17
DAVRANIŞ BİLİMLERİ Dr. Erdal TEKARSLAN (Davranış Bilimleri Anabilim Dalı) SUMMARY This paper aims aî summarîzing with a broad outllne the meanlng and scope of behavioral sciences, dealing specifically with the distinction between «Behaviörİsm» and «Behavioral Science» The factors that led to the development of behavio- ral sciences their approach and methodology of explaining organizational processes and their role at work will be the other points studled in this paper. ÖZET Yazı davranış bilimlerinin ne demek olduğunu anlamak İs- teyenlere genel hatları ile bu bilim dallarını anlatmaktadır. Dav- ranış bilimleri ile «Davranışçılık» ve «Davranış Bilimi» arasın- daki fark da kısaca açıklanmıştır. Ayrıca davranış bilimlerinin çıkış nedenleri, örgütlerin İşleyişini açıklama düzeyleri ve metodolojisi ile uygulamadaki yeri anlatılmıştır. GİRİŞ: İnsan davranışlarının bilimsel ve nesnel biçimde ele alın- ması ve konunun gerektirdiği inceleme tekniklerinin geliştiril- mesi oldukça yenidir, öireyin davranışı, davranış sebepleri ve 113

DAVRANIŞ BİLİMLERİ SUMMARY - arastirmax.com · tematik bir araştırma olduğundan norm koyucu (normatif) de ğil açıklayıcı (betimleyici-deskriptif)dır. ©ilim dalları

Embed Size (px)

Citation preview

DAVRANIŞ BİLİMLERİ

Dr. Erdal TEKARSLAN (Davranış Bi l imler i Anabi l im Dalı)

SUMMARY

This paper aims aî summarîzing wi th a broad outl lne the meanlng and scope of behavioral sciences, dealing specif ically wi th the dist inct ion between «Behaviörİsm» and «Behavioral Science» The factors that led to the development of behavio­ral sciences their approach and methodology of explaining organizational processes and their role at work wi l l be the other points studled in this paper.

ÖZET

Yazı davranış bi l imlerinin ne demek olduğunu anlamak İs­teyenlere genel hatları ile bu b i l im dallarını anlatmaktadır. Dav­ranış bi l imleri ile «Davranışçılık» ve «Davranış Bi l imi» arasın­daki fark da kısaca açıklanmıştır.

Ayrıca davranış bi l imler inin çıkış nedenleri, örgütlerin İşleyişini açıklama düzeyleri ve metodoloj isi i le uygulamadaki yeri anlatılmıştır.

GİRİŞ:

İnsan davranışlarının bi l imsel ve nesnel b iç imde ele alın­ması ve konunun gerekt irdiği inceleme tekniklerinin gel işt i r i l ­mesi oldukça yenidir, ö i rey in davranışı, davranış sebepleri ve

113

amaçları i le davranış sürecinin özell ikleri bu sürecin yönet im­de nasıl kul lanılabi leceği konuları çeşitl i disipl inler tarafından fakat özell ikle «Davranış Bil imleri» tarafından incelenmekte­dir. (1)

Davranış Bilimlerinin Ortaya Çıkışı:

Davranış bi l imler i konulan ile insan davranışının açıklana­bi ldiği veya insan davranışı ile uğraşan bütün b i l im dallarını kapsar. Hedefi ise insanın düşünce ve irade süreçlerinin araş­tırılması ile bu süreçler üzerine kurulan eylemlerin açıklanma-sıdır. (2) Davranış bi l imleri olması gerekenden çok olanın sis­tematik bir araştırma olduğundan norm koyucu (normatif) de­ğil açıklayıcı (betimleyici-deskriptif)dır.

©i l im dalları bugün öyle alt dallara ayrılmıştır ki bir b i l im dalı içinde dahi aynı ter im değişik anlamlara gelmekte veya ay­nı konu değişik şeki l lerde açıklanmaktadır. Mesela, psikoloj i üç dala ayrılmış bulunmaktadır.

1. Deneysel Psikoloj i ,

2. K l in ik Psikolo j i ,

3. Geştalt Psikoloj i .

Bütün bu psikoloj i dalları değişik motivasyon (güdü) teor i ­leri ortaya koymakta ve böylece ortaya bir etkinsizleşme çık­maktadır.

Davranış bi l imleri devamlı olarak bil im dallarının ayrı lma­sını durdurma ihtiyacından ortaya çıkmıştır. Bu bölünmüş b i ­

t i ) Sait Soydan, «Davranış Bilimlerinde Veri Toplama Teknikleri ve Araştırma Yapmanın Güçlükleri» I.Ü. İşletme Fakültesi, Pazarlama Dergisi, Yıl. 4, 8. 3, 1979, s. 15.

(2) Bernard Bereison, «Introductİon to The Behavioral Sclenses» The Behavioral Sciences Today, der, B, Bereison, New York, Harper-Row, 1964, s. 2.

I — 114 —

l im dallarının uğraştıkları alanların daralması insan davranışı­nın anlaşılması konusuna olumsuz etki yapmıştır, ©ölünmüş ve daralmış bi l im dallarının arasındaki haberleşme azlığı da b i ­l imin çökme tehlikesini ortaya çıkarmıştır. 1868 yılında psiko­log Saligman'ın beş psikoloj i dalı için yaptığı bir araştırma, bu disipl in içindeki ayrı ayrı dal lar arasında dahi bir bütünlenme-nin olmadığını ve i lgil i araştırma gayretlerinin çeşit l i dallar için ayrı ayrı dağınık bir şekilde yürütüldüğünü göstermiştir. Bu araştırma ile i lgi l i diğer bir bulgunun bel ir t t iği gerçek ise daha ilgi çekicidir. Bu konularda yazılmış yazıların gösterdiği 185 dipnot vardır ve bu dipnotlardan iki tanesi bi le değişik iki yazıda beraber olarak gösteri lmemiştir. (3)

!Bu durumu birbir ine çok yaklaşık bi l im dallarında dahi ay­nı konuların yeniden araştırılması ile çeşit l i terminoloj i karışık­lığının araştırma sahalarını zorlaştırmasında da gösterebil ir iz, diyen A. îvlalevvski bu etkinsizleşmeyi tekrar İfade etmiştir. (4) şte İnsan davranışını bir bütün olarak araştırma konusu yapan davranış bil imleri diğer bi l im dalları için bu konuya öncülük etmiştir.

Davranış bi l imleri tarafından ele alınan bi l im dalları genel­l ikle sosyal bi l imler sahasına aittir. Çeşitli görüşlere göre han­gi bi l im dallarının davranış bi l imlerini oluşturduğu üzerinde ay­rılık olduğu görülse dahi temel dal larda f ikir bir l iği vardır. (5) Bunlar psikoloj i , sosyoloj i , sosyalpsikoloj i ve antropoloj idir. Şimdi kısaca bu bi l im dallarını davranışları e le alış açısından açıklayalım:

(3) James R. Emshoff., Analysis of Behavioral Systems, New York, The McMlllan Cö. 1971, s. 43.

(4) Andrzej Malewski, Verhalten und Interaktion. Dİe Theorie des Ver-haltens und das Problem der sozialvvissenschaftlichen Integration, 2. B. Çev. VVolfgang VVehrstedt, Tüblngen, J.C.B. Mohr., 1977, s. 2.

(5) H. Herzog, «Behavioral Science Concepts for^Analyzİng the Consurner» The Envlronment of Marketing Behavior, der, R. J . Haltoway - R, S. Hancook, 5. B. New York, Harper Row, 1967, s. 274.

1. P&ikoloi:

Tabiattaki şimdiye kadar bi l inebi len olayları kısımlara ayır­mak istersek karşımıza üç büyük tabiat olayı çıkar. Bunlar ;

1) Materiyel, 2) Organik, 3) Psişik olaylardır.

«Materiyel süreçler, atom ve molekülleri ve/veya onlardan meydana gelmiş maddeleri veya maddi olmayan elektr ik, man­yetik gibi dalgaları inceler. Organik olaylar, görece kapalı bir sistem olan organizma içinde meydana geldiğinden ve mad­dede olmayan tesirler meydana getirdiğinden materiyel süreç­lerden ayrılır. Bunlar, üzere, gelişme, rejenerasyon madde de­ğişimi gibi süreçlerdir ve f izyoloj ik süreçler olarak adlandırı­lır. Yani , organizmanın ayakta kalabilmesi ve canlıların hayatı­nın devamını sağlayan süreçlerdir. Materiyel ve organik süreç­lerden çok daha başka olan süreç, psişik süreçtir ve bi l inçt i olayları kapsar. Hissetmek, algılamak, düşünmek duymak v.b. g ib i . Bu olayların kütlesi, ağırlığı, genişlemesi gibi maddi ola­rak ölçülebi lecek bir durumları yoktur. Bi l inçl i olayların ikinci bir özell iği de yer ve zamana bağlı olmamasıdır. Bir yerde ga­zete okurken aynı anda çok uzak b i r yerdeki arkadaşımızı d ü ­şünebil ir iz. Hiçbir atom ve molekül veya vücudumuzdaki organ veya hücre düşünemez ve algılayamaz. İşte bi l inçl i olayların veya süreçlerin araştırmasını yapan psikoloj i «bi l inçl i olayla­rın ve durumların ilmi» diye tarif edi lmişt ir. (6)

Psikoloj i , kişi l ik sistemleri ve kişinin çeşit l i faaliyetleri ile eylemleri arasındaki i l işkileri nceler. «Pskoloji , davranış ve ya­şayışın, gel işme, devamlılık ve değişikl ik faktörlerini d ikkate alarak sosyal çevre ve değişken veriler {ekonomik, pol i t ik, kü l ­türel faktörler) altındaki yaşam dünyasını inceleyen bi l im dal ı ­dır.» (7) diye geniş şekilde tarif ed i lmekted i r

(6) Hubert Rohracher, Einführung İn dte Psychologfe VVlen, Urban-Sch-werzenborg, 1971, s. 1 . Psişik=psyche; Eski Yunanca'dan gelmekte -kök kelime Psycho^ Psyche=olup Aristo'nun iüm Üsanina soktuğun bir kelimedir.

(7) James Drever - VVerner D. Fröhlich, VVörterbucb zur Psychologle, 4. B. München, Deutscher Taschenbuch Verlag, 1970, s. 21 .

116

Deneysel bir bilim, dalı olan, psikoloj i , yalnı zdışa vurmuş davranışı deği l , aynı zamanda gerçek eylemi ve bunu ortaya çıkaran veri leri de inceler. Bu sahadaki araştırmalar insan dav­ranışını genel olarak açıklayan bulguları ortaya koymaya çalı­şır. Araştırmalar, deneylerle doğrulanan veya yanlışlığı bulu­nan kontrol lü gözlemler ve ölçümler le ortaya konan hipotez ve teori lerle yönlendir i l i r .

«Psikoloji disipl ini bireysel davranışı bireyin tabiatına da­yanarak açıklamak ve önceden tahmin etmekle uğraştığına« (8) göre «bireysel farklı lıklar (zekâ, tutumlar) ve süreçler (algı­lama, movitasyon) üzerinde durması gerekir. Bu farklı lık ve sü­reçler benzer durumlara ve uyarılara karşı gösteri len farklı tepki ler i kavramaya yarar.» (9)

2. Sosyoloji; ,

«Bir bi l im olarak sosyoloj i kişiyle daha az İlgilenir. Bu b i ­l im dalı sosyal gruplar ve sosyal süreçler le i lgil i kuramlar ge­liştirir ve tahminlerde bulunur» (10) Sosyolojiyi yol gösterici bir b i l im dalı olarak uygulayan Fürstenberg'e göre, sosyoloj i ,

a) Sosyal gruplarda, b) Sosyal örgütlerde, c) örgüt le­rin değişiminde görülen sosyal i l işki ler ve sonuçları İle uğ­raşır (11). Bu tanımla açıklanmak îstenen sosyoloj ide; birbi­rini tamamlayan, sosyal incelemelerin metodolojisi ve mantığı ile uğraşan meta-sosyoloj ik teori ve somut sosyal olaylarla uğraşan özel sosyoloj i gibi iki yön ortaya konmaktadır.» (12)..

(8) Richard I. Drake-Peter J . Smlth, Sanayide Davranış Bilimleri, Çev. Kemal Tosun ve diğ. Fatih Yayınevi Matbaası, 1978, s. 21 .

{9) Ibid., s. 2 1 . (10) (bid., s. 23. (11) Friedrich Fürstenberg, Soziologle, 2. B. Berlin, Walter de Gruyter,

1974, s, 7. (12) Anton Burghardt, Einführung fn dle AMgemefne Soziologle, München,

Verlag Franz Vahlen, 1974, s, 1 , ı I

117

«Sosyoloji, insanların toplum halinde, yaşamaları olayın­dan hareket etmekte ve insanın gruplar için diğer bireylerce d e bölüşülen tavır ve hareketlerini incelemektedir (13). Sosyal değerler, sosyal değişim, davranış sapmaları, dini davranış, aile hayatının tasvir edi lmesi ve anlatılması bunun t ip ik örnekler i­dir.

Davranışçı model in ortaya koyduğu gibi insan eylemi sos­yal ve kültürel i l işkilerle işlenmiştir, çünkü insan diğer insan­larla İlişki ve bağımlılık durumu içinde bulunur. En önemli et­ki ler insanın içinde bulunduğu grup üyeleri arsamda meyda­na gelir.

Sosyoloj ik araştırmaların iki ana sahası şunlardır:

— grup davranışı,

— sosyal insan davranışı.

G r u p davranışı açısından burada bireyin içinde bulundu­ğu grubun etkisi ile dış grupların etkisi gibi iki ayrı saha ele alınır.

1. Bireyinde içinde bulunduğu grup etkisi (formal ve in-forma! gruplar) iç inde grup değerleri ve normları, rol davra­nışı, rol çatışması, sosyalleşme süreçleri spesif ik alışkanlık­lar, grup ihtiyaçları, sosyal amaçlar, kabul edilme gibi süreç­leri kapsar.

2. Dış grupların (yollama grupları) araştırılma konuları iç ine; gözlenen eylem sübjesinin sosyal tabaka içindeki yeri , ulaşmak istediği statü, değer yargıları ve fonksiyonları girer.

İnsanın sosyal davranışı bakımından;

a) Dış grup dikkate alınarak algılama, b) Kişiler arası ha­berleşme, c) Fikir öncüsünün (önder) etkisi , d) Sosyal hare­ketl i l ik, e) Hayat tarzı gibi konular incelenir.

(13) Sulhi Dönmezer, Sosyoloji, istanbul Hüsnütabiat Matbaası, 1976, s. 21 .

Bireysel davranışları anlamak için bunları bireyin çevre­si kapsamında değerlemek gerekir. Bireyin çevresini gruplar oluşturur ve grup birey için bir özdeşlik noktasıdır ve örgüt­lerin amaçlan açısından bireyin davranışını o lumlu ya da o lum­suz yönde etki leyebil ir.

3. Sosyalpsikoloji:

Sosyalpsikoloj i neyi araştırmaktadır? Çok genel bîr tanım ile sosyalpsikoloj i «sosyal bir durum içindeki birey davranı­şının i lmidir.» (14) İnsan çoğunlukla, bekleyişlere, duygula­ra, f ik ir lere yani başkalarının tepki ler ine göre davranır. Gele­neksel olarak yaptığımız işlerin şekli sosyal davranış taraf ın­dan belir lenmektedir. Sabahleyin kravatımızı bağlarken çev­remizdeki kişi ler nasıl bağlıyorlarsa o şekilde bağlarız. Este­t ik duygularımız bi le yani , belir l i şeyleri güzel bulma, sosyal­dir. Fakat bu açıklamaların çerçevesi içinde kalırsak sosyal-psikoloj iyi «sosyal davranış ilmi» diye tarif etmemiz gerekir. Literatürde en geniş anlamı İle «sosyalpsikiloji insanın sos­yalleşme ilmidir» (15) diye anlaşılmaktadır. Sosyalpsikoloj i , k iş in in tavır ve hareketlerini, iç inde bulunduğu seviyedeki ge­l işmesini, çevresinin kendisine ve kendisinin diğer kişilere yap­tığı tesir gibi süreçleri inceleyen ilimdir.

A. Antropoloji:

Davranış bi l imleri arasında yer alan Antropoloj i gelenek­sel olarak toplumları özell ikle i lkel toplumları inceler. Çünkü, sanayi toplumu olmayan nispeten küçük ve basit toplumlar, «Antropolog»a bir imlerin fonksiyonlarını geniş olarak açıkla­ma olanağı vermektedir (16).

(14) Antolne Oldendorff, Grursdzüge der Sozlalpsyehologle, Çev: Wl l l y Lesen, 5. B. Köln, J . P. Bachem Vorlag, 1965, s. 19.

(15) İbid. s. 20. (16) VVİlhelm E. Muhlmann, «Umrfsse und Probleme elner Kulturanthropo-

logie» Ku!turanttwopologie, der, VVilhetm E. Mühlmann, Emst. IW. Müller, Köln, Kiepenh&uer - VVItsch, 1966, s. 16.

— 119

Bugün «Antropoloj i ,

a) Genetik veya somatik, b) Etnolojik veya kül türe l , c) Psikoloj ik insan ve eylemi gibi görünüşler le uğraşan spesif ik bir bi l im dalıdır (17).

Ant ropo lo j i ; antropometr i , genetik, kültürel ve sosyal ant­ropoloj i , arkeoloj i , lengüistik, felsefi ve psikoloj ik antropoloj i gibi araştırma sahalarına ayrılır. Bunlar içinde en önemli yeri kül türel antropoloj i tutar. Kültürel antropoloj i geniş bir toplum tarafından paylaşılan davranışı araştırma konusu o larak alır ve düşünme ile duygu tarzlarını bi l inçsiz olarak yönelten kültürel etki ler i İnceler. Bunun yanında, yerleşilen bölgedeki sosyal iki leşme ve bağımlılığı, sözlü ve yazılı ifade tarzlarını, teknik araçları ve bunların hepsi arasındaki İlişkiler sistemini ortaya koyar.

Kültürel antropoloj i , a) Bir toplumdaki amaçları v@ değer* ler i , var olan sosyal kurumlan ve tutucu faktör ler i , b) Düşün­me, hissetme ve eylem şeki l leri , ahlak, âdet ve gelenekler i , alt kültür ler i , var o lan hayat görünüşü, statü sembol ler ini , ai le ha­yatını, teknoloj in in kültürel etk is ini , c) Çeşitl i kültür lerdeki «tabu»lar gibi kül türel i l işkileri inceler (18). Kültürel antropo­loji İle sosyoloji arasında sıkı bir işbirl iği vardır (19), Kültürel değerler çok e rken yaşlarda ai le tarafından bireye aktarılır. Buna kül tür lenme ve sosyalleşme süreci diyoruz. B u durum cemiyet i le kültürün birbir lerini karşılıklı olarak tamamladık­larını ve beslediğini gösterir, çünkü tek tek bireyler öğreni l ­memiş bir davranış şekli i le bel ir l i bir kül tür veya top lum için yaşayamazlar. Kül tür böylece insan davranışını açıklamakta gel işt ir ici bir öğe olarak alınmaktadır.

(17) James Drever, VVernef D. FröMch, op, olt. s. 47, (18) VVifhelm E. Muhlmann, op. c l t „ a, 16-18.

— Genetik: soya çekim olaylarını inceleyen biHm dalı, — Şematik: gövde şekillerini İnceleyen bilim dalı, — Etnoloji; toplum yapısındaki genel çizgileri ve toplumların gelişi­

mini ortaya koymak İçin ırkların özelliklerini İnceleyen bitim dalı. (19) Jakobus Vvossner, op. oit., a. 90-96.

Günümüzde antropoloj ik araştırma dalları içinde yer alan «Lengüistik» üzerinde çok çalışılmaktadır (20).

ı

a. Lengüist ik: 1

Bu bi l im dalı pazarlamadaki tüket ic i davranışı ve reklam psikolojisi i le Davranış Bi l imler i iç ine girme eği l imindedir. L i ­san, el-kol işaretleri yanında asıl ifade aracı olduğu ve insan­larda kendi aralarında insan sosyal etki leşimde bulundukları İçin Lengüist ik de Davranış Bi l imler i içinde sayılmalıdır.

Lengüistik ikiye ayrılır (21).

1) Tanımlayıcı Lengüist ik.

Tabi l isanların bünyesini (fonetik, morfolojik) ve kullanıl­masını araştırır.

2) Formel Lengüistik (Semiyotik)

İşaretler i lmi olarak, lisanın soyut manada özell iklerini yani sembol ler in sınıflaması İçin geçerl i olan kuralları araş­tırır.

Formel Lengüistik de üç sahaya ayrılır (22);

1) Sentaks (Sözdizlmi) (23)

Mesajın i letimi açısından işaretlerin İl işkisini konu alır. (Reklam psikolojisi)

2) Semantik (Anlambil im)

Objelerle işaretler (semboller) arasındaki i l işkiyi inceler. Modern dayanıklı tüket im mallarının marka ve İsimlerinin mey­dana getir i lmesinde önem kazanmaktadır (24).

(20) Rollo Handy, Paul Kurtz, A. Current, ApproSsal of The Behaviotal Sciences, Massachussetts, Behavioral Research Councll BuİIetin, 1964, a. 109.

(21) Ibid., s . 115. (22) Paui Watzrawick, Janet H. Beavin, Don Jackson, Menschtlche Kom-

munlkatlon, Bern, Verlag Hana Huber, 1969, s. 22.

— 121 — :

3) Pragmatik (25)

İşaretler i le alıcı arasındaki il işkiyi yani işaret ve gerçek davranış i l işkisini tespit etmek istemektedir.

Bu bi l im dallarının örgütlerin işleyişini hangi düzeyde ve metodoloj i ile incelediği aşağıdaki tabloda veri lmiştir.

— Organizasyonların İncelenmesine Katkısı Olan iDavranış

Bil imleri — (26).

Davranış tahlillerinde kullanılan ve kutianılması mümkün olan

Temel Bilim çeşitli disiplinlerle İlgili kavram Dallan ve teori

Psikoloji — Yetenek analizleri; — Organizasyon teorisi; — Öğrenme teorisi; — Algılama; — Güdüleme; — Gelişme süreci; — Duygular ve duygululuk; — Duyarlılık;

İlgili bilim dallarının1

metodolojisi ve teknik­leri

—' Laboratuvar araştırmaları

— Klinik araştırmaları — Motivasyon

analizleri — Projektlf teknikler

(23) Anton Burghardt, op. cit., s. 51.

(24) Ibid., s. 51.

(25) Pâuİ Watzlawick; Janet 'H. Beavİn, Don D. Jackson, op. cit,, s. 22..

(26) VViiliam T. Greenwood„ Management and Organizatİortal Behavior Theories; An Interdiscipllnary Approsch, South-VVestern Publlshing Company, Cincinati, Öhic, 1965, 9. 16. Richard !, Drake; Peter J . Smith, Sanayide Davranış Bilimleri, Çev; Kemal Tosun ve diğ. istanbul, Fatih Yayınevi Matbaası, 1978, s. 20. Herbert G. Hicks, C. Rey Gullett, Org ar, İzafi ons, Theory and Behavior N.. McGraw-Hill, N. Y., 1975,. s. 15. Jardaki tablolardan yararlanarak tarafımızdan yeniden düzenle,.,iliştir.

122 —

Sosyoloji Yenilik ve değişim; Sosyal değişim; Sosyal kurumlar; Sosyal tabakalaşma ve de­ğerleme; Sınıf davranış modelleri; Grup faaliyetleri; Çevresel etkiler; Kamu oyu; Organizasyon1 teorisi; Biçimsel organizasyon;

Sosyometri Alan araştırması

Sosyalpsi­koloji

Kişiler arası ilişkiler; Moral; Rol ve statü; öğrenme teorisi; Grup davranışı; Tutumlar;

T. Grup Laboratuvar araştırması

Antropoloji Statü sembolleri; Etnik gruplar ve ilişkileri; Kültür dinamikleri;

Aian araştırması

Yardımcı Bilim Dalları

Siyasi Bilimler

Bürokrasi; Yönetsel kanunlar; Ticari kurallar ve uygulama-far; Yönetim teorisi; Organizasyon teorisi;

Tarama

ÎBS]pI| — Ekonomik teori; Uluslararası ekonomi; Büyüme teorisi; Karar teorisi; Büyüklüğün üstünlüğü;

—• Ekonometri

İşletme Yönetfmi

Muhasebe; Yönetim finansmanı; Personel yönetimi; İstatistik; Sınai ilişkiler;

Yöneylem araştırması

— 123

Biyoloji

Psikiyatri

Etoloji

Ekoloji ve Coğrafya

Pazarlama; • Sınai yönetim;

İşçi ekonomisi; Organizasyon teorisi; Yönetim bilimî;

Yaşama yeteneği; Homeostatis; Organizasyon teorisi;

Davranış bozuklukları;

Hayvan davranışında içgüdü, saldırganlık;

Çevresel uyum; Dağılma (erime) süreçleri; Yer teorisi; Çekirdeklenma; Atmosferik etkiler;

Laboratuvar araştırmaları

Klinik araştırmaları

Laboratuvar araştırmaları

Gözlem ve Öİçûm

Matematik Bileşim teorisi; Set teorisi; Oyunlar teorisi; Olasılık teorisi; Karar verme; Doğrusal programlama; Stokastlk süreçler; Tarımsal ve tümervarımsal İstatistikler;

Modeller

Ahlak ülkeleri; Estetik ilkeleri; Mantık ilkeleri; Endüstriyel etlk; Şematlğln ilkeleri;

Pedagoji —- Öğrenme teorisi; — Gelişme süreci

Davranış bi l imler inin gelişmesinde, sanayide ve diğer toplumsal kurumlarda uygulamadaki sorunları çözerken yalnız psikoloj i , sosyoloj i v b. gibi disipl inler in yeterl i olamıyacağı ve bu gibi disipl inler arasındaki geleneksel ayrımların korurcmâ-

124

sının olanaksızlığı olgusu yatar. «Herhangi bir olay b i rçok de­ğişik düzeyde açıklanabi ldiğinden diğer davranış disipl inler i­nin kuram ve kavramlarını uygulamak gerekli olmuştur.» (27)

Davranış fi&lFmterî iie Davranışçı^ ve Davranış Bilimi Arasındaki Faric:

Burada bir noktayı açıklamak yerinde olacaktır. Çoğu kez davranış bi l imleri ile «Davranışçılık» ve «Davranış Bil imi» ka­rıştırılmaktadır. John, B. VVatson tarafından kurulan Davranış­çılık, insan davranışının laboratuvarda deneysel olarak gözle­nen tepki ler in kişi dışındaki dürtüler le kişi tepkisi arasındaki bir i l işkiden meydana geldiğini ortaya koymaya çalışmıştır. Yani, çevrenin bell i dürtülerinin daima deterministik bir tepki meydana getireceği görüşünü ileri sürmüştür. İnsan davranı­şı dürtüler tarafından açığa çıkartılan reflekslerin toplamı ve­ya zincir i olarak görülebil ir. Davranışçı model genelleşme pren­sibi üzerine kurulu yalnız dürtülerin sonucu olmayan bi r dav­ranış olarak ele alınan öğrenme teori l i bir modeldir. Geçmiş­te kişide tesiri olmuş ve olumlu tatmine yol açmış dürtüler de davranış tesirl idir. Davranışçı modelde davranış doğrudan çev­re tesir lerine bağlanır. Tepkiyi belir leyen psişik ve sosyal psi­koloj ik süreçler elemine edi l i r . Bilişsel süreçlerin elemine ed i ­lişi ile dürtü psikoloj ik olarak algılanmaz, yalnızca duyu ola­rak yaşanır (28). Bu yüzden S-R (stimulus-response) formülü i le i fade edil ir.

«Davranış bil imi» veya Etoloj i , Konrad Lorenz ve Nikolaas Tinbergen' in araştırmaları ile gelişmiştir. Hayvan davranışının gelişerek insan davranışını daha iyi açıklamasına yardım eden neden, ne için ve nereden gibi sorular birçok araştırmaya ko ­nu olmuştur. Hayvanları İncelemeye iten temelde üç neden vardır: 1) Hayvanlar sırf hayvan oldukları için incelenir. 2) Pra­t ik bir sebeple, yani insanlar üzerinde yapamadığımız deney­leri hayvanlar üzerinde yaparız. 3) Karşılaştırmalı İncelemeler yapma arzusudur.

(27) Richard l. Drake, Peter J . Smith, op. cit., s. 19. (28) John B. VVatson, Behevîorİsmus, Çev: Lenells Kruse, Köln, Kiepenhauer

IVVitsch, 1968.

125

Böylece yalnız hayvan davranışını İnceleyen Etoloji belki insan davranışlarının daha iyi anlaşılmasına yardım ettiği için Davranış Bil imlerine bir yerde yakın sayılabilir.

Halbuki İnsan boşlukta değil, bilakis sosyal b i r çevrede yaşadığı ve diğer insanlarla haberleştiği için böyle basit tek­rarlanan ve bundan dolayı otomatikleşen davranıştan söz edi ­lemez. Böylece insan davranışına psikoloj ik, sosyolojik, ant­ropoloj ik v.s. olarak bakma mecburiyeti de belir lenmiş olmak­tadır (29).

Davranış Btlemlerhım Uygulamadaki Y e r i :

«Davranış bi l imleri» eğer belir l i şartlar varsa belirl i dav­ranışlar önceden kestir i ldiği gibi ortaya çıkacaktır», şekl inde­ki kanunsal i l işki lerin ortaya çıkarılması ve anlaşılması yönün­de önemli bir gel işme kaydetmiştir. Eğer b i r kimse a, b ve c gibi ölçülebi l i r özell ikleri taşıyorsa, büyük b i r olasılıkla bu k i ­şinin x, y ve z gibi davranışları göstereceğini kestirebil ir iz. Ni­tekim bir davranış bi l imcisi bell i bir hata payı i le özell ikleri da­ha önceden bi l inmeyen bir grup İçinden, sözgelişi kimlerin başarılı dakti lo memuru veya arşiv memuru, kimlerin öğret­men ya da f iz ikçi olabi leceklerini seçebi lmekledi r Ayrıca yal­nızca başarılı b i r kimyager yerine yaratıcı bir kimyagerin özel­l iklerini saptayabilmek için çaba göstermektedir. Yine aynı şe­ki lde, gelecekteki bîr işletme yöneticisinin ne kadar radikal veya tutucu olacağını ve bîr organizasyonda kimlerin problem yaratıcı ve/veya yetersiz olacaklarını, kolayca ikna edilebi lecek kişiler, grup baskısına kolaylıkla boyun eğecek olanlarla bas­kıyı kabul etmeyecek kimseleri kestirebilmektedir.

Belki de kişi lerin belir l i bir davranışı göstermesi i le so­nuçlanacak olan şartlar konusunda davranış bi l imlerinde b i ­r ikmekte olan bi lg i , gruplar konusundaki b i lg imizden daha i l ­gi çekicidir. Pekçok kişinin hissettikleri (düyumladıkları) ka­nıtlara aykırı da olsa doğru diyecekleri bir yargıya varacakları şartları nasıl yaratabi leceği ve yine aynı şeki lde kendisinin f i -

(29) Jakobu9 Vvosner, «Das Soziale Feld - Versuch zu einer soziologlschan Grundkategorie» KZfSS, C. 2 1 , No. 1, (Mart - 1969) s. 16-30,

— 126

kirlerini değiştiren uyarıların hiçbir şekilde farkında olmadan bir kimsenin f ikir ler ini arzu edilen yönde nasıl değişt irebi lece­ğimizi bi l iyoruz. 'Ruhsal durumları tutumları ve davranışları i laç­lar vasıtasıyla nasıl etki leyebileceğimizi bil iyoruz.

Fakat von Bertalanfy gibi bir bi l im adamının dediği gibi b u test uygulamalarında «psikoloj ik teknoloj inin tehl ikeleri f i ­ziksel teknoloj inin tehl ikesi ardında gözden kaçmaktadır» uya­rısını da dikkate almalıyız.

Davranışları kest irme ve böylece belirl i davranış şekil le­rini gösterecek kişi lerin seçilmesi konusunda psikoloj i b i l imi ­nin uygulamalı kabil iyet testleri , mesleki testler, TAT (Thematic Appercept ion Test), kl inik kişi l ik testlerinden yararlanılmakta­dır.

Davranış bi l imci ler inin dikkate aldığı diğer bir konu grup­ları kontrol edebi lme potansiyeli üzerindeki araştırmalardır. Eğer b i r grup içinde a, b, ve c durumları (şartları) varsa veya yaratabil irse bunun sonucu olarak yüksek bir olasılıkla bu du­rumlar x, y ve z gibi davranışlar tarafından izlenecektir. Böy­lece endüstr ide veya eğit imde nerede olursa olsun bir çalış­ma grubunun verimli l ik, yaratıcılık ve moralini artıracak şart­ların nasıl sağlanabileceği bel ir lenmiş olmaktadır.

Herhangi bir grup içinde artan verimli l ik yaratıcılık ve ta­kım ruhunun yanısıra grup üyelerinin kişi l iklerinin gelişmesinin ardısıra ortaya çıkacak önderl ik şart larının. nasıl yerleştir i le­bi leceğini , kamu oyunu ve/veya yoğaltıcı davranışını etki leye­cek şartların nasıl tesis edi leceği konusunda da oldukça b i l ­gi sahibidir ler. Ayrıca kişi lerin bi l incinde olmadıkları fakat b i ­zim saptayabi ldiğimiz İhtiyaçları tatmin edecek şartları gerçek­leştirmek suretiyle onların satın alma davranışlarını nasıl et­ki leyebileceği bi lmektedir ler (30).

Bunların yanında hatta bir muhasebe departmanının işle­yişi ve yeniden düzenlenmesi konusunda dahi davranış b i l im­lerine ihtiyaç vardır. Bir yerde muhasebe tekniklerinin uygu­lanması insan unsuruna, başka bir deyişle bireylerin ya da

(30) Cari R. Rogers,, «Davranış Bilimlerinin Artan Gücü» Çev: Tamer Kocel, |.Ü. İşletme Fakültesi Dergisi, C. 4, s. 1 (Nisan 1975) s. 139¬156 sayfalarından kısaltılarak alınmıştır.

127

grupların sistem üe birbir lerini nasıi etki ledikleri konusuna belli b i r önemin veri lmesini zorunlu kılar. Muhasebe depart­manının mekanik İşleyişi davranışsal boyutların varlığını unut-turmamalıdır. Çünkü «herhangi b i r işletmenin yönet im bi lg i sistemi yalnızca teknik bir İletişim sistemi olmayıp aynı za­manda sistem içinde bir noktadan başka bir noktaya veri akı ­şını da sağlamak amacıyla kurulmuş bi r sistemdir. Daha doğ ­rusu seçi l ip toplanan ve i lgi l i lere gönderi len veri ler hem yö­netici lerin hem de işgörenlerin davranışlarını etkiler. Etkin bir yönetim bi lg i sistemi kurmak için muhasebeci ler sadece bi lgi gereksinimi içinde olanların hangi sorunu çözmeye ça­lıştıklarını ve bu sorunu çözebilmeleri için ne tür veri lere ge­reksinme duydukları sormakla yet inmemeli ayrıca bu ver i le­r in kullanıcıların davranışlarını etki leyebilmesi için hangi yön­temle ve ne biç imde kullanıcılara iletilmesi gerektiğini de sor­malıdırlar (31).

«İş çevresinde birbir ine ters düşen iki gel işme vardır. İ l ­ki , insanların bilgi düzeyi ve anlayışlarını haberleşme ve eği ­t imdeki gel işmeler le yükselmesidir. İkincisi ise, b i rçok işlerin teknik ve ekonomik zorunluluklardan dolayı karar alma gibi tatmin edici faaliyetlerden ayırmasıdır. Bu gi t t ikçe artış gös­teren ayrılık beşeri ve örgütsel sorunlara neden olmuştur. Bu sorunların bazılarının yönetici ler tarafından çözülmesi bek len­mektedir . . . Doğal kaynakları kıt olan herhangi b i r ü lkede en önemli ulusal kaynak insandır ve bu kaynaktan mümkün o ldu­ğu kadar İyi yararlanılması gerekir. Bunun anlamı şudur; öyle değişimler yapılmalıdır k i bunlar örgütlerin yalnız yapısını de­ğ i l , süreçlerini ve geleneksel yetki düzenini ve giderek top lu­mun yetki düzenini değiştirmelidir. Evrensel o larak uygulana­bi lecek örgütsel düzen seçenekleri yoktür ve bunlar hiç bir zaman olmayacaktır, çünkü her durumda gereksinme duyulan örgüt göreve, teknoloj iye, kül türe ve çalışanların bekleyişle­rine göre değiş i r . . . Davranış Bi l imler ini oluşturan disipl inler in ortaya çıkardığı bilgiler, insan doğası ve İnsanın yarattığı çevre

(31) Jacob G. Birnberg, Reghu Nath., «Davranış ilminin Yönetim Muha­sebesine Etkileri» Çev: Rıfat Üstün, Eskişehir, I.T.I.A, Dergisi, C. XV. a. 1., s. 94,

128

hakkında inandırıcı tahminler yapılmasını mümkün kılmıştır, örgüt lerde etkin iş başarımını sağlayacak koşullar geniş çapta ve hızla değişmektedir . . . Davranış Bil imcileri hem çalışan b i ­reyin psikoloj ik ihtiyaçları hem de örgüt ve 'kurumların sosyo­lojik ihtiyaçları açısından iş ve örgüt düzenlemesi ile i lgi len­mektedir.

Örgütlerin şimdiki ve gelecekteki sorunlarla daha etkin bir b iç imde başedebilmesi için davranış bi l imler i gereklidir. Bu iki düzeyde olabil ir. İlk olarak, davranış bi l imleri çevredeki değişikl ikleri yorumlayıp neler yapılabileceğini görme olanağını verir. İkinci olarak davranış bi l imler i örgütlerin çevresel istek­lerle baş edebi lmesi için değişt i r i lmesine yardımcı oiur. Şu hal­de davranış bi l imleri hem yorum, hem de eylemlerle ilgilenir.

Çoğu yönetici ler örgüt ler inde bir sorun ortaya çıkınca davranış biümcileriyl© temasa geçerler. . . Davranış Bi l imcis i ­nin çözmesi için yardımı istenen sorun aslında gizli bir yöne­tim sorunu olabil ir. Söz gelişi b i r davranış bi l imcisini sorunun içine sokmak, işletmede her hangi bir k imsenin yetkisini etki­siz kı lmaya bahane olabil ir. Böylece yönetim bir davranış b i ­l imcisinin işe girmesiyle sorunun kendi l iğinden çözümlendi­ğine inanabil ir (32).

S O N U Ç :

«Davranış bi l imlerinin katkıları ile Örgütler iç inde yer alan birey ve grupların davranışlarının daha İyi tahli l edi l ip açıklan­ması ve anlaşılması dolayısı İle de davranışlara yön veri lmesi, çatışmaların en düşük düzeye indir i lmesi, birey örgüt bütün­leşmesinin sağlanması olanakları artmıştır. Davranış bi l imler i ayrıca örgütün sosyal sistem, olarak tüm tahl i l ine ve örgütün tüm olarak davranışının açıklanması ve anlaşılmasına önemli katkılarda bulunmaktadır» (33).

(32) Richard I. Drake, Pet&r J . Smith., op. cit., s. 31, 32, 33, 47. (33) Atilla Baransal, Çağdaş Yönetim Düşüncesinin Evrimi, C. 1, İstanbul,

İ.Ü. İşletme Fakültesi, İşletme İktisadı Enstitüsü Yayını, 1979, s . 55.

__ 129 —