58
www.yuruyus.com [email protected] [email protected] Haftalık Dergi Sayı: 13 7 Mayıs 2017 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) www.yuruyus.com ,$!$$%$' ,++ *!,%(' "+*# %+*%*' + "++)#+)*%*'*) "$,)#,)( (( ,%#,)( ,),#,(!, "+%),* +'*#+)*%*'* +%+'*!*' "$,)#,)(! +) $#,(!( ,$!,,(' TAKSİM DEMEK UZLAŞMAMAKTIR, TESLİM OLMAMAKTIR! TAKSİM DEMEK, AKP FAŞİZMİ İLE YÜRÜTÜLEN İRADE SAVAŞINDA BOYUN EĞMEMEKTİR! & && && "& &&"& Meydanlarda Yarattığımız Direniş Ruhunu 1 Mayıs’a Taşıdık

 · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

www.yuruyus.com

[email protected]

[email protected]

Haftalık DergiSayı: 13

7 Mayıs 2017Fiyatı: 1 TL (kdv dahil)

www.yuruyus.com

TAKSİM DEMEK UZLAŞMAMAKTIR, TESLİM OLMAMAKTIR!

TAKSİM DEMEK, AKP FAŞİZMİ İLE YÜRÜTÜLENİRADE SAVAŞINDA BOYUN EĞMEMEKTİR!

Meydanlarda Yarattığımız Direniş Ruhunu 1 Mayıs’a Taşıdık

Page 2:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

www.yuruyus.biz [email protected]

Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Elif ERSOYAdres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20 / 2 Beyoğlu/İSTANBUL

Ofset Hazırlık: Ozan YayıncılıkAdres: Zübeyde Hanım Mah. Fevzi

Çakmak Cad. 1297. Sokak No: 1 Daire: 1

Sultangazi / İSTANBUL

Tel: (0-212) 536 93 45

Mail: [email protected]

Yurtdışı Büro: Vakıf EFSANE

Pieter de Hoochstr. 30

3021 CS Rotterdam/Nederland

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi Matbaacılık Sanayi Cad.Altay Sok. No: 10 Çobançeşme /Yenibosna / İST.Tel: (0-212) 452 23 02

Haftalık Süreli

Yerel Yayın

Siyasi Dergi

Fiyatı: 1 TL

Her savaşçı ve taraftarımız,mevcut olanla yetinmeyerek, bütün enerjisiyle,

yaratıcılığıyla, devrim hırsıyla gerçeğimizi kitlelere anlatmak,

kitleleri örgütlemek için her zamankinden dahaçok özveri ile Parti-Cephe ruhunu, disiplinini vedevrim iddiasını göstermek zorundadır. Bizimdevrim iddiamız, kararlılığımız, disiplinimiz,

adaletimiz defalarca sınavdan geçmiş ve büyük birgelişmenin, devrimin yolunu açmıştır. Bütün

savaşçı ve taraftarlarımızla, halkımızla bu yoludaha kısa sürede yürümemiz için devrimci

iradeden daha üstün bir irade olmayacağınıdüşünerek, hiçbir olanaksızlığı kabul etmeden,

çaresizliği aşağılanma görerek büyük bir direnç veirade ile faşizmi sarsmaya devam edeceğiz.

Yaşadığımız süreç her bölge ve alanda tüm Parti-Cephe’lilerin daha büyük sorumluluklar almasını,halkın kadrolaşmasını emretmektedir. Her düzeyde

halktan insanı kadrolaştırmak, savaştırmak vehalk örgütlenmelerini yaratmak için, herkes daha

büyük bilinç ve iddia ile kitlelere yönelmelidir.

Grup Yorum’un Sahnesi, Halkın Olduğu Her YerdirGrup Yorum, Türkülerini Yasaklamaya Kalkanlara,

Ülkemizi Bir Konser Alanı Haline Getirerek Cevap Verdi!

Page 3:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

ii ç i n d e k i l e r

kuruluşunu selamlıyoruz!-7

20 Dev-Genç; tarihi, şehitleri veyarattığı geleneklerle veörgütlenmelerle Türkiyemücadele tarihinin ayrılmazbir parçasıdır!

22 Devrimcilik AkılTamirciliğidir: Duygu,hareket etmenin veya kararvermenin temeli değil,yardımcısıdır

23 Sorunlar-Çözümler:Uzlaşmacılık, teslimiyet

24 10 Soruda: Kolektivizm vebireycilik

28 Halk Meclisleri: Halk iktidarıiçin Halk Meclislerinde

örgütlenelim

30 Mahalleler: Sürecimizin ikitemel özelliği: Bir,direneceğiz! İki,örgütleneceğiz!

32 Milisler MahalleninŞahanlarıdır: Faşizminhaydutları ve MahallelerinŞahanları

33 Devrimci İşçi Hareketi:...

35 Kamu Emekçileri Cephesi:Dayanışmayı halkımızlabirlikte örgütlemeliyiz

38 Faşizm Zalimin Zulmüdür:Faşizm tekelci burjuvazinin

7 Devrimciliğin Köşe Taşları:Devrimciliğin temeli

eğitimdir

8 1 Mayıslar geçmiş yılınmeyvesi, sonraki yılıntohumudur

10 Taksim’e tek tek gidenhalkımız onlarca yılındeneyimiyle düşmana“Bizimkiler gelecek” dediler.

Sana geldik Taksim!

12 Grup Yorum’un DamKonserleri; devrimciyaratıcılığın ve doğrupolitikada ısrarın, halkınönlemleri ve örgütlüemeğiyle başaramayacağıhiçbir şeyin olmadığınıgösterdi!

13 Biz Diyoruz ki: Direnmek,politika üretmenin en önemli

aracıdır

14 30 Mart - 17 Nisan: Devrimşehitlerimizi anıyor, Umudun

4 Taksim demek uzlaşmamaktır,teslim olmamaktır! Taksimdemek, AKP faşizmi ileyürütülen irade savaşındaboyun eğmemektir!

TAKSİM DEMEKUZLAŞMAMAKTIR!

karı içindir

39 KEC haberleri...

40 Gençlik Federasyonu’ndan:

Baskınlarla Dev-Genç’i

bitiremezsiniz!

42 Liseliyiz Biz: Gençlik Federasyonu

5 ayda 6 kez basıldı, Dev-Genç’i

bitiremezsiniz!

44 Ülkemizde Gençlik: Haberler

46 Cankat Özen ve Ozan Türkmen’e

özgürlük! İşkence yapmak

şerefsizliktir!

48 Direnişimizi engelleyemezsiniz!

Kayıp gerillalarımızın

cenazelerini almadan direnişten

vazgeçmeyeceğiz!

50 Yalan ve demagojisiyle,

hırsızlığıyla, işkenceciliğiyle,

temiz olan tüm değerlere saldıran

faşizme, Yürüyüş’ümüz ile

vuruyoruz!

51 Biz direnenler 1 Mayıs Taksim

Alanımızdan vazgeçmeyeceğiz!

52 Avrupa’da Yürüyüş: Avrupa’dan

Taksim’e bin selam!

54 Avrupa’daki Biz: Seçimler ve

Avrupa’da ırkçılığın yükselişi

56 Yitirdiklerimiz

OĞLU MURAT GÜN’ÜNVE 8 KAYIP GERİLLANINCENAZESİNİ ALMAK İÇİN

KEMAL AMCAMIZDERSİM SEYİT RIZA MEYDANI’NDA

SÜRESİZ AÇLIK GREVİNDE!

KEMAL AMCANIN DİRENİŞİNE DESTEK OLALIM!(Dergimizin 13. sayısının çıktığı gün, Kemal Amcamız

direnişinin 92. ve açlık grevinin 73. gününde)

İletişim: 0553 088 60 72

Page 4:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

Bu yıl da ülkemizde iki farklı 1 Mayısyaşandı. Biz yine meşruluğumuzla, haklı-lığımızla Taksim dedik. Taksim için mü-cadele ettik, Taksim için direndik.

Oligarşiyle süren bu mücadelede yinetek başımızaydık.

KESK, DİSK, TMMOB, TTB BakırköyPazar alanındaydılar. Elbetteki düzen içireformist ve oportünist sol ve Kürt milliyetçihareketi de bu sendikaların peşine takılarakBakırköy'e gittiler.

Bakırköy ile Taksim arasında yapılanseçim, basit bir alan seçimi değildir. Taksim37 emekçinin katledildiği 1 Mayıs meyda-nıdır. AKP iktidarı ise bu tarihsel gerçekliğideğiştirme, Taksim'i emekçilere ve dev-rimcilere tamamen yasaklama çabasındadır.Bu durumda Taksim ile Bakırköy arasındakiseçim, ideolojik bir seçimdir, düzen vedevrim arasındaki, AKP faşizminin saldı-rılarına karşı alınacak tavır konusundakiseçimdir. Taksim demek 1 Mayıs demektir.Taksim'den vazgeçmek 1 Mayıs'tan vaz-geçmektir. Taksim ve Bakırköy arasındakiseçim esasen 1 Mayıs'a sahip çıkmak ile,1 Mayıs'tan vazgeçmek arasındaki seçimdir.

DİSK Başkanı Kani Beko, 1 Mayıs'tanbir gün önce CNN Türk'le yaptığı röporta-jında; "Taksim'den vazgeçmedik, Taksimmücadelemiz sürecek. Bu sene BakırköyPazar alanında olacağız" diyor. Bu nasılbir ciddiyetsizliktir. KESK, DİSK, TMMOB,TTB el ele vererek Taksim 1 Mayıs alanınıterk etme kararı almışlar ve diğer yandanda "Taksim için mücadelemiz sürecek" açık-laması yapıyorlar. Aynı açıklamayı KazancıYokuşu’na çelenk bırakırken de tekrar edi-yorlar.

Peki Taksim için nasıl mücadele ede-ceksiniz?

Taksim alanını terk ederek Taksim içinnasıl mücadele edeceksiniz? Halk CephelilerTaksim için mücadele ediyorlar, sokak sokakdireniyorlar, çatışıyorlar. Peki siz neredesiniz?

AKP'nin gösterdiği Bakırköy'e giderek, suyasabuna dokunmayan açıklamalarla mı Taksimiçin mücadele edeceksiniz?

Taksim'i terk ederek AKP icazetinde,AKP'nin seçtiği bir meydanda "1 Mayıs"yapılamaz, Taksim hakkı savunulamaz.AKP Taksim'i yasaklıyor ve siz yönünüzüAKP'nin pusulasına göre ayarlıyorsunuz.Nereyi gösterirse oraya gidiyorsunuz. Sır-tınızı Taksim'e, Taksim için mücadele eden-lere, yüzünüzü ise AKP'ye dönmüşsünüz.Siz Taksim için mücadele edemezsiniz, siz1 Mayıs'a sahip çıkamazsınız.

DİSK Genel Başkanı Kani Beko, "Tak-sim'e çıkmak isteyen arkadaşlarımız göz-altına alınmış. Onların serbest bırakılmasınıistiyoruz. Ayrıca kıdem tazminatı işçilerinhakkıdır. Kıdem tazminatı işçinin evine gö-türdüğü ekmektir, iş güvencesidir. O zamanyan yana omuz omuza mücadele edeceğiz."diye açıklama yaptı. Peki siz niye o gözaltınaalınanların içinde değilsiniz, siz neden Tak-sim'e çıkmak isteyenlerin içinde değilsiniz?Bu sorunun cevabı verilmelidir.

"Ayrıca kıdem tazminatı işçilerin hak-kıdır. Kıdem tazminatı işçinin evine götür-düğü ekmektir, iş güvencesidir. O zamanyan yana omuz omuza mücadele edeceğiz"diyor. Peki soruyoruz. Bugüne kadar, OHALile işinden edilen işçiler için hangi direnişleriörgütlediniz? Şu ana kadar kararlı, sonuçalıcı hangi direnişi örgütlediniz? KEC'lilermeydanlarda 85 günde 83 kez saldırıyauğrayarak direnirken yanlarından bile geç-mediniz. İşçi hakları için direnmediniz,OHAL'e karşı direnmediniz, Taksim içindirenmediniz. Siz kimi temsil ediyorsunuz,kimin çıkarlarını savunuyorsunuz?

Hayır siz direnemezsiniz. Siz Taksimiçin mücadele edemezsiniz. İşçilerin haklarıiçin tek bir direniş örgütleyemeyenler,AKP'nin baskılarına boyun eğerek kuzukuzu Bakırköy yolunu tutanlar, Taksimiçin direnemezler. "Tek bir kişinin burnu

TAKSİM İÇİN, 1 MAYIS İÇİN DİRENME ONURU BİZİMDİR

TAKSİM DEMEK UZLAŞMAMAKTIR, TESLİM OLMAMAKTIRTAKSİM DEMEK, AKP FAŞİZMİ İLE YÜRÜTÜLEN

İRADE SAVAŞINDA BOYUN EĞMEMEKTİR!

Hayır siz direnemezsiniz.Siz Taksim için mücadeleedemezsiniz. İşçilerin hak-ları için tek bir direnişörgütleyemeyenler, AKP'ninbaskılarına boyun eğerekkuzu kuzu Bakırköy yolunututanlar, Taksim için di-renemezler. "Tek bir kişininburnu kanamadan 1 Mayıskutlamalarını gerçekleşti-receğiz." diyor Kani Beko.“Bedel ödemeyeceğiz” di-yor. Peki hiçbir bedel öde-meden Taksim için nasılmücadele edeceksiniz?

Hayır!

Taksim'den vazgeçenlerdevrimden vazgeçenlerdir.Düzen içileşenlerdir. Bizise ısrarla Taksim demeyedevam ediyoruz. Çünkübiz; devrim mücadelesin-den asla vazgeçmedik.Çünkü biz; büyük bedellerödeyerek EMPERYALİZMLEDÜNYA DEVRİMCİ ÖRGÜT-LERİ ARASINDAKİ İDEOLO-JİK SAVAŞTAN ZAFERLEÇIKTIK. İşte bu ideolojikgücümüzle Taksim'de ısrarediyoruz. Bu ideolojik gü-cümüzle AKP faşizmininpolitikalarını boşa çıkar-maya devam ediyoruz.

TAKSİM DEMEK, AKP FAŞİZMİ İLE YÜRÜTÜLEN44

Page 5:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

kanamadan 1 Mayıs kutlamalarınıgerçekleştireceğiz." diyor Kani Beko.Bedel ödemeyeceğiz diyor. Peki hiçbirbedel ödemeden Taksim için nasılmücadele edeceksiniz?

Hayır! Bunlar Taksim için mücadele ede-

mezler, emekçileri aldatıyorlar. Hiçbir bedel ödemeyi göze almayanlar,hiçbir şey için direnemezler, mücadeleedemezler.

Uzlaşmacı, TeslimiyetçiPolitikalarla TaksimSavunulamaz, EmekçilerinHakları Savunulamaz

Ülkemizde 1 Mayıs hakkı uzlaş-macılıkla değil, direnerek ve bedellerödenerek kazanılmıştır. Uzlaşmacıdüzen içi, reformist sol ve uzlaşmacısendikalar, 1 Mayıs'ı salonlara hap-sederlerken, Cepheliler sokaklardaTaksim için şehitler vererek çatışı-yorlardı. Cepheliler ısrarla ve karar-lılıkla 1 Mayıs hakkı ve Taksim içinmücadele ettiler, gözaltına alındılar,tutsak düştüler, işkence gördüler veşehitler verdiler. Ancak 1 Mayıs hakkı,ülkemizde böyle kazanıldı. Taksim 1Mayıs alanı da direnerek kazanılacak.Reformist, düzeniçi solun uzlaşmacıve teslimiyetçi tavırlarıyla hiçbir hakkazanılmamıştır, kazanılamaz. KESKGenel Eş Başkanı Lami Özgen'insöylemleri tam olarak uzlaşmacılığıve teslimiyetçiliği yansıtmaktadır.

KESK Genel Eş Başkanı LamiÖzgen referandum sürecinde "hayır"kampanyası yürüttüklerini belirterek,“taraf”larını bir kez daha hatırlattık-larını söyledi. OHAL ve KHK'larla100 bin kamu emekçisinin işsiz kal-dığını açıklayan Özgen, "Soruştur-malar devam ediyor. İşten atmalarla3 bin üzerinden KESK üyesi olduğunubiliyoruz. Bizler barış talebimizde ıs-rarcı olduğumuzu, çalışma hayatındatoplumsal barışa ihtiyacımız olduğunuyineliyoruz. Kardeşçe barış içindeyaşamak istiyoruz" diye konuştu.

Bu anlayış 1 Mayıs için, Taksimiçin mücadele edemez. Refarandumda“Hayır” kampanyası yürüterek taraf-larını seçmişler. Peki hangi taraf?

Referandum oligarşinin düzeninipekiştirme, faşizmi meşrulaştırma ça-balarının ötesinde bir şey değildir. Re-ferandumda evet ile hayır arasında özolarak bir fark yoktur. CumhurbaşkanıR. Tayyip Erdoğan'ın "Bu ülkede rejimsorunu 1923'te kapanmıştır" diyerek,Evet'in de, Hayır'ın da aynı rejime hiz-met edeceğini söylüyordu.

Diğer yandan Lami Özgen OHALve KHK'larla 100 bin kamu emekçi-sinin işsiz kaldığını, 3 bin KESK üye-sinin işten atıldığını söylüyor ve ar-dından da “toplumsal barış”a ihtiya-cımız var diyor. Ne demek toplumsalbarış? Kiminle nasıl bir barış? Senin3 bin üyen işinden atılmış, sen işindenatılan 3 bin üyen için ne yaptın, tekbir direniş örgütledin mi? Yok. KEC'li-ler meydanlarda direniyor. O her günönünden geçtiğiniz meydanlarda di-reniyorlar. Siz ne yapıyorsunuz, sizneden direnmiyorsunuz, neden üye-lerinizin direnişini örgütlemiyorsunuz?"Toplumsal barış" söylemleri teslimi-yetçiliğin ve uzlaşmacılığın üstünüörtme çabasıdır. Taksim 1 Mayıs alanınıterk etme tavrını meşrulaştırma çaba-sıdır. TAKSİM’DEN VAZGEÇMEK1 MAYIS'TAN VAZGEÇMEKTİR."Toplumsal barış" diyenler 1 Mayıs'tanvazgeçtiler. 1 Mayıs'tan vazgeçenler,Taksim'i AKP'ye terk edenler, emek-çileri de terk etmekten, yalnız bırak-maktan, direnenlere sırtlarını dönmek-ten çekinmezler. Öyle de olmuştur. 3bin üyesi işinden edilmiş tek bir direnişörgütlemiyor, AKP'nin tehditlerine bo-yun eğerek Taksim'den vazgeçiyor ve"toplumsal barış" diyerek uzlaşmacılığıve teslimiyeti meşrulaştırıyor.

Lami Özgen, 16 Nisan referan-dumuna değinerek, "Emekçiler olarak'hayır' taleplerimizi birleştirerek buülkenin yarısı olduğumuzu ortayakoyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

melere, OHAL'e, baskılara, tutukla-malara, iş güvencesinin ortadan kal-dırılmasına, kıdem tazminatının or-tadan kaldırılmasına, iş cinayetlerine,iş yerlerindeki mobbinge hayır dedik.İradelerimizi ortaklaştırdık" dedi.AKP'nin organize ettiği bir referandumiçin çalışarak, halkı sandığa götürmekiçin olmadık yöntemlere başvurarakesas olarak iradelerini AKP ile or-taklaştırmışlardır. "OHAL'e, baskılara,tutuklamalara, iş güvencesini ortadankaldırılmasına, kıdem tazminatınınortadan kaldırılmasına, iş cinayetlerine,iş yerlerindeki mobbinge hayır dedik"diyor Lami Özgen. Ancak bu günekadar bu saydıklarına yönelik tek birdireniş örgütlemediler.

Tek bir direniş örgütlemediler.Çünkü direnmenin bedeli vardır.AKP'nin organize ettiği bir referan-dumda evet ya da hayır çalışması yü-rütmenin ise bir ödülü vardır. Buödül, Bakırköy Pazar alanında AKPiradesiyle gerçekleştirilen "1 Mayıs"tır.

İşinden atılan üyelerinin haklarıiçin direniş örgütlemeyenler, direnenKEC'lilerin direnişlerinden uzak du-ranlar Taksim için mücadele edemezler.ETMEDİLER.UZLAŞTILAR,AKP'NİN TEHDİTLERİNE TESLİMOLDULAR, TAKSİM 1 MAYIS ALA-NINI TERK ETTİLER, ’77 ŞEHİT-LERİNE SIRTLARINI DÖNDÜLER.

TTB Başkanı Raşit Tükel ise,"Sağlıkta şiddete son verilmesi için,akademik değerlerin yok edilmesinekarşı, ülkemizde savaşın değil barışınolması için mücadelemize devam edi-yoruz" açıklaması yaparken, TMMOBBaşkanı Emin Koramaz, "Mücadelecizeminlerimizi birleştirmek, ete kemiğebürümek hepimizin görevidir" açık-laması yaptı.

Mücadeleyi birleştirme zeminiaradıklarını söylerken, mücadele eden-lerden, direnenlerden uzak duruyorlar.Madem mücadele zeminlerini birleş-tirmek istiyorsunuz, o zaman mey-danlara çıkın direnin, işinden atılan-

Dergimizin 13. Sayısının Yayınlandığı 7 Mayıs 2017 Günü;*KEC Yüksel direnişi 180. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 56. günündeler

*KEC Malatya direnişi 100. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 48. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin, direnişinin 76. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 88. ve açlık grevinin 69. gününde

55İRADE SAVAŞINDA BOYUN EĞMEMEKTİR!

7 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 13

Page 6:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

ların hakları için direnin, hukuksuzyere tutuklananlar için direnin, 1Mayıs Taksim hakkı için direnin, bun-lar için direnme cüretini gösteremi-yorsanız, en azından işinden atılan,hakları gasp edilen üyeleriniz için di-renin. Hiçbir şey için direnmeden,herkese "mücadele zeminlerini bir-leştirme" görevi biçiyorsunuz. Açık-lamada dahi olsa AKP faşizmine karşıçıkamıyorsunuz. Peki siz Taksim içinnasıl mücadele edeceksiniz?

İdeolojik Netliğe veBağımsızlığa SahipOlmayan Düzen İçi Sol,Taksim'i Terk EderekDevrimden Vazgeçmiştir

Evet Taksim’i terk eden devrimdenvazgeçer diyoruz. Çünkü Taksim mü-cadelesi devrim mücadelesinin birparçasıdır.

Ülkemiz emperyalizme bağımlıyeni sömürge bir ülkedir ve emper-yalizmin işbirlikçisi oligarşi, ülkeyisömürge tipi faşizm ile yönetmektedir.Sömürge tipi faşizm, klasik faşizmdenfarklı olarak faşizmin süreklileştiril-mesi ve devletin bütün yönetim me-kanizmalarında faşizmin hakim kı-lınması demektir.

Bu nedenle ülkemizdeki her türlühak mücadelesi devrim mücadelesininbir parçası olmak zorundadır. Çünküfaşizmin hükmü altında hiçbir hakkınkalıcılığı yoktur. Her an her türlü hakgasp edilebilir. Bu durumda hiçbirhakkın güvencesi yoktur. Bu durumdahalkın haklarını elde edebilmesininve haklarını güvence altına alabilme-sinin tek yolu kendi iktidarıdır. Yanidevrimdir.

İşte bu nedenle her türlü hak içinmücadele esas olarak devrim müca-delesinin bir parçası olarak ele alındı-ğında bir anlam kazanır. Yoksa faşizmbugün vermek zorunda kaldığını yarınyeniden gasp edebilir. 1 Mayıs da bunedenle devrim mücadelesinin bir par-çası olarak ele alındığında bir anlamkazanır. İşçiler, emekçi halklar kendisınıfsal çıkarlarına ancak ve ancakkendi iktidarlarında kavuşurlar veancak o zaman 1 Mayıslar emekçileriçin bayram olur. Bugün, faşizmin ik-

tidarı altında 1 Mayıslar devrim mü-cadelesinin parçasıdır. Taksim ise 37emekçinin canı ve kanı nedeniyle 1Mayıs alanıdır. Taksim'den vazgeçmekbu nedenle devrimden vazgeçmektir.

Sol, Taksim'den vazgeçerek dev-rimden vazgeçmiştir. Devrimden vaz-geçenlerin seçimi düzendir. Emper-yalizmin beyinleri teslim alma saldı-rıları karşısında direnmeyenler, fa-şizmin saldırıları karşısında direnme-yenler, her fırsatta uzlaşma yollarıarayanlar, ideolojik olarak yenilenlerAKP'nin gösterdiği alanlara gitmeyitercih etmişlerdir.

Oportünist, reformist sol ve Kürtmilliyetçilerinin kendilerine özgü birpolitikaları da kalmamıştır. Referan-dum sürecinde Hayır kampanyasıylaCHP'nin kuyruğuna takılmışlar ve fa-şizmin meşrulaştırılmasına hizmet et-mişlerdir. Hemen hemen hiçbir konudapolitika üretemez duruma gelen düzeniçi sol, 1 Mayıs konusunda da bir po-litika üretememiş, kendi iradesiylebir karar alamamış, uzlaşmacı ve tes-limiyetçi konfederasyonların kuyru-ğuna takılmışlardır. Kuyrukçuluk dü-zen içi solda adeta bir alışkanlık halinialmıştır. Bütün bunlar ideolojik netliğeve bağımsızlığa sahip olmamanın do-ğurduğu sonuçlardır.

1 Mayıs Bizimdir, 1 Mayıs'aSahip Çıkma OnuruBizimdir. Çünkü Taksimİçin Biz Direniyoruz

Taksim için mücadele eden sadecebiz varız. Sokak sokak direnen ve göz-altılara, gaz bombalarına, işkencelereboyun eğmeden "TAKSİM 1 MAYISALANIDIR, YASAKLANAMAZ" di-yerek haykıran sadece biz varız.

Biz Taksim için mücadele etmeye,direnmeye devam edeceğiz. Tutukla-malara, gözaltılara, işkencelere, bas-kınlara, katliamlara boyun eğmeyecekve Taksim'de ısrar etmeye devam ede-ceğiz. Çünkü Taksim emekçilerin,devrimcilerin canlarıyla kazanılmışbir haktır. AKP iktidarının bu hakkıgasp etmesine izin vermeyeceğiz.

Biz biliyoruz ki, Taksim'den vaz-geçmek 1 Mayıs'tan vazgeçmektir. 1Mayıs'tan vazgeçmek, onun devrimci

özünden vazgeçmektir. Yoksa oligarşikendi icazetinde "bayram" havasındayapılacak 1 Mayıslara karşı çıkma-yacaktır. Nitekim bugün AKP iktidarıBakırköy'ü göstererek "burada kutla-yın" demektedir. Bakırköy'e gidenlerede bir şey dememektedir. Çünkü AKPiktidarı bilmektedir ki; Bakırköy'ütercih etmek, yürütülen irade savaşındaAKP'nin iradesine boyun eğmektir.

Faşist AKP iktidarı, Bakırköy'e gi-denlere ses çıkarmazken, Taksim'deısrar eden Halk Cephesine saldırmayadevam ediyor. Çünkü biliyor ki, TAK-SİM DEMEK UZLAŞMAMAKTIR,TESLİM OLMAMAKTIR. Çünkü;TAKSİM DEMEK AKP'YLE YÜRÜ-TÜLEN İRADE SAVAŞINDA BO-YUN EĞMEMEKTİR. Çünkü; TAK-SİM DEMEK DEVRİM DEMEKTİR.Taksim'den vazgeçenler devrimdenvazgeçenlerdir. Düzen içileşenlerdir.Biz ise ısrarla Taksim demeye devamediyoruz. Çünkü biz; devrim müca-delesinden asla vazgeçmedik. Çünkübiz; büyük bedeller ödeyerek EM-PERYALİZMLE DÜNYA DEVRİMCİÖRGÜTLERİ ARASINDAKİ İDEO-LOJİK SAVAŞTAN ZAFERLE ÇIK-TIK. İşte bu ideolojik gücümüzle Tak-sim'de ısrar ediyoruz. Bu ideolojik gü-cümüzle AKP faşizminin politikalarınıboşa çıkarmaya devam ediyoruz.

Sonuç olarak: 1-Taksim 1 Mayıs alanıdır Tak-

sim'de ısrar 1 Mayıs'ta ısrardır. BizTaksim için mücadele etmeye, diren-meye devam ediyoruz. Bu nedenle 1Mayıs bizimdir, 1 Mayıs'ı sahiplenmeonuru bizimdir.

2-Taksim'den vazgeçmek 1 Ma-yıs'tan vazgeçmektir. Taksim'i terkederek Bakırköy'e gidenler, AKP'nintehditlerine boyun eğmiş, AKP'niniradesine teslim olmuşlardır.

3-Faşizmin saldırılarına karşı diren-memeyi meşrulaştıranlar Taksim için,1 Mayıs için mücadele edemezler.Düzen içi reformist ve uzlaşmacı solTaksim için mücadele edemez. ÇünküTaksim için mücadele etmek bedel is-tiyor.

4- 1 Mayıs hakkını direnerek, be-deller ödeyerek kazandık. Taksim 1Mayıs hakkını da, direnerek, bedellerödeyerek kazanacağız.

TAKSİM DEMEK, AKP FAŞİZMİ İLE YÜRÜTÜLEN66

Yürüyüş

7 Mayıs2017

Sayı: 13

Page 7:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

1-Eğitim, pedagojik bir kavramdır.Pedagoji, eğitim bilimi demektir. Eği-tim insanlara bir şeyler öğretmek değil,onların ruhlarında etki bırakmaktır.Öğretilenler unutulabilir ancak ruhtabırakılan etki ile dövüşürüz, savaşırızölürüz. Eğitim bu nedenle sadece birbilim değil aynı zamanda sanattır.

2-Eğitim bir insanı yeniden yarat-maktır. Bizim eğitemediğimiz kitleleriburjuvazi eğitir. Burjuvazi kendi ideo-lojisi çerçevesinde kavramları çarpı-tarak içini boşaltır, devrimcileri vedevrimci değerleri yok sayar. Eğitimburjuva ideolojisi ile kıyasıya verilenmücadelenin en önemli ayağıdır. Eği-timi ertelemek ve süreklileştirmemekburjuvazi ile suç ortaklığı yapmaktır.

3-Eğitim perspektifimiz kişilerledeğil, yanlışlarla mücadele etmektir.İdeolojik ve kültürel eğitimle burju-vazinin bireyci kültürüne karşı daya-nışmacı, kolektif halk kültürünü yer-leştirmeliyiz. Bencilliğin karşısına be-deller pahasına yeni değerler yaratarak,devrimci kültürü geliştirmeliyiz.

4- Eğitim, klasik anlamda bir eğitimçalışmasından ibaret değildir. Günlük

yaşamın her anına yayılır. Cepheli, oku-duğu kitaptan, seyrettiği filmden, eğitimçalışmasından sohbetlerine, eylemlerinekadar her alanda eğitimini sürekli kı-landır. Devrimci ideolojinin, örgütünölçülerinin ve değerlerinin olmadığıyerde düzen vardır. Düzen, gazetelerini,televizyonlarını, reklamını bol yaptığıkitapları, yazarları, filmleri, müzikleri,düşünürleri kullanarak, sistemli bir şe-kilde kendi ideolojisini ve değerleriniyaygınlaştırmak ister. Bu propagandanınetkisinde kalanlar, istedikleri kadar teorikbilgiye sahip olsun, istedikleri kadarkitabı hatim etmiş olsunlar, önemi yoktur.Böyle bir insanın beyni yararsız bilgilerledolu çöplük gibidir adeta. Cepheli’ninbeyni en kıymetli organıdır. Orada mü-cadelenin ihtiyaçlarını karşılayacak bil-giler dışında bilgiye yer yoktur.

5-İnsanlarımızı her konuda eğit-meliyiz. Kadrolara ideolojik, politik,teknik ve askeri eğitim vererek devri-min hedeflerini kavrayan ve ihtiyaç-larına cevap veren kadrolar olmalarınısağlamalıyız.

6-Örgütümüzün savaşma gücünüyükseğe çıkarmak ve insanlarımızın

sağlamlığını, saflığını, dayanıklılığınıkorumak için eğitim zorunludur.

7-Eğitim ile doğru düşünmeyi, güç-lükleri yenmeyi, sorun çözmeyi vesavaşma ve kazanma azmini geliştiririz.Bizi yenilmez kılan şey budur. Bunuhiçbir şekilde aksatmamak gerekir.Kendimizi eğitirken, öğrenirken hal-kımıza da, yoldaşlarımıza da bildik-lerimizi öğretmeliyiz. Yani bilmediğiniöğrenen, bildiğini öğreten olmalıyız.

8-Kendi gücüne olan inancını yi-tirmiş, zorluklar karşısında yılmış, yıp-ranmış, bitkin insanlarımızı yenideneğiterek başarabileceklerini gösterme-liyiz. Eğiterek onlara moral ve moti-vasyon kazandırmalıyız.

9- Düşmanı yenmek için düşmanıntüm yeni saldırı yöntemlerini öğren-meliyiz. Ancak eğitim olarak düşmanınbir adım önünde olursak başarabiliriz.Yeni gelişmelere duyarsız kalmamalıyız.Yeni teknolojik araçları kullanmayı bil-meliyiz. Bilmiyorsak öğrenmeliyiz veörgütümüze yararlı hale getirmeliyiz.Bizler şuna inanırız: Hiçbir şey bilinmezdeğil, sadece biraz daha yoğunlaşmakve emek harcamak gerekir.

DevrimciliğinTemeli Eğitimdir

Şişli İşçisi Yalnız DeğildirDevrimci İşçi Hareketi'nin 28 Nisan

tarihli, Şişli Belediyesi’nde çalışanişçiler için açıklaması:

Şişli Belediyesi bünyesinde KENT-YOL firmasında çalışan işçiler gizli birşekilde Şişli Belediyesi’nin ihale yap-tığını ve çalıştıkları firmanın ihaleyesokulmadığını, kendilerinin TEM-AYdiye bir firmaya satıldıklarını öğrendi-ler.

Şişli Belediyesi bir gecede KENT-YOL firması ile yaptırdığı işleri, TEM-AY şirketine ihale etti. Bu Şişli Beledi-yesi’nde çalışan 2.000 işçiyi ilgilendirenbir ihale. Bundan işçilerin haberi olmadı.Daha sonra ihaleyi öğrenen işçiler budurumu protesto etti.

Bu bilgi, işçilere sendika tarafındanulaştırıldı. Belediye başkan yardımcısıUğur Gazi YORGUN ise işçilerin tepki-sini önlemek için “arkadaşlar sakin olunmaaşlarınız, TEM-AY şirketi tarafındanödenecek. Eğer sıkıntı yaratan olur ise işakdiniz feshedilecek” demiştir.

KENT-YOL Şişli Belediyesi’nin iş-tiraki diğer firma ise özel şahıs firması.Ve bu ihale KENT-YOL işçileri içinhak kayıpları demek. Baştan, örgütlenmehakkının, bütün sosyal hakların gaspedilmesi demek. Hayri İnönü ve MustafaSarıgül’ün it dalaşı olarak anılan ihalede,olan işçilere olmaktadır.

Şimdi buradan Şişli belediye başkanınasesleniyoruz: İşçiler ile böyle oyunlaroynamayın. İşçilerin kazanılmış haklarını

ellerinden almak için bunca dalavereyegerek yok. Bunu katil AKP her fırsattayapıyor. Biz ise sizin ne olduğunuzu bi-liyoruz. Her oyun örgütlü bir güç ile bo-zulur. Bu oyun da örgütlü bir şekilde çö-zülmüştür.

İşçi Arkadaşlar, Birlik olduğumuzda nasıl başardığı-

mızı görüyoruz. Bunun için birliğimizigeliştirmeliyiz. Bir hafta boyunca bele-diyenin ihalesini takip edelim. Ve bizlerialdatmasına izin vermeyelim. İhale sü-recini birlikte takip edelim ve birliktehakkımız olanı alalım. Ekmeğimize sahipçıkalım. Ekmek onurdur. Onurumuz içinbirlikte olalım.

Devrimci İşçi Hareketi

Dergimizin 13. Sayısının Yayınlandığı 7 Mayıs 2017 Günü;*KEC Yüksel direnişi 180. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 56. günündeler

*KEC Malatya direnişi 100. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 48. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin, direnişinin 76. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 88. ve açlık grevinin 69. gününde

7 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 13

7İRADE SAVAŞINDA BOYUN EĞMEMEKTİR!

Page 8:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

1 Mayıslar Geçmiş Yılın Meyvesi,Sonraki Yılın Tohumudur

Kemal amcanın direnişi KEC Yüksel direnişi

KEC Cevahir Önü Nazife Onay direnişi

KEC Malatya direnişi

Alev Şahin direnişi

Grup Yorum çatı konserleri

Dev-Genç’li Eda Kaya’nın direnişi

DİH’li Salih Savaş’ın direnişi

Yürüyüş dergisi baskını Gençlik Federasyonu baskını

“Mühürleri söktük, gitti” direnişlerimiz

Page 9:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

Direnerek Yılı Geçirdik,Gelecek Yıla Tohum Attık

Page 10:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

2017 1 Mayısı'nı direnişlerle kar-şıladık.

1 Mayıs öncesinde, siyasal taleplerbaşta olmak üzere neredeyse hiçbirhedefin açıklanmadığı bir süreç ya-şandı. Halk Cephesi yaklaşık 3 haftaöncesinden başlayarak merkezi olarakTaksim hedefini açıklamıştı. Cepheliler1 Mayıs'a, siyasal taleplerini Taksimhedefi ile birleştirerek hazırlanmayabaşladı.

Çünkü Taksim, faşizmin halka ya-sakladığı meşru 1 Mayıs alanımızdı.

Çünkü Taksim, AKP faşizmininOHAL vs. gerekçelerle gasp ettiğihakları isteyeceğimiz yerdi.

Çünkü Taksim, sığınakta bomba-lanarak kül edilen, sonra da cenazelerikaybedilen 11 DHKC gerillasının ce-nazesini istemek demekti.

Çünkü Taksim, Leylalar’ın, Oğuz-lar’ın dağlarda savaşı büyütme çağ-rısıydı.

Çünkü Taksim, komutan Bilge-han'ın hesabını sorduğu halk çocuklarıiçin adalet talebimizdi.

Çünkü Taksim, KHK'larla iştenatılan onbinlerce emekçinin onur kav-gasını kendi kavgası bilen Nuriye-ler’in, Semihler’in sesine ses olmaktı.

Çünkü Taksim, Dersim'de evladı-nın cenazesini almak için direnenKemal babanın mezar hakkını savun-maktı.

Ve Taksim, ekmek, adalet, özgürlükkavgamızın sembolü; hapishanelerdehaklarımız için ne pahasına olursaolsun direneceğimizin, umudun şa-hanları olarak mahallelerimizden düş-manı söküp atacağımızın, vatanımızıntüm dağlarında şahanların ayak izle-rinin olacağının ilanıydı.

1 Mayıs işçinin, emekçinin bay-ramıdır. Birlik, mücadele ve dayanışmagünüdür.

1977'de tüm katliam tehditlerinerağmen 500 bin emekçi Taksim'dedir.37 emekçi katledilmiştir o gün Tak-sim'de. Yıllarca yasaklanan alana1989'da 5 bin emekçi direnerek gir-miştir. Mehmet Akif Dalcı katledil-miştir o gün Taksim'de.

Tartışmasız 1 Mayıs alanı Tak-sim'dir!

Çünkü o alanda 37 emekçinin veMehmet Akif Dalcı'nın canı, tümemekçi halkın emeği var. O alan hal-kındır, yasaklanamaz!

1 Mayıs programı sabah en erkensaatte 1 Mayıs alanında Halk Cephe-siyle başlayacaktı. Tek başına Cepheli,hemen yanına birini buldu ve "Orayagidip bu pankartı açacağız ve oradaolacağımızı göstereceğiz" dedi. Gece00:00. 2 Halk Cepheli Taksim İstiklalCaddesi'nden meydana kadar slogan-larla, ellerinde "Faşizme Karşı OmuzOmuza 1 Mayıs'ta Taksim'e" pankar-tıyla 20 dakika boyunca yürüyüpmeydanda oturma eylemi yaptı. 1Mayıs'ın ilk saatinde bize bu kararlılığıveren güç koşullara teslim olmamagücümüz, bizim olanı alma ısrarı-mızdır.

Düşman ne ol-duğuna anlam ve-remiyor. 1 Mayısbaşlamıştı artık.Cepheliler; "Bizgeldik" dediler 771 Mayıs şehitle-rine, MehmetAkif Dalcı'ya, ElifSultan'a...

30 Nisan ge-cesi Okmeyda-nı'nda kitle top-lanmaya başladı.Sabaha kadar ma-hallede nöbet tut-

tu. Sabah 06.00’da mahalle içine ba-rikatlar kurulmaya başlandı. 20 kişibarikatları kuruyordu. Polisin “tene-keleri” ilk andan itibaren Cephelileriengellemeye çalıştı. Kitlenin birarayagelmemesi için sürekli gaz sıktılar,taciz ettiler. İlk andan itibaren polis,birçok pankartı çalmıştı. Kitle bu defaellerine afişleri alarak yürüdü.

Bu nedenle Okmeydanı’na gelipkitleyi bulamayan birçok kişi oldu.Cepheliler hemen çözüm ürettiler,araçla mahalle içinde her sokakta bu-lunan Cephelilere ulaşıp onları yön-lendirmeye başladı. 100 civarında birkitle toplandıktan sonra yürüyüş baş-ladı.

1 Mayıs 2017 sabahı, günün ilkışıklarıyla birlikte böyle kurduk ba-rikatlarımızı Okmeydanı sokaklarına.Yüzümüzü Taksim'e, 1 Mayıs alanı-mıza dönüp başladık cenk türküleri-mizi söylemeye... Barikatlarımızı kur-duktan sonra, mahalleye giremeye-ceğini anlayan düşman, gaz atarakilk saldırıyı başlattı. Ama moral üs-tünlük bizde, umudun evlatlarındaydı.Gün boyunca defalarca dağıtıldı kit-lemiz. 2 kişiyi bile birarada gördü-

Taksim’e Tek Tek Giden Halkımız Onlarca Yılın Deneyimiyle,Düşmana Karşı "Bizimkiler Gelecek" Dediler

SANA GELDİK TAKSİM!Okmeydanı Halkı Anlatıyor: Polis kitleye yaklaşamadı. Arkadaki polis, öndekini dürtükledi, "Yürüsene!" diye bağırdı.

öndeki polis ise "Korkuyorum, korkuyorum anlamıyor musun" diye cevap verdi. Arkadaki ise,ne korkuyorsun, arkanda ordu var diyerek itekledi diğerini...

Yürüyüş

7 Mayıs2017

Sayı: 13

TAKSİM DEMEK, AKP FAŞİZMİ İLE YÜRÜTÜLEN10

“1 Mayıs günü Taksim’de yapılan ilk eylem”

Page 11:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

ğünde acizce "dağılın" tehditleri sa-vurdular. Cepheliler bir kez Taksimdemişti ya, biliyordu dost da düşmanda, bir şekilde mutlaka olur.

Anadolu halklarının 1 Mayıs alanıöyle net ve o kadar Taksim’di ki, bir-çok mahalleden yaşlılar, kadınlar, iş-çiler Taksim'e gidilen yollardaydılar.Nasıl olsa bizimkiler buraya gelecekdiyorlardı. Halk Cephesi kitlesinintoplanması düşmanı çok korkutmuştu.Bu yüzden kahvehaneleri bastılar, ev-lerin balkonlarına gaz attılar. Okmey-danı halkı öfkesini haykırdı polise,Halk Cephelileri savundular.

Halkın tepkisi gecikmedi. Ellerinegeçen her şeyi evlerinin pencerele-rinden akreplere fırlattılar. Patates,soğan, camlı tarak... Balkonlarından"Katil polis mahallemizden defol","Ne istiyorsunuz bizden şerefsizler,hırsızın köpekleri, yeter artık defolunmahallemizden" diyerek tepkilerinigösterdiler.

Halk, evlatlarına sahip çıktı. Polisingözaltına almaya çalıştığı bir muhabirigören esnaf, tepki gösterdi. Ve akrebiniçinden muhabiri çekip aldı. “Tenekeparçaları”nın içine sıkışmışlardı ogün. Korkuları da bir hayli büyük. Ogirdikleri teneke kutularından kafa-larını çıkarmaya korkuyorlar. Tümgün tenekelerden halka gaz atmaktanbaşka bir şey yapamadılar.

Gaza, akreplerin üzerlerine sürül-mesine, hedef gözeterek ateş edilme-sine rağmen Okmeydanı'nı terk etmediCepheliler. Yeri geldi molotofla, yerigeldi havai fişeklerle dağıttılar pusu-ları, ablukaları. Bunlar yaşanırkenbirçok şehirde, alanda risksiz toplan-malar gerçekleştirilmiş ve eve dönüşbile başlamıştı.

Polis kitleye yaklaşamadı. Arkadakipolis, öndekini dürtükledi, "yürüsene!"diye bağırdı. Öndeki polis ise "Kor-kuyorum, korkuyorum anlamıyor mu-sun" diye cevap verdi. Arkadaki ise,“ne korkuyorsun, arkadanda ordu var”diyerek itekledi polisi.

Okmeydanı halkından birçok kişibu diyaloğu duydu. Halkımızdan biri"ben o anı gördüm ya, daha gam ye-mem." dedi.

Zırhlı araçları, orduları, özel kı-yafetleri ve silahları olsa da halktankorkuyorlar, çünkü halk düşmanlarıkorkak olur.

Okmeydanı’ndaki Halk Cepheliler,gün akşama dönerken hala toplanıpTaksim'e yürüme iradesini koruyorve bunu yapmak için çabalıyorlardı.AKP faşizmi bu iradeyi iyi tanıdığıiçin hala Taksim'i açmamış, bariyerlerikaldırmaya cesaret edememişti. İştehem buna bir cevap olarak, hem degün boyu yapılan saldırının işe yara-madığını göstermek için ve hepsindende öte, ilk dakikalarından itibaren bi-zim olduğunu ilan ettiğimiz Taksim'de,yeniden Halk Cephelilerin sloganlarıyankılandı.

Gün içinde birçok insan Halk Cep-hesinin çağrısına uyarak Taksim'egitti. Gözaltına alınanlar oldu. Yaşlıinsanlar meydana yakın yerlerde bek-lerken, polis onlarla alay etmeyeçalıştı. "1 Mayıs için mi bekliyorsunuz"sorusuna; yılların tecrübesine sahipyaşlı amcalarımız "Bizimkiler gele-cek!" diye cevapladıl. Sana geldikTaksim; adalet ve iktidar kavgamızıhiç bırakmadığımız için başımız dik!Sana geldik, dupduru bir ideoloji ile,umutsuzluğu, çaresizliği, koşullarateslim olmayı reddedip savaşı şehir-lerde ve kırlarda büyütmenin onuruyla!

Bir gece önceden düşmanın pan-kartları çalması, halkımızın 1 Mayısısrarı ile karşılarına çıkmasını engel-leyemedi. Düşman, boşuna sevinme-sin, çünkü moral üstünlük tarihsel vesiyasal haklılığımızdadır. 1 Mayıs'taTaksim'den yönünü Bakırköy'e çevi-renlerin halka açıklayabileceği hiçbirşey yoktur. Tarih karşında teslimiyetisavundular. Bugün Taksim ısrarıylameydana, sokaklara çıkanların başıdik. Her ne koşulda ve nerede, nasılolursa olsun Taksim diyenler tarihselve siyasal olarak zaferi kuşananlar-dır.

Düşman pankartları çalsa da, dahagüzelini yapar Cepheliler. Gaz bom-baları atılırken, masa örtüsünden ya-pılan pankart, dünyanın en estetikpankartıdır o saatte. Ve Taksim ısrarıbir kez daha kendini gösterdi. Akşm21.05'te iki Halk Cepheli kadın HalkCephesi pankartıyla Taksim Meyda-nı'na çıktı.

1 Mayıs'ın ilk dakikalarında Cep-heliler vardı Taksim'de, son saatlerindede, yine Cepheliler vardı.

Sana geldik Taksim! Yine gelece-ğiz! Tarihsel ve siyasal haklılığımızınbilinciyle geleceğiz ve mutlaka ka-zanacağız! Kemal Baba kazanacak,Nuriye kazanacak, direnen halkımızkazanacak. Biz Kazanacağız!

Dergimizin 13. Sayısının Yayınlandığı 7 Mayıs 2017 Günü;*KEC Yüksel direnişi 180. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 56. günündeler

*KEC Malatya direnişi 100. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 48. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin, direnişinin 76. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 88. ve açlık grevinin 69. gününde

7 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 13

11İRADE SAVAŞINDA BOYUN EĞMEMEKTİR!

Page 12:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

Grup Yorum'un, bu yıl 7.sinidüzenlediği Bağımsız Türkiye konseri"Güvenlik" bahanesiyle yasaklandı.30 yılı aşkın süredir baskı ve yasaklararağmen devrimci sanatçılığı sürdürenYorum için, bağımsızlık şiarını halklahaykırmanın önünde bir engel ola-mazdı.

Salonlar-meydanlar yoksa, emekçihalkımızın damları-çatıları var diyerekgruplar halinde mahallelere ayrıldıgrup üyeleri. Günler öncesinden Ye-nikapı Meydanı için çalışma yapılmıştı,yasakla birlikte "23 Nisan'da HerkesGrup Yorum, Her Yer Grup Yorum"sloganlarıyla çağrılar yapıldı. BaştaÖrnektepe, Gazi ve Armutlu olmaküzere tüm mahallelerde dam konseriiçin hummalı bir çalışma başladı.

Komiteler kuruldu, gönüllülerlebirlikte kimin hangi mahallede çalı-şacağı programlandı ve çalışmalarhızlandı. Konserden önceki cumartesisabahı İdil Kültür Merkezi'nde toplukahvaltı yapıldı ve teknik eksiklersaptanarak kimlerin ne getireceğiayarlandı. Yer, ses, kitle çalışması,pankart, basın ekibi vb. her şey net-leşmiş oldu. Ardından herkes kendibölgesine dağılarak son hazırlıklarıtamamladı. Mahallelerde bildiriler da-ğıtıldı, FOSEM dışında, mahallelerdegençlerden fotoğraf çekmeleri içinekipler kuruldu. Akşam toplu olarak2 düğüne gidilip konsere çağrı yapıldı,halay şarkıları söylendi.

Konser, adeta halk ile Grup Yo-rum'un sırrı gibi, gizliden gizliye ör-gütlendi. Sır sözcüğü; bir amaca ulaş-mak için kullanılan, başvurulan özelve gizli yöntemi ifade eder. Bağım-sızlık için, emperyalizme ve faşizmekarşı ille kavga, demek için DamKonserleri gizlilikle, kulaktan kulağaörgütlendi. Hangi sokakta, hangi evindamında yapılacağı, gizlilikle duyu-ruldu. Halk; aldığı önlemlerle, konserbaşlamadan polisin saldırısının önünegeçmek istiyordu ve başarılı oldu.Yorumcular, konser sabahı erkendenyine İdil Kültür Merkezi'nde görev-lilerle toplu kahvaltı ve konser top-lantısı yaptı. Gün Gelir şarkısı söylendi

ve hangi enstrümanınhangi solistle hangimahalleye gideceğinetleştirilerek mahal-lelere geçildi.

23 Nisan günü tel-evizyon kanalları, dev-let erkanının çocuk-larla buluşmasını canlıyayınlıyordu. Her yılolduğu gibi makamkoltukları, saçı-mak-yajı ve tavırlarıyla ço-cuk olmaktan çıkarıl-mış çocuklara verilerek 'Ulusal Ege-menlik' kutlanıyordu! Her yanı Ame-rikan üsleriyle dolu, yer altı-yer üstübütün kaynakları peşkeş çekilmiş, herbebeğin IMF'ye borçla doğduğu, va-tanseverlerin katledildiği veya tutsakedildiği, halkın yaşam hakkı dahilher türlü hakkının elinden alındığı,emperyalizmin yeni sömürgesi bir ül-kede 'Ulusal Egemenlik' ancak birdemagoji malzemesidir.

Faşist AKP halk avcılığı yaparken,aynı saatlerde halkın sanatçıları ba-ğımsız bir ülke, özgür bir halk yaratmadüşüyle kolektivizmin en güzel ör-neklerinden birini sergiliyordu. Ma-hallelerde Grup Yorum korosu ele-manları, gençler, çocuklar herkes se-ferber olmuştu. Kimi teknik eksiklerigideriyor, kimi internetten duyuru ya-pıyor, kimi insanları halaya katıyor,kimi polisle çatışıyordu. Faşizm ko-şullarında, sanatçının halkla buluşmasıda bedel ister. Bu bedeli göze alansadece sanatçılar değil aynı zamandadinleyenleriydi. Polis saldırısı sonucugözaltılar ve tutuklamalar gerçekleş-ti.

Tam donanımlı bir salon, ses sis-temi, ışık veya bir kamyon kasasıyahut bir dam... Yerin ya da Yorumelemanlarının olup olmamasının be-lirleyiciliği yoktu umudun türkülerinisöylemek için. Sadece Örnektepe,Gazi, Armutlu, Bağcılar, Avcılar, Kar-tal, Yenibosna değil 'Emperyalizmeve Faşizme Karşı İlle Kavga' pan-kartlarının açıldığı her yer konser ala-nıydı. İzmir'de piknik alanından, Ana-

dolu'da ve yurt dışında yüksek sesleaçılan Yorum şarkıları, Grup Yorum'unhalkla nasıl bütünleştiğini ve yasaklarınhükümsüzlüğünü bir kez daha gös-terdi.

Devrimin ustaları öğretmiştir 'Hepİleri' ve 'Halk' demeyi. Grup Yorumkurulduğu günden bu yana, halkınen yoksul, en ezilmiş kesiminin haklıisyanını dile getirdi. Ancak “gayrıkyeter deyip” biraraya geldiğinde bü-külmez bilek olduğunu, halkın da biradaleti olduğunu söyledi. Tarihin vebilimin yasalarının verdiği bilgelikve güçle, kar makinası misyonunuüstlendi. Bu yüzden iktidarlar değişti,halka saldırı yöntemleri değişti, bas-kılar çeşitlendi ama; Grup Yorum'unemperyalizme ve faşizme karşı ör-gütlenerek, halkın gücüyle alt edile-bileceği umudunu haykırışı değişmedi,değişmeyecek kurtuluşa dek...

GRUP YORUM'UN DAM KONSERLERİ; DEVRİMCİ YARATICILIĞIN VEDOĞRU POLİTİKADA ISRARIN, HALKIN ÖNLEMLERİ VE ÖRGÜTLÜ

EMEĞİYLE BAŞARAMAYACAĞI HİÇBİR ŞEYİN OLMADIĞINI GÖSTERDİ!

Yürüyüş

7 Mayıs2017

Sayı: 13

TAKSİM DEMEK, AKP FAŞİZMİ İLE YÜRÜTÜLEN12

Düzenin Yoz SanatınaAlternatif Devrimci SanatınTemsilcisi Tavır DergisiHalkı AydınlatmayaDevam Ediyor!

Gazi Mahallesi Sekizevler Böl-gesinde 28 Nisan'da evlere Tavırdergisi dağıtıldı. 45 dakika sürençalışmada 25 dergi halka ulaştırıldı.Grup Yorum’a ve halka yapılan sal-dırılar üzerine sohbet edildi. Bu ay150’den fazla dergi Gazi halkınaulaştırılmış oldu.

Page 13:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

�� Biz diyoruz ki; faşizmin saldırıları karşısında politikasız kalmamanın entemel yolu, direnmektir. Sadece direnmeyi ve bedel ödemeyi göze alanlar, düş-manın saldırıları karşısında çaresiz kalmazlar ve politika üretirler.

� Biz diyoruz ki; devrimcilik düşmanın saldırılarına karşı politika üretmek-tir. Üretmenin koşullarını, sadece direnerek yaratabiliriz. Direnmek özgürleşti-rir. Haklarını koruyan, mevzilerine sahip çıkanlar yenilmez, siyasi kazanım-larını fiziki kazanımlara dönüştürür.

� Biz diyoruz ki; emperyalizme, faşizme ve oligarşiye karşı direnme hakkımeşrudur ve baş kaldırmak, baskı altında olan, zulüm gören halkların en doğalhakkıdır.

� Biz diyoruz ki; bir direniş savaşında siyasi kararlılık zorunludur. Busavaşta ideolojik olarak dik duramayanlar hiçbir iddianın ve hedefin sahibi ola-mazlar. Çünkü hiçbir saldırı bedel ödemeksizin savuşturulamaz ve haklarkazanılamaz.

� Biz diyoruz ki; ısrar ve kararlılık direnişin olmazsa olmazıdır. Direniştenkaçmak, gerçeklerden ve haklılıktan kaçmaktır. Ve direnmeyenler, düşman poli-tikaları karşısında zayıf düşer ve umutsuzlaşır. Bu nedenle direnenler umutlu veiyimserdir.

� Biz diyoruz ki; direnişlerimizle yarınımızı, geleceğimizi belirliyoruz.Aynı zamanda bugün direnmeyenler de yarınlarını belirliyor. Fakat ayırt edenşey şu sözle net olarak anlatılmış, “ne ekersen onu biçersin” yani, direniş eker-sen cüret biçersin, uzlaşma-direnmemeyi ekersen teslimiyet biçersin. Bu küçükbüyük tüm direnişler ve politik savaşlar için geçerlidir.

� Biz diyoruz ki; düşmanımız “ya düşünce değişikliği ya ölüm” diyerek dire-nişlerimizi kırmaya, politikalarımızı etkisizleştirmeye çalışmıştı. Bunu kabuletmek ise biz devrimcilerin imhası yani halkın emperyalistlerin ve işbirlikçilerinininsafına teslim edilmesi demektir. Biz bunu hiçbir alanda hiçbir zaman kabuletmedik, etmeyeceğiz. Çünkü direnişi seçenler ölseler de, geçici olarak yenilselerde yok olmazlar, yeniden ayağa kalkar ve mücadeleye devam eder.

� Biz diyoruz ki; direnme hakkını savunmak için ölüme yatarız. Bunuöncesinden pratiğimizle gösterdik ve zaferi kendi meşru direnişimizle kazandık.Bugün ise her alanda faşizme ve onun kurumlarına karşı direnişlerimiz,canımızla-kanımızla elde ettiğimiz hakkımızdır, elden bırakmayacağız.Geleceğe taşıyacağız.

Direnmek, PolitikaÜretmenin En Önemli AracıdırBiz diyoruz ki;�

13

Page 14:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

Gecekondulardan Geliyor HalkGecekondular; işçisiyle, memuruyla,

esnafıyla, öğrencisiyle, işsiziyle yoksulhalkın yaşadığı, öfkesinin mayalandığıyerlerdir. Kuruluşundan itibaren hepmücadelenin içinde olmuşlardır.

Gazi Mahallesi de yoksulluğu, baskıve sömürüyü tüm çıplaklığıyla yaşayanbölgelerden biridir. Oligarşinin terörühiçbir zaman eksik olmamıştır Gazihalkının üzerinden. Ve hiçbir vakit buzulme teslim olmamış, devrimcilerinöncülüğünde direnmiş, hesap sormuş,şehitler vermiştir Gazi halkı.

İşte bu yüzden, 1995’in 12 Martı’ndakontr-gerillanın hedefi olmuştu. AyaklananGazi halkı karşısında çaresizleşen oligarşikatliamlarını Ümraniye’de de sürdürmüş,onlarca insanımızı katletmiş, yaralamışya da gözaltına almıştı.

Gazi susturulursa tüm mahallelersusturulacaktı! Ama oligarşinin baskısı,zulmü ve terörü, katliamları da işe ya-ramamış; Gazi halkı, Cepheliler ön-derliğinde ayağa kalkmış, direnmiş veSezgin ENGİN, Fadime BİNGÖL, Ha-san GÜRGEN, Ali YILDIRIM, Meh-met GÜNDÜZ ve Dinçer YILMAZ’ışehit vermişlerdi.

Bugün artık, başta Gazi olmaküzere Cepheliler’in örgütlü olduğu

tüm mahallelerin çatışma tarzı gece-kondu direnişlerinde, kitle eylemle-rinde bir geleneğe dönüşmüştür. Tümalanlarda teslim olmamak, direnmek,savaşmak bu geleneğin adıdır.

Gazi’nin isyan ateşi 1 Mayıs 95’etaşındı. 15 bin yürek Cephe saflarındaşehitlerini sahiplendi, umudun adınıhaykırdı. ‘96 1 Mayısı’nda ise coşkusu,görselliği ve disipliniyle 30 bin kişiCephe saflarındaydı...

“Gecekondulardan gelip boğazı-mızı kesecekler” diyen işbirlikçi te-keller, devrim korkusu yaşıyorlardı.Oligarşi kayıplarla, katliamlarla, işkenceve tutsaklıklarla bu korkudan kurtul-maya çalışıyordu.

Devrim ve karşı-devrim güçleri ara-sında bir irade savaşı başlamıştı. Dev-rimcilerin artan kitleselliği -ki özellikle‘96 1 Mayıs’ndaki Cephe kortejininhalk üzerinde yarattığı etki ve sempatidüşmanı daha da panikletmişti. Düzen,geleceği ve istikrarı için mutlaka sonuçalmak istiyor ve bu çerçevede saldırıplanları yapıyordu.

Hedefte DevrimciTutsaklar Var

Devrimci mücadelenin gelişiminiengelleyemeyen devlet, bu kez dev-

rimcilere ve halka gözdağı vermek içinhapishanelere, dört duvar arasında bu-lunan Özgür Tutsaklara saldırdı.

Devrimci tutsaklara yönelik ilk kap-samlı saldırı Buca Hapishanesi’ndebaşlamıştı. Parti-Cepheli 4 tutsağın öz-gürlük eylemini bahane eden oligarşi,çeşitli hak gaspları ve yaptırımlarlabaşlattığı saldırılarını 21 Eylül 1995’tekatliama dönüştürmüş ve Uğur Sarı-aslan, Yusuf Bağ, Turan Kılıç adlı Par-ti-Cepheli Özgür Tutsaklar katledilmiş,onlarcası yaralanmıştı.

Bu saldırılar, diğer hapishanelerede yayılacak ve genel bir saldırı poli-tikası haline gelecekti.

Ümraniye Hapishanesi’nde, açıldığıgünden itibaren tam bir irade savaşısürdürülüyor, hemen her gün saldırılardüzenleniyordu. 4 Ocak 1996’ya kadarbirçok çatışma yaşandı. Oligarşi, Üm-raniye Hapishanesi’nde başından beriÖzgür Tutsakları teslim almak istiyordu.Hapishanenin açılış amacı da buyduzaten. Yok etmek istediği Parti-CepheliÖzgür Tutsaklarda cisimleşen direnişçizgisiydi.

Buca Katliamı’nın ardından ÜmraniyeHapishanesi’nde yapılan katliam ope-rasyonunda ise Abdülmecit SEÇKİN,Rıza BOYBAŞ, Orhan ÖZEN ve daha

30 MART - 17 NİSAN: DEVRİM ŞEHİTLERİMİZİ ANIYOR, UMUDUN KURULUŞUNU SELAMLIYORUZ!-7

KIZILDERE SON DEĞİLSAVAŞ LEYLALAR VE BİLGEHANLARLA SÜRÜYOR

Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi’ndenDevrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi’ne

Kanla Yazılan Tarihimiz:

KIZILDERE SON DEĞİLSAVAŞ LEYLALAR VE BİLGEHANLARLA SÜRÜYOR

Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi’ndenDevrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi’ne

Kanla Yazılan Tarihimiz:

“Varsın oklar üstümüze yağsın. Biz doğru gördüğümüzbu yolda, sonuna kadar yürüyeceğiz...” dedi,

Türkiye devriminin önderi Mahir Çayan.“Biz bu toprağın insanıyız. Halkız. Halktan biriyiz.

Halkın öncüsüyüz...” dedi,Türkiye devriminin önderi Dayı.

Mahir’den Dayı’ya 47 yıldır sürüyor bu kavga!

Yürüyüş

7 Mayıs2017

Sayı: 13

TAKSİM DEMEK, AKP FAŞİZMİ İLE YÜRÜTÜLEN14

Page 15:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

sonra kaldırıldığı hastahanede yaşamınıyitiren Gültekin Beyhan olmak üzere 4Parti-Cepheli tutsak katledilmişti.

“DHKP-C tutsaklığı her koşuldadirenen, tüm baskı ve katliamlara rağ-men sindirilmeyen, faşizme meydanokuyan niteliğiyle evrensel boyutta birtarz, bir tutsak karakteri çizmektedir.

Bu tarz, Ölüm Oruçlarından Bu-ca’ya, Buca’dan Ümraniye’ye uzanarakkendini ortaya koymuştur. Ve bugüntüm cezaevlerine yayılarak devrimci-lerin, halkımızın gözünde Özgür Tut-saklığı somutlamaktadır.” diyordu Dayı,süreci değerlendiren bir yazısında.

Doğru politika ve doğru önderlik,kafalardaki statükoları parçalayarak,Parti-Cephe tarzını da ortaya koymuştur.Ümraniye direnişi, statükoları parçalayıpözgür tutsaklığın direniş tarihine görkemlibir sayfa ekleyen yeni tarzda bir direnişçizgisidir. Savunmadan saldırıya geçi-lerek kitlesel kahramanlıklara gidenyolda önemli bir köşe taşı olmuştur.

Halklarımızın kurtuluşu ve vatanı-mızın bağımsızlığı için ölüm de dahilher türlü bedeli göze alan devrimciler,halkın adaletinin de uygulayıcısıydılar.Hapishane maltalarını kan gölüne çe-virenlerden, yoldaşlarımızı katleden-lerden hesap sormak boynumuzun bor-cuydu. Bunun sonucudur ki, işbirlikçitekellerin en kodamanlarından Saban-cılar, halkın adaletine hesap vermektenkurtulamadılar.

Çünkü; katliamların, kayıpların,emperyalizme bağımlılığın, yoksullu-ğun ve zulmün birinci dereceden so-rumlusu oligarşi idi, Sabancılardı, Koç-lardı. Katliamcı devleti örgütleyen on-lardı, onların düzenini korumak içinakıtılıyordu bunca kan. Sabancılar “gi-rilmez, girilse de çıkılmaz” dediklerigökdelenlerde güven içinde yaşıyor,kendilerini bir imparator gibi erişilmezgörüyorlardı. “İmparatorların” kalesiolan Sabancı Center’a, savaşçılarımızustaca girdi, 25. kata çıktı ve halkdüşmanlarını cezalandırdı.

Bir Kahramanlık Destanı;

‘96 Ölüm Orucu Direnişi“Zaferi ŞehitlerimizleKazandık!”

İktidara gelen Refah-Yol koalisyonhükümeti daha önce kapatılan ‘Eski-şehir tabutluğu’ denen hücre tipi ha-pishaneyi açarak hücreleri tekrar gün-deme getirmişti.

Kontrgerilla iktidarının bu saldırı-sına karşı Parti-Cephe tutsaklarınınönerisi ve önderliğiyle 20 Mayıs1996’da, süresiz açlık grevi temelindegenel direnişe başlandı. Eylem 45. gü-nünde başta “Tabutluk genelgelerininiptal edilmesi” talebiyle ölüm orucunadönüştürüldü.

12 devrimci tutsağın şehit düştüğüölüm orucu direnişi 69. gününde talep-lerin kabul edilmesiyle son buldu.

‘96 Ölüm Orucu zaferiyle birlikteülkemiz devrim tarihinin en parlaksayfalarından biri yazıldı.

Bu tarih halka bağlılığın, devrimkararlılığının damgasını taşıyordu. Busayfalarda feda ruhu vardı. Bu sayfa-larda DHKP-C’nin yarattığı gelenek-lerin önderliğinin damgası vardı. ’96ölüm Orucu eylemi ideolojik ve kültürelboyutuyla ve yarattığı sonuçlarla Par-ti-Cephe tarzının ifadesiydi.

‘96 Ölüm Orucu, bir halkın kahra-manlarıyla ayağa kalkışı, devrim dal-gasının beyinlerdeki görkemli büyü-mesiydi.

An an, gün gün büyüyen bir dal-

Bir Kahramanlık Destanı; ‘96Ölüm Orucu Direnişi

“Zaferi Şehitlerimizle Kazana-dık!”

İktidara gelen Refah-Yol koa-lisyon hükümeti 1996 1 Mayısı’ndatutukladığı devrimcileri daha öncekapatılan ‘Eskişehir tabutluğu’denen hücre tipi hapishaneyi aça-rak hücreleri tekrar gündeme ge-tirmişti.

Kontrgerilla iktidarının bu sal-dırısına karşı Parti-Cephe tutsak-larının önerisi ve önderliğiyle 20Mayıs 1996’da, süresiz açlık grevitemelinde genel direnişe başlandı.Eylem 45. gününde başta “Tabut-luk genelgelerinin iptal edilmesi”talebiyle Ölüm Orucu’na dönüş-türüldü.

12 devrimci tutsağın şehit düş-tüğü ölüm orucu direnişi 69. gü-nünde taleplerin kabul erdilme-siyle son buldu.

Bu tarih halka bağlılığın, dev-rim kararlılığının damgasını ta-şıyordu. Bu sayfalarda feda ruhuvardı. Bu sayfalarda DHKP-C’ninyarattığı geleneklerin önderliğinindamgası vardı. ’96 Ölüm Orucueylemi ideolojik ve kültürel bo-yutuyla ve yarattığı sonuçlarlaParti-Cephe tarzının ifadesiydi.

Dergimizin 13. Sayısının Yayınlandığı 7 Mayıs 2017 Günü;*KEC Yüksel direnişi 180. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 56. günündeler

*KEC Malatya direnişi 100. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 48. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin, direnişinin 76. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 88. ve açlık grevinin 69. gününde

7 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 13

15İRADE SAVAŞINDA BOYUN EĞMEMEKTİR!

Page 16:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

gaydı bu. Oligarşinin saldırısına karşısaldırıyla cevap veriliyor, zafer şehit-lerimizle kazanılıyordu.

Tıpkı ‘84 Ölüm Orucu direnişindeolduğu gibi, ‘96 Ölüm Orucu direni-şimizin gösterdiği de bedel ödemek-sizin zafer kazanılmayacağıydı. İştebu yüzden, bugünün dünyasında dev-rimcilik yapmak, iktidar için savaşmaken başta ölümü göze almaktan geçi-yordu. Devrimcilik bedel ödemektir,ölmek ama teslim olmamaktır.

“Ya Teslim OlursunuzYa da Ölürsünüz”

Buca’da, Ümraniye’de, Diyarba-kır’da yaptıkları katliamlarla, işkenceve baskılarla, yayınladıkları genelgelerle,tabutluklarla tutsakları teslim alama-mışlardı. “Devletin gücü cezaevlerindegösterilecektir.” diyorlardı. Bu yüzdende 26 Eylül 1999’da Ulucanlar Hapis-hanesi’ne saldırmışlar; “Ya teslim olur-sunuz ya da ölürsünüz” diyerek ateşlisilahlarla 10 tutsağı katletmişlerdi.

Ulucanlar Katliamı aynı zamandadüşmanın yeni süreçte yapacağı sal-dırıların da işareti ve ilk adımıydı.Oligarşi bu vahşetiyle tüm halka, tut-saklara gözdağı vermek ve direnmedinamiklerini yok etmek istiyordu.

Ulucanlar Katliamı’nın gösterdiğigerçek; düşmanın yeni saldırılarınınçok daha uzun vadeli ve stratejik ol-duğuydu. Bu amaçla F tipi tücre ha-pishanelerini gündeme getirdiler. Dev-rimcilerin önündeki tek seçenek isedirenmekti.

Bedel ödemeksizin bu saldırıları boşaçıkarmanın mümkün olmadığını bilendevrimci tutsaklar, sürdüler bedenlerininamluya ve yattılar Ölüm Orucu’na...

Dünyanın en kapsamlı ve kanlı ha-pishaneler katliamı 19-22 Aralık 2000’deTürkiye’de gerçekleştirildi. Oligarşi Ftipi tecrit hapishanelerini uygulamayasokmak için 20 hapishanede gerçek-leştirdiği bu operasyonla 28 tutsağı kat-lederek açmıştı F-Tipi Tecrit hapisha-nelerini. Direniş, tecrit hapishanelerindede sürüyordu. Ne direnişi bitirebilmişne de tutsakları yenebilmişlerdi...

Emperyalizmin bu tasfiye ve tesli-miyet politikalarına karşı 7 yıllıkBüyük Direnişimiz ile cevap verdik.

Kızıldere’den bu yana devrimci

hareketi var eden tüm politikalar, ge-lenekler, bu direnişte daha da büyüdü,pekişti. Fedanın kitleselleştiği, direnişinhalklaştığı bir süreç yaşandı.

Dünya Devrim TarihineKazandırdığımız Bir İlk veEşsiz Bir Gelenek:Büyük Direniş

2000-2007 yılları arasında gerçek-leştirilen ve tam yedi yıl süren BüyükDireniş, Anadolu topraklarında yaşandı.7 yılda kelimenin gerçek anlamıyla birtarih yazıldı. Hiç abartısız, herkesin tar-tışmasız teslim edeceği gibi, dünyadaeşi benzeri görülmemiş bir direnişti bu.

Tarihte iki dünya savaşı yaşandı, enuzunu 5 yıl sürdü; Büyük Direniş’imizise tam 7 yıl sürdü ve 122 şehit verildi.Bugüne kadar bilinen tüm ölçüler altüst oldu, tüm sınırlar aşıldı ve devrimcilikyeniden tanımlandı.

Bu direnişte; bunca bedeli göze al-manın, şiddetli çatışmalar yaşanmasının,“ya ölüm ya zafer” kararlılığının ve bukadar uzun bir süreye yayılmasınıngerek direniş cephesinden gerekse kar-şı-devrim cephesinden son derece önemlihatta hayati gerekçeleri olmalıydı! Kiöyleydi de zaten. Bu gerekçe “TECRİT”ile özetlenen ama aslolarak direnenhalkları, örgütleri teslim almaya yönelikstratejik bir saldırıydı.

Emperyalizmin dünya halkları üze-rindeki kuşatmasını ve bu kuşatmadaTürkiye oligarşisine biçilen rolü gör-meden, neden direnilmesi gerektiği,bu kadar büyük bedellerin göze alın-masının zorunluluğu kavranamazdı.

Emperyalistler ve işbirlikçileri, tut-sakların teslim alınamadığı bir yerdedirenişleri, örgütlenmeleri, örgütleribitirmenin de mümkün olmadığını bi-liyorlardı.

2000’li yılların başında “Ya dü-şünce değişikliği ya ölüm” diyerektüm halklara saldırıya geçmişti. Nekadar devrimci, sosyalist ilke, değer,düşünce varsa hepsini yeryüzündenkazıyıp yok etmek istiyorlardı.

Amerika ve Avrupa emperyalizmi,bölge ve dünya politikalarında Türki-ye’ye belli roller biçmekteydiler. İşbir-likçi oligarşi ise soygun ve safahatınısorunsuz sürdürmek istiyordu. Dolayı-

sıyla, emperyalizmin ve işbirlikçilerininamaçlarının gerçekleşebilmesinin ko-şullarından biri ve aslında ilki, Türkiyehalklarının devrimci dinamiklerinin yokedilmesiydi. Ki bu dinamikler içindedevrimci hareket temel hedefti.

Böyle olmasında devrimci hareketinonlarca yıllık tarihinin ortaya koyduğuideolojik sağlamlık, politikasındaki ka-rarlılık ve özel olarak da belli bir tarihisüreçteki tavrı en önemli nedenlerdi.

Sosyalist sistemin yıkılmasıyla tümdünyada reformizm, teslimiyetçilik,uzlaşmacılık rüzgarları eserken, dev-rimci hareket bu rüzgarların önündeeğilmemiş ve sürüklenmemişti. Tamtersine bu süreçte emperyalizme veoligarşiye karşı mücadelesini atılımlarlabüyütmüştü. İşte bunun için dünyaçapında bir örnektir devrimci hareket.Dolayısıyla emperyalizm cephesindende “dünya çapında örnek olması”nason vermek için yokedilmesi gerekenbir hareketti.

Başaramadılar! Çünkü; 20 Ekim2000 – 22 Ocak 2007 yılları arasındayarattığımız Büyük Direniş’te; 7 yıl,79 ay, 316 hafta, 2280 gün, 25 mevsim122 şehit ve yüzlerce gazi vererek di-rendik. Direndiğimiz için bugün varızve savaşıyoruz.

Dünyanın En Güçlü SilahıM-L İdeolojiye Sahibiz:Zafer Bizim Olacak!

Hiç kuşku yok ki emperyalizmin“YA DÜŞÜNCE DEĞİŞİKLİĞİ YAÖLÜM” politikasına karşı yeryüzününen sert sınıf çatışmalarından birinidünyanın Türkiyesi’nde, Büyük Di-reniş’imizle, 122 kahraman şehidimizlegerçekleştirdik. Dayı’nın önderliğinde,Anadolu’dan devrim umudunun yokedilemeyeceğini gösterdik.

Tüm dünyada ve ülkemizde devri-mi, sosyalizmi bu kadar açık ve netsavunan, uzlaşmayı reddeden ve cep-heden tavır alan bir tek biz vardık.

Ve o gün direndiğimiz için bugünvarız. O günlerde direndiğimiz içinbugün ülkemizde devrimcilik var.

Bugün ise çok daha keskin bir çatış-manın içindeyiz. İdeolojik ve siyasi ön-derliğini emperyalizmin yaptığı tasfiye,teslimiyet ve uzlaşma politikalarının so-nucunda silahlar toprağa gömülüyor.

Yürüyüş

7 Mayıs2017

Sayı: 13

TAKSİM DEMEK, AKP FAŞİZMİ İLE YÜRÜTÜLEN116

Page 17:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

Silahlarla beraber halkların bağımsızlıkumudu da toprağa gömülüyor.

Biz diyoruz ki; Bizim mayamızdaMaltepe Direnişi ve Kızıldere var. Kı-zıldere teslim olmamaktır, “Biz burayadönmeye değil ölmeye geldik” de-mektir!

Düşman, Kızıldere’de öldüğümüzüsandı, tam tersine biz Kızıldere’de ye-niden doğduk. Çünkü düzenden ideolojikolarak kopuşu tamamladığımız ve ye-niden doğduğumuz yer Kızıldere’dir.

Biz diyoruz ki; Kızıldere’den Çif-tehavuzlar’a, Mahirler’den Dayılar’abağımsızlık, demokrasi ve sosyalizmiçin savaşıyoruz. Bizim Birtanlar’ımız,Hamiyetler’imiz, Ali Rızalar’ımız, Şa-faklar’ımız, Leyla ve Bilgehanlar’ımızvar. Adalet için savaşıyoruz, adaletibiz sağlayacağız.

Biz diyoruz ki; dünyanın bu günkükoşullarında halklar için tek kurtuluşyolu, silahları düşmana teslim etmek,betona gömmek değil silahlı savaşı yük-

seltmektir. Bugünteslim olmayanve savaşan sadecebiz varız ancakyarın tüm ülke-lerde ezilen halk-lara önderlik edenyüzlerce Parti-Cephe’nin olma-sını istiyoruz. Par-ti-Cephe sadeceAnadolu halkla-rının değil, ezilendünya halklarının da tek umududur.

Ve biz diyoruz ki; Ülkemizin tümdağları bizim olacak, tüm şehirlerindeörgütleneceğiz. Bunun için yaralı 3gerillamızla, yanmış ve yıkılmış sığı-naklardan silahlarımızı çıkartıp, düş-mandan hesap soruyoruz.

İşbirlikçi faşist AKP iktidarının sal-dırılarına karşı “OHAL koşullarında neyapabiliriz” demiyor, bulunduğumuzher yerde, imkanlarımız ve olanaklarımız

ölçüsünde direnişler örgütlemeye devam

ediyoruz. Herkesin sindiği sustuğu yerde

konuşan yine biz oluyoruz. Anadolu

ihtilalimizi büyütüyor, “Kurtuluşa Kadar

Savaş” demeye devam ediyoruz.

Umut biziz; 47 yıldır dünyanın en

güçlü silahıyla, Marksist-Leninist ideo-

lojimizle savaşıyoruz. Bu gücü yenecek

bir silah icad edilmedi daha. Bu yüzden

biz kazanacağız, zafer bizim olacak.

Dergimizin 13. Sayısının Yayınlandığı 7 Mayıs 2017 Günü;*KEC Yüksel direnişi 180. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 56. günündeler

*KEC Malatya direnişi 100. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 48. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin, direnişinin 76. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 88. ve açlık grevinin 69. gününde

Kanla Yazılan Tarihimizden- MALTEPE DİRENİŞİYER: İstanbul MaltepeTARİH: 1 Haziran 1971“BURASI İSTANBUL MALTE-

PE...”- İstanbul-Maltepe, Küçükbağ So-

kağı’ndaki 8 Numaralı ev, o andan iti-baren 51 saat boyunca sürecek bir di-reniş ve çatışmaya sahne olacaktı.

Tam 51 saat sürdü çatışma. 51saate bütün duygularını, hayatlarınısığdırdılar. 51 saat koskoca bir orduyameydan okudular. 51 saat kuşatmada,katıksız bir sevgi ve güvenle yaslandılarbirbirlerine. Adalılar korkusuz, cü-retkar, gözükaraydılar.

51 saat sonrasında Hüseyin CE-VAHİR şehit olur, Mahir ÇAYANyaralı olarak tutsak düşer.

***- KIZILDERE DİRENİŞİYER: Tokat, Niksar Kızıldere KöyüTARİH: 30 Mart 1972

“BİZ BURAYA DÖNMEYE DE-ĞİL, ÖLMEYE GELDİK!”

- Mahir ve arkadaşlarının bulunduğuev, 30 Mart sabahı saat 05.00’da ku-şatılır. Mahirler teslim olmaz. Şehitdüştüklerinde gün batmak üzeredir.Kızıldere’de, o kerpiç evde yaklaşık12 saat çatışarak şehit düşerler.

***- 1984 ÖLÜM ORUCU DİRE-

NİŞİYER: İstanbul / Metris HapishanesiTARİH: 11 Nisan-26 Haziran 1984“BİR TÜRKÜDÜR DİRENİŞ

BOY VERİR ZİNDANLARDA”Tek Tip Elbise ve teslim alma po-

litikalarına karşı Metris Hapishane-si’nde başlatılan ve 75 gün süren ÖlümOrucu Direnişi’nde 4 tutsak şehit dü-şer.

***- 16-17 NİSAN DİRENİŞİYER: İstanbulTARİH: 16-17 Nisan 1992“BAYRAĞIMIZ, ÜLKENİN HER

TARAFINDA DALGALANACAK”Çiftehavuzlar’da 8,5 saat faşizmin

MİT’ine, özel timine, panzerlerine,ölüm kusan silahlarına, sandıklar dolusuharcanan kurşunlarına, bombalarınakarşı, bilinçleriyle, yürekleriyle, marş-ları ve sloganlarıyla, astıkları devrimbayrağıyla direnen Sabahat, Eda veTaşkın ikinci bir Maltepe direnişi ya-rattılar.

***- BAHÇELİEVLER DİRENİŞİYER: İstanbul BahçelievlerTARİH: 24 Mart 1993“DEVRİMCİ SOLCULAR ASLA

TESLİM OLMAZ”Üç kişiydiler; 2 tabanca, el yapımı

3 bombaları vardı. Kaldıkları ev ku-şatıldığında, tereddütsüz çatıştılar; 4,5saat süren çatışma sonrasında şehitdüştüler.

***- ÇALAXANE DİRENİŞİYER: Dersim, Ardıç Köyü, Çala-

xane Mezrası

7 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 13

17İRADE SAVAŞINDA BOYUN EĞMEMEKTİR!

Gazi̇ Ayaklanması

Page 18:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

TARİH: 23 Nisan 1993“BİR TÜRKÜDÜR DERSİM

DAĞLARINDA 12’LER SAVAŞIYOR...”- Direniş-Çatışma sabah saatlerinde

başlıyor ve öğleye kadar sürüyor.***- ARASOR DERESİ ÇATIŞMA-

SIYER: Dersim- Çemişgezek/Arasor

deresi mevkiiTARİH: 19 Mart 1994Çemişgezek, Arasor mevkiinde

düşmanın çok sayıda askeri gücüylepusuya düşürdüğü iki müfrezemiz ça-tışmaya girer; 11 saat süren çatışmasonrasında Hayri Koç Müfrezesi sa-vaşçıları 3 şehit verir.

***- PERTEK/ÇEMİŞGEZEK Dİ-

RENİŞİYER:Dersim / Pertek-Ardıç KöyüTARİH: 4 Mayıs 1994Düşman güçleri Pertek, Çemişgezek

ve Ovacık çevresinde büyük bir ope-rasyon başlatmıştır. Perktek’te iki halkkurtuluş savaşçısını çember içine alır.Havadan ve karadan yaptığı tüm sal-dırılara, bombalamalara rağmen ikiCephe gerillası 15 saat çatışarak şehitdüşer.

***- BAĞCILAR DİRENİŞİYER: İstanbul BağcılarTARİH: 4 Ağustos 1994“ASIL SİZ DEVRİMCİ SOL’UN

ADALETİNE TESLİM OLUN”Bağcılar’da 6,5 saat süren bir ça-

tışmanın ardından 3 halk kurtuluş sa-vaşçısı şehit düştü.

***- EMİRGAN DİRENİŞİYER: Dersim Dağları / Ovacık-

Emirgan Köyü mevkiiTARİH: 9 Ekim 1994“ZAFER BİZİM OLACAK” Ovacık, Emirgan mevkiinde, 50 bini

aşkın askeri bir güçle, öğle saatlerindebaşlayan çatışma, akşam saatlerinekadar devam eder. Çatışma sonrasında13 Cephe gerillası şehit düştü.

***- GAZİ DİRENİŞİYER: İstanbul GaziTARİH: 12 Mart 1995

SALDIRAN DEVLET DİRENENHALKTIR “HEDEF KARAKOL”

12 Mart’ta başlayan Ayaklanma;özellikle Gazi ve Ümraniye’de şehitlerpahasına sürerken, İstanbul ve Ana-dolu’nun dört bir yanına yayıldı veyaklaşık 5 gün sürdü.

GAZİ ve ÜMRANİYE katliamla-rında toplam 18 kişi katledildi.

***- EMİNÖNÜ DİRENİŞİYER: İstanbul/Eminönü Belediye-

siTARİH: 15 Mayıs /23 Ağustos

1995“İşçiler de Ölmesini Bilir”15 Mayıs’ta başlayan işçilerin di-

renişi, direnişin 67. gününden itibarenÖlüm Orucuna dönüşmüş ve Direnişin100. gününde direniş zaferle sonuç-lanmıştır.

***- SİBEL YALÇIN DİRENİŞİYER: İstanbul / YenibosnaTARİH: 09 Haziran/16 Haziran

1995“SİZ BİZİM TESLİM OLDU-

ĞUMUZU NEREDE GÖRDÜNÜZ”Ayşenur Şimşek’in kaçırılıp katle-

dilmesinin hesabını sormak için 9 Ha-ziran 1995’te İstanbul DYP İl Merkeziönündeki polislere karşı, Devrimci HalkKurtuluş Cephesi’ne bağlı İbrahim YalçınSilahlı Propaganda Birliği saldırı dü-zenlemiş, bu eylemde DHKC SavaşçısıSibel YALÇIN şehit düşmüştür.

Sibel Yalçın’ın cenazesini ailesinevermeyerek, cenazenin geleneklerimizegöre defnedilmesi polisler tarafındanengellenmek istenir. Bunun üzerinebir direniş başlar ve 1 hafta, tam 7günlük bir direnişin ardından cenazealınır ve geleneklerimize göre törenyapılır.

***- DERSİM OVACIK DİRENİŞİ YER: Dersim Dağları- Ovacık/Ye-

şilyazıTARİH: 25 Haziran 1995Ovacık Yeşilyazı nahiyesi Karadere

mevkiinde binlerce düşman gücüylekuşatılan DHKC gerillaları 15 saatsüren bir çatışmanın ardından şehitdüştüler.

***

- BUCA DİRENİŞİYER: İzmir Buca Hapishanesi TARİH: 21 Eylül 1995“NAMUS BUCA, ONUR BUCA,

VATAN BUCA”43 tutsağın olduğu koğuşa operas-

yon yapılır. Yaklaşık 4 saatlik bir ça-tışmanın ardından 3 şehit verilir vetutsakların tümü yaralanır.

***- ÜMRANİYE HAPİSHANESİ

DİRENİŞİYER: İstanbul Ümraniye Hapis-

hanesi TARİH: 4 Ocak 1996“Yoldaşlar Saldırıyoruz...”, “Hü-

cum! Hücum!..”21 Tutsak ile gögüs göğüse süren

2,5 saatlik bir çatışmanın ardından 4yoldaşımız şehit düştü.

***1996 ÖLÜM ORUCU DİRENİ-

ŞİYER: HapishanelerTARİH: Mayıs-Haziran-Temmuz

1996“Zaferi Şehitlerimizle Kazandık”. Her anı eylem olan 69 gün, 1656

saat süren direnişte 12 şehit verdik.***

Ve biz diyoruz ki; Ülkemizintüm dağları bizim olacak, tüm şe-hirlerinde örgütleneceğiz. Bununiçin yaralı 3 gerillamızla, yanmışve yıkılmış sığınaklardan silahla-rımızı çıkartıp, düşmandan hesapsoruyoruz.

İşbirlikçi faşist AKP iktidarınınsaldırılarına karşı “OHAL koşul-larında ne yapabiliriz” demiyor,bulunduğumuz her yerde, imkan-larımız ve olanaklarımız ölçüsündedirenişler örgütlemeye devam edi-yoruz. Herkesin sindiği sustuğuyerde konuşan yine biz oluyoruz.Anadolu ihtilalimizi büyütüyor,“Kurtuluşa Kadar Savaş” demeyedevam ediyoruz.

Umut biziz. 47 yıldır dünyanınen güçlü silahıyla, Marksist-Leni-nist ideolojimizle savaşıyoruz. Bugücü yenecek bir silah icad edil-medi daha. Bu yüzden biz kaza-nacağız, zafer bizim olacak.

Yürüyüş

7 Mayıs2017

Sayı: 13

TAKSİM DEMEK, AKP FAŞİZMİ İLE YÜRÜTÜLEN18

Page 19:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

GÜLTEPE DİRENİŞİYER: İstanbul GültepeTARİH: 15 Temmuz 1996“BU VATAN BİZİM”- Gültepe’de, kuşatıldıkları evde 4

saatlik bir çatışmanın ardından şehitdüşerler.

***- ÇEMİŞGEZEK/PAŞACIK Dİ-

RENİŞİYER: Dersim DağlarıTARİH: 12 Kasım 1996“ASIL SİZ PARTİ-CEPHEYE

TESLİM OLUN”DHKC Dersim İbrahim Erdoğan

Kır Gerilla Birliği Komutanlığı’nabağlı bir birlik, 12 saatlik bir çatış-manın ardından şehit düştüler.

***- BALKICA DİRENİŞİYER: Ege Dağları/BalkıcaTARİH: 30 Kasım 1998DHKC Ege Kır Gerilla Birliği’ne

yönelik operasyon 25 Kasım’da başlar.Operasyona İzmir, Antalya, Aydın,Manisa, Isparta illerinden getirilen as-keri birlikler de katılır. 29 Kasım’daBirlik Komutanı Erhan ve KomutanYardımcısı Mehmet, kuşatıldıkları 2katlı bir köy evinde çatışmaya başlarlar.20 saatlik bir çatışmanın ardındanher iki savaşçı da şehit düşer. Balkı-

ca’daki bu direniş“İkinci bir Kızıl-dere” olarak anı-lacaktır.

***- ULUCAN-

LAR DİRENİŞİYER: Ankara

Ulucanlar Hapis-hanesi

TARİH: 26Eylül 1999

Devlet: “YaTeslim OlursunuzYa Da Ölürsü-nüz” dedi; Tut-saklar da “Öle-ceğiz” dediler.

Katliam saldı-rısı gece 03.00’dabaşladı. Direnişöğle saatlerine ka-dar, yaklaşık 8saat sürdü.

10 devrimci tutsak işkence ve ateşlisilahlarla katledildi.

***- BÜYÜK DİRENİŞTE BİR

KAHRAMANYER: Türkiye HapishaneleriTARİH: 11 Mayıs 2001 / 20 Aralık

2002“Kahramanlar Ölmez Halk Ye-

nilmez”- Berkan ABATAY; 4. Ölüm Oru-

cu Ekibi Savaşçısıdır. 589 gün sürendirenişinin ardından kahramanlaşır.

***- GÜLER ZERE’YE ÖZGÜR-

LÜKYER: TÜRKİYE HAPİSHANE-

LERİTARİH: Temmuz 2009 / 6 Kasım

200914 yıldır tutsak olan, kanser hastası

Güler Zere için yoldaşları bir kampanyabaşlattı. Güler Zere’ye Özgürlük Kam-panyası çerçevesinde Türkiye ve yurt-dışında sayısız eylem yapıldı ve GülerZere düşmanın elinden alındı.

. Adana Balcalı Hastanesi önünde121 gün,

. İstanbul Adli Tıp önünde 89gün, gece gündüz özgürlük nöbeti tu-tanların, her gün sokakta eylem yapan

halkın mücadelesiyle Güler Zere öz-gürlüğüne kavuştu.

***- BÜYÜK DİRENİŞ: 2000-2007

ÖLÜM ORUCUYER: Türkiye Hapishaneleri ve

Dışarıdaki Direniş EvleriTARİH: 20 Ekim 2000 – 22 Ocak

2007“TECRİT VE DİRENİŞ”. 7 YIL. 79 AY. 316 HAFTA. 2280 GÜN. 25 MEVSİM. 122 ŞEHİT***- ABDİ İPEKÇİ DİRENİŞİYER: Ankara Abdi İpekçi ParkıTARİH: 16 Eylül 2003 / 27 Ocak

2007“DUYMAYAN KALMAYACAK”. 3 Yıl. 41 Ay. 175 Hafta. 1230 Gün. 13 Mevsim16 Eylül 2003’te başlayan eylem,

27 Ocak 2007’ye kadar, tam 3 yıl, 4ay, 2 hafta, 1 gün yani TOPLAM1230 gün sürdü.

***- GÜNAY ÖZARSLAN CENA-

ZE DİRENİŞİYER: İstanbul/Gazi MahallesiTARİH: 24 Temmuz 2015Günay’ın cenazesini, 80 saatlik bir

direnişin, ölümlerin, fedaların gözealındığı bir çatışmanın ardından, kendigeleneklerimize göre yine Gazi’detoprağa verdik.

***- OHAL VE KHK’LARA KAR-

ŞI: Ankara, İstanbul, Malatya, Ay-dın, Bodrum, Bolu... İŞİMİZ EK-MEĞİMİZ VE GELECEĞİMİZİÇİN DİRENİYORUZ...

- CENAZELERİMİZ İÇİN Dİ-RENİYORUZ. 70 yaşında KemalGÜN, 70 gündür Dersim Seyit RızaParkı’nda yaptığı AÇLIK GREVİile mezar hakkı için direniyor.

(BİTTİ)

7 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 13

19İRADE SAVAŞINDA BOYUN EĞMEMEKTİR!

Page 20:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

Dev-Genç’liler, Dev-Genç’in ku-rulduğu tarih olan 1969’dan bu yana,gözaltılar, tutsaklıklar, baskınlar, şe-hitlikler olmak üzere her türlü bedellekarşı karşıya kaldılar. Denilebilir kiDev-Genç içerisinde yer alıp da işkencegörmeyen, gözaltı veya tutsaklık ya-şamayan, düşmanın taciz veya teh-ditlerine, saldırısına maruz kalmayantek bir Dev-Genç’li yoktur. ÇünküDev-Genç, ülkemiz mücadele tarihiiçinde, istisnasız her süreçte savaşınhep en önünde yer almış, bu mücadeleyılları içinde içerisinden onlarca kah-raman, savaşçı ve komutan çıkarmıştır.

Tarihte, bir devrimci hareketin ya-ratılmasında bu kadar büyük payıolan, halkın kurtuluş mücadelesinebu kadar önder kadro ve militan ye-tiştiren, toplumun ve tarihin derinlik-lerine bu kadar kök salan başka birgençlik hareketi yoktur veya enderdir;Dev-Genç işte böyle özgün ve özelbir gençlik örgütlenmesidir. Bu nedenleDev-Genç kurulduğu ilk günden buyana tüm iktidarların öncelikli hedefleriarasında yer almıştır. Üniversitelerdenliselere uzanan bir örgütlülüktür Dev-Genç. Okulların ve ülkenin yöneti-minde gençliğin sözünü söyleyen birörgütlülüktür. Gençliğin dayanışmasını,birliğini sağlayan bir örgütlülüktür;bir tek okula, bir tek gence saldıranlaronu karşısında bulmuştur. Dev-Genç,gençliğin ekonomik, akademik, kül-türel sorunlarının çözümüdür. Dev-Genç gençliğin kimliğini kazanmasıdır;kimliksizleştirmeye karşı gençliğinbiz varız deyişidir. Dev-Genç, ne ya-sallığa, ne yasalara, ne tek bir döneme,ne kampüslere hapsedilemeyecek kadarbüyük ve tarihsel anlamlara sahiptir.

Dev-Genç’in tarihi; anti-emperya-list olmanın, halkını vatanını sevmenintarihidir. Dev-Genç’liler; 47 yıldır ba-ğımsız Türkiye isteyen anti-emper-yalist, anti-oligarşik mücadelenin bay-

raktarıdır. Dev-Genç; bu ülkedeki aç-lığa, yoksulluğa, adaletsizliğe karşıdireniş demektir. Nerede bir zulüm,adaletsizlik varsa orada olmaktır Dev-Genç’li olmak. Tek başına dahi di-renme ve savaşma kararlılığıdır. Va-tanseverlik, halk ve yoldaş sevgisi,feda ruhu ve bilinci, bağımsızlık tut-kusu, militanlık, bağlılık, sadakat,vefa… İnsana dair iyi ve güzel nevarsa hepsinin hayat bulmuş halidirDev-Genç’li olmak.

Dev-Genç’liler Türkiye halklarınıngençlik mücadelesinin, Türkiye devrimtarihinin her dönem atılgan, cüretlive başı çeken gücü olmuşlardır. Sadecebir gençlik hareketi olmakla kalmayıpfabrikalarda, köylerde, tarla işgalle-rinde, gecekondu mahallelerinde, ba-rikatlarda, halkın mücadelesinin olduğuher yerde olmuşlardır. Anadolu halklarıDev-Genç’lileri bağrına basmış, kah-ramanlaştırmıştır.

Her süreçte faşist iktidarın saldırıhedefi olan, ne cunta koşullarında, neinfaz ve kayıp koşullarında, ne deherkesin mücadeleden kaçtığı süreçtekaçmamış, geri adım atmamış, halkınyanında olmuştur. Bugün dahi sürekliolarak baskınlara maruz kalmasına veher defasında tutsaklıklar vermesinerağmen Dev-Genç’liler, kampanya veçalışmalarına, örgütlenme mücadele-

sine ara vermeden devam etmekte-dirler. Tutsak Dev-Genç’lilerin serbestbırakılması, parasız bilimsel eğitimmücadelesi ve faşist teröre karşı kam-panyalar yürüten Dev-Genç’liler yenitutsaklıklar vermek pahasına devrimcimücadelelerine yine coşku ve cüretledevam ediyorlar. Bu çizgilerini sür-dürdükleri ve AKP’nin faşist gençliğiolmayı reddettikleri için hedeftirler.

Dev-Genç Binası, OHAL Süreci İçinde 4 Ayda Tam 5 Kez Basıldı

OHAL süresi içerisinde ülkemizdeonlarca demokratik kurum basıldı,onlarda dergi ve gazete toplatıldı, tel-evizyon kanalları kapatıldı, başta dev-rimciler, gazeteci ve yazarlar olmaküzere binlerce insan gözaltına alındı,yüzlercesi tutuklandı, derneklerin ka-pısına mühür vuruldu, gençlerimiz,insanlarımız kurşunlandı, oluk olukkan akıtıldı. Tüm bu baskı ve işken-celerin başlıca hedefi her zaman dev-rimciler oldu ve olmaya da devamediyor.

Çünkü tüm OHAL baskılarına veyasaklarına rağmen “OHAL’i tanımı-yoruz” diyerek meydanları boş bırak-mayan, hak ve adalet arayışından, he-sap sorma ve savaşma kararlılığındanvazgeçmeyen bir tek devrimcilerdir,

DEV-GENÇ, TARİHİ, ŞEHİTLERİ VE YARATTIĞI GELENEKLERLE VE ÖRGÜTLENMELERLETÜRKİYE MÜCADELE TARİHİNİN AYRILMAZ BİR PARÇASIDIRBU TARİHİ BASKINLARLA, GÖZALTI VE TUTUKLAMALARLA BİTİREMEZSİNİZ!

DUVARI YIKIP CAMLARI PARÇALAYINCA CAN KAN PAHASINA OLUŞTURULAN KURUMLARI YOK EDEMEZSİNİZ

(1.Bölüm)

Yürüyüş

7 Mayıs2017

Sayı: 13

TAKSİM DEMEK, AKP FAŞİZMİ İLE YÜRÜTÜLEN20

Page 21:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

Cephelilerdir. Sadece OHAL süreci içerisinde 17 şehit, 200’ün

üzerinde tutsak verdik. Şehitlerimizden 7’si Dev-Gençkökenlidir, birebir Dev-Genç içerisinde örgütlenmişve mücadeleyle tanışmışlardır.

Sadece OHAL süreci içerisinde 20’nin üzerindetutsak vermiştir Dev-Genç.

Ve düşman tecrit işkencesi altında dahi teslim ala-mamıştır Dev-Genç’lileri. Oligarşinin ordusunun al-bayları, komutanları, rütbelilerinin AKP’nin hakimlerive savcıları karşısında el pençe divan durdukları OHALsürecinde, 2 Dev-Genç’li, 17 yaşında iki gencimizaçlık grevi, sloganlar ve direnişleriyle hapishane yöne-timine kök söktürmüşler, devrimcilerin teslim alına-mayacağını bir kez daha göstermişlerdir.

Her türlü hak talebine azgınca saldırıldığı bu OHALsürecinde; Dev-Genç’liler liselileri, üniversitelileri,milisleri ile kimi zaman elde silah, kimi zaman eldebildiri, kimi zaman duvarda afiş, kimi zaman duvardayazı, kimi zaman asılı bir pankartla, mahalle mahalle,meydan meydan, sokak sokak, apartman apartman, evev, kapı kapı umudu taşımışlardır.

OHAL süreci diyerek temel taleplerinden ve prog-ramlarından vazgeçmemişlerdir.

Sadece OHAL süreci içinde;*İstanbul’da Okmeydanı ve Gazi ve Anadolu’da

örgütlü bulundukları illerde okuma grupları oluşturdu-lar,

*Dev-Genç'in kuruluşunun 47. yılı etkinlikleri düş-manın saldırıları altında, sokak sokak çatışarak, barikatbaşlarında halaylarımızla sloganlarla gerçekleştirildi,

*“Cuntanın YÖK’üne AKP’nin OHAL’ine Karşı 7Kasım’da Boykottayız” sloganı ile İstanbul başta olmaküzere Dev-Genç’in örgütlü bulunduğu tüm Anadolu il-lerinde, tüm yasaklama ve gözaltı terörüne rağmen 6Kasım boykotları gerçekleştirildi.

*“Faşizmi Yeneceğiz! Faşizme Karşı Omuz Omuza!”kampanyası dâhilinde onlarca yazılama ve pullamayapıldı.

*Oturma eylemlerinden pankart asmaya, milis ey-lemliliklerinden yazılamalara kadar onlarca eylem veçeşitli kampanyalar ile tutsaklarına sahip çıktılar veçıkmaya da devam ediyorlar,

*Gerilla şehitlerimizin sahiplenilmesinde, gelenek-lerine göre defnedilmelerinde, anmalarında Dev-Genç’li-ler en önde yer aldılar, bedeller ödediler.

İşte sadece bu nedenlerden ötürü bile bu kadar çokkorkuyorlar Dev-Genç’ten. Gençlik binasının 4 ayda 5kez basılmasının, binanın kullanılamaz hale getirilmesininnedeni budur. 1.bölümün sonu...

27 Nisan'da OkmeydanıHaklar ve Özgürlükler Der-neği’nin katil polisler tara-fından basılmasına ve iki ki-şinin gözaltına alınırken der-nek çalışanı ve tekerlekli san-dalyede yaşamını sürdürenİrfan Yılmaz'ın yerlerde sü-reklenerek yaralanmasına veişkence görmesine yönelikmahallelerin yaptığı açıkla-maları yayınlıyoruz:

Okmeydanı Halk Cephesi:"Okmeydanı Haklar ve

Özgürlükler Derneği 27 Ni-san akşam saatlerinde mü-hürlenmek üzere basıldı. Der-neğin basıldığı sırada içeridebulunan engelli devrimci İr-fan Yılmaz adlı devrimcininüzerinde cam kırıldı ve yer-lerde sürüklendi. Diğer ikidevrimci ise ağır şekilde darpedilerek gözaltına alınarakFeriköy karakoluna götürül-düler. Daha önce de mühür-lenmek üzere defalarca ba-sılan dernek içinde temizlikçalışmaları hızlıca başlatıla-rak yeniden eski haline çev-rildi. Arkadaşlarımız yenidenprogramlarına devam etmek-tedir. Bir zamanlar DemokratParti’nin genel başkanlığınıyapmakta iken atlet külotharcamalarını parti kasasın-dan yaptığı için ihraç edilenSüleyman Soylu şunu artıkbeynine kazımalıdır, Eyüpsabrımız yok, Yusuf değilizkuyuda…"(27 Nisan)Çayan Halk Cephesi:

"...Mühür vurdunuz, der-neği talan edip dağıttınız nefayda etti? Ne değişti? Daha

önce onlarca derneğimizi mü-hürlediniz, kaç tanesini ka-patabildiniz? Acizsiniz çün-kü; 1 Mayıs’ın korkusu heryerini sarmış durumda. Kor-kudan ne yapacağınızı bile-miyorsunuz mühürleme ba-hanesiyle derneğimizi kırıpdöküp gidiyorsunuz işte bukadar acizsiniz! Yaşı, cinsi-yeti, engelli olup olmamasısizleri hiç ilgilendirmiyor.İnsanlarımızı, halkımızı kat-letmek için yer arıyorsunuz.Elbet bir gün halk çocuklarısizi o zırhlı tenekeleriniziniçine gömecek. Elbet bu halkçocukları çok korunaklı ka-rakolunuza gömecek sizleri!"(28 Nisan)

Faşizmin SaldırılarınaKarşı Omuz Omuza Direnmeye Devam Edeceğiz

TAYAD'lı Aileler Okmey-danı Haklar Derneği’nin po-lisler tarafından basılmasıylailgili 28 Nisan’da bir açıklamayayınladı. Açıklamada: “Sabrikarakuş ve 2000 Ölüm Orucugazisi Erkan Erdem’i işken-ceyle gözaltına almışlardı. Bu-gün çıkarıldıkları savcılıktaifadeleri dahi alınmadan tu-tuklama talebiyle mahkemeyesevk edildiler ve tutuklandılar.Gerekçe KHK’ya muhalefetbizler biliyoruz ki 1 Mayısöncesi yapılan bu saldırılarTaksim korkularındandır. Herne koşulda olursa olsun Tak-sim ısrarımızdan vazgeçme-yeceğiz.” denildi.

Baskınlarla Mücadelemizi Engelleyemezsiniz Direnmeye ve Örgütlenmeye Devam Edeceğiz

7 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 13

221İRADE SAVAŞINDA BOYUN EĞMEMEKTİR!

Dergimizin 13. Sayısının Yayınlandığı 7 Mayıs 2017 Günü;*KEC Yüksel direnişi 180. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 56. günündeler

*KEC Malatya direnişi 100. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 48. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin, direnişinin 76. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 88. ve açlık grevinin 69. gününde

Page 22:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

İdealizm ile materyalizm gece ile gündüz kadar bir-birinden farklıdır. Birisi burjuvazinin, diğeri ise prole-teryanın sınıf ideolojisidir. Ve her ideoloji kendi sahibi-nin diliyle konuşur, aklıyla düşünür. Biz hangi akılladüşüneceğimize, sınıf düşmanlarımızın etkisinde kal-madan, sınıf bilincimizle karar vermeliyiz.

Burjuvazi bizi kendi ideolojisiyle düşünecek şekilde"terbiye” eder, eğitir. Bu terbiye süreciyle birlikte,düzenin çarpıklıklarını "makul" bulur bir hale getirili-riz. Ve idealizm öyle bir hastalıktır ki, öyle bir ilettir ki,bizi hasta eder.

Bu hastalığın belirtilerinden birisi duygularımızlahareket etmektir. Duygularımızı, komuta merkezinekoyup, ipleri onun eline veririz. Çünkü idealizm bizeöyle öğretmiştir.

Somut durumun somut tahlili yerine, elimizde varolan somut koşullar yerine, olmayan bir şeyi, "benböyle düşünüyorum", "öyle hissediyorum", bence..."diye açıkladığımızda bilelim ki idealizmin pençesinde-yiz. Ve öyle amansız bir hastalıktır ki bu, tek tedaviyöntemi var: Materyalizm + diyalektik.

Aklımız bozulmuştur. Düşüncenin yerini duygularalmıştır. Kurguculuk kol gezmektedir. Ve tabii bu illetinsonucu ÇÖZÜMSÜZLÜKTÜR. BUNALIMDIR.

Aklımızı tamir etmeliyiz. Tamir için, tedavi için bizegerekli olanları söylemiştik: Materyalizm ve diyalektik.

Dünyayı doğru düşünme ile anlamalı ve yorumlama-lıyız.

Duygu hareket etmenin veya karar vermenin temelideğildir, bu temel akıldır. Duygu vazgeçmemenin, ısra-rın, isteğin, coşkunun temelidir.

Duygular ancak düşüncelerimize yoldaşlık edebilir. Otobüsün şoför koltuğuna aklımız, doğru düşün-

mek, materyalizm ve diyalektik oturmalıdır. Duygularen fazla muavin koltuğuna oturabilir.

Duygusuz değiliz. Aksine duygularımız çok önemli-dir. Çünkü biz birer makina değiliz.

Ancak meseleleri ele alırken, karar verirken, duygu-larımızla hareket edemeyiz.

Çünkü, duygular doğru düşünmenin temeli değildir.Duygular, kişiden kişiye değişir.Doğru düşünce ise evrenseldir; kişiden kişiye değiş-

mez.Sonucun bir dizi nedene dayalı olduğunu bilmek ve

sonucu bu nedenleri inceleyerek, ayrıştırarak değerlen-dirmek bilimsel düşüncenin temelidir.

Aklımız ne kadar devrimciyse duygularımız da okadar devrimcidir. Duygularımızı yönetecek olan daaklımız olmalıdır.

Aklımıza sahip çıkmalı, 4+3 ile düşünmeli, 5N+1Kile sorular sormalı, analiz yapmalıyız.

DUYGULARIMIZLA DEĞİL AKLIMIZLADÜŞÜNELİM.

DDUYGU, HAREKET ETMENİN VEYA KARAR VERMENİN TEMELİ DEĞİL; YARDIMCISIDIR

Duygularımız devrime kilitlenirse doğruduygulara sahip oluruz. Duygularımız dev-rimcileşirse yanlış zeminlere kaymayız.

Duygularımıza yön veren devrim olursadüzenin bizde yarattığı içgüdüleri daha kolayyener, tahribatları daha kolay giderebiliriz.

İstanbul Okmeydanı Halk Meclisi halkın sorunlarınıaralıksız çözmeye devam ediyor. Halk Meclisinin, halkınsorunları karşısında bulduğu ve çözdüğü çözümlerdenbirkaçı şu şekildedir:

Mahalle dışında cereyan eden bir taciz şebekesininönü Halk Meclisi tarafından kesilerek bir ailenin rahatnefes alması sağlanmıştır. Çeteciler, İstanbul’un Eyüpilçesinde ikamet eden bir aileyi hem taciz edip hem detacizlerin durması karşılığında yüklü miktarda para isti-yordu. Halk Meclisi Adalet ve Hukuk Komitesi’ne baş-vuran ailenin anlatımlarından yola çıkılarak çalışmalarbaşlatılmıştı. Sorun, çeteciler 25 Mart tarihinde hizayaçekilerek tümüyle çözüme kavuşturuldu.

Ayrıca İstanbul Mecidiyeköy’de faaliyet gösteren ta-şeron bir şirkete bağlı çalışan toplam 28 temizlik işçisi

paralarını alamadıkları gerekçesiyle Halk Meclisine baş-vurmuştu. Verilen bilgilere göre çalışmalarını başlatanAdalet ve Hukuk Komitesi, taşeron şirketin sahibiyleiletişime geçerek sorunun derhal çözülmesini istedi.Sorun 1 Nisan itibariyle işçi paralarının tümüyle ödenmesineticesinde çözüme kavuşturuldu.

Bedreddin Oyununun

Provaları Devam Ediyor�dil Halk Tiyatrosu ekibi �eyh Bedreddin'i anlatan

"Bedreddin" oyununun provalarına devam ediyor. 26

Nisan'da yapılan çalı�maya 14 ki�i katıldı.

Birliğimizin Gücüyle Üstesinden Gelemeyeceğimiz Bir Sorun Yoktur!

Yürüyüş

7 Mayıs2017

Sayı: 13

TAKSİM DEMEK, AKP FAŞİZMİ İLE YÜRÜTÜLEN22

aklımızdİyalektİk

materyalİzmdİrDEVRİMCİLİK AKIL TAMİRCİLİĞİDİR

4+3

Page 23:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

SORUN: Uzlaşmacılık, TeslimiyetÇÖZÜM: Uzlaşmazlık, DirenişDİSK Genel Başkanı Kani Beko, 1 Mayıs günü Bakır-

köy’de CNN Türk’e konuşuyor, “kimsenin burnunun ka-namadığı bir 1 Mayıs geçirmek istiyoruz”.

Burunlarının kanamadığı bir 1 Mayıs geçirmek için bugünBakırköy Meydanı’na gittiler. Çünkü, bugün için faşizmonlara, Bakırköy’e giderlerse, Taksim için mücadeleden vaz-geçerlerse burunlarının kanamayacağını söyledi. Yarın bu-runlarının kanamaması için başka geri adımlar da atabilirler.Bakırköy’de de değil, salonlarda 1 Mayıs kutlarsanız burnunuzkanamaz dendiğinde, Bakırköy’den de vazgeçeceklerdir.

“Kimsenin burnunun kanamaması” politika belirlemeölçüsü olursa, faşizmin icazetinin bir milim dışına çıkmakmümkün değildir.

Çünkü, faşizm koşullarında kimsenin burnunun kana-madığı 1 Mayısları hayal bile etmek gericiliktir, teslimiyet-çiliktir. Faşizm gerçeğini inkar etmek, ya da faşizm gerçeğineboyun eğmek demektir.

Teslimiyetçiliğin, icazetin ölçüsü hep bu olmuştur. Onlar,sınıflar mücadelesi gerçeğini inkar ederler. Patronlarla,işçilerin çıkarlarının uzlaştırılabileceğini savunurlar. Halkla,emperyalizmin ve oligarşinin çıkarlarının uzlaştırılabileceğinisavunurlar. Halka bunun propagandasını yaparlar. Bu bakışaçısından hareket ettikleri için de, en küçük bir hak talebiiçin, küçük bir direnişi bile gereksiz görürler; patronlarla,oligarşiyle ve emperyalizmle kurdukları masalarda sorunlarınçözülebileceğini iddia ederler. Oturdukları masalardan işçisınıfının, emekçilerin çıkarlarını, faşizmin kendilerine verdiğionur kırıcı “payeler” karşılığında satarak kalkarlar.

Bu sonuçlarıyla, uzlaşmacılık, teslimiyetçilik, faşizme,emperyalizme hizmet eden bir politik tavırdır. Bu tavrın sa-hipleri ise, burjuvaziyle uzlaşma arayışı içinde olan, burju-vaziyle çıkarlarının uzlaşabileceğine inanan küçük burjuvakesimler, aristokrat patron sendikalarıdır.

Teslimiyetçilik, icazet devrimci saflardada kendine yer bu-labilir mi? Devrimci saflar da tüm zaaflardan bütünüyle arın-dırılmış değildir, olamaz. Devrimci saflarda belirleyici olandireniştir, teslimiyetin mahkum edilmiş olmasıdır. Fakat, tektek devrimci saflarda yer aldığı halde uzlaşmacılıktan, teslimiyetpolitikasından şu ya da bu düzeyde etkilenme yok mudur?

Böyle bir tavrın maddi zemini vardır. Bu maddi zeminiçin, faşizmin saldırıları karşısında ideolojik zayıflık yaşamak,karamsarlık, faşizmin gücünü abartmak, halkın dinamiklerinigörmemek, halkın dinamiklerini küçümsemek gibi nedenlerisayabiliriz.

Bunun sonucu, devrimci saflarda da uzlaşmacılığa, teslimiyete

açık kapı bırakan tavırlar gelişebilmektedir. Bir eylemdefaşizmin dayatması sonucu bir pankartı toplamak, yani en geridüzeyde demokratik haklarımız olan, ajitasyon-propagandahakkımızdan vazgeçmek uzlaşmacılığa açılan bir kapıdırörneğin. Faşizmin saldırıları nedeniyle halka, dergimiziulaştırmak için yeni yöntem ve araçlar geliştirmek yerine,dergi dağıtamıyoruz sonucuna varmak da uzlaşmacı, faşizmingücünü mutlaklaştıran bakış açısından beslenen bir tavır sayı-labilir.

Faşizm koşullarında halkı örgütlemekten vazgeçmek, kitleçalışmasından, derneklerimizi açmaktan vazgeçme gibi eğilimler,ideolojik zayıflıktan beslenen tavırlar sayılabilir. Bu gibi geritavırlar, ideolojik eğitimle, ideolojik olarak kendimizi güçlen-direrek, etkisizleştirildiğinde, aynı zamanda saflarımızda uz-laşmacılığa, teslimiyete açık kapı bırakmamış da oluruz.

Değilse, ideolojik zayıflıklar saflarımızda reformist, uz-laşmacı eğilimlerin gelişmesinin zemini haline gelecektir.

O halde çözüm, uzlaşmaz, militan direniş tavrını geliştirmektir.O halde çözüm, uzlaşmacılığın, teslimiyetin gelişmesine uygunzemini, ideolojik zayıflığı gidermek için önlem almak, ideolojikolarak kendimizi, saflarımızı güçlendirmektir.

Tarihimizde, hiçbir zaman uzlaşmacı, teslimiyetçi birtavır, bir politika içinde olmadık. Bunun sonucu olarak,devrim iddiamızı sürdürüyoruz. Bunun sonucu olarak, em-peryalizmin, oligarşinin sistemlerini tehdit içinde görmelerineneden oluyoruz. Bize baktıklarında devrim korkusu yaşamalarıbu nedenledir. Yani, bunun sonucu olarak dünya halklarına,halkımıza devrim umudu oluyoruz.

İdeolojik netliğimizle, Marksist-Leninist ideolojide ıs-rarımızla, halklar için bu sömürü ve zulüm düzenlerindenkurtuluş umudu olmaya devam ediyoruz.

Bu umudu büyütmek için, devrim umudunu emperya-lizmin, faşizmin teslimiyet dayatmaları karşısında betonlarınaltına gömmemek için, saflarımızda teslimiyete, uzlaşmacılığatüm kapıları sonuna kadar kapatmamız gerekir.

Bunun için çözüm, her alanda faşizmin dayatmalarınadirenmektir.

Sonuç olarak; faşizm, sokakları yasaklıyorsa, biz sokaklardaolacağız. Faşizm, alanları yasaklıyorsa, biz alanlarda olacağız.Ankara Yüksel Caddesi’ndeki, Dersim Seyit Rıza Parkı’ndakidirenişimizde olduğu gibi, 1 Mayıslarda olduğu gibi, kapılarınakilit vurulan, ayda en az bir kez basılıp kapısına kilit vurulanderneklerimizin kapılarını her defasında açıp, devrimin mevzisiolarak çalıştırmaya devam ettiğimiz gibi, mahallelerimizdebinleri yürütmeye devam ettiğimiz gibi...

Halka gitmeye devam edeceğiz.Halkı örgütlemeye devam edeceğiz.Faşizme karşı halkın direnişini ve örgütlenmesini

her alanda büyütmeye devam edeceğiz.Bileceğiz ki, dünyanın en alçak kelimesi teslimiyet,

dünyanın en güzel kelimesi direniştir.

SSORUNLAR / ÇÖZÜMLERSORUNLAR / ÇÖZÜMLER

7 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 13

23İRADE SAVAŞINDA BOYUN EĞMEMEKTİR!

Dergimizin 13. Sayısının Yayınlandığı 7 Mayıs 2017 Günü;*KEC Yüksel direnişi 180. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 56. günündeler

*KEC Malatya direnişi 100. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 48. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin, direnişinin 76. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 88. ve açlık grevinin 69. gününde

Page 24:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

1- Kolektivizm Nedir? Kolektivizm bir anlayış, bir kültür,

bir ideolojik tercihtir. Kolektivizmtek başına iş yükünün mekanik şekildeinsanlar arasında bölüştürülmesi de-ğildir. İş yükünü bölüşen insanlarınortak çıkarlar etrafında emeklerini,yaratıcılıklarını, disiplinlerini, güç-lerini birleştirmeleri, çıkan sorunlarıortak akıl, ortak irade, ortak çıkarlartemelinde çözmeleridir. Şairin deyi-miyle; “yarin yanağından gayrı heryerde, her şeyde hep beraber” diye-bilmektir. Kolektivizm sosyalist sis-temin ideolojik damarlarından enönemlisi, sosyalist düzenin işleyiştarzı, örgütsel şekillenişi, çalışma an-layışıdır. Yani hayatın her anına veher alanına bakış açısıdır, görüş uf-kudur. Örgütsel çalışmada, yaşamda,politika üretmede, imkanların pay-laşımında, sorunların çözümünde,eylemin örgütlenmesinde, yani ilknefes alışımızdan son nefesimizi ve-rişimize kadar hayatın tümünü şe-killendiren bir ideolojik tercihtir ko-lektivizm. Sosyalist için eşyanın ta-biatıdır, devrimciliğin doğasıdır. Var-lığı ve yokluğu bu açıdan devrim id-diasının varlığı ve yokluğuyla eşde-ğerdir.

2- Bireycilik Nedir? Burjuva ideologlarına göre "bi-

reycilik" insanın doğasıdır. Ancaktoplumlar tarihini incelediğimizdebencilliğin ve bireyciliğin insanındoğası değil, sömürünün doğası ol-duğunu ve bireyciliğin de sömürüylebirlikte gelişen bir ideolojik şekillenişolduğunu görüyoruz. İlkel komünaltoplum dediğimiz özel mülkiyetinolmadığı ilk toplumsal düzende, in-sanlar yaşamlarını sürdürebilmek için

birlikte avlanıyor, bir-likte tüketiyor, birliktebitki topluyor, barınakkuruyordu. “Senin","benim" kavranmalarıda henüz yoktu ve ben-cil duygular henüz in-sana yaklaşmamıştı.Ancak insan doğaylamücadelesinde zaferlerkazanmaya başladıkçatoplumsal düzen de ken-

di seyrinde değişmeye, alt-üst olmaya başladı. Önce takas usu-lüyle ürün fazlası belli ellerde birikti,üretim araçlarına da sahip olmayabaşlayan bu eller toplumun diğer ke-simleri üzerinde üstünlük, ayrıcalıksahibi zengin sınıfı oluşturmaya baş-ladı. Özel mülkiyet ve sömürü yavaşyavaş ortaya çıkmaya başladıkça,başkalarından üstün olmak, kendisiiçin çalışmak gibi bireycilik ve ben-cilliğin nüveleri de oluşmaya başladı.Yani bireycilik ve bencillik sömürüve özel mülkiyet ile insanın doğasındaolmamasına rağmen onu şekillendirenideolojik bir baskı olarak ortaya çık-maya da başladı. Ve o günden bugünede insanın doğası, dıştan gelen bubaskıya karşı mücadelesini sürdürü-yor. Ne zamanki bu baskı ortadankaldırılırsa, işte o zaman insan kendidoğasını özgürce yaşamaya başlaya-cak.

3- Kapitalizm İnsanınDoğasına Ait OlmayanBireyciliği NasılEmpoze Ediyor?

Bireycilik ve bencillik sömürü ileortaya çıksa da, kapitalizmin başarısıbireyciliği teorileştirmesi, sistemleş-tirmesi ve tüm halka zerk etmesidir.İdeolojik olarak sorunlar karşısındabunalan, güçsüzleşen, kapitalizminve emperyalizmin baki olduğunainandırılan, ekonomik olarak güngeçtikçe açlığa ve ölüme yaklaşanhalkları ideolojik ve ekonomik olarakkuşatır ve kuşatmadan kurtuluşunancak bireycilik ile mümkün olacağınıpropaganda eder. Bu kuşatma birey-ciliğin propaganda ve hayat bulmazeminidir. Artık "gemisini kurtaran

kaptan" olur, "sen önce kendini kurtar"olur, "başkasının sırtına basarak yük-sel" olur, "beş parmağın beşi bir ol-maz" olur, "düşene bir tekme de senvur" olur...Yani yoksulun, yoksununkurtuluşunun bir başkasının yoksul-luğu ve yoksunluğu pahasına olabi-leceğini işler beyinlere.

Che bunu "Çünkü onların stratejisibudur(...) her insanda bulunan veonu diğerlerini aşmaya iten bencilliğipohpohlar, aynı zamanda, her insandavar olan ve onu başkalarından mü-kemmel olduğuna inandıran üstünlükkompleksini de okşar. Böylece, tekel,insanlara en genç yaşlarından baş-layarak, herbirinin en üstün insanolduğu, herkese karşı mücadele etmek,bunda zafere ulaşmak ve sonundabir sömürücü olmak gerektiği dü-şüncesini aşılar. Kolektif çalışmanınköleleştirici bir şey olduğunu (...)ortaklaşa emeğin en akıllı ve en ye-teneklilerin yükselmesine engel ol-duğunu kanıtlamaya büyük bir özengösterir. Nerede bölünmemiş bir halkvarsa, onu siyahlar ve beyazlar, ye-tenekliler ve yeteneksizler, okur ya-zarlar ve okuma yazması olmayanlardiye bölmeye çabalar, tek tek bireylerevarana kadar tekrar tekrar böler, bi-reyi toplumun merkezi yapar." der.Böylece doğduğu andan itibaren, ha-yatını kendi gibi olanlarla savaşaraksürdürebileceğini düşünen insanlarortaya çıkar ki böyle düşünen insanlardüzen için bir tehlike olmaktan çokonun ömrünü uzatır durumdadır.

Bireycilik ve bencilliksömürü ile ortaya

çıksa da, kapitalizminbaşarısı bireyciliği

teorileştirmesi,sistemleştirmesi ve

tüm halkazerk etmesidir.

Ta rih ten, bi lim den, ön der le ri miz den, ge le nek le ri miz denöğ ren dik le ri mizle güçleneceğiz

BilgiBilgigüçtürgüçtür

SORUDA10Kolektivizm ve

Bireycilik

Yürüyüş

7 Mayıs2017

Sayı: 13

TAKSİM DEMEK, AKP FAŞİZMİ İLE YÜRÜTÜLEN24

Page 25:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

4- "Birey" ve"Bireycilik"Arasında Nasıl Birİlişki Vardır?

Birey tarihsel ve sos-yolojik bir kategoridir.Toplum bireylerden olu-şur, bireyler toplumuoluşturur. Bu nedenle "bi-reye karşı olmak" diyebir şey de olamaz. Ancakbireycilik bir ideolojikşekilleniştir. Ve burjuvaideolojisinin ürünüdür.Bu nedenle elbette karşıolunabilecek ve savaşı-labilecek niteliktedir. Yani"birey" ve "bireycilik" birbirindenfarklı iki olgudur. Ancak burjuvazibu iki farklı kategoriyi ifade edenkelimeleri birbiriyle aynılaştırarakkolektivizm ve sosyalizm karşısındazafer kazanmaya çalışır.

Kolektivizmin, bireyin gelişimineengel olduğunu savunur. Bireyin an-cak bireyci bir anlayışla kendini ge-liştirebileceğini, özgürleşebileceğini,kolektivizmin, ortak ruhun, ortakirade ve fedakarlığın, ortak emeğinbu bireyi öldürdüğünü iddia eder.Bu öylesine bir iddia, öylesine birpropaganda değildir. Bu burjuvazininözellikle oportünist ve reformist sol-cular, yeni dünya düzencileri aracı-lığıyla halka işlediği karşı-devrimcibir anlayıştır, ideolojik bir saldırıdır.Öyle ki artık burjuvazinin açıktanbir mücadele yürütmesine gerek kal-mamıştır. Burjuvazi ekonomik, kül-türel, sosyal, politik kurumlaşmasınıyaratır ve bunu halka ideolojik bo-yutuyla dünyanın ve ülkemizin"sol"cuları yayar.

Ne zamanki karşı-devrim rüzgar-ları sert esmeye başlamıştır, iştedönek solcular "biz birey olmayıunuttuk" diye ortalığa dökülmüşlerdir.Oysa birey olmak unutulabilecek birşey değil. Herkes yaşıyorsa bir bi-

reydir. Ama birey nasıl düşünür, nasılyaşar, nasıl savaşır, bireyin niteliğinibelirleyen bu sorulardır. İşte bireyolmayı unuttuk diyenler düşüncede,yaşamda ve savaşta (artık buna "sözdesavaşta" demek gerekir) bireyci ol-maya bir özlemden bahsetmektedirler.Yani "sosyalist birey"ler artık "burjuvabirey" olmak istemektedirler.

5- Sosyalizm "Birey"eKarşı mıdır?

Bu gerçekler ışığında baktığımızdasosyalizm "birey"e değil, "bireyciliğe"karşıdır. İnsanı şekillendiren içindeyaşadığı sistemdir. Kapitalist-emper-yalist sistemde insan onun yarattığısosyal, siyasal, politik, ideolojik ko-şullarla şekillenir. Bu koşullar insanıbireyciliğe yöneltir. İnsanı bencil he-sapların esiri yapar. Herkes sadecekendi olanak ve imkanlarını geniş-letsin, kendi maddiyatını düşünüpbunun için her şeyi yapsın ister.Kendi işini, kendi evini, kendi ço-cuklarının eğitimini, iyi beslenmeyi,iyi giyinmeyi, belli zamanlarda tatilyapmayı, yaşlanınca güvenceli birhayatı ve daha pek çok şeyi kendisinintek başına yapması gerektiğini salıkverir. Bu ihtiyaçları karşılayabilmeninbaşka yolu olmadığına inandırır. Bi-

reyler bunun gibi gerekliolan ihtiyaçları karşılaya-bilmek için çabalar dururlarhayatları boyunca. Tabi mil-yarlarca insan için bu ça-banın sonu "sıfıra sıfır, eldevar sıfır"dır. Çünkü azınlı-ğın, çoğunluğun emeğiniçaldığı bir düzende mil-yarların eğitimde, işte, ko-nutta, sağlıkta, adalette eşitolması ve zenginleşmesimümkün değildir. Bireyinözgürlüğü, parası kadardırbu sistemde. Sosyalizm busistemdeki bireylerin yal-nızlaştırılıp yok edilmesinekarşıdır. Sosyalizm birey-

lerin bireycilikle ruhlarının, yetenek-lerinin, umutlarının, yaratıcılıklarının,güçlerinin tüketilmesine karşıdır.Yani sosyalizm bireye değil, birey-ciliğe karşıdır.

6- Kolektivizm ile BireycilikArasındaki Savaş DevrimciSaflara Nasıl Yansır?

Kolektivizm ve bireycilik arasın-daki amansız savaş esas olarak sos-yalizm ile kapitalizm, proletaryaideolojisi ile burjuva ideolojisi ara-sındaki savaştır. Bizim beynimizdeve pratiğimizde süren bireycilik ilekolektivizm arasındaki gidiş-gelişlerde esasen beynimizdeki iki ideolojininsavaşıdır.

Bu savaşın devrimci saflara yan-sıması değişik biçimlerde olabilir.En başta bir örgütün temel yapı taşlarıolan komitelerin oluşturulmaması,oluşturulanların işletilmemesi şeklindeyansıyabilir. Yani bireyci çalışmatarzı olarak tanımlayabileceğimiz budurum kolektivizmin de sabotörüolan bir anlayıştır. Günü kurtarır amadevrimi geliştirmez, iktidarı hedef-leyemez.

İkinci ve en önemli yansıma dev-rimin bir avuç işbirlikçi ve hain dı-

Kolektivizm ve bireycilik arasındakiamansız savaş esas olarak sosyalizmile kapitalizm, proletarya ideolojisi ileburjuva ideolojisi arasındaki savaştır.

Bizim beynimizde ve pratiğimizdesüren bireycilik ile kolektivizm

arasındaki gidiş-gelişler de esasenbeynimizdeki iki ideolojinin savaşıdır.

7 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 13

25İRADE SAVAŞINDA BOYUN EĞMEMEKTİR!

Dergimizin 13. Sayısının Yayınlandığı 7 Mayıs 2017 Günü;*KEC Yüksel direnişi 180. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 56. günündeler

*KEC Malatya direnişi 100. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 48. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin, direnişinin 76. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 88. ve açlık grevinin 69. gününde

Page 26:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

şında tüm halkla birlikte yapılacağıgerçeğinin işleri örgütlerken göz ardıedilmesi, istihdam ve kadrolaşmadaseçkinci davranmaktır.

Halk değişik eğitim düzeyinde,değişik yeteneklerde, değişik özel-liklerde insanlardan oluşur. Biz işle-rimizi, faaliyetlerimizi yürütürkenbu değişik nitelikteki halktan insanlarıuygun yerlerde görevlendirerek başarıkazanabilir, istikrarlı bir mücadeleyürütebiliriz. Ancak işe göre insanaramaya başladığımızda hayatın ger-çeğinin dışına taştığımızdan kendimizdışında kimseyi bulamamaya başlarız.Tek bir kişi her görevi yapamayaca-ğına göre birçok görevimiz yapıla-mayacak, faaliyetlerimiz örgütlene-meyecek, örgütlülüklerimiz de çoğalıpgüçlenemeyecektir. Oysa devrim eğeriktidar hedefli yürütülüyorsa işe göreinsan arayamayız, insana göre gö-revler bulur, bu görevleri, işleri heradımda geliştirerek insanı da geliştirir,eğitiriz. İşte kolektivizm bu açıdanbireyi geliştiren, eğiten, onu düzeninkalıplarından çıkarıp özgürleştirenbir düşünce, çalışma tarzıdır. Ko-lektivizm aklı, tecrübeleri, yetenekleri

birleştirir. Böylece her gün artan sa-yıda insanı düzenin karşısında saf-laştırır ve iktidarı almak üzere ör-gütler. Kolektivizmin ideolojik birtercih olması da tam da burada an-lamlı olur.

7- Göz KamaştırıcıBireysel Başarıyı mı,Yüksek VerimliKolektif Çalışmayı mıTercih Edeceğiz?

Kolektivizm ideolojik bir tercihama sosyalistler için, devrimcileriçin yaşamsal bir zorunluluktur. Ko-lektivizmin olmadığı yerde emper-yalizmin şiddetli saldırıları karşısındayıkılıp, yok olmak işten bile değildir.Yaşamsal zorunluluk olduğu için ko-lektivizmin olmadığı yerde ölüm ya-kındır.

Kolektivizmi işletmeye önem ver-mediğimizde bireysel iş görme veyaptırma alışkanlığı gelişmeye başlar.Bireycilik gelişmeye başlar. Che'ninsözüyle devam edersek; "Bizse, halkagücünün, kendisinin diğerlerindendaha iyi olduğunu sanmamaktan, sı-nırlarını, birlikten aldığı kuvveti bil-

mekten, iki kişinin tek kişiden, onkişinin iki kişiden, üçyüz kişinin onkişiden ve altı milyonun yüz kişidençok daha fazla şeyler yapabileceğineinanmaktan geldiğini kanıtlamalıyız."Bireysel başarıyı tercih etmek ör-gütlemek istediğimiz halka da ka-zanmanın yolunu göstermekten alı-koyar bizi. Dilimizde kolektivizm,yaşamımızda bireycilik varsa "ainesiiştir kişinin lafa bakılmaz" diyen birhalkın kolektif örgütlenmelerde yeralarak kazanmanın yolunu, bir avuçkarşısındaki gücünü görmesi de zor-laşır. Bunun dışında kolektivizminolmadığı yerde politik üretkenlikyoktur, kadrolaşma yoktur, moralyoktur. Kolektivizm ise politika üret-mede, kadrolaşmada en uygun ko-şulları sunar. Çünkü kolektivizminişletildiği yerde eleştiri-özeleştiri var-dır, ki ilerlemenin, hatalardan arın-manın ve kadlolaşmanın temel yo-ludur eleştiri-özeleştiri. Kolektivizminişletildiği yerde disiplin vardır, de-netim vardır ki programların hayatageçmesinde olmazsa olmaz koşul-lardır disiplin ve denetim kolekti-vizmin işletildiği yerde, ortak ruh,ortak coşku, moral eğitimi, birbirinisahiplenme vardır ki savaşta aslolanmoraldir. Halk savaşlarında maddigüç moral güç ile yenilir demiştirönderlerimiz. O halde kolektivizm"her şeyi mekanik şekilde beraberyapan, ya da bıçakla pastayı bölergibi işleri bölen" bir anlayış değildir.Kolektivizm mücadelenin her aşa-masında değişik düzeylerde insanlarıkomitelerde birleştiren, komitelerdeinsanları politika üretimine sevkeden, onların çarpık düşüncelerinive eksikliklerini açığa çıkarıp de-ğiştiren, iktidara giden yolda oluş-turduğumuz programların yetenek,düşünce ve güç birleşimiyle hayatageçmesini sağlayan, bileşenlerini di-siplinli olmaya iten bir ideolojik ze-mindir. Kolektif olmadan devrimciolmak mümkün müdür? Değildir.Birey olarak bu yolda başarılar daelde edebiliriz. Ama devrimci ikti-darın olduğu yerden baktığımızdabireysel başarılar bir süre kişinin bo-yunu uzatabilir ama iktidar yolundaadımlarını çoğaltmaz. Kolektif ba-

Bir avuç hain ve işbirlikçi dışında tüm halkımızıkolektif mekanizmalarımızın bir parçası olarakgörmeli ve mutlaka kolektif bir mekanizmada

görevlendirmeyi ilke edinmeliyiz. Buradakolektivizmin gücünü ve başarılarını görecekolan halkımız, devrimi bilinçle tercih edecek,

uğrunda her fedakarlığa katlanacaktır. - Eleştiri ve özeleştiri ile bireyi de, örgütü de

korumalı ve kolektif yanını sürekli canlı tutacakeğitimden vazgeçmemeliyiz.

- KOLEKTİVİZMDE ISRAR BİREYİ BÜYÜTÜR,BİREYCİLİĞİ ÖLDÜRÜR...

Yürüyüş

7 Mayıs2017

Sayı: 13

TAKSİM DEMEK, AKP FAŞİZMİ İLE YÜRÜTÜLEN26

Page 27:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

şarılar ise bizi hem sayı olarak hemde mesafe olarak çoğaltacaktır.

8- Kolektivizm BireyinKişisel GelişiminiBüyütür mü?

Kişisel gelişim, kişinin yetenek-lerinin ortaya çıkartılması, bu yete-neklerin büyütülmesi, kişinin heralanda bilgi ile donatılması, özgür-leşmesinin önündeki engellerin kal-dırılmasıdır.

Kapitalizmde kişisel gelişim ancakdüzenin ihtiyaç duyduğu sınırlar için-de mümkün olur. Kapitalizm neyeihtiyaç duyuyorsa kişiyi de o yöndeve ne kadar ihtiyaç duyuyorsa kişiyio kadar geliştirebilir. Bu sınırları aş-tığında düzen ekonomik, kültürel,sosyal, politik tüm kurumlarıyla onunönüne engel olur.

Ancak sosyalizmde tam aksidir.Kolektif örgütlülükler içinde insanlaryakından tanınır, yetenekleri ortayaçıkar, bunlar örgütlenir, eksikliklereğitimle tamamlanır. Birey ne kadargelişirse kolektif mekanizma da okadar gelişir diye inanırız biz. Gelişimelbette düzenle bağlarımızı koparmak,düzenin binbir türlü baskısı altındayok olmaya yüz tutmuş gücümüzün,yeteneklerimizin ortaya çıkması an-lamındaysa kolektivizm dışında biryol yoktur bizim için. Kolektivizmüzerimizdeki baskıların yerini devrimhedefine, halk ve vatan sevgisi ilekurtuluş özlemine bırakmasıdır. Buda insanın gücünün sınırsızlığını keş-fetmesi, ihtiyaçlar temelinde ortayaçıkan yaratıcılıkla, yeteneklerine yeniyetenekler katması demektir. Çünkübu savaş modern olanla ilkel olanınsavaşıdır. Ve modern olan ancak il-kelin yaratıcı ve birleşmiş gücüyleyenilebilir. İşte kişisel gelişim içinbundan daha uygun bir ortam yoktur.Halkın kurtuluşu ve vatanın bağım-sızlığı için kurduğumuz kolektif me-kanizmalar dışında kişiliğimizin ge-

liştiği başka bir ortam bulunamazkapitalist düzende.

9- BireycilikPropagandasınınNihai Hedefi Nedir?

Bireycilik propagandası halkı ör-gütsüz bırakmak, kapitalist düzenkarşısında güçsüzleştirmek için yoğunolarak yapılır. Yani sadece örgütsüzhalkın örgütlenmemesi için değil,örgütlü halkın da örgütlülükten ko-parak yeniden düzene dönmesi içinısrarla yapılır. İçimize seslenir günün24 saati. Kolektivizm karşısında bi-reyciliği, birleşik örgütlü kurtuluşkarşısında bireysel kurtuluşu propa-ganda eder. Bizim kolektivizmin ve-rimliliğini, güzelliğini, üretkenliğiniyaşatamadığımız her yerde, komitede,mecliste, bölgede, alanda... yani dev-rimin örgütlü olduğu her neresi isedüzen orada yeniden kendini birey-cilikle inşa etmeye başlar. Kolekti-vizmin olmadığı yerde devrimcilikbozulmaya başlar. Kolektif ruhunkaybolduğu yerde düzen, devrim saf-larına sızmıştır ve bireyciliği beyni-mizde örgütlemeye başlamıştır.

Bireycilik propagandası bununiçin düzen açısından vazgeçilmezdir.Nihai hedefi emperyalizmin, kapi-talizmin ömrünü sonsuza kadar uzat-maktır. Hem emperyalizme karşı sa-vaşan örgütler için, hem devriminiyapmış ülkeler için bu değişmez birpolitika ve yöntemdir. Örgütsel vekişisel düzeyde propaganda edilenbireycilik maya tutmaya başladığındaçatlamalar ve giderek yıkımlar dabaşlamıştır. Yaşanan tarihsel deney-lerden de yola çıkarak kolektif işleyişede kolektif mekanizmalara da sımsıkısarılacağız, sarılmalıyız. Tek kişiyedayalı işleyişte işlerimizi hızlı yap-tığımızı düşünebiliriz ama bu ken-disiyle başlayıp kendisiyle bitirenbir anlayış olduğundan, ömrü bizimdevrimcilik ömrümüz kadar olacaktır.

Çünkü ardımızda, bizi yaşatacak tekkişi yoktur. Kadrolaşma yoktur. Dev-rimin yükünü tek başımıza taşıya-mayacağımıza göre hız da zaman dabitecek ve olduğumuz yer çürüye-cektir. Bunun için gelip geçici birçalışma anlayışı değil, ideolojik birtercihin yarattığı yaşam biçimi veörgütsel işleyiş ilkesidir kolektivizm.

10- Bireyciliğin KarşısındaKolektivizmi HakimKılmak İçinNeler Yapmalıyız?

Bulunduğumuz her alanda, herbirimde, her düzeyde:

- Israrla ve ısrarla komiteleşmeye,kurumlaşmaya, organlaşmaya önemvermeliyiz.

- Bireylerle iş görmenin pratikçekiliciliğine kapılmak yerine, işleyenkolektif mekanizmaları işletmektekararlı olmalıyız. "Bir kereden birşey olmaz" dememeliyiz.

- Bireyciliği mahkum edip yaşa-mımızın bütününde, yemekten gi-yim-kuşama, hastalıktan, sevinçlereher anımızı paylaşma anlayışıyla ha-reket etmeliyiz.

- Bir avuç hain ve işbirlikçi dışındatüm halkımızı kolektif mekanizma-larımızın bir parçası olarak görmelive mutlaka kolektif bir mekanizmadagörevlendirmeyi ilke edinmeliyiz.Burada kolektivizmin gücünü ve ba-şarılarını görecek olan halkımız, dev-rimi bilinçle tercih edecek, uğrundaher fedakarlığa katlanacaktır.

- Eleştiri ve özeleştiri ile bireyide, örgütü de korumalı ve kolektifyanını sürekli canlı tutacak eğitimdenvazgeçmemeliyiz.

- KOLEKTİVİZMDE ISRAR Bİ-REYİ BÜYÜTÜR, BİREYCİLİĞİÖLDÜRÜR... Bunu aklımızdan çı-karmayacağız.

7 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 13

227İRADE SAVAŞINDA BOYUN EĞMEMEKTİR!

Dergimizin 13. Sayısının Yayınlandığı 7 Mayıs 2017 Günü;*KEC Yüksel direnişi 180. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 56. günündeler

*KEC Malatya direnişi 100. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 48. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin, direnişinin 76. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 88. ve açlık grevinin 69. gününde

Page 28:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

Eminiz ki, halk iktidarı cümlesiniduymak bile oligarşi için tüyler ür-perticidir.

Halk Meclislerimiz, gelecekte halkiktidarının organlarıdır diyoruz. Pekihalkın iktidarı dediğimizde ne anlıyo-ruz? Halk gerçekten iktidar olabilir mi?

Halkın iktidar olması yaşamımızdaneyi, nasıl değiştirir?

Örneğin, mahallelerimizde faşizminpolisi, evlatlarımızı katlediyor, faşizminmahkemeleri evlatlarımızın katilleripolisleri aklıyor, katliamlarına devametmeleri için cüretlendiriyor.

Halkın iktidarında yargı ve polisnasıl olacak? Nasıl olacak da, mah-kemeler halktan yana adalet dağıtacak,halkın evlatlarını katledenleri yargılayıpcezalandıracak? Bellerinde silahlarladolaşan polisler, nasıl olacak da ev-latlarımıza kurşun sıkmayacak?

Öncelikle belirtmeliyiz ki, halkın

iktidarında ne bugünkü gibi eli kanlıkatiller sürüsünden ibaret bir polis teş-kilatı olacak, ne de bugünkü gibi halkınüzerinde baskı gücü olan bir yargı me-kanizması olacak. Tersine bunlarınhepsi de halkın hizmetinde olacak.

Nasıl?Bugün yargının ve polisin halka

düşmanlığı, bugünün iktidar gücü olanoligarşinin çıkarlarını savunmakla gö-revli olmalarındandır. Halk, iktidarıeline aldığında, bu polis ve yargı gü-cünü dağıtacak, yeniden halkın çıkar-larını savunacak bir yargı ve güvenlikgücü kuracaktır.

Haklar ve Özgürlükler CephesiHalk Anayasası Taslağı’ndan konuyabakalım:

“Madde 104- Güvenlik Örgütüa-) Halkın güvenliğini esas olarak

halk milisleri sağlayacaktır. Karşı-devrimcilerin, halk düşmanlarının

ve diğer suçluların halka karşı ey-lemlerinin engellenmesi, faaliyetle-rinin açığa çıkarılarak yakalanmalarıiçin uzmanlaşmış bir güvenlik örgütüde oluşturulur.”

Görüldüğü gibi, halkın iktidarındaöngörülen güvenlik örgütü, halkın ik-tidarını ve halkın çıkarlarını korumakiçin kurulacak bir örgüttür.

İkincisi; halkın iktidarında “b-)Güvenlik örgütlerinin faaliyetleriyerel düzeyde, Yerel Halk Meclisle-ri’nin denetimine tabi olacak; bu ör-güte bağlı tüm karakollar ve güvenlikbirimleri, yasama organlarının veHalk Meclislerinin doğrudan dene-timine açık tutulacaktır.” (Haklar veÖzgürlükler Cephesi Halk AnayasasıTaslağı’ndan)

Bu temel önemde bir önlemdir.Oligarşik iktidarda, faşist polis teşkilatıdoğrudan, oligarşik sınıfların temsilcisi

Halk İktidarı İçinHalk Meclislerinde

Örgütlenelim

- Kemal Gün, Dersim’de Seyit RızaParkı’nda açlık grevinin 69. günün-de.Kamu emekçilerimiz Nuriye Gülmen,Semih Özakça açlık grevi direnişle-rinin 55. günlerindeler.Tek bir burjuva basında haber bileyapılmadılar. Neden? Çünkü, onlarhalk için direniyorlar, onlar halkınfaşizme karşı direniş ve zafer umu-dunu büyütüyorlar.O halde, onların sesini tüm halkaduyuracak olan biziz. Komşularımızaanlatalım. Mahallemizin duvarlarınaisimlerini ve direnişlerini yazalım.- 1 hafta içinde, dergimizin GaziMahallesi’ndeki bürosu, OkmeydanıHaklar ve Özgürlükler Derneği, Ok-meydanı Gençlik Federasyonu polisin

saldırısına uğradı, bu kurumlardabulunan devrimciler gözaltına alınıp,işkence gördüler. Faşizmin saldırısı, en güçlü direnişdinamiklerimize yönelmektedir. Hal-kın devrimci dinamiklerini ezmek,çalışamaz hale getirmek, örgütlen-melerimizi dağıtmak istiyorlar.O halde, faşizmin bu politikalarındansonuç almasını engellemek, halk olarakortak sorumluluğumuzdur, bugünü-müzü ve geleceğimizi sahiplenmektir. Bunun için, kurumlarımızı ziyaretedelim, faşizmin bizleri hapsetmekistediği korku duvarlarını kendi ken-dimize örmeyelim. Bedel ödemedenhiçbir hak ve özgürlüğe sahip ola-mayız, hak ve özgürlüklerimiz içinbedel ödemekten çekinmeyelim.

- Her okurumuz dergimizin bir gönüllüdağıtımcısıdır. Dergimiz, halk olarakörgütlenme, devrimci ideolojimizi hal-ka taşıma, halkı burjuvazinin, faşizminideolojik propagandasının etkisindenkurtarma, faşizmin demagojisine karşıgüçlendirme ve aydınlatma aracıdır.Bu aracımızı halka taşıma sorumlu-luğu halk olarak hepimizindir.- Halk Meclislerimiz meşru, demok-ratik örgütlerimizdir. Halk Meclis-lerimizde örgütlenelim.- Hasan Ferit Gedik Uyuşturucu İleSavaş ve Kurtuluş Merkezlerimiz,faşizmin yozlaştırma politikalarına,çocuklarımızı uyuşturucu zehriyleöldürmesine karşı kendimizi, yaşa-mımızı savunma merkezlerimizdir.Sahip çıkmalıyız, büyütmeliyiz.

her okurumuz dergimizin gönüllü dağıtımcısıdır

Çat Kapı Her Eve GirmektirÇat Kapı tüm halkı devrime katmaktır

Haftanın Çat KapıGündemi

Atasözü:Ne ekersen,onu biçersin

Yürüyüş

7 Mayıs2017

Sayı: 13

TAKSİM DEMEK, AKP FAŞİZMİ İLE YÜRÜTÜLEN28

Page 29:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

hükümete ve bu hükümetin bir ba-kanına bağlıdır. Onlardan, halkakarşı savaş için talimat alır.

Halk iktidarında güvenlik güç-lerini yöneten güç de yerel-merkeziHalk Meclisleri olacaktır. Halk Mec-lislerinin yönettiği bir polis gücünün,kendisini yöneten halka karşı düş-manlaşması, kendisini yöneten halkakarşı savaşması söz konusu olma-yacaktır. Çünkü, bunu yapanlarınHalk Meclisleri ve halk mahkemeleritarafından yargılanması, cezalandı-rılması halkın iktidarında tümüyleolanaklı ve hatta zorunlu hale gele-cektir.

Bu durum yargı-mahkemeler içinde geçerlidir.

“Gerçek adaletin yerini bulmasıiçin halkın yargıya ortak edilmesişarttır. Adalet halkın, haklının, in-sanlığın, ahlakın yanında olursaadalettir. İşte bu nedenlerle De-mokratik Halk Cumhuriyetinde,her aşamasında halkın katıldığıbir yargı sisteminin oluşturulmasıesas alınmıştır.”

Bu çerçevede, Halk AnayasasıTaslağı’nın 89. maddesi şöyle dü-zenlenmiştir: “Yerel yargı organlarıHalk Mahkemeleridir. Halk Mah-kemeleri bulundukları yerleşim bi-riminde halk tarafından genel, do-

laysız, eşit, gizli oyla seçilen ve yineaynı esasa göre görevden alınabilenüyelerden ve Cumhuriyet YüksekHalk Mahkemesi tarafından atananbir yargıç ve Cumhuriyet Başsav-cılığı tarafından atanan bir savcıdanoluşur.”

Oligarşinin mahkemelerinin ter-sine, halk mahkemelerinde, yargıçkoltuğunda emperyalizmin, faşizminişbirlikçisi bir avuç halk düşmanıdeğil, halk oturmaktadır. Yargıç kol-tuğunda oturanlar, aldıkları kararınhesabını, oligarşiye ve emperyalizmedeğil, halka vermektedir.

Bunun sonucu olarak, halkın ik-tidarında, ne güvenlik güçleri halkakurşun sıkabilir, ne de mahkemelerhalka karşı işlenmiş suçları aklaya-caktır. Tersine, güvenlik güçleri hal-kın can güvenliğini korumakla, hal-kın güvenliğini sağlamakla görevliolacak. Bu çerçevede düzenlenmişyasalara ve Halk Meclislerine bağlıçalışacak, halk mahkemeleri de halkakarşı işlenmiş suçları cezalandır-makla görevli olacaktır. Oligarşininiktidarında ezilen bizleriz. Halkıniktidarında, bir avuç sömürücü azın-lık, baskı altına alınacak ve halkakarşı suç işlemeleri önlenmiş ola-caktır.

1 Mayıs, faşizmin saldırılarının yoğunlaştığı günlerdenbiridir. 1 Mayıs devrimcinin, reformistin de ayrıştığıgünlerden biridir. Devrimciler 1 mayıslarda iktidarmücadelesini, demokratik hak ve özgürlükler müca-delesini bir adım daha ileriye taşımaya çalışırlar.Bunun için düşünür, bunun için politika üretirler.

Reformizm, 1 Mayıslarda düzene uzlaşmacılık, teh-likesiz solculuk mesajları vermek ister, işçi sınıfı veemekçi halkın birlik, mücadele ve dayanışma gününü,reformizmin icazet gününe çevirmek isterler. Politi-kalarını, taktiklerini de bu belirler.

Bunun için reformizmin 1 Mayıs tavrını, faşizminizin verdiği sınırlar belirler. Bir adım daha ileri atmakiçin kıllarını kıpırdatmazlar. Faşizm, Taksim alanını 1Mayıs kutlamalarına yasaklarken, reformizm sayesinde,aynı zamanda bu faşist yüzünü gizlemeyi de bir ölçüdebaşarır. Çünkü, reformizm, faşizmin çizdiği sınırlardahareket ederek, faşizmin baskılarını, yasaklarını meşru-laştıran bir işlev de görür. Faşizmin yasaklarına değil,devrimcilerin direnmesine tavır alırlar.

Faşizm, 1 Mayıs’ı kutlamamızı engellemek istiyor. Dev-rimci mücadeleyi geliştirecek tüm yöntem ve araçlarınıelimizden almak istiyor. Devrimcilik, faşizmin bu politika-larına teslim olmamaktır, yeni yöntem ve araçlar geliştirerek,faşizmin bu saldırılarını boşa çıkarmaktır.

Faşizm, Taksim için yürüttüğümüz mücadeleyi boşaçıkarmak, etkisizleştirmek istiyor. Devrimcilik, yeni yön-tem ve araçlarla Taksim iddiamızı büyütmektir, Taksimiçin mücadeleyi halka taşımaktır.

Devrimcilik, faşizmin yasakları ve polis yığmasına karşı,halkın 1 Mayıs’a katılımını sağlayacak, halkın direnişiniörgütleyebilecek yeni yöntemler ve araçlar geliştirmektir.

Esas olan, faşizmin yasaklarına ve saldırılarına teslimolmamaktır. Bu bakış açısıyla hareket edildiğinde, yapı-lamaz diye bir şey olmadığımızı görürüz. Devrimin yön-temsiz olmadığını, faşizmin yasakları karşısında çaresizolmadığımızı görürüz. Sorunu halka taşıdığımızda, çokçeşitli yöntemler, araçlar ortaya çıkar ve faşizmin ya-saklarına karşı mücadeleyi büyüten, devrimi ileriyetaşıyan bir 1 Mayıs kutlaması yapabiliriz.

HALKHalkım ben,hani şu sayılamayan,hani şu çok halk.Soluğumun öyle bir gücü var kisessizliği deler geçerim, dinlemem,filiz verir, boy atarım,zifiri karanlık demem.

Zulüm, acı, ölüm, şu bubir anda gizlerse de tohumu,ölmüş gibi görünürse de halk,döner gelir elbet bir gün nisan ayı,kavuşur baharına toprak,kızgın eller dağıtır atar ağır havayı.Ölümün içinden yeşerir yaşamak.

Pablo NERUDA

ideolojik mücadele yöntem ve araç

7 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 13

29İRADE SAVAŞINDA BOYUN EĞMEMEKTİR!

Page 30:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

Bir 1 Mayıs’ı daha geride bıraktık.1 Mayıs kutlamaları halka yasaklandı,yasaklarını dinlemedik. Tıpkı, Ba-ğımsız Türkiye konserlerimizin ya-saklanmasını dinlemediğimiz gibi.

Mahalleler olarak, bu süreçten ikisonuç çıkarıyoruz.

Birincisi faşizmin tüm yasaklarına,baskılarına karşı direneceğiz. Diren-mekten başka yolumuz yoktur.

İkincisi, faşizme karşı örgütlene-ceğiz. Örgütlenmekten başka yolumuzyoktur.

Evet, eğer teker teker sıramızı bek-lemek istemiyorsak, faşizmin kanımızıdökeceği günü beklemek istemiyorsak,direnmekten ve örgütlenmekten başkayolumuz yoktur.

Çünkü, ancak direnerek ve örgüt-lenerek, faşizmi yenebiliriz.

Nasıl Direneceğiz?Faşizme karşı direnişimizi iki temel

başlıkta ele alabiliriz. Birincisi, fa-şizmin yasaklarını tanımayacağız.Faşizm, kurumlarımızı kapatıyor,biz gidip açacağız. Faşizm, dergi

dağıtımcılarımızı kurşunluyor, dergidağıtımımızı engellemek istiyor. Bizyeni yöntem ve araçlar da geliştirerek,yılmayarak ısrarla dergimizi halkımızaulaştırmaya devam edececeğiz. Öylebir hale getireceğiz ki, faşizm birkaçdergi dağıtımcımızı yıldırarak teslimalmak isterken, biz tüm dergi okurla-rımızı birer dergi dağıtımcımız halinegetirecek, okurlarımızdan dergi dağıtımağları kuracağız.

Faşizm, sokakları, alanları yasaklıyorbize, biz Mehmet Akif Dalcı’nın kanınakanımızı karıştıracak ama 1 Mayısalanlarına çıkmaya devam edeceğiz.Sokaklarımızı savaş alanına çevirerekdireneceğiz. Yeni yöntemler, yeni araçlargeliştirecek ve direneceğiz.

Direnmenin ikinci biçimi olarak,faşizmin ideolojik saldırılarına karşıdireneceğiz. Sadece saflarımızdaki in-sanları eğiterek değil, ulaşabildiğimiztüm halkı eğiterek, ideolojik olarak

güçlendirerek direneceğiz. Halkı dev-rimci ideolojimizle donatarak faşizminkarşısına dikeceğiz. Faşizm, pankar-tınızı toplayın diyor, devrimcileri sa-hiplenmeyin diyor. Halkı korkutarak,ideolojik baskı altına alarak teslimalmaya, boyun eğdirmeye çalışıyor.Halkımızı ideolojik olarak öyle bireğiteceğiz ki, faşizmin tüm ideolojikpsikolojik saldırıları karşısında güçlüdurmayı başaracak, faşizme anladığıdilden, devrimin, direnişin dilindencevap vermeyi başaracak.

Yani, faşizme karşı halkımızı ör-gütleyerek direneceğiz. Faşizme karşıdirenmenin temel ikinci yolu budur.

Çözüm Hazırlık yapmak, emek harcamak

Sonuç alamadığımız işlerin nedenlerinden biri hazırlıksızlıktır. Bir işe hazır-lık yapmadan giriyorsak, bu işten en azından hedeflediğimiz sonucu alamayacağımızı

daha baştan söyleyebiliriz. Çünkü, hazırlık yapmamak bir işi örgütlememek, kendiliğindencili-ğe bırakmaktır. Kendiliğindencilik sonuç almamak demektir.

Bir iş için hazırlık yapmak ne demektir?Hazırlık bir işi örgütlemek demektir. İşi bütün ayrıntılarıyla düşünmek, işe yoğunlaşmak demektir.

Düşünmek, yoğunlaşmak, soru sormak, cevaplar bulmak, işin ne zaman, nasıl, hangi araçlar ve yöntemlerle, nekadar süre içinde, nerede, kimlerle, yapılacağını netleştirmemizi sağlar.

Hazırlık yapmak, o işi planlamayı, programlamayı, tüm alternatifleri düşünmeyi, işi şansa bırakmamayı sağlar.Bir işe hazırlık yapmak, o işin hayata geçirilebilmesi için gerekli koşulların, çalışmaların yapılmasını sağlar. Bir işiçin, sadece o işin yapılacağı anda çalışmaya başlıyorsak, o işe emek vermiyoruz demektir. Emek vermediğimiz

hiçbir işten de sonuç alamayız. Hazırlık, emek harcamaktır. Emek harcadığımız işlerden sonuç alabiliriz.Hazırlıksızlık, yapacağımız işe emek harcamamak demektir. Örneğin bir eylem örgütlerken kitle çalış-

ması yapmamak, bilinen iki üç kişi biraraya gelmek, o işe emek harcamamaktır. Oysa, her işimiz,eylemimiz, öncesi, yani hazırlık süreci, hayata geçirildiği süre ve sonrasında o işin, eyle-

min sonuçlarının toparlanması süresi ile bir bütündür.Sonuç olarak, hazırlık, işe verilen önem, yoğunlaşma ve

sonuç almak demektir.

soru

n

hazır

lıksız

lık

Sürecimizinİki Temel ÖzelliğiBir; Direneceğiz

İki; ÖrgütleneceğizFaşizme

direnebilmek için,faşizme karşı

örgütlenebilmek için,yılmadan, yorulmadan

kitle çalışmasıyapacağız.

TAKSİM DEMEK, AKP FAŞİZMİ İLE YÜRÜTÜLEN30

Page 31:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

Örgütlenmelerimizi, kitlemizi, kadrolarımızı,taraftarlarımızı, kurumlarımızı ideolojik-politik olarak, örgütsel olarak güçlendire-ceğiz.

Nasıl Örgütleneceğiz?Örgütlenmenin en temel ayağı kitle ça-

lışması yapmaktır.- Kitle çalışmasının temeli halkın so-

runlarının çözümü için halkın örgütlen-mesini sağlamaktır. Çünkü, halkın sorun-larına çözüm üretmeyen bir kitle çalışmasısoyut ve ayakları havada bir kitle çalışması,olacaktır ki, sonuç alıcı olmaz.

- Kitle çalışmasının ikinci yanı, istik-rardır. Kitleler, bir iki kez gitmekle hemenörgütlenmezler. Hemen harekete geçmezler.Ülkemiz koşullarında halk kitlelerinin dü-zene olan tepkileri hemen eyleme dönüşmez.Bu bilinçle, kitlelere emek harcamamız,tek tek insanlar üzerindeburju-

vaziye karşı bir savaş yürütmemiz gerektiğibilinciyle kitle çalışmasını ele almalı, ısrarlıve istikrarlı bir şekilde sonuç alana kadarvazgeçmemeliyiz.

- Kitle çalışmasının üçüncü yanı eği-timdir. Bilmeliyiz ki, ancak halka emekharcadığımızda karşılığını alabiliriz. Halktansadece bir şeyler yapmasını istemek, soyutbir talep olarak kalır ve karşılığı olmaz.Eğer halkın örgütlenmesini, eyleme geç-mesini istiyorsak, bunu başarabileceği bireğitimden geçmesini de örgütlemeliyiz.Halkı eğitip kadrolaştırabildiğimiz ölçüdehalk örgütlenecek ve faşizme karşı müca-delenin örgütlenmesinde görev üstlenecek,kendi misyonunu yerine getirebilecektir.

- Kitle çalışmasının dördüncü yanı, hedefve süre belirlemektir. Hedefsiz bir kitle ça-lışması, nereye varacağını bilmeden yürümeyebenzer. Bir yere varamazsınız. Ancak, birhedefimiz varsa, o hedefe ulaşmak için bir

programımız ve bu programımızın hayatageçmesi için belirlenmiş süremiz

varsa, kitle çalışmasından sonuçalabiliriz.

Sonuç olarak diyebilirizki; yeni yeni yöntem ve

araçlar da geliştirerek, fa-şizme karşı direnecek ve ör-

gütleneceğiz.

Eğitim: “Görülüyor ki kadrolaşma hareketinde,kişinin teorik formasyon durumu çok önemli rol oyna-maktadır. Kadronun, yığınların önderi olarak doğruçizgide eylem yapması, bağımsız örgütçü olarak çalışması,bu niteliğine sıkı sıkıya bağlıdır. Eğitimin temel yükünün,bireylerin omuzunda olması kaçınılmazdır.Öğretmenin, öğrenme için etkin bireysel çalışmanındevrimci bir görev olduğu unutulmamalıdır. Devrimciliğinstatik, mekanik bir iş, genel anlamıyla bir meslek değil,bir ruh, bir coşku, bir yurtseverlik duygusu olduğu çık-mayacak biçimde kafamıza kazınmalı. Eğitimin bu ruhun,bu coşkunun bir gereği olarak birinci görev olduğu,benlikte biçimlenmeli. Ancak o zaman devrimci eğitimintemelini oluşturan bireysel çalışmalar aksatılmadan yü-rütülebilir. Ancak o zaman kağıt üzerindeki devrimcieğitim, üzerine aldığımız kararlar, bürokratik kararlarolmaktan çıkar, somut günlük eğitim biçimine döner”

Mahir Çayan

Ajitasyon-Propaganda: Uğur Kurt’un katilipolise, sadece 12 bin 100 lira para cezası verildi. UğurKurt’un annesi diyor ki; “Polisin avukatına ait saatikopardım diye 6 yılla yargılanıyorum. O polis ise hemUğur’un, hem babasının, hem de benim katilim” diyor,adaletsizliğe isyan ediyor. Bu tablo sadece faşizmin adaletsizliğinin tablosu değildir. Buadaletsizliğin sınıfsal niteliği özellikle önemlidir. Faşizm, ada-letsizdir, faşizm halka karşı savaşan bir güçtür. Bu savaşta,faşizm gerçeğini adaletsizliğin yanında, sınıfsal kini ve halkdüşmanlığıyla da izah etmemiz gerekir. Biz halk olduğumuziçin, Uğur Kurt’un katili polis, halk düşmanı bir avuçsömürücü zenginin çıkarları, onların iktidarı için katlettiğindendolayı bu adaletsizliğin muhatabı biz oluyoruz. Faşizm, mah-kemelerde sadece adaletsizlik yapmıyor, aynı zamanda halkakarşı savaşıyor. Bu örnek de gösteriyor ki, faşizm bize karşısavaşırken, bizim de faşizme karşı savaşmaktan, faşizmi yen-mekten başka yolumuz yoktur.

1 MayısYeri gelir

Her �eye de�di denir

Her �eye...

Ve yeri gelince

Ancak böyle diyebilenlerin yü-

zünde

...Dola�ır sancak sancak tebes-

sümler

Halk i�te böyle güler

Ve 1 Mayıs

O büyük sevdamızın mu�tusudur

Kanımız

Dalga dalga yerini bulmu�tur

Bir gidenler pir gelip

Taksim’i kırmızıya kesmi�tir

Her �eye de�mi�tir

Ve halk

Memed Memed vazgeçmedi�i

Meydan sava�ını kazanmı�tır

Savura savura karanlı�ı

Yürüdükçe bu yoldan

Ço�alta ço�alta adımlarını

Yürüdükçe umutla

Ku�anacaktır

Yarını da bir gün mutlaka...

Ümit �lter

Devrimci Kişilik:DDevrimci kişilik, faşizme karşı savaşma cüre-

tindeki ve kararlılığındaki kişiliktir. Faşizme karşısavaşmak bedel ödemeyi gerektirir. Devrimci, be-

del ödemekten kaçmayan kişidir. Faşizme karşısavaş, halka ve devrime inanmayı gerek-

tirir, devrimci bunlara inanır.

31İRADE SAVAŞINDA BOYUN EĞMEMEKTİR!

Dergimizin 13. Sayısının Yayınlandığı 7 Mayıs 2017 Günü;*KEC Yüksel direnişi 180. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 56. günündeler

*KEC Malatya direnişi 100. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 48. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin, direnişinin 76. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 88. ve açlık grevinin 69. gününde

Page 32:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

Faşist polisin mahallelerimizdekiişlevi nedir?

AKP’nin faşist katil polisleri, so-kaklarımızda gençlerimizi kurşun-luyor. Yürüyüş dergisi dağıtanlarınüzerine kurşun yağdırıyor.

Halktan insanlarımızı kurşunluyor.Evlere gece yarıları baskınlar yapıp,talan ediyor. İnsanlarımızı katlediyor.

Onlarca insanımızı tümüyle de-mokratik çalışmalarından dolayı göz-altına alıyor, işkenceden geçiriyor,tutukluyor.

Derneklerimizi, kurumlarımızı ba-sıyor, çalışanlarını gözaltına alıyor,talan ediyor, kapılarına kilit vuruyor.

Faşizm, halka gözdağı veriyor. Oli-garşik düzeni yıkamazsınız, uğraşmayınmesajı vermek için, örgütlenmelerimizidağıtabilmek için, katiller sürüsü ma-hallelerimizde dolaşıyor.

AKP’nin faşist polislerinin GaziMahallesi’ndeki son pratiği Barış Ke-rem ve Oğuzhan Erkul’un katledil-mesinden hemen sonra, sokak ortasındaErdal Ekinci’ye silahla saldırmak oldu.Erdal Ekinci, kolundan yaralandı.

Hukuk yok. Kural yok. Faşizminhukuksuzluğu hüküm sürüyor ülke-mizde. İçinde yaşadığımız ülkeninpolisleri tarafından çocuklarımız kat-ledilir. Mahkemelerde bunun hesabısorulmaz. Çocuklarımızın katledil-mesinin normal görüldüğü, evleri-mizde, sokaklarımızda insanlarımızınkurşunlanmasının normal görüldüğübir ülkede yaşıyoruz.

Faşizmle yönetilen bir ülkede ya-şıyoruz.

Dünyada faşist bir yönetim altındayaşayan tek ve ilk ülke biz değiliz.Bu emperyalist sistem gerçeğidir.Çünkü, faşizm, finans kapitalin,(yani emperyalist tekelci serma-yenin) en gerici, en şoven ve enemperyalist unsurlarının açık te-rörcü diktatörlüğüdür.

Peki halk olarak bu gerçeklik kar-

şısında savunmasız, ken-dini savunmaktan aciz can-

lılar gibi, boynumuzu emperyalizminsatırı altına uzatmakla ve sonuçlarındanyakınmakla yetinecek miyiz?

Böyle olmayacağı herkes için açıkolmalıdır. Biz, güçsüz, zavallı değiliz.Biz bir avuç emperyalist tekelle mü-cadele edemeyecek, savaşamayacakacizlikte değiliz. Biz halkız.

Üreteniz, büyük bir güce sahibiz. Emekçiyiz, büyük bir güce sahi-

biz. Fedakarız, büyük bir güce sahi-

biz.Bireyci değiliz, kolektif yaşar,

kolektif çalışırız. Büyük bir gücesahibiz.

Düşmanlarımız, emperyalist te-keller ve uşakları bir avuçtur bizimkarşımızda, biz ülkemizde onmil-yonlar, dünyada milyarlarız. Büyükbir güce sahibiz.

Bu büyük gücümüzü örgütlü halegetirdiğimizde, dünya tarihinde gördükki, faşizm karşımızda durabilecek birgüç değildir. Faşizmi yenebiliriz.

Faşizme karşı savaşma ve faşizmiyenme kararı almalıyız.

Faşizm dünyanın en büyük su-çudur. Faşizmin katil sürüsü hay-dutlarının karşısına, mahalleleri-mizin şahanlarını koymalıyız.

Kendi silahlı gücümüzü oluştur-malı ve büyütmeliyiz. En doğal hak-kımızı, kendimizi silahlı, katil, kandökücü bir güce karşısavunma hakkımızıkullanmalıyız.

Kendini savunmahakkı, burjuvazinin bilekabul etmek zorundakaldığı en meşru hakkı-mızdır. Burjuvazi, silah-ların eşitliği ilkesindensöz eder. Eğer bir saldırıaltında isek, karşımız-daki gücün bize saldır-dığı çapta bir silahlı güç-

le karşı koyma hakkımız, burjuvazininyasalarında bile vardır. Fakat, eme-ğimizle, savaşımızla, ödediğimiz ağırbedellerle kazandığımız bu hakları-mızı da burjuvazi kağıt üzerinde ya-zılı, pratikte kullanılmayan haklaradönüştürmek istiyor. Buna izin ver-memeliyiz.

Meşru olan faşizm değil, halktır.Meşru olan faşizmin halka karşısavaşı değil, halkın faşizme ve em-peryalizme karşı kendi iktidarıiçin savaşıdır.

Faşizm, dünyanın en büyük su-çudur. Bu suç çetesinin saldırılarıkarşısında direnmek, kendimizi sa-vunmaktan daha doğal, daha meşrubir şey olamaz. Biz kendi meşrulu-ğumuzu tarihsel haklılığımıza daya-narak görmeli, halka mal etmeli vefaşizme de dayatmalıyız.

Faşizm, halka karşı savaşmaktadır.İktidar gücüne, devlet gücüne daya-narak kendini halka kabul ettirmeye,onları iktidarına boyun eğdirmeyeçalışmaktadır. Boyun eğmemeli, busavaşta silahsız kalmayı kabul et-memeliyiz.

Mahallelerimizin şahanları, fa-şizmin karşısında meşru silahlı güç-lerimizdir. Meşru silahlı güçlerimiziörgütlemeli, can güvenliğimiz baştaolmak üzere, tüm haklarımızı meşrusilahlı güçlerimizle savunmalıyız.

FaşizminHaydutları veMahallelerin

Şahanları

Yürüyüş

7 Mayıs2017

Sayı: 13

TAKSİM DEMEK, AKP FAŞİZMİ İLE YÜRÜTÜLEN332

MİLİSLER MAHALLENİN ŞAHANLARIDIR

Page 33:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

Kitle Çalışması En YakınımızdakiniÖrgütlemeye Başlamaktır

Kitle çalışması yapmak için kadrolar temel unsurdur.Kadrolar ancak kitle çalışması yapıldığı zaman ortayaçıkar.

Kitle kimdir? En yakın çevremizdir. Taraftarlarımızdır, sempazitanla-

rımızdır, ilişkimizdir. Bunların her biri hem kitledir hemkitle çalışması yapacak unsurlardır. Bunlar içinde biz kadroçalışması yaparken yani kadro yetiştirirken bu insanları dadeğerlendiririz. En geri insanımız dahi pekala birileri ile il-gilenebilir. Bir evle ilgilenebilir. Kendisi gibi birisi ile ilgi-lenebilir. Kendi durumuna göre bir şeyler yapabilir. Böyleceonlarca ev, kontrolümüz altında olur. İlişkimiz içinde olur.Sonrası varolan insanları değerlendirmeliyiz. Kitle çalışmasınıbunun üzerine kurmalıyız. Eğitimi bunlar üzerinden sür-dürmeliyiz. İnsanlar bir yandan eğitilir bir yandan eğitirler.

Neden İşçi MeclislerindeÖrgütlemeliyizİşçi Meclisleri Nedir?

-İŞÇİ MECLİSLERİ işçilerin kendigüçlerini görmelerini sağlayacak tekörgütlenme aracıdır.

-İŞÇİ MECLİSLERİ çalışmaları iş-çilerin kendilerine güvenmelerini sağ-layacak, yönetmeyi öğretecektir. Sorunçözmeyi, sorun çözdükçe düzeni tanı-mayı sağlayacaktır.

-İŞÇİ MECLİSLERİ tek tek işçilerigeliştirecek ve eğitecektir.

-İşçilere sınıf bilincini verecek olanİŞÇİ MECLİSLERİDİR.

-İşçilere yaşadıkları sömürüyü veçözüm yolunu gösterecek olan İŞÇİMECLİSLERİDİR.

-İŞÇİ MECLİSLERİ kıdem tazmi-natının gasp edilmesi, taşeronluğungenel hale getirilmesi, kölelik bürola-rının yaygınlaşması gibi işçilere yönelikbüyük saldırıyı göğüsleyecek olan tekgüçtür.

-Her milliyetten, her inançtan işçi-lerin üye olabileceği İŞÇİ MECLİS-LERİ din, inanç, milliyet ayrımı yap-maz. İŞÇİ MECLİSLERİNDE tüm iş-çiler eşittir. Aralarında ayrım yoktur.

Çünkü patronlar hem Türk’ü hem

Kürt’ü, hem Aleviyi hem Sünniyi sö-mürmektedir. Patronlar işçileri sömü-rürken milliyet ve inanç ayrımı yapmaz.Üstelik sömürürken de eşit sömürürler.Aleviyi, Sünniyi, Türk’ü Kürt’ü sö-mürüde ayırmazlar.

Bu bizim ortak noktamızdır. Bizibiraraya getiren bağ budur. Bu nedenleİŞÇİ MECLİSLERİNDE milliyet veinanç ayrımı yapılmaz.

-İŞÇİ MECLİSLERİNDE işçileringönül verdikleri partiye, oy verdiğipartiye göre de ayrım yapılmaz.

-İŞÇİ MECLİSLERİNDE herkesineşit söz hakkı vardır. Kimse başkasındandaha fazla söz hakkına sahip değildir.Kimse bir başkasının söz alıp konuş-masını engelleyemez.

-İŞÇİ MECLİSLERİNDE her şeyaçıklıkla ve her yönüyle tartışılır vekarara bağlanır. İŞÇİ MECLİSİ üyeleriarasında alt üst ilişkisi yoktur.

-İŞÇİ MECLİSLERİNDE DEMOK-RATİK MERKEZİYETÇİLİK ilkesiuygulanır. Yani her konu enine boyunatartışılır, herkesin söz söyleme hakkıvardır, engellenemez. Tartışmalar bi-tirilip karar alındıktan sonra artık uy-gulanması aşamasında herkes kararıuygulamak zorunda olmalıdır. Katıl-madığınız bir karar alınmış bile olsa

eğer, tartışılıp alınan bir kararsa uygu-lamak gerekir. Yani tartışılıp alınankararlar, üye olan herkesi bağlar.

-İŞÇİ MECLİSLERİ işçilerin kendisorunlarına kendilerinin sahip çıkıpçözmesi için mücadele etmeye başladığıdemokratik, meşru örgütlenmelerdir.

-İŞÇİ MECLİSLERİ her sorunutartışır. Araştırır, karar alır ve uygular.Üyeler tarafından gündeme getirilenher konu meclis gündeminde tartışılırve karar altına alınır.

-İŞÇİ MECLİSLERİ’nin çalışma ku-ralları olacaktır. Hangi zamanlarda top-lanılacağı, nasıl karar alınacağı, işleyişinnasıl olacağı, meclisin temsiliyetininnasıl yapılacağı, meclis faaliyetleriningerektirdiği paraların nasıl ve neredentoplanacağı, aidat ilişkisi olup olmayacağıgibi birçok konu tüzükle belirlenebilir.

Başka meclislerle ilişkiler de yinetüzükle belirlenebilir. Bu tüzük de meclisikuracak olanların kendi içlerinde yapa-cakları tartışmalarla belirlenir. Bu ne-denlerle meclis, demokratik bir örgüttür.Ama tartışma kulüplerinden farklı olarakaldığı kararlar da tüm üyelerini bağlar.

Kitleleri Harekete Geçirmek �çinYöntem ve Araçlarımız Ne Olmalıdır?

Cevabı MAO veriyor: "Onları seferber etmeliyiz. Sözle, bültenlerle, gazetelerle,

bildirilerle, kitaplar ve broşürlerle, tiyatro ve filmler aracılığıyla,okullar aracılığıyla, kitle örgütleri ve kadrolar aracılığıylaseferber etmeliyiz." cevabıyla her şeyi mücadelenin bir aracıhaline getirmek gerektiğini belirtiyor.

DİH’li Kimdir?Devrimci İşçi Hareketi olarak, sendikacılardan bir beklenti

içine girmeden, çalıştığımız iş yerlerinde, İŞÇİ MECLİSLERİNİkurarak, ekonomik, sosyal ve demokratik haklarımız için mü-cadelemizi büyütendir.

İŞÇİ MİLİSLERİNİ kurarak, patronlardan hesap sorandır.Soma'da katledilen 301 madencinin katillerinden hesap soran-

dır.

AtasözüArı, bey olan kovana üşer.

(Devrimci önderlik halkı savaştır.)

33İRADE SAVAŞINDA BOYUN EĞMEMEKTİR!

Page 34:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

1 MayısDevrim meydanındayız1 MayısAlanlardayızÖztürk ÖztürkSalih SalihDevrim meydanındayızİçimizde Dalcı’nın hıncıVura vuraVurula vurulaKavga kavgaİsyan isyanŞengül’ceUğur’caLevent’ce…Devrim meydanındayızİşçiyizEmekçiyizDevrimciyizDiyor ki posası kavganın“hep ellerde çiçekBarış olsa”“işçi-patronGirse kolkolaKavga olmasa”İşte anlaİstiyor ki,1 Mayıs1 Mayıs olmasa da“bahar bayramı” olsa1 Mayıs değil de meselaSevgililer günü olsa1 Mayıs değil dePiknik olsaDans partisi olsaSızlasa kemikleri tüm şehitleri-

mizin1 Mayıs1 Mayıs mı olur arkadaşSömürüye öfkeZulme isyan yoksaKin yoksa, hınç yoksaAçlığa, yoksulluğa, patronaAnla işteYoksa patronla kavgaNe gerek var 1 Mayıs’aAnla işteYok aşımız, ekmeğimizYok hakkımız, özgürlüğümüzAnla işteİstiyor ki olmasınBirliğimiz deDayanışmamız daMücadelemiz de1 Mayıs’ımız daAnla işte istiyor ki olmasınUmudumuz daO haldeBugün 1 MayısDevrim meydanındayızİşçi işçiKitle kitleOrdu orduCephe cephePartimizin önderliğindeKucaklarımızda Dalcı’nın taşlarıYürüyoruzKızıllığıyla kanımızınDevrim alanı yaptığımız1 Mayıs alanınaYürüyoruz varmak içinÖnderimizin gösterdiği ufka…

KISSADAN HİSSE:ÖĞRENMEYE AÇIK OLMAKZengin ve tanınmış bir profesör, bir Zen bilgesini ziyarete gider. Amacı

bilgeden bir takım bilgiler öğrenebilmektir.Kendisini tanıtmak için tüm unvanlarını, bitirdiği ve ders verdiği üniversiteleri,

ne kadar önemli biri olduğuna dair bilgileri bir bir sıralar. Zen bilgini, ağzını açar açmaz, profesör sözünü keserek kendi bilgisini ortaya

koyar. Bu söz kesmeler, sıkça devam eder. Bilge, profesöre çay içip içmeyeceğinisorar. Profesör, ikramı kabul eder. Bilge, çay bardağına çay koymaya başlar vebardak ağzına kadar dolar, fakat doldurmaya devam eder bilge. Çay bardaktantaşıp masaya, yerlere dökülmeye başlayınca, profesör telaşla:

“Dur, görmüyor musun? Bardak doldu.” der. “Koyacak yer yok. Tıpkı senin zihnin gibi.”der bilge ve devam eder: “Yeni

bilgiyi koyacak yerin yok. Sana nasıl bir şey öğretebilirim ki!”Biz nasıl düşünmeliyiz:Her şeyi bilmemiz mümkün değildir. Dinlemek dinlemek dinlemek.Karşımızdaki insanı dinlemeliyiz. Dinlemez isek öğrenemeyiz. Herkesten öğreneceğimiz bir şey mutlaka vardır.

DUYURU:Sevgili işçi arkadaşlar,Bu hafta size 3. sayı ile merhaba diyoruz.Bu haftaki sayımızda daha çok, işçilerin dayanış-

masını ve önemini ele aldık. Dayanışmanın işçilerinhayatında nasıl bir bir öneme sahip olduğunu, dilimizdöndüğünce pratik örnekler ile anlatmaya çalıştık.

İşçiler, düzen tarafından kendi sınıfına yabancılaş-tırılıyor. Yani yozlaştırılıyor. İşçiler yozlaştıkça da da-yanışma ruhları ölüyor. Bir yerde işten atılan bir işçiiçin başka bir işyerinde çalışan diğer işçi bencilcedavransın, dayanışma içinde bulunmasın isteniyor.

Birlikte direnme, “hepimiz birimiz birimiz hepimiz”ruhunu taşımalııyz. Bu ruhu kazanmalıyız. Birlikteolursak patronların bizi sömürmesini engelleyebiliriz.

Biz biliyoruz ki işçilerin nihai kurtuluşu sosyalistdevrimdedir. Bu stratejiden kopmadan, işçileri birleş-tirmek için umudumuzu hep diri tutacağız.

Sizleri de bu birliğe çağırıyoruz.İşçi Hareketi Gazetesi

Yürüyüş

7 Mayıs2017

Sayı: 13

TAKSİM DEMEK, AKP FAŞİZMİ İLE YÜRÜTÜLEN34

Page 35:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

DDAYANIŞMAYI HALKIMIZLABİRLİKTE ÖRGÜTLEMELİYİZ!

Dergimizin 13. Sayısının Yayınlandığı 7 Mayıs 2017 Günü;*KEC Yüksel direnişi 180. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 56. günündeler

*KEC Malatya direnişi 100. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 48. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin, direnişinin 76. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 88. ve açlık grevinin 69. gününde

Nazife Onay’ınGünlüğü’nden

“Sizin de evlatlarımızın dadirenişini destekliyoruz”

Direniş alanına varır varmaz ilk ziyaretçilerim geliyor,TAYAD’lı Aileler. Hatay’dan Silivri ve Edirne’ye oğullarınıngörüşüne gelen bir anamız da onca yorgunluğunun üstüneyanımda duruyor bir süre. “Direnmeden içerde de dışardada bir hak elde edilmiyor. Oğlumun kolunu kırmışlar(Remzi Uçucu). Evlatlarımızın yanındayız, sizin de evlat-larımızın da direnişini destekliyoruz” diyor.

Direnişe başlarken kendimi ve direnişleri anlattığım 8Mart etkinliğinden, Şişli Belediyesi Ekrem Ataer Halk Korosuda ziyaretçilerim arasındaydı. Bir gün de şarkı ve türküleri ilegelmelerini bekliyor ve kendilerine teşekkür ediyorum.

İhraç edilen bir kamu emekçisi de tüm enerjisi iledireniş alanını zenginleştiriyor. Elbette en büyük zenginlikhalktır. Halkın ilgisini desteğe dönüştürüyoruz. İmza top-luyoruz, hiçbir hukuki ve maddi gerekçe sunulmadan,işleri ve dolayısıyla onurlu yaşam hakkı ellerinden alınantüm kamu emekçileri için. İki saatlik oturma eylemininher dakikasında birlikte anlatıyoruz süreci.

Bazen uzaktan bakanlar oluyor, uzaklaşmak istiyorfakat ayakları geri getiriyor. Sormak istiyor bir şeyler amaçekindiği bir şeyler var belli. Bu kişileri fark ettiğimde an-latmak için yanıma davet ediyorum.

“Burada ‘faşizm’ yazmışsınız onu anlayamadım” diyorbir genç. Havaya bakıp işaret ediyor: “Hani üstümüzdesavaş uçakları mı var? Bakın etrafınıza, ne kadar normalher şey!”

Bu cümle karşısında kenarda bizimle ilgilenmiyormuşgibi duran iki kişi devreye giriyor. Bağımsızlıktan, Ortadoğu’dakisavaşı anlatıyorlar güzel bir dille, somut örneklerle. 37 günde“faşizm” kavramını anlattığımız 5. kişi oluyor bu genç.

Kimin kafasından neler geçiyor anlamak için soru sormakve onları dinlemek gerekiyor. Dakikalarca AVM banklarındaoturup da anlattıklarımızı dinleyenlerden imza toplarken yinegenç biri, hiçbir hukuki gerekçe olmadan ihraç edildiğimizebir türlü inanmak istemiyor. Biz de bunun için direniyoruz di-yorum. Haklı buluyor bizi fakat polis akademisinde okuduğuiçin imza vermekten çekindiğini söylüyor. Yine üç dört kişiiki gündür bakıyor fakat gelip tek bir cümle kurmuyor bizimle.Yakın bir yere oturduklarında ben iletişim kuruyorum onlarla.Ne ile karşılaşacağımı hiç tahmin edemiyorum çünkü hepsininbakışlarında öfkeye benzer bir sertlik var. Anlatmamla onlarıniçlerini dökmeleri bir oluyor. Hep bir ağızdan konuşmayabaşlıyorlar: “İşçinin hiçbir kıymeti yok, ölüsü bile aylar sonra

fark ediliyor. Ben AKP’liydim o zamanları iyiydi fakat sonüç yıldır yok, kesinlikle karşıyım” diyor. Bir diğeri, Kürtolduğu için bu kadar sömürüldüklerini düşünüyor.

İki üniversiteli kadın, direnişimizi övgüyle anlatıyorbize, yalnızlık duygusundan kurtulmuş bir coşkuyla…

Elinde bir çilek paketi ile bir gün önce gelen bir abla,“Havasıcak, serinletir diye aldım” diyor. “Direnmeye devam edin”inifade biçimlerinden biri. İmza veren bir gazeteciye, direnişiminhaberini yapabilir misiniz dediğimde, “Zaten çok duyuldu di-renişiniz” diyor. Memnum oluyorum bu cevaptan ama herkesimden halka ulaşmak istediğimi söylüyorum. CNN Türk’teçalışan bir basın emekçisi de bizi desteklediğini ifade ediyorfakat haber yaptırma konusunda söz veremeyeceğini söylüyor.Basın üzerindeki baskılardan bahsediyor kısaca.

Görüp de selam veren, duyup da gelen, gelip de herhangibir biçimde katkı sunan herkese sorumluluk duygusundandolayı teşekkür ediyorum.

Not: Direnişimin 38. günü 1 Mayıs’a denk geliyor. 1Mayıs’ta, evladının kemiklerini almak için 65 gündür açlıkgrevinde olan Kemal amca(Gün)nın yanında olacağım.Yaşasın 1 Mayıs Yaşasın Direniş!

"Haksızlığa karşı durmak insan olmanın en onurlu,en ahlaklı, en saf hali.

Dostlarım beni yalnız bırakmıyor…" Alev ŞahinAlev'in söylediği değerleri kuşanarak mücadeleyi yük-

seltmeliyiz.Tercihlerimiz; haksızlığa karşı durmak, onurlu olmak,

ahlaklı olmak olmalıdır.Bugüne kadar direnişimizi gün gün kendi ellerimizle bü-

yüttük. Ankara Yüksel'de, Malatya'da, Düzce'de, İstanbul'dageleneklerimize uygulayarak bir direniş mevzisi, bir adayarattık. Bu adaya gelenlerle konuştuk, ağız dolusu güldük.Kiminin sorunlarına ortak olduk, sorunlarını çözdük. Kimi ilekalıcı dostluklar, arkadaşlıklar geliştirdik. Neden direndiğimizi,direnmenin onurlu bir şey olduğunu anlattık. Herkesin dire-nebileceğini söyledik. Birlikte eylemler örgütledik. Direnişçilergözaltına alındı sahiplendik. Onların yerini boş bırakmadık.Destek açlık grevleri yaptık, süresiz açlık grevinin 30. gününühep beraber kutladık. Ankara’nın mahallelerinde, sokaklarındadirenişimizin sesini yaydık. Ankara'nın merkezi yerlerindeoturma eylemleri yaptık. Direnişçilerin taleplerini sahiplenenfaks eylemi örgütledik, dilek fenerlerimizi her yerde uçurduk.

Şimdi hep beraber direnişimizi büyütme kararlılığındaolmalıyız.

HALKA GİTMELİYİZHALKLA BERABER DAYANIŞMA GECEMİZİ ÖR-

GÜTLEMELİYİZ

7 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 13

35İRADE SAVAŞINDA BOYUN EĞMEMEKTİR!

Page 36:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

AKP faşizmi OHAL’le, çıkarttığıkararnamelerle emekçi kesimler üze-rindeki baskısını daha da arttırmayabaşladı. AKP gibi düşünmeyen, AKPye hizmet etmeyen devrimci demokratemekçilerin işleri, ekmekleri geceyarısı çıkarılan KHK’larla gasp edildi.OHAL var diyerek herkesin korku-tulmaya, sindirilmeye, açlıkla terbiyeedilmeye, teslim alınmaya çalışıldığıbir dönemde, OHAL’de hiçbir şeyyapılamaz algısı yaratılarak işleri,ekmekleri gasp edilen emekçiler ka-derlerine razı edilmeye çalışıldı. AKPfaşizminin bu saldırıları karşısındayaprağın dahi kımıldamadığı bir dö-nemde bir kadın elinde “işimi geriistiyorum” döviziyle çıktı alana. Ada-letsizliğe baş kaldırmanın, teslimiyetireddedip işine, ekmeğine, onurunasahip çıkabileceği tek yer olan sokaktayerini aldı Nuriye GÜLMEN. “Benöğrencilerime, adaletsizliğe karşınasıl mücadele edileceğini öğütlerken,bana yapılan haksızlık karşısında öğ-rencilerime adaletsizliğe karşı nasıldirenileceğini göstermem gerekiyor-du” diyen Acun KARADAĞ, oku-lunun önünde bütün meşruluğuyladikiliyordu faşizmin karşısına. Sonratemiz yürekli bu insanlara yenileriekleniyordu. Dayatılan teslimiyete;“korkmuyoruz, sinmiyoruz, teslimolmuyoruz” diye karşılık veren SemihÖZAKÇA katılıyor direnişe. Hapis-haneler katliamında bir kolunu fa-şizmin zindanlarında kaybeden VeliSAÇILIK da yerini alıyor kavgamızınsokağında. Aynı KHK ile ihraç edil-diğimiz Esra ÖZKAN ÖZAKÇA dadirenişi büyütmek için Yüksel’dekiyerini alıyor.

Ben işimden atılana kadar dire-nişin üzerinden üç ay geçmişti. Sü-rekli bu onurlu direnişi takip edi-yordum. Bugün yine mi saldırı oldu?Evet yine pervasızca saldırıp gözaltınaalındı onurlu direnişçiler. Her saldırıdaöfkemiz daha da arttı, irademiz dahabir sağlamlaştı. Bu onurlu direnişihafta içi uzaktan sosyal medyadan

takip ediyor, hafta sonu fırsat bul-dukça direnişe destek olmaya gidi-yordum insan hakları anıtının önüne.Faşizmin saldırıları karşısında onurlubir direnişe imza atan Yüksel dire-nişçilerini uzaktan seyretmeyi, fısıl-tılarla bende sizi destekliyorum, de-mek yerine, doğru bulduğum, haklıbulduğum bu mücadeleye elimdengeldiğince katkı sunmaya çalıştım.Sonra bir gece yarısı beni hiç şaşırt-mayan bir KHK ile işimden atıldığımıöğrendim. Atıldığımı öğrendiğimanda düşündüğüm ilk şey direneceğimdeğil nerede direneceğim oldu. ÇünküNuriye ve Semih açlık grevine baş-layacaklardı. “Bizleri açlıkla terbiyeetmeye çalışanları açlığımızla yene-ceğiz” diyen bu onurlu insanlarınyanında direnişi büyütmek, açlık gre-vine destek olmak için yanlarına gel-dim. Artık çalıştığım zamanlarda ol-duğu gibi sadece hafta sonları biriki gün değil her gün yanlarında ola-cak, AKP faşizminin onurlu emek-çileri teslim almak için uyguladığıher türlü baskıya birlikte göğüs ge-recek, direnişin büyümesine katkısunacaktım. Bu benim için büyükbir mutluluktu. Evde oturup üzülerek,umutsuzluğa kapılarak, yeni işlerarayarak dayatılan teslimiyeti kabuletmek yerine “Benim zaten bir işimvar ve bunu kimsenin gasp etmesineizin vermeyeceğim” diyerek işine,ekmeğine, onuruna sahip çıkanlarınyanındayım şimdi. Direniş alanındakicoşkuyu, faşizmin saldırıları karşı-sında çelikleşen iradeyle mücadeleninbüyüdüğünü, direniş alanının umudubüyütmedeki etkisini görmek büyükbir motivasyon kaynağı oluyor. Bende artık bir direnişçi olarak alandayım.Her gün direniş alanı ziyaretçilerledolup taşıyor. Milletvekilleri, aka-demisyenler, aydın ve sanatçılar, öğ-renciler, farklı illerden gelen emekçilerve halkımız. Her gün genellikle öğ-leden sonraları çok kalabalıklaşıyoralan. Düzenle çelişkisi olan, bir şe-kilde haksızlığa uğrayan insanlarla

sohbet ediyoruz. Haklılığımızdanve meşruluğumuzdan aldığımızgüçle ve kararlılıkla sürdürdü-ğümüz direnişimizi anlatıyoruz.Herkes destek olmak istiyor ne

yapabileceğini soruyor. Halkımızınilgisi her geçen gün daha da artıyor.İşinden atılıp Ankara’ya yolu düşenemekçiler direniş alanını görüp ya-nımıza uğruyorlar. İşten atılan biremekçiye, dövizlerimizi okurken ya-nına gidip selam veriyorum . Sohbetetmeye başlıyoruz. Direnişimizin sü-recini, direnişin umudumuzu büyüt-tüğünü, zulmün olduğu yerde dire-nişin meşru olduğunu, haklarımızıgasp edenlere teslim olmak yerineişimize, ekmeğimize sahip çıkmakgerektiğini aynı zamanda bunun bironur mücadelesi olduğunu anlatıyo-rum. Bu direnişi görene kadar çokumutsuz olduğunu, direnişi gördüktensonra kendisine büyük bir umut ver-diğimiz için teşekkür edip ayrılıyoryanımdan. Umutsuzluğa kapılmışolup bizimle konuştuktan sonra yüreğiumutla dolan başka emekçiler degelip gidiyor alana. Umutsuzluğa sü-rüklenmek istenen binlerce kamuemekçisine, her gün sesleniyoruz,umutsuzluğa kapılmayın işinize, ek-meğinize, onurunuza sahip çıkın di-yoruz. Direnişin 167, açlık grevinin47. günündeyiz. Nuriye ve Semih47 gündür sadece su, şeker ve tuzalıyorlar. 47. günde hala dimdik ayak-talar ve işlerini gasp edenlere karşıaçlıkla savaşıyorlar. Ve herkese birmesaj veriyorlar, bizler faşizmin sal-dırıları karşısında çelikleşen irade-mizle açlık grevine başladık ve devamediyoruz. Bizler için üzülmeyin bizleriaçlıkla terbiye etmek isteyenleri aç-lığımızla yenmek için açlık grevimizedestek olun, diyorlar.

Direnişimiz her geçen gün büyü-yor, büyütüyor ve öğretiyor. Bizleribüyütüyor, umudu büyütüyor ve öğ-retiyor haklı kavgamızda zafere ulaş-manın yolunu.

Direnişimiz ve açlık grevimiz za-ferle sonuçlanana kadar devam ede-cek. Herkesi direnişimizi ve açlıkgrevimizi sahiplenmeye ve büyüt-meye çağırıyor, zafere olan inancımlabütün yoldaşlarımızı selamlıyorum.

Direnen Kamu Emekçilerinden Mehmet Dersulu Anlatıyor:

İŞ, EKMEK, ADALET MÜCADELESİNDE

YÜKSEL DİRENİŞİ

Yürüyüş

7 Mayıs2017

Sayı: 13

TAKSİM DEMEK, AKP FAŞİZMİ İLE YÜRÜTÜLEN336

Page 37:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

Ankara Batıkent’te, Çanakkale Biga’da,Bandırma’da KEC’lilerin direnişine destek içindilek feneri uçuruldu.

İtalya-Roma’dan direnenKEC’lilere destek

Süresiz Açlık Grevi yapanKEC’lilerin sesini 1 Mayıseylemlerine taşıyanöğretim görevlisi

NEREYE BAKSANIZ ORADA BİZİ GÖRECEKSİNİZ

Dergimizin 13. Sayısının Yayınlandığı 7 Mayıs 2017 Günü;*KEC Yüksel direnişi 180. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 56. günündeler

*KEC Malatya direnişi 100. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 48. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin, direnişinin 76. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 88. ve açlık grevinin 69. gününde

Özlü Söz: Bir şeyin imkansız oldu-

ğuna inanırsanız, aklınız bu-nun neden imkansız oldu-ğunu size ispatlamak üzereçalışmaya başlar.

Ama bir şeyi yapabile-ceğinize inandığınızda, ger-çekten inandığınızda, aklınızyapmak üzere çözümler bul-ma konusunda size yardımetmek için çalışmaya baş-lar…

Dr. David J. Schwartz

KEC’Lİ KİMDİR?Ankara Yüksel'deki, Ma-

latya'daki, İstanbul CevahirAVM önündeki, Düzce'dekidirenenleri sahiplenen ve di-renişleri yaymak ve büyüt-mek için iki kat emekle çalı-şandır.

Direnişleri sahiplenmek,ekmeğimizi, onurumuzu, işi-mizi sahiplemektir.

Malatya

Ukrayna-Donbas

Süresiz Açlık Grevi direnişindekiKEC’lilere Halkın Mühendis-Mimarları

destek verdi

7 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 13

337İRADE SAVAŞINDA BOYUN EĞMEMEKTİR!

Page 38:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

FAŞİZM, ZALİMİN ZULMÜDÜR...

AKP, OHAL süreciylebirlikte faşizmini daha dayasallaştırıyor. OHAL'in

ilan edildiği son 9 aydır toplam 23 tane KHK çıkartıldı.Kanun Hükmündeki Kararname anlamına gelen KHKile, "Burjuva Demokrasisi"nin en büyük göstergelerindenbirisi olan meclisin işlevsizliği daha da somutlanmıştır.Çünkü burjuva demokrasisi dedikleri, burjuvazininçıkarına yönetilen bir iktidar demektir.

Yani burjuvazi kendi kararlarına bile uymamakta,kendi sistemini bile işletmemektedir. Çünkü odağındahalk değil, bir avuç tekelin çıkarı vardır.

"Güvenli bir yüzde 10 kar ile her yerde çalışmaya ra-zıdır; kesin yüzde 20, iştahını kabartır; yüzde 50 küstah-laştırır, yüzde 100 bütün insani yasaları ayaklar altınaaldırır; yüzde 300 kar ile, sahibini astırma olasılığı bileolsa, işlemeyeceği cinayet, atılamayacağı tehlike yoktur."(İ. J. Dunning)

Faşizm işte tam bu tanımlamada olduğu gibi, karuğruna katil olabilir. Kar uğruna kendi yasalarını çiğneyip,halka saldırabilir.

KHK'lar da bunun bir aracı durumundadır. Son yayınlanan 689 ve 690 numaralı iki KHK ile, 3

bin 974 kamu görevlisi ihraç edildi. Sadece 690 sayılıolan KHK ile 30 kanunda değişiklik yapıldı.

Çünkü faşizm, yasalar eliyle yürütülüyor.Çünkü, faşizm karı için gerekli tüm koşulları hazırlıyor.Örneğin, daha önce başka bir KHK ile Türkiye Varlık

Fonu'na devredilen PTT, son KHK ile birlikte bu seferde BDDK'dan izin almadan elektronik para ihraç edebi-lecek. Bankaların işleyişi dışında PTT üzerinden dönecekolan kara para aklamanın önü, yasal olarak da açılmışoluyor.

15 Temmuz darbe girişimini gerekçe gösterip yapılandüzenlemeler, halkın güvenliğini almak için değil; aksinetekellerin güvenliğini almak içindir.

Faşizm bizzat yasalar eliyle işletilmektedir.Faşizme karşı mücadele, emeğimizi, alınterimizi sö-

mürenlere karşı mücadele etmek anlamına gelmektedir.Faşizme karşı mücadele, iktidar mücadelesidir. FAŞİZME KARŞI MÜCADELE ETMEK MEŞRU-

DUR.

FAŞİZM, TEKELCİ BURJUVAZİNİN KARI İÇİNDİR

Yürüyüş

7 Mayıs2017

Sayı: 13

TAKSİM DEMEK, AKP FAŞİZMİ İLE YÜRÜTÜLEN38

FA��ZME KAR�I MÜCADELE NEDEN ME�RUDUR?Ülkemiz emperyalizmin yeni sömürgesi olup, oligarşi

tarafından faşizmle yönetilmektedir. Dolayısıyla bu yönetimmeşru değildir. Bu düzen meşru değildir.

Düzen tamamen kendi çıkarlarını düşünen ve bununiçin halkı sömüren, açlığa, yoksulluğa mahkum eden vehalka karşı işleyemeyeceği suçun olamayacağı bir düzendir.Halkların yoksulluğu, açlığı, ölümü düzenin kendini devamettirebilmek için halka karşı uyguladığı, reva gördüğü ya-şamdır. Böyle bir düzen nasıl meşru olsun?

Diğer yandan halka zulüm uygulayan, halkların kurtuluşuiçin mücadele eden devrimcilere, işkence, baskı, zulümuygulayan bu düzenin meşru olmadığını ortaya koymaktadır.

Milyonlarca yoksulun, açın olduğu bir ülkede bir avuçasalağın safahat içinde yaşaması düzenin gayrı-meşruluğunugöstermektedir.

Direnenler KazanacakTAYAD’lı Aileler 27 Nisan'da İstanbul Cevahir AVM

önünde işi için direnen kamu emekçisi Nazife Onay’ıziyaret etti. Ziyarete 8 kişi katıldı. Ayrıca 28 Nisan'datutsak kardeşi Seda Kayaiçin direnen Eda Kaya’yıda 4 kişi ziyaret etti. Zi-yarette yapılan sohbettedirenişçilerin yanlarındaolunduğu ve direnenlerinmutlaka kazanacağı dilegetirildi.

“ABD’nin emirleri karşısında diz çöken AKP ik-tidarı, halka karşı katliamcı, zalim ve sömürücüolmuştur. AKP’nin; iktidara gelmeden önce, halklabirlikte çözeceğini vaat ettiği hiçbir politikayı çö-zemeyeceği, hiçbir meşruluğu olmadığı, 6 ay içindeher yönüyle ortaya çıkmıştır. İşte bu nedenlerdendolayı, artık misilleme hakkımızı kullanıyoruz. Şid-dete, şiddetle cevap vereceğiz. Bu yolu tercih edenbiz değiliz. Bu yolu, işbirlikçi AKP iktidarı tercihetmiştir ve sonuçlarına da katlanacaktır.”

(Şengül Akkurt)

Page 39:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

Süresiz Açlık Grevi Direnişinin 52. gü-nünde “Nuriye ve Semih’in Açlığına SesVer!” kampanyası kapsamında herkes bu-lunduğu yerlerden dilek feneri uçurdu. Buprograma Çanakkale, Antakya, Aydın, Mersin,Bursa, İzmir, Bandırma, Eskişehir, Isparta,Bulgaristan, Tekirdağ, İstanbul ve pek çokilden, ODTÜ, Üniversitesi’nden katılanlaroldu. Ankara Kuğulu Park ve Batıkent’ teaçıklama yapıldı, halka direniş anlatıldı. Herilden, direnişçilere fotoğraflar yağdı.

Kamu Emekçileri Cephesi 29 Nisan’dabu konuyla ilgili yaptığı açıklamada: “52.günde dilek fenerleri uçurulurken kurulanhalay halkın direnişi sahiplenmesinin kanıtıdır.Yüksel’de kurulan her halay 100. gün halayınayapılan azgın saldırıya rağmen daha büyükve daha coşkulu oluyor, olmaya da devamedecek ve Nuriye ile Semih’in 54 gündür de-vam eden eylemine ses vermeye devam ede-cek.” denildi.

Nuriye Gülmen’in ve Semih Özakça’nın Açlık Grevi DirenişiniDuyurmamıza Engel Olamayacaksınız

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nınaçlık grevini duyurmak için Ankara NatoyoluTekmezar Parkı'ndan Yüksel’e 30 Nisan'dadövizleriyle yürüyen 6 kamu emekçisi işkenceyapılarak gözaltına alındı. Mehmet Dersu-lu’nun bacağı otobüse sıkıştırıldı. Emniyetönünde bekleyenlerin anlatımına göre işkenceciAnkara Polisi araçta emekçilere işkence yap-maya devam etti. Ankara Emniyeti 6 emekçiye2 TOMA, 2 çevik kuvvet otobüsü, onlarcasivil getirecek kadar aciz, korkak ve işkenceciolduğunu gösterdi.

Direnen Kamu Emekçileri Onurumuzdur!

Direnişin 176 Açlık grevinin 56. günündedireniş alanı Bahçelievler Halk Cephesi ta-rafından 3 Mayıs'ta ziyaret edildi. 56 gündüraçlık grevinde olan Nuriye ve Semih hocanındirenişi selamlandı. Semih ve Nuriye diğerihraç edilen memurlar için umut oluyor.Direnişin kazanımı, ihraç edilen memurlaraumut olacaktır.

Kurduğumuz Halaylar Meşruluğumuza Olan İnancımızdandır!

Kamu Emekçileri Cephesinden BİMER

Eylemine İlişkin BilgilendirmeMerhaba dostlar,Direnişin 177 ve 178. açlığın 57. ve 58.

günlerinde bu kez BİMER’den sormak isti-yoruz. Biz muhataplarımıza, bizi işimizden,ekmeğimizden edenlere her kanaldan heryerden sormak, işimizi istemek istiyoruz. İşi-miz, gücümüz, her anımız artık hayati sınıragelen açlık grevidir. Bunun için dostlarımızbirçok kez eylemler yaptı, gözaltına alındı.Sizler fax hazırlayıp başbakanlığa yolladınız,bizler için dilek fenerleri uçurdunuz. Direnişinaçlığın, sesi oldunuz. Birlik duygusunu yaşatıp,direnişe güç oldunuz. Biz bu birlikte olmahalini büyütmek istiyoruz. Her gün her yerdenaçlığın sesini duymak, duyurmak istiyoruz.Bu sesi binlerle çıkardığımızda milyonlarıntalebini, bizlerin direnişini her yere taşımışolacağız.

Sizlerden BİMER’e istek oluşturmanızıistiyoruz. Başvuru metnine aşağıdaki metniyazabilir, fotoğraf vb. görsel ekleyebilirsiniz.Bizlere ekran görüntüsü alarak, video çekerek,fotoğraf atarak BİMER başvurunuzu payla-şabilirsiniz. BİMER bir günde, bir kişidenbir talep alıyor. 04.05.2017 Perşembe günüMilli Eğitim Bakanlığı’na ertesi gün05.05.2017 Cuma günü Yüksek Öğretim Ku-rumu Başkanlığı’na talepte bulunacağız.

Not: Fotoğraflarla, talep oluşturmayıpaylaşacağız.

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINA / YÜKSEKÖĞRETİM KURULU BAŞKANLIĞINA

Kanun Hükmünde Karar-namelerle işlerinden atılanAraştırma Görevlisi NuriyeGülmen, Öğretmen SemihÖzakça, Öğretmen Acun Ka-radağ, Sosyolog Veli Saçılık,Öğretmen Esra Özkan Özakçave Öğretmen Mehmet Dersulu9 Kasım 2016 tarihinden buyana Ankara Yüksel Cadde-si’nde bulunan İnsan HaklarıAnıtının önünde “İşimizi Geriİstiyoruz” talebiyle oturmaeylemi yapmaktalar.

Taleplerine ilişkin herhangibir cevap alamadıkları içinNuriye Gülmen ve SemihÖzakça 9 Mart tarihi itibariylesüresiz, dönüşümsüz açlık gre-vine başladılar. Bugün açlıkgrevlerinin 57/58. günü.

Bizler, Gülmen ve Özak-ça’nın sağlık durumları risklibir aşamaya gelmeden, haklıtaleplerinin karşılanmasını,ivedilikle işlerine iade edil-melerini istiyoruz.

Dergimizin 13. Sayısının Yayınlandığı 7 Mayıs 2017 Günü;*KEC Yüksel direnişi 180. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 56. günündeler

*KEC Malatya direnişi 100. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 48. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin, direnişinin 76. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 88. ve açlık grevinin 69. gününde

7 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 13

39İRADE SAVAŞINDA BOYUN EĞMEMEKTİR!

Page 40:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

Ülkemizde Gençlik

Gençlik Federasyonu AKP’nin katil,halk düşmanı polisleri tarafından son beşayda altı kez basıldı. Altı kez itfaiyesi,helikopteri, özel harekatı, çevik kuvveti,sivili, onlarca akrep, TOMA ve iş maki-naları ve yalanlarını meşrulaştırmak içingetirdikleri gazeteci kılıklı soytarıları eş-liğinde binamızı kırıp döktüler.

47 yıldır Dev-Genç’e karşı işlediklerisuçlara yenilerini eklediler. Fakat ne bas-kınları, ne işkenceleri, ne tutuklamalarıDev-Genç’i bitiremediği gibi, korkularınıher geçen gün daha da büyüttü. Halkımızave vatanımıza karşı işledikleri suçlar art-tıkça Dev-Genç’e karşı düşmanlıklarıdaha da büyüdü.

Dev-Genç teslim olan değil her zamanve her koşulda direnen olmuştur. 12 Ey-lül’de nasıl ki “CUNTA 45 MİLYONHALKI TESLİM ALAMAZ” dediysek,bugün de AKP faşizmi OHAL ile 80MİLYON HALKIMIZI TESLİM ALA-MAZ diyoruz.

Dev-Genç kurulduğu günden bu yanaasla sıradan bir gençlik örgütlenmesi ol-mamıştır. Sınırlarını ve ufkunu hep geniştutmuştur. İşbirlikçi tekeller, tefeci tüccarlarve toprak ağaları tarafından yönetilirken,vatanımızın tüm yer altı ve yer üstü zen-ginlikleri emperyalist tekellere peşkeşçekilirken halkın içindeydik. İşçiler madenocaklarında, tersanelerde, inşaatlarda,fabrikalarda her gün iş kazası adı altındakatledilirken, halkımızın tüm demokratikhakları gasp edilirken, 12 Mart, 12 Eylülcuntalarıyla faşizm ülkemizin dört biryanında kurumsallaşırken; bağımsızlık,demokrasi ve sosyalizm için sol yumruğuhep havada yüreği mücadelenin sıcaklı-ğıyla atan Dev-Genç’lilerdi.

15-16 Haziran’larda Dev-Genç’tir enönde çatışan, 77 1 Mayısı’nda katliamındaha da büyümesini engelleyen, faşistteröre karşı çatışan, hesap sorandır.

Parasız, bilimsel, akademik ve de-mokratik bir eğitim için mücadele edendir.

Dev-Genç, devrimin kurutulamayannehridir. Ve o nehirde damla olup oligar-şinin bentlerini yıkan devrimin kadrola-

rının yatağıdır. Bu nedenle Dev-Genç korkuları bit-

miyor. Bu nedenle beş ayda altı kez basıp,

yakıp yıktılar Gençlik Federasyonu’nu. Baskına her gelişlerinde karşılarında

teslim olan değil direnen Dev-Gençlileribuldular. İsimleri değişse de tavırları herseferinde aynı olmuştur. Teslim olan değildirenen, elinde avucunda ne varsa bunukatil sürüsüne karşı kullanan olmuşlardır.Devrimin iradesi olarak oligarşinin sal-dırılarında irade çatışmasını kazanan veonların mührünü söküp atan olmuşlardır. Dev-Genç’in Tarihi, Faşizme Karşı Direnişin ve TürkiyeDevrim Mücadelesinin Tarihidir

78 yılının 16 Martı’nda Beyazıt’tabombaladılar. Katliamla bitiremediklerinisindirmek için, 12 Eylül cuntacılarıYÖK’ü kurdu. Ne var ki gençlik her za-man ayağa kalkmasını, örgütlenmesinibilen olmuştur. Kürecik’te kurulan NATOüssüne karşı çadır açan, çadırı polis tara-fından defalarca yıkılsa da yeniden gelipaçandır. İncirlik Üssü’nün kapatılmasıiçin aylarca Anadolu’nun dört bir yanındaeylem yapan ve İncirlik üssüne yürüyendir.Parasız eğitim için kampanya yürüten,tutuklanan, gözaltına alınan işkence görenancak asla yıldırılamayandır.

Ülkemizde halkın muhalefetinin yük-seldiği, oligarşinin yönetememe krizininderinleştiği süreçlerde, faşizm ilk saldırısınıgençliğe yapmıştır.

Bugün yapılan saldıralar ne ilktir nede son olacaktır.

10 Mayıs 2011 gece 03.00’oa yapılanbaskında 22 Dev-Genç’li gözaltına alındı.Burjuva medya “devasa operasyon, genç-lik yapılanmasını bitiren operasyon” diyesevinç çığlıklarıyla duyurdu baskını.Dev-Gençliler “Yine geleceğiz, çoğalarakgeleceğiz” diyerek cevap verdiler katillersürüsüne. 8 Ocak 2013 Gençlik binasıbir kez daha basıldı, 14 Dev-Genç’li tu-tuklandı. Gençlik, baskın sonrası tanıkolduklarını şöyle anlatıyordu:

“Gençlik Federasyonu'na geldiğimizdegörüntü çok kötüydü. Dernek binasınınher tarafının polisler tarafından yıkılıpdağıtıldığını, duvarlara spreyle küfürleryazıldığını ve duvarlardaki resimlerinkazılmış olduğunu gördük. Tutsaklarınyaptığı panolar paramparça edilmiş, HasanSelim Gönen'in resmini tuvalete atmış-lardı.

Faşizmin gerçek yüzünü Gençlik Fe-derasyonu'nun duvarlarında bir kez dahagördük. Korkularını, tahammülsüzlük-lerini. Acizliklerini bu şekilde ifade et-mişlerdi.”

Ama bu baskına karşı Dev-Genç’liler,“Hasan Selim’in Yoldaşları; Şimdi He-defimiz Milyonlar Olup Halk Düşman-larından Hesap Sormaktır!” sloganıylakavgaya koştular.

Sadece bu iki örnek bile oligarşininDev-Gençlilere karşı olan korkusunu vekinini göstermeye yetiyor. Oligarşinin

BASKINLARLA DEV-GENÇ’İ BİTİREMEZSİNİZBİZ DEV-GENÇ’LİYİZ OLİGARŞİNİN KORKUSUNU BÜYÜTMEYE DEVAM EDECEĞİZ!

Yürüyüş

7 Mayıs2017

Sayı: 13

TAKSİM DEMEK, AKP FAŞİZMİ İLE YÜRÜTÜLEN40

Gençlik Federasyonu’ndan

Page 41:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

bu kininin nedenleri bellidir. Onların gö-zünde Dev-Genç’liler suçludur.

"Büyük suçları" yozlaşmaya, fuhuşa,adaletsizliklere karşı çıkmaktır. Otuz binyüreği 1 Mayıs Alanı'nda "Halkın ÖrgütlüGücüyle Emperyalizmi ve Faşizmi Ye-neceğiz" sloganıyla bir araya getirmektir.Taksim yasaklarını tanımamak, sokaksokak çatışmaktır. Binasını duvar duvar,tuğla tuğla savunmaktır. "Büyük suçları"parasız eğitim istemektir, gençliğin yoz-laştırılmasına karşı çıkmaktır. İşte bununiçin basıyorlar Gençlik Federasyonu’nu…

Bunun için bu terör, bunun için buadaletsizlikler... Sanıyorlar ki Dev-Genç’lilerbitecek, yok olacak baskınlarla... Yok, ede-mesek de geriletiriz diye düşünüyorlar.

Ama yanılıyorlar. O binadan HasanSelimler, Şafaklar, Bahtiyarlar, Çiğdemler,Bernalar, Mahirler, Hünkarlar ve daha nicedevrim kahramanı geçmiştir. Orası yalnızcabir bina değildir. Devrimin okuludur. Yoz-laşmaya karşı, faşist teröre karşı, oligarşininhalk çocuklarını eğitimsiz bırakılmasınakarşı bir okuldur. Gençliği sınıflar müca-delesi içinde eğiten bir kurumdur.

Emeğin, paylaşımın, sosyalist değer-

lerin simgesidir. Gençliğin vatanseverli-ğinin, bağımsızlık tutkusunun sembolüdür.Halk için bilim, halk için eğitim talebininsimgesidir. Apolitikleşmeye, yozlaştırmayakarşı mücadelenin sembolüdür. Halk vevatan sevgisinin, emperyalizme ve faşizmekarşı savaşın kalesidir. Akademik-demo-kratik mücadele denince ilk akla gelendirDEV-GENÇ...

Pankartlarımıza bile operasyon yap-malarının nedeni, demokratik mevzile-rimizden duydukları korkudur. Gençliğeumut olmamızdan, alternatif olmamızdanve gençliği örgütlememizden duyduklarıkorkudur.

Oligarşi saldırarak beyinleri teslimalmak istiyor. İstiyor ki bu kadar çok vesık baskınlar nedeniyle, binamızı ve asılolarak sahip olduğumuz ideolojimizi terkedelim. İşte tam da bu nedenle tüm güç-leriyle baskına geliyorlar ve biz de dire-niyoruz. Elimizde ne varsa boya, su, slo-gan…

Biz Dev-Genç’liyiz. Dün olduğu gibibugün de bizi bitiremezler.

Dev-Gençli olmak;1- Her türlü saldırıya karşı koymak,

direnmek ve asla teslim olmamaktır. Sos-yalizm inancından, Kızıldere’nin yolundanasla taviz vermemektir.

2- Savunduğumuz bir bina değilhalkımızın geleceğidir. Bu inançla dire-neceğiz. Elimizde ne varsa onunla dire-necek ve istedikleri gibi giremeyeceklerinigöstereceğiz.

3- Bizler saldırılarınıza karşı aşılıyız.Hiçbir saldırı ve işkence bizi yolumuzdandöndüremez. Bağımsızlık, demokrasi vesosyalizm mücadelemizden asla vazgeç-meyeceğiz.

4- Parasız, demokratik ve bilimseleğitim mücadelemizi büyüterek sürdü-receğiz.

5- Gençliği yozlaştırmanıza karşımücadalemizden taviz vermeyeceğiz.

6- Açlığa, yoksulluğa, adaletsizliğemahkum edilen halkımız için halk ço-cukları için, Şafak olmaya, Elif olmayadevam edeceğiz.

7- Mücadelemizden asla geri dur-mayacak, gençliği ve halkımızı milyonmilyon örgütleyip korkunuzu gerçek kı-lacağız.

DEV-GENÇ

AKP’nin katil polisleri, yayınlananyeni KHK (Kanun Hükmünde Kararname)sonucunda, yüzlerce kamu personelini vebunların yanı sıra demokratik ve devrimciyayın yapan basını kapatma kararı aldı.Kapatılan basın kuruluşlarından biri olanve haftalık yayın yapan Devrimci basınınonuru Yürüyüş dergisi de 26 Nisan’dabasılarak 5 çalışanı işkencelerle gözaltınaalındı ve bina darmadağın edildi. Bubaskın üzerine Dev-Genç’liler yazılı açık-lama yayınlayarak Yürüyüş Dergisi’ninsusturulamayacağını belirtti. Yapılan açık-lamalar kısaca şu şekilde;

Dev-Genç (26 Nisan):Gerçeğin Sesi Yürüyüş

Susturulamaz!“… Bu baskınlar AKP’nin yönete-

meme krizinin bir sonucu. AKP’nin yıl-lardır yaptığı tüm katliamları, hukuksuzlarıYürüyüş Dergisi anlatmakta. Ne yaparlarsayapsınlar, nasıl gelirlerse gelsinler YürüyüşDergisi halka gerçekleri anlatmaktan vaz-geçmeyecek. Yürüyüş Dergisi gerçeklerihalka ulaştırmaya devam edecek, halkıiçin vatanı için umudun sesini her yeretaşıyacak. Berkin’in, Dilek’in, katledilen,aç bırakılan tüm halk çocuklarının sesiolmaya devam edecek… Yürüyüş bas-kınlara ve faşizme karşı mücadele etmektenvazgeçmeyecek!”

Ankara Dev-Genç

(28 Nisan):“Yürüyüş dergisi emperyalizmin oli-

garşinin ve faşizmin maskelerini düşürendüzenin ipliğini pazara çıkaran bir der-gidir. Halka gerçekleri ulaştırmak içinde var gücüyle mücadele vermektedir.

Lakin Yürüyüş dergisi her türlü bas-kılara rağmen milyonların ve umudunsesi olmuştur. Nerede ezilen sömürülenkatledilen varsa sesini duyurmuş, düzeninher çölünde bir vaha yaratmıştır. Katilleristedikleri kadar sesimizi kısmaya çalış-sınlar Emperyalizme Oligarşiye ve Faşizmekarşı Yürüyüş Dergisi Anadolu’da diyardiyar halkımızın kini öfkesi ve haklılığınınçığlığı olmaya devam edecektir.”

Dev-Genç’imizin ve Komutanlarımızın Sesini Halka Taşıyan Yürüyüş Dergisi Susturulamaz!

Dergimizin 13. Sayısının Yayınlandığı 7 Mayıs 2017 Günü;*KEC Yüksel direnişi 180. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 56. günündeler

*KEC Malatya direnişi 100. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 48. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin, direnişinin 76. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 88. ve açlık grevinin 69. gününde

7 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 13

441İRADE SAVAŞINDA BOYUN EĞMEMEKTİR!

Page 42:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

Liseliyiz Biz

AKP’nin katil polisleri; 29 Nisan Cu-martesi günü saat 09:00 sularında İstanbulOkmeydanı’nda bulunan Gençlik Fede-rasyonu binasına, çok sayıda zırhlı araçlagelerek, helikopter ve itfaiye destekli baskınyaptı. Baskında, daha önce olduğu gibiduvarlarımızı kırmış, eşyalarımızı kulla-nılamaz hale getirmiş ve içeride bulunanCeren Züleyha Aybay ve Eda Kaya isimliarkadaşlarımızı işkenceyle gözaltına al-mıştır.

Bir dernek neden 5 ayda 6 kez ba-sılır?

Bu korku Dev-Genç korkusudur.Faşizm; baskı, korku ve terör ile ayaktadurur ve bunlarla beslenir. Faşizm ken-disine tehdit gördüğü herkese saldırır.Faşizm Dev-Genç’e saldırıyor. Çünkü;

1-Aç yoksul çocuklar sömürü düze-nine karşı örgütlenmesin ister.

2006-2012 yılları arasında hem çalışıphep okuyan çocuk işçi sayısı yüzde 63,6oranında arttı.

2-Çocuklarımız onların zenginleşmesiiçin ölesiye çalışsın ister.

İstanbul İşçi Sağlığı ve İş GüvenliğiMeclisi verilerine göre 2013 yılında ya-şamını yitiren 1235 işçinin 59’u çocukişçidir (18’i 14 yaş ve altı, 41’i 15-17yaş arası).

3- Halk çocukları yozlaştırma batağınasürüklensin, düşünmesin, örgütlenmesinister.

Türkiye’de uyuşturucu kullanımı,2011’den bu yana 17 kat arttı.

Dev-Genç'e saldıran faşizmin son 10yıllık başarısı;

1-Cinayetten fuhuşa, uyuşturucu kul-lanımından gaspa kadar tüm suçlardayüzde 600'lere varan bir artış söz konu-su.

2-Kadın cinayetinde son bir yıldakiartış ise yüzde 31 oldu.

3-Geçmişe göre çocuk ve gençlerinsuç oranı yüzde 40 artış gösterdi. Çocukve gençlerin cezaevinde bulunma ne-denleri ise sırasıyla uyuşturucu, hırsızlık,gasp ve cinayet oldu.

Dev-Genç; okul çağındaki gençlerimizinkaçak olarak kölece çalıştırılmasının, uyuş-turulmasının, hapishanelerde çürümeyeterk edilmesinin nedeninin faşizm olduğunusöyler. Yani suçu yaratan nedenleri ortadankaldırmak gerektiğini söyler. Bütün haksızlıkve adaletsizliklere karşı, en temel haklarımızıalmak için de örgütlenmek gerektiğini gös-terir. Ülkemizde, halk düşmanı bütün po-litikaların uygulayıcısı, son 15 yıldır tekbaşına iktidar olan AKP’nin saldırılarınakarşı nasıl direnileceğini gösterir.

AKP faşizmi, yaptığı son baskınla aynızamanda 1 Mayıs öncesi halka gözdağıvererek yürüyüşlere katılımı engellemekistedi. Okmeydanı Özgürlükler Derneğive Yürüyüş dergisine de bu amaçla baskındüzenlemiştir. Bu hazımsızlığı 1 Mayıs’tasloganımız ve çizgimizin ‘‘Faşizme KarşıOmuz Omuza, 1 Mayıs’ta Taksime!’’ ol-masıdır. Bu baskınlarla 1 Mayıs çalışma-larımızı engellemek için gözü dönmüş şe-kilde saldırdığı ortadadır. Ne kadar uğra-şırlarsa uğraşsınlar, ne Dev-Genç’i bitire-bildiler ne de Taksim ısrarımızdan vazge-çirebildiler.

Katil AKP, Gençlik Federasyonu bas-kınını “İstanbul’da, 1 Mayıs kutlamalarındaeylem hazırlığı yaptıkları ileri sürülenDHKP-C üyesi 2 kişi yakalandı” diyehaber yaptırarak meşrulaştırmaya çalış-maktadır. 1 Mayıs işçinin, emekçinin bay-ramıdır. 1 Mayıs Taksim meydanıyla anılır.1 Mayıs, faşizme karşı olan tüm halkımızınbir çatı altında toplanmasıdır. Faşizmekarşı tüm halkımıza 1 Mayıs alanındaolma çağrısı yaptığımız, statükoları kabuletmediğimiz için hedef gösteriliyoruz. Buşekilde komplo haber yaptırarak 1 Mayıs’takitleleri doğru hedeften şaşırtmak istiyor-lar.

1 Mayıs’ta Taksim’den vazgeçmekdemek; Mehmet Akif Dalcı’lara, Taksim1 Mayıs şehitlerine ihanettir! Bugün 1Mayıs’ta Taksim ısrarımız; devrim hedefi,iktidar iddiamızın ilanıdır. AKP iktidarı;Haziran Ayaklanmasında “birkaç çapul-cu”, “ortalığı provoke etmeye çalışanlar”

BAĞIMSIZ TÜRKİYE, PARASIZ EĞİTİM MÜCADELEMİZ BASKINLARLA ENGELLENEMEZ!GENÇLİK FEDERASYONU 5 AYDA 6 KEZ BASILDI, DEV-GENÇ’İ BİTİREMEZSİNİZ!

Yürüyüş

7 Mayıs2017

Sayı: 13

TAKSİM DEMEK, AKP FAŞİZMİ İLE YÜRÜTÜLEN42

Bi̇z Li̇seli̇ Dev-Genç’li̇leri̇z

� Çürümenin içindebüyümek istemiyoruz.

� Uyuşturucu bataklığın-da büyümek istemiyoruz.

� Üniversite kapılarındaadaletsizlik istemiyoruz.

� Büyüdüğümüzde işsizlikbataklığında boğulmakistemiyoruz

� Bunun için, demokratikbir lise istiyoruz.

� Demokratik bir lise için,özgür, bağımsız bir ülkeistiyoruz.

� Bunun için, bu yaşta,

BU KAVGADABİZ DE VARIZ!

� Liseliyiz biz... Genciz,çok genç... Ama yürekleri-miz büyük.Erken olgunlaşıyoruz biz.Bu ülke, bu düzen erkenbüyümek zorundabırakıyor bizi.

� İşte bu yüzden,BU KAVGADABİZ DE VARIZ!

Bu Kavgada Biz de Varız!

Bu ülkede yaşıyoruz... Bu halkın çocuklarıyız... Ezilen, sömürülen, katledilen bir halkın çocuklarıyız... Bu halkın kavgasında biz varız!

Page 43:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

Liseliyiz Biz

diyerek yalan haberler yaptırarak halkı sokaklardan uzak-laştırmayı hedeflemişlerdi. Sokağa akan, ayaklanan halkdeğil de ‘marjinaller, teröristler’ demagojisi yapmaya ça-lışmıştı. Şimdi de aynı yöntemi, halkın faşizme olanöfkesini dindirmek için kullanıyor.

Zulüm korkuyla beslenir. Saldırılarınızın sebebi kor-kunuzdur. İt gibi korkuyorsunuz; çünkü faşizme karşıhalkı sokaklara döktüğümüz gündür 1 Mayıs. 1 Mayıs,Mehmet Akif Dalcılar’ın hesabını sorduğumuz gündür.Korkularınızı büyütmeye devam edeceğiz. Komplo haberyaparak saldırılarınızı meşrulaştırıp, arkadaşlarımızı tu-tuklamanın zeminini yaratmanıza izin vermeyeceğiz! Ha-bercilik adı altında, sahibinin sesi olanların devrimcileriav gibi faşizmin mahkemelerine sunmalarına seyirci kal-mayacağız! Ağzınızdan salyalar akıtarak, devrimcilerihedef yapmaktan vazgeçin, bu yalanlarınız halkı kandır-maktan çok, size olan öfkesini büyütüyor!

Halkımız; AKP’nin bu yalan haberlerine inanmayın!Kendi acizliğini, güçsüzlüğünü, korkusunu gizlemeye ça-lışıyorlar. Tarihin tekerleği geriye dönmez, hep ileri akar.Gericileşen, can çekişen sömürü düzeni de, onun ülkemizdekiişbirlikçisi AKP’nin de sonunu getirecek olan, uyguladıklarızulme isyan eden emekçi halklar olacaktır. O yüzden ya-lanlarına kanmamalı, güç gösterilerinde güçsüzlüklerinigörmeli ve umutlu olmalıyız.

Türkiye faşizminin hapishanede diri diri yaktığı SeyhanDoğan'ın kömürleşmiş bedeninden savaşçılar kuşağı yarattık.Baskınlarla Dev-Genç'i bitiremezsiniz. O kırdığınız duvarlarınardından Şafak Yayla olup, Bilgehan Karpat olup, BünyaminKılıç olup geldik! Her baskında bitirmeye çalıştınız, herbaskın sonrası çoğalarak çıktık karşınıza. Yıllardır kırdığınızher duvarla iradenizi dayatmaya çalıştınız, her baskın sonrası

çelik gibi bir iradeyle çıktık karşınıza. Her baskınla yıldırmayı,korkutmayı hedeflediniz, her baskın sonrası daha da öfke vekinimizle çıktık karşınıza. Baskınlarla irademizi sınamayın!Dev-Genç’lilerin yılmaz inancı; Mahir’in Kızıldere’de kerpiçevin çatısından yaptığı "Biz buraya dönmeye değil ölmeyegeldik" çağırısındadır.

Bu yıl da 1 Mayıs ısrarımızdan, hedefimizden vazgeç-medik! Yasakladıkları, on binlerce polis görevlendirdikleriTaksim Meydanı’na 2 kez çıktık. Biz Dev-Genç’liyiz;söylediğimizi yapar, yaptığımızı savunuruz.

Tarihimiz çok köklü, direnme geleneğimiz çok köklü.Halk ve vatan sevgimiz, adil bir düzen özlemimiz, her türlübaskıya karşı aşılı kılmıştır bizi. O yüzden sabrımızı sınamayın,işkencelerle gözaltına aldığınız Eda Kaya ve Züleyha CerenAybay arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın!

Tüm liselilere çağrımızdır:Eda ve Ceren’in serbest bırakılması için seferber olalım.

Yazılamalarla, kuşlarımızla, bildirilerimizle baskını vehaksız gözaltıları teşhir edelim. Serbest bırakılmaları içineylemler düzenleyelim. Okullarımızda bütün öğrencilereanlatıp onların serbest bırakılması mücadelesine katalım.İçimizden birini aldıklarında, hepimizin öfkesini üzerlerindehissetmelerini sağlayalım. Eğitim hakkımızı elimizdenalan, gerici-baskıcı eğitimi dayatan, bizi geleceksiz bırakanAKP’ye karşı, inançla mücadele eden Dev-Genç’lilerinsahipsiz olmadığını gösterelim.BAĞIMSIZ TÜRKİYE, PARASIZ EĞİTİM MÜCADE-LEMİZ BASKINLARLA ENGELLENEMEZ!EDA KAYA ve ZÜLEYHA AYBAY SERBEST BIRA-KILSIN!YAŞASIN DEV-GENÇ YAŞASIN DEV-GENÇ’LİLER!LİSELİ DEV-GENÇ

23 Nisan’da İstanbul Yenikapı Mey-danı’nda yapılması planlanan GrupYorum konseri faşist AKP iktidarı ta-rafından yasaklandı. Buna karşılıkGrup Yorum, bütün İstanbul’u konseralanına çevireceğini açıklamıştı. Busebeple Örnektepe’de yapılmak istenenGrup Yorum konserine katil polislersaldırdı. Bu saldırı esnasında özel ha-rekat polislerince işkenceyle gözaltınaalınan Dev-Genç’li Cankat Özen veOzan Türkmen 4 günlük gözaltınınardından hukuksuzca, komplolarla tu-tuklandılar. Uygulanan işkence ve hu-

kuksuz tutuklama üzerine Dev-Genç26 Nisan’da yazılı açıklama yayınla-yarak kısaca şu sözlere yer verdi:

“Örnektepe’de sokaktan gözaltınaalınan Ozan ve Cankat’ın üzerindeherhangi bir şey olmamasına rağmenkomplocu işkenceci polisler, sokaktabuldukları boş bira şişelerini delilolarak göstererek bir hukuksuzluğadaha imza atmışlardır. Herhangi birsuç unsuru bulunmamasına rağmen 4gün gözaltında tutulan Ozan ve Cankat4. günün sonunda Çağlayan Adliyesi’negetirildiler. Savcı ifadelerini bile al-

madan tutuklama talebiyle mahkemeyesevk etti. Yani aldıkları talimatları ek-siksiz yerine getirdiler. Adliyeye geti-rildiklerinde bile işkence izleri halamevcuttu. Ozan’ın 2 gözünde morlukve yüzünün çeşitli yerlerinde şişliklervardı. Cankat’ın yüzünde şişlikler veyaralar vardı.

Ülkemizde adalet olmadığı bir kezdaha görülmüş oldu. AKP iktidarı veemrindeki savcılar, hakimlerin güçleriyalnızca komplo üretmeye yetiyor.Boşuna komplolardan medet ummayın!Bu halkı saldırarak, tutuklayarak sin-diremezsiniz! Türkülerimizi sustura-mazsınız!”

Grup Yorum Halkımızın ve Gençliğin Susmayan SesidirGrup Yorum Konserine Katılmak Suç Değil Meşrudur!

Dergimizin 13. Sayısının Yayınlandığı 7 Mayıs 2017 Günü;*KEC Yüksel direnişi 180. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 56. günündeler

*KEC Malatya direnişi 100. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 48. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin, direnişinin 76. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 88. ve açlık grevinin 69. gününde

7 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 13

43İRADE SAVAŞINDA BOYUN EĞMEMEKTİR!

Page 44:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

AKP’nin katil polisleri 29 Nisansabah 09.00 sularında İstanbul Ok-meydanı’nda bulunan Gençlik Fede-rasyonu binasına birçok zırhlı araçla-rıyla gelerek, helikopter ve itfaiye des-tekli baskın düzenlemiştir. Her baskındaolduğu gibi eşyaları, duvarları kırıpdökmüş içeride bulunan Ceren ZüleyhaAybay ve Eda Kaya isimli Dev-Genç’li-leri işkenceyle gözaltına almışlardır.Baskının ardından teşhir ve destekamaçlı yayınlanan yazılı açıklamalardanderlediklerimiz şu şekilde:

Dev-Genç (29 Nisan): Bir dernekneden 5 ayda 6 kez basılır?

Bu korku Dev-Genç korkusudur. Fa-şizm, baskı, korku ve terör ile ayaktadurur ve bunlarla beslenir. Faşizm ken-disine tehdit gördüğü herkese saldırır.Faşizm Dev-Genç’e saldırıyor. Çünkü;

1- Aç yoksul çocuklar örgütlenmesindiye. 2006-2012 arasında hem çalışıphep okuyan çocuk işçi sayısı yüzde63,6 oranında arttı.

2- Çocuklarımız onların zenginleş-mesi için ölsün örgütlenmesin diye.İstanbul İşçi Sağlığı ve İş GüvenliğiMeclisi verilerine göre 2013 yılındayaşamını yitiren 1235 işçinin 59’u ço-cuk işçidir (18’i 14 yaş ve altı, 41’i15-17 yaş arası).

3- Halk çocukları yozlaştırma ba-tağına sürüklensin, düşünmesin, ör-gütlenmesin diye. Türkiye’de uyuştu-rucu kullanımı 2011’den bu yana 17kat arttı.

Dev-Genç’e saldıran faşizmin son10 yıllık başarısı:

1-Cinayetten fuhuşa, uyuşturucukullanımından gaspa kadar tüm suçalanlarında % 600’lere varan bir artışsöz konusu.

2- Kadın cinayetinde son bir yıldakiartış ise % 31 oldu.

3- Geçmişe göre çocuk ve gençlerinsuç oranı % 40 artış gösterdi. Çocukve gençlerin hapishanede bulunma ne-denleri ise sırasıyla uyuşturucu, hır-sızlık, gasp ve cinayet oldu.

AKP faşizmi bu baskında da he-deflediği 1Mayıs’ı engellemektir. 1Mayıs öncesi Okmeydanı ÖzgürlüklerDerneği ve Yürüyüş dergisine de bu

amaçlı baskın düzenlemiştir. Bu ha-zımsızlığı 1 Mayıs’ta sloganımız veçizgimizin “Faşizme Karşı Omuz Omu-za, 1 Mayıs’ta Taksim’e!” olmasıdır.Bu baskınlarla 1 Mayıs çalışmalarımızıengellemekle didinip durmaktadır. Nekadar uğraşırlarsa uğraşsınlar ne Dev-Genç’i bitirebilirler ne de Taksim ıs-rarımızdan vazgeçirebilirler. Baskın-ların hesabını 1 Mayıs’taki pratiğimizlesoracağız! Faşizme karşıyım diyenherkes Dev-Gençlileri sahiplenmeli ve1 Mayıs’ta Taksim ısrarı içinde olma-lıdır.(...)

Katil AKP, Yalan Haber Yap-tırarak Masum Görünmeye Çalışıyor!

Komplo Haberlerle SaldırılarınızıMeşrulaştıramazsınız!

Dev-Genç yandaş basında, GençlikFederasyonu baskını ile ilgili yalanhaberlere yönelik 30 Nisan’da yazılıaçıklamasında şu sözlere yer verdi:

“Katil AKP iktidarı Gençlik Fede-rasyonu baskınını ‘İstanbul’da, 1 Mayıskutlamalarında eylem hazırlığı yaptıklarıileri sürülen DHKP-C üyesi 2 kişi yaka-landı’ diye haber yaptırarak meşrulaş-tırmaya çalışmaktadır. 1 Mayıs işçinin,emekçinin bayramıdır. 1 Mayıs TaksimMeydanı’yla anılır. 1 Mayıs, faşizmekarşı olan tüm halkımızın bir çatı altındatoplanmasıdır. Bugün “Faşizme KarşıOmuz Omuza, 1 Mayıs’ta Taksime”dediğimiz için bu şekilde komplo haberyaparak 1 Mayıs’ta kitleleri doğru he-deften şaşırtmak istiyorlar. 1 Mayıs’taTaksim’den vazgeçmek demek; MehmetAkif Dalcı’lara, Taksim 1 Mayıs şehit-lerine ihanettir! Bugün 1 Mayıs’ta Taksimısrarımız; devrim hedefi, iktidar iddia-mızın ilanıdır. AKP iktidarı; Haziranayaklanmasında “birkaç çapulcu”, “or-talığı provoke etmeye çalışıyorlar” diyerekyalan haberler yaptırarak halkı sokak-lardan uzaklaştırmayı hedeflediyse, şimdide aynı yöntemi, halkın faşizme olanöfkesini dindirmek için kullanıyor. Kom-plo haber yaparak saldırılarınızı meşru-laştırıp, arkadaşlarımızı tutuklamanınzeminini yaratamazsınız! Zulüm korkuyla

beslenir. Saldırılarınızın sebebi korku-nuzdur. Halkımız; AKP’nin bu yalanhaberlerine inanmayın! Yalan haberleryaparak acizliğini, güçsüzlüğünü, kor-kusunu gösteriyor. AKP’nin bu yalanhaberlerini, halkı kandırmak istemesiniher yerde teşhir edelim. AKP’nin buadaletsizliklerine, zulümlerine en te-melde faşizme karşıyım diyen herkesi1 Mayıs’ta Taksim’e, Halk Cephesisaflarına çağırıyoruz!”

İstanbul Bahçelievler Dev-Genç (29 Nisan):

“Her ay basılan Dev-Genç, çalı-şanlarına işkence yapıp, gözaltına alıp,tutuklatıp kurumun duvarlarını yıkıp,eşyaları kullanılmaz hale getirenAKP’nin korkusu olmaya devam ede-cek! 5 ayda 6 defa bastınız tutuklandınızama başaramadınız. Yine başarama-yacaklar, bizler Dev-Genç’liyiz. Bizibitiremezsiniz… Kurumlarımıza sal-dırmaktan, arkadaşlarımızı gözaltınaalmaktan vazgeçin. Bu yöntemle biryere varamazsınız. Haklı ve meşrumücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.”

Eskişehir Dev-Genç (29 Nisan):“47 yıllık tarihi boyunca emperyalizmeve oligarşiye karşı kesintisiz savaşan birDev-Genç’imiz var! Adaletsizlik, açlıkyoksulluk ve her türlü zalimliği halklarareva gören emperyalizmin uşağı AKPfaşizminin saldırıları Dev-Genç’i bitire-mez! Bizler her yerdeyiz, saldırılarınızlabizi bitiremezsiniz… Elif Sultan kararlılığıile Dev-Genç’imizin meşru mücadelesinibüyüteceğiz!”

TAYAD: TAYAD’lı Aileler 5 ayda6 defa basılan ve dağıtılan GençlikFederasyonu binasını, devrimci evlat-larını baskın sonrası ziyaret etti. TAYAD29 Nisan’da yaptığı ziyarette federas-yonu binası gezilerek katil polislerinharabeye çevirdiği bina gözlemlendi.Ziyaretin yanısıra yazılı açıklama yapanTAYAD açıklamada kısaca şu sözlereyer verdi; “… Bizler TAYAD’lı Ailelerolarak, Dev-Genç’li evlatlarımızın ya-nındayız… Evlatlarımızı düşüncele-rinden bizleri evlatlarımızı sahiplen-mekten vazgeçiremezsiniz.”

Gençlik Federasyonu 5 Ayda 6 Kez Basıldı, Dev-Genç’i Bitiremezsiniz!

Ülkemizde Gençlik

Yürüyüş

7 Mayıs2017

Sayı: 13

TAKSİM DEMEK, AKP FAŞİZMİ İLE YÜRÜTÜLEN444

Page 45:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

Ülkemizde 1 Mayıs kutlamalarıher sene ve her geçen dönem dahaçok iradeyi, kararlılığı ve sınıf ayrımınıgösterir oldu. Bu seneki kutlamaöncesi Dev-Genç’imizin yasal faali-yetlerini sürdürdüğü Gençlik Fede-rasyonu binası ahlaksız yalancı polisinkomploları sonucu basıldı ve işken-ceyle gözaltına alınan Dev-Genç’lilerin‘1 Mayıs’ı kana bulayacakları’ haberiyandaş basında yerini alarak halktatedirginlik, güvensizlik yaratılmayaçalışıldı. Bu konu üzerine kısadanbirkaç örnek verelim. İlk olarak halkıkatleden ve meydanları kana bulayansizlersiniz. (...)

Her yıl bayramımız olan 1 Mayıs’ıbütün emekçiliğimizle gencecik be-denlerimizle örgütleyeceğiz. Biz yarınıyaratacak olan emekçileriz. Biz Dev-rimimizin mimarları, işçileriyiz…

Dev-Genç’in farklı bölgelerde yap-tığı çalışmalardan derlediklerimiz şuşekilde:

ANADOLUAnkara:Dev-Genç’liler 20 Nisan’da Ma-

mak Bölgesi’nde Dersim’de katledil-dikten sonra kaybedilen DHKC Ge-rillaları için yazılama yaptı. Ayrıcakısa bir açıklama yapan Dev-Genç,“cenazelerimiz bulunana kadar kayıpgerillalar için verdiğimiz mücadeledevam edecek” dedi. Ayrıca 28 Ni-san’da ODTÜ’de yapılan çalışmalardaDev-Genç’liler 1 Mayıs Taksim’eçağrı afişleri ve pullamalar astı.

Eskişehir:Dev-Genç’liler 26 Nisan’da, 6 Ka-

sım 2016’da Dersim’de katledildiktensonra kaybedilen DHKC Gerillalarıiçin birçok yere pullama yapıldı.Ayrıca genel çalışmalar kapsamında,Ankara Yüksel Caddesi’nde işi veemeği için Açlık Grevi direnişinde

olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakçaiçin Gültepe ve Büyükdere Mahalle-lerinde toplam 40 afiş asıldı.

İzmir:Liseli Dev-Genç 26, 27 Nisan’da

Hatay ve Çınarlı Meslek Liseleri’ndekuşlama yaptı. Hatay’da yapılan ça-lışmada 45 adet üzerinde “ÜniversiteKapılarında Adaletsizlik İstemiyoruz!”yazılı kuşlamalar yapıldı. Çınarlı Li-sesi’nde ise 60 adet “Katledilen HalkÇocuklarının Katillerini İstiyoruz”yazılı kuşlama yapıldı.

İSTANBULAtaşehir:Dev-Genç’liler 25 Ni-

san’da bölgede 1 Mayıs’açağrı çalışması yaptı. Ya-pılan çalışmalarda birçokyere 15 adet ozalit asıldı,30 pullama yapıldı ve çağrıamaçlı 9 yazılama yapıldı.

Bahçelievler:Dev-Genç’liler 29 Ni-

san’da, Sefaköy Arel Üni-versitesi önünde 1 Mayıs’açağrı çalışması yaptı. Ya-pılan çalışmalarda üniver-site çevresinde pullama ça-lışması yapıldı. Ayrıca okulöğrencileriyle 1 Mayıs üze-rine konuşuldu.

Okmeydanı:Dev-Genç’liler 25, 26

Nisan’da mahallede genelkitle çalışması yaptı. Yapı-lan çalışmalar kapsamındaYürüyüş dergisi dağıtımıyapıldı ve 1 Mayıs’ta Tak-sim’e çağrı çalışması ya-pıldı. Dergi dağıtımında 25dergi halka ulaştırıldı. 1Mayıs’a çağrı çalışmaları

kapsamında ise 100 adet bildiri halkadağıtıldı ve yine çağrı amaçlı farklıyerlere 8 adet yazılama yapıldı. Sonolarak Okmeydanı Metrobüs yoluna,Yürüyüş dergisi baskınına ilişkin birpankart asıldı.

Tuzla:Dev-Genç’liler 26 Nisan’da Aydınlı

Mahallesi’nde 1 Mayıs Bayramı’naçağrı çalışması yaptı. Yapılan çalış-mada farklı bölgelere 10 adet ozalitasıldı ve 30 adet pul yapıştırılarakhalka 1 Mayıs’a çağrıda bulunuldu.

Katil Polisler,DevrimcileriYalanlaKaralayamazsınız!

İzmir’de devrimcilerin ailelerine komplocupolisler tarafından yalan haberler verilmesiüzerine İzmir Liseli Dev-Genç 2 Mayıs’tayazılı açıklama yayınlayarak kısaca şu sözlereyer verdi:

“Geçtiğimiz 3 ay içerisinde 4 ailemiz aran-mıştır. Çocuklarının devrimcilerin safını seç-mesi katilleri rahatsız etmiş olacak ki aileleraranıp aslı astarı olmayan yalanlar söylen-miştir. Devrimcilerden korkuyorsunuz! Bizdenkorkuyorsunuz! Çünkü ne yaptığınızın far-kındasınız. Korkun, artık daha da çok kor-kun… Biz ne halkımıza zarar veririz ne deinsanlarımızı tehlikeye atarız! Katillerin ai-lelerimiz üzerinden bizlere baskı yapması yenibir durum değildir. Yıllardır denedikleri boşolan bir taktiktir. Devrimcileri karalamayasizin gücünüz yetmez! Yıllardır haklı ve ka-zanacağımız belli olan kavgamızın izindeyiz.Vazgeçmeyeceğimizi biliyor ve korkuyorlar.(...)

Ailelerimizi asılsız durumlar ile rahatsızetmekten vazgeçin!

Gençlik Özgür Vatanın GeleceğidirYarının Yaratıcısıdır!

Gençliği Provokasyonlarla Engelleyemezsiniz!

Ülkemizde Gençlik

7 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 13

445İRADE SAVAŞINDA BOYUN EĞMEMEKTİR!

Page 46:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

23 Nisan 2017 tarihinde YenikapıMeydanı’nda yapılacak olan Grup Yorumkonseri, faşist AKP iktidarı tarafındanyasaklandı. Buna karşılık Grup Yorum,bütün İstanbul’u konser alanına çevire-ceğini ilan ederek mahallelerde DamKonserleri düzenledi.

Bu konserlerden biri de İstanbul’da,Örnektepe Mahallesi’nde yapılacaktı.Ancak AKP’nin işkenceci polisi yapılmakistenen konsere saldırdı. Bu saldırı sıra-sında, iki Dev-Genç’li, Cankat Özen veOzan Türkmen gözaltına alındı ve 4. gü-nün sonunda hukuksuzca, komplolarlatutuklandılar!

Cankat ve Ozan adliyeye getirildik-lerinde bile işkence izleri hala mevcuttu.Ozan’ın 2 gözünde morluk ve yüzününçeşitli yerlerinde şişlikler vardı. Cankat’ınyüzünde şişlikler ve yaralar vardı.

Ülkemizde zaten sistematik olarakuygulanan işkence, OHAL ile birliktedaha sistemli, daha yaygın hale geldi.Ülkemizin dört bir yanını kan gölüneçeviren AKP’nin satılık itleri, “Huzuroperasyonları” adı altında gece gündüzdemeden sokaklarda insan avına çıkıyor,gözaltına aldıklarına işkence yapıyor. Enküçük bir hak arama eylemine veya sis-teme muhalif olana, en sıradan bir etkinliğedahi azgınca saldırıyorlar. AKP, kendinemuhalif en küçük bir kıpırdanmaya dahitahammül edemiyor artık. Bunun için deişkence ve katliam politikası, artık ülke-mizin her sokağında, her karakolunda,her hapishanesinde, okullarda, hayatınfarklı alanlarında farklı biçimlerde uy-gulanıyor.

İşkence, sözlüklerde tanım olarak “in-sanlık dışı, zalimane yahut onur kırıcıceza veya muamele” olarak geçer. Enözlü tanımıyla ise işkence bir insanlıksuçudur. Hiçbir yasada, hiçbir dünya gö-rüşünde işkencenin savunulacak, haklıçıkarılacak bir yanı olamaz. İşkencecininahlakı yoktur; insani, manevi hiçbir değeriyoktur. İnsan onuruna karşı işlenmiş enbüyük suçlardandır.

İşkencenin 'anavatanı' emperyalizmdir.Ülkemizdeki işkenceciler bizzat Amerikatarafından eğitilmişlerdir. 2004 yılınınNisan ayında yayınlanan Irak’taki EbuGureyb Hapishanesi’ndeki işkence gö-

rüntüleri halapek çoğumu-zun hafızasın-dadır. 2003yılında Ame-rikan askerle-rin, işgal et-tikleri Irak'tayer alan EbuGureyb Ceza-evi'ndeki tu-tuklulara uy-guladıkları işkencelerin başında; başlarınaçuval geçirme ve soyundurulmuş vaziyettebekletme, sopalar ve farklı aletlerle tecavüzetme, kadın çamaşırları giymeye zorlama,su ve tuvalet bulunmayan hücrelere atmave sürekli olarak dövme geliyordu.

Elbette Guantanamo, Ebu Gureyb...örneği zulmün küçük bir parçası, buzdağının görünen yüzüdür sadece. Em-peryalist vahşet ve işkence, işgal edilenher karış toprakta, hapishanelerde, basılanevlerde, sokaklardadır. Postallarla çiğ-nemek istedikleri, sadece toprak değil,aynı zamanda teslim alamadıkları halklarınonurudur. İşkence, insansız hava araçları,katliamlar, yargısız infazlar, denizaltıları,uçakları, katledilenlerin okyanuslara atıl-ması vb. Hepsi de Amerikan emperya-lizminin dünyadaki çıkarlarını sağlam-laştırmak için kullandıkları yöntemlerdir.Ve bu nedenle sadece kendi askerlerinideğil, işbirlikçi ülkelerin ordularını, polisteşkilatını vb. de aynı yöntemlerle eğit-mektedirler.

Ülkemizde de AKP faşizmi çıkarlarınıkorumak ve düzenlerini sürdürmek içinişkence ve katliamlara başvurmaktadır.Çünkü böylesine yozlaşmış, ahlaksızlaş-mış, adaletsiz bu sömürü düzenini sür-dürmenin başka yolu ve yöntemi yoktur.Demokrasicilik oyunu veya demagoji debir yere kadar işlerine yarayacaktır. Bun-ların işe yaramadığı noktada baskı, işkence,katliam devreye girer.

AKP’nin iktidara geldiği günden bu-güne suçları kat be kat artmaya devamediyor. Suçları arttıkça daha da saldır-ganlaşıyor. Çünkü Nazım’ın da dediğigibi “hiçbir şeye benzemez vatanı satanınkorkusu”. AKP, korktuğu için de bu kadarsaldırgandır.

Ancak ülkemizde işkence elbette AKPfaşizmi ile sınırlı olmadı. 12 Eylül iş-kencelerini, 90’lı yılların infaz ve katletmepolitikalarını duymayan çok az insanvardır ülkemizde. Bunlar ve daha birçokakla hayale gelmeyecek işkence yön-temleri yıllardır uygulandı bu ülkede veuygulanmaya da devam ediyor. İşkenceyöntemleri, taktikleri değişiyor belki amaişkencenin sistematik olarak uygulanmasıve sürdürülmesi asla değişmiyor. Çünkühalkların alınteri, emeği, kanı ve gözyaşıüzerine kurulu hiçbir sistem işkence vekatliamlar olmadan, halkları baskı altınaalamaz ve düzenlerini sürdüremez.

Diğer yandan işkenceciler, tüm sömürüsistemlerinde yasalarla da korunur. Ül-kemizde bunun onlarca örneği vardır.Berkin Elvan, Hasan Ferit Gedik, DilekDoğan, Haziran Ayaklanması şehitleri,Uğur Kurt en çok bilinen örneklerdir. Vedaha nice insanımızın katili, nice insanı-mıza işkence yapanlar halen görevlerinedevam etmekte, ellerini kollarını sallayarakdolaşmaktadır.

Ünlü bir Latin Amerika atasözü vardır:“Dostlara adil davranılır, düşmana kanunuygulanır.” Bu söz aslında hukukun nasılyozlaştığını ve keyfi bir şekilde uygu-landığı anlatmak için kullanılmış. Bizimülkemizde de farklı değildir. AKP veyayandaşlarına gelince her türlü hak hukukesnetilir, değiştirilir, hatta kanun bile çı-karılır ama yoksul halkımıza, devrimcive demokrat insanlarımıza gelince ise“yasalara göre böyle” denir. İşte buyüzden AKP faşizminin hiçbir hukukunu,yasasını tanımıyoruz. OHAL'i, AKP'ninKHK'larını tanımıyoruz. İşte bu yüzdenbize zorla dayatılan her şeye karşı dire-niyoruz ve direnmeye de devam edeceğiz.

CANKAT ÖZEN ve OZAN TÜRKMEN'E ÖZGÜRLÜK!İŞKENCE YAPMAK ŞEREFSİZLİKTİR

Yürüyüş

7 Mayıs2017

Sayı: 13

TAKSİM DEMEK, AKP FAŞİZMİ İLE YÜRÜTÜLEN446

Page 47:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

Neden direniyorsunuz diye kafasındasoru işareti olanlar, hiçbir koşulda “ya-sallık” dışına çıkmamayı öğütleyenler,ülkemizde yaşanan adaletsizliklere bak-sınlar. Bu ülkede kağıt üstündeki yasalarsadece halkımızı daha çok sömürmek vebaskı altına almak için kullanılır. Ve

ihtiyaç duyulduğunda her türlü yasa, hakhukuk rafa kaldırılır. Tarih bunun örnekleriile doludur ve her geçen gün bu örneklereyenileri eklenmektedir. Buna rağmen halayasallığı savunanlar dolaylı olarak daolsa bu suça ortak oluyorlar demektir.

AKP faşizminin hiçbir dayatmasına

boyun eğmeyecek, direnecek ve işken-celerini boşa çıkaracağız. İşkence uygu-ladıkları her bir insanımızın hesabını dasoracağız o işkencecilerden. Akıtılan herdamla kanımız için, halkımızın, anaları-mızın her damla gözyaşı için bu aşağılıkdüzenlerini başlarına yıkacağız.

Halk Cephesi Uluslararası İlişkilerKomitesi, Kore Demokratik Halk Cum-huriyetini, ziyaret etti!

Kuzey Kore, sürekli ABD’nin savaştehdidi ve hakkında çıkan haberlerlegündeme geliyor. Özellikle 105. Yıl et-kinliklerindeki askeri geçiş ve silahlarınsergilenmesi, ABD ile karşı karşıya gel-mesi Kore Demokratik Halk Cumhuri-yeti’nden bahsedilmesine sebep oldu.Kore, yılda 2 kez kapılarını diğer halklarada açarken bu yılki etkinliklere Türki-ye’den ilk kez Halk Cephesi davetliolarak katıldı. Halk Cephesi 2 Mayıs’tayapılan basın açıklamasında oraya gi-dilme sebebini ve gidenlerin neler ya-şadığını aktardı.

Basın toplantısında ilk olarak HalkCephesi adına Güneş Seferoğlu söz ala-rak, Kore Halk Cumhuriyeti’nin bu yılilk kez Türkiyeli devrimcilere kapılarınıaçtığını belirtti ve emperyalizmin halkları,örgütleri ve devrimcileri tecrit etme vekaralama politikaları karşısında bu zi-yaretin önemine işaret etti. Seferoğlu

yaptığı açıklamada Kore Sa-vaşı’nda Türkiyeli askerlerinişbirlikçi politikalarla Men-deres döneminde oraya gön-derildiğini anımsatarak, aynıpolitikaların bugün Suriye’desürdürüldüğünü belirtti. Em-peryalist saldırganlığa karşıtüm halkıyla birlikte diren-meye hazır olan Kore hal-kıyla dayanışmalarını sürdü-receklerini belirten Seferoğlu,emperyalizmin politikalarınınbugün de değişmediğini, de-mokrasi yalanları ve nükleersilah bahaneleriyle Kore’yekarşı bir saldırı için zeminhazırlandığını, ancak ABDsaldırganlığı karşısında hertürlü araçla direnmenin meşru

olduğunu aktardı. Kore ile ilgili çıkanyalanlarla ilgili de, bunların ABD mer-kezli haber tekelleri tarafından yayılaraktüm dünya halkları için tek umut olansosyalizmin karalanmaya çalışıldığınıbelirtti.

Ardından hukuk fakültesi öğrencisiNaim Eminoğlu da 13-20 Nisan tarihleriarasında Kore’de olduklarını belirterek24 ülkeden katılımcıyla birlikte Kim Il-Sung’un 105. doğum günü etkinlikleriniizlediklerini, bu törende askeri töreninyanı sıra halktan 40.000 insanın yöreseldanslarını sergilediği, aslında halkıniçinde olduğu bir törene şahit olduklarınıaktardı. Buraya dair yalanlara başta dainanmadığını ancak kapitalist dünyadandaha ileri bir teknolojiye sahip olduklarınıgördüğünü ve böylece nasıl bir karapropaganda uygulandığını daha net an-ladığını aktaran Eminoğlu, silahtan, ka-mera ve beyaz eşyaya kadar her şeyiKore halkının ürettiğini anlattı. Korehalkının emperyalizmin ne olduğunuçok iyi bildiğini söyleyen Eminoğlu

Güney Kore’yi ABD işgali altında gör-düklerini ve diğer halklara karşı herhangibir tepkilerinin olmadığını belirtti.

Sonrasında Grup Yorum üyesi BetülVaran oradaki askeri törenin çok disiplinlibir yürüyüş olduğunu aktardı ve aslındaoradaki askerlerin çoğunun halktan in-sanlar olduğunu tören bitiminde farkettiklerini söyledi. Emperyalizmin sal-dırganlığı karşısında sürekli savaşmayahazır bir halk ordusuna sahip olduklarınıbelirten Varan nükleer silahlarla ilgilide oradaki insanlarla konuştuklarını be-lirtti. Halkın savaş istemediğini ancakemperyalizmin bir saldırısı olursa dakendilerini savunmak zorunda oldukla-rını, bugün ABD’nin bugüne kadar sal-dırmasının önündeki en önemli etkeninbu askeri teknoloji olduğuna dikkatçekti. Son olarak oradaki yaşamı da“basında halkın mutsuz olduğu, hiç gül-mediklerine dair haberler çıkıyor… Butamamen yalan haber. Tabi bunu bili-yorduk ama bunu somut olarak oradabir kez daha gördük. Yani sistemlerindesağlık, eğitim, ulaşım ücretsiz. Herkesinmaaşı kendilerine yetecek kadar veayrıca sinema, tiyatroya gitmek için ye-tiyor. Bedava pirinç dağıtılıyor herkese.Evdeki erkek ve kadın eşittir, ikisi deçalışıyordur, yani işsizlik diye bir şeyyok orada. Aslında şunu görüyoruz he-pimiz, demek ki bazı şeyler ücretsiz ya-pılabilirmiş, demek ki o zaman ülkebatmıyormuş.” diye anlattı ve “Sosya-lizmin bizim ülkemizde de şart olduğunuve böylece insanların mutlu olacağını,açlığın yoksulluğun olmadığı bir sisteminolması gerektiğini gördük. Birileri aç-gözlülük yaptığı sürece halkın her zamanmutsuz ve aç olacağını, net olarak oradabir kez daha gördük. Ve bir kez daha nekadar doğru bir mücadele verdiğimizigördük.” sözleriyle konuşmasını son-landırdı.

Emperyalizmin Tecrit ve Karalama Politikalarına Karşı Kore Halkının Yanındayız!

7 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 13

47İRADE SAVAŞINDA BOYUN EĞMEMEKTİR!

Page 48:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

Yürüyüş

7 Mayıs2017

Sayı: 13

TAKSİM DEMEK, AKP FAŞİZMİ İLE YÜRÜTÜLEN448

Kemal Gün amcamızın direnişiniher alana yaymalıyız. Kemal Amca'nındurumu günden güne kötüleşmektedir.Sonuç almak için her bir kişi elini taşınaltına koymalı faks eylemi, video çekipdestek mesajı gönderme, bakanlarıarayıp cenazeleri sorma vb. bir çok şeyyapılabilir. Dersim Seyit Rıza Meyda-nı'nda süren direnişin günlükleri aşa-ğıdaki gibidir.

62.Gün-26 Nisan: Saat 9'a doğru beşdakika önce karşımızdan gelen altı kişilikzabıta ordusuyla muhatap olduk. Gel-diklerinde burada oturamayacağımızı vekabahat yasasını çiğnediğimizi söylüyor.Kemal Amcamızın yanıtı net; “Bir kabahatvarsa, o kabahati biz işlemedik, bu kabahatbizim değildir, kabahatli de biz değiliz.Bu emri sana kimler verdiyse kabahatliolanlar ve kabahat yasasını çiğneyenleronlardır. Git sana emir verip de seniburaya gönderenlere söyle ki, kendilerigelsinler. Versinler bana oğlumun ke-miklerini, ben hemen toplanıp buradangiderim.” Sonrasında sözü alarak, belediyeveya zabıtayı muhatap almayacağımızı,avukatlarımızın olduğunu ve onlarla gö-rüşebileceklerini söylüyorum.

Aslen Dersimli olup, Milli EğitimBakanlığı’nda çalışan ve Dersim’e görevligelmiş CHP’li bir ziyaretçimiz var. Ya-nında bir arkadaşı ile geliyor yakınımıza.Biraz önce yaşananlara tanık olmuşlardı.Biraz temkinli mesafeden konuyu açıyor,Seyit Rıza heykeli önünde resimler çe-kiyorlar konuşurken ve resim karesineKemal Amcayı da sığdırmaya çalışıyorlardikkatlice. Dayanamayarak, korkmama-larını, buyurup oturabileceklerini söylü-yorum. Oturuyorlar ama, pek rahat de-ğiller, hatta arkadaşı birkaç saniye sonrakafeye gitmek üzere kalkıyor yanımızdan.CHP’li görevli arkadaşımız rahatlıyorsüre geçtikçe ve önce haklılığımıza, sonraKemal Amcanın oğullarına ve en sonundada basına yansımayan, kimsenin bilmediğihaberlere dair sürüyor sohbetimiz. Saat12:00’a doğru tutsaklarımıza mektuplaryazıyoruz ya; yanıtlar geliyor. eyleminedevam eden ve edecek olan Kemal Am-camız için yetkililerin kör, sağır, dilsizioynamaktan vazgeçmelerini bekliyoruz.

Saat 17.30 gibi acil bir işimiz içinayrılıyoruz ve hemen telefon geldi. Be-

lediye zabıtaları tekrar gelip tebligat im-zalatmak istemişler ve Kemal Amca daelbette kabul etmemiş. Tebligatı getirenlerde, bu durumda yarın gelip burayı bo-şaltacaklarını söyleyerek tehdit etmişler.Kemal Amca durumu bildirir bildirmezErdinç direniş meydanımıza gidiyor.Döndüğümde gelişmeleri birlikte değer-lendiriyor ve elbette; Direnmeye KararVeriyoruz!

63. Gün: Kemal Amca gazetesiniokuyor. Ülke ve uluslararası çapta KemalAmca için yapılan destek açlık grevlerinive Erdal Ekinci’nin Gazi Mahallesi’ndeKemal Amcaya destek açlık grevindeykennasıl vurulduğunu ve hastanede tedavisonuçlanır sonuçlanmaz nasıl yerine dö-nerek açlık grevine devam ettiğini ko-nuşuyoruz Kemal Amca ile. KemalAmca’nın yeğeni Ceyda da Didim’dedestek açlık grevi başlattı. Kemal Amcadestek açlık grevindeki herkese ve özel-likle Erdal Ekinci’ye çok müteşekkir ol-duğunu söylüyor, destek açlık grevinde-kilerin desteklenmesini istiyor. BugünKemal Amcanın yanında bir arkadaşdaha destek açlık grevine başladı. Yenitahliye olmuş bir ziyaretçimizden hapis-hanelerdeki hakların nasıl sudan baha-nelerle gasp edildiğini ve sürgünleri din-liyoruz. Birisi siyah, birisi mavi ve birisibeyaz olmak üzere üç zırhlı araç, birçokda sivil araç bekliyor meydanda. Hazırlıkiçerisinde olduklarını gözlemleyebiliyoruzsüren hareketlilikten. Yanımızda destekaçlık grevine başlamış bir genç arkadaşvardı. O’nun merkeze gittiğinde etrafıçevrilerek alındığını öğreniyoruz kendi-sinden. İki kişi yaklaşıyor aniden, önce

sivil zannediyorum, anlamış olmalılar kigazeteci olduklarını, Le Monde gazete-sinden geldiklerini söylüyorlar. İçlerindenbirisi yabancı muhabir, merhabalaşıyoruzve oturuyorlar. Zırhlı araçlar ard arda gi-diyorlar, bir tanesi kalıyor ve iki özelharekatçı bulunduğumuz yere çok yakınbir yerde gözlerini ayırmadan bize bakmaküzere dimdik duruyorlar. Görmezden ge-liyor ve röportajımıza başlıyoruz. Olanbiten her şeyi öğrenmek istiyorlar, KemalAmca anlatıyor, anlatılanlar İngilizceyeçevriliyor, notlar alınıyor, resimler çeki-liyor, sonrasında da bugünkü siyasi ortamve uygulamalar hakkında sohbet edilerekdevam ediliyor. Bu sırada ayakta dimdikduran iki harekâtçının da, son zırhlıaracın da gitmiş olduklarını görüyoruz.

64. Gün: Kemal Amca tutsaklardangelen mektuplarını okuyor. Tutsakları-mızın gönderdikleri mektuplar, resimlerKemal Amca için çok değerli, onlarıözenle saklıyor. İstanbul Sarıgazi DersimSpor taraftarları kalabalık bir grup halindeKemal Amca’ya gelerek merhaba dediler.Kemal Amca ile sohbet ederek gelişmeleridinlediler, sorular sordular ve grubungeri kalanları ile birleşerek tekrar gelmeküzere ayrıldılar.

Bugün eve giderken, minibüste otur-duğumuz yerde Londra ile canlı yayınabağlanan Kemal Amca gelişmeleri anla-tıyor. Kemal Amcanın direnişini öğrenenbazı siyasi kurumlardan ve kişilerden detelefon alıyoruz. Eve gittiğimiz geç sa-atlerde de Londra Halk Cephesi ile radyoUmut ve telefon konuşmaları sürüyor.Kemal Amca sadece kendi sorununudeğil, Dersim’in yaşadığı sorunları da

Direnişimizi Engelleyemezsiniz Kayıp GerillalarımızınCenazelerini Almadan Direnişten Vazgeçmeyeceğiz!

Page 49:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

7 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 13

449İRADE SAVAŞINDA BOYUN EĞMEMEKTİR!

anlatıyor.65. Gün: Kemal Amca’nın açlık gre-

vini videodan izlemesiyle direnişten ha-berdar olan bir aile var ziyaretimizde.Sohbetimizde Kürtlerin her zaman başkabir dilde ibadet etmek zorunda kaldıklarınısöyleyen ailenin, kürtçe ilahiler yazarak,sevgiyi ve direnmeyi anlatmaya çalış-tıklarını öğreniyoruz. Kemal Amcayadaima uzaktan da olsa yürekleriyle ya-nında olduklarını, desteklediklerini vedua edeceklerini söyleyerek veda edi-yorlar. Öğleden sona Kartal’dan 1 Mayıspikniğinde olan arkadaşlarımız arıyorlarve canlı bağlantıyla türküler söylüyorlarKemal Amcaya. Kızlı erkekli oldukçakalabalık bir grup yaklaşıyor yanımıza,Amed’li olduklarını öğreniyoruz. Tabu-relerimizi diziyoruz, Kemal Amcanınetrafına sıralanıyorlar, sorular soruyorlar,Kemal Amca yanıtlıyor, sohbet ediliyor.

Aslen Dersim’li bir ziyaretçimiz.’Eğer ki Dersim’e gelmeseydim, bilme-yecektim.’ diyerek basının duyarsızlı-ğından nefretle söz ediyor. Dün gelmişyanımıza ve dün öğrenmiş. Uyuyamamışbütün gece, kendi yapabildiğince du-yurmaya çalışmış Kemal Amca’nın açlıkgrevi direnişini ve mezar hakkının gaspedildiğini. Bugün de koşa koşa gelmişyanımıza. Diğer direnişlerden de habersizolduğunu fark ediyoruz ve anlatıyoruzYüksel Direnişini, Malatya’yı ve diğer-lerini.

66. Gün: Seyit Rıza Meydanı biraz

boş bugün. Dersim halkı-nın böylesi güzel ve sıcakhavalarda piknik alanlarınagittiğini öğreniyoruz. Di-reniş sonrası biz de piknikyapmayı kararlaştırıyoruz.Saat 15'te Yıldız Ana’mızaradı. Yanımızda olmayıne kadar çok istediğinisöyledi, Kemal amca ilekonuştu, herkese selam-larını iletti.

67. Gün: Bugün 1 Ma-yıs. Direniş yerimize gi-derken heyecanlıyız. Hemİstanbul’da Taksim 1 Ma-

yıs Alanı, hem de Dersim’de 1 Mayıskutlamaları nasıl olacak, neler olacakdüşünceleri ile dolu geliyoruz Seyit RızaMeydanı’na. Yerimiz hazır her zamankigibi. Kemal Amca dövizlerini düzenliyor,biz çantalarımızı açıyor ve yerleştiriyoruz,sabah çaylarımızı içiyoruz.”

Ve 1 Mayıs günü kutlamalarına GrupYorum dinleyerek başlanıyor. Yerimizdencanlı 1 Mayıs konseri izler gibiyiz. Kont-rollü yapılan 1 Mayıs’ın coşku ve heye-canı yok sanki. Alkış, slogan, gürültüyok, sallanan bayraklar ve dinlenenmüzik eşliğinde meydanda toplanmışpek de kalabalık olmayan emekçilerimizsendikalarının veya partilerinin önlük-lerini, keplerini takmışlar.

Saat 13:00’a doğru ilk ziyaretçilerimizdaha kutlamalar başlamadan gelmişlerdi.Birlikte oturup sohbet ederek kutlamalarıizlerken yeni katılanlar oluyor, merakederek soru soranlar var, yanıtlıyoruz,bazılarının sivil polis olduğunu fark edi-yoruz. Ziyaretçilerimizin kalabalıklığındantedirgin olmuşlar gibi sanki. CHP mil-letvekili Alican Önlü Kemal Amca’mızınziyaretine geliyor. Birlikte gündemi vegelişmeleri konuşuyorlar. CHP millet-vekili Alican Önlü'nün konuşma yaptığınıve konuşmasında Kemal Amcadan sözettiğini duyuyoruz. Kemal Amcanın sey-yar satıcı statüsünde tutularak mı hergün kira gibi işgal cezası kesildiğini sor-guluyor ve duyarsız yaklaşımları eleşti-

riyor. Çok ama çok ziyaretçimiz var bu-gün. Halkız, Haklıyız, Kazanacağız…

68. Gün: Bugün hava yağmurlu vepek açacağa da benzemiyor. KemalAmca grip olmasına rağmen, yağmurunyağmasına aldırmadan dövizleriyle ken-disi ilgileniyor, düzenliyor, 68 rakamınıyazıyor, özenle yapıştırıyor dövizin üze-rine. Bugün 68. gün açlıkta… KemalAmca ile Dersim hakkında bir belgeselizliyoruz. Kemal Amcamız çok etkile-niyor ve sayfasında paylaşmak istiyor.Kemal Baba’nın kendisi de 1938 sür-günlerinden olduğu için, Dersim’in ozamanlara ait tarihi ile ilgili, duygularıda çok yoğun, bildikleri de çok fazla…Sayfasında paylaşıyoruz. Postacıyı gö-rüyoruz, yine bir tutsağımızdan mektupgeliyor Kemal Amcaya. Kemal Amcaözenle açıyor mektubu ve hemen oku-maya koyuluyor. Saat 11 gibi çok güzelbir karanfil buketiyle geliyor genç ziya-retçimiz. Kemal Amca ile sarılıyorlar,resimler çekiyoruz, sohbet ediyoruz birsüre ve sonra Kemal Amca ile pantolonalışverişi yapmak üzere yer altı çarşısınainiyoruz. Kemal Amca hızla kilo verirkenpantolonunun ne kadar bol geldiğinifark ediyoruz elbette.

Mücadelesi Mücadelemiz, Direnişi Direnişimizdir!

TAYAD’'lı Aileler 23 Nisan'da ço-cuklarının cenazelerinin bulunmasıiçin Dersim Seyid Rıza Meydanı’ndaaçlık grevi direnişinde olan baba Ke-mal Gün’e 1 günlük açlık grevi ya-parak, direnişine destek verdiler. An-kara'da TAYAD'lı Aileler SakaryaCaddesi'nde Dersim’de katledilen ce-nazeleri hala bulunamayan evlatlarıiçin açlık grevinde olan Kemal Ba-ba’ya destek amaçlı oturma eylemiyapan Mehmet Yılmaz, Bayram Şahin,Ayşe Arapgil, Kubilay Igdır ve resimçekerken gözaltına alınan Nazan Boz-kurt AKP’nin katil köpekleri tarafındansert şekilde müdahale edilerek işken-celerle gözaltına alındılar.

Dergimizin 13. Sayısının Yayınlandığı 7 Mayıs 2017 Günü;*KEC Yüksel direnişi 180. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 56. günündeler

*KEC Malatya direnişi 100. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 48. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin, direnişinin 76. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 88. ve açlık grevinin 69. gününde

Page 50:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

Yürüyüş Dergisi’neyapılan baskının ardın-dan yayınlanan yazılıaçıklamalardan derle-diklerimiz;

TAYAD (28 Nisan):“… Daha dün mahalleninbir gencini katletmeye ça-lışan katiller sürüsü bugünYÜRÜYÜŞ dergisini bas-tı. Ama nafile çabaları,bizler Yürüyüş dergisinihalka ulaştırmaya devamedeceğiz.”

Devrimci İşçi Hare-keti (27 Nisan):

“… Yürüyüş dergisinisusturabileceklerini sanı-yorlar. Bizi sindiremeye-ceksiniz. Çabanız boşuna.Gerçekleri yazmak suç de-ğildir. İşkence yapmaksuçtur.”

İdil Kültür MerkeziGrup Yorum – TAVIRDergisi... (26 Nisan):

AKP gerçeklerin halkaulaşmasını engellemeyeçalışıyor. Gerçeklerin ya-zılmasını istemiyor. Ger-çekler yalanlardan her za-man daha güçlüdür. On-ların yalanlarını yazmayahalka gerçekleri anlatmayadevam edecek Yürüyüşdergisi. Yürüyüş OkuyalımYürüyüş Okutalım! Dev-rimci Basın Susturula-maz!”

Hatay Halk Cephesi(29 Nisan):

“Hatay’da Yürüyüşdergisi, baskınlara karşıdaha coşkulu bir şekildedağıtıldı. Sabah saatlerindeolan baskından sonra ilkişimizin dergiyi halkımızaulaştırmak oldu. Gerekirsebizler dergiyi buralardabasıp dağıtımını yapma-lıyız.

Yürüyüş dergisi sus-maz, illa ki çıkmaya de-vam eder. Bizlerde etrafı-

mızdaki herkese anlata-cağız bu durumu. Top-lamda 34 dergi Hatay’dadağıtıldı.”Bedellerle BugüneGelen Halka Gerçekleri ve Umudu Taşıyan Umudun Sesi Yürüyüş DergisiniSusturmaya Hiç Kimsenin Gücü Yetmez

Çabaları boşuna bu seshaklının, doğrunun, sos-yalizmin sesi, susturamaz-sınız. Şimdi dergimizi dahaçok sahiplenmenin zamanıdüşmana inat dergimizihalka ulaştırmak için ge-cemizi gündüzümüze kat-malıyız. Baskınların, sal-dırıların bizleri halkınsesiYürüyüş’ü susturamaya-cağını, sesinin her saldı-rıdan sonra daha gür çık-tığını gösterelim. İstanbulve Anadolu'da yapılan der-gi çalışmalarının haberiaşağıdaki gibidir:

İSTANBULGülsuyu: Gülsuyu

Mahallesi'nde 28 Nisan'daevlere ve esnafa 75 dergiulaştırıldı.

Esenyurt: Halk Cep-heliler tarafından 26 Ni-san'da Yeşilkent Mahal-lesi'nde umudun sesi Yü-rüyüş dergisi halka ulaş-tırıldı.

Çayan: TAYAD’lı Ai-leler 25-26 Nisan tarihle-rinde Çayan ve NurtepeMahallelerinde Yürüyüşdergisinin 11. sayısını kapıçalışmasında dağıttı.

ANADOLUAmed: Amed'de 26

Nisan’da Yürüyüş dergi-sinin 11. sayısının dağıtımıyapıldı. 15 dergi halkaulaştırıldı.

26 Nisan saat 02.30’da Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüşdergisi büromuz basılmış, dergi emekçileri arkadaşlarımız TahsinSağaltıcı, Mehmet Manas Doğanay, Selda Bulut, Hasan Farsak veHüseyin Süngü saatlerce uğraş verdikten sonra kurumumuzun duvarınıyıkan katil polis sürülerince, işkenceyle gözaltına alınmışlardır. Polislerbinada ve çevrede camlarından bakan halkı korkutmak için silahlarınıdoğrultmuşlardır. Halkın evlerinin içine ışık tutmuşlardır.

Faşizm daha önce de defalarca kez yaptığı baskınlarla, işkenceyle,katletmeyle bizi susturamadı. Bizim sesimiz, tüm dünya halklarınınsesidir. Bizim sesimiz, göçük altında katledilen madencilerin sesidir.Bizim sesimiz polis kurşunlarıyla katledilen halk çocukları BerkinElvan, Ceylan Önkol, Uğur Kaymaz, Ali İsmail Korkmaz, HasanFerit Gedik, Dilek Doğan’ın ve sonu gelmeyen tüm devlet katliamlarınıdünyaya duyurmak için yankılanır sokaklarda. Henüz çok yakın birzamanda Gazi Barajı’nda doğum günü kutlamasından dönen halk ço-cuklarını katledenleri gösterir dergimiz. Sokak ortasında gençlerimizhedef alınıyor, kurşunlanıyorlar. Yaşam alanlarımızı bize dar etmeyeçalışan faşizme karşı milyonlar olup adaletsizliğe karşı hesap sormaisteğimizdir gücümüzü gösteren. Yaşanmış ve yaşanmakta olan tümadaletsizliğe meydan okumaktır Yürüyüş dergisi. Unutmamaktır,unutturmamaktır… Bunun için:Biz diyoruz ki; hiçbir baskı, işkence halkın mücadelesinin yazdığıtarihi silemez!Biz diyoruz ki; aldığımız her nefesi, adaleti sağlamak için vereceğiz!Biz diyoruz ki; silahımız dergimizdir, dergimiz halkın sesidir!Biz diyoruz ki; faşizm 80 milyon halkı teslim alamaz!Biz diyoruz ki; faşizmin saldırı politikalarını teşhir etmeye devamedeceğiz!Biz diyoruz ki; Yürüyüş dergisi halkındır!Biz diyoruz ki; halkı düşmana teslim etmeme sorumluluğumuz var-dır!Biz diyoruz ki; tespit etmekle kalmayıp, var olan bu çürümüş sistemiyıkacağız!Biz diyoruz ki; faşizm direnen halkları teslim alamaz!Biz diyoruz ki; emperyalizme ve oligarşiye karşı bıkmadan savaşaca-ğız!Ve Biz Diyoruz ki:“Emperyalizme ve faşizme karşı savaşmayan vatansever değildir!”

Bizler Yürüyüş dergisi çalışanları olarak; halen gözaltında işkencegörmekte olan arkadaşlarımızın dehal serbest bırakılmasını istiyoruz.

İşkenceci katil polisler! Kurumumuzu talan etmiş olabilirsiniz,bizleri günlerce işkencelerden geçirebilirsiniz; bunlar kirliliğinizinüzerini örtmez, şimdiye kadar elinize ne geçti? Biz yıkıp talan ettiğinizbu yerlerden daha güçlü çıkmaya devam edeceğiz. 2 kişi de kalsakher zamanki gibi günlerce sabahlayacak, halkımıza dergimizi ulaştırmayadevam edeceğiz! Korkuyorsunuz, daha çok korkacaksınız. Çünkü;

“Biz,Adımlarını tarihin akışına uyduranTemelleri çöken emperyalizmi vuranlarız.”Sizin gücünüz halkı teslim almaya yetmez.Yürüyüş Dergisi Susturulamaz!Halkız Haklıyız Kazanacağız! Yürüyüş Dergisi

26 Nisan

Yalan ve Demagojisiyle, Hırsızlığıyla, İşkenceciliğiyle, Temiz Olan Tüm Değerlere Saldıran Faşizme, YÜRÜYÜŞ’ümüz İle Vuruyoruz!

Yürüyüş

7 Mayıs2017

Sayı: 13

TAKSİM DEMEK, AKP FAŞİZMİ İLE YÜRÜTÜLEN550

Page 51:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

İstanbul’un tüm mahallelerinde 1Mayıs çalışmaları son güne kadardevam etti. 1 Mayıs alanı Taksim’insahiplenilmesi için bildiri dağıtımı, afişve stikır çalışmaları yapıldı. Haklarave alana sahip çıkmanın önemi üzerinekonuşulan çalışmalardan derlediğimizhaberleri aşağıda yayınlıyoruz:

İSTANBUL- Kıraç: Devrimci İşçiHareketi 26 Nisan'da Kıraç Mahallesi'nde“Faşizme Karşı Omuz Omuza, 1 MayıstaTaksim’deyiz” yazılı Halk Cephesi’nin50 adet stikırı ile işçileri Taksim Mey-danı’na çağırdı.

Altınşehir: Şahintepe Mahallesi'nde29 Nisan'da mahallenin farklı bölgelerinetoplam 100 adet 1 Mayıs’a çağrı afişlerive pullamaları yapıştırıldı.

Armutlu: Halk Cepheliler 26 Ni-san'da 1 Mayıs’a çağrı amaçlı yazılamalaryapıp, afiş astılar. Ayrıca Yürüyüş der-gisine yapılan baskına karşı da yazıla-malar yaptılar. Yapılan çalışmalarda, 11adet “Faşizme Karşı Omuz Omuza, 1Mayıs’ta Taksim’e” yazılaması, 3 adet“Yürüyüş Dergisi Susturulamaz” yazıl-ması duvarlara nakşedilirken 50 adet de1 Mayıs’a çağrı afişi duvarlara asıldı.

Avcılar: Avcılar Merkez, Parseller,Mahallesi, Şükrübey ve Reşitpaşa ma-hallelerinde 29 Nisan'da 1 Mayıs bildirisidağıtımı yapıldı. Aynı zamanda kahvekonuşmaları yapılıp halka 1 Mayıs’taTaksim’de olmaları çağrısında bulunuldu.Üst geçide de pankart asıldı ve pullamalaryapıldı.

Bahçelievler: Bahçelievler YenibosnaSoğanlı, Kocasinan ve Şirinevler Ma-hallerinde pankart afiş pullama, bildirive yazılamalar yapıldı. Katil polisin ya-zıları silmesi ve afişleri sökmesi üzerinetekrar afiş ve yazılama yapıldı.

Çayan: Halk Cepheliler 25 Nisan'daNurtepe Mahallesi, Osmanpaşa Caddesive Sedef Caddesi’ne 100 adet 1 Mayıs’açağrı afişi yaptı. 27 Nisan'da ise GüzeltepeMahallesi'ne 45 afiş astı.

Gülsuyu: Gülsuyu Mahallesi'ndeHalk Cepheliler 28 Nisan'da yazılama

ve sticker çalışması yaptı. 4 Adet “1Mayıs’ta Taksime /Halk Cephesi” imzalıyazılama yapılıp, 50 adet sticker yapış-tırıldı.

TAYAD'lı Aileler: 25-26 Nisan ta-rihlerinde 1 Mayıs çalışması kapsamındaÇayan Mahallesi'nde 70 tane 1 Mayısafişi ve 30 adet pullama yapıştırıldı.Çayan Mahallesi ve Nurtepe Mahalle-si'nde yapılan kapı çalışmasında, 150adet 1 Mayıs bildirisi halka ulaştırıldı.Ayrıca Topkapı, Bayrampaşa ve YeniYüzyıl Üniversitesi’ne 20 adet pul ça-lışması yapıldı. 29 Nisan'da ise ÇayanMahallesi Sokullu Caddesi'nde 1 Mayıs’açağrı pankartı asıldı.

Faşizm Halkı Teslim Alamaz Çünkü Karşısında Direnenler Var!Biz Direnenler 1 Mayıs Taksim Alanımızdan Vazgeçmeyeceğiz!

AKP faşizminin 1 Mayıs’ta TaksimAlanının, 1 Mayıs Bayramı kutlamalarınayasak olduğunun haberinin ardından İdilHalk Tiyatrosu ve Kamu EmekçileriCephesi, yazılı açıklamalar yayınladı.Yapılan açıklamalarda kısaca şu sözlereyer verildi;

İdil Halk Tiyatrosu (29 Nisan):1 Mayıs’ı savunmak, Taksim’i sa-

vunmak; değerlerini, onurunu, aydın ki-şiliğini savunmaktır. AKP iktidarı birkez daha Taksim’i emekçilere, yoksulhalka yasakladı. Evet şaşırmadık, çünküAKP’nin patronu emperyalizmdir, çünküAKP’nin koltuk değneği en büyük akıldanışmanı sermaye sistemidir, burjuva-zidir. İstediğiniz kadar yasaklayın Tak-sim’i emekçilere, sanatçılara, halka. Bizyine Taksim’de olacağız yasaklarınızaboyun eğmeyeceğiz.”Kamu Emekçileri Cephesi (30 Nisan): Halkın tarihine, şehitlerinesahip çıkmasından, mücadele etmesinden,hesap sormasından korkmaktadır iktidar.Bedellerle kazandığımız 1 Mayıs Alanını

elimizden almak, mücadelede ısrar et-memize engel olmak istemektedir…1977 1 Mayıs şehitlerini, Mehmet AkifDalcı’yı unutturmak, emekçilerin mü-cadelelerini düzen sınırları içinde tutmakiçindir. Bizler Kamu Emekçileri Cephesiolarak Taksim ısrarından vazgeçmiyor,faşizmin 1 Mayıs Alanını emekçilereyasaklamasını kabul etmiyoruz.”

Gözaltına Alınanlar Serbest Bırakılsın!

Devrimci İşçi Hareketi, 1 Mayıs’taİstanbul Taksim Meydanı’nda pankartaçan devrimcilerin gözaltına alınmasıylailgili 2 Mayıs’ta yazılı açıklama yayın-layarak şu sözlere yer verdi;

“AKP yönetememe krizini çözeme-dikleri için faşizm ile halka kan kustu-ruyor. Buna boyun eğmeyeceğiz. Göz-altına da alsanız, zindanlara da atsanızBiz Haklıyız Kazanacağız.”

İkitellide Halk Cepheliler 1 Mayısgünü akşam saatlerinde 1 Mayıs dire-nişlerindeki gözaltılar için yazılama yap-tı.Ankara Taşeron İşçi Meclisi 1 Mayıs’taKitlesiyle Alandaydı

Ankara Taşeron İşçi Meclisi, AnkaraKolej Kavşağı’nda kutlanan 1 Mayıskutlamalarında kendi kortejiyle yürüyüşyaptı. Coşkuyla ve kalabalık olan alanadoğru yürüyüş halindeyken sık sık işçi-lerin taleplerinin haykırıldığı sloganlaratıldı. 1 Mayıs eyleminde yürüyen AnkaraTaşeron İşçi Meclisi kortejine yaklaşık100 kişi katıldı.

Devrimci İşçi HareketiPiknikte Buluştu

Devrimci İşçi Hareketi'nin tarafından30 Nisan’da yapılan piknikte 1 Mayıs’ınneden önemli olduğu ve neden TaksimMeydanı’nda ısrarcı olunduğu anlatıldı.Piknikte halka 200 adet 1 Mayıs bildirisiulaştırıldı. 17 kişinin katıldığı piknik 1Mayıs'ta Taksim’de buluşmak üzere17.30 da bitirildi.

Faşizmin Saldırılarına Karşı 1 Mayıs’ta Taksim Alanında OlalımBedellerle Kazandığımız Haklarımıza, Alanımıza Sahip Çıkalım

7 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 13

551İRADE SAVAŞINDA BOYUN EĞMEMEKTİR!

Dergimizin 13. Sayısının Yayınlandığı 7 Mayıs 2017 Günü;*KEC Yüksel direnişi 180. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 56. günündeler

*KEC Malatya direnişi 100. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 48. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin, direnişinin 76. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 88. ve açlık grevinin 69. gününde

Page 52:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

Avusturya İnnsbruckAvusturya’nın İnnsbruck şehrinde,

Halk Cepheliler 1 Mayıs yürüyüşü içinsabah erkenden Landhausplatz’da top-landı. En önde “Musa Aşoğlu Onuru-muzdur!” sonrasında Almanca-TürkçeHalk Cephesi ve 3 ayrı dilde “Yaşasın1 Mayıs” pankartı ile kızıl bayraklar veumudun sloganları ile saat 12:00´dayürüyüşe başlandı.

Yürüyüş boyunca Halk Cepheliler“Mahir, Hüseyin, Ulaş Kurtuluşa KadarSavaş!”, “Musa Aşoğlu Onurumuzdur!”,“Dersim´de Düşene, Dövüşene Bin Se-lam” sloganlarını İnnsbruck sokaklarındacoşkuyla haykırdı. Bitiş noktasına ge-lindiğinde yapılan saygı duruşundansonra yürüyüş sona erdi.

Almanya - Hamburg1 Mayıs sabahı, saat 7:00’da başlayan

hazırlıkların ardından halk, saat 11:00’dabaşlayacak olan yürüyüş için, Rödings-markt Tren İstasyonu’na gelmeye başladı.

“Halk Cephesi” pankartının en öndeomuzlandığı yürüyüşte, devrimci mü-cadelenin gençlik alanındaki simgesive bir mücadele geleneğinin adı olanDev- Genç, tek tip olarak, şehitlerimizinkızıl fularlarını kuşanıp, ellerinde kızılbayrakları ile, coşkuyla haykırdılar umu-dun adını. 2016 yılının 1 Mayıs yürü-yüşünde, tek tipleri bahane ederek sal-dıran düşmana en güzel cevabı, korku-suzca, yine aynı coşku ile, tek tip yürü-yerek verdi Dev- Genç’liler. Bu şekildekanıtladılar hiçbir baskının, dayatmanın,onların iradesini kıramayacağını!

1 Mayıs’ta tutsaklarını unutmayanHamburg halkı, Almanca olarak açılanpankartlar ile tüm siyasi tutsaklara öz-gürlük ve 30 Mart’tan bu yana açlıkgrevinde olan YUSUF Taş’a uygulananbaskı ve hukuksuzluklara derhal sonverilmesini istedi.

2 saat süren yürüyüş boyunca “Ya-şasın 1 Mayıs, Biji Yek Gulan!”, “Mahir,Hüseyin, Ulaş Kurtuluşa Kadar Savaş!”,“Musa Aşoğlu Onurumuzdur!” vb. slo-ganlar atıldı. Toplam 110 kişinin katıl-dığı yürüyüş, halaylar eşliğinde son-

landırıldı. Alandan topluca ayrılan HalkCepheliler, hep birlikte derneğe geçtiler.

Almanya - StuttgartBizler Stuttgart Halk Cephesi olarak

bu yılda da 1 Mayıs’ta yerimizi aldık. 4pankart, kızıl bayraklarımızla umudunsloganlarını coşkuyla, inançla haykırdık.

En önde Almaca-Türkçe Halk Cephesipankartının ardından, umudumuzu büyütenAvrupa DEV-GENÇ, çok yakın zamandaStuttgart’ta faaliyetine başlayan “ Irkçılığa,Yozlaşmaya Karşı Halk MeclislerindeBirleşelim “ sloganıyla Stuttgart HalkMeclisi de yerini aldı.

Grup Yorum’un yurt dışı yasaklarınakarşı ve Grup Yorum’la dayanışmak içinGrup Boran da pankartıyla eşlik etti.

Yağışlı havaya rağmen 170 kişininkatılımıyla, en kalabalık ve en coşkulukitle, Halk Cephesi kortejindeydi.

Almanya - Aachen Almanya’nın Aachen şehrinde 1 Ma-

yıs saat 10:00’da DGB sendikası önündebaşladı. Halk Cephesi olarak Kızıl bay-raklarımızla, kırmızı fularımızla ve Al-manca, Türkçe ve Kürtçe yazılan Yaşasın1 Mayıs pankartımızla katıldık. Yürüyüşboyunca coşkulu bir şekilde “MahirHüseyin Ulaş Kurtuluşa Kadar Savaş,Dersim’de Düşene Dövüşene bin selam,Taksimde direnen dövüşene Bin Selam,Öndere Selam Savaşa Devam, KızıldereSon Değil Savaş Sürüyor, KurtuluşKavgada Zafer Cephede, Elif ŞafakBahtiyar Yıkılacak Saraylar” sloganla-rımızı attık. Avrupa Halk Cephesininbildirisi dağıtıldı, alanda devrim şehitleriiçin yapılan bir dakikalık saygı duru-şundan sonra, eylem sonlandırıldı.

Mannheim Dev-Genç Gençliğin umudu kavganın parçası Dev-Genç’liler de 1 Mayıs’ta alanlardaydı.“Genciz, devrimciyiz, emperyalizminkorkulu rüyasıyız.” pankartının arkasındayerlerini alan Dev-Genç’liler, “YaşasınDev-Genç, Yaşasın Dev-Genç’liler slo-ganları ile gençliğin her yerde olduğugibi emekçinin kavga günü olan 1 Mayıs t́ada emekçinin yanında olduğunu göster-miştir. TAKSİM’DE DÖVÜŞENE BİN SELAM EMEĞİ VE EKMEĞİ İÇİN DÖVÜŞEN-LERE BİN SELAM YAŞASIN 1 MAYIS YAŞASIN DEV-GENÇ’LİLER KAVGA DİRENENLERİN OLACAK MANNHEİM DEV-GENÇ

İsviçreKomünist Partisinin ve dünyanın çeşitli

ülkelerinden sol grupların oluşturduğuRöd Front korteji, saat 13.00’da toplan-maya başladı. Halk Cepheliler, pankartve bayrakları ile kortejde yerlerini aldı.Kortej uzun bir gecikmenin ardından saat15.00’da sloganlar eşliğinde yürüyüşebaşladı. Halk Cepheliler “Mahir HüseyinUlaş Kurtuluşa Kadar Savaş” “KurtuluşKavgada Zafer Cephede” “Umudun AdıDHKP-C” sloganları atarak kentin so-kaklarında ilerledi.

Özellikle 8 saatlik çalışma saatlerinin6 saate indirilmesi, Suriye savaşının Av-rupa’ya yansıyan etkileri ve savaştansonra artan ırkçılık, İsrail’in Filistin üze-rindeki saldırıları, İsveç’te ev bulmasorunu ve çözümü ile erkek ve kadın ara-sındaki maaş farklılıkları, bu 1 Mayısta

AVRUPA’DAN TAKSİM’E BİN SELAM!

Yürüyüş

7 Mayıs2017

Sayı: 13

TAKSİM DEMEK, AKP FAŞİZMİ İLE YÜRÜTÜLEN552

Av ru pa’da

Page 53:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

Londra’da Toplu Yürüyüş Dergisi DağıtımıÜlkemizin ve dünyanın neresinde olursak olalım Yürüyüş

dergimizi sahiplenmeye, halklarımıza gerçekleri anlatmayadevam ediyoruz. 29 Nisan Cumartesi günü Edmonton, Enfieldve Tottenham mahallelerinde özellikle kahvehanelerde topludergi dağıtımı yapıldı. Yaklaşık 3 saat süren dergi dağıtımıboyunca 1 Mayıs’ta halkımızı Halk Cephesi saflarına olmayaçağrı yapan yaklaşık 110 bildiri ve 50 afiş asıldı.

Londra’da Halk Toplantıları Devam Ediyor Her pazar olduğu gibi bu 30 Nisanda da pazar kahvaltısında

buluştuk. Hep birlikte bir sofra etrafında ekmeğimizi paylaştıktan sonra

toplantımıza geçtik. Bu hafta toplantıda ele alınan konu 1 Mayısoldu. Öncelikle neden biraradayız ve 1 Mayıs’ta kepenklerimizineden kapatmalıyız üzerine konuşuldu. Daha sonra 1 Mayısyürüyüşü için görev bölüşümü yapıldı. 33 kişinin katıldığıtoplantı 2 Dev-Genç’li arkadaşımızın şiir dinletisinden sonra1Mayıs’ta görüşmek üzere sona erdi.

7 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 13

553İRADE SAVAŞINDA BOYUN EĞMEMEKTİR!

Dergimizin 13. Sayısının Yayınlandığı 7 Mayıs 2017 Günü;*KEC Yüksel direnişi 180. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 56. günündeler

*KEC Malatya direnişi 100. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 48. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin, direnişinin 76. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 88. ve açlık grevinin 69. gününde

Avrupa Dev-Genç İmza Kampanyasına Çağrı

Avrupa Dev-Genç’ten Gamze Köse’nin çıkış yasağınave Anıl Güney Bolat’ın tutuklanmasına İlişkin İmzaKampanyası!

change.org’dan herkesi imza atmaya çağırıyoruz! ANIL GÜNEY BOLAT DERHAL SERBEST BIRAKILSIN! GAMZE KÖSE’NİN ÇIKIŞ YASAĞI KALDIRILSIN!

Hamburg’ta Kemal Gün’e Destek Standı

27 Nisan Perşembe günü Hamburg halkı dördüncükez, Kemal amcaya destek olabilmek için, bilgilendirmestandını Sternschanze Tren İstasyonu önünde kurdu.

Saat 14:00- 17:00 arası açık kalan stantta insanlaraKemal Gün’ün direnişi, durumunun ciddiyeti, katiliktidarın zulmü, adaletsizliği ve vicdansızlığı anlatıldı.Stantta insanlar bilgilendirilirken, bildiriler de dağıtıldı.Üç saat boyunca toplam 400 adet bildiri dağıtıldı.

Essen'deki Çadır Eyleminin 3. Günü Bugün saat 14:30’da çadırımızı aştık. Yağan yağ-

mura, soğuğa rağmen saat 19.00’a kadar açık kalan“Cenazelerimizi İstiyoruz” çadırına Alman konuklarımızgeldi. Berlin’de çıkan bir gazetenin muhabiri de çadıragelip çadırın resimlerini çekti. Bunu çalıştığı gazeteyeyazacağını söyledi. Eylemi desteklemek, güçlendirmekiçin önerilerde bulunan insanlar oldu. “Faşist T.C.vermez” dedi çadırda bulunan Halk Cepheli de “onlarvermezse biz alacağız” dedi.

3 Mayıs günü çadırda buluşmak üzere akşam saat19:00`da çadır toplandı ve eylem bitirildi.

Stuttgart’ta Direniş Çadırı Stuttgart Bad Cannstatt Garı karşısında açılan dire-

nenlerin sesi, dayanışma çadırı her cumartesi olduğugibi 29 Nisan’da da açıldı. Saat 14.00’da kurulan çadırdacenazelerimizi istiyoruz talebi yinelenerek Kemal amcanınDersim’deki açlık grevi direnişi anlatıldı.

İşi ve ekmeği için Ankara’da açlık grevini sürdürenNuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın sesi taşındıStuttgart’a her cumartesi olduğu gibi.

Avrupa hapishanelerinde bulunan Musa Aşoğluve 31 gündür anadilde mektuplaşma hakkı için açlıkgrevinde olan Yusuf Taş anlatıldı, bildiriler dağıtıldı.

Kurulan seyyar ses sistemiyle türküler, şarkılar,marşlar armağan edildi direnenlere, coşkulu halaylarçekildi. Çadır saat 17.00’da kaldırıldı.

Yusuf Taş’a Zorla Müdahale İşkencesine Son Verin!

Nazi bozuntusu hapishane yönteminin hak gasplarına karşı30 Mart tarihinden beri süresiz açlık grevinde olan Özgür TutsakYusuf Taş, bugün itibariyle zorla müdahale, zorla tedavi içinhastaneye kaldırıldı. Yusuf Taş sakat bırakılmak isteniyor.

Özgür Tutsak Yusuf Taş’ın başına gelecek olumsuzluklardan,hapishane yönetimi ve eyaletin adalet bakanlığı sorumludur.

Devrimci Tutsak Yusuf Taş Onurumuzdur! ESSEN HALK CEPHESİ

Hamburg’tan Yusuf Taş’a Destek Eylemi Bugün saat 14.30’dan 15.30’a kadar Hamburg Adalet Bakanlığı

önünde, Yusuf Taş’a uygulanan baskı ve dayatmalara derhal sonverilmesi için, tek kişilik oturma eylemi gerçekleştirildi.

Almanca yazılı “Yusuf Taş ve Tüm Siyasi TutsaklaraUygulanan Baskılara Derhal Son Verilsin!” pankartının AdaletBakanlığı önünde açıldığı oturma eylemi, ilgi ile karşılandı. Ba-kanlıkta çalışanların merakla pencereden baktığı eylemde, insanlaraYusuf Taş’ın durumu anlatıldı, destek vermeleri gerektiği belirtildi.Yoldan geçenler oturma eyleminin fotoğrafını çektiler, çevrelerindeduyuracaklarını söylediler.

Heimsheim Hapishanesi’nde tutulan Yusuf Taş, 30 Mart’tanbugüne, anadilinde mektup yazabilmek, alabilmek ve telefon gö-rüşmeleri yapabilmek için, açlık grevinde. Haksızlık, hukuksuzlukve dayatmalara karşı, 32 gündür açlık grevinde olan Yusuf Taş’ıdesteklemek görevimizdir!

YUSUF TAŞ ONURUMUZDUR!

Page 54:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

Avrupa'da son bir yıllık seçim süre-cine baktığımızda ırkçı partilerin oyoranlarındaki artışı görebiliriz. Hollandave Fransa seçimleri ile tekrar gündemegelen Avrupa'da ırkçılığın yükselişi söy-lemleri, aslında sürekli var olan ırkçılıksorununun sadece seçim dönemine hasya da son birkaç yılın sorunuymuş gibigösterilmesi, AB emperyalizminin biryanıyla kendi ırkçı politikalarını da giz-lediği ve ırkçılığı sadece faşist-ırkçıpartilere mal ederek kendini de aklamayaçalıştığı bir süreçtir.

Hollanda ve Fransa seçimlerindensonra orta sağ ve orta sol seçimlerikendi zaferleri gibi gösterse de, radikalırkçı partiler üzerinde bir zafer kazan-dıklarını iddia etseler de, ırkçı-faşistpartiler Avrupa'nın tüm ülkelerindegüç kazanıyor. Çünkü Avrupa'da "bur-juva demokrasisi" yerini ırkçı saldırganpolitikalara bırakıyor ve bu politikalarıngetirdiği doğal sonuç olarak ırkçı par-tilerin oyları yükseliyor.

Burjuvazinin yedekte tuttuğu güçolan ırkçı partiler, her kriz dönemindeolduğu gibi, krizin faturasını ırkçı söy-lemlerle göçmenlere, mültecilere yük-leyerek bu partilerin oy tabanları güç-lendiriliyor. Aynı zamanda AB karşıtıırkçı partilerin gücünün belli sınırlardakalması için burjuva partiler arasındaher türlü güç ittifakları yapılıyor. Neden,çünkü AB emperyalistleri sömürü birliğiolan AB'yi parçalamak istemiyor. Irkçısöylemlerle siyaset yapan partilerin iseönemli seçim propagandalarından biriyine ırkıçılıklarının getirdiği bir sonuçolarak "ulusal çıkarları". "Ulusal çı-karlar" ülkelerin ekonomik ve siyasikrizlerini bir yanıyla göçmen-yabancılarabağlarken diğer yandan da AB yaptı-rımlarına bağladıkları ve Euro'dan kay-naklı kendi iç ekonomik dinamikleriniyitirdikleri söylemi ile AB'den ayrılmak,kendi para birimleri ile daha izole birekonomi izlemek istiyorlar. Fakat em-peryalist pazar koşulları izole edilmişbir ekonomiyi kaldıramadığı için em-peryalist tekellerin amacı da çok ulusluşirketler olarak çok uluslu bir sömürüyühayata geçirmek olduğundan AB em-peryalistlerinin Avrupa Birliği'ne ihtiyacıvar.

Kısacası bir yandan ırkçı partilerkendi iç ekonomik ve siyasi krizlerininalternatif çözümü olarak halklara su-nulurken, diğer yandan da bu partileribelli sınırlar içinde tutarak özellikleAB karşıtı propaganda boyutunun ha-yata geçmesini engelliyorlar.

AB ülkelerine genel olarak baktığı-mızda ekonomik krizler, budanan temelhak ve özgürlükler, yasal kısıtlamalar,siyaset yasağı, yani kısacası polisin dev-leti haline gelmiş, "güvenlik" diyerekhalka yabancı-göçmen karşıtı politikalarlasürekli bir korku-saldırı ruh hali yaratarakterör yasalarının güçlendirildiği sömürüve baskı devletleri görürüz. Anti teröryasaları ile halkın "güvenliğini" alacağınıvaat eden AB emperyalistleri aslolarakgelecekte oluşacak halk muhalafetinekarşı şimdiden yasal saldırı zemininiyaratıyor. Irkçı partiler ise yukarıda dabelirttiğimiz gibi yedek gücü olarak ke-narda bekletiliyor. Devrimci muhalafetyasal engellerle karşılaşırken sağcı ırkçıpartilerin özellikle yoksul kesimde etkisağlaması için önü açılıyor. Oluşacakolan halk muhalefetinin bu şekilde önüalınmaya çalışılıyor. Avrupa emperya-lizmi halk ayaklandığında önünün alı-namayacağını bildiğinden, özellikleFransız emperyalizminin bu konuda ye-terince tecrübeleri olduğundan, var olanmuhalafetin susturulması için, var olansorunların kaynağı "düşman" olarak ya-bancıları, mültecileri, İslam ülkelerinigösteriyor.

Son süreçte Fransa ve Hollanda'dayaşanan seçimleri değerlendirecek olur-sak;

Hollanda'da seçim öncesi yaşananTürkiye ile "kriz" özellikle ırkçı faşistpartinin başkanı Geert Wilders tarafındayoğun olarak kullanıldı. Fakat ırkçıpartinin temel sloganı AB birliğindençıkma, ülke ekonomisini güçlendirmeve yabancıları ülkeye sokmama üzerineyoğunlaşmıştı. Yabancılar üzerine ya-pılan siyaset emperyalistlerin işinegelse de AB üyeliği karşıtı söylemlerelbette belirli sınırlar içinde tutulmakzorundaydı. Yaşanan İngiltere örneği,AB'nin dağılma tehlikesi milliyetçisöylemlerin belli bir dozajda kalmasınısağlamak yine kooalisyon hükümeti

ve yeşiller partisinin göreviydi. İşçipartisi ve sosyal demokratlar ciddi oykaybı yaşarken, yeşiller seçimde enfazla güçlenen parti olarak çıktı, ırkçıparti ise oylarını yükseltti.

Hollanda seçim sonuçları özellikleAlmanya ve Fransa tarafından "zafer"olarak nitelendirildi. Çünkü onlara görekazanan AB'ydi. Birlik dağılmayacaktı.

Yine Fransa seçimlerinde de Hol-landa benzeri bir durum yaşandı. Irkçıpartinin oyları yükseldi ve 1. tur se-çimlerinden sonra geriye iki aday kaldı.Biri orta sağ ve orta sola eş değeryakın gösterilen Yürüyüş Hareketi'ninbaşkanı Macron ve ırkçı ulusal cep-henin başkanı Le Pen.

“Avrupa’ya gelmek isteyen göç-menleri uluslararası sulara geri atın.”diyererek faşist babasını aratmayanMarie Le Pen yine Hollanda ve diğerAvrupa ülkelerinde olduğu gibi AB'dençıkma, yabancı düşmanlığı üzerinekurduğu seçim propagandası sonucuilk oylamada ikinci aday olarak çıktı.2. tur seçimler daha yapılmamasınarağmen Macron'a şimdiden başkanolarak bakılıyor. Çünkü diğer partiler1. tur seçim sonuçlandıktan sonra Mac-ron'u destekleyeceklerini duyurdular.Merkez sağ ve sol partilerin Macron'udestekleme kararı elbette ırkçılık karşıtıolduklarından değil, AB'nin korunmasıve "ulusal" kimlikli siyaset ve ekono-minin artık emperyalisler açısındanmümkünü olmayan bir gerçeklik ol-masından kaynaklıdır.

Avrupa'nın diğer ülkelerinde son biryıllık seçim sonuçları ve ırkçı partilerinpropagandalarına bakacak olursak;

Fransa ve Hollanda örneğinde ol-duğu gibi Avrupa'nın birçok ülkesindeiktidar için seçim yarışına giren partilerseçim propagandalarını İslam karşıtısöylemler, göçmen karşıtlığı, öz olarakırkçılık üzerine kurdu.

2000'lerden sonra artarak devam edenAvrupa devletlerin ırkçı politikasının si-yaset diline yansımasıydı bu. Geçen yıldüzenlenen yabancılar yasası, anti teröryasaları ve bu yasayla neredeyse heryabancının potansiyel suçlu ilan edilmesi,buna dayanarak yaratılan korku ile med-yada, siyasette artan bir ırkçılık ve çözüm

SEÇİMLER VE AVRUPA'DA IRKÇILIĞIN YÜKSELİŞİ AVRUPA’dakiBİZ

Yürüyüş

7 Mayıs2017

Sayı: 13

TAKSİM DEMEK, AKP FAŞİZMİ İLE YÜRÜTÜLEN554

Page 55:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

olarak da "uyum" politikaları gösterildi."Uyuma" ayak uyudurmayanların sınır-dışı edilmesi, yani "bize benzemeyenülkemizde kalmasın"ın yasalarla uygu-lanır hale getirilmesi, ırkçı partilerindetemel propaganda dayanakları oldu. Kı-sacası daha önce gizlenerek, süslü söy-lemlerle üstü kapalı yapılan ırkçılık sonyıllarda Avrupa devletlerinin açıktan kö-rüklediği bir durum oldu. Bu bilinçliırkçı politikanın tabana yansıması iseırkçı partilerin oylarının yükselmesi şek-linde kendini gösterdi.

Genel olarak Avrupa'da ırkçı partilerbelli başlıklar üzerinden propagandave oy toplama girişiminde bulundular;

- Faşizan söylemlerle, ırkçı yakla-şımla yabancıları hedef göstererek,

- İslam karşıtı bir politika izleyerek, - Anti terör yasalarını genişleterek,

yabancıları "terörist" olarak göstereniktidarların çığırtkanlığını daha üst bo-yuttan yaparak, oylarını yükselttiler.

Elbette bu maddeleri çoğaltmak müm-kün ama ana başlıklar olarak toparladı-ğımızda yukarıda saydığımız maddelerinAvrupa'da faşist ırkçı partilerin oylarınıyükseltmek için başvurdukları temelpropagandalarıdır diyebiliriz.

Bu ırkçı-faşist söylemlerle Avus-turya ırkçı-faşist Özgürlük Partisi sonseçimlerde oyların yüzde 35'ini aldı.Partinin lideri Norbert Hofer “Mültecikrizine mantıklı bir cevap vermek is-tiyorsanız, silahlanmaya başlayın.” di-yerek Hitler'i aratmayan söylemleriile biliniyor.

Yine benzer söylemlerle seçim dö-neminde Almanya İçin Alternatif partiside oylarını artırma çabasındaydı. Par-

tinin lideri Frauke Petry, “Mülteci kri-zini çözmek için gerekirse silaha baş-vurun.” söylemleri ile faşist liderlerinortak dilini yansıtıyordu. İsviçre veDanimarka'da da ırkçı partilerin oylarıartarken onların da benzer söylemlerlehatta "İslamcılar günümüzün Nazile-ridir" diyecek kadar her türlü mantığızorlayan yaklaşımları ile faşizmin sal-dırgan yüzünü gösterdiler.

Sonuç olarak; Avrupa'da ırkçılıkson birkaç yılın sorunu değildir. Irkçıpartilerin oylarının yükselmesi ise em-peryalistlerin saldırganlığı ile orantılıdır.Kendi halkına yönelik hak ihlalleri,hak kısıtlamaları, artan yoksulluk kar-şısında devrimci muhalefeti frenleye-cek, iktidar hedefinden saptıracak, em-peryalizmin elinde yedek bir güçtürırkçı partiler.

Almanya Halk CephesiAçıklaması:

Ne Faşist Saldırılar Ne EmperyalistBaskılar Devrim Yürüyüşümüzü Dur-duramaz, Halkımızı Yıldıramaz!

Devrim yürüyüşümüz, dört bir ta-raftan kuşatma altında.

Bir yanda emperyalizmin çocuğufaşist katiller sürüsü, ülkemizde saldırıüstüne saldırı gerçekleştirmekte, diğertaraftan bunu emperyalist ülkelerin bizzatkendi uyguladığı baskıları takip etmek-tedir.

Ülkemizdeki 1-2 günlük tablo dahifaşist saldırıların hangi boyutlarda sür-düğünü göstermeye yeterlidir.

– Yürüyüş dergisi basılmış, talanedilmiş, içindekiler saatlerce diren-dikten sonra gözaltına alınmış ve iş-kence merkezlerine taşınmıştır. Yet-memiş, bir gün sonra çıkarılan KanunHükmünde Kararname ile dergi ya-saklanmıştır.

– 4 ayda 5 kez basılan ve talanedilen Gençlik Federasyonu Merkezibir kez daha basılarak kırılıp dökülmüşiçindekiler zorla işkence merkezlerinegötürmüşlerdir.

– Daha geçen ay basılan ve talan

edilen İdil Kültür Merkezi bir kezdaha basılıp talan edilmiştir.

– Dersim’de askeri saldırılarda, 27devrimcinin katledildiği açıklanmıştır.

– Adıyaman’ da 8 kişi katledilmiştir. – Dersim’deki Kemal amcanın di-

renişini destekleyen TAYAD’lı Ailelergözaltına alınmıştır.

– Okmeydanı Haklar ve Özgür-lükler Derneği basılmış, dernek çalışanıengelli bir arkadaşımıza işkence ya-pılmıştır.

– 30 Nisan’da İstanbul’ da şafakoperasyonu adı altında yeni ve kap-samlı bir saldırı gerçekleşmiş ve birçokkişi gözaltına alınıp işkence merkez-lerine taşınmıştır.

Emperyalist ülkelere gelince: – Yusuf Taş 30 Mart’ da başladığı

açlık grevi direnişini anadilde yazmahakkı gasp edildiği için hala devamettirmektedir.

– Özgür Arslan, açlık grevi direnişiile yakın zamanda kazandığı haklarınınyeniden gasp edilmeye çalışıldığınıve bunun için bir kez daha açlık greviyapmak zorunda kalacağını açıkla-mıştır.

– Gülaferit Ünsal, Berlin’deki Lich-tenberg Kadın Hapishanesi’ nden zorla

daha önce birçok sorun yaşadığı PankowHapishanesi’ne zorla sürülmek isten-mekte, baskılara maruz kalmaktadır.

Gerek tutsaklar üzerinde, gerekseAvrupa çapında devrimci demokratlaradaha birçok baskı uygulanmakta, bun-ları ırkçı saldırılar ve yozlaştırma ça-baları takip etmektedir.

Bütün bu saldırılar, devrim yürü-yüşümüzü durdurmak, halkımızı yıl-dırmak içindir.

Ama başaramayacaklar! Ne devrim yürüyüşümüz duracak

ne de halkımız yılacaktır! Aksine daha çok örgütlenerek, daha

çok mücadeleye girerek emperyalizmiülkemizden kovacak, onun çocuğu fa-şizmi ise yıkıp atacağız…

KAHROLSUN FAŞİZM VE EM-PERYALİZM!

YAŞASIN HALKIMIZIN ÖZ-GÜRLÜK,ADALET VE EŞİTLİKMÜCADELESİ!

ÜLKEMİZDE FAŞİST SALDIRI-LARA, AVRUPA’ DA EMPERYA-LİST BASKILARA SON!

HALKIZ HAKLIYIZ KAZANA-CAĞIZ!

ALMANYA HALK CEPHESİ

Dergimizin 13. Sayısının Yayınlandığı 7 Mayıs 2017 Günü;*KEC Yüksel direnişi 180. gününde, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 56. günündeler

*KEC Malatya direnişi 100. gününde*KEC İstanbul Cevahir AVM önünde Nazife Onay’ın direnişi 48. gününde

*KEC Düzce Alev Şahin, direnişinin 76. gününde *Dersim Seyit Rıza Meydanı’nda Kemal amca direnişinin 88. ve açlık grevinin 69. gününde

7 Mayıs2017

Yürüyüş

Sayı: 13

555İRADE SAVAŞINDA BOYUN EĞMEMEKTİR!

Page 56:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

“Bir devrimci asla zorluklar karşısında pes etmemeli. Sorunvarsa, olumsuzluklar varsa karamsarlığa düşeceğimiz yerde,dışımızda göreceğimiz yerde biz çözeceğiz.”

Maksut Polat

15 Mayıs - 21 Mayıs

Ali Şahin:2000'den bu yana tutsaktı. 19-22 Aralık Katlia-

mı’nda kurşunla yaralandı. Oligarşinin “Hayatadöndürme” adına sıktığı kurşunlar, vücudundayaralar açtı. Sevk edildiği Tekirdağ F Tipi Hapis-hanesi'nde 8. Ölüm Orucu Ekibi içinde yer aldı.Direnişin belli bir noktasında zayıflık gösterdi veölüm orucunu bıraktı. Daha sonra ciddi rahatsızlıklar

baş gösterdi vücudunda. Tedavisinin yapılmaması, hastalığınınağırlığına rağmen tahliye edilmemesi nedeniyle 21 Mayıs 2004’te,26 yaşındayken, tecritin aldığı 112. can olarak aramızdan ayrıldı.

Mustafa Albayrak:Devrimci Sol’un Ferahevler mahalli alan

örgütlenmesinde yer alan bir militandı. Böl-geyi faşist saldırılardan korumak için tutulangece nöbetlerinden birinde, 16 Mayıs 1980’debir sol grup taraftarlarınca çevrildi. Silahıolmasına rağmen kullanmadı ve vurularakşehit edildi.

Mustafa Albayrak

Mete Nazım Dölek:KTÜ Fatih Eğitim Fakültesi Tarih Bölümü me-

zunu olan Mete, mücadeleyle öğrencilik yıllarındaTÖDEF içerisinde tanıştı. TÖDEF içindeki mücadeleyıllarının ardından mezun olduktan sonra ElazığEğit-Sen içinde yer aldı. 16 Mayıs 1994’te ani birrahatsızlık sonucu aramızdan ayrıldı.M. Nazım Dölek

Ali ŞahinMaksut Polat:Maksut, 1969 Sivas Divriği Tepahan Köyü

doğumludur. 1988’de mücadeleye katıldı.Gazi’nin emekçi militanlarındandı. 1992’dekamp eğitiminin ardından Şerafettin ŞirinMalatya Kır Birliği’nde görevlendirildi.

1993 Kasım’da Toros Kır Birliklerinioluşturmak üzere görevlendirildi. Bu görevini

sürdürürken Adana’da Yeşilevler Mahallesi’nde 17 Mayıs1994’te bir minibüsten indiği anda, polis tarafından yakınmesafeden taranarak infaz edildi.

Maksut PolatŞengül Akkurt:18 Mayıs 1977 doğumlu Şengül, mücadeleye

Malatya Gazi Lisesi’nde okuduğu yıllarda katıldı.Daha sonra Malatya ve İstanbul’da Kurtuluş bü-rosunda çalıştı. Nurtepe gecekondu halkının ör-gütlenmesinde yer aldı. Defalarca gözaltı ve tut-saklıklar yaşadı. Oligarşinin hukuksuz “ceza”larısonucu mücadelesini illegalite koşullarında sür-

dürdü. 19 Aralık 2000 Katliamı karşısında tereddütsüz feda sa-vaşçısı olmak istedi. Bu görevi üstlendiğinde, yine tereddütsüzyürüdü zalimlerin üstüne. 20 Mayıs 2003’te Ankara Kızılay’dafeda eylemi hazırlığı içindeyken kazayla meydana gelen patlamasonucu şehit düştü.

Şengül AkkurtAykut Kaynar:Aykut 1961 doğumludur. Bolu’da müca-

delenin en ön saflarındaydı. Daha sonra Ka-radeniz’de, Aybastı Bölgesi’nde çalışmayabaşladı. 19 Mayıs 1980’de faşistler tarafındankatledildi.

Aykut Kaynar

Mahmut Zengin, Eşref Anyık, Ferhat Kurtay, Necmi Öner:Diyarbakır Hapishanesi, 12 Eylül cuntasının zulmünün en

ağır yaşandığı yerlerden biriydi. Zulüm, bir noktada teslimalmıştı bütün hapishaneyi. 1982’nin 17 Mayıs’ını 18 Mayıs’abağlayan gecesinde, dört devrimci, bedenlerini tutuşturarakşehit düştüler. O gece Diyarbakır zindanında yükselen “söndür-meyin, ateşi söndürmeyin... Su döken haindir” seslenişi,teslimiyete, zulme, vahşete meydan okuyor, herkesi direnişeçağırıyordu. Dört yurtsever tutsak, tinerli pamuklar ve üç kibritleyeniden ayağa kalkışın öncülerinden oldular.

Hüseyin Kılıç,Zeynep Korkmaz:Bir Cephe gerilla birliğiyle,

oligarşinin askeri güçleri ara-sında 20 Mayıs 1998’de Der-sim Hozat Tavuklu Köyü ya-kınlarında çıkan çatışmada,saatlerce çatışıp birliğin ku-

şatmayı yarmasını sağlayarak şehit düştüler. Çatışırken sonanlarında ellerindeki malzeme ve dökümanları imha edecekbir cüret ve iradeyle kucakladılar ölümü.

Hüseyin Kılıç, 1977 Malatya Akçadağ Kasımuşağı do-ğumludur. Mücadeleye 1991’de Malatya’da lise öğrencisiykenkatıldı. Bir süre İstanbul mahalli bölgelerde çalıştı.

Zeynep Korkmaz, 1975 Kilis-Söğütlü doğumludur. Mü-cadeleye lise yıllarında katıldı. 1993-96 arasında GaziantepMücadele ve Kurtuluş Temsilcilikleri’nde bulundu. 1997’degerillaya katıldı.

Hüseyin Kılıç Zeynep Korkmaz Mahmut Zengin Eşref Anyık Ferhat Kurtay Necmi Öner

Page 57:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

Ülkemizde iktidara gelen bütün siyasi partiler, temel hakve özgürlükler, insan hakları, AB vaatleriyle iktidara gelmiştir.Ancak hangi parti, hangi hükümet iktidara gelirse gelsin ül-kemizde yaşanan açlık, yoksulluk ve hak alma mücadelesinekarşı devletin baskısı değişmemiştir. Açlık ve yoksullukdüzeni Amerika ve Türkiye’deki işbirlikçisi olan iktidarlarındüzenidir. Devletin açlık ve yoksulluk düzenini sürdürmesiiçin buna karşı bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesiveren devrimcileri susturması, yok etmesi gerekiyordu.Çünkü devrimcilerin varlığı onların açlık, yoksulluk vesömürü düzenlerinin tehlikeye girmesi demekti. Ecevit iktidarolduğu dönemde bunu şu sözleriyle çok açık ve anlaşılır birşekilde ifade etmiştir: “IMF’nin bize önerdiği programıhayata geçirmemiz için önce hapishaneleri düzeltmemizlazım” diyerek ifade etmiştir bunu. Önlerindeki bu engelikaldırmak için, devrimcileri hücrelerde tecrit edip, yok etmekiçin F tipi hapishaneler yapıldı. F tipi hapishanelerin asılmimarı ve ilk uygulayıcısı ABD’dir. Hücreler dünyada ilkolarak ABD’de yapılmış ve tecrit politikası ilk olarak ABD’deuygulanmıştır. Hücrelerin, tecrit politikasının hayata geçiril-mesinin emrini veren de yine ABD’dir.

Tutsaklar tecrite karşı, 20 Ekim 2000’de Süresiz AçlıkGrevine başladılar. Ve 19 Kasım’da bedenlerini ölümeyatırarak direnişi Ölüm Orucu’na dönüştürdüler. Devletdirenişe katliamla cevap verdi.

Bunun için 19 Aralık’ta 28 devrimcinin bombalarla, kur-şunlarla ve diri diri yakılarak katledildiği “Hayata DönüşKatliamı” yapıldı. Katliamın yapıldığı gecenin sabahı Ecevitkameralara “Artık herkes devletle başa çıkılamayacağınıanlamıştır.” diyordu. Yani açlık ve yoksulluk düzenine karşıolmanın, bağımsızlık ve demokrasi için mücadele etmeninbedeli katledilmekti. Ecevit açık olarak tüm muhalif güçleri,tüm halkı “Sizin de sonunuz bu olur” diye tehdit ediyordu.

19 Aralık’ta yapılan operasyonda Bayrampaşa Hapisha-nesi’nde 6 kadınımız diri diri yakıldı. Operasyonda 8 jandarmakomando taburu, 37 bölük olmak üzere 8 bin 335 askeri per-sonel, 20 bini aşkın gaz bombası kullanıldı. Sadece ÇanakkaleHapishanesi’nde 5 bin 48 gaz bombası kullanıldı. Ümraniye,Bayrampaşa ve Çanakkale hapishanelerinde skorsky heli-kopterler kullanıldı.

Tutsaklar işkencelerle hücrelere kapatıldı, işkence hücrelerdedevam etti.

Katliam ölüm orucu direnişini kıramadı. Direniş büyüyerekdevam etti ve dünyanın en büyük direnme savaşı ortayaçıktı.

Devam eden direniş süresince hükümetler, bakanlar değişti.Ancak direniş sürdü. İşbirlikçi iktidarlar, bakanlar ABD’denaldıkları güç ve destekle katliamı sürdürmeye devam ettiler.Yüzlerce devrimci tutsak yeni ekiplerle ve şehitlerle direnişedevam etti. Devrimci tutsaklar, yaşamları pahasına direnmehakkını korumak için, işbirlikçi iktidarın politikalarına teslim

olmadılar. Ne pahasına olursa olsun, düşüncelerinden, inanç-larından ve kimliklerinden vazgeçmediler. Hücrelerde direnişdevam ederken dışarıda da demokratik kitle örgütlerine, tümmuhalif güçlere karşı baskılar artarak devam etti. Devletinhücre ve tecrit politikasının sadece devrimci tutsaklara karşıolmadığı, aynı zamanda muhalif tüm güçlere karşı da birtehdit ve gözdağı olduğu artık gözler önündeydi. İktidarın po-litikalarına karşı gelen herkes susturulup, tecrit edilmeli, yokedilmeliydi. Devletin hesabı buydu. Devlet ABD’nin politikalarını,emirlerini ancak böyle uygulayabilirdi. Direniş kararlılıklasürdü. Ölümlerle sürdü. DSP, MHP, ANAP iktidarı emperya-lizmden aldığı güçle katliamı sürdürdü. Tarih direnişi yazmayadevam etti. Ama katliam onların iktidardan düşmesini ve yokolmasını getirdi. Çöktüler ve yok oldular. Direniş devam etti.

Seçimler gündeme geldi ve AKP iktidar oldu. AKP iktidarolurken halkın tüm kesimlerine büyük vaatlerde bulundu.Var olan tüm sorunları çözeceklerdi. Hem de halkla birlikteçözeceklerdi. Çözemediler. Çözemedikleri gibi iktidar olduklarıilk günden itibaren emperyalizm ve işbirlikçisi oligarşininpolitikalarını daha da pervasızca sürdürdüler. AKP iktidarolmadan önce içeride ve dışarıda 97 insanımız direnişimizdeşehit düşmüştü. AKP iktidar olduktan sonra bu sayı 106’yaçıktı. Ama AKP sorunun çözümü için dışarıda yapılan tümgörüşmelere, gösterilere rağmen sorunu görmezden geldi.Direnişin sesini boğmak için içeride olduğu gibi dışarıda daaynı baskı politikalarını uygulamaya devam etti. AKP iktidarolmadan önce uygulanan katliam politikası AKP iktidarlığındadaha da artarak devam etti. İnsanlarımız ölmeye devam edi-yordu, ülkemizin ve halkımızın geleceği için, zalime, zulmeboyun eğmemek için ölüyorlardı. AKP katliam politikasıylaöldürmeye devam ediyordu.

Şimdiye kadar, ölmeyin diyenler, silahlı eylem yapmayın,demokratik mücadele edin diyenler susuyordu. Susuyor vehiçbir şey yapmıyorlardı. İktidar öldürmeye devam ediyordu.

Sustuk... Uzun süre sustuk... Sadece yaşamlarımızı ortayakoyarak sürdürdük direnme savaşımızı... Düşmanlarımız sus-kunluğumuzu zayıflık, güçsüzlük olarak yorumladılar. Ahlakive siyasi hiçbir değeri kalmayanlar ise suskunluğumuzu,sadece yaşamlarımızı ortaya koyarak susuşumuzu anlamakistemediler. Ve bu tavırlarıyla bizi şiddete karşı şiddetuygulamaya mecbur ettiler. Nasıl ki iktidar, katliamı devamettirdiyse, insanlarımızın ölmesine göz yumduysa suskunlu-ğumuzun da böyle süreceğini düşündüler. Şiddete karşı şiddetkullanmayı biz tercih etmedik. Bunu bugüne kadarki tavrıylaAKP iktidarı tercih etmiştir. Biz de dünyanın ve ülkemiziniçinde bulunduğu durumu değerlendirerek, misilleme yapmaktaihtiyatlı olduk. İktidar anlamadı... Anlamak istemedi... De-mokratik mücadele deyip susanlar anlamadı, anlamak istemedi...

İşbirlikçi AKP iktidarı halkın hiçbir sorununu çözememiş,ABD emperyalizmiyle tamamen bütünleşerek ABD’nin poli-tikalarını uygulamakta, var olan zulmü arttırmakta, ülkemizdesatılmadık bir şey bırakmamakta geri durmamıştır. ABD’ninemirleri karşısında diz çöken AKP iktidarı halka karşı katliamcı,zalim ve sömürücü olmuştur. AKP’nin iktidara gelmeden öncehalkla birlikte çözeceğini vaad ettiği hiçbir politikayı çözeme-yeceği, hiçbir meşruluğu olmadığı 6 ay içinde her yönüyleortaya çıkmıştır. İşte bu nedenlerden dolayı artık misillemehakkımızı kullanıyoruz. Şiddete şiddetle cevap vereceğiz. Bu

(Feda Savaşçısı Şengül Akkurt’un,Son Sözünü Eylemiyle SöylemedenÖnce Bıraktığı Mesajdır)

Anıları Mirasımız

Page 58:  · dumuna değinerek, "Emekçiler olarak 'hayır' taleplerimizi birleştirerek bu ülkenin yarısı olduğumuzu ortaya koyduk. Kanun Hükmünde Kararna-

İbrahim Kaypakkaya:Kaypakkaya, 1970’lerdeki dev-

rimci kopuşun bir halkasıdır. Gençlikiçindeki çalışmalarının bir aşama-sında, içinde bulunduğu ve başınıPerinçek’in çektiği PDA’dan koparakTKP/ML’nin kurulmasına önderliketti. Klasik halk savaşı modelini te-mel alan bir stratejiyi savundu. 12Mart cuntasına karşı silahlı müca-deleyi sürdürürken, 24 Aralık 1972

gecesi Vartinik'e bağlı Mirik Köyü’nde kuşatıldılar. Ça-tışmada Ali Haydar Yıldız şehit düşerken, Kaypakkayayaralı olarak kuşatmayı yarmasına rağmen daha sonratutsak düştü. Dersim, Elazığ ve Diyarbakır'da aylarcaişkencede kaldı. Ser verdi, sır vermedi. 18 Mayıs 1973’teDiyarbakır işkencehanelerinde ölümsüzleşti.

Jose Marti:“Gelişmenin en büyük düşmanı alışkanlık-

tır.”Küba'nın İspanya'ya karşı bağımsızlık savaşının

önderiydi. 1853'te Havana'da doğdu. 16 yaşındaLa Patria Libre (Özgür Vatan) adlı bir gazete çı-kardı. 17 yaşında bağımsızlık savaşına katıldığıiçin tutuklandı. Altı ay kürek cezasından sonra,İspanya'ya sürüldü. Sürgün hayatının uzun birbölümünü New York'ta geçirdi ama Latin Ame-rika'yla bağını sürdürdü. Yazılarıyla ünü tüm

kıtaya yayıldı. Küba Devrimci Partisi'nin kuruluşuna önderlik etti.Marti, partisinin önderliğinde gerilla savaşı temelinde sürdürülen ba-ğımsızlık savaşına katılmak amacıyla 11 Nisan 1895'te gizlice Küba'yadöndü. 16 yıl ayrı kaldığı ülkesine döndükten bir ay sonra, 19 Mayıs1895'te bir çarpışmada vurularak şehit düştü. Fakat bağımsızlık ateşinibir kez tutuşturmuştu ve o ateş yanmaya devam etti.

Jose Martiİbrahim Kaypakkaya

yolu tercih eden biz değiliz. Bu yolu işbirlikçi AKP iktidarıtercih etmiştir ve sonuçlarına da katlanacaktır.

Katledilen 106 yoldaşımın hesabını sormak için Tecritin kaldırılması için Baskı ve zulme son verilmesi için Yaşamımı ortaya koyarak katliamcı iktidardan hesap sora-

cağım!”Yaşatmak için, Ülkem ve Halkım için canımı vereceğim. Can verirken can da alacağım. Halkımız, biz bin yıllarla ifade edilen tarihi olan bir halkız.

Birçok milliyetten ve dinden oluşmuş bir halkız. Tarihimizzalimin zulmüne karşı ayaklanmalarla, isyanlarla, mücadeleyleyazılan onurlu bir tarihtir. Biz birlik olursak, biz kararlıolursak emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin katliam ve zulümpolitikaları hiçbir zaman sonuca ulaşamaz. Biz tarih yazan,dünyada ve ülkemizde eşi benzeri görülmemiş bir direnişdestanı yaratan, yaşamlarını ortaya koyarak üç yıldır direnen,emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı silah elde savaşan bir

halkın evlatları ve yoldaşlarıyız. Halkımız, Korkunun ecele faydası yoktur. Bizi korkutarak, hücrelerde

tecritle yok etmek ve bu şekilde iktidarlarını sürdürmek istiyorlar.Onlara buna izin vermeyeceğimizi gösterelim. Bizi korkutaraköldürmek istiyorlar. Korkmayalım. Hakkımızı arayalım. Emper-yalizme ve işbirlikçilerine karşı bağımsızlık ve demokrasi savaşıverelim. Ve bu savaşı kazanalım. Birlik olursak, örgütlü olursakbu savaşı kazanırız. Örgütlü halk yenilmez. Bu savaş bizim sa-vaşımızdır. Bu savaş Türk, Kürt, Laz, Arap, Çerkez bütün milli-yetlerden, bütün dinlerden olan, ezilen yoksul halkın savaşıdır.Bu savaş bizim savaşımızdır. Örgütlenelim, Savaşalım, Kazanalım.

Ülkemiz ve halkımız için canım feda olsun. Yoldaşlarım için canım feda olsun. Ölüm nereden gelirse gelsin savaş sloganlarımız kulaktan

kulağa yayılacaksa ve mitralyöz sesleri ülkemizin dörtbir ya-nından duyulacaksa... Ölüm Hoş Geldi Sefa Geldi...

Gerilla Şehidi Tuncel Ayaz ÖlümsüzdürTAYAD'lı Aileler 7 Kasım 2016 ta-

rihinde Dersim’in Hozat Çat Vadisindeoligarşi tarafından havadan bombala-narak katledilen 11 gerilladan biri olanTuncel Ayaz'ın direniş sayesinde cena-zesinin ailesine verilmesiyle igili biraçıklama yaptı. Açıklamada: "Katledilen11 gerillanın cenazenin bulunması için

TAYAD’lı Aileler ve Murat Gün’ün babası Kemal Gün açlık grevi direnişibaşlattı. Direnişin sonucunda Bünyamin Kılıç’ın cenazesini AKP faşizmivermek zorunda kaldı. Kemal Gün, sonuç alınana kadar açlık grevi direnişinedevam ediyor. Bugün Kemal babanın açlık grevi direnişinin 64. günü,bugün sizin evladınız, kardeşiniz, sizinle aynı sofraya oturan, sizinleağlayıp, sizinle gülen, halkı için savaşan ve halk için ölümsüzleşen TuncelAyaz’ın cenazesi Kemal babanın direnişi sonucunda bulundu. Ailesitarafından alınıp, memleketi Erzincan’ın Çağlayan ilçesinde toprağa verildi.Biz TAYAD’lı Aileler diyoruz ki; cenazelerimiz sahipsiz değildir. Diğerkayıplarımızı da alana kadar direnişimiz devam edecektir." denildi.

Hapishanelerde Hasta TutsaklarıKatletmenize İzin Vermeyeceğiz

TAYAD'lı Aileler tarafından 29 Nisan'da saat17.00'da İstanbul Galatasaray Lisesi önünde hastatutsak Mesude Pehlivanla ilgili açıklama yapıldı.Açıklamada Mesude Pehlivan’ın hapishane ko-şullarında tedavi edilemeyeceği, bir an önceserbest bırakılması gerektiği vurgulandı. Diğerhasta tutsaklar zulmün elinden nasıl çekip alındıysaMesude Pehlivan'ın da zulmün elinden çekip alı-nacağı dile getirildi. Eyleme 9 kişi katıldı.

TAYAD’ın Sesi Gazetesi'nin1. Sayısı Çıktı

Özgür tutsakların sesi olan TAYAD’lı Aileleryine özgür tutsakların sesini duyurmak içinçıkardıkları TAYAD’ın Sesi Gazetesi için 29Nisan’da pasta keserek kutlama yaptılar.