Upload
others
View
3
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
tmmob meteoroloji mühendisleri odası /e-bülten-----------------------------------------29/8 Kasım 2016
TMMOB METEOROLOJĠ MÜHENDĠSLERĠ ODASI
. AYLIK E- BÜLTENĠ SAYI: 8 KASIM 2016
E-BÜLTEN 8 KASIM 2016 SAYI:29/8
tmmob meteoroloji mühendisleri odası /e-bülten-----------------------------------------29/8 Kasım 2016
2
MERHABA Merhaba,
Sekizincisini hazırladığımız e-bültenimiz mesleğimizin alanları ile ilgili olduğunu düşündüğümüz konuları
siz meslektaşlarımız/izleyenlerimiz ile paylaşmaya devam ediyoruz. Dokuzuncu sayıda buluşmak üzere
1.YAYINLAR
UUBF’ DE BU AY
http://www.uubf.itu.edu.tr/docs/librariesprovider21/uubfde-bu-
ay/2016_172_temmuz-a%C4%9Fustos.pdf?sfvrsn=2
TÜREB DERGİ 7. Sayı
http://www.tureb.com.tr//themes/base/assets/edergi/turebdergi7
sayi/index.html
Adresinde
2. TMMOB’ NİN FEANİ ÜYELİĞİ KABUL EDİLDİ
TMMOB'NĠN FEANI ÜYELĠĞĠ KABUL EDĠLDĠ FEANI (European Federation of National Engineering Associations) Genel Kurulu, 35
ulusal mühendis odaları birliğinin katılımı ile 13 Ekim 2016 tarihinde Stockholm-Ġsveç’te gerçekleĢti. TMMOB adına genel kurula katılan Prof. Dr. Müfit
Gülgeç tarafından birliğimizi tanıtan bir sunum yapıldı. Sunumun ardından TMMOB’nin FEANI’ye üyelik baĢvurusu oylanarak kabul edildi.
http://www.feani.org/site/index.php?eID=tx_nawsecuredl&u=0&file=fileadmin/FeaniNews/26241_Newsletter_issue_12_web.pdf&t=1477389697&hash=395756a01244a2f98
ab6c3212b8edca3b56a6ff6 FEANĠ NEWS
tmmob meteoroloji mühendisleri odası /e-bülten-----------------------------------------29/8 Kasım 2016
3
3. SEMPOZYUMLAR
1998 yılından bu yana iki senede bir düzenlenen ve kısa adı ERAD olan 9. Avrupa Meteoroloji ve Hidrolojide Radar Konferansı (The
9th European Conference on Radar in Meteorology and Hydrology, ERAD2016), Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün ev
sahipliğinde 10-14 Ekim 2016 tarihleri arasında Antalya Belek ’de düzenlenmiĢtir.
Afet yönetimi, havacılık, erken uyarı vb. konularda önemli bir yeri olan Meteoroloji Radarları konusunda dünyanın dört bir yanından
bilim insanları ve firmaları bir araya getiren ERAD2016 Konferansı, bu alanda dünyadaki önemli iki konferanstan biridir.
Konferansa 26 farklı ülkeden 200’ün üzerinde bilim insanı katılırken; 5 gün süren konferans süresince 220’den fazla sözlü ve poster
sunumu yapılmıĢtır.
TMMOB Meteoroloji Müh. Odası BaĢkanı Ahmet Köse çalıĢtığı ĠBB AKOM’u temsilen Prof. Dr. Zekai ġen hocamızın da desteğiyle
2 poster, 1 sözlü bildiri yayınlamıĢtır. Konferans boyunca Amerika, Hollanda, Ġsveç, Almanya baĢta olmak üzere 26 farklı ülke
uzmanlarıyla uzaktan algılama konularında bilgialıĢ-veriĢinde bulunulmuĢtur. Konferansa yurdumuzun birçok ilinden onlarca
meslektaĢımızda sözlü ve poster bildiriler ile katılırken konferans boyunca karĢılıklı mesleğimizle ilgili konularda konuĢulmuĢtur.
MGM’nin kusursuz ev sahipliği özellikle yabancıkonuklardan tam not almıĢtır.
tmmob meteoroloji mühendisleri odası /e-bülten-----------------------------------------29/8 Kasım 2016
4
ERAD Konferansı; 9 Ekim 2016 Pazar günü katılımcılara konferans öncesi verilen 3 farklı kurs ile baĢlamıĢtır. Kurslar radar ile ilgili
konularda dünyaca ünlü bilim insanları tarafından verilmiĢtir.
Konferans boyunca 8’i yabancı, 3’ü yerli olmak üzere toplam 11 sponsor firma çalıĢma ve ürünlerini
katılımcılara bir sergi vasıtasıyla tanıtımı sağlanmıĢtır. Bir sonraki konferans (Erad 2018) Hollanda’nın
Utrecht kentinde yapılacaktır. Bu konferansa bildiri ile katılmak isteyen meslektaĢlarımıza duyurulur.
tmmob meteoroloji mühendisleri odası /e-bülten-----------------------------------------29/8 Kasım 2016
5
ULUSLAR ARASI KUM VE TOZ ÇALIŞTAYI
4-7 Eylül 2016 İstanbulda gerçekleşti.
UTES 2016
10. Temiz Enerji Sempozyumu İTÜ SDKM‟ de 24-26 Ekim Tarihlerinde gerçekleşti.
ERAD olan 9.
Avrupa Meteoroloji
ve Hidrolojide Radar
Konferansı 10-14
Ekim Antalya da
tamamlandı.
Çığ Projeleri Eğitimi ve
ÇalıĢtayı"
Çığ Projeleri
Eğitimi ve
ÇalıĢtayı" 27-29
Eylülde
Trabzonda
tamamlandı
Gıda Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası ve Ziraat
Mühendisleri Odası ortaklığında düzenlenen "Küresel İklim Değişikliği
ve Gıda Güvencesi" başlıklı Dünya Gıda Günü Sempozyumu, Prof. Dr.
Gürol Ergin anısına 15 Ekim 2016 tarihinde Ankara‘da gerçekleştirildi.
TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
tarafından düzenlenen 1. Kentsel Tasarım Sempozyumu 7-8
Ekim 2016 tarihlerinden Ankara’da gerçekleĢtirildi.
Yukardaki Sempozyum ve Çalıştaylara meslektaşlarımız etkin bir şekilde
katılmışlar, emek vermişler. Meslektaşlarımızı katılımlarından dolayı tebrik
ediyoruz. TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odası
tmmob meteoroloji mühendisleri odası /e-bülten-----------------------------------------29/8 Kasım 2016
6
4. RÖPORTAJ
KIBRIS METEOROLOJĠ MÜHENDĠSLERĠ ODASI BAġKANI MEDĠHA ORUN SARP
Değerli okurlarımız sekizinci sayımızda Kıbrıs Türk
Mimar Mühendis Odalar Birliği Meteoroloji
Mühendisleri Odası Başkanı Mediha Orun Sarp ile
kısa bir röpotaj yaptık sizlerle paylaşıyoruz.
Değerli Başkanımı öncelikle röportaj önerimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz.
Mediha Orun Sarp: Kıbrıs Türk Mühendis ve
Mimar Odaları Birliği, Meteoroloji Mühendisleri
Odası olarak derginizde bize yer verdiğini için odam
ve şahsım adına size çok teşekkür ederim.
Tabii ilk sorumuz nerde doğdunuz ve ilk
yıllarınızı biraz anlatırmısınız ?
Mediha Orun Sarp: 1980 yılında Gazimağusa‟da
doğdum. İlk ve orta öğrenimimi İskele‟de
tamamladım. 1997 yılında İskele Bekirpaşa
Lisesi‟nden mezun oldum. Üniversite‟ye kendim
hazırlandım herhangi bir dershaneye gitmedim.
Üniversite tercihlerimi hayalimdeki meslek olan
matematik mühendisliği üzerine yaptım.
Meteoroloji Mühendisliğini nasıl seçtiniz ?
Tercihlerin son teslim günü çok sevdiğim ve fikirlerine güvendiğim hocam Redif Güvensoy‟un
yönlerdirmesi ile İ.T.Ü. Meteoroloji Mühendisliği Bölümü‟nü tercihlerime ekledim. Yani kaderim o gün
değişti. Sonuçlar açıklandı ve kendimi Meteoroloji Mühendisliği Bölümünde buldum.
Zormuydu ?
Mediha Orun Sarp: İlk yıllarda çok zorlandım çünkü hayalimdeki meslek bu değildi. Fakat bölüm dersleri
başladığı andan itibaren aslında ne kadar doğru bir tercih yaptığımı farkettim. Mesleğimi çok sevdim ve
hala daha çok seviyorum.
Master yaptınızmı ?
Mediha Orun Sarp: 1997 Yılında Hazırlık sınıfını bitirdim, 2003 yılında ise Meteoroloji Mühendisliği
Bölümü‟nden mezun oldum. Aynı yıl Kıbrıs‟a dönüp yaklaşık 5 ay Meteoroloji Dairesi‟nde çalıştım. Daha
sonra yüksek lisans yapmaya karar verdim ve 2007 yılında Yüksek Mühendis ünvanını aldım.
tmmob meteoroloji mühendisleri odası /e-bülten-----------------------------------------29/8 Kasım 2016
7
Okurken çalıştınızmı ?
Mediha Orun Sarp: Okurken bir süre okulun spor salonunda ve ayrıca meslekle alakalı olmayan bazı
özel işlerde çalıştım.
Kıbrıs Meteoroloji Kurumunda ne zaman işe başladınız ?
Mediha Orun Sarp: 2007 Yılında K.K.T.C Meteoroloji Dairesinde çalışmaya başladım ve halen bu görevimi
sürdürmekteyim.
Oda Başkanlığınız ne zaman başladı ?
Mediha Orun Sarp: 2014 Yılında K.T.M.M.O.B Meteoroloji Mühendileri Odası Başkanlığına seçildim ve
halen oda başkanlığı görevini yürütmekteyim.
Kıbrıs Meteoroloji Mühendisleri Odası ne zaman kuruldu ?
Mediha Orun Sarp: Odamız 1977 yılında kuruldu.
Kıbrıs Meteoroloji Mühendisleri Odasının başlıca görevleri nelerdir ?
Mediha Orun Sarp: Odamızın başlıca görevleri;
1. Meteoroloji Mühendisliği mesleğinin uygulanmasını denetlemek, üyeler arasındaki dayanışmayı
üyelerin hak, yetki ve mesleki ünvanının korunmasını sağlamak,
2. Meteorolojik bilgi gerektiren çalışma alanlarında kamu ve özel kuruluşlarla işbirliği yapmak ve
önerilerde bulunmak,
3. Her türlü mesleki ve bilimsel içerikli yayın yapmak,
4.K.T.M.M.O.B.‟ye bağlı odalar ve diğer meslek kuruluşları ile amaçları doğrultusunda çalışmalar
yapmaktır.
Kıbrıs Meteoroloji Mühendisleri Odasının kaç üyesi var ?
Mediha Orun Sarp: Şu an Odamızın 20 tane üyesi bulunmaktadır. Bu üyelerden sadece 4 tanesi
mesleklerini icra etmektedir. Bazı üyelerimiz emekli oldu oldu, bazıları üniversitelerde, bazıları ise özel
sektörde çalışmaktadırlar. Sayımız çok az olmasına rağmen mezunlarımız iş bulmakta zorlanmaktadırlar.
Çünkü Kıbrıs‟ta özel sektörde mesleğimizi yapma şansımız yok. Çalışabileceğimiz tek yer Meteoroloji
Dairesi.
Kıbrıs Meteoroloji Mühendisleri Odasının önümüzdeki dönem yapmayı planladığı
çalışmalar nelerdir ?
Mediha Orun Sarp: 2016-2018 Dönemi içerisinde Odamızın yapmayı planladığı çalışmalar,
Tüzük değişikliği, Dünya Meteoroloji Günü Dolayısı ile Seminer ve çeşitli etkinlikler ve bilimsel
çalışmalara ağırlık vermek istiyoruz.
Küresel İklim Değişimi Kıbrısı nasıl etkileyecek ?
Mediha Orun Sarp: IPCC‟nin son raporlarına göre Küresel İklim değişiminden en fazla etkilenen ülkeler
arasında Akdeniz Ülkeleri bulunuyor. Bizim Ülkemizinde Akdeniz‟in ortasında küçücük bir ada ülkesi
olmasından dolayı fazlaca etkileneceğini düşünüyoruz. Günüme bakacak olursak tüm hava olaylarının
tmmob meteoroloji mühendisleri odası /e-bülten-----------------------------------------29/8 Kasım 2016
8
ekstrem değerlerde yaşanmaya başladığını görüyoruz. Ani ve şiddetli yağışlar, gölgede 45 °C leri bulan aşırı
sıcaklıklar, kuraklık vb.
Kıbrıs Meteoroloji Mühendisleri Odası üyelerine şahsınızda kolaylıklar dileriz. Tüm
meslektaşlarımıza saygılarımız sunarız.
5. TMMOB HABERLERi
44. Dönem Enerji Çalışma Grubu ilk toplantısını 23 Eylül 2016 tarihinde TMMOB’de saat 18.00’de gerçekleştirdi.
Toplantıya; Cengiz GÖLTAġ (TMMOB YK), Bülent AKÇA (TMMOB), Eren ġAHĠNER(TMMOB), Hüseyin
BĠLGĠ(ÇMO), Nedim Bülent DAMAR (EMO), Çetim KOÇAK(JFMO), Ġ. Necla ġAYLAN(JMO), Ġhsan KAġ (ĠMO),
ġayende YILMAZ(MMO), Mehmet TORUN (MADENMO), Fatih TÜTÜNLÜ (MADENMO), Sıtkı ERDURAN
(Meteoroloji MO), Seda YÖNTEM (Mimarlar O), MenĢure IġIK (ġPO) katıldı. Toplantıda; ÇalıĢma Grubu BaĢkanı Nedim
Bülent Damar, BaĢkan Yardımcısı Çetin Koçak, Raportör Ġ. Necla ġaylan seçildi.ÇalıĢma Grubunun bir sonraki toplantısı 14
Ekim 2016 tarihinde 18:00‘de gerçekleĢtirilecek.
44. Dönem Mesleki Denetim Çalışma Grubu ilk
toplantısını 7 Ekim 2016 tarihinde TMMOB’de saat
18.00’de gerçekleştirdi.
Toplantıya; Züber AKGÖL (TMMOB YK), Bahattin
ġAHĠN (TMMOB YK), Bülent AKÇA (TMMOB), M.
Kemal ÖZKAZANÇ (BMO), Hamza KOÇ (EMO),
Bahar ÖZKOYUNCU ACAR (GıdaMO), Bahattin
SARI (ĠMO), D. Malik BAKIR (JMO), Korman OBUZ
(KMO), Yunus YENER (MMO) ve Farun SANLI
(MeteorolojiMO) katıldı.Toplantıda; ÇalıĢma Grubu
BaĢkanı Yunus YENER, BaĢkan Vekili Hüseyin
KAYA, Raportör Hamza KOÇ seçildi.ÇalıĢma
Grubunun bir sonraki toplantısı 3 Kasım 2016 tarihinde 18.00‘de gerçekleĢtirilecek.
44. Dönem Bilirkişilik Çalışma Grubu ilk
toplantısını 6 Ekim 2016 tarihinde
TMMOB’de saat 18.00’de gerçekleştirdi. Toplantıya; Züber AKGÖL (TMMOB YK), Bahattin
ġAHĠN (TMMOB YK), Bülent AKÇA (TMMOB),
Özgür Umut VURGUN (BMO), Melike Özlem BĠLGĠLĠ (EMO), Eren KAYA (GıdaMO), Timur Batur
BĠLĠNÇ (HKMO), Macit ÖNCEL (ĠMO), ġenay
GÜNEġ (JFMO), Ayfer GÜÇLÜ ARAS (KMO), Muharrem TORALIOĞLU (MadenMO), Harun
ERPOLAT (MMO), Derya BARAN(MMO), Erdoğan
BÖLÜK (MeteorolojiMO), Leman ARDOĞAN (MO), Erol KANMAZ (PetrolMO) ve Halim PERÇĠN
(PeyzajMO) katıldı.Toplantıda; ÇalıĢma Grubu BaĢkanı
Leman ARDOĞAN, BaĢkan Vekili Timur Batur BĠLĠNÇ, Raportör ġenay GÜNEġ seçildi.ÇalıĢma
Grubunun bir sonraki toplantısı 2 Kasım 2016 tarihinde
18.30‘de gerçekleĢtirilecek.
TMMOB Yönetim Kurulu ile Oda Başkanları Toplantısı 25 Ekim 2016 tarihinde MMO Suat Sezai Gürü Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi.
Toplantıya; TMMOB Yönetim Kurulu BaĢkanı Emin Koramaz, Yönetim Kurulu II. BaĢkanı Züber Akgöl, Sayman Üye Bahattin ġahin, Yönetim Kurulu üyeleri Ali Rıza
Atasoy, Cengiz GöltaĢ, Ekrem Poyraz, Kemal Zeki TaydaĢ, Ali Fahri Özten, Hasan Hüseyin Çetinkaya, Mehmet Besleme, Niyazi Karadeniz, Ġsmet Aslan, Mehmet Çelik, Ozan Yılmaz, TMMOB Genel Sekreteri Dersim Gül, Teknik Görevliler Özgür Cemile GöktaĢ Küçük, Bülent Akça, Sezgin ÇalıĢkan ve Eren ġahiner, Oda yöneticileri; Cem Nuri
tmmob meteoroloji mühendisleri odası /e-bülten-----------------------------------------29/8 Kasım 2016
9
AldaĢ (BMO), Baran Bozoğlu (ÇMO), Hüseyin YeĢil (EMO), Sinan Özgür (FMO), Yusuf Songül (GıdaMO), Ertuğrul CandaĢ (HKMO), Hüseyin Kaya (ĠMO), Fikret Kemal
Yıldırım (ĠMO), Hüseyin Alan (JMO), Ali Uğurlu (KMO), Funda Altun (KMO), Mahmut Tartan (KMO), Ali Ekber Çakar (MMO), A. Ġrfan Türkkolu (METMALZMO),
Faruk Sanlı (METEOROLOJİ MO) , Eyüp Muhçu (MĠMARLAR OD.) Ali Küçükaydın (OMO), AyĢegül Oruçkaptan (PeyzajMO), Orhan Sarıaltın(ġPO), Hüseyin Gazi
Çankaya (ġPO), Hamdi Arpa (ZMO) katıldı.
Yukardaki toplantılara meslektaşlarımız etkin bir şekilde katılmışlar, emek
vermişler. Meslektaşlarımızı katılımlarından dolayı tebrik ediyoruz. TMMOB
Meteoroloji Mühendisleri Odası
6. HABERLER
6.1. AYŞEGÜL AKINCI YÜKSEL TMMOB DENETLEME
KURULUNDA
Odamızın İzmir Temsilcisi, İzmir Kent Konseyi üyesi, birçok Demokratik Kitle
Örgütünün aktivisti Ayşegül Akıncı Yüksel Ramazan TÜMEN’ in vefatı ile 1.
Yedekten TMMOB Denetleme Kuruluna girmiş oldu. Ayşegül mesletaşımız. Odamızın
TMMOB delege, TMMOB Denetleme Kurulu görevlerinde de görev almıştır.
Meslektaşımız TMMOB 3. Kadın Kurultayında başarılı bir divan başkanlığı yapmıştı,
Odamızın 29. Genel Kurulunda divan üyemizdi. Emekli ve dağcılık sporu ile
ilgilenmektedir. İzmir Kent Konseyi ve Kent Konseyi Kadın delegasyonudur. Oda
Yönetimi olarak kendisine başarılar diliyoruz.
tmmob meteoroloji mühendisleri odası /e-bülten-----------------------------------------29/8 Kasım 2016
10
Mslektaşımızın etkin çalışmlarından dolayı kendisini kutluyoruz.TMMOB
Meteoroloji Mühendisleri Odası
6.2. PROF.DR SELAHATTĠN ĠNCECĠK OY BĠRLĠĞĠ ĠLE IUAPPA BAġKANI
Prof. Dr. Selahattin İncecik, hava kirliliğinin etkin bir şekilde kontrolü ve önlenmesi için gerekli politikaları yaşama geçirmeye çalışan bir kuruluş olan, İngiltere merkezli Hava Kirliliğini Önleme ve Çevre Koruma Dernekleri Birliği (Union of Air Pollution Preventation and Environmental Protection Associations - IUAPPA) başkanlığına seçildi. IUAPPA‟ nın, Küresel Atmosferik Kirlenme Forumu‟nu başlatan Avrupa Temiz Hava ve Çevre Koruma Birlikleri Federasyonu‟ nun (European Federation of Clean Air and Environmental Protection Associations - EFCA) kurucusu, BM Çevre Programı İklim ve Temiz Hava Koalisyonu‟nun (UNEP Climate and Clean Air Coalition) ise ortak kuruluşu olduğu dikkate lındığında, hocamızın başarının önemi ortada 2008 yılından bu yana IUAPPA kuruluna üye olan İncecik, kuruluşun 2016-2020 Dönem Başkanı olarak, oy birliğiyle seçildi. Ayıca, üç yılda bir yapılan Dünya Temiz Hava Kongresi‟ni
düzenleyen kuruluş, emekli öğretim üyemizin başkanlığında, Güney Kore‟nin Busan kentinde gerçekleştirilen 17. Dünya Temiz Hava Kongresi‟nin ardından, bir sonraki kongrenin 2019‟da, İstanbul‟da yapılması kararlaştırıldı. Böylece bu uluslararası kongre ilk kez Türkiye‟de düzenlenecek ve bu ilkin gerçekleşmesinde hocamızın imzası olacak. IUAPPA‟nın kurumsal vizyonu doğrultusunda, hava kalitesi alanında; bilimsel gelişmeler ve yeni uygulamalar uluslararası alanda tartışılarak yeni teknolojilerin yaşama geçirilmesinde stratejiler hazırlanacak.
tmmob meteoroloji mühendisleri odası /e-bülten-----------------------------------------29/8 Kasım 2016
11
Prof. Dr. Selahattin İncecik, gerek Türkiye‟de gerekse yurt dışında yaptığı bilimsel çalışmalar ve bunların sonucunda elde ettiği başarılarla adından sıkça söz ettiriyor. 1997‟den beri Hava Kirlenmesi Araştırmaları ve Denetimi Türk Milli Komitesi Yönetim Kurulu Üyeliği yapmakla birlikte, aynı zamanda 1998‟den bu yana sürdürdüğü TÜSİAD Çevre Çalışma Grubu‟ndaki üyeliğinde de çalışma arkadaşlarıyla birlikte “Türkiye‟de Hava Kalitesi - İklim Değişimi ve Avrupa Birliği‟ne Uyum” konusunda iki de rapor yayınladı. Bilimsel organizasyonların gerçekleşmesinde de önemli görevler üstlenen İncecik, bu süreçte Türkiye`de; 1997, 2001, 2005 ve 2012 yıllarındaki Uluslararası Hava Kalitesi Yönetimi (International Air Quality Management - AQM) konferans serisini düzenledi. 2003‟te NATO/ CCMS ITM Hava Kirliliği Modellemesi ve Uygulamaları (NATO/ CCMS ITM Air Pollution Modelling and Its Applications) toplantısını, 2009 yılında ise Birleşik Krallık‟taki UK Herdfordshire Üniversitesi ile ortak olarak 7. Uluslararası Hava Kalitesi Bilimleri ve uygulamaları Konferansı‟nı (7th Int Air Quality Sciences and Applications) İstanbul‟da düzenlenmesine önayak oldu..Bunların yanı sıra, kariyerini uluslararası çapta akademik nitelikli görevlerle de genişletti. Prof. Dr. Selahattin İncecik, Atmosferik Kirlilik Araştırması (Atmospheric Pollution Research -Elsevier) ve Uluslararası Hidroloji Bilimi ve Teknolojisi (International Hydrology Science and Technology) ile Austin Journal of Ir. Dergilerinin editoryal kurul üyeliğini de yürütüyor. 2001‟den başlayarak 15 yıllık süreyle Türkiye Ulusal Jeodezi ve Jeofizik Birliği‟nde (TUJJB) üniversite temsilciliği ve konsey üyeliği de yapan İncecik, burada Türkiye Ulusal Meteorolojik ve Hidrolojik Afetler Programı‟nın kurulmasına öncülük etti.Daha sonra, 2013‟te, Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişimi Paneli Raporu‟nun bilimsel hakem heyetinde bulunan İncecik; Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli‟nin yayınladığı Ekstrem Olayların ve Doğal Afetlerin Risk Yönetimi (Managing the Risks of Extreme Events and Disasters – IPCC) özel raporunun hakemlerinden biri olarak da
öne çıkıyor. Bu görevlere ek olarak, hâlen Avrupa Bilim Vakfı (European Science Foundation) tarafından hazırlanan bilimsel projelerin ve Brüksel‟de yürütülen Bilim ve Teknolojide Avrupa İş Birliği (European Cooperation in Science and Technology – COST) projeleri kapsamındaki çalışmaların hakemleri arasındadır.Hocamızın en çarpıcı başarıları arasında, Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişimi Raporları‟ndaki “öncü yazarlık” (leading author) görevinden ötürü, 2007 Nobel Barış Ödülü „ne katkı yapan bilim adamları arasında yer almak da dikkat çekiyor. Akademik hayatına, Asya‟nın en prestijli ve köklü eğitim kurumlarından olan Asya Teknoloji
tmmob meteoroloji mühendisleri odası /e-bülten-----------------------------------------29/8 Kasım 2016
12
Enstitüsü‟nde (Asian Institute of Technology) devam eden emekli öğretim üyemiz, bu kuruma bağlı Çevre Mühendisliği ve Yönetimi Okulu‟nda (School of Environmental Engineering and Management) “konuk öğretim üyesi” ve IUAPPA Başkanı unvanlarıyla, Fotokimyasal Kirlilik (Photochemical Pollution) alanında yüksek lisans, doktora ve doktora sonrası programlarında ders veriyor.
Saygıdeğer hocamızıtebrik ediyoruz. TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odası
6.3. RES VE GES İLK DEFA KALKINMA PLANI’NA GİRDİ/
Kalkınma Bakanlığı koordinasyonu ile hazırlanan 2017-2019 Orta Vadeli Program
bakanlığın internet sitesinde yayınlandı. Program Başbakan Binali Yıldırım tarafından 4
Ekim 2016, Salı günü Çankaya Köşkü‟nde düzenlenen basın toplantısı ile duyurulmuştu. Programda, son üç dönemdir olduğu gibi yeşil büyüme‟nin destekleneceği ifadeleri aynen yer
alırken, "rüzgâr", "güneş" ve "elektrikli otomobil" kelimeleri ise Türkiye Cumhuriyeti‟nin
kalkınma planlarında ilk defa yer aldı. Programda rüzgâr, güneş ve hidroelektrik tesislerinde
kullanılan makine ve teçhizatın yurt içinde üretilmesine yönelik çalışmaların sürdürüleceği
belirtildi.
Elektrikli otomobil imalatı konularında da Ar-Ge ve yatırım teşvik sistemi güçlendirilerek yurt içi üretim kapasitesinin artırılacağı hedefinin belirlendiği de programda yer aldı.
Bununla birlikte programa göre gelecek 2 yılda geri dönüşüm/geri kazanım yapılabilecek
atıkların ekonomiye kazandırılması sağlanması hedeflenecek ve vergi politikası enerji
verimliliğinin artırılması konusunda etkin bir araç olarak kullanılacak.
Uzay Ajansı kuruluyor
Programda dikkat çekici bir diğer hedef ise ulusal Uzay Ajansı‟nın kurulacak olması oldu.
tmmob meteoroloji mühendisleri odası /e-bülten-----------------------------------------29/8 Kasım 2016
13
Programda göre ajansın kurulması ile uzay ve havacılık teknolojilerinin geliştirilmesi ve
desteklenmesi ile bu alanda ulusal kapasitenin artırılması hedefleniyor. Bu hedef
doğrultusunda uzay çalışmalarına yönelik teknolojik ürün yatırımları, prototip geliştirme
süreçleri ve kümelenme çalışmaları kamu desteklerinde öncelikli alanlardan olacak.
Başbakan Binali Yıldırım, Ulaştıma Bakanı olduğu 2013 yılında katıldığı 11. Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Şurası Kapanış Töreni'nde yaptığı konuşmada uzayda güneş panelleri ile elektrik üretip, bu elektriği radyo frekans dalgalarıyla yeryüzüne ulaştıracak bir
projeyi yeryüzüne ulaştıracak bir projeyi geliştirmeyi hedeflediklerini söylemişti.
Kaynak: yesilekonomi.com
7. HABER ANALĠZ
7.1. 4 Kasım’da yürürlüğe girecek Paris AnlaĢması ne
getiriyor? 12.10.2016 Dünya / İLGE KIVILCIM
Kyoto Protokolü’nün yerine geçecek yeni iklim değiĢikliğine yönelik rejim olan Paris
AnlaĢması 5 Ekim’de iki önemli kriterin karĢılanmasıyla 4 Kasım’da yürürlüğe gireceği
kesinleĢti.
Kyoto Protokolü‟nün yerine geçecek yeni iklim değişikliğine yönelik rejim olan Paris Anlaşması 5 Ekim‟de iki önemli kriterin karşılanmasıyla 4 Kasım‟da yürürlüğe gireceği
kesinleşti. Anlaşmanın yürürlüğe girmesi için gerekli iki kriter şuydu: Küresel sera gazı
emisyonlarının en az yüzde 55‟ini oluşturan ve en az 55 ülkenin ulusal meclisinin
anlaşmayı onaylaması gerekiyordu. Anlaşma uyarınca, bu iki kriterin karşılanmasından 30
gün sonra anlaşma yürürlüğe girecek.
Anlaşma, 2020‟de Kyoto Protokolü‟nün yerine geçecek. Yeni rejimde; küresel ısınmanın 2100 yılı itibarıyla sadece 2 derece değil; 1,5 derecede sınırlandırılması amaçlanıyor.
2023‟ten itibaren ülkelerin ulusal beyanları (INDC) her beş yılda bir gözden geçirilecek.
Türkiye‟yi de yakından ilgilendiren, İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi‟nin Ek-I ve EK-II listesi olmayacak. Gelişmiş ülkelerin emisyon azaltımında sorumluluk sahibi ve gerekli
olanakları karşılama yükümlülüğü olacak. Gelişmekte olan ülkelerin ise iklim
mücadelesindeki çabalarını artırıcı tedbirler alınacak. Kyoto gibi sadece emisyon azaltım
hedefi dışına çıkan anlaşma, sürdürülebilir kalkınma temeline dayalı, esnek, yerel
yönetimler, şehirler, ormanlar, özel sektör ve karbonsuzlaşma gibi konular ön planda
olacak. Anlaşma gereğince ayrıca IPCC‟nin 2018 yılında bir değerlendirme raporu yayımlanacak.
AB’de iklim ve Enerji Birliği bir arada
AB‟nin anlaşma için sunduğu emisyon azaltım miktarı 2030 yılında 1990 yılına göre yüzde
40. Avrupa Komisyonu iklim değişikliğini Enerji Birliği stratejisi ile birlikte yürütüyor.
Ayrıca 2050 yılında emisyonlarda 1990 yılına göre yüzde 80 ila 95 arasında azaltım
taahhüttü bulunuyor. AB‟de emisyonların azaltımı konusunda AB Emisyon Ticaret
Sistemi‟nin büyük bir pay sahibi olduğunu ekleyelim. Düşük karbonlu ekonomiye geçişte Avrupa Komisyonu bu yıl sektörler üzerinden de ciddi önerilerini açıkladı. Buna göre AB
ETS sektörleri dışında kalan ulaştırma, ormanlar, atık ve binalar üzerinden düşük karbon
ekonomisine geçiş hızlandırılacak. AB‟nin küresel emisyonlardaki payı yüzde 12, ABD ve
Çin‟in toplam yüzde 40. AB‟de 2014 yılında yakıtlardan kaynaklanan kaçak emisyonlar
(ulaştırma hariç) yüzde 55.1, ulaştırma yüzde 23.2 (havacılık dahil), tarımsal faaliyetler
yüzde 9.9, sanayi ve ürün kullanımı yüzde 8.5 olarak açıklanıyor.
Türkiye’nin onayı özel tanım ve finans baĢlığına bağlı
tmmob meteoroloji mühendisleri odası /e-bülten-----------------------------------------29/8 Kasım 2016
14
Türkiye bu yıl 22 Nisan‟da yapılan BM Genel Kurulu‟nda Anlaşma‟yı imzalayan ülkelerden
biri. Ancak şu ana kadar Türkiye‟nin onayı için resmi bir açıklama yapılmadı. Geçen yıl
Paris‟te yapılan müzakerelerde, Türkiye‟nin onayının, anlaşmadaki özel tanımı ve finans
başlığına bağlı olacağı açıklanmıştı. Türkiye, “ülkelerin farklı ulusal koşulları çerçevesinde
ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar” esasına dayalı esnek bir anlaşmayı destekliyor.
Türkiye gelişmiş ülkeler sınıfının yer aldığı İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi‟nin Ek-I listesinde ve finansal mekanizmalardan hala yararlanamıyor. Bu özel konumu henüz
anlaşma kapsamında kabul görmüş değil. Bu konunun bu yıl 7-18 Kasım‟da Marakeş‟te
yapılacak COP 22‟de gündeme alınması yüksek bir ihtimal.
Öte yandan, ülke olarak emisyonlarımız hızla artıyor. Türkiye‟nin küresel emisyonlardaki
payı %1,24. Ancak TÜİK‟e göre, 2014‟te toplam 467,6 milyon ton (Mt) emisyon havaya
bıraktık. Bu oran 2013‟te 459,1 milyon ton (Mt) idi. Emisyonlardaki en büyük payı yüzde
72,5 ile enerji, %13,4 ile sanayi ve ürün kullanımı ve %10,6 ile tarımsal faaliyetler
oluşturuyor. AB Emisyon Ticaret Sistemi‟ne henüz dahil olmayan Türkiye, uzun vadede AB
müktesebatına uyum için ulusal karbon pazarını azaltım aracı olarak seçecek gibi duruyor. 22 Nisan‟da başlayan imza süreci 21 Nisan 2017‟de sona erecek. Anlaşmayı imzalamak
yetmiyor. Bu noktada Kyoto Protokolü‟nü hatırlayalım. Protokol‟de ABD gibi imzalayıp
onaylamayan ülkeler var. Dolayısıyla Paris Anlaşması‟na geçen yıl “evet” diyen 195 ülkenin
onayı, küresel bir dönüm noktası niteliğinde. AB‟ye aday ülke olarak Türkiye‟nin de bu
rejimde temiz politikalarla yer alması önemli.
7.2. 80 ilin havası kirli çıktı 13.10.2016 Cumhuriyet
Hava kirliliği Türkiye’de yaklaşık 32 bin kişinin ‘görünmez katili’. WHO’ya göre Çankırı’dan
başka hiçbir yerde nefes alamıyoruz. Türkiye‟de yılda yaklaşık 32 bin kişi hava kirliliğine
bağlı hastalıklardan yaşamını yitiriyor. “Görünmez katil” olarak da ifade edilen hava kirliliği kalp krizi, kanser, felc , alzheimer, parkinson, astım atakları, düşük sperm kalitesi
gibi sorunlara yol açıyor. Uzmanlar, hastalıkların temel nedeni olan küçük partiküllerin
(PM 2.5) ülke genelinde ölçümünün yaygın olarak yapılamadığını belirterek “Bu durum
illerimizin havasının ne kadar tehlikeli olduğunu ortaya koymamızı engelliyor. Acilen ülke
genelinde, saç telimizden daha küçük çapa sahip olan bu ölümcül partikülleri hava
istasyonlarımızda ölçmeye başlamamız gerekli” dediler.
O ilde yaşayan şanslı
Dünya Sağlık Örgütü‟nün (WHO) temiz hava kriterlerine göre Türkiye‟de Çankırı‟dan
başka hiçbir yerde nefes alamıyoruz. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Uzmanlık Dernekleri
Eşgüdüm Kurulu, Türk Toraks Derneği ve Halk Sağlığı Uzmanları Derneği, yarın Beyoğlu
Salt Galata‟da “Nefes Alamıyoruz: Hava Kirliliği & İklim Değişikliği & Sağlık” başlıklı
sempozyum yapacak. Sempozyumun Eşsekreteri Yrd. Doç. Dr. Nilüfer Aykaç Kongar,
Türkiye‟de ilk kez hava kirliliği konusunun sağlık alanındaki tüm uzmanlık derneklerini bir
araya getireceğini belirterek, sempozyumdaki oturumlarda önümüzdeki bir yıl için
uygulayacakları eylem planının da hazırlanacağını söyledi.
Türk Toraks Derneği Hava Kirliliği Görev Grubu Başkanı Doç. Dr. Haluk Çalışır, özellikle yoksul bırakılmıs ve gecekondu sakinleri dahil olmak uzere, yoğun yollar, sanayi
sitelerinin yakınında yas ayan kesimlerinin daha yuksek duzeyde hava kirliligine maruz
kaldığını söyledi.
Esenyurt Iğdır’ı geçti
2015‟in en kirli ilinin Iğdır, en temiz ilinin ise Çankırı olduğuna dikkat çeken Çalışır,
İstanbul‟un en kirli ilçesinin ise Esenyurt olduğunu söyledi. Çalışır “İstanbul‟un 2015‟te yıl
tmmob meteoroloji mühendisleri odası /e-bülten-----------------------------------------29/8 Kasım 2016
15
boyu partikül madde (PM) ortalaması 53 μg/m3 iken, bu kirlilik değeri Şirinevler‟de 58,
Başakşehir‟de 60, Yenibosna‟da 63, Kâğıthane‟de 72 ve hatta Esenyurt‟ta en kirli il olan Iğdır‟ı da aşarak 113 μg/m3‟e ulaşmaktadır” diye konuştu.
Adana’da artış...
TTB‟den Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala da hava kirliliği konusunda ulusal
mevzuatımızın sınır değer olarak kabul ettiği eşiklerin, Avrupa Birliği (AB) ve WHO‟nun
normal kabul ettiği değerlere göre daha yüksek olduğuna dikkat çekerek “Yüksek sınır
değerlere karşın 81 ilden 38‟inin havası, PM açısından ulusal mevzuatımıza göre bile
kirlidir. AB ve WHO kriterleri dikkate alınırsa, sırasıyla 62 ve 80 ilimizin havası kirlidir” dedi. Pala, 2014 yılına kıyasla 2015‟te hava kirliliği artışının yaşandığı illeri şöyle sıraladı:
* Kükürtdioksit emisyonları açısından: Adana, Aydın, Bolu, Çanakkale, Çorum,
Edirne, Hakkâri, Karabük, Kars, Kırıkkale, Kilis, Manisa (Soma), Niğde, Osmaniye,
Samsun, Tokat, Yozgat, Zonguldak.
* Toz (partiküler madde) emisyonları açısından: Adana, Afyon, Ağrı, Aksaray,
Burdur, Bursa, Çorum, Edirne (Keşan), Erzincan, Erzurum, Hakkâri, Iğdır, İskenderun,
İstanbul (Esenyurt), İzmir, Kahramanmaraş, Karaman, Kayseri, Kilis, Manisa (Soma),
Mardin, Mersin, Muğla, Muş, Niğde, Ordu, Sakarya, Samsun, Sivas, Tekirdağ ve Uşak.
Havası en temiz il Çankırı olurken en kirli il ise Iğdır. İstanbul’un en kirli ilçesi Esenyurt
olarak açıklandı. Hava kirliliği, kalp krizinden felçlere, parkinsondan kansere varan çok
sayıda hastalığa neden oluyor. WHO, geçen ay açıkladığı raporda ise dünyada her 10
kişiden 9’unun sağlığa zararlı hava soluduğunu açıklamıştı. Dünya Sağlık Örgütü, yılda 6
milyon insanın ölümüne sebep olan hava kirliliğine karşı acil harekete geçme çağrısında bulunmuştu.
7.3.Dünyanın hidrojenle çalışan ilk yolcu treni Almanya’ya geliyor
Dünyanın hidrojenle çalışan ilk yolcu treni Fransız ulaşım şirketi Alstom tarafından görücüye çıkarıldı. Almanya‟da “Coradia iLint” isimli son derece sessiz ve çevreyle dost tren, seferlerine önümüzdeki yıldan itibaren başlayacak.
tmmob meteoroloji mühendisleri odası /e-bülten-----------------------------------------29/8 Kasım 2016
16
Coradia iLint hakkındaki en iyi haber, trenin atmosfere aşırı su buharı ve
yoğunlaşmış suyu dışarıya atması, bu da Almanya‟nın 4.000 kuvvetli dizel
treniyle karşılaştırıldığında sıfır emisyonlu bir alternatif ortaya koyuyor.
Tren, topluluğa ilk kez geçen haftalarda Berlin‟deki InnoTrans ticaret
fuarında tanıtıldı. Hidroray (hydrail) olarak isimlendirilen tren, uzun mesafeler
boyunca düzenli olarak sefer yapan ilk hidrojen yakıtlı tren olacak.
iLint‟in Buxtehude-Bremervörde-Bremerhaven-Cuxhaven bölgesi hattında (Alt Saksonya eyaletinin kuzey batısında) çalışması planlanıyor. Test ve onay süreçleri bu yıl yürütülecek ve topluma Aralık 2017 tarihinde açılacak.
Alman gazetesi Die Welt„e göre, Alt Saksonya‟nın yerel ulaşım yöneticileri
Alstom‟dan şu ana kadar 14 iLint treni sipariş etmiş ve bunlar başarılı olursa,
ülkenin diğer bölgelerinde de görülme olasılığı yüksek. Trene ilgi duyan başka ülkeler de var, örneğin Hollanda, Danimarka ve Norveç gibi.
Ilint gücünü devasa lityum iyon pillerinden alıyor. Lityum pillerine enerjiyi de tavandaki hidrojen yakıt tankı sağlıyor. Tam dolu bir tank, vagon başına 94 kg gerektiriyor ve hidro-ray bütün bir gün çalışabilir ya da 800 km yol gidebilir. Trenin en yüksek hızı 140 km/h olarak belirtildi.
Trenler için hidrojen gücü fikri yaklaşık on yıllık bir süreden beri akıllarda dolaşıyor, ancak insan taşımak yerine, tamamen hidrojen yakıtlı ve melez yakıtlı taşıtlar şu ana kadar sadece nakliye amaçlı olarak kullanıldı.
Trenlerden karbon kaynaklı emisyonlar diğer taşıt türlerine oranla çok daha az olmasına rağmen (Avustralya‟nın taşımacılıktan ileri gelen sera gazı emisyonunun
yalnızca %2,6‟sı demiryoluyla ilişkili, bunlara yolcular ve nakliyecilik dahil),
Almanya‟nın yenilenebilir enerjiye olan ilgisi, kolay bir şekilde uygulanabilecek herhangi bir endüstriye kayacak gibi görünüyor.
Almanya şimdi de 2050 yılına kadar enerji kullanımının ortalama %60‟lik bir kısmını yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılamayı planlıyor.
Umalım ki iLint‟in ülkedeki 4.000 dizel trenin yerine geçmesi mümkün olsun ve amaçlarına bir adım daha yaklaşsınlar.
Teknolojinin neye benzediğine şuradan bakabilirsiniz (daha büyük versiyon için buraya tıklayın):
Kaynak: sciencealert.com
tmmob meteoroloji mühendisleri odası /e-bülten-----------------------------------------29/8 Kasım 2016
17
8. PROF. DR. YUNUS BORHAN
Prof. Dr. YunusBorhan‟ın Kısa Özgeçmişi
14 Şubat 1946 tarihinde İstanbul‟da
doğdu. Ortaöğrenimini VefaLisesi‟nde
tamamladı. İ.T.Ü Elektrik Fakültesi
Meteoroloji Mühendisliği Bölümüne giren
Yunus Borhan 1971 yılında Meteoroloji
Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu..
Burslu olması nedeniyle 1 Eylül 1971 tarihinde Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Rasatlar Fen
Heyeti Müdürlüğüne atandı. . Bu Müdürlükte 9 ay çalıştıktan sonraÜniversiteye dönerek 1
Haziran 1972 tarihinde İTÜ Elektrik Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümünde Asistan
olarak göreve başladı. 1975 yılında kısa dönem olarak askerlik görevini yaptı.1980 yılında
“Doktor”; 1989 yılında “Doçent” ve 1999 yılında “Profesör” ünvanını aldı. UNESCO bursu
kazanarak 1984 ve 1985 yıllarında ICTP Trieste, İtalya‟da Bulut Fiziği ve İklim konusunda
araştırmalar yaptı, ileri yaz okullarına katıldı. 1989 yılında Royal Society bursu kazanarak
İngiltere‟de ECMWF‟in araştırma bölümünde “Orografinin Sayısal Hava Öngörüsü Üzerindeki
Etkileri” konusunda çalıştı. Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Lisans Öğretiminde Genel
Meteoroloji, Fiziksel Klimataoloji, Atmosfer Bilimlerine Giriş, Dinamik Meteoroloji ve Yüksek
LisansÖğretiminde Atmosferik Sirkülasyon Sistemleri ve İleri Dinamik Meteoroloji derslerini
verdi. Çeşitli dönemlerde İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcılığı, Meteoroloji
Mühendisliği Bölümü Başkanlığı, İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Müdür Yardımcılığı yaptı. Prof.
Dr. Yunus Borhan‟ ın SCI de taranan dergilerde çeşitli yayınları ve “Dinamik Meteorolojiye
Giriş” isimli bir çeviri kitabı vardır. 2013 yılında“ yaş sınırı “ nedeniyle İstanbul Teknik
Üniversitesinden emekli olan Prof.Dr. Yunus Borhan evli ve iki çocuk babasıdır
BAġLICA YAYINLARI
1) Borhan, Y., İncecik, S., 1995: Spatial Variability of the Seasonal Precipitation Over a Transitional Region, Bull. Tech.
Univ. Istanbul, Vol. 48, pp. 439-449.
2) Borhan, Y., Kadıoğlu, M., 1998: Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerindeki Çığların Sinoptik Analizi, Tr. J. of
Engineering and Environmental Science, 22, p.345-352
3) Borhan, Y., 1998: Mesoscale Interaction on Wind Energy Potential in the Northern Aegean Region; A Case Study,
Renewable and Sustainable Energy Reviews, 2, p.353-360.
4) Kadıoğlu, M.,.Tulunay, Y., Borhan, Y., 1999: Variability of Turkish Precipitation Compared to El Nino Events, GRL, vol
26, no. 11, p. 1597-1600.
5) Ünal, Y.S.,.İncecik, S.,Borhan, Y., Menteş, S., 2000: Factor Affecting the Variability of SO2 Concentrations in İstanbul,
Journal of the Air & Waste Management Association, vol. 50, p.75-84. 6) Mentes Ş.S, Topcu, S., Ünal, Y.S., Borhan, Y., 2001: An overview of wind energy potential along the coastal regions of the Black Sea in the north of Turkey, 3 rd European and African Conference on Wind Engineering, 385-391, 2-6 July, 2001, Eindhoven, the Netherlands.
7) Tatlı H., Borhan Y., 2006 : Temporal Analysis of The North Sea-Caspian Pattern Index(NCPI): a semi-emprical
integration approche, International Conference on Climate Change and The Middle East Past, Present and Future, 20-
23 November 2006, İstanbul Technical University, Turkey.
tmmob meteoroloji mühendisleri odası /e-bülten-----------------------------------------29/8 Kasım 2016
18
8.1. TÜRKĠYE’ DE METEOROLOJĠ MÜHENDĠSLĠĞĠ PROF. DR . YUNUS BORHAN
Türkiye‟de ilk rasathane 1868 yılında İstanbul‟da, Rasathane-i Amire adı altında açılmıştır. Açılan
rasathane ile 15 ayrı merkezle bir ağ oluşturulmuş ve çeşitli Avrupa ülkelerinde bulunan rasathaneler ile
iletişim kurularak günlük rasat alışverişine başlanılmıştır. 1911 yılına kadar devam eden bu kuruluş kısa
bir süre sonra ortadan kalkmıştır.
DMİ Genel Müdürlüğü, uzun bir süre çalışmalarını az sayıda yüksek öğrenim görmüş elemanlar
ve çoğunluğu kısa süreli kurslar ile yetiştirilen ilk ve orta öğrenime sahip elemanlar ile sürdürmüştür. Ara
elemanların, 1944 yılında açılan Meteoroloji Meslek Lisesi mezunları ile karşılanması düşünülmüş ancak
okul 1950 yılında kapatılmıştır.
Türkiye 1952 yılında NATO‟ya girmiştir. NATO Savunma Stratejilerine lojistik destek olacak şekilde
meteorolojik çalışmalar için üniversite seviyesinde elemanlar gerektiği şeklindeki görüşler üzerine DMİ
Genel Müdürlüğü, Başbakanlık aracılığı ile İTÜ‟den Meteoroloji Şubesi açılmasını istemiştir.
tmmob meteoroloji mühendisleri odası /e-bülten-----------------------------------------29/8 Kasım 2016
19
Böylece, Türkiye‟nin Meteoroloji ile ilgili konularda gerekli uzman eleman ihtiyacını karşılamak
amacı ile DMİ Genel Müdürü Dr. Fuat Adalı‟ nın girişimi ve İTÜ Elektrik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr.
Turgut Boduroğlu‟ nun yöneticiliğini üstlenmesi sonucu İTÜ Senatosu‟nun 2 Ekim 1953 tarihli kararı ile
Elektrik Fakültesi bünyesinde Meteoroloji Mühendisliği Şubesi kurulmuş ve şube 1953-1954 Öğretim
Yılında Elektrik Fakültesi bünyesinde eğitime başlamıştır. Şubenin öğretim programı Prof. Dr. H.
Neuberger ile uzman Sydney Tewles tarafından hazırlanmıştır. Bu programın hazırlanmasında Pensilvanya
Üniversitesi Meteoroloji Bölümünün ders programı esas alınmış ve Türkiye şartlarına göre bazı ilaveler
yapılmıştır.
DMİ Genel Müdürlüğü Meteoroloji Bölümünün kurulup faaliyete geçmesini teçhizat yönünden
desteklerken 3 önemli elemanını da öğretim kadrosunda görevlendirmiştir. Ders vermek üzere öğretim
görevlisi olarak görevlendirilen bu elemanlar, Ziraat Yük. Müh. Kenan Sarıoğlu, o zamanki İstanbul
Meteoroloji Bölge Müdürü İskender Tatlısu, Orman Yük.Müh. Melih Erkmen, Aletler Laboratuvarını
kurmak üzere görevlendirilen Teknisyen İbrahim Yücelen‟dir.
Ayrıca şubede Kabataş Erkek Lisesinden Matematik öğretmeni Mehmet Köksal asistan olarak,
Orman Yük. Müh. Şükrü Öztepe öğretim görevlisi olarak Hasan Güngör ve Ali rasat teknisyeni olarak
görevlendirilmiştir.
Böylece Meteoroloji şubesi yabancı misafir Profesörler, öğretim görevlileri ve diğer fakültelerin
öğretim üyelerinden faydalanarak mevcut imkanlarıyla Meteoroloji Yüksek Mühendisleri yetiştirmeye
başlamıştır.
DMİ, 1953 yılından itibaren diğer fakültelerdeki öğrencileri meteoroloji bölümüne çekerek mesleği
cazip hale getirmek amacı ile her yıl 10 öğrenciye burs vermeye de başlamıştır.
DMİ Genel Müdürlüğü nün talebi üzerine kurulmuş olan İTÜ Meteoroloji Şubesi başlangıçta Genel
Müdürlüğün büyük ilgisine mazhar olurken, Şubemize verilen bu destek 1960 yılından itibaren birdenbire
kaybolmuş ve Genel Müdürlük Meteoroloji Şubesine verilmekte olan bursları kesmiş ve mevcut olan otuza
yakın bursun önemli bir kısmını başta Ziraat Fakültesi olmak üzere Ankara ve İzmir‟ deki çeşitli Fakülte
öğrencilerine tahsis etmiştir. DMİ mensubu olan ve Şubemizde öğretim elemanı olarak çalışan iki personel
başka yerlerde görevlendirilmiştir. Meteoroloji teşkilatının geliştirilmesi amacı ile kurulmuş olan Şubemize
karşı DMİ Genel Müdürlüğünün o zamanki tutumunu anlamak zordur. Buna karşın Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğü, Bayındırlık Bakanlığı ve Elektrik İşleri Etüd İdaresi Şubemize yakın ilgi göstermişler ve
Şubemiz öğrencilerine burslar tahsis etmişlerdir.
Şubemiz kurulduğu yıldan 1972 yılına kadar İTÜ‟deki eğitim ve öğretimine Elektrik Fakültesi
bünyesinde devam etmiştir. Bu dönemde eğitim süresi 5 yıl olup mezun olan öğrencilere Yüksek Mühendis
ünvanı verilmiştir. Bu 5 yıllık sürenin ilk 2 yılında genellikle temel bilim dersleri (Matematik, Fizik, Kimya
v.b.) ve temel mühendislik dersleri (Dinamik, Statik, Mukavamet, Mekanik v.b.) okutulduğundan şubemiz
öğrencileri eğitimlerinin ilk 2 yılında Elektrik Fakültesi bünyesinde olmaları nedeniyle Elektrik Fakültesinin
tmmob meteoroloji mühendisleri odası /e-bülten-----------------------------------------29/8 Kasım 2016
20
ilk 2 yılında okutulmakta olan tüm dersleri alarak başarılı olmak zorunda idiler. Çünkü o dönemde İTÜ‟de
ikinci sınıfta baraj vardı, üçüncü sınıfa başlayabilmek için ilk 2 yılın tüm derslerinden başarılı olmak
zorunlu idi. İlk 2 yılın sonunda başarılı olan öğrencilerimiz 3, 4 ve 5. sınıflarda Şubemizin temel meslek
derslerini alarak ve bir Diploma Çalışması yaparak Meteoroloji Yük. Müh. olarak mezun oluyorlardı.
Şubemiz eğitime başladıktan sonra, eğitim kadrosunda Prof.Dr. H. Neuberger ile uzman Sydney
Tewles‟in yanında Japonya Kyusyu Üniversitesinden Ph.D.Sc. Ryukichi SAWADA, Almanya‟dan Prof. Dr.
Heinz FORTAK, İsviçre uyruklu Prof. Dr. SVOBODA, Fransa Sorbon Üniversitesinden Prof. Dr. Paul
QUENEY gibi yurt dışından gelen ve Ord. Prof. Dr. Ahmet ARDEL ve Nedret Utkan gibi yurt içinden ve
İTÜ‟nün diğer fakültelerinden görevlendirilen değerli birçok öğretim üyesi görev almışlardır.
1953- 1954 Öğretim yılında eğitime başlayan Şubemiz ilk mezununu 1957-1958 öğretim yılında
vermiştir. İlk mezunumuz Muzaffer DALMAZ‟ dır. Muzaffer Dalmaz mezun olduktan sonra Şubemize
asistan olarak atanmış ve eğitim kadromuza katılmıştır.
İleriki yıllarda Şubemiz öğretim elemanlarından Muzaffer Dalmaz Fransa Sorbon Üniversitesinde
Prof. Dr. Paul Queney‟ in yanında doktorasını tamamlayarak yurda dönmüş, Melih Erkmen ABD‟de
Wisconsin Üniversitesinde Prof.Dr. Heinz H. Lettau yönetiminde 1962 yılında doktorasını tamamlayarak
yurda dönmüş, Mehmet Köksal şubemizde meteoroloji anabilim dalında doktora yaptıracak öğretim üyesi
bulunmadığından Maden Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Kazım Ergin‟in yönetiminde doktorasını
tamamlayarak öğretim üyesi kadromuza katılmışlardır.
Benzer olarak, 1966 yılında mezun olan ve şubemizde asistanlığa başlayan Süreyya Öney‟de
doktora yapabilmek için önce İTÜ Nükleer Enerji Enstitüsünü bitirmiş ve bu Enstitünün müdürü olan
Prof. Dr.Nejat Aybers yönetiminde doktora çalışmalarına başlamış ve 1973 yılında doktor ünvanını
almıştır.
Üniversitemizde Eğitim-Öğretim 1970 yılından itibaren 4 yıl olarak değiştirilmiş, bu tarihte ve
sonraki yıllarda eğitime başlayıp mezun olan öğrencilere “Mühendis” ünvanı verilmiştir.
Şubemiz 1971 yılına kadar Eğitim-Öğretim faaliyetlerini Elektrik Fakültesi bünyesinde
sürdürmüştür. 1971 yılında Üniversite Senatosu Meteoroloji Kürsüsünün Üniversitemiz bünyesinde
kurulan Temel Bilimler Fakültesine bağlanmasına karar vermiştir. Bu Fakültede önce Sinoptik Meteoroloji
ve Fiziksel Meteoroloji isimli iki Kürsü kurulmuştur. Sinoptik Meteoroloji Kürsüsünün Başkanlığına Prof.
Dr. Melih Erkmen getirilmiş ve bu Kürsünün kadrosunda asistanlar, Süreyya Öney, Yunus Borhan ve
Latif Gündüz yer almışlardır. Fiziksel Meteoroloji Kürsüsünün Başkanlığına Prof. Dr. Muzaffer Dalmaz
getirilmiş ve bu Kürsünün kadrosunda Prof. Dr. Mehmet Köksal, Öğretim Görevlisi Kenan Sarıoğlu,
Öğretim Görevlisi Şükrü Öztepe asistanlar Selahattin İncecik, Mahmut Celal Barla, Fehmi Durukanoğlu,
Evin Kısakürek, Sema Topçu, Zafer Aslan, Orhan Şen ve İsmail Gültepe yer almışlardır. Daha sonra
Hidro Meteoroloji adında üçüncü bir Kürsü kurulmuş ve bu kürsünün başkanlığına da İnşaat
tmmob meteoroloji mühendisleri odası /e-bülten-----------------------------------------29/8 Kasım 2016
21
Fakültesinden Şubemize gelen Prof. Dr. Eren Omay getirilmiştir. Prof.Dr.Melih Erkmen‟in genç yaşta (52
yaşında ) vefatı üzerine Sinoptik Meteoroloji Kürsüsü Başkanlığını Doç.Dr. Süreyya Öney sürdürmüştür.
1981 Yılında yürürlüğe giren Yüksek Öğretim Kanunu çerçevesinde Temel Bilimler Fakültesinin
ismi Fen Edebiyat Fakültesi olarak değiştirildi ve bu kanun uyarınca Fakültelerdeki Kürsü yapılanması
kaldırılarak Bölüm yapılanmasına geçildi. Bunun sonucu olarak, Fen Edebiyat Fakültesi içinde 3 Kürsü
birleştirilerek Meteoroloji Mühendisliği Bölümü kuruldu ve Başkanlığına Prof. Dr. Muzaffer Dalmaz getirildi.
Prof. Dr. Muzaffer Dalmaz‟ ın da çok genç yaşta (48 yaşında, Eylül 1982) vefatı üzerine Bölüm Başkanlığına
Prof.Dr. Eren Omay getirildi. YÖK‟ün Fen Edebiyat Fakültesinin Mühendis mezun edemeyeceğini
belirtmesi üzerine Bölümümüz İTÜ Maden Fakültesine bağlandı ve bir süre sonra 1983 yılında İTÜ Uçak
ve Uzay Bilimleri Fakültesinin Kuruluş Kanunu ile Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi bünyesinde ikinci
Bölüm olarak yerini aldı.
Bölümümüz Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi bünyesinde iken King Abdülaziz Üniversitesinden
yurda dönen İTÜ İnşaat Mühendisliği mezunu Prof. Dr. Zekai Şen, Almanya‟da Sinoptik Meteoroloji
konusunda doktora yaparak yurda dönen Dr. Fevzi Erdoğmuş ve Avusturya‟da Tarımsal Meteoroloji
konusunda doktora yaparak yurda dönen Dr. Levent Şaylan Bölümümüz öğretim üyesi kadrosuna dahil
olmuşlardır.
Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi bünyesinde bulunduğumuz süre içinde Bölümümüzde sırasıyla
Prof. Dr. Eren Omay, Prof. Dr. Zekai Şen, Prof. Dr. Selahattin İncecik, Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu ve Prof. Dr.
Yunus Borhan Bölüm Başkanlığı görevini yürütmüşlerdir.
Şu anda Bölümümüz eğitim öğretim kadrosunda görev yapan Bölüm Başkanımız Mikdat
Kadıoğlu doktorasını ABD‟de Missouri Üniversitesi Atmosfer Bilimleri Bölümünde, Prof. Dr. Zerefşan
Kaymaz ve Prof. Dr. Yurdanur Ünal doktora derecelerini ABD‟de California Üniversitesi Los Angeles (UCLA)
Atmosfer Bilimleri Bölümünde almışlardır. Prof.Dr. Selahattin İncecik Bölümümüzde Prof. Dr. Muzaffer
Dalmaz yönetiminde, Prof. Dr. Yunus Borhan Bölümümüzde Prof. Dr. Melih Erkmen yönetiminde, Prof.
Dr. Orhan Şen Bölümümüzde Doç. Dr. Semra Akçetin yönetiminde, Prof. Dr. Sema Topçu, Prof. Dr. Sibel
Menteş Bölümümüzde Prof. Dr. Süreyya Öney yönetiminde, Prof. Dr. Kasım Koçak, Prof. Dr. Ahmet Duran
Şahin, Doç. Dr. Sevinç Sırdaş Bölümümüzde Prof. Dr. Zekai Şen yönetiminde, Doç. Dr. Ali Deniz
Bölümümüzde Prof. Dr.Fevzi Erdoğmuş yönetiminde; Doç. Dr. Barış Önol, Prof. Dr. Yurdanur Ünal
yönetiminde, Doç. Dr. Hüseyin Toros, Prof. Dr. Orhan Şen, Yard. Doç. Dr. Ahmet Öztopal Prof. Dr. Zekai
Şen, Dr. Deniz Demirhan Barı Prof. Dr. Sema Topçu, Yard. Doç. Dr.Barış Çaldağ Prof. Dr. Levent Şaylan,
Yard.Doç. Dr.Ceyhan Kahya Prof. Dr. Selahattin İncecik, Dr. Filiz Türk Katırcıoğlu Prof. Dr. Zerefşan
Kaymaz yönetiminde doktoralarını tamamlamışlardır. Öğ. Gör. Dr. Elçin Tan doktorasını ABD‟ de
California Üniversitesi Davis (UCDavis) İnşaat Müh. Bölümünde tamamlamıştır.
2010 yılında Bölümümüz Amerika‟dan gelen hakem tarafından ABET‟ in belirlediği Genel
Mühendislik kriterlerine göre incelenmiş ve Atmosfer Bilimleri ve Meteoroloji Mühendisliği Dalında
Uluslararası standartlarda Mühendislik Eğitimi verdiği onaylanmıştır. Prof. Dr. Yunus Borhan
tmmob meteoroloji mühendisleri odası /e-bülten-----------------------------------------29/8 Kasım 2016
22
9. SAYGIYLA ANIYORUZ
PROF.DR. MUZAFFER DALMAZ
(1930-20.09.1982)
PROF. DR MUZAFFER DALMAZ
Meteoroloji bilim dalında Türkiye‟nin ilk Profesörü olan Prof.
Dr. Muzaffer Dalmaz, 1934 yılında Kayseri, Develi‟de
doğmuştur. 1953-1954 yıllarında İTÜ Elektrik Fakültesine
öğrenci olarak giren Prof. Dr. Muzaffer Dalmaz, 1955 yılında
açılan Meteoroloji Yüksek Mühendisi Bölümünden Yüksek
Mühendis olarak mezun olmuştur. Öğrenciliği esnasında
Devlet Meteoroloji İşleri bursunu kazanan Profesör Dalmaz,
Türkiye‟nin ilk Meteoroloji Yüksek Mühendislerindendir.
1958 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi‟ne asistan olmuş, 1960 yılında Fransız
Hükümeti‟nin bursu ile Paris‟e gitmiş ve doktora çalışmalarına başlamıştır. Daha
sonra NATO Bilimsel Araştırma Bursunu da kazanan Profesör Dalmaz, doktorasını
Pekiyi derece ile bitirmiştir.
Doktorasından sonra araştırmacı olarak çalışmış ve 1963 yılında Türkiye‟ye dönerek
İstanbul Teknik Üniversitesi‟ndeki akademik çalışmalarını sürdürmüştür.
1965-1967 yıllarında askerlik görevini Seyir ve Hidrografi Dairesinde Meteoroloji Kısım
Amiri olarak yapan Profesör Dr. Muzaffer Dalmaz, 1968 yılında Y.Doçent, 1978 yılında
Doçent, 1978 yılında Profesör olmuş ve aynı yıl Fiziksel Meteoroloji Kürsüsü
Başkanlığı‟na atanmıştır.
Yurt içinde ve yurt dışında yaptığı çalışmalarıyla tanınan Profesör Muzaffer Dalmaz‟ ın
Meteoroloji‟nin çeşitli dallarında Türkçe ve yabancı dilde yazılmış çok sayıda eseri
mevcuttur. Evli ve bir çocuk babası olan Dalmaz, Fransızca ve İtalyanca bilmekteydi.
Genç yaşta ve en verimli çağında 20 Eylül 1982 günü Paris‟te yitirdiğimiz Prof.Dr.
Muzaffer Dalmaz, aktif bir bilim adamıydı. Hepimizin ve Meteoroloji camiasının bu
yerine konulması güç kaybının yanı sıra kendisini tanıyanlar sevgi dolu, çalışkan ve
koruyucu bir dostu kaybetmenin acısını daima taşıyacaklardır.
tmmob meteoroloji mühendisleri odası /e-bülten-----------------------------------------29/8 Kasım 2016
23
10. TMMOB VE ODALAR BASIN BİLDİRİLERİ
Ġklim Değişikliğinden En Çok Etkilenenler, En Az Sebep Olanlardır..
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), 1979 yılında almış olduğu bir kararla, 16 Ekimi Dünya Gıda Günü olarak ilan
etmiştir, sonraki yıllarda değişik temalarla kutlanmaya devam edilmiştir. Yapılan etkinliklerde, açlığın önüne geçilmesi,
yeterli ve güvenilir gıdaya erişimin herkes için sağlanması konularına dikkat çekilmesi amaçlanmaktadır.
FAO, bu yıl Dünya Gıda Günü temasını "İklim değişiyor. O halde gıda ve tarım da değişmeli" olarak belirlemiştir. Bu tema
çerçevesinde düzenlenecek olan etkinlikler ile iklim değişikliğinin tarımsal üretime etkisi ile yaşanan ve önümüzdeki yıllarda ortaya çıkacağı öngörülen gıda yetersizliğine dikkat çekilmesi amaçlanmaktadır.Bizler, her yıl bu tarihte, açlığı, açlıkla
mücadeleyi, yetersiz beslenmeyi, kaynakların adaletsiz paylaşımını ve muhtemel çözüm yollarını gündeme taşıyoruz.
Biliyoruz ki; dünyanın geri bırakılmış coğrafyalarında açlık kronikleşmiş bir sorunsa; açlıktan insanlar ölmeye devam
ediyorsa; bu, yeryüzünün ve bütün insanlığın en önemli sorunudur.Bugün dünyamız 7,5 milyar insana ev sahipliği yapıyor.
Orman tahribatı küresel sera gazı emisyonlarının %10-11„ine sebep oluyor, tarım arazilerinin %33„ü orta ve üst düzeyde
toprak bozulumuna uğramış durumda, hava olaylarının neden olduğu kuraklık dünyayı olumsuz etkiliyor, yağışların
azalması ve su kaynaklarının yanlış yönetimi nedeniyle temiz su sıkıntısı baş gösteriyor. Sonuç olarak sağlık sorunları ve
göç giderek artıyor. İklim değişikliği ve küresel krizlerin önümüzdeki dönemde kırsal kesimi daha da yoksullaştırmasından
kaygı duyuyoruz.
Sürekli vurguladığımız gibi, gıda insan hayatı için vazgeçilmez bir ihtiyaç, gıdaya ulaşım ise bir insanlık hakkıdır.
Yaşadığımız çağda küresel bir silaha dönüşen su, gıda ve enerji bizim gibi ülkeler üzerinde en önemli hegemonya aracı
haline gelmiştir. Hızlı büyüyen ekonomilerde talep tırmandığı, dünyada nüfus arttığı, tarım alanları üzerinde baskı sürdüğü,
iklim değişikliği etkileri devam ettiği ve tabii en önemlisi, bu siyasi ve ekonomik yaklaşım böyle gittiği sürece, dünya gıda
fiyatları da artmaya devam edecektir.İklim değişikliği ve kuraklık sonucunda kırsal kesimde yaşayan ve tarımla uğraşan
insanlar; yoksulluk ve açlık riski altında olmakla beraber kaynaklara da sınırlı bir erişim içerisindedirler. Sonuç olarak
kırsalda yaşayan insanların şehirlere hızlı ve kontrolsüz göçü, çarpık kentleşme, kent kültüründe bozulmalara ve yoksullaşma artışına neden olmaktadır. Ülkemizde üretimdeki artış hızı, nüfus artış hızının altında kalmıştır. Ülkemizdeki
hayvan varlığının azaldığını dolayısıyla et üretiminin düştüğünü de göz önüne alırsak, açlık ve ithalata bağımlılığı bizim
ülkemizin de en büyük sorunları arasında sayabiliriz. Tarım ve hayvancılık toplumun gıda güvencesidir. Geleceğimiz
üzerinde söz sahibi olmak için kendi kendimizi yönetebilme yeterliliğimiz olmalıdır.
Tüketicinin gıdaya erişimi giderek zorlaşırken, sektördeki özelleştirme girişimleri, taşeronlaşma, gıda güvenilirliğini tehdit
eden uygulamalar ve ilgili meslek örgütleri, kurum ve kuruluşların görüşü alınmadan yapılan hukuki düzenlemeler, yaşanan sıkıntıları daha da artırmaktadır. Aslında, dünyada yaşanan açlık ve yetersiz beslenmenin nedeni üretim yetersizliği değil,
üretim ve tüketimin adaletli bir şekilde sağlanamamasıdır. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde de belirtildiğ i gibi,
insanların temel gereksinimi olan gıdanın eşit ve adil dağıtılmadığı bir dünya güvenli değildir.Bizler, gıda egemenliğinin;
ülkelerin tarım, hayvancılık, depolama gibi gıda kaynaklarını belirleme ve yönetme hakkı olduğuna inanarak, kalıcı çözümün
yardımlarla ya da hibelerle sağlanamayacağını, kırsal kesimde teşvik ve sosyal korumaya yönelik politikaların en üst
seviyelere çıkarılması gerektiğini, tarım politikalarının temel hedefinin; ülke nüfusunu nitelik ve nicelik olarak besleyecek bir
tarımsal üretim düzeyinin sağlanması gerektiğini, doğru ve yeterli beslenmede gıda çeşitliliğinin önemli olduğunu ve bunu
ancak yerli tarım, yerli üretimle sağlayabileceğimizi, halkımızın herkes gibi sağlıklı, kültürel açıdan uygun ve sürdürülebil ir
gıdaya ulaşma hakkı olduğunu savunuyoruz.
Bizler TMMOB„ne bağlı Gıda Mühendisleri, Kimya Mühendisleri ve Ziraat Mühendisleri Odaları olarak, gıdanın ve dünyanın
doğal kaynaklarının hegemonya aracı olarak kullanıldığı bir yaşamın sürdürülebilir olmadığını söylüyoruz. Akın ÖZDEMİR„in
"Türkiye; insanı aç, hayvanı aç, toprağı aç olan bir ülke olmaktan kurtarılmalıdır" sözü amacımızı net bir şekilde
özetlemektedir.
Açlığın ve yetersiz beslenmenin gündemde olmadığı, güvenli gıdalar tüketebildiğimiz bir dünya ve Türkiye için; başta
politika oluşturucular ve yöneticiler olmak üzere, hep birlikte çaba sarf etmek bir görev olarak görülmelidir.
Yusuf SONGÜL
Gıda Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu Başkanı
Dr. Ali UĞURLU
Kimya Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu Başkanı
Özden GÜNGÖR
Ziraat Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu Başkanı
tmmob meteoroloji mühendisleri odası /e-bülten-----------------------------------------29/8 Kasım 2016
24
TMMOB’DEN DÜNYA ENERJĠ
KONGRESĠ’NE “ENERJĠDE
ĠNSANA YER YOKMU ?
10.10.2016
ENERJİDE İNSANA YER YOK!
Dünya Enerji Konseyi tarafından "iktidar-sermaye" ikilisi eliyle 9-13 Ekim tarihleri arasında Ġstanbul`da 23. Dünya Enerji
Kongresi düzenleniyor. Enerji kaynaklarının parsellenmesi ve sömürülmesine dayalı dünya düzeni içerisinde insanların
enerji kullanım hakkını yok sayan, enerjiye tamamen ticari bir çıkar gözüyle bakan zihniyet her alanda egemen kılınmaya
çalıĢılıyor. Ne yazık ki 23. Dünya Enerji Kongresi de bu zihniyet tarafından ele geçirilmiĢtir. Dünya Enerji Kongresi`nin
Türkiye`de yapılmasını sağlayan ve enerjide toplumsal yararı önceleyen ekip dıĢlanarak bir kongre gerçekleĢtirilmektedir.
Enerji alanında çalıĢanları ve kamuyu temsil eden kurumların ötekileĢtirildiği, tamamen Ģirket temsilcilerinin söz sahibi
olduğu ve Ģirket çıkarlarının savaĢtığı, kamu adına ses çıkarabilecek hiçbir kurum ve kuruluĢa yer verilmeyen bir yapı ile
ülkemiz ve dünya enerji kaynaklarına yönelik "algı operasyonu" yapılmaktadır.
Tüm dünyadan katılımcıların beklendiği Dünya Enerji Kongresi`nin ana teması "Yeni ufukları kucaklamak" olarak
belirlenmiĢ ve duyuruda amaç Ģöyle ortaya konulmuĢtur:
"23. Dünya Enerji Kongresi Dünya Enerji Liderleri, Geleceğin Enerji Liderleri ve Enerji Üçlemi zirveleri gibi özel
oturumlarla dünyanın her yerinden gelen ve ulusal, bölgesel ve küresel düzeylerde sürdürülebilir enerji sunmak için seçenekler arayan Enerji Bakanları, iĢ, finans ve akademi dünyasının liderleri arasında diyalog oluĢturulmasını sağlayacak."
Bugünün dünyasında insanların gereksinimi olan enerji ticari meta olarak kabul edilip bunun çeĢitli ticari yollarla insanlara
sunulması ve sonuçta kar elde edilmesi anlayıĢı egemendir. Bunun enerji alanında sürdürülebilirliği sağlayarak insanlığa
hizmeti sürekli kılmak gibi süslü kelimelerle sunulması; dünyadaki enerji adaletsizliğini, enerji yoksulluğunu, enerji
yoksunluğuna bağlı olarak yaĢanan temel insan hakları mahrumiyetlerini gizleyemez. ġaĢalı toplantılarla büyük kitleler
kendilerine enerji sunulduğu için minnettar olmaya zorlanmakta, enerji yokluğu tehdidiyle her türlü itiraz bastırılmaya çalıĢılmaktadır.
Bugün tüm dünyada ve ülkemizde gerek devlet gerekse özel kuruluĢlar tarafından gerçekleĢtirilen enerji yatırımları
iktidarların ve Ģirketlerin büyük baĢarıları olarak sunulmaktadır. Bu baĢarının maliyetleri ve topluma çıkarılan faturası
sorgulanmamaktadır. Bu yatırımlar yapılırken enerji üretimi veya iletimi ile ilgili tesislerin yapımında yer seçiminden enerji
tesisinin kurulumuna kadar bu enerjiden yararlanacak insanların hiçbir fikri alınmamakta, mutabakatı sorulmamaktadır.
Bunun yerine ticari olarak yatırımın baĢarılı olup olmayacağı noktasında fizibilite adı altında hazırlanan ve sonuçta
yapılacak yatırımın karlı olup olmadığını gösteren belgelerle kararlar alınmaktadır. Bu belgeler tüm insanlığa ait olan enerji
kaynaklarından teknik ve bilimsel olarak en iyi Ģekilde yararlanmayı dahi kapsamamaktadır. Gerekirse yatırımın karlı
olabilmesi için üretilen enerjinin fiyatı çeĢitli yöntemlerle yükseltilip alçaltılmakta, enerji ihtiyacı manipüle edilmektedir.
Son zamanlarda çeĢitli ülkelerdeki elektrik eksikliği veya petrol üretimindeki artıĢ ve fiyat iliĢkileri bu oyunu en açık biçimde gözler önüne sermektedir.
23. Dünya Enerji Kongresi`nin oturum günlerinin baĢlıkları da "Gelecek için vizyon ve senaryolar; ĠĢ olanakları, kaynaklar
ve teknolojilerin tanımlanması; Enerji üçlemesi; zenginliği sağlamak için politik çözümler; Afrika`da sürdürülebilir enerji
geleceği nasıl sağlanabilir" olarak belirlenmiĢtir. Görüldüğü gibi hala bakir olan Afrika`da kaynakların nasıl
sömürülebileceğine yönelik bir gündem oluĢturulmuĢ durumdadır.
Yani enerjiyi bir ticari meta, enerji üretimini bir iĢ olarak görenler; enerji üretiminin arttırılması için politik açılımları,
geleceği daha karlı kılabilmek için kullanılacak yöntem ve konulacak kuralları görüĢmek, bu konularda fikir alıĢveriĢi
yapabilmek ve yapabilirlerse ortak önerilerde bulunmayı sağlamak ve Afrika`nın enerji potansiyelini "incelemek" üzere bir araya gelmektedirler.
Enerjinin üretiminin ana amacı insan yaĢamı için gerekli olan miktarda üretilerek, insan refahının sağlanmasıdır. Bu nedenle
toplumun kendi ihtiyacı olan enerjiyi kendisinin karar vereceği miktarda ve kabul edeceği yöntemlerle üretilmesi için
çalıĢılmalıdır. Enerji üretiminin toplumun kendi kararları dıĢında verilmesi ve enerji üretiminin bir ticari faaliyet olarak
yapılması dünyada bir takım ülkelerin sömürge olması, savaĢların çıkması ve enerji zengini ve enerji yoksunu toplumların
tmmob meteoroloji mühendisleri odası /e-bülten-----------------------------------------29/8 Kasım 2016
25
oluĢması sonucunu vermiĢtir.
Bugünün dünyasında günde iki saat elektrik kullanabilen insanlar ile küçük bir Ģehrin tüm elektriğini kullanan AVM gibi
tesisler bir arada bulunmaktadır.
Bugünün dünyasının en önemli sorunu insanların enerjiye ulaĢımının kolay, ucuz ve eĢit olmasının sağlanması, enerji
kaynaklarının çevreye zarar vermeden kullanılmasının yollarının bulunması ve enerji alanında demokratikleĢmenin sağlanarak enerjinin bir ticari meta olmaktan çıkarılmasıdır.
Enerjiyi toplumun malı olarak kabul eden bir görüĢten hareketle bu toplantıyı dikkatle takip ederek, çıkacak sonuçları
insanlık yararı açısından değerlendirip enerjinin ticari meta olarak ele alınmasının kaygı verici sonuçlarını kamu ile paylaĢacağımızı belirtiriz.
11. BİLİM TARİHİNDE KASIM AYI
4 Kasım 1939 : Klimanın Keşfi
İlk klimalı otomobili Packard Motor şirketi 4 kasım 1939‟daki 40 Chicago Otomobil Fuarı‟nda halka sundu Aracın içine yerleştirilen klima düzeneği sayesinde
içerideki hava nemden arındırılarak soğutulabiliyor ve yeniden süzülerek aracın içinde dolaşımı sağlanabiliyordu Düzenek kış ayları için benzer biçimde sıcak
hava da üretiyordu Isıtmayı ve soğutmayı sağlayan bu iki parçalı düzenek arka koltukların altına saklanmıştı Klima yaklaşık 24 saat boyunca, otomobil
saatte 90 km hızla ilerlerken 1,5 ton buzun sağlayabileceği bir serinliğe eşdeğer bir serinlik üretebiliyordu
4 Kasım 1922 : Tutank Amon‟un Kayıp Mezarı
Çocuk firavun Tutank Amon‟a ait olduğu düşünülen mezarın girişi İngiliz arkeolog Howard Carter‟ın çok uzun süre yürüttüğü arkeolojik araştırmaların sonunda
1922‟de Krallar Vadisi‟inde bulundu Kazıda çalışan işçilerden birinin yerin içine doğru uzanan taştan bir merdivenin ilk basamağına rastlamasıyla bu bölgedeki
araştırma çalışmaları yoğunlaştırıldı Bu çalışmaların sonucunda da dokuz yaşında tahta çıkan ve 19 yaşında öldüğü düşünülen çocuk firavun Tutank Amon‟un
daha önce bilinmeyen mezar girişi ortaya çıkarıldı Onbir basamağın sonunda sıvanmış ve mühürlenmiş bir kapıdan oluşan mezar girişinin üzerindeki mühür
sayesinde çocuk firavun Tutank Amon‟a ait oluğu anlaşıldı
4 Aralık 1131‟de Ömer Hayyam yaşama veda etti
Daha çok rubaileriyle tanıdığımız Ömer Hayyam aslında döneminin önemli matematikçi ve gökbilimcilerinden biriydi
11 yüzyılın sonları ve 12 yüzyılın başlarında İslam dünyasında matematiğin en büyük temsilcisi olan Hayyam‟ın özellikle sayılar kuramı ve cebir alanında
önemli çalışmaları vardı Öklit‟in yapıtı üzerine olan yorumlarında, irrasyonel sayıların da tıpkı rasyonel sayılar gibi kullanılabileceğini kanıtlaması matematik
tarihindeki dönüm noktalarından biri olmuştur Paralellik kuramına ilişkin çalışmalarıysa etkisini yüzyıllar boyunca sürdürmüştür 1074‟te Büyük Selçuklu Sultanı
Melik Şah tarafından Isfahan‟da bir gözlemevi kurmak ve dönemin takvim sistemini düzenlemekle görevlendirildi Onun bugün daha çok tanınmasını sağlayan
rubaileriyse ölümünden yaklaşık iki yüz yıl sonra ortaya çıkmıştı
5 Kasım 1963 : Vikingler Amerika‟da
1963‟te Kanada‟nın doğu kıyılarında yer alan Newfoundland‟da, Kristof Kolomb‟un Amerika kıtasını keşinden yaklaşık 500 yıl öncesine ait olduğu tahmin edilen
bazı kalıntılara rastlandı Daha önceki bazı araştırmalar da tarihçilere Amerika‟ya ulaşan ilk Avrupalı‟ların Vikingler olabileceğini düşündürmeye başlamıştı
Arkeologların bu kalıntılar üzerindeki çalışmalarının ardından bunların Vikinglere ait bir yerleşmenin kalıntıları olduğunu ortaya koydu Kalıntıların yayıldığı
yaklaşık 10 km2lik bu bölge Vinland adıyla anılmaya başlandı
9 Kasım 1991 : İlk Nükleer Füzyon Deneyi
1991‟de ilk nükleer füzyon deneyi İngiltere‟de gerçekleştirildi Deney sırasında yalnızca iki saniyeliğine de olsa yaklaşık 1,7 MW gibi yüksek bir elektrik gücüne
ulaşılabildi Bu ilk kontrollü füzyon deneyi kısa adı JET (Joint European Torus) olan bir bilim insanı grubunca gerçekleştirilmişti Füzyon, bugün nükleer
santrallerde kullanılan atomun parçalanarak enerj elde edilmesi yönteminden farklı bir yöntem Bu yöntem radyoaktif atık çıkarmadan enerji elde etme
olanağı sağlıyor
10 Kasım 1885 : Motosiklet Yollarda
İlk motosiklet 1885‟te Gottlieb Daimler tarafından tasarlandı İskeleti ve tekerlekleri ahşaptan üretilmişti ve motordaki gücü deri bir kayışla arka tekerleğe
aktarıyordu Tekerleklerin monte edildiği yerlerde günümüzdeki gibi bir süspansiyon düzeneği olmadığından pek de rahat bir yolculuk sunmuyordu Tek
silindirli motorun 265 cc‟lik bir hacmi vardı ve araç en çok saatte 12 km‟lik bir hıza ulaşabiliyordu Bu motosiklet daha sonra dünyanın en büyük motor üretici
şirketi olacak Daimler‟in deneysel olarak tasarladığı modellerden yalnızca biriydi
15 Kasım 1630 : Johannes Kepler Öldü
tmmob meteoroloji mühendisleri odası /e-bülten-----------------------------------------29/8 Kasım 2016
26
Ünlü Alman gökbilimci Johannes Kepler 1630‟da yaşama veda etti Dünya‟nın ve öteki gezegenlerin Güneş‟in çevresinde elips biçimindeki yörüngelerde
dolandığını ilk kez ortaya koyan Kepler modern gökbilimin temelini oluşturan ve kendi adıyla anılan gökbilim yasalarını bulmuştu İyi bir matematikçi olan
Kepler bir süre yardımcısı olduğu ünlü Danimarkalı gökbilimci Tycho Brahe‟nin gözlem sonuçlarından yararlanarak bu yasalara ulaşmıştı Daha sonraları
Newton‟un kütle çekim yasasını bulmasında çok önemli bir rol oynayan Kepler‟in çalışmalarından, doğal ve yapay uyduların ve uzay araçlarının devinimlerinin
incelenmesinde ve hesaplanmasında da yararlanılmıştı
15 Aralık 2000: Çernobil Kapatıldı!
15 Aralık 2000‟de Çernobil nükleer santralının çalışması durduruldu Ukrayna‟da bulunan Çernobil santralında 26 Nisan 1986‟da dünyanın en büyük nükleer
kazası olmuştu 15 Aralık 2000‟den bir hafta önce santralin sağlam kalan son reaktörü olan üç numaralı reaktör de teknik sorunlar nedeniyle durduruldu Daha
sonra yeniden çalıştırılsa da ulusal enerji ağının dışına çıkarıldı ve en düşük güçte tutuldu Ancak simgesel öneminden ötürü tüm dünyaya kapatıldığı duyuruldu
Çernobil‟in çalışan bu son reaktörü Ukrayna‟nın elektrik gereksiniminin yaklaşık % 5‟ini karşılıyordu.
16 Aralık 1474: Ali Kuşçu Öldü
Ünlü Türk gökbilimci ve matematikçi Ali Kuşçu 16 Aralık 1474‟te yaşama veda etti Babası Mehmet Bey aynı zamanda Timurlu hükümdarı olan ünlü gökbilimci
Uluğ Bey‟in doğancısıydı Bu nedenle Kuşçu adıyla anılan Ali Alaeddin, Semerkand'da doğmuş ve burada yetişmişti Burada bulunduğu sıralarda, Uluğ Bey,
Kadızâde-i Rûmî ve Gıyâsüddin Cemşid el-Kâşî gibi dönemin önemli bilim insanlarından matematik ve gökbilim dersleri almıştı Uluğ Bey‟in en gözde
öğrencilerinden olan Ali Kuşçu bir dönem Semerkand Gözlemevi‟nin başına getirildi Uluğ Bey‟in ölümünün ardından Fatih Sultan Mehmet‟in davetiyle
İstanbul‟a yerleşti ve Ayasofya Medresesi‟nde gökbilim dersleri verdi.
17 Aralık 1790: Aztek Takvimi Bulundu
Meksika‟daki Aztek uygarlığına ait en önemli kalıntılardan biri olan Aztek takvimi, 17 Aralık 1790‟da Meksiko City yakınlarında gün ışığına
çıkarıldı 24 tonluk bir kaya kütlesine işlenmiş gökbilim simgelerinin oluşturduğu takvim Güneş Taşı adıyla anılıyordu Yıldızların hareketine göre tasarlandığı
tahmin edilen Aztek takvimi, Azteklerin matematik ve gökbilim alanındaki bilgi birikimini göstermesi nedeniyle büyük önem taşıyordu Mevsimlerin ve bazı
doğa olaylarının önceden kestirilmesinde kullanıldığı tahmin edilen takvimin, Aztek toplumunun bazı ekonomik ve toplumsal etkinliklerinin düzenlenmesinde ve
bazı dinsel törenlerin planlanmasında da kullanıldığı sanılıyor 1427-1479 yılları arasındaki 52 yıllık bir dönemi gösterdiği saptanan Güneş Taşı, bugün birçok
kültürde kullanılan Gregoryan takviminden yaklaşık 100 yıl önce hazırlanmıştı Bu dev anıt İspanyol istilası sırasında, bugün Meksico City kent merkezinde
yükselen Metropolitan Katedrali‟nin bulunduğu alana gömülmüştü Güneş Taşı, kayboluşundan yaklaşık 250 yıl sonra, 1790‟da katedralin onarım çalışmaları
sırasında rastlantı sonucu yeniden gün ışığına çıktı
21 Kasım 1783 : İlk Balon Yolcusu
1783‟te fizik profesörü Jean Francois Pilatre de Rozier bir sıcak hava balonuyla yolculuk eden ilk insan olarak tarihe geçti De Rozier bir sıcak hava balonuyla
Paris‟teki Bois de Boulogne Sarayı‟ndan havalanarak yaklaşık 9km lik bir yolu kat etmeyi başarmıştı De Rozier‟i taşıyan balon 25 dakika havada kalmış ve
yaklaşık 100 m yüksekliğe ulaşmıştı İzleyiciler arasında Fransa Kralı XVI Louis de bulunuyordu Uçuştan önce Kral balona iki mahkumun bindirilmesini
önermişti Buna karşın De Rozier balonla uçan ilk insan olma şerefine kendisinin ulaşmak istediğini belirterek Kral‟ı ikna etmeyi başarmıştı Bu uçuştan birkaç
ay önce de sıcak hava balonunun mucidi Montgolfier Kardeşler benzer bir denemeyi, birkaç evcil hayvan kullanarak başarıyla gerçekleştirmişti
24 Kasım 1859 : Türlerin Kökeni Kitapçılarda
Ünlü doğa bilimci Charles Darwin‟in büyük yankı uyandıran Türlerin Kökeni adlı kitabı 1859‟da İngiltere‟de basıldı Darwin‟in 1830‟lu yıllarda HMS Beagle adlı
gemiyle yaptığı dünya gezisi sırasında topladığı canlı türlerinden ve yaptığı gözlemlerden yararlanarak yazdığı bu kitap bütün canlı türlerinin geçişli bir biyolojik
evrim süreci yaşadığını ortaya koyuyordu Daha sonra evrim kuramı adını alan bu bilimsel düşüncenin temelinde yaşamını sürdürebilen türün çevre
koşullarına en iyi uyum sağlayan tür olduğu biçiminde özetlenebilecek doğal seçilim yasası yer alıyordu Darwin, bu çalışması sırasında dönemin ünlü doğa
bilimcileri Charles Lyell ve Alfred Wallace tarafından büyük destek görmüştü
29 Aralık 1987: Uzayda 326 Gün
29 Aralık 1987‟de kozmonot Yuri Romanenko uzayda 326 gün kalarak daha önce de kendisine ait olan uzayda kalma rekorunu geliştirdi Bu süre ABD‟li
astronotların 87 günlük rekoruyla karşılaştırılamayacak kadar uzun bir süreydi Romanenko, Rusya‟nın dünya yörüngesindeki Mir
uzay istasyonuna görev arkadaşı Alexander Laveikin‟le birlikte 6 Nisan 1987‟de ulaşmıştı Laveikin istasyondaki beşinci ayını doldururken bazı solunum ve kalp
sorunlarıyla karşılaştı ve yerini Alexander Alexandrov‟a bıraktı Ekip bu 326 günlük süre içinde biyoloji, tıp, malzemebilimi
ve jeolojiyle ilgili 1000‟in üzerinde deney gerçekleştirdi Bunun yanında Romanenko ve Alexandrov ikilisi Kvant adlı astrofizik laboratuvar modülünüde Mir uzay
istasyonuna eklemiş ve güneş sisteminin uzak bölümleriyle ilgili veri toplanmasını sağlamıştı
Read more: http://www.shazinem.net/yanlis-bilinen-gercekler/130862-bilim-tarihinde-ekim-kasim-aralik.html#ixzz4M0gDNJZjKaynaklar:
http://inventors.about.com, http://www.todayinsci.com, http://www.historytoday.com
Read more: http://www.shazinem.net/yanlis-bilinen-gercekler/130862-bilim-tarihinde-ekim-kasim-aralik.html#ixzz4M1nec8Zt
tmmob meteoroloji mühendisleri odası /e-bülten-----------------------------------------29/8 Kasım 2016
27
12. ESKİ E-BÜLTENLER
E-Bülten Nisan 2016 Sayı: 29/1
https://meteorolojibulten.files.wordpress.com/2016/04/e-bc3bclten1docx.pdf
E-Bülten Mayıs 2016 Sayı: 29/2
https://meteorolojibulten.files.wordpress.com/2016/05/e-bc3bclten-mayis-29-2.pdf
E-Bülten Haziran 2016 Sayı: 29/3
https://meteorolojibulten.files.wordpress.com/2016/05/e-dergi31.pdf
E-Bülten Temmuz 2016 Sayı:29/4
https://meteorolojibulten.files.wordpress.com/2016/06/e-dergi-4.pdf
E-Bülten Ağustos 2016 Sayı:29/5
https://meteorolojibulten.files.wordpress.com/2016/08/e-bc3bclten-5-agustos-2016.pdf
E-Bülten Eylül 2016 Sayı:29/6
https://meteorolojibulten.files.wordpress.com/2016/08/e-bc3bclten-6.pdf
E-Bülten Kasım 2016 Sayı:29/7
https://meteorolojibulten.files.wordpress.com/2016/10/e-bc3bclten-7-ekim-2016-1.pdf
tmmob meteoroloji mühendisleri odası /e-bülten-----------------------------------------29/8 Kasım 2016
28
Uluslararası Su Mücadeleleri Konferansı
Su Hakkı Kampanyası olarak sizi 12-13 Kasım tarihlerinde düzenleyeceğimiz Uluslararası Su Mücadeleleri
Konferansı'na davet ediyoruz.
İnkar edilemez bir biçimde dünyanın çehresini, toplumların yapısını
değiştiren bir iklim ve su krizine doğru tam gaz ilerliyoruz. Şu anda 1,8
milyar insan kirli su içiyor; her gün beş yaşın altında 900'e yakın çocuk
kirli su kullanımına bağlı ishalli hastalıklar yüzünden ölüyor. Daha da
kötüsü temiz suya erişimde 2030 yılında %40'lık bir azalma bekleniyor.
Kuraklık sadece susuzluğu değil, açlığı da beraberinde getiriyor. Yine şu
anda dünya nüfusunun dokuzda biri yaşamlarını sağlıklı bir biçimde
sürdüremeyecek kadar aç. Türkiye'de de son yarım asırda sulak
alanlarının yarısı kurudu. Kurak geçen günlerin sayısı her geçen yıl
artıyor. Üstelik Birleşmiş Milletler (BM) raporunda Türkiye 2025 yılında su
sıkıntısı çekecek 33 ülkeden biri olarak gösteriliyor.
Suya erişim tüm canlılar için her geçen gün daha da zorlaşırken, büyüyen
bu krizin ardında; azalan ve kirlenen su varlıkları, iklim değişikliği, her
geçen gün pahalanan su hizmetleri, göç, ırkçılık, milliyetçilik, militarizm,
kapitalizm, neoliberalizm ve benzeri birçok birbiri ile bağlantılı sorun var.
Ekolojik bir meseleden çok, siyasal ve toplumsal sorunlarla yüz yüzeyiz.
Bu olumsuz tabloyu değiştirmek için ise dünyanın dört bir yanında; bizzat
enerji ve sanayi faaliyetleri nedeniyle suları gasp edilenler, şehirlerde kirli
ve pahalı su kullanmak zorunda bırakılanlar, suyun sıradan bir ihtiyaç maddesine indirgenip piyasada alınıp
satılmasına karşı çıkanlar ve suyun bir insan hakkı olduğunu savunanlar her geçen gün ivmesi artan bir
mücadele veriyor ve bu mücadele içinde bir araya geliyor.
12-13 Kasım 2016 tarihlerinde yapacağımız Uluslararası Su Mücadeleleri Konferansı'nda su varlıklarının
korunması ve tüm canlıların suyu adil olarak kullanabilmesi için verilen mücadelelerin Türkiye'den ve diğer
ülkelerden aktivistleri ile bu konuya dikkat çeken akademisyenlerin konuşmaları eşliğinde kolektif çözüm önerileri
geliştirmeye, mücadeleyi büyütmeye ve güçlendirmeye çalışacağız. Siz su hakkı dostlarını da aramızda
görmeyi çok isteriz.
Dostluk ve dayanışmayla
Su Hakkı Kampanyası
Program ve ayrıntılı bilgi için tıklayınız.
Konferans katılımınız için lütfen buradan önkayıt formunu doldurunuz.
Konferansın duyurusuna katkıda bulunmak isterseniz afişlere ve toplantı görsellerine bu bağlantıdan erişebilirsiniz
Konferasın facebook etkinlik sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.
Konferans Boğaziçi Üniversitesi Uçaksavar Kampüsü Garanti Kültür Merkezi Ayhan Şahenk Salonu'nda olacak.
Yer tarifi için: http://www.harita.boun.edu.tr/index.php/harita/get/77
İletişim:
Tel: 0212-253 27 29
E-posta: [email protected]
tmmob meteoroloji mühendisleri odası /e-bülten-----------------------------------------29/8 Kasım 2016
29
tmmob meteoroloji mühendisleri odası /e-bülten-----------------------------------------29/8 Kasım 2016
30