26

Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel Politikaların Değerlendirilmesi Semineri Sonuç Raporu

Embed Size (px)

DESCRIPTION

 

Citation preview

Page 1: Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel Politikaların Değerlendirilmesi Semineri Sonuç Raporu
Page 2: Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel Politikaların Değerlendirilmesi Semineri Sonuç Raporu
Page 3: Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel Politikaların Değerlendirilmesi Semineri Sonuç Raporu

Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel

Politikaların Değerlendirilmesi Semineri

Sonuç Raporu

Page 4: Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel Politikaların Değerlendirilmesi Semineri Sonuç Raporu

2

Çalışabilirim! Projesi* Raporları Serisi

Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel Politikaların Değerlendirilmesi Semineri Sonuç Raporu

* Çalışabilirim! Projesi, T.C. Avrupa Birliği Bakanlığı tarafından uygulanan Sivil Toplum Diyaloğu

III – Siyasi Kriterler Hibe Programı tarafından desteklenmektedir. TOFD’un koordinatörlüğünde 15

Ekim 2014 – 14 Aralık 2015 tarihleri arasında Sağlık-Sen İstanbul 1 No’lu Şube, ROSCOS (Romanya

Omurilik Felçlileri Derneği) ve Praxis Europe (İngiltere) ortağında yürütülmektedir. Projenin amacı;

engelli bireylerin çalışma haklarının ulusal ve uluslararası hukukta mevcut durumunun

değerlendirilmesidir.

“Bu yayın Avrupa Birliği’nin yardımıyla hazırlanmıştır. Bu yayının içeriğinden yalnızca Türkiye

Omurilik Felçlileri Derneği sorumlu olup, herhangi bir şekilde AB’nin görüşlerini yansıttığı şeklinde

yorumlanamaz.”

Kasım 2015

© 2015, Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği

Adres: Ataköy 7-8. Kısım, Mimar Sinan Villaları Karşısı, Rekreasyon Alanı, 34750 Bakırköy /

İstanbul – Türkiye

Telefon: +90 212 661 1 661

www.tofd.org.tr

[email protected]

Page 5: Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel Politikaların Değerlendirilmesi Semineri Sonuç Raporu

3

ÇALIŞABİLİRİM! PROJESİ

Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği olarak Sivil Toplum Diyaloğu Programı kapsamında hibe

desteği aldığımız Çalışabilirim! Projemizi, Türkiye'den Sağlık-Sen İstanbul 1 Nolu

Şubesi; Romanya'dan Omurilik Felçlileri Derneği (Roscos) ve İngiltere’den de Praxis Europe

ortaklığında Ekim 2014 yılında başlayıp bir yıl süreyle uyguladık.

Projemizle, engelli bireylerin istihdamı alanında gerek Türkiye, gerekse diğer Avrupa Birliği

üye ülkelerinde politika düzeyinde yapılan çalışmaları araştırmak istedik. Bu nedenle

Romanya ve İngiltere’ye çalışma ziyaretleri düzenledik. Bu çalışma ziyaretleri boyunca hem

ülkelerin ilgili alandaki politikalarını öğrenme şansımız oldu hem de çeşitli alanlarda

çalışmalar yapan kurumları ziyaret ederek, bu politikaların gündelik hayata yansımalarını

gözlemleme şansımız oldu.

Projenin en sonunda, engelli istihdamıyla ilgili politikaların değerlendirildiği, kamuyla sivil

toplumu bir araya getirdiğimiz seminerimizde, bir yandan AB ülkelerinin sistem felsefelerini

öğrendik; diğer yandan ise Türkiye’deki düzeni çeşitli atölye çalışmalarında masaya yatırarak,

güncel politikalara katkı sağlamak amacıyla politika önerileri geliştirdik.

Bu projenin en önemli ayaklarından birisi de proje kapsamında hazırlanan raporlardı. Bu

raporların alanda ciddi bir eksiği karşılayacak olması bizleri çok heyecanlandırıyor. Umarım

Türkiye, İngiltere ve Romanya’nın sistemlerini derinlemesine inceleyen raporlarımız ve

ayrıca Türkiye’yi Avrupa Birliği ülkeleriyle karşılaştıran raporumuz, bu konularda çalışmak

isteyen tüm herkese ışık tutar.

Bu alanda ortaklarımızla geliştirdiğimiz diyaloğumuzun ilerleyen dönemdeki

çalışmalarımızda da devam etmesini de gönülden arzu ediyoruz.

Burak Keskin – Proje Koordinatörü

www.calisabilirimprojesi.com

Page 6: Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel Politikaların Değerlendirilmesi Semineri Sonuç Raporu

4

SİVİL TOPLUM DİYALOĞU

AVRUPA BİRLİĞİ ve TÜRKİYE’DEN

TOPLUMLARARASI DİYALOĞA TAM DESTEK

Türkiye ve Avrupa Birliği üye ülkelerindeki toplumların birbirini daha iyi tanımları,

toplumsal değerleri, yargıları ve yaşantıları konusunda bilgi alışverişinde bulunup

yakınlaşmaları üyelik sürecinin vazgeçilmez bir parçasını oluşturuyor. İşte tam bu noktada,

hem Avrupa Birliği hem de Türkiye bu yakınlaşmaya zemin oluşturan projelere farklı

programlar çerçevesinde destek oluyor.

Avrupa Birliği Bakanlığı tarafından 2008 yılından beri yürütülen ve üçüncü dönemi devam

eden Sivil Toplum Diyaloğu Programı da bu girişimlerin başında yer alıyor. Program

kapsamında Avrupa ve Türkiye’den sivil toplum kuruluşları her bir dönem için belirlenen

konu başlıklarına yönelik ortak projeler geliştiriyor. Toplumlar arasında güçlü bir diyaloğun

başlamasında önemli bir yere sahip bu projeler kapsamında ise, hem Avrupa hem de

Türkiye’de birçok çalışma yürütülüyor.

2014 Ekim ayında başlayan yeni dönemde kimi Avrupa Birliği üyesi bir ülkede kimi de

Türkiye’de faaliyet gösteren sivil toplum ve medya kuruluşları tarafından geliştirilen 55

diyalog projesine hibe desteği sağlanıyor.

Bu 55 projenin, 39’u gerek Türkiye gerekse AB’nin gündeminde olan ayrımcılıkla mücadele,

insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ana başlıkları altında tasarlanan projeler.

Programın bir diğer ayağı olan medya konusundaysa, 16 proje hayata geçiriliyor. Bu

projelerle kamuoyunun AB-Türkiye ilişkileri konusunda bilgilendirilmesi, üyelik sürecinde

atılan adımlar ve elde edilen sonuçlar hakkında aydınlatılması ve AB-Türkiye kamuoyları

arasında karşılıklı anlayışın güçlendirilmesi hedefleniyor.

www.siviltoplumdiyalogu.org

Page 7: Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel Politikaların Değerlendirilmesi Semineri Sonuç Raporu

5

ÖNSÖZ

Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel Politikaların Değerlendirilmesi Semineri, Çalışabilirim!

Projesi kapsamında 02-03 Ekim 2015 tarihlerinde proje ortağı olan kurum ve kuruluşlar, ilgili

bakanlıklar ve temsilcileri, baro temsilcileri, üniversiteler, yerel yönetim kurumlarının

temsilcileri, sendika temsilcileri, iş dünyası temsilcileri ve sivil toplum örgütleri

temsilcilerinin yoğun ilgisi ve katılımıyla İstanbul’da düzenlendi.

Seminerin ilk gününde proje kapsamında hazırlanan Türkiye’de / İngiltere’de / Romanya’da

Engellilerin Çalışma Hakkının Hukuki Değerlendirilmesi raporlarının çıktıları katılımcılarla

paylaşıldı. Ardından her üç ülkenin sistem felsefelerinin analizleri yapıldı.

Seminerin ikinci gününde düzenlenen dört farklı atölye çalışmasında Türkiye’deki mevzuatlar

masaya yatırıldı ve mevzuattaki eksiklikler belirlenerek, bu kapsamda eksikliklerin

giderilmesi için politika önerileri hazırlandı. Bu sonuç raporunun ilerleyen sayfalarında konu

başlıklarına ayrılmış bir şekilde yapılan değerlendirmeleri ve önerileri bulabilirsiniz.

Engelsiz bir yaşam dileklerimizle…

Proje Ekibi

Page 8: Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel Politikaların Değerlendirilmesi Semineri Sonuç Raporu

6

Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel Politikaların Değerlendirilmesi Semineri

03 Ekim 2015 – Atölye Çalışmaları

Atölye 1: Engelli İstihdamını Teşvike Yönelik Yasal Düzenlemeler

Atölye Lideri: Av. Hülya Kesim

Atölye Uzmanı: Savaş Mercan - İstihdam Uzman Yardımcısı / Türkiye İş Kurumu Aktif

İşgücü Hizmetleri Dairesi Başkanlığı

Atölye Raportörü: Av. Mehmet Tunç

Atölye 2: Engelli Bireylerin Sosyal Güvenlik Hakları

Atölye Lideri: Av. Figen Erbek

Atölye Uzmanı: Isra Çiğdem Harmancı – Sosyal Güvenlik Uzmanı

Atölye Raportörü: Av. Harun Göral

Atölye 3: Engelli İstihdamında Fiziki Erişim Sorunu ve Çözüm Önerileri

Atölye Lideri: Öğr. Gör. Funda Ayra

Atölye Uzmanı: Dr. Deniz Çağlayan Gümüş - ASPB Erişilebilirlik Dairesi Başkan Vekili

Atölye Raportörü: Psik. Ahu Özmel

Atölye 4: Çalışan Engelli Bireylerin Hak Mücadelesi: Sendikal Faaliyetler

Atölye Lideri: Prof. Dr. Murat Engin

Atölye Uzmanı: Aydın Çengel (Sağlık-Sen İstanbul 1 No’lu Şube) / Mustafa Örnek (Sağlık-

Sen Başkan Yard.) / Murat Pilevne (Hak-İş)

Atölye Raportörü: Av. İpek Biter

Page 9: Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel Politikaların Değerlendirilmesi Semineri Sonuç Raporu

7

Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Tarafından Yapılan Çalışmalara İlişkin

Değerlendirme ve Öneriler:

"İnsan ile realite arasındaki en kuvvetli bağ iştir." Freud

Çalışmak, sadece para kazanmak, ücret almak, maddi ihtiyaçları gidermek olarak

yaklaşıldığında insanları mutsuzluğa, depresyona sürükleyen bir yanılgıya dönüşür. Çalışma

hayatı ekonomik getirisinin yanı sıra, engelliler yönünden aynı zamanda sosyal yaşama

katılımlarını da sağlayacak bir araçtır.

Çalışma yaşamının, engelli bireyler yönünden psiko-sosyal faydaları göz ardı edilmemelidir.

Engelli bireyin istihdamının sağlanması, bireyin gelir elde etmesinin yanı sıra, özgüveninin

artmasını, toplumsal, sosyal faaliyetlere daha kolay entegre olmasını, girişimciliğinin teşvik

edilmesini ve toplumdaki daha çok bireyin engelli tanımıyla yüzleşmesini, farkındalığının

artmasını sağlaması açısından büyük önem arz etmektedir. Yine dışlanmadığı,

ötekileştirilmediği ve ekonomik bağımsızlığına kavuştuğu için kendine, ailesine ve çevresine

daha yararlı bir birey olarak topluma maliyeti de en düşük seviyeye indirgenmiş olacaktır.

Bu nedenledir ki bu konuda üretilecek politik kararlarda engelli bireylerin iş hayatına

katılımlarının özendirilmesi, teşvik edilmesi ve bu konuda gereken önlemlerin alınması şarttır.

Sosyal hukuk devleti ilkesi tam olarak bu alanda sınav verecektir. Yaşamları adeta sistemin

politikalarına bağlı engelli bireyleri çalışma yaşamına kazandırmak için gerekli önlemleri

almak sosyal devletin sorumluluğudur. Engellilerin çalışma hayatına kazandırılmaları,

evlerinden çıkmalarının sağlanması ve yolunun açılması, bu alanda okul öncesinden yüksek

eğitime kadar erişilebilirliğin yeniden düzenlenmesinde ve mimari yapılanmada çözümü de

beraberinde getirecektir. Bu sorunları hareket özgürlüğü kısıtlı olan bireylerin ve ailelerinin

yalnız başlarına çözümlemeleri neredeyse imkansız görünmekte, çözümün sosyal devletin

gereği olarak kanunlar ve yeniden yapılandırmalar eşliğinde devlet politikaları ile

hızlandırılması gerektiğine inanmaktayız. Bu konudaki değerlendirme ve önerilerimiz

aşağıdaki gibidir:

1- İŞKUR tarafından engelli bireylere sunulan hizmetlerden faydalanmak için, engelli

bireylerin mutlaka Kuruma kayıt yaptırması gerekmektedir. Kurum kayıtları İŞKUR

birimlerinden veya internet üzerinden on-line olarak yapılabilmektedir. İnternet üzerinden

yapılan kaydın tamamlanarak kişilerin engelli statüsünden faydalanabilmeleri için engelli

raporlarının aslının İŞKUR İl Müdürlüğü’ne elden götürülerek ibraz edilmesi gerekmektedir.

Page 10: Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel Politikaların Değerlendirilmesi Semineri Sonuç Raporu

8

Fiziki erişimin uygun olmaması nedeniyle, bu uygulama yerine engelli raporlarının doğrudan

İŞKUR tarafından sorgulanabilmesini sağlayan on-line bir sistemin oluşturulması için ilgili

kurumlar işbirliği yapmalıdır.

2- Engellilik seviyesi nedeniyle, evinden çıkamayacak durumda olan engelli bireylerin

İŞKUR ile yapacağı görüşmelerin on-line sistemler kullanılarak yapılmasına ihtiyaç

duyulmaktadır.

3- Engelli bireyin kota sistemi üzerinden istihdamında, %40 ve üzeri engel seviyesine sahip

olmak ve engelli raporunda “çalışabilir” ibaresinin yer alması zorunludur. Her engel

durumuna göre istihdamın mümkün olabileceği gerçeği ve gerekçesi ile “çalışabilir”

ibaresinin bulunması zorunluluğunun kaldırılması; engelli kişinin çalışma isteğinin de dikkate

alınarak, çalışabilmesine imkan tanınması ve kendisine uygun iş ortamları yaratılması için

gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir.

4- Mevcut düzenlemeye göre, İŞKUR’a kaydından itibaren engelli bireye 24 saat içinde İş

ve Meslek Danışmanı atanmaktadır. Bu kişilerle telefon veya doğrudan yüz yüze görüşmek

mümkündür. Engellinin özellikleri belirlendikten sonra, İş ve Meslek Danışmanı gerekli

istihdam ve rehabilitasyon çalışmalarını başlatmaktadır ve engelli bireyi mesleki eğitim

kurslarına yönlendirmektedir. Bu kursların finansmanı İşsizlik Sigortası Fonu ve işverenden

tahsil edilen idari para cezaları ile karşılanmaktadır. Bu uygulama geliştirilip

yaygınlaştırılmalıdır ve bunun için bütün tarafların ortak çalışmasından yararlanılmalıdır.

5- İŞKUR tarafından engelli bireylere yönelik düzenlenen mesleki eğitim kurslarının

artırılması konusunda özel kurumların ve kamu kurumlarının proje hazırlaması ve uygulaması

için çalışmalar çoğaltılmalıdır.

6- Mevcut sistemde, İŞKUR tarafından İş Yasası’nda belirlenen %3 kota gereği, ayda 2 defa

engelli çalıştırması zorunlu firmalar ile İŞKUR sisteminde kayıtlı olan engelli iş arayanlar

buluşturuluyor. İŞKUR'un işveren ve engellileri bünyesindeki buluşturma toplantılarının

yaygınlaştırılması, çoğaltılması ve engel durumuna uygun iş görüşmelerinin sağlanması

çalışmaları artırılmalıdır.

Page 11: Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel Politikaların Değerlendirilmesi Semineri Sonuç Raporu

9

7- İŞKUR, işyerlerini engelli bireylere uygun hale getirmek isteyen işverenler için bütçe

sağlamaktadır. Böylece engelli bireylerin istihdamının artırılması hedeflenmektedir.

İşverenlerin bu konuda daha yaygın olarak bilgilendirilmesi gereklidir.

8- Engelli istihdamının yaygınlaştırılması için, işverenlere yönelik farkındalık ve

bilgilendirme çalışmaları fazlalaştırılmalı ve özellikle işverenlerin STK’larla birlikte proje

hazırlamaları teşvik edilmelidir. Bu proje tekliflerine, devlet tarafından verilen teşvikin

artırılması yönünde tedbirlerin alınması faydalı olacaktır.

9- Engellilerin İŞKUR’un uyguladığı işbaşı eğitim programından daha fazla yararlanması

için STK’lar ve ilgili özel ve kamu kurumları gerekli katkıyı İŞKUR ile işbirliği içinde

sunmalıdır.

10- Engelli bireyin eğitim olanaklarından yeterli ölçüde yararlanmadığı gözetilerek, işe

yerleştikten sonra da ilgili uzmanlar tarafından desteklenmesi sağlanmalı; iş süresinde düzenli

aralıklarla iş performanslarıyla ilgili ölçme ve değerlendirilmeleri yapılmalıdır.

11- İşe yerleştirilmeden önce engelli bireylere uygulanacak ölçme, değerlendirme sistemleri

geliştirilmeli, iş analizleri yapılmalı ve iş ve meslek yönlendirmelerinin bu ölçme

değerlendirme veri sonuçlarına uygun olarak yapılması için çalışmalar artırılmalıdır.

12- Engelli bireylere yönelik İŞKUR faaliyetleri ve teşviklerinin yaygın şekilde duyurulması

için İŞKUR başta olmak üzere, ilgili tüm özel ve kamu kurumları tanıtım ve bilgilendirme

çalışmalarını yoğunlaştırmalıdır.

13- İŞKUR hizmet birimlerinin erişebilirlik çerçevesinde yenilenmesi için yapılan çalışmalar

ilgili mevzuat dikkate alınarak yoğunlaştırılmalıdır.

14- Tüm İŞKUR personelinin engellilere yönelik hizmeti daha etkili sunabilmesi için

başlatılan işaret dili uygulaması eğitimine ilave olarak diğer engel gruplarına yönelik

eğitimler de artırılarak yaygınlaştırılmalıdır.

Page 12: Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel Politikaların Değerlendirilmesi Semineri Sonuç Raporu

10

15- İşverenlerin engelli bireyleri istihdam etmeleri yönünde farkındalık eğitimleri ile mevcut

kota sistemi yanında ekonomik teşvik ve desteğin artırılması için çalışmalar

yaygınlaştırılmalıdır.

16- Engellilere yönelik iş koçluğu uygulamalarına ilişkin çalışmaların güncel gelişmeler

dikkate alınarak artması için verilen teşvikler yoğunlaştırılmalı ve STK’ların bu yönde çaba

göstermesi ve uygulanabilir projeler hazırlaması sağlanmalıdır.

17- Engelli istihdamı kota sistemi ile çözülmeye çalışılmaktadır. Ancak kotanın %3 olması ve

en az 50 çalışan olması koşulu eleştirilere neden olmaktadır (Zira işverenler çoğu kez çalışan

sayısını 49 da bırakmaktadır). Bu nedenle engelli bireylerin kota sistemi üzerinden istihdam

koşulunun 20 kişide 1 kişi olarak yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

Page 13: Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel Politikaların Değerlendirilmesi Semineri Sonuç Raporu

11

Engelli Bireylerin Sosyal Haklarına İlişkin Değerlendirme ve Öneriler:

Sosyal haklar, vazgeçilmez ve yaşamsal içerikli olmaları nedeniyle önemlidirler. Özellikle

engelli bireyler için neredeyse yaşamlarının her anında, hemen hemen her gün karşı karşıya

kaldıkları düzenlemeler bu alanda yer almaktadır. Engelli bireylerin yaşamlarını insan

onuruna yaraşır düzeyde ve kalitede sürdürebilmelerinin önündeki engellerin büyük bir kısmı,

bu alandaki hak ihlalleri nedeniyle olmaktadır.

Sosyal haklara yönelik düzenlemeler sıkça değiştirildiğinden takibi de zor olmakta, kişilerin

haklarını bilememesinden kaynaklı ihlaller de ayrı bir sorun yaratmaktadır. Bunun yanında

kullanılan dilin zor anlaşılmasının, teknik düzenlemelerin anlaşılabilecek düzeyde

yapılmamasının, bireyleri sıkıntıya sürüklediği tespit edilmiştir. Nihayetinde, hakların

kullanımı noktasında uygulayıcıların, engelli bireylerin yaşam tarzı ve ihtiyaçları konusunda

tecrübesiz olmalarından veya yapılan araştırmalarda yetersiz kalmalarından dolayı, sosyal

güvenlik alanında tanınan haklardan engelli bireylerin gerektiği şekilde yararlanamadıkları

gözlenmektedir. Mevzuat düzenlememizde yer alan pozitif ayrımcılık ilkesi dahi sorunları

çözmeye yetmemektedir.

Bireylere tanınan sosyal hakların ne düzeyde işlevsel olduğu, sosyal devlet tanımına

uyabilmemiz yönünden önem arz eden belirleyici bir faktördür. Bu nedenledir ki dezavantajlı

gruplara yönelik sosyal politikalar belirlenirken, bu grupların toplumsal yaşama

katılabilmelerinin kolaylaştırılmasının öncelikli olarak ele alınması gerekmektedir.

Bu konudaki değerlendirmelerimiz ve önerilerimiz aşağıdaki gibidir:

1- Türkiye ‘de prime dayalı ve primsiz sistem üzerinden engellilerin yardım almasını

sağlayan düzenlemeler mevcuttur. Maluliyet Sigortası kolundan sağlanan yardım; birey işe

girdikten sonra meydana gelen arıza ve sakatlıklardan dolayı çalışma gücünü %60 ve üzeri

kaybetmesi sonucu maluliyet aylığı bağlanır. Şartları; 10 yıldan beri sigortalı olmak ve 1800

gün prim ödemek olup, başka birinin bakımına muhtaç olması halinde 10 yıl şartı aranmaz.

Maluliyet aylığı, 4 B sigortalıları (Bağ-kur) için sigortalının 9000 günden az günü varsa 9000

gün üzerinden, 4 A sigortalıları (SSK) içinse sigortalının 7200 günden az günü varsa 7200

gün üzerinden bağlanır. Maluliyet aylığı alan kişinin çalışması halinde aylığı kesilir.

Öncelikle ülkemizde maluliyet sigortası kolundan bağlanan maaşın düşük olduğu, ekonomik

koşullar gözetildiğinde ve engelli bireyin ihtiyaçlarının, engelliliğinden kaynaklı olarak

giderlerinin yüksek olduğu dikkate alınarak, maaşının kesilmemesi gereklidir. Ayrıca

Page 14: Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel Politikaların Değerlendirilmesi Semineri Sonuç Raporu

12

istihdam, kişinin manevi gelişimi, toplumsal yaşama katkısı da dikkate alınarak

değerlendirilmelidir. İş göremezlik maaşının kesilmediği gözetilerek aynı gerekçeyle hareket

edilmelidir.

Maluliyet aylığı bağlama koşulları değiştirilmelidir. 10 yıldan beri sigortalı olmak oldukça

uzun bir süre olup, bir kısım engellilerin, yaşamsal hizmeti haiz ihtiyaçları da göz önüne

alınarak koşulların engelli birey lehine değiştirilmesi yönünde çalışmalar yapılmalıdır.

2- İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü %10 ve üzeri

kaybedenlere sürekli iş görmezlik geliri bağlanır. Burada süre şartı yoktur. 1 gün dahi çalışmış

olsa bu haktan faydalanılır. Çalışılması halinde sigortalının geliri kesilmez. Bu kayıp %60 ve

üzeri olması halinde, ayrıca maluliyet aylığı bağlanır. (Yukarıdaki şartların sağlanması kaydı

ile) bu durumda engelli sigortalı hem malullük aylığı hem de sürekli iş göremezlik geliri

alabilir. Ancak bu aylık veya gelirden yüksek olanın tamamı, az olanın yarısı, eşitliği halinde

ise iş kazası ve meslek hastalığından bağlanan gelirin tümü, malullük aylığının yarısı bağlanır.

3- 2022 Sayılı Yasa kapsamında engelli bireye bağlanan engelli maaşının, engelli bireyin

çalışmaya başlaması halinde kesilmesi sorun olmaktadır. 2022 Sayılı Yasa kapsamında engelli

maaşı bağlanabilmesinin koşullarının değiştirilmesi, engelli kişinin aile bireylerinin

çalışmasına bakılmaksızın sadece kişinin kendisi ile ilgili mali kriterlerin gözetilmesi

gerekmektedir.

4- Bakım ücretinin, engelli bireyin kendisine verilmesi (bireyin, kişisel bağımsızlığının

sağlanması) veya engelli bireyin, bakımını sağlayacak kişiyi kendisinin seçmesi

sağlanmalıdır.

5- Engellilerin iş ve özel yaşamında (araç alma, vergi muafiyeti, vergi istisnası, medikal

malzeme ihtiyacı, işyeri açma, kredi…) kurum ve kuruluşlara başvurularda, sağlık raporunun

tekrar tekrar istenmesi mağduriyete yol açmaktadır. Bunun yerine alınan sağlık raporunun,

omurilik felçlileri gibi iyileşemeyecek durumda olanlardan tekrar istenmemesi gereklidir.

6- Başkasının bakımına muhtaç derecede engelli çocuğu olan annelere sağlanan SGK

avantajlarında;

Annelerin 01.10.2008 tarihinden sonra çalışma sürelerine, çalıştığı sürenin %25’i ilave

edilecek ve bu süre yaş haddinde (emekliliğine esas) indirilecektir. Ancak engelli çocuğa

duruma göre baba, ağabey, abla, üvey anne gibi yakınları da baktığı bilinen bir husustur. Bu

Page 15: Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel Politikaların Değerlendirilmesi Semineri Sonuç Raporu

13

nedenle maddenin değiştirilerek, sosyal devlet ilkesi gereği, engelli bireyin sorumluluğu

devletin üzerinde olduğu da dikkate alınarak, sadece “engelli bireye bakan” kişinin bundan

dolayı tam gün sigortalı sayılması hususunda çalışma yapılmalıdır. (Ayrıca aile bireylerinden

birinin engelli hale gelmesi halinde, genellikle ailenin ekonomik durumu ağırlaştığından daha

önce hiç çalışmamış dahi olsa aile bireylerinin çalışmaya ihtiyaçları olduğu gözlemlenmiştir.)

Bir ailede bir birey engelli olduğunda, ona bakan kişinin öncesinde çalışıp çalışmadığına

bakılmaksızın, o engelli bireyin bakımını üstlendiği tarihten itibaren bu kişi sigortalı sayılmalı

ve primleri hazine tarafından karşılanmalıdır.

7- Sağlık kurumlarında çalışan tüm personelin, engelli bireylerle iletişim konusunda

eğitimler alması sağlanmalıdır.

8- SGK mevzuatının dilinin sadeleşmesi ve anlaşılabilir olması için gerekli çalışmalar

yapılmalıdır.

9- Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) düzenlenirken, özellikle engelli bireyleri ilgilendiren

düzenlemelerde, STK’lar ile işbirliğinin etkili bir şekilde sağlanması gerekmektedir.

10- Engelli bireylerin taraf olduğu ve engelliliklerinden kaynaklı davaların – özellikle tıbbi ve

medikal cihazların – azami 2 ayda sonuçlanması mühimdir. Aksi halde bu davaların uzun

sürmesi halinde kişinin süreçte sağlığını yitirdiği, gecikmeden dolayı mağdur olduğu ve

ihtiyaçlarının değişebildiği gözlemlenmiştir.

11- 2022 Sayılı Yasa’ya göre aylık bağlanacaklar ve bağlanmış olanlar hakkında yapılacak

periyodik incelemelerin kriterleri derhal değiştirilmelidir. Şöyle ki:

- Öncelikle engelli bireye maaş bağlanırken, aynı çatı altında yaşayan bireylerin gelirlerine

bakılmaksızın kayıtsız şartsız, engelli bireyin bire bir mali durumuna bakılarak karar

verilmelidir. Kişin maddi ve manevi gelişiminin önündeki tüm engellerin kaldırılmasını temin

etmek devletin görevidir. Engelli bireyi, aynı çatı altına yaşadığı kişilere bağımlı kılacak,

borçlu hissettirecek yöntemler ile değerlendirmek sakıncalıdır.

- Periyodik denetimin, ev içindeki yaşam standartlarının gözetilerek yapılması onur

kırıcıdır. Bunun yerine sistem üzerinden ve yukarıda değinildiği gibi sadece engelli birey

yönünden incelenmelidir.

- Aynı ailede 2 veya daha fazla engelli olması halinde, yine hane gelirine bakılmaksızın her

birine maaş bağlanmalıdır.

Page 16: Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel Politikaların Değerlendirilmesi Semineri Sonuç Raporu

14

12- Medikal malzemelerin sayı, kalite ve bedeli tespit edilirken, kesinlikle engelli bireyin,

engeline göre, faaliyet yürüten STK’lar ile işbirliği yapılarak tespit edilmelidir. Örneğin, hasta

alt bezi temini için tespit edilen ürün miktarı ve fiyatı konusunda ilgili STK’lardan destek

alınmadığından, gerek kalite, gerekse ürün sayısında sıkıntı yaşanmaktadır. Hasta alt bezi

yetersiz veya kalitesiz olması halinde bası yaralarına yol açacak olup, hasta kaybı ile

sonuçlanacak sıkıntılara varabilecek problemlerin yaşanması mümkündür.

13- Engellilik durumunu gösteren Sağlık Kurulu Raporunun oranlarında yaşanan

uyuşmazlıklar, engelli haklarının tamamını ve ayrıca engelli bireylerin tıbbi, çalışma ve

emeklilik durumlarını etkilediğinden, sağlık raporları verilirken kişinin durumu en iyi şekilde

tespit edilmeli; bu raporlar, kişinin durumunda değişiklik yaşanmadığı sürece keyfi bir

şekilde, farklı ölçütler kullanılarak değiştirilmemelidir.

14- Kurumlar arasında işbirliği sağlanmak suretiyle, engelli bireylerle ilgili bilgiler

paylaşılarak, engelli bireylerin hayatının kolaylaştırılması gerekmektedir. Engelli bir bireyin

sürekli elinde raporla dolaşması yerine, verilerin resmi kurumlar arasında paylaşılması, –

engellinin kişisel bilgilerinin saklanmasına özen gösterilmek kaydı ile- engelli bireyin resmi

kurum ve kuruluşlarla olan ilişkisinin kolaylaştırılması gerekmektedir.

15- Tıbbi ve medikal malzeme alımında, engelli bireylerin engellilikleri nedeniyle almış

oldukları tıbbi malzemenin tamamı SGK tarafından karşılanmalıdır. (Son dönemlerde,

yargısal kararlarla da görülmüştür ki, bu talep yasal bir haktır. Dava yolu ile kazanılması

ödenen vekalet ücretleri ve yargı giderleri gözetildiğinde devlete daha ağır bir yük

oluşturmakta, kişileri uzun süren yargılamalar nedeniyle maddi ve manevi zarara

uğratmaktadır). Olayın yargıya intikal etmediği durumlarda ise kişi, kendisi için gerekli olan

malzemeyi temin edememekte, yaşanan sürekli mağduriyet nedeniyle yaşamsal tehdit altında

kalmaktadır. Sağlıklı yaşamanın temel hak olduğu gözetilmelidir.

16- Tıbbi ve medikal ihtiyaçların giderilmesinde kaliteye bakılmaksızın en ucuzu değil,

sektörde bulunan malzemelerin kalitelileri arasında fiyatı en uygun olanı tercih edilmelidir.

Sektörde olmadığı ve yurt içinde bulunmadığı anlaşılan malzemelerin engelli birey yönünden

gerektiğine dair rapor olması halinde acilen ihtiyacın karşılanması gereklidir.

Ayaktan Tedavilerinde Kullanılan Tıbbi Malzeme Ödeme Sistemi Hakkında Öneri

Bilindiği gibi sigortalı engelli hastaların ayaktan tedavilerinde kullanılan tıbbi malzeme

bedelleri SGK tarafından karşılanmaktadır. Geri ödemelerde fiyat tespitinde Sağlık Uygulama

Page 17: Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel Politikaların Değerlendirilmesi Semineri Sonuç Raporu

15

Tebliği dikkate alınmaktadır. Yani sağlık uygulama tebliği ekinde belirtilen fiyat listelerindeki

fiyatlar ve miktarlar geri ödemelerde dikkate alınmaktadır. Mağduriyetlerin bir kısmı bu

fiyatlar ve miktarlar üzerinden yaşanmakla beraber esas sorun engelli yakınlarının geri

ödemede karşılaştıkları bürokratik süreçlerde bulunmaktadır. Bu süreçler hastanın ikamet

durumuna göre zorlaşmaktadır. Hak sahibinin başka bir ilde ikamet ediyor olması veya

bulunması, evrak teslim süreçlerinde sorunlara yol açmaktadır. Bazen sorun olmasa bile

fatura geri ödemeleri mevcut sigortalının ikamet ettiği veya sigortalı bulunduğu yerin ilgili

SGK Müdürlüğü’nce gönderilmektedir ki bu da süreci uzatan bir faktör olmaktadır. Ancak bu

süreçleri zorlaştıran engellerden sadece bir tanesidir. Tebliğ elektronik ortam ile

birleşemediğinden veya gelişmiş şekilde entegre olamamasından dolayı süreçlerin önemli

kısmını sigortalı veya ona bakan yakınının üzerine yüklemektedir.

Süreci baştan itibaren tanımlarsak, hasta veya engelli birey belli aşamalardan geçerek

kullanmakta olduğu malzemeleri temin edebilir. Engelli veya hasta bireyin süreğen olarak

kullandığı malzemeleri SGK ayaktan tıbbi malzemelerde şu şekilde sıralamıştır; " Hasta alt

bezi, sonda, kolostomi, ürostomi, aspirasyon sondası vb."

Bir engellinin bu malzemeleri temin ederken izlediği yol;

1. Malzeme ile ilgili raporunu çıkarır.

2. Çıkarılan rapora göre reçete yazılır.

3. Yazılan reçeteye göre malzeme herhangi bir medikal firma, market veya eczaneden satın

alınır.

4. Fatura ve diğer belgelerle beraber (raporun aslı gibidir onaylı fotokopisi, reçete aslı, fatura

aslı) ilgili SGK merkezine gidilir. Form doldurularak geri ödeme talep edilir.

Geri ödeme hastanın banka hesabı yoksa T.C. Ziraat Bankası’na T.C. kimlik numarasına

yatırılır ve her ayın 8 – 14’ü arasında ödemeler ilgili kişinin kendisi veya vekili tarafından

alınır.

Geri ödemeler 1 ay ile 3 ay içerisinde tamamlanır.

Ancak rapor yazımında, reçete yazımında, fatura yazımında sorun çıkması halinde hak sahibi

veya engelli bireyin evrakı geri döner. Engelli birey fatura bedelini alabilmek için bir kısım

işlemleri tekrar etmek zorunda kalacağından süreç uzayacaktır.

Page 18: Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel Politikaların Değerlendirilmesi Semineri Sonuç Raporu

16

Çözüm olarak, hasta ya da engelli bireyin bu bürokratik sisteme yakalanmadan online sistem

üzerinden, reçetesini aynı eczane sistemi gibi yazdırabilmesi faydalı olacaktır. Bu

medikalleşmeyi de sağlam altyapıya oturtacak bir sistem olacaktır.

Yapılacak bu sistemle hasta birey ya da engelli birey reçetesini yazdırdığında aldığı kod ile

beraber medikal firmaya veya eczaneye gidecek ve medikal malzemelerini alabilecektir.

Sistem üzerinden girilen kod ile fatura online SGK sistemine düşecek ve ödeme otomatik

olarak medikale yapılacaktır.

Bu sistem sayesinde hasta bireyin ya da engelli bireyin hesabına ödeme yapılması ve hak

sahibinin geri ödemesini takip etme süreci, sorun olmaktan çıkacaktır. Ayrıca bu sistem

sayesinde hak sahibinin veya hasta/engelli bireyin masraf yaparak SGK müdürlüğüne gitmesi

veya evrakının geri dönmesi aşamaları engellenecek ve doğal olarak kurum maliyetlerinden

tasarruf sağlanacaktır.

Önerilen sistem sayesinde ileride ekli programların yapılmasıyla beraber engelli bireyin neden

engelli olduğu ve öğrenim durumları kayıt altına alınarak incelenebilecektir. Bu sayede SGK

ve Sağlık Bakanlığı’nın sistemleri birbirlerine ayaktan tıbbi malzeme programı ile entegre

olabilecektir.

Bu sistem sayesinde süreçler elektronik ortamda yapılacak ve elektronik ortam hasta adına

hak sahibinin reçete yazdırma veya faturalama tarihlerini de takip edebilecektir.

Page 19: Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel Politikaların Değerlendirilmesi Semineri Sonuç Raporu

17

Erişilebilirlik, Ulaşım ve İletişim Alanlarıyla İlgili Değerlendirmeler ve

Öneriler:

Erişilebilirlik sorunu (Bilgi, teknolojik, ulaşım, mimari…) engelli bireyler yönünden

yaşamsal önemi haizdir. Engelli birey tıbbi, mesleki, ekonomik ve sosyal anlamda,

sorunlarının en önemli kısmını erişilebilirlik ve ulaşım konularında yaşamaktadır. Türkiye

genelinde düşünüldüğünde kendi durumundan değil de çevresel faktörlerden kaynaklanan

engeller nedeniyle birçok kişi evinden dahi çıkamamaktadır. Bu durum, engelli bireyin

kendisiyle birlikte ailesinden en az bir kişinin tüketici duruma gelmesine neden olmaktadır.

Sonuçta engellilerin çoğununu toplumsal entegrasyonunun sağlanmasında sorunlar

yaşanmaktadır. Bu nedenle, sorunların çözümünde mevcut yasal düzenlemelerin amacına

uygun olarak etkili bir şekilde uygulanması, tüm sorunların çözülebilmesi için birinci

derecede önem arz etmektedir. Engelliler Hakkında Kanunu’nun geçici 2. Maddesi ve devamı

gereğince, erişim sorununun çözülmesi için tanınan sürenin 1 Temmuz 2013 tarihinde sona

erdiği, denetleme yapılması esnasında düzeltme için verilmesi planlanan sürenin de 07

Temmuz 2015 tarihinde sona erdiği bilinmektedir. Bu nedenle ivedilikle etkin denetimin

artırılıp, müeyyidelerin uygulanmasının zorunlu olduğunu belirtmeliyiz. Bu konudaki

değerlendirmelerimiz ve önerilerimiz aşağıdaki gibidir:

1- Toplu taşıma araçlarında hizmet veren tüm yönetici ve ulaşım sorumlularına, engelliye en

iyi şekilde hizmet verebilmesi için, etkin bir şekilde hizmet içi eğitim verilmesi ve konuyla

ilgili engelli bireylerden gelen öneri ve şikayetlere zaman geçirilmeden müdahale edilmesi

faydalı olacaktır.

2- Engellinin sosyal yaşama katılamamasının en büyük nedenlerinden biri, tuvalet ihtiyacını

giderebileceği uygun yerlerin kamusal alanlarda bulunmamasıdır. Umuma açık yerlerdeki

tuvaletlerin yeterli sayıya çıkartılması, standartlara uygun bir şekilde ve hijyen koşullarına

uygun olarak hizmet vermelerinin sağlanması gerekmektedir.

3- Engelli bireylerin erişimine uygun alanların (otopark, tuvalet, rampalar vb.), yol gösterici

levhalar kullanılmak suretiyle yönlendiricilerin artırılması ve engelli bireylere yönelik bilgiye

erişimde kolaylık gösterilmesi gerekmektedir.

4- Erişilebilirlik izleme ve denetleme komisyonunda görev alan Aile ve Sosyal Politikalar,

Bilim, Sanayi ve Teknoloji, İçişleri, Çevre ve Şehircilik, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme

Bakanlıklarından gelen temsilcilerin, uzman nitelikli olarak görevlendirilmesinin sağlanması

Page 20: Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel Politikaların Değerlendirilmesi Semineri Sonuç Raporu

18

gerekmektedir. Zira bu görevin asli görev olarak yer almadığından denetleme görevinin

layıkıyla yerine getirilmediği ve çalışmaların süreklilik göstermediği tespit edilmiştir.

Toplantılarda alınan kararların tüm kamuoyuyla paylaşılması ve bu alınan kararların

uygulanma sürecinin yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından uygulanıp uygulanmadığının

takibinin etkin bir şekilde yapılması için gerekli mekanizma kurulmalıdır.

5- Ulaşım sorunu bu tarihe kadar (Kasım 2015) etkin bir şekilde çözüme

kavuşturulamamıştır. 5378 Sayılı Engelliler Hakkında Kanun’unun Geçici 3. Maddesinde yer

aldığı üzere, sorunların çözümü için son tarih olarak 7 Temmuz 2018 belirlenmiştir. Ulaşım

sorununun etkin bir şekilde çözülememesinin en önemli nedenlerinden biri ilgili kurumların

ve STK’ların uygulamaya yönelik sağlıklı bir iş birliği yapamamasıdır. Sorunun çözümü için

ivedilikle:

a- Mevcut eğitim sisteminde eğitim alan engelli bireylerin derhal tespitiyle, eğitim aldıkları

okul yöneticileriyle işbirliği yapılarak, okula servis hizmeti veren ulaşım araçlarının ihtiyaca

cevap verecek düzeyde erişime uygun hale getirilmesinin sağlanması gerekmektedir.

b- Özel şirketler ve kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen engelli bireyler

açısından, engelli bireyi istihdam eden işverenlerle, kamu kurum ve kuruluşlarında konudan

sorumlu yöneticilerle işbirliği yapılmak suretiyle ulaşım sorununun çözülmesi gerekmektedir.

c- Şehirlerarası ulaşımda 2018 yılına kadar uzatılan süre uzun bir süredir. Sorunun daha

erken sürede çözülebilmesi için, seyahat şirketlerinin yeni aldıkları araçların engelli bireylerin

erişimine uygun olmaması halinde, bu araçlara kesinlikle çalışma ruhsatlarının verilmemesi

gerekmektedir. Mevcut araçların da 2018’e kadar kademeli olarak -engelli bireylerin

seyahatine uygun olacak şekilde gerekli sayıda araçlarının donanımlarını sağlamak üzere

önlemlerinin alınması ayrıca gerekmektedir. Her yıl belli yüzdeler çerçevesinde araçların

engelli bireylerin erişimlerine uygun hale getirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde şirketlere

cezai yaptırımlar uygulanmalıdır (Kısa, orta ve uzun vadede eylem planları hazırlanmalıdır).

6- Özel şirketlerde ve kamu kurum ve kuruluşlarında erişebilirlik konusunda standartların

sağlanmasından sorumlu ilgili kişilere yönelik, tek bir merkezden ve tek bir müfredat

üzerinden hizmet içi eğitim verilmesi gerekmektedir.

7- Kamu kurum ve kuruluşlarında (kamu hastaneleri, belediyeler, adliyeler vb.) danışmanlık

hizmeti verilen birimlerde, engellilere gerekli yönlendirme ve hizmetin verilmesi için görev

alan personele bu konuda gerekli eğitimin verilmesi gerekmektedir. Bu konuda istihdam

edilecek kişilerin engelli bireylerden tercih edilmesi için azami özen gösterilmelidir.

Page 21: Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel Politikaların Değerlendirilmesi Semineri Sonuç Raporu

19

8- Engelli bireylere hizmet veren STK’lara yönelik, amacına uygun hizmet etmek koşuluyla,

edindikleri araçlardan ÖTV muafiyeti sağlanmalıdır.

Page 22: Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel Politikaların Değerlendirilmesi Semineri Sonuç Raporu

20

Engelli Bireylerin İstihdamına Yönelik Sendikal Çalışmaların

Değerlendirmesi ve Öneriler:

Gerek özel, gerekse kamusal alanda çalışma hayatında sendikaların önemi oldukça büyüktür.

Bu çalışmada, engelli çalışanların sorunlarının çözümünde, işveren, işçi ve kamu çalışanları

sendikalarının diğer STK’lar ile birlikte işbirliği halinde olmalarının zorunlu olduğu

saptanmıştır.

Engelli çalışanların, hak temelli mücadelelerinde zayıf oldukları, madden ve manen geri

kaldıkları bilinen bir gerçekliktir. Bu nedenle, sendikal oluşumlarda engelli çalışanlara yer

verilmesi, bunun için komisyonlar kurulması, etkin ve güçlü bir yapılanma ile mümkündür.

Sendikalar (kamu çalışanları-işçi ve işveren) kuruluş amaçları gereği, çalışan engelli

bireylerin, iş yaşamındaki ihtiyaçlarını ve çözüm önerilerini öne çıkarmak zorundadırlar.

Çalışanların ortak hak ve çıkarlarını korumak, sorunlarını çözmek amacıyla kurulmuş ve

bunun bilincinde olan sendikaların diğer üyeler kadar engelli üyelerinin de sorunlarının

belirlenmesinde, kolaylaştırılmasında ve çözümünde etkili olması gerektiği göz önünde

bulundurulduğu zaman; bu konuda, diğer alanlarda da olduğu üzere eksiklikler mevcut olup,

bu eksikliklerin giderilmesi için çalışmaların artırılması faydalı olacaktır. Bu çerçevede

yapmış olduğumuz değerlendirme ve öneriler aşağıdaki gibidir:

1- Tüm sendikalarda engelli hakları konusunda çalışacak komisyonlar kurularak aktif bir

şekilde faaliyetlerini sürdürmeleri gerekmektedir. Engellilerin, sağlık, sosyal, istihdam vb.

alanlarda haklarına dair bilinçlendirme, hak arama bilincini artıran sendika

yönetimlerine/çalışanlarına yönelik eğitimler yapılmalıdır. Sendikaların toplu iş sözleşmeleri

sürecinde, pozitif ayrımcılık ilkesi gereğince, engelli çalışanların hakları öne çıkartılmalıdır.

2- Sendikaların, engelliler konusunda çalışma yapan ilgili STK’larla düzenli olarak bir araya

gelerek, engellilerin de çalışabileceği yönünde farkındalık yaratılması ve toplumsal bilinç

oluşturulmasının sağlanması faydalı olacaktır.

3- Sendikaların, yasal gelirlerinin %10 oranında bölümünü eğitim faaliyetlerine harcama

yükümlülükleri bulunmaktadır. Sendikalar, engelli bireylerin çalışma hayatına aktif olarak

katılabilmeleri ve halen sendikalara üye olan engellilerin iş ve sosyal yaşam kalitelerinin

artırılması için yapılacak çalışmalarda kullanılmak üzere, aynı eğitim faaliyetlerine ayırdıkları

gibi, bütçelerinden en az %10 oranında fon ayırmaları önerilmektedir.

Page 23: Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel Politikaların Değerlendirilmesi Semineri Sonuç Raporu

21

4- Sendikalar, iş sağlığı ve güvenliği noktasında işçi ve işverene eğitim verilmesi, iş

yerlerinde denetimlerin artırılması yolunda çalışmalar yapmalıdırlar. İş sağlığı ve iş güvenliği

mevzuatına aykırı davranışlara ilişkin cezalar caydırıcı olmalıdır. (Örneğin ceza olarak; iş

kazasının gerçekleştiği işyeri sabıkalı sayılarak, Kamu İhalelerine girememe gibi cezalar

getirilebilir.)

5- Engelli çalışanların, engelleriyle ilgili gerçekleşen sorunlardan kaynaklı takibata

uğradıklarında disiplin kurullarındaki cezalar; işten veya memuriyetten çıkarmaya kadar

gitmektedir. Engelliler hakkında işlem yapılmadan evvel, yaşanan sorunun kişinin engel

durumundan kaynaklı olup olmadığı konusunda uzmanlardan görüş alınması sağlanarak,

konuya bakış açısı değiştirilmelidir. Bu konuda işverenlerin, insan kaynakları yöneticilerine,

Kamu Kurum ve Kuruluşlarının da yetkili kişilere hizmet içi eğitim verilmesi yararlı

olacaktır.

6- Türkiye’de mevcut tüm işçi sendikalarının, engelli üyelerine yönelik, is hayatında

karşılaştıkları sorunlar hakkında doğru verilere dayanan ölçme ve değerlendirme

çalışmalarının sistematik bir şekilde yapılması ve kamuoyuyla paylaşımının sağlanması

gerekmektedir.

7- Sendikaların çalışmalarında engelli üyelerine yönelik hak ve taleplerinin öne çıkarılması

için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.

Page 24: Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel Politikaların Değerlendirilmesi Semineri Sonuç Raporu

22

Engelli Memurların İş Yaşamına İlişkin Düzenlemelere Dair

Değerlendirme ve Öneriler:

1- Mevcut yasada emeklilik hakkı kazanmak için gereken çalışma süreleri kadınlarda ve

erkeklerde farklıyken, engelli bireylere yönelik bu yönde bir düzenleme yapılmamıştır. Bu bir

eksiklik olarak görülmüştür. Yine engelli bireylerin, emeklilikten kaynaklı haklarının, diğer

bireylerle aynı olmadığı saptanmıştır. Bu eksiklik ve farklılıkların, pozitif ayırımcılık ilkesi

gereğince giderilmesi için çalışmalar başlatılmalı, bu yönde öneriler geliştirilmelidir.

2- Engelli kamu görevlilerinin maaşından yapılan gelir vergisi kesintisi oranlarının, yasada

mevcut olan oranlardan %50 düşük uygulanması gerekmektedir.

3- Engelli kamu görevlileri, emekliliklerinde derece ve kademelerine bakılmaksızın yeşil

pasaport hakkından yararlandırılmalıdır. Zira öngörülen çalışma süresi içinde engelli memur,

yeşil pasaport alınmasının koşulu olan dereceye sahip olamamaktadır.

4- Engelli kamu görevlilerinin atanmasına ve yer değiştirmesine ilişkin iş ve işlemler ile

ilgili mevzuat düzenlemelerinde oluşturulan komisyonlarda, engelli kamu görevlilerinin

temsil edilmesi sağlanmalıdır.

5- Engellilerin bir kereye mahsus olmak üzere, talep ettikleri yere, yer değiştirme suretiyle

atanmalarında herhangi bir kayıt ve sınır uygulanmamalıdır.

6- Orta öğretim (lise) ve yükseköğretim mezunu olup hizmetli kadrosunda bulunan engelli

kamu görevlileri görevde yükselme sınavından muaf tutularak istekleri halinde VHKİ veya

memur kadrolarına atanabilmelidir.

7- Sendikalar öncülüğünde her ilde engelli istihdamı ve meslek danışmanlığı konusunda

uzman istihdamı sağlanmalı ve öğretim üyelerinin de bu konuda uzmanlaşma ve aktif rol

almasına öncülük edilmelidir. Bu sayede üniversitelerde ve diğer eğitim kurumlarında da

gerekli duyarlılık sağlanacaktır.

8- Ekim 2015’te, Sağlık Bakanlığı, bağlı kuruluşları ve Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı ile

yapılan Kurum İdari Kurul toplantılarında “Engelli olarak istihdam edilen kamu görevlilerinin

engelleri ile uyumlu görevlerde çalıştırılmaları” talep edilmiştir. Mutabakat sağlanması

durumunda, bu alandaki tüm kurumlara genel yazı yazılmak suretiyle bu hususta gerekli

Page 25: Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel Politikaların Değerlendirilmesi Semineri Sonuç Raporu

23

bilgilendirme yapılacak ve talimatlar verilecektir. Bu konuyla ilgili yasanın etkin olarak

uygulanabilmesi için gerekli düzenleme ve denetlemenin sağlanması gerekmektedir.

Page 26: Engelli İstihdamıyla İlgili Güncel Politikaların Değerlendirilmesi Semineri Sonuç Raporu

www.calisabilirimprojesi.com • www.siviltoplumdiyalogu.org