147
ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004) Serhat ÇINAR Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Yakınçağ Tarihi Bilim Dalı YÜKSEK LİSANS TEZİ Eskişehir Mayıs, 2005

ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

  • Upload
    others

  • View
    17

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)

Serhat ÇINAR

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Tarih Anabilim Dalı Yakınçağ Tarihi Bilim Dalı

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Eskişehir Mayıs, 2005

Page 2: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

i

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü’ne

Bu çalışma jürimiz tarafından Tarih Anabilim Dalında YÜKSEK LİSANS

TEZİ olarak kabul edilmiştir.

Başkan ---------------------------------

Doç. Dr. Selahattin TURAN

Üye ---------------------------------

Prof. Dr. Ali SARIKOYUNCU

(Danışman)

Üye ---------------------------------

Yrd. Doç Dr. Abdullah İLGAZİ

ONAY

… / … / …

Prof. Dr. F. Münevver YILANCI

Enstitü Müdürü

Page 3: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

ii

ÖZET

ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876-2004)

ÇINAR, SERHAT Yüksek Lisans-2005

Yakınçağ Tarihi

Danışman: Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu

Bu çalışmanın amacı, Eskişehir’in eğitim tarihini bir başlık altında, bilimsel

metotlar ışığında incelemektir. Eskişehir’i inceleyen ve anlatan eserler içinde kısmen

ele alınan eğitim, kronolojiden yoksun olduğu ve bir bütünlük taşımadığı

söylenebilir. Ayrıca, çalışma ile Eskişehir Eğitim Tarihi ile ilgili eksikliklerin

giderilmesi ve bundan sonraki çalışmalara katkıda bulunulması amaçlanmıştır. Tezde

izlenen yöntem başta arşiv belgeleri olmak üzere birinci elden kaynakların tespit

edilerek incelenmesi, diğer kaynak eserlerin taranarak konuların kronolojik sıra

içerisinde ele alınmaya çalışılmasıdır. Eskişehir Eğitim Tarihi araştırılırken, konu ile

ilgili eksiklerin giderilmesi için; Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan 2004 yılına kadar

eğitimde meydana gelen değişimler Türk Eğitim Tarihi ışığında incelenmeye

çalışılmıştır. Eskişehir’de Eğitim’in XIX. Yüzyılda ivme kazandığı görülmüştür.

Bağdat-Berlin Demiryolu Projesi, Balkanlar ve Kırım’dan gelen göçlerin artması gibi

çeşitli sosyal etkenler, Eskişehir’de bir hareketliliğe yol açmıştır. Bu hareketlilik,

Meşrutiyet Dönemi’nde eğitimdeki gelişmelerle birleşerek Eskişehir’de yeni eğitim

kurumlarının açılmasını sağlamıştır. Eskişehir’de yaşayan Gayrimüslim topluluklar

tarafından açılan okullar, Osmanlı’daki tabiriyle “cemaat okulları”nın ve çeşitli

sebeplerden dolayı Eskişehir’e gelip yerleşen yabancıların açtıkları okulların

eğitimin canlılık kazanmasında önemli birer etken olduğu gözlenmiştir.

Page 4: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

iii

ABSTRACT

THE EDUCATION HISTORY OF ESKISEHIR (1876–2004)

ÇINAR, SERHAT

Master Thesis-2005

The Modern Times History

Advisor: Ali SARIKOYUNCU, Professor

The aim of this study was to observe the education history of Eskisehir with

the scientifical methotds. It was said that the works which examined and narrated

Eskisehir didn’t contain chronological order and weren’t unity. Also with this study,

it was aimed to remove the absencies about the education history of Eskişehir and to

contribute next studies. The method that was followed in this thesis was first to find

the archives documents and to observe them and then to scan than with their

chronological order. During the rescuers about the education history of Eskisehir

with the aim of removing deficiencies, the changes in education from Ottoman

Empires establishment to present day was observed. It was seen that education was

accelerated in XIX. Century in Eskisehir. Such social factors as the project of

Baghdad and Berlin, the Balkan and Kırım immigration made some dynamism in

Eskisehir. This dynamism combined with the education system in Constitutional

Monarchy caused to open some new education foundations. And also with was seen

that the schools that were opened by non-Moslems, which were said community

schools in Ottoman Empire and some others schools which were opened by some

other foreigners liven up education of Eskisehir.

Page 5: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

iv

İÇİNDEKİLER

Özet………………..……………………………………………………………...…..ii

Abstract……………………………………………….……………………………...iii

Tablolar…………………………………………….………………………………..vii

Ekler Listesi……………………………………………………………………….…ix

Kısaltmalar……………………………………………………..……………………..x

Önsöz…………………………………………………………………..…………….xi

1. BÖLÜM: GİRİŞ…………………………………………………………………...1

2. BÖLÜM: KLASİK DÖNEM OSMANLI EĞİTİMİ………………………………4

2.1. OSMANLI DEVLETİ’NİN KURULUŞU’NDAN TANZİMAT

DÖNEMİ’NE KADAR EĞİTİM…………………...…………………..4

2.1.1. Sıbyan Mektepleri………………………………………..…………….5

2.1.2. Medreseler………………………………………..…………………….7

2.1.2.1. Okutulan Dersler…………………………………………..………..11

2.1.2.2. Öğrenciler……………………………………..………….………....12

2.1.3. Zaviyeler, Tekkeler ve Dergâhlar…………………………………….13

2.1.4. Ahi Teşkilâtları…………………………………………………….....14

2.2 KLÂSİK DÖNEM OSMANLI EĞİTİMİNİN ESKİŞEHİR’DEKİ

YANSIMALARI…………………………………………..…………….15

2.2.1. Tanzimat Dönemi’ne Kadar Eskişehir’de Eğitim………….…………15

2.2.1.1. Eskişehir’e İlk Yerleşim ve Ahilik…...……………………………..15

2.2.1.2. Yerli Seyahatnamelerde Eskişehir……………………………….…21

3. BÖLÜM: EĞİTİMDE BATILILAŞMA DÖNEMİ…………………………...….26

3.1. TANZİMAT’TAN II. MEŞRUTİYET’E EĞİTİM…………………….26

3.1.1. Tanzimat Dönemi……………………………………………………..26

3.1.2. I. Meşrutiyet Dönemi (1878 -1908)…………………………….…….29

3.1.3. II. Meşrutiyet Dönemi (1908 -1918)……………………………….....30

3.1.4. Osmanlılardan Cumhuriyetin İlk Yıllarına Kadar Azınlık Ve Yabancı

Okulları……………………………………………………………..……….32

3.2. TANZİMAT’TAN MİLLİ MÜCADELEYE ESKİŞEHİR’DE

EĞİTİM………………………………………………………...………..36

Page 6: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

v

3.2.1. Tanzimat’tan II. Meşrutiyet’e Eskişehir’de Eğitim………………..…36

3.2.1.1. Yerli Kaynaklar……………………………………………………..38

3.2.1.2. Yabancı Seyahatnameler ve Eserler…………….…………………..40

3.2.1.3. Salnâmeler…………………………….…………………………….45

3.2.2. II. Meşrutiyet Dönemi’nden Cumhuriyet’e Eskişehir’de Eğitim....…..53

3.2.2.1. Anaokulları………………………………………………………….56

3.2.2.2. İlkokullar…………………………………………..………………..56

3.2.2.3. Ortaöğretim………………………………..………………………..57

3.2.2.4. Öğretmen Okulları……………………………………………….…58

3.2.2.5. Kazalarda Durum…………………………………………...………58

3.2.2.6. Ders Programları………………...………………………………….60

3.3. KURTULUŞ SAVAŞI DÖNEMİ (1919-1922)……………...…………67

3.3.1. Kurtuluş Savaşı Dönemi’nde Eskişehir’de Eğitim……………...……69

3.3.2. Osmanlı Devleti Dönemi’nde Kurulup, Cumhuriyetin İlânından Sonra

Eğitime Devam Eden Okullar…………………………………………72

3.3.2.1. Sakarya İlköğretim Okulu…………………..………………..……..72

3.3.2.2. Cumhuriyet İlköğretim Okulu………………………………………73

3.3.2.3. Ülkü İlköğretim Okulu……………………………...………………73

3.3.2.4. Turan İlköğretim Okulu…………………………………………….73

3.3.2.5. Dumlupınar İlkokulu……………………………….……………….76

3.3.2.6. Adalet İlkokulu………………………………..……………………77

3.3.2.7. Atatürk Lisesi……………………….………………………………77

4. BÖLÜM: CUMHURİYET DÖNEMİ EĞİTİM…………………………...……..80

4.1. ATATÜRK VE ESKİŞEHİR………………………………...…………80

4.2. CUMHURİYET DÖNEMİ’NDE EĞİTİM……….……………………84

4.2.1. Cumhuriyet’in İlk Yıllarına Ait Sayısal Veriler………………...……85

4.2.2. Millet Mektepleri………………………………………………..……94

4.3. CUMHURİYET DÖNEMİ’NDE ESKİŞEHİR’DE EĞİTİM………….99

4.3.1. Okulöncesi Eğitim………………………………………………..….105

4.3.2. İlköğretim………………………………………………………...….107

4.3.3. Ortaöğretim……………………………………………...…………..109

4.3.3.1. Ortaokullar………………………………………….……………..110

Page 7: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

vi

4.3.3.2. Liseler……………………………………………………...………113

4.3.3.3. Mesleki ve Teknik Öğretim………………...……………………..116

4.3.4. Köy Enstitüleri………………………………………………………120

4.3.4.1. Köy Enstitüleri ve Kuruluş Amaçları………………..…………….120

4.3.4.2. 1943 tarihli Köy Enstitüleri Programı…………………..…………122

4.3.4.3. Köy Enstitüleri ve Eskişehir’deki İzleri…………...………………124

4.3.5. Yükseköğretim…………………………………………………..…..125

4.3.5.1. Anadolu Üniversitesi……………………………………..………..126

4.3.5.2. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi………………………………...128

5. BÖLÜM: SONUÇ VE ÖNERİLER…………………………..………………...132

5.1. SONUÇ………………………………………………………………..132

5.2. ÖNERİLER………………………………………………........………134

KAYNAKÇA………………………………………………………………………135

EKLER………………………………………………………………………..……148

Page 8: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

vii

TABLOLAR

Tablo 1: XVI. YY’a Kadar Eskişehir ve Çevresinde Bulunan Medreseler….……...20

Tablo 2: Eskişehir Kazası nüfusunun, etnik ve dini gruplar arasındaki dağılımını

(1885–1914)………………………………………………………………………....46

Tablo 3: Eskişehir Kazasındaki okulların dinsel ve etnik dağılımı (1894)………….47

Tablo 4: 1903 Maarif Salnamesi’ne Göre Eskişehir Kaza’sındaki Medreseler ve

Öğrenci Sayıları…………………………………………………………..…………52

Tablo 5: Taşra Köy Mektepleri Ders Cetveli……………………………………..…64

Tablo 6: Mekâtib-î İdâdîye’nin Ders Cetveli (1894)………………………………..65

Tablo 7: Mekâtib Rüştiye ve İdâdîye’de Okunan Ulum ve Fünunun Haftalık Ders

Cetveli (1899)…………………………………………………………………….…66

Tablo 8: Mekâtibi Rüşdiye ve İdâdiye’de Her Hafta Okunacak Ulum ve Fünunun

Haftalık Ders Cetveli 1900………………………………………………………….67

Tablo 9: Rüşdiye ve İdâdiye’de Okunacak Ulum ve Fünunun Haftalık Ders Cetveli

1904…………………………………………………………………………………68

Tablo 10: Lise I. Devre Ders Cetvel 1910…………………………………………..69

Tablo 11: Lise II. Devre Ders Cetveli 1910………………………………………....70

Tablo 12: 1922 Yılında Sultanilerde Okunan Dersler ve Saatleri…………………..75

Tablo 13: 1923'te Eskişehir’deki okul ve öğrenci sayıları………………………..…81

Tablo 14: Eğitim-öğretim kurumlarının genel durumu (1923-1924)……………….85

Tablo 15: Yıllara göre Türkiye genelinde maarife ayrılan bütçe……………….…...86

Tablo 16: İlköğretimde Yıllara göre Türkiye genelinde okul, öğretmen, öğrenci

sayıları……………………………………………………………………………….87

Tablo 17: Ortaöğretimde Yıllara göre Türkiye genelinde okul, öğretmen, öğrenci

sayıları……………………………………………………………….………………88

Tablo 18: Liselerde Yıllara göre Türkiye genelinde okul, öğretmen, öğrenci

sayıları……………………………………………………………….………………89

Tablo 19: Teknik Öğretim Yıllara göre Türkiye genelinde okul, öğretmen, öğrenci

sayıları……………………………………………………...………………………..90

Tablo 20: Üniversite ve Yüksek Okullarda Yıllara göre Türkiye genelinde okul,

öğretmen, öğrenci sayıları…………………………………………...………………91

Page 9: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

viii

Tablo 21: Köy Enstitülerinde Yıllara göre Türkiye genelinde okul, öğretmen, öğrenci

sayıları……………………………………………………………………….………91

Tablo 22: Millet Mektepleri’nin 1928-1935 Yılları arasındaki Eskişehir ili ilgili

istatistikleri…………………………………………………………………………..96

Tablo 23: Türkiye Geneli Toplam Masraflar……………………………….……….98

Tablo 24: Millet Mektepleri için Eskişehir’de harcanan masraflar……...………….98

Tablo 25: Eskişehir’de Nüfusun Cinsiyete Göre Dağılımı (1935-2000)……...…….99

Tablo 26: Eskişehir’de Nüfusun Okur Yazarlık Durumu (1935-2000)...………….100

Tablo 27: Eskişehir’de Nüfusun Eğitim Durumu (Yüzde Dağılımı)………………100

Tablo 28: İl Genelinde Derslik Durumu………………………………………...…101

Tablo 29: İl Genelinde Türlere Göre Derslik Grafiği……………………….……..101

Tablo 30: İl Genelinde Öğretmen Durumu………………………………….……..102

Tablo 31: İl Genelinde Öğretmen Durumu…………………………………...……102

Tablo 32: İl Genelinde Öğrenci Durumu………………………………..…………103

Tablo 33: İl Genelinde Türlere Göre Öğrenci Sayısı………………………………103

Tablo 34: İl Genelinde Okul Durumu………………………………...……………104

Tablo 35: İl Genelinde Okul Durumu Grafiği………………………………….….104

Tablo 36: Orta Mektep Ders Çizelgesi (1931)………………………….………….112

Tablo 37: Lise Sınıflarının dersleri (1931)…………………………….…………..115

Tablo 38: 1979–1980 öğretim yılında, Eskişehir'de etkinliklerini sürdüren mesleki ve

teknik ortaöğretim kurumlarındaki öğrenci ve öğretmen sayıları……….…………118

Tablo 39: Köy Enstitüleri İle İlgili Sayısal Bilgiler…………………….………….123

Page 10: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

ix

EKLER LİSTESİ

EK 1: Eskişehir’de görev yapmış olan Milli Eğitim Müdürleri’nden tespit

edilebilenler ve görev tarihleri……………………………………………………..148

EK 2: Alman Mektebi Muallimi’nin Eskişehir’de kalmasına dair izin belgesi........150

EK 3: Servet-i Fünûn Dergisi’nin Eskişehir ile ilgili kapağı.…...…………….…...153

EK 4: Eskişehir’deki lise binasının durumu ile ilgili belge……………………......154

EK 5: Köy Enstitüleri ile ilgili belgeler…………………………………..…..…....155

EK 6: Eskişehir Eğitim Tarihi ile ilgili fotoğraflar………………………...…........163

EK 7: Turan İlköğretim Okulu arşivinden alınan belge ve fotoğraflar………….....177

EK 8: Ahmet Atuk Koleksiyonu’ndan alınan fotoğraflar…………………….…....192

EK 9: Diploma örnekleri……………………………………………..………..…...194

EK 10: Çeşitli karne ve belge örnekleri……….............................................…...…204

Ek 11: Sakarya Gazetesi arşivinden alınan haberler…………………………….....214

Page 11: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

x

KISALTMALAR

AKDTYKAAM. : Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk

Araştırma Merkezi

B.C.A. : Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi

BİUM. : Başvekâlet İstatistik Umum Müdürlüğü

B.O.A. : Başbakanlık Osmanlı Arşivi

İ.A. : İslâm Ansiklopedisi

İ.Ü.İ.F.M. : İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuası

MEB. : Milli Eğitim Bakanlığı

TKAEY. :Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları

TTK. : Türk Tarih Kurumu

Page 12: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

xi

ÖNSÖZ

Eğitim, bir milletin geleceğini aydınlatacak en önemli güçtür. Bu gücün

farkında olan devletler, hem geçmişte hem de günümüzde dünya düzeni içerisinde

hak ettikleri saygın yeri almışlardır. İnsanlar eğitim ve öğretim sürecinden

yararlanabildikleri oranda nitelik, yetenek ve statü kazanabilmiştir. Ancak, gelir

seviyesi ve yaşam tarzı gibi çeşitli nedenlerden dolayı herkesin bu süreçten tam

olarak yararlanabildiği söylenemez. Eskişehir’in Marmara, Akdeniz, Ege ve İç

Anadolu bölgelerini birbirine bağlayan kavşak noktasında bulunması, tarihin ilk

çağlarından itibaren farklı kültürlerin etkisinde kalmasına neden olmuştur. Böylesine

önemli bir noktada bulunması, ekonomik yapı ile birlikte sosyal kurumların da

gelişmesine neden olmuştur. Eğitim de bu etkileşimden en büyük payı almıştır.

Çalışmada Selçuklu Devleti’nden itibaren, Eskişehir ve yöresinde eğitimde iz

bırakan eserlere değinilmeye çalışılmıştır. Ancak Osmanlı Devleti’nde, eğitimde

yenileşmenin arttığı II. Meşrutiyet dönemi (XIX. Yüzyıl) başlangıç noktası olarak

düşünülmüş, bu dönemden itibaren şehrin maruz kaldığı sosyal etkenlerin eğitime

etkileri, Türkiye’de izlenen eğitim politikaları göz önünde bulundurularak 2005’e

kadarki gelişmelere değinilmeye çalışılmıştır. “Eskişehir Eğitim Tarihi” başlığı

altında hazırlanan bu tez dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde; Eskişehir’in

genel özellikleri coğrafyası ve tarihi ana başlıkları altında verilerek şehrin

ilkçağlardan günümüze kadar geçen gelişim süreci ve bu sürece etki eden faktörler

ele alınmıştır. İkinci bölümde; Klâsik Dönem Osmanlı eğitim sisteminin genel

özellikleri ve bu etkilerin Eskişehir’deki yansımalarına değinilmiştir. Üçüncü

bölümde; Osmanlı Devleti’nin Duraklama ve Dağılma Dönemlerine girmesiyle

birlikte, devletin kurtuluş çareleri arasında yer alan modernleşme çabalarının Türk

eğitimi üzerindeki etkileri ve bu etkilerin, Eskişehir’de yaşanan göç ve demiryolu

gibi sosyal olgularla birleşerek oluşturduğu değişim incelenmiştir. Dördüncü

bölümde ise Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, Osmanlı Devleti’nden miras aldığı

değerlerle, eğitim sistemini yeni bir çizgiye taşıması ve Eskişehir’in Cumhuriyet

Dönemi’nde eğitimdeki gelişmeleri incelenmeye çalışılmıştır.

Page 13: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

xii

Araştırmada Başbakanlık Arşivler Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi ve

kütüphanesinden konu ile ilgili arşiv belgeleri, kitaplar, Hüdâvendigâr Vilâyeti

Salnâmeleri, Maârif ve Devlet Salnâmeleri incelenmiştir. Başbakanlık Arşivler Genel

Müdürlüğü Cumhuriyet Arşivi kaynakları, Turan İlköğretim Okulu ve Atatürk Lisesi

arşivleri, Sakarya ve İstikbal gazetelerinin arşivlerinden yararlanılmıştır. Kaynakçada

gösterilen kitap ve makaleler incelenmiştir.

Tezin hazırlanmasında yardımını esirgemeyen danışmanım Prof. Dr. Ali

Sarıkoyuncu’ya, her zaman yanımda olan aileme ve katkıda bulunan herkese

teşekkür ederim.

Page 14: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

1

1. BÖLÜM

GİRİŞ

Türk toplumunda eğitim kurumları daima önemli, saygıdeğer ve sevilen

yerler olmuştur. Devlet geleneği gereği eğitim, Osmanlı’dan günümüze hep “devlet

destekli” olmuştur. Eğitim alanındaki devlet sorumluluğu, Türk tarihinin ilk

yıllarından beri devam etmektedir. Bu da Türkiye’yi, köklü eğitim geleneği olan bir

ülke yapmaktadır.

Osmanlı’da eğitim; Klasik Dönem Eğitimi ve Tanzimat Dönemi

(Yenileşme) Eğitimi olarak iki ana başlık altında toplanabilir. Çünkü, “Tanzimat

Fermanı” ile başlayan “Batılılaşma” süreci, eğitim alanında da kendini hissettirerek

“Klâsik Dönem”den ayrılmıştır. Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan Tanzimat'ın

ilânına kadar memleketin eğitim-öğretim ve adalet hayatına doğrudan doğruya;

idaresine de kısmen hâkim olan medreselerin, devletin istediği sivil, askerî ve adlî

memur ve idarecileri yetiştirmek suretiyle faydalı işler görmüşlerdir.1 Cumhuriyet’in

ilânına kadar pek çok yeni eğitim kurumu açılırken, eski eğitim sisteminin kurumları

da muhafaza edilmiştir.

II. Mahmud ve Tanzimat devirlerinde modern eğitim ve öğretim

alanında yapılan çalışmalar 1869 Maârif-i Umûmiye Nizamnâmesiyle yeni bir

safhaya girmiştir. Bu Nizâmnâme ile maârif teşkilâtı, ilk-orta öğretim, öğretmen

temini ve maârifin malî yönü gibi hususlar, yeni bir anlayışla, bir takım esaslara

bağlanmıştır.

Eğitim alanında yapılan hizmetlerin başında, maârif teşkilâtının II.

Abdülhamit Dönemi’nde , vilâyetlere kadar yayılması gelir. 1856 yılında kabul

edilen “Maarif Nizamnâmesi”, II. Abdülhamit Dönemi’nde uygulamaya

konulmuştur. Tanzimat Dönemi’nde İstanbul dışına götürülemeyen maârif

1 Sadrettin Celâl Antel, “Tanzimat Maarifi”, Tanzimat, İstanbul 1940, s. 441.

Page 15: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

2

hizmetleri, 1878'den itibaren İmparatorluğun her köşesine devlet eliyle

götürülmeye başlanmıştır. Bu çalışmalar, Türk Eğitim Tarihi’nde Osmanlı

Devleti’nin ilerleme yolunda attığı adımlardan biri olarak önemli yer

tutmaktadır.2

Gayrimüslim topluluklar tarafından açılan okullar, “'Azınlık Okulları”

veya “Cemaat Okulları” olarak adlandırılmaktadır. Müslüman olmayan kesim

tarafından açılan bu okullar, tarih itibarıyla, yabancı devletler tarafından açılan

okullardan öncedir. Yabancı devletler tarafından açılan okullar, ya doğrudan

doğruya veya Müslüman olmayan kesimin himaye altına alınması yoluyla, yani

dolaylı olarak açılmıştır.3 Yabancı okulların din propagandası yapmaları ve kendi

kültürlerini benimsetmeye yönelik faaliyetleri olmuştur. Ancak verdikleri eğitimin

kalitesi ile de Türk Millî Eğitimi’ne katkı sağlamışlardır.4 “Anadolu’da Tanin”5 gibi

kaynaklardan öğrendiğimiz kadarıyla Eskişehir’de açılan bu tür okulların

varlığından ve başarılı bir şekilde verdikleri eğitim hizmetinden haberdarız.

Millî Mücadele dönemine gelindiğinde, eğitim-öğretimin bütün kademe ve

kurumları savaştan etkilenmiş, mevcut eğitim-öğretim kadrosu da Millî

Mücadeleye katılarak, gerek cephede, gerekse cephe gerisindeki çalışmalarıyla top

yekun bir mücadele örneği sergilenmiştir.6

Eğitimin bu günkü şeklini alması 1923 yılından itibaren yapılan bir dizi

reformlar yoluyla gerçekleştirilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti eğitim sistemindeki ilk

köklü değişiklik, 1924 tarihli “Tevhid-i Tedrisat kanunu” ile olmuştur. Bu kanunla

yeni bir eğitim sistemi kurulmaya çalışılmıştır. Türk toplumunun ekonomik, politik

2 Bayram Kodoman, II. Abdülhamit Dönemi Eğitim Sistemi, TTK., Yay., II. Bas., Ankara, 1991, s. 38. 3 İlknur Polat Haydaroğlu, Osmanlı İmparatorluğunda Yabancı Okullar, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1990, s. 88-90. 4 Ayten Sezer, Atatürk Döneminde Yabancı Okullar (1923-1938), TTK., Ankara, 1999, s. 5 vd. 5 Ahmet Şerif, Anadolu’da Tanin (Birinci Gezi), Haz. Çetin Börekçi, Kavram Yayınları,:7, İstanbul, 1977. 6 Y. Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, (Dördüncü Baskı), 1993, İstanbul, s. 201-217.

Page 16: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

3

ve sosyal yapısı, Batı dünyasının etkisi, bilim ve teknikteki gelişmeler, yabancı

uzmanların görüşleri, Cumhuriyet dönemindeki eğitim anlayışını etkilemiştir.7

Eğitimde meydana gelen tüm bu gelişmeler, “Türk Eğitim Tarihi”nin

oluşmasını sağlamıştır. Eskişehir Eğitim Tarihi de; Eskişehir’in coğrafi konumu,

tarihi süreç içerisinde yaşanan gelişmeler, sosyal ve kültürel etkiler doğrultunda

şekillenerek Türk Eğitim Tarihi paralelinde günümüze kadar gelmiştir.

7 Mustafa Özodaşık, Cumhuriyet Dönemi Yeni Bir Nesil Yetiştirme Çalışmaları 1923-1950, Çizgi Kitabevi Yayınları, Konya, 1999, s. 189.

Page 17: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

4

2. BÖLÜM

KLASİK DÖNEM OSMANLI EĞİTİMİ

2.1. OSMANLI DEVLETİ’NİN KURULUŞU’NDAN TANZİMAT

DÖNEMİ’NE KADAR EĞİTİM

Osmanlı Devleti’nde eğitimin temelini Klasik Dönem Eğitim sitemi

oluşturmuştur. Türk eğitiminin altın dönemi olan XV. ve XVI. yüzyıllarda,

Osmanlı İmparatorluğu da altın dönemini yaşamıştır. Eğitimde gerçekleştirilen tüm

değişim ve yeniliklere rağmen bu sistemin kurumları, devletin yıkılışına kadar azalarak

da olsa etkilerini sürdürmüşlerdir. Bu sebepten dolayı bu dönemin yapısının bilinmesi

ve halkın eğitim gördüğü eğitim kurumlarının tanınması eğitimin evrelerinin daha iyi

anlaşılması açısından önem taşımaktadır.

Anadolu Türk uygarlığının kaynakları; Türk-İslâm kültürü ve yerel

özelliklerden oluşmuştur.1 Millet kavramı çok uluslu Osmanlı Devleti için etnik bir

ayrımdan çok dini bir ayrımı ifade etmektedir.2 Osmanlı sosyal ve kültürel yaşamı

üzerinde bu üç öğenin, yer ve zamana göre az veya çok etkileri değişebilir. Fakat

kesin bir gerçektir ki toplumsal yaşamda ve özellikle kurumsal alanda İslâm dininin

etkileri daha fazladır. Osmanlılar giderek kendilerini İslâm’la özdeşleştirmişlerdir.

Eğitim kurumlarının temelini de bu nedenle İslâm dini ve kültürü oluşturur. Osmanlı

Devleti örnek aldığı kurumları, diğer İslâm ülkelerindekinden daha mükemmel bir hale

getirerek aynı zamanda kendi örfî hayatındaki değişik öğeleri de kaynaştırarak bu

kurumlara Osmanlılara özgü bir karakter kazandırdılar. Devlet adamları ve halkın

ileri gelenleri tarafından yaptırılarak vakıflarla desteklenen okullar yaygın bir öğretim

verdiler ve çocukları İslâm terbiyesine göre eğittiler. 1Bernard Lewis, Modern Türkiye'nin Doğuşu, çev. Metin.Kıratlı, Ankara, 1970, s.3; M. Fuad Köprülü, “Bizans Müesseslerinin Osmanlı Müesseselerine Tesiri Hakkında Bazı Mülâhazalar”, THİTM, l (1931), s.163-313; Akdağ, a.g.e., c.l, s . 1 2 v.d., 96; C. Chane, a.g.e., s. 149. 2 İ. Tekeli, S. İlkin, Osmanlı İmparatorluğu’nda Eğitim ve Bilgi Üretim Sisteminin Oluşumu ve Dönüşümü, Ankara, 1934, s.4,

Page 18: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

5

2.1.1. Sıbyan Mektepleri

Osmanlı eğitim sisteminde ilköğretim kurumlarını mektepler teşkil eder.

Arapça “ketebe” kökünden gelen mektep sözcüğü, yazı yazma öğrenilen yer

demektir.3 Yönetim Osmanlılara geçtiği zaman, Selçuklulardan Osmanlılara

intikal eden bütün sosyal ve kültürel kurumlar gibi mektepler de, Anadolu'nun

birçok köy, kasaba ve kentinde kesintiye uğramadan çalışmalarını sürdürdü.4

II.Mehmet’in (1451-1481) kendi adına yaptırdığı camii ve bunun külliyesi

içerisindeki mektebe, “Dar ül-tâlim” ve Arapça vakfiyesinde de “mektep”

denilerek, zamanla açılan bu tip kurumlara yerine ve vakfiyesine göre, “Dar ül-

ilim, Muallimhâne, Mektebhâne, Taş Mekteb, Mahalle Mektebi” ve 5-6 yaşında sabî

denilen kız ve erkek çocuklar okuduğu için de daha ünlü ismiyle “Sıbyan Mektebi” adı

verildi.5

Müslüman çocuklara dinlerini öğretmek için kurdurulmuş olan mektepler,

aynı zamanda bir hayır kurumu olma özelliğini de taşırlar. Kendi vakıf şartlarına göre

yönetilen bu kurumların ortak bir yönetimleri ve programları yoktu; fakat her

camide bir tane yapılmış olduğundan ve genellikle de camisiz köy ve mahalle

bulunmadığından yaygın bir öğretim vermişlerdir. Mektepler, kurucuları tarafından

bağışlanan vakıflarla, çocuklardan alınan haftalıklarla ve halkın yardımlarıyla

desteklenirdi. Ayrıca padişah ve valide sultan tarafından yaptırılan mekteplerde

okuyan öğrencilere buradaki imaretten yemek de verilirdi.6 Bu okulları devlet

adamları, yada varlıklı kişiler vakıf yoluyla kurarlar her türlü giderleri vakıf

gelirleriyle karşılanırdı. Okullar hemen her mahalle ve köyde mevcuttu. Genellikle

3 Şemseddin Sami, Kâamus-ı Türkî, İstanbul, 13-17; Özgönül Aksoy, Osmanlı Devri İstanbul Sıbyan Mektepleri Üzerine Bir İnceleme, İstanbul, 1963, s.13. 4 Selçuklu Osmanlı Kurumları için bkz. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti Teşkilâtına Medhal, Ankara, 1970, çeşitli bölümler; aynı yazar, Osmanlı Tarihi, C.l, Ankara, 1972, s.27-51; M. Akdağ, a.g.e., s.91-131; C. Cahen, a.g.e., s.245 v.d. 5 Faik Reşid Unat, Türk Eğitim Sisteminin Gelişmesine Tarihi Bir Bakış, Ankara, 1964, s.3 6 Mektep öğrencilerinin haftalıkları, yiyecek ve giyecekleri, gezileri vs. ile ilgili olarak bkz. Osman Ergin, İstanbul Mektepleri ve İlim, Terbiye ve Sanat Müesseseleri -dolayısıyla- Türkiye Maarif Tarihi, I-V cilt., (2. baskı), İstanbul 1977, C.l, s.74; H. A. Koçer, a.g.e. s.8 v.d. Ayrıca bkz. İbrahim Hilmi Tüccârzade, Maarifimiz ve Servet-i İlmiyemiz, İstanbul, 1329, s.26; Özgönül Aksoy, Osmanlı Devri İstanbul Sıbyan Mektepleri Üzerine Bir İnceleme, İstanbul, 1963, s.14 v.d.

Page 19: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

6

camilere bitişik olarak yapılırlar, bazen de caminin bir köşesinde yer alırlardı. Ayrıca

köylerde ve mahallelerde halkın el birliği ile mektepler inşa ettiği de görülür.7 Karma

eğitim verilen sıbyan mekteplerinde; okuma, yazma, Kur'an-ı Kerim ve hesap gibi

konularda temel bilgiler öğretiliyordu. Öğretim, katı yıllık sınıflar sistemine göre

değil, başarı seviyesine göre yapılırdı. Eğitimde disiplin temel ilkeyi teşkil ederdi.

Sıbyan mekteplerinde ders veren öğretim elemanları, genellikle medreselerde

yetişirlerdi.8 Mekteplerin en büyük özelliği öğrencileri birbirlerine sevgi, büyüklerine

saygı ve devrinde toplum düzeni demek olan dinî kurallar disiplini içerisinde yetiştirmiş

olmalarıdır.9 Sıbyan mekteplerinde çocuklara Kur'an okuma, namaz kılmanın usûlleri

ve namazda okunacak ayetleri ve duaları öğretmek, yazı yazdırmak gibi üç temel

amaca ilâve olarak, gündelik hayatta onların işine yarayacak hesap, dünyayı tanıtacak

coğrafya, geçmiş zamanı yorumlamaya yönelik tarih gibi derslerin ve dinî, ahlâkî

öğütler veren Türkçe bazı manzum kitapların okutulduğu da görülmüştür.10

Sıbyan okullarında öğrencilere sosyal yardım şuurunun kazandırılmasına

da özel bir önem verildiği vakfiyelerde belirtilmektedir.11 Zorunlu olmayan bu

okullara beş altı yaşlarındaki kız ve erkek bütün çocuklar gidebilirler. Öğrenimleri

üç-dört yıl kadar devam eder ve karma bir öğretim sistemi göze çarpar. Herkese açık

olan okullara, özellikle yetim ve fakir çocuklarının devamı teşvik edilir, bu

kimselerin giderleri de eğitim kurumuna ait vakıf tarafından karşılanırdı. Bu

okullarda çocuklar parasız okudukları gibi, aynı zamanda karşılıksız olarak yerler,

içerler ve elbise de alırlardı. Ayrıca talebelere gündelik harçlık verilir, senede bir

defa ilkbaharda mutlaka geziye götürülürlerdi.12 Bu gezilerle çocuklar, içinde

bulundukları çevreyi ve tabiatı uygulamalı olarak tanıma fırsatı bulurken; farklı bir

çevrede bulunmaları, değişik bir havayı teneffüs etmeleriyle de koca bir yılın

stresinden uzaklaşarak psikolojik bakımdan rahatlarlar ve dinlenirlerdi. Aynı

7 Yahya Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, (Dördüncü Baskı), İstanbul, 1993, s.72; O. Ergin, a.g.e., C.1, s. 282. 8 Ü. Akkutay, a.g.e., s.16; 9 C. Bilim, a.g.e., s. 3. 10 Y. Akyüz, a.g.e., s.75 1993; O. Ergin, a.g.e., C l, s. 86. 11 F. R. Unat, a.g.e., s. 8. 12 Abdülaziz Bey, Osmanlı Adet, Merasim Ve Tabirleri, yay. haz. Kazım Arısan, Duygu Arısan Günay, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul, 1995.

Page 20: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

7

zamanda da bu tür grup faaliyetle ile, çocuklara küçük yaştan itibaren belli bir gruba

ait olma bilinci verilerek sosyalleşmeleri sağlanmaya çalışılırdı.

Bu devirlerde sıbyan mekteplerinin yanında yine bir ilköğretim kurumu

olarak “Darü'l-huffaz”lar görülmektedir. Darü'l-huffazların amacı, küçük yaşın daha

kolay ezberleme yeteneğinden faydalanarak Kuran’ın ezberlenmesini sağlamaktır.

Çünkü Kur'anı ezberlemek yani hafızlık, Osmanlı toplumunda kişinin itibarı için

önemli bir aşama sayılırdı.13

2.1.2. Medreseler

Medreseler İslâm din ve felsefesinin öğretildiği, bir çok ulemanın ders verdiği ve

yetiştiği bilim merkezleridir.14 Medrese, “ders yapılan” veya “ders çalışılan” yer

demektir. Arapça “ders” kökünden türetilerek ders verilen yer anlamına gelen

medreseler, İslâm dinin en önemli öğretim kurumlarıydı. Johns Pedersen, İslâm

Ansiklopedisinin “Mescid” maddesinde bu kelimenin İbranice ve Aramice

müşterek olan “darasa” okumak kelimesinden geldiğini belirtmiştir.15

İlk medreseler, İslâmiyet’in Türkler arasında yayılmasından önce Belh ve

Buhara'da bulunan eski Budist “vihara”larını örnek alarak kurulan müesseselerdi.16

X. yy.da önce Tâberân, sonra da Bağdat’ta faaliyete geçen ve fıkıh Öğretimi yapan

müesseselerden sonra fıkhın yanı sıra kelam, tefsir ve hadis gibi İslâmî ilimlerin

tahsili yapılan ilk müessese ise yine aynı asırda Nisapur'da faaliyete geçti. Gazneli

Mahmud ve Selçuklu sultanı Tuğrul Bey de XI, yy.da bu şehirde medreseler açtılar.

İslâm âleminde daha sonra kurulacak medreselere örnek teşkil edecek medrese ise

büyük Selçuklu veziri Nizâmülmülk tarafından kuruldu. Nizâmülmülk, el-

13 M. Özodaşık, a.g.e., s.7. 14 Cahit Yalçın Bilim, Türkiye'de Çağdaş Eğitim Tarihi (1734-1876), Genişletilmiş. 2. bs., Anadolu Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Yayınları, Eskişehir, 2002, s. 16 vd. 15 Ayrıca bkz. Cahid Baltacı, XV-XVI. Asırlarda Osmanlı Medreseleri, İstanbul, 1976, s.25. 16 O. Turan, a.g.e., s. 331.

Page 21: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

8

Cüveyni’nin ders vermesi için Nişapur'da kurduğu Nizamiye Medresesinden sonra

meşhur fakıh Ebu İshak Şîrâzî için 1066'da Bağdat’ta ikinci bir medrese tesis etti.

Bu ikinci Nizamiye medresesinde talebeye sadece ders verilmekle kalınmıyor,

yiyecek ve yatacakları yer de temin olunuyordu. Bunu sağlamak için ise ünlü vezir

medreseye, Bağdat’ta Dicle nehri kenarında çarşı, han, hamam ve çiftlikler

vakfetmişti.17

Nizamiye medreselerinden sonra Isfahan, Rey, Nisapur, Merv, Belh,

Herat, Basra, Musul, Amul gibi İslâm şehirlerinde birbirini takiben medreseler

kurulup faaliyete geçirildi. Selçuklular devrinde kurulmaya başlanan ve Osmanlılar

tarafından devam ettirilen Anadolu medreseleri de Nizamiye Medresesi örnek

alınarak yapılmış olup hepsi de talebenin yatıp kalktığı, yiyip içtiği ve dershanesinde

ders gördüğü vakıf müesseseleridir. Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarındaki eğitim

sistemi, Selçuklu eğitim sisteminin devamı ve onun gelişmiş şeklidir.18

Osmanlı ülkesindeki medreseler, padişahlar, valide sultanlar, sultanlar,

vezirler ve ileri gelen devlet adamları, saray, ilmîye ve kalemiye mensupları

taraflarından, büyük külliyeler veya manzûmelerin bir parçası olarak inşa

edilebildikleri gibi bazıları da tek medrese olarak yapılmış olup bütün Anadolu ve

daha sonra Rumeli'ye yayılmıştır. Çoğu büyük şehirlerde toplanmış olmakla

beraber küçük kasabalarda da medrese inşa edildiği görülmektedir.

Osmanlıların Anadolu'da kurdukları ilk medrese, Orhan Gazi tarafından

731 (1330-1331)'de İznik'le yaptırılmış olan Orhaniye Medreseleri’dir. İlk müderrisi

Şerefüddin Davud-ı Kayseri19 olan bu medreseden daha sonra Şemseddin

Mehemmed el-Fenârî gibi büyük âlimler yetişmiştir.20 Kayseri. Muhyiddîn-i

17 Şehabettin Tekindağ, “Medrese Dönemi”, Cumhuriyetin 50. Yılında İstanbul Üniversitesi, İstanbul, 1973, s.3-5. 18 Ü. Akkutay, Enderun Mektebi, Ankara, 1984, s.15; H. A. Koçer, Türkiye’de Modern Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi, İstanbul, 1992, s.15. 19 İ. H. Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti’nin İlmiye Teşkilâtı, Ankara, 1965, s. 1. 20 Ş. Tekindağ, a.g.m., s. 11. Kuruluş devrinde İznîk, Bursa ve Edirne'de yapılan medreseler hakkında tafsilâtlı bilgi için bk. Mustafa Bilge, İlk Osmanlı Medreseleri, İstanbul 1984, s. 65 vd.

Page 22: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

9

Arabinin halifesi olup yüksek tahsilini Mısır'da yapmış, pek çok eser kaleme almış

ve 751 (135l)'de İznik’te vefat etmiştir. Kayserî’nin, Muhyiddin-i Arabi'nin eserine

yazdığı şerh dolayısıyla tasavvuf, Osmanlı ülkesinde kolayca yayılmıştır.21

Bursa'nın zabtından sonra devlet merkezinin buraya taşınmasıyla Bursa ilmî

bakımdan da öne geçmiştir. Manastır Medresesi adıyla anılan medrese Orhan Gazi

tarafından burada tesis edilmiş ve müderrisliğine de meşhur Molla Fenârî

getirilmiştir.22 Daha sonra Sultan I. Murad, Yıldırım Bayezid ile devlet ileri

gelenleri de bu şehirde medreseler bina ettirmişlerdir.23 Rumeli'nin zabtından sonra

İse Edirne başta olmak üzere birçok şehirde diğer vakıf eserlerin yanında medreseler

de vücuda getirilmiştir.24 Edirne medreselerinin başında Sultan II. Murad tarafından

1447'de yaptırılan Üç şerefeli Cami'in avlusundaki Saatli Medrese (Medrese-i Atik)

ile daha sonra Sultan II. Mehmed tarafından yaptırılan Peykler Medresesi (Medrese-

İ Cedid) gelir.25 Bursa'dan sonra ilim hayatının merkezi Edirne'ye geçmişse de

İstanbul’un fethinden sonra özellikle Semâniye medreselerinin yapılmasıyla İstanbul,

sadece devlet merkezi olmakla kalmayıp ilim ve kültür merkezi olarak da diğer

şehirlerin önüne geçmiştir.26

Osmanlı medreseleri en büyük sisteme ve en yüksek düzeye II.Mehmed

devrinde ulaşmıştır. II.Mehmed, eleştirici ve akılcı bir düşünceye sahipti. 1453'de

İstanbul'u fethettikten sonra kentte sekiz kiliseyi medreseye çevirdiği gibi kendi

adına yaptırdığı cami'i de, etrafına eklettiği mektep, medrese, aşevi ve kitaplık

gibi sosyal ve kültürel kuruluşlarla bir külliye haline getirdi.27 Külliyede yer alan

medrese cami'in iki tarafında olmak üzere sekiz taneydi. Ayrıca bunların arkasında

“Tetimme” adı verilen hazırlık sınıfları vardı. Bunlara sayısı itibariyle önce

21 A. A. Adıvar, Osmanlı Türklerinde İlim, İstanbul 1970, s. 12. 22 A. Adıvar, a.g.e., s. 13-14. 23 Bursa'da medrese yaptıranlar anısında Lala Şahın Paşa, Bayezid Paşa. Emir Sultan, vs. isimler sayılabilir. 24 İ.H. Uzunçarşılı (1965); a.g.e., s. 2. 25 Ş. Tekindağ, a.g.e., s. 11. 26 S. M. Kütükoğlu, XX. Asra erişen İstanbul Medreseleri, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2000, s. 3. 27 O. Ergin, a.g.e., C.l, s.83; M. Şerafettin Yaltkaya, “Tanzimattan Evvel ve Sonra Medreseler”, Tanzimat, İstanbul, 1940, s. 463.

Page 23: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

10

“Medaris-i Semâniye”, daha sonraları ise “Sahn-ı Semân” adı verilmiştir Sahn-ı

Semân'ın kurulmasından sonra, imparatorluktaki bütün medreseler,

İstanbul'dakilerle birlikte hiyerarşik bir sistemle örgütlendiler. En üst sırada

Semâniye Medreseleri vardı ve diğerleri bunlardan sonra gelirdi. Bursa ve

Edirne'dekiler İstanbul’dakilerin biraz altında olmakla birlikte, diğer kent ve

kasabada kurulanların üzerinde idiler.28

II.Mehmed’ten sonra adı geçen kurumların ikinci büyük örgütlenmesi

I.Süleyman (1520-1566) zamanında oldu. Bu dönemde medreseler küçükten

büyük sınıflara doğru yükselen on iki kademeli bir sistemde örgütlenmiş ve bu

sistem aşağı yukarı genel hatlarıyla imparatorluğun sonuna kadar sürmüştür.29

Süleymaniye Medresesi'nin kendinden öncekilerde olmayan bir de yeniliği vardı.

Ordunun hekim ihtiyacını karşılamak için eklenen Tıp Medresesi ve Dârüşşifa ile

matematik öğretimi için dört medrese, ona dini konular dışındaki alanlara da

eleman yetiştiren bir kurum olma özelliğini kazandırmıştı.30 Bu durum medreselerin

bir üniversite veya fakülte haline gelmesine bir başlangıç oluşturabilirdi. Fakat

böyle bir konu düşünülmediği gibi, en önce bozulan kısım da bu yeni eklenen

bölümler olmuştur.31

Bir zamanlar çağlarının bilim merkezleri durumuna gelen, büyük

bilginler yetiştiren medreseler, diğer Osmanlı kurumlarına paralel olarak XVII.

yüzyıldan itibaren bozulmağa başladılar. 32 İmparatorluğun bu dönemde genel

bir çöküntü içine girmesi ve çeşitli kurumlarda bozulma işaretlerinin belirmesi, rüşvet

ve hatırın işe karışmasının etkileri eğitimde de olumsuz etkilerini göstermiştir.33

28 Bkz. Fahir Yeniçay, “Tanzimat’tan Evvel ve Sonra Fizik Tedrisatı Hakkında Bir Taslak”, Tanzimat, İstanbul, 1940, s.486. 29 İ. H. Uzunçarşılı, İlmiye, s. 33 vd. 30 Bkz. Anadolu Selçukluları ve Tıp Tarihimiz, İstanbul, 1938, Selçuklu Tababeti, İstanbul, 1939 ve “Osmanlı Tababeti ve Tanzimat Hakkında Yeni Notlar”, Tanzimat, İstanbul, 1940, s.933 v.d. 31 C. Bilim, a.g.e., s.8. 32 Sadrettin Celâl Antel, “Tanzimat Maarifi”, Tanzimat, İstanbul, 1940, s.441. 33 M. Özodaşık, a.g.e., s. ,14.

Page 24: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

11

2.1.2.1. Okutulan Dersler

Fatih'in medrese öğretimini düzene koymasına kadar, bu okullardaki

derslerin neler olduğu ve öğrencilerin nasıl yetiştirildiği hususunda kesin bir

bilgimiz bulunmamakla beraber, geleneksel medrese ders ve yöntemlerinin izlendiği

düşüncesi ağırlık kazanmaktadır. Çünkü ilk dönem medreseleri, adeta Selçuklu

medreselerinin bir tür devamı niteliğindeydi ve diğer Müslüman ülkelerden de

etkilenmişlerdi.34 Fatih'in yaptığı düzenlemelerin hemen öncesinde, Osmanlı

medreseleri yüksek tahsil kısmı hariç tutulursa Telvih, Miftah ve Haşiye-i Tecrit

medreseleri olmak üzere üç kısma ayrılıyordu.35 Bütün medreselerde basitten

başlayarak giderek kompleksleşen bir ders programı çerçevesinde Arapça, mantık,

feraiz, kelam, fıkıh, hadis ve tefsir dersleri okutuluyordu.36

Medreselerde okutulan dersleri bir kaç şekilde sınıflandırmak mümkündür

Fakat bu sınıflandırma genel hatlarıyla "nakli "ve "aklî ilimler" olarak verilebilir.

Naklî ilimler: Kur'an, hadis, tefsir, fıkıh, kelâm, İslâm felsefesi, ahlâk, Müslüman

yaşamı ve ibadeti ile ilgili konulardır. Aklî ilimler ise Arapça gramer, lügat, belagat

(Retorik: güzel konuşma), genel din bilgileri, yazı ve İslam felsefesidir.37 Haftada

dört gün öğretim yapılan bu kurumlarda dersler özelliklerine göre Arapça ve

Türkçe olarak okutulurdu.38 Program üst sınıflarda daha geniş, alt sınıflarda daha

basit bir şekildeydi. Dersler genellikle sınıflarda işlenir, ayrıca halka dini konularda

dersler verilirdi.

Fatih zamanında medreseler tamamen kurumlaşmış ve mükemmel işleyen

bir sistem üzerine oturmuşlardır Bu dönemde medrese teşkilatı bir yandan değerli

alimler yetiştirirken, bir yandan da toplumun ihtiyaçlarına cevap verecek olan

müderrisleri, kadıları ve din adamlarını eğitiyordu.39 Süleymaniye medreselerinin

34 Y. Akyüz, a.g.e., 1993, s. 55. 35 İ. H. Uzunçarşılı, a.g.e., C.l, s. 524. 36 Y. Akyüz, a.g.e., 1993, s. 60-61. 37 Medreselerde okutulan dersler ve bunların çeşitli şekilde sınıflandırılması için bkz. O. Ergin, Maarif, C.l, s.83; F. R. Unat, s.4; İ. H. Uzunçarşılı, İlmiye, s.39 v.d. 38 Unat, a.g.e., s. 5; Uzunçarşılı, İlmiye, s.36. 39 M. Özodaşık, a.g.e., s. 8.

Page 25: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

12

kurulması, medrese teşkilatını daha da ileriye götürecek atılımların

gerçekleşmesine imkân hazırlamış, dinî ilimlerin yanı sıra müspet bilimler de ders

programları içinde önemli bir yer tutmaya başlamıştır.40

2.1.2.2. Öğrenciler

Medreselerde okuyan öğrenciler ise üç kısımdan meydana gelmekteydi;

büyük çoğunluğu oluşturan “Suhte yahut Softalar”, öğrenciliğinin yanı sıra daha

küçük sınıflarda müderris yardımcısı olarak derse giren “Danişmendler” ve bunların

en yeteneklileri arasından seçilen “Muidler”. Genellikle yatılı olan öğrenciler ayrıca

bir miktar da harçlık alırlar, mezun olanlar ise bir bekleme döneminden sonra

müderris olarak atanırlardı. Medreselerde dersler müderrisler tarafından verilirdi.

Ulema sınıfının üyesi olan müderrisler aynı zamanda imparatorluğun öğretmenleri,

şer'i kuralların uygulayıcıları ve dinsel kurumların yöneticileri idiler.41

Müderrisliğin aşağıdan yukarıya doğru rütbe ve maaş olarak yükselen

hiyerarşik bir sırası vardı. Medreseden mezun olan öğrenciler, en alt

medreseden birine 20-50 akçe ile müderris olarak atanır, sırasıyla iptida-i

Hariç, Hareket-i Hariç, İptida-i Dahil, Hareket-i Dahil, Musile-i Sahn

medreselerinde müderrislik yaptıktan sonra, 50-60 akçe ile Sahn-ı Seman'a

geçer ve buradan da İptida-i Altmışlı ve Hareket-i Altmışlı müderrisliğine

yükselirlerdi. En yüksek müderrislik ise 60-100 akçe maaşlı Musile-i Süleymaniye,

Süleymaniye ve Dar ül-Hadis müderrisliği idi. Müderrislerden isteyenler

medrese dışında Kadı, kazaskerlik ve müftülük gibi görevlere; en üst sıradaki

medrese müderrisleri ise Anadolu ve Rumeli kazaskerliklerine atanır ve

ulema'nın en yüksek temsilcisi olan şeyhülislâm bunların arasından seçilirdi.42

40 M. Özodaşık, a.g.e., s. 9. 41 Ulema ve ilmiye teşkilâtı hakkında bilgi için bkz. İ. H. Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti’nin İlmiye Teşkilâtı, Ankara, 1965. 42 Müderrislere ve medreselere ilmi rütbeler yerine maaşlarına göre isimler verilmiştir. Kırklı Medrese, Ellili Medrese, Altmışlı Medrese gibi. bkz. İ. H. Uzunçarşılı, İlmiye, s.75.

Page 26: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

13

2.1.3. Zaviyeler, Tekkeler ve Dergâhlar

Şehirlerin veya küçük yerleşim birimlerinin ücra yerlerinde, kenar ve

köşelerindeki, güzel manzaralı ve sakin yerlerde açılmış olunan, belli bir tarikata

mensup şeyh ve dervişlerin yaşadığı ve gelip geçen yolcuların bedava misafir

edildikleri kurumlara "zaviye" deniliyordu. Zaviyeler, camiye oranla mescit gibiydiler.

XV. yüzyıldan sonra ise yine zaviye kelimesiyle birlikte "Hankah, imaret, tekke, dergah

asitane" gibi terimler de yaygınlaştı.43 Tekke, zaviyeden fiziki olarak daha büyüktür.

Bu mekanlar insanların güven duyduğu, itimat ettiği, emin olunan sosyal kurumlardır.

Dergâh ise bu sosyal kurumların en büyüğüdür.44 Zaviye, tekke ve dergâhlar bağlı

bulundukları tarikatın şeyhin ismiyle anılırlardı.45 Medresenin takip ettiği eğitim

programlarının dışında bir yol izleyen dergâhlar, kendilerine ait bağımsız bir eğitim

programı oluşturarak, o dergâhın düşünce ve inançlarına göre insan yetiştirirlerdi. Bu

durum medrese ile dergâhların arasını açmıştır. İlk zamanlar kamu hizmeti gören

zaviyelerin geliri vakıflardan ibaretti.46

Zaviye, tekke ve dergâhlarda çeşitli ilimler, edebiyat ve musiki büyük bir

titizlikle öğretilirdi. Özellikle halk edebiyatının öğretilmesi ve ülkenin her tarafına

yayılmasındaki katkıları yadsınamaz. Buraları otodidakt (bir öğretmenden ders

görmeden kendi kendini yetiştiren kimse)47 yetişme yerlerinden en önemlisi olarak

kabul edilebilir. Haftanın belli gün ve saatlerinde verilen dersler, vaazlar ve

konferanslar vasıtasıyla insanlar birçok konuda aydınlatırlardı. Oldukça zengin

kütüphanelere sahip olmaları dolayısıyla da devrin önemli kültür ocakları olarak

kabul edilirler.Bu yerlerde medreselerde olduğu gibi sert kurallar ve disiplin

yoktur. Eğitim daha serbest bir ortamda ve hoşgörü ile yapılırdı. Dersler teorik

bilgilerden çok insanların gündelik hayatlarında kullanabilecekleri basit bilgilerden

43 Ahmet Yaşar Ocak, “Zaviyeler”, Vakıflar Dergisi, s. XII, 1978, s. 248. 44 M. Odabaş, a.g.e., s.18. 45 Y. Akyüz, a.g.e., 1993 s. 92. 46 Neşet Çağatay, Bir Türk Kurumu Olan Ahilik, Ankara, 1974 s. 95. 47 Kemal Demiray, Temel Türkçe Sözlük, İnkılap ve Aka Kitapevi, İstanbul, 1982, s. 719.

Page 27: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

14

oluşurdu. Felsefe, edebiyat, İslâmî ilimler, ahlâk ve tasavvuf musikisi eğitimi

tekkelerde özenle verilirdi.

Ayrıca bu kurumlar, musiki ve raks yerleri, konuk evleri, sosyal

dayanışma ve yardım yerleri, tedavi merkezleri olarak da faaliyet gösterirlerdi.48

Buraları medresenin dışında faaliyet gösteren önemli birer yaygın eğitim kurumlan

olma özelliklerini uzun yıllar korumuşlardır.

2.1.4. Ahi Teşkilâtları

Ahilik, XIII.yüzyıldan XX. yüzyıla dek Anadolu'daki esnaf ve sanatkârlar

birliklerine verilen bir addır. Ahilik kelimesinin sözlük anlamı “kardeşim” demek

olup, belli devrede esnaf ve sanatkârlar birliğini ifade eder.49 Ahilik, Selçuklular

döneminde, Anadolu'nun Türkleşmesinde ve Osmanlı Devleti'nin kuruluş

yıllarında etkili olmuş, Müslüman Türk toplumunun ekonomik, sosyal ve kültürel

hayatını düzenleyen, Anadolu da yardım temeli üzerine kurulmuş, zaman zaman da

siyasi roller oynamış olan, önemli bir yaygın eğitim kurumudur. O devirde

Kırşehir’de yaşayan Ahi Evran tarafından kurulmuştur. Ahilik esnaf, sanatkâr ve

işçileri içine alan, onlara mesleki bilgi ve eğitim veren, dinî bilgilerini arttıran, iş

ahlâkına dayanan bir kuruluştur. Amacı, üyeleri arasında sevgi ve dayanışmayı

artırmak, gerektiğinde devlete her türlü askerî yardımda bulunmaktır. Ahilik

kurumunun temel bazı ilkeleri vardır. Bunları anlatan eserlere “Fütüvvetnâme”

denilmektedir. “Fütüvvet”; genç, delikanlı, çırak ve mertlik anlamına gelmektedir.Bu

ilkeler yeni yetişen nesillere muallim, ahi, pîr denilen öğreticiler tarafından törenlerle

aktarılırdı. Bunlar dinî esaslar, okuma-yazma, insanlık terbiyesi, temizlik, teşkilatın

düzeni ve geleneği, ilâhiler, şiirler, raks, sûfî kıssaları ve sözleri, yedi kez kuşak

bağlama ve açmadır.50 Ahi teşkilatlan çeşitli devirlerde, birer sanat ve teknik okul,

bir kültür ocağı, aynı zamanda dinî tarikat ve asker yetiştiren bir kurum rolünü 48 O. N. Ergin, a.g.e., I-II, s. 224-241. 49 N. Çağatay, a.g.e., s.3. 50 Y. Akyüz, a.g.e., 1993 s.45.

Page 28: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

15

oynamıştır. Ahileri olgunluğa eriştiren yol, üyelerinin kuvvetli bir eğitimden

geçmelerine dayanıyordu.51 Ahilikte eğitim, daima ön planda yer almış ve mesleki

eğitim çerçevesinde çırak ve kalfaların yanı sıra ustaların yetiştirilmesine de önem

verilmiştir. Kendinde üstün yetenek görülen çırak, kalfa ve ustaların, Ahi ileri

gelenlerinin teşvikiyle medreselerde eğitilmiş ve gerektiğinde kendilerine orta

sandığından maddi destek sağlanmıştır. Ahilik bu özellikleriyle, adeta usta

yetiştiren bir okul niteliği taşımıştır.52

2.2 KLÂSİK DÖNEM OSMANLI EĞİTİMİNİN ESKİŞEHİR’DEKİ

YANSIMALARI

2.2.1. Tanzimat Dönemi’ne Kadar Eskişehir’de Eğitim

2.2.1.1. Eskişehir’e İlk Yerleşim ve Ahilik

Merkezi Eskişehir olan Selçuklu uç vilayeti Sultanönü, Osmanlı devletinin

kuruluş tarihi ile adeta bütünleşmiştir.53 Bu uç vilayetler arasında olan Sultanönü,

baba ve dervişlerin kendilerine bağlı olan Türkmenlerle beraber yerleşmek için

tercih ettiği coğrafi bölgelerin başında geliyordu. Burası merkezden uzak olmakla

beraber uç vilayet olması nedeni ile Selçuklu ülkesi içinde sayılıyordu. Türkmenler

burada kendilerini bağımsız hissettikleri kadar diğer aşiret ve ovmaklardan fazla

uzaklaşmadıkları için aynı zamanda güvencede hissediyorlardı.54

Türkmen boyları Anadolu’ya yüzyıllar boyu akıp gelmiştir. XIII.

Yüzyılda büyük bir yoğunlukla uçlara yığılan bu boylar arasında Horasan'dan,

Azerbaycan'dan, İran'dan pek çok din adamları, şeyhler, dervişler, fıkıh alimleri

51 M. Özodaşık, a.g.e., s. 21. 52 M. Özodaşık, a.g.e., s. 22,23. 53 H. Doğru, a.g.e., s. 33. 54 O. Turan, a.g.e., s. 507.

Page 29: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

16

buralara gelmişler, şehirlerde tekkeler, köylerde zaviyeler kurmuşlar, halkın

sosyal yaşamına önderlik etmişlerdir.55 XIII. yüzyılda Anadolu’da güçlü bir

“Ahilik”56 örgütü vardır. Abbasiler zamanında ortaya çıkmış olan Ahilik,

zamanla Anadolu’ya yayılmıştır. Bu örgüt sadece şehirlerde değil, aynı

zamanda köylerde, sınır boylarında da çok güçlüydü. Buralarda “Zaviye” adı

verilen toplantı yerleri XIII. yüzyıl Müslüman dünyasında çok etkili

olmuşlardı. XIII. yüzyılda siyasi otoritenin zaaf içinde olduğu Anadolu'da, “Ahi”ler

sosyal yapının en güçlü kişileri idiler. Bu örgüte toplumun her kesiminden

insanlar, zengin tüccarlar, şeyhler, fıkıh alimleri, zanaatkarlar, hatta hiç bir

mesleği olmayan kişiler de girmişlerdir. Büyük şehirlerde genç çıraklar bu

örgütün önemli bir öğesi olmuşlar ve meslek loncaları oluşturmuşlardı.

Savaşlar ve baskınlar sırasında Ahiler, şehirlerde düzenin korunmasını

sağlarlardı. Sultan Öyüği, bu güçlü dinsel etki ve sosyal örgütlenmenin dışında

kalmamıştır. Pek çok kaynak Ahiliğin, Eskişehir civarında çok yoğun olduğunu

bildirmektedir. Köylerde, özellikle Sivrihisar yöresinde pek çok Ahî

zaviyesinin adı vardır.57

Osman Bey uç beyi olarak göreve başladığı zaman çevre halkı ile iyi ilişkiler

kurabilmek için Ahi liderleri ile anlaşmış hatta onların onayını almıştır. İtburnunda

oturan Şeyh Edebâlî ile dostluk kurmuş, kızı ile evlenerek akrabalık ilişkisi ile bu

bağı güçlendirmiştir. Böylece Osman Bey evlilik ile otorite ve iktidarını Ahi teşkilatı

üyelerine benimsetmiştir. Fetihler başlayınca kırsal kesimde oturan Ahi teşkilatı

üyeleri askeri yönden de Osman Bey'i desteklediği görülmektedir. Ahilerle iyi

geçinme geleneği I. Murat zamanına kadar devam etmiştir.58

Bu çağda Anadolu’da “Ahilik”den başka, Mevlevilik (Mevlana Celaleddin

Rumi’ye bağlanan tarikat), Nakşilik (Şeyh Bahaüddin Nakşibend’in kurduğu 55 Suzan Albek, Dorlaion’dan Eskişehir’e, TC. Anadolu Üniversitesi Eğitim Sağlık ve Bilimsel Araştırma Çalışmaları Vakfı Yayınları, Yayın No: 89, Eskişehir, 1991 s. 107-108. 56 Ahilik hakkında bkz. N. Çağatay Bir Türk Kurumu Olan Ahilik, Ankara, 1974. 57 S. Albek, a.g.e., s. 108. 58 H. Doğru, a.g.e., s. 35.

Page 30: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

17

tarikat), Melamilik (tasavvufa ve tarikatlara karşı, İslamiyet’in ilk dönemlerinde

ortaya çıkan ve yüzyılımıza kadar devam eden bir reaksiyon. Sufilerin bir kısmının

en yüksek makam saydığı, bir tür gizli inanç sistemi)59 gibi daha pek çok tarikat

vardır. Eskişehir'de Kurşunlu camii ve imarethanesinde Cumhuriyet devrine

kadar sürdürülen Mevleviliğin XIII. yüzyıldan beri burada yaşadığı

bilinmektedir. Daha sonra, İbn-i Batuta, Sultan Öyüği'nden çıkmış

alimlerden, İznik'te ziyaret ettiği Alâeddin ve Kastamonu'da görüştüğü

Tacettin isminde “iki büyük fakih ve müderris”ten söz etmiştir. Bu kayıt,

Eskişehir'in o çağlardaki kültür seviyesini göstermesi bakımından çok

önemlidir. Ayrıca Selçuklu sultanlarının (Melik Muhiddin Mesut gibi)

saraylarında, çevrelerinde yer alan bilim adamlarının varlığını biliyoruz.

Eskişehir'i bir süre egemenliği altında tutmuş olan Germiyanlılar’ın da bilim

ve edebiyata çok önem verdikleri bilinen gerçeklerdir. Bu yüzden, Konya,

Sivas, Kırşehir, Kütahya gibi büyük merkezlerin zengin ve yüksek sosyal

yaşamının kanıtlarını bulmasak da, Sultan Öyüği’nin, o çağın kültür

dünyasından payını almış olabileceğini düşünebiliriz.

Eskişehir-Kütahya-Seyitgazi üçgenindeki Türkmen kolonizasyonu ile ilgili izlere

halen her yerde rastlanmaktadır. Eskişehir çevresi göçlerden sonra yoğun bir Türk

yerleşme merkezi haline gelmiştir. 60

Günümüzde Eskişehir il merkezinde Selçuklulardan kalma anıtsal bir

yapıt bulunmamaktadır. Fakat, XIII. yüzyılda, buramda cami, mescit ve

zaviyeler bulunduğuna dair kayıtlar vardır (bu kayıtlardan biri, Kırşehir Emiri

Çaça oğlu Nur El-Din'in (günümüzde yayınlanmış olan), 1272 tarihli Arapça-

Moğolca vakfiyesidir). Siyasi ortamın olumsuzluklarına rağmen bazı devlet adamlarının

ve valilerin bayındırlık alanında hizmet etmek için gayret sarf ettiği görülmektedir.

1261 yılında buradaki görevinden ayrılmış olan Cacaoğlu Nurettin Bey'in Eskişehir'de

17 mescidi tamir ettirip bir cami ve zaviye yaptırmış olması da konuyu aydınlatacak

59 www.kitap.antoloji.com. (08.02.2005) 60 S. Albek, a.g.e., s. 108.

Page 31: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

18

önemli kanıtlar arasındadır. 1261 yılı öncesinde şehirde büyük bir onarım faaliyetine

girilmiştir. 1261 yılından önce Eskişehir'de bu tarihten sonra Kırşehir'de vali olan

Nureddin Cibril b. Çaça Bey “Sultan Yüki” Eskişehir'de de vali bulunduğu sırada bir

cami yaptırmış, 17 mescit ve Şeyh Abdullah el-Bedevi'ye ait zaviyeyi tamir ettirmiştir .

Vali bu yapıların sürekli hizmet verebilmesi için han, dükkan, Eskişehir civarında köy

ve çiftlikler vakfetmiştir. Vakfedilen hana gelince burası Eskişehir'de vali tarafından

yaptırılmıştır.61 Şehirde bulunan Şehabeddin Sühreverdi türbesi de (Şehabeddin

Ebu Hafız Ömer b. Abdullah es-Sühreverdi ölm. 1239) buradaki Türkmen

kolonizasyonunun mutasavvıfın yaşadığı yıllara kadar indiğini göstermektedir.

Mutasavvıfın Eskişehir'i ziyaret ettiği hakkında herhangi bir kayıt

bulunmamaktadır. Buna rağmen adına bir zaviye kurulmuş olduğu ve burda

fütüvvetin62 kurallarının benimsetildiği açıktır. Böylece, kent yaşamının ayrılmaz bir

parçası olan fütüvvet Eskişehir'de de teşkilatlanmış oluyordu. Sühreverdi zaviyesine

ait bulabildiğimiz ilk vakıf kaydı Fatih zamanına ve 1455 tarihlidir. Burada vakfın

“Kadim” olduğu belirtilmiştir. Kanuni devrine ait vakıf ve tahrir defterlerinde de

Sühreverdi ile ilgili kayıtlar bulunmaktadır. Vakıf kayıtlarında görülen Ahi zaviyeleri

ile ilgili kayıtlar, zaviyenin kuruluş tarihi hakkında açıklığın bulunmadığı

görülmektedir. Sancak sınırları içinde bulunanların arasında bazılarının beratı Osman

Bey ve Orhan Bey tarafından verildiği için sonraki yıllarda kurulduğu kesindir.

Eskişehir'de bulunan 12 tane zaviye kaydının ise Selçuklulardan beri devam ettiği

kuşkusuzdur. Bunlar arasında Cacaoğlu Nureddin Bey'in yaptırdığı Şeyh Abdullah el-

Bedevi’ye ait zaviye de bulunmaktadır. Şehirde XIII. yüzyıldaki zaviyelerin bina

kalıntılarına rastlanmamakla beraber bunlarla ilgili anılar halâ devam etmektedir.63

61 H. Doğru, a.g.e., s. 28-29. 62 Abdülbaki Gölpınarlı, “İslâm ve Türk İllerinde Fütüvvet Teşkilâtı” İ.Ü.İ.F.M., İstanbul, 1950. XI/ 1-4, s. 6. 63 H. Doğru, a.g.e., s. 31.

Page 32: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

19

XVI. YY’a Kadar Eskişehir ve Çevresinde Bulunan Zaviyeler:

Ahi Ede Zaviyesi, Ahi Mehmet Zaviyesi, Şeyh Şahabettin Sühreverdi

Zaviyesi, Ak Togan (Doğan) Zaviyesi, Seyyid Abdullah Zaviyesi, Devlethan (Kara

Cevkan?) Zaviyesi, Ahi Ömer Zaviyesi, Gül Dede Zaviyesi, Hacı Nasreddin

Zaviyesi, Ahi Mahmut Zaviyesi.64

XVI. YY’a Kadar Eskişehir ve Çevresinde Bulunan Medreseler:

XVI. Yüzyıl ikinci yarısı “Celâli Fetreti” diye anılan, iç isyanların yoğun

olarak yaşandığı bir dönemdir. 1601 tarihinde Eskişehir’i de Karayazıcı ve kardeşi

Deli Hasan ele geçirmiştir. Osmanlı belgelerine göre, 1568 sıralarında Eskişehir-Afyon

yöresinde eşkıya grupları bulunmaktadır. Ayrıca, her yerde “suhte” adı verilen

işsiz kalmış medrese öğrencilerinin çıkardıkları karışıklıklar vardır. Bunlardan

Sivrihisar ve Mihalıççık medrese öğrencilerinin düzenlediği hareketten kaynaklar

söz etmektedir.65 XVI. Yüzyıla, Kanuni dönemine gelindiğinde, Eskişehir'in o

çağın yol ağı üzerinde bulunması ve Şehzade Beyazıt’ın Kütahya'da oturması nedeniyle

önem kazanmıştır. Kurşunlu Camîi de bu dönemde yapılmıştır. 66 Osmanlı

Devleti’nde eğitimin “Klasik Dönem”inde Eskişehir çevresinde kurulduğu tespit

edilebilen medreselerden bazıları şunlardır:67

64 Bu zaviyeler hakkında daha fazla bilgi için bkz. H. Doğru, a.g.e., s.80-83. 65 Mustafa Akdağ, a.g.e., s. 276-277. 66 M. Erdoğan, a.g.e., s. 146. 67 http://www.egitim.aku.edu.tr. (03.10.2004)

Page 33: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

20

Tablo 1: XVI. YY’a Kadar Eskişehir ve Çevresinde Bulunan Medreseler

Medresenin adı Şehir Kurucusu

Gecek Sivrihisar Umur Beg

Soğa Bey Sivrihisar Emir Soğa Beg

Ümmühan Hatun Seyitgazi Ümmühan Hatun

Emineddin Sivrihisar Emineddin Mikail

Seyyi Nurettin Sivrihisar Seyyi Nurettin

Alemşâh Sivrihisar ?

Emineddin Mikâil Medresesi (Sivrihisar): Mevlâna ile çağdaş olmasından

dolayı XIII. Yüzyılın ilk yarısında yapıldığı tahmin edilmektedir. Sivrihisar Ulu

cami’nin yanında bulunan müftülük binasının olduğu yerde bulunuyordu.

Alemşah Medresesi (Sivrihisar): XIV. Yüzyılın ilk yarsında yapılmıştır.68

Soğa Bey Medresesi (Sivrihisar): Aydınlı Umur Bey’in emirlerinden Soğa

ve Çaça Beyler tarafından XII. Yüzyılın ikinci yarısında yaptırılmıştır. Bugünkü

Sivrihisar hal binasının olduğu yerde bulunuyordu.69

Seyit Battal Gazi Külliyesi (Seyitgazi): Seyitgazi İlçesinde, 150 metre

yüksekliğindeki Üçler Tepesi'nin doğuya bakan yamaçları üzerindedir. Selçuklu

Sultanı Alaaeddin’in annesi Ummuhan Hatun tarafından XIII. Yüzyılın başında

Sultan Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında Seyitgazi’de yaptırılmıştır Anadolu'nun

Bizans İmparatorluğu egemenliği altında bulunduğu M.S. 700 yıllarında, İslamiyet

henüz Anadolu içlerine yayılmamıştı. İslamiyeti kabul etmiş olan Emeviler doğudan

sık sık Bizans'a karşı Anadolu’nun içlerine akın yaparak Anadolu’yu ele geçirmek ve

İslamiyeti yaymak istemişlerdir. 720-740 yıllarında sıklaşan bu akınlardan birinde

Seyyit Battal Gazi lakabı ile anılan bu efsaneleşmiş halk kahramanı, bugünkü 68 Ayrıntılı bilgi için bkz. Metin Sözen, Anadolu Medreseleri, C. II, İstanbul, 1970, s. 231; Ahmet Gül, Osmanlı Medreselerinde Eğitim-Öğretim ve Bunlar Arasında Dâru’l Hadislerin Yeri, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1997, s. 31. 69 S. Albek, a.g.e., s. 114.

Page 34: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

21

Seyitgazi ilçesinin bulunduğu (antik adı Nakolea) Mesih Kalesi olarak bilinen

bölgede 740 yılında şehit düşmüştür. Bizans'a karşı yapılan savaşlarda büyük

kahramanlıklar gösteren ve İslamiyetin Anadolu' da yayılmasında büyük katkısı olan,

yıllar yılı nesilden nesile kahramanlıkları anlatılan Seyyit Battal Gazi adına 1207-

1208 yıllarında Anadolu Selçuklu Sultanı 1. Alaattin Keykubat' ın annesi Ümmühan

Hatun tarafından türbe ve cami yaptırılmıştır. Daha sonra Ümmühan Hatun için de

burda iki katlı eyvan biçiminde bir türbe eklenmiştir. Osmanlı Devleti'nin kuruluş ve

gelişme dönemlerinde; onarım, yeniden yapım eklemelerle yapılan topluluk külliye

halini almıştır. Osmanlı Devleti döneminde vakıflaştırılmış Cumhuriyet Dönemi' ne

kadar dini eğitim, tören ve toplantıların yapıldığı medrese ve tekke olarak

kullanılmıştır.

Bugün mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait olan ve 1954 yılına kadar

harap bir durumda bulunan külliye, bu tarihte yapılan geniş bir restorasyon çalışması

ve çevre düzenlemesi ile bugünkü durumuna getirilmiştir.70

2.2.1.2. Yerli Seyahatnamelerde Eskişehir

Eskişehir, Osmanlı çağında Doğu seferleri yolu üstündeki menzillerden

biridir. Bu nedenle XVII. yüzyıl başında, bu seferler sırasında, Eskişehir ve

yöresinin adına tarih kaynaklarında sık rastlanmaktadır.71 Birinci elden

kaynakların azlığı veya ulaşılamaması, bu dönem hakkındaki bilgilerde yerli

seyyahların yazdıkları seyahatnamelerin önemini arttırmaktadır.

Matrakçı Nasuh:

Matrakçı Nasuh’un72 resimli kitabı XVI. Yüzyılda Osmanlı

İmparatorluğu’ndan günümüze kalmış bir belgedir. Kanunî Sultan

70 Bkz. İlyas Küçükcan, Nacolea'dan Seyitgazi'ye, Seyyid Battal Gazi Külliyesi ve Vakfı Yayınları, tarih?; Nejat İşcan, Seyyid Battal Gazi Külliyesi, İşcan Yayınları, Eskişehir, 1997. 71 S. Albek, a.g.e., s. 133. 72 Matrakçı Nasuh için bkz., M. Erdoğan, a.g.e., s. 146.

Page 35: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

22

Süleyman'ın 1533-1536 ve 1548-1549 İran seferlerine katılmış olan Matrakçı

Nasuh konup göçülen şehir, kasaba, konak ve menzilleri resimlemiştir. “Sultanönü

Çayırı” resmi şu bilgi ile verilmiştir:73

“Buras ı şüphesiz ad ı Osmanl ı kronikler inde s ık s ık

geçen en eski Osmanlı livası, Sultanönü'dür. 1533-1536 seferi yolu,

İnönü'den sonra Kütahya Afyonkarahisar üzerinden Akşehir'e ulaştığı

halde, 1548 seferinden itibaren, bundan sonraki bütün hac yolları gibi,

Eskişehir-Seyitgazi üzerinden gidilerek Akşehir’e ulaşılmıştır”.

Verilen bilgi şöyledir: Eskişehir'in bu sırada Seyitgazi ile hemen hemen

aynı büyüklükte olması dikkati çekmektedir. Ancak XVII. yüzyıl ortalarında

durumun Eskişehir lehine değiştiği görülmektedir.74 Kanunî Süleyman

döneminde, Matrakçı Nasuh'da görüldüğü gibi, “Sultanönü Livası” ve

“Eskişehir” adları aynı zamanda kullanılmaktadır.

Aşık Mehmed b. Ömer:

Mevlevi Derviş Yusuf Eskişehirî ile sohbet eden Aşık Mehmed b. Ömer,

Eskişehir hakkında şöyle bahsetmiştir.

“On yedinci iklim'i örfi (bölge) olan bilâd-ı -Rum (Anadolu)

dandır. Eskişehir Bursa'nın cânib-i şarki-i cenubisindedir. İkisi arası iki

merhaledir. İstanbul'dan Eskişehir'e azim olan (giden) Eskişehir'e kıble

taraf ından dahil olur . Ve Eskişehir Kütahya'n ın canib-i

şarkîsindedir . İkisi aras ı bir merhaledir . Ve çarşı beldesi Eskişehir'in

cânib-i cenubi şarkisindedir. Ve Eskişehir'in dört tarafı bağıstan

bahçeler ve bostandır”.75

73 S. Albek, a.g.e., s. 130-131. 74 Nasuhü's -Silâhî (Matrakçı), Beyan-ı Menazil-i Sefer-i Irakeyn-i Sultan Süleyman Han, T ıpk ı bas ım ı Yay. Haz. Hüseyin G. Yurdayd ın, TTK yay. Ankara 1970. 75 Aşık Mehmet b. Ömer, Menazirül-avalim. Hicri 1006.

Page 36: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

23

Naimâ Tarihi:

“İzmit’ten kalkılıp Çınarlı konağına, oradan Hersek, oradan

Akbıyık konağına, oradan Pazarcık konağına, ertesi gün Ermeni derbendi

geçilip Bozöyük nam menzile konuldu. Ol kasabada merhum Kasım Paşanın

bir camii vardır. Muharremin 14. günü İnönü’ne varıldıkta, Veziri âzam

Bayram Paşa Konya'dan ılgar ile karşılamağa gelip Silahtar Paşa çadırına

indiler. Kazasker İsa Efendi dahi gelip, ertesi gün göçüldü. Eskişehir'e

varıldıkta, Osmanoğulları’nın ana tarafından ataları Şeyh vâsıl'ı ârif-i

billah Kuddise sîrrahu Edebâli Hazretleri orada yatar. Osman Gazi onun kızı

ile evlenip, Orhan Gazi ol temiz hatundan doğmuştur. Oradan meyyit Battal

Gazi mezarı ziyaret olunup, Bardakçı köyüne, oradan Çamlıbel'de Kızılkilise

denilen yerde Hüsrev Paşa’nın yaptırdığı han ki, halâ Yeni Han denilmekle

tanınan yeni yapılmış kasabaya inildi.”

Naimâ tarihinde yöredeki eşk ıya ve isyanc ı lardan da s ık söz

edilmektedir. 76

Evliya Çelebi:

Evliya Çelebi 1648 tarihinde Eskişehir'e gelmiştir ve o çağdaki Eskişehir'i şöyle

anlatır:

“Eskişehir Kalesi vasıfları: Kalesi Bursa tekfurunun

yapısıdır. Burayı 731 senesinde Rumlardan Orhan Gazi almıştır. Halâ,

Anadolu eyaletinde hakimlik ve 150 akçalık kazadır. Eşraf ve sipahisi

çoktur. Sipahi kethüda yeri, yeniçeri serdarı, müftü ve nakibûl eşrafı vardır.

Kalesi harap olduğundan kale ağası yoktur. Kadısına altı kese gelir. Şehir

on yedi mahalledir. Evleri bağlı bahçeli ve mamurdur. Cami ve mescitleri

epeycedir. Medreseleri varsa da kargir değildirler. Yedi çocuk mektebi, yedi

tarikat tekkesi, yedi tüccar hanı vardır. Çarşısı sekiz yüz kadar dükkandan

ibarettir. Havasının letafeti dolayısıyla güzelleri çoktur. Halkı gurbetten gelenlere

dost kimselerdir. Çuha ve güzel kumaşlar giyen ayanı çoktur. Şehrin dört çevresi

gül, gülistan, bağ ve bostan olup, hububatı çok bir şehirdir. Hatta Paşa

76 Zuhuri Danışman (Hzl), Nâima Tarihi, İstanbul, 1968-69, cilt III, s. 1378.

Page 37: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

24

efendimize bu şehir ahalisinden bin adet koyun, yedi a t , üç yüz

a raba , a rpa ve bu çeş i t zah i re hed iye le r ge ld i . Eskişehir Ilıcaları:

Şehrin dışarısında, kuzeyinde bağ ve bahçeler kargir kubbeli bir lâtif

hamamdır ki, ona on olan büyük havuzu sıcak su ile doludur. Suyu gayet sıcak

olduğundan, soğuk su katılınca ılık olur. Çok faydalıdır. Parmakta yüzük cinsinden,

halis gümüşten yapılmış şeyler bulunursa, sapsarı yapar. Uyuz ve cüzzam

hastalıklarına faydalı ise de, Bursa kaplıcaları gibi mükellef değildir”.

Evliya Çelebi Seyit Gazi kasabası ve türbesi hakkında şu bilgileri verir:

“Selçuklular Mahan diyarından Danişmendliler ile çıkıp, 476 tarihinde

Rum ülkelerinden Karaman şehirlerini aldığı vakit, burayı da alıp,

üzerlerine Selçuklu beyleri kubbe, mutfak, imaret ve diğer şeyler

yaptırmışlardır. Sonra Horasan'dan Hacı Bektaşi Veli yedi yüz adamıyla Rum'a

gelmek için Hoca Ahmet Yesevi Hazretlerinden izin alınca, gelip bu Seyid

Battal mevkiinde oturmuştur. Hatta o zaman, Orhan Gazi Bursa'dan, Hacı

Bektaşi Velî'yi görmek için, Seyid Battal'ın bulunduğu yere gelip,

görüşmüş ve Velî ricası ile burayı imar ederek, şehrinde bin adet ev halkı

oturarak büyütmüştür”.77

Kâtip Çelebi:.

“Sultanönü baş tahtı Eskişehir: Bir vasi sahrada bir kasaba ve

kazadır. Suru yoktur, iki yerde Cuma kılınır. Camii ve hanları ve ılıcaları ve

etrafında bağları bahçeleri vardır. Çarşıları ve hanları aşağı düzce ılıca

kurbunda vaki olup evleri ve mahalleleri kıble tarafında biraz munfas ı l bay ı r

yamac ına dü şmü ş t ü r . Cami le r in anda b i r i yukar ıdad ır .

Z iyare tgâh kabir ler i Şeyh Edebal i ve Ş ihap Sühreverdî'dir. Germâbe

(ılıca) kasaba içinde düz yerde ve su kaynaklan çeşitlidir. Ve üzerinde kubbe ve

camekanlar yapılıp erkek ve kadınlara mahsus iki hamam kılınmıştır.

Suyunun sühuneti ılık ve leziz ve lâtiftir. Ve Eskişehir'in bağıstanı

nihayetinde kasabadan iki mil uzaklıktaki yerde bir germâbe dahî vardır.

Üzerinde ecza-i dühniye birikir. Cem'iderler (toplarlar). Kâh bir iki tas

dolusu ecza-i harre ile kaynamış zeyt yağına (zeytinyağı) benzer dühn cem

olunur, deyu Aşık Eskişehir'i bir dervişten nakl ider”.

77 Evliya Çelebi Seyahatname’si, sadeleştiren, Zuhuri Danışman, IV. Kitap, İstanbul 1970, s. 207-210.

Page 38: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

25

Seyitgazi'den ise şu şekilde bahsedilmektedir:

“Bu kasabadan şark Seydi Gazi, şimal Göynük, garb Söğüt, dahi garb ve

cenup İnönü. Şeydi Gazi sahra üzre Eskişehir ile Bardaklu ve Yenihan arasında

bir kasaba-i mamuredir. Aşağı düzde kasaba içinde l â t i f ve cedid

bir muazzam hanı vardır. Ve şehrin erinde yüksek bir tepe üzre Seydî

Battal Gazi mezarı vardır. Bir azim tekyedir ki cami ve medreses i ve

hücre ler i ve i fam ı misaf i r ine Darüz-z iyafes i (misarfirlere yemek

verilen yeri) kurşun örtülü âli (büyük, yüksek) binalardır. Ve bu tekyede

el'an Bektaşiyye sakin olurlar (otururlar). Mihaloğullarından bazı ümera bir

ve türbe Alaüddîn-i Selçuki validesi Hatunun asarındandır. (eserlerindendir).78

Mehmed Hâşim Efendi:

“Eskişehir iki tuğlu Beylerbeyi mansıbıdır. Eski ve harap bir

kasabadır. Ademleri (insanları) kemâl-i fakrlerinden (çok fakirliklerinden) şehr-i

mezkûr hacerinden (Eskişehir taşından) dühan (duman) çubuğu lülesi ve

teşbih imal edüp satış ile geçinirler.” diyerek kısaca bahseder. 79

Matrakçı Nasuh, Aşık Mehmed b. Ömer, Naimâ, Evliya Çelebi ve Kâtip

Çelebi’nin eserlerinden görüldüğü gibi bu dönemde Osmanlı seyyahlarının bakış

açısıyla Eskişehir oldukça güzel bir kazadır. Şehrin hamamları, lületaşı ve doğal

güzellikleri, sosyal özellikleri anlatılmış, ancak eğitimden yeterince

bahsedilmemiştir. Yalnız Evliya Çelebi “medreseleri varsa da kârgir değil”

demektedir. Yani Eskişehir medreseleri (Seyitgazi dışında) taş olmadığından dolayı,

bugün bu medreselerin sosyal ve fiziksel özellikleri hakkında kesin bilgiler ortaya

konulamamaktadır.

78 Kâtip Çelebi, Cihannümâ, Konstantiniyye, 1140/1727. 79 Mehmed Hâşim Efendi, Tuhfe-i midâd, H. 1214

Page 39: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

26

3. BÖLÜM

EĞİTİMDE BATILILAŞMA DÖNEMİ

3.1. TANZİMAT’TAN II. MEŞRUTİYET’E EĞİTİM

3.1.1. Tanzimat Dönemi

On sekizinci yüzyılla birlikte birbiri ardınca uğranılan askerî yenilgiler ve

kaybedilen topraklar, Osmanlı İmparatorluğu’nun ister istemez Batının

üstünlüğünü kabul etmesine neden olmuş, içine düşülen durumdan kurtulmanın

çareleri aranmaya başlanmıştır. Sonuçta bulunan çözüm, batıdaki kurumların

imparatorluğa uygulanması olmuştur. İlk göze çarpan yenilgiler askeri alanda

olduğundan, batılılaşma çabalarına ordudan başlanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nda

on sekizinci yüzyılda görülmeye başlayan batılılaşma ve yenileşme akımları,

kendisini eğitim-öğretim alanında da hissettirmiştir. Bu dönemde klâsik sistemle

eğitim veren kurumların yanında, batı tarzında eğitim veren yeni kurumlar da yer

almaya başlamıştır.1

Ancak ordunun batı ölçülerine göre yeniden düzenlenebilmesi için, nitelikli

yetişmiş subaylar gerekliydi. Diğer yandan cephedeki askerlerin sağlık durumu ile

ilgilenecek doktorlara ve yeni harp silahları üretecek mühendislere ihtiyaç vardı.

İşte bu zaruretler karşısında III. Mustafa'dan başlayıp I.Abdülhamit, III.Selim ve

II.Mahmut'la devam eden dönemde, birbiri ardınca, batı ölçülerine göre eğitim-

öğretim veren Mühendishane-i Bahri-i Hümayun, Mühendishane-i Berri-i Hümayun,

Tıbbiye, Harbiye gibi yüksek okullar kurulmuştur.2

1 Stanford J. Shaw, a.g.e., s. 327-329. 2 O. N. Ergin, a.g.e., C. 1-2, s. 45-47.

Page 40: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

27

Osmanlı devletinin kuruluşundan Tanzimat'ın ilânına kadar memleketin

eğitim-öğretim ve adalet hayatına doğrudan doğruya; idaresine de kısmen hâkim olan

medreselerin, devletin istediği sivil, askerî ve adlî memur ve idarecileri yetiştirmek

suretiyle faydalı işler gördüğü muhakkaktır.3

II. Mahmud adliye, din ve maârif sahalarında yenilik yapmak

lüzumuna inanmıştır. Böylece, II. Mahmud'un Batı teknik ilim ve

düşüncesinin ancak bu yollarla (maârif ve hukuk) Osmanlı devletine

girebileceğini görmüş ve değerini kavramış olduğu anlaşılıyor.4 II. Mahmud

ve Tanzimat devirlerinde modern eğitim ve öğretim alanında yapılan çalışmalar

1869 Maârif-i Umûmiye Nizamnâmesiyle yeni bir safhaya girmiştir. Bu

Nizâmnâme ile maârif teşkilâtı, ilk-orta öğretim, öğretmen temini ve maârifin malî

yönü gibi hususlar, yeni bir anlayışla, bir takım esaslara bağlanmıştır. Bu

bakımdan 1876'dan önceki yıllar, bazı önemli uygulamalara rağmen, daha ziyade

kararlar ve kanunlaştırmalar dönemi olarak kabul edilebilir.

II.Mahmut devrinde yani askerî okulların açılışından, altmış beş yıl sonra

Rüştiye, Mekteb-i Maarif-i Adliye, Mekteb-i Ulûm-ı Edebiyye gibi sivil okulların

açılışı sağlanmış ve ardından da yabancı ülkelere öğrenci gönderilmeye

başlanılmıştır. Tanzimat Fermanının ilânına kadar geçen dönemde atılan en olumlu

adımlardan biri de, kuşkusuz II.Mahmut tarafından çıkarılan bir fermanla ilköğretimin

mecburi hale getirilmesidir. Yine bu dönemde eğitim işleri belli bir sisteme bağlanıp,

tamamen devletin himayesi altına alınmak istenmiş ve yeni açılan birçok okulun

bağlı bulunduğu Evkaf Nezareti kurulmuştur.

Türkiye’de iki yüzyılı aşan bir zamandan beri devam eden batılılaşma

hareketlerinin en önemli aşamasını Tanzimat teşkil eder. Bu dönemde, pek çok

sahada batılılaşma girişimleri ve kurumların yeniden düzenlenmesi büyük bir hızla

devam etmiştir. Tanzimat döneminde en önemli yenilikler eğitim alanında

3 S. C. Antel, a.g.m., s. 441. 4 B. Kodaman, II. Abdülhamit Dönemi Eğitim Sistemi, TTK., Yay., Ankara, II. bas. 1991, s. 1,8.

Page 41: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

28

gerçekleştirilmiş ve bugünkü bir çok eğitim kurumunun temeli Tanzimat döneminde

atılmıştır.5 Ancak yeni açılan kurumların belli bir plân ve program dahilinde olduğu

söylenemez. Şöyle ki, ilköğretime hemen hemen hiç müdahale edilmeden,

ortaöğretim alanında düzenlemelere gidilmiş, okullarda ders verecek öğretmenler

yetiştirilmeden birbiri ardınca yeni okullar açılmıştır. Tanzimat’la birlikte, Avrupa'da

olduğu gibi genel eğitim ilk, orta, lise ve üniversite derecelerine göre kurulmuş, yine

Avrupa'da olduğu gibi çok sayıda meslekî ve teknik okullar açılmıştır. Bu dönemde

maarif işlerinde belli bir teşkilâtlanmaya gidilmiş ve Maarif-i Umumiye Nezareti

kurulmuştur.6

Yeni neslin yetiştirilme süreci bir anlamda Tanzimat devri ile

başlatılmıştır. Yapılan yenilikler bazı olumlu sonuçları da beraberinde getirmiştir.

Öncelikle okul binalarının yerleri yeniden düzenlenmiştir. Sıra, yazı tahtası, harita

gibi yeni eğitim araç ve gereçleri kullanılmaya bu dönemde başlanılmış, eğitim

programlarına hayata dönük, pratikte kullanılabilirliği olan dersler konularak temel

becerilere sahip bir insan yetiştirilmeye çalışılmıştır.7

Yeni eğitim sistemi oluşurken, Tanzimat’tan İttihat ve Terakki’ye kadar

uzanan süreçte medreselere hiç dokunulmadan yeni eğitim kurumları oluşturulmaya

çalışılmıştır.8 Cumhuriyet’ten sonra, Batılılaşma akımı ile birlikte gelişen zaman

dilimi içerisinde gelişen yeni kurumlar medreselerin yerini almıştır.9

5 Mümtaz Turhan, Garplılaşmanın Neresindeyiz?, 5. bs., Yağmur Yayınevi, İstanbul 1972, s. 251. 6 Y. Akyüz, a.g.e., s.138, 1993. 7 Nafi Atuf Kansu, Türkiye'de Maarif Tarihi Hakkında Bir Deneme, İstanbul, 1930, s. 85-87; Niyazi Berkes, Türkiye'de Çağdaşlaşma, Doğu-Batı Yayınları, İstanbul, 1979, s. 203. 8 İlhan Tekeli, “Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Eğitim Sistemi’ndeki Değişmeler”, Tanzimat’tan Cumhuriyete Türkiye Ansiklopedisi, C. 2, İletişim Yayınları, İstanbul, 1985, s. 474. 9 Hüseyin Hatemi, “19. Yüzyılda Medreseler”, Tanzimat’tan Cumhuriyete Türkiye Ansiklopedisi, C. 2, İletişim Yayınları, İstanbul, 1985, s.510.

Page 42: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

29

3.1.2. I. Meşrutiyet Dönemi (1878 -1908)

Bu dönemde pek çok alanda olduğu gibi, eğitim alanında da Tanzimat

ruhundan uzaklaşmaya çalışılmıştır. Mutlakıyet dönemine kadar olan evrede eğitim

kurumlarının başına genellikle batıda öğrenim görmüş, bir batı dilini bilen, fikir ve

düşünce olarak batı dünyasının etkisinde olan kişiler getirilirdi. Bu duruma son

verilerek, eğitim-öğretim kurumlarının başına millî ve İslâmî fikir ve değerlere haiz

kimseler getirilmeye çalışılmıştır. Nesillerin yetiştirilmesinde Tanzimat’ın batıcı

görüşü kademe kademe terk edilerek, bunun yerine millî ve manevî değerlere sahip

bir insan yetiştirilmesi öne çıkmıştır. Bu Osmanlılık politikalarının yeniden

canlandırılması süreci olarak algılanılabilir.

Bu dönemde okuyan insan sayılarındaki artış, geniş bir aydın sınıfının

ortaya çıkmasına da zemin hazırlamıştır. Abdülhamid döneminde ilk ve ortaöğretim

yaygınlaştırılmış, basın-yayın organlarının yanı sıra, yükseköğretimde de yeni

düzenlemeler getirilmiştir. Özellikle tarih ve edebiyat dersleri yeniden gözden

geçirilmiştir. Sultan II. Abdülhamid kız okullarının niceliği kadar derslerin niteliğini

de yükseltmeye çalışmıştır. İlk ve ortaokulların ders programlarına yeni dersler

eklenerek kızların sağlam bir eğitim almalarının yanında çok iyi bir ev hanımı olarak

yetiştirilmeleri amaçlanmıştır. Kadınların İstanbul ve taşradaki değişik okullara

öğretmen olarak tayin edilmeleri, kadınların gerçek bir meslek sahibi olmaları bu

dönemin önemli bir yeniliği olarak kabul edilir.10 Bu dönemde, bilim ve meslek

örgütlerinde önemli atılımlar ve gelişmeler kaydedilmiştir. Eğitimde nicelik

bakımından artış kaydedilerek, çok sayıda meslek ve sanat okulları açılmıştır. Sağır,

dilsiz ve körler için özel eğitim okulları hizmete sokulmuş, yerli ve yabancı özel

öğretim bu dönemde büyük gelişmeler göstermiş, aynı zamanda genel eğitim ve

okulların yaygınlaşmasında önemli mesafeler kaydedilmiştir.

10 M. Özodaşık, a.g.e., s. 31, 32.

Page 43: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

30

Dönemin en kayda değer ve göz alıcı başarısı ise üniversitenin kurulması

olayıdır. Bernard Lewis bu durumu, “Müslüman dünyasında gerçekten yerli ve

modern ilk üniversite” olarak nitelemektedir.11

II. Abdülhamit devrinde, maârif alanında yapılan en büyük hizmetlerin

başında hiç şüphesiz vilâyetlere kadar maârif teşkilâtının ve vasıtalarının

yayılması gelir. Tanzimat devrinde bir türlü İstanbul dışına götürülemeyen

maârif hizmetleri, ancak 1878'den itibaren İmparatorluğun her köşesine

devlet eliyle götürülmeye başlanmıştır. Bu çalışmalar yeterli görülmese de,

Türk Eğitim Tarihi’nde Osmanlı devletinin yenileşme yolunda attığı en olumlu

adımlardan biri olarak önemli yer tutmaktadır. Maârif müdürlüklerinin taşrada

açılması, sanıldığı kadar kolay olmamıştır. Çünkü bu iş sadece bir maârif müdürü

ve bir kaç memur tayininden ibaret değildi. Meseleye bu şekilde bakmak devrin

maârif politikasını yanlış anlamamıza sebep olabilir. Bu yüzden vilâyet maârif

idarelerinin devlet bütçesine yükledikleri malî yükü hesaba katmamız gerekir. Malî

ve iktisadî yönden çökmüş bir devletin, buna rağmen ısrarla vilâyetlerde eğitim ve

öğretim yatırımlarına devam etmesi dikkate değer bir harekettir.12

3.1.3. II. Meşrutiyet Dönemi (1908 -1918)

Bu dönemde de eğitimle ilgili sorunlar üzerinde önemle durulmuştur. Basına

yönelik düzenlemelerin kaldırılmasıyla gazetelerin, dergilerin, telif ve tercüme

eserlerin sayısı hızla artmış, bu arada eğitim problemlerini ele alan çeşitli dergiler

çıkarılmıştır. Öğretmen yetiştirilmesi konusunda yenilikler yapılmış, ders

programlarına sosyal ve siyasî nitelikler taşıyan hayata dönük bazı dersler

konulmuştur. Eğitim-öğretim yer yer kitabîlikten ve ezbercilikten kurtulup,

deneye ve gözleme, araştırmaya dayalı yöntemler için çaba sarf edilmiştir. Bu

11 B. Lewis, a.g.e., s. 180. 12 B. Kodaman, a.g.e., s. 38.

Page 44: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

31

yönüyle hayata dönük, serbestçe düşünebilen, pratik zekâlı gençlerin yetişeceği

düşünülmüştür.13

Fakat dönemin aşırı hürriyetçi havası okullara da yansıyarak, disiplinsiz ve

başıboş bir ortam hasıl olmuştur. Eğitimde niceliğe öncelik verilirken, nitelikli insan

yetiştirme çalışmaları ne yazık ki ikinci plâna düşmüştür.14

Özellikle Birinci Dünya Savaşının zor şartları içinde yönetim seferberlik

ilânına gitmişti. Değişik cephelerde devam eden savaş dolayısıyla, imparatorluğun

erkek nüfusu hemen bütünüyle cephelere gönderilmişti. Erkek nüfusun, uzun süren

savaş yıllarında cephelerde olması ve bir haylisinin de şehit düşmesi sebebiyle, adeta

millî ekonomi felç olmuştu.

Eğitim sorunlarının en geniş biçimde tartışıldığı Meşrutiyet sonrası

dönemde, köy halkının eğitimi için de çeşitli düşünceler, öneriler ileri sürülmüştür. Bu

cümleden olmak üzere, devlet dairelerine memur yetiştirme vazifesi gören

idadilerin fonksiyonları genişletilerek, köylülere pratik hayatlarında faydalı

olabilecek, onları ziraat ve hayvancılık konusunda aydınlatacak kurumlar haline

dönüştürülmüşlerdir.15 Diğer bir deyişle, idâdîler savaş yılları içinde köylülere

ziraat ve hayvancılık eğitiminin verildiği yerler şeklinde yeni fonksiyonlar

yüklenmiştir. Buradaki amaç, ekonomisi tarıma ve hayvancılığa dayalı Türk

köylüsünün bilinçli bir şekilde topraklarını işleyebilmesidir.16

Halkı savaşın bezgin ortamlarında diri tutmak, onu ruhen beslerken aynı

zamanda üretime ve çalışmaya da teşvik etmek bu dönemdeki halk eğitimi

politikalarının temelini teşkil eder. Bu arada sosyal yardımlaşma ve dayanışma

13 İ. Tekeli-S. İlkin, a.g.e., s. 84-100. 14 Akyüz, a.g.e., s.230.; N. Sakaoğlu, Osmanlı Eğitim Tarihi, İletim Yayınları, İstanbul, 1991, s. 129. 15 Nermin Erdentuğ, Türkiye'de Çağdaşlaşma Eğitim Ve Kültür Münasebetleri, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara,1981, s.28-35. 16 E. Dewey, Eski mektep yerine yeni mektep, Çev. M. Zekeriya, Ankara, 1931, s. 109 vd.

Page 45: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

32

örneği sergilemek bakımından, özellikle Türk Ocakları17 şubelerine de, yurdun çeşitli

bölgelerinde büyük görevler düşmüştür.18 İttihat ve Terakki döneminde, bu tür halk

ve aydın örgütlenmelerine, bir anlamda sosyal, ekonomik ve fikrî misyonlar

yükleniyor ve savaş yıllarının zor şartları içinde toplum bir anlamda motive edilmeye

çalışılıyordu. Fakat bu düşüncelerin çoğu uygulamaya konulamamış olmakla beraber,

köylü sınıflarda bir şuurlanmaya da yol açmıştır.19

3.1.4. Osmanlılardan Cumhuriyetin İlk Yıllarına Kadar Azınlık Ve

Yabancı Okulları

Azınlıklar, bir devlet içinde çoğunluk teşkil eden halktan diğer bir dine,

etnik kökene yahut başka bir dile mensup olması nedeniyle ayrılan ve himaye

edilen kişi grupları olarak tanımlanmaktadır.20 On yedinci yüzyıldan itibaren yaygın

şekilde görülmeye başlayan azınlık ve yabancı okulları, Mutlakıyet döneminde

yabancı devletlerin baskısıyla önemli bir gelişme göstermişlerdir. İmparatorluğun

güçlü dönemlerinde azınlıklara, baskıcı tutumlardan uzak olarak, kendi kültürlerini

yaşama ve geliştirme hakları tanınmıştı. Bir anlamda “Osmanlılık” politikalarının bir

gereği olarak verilen bu haklar, azınlıklar ve yabancılar tarafından suiistimal edilmiş,

17 Türk Ocağı'nın kuruluş çalışmaları 1911 yılında Askeri Tıbbiye öğrencileri arasında başlamıştır. Osmanlı Devleti bünyesindeki çeşitli milliyet mensuplarının varlıklarını korumak, geliştirmek ve mümkün olursa bağımsızlıklarını elde etmek amacıyla yaptıkları faaliyetleri izleyen ve Türk varlığını bu gelişmeler karşısında tehlikede gören Tıbbiye’li öğrencilerin, aralarında yaptıkları faaliyetleri izleyen ve Türk varlığının bu gelişmelere karşısında tehlikede gören Tıbbiye’li öğrencilerin, aralarında yaptıkları toplantılardan sonra hazırladıkları beyanname, Türk Ocağı'nın kuruluş dayanağını oluşturmuştur. “190 Tıbbiye’li Türk Genci” adına kaleme alınan bu beyannamede “Türk kavminin hayatı inkıraz yaşadığı” belirtilir ve buna “selefleri gibi lakayt kalamayacakları” ifade edilir. Beyannamenin yayınlanmasından sonra öğrenci temsilcileri dönemin önde gelen milliyetçi aydınlarıyla görüşmeler yaparlar ve bir milli teşkilatın kurulmasını teklif ederler. Ön görüşmeleri takiben 20 Haziran 1911 tarihinde Ahmet Ağaoğlu'nun evinde yapılan toplantıda bu amaçla bir derneğin kurulması uygun görülür ve Dr. Fuat Sabit’in teklifiyle adının “Türk Ocağı” olması kararlaştırılır. Fiili kuruluştan yaklaşık dokuz ay sonra, 25 Mart 1912 tarihinde gerekli hazırlıklar tamamlanarak resmi kuruluş gerçekleştirilir. İlk yönetim kurulu şu isimlerden oluşur: Ahmet Ferit Tek (Başkan), Yusuf Akçura (İkinci Başkan), Mehmet Ali Tevfik (Genel Sekreter), Fuat Sabit (Veznedar). Daha fazla bilgi için bkz. İbrahim Karaer, Türk Ocakları (1912-1931), Ankara, 1992; ayrıca bkz. http://www.turkocagi.org.tr. (08.02.2005) 18 A. E. Oba, Türk Milliyetçiliğinin Doğuşu, İmge Kitapevi, Ankara, 1995, s.207-230. 19 M. Özodaşık, a.g.e., s. 37. 20 Nimet Özbek, Türkiye’deki Yabancıların Öğrenim ve Öğretim Özgürlüğü, Mülkiyeliler Birliği Vakfı Yayınları Tezler Dizisi: 9, Ankara, 2000, s.104.

Page 46: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

33

açmış oldukları okullardaki zararlı faaliyetleriyle Osmanlı İmparatorluğu’nun

yıkılmasında önemli derecede etkileri olmuştur.21

Gayrimüslim topluluklar tarafından açılan okullar, “azınlık okulları” veya

Osmanlı'daki tabiriyle “cemaat okulları” olarak adlandırılmaktadır. Müslüman

olmayan kesim tarafından açılan bu okullar, tarih itibarıyla, yabancı devletler

tarafından açılan okullardan öncedir. Yabancı devletler tarafından açılan okullar,

ya doğrudan doğruya veya Müslüman olmayan kesimin himaye altına alınması

yoluyla, yani dolaylı olarak açılmıştır.

1869'a kadar yani Tâbiiyet-i Osmaniye Kanunnamesine kadar vatandaş-

yabancı ayrımının yapılmadığını, Müslüman-gayri Müslim-harbî ayrımının

yapılmıştır. Bu ayrım, adı geçen düzenleme ile ortadan kaldırılmıştır. Zimmî,

gayrimüslim ya da ekalliyet olarak tabir olunan azınlıkların açtığı okulları

incelerken de bu ayrımın göz önünde bulundurulması yerinde olacaktır. Vatandaş,

azınlık ve yabancı kavramları günümüzdeki anlamına sahip değildir. 1869'a

kadar zimmî olan, yani adı gayrimüslim teb’a olan bu toplulukların 1869'dan

sonra yabancı statüsünde olduğunu söylemek yanlış olacaktır. Bu nedenle bu

cemaatler ya da milletler tarafından açılan okulları yabancı okullar kategorisinde

incelememek gerekir, Osmanlı tebaası sayılmayan, yani yabancı gerçek ya da

tüzel kişiler tarafından ve bu arada yabancı devletler tarafından açılan okullar

teknik anlamda “yabancı okul” olarak kabul edilebilir.

Azınlık okulları - yabancı okullar ayrımı yapılırken dikkat edilmesi

gerekli bir diğer husus da yabancı devletler, kapitülasyonların da yardımıyla Osmanlı

Devleti'nde açılmış olan cemaat okullarını desteklemişler, bu cemaatleri himayeleri

altına almışlar ya da doğrudan bu topluluklara eğitim-öğretimin verildiği okullar

açmışlardır. Yani her iki okul arasında organik bir bağlantı da bulunmaktadır.

Örneğin, Katolik okulları ile Fransız okullarını birbirinden kesin çizgileriyle

21 M. H. Vahapoğlu, Osmanlı’dan Günümüze Azınlık ve Yabancı Okulları, (Yönetimleri Açısından), TKAEY, İstanbul, 1992, s. 3.

Page 47: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

34

ayırmak kolay değildir. Bir madalyonun iki yüzü gibi, biri etnik bakımdan, diğeri

din ve mezhep bakımından gayrimüslimlerin durumunu yansıtmaktadır.22

Azınlıklar ve yabancılar tarafından açılan okullar zamanla eğitim öğretim

faaliyetleri dışına çıkarak, kendi gizli amaçlarına uygun birer siyaset takip etmeye

başlamışlardır. Bu tip eğitim veren kurumlardan mezun kişiler, Osmanlı Devleti

aleyhinde faaliyetlerde bulunmaktan geri kalmadıkları gibi, bağlı bulundukları devlet

veya cemaatler adına çalışmışlardır. Buraları adeta yabancı devletler için birer üs

konumundaydılar.23

Kurtuluş Savaşı döneminde, çoğu işgal altındaki bölgelerde bulunan bu tür

okullardaki öğretmenler ile din adamları ve işgalci kuvvetler el ele vererek, bu

okullar üzerindeki devlet denetimini tamamen kaldırmış, okutulması zorunlu olan

Türkçe dersleri iptal edilmiş, Türk öğretmenleri de bu okullardan

uzaklaştırılmışlardır.24

Bu okulların faaliyetlerine baktığımızda, Türkiye'de Hıristiyanlığı yaymak

amacıyla misyonerlik faaliyetleri yürütmek, halkın merkezi yönetime olan

bağlılığını sarsmak, kendi kültürlerini yayarken, diğer bazı yabancı okulların kültürel

etkileriyle savaşmak olmak üzere üç amaca hizmet ettiğini görmekteyiz.25

Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucuları, yabancı okulların bu

faaliyetlerini bizzat yakından takip etmişlerdir. Zararlı faaliyetleri sebebiyle

kapatılmak istenen yabancı ve azınlık okulları batılı devletlerin özellikle de

Amerika'nın baskısından çekinilerek önce kapatma yerine denetim altına alınmaya

çalışılmış, Kurtuluş Savaşı sonunda da Anadolu’daki tüm yabancı ve azınlık okulları

kapatılmıştır. İstiklâl Mahkemeleri, zararlı faaliyetleri belirlenen özellikle Rum 22 N. Özbek, a.g.e., s. 106-107. 23 İ. Polat Haydaroğlu, a.g.e., s. 88-90. 24 Y. Akyüz, a.g.e., s. 218. 25 Ayten Sezer, Atatürk Döneminde Yabancı Okullar (1923-1938), TTK., Ankara, 1999, s. 5-7.

Page 48: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

35

öğretmenleri şiddetle cezalandırma yoluna gitmiştir.26 Osmanlı İmparatorluğu

döneminde açılan azınlık okulları şöyle sıralanabilir:

1. Rum Okulları.

2. Ermeni Okulları.

3. Yahudi Okulları.27

Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Açılan Yabancı Okullar ise şunlardır:28

1. Amerikan Okulları.

2. İngiliz Okulları.

3. Fransız Okulları.

4. İtalyan Okulları.

Osmanlı Devleti'nin hemen hemen tamamına yakın bir kısmında faaliyet

gösteren yabancı özel okulların, devletin hassas sorunu olan “azınlıklar” konusu ile

yakından ilgilendikleri belirtilmelidir. Önemli birer kültür kurumu olan bu okullar, dinî

propagandanın yanı sıra Osmanlı Devleti'nde yaşayan değişik azınlık gruplarını kendi

kültürel denetimleri altına almaya çalışıyorlardı. Yabancı okullar, bu anlamda, büyük

devletlerin Osmanlı Devleti üzerinde nüfuz kurma ve parçalanması halinde de, belirli

bölgeler üzerinde hak iddia edebilme politikalarının önemli birer aracıydılar.

Yabancı okulların din propagandası yapmaları ve kendi kültürlerini

benimsetmeye çalışmaları gibi olumsuz faaliyetleri yanında Türk toplumuna etkileri

açısından, millî eğitime sağladığı katkılar göz ardı edilemez. Daha çok yabancı dil

öğretme, batılı eğitim sistemini getirme ve daha iyi imkânlarda eğitim verme

özelliklerine sahip olan yabancı okullar, bu yönleriyle tercih edilen okullar

konumunda olmuşlardır. Bundan dolayıdır ki, çağdaşlaşmak için yönünü batıya

döndüren ve batının “ilim” ve “tekniğini” almayı amaçlayan yeni Türkiye 26 M. Odabaş, a.g.e., 34. 27 Bu okullar hakkında daha fazla bilgi için bkz., İlknur Polat HAYDAROĞLU, Osmanlı İmparatorluğunda Yabancı Okullar, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara. 1990. 28 Bu okullar hakkında daha fazla bilgi için bkz., C. Bilim, a.g.e., s. 389-405.

Page 49: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

36

Devleti'nde, bu kurumların Cumhuriyet Türkiye’sine sağladığı katkılar göz önünde

bulundurulmakla beraber onların olumsuz faaliyetlerinden endişe duyuluyordu.29

Bu konuyu M. Kemal Atatürk 1923 Ekiminde Fransız Muhabiri Maurice Pernot'ya

verdiği demeçte şöyle ifade etmiştir:30

“Fransız mekteplerinin ekserisi rahipler ve hemşireler tarafından

idare edilmektedir. Şu halde meslekî bir mahiyederi vardır. Binaenaleyh dinî

bir propagandada bulunduklarından endişe edebiliriz. Mamafih istiyoruz ki, bu

mektepler kalsın. Fakat, Türkiye'de bizim mekteplerimizin bile haiz olmadıkları

imtiyazatı ecnebi mekteplerinin malik olması gayr-ı kabili kabuldür.

Müesseseleriniz, aynı sınıfta Türk müesseselerine mevzu olan kanun ve

nîzâmata riâyet ettikçe bakî kalabilirler...”.

Cumhuriyet döneminde faaliyette bulunan yabancı okulların öncelikle

yabancı dil bilgisini vermeleri batı ilim ve tekniğini teorik ve pratik olarak

öğrencilere kazandırmaya çalışmaları yani batı düşüncesini yerleştirmede öncülük

etmeleri bakımından Türk Milli Eğitimine katkıda bulundukları söylenebilir.31

3.2. TANZİMAT’TAN MİLLİ MÜCADELEYE ESKİŞEHİR’DE EĞİTİM

3.2.1. Tanzimat’tan II. Meşrutiyet’e Eskişehir’de Eğitim

Bir şehirde eğitimin gelişmesi için; nüfus, doğa olayları, savaşlar, ekonomi ve

sanayi gibi pek çok önemli etken vardır. Tarihi süreç içerisinde Eskişehir’de de bu ve benzeri

sosyo-ekonomik etkenler ile eğitimin kimi zaman gerilediğini, kimi zamanda göçler ve

demiryolu gibi sebeplerden dolayı geliştiğini görüyoruz. Bu gelişmelerin izlenmesinde en

önemli kaynak olarak arşivler gelmektedir. Tanzîmât'tan itibaren Osmanlı merkezinde

olduğu gibi taşrada da büyük bir arşivcilik hamlesi gerçekleştirilerek kazâlara varıncaya

29 Ayten Sezer, a.g.e., 1999. 30 Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, C.III, bs., Ankara, 1981, s. 67. 31 A Sezer, a.g.e., s. 127.

Page 50: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

37

kadar arşivler oluşturulup eski kayıtlar koruma altına alınmışlardır. Ancak bu arşivler tarihi

süreç içerisinde değişik nedenlerden ağır tahribata uğramıştır (yangınlar ve depremler,

insanların sebep olduğu tahribat, savaşlar ve toprak kayıpları).32 Birinci elden belgelerin

azlığı veya bu belgelere ulaşılamaması, kent hakkında ki bilgilerimizin sınırlı kalmasına

neden olmaktadır. Bu noktada karşımıza yerli ve yabancı seyyahların yazmış oldukları

seyahatnameler çıkmaktadır. Ancak bu noktada da akıllara, yerli ve yabancı yazarların

yazdıkları seyahatnamelerinde ne kadar tarafsız olduğu sorusunu getirmektedir. Tüm bu

nedenler arşiv belgelerinin önemini arttırmaktadır. Eğitim ve öğretim kurumları ile ilgili

güvenilir kaynakların başlangıç ve gelişme döneminin ilk yılları için yetersizdir. Çeşitli

arşivlerde korunan belgelerin ise henüz tasnifi yapılmamıştır. XIX.Yüzyıl Anadolu kent

tarihi yazımında karşılaşılan diğer önemli bir sorun ise, açılan eğitim öğretim

kurumlarının arşivlerinin elimizde olmayışıdır. Dolayısıyla, rüştiye, idadi ve meslek

okullarının kent yaşantısındaki yeri ve önemi konusunda ancak genel bilgiler tekrar

edilmektedir. Vakıfların etkinliğini yitirmesiyle birlikte ortaya çıkan boşluğun

doldurulmasına yönelik çabalara ilişkin veriler de yetersiz kalmaktadır.33

XIX. Yy.dan sonra tutulmaya başlanan Osmanlı salnâmeleri, bu

eksikliklerin az da olsa kapatılması açısından önem kazanmaktadır. Salnamelerde,

bölgenin nüfusu, vergi gelirleri, dini dağılımı, taşınamaz malları belirtilmektedir.

Bizler de buradan Eskişehir’deki okul sayıları, öğrenci sayıları, okul türleri gibi

bilgilere ulaşabilmekteyiz. Önce seyahatnamelere; yerli ve yabancı seyyahların

yazmış oldukları olmak üzere iki gruba ayırarak bakmak gerekmektedir.

32 http://www.devletarsivleri.gov.tr/yayin/osmanli/Arsivciliktarihi. 33 Musa Çadırcı, “Osmanlı Dönemi Anadolu Kent Tarihi Yazımında Karşılaşılan Güçlükler”, Tarihte Eskişehir Sempozyumu, (2-4 Kasım 1998)-I, Editör: Cahit Bilim, T.C. Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Eskişehir, 2001, s. 1 vd.

Page 51: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

38

3.2.1.1. Yerli Kaynaklar

Şemsettin Sami (XIX. Yy.):

Şemsettin Sami’nin, Kamusü-‘l Alam adlı eserinde şu bilgileri buluyoruz:

“Hüdavendigar İli’nin Kütahya Sancağı’na bağlı bir kazadır.

Kaza merkezi olan Eskişehir kasabasının 10 000 nüfusu, 11 camisi, 3

tekkesi, 6 medresesi, 1 rüştiyesi (ortaokulu) bulunmaktadır. Ayrıca havlu,

bez, şayak ve kilim tezgahları vardır. Kazanın zenginlik kaynağını lületaşı

ocakları oluşturur. 100 köyü vardır. Tüm kazanın nüfusu 27.242’dir. Bu

nüfusun sadece 600’ü Hıristiyan olup kalanı İslam’dır. Tüm kazada 77

cami, 2 kilise, 6 medrese, 80 okul, 498 dükkan, 6 hamam, 15 han ve 7.270

ev vardır. Lületaşı ocaklarında iki binin üstünde işçi çalışır. Tarım

ürünleri arasında tahılların yanı sıra bakliyatın her türü, pamuk, üzüm,

tiftik yer almaktadır. Seyitgazi nahiyesi de bu kazaya bağlıdır.”

Ali Cevad:

Memalik’i Osmaniye’nin Tarih ve Coğrafya lügatinde, Ali Cevad Eskişehir

için şunları yazmaktadır:

“Hüdavendigar Vilayeti’nin Kütahya Livasına bağlı bir

kazadır. 10.000 kadar nüfusu ve canlı bir ticareti vardır. Lületaşı

ocaklarından çıkartılan taştan nefis sigara ağızlıkları yapılır. Demiryolu

kenarında oluşu, ticaretin hareketlenmesini sağlar. Seyitgazi Nahiyesi’yle

100 kadar köyü vardır. Bu yerleşim yerlerinin tümünde 27.000 nüfus

yaşar. Kazada 80 kadar okul, 70 cami, 6 medrese, 6 hamam, 2 kilise, 15

kadar da han vardır”.34

34 Şemseddin Sami, Kamus’l-Alâm, C. II, İstanbul, 1306(1890-1891), s. 937-938.

Page 52: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

39

Ahmet Şerif:

Tanin gazetesi muhabiri Ahmet Şerif, Anadolu’nun nabzını tutabilmek için

Tanin gazetesi35 adına çeşitli geziler düzenlemiş bu geziler sırasında Eskişehir’e de

uğramıştır. Buradaki gözlemlerini kitabına almıştır. Anadolu’nun kötü durumunu

görmüş ve bu durumun ancak “maarifle” yani eğitimle düzeltilebileceğini

belirtmiştir.

Eskişehir’de ilk önce Ermeni okulunu ziyaret etmiştir. Bu okulu, Ermeni

vatandaşlarımız kendi aralarında beş altı yüz lira toplayarak bu yıl (1909) açmayı

başarmışlardır. Okuldaki “nezafet ve intizam, çocukların hali, muallimlerdeki

ciddiyet ve vazife hissi” Ahmet Şerif’in gözünden kaçmamıştır. Maarif Nezaretinden

Eskişehir kazasına tahsis edilen on üç bin kuruş ödenekten Ermeni Cemaatinin

payına galiba bir lira isabet ediyor. Fakat bu konuda hükümetin yardımını

beklemeyen vatandaşlarımız, aralarındaki birlik ve dayanışma gücüyle beş altı yüz

lira toplayarak çocuklarının eğitimi için gerekli ortamı hazırlamıştır. “O halde buna

taktirden başka ne ile mukabele edilebilir?” diyerek Ahmet Şerif övmüştür.

Ertesi gün Ahmet Şerif rüştiyeyi ziyaret etmiştir. Maarif Nezaretinden

programların bildirildiğini ve kitapların getirildiğini öğretmenlerden duyunca çok

mutlu olmuştur. Ancak okulun durumu pek iç açıcı değildir. Her yerde görülen

düzensizlik, öğretmenlerin yetersizliğini ortaya koyuyordu. Ahmet Şerif, Kütahya

mebusluğu için adaylığını koyan bu okulda görevli olan öğretmeni görememiş ancak

bununla ilgili olarak bir takım büyük hayaller peşinde koşarak değerli zamanını

yitireceğini, kendisine verilen yüce ve kutsal değeri yerine getirmesinin daha doğru

olacağını yazmaktan, dile getirmekten geri kalmamıştır.

Ahmet Şerif, hayır sever bir vatandaş tarafından bağışlanan ve Numune-i

Terakki adıyla bir ilkokul haline getirilen konağı da ziyaret etmiştir. 40-50 çocuğu

eğiten öğretmen “pek biçare bir dimağa maliktir ve heykelden başka bir şey

35 Zeki Arıkan, “Anadolu’da Tanin’e Göre Eskişehir”, Tarihte Eskişehir Sempozyumu, (2-4 Kasım 1998)-I, Editör: Cahit Bilim, T.C. Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Eskişehir, 2001 s. 22.

Page 53: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

40

değildir.” diyerek bu öğretmen ve bir arkadaşının eğitimine bırakılan 200 kadar

çocuğun hallerine acımamak elde değildir demiştir. Ahmet Şerif Eskişehir’deki

Ermeni okuluyla gezip gördüğü Türk okullarının durumlarını karşılaştırırken “Çünkü

Ermeni okulunu idare edenler okulun bütün ayrıntılarını size izah etmek, eserlerini

göstermek için ısrar ediyorlar; burada bu kadar senelik ve hükümetin

sorumluluğunda bulunan resmi bir okulun öğretmeni öğrencisini, okulu sizden

kıskanırcasına saklıyor. Bu iki örnek durumu açıklar zannediyorum” diyerek

görüşlerini ifade etmiştir.36

3.2.1.2. Yabancı Seyahatnameler ve Eserler

1554’de Busbecq, Alman Kayzeri’nin elçisi olarak; XVIII. Yüzyılda Paul

Lucas, Fransız Kralının emriyle; yine XVIII. Yüzyılda Pitton de Tournefort seyahate

çıkmışlar ve bu seyahatler sırasında Eskişehir’e uğramışlar ve izlenimlerini

yazmışlardır. XIX. Yüzyıl başlarında J. Macdonald Kinneir, 1834’de Charles Texier,

1864’de Perrot, 1882’de Humann ve Puchstein bu bölgeyi ziyaret eden gezginler

arasındadır. Ayrıca, Duyun-u Umumiye’nin Osmanlı Devleti’nin gelir kaynaklarını

tam olarak öğrenebilmek için 1894 yılında Vital Cuinet’ye “La Turquie d’Asie” adlı

bir kitap yazdırdığı ve bu kitabın Eskişehir hakkında önemli bilgiler içerdiği

bilinmektedir. 1893 yılında Eskişehir’e gelerek bilgi veren bir diğer isim ise Eski

Çağ Tarihçisi Georges Radet’dir. Eskişehir hakkında izlenimlerini yazan bir diğer

isim ise Gordion kazılarını yapmış olan Körte kardeşlerden A. Körte’dir. Osmanlı

Döneminde Eskişehir’e gelen tarihçiler bununla sınırlı olmamakla birlikte belli başlı

ismi anılanlar bunlardır.

V. F. Amsverdh, XIX. Yüzyıl ortalarında, Eskişehir’den söz ederken,

tepenin eteğindeki evlerin ovadaki çarşıya yaklaşık 1 km. uzaklıkta olduğunu,

aradaki yerlerin mezarlıklar ve meyve bahçeleri ile kaplı bulunduğunu

belirtmektedir. Yine XIX. Yüzyılın ortalarında Eskişehir’i gezen P. De Tchihatcheff,

36 Ahmet Şerif, Anadolu’da Tanin (Birinci Gezi), Haz. Çetin Börekçi, Kavram Yayınları,:7, İstanbul, 1977, s. 75-87.

Page 54: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

41

burayı ünlü Dorylacum’un yerinde kurulmuş, yoksul ve çok kirli küçük bir kasaba

olarak anlatmaktadır. Aşağı yukarı aynı tarihlerde kenti gören Texier, buranın pek

bayındır durumda olmadığını, ama kaplıcalarının hala ünlü olduğunu yazmaktadır.37

1890’da demiryolunun Eskişehir’e ulaşması ayrıca kentte 1877-1878

Osmanlı-Rus Savaşı ertesinde Rumeli göçmenlerinin gelmesi, nüfusun artmasına

neden oldu. Robert Heimmer, demiryolu yapımının hemen ertesinde, Eskişehir’in

birden kalabalıklaştığını; E. Naumann, Porsuk’un sağ kıyısında kentin gelişmeye

başladığını; A. Körte’de, demiryolu ile birlikte Eskişehir’in şaşılacak bir gelişme

gösterdiğini yazmaktadır.38

I. Dünya Savaşı sırasında Eskişehir'de, Anadolu Osmanlı Demiryolu

Şirketi'ne ait olup hükümet tarafından işgal edilen Şimendifer Mektebi için adı geçen

şirkete kira ödenmesi,39 zarar ve ziyanının tesviyesi40 istenmiş yapılan masraf ile

kirası bedelinin maliye bütçesinden bu şirkete ödenmesinin tebliğ edilmiştir.41

Eskişehir'de kâin Alman Mektebi muallimlerinden Alman tebaalı Richard Müller'in

ailesi ile birlikte Eskişehir'de kalmalarına müsaade edilmiştir.42 Tüm bu belgeler

Eskişehir’de yerleşen ve eğitim veren yabancıların varlığını ispatlaması açısından

önemlidir.

Cuinet’e göre 1893’te, kazanın Müslüman nüfusu, 48. 200, toplam nüfusu

da 67. 074 idi. Eskişehir kentinin 1893’teki toplam nüfusu 17. 131’i Müslüman, 1.

147’si Rum Ortadoks, 583’ü Ermeni Gregoryen, 132’si Katolik Ermeni ve 30’u

Latin olmak üzere 19. 023 idi. Cuinet, en çok 400 kişilik bir nüfusun ise, yerleşik

olmadığını, bu grubun demiryolu şantiyesinde çalışan Rum ve İtalyanlardan

oluştuğunu kaydetmektedir. 1893’te, Eskişehir Kazası’nda , 11 cami, 6 mescit, 3

medrese, 1 Rum kilisesi, 1 Ermeni kilisesi, 1 Katolik şapeli, 4 tekke, 2 eczane, 25

37 S. Albek, a.g.e., s. 140-155. 38 Humman-Pushstein, Reise in Kleinasien, Berlin, 1890, s. 17-36; A. Körte, Anatolisce Skizzen, Berlin, 1896 (Akt. Albek, 148vd.). 39 Başbakanlık Osmanlı Arşivi, MV, 201, 69, 1334 C, 16, 1. 40 BOA, MV, 203, 8, 1334 L, 24, 1. 41 BOA, MV, 199, 60, 1333 Z, 04, 1. 42 BOA, HR.SYS, 2881, 13, 1915, 10, 23, 3.

Page 55: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

42

han yada otel, 2’si demiryolu istasyonu yakınında kurulmuş toplam 4 lokanta, 3’ü

erkekler ve 1’i kadınlar için toplam 4 kaplıca hamından söz etmektedir. 1894’te

Eskişehir Kazası’nda, Müslümanların 3 medrese, 4 rüştiye ve 90 ibtidaiyesinde

toplam 1. 167 öğrenci okumaktaydı. Bunun dışında, Rum Ortodoksların 490 erkek

öğrencinin yararlandığı 22-125 kız öğrencinin okuduğu 6 kız ortaokulu, Gregoryen

Ermenilerinin ise 67 erkek öğrencinin ders gördüğü 4 erkek ilkokulu vardı.43

Tablo 2: Eskişehir Kazası nüfusunun, etnik ve dini gruplar arasındaki

dağılımını (1885-1914)44

Eskişehir Kazası 1885 1914

Müslüman 56. 078 83. 883

Rum Ortodoks 820 2. 613

Gregoryen Ermeni 1. 172 3. 979

Yahudi 52 194

TOPLAM 58. 122 90. 669

Kentin nüfusu, I. Dünya Savaşı’nı izleyen yıllarda, J. H. Mordtmann’a göre

25.000, A. Reinharda’a göre ise 35. 000 idi.

Bu saydığımız seyyahlar, kendi yaşadıkları olaylar sonucu farklı izlenimleri

ile Eskişehir ve çevresini anlatmışlardır. Ancak eğitim tarihimize ışık tutabilecek pek

fazla bilgi bulunmamaktadır. Perrot ve arkadaşları Sivrihisar’da bir Ermeni

okulundan söz etmektedir.

1894’de, Cuinet bu kitabı yazdığı zaman Eskişehir, Bursa Hüdâvendigar

Vilayeti’nin Kütahya Sancağı’na bağlı bir kaza durumundadır. Bu sancağın

doğusunda, Ertuğrul Sancağı’nın güneyindedir. Doğusunda Ankara vilayeti,

güneyinde Karahisar Sancağı bulunur. Seyitgazi tek nahiyesidir ve 152 köyü vardır.

Kazanın toplam nüfusu 67.074’dür. Bu nüfusun içinde: Müslümanlar 48.200,

Ortodoks Rumlar 12.700, Gregoryen Ermeniler 6.074, Yahudiler 100 kişidir. 43 Vital Cuinet, “La Turquie de Asie”, (Akt. Yurt Ans., s. 2838). 44 Yurt Ansiklopedisi, s. 2839.

Page 56: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

43

Şehirdeki nüfus dağılımı ise şöyledir: Müslümanlar 17.731, Ortodoks Rumlar 1.147,

Gregoryen Ermeniler 583, Katolik Ermeniler 132, Latinler 30, toplam 19.023’dür.

Cuinet, o tarihte Eskişehir’deki dini kurumlar için sayıları şu şekilde

vermiştir: 11 minareli cami, 6 mescit, 3 medrese, 4 tekke, 1 Rum kilisesi, 1 Ermeni

kilisesi, 1 Katolik kilisesi (Fransız Rahipleri tarafından yönetilen).

1891 yılında Anadolu demiryolu yapılırken buraya gelen Avrupalı işçi ve

mühendislerin isteği üzerine “Saint Augistin de I’Assomption” rahipleri buraya

yerleşmiş bir okul açmışlardır.45 “Freres Français de Saint August de I’Assomption”

ortaokulu İzmit ve Konya’dan sonra aynı amaçla kurulan okulların üçüncüsüydü. 41

öğrencisi olan erkek ortaokulunun yanı sıra, 75 öğrencinin yararlandığı bir de kız

okulu açıldı. O tarihte Eskişehir’de 133 okul bulunur. Devam eden öğrenci sayısı

1790’dır. Bunların 218’i kızdır. Cuinet’t 1894’ten alınan bilgilere göre:46

Tablo 3: Eskişehir Kazasındaki okulların dinsel ve etnik dağılımı (1894)

Dini Topluluk Okul Öğrenci Sayısı

3 medrese 90

4 ortaöğretim kurumu 77

Müslüman

90 iptidai 1.000

22 erkek ortaöğretim kurumu 490

Rum Ortodoks 6 kız ortaöğretim kurumu 125

Ermeni Gregoryen 4 erkek ilkokulu 67

1 erkek ilkokulu 41

Latin 1 kız ilkokulu 75

1 erkek ilkokulu 25

Yahudi 1 kız ilkokulu 18

Toplam 133 2.008

45 S. Albek, a.g.e, s. 151-152. 46 Yurt Ansiklopedisi, s. 2839, 2840.

Page 57: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

44

Cuinet, Eskişehir’in yeni Anadolu demiryolunun en önemli

istasyonlarından biri olması dolayısıyla çok parlak bir gelecek vaat ettiğini

belirtmiştir.47

1893 yılında Eskişehir’e gelen Georges Radet’de Eskişehir hakkında bilgi

verirken Assomptioniste rahiplerine ait binadan şu şekilde bahseder “Köprüden

başlayan yol, hamamlardan sonra Eskişehir’in çarşı yoludur. Küçük dükkanlar

geçildikten sonra yol genişler ve söğütlerle çevrili bir cadde olur. Bu cadde üzerinde

buğday pazarı, Assomptioniste rahiplerinin binası, postahane, bir mezarlık ve

kaymakamın oturduğu konak bulunur...”.

Radet, “San Augustin de I’Assomption rahipleri Florent, Berger ve Gérard,

söğütlü cadde üzerinde vaktiyle lületaşı işlenen harap bir konakta otururlar, Fransızca

Almanca, Türkçe, Ermenice, hesap ve müzik eğitimi yaparlar. 60-80 kadar Katolik,

Protestan, Rum Ortodoks, Gregoryen Ermeni, Müslüman ve Yahudi öğrencileri

vardır. Salgın hastalık çıktığı zaman halka ilaç verir, tedavi ederler” demektedir.

1893’te kolera salgını olduğunu, şehrin kordon altına alınıp girip çıkmaların

yasaklandığını anlatır. Yine yakın bir yere yerleşmiş olan rahibeler ise 80 kadar kız

öğrenci okutur ve dispanserle uğraşırlar, hastaları evlerinde ziyaret ederler.48 Radet

bölgedeki gezisi sırasında iki kez Seyitgazi’ye gelmiştir. Burada bulunan

kervansarayın kalıntıları ona, Selçuklular Dönemi’nde Seyitgazi’nin büyük ve

bayındır bir yer olduğu izlenimini vermiştir. Ancak, gezisi sırasında Seyitgazi 300

evlik harap bir yerdir. Bektaşi tekkesinde kimse yoktur. Yalnız “Dede Hasan” adında

bir derviş oturur. Türbe tümüyle haraptır ve hiçbir ziyaretçisi yoktur. Radet o

tarihteki Seyitgazi’yi burası Allah’ın gazabına uğramış bir yer diye niteler.

47 S. Albek, a.g.e., s. 151-152 48 Radet, G. En Phrygie, Rapport sur une mission scientique en Asie Mineure, Aout-Septembre, 1893, Paris, 1895, s. 9-17 (Akt. Albek, a.g.e., s. 152-153).

Page 58: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

45

3.2.1.3. Salnâmeler

Salnâmeler49, Osmanlı Dönemi için önemli kaynaklardadır. XIX. Yüzyılın

sonu ve XX. Yüzyılın başı Hüdâvendigâr Vilâyeti Salnâmelerinin, Eskişehir Kazası

ile bilgi bulunan nüshalarında, kazanın nüfusu, dinsel nüfus dağılımı vergi, aşar

bedelleri, taşınmaz malları, medrese, mektep ve talebe sayıları, yani istatistik bilgiler

verilmektedir.50

Ulaşabildiğimiz salnâmelerdeki bilgiler kronolojik olarak şöyledir:

1870 Hüdâvendigâr Vilayeti Salnâme’sine göre, Eskişehir Kazasının

toplam erkek nüfusu 16.518’dir.51 Bu rakam 1874 tarihli salnamede 27.886’ya

çıkmıştır. Eskişehir kazasında 4.500 hane, 11.320 Müslüman erkek görülmektedir.

1871 Hüdâvendigâr Vilayeti Salnâmesi’nde 5931 Müslüman erkek nüfus görülürken

Gayrimüslim olmadığı, toplam nüfusun 7931 olduğu bildirilmektedir.52 1870, 1874

ve 1876 Hüdâvendigâr Vilayeti Salnameleri’nde, Eskişehir Kazasındaki (nahiyeler

dışında) hane sayıları sırasıyla, 3. 339, 4. 069 ve 4. 500 olarak verilmektedir. 1903

Hüdâvendigâr Vilayeti Salnamesinde hane sayısının 16. 612’ye yükseldiği

görülmektedir.53 1876 Hüdâvendigâr Vilayeti Salnamesine göre, Eskişehir

Kazası’nın başlıca gelir kalemleri şunlardır:

49 Osmanlı Salnameleri ve Nevsalleri (Osmanlı Yıllıkları), bir senelik olayları topluca göstermek üzere hazırlanıp, yayınlanmışlardır. Amacı ise, Osmanlı döneminde merkezi idare ile taşra, yönetenler ile yönetilenler arasında iletişim kurulması, halkın, kamu görevlilerinin ve daha başka iç ve hatta dış çevrelerin bilgilendirilmesine yardımcı olmaktır. Cumhuriyet döneminde bir süre yayınlanmaya devam edilmiş ise de 1847-1922 tarihleri arasında 75 yıllık kritik bir dönemde yayınlanmış salnameler çok ünlüdür. Bunlar anılan biyografileri, ekonomik, sosyal, bilimsel, eğitim, kültür ve diğer alanlarda çok önemli bilgiler içermektedir. Devlet, vilayet, bakanlıklar ve diğer resmi ve özel kurum ve kuruluşlar tarafından çeşitli konularda hazırlanmış söz konusu yıllıkların sayısı, şimdilik 730 olarak saptanmıştır. Salnâmeler için bkz., Hasan Duman, Osmanlı Sâlnâmeleri Ve Nevsâlleri Bibliyografyası Ve Toplu Kataloğu, Enformasyon ve Dokümantasyon Hizmetleri Vakfı, Ankara, 2000. 50 S. Albek, age., s. 159. 51 Hüdâvendigâr Vilayeti Salnâmesi, H. 1287, s. 101. 52 Hüdâvendigâr Vilayeti Salnâmesi, H. 1288, s. 119. 53 1874 ve 1876 Hüdâvendigâr Vilâyeti Salnâmeleri (Akt. Yurt Ans., s. 2838, 2839).

Page 59: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

46

Aşar (ürün) Vergisi: 680. 350 kuruş, ağnam (koyun) Rüsumu: 125. 555

kuruş, Evkaf-ı Kura: 94. 975 kuruş, (Köy vakıfları geliri), diğer vergiler: 516. 008

kuruş, toplam 1. 416. 888 kuruştur.

1876 Hüdâvendigâr Vilayeti Salnamelerinde Eskişehir Kazası’ndaki

Taşınmaz Malların Dağılımı ise şöyledir:

Bu tarihte Eskişehir Kazası’nda, 9 cami, 6 mescit, 5 tekke, 10 han, 4

hamam, 30 kahvehane, 40 dükkan, mağaza, lokanta, eczane, depo, tabakhane,

istasyon, kilise olduğu; sıbyan ilkokulu, rüştiye ve medresenin olmadığı, ancak 7

okulun varlığı görülmemektedir.

1892 Hüdâvendigâr Vilayeti Salnamelerinde Eskişehir Kazası’ndaki

Taşınmaz Malların Dağılımı:

Cami 11, mescit 6, medrese 3, tekke 4, rüştiye 1, ilkokul 3, sıbyan ilkokulu

80, Han 20, Hamam 4, Kahvehane yok, Dükkan 700, Mağaza 30, Lokanta 3, Eczane

2, Depo 1, Tabakhane 20, İstasyon 1, Kilise 2, Köy 147 adet gözükmektedir.

1893 Hüdâvendigâr Vilayet Salnamesi’nde ise, 11 cami, 6 mescit, 3

medrese, 4 tekke, 80 sıbyan okulu, 20 han, 4 hamam, 700 dükkan, 20 tabakhane ile 2

kilise bulunduğu belirtilmektedir. 1893 Hüdâvendigâr Vilayeti Salnamesi’nde,

Eskişehir Kaza merkezinde 57. 420 Müslüman’ın yaşadığı, Rum Ortodoks 820,

Ermeni Gregoryan 1.172, Yahudi 53, Katolik 192 olmak üzere toplam nüfusun 59.

657 olduğu belirtilmektedir.54

1900 Hüdâvendigâr Vilâyeti Salnamesi’nde Eskişehir Kazası Nüfusunun

Etnik ve Dinsel Dağılımı:

54 1876, 1892, 1893 Hüdâvendigâr Vilâyeti Salnâmeleri (Akt. Yurt Ans., s. 2838, 2839).

Page 60: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

47

Müslüman 68.024, Rum Ortodoks 1.163, Ermeni Gregoryan 2.022, Katolik

211, Bulgar 3, Yahudi 63, toplam 71.486’dır.

1903 Hüdâvendigâr Salnamesi’nde ise kent nüfusunun çok az artarak, 69.

016’sı Müslüman olmak üzere, 72. 772’ye yükseldiği görülmektedir. 1903

Hüdâvendigâr Vilâyeti Salnamesi’nde Eskişehir Kazası nüfusunun etnik ve dinsel

dağılımı şöyledir: Müslüman 69.016, Rum Ortodoks 1.289, Ermeni Gregoryan 2.210,

Katolik 206, Yahudi 51, toplam 72.772’dir.55

1899: Maârif Salnâmesi’nden56 alınan bilgilere göre Eskişehir Mekteb-i

Rüştiyesi Muallim-i Evvel Mehmet Nazif Efendi’dir. 112 Talebe, 1 hademe vardır.

1) Liva: Bursa, Kaza: Eskişehir, Mektep İsmi: Rum Mektebi.

2) Mektebin mensup olduğu cemaat: Rum Cemaati.

3) Namına ruhsat verilmiş olan müdür mesulü: Rum Cemaati namına.

4) Mektep derecesi: Rüştiye

5) Talebe sayısı: Zekur (erkek) 115, enas (kız) 70.

6) Ruhsatnâme Tarihi: Bir teşrin-i evvel, sene 311 olarak belirtilmiştir.

55 1900, 1903 Hüdâvendigâr Vilâyeti Salnâmeleri (Akt. Yurt Ans., s. 2838, 2839) 56 Maârif Salnâmesi, 1899, s. 1033.

Page 61: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

48

Tablo 4: 1903 Maarif Salnamesi’ne Göre Eskişehir Kaza’sındaki

Medreseler ve Öğrenci Sayıları: 57

Eskişehir Öğrenci Sayısı

Değirmenbaşı Medresesi 41

Hacı Hasan Medresesi 58

Süleymaniye Medresesi 13

Kurşunlu Medresesi 11

Çürükoğlu Medresesi 10

Hacı Hüseyin Efendi Medresesi 28

Şeyh Hüseyin Efendi Medresesi 35

Küplü Medresesi 37

Hafız Ağa Medresesi 91

İshak Efendi Medresesi 43

Mehmet Ağa Medresesi -

Kuyucuk Medresesi 43

Bardakçı Medresesi 18

Kırka Medresesi 10

Şücaeddin Medresesi 20

Karapazar Medresesi 11

Seyitgazi Medresesi -

HocaYunus Medresesi 17

İkiçeşme Medresesi 14

TOPLAM 500

57 1903 Maarif Salnâmesi, s. 470 vd.

Page 62: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

49

1322 (H.) Hüdâvendigâr Salnamesi’nde Mekteb-i Rüşdiye ve İbdidaiye

Muallimlerinin İsimleri58

Rüştiye Muallim-i Evveli Ali Cevad Efendi, Muallim-i Sanisi Bekir Efendi,

Muallim-i Salisi Abdurrahman Efendi, Hat Muallimi Ahmet Efendi, Aşağı Mahalle

İbtidai Mektebi Muallim-i Evveli Sadık Efendi, Muallim-i Sanisi Akif Efendi,

Muallim-i Salisi Mahmut Efendi, Muallim-i rabiî Mehmet Efendi, Hat Muallimi

Ahmet Efendi, Yukarı Mahalle İbtidai Mektebi Muallim-i Evveli Ali Nazmi Efendi,

Muallim-i Sanisi Hasan Halis Efendi, Muallim Muavini Mustafa Efendi, Muallim-i

Salisi Murat Efendi, Hat Muallimi Ahmet Efendi, Yediler İbtidai Mektebi Muallim-i

Evveli Yusuf Efendi, Muallim-i Sanisi Hüseyin Hıfzı Efendi, Muallim-i Salisi Munib

Efendi, Muallim-i rabiî Hafız Asım Efendi, Muallim Muavini Ahmet Efendi, Hat

Muallimi Ahmet Efendi, Gülizâr-ı Terakki İbtidai Mektebi Muallimi Hafız İlyas

Efendi, Hat Muallimi Ahmet Efendi, Gülşen-i Marifet-i Enas Mekteb-i Muallime-i

Evlası Hatice Hanım, Muallime-i Sanisi Ayşe Hanım.

1323 (H.) Hüdâvendigâr Salnamesi’nde Mekteb-i Rüşdiye ve İbdidaiye

Muallimlerinin İsimleri59

Rüştiye Muallim-i Evveli Ali Cevad Efendi, Muallim-i Sanisi Bekir Efendi,

Hat Muallimi Ahmet Efendi, Hamidiye Mekteb-i İbtidaiye Muallim-i Evveli Sadık

Efendi, Muallim-i Sanisi Akif Efendi, Muallim-i Salisi Mahmut Efendi Muallim-i

rabiî Mehmet Efendi, Hat Muallimi Ahmet Efendi, Yukarı Mahalle Mekteb-i

İbtidaiyesi Muallim-i Evveli Ali Nazmi Efendi, Muallim-i Sanisi Hasan Halis

Efendi, Muallim Muavini Mustafa Efendi, Muallim-i Salisi Murat Efendi, Hat

Muallimi Ahmet Efendi, Yediler Mekteb-i İbtidaiyesi Muallim-i Evveli Yusuf

Efendi, Muallim-i Sanisi Hüseyin Hafız Efendi, Muallim-i Salisi Munib Efendi,

Muallim-i rabiî Hafız Asım Efendi, Muallim Muavini Ahmet Efendi, Hat Muallimi

Ahmet Efendi, Gülizâr-ı Terakki Mekteb-i İbdidaiyesi Muallimi Hafız İlyas Efendi,

58 Hüdâvendigâr Vilâyeti Salnâmesi, H. 1322 s. 196. 59 Hüdâvendigâr Vilâyeti Salnâmesi, H. 1323, s. 202.

Page 63: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

50

Hat Muallimi Ahmet Efendi, Gülşen-i Marifet-i Enas Mekteb-i Muallime-i

Evlası Hatice Hanım, Muallime-i Sanisi Ayşe Hanım.

1324 (H.) Hüdâvendigâr Salnamesi’nde Mekteb-i Rüşdiye ve İbdidaiye

Muallimlerinin İsimleri60

Rüştiye Muallim-i Evveli Ali Cevad Efendi, Rüştiye Muallim-i Salisi Abdurrahman

Efendi, Hamidiye İbtidaiye Muallim-i Evveli Sadık Efendi, Hamidiye İbtidaiye

Muallim-i Salisi Mahmut Efendi, Hamidiye İbtidaiye Hat Muallimi diğer Ahmet

Efendi, Darülfeyz İbtidaiye Muallim-i Sanisi Hasan Halis Efendi, Darülfeyz

İbtidaiye Muallim Muavini Mustafa Efendi, Numune-i Terakki İbtidaiye Muallim-i

Evveli Yusuf Ziya Efendi, Numune-i Terakki İbtidaiye Muallim-i Salisi Mehmet

Munib Efendi, Numune-i Terakki İbtidaiye Muallim Muavini Ahmet Efendi,

Gülizar-ı Terakki İbtidaiye Muallimi Hafız İlyas Efendi, Hadikat-ül Maarif İbtidaiye

Muallimi Mehmet Ali Efendi, Rüştiye Muallim-i Sanisi Nu’man Efendi, Rüştiye Hat

Muallimi Ahmet Efendi, Hamidiye İbdidaiye Muallim-i Sanisi Akif Efendi,

Hamidiye İbdidaiye Muallim-i Rabiî Ahmet Efendi, Darülfeyz İbdidaiye Muallim-i

Evveli Ali Efendi, Darülfeyz Ahmet Efendi i Salisi Murad Efendi, Darülfeyz

İbdidaiye Hat Muallimi Ahmet Efendi, Numune-i Terakki İbdidaiye Muallim-i

Sanisi Hüseyin Hafız Efendi, Numune-i Terakki İbdidaiye Muallim-i Rabiî Hafız

Asım Efendi, Numune-i Terakki İbdidaiye Hat Muallimi diğer Ahmet Efendi,

Gülizâr-ı Terakki İbdidaiye Hat Muallimi Ahmet Efendi, Rehber-i Marifet İbdidaiye

Muallimi Bekir Efendi, Darüledeb İbdidaiye Muallimi Mehmet Efendi, Füyuzat-ı

Enas Mektebi Muallimi Said Efendi, Gülşen-i Marifet-i Enas Mekteb-i Muallime-i

Evlası Hatice Hanım, İrfaniye Enas Mektebi Muallimi Hacı Ali Efendi, Muallime-i

Saniyesi Emine Hanım.

Osmanlı Dönemi’ne ait bütün belgeler, tarih kaynakları, seyahatnameler,

salnameler ışığında cumhuriyetin ilânından önce Eskişehir’de eğitim durumu şu

şekilde özetlenebilir:

60 Hüdâvendigâr Vilâyeti Salnamesi , H. 1324, s. 404 vd.

Page 64: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

51

Eskişehir XVII. Yüzyıldan sonra, genel olarak “sefil ve harap bir kasaba”

görünümü vermektedir. Yabancı yazarlar ilde sağlık koşullarının çok kötü, tarımın

çok ilkel ve ovaların bataklık olduğunu tekrarlarlar. Eskişehir’in Osmanlı

Dönemi’nde sönükleşmesini araştırmacılar şöyle açıklar: XVII. Yüzyıldan sonra

ticaret yollarının denizlere doğru kaymasıyla, Anadolu’nun dünya ticareti içinde

önemi azalmıştır. Diğer Anadolu şehirlerinin pek çoğu gibi Eskişehir de bu

durumdan etkilenmiş ve küçük bir kasabaya dönüşmüştür. Bu durum demiryolunun

Eskişehir’e gelişi ve farklı etnik grupların göçleri ile kısmen olumlu bir gelişme

gösterse de, Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’na girmesi ve ardından “Kurtuluş

Savaşı”nın başlamasıyla yine gerileme göstermiştir.

1885-1914 arasında, Eskişehir’in Müslüman nüfusu, hemen hemen üçte bir

artarak 80. 000’i geçmiştir. Müslüman olmayan toplulukların nüfus artış oranı çok

daha yüksek olmakla birlikte, toplam nüfus içindeki payları küçük olduğundan,

tümünün 1914’teki nüfusu 7 000’i bile bulmamaktaydı. XIX. Yüzyılda Eskişehir

Kazası eğitim açısından gelişmiş değildi. İptidaiye ve rüştiyelerin sayısı çok az

olduğu gibi, kazada idadi yoktu.

1903 Maarif Salnamesi’nde, Eskişehir Kazası’nın 18 medresesi olduğu ve

bu medreselerde toplam 500 öğrencinin okuduğu yazılıdır. Yine 1903 Maarif

Salnamesi’nde, Eskişehir Mektep-i Rüştiyesi’nde 4 öğretmenle 107 Müslüman

öğrenci bulunduğu, 1878’de kurulan Rum Rüştiyesi’nde 250 erkek ve 110 kız olmak

üzere toplam 360 Rum öğrencinin okuduğu, Fransızların kurduğu “Freres Français

de Saint Augistin de I’ Assomption” rüştiyesinde 100 erkek öğrencinin, Soeurs de

Charite adlı ilk okulda ise 50 kız öğrencinin okuduğu, Alman ilkokulunun ise 30’ar

kız ve erkek öğrencisi olduğu belirtilmektedir. Eskişehir’de Anadolu demiryolunun

yapımında çalışan 300 kadar Fransız, İtalyan ve İsviçreli işçi ve mühendis

bulunuyordu. Çalışmalar ilerledikçe bunlar Eskişehir’den ayrılır. Fakat yine de 1874

yılında Eskişehir’de 150 kadar Avrupalı aile vardır. 1891 yılında bu Avrupalı işçi ve

mühendis çocuklarının eğitimi için Saint Augustin de I’ Assomption rahipleri

Eskişehir’e yerleşir ve bir okul açarlar. O tarihte Eskişehir’de 130 okul ve 1790

öğrenci bulunmaktadır. Bunların 218’i kızdır. Kız öğrencilerin 125’i Rum, 75’i Latin

Page 65: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

52

ve 18’i Musevi İlkokulunaydı. Türk okullarında ise kız öğrenci yoktu. Saint Augustin

de I’ Assomption rahipleri önceleri Söğütlü Cadde üzerinde bulunan ve lületaşı

atölyesi olarak kullanılan eski bir konağa yerleşir ve burada eğitim verir. Burada

öğrenciler Fransızca, Almanca, Ermenice, Türkçe, matematik ve müzik dersleri

görürler.

Okulun Katolik, Protestan, Ortodoks, Gregoryan, Musevi ve Müslüman

olmak üzere 60-80 kadar öğrencisi vardı. Bir amaçları da Katolikliği yaymak olan bu

rahipler, Osmanlı Devleti’nin diğer şehirlerinde olduğu gibi Eskişehir’de de eğitimin

yanı sıra sağlık hizmeti verirler. Salgın hastalık çıktığı zaman halka ilaç dağıtıp,

onları tedavi ederler.

Ayrıca yakın bir yere yerleşmiş olan rahibeler de 80 kadar kız öğrenciye

hizmet verir. Rahibeler bir dispanserde çalışarak eğitimin yanı sıra sağlık hizmeti

verir ve hastaları ziyaret ederler. Eskişehir'de evlerini mektep şekline getirerek talebe

okutan misyoner ve rahiplere idareleri altında bulunan mektebin olduğu arsa kiraya

verilmiş, harap olan duvarlarının yeniden inşası ve tamirine müsaade edilmiştir.61

Ancak, Fenerbahçe civarındaki Fransız mektepleri rahipleri tarafından Eskişehir'e

gönderilmek istenilen muzır evrak ve Fransızca kitaplar yasaklanmıştır. 62 Bu

rahiplere statüko haricine çıkmamaları için gereken tavsiyenin yapılmıştır.63

Öğretmen atamalarıyla ilgili olarak, Eskişehir Rüştiye Mektebi Muallim-i

Evvelliği'ne Mehmet Nazif Efendi'nin tayini ve kendisine harcırah verilmesi.64

Mehmet Fatih Efendi'nin Eskişehir Rüşdiye Mektebi Muallim-i saniliğine tayini ile

ilgili işlemlerin Maarif ve Maliye nezaretleri tarafından yapılmasına karar

verilmiştir.65

61 BOA, DH.İD, 117, 51, 1329 Za, 10, 3. 62 BOA, Y.PRK.ZB, 25, 115, 1318, Ca, 19, 1 63 BOA, A.}MKT.MHM, 700, 2, 1309, B, 14, 10. 64 BOA, A.}MKT.MHM, 472, 72, 1290 Za, 25, 1. 65 BOA, A.}MKT.MHM, 446, 24, 1289 Za, 27, 1.

Page 66: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

53

3.2.2. II. Meşrutiyet Dönemi’nden Cumhuriyet’e Eskişehir’de Eğitim

II. Meşrutiyet ile başlayan eğitim sürecine değinmeden önce Odunpazarı’na

bakmak gerekmektedir. Odunpazarı semtinin kuruluş hikâyesi şöyle anlatılmaktadır:

Bir rivayete göre Eskişehir’e yerleşmek üzere gelen ilkler, üç tane koyun ciğeri

alırlar, bunları birer sırığın üzerine koyarak bu sırıkları, sırayla günümüzdeki

Şarhöyük, Porsuk kenarı ve Kurşunlu Camii’nin bulunduğu yerlere dikerler.

Şarhöyük ve Porsuk kenarına konan ciğerler kısa sürede bozulurken, Kurşunlu

Camii’nin bulunduğu yere konan ciğer daha uzun süre bozulmadan kalır, bölgeye

yerleşmek isteyenler en sağlıklı ve temiz havanın burada olduğuna karar verirler ve

yerleşime başlarlar. Kent geliştikçe burada odun satışlarının yapıldığı bir Pazar

oluştuğu için de bu bölge zamanla Odunpazarı olarak anılır.

Eskişehir’in Odunpazarı semti, kentin güney kesimindeki tepelerin üzerine

kurulmuştur. Osmanlı sivil mimarı örneklerini koruyan kent, kıvrımlı yolları, çıkmaz

sokakları, ahşap süslemeli bitişik düzenli, cumbalı evleri ile örf, adet ve geleneklerini

koruyarak bir bütün olarak günümüze kadar gelmiştir. 66 Odunpazarı, XX. Yy.ın

başlarında yüksek gelir gruplarının yerleştiği bir bölge olmuştur. Kent istasyon

yönünde ovaya doğru yayıldıkça Odunpazarı üst gelir gruplarınca terk edilir. Zaman

içinde de bakımsız bir hâl alır.

İlk yerleşim merkezi olmasından dolayı Cumhuriyet öncesi dönemdeki tüm;

eğitim, dini ve sosyal amaçlı yapılar, kamu yapıları ve ticari yapılar Odunpazarı’nda,

bulunmaktadır. Kurşunlu Camii ve Külliyesi, Çoban Mustafa Paşa tarafından

1525’de bir külliye halinde yapılmıştır. Akoğlan Camii, Müftü Camii, Tiryakizade

Hasan Paşa Camii, Sivrioğlu Camii, Şeyh Şahabettin Türbesi, dini yapıların en

önemlileridir. Kamu yapılarının başında Atatürk Lisesi, Cumhuriyet Tarihi Müzesi

(eski Turan Numune Mektebi-eski Askerlik Şubesi) ve Mal Hatun İlkokulu

66 M. Erdoğan, a.g.e., s. 158.

Page 67: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

54

gelmektedir. Odunpazarı Semti, “Odunpazarı Tarihi ve Kentsel Sit Alanı” olarak

tescil edilerek korunmaya alınmıştır.67

II. Meşrutiyet Dönemi, yakın tarihimizde önemli siyasi, askeri, sosyal

gelişmelerin yaşandığı özel bir dönemdir. Dönemin düşünsel açıdan zengin ortamı

eğitim alanında da kendisini göstermiş ve önemli gelişmelere yol açmıştır. Bu

gelişmelerden bazıları şöyle sıralanabilir:

1. II. Meşrutiyetten itibaren öğretmenler ilk kez yasal güvenceye kavuşmuş,

meslek örgütlerini kurabilmişlerdir.

2. Kadınlar, eğitimin bütün okul kademelerinden yararlanmaya başlamışlardır.

3. Eğitim alanına ilişkin yayınlarda da artış olmuştur.

4. Öğretim birliği düşüncesi, ön plana çıkmaya başlamıştır.

Eğitim alanındaki iyileşmenin üç temel dayanağı olduğu düşünülmektedir.

Bunlar; öğretmen gereksiniminin karşılanması, okul binaları, okul araç –gereçlerinin

temin edilmesi, açılan okulların giderlerinin karşılanması ve bu işlerin sürekliliğinin

sağlanmasıdır.68

1914 yılında Eskişehir bağımsız bir mutasarrıflık haline getirildiğinde

Eskişehir’e Ethem Nejat Bey isminde bir kişi Milli Eğitim Müdürü olmuştur.69 Bir

süre Eskişehir Milli Eğitim Müdürlüğü yapan Ethem Nejat Meşrutiyet dönemin de

yaşanan eğitim tartışmalarının önemli isimlerinden birisidir.70 Milli Eğitim

Müdürlüğü ve çeşitli illerde öğretmenlik de yapmıştır. Dergi ve gazetelerdeki

yazılarının yanı sıra, Terbiye-i Yeni Fikir adlı bir eğitim dergisi de çıkarmıştır.

67 Nesrin Baraz, “Odunpazarı evleri ve Odunpazarı’nda yaşam” Eskişehir Ticaret Odası Dergisi, sayı:83, Ocak, 2002, Etam Aş. Matbaa Tesisleri, s.8. 68 Sedat Sümbül, (drl), Cumhuriyet Öncesi ve Cumhuriyet Dönemi Eskişehir’de Eğitim, Eskişehir Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü Yayını, Eskişehir, 1999, s. 14 vd. 69 O. Nuri Demirel, Cumhuriyet’in 50.Yılında Turan İlkokulu, Eskişehir Turan İlkokulu Koruma Şubesi Yayınları, Yayın No:1, Eskişehir, 1973, s. 9. 70 Necdet Sakaoğlu, “Eğitim Tartışmaları”, Tanzimat’tan Cumhuriyete Türkiye Ansiklopedisi, C. 2, İletişim Yayınları, İstanbul, 1985, s. 483.

Page 68: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

55

Terbiye-i İptidaiye Islahatı, Tekâmul ve Kanunları, Türklük Nedir ve Terbiye Yolları

adlı kitapları yayınlamıştır.71

1915 yılına ait “Eskişehir Sancağı “3.Genel Meclis Toplantısı”

tutanaklarından tespit edildiğine göre, Eskişehir merkez ve ilçelerinde çeşitli medrese

ve mekteplerin bulunduğu görülmektedir. Özellikle il merkezinde, eskiden beri

medrese tahsili yapıldığı Kurşunlu Cami Külliyesinin mevcudiyetinden

anlaşılmaktadır. 1914 yılında şehir merkezindeki okullar şunlardır:

1. Yediler İptidai Mektebi (Rüştiye)

2. Darülfyez Mektebi (Bugünkü Cumhuriyet İlkokulu)

3. Hadika-i Hürriyet Mektebi (Bugünkü Sakarya İlkokulu)

4. Gülizar-i Terakki Mektebi (Bugünkü Ülkü İlkokulu)

5. Gülşen-i Marifet Mektebi’dir.72

Yabancılara ait okullar ise şunlardır:

1. Rum İlk Mektebi

2. Ermeni İlk Mektebi

3. Alman İlk Mektebi

4. Fransız Ortaokulu

5. Rum Lisesi

6. Ermeni Lisesi’dir.

Yeni Milli Eğitim Müdürü Ethem Nejat Bey ve yanında getirdiği, çoğunluğu

kendi öğrencisi olan genç, uyanık ve çok kıymetli öğretmenlerle iki yıl içerisinde

aşağıdaki okulları yeniden öğretime açarak yeni bir hamle yapmıştır.

71 Rıza Zelyut, “Başlıca Eğitimciler”, Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi, C. 3, İletişim Yayınları, İstanbul, 1985, s. 673, 674. 72 O .Demirel, a.g.e., s. 9.

Page 69: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

56

3.2.2.1. Anaokulları

Eğitimin, alanında yetişmiş öğretmenler eliyle olması görüşünden

hareketle 1915'te liva encümeni kararıyla bir anaokulu açılmıştır. Bu okulda İstanbul

Darül Muallümat-ı Aliyesinden mezun bir bayan öğretmen görevlendirilmiştir. Öte

yandan anaokullarının sayısının arttırılması istenmektedir. Yeni açılacak okulların

öğretmen gereksinimi karşılanmak üzere Darülmuallimat açılması kararı verilmiş;

bu okuldan mezun olan öğretmenlere paralel olarak anaokulu sayısı da artmıştır.73

Açılan anaokulları şunlardır: Birinci Çocuk Yuvası, İkinci Çocuk Yuvası, Üçüncü

Çocuk Yuvası, Dördüncü Çocuk Yuvası, Beşinci Çocuk Yuvası’dır.74

Bu dönemde açılan bu anaokulları, okul öncesi eğitime böyle sıkıntılı bir

dönemde verilen önem açısından önemlidir.

3.2.2.2. İlkokullar

Eskişehir genelinde hem okul hem de derslik sayısı oldukça

yetersizdir. Merkezdeki eksiklik yanında kaza ve köylerin çoğunda okul binası

yoktur. Var olan binalar da oldukça bakımsız durumdadır. Bu nedenle bir yandan

yeni okul yapımına önem verilirken, öte yandan var olan okulların onarım ve

bakımına girişilmiştir. Bina yapımı, bakım ve onarımı için gereken harcamalara

kaynak gereksinimi vardır. Bu nedenle Tedrisat-ı İbtidaiye Kanununun 15.

maddesine dayanarak "Masarif-i Mecbure" (Zorunlu Eğitim Vergisi) konulmuştur.

Bu verginin yasanın öngördüğü biçimde, nüfusu 600'den fazla olan yerleşim

birimlerinde uygulanması öngörülmüştür. 17 Kanun-u Evvel 1332 (30 Aralık 1916)

- bu tarih Eskişehir'in sancak merkezi oluşunun ikinci yıldönümüdür - tarihinde

yapılan bir törenle eğitim öğretime açılan Turan Numune-i ibtidai Mektebi söz

konusu vergi yoluyla toplanan paralarla yaptırılmıştır. Bu okul binası 12 dershane,

elişleri, doğramahane ve toplantı salonlarından oluşmaktadır. Merkezde bulunan

73 S. Sümbül, a.g.e., s. 15, 16. 74 O .Demirel, a.g.e., s. 9.

Page 70: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

57

öteki ilköğretim kurumlarından, bina olarak iyi durumda olmayanlar boşaltılarak

daha iyi binalara taşınmış ve her birine Darülmuallimin mezunu öğretmenler

atanmaya başlanmıştır. Zorunlu Eğitim Vergisi ile toplanan paranın karşılığı olarak

okulların yapımında yeterince hızlı davranılamamıştır. Çünkü Birinci Dünya Savaşı

sürmektedir. Savaş nedeniyle araç-gereç ve yetişmiş insan gücü sıkıntısı vardır.75

Bu dönemde açılan ilkokullar şunlardır:

1. Turan Numune Mektebi

2. Samsa Çavuş Mektebi

3. Aydoğdubey Mektebi

4. Edebâli Mektebi

5. Dündarbey Mektebi

6. Sungurbey Mektebi

7. Tursunfakih Mektebi

8. Osmangazi Mektebi

9. Haymana Kız Mektebi

10. Malhatun Mektebi

11. Nilüfer Mektebi’dir.76

3.2.2.3. Ortaöğretim

Tanzimat Döneminin sonlarında açılan ortaöğretim kurumlarına "idadi"

denilmektedir. Eskişehir'in sancak olmasından sonra 1915'de Eskişehir'e idadi

açılması kararlaştırılmıştır. İdadi, genel eğitim yanında zirai, ticari ve sınai

şubelerinin de bulunduğu bir okul olacaktır. Ancak l. Dünya Savaşı nedeniyle

ticaret öğrenimi gören gençlerin ve öğretmenlerinin ihtiyat subayı (yedek subay)

olarak orduya alınması sebebiyle idadinin açılması gerçekleşememiştir. Ayrıca,

I. Devresi bulunan ve 200 öğrencisi olan bir sultaniden bahsedilmektedir.77

75 S. Sümbül, a.g.e., s. 16, 17. 76 O .Demirel, a.g.e., s. 9. 77 S. Sümbül, a.g.e., s. 17.

Page 71: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

58

3.2.2.4. Öğretmen Okulları

II. Meşrutiyetle eğitim alanında önemli adımlar atılmış olması bir yana;

öğretmen yetersizliği, eğitim alanının en önemli eksikliği durumundadır. Bu

eksikliği gidermek için Eskişehir'de bir Darülmuallimin (Erkek Öğretmen Okulu)

1914’da açılmıştır. Eskişehir Meclis-i Umumiyesi kararıyla açılan Darülmuallimin

yatılı bir okuldur. Masrafları sancak bütçesinden karşılanmıştır. Kayıtlarda

"Öğretmen Fabrikası" olarak tanımlanmaktadır. Maarif Nezareti (Eğitim

Bakanlığı) aracılığıyla çeşitli araç gereçleri Almanya'ya sipariş edilmiş; gelen araç

gereçler eğitim için kullanılmıştır. 1915’den önce 13 Darülmuallimin mezunu iptidai

(ilkokul) öğretmeni varken bir yıl sonra bu sayının 41'e çıktığı görülmektedir. 1915’te

Darülmuallimat (Kız Öğretmen Okulu) açılmıştır. Böylece 7 yaşından küçük

çocukların eğitimleri için de önemli bir adım atılmıştır. Darülmuallimat'ın fahri

müdürlüğüne Fenn-i Terbiye (Fen Eğitimi) öğretmeni Murat Bey getirilmiştir.78

Rüştiye (Ortaokul) ve İdadi (Lise) Mekteplerinin de mevcut olduğu

görülmektedir. İdadi Mektepleri 1915 yılında Mektebi Sultaniye diye

adlandırılmıştır.

3.2.2.5. Kazalarda Durum

Sivrihisar ve Mihalıççık sancağın iki kazasıdır. Sivrihisar Maarif-i

ibtidaiyesi çok bakımsız bir durumdadır. Kızılelma Mektebi örnek olması için

düzenlenmiş, bu okula yeni öğretmenler atanmıştır. Öteki okul binaları da temizlenip

düzenlenmiştir. Bu okulların tümünden sorumlu bir müdür görevlendirilmiştir.

Mihalıççık'ta 6 yıllık eğitim veren ibtidaiye tepeden tırnağa yenilenerek buraya

Darülmuallimin mezunu öğretmenler atanmıştır. Böylece ilkokullar yeni bir çehreye

kavuşturulmuştur. Ayrıca Muttalıp, Bozan ve Yavruviran köylerinde yeni

öğretmenlerin yönetiminde okullar açılmıştır. Atılan olumlu adımların yanında

78 S. Sümbül, a.g.e., s. 18.

Page 72: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

59

eksikliklerin sürdüğü de söylenebilir. Sözgelimi, Eskişehir Meclis-i Umumiye-i

Liva adlı kayıtlarda, Sivrihisar temsilcisinin konuşmalarından anlaşıldığına göre;

okullarda öğrenci sayısı çoktur, öğretmen sayısı oldukça yetersizdir. 15 kadar köy

okulunun ancak 2 ya da 3'ünde öğretmen bulunduğu, bu durumun halk arasında

şikayetlere yol açtığı belirtilmektedir.

Aynı kanıtlara göre Sıbyan Mektebi (Ana Okulu) ve Mekatabi İptidaiye

muhafaza edilmiş, 17 Aralık 1916 tarihinde Turan ismi ile yeni bir Numune Mektebi

açılması uygun görülmüştür.79

Bu dönemde, Eskişehir’de eğitimin önündeki en büyük engellerden birinin

ekonomik sorunlar olduğu görülmektedir. Zaman zaman eğitim masrafları ile ilgili

çalışmalar yapılmış, Eskişehir’e ait Maarif mesai programına 1335 (H.) ve 1336

(H.) yıllarında tamamlanacak mekteplerin masraflarının konulması Maarif

Nezareti'nce uygun görüldüğünden encümende görüşülerek gereğinin yapılması

kararlaştırılmıştır.80 Bu tür konularla ilgili raporlar tutulmuştur.81 Yapılmak istenen

yeni bir okul için halktan yardım alınmak istenmiş, ancak halkın maddi durumu buna

imkan vermemiştir.82 Arapkir kasabasında, kapatılan rüştiye mektebinin tekrar

açılmasına gerek olmadığı ancak tahsisat gönderildiğinde iptidai mektep

yapılabileceği belirtilmiş,83 Mihallıçık kazasında ahalinin mektep ve yollarının

yapılması için yaptıkları başvuru da, ödenek yokluğu dolayısıyla kabul

edilmemiştir.84 Hatta Eskişehir’in böyle buhranlı bir dönemde liva (il) olması

üzerine; Eskişehir’in daha önce Bursa ve Ankara hastanelerine, mekteplerine ve

darülmuallimine verdiği vergi ve yardımlar kesilerek bu paranın Eskişehir’de

kalması sağlanmıştır.85

79 O. N. Demirel. a.g.e., s. 9 vd. 80 BOA, DH.UMVM, 69, 32, 1336 L, 20, 2. 81 BOA, DH.UMVM, 83, 27, 1334 C, 06, 21. 82 BOA, DH.UMVM, 137, 64, 1334 C, 04, 01. 83 BOA, DH. İD, 26-1, 86, 1330 B, 16, 2. 84 BOA, DH.UMVM, 66, 71, 1337 Ca, 06, l. 85 BOA, DH.UMVM, 136, 39, 1334 R, 18, 1.

Page 73: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

60

3.2.2.6. Ders Programları

Tablo 5: Taşra Köy Mektepleri Ders Cetveli86

Birinci Sene İkinci Sene

Haftalık

Ders

Saati

Esâmî Dürûs

Haftada

Ders

Adet

Esâmî Dürûs

12 Elifbâ-yı Osmanî 6 Kur’an-ı Kerim

12 Ecza-yı şerîfe 3 İlm-i Hâl

6 Hesâb-ı Zihni 2 Hesâb-ı Zihni

3 Kırâat

2 Hat

Üçüncü Sene Dördüncü Sene

5 Kur’an-ı Kerim 5 Kur’an-ı Kerim

3 İlm-i Hâl 3 İlm-i Hâl

3 Hesâb 3 Hesâb

3 Kırâat 3 Kırâat

2 Hatt ve imlâ 2 Hatt ve imlâ

86 Mahmut Cevat, İbnü’ş Şeyh Nafi, Maarif-i Umumiye Nezareti Tarihçe-i Teşkilat ve İcraatı, XIV. Asır Maarif Tarihi, Haz. Taceddin Kayaoğlu, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, 2001, s. 304.

Page 74: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

61

Orta Öğretim Ders Programları87

Tablo 6: Mekâtib-î İdâdîye’nin Ders Cetveli (1894)

Birinci

Sene

İkinci

Sene

Üçüncü

Sene

Dördüncü

Sene

Beşinci

Sene

Esmai -i Dürus

Haftada Haftada Haftada Haftada Haftada

Ulumu Diniye 3 2 2 2 2

Arabi 3 3 3 3 2

Farsî - 2 2 2 -

Türkçe 6 5 3 2 2

Fransızca - - 4 5 5

Hesap 2 2 2 3 -

Hendese - - 2 2 3

Coğrafya 2 2 2 2 2

Tarih - 2 3 2 2

Usul-ı Defter - - - - 2

Malumatı

Fenniye

- - - - 3

Hüsnü hat 1 1 1 1 1

Resim 1 1 l l 1

TOPLAM 18 20 25 25 25

Nehâri (gündüzlü) Mektepleri’nin Beş Yıllık Programı.

87 Hasan Ali Yücel, Türkiye’de Orta Öğretim, Ankara, 1994, s. 141-171.

Page 75: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

62

Tablo 7: Mekâtib Rüştiye ve İdâdîye’de Okunan Ulum ve Fünunun Haftalık

Ders Cetveli (1899)

Birinci Sene

İkinci Sene

Üçüncü Sene

Dördüncü Sene

Besinci Sene

Altıncı Sene

Yedinci Sene

Esmai-i Dürus

Haftada Haftada Haftada Haftada Haftada Haftada HaftadaMaa Tecvit

Kuran-ı Kerîm ve Ulumu Diniye

3

2

2

2

2

1

2

Edebiyat ve ahlâk

- - - - - 2 l

Kitabeti Resmîye

- - - - - l l

Arabî 1 2 2 2 2 l 1 Kavanin - - - - - 2 2

Usulü Defter - - - 1 1 - - Farsî - 1 2 1 - - -

Türkçe 7 6 4 3 2 - - Fransızca - - 3 3 4 4 5

Cebir - - - - 2 2 - Musellesat - - - - - - 1 Malumatı nafıa ve

hıfzıssıhha

1

1

1

1

l

-

-

İlmi Servet - - - - - - 2 Makine - - - - - - 1 Mevalit - - - - - 2 2 Hikmeti

Tabiiye ve Kimya

-

-

-

-

-

3

3

Kozmoğrafya - - - - - - 1 Hesap 2 2 2 2 l - -

Hendese - 1 2 2 2 - - Coğrafya 2 2 2 2 2 2 1

Tarih - 2 2 2 2 l 1 Hüsnühat 1 1 1 1 l - -

Resim 1 1 1 1 1 - - TOPLAM 18 20 23 23 23 23 24

Elsine - - - 2 2 2 1

Page 76: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

63

Tablo 8: Mekâtibi Rüşdiye ve İdâdiye’de Her Hafta Okunacak Ulum ve

Fünunun Haftalık Ders Cetveli 1900

Birinci Sene

İkinci Sene

Üçüncü Sene

Dördüncü Sene

Beşinci Sene

Altıncı Sene

Yedinci Sene

Esmaii Duruş

Haftada Haftada Haftada Haftada Haftada Haftada Haftada Maa Tecvit Kuran-ı Kerim ve Ulumu Diniye

3

3

3

3

3

3

3

Edebiyat ahlak ve Kitabeti resmiye

-

-

-

-

-

2

2

Arabi 2 2 2 2 2 1 1 Hülasai Kavanin

- - - - - 1 -

Usulü Defter - - - - 1 - -

Farsî - 2 2 2 1 - - Türkçe 6 5 3 2 1 - - Ahlak 1 1 - 1 1 1 - Fransızca - - 3 3 4 4 5 Cebir ve müsellesat

-

-

-

-

2

2

-

İlmi Servet - - - - - 1 1

İlmi Eşya 1 1 1 1 1 - - Mevalit - - - - - - 4 Mihanik Fizik ve Kimya

-

-

-

-

-

3

3

Kozmoğrafya - - - - - - 1

Hesap 2 2 2 2 1 - - Hendese - - 1 1 2 1 - Coğrafya 2 2 2 2 2 2 1 Tarih - 2 2 2 2 1 1 Hıfzıssıhha - - 1 1 - - 1 Hüsnühat 2 1 1 1 1 1 1 Resim 1 1 1 1 1 1 -

TOPLAM 20 22 24 24 25 24 24 Elsine - - - 2 2 2 1

Page 77: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

64

Tablo 9: Rüşdiye ve İdâdiye’de Okunacak Ulum ve Fünunun Haftalık

Ders Cetveli 1904

Birinci Sene

İkinci Sene

Üçüncü Sene

Dördüncü Sene

Beşinci Sene

Altıncı Sene

Yedinci Sene

Sekizinci Sene

Esmaii Duruş

Haftada Haftada Haftada Haftada Haftada Haftada Haftada Haftada

Ulumu Diniye ve Ahlâkiye

3

3

3

3

3

3

3

3

Arabî 2 2 2 2 2 2 1 - Farsî - 2 2 2 2 - - -

Kavanin - - - - - - 1 1

Usulü Tahrir -

-

-

-

-

-

1

2

Kitabet - - - - 2 2 1 1 Türkçe 6 5 3 3 - - - - Mihanik - - - - - - - 1 Fransızca - - 3 3 3 3 4 4

Cebir - - - - - 2 2 -

Müsellesat -

-

-

-

-

-

1

-

İlmi Servet

-

-

-

-

-

-

1

1

İlmi Eşya 1 1 1 - - - - - Mevalid - - - - - - - 4 Kimya - - - - - - 2 2

Kozmoğrafya

-

-

-

-

-

-

-

1

Fizik - - - - - - 2 2 Hesap 2 2 2 3 2 - - -

Hendese - - 1 1 1 2 2 1 Coğrafya 2 2 2 2 2 3 1 -

Tarihi İslam ve Osmani

-

2

2

-

2

2

1

1

Malumatı Ziraiye ve

Sıhhiye

-

-

-

2

2

2

-

-

Hüsnühat 2 1 1 1 1 1 - - Resim 1 1 1 1 1 1 - -

TOPLAM 19 21 23 23 23 24 24 24 Elsine - - - 2 2 2 1 1

Page 78: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

65

Tablo 10: Lise I. Devre Ders Cetvel 1910

DERSLER Birinci

Sene

İkinci

Sene

Üçüncü

Sene

Ulumu Diniye 2 2 2

Arabi 2 2 2

Türkçe 3 3 2

Hesap 2 1 2

Hendese 1 2 1

Cebir - 2 1

Usulü Defter - 1 1

Farisi 1 1 1

Ulumu Tabiiye 1 1 1

Malumatı Medeniye, Ahlakiye,

İktisadiye, Kanuniye

1

1

1

Fransızca 4 5 3

Tarih 2 2 2

Coğrafya 2 2 2

TOPLAM 21 23 21

Hat 1 1 1

Resim 1 1 1

Jimnastik 1 1 1

Page 79: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

66

Tablo 11: Lise II. Devre Ders Cetveli 1910

DERSLER Birinci

Sene

ikinci

Sene

Üçüncü

Sene

Ulumu Diniye 2 1 1

Arabi 2 2 1

Türkçe 2 2 2

Müsellesat 1 - -

Kozmoğrafya 1 - -

Hendese 2 2 2

Cebir 2 2 -

Usulü Defter 1 1 1

İlmi Kavanin - 2 2

Hendese-i Resmiye - - 1

Mihanik 1 - -

Kimya 1 1 1

İlmi iktisat - - 1

Tarihi tabiî 1 1 1

Farisi 1 1 -

Hikmeti Tabiiye 1 1 1

İlmi Ahlak - 2 1

Fransızca 3 3 3

Tarih 1 1 1

Felsefe - - 3

Coğrafya 1 1 -

TOPLAM 23 23 22

Hat 1 1 1

Resim 1 I 1

Jimnastik 1 1 1

Tatbikat ve Tecarübi Fenniye 2 2 2

Almanca veya İngilizce 2 2 2

Page 80: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

67

3.3. KURTULUŞ SAVAŞI DÖNEMİ (1919-1922)

Osmanlı Devleti’nin duraklama ve gerileme dönemlerinde devlet

yönetimindeki zaaflar, sömürgeci milletleri Osmanlı'yı parçalamak ve sonuçta iyi

bir pay almak için harekete geçirmişti. Zaten ekonomik, teknik ve yetişmiş insan

gücü bakımından yetersizliğin verdiği ciddi sıkıntılarla karşılaşan Osmanlı yönetimi,

1911 ile 1918 yılları arasında cereyan eden Balkan ve Birinci Dünya Savaşları

neticesinde zor durumda kalmıştır. Bütün bu yetersizliklere rağmen bazı cephelerde

büyük başarılar elde edilmiş, fakat Osmanlı devleti 1918 Mondros mütarekesiyle

yenik sayılmış ve toprakları işgal edilmişti. İşgal hadisesini bir türlü

hazmedemeyen Türk Milleti, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının önderliğinde, 1919 -

1922 yılları arasında devam edecek olan zor ve uzun bir millî kurtuluş mücadelesine

girerek, vatanına ve hürriyetine kavuşmayı başarmıştır.88

İmparatorluktan millî devlete geçişin ilk aşamasını oluşturan Millî

Mücadele yıllarında ortaya konulan düşünce, imparatorluğu korumanın veya

yeniden tesis etmenin mümkün olamayacağı gerçeğine dayanıyordu. M. Kemal ve

arkadaşları, Anadolu'nun bazı önemli merkezlerinde düzenlenen kongre ve

toplantılarda öncelikle işgal altındaki toprakların kurtarılması; sonra da Türk

milletinin ihtiyaçlarına tam anlamıyla cevap verecek yeni bir yönetim anlayışının

tesisi yönünde, büyük bir çabanın içine girmişlerdi.89 Bu aşamada çözülmesi

gereken önemli mesele, vatanın kurtarılması bir tarafa, toplumun hiç de alışık

olmadığı yeni rejim fikrini nasıl kabul edeceğiydi. Atatürk en kritik dönem olan

Kurtuluş Savaşı'nın sonuna doğru halkın, özellikle gençliğin eğitimine duyulan

ihtiyaç ile, 16 Temmuz 1921'de yapılan eğitim kongresinde, istikbâle yönelik

düşüncelerini dile getiren önemli bir konuşma yaptı. Çünkü eğitim, özelikle bu yeni

dönem için; millî idealleri koruyup geliştirmek, hür ve millî bir devlet kurmak, yeni

bir nesil yetiştirmek, ayrıca toplumun huzurunu sağlamak için önemli bir araçtı.

88 M. Odabaş, a.g.e., s. 37. 89 Özer Ozonkaya, Cumhuriyet Çınarı, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1995, s. 20.

Page 81: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

68

Bu hedeflerin gerçekleştirilmesindeki görev ve sorumluluk ise, büyük ölçüde

öğretmenlere düşecekti.90

Ayrıca Millî Mücadele döneminde işgallere karşı Türk milletinin

bilinçlendirilmesi gerekiyordu. Bu amaçla Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde düzenlenen

mitinglerle, kongrelerle, ev ve köy odalarında yapılan toplantılarla toplum

aydınlatılmaya çalışılmıştır. Bu mitinglerin, kongrelerin ve çeşitli toplantıların önemli

bir işlevi de, toplumu bilgilendirmenin yanı sıra, millî bir uyanış için gerekli olan öz

güveninin yeniden tesisi olmuştur. Nitekim Millî Mücadele hareketine toplumun

hemen her kesimi aktif olarak katılmış, özellikle genç nesillerin Türk Kurtuluş

Savaşı'nın kazanılmasındaki rolleri büyük olmuştur.91

Bu esnada eğitim-öğretimin bütün kademe ve kurumları savaştan

etkilenmiş, mevcut eğitim-öğretim kadrosu da Millî Mücadeleye katılarak, gerek

cephede, gerekse cephe gerisindeki çalışmalarıyla top yekun bir mücadele örneği

sergilenmiştir.92 İşgal bölgelerinde bulunan öğretmen, öğrenci ve aydınlar kurtuluş

için ölüm kalım mücadelesi verirlerken, büyük kıyımlara da uğramışlardır. Gerek

Birinci dünya savaşı ve gerekse Kurtuluş savaşı sıralarında, son asır içinde yetişmiş

aydın sınıflar açısından ciddi kayıplar verilmiştir.

90 15 Temmuz 1921'de Ankara'da toplanan Maarif Kongresi, yurdun her tarafından gelen 250'den fazla erkek ve kadın öğretmeni bir araya getirmiştir. Kongreyi Mustafa Kemal, cepheden gelerek açmış ve çok önemli bir açış konuşması yapmıştır. Ayrıca öğretmenlerin teker teker elini sıkmıştır. Mustafa Kemal konuşmasında, milli bir eğitim ve kültür oluşturulmasının önemini belirtmiştir. Çocuklara, gençlere neler öğretilmesi gerektiğini de belirterek, öğretmenleri “gelecekteki kurtuluşumuzun saygıdeğer öncüleri” olarak tanımlamıştır. 1921 Maarif Kongresi’nde ele alınan başlıca konular, İlkokul ve orta öğretim programları ile köy öğretmeni yetiştirilmesi çalışmaları olmuştur. Daha fazla bilgi için bkz. Yahya Akyüz, Atatürk ve 1921 Eğitim Kongresi, Cumhuriyet Dönemi’nde Eğitim, İstanbul, 1983, s. 89, 103. 91 H. Eroğlu, Atatürk Ve Cumhuriyet, AKDTYKAM, Ankara, 1989, s. 93. 92 Y. Akyüz, a.g.e., s. 201-217.

Page 82: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

69

3.3.1. Kurtuluş Savaşı Dönemi’nde Eskişehir’de Eğitim

Kurtuluş Savaşında direniş bilincinin gelişmesiyle dönemin en etkili

kamuoyu oluşturma araçlarından biri olan mitinglerin büyük etkisi olmuştur.

Özellikle İzmir'in işgali sonrasında hemen hemen memleketin her yerinde büyük

çapta mitingler düzenlenmiştir. Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin oluşmasında ve bu

mitinglerin düzenlenmesinde çok yerde dönemin aydınları, öğretmenler öncülük

etmişlerdir. 17 Mayıs 1919 tarihinde Eskişehir Odunpazarı Meydanı'nda yaklaşık

10.000 kişinin katıldığı bir miting yapılmış, bu mitingde Darülmuallim-i Fenn-i

Terbiye Muallimi Murat Bey heyecanlı bir konuşma yapmıştır.

Murat Bey: “Kalpleri vatan endişesiyle çarpan muhterem hazırı kiran!” diye

başlayan konuşmasında; İzmir'in işgali ile bütün yurt çapında görülen öfkeyi dile

getirmiş ve ne pahasına olursa olsun vatanın korunacağını, bunun için her

türlü fedakarlığın yapılacağını belirtmiştir. İtilaf devletlerinin haksız işgallerine

karşı büyük tepkilerin dile getirildiği bu mitingde vatan aşkı, Türk milletinin

bağımsız yaşama kararlılığı ortaya konulmuştur. İşgalin kesinlikle tanınmayacağının

vurgulandığı miting, “İzmir bizimdir, bizim kalacak. Biz ölmeden o gitmeyecek.”

sözleriyle sona ermiştir.93 Sivas Kongresinde Eskişehir 3 delege ile temsil

edilmiştir.Yani, Mondros Mütarekesinden sonraki gelişmeler eğitimi de derinden

zedelemiştir. Okullar kapatılmış, öğrenciler öğretmensiz kalmıştır. Zaten yetersiz olan

eğitim, hiç yapılamaz duruma gelmiştir.94

Yunanlıların Eskişehir’i işgali bir yıl 43 gün devam etmiştir. Bugünkü

istasyon civarı Kurtuluş Savaşı boyunca askerî karargâh ve hastane olarak

kullanılmıştır. Özellikle burada bulunan Alman Mektebi (D.D.Yolları kurs

binasının bulunduğu yer) karargâh ve civarda bulunan Rum otelleri de hastane

olarak kullanılmıştır. Şehir düşman işgalinden 2 Eylül 1922’de kurtulmuştur. Bu 93 Fahri Yetim, Milli Mücadele Dönemi’nde Mitingler (1918-1920), Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir, 1994. 94 S. Sümbül, a.g.e., s. 20 vd.

Page 83: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

70

dönemde (1921-1922) işgal edilen yerlerdeki bütün okullar Yunanlılar tarafından

kapatılmıştır. Bunun üzerine TBMM’de aldığı bir kararla bütün yabancı okulları

kapatmıştır.95

Turan İlköğretim Okulu’nun eski mezunlarından Tevfîk Bulal'ın anlattığına

göre Yunanlıların Anadolu'ya çıkışından üç ay sonra Atatürk ve İsmet İnönü

yanlarında komutan ve korumaları olduğu halde Eskişehir'e gelmişler, okulun

bahçesinde halkla görüşüp fikir alış verişinde bulunmuşlardır.

Kurtuluş Savaşı sırasında o zamanın Okul Müdürü Bayram Karatan ve

öğretmenler askere alınınca okul da öğretime kapatılmıştır. Bayram Bey okulun

demirbaşlarını Rüştiye binasına kilitlemiş yanına sadece muhafaza için demirbaş

defterini almıştır. Askerlik dönüşünde Rüştiye binasının yakılıp yıkıldığını

demirbaşların heder olduğunu görmüş. Kurtuluş Savaşı süresince öğretmenlerden

Tevfik Türkmen Bey tarafından okul açılmış Akarbaşı'nda Hacı Çakırların Mehmet

Ali Bey'in evinde öğretime devam etmiştir. Dr.Tahsin Arpacı bir yıl bu binada

öğrenim gördüklerini ifade etmektedir. Yeni çalışma ve gayretlerle okul eski binasına

taşınarak yeniden Bayram Karatan'ın Müdürlüğünde öğretime devam etmiştir.96

Şehrin kurtuluşu ile gelişen süreçte dönemin yerel yöneticileri, şehrin diğer

ihtiyaçları ve sıkıntıları yanında vakit kaybetmeden eğitime de gerekli ilgiyi

göstermiştir. Kentte eğitim ve öğretime başlanması için Eskişehir Maarif Müdürlüğü,

bakanlığa bir telgraf göndermiştir. Bu telgrafta; merkezdeki okul binalarının çoğunun

Yunanlılar tarafından çıkarılan yangında büyük çapta hasar gördüğü, Dursun Fakih

ve Turan mekteplerinin tahrip edildiği, sağlam kalan birkaç okul binasının da

eşyalarının zarar gördüğü bildirilmişlerdir.97

95 1967 İl Yıllığı, s. 99. vd. 96 O. N. Demirel. a.g.e., s. 11 vd. 97 Kemal Yakut, “Kurtuluştan Sonra Eskişehir”, Eskişehir Ticaret Odası Dergisi, Sayı: 85, Eskişehir, 2002, s. 60.

Page 84: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

71

Tablo 12: 1922 Yılında Sultanilerde Okunan Dersler ve Saatleri98

DERSLER Birinci Sınıf ikinci Sınıf Üçüncü Sınıf Din dersleri 2 2 2

Türkçe 4 3 3 Arapça 4 3 3 Farisi 1 1 -

Ecnebi Lisan 5 5 5 Tarih 3 2 2 Hukuk - 1 1

Coğrafya 1 1 1 iktisat - 2 2 Fizik 2 2 2

Kimya 2 2 2 Hayvanat 2 - - Nebatat - 2 - Tabiiyat - - 2

Heyet - - 1 Cebir 2 1 -

Müsellesat 1 - - Hesap

1 -

1 Temamı ve Tefazuli

1 1 1 Halliye ve Hendese

Musattaha Müsecesseme Resmiye

Makine - - 1 Resim 1 1 1 Felsefe . 2 2

TOPLAM 32 32 32

98 H. A. Yücel, a.g.e., s.141.vd.

Page 85: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

72

3.3.2. Osmanlı Devleti Dönemi’nde Kurulup, Cumhuriyetin İlânından

Sonra Eğitime Devam Eden Okullar

1. Sakarya İlköğretim Okulu

2. Cumhuriyet İlköğretim Okulu

3. Ülkü İlköğretim Okulu

4. Turan İlköğretim Okulu

5. Dumlupınar İlköğretim Okulu

6. Adalet İlköğretim Okulu

7. Atatürk Lisesi

Cumhuriyetin ilânından sonra da eğitime devam eden, şehir merkezindeki

eğitim kurumlarının sayısının 5 ya da 6 olduğu söylenebilir.99

3.3.2.1. Sakarya İlköğretim Okulu

Üç sınıflı ve her sınıfında 35-40 öğrenciyle 1888’de açılan okul daha sonra

kapanmış, 1902 yılında Hamidiye Mektebi İptidaiyesi adıyla yeniden açılmıştır.

1914’te Hadika-i Ma’rifet Mektebi İptidaiyesi adını almıştır. Daha sonra Dündar Bey

Okulu adını almış ve kız okulu haline gelmiştir. Eğitim Birliği Yasası ile karma

eğitim verilen bir ilkokul olmuştur. Adı önce 7. İlkmektep, daha sonra 1930’da da

Sakarya İlkokulu olmuştur. Tarihi tam olarak bilinmemekle beraber Sakarya

okulunun eski binasında kısa bir süre Ana Muallim Mektebi açılmış ve daha sonra

kapanmıştır. Okul 10.1.1956 tarihinde bahçesinde yapılan yeni binaya taşınmış, 1997

yılında çıkan yasayla birlikte adı Sakarya İlköğretim Okulu olmuştur.100

99 Bu bilgiler Turan İÖO. Müdürlüğü’nden alınmıştır. 100 Bu bilgiler Sakarya İÖO. Müdürlüğü’nden alınmıştır.

Page 86: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

73

3.3.2.2. Cumhuriyet İlköğretim Okulu

Okul ilk olarak 1896 yılında açılmıştır. Açılıştaki adı Darülfeyz Mektebi

İptidaiyesi’dir. 1909 yıllında adı Sungur Bey, 1916 yılında ise adı Sivrihisar Caddesi

Okulu olmuştur. 1920 yılında 2. İlk mektep olarak değiştirilen okulun adı 29 Ekim

1923’ ten sonra Cumhuriyet İlkokulu olmuştur. 1975 yılında okul binası yıktırılmış,

yerine şimdiki Milli Eğitim Müdürlüğü binası yaptırılmıştır. Okul, 1923’te Dursun

Fakih İlkokulu olarak açılan daha sonra İhsaniye İlkokulu olarak adı değişen okulla

birleşerek bu okulun arsasına yapılan bir okula taşınmıştır. 1997 yılında adı

Cumhuriyet Okulu olmuştur.101

3.3.2.3. Ülkü İlköğretim Okulu

1902 yılında Gülüzârı Terakki Zükûr Mektebi olarak açılmıştır. Kurtuluş

Savaşı Döneminde kapanan okul, Cumhuriyet Döneminde kız okulu olarak öğretime

açılmış ve adı 6. İlkmektep olmuştur. Eğitim Birliği Yasası ile karma eğitime

geçilmiştir. 1927 yılında Akçağlan olan adı 1936-1937 öğretim yılında Ülkü

olmuştur. Şimdiki Atatürk Lisesinin yanında olan binası 1956 depreminde hasar

görmüş ve 1959 yılında terk edilerek şimdiki binasına taşınmıştır. 1997’de ilköğretim

okulu olan okul MLO standartlarında eğitim öğretimini sürdürmektedir.102

3.3.2.4. Turan İlköğretim Okulu

Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi etkisinde yapılan Turan İlköğretim

Okulu,103 1915’te Gülüzârı Terakki Mektebi olarak açılmıştır. 7 Ağustos 1915’te

temeli atılarak 17 Kanunu Evvel 1332 (30 Aralık 1916) tarihinde Eskişehir’in sancak

oluşunun ikinci yıl dönümünde yeni binasına taşınmış ve adı, Turan Numune-i

101 Bu bilgiler Cumhuriyet İÖO. Müdürlüğü’nden alınmıştır. 102 Bu bilgiler Ülkü İÖO. Müdürlüğü’nden alınmıştır. 103 Meral Nalçakan, “Turan Numune Mektebi’nden Atatürk ve Cumhuriyet Tarihi Müzesi’ne”, Anadolu Sanat, Sayı: 3, Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Nisan 1995.

Page 87: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

74

İbtidai Mektebi olmuştur. Bu okul “Masarıf-ı Mecbure” adı verilen “Zorunlu Eğitim

Vergisi” ile yaptırılmıştır. Özel idarenin tasarrufunda bulunan Turan Mektebi

binasının düşük bedelle hükümet mahalli olarak icar edildiği ve bu sebepte

müzayedeye gidilmesi konusunda Şura-yı Devlet'e sorulması karar alınmıştır.104 Ancak,

özel idareye ait olup, “Eskişehir Hükümet Konağı” yapılan Turan Numune

Mektebi'ne ait kira bedelinin kaldırılarak,105 binasının boşaltılması ve vatan

evladının öğrenimden mahrum etmenin uygun olamayacağı belirtilmiştir.106

Adı Cumhuriyetin ilk yıllarında 1. İlk Mektep olmuş daha sonra tekrar

Turan olarak değişmiştir. 1930 yılında binasını Eskişehir Lisesine vermiş. Kendisini

kurşunlu külliyesi menzilhânesine taşınmıştır. 1934 yılında şimdiki binanın

bulunduğu yerdeki bir konağa taşınmış, 1962 yılında konak istimlak edilerek

yıkılmış ve bugünkü binalar yapılmıştır. Bu bilgiler “Cumhuriyetin 50. Yılında

Turan İlkokulu” isimli yıllıktaki isimlerle oluşmaktadır. Söz konusu yıllıkta şimdiki

Ülkü Cumhuriyeti ve Sakarya İlköğretim Okulları yanı sıra 1914 yılında Yediler

İptiai Mektebi (Rüştiye) ve Gülşeni Marifet (Kız İlkmektebi) isimli 2 okulun daha

olduğu belirtilmektedir. Yine aynı kaynakta, dönemin Milli Eğitim Müdürü Etem

Nejat Bey’in çabalarıyla; Darülmualimîn (öğretmen okulu) Mektebi Sultani

(ortaokul), 11 ilkokul ve 5 okul öncesi kurumun açıldığı belirtilmektedir. Bu

okullarda tarihçelerin verilenler dışında, Cumhuriyetin devraldığı okul

bulunmamaktadır. Büyük bir olasılıkla daha sonra liseye dönüşecek olan okul

Mektebi Sultani’dir.107

Eskişehir'de kapanan okullarında demirbaşları okula devredilmiştir. Okulda

bulunan tarihi değeri olan ders araç ve gereçleri ile eşyaların bir kısmı Almanya'dan

gelmiştir.Viyana'da eğitim ve öğretim faaliyetleri başlayınca ders aracı yapımı

sanayisine de tesir ettiği için imalatı yapılan bu ders araçlarından Türkiye'ye de

gönderilmiştir.Gelen ders araç ve gereçlerinden ilk parti Okulun Numune Mektebi

104 BOA, DH.UMVM, 14, 6, 1338 R, 23, 5. 105 BOA, DH.MB.HPS, 33, 42, 1338 C, 12, 2. 106 BOA, DH.MB.HPS, 81, 2, 1337 Za, 10, 2. 107 Bu bilgiler Turan İÖO. Müdürlüğü’nden alınmıştır.

Page 88: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

75

olması sebebiyle okula verilmiştir.Bir takım daha okul idaresi tarafından sipariş

verilmesine rağmen savaş yıllan olması nedeniyle gümrükten çekilememiştir.

1915 Eskişehir Özel İdare Bütçesinin Milli Eğitim Bölümünün 8. Faslındaki

"Turan Numune Mektebi Dersleri ve Öğretmen Kadrosu:

Öğretmenler: Şevket TURAN, Bayram KARATAN, Muiz Efendi, Fevzi

BEY, Kemal AKÜNAL, Halil RAHMİ, Murat Bey, Tahsin CANKAT, Ali Fevzi Bey,

Kemal AKÜNAL.

Dersler: Kur’an-ı Kerim ve Malumatı Dersi, Tarih ve Coğrafya, Lisani

Ecnebi (Yabancı Dil) Almanca, Elifba Dersi, Terbiyeyi Bedeniye, Hesap Hendese,

Elişleri Resim, Durumu Eşya ve Ziraat, Musiki, Lisani Osmaniye.

Okulun ilk kuruluş yıllarından günümüze ulaşan ders araç ve gereçleri

okulda muhafaza edilmektedir.Bu ders araç ve gereçleri DSİ 3.Bölge Müdürlüğü

tarafından 2002 Yılında yaptırılan teşhir dolaplarında sergilenmektedir. Okula o

tarihlerde verilen gerçek insan iskeleti 1982 yılında Ankara Etnografya Müzesi'ne

veya Ankara Üniversitesi'ne götürüldüğünü zamanın Okul Müdürü Kemal KESTAL

ifade etmiştir. Okuldaki ders araç ve gereçleri diğer okullarda olmadığı için zaman

zaman buraya gelerek araçlardan yararlanırlarmış. Okulda 1920 yıllarından kalma

bazı ders araçları şunlardır: Piyano, kanatlının oluşumu, eklem bacaklıların oluşumu,

sağlıklı ve hastalıklı ciğer, bitki örnekleri levhaları, çeşitli hayvanlara ait haritalar,

insan yapısı ile ilgili şekiller, modeller, slaytlar vb. Okulun açılışından bu güne kadar

kullanılan mühür ve kaşeler, küre, teksir makineleri ve diğer ders araçları okulda

muhafaza edilmektedir.

Turan Numune Mektebi'nin ilk öğretmen ve Müdürlerinden Bayram

Karatan’ın fotoğrafçılığa olan ilgi ve bilgisinden dolayı okul ile ilgili pek çok fotoğraf

okulun arşivine eklenmiştir. Bayram Karatan ayrıca, Turan Numune Mektebi' İle ilgili

fotoğrafları büyülterek Ankara'daki Milli Kütüphaneye vermiştir.

Page 89: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

76

Okul Müdürlüğü’nden alınan bir bilgi de Almanya’da bir okul ile Turan’ın

birbirlerini kardeş okul olarak kabul ettiğidir. 108

3.3.2.5. Dumlupınar İlkokulu

Okul 1920-1921 yılları arasında Odunpazarı semtinde şimdi Malhatun

İlköğretim Okulu’nun bulunduğu yerde Samsa Çavuş İlkokulu adıyla öğretime

açılmıştır. Bu okul 1921 yılında Eskişehir’in Yunanlılar tarafından işgali üzerine

kapanmıştır. 1936 yılında Ortamahalle’deki Hacı Osman Camii’nin bitişiğindeki

medrese binalarında yeniden açılmıştır. İki yıl burada faaliyet gösteren okul 1938

yılında Süleyman Çakır’ın Alanönü Mahallesindeki evine taşınmış ve adı IV. İlkokul

olarak değiştirilmiştir. Aynı yıl tekrar bina değiştiren okul, yine Alanönü

Mahallesinde Kara Mehmet’in evine taşınarak Dumlupınar İlkokulu adını almıştır.

Böylece Türk ordusunun Dumlupınar’da Yunanlılara karşı kazandığı zaferin anısı

yaşatılmak istenmiştir.

Şimdiki okul binasının olduğu yerde Ermeni asıllı Agopyan Efendiye ait

büyükçe bir ev ve diğer Ermeni evleri bulunuyordu. Bu bina Eskişehir’in Yunanlılar

tarafından işgalinden önce Eskişehir Öğretmen Okulu olarak kullanılmış ve üç devre

mezun vermiştir. Yunan işgali üzerine Öğretmen Okulu kapanmıştır. Sakarya

Savaşı’nın zaferle sonuçlanması üzerine Yunalılar Eskişehir’i terk etmiştir. Bu ve

bunun gibi diğer Ermeni evleri, Kurtuluş Savaşı’nda ve Cumhuriyetin ilânından

sonra da bir müddet askeri hastane olarak kullanılmıştır.

Ermenilerin yurdumuzu terk etmesiyle hazineye ve şahıslara intikâl eden

evler kamulaştırılarak okul arsası temin edilmiştir. Projesi Milli Eğitim Bakanlığı

tarafından hazırlanan okul binası 11.12.1938 tarihinde ihale edilmiş, 6.7.1940

tarihinde yapımı tamamlanarak aynı yıl öğretime açılmıştır. Okul vilâyet bütçesinden

ayrılan 61. 511 Lira ve 15 kuruşa mal olmuştur.109

108 Bu bilgiler, Turan İlköğretim Okulu Müdürlüğü’nden alınmıştır. 109 Bu bilgiler, İstikbâl Gazetesi’nin 1993 yılında yayınlanan İlkokullar özel ekinden alınmıştır.

Page 90: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

77

3.3.2.6. Adalet İlkokulu

Yüz yılı aşkın bir tarihçesi olan okullardan birisi de Adalet İlköğretim

Okuludur. Okul iki katlı taş bina iken Fransız Mektebi olarak kullanılmıştır. I. Dünya

Savaşı sırasında askerî karargâh yapılmıştır ve İstiklâl Savaşında askerî depo

olmuştur. Cumhuriyet’in ilanıyla Cumhuriyet Hükümeti’nin ilk temyiz mahkemesi,

1952 yılında Eskişehir Adliyesi bu okul binasında hizmet vermiştir. 1952 yılında

İnönü İlkokulu adıyla şimdiki Kültür Sarayının bulunduğu yerdeki eski bir binada

öğretime açılmıştır okul daha sonra Adalet adını almıştır. 27 Mart 1968 yılında

yıkılarak, şu an kullanılan okulun temeli 15 Mayıs 1968’de atılmış ve 2 Ağustos

1969 tarihinde 1 milyon 350 bin lira harcanarak 16 dershane ve diğer müstemilatı ile

hizmete girmiştir. 1985’te binaya bir kat daha ilave edilmiştir. 110

3.3.2.7. Atatürk Lisesi

1925 yılında, günümüzdeki anlamda lise düzeyinde olan idadi yada sultani

bulunmamaktaydı. Mektebi Sultani ancak ortaokul düzeyinde bir eğitim veriyordu.

Eskişehir Lisesi’nin kuruluşu Birinci Dünya Savaşı’ndan öncelere uzanır.

Lise eskiden Rüştiye, İdadî ve Sultanî Mektebi olmuştur. Okul, Rüştiye iken şu anki

lisenin bulunduğu yerdeki eski bir binada hizmet vermiştir. İdadî ise Yasin Çakır Un

Fabrikasının bulunduğu yerde ahşap bir binada eğitim vermiştir. Okul daha sonra

Orduevinin arkasındaki Gazi İlkokulu adıyla eğitim öğretime devam etmiş, 1920’de

Yunan işgali üzerine kapatılmıştır. 2 Eylül 1922’de şehrin kurtarılmasıyla Sultanî

Mektebi aynı binada açılmıştır. 1930 yılına kadar Köprübaşı civarında ahşap bir

binada eğitim öğretimini sürdüren Mektebi Sultani, 1925 yılında liseye

dönüştürülmüştür.

110 Bu bilgiler, İstikbâl Gazetesi’nin 1993 yılında yayınlanan İlkokullar özel ekinden ve okulun yayın organı Adalet’in Sesi dergisinde alınmıştır.

Page 91: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

78

Dönemin okul sistemine uygun olarak ilk devresi ortaokul, ikinci devresi

lise olan bir yapı olmuştur. Şu anda Cumhuriyet Müzesi olan binaya taşınmıştır.

Okul, Odunpazarı’ndaki müze binasına 1930’da taşınmıştır. Bu tarihte okulun 6 kız,

37 erkek, toplam 43 öğrencisi bulunmaktadır. 1932-1933’te ilk mezunlarını

vermiştir.

21 Ekim 1932 tarihinde Atatürk, Eskişehir Lisesi'ni ziyaret etmiştir.

Atatürk’ün direktifleriyle, Eskişehir Lisesi 1934-1935 ders yılı başında yeni binasına

taşınmıştır. Halen kullanılmakta olan bu binanın temeli İstiklâl Savaşı'ndan çok önce

atılmış; fakat savaş yıllarının sıkıntısı içinde tamamlanması uzun zaman almıştır.

1952’de, ilk mezunlarından Hasan Polatkan'ın yardımlarıyla kalorifer tesisatına

kavuşmuştur. 1961 yılına kadar Eskişehir Lisesi olan okulun adı, bu tarihte Atatürk

Lisesi olarak değişmiştir. 1980 yılından itibaren Akşam Ortaokulu ile Akşam Lisesi

birleştirilmiş, Atatürk Lisesi ve Akşam Lisesi olarak iki ayrı idare olmuştur. Ancak

Akşam Lisesi 1985’te kapanmıştır. Lisenin erkek öğrenci pansiyonu 1968’ten bu

yana hizmet vermektedir. Spor salonu ise 1988’de yapılmıştır. Lisenin

kütüphanesinde 11 binden fazla kitap bulunmaktadır.

Bir yıllık çalışmayla, 2000 yılında (Müdür Baş Yardımcısı Tevfik Kök,

Müdür Yardımcıları Tamer Erden ve Mehmet Kocatorun tarafından) 55 bin

öğrencinin dosyasındaki bilgiler, bilgisayar ortamına kaydedilmiştir. Bütün bilgiler,

öğrenci numaralarına göre karton kutularda dosyalanmıştır. Lisenin tarihçesinde

ayrıca şu bilgiler de önemli bir yer tutmaktadır:

Edebiyat öğretmeni, şair ve yazar, Yedi Meşalecilerden Vasfi Mahir

Kocatürk 1939-1944 yıllarında lisenin müdürlüğünü yapmıştır. Tarih ders kitapları

yazan, milletvekilliği de yapmış olan Niyazi Akşit 1944-1945’te Eskişehir Lisesi

müdürüdür. Edebiyat tarihi araştırmalarıyla tanınan şair Orhan Şaik Gökyay 1945-

1947 yıllarında müdürdür. Bu üç önemli şahsiyetin Eskişehir Lisesinde art arda

müdürlük yapmaları önemli bir bilgi olarak karşımıza çıkmaktadır. “Bayrak Şairi”

olarak anılan ünlü şair Arif Nihat Asya ise, 1954’te Eskişehir Lisesi edebiyat

öğretmenidir. Menderes Döneminin Maliye Bakanı Hasan Polatkan, Prof. Dr.

Page 92: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

79

Mehmet Kaplan, Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur, Genel Kurmay Başkanı

Doğan Güreş, Prof. Dr. Orhan Oğuz, Türk sinemasının tanınmış ismi Cüneyt Arkın

(Fahrettin Cüreklibatur), Prof Dr. Asuman Berrin Müftüoğlu, Sağlık Bakanı Dr.

Yıldırım Aktuna, Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen gibi birbirinden farklı kişilikler

Eskişehir Lisesi’nin öğrencisi olmuşlardır. Lisenin 1935 yılındaki doktoru ise Dr. M.

Şevket Bey’dir. 1955 yılına ait bilgiler arasında, yabancı uyruklu üç İngilizce

öğretmeninin çalıştığı yer almaktadır. Öteki kayda değer bilgi de, 1968-1972 yılları

arasında okulun radyosunun özellikle velilere yönelik yayın yapmasıdır. Lisenin ana

girişinden itibaren okulun tarihçesiyle ilgili belge, bilgi ve bazı eşyalar

sergilenmektedir. Okulda ayrıca Osmanlıca bazı eserlerin de yer aldığı geniş bir

kütüphane bulunmaktadır.111

111 Atatürk Lisesi tarihçesi ve Gazi Durusu’nun hazırladığı bilgilerden hazırlanmıştır.

Page 93: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

80

4. BÖLÜM

CUMHURİYET DÖNEMİ EĞİTİM

4.1. ATATÜRK VE ESKİŞEHİR

M. Kemal Atatürk’ün, Türk Eğitim Tarihindeki rolü çok önemlidir.

Atatürk, kurulmakta olan yeni Türk devletinde, eğitim alanında Yeni Devlet için

yeni bir eğitim felsefesi ve politikası benimsemiş ve eğitimimizde, en zor fakat en

gerekli atılımları gerçekleştirmiştir. Atatürk bağımsızlığımızı ve Cumhuriyeti büyük

nutkunda belirttiği gibi Türk gençliğine emanet etmiş, ilelebet korunmalarını

gençliğe birinci görev olarak vermiştir. Türk çocukları ve gençliğinin eğitimini

yalnızca okullara bırakmamış, aileye de görevler vermiştir. Atatürk'ün eğitime

gösterdiği amaçlar, millî, akılcı, insancıl, çağdaş bir eğitimin temel ilkeleridir.1

Atatürk, eğitim ve öğretim ile ilgili görüşlerini çeşitli zamanlarda şöyle ifade etmiştir

“Öğretim, bir kimsenin, kendi bilimini başkalarına öğretmesidir.

Öğretimden amaç, aile içinde yapılan öğretim ve eğitim değildir, bir kurum

açarak genel öğretimde bulunmaktır”.2 “En önemli, en esaslı nokta eğitim

meselesidir. Eğitimdir ki bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüce bir sosyal

toplum olarak yaşatır veya bir milleti esaret ve yoksulluğa terk eder. Eğer

Cumhurbaşkanı olmasam, Millî Eğitim Bakanlığını almak isterdim”.3

“Bugün hepimizin en önemli ve en verimli görevimiz millî eğitim

işleridir. Millî eğitim işlerinde kesinlikle başarılı olmak gerekir ve

olacağız. Bir milletin gerçek kurtuluşu ancak bu şekilde olur.4 “Okul

genç beyinlere, insanlığa saygıyı, millet ve memlekete sevgiyi, özgür yaşamayı,

onuru, bağımsızlığı öğretir. Bağımsızlık tehlikeye düştüğü zaman, onu

kurtarabilmek için izlenmesi uygun olan en güvenli yolu belletir. Memleket ve 1 Y. Akyüz , a.g.e., s. 312. 2 Afet İnan, Medeni Bilgiler ve M. Kemal Atatürk’ün El Yazıları, TTK Yayınları. Ankara, 1969, s. 495. 3 Afet İnan, Kemal Atatürk’ü Anarken, 1956, s. 85. 4 Ahmet Bekir Palazoğlu, Başöğretmen Atatürk, 1919-1928, C. I, MEB. Yayınları, Ankara, 1991, s. 79.

Page 94: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

81

milleti kurtarmaya çalışanların, aynı zamanda mesleklerinde birer namuslu uzman

ve birer çalışkan bilgin olmaları gerekir. Bunu da sağlayacak yine okuldur. Ancak

bu biçimde her türlü girişimlerin mantıklı sonuçlara ulaşması mümkün olur”.5

M. Kemal Atatürk Eskişehir’e; 21-22 Haziran 1920, 28 Temmuz 1920, 27-

28 Ağustos 1920, 4-5 Aralık 1920, 11-13 Şubat 1921, 2-3Mayıs 1921, 15 Ocak

1923, 19-20 Şubat 1923, 24 Mart 1923, 30 Ağustos 1924, 21 Eylül 1925, 5-6

Ağustos 1929, 20-21 Temmuz 1931, 16 Ocak 1933, 16 Nisan 1934, 21 Haziran

1934, 8 Haziran 1936, 6 Ocak 1937, 9 Ocak 1937, 4 Haziran 1937, 20 Kasım 1937,

20 Ocak 1938 tarihlerinde gelmiş,6 çeşitli gezi ve incelemelerde bulunmuştur.

1923’e Eskişehir'e geldiğinde Milli Eğitim Müdürü Şerif Bey’le de

görüşmüştür. Aralarındaki konuşmadan alınan bilgiler Eskişehir’in eğitim durumunu

ortaya koymaktadır.7 Milli Eğitim Müdürü Şerif Bey’in anlattıklarına göre 1923'te okul

ve öğrenci sayıları şöyledir:

Tablo 13: 1923'te Eskişehir’deki okul ve öğrenci sayıları

Erkek öğrencilerin devam ettiği okul sayısı 5

Kız öğrencilerin devam ettiği okul sayısı 2 Erkek öğrenci sayısı 950 Kız öğrenci sayısı 350

Milli Eğitim Müdürü, saydığı okullar yanında toplam öğrenci sayısının

yaklaşık 2000 olduğunu belirtmektedir. Yine Milli Eğitim müdürünün verdiği

bilgilerden 3 haneye 1 öğrencinin düştüğü, 148 öğrencinin ortaöğretimde (ortaokul)

olduğu görülmektedir. 2000 öğrenci sayısının adı sayılmayan okullarda devam eden

öğrencilerle birlikte toplam sayı olduğu anlaşılmaktadır.

Öte yandan mahalle mekteplerinden söz ederken verilen sayının 8-10

olduğu belirtilmektedir. Bu sayının daha az yada daha çok olma olasılığı da vardır. 5 A. B. Palazoğlu, a.g.e., 1991 , s.78-79. 6 Daha fazla bilgi için bkz., Mehmet Önder, Atatürk Eskişehir’de, Eskişehir, 1992. 7 M. Kemâl, a.g.e., s. 35 vd.

Page 95: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

82

Bu bakımdan sayıların yaklaşık olarak ele alınması, eğitim durumu hakkında kabaca

da olsa bilgi vermektedir. Konuşmaya göre okullarda okutulan dersler şunlardır: Din

Bilgisi, Hesap, Geometri, Gökbilim, Ekonomi, El işi. Ayrıca Atatürk konuşmasında,

Milli Eğitim üzerinde özenle durulması gerektiğini; her bakanın kendine göre

program uygulamasının yanlışlığını anlatmaktadır. Daha sonra çıkarılacak olan

Eğitim Birliği Yasası8 ile bu tür olumsuzlukların giderilme yolu açılmıştır. 9

Atatürk’ün Eskişehir’deki Okul Gezileri

Atatürk, 16 Ocak 1933 Pazartesi günü Eskişehir’e gelmiş; valiliği,

Kolorduyu, Belediyeyi, Eskişehir Lisesi’ni, Cumhuriyet Halk Partisini, Halkevini

ziyaret etmiştir. Ayrıca, şeker fabrikasının yerini görerek, Tayyare Meydanını

gezmiştir.10

Atatürk, Gazi İlkokulu'nu ziyareti sırasında nöbetçi olan Emine öğretmene:

" - Okulunuzun adı nedir?" diye sormuş, Emine öğretmen de:

- Gazi Mustafa Kemal İlkokulu" cevabını vermiştir.

Bunun üzerine Atatürk:

" - Çok uzun. Gazi. Sona gelen kelimeleri siliniz." emrini vermiştir.

Böylece okulun adı, “Gazi İlkokulu” olmuştur.11

8 S. Sümbül, a.g.e., s. 31, 32. 9 Cumhuriyet döneminin ilk ve en önemli yasalarından birisi de Tevhid-i Tedrisat Kanunu yani Öğretim Birliği Yasası. 3 Mart 1924'te çıktı. O güne kadar 8 ayrı bakanlık bünyesinde bulunan öğretim kurumları, tek çatı altında toplandı. Amacı da yeni Türkiye Cumhuriyeti'yle aynı heyecanı duyan nesiller yetiştirmekti. Bu kanun ile yurttaşlar arasında duygu, düşünce ve kültür birliği sağlanması amaçlandı. Daha fazla bilgi için bkz. Y. Akyüz, Türk eğitim Tarihi, s. 299. 10 A. B. Palazoğlu, Atatürk’ün Okul Gezileri, Fersa Matbaacılık, Ankara, 1999, s. 281. 11 A. B. Palazoğlu, a.g.e. 1999, s. 742.

Page 96: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

83

Eskişehir Lisesi'nde

Atatürk, Eskişehir Lisesi'nde Tarih ve Türkçe derslerinde bulunarak okulda

öğretmenlerle tarih ve dil konulan üzerinde görüşmüştür. Bu görüşme sırasında Türk

Tarih Kurumu tarafından yapılan yayın ve toplanmış olan büyük kongrenin

çalışmalarının sonuçlarını görmekten ileri gelen takdirlerini belirtmiştir.12 Dil, tarih,

coğrafya, hesap, yabancı dilleriyle felsefe konularını takip etmiştir. Hemen hemen

bütün sınıfları dolaşmıştır. 13 Ziyaretlere lise dahil değildir. Fakat Eskişehir Lisesi'nin

önünden geçerken Atatürk, ani bir kararla okulun içine girmiştir. Öğrenciler Atatürk’e

büyük sevgi gösterisinde bulunmuştur.

Bu dönemde Eskişehir Lisesi, eski Askerlik Şubesinin bulunduğu binadır.

Sonradan taşındığı bina, Hükümet Konağı olarak yapılmaktaydı. Atatürk’ün emri

ile hükümet konağı olması düşünülen bu bina lise olmuştur.14

Atatürk, Eskişehir gezisi hakkında Başbakan İsmet Paşaya bir telgrafı

göndererek; Eskişehir'de geçirdiğimiz günün, çok faydalı olduğunu, hele Uçak

Karargâhında, okul, alay ve fabrikalarda gördüklerinden ve yapılan uçuşlardan çok çok

memnun kaldığını belirtmiştir.15

Eskişehir Uçak Okulu'nda

9 Haziran 1936 salı günü, Çukurhisar'da bir uçak filosu tarafından

selâmlanan Atatürk, Eskişehir istasyonunda Vali ve İl heyeti, Kolordu Komutanı ve

Karargâh subayları, Belediye Başkanı ve heyeti, Cumhuriyet Halk Partisi heyeti

12 A. B. Palazoğlu, a.g.e. 1999, s. 743. 13 A. B. Palazoğlu, a.g.e., 1999, s. 283. 14 A. B. Palazoğlu, a.g.e. 1999, s.743. 15 A. B. Palazoğlu, a.g.e., 1999, s.743, 1006

Page 97: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

84

tarafından karşılanmıştır. Uçak Okulunu ve Uçak Alayını denetleyerek uçuşları

seyretmiştir.16 Gösterileri izlerken şunları söylemiştir:

“-Geleceğin en etkili silâhı da, aracı da hiç kuşkunuz olmasın uçaklardır. Bir gün insanoğlu

uçaksız da göklerde yürüyecek, gezegenlere gidecek, belki de aydan bize mesajlar yollayacaktır! Bu

mucizenin gerçekleşmesi için iki bin yılını beklemeye gerek kalmayacaktır! Gelişen teknoloji bize daha

şimdiden bunu müjdeliyor. Bize düşen görev ise batıdan bu konuda fazla geri kalmamayı sağlamaktır”.17

4.2. CUMHURİYET DÖNEMİ’NDE EĞİTİM

Eğitimin bu günkü şeklini alması 1923 yılından itibaren yapılan bir dizi

reformlar yoluyla gerçekleştirilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti eğitim sistemindeki ilk

köklü değişiklik, 1924 tarihli “Tevhid-i Tedrisat kanunu” ile olmuştur. Bu kanunla

“birlik ve eşitlik” temeline oturtulan yeni bir eğitim sistemi kurulmaya

çalışılmıştır.18 Türk millî eğitiminin temel amacını ve Türk eğitim sisteminin

hedefleri; “Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı, Türk milletinin millî, ahlâki, insanî,

manevî ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını,

milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, insanlara saygılı, toplum ve devletine

karşı sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline dönüştürmüş vatandaşlar

olarak yetiştirme; beden, zihin, ahlâk ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı

şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir

dünya görüşüne sahip, insanlara karşı hoşgörülü, ilişkilerinde yapıcı, yaratıcı ve

verimli kişiler olarak yetiştirmektir”.19 Türk toplumunun ekonomik, politik ve

sosyal yapısı, Batı dünyasının etkisi, bilim ve teknikteki gelişmeler, yabancı

uzmanların görüşleri, Cumhuriyet dönemindeki eğitim anlayışını etkilemiştir. Yeni

eğitim programları bu anlayışın etkisine göre düzenlenmiştir. Atatürk'ün ilk

inkılâplarından biri olan harf inkılâbının ana amacı da, eğitimi hızla yayarak, batı

toplumları ile bütünleşmiş modern bir toplum oluşturabilmekti. Bu da, Atatürk ve 16 A. B. Palazoğlu, a.g.e., 1999, 394. 17 S. Gökçen, Atatürk ün İzinde, Bir Ömür Böyle Geçti, s. 192; Özel Görüşme, Ankara, l0 Ocak 1995. 18 M. Özodaşık, a.g.e., s. 189. 19 M. Kemâl Atatürk, Söylev ve Demeçler, C. II., Ankara, 1989, s. 46-49.

Page 98: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

85

arkadaşlarının modern eğitim kurumlarını yaygınlaştırmaya verdikleri önemi

göstermektedir. Atatürk; “Eğitim millî, bilime dayalı, işe yarar ve üretici, yeni nesillerin fazilet,

düzen, disiplin duygularını geliştirici, toplumu cehaletten kurtarıcı, onun bilgi ve ahlâk düzeyini

yükseltici, yeteneklerini ortaya çıkartıcı, ve geliştirici nitelikte olmalıdır” diyerek, eğitim

anlayışının ana meselelerini ortaya koymuş ve sistemin buna göre düzenlenmesini

sağlamıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine göre Millî Eğitimin

hedefleri, okul sistemleri, okutulacak dersler ve bu derslerin muhtevası yeniden

düzenlendi. Bu düzenlemeler yapılırken Türkiye' ye Dewey, Kühne, Albert Malche

ve Omer Buyse gibi uzmanlar çağrıldı, onların görüşleri alındı. Bu dönemin eğitim

anlayışına, eğitim düşünürleri Ziya Gökalp, Baltacıoğlu, Rüştü Uzel ve Hasan Ali

Yücel gibi pek çok kişinin katkıları olmuştur.20

4.2.1. Cumhuriyet’in İlk Yıllarına Ait Sayısal Veriler

Tablo 14: Eğitim-öğretim kurumlarının genel durumu (1923-1924) 21

İlkokul Ortaokul Lise Öğretmen O. Meslek O. Yüksek

Okul sayısı 4.894 72 23 20 4 9

Öğretmen 10.238 796 513 325 258 307 Öğrenci 341.941 5.905 1.241 2.528 4.019 2.914 Erkek 73.107 Kız 62.954 Öğrenci sayısının genel nüfusa oranı % : 02.08. .05 0.01 .021 0.033 0.024

1921-1943 yılları arasında Türkiye genelinde maarife ayrılan bütçe ile

ilköğretimde, ortaöğretimde, liselerde, üniversite ve yüksek okullarda, Köy

Enstitülerinde ve teknik öğretimdeki; okul, öğretmen, öğrenci sayıları ise şöyledir:22

20 M. Özodaşık, a.g.e., s. 190. 21 İstatistik göstergeler, (1923-1991) T. C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü Yayınları, Ankara, 1992, s. 75-91.

Page 99: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

86

Tablo 15: Yıllara göre Türkiye genelinde maarife ayrılan bütçe

YILLAR MAARİF BÜTÇESİ

1921 390,412 1922 1,136,064 1923 3,033,003 1924 6,178,505 1925 7,517,999 1926 7,054,056 1927 7,541,727 1928 9,631,033 1929 9,323,432 1930 9,710,297 1931 7,967,092 1932 7,195,324 1933 10,360,103 1934 9,681,316 1935 10,693,328 1936 11,260,905 1937 13,714,371 1938 16,474,085 1939 17,323,464 1940 18,654,779 1941 23,349,990 1942 34,504,434 1943 43,033,434

22 Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, Maarif Vekilliği Hususi Kalem, 030, 01, 90, 559, 4.

Page 100: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

87

Tablo 16: İlköğretimde

Yıllara göre Türkiye genelinde okul, öğretmen, öğrenci sayıları

Yıllar Okul Sayısı Öğretmen Sayısı Öğrenci Sayısı

1923-24 4894 10238 341941 1924-25 5987 13822 390368 1925-26 5975 14309 406788 1926-27 6023 15810 437928 1927-28 6042 15194 461985 1928-29 6599 15178 477569 1929-30 6562 15308 469071 1930-31 6598 16318 489299 1931-32 6713 16973 523611 1932-33 6733 15064 567963 1933-34 6345 15123 591169 1934-35 6402 15083 647501 1935-36 6275 14949 688100 1936-37 6123 14698 711728 1937-38 6700 15775 764691 1938-39 7862 17720 813532 1939-40 9417 19047 905139 1940-41 10582 20564 955957 1941-42 12516 20687 961659 1942-43 11156 21424 972093

Page 101: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

88

Tablo 17: Ortaöğretimde

Yıllara göre Türkiye genelinde okul, öğretmen, öğrenci sayıları

Yıllar Okul Sayısı Öğretmen Sayısı Öğrenci Sayısı

1923-24 72 799 5905 1924-25 64 720 10052 1925-26 68 760 11622 1926-27 68 791 15263 1927-28 78 698 19858 1928-29 78 815 23225 1929-30 82 982 25398 1930-31 83 1056 27093 1931-32 80 630 30316 1932-33 108 1390 35658 1933-34 119 1140 42522 1934-35 118 2354 46120 1935-36 18 2403 52496 1936-37 125 2648 62936 1937-38 140 2840 74107 1938-39 150 3402 84355 1939-40 155 3744 92327 1940-41 159 3660 102839 1941-42 170 3714 101111 1942-43 185 3788 93038

Page 102: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

89

Tablo 18: Liselerde

Yıllara göre Türkiye genelinde okul, öğretmen, öğrenci sayıları

Yıllar Okul Sayısı Öğretmen Sayısı Öğrenci Sayısı

1923-24 23 513 1241 1924-25 19 555 2234 1925-26 21 671 2748 1926-27 19 563 3152 1927-28 19 594 3819 1928-29 20 510 4168 1929-30 19 578 4746 1930-31 22 637 5699 1931-32 25 1637 6840 1932-33 62 1827 7843 1933-34 71 1315 9876 1934-35 68 1044 10113 1935-36 65 1029 13876 1936-37 68 1050 17508 1937-38 68 1164 21000 1938-39 74 1314 24582 1939-40 77 1499 26401 1940-41 79 1455 27387 1941-42 81 1497 30035 1942-43 80 1662 30749

Page 103: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

90

Tablo 19: Teknik Öğretim’de Yıllara göre Türkiye genelinde okul, öğretmen,

öğrenci sayıları

Yıllar Okul Sayısı Sayısı

Öğretmen Sayısı

Öğrenci

Kız Enstitüleri 1940-41 15 303 2522 1941-42 20 359 2909 1942-43 28 397 3896

Erkek sanat Okulları 1940-41 10 186 4160 1941-42 10 234 5763 1942-43 15 348 7217

Yapı Sanat Okulları 1940-41 3 36 353 1941-42 3 36 439 1942-43 3 42 596

Orta Ticaret Okulları 1940-41 4 32 1337 1941-42 1 23 1220 1942-43 4 34 1479

Ticaret Liseleri 1940-41 3 44 529 1941-42 6 66 753 1942-43 9 84 1479

Page 104: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

91

Tablo 20: Üniversite ve Yüksek Okullarda

Yıllara göre Türkiye genelinde okul, öğretmen, öğrenci sayıları

Yıllar Okul Sayısı Öğretmen Sayısı Öğrenci Sayısı 1935-36 16 743 7478 1936-37 17 796 8544 1937-38 17 837 9558 1938-39 17 855 10390 1939-40 17 1013 12325 1940-41 19 783 13841 1941-42 19 800 15304 1942-43 19 806 16601

Tablo 21: Köy Enstitülerinde

Yıllara göre Türkiye genelinde okul, öğretmen, öğrenci sayıları

Yıllar Öğrenci Sayısı

1939-40 3000 1940-41 6000 1941-42 9000 1942-43 12000

Cumhuriyetin ilân edildiği sıralardaki okur-yazar nüfus ve bunun genel

nüfusa olan oranı konusunda ise veriler mevcut değildir. Türkiye'de genel nüfus

sayımı ilk kez 1927'de yapılmış, Türkiye nüfusu 13.648.000 olarak tespit

edilmiştir.23

1927'de yapılan ilk nüfus sayımındaki yüzde 10.6’lık okur-yazar oranının,

1923'te aşağı yukarı aynı düzeylerde bulunduğunu göz ardı etmemek gerekir.

Cumhuriyete geçişte kadınların ve kızların yüzde 98'i ümmî olmak üzere, 12

milyon nüfusun ancak 1 milyonunun okur-yazar olduğu tahmin ediliyor. Ayrıca bu

yıllarda 355 bin civarındaki çocuk ve genç, imkânları ve şartları birbirinden çok

farklı, fakat ortak adları “mektep” olan eğitim kurumlarına devam edebiliyordu. Bu

dönemde görevdeki 12 bin öğretmenin, en iyimser tahminlerle ancak 3-4 bini

23 M. Özodaşık, a.g.e., s. 191.

Page 105: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

92

Muallim Mektebi, Sultani ve İdadi çıkışlı olup, diğerleri medreseden yetişme veya

ilkokul öğretmeniydi.24

Bu dönemde okul başına düşen öğrenci sayısı; ilkokullarda 70, ortaokul

ve liselerde 75, mesleki ve teknik okullarda 102, fakülte ve yüksekokullarda ise 324

kişidir. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ise; ilkokullarda 33, genel ortaokul ve

genel liselerde 5, mesleki ve teknik okullarda 11, fakülte ve yüksekokullarda 9

kişi kadardır.

Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı’nın bu dönemde en önemli

uğraşı “ilköğretimi genelleştirmek” olmuştur. Çünkü o yıllarda ilkokullar genellikle

şehir veya büyük ilçelerde bulunmaktadır. Türkiye'deki köyler 40 binin üzerindedir.

Genel nüfusun yüzde 80'den fazlasını ise köylerde oturan halk teşkil etmektedir.

Bu nedenle ilköğretim meselesi Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim siyasetinin

temelini teşkil etmiş, orta ve yükseköğretim 1930’lara kadar ikinci plânda

kalmıştır. Öncelikle Türkiye nüfusunun okur-yazar oranının yükseltilmesi

gerekiyordu. 1923-32 yılları arasında ilkokul sayılarının ve ilkokul öğretmeni

miktarının sürekli artışına karşılık, diğer öğretim sahalarında büyük bir gelişme

görülmemesi bu zaruretlerin sonucudur.25

Orta ve yükseköğretimde Cumhuriyetin ilk yıllarında izlenen siyaset,

mevcut okulları öğretmen ve ders araçları bakımından kuvvetlendirmek, bu

okullara öğretmen yetiştirmek ve sonra da yeni okul açma politikalarıdır.

Millî Mücadele yıllarının zor şartlarında dahi önem verilen halk eğitimi26

meselesi, Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren genel eğitim siyaseti içinde önemli

bir yer işgal etmiştir. Güzel sanatlar, Türk el sanatları ve eski eserlerin korunmasının

yanı sıra, yayın faaliyetleri de Millî Eğitim siyasetinde önemli bir yer işgal eden

24 N. Sakaoğlu, Cumhuriyet Dönemi Eğitim Tarihi, İstanbul, 1992, s. 22. 25 M. Özodaşık, a.g.e., s. 191, 192. 26 Y. Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s. 366.

Page 106: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

93

diğer faaliyetlerdendir. Bu ihtiyaçlar içinde yeni dönemin eğitim politikasını

yürütmek üzere, Millî Eğitim Bakanlığı 1926'dan itibaren teşkilatlanmaya başlamış,

bu teşkilat daha sonraları ihtiyaçlara uygun olarak geliştirilmeye çalışılmıştır.

Okul sistemi, insanların belli yaş dönemlerinde gösterdikleri ortak davranış

özelliklerine uygun olarak düzenlenmiş ve eğitim programları ile öğretim yöntemleri

insan gelişiminin özelliklerine uygun olarak biçimlendirilmiştir. Örgün eğitim

sistemini oluşturan okulların; anaokulu, ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite olmak

üzere aşamalı sıralanışı, ilk çocukluk (3-6 yaş), çocukluk (6-11 yaş), erinlik (12-14

yaş), ergenlik (15-18 yaş) ve gençlik (19-24 yaş) olarak adlandırılan gelişim

dönemlerinin bir yansımasıdır. Bu yönüyle okul, nesillerin belirli amaçlar

çerçevesinde yetiştirilmesinde etkili olan temel bir kurumdur. Cumhuriyet

döneminde yeni bir anlayışla hizmet veren ve yeni kurulan devletin prensipleri

doğrultusunda modern eğitim programları ile insan yetiştiren eğitim kurumları, Türk

toplumunun şekillenmesinde önemli rolü olmuştur.27

Cumhuriyet döneminin başında öğretmenler ve onların meslekî kuruluşları

kentlerde, köylerde, İrşat Heyetleri adı altında halkı aydınlatma çalışmaları yapmışlar,

halka devrimlerden bahsetmişler, okuma yazma öğretmişlerdir (1925-1928). 1928

sonlarında, Mustafa Necati'nin Bakanlığı sırasında Lâtin harflerinin kabul edilmesi

üzerine28 halka okuma yazma öğretmek için Millet Mektepleri kurulmuştur. 1930'lardan

itibaren köylerde yetişkinlere okuma yazma öğretmek için Halk Okuma Odaları

açılmıştır. 1930'lardan sonra, Cumhuriyet devrimlerini halka daha iyi anlatmak, onları

daha iyi korumak ihtiyacı ortaya çıktı. Atatürk, bütün Cumhuriyetçi kuvvetlerin bir

araya toplanmasını istiyordu. Bu amaçla, o zamana kadar önemli siyasal ve kültürel

hizmetler yapmış Türk Ocakları kaldırılarak (Nisan 1931), Halk Evleri kuruldu.

Öğretmen derneklerinin de güçlerini bu yeni kuruluşlara aktarmaları istendi ve hemen

hepsi bu amaçla kapatıldı. Çoğunlukla öğretmenlerin görev aldığı Halk Evlerinde şu

çalışma şubeleri vardı: 1. Dil, Edebiyat, Tarih 2. Güzel Sanatlar 3. Temsil 4. Spor 5.

27 M. Özodaşık, a.g.e., s. 207. 28 Daha fazla bilgi için bkz., M. Şakir Ülkütaşır, Atatürk ve Harf Devrimi, Ankara, 1991.

Page 107: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

94

İçtimaî yardım 6. Halk dershane ve kursları 7. Kütüphane ve yayın 8. Köycülük 9. Müze

ve sergi. Halk Evleri, belirtilen alanlarda çok önemli etkinlikler gösterdiği gibi,

Cumhuriyet ilkeleri ile Cumhuriyet Halk Partisinin görüşlerini de yaymayı amaç

edinmişlerdi. 1932'de 24 Halk Evi ve 34.000 üyesi varken 1938'de 209 Halk Evi ve

100.000'den fazla üyesi vardı. 1938'de bu kurumlara konferans, sergi, tiyatro,

kütüphane vs. için 7 milyona yakın yurttaş gelmiştir.29

4.2.2. Millet Mektepleri

Türk Milli Eğitim sisteminin, toplumun sosyal ve ekonomik gelişmesine

paralel olarak düzenlenmesi için yapılan çalışmalar Milli Mücadele Dönemi’nden

başlayarak devam etmiştir. 1928 Harf İnkılabı, Türk Kültür Tarihi’nin en önemli

atılımlarından biri oldu.30 Okuma yazmayı büyük ölçüde kolaylaştıran bu inkılabın

hedefi yeni Türk harflerini kısa bir zamanda geniş halk kitlelerine benimsetmek ve

öğretmekti. İşte “Millet Mektepleri Teşkilâtı” bu amaçla kurulmuştur.31

Millet Mektepleri, 16-45 yaş arasında binlerce kadın ve erkeği çatısı altına

toplamıştır. Dersler çoğunlukla akşamları yapılmış ve dört ay sürümüştür. Sabit ve gezici

olarak ikiye ayrılan bu okulların iki sınıfı vardı: A sınıfında daha çok okuma yazma

öğretimi üzerinde duruluyor, B sınıfında ise Kıraat, Tahrir, Hesap, Ölçüler, Sağlık

Bilgisi, Yurt Bilgisi'ne ağırlık veriliyordu. Bu okulları bitirenlere Atatürk'ün Anayasa

metnini hediye etmesi, “vatandaşlık eğitimi” bakımından anlamlıdır. Millet

Mekteplerinden 1928-1950 arasında 1,5 milyondan fazla yetişkin belge almıştır. Fakat

hareketin en yoğun çalışma dönemi ilk 5-10 yıldır. 1927'de halkın % 10,7'si okur

yazarken bu oran 1935'de % 19,5'e, 1940'da % 22,4'e yükselmiştir. 1928'de Atatürk,

Başöğretmen unvanıyla bizzat kendisi kara tahta başında halka okuma yazma

29 Y. Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, s. 366. 30 Sami N. Özerdim, Harf Devriminin Öyküsü, Ankara, 1962, s. 36 vd. 31 Ufuk Ataş, Millet Mektepleri (1928-1935), yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eskişehir, 2003, s. 129 vd.

Page 108: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

95

öğretmiştir. Böylece kendi kendine yetebilen Türk vatandaşlarının oluşumuna da

büyük katkı sağlanmış oluyordu.32

1928-1935 Dönemi’nde Türkiye genelinde toplam 60.373 adet dershane

açılarak, Cumhuriyet kuşağını yetiştirmeye katkı sağlamıştır. 2.235.222 vatandaş

okuma yazma öğrenmek için Millet Mektepleri’ne kayıt olmuş, bunların 1.197.537’si

(%54) yeni Türk harfleriyle yazabildiklerini sınavlar sonucunda gösterip mezuniyet

belgesi almaya hak kazanmıştır.33 Millet Mektepleri için 1928-1935 yıllarını

kapsayan dönemde toplam 2.619.439 lira para harcanmıştır. Bu paranın 1.985.705

lirası görevlilerin maaş ve ücretleridir. Geriye kalan 633.734 lira ise diğer masraflar

için harcanmıştır.34

32 Yahya Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, Alfa Yayınları, İstanbul, 2001, s. 366. 33 Başvekâlet İstatistik Umum Müdürlüğü, Millet Mektepleri Faaliyeti İstatistiği (Maarif 1928-1935), Hüsnütabiat Matbaası, İstanbul, 1935, s. 70,71. 34 BİUM., age., s. 80.

Page 109: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

96

Tablo 22: Millet Mektepleri’nin 1928-1935 Yılları arasındaki Eskişehir ili

ilgili istatistikleri:35

Dershane Adedi Devam Eden Sayısı

A B

Öğretmen

Adedi A B

Yıllar

E K Ç T E K T E K T E K T

1928-1929 27 7 - 34 39 7 46 1402 357 1759 505 - 505

1929-1930 22 18 - 40 38 28 66 993 969 1962 545 367 912

1930-1931 9 7 - 16 18 14 32 506 328 834 200 75 275

1931-1932 8 6 - 14 13 12 25 128 154 282 225 32 257

1932-1933 7 6 - 13 9 6 15 132 104 236 24 - 24

1933-1934 3 5 - 8 4 7 11 119 143 262 68 32 100

Şehi

rlerd

e

1934-1935 2 2 - 4 2 2 4 94 47 141 24 - 24

1928-1929 68 - - 68 68 - 68 3209 - 3209 - - -

1929-1930 74 73 - 147 104 103 207 4633 4419 9082 109 101 210

1930-1931 45 14 - 59 59 16 75 1201 783 1984 317 130 447

1931-1932 13 2 - 15 17 2 19 331 70 401 93 - 93

1932-1933 9 1 - 10 12 1 13 282 54 336 60 20 80

1933-1934 55 44 - 99 58 - 58 1584 1175 2759 471 59 530

Köy

lerd

e

1934-1935 30 1 - 31 31 - 31 599 337 936 189 19 208

1928-1929 95 7 - 102 107 7 114 4611 357 4698 505 - 505

1929-1930 96 91 - 187 142 131 273 5626 5388 11014 1554 1368 3021

1930-1931 54 21 - 75 77 30 107 1707 1111 2818 517 205 722

1931-1932 21 8 - 29 30 14 44 459 224 683 318 32 350

1932-1933 16 7 - 23 21 7 28 414 158 572 84 20 104

1933-1934 58 49 - 107 62 7 69 1703 1318 3021 539 91 630

Topl

am

1934-1935 32 3 - 35 33 2 35 693 384 1077 213 19 232

35 BİUM., age., s. 30, 31.

Page 110: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

97

Dershanelere

Devam Edenlerden

Dışarıda Özel Ders

Görenlerden

Toplam

A B A B A B Yıll

ar

E K T E K T E K T E K T E K T E K T

1928

1929

257 116 373 337 - 337 - - - - - - 257 116 373 337 - 337

1929

1930

841 828 1.669 420 316 736 - - - - - - 841 828 1.669 420 316 736

1930

1931

344 254 598 128 69 197 - - - - - - 344 254 598 128 69 197

1931

1932

87 92 179 77 28 105 10 - 10 20 - 20 97 92 189 97 28 125

1932

1933

13 45 58 21 15 36 - - - - - - 13 45 58 21 15 36

Şehi

rlerd

e

1933

1934

30 26 56 21 - 21 - - - - - - 30 26 56 21 - 21

1928

1929

131 - 131 - - - - - - - - - 131 - 131 - - -

1929

1930

3.928 3.878 7.806 859 857 1.716 - - - - - - 3.928 3.878 7.806 859 857 1.716

1930

1931

599 362 961 243 71 314 - - - - - - 599 362 961 243 71 314

1931

1932

171 50 221 60 - 60 - - - - - - 171 50 221 60 - 60

1932

1933

155 11 166 36 20 56 - - - - 3 3 155 11 166 36 23 59

1933

1934

754 336 1.090 236 49 285 - - - - - - 754 336 1.090 236 49 285

Köy

lerd

e

1934

1935

244 99 343 106 17 123 - - - - - - 244 99 343 106 17 123

1928

1929

388 116 504 337 - 337 - - - - - - 388 116 504 337 - 337

1929

1930

4.769 4.706 9.475 1.279 1.173 2.452 - - - - - - 4.769 4.706 9.475 1.279 1.173 2.452

1930

1931

943 616 1.559 371 140 511 - - - - - - 943 616 1.559 371 140 511

1931

1932

258 142 400 137 28 165 10 - 10 20 - 20 268 142 400 157 28 185

1932

1933

237 66 303 51 20 71 - - - - 3 3 237 66 303 51 23 74

1933

1934

767 381 1.148 257 64 321 - - - - - - 767 381 1.148 257 64 321

Topl

am

1934

1935

274 125 399 127 17 144 - - - - - - 274 125 399 127 17 144

* Tablonun Devamı

Page 111: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

98

Tablo 23: Türkiye Geneli Toplam Masraflar:36

Maaş ve Ücret Diğer Masraflar Toplam

Yıllar Lira Lira Lira

1928-1929 670,407 211,101 881,508

1929-1930 553,445 200,806 754,251

1930-1931 420,610 121,814 542,424

1931-1932 194,364 57,648 252,012

1932-1933 93,774 29,202 122,976

1933-1934 42,273 9,287 51,560

1934-1935 10,832 3,876 14,708

Genel

Toplam

1985705

633734

2619439

Tablo 24: Millet Mektepleri için Eskişehir’de harcanan masraflar:37

Maaş ve Ücret Diğer Masraflar Toplam

Yıllar Lira Lira Lira

1928-1929 11,107 1,405 12,512

1929-1930 14,300 1,090 15,390

1930-1931 8,896 949 9,845

1931-1932 4,628 493 5,121

1932-1933 1,864 - 1,864

1933-1934 - 449 449

1934-1935 - 125 125

Genel

Toplam

40795 4511 45306

36 BİUM., age., s. 80. 37 BİUM., age., s. 75.

Page 112: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

99

4.3. CUMHURİYET DÖNEMİ’NDE ESKİŞEHİR’DE EĞİTİM

Eskişehir'de okuryazarlık oranı, 1935'te % 29’dur. Aynı yıl Türkiye

ortalaması % 17 dolayındadır. Okuryazarlık oranı, izleyen yıllarda düzenli biçimde

yükselerek 1975'te % 77'ye ulaşmıştır. Aynı yıl Türkiye genelinde bu oran % 62 idi.

Bu 40 yıllık gelişme süreci içinde, erkek ve kadın okuryazarlık oranları arasındaki

farklar da azalmıştır. Süreç boyunca bu farkın arttığı Türkiye geneline göre,

ilde değişik bir gelişme olmuş ve cinsiyet bakımından daha dengeli bir yapıya

ulaşılmıştır. Eskişehir'de 1975'te yaklaşık her 10 erkekten 9'u ve her 10 kadından

7'si okuryazardı.38

Tablo 25: Eskişehir’de Nüfusun Cinsiyete Göre Dağılımı (1935-2000)

Toplam

Erkek

Yıllar Kadın 1935 183.205 90.741 92.464 1940 206.794 103.378 103.416 1945 244.251 126.367 117.884 1950 276.164 141.759 134.405 1955 323.511 165.566 157.945 1960 368.827 189.790 179.037 1965 415.101 210.949 204.152 1970 459.367 231.671 227.696 1975 495.097 254.173 240.924 1980 543.802 275.608 268.194 1985 597.397 301.562 295.835 1990 641.057 321.928 319.129 2000 706.009 352.264 353.745

38 Yurt Ansiklopedisi, s. 2895, 2896.

Page 113: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

100

Tablo 26: Eskişehir’de Nüfusun Okur Yazarlık Durumu (1935-2000)

Okuma Yazma Bilmeyenlerin Oranı

Okuma Yazma Bilenlerin Oranı

Yıllar Toplam Erkek

Kadın

Toplam Erkek

Kadın

1935 72,10 59,44 84,35 27,90 40,56 15,65 1940 62,67 47,97 77,37 37,33 52,03 22,63 1945 51,92 36,71 68,43 48,08 63,29 31,57 1950 48,53 33,99 63,52 51,47 66,01 36,48 1955 40,26 25,04 56,25 59,74 74,96 43,75 1960 42,10 28,99 56,08 57,90 71,01 43,92 1965 33,33 21,27 45,77 66,67 78,73 54,23 1970 28,01 17,78 38,44 71,99 82,22 61,56 1975 22,90 13,77 32,51 77,10 86,23 67,49 1980 19,48 11,30 27,88 80,52 88,70 72,12 1985 12,68 7,18 18,27 87,32 92,82 81,73 1990 10,83 5,78 15,91 89,17 94,22 84,09 2000 7,04 3,16 10,89 92,96 96,84 89,11

Tablo 27: Eskişehir’de Nüfusun Eğitim Durumu (Yüzde Dağılımı)

(1975-2000)39

Okuma Yazma

Bilmeyen

Okuma Yazma Bilen Fakat Okul

Bitirmeyen İlkokul Ortaokul Lise Yükseköğretim1975 33,31 9,31 46,27 4,25 4,78 2,08 1980 28,85 8,27 48,35 4,62 6,26 3,66 1985 18,17 7,73 55,74 5,77 8,60 3,99 1990 15,13 5,07 56,81 7,41 10,12 5,47 T

opla

m

2000 9,28 4,82 52,76 9,97 14,62 8,55 1975 17,96 10,90 54,63 6,22 7,02 3,29 1980 14,46 8,73 55,49 6,82 8,88 5,63 1985 8,56 6,65 58,85 8,22 11,75 5,97 1990 6,63 4,21 57,57 10,35 13,59 7,64 Er

kek

2000 3,25 3,20 49,04 13,75 19,77 10,99 1975 49,50 7,63 37,46 2,18 2,42 0,81 1980 43,50 7,80 41,09 2,38 3,59 1,65 1985 27,93 8,83 52,58 3,28 5,40 1,98 1990 23,60 5,94 56,05 4,48 6,64 3,30 Kadın

2000 15,14 8,39 56,37 6,29 9,62 6,19

39 Bu bilgiler, Devlet İstatistik Enstitüsü kayıtlarından alınmıştır. http://www.die.gov.tr.

Page 114: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

101

2004-2005 Eğitim Öğretim Yılına Ait Sayısal Veriler40

Tablo 28: İl Genelinde Derslik Durumu

TÜR MERKEZ İLÇE TOPLAM Ana Okulu Derslik Sayısı 40 5 45

İlköğretim Okulları Derslik Sayısı

1813 954 2767

Orta Öğretim Derslik Sayısı 801 270 1071

Genel Toplam Derslik Sayısı 2654 1229 3883

Tablo 29: İL Genelinde Türlere Göre Derslik Grafiği

40 Bu bilgiler, Eskişehir Milli Eğitim Müdürlüğü internet sitesinden alınmıştır. http://www.eskisehirmem.gov.tr.

Page 115: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

102

Tablo 30: İl Genelinde Öğretmen Durumu

ÖGRETMEN

MERKEZ İLÇE TOPLAM

Okulöncesi 180 13 193

İlköğretim 2796 886 3682

Orta Öğretim 1617 336 1953

Bağlı Kuruluşlar 28 2 30

Toplam 4621 1237 5858

Tablo 31: İl Genelinde Öğretmen Durumu

Page 116: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

103

Tablo 32: İl Genelinde Öğrenci Durumu

TÜR MERKEZ İLÇE TOPLAM

Genel Toplam Öğrenci Sayısı 98558 22130 120688

İlköğretim Genel Müdürlüğü

Okulöncesi (Resmi+Özel) 3428 684 4112

İlköğretim Okulları (Resmi+Özel) 67459 17462 84921

Orta Öğretim Okulları Genel

Toplamı

27671 3984 31655

Orta Öğretim Genel Müdürlüğü 16005 1717 17722

Erkek Teknik Genel Müdürlüğü 7437 851 8288

Kız Teknik Genel Müdürlüğü 1612 656 2268

Ticaret Turizm Genel Müdürlüğü 1208 233 1441

Din Öğretimi Genel Müdürlüğü 574 177 751

Öğretmen Yetiştirme Ve Eğitim

Gn.Md.

0

350 350

Özel Öğretim Kurumları Genel

Müdürlüğü

835 0 835

Tablo 33: İl Genelinde Türlere Göre Öğrenci Sayısı

Page 117: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

104

Tablo 34: İl Genelinde Okul Durumu

Okul Sayısı MERKEZ İLÇE TOPLAM

Anaokulu Sayısı 9 2 11

İlköğretim Okul Sayısı 133 132 265

Orta Öğretim Okul Sayısı 50 28 78

Toplam Okul 192 162 354

Tablo 35: İl Genelinde Okul Durumu Grafiği

Page 118: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

105

4.3.1. Okulöncesi Eğitim

Okulöncesi eğitim zorunlu öğrenim çağına kadar olan çocukların zihinsel,

fiziksel, duygusal ve sosyal gelişmelerini, sistemli bir ortam içinde daha iyi

sağlayan, yeteneklerinin gelişmesine yardım eden, onları temel eğitime hazırlayan ve

temel eğitim bütünlüğü içersinde yer alan bir eğitim devresidir. Okul öncesi eğitim,

mecburi ilköğrenim çağına gelmemiş çocukların eğitimini amaçlar. Gelişen ülke ve

çalışma koşulları, bu kurumların, çocuğun eğitiminde aile ile birlikte rol oynamaya

başlamasına neden olmuştur.41 Türk eğitim sisteminde okulöncesi eğitimin

teşkilât yapısı 1913 tarihli “Tedrisat-ı İbtidaiyye Kanunu”na dayanmaktadır. Bu

kanun okulöncesi eğitim veren okulların ülkenin her yerinde açılmasını emreder.

Bu kanun yürürlüğe girdikten iki yıl sonra, 1915'de “Ana Mektepleri

Nizamnamesi” yayınlanmış ve bu yönetmelikle birlikte, anaokulu ve anasınıfının

açılmasına başlanmıştır. Ancak ülkenin içinde bulunduğu durum ve savaş

şartlarının getirdiği zorlanmalı ve sıkıntılı dönem, diğer eğitim kurumlarında

görülen aksamalar ve olumsuz gelişmeler, okulöncesi eğitim kurumlarını da olumsuz

yönde etkilemiştir. Bu sebeple okulöncesi eğitim Cumhuriyet döneminde dahi son

zamanlara kadar yavaş bir gelişme göstermiştir.42

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında, Türkiye’de 38 ilde, 80 anaokulu

bulunuyordu. Bu okullarda toplam olarak 5880 öğrenci eğitilmekteydi. Ancak 1928

yılında ki Harf inkılâbı ile okuma-yazma seferberliğinin başlatılması, bütün yurtta

herkesin okur-yazar olması için çalışmaların ilköğretime ağırlık olarak kaydırılması

nedeniyle, anaokulları kapatılmıştır.43

41 M. Özodaşık, a.g.e., s. 207, 208. 42 Feyzi Öz, “Okul Öncesi Eğitim” Cumhuriyet Dönemi’nde Eğitim, İstanbul, 1983, s. 235-260. 43 Hasan Cicioğlu, Türkiye Cumhuriyeti’nde İlk Ve Ortaöğretim, Ankara, 1985, s. 22.

Page 119: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

106

Okulöncesi eğitim kurumlarının amaç ve görevlerine baktığımızda, millî

eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak yeniden geliştirildiği

görülür. Buna göre :

1. Çocukların dil gelişimine yardımcı olmak, dili rahatça ve düzgün olarak

kullanma alışkanlığı kazandırmak, Türkçe’yi doğru ve güzel konuşmalarını

sağlamak,

2. Çocuğa yaşadığı sosyal ve tabii çevrenin temel kavramlarını

kazandırmak,

3. Şarkı ve müzikli oyunlar yoluyla çocuğun duygusal ve estetik yönünü

geliştirmek,

4. Çocuğun zihinsel gelişmesini sağlayacak türden oyun ortamını yaratmak

ve eğitim programının uygulanmasını sağlamak,

5. Sağlıklı beden gelişimine hizmet edecek ölçüde serbest hareket imkânı

sağlamak,

6. Gerek arkadaşlarıyla, gerekse yetişkinlerle karşılıklı sevgi, saygı ve

güvene dayalı olumlu sosyal ilişkiler kurmasına yardımcı olarak, hür ve sorumluluk

sahibi bir kişiliğin gelişmesini sağlamak,

7. Boya ve kil gibi malzeme aracılığı ile çocukta yaratıcılığın ortaya

çıkmasına ve gelişmesine yardımcı olmak,

8. Çocuğun ilkokulda verilecek eğitimden yararlanabilmesi için temel

oluşturacak ön bilgilerin kazanılmasını sağlamak.

Yukarıda kısaca özetlemeye çalışılan bu amaçların gerçekleştirilmesi, bu

kurumların bina, oyun ve eğitim malzemesi ve burada çalışacak öğretmen ve

yardımcı eleman açısından uygun niteliklere sahip olmasına bağlıdır. Ancak,

Cumhuriyet'in ilk yıllarında ülkenin genel durumu göz önüne alındığında, içinde

bulunulan şartlar bu uygulamayı önemli ölçüde aksatmıştır.

Page 120: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

107

4.3.2. İlköğretim

İlköğretim XIX. y.y.’dan itibaren, hemen hemen bütün ülkelerde devletin

genel hizmetleri arasına girmiştir. Türkiye’de bireylerin en azından temel bilgi ve

becerilerle donanımlı hale getirilmesi açısından ilkokulların, eğitim sistemini

oluşturan diğer eğitim kurumları arasında ayrı bir yeri ve önemi vardır.

Cumhuriyetin kurulmasından sonra ilkokulların yaygınlaştırılması, özellikle

devletin temel eğitim politikalarından biri olmuştur. İlkokullarda kazandırılan bilgi

ve beceriler, bir yandan bireyin hayata atıldığı zaman kendisi ve toplum için daha

üretken ve verimli olmasını sağlarken, diğer yandan da daha ileri eğitim

kademelerindeki öğrenmelerin temelini oluşturur.

İlköğretim eğitim sisteminin temel taşı olarak kabul edilir. İlköğretim, 6-14

yaş grubundaki öğrencilere temel beceri kazandırarak, onları hayata ve bir sonraki

eğitim kurumlarına hazırlayan bir eğitim devresidir. Bu eğitim kademesinde

bireylere toplum içinde diğer üyelerle uyum içinde yaşamaları ve hayatlarını daha

iyi bir biçimde sürdürmeleri için gerekli olan temel bilgi ve beceriler kazandırılır.

İlköğretimin ilk devresini oluşturan ilkokullarda çocuklara; modern hayat için

gerekli olan okuma-yazma, okuduğunu anlama, ana dilini doğru kullanma, temel

matematik işlemlerine dayalı problemleri çözme gibi becerilerle toplumun yaşama

kuralları öğretilir.44

İlkokul programlarımızda ilk önemli değişme Cumhuriyet kurulduktan iki

yıl sonra 1926 yılında yapılmış, bu yıldan itibaren “toplu öğretim sistemi”

ilkokullarımız için esas alınmış, 1926 ilkokul programı buna göre düzenlenmiştir.

İlkokul programımız 1936'da ve 1948'de yeniden bazı düzenlemelere tabii

tutulmuştur. Ayrıca 1929 yılında yayınlanan İlk Mektepler Talimatnamesi,

ilköğretimin kendine özgü amaçlarını da göstermiştir. Yapılan düzenlemeler 1926

ilkokul programını ve o programla getirilen toplu öğretim sistemini geliştirici yönde

olmuştur. Bütün bu düzenlemeler ilkokulu, psikoloji alanındaki buluşları ile öğretim

44 M. Özodaşık, a.g.e., s. 209, 210.

Page 121: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

108

metodu, kültürel ve teknolojik alanlardaki yeni gelişme ve ihtiyaçlara cevap

verebilir bir düzeyde tutmak amacıyla yapılmıştır. Cumhuriyet döneminde,

ilköğretimdeki yenilik ve gelişmeleri bu programlar çerçevesinde

değerlendirmek gerekmektedir.

Cumhuriyetin İlk yılında toplam 61 ilkokul bulunan Eskişehir'de

okullaşma oranı, Cumhuriyetin getirdiği moral ve hamlelerle hızla yükselmeye

başlamıştır. İlkokul sayısı 1927'de 90’a 1945'de ise 281’e ulaşmıştır. Eskişehir’in

“eğitmen” uygulamasının ağırlıklı olduğu yerlerden biri olması 1940’lı yıllardan

itibaren Eskişehir’de köy okullarının sayısını ve kırsal kesimdeki çocukların

okullaşmasın hızla yükseltmiştir. Cumhuriyet'in i l k yıllarında ilkokul öğrenci sayısı

4.000'in biraz üstünde idi. izleyen beş yılda bu sayıda % 50'lik bir artış

gözlenmektedir. Bu dönemde tüm öğrenciler arasında kızların oranı daha düşüktü,

öğrencilerin % 52'si kent ilkokullarında okumaktaydı. 1960-1961 ders yılında 361'i

kırsal kesimde, 42'si de şehirlerde olmak üzere, Eskişehir'deki ilkokul sayısı 403'e

yükselmiştir.

Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren, kent okullarında

okuyanların ağırlıklı bir yer tutması, 1940’lı yıllara kadar sürmüş 1943'de toplam

ilkokul öğrencisinin yüzde 55'i kent, yüzde 45'i de kırsal kesimde yer alırken; bu

yıldan itibaren köy okullarına önem verilmesiyle bu oran tersine dönmüş,

1960’lı yıllarda kırsal kesimde öğrenci sayısı yüzde 54'ü bulmuştur.

Ancak hızlı kentleşmeye paralel olarak 1960’ların sonunda öğrenci ağırlığı

bakımından kırsal kesim ağırlığını yitirmeye başlamış 1970-1971 ders yılında

kentlerdeki 58 ilkokulda 32.607 öğrenci öğrenip görürken, kırsal kesimdeki 435

ilkokulda 32.848 öğrencilik potansiyelle dengeli bir durum ortaya çıkmıştır.

Sonraki yıllarda ise kırsal kesimde nüfusun hızla azalması, ilkokul öğrenci sayısının

da kentlerde ağırlıklı olmasına neden olmuştur, 1979-1980 ders yılında kentlerdeki

65 ilkokulda 39.505 öğrenci öğrenim görürken, kırsal kesimdeki 447 ilkokulda

öğrenim gören öğrenci sayısı 25.524'e düşmüştür.

Page 122: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

109

Bu düşüş, 1987 yılı sonuna kadar ise çok daha farklı bir görünüm alarak

1980’e kadar artan okul sayısının da azalmasına yol açmıştır. Okulsuz köy

bırakmama eğilimi sonucu. 1979-1980 ders yılına kadar kırsal kesimdeki ilkokul

sayısı 447'ye ulaşırken 8 yıl içinde, öğrencisizlik nedeniyle 31 köy ilkokulu

kapatılmıştır. Buna karşılık kentlerdeki ilkokullar ise ihtiyaca cevap veremez bir

duruma gelmiştir. 1980'den 1987'ye kadar kent ilkokulları 65'den 85'e çıkmış,

ayrıca hemen hemen hepsinde ikili öğretimi uygulamasına geçilmiştir. 1987-1988

ders yılında kırsal kesimdeki öğrenci sayısı 19.265'e düşerken, kent

ilkokullarındaki öğrenci sayısı da 47.747'ye yükselmiştir. Bu gelişmeye paralel

olarak da kentlerde yeni ilkokullara ihtiyaç artmıştır.45

4.3.3. Ortaöğretim

Osmanlı İmparatorluğu döneminde günümüz ortaöğretim kurumlarının

fonksiyonunu yerine getiren eğitim kurumları, 19.yüzyılın ortalarında açılan

Sultanîlerdir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde devlet memuru ve üniversiteye

öğrenci yetiştirmek amacıyla açılan bu okullar, Cumhuriyetin kuruluşundan sonra,

1925 yılında lise adını almıştır. 1950 yılına kadar geleceğin seçkin insanlarını

yetiştiren ve çoğunlukla büyük şehirlerde açılan bu okullar, çok partili dönemden

sonra Türkiye çapında süratle yaygınlaştırılmaya başlanmıştır. Türkiye'de

Cumhuriyetinin kuruluşundan sonra ortaöğretimin ilk devresini oluşturan

ortaokullar, ilk on yıl yalnız liselere öğrenci yetiştiren kurumlar olarak hizmet

vermiştir. 1930 sonrasında orta dereceli meslek okullarının açılmasıyla ortaokullar,

öğrencileri hem belli bir mesleğe, hem de liseye hazırlayan kurumlar haline

getirilmiştir.

45 Cahit Işık, Kenan Şanlıer, Sosyo-Ekonomik Gelişmede Eskişehir Nereden Nereye?..., Eskişehir Ticaret Odası Yayınları, Yayın No: 2, Eskişehir, 1998; Yurt Ansiklopedisi, s. 2896, 2897.

Page 123: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

110

Ortaöğretim, 12-17 yaş grubunu kapsayan, öğrencilere bir meslek

kazandırmayı ve onları yükseköğretim kurumlarına hazırlamayı amaçlayan eğitim

devresidir. Türkiye’de ortaöğretim kurumları genel olarak üçer yıllıktır.46

Ortaöğretimin en önemli fonksiyonu yükseköğretime öğrenci yetiştirmektir.

Yükseköğretimde verilen eğitim büyük ölçüde ortaöğretimde kazanılan bilgi ve

tecrübelere dayanmaktadır. Yükseköğretim kurumlarında öğrencilerin başarıları,

ortaöğretim kurumlarındaki eğitimin niteliğine bağlıdır. Bunun dışında ortaöğretim

kurumları bürokrasinin, sanayi kuruluşlarının, hizmet ve tarım sektörünün ihtiyacı

olan düzeydeki memur, teknisyen ve nitelikli işçi gibi ara insan gücünü yetiştirmede

önemli rol oynar.

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından, ortaöğretimin amaçları geniş olarak ilk

defa 1927 yılında yayınlanan Lise ve Orta Mektep Talimatnamesi’nde açıklanmıştır.

Daha önce, 1923 tarihli olan “Sultanî Mektepleri Talimatnamesi”nde ortaöğretimin

amaçlarına değinilmemiştir. Bu konuda ayrıntılı bilgi için “Orta Tedrisat Dairesi”nin

611 / 8653 sayılı ve 15 11 1927 tarihli genelgesinde yer almaktadır.47 Dokuzuncu

Milli Eğitim Şurası'nın Devlet Planlama Teşkilatı'nca da benimsenen önerisiyle,

Talim Terbiye Dairesi Başkanlığı'nca 1982-1983 öğretim yılında, sekiz yıllık

temel eğitim okullarının tüm yurda yaygınlaştırılması kararlaştırılmıştı. Bu

amaçla Eskişehir'de 2 temel eğitim okulu açılması planlanmıştır.

4.3.3.1. Ortaokullar

1925'te Eskişehir' deki l ortaokulda 130'u erkek, 50'si kız olmak

üzere 180 öğrenci okuyordu. Bunu izleyen yıllarda ortaokul sayısı , yavaş

bir artışla 1955'te 7’ye, 1965'te 14'e çıkmıştır. Ortaokul sayısındaki asıl artış,

1965-1980 arasında olmuştur. Bu dönemde ortaokul sayısı 5 katına çıkarak,

46 Y. Kemal Kaya, İnsan Yetiştirme Düzenimiz, Ankara ,1984, s.151. 47 M. Özodaşık, a.g.e., s. 223.

Page 124: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

111

70'e ulaşmıştır. Bu artışı, tümüyle söz konusu dönemde hızlanan kentleşme ile

açıklamak olanaksızdır. Çünkü, 1973'te sayıları 30'a çıkan ortaokullardan 16'sı

köylerdeydi. Bu durum, hem kırsal kesimde hem de kentlerde gözlenen daha

çok ortaokul açılması yolundaki toplumsal baskının, özellikle son on yılda

büyük bir ağırlık kazanmasının bir sonucudur. 1979-1980 öğretini yılında ilde

ilkokulu bitirenler arasından ortaokullara kayıtlarını yaptıran öğrenci oranlarının

yüksekliği, bu baskının sürmekte olduğunu göstermektedir. Gerçekten de

ilkokulu bitirenlerden ortaokula kayıtlarını yaptıran öğrenci oranı, ülke ölçeğinde

% 42 gibi çok düşük ve yetersiz bir düzeyde kalırken, bu oran Eskişehir'de %

56'ya yaklaşmaktadır. Ortaokula kayıt yaptıranlar arasında, erkeklerin oranı

daha fazladır ve % 70'e varmaktadır. Kaldı ki, ilkokuldan ortaokullara

geçenler bu sayılar ile de sınırlı değildir, imam hatip ve kız sanat ortaokullarına

giren öğrenciler de hesaba kat ı ld ığ ında, bu oranlar daha da

yükselmektedir. 1945-1980 arasında ortaokul öğrencilerinin sayısı 7,5 kat

artarak, 1980'de 21.000'i aşmıştır. Bu artışta erkeklerin oranı biraz daha

yüksektir.

Ortaokul öğretmenlerinin say ıs ında, 1955-1980 döneminde 5 kat

artış sağlanmıştır. Ne var ki bu, ortaokul öğrencilerinde özellikle son on yılda

görülen hızlı artışı karşılamaya yetmemektedir. Gerçekten de, 1979-1980 ders

yılında öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 40 olup, öğretimin niteliği eskiye

göre oldukça bozulmuştur.48

48 Yurt Ansiklopedisi, s. 2897.

Page 125: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

112

Tablo 36: Orta Mektep Ders Çizelgesi (1931) 49

DERSLER Birinci

Sınıf ikinci Sınıf

üçüncü Sınıf

Türkçe 5 6 4

Tarih 2 2 3

Coğrafya 2 2 1

Yurt Bilgisi 1 1 1

Hayvanat - 2 2

Nebatat - 2 -

Arziyat - - 1

Fizyoloji ve Hıfzıssıhat - - 3

Fizik - 2 2

Kimya - 2 2

Riyaziye S 4 4

Fen Bilgisi 3 - -

Yabancı Lisan 5 5 5

El yazısı 1 1 1

Resim 2 2 1

Musiki 2 1 1

Jimnastik 2 2 1

Askerlik Dersleri (Erkeklere)

-

2

2

Çocuk Bakımı (Kızlara)

-

- *

Serbest Zaman* 3 1 2

TOPLAM 34 34 34

*Serbest zamanlar, öğretmenler meclisinin kararı ile Fen Bilgisi, Fizik, Kimya ve Tabiiye dersleri laboratuarlarına sırayla alınacaktır. Kızların birinci ve ikinci sınıflarında birer saatlik dikiş dersleri içinde bu zamanlar kullanılacaktır.

49 H. A. Yücel, a.g.e., s.141.vd.

Page 126: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

113

4.3.3.2. Liseler

Eskişehir 1925'te il merkezi olmuştur. Daha önce ilde, aşağı-yukarı

tüm il merkezlerinde görülen idadi ya da sultani yoktu. 1925'te Eskişehir'de ilk

lise, ortaokuldan dönüştürülmüştür. Bu lise, Köprübaşı Meydanı'ndaki ahşap

bir yapıda sınırlı öğretmen kadrosu ile öğretime başladı. 50 Bugün Atatürk

Lisesi olarak bilinen Eskişehir Lisesi’nin, ilin eğitim ve kültürel yaşamına

katkısını görebilmek için, 1938'de Cumhuriyetin 15. yılı nedeniyle yayınlanan

bir kitaptaki şu sözlere bakmak gerekir.

“1925 yılında Eskişehir'de bir orta mektep ve bu orta mektepte 180

talebe vardı. Bu talebelerin 130'u erkek ve 50'i kızdı. Grafik birden bire yükseldi.

1932 senesinde Eskişehir Lisesi'nin erkek talebesi 550’ye ve kız talebesi 150'ye

çıktı. Sürçmez ve şaşmaz sistemlerle ilerleyen kültür hamlemiz, verimini günden

güne artırdı ve Eskişehir Lisesi'nde talebe mevcudu, 1933'de 925'e, 1934'de

1000'e. 1935'de 1085'e. 1937-1938 tedris devresinde ise 980e ulaştı. Eski devrin

esir ve yılgın kız çocuğu nakam anasının dizleri dibinde gözyaşı dökmeye ve hamur

yoğurmaya mahkum iken o; 1936' da 50 sayılı bir ilgi talibi olarak rahlenin önüne

geçti. 1938'de ise 260 rakamı ile yarınki Türkiye'nin ufkuna bir gün gibi doğdu.

Lise, eskiden Köprübaşı meydanında, ahşap bir binanın çatısı içine sığınan

mahdut kadrosu ile mini mini ve düpedüz bir orta mektepti. Bugün aynı

müessese, şehrin en havadar bir çevresinde, göz ve kalbe ilk defa çarpan bir irfan

abidesi olarak tecessüm etmiş bulunmaktadır. Tam ve muntazam teşkilatı, ders

levazımı, konforlu sınıfları, jimnastik, spor ve teneffüs aletleri ile bu yapı,

Eskişehir sosyal muhitine yeni ve yaratıcı bir kudretin doğuşunu

müjdelemektedir.”51

1954-1955 ders yılına kadar tek lisenin bulunduğu Eskişehir'de lise sayısı

1964-1965 ders yılında 4'e ulaştı. Lise sayısındaki patlama, ülke genelinde olduğu

gibi kalkınma planlarının uygulanması ile 1965 yılından sonra gerçekleşti ve

50 Yurt Ansiklopedisi, s. 2897. 51 Cumhuriyet’in 15. Yılında Eskişehir, Haz. CHP. Yönetim Kurulu, 1938.

Page 127: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

114

1979-1980 ders yılında 22'ye ulaştı. Aynı dönemde, hem öğretmen, hem de kız

öğrenci sayısında da dikkati çekecek bir gelişme oldu.

Öğretmen artışları 1955-1965 döneminde öğrenci artışının gerisinde

kalmıştır. Bu yüzden, dönem başında öğretmen başına 23 öğrenci düşerken,

1965'te bu sayı 50'ye yükselmiştir, öğretmen sayısındaki hızlı artış, 1965

sonrasında gerçekleşmiş, öğretmen başına öğrenci sayısı 13'e düşmüştür. Ayrıca,

öğretmenlerin büyük bölümünün kadrolu oluşu, eğitimin niteliğini olumlu yönde

etkilemektedir.52

1979'da ortaokul bitirenlerin yansından biraz fazlası genel eğitim

liselerine kayıtlarını yaptırırken, aynı yıl, ortaokullardan liselere geçişin

Türkiye'de yüzde 63 olduğu düşünülürse, Eskişehir'de liselere ilginin az olduğu

görülür. Bu da. ildeki mesleki ve teknik eğitim veren lise düzeyindeki okullara

ilginin daha çok olmasından kaynaklanmaktadır. Genel öğretim liselerinde

okuyan öğrenci sayısı, ortaokul sayısındaki artışa dayalı olarak büyük ölçüde

artarken, özellikle kız öğrenci sayısındaki artış rekor düzeye varmış. 1987-1988

ders yılında kız öğrenci sayısı, erkek öğrenci sayısını geçmiştir. 1964-1965 ders

yılındaki toplam 1952 öğrencinin yalnızca 490'nı kızlar oluştururken, 1979-1980

ders yılında 9.332 öğrencinin 3.949'unu kızlar oluşturmuştur. 1987-1988 ders

yılında ise liselerde okuyan erkek öğrenci sayısı 4.426 iken. kız öğrenci sayısı

4.978'e ulaşmıştır.53

52 Yurt Ansiklopedisi, s. 2897. 53 Işık, Şanlıer, a.g.e., s.32

Page 128: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

115

Tablo 37: Lise Sınıflarının dersleri (1931)54

üçüncü Sınıf

DERSLER Birinci Sınıf

ikinci Sınıf

Fen Edebiyat

Edebiyat - 3 2 5

Felsefe ve içtimaiyat - 2 2 6

Tarih 2 2 2 3

Coğrafya 2 2 1 1

Riyaziye 5 4 9 2

Tabiiye 3 2 1 1

Fizik 3 2 2 1

Kimya 3 2 2 1

5 5 5 5 1. Yabancı Lisan 2. Yabancı Lisan 3 3 2 3

Jimnastik 1 1 1 1

Askerlik (Erkeklere) 1 2 2 2

Yurt Bilgisi 1 1 - -

Serbest zaman 2 3 3 3

TOPLAM 34 34 34 34

54 H. A. Yücel, a.g.e., s.141.vd.

Page 129: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

116

4.3.3.3. Mesleki ve Teknik Öğretim

Cumhuriyet döneminin başında Türkiye'de sanayinin ve teknolojinin yok

denecek kadar az olması, mesleki ve teknik eğitimin de sınırlı gelişmesine neden

olmuştur. Mesleki ve teknik eğitim; mesleki ve teknik alanda sanayi için gerekli ara

insan gücünün yetiştirilmesine yönelik çaba sarf eder. Bir anlamda teknisyen

kadronun yetiştirilmesini amaçlar. Orta dereli okullar seviyesinde eğitim veren

kurumlardır.55 Bu alanda atılan ilk adım, 1927 yılında çıkarılan bir yasa ile, il ve

belediye idaresi sorumluluğundaki mesleki ve teknik liselerin Maarif Vekaletine

bağlanmasıdır. Bu yasadan sonra Maarif Vekaleti içinde Mesleki ve Teknik Genel

Müdürlüğü kurulmuş ve yeni okullar açılmasına yönelik çalışmalar başlamıştır. 1927-

37 yılları arasında erkek sanat okullarının sayısı 9'dan 11’e, kız sanat okullarının

sayısı ise 2'den 13'e çıkarılmıştır. Ayrıca bu okullara öğretmen yetiştirmek amacıyla

bir yandan yurt dışına öğrenciler gönderilirken, diğer yandan da yurt dışından

öğretmenler getirilmiştir.56 Cumhuriyetten önce birçok meslek okulu kurulmuşsa da,

mesleki eğitim Devletin eğitim politikası arasında yer almamıştır. Bu dönemde

mesleki eğitim yerel gruplar tarafından kurulmuş ve yönlendirilmiştir. Özellikle Ahilik

ve Lonca teşkilatlarının mesleki eğitimde büyük basanlar ve ilerlemeler kaydettiği

görülür.

Cumhuriyetin ilk yıllarında eğitim ve öğretim alanının merkezi, ilköğretim

ve okuma yazma seferberliği olduğundan, mesleki ve teknik eğitime yeterince ağırlık

verilmediği söylenebilir. Ancak bu alanda yapılan çalışmalar da küçümsenmemelidir.

Meslek okullarının geliştirilmesi konusunda yurt dışından getirilen uzmanların

raporlarından yararlanılmış ve bu raporlara göre mesleki ve teknik eğitimin

modernleştirilmesine gidilmiştir. 1940 yılında Türkiye’de sanayinin kurulmasıyla

birlikte, mesleki ve teknik eğitimde büyük gelişmeler kaydedilmiştir. Buna göre

mesleki ve teknik eğitimin amaçlan Millî Eğitim Bakanlığı tarafından şöyle

belirtilmektedir : 55 Hıfzı Doğan, “Mesleki ve Teknik Eğitim”, Cumhuriyet Dönemi’nde Eğitim, İstanbul, 1983, s. 45. 56 M. Özodaşık, a.g.e., s. 228.

Page 130: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

117

“Yeni Türk maarifinde mesleki öğretimin ilk hedefi, memleketin ekonomik

durumunda doğrudan doğruya veya bilvasıta müspet tesir yapacak, hayata bağlı ve

ihtiyaçlarına cevap verecek müesseseler kurmaktır. Her nevi istihsal maddelerini

ve mamullerini kemiyetçe arttırmak ve keyfiyetçe de yükseltmek, ancak istihsal

ve imal edenlerin umumi seviyelerim yükseltmek, meslek bilgilerim ve

maharetlerini artırmakla mümkündür. Millî endüstri hareketlerimizde muvaffak

olabilmek için kurduğumuz fabrikaları yüksek mühendis, teknisyen mühendislerin

ve kalifiye işçilerin eline bırakmak, genişleyen sınai iş hacminin ihtiyaçlarına

cevap verebilmek mecburiyetindeyiz, bunun için de yüksek mühendise,

teknisyen mühendise ve kalifiye usta ve işçiye muhtacız. Türk ordusu,

modernleşen her modern ordu gibi motorunu kendi yapan ve kullanan kitleler ister.

Her memlekette ekonomik nizam içinde mühim bir mevki alan küçük endüstri

mensupları da bu tarzda umumi seviye ve mesleki bilgi bakımından

kuvvetlenmeğe mecburdur”.57

Eskişehir'de geleneksel bakım ve onarım sanayi üzerine oturmuş bir

imalat sanayi gelişmiştir. Yarım yüzyıllık bir geçmişi olan "lokomotif ve cer atölyesi",

seker fabrikasının makine atölyesi gibi kuruluşlar, nitelikli işgücü gereksiniminin

ilde çok erken bîr tarihte başlamalına yol açmıştır. Nitelikli işgücü gereksinimi,

sanayinin gelişimine koşut olarak hızla artmaktadır, imalat sanayindeki faal

nüfus, 1975'te % 9 dolayına varmıştır, öte yandan,Orta Anadolu'da Ankara'dan

sonra ikinci büyük bölgesel merkez olması nedeniyle, Eskişehir, çevre illerin

mesleki ve teknik öğrenim gereksinimine de yanıt vermektedir. 1940'a değin l mesleki

ve teknik öğretini kurumunun bulunduğu Eskişehir'de, bu okulların sayısı 1945'te 7'ye

çıkmış, izleyen 35 yıllık dönemde de düzenli bir araş eğilimi göstermiştir. 1980'de

ilde bu türden 29 öğretim kurumu vardı.

57 H. Cicioğlu, a.g.e., s. 243.

Page 131: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

118

Tablo 38: 1979-1980 öğretim yılında, Eskişehir'de etkinliklerini sürdüren

mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarındaki öğrenci ve öğretmen sayıları:

Okulun Adı Öğrenci Sayısı Öğretmen Sayısı

Altı Sınıflı öğretmen Lisesi (1) 689 39

İmam Hatip Lisesi (3) 391 70

Kız Meslek Lisesi (3) 810 80

Endüstri Meslek Lisesi (4) 2.571

Motor Meslek Lisesi (1) 587 45

DDY Meslek Lisesi 393 56

Teknik Lise (2) 431 14

Ticaret Lisesi (2) 1.619

Akşam Ticaret Lisesi (1) 589 15

Sağlık Meslek Lisesi (3) 347 42

İmam Hatip Ortaokulu (4) 1.783

Kız Sanat Ortaokulu (3) 112 6

Sağlık Okulu (1) 179 *

(*) Öğretmenleri, Sağlık Meslek Lise’sinde gösterilmiştir.

1979-1980 Öğretim Yılında, Eskişehir'de mesleki ve teknik ortaöğretim

kurumlarında okuyan toplam öğrenci sayısı 10.500'e ulaşıyordu. bununla

birlikte, bu öğretim kurumlarında okuyan öğrencilerin tümünün Eskişehir’den

olmadıkları açıktır. söz konusu okullardan, öğretmen, sağlık, devlet demiryolları,

motor meslek liseleri, her ilde bulunmayan ve başka illerdeki öğrencilere de açık

olan bölge öğretim kurumlarıdır. mesleki ve teknik öğretim kurumlarındaki öğrencilerin

yarısına yakını (% 48,8), teknik nitelikteki lise ve ortaokullarda, % 30,7’si öğretmen,

ticaret ve sağlık lise ve ortaokullarında; % 20,5'i de imam-hatip ortaokulları ve

liselerinde okumaktadır.

Page 132: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

119

Eskişehir'deki Mesleki Ve Teknik Ortaöğretim kurumları arasında,

sonradan Yunus Emre Öğretmen Lisesi adını alan Kızılçullu Köy Enstitüsü ve

Eskişehir Teknik Ve Endüstri Meslek Lisesi'nin özel bir yeri vardır.

Bunlardan Öğretmen Lisesi, 17 Nisan 1940'ta Kabul edilen yasa île Çifteler

Köy Enstitüsü adıyla kurulmuştur. Enstitü, Eskişehir-Ankara yolu üzerinde, îl merkezîne

45 km uzaklıktaki Mahmudiye Köyü'nde kurulmuştu. Okulun, bitkisel

üretimîn çeşitli türleri ve hayvancılığa elverişli 5.000 dönümlük toprağı vardı.

Eskişehir’de Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi adı altında çalışmalarını

sürdüren teknik ortaöğretim kurumu ise, 1942-1943 öğretim yılında açılmıştır.

Çalışmalarına tesviyecilik, demircilik, marangozluk bölümleriyle başlamış olan okul,

1944'te geniş bir alan üzerine kurulan bugünkü yapılarına taşınmıştır. 1963-1964 öğretim

yılında 220 öğrencilik bir pansiyon eklenmiştir. Başlangıçta Sanayii Mektebi

adını taşıyan bu kurumun adı, daha sonra Erkek Sanat Okulu olarak değiştirildi.

1960'ların sonlarında ise, atölyelerin ağırlığı azaltılarak, genel öğretime daha çok yer

verilen bölümü, Endüstri Meslek Lisesi adını aldı. 1968-1969 öğretim yılında okulun

bünyesinde 4 yıllık bir teknik lise açıldı. Teknik Lise ile Endüstri Meslek

Lisesi'nin 1. sınıflarında ortak öğretim yapılmakta, ikinci sınıfta öğrenciler başarı

derecelerine göre bu iki öğretim kurumundan birine ayrılmaktadır. 1982'de Eskişehir Teknik

ve Endüstri Meslek Lisesi'nde tesviye, metal işleri, ağaç işleri, elektrik, elektronik, makine

model, döküm, makine ressamlığı, sıhhi tesisat ve kalorifercilik bölümleri vardı.

Mesleki ve teknik öğretim alanında öğretmen artışları, 1970-1980 döneminde

gerçekleşmiş ve önemli bir nicel gelişme sağlanmıştır. Ancak bu gelişme, eğitimin niteliğini

öğretmen başına düşen öğrenci sayısı açısından fazla değiştirmemiştir. Gerçekten de, 1960

ve 1980 başlarında, öğretmen başına düşen öğrenci sayıları (18 ve 17) hemen hemen

aynıdır, öğretmenlerin büyük bir bölümü kadroludur.58

58 Yurt Ansiklopedisi, s. 2897, 2898.

Page 133: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

120

4.3.4. Köy Enstitüleri

4.3.4.1. Köy Enstitüleri ve Kuruluş Amaçları

Türkiye’nin belli başlı eğitim problemlerinden biri de, kırsal kesimdeki

nüfusun bilgi, bilinç ve beceri bakımından belli bir düzeye getirilmesi, yurttaşlık

bilincine kavuşturulması, yeni rejime kazandırılmasıydı. İlk yıllar içindeki

denemeler bu yolda başarılı olamamıştı. Zamanla özel bir projenin zorunlu olduğu

kabul edilmişti. O günkü ekonominin başlıca dayanağını oluşturan tarım kesiminin

teşkilatlanması, ihtiyaç duyulan sosyal yapı değişiklikleri bu kesimin eğitimini

hükümetlerin önüne önemli bir gündem maddesi olarak getirmiştir. Köyün

canlandırılması, köylünün okutulması, 1930'lardan beri gündemdedir. Ancak çeşitli

girişimler sonuç vermemiştir. Köy Enstitüleri, İlköğretimi hızlandırmak, köylüyü

yurduna, toprağına bağlamak ve ısındırmak, dolayısıyla onları kalkındırmak amacıyla

Cumhuriyet döneminde kurulan eğitim kurumlarındandır. Ancak bu kurumların fikrî

temellerinin II.Meşrutiyet döneminde atıldığı görülür. Köylünün kalkınmasına yönelik

olarak yapılan çalışmaların başında, o köy için gerekli, köyün ve köylünün

ihtiyaçlarına cevap verecek olan öğretmenlerin yetiştirilmesi zorunluluğu vardır,

bunun için de öncelikli olarak köy öğretmeni yetiştirilmesi konusunda II. Meşrutiyet

döneminden beri devam ederek gelen köy için öğretmen yetiştirme görüşleri,

tecrübeleri ve projeleri vardır. Ayrıca, Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında

Türkiye’ye çağrılan yabancı eğitim uzmanlarının bu konudaki benzer görüşlerini

hazırlamış oldukları raporlarında dile getirmişlerdir.59

Köy Enstitülerinin kurulmasından önce köy öğretmeni yetiştirme

konusunda bazı görüşler, arayışlar ve deneyimler vardı. 1927'de, Mustafa Necati'nin

Bakanlığı döneminde, Denizli Erkek Muallim Mektebi, Köy Muallim Mektebine

çevrilmiş ve Kayseri'de Zincirdere köyünde bir Köy Muallim Mektebi daha

açılmıştır. Ne var ki, bu kurumların programları, öteki muallim mekteplerinden

hemen hiç farklı değildi, öğretimi daha da zayıftı. 1932'de Kayseri, 1933'de de 59 M. Özodaşık, a.g.e., s. 233.

Page 134: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

121

Denizli'deki bu okullar kapatıldı. 1933'de Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip, çok sayıda

ve köy için öğretmen yetiştirmek üzere çalışmalar yaptırdı ve Mıntıka Muallim

Mektepleri kurulması düşünüldü ise de, uygulamaya konamadı. 1936 'da Saffet

Arıkan'ın Bakanlığı döneminde de , Eskişehir'in Mahmudiye köyünde bir Eğitmen

Kursu açıldı. Amaç, askerde onbaşı, çavuşluk yapmış köylü gençleri altı aylık bir

kurstan sonra eğitmen unvanıyla küçük köylere ve üç yıllık ilkokullara gönderip

öğretmen sıkıntısını biraz hafifletmekti. Aynı yıl, daha büyükçe (nüfusu 400'ün

üstünde) köylere öğretmen yetiştirmek üzere İzmir Kızılçullu'da ve Eskişehir

Çifteler'de Köy Öğretmen Okulları açıldı. Bunlar sonradan Köy Enstitülerine

dönüştürüldü.60

1940 tarihli kanunla, köy öğretmeni ve köye yarayan diğer meslek

elemanlarını yetiştirmek üzere, tarım işlerine elverişli arazisi bulunan köylerde, beş

yıl öğretim süreli Köy Enstitüleri açılmış ve daha önce açılan Köy Öğretmen

Okulları da Köy Enstitüsü biçimine dönüştürülmüştür. Köy Enstitülerine, beş sınıflı

köy okulunu bitiren sağlıklı ve yetenekli köy çocuklarının alınılması kanunda

belirtilmiştir. Köy Enstitülerinin kuruluş amaçlarının başında, özellikle köyün ve

köylünün kalkındırılması çabalan gelmektedir. Cumhuriyetin ilk yıllarında

Türkiye’ye nüfusunun büyük çoğunluğunun köylerde ikamet etmesi ve köylülerin

gelişimden mahrum olması önemli bir problem teşkil etmekteydi. İşte bu sebeple her

alanda köylünün kalkınmasına yardımcı olacak ve köyün problemlerini ve yaşama

alışkınlıklarını iyi bilen köy çocuklarından faydalanılarak problemin çözümü

amaçlanmıştır. Çünkü köyün hayat şartlarını iyi bilmeyen ve köye tayin edilen

öğretmenler köylerde pek başarılı olamamışlardır. Bir anlamda teori ile pratiği

senteze ulaştırarak kurulan Köy Enstitüleri, elinde kalem tutan öğretmenleri

yetiştirirken, diğer yandan o köy için tarımdan, hayvan yetiştiriciliğine kadar her

alanda çalışan ve üretici olarak toplumda aktif rol alan öğretmenleri yetiştirmek

Köy Enstitülerinin kuruluş felsefesini oluşturmaktadır. Yani köy için yararlı bir insan

yetiştirmektir. Böylece Köy Enstitüleri köylerde temel okuma-yazma becerilerini

kazandırma yolunda çaba sarf ederken, aynı zamanda da Türkiye’nin kalkınmasında

60 Y. Akyüz, a.g.e., s. 354.

Page 135: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

122

önemli rollerinin olduğu görülür.61 Tonguç köylüye bir şey öğretebilmek için, ondan

birçok şeyin öğrenilmesi gerektiğini vurgulamıştır.62

Köy Enstitüleri kuruldukları andan itibaren en çok tartışılan eğitim kurumu

olmuştur. İdeolojik bir platformda yapılanmaya çalışmaları, bu çerçevede her şeyi

ideolojik açıdan ele almaları getirdikleri bazı yenilikleri de gölgede bırakmış, ülke

çapında bu kurumlara karşı tavırlar alınmıştır. İş okulu ve üretim okulu fikrinden

hareket ederek Marksist bir ideoloji peşinde koştuğu ileri sürülen Tonguç ve

ekibinin bu okullarda sosyalist görüşlerle donatılmış bir nesil yetiştirme çabaları

içinde olduğu ileri sürülmüştür.63 Köy Enstitüleri’nin, 1946’dan sonra özgün

yapılarından sapması sonucu, Tonguç’un “Enstitülerin Kalbi” dediği Yüksek Köy

Enstitüsü 1947’de kapatıldı. 1950’den sonra kız ve erkek öğrenciler ayrı enstitülerde

toplandı, sağlık kolları kapatıldı. 1953’te programları, ilköğretmen okullarınınki ile

birleştirildi. 1954 yılında çıkarılan 6234 sayılı yasa ile Köy Enstitüleri tümden

kapatılıp yerlerinde ilköğretim okulları açıldı.64

4.3.4.2. 1943 tarihli Köy Enstitüleri Programı65

Kültür dersleri:

Türkçe, tarih, coğrafya, yurttaşlık bilgisi, matematik, fizik, kimya, tabiat ve

okul sağlığı, yabancı dil, el yazısı, resim—iş, beden eğitimi ve ulusal oy., müzik,

askerlik, ev idaresi ve çocuk bak., öğretmenlik bilgisi (toplumbilim, iş eğitimi,

çocuk ve iş ruh bilimi, iş eğitimi tarihi, öğretim metodu ve tat.), ziraî işletmeler

ekonomisi ve kooperatifçilik.

61 Pakize Türkoğlu, Tonguç ve Enstitüleri, İstanbul, 1997, s.124. 62 Bkz., İsmail Hakkı Tonguç, Mektuplarla Köy Enstitüsü Yılları, (1935-1946), Haz. Engin Tonguç, Çağdaş Yayınları, İstanbul, 1976. 63 M. Özodaşık, a.g.e., s. 235. 64 N. Altunya, a.g.m., (http://yayim.meb.gov.tr/yayimlar/sayi26/altunya.htm). 65 Cavit Binbaşıoğlu, Köy Enstitüleri’nde Öğretim Programları, Öğretmen Dünyası, Nisan, 1990, sayı 124, s. 27-32.

Page 136: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

123

Ziraat dersleri ve çalışmaları:

Tarla ziraatı bahçe ziraatı (fidancılık, meyvecilik, bağcılık, sebzecilik),

sanayi bitkileri ziraatı, zootekni, kümes hayvanları bilgisi, arıcılık ve ipek böcekçiliği,

balıkçılık ve su ürünleri, ziraat sanatları.

Teknik Dersler ve Çalışmalar:

Köy demirciliği (nalbantlık, motorculuk), köy dülgerliği (marangozluk),

köy yapıcılığı (tuğla ve kiremitçilik, taşçılık, kireççilik, duvarcılık, sıvacılık,

betonculuk), kızlar için; köy ve el sanatları (dikiş, biçki, nakış, örgü ve dokumacılık,

ziraat sanatları).

Tablo 39: Köy Enstitüleri İle İlgili Sayısal Bilgiler66

Ders Yılları Enstitü

Sayısı

Öğretmen

Sayısı

Öğrenci Sayısı Toplam Mezunlar

Erkek Kız Öğretmen Sağlık

Memuru

1937-38 2 12 128 – 128 – –

1938-39 3 25 325 16 341 – –

1939-40 4 40 1.074 107 1.181 – –

1940-41 14 234 4.933 438 5.371 – –

1941-42 17 294 6.987 705 7.692 103 –

1942-43 18 354 8.834 837 9.671 254 –

1943-44 18 368 11.563 1.276 12.839 1.911 –

1944-45 20 487 12.761 1.475 14.236 1.797 221

1945-46 20 505 13.068 1.396 14.464 1.460 252

1946-47 20 547 12.822 1.336 14.158 2.089 228

1947-48 20 642 11.814 1.078 12.892 2.162 336

1948-49 21 209 11.244 773 12.071 2.269 220

1949-50 21 672 13.251 721 13.972 1.741 91

1950-51 21 597 13.322 773 14.095 1.760 –

1951-52 21 570 12.647 706 13.173 1.795 –

66 DİE., Milli Eğitim Hareketleri 1967, s.32-35, 41, 47; DİE. İstatistik Yıllığı, 1953, s.149-50.

Page 137: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

124

4.3.4.4. Köy Enstitüleri ve Eskişehir’deki İzleri

Mahmudiye Eğitmen Kursu

Eskişehir Mahmudiye Köyünde 1936 yılında “Eğitmen Kursu”

açılmıştır.67 Askerde onbaşı yada çavuş olan gençler altı aylık bir kurstan sonra

“eğitmen” unvanını almışlardır. Küçük köylerde ve üç yıllık ilkokullarda görev

yapmışlar, öğretmen ihtiyacını gidermişlerdir.68

Yunusemre Anadolu Öğretmen Lisesi

1937 yılında “Mahmudiye Köy Eğitim Yurdu” dur. Köy Eğitim Yurdu,

eğitmenlerin yetiştirildiği, köy ilkokullarının 4. ve 5. sınıflarından mezun olan

öğrencilerin 3 yıllık eğitim aldıktan sonra “eğitmen” olarak atandıkları, orta

derecede öğretim yapan bir okuldu.69 1939 yılında “Köy Öğretmen Okulu”; 17

Nisan 1940 tarihinde çıkarılan 1803 sayılı kanunla, “Çifteler Köy Enstitüsü ve

Eğitmen Kursu” olmuştur. 4 Şubat 1954 yılında 6234 sayılı kanunla şehir öğretmen

okullarıyla statüsü aynı kılınmış ve öğrenim süresi altı yıla çıkarılmıştır. 27.10.1956

tarihindeki Bakanlık onayı ile “Yunusemre İlköğretmen Okulu” olmuştur. 1970-

1971 öğretim yılından itibaren öğrenim süresi 7 yıla çıkarılan okulumuz, öğretmen

yetiştirmenin yanı sıra Lise öğrenimini de veren bir okul haline gelmiştir. 1975

yılında son ilkokul öğretmenlerini mezun eder. 1990-1991 öğretim yılından itibaren

Anadolu Öğretmen Lisesi haline getirilmiş ve adı “Yunusemre Anadolu Öğretmen

Lisesi” olarak değiştirilmiştir. 70 Ünlü eğitimci İsmail Hakkı Tonguç, Eskişehir

Öğretmen Okulu’nda resim, el işi ve beden eğitimi öğretmeni olarak görev

yapmıştır.71

67 BCA, 030, 13, 01, 02, 76, 53, 16. 68 Eskişehir Milli Eğitim Müdürlüğü’nden alınmıştır. 69 Kurs Talimatnâmesi için bkz. ekler. 70 Yunus Emre Anadolu Öğretmen Lisesi Müdürlüğü’nden alınmıştır. 71 R. Zelyut, a.g.m., s. 674, 675.

Page 138: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

125

Süleyman Çakır Kız Öğretmen Okulu

1961-1962 Öğretim döneminde eğitim öğretime açılmıştır. 1964 – 1965’te

ilk mezunlarını verip 1977 – 1978 eğitim öğretim yılında son mezunlarını verip

kapanmıştır.

Eskişehir Eğitim Enstitüsü 1971 – 1972 eğitim öğretim yılında Türkçe, matematik, fizik, kimya,

İngilizce, tarım bölümleriyle açılmış; belli bölümlerin akşam öğretimi yapılmış,

1981 – 1982 eğitim öğretim yılında kapatılmıştır.

4.3.5. Yükseköğretim

Türkiye’de üniversitelerin kurulması ve gelişmesi konusu incelendiğinde,

üniversite kavramının Cumhuriyet dönemi öncesi ve sonrasında kesin olarak farklı

şekilde algılandığı görülür. Hatta Cumhuriyet sonrası dönemde üniversitelerin

değişik anlayışlar içinde kurulduğu ve geliştiği dikkati çekmektedir.

Cumhuriyet kurulduktan sonra, kısa bir süre Darülfünun-u Osmanî adını

taşıyan üniversite, 1924 yılında İstanbul Darülfünunu adını almış ve tüzel kişilik

kazanmıştır.72

1976’da Üniversiteye girişlerde Eskişehir, İç Anadolu’nun en başarılı iliydi.

Eskişehir’i, Ankara ve Konya izliyordu. O yıl, ilde 14 liseden 3.628 öğrenci sınava girmiş,

775’i başarılı olmuştur. Eskişehir, binde 214 olan başarı oranı ile Ankara’nın da (binde

212) önündeydi ve binde 127 olan bölge ortalamasının çok üzerinde bir düzey

tutturmuştu, il, Türkiye ölçeğinde ise 12. sırayı almaktaydı. 1976’da böyle yüksek bir

başarı düzeyinde bulunan il, 1965’lerde daha gerilerde yer alıyordu. O yıl Eskişehir,

72 Yahya Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, (Dördüncü Baskı), İstanbul, 1993, s. 311.

Page 139: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

126

binde 235 olan iç Anadolu ortalamasından ancak 4 puan ileride bir başarı oranı

tutturmuştu. Ülke ölçeğindeki sıralamada ise 22. idi.73

4.3.5.1. Anadolu Üniversitesi

Canlı bir ticaret ve sanayi merkezi olarak gelişen Eskişehir giderek iç

Anadolu'nun ikinci büyük ili olmuştur. Buna bağlı olarak ilde, yalnız ilin değil daha geniş bir

bölgenin yetişmiş insan gücü gereksinimini karşılamaya yönelik bir yükseköğretim

hareketi vardır. Yükseköğretimin temelleri, Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi

ve Devlet Mimarlık Mühendislik Akademisi ile atılmış, 1982'de bu temel üzerinde,

bu iki kurumu ve Hacettepe Üniversitesi’ne bağlı olarak yeni kurulan Tıp Fakültesi'ni

kapsayan Anadolu Üniversitesi oluşturulmuştur.

İlin en eski yükseköğretim kurumu olan Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler

Akademisi, 1958 etkinliklerine Yüksek İktisat Okulu adı altında başlamış, 1959’da

çıkarılan 7334 sayılı yasa ile İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi haline

dönüştürülmüştür. Akademi, 1967-1968 öğretim yılında kampüsüne taşınmıştır.74

1982 yılında Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, Eskişehir

Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi, Eskişehir Tıp Fakültesi, Yabacı Diller

Yüksekokulu, Kütahya, Afyon, Bilecik ve Bolvadin Meslek Yüksekokulları,

Anadolu Üniversitesi adı altında toplandı. 1992 yılında Anadolu Üniversitesinin

Kütahya'daki akademik birimleri Dumlupınar, Afyon'daki akademik birimleri de

Kocatepe Üniversitesi oluşturdu. 1993 yılında ise Tıp, Mühendislik ve Mimarlık,

Fen -Edebiyat fakülteleri, Anadolu Üniversitesi'nden ayrılarak Osmangazi Üniversitesi

bünyesinde yer aldılar.

73 Yurt Ansiklopedisi, s. 2898, 2899. 74 Yurt Ansiklopedisi, s. 2898, 2899.

Page 140: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

127

1993 yılındaki düzenleme ile yeniden yapılanan, Anadolu Üniversitesi

bünyesinde Eczacılık, Edebiyat, Eğitim, Fen, Güzel Sanatlar, Hukuk, İktisadi ve İdari

Bilimler, İletişim Birimleri, Mühendislik-Mimarlık, İşletme, İktisat ve Açıköğretim

fakülteleri örgün eğitim vermektedirler. İktisat, İşletme ve Açıköğretim fakültelerinde,

uzaktan eğitim yöntemi uygulamakta; İktisadi ve İdari İlimler Fakültesinde ikinci

öğretim de yapılmakladır. Devlet Konservatuarı, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu,

Engelliler Entegre Yüksekokulu, Sivil Havacılık Yüksekokulu ile Turizm ve Otel

İşletmeciliği Yüksekokulu'nda 4 yıllık lisans eğitimi verilmektedir. Bilecik Meslek

Yüksekokulu, Bozüyük Meslek Yüksekokulu ve Eskişehir Meslek

Yüksekokulu'nda ise önlisans düzeyinde eğitim yapılmaktadır.

Anadolu Üniversitesi'nde lisansüstü eğitimin yanı sıra çeşitli

araştırmalarında yapıldığı Fen Bilimleri, Sağlık Bilimleri ve Sosyal Bilimler

Enstitüleri ile; çalışmalarını inceleme ve araştırmalara yöneltmiş bulunan Güzel

Sanatlar, İletişim Bilimleri, Eğitim Bilimleri, Engelliler Araştırma, Ulaştırma

Ekonomisi Araştırma, Uydu ve Uzay Bilimleri Araştırma Enstitüleri

bulunmaktadır.

Anadolu Üniversitesi'nde eğitimin ve öğretimin yanı sıra araştırmaların

yapıldığı merkezler de bulunmaktadır. Bu merkezler şunlardır:

Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi,

Arkeoloji, Sanat Tarihi Araştırma Merkezi,

İnkılap Tarihi ve Atatürk İlkeleri Araştırma Merkezi

Yabancı Diller Araştırmaları Merkezi,

Avrupa Birliği Araştırma ve Dokümantasyon Merkezi,

AKÇE (Kültürel Çalışmalar ve Çevre Eğitimi Merkezi),

Halkbilim ve Araştırmaları Merkezi,

İÇEM (İşitme Engelli Çocuklar Okul Öncesi Eğitimi Araştırma ve

Uygulamaları),

TBAM (Anadolu Üniversitesi Tıbbi ve Aromatik Bitki ve İlaç Araştırma

Merkezi),

Page 141: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

128

Mediko Sosyal Merkezi,

AÜBAUM (Anadolu Üniversitesi Bilgisayar Araştırma Uygulama

Merkezi),

Televizyon ile Eğitim - Öğretim ve Araştırma Merkezi,

Atatürk Müzik Araştırmaları Merkezi,

Yaygın Eğitim ve Araştırma Merkezi,

ESAM (Eskişehir Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi),

Sivil Havacılık Araştırmalar ve Uygulama Merkezi.75

Anadolu Üniversitesi, Eskişehir'in kalkınmasında ve modernleşmesinde çok

büyük bir katkıya sahip olan Anadolu Üniversitesi kültür ve sanat açısından da

Eskişehir’e katkıda bulunmaktadır. Sinema, tiyatro, konser ve sergi salonlarıyla

öğrencilerin kültürel ve sanatsal etkinlikleri metropolleri eş zamanlı izlemesine olanak

veriyor. Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi, Kongre Merkezi, Uluslararası Eskişehir

Festivali'ne de ev sahipliği yapıyor.76

4.3.5.2. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi

Osmangazi Üniversitesi; 18.8.1993 tarih ve 496 sayılı kanun hükmünde

kararname ile Anadolu Üniversitesi bünyesinde yer alan Tıp, Mühendislik

Mimarlık, Fen Edebiyat Fakülteleri ile Sağlık Hizmetleri ve Eskişehir Sağlık

Hizmetleri Meslek Yüksekokulları, Fen Bilimleri, Metalürji, ve Sağlık Bilimleri

Enstitüleri ile Üniversitenin bünyesinde yeni açılan İktisadi ve İdari Bilimler

Fakültesi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü ile kurulmuştur.

Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, 1990-1991 Öğretim yılında

kurulmuş; Eskişehir Sağlık Yüksekokulu ise Eskişehir Sağlık Hizmetleri Meslek

Yüksekokulu Hemşirelik Önlisans Programı ile 1992-1993 öğretim yılında eğitime

75 Sedat Sümbül, (Edt.), Cumhuriyet Öncesi ve Cumhuriyet Dönemi Eskişehir’de Eğitim, Eskişehir Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü Yayını, Eskişehir, 1999. 76 http://anadolu.edu.tr

Page 142: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

129

başlamış, 1996-1997 öğretim yılında Önlisans programlarının lisans programlarına

dönüştürülmesiyle Eskişehir Sağlık Yüksekokulu adı ile lisans eğitimine

başlamıştır. Ziraat Fakültesi, 4.7.1995 tarih ve 95/7044, İlahiyat Fakültesi 14.11.1995

tarih ve 95/7515, Eğitim Fakültesi ise 12.8.1998 tarih ve 98/11641 sayılı Bakanlar

Kurulu Kararı ile kurulmuşlardır. Sivrihisar Meslek Yüksekokulu 1994-1995, Eğitim

Fakültesi 1998-1999, Ziraat Fakültesi 2002-2003 öğretim yılında öğretime

başlamıştır.

Osmangazi Üniversitesi'ne bağlı olarak, 7 fakülte (Eğitim Fakültesi, Fen-

Edebiyat Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İlahiyat Fakültesi,

Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Tıp Fakültesi, Ziraat Fakültesi, 2 Yüksekokul, 4

Enstitü ( Sağlık Bilimleri Enstitü , Sosyal Bilimler Enstitüsü, Metalürji Enstitüsü, Fen

Bilimleri Enstitüsü), 2 Bölüm (Yabancı Diller Bl., Enformatik Bl.) ve 10 Merkez

bulunuyor.

Üniversitenin eğitim öğretim birimlerinin çoğu, kent merkezinde 3.500

dönüm arazi üzerinde kurulu olan Meşelik Kampusu'nda yer alıyor. 1200 seyirci

kapasiteli uluslararası nitelikte olimpik spor salonu bulunan üniversitede, 2500 kişilik

amfi-tiyatro ve 80 dönümlük alan içinde farklı bitkilerin yetiştirildiği bir argorado

bulunuyor.

Bir öğrencinin aynı zamanda iki ayrı alanda diploma veya sertifika sahibi

olmasına olanak sağlayan “Çift Ana dal” ve “Yan dal” programlarını da uygulamıştır.

Her yıl yenilenen ve üniversitenin tüm birimlerinde yapılan seçimlerde seçilen öğrenci

temsilcileri, öğrenci sorunlarını ve düşüncelerini yönetim kurullarında ve senatoda

gündeme getirebiliyor ve konsey başkanının aracılığıyla tartışmaya katılabiliyor.

Page 143: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

130

Osmangazi Üniversitesi'nde bulunan araştırma merkezleri şunlardır:

Fen Bilimleri Araştırma ve Uygulama Merkezi (FBAM)

Genetik Hastalıklar Doğum öncesi Tanı ve Biyoteknoloji Uygulama.

Araştırma.Merkezi (GENTAM)

Teknoloji Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (TEKAM)

Tıbbi ve Cerrahi Deneysel Araştırma Merkezi (TICAM)

Yunusemre Araştırma Merkezi (YUMER)

Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi (HASTANE)

Halkbilim Araştırma ve Uygulama Merkezi (HAMER)

Osmangazi Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi

(OGÜDAM)

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi (ATAM)

Osmangazi Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (OGÜSEM)

Osmangazi Üniversitesi Bor Uygulama ve Araştırma Merkezi (BORAM)

Osmangazi Üniversitesi'nin tüm fakülteleri ile Eğitim, Uygulama ve

Araştırma Hastanesi'nde bulunan kütüphanelerde kaynak kitaplara ulaşma

imkanının yanı sıra, Tıp Fakültesi'nde bulunan Elektronik Kütüphanede tümü

internet bağlantılı çok sayıda bilgisayar ile kaynak kitapların CD versiyonları

öğrencilerin kullanımına açılmıştır. Diğer fakültelerin kütüphanelerinde de çok sayıda

kitap ve dergi yer almaktadır. Üniversitenin Merkez Kütüphanesi'nin inşaatı

tamamlanmıştır.

Üniversitede öğrenciler tarafından kurulmuş pek çok kulüp bulunmaktadır.

Atatürkçü Düşünce Kulübü , Türk Dünyası Dostluk Kulübü, Ekonomi ve İşletme

Kulübü, Bilgisayar Kulübü, Çevre ve Sanat Kulübü, Gençlik ve Spor Kulübü,

Dağcılık Kulübü, Tiyatro Kulübü, Eşli Danslar, Türk Sanat Müziği, Halk Oyunları

ve Pop Müzik toplulukları bunlar arasındadır. Her yıl Mayıs ayında Bahar Şenlikleri

düzenlenmektedir. Açılan çeşitli sergiler OGÜ Sanat Galerisi'nde izlenmektedir.

Eskişehir'de internet üzerinden yayın yapan ilk radyo olma özelliğine sahip Radyo

Page 144: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

131

OGÜ müzik yayınını dışında, üniversite öğrencilerini ve dinleyicilerini sağlık,

ekonomi ve teknik alanlar ile ilgili uzman öğretim elemanlarıyla yapılan

söyleşilerle bilgilendirmektedir. Osmangazi Üniversitesinde uluslararası

standartlara uygun 1200 seyirci kapasiteli bir spor salonu 2000 yılında hizmete

girmiştir. Üniversite bünyesinde 2 adet halı futbol sahası, 5 adet açık tenis kortu, 4 77adet açık basketbol sahası vardır.

77 Bu bilgiler, T.C .Osmangazi Üniversitesi Rektörlüğü, Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı’ndan alınmıştır.

Page 145: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

132

5. BÖLÜM

SONUÇ VE ÖNERİLER

5.1. SONUÇ

Kuruluş Dönemi’nde sancak merkezi olan Eskişehir, Tanzimat’ın ilânından

sonra, Anadolu Eyaleti kaldırıldığı zaman, Hüdâvendigâr Vilayeti’nin Kütahya

Sancağı’na bağlı bir kaza merkezi durumuna gelmiştir. Bu da, devletin kuruluş yeri

olmasına rağmen şehrin yeterli ilgiyi göremediğini kanıtlamaktadır. Bu ilgisizlik ve

bakımsızlık eğitime olumsuz yansımıştır. Kuruluş Devri’nden, “Yenileşme

Çabaları”nın başladığı Tanzimat Dönemi’ne kadar Eskişehir civarında açılan eğitim

kuruluşlarının İstanbul ve diğer Anadolu kentleri ile kıyaslandığında yeterli olmadığı

görülmektedir. Kurulan az sayıdaki medreselerin ise genellikle taş binalar olmaması,

bugün bu yapılar ve verilen eğitimin düzeyi hakkındaki bilgilerimizi

sınırlandırmaktadır. Eskişehir’i inceleyen ve anlatan eserler içinde kısmen ele alınan

eğitim, kronolojiden yoksun ve bir bütünlük taşımamaktadır. Eğitim ve öğretim

kurumları ile ilgili güvenilir kaynaklar başlangıç ve gelişme döneminin ilk yılları

için yetersizdir. Çeşitli arşivlerde korunan belgelerin ise henüz tasnifi yapılmamıştır.

Vakıfların etkinliğini yitirmesiyle birlikte ortaya çıkan boşluğun doldurulmasına

yönelik çabalara ilişkin verilen çaba da, yetersiz kalmaktadır

Türk Eğitim sisteminin temel yapısını oluşturan 1869 Maarif

Nizamnamesi'nden sonra, özellikle II. Abdülhamit devrinde okullaşma artmıştır.

Eskişehir’de XIX. Yüzyıla gelindiğinde, Balkanlar ve Kırım’dan gelen göçler ile

nüfusun arttığı, artan nüfus ile Batı tarzında eğitim veren okulların da açıldığı

görülmektedir. Ayrıca, Anadolu demiryolunun yapımında Eskişehir’de çalışan;

Fransız, İtalyan ve İsviçreli işçi ve mühendisler bulunuyordu. 1891 yılında bu

Avrupalı işçi ve mühendis çocuklarının eğitimi için Saint Augustin de I’ Assomption

rahipleri Eskişehir’e yerleşmiş ve bir okul açmışlardır. Fransızların kurduğu “Freres

Français de Saint Augistin de I’ Assomption” rüştiyesi hakkında birkaç seyyahın

Page 146: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

133

eserleri ve salnâmeler dışında bugün yeterli bilgi bulunmamaktadır. Ayrıca bölgede

yaşayan Ermenilerin, Rumların ve Yahudilerin de kendi çocuklarının eğitimi için

okullar açtığı bilinmektedir. Bu okulların verdiği eğitimin düzeyi, hangi derslerin

verildiği ve kimlerin görev yaptığı gibi sorular da yanıtsız kalmaktadır. Yalnız

Ahmet Şerif’in, “Tanin” gazetesi adına Anadolu’ya yaptığı gezinin Eskişehir

durağında Ermeni Mektebi’ne yaptığı ziyaret, bu okulun Türk okullarına göre daha

başarılı olduğunu göstermektedir.

Osmanlı Devleti Dönemi’nde kurulup, Cumhuriyetin ilânından sonra

eğitime devam eden okullar (Sakarya İlköğretim Okulu, Cumhuriyet İlköğretim

Okulu, Ülkü İlköğretim Okulu, Turan İlköğretim Okulu, Dumlupınar İlköğretim

Okulu, Adalet İlköğretim Okulu, Atatürk Lisesi) Eskişehir’de eğitimin önemli

dönemeçlerinden birisini oluşturarak günümüzde de eğitime devam etmektedir. Bu

geçiş döneminde açılan Türk okullarına verilen isimlerin, devletin ayakta kalma

çabalarını yansıtan milliyetçilik akımının etkisinde verildiği gözlenmektedir.

Eskişehir Eğitim Tarihi incelenirken karşımıza çıkan en büyük

olumsuzlukların başında okulların isimlerinin sık sık değiştirilmesi gelmektedir.

Okulların tarihlerinin incelenmesini ve isimlerinin hatırlanmasını zorlaştıran bir diğer

etken de maddi imkansızlıklardan dolayı, bahsedilen bu okulların çoğunlukla evden

bozma ve ahşap binalarda eğitim vermiş olmalarıdır. XIX.yüzyılda, açılan eğitim

öğretim kurumlarının arşivleri bugün elimizde yoktur. Rüştiye, idadi ve meslek

okullarının şehir yaşantısındaki yeri ve önemi konusunda ancak genel bilgiler tekrar

edilmektedir.

Türkiye’de Cumhuriyet’in ilanından sonra, Atatürk İlke ve İnkılapları

doğrultusunda eğitim teşkilatı yeniden şekillenmiştir. 1924 yılında medreselerin

kapatılmasıyla okullardaki dini eğitim gücünü kaybetmiştir. Bu dönemde, temel

eğitime büyük önem verilerek okullar; İlköğretim, Ortaöğretim ve Yükseköğretim

şeklinde ayrılmıştır. Eskişehir’de, Cumhuriyetin ilânı ile birlikte öğrenci sayısı

yıldan yıla sürekli artış göstermiş yeni ilkokullar, ortaokullar, liseler açılmıştır.

Modern tarım ve sanayiye adım atılmasıyla birlikte eğitim düzeyi de gelişme

Page 147: ESKİŞEHİR EĞİTİM TARİHİ (1876–2004)docs.neu.edu.tr/library/nadir_eserler_el_yazmalari/TEZLER_YOK_GOV_TR/... · içerisinde ele alınmaya çalşıılmasıdır. Eskişehir

134

göstermiş; okur-yazarlık oranı Türkiye ortalamasının çok üstünde gerçekleşmiştir.

Eskişehir'de okuryazarlık oranı, 1935'te % 29’dur. Aynı yıl Türkiye ortalamasının

% 17 dolayında olması Eskişehir’de eğitimin, Cumhuriyet’in ilanından sonraki

gelişmesini kanıtlamaktadır.

Köy Enstitülerinin temelini oluşturan Köy Öğretmen Okulları’nın, ilk defa

İzmir Kızılçullu ile birlikte Eskişehir Çifteler’de açılmış olması da Eskişehir Eğitim

Tarihi açısından önemli bir gelişmedir.

Eskişehir 1958 yılında, Yüksek İktisat Okulu’nun açılmasıyla Yüksek

Öğrenim’de de iddiasını ortaya koymuştur. Bugün Eskişehir, Anadolu ve

Osmangazi Üniversiteleri ile eğitimde önde gelen şehirler arasında yerini almıştır.

5. 2. ÖNERİLER

Eskişehir Eğitim Tarihi hakkında daha fazla bilgi edinilmesi için yeni

çalışmalar gerekmektedir. Ancak, yapılanların tekrar niteliğinde olmaması için

bilimsel metotların kullanılması önem taşımaktadır. Başta devlet arşivleri olmak

üzere konu ile ilgili diğer arşivlerin tasnifinin yapılması, araştırmacıların yeni

bilgilere daha çabuk ulaşmasını sağlayacaktır.

Milli Eğitim ve okul müdürlüklerini oluşturduğu arşivlerin korunması da

gelecekte yapılacak çalışmaların sağlıklı verilere dayandırılması açısından önemlidir.

Yer, bölge ve okul adlarının değiştirilmesi de şehrin tarihi açısından

olumsuzluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Zorunlu hallerden dolayı yapılan

değişikliklerin kayıtları tutularak şehrin hafızasının korunması sağlanabilir.

Günümüzde hayatta olan ünlü eğitimcilerin, yaşadıkları dönemin eğitimi

hakkında bilgi verebilecek kişilerin hatıraları da Eskişehir eğitimine ışık tutacak

önemli çalışmalar olarak gelecek nesillere ve araştırmacılara kaynak olacaktır.