Upload
mert
View
241
Download
6
Embed Size (px)
DESCRIPTION
çocukla iletişim
Citation preview
1
İTÜ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU, İLKOKULU VE ORTAOKULU
Çocuğa Ulaşmada Doğru İletişim Yolları
Bu dünyada gerçek barışa ulaşmak istiyorsak işe çocuklar ile başlamalıyız. GANDHİ
Çocuklarımızın gelişim dönemleri boyunca öz denetim kazanmaları, yaşlarına uygun
sorumluluklarını yerine getirebilmeleri ve olumlu davranışları içselleştirebilmeleri; böylece
kendine yetebilen, öz güvenli ve mutlu birer birey olmaları hem anne-baba hem de eğitimcilerin en önemli hedeflerindendir. Böyle bir hedef çocukluğun ilk yıllarından itibaren anne, baba ve çocuk arasında kurulan olumlu, sevgi ve kabul duygusunun hâkim olduğu bir
iletişim temelinde inşa edilebilir.
Çocukla iletişimin olmazsa olmazları:
Yeterince iyi anne-baba olabilmek kitaplarda yazan önerileri harfiyen uygulamak değil
çocuğun bireysel özelliklerini göz önünde bulundurarak onunla iletişim kurabilmeyi
başarmaktır. Ancak çocuğun nasıl bir karakteri olursa olsun kuracağınız iletişimin temel
taşları aynıdır.
Çocuğunuzun güven duygusunu besleyin
Yaşamın ilk yıllarından itibaren çocukların beslenme, dokunma, ilgi, sevgi, oyun, özgürlük
gibi fiziksel, sosyal ve duygusal ihtiyaçlarının anne-babaları tarafından zamanında fark edilerek giderilmesi temel güven duygusunun oluşmasını sağlar. Gelişim süreci boyunca
herhangi bir işi başarmaya çalışırken çocuğa verilecek güven ve cesaret ise onu yeni
deneyimlere açık olmaya, farklı yaşantıları deneyimlemeye ve merak duygusunu sürdürmeye
teşvik edecektir.
Çocuğunuzu dinleyin
Çocuğunuzla aranızdaki ilişkiyi olumlu şekilde sürdürmenin; ona sevildiğini, kabul edildiğini
ve anlaşıldığını hissettirmenin en iyi yollarından biri onu dinlemenizdir. Çocuklar da biz
yetişkinler gibi hayal kırıklığı yaşayabilir, endişelenebilir, öfke ve kızgınlık duyabilir. Onların
bu duygularını mutluluk ve heyecanları kadar doğal karşılamakla birlikte bazen onları dikkatlice dinlemeniz ve kendi duygularını ifade etmelerine fırsat vermeniz bile yeterli olacaktır.
ÇOCUK
İLE
DOĞRU İLETİŞİMİN YOLLARI
Kasım 2014
2
Bedensel duruşunuzu ve dikkatinizi çocuğunuza yönelttiğinizi göstermek için konuşurken
onun hizasına gelecek şekilde çömelebilir, oturabilir ya da onu kendi hizanıza
yükseltebilirsiniz. Çocuğunuza sorununu anlatabilmesi için bir konuşma alanı açmak gerekir.
Bunun için sessizce dinleyip, anlattıklarını takip ettiğinizi belirten “hmm, evet, anlıyorum”
gibi geri bildirimlerde bulunabilirsiniz.
Çoğu zaman çocuklar problemlerini anne babalarının onların yerine çözmesini istemez ancak
yaşadıkları soruna yoğun duygular eşlik edebilir. Bu nedenle çocuğunuz size yaşadığı bir problemi anlattığı zaman “Gerçekten üzgün ve kırgın gözüküyorsun.” gibi yansıtıcı cevaplar,
“Bu sana kendini nasıl hissettirdi?” gibi yönlendirici sorular veya anlatılanları aynalayıcı
cevaplarla hem duyguları hakkında farkındalık kazanmasını hem de anlaşıldığını hissetmesini
sağlayabilirsiniz.
Çocuğunuzun duygularını kabul edin
Çocuğunuzun sizinle problemlerini paylaştığı durumlarda kendisi istemediği sürece
tavsiyelerden, yaşadığı sorun ile ilgili sorgulama ve suçlamalardan ve onu olumsuz etkileyen duygularını “Boş ver, aldırma, üzülmene gerek yok” gibi sözlerle görmezden gelmekten
kaçının. Çocuğunuz ancak onun kendini ne kadar kötü hissettiğini onayladığınızda üzüntü
duygularının ötesine geçebilecektir.
Ben dilini kullanın
Ben dili, o anda karşılaştığınız durum veya davranış karşısında kişisel tepkilerinizi, duygu ve
düşüncelerinizle açıkladığınız bir ifade tarzıdır. Başkaları hakkındaki değerlendirme ve
yorumlarınızı değil, kendi duygu ve yaşantılarınızı açıklar. “Hiç sözümü dinlemiyorsun, beni
çok yoruyorsun” gibi sözler çocuğun kişiliğine yöneliktir ve çocuğa yol göstermediği gibi
öfke, karşı gelme isteği gibi olumsuz duygulara da yol açar. Bunun yerine “Beni dinlemediğin zaman çok kırılıyorum hem de aynı şeyleri söylediğimde yoruluyorum” gibi bir cümle içinde
bulunduğunuz durumu ve duygularınızı çocuğa daha iyi açıklayacak ve onu işbirliği kurmaya
sevk edecektir.
Özgüvenli ve öz denetimli çocuklar yetiştirebilmek...
Anne babalar ve eğitimciler, doğru zamanı geldiğinde çocukların kendi kendini yönetebilen
bireyler haline gelmelerini beklerler. Kimi zaman, bunun süreç isteyen bir gelişim olduğu
gerçeği unutulur. Oysaki kendini yönetebilen çocuk; önce disiplini tanıma, kuralları görme,
sorunlar ile karşı karşıya kalıp çözüm yolları bulmayı deneme, duygu ve düşüncelerini ifade
edebilme fırsatlarını deneyimlemiştir. Ancak bu süreçlerden geçmiş ya da geçirilmiş çocuklar,
kendilerini yönetebilen bireyler haline dönüşebilirler. Gelin isterseniz sizler, ebeveynler
olarak çocuğunuzun kendini yönetme sürecine nasıl katkıda bulunabilirsiniz, bunlara
değinelim.
Disiplin kelimesinden korkmayın
Her ne kadar kelime anlamı ile “katılık”, “kuralcılık” gibi kavramları çağrıştırıyorsa da,
disiplin, çocuğun topluma uyumu üzerine yoğunlaşmakta; çocuğun davranışlarını
yönlendirmeyi amaçlamaktadır. Disiplin çocuk eğitiminin bir parçasıdır ve aile içindeki denge
ve düzenin oluşturulmasında büyük önem taşır. Disiplinin amacı; sevgi ve güven ilişkisini
3
geliştirmek, benlik değerinin temelini atmak, başkalarını anlayarak ve onların kişiliklerine
saygı göstererek görevini gerçekleştirmek olarak tanımlanabilir. Bu bağlamda, disiplinin
olumlu sonuçları olduğu göz ardı edilmemelidir.
Disiplin, tutarlılık ve esneklik gibi bazı ikilemleri içinde barındırır. Bir yandan çocuğunuza
kuralları tutarlı bir şekilde disiplin vermeniz gerekirken, öte yandan katı bir şekilde uygulanan
kararlar hoşnutsuzluğun oluşumuna sebep olabilir. Disiplin konusu tartışılırken anne babaların
olduğu kadar çocukların da sınırlılıkları dikkate alınmalıdır. Örneğin, okul öncesi çocuğunuz
suluğunu okuldan getirmeyi unutabilir, ilkokul dönemindeki çocuğunuz önerdiğiniz saatte
yatmayı reddedebilir ya da ortaokul çağındaki çocuğunuz ödevlerinin önemi konusunda sık
sık hatırlatmalara ihtiyaç duyabilir. Böyle durumlarda, yetişkinlerin esnek olmaya ihtiyaçları
vardır. Esneklik ve hoşgörüyü gören çocuk, kabul ve sevgi kavramlarını da tatmış olur. Bunu
güven duygusu izler. Sevgi ve güvene bağlı kabul edilme arzusu ve güçlü bir olumlu ilişki, çocuğun davranışlarını yönlendirmede büyük bir öneme sahiptir.
Unutmayınız ki, çocuklarda benlik kontrolü ve anne-babanın isteklerine cevap verebilme
yeteneği zaman içinde gelişir. Anne-babalar uygun davranışı sergilemesi için çocuğa olumlu
model oluşturarak, sınırlarını belirleyerek, açıklama yaparak yardımcı olabilir. Böylelikle
çocuk, kendinden ne beklendiğini net bir şekilde anlar ve kendini yönetme konusunda ilk
adımı atmış olur.
Ödül, yaptırım ve diğer seçeneklerinizi belirleyin
Çocuğunuzun davranışlarını yönlendirirken, istenilen ve/veya istenmeyen sonuçlar ile
karşılaşabilirsiniz. Tüm olası sonuçlarda anne babaların yaklaşımlarının tutarlı, net ve anlaşılır
olması gerekmektedir. Çocuklar, en çok hak etmediklerini düşündüğünüz zaman sevgiye
ihtiyaç duyarlar. Bu detayı unutmadan ödül, yaptırım ve diğer seçenekleri kullanabilirsiniz.
Peki, nedir bunlar?
Çocuğunuzun olumlu davranışlarını pekiştirmenin en güzel ve en basit yolu davranışından
dolayı yapacağınız bir övgüdür. Bunun yanı sıra, alışkanlık haline getirmemek koşulu ile davranışla bağlantılı ancak sembolik küçük hediyeler ya da birlikte planlayacağınız
aktivitelerle de, çocuğunuzun olumlu davranışlarını tekrarlanma olasılığını artırabilirsiniz.
Tabi ki davranışı ödüllendirmek tek başına o davranışın kalıcılığını garanti etmez.
Bültenimizin bu kısmına kadar olan yaklaşımların da uygulanıyor olması büyük önem
taşımaktadır.
Davranışı yönlendirirken yapılan ilk hata yanlış davranışı görmezden gelme, ikinci hata ise
yaptırımlara başvurmaktır. Halbuki çocuğunuzun istenen/istenmeyen davranışlar ile ilgili net
açıklamalara ihtiyacı vardır. Örneğin yatağını toplama konusunda sizi duymazdan gelen, bilgisayar/ıpad/TV saatleri konusunda evin kurallarını tanımayan ya da oyuncaklarını toplama
konusunda verdiği sözleri unutan çocuklarınıza, onlardan ne beklediğinizi önceden anlatıyor
musunuz? Onların bu alanlardaki soru işaretlerini gideriyor musunuz? Yaptırım uygulamadan
önce, çocuğunuz ile davranışın neden-sonuç ilişkisini mutlaka tartışın. Bu onun hem
davranışları hakkında sorumluluk alabilmesine olanak sağlayacaktır hem de ona bu davranışın
anne babaya ne ifade ettiği konusunda bilgi verecektir. İstenmeyen davranış, birçok
açıklamaya rağmen devam ediyorsa o zaman yaptırım uygulamayı düşünebilirsiniz.
4
Bazı durumlarda yaptırım yerine diğer seçenekler adını verdiğimiz yaklaşımları da
uygulayabilirsiniz. Buna örnek olarak aşağıdaki yaklaşımlar verilebilir:
- Çocuğunuza yardımı dokunabileceği bir yol göstererek ya da sorumluluk vererek istenmeyen davranıştan dikkatini uzaklaştırabilirsiniz. (Markette yanınızda durmayan
çocuğunuza, seçtiğiniz meyveleri torbaya koyma görevi verme vb.)
- Çocuğunuz istenmeyen bir davranışta bulunduğunda, davranışını kınadığınızı ona net bir
şekilde söyleyebilirsiniz. Burada, kınadığınız şeyin çocuğunuzun karakteri değil davranışı
olmalıdır. (Babasının notlarını izinsiz karıştıran çocuğunuzu, özel eşyaların gizliliği sınırını
aştığı için tepki gösterme vb.)
-İstenmeyen davranışı sergileyen çocuğunuza, yapabilecekleri ile ilgili seçenekler sunarak sınır çizebilirsiniz. (Katıldığı doğum günü partisinde arkadaşlarına zarar veren çocuğunuzu
yanınıza alarak doğum günlerinde koşabileceğini, şarkı söyleyebileceğini ama arkadaşlarına
zarar veremeyeceğini uygun dilde söyleme vb.)
-Beklentilerinizi dile getirmek, çocuğunuza sizin sınırlarınızın neler olduğunu çok net bir
şekilde açıklar. ( Ödünç verdiğiniz kaleminizi kırık bir şekilde size getiren çocuğunuza, ödünç
olarak alınan şeylerin verildiği şekilde iade edilmesini beklediğinizi dile getirme vb.)
-Çocuğunuza, duygu-düşüncelerinizi dile getirerek hatasını nasıl telafi edeceği konusunda
yardımcı olabilirsiniz çünkü onların yönlendirmelerinize ihtiyaçları vardır. (Kırılan
kaleminize karşılık size yeni bir kalem verme ya da alma vb.)
Çocuğunuzun davranışları karşısında hemen yaptırım seçeneğini tercih etmeden, yukarıdaki örneklerdeki diğer seçenekleri kullanarak, onları yönlendirirken doğruları da öğretebilirsiniz.
İç kontrol odaklı olmanın önemini unutmayın
Çocuğunuza birçok şeyi aktarmada, doğru olanı anlatmada tüm ebeveynler çoğunlukla aynı
yolu izlerler. Bu da, çocuğa olması gerekenin detaylı ve uzun bir şekilde aktarılmasıdır. Oysa,
çalışmalar gösteriyor ki, çocuğa aktarılanların içine çocuk kendisini, kendi duygu ve
düşüncelerini katıp, empati yapamazsa, hiçbir anlatı öğrenmeye dönüşmüyor. Bu sebeple,
çocuğunuz yaşam yolunda bir durum ile karşılaştığında ona yapması/yapmaması gerekenleri
onu dinlemeden, onun fikirlerini öğrenmeden didaktik bir şekilde anlatmaktan kaçının. Bunun yerine “Bu yaşadığın karşısında sen ne düşünüyordun?”, “Başka neler yaparak bu sorunu çözerdin?” ya da “Sence doğru olan neydi?” vb. sorular ile çocuğunuzun benliğine ve
karakterine ait düşünce ve duyguları tanımaya çalışın. Bu sayede, çocuğunuz size
düşüncelerini anlatırken hem kendini tanıyacak hem de sizler onun doğru/yanlışlarının nerede
olduğunu göreceksiniz. Çocuğunuzu dinledikten sonra ona vicdan sahibi olmaktan, merhametli ve dürüst olabilmenin öneminden bahsedin ve onu eleştirmekten olabildiğince
kaçının. Bu sayede çocuğunuzun kendi doğruları doğru bir şekilde kişiliğine yerleşecek ve bir durumla karşılaştığında, sürekli dışarıdan gelecek hatırlatıcı uyarılara ihtiyacı kalmayacaktır.
5
Sorumluluk duygusunu tatması için fırsatlar yaratın
Doğal gelişimin parçası olarak çocuk, yaşam ile ilgili becerileri aşamalı olarak edinir.
Kazanılan her beceri çocuğunuzun bireyselleşmesinde, bağımsız, kendine yeten bir birey
olmasında önemli adımlardır. Sorumluluklar ise çocuğunuzun yeni edindiği bu becerileri
hayata geçirmesi için önemlidir. Çocuğunuzun bireysel ihtiyaçlarını tek başına karşılama
becerisini kazanması, yetişkinlere duyduğu bağımlılığın giderek azalmasını sağlayacaktır.
Davranışlarının sonucunu yaşadıkça, gelişen becerilerini kullandıkça, çocuğunuzun kendine
olan güveni artacaktır. Tam tersi koruyucu bir yaklaşım, ne yazık ki çocuğunuzun kendi
kendine yetmesini ve yönetmesini engeller ve bağımsız birey olma yolunda onu yavaşlatır.
Çocuğunuza sorumluluk verirken “Çocuğunuzun yaşına uygun olarak yapabilme becerisine sahip olduğu her şey, onun sorumluluğu haline gelebilir.” cümlesi sizi yönlendirebilir.
Sorun çözme becerisinin sosyal yaşamdaki önemini unutmayın
Çocuğunuz, aile içinde olduğu kadar sosyal yaşamda da birçok problem ile karşı karşıya
kalacaktır. Ev ortamında olası çatışmaları yaşamamış, deneyimlememiş çocuk; girdiği ilk sosyal ortamda büyük zorluklar ile karşı karşıya kalabilir. Ebeveynler çocuklarını
yanlışlardan, olası tehlikelerden, korumak adına kimi zaman aşırı korumacı tutum
sergileyerek çocuklarını hiçbir olay ile yüzleştirmezler ve hiçbir çatışma ortamında onları
yalnız bırakmazlar. Bu tutum, çocuğu korumaktan çok ona zarar verir; onu kendini savunmayı
bilemeyen biri haline dönüştürür.
Sizler; çocuğunuzun arkadaşlık ilişkilerinde, sosyal ortamlarında, üniversite sıralarında, iş
yaşamında yani kısacası hayat karşısında güçlü bir karaktere sahip olmasını istiyorsanız onu şimdiden problem durumları karşısında nasıl davranacağı konusunda eğitmeniz gerekir. Bunu da ilk olarak problem karşısında onu tek başına bırakarak yapabilirsiniz. Çatışma ile karşı
karşıya kalan çocuk; o durumu çözmek, kendi lehine sonuçlandırmak için çözüm yolları
aramaya başlar. Bu da onun gelişimi için önemli bir adımdır.
Çocuk çözüm yolları bulma konusunda her zaman olması gereken performansı gösteremese
de ona farklı çözüm yolları bulması konusunda ışık tutan destekleyici anne-babaya sahip olduğunu bilmesi önemlidir. Bu anlamda, çocuğunuzun yaş dönemi özelliklerini dikkate
alarak ne zaman devreye bir yetişkin desteğinin girmesi gerektiği konusunda hassas
davranmanız gerekmektedir. Unutmayın, kişi ancak daha önce karşılaştığı ve çözdüğü
durumlar karşısında güçlüdür.
Çocuğunuz gelişim patikasında ne ile karşılaşırsa karşılaşsın yetişkinlerin doğru
yönlendirmeleri, telkinleri ve sevgi dolu yaklaşımları sayesinde bu yolculuk verimli bir şekilde tamamlanır. Aile sisteminizin davranış değiştirirken ya da oluştururken hangi yöntemi
benimsediği kadar, bunu çocuğa aktarış şekli de büyük önem taşır. İletişim kurarken sevgi ve
şefkatin önemini unutmayacağınız, mutluluk dolu bir tatil dileriz.
6
Kitap Önerileri:
“Çocuğunuza Sınır Koyma (Sorumluluk Sahibi, Bağımsız Çocuk Yetiştirmenin Yolları)”
Robert J. Mackenzie, HYB Yayıncılık
Kaynakça:
Martin, M., Greenvood., Cynthia Waltman , Çocuğunuzun Okulla İlgili Sorunlarını
Çözebilirsiniz - Sistem Yayıncılık.
Gordon., Dr. Thomas, Çocukta İç Disiplin mi? Dış Disiplin mi? – Sistem Yayıncılık
Navaro., Leyla , Gerçekten Beni Duyuyor Musun?- Remzi Kitabevi
Solter., Aletha J., Anne Babanın Çocuk Yetiştirme Rehberi – Kuzey Yayınları
Solter., Aletha J., Çocuğunuza Kulak Verin- Doğan Egmon Yayıncılık, 2012.
Söylemez.,Sabahat., Çocuk ve Disiplin-Çocuğumu nasıl Yetiştirmeliyim?- Morpa Kültür
Yayınları,2007
Yavuzer.,Prof.Dr. Haluk , Çocuk Eğitimi El Kitabı- 28. Basım, Rezim Kitabevi, 2012
Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü