten bitkisi 

flax fiber keten elyafı 

flaxseed keten tohumu 

fleam neşter 

fleam testere dişi, diş ağzı açısı 

fleet filo, grup, takım 

fletcher’s trolley küçük kütleli, tekerlekler üzerine monte edilmiş verilen bir anda her noktasının 

hızı aynı olan bir cismin hareketini analiz etmek için dizayn edilen araba, hareket ettiği düzlemin 

sonunda bulunan bir kasnak üzerinden geçen bir ağırlık ile ivmetendirme  

flex 1. bükmek, eğmek; 2. bükülme yeri 

flex esnek boru, fleks 

flex bükülmek, eğilmek, esnemek 

flex wire kordon tel, esnek tel 

flexibilitas bkz. flexibility 

flexibility esneklik, fleksibilite 

flexibility esneklik, eğilebilme, eğilebilirlik, bükülebilirlik 

flexible bag esnek rezervuar 

flexible conductor bükülgen iletken 

flexible conduit esnek boru 

flexible connection esnek birleşim 

flexible cord çelik kablo, çelik kordon 

Page 60: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

flexible couplıng iki şaftı; çelik yay, lastik disk, burç veya kayış ve pim gibi elastik elemanlar ile 

birleştiren esnek kavrama, esnek kavrama 

flexible coupling esnek bağlantı 

flexible coupling salıntı payı bırakılmış kavrama, esnek kavrama 

flexible disk, floppy, floppy disk, diskette disket 

flexible duct esnek kanal 

flexible ducting bkz. flexible duct esnek bağlama kanalı 

flexible footing bükülebilir temel, elastik temel 

flexible foundation esnek temel, elastik temel 

flexible hinge bükülebilir menteşe, esnek menteşe 

flexible hose lastik veya plastikten mamul bükülebilir hortum, esnek hortum 

flexible hose fitting esnek hortum bağlantısı 

flexible hour esnek saatli çalışma 

flexible insulation esnek yalıtım 

flexible joint mafsal, bilya başlı mafsal 

flexible joint esnek bağlantı 

flexible line esnek kablo 

flexible metal hose esnek metal boru 

flexible metal tubing sarma çelik boru, spiral boru, kuğu boynu, esnek metal borular veya tüpler 

flexible pavement esnek üstyapı, esnek kaplama 

flexible pipe esnek boru, hortum 

flexible progressive system kesintisiz değişken sistem (kavşaktaki trafik ihtiyacına göre, her 

işaret aralığının tek başına ayarlanabildiği ve her an ayrı işaretlerde, yeşil aralıkların trafik 

üzerine en elverişli etki sağlayacak şekilde birbirinden bağımsız başlayabildiği sistem) 

flexible shaft esnek şaft 

flexible shaft oynar mil, fleksibl mil 

flexible shafting normal bir şaft gibi dönerken ona esneklik kazandırmak için iç içe geçmiş aynı 

eksenli ters sarımlı yaylar kazandırmak için iç içe geçmiş aynı eksenli ters sarımlı yaylar 

flexible steel sulu çelik, kırılmaz bükülür çelik 

Page 61: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

flexible tie esnek bağlantı 

flexible waveguide esnek daga kılavuzu 

flexion couple eğilme çifti 

flexural axis eğilme ekseni, eğilme merkezlerini birleştiren hat 

flexural centre eğilme merkezi, düzlem içersinde bulunan herhangi bir kuvvetin uygulanması 

durumunda düzlem içersinde dönmenin meydana gelmediği nokta 

flexural load eğilme yükü 

flexural member eğilmeye maruz eleman 

flexural rigidity eğilme rijitliği 

flexural stiffness eğilme sağlamlığı 

flexural strength eğilme dayanımı 

flexural stress eğilme gerilmesi 

flexure 1. dirsek, flexura; 2. eğrilme 

flexure eğilme, bükülme 

flexure bel verme 

flexure kendi ağırlığı ile eğilmek 

flexure center bel verme merkezi 

flexure stress eğilme gerilmesi 

flexure kuvvetler veya momentler altında ince bir çubuğun yer değiştirmesinin boyuna dik 

olacak biçimde eğilmesi durumu, uygulanan kuvvetin yer değişime oranına eğilme rijitliği denir 

flicker kırpışma 

flicker titrek ışıltı 

flicker effect titreşme etkisi (tünel armatürlerinde) 

flicker effect kırpışma etkisi 

flight basamak dizisi 

flight uçuş 

flight altitude uçuş yüksekliği 

flight conveyor kürekli konveyör 

Page 62: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

flight feeder küreyicili besleyici 

flight height uçuş yüksekliği 

flight line uçuş hattı 

flight strip uçuş şeridi, uçuş kolonu 

flinger yağ içinde dönen millerin başlarındaki yağ geri atma plakası, atıcı, geri çevirici 

flint çakmak taşı, billur taşı 

flip valve çabuk açıp kapama valfı 

flip, to tersyüz etmek, çevirmek 

flip‐flop iki durumlu (bilgisayarda) 

flip‐flop yazboz, iki duraklı, kapan 

flip‐flop ikidurumlu 

flirt fırlatmak 

flirt fırlatmak, atıvermek, hızlı hızlı hareket ettirmek, sıçramak, ayrıca bir mekanizma, saat veya 

repeater (tekrartayıcı)’in belirli bir kısmının ani hareketini sağlayan kaldırma pimi ve yay ihtiva 

eden düzenek 

float 1. yüzmek, su üzerinde kalmak, şamandıra; 

2. yüzme deneyi (sıvı asfaltlarının destilasyon artıkları üzerinde yapılan deney); 3. mala 

float ball şamandıra 

float board (a) çark kanadı (b) altan su alır türbinde su etkisine manız kalan kısım 

float bowl karbüratör şamandıra çanağı 

float chamber şamandıra haznesi 

float chamber sabit seviye kabı, karbüratör şamandıra çanağı 

float chamber vent şamandıra hücresi hava deliği 

float chamber bir karbüratörde yüzer kontrol valfleri ile yakıt seviyesi kontrol edilen ve 

silindirlere püskürtülen yakıtın depo edildiği depo kısım 

float control şamandıralı kontrol 

float fulcrum lever şamandıra mesnet kolu 

float level karbüratör şamandıra seviyesi 

Page 63: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

float position yüzme konumu 

float surface finish döşeme betonun mala ile tesfiyesi 

float switch şamandıralı kontak 

float switch şamandıralı anahtar 

float tank yardımcı tank 

float type trap şamandıralı kondenstop 

float valve şamandıralı vana 

float valve şamandıra valfı, karbüratör şamandırası iğne supabı 

float valve yüzertoplu vana 

float sal, duba, şamandıra, flotör, yüzgeç, kano, buhar kazanı su müşiri, ark, perdah tahtası, mala, 

mil boşluğu, yıkama, çalkalama, yıkanmış maden, tek dişli kaba eğe, kunduracı törpüsü, 

platformlu araba, (a) karbüratör içersine yerleştirilmiş ana petrol deposu 

floatation araç lastiğinin suda yüzme durumu 

floated su üstünde duran, duba üzerine yerleştirilmiş 

floating 1. yüzen, gezici, değişen; 2. mala ile tesviye, perdah (betonda) 

floating yer değiştiren, mobil 

floating kayan 

floating yüzen 

floating action sarkaç hareketi 

floating axle askıda mil, tüm yüklerden arındırılmış olan aks mili, boşta mil 

floating block yüzen blok 

floating boom yüzer havuz 

floating bridge dubalı köprü 

floating bush serbest burç, yüzer burç 

floating bushing bkz. floating bush 

floating control şamandıra kontrolu 

floating crane yüzer vinç 

floating crane yüzer kren 

Page 64: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

floating crane (floating derrick) dubalı vinç, limanlarda kullanılan yüzer vinç 

floating crane dubalar üzerindeki yüzer kren 

floating derrick yüzer maçuna 

floating dock yüzer havuz 

floating dredge dubalı tarak 

floating gear planet dişli 

floating gudgeon pin bak.z gudgeon pin 

floating ice pressure yüzen buzların basıncı 

floating lever hareketli kol, tahrikli çatal 

floating lever yüzer kol 

floating load yüzen yük 

floating mandrel bakınız mandrel 

floating mark ölçü markası, gezici marka 

floating mill wheel hızlı akan bir nehire demirlemiş bir kayığa yataklanmış su çarkı, su çarkı 

tekerleği döndürerek güç sağlar 

floating network topraksız devre 

floating oil intake yüzer yağ emme borusu 

floating oil screen yüzer yağ süzgeci 

floating pier dubalı iskele 

floating pile yüzen kazık, sürtünme kazığı 

floating pile foundation yüzen veya sürtünmeli kazık temeller 

floating pile foundation in soft ground yumuşak zeminde yüzer kazıklı temel 

floating piston yüzer piston 

floating piston rod yüzer piston kolu 

floating pivot serbest mihver, serbest eksen 

floating point kayan noktalı 

floating point constants kayan nokta sabitleri 

floating point representation kayan noktalı gösterim 

Page 65: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

floating position yüzer konum, kararsız konum 

floating ring gear çevre dişli 

floating ring test yüzen halka deneyi 

floating seal yüzer keçe 

floating seal layftaym keçe, yüzer keçe 

floating spring kayar yay 

floating sun gear güneş dişlisi 

floating zero kayan sıfır 

floating yüzme, perdah sıvası, yüzer, yuzen, esner, laçka, boşta, askıda, ayrıca bu terim kimyasal 

denge, test makinası, yer kantarı, köprülü baskül dengesi (balansı) gibi çeşitli dengeleme 

terimleri için de kullanılır 

floating‐point kayan noktalı 

floccose yüne benzer 

flocculate yumaklaşmak, kümeleşmek 

flocculated sediment yumak yapılı çökelti 

flocculating agent yumaklaştırma maddesi, flokülan madde 

flocculation yumaklaşma, kümeleşme, inip çıkma, dalgalanma 

flocculation limit yumaklaşma limiti 

flocculation ratio yumaklaşma oranı 

flocculent yumaklı 

flock yumak, küme 

flock point çiğ noktası 

flocks pamuğa benzer parçalar 

flood su baskını, su taşkını, sel, feyezan 

flood sel, sel olmak, su basmak 

flood basin su baskını alanı, feyezan sahası 

flood control sel önlemi 

flood control retention area taşkın su kontrol kapasitesi 

Page 66: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

flood control survey taşkın önleme ölçmeleri 

flood flow sel akımı, su baskınının akımı 

flood frequency su baskınının tekrarlama sıklığı, birim zamanda feyezan tekrar sayısı 

flood height sel yüksekliği 

floodlight projektör 

flood plain deposit sel yatağı birikintisi, alüvyal depo 

flood stage su baskını düzeyi, feyezan seviyesi 

flood valve taşma veya taşırma valfı 

flooded evaporator taşmalı evaporatör, buharlaştırıcı 

flooding sel basma 

floor kat 

floor döşeme, taban, tabliye, bina katı 

floor herhangi bir boşluğun tabanını oluşturan kısım, zemin, döşeme, taban 

floor (structure) döşeme 

floor area döşeme alanı 

floor beam döşeme kirişi 

floorboard taşıtın tabanı 

floor carpet taşıtın döşemesine konulan muşamba, halı veya benzeri 

floor crane vinç 

floor filled with concrete beton ile doldurulmuş taban veya döşeme 

floor heating döşemeden ısıtma 

floor mat paspas 

floor mat taşıtın taban keçesi veya muşambası 

floor metal döşeme için maden 

floor plan kat planı 

floor plank döşeme tahtası 

floor plate kabin alt sacı, döşeme, sacı 

floor plate taşıtın taban plakası, kabin altı sacı 

Page 67: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

floor rack yükseltilmiş döşeme 

floor rest döşeme mesnedi, büyük çaplı iş parçası bağlanıp model işleyen torna tezgahlarının 

oturduğu ve ağır standart zemin mesnetleri üzerinde bulunan mesnet 

floor slab kat betonu, döşeme plağı 

floor stringer döşeme boylaması 

floor strip döşeme şeridi 

floor surface döşeme yüzeyi 

floor system döşeme sistemi, döşeme düzeni 

floor topping döşeme yüzeyine kaplama 

floor truss tabliye kafes kirişi 

floor, bridge bkz. bridge floor 

floor, cambered bkz. cambered floor 

floor, concrete bkz. concrete floor 

floor, doweled bkz. doweled floor 

floor, laminated bkz. laminated floor 

floor, open bkz. open floor 

floor, splined bkz. splined floor 

floor, steel grid bkz. steel grid floor 

floor, sub bkz. sub floor 

floor, terrazzo bkz. terrazzo floor 

flooring yer kaplaması, döşeme kaplaması 

flooring, continuous bkz. continuous flooring 

flooring, longitudinal bkz. longitudinal flooring 

flooring, timber bkz. timber flooring 

flooring, transverse bkz. transverse flooring 

floppy disk disket 

floppy disk drive disket sürücü 

flora belli bir vücut kısmında bulunan mikroplar 

Page 68: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

flora flora (bir jeolojik dönem ya da yöre ile ilgili bitki yaşamı) 

florid kızartı, koyu kırmızı renk 

flotation batmama (flotasyon) 

flotation yüzmek, askıda olmak 

floting seal layftaym keçe, yüzer keçe 

flour un 

flour of sand kum tozu, kum unu 

flour rock kaya unu 

flourometer flurometre (asfalt fillerinde çok ince malzemenin oranını tespit eden alet) 

flow akmak, akma, debi, akış, akım 

flow 1. akı; 2. muayyenzamanda akan su v.s. miktarı 

flow akmak, akış 

flow area akış alanı 

flow area akış kesiti 

flow capacity geçirgenlik derecesi, permeabilite derecesi 

flow capacity akış kapasitesi 

flow channel akış kanalı 

flow chart akış çizimi 

flow chart akış şeması 

flow chart akış diyagramı 

flow coefficient akış verim katsayısı 

flow connection (on boiler) akış bağlantısı (kazanda) 

flow control akış denetimi 

flow control akış kontrolü 

flow control valve akış kontrol valfi 

flow control valve debi kontrol vanası 

flow curve likitlik eğrisi, akma eğrisi (casagrande likit limit içeriği darbe sayısı logaritma eğrisi) 

flow diagram akış diyagramı 

Page 69: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

flow direction akış yönü 

flow equalizer akış dengeleyici 

flow factor akış faktörü 

flow index akma indeksi, likitlik indeksi 

flow indicator akış göstergesi 

flow line akım çizgisi, akış çizgisi (bir harita üzerinde çıkış ve varış noktaları arasında 

kullanılabilen en iyi güzergahı gösteren çizgi) 

flow line plan akış çizgisi planı (verilmiş bir bölge içindeki trafik akış çizgilerini gösteren plan) 

flow line, curved bkz. curved flow line 

flow measurement akış ölçümü 

flowmeter debi ölçer, debimetre 

flowmeter akan sıvı miktarını gösteren alet, 

debi ölçer 

flow net akım ağı 

flow nozzle akış nozulu 

flow nozzle akış memesi 

flow of clay kil akışı 

flow of seepage sızıntı akımı, yeraltı suyu akımı 

flow of water su akışı, su akımı 

flow of water through the voids boşluk suyu akımı, boşluklar arasından suyun akışı 

flow path, dangerous bkz. dangerous flow path 

flow pattern akış deseni, akış profili 

flow rate debi 

flow rate debi oranı 

flow rate controller debi kontrolörü 

flow rate controller akış oranı kontrolörü 

flow ratio akım oranı (sinyalize kavşakta verilen bir şerit grubu için gerçek akımın doymuş 

akıma oranı) 

Page 70: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

flow regulating valve debi ayar vanası 

flow resistance akış direnci 

flow section akış kesiti 

flow slide akma ile heyelan, akma şeklinde kayma 

flow temperature akış sıcaklığı 

flow test akma deneyi, sıkılık deneyi 

flow test in marshall method marshall metodunda akma deneyi 

flow through motorun devrinin yükselmesi, regülatör kontrolundan kurtulmuş bir motor 

devrinin sonsuza doğru artması 

flow towards akmak 

flow value akma katsayısı, akma değeri (marshall stabilite deneyinde, sıkıştırılmış bir kaplama 

karışımı numunesinin maksimum yüke varıldığı andaki toplu deformasyonu) 

flow velocity akış hızı 

flow work akış işi 

flow, plastic bkz. plastic flow 

flow, two‐dimensional bkz. two‐dimensional flow 

flow/cumulative debi/kümülatif 

flow/discharge debisi/akar su, debisi/boşaltma 

flow/dispersed akış/dağınık 

flow/in debi 

flow/maximum debi/maksimum 

flow/maximum operating debisi/ maksimum işletme 

flow/maximum throughput debi/ maksimum 

flow/maximum usable debi/maksimum emre amade 

flow/minimum debi/minimum 

flow/nominal discharge debi/nominal 

flow/operating debisi/işletme 

flow/plant capacity debisi/maksimum tesis 

Page 71: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

flow/rated discharge debi/nominal 

flow/set akış/ayarlanan 

flow/through debi 

flow/total debisi/akar su 

flow/total debi/toplam 

flow/turbine debisi/türbin nominal 

flow chart akış çizeneği 

flow chart symbol akış çizeneği simgesi 

flow divider valve akış bölücü valf 

flow divider akış bölücü 

flowers (of) toz halinde (madde) 

flow force akış sırasında oluşan kuvvet 

flowing akıcı 

flowing away of water suyun dışarı akması, suyun kaçması 

flowing ground water akan yeraltı suyu, sızıntı, 

sızan su 

flowing text akan metin 

flowmeter debi ölçer 

flowmeter 1. boru içinden geçen sıvının akış hızını ölçen alet; 2. damardan geçen kanın akış 

hızını ölçen alet 

flowmeter, registering element debi ölçme aleti veya su saatinin ölçüm aletinden geçen toplam 

sıvı miktarını kaydeden kısmı 

fluctuate 1. dalgalanmak, dalga şeklinde hareket göstermek; 2. zaman zaman değişmek, bir 

kararda kalmamak 

fluctuate dalgalanma, inip çıkma, azalıp çoğalma 

fluctuating exchange rate system dalgalı/esnek kur sistemi (ulusal paranın değerinin serbest 

piyasada döviz arz ve talebine göre belirlendiği sistem) 

fluctuation kapalı bir boşlukta bulunan sıvının parmakla üzerine basıldığı zaman verdiği 

dalgalanma duygusu, flüktüasyon, dalga hissi 

Page 72: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fluctuation inip çıkma, dalgalanma 

fluctuation of current akım dalgalanması 

fluctuations of the water level su seviyesinin alçalıp yükselmesi 

flue baca 

flue baca gazı 

flue brush kurum temizleme fırçası 

flue connection baca gazı bağlantısı 

flue draught baca çekişi 

flue dust baca tozu 

flue dust uçucu kül 

flue gas baca gazı (yanmadan sonra bacalardan çıkan ve azot oksitleri, karbon oksitleri, su 

buharı, kükürt oksitleri, parçacıklar gibi pek çok kimyasal madde içeren duman) 

flue gas baca gazı, yanma ürünü gazı 

flue gas circulation baca gazı sirkülasyonu 

flue gas loss baca gazı kaybı 

flue gas outlet baca gazı çıkışı 

flue gas oxygen analyzer baca gazı oksijen analizörü 

flue gas recirculating fan baca gazı resirkülasyon fanı 

flue gas removal baca gazı tasfiyesi 

flue gas temperature baca gazı sıcaklığı 

flue gas vent baca gazı (dumanı) çekişi 

flue gas/clean baca gazı/arıtılmış 

flue gas/raw baca gazı/ham 

flue liner baca kılıfı (kaplaması) 

flue outlet baca gazı çıkışı 

flue temperature baca gazı sıcaklığı 

flueless bacasız 

fluid akıcı madde, akar madde, akışkan 

Page 73: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fluid akışkan, sıvı 

fluid mayi, sıvı, likid, liquor 

fluid coupling sulu kavrama 

fluid coupling akışkanlı kavrama 

fluid coupling sulu kavrama, akarlı kavrama 

fluid drive yağlı otomatik veya yarı otomatik hız kutusu 

fluid drive clutch hidrolik hız kutusu kavraması 

fluid drive clutch driving plate hidrolik hız kutusu debriyaj plakası 

fluid drive driver flange hidrolik hız kutusu tahrik flanşı 

fluid drive floating seal‐ring hidrolik hız kutusu serbest keçe bileziği 

fluid drive fluid hidrolik hız kutusu sıvısı 

fluid drive seal hidrolik hız kutusu keçesi 

fluid drive seal spring hidrolik hız kutusu keçesi yayı 

fluid drive seal spring damper hidrolik hız kutusu keçe yayı tutucusu 

fluid drive (a) yağ içersinde çalışan kanatlı iki volana sahip sabit tork tahrik mekanizması, tahrik 

olan ve tahrik eden plakalar arasındaki yağın kayma miktan hızla ters orantılı olup arabanın 

herhangi bir viteste düzgün kalkışına müsade eder, (b) akar volan ihtiva 

fluid flow sıvı akımı 

fluid flywheel hidrolik volan 

fluid flywheel akışkan volan, akışkan dengeleme kasnağı 

fluid friction akışkanın sürtünmesi 

fluid level akışkan seviyesi 

fluid lubrication akışkan yağlama 

fluid mechanics akışkanlar mekaniği 

fluid power akışkan gücü 

fluid pressure sıvı basıncı 

fluid pressure akışkan basıncı 

Page 74: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fluid pressure (a) akışkan tarafından tüm yönlerde eşit olarak uygulanan birim alandaki basınç 

kuvveti, yatay bir alana tekabül eden toplam kuvvet alan, derinlik ve akışkanın yoğunluğunun 

çarpımına eşittir (alan x derinlik = hacım), (b) akışkan tarafından nakledilen bası 

fluid resistance akışkan direnci 

fluid seal akışkan sızdırmazlık, yüksek basınçlı bir ortamdan daha alçak basınçlı bir ortama gaz 

kaçışını önlemek için yataklarda oluşturulan ve yatağı saran akışkan sızdırmazlık 

fluid, thick viscous bkz. thick viscous fluid 

fluidity akıcılık, akışkanlık 

fluidity akıcılık, akariık, sululuk, viskozitenin tersi olma durumu akma kabiliyeti, akıcılık 

fluidized bed akışkan yatak 

fluidized bed combustion akışkan yataklı yakma 

fluidized bed freezer akışkan yataklı dondurucu 

fluids akışkan maddeler, akışkanlar 

fluke yaprak şeklinde bir çeşit akım 

flume su kanalı 

flume oluk, yarık, kama oluğu 

flume oluk, kanal, savak, mizap, boğaz, giriş kanalı, türbin kanalı, su gücü ile çalışan değirmen 

deresi 

fluorine flor, flüor 

fluorocarbon fluro karbon 

flush 1. dümdüz gelecek şekilde, bir seviyede, yüzleri birbirine uygun veya aynı düzlem 

üzerinde; 2. yıkamak, basınçla çalkalamak, su ile temizlemek 

flash flaş 

flush bol su ile yıkamak 

flush düz 

flush (buffer, etc), to temizlemek, boşaltmak (bellek) 

flush (f) durulamak 

flush fitting door sızdırmaz kapı 

flush left, left adjust, left justify sola yaslamak 

Page 75: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

flush right, right align, right justify sağa yaslamak 

flush switch ankastre anahtar 

flush tank flaş tankı 

flush type yüz yüze 

flush valve yıkama vanası 

flush, justify yaslamak 

flush, to [memory] bellek dökümü 

flush‐fitting door sızdırmaz kapı 

flushing 1. üstyapıda trafik veya sıcaklık nedeniyle bitümün yüzeye çıkarak kusması sonucu 

parlak görüntü vermesi; 2. temizleme, yıkama 

flushing cistern yıkama sepeti 

flushing valve seviyeyi sabit tutma valfı 

flute oluk, yiv 

fluted grub gömme yıldız başlı 

fluting machine oluklu sac makinası 

flutter titreşim şeklinde devamlı hareket, birbirini izleyen sürekli atım, titreşim, çarpıntı 

flutter sarsılmak, titreme, titremek 

flutter effect titreşim etkisi 

fluvial deposits akarsu depoları, fluviyal depolar 

fluvial environment nehir yatakları ve su basan ovalardan oluşan ortam 

fluvial outwash akarsu birikintisi, akarsu oluşumu 

fluvioglacial sand stratum akarsu‐buzul kökenli kum tabakası 

flux akma, akı 

flux 1. yumuşatıcı (asfaltı istenilen kıvamlılığa kadar yumuşatmak işinde kullanılan kalın ve 

nispeten uçucu olmayan bir petrol fraksiyonu); 2. erime, ısınan maddenin sıvı haline gelmesi, 

asetilen oksijen kaynağında ısınan yerin ani oksitlenmesini önlemek için 

flux akı, manyetik alan 

flux akış, akma, sulandırıcı madde 

Page 76: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

flux 1. akıntı vermek, ishal vermek; 2. seyelan, akım, akı, akış, cereyan; 3. erime, eritic madde 

flux density akı yoğunluğu 

flux leakage akım kaçağı 

flux oil yumuşatıcı yağ (bir bitümlü maddeyi yumuşatmak veya daha az viskoz hale getirmek için 

kullanılan ve uçucu olmayan bir seyreltici) 

fluxed bitumen yumuşatılmış bitüm (uçucu olmayan bir seyrelticinin ilavesi ile viskozitesi 

düşürülmüş bitüm) 

fluxing çözülme, akma, dışarı akma, yayılma, akış, eritici, sulandırıcı madde 

fluxion değişme hızı 

fluxion akış 

fluxmeter akıölçer 

flute lavta, oluk, yiv, kanal, şişe, oluk kaşığı, ayrıca helezon matkap boyunca düz veya sipiral 

olarak açılmış olan yiv, kanal 

fly 1. uçmak; 2. kelebek, ufak kanatçık, kelebek supap 

fly iki kanatlı küçük böcek, sinek 

fly ash uçucu kül 

fly ash ince (uçan) kül 

fly ash uçucu kül, uçucu kazan külü (ariyet malzemesi olarak da kullanılabilen, baca gazının 

taşıdığı düşük yoğunlukta, yanıcı olmayan parçacıklar) 

fly ash and slag belt conveyor kül konveyörü 

fly ash bunker uçucu kül bunkeri 

fly ash content uçucu kül miktarı 

fly ash determination uçucu kül tayini 

fly ash door uçucu kül alma kapağı 

fly ash handling system uçucu kül atma sistemi 

fly ash pit uçucu kül çukuru 

fly ash removal uçucu kül atma 

Page 77: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fly cutter (a) kendi ekseni etrafında dönerek ileri geri hareket ettirilerek istenilen çapta delik 

delebilen tek uçlu takım, (b) şartlardaki kama yivini açmak için kullanılan dar ağızlı freze, © 

merkezine doğru meyilli kenarları çapraz olan ve metal çubukların uçlar 

fly frames iğ tezgahı, ön eğrici tezgah, cam perdah tezgahı 

fly nut kelebek somun 

fly pinion saat çarkı milinin monte edildiği ana mil üzerindeki pinyon 

fly press kollu pres, kollu mengene, savurma kollu mengene, ince metal lehvalardan delik açmak 

için kullanılan press 

fly shuttle dokuma mekiği, mekik, atkı mekiği 

fly (a) kollu mengenenin vidasını çalıştıran kol 

(b) çalar saatlarda vurma kolunun muntazam çalışmasını sağlamak için kullanılan havalı fren 

görevi gören iki veya dört kanatlı küçük fan, ayrıca kanad, kanadın rüzgar tarafına gelen ucu, 

pervane, denk kasnağı 

flyback geri dönüş 

flyback action duraklı saat, saniye ölçer saat veya hız veya zaman ölçerin kolunu düğmeye 

bastığın zaman sıfıra getirme hareketi 

flyballs regülatör topuzları, savurma topuzları, düzenleme topu 

flyer spinning mekiğin kaba ipliği bobin üzerine yönlendirdiği dönme yöntemi, mekik ve bobin 

farklı hızlarda dönerler 

flying uçuş, uçan 

flying altitude uçuş yüksekliği 

flying height bkz. flying altitude 

flying spot uçan nokta 

flyover üstgeçit 

flyover junction köprülü kavşak 

flyweight döner ağırlık 

flywheel volan, düzenteker, kasnak 

flywheel clutch volan kavraması kara şanzuman 

flywheel flange volan tespit tablası, volan flanşı 

Page 78: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

flywheel gear motor volan dişlisi, volan etrafındaki çember dişli 

flywheel housing volan mahfazası (motor bloğunun arka tarafında debriyaj mekanizmasını içine 

alan volan mahfazası) 

flywheel hp volan beygir gücü 

flywheel hub volan göbeği 

flywheel mounting flange volan tespit flanşı 

flywheel ring gear bkz. flywheel gear 

flywheel surface volan yüzeyi 

flywheel (a) mildeki hız değişimlerini engelleyerek makinenin çıktı hareket torkunun sabit 

kalmasını sağlayan ağır, büyük tekerlek, volan, (b) kısa zaman aralıklarında kullanılmak üzere 

üzerinde çalıştığı hızda güç biriktiren büyük, ağır kasnak 

flywheell volan 

flywheell horsepower volan beygirgücü 

FMVSS bkz. Federal Motor Vehicle Safety Standards 

foam köpük, köpürmek 

foam (f) köpüklenmek 

foam extinguisher köpüklü söndürücü 

foam glass cam yünü 

foam inhibitor köpük önleyici 

foam rubber köpük kauçuk, sünger 

foamed asphalt bkz. sponge asphalt 

foamed blast slag gözenekli yüksek fırın cürufu 

foamed in place yerinde dökme yapılmış köpük 

foamed in place thermal insulation yerinde köpükle izolasyon 

foamy köpüklü 

fob bkz. free on board 

fob factory fabrikada taşıta yüklemek suretiyle teslim 

fob value fob bedeli 

Page 79: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fob vessel taşıta güvertede teslim (satıcı tarafından taşıta yüklenmiş olarak teslim) 

focal odaksal 

focal mihraki, odağa ait 

focal center odak merkezi 

focal distance odak mesafesi 

focal distance odak uzaklığı 

focal length odak uzaklığı 

focal point odak noktası 

focal radii yarı çap vektörleri 

focalization 1. temerküz; 2. muayyen mıntıkaya hasretme (hastalık), fokalizasyon 

focalize 1. mihraka getirmek, temerküz ettirmek, mihrakı ayar etmek; 2. muayyen mıntıkaya 

hasretmek (hastalık) 

focus 1. odak, mihrak, foküs: ışınların bir mercekten geçtikten sonra toplandıkları nokta; 2. bir 

hastalık proçesinde mikropların kümelendiği yerler 

focus of headlights farların ayarı 

focusing odaklama, netlik ayarı 

focusing coil odaklama sargısı 

focusing electrode odaklama elektrodu 

focusing ring odaklama (netleştirme), vidalı yüksüğü 

focusing screw göz ayar vidası, netleştirme vidası 

focusing odaklama 

focusing magnet odaklama mıknatısı 

fog sis, sislemek, sislenmek 

fog detector sis detektörü 

fog lamp sis lambası, sis farı 

fog light sis farı 

fog light bracket adapter sis lambası braketi adaptörü 

fog light sealed unit komple sis farı 

Page 80: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fog light shell sis farının çanağı 

fog room curing buharlı odada kür yapma 

fog seal yüzey çatlaklarının bitüm püskürtülerek kapatılması, karartma örtüsü (yavaş kırılan bir 

emülsiyonun su ile seyreltilmiş şeklinin çok az miktardaki uygulanması) 

fogging asfalt emülsiyonu ile karartma 

fogging sisleme, sislenme 

fogging 1. göz hekimliğinde kişinin görme derecesini değerlendirmede uygulanan bir test; 2. 

bulanık görme 

foggy sisli 

foil folye, varak 

foil thermal insulation folyeli ısı yalıtımı 

fold katlamak 

fold kıvrım, jeolojik katmanların dalga biçimindeki büküntüsü 

fold bükmek, katlamak 

folded plate katlanmış plak (ana taşıma doğrultusunda rijit, buna dik yönde esnek davranan 

plak) 

folded ply katlanmış katlı 

folder klasör, (belge) kabı 

folding katlama, açılır kapanır, katlanır 

folding machine katlama makinası 

folding seat katlanır koltuk 

folding top açılır kapanır tente 

folding top arm tente kolu 

folding top arm and link tente kolu ve bağlantısı 

folding top bow tente ara kirişleri 

folding top control switch tente kumanda düğmesi 

folding top header tente ön kirişi 

folding top header tacking strip tente ön kirişi şeridi 

Page 81: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

folding top lift tenteyi kaldıran tertibat 

folding top lift high speed pinion tente kaldırıcısı yüksek sürat pinyonu 

folding top lift high speed pinion seal tente kaldırıcısı yüksek sürat pinyonu yağ keçesi 

folding top motor tente motoru 

folding top motor armature tente motoru armatürü 

folding top motor brush tente motoru fırçası 

folding top rear bow arm tenteyi tutan arka çapraz bağlantı 

folio, sheet, cut form, cut sheet yaprak 

follow izlemek 

follow‐up pin kılavuz pimi 

follow‐up time takip süresi (sürekli kuyrukların oluşması durumunda yan yoldaki bir taşıtın bu 

yolu terk etmesi ile diğer taşıtın bu yolu terk etmesi arasındaki süre) 

follower 1. kazık zımba, ilave kazık; 2. plancer başlığı 

follower rest gezer yatak 

follower (a) başkabir dişli tarafından tahrik edilen dişli, (b) dişli tarafından tahrik edilen pinyon, 

(c) kam tarafından hareket ettirilen uydu 

following distance takip uzaklığı, takip aralığı (aynı trafik şeridinde birbirini takip eden iki 

taşıttan ilerdekinin arkasından, geridekinin önüne kadar olan uzaklık) 

following flank vida dişinin arka yüzü, vida dişinin ön yüzünün zıt tarafında kalan yüzü 

following steady torna tezgahının yan mesnetinin arka yüzüne tutturulmuş, takımın arkasında iş 

parçasını tutup onu mesnet boyunca hareket ettiren kısım 

font yazıyüzü 

font verilen bir boyut ve stildeki karakterler ailesi 

font font 

food yemek, gıda, besin 

foot ayak, etek 

foot ayak, dip 

foot 1. heyelanın eteği; 2. ayak, kadem, l/3 yarda, 3048 cm 

foot bearing dip yatak, alt yatak 

Page 82: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

footboard taşıtın taban tahtası 

footboard ayaklık, basamak tahtası, basamak, pedal, marş piye 

foot brake ayak freni 

foot brake pedal ayak freni pedalı 

foot brake ayak freni, kampanalara basan fren pabuçlarını hidrolik, pnomatik veya kol ile 

hareket ettiren fren pedalı 

foot check valve bir pompada en alttaki valf, emme borusunun en altına tespit edilen valf 

foot disc ayak diski 

foot drive ayak kumandası, ayakla kumanda 

foot lathe ayak tornası, ayak manivelası ve krank ile çalışan 

footnote dip not 

foot of lanslide heyelan eteği 

foot operated ayaktan kumandalı 

foot pedal ayak pedalı 

foot pound ayak başına libre iş birimi 

footrest ayak dayama yeri 

foot screw tesviye vidası 

foot switch ayak anahtarı 

foot valve taban valfı, taban supabı 

foot valve (a) pompanın emme valfi, (b) emme borusu giriş ucundaki geri dönüşü olmayan valf, 

çek valf 

footbridge yayalara mahsus köprü, gemi iskele kalası 

footer sayfa altlığı 

footer altbaşlık, sayfa altlığı 

footing altlık 

footing sömel, temel papucu 

footing sömel, tekil temel, münferit temel 

footing excavation temel kazısı 

Page 83: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

footing foundation münferit temeller, tekil temeller, dairesel veya kare ayak temeller 

footing of the slope şev topuğu 

footing on piers kazıklar üzerindeki temel, kazık temel, kazıklı temel 

footing on piles kazık temeller, kazıklı temeller 

footing with buttress trapez kesitli tekil sömel 

footing, base of a bkz. base of a footing 

footing, circular bkz. circular footing 

footing, flexible bkz. flexible footing 

footing, individual bkz. individual footing 

footing, loaded bkz. loaded footing 

footing, mass bkz. mass footing 

footing, pyramidal bkz. pyramidal footing 

footing, rigid bkz. rigid footing 

footing, separate bkz. separate footing 

footing, square bkz. square footing 

footings, narrow bkz. narrow footings 

footnote eklenti, dipnot 

footnote dipnot 

footpath patika yol, yaya yolu, patika (genel olarak yerleşim dışı yerlerde ve bir platformla 

beraber olmaksızın, yayaların kullandığı dar yol, geçit) 

foot‐pound ayak‐libre, ingiliz sisteminde iş birimi 

footprint ayak izi (anten) 

footprint kapladığı alan 

footprint area temas alanı 

footrail ayak dayacağı, ayak dayağı, ayaklık, geniş tabanlı ray, flanşlı ray 

footstep basamak 

footstep bearing (footstep) düşey bir şaftın alt ucunu desteklemek için kullanılan basma yatağı, 

dip yatağı 

Page 84: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

foot‐ton ayak‐ton, bir ton kütleyi bir ayak düşey mesafede yerçekimine karşı kaldırmak için 

yapılan iş, bu iş 2240 ayak‐libre eder 

footway yaya kaldırımı (yolun yalnızca yayalara ait olan kısmı) 

footway anchor bordür ankrajı 

fopple card küçük titreşim genliklerini ölçmek için kullanılan geometrik alet, kart üzerine yatay 

çizgiye göre simetrik olan meyilli iki çizgi çizilir, düşey titreşimler çizgileri gerçek kesim 

noktasından yatay olarak uzak bir noktada kesecek şekilde oluşur, bu yatay 

FOPS kabini düşen malzemelere karşı koruyucu yapı 

for sale satılık 

forage harvester hasat biçerdöveri 

foramen (pl, foramina), delik: bri boşluğu başka bir boşluğa birleştiren delik veya bir kanalın 

ağzı 

foraminous, foraminated delikli 

forbidden band yasak bant 

forbidden transition yasak geçiş 

force zorlamak 

force kuvvet 

force 1. kuvvet, etki, baskı, zorlamak; 2. müdahale (bir rutine elle müdahale edip bilgisayarın 

normal işlem sırasını değiştirmek) 

force 1. kuvvet, enerji; 2. enerji sarfetme (harcama) yeteneği 

force account emanet (kuruluşun kendi bütçesi, elemanları ve makine parkı ile gerçekleştirdiği 

faaliyetler) 

force account work emanet iş 

force acting in tesir eden kuvvet 

force feed (a) makinanın ana yataklarına veya krank mili deliğinden krank mili büyük ucundaki 

yataklara basınçlı yağ basma işi, (b) merkezi ısıtma sisteminde motor tahrikli pompa 

kullanılması 

force fit sıkı geçiş, sıkı geçme 

force fluctuation kuvvet dalgalanması 

force majeure mücbir sebep 

Page 85: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

force majeure zorunlu durumlar, mücbir haller 

force majeure certificate mücbir sebep belgesi 

force majeure mücbir sebep 

force of attraction çekme kuvveti, çekim kuvveti 

force of drift akıntının gücü, akıntı sürükleme gücü 

force of floating ice yüzer buzun gücü 

force of friction sürtünme kuvveti 

force of gravity yerçekimi kuvveti, ağırlık kuvveti 

force of repulsion çarpma kuvveti, geri itici kuvvet 

force of stream current akıntının kuvveti 

force polygon kuvvet poligonu, kuvvetler poligonu, kuvvet çokgeni, kuvvetler çokgeni 

force pump basınç pompası 

force pump (plunger pump) basma tulumba, (a) emme basıncından daha büyük olan basma 

basıncı oluşturan, dalma pistonlu bir kovana sahip, emme ve basma valflerine haiz pompa, (b) 

içlerinden hava üflemek sureti ile gaz ve diğer servis borularını temizlemede kullanılan hava 

pom 

force start zorlamalı başlatma 

force, centrifugal bkz. centrifugal force 

force, longitudinal bkz. longitudinal force 

force, overturning bkz. overturning force 

force, thermal bkz. thermal force 

force, transfer a bkz. transfer a force 

force, transmission of a bkz. transmission of a force 

force, transversal bkz. transversal force 

force, transverse bkz. transverse force 

force, wind load bkz. wind load force 

forced air basınçlı hava 

forced circulation cebri sirkülasyon 

Page 86: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

forced convection cebri konveksiyon 

forced draft combustion chamber cebri sirkülasyonlu yanma odası 

forced draught cebri çekiş 

forced draught burner cebri çekişli brülör 

forced draught condenser cebri çekişli kondenser 

forced draught cooling cebri çekişli soğutma 

forced key konik çakma kama, konik kama 

forced lubrication basınçlı yağlama, cebri yağlama 

forced lubrication basınçlı yağlama 

forced lubrication tazyikli yağlama, zorlu yağlama 

forced oiling basınçlı yağlama, cebri yağlama 

forced draught yanma miktarını arttırmak için vantilatör veya buhar jeti ile ocağa hava basma işi 

forced oscillation güdümlü salınım 

forced response zorlanmış tepki 

forced termal convection bkz. forced convection cebri konveksiyon 

forced ventilation cebri havalandırma 

forced vibration zorlanmış titreşim, kuvvetlendirilmiş titreşim 

forced vibration bkz. vibration 

forced warm air furnace basınçlı sıcak hava ocağı 

forced warm air furnace cebri sıcak havalı fırın 

forced‐circulation air cooler cebri sirkülasyonlu hava soğutucu 

forced‐circulation boiler cebri sürkülasyon kazanı, içersindeki ısıtma yüzeyleri üzerinden sürekli 

olarak su ve buharın sirküle edildiği buhar kazanı, velox ve löffler kazanları cebri sürkülasyonlu 

kazanlara örnektir 

forced‐draught combustion chamber cebri çekişli yanma odası 

forced‐draught water cooling tower cebri çekişli soğutma suyu kulesi 

forceps (çoğ., forceps, forcepses veya forcipes), rahimden dışarı normal olarak ilerlemeyen 

çocuğu çekip çıkarmağa yarayan ve uçları kaşık biçiminde olan alet, forseps, pens 

Page 87: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

forceps pens 

forces diagram kuvvetler diyagramı 

forces of elastic restitution elastik geri dönme kuvvetleri 

forces, take up bkz. take up forces 

forcing pump bkz. force pump 

forcipate pens biçim, forseps şeklinde 

ford nehir geçidi, nehrin sığ geçit yeri 

fore ön, baş, öncü 

fore‐ ön anlamı veren ön ek 

fore and aft tube istikamet çubuğu, kısa rot 

fore boom ön bom 

fore carriage araba önduzeni 

fore slope dolgu şevi, banket şevi 

forecast tahmin 

forecast kestirim 

forecast kestirmek 

forecasting öngörü 

forecooler ön soğutucu 

forefront en önde 

fore‐gear eccentric ön dişli eksantrik 

foreground önplan 

foreground processing öncelikli işleme 

forehead alın 

foreign yabancı, harici, dış 

foreign capital yabancı sermaye 

foreign currency yabancı para 

foreign debt dış borç 

foreign exchange döviz 

Page 88: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

foreign exchange kambiyo 

foreign exchange holding döviz rezervi 

foreign law yabancı hukuk 

foreign material yabancı madde 

foreign matter yabancı madde 

foreign national yabancı uyruklu 

foreign trade dış ticaret 

foreigner yabancı 

forelock çatal pim 

foreman formen, ustabaşı, kalfa 

foreman driller sondaj ekip başı, sondaj ustası, sondaj formeni 

foreman/mechanic mekanik formen 

foresight 1. ileri rasat, ileri gözlem; 2. ileri görüş 

forest orman 

forest area orman alanı 

forest road orman yolu 

forestry ormancılık 

forestry ormancılık (kaynakların en verimli kullanımını sağlamak amacıyla ormanların ve orman 

arazisinin yönetimi) 

foreword önsöz 

forfeit gelir kaydetmek, el koymak 

forfeit the performance bond in its entirety kat’i teminatın tümüne el koymak 

forfeiture ceza olarak kaybetme 

forge demirci ocağı 

forge dövme 

forge sahtesini yapmak 

forge ocak, tav fırını, demirci tav ocağı, tavlama, ocakta ısıtmak suretiyle su verme, demiri dövme 

forge crane demirhane kreni 

Page 89: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

forge die dövme kalıbı 

forge dies dövme işleminde kullanılan şekil verilmiş kalp 

forge roll çekme merdanesi 

forge rolls demir çekme merdanelari 

forge tests demir ve çeliğin dövülebiliriik ve sünüklüğünü kontrol etmek için yapılan ve 

eğilmeyide içeren kaba iş testleri 

forge train buharlı çekiçten ayrıldıktan sonra demir kütüğünün bir seri merdaneden geçip 

merdalenmesi işlemi 

forge (a) dövme işleminin yapıldığı iş yeri, (b) demirin külçeleme ve haddeleme yapıldığı işletme 

forged dövme 

forged tavlanmış, dövülmüş 

forged bronze planet pin dövme bronz planet dişli pimi 

forged iron dövme demir 

forged steel tavlı çelik, su verilmiş çelik, dövülmüş çelik 

forged steel dövme çelik 

forging demir dökümü, demirin sıcak iken dövülmesi, demirin sıcak iken şekillendirilmesi, 

döküm 

forging dövme (maden) 

forging machines dövme işleminde kullanılan çekiçler, şahmerdanlar ve presler 

forging dövmek, çekişleme işlemi yapmak, bakınız drop forging, forge, forge dies, press forging, 

steam hammer, upset forging 

fork  çatal dişi şeklinde sivri uzantılara sahip herhangi bir alet 

fork çatal, maşa, hilal 

fork adjustment screw çatal ayar vidası 

fork chuck çatallı ayna 

fork chuck torna çatalı aynası 

fork junction çatal kavşak, y kavşağı (kavşak ayaklarından birinin diğerinin doğrultusunda 

olduğu ve üçüncü ayağın dar veya geniş bir açı ile geldiği, fakat diğer yolu aşmadığı y harfi 

biçiminde üçlü kavşak) 

Page 90: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fork lever çatal kolu 

forklift forklift 

fork pin çatal pim 

fork push rod çatal itici mili 

fork seal and wiper çatal keçesi ve silicisi 

fork spring yay baskı çatalı 

fork (a) tornada kordon çekerken dönel takımın tutturulduğu ve takım kızağının taşıdığı çatal, 

(b) saatlerdeki maşa kolunda kolun imputs pimini karşıladığı uç kısım, (c) kova veya vagonları 

çekmek için zincir veya halattan tutturmak için kullanılan çift tırna 

forked connecting‐rod bkz. connecting‐rod 

forked end çatallı uç 

forked end bir levye veya çubuğun çatal ucu, bu uçta diğer bir uzuvla pimlenmek sureti ile 

bağlantı yapılabilir 

forked head çatal başlık 

forked strap çıkrık kolunun ağaç kolu içine aldığı çatal kısım 

forklift forklift, portif 

forklift alttan kollu ve ön taraftan, kaldırma tertibatı olan özel traktörlü küçük vinç, forklift 

forklift istif makinası 

forklift truck attan sürme çatal kol kaldıraçlı araba 

form 1. şekil, biçim, kalıp, norm; 2. form (bilgi veya cevapları sonradan doldurulacak basılı 

kağıtlar) 

form form, profil, şekil, biçim 

form formül 

form arm çatal kol 

form diameter dişli involüt profilinin oluşturulduğu dairenin çapı 

form document kabuk belge 

form factor biçim katsayısı 

form factor flambaj emsali 

Page 91: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

form feed form besleme 

form feed kağıt besleme 

form grinding profil taşlama 

form letter hazır mektup 

form milling cutters bıçak ağzı çeşitli şekillerde 

freze bıçakları 

form of the curve eğrinin şekli 

form plan kalıp projesi, planı 

form strip kalıp şeriti 

form tolerance bkz.tolerance 

form tool (forming cutter) iş parçası için istenen şekil ve tesfıyeye uygun, fakat aynı olması 

gerekmeyen, profile sahip kesici 

form, slip bkz. slip form 

form vida dişinin bir tam profilinin eksenel düzlemdeki şekli 

formal sistemli, resmi 

formal language biçimsel dil, simgesel dil 

formal logic yapısal mantık 

formal logic biçimsel mantık 

formal method biçimsel yöntem 

formal requirements resmi şartlar 

formal statement genel öneri, resmi öneri 

formal testing resmi sınama 

formalism biçimcilik 

formality formalite, işlem 

format biçimlemek, formatlamak, şekil, biçim, format 

format check format denetimi 

format, form biçim 

formate formik asit tuzu 

Page 92: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

formation oluşum, teşekkül, formatio 

formation 1. oluşum, formasyon, tertip, düzen; 2. kayaç katman (litost‐ratigrafi) birimi (belli bir 

ya da birkaç kaya cinsinin egemen olması ya da oluşumunda göze çarpan özelliği ile altından ve 

üstünden ayırt edilebilen jeolojik birim) 

formation yapılaşma, oluşum, formasyon 

formation of cracks çatlama, yarılma, fisür oluşumu 

formation, film bkz. film formation 

formative 1. şekil alma ile ilili, oluşma ve gelişmeyel ilgili; 2. şekil verici, oluşmasını asğlayıcı 

forme şekil, biçim 

formed coke briket koku 

formed surface kalıplanmış yüzey, şekillendirilmiş yüzey 

former önceki 

former evvelki 

former kopyalama tezgahlarında diş açmak için kullanılan şablon, ayrıca; kalıpçı, kaiıplayıcı, ipek 

bükme makinesi, taslakçı, v 

formica formika 

forming şekil verme 

forming cutter şekil verme takımı 

forming yapma, kalıplama, kurma, şekil verme, teşkil, dizme, metal tabakasının birbiri ardı 

bükülmesi ile metal tabakada plastik deformasyon ile oluşan eğilme işlemine şekil verme denir 

forms of energy enerjinin biçimi (formu) 

forms of energy enerji şekilleri 

forms, removal of bkz. removal of forms 

formula (çoğ., formulae), 1. formül; 2. reçete, tertip 

formula, pile bkz. pile formula 

formulary 1. reçete mecmuası, kodeks; 2. formüler, formül kitabı 

formulate formül şeklinde ifade etmek 

formwork kalıp, iskele 

fort lime takviye kireci 

Page 93: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

forth ileri 

forthwith hemen, derhal 

fortuitous tesadüfi 

forum forum 

forward ileri(ye) 

forward göndermek 

forward ilerletmek 

forward azimuth ileri azimut, ileri semt 

forward channel ileri yönde kanal 

forward clutch ileri yön kavraması 

forward curved öne eğimli 

forward curved (s) öne eğilmiş 

forward eccentric buhar türbinlerinde sübab dişlisine ileri hareket veren geri vites 

mekanizmasına sahip buhar türbinlerindeki eksantriklik 

forward error correction göndermede hata düzeltimi 

forward freight contract navlun sözleşmesi 

forward gear ileri vites, taşıtı veya makirtayı ileri hareket ettiren dişli sistemi 

forward path ileri yol 

forward path gain ileri yol kazancı 

forward rear axle orta dingil, arkadaki ön dingil, arkanın önü dingil 

forward shift operator ileri kaydırma işleci 

forward sight ileri gözlem 

forward signal ileri yönde sinyal 

forward speed ileri vites 

forward tangent yatay güzergahta kurbun çıkışındaki aliynman 

forward wave ileri yönde dalga 

forward, to ileri aktarmak, (başka numara) yönlendirmek 

forward, transmit iletmek 

Page 94: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

forwarder gönderici, sevk acentesi, sevkiyatçı 

forwarder gönderen 

forwarder fee gönderici ücreti 

forwarder handling gönderici muamele ücreti 

forwarder’s handling charges gönderici masrafları, gönderici ücretleri 

forwarding gönderme, sevketme 

forwarding agency sevkıyat acenteliği 

forwarding agent sevk acentesi 

forwarding agent sevkıyat acentesi 

forwarding bill of lading bir nakliyat acentası tarafından tanzim edilen konşimento 

forwarding charges sevkiyat masrafı, yollama ücreti 

forwarding company nakliye şirketi 

forwarding fee gönderme ücreti 

forward‐reserve lever yön kumanda kolu 

forward‐reverse lever ileri‐geri yön levyesi, vites kolu 

fossette 1. foset:çukurcuk; 2. gamze; 3. küçük ve derin kornea ülseri 

fossil fosil 

fossil geçmiş yerbilim zamanlarına ilişkin hayvan ve bitkilerin, yerkabuğu kayaçları içindeki 

kalıntıları ya da izleri 

fossil carbonaceous sedimentary deposit karbon benzeri fosil tortul birikim 

fossil fuel fosil yakıt 

fossil fuel source fosil yakıt kaynağı 

fossula (çoğ., fossulae), çukurcuk, foset 

Foucault’s pendulum ince uzun bir telin ucuna asılmış serbest olarak salınım yaptığında salınım 

düzleminden 15° civarında sapan ve bunun arz açısı sinüs çarpımı, yıldız saatindeki değişimi 

veren böylece dünyanın döndüğünü gösteren ağır metal küre 

foul (f) kirletmek 

foul bill of lading kusurlu konşimento 

Page 95: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

foulage yoğurur şekilde kaslara bastırma, bu şekilde yapılan masaj 

fouling kirlenme, bozulma 

fouling factor kokma faktörü, bozulma faktörü, kirlenme faktörü, çürüme faktörü, pislenme 

faktörü 

found 1. kurmak, tesis etmek; 2. kalıba dökmek, döküm yapmak 

foundation 1. temel, alt yapı (temel); 2. kurum, kuruluş, vakıf 

foundation tesis 

foundation temel, kaide, dayanak, üzerine herhangi birşey kurulan veya oturtulan kısım 

foundation vakıf 

foundation base temel tabanı 

foundation course temel tabakası 

foundation depth temel derinliği 

foundation engineering temel mühendisliği, temel tekniği 

foundation excavation temel kazısı 

foundation failure temel göçmesi, temel batması, temel kayması 

foundation on caissons keson temel 

foundation on piles kazık temel, kazıklı temel 

foundation on wells kuyu temel, kolon ayaklı temel 

foundation pile temel kazığı 

foundation pit temel çukuru 

foundation press temel basıncı 

foundation pressure, distribution of the bkz. distribution of the foundation pressure 

foundation rock temel kayası 

foundation slab temel radyesi, temel plağı 

foundation soil temel zemini, temel toprağı 

foundation stratum temel tabakası 

foundation uplift temelin havalanması, temelin yükselmesi 

foundation well temel kuyusu 

Page 96: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

foundation, base level of the bkz. base level of the foundation 

foundation, circular bkz. circular foundation 

foundation, earth bkz. earth foundation 

foundation, elastic bkz. elastic foundation 

foundation, fixed bkz. fixed foundation 

foundation, floating pile bkz. floating pile foundation 

foundation, friction bkz. friction foundation 

foundation, raft bkz. raft foundation 

foundation, rigid bkz. rigid foundation 

foundation, shallow bkz. shallow foundation 

foundation, underwater bkz. underwater foundation 

founder dökümcü 

foundry dökümhane 

fountain çeşme 

four basic operations dört temel işlem 

four‐cornered nail dört köşe çivi 

four flute dört ağızlı 

four jaw chuck dört ayaklı ayna 

four lane highway dört şeritli yol 

four pipe system dört borulu sistem 

four position cylinder dört konumlu silindir 

four quadrant multiplier dört bölgeli çarpıcı 

four stroke cycle dört zamanlı devre 

four stroke cycle dört zamanlı çevrim 

four way cock dört yollu musluk 

four wheel drive arazi vitesi 

four wheel drive çift diferansiyelli, dört tekerleği hareketli (hem ön hem arka tekerleklerinden 

tahrikli) 

Page 97: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

four wire channel dört telli kanal 

four wire circuit dört telli devre 

fourchette labia majora’nın (büyük dudaklar) arka birleşeği 

four‐cutter machine bir tahta parçasının aynı anda dört yüzünude işleyen tezgah 

four‐cycle dört zamanlı 

four‐cycle dört zamanlı çevrim 

four cylinder engine dört silindirli motor 

four‐cylinder engine dört silindirli motor, ikisi yüksek basınç ikisi alçak basınç silindiri olan 

bileşik buhar makinesi 

four‐high mili büyük merdaneler tarafından desteklenen ve tahrik olan iki küçük iş 

merdanesinden oluşan hadde makinesi 

fourier series fourier dizisi 

fourier transform fourier dönüşümü 

four‐leg intersection dört‐ayaklı kavşak (dört yolun birleşmesi ile oluşan eş düzey kavşak) 

Fourneyron turbine bkz. turbine 

four‐stroke dört zamanlı 

four‐stroke (4‐stroke) cycle dört zamanlı çevrim, krank şaftın iki tam dönüşünde emme veya 

ateşleme, sıkıştırma, genleşme veya güç, ve egzoz zamanlarından oluşan çevrim 

four‐terminal passive network iki‐kapılı edilgen devre 

fourth gear dördüncü vites, dördüncü hız dişlisi 

fourth pinion saat hareketini sağlayan dördüncü çarkın monte edildiği pinyon 

fourth wheel (watch) (a) saatteki boşaltma pinyonunu tahrik eden çark, (b) eğer bir saatte 

dördüncü çark her dakika bir devir yapıyor ise saniye kolu dördüncü çark mili uzantısı üzerinde 

taşınmaktadır 

four‐way canting work table genellikle şerit testere tezgahlarına tespit edilen, öne‐ arkaya,  sola‐ 

sağa meyledilebilen iş tablası 

four‐way intersection dörtlü kavşak 

four‐way valve dört yollu valf 

four‐wheel drive dört çekerli 

Page 98: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

foveate çukurlu 

Föttinger coupling (Föttinger transmitter) gemilerde olduğu gibi motordan pervaneye güç 

iletmek için kullanılan bağlantı, dişli veya kavrama, görevi, aynı gövde içerisindeki içeri doğru 

akışlı türbini tahrik eden dış akışlı su türbini 

fraction kesir, ayrım, parça, bölüm, granülometriye göre bölüm, tane çapına göre bölüm 

fraction üleşke, kesir 

fraction bar kesir çizgisi 

fraction/common kesir/bayağı 

fraction/decimal kesir/ondalık 

fraction/improper kesir/bileşik 

fraction/partial kesir/kısmi 

fraction/percent as  kesir olarak yazılmış yüzde 

fraction/proper kesir/basit 

fraction/simplifying  kesiri sadeleştirme 

fraction/unit kesir/birim 

fractional cüzi, kesri, 

fractional kesirli 

fractional digit kesir basamağı 

fractional equation kesirli denklem 

fractional moment kesirli moment 

fractional number kesirli sayı 

fractional pitch kısmi adım 

fractional pitch kesirli hatve, kesirli adım 

fractional pitch kısmi adım, tornada açılan vidanın klavuz vidanın adımı ile kısmen veya 

tamamen ilgisi olmayan adım biçimi 

fracture kırık, kırılma, kopma, parçalanma, çatlak 

fracture diagram kırık diyagramı 

fracture frequency kırıkların sıklığı, kırıkların frekansı 

Page 99: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fracture surface kırılma düzlemi, kopma düzlemi, kayma düzlemi 

fracture zone kırılma bölgesi 

fracture, appearance of the bkz. appearance of the fracture 

fracture/hydraulic hidrolik parçalama yöntemi 

fractured rock çatlaklı kaya, fisürlü kaya 

fragile kırılgan, gevrek 

fragile kırılır, kırılgan 

fragility kırılganlık, gevreklik 

fragility kolay kırılma, frajilite 

fragment kırılmış parça, fragman 

fragment parça, kırıntı, kırılmış kısım 

fragment parçalanmak 

fragment, to parçalamak 

fragmentation ufak parçalara bölünme, parçalanma 

fragmentation parçalanma 

fragmented ice kırık buz 

fragmenting parçalama 

frame gövde, şasi çerçevesi 

frame şase, çerçeve 

frame kare (film karesi) 

frame kasa, şasi 

frame çerçeve, iskelet, çevreleme, mahfaza çerçevesi, şasi 

frame 1. çerçeve; 2. çatı; 3. film karesi 

frame beden, vücut 

frame çatkı, çerçeve, iskelet, kaburga 

frame alignment pattern çerçeve hizalama örüntüsü 

frame bit çerçeve biti 

frame body bracket şasi gövde braketi 

Page 100: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

frame center sub‐side member body bracket şasi merkez yan takviye altı gövde braketi 

frame construction çerçeve yapımı 

frame cover şasi kapağı 

frame cross member şasi kuşağı 

frame front cross member şasi ön kuşağı 

frame intermediate cross member şasi ara kuşağı 

frame lock pin belden kırma emniyet pimi 

frame pad şasi makas tamponu (takozu) 

frame rate çerçeve hızı 

frame rear axle bumper şasi arka aks takozu 

frame rear cross member şasi arka kuşağı 

frame rear spring front hanger şasi arka makas ön askısı 

frame relay çerçeve aktarıcı 

frame saddle makas mahfazası 

frame side member şasi yan kuşağı 

frame x member şasi çapraz kuşağı 

frame, outline çerçeve 

frame (a) motorlu taşıt şasisi, (b) sıkışma ve uzama gerilmelerine maruz uzuvların oluşturduğu 

yapı 

frame/reinforcing güçlendirme çatkısı 

frame/side yan çerçeve 

framed bent ahşap sehpa ayak 

frameless body şasisiz karoseri 

frames per second film çekme oranı, saniyedeki film çekme miktarı 

framework kadron 

framework şasi 

framework kafes 

framework 1. çerçeve iskelet, arazi ağı; 2. taşıtın kaporta kısmı 

Page 101: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

framework yapı iskelesi 

framing çerçeveleme 

framing ahşap elemanların montajı 

framing (a) lokomotif iskeleti, (b) sinema kamerasında film ekranında resmi titreşimsiz 

tutabilmek için televizyon alıcısının resim tekrar frekansının ayarı 

francis water turbine francis su türbini, bir tip su ile çalışan reaksiyon türbini 

francium frankiyum, fransiyum 

frangible kırılır 

frazing machine işlenmiş somun ve civatadan çapakları ayıran makina 

free (s) serbest, erkin 

free (s) bedelsiz, serbest 

free (s) serbest, terkipsiz 

free along side fas rıhtımda teslim 

free alongside bkz. free alongside ship 

free alongside ship (fas) gemi, tren veya uçak yanında, yükleme makinelerinin bulunduğu yerde 

yükleme alıcıya ait olmak üzere teslim 

free at site şantiye teslimi 

free blow air conditioner serbest üflemeli klima cihazı 

free bulkhead ankrajsız palplanş perdesi, serbest palplanş perdesi 

free call ücretsiz arama 

free cantilevering construction method serbest konsollu inşaat metodu 

free charge serbest yük 

free convection serbest konveksiyon 

free convection number serbest konveksiyonda ısı transfer sayısı 

free electron serbest elektron 

free field serbest alan 

free fit‐up serbest takmalı 

free flow direction serbest akış yönü 

Page 102: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

free flow operating speed serbest akış hızı (bir yol kesiminde, çok düşük trafik yoğunluğunun 

bulunduğu sıradaki araç hızı) 

free flow speed serbest akım hızı (düşük trafik hacmi koşullarında sinyalize kavşaklara yakın 

olmayan yol kesimi üzerindeki taşıtların ortalama hızı) 

free flowing serbest akışlı 

free from defects kusursuz 

free gear serbest dişli 

free gear bushing serbest dişli burcu 

free hand serbest el 

free hand el yazısı 

free hand elle çizilmiş 

free hand drawing kaba çizim, kroki, serbest elle çizim 

free haul serbest taşıma 

free lance serbest meslek 

free lancer serbest meslek sahibi 

free length serbest uzunluk 

free lime serbest kireç 

free market serbest pazar 

free memory boş bellek 

free memory boş hafıza (bilgisayarda) 

free moisture yüzeysel nem 

free motion serbest devinim 

free motion serbest hareket 

free of charge bedelsiz, ücretsiz 

free of cost masrafsız 

free of dust tozsuz, tozdan arınmış 

free of rust pastan arınmış, passız 

free of tax vergiden muaf 

Page 103: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

free on board (fob) gemide teslim 

free on board (fob) taşıt üstüne teslim, gemide teslim, güvertede teslim 

free on rail (for) vagonda teslim 

free on truck (fot) kamyonda teslim 

free oscillation serbest salınım, serbest oynama, bağımsız hareket 

free piston gas generator pistonlu gaz jeneratörü 

free play serbest boşluk 

free play, steering bkz. steering free play 

free pore water serbest boşluk suyu 

free port serbest liman 

free response doğal tepki 

free running serbest hareketli 

free sand serbest kum, hareketli kum, sulu, çok ince kum 

free space attenuation boşlukta zayıflama 

free space propagation boşlukta yayılım 

free speed serbest hız (diğer taşıtların varlığının herhangi bir etki yapmadığı sırada bir şoför 

veya şoförler tarafından uygulanan hız) 

free standing abutment üstyapıyla monolitik olmayan kenarayak 

free support serbest mesnet 

free thermal convection (bkz. natural convection) doğal (tabii) konveksiyon 

free trade zone serbest ticaret bölgesi 

free travel serbest hareket, laçkalık 

free travel, clutch pedal bkz. clutch pedal free travel 

free turbine bağımsız türbin 

free turbine motorun diğer kısımları ile bağlantısı olmayan, örneğin türbin pervaneli motorlarda 

pervaneleri hareket ettiren, bağımsız türbin 

free water serbest su, sıvı su, boşluklardaki serbest su (gravite etkisi altında bir toprak 

kitlesinden serbestçe akabilen su) 

Page 104: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

free water elevation serbest su yüksekliği (atmosfer basıncına nazaran sudaki basıncın sıfır 

olduğu elevasyon) 

free water level serbest su seviyesi 

free wheel tek taraflı çalışan kavrama 

free wheel avare tekerlek 

free wheel avara çark 

free wheel avare tekerlek 

free wheel device taşıt hareket ederken motoru tekerleklerden ayırıp bağlayan tertibat 

free zone serbest bölge 

free‐delivery‐type air cooler serbest üflemeli hava soğutucusu 

freedom serbestlik 

freehand serbest el 

free‐headed pile serbest kazık 

freehold mülk 

freely supported span serbest mesnetli açıklık, basit kiriş 

free‐piston engine veya gas generator pistonu gaz jenaratörü olarak 770 k sıcaklıkta ve 4 bar 

basınçta sıcak basınçlı gazı türbine veren ve hiç net güç üretmeyen makina 

free‐sprung saat ayarını gerektirmeyen ve ayar ve pandül pimlerine sahip olmayan saat, 

kronomometrelerde dsnge ve yayöyle ayariıdır ki bu, ayar pimlerini gereksiz kılar 

freeware kamuya açık yazılım 

freeway serbest yol, otoyol, ekspres yol (tam erişme kontrollü çok şeritli bölünmüş yol) 

freewheel avare tekerlek, avare çark, otomatik avare tertibatı, konirapedal 

free‐wheeled vehicle serbest tekerlekli taşıt (hareket sahası raya veya‐özel yerlere bağlı 

olmayan taşıt) 

freewheeling arabanın tahrik kuvveti olmaksızın hareketi 

freezant dondurucu madde 

freeze donmak 

freeze donma, donmak, dondurmak 

freeze (f) dondurmak 

Page 105: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

freeze‐dryer donmalı kurutucu 

freeze‐drying donmalı kurutma 

freeze‐drying soğuk kurutma 

freeze frame video duruk çerçeveli video 

freeze out (f) donu çözmek 

freeze prevention donmayı önleme, donmayı engelleme 

freeze protection donmaya karşı koruma 

freeze resistant donmaya dayanıklı 

freeze up donmak, buz ile kaplanmak 

freeze, to dondurmak 

freezer dondurucu cihaz 

freezer dondurucu, buzdolabı, dondurma makinast, soğuk hava deposu 

freeze‐resistant (s) donmaya karşı dirençli (dayanıklı) 

freeze‐up tamamen donma 

freeze‐up control tamamen donma kontrolü 

freeze‐up kontrol dona karşı koruma 

freezing buz tutma, dondurma, dondurucu 

freezing donma, konjelasyon 

freezing and thawing donma ve çözülme 

freezing compartment dondurma kısmı (bölümü) 

freezing compartment dondurma bölümü 

freezing equipment dondurma ekipmanı 

freezing mixture soğuk karışımı 

freezing mixture donma karışımı 

freezing of aggregate agregaların donması 

freezing of concrete betonun donması 

freezing plant dondurma tesisi 

freezing point donma noktası, donma derecesi 

Page 106: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

freezing process donma işlemi 

freezing process donma metodu, dondurma usulü 

freezing speed donma hızı 

freezing temperature donma sıcaklığı 

freezing time donma zamanı 

freezing, protection against bkz. protection against freezing 

freight nakliye ücreti, navlun 

freight navlun, yük 

freight collect navlun ücreti ödemeli 

freight container yük konteyneri 

freight lift yük asansörü 

freight locomotive katar lokomotifi 

freight transportation yük taşımacılığı 

fremont test kertik çubuk çarpma testi, üzerine dikdörtgen yiv açılmış deney çubuğu üzerine 

ağırlık düşürülerek yapılan deney 

french drain fransız dreni (kabadan inceye doğru taşlarla gevşek olarak doldurulmuş bir 

hendek) 

frenzy delicesine taşkınlık, çılgınlığa yaklaşan aşırı heyecan ve coşku hali 

freon freon 

frequency sıklık, frekans, dalga titreşimi adedi, 

titreşim adedi 

frequency frekans, titreşim sayısı (elektrik, ışık veya ses dalgaları hk, ) 

frequency (periodicity) frekans, bir saniyedeki titreşim sayısı 

frequency agility frekans (sıklık) çevikliği 

frequency aliasing distortion spektral örtüşme bozulması 

frequency assignment frekans tahsisi 

frequency at resonance rezonans anındaki frekans 

frequency band frekans (sıklık) kuşağı 

Page 107: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

frequency control frekans ayar tertibatı, frekans kontrol cihazı 

frequency converter frekans değiştirgeci, frekans konvertörü 

frequency counter frekans (sıklık) sayacı 

frequency deviation sıklık sapması 

frequency distribution frekans (sıklık) dağılımı 

frequency diversity frekans (sıklık) çeşitlemesi 

frequency divider sıklık bölücü 

frequency division frekans (sıklık) bölüşümü 

frequency division multiple access frekans bölüşümlü çoklu erişim 

frequency division multiplexing, fdm frekans (sıklık) bölüşümlü çoğullama 

frequency domain frekans (sıklık) bölgesi 

frequency doubler frekansı (sıklığı) ikiye katlayan devre 

frequency downconverter frekansı (sıklığı) aşağı kaydırıcı 

frequency hopping frekans (sıklık) hoplaması 

frequency indicator frekansmetre 

frequency locking frekans (sıklık) kenetlemesi 

frequency meter sıklıkölçer, frekansölçer 

frequency meter frekans ölçeri 

frequency modulation frekans modülasyonu 

frequency modulation, FM frekans (sıklık) kiplenimi, FM 

frequency monitor frekans gözleyici 

frequency multiplier frekans çarpıcı 

frequency multiplier sıklık çarpıcı 

frequency range frekans (sıklık) erimi 

frequency response frekans cevabı 

frequency response frekans (sıklık) yanıtı 

frequency response characteristics frekans (sıklık) yanıtı özellikleri 

frequency scaling sıklık eksenin ölçeklenmesi 

Page 108: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

frequency selective fading seçici sönümlenme 

frequency selectivity frekans (sıklık) seçiciliği 

frequency shift frekans (sıklık) ötelemesi 

frequency shift keying, FSK sayısal frekans (sıklık) kiplenimi 

frequency stability frekans (sıklık) kararlılığı 

frequency swing uçtan uca frekans değişimi 

frequency translation frekans ötelemesi 

frequency upconverter frekansı (sıklığı) yukarı kaydırıcı 

frequency, natural bkz. natural frequency 

frequency‐amplitude curve frekans‐genlik eğrisi 

frequently sık sık 

fresh yeni, taze 

fresh taze, temiz 

fresh (s) taze, temiz 

fresh air taze hava, temiz hava 

fresh air adapter temiz hava girişi adaptörü 

fresh air adapter cowl vent temiz hava girişi adaptörü borda deliği 

fresh air adapter cowl vent link grommet temiz hava girişi adaptörü borda deliği lastik tamponu 

fresh air duct taze hava kanalı 

fresh air duct temiz hava borusu 

fresh air make‐up taze hava oranı 

fresh air make‐up ilave temiz hava 

fresh charge silindire yeni giren karışım 

fresh concrete taze beton 

fresh water tatlı su 

freshness tazelik 

freshness index dış hava oranı 

freshness index temiz hava oranı 

Page 109: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fret saw kıl testere 

fret saw kıl testeresi, oyma testeresi, (a) küçük dişli, oyma ve dekorasyon işi yapan testere, (b) 

ayak manivelası ile çalışan şerit testere, (c) düz uzun ve incelen tipteki delik açma testeresi 

fret saw kıl testere, oyma testere 

fretting sökülme (bağlayıcı maddenin malzemeyi bir arada tutamaması sebebiyle agreganın yol 

yüzeyinden ayrılması) 

fretting aşındırma, yedirme, kesme aletini yağ taşına sürerek meydana getirilen aşındırma, iki 

yüzeyin birbirlerine sürtünmesi ile oluşan aşınma 

fretwork oymacılık 

freeze dondurmak, donmak 

friability kırılganlık 

friability gevreklik 

friable kolay ufalanır 

friable gevrek, kırılabilir, dağılabilir, parçalanabilir, kolay ufalanabilir 

friable and fissured limestone kırılgan ve çatlaklı kalker 

friable and fissured rock gevrek ve çatlaklı kayaç 

friable rock gevrek kaya, kırılgan kaya 

friction factor sürtünme faktörü 

friction sürtünme, sürtme 

friction 1. ovma, friksiyon; 2. kuru plöritte duyulan ve karda yürürken ayağın çıkardığı sese 

benzeyen ses, frotman 

friction angle sürtünme açısı, sürtünmenin olduğu durumda cismin üzerinde kaldığı yüzeye dik 

doğrultu ile bileşke kuvvetin yaptığı açı 

friction axis sürtünme ekseni 

friction axis zincir dişlilerde sürtünmeden dolayı zincir ekseni ile çakışmayan gerçek çekme hattı 

friction back gear torna çalışırken geri dişliyi sürtünmeli kavrama ile devreye sokan veya 

devreden çıkaran konik kasnaklara yakın veya onların içerisinde olan cihaz 

friction band sürtünme şeridi, sürtünme balatası 

friction bearing sürtünmeli yatak, kayıcı yatak 

Page 110: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

friction block sürtünme takozu 

friction brake sürtünmeli fren, friksiyon esası ile çalışan fren 

friction brake bakınız dynamometer 

friction circle sürtünme dairesi 

friction circle analysis sürtünme dairesi analizi veya metodu 

friction clutch sürtünmeli kavrama 

friction coefficient sürtünme katsayısı 

friction cone sürtünme konisi 

friction coupling sürtünmeli kavrama, birbirine tespit edilmemiş olup sadece sürtünme kuvveti 

ile hareketi ileten kavrama 

friction coupling sürtünmeli kavrama 

friction damper sürtünmeli söndürücü, titreşim enerjisini ısı seklinde atan ve düğüm 

noktasından uzak bir noktada krankşaftın hareket ettirdiği sürtünmeli kütleden oluşan 

söndürücü 

friction disc sürtünme diski, sürtünme plakası 

friction disc sürtünme levhası, sürtünme aynası sınırlı eksenel hareketi olan bir çift disk ile 

ekseni bu disklerin eksenine dik olan ve bu diskleri hareket ettiren bir tahrik diskinde oluşur 

tahrik diski hareketi, aynı yönde dönen, bu disklerden bir tanesi ile temas 

friction drive sürtünme yoluyla hareketi iletme 

friction drive sürtünmeli tahrik 

friction drive sürtünme mekanizması, sürtünme kuvveti ile işletme, sürtünmeli tahrik, birbiri 

üzerine bastırılan iki diskten birinin diğerine dönme hareketini sürtünme kuvveti ile iletme 

istemi 

friction drum tahrik tamburu 

friction factor sürtünme katsayısı 

friction factor sürtünme faktörü 

friction factor boru içindeki akışkan sürtünmesi incelenmesinde göz önüne alınan birimsiz 

sayılardır, bu “fanning friction factor” (boru çapı ile akışkanın borudan geçerken sürtünmeden 

dolayı oluşan basıncı çarpımının, boru boyu ile akışkanın birim hacminin kinetik enerj 

friction force sürtünme kuvveti 

Page 111: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

friction foundation yüzen veya sürtünmeli kazık temeller 

friction gear sürtünme düzeni, sürtünme mekanizması, sürtünme koşumu, bir saftan diğerine 

sürtünmeli diskler ile güç aktaran mekanizma 

friction gearing sürtünme yoluyla hareketi iletme 

friction hoist sürtünmeli vinç, sürtünmeli dolap, birbin ile temasta olan kasnaklar arasındaki 

sürtünme kuvvetini kullanarak oluşturulan hafif vinç 

friction horsepower sürtünme beygir gücü 

friction horsepower (fhp) sürtünme beygir kuvveti, sürtünme takati, motor silindiri içersinde 

oluşturulan indikatör beygir gücünün sürtünme kayıptan içersinde yutulan ve indikatör ile fren 

beygir gücü arasındaki farklılık olan kısmı 

friction index sürtünme indisi, sürtünme katsayısı 

friction lining sürtünme balatası, balata 

friction loss sürtünme kaybı 

friction losses sürtünme kayıpları 

friction pile sürtünme kazığı, yan sürtünmeli kazık, yüzen kazık 

friction plate sürtünme plakası 

friction properties sürtünme özellikleri 

friction pulley sürtünme kasnağı, çemberi veya ispiti ile diğer bir tekerlek çemberine sürtünme 

ile hareket aktaran tekerlek, kasnak 

friction resistance sürtünme direnci 

friction ring sürtünme ringi 

friction ring sürtünme halkası, sürtünme 

bileziği, sıkma bilezik, bir noktasından kesik olan ve yuvaya bir levye ile sokulan dışa doğru 

baskılı metalik bilezik, bu cihaz bir çeşit sürtünmeli kavrama olarak kullanılır 

friction rollers bkz. anti‐friction bearing 

friction slab sürtünme plağı 

friction surface sürtünme yüzeyi 

friction tape izole band, katranlı şerit 

friction tester bkz. skid resistance tester 

Page 112: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

friction tests sürtünme deneyleri 

friction type governor control sürtünmeli regülatör kontrol tertibatı 

friction welding sürtünme kaynağı 

friction wheel sürtünme çarkı, sürtünme kasnağı 

friction, coefficient of bkz. friction 

friction, internal bkz. internal friction 

friction, lateral bkz. lateral friction 

friction sürtünme, birbiri ile temasta olan iki cisim arasındaki relatif harekete karşı olan direnç 

frictional sürtünmeyle ilgili 

frictional damper bkz. damper 

frictional force sürtünme kuvveti 

frictional resistance sürtünme direnci 

frictional resistance coefficient sürtünme direnci katsayısı 

frictional stress sürtünme gerilmesi 

frictional wheel sürtünme kasnağı 

frictional‐rest escapement bkz. escapement 

frictionless sürtünmesiz 

frigorific soğutan, soğutucu 

fringe saçak 

fringe area girişim alanı 

frog demir yolu makas göbeği 

frog rammer kurbağa tokmak, kurbağa sıkıştırıcı 

frog toka, kopça, tuğla harç çukuru, treleybus havai teli makası, kurbağacık, makas göbeği, (a) 

tren yolu raylarında ray değiştirme makası, (b) dokuma tezgahında bükülme esnasında mekiğin 

sıkışması durumunda makinayı durdurma işini yapan metal durdurucu, stop 

front cephe, alın, ön 

front and rear wheel ön ve arka tekerlek 

front and rear wheel brake shoe ön ve arka tekerlek fren pabuçları 

Page 113: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

front and rear wheel brake shoe anchor bolt ön ve arka tekerlek fren pabuçları tespit cıvatası 

front and rear wheel brake shoe anchor bolt oil washer ön ve arka tekerlek fren pabuçları tespit 

cıvatası yağ rondelası 

front and rear wheel brake shoe anchor bolt oil washer retainer ön ve arka tekerlek fren 

pabuçları tespit civatası yağ rondelası tutucusu 

front and rear wheel brakes ön ve arka tekerlek frenleri 

front axle ön dingil 

front axle ön aks 

front axle beam ön aksın esas gövdesi 

front axle steering knuckle ön aks direksiyon mafsalı 

front axle, dead bkz. dead front axle 

front axle, driving bkz. driving front axle 

front body ön gövde 

front brake ön fren 

front brake tube ön fren hidrolik borusu 

front bumper ön tampon 

front bumper buffer plate ön tampon takoz parçası 

front bumper end plate ön tampon uç parçası 

front bumper face bar ön tampon ana gövdesi 

front bumper guards ön tampon koruyucuları 

front bumper license plate bracket ön tampon plaka braketi 

front door ön kapı 

front door arm rest ön kapının iç tarafındaki kol dayama yeri 

front door belt ön kapı kayışı 

front door bumper ön kapı tamponu 

front door check arm ön kapıyı tutan kol 

front door glass channel ön kapı cam yuvası 

front door glass frame ön kapı camının çerçevesi 

Page 114: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

front door lock ön kapı kilidi 

front door lock remote control assembly ön kapı kilidi kontrol düzeneği 

front door lock striker plate ön kapı kilit karşılığı plakası 

front door repair panel ön kapının tamir için sökülen iç plakası 

front door sill mat ön kapının oturması için taban kenarında bulunan lastik tampon 

front door ventilating wing glass ön kapı küçük camı 

front door weathercord hava girmesini önlemek için ön kapı etrafına konulan keçe veya lastik 

şerit 

front door window regulator arm ön kapı camını açıp kapama kolu 

front drive ön difransiyelli, önden çekişli 

front end ön uç 

front end equipment ön uç donanımı 

front face ön yüz (istinat duvarında) 

front fender ön çamurluk 

front fender center panel ön çamurluk orta plakası 

front fender moulding ön çamurluk üzerindeki krom kaplı parça 

front fender shield ön çamurluk kalkanı 

front floor şoför mahalli tabanı 

front floor transmission cover sürücü mahallindeki hız kutusu kapağı 

front frame ön şase 

front idler paletli traktörlerin ön istikamet tekerleği, ön avara 

front idler guide ön istikamet tekeri yatak burcu 

front idler guide cross plate ön istikamet tekeri yatak burcu tespit plakası 

front idler shaft ön avara mili, istikamet tekeri mili 

front idler shaft fork ön istikamet tekeri çatalı 

front idler shaft fork cap ön istikamet tekeri çatalı başlığı 

front light ön lamba 

front lights ön farlar 

Page 115: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

front loading bucket ön yükleme kepçesi 

front plate ön plaka (panel) 

front propeller shaft ön kardan mili 

front rack çift plancerli mazot enjektör pompalarının ön kremayeri 

front rake bkz. rake 

front seat ash receiver ön koltuk kül tablası 

front seat guide ön koltuğun üzerinde gelip gittiği ray 

front section ön eleman 

front section ön kesit 

front shock absorber ön amortisör 

front shock absorber compression valve ön amortisör kompresyon supabı 

front shock absorber cylinder tube ön amortisör silindir borusu 

front shock absorber duct shield ön amortisör üst mahfazası 

front shock absorber duct shield tube ön amortisör mahfazası borusu 

front shock absorber piston ön amortisör pistonu 

front shock absorber piston rebound valve ön amortisör pistonu geri tepme supabı 

front shock absorber piston rebound valve orifice plate ön amortisör pistonu geri tepme supabı 

meme plakası 

front shock absorber reservoir tube ön amortisör rezervuar borusu 

front spring ön makas 

front spring silencer ön makas susturucusu 

front spring u bolt ön makas kelepçe cıvatası 

front support ön bağlantı 

front support (engine) ön bağlantı (motor) 

front suspension ön askı tertibatı, ön süspansiyon, ön yaylanma tertibatı 

front sweeper ön süpürge 

front universal centering button ön kardan mafsalı merkezleme düğmesi 

front universal joint ball assembly ön kardan mafsalı küresel tertibatı 

Page 116: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

front universal joint body ön kardan mafsalı gövdesi 

front view önden görünüş 

front wheel ön tekerlek 

front wheel bearing ön tekerlek yatağı 

front wheel brake ön tekerlek freni, ön fren 

front wheel brake cylinder ön tekerlek fren hidrolik silindiri 

front wheel brake drum ön tekerlek fren kampanası 

front wheel cylinder bkz. front wheel brake cylinder 

front wheel cylinder piston ön tekerlek fren silindiri pistonu 

front wheel drive ön tekerlekleri tahrikli 

front wheel drive önden çekiş 

front wheel hub ön tekerlek göbeği 

front wheel hub and brake drum ön tekerlek göbeği ve fren kampanası 

front wheel hub grease cup ön tekerlek göbeği gres fincanı 

front wheel inner bearing cone ön tekerlek rulman iç yatağı 

front wheel inner bearing cup ön tekerlek iç rulman yatağı dış bileziği 

front wheel lower control arm ön tekerlek alt kumanda kolu 

front wheel lower control arm bar ön tekerlek alt kumanda kolu çubuğu 

front wheel outer bearing cone ön tekerlek dış rulman iç yatağı 

front wheel outer bearing cone and cup ön tekerlek dış rulman yatağı 

front wheel outer bearing cup ön tekerlek dış rulman yatağı dış bileziği 

frontage ön, yüz, cephe, öndeki 

frontage road toplama yolu, servis yolu, yan yol (erişme kontrollü yola paralel, yerel trafiği 

toplayan yan yol) 

frontage roadway bkz. frontage road 

front‐end damage önden hasar 

front‐end loader önden yükleyici 

frost don, kırağı 

Page 117: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

frost action don etkisi, don tesiri (suyun, donması ve çözülmesi ile ilgili olayın, temel taban 

kaplama veya temas halinde bulunan yapılara olumsuz etkisi) 

frost boil don sonrası kaynama, dondan ileri gelen bozulmalar 

frost damage don hasarı 

frost deposit karlanma birikimi 

frost deposit karlanma 

frost depth donma derinliği 

frost exposure don etkisinde kalma 

frost formation buz (don) oluşumu 

frost formation buz oluşumu 

frost heave donma şişmesi, donma kabarması, dondan dolayı kabarma 

frost line don sınırı 

frost penetration donun derinliğine ilerlemesi, don tesir derinliği 

frost protection buzlanmaya karşı koruma 

frost protection dona karşı koruma 

frost resistance dona karşı mukavemet, don mukavemeti 

frost susceptibility don hassasiyeti, dondan etkilenme 

frost upheaval donma şişmesi, donma kabarması 

frost‐proof dona dayanıklı 

froth köpük 

froth köpürtmek 

froude brake froude freni, her ikisi de dönebilen içersindeki boşluk kısmı su ile doldurulmuş bir 

gövde ve rotor sistemi, yutulan tork girdap formülasyonu ile enerji kaybı şeklinde oluşur ve ısı 

gövdenin dönmesini engelleyecek gerekli tork ile ölçülebilir 

frozen donmuş 

fruit meyva 

frustum of a cone kesik koni 

frustum of cone kesik koni 

Page 118: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

frustum of pyramid kesik piramit 

f‐series recommendations f‐serisi tavsiyeler 

ft/m, fpm ayak / dakika 

ft/s, fps ayak / saniye 

flange (a) ray üzerinde hareket eden tekerleğin çıkıntı kenarı, (b) şaftların uçlarında olup onların 

birbirine bağlanmasını sağlayan flanş, disk şeklindeki lehva (c) ı çubuğun alt ve üst kısımları (d) 

bir iş çubuğunda eksenden kaçık çıkıntı 

ft‐lb foot‐pount ayak ‐ libre 

ftow resistance akış direnci 

fuel yakıt 

fuel (f) yakıt almak, doldurmak 

fuel additives yakıt katkıları (daha iyi sonuç almak için yakıta katılan maddeler) 

fuel analysis yakıt analizi 

fuel as mined ham yakıt 

fuel assembly yakıt paketi 

fuel bed kömür yanan katı 

fuel burning equipment yakıt yakma cihazı, yakıt yakma donanımı, yakıt yakma teçhizatı 

fuel can yakıt tenekesi 

fuel capacitiy yakıt tankı kapasitesi 

fuel cell yakıt pili 

fuel characteristics yakıt karakteristikleri 

fuel charging machine yakıt yükleme sistemi 

fuel choice yakıt seçimi 

fuel cock akaryakıt musluğu, motorun mazot veya benzin musluğu 

fuel consumption yakıt tüketimi 

fuel consumption ratio yakıt tüketim oranı 

fuel control lever gaz kumanda kolu 

fuel crop enerji bitkisi 

Page 119: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fuel cut‐off yakıt kesme 

fuel delivery akaryakıt borusu, yakıt deposu ile motor arasındaki boru 

fuel deposit enerji kaynağı hammadde oluşumu 

fuel dipstick yakıt çubuğu 

fuel economy yakıt ekonomisi (tasarrufu) 

fuel element yakıt elementi 

fuel farm enerji çiftliği 

fuel farm/fresh water enerji çiftliği/tatlısu 

fuel farm/marine enerji çiftliği/deniz 

fuel feed yakıt beslemesi 

fuel feed yakıt besleme 

fuel filter yakıt süzgeci, yakıt filtresi 

fuel gallery yakıt galerisi 

fuel gas yanıcı gaz 

fuel gauge yakıt göstergesi 

fuel handling yakıt işleme 

fuel hose yakıt hortumu 

fuel ignition period silindirdeki karışımın yanması için geçen zaman, tam yanma müddeti 

fuel ignition point yakıt karışımının ateşlendiği an (nokta) 

fuel injection yakıt püskürtme 

fuel injection silindire yakıt püskürtülmesi 

fuel injection camshaft yakıt pompası kam mili 

fuel injection pressure püskürtme basıncı 

fuel injection pressure yakıt püskürtme basıncı 

fuel injection pump yakıt püskürtme pompası 

fuel injection pump yakıt pompası 

fuel injection system depo, yakıt boruları, filtreler, transfer pompası (besleme pompası), yakıt 

püskürtme pompası, enjektör boruları ve enjektörlerden oluşan yakıt püskürtme sistemi 

Page 120: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fuel injection timing avans 

fuel injection timing yakıt püskürtme zamanlaması 

fuel injector yakıt enjektörü 

fuel inlet yakıt giriş yeri 

fuel level yakıt seviyesi 

fuel line yakıt borusu 

fuel line coupling yakıt borusu kaplini 

fuel line hose assembly yakıt hattı hortum donanımı 

fuel line hose frame tee yakıt hortumu şasi t dirsekli rakoru 

fuel manifold yakıt galerisi 

fuel manifold yakıt manifoldu 

fuel manifold bkz manifold 

fuel octane number yakıt oktanı 

fuel oh yakacak yağ, ağır yağ, mazot, ateşleme sıcaklığı 38° (100 f) üzerinde olan ısıtma amacı ile 

kullanılan tüm akışkan yakıtlara bu isim verilir 

fuel oil mazot, motorin 

fuel oil sıvı yakıt 

fuel oil fuel oil 

fuel outlet yakıt çıkış yeri 

fuel plantation yakıt plantasyonu 

fuel plantation enerji çiftliği 

fuel position yakıt durumu 

fuel preparation yakıt hazırlama 

fuel pressure yakıt basıncı 

fuel pressure indicator yakıt basıncı göstergesi 

fuel pressure indicator line yakıt basınç göstergesi borusu 

fuel priming pump yakıt el besleme pompası 

fuel pump yakıt pompası, benzin otomatiği 

Page 121: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fuel pump body yakıt pompası gövdesi, yakıt otomatiği gövdesi 

fuel pump cover yakıt pompası kapağı 

fuel pump cover air dome yakıt pompası‐kapağı hava domu (buhar şişesi ) 

fuel pump diaphragm yakıt otomatiği diyaframı 

fuel pump diaphragm protector yakıt pompası diyafram mahfazası 

fuel pump diaphragm pull rod yakıt pompası diyafram çekicisi 

fuel pump drive gear yakıt pompası tahrik dişlisi 

fuel pump hand primer yakıt pompası el manivelası 

fuel pump heat shield yakıt pompası sıcaklık kalkanı 

fuel pump rocker arm yakıt pompası külbütörü 

fuel pump screen yakıt pompası süzgeci 

fuel pump strainer bkz. fuel pump screen 

fuel pump strainer bail yakıt pompası süzgeç askıları 

fuel pump strainer bowl yakıt pompası süzgeci şişesi 

fuel pump strainer bowl seat yakıt pompası süzgeci şişesinin yuvası 

fuel pump strainer screen yakıt pompası tel süzgeci 

fuel pump suction lift yakıt pompası emme yüksekliği 

fuel pump valve yakıt pompası supabı 

fuel rack kremayer, yakıt mili, rak 

fuel rail yakıt hattı 

fuel reprocessing yakıta yeniden işlem uygulama 

fuel return yakıt geri döndürme kanalı 

fuel return check valve yakıt geri gönderme‐ tutma supabı (belirli basınçta açılarak o basınçtan 

fazla yakıtı pompaya geri döndüren supap) 

fuel rod gaz mili 

fuel rod knob gaz mili düğmesi 

fuel sender gauge yakıt seviye müşiri 

fuel sensor yakıt müşiri 

Page 122: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fuel storage yakıt deposu 

fuel store yakıt depolama 

fuel store yakıt deposu 

fuel strainer yakıt süzgeci 

fuel supply yakıt temini 

fuel supply line yakıt besleme borusu 

fuel supply valve yakıt besleme valfi 

fuel system yakıt sistemi 

fuel tank yakıt deposu, yakıt tankı 

fuel tank drain plug yakıt deposu boşaltma tapası 

fuel tank filler cap yakıt deposu doldurma kapağı 

fuel tank filler tube yakıt deposu doldurma borusu 

fuel tank filler tube fender hole yakıt deposu doldurma borusunun çamurluktan geçtiği delik 

fuel tank filler tube hose yakıt deposu doldurma borusu hortumu 

fuel tank gauge yakıt deposu göstergesi 

fuel tank locking cap yakıt deposu kapağı 

fuel tank stone shield yakıt deposunu taş, vsye karşı koruyan kalkan 

fuel tank support strap yakıt deposu dayanağı 

fuel tanker akar yakıt tankeri 

fuel transport yakıt sevkiyatı 

fuel trimmer çevre başmandaki değişimleri karşılamak için uçuşta gaz türbininin otomatik yakıt 

regülasyonunu ayarlayan cihaz 

fuel type yakıt tipi 

fuel valve yakıt musluğu 

fuel vapourizer yakıt vaporizatörü, yakıt püskürtücüsü 

fuel kömür, petrol, uranyum gibi yandığı zaman ısı veren tüm yakıtlara verilen bir adtır 

fuel/run of mine ham yakıt 

fuel‐air mixture yakıt‐hava karışımı 

Page 123: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fuel‐air ratio yakıt‐hava oranı 

fuelwood yakacak odun 

fugutive kaçak, kaçkın, firari, tutulmaz, geçici, muvakkat 

fugitive 1. gezgin; 2. süreksiz, geçici; 3. solar (renk) 

fulcrum dayanak tertibatı, askı 

fulcrum dayanma noktası 

fulcrum manivela mesnedi 

fulcrum bearing dayanak yatağı 

fulcrum lever dayanak kolu 

fulcrum plate mesnet plakası, emme tulumbalarında etrafında kolun döndüğü metal çubuğu 

taşıyan metal mesnet plaka 

fulcrum spring askı yayı, dayanak yayı 

fulfill yerine getirmek, yapmak 

fulfillment yerine getirme 

full tam, tüm, dolu 

full doldurmak 

full adder tam toplayıcı 

full air conditioning komple iklimlendirme 

full air conditioning tüm mahallaerin klimatize edilmesi 

full automatic tam otomatik 

full central heating tam merkezi ısıtma 

full cloverleaf interchange tam yonca yaprağı tipi kavşak 

full cloverleaf junction bkz. full coverleaf interchange 

full control of access tam erişme kontrolü (sadece seçilen bazı yollara giriş‐çıkış sağlayarak ve eş 

düzey kesişmeleri veya özel giriş yolu bağlantılarını yasaklayarak, transit trafiğe öncelik vermek 

amacıyla erişme kontrolü uygulanması) 

full depth asphalt tüm kesit asfalt 

full duplex tam çift yönlü 

Page 124: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

full employment tam istihdam (ekonomide mevcut tüm üretim faktörlerinin kullanıma alınması, 

atıl üretim faktörünün kalmaması) 

full floating tümüyle bağımsız 

full flow filler tam akış filtresi 

full gas tam gaz, tam devir 

full gate regülatörün açılıp kanadların tüm genişliğinin su etkisine maruz kaldığı su türbinlerinin 

çalışma durumu 

full gear en büyük devir oranı, buhar makinesi sübablannın maksimum strok pozisyonunda 

olması ve tam güç kesme durumu 

full line dolu çizgi 

full load tam yük 

full load consumption tam yüklü tüketim 

full load operation tam yükte çalışma 

full load operation tam yükte çalıştırma 

full load speed tam yük hızı 

full modulation tam modülasyon 

full motion video tüm devinimli video 

full path tüm yol 

full pathname tüm yol adı 

full resolution tüm çözünürlük 

full scale doğal büyüklük, gerçek büyüklük 

full scale tam ölçekli 

full scale tüm erim 

full screen tüm ekran 

full screen editing tüm ekranda düzenleme 

full set tam takım 

full set bill of lading tam takım konşimento 

full size gerçek boyut, tam boyut 

Page 125: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

full size drawing birebir ölçekli çizim 

full speed tam devir, tam hız 

full steam tam hız 

full thread doğru adım, ebat ve derinlikte açılmış bir paralel vida dişi 

full throttle tam gaz 

full track vehicle tam paletli taşıt 

full traffic‐actuated controller tam trafik uyarmalı kumanda cihazı (kavşağın bütün girişlerinde 

trafiğin detektörleri uyarması ile çalışan kumanda cihazı) 

full traffic‐actuated signal tam trafik uyarmalı sinyal (tamamen trafikle uyarılan ışıklı işaret 

cihazı) 

full wave rectifier tam dalgalı doğrultucu 

full width dozer blade geniş tip dozer bıçağı 

full‐depth recycling kaplamanın tam kalınlığının yeniden kullanılması (asfalt betonunun veya 

portlant çimentosundan elde edilen betonun tüm kaplama derinliğince kazılarak işlenmesi ve 

yeniden kullanılması) 

fuller maximum density curves fuller maksimum yoğunluk eğrileri 

fullering (a) yuvarlak dövülecek iş parçasında kalafat kalemi kullanarak dairesel delik açmak, (b) 

sıkı bağlantı sağlamak için perçinli bağlantıyı kalafatlamak 

full‐flow filter tam akışlı filtre 

full‐force feed tam cebri besleme, bir makinanm delinmiş deliklerden ana mil yataklarına ve 

bağlantı boruları ile piston pimi veya silindir cidarlarına yağ basmak, yağlamak 

full‐load tam yük, bir makine veya motorun sürekli olarak çalışması için dizayn edildiği 

maksimum normal yük 

full‐plate watch üzerine balansın (dengenin) monte edildiği dairesel üst plakalı saat 

full‐scale experiment tabii boyutlarla yapılan deney 

full‐scale test tabii boyutlarda yapılan deney 

full‐sized tabii büyüklükte, gerçek büyüklükte 

full‐sized test tabii boyutlarda yapılan deney 

full‐tubular tam boy delik, tam boy delikli 

Page 126: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

full word tam sözcük 

full word tüm sözcük 

fully tamamen 

fume buğu, duman 

fume buhar, buğu, sis, duman 

fume cupboard duman sandığı 

fume cupboard duman dolabı 

fumes duman 

fumigant buharla dezenfeksiyon (fumigasyon)’da kullanılanl madde (sülfür v, s, ) 

fumigation tütsüleme (ensektisid bir maddenin buharları ile) 

functio bkz. function 

function fonksiyon, vazife, görev, iş, işlev 

function bir organın normal olarak yaptığı görev (özel iş), fonksiyon 

function and activity account classification iş cinsleri ve masraf yerine göre hesapların 

sınıflandırma sistemi 

function bounded above üstten sınırlı fonksiyon 

function bounded below alttan sınırlı fonksiyon 

function generator işlev üreteci 

function key işlev tuşu 

function keyboard işlev klavyesi 

function of functions fonksiyonlar fonksiyonu 

function, to işlemek, görev yapmak 

function/absolute value fonksiyonu/ mutlak değer 

function/algebraic fonksiyon/cebirsel 

function/bounded fonksiyon/sınırlı 

function/differentiable fonksiyon/ diferansiyeli alınabilen, türevi alınabilen 

function/exponential fonksiyon/üstel 

function/greatest integer fonksiyonu/ tam değer 

Page 127: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

function/inverse fonksiyon/ters 

function/limit of a fonksiyon limiti 

function/piecewise continuous fonksiyon/parçalı sürekli 

function/primitive of a fonksiyonun ilkel hali 

function/products of fonksiyonların çarpımı 

function/range of a fonksiyonun değer kümesi 

function/sign fonksiyon/işaret 

function/step fonksiyon/basamak 

functional 1. vücut organının görev ve hareketlerine ait; 2. normal vazifesini gören 

functional fonksiyonel 

functional işlevsel 

functional block işlevsel öbek 

functional category yol sınıfı, sağladığı trafik hizmeti ile tanımlanan yol tipi 

functional chain işlevsel zincir 

functional condition üstyapının sürüş yüzeyi olarak taşıt trafiğine karşı fonksiyonunu ne kadar 

iyi yapabildiğinin belirlenmesi 

functional equation işlevsel denklem 

functional maintenance fonksiyonel bakım 

functional unit işlevsel bölüm (tesisler) 

functions/composition of fonksiyonların bileşkesi 

functions/sum of fonksiyonların toplamı 

fund fon, finansman, gelir, kaynak (belirli bir yönerge, sınırlama veya süreye bağlı olarak, belli 

bir amacın elde edilmesi veya faaliyetin yapılması için ayrılmış olup ayrı bir hesabı tutulan nakit 

veya benzeri kaynaklar) 

fundal dibe ait 

fundamental ana, esas, temel 

fundamental fundamental, temel, vazgeçilemez 

fundamental circle ana daire 

Page 128: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fundamental component temel bileşen 

fundamental cutset temel kesi kümesi 

fundamental frequency temel frekans (sıklık) 

fundamental frequency bakınız frequency 

fundamental frequency ana tekerrür, ana frekans 

fundamental harmonic temel katsıklık, birinci katsıklık 

fundamental law temel kanun 

fundamental loop ana döngü 

fundamental method of measurement temel ölçüm yöntemi 

fundamental mode temel kip 

fundamental natural freçuency ana frekans, endüşük doğal frekans 

fundamental principle temel prensip 

fundamental problem temel sorun 

fundamental requirement ana koşul, temel koşul 

fundamental triangle iki kenarı keskin sivri ucu ve dibi olan vida dişi formunda, diş açıklık ve 

yanak açılan ana formun aynısı olan, dişlerin oluşturduğu ana silindire paralel tabanı olan üçgen 

fundamentals temel konular 

fundamental mode esas mod, esas şekil 

funding fonlama 

funding negotiation ödeme görüşmeleri, finansman görüşmeleri 

funicular ipe benzer, ip zincir 

funicular polygon ip poligonu, ip çokgeni 

funicular railway asma vargel, asma demiryolu, kablolu demiryolu 

funiform 1. ipbiçim; 2. kordona benzer, kordonsu 

funnel oluk, baca, honi 

fur dil pası 

furcate çatallanmak, dallanmak 

furcated çatallanmış 

Page 129: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

furibund 1. öfkeli, kızgın, hiddetli; 2. çılgın, deli 

furling speed kritik hız 

furnace fırın, ocak, demirci ocağı, tav fırını 

furnace yanma odası 

furnace brick fırın tuğlası 

furnace firebox cehennemlik 

furnace firebox kazanın yanma odası (cehennemlik) 

furnace frontwall yanma odası ön duvarı 

furnace hoist fınn asansörü, fırın vinci 

furnace pressure yanma odası basıncı 

furnace rearwall yanma odası arka duvarı 

furnace sidewall yanma odası yan duvarı 

furnace temperature yanma odası sıcaklığı 

furnace wall yanma odası duvarı 

furnace ocak, fırın, külhan, kazan ocağı, ateşlik, cehennem, küre, kütük, tandır 

furnace/low thermal mass yanma odası/düşük termik kütleli 

furnace/vacuum yanma odası/vakumlu 

furnish sağlamak 

furnish 1. döşemek, donatmak; 2. sağla‐mak, tedarik etmek 

furnishing mobilya 

furor kızgınlık, kudurma, öfke, hiddet, hrıs 

furring tile ısı izolasyonu kiremidi 

furrow 1. karık; 2. karışık; 3. oluk 

furrowing kertikleme, yivleme izleme değirmentaşı yivlemesi 

further uzaktaki 

fuse sigorta 

fuse erimek 

fuse sigorta (teknik) 

Page 130: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fuse 1. sigorta; 2. fitil, füze fitili, patlataç, ateşleme fitili; 3. madenin sıcaklık dolayısıyla sıvı haline 

gelmesi, kaynayıp birleşmek 

fuse eriyip kaynaşmak 

fuse fitil 

fuse block sigorta bloğu, sigorta tablası 

fuse box elektrik devrelerinin bütün sigortalarını bulunduran sigorta kutusu, sigorta bloğu 

fuse plug sigorta göbeği, sigorta bişonu, sigorta bujisi 

fuse socket sigorta duyu, sigorta yuvası 

fuse terminal sigorta bağlama yeri 

fuse wire sigorta teli 

fusee arbor üzerine yivli kasnağın monte edildiği mil 

fusee barrel bkz. barrel (1) 

fusee engine kasnak, çark imalinde kullanılan özel torna 

fusee great wheel bakınız fusee 

fusee poke fusee’nin küçük kenarındaki salyangoz biçimindeki parça 

fusee stop‐work saat içersinde fazla kurmayı engelleyen mekanizma 

fusee ana yayın çekme etkisini denkleştirmek için çapı gittikçe artan sipiral yive sahip kasnak 

fusibility/ash erimesi/kül 

fusible eritilir 

fusible (s) eriyebilir 

fusiform iğbiçim, iğsi, fusiformis 

fusion kaynaşım 

fusion erime, sıcaklıktan erime, ergime, füzyon 

fusion eriyerek kaynaşma 

fusion 1. kaynaşma; 2. birbirine temas eden iki organın birbirine yapışması; 3. iki gözle görülen 

ayrı ayrı hayallerin birbiri üzerine intibak ederek tek bir hayal gibi görülmesi, füsyon 

fusion bomb füzyon bombası, hidrojen bombası 

fusion heat ergime ısısı 

Page 131: expansion genişleme, yayılma, inbisat, açma, büyütme ... · dişli exterior girder dış kiriş ... fast pulley kama veya kilit vidası ile mile tutturulmuş kasnak fasten sıkmak,

fusion reactor füzyon reaktörü 

fusion/laser füzyon/lazer 

future gelecek 

fuzzify bulanıklaştırma 

fuzzy bulanık, puslu 

fuzzy logic bulanık mantık 

‐G‐ 

 

g yerçekimi ivmesinin sembolü 

gab lever tırnaklı manivela, tırnaklı kol, bazı gemi makinalarındaki sübablarda eksantrik çubuk 

ile kayar sübab milini birleştiren kol 

gabbro gabro (esas olarak bazik minerallerden, feldspat ve piroksen ve çoğunlukla da olivinden 

oluşmuş kaba kristalli bir magmatik derinlik kayacı) 

gabion gabyon (su aşındırmasına karşı koruma amaçlı içi taş dolu dikdörtgen tel sepet) 

gable kalkan duvarı, üstü çatı ile örtülü bir duvarın üç köşeli kısmı 

gable roof beşik çatı 

gable window çatı penceresi 

gad özel sivri uçlu matkap 

gadolinium gadolinyum 

gag ağzını kapatmak 

gage mastar 

gage gösterge 

gage ölçme aleti 

gage bkz. gauge 

gage (A.B.D.) (bkz. gauge) gösterge 

gage block (A.B.D.) takoz mastarı, mermer testeresi 

gage glass (A.B.D.) (bkz. gauge glass) gösterge camı 

gage reading manometrik değer, ölçü okuması