97
BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİ PANEL - FORUM 23 Mart 2013 TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi PANELİSTLER Prof. Dr. Tarık Şengül ODTÜ Öğr. Üyesi/Şehir Plancıları Odası Eski Başkanı Dr. Erdal Köktürk Harita ve Kadastro Mühendisi Av. Emre Köprülü Tekirdağ Milletvekili

BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

  • Upload
    others

  • View
    6

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİ

PANEL - FORUM

23 Mart 2013

TMMOBHarita ve Kadastro Mühendisleri Odasıİstanbul Şubesi

PANELİSTLER

Prof. Dr. Tarık Şengül ODTÜ Öğr. Üyesi/Şehir Plancıları Odası Eski Başkanı

Dr. Erdal Köktürk Harita ve Kadastro Mühendisi

Av. Emre Köprülü Tekirdağ Milletvekili

Page 2: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

1

TMMOBHarita ve Kadastro Mühendisleri Odası

İstanbul Şubesi

BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A

ETKİLERİPANEL

Page 3: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

2

Adres:HKMO İstanbul Şubesi

19 Mayıs Mahallesi Samanyolu Sk.Onur Apt. No: 106 Kat: 2

34360 Şişli - İstanbulTel: +90 212 2328989 / Faks: +90 212 2329428

e-posta:[email protected] web: www.hkmo.org.tr

1. Baskıİstanbul, Ocak 2014

Baskı Adedi:500

ISBN No:978-605-01-0562-9

Matbaa Sertifika No: 12142

Tasarım:

Yayın Kurulu

Baskı:Ezgi Matbaa

Sanayi Cad. Altay Sk. No: 14 Çobançeşme/İstanbulTel: 0212 452 23 02

HKMO İstanbul Şubesinin ücretsiz yayınıdır.Bu Kitabın yayın hakları HKMO’ya aittir.

Kaynak gösterilerek yapılacak alıntıların dışında yayımcının yazılı izni olmadan hiç bir yolla çoğaltılamaz.

Page 4: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

3

BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A

ETKİLERİPANEL

23.03.2013

Page 5: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

4

Page 6: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

SUNUŞ

6 Aralık 2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 6360 Sayılı Kanun ile etkinlik alanımız içerisinde yer alan Tekirdağ İli’nin de bulunduğu on üç il daha Büyükşehir Belediyesi sta-tüsüne dönüştürülmüştür. Birçok kanun değişikliğinde olduğu gibi sonuçları çok da araştırılmadan siyasi hesap ve beklentiler ile yürürlüğe sokulan bu kanun ile çok sayıda belde belediye-si kapatılmıştır. Belediyeler; yerelleşmenin, yerinden yönetimin özerk kurumları olarak görülüp daha da güçlendirilmesi yerine ortadan kaldırılarak yetkileri tek merkezde toplanmıştır. Birçok Avrupa ülkesinde 50-100 kişilik yerleşim yerleri bile belediye haline getirilerek yerel yönetim güçleri küçük birimlere dağıtı-lırken ülkemizde bu gün itibari ile 30 adet Büyükşehir Belediyesi kurulmuş, bu illerdeki köyler ve belediyeler, büyükşehir beledi-yelerine bağlanmıştır.

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi ola-rak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ İli’nde bu yasanın Tekirdağ İli’ne etkilerini ele alan bir Panel- Forum gerçekleştirmiştir. Etkinliğe konuşmacı olarak Beykoz Belediyesi Eski Başkan Yardımcısı şubemiz üyesi Dr. Erdal Kök-türk, ODTÜ Öğretim Üyesi ve Şehir Plancıları Odası Eski Baş-kanı Doç. Dr. Tarık Şengül ve Tekirdağ Milletvekili Av. Emre Köprülü katılmıştır.

5

Page 7: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

22. Dönem Yönetim Kurulu, verimli ve aydınlatıcı bir etkinlik olan bu panel-forumun, önümüzdeki süreçte üyelerimizin, sivil toplum örgütlerinin, kurumların ve vatandaşların da yararlana-bilmesi için basılı yayın haline getirilmesinin uygun olacağını düşünmüştür.

Başta değerli konuşmacılar olmak üzere etkinliğimize katkı sunan tüm katılımcılara, temsilcilerimize ve toplantı salonunu bize tahsis eden Tekirdağ Ticaret ve Sanayi Odası yönetimine teşekkür ederiz.

HKMO İstanbul Şubesi22.Dönem Yönetim Kurulu

6

Page 8: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

ERCAN KISA (HKMO Tekirdağ İl Temsilcisi) - Değerli ka-tılımcılar; Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İstanbul Şu-bemizin düzenlemiş olduğu “Büyükşehir Olmanın Tekirdağ’a Etkileri” panelimize hepiniz hoş geldiniz.

Şimdi, İstanbul Şube Başkanımız Mehmet Yıldırım’ı konuş-malarını yapmak üzere kürsüye davet ediyorum.

MEHMET YILDIRIM (HKMO İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı) - Hepinize merhaba.

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yö-netim Kurulu olarak, bölgedeki meslektaşlarımız tarafından ya-pılması öngörülen “Büyükşehir Olmanın Tekirdağ’a Etkileri” başlıklı panelimize hoş geldiniz.

Aslında etkinlik öncesi, bir gazetede röportajını okuduktan

7

Page 9: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

sonra, Necla Demirci’nin, tehditlere rağmen, büyük emeklerle gerçekleştirdiği belgeselinin paylaşılmasının yerinde olacağını düşünmüştüm. Hakikaten de bu belgesel aslında burada sadece Tekirdağ değil, Trakya üzerine neler söylenmesi gerektiğini de tam anlamıyla ortaya sermiş oldu. Söyleyeceklerimin hepsini aslında bu belgesel söylemiş oldu. Bakalım, büyükşehir olma bu noktadan sonra bu bölgeye neler getirecek, Tekirdağ’ı kurtara-cak mı, bunu hep birlikte yaşayıp göreceğiz. İsteğimiz, kurtarıl-ması yönünde olur; ama hiç öyle olacağını tahmin edecek veya öngörecek bir durum olmadığını da söylemek gerekiyor.

Bildiğiniz gibi, Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Ka-nun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılma-sına Dair Kanun Tasarısı, ilgili kurumların, meslek odalarının, örgütlerinin, belediyelerin görüşleri alınmadan hazırlanarak Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçti ve yürürlüğe girdi. Bu yasayla, 2000 yılında 3228 olan belediye sayısı 1359’a indiril-miş oldu. Yine bu yasayla, kurulan 29 büyükşehir belediyesinin

8

Page 10: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

olduğu illerde 29 il özel idaresi, 1591 belde belediyesi, 16082 köyün de tüzel kişiliğine son verilmiş oldu.

Valilik başkanlığında kurulması öngörülen Yatırım İzleme ve Koordinasyon Merkezi’yle, merkezi idarenin yerel yönetimler üzerindeki vesayeti, Anayasaya aykırılığına rağmen, bu yasayla pekiştirilmiş oldu. Böylece yerelleşme, halkın katılımının artı-rılması ve karar verme iradesi de ipotek altına alınmış, diğer bir ifadeyle, aslında iradesi yok sayılmış oldu. Yerel halkın seçimiy-le oluşan il genel meclisi kaldırılarak, yerinden yönetimin yeri-ni, merkeziyetçi, vesayetçi bir yönetim almış oldu. Bu durum-da, yerleşmelerin tarihiyle, kültürleriyle bağdaşmayan, tepeden inme kararlarla, ilçelerin, belediyelerin parçalanması, ortadan kaldırılması; orada yaşayanların aidiyet duygusu yok edilerek, kendi tarihlerinden ve kültürlerinden uzaklaştırılmasını da bera-berinde getirmiş oldu.

Yasayla, köylü, kendi yaşam alanı üzerindeki tüm yönetim haklarını kaybetmiş oldu. Artık köy alanları belediyeler için yeni yatırım alanı haline getirilerek, rantın tamamı belediyelere aktarılacak. Bu aynı zamanda zaten çok azalan tarımsal faaliyet-lerin de ortadan kaldırılmasına yol açmış olacak. Ayrıca köylüler ücretsiz eriştiği altyapı hizmetleri için bedel ödemek zorunda kalacaklar. Bu durumun, tarım ve hayvancılıkla geçinen dar ge-lirli köylülerin daha da yoksullaşmasına neden olacağı açıktır.

Köy tüzel kişiliklerinin kaldırılmasıyla, orman köylerinin kentsel ranta açılması, imarın kolaylaştırılması, yabancılara top-rak satışının önündeki engeller de kaldırılmış olacak.

Değerli konuklar; fazla uzatmak istemiyorum, bunlarla ilgili ayrıntıları zaten panelistlerimiz sizlerle paylaşacaklar. Ancak, şöyle bir şey söylemek gerekiyor: Belgeselde de görüldüğü gibi, Anadolu, 10 bin yıllık bir insanlık tarihi geçmişine sahip. Ana-

9

Page 11: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

dolu insanı bu 10 bin yıllık yürüyüşünde bu topraklarla tarım yaptı, hayvancılık yaptı, temiz havasını soludu, temiz suyunu içti, güneşiyle ısındı ve şu yakın tarihe kadar, yani yaklaşık 50 yıl öncesine kadar da toprak ana bütün cömertliğini esirgeme-den sundu üzerinde yaşayan insanlara. Yani aslında bir anlamda, Âşık Veysel’in, “yüzünü yırttım kazma ile, bel ile / yine karşıladı beni gül ile” ifadesinde olduğu gibi, 10 bin yıldır insan eme-ğine karşı bu topraklar asla nankörlük yapmadı. Ama gelinen noktada, ne yazık ki, ilerleyen bilim, teknoloji, sanayi ve tarım, insanlığın gelişimi ve ortak yararı için kullanılmak yerine; bilim ve teknoloji sermayenin hizmetine verilerek, toprak ise bir rant aracı olarak metalaştırılarak, daha fazla sermaye, daha fazla kâr için kullanılır oldu ve işte o zaman köylünün elinden çoktan çık-mış olan tarım toprakları, doğal varlıklarımız olan kıyılar, me-ralar, ormanlar talan ve yağmaya da açılmış oldu. Soluduğumuz hava, içtiğimiz sular, yine belgeselde gösterildiği gibi, kirlendi. Sonuçta tarım bitirildi, hayvancılık da dört duvar arasına hapse-dildi.

Bugün bu talan ve yağma, son zamanlarda çıkarılan torba yasalarla daha da hız kazandı. Alışveriş merkezleri, rezidanslar, çarpık ve plansız konut üretimi ve sanayi tesisleri, denizlerimizi, göllerimizi, akarsuları, kıyıları, ormanları, meraları, tarım arazi-lerini; kısacası, bir bütün olarak doğal ekosistemi geri dönülmez bir şekilde tahrip etti ve etmeye de devam ediyor.

Bugün çıkarılan Büyükşehir Yasasıyla, nüfus kriteri baz alı-narak, iller büyükşehir statüsüne dönüştürülerek, planlı, yaşana-bilir yerleşim yerleri ve kentler yapmayı iddia etmek bize göre geçerli bir ölçüt değildir. Çünkü biz biliyoruz ki, bir ülkede eğer planlı ve dengeli, adil bir kalkınma ve yaşanabilir bir kentleş-me hedef olarak önüne konuluyorsa siyasi iktidarlar tarafından,

10

Page 12: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

öncelikle yapılması gereken, yani bunun yolu, ülke bütününü kapsayan fiziki bir planlamanın yapılmasıdır. Yani nerede neyin yapılacağı, sanayinin nerede olacağı, turizmin nerede olacağı, hayvancılığın nerede, tarımın nerede olacağı, buna göre hangi yatırımların gerçekleştirilmesi gerekiyorsa, bunların bir kere Türkiye çapında planlanması gerektiğini siyasilere bir kez daha hatırlatmak gerekiyor.

Yine aynı şekilde, bunun alt ölçeği olan bölge planlamaları-nın yapılması gerekiyor. Daha sonra kent planlarına geçerek, o zaman, hangi kenti büyükşehir yapmak gerekiyor, hangi kentte neler olacağını da bu çerçevede belirlemek gerekiyor.

Ama öyle olmuyor tabii, şimdiye kadar da olmadığı gibi. Üs-telik beş yıllık kalkınma planları yapılmasına rağmen, bunlar hiçbir zaman gerçekleştirilmedi.

Bütün bu olumsuzluklara rağmen, katılımcı ve birlikte üret-me ve paylaşma, yönetme kültürümüz çerçevesinde, demokratik ve çağdaş bir meslek örgütü anlayışıyla çalışmalarımızı dün ol-duğu gibi bugün de sürdürerek, mesleki faaliyetlerin yürütülme-sinde toplumun yararı ve meslektaşların haklarının korunması ve geliştirilmesi için, ranta, sömürüye, talana, yağmaya karşı çıkmaya, toplumu aydınlatmaya devam edeceğimizi burada bir kez daha hatırlatmak ve vurgulamak istiyorum.

Bu bağlamda, etkinliğin verimli, bilgi ve belge üreten, toplu-mun ve ülkenin sorunlarına ışık tutan, ön açıcı sonuçlar üreten bir düzlemde ilerleyeceği inancıyla sözlerime son verirken; siz katılımcılara, bu etkinliği düzenleyen Tekirdağ Temsilciliğimi-ze, bugün burada panelist olarak katılıp, birikimlerini bizlerle paylaşacak olan konuşmacılarımıza Yönetim Kurulu adına şim-diden teşekkür ediyorum.

11

Page 13: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

ERCA KISA - Şube Başkanımız Sayın Mehmet Yıldırım’a konuşmaları için teşekkür ediyoruz.

Şimdi, panelimizi yönetmek üzere, İstanbul Şube Sekreteri-miz Alişan Çalçalı’yı kürsüye davet ediyorum.

ALİŞAN ÇALÇALI (Panel Yöneticisi-HKMO İstanbul Şube Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi) - Arkadaşlar; merhaba. Hepi-niz hoş geldiniz.

Konuşmama başlamadan önce, İstanbul Şubemiz hakkında çok kısaca bilgi vermek istiyorum. Çünkü gördüğüm kadarıyla, değişik gruplardan katılımcılar söz konusu.

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğine bağlı 24 odadan bir tanesidir. Türkiye genelinde 13500 üyemiz vardır. Bunun 3500’ü İstanbul Şubemi-ze bağlıdır. Yani İstanbul Şubemiz, Harita ve Kadastro Mühen-disleri Odasının en büyük şubesidir. Etkinlik alanımızda, Yalova ili, İstanbul ilinin tamamı, Tekirdağ ili, Kırklareli ve Edirne bu-lunmaktadır.

Tekirdağ’da yaptığımız bir etkinlikte meslektaşlarımızdan gelen talep doğrultusunda böyle bir paneli düzenledik. “Tekir-dağ büyükşehir oluyor. İyi mi oluyor, kötü mü oluyor? Meslek açısından bize getirisi ne, götürüsü ne? Köylülere veya burada yaşayan halka getirisi ne, götürüsü ne?” gibi bir soruyla karşı karşıya kaldık. İnanın, bana hâlâ daha soruyorlar; “İyi mi olacak, kötü mü olacak?” Soru bu. “Tekirdağ için büyükşehir olmak iyi mi olacak, kötü mü olacak? Yani önümüzde bizi neler bekliyor?”

Bu gibi soruların karşılığını bugün burada bulacaksınız. Bir-birinden değerli konuşmacılarımız var. Ben şimdi onları sırayla buraya davet edeceğim.

12

Page 14: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

İlk konuşmacımız olarak Prof. Dr. Tarık Şengül hocamızı davet ediyorum.

Buyurun hocam.

İkinci konuşmacımız olarak Dr. Erdal Köktürk’ü davet edi-yorum.

Buyurun hocam.

Bir diğer konuşmacımız, Tekirdağ Milletvekilimiz Sayın Av. Emre Köprülü’ydü. Kendisi saat 15.00-15.15 gibi burada ola-cak. Bize verilen bilgiye göre, kendisinin şu anda Hayrabolu’da danışma kurulu toplantısı varmış, oradaki konuşması bittikten sonra bize katılacak, katkı sunacak.

Oturumumuz şu şekilde devam edecek: Önce sırayla konuş-macılarımıza söz hakkı verdikten sonra bir soru-cevap bölümü-müz olacak, soru-cevap bölümünde sizler soru soracaksınız. Sorduğunuz soruyu hangi konuşmacıya yönelttiğinizi belirtme-nizi rica ediyoruz, ayrıca adınızı ve soyadınızı da bildirerek so-rarsanız sorularınızı iyi olur. Çünkü kayıt altına alıyoruz pane-limizi.

Şimdi, ilk konuşma hakkını Sayın Prof. Dr. Tarık Şengül ho-camıza vereceğim. Ama önce kendisini bir tanıyalım, özgeçmişi hakkında kısaca bilgi vereyim.

ODTÜ Şehir Planlama bölümünden lisans ve aynı üniversi-tenin Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümünden yüksekli-sans derecesini aldıktan sonra, “Hegemonya ve Kent Mekanı; Ankara Örneği” başlıklı tezle de İngiltere’nin Kent Üniversitesi Kentsel Çalışmalar Biriminden doktorasını aldı. ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümünde öğretim üyesi olarak ça-lıştığı dönemde, 2004-2006 yılları arasında Diyarbakır kenti na-

13

Page 15: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

zım imar planı çalışmasının koordinatörlüğü ve 2008-2010 yıl-ları arasında TMMOB Şehir Plancıları Odası Genel Başkanlığı görevlerini üstlendi. Hocam, 2011’de Cumhuriyet Halk Partisi Ankara İl Başkanı oldu. Ancak, şu an o görevde değil. Halen Orta Doğu Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakül-tesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümünde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır.

Buyurun hocam, söz sizin.

Prof. Dr. TARIK ŞENGÜL - Öncelikle bu etkinlik için Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İstanbul Şubesine ve Temsilcili-ğinize teşekkür ediyorum.

Önemli bir değişiklik tabii. Hepimizin geleceğe yönelik so-rusu, bu tür bir düzenlemenin hem Türkiye’nin genel yönetsel yapısı açısından, hem de bu tür bir değişikliğe konu olan iller ve kent merkezleri açısından ne tür sonuçları olacağı. Bu soru hepi-mizin kafasında. Yasayı okuyarak, geçmişteki uygulamalara ba-karak çeşitli çıkarımlar yapıyoruz. Kaygılıyız; çünkü hem yasa metni, hem de bugüne kadar yaşadıklarımız kaygılı olmamızı haklı çıkartacak nitelikte birçok gelişmeyi önümüze koyuyor. Dolayısıyla, ortada gerçekten iyi analiz edilmesi, düşünülmesi gereken bir durum var.

Biraz daha geriye giderek bir değerlendirmeyle başlamak is-tiyorum. Bu yasa gündeme gelmeden önce, aslında bu yasayla

14

Page 16: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

büyükşehir statüsü kazanan yerleşimlerin, illerin, kent merkez-lerinin hemen hepsinde çok ciddi problemler var ve bunları çok daha kısmi yollarla çözmek istediler. Üçlü kararname denilen bir yöntemle, bu merkezlerin dikkate değer bir bölümünde çeşitli düzenlemeler yapıldı. Oraya dönüşümün kısmen nedeni, örne-ğin Denizli, örneğin Aydın, benzer biçimde Antalya büyükşehir statüsünde, ama Alanya bölgesi, Malatya, daha bunu çoğaltabi-lirim, ama bu kapsamdaki illerin önemli bir bölümünde beledi-ye birleştirmeleri gündeme geldi ve üçlü kararnamelerle çeşit-li uygulamalar yapıldı. Tabii, idarenin bu tür uygulamalarında mahkeme merci Danıştay. Dolayısıyla, belediyeleri kapanan yerlerde belediye başkanları, orada yaşayanlar dava ettiğinde, Danıştay bu davalara baktı ve bu sürecin neredeyse tamamına yakın bölümünde de ben bilirkişilik yaptım.

Aslında bu Büyükşehir Yasasına gelmeden önce, bunların bize altta yatan bazı temel problemlere ilişkin önemli ipuçları sağladığını şimdi geriye dönüp bakınca daha iyi görüyorum.

Bu düzenlemenin ilk başlangıcı, birkaç tane köyün üçlü ka-rarname yoluyla Denizli Belediyesine birleştirilmesi, yani oraya katılmasına yönelik bir uygulamayla gerçekleştirildi. Çoğumuz geçeriz Denizli’nin içinden; o Denizli diye gördüğünüz yerin içinde 16 tane belediye var. Bir de bir dizi çevresindeki köy. Üçlü kararnameyle bunları birleştirdiler. Bir önceki Cumhur-başkanı, Ahmet Necdet Sezer’in imzasının olduğu bir kararna-meydi o. Gittik. Tabii, o sıradaki Belediye Başkanı şu anda bir milletvekili. Belediye Başkanı ve vekilinin odasında, kendileri bizzat şöyle bir olay anlattılar: Bunu önemli olduğunu düşündü-ğüm için söylüyorum. Kendileri orada, biz de buradayız; yanlış-sa, yanlış desinler.

Biliyorsunuz, Denizli Belediye Başkanı, Başbakanın çok ya-

15

Page 17: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

kınında, yani oldukça sıkı bir ilişkileri var ve o çerçevede gidip Başbakanın kendisinden, Denizli’nin o dağınıklığını çözmeye yönelik olarak büyükşehir statüsüne geçirilmesi yönünde bir ta-lepte bulunduklarını Belediye Başkanının kendisi anlattı. Bunu birden fazla kez Başbakanın gündemine getirdiklerini ve Başba-kanın kendisini o sırada geri...

Denizli gerçekten problemler içinde. Yani bir kentsel alan-da 16 tane belediye; her biri kafasına göre planlar yapmış; o planların sonunda, olmayacak alanlarda yapılaşmaya gidilmiş, mesela SİT alanları gelişme alanı ilan edilmiş, tarım alanlarına girmişler falan. Çünkü her belediye kendisinin bir imara açılmış, gelişmeye açılmış bir alanı olması gerektiğini düşünüyor ve çok büyük bir nüfusa yönelik planlar yapmışlar. Altyapıda sorunlu, her yerinde sorunlu bir şehir. Sonunda bizim verdiğimiz raporda da, bütün o demokratik şeylere rağmen, ben de birleştirilmesi yönünde bir görüş beyan ettim ve o çerçevede de birleştirildi bu şeyden önce. Bütün şehir uygulaması diye de biliniyor o uy-gulama. Onun bilirkişiliğini yapan üç kişiden biri de bendim. Başbakana gittiklerinde bu taleple, Başbakanın kendilerini geri çevirdiğini söylediler. Geri çevirişinin gerekçesi şu: Başbakan demiş ki, “Ben şu anki büyükşehir sayısını fazla buluyorum; bunu artırmak değil, azaltmak istiyorum.” Orada Başkan, Baş-kan Yardımcısı, birlikte Başbakana gittiklerinde beyan ettikleri, bize aktardıkları görüş bu. Doğrusuyla, yanlışıyla, onların anlat-tıklarından aktardım.

Oradan buraya nasıl geldik ve 14 tane daha büyükşehir nasıl yarattık? Başbakanın bundan birkaç yıl önce bugünkü büyük-şehir sayısı dediği, 15-16 tane büyükşehri fazla bulduğu bir du-rumdan, buna 14 tane daha ekleyerek 30 çıkarttığı bir durumla karşı karşıyayız. Niye? Bu soru önemli. Burada iktidarın rasyo-

16

Page 18: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

nalitesi ile toplumun rasyonalitesinin ne ölçüde çakıştığı sorusu da ayrı bir öneme sahip.

Yasa metnini, geçmişe yönelik niyetleri okuyarak bir sürü değerlendirme yapılabilir, bazılarını da biz yapacağız. Ama bu uygulamanın içindeki 14 tane ilin, büyükşehir statüsündeki yer-leşim merkezinin her birinin ayrıca bir değerlendirmeye ihtiyacı var. Bu süreçten her birinin aynı biçimde etkilenmeyeceği ka-naatindeyim. Yani genel olarak bir durum var, genel etkiler var; ama ayrıca bir de yerel özgünlüklerin yarattığı, yerel durumların yarattığı bir değerlendirmenin yapılması gerekecek. Bunu özel-likle Tekirdağ açısından söylüyorum. Çünkü Tekirdağ’ın konu-mu bir Malatya, bir Mardin konumu değil. İstanbul’un dibinde bir başka gerçeklik olarak, biraz önce çevre felaketi açısından sonuçlarını gördük, İstanbul’un arka bahçesi olmanın, bir an-lamda kirliliklerini attığı, temizlediği yer olmanın sonuçlarını gördük. Tabii, bu tür boyutlar, bu yasa çerçevesinde buralara ay-rıca bir daha dikkatli bakmamızı da gerektiriyor.

Bu meselenin ham formunda, daha hiç bu gerçekliklere var-madan, çok temel bir meseleyi söylemekte yarar var. O mesele şudur: Bugün yaşadığımız dünya, ne yazık ki, üretim karşısında tüketime, tarım karşısında sanayiye, kır karşısında kente boyun eğen bir dünya. Onun biraz önce gördüğümüz çevresel manzara-sı çok iç açıcı değildi. Ama bu kente, kentleşmeye boyun eğme meselesinin de orada gördüğümüz vahşet kadar büyük sonuçla-rının olduğu kanaatindeyim.

Bir akademisyen ukalalığı yapmak istemiyorum, ama şu şeyi göstermek istiyorum size.

Bu bir dünya haritası aslında, finansal durumu gösteriyor. Bakın, şu çizgi olarak gördüğünüz, aslında dünyadaki ekonomik üretim. 50 trilyon dolar civarında. Bu, mal ve hizmet olarak dün-

17

Page 19: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

yanın ürettiği şey. Şu çizgi, bir ekonomik üretim; tarım, sanayi, hizmetler olarak. Bunlar, reel ekonomi dediğimiz şey.

Bakın, bu ise, daha çok bugün artık finansallaşma dediğimiz, yani üretimle falan ilgisi olmayan, kağıt oyunları üzerinden ger-çekleşen ekonomik büyüklük.

Bakın, 87’deki yerine bakın bu dünyanın, sonra değişimine bakın. Bugün orada gördüğünüz rakam, hiçbir üretime konu ol-madan, kağıtlar üzerinden ve gerçeklikten, gerçek ekonomiden giderek de koparak, yani borsalarda, yani birtakım bilgisayar başlarında yaratılan değer ve bunun arkasında çok büyük bir borç zinciri var.

Niye söylüyorum bunu? Bir akademik şeyle değil. Bakın, bu büyük kaynaklar, bugün geldiğimiz yer itibarıyla, 60 trilyon dolarlık bir üretime karşılık, 2009 rakamlarına göre 600 trilyon dolarlık bir ikincil piyasa oluşturduğunu ve 2012 yılında bunun 1200 trilyon dolara çıktığını görüyoruz. 60 trilyon dolar nere, 1200 trilyon dolar nere! 60 trilyon dolar, reel ekonomi, gerçek üretim; gerisi spekülasyon, rant ve benzeri türden oyunlar. Bu para bir yerlere akıyor. Bunun aktığı yer, kentler. Bir kere bu resmi görmek zorundayız. Yani burada eskiden alıştığımız anla-mıyla, sanayi, ticaret, tarım vesaire üretiminin organize edildiği, altyapısının desteklendiği, işgücünün üretildiği bir kentten söz etmiyoruz. Malların, metaların üretildiği, dolaştığı, tüketildiği yer değil kent. Kent bugün metanın kendisi. Her şeyin satıldığı, her şeyin bir parasal karşılığının olmaya başladığı bir yer. Dola-yısıyla, bu, artık üretim endeksli bir ekonomi değil. Bu kent, bir anlamda, inşaat sektörünün ve daha da önemlisi, bunun üzerin-den yapılan spekülasyonların kenti.

Öbür slayda gelirsek, bunun aslında çok yanı başımızda nasıl bir gerçekliğe karşılık geldiğini de kısaca görebiliriz.

18

Page 20: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

Bakın, şuralarda bir yerde İstanbul var. Biraz son dakikada hazırladım, keşke İstanbul’u da koysaydım. Çünkü bakın, şura-sı, yeni İstanbul diye ilan edilen yer. Burada su havzaları, orman alanları var. Bakın, İstanbul şuralarda, şu taraflarda ve şu alan, biz ölçtük, İstanbul’un yerleşik alanının yarısı. Nazım arkada-şımız ölçtü, onun yalancısıyım. Bakın, İstanbul’dan söz ediyo-ruz. Resmi Gazete’de, kimsenin haberi olmadığı bir zamanda, İstanbul’un yarısı kadar bir alanı sizin burnunuzun dibinde yeni İstanbul diye açtılar. Şuradan gelen yol Üçüncü Köprü ayağı. Şurada dünyanın en büyük havaalanı olacak. İkincisi falan değil ha, illa en büyüğü olacak. Şurada, daha önce yine Nazım arkada-şımızla Birgün gazetesinde yazdık, şeyini de koyduk; bundan 10 yıl önce Amerika’nın ikinci sınıf bir üniversitesinde hazırlanmış bir başka kent projesini şuraya yerleştirdiler. Karadeniz kıyısın-da, kıyı boyunca bir başka kent projesi daha gündemde. Üçüncü Köprü, üçüncü havaalanı, ikinci İstanbul ile, neredeyse bugünkü İstanbul’la eşdeğerde. Çünkü alan yarı büyüklükte; ama bugün-kü yoğunluklar olarak baktığınız zaman, buraya muhtemelen daha yüksek yoğunlukta yapılaşmanın geleceği konusunda hiç şüphemiz yok.

Dolayısıyla, aslında olmayan bir ihtiyaç üzerinden, olmayan bir talep üzerinden bir uygulama yapılıyor. Bu, sizin burnunu-zun dibi.

Bu projelerin hiçbirinin bu iktidar menşeli olmadığını da söy-leyeyim. İkinci bir İstanbul projesi, Devlet Planlama Teşkilatının değil, ama Amerika’dan davet edilen bir uzmanın, İstanbul Bü-yükşehir Belediyesi Konut A.Ş. birimine hazırladığı bir raporda var. Bakın, ülkesel ölçekte bir strateji öneriyor. 20 sayfalık bir çalışma. Devlet Planlama Teşkilatına yaptırılmıyor bu çalışma; çünkü öyle bir teşkilat artık yok. Kime yaptırılıyor; İstanbul’da artık geçerli olmayan, Konut A.Ş. diye, İstanbul Büyükşehir

19

Page 21: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

Belediyesinin olduğunu anladığımız bir şirkete yaptırılıyor. Bu zat, Amerikalı uzman, aslında İstanbul için önerdiği ikinci kenti oraya önermiyor. Yani şurası değil onun önerdiği. Yanlış hatır-lamıyorsam, Pehlivanköy taraflarında bir yerlerde. Onun öneri-si, aslında kendisi açısından şundan daha mantıklı; İstanbul’u bir miktar dengeleyecek, Trakya’da bir başka kent önerisi. İstanbul’u çekim alanından biraz daha öteye çekiyor, size yak-laştırıyor yani -sonuçlarını ayrıca tartışabiliriz- ve İstanbul’u bir anlamda biraz baskıdan kurtarmak istiyor, anladığımız kadarıy-la. Fakat tabii, o projenin ruhu kalıyor, ikinci İstanbul, alternatif şehir; ama getiriyorlar, burnunun dibine dayıyorlar. Dolayısıyla, emin olun ki, şu ara dolacak.

Bütün bu mesele içinde buraya, Edirne’ye ve Trakya ger-çekliğine bakmamız lazım. Yani burayı böyle tek başına, sadece bugün yaşanan, belli bir desantralizasyon sonucu gelen o fabri-kalar vesairelerle değerlendirmenin artık bir anlamı yok. Böyle bir İstanbul senaryosuyla, bundan sonraki dönemde bugünkü so-runlarından çok daha büyük sorunlar yaşayacak bir Trakya’dan söz ediyoruz.

Bakın, eğer bu bölgede bu kadar büyük bir çevre felaketi ya-şanıyorsa, bunun önemli nedenlerinden bir tanesi, İstanbul’un sanayisinin dışarı gitmesidir. Çünkü İstanbul, bir dünya kenti olarak adlandırılan İstanbul artık üretemiyor. Çünkü çok paha-lı bir yer. Yani kirliliğiyle, sorunlarıyla, işgücü ihtiyaçlarıyla, kentsel arsasıyla, bütün bunlarıyla o metropol lekesi içerisinde o üretim tesislerinin yeri yok. Nereye itiyor bunları; bir kısmı-nı Kocaeli tarafına itti geçmişte, orası tıkandı, Trakya bölgesine yüklendi. Şimdi orada gördüğümüz üretimin dikkate değer bir bölümü İstanbul’un ittiği nitelikte.

Peki, bu bir gerçeklikse, şu senaryodaki tablo nasıl bir şey

20

Page 22: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

olacak? Benim gördüğüm kadarıyla, bu bölgenin geleceği açı-sından, İstanbul’un istenmezlerinin daha büyük bir yoğunlukla itileceği bir yer Trakya bölgesi. Tekirdağ, Edirne, Kırklareli; bu bölgenin bundan sonra İstanbul’un yaratacağı basınç ve isten-mezleriyle büyük bir mücadelesinin olacağı kanaatindeyim. Do-layısıyla, bugün sorunumuz var diyorsanız, önümüzdeki dönem-de bunun on katı sorununuz olacağından emin olunuz.

Tabii, bir sürü açıdan başka boyutları tartışabiliriz. Yeni iş imkânı demek, bu tür yatırımların arsa üzerinde yaratacağı ta-lep artışı demek vesaire vesaire, bir sürü böyle şey söylenebilir; yani çeşitli kesimler bundan çeşitli sonuçlar çıkartabilirler. Ama yaşam kalitesi açısından, yani insanların yediği, içtiği, havasını soluduğu, bankında oturduğu, parkında dinlendiği kent, konutu-nun bulunduğu yer açısından, emin olun ki, önümüzdeki döne-min Trakya’sı, bilinçli bir duruşu olmazsa, gerçekten çok büyük sorunlarla, yaşanabilirliğin çok geri düştüğü, bugünkü standart-ların altında yaşandığı bir durumla karşı karşıya kalacak.

Şimdi, bu makro mekânsal değerlendirmeyi dikkate alarak, bir miktar geri dönüp, tekrar şu Büyükşehir Yasası bu çerçevede ne anlama geliyor sorusuna bakmakta yarar var diye düşünüyo-rum.

Bir kere, şu çok açık: Büyükşehir belediyeleri, büyükşehir statüsündeki yerler, kaynaklardan pay alma anlamında diğer be-lediyelere göre daha yüksek çarpanlarla pay alırlar. Dolayısıyla, gelir açısından bir miktar daha durumları iyi. Birincisi, finansal boyutuyla böyle bir değerlendirmeyi yapmak mümkün.

Aslında elimizde o veriler de var; ilerleyen dakikalarda, belki sorular bölümünde değiniriz. Mesela şeyi hesaplamışlar, büyük-şehirlerin her biri için nasıl bir gelir artışı olacak, hesaplanmış.

21

Page 23: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

Belediye gelirleri açısından büyükşehirlerin daha avantajlı durumda olduğunu söyledik. Tabii, orada iki tane mesele var. Bir tanesi şu: Bu, daha önceki büyükşehir uygulamalarından daha farklı bir uygulama. Çünkü daha önce, ister ismine Pergel Yasası deyin, ister daha önceki uygulamalara bakın, daha sınırlı bir alanın sorumluluğunu üstleniyorlardı ve büyük ölçüde, çev-resi biraz kırsal olmakla birlikte, kentsel alanların sorumluluğu büyükşehir belediyelerin görev alanını oluşturuyordu, sınırlarını oluşturuyordu. Şimdi bu yapılan düzenlemede il sınırıyla örtü-şen bir durum var. Asıl mesele ve sıkıntı yarattığı düşünülen bo-yutlardan en önemlisi bu. Çünkü bu, çeşitli açılardan sıkıntılı bir duruma işaret ediyor. Niye? Bir kere, burada, bu bölge de dahil olmak üzere, kentin biraz dışına çıktığınız zaman ya da kent lekelerinin, tarım ağırlıklı yerler başlıyor, kırsal yerler baş-lıyor. Hele Güneydoğu’ya, mesela Mardin’e falan gittiğinizde, kentin içi bile tarım. Yani burada kırsal niteliği çok baskın, köy-ler çok ciddi biçimde şey. Tabii, burada kırın bu işin içine dahil edilmesi, daha önce kent için düşündüğümüz belediyenin kırdan sorumlu olması, köye, tarıma yönelik birtakım sorumlulukları olması yeni bir durum yaratıyor. Bu sadece gelirler açısından değil. Gelir bence önemli, hizmetleri belirlediği için. Ama başka açılardan da önemli sorunlara işaret ediyor.

Tabii, büyükşehir belediyelerinin sınırının il sınırı olması sonrasında, hepinizin bildiği gibi, bazı belde belediyeleri -ki toplam belediyelerin yarısı neredeyse- ve köylerin yarısı ma-halle statüsüne dönüşüyor. Bu köy statüsünden mahalle statü-süne dönüşüm, işleyişlere ilişkin, imar ruhsatlarından ödenecek harçlara kadar, harçlardan birtakım yapı yapma izinlerine kadar, mera alanlarının statüsü de dahil olmak üzere, bir sürü değişikli-ği gündeme getiriyor. Buna tekrar değinilebilir, hocam da deği-necek bu tür boyutlara.

22

Page 24: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

Ama buradaki sorun her şeyden önce şu: Bir kere, karşınızda çok büyük alanlar var ve şimdiye kadar sadece kentsel hizmet götürme konusunda, eğer uzmanlık geliştirebilmişlerse, bir de belediyeler var. Bugün geldikleri yer itibarıyla artık bunların köylere de bir hizmet götürmesi meselesiyle karşı karşıyayız. Çünkü daha önce, il özel idareleri bünyesinde, merkezi yöne-timin çeşitli kuruluşlarının da işin içine girmesiyle oluşan bir kırsal hizmet örüntüsünün neredeyse tümüyle devre dışı bıra-kıldığı… Neredeyse diyorum; çünkü valilikler çerçevesinde bir-takım koordinasyon işleyişlerini hâlâ sürdürecekler, ama daha marjinal bir biçimde. Tabii, belediyelerin bu mali yapılarıyla, bu personel statüleriyle, durumlarıyla, bu profilleriyle, bu bilgi birikimleriyle bu işin altından nasıl kalkacakları bir soru işareti. Eğer bir belediye başkanımız çıkıp, “Biz bu işi hakkıyla yapa-rız” diyorsa, önce alnından öpeceğiz, sonra çıkıp alanda seyre-deceğiz, sonra da “Nasıl oldu?” diye soracağız. Ama hepimiz biliyoruz ki, kentlerle baş edemeyen belediyeler bu köylerle baş edemezler. Önemli sıkıntılardan bir tanesi budur. Çünkü köy de-diğimiz şey öyle basit bir şey değil. Çoğunuzun benden daha iyi bildiğini düşündüğüm için, çok fazla da söz söylemeyeyim; o meranın kullanımının işleyişinden, tarım toprağının kullanılış biçimine, her biri ince bir zanaat, her biri bir uzmanlık. Bunların bu belediyelerde yapılması mümkün değil. Rantla uğraşan, ruh-sat vermek, ruhsat verirken bir şeyleri sıkıştırmak vesaire üze-rine uzmanlaşmış birimlerin kır yapıları karşısında önümüzdeki dönemde çok ciddi problemleri olacak.

Bunun tümüyle bir spekülasyon olmadığını da size şöyle bir deneyimimden söyleyebilirim: Daha önceki büyükşehir uygula-maları sonucu, biliyorsunuz, pergeli biraz açtılar, alanları büyüt-tüler ve daha önce büyükşehir statüsünde olan, örneğin Ankara için söylüyorum, başka yerlerde de öyle, bir sürü kırsal yerleş o

23

Page 25: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

şeyin içerisine girdi. Gidip sorun bakalım, hangisi memnun bu statüden. Yani şu yeni düzenlemeyle değil, daha önceki, o per-geli biraz açtıklarında potaya girip kentli hale gelen köylere bir sorun, hangisi ne hizmet alıyorlarmış büyükşehir belediyesin-den. O da Ankara Büyükşehir Belediyesi. Kalecik’in köyleriyle konuştum. Somut olarak konuştuğum için söylüyorum, spekü-lasyon yaparak söylemiyorum. Bu süreç içinde gittim, tek tek, Kırıkkale’nin büyükşehir sınırları içine alınan köylerinin bazı-larında vatandaşlarla, köylülerle konuştum. Küfrediyorlar. Ne gelen bir düzgün belediye otobüsü var, ne başka türden servisler var. Ama diyorlar ki, “Bundan sonra bina yaparken, gidip oradan ruhsat vesaire izin alacağız, birtakım harçlar ödeyeceğiz” falan.

Böyle bir büyük gerçekliğin içerisinde, tabii, bu yapıları bunun içine sokunca, aslında yasanın kendisi ve yasa yapıcı, büyükşehirlerin de içinde olacağı önümüzdeki yerel seçimler sürecindeki sıkıntıları da hesaba katarak, bu tür konulara yöne-lik 5 yıllık bir muafiyet getirdi, harçlar ve diğer şeylerle ilgili. Niye? Onlar da biliyorlar işlemeyeceğini, onlar da biliyorlar in-sanların sırtına büyük yüklerin bineceğini ve 5 yıllık bir süre için insanları kandırma yoluna gittiler. Dediler ki, “5 yıl süreyle uygulamayacağız size bu vergi ve harç meselelerini.” Ne oldu? Bu iyi bir uygulamaysa, yapın. Ama biliyorlar ki, şu gün başla-salar, önümüzdeki yerel seçimlerde çok ciddi sonuçları olacak. 1 yıl muafiyet yapsalar, garip karşılanır; seçime kadar olacak çünkü, olmaz. Bir seçim dönemi boyunca muafiyet getirerek, insanları kandırmaya çalışıyorlar. Bu bile bu sistemin kırsal ya-pıya yönelik olarak maliyetinin ciddi olacağı konusunda önemli bir ipucudur. Demek ki harçlar yüksek olacak, demek ki birta-kım bedeller ağır olacak ki, 5 yıl erteliyorlar. Niye erteliyorlar 5 yıl? Başka bir açıklaması yok. Dolayısıyla, 5 yıllık bir süre için bu tür konularda galiba rahatız; ama ondan sonrası için, ortada,

24

Page 26: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

kentlerin ödediği türden bedelleri hem mali, hem de başka açı-lardan ödeyen kırsal yerleşimlerimiz, geçmişteki beldelerimiz vesaire olacak.

Başka bir boyutuyla baktığımızda, bütün bu uygulamaların kentlerdeki hizmet kalitesini de düşüreceğini söylemek isterim. Nüfus büyüklükleri ile gelir arasındaki artışlara baktığımızda, bazı yerlerin haricinde, sandığımız kadar iyi bir artış yok. Eğer bu sürecin sonunda bu kadar nüfus eklenecek ve bu kadar da-ğınık yerleşime hizmet götürülecekse ve eğer bir büyükşehir belediye başkanı, beni yanlış çıkartmak için, gerçekten oraya hizmet götürüp, bunun mücadelesini verecekse, bunun karşılığı, kentlerdeki hizmet kalitesinin düşmesidir. Emin olunuz, böyle-dir. Çünkü belli yani; çöp kamyonu sayısı belli, diğer hizmet araçlarının sayıları belli, personel sayıları belli. Bunların iki ka-tına çıkmayacağı bir gelir artış tablosunu ben gördüm. Böyle bir şey olmayacak. O zaman, var olan kaynaklarla daha büyük işleri yapmaya çalışacaklar.

Bu ortak alanlarla ilgili de birkaç söz söyleyeyim, ondan son-ra sözü sizlere bırakayım.

Tabii, burada meralar falan meselesi var. Daha önce yaptığım bilirkişiliklerde karşılaştığım manzara şu: Mesela, Nazilli’de bir yere gittik. Anlamadım, niye o köyü şey yapmışlar; gidince an-ladık. Dosya üzerinde anlamadım ne olduğunu. Gittim, baktım, yerden su kaynıyor, yani inanılmaz bir kaplıca vesaire, turizm potansiyeli taşıyan bir köy. Kafaya koymuşlar, onu elinden ala-caklar köyün. Bolu’da benzer uygulamalar gördüm, Düzce’de benzer uygulamalar gördüm; özellikle kırsal yerleşimlerle ilgili olarak. Arkasında bir rant ve el koyma süreci var.

Burada büyükşehir statüsüyle ilgili olarak, köylerin mahal-lelere dönüşmesi ve buradaki mera ve ortak alanların ve diğer

25

Page 27: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

birtakım taşınmazların geleceğine yönelik bu düzenlemelere baktığımızda; çok açık biçimde bunlara el konulacağı söylen-miyor, tam tersine, statünün devam edeceği yönünde bir şey var. Ama ben yasayı okuyunca, yasanın ne olduğunu bilirim; bilinç-li bir muğlaklık var. O bilinçli muğlaklığın arkasında da, emin olun, stratejik olan yerleri kentsel dönüşüm alanı ilan ederek el koyacaklar. Değerli olan alanlar, önümüzdeki dönemde, büyük-şehir belediyeleri aracılığıyla ranta el koyma süreçleri içinde, TOKİ’yle işbirliği halinde, başka türlü bir dönüşüme uğraya-caklar, emin olun. Ha, yoksa bir değeri dert etmeyin; meranız meradır, istediğiniz kadar hayvanlarınız orada açlıktan ölebilir. O çerçevede, yani çok belirgin bir biçimde bu alanların bir el koyma sürecine tabi tutulacağı görülüyor. Ama söylemiyorlar. AK Partinin, AKP’nin Genel Merkezinin kendi web sitesinde bu konuya ilişkin soruları yanıtladıkları bir broşür hazırlamış-lar, bilmem kaç soruda diye. Net biçimde şeyi göremiyorsunuz; “Meralara el konulmayacaktır” denilmiyor. Çok muğlâk biçim-de, orman köyleriyle falan filan karıştırmışlar. “Eğer orman köy-lüleri isterse bilmem ne olacaktır” falan diye, hop geçiyor. Yani yasanın kendisi muğlâk. Arkasından muhtemelen yönetmelik-lerin, Mera Yasasında çeşitli düzenlemelerin yapılması lazım, onlar bekleniyor. Muhtemelen önümüzdeki seçime kadar onlar yetişmeyecektir, seçim sonrasına kalacaktır. Ondan sonra görü-rüz meralara ne olacağını.

Tabii, bunun daha önceki uygulamaları ve bizim bilirkişilik yaptığımız uygulamalar, hep çok ciddi problemlerin olduğu ve rant şeyinin olduğu yerlerdi. Orada ben niyetleri gördüğüm için, belki biraz da oradan aşırı bir duyarlılıkla projekte ediyorum bu-güne, bugüne taşıyorum; ama umarım, bu benim yanılgımdır.

Son bir şey: Tekirdağ, bu tür bir büyükşehir statüsü ve bunun

26

Page 28: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

yaratacağı olanakları çok iyi kullanmak durumunda. Tekirdağ, Türkiye’nin bilinçli bölgelerinden, illerinden bir tanesi. Aynı za-manda bütün bu olumsuzlukların içinde, büyükşehir meselesini, özellikle dirayetli bir büyükşehir yönetimiyle Türkiye açısından bir fırsata, Türkiye’nin başka bölgelerine bir örnek olmaya dö-nüştürebilir. Ama orada da önümüzdeki yerel seçimde sizlere büyük görev düşüyor. Lütfen, buraya rantçıları, çalıp çırpma me-raklılarını, alıp ateşi kendi evine götürmek isteyenleri getirme-yin, izin vermeyin. Ona izin vermediğiniz zaman, büyükşehirde gerçekten duyarlı insanlar oturduğu zaman, bir başka dünyanın kurulması da mümkündür.

Teşekkür ederim.

PANEL YÖNETİCİSİ - Ben de Sayın Prof. Dr. Tarık Şen-gül hocamıza teşekkür ediyorum. Geniş bir perspektif çizdi.

Erdal hocam sanıyorum daha güncel konulara değinecek.

Hocam; size buradan sorular gelecektir sanıyorum. Çünkü meslektaşlarınız da var salonda, görüyorum.

Sözü Erdal hocama vermeden önce, kendisini tanımanız açı-sından kısaca özgeçmişinden bahsetmek istiyorum.

1957 yılında Zonguldak Çaycuma’da doğdu. 1974 yılında Tapu ve Kadastro Meslek Lisesini bitirdi. 1975 yılında kısa süreyle Çaycuma ve Safranbolu kadastro müdürlüklerinde ka-dastro teknisyeni olarak çalıştı. Yıldız Teknik Üniversitesinden 1980 yılında harita ve kadastro mühendisi, 1982 yılında kamu-laştırma üzerine yapmış olduğu tezle yüksek mühendis olarak mezun oldu. Aynı üniversitede 1996 yılında kadastro konusunda doktora yaptı.

1981-84 yıllarında Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Em-

27

Page 29: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

lak ve Kamulaştırma Dairesinde, 1984-86 yıllarında Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürlüğü İşletme Dairesinde, 86-89 yıllarında Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Fen Dairesinde ça-lıştı. 87-88 yıllarında Beşiktaş Kadastro Müdürlüğünde kontrol mühendisi olarak görev yaptı. 89-94 yıllarında Şişli Belediyesi Harita Emlak ve Kamulaştırma Müdürlüğü, 1999-2004 yıları arasında Beykoz Belediyesi Teknik Başkan Yardımcılığı görev-lerinde bulundu. 2006 yılında Beykoz Belediye Başkan Yardım-cısı kadrosuyla emekli oldu. 1986-88 yılları arasında TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İkinci Başkanı, 98-99 yıllarında İstanbul Şube İkinci Başkanı olarak Yönetim Kuru-lunda görev yaptı.

Gayrimenkul Değerleme Uzmanları Derneği’nde imar plan-ları ve uygulama teknikleri ile mesleki mevzuat ve etik kurallar eğitimini, Değerleme Uzmanları Derneğinde tapu işlemleri ile mesleki mevzuat ve etik kurallar eğitimini; 2009-2012 yılları arasında Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşlet-me Anabilim Dalı yükseklisans programında mesleki mevzuat ve etik kurallar dersi vermiştir. Aynı zamanda Sermaye Piyasası Kurulundan almış olduğu 2000 yılı tarihli ve 400573 nolu gayri-menkul değerleme uzmanlığı lisansına sahipmiş. Bu arada, Tür-kiye Değerleme Uzmanları Derneğinde, gayrimenkul değerleme uzmanlığı ihtisas sınavına hazırlık kapsamında, mesleki mevzu-at, etik kurallar eğitiminin yanı sıra; Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği’nde gayrimenkul değerleme uzmanlığı eğitimleri vermektedir.

Halen Türkiye İş Bankası A.Ş. İnşaat ve Gayrimenkul Yöne-timi Bölümünde ve Martı Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş. ve Ataşehir Belediyesi’nde gayrimenkul ve imar danışmanı ola-rak görev yapmaktadır. Çok sayıda panel, konferans ve toplan-

28

Page 30: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

tılarda konuşmacı olarak yer almış olup, 8’i uluslararası olmak üzere, toplam 63 akademik yayınının yanı sıra, 36 güncel mes-leki yayını olmak üzere, toplam 99 yayını bulunmaktadır. Evli ve bir çocuğu vardır.

Buyurun hocam; söz sizin.

Dr. Müh. ERDAL KÖKTÜRK -

Merhabalar.

Gerçekten, sizlerle bir ara-da olmaktan mutluyum. Bizim kayınpederin Gelibolu’da yaz-lığı var, 91’den beri biz bura-lardan geçeriz; yollarda nerede çukur var, bana sorun. Bu yolda 91’den bu yana neler geçti, neler değişti, biliyorum. Çok şeyler değişiyor. Bunun da sebebi şu: Tekirdağ, İstanbul’a çok yakın. Bu büyükşehir olma olayı Tekirdağ’ı daha da değiştirecek.

Ben, Tarık hocamızın bu genel sunuşu ardından, bu toplan-tının yapılmasına sebep olan kanunun Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki görüşmelerinde neler olduğunu sizlerle paylaştık-tan sonra; büyükşehir belediyesinde imar planları nasıl değişti-riliyor, parselasyon çalışmaları nasıl oluyor; yani şehir plancıla-rının, harita mühendislerinin başlarına buralarda neler geliyor, büyükşehir olduğu zaman, bunları sizlerle paylaşmak istiyorum.

Değerli katılımcılar; evet, Tarık hocamız da söyledi, toplan-tıyı açış konuşmasında Şube Başkanımız da söyledi, 6360 sayılı Kanunla, büyükşehirde 16 olan sayı, Ordu iliyle birlikte bili-yorsunuz, Cumhurbaşkanı imzaladı önceki gün 30’a çıktı. Bu,

29

Page 31: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

önemli bir olay. Yalnızca sayı 30’a çıkmakla kalmadı, belediye sınırı da il sınırı oldu. Bu, son derece yeni bir olay. Bunu tartış-mamız gerekiyor.

Evet, Tekirdağ artık eski Tekirdağ değil. Yeni bir dönem baş-lıyor. Hepiniz bu yeni döneme alışmalısınız. Yeni dönemin, yani büyükşehir olmanın Tekirdağ’a neler getirip neler götüreceğini birlikte inceleyeceğiz.

Tekirdağ dediğimiz zaman, bir ucu Karadeniz’de, bir ucu Marmara ve Ege Denizinde olan, gerçekten derinlemesine, fev-kalade geniş bir alan. Büyükşehir olduğu zaman bu kenti kim yönetecek, bunu birlikte değerlendireceğiz.

6360 sayılı Yasayla, ilginç bir durum var, Türkiye’de 2950 belediye varken, dikkat edin, 1392’ye düşüyor bu sayı, yani be-lediyelerin yüzde 53’ü kaldırılıyor Türkiye’de. Bu, normal bir şey değil. Yahu, belediye, o kadar emek harcanmış, tüzel kişilik bunlar. Tüzel kişiliklerin birden böyle kaldırılıvermesi normal bir şey değil. Yine dikkat edin, 34 bin köyün yüzde 47’si kaldırı-lıyor. Bu, normal bir şey değil. Türkiye’de alışılmışın dışında bir durum söz konusu. Bu kadar çok belediyenin, bu kadar çok kö-yün, köylerin yarısının ortadan kaldırılması olağan karşılanamaz.

Oysa, 61. Erdoğan Hükümeti adına tasarıyı sunan milletve-kili bu değişikliği bakın nasıl anlatıyor: “Aslında birim sayısın-da müthiş bir azalma meydana gelmektedir” diyor. O da kabul ediyor. “Bu bile nasıl bir tasarruf ve verimlilik sağlanacağını çok net bir şekilde ortaya koyuyor” diyor. Yani olaya bir tasar-ruf olarak bakıyor. Zengin bir ülke tasarruf eder mi?! Zengin bir ülke yatırım yapar. Siz, köy kapatmakla kalkınan, belediye kapatmakla kalkınan bir devlet gördünüz mü? Hayır. Evdeki buzdolabını, evdeki çamaşır makinesini satarak geçinen bir aile gördünüz mü? Görmediniz.

30

Page 32: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

Değerli arkadaşlar; “Dünyada, Türkiye’deki gibi, belediye sınırları il sınırı olan bir yönetim kaç tanedir?” diye sorduğu-nuz zaman, akla hemencecik bunlar geliyor, başka gelmiyor. Dünyanın yapmadığı, tercih etmediği bir şeyi Türkiye niye ter-cih ediyor peki? Bizim aklımızdan ne zorumuz var?! Bu, son derece sıkıntı veren bir durum gerçekten.

Peki, bunun sebebi ne, neden böyle bir şeye geçiyoruz? Yani neden böyle bir şeyi tercih ediyoruz?

Hükümet, “Küreselleşmeden kaynaklanıyor bu, küreselleş-menin sonucu olan bir zorunluluk” diyor. Oysa, ülkemizin tari-hi, coğrafi, toplumsal, ekonomik özelliklerinin bir sonucu oldu-ğunun belirtilmesini beklerdik. Hayır.

Peki, küreselleşmeye kim yön veriyor dünyada? Dünya fi-nans merkezleri yön veriyor; Amerika, IMF, Dünya Bankası… Demek ki, yapılan düzenleme, Türkiye Cumhuriyetinin ve bu Cumhuriyette yaşayan 75 milyon insanın isteği değil. Ne yazık ki, bunu öğrendik. Üstelik, Türkiye’de zaten 16 tane büyükşehir vardı; bunlar ne getirdi, ne götürdü, ne faydasını gördük, bunlar da doğru dürüst incelenmiş değil.

Yine bu tasarının Mecliste görüşülmesi üzerine, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Türe, bu yasayı tanıtırken, “Zaten kapatılan belediyelerin bir faydası yok ki. Bu belediye-leri terfi ettiriyoruz” diyor. Yani “Aslında kapatarak kurtarıyo-ruz” diyor. Dalga geçiyor. Dalga geçiyor. Bu, doğru bir şey de-ğildir. Siz bir kurumu kapatarak terfi ettiremezsiniz. Böyle bir şey, o belediyeyi oluşturan ve orada yaşayan insanlarla dalga geçmektir. Bu, doğru bir olay değildir.

Kapattığı belediyelerle dalga geçerken, kapattığı köyler hakkında da, bakınız, Parlamentodaki konuşmasında ne diyor:

31

Page 33: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

“Köylerin mahalleye dönüştürülmesi en isabetli hususlardan bi-risidir. Çünkü aslında köy muhtarlığı zaten imkânı olmayan bir birimdir. Bu şekilde köy muhtarlıkları mahalle muhtarlıklarına dönüşüyor.” Yani aslında, “Zaten köylere ne gerek var, külliyen kapatacaksın” diyor. “Muhtarlıkların da zaten aslında bir öne-mi yok” diyor ve bunları yaparken hemencecik bahanesi hazır: “30’larda kalmış zihniyet, elinden gelse, Türkiye’yi Kuzey Kore yapacak.” Ne ilgisi var şimdi?! Ne ilgisi var?! Sen bir yasayı Parlamentoya sunuyorsun; buna karşı bir eleştiri sunan ya da dü-şüncesini açıklayana böyle bir suçlama getirmek, 21. Yüzyılda Türkiye’ye yakışan bir durum mu?

Bakıyorsunuz, diyor ki, “Bu kanunla belediye hizmetlerinde çağ atlanacak.” Bakın, böyle diyor: “Bu kanunla, Türkiye bele-diyecilik açısından sıçrama yapacak.”

Zannedersiniz ki, bu kanunla Türkiye olarak Amerika’nın önüne geçeceğiz, Almanya’dan daha çok kalkınmış bir ülke olacağız, İngiltere’yi sollayacağız. Öyle bir gaz var ki. Hâlbuki Türkiye’nin elindeki miktar belli, malzeme belli.

Yine diyor ki, “Bu kanunla köyler kalkınacak.”

Zaten kaldırdığı köyün nasıl kalkınacağını böyle ifade etmesi de tuhaf bir şey. Kaldırıyorsun köyü. Köyler kaldırılarak nasıl kalkınır, onu anlayabilmiş değilim.

“Köylü zenginleşecek” diyor, bakın.

Gerçekten köylünün, köydeki insanların zenginleşmesi vur-gusu çok manidar; incelenmesi gerekir.

Yine diyor ki, “İlde, ilçede, beldede, köyde vatandaş hizmet görecek.”

Büyükşehir mi, bütün şehir mi, büyük zehir mi? Parlamen-

32

Page 34: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

todaki tüm tartışmalar bu çıtanın üzerinde yer alıyor. Neden? Çünkü belediye sınırları il sınırı oluyor. Artık il diye bir şey yok. Tekirdağ’da Tekirdağ ili yok değerli arkadaşlar, Tekirdağ Bü-yükşehir Belediyesi var.

Bakın, Anayasa ve kanun, normalde, “Büyük yerleşim mer-kezleri için özel yönetim biçimleri getirilebilir” diyor. Bakın, büyük yerleşim merkezleri için. Büyük yerleşim merkezleri için. Burayı unutmayın.

İşte Türkiye’deki 30 tane büyükşehrin verileri. Büyük yer-leşim merkezi dedik. Muğla’ya bakın, 64 bin nüfus. Allah’tan kork, 64 bin nüfuslu bir yer ne kadar büyük yerleşim merkezi olabilir?! Burayı büyükşehir yapıyorsun.

Bakın, Mardin; 86 bin nüfusu var. Neresi büyük yerleşim merkezi buranın?! Bundan büyük ilçeler var Türkiye’de.

Bakın değerli arkadaşlar; bu tablo verilerinden şunu görüyor-sunuz: Türkiye’nin 75 milyon nüfusunda, 30 ilin nüfusu, Türki-ye nüfusunun yüzde 75’ini oluşturuyor. Yani artık Türkiye’nin dörtte üçünde büyükşehir kurulmuş oluyor. Dörtte üçü büyük-şehirle yönetilecek. Yüzölçümü olarak da Türkiye’nin yüzde 51’ini oluşturuyor bu.

Büyükşehir dediğiniz zaman, bir tek kişi aklınıza gelecek. Artık büyükşehir sınırları içerisinde bir tek büyükşehir beledi-ye başkanının sözü geçecek; elini kaldıracak, ne derse o olacak. Demek ki, devlet başkanı da, büyükşehir belediye başkanı da benzer bir duruma gelecek; her şey ondan sorulacak. Büyükşehir böyle bir şey. Oraya geleceğiz.

Neden Türkiye bu tür değişiklikler peşinde, neden biz böyle durumlar yaşıyoruz? Size kısa bir bilgi vermek istiyorum bu-nunla ilgili.

33

Page 35: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

Bakın, birdenbire kentsel dönüşümcü oldu Türkiye, her yer-de kentsel dönüşümler yapıyor. Dikkat edin, İstanbul’da konut satışı artınca, tekstilcisi, sanayicisi, herkes konut sektörüne gir-di. Bakın, bu 3 yıla dikkat edin. 2010 yılında 912 bin mesken üretmek için yapı ruhsatı alınmış. 2011’de 643 bin. 2012’de 700 bin. Oysa satılanlar ne kadar, bir de ona bakalım. 912 bin mesken, konut üreteceğim denilmiş, 357 bin satılmış. 643 bin konut üreteceğim diye ruhsat alınmış, 419 bin satılmış. Siz fazla üretirseniz, ne çıkar; kriz çıkar. İşte Türkiye de şu anda kriz ya-şıyor. Zaten 2010’da yüzde 17 olan konut sektöründeki büyüme, 2011’de yüzde 11 oldu; geçen yıl dibe vurdu, yüzde 1.5.

Peki, konut sektörü neden bu kadar önemli?

Ben, 2002 yılında, AKP’nin iktidara geldiği sırada Beykoz Belediye Başkan Yardımcısıydım. Bülent Ecevit o zaman Baş-bakandı, üçlü koalisyon vardı. DSP’den seçilmiş bir belediyede başkan yardımcısıydım ve o günleri çok iyi hatırlıyorum, Kemal Derviş gelmişti. Yapılan iş şuydu: Bakın, bu olayları anlaya-bilmemiz için bunu bilmemiz lazım. Kemal Derviş Türkiye’ye geldiği zaman şunu yakalıyor. Aslında akıllı adam. Beğenmi-yoruz onu, ama aslında akıllı adam; müdahaleleri AKP’nin 11 yıldır iktidarını sağlıyor şu anda. Devlet, tahvil basıyor, bunu yüksek faizle satıyor. Dünya bankaları, Türkiye’deki bankalar bunları alıyor. Devlet borçlanmış oluyor. Devlet, bu borçla ma-aşları ödüyor, üç-beş yatırım yapıyor. Fakat bir devlet borçlana borçlana ne kadar yaşayabilir? İşte bu nedenle devlet 2001’de bir krize giriyor. Kamunun aşırı borçlanmasından dolayı. Kemal Derviş’in yaptığı şu: “Devlet borçlanacağına, gitsin, vatandaş borçlansın” diyor, vatandaşı bankalara borçlu hale getiriyor. Bunun üzerine ne gündeme geliyor; ipotek kredisi gündeme geliyor. Yani konut üretilecek, vatandaş, o üretilecek konutları

34

Page 36: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

ucuz banka kredisiyle alacak. Şu anda da olan o zaten, değil mi? Şu anda da olan o.

Peki, ucuz konut üreteceğiz derken, hangi kurumu devreye koymak lazım? Hatırlayın canım; TOKİ. Devlet arsalarını da 1164 sayılı Kanunla TOKİ’ye bağlayınca, tüm Türkiye’de ar-sanın sıfır maliyetiyle TOKİ hızlı bir konut üretimine geçince, bankalar da özel inşaat şirketlerinin ürettiği konutları vatandaş alsın diye ipotek kredisini devreye koyunca… Peki, Adalet ve Kalkınma Partisi, 2002 yılında beri 11 yıldır hangi stratejiyle ayakta? İnşaata dayalı kalkınma stratejisiyle. Bu stratejiyi iz-liyor. Bunu sosyal demokratlar yeni keşfettiler. “Bunlar nasıl iktidarda kalıyor?” diye düşünürken, 11 yıldır bundan kaldığı ortaya çıktı.

Şimdi bakın, dikkat ederseniz, her iktidar döneminde Başba-kan, Antep, Urfa, Mardin, oralara gitti, TOKİ’nin açılış törenle-rinde konuştu. Hep TOKİ. Dikkat ederseniz, anahtar dağıtıyor. Dikkat edin, bu süreçte bir taşla birkaç tuş vuruyor iktidar. Ben bu insanları seviyorum. Beğenmeyebilirsiniz, ama takdir ede-ceksiniz. Konut sektörü demek, bir tane taş duvarlı inşaat yap-mak değildir değerli arkadaşlar. 150 tane sektöre hayat veren bir sektördür konut sektörü. Konut sektörü hızlandırılınca, ona dayalı 150 sektör daha hareketlenince, Türkiye’de iç pazar ne oldu; hareketlendi, para dönmeye başladı. Para dönünce, her-kesin yüzü gülmeye başladı. Ekonomi iyi gidiyor deyince, AKP sürekli bunun üzerinden iktidarını devam ettirdi. İşte biz bunu yakaladık. Ama nerede yakaladık? Kriz çıktığı zaman. Kriz ne-rede çıktı? Krizi de burada gördük, 2010 yılında aklımız başımı-za geldi. Baktık ki, her önüne gelen konut üretiyor, ama talep bu. Fazla üretilince konut sektörü çöktü.

Peki, iktidar bu, takdir ediyoruz; bir yerde sıkıntıya girdiği

35

Page 37: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

zaman hangi politikaları devreye sokması lazım sizce, ne yap-ması lazım? 2B’yi devreye koydu. Mütekabiliyet dedi, yabancı-lara satışı gündeme getirdi. Şu tablo ne demek biliyor musunuz; içeridekinde para kalmadı, yani sizlerde para kalmadı. Sizlerde para kalmayınca, üretilen konutları kim alacak; yabancılar ala-cak. Yabancının alabilmesini engelleyen olay ne; mütekabiliyet. Onu kaldırdı.

Konut üzerinden geçiniyor, geçinmesi lazım, bu sektörün yü-rümesi lazım. Peki, başka hangi araçları devreye sokması lazım? Kentsel dönüşüm. Kentsel dönüşüm, AKP’nin iktidarını sürdü-rebilmesi için devreye koyduğu bir stratejik yaklaşımdır. Bunu unutmayın.

Son zamanlarda bir hamle daha yaptı. İzliyorsunuz, değil mi? KDV’yi yüzde 18’e çıkardı. Ama ne zamandan itibaren; “1 Ocak 2013’ten itibaren ruhsatı alınacak yapılarda, konutlarda KDV yüzde 18” dedi. Neden peki, biliyor musunuz; neden dedi? Eritmek için, eritmek için. Elindeki fazla stoku eritecek, sonra ne yapacak; KDV’yi düşürecek. Göreceksiniz, düşürecek.

2B’lerde de, bir arkadaşım, “Yahu, süre bitiyormuş” dedi. “Uzatırlar” dedim. “İmkansız. Bakan kesin konuşuyor” dedi. “O Bakan, konuştuğunun tersini yapıyor. Bu Hükümetin tarzıdır bu” dedim. Hakikaten, konuştuklarının tersini yaptılar hep.

Dikkat edin, konuttaki seyre bakın; Türkiye’nin gelişmesi, konuttaki gelişme. 2002’den başlayarak şu rakamları toplayın. Bunlar ruhsat. Şunlar da yapı kullanma izni. Bunları toplayın. 5 milyon konut, son 10 yılda 5 milyon konut üretilsin diye ruhsat alınmış. 3 milyon konut yapılmış, satılmış, 2 milyon bekliyor. Yıllık konut ihtiyacı ne kadar Türkiye’nin? 400-500 bin. Demek ki Türkiye’nin 4-5 yıllık konut stoku var. “Bunu eritmem lazım” diyor. Adamın politikaları stratejisini aslında evetliyor.

36

Page 38: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

Ama bir taraftan da, bakıyorsunuz, satılan konutlar şunlar. Düşüyor. Bir taraftan da vatandaşın bankaya borçlanarak, ipo-tekle konut edinmesinde de bir düşüş var. Çünkü vatandaşın ge-liri artmıyor ki. Sen memurlara yüzde 4 verirsen, mazotun fiya-tını yükseltirsen; milletin geliri sabit olduğu zaman, Türkiye’de ekonomide bir canlanma bekleyemezsin.

Bakın, konut satışlarının Türkiye ve İstanbul’da nasıl azaldı-ğını görüyorsunuz. Demek ki bunu artıracak stratejik yaklaşım-lara ihtiyaç var. İşte büyükşehir politikaları da bunun bir parçası. Biz akıllı olmak zorundayız. Bunlar çok akıllı değil; ama vatan-daş çok akıllı olursa, bunları hizaya getirmek kolaydır. Çünkü küreselleşmeyi politikalarının temel ekseni yapanlar, vatanda-şının çıkarlarını ve ülkenin temel dinamiklerini reddedenler, en büyük tokadı halktan yerler. Ama halkın da aklını kullanması lazım.

Evet, özel yönetim biçimi olarak adlandırılan büyükşehir belediyelerinin büyük yerleşim merkezlerine kurulması gerek-tiği söyleniyordu. Biraz önceki tablodan gördük. Oysa, Mardin, Muğla gibi illerde böyle bir şey söz konusu değil.

Değerli arkadaşlar; 6360 sayılı Yasa, Anayasaya aykırı diye çok iddialar olduğu, Parlamentodaki görüşmelerde ortaya çıktı. Anayasaya aykırı denildi. Zaten büyükşehir belediyeleri şeffaf yönetimler değil. İstanbul’da, 2009 seçimlerine girerken, Cum-huriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu adaydı, biliyorsunuz, 2009 seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayıydı; “İstanbul’un daha doğru dürüst planı bile yok” dedi. Bakın, “İstanbul’un daha doğru dürüst planı bile yok” dedi. Tabii, bu halk arasında tutunca, Büyükşehir Belediyesi, şu-bat ayında apar topar 1/100000’lik planı Meclisten geçirdi, “İşte planımız var” dedi. O nedenle İstanbullular Kılıçdaroğlu’na te-

37

Page 39: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

şekkür etmeliler, onun sayesinde bir planları oldu.

Plan yapmak, Büyükşehir Belediyesinin keyfine kalan bir iş değildir. Plan konusunda Trakya, İstanbul’dan farklıdır.

Bakın, bunu belki de ilk kez duyacaksınız; 2006-2007 yılla-rında, üç vali, Tekirdağ, Kırklareli ve Edirne valileri, Trakya’nın imar planlarının yapılması, 1/100000 ölçekli çevre düzeni planı-nın yapılması için bir ihale açıyorlar ve bunu bir özel şehircilik planlama şirketi alıyor. Sonra bu üç sayın valiye, birileri, İstan-bul Büyükşehir Belediyesi öneride bulunuyor; diyor ki, “Bir ton para vereceğinize, İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak bizim İstanbul Metropolitan Planlama Birimimiz var; gelin, biz bunu bedavaya yapalım.”

Özel bir büroya bir ton parayla yaptırılan bir işi, İstanbul Bü-yükşehir Belediyesi bedavaya niçin yapar? Niçin yapar sizce?

SALONDAN - Oraları İstanbul’un arka bahçesi yapmak için.

Dr. Müh. ERDAL KÖKTÜRK - İstanbul’un arka bahçesinde oturuyorsunuz, her türlü bilgileriniz İstanbul Büyükşehir Bele-diyesinde var zaten. Sizi siz yönetmiyorsunuz ki, İstanbul yöne-tiyor; bundan sonra da sizi İstanbul yönetmeye devam edecek. Dikkat edin, 1/100000 ölçekli planlar onaylandı, arkasından 1/25000’lik çevre düzeni planı, nazım imar planı da onaylandı. Artık Tekirdağ, Kırklareli, Edirne bölgesi, yani Trakya’da her bir arazinin ileride ne şekilde kullanılacağına dair planlar bitti. Kimin elinde bunlar? İstanbul Büyükşehir Belediyesinin elinde. Arazi almak için size niye gelsinler ki, sizinle ne ilgisi var ki?! Ben sizden bir bilgi istesem verebilecek misiniz?! Ama ben ne-reye gidiyorum; İstanbul Büyükşehir Belediyesine gidiyorum. Demek ki Tekirdağ, kendi iradesini artık hem iktidarın, hem İstanbul’un iradesine bağlamış görünüyor.

38

Page 40: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

Değerli arkadaşlar; bakın, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı diye bir metin var. 88’de biz bunu görüştük, kabul ettik. 91’de de bazı çekinceler, itirazlarla Parlamentodan geçirdik. Ba-kın, ne diyor orada: “Yerel yönetimlerin sınırlarında, mevzuatın el verdiği durumlarda ve mümkünse bir referandum yoluyla ilgili yerel topluluklara önceden danışılmadan değişiklik yapamaz.” Yani “Siz bir belediye sınırlarında değişiklik yapacaksanız, ye-relde oturan adamlara danışacaksınız, gerekirse bir referandum yoluyla bunu yapacaksınız” diyor. Bir referandum yapıldı mı Tekirdağ’da? O kadar köy kapatıyoruz, belediye kapatıyoruz; vatandaşa soruldu mu?

SALONDAN - Sorulmadı. Gerek duymadılar.

Dr. Müh. ERDAL KÖKTÜRK - Merkezi hükümet aslında sordu. Televizyonlardan konuşuyor her gün iktidar. Başka şeyle gelip burada niye sizin sözünüzü alsın?!

Kimseyi dinlemiyorlar. Oysa bakın, yine Avrupa Yerel Yöne-timler Özerklik Şartında ne diyor; “Kamu sorumlulukları genel-likle ve tercihen vatandaşa en yakın olan makamlar tarafından kullanılacaktır.” Tekirdağ’ın bir köyünde bir muhtar vardı, aza-lar vardı, onlar aracılığıyla kaymakama ulaşabiliyorlardı. Muh-tar kalmadı ki. Sorunlarını dile getirmek için kime gidecekler? Büyükşehir Belediye Başkanına. Kaç tane kapıdan geçecekler. Görüşebilecekler mi zannediyorsunuz? Zaten kaymakamlığın da hiçbir rolü kalmadı ki, ilçe belediyenin de hiçbir rolü kal-madı, büyükşehir olmakla. İl özel idaresi kaldırıldı. Bakın, köy muhtarlıkları valilikte il özel idaresiyle toplantı yaparlardı. Ora-sı kalmadı ki. Yolunu, suyunu oradan isterlerdi. O idare artık Tekirdağ’da yok olacak, Tekirdağ İl Özel İdaresi kaldırılmış ola-cak. Onun tüm yetkilerini kim alacak; Tekirdağ Büyükşehir Be-lediye Başkanı alacak. Yani artık Tekirdağ’ın köylerinde herkes

39

Page 41: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

Büyükşehir Belediye Başkanına avuç açacak. Yani biz yeni bir padişah yaratıyoruz, tek bir yönetici yaratıyoruz. Bir de bunun adına yerel yönetim, yerinden yönetim diyoruz. Aslında halkı kandırıyoruz. İnşallah bizim dediğimizin tersi olur.

Oysa bütün şehir oluşturuluyor. Yani belediye sınırı ile il sınırı tekleşiyor, tek bir şehir oluyor. Aslında, biraz sonra ge-leceğiz, Malkara ilçemiz, Çorlu ilçemiz, Çerkezköy ilçemizde belediyeler vardı. Artık bu belediyeler Büyükşehir Belediyesin-den izin almadan çivi çakamayacaklar. Bunu biliyor musunuz? Şimdi yapabiliyorlar. Mart 2014’e kadar ne yaptılarsa yaptılar, ondan sonra tek başlarına çivi bile çakamayacaklar. O çiviyi bu-rada tartışacağız.

Oysa Fransa’da durum ne? Hemen bunu kısaca irdeleyelim.

Fransa, 1913’ten bu yana il idaresinde temel aldığımız bir ülke. Avrupa Birliğinin en kalkınmış, en gelişmiş ülkesi Fran-sa. Fransa’da iller, yine Fransa’nın bir parçası. Dikkat edin, Fransa’da 96, dışında da 4, 100 tane il var. Paris ve benzeri gibi 100 tane il var ve iller temelinde işler yürüyor ve Fransa’da köy yok.

İşte vatandaşı kandıracağız ya… Ben vatandaşı kandıraca-ğım şimdi, sizleri kandıracağım; yeterince bilgilendirilmediği-niz için ben sizi kandıracağım. Şunu diyorum: “Avrupa’da köy yok. Türkiye’de niye olsun?! Hani biz Avrupa Birliğine girecek-tik; Avrupa’da olmayan köyü siz niye savunuyorsunuz?!” Ha-kikaten doğru. Avrupa’da köy yok ki. Fransa’da hiç köy yok. Haklılar adamlar. Ama Fransa ne yapıyor; Türkiye’deki gibi köylerini kaldırmıyor, onları belediyeye dönüştürüyor. Bakın, fark bu. Avrupa’yla fark bu. O nedenle Fransa’da 36556 bele-diye var ve belediyelerin yüzde 76’sının nüfusu 1000’den az. Fransa’da nüfusu 50 olan belediye bile var. Oysa siz, yeni ka-

40

Page 42: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

nunla, nüfusu 500’den aşağı mahalle kuramayacaksınız bundan sonra. Fransa’da 50 kişiyle belediye kuruluyor, biz 499 kişiyle mahalle kuramayacağız.

Bakın değerli arkadaşlar; gerçekten zor durumdayız. Yani bizi yalanlarla kandırmaya çalışıyorlar. Eksik biliyor olabiliriz, yeterince bilgilendirilmemiş olabiliriz; ama bizi kandırmaları-na asla izin vermemeliyiz. İnsanını kandırarak, yalan bilgiler vererek yönlendirmek çağdaş bir devlete yakışmaz, değil mi? Yakışmaz.

Köyleri kaldıracağına belediye yap. Aynı Fransa gibi. Dün-yanın en gelişmiş ülkelerinden biri Fransa. Dünyada öyle yapı-yorlar şimdi.

Türkiye’de yerel yönetim denildiği zaman, ikili bir sistem kuruldu. Üniter yapı yavaş yavaş çöküyor. Neden?

Bakın, Anayasa Mahkemesi bir karar verdi değerli arkadaş-lar. Anayasa Mahkemesi şöyle diyor: “Büyükşehir sistemi içeri-sindeki ilçe belediyeleri ile büyükşehirlerin dışındaki il ve ilçe belediyelerinin yetkileri farklıdır, statüleri farklıdır.” Bakın, bu önemli. Büyükşehir olan illerdeki ilçe belediyeleri konu man-keni gibi oluyor. Çorlu Belediye Başkanı, Çerkezköy Belediye Başkanı şimdi muhteşem yetkilere sahip; ama seçimlerden sonra yetkileri tırpanlanmış, kuşa dönmüş olacak. Benden hatırlatma-sı. Başlarına neler geleceğini göreceğiz.

Aslında bu yasanın Anayasaya aykırılığı iddia edilmiş-ti dedim. Eğer Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir yasanın Anayasaya aykırılığı iddia edilmişse, Anayasa Komisyonunda görüşülmesi gerekirmiş. Ama Anayasa Komisyonuna gönder-memişler. Belediyelerin bütçelerini ilgilendiren, devlet bütçesini ilgilendiren bir durum ortaya çıktığı zaman bir yasa tasarısında,

41

Page 43: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

Plan-Bütçe Komisyonuna gitmesi gerekirmiş yasanın, oraya da göndermemişler. Dolayısıyla, bunlar yasayı kaçırmışlar. Öyle bir durum ortaya çıkıyor. Yeterince incelenmeden, bir an önce Meclisten geçirmeye bakmışlar.

Belediyelerde başkanlık sistemi vardır. Bakın, Türkiye’de parlamenter sistem var; ama belediyelerde başkanlık rejimi var-dır. Neden? Belediye meclislerinde, belediye başkanının imzala-madığı bir gündem görüşülmez. Belediye encümenine atanacak-ları belediye başkanı tespit eder. Belediye bir ihale yaptığı zaman, dört dörtlük bile olsa ihale, belediye başkanının bunu, “Beğen-medim” deyip, iptal ettirme yetkisi var. Belediyede istediği per-soneli istediği zaman atar. Avukatı sağlık işlerine, sağlık işlerini veterinere, veterineri temizlik işlerine atayabilir; kimse de “Ne iş yapıyorsun?” diyemez. Dolayısıyla, belediyelerde belediye başkanına müthiş bir yetki verilmiştir; ama belediye başkanını denetleyen hiçbir kurala yer verilmemiştir. Belediyeler hakkın-da bir şikayette bulunmak istediğiniz zaman, millet kaymakama gitmektedir. Oysa kaymakam, belediye başkanının amiri değil-dir. Türkiye’de belediyelerin denetlenmesinde tek yetkili organ İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürüdür. Eğer kafa-nız bozulup bir dilekçe yazacaksanız, İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğüne dilekçe yazmalısınız. Cumhuriyet savcılıklarına bile değil. Çünkü belediye başkanlıklarının yar-gılanmasında, İçişleri Bakanlığı izin vermezse, savcı, hakkında dava açamaz. Demek ki belediye başkanlığı koltuğuna oturanı 5 yıl boyunca bir daha oradan kaldıramazsınız. Bakın, oraya şunu, şu bardağı bile koysanız, 5 yıl orada oturur. Bazen belediye baş-kanı içeri giriyor, çıkıyor falan, o koltukla ilişkileri kopmuyor. Belediye başkanının görevden alınması için, Danıştay’ın beledi-ye başkanı seçilme yeterliliğini yitirdiğine dair bir karar vermesi gerekir. Aksi takdirde, idari yolla belediye başkanının görevden

42

Page 44: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

alınması mümkün değil. Bunu bilmemiz lazım.

Şimdi hızla, büyükşehir olunduğu zaman imar konusu nasıl olacak, onu anlatmak istiyorum sizlere.

Bakın, Türkiye’de imar planları konusunda zaten merkezi hükümet yeterince yetki kullanıyor. Bakın, üç tane vali geliyor, tüm Tekirdağ’ın, Edirne’nin, Kırklareli’nin imar planını yaptı-rabiliyor. Nereden kaynaklanıyor bu; İl Özel İdaresi Yasasından kaynaklanıyor. İl Özel İdaresi Yasasına göre, illerin çevre düzeni planı, hem il özel idaresinde, hem belediye meclisinde onayla-narak yürürlüğe girer.

Tekirdağ, büyükşehir belediyesi olduğuna göre, İl Özel İda-resi de kaldırıldığına, Tekirdağ’da imar planının yapılmasında tek yetkili kim olacak? Büyükşehir Belediye Başkanı olacak.

İlçe belediyeleri ne olacak? Hemen ilçe belediyelerinin du-rumuna bakalım.

Bakın, Türkiye’de plan dediğimiz zaman, üç tane kademe var; çevre düzeni planı, nazım imar planı, uygulama imar pla-nı. Bakın, sizler bakımından şu iki aşama geçildi. Çevre düzeni planı 100000 ölçekli ve nazım imar planı da 25000 ölçekli ya-pıldı. Sıra uygulama imar planında. İşte Tekirdağ’ın uygulama ilan planlarının hayata geçmesi için ne yapıyoruz; büyükşehir yapıyoruz ki, hızlandıralım işleri.

Ama devletin yetkileri bitmiyor. Bakın, çevre düzeni planı, nazım imar planı, uygulama imar planı. Sıra düzeni budur. Bü-yükten küçüğe doğru planlar bu şekilde sıralanır ve birçok da özel plan yetkisi vardır.

İşte size göstermek istediğim olay bu. İlk Büyükşehir Ya-sası 84 tarihli. Şimdiki ise 2004 tarihli. Eskiden, 2004 öncesi,

43

Page 45: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

ilçe belediyelerinin nazım imar planına uygun olarak hazırlaya-cakları imar planını onaylamak ve uygulanmasını denetlemek yetkisi vardı büyükşehir belediyesinin. Oysa şimdi değiştirerek onaylamak yetkisi var. Bu, şu anlama geliyor: İstanbul’da bazı ilçe belediye başkanları vardı, Büyükşehir Belediye Başkanına, “Haydi canım” falan diye rest çekerlerdi. Neden? Biraz önce size bir çizelge gösterdim. Bakın, bu çizelgede şuraya kadar bü-yükşehirlerin yetkileri var. Şu plan için ilçe belediyelerinin bunu hazırlaması lazım. İlçe belediyesi 1/1000’lik plan hazırladığı zaman, bunu büyükşehre gönderirdi, o da ya onaylayıp, ya red-dederdi, değiştiremezdi. O zaman büyükşehir belediye başkanı ilçe belediyeleri üzerinde bir tahakküm kuramazdı. Oysa şimdi, yeni düzenlemeyle, büyükşehir belediyesi bunu değiştirerek de onaylama yetkisine sahip. Malkara Belediye Meclisi veya Çer-kezköy veya Saray Belediye Meclisi, 1/1000 ölçekli planı yaptı, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesine gönderdi diyelim. Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi onu olduğu gibi değiştirebilir.

PANEL YÖNETİCİSİ - Değiştirerek onaylayabiliyor mu?

Dr. Müh. ERDAL KÖKTÜRK - Onaylayabilir.

PANEL YÖNETİCİSİ - Peki, belediyenin burada itiraz etme...

Dr. Müh. ERDAL KÖKTÜRK - Hiçbir şey de yapamaz. Za-ten şimdiki yasanın, şimdiki vahşiliğin temel sebeplerinden bir tanesi bu. Yalnız bu değil. Bakın, imar planlarında, büyükşehir meclisi, ilçe meclisini hiç kaale almayabilir. O zaman, hepinizin büyükşehir belediye meclisi üyesi olmak için mücadele etmeniz lazım. Yani ilçe meclis üyeleri hikâye. Biliyorsunuz, büyükşe-hir belediye meclis üyeleri de ilçe meclis üyelerinden oluşuyor. Yani üst sıralarda yer alan, partilerin üst sıralarında yer alan, 1, 2, 3. sırasında yer alan ilçelerdeki meclis üyeleri aynı zamanda büyükşehir belediye meclisi üyesi oluyor. Değil mi? Demek ki

44

Page 46: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

ilçelerde üstlerde olmaya çalışacaksınız, ki büyükşehir beledi-ye meclisi üyesi olabilesiniz. Büyükşehir belediye meclisi üyesi olamazsanız, planlar üzerinde hiçbir etkide de bulunamazsınız.

Bakın, yeni yasa diyor ki, “Büyükşehir belediye meclisi, uy-gulama imar planlarını, bu planlarda yapılacak değişiklikleri ve parselasyon planlarını da değiştirerek onaylamak yetkisine sa-hiptir.” Demek ki, siz bir plan tadilatını bir şehir plancısına yap-tırdınız, ilçeye verdiniz diyelim; ilçe belediyesi bunu büyükşeh-re gönderecek, nazım plana uygun olup olmadığı bakımından. Büyükşehir belediyesi bunu hiç dikkate almayabilir, reddedebi-lir. Örneğin, bir harita mühendisi bir parselasyon yapacak, değil mi, Çorlu’da bir parselasyon yapacak diyelim. 18. madde diyo-ruz biz bunun adına, 18. madde uygulaması yapacak Çorlu’da. Çorlu Belediye Encümeninden geçti mi; geçti. Şimdi Tekirdağ Büyükşehir Belediye Encümeninden de geçmesi lazım. Aksi takdirde tapuya tescil için gönderemezsiniz. Yani artık büyükşe-hir belediyesinin izni ve onayı olmadan ilçelerden herhangi bir kararı çıkartamazsınız. Yani büyükşehir belediyelerinde başkan ve büyükşehir belediye meclisi ve encümen artık o ilin tek haki-mi haline geliyor.

Bir de dikkat edin, nazım imar planı 1/5000 ölçekli na-zım imar planlarını büyükşehir belediyesi onayladı diyelim, 1/1000’likleri, bir alt kademedeki uygulama imar planlarını il-çeler yapacak. Ama bakın, bir tek şart var; nazım imar planının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 1 yıl içerisinde 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarını ilçe yapmazsa yetki büyükşehir bele-diyesine geçiyor.

Değerli arkadaşlar; bu plan yapmayla ilgili Büyükşehir Bele-diyesi Kanununun 7/B Maddesi önemli. İkinci önemli madde 11. Eskiden büyükşehirler yapılara karışamazlardı. Örneğin, Malka-ra ilçesinde ben bir belediye başkanıyım diyelim, yapımına izin

45

Page 47: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

verdim bir inşaatın, büyükşehir belediyesi o zaman karışamazdı buna. İstanbul’da olduğunu düşünün bunun. Büyükşehirlerin böyle bir denetim yetkisi yoktu eskiden. Bu madde 2004’te ko-nuldu. Şimdi, ne Malkara’da, ne Saray’da, ne Çerkezköy’de, ne Çorlu’da, belediye başkanları izinsiz tek bir yapıya izin vere-mezler. Çünkü büyükşehir belediyesi, ilçe ve ilk kademe bele-diyelerinde imar müdürü olarak denetlemeye yetkili. Diyelim ki Saray’da bir yapı yapılıyor, Saray’da belediye olmasına rağmen, Tekirdağ’dan Büyükşehir Belediye Başkanının talimatıyla, ruh-sat gereklerine aykırı bir yapı yapıldığı tespit edilirse, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi, Saray Belediyesine diyor ki, “3 ay içe-risinde bunu düzelt.” Düzeltmedi mi, Saray Belediyesi imara aykırı yapılaşmayla ilgili herhangi bir işlem yapmadı mı; yetki Büyükşehir Belediyesine geçiyor. Artık büyükşehir belediyeleri böyle muhteşem yetkilere sahip oluyorlar.

Bir de 14. Madde çok önemli: Meclis kararlarının kesinleş-mesi. Meclis kararlarında, büyükşehirlerde, bütçe ve planla ilgili tüm kararlar büyükşehir belediye meclisine, diğerleri ise büyük-şehir belediye başkanına gider. İmar planıyla ilgili, büyükşe-hir belediye başkanı, hukuka aykırı gördüğü belediye meclisi kararlarını 7 gün içerisinde geri iade edebilir. Saray Belediye Meclisi, bir meclis kararını Tekirdağ Büyükşehir Belediyesine gönderdiği zaman, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı, “Al bunu, tekrar bir görüş” diye geri gönderebilir. Bunu söylediğin-de Saray Belediyesinin ne yapması lazım; Belediye Meclisi üye tam sayısının salt çoğunluğuyla ısrar etmesi lazım. Salt çoğun-luk dediğim, yüzde 51. Eğer Belediye Meclisinin yüzde 51’i Büyükşehir Belediye Başkanının gönderdiğinde ısrar ederse, o karar kesinleşiyor. Ama ne yapıyor büyükşehir belediye başka-nı; sen misin bunu kesinleştirdin, bunun iptali için idari yargıya başvuruyor.

46

Page 48: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

Bakın, burası çok önemli; büyükşehir belediye meclisi ve ilçe belediye meclisi kararları, büyükşehirlerde kesinleştiği tarihten itibaren en geç 7 gün içinde mahallin en büyük mülki amirine gönderilir. Yani gerek ilçelerin, gerekse Tekirdağ Büyükşehir Belediye Meclisinin aldığı tüm kararlar kime gönderilirmiş; Te-kirdağ Valisine. Tekirdağ Valisine gönderilmeyen karar yürürlü-ğe girmezmiş. Yani sonuçta büyükşehir belediyesinin de üzerin-de kim var?

SALONDAN - Vali var.

Dr. Müh. ERDAL KÖKTÜRK - Valinin üzerinde kim var? Baş-bakan var arkadaşlar. Niçin böyle düşünüyorsunuz? Türkiye’yi kim yönetiyor; Başbakan yönetiyor.

Şimdi ara vereceğim, sorularınız olursa devam ederim. Son-larda İstanbul’la ilgili bir sunum vardı, siluetin bozulmasıyla il-gili, onu gösterecektim. İstanbul’un ne hale geldiğini göstermek için bir güzel sunum hazırladım, ama vakit kalmadı.

Bakın, mülki idare amirine gönderilmeyen kararlar yürürlüğe girmez dedik. Değil mi? Aslında bir karar daha vardı onun altın-da; mülki idare amiri bir de 10 gün içinde idari yargı merciine başvurabiliyordu.

Bunu niye anlatıyorum? Bakın, hemen kısaca bir şey söy-leyeyim size. Eğer büyükşehirde yetkiler iyi kullanılırsa güzel sonuçlar doğurur. Örnek mi istiyorsunuz, Eskişehir. Eskişehir’i marka yaptı adam. Duydunuz mu bir yolsuzluk?! Herkes Es-kişehir’i görmeye gidiyor. Rezillik görmek istiyorsanız da, İs-tanbul’a gelin.

Bakın, İzmir Büyükşehir Belediyesi metro yapıyor, hiçbir hükümet desteği yok. İstanbul Büyükşehir Belediyesi de met-ro yapıyor, iktidarın desteği var. İzmir, İstanbul’un yarısına mal

47

Page 49: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

ediyor. Düşünmez misiniz yahu; böyle bir şey olabilir mi?! Ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanını içeri attılar; süt dağıtıyor diye, bilmem ne yapıyor diye. Devlet beceremedi, sen nasıl be-cerdin diye; benim yapamadığımı sen nasıl yaptın diye, Beledi-ye Başkanını içeri attı devlet. Böyle bir devlet olabilir mi?!

Yani yerel yöneticilerde şöyle bir olay var: Demek ki yerel yönetimde başarılı da olsanız, başınızda bir sopa var. O sopa, iktidarın sopası. Oysa Fransa’yı örnek verdim; yerinden yöne-timle, yerel yöneticilere siz istediğiniz baskıyı kuramazsınız. Avrupa bunu kabul etmiyor. Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartına aykırı bir davranışı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi suç olarak değerlendiriyor ve devleti cezalandırıyor. Ama bizde hukuk bu kadar iyi işlemediği için, ne yazık ki... Örneğin, oku-muşsunuzdur, İzmir Büyükşehir Belediyesi, “Ben metro yapa-cağım, bir onay çıkartın” diyor; Hükümet onay vermiyor, bekle-tiyor. Yahu, adam, “Metro yapacağım” diyor, “Parasını buldum” diyor. Onu yapmasına bile izin vermiyor.

Demek ki bu tür merkezileşmenin, merkezi devlet anlayışı-nın, ceberrut, baskıcı bir hale döndüğünün örneği Türkiye.

İkinci bölümde o İstanbul’la ilgili sunuyu da diğer sunular çerçevesinde sizlerle paylaşacağım.

Çok teşekkürler, sağ olun.

PANEL YÖNETİCİSİ - Arkadaşlar; sizden bir söz almak is-tiyorum. Kimse kaçmazsa, bir 10 dakika ara vereceğim. Sayın Milletvekilimiz de gelmek üzere. Hem bir çay içeriz, su içeriz, hem de Milletvekilimizi beklemiş oluruz.

10 dakika ara veriyoruz.

(Ara)

48

Page 50: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

Av. EMRE KÖPRÜLÜ (Te-kirdağ Milletvekili) - ... Hem Meclis İç Tüzüğünde, hem Ana-yasamızda, yasaların oluşma şekli, yasaların doğuş şekli ve Mecliste kabul edilip Resmi Gazete’de yayınlanana kadar ki süreci aslında bellidir. Ama bir de yazılı hukuk kuralları kadar, en az onlar kadar geçerli olması gereken teamüller de vardır.

Bir yasanın, normun, kanu-nun doğabilmesi için, Meclise gelmeden daha önce, bu konunun akademik çevrelerde, top-lumda tartışılması, olgunlaştırılması, hangi dinamiklere cevap vereceğinin, toplumun hangi ihtiyaçlarına karşılık geleceğinin de belirlenmesi gerekir. Ancak, maalesef, Türkiye’de uzunca bir süredir bu yasama tekniğinden mahrum bir biçimde Mec-lis faaliyetleri yürütülüyor. Torba yasa sisteminde oluşturulanla var veya özel bir kanun adı altında çıksa dahi, birdenbire hiçbir şekilde belirli olmayan bir anlayışla Meclisin önüne getirilme olgusu var.

Peki, bu yasa için bunları söyleyebilir miyiz; 13 ilde büyük-şehir yapılanmasını kuran yasa için bunu söyleyebilir miyiz? Kısmen evet, kısmen de hayır. Çünkü şunu doğru yakalamak gerekiyor: Yasa daha çıkmadan 1 yıl kadar önce 13 il içerisin-deki bütün köy muhtarlıklarına valiliklerden bir yazı gönderil-di, bütün belde belediyelerine valiliklerden bir yazı gönderildi. Özellikle köylerde, köy tüzel kişiliklerinin, köy hükmi şahsi-yetlerinin veyahut da belediye başkanlıklarının karar almalarını

49

Page 51: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

mülki amirlerin onayına bağlayan yazılar gönderildi. Hukuksuz-du, kanunsuzdu; kanunda karşılığı olmayan, Anayasada karşılığı olmayan bir yazıydı. Ki bunu da kanun geçtikten sonra zaten Danıştay iptal etti.

Neticede, bunlar bize nasıl bir yasayla karşı karşıya olabile-ceğimize dair aslında ipuçları verdi. Demek ki köy tüzel kişilik-leri kalkacak. “Köy tüzel kişilikleri kalkma tehlikesinde olduğu için, köylerin bu mal varlıklarını ellerinden çıkarmalarına dönük hareketleri kısıtlayalım” dediler. Aynı durum belde belediyeleri için de geçerli.

Tabii, bunları yaparken, sürecin devamında Meclise tasarı geldi. İsmi tasarı. Çünkü Bakanlar Kurulundan Meclise inen metinler tasarıdır. Milletvekillerinin tek başına veya birkaç mil-letvekilinin birleşerek Meclise verdikleri kanun değişiklikleri tekliftir. Ama buna başka bir isim vermemiz lazım. Çünkü ko-misyona gelen hali ile Genel Kuruldan geçen hali arasında çok ciddi farklılıklar taşıyan bir metin ve iki komisyonda devamlı iktidar partisinin, AKP’nin teklifleriyle şişirilen bir metin. O za-man, buna biz ne diyeceğiz; taslak diyeceğiz. Taslak, devamlı genişlemeye, devamlı büyümeye uygun bir tanımlama.

Ben o toplantılarda bulunmuş biriyim, komisyon toplantı-larını takip ettim. Kendim İçişleri Komisyonu üyesi değilim. Bu yasa İçişleri Komisyonuna geldi. Ben, İçişleri Komisyonu üyesi değilim. Komisyon üyesi milletvekillerimiz orada muha-lefet şerhlerini de koydular, belli çalışmaları da yaptılar. Ben komisyon üyesi değilim, ama kendim de toplantılara katıldım; örüşlerimizi de dile getirdik, kendi bölgemiz açısından da dile getirdik. Neticede bu şekilde bir yasa komisyondan geçti. Evve-la bir alt komisyon kuruldu, alt komisyonda çalışmalar yürütül-dü. Devamında, maalesef, komisyon üyelerinin 16’sı AKP, 6’sı

50

Page 52: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

CHP, 3’ü MHP, 1’i de BDP milletvekili olması sebebiyle, 16 milletvekilinin “Kabul ediyoruz” şeklinde el kaldırması sonu-cunda komisyondan geçti bu. İstediğiniz kadar tartışın, istediği-niz kadar söyleyin.

Neticede bunun benzer bir çalışması Mecliste de yapıldı. Mecliste muhalefet ettiğimiz ve özellikle bu yasada değişme-sini istediğimiz olguları ortaya koyduk. Tabii, burada Harita ve Kadastro Mühendisleri Odasının bir organizasyonundayız. Ama hepimiz devletin içerisinde sorumluluk sahibi yurttaşlarız ve ge-leceğe dönük de devletin devamlılığı ve devletin üniter yapısına ilişkin hepimizin belirli kıstasları var, bakış açıları var.

Birinci sıradaki muhalefet ettiğimiz olgu -ki orada Milli-yetçi Hareket Partisiyle de beraber bir muhalefet ortaya konul-du- özellikle büyükşehir değil de, bütün şehir yapılanmasının devletin üniter yapısını bozabilecek bir anlayışı da beraberinde getirebileceği tehlikesiydi. Onun da dışında, bu mevcut haliy-le, seçilmiş insan sayısını Türkiye’de 250 binlerden çok daha aşağılara indirebileceği gerçeğiydi. Bu nedir? Köylerdeki azalar, muhtarlar veya kapatılan belde belediyelerindeki belediye mec-lis üyeleri, belediye başkanları.

Yani özellikle yasada bizim gördüğümüz şu: Hem yereli kuvvetlendiren bir yapı getirilmeye çalışılmış, yani hem bir göz kırpma var; ama göz kırparken de, Yatırım Koordinasyon Değer-lendirme Başkanlığı kurularak, tamamen valiliğin inisiyatifinde bir başkanlık kurularak, “Aman ha, bunu da biz kendi yanımızda tutarız” gibi bir denge sağlanmaya çalışılmış.

Bunun devamında, Mecliste, belde belediyelerinin kapanma-sıyla ilgili muhalefetimiz, köy tüzel kişilikleriyle ilgili muha-lefetimiz sonuç doğurmadı. Sadece şu noktada yaptığımız mu-halefet ciddi bir anlam kazandırdı: Yasanın içerisindeki geçici

51

Page 53: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

maddeyle değiştirilen, köy vasfını kaybeden yerleşim yerleri mahalleye dönüştüğü için, onlara getirilecek emlak vergileri ve büyükşehir bünyesindeki diğer ilçe belediyelerinin kapatılacak işletme iştirakler birimlerinden oluşturulacak su-kanalizasyon birimlerinde kırsal kesimin ödeyeceği su paralarının 1/4 ile sı-nırlandırılmasına ilişkin bir geçici madde oldu. Bu, halkımızın bir kazanımıydı. Ama tabii, ne zaman için; 5 yıl için kazanım. 5 yıl için. Gelecekte bunlar farklı şekilde değerlendirilecektir. Yani seçime dönük bir hareket o da.

Şimdi, müsaade ederseniz, bu konuyla alakalı biraz Tekir-dağ’dan bahsetmek isterim. Yani Meclisteki süreci bu şekilde kronolojik sırayla anlattıktan sonra, Tekirdağ’la ilgili bölümün-den bahsetmek isterim.

Tekirdağ’ımızın bir makûs talihi var, o da şu: Tekirdağ, 9. sırada vergi ödeyen bir il. Türkiye’de en çok vergi ödeyen iller arasında 9. sırada. Hatta gerçek sırasının bu olmadığı da belli. Çünkü Çerkezköy-Çorlu bölgesindeki organize sanayi bölgele-rindeki fabrikalar vergi dairesi olarak bu bölgeye kayıtlı değiller, İstanbul’a kayıtlılar. Onların dahil olmadığı sıralamada 9. sıra-da. Ama kişi başına düşen kamu yatırımında 76. sırada.

Bunu neden bu şekilde anlatıyorum? Bunu büyükşehir be-lediye yapılanmasıyla kısmen de olsa değiştirme şansımız var. Toplanan vergilerden büyükşehir belediyesinin pay alacağı nok-tasındaki mevzuat buna belli bir oranda izin verir ve bu da hiz-met olarak bir artıya dönüşebilir. Bununla beraber, özellikle bazı yatırımların büyükşehir belediye bünyelerinde oluşturulacak şirketlerle yapılacak olması da hizmet sürecinde belli bir kolay-lık sağlayabilir. Dolayısıyla, büyükşehir belediye yapılanmasını siyaseten biz istemiyoruz, biz karşısındayız gibi bir anlayışımız yok. Ama her bölgenin kendi dinamikleri var; her bölgenin ken-

52

Page 54: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

di ihtiyaçları, kendi demografik yapısı veya kendi, tarıma, sana-yiye, ticarete dayalı bir ekonomisi var.

Şimdi Tekirdağ’a bakalım.

6360 sayılı Yasadan önce, aynı yasa metninin uygulandığı iki il var. Biri İstanbul, biri de Kocaeli. İstanbul ve Kocaeli illerin-deki modeli Tekirdağ’a uygulayacağız. Nereye uygulayacağız; Denizli’ye uygulayacağız, Balıkesir’e uygulayacağız, Mardin’e uygulayacağız, Van’a uygulayacağız, Trabzon’a, Hatay’a uygu-layacağız veya diğer 16 il içerisindeki Konya’da bütün mülki sınırları büyükşehir belediye sınırı yapacağız ya da Kayseri’de veya Diyarbakır’da.

Bu pozisyonun içerisinde Tekirdağ’ın durumu ne?

Bizim örneğimiz, geçmişte bunun uygulamaya konulduğu İstanbul ve Kocaeli. İstanbul’un kırsal nüfusu yüzde 1 bile de-ğil, yüzde yarımlar düzeyinde. Kocaeli’nin kırsal nüfusu yüzde 4, 4.5-5. Tekirdağ’ın kırsal nüfusu yüzde 37. İstanbul’da bunun uygulamaya konulduğunu…

Burada Tekirdağlılar olduğu için daha rahat konuşuyoruz. Sultanköy’ü göçtüğümüz zaman Gümüşyaka Beldesi vardı. Çorlu’yu geçip, Seymen Köyü’nden aşağı indiğimiz zaman Değirmenköy Beldesi vardı. Çerkezköy’ün hemen dibinde Bü-yükçavuşlu Beldesi vardı. Saray’dan devam ettiğiniz zaman Çatalca’ya bağlı Binkılıç vardı. Bunlar belediyeliklerdi, kapandı ve Çatalca’nın, Silivri’nin mahalleleri haline geldi. Sadece onlar değil ama, köylerin de tüzel kişiliği ortadan kaldırılarak, onlar da bir mahalle haline geldi.

Bunu neden böyle anlatıyorum? Bir yerin sadece ismini de-ğiştirmiyoruz bu yasayla. Elimizde köy tüzel kişiliği artık yok. Köyün ismini mahalle yapıyoruz; fakat sadece ismini değiştir-

53

Page 55: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

miyoruz, geleceğe dönük köy yaşantısını da dönüştürüyoruz bu yasayla. Yani köyün ismi artık mahalle. Köyün isminin mahalle olması, zamanla oradaki yapının da zorunlu değişmesi sonucunu doğuracak.

Şimdi örneklerle anlatalım.

2008 yılında yapılan değişiklik ve 2009 yılındaki uygulama-sında bir farklı noktamız daha var. O zaman orman köyleri tüzel kişiliklerini korumuşlardı, Kocaeli’nde ve İstanbul’da. Ama bu yasada o ayrım da yok; orman köyleri de bu sıfatlarını kaybet-tiler.

Bir bilgi vereyim size. Rakam 5-6 oynayabilir, Tekirdağ’ın 256 köyünün 160 tanesi orman köyü vasfında. Şimdi geldiği-miz noktada ne? Tekirdağ’daki 9 ilçenin 24 beldesi bugün belde belediyeliğini kaybetti. 24 belde kaybetti belde belediyeliğini. 2 yeni ilçe kuruldu. Bir tanesinin, merkez ilçenin ismi değişti ve 256 tane köyümüzün hükmü şahsiyeti, tüzel kişiliği ortadan kalktı. Türkiye’de de 16082 köyün tüzel kişiliği kalktı. Toplam-da 1023 tane beldenin belde belediyeliği kalktı, 559 tane belde-nin nüfusu 2000’in altında olduğu için belediyelikleri kapandı ve ortaya çıkan tablo da bir bilinmez şeklinde şimdi önümüzde. Burada verdiğim rakamlara Ordu dahil değil. Ordu da yeni bü-yükşehir belediyesi oldu. Eski İçişleri Bakanımız, taşıma siste-miyle, Ordu’yu da gayet güzel bir şekilde büyükşehir belediyesi yaptı.

Peki, ortaya çıkan tabloda şimdi ne durumdayız?

Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizim Anayasa Mahkemesi-ne bir iptal dilekçemiz var. Bunun gerekçeleri ne? Bizim, özel-likle Tekirdağ ya da diğer illerin büyükşehir belediyesi olmasına karşı çıktığımız bir nokta yok. Biz istiyoruz, büyükşehir bele-

54

Page 56: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

diye olmayı istiyoruz. Ama büyükşehir belediye olurken bazı kazanımların elinden alınmasına da karşı çıkıyoruz. Köy, bel-de; bunlar anayasal kurumlar, Anayasada koruma altına alınan kurumlar. Özellikle beldeler açısından söyleyeyim. Çoğu belde, Avrupa Birliği Yerel Özerklik Şartını da düşünürsek -ki biliyor-sunuz, Anayasamıza göre, kabul edilen uluslararası sözleşmeler iç hukuk normu haline gelirler, bu madde de bizim bir iç hukuk normumuz haline gelmiştir- o şart açık olarak bir referandum ya-pılmasını zorunlu tutar. Bizim de aslında resmi olmayan bir şe-kilde beldelerde yaptığımız referandumun altında yatan buydu, bu maddeydi. Bu bizim iç hukuk normumuz haline gelmişti.

Tabii, özellikle beldelerdeki durumda şu oluştu: Bugün Tekirdağ’ın Banavlı Beldesi, Kumbağ Beldesini ele alalım. Ka-çımız buraların ne zaman ve nasıl belde olduğunu hatırlıyor? Bazısını ben hatırlıyorum, bazısını hatırlamıyorum. Ama şu şe-kilde oldu: Buralar köydü. Köyden belde olurken şu irade ortaya konuldu: İnsanların önüne sandık konuldu. Dediler ki, “Sizin statünüzü değiştireceğiz, sizin statünüzü köyden belediye haline getireceğiz. Siz buna evet diyor musunuz?” O insanlarda evet dedi ve belediye oldular. Şimdi birdenbire diyoruz ki, “Sizin be-lediyenizi kapatıyoruz.”

Avrupa Birliği Yerel Özerklik Şartının altında yatan da bu, demokrasinin de gereği bu. İnsanların, yaşadıkları yerlerdeki hukuki statüyü veya yönetimsel statüyü belirleme hakları var.

Açıkça söyleyeyim: “Biz anayasayı değiştireceğiz diye iddia ediliyor. Meclisteki milletvekili sayısı belli bir aşamaya ulaş-mazsa eğer, 330’un üstüne çıkıp, 367’nin altında kalırsa ne olu-yor; halk iradesine gidiyor. Neden? Halktan büyük bir irade mi var?! Halkın temsilcisi olan milletvekillerinin iradesinden daha büyüktür halkın iradesi. Eğer öyleyse, Kumbağ ve diğer belde

55

Page 57: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

belediyelerini kapatacaksan eğer, buraların iradesini alman la-zım. Ama alınmadı.

Neticede biz de tüm bu gerekçelerle Anayasa Mahkemesi-ne gittik. Köylerle ilgili de benzer bir durumdan dolayı gittik. “Ümitli misiniz?” diye sorabilirsiniz. Vallahi ben hukukçu ola-rak hiç ümitli değilim. Ama ümitli olmama gerekçem hukukçu sıfatımdan kaynaklanmıyor, Anayasa Mahkemesinin yapısından kaynaklanıyor tabii ki. Hukuken bu davanın kabul edilmesi la-zım, ama Anayasa Mahkemesinin yapısından ötürü hiçbir koşul-da ümitli değilim.

Özellikle birkaç sıkıntıdan bahsedeceğim, daha sonra da bunların çözüm süreçleriyle ilgili karşılıklı soru-cevap şeklinde konuşuruz.

Köylere gittiğimiz zaman şu örneği veriyorum; Vatandaşın yaşayacağı sıkıntıyı çok iyi anlatabilecek bir örnek olduğunu düşünüyorum. Kırsal nüfusu ile kentsel nüfus arasındaki farkı ortaya koymak adına.

Bu yasa, açık olarak belli ki, kent yaşamını kırsal kaynaklarla finanse etme temelinde oluşturulmuş bir yasa.

Bunu neden böyle anlatıyoruz? Bakın, bugün köylerimizde su parası ya çok cüzidir, ya hiç yoktur. Öyle değil mi hocam? Ya hiç yoktur, ya çok cüzidir. Böyle olması da normaldir. Şehirlerde suyun kullanım alanları bellidir. Ama köyde bahçenizi de sula-sanız su kullanırsınız, ineğinize su verseniz de su kullanırsınız; her alanda su sizin yaşam kaynağınızdır, ticaret kaynağınızdır, sofranıza koyduğunuz yemekteki katkıdır. Çünkü su olmazsa para kazanamazsınız. Şimdi biz bu insanlara diyoruz ki, “Senin 10 tane ineğin varsa, her biri de günde 60 litre su içerse, günde 600 litre su yapar, bu da ayda 18 ton su yapar. Bu aylık 18 ton su parasını şebekeden öde.”

56

Page 58: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

Gerçekçi ve makul olmak lazım. Ne dedik; kırsal nüfusta kö-yün ismini mahalle yapıyoruz, belki bir şey değişmiyor. Ama zorunlu olarak kırsalı ortadan kaldırıyoruz yavaş yavaş.

Tekirdağ köylerimizde, ortalamaya vurduğumuz zaman, her bir köye 350 dönüme yakın tarla düşüyor. 256 köye 350’şer dö-nüm. Meralar buna dahil değil. Misal, Çorlu’da 3000 dönüm kendine ait arazisi olan köy var. Saray’da 9000 dönüm köy tüzel kişiliğine kayıtlı arazisi olan köy var. Tüzel kişilik gitti. Tüzel kişilik gidince bu araziler nereye geldi; ilçe belediyeleri veya büyükşehir belediyeye geldi. Bu araziler neye yarıyordu? Bu araziler, köy tüzel kişiliğiyle icara verilen ve o icarla köyün ihti-yaçlarının karşılandığı yerlerdi. Şimdi çıkan tabloda ise, bu ara-ziler tamamen ilçe ya da büyükşehir belediyelerinin malı mülkü oldu.

Başka bir hadise daha var. Devamlı gidip geldiğimiz için ko-nuşuyoruz. Köylerin kahveleri. Size basit gelebilir, ama oralar için çok önemlidir; köylerin kahveleri. Bugün, yasa değişikli-ğinden sonra, köyün kahvesini kimin çalıştıracağına köy muhtarı karar veremez. Köy muhtarı yok zaten de, mahalle muhtarı karar veremez; büyükşehir belediye başkanı karar verecek. “Yahu, bir arkadaş seçimlerde bana çok çalıştı, senin köyündeki kahveyi de ben ona verdim” diyebilir mi? Diyebilir. Peki, köyün yapısı? Köy bunu kaldırabilecek mi?

Başka bir sıkıntı: Şehirlerimiz bugün büyüme alanı itibarıyla belli. Tekirdağ’ın merkezi ve 56 köyü, 4 beldesi; her biri bugün-den itibaren imara açılacak alan. Kentin kaç yerden büyüdüğünü düşünebiliyor musunuz? Şehircilik anlamında söylüyorum. Ha-rita mühendisleriyle beraberiz. Her yerden şehir büyüyor.

Köyler normalde kendi demografik yapılarını korur. Herhan-gi birimiz bir köye gidelim, köyde iki tur atalım, üçüncü turda

57

Page 59: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

yanımıza gelir, der ki, “Kime baktınız?” Ama bugünden itibaren bu yapıların hepsi kaybolacak. Yani o kültür kaybolacak.

Buradaki önerilerimiz ne?

Evvela köy tüzel kişiliklerinin mutlak suretle geri verilmesi lazım. Belde belediyeleri bakımından, bu yasadaki 2000 tanım-laması çok keyfi bir tanımlama. Bugün belde olma kriteri 2000 değildir ki, 5000’dir. O zaman, 2000’in altındaki tanımlama nereden geldi? Siyasi erk, siyasi iktidar keyfi rakam koyamaz; rakamların karşılığı vardır. “Oralar belde olurken 2000 nüfus-luydu.” Hayır, değil. Kriter 5000. Ya 5000’i uygularsın, “Siya-seten ne kadar cesursun, 1000 tane belediyeyi kapattın” deriz; ama 1000 tane belediyeyi kapatmaya cesaret edemediğin için, 2000’i uygulayayım diyorsun, 500 tane kapatıyorsun. Belde be-lediyelerinin kapatılması kabul edilebilecek bir şey değildir, ne olursa olsun ve bize söylenen de yalandır. Avrupa’dan rakamlar veriliyor. Fransa’daki belediye sayısı bizimkinin yaklaşık 9 ka-tıdır. Avrupa’nın her yerinde böyledir. Ufak sistemleri yönetmek daha kolaydır ve herkesin de o yapının içerisine, demokrasinin içerisine katılımını sağlar.

Önerilerimiz şu: Evvela, bu, Türkiye’nin her bölgesi için aynı nitelikte uygulanması gereken bir şey değil. Tekirdağ için ayrı olur, Şanlıurfa için çok ayrı olur, Trabzon için ayrı olur, Hatay için bambaşka olur. Antalya’daki uygulaması başkadır, Denizli’deki uygulaması başkadır.

Yapılması gereken, bölgelerde lokal toplantılar yapmak, Tekirdağ’da özellikle hem köyün, hem şehir merkezlerinin tem-silcilerini baz alan belirli toplantılar yapmak, bu toplantılardan çıkan sonuçlarla da bölgenin ihtiyaçlarını belirlemek, bu ihti-yaçlar üzerinden de belirli bir yapı kurmaktır.

58

Page 60: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

Prof. Dr. TARIK ŞENGÜL - Bu, partinizin görüşü müdür; yoksa sizin kişisel görüşünüz mü?

Av. EMRE KÖPRÜLÜ - Partimizin de görüşü budur tabii ki, partimizin de görüşü budur. Zaten yasaların doğuş şekli de budur.

Biz, bütün şehir yapılanmasına karşı çıktık. Bütün şehir ya-pılanmasının hizmetsel anlamda belirli sıkıntılar getireceğini söyledik. Konya’nın, bugün, bütün alanının büyükşehir belediye olmasıyla, yaklaşık 29 kat hizmet alanı büyüyor. Kayseri benzer şekilde, Malatya benzer şekilde. Bunun gerçekleşebilme şansı yok. Hele siz bir de uzak köylerdeki tüzel kişiliği kaldırıp, karar alabilme, uygulayabilme, hizmet üretebilme şansınızı ortadan kaldırdıysanız, bunun hiç gerçekleşebilme şansı yok.

Ben açık olarak şöyle düşünüyorum: Bu yasa, maalesef, ölü doğmuş bir yasadır ve seçmene göz kırpan bir yasadır. “Biz sizin ilinizi büyükşehir belediye yaptık” demek için oluşturul-muş bir yasadır. Uygulanabilirliği maalesef zayıf olacak. Bu, Tekirdağ’da da zayıf olacak.

En önemli sıkıntılardan bir tanesi de şu: Tekirdağ, vergi öde-mede 9. sırada olduğu için, belki artı eksi hesabında kârda ola-bilir. Ama il özel idarelerinin de kaldırılması, il özel idareleriyle gelen bütçelerin o ile artık gelmeyecek olması da çeşitli sıkıntı-lar doğuracaktır.

Tabii, özellikle bu konuşmayı yaptım; ama biraz da, nasıl söyleyeyim, ilk bölümde ne konuşulduğunu da bilmeden bir konuşma yaptım. Herhalde bundan sonraki bölüm biraz soru-cevap şeklinde geçecek. O nedenle, şunu söyleyerek bitireyim: Bu yasada gördüğümüz, kırsal nüfusun kentsel nüfusu finanse etmesine dönük bir amaçtır. Bu konuda herkes hemfikir değil;

59

Page 61: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

ama açık olarak, özellikle ülkenin üniter yapısını belli bir fe-deratif noktaya doğru taşıyan bir yönü vardır. Kırsalda yaşayan insanların ekonomisini ciddi olarak sarsacaktır. Alan çok büyü-düğü için, belediye hizmetlerinin etkin, yeterli uygulanabilirliği imkânı kalmayacaktır ve mutlak surette, ilk yerel seçimlerden sonra 1-2 yıl içerisinde Mecliste tekrardan gündeme alınarak re-vize edilmek zorunda kalınacaktır.

O sebeple, hiç bunları yaşama ihtiyacı doğmadan, keşke sis-tem biraz daha insanların da iradesi, muhalefetin de iradesi alı-narak oluşturulsaydı diyorum.

Soru-cevap bölümüne geçeceğiz herhalde.

Değerli hocalarımıza tekrar hoş geldiniz diyorum, sizlere de dinlediğiniz için teşekkürlerimi sunuyorum. Sağ olun.

PANELYÖNETİCİSİ - Sayın Milletvekilimiz Emre Köprü-lü’ye teşekkür ederiz.

Sizin değindiğiniz bazı konulara Erdal bey de değinmişti; ama iyi oldu yine de, yararlı oldu.

Şimdi soruları alalım. Kendinizi tanıtarak soru sorarsanız ve kime sorduğunuzu belirtirseniz, ona göre konuşmacılarımız not-larını alacaklar, sorularınızı yanıtlayacaklar.

Evet, buyurun.

SONER AKKÖSE - Ben, Soner Akköse; ziraat yüksek mü-hendisiyim, CHP İl Genel Meclisi üyesiyim.

Bu toplantıyı düzenleyen Harita ve Kadastro Mühendisleri Odasına, katılımcılara çok teşekkür ediyorum. Ben kendi açım-dan çok yararlandım.

Bir sorum ve bir de düzeltmem olacak.

60

Page 62: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

Düzeltme Erdal beye. Çevre düzeni planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması hakkında geçen safhada bir şeyi düzelt-mek istiyorum.

İl Genel Meclisi mensubu olduğum için, 2 sene boyunca biz burada çok emek verdik, çok komisyonlarda çalışıldı. Burada katılan arkadaşlarımız da var. Birincisi, bu antlaşma, protokol, … vasıtasıyla oldu. Ama bedava yapılmadı. Keşke bedava ya-pılsaydı.

İkincisi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin elinde değil, ta-mamen İl Genel Meclisi’nin elinde ve gerekli süzgeçlerden ge-çirilerek yürürlüğe konuldu. Değişiklikler de yine özel idarelere itirazlarla yapılabilmektedir. Düzeltmem buydu.

Sorum da Sayın Tarık hocama.

İstanbul’un yüzölçümünün yarısı kadar bir alanda yeni bir yerleşim birimi oluşturulduğu şeklinde bir ifade kullandınız. Bu-rada Konut A.Ş. tarafından düzenlenmiş veya en azından esinle-nilmiş bir durum söz konusu. Bunu biraz daha açar mısınız?

Teşekkür ederim.

PANEL YÖNETİCİSİ - Başka soru var mı?

Av. EMRE KÖPRÜLÜ - İsterseniz hocam önce cevap versin; belki soru soruyu açar, daha canlı bir tartışma ortamı yakalarız.

PANEL YÖNETİCİSİ - Haklısınız.

Buyurun hocam.

Prof. Dr. TARIK ŞENGÜL - Bir soru var, bir de değinilen nokta var, iki şeye değinmek istiyorum.

Mesele şu: Proje derslerimizde, şehircilik proje derslerinde kentlerin, yerleşmelerin nüfus projeksiyonlarını yapıyoruz. 20

61

Page 63: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

yıl sonraki nüfus ve o nüfusun gerektirdiği, başta konut olmak üzere, ihtiyaçları tespit edip, ondan sonra lekeyi, yeni oluşacak alanları ona göre açmayı öneriyoruz.

Bu tür bir yaklaşım şu an için hiçbir temeli olmayan bir yak-laşım. Niye? Öyle bir ihtiyaçla ilişkili üretmiyoruz. Büyük kent-lerimizin hemen tamamında çok büyük konut fazlası var. Bakın, Ankara için dün akşam çıkardığımız rakam yüzde 40. İhtiyacın yüzde 40’ından fazla konut üretmişiz. Benim oturduğum yerde doluluk oranı yüzde 5. Böyle olunca, “Bu konutlar niye üretili-yor?” diye soruyorsanız, söyleyeyim: Hisse senedi olarak üre-tiliyor. Konut bugün Türkiye’de, belli kesimlerin dışında, hisse senedidir. İnsanlar tıpkı hisse senedini kasalarına koydukları gibi, konutları alıyorlar, ellerinde tutuyorlar. O rant ekonomisin-den, finansallaşma dediğimiz ekonomiden kazanan kesimler, bu konutları alıyorlar. Bakın, kiraya da vermiyorlar; koyuyorlar bir kenara, duruyor. Yani o yatırım sepetinin içinde 3 tane de konut var.

İstanbul meselesine gelince, şunu söyleyeyim: Bakın, bütün bu ekonomi böyle dönmeye başlayınca, bugünkü iktidarın böyle bir fiktif ekonomiyi, reel ekonomiye dayanmayan, bir tek inşaat sektörü üzerine inşa edilmiş bir ekonomiyi yürütebilmesinin tek koşulu, bu türden alanları açıp spekülasyon yaratmak. Buna deli para, çılgın para diyorlar. Önemli bir ekonomist böyle isimlendi-riyor bunu. Dikkatinizi çekerim; çılgın para, çılgın proje. Çılgın projeye yatırılan para, bir kere, borç ekonomisiyle finanse edilen bir duruma işaret ediyor ekonomi açısından. Ama bakın, bugün inşaat sektörünü durdurun, Türkiye ekonomisi çuvallar.

Onun için, şöyle bir durumla karşı karşıyayız: Çok derin bir biçimde borçlanmışsınız. Aile reisisiniz. Burada yapacağınız çok fazla bir şey yok; borçlanabiliyorsanız, daha fazlasını borç-

62

Page 64: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

lanacaksınız, daha fazlasını, daha fazlasını. Çünkü giderek ma-kas açılıyor; faiz biniyor, tefeciye kaptırmışsınız falan.

Türkiye ekonomisinin finansal yönü de aynı biçimde gidiyor, kente bakışı da aynı biçimde gidiyor. Yani bir tane daha açması gerekiyorsa, ormanları, su alanlarını vesaire açıyor. Dolayısıy-la, o alanların açılmasını bir lüks olarak görmüyorum ben. Bir kere yakanızı tefeciye kaptırırsanız, bir kere bu esnaf mantığıyla koskoca kentleri yönetmeye kalkarsanız; esnafları tenzih ediyo-rum, esnaflık çok saygıdeğer bir şey de, bakkal hesabıyla kent yönetmeye, büyük şehirleri, Türkiye’yi yönetmeye kalkarsanız, makas açılır ve makas önce toplumu keser, sonra gelir sizi keser. Şimdi öyle bir durumdayız. Dolayısıyla açıyorlar, açmak zorun-dalar. Onu söyleyeyim. Yani bu ekonomi başka türlü yeniden tasarlanmadığı, dizayn edilmediği sürece, inşaat sektörü spekü-lasyon üzerinden gittiği sürece, Türkiye’ye sıcak parayı böyle birtakım hareketler üzerinden çekip borçlanma kapasitesini an-cak öyle sürdürebildiği sürece bu böyle de olacaktır.

Ölçtüğümüz alan aşağı yukarı İstanbul’un yerleşik alanının yarısı kadar bir alan. Ama dikkatli bakın oraya; orman alanları, su havzasının göbeği vesaire. Yani İstanbul’un ve Trakya’nın ken-disini yeniden ürettiği, hani ekolojik dengeyi falan artık bıraktık, ama bir miktar soluk alabilmenin imkanının ortadan kaldırıldığı bir başka durumla karşı karşıyayız. Melen’den suyu getiren an-layışın, ondan sonraki aşamada su depolarının, bütün bölgenin orman alanlarının üzerine oturup kendisini yeniden ürettiği bir durumun değerlendirilmesinin bence akıl hastanesinde yapılma-sı lazım. Ama ne yazık ki, bakın, göreceksiniz, bununla sandı-ğa gideceğiz. Şunu da çok açık biçimde, kendi partime yönelik söylüyorum, Cumhuriyet Halk Partisine; ne yazık ki bu mese-leyi aynı derinlikte analiz edip henüz algılayamadık. Yani biz,

63

Page 65: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

uzun süredir kentleşmenin sorunlarını, kentleşmenin siyasetini tartışıyoruz; ama siyasetin kendisinin ne ölçüde kentleştiğini ve bu kent ekonomisini, kentsel dinamikleri anlayabildiğini de bir soru işareti olara koyuyorum. Çünkü yeterince bunu hazmedip, bunun üzerinden siyaset üretebildiğimizi sanmıyorum. Bu bir özeleştiri anlamındadır; il başkanlığı yapmış bir akademisyen olarak, kendimize de yapıyorum bu eleştiriyi. Çünkü karşı kar-şıya olduğumuz bu gerçeklikte, biraz önce şemada gösterdim, kaynağı 1 tane reel ekonomide üretiyor, 5 tane finans sektöründe üretiyor. 1 tane reel ekonomi üzerine konuşuyoruz da, diğer 5’i üzerine bir sözümüz var mı? Böyle bir ekonomi karşısındaki po-zisyonumuz nedir? Bu, sürdürülebilir bir şey midir?

PANEL YÖNETİCİSİ - Özür dilerim hocam; şu şemayı ve haritayı bir daha gösterebilir misiniz?

Prof. Dr. TARIK ŞENGÜL - Tamam, hem haritayı, hem şe-mayı bir daha gösterelim, Vekilimiz de görsün.

SONER AKKÖSE - Hocam; benim sorum daha çok bu Ko-nut A.Ş. Bu uzman kuruluş, Pehlivanköy’de de faaliyet göster-miş, daha sonra da ondan esinlenerek şimdiki İstanbul…

Prof. Dr. TARIK ŞENGÜL - Onun şöyle bir hikayesi var: Daha önce, Amerika Birleşik Devletlerinden bir uzman getiri-yorlar. Bu uzman, Bölge Planı Derneği diye bir kuruluşun baş-kanı. Aslında bu zat ve onun kurumu, kentlerin toplu kalması, kompakt halde kalmasını savunan bir zat ve kurum. Yani “Kent-leri dağıtmayın” diyor. Bizim şu anda yaptığımızın tersini savu-nuyor. Fakat Türkiye için önerdiği şemada İstanbul’a alternatif bir şehir öneriyor. Fakat onun yeri buralar. Bakın, şu gördüğü-nüz, Karadeniz’den Marmara’ya inen alanın tamamı yapılaşma alanı. Yukarıda, şu sarı görünen alanın bir kısmı üçüncü hava-alanı, onun yanında bir kent şeyi var, Michigan Üniversitesin-

64

Page 66: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

de geliştirilmiştir orijinal projesi. Aşağı doğru inen alan, Res-mi Gazete’de, yeni İstanbul olarak koordinatlarıyla konulmuş, Nazım arkadaşımızın o koordinatlar üzerinden çizimini yaptığı alandır. Mevcut İstanbul yüzölçümünün yarısı kadar dediğimiz alan.

Fakat bunu kimse tartışıyor mu? Yani kendimiz de özeleştiri yapalım dediğim şey bu. Bu tür bir lekenin İstanbul’un konut fiyatları üzerinde nasıl bir etki yapacağını, İstanbul’un diğer semtlerinde yaşam standartlarını nasıl düşüreceğini, oradaki hiz-metleri, oradaki birtakım yatırımları nasıl negatif yönde etkile-yeceğini söyleyen bir Allah’ın kulu var mı? Yok. Yeni muhalefet alanları, yeni siyaset alanları bunlar. Anlayan varsa, yeni siyaset yapıyoruz; anlamıyorsak, siyaset yapamaz hale geliyoruz. On-dan sonra büyükşehir planlarını onaylayan, tasdiklemek zorunda kalan ilçe belediyeleri yönetimlerine dönüyoruz muhalefet ola-rak. Haksızlık da yapmak istemiyorum. Çünkü yasanın kendisi çok adaletsiz ve büyükşehir belediyelerini çok güçlü kılıyor, o da diğerlerini ezip geçiyor. Ama ezip geçerken, bu türden muha-lefet alanları üretiyor. Bu muhalefet alanlarının çok açık ve net bir şekilde kullanılabileceği bir durumda, o tür bir siyaseti henüz anlayamadığımız için, yani kentleşemediğimiz için siyasi kafa-lar olarak, ne yazık ki, çok ciddi muhalefet yaratabileceğimiz ve halkın gerçekten nabzını tutabilecek konulara da giremiyoruz.

Öbür taraftan, söylediğiniz şeye gelelim, Yalom’un -ismi Yalom’dur o uzmanın- söylediği şeye.

Bu da dünya ekonomik çıktısı ile finansal ekonomiler arasın-daki giderek açılan makası gösteriyor Sayın Vekilim. Bakın, şu yukarıda, ikincil piyasalar, türevler dediğimiz şeyi görüyoruz. Şurada da reel ekonomi görünüyor. Reel ekonominin, yani üre-tim ekonomisi dediğimiz ekonominin sabitliği karşısında, türev

65

Page 67: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

ekonomilerin, yani finans ekonomisinin hızlı yükselişini görü-yorsunuz. Şu, 2007 rakamıdır. 2012’de bu iki katına çıkmıştır. Ki hâlâ 60 trilyon dolar civarında Dünya Gayri Safi Hasılası. Yani reel üretim 60-65 trilyon dolarken, o ikincil piyasalarda dolaşan para olarak 1200 trilyon dolardan söz ediyoruz. Yani alıyor, konut kredisinin gelecekteki faiz oranları üzerinden bir satış yapıyor; bir süre sonra o faiz oranlarının riskini satıyor, bir süre sonra o riskin doğurabileceği yeni birtakım konut ihtiya-cı potansiyelini satıyor. Ortada hiçbir üretim yok ve ilk çıktığı konut piyasasıyla alakası da yok bu türev piyasanın. Türetiyor, sürekli türetiyor. Bunun fiili olarak şeyi şu: Orada reel bir eko-nomimiz var, ama buradaki türev dediğimiz şeyin karşılığı para da, aynen üretimde malı sattığınız gibi bir para. Dolayısıyla, bu-gün ellerinde o paralarla dolaşan, o çılgın para denilen paralarla dolaşan birtakım kesimler, New York’tan alıyorsa, İstanbul’dan da alıyor, New York’a yapıyorsa, İstanbul’a da yatırım yaparak nemalanıyor. Ama aynı biçimde, bu tür parayı elinde tutanlar, aynı zamanda Türkiye’de siyaset de yapıyorlar.

Av. EMRE KÖPRÜLÜ - Hayâl tacirleri.

Prof. Dr. TARIK ŞENGÜL - Yok, değil. Ben size söyleye-yim; bugün gerçek tacirler... Bakın, yerel yöneticiler, belediye yönetimleri partileri yönetmeye kalkıyorlar, arkalarındaki o mali güçle. İlçe başkanlıklarına, il başkanlıklarına kimlerin atanaca-ğını söylüyorlar. Bu, çok tehlikeli bir şey ama. Yani bu çılgın pa-ranın yönettiği bir para varsa ortada, o zaman, siyaset yapılmaz hale gelir. Bunlar çok tehlikeli işler, çok hassas şeyler bunlar.

Konumuza dönersek, büyükşehir meselesinde de bu tür bir rasyonalizasyon yaşıyoruz. Ortadaki bu kadar büyük kaynakla-rın karşısında, bu kaynakların gelişigüzel dağıtılmaması üzerin-den bir durumla karşı karşıyayız. Bunu belirli ölçülerde rasyo-

66

Page 68: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

nalize etmeye çalışıyorlar. Ama bunun altında kalan koskoca bir kırsal kesim var, bunun altında kalan koskoca halk kitleleri var.

Bu rant rejimini merkezileştirirken başka bir mesele daha oluyor, ona da değineyim.

Ben, bu federal sistem meselesine ikna olmuş değilim. Ben, siyaset bilimi uzmanıyım. Aranızda ulusalcı birtakım kaygıla-rı çok yüksek düzeyde taşıyan insanların olduğunu ve önemli haklılık paylarının olduğunu da bilerek söylüyorum. Yani şu söyleyeceklerimin belli bir kesim için sempatik olmadığının da farkındayım. Ama bu öyle federal sistem meselesi falan değil. Bu, gerçekten başkanlık sistemine endekslenmiş bir durum. Ama akıldaki asıl mesele federallik değil. Akıldaki asıl mesele başkanlık sistemi. Federallik o değil. Federallik daha derin bir ilişkidir. Federallik meselesinde… Ben, yeni plandaki niyeti gö-rünce, keşke federalliği hedefleselerdi diyebileceğim bir durum-la karşı karşıya olduğumuzu anladım. Çünkü federal yapılarda, o federal yapıların kendisinin başkan karşısında bir gücü vardır. Burada, doğrudan, bir başkanın, illerin tepesine kendisine göre adamları getirip yönetebileceği bir sistemden söz ediyoruz. Bu, federatif yapı değil. Öyle kendi iç yapıları olan falan sistemler-den söz etmiyoruz. Doğrudan, valileri kendisine bağlayan bir başkan geliyor. Önümüzde öyle bir model var. Bu, siyasal sistem açısından federallikten çok daha tehlikeli bir diktatoryal sisteme doğru götürüyor bizi. Onun için, federallik deyip, biraz da bunu Kürt meselesiyle ilişkilendirip, insanları o açıdan korkutmanın bir âlemi yok. Oraya falan gittiğimiz kanaatinde değilim. Ama ciddi bir şekilde diktatoryal bir başkanlık sistemine doğru gidi-yoruz.

Bakın, aynı şekilde, hukuk sistemi üzerinden de aynı mesele yürüyor. Hukuk sistemini de, başkanlık sistemine endeksli bir

67

Page 69: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

biçimde, doğrudan “başkanın adamları” diyebileceğimiz türden bir atama sistemiyle yönlendirmek yönünde bir isteklilik var. Kendi yarattıkları hukuksuz sistemin bugün yarattığı sorunları gösterip, “Bakın, hukuk işlemiyor” diyorlar. “Eee?” “O zaman, bunları başka türlü bir hale getirelim.” “Nasıl bir hale getirecek-siniz?” “Doğrudan başkan atayacak.”

Dolayısıyla, bu bir merkezileştirme, bu bir başkanlık siste-mine doğru gidiştir. Bu federallik meselesi tartışmasını, hedefi başka yere yönlendirdiği için, bir miktar şüpheyle karşılıyorum. İyi niyetlerinden hiç şüphem yok, kaygılarının çoğuna katılıyo-rum; ama bu mesele federallikten çok, çok güçlü bir başkanlık sistemine işaret ediyor, oraya bakmamız lazım. Ben, o kadar güçlü bir sistemin, federatif sayılabilecek bir sistemin de olacağı kanaatinde değilim. Herkesin başkana baktığı bir siyasi sisteme doğru gidiyoruz diye düşünüyorum.

Teşekkür ederim.

PANEL YÖNETİCİSİ - Arkadaşlar; soru sorun.

Av. EMRE KÖPRÜLÜ - Ben de bu konuda bir şeyler söyle-yebilir miyim?

PANEL YÖNETİCİSİ - Bir soru var galiba, onu da alalım, sonra size söz vereyim.

Buyurun.

ADNAN ERDOĞAN - Adım Adnan Erdoğan, harita mühen-disiyim.

Panelistlerden hangisi cevaplandırabilirse o cevaplasın. Bu büyükşehir olmanın Tekirdağ’a nasıl bir olumlu etkisi olacak? Hiç onu duymadım da, onun için soruyorum. Onu da duymak istiyorum. Hiç mi olumlu bir şey olmayacak Tekirdağ’da?

68

Page 70: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

Av. EMRE KÖPRÜLÜ - Ben, konuşmamın ilk bölümünde olumlu noktasından bahsettim aslında. O da şuydu: Aslında bu Tekirdağ’ın içinde yaşadığı, özellikle kamu yatırımlarından pay almadaki ciddi geri planda kalmasının yarattığı sıkıntı, büyük-şehir belediye yapılanmasıyla çözülebilir dedim. Zaten biz de büyükşehir belediye olgusuna karşı çok açık bir tavır içerisine girmedik. Ama hangi noktada tavır ortaya koyduk; özellikle ya-sanın kırsal yaşamı ciddi biçimde sıkıntıya sokacak taraflarına karşı bir tavır ortaya koyduk. Konuşmamda da onlardan bahset-tim. Tekirdağ 9. sırada vergi ödüyor. Eğer Tekirdağ büyükşehir olursa, bu topladığı vergilerden bir kısım pay alacak. Yüzde 5’ti, 6’ya çıktı. Yüzde 6 oranında bir pay alacak. Bu da Tekirdağ’a bir artıdır ve bunu da az önce söyledim konuşmamda. Onun dı-şında, hizmetsel anlamda, hizmetlerin belli bir kolaylıkla yapı-labilmesini sağlayacak şirketleşmenin önünü açacak. İlçe bele-diyelerinin ya da il belediyesinin şirket kurma şansı yoktur; ama büyükşehir belediyesi bünyesinde şirket kurulabilir. Ki onu da söyledim orada. Fakat onun dışında, maalesef, düşündüğümüz anlamda çok büyük faydaları, çok büyük artıları olacağı kana-atinde değilim.

Hazır mikrofon bendeyken, hocamın bize doğru attığı topu mutlaka şey yapmam lazım, biraz yumuşatmam lazım.

Evvela şunu söyleyeyim: Ben, konuşmamda, büyükşehir be-lediye yapılanmasıyla olguyu özetlemeye çalıştım ve o alanın dışına da çıkmadım. Ama hocam geniş bir perspektiften baktı. İyi de oldu. Söylediği şeyler doğrudur. Gerçekten, ülke ekono-misinin üretime dayalı olmayan, inşaat sektörüne, arsa rantına; daha da geniş bir anlatımla, özellikle gayrimenkule dayalı bir sistem çerçevesinde yürümesi, maalesef, ülkeyi işte bugünlere getiriyor.

69

Page 71: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

Sadece bu yasa değil. Bugün komisyonlarda, benim ken-di komisyonumda, Çevre Komisyonunda, Tabiat ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Yasası var, daha gelmedi. Bu yasa kapsamı içerisinde milli parklar ve doğa alanlarıyla ilgili düzenlemeler var. Yeraltı sularıyla ilgili düzenleme oldu, madenlerle ilgili dü-zenleme oldu. Mesela, Kamulaştırma Yasasının 22. Maddesinde bir değişiklik oldu. Yeraltı Suları Kanununun içerisinde. Kamu yararı kavramının bir kez dahi uygulanması, vatandaşın elinden istediğiniz taşınmazı almaya yetiyor.

Tabii, bunların hepsi belli bir amaca doğru hizmet veriyor ve bunun da altında ülkenin cari açığı, sıcak paraya dayalı eko-nomisi. Bugün ülkeden 120 milyar dolar sıcak parayı çektiğiniz zaman, ülke ekonomisinin veyahut da ülkenin devam edebilme şansı yok.

Açıkça konuşalım, örnekleri çok barizdir, bellidir. Esad’ın Esed olma hikayesinin altında bu yatar. Dost olduğumuz Suri-ye ile birdenbire düşman olmamızın altında bu yatar. “Doku-nulmazlıkları kaldıracağız” dedikten sonra, birdenbire, “Yahu, haydi yan yana gelelim, kol kola girelim” denilmesinin altında bu yatar. Yani kendi politikalarınızı kendinizin belirleyememe-sinin altında bu yatar. Sıcak paraya dayalı bir sistem sizin elinizi kolunuzu bağlar ve bağlamıştır da. O yüzden, biri size, “Suriye artık senin dostun değil” der ve Suriye artık senin dostun olmaz. “Sen bunu yapacaksın” der, sana bu yaptırılır. İşte bunun altında yatan tek bir neden var; üretime dayalı olmayan, sıcak paraya dayalı ekonomi.

Bu yasanın içerisinde federatif bir yapı var mı veya başkan-lık rejimi var mı? Gerçekçi düşünmek lazım. Başkanlık modeli, Türkiye’de federasyon yapısıyla kurgulanmak istenen bir olay. Çünkü toplum hâlâ parlamenter sisteme inanıyor ve güveniyor.

70

Page 72: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

Parlamenter sisteme olan inancını sarsabilmeniz için, toplum-dan farklı değer yargılarıyla destek bulmanız lazım. Parlamenter sistem içerisinde etnisite olmaz, parlamenter sistem içerisinde baskın bir mezhepsel yapı, dinsel yapı olmaz; parlamenter sis-tem içerisinde insanlar bir kimlikte birleşirler. Bu da faşizan bir tavır değildir; bu, olmak zorunda olan bir şeydir. Hiçbir dev-let de ulus-devlet yapısından bugün vazgeçmemektedir. Bugün içinde birçok etnik unsuru barındıran Fransa’da dahi zenci bir kişi kendini Fransız olarak tanımlamaktadır.

Bu ülkeye baktığımız zaman, Türkiye Cumhuriyetinde, dü-şünüyorum, öyle bir noktaya doğru gelmişiz ki, bugün Başba-kan Tayyip Erdoğan eğer çıkıp da şunu söylüyorsa, “Yahu, bu valiler de neden seçimle gelmesin?!” diyorsa, açık olarak, biz, Türkiye’nin federatif bir yapıya doğru gidip gitmeyeceğini dü-şünmek zorundayız, acaba imajımız nedir diye düşünmek zo-rundayız. Ha, bu onun kafasında olan bir şey midir? Hocama katılıyorum; amaç, federasyon, federatif bir yapı falan değildir. Amaç, diktatörlüğe doğru yürüyecek bir başkanlık modelidir. Bu, tartışmasız. Ama başkanlık modeline ulaşmak için, toplu-mun belli değer yargılarını kaşımak, ortaya çıkartmak, bunlar üzerinden politika üretmek, siyaset yapmak, toplumun belli ke-simlerini ayrıştırmak ve o çıkmaz içerisinden de bir sonuca bağ-lamak amaçlanmakta.

Bir örnek vereyim, bunun en bariz örneği. Biz bir uyarıda bulunmuştuk...

Alanı siz genişlettiniz, ben de devam ediyorum, büyükşehir-den çıkıyorum. (Gülüşmeler)

Biz bir ikazda, uyarıda bulunmuştuk; demiştik ki, “Özellik-le devleti hukuk dışına çıkarmayın. Akil adamlar önerisi geti-relim.” Akil adamlar önerisiyle neyi yapabiliriz? Akil adamlar

71

Page 73: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

önerisiyle, devlet muhatap olmadan bir görüşme de yapabilirsin, oturup da bölgenin değer yargılarını, ülkenin değer yargılarını, hepsini harmanlayıp, bağlayıcı olmayan bir sonuca çıkarabilir-sin. Ama ne oldu? Bakın, devlet muhatap aldı, devlet bir görüş-menin içerisine girdi ve devletin yaptığı görüşmenin sonucunda da bir terör örgütü, açık konuşmak zorundayım, bir terör örgütü, maalesef ki, Avrupa ve Amerika kamuoyunda meşrulaştı ve o meşrulaşan terör örgütü de, arkasına belli bir halk kitlesini ala-rak, 21 Martta yaşadığımız Diyarbakır’daki olayı bize yaşattı.

Ne dedik; “Eğer güneydoğu sorununun çözümü noktasında Abdullah Öcalan’ı devlet muhatap alırsa, o zaman, o bölgenin temsilcisi olarak Abdullah Öcalan gözükür ve herkes de sanki belli bir sistemin içindeymiş gibi algılanır.”

Politika insanları o meydana itti. Bu ülkeyi yöneten irade, maalesef, insanların eline Abdullah Öcalan bayrağını verdi. İş-lenen politikayla.

İşte geldiğimiz noktada, “Neden?” diye soruyoruz. Siz üç ay önce, “Dokunulmazlıkları kaldıracağız” diye ortaya çıktığınız-daki, “Teröristlerle kucaklaşanların dokunulmazlıklarını kaldı-racağız” diye ortaya çıktığınızdaki iradeniz ile birdenbire yüz seksen derece ters dönmüş bir politika izliyorsanız, demek ki bu ülkenin ekonomisi de, yönetimi de sıcak paradan dolayı başka-larının iradesiyle şekillendiriliyor.

İşte o sıcak para iradesi mecbur bir şekilde gayrimenkule da-yanmak zorunda da kalıyor, hocamın dediği gibi. Çünkü gayri-menkul, bizim mirasımız. Şey gibi düşünün; atamızdan, dede-mizden kalan nakit para bitti, biz de çalışmak da istemiyoruz, üretmek de istemiyoruz. Ne yapacağız?

SALONDAN - Satacağız.

72

Page 74: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

Av. EMRE KÖPRÜLÜ - Satacağız. Bu kadar basit.

Teşekkür ederim.

Alanın dışına çıktım, ama kusura bakmayın.

PANEL YÖNETİCİSİ - Teşekkür ederiz.

Buyurun hocam.

Prof. Dr. TARIK ŞENGÜL - Tekirdağ’a ilişkin bir veri pay-laşacağım. Tabii, bu, iktidarın hesaplaması, ama… Belediye ge-liri olarak, büyükşehir öncesi 223 milyon 446 bin 211 lira gö-rünüyor. Bunun yüzde 83 artarak, 409 milyon küsur lira olması öngörülüyor. Tabii, bunun yapılacak işlerle birlikte bir hesabının yapılması lazım. Çünkü bu gelir artışları şey görünüyor da, bu-nun sonunda özellikle kırsal yapı vesaire ne olacak; o açılardan iyi bir hesaplamasının yapılması gerekiyor. Bu tür bir mali tab-lonun ne anlama geldiğine yönelik olarak, oturup tek tek bunun bir hesaplamasının yapılması lazım. Ondan sonra artısı, eksisiy-le durum netleşmiş olur.

Ama ben, asıl, belediyelerin bu kır konusundaki cehaleti kar-şısında, paranın örtemeyeceği bir çarpılma yaşanacağını düşü-nüyorum hizmetler açısından.

Bir başka boyut, ama önemli bulduğum bir boyut da şu: Ben, kamu yönetimi uzmanıyım. Şehir plancısıyım, ama şu anda siyaset bilimi ve kamu yönetimi bölümünde çalışıyorum. Yükseklisans çalışmamı onun üzerine yaptım, uzmanlık alanım sayabilirim. “Türkiye’de büyükşehir statüsüne geçmesi gereken yerler hangileridir?” diye bana sorsalar, en başta söyleyeceğim illerden biri Tekirdağ olur. Burada olduğum için söylemiyorum. Şöyle bir mesele var çünkü: İstanbul’un gölgesinde kalmak, İstanbul’un kirini pasını yıkamak, orada beğenilmeyenin ev sa-

73

Page 75: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

hipliğini yapmak gibi bir işlevlendirmeyi uzun süredir bu bölge yaşıyor ve güçsüzlüğü nedeniyle yaşıyor. Büyükşehir meselesi tam da bu noktada fayda sağlayabilir Tekirdağ’a. Yani eğer bir yerlerin ihtiyacı varsa…

Şu konuda haklısınız, yani ihtiyaçlar temelinde bir tespit me-selesine katılıyorum. Umarım o üniter yapıyı sarsmayacak bir yerinde tespit meselesi olur. Çünkü bu konuya çok hassasiyet var. Ben kendi açımdan söylemiyorum, ama onun için “Bu, parti görüşü müdür?” dedim. Bunu partide söyleyin, ciddi eleştiri de alacaksınız, onun için söyledim. Onu biliyorum. Ama bazı kor-kularla gerçekçi düşünmekten de kaçınmamamız lazım. Şu ülke bölünürse en çok üzülecek insanlardan biri bizler oluruz, bu ko-nuda hiç şüphe yok. Ama bunu yaparken, sürekli böyle bir tehdit altında, düşünme imkanımızın elimizden alınmasını da kabul et-miyorum. Kürt sorunu da dahil olmak üzere, her sorun cesaretle konuşulmalıdır. Ama toplumun önünde konuşulmalıdır, toplum-la birlikte konuşulmalıdır. Bu çerçevede, Dışişleri Bakanına iyi bakmakta yarar var; Büyük Ortadoğu projelerinden dem vuru-yor, asıl risk orada. Asıl o zaman federalizmi konuşuruz.

Tekirdağ meselesine dönersek; bu İstanbul’un gölgesinde meselesi çok önemli. Burada bir iradenin, İstanbul’la işbirliği üzerinden değil, İstanbul karşısında da pozisyon alarak kurul-masında yarar var. Hani hocamız söyledi, götürüp planını İstan-bul Büyükşehir Belediyesine yaptıran irade gerçekten bu böl-genin çıkarlarını savunmuyor. Kuşkusuz, İstanbul, bu ülkenin bir parçası; ama ne yazık ki, ne İstanbul’a önem verenler, ne de İstanbul’u idare edenler bu gerçekliği kabul ediyor. Bizler İstanbul’u seviyoruz; ama İstanbul’u yönetenler, İstanbul’u bu ülkenin dışında bir yermiş gibi görüp, neredeyse girişinde vize uygulamaktan söz ediyorlar. Dolayısıyla, böyle bir tablo olup,

74

Page 76: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

İstanbul kendi başına bir dünya kurunca; o zaman, İstanbul kar-şısında bu bölgenin çıkarlarını savunacak bir iradeye ihtiyaç var. O iradelerden bir tanesi, gerçekten halkın oylarıyla gelecek bü-yükşehir belediyesi olmalıdır diyorum. Ama bunun önümüzdeki seçimden çıkacak sandıktaki sonuçla yakından ilgisi var. Eğer iktidarın uzantısı bir tercih yapılırsa, o zaman, İstanbul’un bir anlamda çamaşır makinesi olmaya ya da deresini akıttığı yer ol-maya devam eriz. Ama gerçekliği biraz önce çizdiğimiz o bütün resimle birlikte görebilen bir başkan, meclis üyeleri, geri planın-da bir toplumsal yapıyı koyabilirsek önümüzdeki seçimde, o za-man, büyükşehir olmak iyi gelmiş olacaktır, iyi olacaktır. Onun için de, bunun, sonuçlarının hakikaten siyaset ve siyasi irade ta-rafından belirleneceği bir sorun olduğunu düşünüyorum.

“Tekirdağ açısından büyükşehir olmak iyi olur mu?” diyor-sanız; ben size dönüp diyorum ki, bunun yanıtını ben size önü-müzdeki mart ayında ancak söylerim.

Teşekkür ederim.

PANEL YÖNETİCİSİ - Biz teşekkür ederiz.

Evet, sorusu olan var mı?

Buyurun.

MURAT İŞÖZEN - Merhabalar. Ben, emekli albay Murat İşözen; Cumhuriyet Halk Partisi üyesiyim.

Sayın Milletvekilimize bir sorum olacak.

Siz gelmeden evvel bir belgesel izletildi bize ve Ergene hav-zasının nasıl içler acısı bir şekilde kirletildiğini yüreğimiz bur-kularak hep beraber seyrettik. Çok faydalı bir belgeseldi. Ben hep bunu duyuyordum; Ergene havzasının temizlenmesi, kirlen-mesi, yok, Çorlu’da arıtma tesisi yapılması falan. Diğer taraftan,

75

Page 77: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

büyükşehir olma dolayısıyla, İstanbul’un arka bahçesi olarak büyük arıtma tesisi, çöp konteynırlarının toplandığı Çorlu vesai-re, bununla alakalı bir sürü tartışmalar gördük basında.

Benim sorum şu: Siz de Çevre Komisyonundaymışsınız. Bu bölgedeki fabrikalar ve kirlilik, Avrupa’nın kot yıkama atölyele-rinin burada toplanması, Çorlu’da kotların yıkanması ve arıtma tesisi olmadan yıkanması ve insanların hastalanması, ürün re-koltelerinin düşük olması vesaire. Büyükşehir belediyesi veya bütün şehir olduğumuz zaman, elde edilen ekonomik imkanlar-la, yüzde 6’yla ve gelişen bu alanla ve mevcut kanunlarla, bunun çevreye bir faydası olacak mı?

Sorumun ikinci bölümü ise şöyle: Çevre Komisyonunda, Trakya’daki bu kirliliğe yol açan fabrikalara Avrupa’dakine benzer bir cezalandırma yöntemi uygulanması, arıtma tesisle-rinin yapılması ve taviz vermeden bunun yapılması konusunda bir çalışma yapılıyor mu? Çünkü 2012 yılında kabul edilen Kyo-to Protokolünde buna amir hükümler var ve Türkiye buna imza koydu. 2012 yılında yürürlüğe girdi Kyoto Protokolü. Bunların uygulanması nasıl değiştiriliyor Komisyonda?

Teşekkür ederim.

PANEL YÖNETİCİSİ - Teşekkürler.

Ercan beyin de sorusunu alalım.

Buyurun.

ERCAN KISA - Ben, sorudan ziyade, bir katkı sunmak adına söz aldım. O da şu: Trakya’nın, 3 ilin beraber, ortak yapılan pla-nı, maalesef, direkt İstanbul’a yaptırılmış değil. Ondan öncesi var. 2004 veya 2005 yılı olması lazım, Yıldız Üniversitesi ile Trakya Üniversitesinin beraber hazırlayıp onaylattıkları bir plan

76

Page 78: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

var. O plan sürecinin ilk başlangıcı bu. 2005’te onaylanmış bir planın 2006’da, 2007’de revizyon gerekçesi nedir? Asıl sorgu-lanması gereken bence budur. Yani iki tane belli başlı üniversi-tenin hocalarının yapmış olduğu ve onaylanmış olan bir planın, 2 yıl içinde hangi şartlar değişti de revizyonu gerekti?

Trakya Kalkınma Birliği adı altında kurulan; Edirne, Tekir-dağ ve Kırklareli valiliklerinin yer aldığı ve Tekirdağ Valisinin de başkanı olduğu birlik hangi gerekçelerle bu ihaleyi tekrarladı ve revizyon kararını aldı ve Erdal hocamın da biraz önce söy-lediği gibi, öncesinde özel bir firmanın almış olduğu ihale iptal edilip, İstanbul Metropolitan Planlama Birimine verildi?

Aslında o planda Trakya’ya öngörülen şeyi, nelerin yapı-lıp nelerin yapılmayacak olduğunu, İstanbul’un 1/100000’lik planında görmek mümkün. Esasında o revizyonun gerekçesi, İstanbul’un çevre düzeni planının henüz yapılmamış olmasıydı diye düşünüyorum.

Bir şey daha belirtmeden geçemeyeceğim, işin çevreyle ilgili olan kısmında.

Trakya’nın çevre düzeni planının yapılmasının gerekçesi, Ergene Nehri ve havzasının temizlik olayı, ıslah edilmesi. Ha, öncesinde belde belediyelerinin, ilçe belediyelerinin veya il be-lediyelerinin meclislerinin yapmış olduğu, onaylamış olduğu… Hani yerinden yönetim diyoruz ya. Belki 10 bin, 20 bin kişilik nüfusa hitap edecek bir plana ihtiyacı varken, belki 50 bin, bel-ki 60 bin, 100 bin, 200 bin nüfus yaşayacak planları açan da bu meclislerdir, bu planlamalardan önce. Bu süreci yaşadık biz Trakya olarak. Seçilmişler bu noktaya getirdi Trakya’yı. Yani biraz da çuvaldızı kendimize batırmamız lazım diye düşünüyo-rum.

77

Page 79: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

Varmak istediğim nokta şu: 2001, 2002 ve sonrasında de-vam eden süreçte, siyasi iktidarlarca -ayırmadan söylüyorum, öncesini de ayırmadan söylüyorum- Ergene Nehri ve havzası-nı kurtarmak adına bir sürü eylem planları hazırlandı, bir sürü planlar-programlar yapıldı. Ama maalesef, biraz önce filmde de izlediğimiz sonuç ortada. Bundan sonra hangi plan ve projeler yapılırsa yapılsın, gerçek anlamda kontrol edilmediği sürece, o nehir yine siyah akmaya devam eder. Kağıt üzerinde kalan plan-lar olduğu sürece. Burada işin aslı, kontrol mekanizmalarının oluşturulması.

Ben hocama katılıyorum ve aynı düşünüyorum; eğer büyük-şehre hazırlıklı bir şekilde, bilinçli, hazır durumda bir büyükşe-hir olarak İstanbul’a karşı bu önlem alınırsa, biz bunu genelinde avantaja çevirebiliriz. Eğer yeterli hazırlığı yapmaz ve biz bun-lara karşı dik duramazsak, maalesef, bütün sorunlar yerli yerin-de kalır diye düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.

PANEL YÖNETİCİSİ - Ercan daha ziyade kendi görüşlerini söyledi, katkı anlamında. Ama Milletvekilimize bir soru geldi, Erdal hocamın da not aldığını gördüm. Ama öncesinde hocam bir şey söyleyecek galiba. Önce hocama söz vereyim, ondan sonra Sayın Milletvekilimize söz vereceğim. En sonda topar-laması için Erdal hocama söz vereceğim. Arkasından da Sayın Şube Başkanımız Mehmet Yıldırım bir teşekkür konuşması ya-pacak. Katılımcılarımıza yönelik bir de plaket organizasyonu-muz var. Onun ardından toplantımız sona erecek.

Buyurun hocam.

Prof. Dr. TARIK ŞENGÜL - Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi, Ankara nazım planını onayladığı oturumda, aynı planı

78

Page 80: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

revize eden bir karar da aldı. Yani öyle bir rezillik ki. (Gülüş-meler)

Şöyle bir durum var karşımızda: Bahsettiğimiz o para, hacim, güç o kadar anlık taleplerle geliyor ki. Siz eski usul… Eski usul erken, bu yeni sistemin eski usulü; yoksa savunduğuz bir görüş. Bunlar yasalara girdiği için de yapılıyor, ama yaptığına pişman Ben, Melih Gökçek’in kendisiyle bir televizyon programına çık-tım, “Yasa söylüyor, niye ulaşım planını yapmıyorsun?” dedim, “Yapmayacağım. Yaptığım zaman başıma bela oluyor, yani iş yapamaz hale geliyorum” dedi. Planı engel olarak gören, ama yasaya koyduğu için de yapmak zorunda olan, uygulamak iste-meyen ya da sürekli revize eden bir anlayışla karşı karşıyayız.

O nedenle de, şimdi duyuyorum, bazı belediyelerde, eskiden o planları revize ederken birtakım revize planları çiziliyordu ya, onları çizmeden karar almaya başlamışlar. Yani sadece belediye meclisi kararı olarak alıyor ve onaylıyor.

Bakın, biraz önce şeyi rastlantı olsun diye söylemedim, onun-la ilgili bir strateji olmadığını düşünüyorum; ama Amerika’dan getirdikleri uzman, “İkinci şehri bu tarafa yaslayın” diyor.

SALONDAN - O sanki iyi bir şey mi?!

Prof. Dr. TARIK ŞENGÜL - Bakın, öyle bir şeye ihtiyaç var mı, ayrı bir şey; ben onun da iyi tartılması gerekir diye düşünü-yorum. Ama sonunda irade getiriyor, İstanbul’a doğru yaslıyor. Niye? Buraya yaslarsa, siz o tarafa doğru sanayi kuruluşlarını şutlarsınız. Oraya yaslarsa, emin olun, onlar buraya doğru şutla-maya devam edecekler o sanayi kuruluşlarını.

Size vereyim ben sözü; buyurun.

Av. EMRE KÖPRÜLÜ - Murat beye teşekkür ederim. Bazı

79

Page 81: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

anlatacağımız olayları da bize hatırlattı. Az önce Alişan beyle konuşuyordum, özellikle Islah OSB’lerden bahsetmemiz gere-kir dedim. Tam bu Ergene Koruma Planıyla ilgili. Sorduğunuz soru da bu kapsamda.

Dilerseniz, ilk önce hocamı da belli bir noktada Tekirdağ’la ilgili aydınlatmak adına da şunu söyleyeyim: 7 tane Islah OSB projesi var Tekirdağ’da. Bu ne demektir? Ergene Havza Koru-ma Planı içerisinde, sanayinin denetim alına alınması, sınırla-rının çizilmesi ve özellikle sanayi tesislerinin arıtma gibi veya altyapı gibi ihtiyaçlarını da birçok sanayinin bir arada oluşması sebebiyle daha düşük maliyetlere çekmek adına organize sanayi bölgeleri oluşturuluyor.

Tekirdağ’da bugün itibarıyla 4 tane organize sanayi bölgesi var. Bir tanesi Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi. Bir tanesi, Çorlu Organize Sanayi Bölgesi. Bir tanesi, Malkara Organize Sanayi Bölgesi. Diğeri de Hayrabolu Organize Sanayi Bölgesi-dir. Bunlardan Hayrabolu ve Malkara OSB çok faal yerler değil-dir, yeni yeni tesisler kurulmaya başlanmıştır.

Tabii, bu Islah OSB’lerin planlarına baktığınız zaman, mev-cut sanayiyi denetim altına alma iradesiyle ortaya çıkan Islah OSB’lerin sınırlarını düşündüğünüz zaman, doluluk oranları yüzde 30. Bu ne demek? Bir Islah OSB oluşturuyoruz, sanayiyi denetim altına alıyoruz, sınırlarını çiziyoruz; ama sınırlarını çiz-diğimiz organize sanayi bölgesinin kapasitesi yüzde 30 veya 33. Bu, şu demek: Demek ki burada üçte iki oranında bir boşluk var. Bu doldurulacak demektir.

Bir yerde yeni bir kent kuruyorsanız, o kentin istihdamını da düşünmek zorundasınız, o kentte çalışacak insanları da değer-lendirmek zorundasınız.

80

Page 82: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

Ben, Mecliste 2 ay önce bir konuşma yapmıştım, gündem dışı bir konuşma yapmıştım. Aslında konu da tam bununla ala-kalıydı. İstanbul Valiliği bir toplantı yaptı, o toplantıda Vali yar-dımcılarından bir tanesi şu açıklamada bulundu: Dedi ki, “Artık sanayi merkezi yerlerde kaldı, Dudullu ve İkitelli organize sana-yi bölgeleri artık kentin içinde kaldı. Bunları Trakya’ya doğru gönderebiliriz ve bu kapsamda da yapılacak ıslah organize sa-nayi bölgeleri bünyesinde bunlara yeni alanlar açabiliriz.” Tam da o gün, rastlantı eseri, şansımız, Hükümet sıralarında Veysel Eroğlu vardı, Orman ve Su İşleri Bakanı. Ergene Havza Koru-ma Planının takipçisi olan, bunun uygulayıcısı olan Bakan. Ko-misyon sıralarında da taze bir bakan vardı; Müezzinoğlu, Edirne Milletvekili, Sağlık Bakanı. Yani bir tane Trakya’dan Bakan, bir tane de Ergene Havza Koruma Planının uygulayıcısı Bakan. İki-sine de sordum. Tabii, şiddetle karşı çıktılar, reddettiler. Ama şunu anladık: Zaten aslında artık Hükümetin her türlü işleminin altında başka bir amaç olduğunu görmemiz de şart. Yani bugün “Ergene Havza Koruma Planını yapıyoruz” diye ortaya çıkan irade, aslında Ergene’yi temizleme iradesi değil, İstanbul’u bi-raz daha rahatlatacak bir irade.

Burada gerçeği konuşmak lazım. O bölgenin yerel yönetim-lerinin ellerinde bazı imkanlar vardır. Ama şunu da unutmaya-lım; 2011 yılı Ağustos ayında çıkan KHK’yla, yerel yönetimle-rin, belediyelerin, il özel iradelerinin reddettiği ya da almadığı kararları, yukarıdan, tepeden inme imar planı değişiklikleriyle yapma şansı var Çevre ve Şehircilik Bakanlığının. Bunun en ba-riz örneğini siz yaşamışsınızdır, biliyorsunuzdur. Nerede; Çorlu Karatepe’de. Çorlu Karatepe’ye yapmayı düşündükleri tesis, Türkiye’nin en büyük katı atık bertaraf tesisi. Bakın, tesisin ku-rulma amacı, çöp gazından elektrik üretmek. Toprak Koruma Kanunu 13. Madde açık olarak söyler: Der ki, “Tarım toprağını

81

Page 83: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

başka amaç için kullanamazsın.” İstisnalar koyar; geri dönüşü-mü veyahut da çöp gazından elektrik üretmek gibi, yenilenebilir enerji kaynakları sağlamak. Bu tesis lisans almış; şimdi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 40 bin tehlikeli varili temizleyecek ruh-satı veriyor ona ve bu tesisi, “Biz Ergene’yi kurtaracağız, temiz-leyeceğiz” dedikleri kitapçığın içine yazmışlar.

Yani anlatmak istediğimiz nokta şu: Belediyelerin gücü var, önemi var; ama belediyeler kadar, asıl güçlü olacak kamuoyu var. Kamuoyu oluşturma gücü de, şansı da bizde. Bunu gerçek-leştirmek zorundayız; odalarımızla gerçekleştirmek zorundayız, siyasi partilerle bunu yapmak zorundayız. Biz bu konuda müca-dele ediyoruz.

Ergene’nin tek çözüm yolu var: Yeraltı sularının kullanımını engellemek. Ergene’nin 95 yılına kadar debisi saniyede 2 metre-küptü. 95 yılından sonra Ergene’nin debisinin saniyede 10, 12, 15 metreküpe çıktığı anlar oluyor. Bu ne demek? Çok yağmur mu yağdı, birden su mu patladı? Hayır. Fabrikalar yeraltı sula-rını çekiyorlar, o yeraltı sularını işliyorlar, işledikleri suları da Ergene Nehrine boşaltıyorlar. Ergene Nehrinin 5 katı kadar atık Ergene Nehrine boşaltılıyor.

PANEL YÖNETİCİSİ - Peki, komisyon kuruldu ya Meclis-te, sizler de komisyonun üyesisiniz. Ergene temizlenecek mi? Ben bir vatandaş olarak bunu öğrenmek istiyorum.

Av. EMRE KÖPRÜLÜ - Onu anlatayım.

Ergene ile ilgili Meclis araştırma komisyonu 22. Dönemde kuruldu, 2005 yılında ve o komisyon bir rapor hazırladı. O ko-misyonun raporunda sanayi tesislerinin denetlenmesi var. Ergene Nehrinin temizlenmesi hemen yarın olmaz. Birbirimizi kandır-mayalım. Bugün Ergene Nehrinin yatağının tekrardan nefes ala-

82

Page 84: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

bilmesi 20 yıl, 25 yıl. Yani halkı kandırarak siyaset yapamayız. Bu fabrikalar, deri fabrikaları, boya fabrikaları veyahut tekstil fabrikaları, en kirli atığı bünyesinde barındıran ve suyu en faz-la kullanan işletmeler. Bu işletmelerin su kullanımlarını yeraltı suyundan çıkartacağız ve dönüşümlü bir biçimde Trakya’nın is-tihdam olanaklarını ve sanayisini değiştireceğiz. Bunun başka yolu yok. Yoksa, Ergene Nehri için şimdi ortaya konulan projeyi ben size söylesem, siz Tekirdağlılar kara kara düşünmeye baş-layacaksınız. Bunu anlatıyoruz aslında, her yerde paylaşıyoruz, Mecliste de söylüyoruz. Ergene ile ilgili proje şu: 7 Islah OSB kurulacak. 7 Islah OSB tek bir arıtma tesisinde birleştirilecek. Tek bir arıtma tesisi, denizin 45 metre açığından Marmara Deni-zine o arıtılan suyu deşarj edecek. Proje bu.

SALONDAN - Mümkün mü böyle bir şey?

Av. EMRE KÖPRÜLÜ - Mümkün tabii ki, yaparlar. Ama mümkün olması, bu işin ne kadar tehlikeli olduğunu ve tehlike-nin boyutunu da gösteriyor. Mümkün olmasa ben korkmayaca-ğım zaten. Mümkün olduğu için tehlike var zaten.

SALONDAN - Bu arıtma tesisinin yapısal büyüklüğü nasıl olacak?

Av. EMRE KÖPRÜLÜ - Kurulabilir, kurulur. Ama burada olay şu: Bugün bu fabrikaların veya organize sanayi bölgele-rinin arıtma tesisi var. Bu sorunu arıtma tesisiyle çözemeyiz. Bu bölgedeki istihdam olanaklarını yavaş yavaş değiştirmemiz lazım. Ama Islah OSB’ler kapasitelerini yüzde 30-33’lere geti-rip, halen daha sanayiyi buralara çekmeye çalışırsak, o zaman, Ergene’yi temizleyemeyiz. Ergene, 2 yıllık, 5 yıllık bir konu de-ğildir. İrade bugün ortaya konulur, ancak belki 10 sene, 12 sene, 15 sene sonra artık çözüm alınmaya başlanır.

83

Page 85: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

Murat beye bu şekilde cevap verebilirim.

Şunu da söyleyeyim: Çevre Komisyonu, denetleme yapan, sahada çalışan bir komisyon değil. Meclisteki hiçbir komisyon öyle değildir. Tek istisnası vardır; İnsan Hakları Komisyonu. Çevre Komisyonu, gelen kanunları çevresel açıdan değerlendir-mesini yapar. Biz bu komisyonu bu açıdan uzaklaştırmak adına, komisyonun Cumhuriyet Halk Partili üyeleri olarak Türkiye’ye geziler düzenliyoruz. Tekirdağ’a da geldik, biliyorsunuz. Tekirdağ’a geldik, Erzurum’a gittik, Afyon’a gittik; birçok böl-geye gidip orada kamuoyu yaratmaya çalışıyoruz. Yoksa bu bizim yasal hakkımızdan kaynaklanmıyor; sadece milletvekili yetkimizi kullanarak, “Kapıları açın, biz geldik” diyoruz. Ka-muoyu yaratmak adına.

Teşekkür ederim.

PANEL YÖNETİCİSİ - Arkadaşlar; zamanımız çok ilerledi. Erdal beye söz hakkı vereyim. Çünkü saat 17.00’de bitirecektik, 17.30’a geldi saat.

Buyurun hocam.

Dr. Müh. ERDAL KÖKTÜRK - Sayın Vekilimizden pek çok bilgiyi aldık. Ama Sayın Vekilimize Ergene konusunda kesin-likle bir soru sormam; çünkü Ergene’yi Sayın Vekilimizin çö-zebilmesi için, onların iktidara gelmesini beklememiz gerekiyor veya iktidara getirmemiz gerekiyor. Bu çok önemli bir olay. Ergene’nin çözümü iktidar sorunudur. Bana sorarsanız, bu işler bu kadar basit.

Ben, siz bu sunumu izlerken konuşmama devam edeceğim. Kentsel dönüşümle ilgili bir sunumdur bu.

Karşımıza pek çok düzenlemeler geliyor, o düzenlemeler bir

84

Page 86: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

planın parçası gibi geliyor. Dikkat edin, bu kentsel dönüşümle il-gili düzenlemelerin ardından büyükşehir belediyesi düzenlemesi geldi. Şimdi de İmar Kanunu ve imar mevzuatında düzenlemeler yapılıyor; planın son parçası. Dikkat edin, son parça, imar mev-zuatındaki değişiklikler. Ama bu değişiklikleri yapan zihniyetin perde arkasını burada göstermeye çalışacağım size.

Burada, üç imparatorluğa başkentlik yapan bizim Tarihi Yarımada’nın muhteşem siluetini görüyorsunuz. Ama şuradan yükselen bir canavar var. Kentsel dönüşüm, rant için İstanbul’un Tarihi Yarımada siluetini bozuyor.

İstanbul yeni büyükşehir olmadı değerli arkadaşlar. Tekirdağ da büyükşehir belediyesi olur olmaz düzelmeyecek. Bakın, bü-yükşehir belediyesi olduğu halde İstanbul, yıllar sonra adamlar ne yapmaya çalışıyorlar.

Buyurun, bakın, Sultanahmet Camii’nin minareleri arasından kuleler çıkıyor. Dünyanın başka hiçbir ülkesinde olacak bir iş değil bu. Dünyada hiçbir uygar ülke bu görüntüye izin vermez. Bu, dünya mirası.

Bakın, Ayasofya Camii’nin silueti gitti artık. Siluet diye bir şey kalmadı. UNESCO müdahale ediyor. Yani biz melekeleri-mizi kaybettik 75 milyon olarak, elin gavuru müdahale ediyor; diyor ki, “Kardeşim, kendine gel; ne yapıyorsun?!” 15 milyon insan yaşıyor İstanbul’da; ama 3 gökdelen inşaatı için kaygı duyan, UNESCO. Yurtdışından, Kültür ve Turizm Bakanlığına, “Durdurun bunları” diyor.

Zeytinburnu Belediye Başkanı ruhsatlara imza atmış. UNESCO’nun bu yazısına da aynı Belediye Başkanı cevap veri-yor. Hem suçlu, hem güçlü. Olacak şey değil.

Bakın, görüyorsunuz; şu kuleler şuradaki silueti bozuyor.

85

Page 87: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

Şurası neresi? İşte burası, her İstanbul’un fethi yıldönümün-de Allah Allah diye yürüdüğümüz İstanbul surları. Üç impara-torluğa başkentlik yapmış Tarihi Yarımada.

İşte silueti bozan canavarlar bunlar.

Dikkat edin, avan projesini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş imzalamış, ruhsatını AKP’li Zeytinburnu Belediyesi vermiş. Al birini, vur ötekine.

AKP’nin rant projesi. Bakın, 1+1’lerde kiralar 3 bin TL’den başlıyor. Penthouse dairelerde satılıklar… Dikkat edin, 25 bin metrekarelik de 2013’te faaliyete geçecek 6 adet süper lüks daire var. Rant projesi bu.

Bakın, şu işte, biraz önce gördüğünüz bunlardı. KİPTAŞ’ın yaptığı bina. İnşaat... 152 metre. Oysa Veliefendi Hipodromu...Şurada surlar var. Burası da Topkapı. KİPTAŞ’ın yaptı bina bundan daha yüksek, görüyorsunuz. İstanbul yükseliyor. Bakın, Marmara da burası.

PANEL YÖNETİCİSİ - Denizi görmek için yüksek yapmış olmasınlar hocam?

Dr. Müh. ERDAL KÖKTÜRK - Belki.

Bakın, bir gazeteci diyor ki İstanbul Büyükşehir Beledi-ye Başkanına, “Buraya ruhsat verirken bunlar düşünülmedi mi?” İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş di-yor ki, “Herhalde öngörülemedi.” Ne işin var o zaman orada?! Avrupa’da olsa istifa etmesi lazım onun. Bir dakika bu koltukta tutmazlar Avrupa’da. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde, “Be-nim haberim yoktu, nereden ortaya çıktı bu?” diyemezsin. So-rumluluğu peşinen kabul edip, istifa etmesi lazım.

1 yıl boyunca, “Bu ucubenin hesabını kim verecek?” diye ba-

86

Page 88: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

sın kıyameti kopartırken; eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, UNESCO’nun baskısı üzerine, “Uyarı yazıları yazdım” diyor. Büyükşehir Belediye Başkanı, “Bunu çözmek için toplan-tılar yapıyoruz” diyor ve Kültür ve Turizm Bakanı, Büyükşehir Belediyesiyle toplantı yapıyor, dikkat edin. Çünkü Kadir Top-baş, inşaatın siluetine etki eden bölümlerin yıkılmasına sıcak bakmıyor. Ertuğrul Günay, “Yıkılsın” diyor, “Kamulaştırın bu kısmı” diyor. Zirve yapıyorlar, sonuçsuz kalıyor; Kadir Topbaş, Bakanın düzenlediği zirveye katılmıyor, düşünebiliyor musunuz ve Ertuğrul Günay kabine dışında kalıyor. Kimin güçlü olduğu-nu da buradan görün. Rantın kimi ne şekilde yönettiğini görü-yorsunuz.

Tutmuş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı diyor ki, “Her yerden görünmüyor. Bunun tekrarı olmayacak.” Sen bitir-mişsin zaten. “Tekrarı olmayacak” ne demek? Bitti artık, siluet mi kaldı; sen kimi kandırıyorsun?!

Bir taraftan da işte Muhteşem Yüzyıl’da, Hürrem ve kızına Mimar Sinan tarafından yapılan bir cami.

Her yerde mantar gibi biten bu yapılar siluet diye bir şey bı-rakmadı İstanbul’da.

Gökkafes.

96 yılında İstanbul’da kim Büyükşehir Belediye Başkanıydı arkadaşlar? Ne çabuk unutuyorsunuz, balık hafızanız var. Ha-tırlayın lütfen. Başbakandı değil mi? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dı. 94’de seçilmişti İstanbul Büyükşehir Belediye Baş-kanlığına Tayyip Erdoğan. Bir süre bununla bozuldu İstanbul’un silueti. Bakın, Dolmabahçe Camii’nin arkasında. Buna gıkını çıkarmadı adam. Caminin arkasında. Bir ucube gibi ve üstelik Padişah II. Abdülhamit, tapu kaydına, “Üzerine yapı yapılamaz”

87

Page 89: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

diye şerh koymuş bu arsanın. Abidik gobidik yapıp tapudan, if-las tefrit işlemleri sırasında tapu sayfaları yer değiştirirken orta-dan kaldırıyorlar bu şerhi. Bu bina depremde yıkılırsa, bir daha buraya inşaat yapılamaz. Haberiniz olsun.

Bakın, İnönü Stadı. İnönü Stadı yıkılacak ve görüyorsunuz, büyük bir canavar yapılacak yerine. İnsan üzülüyor tabii.

İstanbul’un silueti 94 yılından günümüze kadar geçen 18 yıl-da bozuldu. Peki, 18 yıldır kim iktidardı? AKP iktidardı. İşte görüyorsunuz siluetini İstanbul’un.

Rant projeleri bunlar. Bakın, yükseliyor ve bu muhteremler de köprü var, cami var burada diye fotoğraf çektiriyorlar. Bakın, orası da şurası. Tepelerinde de gökdelenler var.

Bunlar, sözde medeniyetler ittifakı adına konuşurken, İstan-bul el değiştiriyor. Büyük sermaye grupları İstanbul’da rantı bu şekilde kapışıyor. İşte mülkiyeti görüyorsunuz. Bakın, burası Zincirlikuyu. Şu gördüğünüz Metrocity. Levent burası.

İstanbul’a göçler var. Anadolu’dan İstanbul’a göçler var. Her yıl İstanbul göç alıyor. İstanbul’un yüzde 73’ü kamu ve diğer yerler. Bakın, biraz önce hocamızın gösterdiği alana bakın. Şu-raya havaalanı yapıyor. Şuraya şehirler kuruyor. Bakın, bu planı kendisi yapmıştı. Ne demişti; “İstanbul’da yüzde 72’si bu ku-zeyden gelen, ormanlardan gelen ve barajlara dolan sularla bes-leniyor.” Ama ne yaptı; tuttu, Üçüncü Köprüyü hiç geçmemesi gereken yerden geçirdi. Ormanın olduğu yerden geçirdi Üçün-cü Köprüyü. Olacak şey değil. Bakın, tam ormanların olduğu yerden köprüyü geçirdi. Buradan geçmesi bekleniyordu, bizler buradan bekliyorduk, olmaması gereken yerden geçirdi. Yani in-tikam alıyor sanki. Olacak şey değil gerçekten; söyleyecek şey bulamıyorum.

88

Page 90: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

Ama ilginç, İstanbul’da yerleşime açılabilecek yerler, 800 bin… Bir de, “15-16 milyon kişiyi ancak barındırabilir” diyor-du. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin 2009’da yaptığı 1/100000 ölçekli, hâlâ yürürlükte olan çevre düzeni planında bu vardır. Oysa, ilerliyoruz, Sayın Başbakan ne diyor; “İstanbul’un nüfusu 15 milyonun üzerinde, 17’ye doğru yürüyecektir. İstanbul’da iki yeni şehir kuracağız. Birini Avrupa, diğerini Anadolu Yakasına. Ey muhalefet; sakın, siz de projenizi açıklarken bunu tapulama-ya kalkmayın, patenti bize aittir.” Dalga geçiyor.

Bakın, Tekirdağ, büyükşehir olduğu zaman, eline geçen gü-cün iktidarla birleştiği zaman nelere nasıl kullanılacağını görü-yorsunuz.

Ataşehir’de finans merkezi kuruyor, dünya finans merke-zi. Bir taraftan da Maltepe’de acayip bir deniz doldurma park yapıyor. Bunları basından okuduğunuz zaman ilişkilendiremi-yorsunuz değerli arkadaşlar. Buradan çıkardığı toprağı buraya koyuyor. Akıllı adam; ben bu adamı seviyorum. Akıllı adam. Hem buradan para kazanıyor, hem buradan para kazanıyor. (Gü-lüşmeler)

Maltepe Belediye Başkanı Cumhuriyet Halk Partili, Kıyı Ka-nunu gereği senelerce burada şikâyet etti; fakat başarılı olamadı. Bakın, Dubai gibi, denizi dolduruyor. Üstelik, buraya park yapı-yorsun, Kadıköy’de parkı camii yapıyorsun. Hazır parkı. Olacak şey değil.

Sayın Başbakan diyor ki, “Bu kanalı yapacağım.” Yapar mı, yapar. O yetkiyi kim sahip olsa, kafasına koyduğunu yapar. Peki, buradan çıkacak hafriyatı ne yapacak zannediyorsunuz?

SALONDAN - Havaalanı inşaatında kullanacak.

89

Page 91: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

Dr. Müh. ERDAL KÖKTÜRK - Yanılıyorsunuz. Bakın, ha-vaalanını zaten burada kuruyor. Buradan çıkacak toprağı... Ho-camız göstermiştir, aslında deprem şuralara etki edecek, değil mi; şuralara. Ama adam burada çalışıyor, rant var burada; şurada rant yok ki.

Bakın, size bir şey göstereceğim burada. İşte, gördüğü-nüz hafriyatlar buraya dökülecek. “Yenikapı’ya 1 milyon kişi-lik meydan yapacağım” diyor. “Taksim’e niye gidiyorsunuz 1 Mayıs’larda, şurada burada; gelin buraya. Ha, miting yapmak istiyorsanız, bakın, burada miting yapabilirsiniz. Dev bir miting alanı. Hem buradan Marmaray da geçiyor, rahat ulaşım sağla-nır.” Zannediyorsunuz ki, adam burayı hemencecik yapacak. Burayı neredeki topraklarla dolduracakmış? Kanalİstanbul’daki topraklarla. Hem oradan para kazanıyor, hem buradan para ka-zanıyor. Muhteşem bir zihniyet bu.

Biliyorsunuz, buraya da cami yapıyor. Üstelik, cami yapar-ken de ne yapıyor; yedi minareli cami yapıyor. Neden yedi? Yeditepeli şehrim. Değil mi? 72.5 metre olacakmış yüksekliği. 72.5 millet yaşıyormuş İstanbul’da.

Burada 11 bin metrekare arazisi olan arkadaşlarımız var-dır. Bakın, ne kadar şanssızsınız; 11 bin metrekare araziniz İstanbul’da olsaydı, 165 bin metrekare inşaatınız olacaktı. Oysa burada hiçbir şey yapamıyorsunuz, değil mi?

Buradan şunu görüyorsunuz: Hocamızın söylediği bir şey var, bu tartışılanlar büyükşehir belediyesi olma üzerinden tartı-şılanlar, eyalet sistemiyle değil, o bir görüntü, onu öne sürerek aslında başkanlık rejimiyle kentsel rantı cebine indirmeyi düşü-nüyor. Çünkü kentsel rantı Büyükşehir Belediye Başkanlığını da kullanarak, Başbakanlık...

90

Page 92: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

Size çok kısa bir şey söylemek istiyorum: Koç Üniversitesi bir duvar ruhsatıyla yapıldı, biliyor musunuz; devlet ormanı üze-rine ve bir ara Koç Grubu dedi ki, “Tayyip Erdoğan’ın 1 milyar dolar parası var.” Sonra bunlar bir görüşme yaptılar, Koç Grubu ile Büyükşehir Belediye Başkanı görüşme yaptılar. Görüşmeden sonra, birisi, “Koç Üniversitesi binasını yıkacağım” demekten vazgeçti; diğeri de, “1 milyar dolar parası var” demekten vaz-geçti. Birisi Başbakan oldu, Koç Üniversitesi de faaliyete geçti.

Türkiye’de sorun yoktur, sorun diye bir şeyden söz edilemez. Bir tek konu vardır, o da rantın paylaşılmasıdır. Rantın paylaşıl-masını da görüyorsunuz.

Burada ne diyor; tahkimat ruhsatı diyor. Siz belediyeciler, tahkimat ruhsatı diye bir şey duydunuz mu? Tahkimat ruhsatı diye imar mevzuatında bir ifade yok ki.

Gördüğünüz gibi, Sulukule ve benzeri olaylar.

Değerli arkadaşlar; Sayın Vekilimiz ifade etti, köylerin top-rakları nereye gidecek diye. 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Yasasında, 9. Madde 2. Fıkrada ne diyor biliyor musunuz; “Orman Kanunu, askeri yasak bölgeler, Turizmi Teşvik Kanunu, Kültür ve Tabiatı Koruma Kanunu, yani SİT alanları, kıyı alanları, Mera Kanunu…” Sayıyor, sa-yıyor, sayıyor, diyor ki, “Bu kanun uyarınca yapılacak planlar 3194 ve özel kanunlar da dahil olmak üzere, diğer mevzuattaki kısıtlamalara tabi değildir.” Ben tüm meraları ne yapabilirmi-şim; imara açabilirmişim.

Ne yani, köyleri kaldırdıktan sonra sahipsiz mi kalsın bu me-ralar?! Siz de çok haksızlık yapıyorsunuz.

Bakın, biraz önce İl Genel Meclisi üyemiz bir açıklama yap-tı. Ancak, yine buradan tekrar ediyorum: Tekirdağ’ın büyükşe-

91

Page 93: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

hir olmasının faydaları olmaz mı? Olur tabii. Marmara Ereğli’si, Yeniçiftlik, Şarköy, Kumbağ gibi rantı yüksek yerlerde ulaşım ve altyapı sorununu çözebilirler tabii. İstanbul’da çok kavşak düzenliyorlar, yollara acayip para harcıyorlar. Az değil yani. Metro yapıyorlar, bir şeyler yapıyorlar. Parayı kendilerine ak-tarıyorlar, ama bir şeyler yapıyorlar. Buraya da bu tür hizmetler gelebilir. Kendilerine ve yandaşlarına para getirecek her türlü hizmeti yapabilirler. Ama bunlar sizin sorununuzu çözecekler diye bekliyorsanız, avucunuzu yalarsınız.

Trakya için bir şeyler söylemem gerekirse, onu şöyle söyle-yeyim size: Üç tane vali bir araya geldiler, çevre düzeni planı yaptırdılar dedim. Bunların yetkisi, bildiğiniz gibi, İl Özel İdare-si Yasasına dayanıyor. İl Özel İdaresi Yasasına göre, illerde vali-ler çevre düzeni planı yaptırabilirler. İkinci bir şart daha var; bu planın yürürlüğe girmesi için, o illerdeki tüm belediye meclisle-rinin de onay vermesi lazım. Ama şimdi büyükşehir belediyesi olunca ne oluyor; büyükşehir belediyesi olunca valiler bu yetki-lerini büyükşehirlerde kullanamıyorlar. Yani artık Trakya’da iki tane vali var. Siz üç tane mi zannediyorsunuz? İki tane vali var. Bu üç tane validen iki tanesi, yani Edirne ve Kırklareli valileri, çevre düzeni planı yapma yetkisine sahipken, Tekirdağ Valisinin hiçbir yetkisi kalmayacak. Böyle bir adaletsizlik olabilir mi?! Tekirdağ Valisinin yerinde olmak istemezdim. Bakın, yalnızca köy değil, valilerin bile yetkilerini ortadan kaldırıyor yasa ve büyükşehir belediyesi en büyük güç olarak ortaya çıkıyor. Bu, son derece ilginç bir olay.

Kuşkusuz, Ergene havzası, Sayın Vekilimiz de uzun uzun an-lattı (Harita ve Kadastro Mühendisleri Odasının Sayın Başkanı, Yönetim Kurulu üyeleri, çok büyük bir iş yapmışlar bu belgeseli yaptırarak) gerçekten ancak iktidara geldiği zaman partinin çö-

92

Page 94: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

zeceği bir iş. “Neden çözmüyor?” diye sorulacak tek kişi Baş-bakandır.

Hepinize saygılar sunuyorum.

PANEL YÖNETİCİSİ - Erdal hocama çok teşekkür ediyo-rum. Gerçekten sürükleyici ve ilgi çekici bir konuşma ve sunum yaptı. Kendisine çok teşekkür ediyorum, tüm katılımcılara çok teşekkür ediyorum. Sizlere çok teşekkür ediyorum. Geldiniz, bulundunuz, katkı sundunuz. Burada bulunmanız dahi bizler için önemliydi. Yapmış olduğumuz etkinliğin taraftarını görünce biz de heyecana geldik, biraz zaman sınırlamasını aştık.

Şimdi, kapanış konuşmasını yapmak üzere, Şube Başkanı-mız Mehmet Yıldırım’a veriyorum sözü.

Hepinize çok teşekkür ederim. Sağ olun, var olun.

MEHMET YILDIRIM - Teşekkür ediyorum ben de.

Değerli dostlar; bu saate kadar hakikaten sabırla burada otur-dunuz. Ama anlatılanları da dikkate aldığımız zaman, bunun hiç de sabır değil, büyük bir can kulağıyla ve dikkatle dinlenmesi gereken şeyler olduğunu hep birlikte burada yaşadık.

Ben, konuşmacılarımıza; Prof. Dr. Tarık Şengül’e, Tekir-dağ Milletvekili Av. Emre Köprülü’ye ve her sıkıştığımızda başvurduğumuz ve bizi yalnız bırakmayan meslektaşlımız Dr. Erdal Köktürk’e ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Yine aynı şekilde, temsilci arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Etkinliğin başında belgeselini göstermiştik, bu belgeseli bizlere hiçbir karşılık bek-lemeden, büyük bir özveriyle, gelip burada göstermemize ve bu bölgedeki çevrenin ne hale geldiğini bu bağlamda görmemizi sağlayan, belgeselin yapımcısı Necla Demirci’ye de huzurunuz-da çok teşekkür ediyorum.

93

Page 95: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

Tabii, bu kadar emek veren konuşmacılarımıza bugünün anı-sına küçük bir plaketimiz var.

Herkese teşekkür ediyoruz arkadaşlar.

PANEL YÖNETİCİSİ - Ayrıca salonu bize tahsis eden Te-kirdağ Ticaret Odası Başkanına, Yönetim Kuruluna, Meclis üye-lerine teşekkür ediyoruz. Kendilerine bu teşekkürümüzü ayrıca bir yazıyla da bildireceğiz.

94

Page 96: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

95

Page 97: BÜYÜKŞEHİR OLMANIN TEKİRDAĞ’A ETKİLERİrak 23 Mart 2013 tarihinde Büyükşehir Belediyesi yapılan on üç ilden biri olan ve şube etkinlik alanımızda yer alan Tekirdağ

96