12
0 MAHZEN EDEB İ YAT - KÜLTÜR - SANAT FANZIN ALTI SÜTUN ANKARA HUKUK FİKİR PLATFORMU ALTI SÜTUN DERGİSİ YAYINIDIR SAYI:5 (ÜCRETSİZDİR) 27 MAYIS 2019 [email protected] @altisutundergi @ fikirplatformutoplulugu İradeleri yok muydu? SUÇ POLİSİYE VE

E D E B Y A T - K Ü L T Ü R - S A N A T...RİCHARD KLİNKHAMER Bu dava akıllara, eşi 1991 yılında ortadan kaybolan Hollandalı polisiye yazarı Richard Klinkhamer'ı getirdi

  • Upload
    others

  • View
    1

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: E D E B Y A T - K Ü L T Ü R - S A N A T...RİCHARD KLİNKHAMER Bu dava akıllara, eşi 1991 yılında ortadan kaybolan Hollandalı polisiye yazarı Richard Klinkhamer'ı getirdi

0MAHZENE D E B İ Y A T - K Ü L T Ü R - S A N A T

F A N Z I N

A L T I S Ü T U N

A N K A R A H U K U K F İ K İ R P L A T F O R M U A L T I S Ü T U N D E R G İ S İ Y A Y I N I D I R

SAYI:5 (ÜCRETSİZDİR) 27 MAYIS 2019

6su

tun

ok

ur@

gmai

l.co

m

@al

tisu

tun

der

gi

@fi

kir

pla

tfo

rmu

top

lulu

guİradeleri

yok muydu?

SUÇPOLİSİYE

VE

Page 2: E D E B Y A T - K Ü L T Ü R - S A N A T...RİCHARD KLİNKHAMER Bu dava akıllara, eşi 1991 yılında ortadan kaybolan Hollandalı polisiye yazarı Richard Klinkhamer'ı getirdi

LİU YONGBİAOÇin'de yazarlar vakfının üyesi olan, bir kitabı50 bölümlük televizyon dizisinedönüştürülen ve yeni kitabının da filmininçekilmesi beklenen polisiye yazarı LiuYongbiao cinayet suçlamasıyla tutuklandı.Ünlü yazar, 22 yıl önce bir otelde dört kişininöldürülmesinden sorumlu tutuluyor.

1995'te dört kişi birden öldürüldüÇin medyasındaki haberlere göre, sözkonusu cinayetler 29 Kasım 1995'te işlendi.Ülkenin doğusundaki Huzhou kentindeki birotele müşterileri soymak amacıyla yerleşeniki hırsız, kendilerine direnen bir müşteriyidöverek öldürdü. Bu suçu gizlemek içinotelin sahibi olan çifti ve 13 yaşındakitorunlarını da katletti.Çin polisi, gelişen DNA ve parmak iziteknolojisi sayesinde cinayetin sırrını 22 yılsonra çözdü. Bu süreçte ünlü bir polisiye..yazarı olan ve hatta yeni kitabında polisten..kaçmayı başaran katil bir kadın yazarı..anlatması beklenen Yongbiao ise suçunureddetmedi.

‘Sizi bekliyordum, işkence bitti'Çin basını, Yongbiao'nun kapısını geçencuma sabahı erken saatlerde çalan polislere“Bunca zamandır sizi burada bekliyordum”dediğini yazdı. Eve baskın düzenleyenpolislerden biri de, ünlü yazarın eşine “Çokuzun zamandır katlandığım psikolojikişkence nihayet bitti” dediğini öne sürdü.

RİCHARD KLİNKHAMERBu dava akıllara, eşi 1991 yılında ortadan kaybolan Hollandalı polisiye yazarı Richard Klinkhamer'ı getirdi. Klinkhamer'ın eşinin kemikleri dokuz yıl sonra eski evlerinde gömülü olarak bulunmuştu. Cinayeti itiraf eden yazar ise bu süreçte ‘eşini öldürmenin yedi yolu' konulu bir kitap kaleme almıştı.

KYRİSTİAN BALAPolonya'da Dariusz Janiszewski adlıişadamı, 2000 yılında vahşice öldürüldü.Oder Nehri’ne atılan cesedi, Wroclaw kentiyakınlarında bulundu. Janiszewski, sevilenve çok başarılı bir işadamıydı. Tümaraştırmalara rağmen polis, cinayete dairhiçbir ipucu ele geçirimedi.Aradan 3 yıl geçtikten sonra felsefe mezunupolisiye yazarı Kyristian Bala’nın "Amok"adlı romanı piyasaya çıktı ve büyük ilgi..gördü. Romanda aynı Dariusz Janiszewski..gibi ünlü bir işadamının öldürülmesi, en..ince ayrıntıslarına kadar anlatılıyordu.

Cinayetin aynısıHiç kimse romanla cinayet arasında bağlantıkurmadı. Ama bir gün polise bir ihbar geldive Janiszewski cinayetini aydınlatmak için"Amok" romanına başvurulması gerektiğinibildirdi. Romandaki cinayet öyküsü,Janiszewski cinayetiyle tıpatıp aynıydı.Romandaki işadamı da Janiszewski gibiişkence görüyor, aç bırakılıyor ve yüzmesineengel olacak şekilde bağlandıktan sonranehre atılıyordu. Romandaki işkencelerleJaniszewski’ye yapılan işkenceler biletıpatıp aynıydı.

KENDİ CİNAYETİNİ YAZANLAR

Page 3: E D E B Y A T - K Ü L T Ü R - S A N A T...RİCHARD KLİNKHAMER Bu dava akıllara, eşi 1991 yılında ortadan kaybolan Hollandalı polisiye yazarı Richard Klinkhamer'ı getirdi

İnsanla yüzyıllardır hırsları, inançları vebenzeri sebeplerle suç işliyor. Hırsızlık,adam öldürme ve daha niceleri. Peki, buinsanları bu suçları işlemeye iten etkendoğuştan mı geliyor yoksa yaşadıklarıortam ile mi kazanıyorlar bu özelliği?Bu soruya iki cevap var.Doğuştan geldiğini savunanlara göre, kişihangi çevrede yaşarsa yaşasın içindekiyüzünden suç işler. Suça meyillidir.Bunu destekleyen örnekler de mevcut.Psikopatların çoğunun çok iyi eğitimalmış olması, bazı insanlarınbeyinlerindeki sol lobun daha büyükolması ve bunun onları duygusaldüşünmekten alıkoyduğu iddiası,

SUÇA İTEN ETKENLER

..İkiz kardeşlerin küçük yaşta toplumsalstatüsü farklı olan ailelere verilmesi ileikisinin hayatının tamamen farklı yönlereçekilmiş olması buna en güzel örnek.Birisi suç işlerken diğeri çok iyi okullardaokuyor. Yine, kan davalarında silahtutanların çoğu çevrenin etkisi ile suçaitiliyor. Küçüklükten beri onu görüyor veonun doğru olduğunu düşünüp onuyapıyor.

Fakat bence sadeceçevreden ya da doğuş-tan gelir demek doğru değil.Çünkü her iki örnekte de

gördüğümüz üzere insanlarçok farklı etkenlerden etkileniyor. Herikisinin de kişiliğin oluşumu üzerinde…etkisi olduğu fakat derecelerinin farklı…olduğu düşünülebilir.

Öznur İlhan

süper erkek sendromu (gonozomalkromozomları XYY şeklinde olmaklabirlikte bu kromozomlara sahip kişilerinçoğunun seri katil olduğu gözlem-lenmiş..... Seri katil kromozomu olarak dabiliniyor). gibi.Çevreden geldiğini savunanlarsa, kişininyaşadığı çevrenin ona yön verdiğini veçevreye uyum sağlamanın zorunlu birdurum olduğunu düşünüyor. Çocuk,etrafındakilerden ne görürse öyle yetişirve ona göre davranır diyorlar.

Sorgulamada Bala’nın boşandığı eşininJaniszewski ile ilişkisinin olduğu ortayaçıktı. Polis bunun üzerine Kyristian Bala’yıtutuklayıp mahkemeye çıkardı. Bala,mahkemede gazete haberlerinden yarar-landığını, "mükemmel cinayet" yazmatutkusu yüzünden bu kadar ayrıntıyaindiğini ve romanının "kurmaca" olduğunuısrarla savundu.Ancak duruşmalar sonunda mahkeme,Kyristian Bala’nın işadamı Janiszewski’yieski eşiyle ilişkisi olduğuna inandığı içinöldürdüğü yargısına vararak 25 yıl hapiscezasına mahkum etti.Bu arada polis, Bala’nın Janiszewski’yikaybolduğu gün telefonla aradığını,cinayetten 4 gün sonra da kurbanının ceptelefonunu internette sattığını da tespitetti.Kaynak: İşlediği cinayeti romanında anlatanyazara 25 yıl hapis- Hürriyet gazetesiÜnlü yazar meğer işlediği cinayetleri…yazıyormuş – Sözcü Gazetesi

Page 4: E D E B Y A T - K Ü L T Ü R - S A N A T...RİCHARD KLİNKHAMER Bu dava akıllara, eşi 1991 yılında ortadan kaybolan Hollandalı polisiye yazarı Richard Klinkhamer'ı getirdi

Kitabın amacına ulaşması içinseFransa’da 150 yılın geçmesi gerekmiş;ulusal jiletleri ‘Madam Giyotin’, 1981’deidam cezasının kaldırılmasıyla tarihekarışmıştır.Hugo, bir insanın hayatına son vererekonun sadece düşüncelerinin vebedeninin değil aynı zamanda anne-sinin, babasının, eşinin, çocuklarının daöldürüldüğünü savunur. Kocasına ölümcezası verilmiş bir eş nasıl dimdikhayatta kalabilir, çocukları boynubükülmeden nasıl yaşar? Kim isterbabası idam edilmiş bir çocukla şekerinipaylaşmayı, kim ister kocasının kafasıGreve Meydanı’nda dizlerinin önünedüşmüş bir eşe iş vermeyi? Kitabın enetkileyici kısmı da tam burası:..Mahkumun kızını son kez gördüğü.anlar. Sanki kelimeler ayaklanıpboğazınıza yapışıyor, ölümün tümsoğukluğunu mahkumun yerine sizhissediyorsunuz. Bir insana böyle acılaryaşatmaya nasıl başka bir insanın hakkıolur?

Ya adalet dağıttığını sandıklarımızintikam alıyorsa? Ya ölüm cezasına terkettiğimiz kişi bunu gerçekten haketmiyorsa? Mahkum belki de yüreğindecenneti taşıyordu da bizim haberimizolmadıysa?

Maide Ezgi Uslu

Fransız Edebiyatının en çok ürün veren‘Romantizmin en güçlü beyni’ olaraknitelendirilen şair ve yazar Victor Hugo,“Bir İdam Mahkumunun Son Günü”nüyazdığında henüz 26 yaşındaydı. Eseriniilk önce dönemin koşullarından dolayıisimsiz olarak 1829 yılında yayınladı.Fakat bundan üç yıl sonra 1832’de, kitabınbeğeni toplaması ve savunduğu düşün-celerin taraf bulduğunu, desteklendiğinigörmesiyle Hugo kitaba ‘ölüm cezasınakarşı savunma’ niteliğinde bir de önsözekleyerek yeniden okuyuculara sundu.

Kitap tam bir romantik dönem eseri. Aşkne kadar etkileyiciyse ölüm de bir o kadaretkileyicidir. Ne de olsa insan bir kez ölürve bu unutulmaz bir andır. Biz de bu‘unutulmaz an’ için adını bile bilmediğimizmahkumun son altı haftasından kesitlerokuyoruz. Mahkumun öldürdüğü adamhakkında hiçbir şey bilmiyor, suçunu tamolarak anlamıyoruz zaten asıl odaknoktamız da burası olmamalı. Çünkü yaza-rın amacı, herhangi bir suçlunun özelsavunmasını yazmak değildir; şimdiki vegelecekteki bütün ölüm mahkumları içingenel ve kalıcı bir savunmayı mirasbırakmak, Beccaria’nın açtığı yolukendince genişletmektir.

SAAT DÖRT : BİR İDAM MAHKUMUNUN SON GÜNÜ

Page 5: E D E B Y A T - K Ü L T Ü R - S A N A T...RİCHARD KLİNKHAMER Bu dava akıllara, eşi 1991 yılında ortadan kaybolan Hollandalı polisiye yazarı Richard Klinkhamer'ı getirdi

Açılışı 1925 yılına dayanan UlucanlarCezaevi 81 yıllık geçmişinde çok farklıgörüşten ve yaştan insanların izlerinitaşıyor. 2006 yılında kapatılan ve 2010yılında müzeleştirilen cezaevini her günonlarca insan ziyaret ediyor. İnsanlarınbu denli ilgi göstermesinin asıl nedenicezaevinin zamanında çok tanınmışkişilere ev sahipliği yapması.

Müzede Hilton, 4.,5. ,6.koğuş, müşahade..odaları(tecritler) ve disiplin hücreleri..(zindanlar) bulunuyor. İlk önce karşınızaHilton koğuşu çıkıyor. Hilton koğuşunaHilton adının verilmesinin sebebi diğerkoğuşlardan daha yüksekte ve Ankaramanzaralı olması. Biraz ilerledikten sonramüşahade odalarına giriyorsunuz. Tecrit-ler cezası kesinleşmemiş tutuklularınveya hücre cezasına çarptırılmış mah-kumların kaldığı bölümler. Tecritleriniçine balmumu insan heykeli ve sessistemi yerleştirmişler.Ses siteminden gelen bağırışlar tüylerürpertiyor. Burayı da geçtikten sonra4.koğuşun avlusuna geliyorsunuz. Duvar-larda geçmişte mahkum edilmiş insan-ların cezaevinde çekilmiş fotoğraflarıasılı.

4.koğuşun kapısında kocaman harflerleyazılmış ‘’taş taşı ama laf taşıma’’ yazısıdikkat çekiyor. 4.koğuşun hemen yanın-daki 5.koğuşun girişinde duvarlara 70’live 80’li yıllarda basılmış önemli gazetesayfaları asılmış. Bu koğuşta mahkum-ların kendi yataklarının başlarındabiyografileri bulunuyor. Daha sonraŞeftali sokağından ilerleyerek 6.koğuşaulaşıyorsunuz. Bu koğuşta iseUlucanlar’a hapsedilmiş tanınmışkişilerin kişisel eşyaları sergileniyor.Kiminin mektubu, kiminin daktilosu,kiminin sigara tablası, kiminin ise infazagiderken giydiği son kıyafeti… 6.koğuşugeçip zindanlara doğru ilerliyorsunuz.

Zindanlar tecavüz, cinayet, taciz gibisuçlardan hüküm giymiş veya koğuşlardasıkıntı yaratan mahkumlarıngönderildiği çok karanlık, soğuk odalar.Sonrasında hamama doğruilerliyorsunuz. Hamamda yıkanmak veçamaşır makinesini kullanmakücretliymiş. Bazı mahkumlar 2-3 ayda birduş alabiliyormuş.

DÜŞÜNCELERİN SONU DARAĞACI: ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ

Buket Doğru

Page 6: E D E B Y A T - K Ü L T Ü R - S A N A T...RİCHARD KLİNKHAMER Bu dava akıllara, eşi 1991 yılında ortadan kaybolan Hollandalı polisiye yazarı Richard Klinkhamer'ı getirdi

Derleyen:

Oktay Açıkgöz

ISSIZ

-Kimse bulunmayan veya az kimse

bulunan, tenha. Türkçe

(Sahip, malik anlamına gelen “ıs (Türkçe)”

sözcüğünden “-sız” sonekiyle türetilmiştir.)

Hani, kurşun sıksan geçmez geceden,

Anlatamam, nasıl ıssız, karanlık ...

Ve zehir-zıkkım cigaram.

Gene bir cehennem var yastığımda,

Gel artık

Ahmed Arif

Hani kurşun sıksan geçmez geceden

..SİNSİ

Gizli ve kurnazca kötülük yapan. Türkçe

(Saklanmak, pusmak anlamına gelen

“sinmek” fiilinden türetilmiştir.)

sinsi bir ısrarla uzamaz mı gün günden

geceler

karanlık fena bastırır ürkek bir yağmur

çiseler

artık ne eski ihtiras kalmış ne iyimser

düşünceler

uçurumlara açıldığından gönlündeki

pencereler

yoğun kötümserlik bulutları kuşatmış ince

sazı

Attila İlhan

Şehnaz

HALBUKİ SÖZLÜKAMENNA

-İnandık, güvendik. Arapça

Sizin alınız al inandım

Morunuz mor inandım

Tanrınız büyük âmenna

Şiiriniz adamakıllı şiir

Dumanı da caba

Ama sizin adınız ne

Benim dengemi bozmayınız

Turgut Uyar

Tel Cambazının Tel Üstündeki

Durumunu Anlatır Şiir

HEYULA

-Eski felsefede, eşyanın aslı ve gerçek olan

kısmı.Şekilsiz madde. Arapça

-Korkutucu hayal. Arapça

Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince

heyhat,

Günler şu heyulayı da, er geç, silecektir.

Rahmetle anılmak, ebediyet budur amma,

Sessiz yaşadım, kim beni, nerden bilecektir?

Mehmet Akif Ersoy

Page 7: E D E B Y A T - K Ü L T Ü R - S A N A T...RİCHARD KLİNKHAMER Bu dava akıllara, eşi 1991 yılında ortadan kaybolan Hollandalı polisiye yazarı Richard Klinkhamer'ı getirdi

Hayatımızda farklı konularda birçokkararlar alırız.Her birimiz bu kararları kendiözgür irademizle ve kendi isteğimizlekararlaştırdığımıza inanırız. Fakat birçokkonuda çevremizin hatta tanımadığımızinsanların dahi bizi kararlarımızdaetkilediğini biliyor muydunuz? Sosyalpsikolog Solomon Asch 1951’de uyum vesosyal etki üzerine bir deney gerçek-leştirmiştir. Bu deneyle insanların kararverme süreçlerinde çevresinin ne denli etkiliolduğunu göstermeye çalışmıştır. Deney çokbasit bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Altıtane katılımcı bir odaya yerleşiyor. Bu altıkatılımcının beşi Solomon Asch tarafındanseçilmiştir ve deneyden haberdarlardır.Aralarında sadece bir tane esas katılımcıvardır.

Katılımcılara dört tane çizgi gösterilir. Budört çizgiden biri ‘’standart’’ çizgisidir vediğer üç çizgiyle karşılaştırılır. Deneklere‘’Sağ taraftaki çizgilerden hangisi standartçizgiyle aynıdır?’’ diye bir soru sorulur vedeneklerin sözlü bir şekilde tek tekcevapları alınır. İlk örnekte bütünkatılımcılar ‘’c’’ cevabını verir. İkinci örnekteyine bütün katılımcılar aynı cevabı verir.Üçüncü örnekte ise cevap bariz bir şekildeortada olduğu halde, esas katılımcıdanönceki dört katılımcı yanlış bir cevapveriyor. Sıra esas katılımcıya geldiğinde, o daşaşırmış bir şekilde diğer katılımcılarauyarak yanlış cevabı veriyor.

DİĞERLERİ BİZİ NE KADAR ETKİLEYEBİLİR?:ASCH’İN SOSYAL UYUM DENEYİ

Edanur Arı

Diğer örneklerde de önceki katılımcılarağız birliğiyle yanlış cevabı verdiklerindeesas katılımcı onlara uyum sağlayıpdoğru cevabı bildiği halde yanlış cevabıveriyor. Bir örnekte ilk iki katılımcı yanlışcevabı verirken üçüncü katılımcı doğru.cevabı veriyor. Dördüncü katılımcı da..yanlış cevabı verdiği halde esas katılımcı..bu sefer doğru cevabı veriyor.Katılımcılar başka bir kişinin de farklı bircevabı verdiğini gördüğünde rahat birşekilde doğru cevabı veriyorlar.Araştırmaya katılan katılımcıların %32’sıher örnekte diğer kişilere uyarak yanlışcevabı vermiştir ve %76’sı tek birörnekte diğer katılımcılara aynı cevabısöylemiştir. Esas katılımcı diğerkatılımcıları tanımadığı halde, farklı biryanıtı veren tek kişi olmaktan çekinmişve yanlış cevabı vermiştir. Deneye katılankatılımcıların sadece 1/3’i diğerkatılımcılara uyum sağlamayıp kendifikirlerini ve böylelikle doğru cevabıvermiştir.Acaba günlük hayatımızda hangidurumlarda ve kimlere boyun eğiyoruz?

Page 8: E D E B Y A T - K Ü L T Ü R - S A N A T...RİCHARD KLİNKHAMER Bu dava akıllara, eşi 1991 yılında ortadan kaybolan Hollandalı polisiye yazarı Richard Klinkhamer'ı getirdi

Filmin senaristi Andrew Kevin Walkerfilmin senaryosunun esin kaynağınıNew York şehri olarak belirtmiştir.Yaşadığı şehir olan New York’tasenarist, sadece bir yolda yürüdüğü veyedi ölümcül günahı gördüğünüsöyleyerek şehrin karanlık yüzündenSe7en’ın doğduğunu söylüyor.Se7en filminin unutulmaz kadrosuoluşturulmadan önce birçok farklıoyuncuya ve yönetmene teklifgötürülmüş ama bir türlü bir ekipoluşturulamamıştır. Denzel Washington,Sylvester Stallone , William Hurt, AlPacino gibi dünyaca ünlü oyuncular bufilmde oynamayı kabul etmemişlerdir.Hafızlardan çıkmayan final sahnesiyle,kasvetli New York havasıyla, zıtlıklarınuyumuyla, muhteşem oyunculukları vealt metniyle Se7en’ı izlemenizi şiddetletavsiye ederim. İyi seyirler

Derya Şimşek

Dünyaca ünlü yönetmen David Fincher’ınyönettiği, senaryosunu Andrew KevinWalker’ın yazdığı, 1995 yapımı Se7enfilmi; sadece suç-polisiye filmi olmaklakalmayan, izleyenler üzerinde psikolojikbaskı kuran , detayları kusursuz birşekilde işlenen, insanı derinden sarsanbir başyapıt.Büroya yeni atanan Dedektif David Mills(Brad Pitt) ve yıllarını bu işe vermişWilliam Somerset (Morgan Freeman)Hristiyanlığın 7 ölümcül günahını (Kibir,Açgözlülük, Şehvet Düşkünlüğü, Kıskanç-lık, Oburluk, Yıkıcılık ve Tembellik)işleyenleri öldürmeyi kendisine görevedinmiş, sadist bir seri katili yakalamayaçalışırlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlarseri katil onlardan her zaman dahaöndedir. Bir hafta boyunca işlediğicinayetlerle dedektifleri parmağındaoynatan katil filmin sonunda vurucudarbesini yapar ve dedektiflereunutamayacakları bir acı yaşatır.

SEN HANGİ GÜNAHIN ESİRİSİN?:SE7EN

Page 9: E D E B Y A T - K Ü L T Ü R - S A N A T...RİCHARD KLİNKHAMER Bu dava akıllara, eşi 1991 yılında ortadan kaybolan Hollandalı polisiye yazarı Richard Klinkhamer'ı getirdi

Eren Durmuş

OK OLMAK İSTEYEN YAY

Bir hedef arıyorum kendime

Yaydan çıkan oklara hevesleniyorum

Size, evet evet size sesleniyorum

Yol gösterin yürüyeceğim yere

Bir hedef verin bana

Bir ümit var içimde, ondan besleniyorum

Arayan bulur diyorum

Lakin halim acınası, ne arayayım

Sanırım ben oku fırlatan yayım

Bakadururum, hedefine gidenlerin

ardından

İçim gider imrenirim onlara

Yaklaşırlar hedeflere, sonlara

Arafta kalmak ne zordur bir bilseniz

Düşünün ki bir yanınız çöl bir yanınız

deniz

Ben ki arafta kalmayı özler olmuş bir

benim

Düşüncelerine közler dolmuş bir benim

Arayıştayım ne aradığımdan bihaber

Arıyorum, aramam gerekenin ne

olduğunu

Bir çiçekse nerde solduğunu

Bir gözeyse nerde dolduğunu

Tanrım, biz zamanın çarmıhına

nasıl gerildik

Tedrici gelen o tinsel hazzı

Tanrım ellerin midir unutturan

Çehresini her bakışta yineleyen

o genç adamı.

Kargılar doldurdum kirpiklerime

Kolonyal şapkamla eğiliyorum önünde

dünya sömürgeler tarihine ekliyorum

kendimi

Ve ben ellerinde kastanyetler çalan

çıplak kadınların yazgısına eşlik ediyorum.

Kuzey denizlerinin kadınlarına çağrımdır

-ölmemek direnmektir-

Genç adamların bakışları öldürür.

EVHAM

Hilal Bıçak

Gizli öznesiyim bu şiirin

Hem varmış hem yokmuş gibi...

Bir rüzgar esiyor cümlenin boşluklarında

Yepyeni anlamlara savuruyor beni

Hüzne çarpıyorum bir gece yarısı

Gözyaşlarına eşlik eden kahkahalara

sarılıyorum

Umut dağıtıyorum bir kuşun kanatları

üzerinde

Yahut

Bir aşka yelken açıyorum dizelerde

Ben, gizli öznesiyim bu şiirin

Bir varmış bir yokmuş gibi...

GİZLİ ÖZNE

Ümran AY

Page 10: E D E B Y A T - K Ü L T Ü R - S A N A T...RİCHARD KLİNKHAMER Bu dava akıllara, eşi 1991 yılında ortadan kaybolan Hollandalı polisiye yazarı Richard Klinkhamer'ı getirdi

F. Betül Uzuntarla

YOL MESELESİ:MESELAYollarda arardım kimi zaman

Kaybettiğim adımlarımı.

Bakınırdım etrafıma, bulamazdım

Kaybetmeden önce bilir miydim,

Farkında mıydım

Attığım adımların varlığını?

Bilmiyorum, aslında bilemiyorum

Çoğu zaman sadece bir varış için yürüdüğümden olsa gerek.

İlerlemek için adım atmak gerektiğini

Biliyordum elbet

Ama yolda yürümek,

Adım atmayı mı gerektirirdi yalnızca?

Ben yerimde sayarken

Aklımdan geçen her bir cümle

Yürümüyor mudur beynimin kıvrımlarında?

Şu an bu satırlar bile

Bir adımdır belki ruh dünyamda atılan

İçimdeki de yoldur, asfaltsızdır belki

Belki engebeli, çakıllarla doludur ama

Yine yoldur, yürüdüğüm yürümeye çalıştığım bir yer nasılsa.

Anladım bazı şeyleri

Baktığımı sandığımda bakmadığımı mesela

Tıpkı kaybettiklerimi yanlış yerde aradığım gibi.

Hayatın yokuşlarında tırmanırken

Düz yolları unuttuğum gibi mesela.

Görüyordum ki kapalı perdeler ardında,

Güneşin varlığını arıyordum.

Perdeyi açmak yerine,

Güneş yok diyordum.

Hayat da böyle olsa gerek

Yaşayamıyorum dediğim anlarda daha da yaşamın içindeydim galiba...

Page 11: E D E B Y A T - K Ü L T Ü R - S A N A T...RİCHARD KLİNKHAMER Bu dava akıllara, eşi 1991 yılında ortadan kaybolan Hollandalı polisiye yazarı Richard Klinkhamer'ı getirdi

Elif Akdişoğlu

SİZMeltem rüzgarlarında salınan saçlarınızı anımsıyorum

İlkbahar da boy, atmış taze çimenler gibi

Tezekli topraklarda yetişen pamukları andırıyor elleriniz

Ama biraz da çalışmaktan, nasır tutmuş sanki.

Tadına doyamadığım kirazları anlatıyor dudaklarınız

Her gece okuduğum romanın sayfaları gibi kıvrılıyor

Kabuğundan yeni çıkmış birer inci sanki dişleriniz

En karanlık gecemde, Dolunay gibi parlıyor.

Durdurulamaz kanın dolaştığı damarlarınızı hissediyorum

Yol olmuş uzanıyor, dolanıyor teninizde

Kokusuna bayıldığım Türk kahvesi gibi gözleriniz

Gecemi aydınlatıyor karanlık denizlerde.

Nefesiniz kavuruyor tenimi, sanki ölüyorum

Yaşam doluyor içime, ciğerim yanıyor

Ve son olarak sözleriniz bayım

Beni en güzel sözleriniz kandırıyor.

Feri yok gözlerimin,

İzleyemem şimdi acımı.

Lisanında sevdamın anlamı var mı

İçimde sönmeyen bir yangın bırakarak

Zamanı mıydı böyle gitmenin

Ellerimin yeri kor ateş miydi

Resmini yapmak varken sevincimin

Farz mıydı sana, umudumu bitirmek

Eşi benzeri olmayan bir seviyi yitirmek?

Razıydım seninle her şeye

İsterdim ki güneşim ikimizi de ısıtsın

Bizi cümle alem duysun hiç unutmasın

Eh yazılmamışız seninle yan yana

kaderimiz buymuşinsanoğlu okusun bizi yukarıdan aşağıya

Kevser Serim

Ve kırıldı kalem

Hükümsüzler zihniyetini protesto edercesine

Eklendi gaipler sokağına

Bir gecekondu harap ve halsiz

Ayakta kalmaya değer ne bir kolon

Ne de bir çıta kalmıştı

Ve bir taş devrildi kapının gök sandığı çatıdan

Artık gireni de kalmamıştı

Boşalıyordu başsız gövdeler teker teker

Umursamaz başlar gövdeden öndeler

Ve kendi çivisini sökmeye meyletti

Harabesi de beş para etmezdi

Taşlara sinmişti çocuk neşeleri

Çekip çıkarılmaz soba isleri

Gecekondu hassas yapısıyla yerle bir oldu

Gecekonduya gece kondu

GECEKONDU

Musab Abay

Page 12: E D E B Y A T - K Ü L T Ü R - S A N A T...RİCHARD KLİNKHAMER Bu dava akıllara, eşi 1991 yılında ortadan kaybolan Hollandalı polisiye yazarı Richard Klinkhamer'ı getirdi

‘Altı Sütun’ dergisi ve ‘Mahzen Fanzin ’ genç şair ve yazarlarını arıyor

Aşağıdaki iletişim adreslerimize yazı ve şiirlerinizi gönderebilirsiniz.

[email protected]

@altisutundergi @fikirplatformutoplulugu