88
Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Kur’âni Mücâhede Mücâhede 1 İnsan, akleden, karşılaştığı olay ve olguları, düşünce süz- gecinden geçirdikten sonra değerlendiren; iyiye, güzele, doğru ve gerçeğe ulaşmaya çalışan, yaşadığı hayatın farkın- da olan, hayatı, hayvanlar gibi duygu ve hisleri ile değil aklıy- la sorgulayan bir varlıktır. Bu özelliklere sahip olan kimseler, okuduğu bir eseri rahatlıkla anlayacağı gibi, karşılaştıkları olay ve olguları da sağlıklı bir şekilde değerlendirebilir. Herhangi bir kitabın, bir eserin ya da konunun anlaşıl- ması, öncelikle insanın kendi- sinde başlar. Kişi, okuduğu bir esere ne oranda ilgi duyuyor, ne oranda onu benimsiyorsa, o oranda okuduğunu anlar. İçerisinde yaşanılan hayatın gerçeklerini düşünmeden alış- kanlıklar doğrultusunda hare- ket etmek, olay ve olguları duy- gularla ya da başkalarının bakış açısıyla değerlendirmek akle- den insanların vasfı değildir. Bu tür davranışlar, sahibini küçük düşürdüğü gibi onun, yaratılış- ta kendisine verilen özellikleri de yitirmesine neden olur. Tarihi süreçte, kendilerine gönderilen ilahi mesaja karşı çıkanların, Tevhidi esasları inkâr edenlerin ve onlara boyun büküp itaat edenlerin hemen tümü, düşünmekten yoksun olan ve müşrik atala- rından devraldıkları tarihsel küfür doğrultusunda hareket eden kimselerdir. Yüce Allah (cc), insanların yeryüzündeki hayatlarını düzenlemeleri, kendisine karşı kulluk görev ve sorumlulukla- rını, kendi rızası doğrultusun- da yerine getirmeleri için onla- ra, onların anlayacakları kolay- lıkta Kitabı’nı göndermiş ve bunun anlaşılır olduğunu bil- dirmiştir. “Elif, lam, ra; bunlar, apaçık okunan Kitab’ın ayetleridir.” (Hicr, 1) “Andolsun Biz, öğüt için bismillah bismillah Kur’an Nasıl Anlaşılır Kur’an Nasıl Anlaşılır Kur’an Anlaşılmaz Diyenlerin Durumu Kur’an Anlaşılmaz Diyenlerin Durumu

bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

  • Upload
    others

  • View
    2

  • Download
    0

Embed Size (px)

Citation preview

Page 1: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

Bismillah

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

11

İnsan, akleden, karşılaştığıolay ve olguları, düşünce süz-gecinden geçirdikten sonradeğerlendiren; iyiye, güzele,doğru ve gerçeğe ulaşmayaçalışan, yaşadığı hayatın farkın-da olan, hayatı, hayvanlar gibiduygu ve hisleri ile değil aklıy-la sorgulayan bir varlıktır. Buözelliklere sahip olan kimseler,okuduğu bir eseri rahatlıklaanlayacağı gibi, karşılaştıklarıolay ve olguları da sağlıklı birşekilde değerlendirebilir.

Herhangi bir kitabın, bireserin ya da konunun anlaşıl-ması, öncelikle insanın kendi-sinde başlar. Kişi, okuduğu biresere ne oranda ilgi duyuyor,ne oranda onu benimsiyorsa, ooranda okuduğunu anlar.

İçerisinde yaşanılan hayatıngerçeklerini düşünmeden alış-kanlıklar doğrultusunda hare-ket etmek, olay ve olguları duy-gularla ya da başkalarının bakışaçısıyla değerlendirmek akle-den insanların vasfı değildir. Bu

tür davranışlar, sahibini küçükdüşürdüğü gibi onun, yaratılış-ta kendisine verilen özellikleride yitirmesine neden olur.

Tarihi süreçte, kendilerinegönderilen ilahi mesaja karşıçıkanların, Tevhidi esaslarıinkâr edenlerin ve onlaraboyun büküp itaat edenlerinhemen tümü, düşünmektenyoksun olan ve müşrik atala-rından devraldıkları tarihselküfür doğrultusunda hareketeden kimselerdir.

Yüce Allah (cc), insanlarınyeryüzündeki hayatlarınıdüzenlemeleri, kendisine karşıkulluk görev ve sorumlulukla-rını, kendi rızası doğrultusun-da yerine getirmeleri için onla-ra, onların anlayacakları kolay-lıkta Kitabı’nı göndermiş vebunun anlaşılır olduğunu bil-dirmiştir.

“Elif, lam, ra; bunlar, apaçıkokunan Kitab’ın ayetleridir.”(Hicr, 1)

“Andolsun Biz, öğüt için

bismillahbismillahKur ’an Nasıl AnlaşılırKur ’an Nasıl Anlaşılır

Kur ’an Anlaşılmaz Diyenlerin DurumuKur ’an Anlaşılmaz Diyenlerin Durumu

Page 2: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

Bismillah

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

22

BİSMİLLAH

Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok muhiç öğüt alan!” (Kamer, 17)

İnsanın, Kur'an'dan sorum-lu olabilmesi, ancak onu anla-ması ile mümkündür. Bunedenle yüce Allah (cc)Kur'an'ı, kullarının anlayabile-ceği kolaylıkta ve anlaşılabilirbir şekilde indirmiştir. Anlaşıl-mayan, anlaşılması zor olan birkitaptan insanlar sorumlu tutu-lamazlar.

“Gerçekten Biz onu, senindiline kolaylaştırdık ki, umulur kidüşünürler.” (Duhan, 58)

Kur'an, akleden, düşünmeözelliklerini kaybetmeyen,onur ve haysiyetini muhafazaeden her insan tarafından anla-şılabilecek kolaylıkta birKitab'tır. Yüce Allah (cc), kim-seye gücü üzerinde bir sorum-luluk yüklemez.

“Allah, kimseyi güç yetirece-ğinden başka mükellef tutmaz…”(Bakara, 286)

Kur’an, elbette her aklıse-lim kişinin anlayabileceği apa-çık bir Kitap’tır; bunda kuşkuyoktur. Yüce Allah (cc), gön-derdiği Kitabın ayetleri açık-lanmış, apaçık bir Kitap oldu-ğunu bildirmiştir.

“Elif, lam, ra; bunlar, apaçıkKitab’ın ayetleridir.” (Yusuf, 1)

“Bilen bir kavim için Arapçaokunan, ayetleri açıklanmış bir

Kitap’tır.” (Fussilet, 3)Apaçık bir şekilde açıklan-

mış olan, bir kitap nasıl oluyorda anlaşılmaz! Şayet bir kitap,anlaşılmıyorsa bu durumda okitap, açık değil demektir. YüceAllah (cc), apaçık dediği halde–ki, Allah elbette doğru söylüyor–Kitabı’nın, anlaşılmamasınınelbette ki nedenleri olmalıdır.Bu nedenleri iki başlık altındatoplamak gerekir:

Birincisi, bu nedenlerin ilkiinsanın kendisidir.

İkincisi, Kur’an’da da belir-tildiği üzere, Kur’an’a karşıolan kimselerin gayretleridir.

Bir Kimse, Kur’an’ı Anla-madığını Söylüyorsa, BununNedeni Bizzat Kendisidir

1- Kişinin zekâ sorunu var-dır ki bu durumda zatensorumlu değildir. Yüce Allah(cc), akıllı kimselere hitap edi-yor ve iman etmeyenlere sürek-li, “Akletmiyor musunuz,düşünmüyor musunuz!” buyu-rarak akıllı kimseleri muhatapaldığını bildiriyor.

Kur’an’ı okudukları, önyar-gıları, geleneksel din anlayışla-rı ve kimi insanların etkisindekalmadıkları halde Kur’an’ıanlamıyorlarsa, bu kişilerdezekâ sorunu vardır demektir kibunlar, akıl nimetinden mah-rum ya da eksik bulundukları

Page 3: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

için mazurdurlar. 2- Bu kimse, Kur’an’ı gereği

gibi okumamıştır, doğal olarakgereği gibi anlayarak okumadı-ğı bir kitabı da anlamayacaktır.Bu kimsenin durumu, biröğrencinin durumuna benzer;ders çalışacağı kitabını elinealır, ancak gözü başka yerde,kulağı başka seste ve aklındabaşka şeyleri düşünüyor.

Bu kimse, başka şeyleri, oku-duğu Kur’an’dan ve dinindendaha değerli gördüğü için onlarlameşgul olmuş, doğal olarak der-sine çalışmamış, onu anlamamışve nihayetinde gireceği sınavdabaşarısız olacaktır. Bu kimse,dinini önemsemeyen bir fasıktır.

“De ki: ‘Eğer babalarınız,oğullarınız, kardeşleriniz, eşleri-niz, akrabanız, kazandığınız mal-lar, düşmesinden korktuğunuzticaret, hoşlandığınız evler, sizeAllah’tan, Rasulü’nden ve O’nunyolunda cihat etmekten daha sev-gili ise o halde Allah emrini geti-rinceye kadar gözetleyin! Allah,fasık kavmi hidayete iletmez.”(Tevbe, 24)

“İşte, Rabb’inin, fasıklar hak-kında söylediği: ‘Onlar imanetmezler’ sözü gerçekleşti.”(Yunus, 33)

“Fasıklara gelince, onlarınbarınakları ateştir, oradan her çık-mak istediklerinde, oraya geri çev-

rilirler ve onlara: ‘Ateş azabınıtadın ki, onu yalanlıyordunuz’denir.” (Secde, 20)

3- Kişi, kitabı okuyor, anlı-yor, ancak hayatına uygula-makta sıkıntı çekiyor. Bukimse, tıpkı hasta olan adamgibidir ki, hastalığını iyileştire-cek ilacı eline alır, üzerini okur,ancak kullanmadan bir kenarakoyar, hastalığı devam eder. Bukimse, Kur’an’dan sıkıntıduyan bir münafıktır.

“Şüphesiz münafıklar, Allah’ıaldatmağa çalışırlar, oysa O, onla-rı aldatır; namaza kalktıklarızaman tembel tembel kalkarlar,insanlara gösteriş yaparlar, Allah’ıpek az düşünürler. Bu arada yal-palayıp dururlar, ne bunlara, ne deonlara; Allah’ın saptırttığı kimse-ye artık ona bir yol bulamazsın!”(Nisa, 142-143)

“Şüphesiz münafıklar, ateşinen aşağı tabakasındadırlar, aslaonlar için bir yardımcı bulamaz-sın.” (Nisa, 145)

4- Kişi, kitabı okuyor, neleryazıldığını görüyor, ancak önyargıları, geleneksel din anlayı-şı, takip ettiği hoca ve benzerikişilerin görüşlerine uymadığıiçin okuduklarını anlamadığınıiddia ederek bırakıyor. Bukimse, atalarının dinine tabiolan, önder edindiği kişileriilah edinen bir müşriktir.

BİSMİLLAH

33

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

Bismillah

Page 4: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

BİSMİLLAH

44

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

Bismillah

“Onlar bir kötülük yaptıklarızaman: ‘Babalarımızı bu yol üze-rinde bulduk, bunu bize Allahemretti’ dediler; de ki, ‘Allah kötü-lüğü emretmez, Allah’a karşı bil-mediğiniz şeyler mi söylüyorsu-nuz!” (A’raf, 28)

“Ne zaman ki Musa, apaçıkayetlerimizle onlara geldi, dedilerki: ‘Bu uydurulmuş bir sihirdenbaşka bir şey değildir, önceki atala-rımızdan bunun hakkında bir şeyişitmedik.” (Kasas, 36)

“Sonra onların dönüşleri, elbet-te cehennemdir, çünkü onlar, baba-larını sapık kimseler buldular, iştekendileri de onların izleri üzerindekoşturuyorlar.” (Saffat, 68-70)

5- Kişi, okuduğunu anlıyor,ancak nefsi, çevresi, işi vebaşka kimi düşünceleri nede-niyle okuduklarının hepsinikabul edip yaşamıyor. Bukimse de bir müşriktir.

“…Siz, Kitabın bir kısmınainanıp bir kısmını inkâr mı ediyor-sunuz; sizden bunu yapan kimse-nin cezası, dünya hayatında rezilolmaktan başka nedir, Kıyametgününde de onlar, azabın en şid-detlisine itilirler. Allah yaptıkları-nızdan gafil değildir.” (Bakara, 85)

“Kendilerinin hoşlanmadıkla-rı şeyi Allah'a isnat ediyorlar,onların dilleri, en güzelin, kendile-rinin olacak diye yalan söylüyor.Şüphe yok ki ateş gerçekten onlar

içindir ve onlar, ona sürülecekler-dir!” (Nahl, 62)

6- Kişi, Kur’an’ı okuyor,içindekileri anlıyor, ancakkabul etmeyip bile bile inkârediyor. Bu kimse, bir kâfirdir.

“…Ayetlerimizi, kâfirlerdenbaşkası bilerek inkâr etmez.”(Ankebut, 47)

“Muhakkak ki, kâfirleri, uyar-man ya da uyarmaman, onlar içinbirdir; iman etmezler.” (Bakara, 6)

Bilinçli bir şekilde inkârettikleri için kâfirler, hiçbirşekilde iman etmezler. Onlar,kıskançlık ve çekememezliknedeniyle bilinçli olarak Hakkıinkâr edip küfre yöneldikleriiçin kendilerine ne anlatılırsaanlatılsın, iman etmezler.

“Kendilerini sattıkları şey, nekötüdür ki, Allah’ın, kullarındandilediği kimsenin üzerine lütfun-dan indirmesini kıskanarak,Allah’ın indirdiği şeyi inkâr etti-ler; bu yüzden gazap üstüne gaza-ba uğradılar; kâfirler için alçaltıcıbir azap vardır.” (Bakara, 90)

Kur’an’ı bilmeden inkâreden kâfirler, bilinçli inkâredenlerden farklıdırlar. Bu türinkârcılara Hak anlatıldığında,belli bir önyargıları, gelenekseldin anlayışları ve etkisindekalıp onun söylediklerine görehareket edecekleri kimselerbulunmadığı için ve akıllarını

Page 5: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

kullanıyorlarsa iman edebilirler.7- Kişi, Kur’an’ı okuyor,

anlıyor, içindekileri kabul edi-yor, bir müddet okuduklarıdoğrultusunda hareket ediyor,ancak sonradan kimi nedenler-le terk ediyor. Bu kimse, mür-tettir. Kur’an, bu kimseler hak-kında apaçık hükümler ortayakoyar onların, imanla küfürarasında gidip geldiklerini,iman etmeyeceklerini, hepsininkâfir olduklarını bildirir.

Bu kimseler, İslâm noktainazarında, yukarıda sayılanlariçinde en tehlikeli olanlarıdır.Çünkü bunlar, Hakkı bildikleri,gerçekleri gördükleri haldeHaktan yüzçevirmiş, küfreyönelmişlerdir.

Kâfirlerin, Hakkı kabuletmeden reddetmelerine karşı-lık mürtetler, bildikleri ve dahaönce savunup bir müddet yaşa-dıkları Hakkı reddedip inkâretmişlerdir. Bu nedenle kâfir-lerden daha şedid İslâm’a zararverirler, yüce Allah (cc) bunlarahidayet vermez ve varacaklarıyer cehennemdir.

“Allah, nasıl hidayet verir;iman ettikten, Rasul'ün hak oldu-ğunu gördükten ve kendilerineaçık deliller geldikten sonra inkâreden bir topluma. Allah, zalimtoplumu hidayet vermez.” (Al-iİmran, 86)

“Kim, kendisine hidayet açık-landıktan sonra Rasul’e karşı gelirve Mü’minlerin yolundan başkası-na uyarsa, onu döndüğü yolayöneltiriz ve cehenneme sokarız;ne kötü bir dönüştür!” (Nisa, 115)

Mürtetler, İslâm’dan dön-mekle İslâm’ı yetersiz görmüş-ler ve yüce Allah’ın üzerine ifti-ra atmışlardır. Kavmi, Hz.Şuayb (as)’a, kendi dinlerinedönmesini teklif ettiklerindeHz. Şuayb (as)’ın onlara verdi-ği cevap, mürtetlerin Haktanyüzçevirmeleri durumundayüce Allah (cc) üzerine nasıliftira atmış olacaklarını açıkla-maktadır.

“Allah, bizi sizin dininizdenkurtardıktan sonra eğer tekrar onadönersek, Allah’ın üzerine yalanatmış oluruz. Rabb’imiz Allah,dilemedikten sonra o(sizin di)nedönmemiz, bizim için olur şeydeğildir. Rabb’imiz, bilgice herşeyi kuşatmıştır. Biz Allah'adayanmışız. Rabb’imiz, bizimlekavmimizin arasını Hak ile aç;şüphesiz Sen, açanların en iyisi-sin!” (A’raf, 89)

“…Sizden kim dininden dönerve kâfir olarak ölürse, işte onlarınbütün yaptıkları dünyada da, ahi-rette de boşa çıkmıştır ve onlar,ateş halkıdır, orada sürekli kalacak-lardır.” (Bakara, 217)

Buraya kadar sayılan ön

BİSMİLLAH

55

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

Bismillah

Page 6: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

BİSMİLLAH

66

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

Bismillah

edinimleri ile hareket eden,çıkarlarını ve dünyevi değerle-rini önceleyen, akıllarını başka-larının hizmetine veren kimse-ler, kendi iradeleri ile vahyianlamak istememiş, kabuletmemiş ve kâfir olarak ölmüş-lerdir. Bunlar için ebedi birazap vardır.

Kişinin kendisinden kay-naklanan Kur’an’ı anlamaması-nı, kişi kendisi iradi olarakdeğiştirmedikçe, dışarıdan birçaba ile gidermek hiçbir şekildemümkün değildir. Bu durum-da olan kişiler, kendi elleriylekendileri ve Kur’an arasına birduvar ördüklerinden, kafaları-na ördükleri duvarı, ancak ken-dileri yıkarak Kur’an’ı anlamaşansını elde edebilirler.

Kur’an’a Karşı Olan Kim-selerin Gayretleri

Kişinin kendi dışındakikişiler tarafından Kur’an’la ara-sına, Kur’an’ı anlamamalarıiçin örülen duvarların yıkılma-sı elbette mümkündür. Bununiçin yapılması gereken şey, oduvarların örülmesine nedenolan fikri yapıyı yıkmaktır.

Risalet tarihi boyunca Tevhi-di esaslara karşı çıkanların bir-çoğu, açık bir şekilde elçileridurduramayınca, önce elçilerikötüleyerek insanları ondanuzak tutmaya çalışmışlardır.

Kafirlerin, elçilere karşı düş-manlıkları, onları kötülemeleri,Hz. Nuh (as)’dan, Hz. Muham-med (as)’a kadar devam etmiştir.

“Andolsun Nuh’u kavminegönderdik, dedi ki: ‘Ey kavmim,Allah'a kulluk edin, sizin O'ndanbaşka ilahınız yoktur, şüphesizben, üzerinize büyük bir gününazabından korkuyorum.’ Kavmin-den ileri gelenler: ‘Gerçekten bizseni apaçık bir sapıklık içindegörüyoruz’ dediler!" (A’raf, 59-60)

“Ve o kâfirler, Zikri işittikle-rinde, neredeyse seni gözleriyledevireceklerdi ve ‘Mutlaka o, mec-nundur’ diyorlardı.” (Kalem, 51)

Günümüzde bu durumaynen devam etmekte, Tevhidiesaslara karşı olanlar, Müslü-man davetçileri çeşitli şekiller-de karalamaya çalışmaktadır-lar. Müslümanların çağırdıklarıTevhidi esaslardan rahatsızlıkduyan küfür, şirk, nifak ve fıskcephesi, Tevhidi esaslara karşıapaçık bir şekilde çıkamayınca,bunun yerine bu gerçekleriortaya koyan Müslümanlarıhedef tahtasına koymuşlar,onlara saldırarak Tevhidimesajı etkisiz kılma gayretinedüşmüşlerdir.

Elçilere karşı çıkmaktabaşarısız olan küfür ve şirkcephesi bunun yerine elçiler-

Page 7: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

den etkilenen kişileri, öncekınamaya, sonra iman ettikleriTevhidi esaslardan kimi zamanfikirleri ile kimi zaman da baskıve zorbalıkla döndürmeyeçalışmışlardır.

“Nihayet kavminden, inkâreden ileri gelenler dediler ki: ‘Seni,bizim gibi bir insandan başka gör-müyoruz ve kendileri bizim aşağı-lıklarımızdan peşin görüşlü olan-lardan başkasının sana tabi oldu-ğunu da görmüyoruz; sizin, bizekarşı bir üstünlüğünüzü de gör-müyoruz, aksine sizleri yalancılar-dan zannediyoruz.” (Hud, 27)

“Sana düşük olanlar tabiolmuşken biz sana iman edermiyiz!’ dediler.” (Şuara, 111)

“Onun kavminden, büyüklüktaslayan ileri gelen kimseler, mus-tazaf/kendilerinden zayıf düşürül-müş iman eden kimselere dedilerki: ‘Siz Salih’in, gerçekten Rabb’itarafından gönderildiğini biliyormusunuz?’ dediler ki: ‘Şüphesizbiz, onunla gönderilene imanedenleriz.

Müstekbirler/büyüklük tasla-yanlar dediler ki: ‘Gerçekten biz,kendisine iman ettiğinizi inkârediyoruz.” (A’raf, 75-76)

Risalet önderi elçileri ve onla-ra tabi olanları yollarından dön-düremeyen küfür ve şirk cephesi,bu sefer direkt olarak mesajıanlaşılmaz kılmak için çaba sarf

etmişlerdir. Amaç, Hakkı anlaşıl-maz hale getirip insanların onayönelmelerini, onu kabul etmele-rini engellemektir.

Tevhid şirk mücadelesininher döneminde ortaya çıkan buşeytani mantık taraftarları, bir-birlerini birebir tanısın ya datanımasınlar, anlaştıkları veyapmaya çalıştıkları şey, vah-yin, insanlar tarafından anlaşıl-masını zorlaştırmak, böyleceinsanların onu kabullenmeleri-nin önünü kapatmaktır.

“Kâfirler dediler ki: ‘BuKur’an’ı dinlemeyin, boş şeylersöyleyin, umulur ki ona galipgelirsiniz.” (Fussilet, 26)

Kur’an’ın, insanlar tarafın-dan açıklanmasından, insanla-rın Tevhidi esaslara yönelmele-rinden rahatsızlık duyan Allahdüşmanları, Kur’an’ın anlaşıl-maması için, hemen herdönemde çeşitli oyunlar oyna-mışlar, yalanlar ortaya atarakbu yüce Kelamın insanlar tara-fından anlaşılmasını engelle-mişlerdir.

Hak Olmayan Şeyler İleriSürerek Hakkı BulandırmayaÇalışırlar

Risalet önderlerini vedavetçileri engellemekten,insanları Tevhidi esaslarayönelmekten alıkoyamayanşirk ve küfür cephesi, batıl şey-

BİSMİLLAH

77

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

Bismillah

Page 8: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

BİSMİLLAH

88

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

Bismillah

ler ileri sürüp Hakkı bulandır-maya çalışmışlardır.

“Onlardan önce Nuh kavmive onlardan sonraki gruplar dayalanladı; her ümmet, Rasulü’nüyakalamağa yeltendi; batıl şeylerileri sürdüler ve onunla Hakkıgidermek için tartıştılar; bu yüz-den onları yakaladım; bak azabımnasıl oldu!” (Mü’min, 5)

Küfür cephesinin, Tevhidiesaslara karşı öne sürdüklerişeylerin başında, ayetleri kendihevalarına göre yorumlayarakKur’an’da açıkça bildirilen Tev-hid ve yüce Allah’a ibadetkonularını tartışmaktır.

“Onlar ki, kendilerine gelmişbir delil olmadan Allah’ın ayetlerihakkında mücadele ederler. Allahyanında ve iman edenler yanındane büyük bir kızgınlıktır! İşteAllah, büyüklük taslayan her zor-banın kalbini böyle mühürler."(Mü’min, 35)

“Ayetlerimiz hakkında âcizbırakmağa çalışanlar, işte onlariçin pislikten acıklı bir azap var-dır.” (Sebe, 5)

Daha önceki toplumların veMekke müşriklerinin, kendile-rince oluşturdukları inanç veibadet konularındaki anlayışgünümüzde neredeyse aynışekilde devam etmekte, günü-müz müşrikleri, Kur’an’ı kabulettiklerini iddia etmelerine rağ-

men Tevhid ve ibadet konu-sunda Kur’ani hükümlere aykı-rı hareket etmektedirler.

Sapık fikirleri ile Kur’anihükümleri etkisiz bırakmayaçalışan müşrikler, “namaz,salattır, salat destek olmaktır”diyerek namazı terk ederler-ken, Kur’an’daki tesettür hük-münü inkâr ederek kadınlarınıadeta yarı çıplak bir halde giy-dirmektedirler.

Kur’an’ın AnlaşılırlığıKonusunda Kuşku Uyandır-maya Çalışırlar

Her dönem müşriklerininve belamlarının, vahye karşıileri sürdükleri bir başka fitnede, Kur’an’ın, herkes tarafın-dan anlaşılmayacağını, birçokanlamının bulunduğunu, bunedenle onu ancak âlimlerinanlayacağını iddia etmeleridir.Yüce Allah’ın, Kur’an’ın apaçıkolduğunu ve kolaylaştırdığınıtekzip edercesine ortaya atılanbu sapık düşünce, Kur’an’a tersbir görüştür.

“Andolsun Biz, öğüt içinKur'an'ı kolaylaştırdık, yok muhiç öğüt alan!” (Kamer, 17)

Kur’an’ın apaçık olduğunuinkâra dayanan bu anlayış,insanların Kur’an’a yaklaşma-larına ve onu okuyup anlama-larına engel olmuştur. Böyleceinsanlar, belamlara yönelmiş,

Page 9: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

onların görüşlerine mahkûmolmuş, din adına bastırdıklarıkitapları satın alarak onlarızenginleştirmişlerdir.

Samiri soylu belamlar veonların takipçileri, Kur’ani ger-çeklerden uzaklaştırdıklarıinsanları kendilerine tabi kıl-mışlar, kendilerinin her şeyi eniyi bildiği konusunda bir algıoluşturarak, onları maddi vemanevi olarak sömürmüşler vekendilerini onlar üzerindeadeta bir ilah olarak gösterme-ye çalışmışlardır.

İnsanları Kur’an’dan Şüp-heye Düşürmeye Çalıştılar

Tağuti sistemler ve onlarındestekçileri Samiri soylu belam-lar, Kur’an’da, bir devlet modelibelirtilmediğini iddia ederekKur’an’ın, devlet yapısı ile ilgilihükümlerini ve Rasulullah (as)’ınİslâm Devleti başkanı olduğugerçeğini inkâr etmişlerdir.

Tağuti sistem tarafındanbeslenen Samiri soylu belamla-rın, daha önce iddia ettikleriTevhidi kavramları, şirk veküfür ile ilgili söylemlerini terkedip tağuti sistemi benimseme-leri, insanlarda İslâmi bir dev-let modelinin olmayacağıkanaatini oluşturmaya nedenolmuş, böylece insanları İslâmdüşmanı sistemle bütünleştir-miştir. Samiri soylu belamların,

önce İslâmi kavramları kulla-nıp sonra bunun zıddına hare-ket etmeleri, onları ayette belir-tildiği konuma düşürmüştür.

“Kitap ehlinden bir grup dediki: ‘İman edenlere indirilene,günün önünde inanın, sonundainkâr edin; belki (onlar da) döner-ler.” (Al-i İmran, 72)

Kâfirlerin ve belamlarıngayretleri, fitne üreterek insan-ları şüpheye düşürüpKur’an’dan uzaklaştırmaları,onların, ağızları ile Allah’ınnurunu söndürme gayretindenbaşka bir şey değildir. Ancakkâfirler istemese de Allahnurunu tamamlayacaktır.

“Ağızları ile Allah’ın nurunusöndürmek istiyorlar, Allah, kâfir-ler hoşlanmasa bile nurunutamamlayacaktır.” (Saf, 8)

Elbette ki, ne tağuti sistemle-rin baskı ve zorbalıkları, neSamiri soylu belamların, Haktanbatıla dönmeleri, yüce Allah’ınnurunu söndüremeyecektir.

Hakkı Batılla Bulayıp Ger-çekleri Gizlemeye Çalıştılar

İnsanları, Hakka yönelmek-ten ve Tevhidi esaslara imanetmekten alıkoyan şeylerden biride, hiç kuşkusuzdur ki, günü-müzde en çok yapılagelen Hakkıbatılla gizleme çalışmalarıdır.Özellikle vakıf ve dernek gibi şirkve küfür yuvalarında yuvalanan

BİSMİLLAH

99

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

Bismillah

Page 10: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

BİSMİLLAH

1100

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

Bismillah

Samiri soylu belamlar ve tasavvufdenilen cahili şirk bataklığındadebelenen şeyhler tarafındanyapılan bu küfür ameliyesi, insan-ları, Kur’an’ı anlamaz bir durumadüşürmüştür. Yüce Allah (cc)bunlara lanet etmektedir.

“Muhakkak ki, açık delillerdenindirdiğimiz hidayeti, biz Kitaptainsanlara açıkça belirttikten sonragizleyenler, işte Allah onlara laneteder ve bütün lanet edebilenleronlara lanet eder.” (Bakara, 159)

İnsanların kendilerindenuzaklaşmamaları ve onları,maddi ve manevi olarak daharahat sömürebilmeleri içinHakkı batılla gizleyen belamla-ra yüce Allah (cc), lanet etmek-te ve onların, sapık kimselerolduklarını ve ateşe atılacakla-rını bildirmektedir.

“Şüphesiz, Allah’ın indirdiğiKitap’tan bir şey gizleyen ve onuaz bir değere satanlar, işte onlar,karınlarına ateşten başka bir şeykoymuyorlar. Allah Kıyamet günüonlarla konuşmayacak ve onlarıtemizlemeyecektir. Onlar için acık-lı bir azap vardır. İşte onlar, hida-yet karşılığında sapıklığı, mağfiretkarşılığında azabı satın alan kimse-lerdir; ateşe karşı ne kadar da daya-nıklıdırlar(!)” (Bakara, 174-175)

Kur’ani Kavramları Anlaşıl-maz Hale Getirmeye Çalıştılar

Kur’an’ın anlaşılması önü -

ne konulan engellerden biri de,Kur’ani kavramların anlamları-nı değiştirmek, onları anlaşıl-maz hale getirmektir. Günü-müzde belamların bu çabalarısonucunda birçok kimse, Müs-lüman olduklarını iddia etme-lerine rağmen Tevhidin neolduğunu, şirk ve küfre nasıldüşüldüğünü bilmez hale gel-mişlerdir.

Günümüzde birçok kimse,boğazlarına kadar şirk ve küfüriçerisinde bulunmalarına rağ-men kendilerinin Müslümanolduklarını iddia edebilmekte,Allah düşmanı tağuti sistemidestekleyebilmektedirler.

Hemen her dönemde kâfirve müşriklerin yaptıkları bukelimeleri yerlerinden kaydır-ma işini günümüzde cahili şirkyuvaları tasavvuf ehli ve tağutisisteme bağlı vakıf ve dernek-lerde yuvalanan Samiri soylubelamlar yapmaktadırlar.

“Şüphesiz onlardan bir grupvar ki, dillerini Kitapla eğip büker-ler, siz Kitap’tan sanasınız diye,oysa o Kitaptan değildir ve derlerki: ‘O, Allah katındandır’ oysa o,Allah katından değildir. Allah’akarşı onlar, bilerek yalan söyler-ler.” (Al-i İmran, 78)

İslâm düşmanlarının,Kur’ani gerçekleri ve kavram-ları, asıl manaları dışında

Page 11: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

manalandırma çalışmaları, yal-nızca geçmişle sınırlı kalma-mış, değişik isimler ve yöntem-ler altında günümüze kadardevam edegelmiştir. Bunlar,değişik yöntemlerle Kur’an’ınanlaşılmasını engellemeye,Kur’ani kavramların anlamları-nı değiştirmeye çalışıyorlar.

Kur’ani kavramların, asılanlamlarına uygun biçimdeanlaşılması ve Tevhidi esasla-rın, Sünnetullahta cari olduğuşekliyle insanlara ulaştırılmasıhalinde, dini kullanarak insan-lar üzerinde kendilerine birkonum sağlayan Samiri soylubelamlar ile cahili şirk ve küfüriçerisindeki tasavvufçular, du -rumları ortaya çıkmasın diyekelimeleri yerlerinden kaydıra-rak Kur’ani kavramların anlam-larını değiştirmişlerdir.

Kur’an’ın anlaşılmasınıistemeyen unsurların en tehli-kelisi, hiç kuşkusuzdur ki,Kur’an’ı öncelediklerini iddiaederek Kur’ani kavramlarınanlamlarını ve mesajını çarpı-tan, Hakkı batılla bulayıp Tev-hidi gerçekleri gizleyen şirk veküfür yuvalarında kümelenenSamiri soylu belamlardır. Bun-lar, içerisinde bulundukları şirkve küfür, anlaşılmasın diyeKur’an’ı kılıf olarak kullanantağuti sistemin ve şeytanın

insanlara sağdan yaklaşan tem-silcileridirler.

Tevhid-şirk, Hak-batılmücadelesi her dönemde oldu-ğu gibi bugün de devametmektedir. Bu, Sünnetullahındeğişmez bir gerçeğidir! Bunedenle Tevhidi esasların düş-manı küfür ve şirk cephesi,küfürlerini icra ederlerken,Hakkın temsilcileri olan Tevhiderleri de, insanları Tevhidiesaslara davet etmeye, onlarıtağuti sistemi reddetmeye,Samiri soylu belamların çarpıt-malarından kaçınmaya davetgörevlerini sürdüreceklerdir.

“O adamlar ki, onları, Allah’ıanmaktan, namaz kılmak ve zekâtvermekten ticaret ve alışveriş alı-koymaz; onlar, yüreklerin ve gözle-rin döneceği günden korkarlar.”(Nur, 37)

Küfür ve şirk cephesinin,Kur’an ile insanlar arasındaördükleri ve insanların, Rab’le-rine yönelmesine engel teşkileden batıl duvarlar, Tevhidiesasları ortaya koyan, Tevhideri Müslümanlar tarafından tektek yıkılmaktadır. Bu süreç,biiznillah, kıyamete dek devamedecek, Hak, batılın beyniniparçalayarak ortaya konulacak-tır.

BİSMİLLAH

1111

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

Bismillah

Page 12: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

İman etmek, insanın, bulun-duğu halden başka bir hale, içe-risinde bulunduğu konumdanbaşka bir konuma geçmesi,sahip olduğu değer yargılarınıyeniden sorgulayarak yenideğer yargılarına sahip olması-dır. İman etmek, tıpkı ölmeküzere bulunan, bitkisel hayatyaşayan birinin, yeniden diril-mesi, hayatı, çevresini, toplumuve kendisini başka bir bakış açı-sıyla değerlendirmesi gibidir.

İman etmek, yepyeni birkimlik kazanmak, kişilik kuşan-mak, geçmişe ait her şeyi yeniiman edilen, sahip olunan değeryargısı süzgecinden geçirerekyeni kimlik ve kişilikle değer-lendirmek, yeni konuma uyma-yan her şeyi, hiçbir sıkıntı duy-madan terk etmektir.

Kur’an’la ilgili önceki yazı-larımız, Kur’an’ın anlaşıldığı,kolaylaştırılmış bir kitap, tekkaynak, adalet ve eşitliğin kay-nağı olduğu, yol göstericiliği,doğru yolu gösterdiği, onunanlamanın nasıl olacağı gibiKur’an’ın özellikleri üzerindeidi. Bu yazımız, Kur’an’a imanetmenin ne olduğu ile ilgilidir.

Kur’an’a iman etmek, yal-nızca onun, yüce Allah’tan gel-

diğini kabul edip varlığını tas-dik etmek, Müslümanların Kita-bı olduğunu ifade edip yüzün-den ve mealen okumak değildir.Kur’an’a iman etmek, bunlarlaberaber onun, kendisine imanedip hükümlerine tabi olmak,hayatı düzenleyen hükümleri-ne, hiçbir sıkıntı duymadan tes-lim olup o hükümlere uygunhareket etmek, her türlü sorunuonda çözmek, Kur’an’ın, imanedenlere onurlu, huzurlu vemutlu bir hayat verdiğine imanetmektir.

Kur'an'a iman, sözel olarak"bütün ayetleri kabul ediyo-rum" demek ya da ayetleri onabuna okumak, ayetlerle konuş-mak değildir; hayatın her safha-sında, onun belirlediği ölçülereuygun hareket etmek, onuhayatın şaşmaz kılavuzu olarakalmaktır. İslâm, düşünce ilesınırlı olan bir din, bir sistemdeğil, düşünce ile beraber haya-ta da yön veren, yaşamı baştansona değiştiren bir sistem, biryaşama biçimidir. Bu nedenlehayatın tümü Kur’an ile düzen-lenmediği sürece Kur’an’aiman, sözel bir iddiadan öte biranlam ifade etmez.

Kur’an’a iman etmek, şahsi

Kur ’an’a İman EtmekKur ’an’a İman Etmek

kur’ân’a dâvet

1122

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

Kur’an’aİman

Etmek

Page 13: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

düşünce, söz ve davranışlardanbaşlayarak, aile, akraba, arkadaş,içerisinde yaşanılan toplum vesiyasi hayatı, kurulmuş ya dakurulacak dostlukları, eski dostve düşmanlık durumlarını imanedilen Kur’an ile yeniden tasarım-lamak, yeniden oluşturmak, yenioluşumları meydana getirmektir.

Yüce Allah'ın kulundan,kulun da Rabb’inden razı olma-sının temel şartı, Kur'ani esasla-ra tabi olmaktır. Geleneksel kül-türün, İslâmi esasların yerinialarak din haline gel-diği, toplu-mun, Allah'ın Kitabından çokbu geleneksel kültüre göre yaşa-dığı günümüzde Mü’minler içinKur'an yegâne bir kılavuz, şaş-maz bir yol göstericidir.

Kur’an’a iman, teslimiyetiesas alır ve hiçbir şekilde imanedilen esaslar dışında bir arayışıkabul etmez. Buna göreMü’minler, Rab’lerine karşı kul-luk görevlerinden tebliğ ve irşatçalışmalarına, bireysel hareket-lerinden toplumsal sorumluluk-larına, kendi nefisleri ile ilgilikonulardan diğer insanlarla iliş-kilerine, siyasi, hukuki, sosyalve bireysel davranışlarınavarıncaya kadar her konu vedurumda Kur’an’ın belirlediğiesaslara göre hareket ederler.

Kişi, Gerçekten İman EdipEtmediğini, Kur’an Süzgecin-

den Geçerek Görebilirİnsan, Kur’an’a gerçekten

iman edip etmediğini, kendisiniKur’an süzgecinden geçirerekçok açık olarak bilebilir. Bu, kişi-nin aynaya bakıp yüzündekidurumunu görmesi gibidir. Kişikendi durumunu Kur’an ile çoknet bir şekilde görebilir.

Akleden bir kimseye, birbaşkasının kim olduğunu söyle-mesine gerek yoktur; o kimse,zaten üzerinde bulunduğukonumu çok net bir şekilde bilipgörüyor. Yüce Allah’a imaneden, yoktan var edildiğinibilen, yaşadığı hayatın sonundaöleceğine inanan bir kimse,elbette yaşadığı hayatta ne yap-ması gerektiğini de iman ettiğiKur’an’ı okuyarak bilebilir.

Yüce Allah (cc), Kur’an’agerçekten nasıl iman edileceği-ni, ona iman edenlerin kimlerolduklarını, bunlara verilecekmükâfatları; ona iman etmeyen-lerin kimler olduklarını, bunlarınasıl bir sonun beklediğini çokaçık bir şekilde bildirmiştir.

Kur’an’ okuyan bir kimse,neler yapması gerektiğini, bun-ları yapması ya da yapmamasıdurumunda kendisini nasıl birakıbetin beklediğini de bilir.Gerçekten iman eden bir kimse,şayet geri zekâlı, aptal ya dabilinçli bir İslâm düşmanı değil-

KUR’ÂN’A DÂVET

1133

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

Kur’an’aİmanEtmek

Page 14: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

se, Kur’an’da gördüğü iki akı-betten elbette hayırlı olanı tercihedecek, hayatını ona göre yenibaştan düzenleyecektir.

Yüce Allah (cc), AdaletSahibidir ve Kulları ArasındaAyırım Yapmaz

Şu bir gerçektir ki, yüceAllah indinde hiçbir kulun birbaşkasından herhangi birüstünlüğü sözkonusu değildir;kişi, Rabb’inin gönderdiğivahye teslimiyeti ve Tevhidiesaslar doğrultusundaki hayatıoranında yüce Allah (cc) yanın-da bir değere sahiptir.

“Ey insanlar, elbette Biz sizi,bir erkek ve kadından yarattık vebirbirinizi tanımanız için sizi mil-letlere ve kabilelere ayırdık. Şüphe-siz Allah yanında en üstün olanı-nız, en çok korunanınızdır; muhak-kak ki Allah bilendir, haber alan-dır.” (Hucurat, 13)

Rasulullah (as) da: “Ey insan-lar dikkat ediniz! Rabb’iniz tek-tir; Arap’ın, Arap olmayana,Arap olmayanın Arap’a, siyahınkırmızıya, kırmızının siyaha,takvadan öte, hiçbir üstünlüğüyoktur. Şüphesiz Allah Teâlâkatında en üstününüz, AllahTeâlâ’dan en çok korkanınızdır."(Müsned-i Ahmed b. Hanbel, 5/411)

Takvaya ulaşmak, ancakKur’an’a teslim olmakla, onunbelirlediği esaslara uygun hare-

ket etmekle mümkündür.Bunun dışında hiçbir yol veyöntem, insanı Rabb’i indindedeğerli kılmaz. Rasuller ve onla-rın izlerini takip eden Tevhiderleri, yalnızca vahye teslimoldukları için Rab’leri tarafın-dan övülmüşler, kesintisizmükâfatlara ulaşmışlardır.

Yüce Allah’ın, hiçbir kulunaözel kini bulunmadığı gibi, hiçbirkulu da O’nun yanında özel birkonuma sahip değildir. Nitekimhata yapan rasul de olsa anındauyarılmış ya da cezalandırılmış-tır. Hz. Yunus (as)’ın, davet alanı-nı izinsiz terk etmesi sonucundauğradığı sıkıntıları yine yüceAllah (cc) haber vermektedir.

“O halde sen, Rabb’inin hük-müne sabret, balık sahibi gibi olma;hani o, sıkıntıdan yutkunarak ses-lenmişti. Eğer Rabb’inden ona birnimet yetişmeseydi, o, yerilerek çıp-lak bir yere atılırdı, fakat Rabb’i,onun duasını kabul etti de onusalihlerden yaptı.” (Kalem, 48-50)

“Ve Zünnun; kızarak gittiğin-de, bizim kendisine asla güç yetire-meyeceğimizi zannetti, nihayetkaranlıklar içinde: ‘Senden başkailah yoktur, Senin şanın yücedir,ben zalimlerden oldum!’ diye ses-lendi. Nihayet Biz, onu kabul ettikve onu tasadan kurtardık, işte Biz,Mü’minleri böyle kurtarırız.”(Enbiya, 87-88)

KUR’ÂN’A DÂVET

1144

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

Kur’an’aİman

Etmek

Page 15: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

Yüce Allah (cc), indirdiğihükümlere karşı hassasiyet gös-termesi konusunda Hz. Muham-med (as)’ı da uyarmış, buhükümlerden en küçük bir tavi-zin verilmemesini aksi halde çokkötü bir şekilde cezalandırılaca-ğını kendisine bildirmiştir.

“Gerçekten neredeyse seni,sana vahyettiğimizden ayırıpondan başkasını üstümüze iftiraatman için kandıracaklardı, işte ozaman seni dost edinirlerdi. Eğerbiz seni gerçekten sağlamlaştırma-mış olsaydık, neredeyse onlarabiraz yanaşacaktın, o zaman sanahayatın iki kat ve ölümün iki katı(azabı)nı tattırırdık, sonra bizekarşı kendine bir yardımcı bula-mazdın.” (İsra, 73-75)

“Şayet o, bazı sözleri uydurupbize atfen söyleseydi, Biz de onunsağını alırdık, sonra onun candamarını keserdik, sizden hiçbirkimse de ona engel olamazdı.”(Hakka, 44-47)

Bu gerçeklerden de anlaşıla-cağı üzere herkes, Rabb’ine olaniman ve O’ndan indirilenhükümlere teslimiyeti, Allahyolunda çalışması oranındayüce Allah (cc) yanında birdeğere sahiptir. Bunun dışındainsanlar, Rab’leri yanında eşitbir konumdadırlar.

Kişilerin, Kur’an’a yaklaşım-larına ve onu ne oranda kabul

ettiklerine göre yüce Allah (cc)onları sınıflandırmakta ve sıfat-landırmakta, onları övmekte yada yermektedir.

Kur’an’a Bir Bütün OlarakTeslim Olunmadıkça Onaİman Edilmez

Kur’an’a iman, yüce Allah’aolan imanın fiiliyatta apaçık birşekilde gösterilmesidir. YüceAllah’a iman etmek, O’ndanemin olmak, yani Mü’min olmak,Kur’an’a iman etmek, emin olu-nan yüce Allah’ın, her konu vedurumda insan hayatıyla ilgilihususları en iyi onun düzenledi-ğine, bu düzenlemeleri deKur’an’da bildirdiğine inanıpKur’ani hükümlere bir bütün ola-rak teslim olmaktır ki bu, Müslü-man olmanın ta kendisidir.

Kur’an’a iman, kendisindenemin (Mü’min) olunan yüceRabb’imizin, kulları için en iyiçözümü bildirdiği Kur’ani esasla-ra teslim (Müslüman) olmaktır.Bu teslimiyetin nasıl olacağınıyüce Allah (cc), rasullerinin hayat-larında ortaya koyduklarını bil-dirmiş, ortaya konulan örneklik-lerin, iman edenler için en güzelörnek olduğunu bildirmiştir.

“Andolsun onların kıssaların-da akıl sâhipleri için ibret vardır;bu, uydurulacak bir söz değildir;lakin kendinden öncekinin doğru-lanması, her şeyin açıklaması; iman

KUR’ÂN’A DÂVET

1155

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

Kur’an’aİmanEtmek

Page 16: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

eden toplumlar için bir hidayet verahmettir.” (Yusuf, 111)

Yüce Allah (cc) Kur’an’da,her rasulün hayatından Mü’ -minlerin alacakları örneklikleriapaçık bir şekilde vermiş, imanedenlerin, kendi nefislerine, aile-lerine, yakınlarına, içerisindebulundukları topluma, egemensiyasi güçlere karşı nasıl müca-dele edeceklerini, karşılaştıklarızorluk ve sıkıntıları nasıl aşacak-larını, her rasulün hayatındanbir örnek vererek açıklamıştır.

“Muhakkak ki İbrahim’de veonunla beraber bulunanlarda siziniçin güzel bir örnek vardır; o zamankavimlerine ‘Elbette biz, sizden veAllah’tan başka itaat ettikleriniz-den uzağız, sizi inkâr ediyoruz. Siz,bir tek Allah’a iman edinceye kadarsizinle bizim aramızda sürekli birdüşmanlık ve nefret ortaya çıkmış-tır’ demişlerdi…” (Mümtehine, 4)

Şirk ve küfür toplumlarınakarşı Hz. İbrahim (as)’ın nettavrını, tağuti zorba güçlerekarşı Hz. Musa (as)’ın Fir’avn’ekarşı onurlu mücadelesiniörnek veren yüce Allah (cc),Kur’an’ı ahlak edinip hükümle-rine tam teslimiyetle ilgili olarakda son Rasul Hz. Muhammed(as)’ı, en güzel örnek olarak ver-miştir.

“Andolsun, sizin için Allah’ınRasulü’nde, Allah’a ve ahiret günü-

ne kavuşmayı uman ve Allah’ı çokanan kimseler için, en güzel birörnek vardır.” (Ahzab, 21)

Rasulullah (as)’ın Kur’an’ıahlak edinen, vahyi en iyi şekil-de yaşayan örnek hayatını,Mü’minler için en güzel örnekolarak veren yüce Allah (cc), buörnekliğin esas alınmamasıhalinde kişinin sapıklığa düşe-ceğini bildirmiştir.

“Allah ve Rasulü, bir iştehüküm verdiği zaman, Mü’minerkek ve kadın için o işi kendilerinegöre seçme hakkı yoktur, kimAllah'a ve Rasulü’ne karşı gelirse,muhakkak apaçık bir sapıklığadüşer.” (Ahzab, 36)

Rasulullah (as)’ın hayatı veona tabi olmak, Kur’an’ın buy-ruğu olduğuna göre, onunörnekliğinin her konu vedurumda örnek alınmaması,Kur’an’ın, o konudaki hükmü-nü inkâr etmek, küfür ve sapık-lıktır.

Kur’an’ın Bütün Hükümle-rine Teslim Olmak Gerçekİmandır

Kur’an, elbette kimi sorun-lar ortaya çıktığında, hastanınilaç alıp hastalığını giderecekmisali, ona başvurulacak sıra-dan bir kitap değildir. Kur’an,hayatı ilgilendiren her konu vedurumda, her söz ve hareketteesas alınacak bir kitap olması

KUR’ÂN’A DÂVET

1166

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

Kur’an’aİman

Etmek

Page 17: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

yanında gelecek hayatın şekil-lendirilmesinde, yüce Allah’ınrızasının, ahiretin kazanılma-sında kulun, Rabb’ine karşıgörev ve sorumluluklarındaneler yapacağını ortaya koyanbir kaynaktır.

Mü’minin, Kur’an’a olanihtiyacı, adeta ölmek üzere olanbir kimsenin, kendisini hayatakazandıracak ilaca olan ihtiyacıgibi, onun hayatı için olmazsaolmaz bir ilaçtır. Bu nedenle dehasretle ilacını bekleyen ve onakavuşan insanın durumu gibiKur’an’ı okumalı ve yaşamalı-dır. Yüce Allah (cc), gönderdiğivahye teslim olanların örneklik-lerini vermekte ve bu davranış-ları övmektedir.

“De ki: ‘ona iman edin yahutiman etmeyin; şüphesiz, daha öncekendilerine ilim verilenlere okun-duğu zaman çeneleri üzerine secde-ye kapanırlar’ ve derler ki:‘Rabb’imiz yücedir, gerçektenRabb’imizin vaadi gerçekleşmişoldu.’ Ve ağlayarak çeneleri üzerinekapanırlar ve onların derin saygısı-nı artırır.” (İsra, 107-109)

“Rasule indirileni duyduklarızaman, tanıdıkları Haktan dolayıgözlerinin yaşla dolduğunu görür-sün; derler ki: ‘Rabb’imiz, imanettik, bizi şahitlerle beraber yaz!Biz, neden Allah’a ve bize gelengerçeğe iman etmeyelim ki; gerçek-

ten Rabb’imizin bizi salihler arası-na katmasını umuyoruz!’ İşte busözlerinden dolayı Allah onlara,altlarından ırmaklar akan, içindeebedi kalacakları cennetler verdi;iyilik edenlerin mükâfatı iştebudur!” (Maide, 83-85)

“İşte bunlar, Allah’ın kendile-rine nimet verdiği nebilerden,Âdem ve Nuh ile beraber (gemide)taşıdıklarımız soyundan, İbrahimve İsrail (Yakup) soyundan, hidayetverdiğimiz ve seçtiğimiz kimseler-dendir. Onlara, Rahman’ın ayetleriokunduğu zaman ağlayarak secde-ye kapanırlardı.” (Meryem, 58)

Önceki Mü’minlerin, vahyekarşı gösterdikleri duyarlılık vehassasiyet gösterilmedikçe,Kur’an’a iman edildiği iddiası,sözel bir ifadeden öte bir anlamtaşımaz. Kur’an’a iman, Allah’ınayetleri hatırlatıldığında, hiçbirsıkıntı duymadan, hiçbir maze-ret ileri sürmeden, ayeti teviletmeden, hiçbir sıkıntı duyma-dan derhal teslim olmak, önce-den teslim olanlar gibi teslimolup secdeye kapanmaktır.

“Bizim ayetlerimize gerçekteniman edenler o kimselerdir ki, ken-dilerine hatırlatıldığı zaman secde-ye kapanırlar ve Rab’lerini hamd iletesbih ederler ve onlar, büyüklen-mezler.” (Secde, 15)

“Gerçekten Mü’minler o kim-selerdir ki, Allah anıldığı zaman

KUR’ÂN’A DÂVET

1177

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

Kur’an’aİmanEtmek

Page 18: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

kalpleri ürperir ve O’nun ayetlerionlara okunduğunda imanlarınıartırır ve onlar, Rab’lerine tevekkülederler.” (Enfal, 2)

Kur’an’a iman, Allah’a(Kur’an’a) ve Rasulü’ne (Sünne-te) çağırıldığında, çağrıya anın-da icabet edip hatırlatılanhükümlere uyarak kurtuluşaermektir.

“Aralarında hüküm vermekiçin Allah’a ve Rasulü’ne çağırıl-dıkları zaman Mü’minlerin sözüancak: ‘İşittik ve itaat ettik’ demele-ridir, işte onlar kurtuluşa erenler-dir.” (Nur, 51)

Kur’an’a iman, Hz. Nuh (as)gibi gerekirse 950 yıl boyunca,Hz. Muhammed (as) gibi kâfirve müşriklerin, söz ve baskıları-na aldırış etmeden son nefesekadar insanları Tevhidi esaslaradavet etmek, yüce Allah’a teslimolup onu yüceltmektir.

“Andolsun, senin, onlarındedikleri şeylere göğsünün daraldı-ğını biliyoruz; o halde sen Rabb’inihamd ile tespih et ve secde edenler-den ol ve sana yakin gelinceyekadar Rabb’ine kulluk et!” (Hicr,97-99)

Kur’an’a İman, Tağuti Sis-teme İtaat Etmeden SaflarıNetleştirmektir

Kur’an’a iman, Hz. İbrahim(as) gibi, safları netleştirmek, kâfirve müşriklerin tüm tekliflerine

Hz. Muhammed (as) gibi“Güneş’i sağ elime, Ay’ı da solelime koysalar, yine de bundanvazgeçmem” deyip reddederekTevhidi esasları ortaya koymaktır.

Kur’an’a iman, Hz. Musa(as) gibi Fir’avn benzeri enazgın zorbalara karşı Hakkıortaya koymak, ondan izin alıpparti, dernek, vakıf kurarakdine hizmet altında tağuta itaatetmeden, sihirbazlar gibi Hakkıişitir işitmez derhal secdeyekapanıp teslim olmaktır.

“Sihirbazlar, secdeye kapandı-lar: ‘Âlemlerin Rabb’ine iman ettik,Musa’nın ve Harun’un Rabb’ine!’dediler. Fir'avn, dedi ki: ‘Ben sizeizin vermeden önce şimdi ona inan-dınız ha! Elbette bu, bir tuzaktır,halkını oradan çıkarmak için şehir-de bu tuzağı kurdunuz; ama yakın-da bileceksiniz! Elbette ellerinizi veayaklarınızı çaprazlama keseceğim,sonra hepinizi asacağım!’ dedi.Dediler ki: ‘Biz şüphesiz Rabb’imi-ze döneceğiz!” (A’raf, 120-125)

Küfrün kurallarına göreİslâm’ı anlatmaya çalışanlar,yüce Allah’ın hükmünü terketmiş, Rab’lerine şirk koşmuş-lardır. Yüce Allah (cc), kâfirlereen küçük bir taviz verilmedenonlara karşı yumuşak davran-madan hareket ederek onlarakarşı durulmasını emretmiştir.

“Öyleyse yalanlayanlara itaat

KUR’ÂN’A DÂVET

1188

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

Kur’an’aİman

Etmek

Page 19: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

etme, istediler ki sen, yağcılık yapa-sın da onlar da yağcılık yapsınlarve itaat etme; hep yemin edip duranbayağı, arkadan çekiştiren, söz taşı-yan, Hayrı engelleyen, zorba,günahkâr, kaba, bundan başka soy-suz, mal ve oğullar sâhibi oldudiye.” (Kalem, 8-14)

Kur’an’daki apaçık hüküm-leri, verilen örnekleri okumala-rına rağmen yaşadıkları top-lumlarda saflarını netleştirme-yenlerin Kur’an’a iman iddialarıbir aldatmacadan başka bir şeydeğildir. Risalet önderleri veTevhid erleri gibi Tevhidi esas-ları apaçık bir şekilde ortayakoymayanlar, tağuti sistemler-den izin ve icazetli küfür ve şirkyuvaları vakıf ve derneklerdebulunanlarla belli dostluklarçerçevesinde diyaloglarını sür-dürenler, Risalet önderlerininTevhidi mücadelelerine ihanetetmişlerdir.

Kur’an’a iman, kelimeleriyerlerinden kaydırıp tevil yap-madan hareket etmek, emrolun-duğu üzere dosdoğru olmaktır.Bu hükümlere rağmen kendile-rini netleştirmeyen, kristallergibi her tarafa ayrı bir renk ver-mek için hareket eden yanardö-nerler, haddi aşmış kimselerolarak ateşe girecek kimselerdir.

“Öyleyse emrolunduğun gibidoğru ol; seninle beraber tevbe

edenlerle haddi aşmayın, zira O,yaptıklarınız şeyleri görmektedir.Zalimlere meyletmeyin, yoksa sizeateş dokunur, sizin Allah’tan başkadostlarınız yoktur, sonra size yar-dım edilmez.” (Hud, 112-113)

Kur’an’a iman eden birkimse, emrolunduğu gibi dos-doğru olacak, Hakkı batıllabulandırmadan, kendi nefsinekarşı bile olsa gerçekleri ortayakoyacaktır.

“Ey iman edenler, Allah içinadâleti ikame eden şahitler olun;velev ki kendinizin, anne babanızınve yakınlarınızın aleyhinde olsun,şayet zengin veya fakir de olsalar(adil olun), çünkü Allah, ikisinedaha yakındır. Öyleyse hevanızauymayın, gerçekten adil olun ve eğertevil ederseniz ya da çekinirseniz,muhakkak ki Allah yaptıklarınızdanhaberdar olandır.” (Nisa, 135)

Bu apaçık hükme rağmen,nefsini yüceltmek, içerisindebulunduğu grubu temize çıkar-mak, yakınlarını korumak içgü-düsüyle hareket edenler, adilolmamışlar, Kur’an’ın bu hük-münü arkalarına atmışlardır.

Kur’an’a İman, MüslümanSıfatından Başka SıfatlarAlmamaktır

Kur’an, Mü’minlerin kardeşolduklarını bildirir; bu hükmerağmen, Müslüman ismininyanına ekleme ve çıkarmalar

KUR’ÂN’A DÂVET

1199

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

Kur’an’aİmanEtmek

Page 20: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

yaparak belli bir hizbe mensupolanların, bu hizbi koruma veyüceltme adına diğer Müslü-manlara saldıranların Kur’an’aiman ettikleri iddiaları, apaçık biryalandan başka bir şey değildir.

“Muhakkak Mü’minler kardeş-tirler, kardeşlerinizin arasını düzel-tin ve Allah'tan korkun ki, size rah-met edilsin.” (Hucurat, 10)

İslâmi kardeşlik ancakKur’an ve Sünnete tabi olmaklasağlanabilir; Müslüman sıfatın-dan başka kendilerini mezhepve meşreplerinin adlarını kulla-nanlar, önderlerinin adı ile çağı-rılanlar, İslâm’dan çıkmış, şirkedüşmüş, sapmışlardır.

“Öyleyse sen yüzünü, Hanifdine doğrult; Allah’ın fıtratına ki,insanları onun üzerinde yaratmış-tır. Allah’ın yaratması değiştirile-mez; işte dosdoğru din odur, fakatinsanların çoğu bilmezler. O’nayönelin ve O’ndan korkun, namazıkılın ve müşriklerden olmayın.Onlar ki, dinlerinde tefrikaya düş-tüler ve fırka fırka oldular; her hizipyanında olanla sevinmektedir.”(Rum, 30-32)

Kur’an’ın bildirdiği kardeş-lik hukukunu, Müslüman sıfatı-nı bırakıp kendilerini mezhepve meşreplerinin ismiyle vasıf-landıranlar, yüce Allah’a imanahitlerini, Rasulullah (as)’ın engüzel örnekliğini terk etmiş,

Kur’an’ı arkalarına atıp iman-dan çıkmışlardır.

“Her ne zaman söz verip ahit-leştilerse onlardan bir grup onubozmadı mı; bilakis onların çoğuiman etmezler. Ne zaman kendile-rine, Allah katından yanlarındabulunanı doğrulayan bir elçi gelse,Kitap verilenlerden bir grup,Allah’ın Kitabını sanki bilmiyor-larmış gibi, arkalarına gizlediler.”(Bakara, 100-101)

Kur’an’a iman eden birkimse, öncelediği tüm mezhep,meşrep, grup ve hizip gibi gayriİslâmi oluşumları terk edipKur’an’a teslim olmak, yüceAllah’ın verdiği Müslüman sıfa-tından gayri tüm sıfatları, Müs-lüman sıfatının önünde ve arka-sındaki tüm ekleme çıkarmalarıbırakmak zorundadır. Bunlarterk edilmediği sürece neKur’an’a iman edilmiş, ne deMüslüman olunmuş olunur.

Kur’an’a İman, VahyeKesin Teslim Olmaktır

Kur’an’a iman, yüce Allah’ınbildirdiği ibadetleri Kur’an’dabildirildiği Rasulullah (as)’ın kıl-dığı şekilde ve zamanlarda edaetmektir. Özellikle de gece vitirnamazını, belirlenen zaman dili-minde kılmaktır.

“Ey örtüsüne bürünen! Kalk,yalnız gecenin birazında; yarısındayahut ondan biraz eksilt veya bunu

KUR’ÂN’A DÂVET

2200

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

Kur’an’aİman

Etmek

Page 21: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

artır ve tane tane Kur’an oku.”(Müzzemmil, 1-4)

“Gecenin bir bölümünde seniniçin fazladan teheccüd et/kalk;umulur ki Rabb'in seni, övülmüşbir makama ulaştırır.” (İsra, 79)

“Bizim ayetlerimize gerçekteniman edenler o kimselerdir ki, ken-dilerine hatırlatıldığı zaman secde-ye kapanırlar ve Rab’lerini hamd iletesbih ederler ve onlar, büyüklen-mezler. Yanları yataklardan uzakla-şır, korkarak ve umarak Rab’lerinedua ederler ve onları rızıklandırdı-ğımız şeylerden infak ederler.”(Secde, 15-16)

“Yoksa o gece vakitlerinde kal-kan, secde eden, ayakta duran, ahi-rete hazırlık yapan ve Rabb’ininrahmetini uman gibi mi olur. De ki:'bilenlerle bilmeyenler eşit midir?'Doğrusu ancak akıl sahipleri düşü-nür.” (Zümer, 9)

Apaçık olan Kitab’a imaneden ve Tevhidi esasları insan-lara duyuranların, önceliklekendileri bu esaslara tam teslimolmaları, ayetlerin tümüneiman edip hayatlarını ona göredüzenlemeleri gerekir.

Kur’an’a İman, Düzenli BirŞekilde İnfak Etmektir

Kur’an’a iman, yüce Allah’ınbildirdiği esaslara uygun hareketederek infak etmek, infakın, engüzel sözü tasdik etmek, infaketmemenin en güzel sözü yalan-

lamak olduğunu bilip sahip olu-nan malların en iyisinden ya daparasal olarak düzenli olarakinfak etmektir.

“Kim verir korunursa ve engüzeli doğrularsa, ona en kolayıkolaylaştırırız; ama kim de cimrilikeder, kendini müstağni görürse veen güzeli yalanlarsa, ona da enzoru kolaylaştırırız.” (Leyl, 5-10)

Unutulmasın ki, ferdi iba-detlerini Kur’an’da belirlenenesaslara uygun yapmayanların,Tevhidi esasları insanlara ulaş-tırmaya kalkışmaları, onlarınkendilerini aldatmalarındanbaşka bir şey değildir.

“Sevdiğiniz şeylerden infakedinceye kadar asla birre (imana)ulaşamazsınız, ne infak edersenizmutlaka Allah onu bilir.” (Al-iİmran, 92)

İnfak, Mekke dönemindenamazdan önce zikredilmiş, infaketmeyenlerin, Allah’ın nimetiniinkâr ettikleri bildirilmiştir.

“Allah, rızıkta kiminizi kimi-nizden üstün kıldı, üstün kılınan-lar, ellerinin altında bulunanlarakendi rızıklarını verip de ondaonlar, eşit olmuyorlar, Allah’ınnimetini mi inkâr ediyorlar!”(Nahl, 71)

Kur’an’a İman, RasullerinTümüne, Aralarında AyırımYapmadan İnanmaktır

Kur’an’a iman etmek, rasul-

KUR’ÂN’A DÂVET

2211

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

Kur’an’aİmanEtmek

Page 22: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

KUR’ÂN’A DÂVET

2222

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

Kur’an’aİman

Etmek

lerin en güzel örnekliklerini alıponlar gibi Tevhidi esaslarıinsanlara duyurmak, onlar gibiküfür, şirk, zulme ve zalimlerekarşı mücadele etmektir. Rasul-lerin örneklikleri, yaşananhayatta iman edenler tarafındanmutlaka alınmalıdır.

Rasullerin tümüne imanedip aralarında ayırım gözetme-mek, bazılarını kabul edip bazı-larını inkâr etmemektir. YüceAllah (cc), rasulleri arasında ayı-rım yapanların, gerçek kâfirlerolduklarını bildirmektedir.

“Rasul, kendisine indirilenşeye iman etti, Mü’minler de!Hepsi, Allah’a, meleklerine, kitap-larına ve rasullerine iman etti; biz,O’nun rasullerinden hiçbiri arasın-da ayırım yapmayız ve dediler ki:‘İşittik ve itaat ettik, Rabb’imiz,dönüş sanadır.” (Bakara, 285)

“Onlar ki, Allah’a ve rasullerineiman ettiler ve onlardan hiçbiri ara-sında ayırım yapmadılar, işte (Allah)yakında onlara mükâfatlarını vere-cektir. Allah, çok bağışlayan, çokmerhamet edendir.” (Nisa, 152)

Rasuller arasında ayırımyapanların, rasullerin örneklik-lerini yaşamayanların, gerçekkâfirler oldukları Kur’an’da açıkbir şekilde bildirilmektedir.

“Şüphesiz, Allah’ın rasulleriniinkâr edenler, Allah ile rasullerininarasını ayırmak isterler ve ‘Bir

kimine iman ederiz, kimini inkârederiz’ derler; bunun arasında biryol tutmak isterler. İşte onlar, ger-çek kâfirlerdir; Biz de kâfirler içinalçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.”(Nisa, 155-151)

Özellikle son kırk, kırkbeşyıldır ortaya çıkan ve mealciolarak nitelendirilen kimi grup-lar, Rasulullah (as)’ı inkâr,namazı ve benzeri ibadetleriinkâr ederek Kur’an’ın ayetleri-nin bir kısmını alıp bir kısmınıinkâr etmektedirler. İşte bunlar,gerçek kâfirlerdir.

Kur’an’ın Bir Kısmını AlıpBir Kısmını Bırakanlar

Yüce Allah (cc), indirdiğiKur’an’a bir bütün olarak imanedilmesini ister, Kur’an’dan birkısmını alıp bir kısmını bırakan-ları, ayetler arasında ayırımyapanların, küfür ve şirk içeri-sinde bulunduklarını bildirir.

Hoşlarına giden ayetleri,başkalarına karşı kullanmakiçin sloganik bir mantıkla kulla-nıp işlerine gelmeyen, yaptıklarıfiillere uymayan, fedakârlıkisteyen ayetlere sırt dönüpkaçanlar, davetçi olamaz, Tevhi-di esasları insanlara anlatamaz-lar.

Müslüman şahsiyetler, hiç-bir gerekçe ile ayetlere sırtdönüp ayetlerden kaçamazlar.Müslümanlar, ne tağuti sistem-

Page 23: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

KUR’ÂN’A DÂVET

lerin korkusundan, ne içerisin-de yaşadıkları geleneksel dinanlayışına sahip toplumunkınama ve tepkilerinden ne dekimi çıkarlar uğruna ayetlerinbir kısmını terk edemez, onlaraaykırı hareket edemezler.

Kur’an’a iman eden birkimse, kendi nefsine karşı olansorumluluğundan diğer nefis-lerle olan ilişkilerine, toplumiçindeki konumundan Rabb’inekarşı sorumluluğuna, ticaretin-den siyasetine, evlenme veboşanmasından ailesi ile ilişkile-rine kadar, kısaca hayatını kap-sayan tüm duygu, söz ve davra-nışlarında Kur’an’ı ölçü olarakalmak zorundadır.

Günlük hayatın bir kısmın-da bazı ibadi hükümlere ve bazıKur’ani söylemlere yer verip,diğer alanlarda beşeri hüküm-lerle ya da nefsani duygularlahareket etmek kuru bir imaniddiasından başka bir şey değil-dir. Yüce Allah (cc), Kur’an’ınbir bölümünü alıp bir bölümü-nü bırakarak onu kısım kısımalanların müşrikler olduklarınıonlardan bunun hesabını sora-cağını bildirmektedir.

“Kısımlara ayıranlara indirdi-ğimiz gibi, onlar ki Kur’an’ı, kısım-lara ayıranlardır, bu yüzdenRabb’ine andolsun hepsine soraca-ğız, yapmakta oldukları şeylerden,

öyleyse emrolunduğun şeyi açıkçabildir, müşriklerden yüzçevir.”(Hicr, 91)

Ferdi bazı hareketlerinde venamaz, hac, oruç gibi ibadetle-rinde Kur'an'ın emrini kabuledip siyasi, ticari, hukuki, sosyalve toplumsal konularda beşerisistemlere göre hareket edenler,Kur'an'ın bir kısmını alıp birkısmını bırakmışlardır ki, bun-lar için hem dünyada hem deahirette rezillik ve şiddetli birazap vardır.

"…Siz, Kitabın bir kısmınainanıp bir kısmını inkâr mı ediyor-sunuz; sizden bunu yapan kimse-nin cezası, dünya hayatında rezilolmaktan başka nedir, Kıyametgününde de onlar, azabın en şiddet-lisine itilirler. Allah yaptıklarınız-dan gafil değildir." (Bakara, 85)

Kur’an, ayetlerinin bir kıs-mını alıp bir kısmını terk edereksapmış olan kişilerin, imanedenleri de kendileri gibi saptı-racaklarına dikkat çekmekte veiman edenlerin bu konuda uya-nık olmalarını istemektedir.

Mü'minler, hayatları ile ilgiliher konuda Kur'an'ı esas alırlarve Kur’an’ın verdiği her hükme,hiçbir sıkıntı duymadan teslimolurlar. Bu nedenle onlar,Kur’an’ı rehber edindikleri içinmutlu ve huzurludurlar. Onlar,müşrikler gibi, Kitabın bir bölü-

2233

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

Kur’an’aİmanEtmek

Page 24: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

müyle değil, bütününe görehareket ederler, hayatlarını onagöre düzenlerler, onun emretti-ği ölçülere uygun bir şekildeyüce Allah'ı birlemeye ve Tevhi-di esaslara iman etmeye davetederler.

"Kendilerine Kitap verdiğimizkimseler sana indirilene sevinirler;gruplardan, onun bir kısmını inkâredenler vardır. De ki: 'Şüphesizbana, yalnız Allah'a kulluk etmemve O'na şirk koşmamam emredildi;O'na davet ederim, dönüşüm deOnadır." (Rad, 36)

Kur’an’ın bir kısmını alıphoşa gitmeyen diğer bir kısmınıbırakmak şirktir. Örneğinnamaz kılıp örtünmemek, infaketmemek, küfür ve şirke, zulümve zalimlere karşı çıkmamak,Kitabın bir kısmını alıp bir kıs-mını terk etmektir ki bu, yüceAllah’a şirk koşmaktır.

"De ki: 'Şüphesiz ben,Rabb'ime davet ederim ve O'nakimseyi şirk koşmam." (Cin, 20)

Kur’an’ı Beğenmeyenler,Ona İman Edemezler

Kur’an, bir bütündür, onaiman edenler, onun tümünüalmakla mükelleftirler.Kur’an’ın, bir bölümünü alıp birbölümünü bırakmak, küfür veşirktir. Hangi gerekçe ile olursaolsun, Kur’an’ın bir bölümünüalıp bir bölümünü bırakanlar,

açık bir şekilde Rab’lerine isyanetmişlerdir. Bunlar, Kur’an’ıbeğenmemiş, onun yerine başkaşeyleri talep etmiş kimselerdirki, onlar için şiddetli bir azapvardır.

“Onlara ayetlerimiz apaçıkokunduğu zaman, bize kavuşmayıummayanlar, ‘Bundan başka birKur’an getir yahut onu değiştir’derler. De ki: ‘Benim onu kenditarafımdan değiştirmem olacak birşey değildir. Şüphesiz ben, ancakbana vahyedilene tabi oluyorum,Rabb’ime karşı gelirsem, büyük birgünün azabından korkarım.”(Yunus, 15)

Kur’an’a iman ettikleriniiddia etmelerine rağmen, sorun-larının çözümünü başka yerdearayan, hevalarından çözmeyeçalışan ya da idaresi altındayaşadıkları beşeri sistemlerinyasalarını ölçü edinenler,Kur’an’a iman etmeyen, ona tes-lim olmayan kâfirlerdir.

“Onlara Kur’an okunduğuzaman secde etmiyorlar! Aksinekâfirler yalanlıyorlar ve Allah, içle-rinde gizledikleri şeyi daha iyi bili-yor. Bu yüzden onlara acıklı birazabı müjdele!” (İnşikak, 21-24)

Kur’an’ı okuyup bilmeleri-ne, duymalarına ve yüceAllah’tan geldiğine inandıkları-nı iddia etmelerine rağmenonun doğrultusunda hareket

Kur’an’aİman

Etmek

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

2244

KUR’ÂN’A DÂVET

Page 25: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

Kur’an’aİmanEtmek

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

2255

etmeyenler, ondan kaçan kimse-lerdir. Onlara, ayetler okundu-ğunda, sanki onları kulakların-da ağırlık var da işitmemiş gibidönüp giderler.

“Andolsun Biz bu Kur’an’daaçıkladık, fakat bu, onların ancakkaçışlarını artırıyor.” (İsra, 41)

“Onların, kalpleri üzerine, onuanlamalarını engelleyen perde vekulaklarına da ağırlık koyarız.Kur’an’da, Rabb’ini tek olarakandığın zaman arkalarını dönüpkaçarlar.” (İsra, 46)

Müslüman olduklarını id -dia etmelerine rağmen kendile-rine Allah’ın ayetleri hatırlatıl-dığında bazı kimseler ”banaayet okuma” diyerek şiddetlitepki gösterirler. Bunlar,Kur’an’dan rahatsızlık duyankimselerdir.

“Onlar ki, beni anmağa karşıgözleri perdeliydi ve dinlemeğetahammül edemezlerdi.” (Kehf, 101)

Mü’minlere düşen sorumlu-luk, her konu ve durumda, öncekendi nefislerine Kur’an’ı oku-yacaklar, onu gereğini nefisle-rinde yaşadıktan sonra insanla-ra ulaştıracaklar, onlara Allah’ınayetlerini okuyacaklardır. Artıkdileyen iman eder, dileyen sa -par.

“Ve elbette Kur’an okumam da(emredildi); şimdi kim hidayete

ererse artık o, kendisi için hidayeteerer ve kim saparsa de ki: ‘Elbetteben, ancak uyarıcılardanım!”(Neml, 92)

“Elbette bu bir öğüttür; dileyenkimse, Rabb’ine varan bir yoltutar.” (Müzzemmil, 19)

Ayetler arasında hiçbir ayı-rım yapmadan Kur’an’a uyanla-ra, Rab’lerinden büyük birmükâfat, Kur’an’ı kısımlara ayı-rıp bir kısmını alıp bir kısmınıbırakanlar ve ondan kaçanlariçin de acıklı bir azap vardır.

“Gerçekten bu Kur'an, endoğru yola iletir ve salih amel işle-yen Mü’minlere, kendileri için şüp-hesiz büyük bir mükâfatı müjde-ler.” (İsra, 9)

Kur’an’a iman etmek,düşünce, söz ve davranışları,bütünüyle vahyin belirlediğiesaslara uygun düzenlemek vehiçbir sıkıntı duymadan onateslim olmaktır. İşte gerçekMü’minler ve gerçekten kurtu-lanlar onlardır.

KUR’ÂN’A DÂVET

Page 26: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

Mealci ler Mealc i ler Kur ’an B ize Yeter D iyen Kur ’an B ize Yeter D iyen Peygamber İnkarc ı lar ıPeygamber İnkarc ı lar ı

yorum

2266

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

MealcilerKur’an

Bize YeterDiyen

Peygamberİnkarcıları

Özellikle son 35-40 seneönce ortaya çıkan, Kur’an’ıküfür ve inkârlarına kalkanyapan örtülü inkârcılık olanmealcilik, internetin yaygınlaş-ması ile artış göstermiş, son onyılda da adeta virüs gibi birçokkimseye bulaşmış görünmekte-dir.

Bu örtülü inkârcı Mealciler,Kur’ani kavramların anlamları-nı çarpıtıp değiştirmekte, Tev-hidi esasları ve Kur’an’ın birbölümünü alıp bir bölümünügizlemekte, Rasulullah’(as)ıinkâr etmekte, namaz ve benze-ri ibadetleri, çarpıtarak inkâretmektedirler.

Mealcilik adı altında 1970’liyıllarda ortaya çıkan bu küfürve şirk virüsü, “namaz, salattır,salat duadır, dua da ayetleriokumaktır,” “Rasul, bir posta-cıdır, görevini yapıp bırakmış-tır, bizim için örnek olamaz”diyen Tevhidden yoksun birakımdır.

Kur’an’ı, küfür ve şirklerinekalkan yapan bu örtülü inkârcımealcilik akımına tabi olanlar,ilk yıllarda zaman zaman bele-

diye otobüslerinde, bazı işyer-lerinde insanlara ayetler okurbırakırlardı. Kendileri bileanlamını bilmeden okuduklarıayetleri duyan bazı kimseler,sırf ayet okuyorlar diye buinkârcılara teşekkür ve dua edi-yorlardı. Ancak ayetleri oku-yanlar da, dinleyenler de, hertürlü küfür ve şirklerini işle-mekten geri kalmıyorlardı.

Mealcilik akımı, son yıllar-da “Kur’an bize yeter” sloga-nik ifadesini kullanarak yineboy gösterdi. Bu akımın içeri-sinde eski Marksist solcular,Kemalistler, tağuti sisteme hiz-met eden Samiri soylu belam-lar ve onlara kanan zavallıcahiller, aleviler, kendi küfürve şirklerini Kur’an’ı kullana-rak gizlemeye çalışan kimselerbulunmaktadır.

“Kur’an bize yeter” diye-rek başta Rasulullah (as)’ı inkâreden, daha sonra Kur’ani kav-ramların anlamlarını değiştir-meye ve bozmaya çalışan buküfür ehli müşrikler, Kur’aniifade ile “Gerçek kâfirler” (Nisa,151) aslında yeni değillerdir.

Page 27: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

YORUM

Bunların ataları, -isim ve kişilerideğişse de- her rasul dönemindevar olan, yüce Allah’a imanettiklerini sözel olarak iddiaetmelerine rağmen rasulleriinkâr ederek küfür ve şirk içeri-sinde bulunan kimselerdir.

Tarihin hemen her döne-minde vahyi getiren rasuller,yüce Allah'a inandıklarınıiddia eden kimseler tarafındandışlanmaya çalışılmış, getirdik-leri Tevhidi esaslara karşı çıkıl-mıştır. Kur’an, önceki döneminkârcılarının durumlarınışöyle verir.

“De ki: ‘Sizi gökten ve yerdenkim rızıklandırıyor ya da o işitmeve görmeye malik kılan kimdir veölüden diriyi çıkaran, diridenölüyü çıkaran kimdir, kim işleridüzenliyor?’ Hemen ‘Allah’ diye-cekler, öyleyse de ki: ‘Korunmuyormusunuz?” (Yunus, 31)

“Andolsun, onlara sorsan:‘Gökleri ve yeri kim yarattı, güne-şi ve ayı kim boyun eğdirdi!’‘Elbette Allah’ derler; o halde nasılçevriliyorsunuz!” (Ankebut, 61)

“Andolsun onlara sorsan,‘Kendilerini kim yarattı!’ elbette:‘Allah’ derler; o halde nasıl çevrili-yorlar!” (Zuhruf, 87)

“Kur’an bize yeter” diyeninkârcı mealciler, vahyi kabulettiklerini iddia ederler, ancakRasulün vahiyle belirtilen

konumunu reddederler. Asılitibarıyla Kur'an'ın bir bölümü-nü alıp bir bölümünü bırakanbu kimseler, vahyi direkt red-dettikleri anlaşılmasın, ayetle-rin bir bölümünü, işlerine gel-mediği için bıraktıkları bilin-mesin diye bu reddiyeleriniSünnet'i reddetme, ayetlerinanlamlarını değiştirme şeklin-de ortaya koyarlar.

Rasulün Örnekliğini KabulEtmeyenlerle İblis’in Benzer-likleri

Rasulullah (as)’ın örnekalınmasını isteyen yüceAllah’tır; O’nun bu emrine tabiolup Rasulullah (as)’ı örnekalanlar, kurtuluşa erecek, buemre uymayanlara sapıklık hakolacaktır. Yüce Allah’ın buhükmü, tıpkı Hz. Âdem (as)’ıyarattığında, meleklere buyur-duğu hüküm gibidir. Melekler,derhal secde etmişler, İblis,secde etmemiştir.

“İşte onu düzenlediğim veonun içine ruhumdan üflediğimzaman onun için hemen secdeyekapanın. Bunun üzerine melekle-rin hepsi topluca secde ettiler; İblishariç, o büyüklük tasladı ve kâfir-lerden oldu.” (Sad, 72-74)

Yüce Allah (cc), bir hükümvermiş ve bu hükme uyulması-nı emretmiştir. Bu hükme, tıpkımelekler gibi itiraz etmeden

2277

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

MealcilerKur’anBize YeterDiyenPeygamberİnkarcıları

Page 28: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

YORUM

2288

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

MealcilerKur’an

Bize YeterDiyen

Peygamberİnkarcıları

uyanlar, kurtuluşa ermiş, kendizanlarını ölçü ve ilah edinip buhükme uymayanlar da tıpkıİblis gibi böbürlenerek kâfirolmuşlardır.

“(Rabb’in) dedi ki: ‘Ey İblis,kudretimle yarattığım o şey içinsecde etmekten seni men edennedir? Büyüklendin mi, yoksayücelerden mi oldun?’ Dedi ki:‘Ben ondan hayırlıyım; beni ateş-ten, onu çamurdan yarattın.”(Sad, 75-76)

Dikkat edilecek olursa, Hz.Âdem (as) için secde etmeyenİblis’e yüce Allah’ın, “büyüklen-din mi, yoksa yücelerden mioldun?” sorusuna karşılık İblis,“ben ondan hayırlıyım; beni ateş-ten, onu çamurdan yarattın”diyerek büyüklendiğini ifadeetmiştir.

Yüce Allah (cc), kendisinirazı etmek, ahirette umdukları-na ulaşmak isteyen Mü’minleriçin Rasul’ün en güzel örnekolduğunu, onun örnek edinil-mesini emretmiştir.

“Andolsun, sizin için Allah’ınRasulü’nde, Allah’a ve ahiret günü-ne kavuşmayı uman ve Allah’ı çokanan kimseler için, en güzel birörnek vardır.” (Ahzab, 21)

Kur’an’ın arkasına sığınaninkârcı mealciler de, yüceAllah’ın, Rasulün en güzelörnek edinilmesi hükmüne,

içerik olarak şeytanın sözleri ilehemen hemen aynı anlamagelen ifadeleri kullanırlar ve“onun Sünneti’nin kendidönemini bağladığını, kendi-lerinin Kur’an’ı çok iyi anla-dıklarını” iddia etmektedirler.

İblis, “kendisinin dahahayırlı olduğunu” iddia eder-ken, günümüz iblisleri de,“kendilerinin Kur’an’ı çok iyianladıklarını” bu nedenleRasulullah (as)’a tabi olmaya-caklarını söylemektedirler.Sonuç olarak önderleri İblisgibi yüce Allah’ın emrine karşıçıkmış, tıpkı İblis gibi küfresapıp lanetleneceklerdir.

Kur’an okuduklarını,Kur’an’dan başka kaynak kabuletmediklerini iddia edenİblis’in yolundaki mealci sapık-larda bir miligram akıl olsa,okudukları Kur’an’daki bu ger-çeği görür ve hemen tevbe edipRab’lerine yönelirler. Ancakkişi, bir kere hevasını ilah edi-nip her şeyi ona göre değerlen-direrek sapmayagörsün; artıkonun için hiçbir yardımcıbulunmaz.

Yüce Allah’ın, Rasulü’nünen güzel örnek edinilmesi hük-müne, çeşitli bahanelerleuymayanlar, tıpkı İblis gibikendi zanlarına uyarak sapmış-lar, kâfirlerden olmuşlardır.

Page 29: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

YORUM

Bunlar, yüce Allah’ın hükmü-nü tartışma konusu yapmışlar-dır ki bu durum onların, şeyta-na tabi olduklarının apaçıkgöstergesidir.

“İnsanlardan kimi, Allah hak-kında ilmi olmaksızın tartışır veher azgın şeytana tabi olur.” (Hac,3)

“Şüphesiz, kendilerine gelmişhiçbir delil olmadan Allah’ın ayet-leri hakkında tartışanlar, onların,göğüslerinde erişemeyecekleri yal-nızca bir kibir vardır, o halde senAllah’a sığın, muhakkak ki işiten,gören O’dur.” (Mü’min, 56)

Yüce Allah (cc), bir hükümkoymuş, bunun uygulamasınıRasulü’nün şahsında örneklen-dirmiş, iman edenlere birseçme hakkı vermemiş, konu-lan bu hükme uymalarını iste-miştir. Mü’min erkek ve kadın-lar, Rab’lerinin hükmüne tıpkımeleklerin, Hz. Âdem (as)’ınyaratılışı için secde ettikleri gibiteslim olmuşlardır.

Rasulullah (as)’a Yani Sün-nete Tabi Olmayı EmredenYüce Allah’tır

Aslında, Rasulullah (as)’ındurumu Kur'an'da net birşekilde açıklanmıştır; yüceAllah (cc), ne Rasulü’nü kendiseviyesine çıkarıyor, ne de ona,gücünü aşan bir görev yükleye-rek onun, başlı başına hareket

etmesini sağlıyor. Kur'an,Rasulün bir beşer olduğunu,gaybı bilmediğini, çarşılardagezdiğini, yiyip içtiğini habervermekte, ancak bütün bunlararağmen, onun, Mü’minler içinen güzel örnek olduğunu dabildirerek, Mü’minlerin Rasuleitaat etmelerini istemektedir.

Rasulullah (as), yüce Allah(cc)'tan kendisine indirilenhükümlere öncelikle kendisiteslim olmakla, teslim olduktansonra da insanlara duyurmaklamükelleftir. Bu mükellefiyetidoğrultusunda hareket edenRasulullah (as)'ın, gerek yaptığıişlerde, gerekse söylediği söz-lerdeki hatalarını yüce Allah(cc) düzeltmiş, onun en güzelörnek olma özelliğini koru-muştur. Bu korunan örneklik,Kur'an var olduğu sürece varlı-ğını devam ettirecektir.

Yüce Allah (cc), yalnız ken-disine kulluk ve itaat edilmesi-ni istemekte, kendisinin yegâneRab ve İlah olduğunu bildir-mekte, kendisinden başka birilaha itaat edilmesini isteme-mektedir. O, Kendisinden baş-kasına itaat edilmesini yasakla-mış, itaat edenlerin küfre gire-ceklerini, Kendisinden başkası-na sevginin insanı şirke düşür-düğünü, yalnız Kendisinden veazabından korkulması gerekti-

2299

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

MealcilerKur’anBize YeterDiyenPeygamberİnkarcıları

Page 30: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

YORUM

3300

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

MealcilerKur’an

Bize YeterDiyen

Peygamberİnkarcıları

ğini, Allah yolunda verilmesiniaksi halde insanın fasık olaca-ğını bildirmiştir.

Yüce Allah (cc), Rasul'ün engüzel örnek olduğunu, Rasul'eitaatin Kendisine itaat sayıldı-ğını, en doğru yolun Kur'an veSünnet'e uymakla bulunacağı-nı, ihtilafların Allah'a ve Rasu-lü’ne götürülmesini emretmiş-tir.

“Ey iman edenler, Allah’aitaat edin, Rasul’e itaat edin vesizden olan emir sahibine de; şayetbir şey hakkında anlaşmazlığadüşerseniz artık onu, Allah’a veRasulü’ne döndürün. GerçektenAllah’a ve ahiret gününe imanediyorsanız bu, daha hayırlı vesonuç bakımından daha güzeldir.”(Nisa, 59)

Yüce Allah (cc), Mü’minlerarasındaki ihtilafın çözümüiçin Allah’a ve Rasulü’ne götü-rülmesini emretmektedir.Şimdi (haşa) yüce Allah (cc)kendisi bir hükmü çözmekteyetersiz kaldı da Rasulü’nüyardımcı olarak mı yanına aldı.Bunun nedeni, yüce Allah’ın,şari olarak hükmü koyması,Rasulün de o hükmü pratizeetmesidir. Bu nedenle yüceAllah (cc), Rasulü’nün, engüzel örnek olarak alınmasınıemretmektedir.

Rasulullah (as) ile ilgili ola-

rak Kur’an’daki ayetlere bakıl-dığında, Sünnete tabi olmayıemredenin, yüze Allah’ın biz-zat Kendisi olduğu görülür. Budurumda Sünnete tabi olmakfarzdır. Bunu bilmekten veanlamaktan mahrum mealciinkârcılar, Rasul (as)’a uymanınşirk olduğunu iddia ediyorlar.

Yüce Allah (cc) Allah veRasulü’nün hüküm verdiğikonularda, Mü’min olanların oişi kendi isteklerine göre seçmehaklarının bulunmadığını,kendi isteklerine göre hareketedenlerin, Allah'a ve Rasulü’nekarşı geldiklerini ve sapıklığadüştüklerini bildirmektedir.

“Allah ve Rasulü, bir iştehüküm verdiği zaman, Mü’minerkek ve kadın için o işi kendilerinegöre seçme hakkı yoktur, kimAllah'a ve Rasulü’ne karşı gelirse,muhakkak apaçık bir sapıklığadüşer.” (Ahzab, 36)

Buradaki ilahi muradı anla-mayan inkârcı mealciler, buayetleri görmezden gelerekinkâra dayalı inat ve küfürlerinisürdürüyorlar. Yüce Allah’ın,“Allah ve Rasulü, bir iştehüküm verdiği zaman,” hükmüile Rasulü hüküm vermedekendisine ortak yapmamıştır.O, elbette Rasul'ü katmadankendi hükmüne kesin teslimi-yeti elbette ki emrederdi.

Page 31: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

YORUM

Rasule itaatin ve imanın,Kendisine itaat ve iman etmekolduğunu, kendilerine doğruyol belli olduktan sonra,Rasul'e karşı gelip Mü’minlerinyolundan başka bir yola uyan-ların cehenneme gireceklerinive buna benzer daha nice uya-rıları da bildirmektedir.

Sünneti kabul etmenin şirkolacağını iddia eden Mealciler,Kur’an’ı anlamaktan yoksunoldukları için Nisa, 150-151ayetlerde yüce Allah’ın bildir-diği ilahi hükmün ne demekistediğini bile düşünmezler.Yüce Allah (cc), Kendisi ilerasullerinin arasını açmak iste-yenlerin gerçek kâfirler oldu-ğunu bildirmiştir.

“Şüphesiz, Allah’ın rasulleri-ni inkâr edenler, Allah ile rasulle-rinin arasını ayırmak isterler ve‘Biz kimine iman ederiz, kiminiinkâr ederiz’ derler; bunun arasın-da bir yol tutmak isterler. İşteonlar, gerçek kâfirlerdir; Biz dekâfirler için alçaltıcı bir azaphazırlamışızdır.” (Nisa, 150-151)

Allah'ı ve elçilerini inkâretmekle Allah ve Rasullerininarasını ayırmak, elçilerin kimi-ne inanıp kimini inkâr etmekarasında bir fark yoktur. Sonuçolarak inkârcıların hepsi aynıkategoriye girmektedir.

Okudukları Kur’an’ı anla-

maktan mahrum inkârcı meal-ciler, elbette ki yukarıda verilenörnekleri anlamazlar; çünküonlar, Kur’an’ın bütününedeğil bir kısmına iman etmez-ler ve onlar, Kur’an’ı, Rab’lerinirazı etmek için değil kendiarzularını tatmin etmek içinokuyorlar.

Akleden kimseler imaneder, akıldan, düşünme yetene-ğinden yoksun olan, hevalarınıilah edinenler elbette imanetmezler. Yüce Allah (cc), aklınıkullanmayanların üzerine pis-lik bırakmaktadır.

“Allah’ın izini hariç, hiçbirnefsin iman etmesi mümkün değil-dir; O, akletmeyen kimselerin üze-rine pislik bırakır.” (Yunus, 100)

“Fakat kalplerinde hastalıkolanlara gelince, onların pislikleri-ne pislik katmıştır ve onlar kâfirolarak ölürler.” (Tevbe, 125)

Şirkten korunmak için has-sasiyet gösterdiklerini iddiaediyorlar, ancak bilmeden ken-dilerini sorumluluk altınasokuyor, bu tavır ve davranış-larıyla Allah ve Rasullerininarasını ayırıyorlar. Bilmedeniçine düştükleri bu hal onları,şirk ve küfür içerisine sokuyor.

Rasulullah (as), Her ÇağdaEn Güzel Örnektir

Yüce Allah (cc) Kur’an’da,onlarca ayette, Rasul’e iman ve

3311

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

MealcilerKur’anBize YeterDiyenPeygamberİnkarcıları

Page 32: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

itaati emreder ve Rasule imanve itaatin, bizzat Kendisineiman ve itaat olduğu bildirilir.Evrensel ve çağlarüstüKur’an’da, birçok ayette Allahve Rasul yanyana zikredilir.

Rasulullah (as) ve diğerrasuller, yalnızca kendi yaşa-dıkları dönemlerde değil, dahasonra gelen dönemlerde deMü’minler için en güzel örnek-tirler. Kur'an, tüm bu Rasulle-rin örnek mücadelelerindenkesitler vererek örnekliklerinin,her dönem için geçerli olduğu-nu bildirir.

Rasulü yaşadığı çağla sınır-lamak, Rasul ile ilgili tüm ayet-leri o çağa mahkûm etmektirki, böyle bir düşünce de hemKur'an'a yapılmış en büyükhakaret, hem de Kur'an'ın birbölümünü alıp bir bölümünübırakmaktır ki, bu apaçık birşekilde küfürdür.

Rasulün, yalnızca kendidöneminde bir başvuru merciiolmadığını, gelecek nesillerinde başvuru mercii olduğunuNisa, 59. ayeti ortaya koymak-tadır. Hangi dönemde olursaolsun, gerek iman edenler ara-sında, gerekse iman edenlerleidarecileri arasında vuku bula-cak ihtilafların çözümünü yüceAllah (cc), Kur'an ve Sünnet'ehavale etmektedir.

Şayet Rasulün gelecekdönemlerde örnekliği sözkonu-su olmasaydı, yüce Allah (cc),ihtilafların çözümünü direktkendi Kitabı’na havale ederdi.Oysa O, kâfirlerle Müslüman-lar arasındaki ihtilafların çözü-münü kendisine havale eder-ken, Mü’minler arasındaki ihti-lafların çözümünü Kur'an veSünnet'e havale etmektedir.Yüce Allah (cc), kendisindenbaşka veli edinen kâfirlerleMü’minler arasında vukubulan ihtilaflar için şöylebuyurmaktadır.

"Eğer seninle mücadele eder-lerse o halde de ki: ‘Allah, yaptığı-nız şeyleri en iyi bilendir.’ Allah,kendisinde ihtilaf ettiğiniz şeyler-de kıyamet günü aranızda hükümverecektir." (Hac, 69)

Kur’an, Mü’minler arasındaherhangi bir konuda ihtilaf çık-maması için Allah ve Rasu-lü’nün koydukları hükme kesinteslimiyetlerini ister, buna rağ-men bir anlaşmazlığın ortayaçıkması durumunda ise, “Allah’ave Rasulü’ne döndürün, gerçektenAllah’a ve ahiret gününe iman edi-yorsanız bu, daha hayırlı ve sonuçbakımından daha güzeldir” buyur-muştur.

Rasulullah (as), her çağın Mü’ -minleri için en değerli varlıktır

Yüce Allah (cc), Rasulullah

MealcilerKur’an

Bize YeterDiyen

Peygamberİnkarcıları

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

3322

YORUM

Page 33: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

YORUM

(as)’ın, Mü’minler için canların-dan daha değerli olduğunu bil-dirir ve bu hüküm, Mü’minolan herkes için geçerlidir,Mü’min olmayanlar bu hük-mün dışındadırlar. Mealciler,Rasulullah (as)’ın örnekliğinikabul etmedikleri için zatenMü’min olmadıklarındanRasulullah (as)’ı canlarındanyakın görmezler.

“Nebi, Mü’minlere canların-dan yakındır, onun eşleri de onla-rın anneleridir…” (Ahzab, 6)

Rasulullah (as), Mü’min leriçin canlarından yakındır ifade-si Kur’ani bir inceliktir; bu ince-liği anlamak, samimi ve akliselim sahibi Mü’minlerin özel-liklerindendir. Hevalarını ölçüedinenlerin, Kur'an'ın bu ince-liğini kavramaları mümkündeğildir. Buradaki inceliğidüşünmekten yoksun olanlar,Rasul'ü reddetmekle bütün buayetleri reddettiklerini ya bil-meyecek kadar cahil ya dakasıtlı hareket eden hainlerdir.

Mealciler, Rasulullah(as)’ıNeden Kabul Etmiyorlar

Rasulullah (as)’ı kabuletmemeleri Mealcilerin, şirktenkaçınarak Tevhidi hassasiyetgöstermelerinden değildir ki,onların zaten Tevhid diye birkaygıları yoktur. Onlar, Rasu-lullah (as)’ın yaşadığı hassasi-

yetle İslâmi esasları yaşamak-tan kaçındıkları, içerisindebulundukları küfür ve şirktençıkmak istemedikleri, putpe-rest tağuti sisteme karşı onurlubir karşı duruş sergilemektenkorktukları için onu inkâretmeyi kendileri için bir çıkışolarak görmüşlerdir.

Mealciler, rasulün, yüceAllah tarafından alınmasıemredilen en güzel örnekliğiniinkâr etmekle ve Kur’an’ı ahlakedinen yaşantısını görmezdengelmekle, Hakkı batılla daharahat gizleyerek kendi şirk veküfürlerini gizliyor, haram üze-rine olan gayri İslâmi ticaretle-rini sürdürebiliyorlar. Bunlar,Müslüman olduklarını iddiaetmelerine rağmen demokrat-lar ve ateistlerden farksızyaşantılarını birçokları da eşle-rini yarı çıplak ilkeller gibi giy-direbiliyorlar.

Mealciler, Rasulün, vahyigerçekleri en güzel biçimdepratize etmesini, hevalarınaağır geldiğinden dolayı redde-der, kabul etmezler. ÇünküRasulullah (as)’ın en güzelörnekliğini aldıkları zamanister istemez onun gibi hareketedecekler, onun gibi Rab’lerinirazı etmek için çalışacaklardır.Bu ise, onların yapmak isteme-dikleri şeydir.

3333

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

MealcilerKur’anBize YeterDiyenPeygamberİnkarcıları

Page 34: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

YORUM

3344

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

MealcilerKur’an

Bize YeterDiyen

Peygamberİnkarcıları

Bu inkârcı mealciler veSamiri soylu belamlar, Rasulüdevre dışı bırakarak İslâmiesaslar üzerinde istedikleri gibikonuşup hareket etmek istiyor-lar. Bu nedenle de Rasulullah(as)’ın en güzel örnekliğini bukonuda kendileri için engelgördüklerinden reddediyorlar.

Rasulullah(as)’ın ÖrnekEdilmesi Durumunda Yapıl-ması Gerekenler

Her Durum ve Ortamda Tev-hidi Anlatmayı İlk İş Edinmek

Rasulullah (as), “kalk veuyar” emrini aldıktan sonra enzor şartlarda bile Tevhidi esas-ları hiç aksatmadan anlatmış,insanları, Rab’lerine gereği gibiiman ve kulluk etmeye, O’ndanbaşka tüm ilahları ve tağutureddetmeye davet etmiş, put-perestliğe savaş açmıştır.

Tevhid adına tek kelimesöylemeyen, tağuti sistemi ken-dilerine bir sığınak olarakgören, tağuti sistemin putatapan yöneticilerini her vesileile övüp yücelten, onların Müs-lüman olduklarını iddia ederekputperestliği meşru görenSamiri soylu belamlar ve onla-rın peşlerine takılan sürü zihni-yetli kişiler, Rasulullah (as)’ınen güzel örnekliğini elbettekabul etmezler.

Putperestliğe karşı çıkmak

yerine putperestleri takdir edipöven Samiri soylu belamlar veonların güdümünde olan şuur-suz yığınlar, onurlu bir şekildeortaya çıkıp Tevhidi esaslarıanlatmazlar. Onlar, ancakHakkı batılla bulayıp gerçekle-ri gizlerler, bunun karşılığındatağuti sistemin beğenisini alır-lar.

Tağuta kulluğu zillet içeri-sinde kabul eden, yüce Allah’ınlanet ettiği bu kimselerin, Tev-hidi mücadele uğrunda canı dadâhil, her şeyini ortaya koyanRasulullah (as)’ı örnek edinme-leri mümkün değildir. Bedelödemeyi göze almayan Samirisoylu belamlar ve arkalarında-kiler, kimi uydurma rivayetlerikullanarak Rasulullah (as)’ıreddederler.

Mal Biriktirmeden İnfakEtmek

İnfak, iman etmenin ve Tev-hidi tasdik etmenin en önemlişartlarından biridir. Yüce Allah(cc), infak edenlerin, en güzelsözü tasdik ettiklerini, infaketmeyenlerin ise, en güzel sözüyalanladıklarını bildirmektedir.

“Kim verir korunursa ve engüzeli doğrularsa, ona en kolayıkolaylaştırırız; ama kim de cimri-lik eder, kendini müstağni görürseve en güzeli yalanlarsa, ona da enzoru kolaylaştırırız. Çukura

Page 35: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

YORUM

yuvarlandığında malının kendisi-ne hiçbir faydası yoktur.” (Leyl, 5-10)

Rasulullah (as), Tevhidiesasları insanlara duyurmayabaşladıktan sonra Hicret ettiğigüne kadar sahip olduğu vekervan çıkaracak kadar çokolan malını Allah yolunda har-camış, Hicret edeceği zamanarkadaşı Hz. Ebu Bekir kendi-sine bir deve hediye etmiştir.

Malı, tapar derecede sevenve biriktirdikçe biriktiren,Allah yolunda mallarını ver-meyi düşünmeyen Samirisoylu belamların, mealcilerin,böyle bir Rasulü en güzel örnekolarak kabul etmeleri elbettebeklenemez. Onlar, ancakKur’an’ı kullanarak, Allah’ınayetlerini az bir değere satarak,dini ve Rasulullah (as)’ı istis-mar ederek para yığmasınıbilirler.

İbadetleri, Kur’an’da Bil-dirildiği Şekil ve ZamandaYapmak

Kur’an’da, yüce Allah’ayapılacak ibadetlerin nasıl ola-cakları konusunda apaçıkhükümler bulunmaktadır.Rasulullah (as), tüm ibadetleri-ni vaktinde yapmış, bunuümmeti olma şerefine ulaşanMü’minlere de tavsiye etmiştir.İnfak konusunda en güzel sözü

yalanlayan mealci inkârcılar,namazlar konusunda da dille-rini eğip bükmektedirler.

Kur’an’ın tümünü kabulettiklerini iddia eden mealciler,gece vitir namazı sözkonusuedildiğinde onun, Rasule farzolduğunu iddia edip Rab’leri-nin bu hükmünü tanımaz, İblisgibi bu hükme iman edip gecekalkıp Vitir namazını kılmaz-lar. Rasulullah (as) ise, gecevitir namazı da dâhil, bütünnamazlarını, hassasiyetle vak-tinde kılmıştır.

Mealcilerden bir kısmınamazı tamamen reddederler-ken, bir kısmı namazı iki rekâtşeklinde ve gece namazını dainkâr ederek kılarlar. Namazıinkâr edip “namaz salattır,salat ise duadır” deyip bir ayetmeali okuyarak namaz kıldık-larını iddia eden mealciler,samimi olsalardı, en azındanKur'an'da çokça geçen kıyam,rükû ve secde ayetlerinin gere-ğini yerine getirerek de olsanamaz kılarlardı.

Mealciler, ya doğru dürüstnamaz kılmazlar, ya da vakitnamazlarını kısaltarak ve ikivakte indirerek kılarlar, gece(Vitir) namazını da kabuletmezler.

Kur'an'ı hiç anlamayan,Rasulullah (as)’ın örnekliğini,

3355

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

MealcilerKur’anBize YeterDiyenPeygamberİnkarcıları

Page 36: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

YORUM

3366

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

MealcilerKur’an

Bize YeterDiyen

Peygamberİnkarcıları

kıyam, rükû ve secde ayetlerinigörmezden gelerek inkâr edenmealciler, cahil kimselerdir.Rasulü inkâr ederek namazı ikirekât kılan mealciler, "namazınzaten önceki ümmetler zama-nında da kılındığını" iddiaederler. Bunlar, Kur'an'ı anla-mış olsalardı, her dönemdevahyi gerçeklerin tahrif edildi-ğini bu nedenle de yeni Rasul-lerin gönderildiğini, bu Rasul-lerin, tahrif edilen gerçeklerianlatıp doğruyu bildirdiklerinide bilirlerdi.

Kur'an, Mekke müşrikleri-nin namaz kıldıklarını, ancakbu kıldıkları namazın tahrifedildiğini yazar. Mealciler, bugerçekleri görmezden gelirlerve kıldıkları iki rekât namazında Rasul vasıtasıyla geldiğinianlamazlıktan gelirler. Bu da,gösteriyor ki mealciler, dinle-rinde ciddi olduklarındandolayı değil, hevalarını tatminettikleri için namazı iki rekâtolarak kılıyor, gece namazınıda reddediyorlar.

Kur’an’ın Tümüne İmanEtmek

Rasulullah (as), kendisinegelen vahyin tümüne imaneder, bildirilen hükümleriolduğu gibi kabul ederdi.Sürekli olarak “Kur’an bizeyeter” diyerek ayetlerin hepsi-

ni kabul ettiklerini iddia edeninkârcı mealciler, İsra ve Necmsuresinde apaçık bir şekilde bil-dirilen Mirac'ı ve Kamer sure-sindeki Şakk’ul Kamer’i, tıpkıMekkeli ataları gibi inkâr eder-ler.

Mealciler, inkârlarına, ken-dileri gibi Rasulullah (as)’adüşman olan ehlisünnetçi zın-dıkların Rasulullah (as) hak-kında uydurdukları Mirachadisi, Recm ayeti ve benzeriyalanları kullanıp inkârlarınadevam ederler. Yani bu inkârcıgruptan ehlisünnetçiler, Rasu-lullah (as)’ın, hatta yüceAllah’ın üzerine iftira atarak,mealciler ise, Rasulullah (as)’ınen güzel örnekliğini reddede-rek küfürlerini sürdürürler.

Mealci inkârcılar, Hz.Süleyman (as)'ın, Belkıs’ın tah-tını göz açıp kapatıncayakadar, ilim verilen bir Mü’mintarafından, ta güneşin battığıyerden getirtmesine imanetmezler. Çünkü onlar, mater-yalisttirler ve beş duyu ile his-sedip dokunmadıkları şeylereiman etmezler.

Rasulün en güzel örnekliği-ni açıkça reddeden mealciler,Kur'an'ın apaçık hükümlerinerağmen Rasulullah'ın örneklikvasfının ve metodunun bugüniçin geçerli olamayacağını,

Page 37: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

YORUM

Kur'an'ın yeterli olduğu görü-şünü savunurlar.

Aynı şekilde Rasulün engüzel örnek olarak alınmasınıemreden Ahzab, 21 ve 36. ayet-lerine uymayarak Kur’an’ın buhükümlerini reddederler. Bumealci inkârcılar, Rasulünhanımlarının, Mü’minlerinanneleri olduğunu, onlarla vezorunlu durumlarda diğerhanımlarla perde arkasındangörüşülmesini de kabuletmezler.

Rasulün örnekliğinin bu -gün için geçerli olmadığını ilerisürmek, Rasul ve ailesiyle ilgiliayetleri reddetmektir ki bu,Kitab'ın yarısına yakınını inkâretmek, görmezden gelmektir,bu ise küfürdür. İşte mealciler,Kur’an’ın tümüne iman etme-diklerinden küfre girmişlerdir.

“…Siz, Kitabın bir kısmınainanıp bir kısmını inkâr mı ediyor-sunuz; sizden bunu yapan kimse-nin cezası, dünya hayatında rezilolmaktan başka nedir, Kıyametgününde de onlar, azabın en şid-detlisine itilirler. Allah yaptıkları-nızdan gafil değildir.” (Bakara,85)

Mealcilerin, Kitabın birbölümünü alıp bir bölümünügörmezden gelmelerinin nede-ni, Kur'an’ı bir bütün olarakaldıklarında ona, kesin teslim

olmaları gerektiğini biliyorlar,bu ise, onların işine gelmemek-te bu nedenle çeşitli yalan veuydurmaların arkasına sığına-rak Rasulullah(as)’ı inkâretmektedirler.

Mealcilerin, Kur'an'ıntümünü kabul ediyoruz yalan-ları, Türkiye'deki kâfir sistemtaraftarlarının dine saygımızvar deyip Kur'an'ı öpüp başla-rına koymaları, ancak Kur’an’auygun yaşamamaları gibidir.

Mealciler, yalnız namazkonusunda değil, kadın erkekilişkilerinde ve haremlik selam-lık konularında da Rasulegelen ayetleri geçmişe mah-kûm ederek reddederler. Onla-rın, kendilerini tatmin etmekya da başka düşüncelerini ger-çekleştirmek için Kur’an hak-kında söyledikleri sözlerin veSünneti inkârlarının Kur’ani birmantığı yoktur.

Mealcilerin, her vesile ilesöyledikleri “Rasulullah (as)'ave ailesine gelen ayetler bizibağlamaz, yalnız onları bağ-lar" mantığı yanlış ve hatalıdır.Böyle bir mantıktan hareketedilecek olsa, o zaman, Yahudi-lere gelen Yahudileri, Hrısti-yanlara gelen Hrıstiyanları,müşriklere gelen müşrikleri,kısacası kimin adına bir ayetgelmişse o ayetler onları bağlar.

3377

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

MealcilerKur’anBize YeterDiyenPeygamberİnkarcıları

Page 38: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

Bu durumda Mü’minlereancak, Mü’minlerden söz edenayetler kalır ki, onların da sayı-sı en fazla iki yüz, üç yüz civa-rındadır. Bunlara bir o kadar daİslam ve Müslümanlıkla ilgiliayetler katılırsa, o zaman meal-ciler, Kur'an'ın ancak yüzdesekizine iman etmiş olurlar.

Rasulullah (as), Kâfir veMünafıklara İtaat Etmemiş,Onları Dost Edinmemiştir

Yüce Allah (cc), Rasulü’ne,kâfir ve münafıklara itaat etme-mesini, kendisine indirilenvahye tabi olmasını istemiş veonlara sert davranmasınıemretmiştir.

“Ey Nebi, Allah’tan sakın,kâfirlere ve münafıklara itaat etme;şüphesiz Allah bilendir, hâkimdir.Sana Rabb’inden vahyedilene tabiol, şüphesiz Allah, yapmakta oldu-ğunuz şeyleri bilir.” (Ahzab, 1-2)

“Ey Nebi, kâfirlere ve müna-fıklarla cihad et, onlara karşı katıol; onların barınacakları yercehennemdir ve ne kötü bir varışyeridir.” (Tevbe, 73)

“Öyleyse kâfirlere itaat etmeve onlarla cihad et, bununla(Kur'an) büyük bir cihad yap.”(Furkan, 52)

Kendisine indirilenhükümlere uyarak hareketeden Rasulullah (as), tüm kâfir,müşrik ve münafıklara karşı

vahyin belirlediği ölçüler içeri-sinde mücadele etmiştir. Oysagünümüzde Rasulullah (as)’ınbu en güzel örnekliğini terkedip “Kur’an bize yeter” diyenSamiri soylu belamlar ve inkâr-cı mealciler, Kur’an’a uyuponunla kâfir, müşrik ve müna-fıklara karşı Tevhidi esaslarıortaya koyup taviz vermedenmücadele edecek yerde Kur’anigerçekleri gizlemişler, ayetlereaykırı olarak kâfir, müşrik vemünafıklarla kolkoladırlar.

Hevalarını ilah edinen, put-perest müşrik ve münafıklarlakolkola gezen ve onlar tarafın-dan beslenen Samiri soylubelamların, onların peşindesürüklenenlerin ve onların rüz-gârına kapılanların, Rasulullah(as)’ı örnek edinip kâfir, müşrikve münafık dostlarını terk etme-leri elbette mümkün değildir.

Rasulullah(as)’ın Sözleriniİnkâr Edenlerin Çelişkileri

İnkârcılardan bazıları,uydurma hadislere karşı çıkmaadına Rasulullah (as)’ın örnek-liğini ve sahih yollarla gelenhadislerini reddederler. Hak-kın ve doğruların kabul edil-mesi başkalarının iddialarına,doğru ya da yanlışlarına göredeğil, tek ölçü olan Kur'an'agöre tespit edilir. OkuduklarıKitab’ı anlamaktan mahrum

MealcilerKur’an

Bize YeterDiyen

Peygamberİnkarcıları

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

3388

YORUM

Page 39: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

MealcilerKur’anBize YeterDiyenPeygamberİnkarcıları

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

3399

olanlar, yanlışlara karşı çıkarakdoğruya ulaşacaklarını zanne-derler.

Hurafecilerin iddialarındanhareketle tepkiselliği ilke edi-nen bu inkârcı kimseler, bilme-lidirler ki, tepki ile din öğrenil-mez, sevap kazanılmaz, ibadetedilmez. Bu tavırla, olsa olsasapıklığın bir başka boyutu ser-gilenir.

Din, yüce Allah'ın Kita-bı'nda bildirilenlerde ve budinin hayata pratize edilmesin-dedir. Bu pratize şekli de, engüzel örnek olan Rasulullah(as) ve altın nesli oluşturansahabenin hayatlarındadır kibu örnekliği de, tek kılavuz veölçü olan Kur'an bildirmekte-dir.

“Kur’an bize yeter” diye-rek Rasulullah (as)’ın en güzelörnekliğini kabul etmeyeninkârcı mealciler, adeta çelişki-ler yumağıdırlar. Onlar, omiligramlık akılları ile tam birYahudi mantığı ile kelimeleriyerlerinden kaydırarak istedik-leri gibi konuşma hakkını ken-dilerinde görüyorlar ancak budini insanlara ulaştırmak uğru-na hayatı da dâhil, dünyevitüm değerlerini ortaya koyanRasulullah(as)’a, Kur’an üze-rinde konuşma hakkı tanımı-yorlar.

Rasul ve hadis inkârcıları,kendileri, yeterli gördükleriniiddia ettikleri Kur’an’la yetin-memişler, kimileri bir ayet üze-rinde saatlerce konuşup o ayetiaçıklamaya çalışırken kimileri,Kur’an’ı açıklamak için ciltlerdolusu yazılar yazmaktadırlar.

Kendi cehalet ve dalaletleri-ne bakmayan bu inkârcı cahil-ler, iki-üç ayeti –anlamadan–okumakla, kendilerini nere-deyse Rasulullah (as) ve onungüzide sahabesinden üstüngörecek densizliğe düşmekte,ağızlarını her açtıklarındaRasul (as) ve sahabesine saldır-maktadırlar.

Mealci İnkârcılar, Düşün-mekten Yoksun Kimselerdir

Şu bir gerçektir ki, inkârınne mantığı ne de kuralı vardır;inkârcılar da bu kuralsız man-tıkla, neyi niçin reddettiklerinidüşünmeden inkâr ederler.Risalet tarihinde kâfirlerininkârları her dönemde değişik-lik gösterse de sonuçta hepsiHakkı yalanlamışlardır.

Okudukları Kur’an’ı anla-maktan mahrum olanlar, dahaKitap nedir, Rasul nedir, hükümnedir, Sünnet nedir, hadis nedirbilmeyen kara cahil zavallılar-dır. Bunlar, neye iman ettikleri-ni, neyi kabul ve reddettiklerinibile bilmekten acizler.

YORUM

Page 40: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

Rasulullah (as) ve sahabesi-ne saldırmak, yüce Allah'ın izniile Rasulullah'ın gösterdiğimucizeye şüphe ile bakmakmüsteşriklerin öteden beriyapageldikleri şeylerdir. Bugünonlara, Kur'an'ı doğru dürüstokuyup anlamaktan mahrumolan cahiller de katılmışlardır.

Hurafeci müşriklerin, Rasu-lullah (as) ve ashabı ile ilgiligayri İslâmi rivayetlerde bulun-maları, Rasulullah'ın bize ulaşanörnek hayatına gölge düşüre-mez, düşürmemelidir de. İlim-den ve Kur'an'dan uzak olduk-ları gibi terbiye, nezaket ve sevi-yeden de mahrum olan bu den-siz cahil kimselerin ileri sürdük-leri tüm delilleri yüce Allah (cc)yanında hükümsüzdür.

“O’na icabet edildikten sonraAllah hakkında tartışanların delil-leri, Rab'leri yanında batıldır;onların üzerinde bir gazap veonlar için şiddetli bir azap vardır.”(Şûra, 16)

Tağuti sistemin karşısındakişiliklerini ayaklar altına ala-rak Hakkı batılla karıştıran,Rasulullah (as)’ın en güzelörnekliğini reddedip insanlarlaKur’an arasına giren bu Samirisoylu belamlar ve mealciler,Rasulullah (as)’a karşı söz vedavranışlarıyla adeta Kur’an’daçelişki varmış algısını oluştur-

maya çalışıyorlar.Kur'an'da çelişki yoktur.

Tutarsızlık ve çelişki,Kur'an'dan bir tek ayet alıp oayeti anlamadan, ayetin siyak-sibakını, benzeri ayetleri bilme-den, üstelik bir de aldıkları otek ayete kendi kuruntu vearzularını da katanların kafala-rındadır. Onların niyetleri neolursa olsun, onları bağlar,ancak söyleyip yaptıkları şey-ler, Kur'an'ın önünde gürültükoparmak, Kur'an'ın anlaşıl-masını engellemektir.

“Kur'an'ı düşünmüyorlarmı? Eğer Allah’tan başkası tara-fından (indirilmiş) olsaydı, ondabirbirini tutmaz çok şey bulurlar-dı.” (Nisa, 82)

Rasulullah(as)’ın En GüzelÖrnekliğini Terk Etmek Küfürdür

Yüce Allah (cc), Kendisininrazı edilmesi, ahirette bununkarşılığının alınabilmesi içinRasulü’nün örnekliğinin alın-masını emretmiştir. Mü’minler,Rab’lerinin buyruğuna uyarakaralarında hiçbir ayırım yap-madan tüm rasulleri örnekedindikleri gibi Rasulullah(as)’ı da en güzel örnek alırlar.Bu, iman esaslarındandır, aksi-ne hareket küfürdür.

Allah ve Rasullerinin arası-nı ayırmak; Allah'ın Kitab'ınıkabul edip Rasullerinin sünnet-

MealcilerKur’an

Bize YeterDiyen

Peygamberİnkarcıları

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

4400

YORUM

Page 41: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

MealcilerKur’anBize YeterDiyenPeygamberİnkarcıları

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

4411

lerini, örnek hayatlarını terketmek demektir. Böyle bir dav-ranışı Kur'an, küfür olaraknitelendirmektedir. Çünküyüce Allah (cc), Kitabınınuygulamasının en güzel örnek-lerini rasullerin uygulamala-rında göstermiş, bu nedenleiman edenlere Rasule itaatiemretmiştir.

“De ki: ‘Allah'a ve Rasul’eitaat edin!’ Eğer dönerlersemuhakkak ki Allah, kâfirleri sev-mez.” (Al-i İmran, 32)

Yüce Allah (cc), Rasule itaa-tin kendisine itaat olacağını,ondan yüzçevirenden de Rasu-lün sorumlu olmayacağınıifade ediyor. Rasule itaat ise,onun Sünnetine tabi olmaktır.

"Kim Rasul'e itaat edersemuhakkak ki Allah'a itaat etmiştirve kim de yüzçevirirse, biz senionlar üzerine muhafız gönderme-dik." (Nisa, 80)

Rasulü, en güzel örnek ola-rak alanlar, Allah'ın indirdikle-rine tabi olmuşlardır, bu halleriüzerinde bulundukları sürece,Mü’minlerle de beraber olacak-lardır. Aksi halde Rasulü dışla-yarak Mü’minlerle beraberbulunmak mümkün değildir.

"Kim Allah’a ve Rasul’e itaatederse işte onlar, Allah’ın nimetverdiği nebiler, sıddıklar, şehitlerve salihlerle beraberdir ve onlar, ne

güzel arkadaştır!" (Nisa, 69)Rasulün Mü’minlere örnek-

liği, içerisinde yaşadığı top-lumda Kur'an'ın yaşam biçimi-ni pratize ederek göstermesi,daha sonraki Mü’minler için deen güzel örnekliği olan Sünne-tidir. Rasul (as)'ın kıyametgünü Mü’minlere şehadeti(şefaati) de, Mü’minlerinKur’ani gerçekleri Sünnetineuygun olarak yaşayıp yaşama-dıkları şeklinde olacaktır.

“Her ümmet içinden, kendiaralarından, üzerlerine bir şahitgetireceğimiz gün, seni de bunlarınüzerine şahit getireceğiz. Biz sanabu Kitabı, her şeyi açıklayan veMüslümanlara hidayet, rahmet vemüjde olarak indirdik.” (Nahl, 89)

Ellerin, ayakların, derilerin,dillerin, gözlerin, kulak vegönüllerin şahitlik edeceklerigünde Rasulullah (as) daMü’minlerin, Sünnetine uygunhareket edip etmedikleri husu-sunda onlar üzerine şahitlikedecektir. Ancak o gün, mealci-lerin yalancı oldukları ortayaçıkacak ve yaptıklarının cezasınıçekeceklerdir. Mealciler, tevbeedip Kur'an'ın bütününe teslimolmaları halinde Müslümanlarlabirlikte olabileceklerdir.

Rasulullah (as), ÜmmetArasında Vahdetin Simgesidir

Rasulullah (as)’ın, Kur’an’a

YORUM

Page 42: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

teslim olup onu ahlak edinme-si, Rabb’ine karşı kulluk görev-lerini yerine getirmesi, Tevhidiesasları insanlara duyurması,küfür ve şirke karşı onurlumücadelesi ile kendi dönemin-deki Mü’minlere en güzelörnek ve önder olduğu gibisonradan gelen Mü’minlere deen güzel örnektir. Aynı şekildeRasulullah (as), Müslüman top-lumun bir araya getirilmesi vebir arada tutulması konusundada vahdetin yegâne simgesidir.

Vahdetin temel simgesi,Rasulullah (as)'ın en güzelörnekliğine uygun yaşamaklaümmet arasında birliktelik sağ-lanacak, Mü'minler, ancak ozaman yekvücut olarak şirkin,küfrün, cehalet ve bağnazlığınkarşısında başarı elde edebile-cek Hakkı anlatabileceklerdir.

Rasulullah (as), bir beşerolarak elbette bazı hatalar işle-miştir. Ancak, kıyamete kadargelecek bütün insanlığa örnekolacağı için, yüce Allah (cc),onun bu hatalarını ve varsayanlışlarını anında düzelterekdoğrusunu bildirmiştir ki herdönem Müslümanları tarafın-dan en güzel örnek olarak alı-nabilsin.

Yüce Allah (cc), Rasulü’nünyanlışlıklarını anında düzelt-miştir. Örneğin; Rasulullah

(as)'ın ifk olayındaki tavrını,Bedir esirlerinin durumunu,İbn-i Mektum'a karşı tutumu-nu anında düzeltmiş, doğrusu-nu bildirmiştir. Bunlar da gös-teriyor ki, Rasulullah (as)Kur’ani hükümleri pratizeederken yüce Allah (cc) tarafın-dan sürekli bir şekilde gözetil-miş, yanlışlık yaptığı andadüzeltilmiş ve ona en güzelörnek olma özelliği kazandırıl-mıştır.

Rasulün yaptığı iyi veolumlu işlere yüce Allah (cc)müdahale etmemiş, onaylamış,hatta onun, Kur'an doğrultu-sunda ortaya koyduğu iyi işle-re uymayanları uyarmış, dik-katlerini çekmiştir. Bunun enbariz örneğini Cuma olayındagörüyoruz; Rasulullah (as),kendileri Mekke'de iken Medi-ne'de Müslümanların, Yahudi-lerin Cumartesi, Hristiyanlarında Pazar gününe karşılıkAruba günü toplanmalarınaizin vermiştir.

Rasulullah (as)’ın, Medi-ne'ye teşriflerine kadar topla-nan Müslümanlar, bu güne(Arube gününe) toplanma(Cem olma, Cuma) günü adınıvererek her hafta bu gündetoplanmışlar, Rasulullah'ınMedine'ye teşrifleriyle toplan-ma devam etmişlerdir. Medi-

MealcilerKur’an

Bize YeterDiyen

Peygamberİnkarcıları

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

4422

YORUM

Page 43: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

MealcilerKur’anBize YeterDiyenPeygamberİnkarcıları

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

4433

ne'ye gelen kervanı karşılamaküzere Müslümanların, mesciditerk etmelerine kadar da buşekilde bir araya gelmişlerdir.

“Bir ticaret yahut eğlence gör-dükleri zaman ona akın ettiler veseni ayakta bıraktılar. De ki:‘Allah’ın yanında bulunan, eğlen-ceden ve ticaretten daha hayırlıdır;Allah, rızık verenlerin en hayırlısı-dır.” (Cuma, 11)

Rasulullah (as)'ı hutbedeayakta bırakarak kervana koş-maları nedeniyle, yüce Allah(cc), Mü’minleri ikaz etmiş,yaptıkları yanlışlığı yüzlerinevurmuş; toplanmanın ticaret-ten daha hayırlı olduğunu bil-dirmiştir. Yani bu olaya kadarCuma toplantısı, Rasulullah'ıntasvibi ve isteği ile olmuş, yüceAllah (cc) da bunu tasvip ede-rek uymayanları kınamıştır.

Yüce Allah (cc), namazınkılınış şekli, rekât sayısı venamazdaki hareketler konu-sunda da hiçbir uyarıda bulun-mamıştır. Eğer Rasulullah (as)namaz konusunda herhangi biryanlışlık yapmış olsaydı, diğerkonularda olduğu gibi, bukonuda da, muhakkak uyarılır-dı. Böyle bir uyarı Kur'an'dasözkonusu olmadığından,mütevatiren ulaşan namazkonusunda da Rasule uymakzorunluluğu sözkonusudur.

Rasulullah'ın, en güzel örnekli-ği, Kur'an var olduğu sürecevarlığını devam ettirecektir. Bu,yüce Allah (cc)’ın bizzat emri-dir.

Yüce Allah (cc) tarafındankonulan hükümlerin pratizeedilmesindeki uygulama biçi-mi olan Sünnet'e, bugün vah-det için daha çok ihtiyaç vardır,Sünnet, Müslümanlar için vaz-geçilmez bir esastır. Sünnet,Kur'an'ın pratize edilişindekiuygulama biçimi olduğunagöre, Sünnet'in terki ile herkeskendi pratiğini esas kabul ede-cek, böylece bir yerine yüzbin-lerce uygulama (sünnet) biçimiortaya çıkacaktır ki bu durumda, Müslümanlar arasında bir-lik ve beraberlikten söz edile-meyecektir. Birlik ve beraberli-ğin olmadığı yerde ise, nelerinolacağı malumdur. Bu nedenleyüce Allah (cc), Rasulü’nü vah-detin simgesi haline getirmiştir.

Sünnet, Kur’an’dan AyrıBir Kaynak Değildir

Rasulün Sünnetini almak,Kur'an'dan başka ikinci birkaynak kabul etmek demekdeğildir. Çünkü yüce Allah(cc), bizzat kendisi Kitabı’ndaRasule uymayı emrediyor.Rasule uymak Kur'an ayetle-riyle emredildiğinden dolayı,Sünnet'e tabi olmak Kur'an'a

YORUM

Page 44: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

tabi olmaktır.Özellikle bugün şu yanlış

değerlendirme sözkonusudur;Kur'an'dan başka bir kaynağaitibar etmek insanı şirke götü-rür iddiası. Bu hem yanlış hemde Kur'an'ı yeterince anlama-maktan kaynaklanan bir iddia-dır. Çünkü birincisi, SünnetKur'an'dan ayrı bir kaynakdeğildir. İkincisi, kimi kaynak-lara başvurulmasını emredenyüce Allah’tır.

“Biz senden önce yalnız ken-dilerine vahyedilen erkeklerdenbaşkasını göndermedik; eğer bilmi-yorsanız zikir ehline sorun."(Enbiya, 7)

Ayette, bir meselenin zikirehline sorulmakla açığa çıkaca-ğını tavsiye eden yüce Allah’tır.O, bir şeyin gerçekliğini öğren-mek için diğer kaynaklara baş-vurulması gerektiğini bildir-mektedir. Ancak bu başvuru-nun sınırını da yine Kur'anbelirliyor.

"Eğer sen, sana indirdiğimizşeyden kuşku içinde olursan, ohalde senden önce Kitabı okuyan-lara sor; andolsun ki, sanaRabb’inden Hak geldi, sakın şüp-heye düşenlerden olma!" (Yunus,94)

Bu Kur’ani gerçekler degösteriyor ki, herhangi birkonuda kuşkuya düşen bir

Mü’min, bu kuşkusunu gider-mek için "Kitap okuyanlarasoracaktır." Kitap okuyanlaraKur’ani bir gerçek sorulup alı-nan cevap doğrultusunda hare-ket ediliyorsa, Kur'an'ı hemokuyup hem de hayatında pra-tize eden Rasul (as)'a da elbettesorulur, sözüne tabi olunur.

Yüce Allah (cc) rasulün engüzel örnek olarak alınmasınıemrettiği halde hangi sağlammantık, Kur'an'ı en güzelbiçimde anlayıp yaşayan Rasul(as)'ın Sünnetine başvurmayışirk olarak değerlendirebilir.Yani, Kur'an okuyan herhangibir kimseye bir şey sorup ver-diği cevap doğrultusundayaşamak normal, Kur'an'ı engüzel anlayıp yaşayan Rasul(as)'a sorup Sünnetine uygunyaşamak şirk! Bunu düşünmekbile başlı başına küfür ve şirk-tir. Bu iddiada ısrar edenler,Allah ve Rasul düşmanı, hainve rezil kimselerdir.

Başka kaynaklara başvuru-nun şirk olduğunu iddia edenbu sakat anlayış, Kur'an'ı anla-mamaktan kaynaklanan, dahadoğrusu Kur'an'ı eksik ve yan-lış anlamaktan, Kur'an'ın birbölümüyle hareket etmektenkaynaklanan bir görüş veiddiadır. Bu kimselerin amacıne Allah'ı razı etmektir, ne de

MealcilerKur’an

Bize YeterDiyen

Peygamberİnkarcıları

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

4444

YORUM

Page 45: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

MealcilerKur’anBize YeterDiyenPeygamberİnkarcıları

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

4455

İslam'ı yaşamaktır. Bunlarıntek amacı, dini bozmaktır. Eğeriddia edildiği gibi başka kay-naklara başvurmak şirki gerek-tirseydi yüce Allah kendisineşirk koşulmasını kesinlikle iste-mezdi.

Elbette inkârcı mantıkla biryere varılamaz, o halde yapıla-cak en güzel hareket RasulünSünnetini esas almaktır. Kur’aninkârcılarını, Kur'an'ın bu ter-biye edici uyarısına davet edi-yor ve diyoruz ki: Gelin,Kur'an'a hevanızı katmaktanvazgeçin; bu, size hiçbir şeykazandırmayacak, tam aksineçok şey kaybettirecektir.

Farklı bir şey söylemeadına Kur'ani gerçekleri heva-nızın batıl istekleri ile karış-tırmayın. Kur'an, apaçık birkitaptır ve hükümleri, aklıse-lim sahiplerince net anlaşıla-cak şekilde yüce Allah (cc)tarafından açıklanmıştır.

Şayet sizler akleder, gele-neksel kültür kalıplarındansıyrılır, ön yargılarınızı birkenara bırakır, farklı olmahastalığından kendinizi kur-tarır ve yalnızca yüceRabb'inizi razı etmeyi gayeedinirseniz, kesinlikleKur'an'ı anlayacak ve doğrula-rı bulacaksınız.

Ey Kur'an gerçeğini anla-

mayanlar, ileri sürdüğünüziddialarınızın, Kur'ani hiçbiryanı yoktur ve bu mantığınızKur'an gerçeğiyle de çeliş-mektedir. Yüce Allah'ın ayet-lerinde çelişki yoktur, çelişkisizin mantığınızda ve tatminolmayan hevanızdadır.

Sizler, neden konu ile ilgi-li tüm ayetleri alıp konuyu netolarak anlamak istemiyor,farklı söylem adına, buKur'ani gerçekleri karıştırıyor,ayetlerin bir kısmını alıp birkısmını terk ediyorsunuz.

Kur'ani gerçekleri karıştır-mak yerine, Rabb'inizi razıetmek için çalışsanız hemdünya hayatında mutlu olur-sunuz, hem de ahiret hayatın-da kurtuluşa erenlerden olur-sunuz. Gelin, tevbe edip yap-tıklarınızdan vazgeçin,Kur'an'a gereği gibi yönelin.İşte doğru yol budur ve iştekurtuluş bundadır.

YORUM

Page 46: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

Sabır

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

4466

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Sabır kelime anlamı olarak,direnme, sebat etme, azim,dayanma gücü, zorluklarıaşmada kararlılık, bir şeye karşıduyulan isteği gerçekleştirmekonusundaki iştiyak ya da birşeye karşı duyulan isteği frenle-me, zorluklara, acı ve musibet-lere karşı tahammül etme, zor-luklara göğüs germe, metanetanlamlarını içermektedir.

Istılah olarak sabır, yüceAllah’ın bildirdiği hükümlerdoğrultusunda yaşamada sebatgösterme, bu uğurda başagelenlere karşı direnme, Tevhi-di esasların insanlara duyurul-masında ısrar etme, karşılaşı-lan her türlü zorluk ve sıkıntı-lara, başa gelen musibet ve acı-lara karşı dayanma gücü, yıl-gınlık göstermeme, haramlar-dan kaçınma, emredilenleriyapmada ısrar etme.

İnsan, Rabb’ine kulluk yap-ması için yaratılmış, bu kullu-ğun, nasıl ve ne şekilde yerinegetirileceği, insanın hayatınıkuşatan reel hayatta neleryapacağı konusunda kendisineyol gösterilmiş, belirlenen ölçü-ler içerisinde hareket etmesiondan istenmiştir.

Kulluk görevi, insan hayatı-

nın ve nefsinin bütün alanlarınıiçine alacak şekilde yüce Allah(cc) tarafından düzenlenmiş,kişilerin kendi isteklerine bıra-kılmamış, insandan, kullukgörevini Rabb’i tarafındankonulan kurallar doğrultusun-da yerine getirilmesi istenmiş-tir. Bu kurallar içerisinde Tev-hidi mücadele, cihad, namaz,infak, oruç, Hac gibi bilinenibadetler yanında insanın kar-şılaşacağı tüm sorunlara karşınasıl hareket edeceği, kendinefsi de dâhil olmak üzere,insanlara daveti ulaştırırkenneler yapacağı, ailesine, çevre-sine içerisinde bulunduğu sis-teme ve topluma karşı sergile-yeceği tutumu gibi hususlar dabulunmaktadır.

İnsan, Rabb’ine karşı kul-luk görevini yerine getirirkenbaşıboş bırakılmamıştır. Allah(cc) insana, kulluk görev vesorumluluğu yüklemiş, dünyahayatının sonunda da Rabb’inedöndürülerek yaptıklarınınkarşılığı verilecektir.

“Yoksa Bizim sizi, boşunayarattığımızı ve gerçekten bizedöndürülmeyeceğinizi mi sandı-nız!” (Mü’minun, 115)

“İnsan, muhakkak başıboş

kavram

Sabı rSabı r

Page 47: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

Sabır

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

4477

KAVRAM

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

bırakılacağını mı sanıyor!” (Kıya-met, 36)

İnsan, dünyada yaşadığısüre içerisinde çeşitli deneme-lerden geçirilerek Rabb’ininkoyduğu hükümlere karşıhangi tutumu takınacağı vesabrı denenecektir.

“Yoksa siz, Allah, sizden cihatedenleri belirtmeden, sabredenleribelirtmeden cennete gireceğinizimi sandınız!” (Al-i İmran, 142)

İnsan, kulluk görev vesorumluluğunu yerine getirir-ken çeşitli denemelere tabitutulmuş, konulan ilahihükümlere karşı nasıl hareketedeceği, sabır gösterip göster-meyeceği denenmiş, böyleceRabb’inin hükümlerine karşıtutumunun ne olduğu açığaçıkartılmıştır.

“Gerçekten Biz insanı, zorlukiçinde yarattık.” (Beled, 4)

İnsan, Rabb’ine kulluğunuyerine getirirken kendisinebelirlenen kurallar içerisindehareket edecek, bu konulardakarşılaşacağı sıkıntı ve zorluk-ları, Rabb’inin bildirdiklerin-den taviz vermeden yerinegetirecektir. Bu, elbette kimizorlukları beraberinde getir-mektedir. Bu zorlukların neolduğu insana bildirilmiş, bun-ları aşması ondan istenmiştir.

“Ona iki açık yol gösterdik,

fakat o, sarp yokuşa atılamadı;bilir misin nedir sarp yokuş! Köleazat etmek yahut açlık günündeyedirmektir, akraba olan yetime yada hiçbir şey sahip olmayan yoksu-la, sonra iman edenlerden olmak,sabrı tavsiye etmek ve merhametitavsiye etmektir.” (Beled, 10-17)

Bazı kimseler, kendilerinebildirilen hükümlerin gereğiniyerine getirmeyerek ya da inkârederek Rab’lerine isyan etmiş,kimileri, sabırla bildirilenhükümlerin gereğini yapmıştır.

Sabır, İbadetlerin En Zorudur!İnsan, hayatını kuşatan her

şeye karşı takındığı tutumladenenmekte, gösterdiği gayretve samimiyeti ile sabrı ortayaçıkartılmaktadır. Bu nedenlesabır, her ibadette, her durum-da, her ortamda, yani hayatınher safhasında bulunmakta, buzorlu ibadeti başarması halindeinsan müjdelenmekte,Rabb’inin lütuflarına mazharolmakta, aksi halde hüsranauğramaktadır.

Yüce Allah (cc), kullarının,her konu ve durumda sabırlıolmalarını tavsiye etmekte, busabrın, Allah için olması gerek-tiğini bildirmektedir.

“Rabb’in için sabret” (Müd-dessir, 7)

Sabretme, elbette kolaydeğildir; yaşanan olaylar, karşı-

Page 48: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

Sabır

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

4488

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

KAVRAM

laşılan sorunlar, çekilen sıkıntıve ızdıraplar karşısında insanınmetanetini koruyarak sabret-mesi oldukça zor bir durum-dur. Bu nedenle sabır, ibadetle-rin en zoru, ancak sevabı enfazla olan ibadetlerden birisi-dir. Diğer ibadetlerden Tevhidimücadele, namaz, oruç, Hac,infak, cihad vb. kimi sıkıntılarıiçerse de insana fazla bir zorlukyüklemeyen, hatta insanahuzur ve mutluluk veren iba-detlerdir.

Tevhidi mücadelede, insanla-ra Hakkı anlatmak, onlarla kimikonuları tartışmak, sorularınıcevaplamak, sorunlarını dinle-mek, fikri planda insanları etkile-mek, hatta onlardan bir şeyleröğrenmek insana zevk verir.

Namaz, abdestle bedeni yor-ğunluğu giderirken namazı kıl-makla insanın ruhunu dinlendi-rir, iç dünyasına huzur verir,dua ve tevekkülle onu huzurderyasında adeta yüzdürür.

Oruç tutmakla insan, açlıkve susuzluk konusunda birazsıkıntı çekse de bedeni rahatla-ma sağlaması, iftardaki coşkuve güzellik, sahurun kendineözgü büyülü havası, insanaapayrı bir huşu ve zevk ver-mektedir.

Hac, hasreti çekilen Kıble-gâh’a kavuşmanın, orada, en

yakın noktada birebir bulun-manın coşkusu, Tevhidi müca-delenin ana merkezi durumun-daki yerleri görmenin mutlulu-ğu, Rasulullah (as) ve arkadaş-larının mücadele zeminleriniziyaret etmek bambaşka birduygudur.

İnfak, ihtiyaç sahiplerineyardım etmenin, onların mut-luluğunu görmenin, onları sev-menin ve sevindirmenin, onla-rın mutluluğunu görmenin,onları sevmenin doyulmazhazzının verdiği güzelliklerinsanı, huzurlu ve mutlu eder.

Cihad, Tevhidi esaslarınortaya konulmasındaki heye-can ve coşku, Allah yolundasavaşma aşkı, şehadet düşün-cesi, insanın ruhunda tarifimümkün olmayan güzellikle-rin oluşmasını sağlamakta,insana, adeta gök kubbededolaşma hazzı vermektedir.

Yukarıda sayılan bütün buibadetleri yaparken göğüsle-nen küçük sıkıntılar, yüceAllah’ı düşünmenin, O’naiman etmenin insanda uyandır-dığı kalbi huzur ve mutluluklaadeta zevke dönüşmekte,insanda aşk ve coşku duygula-rını artırmaktadır.

Gerek yukarıda sayılan iba-detleri yaparken gösterilmesigereken azim ve süreklilik,

Page 49: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

Sabır

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

4499

KAVRAM

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

gerekse yüce Allah’ın lütuf vekeremi ile insanın, fiziki ve psi-kolojik olarak kimi zorluklarladenemesi ve karşılaştığı sorun-lara karşı sabretmesi elbettediğer ibadetlerle kıyaslanama-yacak derecede zorlukları içer-mektedir.

İşte tüm bu zorluklara karşıinsanın, Rabb’inin rızasını arzuederek sabretmesinin zorluğu-nu bilen yüce Allah (cc), bukullarını büyük mükâfatlarlamüjdelemektedir. Bu mükâfat-ların en büyüğü ve güzeli, yüceAllah’ın, sabreden kulları ileberaber olmasıdır.

Allah, Sabredenlerle Bera-berdir

Başlarına gelen her türlüolumsuz durumlarda, kullukbilinçlerini unutmadan, yaratı-lış fıtratlarına uygun hareketedenlere, Rab’lerine tevekküledip sabredenlere yüce Allahyardım edecek ve kendileri ileberaber olacaktır.

Yüce Allah (cc), sabredenle-ri, öncelikle kendileri ile bera-ber olduğunu müjdeleyereksevindirmektedir. Bu müjdebile insanın, karşılaştığı tümzorluk ve sıkıntılara sabretmeibadetini sürekli yaşama isteği-ni artırmaktadır.

“Ey iman edenler, sabırlasalat/yardım isteyin, muhakkak ki

Allah, sabredenlerle beraberdir.”(Bakara, 153)

Yüce Allah (cc), başlarınagelen sıkıntı ve zorluklara sab-reden, savaşta sabırla direnenMü’minlerle, Muhsinlerle, Mut-takilerle, bir de rasullerle bera-ber bulunduğunu bildirmekte-dir. Burada önemli husus, yüceAllah (cc), Mü’minleri zikreder-ken onların, bütün ibadetlerinisaydıktan sonra onlarla beraberolacağını bildirirken sabır iba-deti için ayrıca sabredenlerleberaber bulunduğunu bildir-mektedir.

“Allah'a ve Rasulü’ne itaatedin, ihtilafa düşmeyin, çünküzayıf düşersiniz, gücünüz gider;sabredin, şüphesiz Allah sabreden-lerle beraberdir.” (Enfal, 46)

Mü’minlere, her konu vedurumda sabretmelerini tavsi-ye eden yüce Allah (cc), birlikve beraberliklerini muhafazaetmelerini, birbirleri ile çekiş-memelerini, ayrılığa düşmeme-lerini bildirmekte, beraberliğikorumak için sabredenlerleberaber bulunduğunu ve ancaksabredip beraberliklerini koru-yup kenetlenenlerin kurtuluşaereceklerini müjdelemektedir.

“Ey iman edenler, sabredin,direnin, bağlanıp kenetleşin veAllah’tan korkun, umulur ki kur-tulursunuz.” (Al-i İmran, 200)

Page 50: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

Sabır

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

5500

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

KAVRAM

“Bizi, gerçekten hidayete ilet-mişken neden Allah’a tevekkületmeyelim ki! Bize yaptığınız ezi-yetlere sabredeceğiz, tevekküledenler, Allah’a tevekkül etsinler.”(İbrahim, 12)

Yüce Allah (cc), Mü’min kul-larını, başlarına gelebilecek sı -kıntılara, karşılaşacakları sorun-lara karşı sürekli uyarmakta,Kendisine tevekkül ederek sab-retmelerini istemekte, ancak budurumda kendilerine yardımedeceğini bildirmektedir.

“Şimdi Allah, sizden (yükü)hafifletti, elbette sizdeki zaafiyetibildi, böylece eğer sizden sabredenyüz kişi olsa, ikiyüze galip gelir veeğer sizden bin kişi olsa, ikibineAllah’ın izniyle galip gelir. Allahsabredenlerle beraberdir.” (Enfal, 66)

“Eğer Allah size yardım eder-se, artık size galip gelecek yokturve eğer size yardımı keserse, O’ -ndan sonra artık size kim yardımedebilir! Mü’minler, Allah’a te -vekkül etsinler.” (Al-i İmran, 160)

Yüce Allah’a karşı kullukgörevlerini, Tevhidi mücadele-lerini, kararlı bir şekilde sürdü-rerek başa gelen her sıkıntı vezorluğa, Rab’lerine tevekküledip sabredenler, işte onlar,Rab’lerinin övgüsüne mazharolmuşlardır.

“Onlar, sabrederler ve Rab’leri-ne tevekkül edenlerdir.” (Nahl, 42)

Kişinin, Açlık, Korku, Malve Canlardan EksiltmekleSabrının Denenmesi

Yüce Allah (cc) kullarınınsabır ve metanetlerini, onlarınhayatını kuşatan her şey iledenemekte, böylece onlarındirençlerini, artırmakta, onları,ateş ile su çemberinden geçiri-lerek mukavemeti artan demirmisali çelikleştirmektedir.

“Yoksa siz, sizden önce geçen-lerin durumu başınıza gelmedencennete gireceğinizi mi sandınız!Onlara öyle yoksulluk ve sıkıntıdokunmuştu, öyle sarsılmışlardı,hatta Rasul ve onunla birlikteiman edenler: ‘Allah’ın yardımı nezaman?’ dediler. İyi bilin ki,Allah’ın yardımı şüphesiz yakın-dır.” (Bakara, 214)

İnsanın, çeşitli şekillerdesabrının denenmesindeki temelespri, onun, yaratılışın temelgayesi olan kulluk görevinihakkı ile yerine getirmesi,bunun dışında hiçbir şeyi önce-lememesidir.

Mü’minlerin, karşılaştıklarıailevi, sosyal, siyasal her türlüsıkıntı ve zorluklara sabretme-leri zor olsa da, kendilerineyapılanlara karşılık vermekonusunda içleri içlerine sığ-masa da, avuçları kaşınsa da,yutkundukça gözlerinden aşa-ğıya koşarak akan gözyaşlarını

Page 51: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

Sabır

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

5511

KAVRAM

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

durduramasalar da sabretme-leri gerekir. Onlar, kendilerinebunları reva görenlerin, kâfirzorbaların, yalancı belamların,müşrik, münafık ve fasıklarınseviyelerine düşmeden vakarlasabretmelidirler.

Müslümanlar, karşılaştıkla-rı tepki ne olursa olsun, sabret-meli, muhataplarının seviyesi-ne düşmeden, İslâmi kişilikleri-ne yakışacak bir onur ve asalet-le hareket etmeli, sokak ağzı ilemuhataplarına cevap verme-melidirler.

Hayat elbette başıboş yaşa-nılacak bir oyun ve eğlence,yüce Allah’ın rızası da “Hadi”denince elde edilecek bir şeydeğildir. Kullarının, Kendisinekarşı samimiyetlerini test edenyüce Allah (cc), bu testi, azimlesabrederek geçenlere yardımetmekte, onları övüp yücelt-mektedir.

“Ve sizi korku, açlık, malları-nız, canlarınız ve ürünlerinizdeneksiltmek gibi şeylerle deneriz;sabredenleri müjdele. Onlar, ken-dilerine bir musibet isabet ettiğizaman derler ki; ‘Şüphesiz biz,Allah içiniz ve muhakkak O’nadöneceğiz. İşte Rab’lerinden sala-vat/yardım ve rahmet onların üze-rinedir ve işte hidayete erenleronlardır.” (Bakara, 155-157)

İnsan, Rabb’ine varan yol -

da, kulluk bilincini sürekli vecanlı tutması için mutlakasabırlı olup olmadığı konusun-da denenecek, onun sabrınındenenmesi, hayatında çokönemli olan ve birebir yaşadığışeylerle olacaktır. Kur’an, bun-ları dört başlık altında topla-maktadır; korku, açlık, mal, canve ürünlerin eksiltilmesi.

Korku TestiYüce Allah (cc), Kendi rıza-

sını kazanmaları konusundakullarını, çeşitli şekillerde onla-rın, samimiyet ve azimlerinideneyerek ne kadar sabırlıolduklarını ortaya çıkarmakta-dır ki, bunlardan biri de korkutestidir.

İnsan, hayatını kuşatan herşeyden, onların kaybedilmesi,kendisine karşı çıkılması, ten-kit ve eleştiriye uğraması, baskıve zulüm görmesi, ihtiyaç içeri-sine düşülmesi gibi nedenlerlekorkar. Bu korkular, Mü’minleriçin yüce Allah’ın korkusuönüne geçmediği sürece pekfazla bir tehlike arz etmez.

“Sabret, senin sabrın ancakAllah iledir ve onlara üzülme, kur-dukları tuzaklardan da sıkıntıyadüşme.” (Nahl, 127)

Mü’minler, Allah yolundayaptıkları mücadelede, tağutisistemlerin zulüm ve baskıla-rından, sosyal hayatta içerisin-

Page 52: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

Sabır

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

5522

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

KAVRAM

de yaşadıkları yakın çevreleri-nin kınama ve tenkitlerindenbu mücadelede kaybedeceklerideğerlerinden hiçbir şekildekorkup çekinmemeli, bu düny-evi değerler onları Allah yolun-dan alıkoymamalı, sabırlaAllah yolunda mücadelelerinedevam etmelidirler.

“De ki: ‘Eğer babalarınız,oğullarınız, kardeşleriniz, eşleri-niz, akrabanız, kazandığınız mal-lar, düşmesinden korktuğunuzticaret, hoşlandığınız evler, sizeAllah’tan, Rasulü’nden ve O’nunyolunda cihat etmekten daha sev-gili ise o halde Allah emrini geti-rinceye kadar gözetleyin! Allah,fasık kavmi hidayete iletmez.”(Tevbe, 24)

Ne anne babaların engelle-meleri, çocukların isyankârtutumları, kardeşlerin düşman-ca tavırları, eşlerin hevalarınınpeşinde koşmaları, yakın akra-baların uzaklaşmaları ve ne deticari kazanç ve güzel evlerincazibeleri Mü’minleri, Allahyolundan alıkoyar.

Mü’minlerin, aile bireyleriile denenmeleri, fiziksel ve psi-kolojik olarak sabır testine tabitutulmalarıdır. Yüce Allah (cc),bu testi sabırla aşmaları halin-de Mü’minlere büyük mükâfat-lar vadetmektedir.

“Ey iman edenler, şüphesiz

eşlerinizden ve çocuklarınızdansize düşman olan vardır, onlardansakının; ancak affeder, yüzçevirirve bağışlarsanız, elbette Allah, çokbağışlayan, çok merhamet edendir.

Doğrusu mallarınız ve evlat-larınız bir fitnedir ve Allah, büyükmükâfat O’nun yanındadır.Öyleyse Allah’tan korkun, gücü-nüz yettiğince dinleyin, itaat edinve nefsiniz için en iyisinden infakedin. Kim, nefsinin cimriliğindenkorunursa, işte onlar, kurtulanlar-dır.” (Teğabun, 14-16)

Kurtuluşun yolu ve sonucubellidir; Allah yolunda, sahipolunan mal ve can gibi değer-lerden infak etmek, Allahyolundaki çalışmalarda engelteşkil eden eş, çocuk ve mallaraaldırış etmeden güç yettiğincesabırla mücadele etmek vesonunda yüce Allah tarafındanvadedilen büyük mükâfatlaraulaşmaktır. Sabretmeyenler, eş,çocuk ve mal endişesiyle müca-delelerini terk edenler ise işteonlar, hüsrana uğrayanlardır.

“Ey iman edenler, mallarınızve çocuklarınız sizi Allah’ı anmak-tan alıkoymasın ve kim bunuyaparsa işte onlar, hüsrana uğra-yanlardır.” (Münafikun, 9)

Eş ve çocuklar, Mü’minleriçin en öncelikli sınavdır; yüceAllah (cc) Mü’minleri bu konu-da uyarmakta, onlara aldananla-

Page 53: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

Sabır

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

5533

KAVRAM

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

rın hüsrana uğrayacaklarını bil-dirmektedir. Bazı eş ve çocuklar,Mü’minlerin, Allah yolundakiçalışmalarına direkt karşı çık-mamalarına rağmen, evde çıkar-dıkları huzursuzluklarla vetakındıkları olumsuz tavırlarlaonların, Allah yolundaki çalış-malarında daha verimli olmala-rını engellemektedirler.

Yüce Allah (cc), Tevhidiçalışmaları engellemediklerihalde evde çıkardıkları sorun-lar nedeniyle Mü’minleresorun çıkaran eşler konusundada Hz. Muhammed (as)’ın eşle-rini örnek vermektedir.

“Ey Nebi, eşlerine de ki: ‘Eğersiz, dünya hayatını ve süsünü isti-yorsanız, o halde gelin size eşyala-rınızı vereyim ve sizi güzel birboşama ile boşayayım; gerçektensiz, Allah’ı, Rasulü’nü ve ahiretyurdunu istiyorsanız, elbetteAllah, sizden güzel hareket edenle-re büyük bir mükâfat hazırlamış-tır.” (Ahzab, 28-29)

Mü’minler, bilinçli ya dabilinçsizce kendilerini Allahyolundan alıkoyan eş ve çocuk-larına karşı vahyi bilinci kuşa-narak hareket edecek, eşlerinin,hatalarında ısrar etmeleridurumunda onları boşayacak-tır. Mü’minlerin, kimi neden-lerle ve kaygılarla kendileriniAllah yolundan alıkoyan eşleri-

ne, kimi endişelerle sabretme-leri hiçbir şekilde mümkündeğildir.

Mü’minlerin Tevhidi müca-delelerine direkt engel olma-dıkları halde, dünyevi arzularıpeşinde koşan eşlerle ilgilihüküm açıktır; bunların, tevbeetmemeleri durumunda boşan-maları gerekir. Ancak yaptıkla-rına pişman olmaları duru-munda, Teğabun, 16. ayettebelirtildiği üzere, onları bağış-layacaktır.

Bazı eşler de, Tevhidi çalış-malara yeterince iman etmeye-rek, dünyevi kaygıları öneçıkartarak engel olmaktadırlar.Rasuller de, eş ve çocuklarıylailgili bu sınavı yaşamışlar,ancak onlar, emrolunduklarıgerçekleri duyurmaktan gerikalmamışlardır.

“Allah, kâfirlere, Nuh’un karı-sını ve Lut’un karısını misal verdi;ikisi, kullarımızdan iki salih kulun(nikâhı) altında idiler, ancak ikisi-ne ihanet ettiler, kocaları Allah’tanhiçbirşeyi onlardan savamadı: ‘İki-niz, ateşe girenlerle beraber girin’denildi.” (Tahrim, 10)

Bu durumda olan eşler,zaten küfür ve şirk içerisindebulunduklarından, Mü’min le -rin, böyle olan eşlerini derhalboşamaları gerekir. Babalarınınyolunda olmayan evlatların

Page 54: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

Sabır

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

5544

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

KAVRAM

hükmü ise, Hz. Nuh (as)’ınoğluna karşı sorumluluğu gibi-dir. Yüce Allah (cc), babasınıngetirdiği Tevhidi esasları kabuletmeyen çocuğun, Hz. Nuh(as)’ın ailesinden olmadığınıbildiriyor.

“Nuh Rabb’ine seslendi, dediki: ‘Rabb’im, şüphesiz oğlumbenim ailemdendir ve elbette seninsözün haktır ve sen hükmedenlerinhâkimisin!’

(Rabb’i) dedi ki: ‘Ey Nuh, şüp-hesiz o senin ailenden değildir;gerçekten o, iyi olmayan bir işyaptı, öyleyse hakkında bilginolmayan bir şeyi benden isteme,ben seni cahillerden olmaktansakındırıyorum!" (Hud, 45-46)

Ne eş, ne çocuklar, ne demal gibi dünyevi hiçbir şey,yüce Allah’tan, O’nun yolundamücadele etmekten ve Rasulul-lah (as)’ın, Tevhidi mücadelemetoduna uymaktan dahaönemli ve değerli değildir.Allah yolunda başa gelebilecekher türlü zorluk ve sıkıntı, sabırve metanetle atlatılmalıdır.

“Allah kuluna kâfi değil mi!Seni O’ndan başkalarıyla korkutu-yorlar, Allah kimi şaşırtırsa artık onahidayet veren olmaz.”(Zümer, 36)

Yüce Allah (cc), kullarınaseslenerek, yalnızca kendisin-den korkulmasını istemekte veancak bu durumda güzelliklere

ulaşacaklarını bildirmektedir.“(Tarafımdan) de ki: ‘Ey iman

eden kullarım, Rabb’inizden kor-kun, güzel davranan kimseler içinbu dünyada güzellik vardır.Allah’ın yeri geniştir, gerçektensabredenlerin mükâfatları hesapsızödenecektir.” (Zümer 10)

Açlık TestiAllah yolunda açlık da,

Mü’minler için önemli bir test-tir. Onlar, yoksulluk endişesi ilehelal olmayan hiçbir kazanca eluzatmadıkları gibi, yoksullaş-ma ve aç kalma endişesiyle deTevhidi mücadeleden, Rab’leri-ne karşı kulluk görevlerindenhiçbir şekilde geri duramazlar.

Aç kalma korkusu ile hara-ma bulaşmamak duygusuylasabretmek, Mü’minlerin çokönemli bir vasfıdır. Onlar,hayatlarında çok büyük sıkıntı-lar çekerler, yoksul olur, açkalırlar ancak kendileriniRab’lerinin yanında sıkıntıyasokacak herhangi bir yollakazanç elde etmeyi, rahat birhayat sürme adına, tağutamüracaatı öngören senet sepetimzalayarak evlerine taksit ilebir şey almayı düşünmezler,tağuta müracaat ederek haklarelde etmezler, yoksulluklarınasabrederler.

“Onlar, Allah anıldığı zamankalpleri ürperir, kendilerine isabet

Page 55: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

Sabır

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

5555

KAVRAM

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

eden şeye sabrederler, namazlarınıkılarlar ve kendilerini rızıklandır-dığımız şeylerden infak ederler.”(Hac, 35)

Mü’minler, çocukları konu-sunda da çok hassas davranır,gelecekleri temin etme adınaonları, gayri İslâmi, gayri ahla-ki işlerde çalıştırmazlar. Çünkübu, onları öldürmekle eşanlamlı bir davranıştır.

“Fakirlik korkusuyla çocukları-nızı öldürmeyin, onları ve sizi bizbesliyoruz; şüphesiz, onları öldür-mek büyük günahtır.” (İsra, 31)

Mü’minler, açlık ve fakirlikkorkusuyla kendilerine verilenemanetlere ihanet etmezler,hakları bulunmayan mallarıalmazlar. Bütün zorluklarakarşı Mü’minler, sabreder,Rab’lerine tevekkül ederler.

“Erginlik çağına erişinceyekadar en güzel bir tarz dışındayetimin malına yaklaşmayın, ahdevefa gösterin, zira ahitten mesul-sünüz.” (İsra, 34)

Mü’minler, sosyal hayatıniçerisinde herkesin alabildiğinelüks yaşadığı bir dönemde,diğer kişilere özenerek daha iyibir hayat yaşama adına banka-lardan kredi çekerek Allah’a veRasulü’ne savaş olan faizebulaşmazlar. Onlar, toplumdakınanmak ya da aşağılanmakduygusu taşımadan ellerindeki

imkânlar ölçüsünde hareketeder ve yaşarlar.

Yüce Allah (cc), SabredenKullarını Sevmektedir

Sabrın, en çok gösterilmesigereken yerlerden biri de hiçkuşkusuzdur ki, Allah yolundayapılan savaşta direnmek, sab-redip sonuna kadar mücadeleetmektir. Bu sabır Mü’minlere,yüce Allah’ın sevgisini kazan-dırmakta, Rab’lerinin kendileriile beraber bulunmalarını sağ-lamaktadır.

“Nice peygamberle beraberbirçok rabbaniler çarpıştılar; Allahyolunda isabet eden şeylerden yıl-madılar, zayıflık göstermediler,boyun eğmediler. Allah sabreden-leri sever.” (Al-i İmran, 146)

Davette Sabır ve Sebat EsastırDavet görevi, ağır bir

sorumluluktur; sabır, fedakâr-lık ve süreklilik ister; bu neden-le bu sorumluluğu çok az insanyüklenmiştir. Bunlar da, ancakKur’ani ölçülere teslim olan,Tevhidi ilkeler içerisinde hare-ket eden, şirk toplumlarınınkınama ve eleştirilerine aldırışetmeyen, İslâm karşıtı tağutisistemlerin baskı ve zulmün-den korkmayan kimselerdir.

Davet aşamasında, Müslü-man için mücadelenin en zorluyanı, hiç kuşkusuzdur ki sabır-

Page 56: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

Sabır

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

5566

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

KAVRAM

dır. Müşriklerin yalan, iftira,hakaret ve saldırılarına, küfürve şirk düzeninin baskı, işken-ce ve zulmüne, belamların ger-çekleri ters yüz edip saptırmave Hakkı gizleme faaliyetleri-ne, münafık ve fasıkların fitneve fücurlarına, onların seviye-lerine düşerek karşılık verme-den, Kur’an’ın belirlediği ölçü-ler içerisinde sabretmek.

“Onların söyledikleri şeyleresabret ve onlardan güzel bir ayrı-lışla ayrıl.” (Müzzemmil, 10)

Müslümanlar, şirk ve küfürcephesinin tüm saldırı, hakaret,iftira, baskı ve zulümlerinealdırmadan emrolunduklarışekilde hareket edip bütün zor-luklara göğüs gererek Tevhidigerçekleri ortaya koymalıdırlar.Hiç kimse ilahi mesaja kulakvermese bile Müslüman birey,davetini sürekli bir şekildeduyurup Rabb’ine tevekkülederek yoluna devam etmelidir.

Yüce Allah (cc), Tevhidimücadelenin, davet ve uyarıgörevinin hiçbir şekilde kesin-tiye uğramamasını istemekteve bu görev ve mücadelenindavetçilerin ölümüne kadarsürdürülmesi gerektiğini vur-gulamaktadır.

“Andolsun ki, onların söyle-diklerine senin göğsünün daraldı-ğını biliyoruz; o halde sen,

Rabb’ini hamd ile tespih et vesecde edenlerden ol ve sana yakingelinceye kadar Rabb’ine kulluket!” (Hicr, 97-99)

Tağuti küfür sisteminindesteğindeki seviyesiz kişile-rin, kafalarını örümcek bağla-mış çağın gerisinde kalmışzavallıların, İslâmi gerçeklerisaptırmak için tağuti sistemtarafından makam ve mevki ileödüllendirilip görevlendirilmişajanların, zorbaların tehdit,hakaret ve iftiralarına karşıMüslüman sabretmelidir. Busabır, ilahi hüküm uyarınca herşeyi en güzel şekilde düzenle-yen yüce Allah’ın takdir ettiğizamana kadar sürmelidir.

Kur’an’da, davetçiden sü -rekli sabretmesi istenmektedir;yüce Allah (cc), uyarı görevininzorluklarına dikkatleri çektik-ten sonra davetin sabırla yapıl-masını emretmekte, sabırsızlı-ğın davetçinin aleyhinde olaca-ğını, Hz. Yunus (as)’ı örnekvererek bildirmektedir.

“Sen Rabbinin hükmüne sab-ret, balık sahibi (Yunus) gibi olma;hani o, sıkıntıdan yutkunarak duaetmişti.” (Kalem, 48)

Davetin belli bir süresi yok-tur, bu süre, ancak davetçilerinölümü ile noktalanacaktır. Biriki anlatmadan sonra, inanmı-yorlar diye daveti bırakmak Hz.

Page 57: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

Sabır

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

5577

KAVRAM

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Yunus (as)’ın yaptığını yapmakolur ki bu durumu yüce Allah(cc), “balık sâhibi (Yunus) gibiolma” buyurarak yasaklamakta-dır. Davet, tıpkı Hz. Nuh (as)gibi 950 sene de sürse, devamedecek sürekli anlatılacak, şirkiçerisinde yüzen insanlar vesaptırıcıları, vahyin nurunadavet edileceklerdir.

Davet görevi, insanın haya-tını kuşatan bir sorumluluk vegörev olduğu, davetçilerin sonnefeslerine kadar daveti sür-dürmeleri gerektiği konusundayüce Allah (cc), Hz. Nuh (as)’ıörnek vermektedir.

“Andolsun biz, Nuh’u kavmi-ne gönderdik, onların arasında binseneden elli yıl eksik kaldı, sonun-da haksızlık etmekte olan insanlarıTufan yakaladı.” (Ankebut, 14)

İlahi mesaj, evrensel ve çağ-larüstü bir niteliğe sahiptir, birdefada anlatılıp bırakılacak birgörev değildir. Bu nedenle davetulaştırılan insanlarla bir andabağı koparıp gitmek doğru değil-dir. Azim ve sabırla davet ortayakonulmalı ve sürdürülmelidir.

“Ey Oğlum, namazı kıl, iyiliğiemret, kötülükten nehyet ve sanaisabet edene sabret; muhakkakbunlar kesin yapılacak işlerden-dir.” (Lokman, 17)

Bir mücadele süreklilikister, sürekliliği olmayan bir

çalışma, hiç yapılmamış gibi-dir. Bir mücadelenin yıllarcasürdürülüp son yıllarda bıra-kılması halinde boşa gideceğin-den sahibine hiçbir şey kazan-dırmaz. Bu nedenle başlatılanbir mücadele ve uyarı görevi,hiçbir şekilde kesintiye uğratıl-madan sürdürülmelidir.

Hangi gerekçe ile olursaolsun, Tevhidi mücadeleyiyarıda bırakmak daveti yarıdabırakan kişiler için ağır birsorumluluk getirecek ve kişiyi,kıyametin o zorlu günündehesabını veremeyecek birduruma sokar. Yüce Allah (cc),Sur’a üflendiği günün kâfirleriçin kolay olmadığını bildirir-ken bu aynı zamanda davetiyarıda bırakanlar için de biruyarıdır.

Sabırsızlık, Gerçeği Öğren -meye Engeldir

Yüce Allah (cc), Mü’minkullarına her halükârda sabret-melerini bildirmekte, ancak budurumda Kendi yolundamücadele edilebileceğini verızasının kazanılacağını bildir-miştir.

“Sabrederek nefsini, sabahakşam rızasını isteyerek Rab’lerineçağıran kimselerle beraber tut vegözlerin, onlardan sapmasın. Kal-bini, bizi anmaktan alıkoyduğu-muz, hevasına uyan ve işi, hep aşı-

Page 58: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

Sabır

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

5588

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

KAVRAM

rılık olan kişiye, dünya hayatınınziynetini isteyerek itaat etme.”(Kehf, 28)

Kur’an’da, sabırsızlığın,gerçeği öğrenmeye engel oldu-ğu, Hz. Musa (as) ile kendisineilim verilen adamın kıssasınıörnek vererek açıklanmaktadır.

“(Musa), dedi ki: ‘İşte aradığı-mız şey; böylece izlerinin üzerinitakip ederek geri döndüler.

Nihayet, kullarımızdan bir kulbuldular ki, biz ona katımızdan birrahmet vermiştik ve ona tarafımız-dan bir ilim öğretmiştik. Musa onadedi ki: ‘Sana öğretilen doğru şey-den, bana öğretmen konusundasana tâbi olabilir miyim?’

(O da): ‘Ancak sen benimleberaberliğe sabretmeye güç yetire-mezsin ve iç yüzünü kavrayama-dığın bir şeyde nasıl sabredecek-sin?

(Musa) dedi ki: ‘İnşaAllah,beni sabredici bulursun ve seninemrine asi olmam.’

(O) dedi ki: ‘O halde eğer banatabi olacaksan ben sana anlatınca-ya kadar bir şey hakkında banasoru sorma.’

Bunun üzerine gittiler, nihâ-yet bir gemiye bindikleri zamanonu deldi. (Musa): ‘Halkını boğ-mak için mi gemiyi deldin, gerçek-ten sen çok tehlikeli bir iş yaptın!’dedi.

(O da) dedi ki: ‘Demedim mi,

sen gerçekten benimle beraberliğesabretmeye güç yetiremezsin’ dedi.

(Musa) dedi ki: ‘Unuttuğumşeyden ötürü beni cezalandırma vebana bu işimde bir güçlük çıkar-ma.’

Yine gittiler, nihâyet birçocukla karşılaştılar, (O kul)hemen onu öldürdü. (Musa): ‘Bircan karşılığı olmaksızın temiz bircanı mı öldürdün! Doğrusu sen,görülmemiş bir iş yaptın!’ dedi.

(O) dedi ki: ‘Ben sana deme-miş miydim sen gerçekten benimleberaberliğe sabretmeye güç yetire-mezsin’

(Musa) dedi ki: ‘Eğer bundansonra sana bir şey sorarsam, artıkbana arkadaş olma, doğrusu benimtarafımdan sana bir özür ulaşmış-tır.’

Yine gittiler, nihâyet bir kasa-ba halkına vardıklarında oranınhalkından yemek istediler, fakatonları misafir edinmekten kaçındı-lar; derken orada yıkılmağa yüztutan bir duvar buldular; hemenonu doğrulttu. (Musa): ‘Şayetdileseydin buna karşılık bir ücretalırdın,’ dedi.

Dedi ki ‘Bu, benimle seninaramızın ayrılmasıdır, sana sab-retmeye güç yetirmediğin şeylerinyorumunu haber vereceğim.

Evvela o gemi, denizde çalışanyoksulların idi, onu kusurlu yap-mak istedim, onların ilerisinde her

Page 59: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

Sabır

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

5599

KAVRAM

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

(sağlam) gemiyi zorla alan bir kralvardı. O çocuğa gelince, onunannesi babası Mü’min kimselerdi,onlara azgınlık ve küfür sardırma-sından korktuk. Bu yüzden istedikki Rab’leri, onun yerine onlaraondan daha hayırlısını, daha temizve daha merhamete yakınını ver-sin.

Duvar ise şehirde iki yetimçocuğun idi, altında onlara ait birhazine vardı ve babaları da salih birkimse idi. Rabb’in istedi ki ikisigüçlü çağlarına ulaşsınlar veRabb’inden bir rahmet olarak hazi-nelerini çıkarsınlar. Bunları, benkendi görüşümle yapmadım, iştebu, sabretmeye güç yetirmediğinşeylerin yorumudur.” (Kehf, 67-82)

Mü’minler, gerek bir ilimmeclisinde, gerekse bir şeyiöğrenme konusunda olsun,sonuna kadar beklemeli, konubittikten sonra soruları varsasormalıdırlar. Hz. Musa (as) sab-retmiş olsaydı, belki çok dahafazla şeyler öğrenecekti, ancaksabırsızlığı, diğer öğrenecekleri-ne kavuşmasını engelledi.

Sabretmek, Rasullerin Vas -fıdır

Sabır, rasullerin vasıfların-dandır; onlar, yüce Allahyolunda, Tevhidi esaslarınduyurulması sırasında, karşı-laştıkları tüm zorlukları, sabırzırhı ile aşarak Rab’lerini razı

etmişlerdir. Yüce Allah (cc),sabretmenin rasullerin vasıfla-rından olduğu örneğini vererekMü’minlerin de sabırlı olmala-rını istemektedir.

“O halde sabret sen de, azimsahibi rasullerin sabrettikleri gibi;onlar için acele etme. Onlar, vade-dildikleri şeyi gördükleri gün,(sanki) gündüzün bir saati dışındakalmamış gibi olurlar. (Bu), birtebliğdir; öyleyse fasık kavimdenbaşkası mı helak edilecektir.”(Ahkâf, 35)

“Sabret, onların dedikleri şeyle-re ve güç sahibi Davud’u hatırla;doğrusu o, çok yönelirdi.” (Sad, 17)

Her rasulün bir konuda engüzel örnekliği bulunduğugibi, Hz. Eyyüb (as) da, sabrınsimgesi, en güzel örneğidir;uzun zaman boyunca uğradığıhastalığa karşı gösterdiği sabırve metaneti, kullardan çok azkimse gösterebilir.

“Ve eline bir demet sap al, böy-lece onunla vur ve sakın yemininibozma; gerçekten Biz onu, sabre-der bulduk; nimet verilmiş birkuldu; daima (bize) yönelirdi.”(Sad, 44)

Tevhidi esasları kendi top-lumlarına ulaştırmaya çalışanRisalet önderleri de, bu zorlumücadelelerini, sabrederekbaşarabilmişler ve Rab’lerininrahmetine mazhar olmuşlardır.

Page 60: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

Sabır

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

6600

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

KAVRAM

“İsmail, İdris, Zülkifil’i de;hepsi de sabredenlerdendi; onlarırahmetimize soktuk, çünkü onlarsalihlerdendi.” (Enbiya, 85-86)

“Zekeriya da; Rabb’ine duaetmişti: ‘Rabb’im, beni tek bırak-ma! Sen, vârislerin en iyisisin.”(Enbiya, 89)

Tevhidi gerçeklerin ortayakonulması sırasında, inkârcıkâfirler, Hakkı batılla bulayanSamiri soylu bel’amlar, İslâmhakkında olmadık seviyesiz söz-ler sarf eder, gerçekleri gizleyipbatılın yayılmasına neden olur-lar, Müslümanlara en seviyesizşekilde hakaret edip saldırırlar.İşte bu durumda bile onlarakarşı en güzel bir biçimde karşı-lık verilmeli, çünkü yüce Allah(cc) bunu istemekte ve bu konu-da en güzel örnek edinmemiziistediği Rasulullah (as)’danörnek vererek böyle hareketetmemizi bildirmektedir.

“Kötülüğü en güzel şeyle sav,Biz, onların vasıflandırmalarını eniyi bileniz ve de ki: ‘Rabb’im, şey-tanların dürtüklemelerinden sanasığınırım.” (Mü’minun, 96-97)

“Sana getirdiğimiz gerçek veen güzel açıklama dışında onlar,sana hiçbir misal getiremezler.”(Furkan, 33)

Davet zincirinin günümüzhalkasını oluşturan Müslümandavetçiler, bu kutlu halkanın

tüm özelliklerini üzerlerindetaşımalıdırlar ki, davet görevle-rinde kendilerinden öncekile-rin yoluna uyup onlar gibidaveti ortaya koyabilsinler.Küfür ve şirk cephesinin tah-rikleri, Müslümanları üzerindebulundukları doğru yoldankaydırmamalıdır.

Sabır, Davetin Sürekliliği-ni Sağlar

Fedakârlık ve süreklilik,davet görevinin vazgeçilmeziki temel unsurudur, bunlar-dan birisinin yokluğu, davetişlevinin yitirilmesine sebepolur. Bu iki temel unsurunsabırla bütünleşmesiyle davetgörevi istenilen düzeye ulaşır.Risalet tarihinde davet göreviniüstlenen Risalet önderleri veonların yolunda giden Tevhiderleri hep bu çerçevede hareketetmişlerdir.

Tüm zorluklara, baskı veişkencelere rağmen nebevidavet, gece gündüz denilme-den her ortam ve şartta sabırlaortaya konulmuş, insanlarındaveti kabul edip etmedikleri-ne bakılmaksızın gizli ve açıkbir şekilde sürdürülmüştür.Risalet önderi rasuller ve Tev-hid erleri, hayatlarının sonunakadar bıkıp usanmadan, kor-kup saklanmadan tüm değerle-rini ve hayatlarını ortaya koya-

Page 61: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

Sabır

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

6611

KAVRAM

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

rak Tevhidi esasları insanlaraduyurmaya çalışmışlardır.

Tevhidi mücadelenin, bireyya da devlet anlamında hedefi-ne ulaşması ancak sabretmeklemümkün olabilir. Her türlüzorluğa, çile, sıkıntı ve tepkiyekarşı yalnızca Allah için sabre-dip mücadeleyi ve uyarı gör-evini, tahriklere, hevai arzu veisteklere kapılmadan sürdür-mekle istenilen amaca ulaşıla-bilir. Zaten yüce Allah’ın, davetgörevini üstlenenlerden deistediği bundan başka bir şeydeğildir.

İslâmi davet, yüce Allah’ınbelirlediği ölçüler içerisindeortaya konulur, Müslümanlar,belirlenen esaslara göre hareketetmekle mükelleftirler. Onlar,davet sırasında, Risalet tarihin-de örnekleri görüldüğü üzere,birçok zorluk, sıkıntı ve tepkiile karşılaşacaklardır. Bütün butepki ve zorluklar Müslümandavetçileri yollarından alıkoy-mamalı, davalarından tavizverdirmemeli ve belirlenenölçüler dışında bir metoda baş-vurmamalıdırlar.

Davet, sabır gerektirenzorlu bir görevdir; bu göreviüstlenen Müslümanlar, görev-lerini yerine getirirlerken hiçbirşeyden yılmayacak, her türlüzorluğa karşı sabırla mücadele-

lerini sürdüreceklerdir. İstersedavete hiç kimse icabet etme-sin, onlar, yılmadan, usanma-dan, durup dinlenmeden, gecegündüz demeden, gizli ve açıkbir şekilde anlatmalıdırlar.

Risalet tarihinde davetçile-rin, çok büyük sıkıntı ve zor-luklarla karşılaştıkları açıktır.İnsanlar, kendilerine gelen ilahimesajı reddetmişler, davetiortaya koyan davetçilere, akılalmaz hakaretlerde bulunmuş-lar, en vahşi şekilde onlara sal-dırmışlar, işkenceler yapmış-lardır. Onlar, karşılaştıklarıtüm zorluklara rağmen hiçbirşekilde durmamışlar, susma-mışlar, sabırla yollarına devametmişlerdir.

“Sen Rabb’inin hükmüne sab-ret, balık sâhibi (Yunus) gibiolma” uyarısı doğrultusundahareket eden Hz. Muhammed(as), müşriklerin kendisine vearkadaşlarına karşı yaptıklarıonca zulüm ve baskıya rağmenMekke’de, onüç yıl boyuncadurup dinlenmeden davetiortaya koymuştur. Bu süre içe-risinde davetine çok az icabetedilmesine rağmen o, hiçbirzaman umutsuzluğa kapılma-mış, gevşememiş ve davetibırakmamıştır. Her şeydenönemlisi de kendisine düşman-lık yapıp saldıran kişilere ve

Page 62: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

Sabır

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

6622

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

KAVRAM

her vesile ile defalarca gitmişonları, Tevhidi esaslara davetetmiştir. Hz. Muhammed (as),kabul etmiyor ve kendisine sal-dırıyorlar diye muhatapların-dan yüz çevirmemiştir.

Sabredenler, Kurtuluşa ErerlerYüce Allah (cc), rızası için

yapılan hiçbir şeyi karşılıksızbırakmadığı gibi sabredenleride karşılıksız bırakmamış, onla-ra sabretmelerinin karşılığınıhesapsız vermiş, başlarına gelenher türlü sıkıntı ve musibetlerekarşı sabredenlerin kurtuluşaereceklerini müjdelemiştir.

“Şüphesiz Ben, bugün onlarasabretmelerinin karşılığını ver-dim; işte onlar, kurtuluşa erenle-rin ta kendileridir.” (Mü’minun,111)

“Andolsun asra, muhakkak kiinsan hüsrandadır; iman edipsalih amel işleyen, Hakkı tavsiyeeden ve sabrı tavsiye edenlerbaşka.” (Asr, 1-3)

Her asırda, insanların hüs-randa olduğu bir dönemde,çeşitli sıkıntılara katlanarakAllah yolunda Hakkı tavsiyeetmekte ısrar edip sabredenler,Rab’lerini razı etmiş, kurtuluşaermişlerdir.

Sabredenlere Mükâfatlarıİki Defa Verilir

Sabır, acı bir ilacın içilmesigibidir ki, sonunda şifa ve

sıkıntılardan kurtuluş vardır.Yapılan her türlü hakaret, iftira,saldırı ve baskılara, zulüm veişkencelere karşı sabretmek,karşılık vermeden durmakelbette çok zor bir durumdur.Ancak âlemlerin Rabb’i “Onla-rın dediklerine sabret” diyeemretti mi, Müslümanlar içinakan sular durur ve psikolojikhiçbir sıkıntı, bedeni hiçbirrahatsızlık duymadan isteye-rek sabrederler.

“Zulme uğradıktan sonraAllah yolunda Hicret edenleri,dünyada güzelce yerleştireceğiz;şayet bilmiş olsalardı ahiret mükâ-fatı daha büyüktür. Onlar, sabre-derler ve Rab’lerine tevekkül eder-ler.” (Nahl, 41-42)

“İşte onlara, sabretmelerindendolayı mükâfatları iki defa verilirve onlar, kötülüğü güzelliklesavarlar, rızıklandırdığımız şey-lerden infak ederler.” (Kasas, 54)

Sıkıntısı gibi mükâfatı daçok olan sabır kuşanmak, busabırla sürekli bir şekilde bilen-meli, bilgilenmeli, olgunlaşma-lı, pişerek direnç kazanılmalı,dopdolu bir bilince ulaşılmalı-dır. İşte bu durumda yüceAllah (cc) yapılanları mükâfat-landıracaktır.

“Sabret, şüphesiz Allah, iyilikyapanların ecrini zayi etmez.”(Hud, 115)

Page 63: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

Sabır

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

6633

KAVRAM

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Yüce Allah’ın rızasını vemüjdelediği cenneti kazanmak,makamların en yücesine ulaş-mak için sabretmeli, böylecehem önceki elçilerin vasfı kaza-nılmalı, hem de bu zorlu yollar-da onca çile ve sıkıntılara karşısabreden önceki rasullerle veTevhid erleri Müslümanlarlabuluşmak için sabredilmelidir.

Başa gelen onca bela, çeki-len her türlü sıkıntı ve eza,Allah yolunda Tevhidi esasla-rın anlatılması uğrunda karşı-laşılan zorluklara sabretmekelbette oldukça zordur, ancakbu zorluğun bedeli de o orandabüyüktür. Bu mükâfatların enbüyüğü de hiç kuşkusuzdur ki,yüce Allah’ın sabredenlerleberaber bulunması, onları sev-mesi ve dünya hayatınınsonunda onlara mükâfatlarınıkat kat vermesidir.

“İşte onlar, sabrettiklerindendolayı yüksek mevkilerde mükâfat-landırılacaklar, orada yaşama sela-mıyla karşılanacaklar. Orada ebedikalacaklardır, ne güzel kalınacakmakamdır!” (Furkan, 75-76)

Mü’minler, elbette yaşadık-ları hayatta her şey ile imtihanedilerek sabırları denenmekte,böylece Rab’leri tarafından se -vilmekte, O’nun yanında de re -celeri artmakta, büyük mükâfat-larla müjdelenmektedir.

“Onlar, Rab’lerinin yüzünüarzu ederek sabrederler, namazla-rını kılarlar, rızıklandırdığımızşeylerden gizli ve açık infak eder-ler, kötülüğü güzellikle savarlar.İşte onlar, dünya akıbetleri onla-rındır.” (Rad, 22)

“Kendilerine ilim verilmişkimseler: ‘Yazık size, iman eden veiyi amel işleyen kimse içinAllah’ın sevabı daha hayırlıdır vebuna ancak sabredenler kavuştu-rulur’ dediler.” (Kasas, 80)

Sonuç olarak Mü’minler,üzerinde bulundukları Allahyolunda ve Tevhidi mücadele-lerinde, başarı elde edebilmele-ri, Rab’lerinin rızasına, sevgi vemükâfatlarına ulaşabilmelerive en önemlisi de Rab’lerininkendileri ile beraber bulunabil-meleri için Rab’lerine duaetmeli, O’ndan yardım isteme-lidirler.

“…Rabb’imiz, üzerimize sabırboşalt, ayaklarımızı sabit kıl ve okâfirler kavmine karşı bize yardımet” (Bakara, 250)

Page 64: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

KıyâmetSûresi

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

6644

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

İnsan, gerek yaratılışındakifıtratı ve sonradan gönderilenilahi vahiy yoluyla kendisineyüklenilen mükellefiyeti gere-ği, gerekse düşünen, konuşan,hareket eden biri olması hasebiile sorumluluk taşıyan bir var-lıktır. Sorumluluğunun bilin-cinde yaşayan, yaptıklarınınhesabını vereceğini bilen, duy-guları ile değil aklıyla hareketeden insanlar, hem istikrarlı birhayat sürmekte, hem huzurluve mutlu olmakta, hem de gele-ceğe umutla bakabilmektedir-ler. İşte bunlar, ahiret hayatın-da kurtuluşa eren, orada damutlu olan kimselerdir.

Heva ve hevesini ölçü edi-nen, yaratılışlarının asıl gayesi-ni ve sorumluluklarını unutan,yaptıklarının hesabını verecek-lerini düşünmeyen ve dünyahayatını önceleyen kimselerise, hem dünya hayatındahuzursuz ve mutsuzdurlar,hem de ahiret hayatında ziyanauğrayan ve cehennem azabınamüstahak olan kimselerdir.

İnkâr, sadece var olan ger-çekleri yalanlamak ve kabul-

lenmemek değildir; inkâr, aynızamanda var olan gerçekleriönemsememek, bu gerçekleriyaşamının dışına itmek ve ikin-ci plana atmaktır da. Bu neden-le, yaşamlarını vahyi esaslaragöre düzenlemeyen, bu esaslarıönceleyip dünyevi tüm değer-lerinin üstünde tutmayan kim-seler, bu gerçeklerin var oldu-ğunu iddia etmiş olsalar bile,vahyi esasları inkâr edip kabuletmeyen kimseler gibi inkârcı-dırlar.

Vahyi esaslar doğrultusun-da yaşamayan kimseler için nevarsa dünya hayatında vardırve onlar, ölmeyecekmiş gibidünya hayatında zevk ve sefaiçerisinde bir yaşam sürerler,ahireti ve hesap vermeyi akılla-rına bile getirmezler.

Her şeyin bir başlangıcıolduğu gibi, bir sonu da vardır.Bu kural, insan için de, dünyaiçin de geçerlidir ve her insan,er-geç ölecek ve yaptıklarınınhesabını tek tek verecektir.Hesap verme bilinci, insanı herzaman duyarlı ve ölçülü hare-ket etmeye sevk eder. Duyarlı

Kıyâmet Sûres iK ıyâmet Sûres i

tefsir

Page 65: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

KıyâmetSûresi

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

6655

ve sorumlu hareket eden kim-senin hata yapma ve yanılmapayı, yaşamında çok az yertutar ki bu, insan için dünya veahirette bir başarı ve kurtuluş-tur.

Yaptıklarının hesabını vere-ceklerini düşünmeyenler,yaşamlarında ölçüsüz veduyarsızdırlar. Bu nedenle,sürekli hata ve günah işleyerekhem kendilerini küçültürlerhem de günahlarının artmasınedeniyle ahiret hayatındaziyana uğrarlar.

Kıyamet suresi, yüceAllah'a hesap vereceğini unu-tan, sorumluluk bilincini yiti-ren insanın, dünya hayatındanasıl başıboş bir hayat sürdü-ğünü, davranış ve yaşayışındaahireti inkâr edişini gözlerönüne sermekte ve unların ahi-retteki çırpınışlarını ve zavallı-lıklarını haber vermektedir.

Bu sure, sorumluluklarınıbildikleri halde bu sorumluluk-larını yerine getirmeyenlerin,ahiret hayatında gerçekle yüz-yüze geldiklerinde nasıl hayıf-landıklarını, kendilerini nasılkınadıklarını, pişmanlıklarını,zelil düşüşlerini ortaya koy-makta, insanların böyle birduruma düşmeden önce kendi-lerini düzeltmelerini istemekte-dir.

Bu sure, İslami gerçeklerikendi hevalarına uyduranları,dünya hayatında başıboş birşekilde yaşamalarına rağmen,ahiret gününde mazeretler ilerisürmek için nasıl çırpındıkları-nı, ancak bu çırpınışlarınınkendilerine hiçbir fayda sağla-madığını ortaya koymaktadır.Bu nedenle, insan bu durumadüşmeden önce dünya hayatın-da iman ettiğini iddia ettiğivahyi esaslara uygun hareketetmeli, hata ve aşırılıklarını buölçü içerisinde gidermelidir.Aksi halde kıyamet günü hiçbirmazeret kendisine fayda ver-meyecek ve hüsrana uğraya-caktır.

Sorumsuzca yaşayan birisi-nin gerçekleri kabul etmesioldukça zordur; bu kimse, iste-mese de kabul etmese de o red-dettiği gerçeklerle er-geç karşı-laşacaktır. Ancak o zaman işişten çoktan geçmiş olacağı içingeri dönüş ve yapılan hatalarıngiderilmesi mümkün olamaya-caktır. İşte kıyamet suresi,sorumsuzca yaşayanlara bugerçeği anlatmakta, ölüm vehesap verme gerçeğiyle yüzyü-ze gelinmeden önce vahyi ölçü-lere uygun hareket edilmesiniistemektedir.

Surenin Açıklaması1-2- Hayır, yemin ederim

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Page 66: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

Kıyamet gününe ve yo, yemin ede-rim kendini çok kınayan nefse ki,

Surelere yeminle başla-mak, Mekki surelerin özellikle-rinden birisidir; daha öncekibirçok surede de ifade edildiğiüzere yemin, anlatılan konuyakuvvet kazandırmak ve müş-riklere bir uyarıda bulunmakiçindir. Ayrıca yemin edilenkonular ve objeler, sureninkonusuyla çok yakından ilgilive sureye adeta bir giriş niteli-ğindedir.

Bu surede, kıyamet gününeve kendini kınayan nefseyemin edilmekte, kıyamet veinsan unsuru işlenmektedir. Bunedenle de surenin konusu ileörtüşen iki objeye yemin edil-mektedir.

Yemin ederim Kıyametgününe ve yemin ederim ken-dini kınayan nefse. Kıyametgününde, tüm gerçekler ortayaçıktığında insan, dünyada yap-tıkları işlerin vahyi esaslarlauyuşmadığını, yüce Allah’ınrızasına uygun olmadığını,hevasını ölçü edindiğini açıkbir şekilde görecektir. İşte ozaman insan, kendi nefsinikınayacak, yaptıklarına pişmanolacaktır.

İnsanın, kıyamet günü nef-sini kınamasının iki nedeni var-dır; birincisi, dünya hayatında

vahyi gerçekleri inkâr etmesi;ikincisi ise, vahyi esaslaraiman ettiğini iddia etmesinerağmen bu vahyi esaslarauygun yaşamaması ve hevasınıölçü edindiği halde vahyeuyduğunu zannederek hareketetmesidir.

İnkâr Nedeniyle İnsanınKendisini Kınaması

İnsan, dünya hayatındailahi hiçbir kurala bağlı olma-dan kendisini yaratanı unuta-rak, başıboş yaşayacağını zan-nederek yaratılış gayesindengafil olarak hayatını sürdürür,yaşamını, kendi arzuları doğ-rultusunda düzenler, hayatınınmerkezine nefsini alır, onuniçin çalışır.

Rabb’inden kendisine gön-derilen vahyi esasları ve Risaletönderlerini söz ve davranışlarıile yalanlayan insan, yeryüzün-de ya kendi hevasını ölçü edi-nerek ya da kendisi gibi beşerolan başkalarının koyduklarıkuralları esas alarak yaşamınısürdürür. Böyle bir kimsenin,ahiret hayatı diye bir endişesiyoktur, ancak inkârcı kimsenin,ahiret inancı olmasa da sonun-da o, yalanladığı hayatla karşı-laşacaktır.

“Artık o, bir tek haykırıştan,işte o zaman onlar bakıyorlar vederler ki: ‘Yazık bize, bu din günü-

KıyâmetSûresi

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

6666

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Page 67: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

KıyâmetSûresi

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

6677

dür! Bu, kendisini yalanlamışolduğunuz hüküm günüdür!’‘Toplayın zulmedenleri, onlarıneşlerini ve tapmış olduklarını.’(Saffat, 19-22)

“O gün kabirlerden süratleçıkarlar; onlar, dikilenlere benzergibidirler. Gözlerini korku, onlarızillet kaplar; işte bu, vadedilmişolan gündür.” (Mearic, 43-44)

Hayat kısa ve geçicidir;dünya hayatındaki yaşamısona eren insan, kıyamet günüacı gerçeklerle yüzyüze gele-cektir. İşte o zaman dünyadaRabb’inden kendisine gönderi-len vahyi esasları ve Risaletönderlerini reddedişine, onlarıyalanlayıp bu ilahi esaslara sırtdönüşüne, hevasını ve diğerinsanların hevalarını ölçü edi-nişine pişman olacaktır. Ancakne yazık ki o gün iş işten çoktangeçmiş olacak ve pişmanlığıkendisine hiçbir fayda sağla-mayacaktır.

“Onlar, (insanları) ondanuzak tutuyorlar ve kendileri deondan uzak duruyorlar; böyleceyalnız kendilerini helak ediyorlarfarkında değiller!

Şayet ateşin üzerinde durdu-ruldukları zaman bir görsen; der-ler ki: ‘Ah keşke biz geri döndürül-seydik ve Rabb’imizin ayetleriniyalanlamasaydık, Mü’minlerdenolsaydık!’ (En’am, 26-27)

Bu ilahi gerçekler, yüceAllah’ı, O’nun gönderdiğivahyi esasları ve rasulleriniyalanlayıp inkâr edenlerin, ger-çeklerle yüzyüze gelişlerindeiçine düştükleri acı durumugözler önüne sermektedir.İnkârcıların zillet içerisindekihallerinin, pişmanlıklarının veçırpınışlarının Kur'an'da veril-mesi, o gün gelmeden önceonların, akıllarını kullanarakgerçekleri görmeleri ve Rab’le-rine iman edip O’nun gönder-diği Tevhidi esaslara teslimolmaları içindir.

Akıllı insan, kendisinefayda ve zarar verecek şeyleribilir ve zararlı şeylerden kaçı-narak yararlı şeylere yönelir vekendisini zor duruma sokmak-tan kaçınır. Yine akıllı insan,kendisinin, hayatın ve kâinatınbaşıboş olmadığını, bunlarıidare edip yöneten, nizamkoyup gözeten bir varlığınolduğunu düşünerek, aklede-rek ve eşyanın tabiatına, kâina-tın muazzam yapısına bakarakbilir.

Aklını devre dışı bırakmış,heva ve hevesini her şeyinönüne koymuş, beşeri yasalarıölçü edinmiş kimseler, düşün-me yeteneğinden yoksunoldukları için Rab’lerine şirkkoşup isyan eder, O’nun gön-

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Page 68: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

derdiği ilahi mesajı ve elçileriniyalanlayıp inkâr ederler.

İnsan, üç günlük dünyahayatı için gece gündüz deme-den çalışır, çabalar, rahat biryaşantı için uğraşır, didinir.Ancak ne gariptir ki, ebedihayatı için hiçbir çaba sarfetmez. İşte bu anlamda insan,Kur’an’ın ifadesi ile ‘zalim vecahildir,’ kısa bir yaşam için herşeyi yapan insan, ebedi hayatıiçin yapılması gerekenleriihmal eder, bunları yapmaya-rak kendisine zulmeder, ebedihayatında zillet içerisinde alça-lır ve ebedi azaba duçar olur.

İnsanın, Zanla Hareket Ne -deniyle Kendisini Kınaması

Vahyi esaslar ve rasullerinuygulamaları apaçık bir şekildeortaya koyduğu halde bazıkimseler, bu gerçekleri olduğugibi alıp kabul etmezler ve yaifrata ya da tefrite saparak bugerçekleri karıştırır, kendi zan-larını ya da önder edindiklerikişilerin arzu ve isteklerini ölçüedinir, dinden zannederekonlara tabi olurlar.

İslâm dışı şeyleri İslâm’danzannederek bunlara şaşmazesaslar gibi tabi olanlar, buşekilde yüce Allah’ı razı edebi-leceklerini düşünürler, ancakkıyamet günü o apaçık gerçek-leri gördüklerinde ise yapacak-

ları bir şeyleri kalmadığındankendilerini kınamaya başlarlar.

Son pişmanlık, dünyada daahirette de kişiye hiçbir zamanbir fayda sağlamaz. Bu nedenleinsanın, kıyamet günü pişman-lık duyup nefsini kınamasınınkendisine bir faydası dokun-mayacaktır. Çünkü yüce Allah(cc), dünyada insanlara kitapla-rını göndermiş, rasullerini deörnek olarak göstermişti.Ancak onlar, yüce Allah’ınkitabına ve rasullerine uyacak-ları yerde, kendi hevalarını yada örnek edindikleri kimselerinistek ve arzularını veyahutbeşeri sistemlerin kanun vekurallarını ölçü edinerek sap-mışlardı.

“İyi bil ki, hâlis din yalnızAllah’ındır; O'ndan başka velileredinenler: ‘Biz onlara, bizi Allah’adaha fazla yaklaştırmaları dışındaitaat etmiyoruz’ (derler); şüphesizAllah, aralarında, ihtilaf ettiklerişeyde onlara hüküm verecektir.Allah, yalancı, kâfir kimseyi hida-yete iletmez.” (Zümer, 3)

“Onlar, kendilerine yardımedilir umuduyla Allah'tan başkailahlar edindiler.” (Yasin, 74)

“Allah'tan başka, yakınlıksağlamak için edindikleri ilahlar,onlara yardım etselerdi ya! Bila-kis, onlardan kayboldular; bu,onların yalanları ve uydurmuş

KıyâmetSûresi

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

6688

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Page 69: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

KıyâmetSûresi

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

6699

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

oldukları şeylerdir.” (Ahkâf, 28)Yüce Allah (cc) tarafından

bildirilen bu ilahi gerçeklererağmen bazı kimseler, bu ger-çekleri bir yana bırakarak,kendi zanlarından ya da önderedindikleri kişilerin arzu veisteklerinden veyahut da idare-si altında yaşadıkları beşeri sis-temlerin kanun ve kurallarınıkullanarak Rab’lerini razı ede -bileceklerini zannederler. A n -cak kıyamet günü bu zanları-nın bir işe yaramadığını, zan-nın gerçek olmadığını gördük-lerinde her şey bitmiş olacaktır.

Birçok kimse, yüce Allah'a,O’nun gönderdiği rasullere veindirdiği vahyi esaslara imanettiklerini iddia etmelerine rağ-men, Kur’an’ı ve Rasulullah(as)’ın örnekliğini yeterince yada hiç bilmedikleri için Kur’aniesaslar doğrultusunda yaşama-makta, İslâm adına yanlışdüşüncelere sahip olmakta,yanlış davranışlar sergilemek-tedirler.

Kur’ani gerçeklere aykırı,Rasulullah (as)ın örnekliğineuymayan fiilleri işleyenler, bugayri İslâmi tutum ve davranış-larını ya da söz ve düşünceleri-ni İslami zannetmekte, buşekilde Rab’lerini razı edebile-ceklerini düşünmektedirler.Onların bu zanları, Kur’ani

esaslara ve Rasulullah (as)’ınörnekliğine uymadığı için onla-rın bu düşünce ve davranışlarıkendilerini yüce Allah’ın rızası-na değil, tam aksine azabınasürüklemektedir.

Kıyamet günü onlar, kendi-lerini İslâm adına saptıranlarıve o sapıtanlara uydukları içinkendilerini kınayacaklardır.Ancak onların pişmanlıkları vekendilerini kınamaları onlarahiçbir fayda sağlayamayacak-tır.

Günümüzde İslâm adınaortaya çıkan ve bu halleri ileRab’lerini razı edebileceklerinizanneden parti, dernek, vakıfve tasavvufun, Kur’ani ve Pey-gamberi hiçbir delili ve örnekli-ği yoktur. Onların, İslâmiolduklarını kanıtlamak içinileri sürmeye çalıştıkları delil-ler ise, yüce Allah'a ve O’nunRasulü’ne atılmış birer iftira-dan başka bir şey değildir.

3-4- İnsan, gerçekten kendisi-nin kemiklerini bir araya toplama-yacağımızı mı sanıyor! Evet, onunparmak uçlarını bile düzenlemeyeelbette kadiriz.

Duyarsızlık ve vurdum-duymazlık insanı sözlü ve fiiliinkâra sürüklemekte, yüceAllah (cc) hakkında şüpheyedüşürmektedir. Bunun sonu-cunda kişi, yaşamını gayri İsla-

Page 70: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

mi bir tarzda düzene sokmak-ta, vahyi esaslara aykırı düşü-nüp yaşamaktadır.

Burada sözkonusu olanhem inkârcı kâfirler, hem deinandıklarını zannedip Tevhidiesaslar dışında kendilerince birdin uyduran kimselerdir.İnkârcılar, diriltilmeyeceklerinizannederlerken, din saptırıcıla-rı durumundaki kişiler, herşeyin o derece inceden inceyesorgulanmayacağını, yüceAllah’ın rızası için bir şeyyapıldığında bunun, O’nuntarafından kabul edileceğinizannederler.

Yüce Allah'ın gönderdiğiTevhidi esasları kendi hevaları-na göre saptıranlar, süreninbütünlüğünde de görüldüğüüzere, tıpkı inkârcı kâfirler gibirahat bir şekilde günah işle-mektedir. Duyarsız ve umursa-maz bir tavır takınmak küfürleeş anlamlıdır ancak böyle kim-seler, kendilerini doğru yoldazannederek hareket etmekte-dirler.

Kendilerini doğru yoldazanneden kimseler, gerçeklerleyüzyüze geldiklerinde, surenin15 ve 16. ayetlerinde görüleceğiüzere, kimi mazeretler ileri sür-mekte ve bu mazeretleri tekrar-layarak kendilerini kurtarmayaçalışmaktadırlar. Onlar, inan-

dıklarını iddia etmelerine rağ-men ilahi mesajı kendi hevala-rına göre değiştiren kimseler-dir.

Kur'an'da, ahireti inkâreden, dirilmeye inanmayankâfirlerden de elbette söz edil-mektedir. Bu inkârcılar, öldük-ten sonra bir daha diriltilmeye-ceklerini iddia etmektedirler.

“Kâfirler, kesinlikle diriltilme-yeceklerini sandılar; de ki: ‘BilakisRabb’ime andolsun mutlaka diril-tileceksiniz, sonra yaptığınız sizehaber verilecektir ve bu, Allah'agöre kolaydır.” (Teğabun, 7)

“Kâfirler dediler ki: ‘Biz vebabalarımız toprak olduğumuzzaman mı, gerçekten biz mi çıkarı-lacağız?" (Neml, 67)

“Biz öldüğümüz, toprak vekemik olduğumuz zaman mı, bizmi cezalandırılacağız?” (Saffat,53)

Gerek inkâr eden kâfirlerinbu sözlü reddiyelerine, gereksesözlü olarak inkâr etmediklerihalde yaşamlarını Kur’ani esas-lar doğrultusunda düzenleme-yen, yaşam felsefeleri kâfirler-den farksız olan vurdumduy-maz, sorumsuz, münafık, fasıkve müşriklerin fiili inkârlarınayüce Allah (cc) ‘evet, onun par-mak uçlarını bile düzenlemeyeelbette kadiriz’ buyurarak cevapvermektedir.

KıyâmetSûresi

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

7700

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Page 71: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

KıyâmetSûresi

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

7711

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Sözlü ya da fiili olarakinkâr eden kâfirler, şayet dirile-ceklerine gerçekten inansalar-dı, bunun için iman eder, imanettikleri vahyi esaslar doğrultu-sunda hayatlarını düzenler veböylece Rab’lerini razı etmeyeçalışırlardı. Ancak onlar, inkâr-larına, duyarsızlıklarına vesorumsuzluklarına devam ede-rek yüce Allah'a karşı isyan veküfürlerinde direttiler. Böyleceyalnızca günahlarını artırarakazabı hak ettiler, kurtuluşunyerine helak olmayı seçtiler.

5-6- Aksine insan, günah işle-meye devam etmek ister: ‘Kıyametgünü ne zaman?’ diye sorar.

Dünya hayatının süsüne,mal ve makamına kendisinikaptıran insan, Rabb’ine kullukyapıp O’nu razı edecek yerde,mala ve mevkie kul olup heva-sını razı etmeye çalışırsa, ahire-ti unutmuş bir halde günahbataklığına saplanır. İnsanındünya hayatını öncelemesi,kıyamet gününü yalanlamasıanlamına gelmektedir. Müd-dessir suresinde ahireti yalan-layan kişilerin ifadeleri bunuaçıkça ortaya koymaktadır.

“Dediler ki: ‘Biz namaz kılan-lardan olmadık ve yoksula da yedi-ren değildik ve biz, boş şeyleredalanlarla beraber dalardık, cezagününü yalanlardık, nihayet ölüm

bize geldi.” (Müddessir, 43-47)Cennet ehlinin sorduğu

“sizi ateşe sokan nedir?” sorusu-na, cehennem ehlinin verdiğicevaplar oldukça düşündürü-cüdür. Yüce Allah’ı inkâr etme-dikleri halde, namaz kılmamış,infak etmemiş, boş şeylerleuğraşmış ya da boş işleredalanlarla zamanlarını geçir-mişler, bu halleri nedeniylehesap vereceklerini unutarakgünlerini gün etmeye çalışmış-lar, derken ölüm, onların tevbeetmelerine fırsat vermedenansızın canlarını almıştır.

İnsan, dünya hayatındabattığı günah bataklığını, yüceAllah'a yönelerek kurtulupselamete çıkmak yerine bubataklık içinde kıvranarakdaha çok batmaktadır. “Aksineinsan, günah işlemeye devametmek ister.” Bu davranışı onun,kıyamet gününe gereği gibiiman etmediğini, kıyamet günühesaba çekileceğini düşünme-diğini göstermektedir.

Ahirete ve kıyamet gününeiman etmek, insanın o günhesaba çekileceğini bilmesi, bubilinçle hareket ederek Rabb’ -ini razı edecek davranışlardabulunması ile mümkündür.Böyle yapmayanlar, sözel ola-rak ahirete iman ettikleriniiddia etseler de bu ancak boş

Page 72: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

bir iddiadır. Eylem boyutuolmayan iddiaların yüce Allah(cc) indinde hiçbir değeri vekarşılığı yoktur.

İster sözel inkâr şeklinde,isterse vurdumduymaz birtavır ve sorumsuzca yapılandavranışlar sonucu inkâr şek-linde olsun tüm inkârlara,küfür ve isyanlara rağmenkıyamet kopacak ve herkesyaptığının hesabını verecektir.

Ay Tutulması ve GüneşleAyın Bir Araya Gelmesi

7-11- Nihayet göz dehşetleaçıldığı zaman, ay tutulur, güneşve ay bir araya gelir, o gün insander ki; ‘Nereye kaçmalı’ Kesinliklebir sığınak yoktur.

Kâinatta her şey bir dengeve düzen içinde yaratılmıştır;yaratılan her şey, bir düzen içe-risinde, belirlenen dengeyegöre hareket ederler. Güneş veay da bu dengenin bir parçasıolarak kendilerine belirlenendüzen ve plan doğrultusundahareket ederler. Yüce Allah(cc), güneş ve ay için bir yörün-ge tespit etmiş, onlar da kendi-lerine belirlenen yörüngedehareket ederler.

“Güneş kendi yerleştiğimekânda akıp gider; bu, Aziz,Âlim olanın takdiridir. Ve aya damenziller takdir ettik, nihayet o,eski hurma dalı gibi döndü. Güne-

şin aya erişmesi mümkün değil vegece de, gündüzün önüne geçe-mez; hepsi yörüngesi içinde yüz-mektedirler.” (Yasin, 38-40)

Ay ve güneşin bir arayatoplanması, yörüngelerindençıkmaları, kendileri için belirle-nen düzeni bozmaları demektirki bu, kâinattaki tüm dengele-rin bozulmasına ve kâinatınalt-üst olmasına neden olur.Kendi yörüngeleri içindekihareketlerini terk edip biraraya gelen ay ve güneş, kendi-lerinin hareketiyle bir düzeniçerisinde hareket eden tümkâinatın dengesi alt üst olacak,kâinatta korkunç bir bozulmameydana gelecektir. BöyleceKur’an’ın konu ile ilgili surele-rinde belirtilen kıyamet sahne-leri meydana gelecektir.

Ay ve güneşin kıyamet saa-tinde bir araya geleceklerininbelirtilmesi, aynı zamandaKamer suresinde geçen ‘Şak-kul Kamer’ inkârcılarına da bircevaptır. ‘Şakkul Kamer’ in -kârcılarına göre, ayın yarılmasımucizesi, Hz. Muhammed(as)’ın Rasul oluşunun birmucizesi değil, kıyamet saatin-de vuku bulacak bir olaydır.

Rasulullah (as)’a, yüceAllah (cc) tarafından verilenmucizeyi inkâr etmenin hiçbirgerçekliğinin bulunmadığı,

KıyâmetSûresi

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

7722

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Page 73: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

KıyâmetSûresi

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

7733

Kamer suresi tefsirinde genişbir şekilde anlatılacaktır elbet-te. Ancak buradaki “Güneş veay bir araya gelir” gerçeği de‘Şakkul Kamer’ inkârcılarınabir cevap olduğu ve onların bugerçek dışı iddialarını çürüttü-ğü de apaçık bir gerçektir.Çünkü Kıyamet saatinde par-çalanacak olan ayın, güneşlebir araya gelmesi mümkündeğildir.

Diğer taraftan o dehşetligünde, bilinçlerini yitirecekderecede korkuya kapılacak vekelebekler misali sağa solakaçışacak olan insanların, par-çalanacağı iddia edilen ay ola-yını, o çılgınca kaçışları içeri-sinde durup seyretmeleri veilgili ayette geçtiği üzere “Veeğer bir ayet/mucize görseler yüzç-evirirler ve derler ki: ‘Süregelenbir sihirdir.” (Kamer, 2) diyerekinkâr etmeleri mümkün değil-dir. (*)

Kıyamet saatinin o dehşetlianında, Karia suresinde açık-landığı üzere, öyle korkunçşeyler olacaktır ki, bunun kor-kusu içerisinde yaşayanlar, enyakınları olan anne, baba, eş veçocuklarından kaçarlarken,ayın yarıldığını görüp ‘sürege-len bir sihirdir’ demesi mümkünolmayacaktır/olamayacaktır.

İnsanı derinden etkileyen,

vurdumduymaz bir halde vesorumsuzca hareket ederekdünya hayatını gaye edinenkimselerin düşüncelerini altüsteden, zevk ve sefahat bataklı-ğında kendilerinden geçenleriperişan eden kıyamet saati gel-diğinde insanlar, çıldırmış birhalde iken, durup düşünecek-leri bir saniyeleri bile olmaya-caktır.

İşte o gün, gaflet uykusun-dan sıçrayarak uyanan, ancakuyandıklarında artık her şeyinbittiğini gören, kâinatta mey-dana gelen korkunç olaylarkarşısında, bilincini yitirmiş birhalde tıpkı kelebekler gibişuursuzca sağa sola kaçışaninsanların, can havli ile söyle-yecekleri tek söz: ‘Nereye kaçma-lı!’ olacaktır. Ancak o gün,“Kesinlikle bir sığınak yoktur.”

Sıcak yuvalarında, köşk vesaraylarında gaflet içerisinde,Rab’lerinin emirlerinden uzakve habersiz bir şekilde yaşadık-ları esnada, Rab’lerini unutan-lar, o dehşetli günde, alçalmışve zillet içerisinde sığınacak biryer arayacaklardır. Ancak ogün onlar için “Kesinlikle birsığınak yoktur.” o gün, tek sığı-nılacak yer ve güç, âlemlerinRabb’idir.

12- O gün, durulacak yersenin Rabb’inin huzurudur.

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Page 74: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

Dünyada iken, Tevhidiesasları çarpıtanlar, bu esaslarıkabul etmeyip inkâr edenler, odehşetli günde Rab’lerininhuzurunda toplanacaklardır. Ogün gerçekler, bütün açıklığı ileortaya konulacak, daha önceinkâr etmiş olanlar bu gerçekle-ri apaçık bir şekilde görecekler-dir.

“Rablerinin huzurunda başla-rını öne eğdiklerine günahkârlarıbir görsen; ‘Rabb’imiz, gördük veişittik, bizi geri döndür, salih işyapalım; kesinlikle biz, Mü’minlerolduk!’” (Secde, 12)

“Eğer Rab’lerinin huzurundadurduruldukları zaman bir gör-sen: (Rab’leri) dedi ki: ‘Bu gerçekdeğil miymiş?’ Dediler ki, ‘Evet,Rabb’imize andolsun (gerçektir)!’‘Öyleyse inkâr ettiğinizden dolayıazabı tadın!’ dedi.” (En’am, 30)

Ancak artık bu imanlarınınkendilerine bir faydası dokun-mayacak, hak ettikleri azabasürükleneceklerdir. O müşrik-ler, dünya hayatında Rab’lerineortak koştukları kişilerle bera-ber Rab’lerinin huzurundabulunacaklar. Ancak oradaortakları ile araları açılacak vebirbirlerine düşecekler, Allah’aortak koştukları kişilerle birbir-lerini suçlayıp reddedecekler-dir.

“Hepsi Allah'ın huzuruna

çıktılar; nihayet zayıflar, büyükle-nenlere dediler ki: ‘Şüphesiz bizsize tabi idik; şimdi siz, Allah'ınazabından bir şeyi bizden kaldıra-bilir misiniz?’ dediler ki: ‘Allahbizi hidayete erdirseydi, biz de sizehidayeti gösterirdik; biz sızlansakda, sabretsek de aynıdır; bize sığı-nacak bir yer yoktur!’ dediler.”(İbrahim, 21)

Dünya hayatında değerverilip öncelenen dünyevideğerler, yüce Allah'tan başkailah edinilen önderler o günonlardan ayrılacak, herkes tekbaşına kendi hesabını verecekve bu hesabın sonunda herkes,kazandıklarını alacaklardır.

“Önceden çağırmakta oldukla-rı şeyler, kendilerinde uzaklaşıpkaybolur ve onlar, kendileri içinkaçacak bir yer olmadığını anla-mışlardır.” (Fussilet, 48)

“O gün Allah'a teslim olurlarve uydurdukları şeyler kendilerin-den uzaklaşıp kaybolur.” (Nahl,87)

Yüce Allah'ın huzurundasöz değiştirilmez; O, gönderdi-ği Kitaplarında ve son KitabıKur'an'da ne buyurmuşsa, ogün onları insanların karşısınaçıkaracak ve herkese hak ettiğikarşılığını tam olarak verecek-tir. Bu nedenle insanların yap-tıkları her şey ortaya konula-cak, tartıya girecek ve insanlara

KıyâmetSûresi

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

7744

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Page 75: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

KıyâmetSûresi

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

7755

gösterilecektir.13-14- İnsana, takdim ettiği

ve ertelediği şeyler o gün haberverilir; Bilakis insana, kendi nefsigösterilir.

O gün kitap ortaya konulur,kişilerin neleri, nasıl, neye göreyaptıkları sorgulanır; Rasul veşahitler getirilir, onlar, dünyahayatında içinde yaşadıklarıtoplum hakkında şahitlikyaparlar.

“Yer, Rabb’inin nuru ile par-lar, Kitap konulur, nebiler veşahitler getirilir ve aralarında adâ-letle hükmedilir; onlara hiç haksız-lık edilmez.” (Zümer, 69)

“Her ümmetin bir elçisi var-dır, rasulleri gelince aralarındaadaletle hükmolunur, onlara zul-medilmez.” (Yunus, 47)

İnsanların dünyada yaptık-larının kaynağı sorulur, yapı-lanların neye göre yapıldığı,yapılmayanların hangi gerek-çelerle yapılmadığı tek tek sor-gulanır. Rasullere, ümmetleri-ne neler söyledikleri, ümmetle-rin yaptıklarının, kendi yaptık-larına uygun olup olmadığı,şahitlere de içerisinde yaşadık-ları topluma, ilahi mesajı ulaştı-rıp ulaştırmadıkları ve Tevhidiesasları anlatıp anlatmadıklarısorulacaktır.

“Kendilerine elçi gönderilenle-re soracağız ve elçilere de soraca-

ğız.” (A’raf, 6)O gün, mazeretler geçerli

olmayacak, pişmanlıklar faydavermeyecek, her şey, onlaragönderilen Kitaba göre sorgu-lanacaktır. Yüce Allah (cc)yapılması gerekenleri gönder-diği kitaplarında açıklamış,bunun dışında yapılanlarıkabul etmeyeceğini bildirmişti.O gün yüce Allah'ın daha öncebildirdiklerinin sağlaması yapı-lacak ve yalancılar ortaya çıka-rılacaktır.

“Her ümmeti toplanmışgörürsün; her ümmet, kendi Kita-bına çağırılır: ‘Bugün yapmışolduğunuz şeylerle cezalandırıla-caksınız! İşte Kitabımız, aleyhini-ze gerçeği söylüyor, muhakkak kibiz, yapmış olduğunuz şeyleriyazıyorduk.” (Casiye, 28-29)

“Artık kim, zerre ağırlığıncahayır yapmışsa, onu görür Ve kimzerre ağırlığınca şer yapmışsa onugörür.” (Zelzele, 7-8)

“Her nefis, takdim ettiği veertelediği şeyi bilir.” (İnfitar, 5)

O gün, gizli bir şey kalma-yacak, her şey apaçık bir şekil-de ortaya konulacak, insanlar,dünya hayatında yapıp yapma-dıkları her şeyi bizzat görecek-ler. İşte o gün, herkesin kitabıeline verilecek, herkes kendihesabının, ceza ve mükâfatınınne olduğunu görecektir.

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Page 76: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

KıyâmetSûresi

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

7766

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

“Her insan grubunu, imam-larıyla çağırdığımız gün, artıkkimin kitabı sağından verilirse işteonlar, kitaplarını okurlar ve kılkadar zulmedilmeyecekler.” (İsra,71)

Kitapları sağlarından veri-lenler kurtuluşa ermiş, dünyahayatında Rab’lerini razı etmekiçin yaptıkları uğraşıları neticevermiş, Rab’lerini razı etmeninkarşılığını almışlardır. Ancakdünya hayatlarında günlerinigün edinen, Kur’an’ı ahlakedinmeyen, Tevhidi esaslardoğrultusunda yaşamayanlarınkitapları sol taraflarından veri-lecektir.

“Kitabı sol tarafından verilenkimseye gelince der ki: ‘Ah, keşkebana kitabım verilmeseydi ve keşkehesabımı hiç bilmeseydim;”(Hakka, 25-26)

Kitapları sol taraflarındanverilenler, kendi hesaplarını vecezalarını orada açıkça göre-cekler. İşte o zaman onlar, çır-pınmaya, mazeretler ileri sür-meye başlayacaklar, özürlerortaya atacaklar ve kendilerinitemize çıkarmaya çalışacaklar-dır.

15-19- Ve şayet o, özürlerortaya atsa, ona, ‘Acele ile dilinitekrarlama onun için’ (denir).Şüphesiz, onu toplamak ve oku-mak bize düşer; o halde onu oku-

duğumuz zaman onun okunuşunauy, sonra elbette onu açıklamak dabizim üzerimizedir.’

Gerçeklerle yüzyüze gelin-diğinde insan ne yapacağınışaşırır; mazeretler ileri sürme-ye, yaptıklarını doğru yaptığı-nı, niyetinin temiz olduğunusöylemeye başlar. Ancak o gün,gerçekleri ortaya koyan yüceAllah'tır ve O, aldanacak, alda-tılacak biri değildir. Yüce Allah(cc), insanlara doğru yolu bil-dirmiş, onlardan buna uymala-rını istemiştir. Bildirilen esasla-ra uyanlar, doğru olanlardır, buyolun dışında kendilerince biryol oluşturanlar yalancılardır.

“Allah onların hepsini tekrardirilteceği gün, size yemin ettiklerigibi O’na da yemin edecekler vekendilerinin bir şey üzerinde sana-caklardır. Dikkat edin, gerçektenonlar yalancılardır.” (Mücadele,18)

Rab’leri tarafından kendile-rine doğru yol bildirildiğihalde bu Hak yolu, kendi hevave heveslerinden değiştiripbozmalarına rağmen, kendile-rini hâlâ doğru yol üzerindesanmaları ne büyük bir gafletve ne büyük bir aldanıştır. El -lerinde, Rab’leri tarafındanken dilerine gönderilen Kitapolma sına rağmen bu Kitababak madan kendi hevalarından

Page 77: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

KıyâmetSûresi

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

7777

hü küm koyanlar, din ihdasedenler, aslında şeytana tabiolmuş kimselerdir.

“Gerçekten onlar (şeytanlar),onları yoldan çevirirler, ancakonlar hidayette olduklarını sanır-lar.” (Zuhruf, 37)

“Bir topluluğu hidayete iletti,bir topluluk üzerine de sapıklıkhak oldu; çünkü onlar, şeytanlarıAllah'tan başka veliler edindiler vekendilerinin de hidayette oldukla-rını sanıyorlar.” (A’raf, 30)

Gerçeklerin, bütün açıklığıile ortaya çıktığı, Kitabın ortayakonulup rasullerin ve herdönem şahitlerinin hazırbulundurulduğu o günde,Kur’an dışında kendilerince biryol edinen kimseler, edindikle-ri yanlış yolun doğru olduğu-nu, kendilerinin şirk koşmadık-larını söyleyip duracaklar,ancak bu çırpınış ve yalvarma-lar onlara hiçbir fayda sağla-mayacaktır.

“Sonra onlar fitnelik yapama-yacaklar, yalnızca: ‘Rabb’imizAllah'a andolsun, biz müşrikler-den olmadık’ diyecekler.” (En’am,23)

Rab’lerinin bildirdiği Tev-hidi esaslara aykırı hareketedenler, gerçeklerin ortayakonulduğu günde suçüstüyakalanmış gibi suçluluk psi-kolojisinden kurtulmak için çır-

pınmakta, kendilerini temizeçıkarmaya çalışmaktadırlar.Yeniden iman etme istekleri iseartık çok geç kalınmış bir istekolarak reddedilecektir.

“Dehşete düştükleri zaman birgörsen, kaçmadan yakın yerdenyakalanmışlar ve ‘Ona iman ettik’derler, onlar için uzak yerden nasıl(mümkün) olur! Önceden onuinkâr etmişlerdi, uzak yerden gaybhakkında atıp tutuyorlardı.”(Sebe, 51-53)

Ellerindeki fırsatları zama-nında değerlendirmeyen kim-seler için artık fırsat kaçmış,son pişmanlıklar sahibinefayda sağlamamıştır. O halde oduruma düşülmeden önce fır-satlar değerlendirilmeli, vakitkaybedilmeden yüce Allah'ınindirdiği Kur’ani esaslara,O’nun belirlediği ölçüler içeri-sinde iman edilmelidir.

“Ona (denir ki): ‘Acele ile dili-ni tekrarlama onun için’ şüphesiz,onu toplamak ve okumak bizedüşer; o halde onu okuduğumuzzaman onun okunuşuna uy, sonraelbette onu açıklamak da bizimüzerimizedir.”

Meal ve tefsircilerin birkısmı, bu ayetlerin Rasulullah(as)’a bir hitap olduğunu iddiaetmektedirler. Bu kimseler, 18.ayette geçen okuma (kara’na)ifadesini Kur’an olarak çevir-

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Page 78: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

mekte, hatta bazıları ayette ikidefa geçen okuma (karae) ifa-desine bir ekleme yaparak üçdefa geçmiş gibi çevirmektedir-ler ki bu, büyük bir sorumlu-luktur.

“O halde onu okuduğumuzzaman onun okunuşuna uy.”

Bu ayette geçen okumanın,Rasulullah (as) ile uzaktanyakından hiçbir ilgisi yoktur.Çünkü bu ayetler, kıyametgünü hesabıyla yüz yüze geleninsanların çırpınışlarını ortayakoymakta, onlara hitap etmek-tedir. Bunlar, Taha suresi 114.ayetinden hareketle bu hitabınRasulullah (as)’a olduğunuiddia etmektedirler. Taha, 114.ayette sözkonusu olanKur’an’dır, Kıyamet suresinde-ki bu ayette sözü edilen Kur’andeğil, kişinin mazeretlerinisıralamasıdır.

“Şüphesiz, gerçek hükümdarolan Allah, yücedir; sana vahyedi-len tamamlansın diye öncedenKur’an’ı (okumada) acele etme vede ki: ‘Rabb’im, ilmimi artır.”(Taha, 114)

“Sana okutacağız, böyleceunutmayacaksın,” (Âlâ, 6)

Kıyamet suresindeki buhitabın Rasulullah (as)’a aitolmadığı ile ilgili birçok nedenvardır. Birincisi, bu ayettegeçen “taharrik” ifadesi, hare-

ketlendirmek, kımıldatmak,tahrik etmek anlamlarına gel-mektedir ki bu ifade, geneldezor durumda kalan bir kimse-nin, sıkıntı içerisindeki duru-munu göstermektedir. Taha114. ayetindeki ifade tahrikdeğil acele etmedir, bir şeyiyapmakta ısrarcı olmak, onubir an önce yapmak durumunugöstermektedir.

İkincisi, kıyamet, 18. aye-tinde geçen kara’nahu vekur’ane ifadeleri okumayı;Taha, 114. ayetinde geçen el-Kur’an ifadesi Kur’an’ı ifadeetmektedir.

Üçüncüsü, kıyamet suresi,19. ayetinde geçen “sonra onuaçıklamak bize düşer” ayeti,mazeretlerini sıralayıp kendisi-ni doğru yol üzerinde zanne-den kişinin yaptıklarının ken-disine açıklanacağı ifade edilir-ken Nahl, 44. ayetindeKur’an’ın Rasul (as) tarafındanaçıklanacağı bildirilmektedir.

“Açık kanıtlarla ve Kitaplarla(gönderdik); sana da o Zikriindirdik ki, kendilerine indiri-len şeyi insanlara açıklayasın,umulur ki düşünürler.” (Nahl, 44)

Yüce Allah (cc), Kur’an’ıaçıklama görevini Rasulullah(as)’a verirken kıyamet günüinsanların, dünyada söyleyipyaptıklarının o gün kendilerine

KıyâmetSûresi

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

7788

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Page 79: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

KıyâmetSûresi

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

7799

açıklanacağı ve bunu nedenyaptıkları kendilerine anlatıla-caktır.

Dördüncüsü, ilgili ayetle-rin siyak ve sibaklarına bakıldı-ğında, orada geçen ayetlerinbambaşka ortamlardakidurumları bildirdiği görülmek-tedir. Kıyamet suresinde konu,tamamen kıyamet ve hesap ileilgili iken, Taha ve Nahl surele-rinde konu gönderilen vahiy ileilgilidir.

Kur’an’ın verdiği mesajdanve içeriğinden habersiz olankimselerin Kur’an’a yüzeyselyaklaşmaları, geleneksel tefsiranlayışını takip etmeleri, ken-dilerine ulaşan bilgileri, düşü-nüp taşınmadan, aynen almala-rı sonucunda Kur’ani birçokhükmün anlamı çarpıtılmış vedeğiştirilmiştir. Kıyamet sure-sindeki bu ayetler de bu çarpıt-malardan nasibini almıştır.

20-21- Kesinlikle; evet siz,çabuk geçeni seviyorsunuz ve Ahi-reti bırakıyorsunuz.

Ve yüce Allah (cc), insanla-ra “acele ile dilini tekrarlamaonun için” buyruğu, dünyahayatında yaptıklarını iyi gös-termeye, yapmadıklarını gizle-meye, kendilerini doğru gös-termeye çalışanların durumla-rını açıklıyor, neyi nasıl yaptık-larını yüzlerine karşı okutuyor.

Sonra bunları niçin yaptıkları-nın nedenini açıklıyor.

“Kesinlikle evet siz, çabukgeçeni seviyorsunuz ve Ahiretibırakıyorsunuz.”

İnsanlar, dünya hayatınıçok sevdikleri için ahireti bıra-kıyor, ahirete yaraşır biçimdehareket etmiyorlardı. Rab’leri-nin kendilerine bildirdiği esas-lar dâhilinde hareket etmeyen-ler, kendi yanlarından oluştur-dukları kuralları, şeytan (aley-hillanen)in de aldatması ileAllah'ın dini zannederek onauyuyorlardı. Hesap günündede, uydurdukları din anlayışı-nı, Hak dinin sahibi olan yüceAllah'a, dillerini eğip bükerekdoğru göstermek için çırpını-yorlar.

Gerçekler, bütün açıklığı ileortaya çıktığında, Rab’lerininbildirdiği esaslar doğrultusun-da hareket edenler, o gün güleçve sevinçlidirler. Onlar, Rab’le-rinin kendilerine vadettiğimükâfatlara ulaşmışlar, buyüzden yüzlerinde sevincinverdiği parlaklık ile Rab’lerinehamd etmektedirler. İşte bu,büyük bir sevinç ve kurtuluş-tur.

22-23- Yüzler o gün sevinçli,mesut, Rabb’ine bakar.

Yüce Allah (cc), dünyahayatında gönderdiği Kitabı

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Page 80: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

ahlak edinerek hareket edenle-re, ahiret hayatında en güzelkarşılıkları vermekte, onlarıcennetle mükâfatlandırmakta-dır. Bu nedenle bu mükâfatlaraulaşanlar, sonsuz bir mutlulukiçerisinde sevinçlidirler.

“İyilik edenlere daha iyisi vefazlası vardır; onların yüzlerinikaralık ve zillet kaplamaz, işteonlar, cennet halkıdır, orada sürek-li kalacaklardır.” (Yunus, 26)

Yüce Allah’ın sözü yerinibulmuş, herkes hak ettiği karşı-lığı almıştır; Rab’lerinin rızası-nı kazananlar, Rab’lerinin ken-dilerine verdiği ile sevinirler-ken hevalarına göre hareketedip Rab’lerine şirk koşupisyan edenler, aşağılanmış birhalde zillet içerisinde olacak-lardır.

“Kötülükler kazanmış kimse-lere, kötülüğü kadar ceza verilir veonların yüzlerini zillet kaplar;onları, Allah'tan koruyacak hiçyoktur, onların yüzleri, karanlıkgecenin parçalarıyla kaplanmışgibidir. İşte onlar, cehennem ehli-dirler, orada sürekli kalacaklardır.”(Yunus, 27)

İnsanların gerçeklerle yüz-yüze geldiğindeki durumu,tıpkı suç işlerken suçüstü yaka-lanan kişinin durumu gibidir;ne yapacağını bilmez, utançtanyüzü kararır, yerin dibine geç-

mek ister, yalvarıp yakarır, ken-disini temize çıkarmaya çalışır.“Birtakım özürler ortaya atmayave acele ile dilini tekrarlamaya”başlar. Ancak bütün çırpınışlarıboşa gittiğinde ve gerçekleryüzüne okunduğunda kişi,utancından morarır, yüzünüzillet kaplar.

24-25- Yüzler de var ki o günasıktır; bel kıranın kendisinemuhakkak yapılacağını anlar.

Alacağı cezayı gören kişi,bir kurtuluşu olmadığını, artıkyapacağı bir şeyin kalmadığınıanlar ve morarmış yüzünüasar. Çünkü dünyada yaptıkla-rının karşılığını görecek,Rabb’ine koştuğu şirk ve içeri-sinde bulunduğu küfrün karşı-lığını alacaktır. Zillet içerisindegeçen bir ömrün sonunda aşa-ğılanmış bir halde cehennemesürükleneceğini görmenin ver-diği bir sıkıntı ile yüzü morara-cak, suratı asılacaktır.

Küfrü yaşam tarzı alarakRab’lerine şirk koşanlarınsıkıntı ve morarmaları, kendi-lerine ölüm geldiğinde dahadünyada iken başlayacaktır.Ölümün o soğuk yüzünü his-settiklerinde bu zorlu durum-dan kurtulmak için çırpınmayabaşlayacaklar, ancak nafile!Zevk ve sefa içerisinde sürdür-dükleri sefil hayatları artık

KıyâmetSûresi

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

8800

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Page 81: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

KıyâmetSûresi

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

8811

sona ermiş, kabul edip kendile-rini düzeltmedikleri ölümleyüzyüze gelmişlerdir.

26-27- Kesinlikle köprücükkemiklerine ulaştığı zaman vedenir ki: ‘Kim tedavi edecek?’

Hayatlarını, zevk ve sefaiçerisinde geçirip Tevhidi esas-lara sırt dönenler, hatırlarınagetirmedikleri, getirmek iste-medikleri ölümle artık yüzyü-ze gelmişler, çırpınmaktadırlar.Kaçtıkları şey nihayet davetsizbir şekilde gelmiş ve hevalarınıilah edinenleri teslim almıştır.

“Ölüm sarhoşluğu gerçektengeldi; işte bu, senin ondan kaçtığınşeydir.” (Kaf, 19)

“Ellerinin önceden takdimettiklerinden dolayı (ölümü) hiçtemenni etmezler, Allah zalimleribilir.” (Bakara, 95)

İnsanlar istemeseler deölüm onları bulacak, verilenemanet geri alınacaktır. Zalim-lere, Rab’leri daha önce ölü-mün ansızın geleceğini habervermiş, tevbe ederek Kur’an’auymalarını istemişti. Ancakonlar, onu önemsemedikleriiçin yüce Allah’ın, rahmetinesığınmamış, azgınlık içerisindegünlerini gün etmeye, Kur’aniesasları kendi hevalarınauydurmaya çalışmışlardı. İşteşimdi verilen süre bitmiş, tevbeetme zamanı kalmamıştır.

“Kötülükler yapıp kendilerineölüm geldiğinde nihayet: ‘Ben,gerçekten şimdi tevbe ettim’diyenlerin ve kâfir olarak ölenlerintevbeleri geçerli değildir, işte onlariçin acı bir azap hazırlamışızdır!”(Nisa, 18)

Zalimler, geriye dönüşüolmayan yola girmişler, yüceAllah’tan başka sevdikleri herşeyi terk ederek kendilerinehazırlanan sona gelmişlerdir,ancak o sona gitmek istemiyor-lar. Kişi istemese de artık dönü-şü olmayan yola girilmiş, dün-yadaki misafirlik süresi bitmiş-tir.

28-30- Ve gerçekten bunun,ayrılık olduğunu anlar ve bacakbacağa dolaşır; o gün, sevkRabb’inedir.

Suçluluk psikolojisi insanısürekli gergin yapar, kişi, yap-tıkları ile yüzleşmek, onlarınsonucunu görmek istemez; bunedenle de diretir. Bu durum,ölüm anında da kendisini gös-terir, insan, korkunç bir debe-lenme içerisine girer, morarır,bu halden kendisini kurtaracakbirini arar.

Kâfirlerin, müşriklerin, mü -nafık, fasık ve belamların, mür-tet ve zalimlerin ölümü, yüceAllah’a iman edip Kur’ani esas-lar doğrultusunda yaşayanMü’minlerin ölümlerinden çok

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Page 82: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

farklı ve çok korkunç olacaktır.“Yoksa kötülükleri işleyen

kimseler, kendilerini, iman edipsalih amel işleyen kimseler gibiyapacağımızı mı sandılar, yaşama-ları ve ölümleri onlarla bir mi ola-cak; ne kötü hüküm veriyorlar!”(Casiye, 21)

Hayatı, yalnızca Rab’lerinirazı etmekten ibaret bilenMü’minler, dünyada sorumlu-luklarını yerine getirmenin veRab’leri yüce Allah’ın rahmeti-ne güvenmenin verdiği huzurile misafir kaldıkları dünyayurdunu terk edip asıl yurtları-na gitmenin verdiği sevinçleölümü karşılarlar.

“Melekler, onların, tertemizkimseler olarak canlarını alır: ‘Sizeselam sizin üzerinize olsun, yap-tıklarınıza karşılık cennete girin’derler. (Nahl, 32)

Zalimlerin ölümü, üçnedenle çok zor olacaktır;birincisi, amaç edinip bütündeğerlerini verdikleri dünya-dan ayrılmak istememelerinedeniyle; onlar için dünyadanayrılmak çok zordur, gitmemekiçin çırpınıp dururlar. İkincisi,yüce Allah’ın hükümlerineaykırı hareket ettikleri, zulmekarşı zillet içerisinde boyunbüktükleri, Hakkı batılla bula-yıp gerçekleri gizledikleri için,kıyamet günü başlarına gele-

cekleri hissetmeleri nedeniyleve üçüncüsü, yaptıkları zulümve Rab’lerine koştukları şirk veisyanları nedeniyle meleklertarafından ölüm acıları katla-nacaktır.

“Bak, melekler, canlarını alır-ken yüzlerine ve arkalarına vur-dukları zaman nasıl olacak!”(Muhammed, 27)

“Şayet kâfirlerin canlarınıaldıkları zaman melekleri bir gör-seydin; yüzlerine ve arkalarınavurarak, ‘Yangın azabını tadın!”(Enfal 50)

Zalimlerin ölümleri sırasın-da, çevrelerine toplananların,onlar için Kur’an okumaları,tekbir getirmeleri de onlarıkurtaramayacak, ölümün acıla-rını onlardan hafifletmeyecek-tir. Onlar, sapasağlam iken neKur’an okumuşlar, ne de Keli-me-i Tevhidi söylemişlerdi.Artık onlar için yapılacak hiç-bir şey kalmamış, unuttuklarıRab’lerine doğru son yolculuk-ları başlamıştır.

31-33- Tasdik etmedi ve teslimolmadı, lakin yalanladı, döndüsonra böbürlenerek halkına gitti.

Kendilerine gelen Tevhidiesasları tasdik etmeyip isyaneden, ilahi mesajın kendilerinebildirdiği hayat tarzını redde-dip böbürlenerek kendi arzula-rı peşinde koşanlar, ilahi mesaj

KıyâmetSûresi

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

8822

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Page 83: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

KıyâmetSûresi

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

8833

doğrultusunda hareket etme-yerek azgınlık yolunu seçmiş-ler, kibir ve azgınlıklarını artır-mışlardı.

Hakkı tasdik etmeyen kim-seler, ilahi mesaja teslim olmayıkendileri açısından zül kabulederler, ilahi mesajı hayat tarzıolarak alanları hakir görürler.Tarihi süreçte bu azgınların bir-çok örneği görüldüğü gibigünümüzde de bunlar oldukçafazladırlar. Bunlara, Allah’ınayetleri okunduğunda, kulak-larında ağırlık varmış gibi duy-mazlar, kibirli bir şekilde yolla-rına devam ederler.

“Ona ayetlerimiz okunduğuzaman büyüklük taslayarak sırtınıdöner; sanki işitmemiş, sankikulaklarında ağırlık var! Acıklı birazabı ona müjdele.” (Lokman, 7)

“Allah’ın ayetlerinin kendisi-ne okunduğunu işitir, sonra sankionu işitmemiş gibi büyüklük tasla-makta ısrar eder; onu, acıklı birazap ile müjdele.” (Casiye,8)

Günümüzde de, yüceAllah’ın ayetleri kendilerineokunduğunda, “1400 yıl önce-ki Arap gelenekleridir” diyen-ler, insanları beşeri küfür sis-temlerin yasalarına teslimolmaya çağıranlar, demokrasiyiİslâm’a tercih edenler, kibir veazgınlığı yol edinen, küfür veşirki yaşam tarzı olarak alan

kimselerdir. Bu kimseler, çoksevdikleri dünya hayatınınaldatıcı zevkleri içerisinde ken-dilerinden geçerek asıl gide-cekleri ahiret hayatını unutur-lar.

34-35- Yakındır sana (azap)artık yakındır, sonra yakındır sana(azap) artık yakındır!

Yaratılış gayelerini unutan-lara, azap elbette yakındır;çünkü onlar, Rab’lerindengelen Tevhidi esasları yalanla-mışlar, onu tasdik edip belirle-diği hükümler doğrultusundahareket etmemişlerdir. Yoktanvar edildikleri, hiçbir şeyesahip olmadıkları halde Rab’le-rinin kendilerine bahşettiğionca nimete nankörlük etmiş-ler, Rab’lerine şükretmemişler-dir.

Kendilerini Hak yol üzerin-de sanıp Rab’lerinin indirdiğitevhidi esaslar doğrultusundahareket etmeyenlere azapyakındır. Çünkü onlar, tağutureddedip yalnızca yüceAllah’ın indirdiği esasları ölçüedinmemişler, Hak yol üzerin-de bulunduklarını zannedipHakkı batılla bulayarak insan-ları saptırmışlardı. Onlar, yap-tıklarının hesabının tek teksorulacağını düşünmeyipinsanları saptıran belamlara veonlara uyanlardır.

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Page 84: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

İlahi hiçbir kuralı kabuletmeden kendi hevalarını ölçü,arzularını ilah edinerek Rab’le-rine şirk koşup isyan edenlereazap yakındır. Onlar, kendileri-nin her şeyi yapmaya kadirolduklarını zannetmişler, iste-dikleri her şeyi elde edebilecek-lerini, her şeyin kendi istedikle-ri gibi olacağını düşünmüşler-di. Onlar, insanın istediği gibihareket etsin diye başıboş bıra-kılmadığını, ona yaratılışı ileberaber tabi olacağı kurallarında bildirildiğini unutmuşlardı.

36- İnsan, muhakkak başıboşbırakılacağını mı sanıyor!

İlk yaratılışından itibareninsana uyacağı kurallar açıkçabildirilmiş, yaratılış gayesininne olduğu ne yapıp yapmaya-cağı kendisine haber verilmiş-tir. Bu nedenle insan, başıboşbırakılmamış, yaratılış gayesidoğrultusunda hareket etmek-le sorumlu tutulmuştur.

“Yoksa Bizim sizi, boşunayarattığımızı ve gerçekten bizedöndürülmeyeceğinizi mi sandı-nız!” (Mü’minun, 115)

İnsan, başıboş bırakılma-mış, ona, Rabb’ine kulluksorumluluğu yüklenmiş, dahasonra Rabb’inin kendisine bil-dirdiği Tevhidi esasları insanla-ra ulaştırma görevi verilmiş,nihayet yeryüzüne düzen ver-

mesi için görevlendirilmiştir.Bütün bunların sonucundakendisine belirlenen kurallar-dan hareket ederek Rabb’inirazı etmesi istenmiştir.

“Yüce Rabb'inin adını tespihet; O ki, yarattı, düzene koydu,takdir etti, peşinden hedefini gös-terdi.” (Âlâ, 1-3)

“Şüphesiz biz insanı, karışıkbir nutfeden yarattık, onu imtihanediyoruz, onu işitici, görücü kıl-dık. Şüphesiz Biz, ona yolu göster-dik; ya şükredici olur ya da nan-kör.” (İnsan, 2-3)

Başıboş bırakılmayan insa-na görev ve sorumlulukları bil-dirilmiş, hedefi gösterilmiştir.Bu hedef, yalnızca Rabb’inekulluk etmektir. İnsan gibi, kâi-natta var olan hiçbir şey, başı-boş bırakılmamış, boşuna yara-tılmamış, her şey belli bir gayeile yaratılmış, her şeye yapa-cakları işler ve takip edecekleriyol bildirilmiştir.

“Göğü, yeri ve ikisi arasında-kileri boşuna yaratmadık; bu,kâfirlerin zannıdır; bu yüzden vaykâfirlerin haline ateşten dolayı!”(Sad, 27)

“Biz gökleri, yeri ve bunlararasında bulunanları eğlence diyeyaratmadık!” (Duhan, 38)

Her şeyi yerli yerince yara-tıp görev ve sorumluluklarınıbildiren yüce Allah (cc), insanı

KıyâmetSûresi

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

8844

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Page 85: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

KıyâmetSûresi

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

8855

da, belli bir nedenle yaratmışve ona da görev ve sorumlulu-ğunu bildirmiştir.

“Ben cinleri ve insanları, banakulluk dışında (bir nedenle) yarat-madım.” (Zariyat, 56)

Yüce Allah’a kulluk, ancakO’nun koyduğu hükümlerdoğrultusunda hareket etmek-le mümkündür. Bu hükümlerdışındaki her yol, her hareket,insanı Rabb’ine isyana sürüklerve aşağıların aşağısına düşü-rür. Bu nedenle yüce Allah (cc),kendisine kulluk yapmalarıiçin yarattığı kullarına, kullukgörevlerini yerine getirirlerkennelere dikkat edeceklerini,nasıl hareket edeceklerini,nelerden sakınıp neleri yapa-caklarını da çok açık bir şekildebildirmiştir.

Bazı kimseler, zaman içeri-sinde yaratılış gayelerini unut-muş, şeytan aleyhillanenin desaptırmasıyla azgınlaşarakRab’leri yüce Allah’a şirkkoşup isyan etmişlerdir.

“Kesinlikle insan, tuğyaneder; kendisini müstağni gördü-ğünde.”(Alak, 7-8)

“Düşünmüyor mu insan,bizim kendisini nasıl bir nutfedenyarattığımızı da, şimdi o, apaçıkbir hasım oldu!

Kendi yaratılışını unutarakbize bir örnek verdi, dedi ki: ‘Şu

çürümüş kemiklere kim hayatverecek!” (Yasin, 77-78)

Hiçbir güce sahip olmayaninsanlar, yaratılışlarını, yaratı-lış amaçlarını unutarak Rab’le-rine isyan ediyorlar. Yüce Allah(cc), nankör müşriklere yaratı-lışlarını hatırlatıyor ve kendisi-nin her şeyi düzenlediğini bil-diriyor.

37-39- Kendisi dökülen meni-den bir nutfeden değil miydi?Sonra alaka oldu (Rabbi onu)yarattı, düzenledi; ondan iki çifti;erkeği ve dişiyi var etti.

Rab’lerine şirk koşupO’nun tarafından gönderilenilahi mesajı yalanlayan, Tevhidiesaslara iman etmeyen zavallıkimseler, Rab’leri karşısındakidurumları, bir örümcek ağın-dan daha zayıf olan varlıklarınıdüşünmeden, Rab’lerine isyanetmekte, O’nun gönderdiğivahyi esaslara teslim olmaktankaçıyorlar.

Rab’lerine isyan edenler,küfür, şirk ve isyanla hayatları-nı sürdürmekte ve yenidendiriltileceklerini düşünmek bileistememektedirler. Ancak onlardüşünmeseler de yüce Allah(cc) onları diriltecek, Kendisinekarşı yaptıkları nankörlüğün,koştukları şirkin ve isyanları-nın hesabını soracaktır. Onlarınyaptıkları her şey ortaya konu-

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Page 86: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

lacak, mazeret belirtmelerine,yalvarmalarına, sızlanmalarınabakılmadan, hak ettikleri ceza-ları verilecektir.

40- Bu(nu yapan) ölüleridiriltmeğe kadir değil midir?

Kıyamet suresi, bir bütünolarak kıyamet günündekidurumu ortaya koymaktadır.Bu nedenle kâfir, müşrik,münafık ve topyekûn suçlula-rın, Şakkul kamer de dâhilolmak üzere, her türlü soruları-na cevap vermektedir. Aynışekilde onların, dillerini depre-terek, mazeret belirtmelerinibildiren ayetteki ifadelerin,kıyamet günü hesap zamanıolduğunu açıklığa kavuştur-maktadır. Bu ifadeler, Rasulul-lah(as)’ın Kur’an okurken acele

etmesi ile ilgili değil, suçlularınkıyamet günü yaptıklarınıtemize çıkarma telaşlarıdır.

“Ona (denir ki): ‘Acele ile dili-ni tekrarlama onun için’ şüphesiz,onu toplamak ve okumak bizedüşer; o halde onu okuduğumuzzaman onun okunuşuna uy, sonraelbette onu açıklamak da bizimüzerimizedir.”

Sure, ilk ve son ayeti arasın-daki bağlantı ile tam bir bütün-lük ortaya koymaktadır.

Yüce Allah (cc) en doğruyubilen ve söyleyendir.

(*) Şakkul Kamer mucizesi içinKamer suresi, 1-3. Ayetlerin açıklama-larına bakınız.

KıyâmetSûresi

Nisan-MayısHaziran 2016

Sayý: 47

8866

TEFSİR

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Mücâhede Yayınları Kitapları ve Mücâhede Yayınları Kitapları ve Kur’âni Mücahede DergileriKur’âni Mücahede Dergileri

artık E-Kitap ve E-Dergi formatında...artık E-Kitap ve E-Dergi formatında...Kitap ve dergilerimizi internet üzerinden okuyabilir, Kitap ve dergilerimizi internet üzerinden okuyabilir,

dilerseniz PDF formatında kaydedebilirsiniz.dilerseniz PDF formatında kaydedebilirsiniz.www.mucahede.com www.mucahede.com adresini ziyaret ediniz.adresini ziyaret ediniz.

Page 87: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

ŞiirKöşesi

Nisan-MayısHaziran 2016Sayý: 47

8877

Kur’âniKur’âniMücâhedeMücâhede

Ağzını açtığında Müslümanım diyorsun,Kur'an'ı anlayarak açıp okumuyorsun,Kur'an'dan haberin yok, Tevhidi bilmiyorsun,Rabb'ine isyanında sınır tanımıyorsun.

Ne Kitabı bilirsin, ne Rabb'inin hükmünü,Boşuna harcıyorsun o güzelim ömrünü,Sen şeytana aldandın, terk ettin Hak sözünü,Kibir ve gururunla görmüyorsun önünü.

İki ayet okudun kendini âlim sandın,İman etmek yerine sen nefsine aldandın,Vahye uyacak yerde lanet şeytana kandın,Uyan artık ey gafil bu halinle sen yandın.

Rasulü kabul etmez, Sünnetine uymazsın,Sünneti hadis sanır, onu da yalanlarsın,Birkaç ayet okursun, ayeti anlamazsın,Müslümanım diyerek kendini kandırırsın.

Rasulü tanımayan, ayeti inkâr eder,Şeytana tabi olur, onun peşinden gider,İmandan çıkmıştır o, küfür ve şirke girer,Yüce Allah da onu, acı azaba sürer.

Tevhid, şirk, iman, küfür nedir biliyor musun?Putperestlik küfürdür derken ne anlıyorsun,Tevhidi mücadele için ne yapıyorsun,Gerçekleri terk edip Hak yoldan sapıyorsun.

Şirk ve küfür yuvası vakıf ve derneklerde,Tevhidi inkâr eden belamlar şirk içinde,Hiçbir tepki vermeden oturursun o yerde,Belamları dinlersin Müslümanlığın nerde.

Hak hukuku bilmezsin, yetim hakkını yersin,Bazen namaz kılarsın, sonra günah işlersin,Tevhidi hiç bilmezsin, tağuta oy verirsin,Müslümanım diyorsun şirk içinde gezersin.

Açgözlülük yaparak gemini yürütürsün,Onun bunun hakkını sessizce yürütürsün,Kul hakkıdır demezsin her şeyi götürürsün,Bu kafayla sen ancak ateşe sürülürsün.

Müslümanım diyerek ibadetler yaparsın,Tağuta oy vererek Rabb'ine şirk koşarsın,Şirke küfre girerek doğru yoldan saparsın,Bu halinle ey gafil, sen tağuttan yanasın.

Hayır, infak yapmazsın mazlumları ezersin,Fakir fukara demez haklarını vermezsin,Helâl haram demeden her türlü haltı yersin,Bir de hiç utanmadan ben Müslümanın dersin.

Ana baba hakkını inkâr eden nankörsün,Kur’ani gerçekleri görmez adi bir körsün,Yaptığın nankörlükler, mezara kadar sürsün,Diriltildiğin günde gerçekleri görürsün.

Şu haline bir bak da yazık etme kendine,Gittiğin yol Hak değil yönel artık Hak dine,Tağutu inkâr edip iman et sen Rabb'ine,Yoksa yuvarlanırsın cehennem ateşine,

Ey isyankâr ey cahil, ey nankör ve ey zalim, Birkaç ayet okuyup kendini sanma âlim,Bu dünya hayatında İslâm'a dön sağ salim,Bu halinle ölürsen sonun azabı elim

Şiir KöşesiSen Nasıl Müslümansın!

Page 88: bismillah - Mucahede...Bismillah Nisan-Mayıs Haziran 2016 Sayý: 47 Kur’âni Mücâhede 2 BİSMİLLAH Kur'an'ı kolaylaştırdık, yok mu hiç öğüt alan!” (Kamer, 17) İnsanın,

www.mucahede.comKur’ân

i Dâvetin Gür SesiKur’âni MücâhedeKur’âni Mücâhede ile internet üzerinden ile internet üzerinden

canlı olarak canlı olarak interaktif iletişiminteraktif iletişime e geçebilirsiniz. geçebilirsiniz.

Bunun için yapmanız gereken tek şeyBunun için yapmanız gereken tek şeyPALTALK PALTALK adlı programı indiripadlı programı indirip

ilgili servise kayıt olmak. ilgili servise kayıt olmak. Ayrıntılı bilgi için lütfen Ayrıntılı bilgi için lütfen

web sitemizi ziyaret ediniz.web sitemizi ziyaret ediniz.www.mucahede.comwww.mucahede.com