2
dir görülmektey se de (Ebu Da- vud, "Diyat", 16) Hazm ile ve Hanbeli fakihlerinin göre diyet- te aslolan devedir. Dinar, dirhem. elbise vb. diyet tesbitle- ri devenin ve belir- lemekten ibarettir. Ebu Hanife, Malik ve Hanbeli fakihlerine göre ise devenin ve de diyet belirlenmesinde ölçü Öte yandan öldürmenin veya hata ile diyet olarak ve- rilecek develerin etkilemese de cins ve etkiler (bk. alimlerinin göre ga- nimet taksiminde gaziye devesi için ay- bir pay verilmez. Ancak Ahmed b. Han- bel'den bu konuda iki Bu kuwetli göre at üzerinde imka- halde deve üzerinde tirak eden kimseye bir pay verilmez. re ise herhangi bir deve için de bir pay Basri'nin de bu oldu- kaydedilmekt edir Ku dame. VIII. 408) ei-Muua tta', 1 ; Darimi. "Zekat", 3; Buhari, " Et'ime" , 53, "Hac ", 11 8-119, "Zekat ", 32, 42, 56; s lim. 90 , 97 ; Ma- ce. "Taharet ", 65, 67, "Zekat", 6, "Diyat ", 16; Ebu D avad. "Tahare t", 71, 74, "D iyat", 16, " Eda- 17 ; Tirmizi. "Tahare t" , 41, 58 , 60, "Zeka t", 4; N esaT, "Zekat", 5, 18, 47 ; Sa h- nan. ei -Müdevvene, VI, 175-176; Hazm. ei- Muhall a, X, 388-389; ei-Mühe ??eb, 1, 31, 152- 154, 245; ll, 196-1 97 ; K asa ni, el-Be- da ' i', ll, 26-27; VI, 200 ; Kud a me. el-Mug- nt, lll , 431-432; VII , 759; VIII , 408 -409 ; H a- c er. Fethu'l- bari{Sa'd). V III , 27 -28; mam. Fethu 'l-kadir {Bulak). I V, 428 ; D esGki, I V, 11 8 -11 9; kani, Neyl ü' l -evtar, 237-239; Abidin, Red- dü'l-muhtar, VI, 367- 368; Mv.F, 1, 182- 183; Mu. Fi, 1, 201-211. ÖGÜT L DEVEGEÇiDi KÖPRÜSÜ kuzeyinde Devegeçidi suyu üzerinde Artuklular XIII. köprü. 20 km. kadar kuzeyin- de, Dicle'nin bir i olan Deve- geçidi suyu üzerinde giden yolda- Yöre Cümek Köyü Köprüsü. es ki ha ritalarda ise Karaköp- rü olarak da larda bu köprü ile, yo- lunda yine su üzerinde bulunan, fa - kat kitabesi gibi mimari ba- da dikkate bir özellik ta- ve halk Cimikan 1 Çak- mak da bir köp- rünün görülmektedir. Esas Devegeçidi Köprüsü'nün menba daki ucunda olan üç kitabesinden sahil ile birinci z bulunan üç düz biçiminde Arapça ilk kitabede, Mahmud b. Muhammed b. Karaarslan 615 (1218) ve Ca 'fer b. Mahmüd ei-Ha- lebi belirtilmektedir. kita- be. köprünün iki nci sel yara- üzerinde Türk kemeri denilen sivri kemerin içinde bir çerçeveye Bunda da yine kolundan Mahmud b. Mu- hammed ile kemerin iki alt ucunda mi- mar Ca 'fer b. Mahmüd'un okunur. ile gözler üçün- kitabede ise Allah yolunda sarfedenlerin Bakara süresi- nin 261 . ayeti yer Evliya Çelebi'nin 1065 ( 1654 -55) da Çermik'ten giderken üze- rinden "musanna' ve müzeyyen" diyerek tarif Karaköprü ol- bölgede IV. Murad dan ikinci bi r Deve- geçidi Köprüsü'nden Gülgün Tunç bah- seder. ve çevresine dair et- olan Basri Konyar da 1936 eser inde bu ikinci köprüyü tarif Kon- ya r bu köprünün 1291'de ( 1874) Ahmed Tevfik Devegeçidi Köprüsü ve kitabeieri - DEVEGEÇiDi KÖPRÜSÜ na fakat yeteri kadar lam ve 1297'- de ( 1880) yeniden yaz- Devegeçidi Köprüsü, siyah renkte mun- tazam bir kaplamaya sa- hiptir. Bu kaplama yer yer den içteki moloz dolgu meydana 95, S olarak köprünün dört büyük kemerden sonra (e n k keme- rin 3.70 m.) uca gittikçe küçülen daha ufak üç gözü Göz- ler sivri kemerli olmakla beraber köp- rünün tabiiyesi kilit na kadar tabliye- nin daha yüksekte gerekirdi. Bu sebeple köprünün üst geç ta- rihlerdeki tamirlerde olma- ihtimal dahilindedir. Çulpan. köprüyü 13 Temmuz 1970 günü bizzat ineeledi- göre bilgilerin kabul etmek ge- rekir. Gözler sel yaranlar bü- yük ölçüde harap Karayolla- Genel ilk defa 1971 acil köp- rünün daha sonraki da bö- lümleri tamir Devegeçidi Köprüsü Anadolu'da bu çe- eserlerinin en eskilerinden bi- ridir. Üzerindeki kitabeler, Artuklular ta- rihine ve bilhassa bu emirleri- nin ait bilgiler vermesi ba- çok önemlidir. zaman- da bu köprü, imar faaliyetlerine büyük verdikleri eser- lerle bilinen pek 227

Diyarbakır · 2018. 5. 25. · Diyarbakır'ın 20 km. kadar kuzeyin de, Dicle'nin kollarından biri olan Deve geçidi suyu üzerinde Eğil' e giden yolda dı r. Yöre halkı tarafından

  • Upload
    others

  • View
    3

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: Diyarbakır · 2018. 5. 25. · Diyarbakır'ın 20 km. kadar kuzeyin de, Dicle'nin kollarından biri olan Deve geçidi suyu üzerinde Eğil' e giden yolda dı r. Yöre halkı tarafından

dir edildiği görülmekteyse de (Ebu Da­vud, "Diyat", 16 ) İbn Hazm ile Şafii ve Hanbeli fakihlerinin çağuna göre diyet­te aslolan devedir. Dinar, dirhem. sığı r.

elbise vb. şeylerle yapılan diyet tesbitle­ri devenin kıymetini açıklamak ve belir­lemekten ibarettir. Ebu Hanife, İmam Malik ve bazı Hanbeli fakihlerine göre ise devenin yanı sıra altın ve gümüş de diyet miktarının belirlenmesinde ölçü sayılır . Öte yandan öldürmenin kasıtlı veya hata ile yapılması diyet olarak ve­rilecek develerin sayısını etkilemese de cins ve vasıflarını etkiler (bk. DİYET).

Fıkıh alimlerinin çoğunluğuna göre ga­nimet taksiminde gaziye devesi için ay­rı bir pay verilmez. Ancak Ahmed b. Han­bel'den bu konuda farklı iki ayrı görüş nakledilmiştir. Bu görüşlerden kuwetli olanına göre at üzerinde savaşma imka­nı olduğu halde deve üzerinde savaşa iş­tirak eden kimseye ayrı bir pay verilmez. Diğer görüşe göre ise herhangi bir şart koşulmaksızın deve için de bir pay ayrı­lır. Hasan-ı Basri'nin de bu görüşte oldu­ğu kaydedilmekt edir ( İ b n Kudame. VIII . 408)

BİBLİYOGRAFYA:

ei-Muuatta', "'~iil " , 1 ; Darimi. "Zekat", 3; Buhari, "Et'ime", 53, "Hac", 11 8-119, "Zekat", 32, 42, 56; Müslim. "Hayız", 90, 97 ; İbn Ma­ce. "Taharet", 65, 67, "Zekat", 6, "Diyat", 16; Ebu Davad. "Taharet", 71, 74, "Diyat", 16, "Eda­J:ıi" , 17 ; Tirmizi. "Taharet", 41, 58, 60, "Zekat", 4 ; NesaT, "Zekat", 5, 18, "~asame" , 47 ; Sah­nan. ei -Müdevvene, VI, 175-176; İbn Hazm. ei­Muhalla, X, 388 -389; ŞirazT, ei -Mühe??eb, 1, 31, 152- 154, 245 ; ll , 196-1 97 ; Kasani, el-Be­da ' i', ll , 26-27; VI, 200 ; İbn Kudame. el -Mug­nt, lll, 431-432 ; VII, 759; VIII, 408 -409 ; İbn Ha­cer. Fethu' l- bari{Sa'd). VIII , 27 -28; İ bnü'! - Hü­mam. Fethu 'l-kadir {Bulak). IV, 428 ; DesGki, Haşiye 'a ie 'ş-Şerh i ' l -kebfr, IV, 11 8-11 9; Şev­kani, Neylü' l -evtar, ı , 237-239; İbn Abidin, Red­dü'l-muhtar, VI, 367-368; Mv.F, 1, 182- 183; Mu. Fi, 1, 201-211.

~ SALİM ÖGÜT

L

DEVEGEÇiDi KÖPRÜSÜ

Diyarbakır'ın kuzeyinde Devegeçidi suyu üzerinde

Artuklular tarafından XIII. yüzyılda yapılan köprü.

Diyarbakır'ın 20 km. kadar kuzeyin­de, Dicle'nin kollarından biri olan Deve­geçidi suyu üzerinde Eğil ' e giden yolda­d ı r . Yöre halkı tarafından Cümek Köyü Köprüsü. eski haritalarda ise Karaköp­rü olarak da adlandırılmıştır. Bazı yayın­

larda bu köprü ile, Diyarbakır-Ergani yo­lunda yine aynı su üzerinde bulunan, fa-

kat kitabesi olmadığı gibi mimari ba­kımdan da dikkate değer bir özellik ta­şımayan ve halk arasında Cimikan 1 Çak­mak adlarıyla da anılan başka bir köp­rünün karıştınldığı görülmektedir. Esas Devegeçidi Köprüsü'nün menba tarafın­daki ucunda olan üç kitabesinden sahil ayağı ile birinci göz arasında bulunan üç satırlık düz şeritler biçiminde Arapça ilk kitabede, yapının Artukoğulları 'ndan

Mahmud b. Muhammed b. Karaarslan tarafından 615 (1218) yılında yaptınldı­ğı ve mimarı nın Ca'fer b. Mahmüd ei-Ha­lebi olduğu belirtilmektedir. İkinci kita­be. köprünün ikinci ayağındaki sel yara­nın üzerinde Türk kemeri denilen sivri kemerin içinde bir çerçeveye yerleştiril ­

miştir. Bunda da yine Artukoğulları'nın Hısnıkeyfa kolundan Mahmud b. Mu­hammed ile kemerin iki alt ucunda mi­mar Ca'fer b. Mahmüd'un adları okunur. Beşinci ile altıncı gözler arasındaki üçün­cü kitabede ise mallarını Allah yolunda sarfedenlerin övüldüğü Bakara süresi­nin 261 . ayeti yer almaktadır.

Evliya Çelebi'nin 1065 ( 1654 -55) yılın­

da Çermik'ten Diyarbakır' a giderken üze­rinden geçtiği. "musanna' ve müzeyyen" diyerek tarif ettiği Karaköprü burası ol­malıdır. Aynı bölgede IV. Murad tarafın­dan yapımına başlanan ikinci bir Deve­geçidi Köprüsü'nden Gülgün Tunç bah­seder. Diyarbakır ve çevresine dair et­raflı çalışmaları olan Basri Konyar da 1936 yılında yayınıladığı eser inde bu ikinci köprüyü kısaca tarif etmiştir. Kon­yar bu köprünün 1291'de (1874) Ahmed Tevfik Paşa · nın valiliği sırasında inşası-

Devegeçidi Köprüsü ve kitabeieri - Diya rbakı r

DEVEGEÇiDi KÖPRÜSÜ

na başlandığı nı, fakat yeteri kadar sağ­lam yapılmadığından yıkıldığını ve 1297'­de ( 1880) yeniden inşa edildiğini yaz­maktadır.

Devegeçidi Köprüsü, siyah renkte mun­tazam işlenmiş bir taş kaplamaya sa­hiptir. Bu kaplama yer yer döküldüğün­den içteki moloz dolgu meydana çıkmış­tır. Çulpan'ın uzunluğunu 95, genişliğini S adım olarak gösterdiği köprünün dört büyük kemerden sonra (en büyük keme­rin aç ı kl ığı ı 3.70 m.) uca doğru gittikçe küçülen daha ufak üç gözü vardır. Göz­ler sivri kemerli olmakla beraber köp­rünün tabiiyesi bunların kilit taşı hizası­na kadar indirilmiştir. Aslında tabliye­nin daha yüksekte olması gerekirdi. Bu sebeple köprünün üst kısmının geç ta­rihlerdeki tamirlerde değiştirilmiş olma­sı ihtimal dahilindedir. Çulpan. köprüyü 13 Temmuz 1970 günü bizzat ineeledi­ğini bildirdiğine göre verdiği bilgilerin gerçeği aksettirdiğini kabul etmek ge­rekir. Gözler arasındaki sel yaranlar bü­yük ölçüde harap olmuştur. Karayolla­rı Genel Müdürlüğü tarafından ilk defa 1971 yılında acil kısımları onarılan köp­rünün daha sonraki yıllarda da bazı bö­lümleri tamir edilmiştir.

Devegeçidi Köprüsü Anadolu'da bu çe­şit hayır eserlerinin en eskilerinden bi­ridir. Üzerindeki kitabeler, Artuklular ta­rihine ve bilhassa bu beyliğin emirleri­nin unvanıarına ait bilgiler vermesi ba­kımlarından çok önemlidir. Aynı zaman­da bu köprü, imar faaliyetlerine büyük değer verdikleri bıraktıkları vakıf eser­lerle bilinen Artuklular'ın pek tanınma-

227

Page 2: Diyarbakır · 2018. 5. 25. · Diyarbakır'ın 20 km. kadar kuzeyin de, Dicle'nin kollarından biri olan Deve geçidi suyu üzerinde Eğil' e giden yolda dı r. Yöre halkı tarafından

DEVEGEÇiDi KÖPRÜSÜ

mış bir yapılarını da ortaya koymakta­dır. Ayrıca bu tarihi ve mimari değere sahip eserin tam ve doğru rölövesiyle restorasyonunun hatasız şekilde yapıl­

masının gerekli olduğu kanaatindeyiz.

BİBLİYOGRAFYA:

Evli ya Çelebi. Seyahatname, IV, 24; Basri Konyar. Diyarbekir Yıllığı, Ankara 1936, lll , 267 ; Cevdet Çul pan. Türk Taş Köprü/eri, Anka· ra 1975, s. 51-52; lv. XXVIII-XXIX, rs. 28, 1-5 (köprü ve kitabelerin fotoğrafları ile ): a .mlf .. "Diyarbakır Kuzeyi: Devegeçidi Suyu Köp­rüsü", STY, lll (1969-70). s. 287-290 ; Ara Al­tun. Anadolu'da Artuklu Devri Türk Mimarisi­nin Gelişmesi, İstanbul 1978, s. 208 -21 O; Gül­gün Tunç, Taş Köprülerimiz, Ankara 1978, s. 66-67 (köprünün rölövesi ile); Şevket Beysanoğ­ıu. Anıtlan ve Kitabeleri ile Diyarbakır Tarihi, Ankara 1987, 1, 348-350; Zeki Sönmez. Başlan·

gıcından 16. Yüzyıla Kadar Anadolu Türk-is­lam Mimarisinde Sanatçılar, Ankara 1989, s. 128-132; M. Mercan. "785 Yıllık Tarihi Bir Köprü Bulundu", Cumhuriyet, İstanbul 12 Ha­ziran 1970; [Adil Tekin]. "Karayolları Genel Müdürlüğü Devegeçidi Üzerindeki Tarihi Artuklu Köprüsünü Onarmaya Başladı", Ka­ra-Amid Dergisi (VIII}, ll , Ekim 1972, s. 140-144. ~

lı!l'iıl SEMAVİ EYİCE

L

ı

L

DEVELi ULUCAMii

(bk. ULUCAMİ).

DEVHA ( :i>_,..ıll )

Katar'ın başşehri.

_j

ı

_j

Katar yarımadasının doğusunda , ba­tıya doğru uzanan 5 kilometrelik sahilin sığ bir koyunda yer alan eski balıkçı kö­yü Bid 'a ' nın bulunduğu yerde kurulmuş­tur. XIX. yüzyılın başlarında Bahreyn ·e

Devha

228

Devha 'dan bir görünüş -

Katar

bağlı olan Devha'nın (Daha) bu yüzyıldan öneeye ait tarihiyle ilgili bilgiler yok de­necek kadar azdır. XVI. yüzyılda Bağdat ( 1534) ve Basra'nın (1538) fethinden son­ra Basra Körfezi'nin batısındaki bölge­lerin Osmanlı topraklarına katılmasıy­

la Osmanlı Devleti'ne bağlandı. Bahreyn emiri Devha'ya karşılık Necid hakimi Su­üdiler'e vergi ödüyordu. Katar'daki Mü­sellem kabilesi Bahreyn emirine vergi ödemeyi durdurunca Bahreynliler Katar'a iki saldırı düzenlediler ve Devha ' nın içinde bulunduğu bölgeyi yağmaladılar. 1867'­de de Bahreyn ve Ebüzabi emirlerinin Devha üzerine başlattıkları saldırıda böl­ge halkını zor durumda bıraktılar. Bu sırada Katar Şeyhi Muhammed b. Sanr­nin bölgede idareyi ele geçirmesinden sonra Bahreyn ile ilişkiler kesildi.

Osmanlı Devleti'nin Bağdat valisi olan Midhat Paşa'nın 1871 'de Necid ve Lah­sa bölgesindeki reformları sırasında Ka­tar yeniden Osmanlı yönetimi altına alın­dı ve Basra vilayetine bağlı Necid san­cağının bir kazası olarak teşkilatlandırıl­dı : Devha da kaza merkezi oldu. 1872'­de Osmanlılar Devha'ya 100 asker ile çe­şitli ateşli silahlardan oluşan bir kuwet gönderdiler ve burada bir karargah kur­dular. 1893'te Osmanlı yöneticileriyle an­laşmazlığa düşen Katar kaymakamı Ca­sim Al-i Sani'nin isyanı üzerine Devha'­daki askeri birlik zor durumda kaldıysa da Osmanlı gemilerinin şehri topa tut­ması üzerine isyan bastırıldı: bölgede yeniden hakimiyet sağlanmasıyla Dev­ha'nın önemi daha da arttı. XIX. yüzyılın sonlarında Devha'da biri burada büyük bir cami yaptıran Şeyh Casim'e, diğeri

oğlu Abdullah'a ait iki kale bulunuyor­du. Şehrin etrafı surlarla çevriliydi ve özellikle son derece muhafazalı olan li­manı stratejik öneme sahipti. 1900'1er­de şehrin , 3 kilometrelik bir sahil şeri-

dine yayılmış yaklaşık 12.000 nüfuslu bir inci avetları limanı olduğu bilinmektedir.

1916'da Katar Şeyhi Abdullah Al-i Sani ile İngiltere arasında imzalanan himaye anlaşmasının arkasından İngilizler Dev­ha'da resmi bir temsilci bulundurmaya başladılar. Devha. 1971 'de Katar' ın ba­ğımsızlığını ilan etmesinden sonra yeni devletin başşehri oldu. ll. Dünya Sava­şı'ndan sonra Katar'da petrol yatakları­

nın keşfiyle gelişen ülke ekonomisi sa­yesinde başşehrin modernleşmesi ger­çekleştirildi. Bu maksatla yeni yerleşim alanları. çeşitli ticaret merkezleri ve deniz suyunu arıtma tesisleri kuruldu. 1970'­ten sonra nüfusta görülen artış sonu­cunda ( 1986' da 21 7 294) şehir banliyöle­re doğru gelişti ve kuzeybatıda Medine­tü Halife. kuzey.sahil kesiminde de Me­dinetü Şimal ve Hor gibi modern yerle­şim merkezleri oluştu.

Başşehir. olması dolayısıyla diplomatik misyonların da bulunduğu ülkenin ticaret merkezi Devha bankaların , devlet kuru­luşlarının, büyük şirket merkezlerinin, basın ve yayın kuruluşları ile yurt içi, yurt dışı ulaşırnın toplandığı bir şehirdir. Pet­rolden sonra Katar'ın en büyük zenginlik kaynağı olan doğal gaz da çıktığı Duhan bölgesinden borularla buraya getirilir.

Devha'da ömer

b. Hattab Camii­

Katar