20
CMyk sayFa 1 KASIM 2013 SAYI: 162 E E gE gE Üniversitesi’nde göbek çukurundan girerek tek de- likten bir hastanın rahmini alan Prof. Dr. Fatih Şendağ ameliyata başladığında Rektör Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, Prof. Dr. Şendağ’ın yanındaydı. 70 dakika süren başarılı operasyonun sonunda ilk tebrik Rektör Prof. Dr. Yıl- maz’dan geldi. Amerika’da ameliyatı canlı yayında izleyen 5 bin jinekolog bu başarıyı alkışlayarak övgüler yağdırdı. O O pErasyOnu pErasyOnu Türk he- kimler EÜ Kadın Hastalık- ları ve Doğum Anabilim Dalı Konferans Salonu’nunda, dünyanın 85 ülkesinden gelen Dünya Jinekolojik Endoskopi Kongresi katılımcıları Was- hington’da kongre merkezinde anında canlı yayınla izledi. Operasyon ayrıca internet üzerinden tüm dünyada iz- lendi. Prof. Dr. Şendağ meslekdaşlarının sorularını da cevaplandırdı. T T ürkiyE’dE ürkiyE’dE gerek tek de- likten laparoskopi uygula- maları, gerekse tek delikten robotik cerrahi uygulamaları ilk defa Ege Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı’nda, yine Prof. Dr. Fatih Şendağ tarafından gerçekleştiril- mişti. Ege Üniversitesi’nde gerçekleşti- rilen “tek delik robotik ameliyatlar” dünyadaki ilkler arasında yer alarak dünyaca saygın dergilerde yayınlandı. r r ObOT, ObOT, cerraha daha ince hareketleri, büyük ustalıkla yapabilme imkanı veriyor. Zor ameliyatlar robotla kolaylaştırılabi- liyor. Kapalı ameliyat olamayan bir hasta açık ameliyat olması gerekirken robot yardımıyla kapalı ameliyat olabi- liyor. Bu teknik kadının hızla iyileşmesi, işine-evine erken dönmesi nedeniyle “kadın dostu operasyon tekniği” olarak kabul ediliyor. Sayfa 3’te E gE Üniversitesi Kanser Araştırma Merkezi tarafın- dan düzenlenen “18. Ege onkoloji günleri” bu yıl “onko- lojide nanotıp Uygulamaları Kursu” ve “Uluslararası Kanser nanotıp Sempozyumu” olmak üzere iki başlıkta gerçekleştirildi. SEMPozYUM HAbERlERi SAYFA 4’TE Onkolojide nanotıp uygulamaları t UzAY TEKnolojiSi RoboTiK CERRAHiDE Son noKTA Türkiye’de ve dünyada ilk kez tek delikten robotik cerrahi ile rahim alınması operasyonunu gerçekleştiren Prof. Dr. Fatih Şendağ (soldan dördüncü) ve ekibi. 1 3 rakamı uğursuzmuş! Kim demiş? 13’le biten bir yılın so- nuna geldik. 13’ün uğursuzlu- ğunu görmedik. Hele Ege Üniversitesi açısından 2013’ün verimli, başarılı ve de çok uğurlu bir yıl olduğunu mutlu- lukla ve hayranlıkla izledik. Çok uzağa gitmeye gerek yok. Dönün bakın 1-2 ay öncesine; hemen hemen her hafta bir fakültenin, bir yüksek okulun düzenlediği uluslar- arası etkinlikler, robotik cerrahide ba- şarı üzerine başarı, ilkler ve tekler listesinde lif teknolojisinden deri tek- nolojisine uzanan başarı çizgisi ve bu başarıya sayın rektörümüzün jesti; muhteşem bir bina. Ülkemizin dört bir yanına dağılmış kazı ekiplerinden alınan başarılı sonuçlar. Bütün Türki- ye’de bir başarı simgesi, bir bilim markası haline gelen EBİLTEM’in dünyaya uzanan eli ve teknolojideki vazgeçilmezliği; üniversite-sanayi iş- birliğindeki başarılar, Eczacılık’ta Ege’yi bilimin merkezi haline getiren “Doğa Eğitimi ve Bilim Okulları Pro- jesi”, İlaç Geliştirme ve Farmakokine- tik Araştırma- Uygulama Merkezi’nin (ARGEFAR) ürüne dönüşen çalışma ve işbirliği faaliyetleri, Su Ürünleri Fa- kültesi’nin İzmir’i de ilgilendiren çalış- maları ve dünya literatürüne eklediği yeni canlılar, Fen Fakültesi’nin diğer dallarla birlikte doğal yaşama katkı- ları; İletişim Fakültesi’nde ödüllerle süslenen bir yıl... ... Ve Ege Üniversitesi Rektörlü- ğü’nün kente, ülkeye, insanlığa hiz- meti: İşbirliği protokolleri, say say bitmez... Ege Üniversitesi’nin bu ayki başarı bilançosuna gelince, sadece yazımın üzerindeki haberi okumanız dahi ye- terli olacaktır. Ancak ben yine de bir- kaç örnek vermekle yetinmek istiyorum. Evet... Prof. Dr. Fatih Şendağ’ın ba- şarısına, bütün dünya ile birlikte biz de şapka çıkardık. Ege Üniversitesi’nin bir çok alandaki “öğreticilik” vasfından söz etmeye gerek duymuyorum. Zira bunu herkes biliyor. Onkolojideki na- notıp uygulamaları “nanoteknoloji” deki gelinen noktanın da bir göster- gesi. Göğüs Cerrahisi’nde kapalı ameli- yatla akciğer kanseri tedavisi uzun süre konuşulacak bir başarı. Ayakları kesil- mek üzere Ege Üniversitesi’ne gelen hastaların yürüyerek hastaneden çık- masını sağlayan hekimi de alkışlamaz- sak haksızlık olur. Organ nakli konusunda her ekibi ayrı ayrı kutlamak gerek. Ah şu organ bağışı konusunda da insanlar biraz daha du- yarlı olsa... Eğitim, Edebiyat, Ziraat ve Mühen- dislik Fakültemizin bilimsel etkinlikleri üniversitenin kentle de bütünleşmesini sağlıyor. Ege’ye neden “HALKIN ÜNİ- VERSİTESİ” dendiğinin sırrı da her- halde burada saklı. Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu da Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Candeğer Yılmaz’ın ifa- desiyle “Bilimi ve birikimi, halkın hiz- metine sunma” gayreti içinde. Şimdi söyleyin bana lütfen 13 ra- kamı uğursuz mu, uğurlu mu? A.Oğuzhan KAVAKLI Bilim dünyası yine Ege'yi konuştu 18. EGE ONKOLOJİ GÜNLERİ t Nanoteknoloji yeni ufuklar açıyor t S empozyuma gösterilen ilgiden çok memnun olduğunu söyle- yen EÜ Kanserle Savaş Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Haydaroğlu, “Yurtdışından çok değerli isimler bizle tecrübelerini paylaşıyorlar, öğrencilerimiz ve bu alanla ilgilenenler de sempozyuma yoğun ilgi gösteriyor” dedi. Dünya, Prof. Dr.Şendağ’ı alkışladı

Ege-book - Ege Üniversitesi

Embed Size (px)

Citation preview

CMyk sayFa 1

KASIM 2013 SAYI: 162

EEgE gE Üniversitesi’nde göbekçukurundan girerek tek de-likten bir hastanın rahmini

alan Prof. Dr. Fatih Şendağ ameliyatabaşladığında Rektör Prof. Dr. CandeğerYılmaz, Prof. Dr. Şendağ’ın yanındaydı.70 dakika süren başarılı operasyonunsonunda ilk tebrik Rektör Prof. Dr. Yıl-maz’dan geldi. Amerika’da ameliyatıcanlı yayında izleyen 5 bin jinekolog bubaşarıyı alkışlayarak övgüler yağdırdı.

OOpErasyOnu pErasyOnu Türk he-kimler EÜ Kadın Hastalık-ları ve Doğum Anabilim

Dalı Konferans Salonu’nunda, dünyanın85 ülkesinden gelen Dünya JinekolojikEndoskopi Kongresi katılımcıları Was-hington’da kongre merkezinde anındacanlı yayınla izledi. Operasyon ayrıcainternet üzerinden tüm dünyada iz-lendi. Prof. Dr. Şendağ meslekdaşlarınınsorularını da cevaplandırdı.

TTürkiyE’dEürkiyE’dE gerek tek de-likten laparoskopi uygula-maları, gerekse tek delikten

robotik cerrahi uygulamaları ilk defaEge Üniversitesi Kadın Hastalıkları veDoğum Anabilim Dalı’nda, yine Prof. Dr.Fatih Şendağ tarafından gerçekleştiril-mişti. Ege Üniversitesi’nde gerçekleşti-rilen “tek delik robotik ameliyatlar”dünyadaki ilkler arasında yer alarakdünyaca saygın dergilerde yayınlandı.

rrObOT,ObOT, cerraha daha incehareketleri, büyük ustalıklayapabilme imkanı veriyor.

Zor ameliyatlar robotla kolaylaştırılabi-liyor. Kapalı ameliyat olamayan birhasta açık ameliyat olması gerekirkenrobot yardımıyla kapalı ameliyat olabi-liyor. Bu teknik kadının hızla iyileşmesi,işine-evine erken dönmesi nedeniyle“kadın dostu operasyon tekniği” olarakkabul ediliyor. Sayfa 3’te

EgE Üniversitesi KanserAraştırma Merkezi tarafın-dan düzenlenen “18. Ege

onkoloji günleri” bu yıl “onko-lojide nanotıp UygulamalarıKursu” ve “Uluslararası Kansernanotıp Sempozyumu” olmaküzere iki başlıkta gerçekleştirildi.

SEMPozYUM HAbERlERiSAYFA 4’TE

Onkolojide nanotıpuygulamaları

tUzAY TEKnolojiSi

RoboTiK CERRAHiDE Son noKTA

Türkiye’de ve dünyada ilk kez tek delikten robotik cerrahi ile rahim alınmasıoperasyonunu gerçekleştiren Prof. Dr. Fatih Şendağ (soldan dördüncü) ve ekibi.

13 rakamı uğursuzmuş! Kimdemiş? 13’le biten bir yılın so-nuna geldik. 13’ün uğursuzlu-

ğunu görmedik. Hele Ege Üniversitesiaçısından 2013’ün verimli, başarılı vede çok uğurlu bir yıl olduğunu mutlu-lukla ve hayranlıkla izledik.

Çok uzağa gitmeye gerek yok.Dönün bakın 1-2 ay öncesine; hemenhemen her hafta bir fakültenin, biryüksek okulun düzenlediği uluslar-arası etkinlikler, robotik cerrahide ba-şarı üzerine başarı, ilkler ve teklerlistesinde lif teknolojisinden deri tek-nolojisine uzanan başarı çizgisi ve bu başarıya sayın rektörümüzün jesti;muhteşem bir bina. Ülkemizin dörtbir yanına dağılmış kazı ekiplerindenalınan başarılı sonuçlar. Bütün Türki-ye’de bir başarı simgesi, bir bilimmarkası haline gelen EBİLTEM’in

dünyaya uzanan eli ve teknolojidekivazgeçilmezliği; üniversite-sanayi iş-birliğindeki başarılar, Eczacılık’taEge’yi bilimin merkezi haline getiren“Doğa Eğitimi ve Bilim Okulları Pro-jesi”, İlaç Geliştirme ve Farmakokine-tik Araştırma- Uygulama Merkezi’nin(ARGEFAR) ürüne dönüşen çalışma ve işbirliği faaliyetleri, Su Ürünleri Fa-kültesi’nin İzmir’i de ilgilendiren çalış-maları ve dünya literatürüne eklediğiyeni canlılar, Fen Fakültesi’nin diğerdallarla birlikte doğal yaşama katkı-ları; İletişim Fakültesi’nde ödüllerle

süslenen bir yıl...... Ve Ege Üniversitesi Rektörlü-

ğü’nün kente, ülkeye, insanlığa hiz-meti: İşbirliği protokolleri, say saybitmez...

Ege Üniversitesi’nin bu ayki başarıbilançosuna gelince, sadece yazımınüzerindeki haberi okumanız dahi ye-terli olacaktır. Ancak ben yine de bir-kaç örnek vermekle yetinmekistiyorum.

Evet... Prof. Dr. Fatih Şendağ’ın ba-şarısına, bütün dünya ile birlikte biz deşapka çıkardık. Ege Üniversitesi’nin birçok alandaki “öğreticilik” vasfındansöz etmeye gerek duymuyorum. Zirabunu herkes biliyor. Onkolojideki na-notıp uygulamaları “nanoteknoloji”deki gelinen noktanın da bir göster-gesi. Göğüs Cerrahisi’nde kapalı ameli-yatla akciğer kanseri tedavisi uzun süre

konuşulacak bir başarı. Ayakları kesil-mek üzere Ege Üniversitesi’ne gelenhastaların yürüyerek hastaneden çık-masını sağlayan hekimi de alkışlamaz-sak haksızlık olur.

Organ nakli konusunda her ekibi ayrıayrı kutlamak gerek. Ah şu organ bağışıkonusunda da insanlar biraz daha du-yarlı olsa...

Eğitim, Edebiyat, Ziraat ve Mühen-dislik Fakültemizin bilimsel etkinlikleriüniversitenin kentle de bütünleşmesinisağlıyor. Ege’ye neden “HALKIN ÜNİ-VERSİTESİ” dendiğinin sırrı da her-halde burada saklı. Beden Eğitimi veSpor Yüksekokulu da RektörümüzSayın Prof. Dr. Candeğer Yılmaz’ın ifa-desiyle “Bilimi ve birikimi, halkın hiz-metine sunma” gayreti içinde.

Şimdi söyleyin bana lütfen 13 ra-kamı uğursuz mu, uğurlu mu?

A .Oğ uz han KA VA KLI

Bilim dünyasıyine Ege'yi konuştu

18. EGE ONKOLOJİ GÜNLERİ

t

Nanoteknolojiyeni ufuklar açıyort

Sempozyuma gösterilen ilgidençok memnun olduğunu söyle-

yen EÜ Kanserle Savaş Araştırmave Uygulama Merkezi Müdürü Prof.Dr. Haydaroğlu, “Yurtdışından çokdeğerli isimler bizle tecrübelerinipaylaşıyorlar, öğrencilerimiz ve bualanla ilgilenenler de sempozyumayoğun ilgi gösteriyor” dedi.

Dünya, Prof. Dr. Şendağ’ı alkışladı

BAŞARI

CMYK saYFa 2

EEgEgE Üniversitesi’nin dünyanınsaygın üniversiteleri arasınagirmesi ve uluslararası başarı-

ları, eğitim açısından referans merkezihaline gelmesini sağladı. Küba’danGüneş Enerjisi Enstitüsü’ne eğitimegelen bilim insanları ve yöneticilerdensonra Kazakistan’dan 6 kişilik bir ekipkalp nakli ve yapay kalp hakkında eği-tim görmek üzere Ege Üniversitesi TıpFakültesi’ne geldi.

Rektör Prof. Dr. Candeğer Yılmaz ilebirlikte tıp fakültesi dekanlığı ve başhe-kimliği ziyaret eden Kazak ekip, Prof.Dr. Tahir Yağdı’nın yönetiminde kalpnakli eğitimine başladı. Kalp naklindeTürkiye’de lider konumdaki Ege Üni-versitesi, Avrupa ve dünya sıralamala-rında da daima üst sıralarda yer alıyor.

Kazak Organ Nakli Ekibi’nin eleman-ları, özellikle kalp naklinde Ege Üniver-sitesi’ni örnek aldıklarını, ülkelerindebaşarı göstermek için Ege Üniversi-tesi’nin desteğine ihtiyaç duyduklarınıdile getirdiler.

“BİLİM EVRENSELDİR”

Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.Candeğer Yılmaz ise, kültürün ulusal,bilimin evrensel olduğunu belirterek,“Biz nasıl ki bilimde dünyanın gelişmişülkelerine elemanlarımızı gönderip bi-limi ülkemize taşıyorsak, bizim üstünolduğumuz konularda da yardımdankaçınmıyoruz. Kapımız tüm ülkelereaçık” diye konuştu.

UUlUslararası lUslararası Türkİşbirliği ve Koordinas-yon Ajansı (TİKA) ve

Küba Sanayi Bakanlığı arasındagerçekleştirilen işbirliği kapsa-mında, Kübalı uzmanlara, Ege Üniversitesi Güneş EnerjisiEnstitüsü’nde (GEE) eğitim veriliyor.

Küba’dan TİKA Uzmanı Se-

lami Gönen başkanlığındagelen altı kişilik heyete, güneşısıl sistemler konusunda eğitimverilecek. Eğitim programınınyanı sıra; güneş, biyokütle,rüzgar gibi yenilenebilir enerjiüretim sistemlerinin ve tesisle-rinin yerinde ziyaretleri, İz-mir’in tanıtımı, kültürelzenginliğin sunumuna yönelik

geziler ve bilgi aktarımı dagerçekleştiriliyor.

Eğitimin ardından, heyetKonya’da güneş enerjisi sis-temleri üreten bir firmada in-celemelerde bulunacak,firmanın çalışma alanları olangüneş ısıl sistemler ve güneş-ten elektrik üretimi konula-rında teknik bilgiler alarak,

uygulamaları yerindetakip edecekler.

GEE Müdürü Prof. Dr.Günnur Koçar önderli-ğinde gerçekleştirilentoplantıda söz alanKüba Soğutma ve İklim-lendirme Enstitü-sü’nden Daniel ClaudioMorales Díaz, gördük-leri ilgiden ve ortayakonan işbirliğindenötürü memnun kaldık-larını belirtti.

Küba’dan Ege’ye güneş enerjisini öğrenmek için geldiler

Prof. Dr.GünnurKoçar

Ka em2KASIM2013

EGE ÜNİVERSİTESİDÜNYAYI EĞİTİYOR

sKazakistan’dan gelen 6 kişilik ekip organ naklini öğreniyor

“Organ naklinde Ege’yi örnek alıyoruz”

SAĞLIKKa em 3KASIM

2013

CMYK SAYFA 3

22yıldır “uzay teknolojisi” olarak ta-nımlanan robotik cerrahide harika-lar yaratan Ege Üniversitesi’nde bir

ilke bütün dünya tanık oldu. Kadın Hasta-lıkları ve Doğum Anabilim Dalı’nda Prof.Dr. Fatih Şendağ bir kadın hastanın göbekçukurundan girerek tek delikten rahminialdı. 14 Kasım 2013 tarihinde TSİ17.00’de başlayan operasyon 70 dakikasürdü. Bu başarılı operasyon, Ege Üniver-sitesi’nde Türk hekimler tarafından nak-len yayınla izlenirken, Amerika’da dünya-nın 85 ülkesinden 5 bin jinekolog da Was-hington’da Dünya Jinekolojik EndoskopiKongresi’nde anında izledi. Ameliyatın,Ege Üniversitesi Bilgi İletişim TeknolojileriMerkezi (BİTAM) tarafından gerçekleştiri-len başarılı canlı yayını takdir topladı.

… Ve bütün dünya Prof. Dr. Şendağ’aşapka çıkardı.

NE DEDİLER?

Ameliyatı başından sonuna kadar izle-yen EÜ Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz,Prof. Dr. Şendağ’ı kutlayarak , “2009 Martayından itibaren Türkiye’de ilk defa tekdelik laparoskopik ameliyatları da bizyapmıştık. 2013 Ocak ayında yine Türki-ye’de ilk defa tek delik robotik ameliyatlarProf. Dr. Fatih Şendağ tarafından gerçek-leştirilmişti. Bu başarılar dünya tıp litera-türüne girdi. Şimdi ‘İlklerin Üniversitesi’Ege’nin bir ilki daha oldu. Buna sadeceTürk hekimleri değil, dünya tıp alemitanık oldu. Çok mutluyuz” dedi.

EÜ Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları veDoğum Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr.Niyazi Aşkar ise “Robotik cerrahide gel-diğimiz nokta gurur verici. Dünyadangeri kalmadığımız gibi, teknolojiyi çokyakından takip ediyor, hatta önderlik deediyoruz. Fatih Hocamızı kutluyoruz”diye konuştu.

EÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof Dr. KamilKumanlıoğlu uzay teknolojisini en iyi kul-lanan ekiplerin Ege Üniversitesi’nde oldu-ğunu belirterek, “Robotik cerrahiyikullanan, özellikle de bunu kamu hastane-leri içinde büyük bir başarıyla kullananekiplerimiz var. Fatih Hocamız da dünyadabir ilke imza atarak bu başarıları perçin-ledi” diyerek mutluluğunu ifade etti.

EÜ Tıp Fakültesi Hastanesi BaşhekimiProf. Dr. Mehmet Özkahya robotik cerra-hinin 7’den 77’ye şifa dağıttığını belirte-rek “Daha çok zaman geçmedi; 1-2 ayönce Üroloji Anabilim Dalımızca 13 ya-şında bir çocuğumuz çok başarılı bir ope-rasyonla sağlığına kavuşturuldu. Sadeceteknolojiyi kullanan değil, aynı zamandateknolojiyi öğreten hastane olduk’’ sözle-riyle Ege’nin geldiği noktayı işaret etti.

tİKİNCİ CANLI YAYIN NEW YORK’A

Türkiye’de ve dünyada ilk olantek delikten robotik ameliyatlarıgerçekleştiren EÜ Tıp FakültesiKadın Hastalıkları ve Doğum Anabi-lim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr.Fatih Şendağ, yeni bir başarıyadaha imza attı. 14 Kasım 2013 tari-hindeki operasyonun Washington’acanlı yayınlanmasından sonra Prof.Dr. Şendağ, New York’daki kon-greye canlı yayın daveti aldı. 5 Ara-lık 2013 tarihinde Ege ÜniversitesiTıp Fakültesi’nde yapılan tek delik-ten robotik yolla rahim alınmasıoperasyonu, New York’da düzenle-nen “5. Laparoskopik ve RobotikCerrahi Kongresi”nde jinekologlartarafından canlı izlendi.

(soldan sağa) Prof. Dr. Kubilay Demirağ,Prof. Dr. Mehmet Özkayha, Prof. Dr. Fatih

Şendağ, Prof. Dr. Kamil Kumanlıoğlu, Prof. Dr. Niyazi Aşkar, Doç. Dr. Bilgin Arda ve Prof. Dr. Okan Gülbahar ameliyat öncesi

yapılan basın toplantısına katıldı.

Ali Haydar ŞAHİN / Tahir NALDÖĞEN

Uzay Teknolojisi

RoboTik

CeRRahide

son nokTa

Dünya, Prof. Dr. Şendağ’ı alkışladı

SAĞLIK

CMYK saYFa 4

EEgE gE ÜniversitesiKanser AraştırmaMerkezi tarafından

düzenlenen “18. Ege Onko-loji Günleri” bu yıl “Onkolo-jide Nanotıp UygulamalarıKursu” ve “Uluslararası Kan-ser Nanotıp Sempozyumu”olmak üzere iki başlıkta ger-çekleştirildi.

“Onkolojide Nanotıp Uy-gulamaları Kursu”nun açılı-şını, EÜ Tıp FakültesiKanserle Savaş Uygulamave Araştırma Merkezi Mü-dürü Prof. Dr. Ayfer Hayda-roğlu “GeçmiştenNanoteknolojiye Kanser Te-davileri” başlıklı sunumu ileyaptı. Prof. Dr. Haydaroğlu,kanser tanı ve tedavi süre-cinde geçmişte yapılan uy-

gulamalara değindi. Kan-serli hücrelere müdahaleçeşitlerini grafiklerle anla-tan Prof. Dr. Haydaroğlu,nanoteknoloji sayesindeson yıllarda alınan olumlusonuçları paylaştı.

HAYATIN HER ALANINDA

“Onkolojide Nanotıp Uy-gulamaları Kursu”nun ilkoturumunda Prof. Dr.Ahmet Oral “Nanoteknoloji”ve Prof. Dr. Serdar Özçelik“Onkolojide Nanotıp” ko-nulu sunumlarını yaptı.

Nanoteknolojinin otomo-tivden beyaz eşyaya, koz-metikten tekstile hayatınher alanında kullanılmayabaşlandığını belirten Prof.Dr. Ahmet Oral, kendisi ve

ekibinin özel olarak geliştir-dikleri mikroskop saye-sinde tıp alanında daönemli yollar katedildiğinivurguladı.

Nanoteknoloji ile gelişti-rilmiş ilaçların kullanımıkonusunda bilgiler verenProf. Dr. Serdar Özçelik, şuan için sadece fareler üze-rinde uygulanan tedaviyönteminin parlak sonuçlarverdiğini, önümüzdeki yıl-larda insanların tedavisindede kullanılabileceğini be-lirtti. İlaçların bilinçsiz kul-lanımına dikkat çeken Prof.Dr. Özçelik, “Kanserli bölge-nin tedavisinde böbrek vekaraciğer gibi organlarhasar görebilir” dedi.

Sedat Biricik / Aykut ÖzBAyTAr

EEgE gE ÜniversitesiKanser AraştırmaMerkezi tarafından

düzenlenen “OnkolojideNanotıp UygulamalarıKursu”nda “Onkolojide Te-renostik UygulamalardaNükleer Tıp’’ konulu otu-rum gerçekleştirildi. Dr. Ay-şegül Akgün, Dr. HaticeDurak ve Dr. Özgür Ömüryaptıkları sunumlarda nük-leer tıbbın kanser tedavi-sindeki rolünü anlattı.

Dokuz Eylül ÜniversitesiNükleer Tıp Anabilim DalıÖğretim Üyesi Dr. Hatice

Durak,“Kanserhastalıkla-rının ve dekalp hasta-lıklarınınşu anda en

çok kullanılan radyoaktifmaddesi, flor 18 adını verdi-ğimiz radyoaktif materyal ileişaretli şeker, yani glikozdur.Buna kısaca fdg deniyor.Radyoaktif olmayan gliko-zun vücutta hücrelerintemel besin maddesi oldu-ğunu, çok çalışan hücrelerinbunu çok daha fazla aldığını,tuttuğunu biliyoruz. Vücuttaçok çalışan hücreler, beyinhücreleri, kalp kası hücre-leri, diğer kas hücreleri, ka-raciğer hücreleridir. Glikozuçok kullanan hücre grubu dakanser hücreleridir. Kanserhücrelerinde kanserin kötühuyluluk derecesi arttıkçaglikoz kullanımı da artar.Böylece bizim verdiğimizradyoaktif glikoz, normalhücre grupları dışında kan-

ser hücreleri tarafından daçok yoğun bir biçimde tutu-lur. Vücudun herhangi biryerindeki kanser dokusunuböylece ayırt edebiliriz.Kalpte de kas hücresi, ifadeettiğim hücre grupları içeri-sinde, yoğun glikoz tutanhücre gruplarındandır.Çünkü çok ihtiyacı var, bes-lenmeye, şekere. Kalp ka-sında da canlı doku, canlıhücre, şekeri alır ve kullanır.Canlı olmayan hücre alıpkullanamaz. Oradaki canlı,cansız doku ayrımını da buşekilde yapmamız mümkünolmaktadır” dedi.

Dr. Hatice Durak, “Onkolo-jik hastalarda nükleer tıpçok önemli. Kanserin birçok

türünde, kanserin oluştur-duğu harabiyeti, yayılımını,primer dokunun yani ilk do-kunun ana kaynağın neredeolduğunu ya da tedavidensonra tedavinin ne ölçüdeetkili olduğunu gösterebil-mek açısından nükleer tıpkullanılıyor. Yakın zaman-larda gelişen önemli buluş-larla, nükleer tıbbın artıkkanser dokusuna daha spe-sifik, daha özgün bir şekildeyapışabilmesi ve böylece budokuyu gösterebilmesi ola-nakları elde edildi. Bu ko-nuda önemli yatırımlar,araştırmalar yapılıyor. Önü-müzdeki yıllarda bu konudadaha büyük gelişmeler ümitediyoruz” dedi. Tarık AkTAş

“Glikozu çok kullanan hücregrubu kanser hücreleridir”

Prof. Dr. Ahmet Oral ve ekibinin yarattığı özel mikroskop sayesinde tıp alanında önemli yollar kat edildi

Onkolojide nanotıp uygulamaları

EGE Üniversitesi KanserleSavaş Araştırma ve Uygu-lama Merkezi tarafından “18.

Ege Onkoloji Günleri” kapsamındadüzenlenen “Uluslararası KanserNanotıp Sempozyumu” yurtdışın-dan önemli isimleri ağırladı.

ABD Illions Üniversitesi’ndenProf. Dr. Hayat Önyüksel kanser te-davisinde ilaç direncinin üstesin-den gelmek için nanosisteminkullanımına yönelik bir sunumyaptı. Prof. Dr. Önyüksel, kanserilaçlarının belli bir süre kullanıldık-tan sonra vücudun ilaçlara karşıgösterdiği direncin nanoteknolojiile kırılabileceğini söyledi.

Texas Üniversitesi Öğretim ÜyesiProf. Dr. Bülent Özpolat kanser hüc-relerinin hızlı tedavisi hakkında bilgiverdi. Prof. Dr. Özpolat, “Tümörünuyutulması nanoteknoloji ile git-tikçe daha imkanlı hale geliyor. Bukanserli hastalar için ciddi bir umutışığı sayılabilir” dedi.

Frankfurt Goethe Üniversitesi Öğ-retim Üyesi Prof. Dr. Jorg Kreuter“Nanopartiküller Kullanılarak Kan-Beyin Bariyerinden İlaç Geçişi veDağıtımı” konulu sunumunda nano-partiküllerin kanser ilaçlarıyla bir-likte kullanımı sonucunda tümörün3 ayda gösterdiği iyileşmenin 15güne kadar inebildiğini ifade etti.

Tedavide umuT ışığı

Dr. Hatice Durak

Nanoteknoloji yeni ufuklar açıyor

““uuluslararası luslararası Kan-ser Nanotıp Sempoz-yumu” hakkında genel

değerlendirmelerde bulunan EgeÜniversitesi Kanserle Savaş Araş-tırma ve Uygulama Merkezi MüdürüProf. Dr. Ayfer Haydaroğlu, “Onkolojialanında nanoteknoloji kullanımı ko-nusunda en son ilerlemeleri tespitetmek için sempozyumu düzenledik”dedi. Teknolojinin nano boyutlarakadar inmesiyle tıbbın içine de girdiğini belirten Prof. Dr. Hay-

daroğlu, “Nanotıp sayesinde kanserlihücreleri moleküler olarak görüntü-leyebiliyor ve hedefleyip tedavi ede-biliyoruz. Buna imkan veren kansernanotıbbı, kanser tedavisinde yeniufuklar açtı” diye konuştu.

Sempozyuma gösterilen ilgidençok memnun olduğunu söyleyenProf. Dr. Haydaroğlu, “Yurtdışındançok değerli isimler bizle tecrübele-rini paylaşıyorlar, öğrencilerimiz vebu alanla ilgilenenler de sempoz-yuma yoğun ilgi gösteriyor” dedi.

EÜ Kanserle Savaş Araştırmave Uygulama Merkezi tarafın-

dan 18. Ege Onkoloji Günleri kap-samında düzenlenen “OnkolojideNanotıp Uygulamaları Kursu” ve“Uluslararası Kanser Na-notıp Sempozyumu”sona erdi.

Yerli ve yabancı katılım-cıların yer aldığı “Uluslar-arası Kanser NanotıpSempozyumu”nda çeşitlibilimsel sunum ve konuş-malar yapıldı. Son dönemde artankanser vakalarına dikkat çekilir-ken, bilimsel araştırmaların yeterliolmadığı vurgulanarak, araştırma-ların artması gerektiği belirtildi.Uluslararası sempozyum; Gediz

Üniversitesi, Yüksek TeknolojiÜniversitesi, Dokuz Eylül Üniver-sitesi, Ege Üniversitesi ve Av-rupa’nın çeşitli üniversitelerindenkatılımcılarla gerçekleştirildi.

EÜ Rektör YardımcısıProf. Dr. Yeşim Kirazlı;“Uluslararası yapılan busempozyumun Ege Üni-versitesi’nde olması çokönemli bir olay. Şizofreni,alzheimer ve kanser gibihastalıkların araştırılması

nanoteknolojinin önemini daha daarttırdı” dedi.

“Onkolojide Nanotıp Uygulama-ları Kursu” ise katılımcılara belge-lerinin dağıtıldığı kokteyl ile sonbuldu.

Son dönemde artan kanser vakalarına dikkat çekildi

Sempozyum sonunda Tenor Aydın Uştuk, İtalyan Sanatçı Tulio Gagliardo Varas ile kısa bir konser verdi.

Prof. Dr. Yeşim Kirazlı

Prof. Dr. Ayfer Haydaroğlu Prof. Dr. Ahmet Oral Prof. Dr. Serdar Özçelik

Dr. Hatice Durak, “Kanser ve kalp hastalıklarının şu anda en çok kullanılan radyoaktifmaddesi, flor 18 adını verdiğimiz radyoaktif materyal ile işaretli şeker, yani glikozdur” dedi

Ka em4KASIM2013

ÖÖnCE nCE Amerika’da, ardından Av-rupa ülkelerinde 2000’li yıllarınardından kullanılmaya başlanan,

kapalı ameliyatla akciğer kanseri teda-visi, son dönemlerde de Ege ÜniversitesiTıp Fakültesi Hastanesi Göğüs CerrahisiAnabilim Dalı’nda uygulanıyor.

2000 yılından itibaren uygulanmayabaşlanan kapalı ameliyatla akciğer kan-

seri tedavisinde Ege Üniversitesi Tıp Fa-kültesi Hastanesi, büyük başarı yakaladı.

Ege Üniversitesi Göğüs Cerrahisi Ana-bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ufuk Çağı-rıcı’nın teşvikiyle ekibindeki Uzm. Dr. AliÖzdil, Opr. Dr. Ayşegül Ergönül ve Dr.Yeliz Erol’la harekete geçen Doç. Dr. Kut-sal Turhan, bu yöntemi bir ayda iki has-taya uyguladı.

Alınan başarılı sonuçların mutlulu-ğunu yaşadıklarını belirten Doç. Dr. Tur-han, ameliyatla ilgili şu bilgileri verdi:

SONRAKİ HEDEF ROBOT YARDIMLI CERRAHİ

"İki adet 1 santimetrelik bir adet 5 santimetrelik kesiden, cerrahın ellerigöğüs boşluğuna girmeden, bir kamerave özel cerrahi ekipman kullanılarak ak-ciğerin hastalıklı parçasının çıkarılmasıişlemini uyguluyoruz. Bu yöntem, ülke-

mizde de son yıllarda az sayıda mer-kezde başarıyla uygulanmaya başlanmış-tır. Kaburgalar ayrılmadığı için ameliyatsonrasında ağrı çok daha az olur. Hasta-lar daha kısa süre hastanede yatarlar vegünlük hayatlarına dönerler. Kozmetikgörüntüsü açık emaliyata göre çok dahaiyidir. Vücut daha az yıprandığı için bağı-şıklık sistemini açık ameliyattan çokdaha az etkiler. Bu da vücut direncininyüksek kalmasını sağlar. Anabilim DalıBaşkanımızın teşvikiyle bu konuda çalış-maya başladık. Yurtdışında bu konudauzman merkezlerde eğitim aldık ve kurs-lara katıldık. Bundan sonra uygun hasta-larda bu yöntemi rutin olarak kullanmaamacındayız. Bir sonraki hedefimiz iserobot yardımlı akciğer ameliyatlarınıbaşlatmak. Bunu yakın zamanda gerçek-leştirmeyi hedefliyoruz." (DHA)

SAĞLIKKa em 5KASIM

2013

CMYk SAYFA 5

“HİÇ ANLAMADIM”Kapalı yöntemle ameliyat edilenhastalardan 60 yaşındaki NevzatKocadağ ise "KOAH nedeniyle teda-vim sırasında bu hastalığım ortayaçıktı. Kapalı ameliyatla sağlığıma kavuştum. Ameliyat olduğumu bileanlamadım" diye konuştu.

Doç. Dr. Kutsal Turhan, Dr. Ali Özdil, Dr. Ayşegül Ergönül ve Dr. Yeliz Erol, ameliyatını yaptıkları 60 yaşındaki Nevzat Kocadağ ile birlikte.

EEgE gE Üniversitesi Tıp Fa-kültesi Kadın HastalıklarıAnabilim Dalı tarafından

düzenlenen “Jinekolojik Cerra-hide Yenilikler” konulu panel,Haluk Tavmergen Dershane-si’nde gerçekleştirildi.

Ege Üniversitesi Tıp FakültesiKadın Hastalıkları Anabilim DalıÖğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Şen-dağ, jinekolojik cerrahi yöntem-leri ve bualandaki yenilik-ler hakkındabilgi verdi. Jine-kolojik robotikcerrahide anato-miyi keşfetme,3D anatomi veobezite gibi du-rumlarda cerra-hiyi kolaylaştırmaavantajlarından bahseden Prof.Dr. Şendağ, maliyetlerin düşmesidurumunda bu yöntemin dahafazla uygulanabileceğini belirtti.

“EĞİTİM SORUNUNU ÇÖZDÜK”

Ege Üniversitesi Tıp Fakül-tesi’nin Şubat 2013’de “SinglePort Robotik Histerektomi” uy-gulamasını hayata geçirdiğini ha-tırlatan Prof. Dr. Fatih Şendağ,“Ege Üniversitesi bu konudadünyada standardizasyon sağla-yan ve başarılı sonuçlar eldeeden ender kurumlardan biridir.Bu konuda Türkiye’de eğitimveren bir kurum yoktu. Ege Üni-versitesi bu sorunu ortadan kal-dırdı. Ege Üniversitesi‘Jinekolojik Robotik Cerrahi Eği-tim Programı’nı başarılı bir şe-kilde sürdürüyor” diye konuştu.

Ege’de “Jinekolojik Cerrahide Yenilikler”paneli düzenlendi

Prof. Dr. Fatih Şendağ

Ege ÜniversitesiTıp FakültesiHastanesi’ndeDoç. Dr. KutsalTurhan ve ekibi,bir ayda iki kapalı operasyon gerçekleştirdi. Dr. Turhan, bu yöntemi geliştirecekleriniifade etti

RRobotik obotik cerrahi uygulamaları EgeÜniversitesi Hastanesi’nin yüz akı ol-maya devam ediyor. Kadın Doğum,

Genel Cerrahi ve Üroloji anabilim dalları ro-botik cerrahi yöntemiyle gerçekleştirdikleriameliyatlarla başarılı sonuçlar elde ediyor.

Konuyla ilgili olarak Ege Üniversitesi Tel-evizyonu Haber Bülteni’ne konuk olan EgeÜniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji AnabilimDalı Başkanı Prof. Dr. Bülent Semerci ve EgeÜniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji AnabilimDalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdal Apaydınyapılan operasyonlarla ilgili bilgi verdi.

EÜ Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Baş-kanı Prof. Dr. Bülent Semerci, Türkiye’de ro-botik cerrahinin ilk kez 2005 yılındaİstanbul’da kullanıldığını ve yaklaşık 20 has-tanede robotik cerrahi yapıldığını belirtti.Ege Üniversitesi’nde girişimlere 2009 yılındabaşladıklarını, rektörlüğün yoğun desteği so-nucu 2012 yılında uygulamaya geçildiğiniifade eden Prof. Dr. Semerci ‘‘Ege Bölgesi’nderobota sahip tek hastaneyiz’’ dedi.

Prostat şikayeti olan hastasının ameliyatınıDa Vinci robotu ile yaptığını açıklayan EÜ TıpFakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim ÜyesiProf. Dr. Erdal Apaydın, Ege Üniversitesi Has-tanesi olarak 2012 yılında uygulamayı kul-lanmaya başladıklarını, bu zamana kadar150’ye yakın vaka gerçekleştirdiklerini veyöntem sayesinde istenmeyen komplikas-yonları kolaylıkla engellediklerini belirtti.

“ÜÇ BOYUTLU ORTAMDA ÇALIŞIYORUZ”

Prof. Dr. Apaydın robotla çalışmanın hemdoktor hem de hasta için çok daha rahat ol-duğunu vurgulayarak “Robotla çalışmak cer-rahın oturarak daha konforlu çalışmasınısağlıyor. Üstelik üç boyutlu bir ortamda çalı-şıyoruz. Öncelikle hata payı çok az, ameliyatsırasında elin ulaşamadığı alanlara robot ra-hatlıkla girebiliyor. Damarları tutma ve bağ-lama şansı daha fazla olduğu için az kankaybı sağlıyor. Hasta açısından da birçokavantajı beraberinde getiriyor. Yara izi yokdenebilecek kadar az” diye konuştu.

Bölgesinde robota sahip tek hastane olan Ege Üniversitesi Hastanesi başarılarını sürdürüyor

Hızlı tedavi, kusursuz ameliyat, doktor da, hasta da rahat…

150’YE YAKIN VAKADA ROBOTİK CERRAHİ KULLANILDIEge Üniversitesi Televizyonu’nun konuğu olan Prof. Dr. Bülent Semerci (solda) ve Prof. Dr. Erdal Apay-dın robotik cerrahi operasyonları ilgili bilgi verdi. Ameliyatları bu yöntemle yaptıkları için çok heyecanlı ol-duklarını söyleyen Prof. Dr. Apaydın, “2012’nin Mart ayından beri Ege Üniversitesi Hastanesi olarak burobotu kullanmaya başladık ve 150’ye yakın vaka gerçekleştirdik. Şu an Kadın Doğum, Genel Cerrahive Üroloji olmak üzere üç alanda bu teknolojiyi kullanarak ameliyatlarımızı gerçekleştiriyoruz’’ dedi.

El değmeden iki akciğer ameliyatı

SAĞLIK

CMyK SAyFA 6

DDİyAbEtEİyAbEtE bağlı enfeksiyonlardaayağın diz altından kesilmedenkurtarılması için Ege Üniversitesi

Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğ-retim Üyesi Prof. Dr. Çağrı Büke tarafın-dan Küba’dan ithal edilen “EpidermalBüyüme Faktörü”yle uygulanan tedavihastaların yüzünü güldürüyor.

Bir ayağı kesilen, ikinci ayağı da kesil-mek üzere iken Prof. Dr. Çağrı Büke’yegelen Şadiye Yılmaz’ın Küba’dan getirti-len ilaçla tedavisinin yapılarak ve ayağıkesilmeden yürüyerek taburcu edilmesidiyabetlilere umut ışığı oldu.

Diyabet (şeker) hastalığının en önemliproblemlerinden birinin enfeksiyonlarolduğunu söyleyen Prof. Dr. Büke,“Hemen hemen vücudun her yerinde en-feksiyon gelişebiliyor. Sıklıkla da diyabe-tik ayak yarası ve buna bağlıenfeksiyonlar ileri safhada ayakların ke-silmesine neden olabiliyor” dedi.

“HASTALARIMIZIN AYAĞININ KESİLMESİNİ ÖNLÜYORUZ”

Ortopedi hekimlerinin ayağı kesilecekdedikleri hastaları iyileştiren Prof. Dr.Çağrı Büke, “Yarası ve doku kaybı o kadarçok ve geniş olabiliyor ki artık ortopedihekimleri tarafından diz altından kesil-mesi şeklinde bir tedavi öneriliyor. ‘Epi-dermal Büyüme Faktörü’ adını

verdiğimiz ilacı Küba’dan Sağlık Ba-kanlığı’nın izniyle ithal ederek ayağıkesilecek denilen hastaları tedavi edi-yoruz. Hastalarımızın ayağının kesil-mesini önlüyoruz” şeklinde konuştu.

İNSANLARIN İŞİNE GÜCÜNE DÖNMESİNE OLANAK SAĞLIYORUZ

“Epidermal Büyüme Faktörü”yletedavi sürecinden bahseden Prof.Dr. Büke, “Yara yeri etrafına builacı haftada üç kez uygulaya-rak, hastalarda 6-8 haftaiçinde doku kaybını durdu-rabiliyoruz. Bu tedavi,ayağın kesilmeden kur-tarılmasına ve dolayı-sıyla insanlarınhayatlarına sağlıklıbir şekilde geri dön-melerine olanak sağlıyor. Daha önce aya-ğının üzerine basamayıp da, sonradanaraba kullanan hastalarım var. Bunlarbizim de, hastalarımızın da yüzünü gül-dürüyor” diyerek mutluluğunu ifade etti.

“DİĞER AYAĞIM DA KESİLECEKTİ”

Bir ayağı kesilen diğer ayağı da kesile-cekken Prof. Dr. Çağrı Büke’ye gelen Şa-diye Yılmaz mutluluğunu şu sözlerle dilegetirdi: “Ayağımın biri kesildi. Bir aya-ğımda protez var. Diğer ayağım da kesile-cekti. Doktorumdan Allah razı olsunayağımı kurtardı. Allaha çok şükür şimdiyürüyebiliyorum.”

“epidermal Büyüme faktörü” ile birçokhastayı tedavi eden Prof. Dr. Büke’ninhastası Şadiye yılmaz diğer bacağı dakesilmediği için mutlu olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Çağrı Bükeuygulanan tedaviile hastalarının iyileşmesinin

kendileri için debüyük bir mutlulukolduğunu ifade etti.

Ali Haydar ŞAHİN

sağlık bilimleri’nde 111 programda lisansüstü eğitim

EEgE gE Üniversitesi Sağ-lık Bilimleri Enstitüsü2013-2014 eğitim öğ-

retim yılı “Lisansüstü UyumEğitimi Programı” EczacılıkFakültesi Konferans Salonu’ndagerçekleştirildi. Doktora ve yüksek li-sans öğrencilerinin katılımıyla dü-zenlenen organizasyonda EÜ SağlıkBilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr.Varol Pabuççuoğlu, “Lisansüstü eği-

tim, öğrencilerin daha fazlainisiyatif aldığı eğitimdir. Siz-leri bilgilendirip, danışman-larınızla verimli bir iletişimağı kurabilmeniz için bu

programı hazırladık. Lisansüstüeğitimin kendine özgü zorlukları var-dır” dedi. Sağlık Bilimleri Enstitüsübünyesinde toplam 57 anabilim da-lında 111 programda lisansüstü eği-tim yapılıyor.

EEgE gE Üniversitesi Tıp Fakültesi Mu-hittin Erel Amfisi’nde düzenlenen“Evde Sağlık ve Bakım Hizmetle-

rinde Yönetim ve Organizasyon Kursu” EÜHemşirelik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Çiçek Fadıloğlu, Dr. Yusuf Türköz veEvde Bakım Derneği Yönetim KuruluÜyesi Mehmet Onarcan’ın konuşmacı ola-rak katıldığı oturumla devam etti.

Prof. Dr. Fadıloğlu; “Evde bakım her şe-

yiyle eksiksiz bir süreç olmalıdır. Evdebakım sadece müşteri, yani hasta odaklıbir süreç değildir. Burada çalışan yanihemşire de önem arz etmektedir. Hastaile hemşire arasında hem psikolojik hem de fiziksel bağ kurulmalıdır. Hasta-nın istekleri ve şikayetleri iyi algılanmalıve buna yönelik tedavi süreci uygulanma-lıdır” diye konuştu.

Sunumunda evde bakımı toplam kalite

yönetimi açısından ele alan Dr. Yusuf Tür-köz, “Evde bakım sağlık hizmeti açısındandeğerlendirildiğinde, hasta beklentilerininkarşılanması durumudur. Sağlıkta kaliteyielde etmenin yolu, evrensel kri-terleri uygulanabilir kıl-maktan ve teknolojikgelişmeleri takip etmek-ten geçmektedir. He-defte iyileştirme varsa

bunlar asla gözardı edilmemelidir” dedi.Evde Bakım Derneği Yönetim Kurulu

Üyesi Mehmet Onarcan ise evde bakım sü-recini ürün-hizmet geliştirme bağlamındaele alarak, kamu, özel sektör, yerel yöne-

timler ve sivil toplum örgütleri üzerin-den değerlendirdi. Onarcan,

“Kamuda, özel sektörde ve üniver-sitelerde evde bakım hizmetleriveriliyor. Kamuda evde bakım hiz-meti oldukça az; ancak bunun çoğ-

altılması için bazı hastanelerdeevde bakım birimleri kuruldu. Evde

bakım hizmetleri hem sağlık hem desosyal hizmetlerin ortak hareket etme-siyle gerçekleşebilecek bir süreçtir” dedi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ileSağlık Bakanlığı’nın çalışmalarını sürdür-düğünü söyleyen Onarcan; “Özel sektördeevde bakım maliyeti kamuya göre dahayüksek. Amerika ve Avrupa’ya göre ka-muda çalışan görevli sayısına bağlı olarakbakılan hasta sayısı da az. Kamudan bek-lentilerin yeterli düzeye ulaşması için ba-kanlık çalışmalarını sürdürmektedir” diyekonuştu. Selen KoçaK / Fatma çınar

“evde sağlık ve Bakım hizmetlerinde yönetim ve organizasyon kursu” ege üniversitesi’nde yapıldı

“Evde bakım sadece hasta odaklı bir süreç değildir”

Hasta bakımında alternatif; “evde bakım”

““EE vde Sağlık ve Bakım Hizmetle-rinde Yönetim ve Organizas-

yon Kursu”nun açılışı EÜ HemşirelikFakültesi öğretim üyeleri, evde hizmetveren hasta bakıcılar ve öğrencilerinkatılımıyla gerçekleştirildi.

Evde bakım nedir, hasta bakıcınıngörev ve sorumlulukları, evde sağlıkhizmetleri nasıl uygulanır gibi konu-larda bilgi verilen kursun açılışında ko-nuşan EÜ Hemşirelik Fakültesi

Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çiçek Fadıloğlu;“Evde bakım Türkiye’de 2005’te çıkanyasayla uygulamaya konuldu. Amerikave Avrupa’ya oranla Türkiye’de eksik-likler mevcut. Bu eksikliklerin gideril-mesi için Sağlık Bakanlığı’nın bazıdüzenlemelere gitmesi gerekmekte-dir” diye konuştu.

Evde Bakım Derneği Yönetim KuruluBaşkanı Aynur Dik; “Evde bakım hiz-metleriyle ilgili ilk derneğimiz İstan-

bul’da, ikincisi İzmir’de kuruldu.Ankara derneğimiz kurulum aşama-sındadır. İlk taslağımızı 2005’te hazır-ladık. Evde bakımın sosyal hizmetlerlebirlikte ilerlemesi gerekmektedir. Evdebakımın her aşaması ciddi, disiplin ge-rektiren bir süreç” dedi.

Hemşirelik Fakültesi Öğretim ÜyesiDoç. Dr. Gül Erdem ise konuşmasındaevde bakım aşamasında dökümantas-yonun önemini vurguladı.

Ayakları kesilecek hastalar yürüyerek taburcu oluyor

Prof. Dr. Çağrı Büke, uygulaDığı teDavi yöntemiyle Bir hastanın DiyaBete Bağlı

enfeksiyon neDeniyle kesilmesi gereken Bacağını yeniDen sağlıklı hale getirDi

Ka em6KASIM2013

SAĞLIKKa em 7KASIM

2013

CMYK SAYFA 7

EEgE gE Üniversitesi’nin başarılarıörnek alınan, birçok ülkeninorgan nakli merkezlerine eğitim

vererek deneyimlerini meslektaşlarıylapaylaşan “organ nakli merkezleri”ni zi-yaret eden Prof. Dr. Candeğer Yılmaznakil yapılan hastalarla da görüşerek,onların mutluluğunu paylaştı. Prof. Dr.Yılmaz, yeni yapılan ameliyathanelerinbir an önce bitirilmesi için kaynak ara-yışı içinde olduklarını da belirterek,“Eleman ve teknik donanım açısındanbir eksiğimiz yok, ancak arkadaşlarımdaha da mükemmeli hak ediyor. İmkan-larımızı seferber edip onları destekle-meye devam edeceğiz” dedi.

EN FAZLA KALP NAKLİ EGE’DE

Türkiye’de ruhsatlı 15 kalp nakil mer-kezinden aktif olarak görevini sürdüren 9merkez içinde, en fazla kalp nakli gerçek-leştiren Ege Üniversitesi, yapay kalp des-tek cihazında da liderliğini sürdürüyor.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi DekanYardımcısı ve Kalp Nakil Merkezi Sorum-lusu Prof. Dr. Tahir Yağdı,Türkiye’de yapılan kalpnakillerinin üçte birinin,yapay kalp cihazlarınınise yüzde ellisinin Ege’yeait olduğunu, 1998’debaşlanan kalp nakil ope-rasyonlarında bu yıl sa-yının 200’ü geçtiğinibelirtti. İstedikleri mik-tarda organ bağışı olma-dığı için, her yıl ortalamabin kişinin nakile ihtiyaçduymasına rağmen bek-

leme sırasında kaldığını söyleyen Prof.Dr. Yağdı, “Kalp destek cihazıyla organbulununcaya kadar hastalarımızı yaşat-maya çalışıyoruz” dedi.

EÜ Tıp Fakültesi Hastanesi BaşhekimiProf. Dr. Mehmet Özkahya da, 1986 yı-lından beri 17 bin 17’si açık kalp operas-yonu, 878’i göğüs cerrahisi olmak üzere35 bin 874 kişiyi sağlığına kavuşturduk-larını ifade etti.

KALP NAKLİNİ ÖĞRETİYORLAR

EÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr.Kamil Kumanlıoğlu, Rektör Prof. Dr. Can-değer Yılmaz’ın organ nakli konusundabütün birimlere büyük önem ve destekverdiğini belirterek, kalp nakli için, özel-likle Türk Cumhuriyetleri’nden sağlıkpersonellerinni Ege’ye eğitim almayageldiklerini, sadece Türkiye’nin değil,bütün bölgenin eğitim merkezi oldukla-rını dile getirdi.

EÜ Göz Nakli Sorumlusu ve BaşhekimYardımcısı Prof. Dr. Sait Eğrilmez’den alı-nan bilgiye göre, 2013 yılı başından itiba-

ren Ege Üniversitesi’de 214 kadavradanalınan korneaların 166’sı Ege Üniversite-si’nde, 11’i dış merkezlerde olmak üzere177 göze nakledildi. 37 kornea bulaşıcıhastalık ve enfeksiyon olması nedeniyleimha edildi. Halihazırda, en eskisi 3 yılolmak üzere 471 kişi EÜ Göz Banka-sı’ndan kornea bekliyor.

Prof. Dr. Sait Eğrilmez tarafından hazır-lanan ve yasa teklifi haline getirilen tas-lak TBMM’nde yasalaşma aşamasında.Teklifin yasalaşmasıyla bütün Türkiye’dekornea nakli sırasında bekleyen 5 bin kişibir yıl içinde sağlığına kavuşacak.

1585 BÖBREK NAKLİ

Prof. Dr. Cüneyt Hoşcoşkun yönetimin-deki EÜ Böbrek Nakli Merkezi’nde 1987yılından beri 545’i kadavradan, bin 40’ıcanlıdan olmak üzere bin 585 böbreknakli yapıldı. 1998 yılından itibaren ise910 karaciğer nakli gerçekleştirildi.

AKCİĞER NAKLİNE HAZIR

Organ nakli ile ilgili birimleri tek tekdolaşan Rektör Prof. Dr.Candeğer Yılmaz, organnakli konusunda büyükbir başarı gösteren EgeÜniversitesi’nde çok yakınbir tarihte akciğer naklininde başlıyacağını müjde-ledi. Prof. Dr. Yılmaz, EÜGöğüs Cerrahisi AnabilimDalı’nda tüm hazırlıklarıntamamlanarak izin içinSağlık Bakanlığı’na başvu-rulduğunu söyledi.

3-9 Kasım ORgan BaĞıŞı haftası’nDa EgE ÜnivERsitEsi’nDE REKtöR taRafınDan YaPılan DuRum DEĞERlEnDiRmEsi BaĞıŞlaRın YEtERsiz anCaK OPERasYOnlaRın mutluluK vERiCi OlDuĞunu göstERDi

Nakil merkezlerini ve organ nakliolan hastaları ziyaret eden Ege

Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. CandeğerYılmaz birçok alanda olduğu gibi organnakli konusunda sadece bölgenin değil, tüm ülkenin referans merkezi olan Ege Üniversitesi’nin yurt dışındanda gelen hastaları hayata döndürüp,kaliteli bir yaşama kavuşturduğunuifade etti. Prof. Dr. Yılmaz, yurt dışından organ naklini öğrenmek içingelen uzmanlar için de eğitim hizmetiveren Ege Üniversitesi’nin yeni atılımlariçin hazırlandığı müjdesini de verdi.

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Başhekim Yardımcısı Prof. Dr.

Sait Eğrilmez’in “Kornea Bağışı” konusundaki girişimleriyle hazırlananyasa teklifi sonuçlanma aşamasında.Önerinin yasalaşması halinde, korneanakli için sıra bekleyen 5 bin kişi dünyayı, dünya gözüyle görebilecek.

Başhekim Prof. Dr. Mehmet Özkahya kalp nakli ve kalp

destek cihazında (yapay kalp) Türkiye’de lider, Avrupa’da ilk sıralardaolunduğunu, böbrekte ilklerin ve“en”lerin Ege’de yaşandığını, göz naklinde (kornea) ise yeterli bağış sağlandığında tüm ülkenin bu konudakisorununun çözülebileceği potansiyelinmevcut olduğunu, ilik naklinde Türkiye’nin 2 önemli referans merkezinden biri olan Ege Üniversitesi’nin “kök hücre nakli” konusunda “umut” olduğunu belirtti.

tt

t

EgE’dE nakillE hayat...

Özlem ÖZBEN / Tahir NALDÖĞEN

Rektör Prof. Dr. Candeğer Yılmaz,

organ nakli merkezlerini ziyaretinde nakil

yapılan hastaları daunutmadı.

Ka emÜNİVERSİTE8KASIM2013

cmYK SaYFa 8

“Mezarlıkların terbiye ettiği adam’’Ege Üniversitesi’ne misafir oldu

EEgE gE Üniversitesi Türk Dünyası AraştırmalarıEnstitüsü tarafından düzenlenen, “Yazı Ra-poru: Son Dönemde Bulunan Eski Türk Ya-

zıtlarına Toplu Bakış” konulukonferans Prof. Dr. Cengiz Alyıl-maz’ın sunumuyla gerçekleştirildi.

Konferansa, EÜ Türk DünyasıAraştırmaları Enstitüsü MüdürüProf. Dr. Zeki Kaymaz, öğretim üye-leri ve öğrenciler katıldı. Prof. Dr.Kaymaz; açılış konuşmasında Prof.Dr. Cengiz Alyılmaz’a yaptığı çalış-malar için teşekkürlerini sundu.

Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Ensti-tüsü Müdürü Prof. Dr. Cengiz Alyılmaz konuşmasınaözgeçmişinden bahsederek başladı ve kendisini“mezarlıkların terbiye ettiği bir adam” diye tanım-ladı. Geçmişten günümüze eski Türk yazıtlarınadair çalışmalarından örnekler sunan Prof. Dr. Cen-giz Alyılmaz; Kaşgarlı Mahmut’un eserlerine deği-nerek “Kaşgarlı Mahmut, tanrının Türk milletinebir lütfudur” diye konuştu.

EEgE gE Üniversitesi yüksek lisans öğrencisi Gür-han Öztürk’ün ilk kitabı “Varoluş” insanlarınrutin hayatta kendi kendine sorduğu birçok

soruya cevap veriyor. Gürhan Öztürk, kitabıyla ilgilişunları söylüyor: “Sizleri bir sürü farklı karakterinbakış açısıyla ilerleyen bir kurgubeklemektedir. Her karakterkendi düşünceleri doğrultu-sunda olaylara farklı yönlerdenbakmaktadır ve kimse gerçek an-lamda haklı değildir herzaman olduğu gibi. Kitapta geçen olası olaylartitizlikle araştırılarak yazılmıştır ve bilimselolarak açıklanmaya çalı-şılmıştır. Kitabın asıl te-ması arayış… Bunundışında insanlar hayatla-rında yer etmiş kavramlarısorgulamaya başlıyorlar.Ölüm, acı, inanç, ahlak,vatan, özgürlük ve nice kavramın gerçekten de do-ğada yerleri var mı, yoksa insanoğlunun kendi benli-ğinde yarattığı kavramlar mı?”

Kitabın konusu ise şöyle:Gizemli bir felaketin ardından insanlar yaşam sava-

şına yeni başladıklarını fark ediyor. Tüm şehirler yı-kılmış vaziyette ve kimse yol göstermek için ortayaçıkmıyor. İnsanlar tamamen tek başlarına kaldıkla-rında ilkel benliklerini ortaya çıkartmaya başlıyorlar.Herkes arayış içerisinde… Poyraz’ın da arayışı böylebir dünyada başlıyor. Kaybettiği küçük kızının yerinekoyduğu Yeliz ile beraber göçebe bir hayatta oradanoraya dolaşıyorlar. Tek bir amaçları var; o da huzurlagözlerini kapatabilecekleri bir barınak bulabilmek…

Düğmeye bAsiLAcı öğRen...

EEczanElEr czanElEr tarafından üc-retsiz olarak dağıtımı yapılandijital ses kayıt cihazları; ilaç

adı, kullanım şekli ve son kullanımtarihi bilgilerini içerirken, proje hiz-metten yararlanmaya başlayangörme engellilerden de tam not aldı.

İzmir Büyükşehir Belediyesi'ninöncülüğünde Ege Üniversitesi, Çev-reci Eczacılar Kooperatifi (ÇEKOOP),Çağdaş Görme Engelliler Derneği veEDAK Ecza Kooperatifi işbirliğindegerçekleştirilen projeyle, görme en-gellilerin ilaçlarını zamanında vedoğru şekilde kullanmasını sağlayanproje, girişimin öncülüğünü üstle-nen İzmir'de hayata geçti. Türki-ye'de ilk kez İzmir'de hizmetvermeye başlayan proje ile gereksizilaç atımının da önüne geçilmesininbeklendiği açıklandı.

Sesli ilaç kutularının kullanımı ilegörme engellilere sunulan hizmetinekonomik anlamda da yansımaları-nın olduğunu söyleyen Çevreci Ec-zacılar Kooperatifi (ÇEKOOP)Yönetim Kurulu Başkanı Şule İlk-kurşunlu, “Braille alfabesini bilme-yen, belli bir yaştan sonra görmekaybı yaşayan, parmak uçları duyar-lılığını yitiren ve kronik rahatsızlık-ları olanlar için konuşan kutuları, buprojeyi geliştirdik. Çünkü onlara bukutularla ilacın adını, kullanım şek-lini, son kullanım tarihini ve o ilacaözel kullanım noktalarını aktaraca-ğız. İlacın doğru hastada doğru kul-lanımını sağlayacağız. Ayrıca ciddiboyuttaki ilaç atımının da önünegeçmiş olacağız. İlacın son kullanımtarihini ve adını bilmeyen görmeengelliler var. Belki tekrar tekrarilaç yazdıranlar var” diye konuştu.

İlkkurşunlu, Türkiye'de yaklaşık 4 bin çeşit ilaçtan 162 çeşidindeBraille alfabesi kullanıldığını hatır-latarak, sesli ilaç kutularının büyükkolaylık sağlayacağını söyledi.

İlkkurşunlu, “Her ilaç bir zehirdir,eğer dozunda doğru kullanırsanızdevadır. Görme engelli hastalarımız-dan Braille alfabesi bilen kişileresesli kutuları vermeyebiliriz. Çünküsınırlı sayıda sesli ilaç kutusu var. Bu

ciddi bir bütçe. O anlamda genç vekronik rahatsızlığı olmayan kişileriçin Braille alfabesi etiketi basılabi-lir. Proje İzmir'de başlıyor ama ha-yalimiz en kısa sürede tümTürkiye'deki görme engelli vatan-daşlarımızın ilaçlarını sağlıklı ve gü-venli şekilde kullanmasıdır. Bu birİzmir projesi ama basında çıktıkçaTürkiye'nin çeşitli illerinden araya-rak yararlanmak istediklerini ileti-yorlar. Görme engelli hastalarınhizmet aldığı eczaneler ÇEKOOP'unweb sayfasından bize ulaşabilirler.Onlar için elimizden geleni yapaca-ğız” diye konuştu.

BİR YIL İÇİNDE TÜM TÜRKİYE’DE

Projenin ihtiyaç şekillerine görezamanla geniş bir yelpazeye yayıla-cağını belirten İlkkurşunlu, hizmetsektöründe eczacılar olarak da ek-sikliğin tamamlandığına dikkatçekti. İlkkurşunlu konuşmasınışöyle sürdürdü:

''Kolaylık içeren bir proje. Proje

olarak dünyada fazla uygulanan birproje değil. Sıkıntılar olacaktır el-bette. Türkiye'de ilk defa da İz-mir'de uygulanmaya başlandı.Dolayısıyla biz bu sistemi, projeyigörme engellilerle geliştireceğiz.Görme engelliler de kendi sıkıntıla-rını bize iletecekler ve bir yıl içeri-sinde Türkiye'nin tüm illerinde çokdaha az kusur ve hata ile uygulan-masını sağlayacak bir mükemmeli-yete eriştireceğiz. Biz eczacıların,tüm hastalar için dil, din, ırk, cinsi-yet ve engel gözetmeksizin ilaçlarınıdoğru ve zamanında, gereken uyarı-larla kullanmalarını sağlamak gibibir görevimiz vardır. Bu anlamdaproje eksiğinin tamamlanmış olaca-ğını düşünüyorum. En önemlisi degörme engellilerin ciddi bir soru-nuna çözüm getirmiş olacak.''

Eczacı İldeniz Atabey Şahin deproje kapsamında 10 adet ilacın seskaydını yapabildiklerini belirterek,kayıtların sadece eczacılar tarafın-dan yapıldığını dile getirdi. (İHA)

Dünyada sayılı uygulaması olanTürkiye'de ise ilk kez İzmir'de başlayan “Engelsiz Eczane”projesi kapsamında sesli ilaç kutuları, eczanelerde yerini aldı

Geçirdiği tansiyon rahatsızlığı yü-zünden 18 yıldır görme engelliolan Levent Özmen ise, ilaç kulla-nımında çeşitli sıkıntılar yaşadığınıve kimi zaman yanlış ilaçlar içtiğinisöyledi. Projeden yararlananÖzmen, “Çok işlevli bir çalışma

olmuş. Biz görme engellilerin ihti-yacını karşılayacak bir sistem.Ecza dolabını açtığımız zamanilaçları karıştırabiliyoruz. Yanlışilaç içebiliyoruz. Bu proje ile yanlışilaç alımı ve gereksiz ilaç atımı daortadan kalkmış oldu” dedi.

GÖRME ENGELLİLERDEN TAM NOT

Fen Fakültesi yüksek lisans öğrencisi, hayatısorgulayan ilk kitabıyla raflarda yerini aldı

“VAROLUŞ”

İİzmİr zmİr Kent Konseyi GençlikMeclisi’ne bağlı Doğal Yaşam veÇevre Çalışma Grubu doğal

yaşam ve çevre bilincini arttırmakamacıyla Buca Kaynaklar’da doğa yü-rüyüşü düzenledi.

Ege Üniversitesi Genç Tema Toplu-luğu ve çok sayıda sivil toplum örgü-tünün katılımıyla gerçekleşenetkinliğe ilgi büyüktü. Doğa yürüyüşü

sonunda bir çalıştay düzenleyengençler, gruplara ayrılarak su kaynak-larının özelleştirilmesi, atık yağlar, ço-cukların çöp eğitimi, geri dönüşümgibi konular hakkında projeler ürete-rek bu projeleri birbirleriyle paylaştı.

Çevre adına yapılan bu tür kollektifçalışmaların, çevre ve doğal yaşam bi-lincini artırdığına değinen gençler,Türkiye’de toplumun gün geçtikçe

daha fazla çevre duyarlılığı edindiğinivurguladı.

Etkinlik sonunda konuşan DoğalYaşam ve Çevre Çalışma Grubu Baş-kanı, Ege Üniversitesi Biyomühendis-lik Bölümü öğrencisi Sorena Azarnowönümüzdeki dönemde etkinliklerindevam edeceğini, amaçlarının insan-ların çevre duyarlılıklarını artırmakolduğunu söyledi.

Gençler doğa için bir araya geldi

Prof. Dr. Cengiz Alyılmaz

ÜNİVERSİTEKa em 9KASIM

2013

CMYK SAYFA 9

EEgE gE Üniversitesi’nin 2014-2018 Stratejik Planı’nı ha-zırlayan 60 öğretim elemanı

ve personele Ege Üniversitesi Rek-törü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz tara-fından “Teşekkür Belgesi” verildi.

2006 yılında yürürlüğe giren5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi veKontrol Kanunu’nun kamu yöne-timi anlayışında, sistem ve süreç-lere çok önemli ve köklü deği-şiklikler getirdiğini belirten Prof.Dr. Candeğer Yılmaz, “Yasanın en

önemli argümanlarından biri, şüp-hesiz ki stratejik yönetim anlayışıve bu anlayışa uygun olarak hazırla-nan stratejik planlardır. Diğer birifade ile stratejik plan olmadan faa-liyet ve hizmetlerin yürütülmesi,mali kaynakların kullanılması, per-formans ölçümlerinin yapılmasımümkün olmamaktadır” dedi.

Rektör Prof. Dr. Yılmaz, konuşma-sının ardından planının hazırlan-masında emeği geçen 60 kişiye ayrıayrı teşekkür belgesi verdi.

EEgE gE Üniversitesi’nin 2014-2018Stratejik Planı hazırlandı. Sunu-şuna Henry Ford’un “Bir araya

gelmek başlangıçtır. Bir arada durmakilerlemektir. Birlikte çalışmak başarıdır”sözüyle başlayan Rektör Prof. Dr. Cande-ğer Yılmaz, 2 yıllık yoğun bir çalışmanınürünü olan 2014-2018 Stratejik Planı’nınhazırlık aşamasında 60 kişilik bir ekip ta-rafından 106 toplantı gerçekleştirildiğini,60 bin iç ve dış paydaşa ulaşıldığını, bin-lerce saat mesai harcandığını belirtti.

Prof. Dr. Yılmaz, bu çalışmalarla 40rapor üretildiğini ifade etti. Ege Üniversi-tesi’nin 2014-2018 Stratejik Planı’nda 4 amaç, 20 hedef, 58 strateji ve 107 per-formans göstergesi yer alıyor.

Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, stratejik pla-nın sunumunda ilk hedeflerinin “ulusalve uluslararası alanda eğitim lideri üniversiteler arasında olmak” olduğunubelirtti. Prof. Dr. Yılmaz diğer hedefleriise şöyle sıraladı:

- Yürütülmekte olan eğitim programla-rının ulusal ve uluslararası normlar vebeklentiler çerçevesinde güncellenerekniteliğinin geliştirilmesi ve sürdürülmesi,

- Toplumsal beklentiler, sektörel eği-limler ve ülke hedefleri çerçevesindeyeni programlar (lisansüstü, lisans, ön li-sans, sertifika) ve dersler oluşturulması,

- Uluslararası öğrenci ve öğretim ele-manı değişim programlarının ve katılansayısının artırılması,

- Öğrencilerinin girişimcilik bilincinin

geliştirilmesi,- Öğrencilerin eğitim-öğretim süreçle-

rini destekleyici hizmetlerin yürütülmesive geliştirilmesi,

- Öğrencilere yönelik barınma, bes-lenme, sağlık, sosyal, kültürel, sanatsal vesportif hizmetlerin etkin ve verimli birşekilde sunulması ve bu alandaki olanak-ların artırılması.

Rektör Prof. Dr. Candeğer Yılmaz,

2014-2018 Stratejik Planı’nda; ulusal veuluslararası araştırma olanaklarını artır-mayı ve ar-ge çalışmalarını ve girişimciliğiteşvik etmeyi düşündüklerini; bunun içininsan kaynağının geliştirilmesine ihtiyaçduyacaklarını, fiziki alt yapı ve ileri tekno-lojili çalışmalara maddi kaynak yaratarakdestekleneceğini, basın yayın tanıtım ola-naklarının geliştirilmesi için çaba harca-yacaklarını söyledi. Ulusal ve uluslararası

proje ve yayın sayısı açısından gurur ve-rici bir seviyede olunmasına rağmen bunuyeterli görmeyen Prof. Dr. Yılmaz, çıtanındaha da yükseltilmesinden yana.

Prof. Dr. Yılmaz ayrıca yeni ürün, hiz-met ve fikirlerin ticarileşmesinin teşvikedilerek, patent, faydalı model ve çıktıla-rın artırılması talebini de belirtti.

HAYALLERİMİZ BİRÇOKLARININ İLERİSİNDE

Türkiye’nin ilk 4-5 üniversitesi ara-sında yer alan Ege Üniversitesi’nin ku-rumsal yapısının sürdürülebilirliğini vegelişimini sağlamak, paydaşlarla etkile-şim kalitesini arttırmak istediklerini be-lirten Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, birçoküniversitenin hayal bile edemeyeceği he-defleri ise şöyle sıraladı:

- Eğitim verdiğimiz toplam öğrenci sa-yısı önümüzdeki beş yıl içerisinde yıldaortalama yüzde 4 oranında artacaktır.

- Yılda ortalama 10 bin öğrenciyimezun edeceğiz.

- Yılda yaklaşık 40 yeni eğitim prog-ramı açacağız.

- Yılda en az 1 laboratuvarımızı akre-dite edeceğiz.

- Araştırma projelerimize yılda en az25 yeni proje ilave edeceğiz.

- Yılda ortalama 2 bin uluslararası ma-kale yayınlayacağız.

- Her yıl en az 15 yeni buluş için patentbaşvurusunda bulunacağız.

- Sivil toplum kuruluşları ile her yıl or-talama 270 işbirliği çalışması yürüteceğiz.

- Paydaşlarımıza verdiğimiz hizmet sa-yısını yılda ortalama yüzde 4 oranındaarttıracağız.

EÜ Stratejik Planı’na emek verenlere teşekkür...

Ali Haydar ŞAHİN / Yaprak HAN / Ufuk KENDİRCİ

EÜ MÖTBE KültürMerkezi’nde öğretim elemanları ve personele seslenen RektörProf. Dr. CandeğerYılmaz, “Ege Üniversitesi 2014-2018 Stratejik Planı 2 yıllık yoğun ve titiz bir çalışmanın ürünüdür. Buçalışmalarda 60 kişilik bir ekipgörev almış,106 toplantı gerçekleştirilmiş, 60 bin iç ve dışpaydaşa ulaşılmış,binlerce saatmesai harcanmışve 40 rapor üretilmiştir. Bunun sonucunda stratejik plan ortaya çıkmıştır”dedi.

“HEDEF: LİDER OLMAK”Ege Üniversitesi’nin 2014-2018 Stratejik Planı hazır…

Prof. Dr. Atilla SİLKÜProf. Dr. M. Bülent ÖZKANProf. Dr. Nuri BİLGİNProf. Dr. Jülide KESKENProf. Dr. Süheyda ATALAYProf. Dr. Kadir ASLAN Prof. Dr. Semih GÜNEŞ Prof. Dr. Dilek DİRENÇ Prof. Dr. Işıl AKTUĞLU Prof. Dr. Gürcan POLAT Prof. Dr. Hüseyin ARIKANProf. Dr. Hülya İLBİ Prof. Dr. Hatice PARLAK Prof. Dr. Şükran DARCAN Prof. Dr. Kambiz RAMYAR Prof. Dr. Münevver ERDİNÇ

Prof. Dr. Esra BALOĞLU Prof. Dr. Nurselen TOYGAR Doç. Dr. Halil İbrahim DURAKDoç. Dr. Şenay ŞANLIER Doç. Dr. Mine D. ÇÖMLEKOĞLU Doç. Dr. Nazan Tuna ORAN Yrd. Doç. Dr. Y. Deniz ARIKAN Yrd. Doç. Dr. Burak ÇAPRAZ Yrd. Doç. Dr. Derya İLİC Yrd. Doç. Dr. Nazlı Ayşe A. ÜNNÜYrd. Doç. Dr. Ercan HASLOFÇA Yrd. Doç. Dr. İlhan ERSOY Yrd. Doç. Dr. Mehmet GÜÇLÜ Yrd. Doç. Dr. Esin ÖZKAN

Yrd. Doç. Dr. Fatma ORGUN Yrd. Doç. Dr. Erdal ÖZ Yrd. Doç. Dr. Kemal KEMAHLIOĞLU Yrd. Doç. Dr. Banu ÖZGEN Yrd. Doç. Dr. Cesur MEHENKTAŞYrd. Doç. Dr. Semra ÇELİKLİ Yrd. Doç. Dr. Ali SALMAN Yrd. Doç. Dr. Cenk Ceyhun KILIÇYrd. Doç. Dr. Nursel KOYUBENBE Öğr. Gör. Dr. Nilüfer D. YILMAZ Öğr. Gör. Mengü N. ÇENGEL Öğr. Gör. Dr. Mehmet ÇETİN Öğr. Gör. Fulya ATALAY YALÇIN Öğr. Gör. Levent TÜRKLER

Öğr. Gör. Rıdvan ŞEN Öğr. Gör. Funda GAYRETOĞLUÖğr. Gör. SelçukÇALIŞKANBAŞ Araş. Gör. Gamze MENGÜÇ Araş. Gör. Muhittin ŞAHİN Ahmet ACAR Ayşe YAVUZDURMAZ Didem BAYLI Galip KOCAAY Yelda SAÇARYunus İNCİEsin AÇILÖnder İNCEÖmer UREBEİrem B. KURUM

TEŞEKKÜR BELGESİ VERİLEN ÇALIŞMA GRUPLARI ÜYELERİ

MEZUNİYET

CMYK SAYFA 10

EEgE gE Üniversitesi Ziraat Fakültesi2012-2013 eğitim öğretim yılımezuniyet töreni, Ege Üniversi-

tesi Büyük Spor Salonu'nda EÜ ZiraatFakültesi Dekanı Prof. Dr. Akın Olgun,Prof. Dr. Mehmet Dokuzoğuz, Peyzaj Mi-marlığı Odası İzmir Şubesi Yönetim Ku-rulu 2. Başkanı Özay Yerlikaya, ZiraatMühendisleri Odası İzmir Şubesi Yöne-tim Kurulu Başkanı Ferdan Çiftçi ve aile-lerin katılımıyla gerçekleştirildi.

Törene İzmir Büyükşehir BelediyeBaşkanı Aziz Kocaoğlu, EÜ Eğitim Fakül-tesi Dekanı Prof. Dr. Süleyman Doğan,EÜ Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Celal Artunç, EÜ Tıp Fakültesi Dekanı

Prof. Dr. Kamil Kumanlı-oğlu ve EÜ MühendislikFakültesi Dekanı Prof.Dr. Süheyda Atalay damesajlarıyla katıldı.

Peyzaj MimarlığıOdası İzmir Şubesi Yö-netim Kurulu 2. BaşkanıÖzay Yerlikaya yaptığıkonuşmada, "Genç mes-lektaşlarımı, başarılı birgeleceğe attıkları ilkadımdan ötürü kutla-rım. Kendinize inanın,göreceksiniz ki ileridesizler ve ülkemiz kaza-nacaktır "dedi.

Ziraat MühendisleriOdası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Baş-kanı Ferdan Çiftçi de gençleri kutlayarak,meslek odalarının mezun olan gençlerlebu yolu beraber yürüyeceğini söyledi.

“Gençlerimizi iş dünyasına yolcu et-menin mutluluğunu yaşıyoruz"diyerek

konuşmasına başlayan EÜ Ziraat Fakültesi DekanıProf. Dr. Akın Olgun, eğitimsürecinde sadece öğrenci-lerin değil, ailelerinin veöğretim elamanlarının dabüyük katkısı olduğunuhatırlattı.

Prof. Dr. Olgun, Ziraat Fa-kültesi'nin akademik kadrosuve sunduğu projelerle alanında Türki-ye'nin önde gelen fakültelerinden biriolduğunu belirterek, "Atatürk ilkelerinebağlı, katılımcı, özgür düşünceye önemveren gençler yetiştirmeye önem ver-mekteyiz. Akademik personelin fedakarçabalarıyla projelerimizi yürütmekteyiz.Bu tabloda çok önemli yerleri olan aka-demik personelimizi kutluyorum" dedi.

Mezun olan genç öğrencilere ve ailele-rine de seslenen Prof. Dr. Akın Olgun,şunları söyledi:

"Ailelerin geleceğe dair endişesi olma-sın. Biz onlara güveniyor ve inanıyoruz.Sizler de inanın. Büyük düşündükleri sü-rece ulaşamayacakları bir hedef yok.Gençlerimiz, ülkemizin geleceğine yönvermek üzere mezun oluyor. Birlikte çokçaba harcadık. İnsan haklarına saygılı,çağdaş gençler yetiştirmenin gururunuyaşıyoruz. Özgüveninizi yüksek tutun,dürüstlükten, meslek etiğinden vazgeç-meyin, ilkelerinizden taviz vermeyin.Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı kala-rak, ülkenin bölünmez bütünlüğünü ko-ruyacağınıza inanıyoruz. Bundansonraki yaşamanızda başarılar diliyo-rum. Yolunuz açık olsun."

Son olarak törende konuşan Ege Üni-versitesi Genel Sekreteri Prof. Dr. Bülent

Özkan, törene katılamayan Rek-tör Prof. Dr. Candeğer Yıl-

maz'ın tebrik veteşekkürlerini iletti. Prof.Dr. Özkan, törene katılanProf. Dr. Mehmet Dokuzo-ğuz'a da teşekkürlerini

sundu. Ardından mezun olanöğrencilere seslenen Prof. Dr.

Özkan, "Ülkenin en önde gelenüniversitelerinden olan Ege Üniversitesi,öğrencilerine sosyal, kültürel yönden bir-çok olanak sunmakta. Gençlerimiz bura-dan mezun olmanın gururunu ömürboyu yaşayacaktır. Sizlere güvenimiz veinancımız tam" diye konuştu.

Mezun olan öğrencilerin meslektaşlarıolduğunu hatırlatan Prof. Dr. BülentÖzkan, "Ziraat Mühendisi olarak PeyzajMimarlığı'nda öğrenci yetiştiren biriyim.Meslektaşları olarak aramıza hoşgeldi-niz diyorum. Yolunuz açık olsun" diye-rek sözlerini tamamladı.

Fakülte birincisi Aysel Billur'a, plaketiProf. Dr. Mehmet Dokuzoğuz tarafındanverildi. Kurulduğu günden beri üyesi ol-duğu Ziraat Fakültesi'nin mezuniyet tö-reninde olmaktan çok mutlu olduğunusöyleyen Prof. Dr. Dokuzoğuz, yeni mes-lektaşlarına başarılar diledi.

Fakülte birincisinin ardından 2.ciDidem Aslan ve 3.ncü Gizem Eryiğit'eplaketleri verildi. Ziraat MühendisleriOdası ve Peyzaj Mimarları Odası bölüm-lerinde ilk üç sırayı alan öğrencilereödüllerini sunarken, bölüm birincilerineayrıca Ege Üniversitesi tarafından daplaketleri verildi. Mezuniyet töreni, tümöğrencilere mezuniyet belgelerinin ve-rilmesiyle birlikte sona erdi.

Prof. Dr. Olgun; “Gençlerimiz, ülkemizin geleceğine yön verecek”

Prof. Dr. MehmetDokuzoğuz - Aysel Billur

Özay Yerlikaya

Ferdan Çiftçi

Tarıma Taze kan...

Ka em10KASIM2013

MEZUNİYETKa em 11KASIM

2013

CMYK SAYFA 11

Genç diş hekimlerinin mezuniyet coşkusu

EEgE gE Üniversitesi Diş Hekim-liği Fakültesi 2012-2013eğitim öğretim yılı mezuni-

yet töreni Ege Üniversitesi Prof. Dr.Yusuf Vardar Kampüs Kültür Mer-kezi’nde (MÖTBE) gerçekleştirildi.

Mezuniyet törenine EÜ Diş He-kimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr.Celal Artunç, Fakülte Dekan Yardım-cıları Prof. Dr. Necdet Erdilek veProf. Dr. Mehmet Ali Güngör, İzmirDiş Hekimleri Odası Başkanı İlkayKarademirci Ülkü, öğretim üyeleriile öğrencilerin aileleri katıldı.

Dekan Prof. Dr. Celal Artunç tö-rende yaptığı konuşmada; meslek

hayatına atılacak olan yeni mezun-lara başarılar dilerken, onların eniyi şekilde yetişmeleri için ellerin-den gelen tüm gayreti sarf ettikle-rini dile getirdi. İzmir Diş HekimleriOdası Başkanı İlkay KarademirciÜlkü ise, sektörde diş hekimlerinegereken değerin verilmediğini be-lirterek istihdam konusunda sıkıntıyaşandığını söyledi.

Fakülte birincisi Gencer Huni-ler yaptığı konuşmada; hocala-rına ve ailesine desteklerindendolayı teşekkür etti. Tören diplo-malarını alan öğrencilerin kep atmasıyla son buldu.

Prof. Dr.

Celal Artunç

Gencer

Huniler

MEDYA

CMYK SAYFA 12

DDr. r. Orhan Koloğlu, basın tari-himizi her yönüyle, derinle-mesine inceleyen bir bilim

adamıdır. Yıllardır bu konu üzerindeçalışmakta ve üretmektedir.

Bu çalışkan bilim insanı başka konu-larda da eserler vermektedir. Adınaçıkartılan Orhan Koloğlu Armağanı(İstanbul, 2009) onun bu yönü hak-kında yeterli bir fikir verebilir. Koloğ-lu’nun hızını yakalamaya olanakyoktur. Basın tarihi konusunda bilinengenel bilgileri yinelemez, ayrıntılarainer, çözümler. Asıl önemlisi gazetele-rin dediklerine ağırlık verir. Yazdıklarıciltleri doldurmuştur.

Her yazdığı biz-lere yenilikler ge-tirmekte ve yeniufuklar açmakta-dır. Basın tarihimi-zin unutulmuşbirçok gazetesinide o bulmuş ve ta-nıtmıştır.

Basında ilan vereklam konusunu doğru okuyan daKoloğlu olmuştur. Son yazdıkları ara-sında üç ciltlik bir eser Osmanlı dö-nemi basınını içerik ve teknik yöndenele alırken kamuoyu kavramına dakoca bir cilt ayırmış bulunmaktadır.

Türkiye’de kamuoyu kavramı bukadar geniş bir açıdan belki de ilk kezele alınıp işlenmiştir (Osmanlı Basını-nın İçeriği I; Osmanlı Basınının Tek-nikleri ve Araçları II; Osmanlı’daKamuoyu III; İst. Üniv. İletişim Fakül-tesi Yay., 2010). Burada kısaca buüçüncü eser üzerinde durulacaktır.

Kamuoyu, Young’un tanımındanyola çıkarsak “…genel çıkar sorunlarıüzerinde bilinçli bir toplumun sosyalyargısı…” olarak algılanabilir.

Her toplulukta elbette bir kamuoyuvardır. Ancak günümüzdeki anlamdakamuoyu tarihsel sürecin ürünü ola-rak görünmektedir. Matbaanın icadıbunun çıkış noktasıdır.

Fransız İhtilali bu açıdan çok önemlibir açılımdır. Gazete, telgraf, telsiz,radyo, televizyon ve internetin geliş-mesiyle haberleşme ağı baş döndü-rücü bir aşamaya ulaşır. Bütün bunlarkamuoyunun oluşmasına ve gelişme-sine büyük katkı sağladı.

Türkiye’de gazete, batıda olduğugibi toplumsal bir muhalefetin ya dagelişmenin sonucu olarak ortaya çık-mamış, devletin hak ve hukukunu Av-rupa devletlerine karşı savunmakamacıyla ortaya konulmuştur. Bu ga-zetenin adı da II. Mahmut’un söyle-miyle Takvim-i Vekayi’dir. Bundan birsüre önce Mısır’da Vekayi-i Mısriyyeyayınlanmıştır ki bunun varlığını keş-feden de Koloğlu olmuştur.

“Efkâr-ı umumiye” kavramını Cev-det Paşa’ya borçluyuz. Bu, Fransızca“opinion pubilque” sözlerinin Türkçekarşılığı olarak düşünülmüştür.

Cevdet Paşa 12 cilt tutan tarihinin 6.cildinden başlamak üzere ve Tezakiradlı eserinde bu kavramı bol bol kul-lanmıştır. Paşa, kamuoyunun siyasalolaylar üzerindeki baskısını ve başarı-

sını vurgular. Yeniçeri Ocağı’nın kolayca kaldırıl-

masını kamuoyu desteğine bağlar.Hükümetlerin görevlerinden alınma-sında ya da yenilerinin kurulmasındada bu destek önemlidir. Fransız İhtila-li’ni geniş ölçüde yorumlayan da Cev-det Paşa’dır. Sièyes’in ünlü üçüncüsınıf modelini de olumsuz bir not ek-lemeden aktarır.

Dönemin aydınları, sözgelimi SadıkRıfat Paşa, evrensel insan haklarını sa-vunur. Avrupa’da bunun geniş tutul-masının “zihinler ifsad (bozacak)edecek bir şey olduğunu” saklamaz.

Tanzimat döneminde kahvehanele-rin kıraathaneye yani birer ga-zete okuma salonunadönüşmeleri toplumsal bir de-ğişmedir. Kahvehaneler sayıolarak da artar. Binlerce kahve-hanenin varlığından söz edildiğigibi buralarda gazete bulundu-rulması da “âdet” haline gelir.

Koloğlu, yeni kavramları oluş-turan sözcükleri gazetelerdentitizlikle tarar. İlk gazetelerdekamuoyunu anlatan kırk söz yada deyimin kullanıldığını sapta-ması (s.68) ilginçtir.

Serbestiyet kavramı da öyle.Politika zaten III. Selim dönemindenberi Türkçe’ye girmişti. Şinasi’nin ilközel Türkçe gazetesi olan Tercüman-ıAhval, halkın yönetim karşısında hakve ödevlerini dile getirmesi, “bir akıl-cılık akımı bildirgesi” olarak yorum-lanmaktadır.

Bir yandan başkentteki gazete sayısıgiderek artarken öte yandan taşradavilayet merkezlerinde matbaaların ku-rulması ve “vilayet gazetelerinin çık-ması” son derece önemlidir. Taşranın“aydınlanmasında” bu vilayet gazete-leri oldukça başarılı bir rol oynamış-lardır. Bu yaşlı ve müzelik matbaalarınKurtuluş Savaşı sırasında bile çarklarıdönüyor ve görevlerini yapmanın ra-hatlığı içinde bulunuyordu.

Abdülhamit döneminde basın,

yurtiçinde sürekli olarak sansürünbaskısı altında tutulurken, yurtdışındafarklı bir gelişme yaşanıyordu. Bu dayurtdışında bulunan Jön Türkler’in çı-kardığı gazetelerdi.

Jön Türk basını Paris’ten İsviçre’ye,Viyana’ya ve Kahire’ye kadar geniş biralanda etkiliydi. Bu gazeteler türlüyollarla yurda sokuluyor ve Abdülha-mit’e karşı muhalefetin gelişmesindeönemli bir rol oynuyordu.

Gazeteler batıdan özellikle Fransız-ca’dan sürekli yeni deyim ve kavram-lar aktarıyor, ama öbür yandan dadilin sadeleşmesine önemli bir kat-kıda bulunuyordu.

Takvim-i Vekayi bu alanda öncülüketti. Ancak dilde sadeleşme akımı özelgazetelerin yaygınlaşmasıyla dahabüyük bir ivme kazandı. SadrazamSait Paşa, devlet dilinin sadeleşmesiiçin de çalıştı. Kendisi temelde gazete-cilikten geliyordu. Sait Paşa, devlet di-linin Türkçe olarak 1876Anayasası’nın bir maddesi haline gel-mesinde de önemli bir oynadı.

Babıâli bürokratları dilin sadeleş-mesini pek istemiyor, hatta bunu “ga-zeteci lisanı” olarak küçümsüyorlardı.Sait Paşa, aynı başlık altında yazdığıbir kitapta bunlara yanıt verir. Gazete-nin de gazete dilinin de önemi ve de-ğeri üzerinde durur.

İkinci Meşrutiyet’in duyurulması, o zamanki deyimle hürriyetin ilanıyla,

basında tam bir patlama dö-nemi yaşanır. Önce sansür,doğrudan doğruya gazeteci-lerin direnmesiyle kaldırılır.

Gazetelerin sayısı gün geç-tikçe artar. Yeni yeni gazete-ler çıkar. Bunların hepsiuzun ömürlü olmaz. Taşradaaynı coşku yaşanır. Tanin ga-zetesi Tevfik Fikret, HüseyinCahit Yalçın ve HüseyinKâzım Kadri tarafından ku-rulur.

Gazetenin ilk sayısında Fikret’in ünlü Sis’i yer alır.Halide Salih Edip çok farklıbir telden çalar. Ülkeye “böylemukaddes bir kanun (ana-yasa) bahşettiği için” Abdül-hamit’in savunusunu yapar.Halide Salih’in bu makalesiFikret’in Sis’ine bir yanıttır:

“- Kaç nasiye vardır çıka-cak pâk-ü dırahşan? Çok na-siye var. Âl-i Osmanın enbüyük fütuhatı yanında

donuk kalan böyle bir mukaddeskanun bahşeden Padişahın nasiyesivar ki bugün parıl parıl parlıyor.”

Diğer gazetelerde de sultan ve orduön planda tutulur. Enver ve Niyazihürriyet kahramanı olarak yüceltilir.Bu genç subaylar gittikleri yerlerdebirer kahraman gibi karşılanır.

Enver’in, İzmir’de karşılanması daböyledir. Anayasanın yürürlüğe konul-masında rol oynayan diğer genç su-baylar da yüceltilir. Gösterileringiderek uzaması ve düzensiz bir halegelmesi üzerine basının “itidal” çağrısıyapmasına yol açar ( Halit Ziya, “İti-dal”, Sabah, 30 Temmuz 1908, sayı:

6769).Çok geçmeden İttihat ve Te-

rakki’ye karşı Prens Sabahat-tin yanlılarının AhrarFırkası’nı kurdukları, AliKemal, Mizancı Murat vb. kişi-lerden destek aldıkları gö-rüldü. Ahrar, İttihat veTerakki’nin kapitülasyonlarıkaldırma girişimine karşı çıkı-yordu (s.193).

Basının gittikçe yoğunlaşansorunlar karşısında ortak birpaydada buluşmasına olanakyoktu. Hatta basının kendi

içinde farklılıklar göstermesi, giderektartışmaların yazarların kişiliklerineyönelmesi o zamanki deyimle “şahsi-yat”a dökülmesi kaçınılmaz oldu.

Gerek Mütareke’de gerek KurtuluşSavaşı sırasında basının taraf tutması,şu ya da bu safta yer almasında da bu“şahsiyat” tartışmaları önemli bir roloynadı.

İkinci Meşrutiyet’te basın alabildi-ğine çeşitlenmiş ve her türlü düşünceakımına da yer verilmiştir. İzmir’deyayına giren Köylü, inanılmaz ölçüdeyalın bir dil kullanıyor ve daha çokköylülerle işçilerin haklarını savunu-yordu. 1917 Sovyet Devrimi de gaze-telerde geniş yer tuttu. Ancak budönemde çıkan gazetelerin pek azıyolun sonuna kadar gidebildi.

İstanbul’da İttihat ve Terakki’ninsözcüsü konumuna gelen Tanin,İzmir’de Anadolu ve Köylü gazeteleribunlar arasında sayılabilir. Anadolu’daİttihat’ın İzmir temsilcisiydi. Bu dö-nemde bir matbuat yasasının çıkmasıda üzerinde durulması gereken bir ko-nudur.

Orhan Koloğlu, Cumhuriyet’in ilkyıllarındaki gelişmeleri de çabucakgözden geçirmektedir. Cumhuriyet’inkuruluşunun 100. ve demokrasiye ge-çişimizin 65. yılını algılamaya hazır-landığımız sırada “kamuoyununevrensel düzeyde ne derece bilinçlihale geldiğini araştıracak olanlara geç-mişin mirasını” açıklamaya çalışmıştır.

Atatürk’ün uyguladığı devrimci yön-tem de ana hatlarıyla açıklanmıştır.Toplumumuzda kamuoyunu evrenselölçülere uygun hale getirme çabalarıda çok partili yaşama geçildiktensonra gündeme gelmiştir. Evet, uzunsüre “efkâr-ı umumiye” olarak kullanı-lan deyim bugün yerini biraz farklı biriçerikle “medya”ya bırakmıştır.

EFKÂR-I UMUMİYEDEN MEDYAYA

Prof. Dr.

Zeki ARIKAN

TANİN

TAKVİM-İ VEKAYİ

Ka em12KASIM2013

İLETİŞİMKa em 13KASIM

2013

CMYK SAYFA 13

EEgE gE Üniversitesi İletişim Fa-kültesi Ege Ajans İGCS Salo-nu’nda Prof. Dr. Ferlal Örs’ün

“Çevre Muhabirliği” dersi kapsa-mında konferans veren İbrahimIrmak; kadınların çevre konusundakiduyarlılığına değinerek, “Kadınları-mıza çevre girişimleriyle ilgili şükranborçluyuz. Çevrede de ka-dınlar en önde” dedi.

“haberhurriyeti.com”haber sitesinin sahibi, ga-zeteci-yazar İbrahimIrmak gençleri çevrekonusunda dahaaktif olmaya çağırdı.Basında yer alançevre haberlerin-den örnekler verenIrmak, “Duyarlıolursanız çevre kur-tulur, ilgilenmezse-niz her şey yokolur” diye konuştu.

Konuşmasında altın arayan firma-ların “Çevreyi kirletmiyoruz” tezle-rine karşı çıkan Irmak, “Erzincan’dabir yerlerde altın çıkartıyorlar. Siya-nür, Arap Dersi’nden Fırat’a karışıyor.Fırat’a onlarca ağıt yazılmıştır amaen acı ağıtı şimdi yazıyorlar. O kirlilikdalga dalga yayılıp canlıları yok ede-

cek. Buna engel olmak için çevreninbu denli kirletilmesine izin verme-meliyiz” dedi.

Çevre sorunlarını gün yüzüne çı-karan yazıları dolayısıyla “al-

tıncıların” sitesini üç kezhacklediğini belirten İb-rahim Irmak’ın konuşma-sına konu olanhaberlerin arasında, bir

süre önce gündemebomba gibi düşenİzmir Gaziemir’dekiradyoaktif atık olayıda vardı. Irmak, bukonuda tehlikeli

atıkların hiçbir yere gömülemeyece-ğine vurgu yaparken çevreyle ilgiliyapılan hatalara da göz yumulma-ması gerektiğini belirtti.

Çevreyi kirletenlerin parayla birçokşeyi satın alabildiğini ve gazetecilerinbu duruma göz yummaması gerekti-ğini dile getiren Irmak, “Türkiye’yecesur, çevreye önem veren gazetecilerlazım” şeklinde konuştu. Ayrıca birgazeteci çevre haberi yaptığında in-sanlar tarafından sevilip sayıldığını dasöyleyen Irmak, geleceğin muhabirle-rine ileride çevreyle ilgili sorunlarakayıtsız kalmamalarını nasihat etti.

Konuşmasında değindiği çevreselsorunların yanı sıra geleceğin çevremuhabirlerine sıkı araştırma yapıphata yapmamalarını, cesur olmalarını,insanları ve çevreyi sevmeleri gerek-tiğini öğütleyen İbrahim Irmak, “İlkeligazetecilik yaparsanız, haberleri eğipbükmezseniz, örtüp gizlemezsenizdevamlı başarılı olursunuz” dedi.

İbrahim Irmak, İletişim Fakültesi’nde “Çevre Muhabirliği”ni anlattı

“Kadınlarımız çevre konusunda da en önde”

EEgE gE Üniversitesi (EÜ) İletişim FakültesiRadyo TV Sinema Bölümü Öğretim ÜyesiDoç. Dr. Alev Parsa’nın “Haber Yazım

Teknikleri” dersinin konuğu olan usta televiz-yon habercisi Hasan Tahsin Kocabaş, geçmiştengünümüze televizyon haberciliğini anlattı.“Benim işe başladığım zamandan bu zamanatelevizyon gazeteciliği oldukça değişti” diyereksözlerine başlayan Kocabaş, televizyon haberci-liği ve habercilik anlayışının eskisinden çokfarklı olduğunu belirtti.

Kocabaş, mesleğin ideal yanlarının yanı sıratelevizyon haberciliğinde yorum olmalı mı, ol-mamalı mı gibi pek çok soru hakkında kenditecrübelerinden örneklerle öğrencileri bilgilen-dirdi. Konuşmasında işin püf noktalarından biri-nin doğallık olduğunu vurgulayan Kocabaş“Bütün iş doğallıktadır. Haberdeki kurgu hayatıniçindedir” diyerek geleceğin habercilerine tavsi-yede bulundu.

“HABERCİNİN YETİŞMESİNDE KURALLAR VARDIR”

Habercilik anlayışındaki değişimlerin yanı sıraasla değişmeyecek kurallar olduğundan da bah-seden tecrübeli haberci şöyle konuştu: “İlk ola-rak gazetecinin, habercinin tarafı olmaz. İkinciolarak; haber yazımları mümkün olduğunca azcümleyle yapılmalıdır. Ve son olarak da bir mu-habir sadece kalemiyle değil, sesiyle de televiz-yonda kendini belli etmek zorundadır.”

Öğrencilerin de katılımı ve paylaşımlarıylasohbet havasında geçen konuşmasını gençlerdenumutlu olduğunu belirterek bitiren Hasan Tah-sin Kocabaş “Mesleğimle her şeye rağmen gururduyuyorum ve geleceğin habercilerinden çokumutluyum” diye konuştu.

Tenzile AŞÇI / Yusuf İNCEDOĞAN

Geçmişten günümüzetelevizyon haberciliği

TV 35’te yayınlanan“Sabah Resimleri”

programının sunucusu Hasan Tahsin

Kocabaş, Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi

öğrencilerine kendi

tecrübelerindenörneklerle televizyon

haberciliğini anlattı

EEgE gE Üniversitesi Televizyo-nu’nda yayınlanan, EÜ İletişimFakültesi Öğretim Üyesi Yrd.

Doç. Dr. Oğuzhan Kavaklı’nın hazırlayıpsunduğu Basın Dünyasından programıHabertürk Gazetesi İzmir Bürosu Yazı İş-leri Müdürü Hasan Çömlekçi’yi konuketti. Programda 2 aylık bebeğini ölümeterk eden anne ile ilgili haberin Haber-türk Gazetesi’nde veriliş şekli ele alındı.

Yrd. Doç. Dr. Kavaklı “Haberi yapmakönemlidir. Ancak bir o kadar önemli olanhaberin sunumudur. Bu olayda haberien iyi sunan gazete olarak Habertürk’ügördüm. Olay, bir başka olayla bağlantıkurmak suretiyle zıtlıklarla anlatılmış.Haberde takdir edilen anne ile tenkitedilen anne yan yana verilmiş. Anlatımagüç katılmış” dedi.

“ZITLIKLA HABER DEĞERİ ARTTIRILMIŞ”

Engelli kızını sırtında taşıyan bir anne-nin haberi ile bebeğini ölüme terk edenanne haberinin karşılaştırmalı olaraksunulması ile zıtlıkların bir araya getiril-diğini belirten Yrd. Doç. Dr. Kavaklı, “Bir-birine tamamen, taban tabana zıt ikiolayın bir araya getirilerek verilmesi ha-berin değerini yükseltmiş oldu. İyisiylekötüsüyle örnek oluştu” diye konuştu.

Bir gazetenin ve gazetecinin üstünedüşen görevleri anlatan Yrd. Doç. Dr.Oğuzhan Kavaklı “Burada daha ziyadehaberin kurgulanması önemli. Gazeteci-likte onu ver, bunu verme diye bir durumsöz konusu olamaz. Hatta toplumsal olay-larda gazetenin genel yayın politikasıfarklı olabilir. İster lehinde ister aley-hinde olsun o olayı vermesi gerekir. Ha-beri görmeyelim lafı gazetecilikte pekbağdaşan bir olay değil” dedi.

Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi me-

zunu olan Hasan Çömlekçi, gazeteci ola-rak olaya nasıl baktığına değinenerekşunları söyledi: “Haber genel merkezi-mize geldiğinde karşılaştırmalı bir anla-tım seçildi. Bu haberde pek çok gazetebüyük ihtimalle konuyu tek bir açıdan elealarak, ‘Böyle anne olur mu?’ diyecekti.Diyenler de vardı. Olaya ters açıdan bak-mak gerekiyor. Dediğiniz gibi bir karşılaş-tırma yapmak gerekiyor.”

Habertürk Gazetesi’nin haberi nasıl elealdığından bahseden Çömlekçi, “Bütüngazeteler tek bir konu üzerinden gide-cekti. Biz ise çocuğuna hayatını adayanbir annenin fedakarlıklarını göstermek,diğer annenin de daha iki aylık bebeğiniaçlığa ve ölüme terk etmesi gibi zıt iki ol-guyu yan yana getirerek ‘O da anne, O daanne’ diye manşetimize taşıdık” dedi.

Toplumumuzda bu tür örneklerin herzaman olacağını söyleyen Hasan Çöm-lekçi, “Gazetecilik bu haberleri takip et-mekle kamuya hizmet ediyor. İnsanınolduğu yerde her şey yaşanabiliyor. Yapı-sında şiddet var insanın. En çok okunanaşk hikayeleri ve 3. sayfa haberleri” şek-linde konuştu.

“Haber kadar sunumu da önemli”

Nevşehir emniyet Müdürlüğütarafından Avrupa Birliği (AB)projesi olarak hazırlanan

"Sosyal Medya Araçlarının ergenlerÜzerindeki etkisi" konulu çalıştayTürkiye genelinde 300'e yakın akade-misyen, psikolog ve avukatın katılı-mıyla Ürgüp'de yapıldı.

Sempozyumun "Sosyal Ağ Kav-ramı" konulu oturumunda konuşaneÜ iletişim Fakültesi Kurumsal ileti-şim Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr.Beril Akıncı vural, geleneksel medyaolarak adlandırılan radyo, tv ve gaze-telerin günümüzde hala işlevinidevam ettirdiğini, ancak “Web 2.0"uygulamalarının muazzam açılımlarsunduğunu söyledi.

Geleneksel medyanın da bundannasibini aldığını, her geçen gün

"Web 2.0" ve sosyal medya üzerin-deki uygulamalara entegre olduğu-nun görüldüğünü belirten Prof. Dr.vural, "Türkiye'de sosyal medyaaraçlarını kullananların sayısı hergün artıyor. Bunun büyük bir kısmınıise 18-24 yaş aralığındaki gençleroluşturuyor. Ancak kimse korkma-sın, bu geleneksel medyanın öldüğü,bittiği anlamına gelmiyor" dedi.

Sosyal medya kullanımının ülke-mizde birçok ülkeden daha hızlı geliş-tiğini anlatan Prof. Dr. vural,Türkiye'nin 2012'deki raporlara göresosyal medya kullanımında 5'inci sı-rada yer aldığını kaydetti. Prof. Dr.Beril Akıncı vural, sosyal medyanınhız, esneklik, demokratikleşme ve en-formasyonun artışı gibi önemli ve kilitkavramlara katkısı olduğunu ifade etti.

“Sosyal medyayı kullananlar artıyor”

Habertürk Gazetesi İzmir Bürosu Yazı İşleri Müdürü Hasan Çömlekçi’nin konuk olduğu Basın Dünyasındanprogramında annesinin 9 gün yalnız bıraktığı bebek haberi üzerinden haberlerin veriliş şekli ele alındı

Ka emEBİLTEM14KASIM2013

CMYK SaYFa 14

“Patent atölyesi” eğitimleri ile mülkiyet hakları korunuyor

EEGE GE Üniversitesi EBİL-TEM Teknoloji TransferOfisi (TTO) tarafından,

öğretim elemanlarınca gelişti-rilen yenilikçi çalışmaların ulu-sal ve uluslararası arenadafikri mülkiyet haklarının ko-runması ve daha sonra yatı-rımcılarla buluşturulmasıamacıyla “Patent Atölyesi”programı düzenlendi. Program

kapsamında “Başımıza İcat Çı-karın”, “Bir Buluşçunun Hika-yesi” ve “Buluşçunun SeyirDefteri” seminerleri yapıldı.Yalçıner Patent ve Danışmanlıkişbirliği ile “Başımıza İcat Çıka-rın” seminerinin ardından EÜGüneş Enerjisi Enstitüsü Öğre-tim Üyesi Prof. Dr. Sıddık İçli“Bir Buluşçunun Hikayesi” baş-lıklı sunumu yaptı.

“Buluşçunun Seyir Defteri”başlıklı seminer ise YalçınerPatent ve Danışmanlık firma-sından Uğur Yalçıner ve Dr.Senem Kayahan tarafındangerçekleştirildi. Patent konu-suna dair her türlü bilginin elealındığı program kapsamındabuluş bildirim süreçleri ile pa-tent hakkında detaylı bilgilen-dirme ve uygulama yapıldı.

t açık bilgi günleri devam ediyort

ege Üniversitesi bilim Teknoloji uy-gulama ve araştırma merkezi(ebilTem) Teknoloji Transfer Ofisi,

avrupa işletmeler ağı kapsamında “enbaşarılı Teknoloji Transfer danışmanı”ünvanına layık görüldü.

eÜ ebilTem TTO ile Helenic nationaldocumentation centre’ın danışmanlıkuygulaması avrupa komisyonu tarafın-dan en iyi 3 uygulama arasına girdi. bu 3iyi uygulama arasından en iyisinin tespit

edilmesi için litvanya’da gerçekleştiri-len avrupa işletmeler ağı Yıllık konfe-ransı’nda network üyelerinin oyları ileen başarılı “iyi uygulama” seçildi.

eÜ ebilTem TTO 2008 yılında aldığı“avrupa’nın en başarılı TeknolojiTransfer Ofisi” ünvanından sonra av-rupa işletmeler ağı kapsamında verdiğiteknoloji transfer danışmanlık hizmetiile de “en başarılı Teknoloji Transferdanışmanı” ünvanını aldı.

EEGE GE Üniversitesi Prof. Dr.Yusuf Vardar KampüsKültür Merkezi’nde

(MÖTBE) “KOSGEB Destekli Uy-gulamalı Girişimcilik Eğitim Prog-ramı” gerçekleştirildi.

Ege Üniversitesi Rektör Yardım-cısı Prof. Dr. Semih Ötleş, KOSGEBEğitimcisi Mustafa Çanakçı, KOS-GEB Kobi Eğitimcisi Hakan Selçukve Ege Üniversitesi EndüstriyelTasarım Bölümü Mezunu DidemAtmaca eğitim programına konuş-macı olarak katıldı.

Bu programın amacının yeni gi-rişimciler keşfederekonlara her açıdandestek vermek oldu-ğunu söyleyen Mus-tafa Çanakçı;“Girişimcilik destekprogramının amacıekonomik kalkınma ve istihdamsorunlarına çözüm bulmaktır. Ba-şarılı, sürdürülebilir işletmelerinkurulması girişimcilik kültürününyaygınlaştırılmasıyla mümkündür.KOSGEB olarak 2010 yılından buyana 6 bin girişimciye destek ver-miş bulunmaktayız” diye konuştu.

Türkiye’de işletmelerin kapan-masının en önemli nedeninin geli-şigüzel uygulamalar olduğunusöyleyen Çanakçı; “Kadın ve genç-lerimizin girişime yönlendirilmesigerekmektedir. Türkiye’de işsizlikrakamları oldukça yüksek. İşsizli-ğin en yüksek olduğu ilimiz ise İz-mir’dir. Bu nedenle girişimcilikfaaliyetleri ağırlıklı olarak İzmirde uygulanmalıdır” dedi.

KOSGEB desteğiyle kendi işlet-mesini kuran Didem Atmaca isedonanımlı, bilgili, ne yapacağını

iyi planlayan, değerlendiren vehedef kitlesini iyi tanıyabilen ki-şilerin iyi bir girişimci olabilece-ğini belirtti.

KOSGEB’in kuruluş amacınınküçük ve büyük işletmelere hiz-met ve destek vermek olduğunavurgu yaparak hedef kitlesini ko-bilerin oluşturduğunu dile getirenKOSGEB Kobi Eğitimcisi HakanSelçuk, şunları söyledi:

“KOSGEB Bilim Sanayi Ve Tek-noloji Bakanlığı’na bağlı bir kuru-luş olarak hizmet vermektedir.Hedef kitlemiz 2013’e kadar 8 kat

artmıştır. Hedef kitle-miz daha çok üniver-site mezunları yanigenç kitle olduğun-dan, girişimci sayısıda her geçen gün art-maktadır. Bizim ama-

cımız zor Türkiye koşullarındainsanımıza iş imkânı sunabilmekve kendi işinin patronu konu-muna geçmesini sağlamaktır.KOSGEB teşkilatlanmada yeniliğegitmiştir. 72 ilde 79 merkez mü-dürlüğü, 31 teknoloji geliştirmemerkezi var.”

GENÇ GİRİŞİMCİLERE İMKAN

Ege Üniversitesi ve Dokuz EylülÜniversitesi’nde genç girişimci-lere araştırma ve geliştirme ola-nakları sunan “teknopark”olduğunu belirten Hakan Selçuk;“Yetmiş gün boyunca sürecek olaneğitim programına alınacak olankişiler mülakata tabi tutularakeğitime başlayacaklar. Girişimciolmaya hak kazanan kişilere KOS-GEB 100 bin TL destek yardı-mında bulunacak” dedi.

EBİLTEM TTO, Avrupa’nın en başarılı Teknolojik Transfer Danışmanı seçildi

• Teknoloji transferi için altyapının hazırlanması,

• Teknoloji transferi ve ticari işbirliği için stratejilerin tespitedilmesi ve benimsetilmesi,

• Tespit edilen stratejinin paydaşlar arasında kabul

edilmesi çalışmaların yapılması,

• Teknoloji transferi konusundauzman personellerin yetiştirilmesi,

• uluslararası network oluşturulması.

eÜ ebilTem’in VerdiĞi HiZmeTler

Önce en başarılı 3 kurumarasınagirdi

“KOSGEB ile hayalleriniz gerçek olsun”

İİRLaNDa’NINRLaNDa’NIN öndegelen üniversitelerin-den, dünyanın 61’nci en

iyi üniversitesi Trinity Col-lege Dublin Üniversitesi Dışİlişkiler Sorumlusu ve aynıüniversitenin Trinity Foun-dation Vakfı Başkan Yardım-cısı Simon Williams, EgeÜniversitesi Rektör Yardım-cısı Prof. Dr. Atilla Silkü’yümakamında ziyaret etti.

Her iki üniversite ara-sında işbirliği yapılması veakademisyen değişimi ko-nusunda görüş birliğine va-rıldı. Prof. Dr. Silkü, ikiüniversite arasında bilimselprojeler yürütebileceğini,ar-ge çalışmaları yapılabile-ceğini söyledi.

Prof. Dr. Silkü’den sonraSimon Williams başkanlı-

ğındaki heyet ayrıca EgeÜniversitesi Bilim TeknolojiUygulama ve AraştırmaMerkezi (EBİLTEM) MüdürüProf. Dr. Fazilet Vardar Su-kan’ı da ziyaret ederek EBİL-TEM ve çalışmalarıhakkında bilgi aldı.

Prof. Dr. Sukan, birçok ko-nuda mutabakata varılangörüşme sırasında, EBİL-TEM, inovasyon, ar-ge, ulus-lararası fonlar konusundaEBİLTEM bünyesinde yapı-lan çalışmalar hakkında bil-giler vererek, bu doğrultudaTrinity College Dublin Üni-versitesi ile işbirliği yapabi-

lecekleri alanlara değindik-lerini dile getirdi.

Görüşmeler sonrasındaSimon Williams, gerek Prof.Dr. Atilla Silkü gerekse Prof.Dr. Fazilet Vardar Sukan’layaptığı görüşmelerin sonderece olumlu geçtiğini be-lirterek özellikle teknolojitransferi ve ar-ge alanla-rında Ege Üniversitesi ileileriye yönelik ciddi proje-lerde bulunulabileceğini veİrlanda’ya döner dönmez bukonudaki çalışmaların baş-latılacağını açıkladı.

Trinity College DublinÜniversitesi derecelendirmekuruluşu QS World Univer-sity Rankings’in 2013 yılıverilerine göre dünyanın eniyi ilk 100 üniversitesi ara-sında 61. sırada bulunuyor.

Dünya üniversitelerinin “Ege” ilgisi

İrlanda Dublin Üniversitesi,Ege ileişbirliği veakademisyendeğişimi yapacak

EEÜ Ü EBİLTEM TeknolojiTransfer Ofisi (EBİLTEMTTO), ar-ge, inovasyon,

destek programları, proje geliş-tirme, sanayi ilişkileri, fikri sınaimülkiyet hakları, ticarileştirme vegirişimcilik konularındaki geniş-letilmiş hizmetlerini tanıtmak veöğretim elemanlarının sorularınıyanıtlamak için "Açık Günler" dü-zenlemeye devam ediyor. “Açık

Günler”in bu defa ana teması“teknopark” idi. EÜ Rektörü Prof.Dr. Candeğer Yılmaz yaptığı ko-nuşmada, “Teknoloji geliştirmebölgemiz olduğu zaman, bizi buanlatımların, değerlendirmelerinmeyvelerini toparlayacağımız birsonuca götürecek” dedi. Etkin-likte, Dr. Serdal Temel; şirket-leşme, girişimcilik ve teknoparksüreçleri hakkında bilgi verdi.

TRINITY

COLLEGE

DUBLIN

ÜNİVERSİTEka em 15KASIM

2013

Cmyk sayFa 15

TTürkiye’deki ürkiye’deki organize sanayibölgeleri arasında ilk defa EgeÜniversitesi (EÜ) ve İzmir Ata-

türk Organize Sanayi Bölgesi (İAOSB) iş-birliğiyle düzenlenen “Ar-ge veİnovasyon Yarışması” sonuçlandı. Yarış-manın birincisi, "Çoklu Frekans SeçimliMetal Dedektörü" projesiyle ElektralElektromekanik AŞ oldu.

Hem üniversite-sanayi işbirliğine hemde ar-ge ve inovasyonun önemine dikkatçekmek amacıyla düzenlenen yarışmada,ön elemenin ardından finale kalan altıfirmanın toplam 10 projesi değerlendi-rildi. Bilim Sanayi ve Teknoloji BakanlığıMüsteşarı Prof. Dr. Ersan Aslan ve diğeryetkililer, İzmir üniversitelerinin rektörve akademisyenleri, TÜBİTAK ve KOS-GEB yöneticileri, İzmir iş dünyasınınönemli isimleriyle basın temsilcilerindenoluşan 18 kişilik jüri, ilk üç derece vemansiyon ödülü almaya hak kazanan üçprojeyi belirledi.

Buna göre Elektral Elektromekanik bi-rinci olurken Tolkar Makine AŞ, "PolybRib Eco Drum Teknolojisi" projesiyleikincilik ödülünü, "Smart Balancing

System" projesiyle de üçüncülük ödülünüalmaya hak kazandı.

Mansiyon ödüllerini ise "Sağım Maki-nesi Pulsatörü" ile TETA Ortak GelişimLtd. Şti, "500 Kg. Yüksek Devir Sıkmalı Yı-kama/Boyama Makinesi" ile Tolkar Ma-kine AŞ ve "Bağlantı Elemanları İçinYuvarlatılmış Kare Şeklinde KendindenDiş Açar Diş Formu ve Üretim Yöntemi"ile Norm Civata AŞ paylaştı.

“İşbİrlİğİnİ kışkırtmayı amaçlıyoruz”

Ödül töreninde konuşan Ege Üniversi-tesi Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz,üniversitenin sanayicileri beklediğini, sa-nayicilerinse akademisyenlerin çok kısasürede hayata geçirilecek projeler üret-mesini umduğunu dile getirdi. Yarış-mayla akademisyen ve sanayicileribiraraya getirerek, ar-ge ve inovasyonkonusunda farkındalık oluşturmayı

amaçladıklarını belirten Rektör Prof. Dr.Yılmaz, “Ege Bölgesi’ni, katma değeriyüksek ürünler ihraç eden bir bölge ha-line getirmeyi hedefliyoruz. İzmir Ata-türk OSB ile gerçekleştirdiğimizçalışmalar, sanayicilerle akademisyenle-rin işbirliklerini kışkırtmayı amaçlıyor.Bu yarışmada da bu amaçla yola çıktık”diye konuştu.

“teknolojİk ürünler İhraç etmelİyİz”

Bilim Sanayi ve Teknoloji BakanlığıMüsteşarı Prof. Dr. Ersan Aslan ise, kamu,akademi ve sanayi dünyasının gelenekselyöntemlerle üretim yaptığına dikkat çe-kerek, Türkiye’nin ekonomik gelişmişlikdüzeyinin arttırılabilmesi için ileri tekno-loji üretip ihraç eder hale gelmesi gerek-tiğini vurguladı.

Prof. Dr. Aslan, “236,5 milyar dolarlıkithalatımızın 60 milyar dolarlık enerji

payı dışında kalan 176,5 milyar dolarlıkkısmı, ithal ara ürün dediğimiz mallariçin harcanıyor. Bu ürünlerin büyük kıs-mını ülkemizde üretebiliriz. Bunun içinde anlayışımızı değiştirmemiz lazım. Üni-versite-sanayi işbirliğini arttırıp ar-ge veinovasyona dayalı çalışmalar yürütmeli-yiz” dedi.

“hedefİ tutturmanın yolu ar-Gede”

İzmir Atatürk OSB Başkanı Hilmi Uğur-taş da dünyanın ilk 10 ekonomisi arasınagirmeyi amaçlayan Türkiye’nin, 2023 he-deflerine bugünkü sanayi yapısıyla ulaşa-mayacağını savunarak, “Hedefitutturmanın yolu, ar-ge ve inovasyonadayalı ileri teknoloji ürünlerden geçer”şeklinde konuştu. Uğurtaş, “Üniversite-lerle işbirliği yapan sanayiciler, toplamsanayicilerin yüzde 20’sini oluşturuyor.Bizim bunu kırmamız lazım. Bunu kırar-ken üniversitelerin de destek olmasılazım. Umarım bu çalışmalarımızla ka-muoyuna bu farkındalığı aşılarız. Sanayiyaşamazsa üniversite mezunlarının işbulma şansı olmaz. Bu birbirine bağlı birzincir” diye konuştu.

“H“HükümeTlerarasıükümeTlerarası

İklim Değişikliği Paneli” ra-porunda hükümet sözcü-

lüğü görevi alan Prof. Dr. Murat Türkeş,Ege Üniversitesi’nde öğrencilerle iklimdeğişikliklerini tartıştı.

23 Eylül 2013’te beşincisi hazırlananHükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli(IPCC) verileri doğrultusunda iklim deği-şiklikleri ve küresel ısınma konuları üze-rinde duran Prof. Dr. Türkeş, sanayidevrimi sonrası insan kaynaklı etkenler-den doğan klimatolojik değişimlerin bo-

yutlarının giderek arttığını vurgu-ladı. Prof. Dr. Türkeş, küreseliklim sisteminde gözlemlenen de-ğişiklikleri Türkiye’den de örnek-ler vererek katılımcılarla paylaştı.

IPCC’nin küresel iklim değişik-likleri hakkında geliştirdiği se-naryolar üzerinden konuşan Prof.Dr. Türkeş atmosferdeki karbon-dioksit oranlarının artması ve sera gazla-rının aşırı birikimine bağlı olarakönlemler alınmaması durumunda; yüz yıliçerisinde mevsimsel sıcaklıkların normal

değerlerin üzerine çıkacağının,deniz seviyesindeki artışın hızladevam edeceğinin ve kuraklaş-manın yayılarak ekosisteme kalıcızararlar vereceğinin altını çizdi.

Sunumunun sonunda öğrenci-lerin sorularını yanıtlayan Prof.Dr. Murat Türkeş, alınabilecek ön-lemlerin başında enerji tasarru-

funun geldiğini, kaynakların akıllıkullanımının uzun vadede insanlık veekosistem yararına olacağını söyledi.

Merve Akıncı / doğan can BudAk

““TTıp ıp Fakülteleri Mezuni-yet Eğitimi ÇekirdekEğitim Programı"nın

(ÇEP) 6. toplantısı çeşitli üniversite-lerin tıp fakültesi dekanlarının katılı-mıyla Ege Üniversitesi TıpFakültesi’nde gerçekleştirildi.

2002’de ilk toplantısı yapılanprogramın bu yıl 6.sına Ege Üniver-sitesi Tıp Fakültesi ev sahipliği yaptı.Toplantıya; Dokuz Eylül Üniversitesi,İnönü Üniversitesi, Başkent Üniver-sitesi, Hacettepe Üniversitesi’ndendekanların da aralarında bulunduğu20 kişi katıldı. EÜ Tıp Fakültesi ko-misyon temsilciliğini Prof. Dr. TahirYağdı ve Doç. Dr. Hatice Şahin yaptı.Projenin açılış konuşmasını Ege Üni-versitesi Rektör Yardımcı Prof. Dr.Semih Ötleş gerçekleştirdi.

Programın amacının bir doktorunbilmesi gerekenlerin asgarisini hazır-lamak, standardizasyonu sağlamakolduğunu açıklayan Ege ÜniversitesiTıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. KamilKumanlıoğlu “Projede bazı şeyler şe-killendiği için YÖK’e verilmeden ön-ceki son toplantımız bu olacaktır.Projemiz YÖK’e sunularak tüm tıp fa-kültelerine iletilecektir” diye konuştu.

“Tıp Fakülteleri MezuniyetEğitimi Çekirdek Eğitim Programı” toplantısı yapıldı P

ennsylvanIa Üniversi-tesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. ali Demirci’nin katılı-

mıyla gerçekleşen “aBD’de li-sansüstü eğitim Olanakları”semineri, ege Üniversitesi GıdaMühendisliği Bölümü Prof. Dr.erdal saygın salonu’nda yapıldı.

aBD’de yüksek lisans ve dok-tora programları hakkında bilgiveren Prof. Dr. Demirci, Türkiyeile dünya ülkeleri arasında eğitimolanakları açısından büyük fark-

lar olduğunu belirtti. Konuşma-sında Türkiye’deki geri ödemelikredilere değinen Prof. Dr. De-mirci, aBD’de bunu üniversiteninkarşıladığını ve herhangi bir ta-lepte bulunmadığını aktardı. sos-yal olanakları ve sayılarıbakımından Türkiye’deki üniver-sitelerin yetersiz olduğunu söyle-yen Prof. Dr. Demirci, ar-geharcamalarında Türkiye’nindünya ülkelerinin gerisinde oldu-ğunun altını çizdi.

aBD’ye eğitim için gelen öğ-rencilerin yaşadıkları sorunlar-dan bahseden Prof. Dr. Demirci,“Türk öğrenciler zamanlama veplanlama konusunda sıkıntı yaşı-yor, bu nedenle ilk dönemleri bo-calayarak geçiyor” diye konuştu.

Öğrencilere disiplinli çalışmave planlama konusunda tavsiye-lerde bulunan Prof. Dr. ali De-mirci, yabancı dil bilmeninönemini vurguladı. Berkay ErdEn

Abdülaziz BAydilli / Gurur GürAyçA

ABD’de lisansüstü eğitim olanakları anlatıldı

Ar-ge ve inovasyona ödülle teşvikÜniversite - sanayi işbirliğinin artırılarak farkındalık yaratmak amacıyla Ege Üniversitesi ve İzmir Atatürk OSB tarafından düzenlenen yarışma sonuçlandı

“Kaynakların akıllı kullanımı uzun vadede yararlı olacak”

Prof. Dr. Murat Türkeş

Törende birincilik ödülünü Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Ersan Aslan verdi.

ÜNİVERSİTE

CMyK SAyFA 16

güneş pilleri semineri…

EEgE gE Üniversitesi Güneş EnerjisiEnstitüsü’nde “SupromolekülerSistemlerde Enerji Transferi ve

Işık Hasatı” konulu seminer verildi. Bil-kent Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr.Fazlı Sözmen’in verdiği seminerdeenerji transferleri ve daha verimli güneşpilleri çalışması hakkında bilgi aktarıldı.Seminerde son yıllarda bilim insanları-nın ilgisini çeken self-healing (kendikendini iyileştirme) yönteminden bah-seden Dr. Sözmen kalabalık bir gruplabirçok proje yürüttüklerini belirtti.

Alternatif enerji anlatıldı

EEgE gE Üniversitesi MühendislikFakültesi Kimya MühendisliğiBölümü Seminer Salonu’nda

Belçika Ghent Üniversitesi’nden Prof.Dr. Wolter Prins ve Kimya MühendisiGüray Yıldız tarafından “Termo-kimya-sal Biyokütle Dönüşümü” ve “Lignose-lülozik Biyokütlelerin Katalitik HızıPirolizi” konulu iki seminer verildi. Se-minerlerde biyokimyasal atıklarla alter-natif enerji üretimi anlatıldı. EgeÜniversitesi mezunu Kimya MühendisiGüray Yıldız, “Belirli reaktörler kullana-rak biyokimyasal atıkların enerjiye dö-nüşümü mümkün ve bu yöntemgelecekte alternatif enerji kaynağı ola-rak kullanılabilecek” diye konuştu.

Ege Üniversitesi’ne bir destek de Aliye Üster Vakfı’ndan…

Ölüm yıldönümünde bilime ışık oldu...

Vakıf; EÜ Tıp Fakültesi Psikiyatri AnabilimDalı, Madde Bağımlılığı Toksikoloji ve İlaç Bi-limleri Enstitüsü’den Prof. Dr. Hakan Çoşku-nol ve ekibine 25 bin, EÜ KimyaMühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. NalanKabay ve ekibine 16 bin TL destek verdi.

Ayrıca 10 projeye 8 biner lira destek sağ-landı. 10 projenin sahibi şunlar; Prof. Dr. S.İsmet Delioğlu Gürhan, Prof. Dr. Suna Timur,Prof. Dr. Pervin Kınay Teksör, Zir. Yük. Müh.M. Ömer Öztürk, Prof. Dr. Aynur Gürel, Prof.Dr. Levent Ballice, Doç Dr. Gülperi Öktem,Doç. Dr. Sema Kalkan Uçar, Prof. Dr. LütfiyeKanıt, ve Doç. Dr. Kirami Ölgen.

Lisans öğrencilerine verilen burslar devamediyor. Lisansüstü öğrencileri de Ocak2014’ten itibaren burslarını almaya başlaya-cak. Öğrenci bursları Ege Üniversitesi Me-zunları Derneği aracılığıyla veriliyor.

DESTEKLENEN PROJELER

Ege Üniversitesi Öğrenci Konseyiyeni projelerle çalışmalarına başladı

Güray YıldızProf. Dr. Wolter Prins

“Dünyada ilk bilimsel devrim tarımdır”

EgE ÜnivErSiTESi’nDE “TArıMDA Son gElişMElEr” TArTışılDı

EgE Üniversitesi Çevre SorunlarıAraştırma ve Uygulama Mer-kezi’nde düzenlenen “Tarımda

Son gelişmeler” konulu seminere EÜZiraat Fakültesi Toprak Bilimive Bitki Beslenme BölümüBitki Beslenme Anabilim DalıÖğretim Üyesi Prof. Dr. BurçinÇokuysal konuşmacı olarakkatıldı. Prof. Dr. Çokuysal,“Bilim denildiğinde insanın ak-lına gelen ilk olarak doğa bi-limi oluyor. Dünyadaki ilkbilimsel devrim tarımdır. Milat-

tan önce Asur medeniyetinde hurmaağaçlarının elle döllendiğine dair resim-lemeler var. Yani genetik manipülasyonvar. Bu çalışmalar sanıldığı kadar da

yeni değildir’’dedi.Tarımda son on temel eğilimi

dile getiren Prof. Dr. Çokuysal;“Tarımla ilgili son 10 trendin ta-mamı çevre ile alakalıdır. Ta-rımla birlikte çevreyikoruyabilecek enerjiyi elde edi-yorsanız sisteme dahil oluyor-sunuz. Projelerinize fonbuluyorsunuz” diye konuştu.

Prof. Dr. Burçin

Çokuysal

Emrah KUŞ

AAliyE liyE Üster Vakfı tarafından, Üs-ter’in ölüm yıldönümünde EgeÜniversitesi bünyesinde yer alan

bir projeye 25 bin, bir projeye 16 bin, 10projeye 8 biner lira destek, lisans ve li-sansüstü 36 öğrenciye de burs verildi.

Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Can-değer Yılmaz, “Ölümünden sonra da bili-min ışığına ışık katan Aliye Üster’irahmetle anıyoruz. Gençler aldıklarıburslarla eğitimlerini tamamlayıp ülkeyehizmet verdikçe; destek verdiği bilimselprojeler insanlığa hizmet ettikçe, AliyeHanım hayırla yadedilecektir” dedi.

Desteklenmeye değer görülen projelerve öğrenci bursları hakkında bilgi verenAliye Üster Vakfı Yönetim Kurulu BaşkanıProf. Dr. Serhat Bor ise vakıfla ilgili şun-ları söyledi: “Yükseköğrenim kurumla-rında ve bunların her safhasında öğretimve eğitimde, toplum ve kişilerin ekono-mik, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşı-layacak maddi ve manevi katkıyısağlamak amacıyla kuruldu.”

EEÜ Ü Rektörü Prof. Dr. Can-değer Yılmaz ve Ege Üni-versitesi üst yönetimi

öğrenci konseyi ile öğle yeme-ğinde bir araya geldi. Öğrencikonseyinin yeni projelerinin de-ğerlendirildiği yemekte; RektörProf. Dr. Yılmaz öğrencilere ba-şarılı bir eğitim ve öğretim yılıtemennisinde bulundu.

Yemeğe; EÜ Rektör Yardımcı-ları Prof. Dr. Atilla Silkü, Prof.Dr. Semih Ötleş, Prof. Dr. YeşimKirazlı, EÜ Genel Sekreteri Prof.Dr. M. Bülent Özkan, SKS DaireBaşkanvekili Mustafa Kaday,Öğrenci İşleri Daire BaşkanıHasibe Çelen, SKS Kültür İşleriŞube Müdürü Orhan Kozan, Öğ-renci Konsey Başkanı MuratMola ve konsey üyeleri katıldı.

Yeni yılın programını üst yö-netimle değerlendirme fırsatıyakaladıklarını söyleyen MuratMola “Bugün öğrenci konseyiolarak rektörümüzle ve üst yö-netimimizle beraber yemekyedik ve yeni eğitim öğretimyılı açılışımızı yaptık. Bu senekietkinlik takvimimizi ve yol ha-ritamızı kendileriyle paylaştık.Sayın rektörümüz ve üst yöne-timimize desteklerinden dolayıteşekkür ediyoruz” diye ko-nuştu. Ali İhsan MİMTAŞ

Ka em16KASIM2013

ÜNİVERSİTEKa em 17KASIM

2013

CMyK SayFa 17

KKarşıyaKa arşıyaKa 2. Kültür veÇevre Sempozyumu’nun Prof.Dr. Orcan Gündüz başkanlığın-

daki ilk oturumunda, Ege ÜniversitesiEdebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölü-mü’nden Doç. Dr. Ahmet Talimciler, EÜEdebiyat Fakültesi Coğrafya Bölü-mü’nden Yrd. Doç. Dr. İhsan Sezer,Yüksek Mimar Zübeyda Özkan ve Yük-sek Mimar Begüm Erdoğmuş sunumgerçekleştirdi.

Doç. Dr. Ahmet Talimciler sunu-munda, Karşıyaka halkı ve takımın bü-tünleşme sorunu üzerine yaptığı

araştırmaları paylaştı.Doç. Dr. Talimciler, yö-

netimin 100 yılı aşankulüp tarihi boyuncakurumsallaşamaması,kulübün kendi semtindebir stadının bulunma-ması ve 35,5 kavramı ilehem kendileri hem de

diğer takım taraftarları tarafından öte-kileştirilme sorunlarına dikkat çekti.

Tarihsel süreçte Karşıyaka’nın mimarive etnik açıdan gelişimini dile getirenYüksek Mimar Zübeyda Özkan veBegüm Erdoğmuş, demiryolu ve vapuriskelesinin gelmesiyle ilçenin kazandığıkimliğe dikkat çekti. Özkan ve Erdoğ-muş, Karşıyaka çarşısının o zamandanbugüne önemli bir ulaşım ve ticaret ar-teri haline geldiğini belirtti.

DEPREM RİSKİ

Dünyada ve ülkemizde gerçekleşendepremlerle söze başlayan Yrd. Doç. Dr.

İhsan Sezer, Türkiye veEge Bölgesi’nin çoğun-lukla 1. derece depremkuşağında yer aldığınavurgu yaptı. Ege Bölge-si’nin depremselliği ileilgili grafikler paylaşanYrd. Doç. Dr. Sezer, su-numunu “Doldurma

alanlardan ziyade sert zeminli alanlarayerleşim tercih edilmeli” diye konuştu.

“Doldurma alanlar değil, sertzeminli alanlarda yerleşin”

Karşıyaka ve çevre

KKarşıyaKa arşıyaKa 2. Kültür ve ÇevreSempozyumu’nda; Prof. Dr. Meh-met Sıkı “Karşıyaka’nın Kuşları”,

Prof. Dr. Adnan Kaplan “Mavişehir KıyıBölgesi Proje Stüdyosu Deneyimi” ve Doç.Dr. Gökçe Özdemir “Karşıyaka’daki TurizmPotansiyeli” konulu sunum yaptı.

Prof. Dr. Mehmet Sıkı sunumunda, kuşcennetinin ve kuşların yaşam alanlarıylailgili sorunları anlattı. Prof. Dr. Sıkı, “Kuş-ların doğal yaşam döngüsü içindeki yer-leri gözardı ediliyor. Yaşam alanlarınamüdahale edilerek birçok kuş türünü yok ettik” diye konuştu.

Prof. Dr. Adnan Kaplan ise Karşıyaka veMavişehir kıyı bölgesindeki yapılan yanlışyapılaşmaya değindi. Gediz Deltası’nın dol-durma toprak yöntemiyle yerleşime açıldı-ğını belirten Prof. Dr. Kaplan, “Yapılan buyöntem bölgede sel ihtimalini daha çokarttırmıştır” dedi.

Karşıyaka’nın turizm açısından uğrak biryer olması için uğraştıklarını belirten Doç.Dr. Gökçe Özdemir, “Halkın da turizm gibiönemli bir gelir kaynağının farkına varma-sını istiyoruz. Bu konuda da belediyemizçalışmalarını sürdürüyor” diye konuştu.

SSEKiz EKiz yıl aradan sonra EgeÜniversite Edebiyat Fakültesive Karşıyaka Belediyesi iş-

birliği ile “Karşıyaka 2. Kültür veÇevre Sempozyumu” düzenlendi.

Sempozyumun açılış konuşma-sını Karşıyaka Belediye BaşkanıCevat Durak yaptı. Durak konuşma-sına Ege Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Candeğer Yılmaz, EÜ EdebiyatFakültesi Dekanı Prof. Dr. ErsinDoğer, Karşıyaka Kaymakamı SadettinYücel ve katılımcılara teşekkür ederekbaşladı. Durak, Karşıyaka’da korunmasıgereken 81 adet ev tespit ettiklerini, 20evin koruma altına alınarak restoreedildiğini ifade etti.

ÇALIŞMALAR KİTAP OLACAK

İlki 22-23 Aralık 2005 tarihinde ger-çekleştirilen sempozyumda edinilen

bilgilerin önemli çalışmalara imza attı-ğını söyleyen Cevat Durak bu yılki sem-pozyumdan çıkacak sonuçların da kitaphaline getirileceğini söyledi.

“İzmir’de özellikle Karşıyaka’nın tu-rizme açılması bizim de vizyonumuzuaçacaktır” diyen Durak, YamanlarDağı’nda büyük bir spor merkezi kura-caklarını ve Örnekköy’de bir stad pro-jesi düşündüklerini sözlerine ekledi.

Karşıyaka Kaymakamı SadettinYücel, “Bir kentte yaşıyor olmak okentin hakkını vermek demektir.Bu da farkındalık gerektirir” dedi.Bu sempozyum için çok emek verdiklerini söyleyen Yücel katılım-cılara ve konuşmacılara teşekkürle-rini sundu.

“GÜNLÜK HAYATTA AYRINTILARADİKKAT ETMELİYİZ”

Ege Üniversitesi Edebiyat FakültesiDekanı Prof. Dr. Ersin Doğer de konuş-masında, Karşıyaka’nın geçmişini iyibildiğinden, çok köklü ve tarihi birsemt olduğundan bahsetti. Prof. Dr.Doğer, “Bir şehirde yaşayanlar olarakgünlük hayatımızda ayrıntılara dikkatetmeliyiz. Bu tür sempozyumların görevi de bu tür farkındalıkları yarat-maktır” diye konuştu.

“20 ev dekore edildi, 81 evdaha korunmayı bekliyor”

“Korunma konusunda esnaf vedevlet memurları daha bilinçli”t

“Çağımızda kent, sanatın verimli kaynağıdır”t

KKarşıyaKaarşıyaKa Kültür ve ÇevreSempozyumu’nda Yrd. Doç. Dr.Şakir Çakmak’ın başkanlık ettiği

oturumda; Göktuğ İpek ''1945-1950 Yıl-ları arasında İzmir Basınında Karşıyaka''adlı sunumunda daha önce bu tarihlerikapsayan bir çalışmanın yapılmadığınıvurgulayarak 2. Dünya Savaşı sonrasıKarşıyaka’daki sosyal, kültürel ve siyasigelişmeler hakkında bilgi verdi. VeyselÇolak ''Bir Kentin Kültür Kapıları: Yazar-lar, Şairler'' adlı sunumunda; “Çağımızdakent sanatın verimli kaynağıdır. Çünküinsan ilişkileri bütün karmaşıklığıylakentlerde yaşanır. Bunun bilincinde olanşair ve yazarlar yaşadıkları kentten, okentin insanından esinlenerek yazmayakoyulurlar” dedi. Türkçe Öğretmeni EzgiSırtı ise, halen Karşıyaka'da yaşamaktaolan çağdaş türk şairlerinden MehmetMümtaz Tuzcu'nun yayımlanan 5 kitabıüzerinde durarak, şairin Yuva ve Çelmeadlı şiirlerinin incelemelerini paylaştı.

EgE Üniversitesi EdebiyatFakültesi ve Karşıyaka Be-lediyesi’nin ortaklaşa dü-

zenlediği “Karşıyaka İkinci Kültürve Çevre Sempozyumu” sonaerdi. Üç günde 32 bildirinin sunul-duğu sempozyumda, semtin mi-

mari gelişimi, eğitim kurumlarınabakış, demiryolları, spor kulübü,sahil düzenlemeleri, kaybolan de-ğerler gibi pek çok konu ele alındı.Altı üniversiteden akademisyenle-rin katıldığı sempozyumun bildiri-leri kitap haline getirilecek.

Sempozyum 32 bildiri ile sona erdi

EgE Üniversitesi ve Karşı-yaka Belediyesi’nin düzen-lediği sempozyumda,

moderatörlüğünü Prof. Dr.Rahmi Hüseyin Ünal'ın yönettiğioturumda; Karşıyaka semtinintarihi geçmişi, bugünü ve kentinsosyolojik durumu hakkındabilgi verildi.

Oturuma, Hale Okçay "DündenYarına Karşıyaka'nın Kadınları",Pelin Böke "Karşıyaka NotreDame De Sion Mektebi", ErkanSerçe "Papaz Köyü’nden Bos-tanlı”ya", Nükhet Adıyeke “giritgöçmenlerinin İzmir'de Toplum-sal Yaşama Katkısı" ve NecatiÇetin “Başbakanlık CumhuriyetArşivi Mühtelit Mübadele Komis-yonu Mübadil Tasviye Talepna-

melerine göre Karşıyaka'ya İskanEdilen Mübadillerin Memleketlerive İskan Edildikleri İdari Birimler"başlıklı sunumlarıyla katıldı.

Dr. Pelin Böke; “1890’lı yıl-larda Karşıyaka’da da bir şubeaçmış olan Noter Dame de SionMektebi’nin, farklı inanç dünya-larından öğrencilere de kapıla-rını açarak başka bir yaşam tarzıönerdiğini söyledi.

Yard. Doç. Dr. Erkan Seçe ise;“1922 yılında Rum nüfusunukaybeden ve mübadil yerleşi-mine açılan köy, Bostanlı isminialdı. 1950’lerden itibaren yerle-şim alanı genişleyen Bostanlıgünümüzde, İzmir’in en rağbetgören bölgelerinden biri halinegelmiştir” dedi.

“Bostanlı, İzmir’in en rağbet görenbölgelerinden biri haline geldi”

Prof. Dr. Mehmet Sıkı

Prof. Dr. Adnan Kaplan

Doç. Dr.Gaye Özdemir

Cevat Durak

Sadettin Yücel

Prof. Dr. Ersin Doğer

EEÜ Ü Edebiyat Fakültesi ve Karşı-yaka Belediyesi işbirliği ile dü-zenlenen “Karşıyaka 2. Kültür ve

Çevre Sempozyumu”nda, Karşıyaka’nındaha iyi tanınması amacıyla düzenlenenoturumu Prof. Dr. Adnan Kaplan yönetti.

Doç. Dr. Hümeyra Akkurt “KarşıyakaSivil Mimarisinin Yeniden Kullanım So-runları” adlı sunumunda, tarihi yapılarınyeniden kullanımı sorunsalı üzerindedurdu. Doç. Dr. Raziye Çakıcıoğlu Obanise, “Yerel Halkın Kültürel Miras Alanla-rına İlişkin Bilinç Düzeyinin Ölçülmesi:Karşıyaka Örneği” başlıklı sunumu yaptı.Doç. Dr. Oban; tarihi yapıların korunmasıkonusunda esnaf ve devlet memurlarınındaha bilinçli oldukları sonucuna vardıkla-rını ifade etti. “Karşıyaka’nın Korunama-yan Taşınmaz Kültür Varlıkları” adlısunumunda Sanat Tarihçi Canan Çakmakarşivlerde birer belge olarak kalan yapıla-rın yaklaşık sayıları, dağılım bölgeleri vemimari özellikleri hakkında bilgi verdi.

Doç. Dr. AhmetTalimciler

Yrd. Doç. Dr.İhsan Sezer

Ka emÜNİVERSİTE18KASIM2013

CmYK sAYFA 18

IIlIsu lIsu Barajı Mardin, Batman veSiirt Kazıları Koordinatörü ve EgeÜniversitesi Edebiyat Fakültesi

Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç. Dr. Haluk Sağlamtimur, "Başur Hö-yük’teki kazılarda gün ışığına çıkarılaneserlere baktığımızda 5 bin yıl öncekiSiirt'in günümüz Siirt'inden çok dahazengin ve refah düzeyinin yüksek ol-duğu görülüyor" dedi.

Ilısu Barajı kurtarma kazıları kapsa-mında Siirt'teki Başur Höyük’te yürü-tülen kazılarda bulunan 9 mezardanbir müzeyi dolduracak kadar tarihieser gün ışığına çıkarıldı. Bulunaneserler arasında dünyanın en eskioyun taşları da yer alıyor. Yrd. Doç. Dr.Sağlamtimur, kazıların Ilısu Barajı kur-tarma kazıları kapsamında yapıldığınıifade ederek, şimdiye kadar kazı yapı-lan alanların bire bir suya maruz kala-cak yerler olduğunu ifade etti.

Bugüne kadar Türbe Höyük, BaşurHöyük, Motit Kalesi ve Çattepe Kale-si’nde kazı yapıldığını açıklayan Yrd.Doç. Dr. Sağlamtimur, bunlardan TürbeHöyük ve Motit Kalesi kazılarının ta-mamlandığını diğer yerlerdeki kazılarınise sürdüğünü belirtti. Yrd. Doç. Dr. Sağ-

lamtimur, bölgede yapılan kazıların herbirinin ayrı bir döneme ait olduğuna,daha kazı yapılacak yerler bulunduğunadikkati çekerek, şunları söyledi:

"Siirt'te 2002 yıllından beri kazı ya-pıyoruz. Çok sayıda kazı alanımız var.Aslında daha çok kazılacak yer var amabu çalıştığımız alanlar bire bir suyamaruz kalacak alanlar. Tarihsel olarakbaktığımız zaman Türbe Höyük enönemli evre olan MÖ 2 binli yıllardaimparatorluk öncesi bir Mittani Kalesiidi. Başur Höyük daha değişik. MÖ 4 ve3 bin yıllarda bulunan tek kazı alanı ol-

duğu için çok önemli. Motit Kalesi, bu'Anabasis Onbinlerin Dönüşü' ile ilgilibir kale. O hikayede yer alan Botan Va-disi’ndeki savaşı anlamak için kazı ça-lışması yaptık. Çattepe ise bilindiğiüzere bir geç Roma Kalesi. Roma sınırıBotan'da bitiyor. Dicle ile Botan'ın bir-leştiği nokta olduğu için geç Roma Ka-lesi en doğudaki sınırıdır."

"Bir müzeyi dolduracak tarihi eserinbulunduğu Başur Höyük'ten çıkaneserlere bakıldığında 5 bin yıl öncekiSiirt günümüz Siirt'inden çok dahazengin ve refah düzeyi çok daha yük-

sekti" diyen Yrd. Doç. Dr. Sağlamtimur,"Siirt'teki kazılarla Fırat'a alternatif birkoridor oluştu. Çünkü daha öncekibaraj kazıları Keban, Karakaya ve Fıratkültürü ile ilişkiliydi. Dicle'yi pek bilmi-yorduk. Dicle düşündüğümüzden dezengin çıktı" şeklinde konuştu.

“9 MEZAR BULUNDU"

Yrd. Dç. Dr. Sağlamtimur, bulunan 9mezardan 5'inin sanduka mezar, 4'ününise toprak mezar olduğunu belirterek,buluntular açısından mezarlar arasındafarklılık görünmediğini belirtti.

Bu mezarların bölgede ticaret yapantüccarlara ait olduğunu kaydeden Yrd.Doç. Dr. Sağlamtimur, "Kazıda bulunanmezarlar çok zengin. Çok renkli, çokfarklı buluntular var. Kap, kacak, bronz-lar, yüz bine yakın boncuk, metal eserler,mızraklar, silahlar. Bunların tipolojisinebakıldığında çok farklı coğrafyalardangelmiş olduğunu düşünüyoruz. Farklıcoğrafyalardan gelmesi de buradakilerinticari açıdan hareketli günler yaşadığınıgösteriyor. Karbon tarihleri elimizde"dedi. Yrd. Doç. Dr. Haluk Sağlamtimur,kazılarda 5 bin yıllık 49 parça bir oyunseti bulduklarını da hatırlattı. (AA)

Siirt 5 bin yıl önce daha zengindi!

eege ge Üniversitesi Senatosu’nunhaftalık toplantısında düzenlenentörenle profesörlük ünvanı al-

maya hak kazanan öğretim üyelerinin belgeleri verildi.

EÜ Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz ta-rafından 14 öğretim üyesine belgeleri veri-lirken “Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi veHastanesi” kitabını hazırlayan EÜ öncekiRektörlerinden Prof. Dr. Hakkı Bilgehan, EÜFen Fakültesi önceki Dekanlarından Prof.Dr. İsmet Ertaş ve Kurul İşleri önceki ŞubeMüdürü Birol Akşit’e ise plaketleri verildi.

Törende Ege Üniversitesi’nin hazırladığıyayınlarla yükseköğretimin belleğini tuttu-ğunu belirten Rektör Prof. Dr. Yılmaz, “Ger-çekten bu konuda da Türkiye’de bir ilkigerçekleştirdiğimizi düşünüyorum. Bu sa-dece bizim ilkimiz değil. Hiçbir üniversite-nin bizim üniversitemizde olduğu kadarveri tabanı zenginliğinde kitap haline geti-rilmiş bir belgesinin olmadığını düşünüyo-rum. Bu kitaplardaki bilgiler aynı zamandayükseköğretimin Türkiye Cumhuriye-ti’ndeki belleğini içeriyor. Biz üçüncü sıradakurulmuş ve şu an 58 yaşına gelmiş olanbir üniversiteyiz. Dolayısıyla neredeyseyükseköğretim tarihinin bütün gelişmele-rini kendi gelişimimiz ile birlikte belgele-miş oluyoruz. Bu yönüyle bu türdençalışmaları önemsiyoruz” diye konuştu.

Prof. Dr. İsmet Ertaş’ın rahatsızlığı nede-niyle katılamadığı törende Prof. Dr. HakkıBilgehan ve Birol Akşit’e plaketleri RektörProf. Dr. Yılmaz tarafından verildi.

Ege Üniversitesi’nin 60. yılında bütün fa-külte ve yüksekokulların kendi tarihini yaz-masını hedeflediklerini söyleyen RektörProf. Dr. Yılmaz, Prof. Dr. Hakkı Bilgehan,Prof. Dr. İsmet Ertaş ve Birol Akşit’in önü-müzdeki dönemde fotoğraflarla Ege Üni-versitesi tarihini anlatan bir kitabıhazırlayacaklarını söyledi. Ali İhsan MİMtAş

İİzmİr’de zmİr’de okuyan öğrencilerinmaddi sıkıntılarını bir nebze deolsa rahatlatmaya çalıştıklarını

söyleyen Atatürkçü Düşünce Der-neği (ADD) Bornova Şubesi Yöne-tim Kurulu Başkanı Doğan Aygen“Bornova’da 25 öğrenciye burs veri-yoruz. Gönül isterki kapımızı çalantüm öğrencileri-mize destek ola-lım. Bu da ancakduyarlı vatandaş-larımızın ve ku-rumlarımızınyapacağı bağış-larla mümkün ola-caktır” dedi.

Eğitim hayatında barınma yemeiçme gibi giderlerini karşılamaktazorlanan velilerin olduğunu vurgula-yan ADD Bornova Şubesi YönetimKurulu Başkanı Aygen, “Bilgi ça-ğında başarılı öğrencilerin yetişmesiiçin burs bağışlarına ihtiyacımız var.Burs bağışı yapmak isteyen kişi vekurumlar ADD Bornova Şubesi’ndenveya www.addbornova.org.tr adre-sini ziyaret ederek bilgi alabilir” diyekonuştu. Bankadan bağışta bulun-mak isteyenlerin ise “burs bağışı” olduğunu belirtmeleri gerekiyor.

UZAkDoğU’DAN ithal edilenetiketsiz giysilerin kanserriski taşıdığı iddia edildi.

Ege Üniversitesi Mühendislik Fa-kültesi Tekstil Mühendisliği BölümüÖğretim Üyesi Prof. Dr. Necdet Seventekin, yurda kaçak getirilenveya ‘merdiven altı’ atölyelerde üretilen tekstil ürünleri yerine eti-ketli ürün alınmasını önerdi. Prof. Dr. Seventekin, “Eğer etiket yoksa o ürünün garantisi de yoktur. Vatandaş giysi alırken mutlaka etiketli olmasına dikkat etmeli.Mümkün olduğunca yerli ürünler

alınmalı. Yerli üretimi rahatlıkla ter-cih edebilirsiniz” dedi.

İzmir Terziler ve konfeksiyoncu-lar odası Başkanı Mevlüt Turun,“İşportada satılan ucuz mallarınyüzde 100’ü polyester. Sırf ucuzdiye kalitesiz ve nerede üretildiğibelli olmayan ürün almak kanseredavetiye çıkarmaktır” dedi.

Şifa Üniversitesi Öğretim Görev-lisi Dr. Handan Saçar, bu ürünler-deki boya ve kimyasalların terlemeile vücuda nüfuz ettiğini, bununkanser dahil birçok sağlık sorununayol açabileceğini söyledi.

Etiketsiz giysilerde kanser tehlikesi

ADD Bornova Şubesi burs bağışçılarını arıyor

HESAP BİLGİLERİ:Banka: Ziraat Bankası-Bornova Şubesi Hesap Sahibi: Atatürkçü Düşünce DerneğiHesap No: 38710543-5001 615 Bornova-İzmirIBAN: TR020001000615387105435001

Doğan Aygen

Yükseköğretimin belleği Ege

EĞİTİMKa em 19KASIM

2013

CMYK saYFa 19

İmzalar atıldı, Amerikakapısı Egelilere açıldıEge Üniversitesi Tıp Fakültesidünyanın en iyi 152 üniversitesiarasında gösterilen Stony BrookÜniversitesi ile protokol imzaladı

semih UYaR / savaş aKTaŞ

EEgE gE Üniversitesi Tıp Fakültesi veAmerika Stony Brook Üniversi-tesi öğrenci değişimi ile ilgili bir

protokol imzaladı. Protokol; Dekan Prof.Dr. Kamil Kumanlıoğlu, Prof. Dr. Mark J.Sedler, Dekan Yardımcısı Prof. Dr. TahirYağdı, Dekan Yardımcısı Prof. Dr. AhmetAydın, Prof. Dr. Saffet Gönül ve Prof. Dr.Sibel Göksel’in katılımlarıyla Ege Üni-versitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Top-lantı Salonu’nda gerçekleştirildi.

Prof. Dr. Tahir Yağdı; “New York Üni-versitesi’ne bağlı Stony Brook School ofMedicine ile ikili anlaşma imzaladık.Karşılıklı öğrenci transferi ve çeşitli ko-nularda bilimsel araştırmalar yapılacak”diye konuştu. Öğrenci transferi saye-sinde, Amerikalı öğrenciler Türkiye’yegelme, Ege Üniversitesi Tıp Fakülte-si’ndeki öğrenciler de Amerika’ya gitmeşansını elde edecekler.

TARİH VE KÜLTÜR ZENGİNİ BİR ÜLKE

Oldukça neşeli geçen görüşmede,Amerikalı konuk Prof. Dr. Mark J. Sedlerile kültür ve tarih üzerine sohbet edildi.Türkiye hakkındaki görüşlerini dile geti-ren Prof. Dr. Sedler, “Türkiye’ye ilk geli-şim ve olumlu fikir sahibi oldum. OrtaDoğu ülkelerine göre daha modern vegelişmiş düzeyde bir ülke olduğunu farkettim. Tarihi ve kültürel olarak zenginbir ülke’’ dedi. Prof. Dr. Sedler ayrıcaEfes ve Bergama hakkında bilgi sahibiolduğunu ifade etti.

EgE Üniversitesiörnek olacak

sosyal bir projeyedaha imza attı. “Ka-dına şiddete Hayır”sloganı ile düzenle-nen projede engel-liler de unutulmadı.Kadına karşı şid-dete tepki göster-mek içindüzenlenen etkin-likte MehmetErdem çok bilinen“Hakim Bey’’ şar-kısını seslendirdi.

Ege Üniversitesi Sanat tarihi top-luluğu ve Serzeniş grubu’nun ortak-laşa düzenlediği “Kadına şiddeteHayır” ve “Kadına şiddete Serzeniş”

temalı sosyal so-rumluluk projesiünlü pop sanatçısıMehmet Erdem’inde katılımıyla Prof.Dr. Yusuf Vardar(MÖtBE) KültürMerkezi'nde ger-çekleştirildi.

Etkinliğe katılan-lar en az 10 mavikapak getirdi. top-lanan kapaklarla,Konak BelediyesiMavi Kapak Pro-

jesi kapsamında bir tekerlikli san-dalye alınacak ve ihtiyaç sahibi birengelliye hediye edilecek.

Etkinlik Mehmet Erdem’in konseriile son buldu. Abdülaziz BAydİllİ

“şekil değiştirmek içerikdeğiştirmek değildir”t

“akademik başarı içineğitim yaşı önemli”t

“E“EgE’dEn gE’dEn EğitimeBakış” panelinin ikincioturumunda Ankara

Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.Gelengül Haktanır başkanlığında An-kara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Emine Gül Kapçı Seyitoğlu ve EgeÜniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr.Gülsen Ünver sunumlarını yaptı.

Prof. Dr. Gelengül Haktanır; okulöncesi eğitimde yapılan değişiklikle-rin yeni baştan yapılmadığını, sadeceolan sistemin güncellendiğini belirtti.

Prof. Dr. Emine Gül Kapçı Seyi-toğlu, “5 yaşındaki çocuklar 6 yaşın-daki çocuklara oranla daha fazlasinirli. Çocuklar iletişim kopukluğu,dikkat bozukluğu çekiyor. Asıl amaç,çocukları akademik başarıya hazırla-makla beraber onları sosyal, bilişselve ruhsal gelişmeye de hazırlamak-tır. Bunun için eğitim yaşı önemli biretkendir” diye konuştu.

Doç. Dr. Gülsen Ünver, sunu-munda, zorunlu eğitime başlamayaşı ve programı, birinci sınıf uygu-lamaları üzerine yapılmış çalışmabulguları, 4+4+4 düzenlemesinin öğ-retmen eğitimine yansımasına iliş-kin tespit ve önerilere yer verdi.

Ege kadına karşı şiddete “dur’’ dedi

MehmetErdem

Dersimiz “HUMAN BODY”

İİnsan nsan bedenin-deki sistemlerinbirebir gözler

önüne serildiği“Human Body Exhibi-tion’’ sergisi saye-sinde öğrencilerinegörsel anlatım ileders verme imkanıbulduklarını söyleyenProf. Dr. Rana Varol;“Okulumuzda ana-tomi laboratuvarı ol-madığından, bu sergiöğrencilere insan vü-cudunu daha iyi ince-leme olanağı sağladı”diye konuştu.

Öğrencilerin ser-giye katılımındanmemnun kalan Prof.Dr. Varol, dersi kandolaşımı sistemiyleilgili kısa bir sunumyaparak bitirdi.

Savaş AktAş / İsa ÇAtkı

EgE’DEn EğitiME BaKış 2013 PanEli

Prof. Dr. MarkJ. Sedler

Prof. Dr.Kamil

Kumanlıoğlu

EEgE gE Üniversitesi Eğitim Fa-kültesi tarafından düzenle-nen “Ege’den Eğitime Bakış”

paneli EÜ Prof. Dr. Yusuf VardarMÖTBE Kültür Merkezi’nde gerçek-leştirildi. Eğitim sisteminde 4+4+4düzenlemesi üzerine değerlendir-melerin yapıldığı panele Ege Üniver-sitesi’nin yanı sıra farklı üniversite-lerden öğretim elemanları katıldı.

Panel; Eğitim Fakültesi DekanıProf. Dr. Süleyman Doğan’ın yaptığıaçılış konuşmasıyla başladı. İlk otu-rumda; Maltepe Üniversitesi EğitimFakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.Ayla Oktay, Ege Üniversitesi Tıp Fa-kültesi Çocuk ve Ergen Ruh SağlığıAnabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr.Burcu Özbaran ve Ankara Üniversi-tesi Eğitim Bilimleri Fakültesi İlköğ-retim Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. İsmail Güven sunum yaptı.

Prof. Dr. Ayla Oktay; “Eğitim siste-minin şeklini değiştirmek içeriğinideğiştirmek değildir, aslında içerikhep aynıdır” dedi.

Doç. Dr. Burcu Özbaran; “Çocuk-luğumuzdan itibaren gelişmemizinkilit döneminde okulda bulunuyo-ruz. O yüzden bu dönemleri nekadar sorunsuz atlatırsak bizim ge-lişimimiz, kişiliğimiz, gelecektekiduruşumuz o kadar sağlam olacak-tır. 4+4+4 eğitim sistemi de kat-manlar şeklinde olduğu için busistem, çocukluktan itibaren ruhhalini ve ergenliği doğrudan etkile-yecektir” diye konuştu.

Prof. Dr. İsmail Güven; “Bugünekadar aldığımız eğitimi ideoloji yap-mak için değil, ülkemizin geleceğiiçin aldık. Biz önce çocukları, ardın-dan ülkemizi düşünürüz” dedi.

CMYK SAYFA 20

Ege Üniversitesi Kampusu İletişim Fakültesi Kat: 1 Bornova/İZMİR

Elektronik posta: [email protected]: 0 (232) 311 39 00 - 311 15 60/3900 Fax: 0 (232) 388 67 58

Yayın türü: YEREL Yayın tarihi: 16 Aralık 2013

Sahibi: PROF. DR. CANDEĞER YILMAZPROF. DR. CANDEĞER YILMAZ

Genel Yayın Yönetmeni: PROF. DR. MÜGE ELDENPROF. DR. MÜGE ELDEN

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: YARD. DOÇ. DR. OĞUZHAN KAVAKLIYARD. DOÇ. DR. OĞUZHAN KAVAKLI

Görsel Yönetmen: UZMAN M. ŞEBNEM CANTÜRKUZMAN M. ŞEBNEM CANTÜRK

Kuruluşu: 3 Ekim 1983

Ege Üniversitesi Matbaası’nda basılmıştır. Ege Üniversitesi Kampusu Bornova / İZMİR Tel: 0 (232) 339 05 69

Katkıda bulunanlar: Tahir NALDÖĞEN, Yunus ATMACA, Aslıhan ÇUHACI, A.İhsan MİMTAŞ, A. Haydar ŞAHİN, Maşide EKER, MustafaSAYIN, Efe YELBUĞA, Muharrem BELGE, Faruk ASLANTÜRK, Pınar ÖTER, Kadircan BAŞTEKİN, Emrah KUŞ, Aylin AKYEL, Rıfat YILMAZ, Tarık AKTAŞ, Ayşegül DOĞRU, Aykut ÖZBAYTAR,Sedat BİRİCİK, Nazım KİNGİR, Anıl ÜNAL, Yusuf İNCEDOĞAN,Cansu DEMİR, Medine GÜLEŞ, Tenzile AŞÇI, Demet TAŞKAFA, HalilSEVİNÇ, Çağrı POLAT, Selen KOÇAK, Fatma ÇINAR, İbrahim DURMAZ, Tara DEMİRKIRAN, Erdem UYSAL, Burçak AYDIN, MerveAKINCI, Can BUDAK, Gurur GÜRAYÇA, Semih UYAR, Ömer İPCİ,Berkay ERDEN, Abdülaziz BAYDİLLİ, Savaş AKTAŞ, Denizcan SARI

- Genel anlamıyla doping nedir ve neamaçla yapılmaktadır?

Rana Varol: Yarışma esnasında sportifperformansı yapay ve kural dışı bir şe-kilde üst seviyelere taşımak amacıyla or-ganizmaya yabancı bir ajanın veyafizyolojik maddelerin, hangi yoldan olursaolsun aşırı miktarlarda kullanılarak uygu-lanması doping olarak değerlendirilmek-tedir. Dünya Dopingle Mücadele Ajansı(WADA), her yıl güncelleyerek yayınladığıraporlarında, sporcunun kullanmasıyasak olan bu fizyolojik madde ve yön-temleri listelemektedir.

Doping kullanımı, insanlık tarihi kadareskidir ve bu konudaki ilgili ilk kayıtlarMÖ 8. yy'dan günümüze kadar uzanmak-tadır. "Doping" kelimesi, Güney Afrika yer-lilerinin sürek avları ve dans ayinleriboyunca dayanıklılıklarını artırmak içinkullandıkları alkollü bir içkiye verdikleriad olan "Dope" kelimesinden türetilmiştir.Bu terim İngilizce'ye doping olarak geçmişve genel olarak sportif ve/veya zihinselperformansı artırıcı yasaklı kimyasal mad-deler ve yöntemler için kullanılmaya baş-lanmıştır. Yarışma sporlarında egemenolan kazanma psikolojisi nedeniyle spor-cular her geçen gün daha sık, daha yoğunyüklenmeler içeren ve daha uzun süreliantrenman yapma gereksinimini hisset-mişler ve dolayısıyla atletik performansla-rını desteklemek adınafiziksel ve zihinsel perfor-mansı artırmaya yönelik birtakım maddeler kullanmayabaşlamışlardır. Zaman geç-tikçe, bu maddelere perfor-mans artırıcı bir takımyöntemler de eklenmiştir.

- Spor alanlarında en sıkkullanılan doping yöntem-leri hakkında bilgi verebilirmisiniz?

Onur Oral: Hem yarışma içi hem de ya-rışma dışı, kullanımı her zaman yasak olanmaddeler ve yöntemler; anabolik ajanlar,peptid hormonları, büyüme faktörleri,beta-2 agonistler, hormon ve metabolikmodülatörler, diüretik ve diğer maskele-yici ajanlar, kan manipülasyonları ve kanbileşenleri kullanımı, son yıllarda daha sıkkullanılmaya başlanan sağlıklı sporcular

üzerinde performansıarttırmak amacıyla

kullanılan gen tera-pilerini konu alangen dopingi olarak

sıralanabilir.Stimülanlar (uyarı-

cılar), narkotikler, kanna-binoidler veglukokortikosteroidler

yarışma içinde kullanımı yasak olanmaddeler, alkol ve beta blokörler ise ka-rate, okçuluk, motor sporları, dart ve golf gibi belli bazı spor dallarında yasakolan maddelerdir.

Fiziksel ve/veya zihinsel performansıartırmak amacıyla dışarıdan alınan biyo-kimyasal ürünler veya sporcunun vücu-dunda bulunan bir maddenin normal

düzeyin üzerine çıkartılma-sını sağlayan kimyasal ajan vemetabolik yöntemlerinsporcu sağlığına verdiği za-rarlara son yıllarda maalesefsıkça tanık olmaktayız. Sporalanlarında artan bir yoğun-lukla izlenmekte olan dopinguygulamaları, sporcunun sağ-lığını tehdit eder boyutlardayaşamsal problemlere nedenolmakla beraber, aynı za-manda hakça yarışma orta-

mını engelleyerek, spor olgusunun entemel belirleyici faktörü olan ‘eşitlik ilke-sini’ çiğnemekte ve sporun etik yapısınıda bozmaktadır.

- Sık kullanıldığı bildirilen dopingmaddelerinin yan etkileri nelerdir?

Rana Varol: Son yıllarda spor dünya-sında başarıya ulaşmak için ciddi yan etki-leri bilindiği halde kullanılan dopinginsporcu sağlığı açısından akut ve kronikolmak üzere çok yönlü yan etkileri mevcut-tur. Sık kullanıldığı bildirilen doping mad-delerden olan anabolik steroidler, testisatrofisine (küçülmesi) neden olarak erkek-lerde sperm hücrelerinin ve erkeklik hor-monlarının üretimini azaltmakta, anormalmorfolojide sperm üretimine neden olabil-mektedir. Kadınlarda ise, kıllanma ve kas

kitlesinde artma gibi erkeksi belirtilereneden olmakla birlikte erkek tipi saç dökül-mesi ve sesin kalınlaşması, akne, sivilceler,geçici kısırlık, karaciğerde yapısal değişik-liklerle birlikte karaciğer ve böbrek tümör-leri oluşabilmektedir. Uzun süreli anaboliksteroid kullananlarda bazı psikolojik so-runlar görülmekte, özellikle çoğu zamankontrol altına alınamayan saldırgan ve si-nirli ruhsal yapı ile psikotik bo-zukluklar görülebilmektedir.

Diğer çok kullanıldığı bildiri-len grup da stimülanlar olarakadlandırılan uyarıcı maddeler-dir. Bu grup içerisinde amfeta-minler, kokain ve efedrin gibisempatomimetik aminler do-ping uygulamalarında sıkçakullanılan ajanlardır. Sempato-mimetik aminler, noradrenalinhormonlarının etkilerine ben-zer etki gösteren maddelerdirve grip tedavisinde kullanılan bazı ilaçlarıniçeriğinde bulunabilirler.

Uyarıcıların yan etkilerinin şiddeti, kul-lanıldığı doza, süreye ve kullanım sıklı-ğına göre değişir. Düşük dozuygulamalarda bile yan etkiler görülebilir,ancak yüksek dozlarda olumsuz etkilerdaha da belirgindir. Kardiovasküler sis-temi olumsuz etkiler ve çalışma düzeninibozabilir. Uzun süre, sıcak ortam ve ağırsportif yüklenmelerde yan etkiler şiddet-lenir. Özellikle vücut sıcaklığında artışayol açması sonucu birçok sporcunun ölü-müne (sporda ani kardiyak ölüm/Flo-rence Griffith Joyner, Foe vb.) nedenolması en önemli yan etkilerden biri ola-rak düşünülmektedir. Bu tür maddelerezaman içinde tolerans geliştiği için uzunsüreli kullanımda aynı etkiyi görmek

dozun artışı ile mümkündür. Bu da yan et-kileri giderek artırır.

- Spor alanlarındaki doping uygula-malarının temel nedenleri nelerdir vebu uygulamaların önüne geçebilmekiçin alınması gereken öncelikli önlem-ler ne olmalıdır?

Onur Oral: Spor en genel anlamıyla, kü-resel dünyada toplumları bir-birlerine yaklaştıran, çoksayıda insanın gerek sporcugerekse seyirci olarak birarada olduğu sosyo-kültürelbir olaydır. Son yıllarda gelişenspor teknolojileri, spor araç vealanlarını daha yüksek perfor-mansa uygun hale getirmiştir.Geniş kitlelerin spor yarışma-larına duydukları ilgi artışınınparalelinde, sporcular da buyoğun ilgi artışından etkilene-

rek, daha yüksek performans göstermek,yeni rekorlar kırmak için atletik perfor-manslarının limitlerini zorlamaktadırlar. Vebazı sporcular, sergilemeyi hedefledikleribu üst düzey performanslar karşılığındadaha fazla ekonomik kazanç sağlama bek-lentisiyle dopinge yönelmektedirler.

Sportif yarışmalarda doping kullanansporcular kadar bu alanda çalışma göste-ren ulusal ve uluslararası spor federasyon-ları yetkilileri, antrenörler, doktorlar vekonuyla ilgili diğer uzmanların da en azsporcular kadar sorumlu olduğu unutul-mamalıdır. Atletik performansın arttırıl-ması için uygulanan bu medikalmüdahalelerin sporcu ölümüne kadar gi-debilecek büyük riskler taşıdığı konu-sunda farkındalık yaratacak bilimselçalışmalara hız verilmelidir.

Son yıllarda doping olayları spordünyasında ciddi bir sorun halinegeldi. Konuyla ilgili olarak Ege Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr.Rana Varol ve Uzm. Dr. OnurOral’ın görüşlerine başvurduk.Dopingin ne olduğunu, spora yansımalarını sorduk...

Yaprak HAN

Prof. Dr. Rana Varol Uzm. Dr. Onur Oral