31
Bakara Sûresi: 35-39 Kur’ân Buluşmaları: 17 ÜMİT ŞİMŞEK

Bakara Sûresi: 35-39

Embed Size (px)

DESCRIPTION

Kur’ân Buluşmaları: 17. Bakara Sûresi: 35-39. ÜMİT ŞİMŞEK. Bakara: 35. وَقُلْنَا يَٓا اٰدَمُ اسْكُنْ اَنْتَ وَزَوْجُكَ الْجَنَّةَ وَكُلَا مِنْهَا رَغَداً حَيْثُ شِئْتُمَاۖ وَلَا تَقْرَبَا هٰذِهِ الشَّجَرَةَ فَتَكُونَا مِنَ الظَّالِم۪ينَ  - PowerPoint PPT Presentation

Citation preview

Page 1: Bakara Sûresi: 35-39

Bakara Sûresi: 35-39Kur’ân Buluşmaları: 17

ÜMİT ŞİMŞEK

Page 2: Bakara Sûresi: 35-39

Bakara: 35

و�ج�ك� �ت� و�ز� �ن �ن� ا ك �"ا ا د�م� اس� �ا ي �ن و�ق�ل�م� �ت ئ �ث� ش* / ح�ي غ�دا �ه�ا ر� �ال� م*ن 8ة� و�ك ن �ج� ا�ال�ا م*ن� �ون �ك ة� ف�ت ج�ر� �ا ه ذ*ه* الش8 ب �ق�ر�  ت و�ال�

  ين� * م�الظ8الÂdem’e de dedik ki: “Ey Âdem, sen ve eşin

Cennete yerleşin. Orada istediğiniz yerden bol bol yiyin. Yalnız şu ağaca yaklaşmayın; yoksa

kendinize yazık edersiniz”.

Page 3: Bakara Sûresi: 35-39

Bakara: 36

ج�ه�م�ا   �خ�ر� �ه�ا ف�ا �ط�ان� ع�ن ي 8ه�م�ا الش8 ل �ز� ف�ا�م� �ع�ض�ك *ط�وا ب �ا اه�ب �ن ي و�ق�ل �ا �ان ��م*م8ا ك ا م�

�ر�ض* �م� ف*ي اال� �ك �ع�ضS ع�د� و�ل *ب �ل و  Sين *ل ى �اعV ا �ق�رX و�م�ت ت م�م�س�

Derken Şeytan, ayaklarını kaydırdı da onları bulundukları yerden çıkardı. Biz de “İnin aşağı,” dedik. “Artık birbirinize düşman olarak yaşayacaksınız. Yeryüzünde sizin için belirli bir vakte kadar bir yerleşim ve bir nasip vardır.”

Page 4: Bakara Sûresi: 35-39

Bakara: 35-36

Cennet: Bizim bildiğimiz Cennet

“Ey Âdem,” buyurduk. “İşte bu senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın o sizi Cennetten çıkarmasın; sonra bedbaht olursun.

“Orada senin için ne açlık vardır, ne çıplaklık. “Susuzluk duymazsın, güneşin sıcağını da

çekmezsin.” Tâhâ, 20:117-119

Arzda sizin için belirli bir vakte kadar bir yerleşim ve bir nasip vardır.

Bakara, 2:36

Page 5: Bakara Sûresi: 35-39

Bakara: 35-36

Ağaç: meçhul Şeytan ona vesvese verdi. “Âdem,”

dedi. “İster misin, sana ebediyet ağacının veya hiç son bulmayacak bir saltanatın yolunu göstereyim?”

Tâhâ, 20:120

Yılan: asılsız

Şeytan Cennete nasıl girdi: meçhul

Page 6: Bakara Sûresi: 35-39

Bakara: 35-36

“Sen ve eşin”

Ey insanlar! Sizi tek bir candan yaratan Rabbinizden sakının ki, o tek candan da eşini yarattı, ikisinden ise nice erkekler ve kadınlar türetti. Onun adını vererek birbirinizden istekte bulunduğunuz Allah’a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını kesmekten sakının. Şurası muhakkak ki, Allah sizi görüp gözetmektedir.

Nisâ, 4:1

Page 7: Bakara Sûresi: 35-39

Bakara: 35-36

Düşünüp ibret alırsınız diye herşeyden çiftler yarattık.

Zâriyât, 51:49

Her türlü kusurdan uzaktır o Allah ki, yerin bitirdiklerinden, kendilerinden ve daha bilmediklerinden ne varsa çiftler halinde yaratmıştır.

Yâsin, 36:36

Yeri de kupkuru görürsün; fakat üzerine suyu indirdiğimizde kıpırdanır, kabarır ve her güzel çiftten bitkiler bitirir.

Hacc, 22:5

Page 8: Bakara Sûresi: 35-39

Bakara: 35-36

“Zalimlerden olmayın” zulüm: Allah’ın koyduğu sınırı aşmak, haddi

tecavüz etmek, hakkı ait olmayan yere vermek temlik – ibaha Allah’ın ahdi

Biz onlara zulmetmedik; onlar kendilerine yazık ettiler. Rabbinin emri geldiğinde, Allah’ın yanı sıra yalvardıkları tanrılarından hiçbir fayda görmediler; tersine, onlar ancak hüsranlarını arttırdı.

Hûd, 11:101

Page 9: Bakara Sûresi: 35-39

Bakara: 35-36

Ey Âdem, eşinle beraber Cennette yerleşin. İkiniz de istediğiniz yerden yiyip için. Ama şu ağaca yaklaşmayın; sonra kendinize yazık edersiniz.”

Derken, çirkin yerlerini kendilerine göstermek için Şeytan onlara vesvese verdi ve dedi ki: “Rabbiniz, melek olursunuz veya ebediyen Cennette kalırsınız diye sizi bu ağaçtan men etti.”

Sonra da “Ben sizin iyiliğiniz için öğüt veriyorum” diye yemin etti.

Onları böylece kandırarak yerlerinden indirdi. Nihayet ağaçtan tattıklarında, kendilerine çirkin yerleri görünüverdi de Cennet yapraklarıyla örtünmeye çalıştılar. Rableri onlara seslendi: “Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Size demedim mi Şeytan sizin apaçık düşmanınızdır diye?”

A’râf, 7:19-22

Page 10: Bakara Sûresi: 35-39

Bakara: 35-36

O ağaçtan yediklerinde kendilerine çirkin yerleri görünüverdi de Cennet yapraklarıyla örtünmeye çalıştılar. Böylece Âdem Rabbine karşı geldi ve şaşıp kaldı.

Tâhâ, 20:121

Ey Âdem oğulları! Anne ve babanızın örtülerini çekip çirkin yerlerini ortaya çıkararak onları Cennetten çıkardığı gibi, sakın Şeytan sizi de fitneye düşürmesin. Çünkü şeytan ve askerleri, sizin onları göremediğiniz taraftan sizi görürler. Biz ise o şeytanları, iman etmeyenlere dost kılmışızdır.

A’râf, 7:27

Page 11: Bakara Sûresi: 35-39

Bakara: 35-36

“Şu ağaca yaklaşmayın” meyvesinden yemeyin: suça götürecek

vesileyi ortadan kaldırmak “Zinaya yaklaşmayın” (İsrâ, 17:32) “Fuhşiyatın açığına da, gizlisine de

yaklaşmayın” (En’âm, 6:151) “Rüştüne erinceye kadar yetimin

malına yaklaşmayın; ancak en güzel bir şekilde yaklaşırsanız o başkadır” (En’âm, 6:152; İsrâ, 17:34)

Page 12: Bakara Sûresi: 35-39

Bakara: 35-36

Zelle: kasıtsız hatâ ağaç hakkında onları hatâya düşürdü de içinde

bulundukları Cennetten çıkardı Cennetten ayaklarını kaydırdı da içinde

bulundukları yerden / nimetlerden çıkardı Şeytan ikisini birden kandırdı / kadının

kandırdığı iddiası doğru değil

Biz daha önce Âdem’e de buyruğumuzu iletmiştik. Fakat o bunu unutuverdi. Doğrusu Biz onda bir azim bulmadık.

Tâhâ, 20:115

Page 13: Bakara Sûresi: 35-39

Bakara: 35-36

Üzerine güneş doğan en hayırlı gün Cuma’dır. Âdem o gün yaratıldı, o gün Cennet’e konuldu, o gün Cennetten çıkarıldı.

Müslim, Cuma: 17-18; Tirmizî, Cuma: 1, 2; Nesâî, Cuma: 4, 45

Page 14: Bakara Sûresi: 35-39

Bakara: 35-36

Birbirinize düşman olarak inin Şeytan size düşmandır; siz de onu

düşman belleyin. O, kendi taraftarlarını alevli ateşte barınmaya çağırır.

Fâtır, 35:6

Şeytanın düşmanlığındaki hikmet: insan neslinin tekâmülü

Page 15: Bakara Sûresi: 35-39

Bakara: 37

�اب� *م�اتS ف�ت �ل \ ك ب �ق[ "ى ا د�م� م*ن� ر� �ل م�ف�ت  يم� 8و8اب� الر8 8ه� ه�و� الت *ن � ا �ي م�ع�ل ��  ه

Sonra Âdem, Rabbinden öğrendiği sözlerle tövbe etti; Rabbi de onun tövbesini kabul etti. Gerçekten de O tövbeleri kabul eden ve merhameti pek geniş olandır.

Page 16: Bakara Sûresi: 35-39

Bakara: 37

Onlar “Rabbimiz, biz kendimize yazık ettik,” dediler. “Eğer Sen bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, biz hüsrana düşenlerden oluruz.”

Allah “Birbirinize düşman olarak inin,” buyurdu. “Yeryüzünde sizin için bir vakte kadar bir yerleşim ve nasip vardır.

“Orada yaşar, orada ölür, oradan çıkarılırsınız.”

A’râf, 7:23-25

Page 17: Bakara Sûresi: 35-39

Bakara: 37

O ağaçtan yediklerinde kendilerine çirkin yerleri görünüverdi de Cennet yapraklarıyla örtünmeye çalıştılar. Böylece Âdem Rabbine karşı geldi ve şaşıp kaldı.

Sonra Rabbi onu peygamber seçti, ona tevbe nasip etti ve yol gösterdi.

Tâhâ, 20:121-122

Page 18: Bakara Sûresi: 35-39

Bakara: 37

sen aralarında olduğun müddetçe Allah onları cezalandıracak değildir. Onlar bağışlanma isterken de Allah onları cezalandıracak değildir.

Enfâl, 8:33

Rabbinizden af dileyin; çünkü O çok bağışlayıcıdır.

“Tâ ki üzerinize bol bol yağmur yağdırsın. “Size mal ve evlât nasip etsin, bağlar yeşertsin,

ırmaklar akıtsın. “Size ne oluyor ki Allah’tan öyle bir büyüklük

ummuyorsunuz? Nuh, 71:10-13

Page 19: Bakara Sûresi: 35-39

Bakara: 37

Semud kavmine de kardeşleri Salih’i gönderdik. O da “Ey kavmim, Allah’a kulluk edin,” dedi. “Ondan başka tanrınız yoktur. Sizi topraktan yaratan ve onda yaşatan Odur. Ondan af dileyin ve Ona dönün. Şüphesiz ki Karîbdir, Mücîbdir.”

Hûd, 11:61

[Şuayb dedi ki:] “Rabbinizden af dileyin ve günahlarınızdan tevbe ederek Ona dönün. Çünkü Rabbim Rahîmdir, Vedûddur.”

Hûd, 11:90

Page 20: Bakara Sûresi: 35-39

Bakara: 37

Hepiniz Allah’a tövbe edin, ey mü’minler, tâ ki kurtuluşa eresiniz.

Nur, 24:31

Ey iman edenler! İçten ve kesin bir tövbe ile Allah’a dönün. Bakarsınız, Rabbiniz sizin günahlarınızı örter ve sizi, altlarından ırmaklar akan Cennetlere koyar. O gün, Allah’ın Peygamberi ve beraberindeki iman edenleri utandırmayacağı gündür. O gün onların nuru önlerinde ve sağlarında koşarken, onlar da “Rabbimiz, nurumuzu tamamla ve bizi bağışla; Senin herşeye gücün yeter” diye dua etmektedirler.

Tahrim, 66:8

Page 21: Bakara Sûresi: 35-39

Bakara: 37

Vallahi ben günde yetmiş defadan fazla Allah’tan beni bağışlamasını diler ve tövbe ederim.

Buharî, Daavât: 3

Allah Tealâ gündüz günah işleyenin tövbesini kabul etmek için geceleyin elini açar. Gece günah işleyenin tövbesini kabul etmek için de gündüz elini açar. Güneş battığı yerden doğuncaya kadar bu böyle devam eder.

Müslim, Tevbe: 31

Page 22: Bakara Sûresi: 35-39

Bakara: 37

Mü’min kulunun tevbesi sebebiyle Allah’ın sevinci, şu adamınkinden daha fazladır:

O kişi, ıssız ve tehlikeli bir çöldedir. Yanında devesi, onun üzerinde de yiyecek ve içeceği bulunmaktadır. Derken adam uyur; uyandığında bakar ki devesi gitmiştir. Susuzluktan dili kuruyuncaya kadar devesini arar. Sonra der ki, “Bari evvelce bulunduğum yere döneyim de orada uykuya yatıp öleyim.” Öylece ölmek üzere başını kolunun üzerine koyar. Sonra, bir de uyanır ki, devesi yanı başında; azığı, yiyecek ve içeceği de üzerindedir.

İşte, mü’min kulunun tövbesi sebebiyle Allah’ın sevinci, o adamın azığıyla beraber devesini bulduğu andaki sevincinden daha fazladır.

Müslim, Tevbe: 3

Page 23: Bakara Sûresi: 35-39

Bakara: 37

Nefsim elinde olan Allah’a yemin olsun ki, siz hiç günah işlemeseydiniz, Allah sizi giderir ve yerinize günah işleyip de Allah’tan bağışlanma isteyen bir topluluk getirir ve onları bağışlardı.

Müslim, Tevbe: 11

Page 24: Bakara Sûresi: 35-39

Bakara: 38

�م� 8ك �ن *ي ت� �أ *م8ا ي يع ف�ا �ه�ا ج� *ط�وا م*ن �ا اه�ب �ن ��ق�ل و م�

*ع� ه�د�اي� ف�ال� �ب ي ه�د/ى ف�م�ن� ت �م* م  �ون� ن �ح�ز� �ه*م� و�ال� ه�م� ي �ي  خ�و�فV ع�ل

Onlara dedik ki: Hepiniz oradan inin. Benden size hidayet eriştiğinde, kim Benim hidayetime uyarsa, ne bir korku vardır onlara, ne de mahzun olurlar.

Page 25: Bakara Sûresi: 35-39

Bakara: 39

�"ا *ن �ات *ا ي �وا ب �ذ8ب وا و�ك �ف�ر� ين� ك 8 م� و�اليه�ا 8ا ه�م� �ص�ح�اب� الن *ك� ا ل "ئ � م�ا �� و و�

  *د�ون� ال خ� İnkâr eden ve âyetlerimizi

yalanlayanlar ise ateş ehlidir; orada sürekli kalırlar.

Page 26: Bakara Sûresi: 35-39

Bakara: 38-39

Buyurdu ki: Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan inin. Benden size bir hidayet eriştiğinde Benim doğru yoluma uyan kimse asla sapmaz ve bedbaht da olmaz.

Tâhâ, 20:123

Benden hidayet eriştiğinde: gazap söz konusu değil

Page 27: Bakara Sûresi: 35-39

Bakara: 38-39

Aslî günah söz konusu değil:

Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez.

En’âm, 6:164; İsrâ, 17:15; Fâtır, 35:18; Zümer, 39:7

Page 28: Bakara Sûresi: 35-39

Bakara: 38-39

Arz’a iniş: hilâfetin tahakkuku imtihan meydanının açılması (Gece

gündüze muhtaç / Bana da sen lâzımsın)

insan ile şeytanın inişlerindeki fark

Cennet ile başlangıç: asıl vatan / tekrar dönülecek yer şeytanın düşmanlığını göstermek

Page 29: Bakara Sûresi: 35-39

Bakara: 38-39

İnsan neslinin yeryüzünde zuhuru: Âdem ile Havvâ’dan Cennetten iniş

Ne korkar, ne üzülürler korku: istikbal hakkında üzüntü: mazi hakkında

Dönüşte Cennet de, Cehennem de herkesin kendi emeği ile kazanılacak

Page 30: Bakara Sûresi: 35-39

Bakara: 35-39

Özet:

Şeytanın düşmanlığı ve aldatıcılığı İblis’in isyanında inadına karşılık, Âdem

hatâsında ısrar etmedi ve affolundu İmtihan meydanı açıldı, hilâfet-i kübrâ sırrını

gerçekleştirmek üzere insan nesli yeryüzüne indi Tövbenin önemi ve Allah katındaki değeri Bâtıl inanç mahalleri: ağacın cinsi, yılan, kadının

günahı, aslî günah, Âdem ile eşinin ilk çıplaklığı, insan neslinin başka canlılardan türediği iddiaları

Page 31: Bakara Sûresi: 35-39

İnternet adresleri

[email protected]

utesav.org.tr

facebook.com/yazarumitsimsek