Upload
others
View
5
Download
0
Embed Size (px)
Citation preview
T.C.
ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
COĞRAFYA (BEŞERİ VE İKTİSADİ COĞRAFYA) ANABİLİM DALI
AZERBAYCAN’IN ENERJİ KAYNAKLARI
Yüksek Lisans Tezi
Rövşen Salamov
Ankara – 2004
T.C.
ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
COĞRAFYA (BEŞERİ VE İKTİSADİ COĞRAFYA) ANABİLİM DALI
AZERBAYCAN’IN ENERJİ KAYNAKLARI
Yüksek Lisans Tezi
Rövşen Salamov
Tez Danışmanı Prof. Dr. Yalçın Karabulut
Ankara - 2004
ÖNSÖZ
Bu tez çalışması üç yıl gibi bir zaman zarfında tamamlanmıştır. Çalışmada petrolün Azerbaycan’ın yaşamında ne gibi
rolü olduğu görülecektir. Bunun dışında Azerbaycan’ın son yıllarda kaydettiği başarılardan, yapmış olduğu petrol
anlaşmalarından da görüldüğü gibi petrolün gündelik yaşamımızdaki etkisi, hala eskisi kadar, hatta her geçen gün biraz daha
fazladır. Teknolojik gelişmelerin, kentleşmenin, makineleşmenin hat safhaya çıktığı çağımızda petrol tabii ki stratejik bir öneme
sahip olacaktır. Bu tezimde petrolden başka Azerbaycan’ın diğer enerji kaynaklarının üretimi, rezervleri, ayrıca son yıllarda bu
kaynaklar üzerine yapılan anlaşmalar yer almaktadır.
Bu tezimin hazırlanmasında bana yardımcı olan tez hocam Sayın Prof. Dr. Yalçın Karabulut’a, Bölüm Başkanımız Sayın
Prof. Dr. Ali Özçağlar’a, hocalarımdan Sayın Prof. Dr. Hamdi Kara’ya, çalışma arkadaşlarım Altan ve Hülya Özkalay’a, Elnur
Orucov’a saygı ve teşekkürlerimi bildiririm.
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ ............................................................................................................i
TABLOLAR DİZİNİ ....................................................................................... viii
GRAFİKLER DİZİNİ ........................................................................................x
HARİTALAR DİZİNİ...................................................................................... xiii
ÇEVİRİM KATSAYILARI, KULLANILAN BİRİMLER VE KISALTMALAR ..... xiv
GİRİŞ ............................................................................................................. 1
A. ARAŞTIRMA ALANININ YERİ VE SINIRLARI........................................... 4
B. ARAŞTIRMANIN AMACI VE YÖNTEMİ .................................................... 8
1. AZERBAYCAN’DA ENERJİ KAYNAKLARI ................................................ 9
1.1. AZERBAYCAN’DA ENERJİ KAYNAKLARININ KULLANIMI......... 9
1.1.1. 1871 Yılına Kadar Olan Dönem ..................................... 9
1.1.2. 1871 Yılından 1917 Yılına Kadar Olan Dönem .............. 31
1.1.3. 1918 Yılından 1991 Yılına Kadar Olan Dönem .............. 47
1.1.4. 1991 Yılından Sonraki Yeni Dönem ............................... 60
1.2. AZERBAYCAN’IN FOSİL ENERJİ KAYNAKLARI ....................... 65
1.2.1. Petrol.............................................................................. 65
1.2.1.1. Azerbaycan’da Petrol Yatakları Ve Rezervi ...... 67
1.2.1.2. Azerbaycan Petrolünün Kimyasal Özellikleri..... 69
1.2.1.3. Azerbaycan’ın Petrol Bölgeleri .......................... 72
1.2.1.3.1. Abşeron Bölgesi................................... 72
1.2.1.3.2. Hazar Bölgesi ...................................... 73
1.2.1.3.2.1. Bakü Adaları Grubu ................ 74
1.2.1.3.2.2. Abşeron Adaları Grubu ........... 75
1.2.1.3.3. Kura – Aras Bölgesi.............................. 76
1.2.1.3.4. Siyezen – Guba Bölgesi ....................... 78
1.2.1.3.5. Gence Bölgesi...................................... 78
1.2.1.4. Azerbaycan’da Petrol Üretimi ............................ 80
1.2.2. Doğal Gaz ....................................................................... 82
1.2.2.1. Azerbaycan’da Doğalgaz Üretimi...................... 82
1.2.2.2. Azerbaycan’da Doğalgaz Rezervi ..................... 84
1.2.2.3. Azerbaycan Doğalgazının Kimyasal Özellikleri . 87
1.2.3. Diğerleri.......................................................................... 87
1.2.3.1. Turba ................................................................ 87
1.2.3.2. Linyit ................................................................. 88
1.2.3.3. Kömür ............................................................... 88
1.3. AZERBAYCAN’IN YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI....... 90
1.3.1 Su Gücü.......................................................................... 90
1.3.2 Rüzgar Enerjisi................................................................ 92
1.3.3. Güneş Enerjisi................................................................ 94
1.4. AZERBAYCAN’IN ELEKTRİK SANTRALLERİ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ 96
2. AZERBAYCAN’DA ENERJİ NAKLİ ........................................................ 107
2.1. GERİLİM HATLARI................................................................... 107
2.2. PETROL BORU HATLARI........................................................ 108
2.2.1. İç Ticarete Yönelik Petrol Boru Hatları ......................... 108
2.2.2. Dış Ticarete Yönelik Petrol Boru Hatları....................... 111
2.2.2.1. Bakü – Novorossiysk (Rusya) Güzergahı, “Kuzey” Boru Hattı 116
2.2.2.2. Bakü – Supsa (Gürcistan) Güzergahı, “Batı” Boru Hattı 118
2.2.2.3. Bakü – Ceyhan (Türkiye) Boru Hattı Güzergahı120
2.2.2.4. Transhazar Boru Hattı Güzergahı ................... 136
2.2.2.5. Bakü – Supsa (Gürcistan) – Odessa (Ukrayna) Güzergahı, “Drujba” Boru Hattı 140
2.2.2.6. Bakü – Novorossiysk (Rusya) – Burgaz (Bulgaristan) – Aleksandropolis (Yunanistan) Boru Hattı
Güzergahı ..................................................................... 141
2.2.2.7. Diğer Güzergahlar ........................................... 143
2.2.2.7.1. Transbalkan Boru Hattı Güzergahı .... 143
2.2.2.7.2. Bakü – Türkiye – Yunanistan Boru Hattı Güzergahı 144
2.2.2.7.3. Bakü – Gürcistan – Romanya – İtalya Boru Hattı Güzergahı 145
2.2.2.7.4. Türkmenistan – Afganistan – Pakistan Boru Hattı Güzergahı 145
2.3. DOĞALGAZ BORU HATLARI .................................................. 147
3. AZERBAYCAN’IN PETROL ANLAŞMALARI ......................................... 149
3.1. DENİZDEKİ YATAKLAR ÜZERİNE YAPILAN ANLAŞMALAR . 151
3.1.1. “Yüzyılın Anlaşması” Olarak Bilinen, “Azeri”, “Çırak” ve Derin sulu “Güneşli” Yatakları Anlaşması 151
3.1.2. “Karabağ” Yatağı Anlaşması ....................................... 155
3.1.3. “Şahdeniz” Yatağı Anlaşması...................................... 157
3.1.4. “Eşrefi” ve “Dan Ulduzu” Yatakları Anlaşmaları........... 159
3.1.5. “Lenkerandeniz” ve “Talışdeniz” Yatakları Anlaşmaları160
3.1.6. “Yalama” Yatağı Anlaşması......................................... 162
3.1.7. “Abşeron” Yatağı Anlaşması ....................................... 162
3.1.8. “Nahçıvan” Yatağı Anlaşması...................................... 163
3.1.9. “Oğuz” Yatağı Anlaşması ............................................ 164
3.1.10. “Kürdaşı”, “Kürgan” ve “Arazdaşı” Yatakları Anlaşmaları 164
3.1.11. “İnam” Yatağı Anlaşması........................................... 165
3.1.12. “Alov”, “Şerg” ve “Araz” Yatakları Anlaşmaları .......... 166
3.1.13. “Yanan Tava”, “Ateşgah” ve “Muğan Deniz” Yatakları Anlaşmaları 167
3.1.14. “Zafer” ve “Meşel” Yatakları Anlaşmaları................... 168
3.1.15. “Lerikdeniz”, “Savalan”, “Dalğa” ve “Cenub” Yatakları Anlaşmaları 169
3.2. KARADAKİ YATAKLAR ÜZERİNE YAPILAN ANLAŞMALAR .. 169
3.2.1. “Karadağ”, “Korgöz” ve “Umbakı” Yatakları Anlaşmaları 169
3.2.2. “Neftçala”, “Hıllı”, “Babazenen” ve “Dürovdağ” Yatakları Anlaşmaları 170
3.2.3. “Ramana”, “Balahanı” ve “Sabunçu” Yatakları Anlaşmaları 171
3.2.4. “Kürovdağ” Yatağı Anlaşması ..................................... 171
3.2.5. “Cenubgerbi Gobustan” Yatağı Anlaşması.................. 172
3.2.6. “Muradhanlı”, “Ceferli” ve “Zerdab” Yatakları Anlaşmaları 173
3.2.7. “Kürsengi” ve “Karabağlı” Yatakları Anlaşmaları ......... 173
3.2.8. “Padar” ve “Heremi” Yatakları Anlaşmaları.................. 174
3.2.9. “Hövsan” ve “Zığ” Yatakları Anlaşmaları ..................... 175
3.2.10. “Kemalettin” ve “Mişovdağ” Yatakları Anlaşmaları .... 175
4. PETROL VE DOĞALGAZ ANLAŞMALARININ EKONOMİK ÖNEMİ ..... 177
5. HAZAR DENİZİ ...................................................................................... 179
5.1. FİZİKİSİ .................................................................................... 179
5.2. STATÜSÜ................................................................................. 181
5.2.1. “Hazar Bir Denizdir” Görüşü........................................ 186
5.2.2. “Hazar Bir Göldür” Görüşü .......................................... 187
5.2.3. “Hazar Ne Göl Ne De Denizdir” Görüşü ...................... 188
5.2.4. Azerbaycan’ın Görüşü................................................. 189
5.2.5. Kazakistan’ın Görüşü .................................................. 190
5.2.6. Rusya’nın Görüşü ....................................................... 190
5.2.7. İran’ın Görüşü ............................................................. 193
5.2.8. Türkmenistan’ın Görüşü.............................................. 195
SONUÇ ...................................................................................................... 197
KAYNAKÇA................................................................................................ 200
TEZİN ÖZETİ ............................................................................................. 212
TABLOLAR DİZİNİ Sayfa
Tablo 1. Hazar Bölgesinin Stratigrafik Sınıflandırılması .......................... 69-70
Tablo 2. ”Azeri”,”Çırak” Ve Derinsulu “Güneşli” Yataklarının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerin
Payları ................................................................................................. 153-154
Tablo 3. ”Karabağ” Yatağının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerin Payları 156
Tablo 4. “Şah Deniz” Yatağının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerinin Payları 157-158
Tablo 5. ”Eşrefi” Ve ”Dan Ulduzu” Yataklarının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerin Payları 160
Tablo 6. ”Lenkeran Deniz” Ve “Talış Deniz” Yataklarının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerin
Payları ........................................................................................................ 161
Tablo 7. ”Kürdaşı” ,”Kürgan” Ve “Arazdaşı” Yataklarının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerin
Payları ........................................................................................................ 165
Tablo 8. ”İnam” Yatağının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerin Payları 166
Tablo 9. ”Alov” , ”Şerg” Ve ”Araz” Yataklarının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerin Payları
............................................................................................................ 166-167
Tablo 10. ”Yanan Tava” ,”Ateşgah” Ve “Muğan Deniz” Yataklarının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan
Şirketlerin Payları……………………………………………………………………….167-168
Tablo 11. ”Zefer” Ve ”Meşel” Yataklarının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerin Payları 168
Tablo 12. ”Neftçala”, “Hıllı”, “Babazenen” Ve “Dürovdağ” Yataklarının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan
Şirketlerin Payları…………………………………………………………………………….170
Tablo 13. ”Ramana”, “Balahanı” Ve ”Sabunçu” Yataklarının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerin
Payları ........................................................................................................ 171
Tablo 14. ”Kürovdağ” Yatağının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerin Payları 171-172
Tablo 15. ”Cenub Gerbi Gobustan” Yatağının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerin Payları 172
Tablo 16. ”Kürsengi” Ve “Karabağlı” Yataklarının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerin Payları
............................................................................................................ 173-174
Tablo 17. ”Padar” Ve “Heremi” Yataklarının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerin Payları 174
Tablo 18. ”Kelameddin” Ve ”Mişovdağ” Yataklarının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerin Payları
................................................................................................................... 176
GRAFİKLER DİZİNİ Sayfa
Grafik 1. Azerbaycan’da Petrol Üretimi (1818 - 1835).................... 31-32 arası
Grafik 2. Azerbaycan’da Petrol Üretimi (1836 - 1850).................... 31-32 arası
Grafik 3. Azerbaycan’da Petrol Üretimi (1863 - 1875).................... 37-38 arası
Grafik 4. Azerbaycan’da Petrol Üretimi (1876 - 1887).................... 37-38 arası
Grafik 5. Azerbaycan’da Petrol Üretimi (1888 - 1899).................... 42-43 arası
Grafik 6. Azerbaycan’da Petrol Üretimi (1900 - 1919).................... 45-46 arası
Grafik 7. Azerbaycan’da Petrol Üretimi (1920 - 1934).................... 52-53 arası
Grafik 8. Azerbaycan’da Petrol Üretimi (1935 - 1950).................... 56-57 arası
Grafik 9. Azerbaycan’da Petrol Üretimi (1950 - 1980).................... 59-60 arası
Grafik 10. Hazar Denizi Havzasındaki Mevcut Petrol Rezervinin Ülkelere Göre Dağılımı (32.6 milyar varil – 2000 yılı) 68-
69 arası
Grafik 11. Hazar Denizi Havzasında Muhtemel Petrol Rezervinin Dağılımı (162 milyar varil – 2000 yılı) 68-69 arası
Grafik 12. Hazar Denizi Havzasında Tahmin Olunan Petrol Rezervinin Dağılımı (195 milyar varil – 1997 yılı) 68-69 arası
Grafik 13. Azerbaycan’da Petrol Rezervinin Derinliğe Göre
Dağılımı.......................................................................................... 68-69 arası
Grafik 14. Azerbaycan’da Petrol Rezervinin Bölgesel Dağılımı (12.6 milyar varil – 1991 yılı) 68-69 arası
Grafik 15. Azerbaycan’da Petrol Üretimi (1980 – 1999) ................. 80-81 arası
Grafik 16. Azerbaycan’da Toplam Petrol Ve Doğalgaz Yataklarının Dağılımı (1998 yılı) 81-82 arası
Grafik 17. Azerbaycan’da Üretim Yapan Petrol Ve Doğalgaz Yataklarının Dağılımı (1991 yılı) 81-82 arası
Grafik 18. Azerbaycan’da Doğalgaz Üretimi (1920 – 1932) ........... 83-84 arası
Grafik 19. Azerbaycan’da Doğalgaz Üretimi (1933 – 1945) ........... 83-84 arası
Grafik 20. Azerbaycan’da Doğalgaz Üretimi (1945 – 1975) ........... 84-85 arası
Grafik 21. Azerbaycan’ın Toplam Doğalgaz Üretimi İçerisinde Deniz Üretimi (1989 – 2000) 84-85 arası
Grafik 22. Hazar Denizi Havzasında Mevcut Doğalgaz Rezervinin Ülkelere Göre Dağılımı (337 trilyon feet küp – 2000 yılı) 85-
86 arası
Grafik 23. Hazar Denizi Havzasında Muhtemel Doğalgaz Rezervinin Ülkelere Göre Dağılımı (328 trilyon feet küp – 2000 yılı)
....................................................................................................... 85-86 arası
Grafik 24. Hazar Denizi Havzasında Tahmin Olunan Doğalgaz Rezervinin Ülkelere Göre Dağılımı (665 trilyon feet küp – 1997
yılı) ................................................................................................. 85-86 arası
Grafik 25. Azerbaycan’da Doğalgaz Rezervinin Derinliklere Göre Dağılımı (1991 yılı) 86-87 arası
Grafik 26. Azerbaycan’da Doğalgaz Rezervinin Bölgesel Dağılımı (11 trilyon feet küp – 1991 yılı) 86-87 arası
Grafik 27. Azerbaycan’ın Hazar Denizi’ndeki Doğalgaz Yatakları Ve Rezervi (118.65 milyar m³ - 1998 yılı) 86-87 arası
Grafik 28. Azerbaycan’ın Yıllık Su Rezervi (1991 yılı) .................... 91-92 arası
Grafik 29. Azerbaycan’da Akarsuların Potansiyel Güçlerinin Kullanım Miktarına Göre Dağılımı 92-93 arası
Grafik 30. Azerbaycan Akarsularından Üretilebilecek Elektrik Enerjisi
Miktarı ............................................................................................ 92-93 arası
Grafik 31. Azerbaycan’da Elektrik Enerjisi Üretimi
(1920 – 1980)............................................................................. 102-103 arası
Grafik 32. Azerbaycan’da Elektrik Enerjisi Üretimi
(1985 – 2000)............................................................................. 103-104 arası
Grafik 33. Azerbaycan Elektrik Santrallerindeki Kurulu Gücün Dağılımı (5300 MW – 1995 yılı) 104-105 arası
Grafik 34. Azerbaycan’ın Elektrik Enerjisi Üretiminin Dağılımı (23600 Gwh – 2000 yılı) 104-105 arası
Grafik 35. Azerbaycan’da Boru Hattı Uzunluğu (1990 – 1999)... 109-110 arası
Grafik 36. Hazar Denizi’nin Kıyısındaki Ülkelere Göre Dağılımı (380 – 420 bin km²) 190-191 arası
HARİTALAR DİZİNİ Sayfa
Harita 1. Azerbaycan’ın İdari Bölgeleri ............................................... 3-4 arası
Harita 2. Azerbaycan’ın Fosil Enerji Kaynakları ............................. 64-65 arası
Harita 3. Azerbaycan’ın (Doğu) Petrol Ve Doğalgaz Yatakları ....... 71-72 arası
Harita 4. Azerbaycan’ın (Batı) Petrol Ve Doğalgaz Yatakları ......... 75-76 arası
Harita 5. Azerbaycan’ın Yerüstü Suları .......................................... 89-90 arası
Harita 6. Azerbaycan’da Elektrik Santrallerinin Dağılışı ................. 95-96 arası
Harita 7. Azerbaycan’ın Enerji Nakil Hatları ............................... 106-107 arası
Harita 8. Azerbaycan’ın Başlıca Boru Hatları Güzergahları........ 110-111 arası
Harita 9. Ortadoğu Ve Kafkasya’daki Petrol Sahaları Ve Önemli Boru
Hatları......................................................................................... 110-111 arası
Harita 10. Hazar Denizi (Orta Sınıra Göre) ................................ 186-187 arası
Harita 11. Hazar Denizi (Ortak Kullanıma Göre) ........................ 189-190 arası
Harita 12. Hazar Denizi (Çıkarlara Göre) ................................... 194-195 arası
ÇEVİRİM KATSAYILARI, KULLANILAN BİRİMLER VE KISALTMALAR
Kullanılan Bazı Birimler
İnç (Inch) 0.0254 m
Ayak (Foot) 0.3048 m
Yarda (Yard) 0.9144 m
Kara mili 1609 m
Deniz mili 1852 m
Coğrafi mil 7241.5 m
Varil 158-159 litre
Hektar 10000 m²
Hp Beygir gücü
Kullanılan Eski Birimler
Para Birimleri
Abbası 20 kuruş (Kapik)
Akçe gümüş para
Dirhem 2.97 Gr gümüş para
Tümen 25 kuruş altın
Uzunluk Birimleri
Arşın 0.68 m
Fersah 6-8 km
Kulaç 1.89 m
Sajen 2.1336 m
Verst 1.0668 km
Ağırlık Birimleri
Batman 8 kg
Put 16 kg
Halvar 385.5 Gr
Alan Birimi
Desyatin 1.09 hektar
GİRİŞ
İnsanoğlu dünyaya geldiği zamandan beri yaşamını sürdürmek için bulunduğu ortamdan besinlerini temin etmeye başlamıştır.
Başlangıçta, toplayıcılıkla geçimini sağlayan insanoğlu, Neolitik devirde yerleşik hayata geçmesi ile birlikte tarım yapmaya başlamıştır.
Daha sonra çevresindeki hammaddeleri işleyerek günlük hayatında kullanmıştır.
İnsanoğlunun her yönden gelişmesine hizmet eden malzeme, arz kabuğunda bulunan çeşitli madenler, mineraller ve kayalardır.
Bunların başında ise hem hammadde, hem de enerji kaynağı olarak kullanılan kömür ve petrol gelmektedir. Bilhassa 19. ve 20. yüzyılın
başlarından itibaren kullanılmaya başlayan bu iki madde sayesinde insanoğlu, kültürel ve teknik yönden baş döndürücü bir hızla ilerlemeye
başlamıştır.
Günümüz dünyasında enerji üretim ve tüketimi, ülkelerin gelişmişliği ile doğrudan ilişkilidir. Enerji üretim ve tüketimi olmaksızın
bir toplumun, ülkenin gelişmesi imkansızdır.
Azerbaycan, enerji kaynaklarının rezervi açısından zengin durumdadır. Ülke coğrafi konumu, doğal şartları, gerek yerüstü, gerekse
yeraltı kaynakları açısından zengin bulunmaktadır. Bu zenginlik ülke topraklarının tarihte birçok devletin saldırısına, baskınına uğramasına
neden olmuştur. Ama bu devletlerin hiçbiri ayakta duramadan çökmüş ve en sonunda 18 Ekim 1991’de bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti
kurulmuştur.1
Bugün ülkenin toplam gaz rezervinin 118.65 milyar m3, toplam petrol rezervinin ise 8 milyar varil olduğu tahmin edilmektedir.2
Azerbaycan artık enerji kaynaklarının pazarlanması yoluna gitmiştir. 20 Eylül 1994’te Azerbaycan devleti ile yabancı petrol şirketleri
arasında imzalanan “Yüzyılın Anlaşması”, ülke petrol sanayisinin, özellikle ekonomisinin gelişmesinde yeni bir tarihi aşamanın esasını
koydu.3 Anlaşmaya esasen petrol yataklarının 30 yıl içinde işletilmesi düşünülmektedir.4
1 N., Allahverdiyev, Ş., Göyçaylı, Ş., Demirgayayev, N., Eyyubov, “Azerbaycan Respublikasının İgtisadi ve Sosial Coğrafiyası”, Bakı, Öyretmen Basımevi, 1993, s.10. 2 Avrasya Dosyası, Azerbaycan Özel Sayısı, TİKA Yayınları, Sayı 103, Temmuz 98/2, s.3. 3 F., Hümbetov, “Hazar Denizi Hövzesi Neftinin Negli ve Regional Münagişelerin Helli Yolları Haggında”, “Neft ve Azerbaycanın Geleceyi” kitabından. Bakı 1998, s.24. 4 H., Aliyev, “Azerbaycan Nefti Dünya Siyasetinde”, Bakı, Azerneşr, 1997, s.9.
Batılı ekonomistlerin hesaplamalarına göre, Azerbaycan petrol ihracatından 2002 yılına kadar yıllık olarak 1 milyar ABD doları
elde edecektir. 2010 yılında bu rakam yıllık olarak 5 – 6 milyar dolara yükselecektir ki, bu da ülkenin şimdiki bütçe harçlarının takriben iki
katına eşittir.5
Azerbaycan bağımsızlığını yeni elde ettiği için gelişmesi on yıllar alacaktır. Halen devam etmekte olan Karabağ savaşı,
göçmenlerin yerlerine, geri dönememesi beraberinde sorunları da getirmektedir. Bununla
5 F., Hümbetov, 1998, s.34.
beraber eski Sovyet sisteminin çökmesiyle yeni bir sisteme geçiş, özelleştirme politikasının uygulanması, üretim yapacak sanayi
tesislerinin yenilenmesi, ayrıca altyapı çalışmalarının devam etmesi, ülkenin gelişmesinde bir hayli zaman alacaktır. Tüm bu sorunlara
rağmen son yıllarda bazı alanlarda gelişmeler, ilerlemeler de kaydedilmektedir. Özellikle 1999 yılı elektrik enerjisi üretimi 18.176 milyar
Kwh’a yükselmiş, kişi başına düşen elektrik enerjisi 2310 Kwh’a çıkmıştır.6 Ülke ekonomisi, 2000 yılında ilk 5 ay içerisinde yıllık %7.7
artış gösteren, gerçek GSYİH büyümesiyle eski Sovyetler Birliği ülkeleri içerisinde en başarılı ekonomilerden birisi olmuştur. Gerçek
GSYİH büyüme hızı 2000 yılının ilk yarısında %6.5, Ocak – Nisan arasında %6.6 hafif bir yavaşlama göstermiştir. En hızlı büyüyen sektör
ulaştırma ve iletişim olmuş, yıllık olarak %14.5 büyüme göstermiş ve %22.7 GSMH üretmiştir. Bu, bugüne kadar gerçekleşen en yüksek
katkıdır. Bugün ulaştırma ve iletişim, endüstri ve tarımın ardından üçüncü büyük sektör haline gelmiştir.7
21. yüzyıl, kaynaklarını daha iyi, daha sürdürülebilir bir şekilde kullanan ülkelerin geliştiği bir dönem olacaktır. Bu yüzyılda
Azerbaycan’ın da kendi üzerine düşen görevi yapması gerekir. Başta doğal çevre kaynakları olmak üzere, fosil kaynaklar dışında temiz ve
yenilebilir enerji kaynaklarını kullanarak daha sağlam bir gelişme gösterebilir.
6 Azerbaycan Statistik Göstericileri 2000, Azerbaycan Respublikası Dövlet Statistika Komitesi, Bakı 2000, s.359. 7 Ülke Profilleri, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, TİKA Yayınları, Mayıs 2001, Ankara, s.14.
A. ARAŞTIRMA ALANININ YERİ VE SINIRLARI
Azerbaycan Cumhuriyeti’nin yüzölçümü 86.6 bin km²’dir. Ülke Kafkasya’nın güneydoğu bölümünde, Orta Asya, Ortadoğu ve Ön
Asya’nın ortasında 38º 25´ - 41º 55´ kuzey enlemleri ile 44º 50´ - 50º 51´ doğu boylamları arasında yer almaktadır.8 Ülke toprakları beş
ülke ile sınırlıdır. Bunlar; kuzeyden Rusya Federasyonu ile 289 km, kuzeybatıdan Gürcistan ile 340 km, batıdan Ermenistan ile 766 km,
güneybatıdan Türkiye ile 11 km, güneyden ise İran İslam Cumhuriyeti ile 618 km sınır hattına sahiptir. Ülkenin doğu sınırını ise 825 km
ile Hazar Denizi kapalı gölü oluşturmaktadır. Ülke sınırları toplam uzunluğu 2849 km’dir.9
Azerbaycan’ı coğrafi açıdan üç bölgeye ayırmak mümkündür. Ülkenin kuzeyini Büyük Kafkas Dağları kapsar. Yer yer 4000 m’yi
aşan bu dağlar, güneye doğru alçalarak Hazar Denizi’ne ulaşır. Ülkenin batısında Kuzeydoğu Anadolu Dağları’nın bir uzantısı olan Küçük
Kafkas Dağları yer almaktadır. Bu dağlar da giderek alçalan bir seyir izleyerek Talış bölgesine ve dolayısıyla Hazar Denizi’ne
ulaşmaktadır. Üçüncü bölge olarak da, kuzey ve güneyden dağlarla çevrili olan ve neredeyse Azerbaycan topraklarının aslını oluşturan
8 N., Allahverdiyev ve diğerleri, 1993, s. 6. 9 B., Budagov, Y., Geribli, “Azebaycan Respublikasının Fiziki Coğrafiyası”, Öğretmen Yayınevi, Bakı, 1996, s. 15.
Kura Ovası görülmektedir. Esasen, nehirlerin taşıdığı alüvyonlarla dolmuş, bir çöküntü olan bu alan, Kura nehrinin Aras nehri ile
birleşmasi ile Hazar Denizi’ne doğru genişleyen üçgen şeklinde verimli bir ovaya dönüşmüştür.10
Azerbaycan’ın arazi yapısı çok değişiktir. Arazinin % 50’si dağlık ve deniz seviyesinden 3000 m’ye kadar olan sahaları kapsamaktadır. %
1’I ise 3000 m’den yüksektir. Ülkenin ortalama yüksekliği 657 m’dir. Bu yükseklik Hazar kıyısı ovasında – 28 m’den başlayarak ülkenin
en yüksek noktası olan Bazardüzü’nde, 4466 m’ye kadar yükselmektedir.11 Azerbaycan coğrafyasının yaklaşık % 40’ı ova (deniz
seviyesinden yüksekliği 500 m’ye kadar), % 25’i plato ve % 35’i de dağlık alanlardan oluşmaktadır.12
Azerbaycan’ın iklimi, ülkenin engebeli yapısının etkisi altındadır. Bu nedenle bölgeden bölgeye önemli farklılıklar gösterir.
Ülkenin, yazları sıcak (Temmuz ortalaması iç kesimlerde 28º C, sahil bandında 26º C), kışları ise ılık (Ocak ortalaması 2 – 3º C arasında)
seyretmektedir. Ülkede yıllık ortalama sıcaklık 12.3º C’dir.13
10 A., Karabağlı, O., K., Ağaoğlu, A., R., G., Oktay, “Azerbaycan’ın Doğal Kaynaklarıyla Ekonomik Potansiyeli Karşısında Türkiye’nin Dış Ticaretini Geliştirme Olanakları”, Milli Prodüktivite Merkezi Yayınları, No: 489, Ankara, 1993, s. 16. 11 B., Budagov, Y., Geribli, 1996, s. 17. 12 A., Karabağlı ve diğerleri, 1993, s. 16. 13 Avrasya Dosyası, Azerbaycan Özel, Üç Aylık Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Dergisi, Cilt 7, Sayı 1, İlkbahar 2001, s. 7.
30 Ağustos 1991 tarihinde eski Sovyetler Birliği’nden ayrılarak bağımsızlığını ilan etmiş olan Azerbaycan’ın idari şekli
Cumhuriyet olup, halen başkanlık sistemi ile yönetilmektedir. Yasama yetkisi “Milli Meclis” tarafından kullanılmakta, İcra yetkisi ise
“Başkanlık” makamının yanı sıra
Başnazır (Başbakan) ve Nazırlar (Bakanlar Kurulu) Kabinesinde bulunmaktadır. Milli Meclis yaklaşık 150 kişiden oluşmaktadır. Ülkede
halen 66 idari bölge, 69 şehir, 131 kasaba, 4243 köy bulunmaktadır. Azerbaycan “Rayon” adı verilen 66 idari bölgeye ayrılmıştır. Bunlar
bölgesel yapıya sahip, İcra Komitesi Başkanı tarafından yönetilen idari ünitelerdir. Bunlardan başka ülkede mevcut 69 şehirden 14’ü il
düzeyinde olup, merkezi yönetime bağlı birer vali tarafından yönetilmektedir. Ayrıca, ülke Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ile birlikte 12
bölgeye ayrılmaktadır.14 (bkz.: harita 1)
1 Ocak 2001 yılı itibarile Azerbaycan’ın nüfusu 8.081 bin kişidir. Bu nüfusun % 51’i, yani 4.098 bini Kadın, % 49’u, yani 3.905
bini Erkek nüfusunu oluşturmaktadır. Ülke nüfusu genç nüfus grubuna ait olup, % 31.9’u 0 – 14 yaş arası, % 62’5’i 15 – 64 yaş arası ve
%5.6’sı ise 65 yaş ve üzeri yaş grubuna aittir. Ülkede toplam doğum oranı binde 14.6, ölüm oranı binde 5.9’dur. Toplam nüfus artış hızı ise
binde 8.7’dir. Ortalama yaşam 71.5 yıl olup, bu kadınlarda 75 yıl, erkeklerde ise 68 yıldır. Ülkede nüfusun % 91’ini Azerbaycanlılar
oluşturmaktadır. Bunun yanı sıra 185 bin civarında Lezgiler, 151 bin Ruslar, 50 bin Avarlar ve etnik gruplar yer almaktadır. Ülke
nüfusunun % 93.4’ü Müslüman olup, % 2.5’i Rus Ortodoks ve % 4.1’i diğer dinlere aittir. Halen ülke nüfusunun yaklaşık % 53’ü
14 A., Karabağlı ve diğerleri, 1993, s. 17.
kentlerde, % 47’si ise kırsal kesimde yaşamaktadır. Kent nüfusunun yaklaşık 3 milyonu başkent Bakü’de olmak üzere Gence’de 300 bin,
Sumgayıt’ta 270 bin, Mingeçevir’de 97 bin ve Ali Bayramlı şehrinde 70 bin kişi yaşamaktadır.15
Azerbaycan’ın toplam arazi varlığı 8.641, 7 bin ha olup, bunun % 18’i ekilebilir alanları, % 15’i sürekli ekilen alanları, % 25’i otlak
ve meraları, % 11’i ormanları ve % 41’i diğer alanları oluşturmaktadır. Ülkede sulanabilen arazi 1.440 bin ha’dır Ülkede Sanayinin toplam
üretimdeki payı % 23.9 olup, petrol üretim ekipmanları imalat sanayi sektörü ve buna bağlı makine - inşaat sektörü Azerbaycan
Sanayisinin % 20’sini oluşturmaktadır.16
1999 yılına göre, ülkede GSMH 3.9 milyar dolar olup, kişi başına düşen milli gelir miktarı 509 dolar gerçekleşmiştir. Aynı
dönemde ihracat 929.2 milyon dolar, ithalat ise 1035.7 milyon dolar gerçekleşmiştir. Ülkede GSMH’nin sektörel dağılımında Tarım %
21.6, Sanayi % 23.4, Hizmetler ise % 55 olmuştur.17
15 Ayrasya Dosyası, Azerbaycan Özel 2001, s. 8 – 9. 16 a.g.e., s. 8, 13 – 14. 17 Azerbaycan Statistik Göstericileri, 2000, s. 520 – 523, 559.
B. ARAŞTIRMANIN AMACI VE YÖNTEMİ
20. yüzyılın sonlarında Sovyetler Birliği’nin çökmesi ile oluşan yeni bağımsız devletlerin çoğu, artık kendi kaynaklarını üretebilme
ve pazarlama çalışmalarına girişmişlerdir. Azerbaycan da fosil enerji kaynakları açısından önemli potansiyele sahiptir. Sosyo - ekonomik
hayatın temel öğesi olan enerji bağımsızlığa yeni kavuşan Azerbaycan için büyük önem taşımaktadır. Petrol ve doğalgaz rezervleri
açısından zengin olan Azerbaycan’ın kendi ekonomisini geliştirebilmesi için bu kaynaklardan yararlanması gerekmektedir.
Bu yüksek lisans tezi araştırmasında coğrafyanın prensipleri çerçevesinde bir enerji coğrafyası çalışması amaçlanmaktadır.
Özellikle Azerbaycan’daki enerji kaynakları kullanımının tarihsel gelişimi, rezervleri, üretimi ve üretimin değerlendirilmesi, mevcut enerji
kaynaklarının dünya enerji ekonomisindeki önemi ve dünya siyasetindeki rolü ele alınıp incelenecektir.
1. AZERBAYCAN’DA ENERJİ KAYNAKLARI
1.1. AZERBAYCAN’DA ENERJİ KAYNAKLARININ KULLANIMI
Azerbaycan’da Enerji Kaynaklarının ilkel ve modern yöntemlerle üretimini, ayrıca pazarlanması gibi konuların tarihi geçmişini 4
başlık altında toplamak mümkündür.
1. 1871 yılına kadar olan dönem,
2. 1871 yılından 1917 yılına kadar olan dönem,
3. 1917 yılından 1991 yılına kadar olan dönem,
4. 1991 yılından sonraki yeni dönem.
1.1.1. 1871 YILINA KADAR OLAN DÖNEM
Enerji kaynakları içerisinde petrolün insanlar tarafından bilinmesi ateşin keşfinden sonra mümkün olmuştur. Özellikle, petrolün
doğal olarak yeryüzüne çıkması, insanoğlu ile onun arasında iletişimin başlamasına neden olmuş, daha sonra insanoğlu basit de olsa ilk
petrol üretimini yapmıştır. Lakin sayıca az, düşük basınçlı petrol katmanları ile ilişkili olduğu için erken tükenmiş, sonraki üretim devrinde
yetmemiştir.18 Azerbaycan topraklarında enerji kaynaklarından petrol ve doğalgazın da eskiden günümüze serbest çıkışları mevcut
olmuştur. Buna örnek olarak Abşeron yarımadasında Binakadi köyü yakınında mevcut olmuş petrol gölüdür.19 Bakü’den 7 - 8 km kuzeyde
yer alan Binakadi “Petrol Gölü” zamanla kuruyarak toprağa karışmış ve kalın bir katran katı oluşturmuştur. 1938 yılında bu bölgeyi
araştıran jeolog Ahad Mestanzade ve ekibi burada birçok hayvan kemikleri bulmuştur.20 Yapılan kazılar zamanı Binakadi kasabası
yakınında 4. zamanda mevcut olmuş petrol gölünde batmış yabani hayvanlara, kuşlara ve diğerlerine ait kemikler bulunmuştur. Arkeolojik
kazılar sonucunda Binakadi “Hayvan Mezarlığı” ortaya çıkarılmıştır.21 Bu mezarlıkta bulunan kemikler incelenmiş ve 35 – 40 bin yıl
öncesine ait olduğu tespit edilmiştir.22 Bu mezarlık Balahanı kasabası ve çevre köylere de yayılmıştır.23
Azerbaycan Alp – Himalaya orojenezi kuşağında yer almaktadır. Bu orojenez ülkenin kuzeybatısından başlayarak ülkenin
güneydoğusuna kadar devam etmektedir.24 Artık birkaç milyon yıldır ki, bu alanlarda dağ oluşumu devam etmekte ve bu oluşumlar zamanı
18 S., E., Vezirov, A., S., İsayev, “Bakı Neft Senayesi”, Bakı, Elm Basımevi, 1998, s.5. 19 a.g.e., s.6. 20 E., C., Sultanov, R., N., Memmedzade, “Azerbaycan Faydalı Gazıntılar Hezinesidir”, Bakı, Elm Basımevi, 1973, s.5. 21 M., Müseyibov, “Azerbaycan’ın Fiziki Coğrafiyası”, Bakı, Maarif Basımevi, 1998, s.293. 22 S., E., Vezirov, A., S., İsayev, 1998, s.6. 23 M., Müseyibov, 1998, s.293. 24 a.g.e., s.10.
büyük hacimde gaz ve petrol karışımı gazlar, yeryüzüne ulaşmaktadır. Bunlara en iyi örnek olarak Bakü kuzeyinde Digah kasabasının
yakınında yer alan “Yanar Dağ”dır. Bu dağ eskiden beri yeryüzüne ulaşan gazlarla alevlenmektedir. Burada yaşayan ve bu bölgeyi ziyaret
eden insanlar bu olayın nedenlerini bilmemiş, bunların dış güçlerin ürünü olabileceklerine inanmışlardır. Azerbaycan’da da ateşe tapmanın
esas nedeni bu olmuştur.25
Enerji kaynakları içerisinde petrolün insanoğlu tarafından üretimi çok eskidir. Eldeki bilgilere göre, petrolün 6000 yıl kadar
önceden beri bilindiği, Zerdüşt dininin Bakü şehrinin bulunduğu yerde yükselen ateş sütunlarının ilhamı ile ortaya çıktığı, Eski Mısırlıların
yol inşaatında asfalt kullandıkları, Eski Yunanlılar, Romalılar ve Mısırlılar petrolün inşaat harcı ve gemi imalatında kalafat olarak
faydalandıkları ve kayaların arasından sızan ham petrolün çatı ve damların ziftlenmesinde, deri ve elbiselerin yağlanmasında kullandıkları
belirtilmektedir.26 Azerbaycan’da petrolün doğal olarak yeryüzüne çıkış tarihi, onun insanlar tarafından üretim tarihi kadar çok eskidir.
Ülke tarih ve arkeoloji uzmanları belirtmektedirler ki, insanoğlu petrolün üretimini yapmakla beraber, ihracatını da yapmıştır. Yaklaşık
olarak 4000 yıl önce Azerbaycan’da Binakadi, Hırdalan, Karadağ, Bibiheybet ve yakın çevrelerinde önemli petrol alanları bulunmaktaydı.
25 “Ayna” Gazetesi, 19 Eylül 1998, s.27. 26 İ., Atalay, “Genel Beşeri ve Ekonomik Coğrafya”, İzmir, Ege Üniversitesi Basımevi, 1999, s.135.
Burada bu kaynak bölgeden geçen tacirlerce taşınmaktaydı. Bazı yazılı kaynaklar petrol taşımacılığında develerin kullanıldığı ve
Kafkasya’nın güneyinde bunun 4000 yıl önce, Azerbaycan’da ise 3000 yıl önce yapıldığını göstermektedir.27
Azerbaycan’da petrolün üretim ve tüketim tarihi bu kaynağın Abşeron’da ortaya çıkış tarihidir. Milattan önceki bin yıl boyunca bu
üretim alanı yüksek tepelerden alçak düzlüklere, ovalara kadar indi. Milattan önce 7. yüzyılda büyük bir bölümü İran’a, Mezopotamya’ya,
bir miktar kuzey pazarlarına ve Orta Doğuya petrol ihracatı yapılmaktaydı.28 Aynı dönemde Azerbaycan’ın da içinde bulunduğu Büyük
Midya topraklarında yeni bir din oluştu. Bu dinin kurucusu Zerdüşt idi. Rus tarihçisi A. A. Kaspari bunu kitabında göstererek diyor ki,
“Abşeron, bizim zamanımızdan birkaç yüzyıl önce bilinmekteydi. Milattan önce 6. yüzyılda Bakü’de alev saçan daimi ocaklar vardı.
Binlerce ateşperest (oda tapan) ibadet etmek için buraya geliyordu. Aslen kuzey Azerbaycanlı olan Zerdüşt’ün Kafkasya’da oturması
sebebiyle Bakü’nün ateşlerinden ilham alarak kendi dinini yaratmış olması ihtimali kuvvetlidir.29
27 S., E., Vezirov, A., S., İsayev, 1998, s.6 – 7. 28 a.g.e., s.7 – 8. 29 H., Baykara, “Azerbaycan’da Yerleşme Hareketleri, XIX. Yüzyıl”, Türk Kültür Araştırma Enstitüsü Yayınları, No: 16, Seri IV, Sayı A. 1, Ankara 1966, s.25.
Milattan sonra 3. yüzyılda Azerbaycan topraklarının bir bölümü Sasani Devleti tarafından işgal edildi.30 Bu dönemde en önemli
ticaret merkezlerinden olan Derbent’te yaşam durmuş, Abşeron’da ise yeniden canlanmaya başlamıştı. Milattan sonra 5 – 6. yüzyıllarda
Bakü petrolüyle ün kazanmıştı ve Sasanilerce “Bagavan” veya “Ateş-i Baguan” adlandırılmaktaydı.31
Azerbaycan petrolü ile ilgili en iyi bilgileri İran tacirleri ve Arap seyyahları göstermiştir. 7. yüzyılda Kafkas Albaniya’sının tarihini
yazan Musa
30 N., N., Allahverdiyev, “Azerbaycan SSR İqtisadi ve Sosial Coğrafiyası”, Bakı 1991, s.4. 31 Azerbaycan Sovet Ensiklopediyası, Cilt 1, s.550.
Kalankatuklu, ülkenin coğrafyasını belirtirken diyor ki, “Çayın kıyısı (Kura) boyunca verimli çöllerinde çok miktarda tahıl ve asma, petrol
ve tuz ipek ve pamuk, ayrıca bol zeytin ağaçları vardır”.32
7. yüzyılda Azerbaycan’da Sasani hakimiyetine son veren Arap ordusu ülkede İslam’ı uygulamaya başladı.33 İlk günden itibaren
yeraltı ve yerüstü kaynakları denetimi altında tutan hilafet ordusu, başta petrol olmak üzere diğer kaynakların dışarıya taşımacılığını
durdurmak için esaslı önlemler almıştı. Özellikle Arabistan ve çevresine petrol taşıyan kervanların sayısı önemli ölçüde artmıştı. Şöyle ki
8. yüzyılda yaşamış olan Arap seyyahı Ebu – el – Samsur Bakü petrolüyle ilgili yazıyor ki, “Bağdat’ta Dicle nehrinin her iki kıyısında
Bakuya kaynaklarından getirilmiş kokulu ve az kokulu sıvı satılmaktadır. Onun fiyatı kaynağın kalitesine göre değişmektedir. Az kokulu
olanı tedavinin başlıca ilaçlarından olup, bunun için özel tedavi merkezleri de oluşturulmuştur. Bu ilacı Meşrikten (Doğu) Mağribe (Batı)
kadar herkes bilmektedir”.34 Artan petrol ticareti ile hilafet ülkesi zenginleşiyordu. 8. yüzyılın 20’li yıllarında yaşamış olan Arap İbn al –
Fagıh diyor ki, “Hilafet Azerbaycan’dan yıllık olarak iki milyon dirhem haraç toplamaktaydı. Petrolün ihracatından elde ettiği gelir ise iki
– üç kat daha fazlaydı”.35
32 M., Kalankatuklu, “Alban Tarihi”, Bakı, Elm Basımevi, 1993, s.16 – 17. 33 N., N., Allahverdiyev, 1991, s.4.
9 – 10. yüzyıllarda yaşamış olan Arap tarihçisi Ebu İshak el – İstahri, “Kitap el – masalik ve – l – mamalik” isimli eserinde diyor ki,
“Bakuh – Bakuhun petrolü vardır, şehirler de onun (Hazar denizinin) kıyısındadır”.36 Bir başka eserinde Bakülülerin ocaklarında odun
yerine petrollü toprak yaktıklarını37, burada yeşil ile beyaz petrol bulunduğunu ve bunun üretiminin yapıldığını göstermiştir.38
9. yüzyılın ikinci yarısında Azerbaycan’da Şirvanşahlar Devleti oluşmaya başladı.39 Bu yüzyılda yaşamış olan Arap tarihçisi Ahmet
Balazuri diyor ki, “Bakü petrolü daha önce Şirvanşahlar, sonra ise Derbent Haşimilerinin kazanç kaynağı durumundaydı.40 754 yılında ilk
Abbasi halifesi Mensur’un zamanında Yazid ibn Usayd al – Salma Azerbaycan ve Ermeniyye valisi oldu ve o, Şirvan petrol ocaklarına ve
tuzlalara vergi koydu”.41 Aynı yüzyılda yaşamış Arap coğrafyacısı İbn Hordadbeh, Azerbaycan topraklarında bulunmuş, ülkeyi adım adım
gezerek Bakü petrol kuyularının haritasını yapmıştır. Haritasıyla ilgili yorumunda belirtmiştir ki, “Petrol çıkan alanlarda o kadar fazla kuyu
kazılmış ki, bu kuyular toprakla kapatılmasaydı eğer, arazide yürümek mümkün olamayacaktı”.42
34 S., E., Vezirov, A., S., İsayev, 1998, s.11 – 12. 35 a.g.e., s.12. 36 N., M., Velihanlı, “IX – XII esr Arap Coğrafiyaşünas Seyyahları Azerbaycan Haggında”, Bakı, Elm Basımevi, 1974, s.90 – 92. 37 M., İsmayılov, M., İbrahimov, “Azerbaycan Neft Senayesinin İngilabagederki Tarihi”, Bakı, Elm Basımevi, 1991, s.10. 38 H., Baykara, 1966, s.26. 39 A.S.E., Cilt 1, s.550. 40 M., İsmayılov, M., İbrahimov, 1991, s.10. 41 A., Z., Validi, “Azerbaycan’ın Tarihi Coğrafyası II.”, Azerbaycan Yurt Bilgisi, Şubat 1932, Sayı 2, s.3. 42 S., E., Vezirov, A., S., İsayev, 1998, s.12.
10. yüzyıl Arap coğrafyacı - tarihçilerinden El - Mesudi diyor ki, “O, petrol veren toprakta – Abşeron’da, Şirvan memleketinin sahil
şehri olan Bakuya’da beyaz petrol çıkarılmaktadır. Dünyada buradan başka beyaz petrolü bulunan yer yoktur. Ayrıca yanan petrol
kuyularının alevleri geceleri uzaklardan görülmektedir”.43 Mesudi ayrıca petrolün özellikleriyle ilgili de diyor ki, “”Bakuya’da petrol
kuyuları çoktur ve bunlar iki türlüdür. Bu kuyuların birincisi beyazımsı - sarı, diğeri ise siyahımsı – mavi renkte petrol çıkarmaktadır”.44
Bir başka eserinde Bakü’de beyaz petrolün çıkarıldığı, deri tulumlarla deve kervanlarına yüklenerek uzaklara taşındığını, bunun yoğun
ticaretinin yapıldığını belirtmektedir. Ayrıca o, her kuyudan bin dirhem kazanç sağladığını da göstermiştir.45 Bakü’nün adını ilk defa bir
şehir ve liman gibi gösteren Mesudi, Abşeron’u “Bilad el - naft”, yani Petrol Ülkesi olarak göstermiştir.46 Aynı yüzyılda yaşayan Arap
seyyah Ebu Dulef, “İkinci Risale”sinde diyor ki, “Ben Büyük Teberistan Denizi’nin (Hazar Denizi) kıyısı boyunca Şirvan vilayetine dahil
olan Bakuya denilen yere varanadek 80 fersah yol gittim. Burada petrol kuyuları gördüm. Onun günlük kirası 1000 dirheme yakındır.
Bunun yanında gece gündüz zambak yağı gibi beyaz petrol akan diğer bir kuyu vardır.47 Bakuya’da yatakların bazılarında petrol insan
boyunun üzerinde yeryüzüne fışkırır. Petrol kuyularının kazılması mucize gerektirir. Bir petrol yatağından yıllık olarak 720 bin dirhem
43 Y., Mahmudov, “Seyyahlar, Keşfler, Azerbaycan”, Bakı, Gençlik Basımevi, 1985, s.39. 44 E., C., Sultanov, R., N., Memmedzade, 1973, s.5. 45 a.g.e., s.6. 46 N., M., Velihanlı, 1974, s.58.
gelir elde edilmektedir”.48
11. yüzyılda yaşamış olan Orta Asyalı Ebu Reyhan Muhammet el - Biruni Azerbaycan şehirlerinin coğrafi konumunu, onların
enlem ve boylamlarını belirlemiş, Bakü’yü 5. iklim bölgesinde göstermiştir. O, diyor ki, “Baku, beyaz petrol madeni ocağıdır”, “Hudut el -
A’lem eserinde ise, “Baku, deniz sahilinde küçük bir şehirdir. Dağlara yakındır. Yabancıların memleketinde kullanılan bütün petrol
buradan taşınıyor” diye belirtmektedir.49
12. yüzyılda yaşayan Arap tarihçilerinden Ebu Hamit el - Andalusi el - Gernati “Tuhfet el - elbab ve muhbat el - a’cab” isimli
eserinde diyor ki, Bu denizde (Hazar denizi) iki siyah ada vardır. Bu adada siyah toprak kuyuları vardır. Bu topraklardan siyah ve beyaz
renkli petrol yeryüzüne çıkmaktadır. Bu yer, Şirvan ülkesinden olan Bakuh yakınlığındadır. Bu toprak ve adadan geceleri kükürt alevine
benzer ateş yükselmektedir. O, mavi renkte yanmakta ve burada biten otu bile yakmamaktadır”.50
47 S., S., Eliyarov, Y., M., Mahmudov, “Azerbaycan Tarihi Üzre Gaynaglar”, Bakı, Elm Basımevi, 1989, s.119. 48 S., E., Vezirov, A., S., İsayev, 1998, s.12. 49 H., Baykara, 1966, s.26. 50 N., M., Velihanlı, 1974, s.162.
13. yüzyılda Arap coğrafyacılarından Yagut el - Hamalı, “Mu’cem el - buldan” eserinde kendisinden önceki bilim adamları gibi
anlatmıştır. O, bu eserde diyor ki, “Bakuvye, Şirvan’ın Derbent’e ait nahiyelerinden olan şehirdir. Orada kira hakkı günlük olarak 1000
dirheme varan çok büyük petrol kaynağı vardır. Yakınında zambak yağına benzer beyaz petrol gece gündüz, durmadan akmaktadır. Onun
kira hakkı da önceki kaynaklarda olduğu gibidir. Edindiğim bilgiye göre orada her zaman yanar bir yer vardır. Ben öyle düşünüyorum ki,
birisi orayı yakmış, o yer de maden içerikli olduğundan, alevi de hala sönmemektedir”.51
14. yüzyıl tarihçilerinden Hemdullah Kazvini de Azerbaycan hakkında bilgiler vermiştir. O, “Nuzhat el - gulub” eserinde diyor ki,
“Burada petrol kuyuları çoktur ve bunların en iyisi Bakuya’dadır. Orada, toprakta alçak kuyular kazılmakta ve petrol katmanlarına
ulaşılmaktadır”.52 Bir başka yerinde ise şöyle anlatmaktadır; “Bakuye’nin havası sıcağa uygun olup, ürünü özellikle tarımdan ibarettir.
Oranın petrol madenleri, İran memleketinin (İlhani dönemi) en büyük petrol ocağıdır.53 Orada bir yer var ki, kuyu kazıldığında petrol
51 N., A., Eliyeva, “Azerbaycan Yagut el – Hemevi’nin Eserlerinde”, Bakı, 1999, s.144. 52 S., S., Eliyarov, Y., M., Mahmudov, 1989, s.174. 53 A., Z., Validi, 1932, s.3.
hemen fışkırmaya başlıyor.54
Ortaçağda feodal ilişkilerinin, ticaret ve zanaatkarlığın hızlı artması ülkelerin gelişmesine, şehirlerin büyümesine getirip
çıkarmaktaydı. Başlıca ticaret yollarının üzerinde bulunan Azerbaycan’da, Berde, Gence, Nahçıvan, Derbent, Erdebil gibi şehirler
gelişmişken, hızla büyüyen diğer bir şehir Bakü’ydü. Geçimini tarım, bağcılık ve balıkçılıktan karşılayan bu şehirde petrol en önemli
zenginlik kaynağı sayılmaktaydı. Özellikle ilkel yöntemlerle üretimin yanı sıra geçen zaman diliminde buna aletlerin girmesi, şehrin
gelişme ritmini daha da artırmaktaydı. Artan bu gelişmeyle çoğalan tacir akımları, kara ve deniz ticaret yoğunluğunu daha da
büyütmekteydi. Doğu ve Batı ülkeleri arasında ticarette önemli bir yere sahip olan Bakü’ye Slav, Bizans, Çin, Irak, Suriye, Cenova,
Venedik, İran ve Hindistan tacirleri gelmekteydi. Bakü, 10. yüzyıldan itibaren liman kenti gibi Şirvan’ın esas şehirlerine dönüşmüştü.55
1271 - 1285 yılları arasında Çin’e seyahat eden Marko Polo, Kafkasya, özellikle Azerbaycan ile ilgili görüşlerini şöyle anlatmıştı:
“Gürcistan sınırlarında çok fazla yağ kaynakları mevcuttur ve bu yağdan yüz putlarca taşımak mümkündür.56 Onu yemek olmaz, lakin
yakmak, uyuz ve yarası olan develere sürtmek olur. Bu yağ için çok uzaklardan gelirler ve bütün ülkelerde ancak onu yakıyorlar”.57 Bakü
54 H., Baykara, 1966, s.26. 55 A.S.E., Cilt 1, s.550. 56 Ş., Abasov, “Neft”, Bakı, Azerneşr, 1955, s.12. 57 Marko Polo “Puteşestviye”, Leningrad, 1940, s.18.
petrolü ile ilgili olarak diyor ki, “Bu petrol, komşu ülkeler arasında büyük bir öneme sahiptir. Hatta Bağdat pazarlarında Abşeron çıra
yağına bile rastlanırdı”.58
14. yüzyılda yaşamış olan diğer bir coğrafyacı, aslen Bakülü olan Ebdürreşit ibn Salih ibn Nuri el - Bakuvi’dir. 1403 yılında yazmış
olduğu “Talhis al-asar ve acayip al - malik al - kahhar” isimli eserinde Bakü petrolüne geniş yer vermiştir. O, bu eserde şöyle anlatıyor:
“Buranın katran yatakları ve petrol madenleri çok ünlüdür. Bunun üretimi her yıl iki yüz deve oluşturur. Bunun yanında başka bir
madenden gece gündüz, durmadan dışarıya yasemin gülü renginde petrol çıkıyor. Onun kirası takriben 1000 dirheme beraberdir. Bu
madenin yakınlığında sarı renkte sert bir toprak var ki, o, mum
58 E., C., Sultanov, R., N., Memmedzade, 1973, s.6.
gibi yanıyor. Onun kopmuş parçalarını şehre getirip evleri ve hamamları ısıtıyorlar”.59
Aynı yüzyılda yaşamış olan seyyah İohann de Galonifontibüs’tür. O, ise “Dünyanın Kavranması” eserinde şöyle diyor: “Petrol
buradan tulumlarla doldurulup uzaklara, 50 gün uzakta olan ülkelere ihraç olunur”. Petrolün yakacak gibi öneminden çok tedavi amaçlı
olduğunu belirten seyyah, beyaz petrol bünyesinde çok miktarda ilaçların bulunduğunu ve bu tip petrolün ender bulunduğunu da
göstermiştir.60
15 - 16. yüzyılda Bakü, siyasi ve ekonomik bakımdan daha büyük önem kazandı. Bu devirde Azerbaycan’ın Rus Devleti ile
ekonomik ve siyasi ilişkileri oluşuyor ve genişleniyordu. Şöyle ki, 15. yüzyılın 50’li yıllarında Rusya’nın Heşterhan ve Kazan’ı kendine
bağlaması, iki ülke arasında hem kara, hem de deniz yoluyla ticaretin oluşmasına neden oldu.61 Bu yüzyılda Azerbaycan - Rus ticaretinin
gelişmesi için en büyük öneme sahip olan yol Volga - Hazar ticaret yoluydu. Azerbaycan’ın o devirdeki ticaret yollarından bahsederken
belirlemek lazımdır ki, bu zaman iki en önemli ticaret yolu mevcuttu. Bunlardan ilki, kuzeye Hazar vasıtasıyla giden yol olup, buna
tarihçiler Büyük Volga Yolu da diyorlar. Diğeri ise ülkenin güney topraklarından, Tebriz’den Küçük Asya ve Batı Avrupa’ya giden yoldu.
59 E., G., Mehreliyev, “Ebdürreşid Bakuvi”, Bakı, Elm Basımevi, 1985, s.33 – 34. 60 Y., Mahmudov, 1985, s.78 – 79. 61 M., Katibli, “Bakı Keçmişde, İndi ve Gelecekde”, Bakı, Elm Basımevi, 1961, s.7.
Her iki yolda ülkenin başlıca şehirlerinden Bakü, Tebriz, Şamahı ve Derbent transit rolü oynuyordu.62 Bu dönemde Şirvanşahlar Devleti ile
Büyük Moskova Çarlığı arasında diplomatik ilişkileri daha belirgin yapmak için her ülke kendi elçilerini göndermeye başladı. 1465 yılında
kendi elçisini Rusya’ya gönderen Şirvanşah, bir yıl sonra, 1466’da Rus elçisini davet etti. Bunların arasında ünlü Rus seyyahı Afanasi
Nikitin de bulunmaktaydı.63 1466 - 1472 yıllarını kapsayan seyahati zamanı o, yaşadıklarını “Üç Deniz Arkasına Seyahat” isimli kitabında
toplamıştır. Onun bu kitapta, Azerbaycan ile ilgili görüşleri şöyledir; “Kimisi Şamahı’da kaldı, kimisi de şansını denemek için Bakü’ye
gitti. Ben ise Derbent’e gittim. Lakin orada fazla kalmadım. Pazarı olan, daimi sönmez odu yanan Bakü’ye gittim. Burada yerden bir türlü
yağ çıkarırlar, bu yağ uzaklara, Gürcistan’a, İran’a, Osmanlı’ya ve Buhara’ya taşınır. Bu yağı çıkarmak için çok sayıda insana gerek
duyulur ve fakir insanlar her yerden Bakü’ye para kazanmaya gelirler”. Eserinde Hürrem adlı birisiyle tanıştığını ve Bakü yakınlığındaki
Surahanı köyüne gittiğini şöyle anlatmıştır: “Surahanı’da ağır iş temposu içerisinde petrol kovanlarla kuyudan çıkarılarak yakınlıktaki
çukurlara, daha sonra tahtadan yapılmış varillere boşaltılmaktaydı. Hazırlanmış variller petrol ambarlarında bekletilir, daha sonra gemilere
konularak dışarıya taşınırdı”.64 Surahanı’da iken şöyle anlatıyor: “Petrol kuyularının yanında Surahanı köyü yerleşmiştir. Burada taştan
yapılmış kareli ve her köşesinin içinde kulesi olan bir yapı mevcuttur. Bu kulelerden ve duvarlardaki deliklerden alev yükselmektedir.
Rüzgar alevi oynatır ve siyah dumanı çevreye dağıtıyordu. Surahanı’da çıkarılan bu beyaz petrol ender bulunan petrollerden olup onu
62 C., İbrahimov, “Meşhur Rus Seyyahı Afanasi Nikitinin Azerbaycana Seyaheti”, Bakı, Elm Basımevi, 1956, s.21 – 22. 63 Y., Mahmudov, “Seyyahlar Azerbaycan’a Gelir”, Bakı, Gençlik Basımevi, 1977, s.9.
Hindistan’a pazarlıyorlar”.65 Aynı yüzyılda yaşayan İbn Ayaz da Bakü ve çevresinin tasvirini şöyle yapmıştır: “Bu şehirde katran çeşmesi
vardır.Bundan biraz aralıda sürekli yanan bir yer mevcuttur ve bu yerden daima ateş yükselmektedir. Bu yer denizin yakınlığındadır”.66 İbn
Ayaz da A. Nikitin gibi Surahanı’yı tasvir etmiştir. (Bkz.: resim 1.)
16. yüzyılın başlarında Azerbaycan’da meydana gelen savaşlar sonucunda Safevi Devleti oluşmuştu. Bu devlet yüzyılın ortasında
Osmanlı Devleti ile yapılan savaşta ele geçti.67 1583 yılında Şirvan ve Bakü Osmanlı idaresine geçti. Bu dönemde orada vali olarak
bulunan Özdemir Osman Paşa’nın baş tezkerecisi Dal Mehmet Asafi Paşa, “Secaatname” adlı eserinde Bakü petrolleri hakkında oldukça
geniş bilgi vermekte ve o dönemdeki Azerbaycan’ın ekonomik durumuna esaslı ışık tutmaktadır.68 1583 yılında Asafi Paşa’ya göre beyaz
petrol kuyuları Osmanlı hesabıyla yıllık on yük akçe (yani, 10.000.000. kuruş veya 2.105.000 altın frank) gelir getiriyordu. Bu yıllarda
ticaret gemileri bilhassa Gilan’dan gelir giderdi ve petrole karşı kumaş takas yapılırdı. Her maldan 25’te bir tamga alınırdı.69 1573 yılında
Azerbaycan’da bulunan İngiliz seyyahı Dekart Jefrey yazıyor ki, “Bu yağ için uzaklardan buraya gelirler. O, bütün ülkede evleri ısıtmak ve
64 C., İbrahimov, 1956, s.21 – 22. 65 E., C., Sultanov, R., N., Memmedzade, 1973, s.6. 66 S., Abasov, “Neft Paytahtı”, Bakı, Azerbaycan Uşaq ve Gençler Edebiyyatı Basımevi, 1950, s.3. 67 A.S.E., Cilt 1, s.551. 68 H., Baykara, 1966, s.26 – 27. 69 A., Z., Validi, 1932, s.4.
aydınlatmak için kullanılır. Bu yağ siyah renktedir ve neft adlanır”.70
17. yüzyılda Azerbaycan’a gelen seyyahlardan birisi de Adam Oleari olmuştur. O da tüm gördüklerini şöyle anlatmıştır: “Bakü
yakınlığında bulunan bu özel yağ, daima dolu olan kuyulardan çıkarılır.71 Bu yağ Parmak dağı (Beşparmak dağı) yakınındaki kuyulardan
büyük bir miktarda çıkarılır, tulumlara doldurulup büyük ambarlarda bekletilir ve satış için ülkenin her yerine taşınır”.72 Aynı dönemde
Azerbaycan ve onun kaynakları ile ilgili en iyi bilgileri Türk seyyahları vermiştir. Bunlardan Katip Çelebi Bakü’yü şöyle tasvir ediyor:
“Baku, etrafı taşkale ile çevrili bir şehir olup, şehir ortasında bulunan bazı taşların odun gibi yandığı ve beş yüze yakın kuyudan ak ve kara
petrolün çıktığı yer”dir.73 Evliya Çelebi ise daha geniş bilgi sunmaktadır. O, diyor ki, “Çin’den, Hatay’dan, Hotan’dan Fegfur ve Zenan
şehirlerinden, Kalmıkistan ve Moskova ülkelerinden buraya sürekli olarak elçiler gelir, kervanlarla mal getirirler. Moskovalılar düzenli
olarak Baku’ya gelirler. Baku’dan Moskova’ya tuz, petrol, safran ve ipek alır götürürler. Baku yakınında yedi yerde farklı renkte zengin
petrol kaynakları vardır, buranın insanı mum ve yağ yakmaz, herkes petrol çıralarından kullanır. Petrol devlet gelirlerinin özel kaynağıdır
ve her yıl padişaha yedi bin tümen gelir sağlar. Petrol çıkarmakla uğraşan kişiler gece gündüz kuyulara inip petrol çıkarır ve onu keçi
70 M., Katibli, 1961, s.7. 71 E., C., Sultanov, R., N., Memmedzade, 1973, s.7. 72 Y., Mahmudov, 1985, s.148. 73 H., Baykara, 1966, s.25.
derisinden yapılmış tulumlara doldururlar. Sonra onu tacirler alır ve farklı ülkelere götürürler. Sekiz renkte petrol olur. Lakin en iyisi sarı
petroldür. Siyah petrol padişahın mülkiyetindedir. Bu petrolü Özbekistan, Irak, Gürcistan, Dağıstan ve Osmanlı’ya, sınırda yerleşen
kalelere gönderir ve bu yerlerde aydınlatma aracı olarak kullanırlar. O, kaleleri ve şehirleri korumak için askeri rezerv gibi önemlidir. Hatta
İran ve Osmanlı başkenti için hazırlanan çıralar da Bakı petrolü ile yakılır. Petrol gündüz de, gece de görevlilerce korunur. Çünkü oraya
ateş düşerse yanar ve bitene dek sönmez. Buna göre de petrol kuyularının yanında her zaman kum tepeleri bulunmaktadır.”.74 Yüzyılın
sonlarında Azerbaycan’a gelen bir başka seyyah da Engelbert Kempfer’dir. Aslen Alman olan ve 1683 yılının Ocağında Bakü’ye gelen
seyyah şehri şöyle tasvir etmiştir: “Baku kuyularından 1000 batman petrol üretilir”.75 (Bkz.: resim 2.)
Bakü’nün zengin doğal kaynakları, stratejik öneme sahip konumu, 18. yüzyılın başlarından itibaren işgalci ülkelerin güdüsünü
artırıyordu. Nitekim, 1723 yılının 26 Haziranında, Çar Büyük Petro’nun emri ile General M. A. Matyuşkin komutanlığında Rus ordusu
Bakü’ye girdi.76 Bakü’yü işgal ettikten sonra Büyük Petro’nun M. A. Matyuşkin’e emri şöyleydi: “1000 put veya daha fazla beyaz petrol
bul ve gönder!”77 Rusya’nın 12 yıllık işgali sadece 1735 yılında Gence Antlaşmasıyla son buldu ve Azerbaycan İran’a bağlandı.78 Bu
74 Y., Mahmudov, 1985, s.168 – 169. 75 E., C., Sultanov, R., N., Memmedzade, 1973, s.7. 76 M., Katibli, 1961, s.8. 77 M., İsmayılov, M., İbrahimov, 1991, s.11.
dönemde ülke petrol ocaklarında iyi bir gelişme kaydedilmemişti ve bunu 1735 - 1736 yıllarında Azerbaycan’da bulunan Rus bilim adamı
İ. Lerhe’nin notlarında görmek mümkündür. O, Hazar’ın batı kıyılarını gezmiş ve “Novıye Yejemesyaçnıye Soçineniya” Dergisinde şunları
belirtmiştir: “Temmuzun 30’unda ben sönmez oddan (Surahanı Ateşgahı) 5 verst Balahanı’ya kara petrol kuyularına gittim. Böyle
kuyulardan önceleri 53 tanesi vardı, şimdi ise yalnız 26’sı kalmıştır. Kuyular 20 sajen derinliktedir, bunlardın biri günlük 500 batman
petrol vermektedir. O şiddetle çıkmakta ve sesi uzaklardan duyulmaktadır.79 Kara petrolü taştan oyma çukurlara doldurduktan sonra deri
tulumlara boşaltılır ve arabalarla Baku’ya taşınmaktadır. Baku’dan de tüccarlar aracılığıyla Şamahi’ya, Gilan’a ve başka bölgelere götürür
ve satıyorlardı.80 İ. Lerhe petrolün özellikleri hakkında da şöyle diyor: “Petrol kuyudan çıkarken koyu yanık kahve renginde oluyor.
İmbikten geçirildikten sonra açık sarı renk alıyor. Kuyudan çıkan petrol çabuk alevlenmez. Beyaz petrol ise bir az koyumsu olup, onu da
imal ettikten sonra alkol gibi açık olur ve bu da çabuk alevlenir.81 Bu suretle mazotun kerosine çevrilmesi çok önceden biliniyordu ve
ilerde de bunun örneğini de belirtmektedir. Ancak o, petrolün açık hale gelmesinde kullanılan imbiğin tekniği hakkında bilgi vermiyor. İ.
Lerhe’den sonra Azerbaycan petrolüyle ilgili bilgileri sunan Hacı Zeynalabdin Şirvani olmuştur. Aslen Azeri olan seyyah, hayatının
tümünü ülkeleri gezip dolaşarak geçirmiş ve gördüklerini de “Riyazüs - seyahe” eserinde toplamıştır. O, bu eserde diyor ki; “Yakın ve Orta
Doğu ülkelerinin çoğu Bakü petrolü yakmakta ve kullanmaktadır. Ayrıca bu yanar sıvı maddesi ülkelerin bazılarında mucize kaynağı
78 A.S.E:, Cilt 1, s.551. 79 M., İsmayılov, M., İbrahimov, 1991, s.11.
olarak bilinmektedir”.82
19. yüzyıl başlarında Azerbaycan’ın yeraltı ve yerüstü kaynaklarına olan önem hızla büyümeye başladı. Başta
petrol olmak üzere tüm kaynaklar hanın mülkiyetinde olup, bu kaynakları da han istediği gibi işletmeye açıyordu.
Petrol kuyularının kiralanması hanı zengin yapıyordu.83 Bu dönemde de Rus Çarı 1. Aleksandr Hazar kıyısı
bölgesini başta Bakü olmak üzere tüm bölgeyi ele geçirmek için bir plan hazırlığı içindeydi ve bu plan 1804
yılında 2. Rusya - İran savaşıyla (1804 - 1813) hız kazandı. 12 Ağustos 1805 yılında P.D. Sisianov
komutanlığındaki çar ordusu Bakü’yü kuşatmasına rağmen, kenti ancak 6 Ekim 1806 yılında ele geçirebildi.84
Bakü Rusya’ya birleştiği zaman nüfusu 4500 kişiydi.85 1806 yılında Bakü Hanlığı Rusya’ya birleştirildikten sonra
hana ait tüm emlak özellikle petrol ocakları çar yönetiminin eline geçti. Özellikle işgalden bir buçuk ay sonra, 21
Kasım gününde Bakü Karargahının Reisi General Guryev Kafkas orduları komutanına şöyle yazmıştı: “Han
emlakına el konulmuş ve bu emlak listeye alınmaktadır”. Bunlar içerisinde petrol ocaklarının çar için önemi çok
80 Ş., Abasov, 1955, s.5. 81 H., Baykara, 1966, s.25 – 26. 82 A., Guliyev, “Azerbaycan’ın Görkemli Seyyah ve Alimi Hacı Zeynelabdin Şirvani”, Bakı, Azerbaycan SSR Elmler Akademiyası Basımevi, 1964, s.55. 83 N., N., Allahverdiyev, 1991, s.34 – 35. 84 A.S.E., Cilt 1, s.551.
büyüktü. Onun emriyle kaçak petrol satışı yasaklanmıştı. Bunu General Guryev’in emrinden görmek mümkündür.
O, General Gudoviç’e şöyle yazmıştı: “Her gün ne kadar petrol üretilirse üretilsin, ben sadece yakmak ve yemek
pişirmek için kullanma izni veriyorum. Orayı iyi bir gözetim altında tutmak lazımdır. Çünkü insanlar petrolü
dışarıya satar ve bundan da çar hazinesi zarar görür”.86 Bu devirde de birkaç kuyu kişilerin hesabındaydı ve
ürettikleri petrolün “halvarını“ 3 manat 78 kuruşa hükümete vermeliydiler. Bu kişilere petrol ticareti yapmayı çar
yasaklamıştı.87 1813 yılında Rusya - İran Savaşı Gülistan köyünde yapılan antlaşmayla son buldu ve Bakü, Guba
ve Derbent Rusya’ya bırakıldı. Bu tarihten sonra Rus idareci amirleri Bakü petrol ocaklarını 4 yıl süresince
kiralamışlardır. Petrol kuyularından her yıl 100.000 ruble gelir sağlanırdı. 1825’ten sonra devlet bu kuyuları
kendisi işletmeye başlamıştır. Bu suretle işletmede gelirin azalarak 76 bin rubleye düştüğü görülmüş ve yeniden
kiralanmıştır.88 Bakü Hanlığı Rusya tarafından işgal edildiğinde Abşeron’da toplam 50 petrol kuyusu vardı89 ve bu
1816 yılında 116’ya ulaşmıştı. Bu kuyuların derinlikleri 30 - 35 metreyi geçmiyordu.90 1821 yılında bu kuyuların
sayısı 120’ye ulaşmıştı ve bunlar Bakı kazasında şöyle bir dağılım göstermekteydi. Balahanı köyü 80, Bibiheybet
85 M., Katibli, 1961, s.10. 86 M., İsmayılov, M., İbrahimov, 1991, s.14 – 15. 87 a.g.e., s.13. 88 H., Baykara, 1966, s.28. 89 M., İsmayılov, M., İbrahimov, 1991, s.16 – 18.
köyü 20, Binakadi köyü 5. Ayrıca Surahanı’da 15 küçük beyaz petrol kuyusu vardı ve 1829’da bu kuyuların sayısı
82’ye, 1840’ta ise Selimhanovların Bibiheybet köyündeki kuyuları da dahil 133’e ulaşmıştı.91 1826 yılında
Abşeron’a gelen Rus dağ mühendisi N. İ. Voskoboynikov yarımadada 125 petrol kuyusunun bulunduğunu
belirtmiştir.92 Petrol üretimini o, şöyle tasvir etmiştir: “Petrolün
90 S., İ., Kulieva, A., B., Veysov, “Fiziçeskiye Svoystva Nefti İ Nefteproduktov Azerbaydjana”, Baku, Obşestvo Znaniye, 1977, s.7. 91 M., İsmayılov, M., İbrahimov, 1991, s.18. 92 E., C., Sultanov, R., N., Memmedzade, 1973, s.7.
üretimi en ilkel yöntemlerle gerçekleşirdi. Hayvan derisinden yapılmış tulumlara ip bağlanmakta ve bu çarklara
sarılmaktaydı. İnsan ve hayvan gücüne bağlı olarak ipe bağlı çark dönmekte ve petrolle dolmuş tulumu yukarıya
çıkarmaktaydı. Sonra çark tersine döndürülerek tulumun tekrar kuyuya inmesi sağlanmaktaydı. Kuyular elle
kazılırdı. En çok petrolü olan kuyu tüm gün içinde 100 puttan fazla petrol veriyordu. Petrol tulumlara doldurularak
at arabalarında taşınırdı”.93 Petrol, sığ kuyulardan insan gücüyle, biraz büyük ve derin olanlardan ise hayvan
gücüyle çıkarılırdı. 1825 yılında böyle çalışan kuyu sayısı 4’tü.94 1825 yılından sonra böyle kuyular Şubanı ve
Pirallahı köyünde de işletilmeye başlandı.95
19. yüzyılda Abşeron petrolünü taşımak için Hazar Denizine büyük gemiler gelmeye başlamıştı. Önceleri petrol 20 putluk fıçılarda
küçük yelkenli gemilerle taşınmaktaydı. 1840 yılında Bakü ile Heşterhan limanları arasında gemiciliğin yoğunlaşması limanlara daha
büyük gemilerin gelmesine neden oluyordu. Sadece 1864 yılında Rusya’nın deniz ulaşımında kullandığı 439 gemisinden 296’sı Hazar
Denizi’ndeydi.96 Deniz ticaretinin yapmış olduğu kirlilik de büyük boyutlara ulaşmıştı. Hele 1754 yılında Johnas Hanwey, Hazar
93 M., İsmayılov, M., İbrahimov, 1991, s.20. 94 K., A., Pajitnov, “Oçerki Po İstorii Bakinskoy Neftedobıvayuşey Promışlennosti”, Moskva, Nedra, 1940, s.57. 95 M., Süleymanov, “Eşitdiklerim, Okuduklarım, Gördüklerim”, Bakı, Azerneşr, 1987, s.65. 96 E., G., Mehreliyev, A., E., İsrafilov, “Azerbaycan SSR ve Hazar Denizi”, Bakı, Elm Basımevi, 1981, s.35.
Denizi’nde petrol taşıyan gemilerden çok miktarda petrolün döküldüğünü belirtmiştir.97 Bakü ve çevresinde bulunan kuyuların derinlikleri
de farklıydı. 1825 yılında Balahanı kuyularının ortalama derinliği 12m, Surahanıdakiler 6.4m, Bibiheybet’tekiler ise 3m’ye yakındı.
Sonraki yıllarda birkaç derin kuyu kazılsa da, onların derinlikleri 5 – 14m’yi geçmedi.98
Rusya’da mülkiyet sisteminin kalkmasıyla kapitalizm hızla gelişmeye başladı. Önce makine sanayi ve ulaşım gelişmekte olup,
tarım kapitalist esaslar üzerinde yeniden yapılır, iç ticaretin oluşturulma şekilleri ve dış ticaretin coğrafyası genişlenir, banka – kredi
teşkilatının sayısı artmaktaydı. Bu olay Azerbaycan’ı da etkiledi. 1823 yılında Rus köylüsü Dubin kardeşler Mozdok şehri yakınlığında
petrolü kerosine dönüştüren fabrikayı yaptı.99 1837’de ise Balahanı’da aralıklarla çalışan petrol rafinerisi faaliyete geçti.100 N. İ.
Voskoboynikov’un yaptığı bu rafineride, kübe her defasında 40 kovan petrol doldurulur ve 16 kovan arıtılmış petrol elde edilirdi. 1837 –
1839 yılları arasında 19.4 ton petrol arıtılmıştır.101 1844 yılında Rusya Dağ – Maden İdaresinin Baş Mühendisi F. A. Semyonov Bakü
petrol ocaklarında jeolojik araştırmalar yapmış ve verimin artması için derin kuyu tezini savunmuş, ayrıca kazı çalışmasında ise
97 a.g.e., s.39. 98 M., İsmayılov, M., İbrahimov, 1991, s.19. 99 M., Katibli, 1961, s.10. 100 S., E., Vezirov, A., S., İsayev, 1998, s.17. 101 A.S.E., Cilt 7, s.204.
sondajlamanın uygunluğunu anlatmıştır.102 4 yıl sonra o, dünyada ilk defa olarak Hazar Denizi kıyısında, Bibiheybet’te sondajlamayla ilk
petrol kuyusunu yaptı. Ama petrol bulunamayınca Çar yönetimince faaliyeti durduruldu ve ilk sanayi üretimi 1859 yılında ABD’de,
Pensilvanya eyaletinde gerçekleşti.103 1848 yılında kazılan iki kuyuyla birlikte, 1850 yılında Abşeron’da toplam 133 petrol kuyusu
vardı.104 Bunun sayısı Selimhanovların iki kuyusuyla birlikte, 135’e yükselmişti. Mineral Madenler İdaresi’nin hesaplamalarına göre bu
kuyular toplamı 430 desyatin alan kaplıyordu.105 1850 yılında ülkede jeolojik çalışmalar hız kazanmıştı. Bu çalışmalar petrol ve doğalgaz
katmanları ve çıkış sebepleri vs. idi. 1854 yılında Azeri jeolog G.V.Abih Karagaş Dağı ile Korgöz Dağı antiklinallerinde, Otman Bozdağı
çamur volkanında serbest petrol ve doğal gaz çıktığını belirledi.106 Bu çalışmaları sonucunda o, ülke petrol üretiminde verimliliği arttırmak
için sığ, pek de derin olmayan kuyuların kazılması tezini savundu.107
1859 yılının 29 Mayısında Şamahı’da baş veren depremle, guberniya merkezi Bakü’ye taşındı ve Bakü Guberniyası oluşturuldu. O
102 Ş., Abasov, 1955, s.14. 103 M., E., Musayev, “XIX. Esrin Sonlarında Bakı Şeherinin Ticareti (1883 – 1900-cu İller)”, Bakı, Elm Basımevi, 1972, s.11. 104 M., İsmayılov, M., İbrahimov, 1991, s.19. 105 K., A., Pojitnov, 1940, s.57. 106 A., G., Durmişyan, “Gazokondensatnıye Mestorojdeniya Azerbaydjana”, Baku, Azerneşr, 1967, s.9. 107 E., C., Sultanov, R., N., Memmedzade, 1973, s.7.
zaman şehrin nüfusu 13 bindi. Aynı yılda Kokorev ve Gubonin adında iki petrol zengini Surahanı’da ilk beyaz petrol rafinerisi açtı.108
1863 yılında Pirallahı adasında sondajlamayla kuyu kazım çalışmaları yapılsa da, petrol üretilemedi. Aynı yıl ise Cevat Melikov isimli
işletmeci Surahanı köyünde beyaz petrol rafinerisi açtı.109 O yıl faaliyete geçen rafineride kerosin, mazot, az miktarda da sanayi yağları ve
benzin üretliyordu.110 Abşeron’da birçok köyde zorunlu emek, verimi düşürüyordu. Özellikle bu köylerde petrol kazma ve taşıma zorunlu
hale gelmişti. 1864 yılında Balahanı’da zorunlu köylü emeği ortadan kalktı ve paralı işçi emeği kullanılmaya başlandı. Bu değişim üretimi
de etkiledi. Şöyle ki 1864’te üretim 538.9 bin put iken, 1869’da 1685 bin puta yükselmişti.111
14 Mayıs 1870’te Azerbaycan’da baş veren köylü reformu ülkede kapitalizmin oluşmasına neden oldu. Kapitalizm oluştukça feodal
ilişkiler zayıflamaktaydı ve feodal mülkiyetle beraber kapitalist toprak mülkiyeti de oluşurdu.112 Özellikle, 1861 yılında Rusya’da
kapitalizme erken geçişle birlikte pazarlarda petrole, beyaz petrole olan talep büyümüş, bunun sonucunda Azerbaycan petrolüne olan istek
artmıştı. Bu durum Azerbaycan Petrol Sanayisinin gelişmesinde bir hayli sorun olan tekelci sistemin kalkmasının mümkünlüğünü ortaya
108 E., S., Sumbatzade, “Rusiyada Kapitalizmin İnkişafı ve Onun XIX. Esrin İkinci Yarısında Azerbaycan İqtisadiyatına Tesiri”, “Azerbaycan’ın Rusiya ile Birleştirilmesi ve Onun Mütereqqi İqtisadi ve Medeni Neticeleri” kitabından, Bakı, Azerbaycan SSR Elmler Akademiyası Basımevi, 1956, s.112. 109 M., Süleymanov, 1987, s.65. 110 A.S.E., Cilt 7, s.204. 111 “Azerbaycan Tarihi”, II. Cilt, Bakı, Azerbaycan SSR Elmler Akademiyası Basımevi, 1964, s.215. 112 M., E., Musayev, 1972, s.10.
koyuyordu.113
1871 yılında Azerbaycan Petrol Sanayisinde yani bir gelişme kaydedildi. Bu, A. Mirzeyev’e bağlı kuyudan sondajlamayla ilk defa
petrol üretilmesiydi.114 Bakü yakınlığındaki Balahanı köyünde 64m derinliğinde yapılan sondaj kuyusundan önceleri 700 put/gün (11.2
ton), daha sonra ise 2000 put/gün (32 ton) petrol üretilmeye başlandı.115 Bu kuyuyla birlikte Abşeron’da toplam petrol kuyu sayısı
237’ye,116 ayrıca 1821 – 1871 yılları arasında toplam petrol üretimi de 15.536 bin puta (250 bin ton) (Bkz.grf 1,2.) ulaştı.117 1 yıl sonra ise
Azerbaycan’da tekelci sistem kaldırıldı ve ülkenin zengin yatakları özel teşebbüslere ve rekabete açıldı.118 Bununla da Azerbaycan Petrol
Sanayisinin ilk dönemi olan tarihi süreçler devri kapanmış oldu ve ülkede yeni bir dönemin çekirdeği ortaya atıldı. Artık maden
ocaklarında elle kazma kalkmış, motorların, buhar makinelerinin, diğer tezgah ve teknolojik ürünlerinin kullanılmasına başlanılmıştı.
1.1.2. 1871 YILINDAN 1917 YILINA KADAR OLAN DÖNEM
113 M., İsmayılov, M., İbrahimov, 1991, s.40. 114 E., C., Sultanov, R., N., Memmedzade, 1973, s.7. 115 A.S.E., Cilt 7, s.208. 116 M., İsmayılov, M., İbrahimov, 1991, s.40. 117 S., E., Vezirov, A., S., İsayev, 1998, s.17.
Aslında tekelci sistemin kalkacağı önceden bilinmekteydi ve 1868 yılında yapılan komisyon grubu tarafından hazırlanan “Petrol
Madenleri ve Beyaz Petrol Üretimiyle İlgili Akaryakıt Vergisi Hakkında Kanun” yasasının 1872 yılının Şubatında onaylanarak yürürlüğe
girmesiyle belli oldu. Bu yasa tasarısına göre petrol yatakları özel kişilere bir defasında satılmaktan ibaretti. Açık artırmaya konulan devlet
topraklarının toplam alanı 480 desyatin kabul edilmişti ve her birinde 10 desyatin olmakla bu alan 48 gruba ayrılırdı. Alanlardan çıkan
petrolün ortalama durumunu göz önünde bulundurarak her bir gruba değişik, farklı fiyatlar belirlenirdi. Bu fiyat ödendikten sonra yıllık her
desyatin için 10 ruble (manat) verilmekteydi. 24 yıl geçtikten sonra her bir desyatin için alınan verginin artırılması düşünülmüştü. Açık
artırmaya konulan tüm toprakların fiyatı 552 bin ruble (manat) belirlenmişti. 1872 yılının Aralık ayında petrol fiyatları ilk defa satış
listesine konulurken, işletmeciler arasında baş veren rekabet, yataklar için tespit edilen fiyatın beklenmedik bir şekilde artmasına neden
oldu. Sonuçta açık artırmayla petrol yataklarından hazineye ilk kez 2980 bin Ruble (Manat) nakit girdi.119 1872 yılında açık artırmayla 48
kuyudan 46’sı satılmıştı ve bu grupların toplam alanı 459 desyatin 25551 sajen kareydi.120
118 M., Katibli, 1961, s.11. 119 M., E., Musayev, 1972, s.12 – 13. 120 S., E., Vezirov, A., S., İsayev, 1998, s.18 – 19.
1873 yılında Bakü’de ilk defa 2 buhar makinesi faaliyete geçti.121 Önceleri petrolün kuyudan çıkarılmasında kullanılırken, daha
sonra kuyu kazmada kullanıldı. İlk kullanıldığı zaman bu makinelerin üretim güçleri 16 litre/saniye idi.122 Petrol çıkarmada kullanılan
tulumların da yerini büyük deri tulumları aldı. Önceleri her defasında 6 put petrol çıkaran bu tulumlar, sonraları 10 ve 40 puta kadar
yükseldi.123 Araştırmalara göre, 1870 yıllarında tulumların 42 – 62m derinlikli kuyulara insan gücüyle indirilip çıkarılması için 2 – 3
dakika, beygir gücüyle 1 dakika, buhar makinesiyle ise 45 saniye zamana mal oluyordu. İnsan gücüyle kuyudan çıkarılan tulumun hacmi 5
put, buhar makinesiyle çıkarılan tulumun hacmi ise 40 puta yakındı.124 Bu da, elle petrolün üretilmesi için her putun maliyetinde orta
hesapla 3 kuruşa, beygir gücüyle 1.5 kuruşa, buhar makinesiyle ise toplam 0.5 kuruş’a mal oluyordu. Eğer beygir gücü ile kuyudan saatte
30 – 40 defa tulum çıkarılıyorduysa, buhar makinesi ile 50 – 60 defa çıkarmak mümkündü.125 Petrol ocaklarına sondajlı kazmanın girmesi,
sığ ve bol rezervli katmanların basınçla yeryüzüne çıkmasına sebep oldu. Sadece şunu belirtmek gerekir ki 1886 yılında Bakü’de petrol
madenlerinde 40 basınçlı üretim gerçekleşmişti. Ayrıca 1887 – 1900 yılları arasında üretilen tüm petrolün yaklaşık %11.3 – 42’si bu tip
121 E., B., Bayramzade, G., G., Teymurazov, “Azerbaycan’ın Energetika Bazası”, Bakı, Azerneşr, 1961, s.5. 122 “Razvitiye Energetiki v Azerbaydjane”, Baku, Azerneşr 1980, s.16. 123 A., S., Sumbatzade, “Otrajeniye Ekonomiçeskoy Jizni Azerbaydjana Perioda Kapitalizma i Trudah V. İ. Lenina”, Baku, Azerbaycan SSR E.A. Basımevi, 1970, s.6. 124 E., B., Bayramzade, G., G., Teymurazov, 1961, s.5. 125 M., İsmayılov, M., İbrahimov, 1991, s.95 – 96.
üretimle gerçekleşmişti.126 1873 yılında A. A. Tebrizov rektifikasyon kolonuna benzer tezgahı yaptı ve bu daha sonraları Nobellerin
Bakü’deki rafinerilerinde kullanılmaya başlandı. 1883 yılında ise V. G. Şuhov ve F. A. İncik petrolün devamlı arıtımını yapabilen özel bir
tezgah yaptılar ve bu da petrol zengini S. M. Şibayev’in Bakü’deki rafinerisinde uygulandı.127 1873 yılında toplam 225 petrol ve 1 sondaj
kuyusu varken, 1874 yılında ise sondaj kuyusu sayısı 29’a ulaşmıştı. Özellikle basınçlı üretim nedeniyle kuyuların çoğu Balahanı ve
Sabunçu’da kazılırdı.128 Aynı dönemde Bakü çevresinde sürekli petrol imal eden bölge – “Kara Şehir” oluşuyordu. Rafineriler Keşle ve
“Ak Şehir” bölgesinde de mevcuttu.129 Bu
126 B., Y., Ahundov, “Monopolistiçeskiy Kapital v Dorevolyutsionnoy Bakinskoy Neftyanoy Promışlennosti”, Moskva, Sosial – Ekonomik Toplusu, 1959, s.32. 127 A.S.E., Cilt 7, s.204. 128 M., İsmayılov, M., İbrahimov, 1991, s.92 – 93. 129 M., Katibli, 1961, s.13.
dönemde Bakü’ye zengin olma hayali kuran insanlar gelmeye başladı. Bunlardan biri de mucit Emmanuel’in oğlu Robert Nobel’di.
Aslında silah üretiminde kullanılan kereste için Bakü’ya gelen Robert, 25 bin Rubleye rafineri satın aldı ve Nobeller fiilen petrol işine
girmiş oldular.130 1874 yılında Nobel kardeşler Bakü’de “Nobel Brother’s Company”yi kurdular.131 Robert gecikmeden bu rafineyi
modernleştirme ve daha verimli yapma çabasına girmişti. Kardeşinin de yaptığı ek para desteğiyle çok geçmeden kendisini Bakü’nün en
yetenekli rafinericisi olarak kanıtladı. 1875 yılında petrol sanayisi için 8 bin Ruble yatırım yaptılar. Daha sonra Kara Şehirde küçük bir
rafineri, Sabunçu’da da bir petrol arsası satın aldılar. 1879 yılında şirketlerinin 5. yılını kutladıklarında, toplam servetleri 3 milyon
rubleydi.132 Bu değer 1880’de 4 milyona, 1881’de 6 milyona, 1882’de ise 10 milyon rubleye çıkmıştı.133 Şehirlerarası taşımacılık o
günlerde ciddi bir sorun teşkil etmekteydi. Petrol önce tahta variller içinde Bakü’den sevk ediliyor, uzun ve zahmetli bir yolculuktan sonra
Astrahan’a ulaşıyor, oradan mavnalara aktarılıp Volga nehrine kadar uzun bir yolculuğa çıkarılıyor, sonunda bir veya birkaç tren hattına
getirildikten sonra tekrar sevk edilmek üzere bu istasyonda trene aktarılıyordu. Bu nedenle petrol sevkıyatı masrafı çok pahalıya geliyordu.
Ludwig Nobel bu konuyu ele alarak soruna çözüm yolu bulmuştu. Bu yol, petrolü geminin içine yaptırılacak olan çok büyük tanklarla
“büyük parti” olarak toptan sevk etme yoluydu. Ne var ki petrolü taşırken oluşan kaza nedeniyle Ludwig bu işi tankerler aracılığıyla
130 D., Yergin, “Petrol”, Ankara, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1995, s.53. 131 “Azerbaycan Tarihi. En gedim Zamanlardan XX. Esrin Evvellerine Geder”, Bakı, Maarif Basımevi, 1993, s.216. 132 M., Süleymanov, 1987, s.67. 133 M., İsmayılov, M., İbrahimov, 1991, s.98.
yapmaya karar verdi.134 1875’te bu şirket yüksek kaliteli petrol üretmeye başladı ve ihraç hedeflerine ulaşmak için nehir filosu, deniz yolu,
kanallar ve aynı zamanda petrolü raylara taşıyabilmek için tankerler oluşturuldu.135 1877 yılında “Zoroastr” isimli ilk tankeri yaptılar. Bu
tankerin uzunluğu 184 fut, eni 27 fut ve su basım gücü ise 9 futtu.136 Tekelci sistemin kalkmasından sonra ülkede petrolün taşınmasında da
birçok değişmeler yaşandı. Hele 1870 öncesinde maden ocaklarında taşıma en büyük sorunlardan sayılırdı. Sadece şunu belirtmek gerekir
ki, 1818 yılında petrol işinde çalışan 65 işçiden 35’i petrol taşımacılığıyla uğraşırdı. 1870 yılından sonra petrol at arabalarına konulmuş 20
– 25 put hacminde olan fıçılarda taşınırdı. Bu yöntemle petrolün taşınması çok pahalıya mal olmaktaydı. Şöyle ki madenlerde 1 put
petrolün fiyatı 3 kuruş olduğu halde, onun taşınması 5 kuruşa mal olmaktaydı. 1877 yılında 1 put petrolün Balahanı’dan Bakü’ye, Kara
Şehirdeki rafinerilerine taşınması 20 kuruşa mal olmaktaydı. 1884 yılında 1 put petrolün üretim maliyeti 0.5 kuruş, taşınması ise 1.5
kuruştu, yani 3 defa fazlaydı.137 Üretilen petrolün rafinerilere ulaştırılması uzun zamana ve pahalıya mal olması boru hatlarının
yapılmasının zorunluluğunu ortaya koyuyordu. 1865’te Bakü’ye gelmiş D. İ. Mendeleyev hele o zaman bunun zorunluluğunu göstermekle
beraber petrol sanayiinin hızlandırılacağını söylemişti. O, 1877’de şöyle yazmıştı: “Kuyulardan rafinerilere, rafinerilerden denize kadar
petrol taşınması 15, en fazla 20 versttir, buna göre de boru hattı yapmak ve ham petrolü denizdeki gemilere ve tesislere taşımak daha
134 D., Yergin, 1995, s.54. 135 R., Gouliev, “Petrol ve Politika”, İstanbul, Ar Matbaacılık, Mayıs, 1997, s.26. 136 E., G., Mehreliyev, A., E., İsrafilov, 1981, s.35. 137 M., İsmayılov, M., İbrahimov, 1991, s.106.
önemlidir”.138 1876 yılında petrol kuyularında derinlik hortumları devreye girdi. İlk defa İ. Vermişev’in kuyularında kullanılan ve petrol
çıkarırken kumu da beraberinde çıkaran hortumlar kısa sürede bozulmaya başladı.139 Bu aletle petrol çıkarılması 1865 yılında ABD’de
uygulanmış olup, Bakü’de 1876 yılında devreye girdi. Ne var ki kısa sürede bozulmasıyla kullanımı durduruldu.140 1872 yılında
Abşeron’da toplam iki sondaj kuyusu bulunurken, 6 yıl sonra 1878 yılında bunların sayısı 301’ ulaşmıştı.141 Üretilen petrol 1873’te yoğun
olarak İran’a ihraç edilirken, 1881 yılında başta Batı Avrupa ülkelerine, İngiltere’ye, Belçika’ya Almanya’ya, ayrıca Mısır’a ve Çin’e ihraç
edilirdi.142 Tekelci sistemin kalkmasıyla petrol sanayisi için konulan sermayenin büyük bir hissesi yerli işletmecilere aitti. Bu özellikle
rafinasyon alanı için önemliydi. 19. yy.lın 70’li yıllarına ait bilgiler gösteriyor ki, bu zamanda rafineri sahiplerinin 27’si Azeri, 10’u
Ermeni ve 5’i ise Rus’tu. Ayrıca 26 rafineride çalışan işçilerin 101’i Azeri, 95’i Rus ve 20’si Ermeni asıllıydı.143 19. yy.ın 70’li yıllarının
sonlarında ülkede beyaz petrole olan önem her geçen gün daha da artmaktaydı. Şöyle ki ihracatta beyaz petrole olan önemin artması
üretimin yanı sıra rafinerilerin de artmasına neden olurdu. 1872 yılında Abşeron’da 15 yeni beyaz petrol (kerosin) arıtan tesislerin faaliyete
geçmesiyle bu sayı önce 52’den 67’ye, 1875’te 103’e, 1876’da 123’e ve 1878 yılında 231’e ulaşmıştı.144 Üretim ise 7 – 8 milyon puttan
138 D., İ., Mendeleyev, “Neftyanaya Promışlennost v Pensilvanii i na Kavkaze”, Moskva 1949, s.222. 139 M., İsmayılov, M., İbrahimov, 1991, s.96. 140 A.S.E., Cilt 7, s.213. 141 M., İsmayılov, M., İbrahimov, 1991, s.95. 142 A., Gasımov, “Azerbaycan’ın Neft Senayesinin İnkişaf Merheleleri” (“Neft ve Azerbaycan’ın Geleceyi” Kitabından), Bakı, 1998, s.165. 143 E., S., Sumbatzade, “XIX. Esrde Azerbaycan Senayesi”, Bakı, Azerbaycan SSR E.A. Basımevii, 1964, s.258. 144 M., İsmayılov, M., İbrahimov, 1991, s.101.
1881’de 12 milyon puta, 1884’te 22 milyon puta, 1886’da 33 milyon puta ve 1890 yılında ise 73.7 milyon puta (Bkz.: grf 3,4.)
yükselmişti.145 Bu dönemde petrol taşımacılığında en uygun yol deniz taşımacılığı yoluydu ve ilk önce Bakü Deniz Limanının yapımına
başlanıldı. Bununla beraber 1858 yılında Kafkasya Gemicilik Cemiyeti olan “Kafkas ve Merkuri”nin gemilerinden yararlanılmaya
başlanıldı. Şöyle ki petrol taşımacılığı işinin büyük bir hissesini elinde tutan bu cemiyetin 15 buhar gemisi vardı.146 1878 yılında ilk
tankerin faaliyette geçmesiyle 20 Ocak 1880 yılında Balahanı, Sabunçu ve Surahanı maden bölgesini birleştiren dar demiryolu faaliyete
geçti.147 Transkafkasya demiryolunun “petrol bölümünün”, sonra ise “Bakü bölümünün”, ayrıca Vladikafkas demiryolunun “Bileceri
hissesinin” faaliyete geçmesi önemli bir hadiseydi. Önceleri madenlerin Kara Şehir bölgesinden taşınmasında kullanılırken, daha sonra
yolcu taşımacılığında kullanıldı. 1890 yılının ortalarında artık ortalama olarak 647 bin yolcu ve 57 milyon put petrol taşınırdı.148 Tekelci
sistemin kalkmasından sonra Amerika’dan Rusya’ya petrol ihracatında önemli ölçüde azalmalar oldu. 1872 yılında Bakü’den Rusya’ya
454.689 put beyaz petrol ihraç edilmişti ve bu Rusya’nın ithal ettiği beyaz petrolün %25’ine eşitti. Bakü maden ocaklarında basınçlı
üretimle kaydedilen gelişmeler, Rusya’nın Amerika’dan ithal ettiği beyaz petrolün azalmasına, Bakü’den ithal ettiği beyaz petrolün
145 M., E., Musayev, 1972, s.16 – 17. 146 S., Hakverdiyeva, “Maşinostroyeniye i Metallobrabotka Azerbaydjana v kontse XIX. v.”, “İsv. A., N., Azerbaydjanskiy SSR, Seriya Ekonomiki”, Baku, Azerbaycan SSR E.A. İqtisadiyyat Toplusu, 1969, No: 2, s.66 – 67. 147 A.S.E., Cilt 1, s.551. 148 M., E., Musayev, 1972, s.25.
artmasına neden oldu. Şöyle ki 1872’de Rusya’ya beyaz petrol ihracatında Amerika’nın payı %80, Bakü’nün payı %20 iken, 1880’de
taşınan 10.5 milyon put petrolün %20’si Amerika’nın, %80’i Bakü’nün payına düşürdü. 1883 yılına gelindiğinde ise Rusya’nın ithal ettiği
tüm petrol Bakü’den ihraç edilmişti ve o yıl Amerikan petrolü Rusya pazarlarından çıkmıştı.149
1878 yılında Hazar Denizi’nde Buddha, Brahma, Spinoza, Darvin buhar gemileri faaliyete geçti. 1881’de buhar gemilerinin sayısı
11 iken, 1890’da 54’e, 1899’da 136’ya yükselmişti. Yük taşıma kapasitesi ise 318 bin fut küpten 1519.8 bin fut küpe, daha sonra 4894.5
bin fut küpe yükselmişti.150 1883 yılında petrol madeni ocaklarında 1458 hp. gücünde 141 buhar makinesi bulunurken, 1893’te 10054 hp.
gücünde 605, 1901’de ise 70707 hp. gücünde 2769 buhar makinesi vardı.151 Azerbaycan petrollerini batıya pazarlamak için Nobellerin
hakim olduğu kuzey yoluna bir seçenek arayan yeni üreticilerden Bunge ve Palaşkovsky hükümet onayıyla yeni bir demiryolu hattı
inşasına giriştiler.Bu inşaatın devam ettiği sırada petrol fiyatlarının düşmesi demiryolu yapımının durmasına neden oldu. O zaman
Avrupa’nın yeni demiryollarından birçoğuna parasal destek sağlamış olan Rothschild ailesinin desteği sayesinde hattın yapımı sona erdi.
Rothschild’in kredisi sayesinde Bakü demiryolu 1883 yılında tamamlandı ve bunun sonucunda Batum neredeyse bir gece içinde dünyanın
en önemli petrol limanlarından biri oldu. Aynı yıl Bakü’ye gelen Rothschild ailesi “Hazar Denizi – Karadeniz Petrol Şirketi”ni kurdu ve
149 M., İsmayılov, M., İbrahimov, 1991, s.107, 109.
şirkete “Bnito” adını verdi.152 Bakü’ye 1880’li yıllarda Fransız sermayesi, 1890’lı yıllarda ise İngiliz sermayesi girdi. Azerbaycan ve
Kuzey Kafkasya petrol endüstrisi ile ilgilenmeye başlayan Rothschild kardeşler ve Parisli Bankerler, petrolün tankerlerle Karadeniz’e
taşındığı Bakü – Tiflis – Batum demiryolunun açılmasının hemen ardından Batum Petrol Sanayi ve Ticaret Şirketi’nin hisselerine sahip
olmuşlardır. 1891 yılında ise İngiliz petrol taşıma şirketi Shell yaptığı gizli bir anlaşma ile Bakü petrolünün nakliye ve satışını
devralmıştır.153 1893 yılında Shell ve Rothschild kardeşler tankerlerini Süveyş kanalından geçirme izni alarak Bakü petrolünü Yakın, Orta
ve Uzak Doğuya sevk etmeye başlamışlardır.154 1879 yılının Aralığında yapımına başlanılan Transkafkasya demiryolunun Bakü bölümü
1883 yılının 8 Mayısında artık hazırdı. 515 verst uzunluğunda olan bu demiryolu Bakü’den başlayıp Tiflis ve Batum rotasını
izlemekteydi.155 Bu dönemde bile Bakü petrolü Amerika petrolünün esas rakibi olmuştu. 1866 yılında Bakü petrolü İngiltere’ye, Avusturya
– Macaristan’a, Hollanda’ya, Hindistan’a, 1887’de Çin’e, 1888’de Japonya’ya, 1889’da Java adasına, Siam ve Filippin’e ihraç edilmişti.156
Sadece 1883 yılında 1.5 milyon put petrol dışarıya ihraç edilmişti ki, bu 2 yıl sonra 1885’te 7.3 milyona, 1888’de ise 35.4 milyon puda
150 M., E., Musayev, 1972, s.22. 151 K., A., Pajitnov, 1940, s.109. 152 O., N., Aras, “Azerbaycan’ın Hazar Ekonomisi ve Stratejisi”, İstanbul, DER Yayınları, 2001, s.20. 153 Azerbaycan Ülke Raporu, TİKA Yayınları, No: 32, Ankara, Ekim 1996, s.14. 154 D., Yergin, 1995, s.56. 155 A.S.E., Cilt 1, s.551. 156 E., S., Sumbatzade, 1964, s.289 – 290.
yükselmişti.157 Artan petrol üretimi fiyatı da düşürmekteydi. Hele 1877 yılının 10 Ocak tarihli “Ekinci” gazetesinde yazar Hasanbey
157 A., A., Fursenko, “Neftyanıye Trestı i Mirovaya Politika”, Moskva, Nedra 1965, s.33.
Zerdabi şöyle yazıyordu: “Önceleri kaynağın putu Moskova ve diğer şehirlerde 1.5 - 2 Rubleye satılırdı. Geçen yıl 3 – 4 Rubleydi.
Amerika’dan bu yıl kaynak getirilmediğinden Bakü petrolünün pudu 6 ruble 50 kuruşa yükseldi. Öyle ki kuyular çoğaldı ve onların
bazısında petrol çıkmaya başladı, bu zaman petrol fiyatı düştü. Geçmişte halvarı, yani 20 putu 9 rubleye satılan petrol 1 rubleye, hatta 3
abbasıya satılırdı”.158 Petrol fiyatlarındaki bu düşüş önce Rusya’da baş verdi. Şöyle ki 1881’de beyaz petrolün putu 1 ruble 30 kuruş iken,
1882’de 90 kuruş, 1883’de 63 kuruş ve 1887’de daha da düşerek 26 kuruş oldu. Bunun da başlıca sebepleri Bakü’de her geçen gün bulunan
basınçlı kuyular ve üretim fazlasıydı. Rafinerilerde dolan ambarlara gelen beyaz petrol gereksiz yere yakılmakta veya denize
akıtılmaktaydı. Sadece 1886 yılında 26 milyon puda yakın mazot yakılmış ve bir kısmı da denize akıtılmıştı.159 Sadece Balahanı’dan
borularla rafinerilere taşınması için alınan emek dahil 1.5 kuruş olmuştu. Petrolün pudunu yarım kuruşa alan bile yoktu. Beyaz petrole alıcı
bulunmuyordu. Rusya’da petrol zarara satıyordu. Sonuçta petrol krizi baş verdi.160 Petrol sanayisinde kapitalistlerin akınıyla oluşan
gelişme Abşeron’da, özellikle Bakü’de nüfusun hızla artmasına neden oldu. Hele 1856 yılında şehir nüfusu 8.4 bin kişiden oluşuyordu ki,
1868’de 12.4 bine, 1886’da 86.6 bine ve 1899’da 203.4 bine ulaşmıştı.161 Şehir nüfusunun artmasında tabii ki işçilerin payı çok fazlaydı.
158 M., Süleymanov, 1987, s..66 – 69. 159 M., E., İsmayılov, “Azerbaycan’da İri Neft Senayesi ve Rus Elmi Tekniki Fikri”, (“Azerbaycan’ın Rusya ile birleşmesi ve onun mütereqqi iqtisadi ve medeni neticeleri” kitabından), s.175. 160 M., E., Musayev, 1972, s.89. 161 a.g.e., s.27.
1879 yılında toplam 2 bin işçinin çalıştığı Bakü’de,162 19. yy.lın sonlarına doğru değişik milletlerin üyelerinin de bulunduğu ve yaklaşık 60
– 65 bin işçinin çalıştığı sanayi bölgesi nüfusu toplam şehir nüfusunun %26’nı oluşturmaktaydı.163 19. yy.lın sonlarında Bakü’nün petrol
sanayisinde üretimin merkezleşmesi ayrıca kapitalin bir noktada toplanması çalışmaları hızlanmış, petrol üretim ve imal etme işi birkaç
firmanın elinde toplanmıştı. 1892 yılında 74 petrol üreten firmanın 9’u tüm petrolün %51.5’ini, 1897 yılında 90 firmanın 9’u ise tüm
petrolün %59.7’sni üretmişti. 1892 yılında toplam 20 milyon puttan fazla petrol üreten 2 firma var idise, 1897 yılında böyle firmaların
sayısı 9’a ulaşmıştı. 1894 – 1900 yılları arasında Bakü’de beyaz petrol imal eden rafinerilerinin sayısı %26.6 azaldığı halde, bunlarda
üretilen beyaz petrol miktarı %97.7 artmıştı. 1892 yılında 4 beyaz petrol rafinerisi üretimin %50.1’ini, 1899’da ise 6 rafineri ise üretimin
%54’ünü vermişti.164 1888 – 1898 yılları arasında Abşeron’da toplam petrol üretimi 304 milyon put artmıştı. Bunun %20 – 42’ni basınçlı
üretim almıştı. Basınçlı üretimin en fazla olduğu yer 16.9 milyon putla Bibiheybet idi. Burada kuyular derinleştikçe basınçlı üretim de
artıyordu. Bu kuyuların ortalama derinliği Balahanı’da 169 sajen, Sabunçu’da 178.6 sajen, Ramana’da 195.1 sajen, Bibiheybet’te 210.6
sajendi. 1898 yılında Bakü petrol sanayisi tarihinde ilk defa olarak kuyuların derinliklerine göre haritası yapıldı. 200 sajenden fazla
kazılmış kuyular derin adlanırdı. Böyle kuyuların hesabı da ayrı yapılmaktaydı. Çünkü derin kuyular sığ kuyulardan daha verimliydi ve bu
162 Z., İbrahimov, “V. İ. Lenin ve Azerbaycan’da Sosialist İngilabının Geleceyi”, Bakı, Azerneşr, 1970, s.27. 163 İ., V., Strigunov, “K İstorii Formirovaniya Bakinskogo Proletariata”, Baku, Azerbaycan SSR E.A. Basımevi, 1960, s.132. 164 M., E., Musayev, 1972, s.18.
kuyulara sermaye konulması sığ kuyulara göre farklıydı.165 19. yy.lın sonlarında Bakü’de petrol üretimi daha da artarak önce ABD’yi geçti
ve daha sonra 1901 yılında 671 milyon put üreterek dünya üretiminin %51’ni, yani yarıdan fazlasını üretmiş oldu.166 Tekelci sistemin
kalktığı dönemden itibaren (1872) sondaj kuyusu sayısı 2’den (1901’de) 1740’a, ortalama derinlik 53m’den 3642m’ye, petrol üretimi ise
3.9 bin puttan 667.1 milyon puta(Bkz.: grf. 5.) yükselmişti.167 1897 yılında Azerbaycan petrollerinin ihracını kolaylaştırmak için Bakü –
Batum petrol boru hattının yapımına başlanıldı.168 1900 yılında ise Bakü – Derbent – Petrovsk demiryolunun yapımı bitti ve faaliyete
geçti.169 1900 yılında Bakü’den hem boru hattıyla, hem demiryoluyla, hem de deniz yoluyla ticaret yapılmaktaydı ve Azerbaycan petrol ve
petrol ürünleri taşımacılığına göre dünyada ilk sıralara yükselmişti.170 Bakü’de petrol sanayisinin gelişmesi nüfusun artmasına neden
olurdu. Bunu “Rusya’da Kapitalizmin Gelişmesi” isimli eserinde gösteren V. İ. Lenin şöyle yazmıştır: “Güneyle beraber Kafkas’ı da
hatırlamak lazımdır, zira Kafkas’ta maden sanayisi reformlardan sonraki devirde hızla artmıştır. Petrol üretimi 1860 yılında 1 milyon putu
bulmadığı halde, 1870’de 1.7 milyon put, 1880’de 21.5 milyon put, 1890’da 242.9 milyon put ve 1902 yılında 637.7 milyon put olmuştur.
Petrolün hemen hemen hepsi Bakü Guberniyası’nda üretilir ve Bakü, önemsiz kent iken, artık Rusya’da 112 bin nüfuslu birinci dereceli
165 S., E., Vezirov, A., S., İsayev, 1998, s.35. 166 M., E., Musayev, 1972, s.15. 167 A.S.E., Cilt 7, s.208. 168 Azerbaycan Tarihi, 1993, s.217. 169 A.S.E., Cilt 1, s.551. 170 A.S.E., Cilt 2, s.413.
sanayi merkezine dönüşmüştür”.171 (Bkz.: resim 3.) Ayrıca maden ocaklarında çalışan işçi sayısında da önemli miktarda artışlar
görülmüştür. 1877 yılında maden ocaklarında 3431 işçi çalışırken, 1892de 17.6 bin,172 1898’de 20.5 bin ve 1900 yılında 32 bine
ulaşmıştı.173 19. yüzyılın sonlarında, özellikle 90’lı yıllarda Bakü’de petrol üreten şirketlerin sayısı da hızla artmıştı. 1892’de Bakü’de 84
şirket bulunuyordu ki, (bunun 74’ü petrol üretmekteydi), 1900 yılında bunların sayısı 160’a (134’ü petrol üretmekteydi) çıkmıştı.174 Bu
dönemde Bakü’de 66 gazyağı, 18 fuel–oil, 3 yağ, 4 benzin, 1 surrogat ve 2 hudron fabrikası vardı.175 Rus petrol endüstrisinin asıl yuvası
sayılan Kafkasya çok kötü idare edilen bir yerdi. Bu bölgenin yaşamı ve çalışma koşulları kabul edilemeyecek kadar kötüydü. İşçilerin
çoğu Bakü’de, ailelerden uzak çalıştırılıyordu. Bakü, artık “Hazar üzerinde kaynayan sıcak bir devrim yatağı” olup çıkmıştı. 1903’te
Bakü’de işçilerin ilan ettiği grev, giderek bütün Rusya’yı saran bir genel grevin oluşmasına yol açmıştı. Artık Rusya tam bir düzensizlik,
Rus hükümeti de büyük bir krizin içindeydi. Bu koşullar altında normal olarak Marcus Samuel, Rothschild’ler ve diğer petrolcüler petrol
temin edecek kaynak olarak Rusya’ya dayanmakta hata ettiklerini anlıyor ve bu konuda kaygılanıyordu.176 1903 yılında başlamış dünya
ekonomik kriziyle petrol üretimi yükselmiyordu. Bakü bölgesinde petrol üretimi azalmış, artık1905 yılında 6.7 milyon tona düşmüştü.
Aynı dönemler
171 V., İ., Lenin, “Eserlerinin Tüm Toplusu”, Cilt 3, Bakı, Azerneşr, 1974, s.523 – 524. 172 V., İ., Lenin, “Eserleri”, Cilt 3, Bakı, Azerneşr, 1951, s.479. 173 İ., İsayev, “Sosialist Bakısı” (1920 – 1940. yıllar), Bakı, Azerbaycan SSR E.A. Basımevi, 1964, s.18. 174 M., E., Musayev, 1972, s.15. 175 A.S.E., Cilt 7, s.210.
içinde devam eden Rus – Japon Savaşı krizin oluşmasında en büyük etkendi.177 1904 Ocağında patlak veren bu savaş ihtilal rüzgarlarını
yatıştırmak bir yana dursun tam tersine körüklemiş oldu. 1904 Aralığında Bakü’de petrol işçileri tekrar grev yaparak, ilk toplu iş
sözleşmesini elde etmeyi başardılar. Grevler ve açıkça sürdürülen isyan hareketleri 1905 Eylül ve Ekim aylarında baştan başa tüm
imparatorluğu sarmıştı.178 İnkılap harekatını durdurmak, ayrıca grevlerin tekrarlanmaması için 1906’da Çar Nikolay’ın fermanıyla birkaç
şehirde, Petersburg’da, Moskova’da, Kiyev’de, Tiflis’te ve Bakü’de şehir reisliği (“gradonaçalstvo”) oluşturulur.179 1905 sonuna
gelindiğinde artık ihtilal yenilgiye uğramıştı. Bu arada Rus – Japon Savaşı da sona ermişti. İhtilalin sona ermesine karşı petrol bölgesindeki
karışıklık henüz bitmemişti. Yani durum bambaşkaydı. Sondajın düzensiz ve baştan savma yapılması yüzünden üretim kapasitesi düşmüş,
Bakü dolayındaki petrol yataklarındaki onarılması imkansız bir tahribat baş göstermişti. Sonuçta, bu bölgede hemen azalmakta olan petrol,
daha büyük bir hızla tamamen tükenmeye başladı. Bütün bunlar işletme masraflarında dramatik artışlar yarattı.180 Genel görünümüyle Rus
petrol endüstrisi özellikle Bakü dolayında, Birinci Dünya Savaşının başlamasından evvelki 10 yıl içerisinde düşüş göstermişti. Uygulanan
teknoloji durgun, geri kalmış ve batı standartlarının altında bir teknolojiydi. 1904 – 1913 arasında Rusya’nın dünya petrol ihracatındaki
hissesi %31’den %9’a düşmüştü. Nobel’ler,
176 D., Yergin, 1995, s.142 – 143. 177 E., C., Sultanov, R., N., Memmedzade, 1973, s.9 – 10. 178 D., Yergin, 1995, s.144. 179 M., Süleymanov, s.20. 180 D., Yergin, 1995, s.145..
Rothschild’ler ve Marcus Samuel açısından Rus petrolü heybetli bir servet ve güç kaynağı olmuştu. Ancak bu özlem petrolcülerin tekelinde
de değildi ve bazen petrolcülerin rakiplerini de etkiliyordu. 1920’lerde J. V. Stalin Bolşevik tahtına çıktığı gece şu sözleri söylemişti:
“Büyük işçi kütlelerine liderlik yapmanın ne anlama geldiğini ilk defa Bakü’de anladım. Bakü’de ihtilal kavgasına katılmakla ikinci defa
vaftiz edilmiş oldum. Orada ihtilalin bir yolcusu oldum”. 1905’te başlayan ihtilal dalgası her ne kadar Bakü’yü 20 yıl süreyle dünya petrol
pazarında artık etkisiz duruma getirmişse de, Bakü yine de Avrupa’nın yakın çevresi için en önemli petrol kaynağı olma konumunu
korumuştur. Bu nedenle Bakü ,ihtilale rağmen, hala devam eden global çatışmalarda en büyük ve en keskin ödüllerden biri olmaya devam
ediyordu.181
Bu dönemde Bakü’de işçiler işi bırakmakla beraber petrol kuyularını ateşe veriyorlardı. 1903’te Sabunçu’nun güney kıyılarında
patlak veren yangın 130 kuyunun ortadan kalkmasına neden olmuştu. Aynı yıl Bibiheybet’te baş veren yangın ise haftalarca sürmüştü.
Eylülün 9’unda başlayan yangın Ekimin 10’una kadar sürmüştü. O zaman “Neftyanoe Delo” dergisi yazıyordu ki, 1900 – 1910 yılları
arasında Bakü petrol ocağında 314 yangın baş vermiş, 1503 kuyu ve birçok ev yanmıştır. Ortalama olarak yılda 31, ayda ise 3 yangın
181 a.g.e.,s.147.
(Bkz.: grf 6, resim 4.) baş vermişti.182
182 M., Süleymanov, 1987, s.77-78.
1903 olaylarının bitmesiyle Bakü – Batum boru hattının yapımına devam edildi ve 4 yıl sonra 1907’de bitti.183 1897 yılında
yapımına başlanılan ve 867km uzunluğunda olan bu boru hattına günlük ortalama olarak 75 bin put, aylık ise 2 milyon put petrol
taşınmaktaydı.184
Almanlar Romen petrol yataklarını yeniden işlemeye soktukları sırada General Ludendorff gözlerini daha büyük bir ödüle dikmişti.
Bu giderek büyümekte ve yükselmekte olan petrol ihtiyacına cevap verecek ve böylece savaşın kaderini Almanya lehine çevirecek bir
ödüldü. Bu ödül Hazar Denizi kıyılarındaki Bakü kentiydi.185 1914 yılında patlak veren I. Dünya Savaşı Rusya’da petrol üretiminin
düşmesiyle beraber grevlerin yeniden büyümesine, siyasi boyuttaki çar proleter kavgasının daha da gerginleşmesine sebep oldu.186
Rusya’da iç olayların büyümesi, işçilerin greve gitmesi, ayrıca I. Dünya Savaşının da buna eklenmesi, başta ülkenin büyük şehirlerinde,
özellikle Bakü’de yabancı kapitalistler; Nobeller, Rothschildler, Rochefeller’ler şirketlerini, bulundukları hisseleri satmaya ve ülkeden
uzaklaşmaya çalışıyorlardı. Hele 1870’li yıllarda Bakü bölgesinde çalışmakta olan 46 petrol tasfiye sanayisi işletmesinden 25’i, yani
183 S., E., Vezirov, A., S., İsayev, 1998, s.49. 184 M., Süleymanov, 1987, s.271. 185 D., Yergin, 1995, s.206. 186 E., C., Sultanov, R., N., Memmedzade, 1973, s.10.
%54’ü Azerilerde iken,187 I. Dünya Savaşı öncesinde 165 petrol üretme tesislerinden 48’i, yani %29’u Azerilerdeydi. Azerbaycan
kapitalistlerinin bütün Bakü bölgesinde petrol üretimindeki özgül ağırlığı %14’tü. Ayrıca 1913 yıllarında tüm ticaret işletmelerinin %52’si,
şehir nüfusunun da binde 331’ini oluşturan Azerilere aitti. Yani ülkedeki işletmelerin yaklaşık yarıya yakın kısmı yabancı kapitalistlerin
ellerinde bulunmaktaydı.188 Nihayet 1916 yılının Aralığında ve 1917 yılının başlarından itibaren işçilerin işlerini bırakması, Çar
yönetimine karşı direnç göstermesi büyük boyutlara ulaştı. Sadece 1917 yılının başlarında Bolşevik ayaklanmasıyla greve giden işçi sayısı
22 bini aşmıştı. Bunun sonucunda ise 1917 yılının Ekiminde Çar yönetimi düştü ve Büyük Ekim İnkılabından birkaç gün sonra, Ekimin
31’inde Bakü bölgesindeki yönetimin kayıtsız şartsız Bakü Sovyet’ine bırakılması emri verildi.189 Çar rejiminin 1917 başlarında çöküşü,
Almanların Bakü’ye sızma ve Bakü petrolünü ele geçirme güdüsünü artırdı. 17 Ağustos 1918’de İngilizler Bakü’yü işgal ettiler, bu zaman
İngilizler Bakü’de sadece bir ay kaldılar. Ancak bu süre böyle kritik bir anda Almanları Bakü petrolünden yoksun bırakmaya yetmişti. Bir
ay sonra 11 Kasım 1918’de saat 5’te Almanlar teslim olduklarını bildirdiler. Artık savaş son bulmuştu.190
1.1.3. 1918 YILINDAN 1991 YILINA KADAR OLAN DÖNEM
187 Azerbaycan Tarihi, II. Cilt, Bakı, Azerbaycan SSR E.A. Basımevi, 1960, s.255. 188 M., İbrahimov, “XIX. Yüzyılın Sonları XX. Yüzyılın Başlarında Azerbaycan Petrol Sanayisinde Milli Sermaye Problemi Hakkında”, XI. Türk Tarih Kongresi, Ankara, 5 – 9 Eylül 1990, IV. Cilt, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1994, s.1354 – 1355. 189 A.S.E., Cilt 1, s.552.
1918 yılında yenice dağılan Çar Rusya’sında gerek İngilizlerin,
190 D., Yergin, 1995, s.206 – 207.
gerekse de Almanların ele geçirmek istedikleri Bakü’de mayısın 28’inde Türk ordusunun katılımıyla Türk ve İslam Dünyasında ilk
bağımsız ve demokratik Türk Cumhuriyeti olan Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti oluştu.191 Azerbaycan bağımsızlığını ilan ederek,
Rusya, Almanya ve Antanta devletleri arasında petrol uğrunda mücadelenin daha dinamik geçmesinin nedeni olan Osmanlı İmparatorluğu
ile siyasi, askeri, diplomatik ve ekonomik işbirliği başlattı. Bakü Sovyet hükümeti, Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’ni ortadan
kaldırmak amacıyla Gence’ye doğru harekete geçti. Ancak Osmanlı devleti ve Azerbaycan müttefik ordularına yenildi. 15 Eylülde Bakü
geri alındı. Fakat petrol uğrunda mücadele sona ermedi. Mondros Antlaşmasına göre Türk Ordusu Bakü’yü terketmesi ve müttefik
ordularının Bakü’ye girmesi gerekiyordu. 17 Kasım 1918’de General Thompson komutasında müttefik orduları Bakü’ye girdi ve 1919’da
şehri terk ettiler.192 Sadece 23 ay faaliyet gösterdiği dönemde Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti V. İ. Lenin ve arkadaşlarının
baskılarıyla kısa sürede etkilenmeye başladı. Bu dönemde V. İ. Lenin Kafkas cephesinde Savaş Konseyi üyesi Orconikidze’ye şöyle
yazıyordu: “Bakü’yü almak bizim için çok gereklidir. Tüm gücünüzü buna verin”.193 Bu dönemde V. İ. Lenin Bolşeviklerin esas üyesi,
Ana Petrol Komitesi elemanı olan S. M. Ter – Gabriel’e Bakü karmaşasıyla ilgili olan notunda şöyle yazıyordu: “Herhangi bir kuşatma
durumunda Bakü’yü yıkmaya hazır olun ve bunu Bakü’de herkesin bilmesini sağlayın”.194 Nihayet 28 Nisan 1920’de XI. Kızıl Ordu
191 N.,N., Allahverdiyev, 1991, s.6. 192 O., N., Aras, s.22 – 23. 193 M., Süleymanov, 1987, s.230. 194 R., Gouliev, s.33.
Bakü’ye girdi ve A.D.C. teslim oldu.195 Azerbaycan’da Bağımsız Sosyalist Sovyet Cumhuriyetinin ilanından sonra V. İ. Lenin’in
gösterişine esaslanarak 27 Mayıs 1920’de Azerbaycan Komünist Partisi Petrol Sanayisinin Millileştirilmesi ile ilgili karar aldı ve bu karara
esaslanarak özel mülkiyette bulunan 272 irili ufaklı petrol şirketi AZERNEFT Komitesinin mülkiyetine geçmiş oldu.196 1922 yılında
Cenova ve Lahey Konferansları yapıldı. Konferansların dünyaya ilan edilen sebebi politik olmasına karşın, gerçekte amaç sadece petroldü,
hem de Bakü petrolüydü. Konferanslarda Azerbaycan’ın bağımsızlığını tanıma değil, büyük petrol tröstlerini arkalarında gizleyen
devletlerin petrol yataklarını taksim yapılıyordu. Konferansta konuşulan tek şey petrol oldu.197 Bu dönemde Abşeron’da 6 petrol sahasında:
Balahanı, Sabunçu, Ramana, Bibiheybet, Binegedi, Surahanı ve Pirallahı adasında üretim yapılırdı. Bu zaman kuyuların derinliği 850m’yi
geçmiyordu. Petrol yataklarının jeolojik özelliklerinin öğrenilmesi için çalışmalara başlanılmıştı.198 Bu çalışmalar madenlerde yaygın olan
vurmalı kazma yönteminin yerini dönmeli rotor kazma yönteminin almasıydı. 1923’te oluşturulan tezgahla uygulanmaya başlandı. Bir yıl
sonra 1924’te Rus jeofizikçi M. A. Kapelyuşnikov’un yapmış olduğu tek katlı redüktörlü kazma türbini Surahanı madeninde yapılan
kuyuda uygulandı ve başarıyla sonuçlandı. Bu yöntem SSCB’de modern türbin
195 A.S.E., Cilt 1, s.552. 196 İ., İsayev, 1964, s.23 – 24. 197 R., Karadağ, “Petrol Fırtınası”, İstanbul, Divan Yayınları, 1988, s.178, 216. 198 E., C., Sultanov, R., N., Memmedzade, 1973, s.10.
kazmanın esasını koydu.199 1922 – 1923 yıllarından itibaren petrol üretiminde çekmeli yöntemin yerini derinlik hortumlarının alması
birçok sorunu ortadan kaldırmış oldu. Özellikle petrol sanayinde dar kuyuların kazılmasında, gereken işçi emeğinin azalmasına ve elektrik
harcamasında dört kat tasarrufa neden oldu. 1926 yılında maden ocaklarında derinlik hortumlarının sayısı 1700’e çıkmıştı. Derinlik
hortumlarıyla, yani kompresör yöntemiyle petrol üretiminin yapılması üretimde yükselmelere neden oldu. 1924 – 1925’te bu yöntemle 580
bin ton petrol üretilirken, 1926 – 1927’de artık 2.5 milyon tona çıkmıştı.200 Artık toplam üretim içerisinde bu yöntemle üretimin payı 1923
– 1924’te %0.8 iken, 1930’da %30.8’e çıkmıştı.201 Türbin kazmanın kullanıma girmesiyle denizde petrol üretme fikri tartışılmaya başlandı.
Hele 19. yüzyılın sonlarında Rus jeologu D. V. Golubyatnikov Bakü limanı ve Bibiheybet koyunu araştırmış, burada petrol yataklarının
denizin içine doğru uzandığı fikrini, ayrıca petrol üretimeyi istemişse de, zamanın yöneticileri buna karşı gelmiş ve bu iş Kafkas Dağ –
Maden İşleri Dairesine havale edilmiştir. 1912’de “Sormavo” Birliği burada koyu kurutma çalışmalarını yapmıştır. 1918 yılına kadar 193
desyatin alan kurutulmuştur. Daha sonra 204ha’ya çıkan bu alanı Rus jeoloji mühendisi P. N. Pototsky başkanlığında 70 yıl süresince 1932
yılına kadar 350ha’ya kadar çıkarılmıştır. 1925 yılında Hazar Deniz’inde Bakü koyu yakınlığında 71 no’lu kuyudan petrol üretilmiştir. Bu
hem de denizde ilk petrol üretiminin tarihidir.202
199 A.S.E., Cilt 1, s.182. 200 İ., İsayev, 1964, s.28. 201 N., Behramov, “Azerbaycan Neft Senayesinin İnkişafında Yeni Merhele”, Bakı, Azerneşr, 1959, s.10. 202 E., G., Mehreliyev, A., E., İsrafilov, 1981, s.36.
Dönmeli rotorlu yöntemin uygulanması ile gerek karada gerekse de denizde yeni kuyular ve yataklar bulunmaya başladı. 1926 –
1927 yılları arasında Gala, Zığ, Sulutepe, Karayatak – Şor, Karadağ, Ziyil – Piri, Çakmaklar, Masazır, Novhanı, Korgöz, Puta, Fatmayi ve
Digah203, 1928’de Karaçukur, 1931’de Neftçala, 1936’da Kızıltepe yatakları bulundu.204 1923 – 1924 yılları arasında denizden 63.276 ton,
1926 – 1927 yılları arasında 748.872 ton petrol üretilmiştir.205
1929’da Azerbaycan petrol sanayisinde ilk defa olarak kreking yöntemi uygulandı. Bu yöntemle ağır petrol ürünlerinin ayrışması ile
çok miktarda benzin ve diğer hafif petrol ürünleri elde edilmişti.206 1931’de Bakü’de modern yöntemle 10 yeni rafineri yapıldı207 ve iki yıl
sonra 1933’te eski rafineriler yeni makinelerle değiştirilerek kreking yöntemiyle benzin üretimi bir hayli çoğalmaya başladı.208
Azerbaycan’da petrol sanayiinin gelişmesi ile beraber gaz sanayi ve elektrik üretiminde yeni gelişmeler kaydedildi. 1920 yılında başlayan
doğal gaz üretimi 36.1 milyon m3 olup, 5 yıl sonra 1925’te 105.2 milyon m3e, 1930’da 231.1 milyon m3 ve 1935’te 1.7 milyar m3e
çıkmıştır. Özellikle serbest doğal gaz üretimiyle beraber petrol üretiminde büyük bir miktar doğal gaz çıkmakta ve havaya karışmaktaydı.
203 C., E., Eliyev, “Azerbaycan Neft Senayesi İnkişafı Tarihinden”, Bakı, Azerneşr, 1960, s.21. 204 E., C., Sultanov, R., N., Memmedzade, 1973, s.11. 205 İ., İsayev, 1964, s.28. 206 N., Behramov, 1959, s.11. 207 M., Katibli, 1961, s.28. 208 “Azerbaycan SSR’nin Senayesi”, Bakı, Azerneşr, 1961, s.23.
1935’te petrol ve doğal gaz merkezlerinin oluşturulması ile 1939’da petrol ve doğal gazın kapalı istismar planı oluşturuldu. Bu plana göre
üretilen hammadde bu merkezlerde toplanmakta ve talebe göre de kullanılmaktaydı. Bu merkezler 1947 yılından itibaren Bakü’de artık
kullanıma geçti.209 1920 yılında ülke kaynaklarının millileştirildiği dönemde Azerbaycan’da 5 elektrik santrali mevcuttu ki, bunların
toplam gücü 52 bin Kwt’tı.210 O zaman Bakü elektrik santrali gücüne göre Petersburg ve Moskova’dan sonra üçüncü sıradaydı. 1927 –
1928 yılları arasında 625 Kwt gücünde Şeki, 2760 Kwt gücünde Aşağı Zurnabad, 280 Kwt gücünde Hankenti ve 190 Kwt gücünde
Zagatala su elektrik santrallerinin yapılması, ayrıca Bakü’de bulunan santrallerin jeneratör ve diğer aletlerin de değiştirilmesiyle toplam
üretimde artışlar kaydedildi.211 1929 – 1930 yılları arasında Azerbaycan’da gerek karada, gerekse de denizde yeni arama çalışmaları
yapılmaktaydı. Bu yılda karada 53 kuyu, denizde ise 700’ü aşkın arama kuyuları kazılmıştır.212 Arama çalışmalarının devam etmesi,
Bakü’de yeni açılan rafinerilerle beraber toplam petrol üretimi de hızla artmaktaydı. 1932 yılında Azerbaycan 12.2 milyon petrol üretmiştir
ki,213 bu dönemde Sovyetler Birliği toplam petrol üretimine göre Avrupa’da birinci, dünyada ikinci (Bkz.: grf 7) sıradaydı.214 1924 – 1927
yılları arasında Bakü’nün gazlaştırılmaya başlamasıyla 1935 yılından itibaren gerek evlerde, gerekse de termik santrallerde sıvı yakıttan
209 M., M., Mustafayev, A., S., Ahundov, “Azerbaycan Gaz Senayesi İqtisadiyyatının Bazı Meseleleri”, Bakı, Azerneşr, 1962, s.9 – 11. 210 İ., İsayev, 1964, s.16. 211 E., B., Bayramzade, G., G., Teymurazov, 1961, s.42. 212 C., E., Eliyev, 1960, s.26. 213 M., Katibli, 1961, s.28. 214 A., B., Resulov, “Azerbaycan Neft Senayesinin İnkişafı Tarihinden”, Bakı, Azerneşr, 1962, s.47.
gaz yakıta geçildi. Bu dönemde ayrıca iki gaz fabrikası ve 1937’de gazdan gaz ürünleri alan fabrika faaliyete geçti.215 1938 yılında P. P.
Şumilov, E. İ. Tağıyev ve diğer jeomühendis ve jeofizikçiler çokkatlı kazma türbininin kuyu kazılmasında başarıyla uygulanmasıyla
beraber petrol üretiminde, özellikle kuyuların kazılmasında önemli başarıya neden oldu. Bu dönemde petrol maden ocakları
elektrikleştirildi ve elektrik motorlarıyla 2500m ve daha derin kuyuların kazılmasına neden oldu.216 Elektrik motorlarının artması ve
kuyuların daha derin kazılmasıyla petrol üretiminin içinde motorlu üretim payının artmasına neden olurdu. 1920’de motorlu üretim toplam
üretimin %64.3’nü oluşturuyordusa, 1925’te %89.8’e, 1929’da %99.1 ve 1930’da %100’ü oluşturuyordu.217 1920’lerin sonlarında, 30’ların
başlarında Rusya’da, Urallarda petrol bölgesinin, İkinci Bakü’nün bulunmasıyla petrol üretiminde, Volga – Ural bölgesinin toplam
üretimde (SSCB’de) 1948’de %5.8’e, 1950’de %29.3’e ve 1960’ta %70.7’ye çıkmasına neden oldu.218 1941 yılında İkinci Dünya
Savaşının başlamasıyla Azerbaycan’da petrol arama çalışmaları durdu ve bu dönemde arama çalışmaları “İkinci Bakü” petrol bölgesine
taşındı.219 Savaşın başlamasıyla Azerbaycan’da petrol üretimi daha da artmaya başladı. 1940 yılında 22.2 milyon ton üretilirken, 1941’de
22.48 milyon ton, 1942’de 15.7 milyon ton, 1943’te 12.6 milyon ton, 1944’te 11.8 milyon ton ve 1945’te 11.5 milyon ton olmuştur ki,220
215 M., M., Mustafayev, A., S., Ahundov, 1962, s.11. 216 “Azerbaycan Sosialist Senayeleştirilmesi”, Bakı, Azerbaycan SSR E.A. Basımevi, 1957, s.518. 217 A.S.E., Cilt 1, s.182. 218 R., Gouliev, 1997, s.38 – 39. 219 A.S.E., Cilt 1, s.182. 220 M., M., Mustafayev, A., S., Ahundov, 1962, s.10.
bu da SSCB’de toplam üretimin %71.6’nı oluşturmuştur.221
1940 yılına kadar Almanya Avrupa’da hakimiyeti ele geçirmenin eşiğinde sayılırdı. Artık ikinci hedef Sovyetler Birliğiydi.
Hitler’in Rusya’yı istila fikrinde Bakü’nün ve Kazakistan’daki öteki petrol yataklarının alınması temel amacıydı. Bir tarihçinin yazdığına
göre “Ekonomik alanda Hitler’in tutkusu petroldü”. Hitler’in kanısınca petrol, endüstriyel sağ ve ekonomik güç için hayati önemde bir
maddeydi. Petrole duyduğu ilgi yüzünden petrol konusunda kitaplar okuyor, petrol konuşuyor, dünyanın petrol yataklarının tarihini
inceliyordu.222 Bakü petrol yatakları İngiltere, Fransa ve ABD’nin de dikkat merkezindeydi. Almanya’nın Bakü petrol yataklarını elde
etmesini önlemek ve Sovyetler Birliği’ni zayıflatmak amacıyla, söz konusu devletlerin Bakü’yü bombalama planları vardı. Ancak Hitler’in
Hollanda, Fransa ve Belçika’yı 22 Haziran 1940’da işgal etmesiyle Bakü petrol yatakları hedef merkezinden çıkmış oldu.223 1942’de
Alman Orduları Maykop’a ulaşmışlardı ve Kafkasya’dan uzanan boru hattı kesilmişti. Kasım ayında ise Almanların dağ geçitlerini aşıp
Grozni ve Bakü’ye ulaşmak için son gayretleri de püskürtülmüştü. Artık savaş rüzgarları ters yönde esmeye başlamıştı. Hitler bu zaman
telefonda Mareşale şu sözleri söylemekteydi: “Tüm sorun Bakü’yü almaktır, Sayın Mareşal. Bakü petrolünü ele geçirmedikçe, savaşta
221 N., N., Allahverdiyev, 1991, s.50. 222 D., Yergin, 1995, s.383. 223 O., N., Aras, 2001, s.28.
yenilmiş sayılırız”. Daha sonra da, petrolün savaş sanayiindeki yaşamsal rolü üzerine uzun bir nutuk çekecekti.224 Bu dönemde Azerbaycan
Sovyetler Birliği için ana petrol rezerviydi ve Sovyet ordusunun temel yakıt kaynağıydı; aynı zamanda ülkede petrol üretiminin %70 –
75’inden, uçak yakıtı üretiminin %80
224 D., Yergin, 1995, s.386 – 387.
– 90’ından ve SSCB deniz kuvvetlerine kaliteli ağır yağ sağlanmasından sorumluydu. Savaşta Azerbaycan 75 milyon ton petrolün, 22
milyon ton petrol ürünü sağlamıştır ki, bu da Sovyet halklarının Alman faşizmine karşı zaferinde önemli katkısıdır.225
II. Dünya Savaşı’nın bitmesiyle beraber Azerbaycan petrol mühendisleri arama çalışmalarını Hazar Denizi’ne çevirdiler. Bu
dönemde Azerbaycan Petrol Sanayisinde yeni bir aşamaya geçildi. Kazmada türbin kazma ve elektro kazmadan yoğun kullanılmaktaydı.
Kuyuların derinliği 4500 – 4900m, bazılarının derinliği ise 5000m’yi geçmişti.226 Hele 1941 yılında Azeri jeolog Ağa Nimetulla dünyada
ilk defa olarak Bibiheybet madeninde türbin kazmayla maili kuyu kazmıştı ki, II. Dünya Savaşı bittikten sonra bu yöntemden de geniş
olarak yararlanıldı.227 1947 yılında Hazar Denizi’nde “Gürgen – deniz”, 1949 yılında ise “Neft Taşları”nın keşfiyle kıyıdan 100 km
uzaklıkta, petrol arazileri yapılanması başladı.228 (Bkz.: resim 5, 6, 7, 8, 9 ve 10.) Bununla hem de Hazar Denizi’nde yoğun olarak petrol
üretimine başlanmış oldu. 1950’de “Darvin – deniz”, 1951’de “Çilov – deniz”, 1953’te “Kum – deniz”, 1955’te “Palçık vulkanı”, 1958’de
“Kafkas – deniz”, 70’li yılların başlarında “Sangaçal – deniz” ve “Duvannı – deniz”, daha sonralar ise “Güneşli”, “Makarov sayı”, “Bahar”
ve birçok yataklar bulundu ve üretimine başlandı. En önemlisi demir direkler üzerinde “Neft Taşları” kasabasının
225 R., Gouliev, 1997, s.37. 226 N., Allahverdiyev ve diğerleri, 1993, s.43. 227 A.S.E., Cilt 1, s.182. 228 R., Gouliev, 1997, s.37.
oluşmasıydı.229 Öte yandan Bakü petrol ve sanayisinin, Tataristan, Başkırdistan ve Kazakistan’daki petrol yataklarının keşfedilmesi ve
hizmete sunulmasında da önemli katkısı olmuştur. Bu nedenle Sovyetler Birliği’nde keşfedilen yeni petrol yatakları “İkinci Bakü”,
“Üçüncü Bakü” ve “Dördüncü Bakü” olarak adlandırılmıştır.230 Sibirya yatakları başta olmak üzere, Sovyetlerin Volga boyunca
Tataristan’da, Batı Sibirya’da, Kazakistan’da, Türkmenistan’da petrol üretimine başlanması, II. Dünya Savaşı’nda günlük 500.000 varil
üretilen Bakü petrol üretiminin 1950’lerden sonra önemli düzeyde azalmasına neden olmuştur.231 1950 yılında Azerbaycan’da toplam
petrol üretimi 14.8 milyon ton olmuştur ki, bu da SSCB’’de üretilen toplam üretimin %39’unu (Bkz.: grf 8.) oluşturuyordu.232 1951 yılında
Gobustan’ın Umbakı yatağını Abşeron katında, daha sonra Verimli katta sanayi önemi yüksek olan petrol ve doğal gazın bulunması Kura –
Aras ovasının fosil kaynaklarca zengin olduğunu ortaya koydu.233 1954 – 1964 yılları arasında Karadağ, Kenizdağ, Mişovdağ, Kum Adası,
Kürovdağ, Hövsan,234 Zire, Sangaçal, Duvannı, Aşağı Kura ovasında Karabağlı, Kürsengi, daha sonralar Muradhanlı, Tersdeller ve
Kelamettin yatakları bulundu ve üretime başladı.235 Aynı dönemde Karadağ doğal gaz yatağının da üretime başlaması ülke sanayisinde
önemli ölçüde gelişmeye neden oldu. Önceleri üretilen doğal gaz petrolle birlikte üretilen gazdı. Ama daha sonra Daşkil, Duvannı,
229 N., Allahverdiyev ve diğerleri, 1993, s.43. 230 H., Aliyev, “Dünya Siyasetinde Azerbaycan ;Petrolü”, Sabah Kitapları No: 77, İstanbul 1988, s.157. 231 K., Dikbaş, “Hazar Petrolleri ve Avrasya Enerji Koridoru”, Diyalog Avrasya Dergisi, Sayı 1, İlkbahar, 2000, s.11. 232 E., C., Sultanov, R., N., Memmedzade, 1973, s.11. 233 “Azerbaycan SSR’nin Senayesi”, 1961, s.26. 234 M., Katibli, 1961, s.31. 235 N., Allahverdiyev ve diğerleri, 1993, s.43.
Miyecik, Utelki, Kalmas ve diğer yatakların bulunması ile üretimde bu tip serbest doğal gaz yataklarına geçildi.236 1950 yılından sonra
Azerbaycan’da petrol katmanlarına yapılan basınçlı su, hava ve gazla petrol üretimi gerçekleştirildi. Bu özellikle savaş öncesi ve çok eski
kuyuların kullanımında uygulandı.237
1966 yılında Azerbaycan’da ilk defa olarak iki ve daha çok katmanın bir kuyudan kullanılmasının pratiği başarı ile
uygulanmıştır.238 1970’lerde, hammadde temeli ve oldukça teknolojik transportasyon alt yapısı, gelişimi yalnızca petrol endüstrisinde
garanti etmeyen, ayrıca petrol kimyasal enerji – makine inşası ve yapımıyla da yakın ilişki içinde olan eski SSCB cumhuriyetlerinde,
özellikle Rusya, Kazakistan ve Azerbaycan’da oluşturuldu. Özellikle petrolün çıkarılması, rafinesi ve nakliyesi için teknolojik kapasiteler
devasa boyutlara ulaştırıldı. Petrol hatları ağı 66.5 bin km’ye ulaştı ve petrol ürün hatları toplamda 19.6 bin km’yi buldu.239 1971 yılında
Azerbaycan Petrol Sanayisinde görülen en önemli olay Kura – Aras ovasının orta bölümlerinde Muradhanlı yatağının açılmasıydı. Olay şu
ki yataktan üretilen petrol mezozoik yaşlı püskürük kayaçlarda bulunmuştur.Püskürük kayaçlarda petrolün bulunması ender olmakla
beraber,petrol arama çalışmalarında kazma aletleri,özellikle baltalar bu tür kayaçlara ulaştığı zaman kazma işi durdurulmakta, arama yeri
236 M., M., Mustafayev, A., S., Ahundov, 1962, s.12. 237 “Azerbaycan SSR’nin Senayesi”, 1961, s.27. 238 A.S.E., Cilt 1, s.182. 239 R., Gouliev, 1997, s.43 – 44.
değiştirilmekteydi.240 Bir diğer önemli olay da 28 Mart 1971 yılında Azerbaycan, toplam üretimde 1 milyar tonuncu petrolü üretmiş oldu.
Bu petrolün %73’ü Sovyetler Birliği döneminde üretilmiştir.241 1970’lerde Azerbaycan’daki petrol üretiminin miktarı düşmeye başladı.
Özellikle petrol maden yataklarının 150 yıldan fazla, açgözlülükle sömürülmesi boyunca değişmeyen petrol endüstrisinin mantıksız
yapıdaki organizasyonları, daha çok petrol branşında Sovyet endüstrisindeki ekipmanın zayıf teknolojik durumları; “Altın Pınar” devrinin
sona ermesi, petrol keşfinin zor ulaşılan az verimli yeni maden yataklarına kaydırılmasına neden oldu.242 1970’li yıllarda ve 80’lerin
başında, Hazar Denizi’nin Azerbaycan sektöründeki 60 metreden fazla derinlikte petrol – gaz yataklarının araştırılması için
“Kaspmorneftegaz” kurumunun teknik imkanları yetersiz kaldı. “Gipromorneftegaz”ın yardımıyla 1978’de büyük rezervlere sahip olan
“Güneşli” keşfedildi ve bu da daha sonra diğer yatakların araştırılmasına yol açtı. Yapılan çalışmalar sonucunda 1000 metreden 3000
metreye kadar derinlikte olan “Güneşli”, “Çırak” ve “Kepez” zengin yatakları keşfedildi.243 Karada ise Muradhanlı yatağında 10’a kadar
kuyudan gerçekleşen üretimin az ve verimsiz olması beklentilerin boşa çıkmasına neden oldu. Ama 1977 yılının Şubatında yatağın merkezi
bölümünde 58 no’lu kuyudan beklenmedik bir şekilde basınçlı üretimin gerçekleşmesi, arama çalışmalarının yoğunlaşmasına neden oldu.
Günlük 500 tondan fazla petrol çıkaran kuyuyla birlikte benzer özellikler gösteren Kura – Aras ovasının batı bölümlerinde Tersdeller,
Doğu Gürcistan’da Samgori yatakları keşfedildi. Bu yatakların bulunmaları bölgede büyük bir rezervin olabileceğini göstermektedir.
240 N., Allahverdiyev, 1991, s.53. 241 a.g.e., s.50.
Gelecekte Gürcistan ve Azerbaycan bu yataklardan yıllık 20 milyon ton petrol üretmeyi hedeflemişlerdir.244 Keşfedilen yeni yataklara
rağmen Sovyet petrol üretiminde Azerbaycan’ın payı 1950’de %39’dan, 1960’ta %12.9’a, 1970’te %6’ya, 1975’te %3’e ve 1980’de
%2.4’e düşmüştür. 1969 yılından 1985 yılına kadar Azerbaycan petrol üretiminde aşamalı düşüş, yıllık ortalamanın 13 milyon tona ulaştığı
bir düzeyin var olduğu istikrar çağıyla takip edilmiştir.245(Bkz.: grf 9.)
Azerbaycan, öteki eski Sovyet Cumhuriyetleri gibi, 70 yıl süreyle Merkezi İdarenin yaptığı planlar gereğince yönetildiği ve
yönlendirildiği için yeraltı ve yerüstü kaynaklarını, kendi gereksinim ve kalkınması doğrultusunda kullanamamış, ancak Moskova’nın
uygun gördüğü oranda “Ortak” imkanlardan yararlanmış ve dolayısıyla tam bağımlı hale gelmiştir.246 Petrol için Azerbaycan’a ödenen para
maden suyu fiyatından 3-4 kat az idi. İlk önceleri 35, daha sonra 65 ruble ve 1991 yılında 120 ruble ödenen petrolün tonunun maliyeti
yaklaşık 131 rubleydi.Ayrıca, Sovyet döneminin son yıllarında merkezden yapılan yatırımların % 85’i Batı Sibirya, Ural ve Volgaboyu
petrollerine ayrılmıştır.247 Bununla beraber Merkezi İdare, Sovyetler Birliği sınırları içindeki her türlü kaynağı kullanarak, sanayileşme ve
242 R., Gouliev, 1997, s.46. 243 A., Süleymanov, “Perspektivı Osvoyeniya :Morskih Neftgazovıh Resursov Kaspiya”, Consulting & Business, Sayı 2, 2000, s.36. 244 N., N., Allahverdiyev, 1991, s.53 – 54. 245 O., N., Aras, 2001, s.29 – 30. 246 A., Karabağlı ve diğerleri, 1993, s.223. 247 O., N., Aras, 2001, s.32.
kalkınmasını hızlandırırken, özellikle Azerbaycan ve Orta Asya Türk
Cumhuriyetlerini, daha çok tarımsal hammadde üreten, depolayan, işleyen merkezler haline getirmiş ve aynı zamanda bunları potansiyel
pazar olarak düşünmüştür. Çünkü, kendi sanayi ürünlerini büyük ölçüde bağlı cumhuriyetlerde kolayca ve yerine göre hammadde
karşılığında, daha avantajlı şekilde pazarlama şansına sahipti.248 1985’te göreve geldiği zaman “Glasnost” (Açıklık) ve “Perestroyka”
(Yeniden Yapılanma) olarak belirlediği temel politikalarla Sovyetler Birliği’ni ayakta tutmaya çalışan M. S. Gorbachev, bu çalışmalarının
sonucunda önce sosyalist ideolojinin çökmesini, ardından Doğu Bloğu’nun ve sonunda da Sovyetler Birliği’nin çözülmesinin kurbanı
olacaktı. Önce yeni bir federasyon kurmayı ve SSCB’yi kurtarmayı denedi. 1990’larda “yeni bir birlik anlaşması”nın gerekliliğini
vurguladı. Yeni anlaşma, cumhuriyetler için gerçek ekonomik ve politik egemenliği garanti edecekti. Ancak, Gorbachev kontrolü
kaybederken, milliyetçilik onu yenecek ve on beş cumhuriyet bağımsızlığını ilan edecekti.249 Bu kapsamda Azerbaycan 30 Ağustos
1991’de Egemenliğini, 18 Ekim 1991’de de Bağımsızlığını ilan etmek suretiyle bugünkü demokratik cumhuriyet statüsüne kavuştu.250
1.1.4. 1991 YILINDAN SONRAKİ YENİ DÖNEM
Sovyet yönetimi altında petrol üretim kapasitesi devamlı düşüş
248 A., Karabağlı ve diğerleri, 1993, s.223. 249 O., N., Aras, 2001, s.32 – 33. 250 N., Allahverdiyev ve diğerleri, 1993, s.10.
göstermiş olmasına rağmen, Azerbaycan bu yeni safhaya Sovyet dönemindeki petrol başarılarını kederle yad ederken, her şeye adeta
yeniden başlayarak gereğini hissetti.251
Yaklaşık 70 yıl boyunca “emredici planlama” ile “tek” merkezden yönetilen ve ayrı ayrı milletlerden oluşan Sovyetler Birliği’nin
dağılması, içte olduğu gibi, dünyada da yeni gelişmelere yol açmıştır. Şöyle ki, Birliği oluşturan eski “cumhuriyet”ler, yeniden
bağımsızlıklarını kazanarak Birleşmiş Milletlere üye olmuşlar ve dolayısıyla doğal sınırları ve varlıkları üzerinde de hükümranlıklarını
yasal olarak ilan etmişlerdir.252
19. yüzyılın başından itibaren Azerbaycan petrollerini kendi tekelinde tutan Rusya 1991’de SSCB’nin çöküşünün ardından,
karşısında mali ve teknolojik açıdan güçlü Batı şirketlerini bulmuştur.253 Ayrıca, tüm sektör ve alt sektörler itibariyle yapılan araştırma
kapsamına, ilk olarak alınan ülke de, Azerbaycan olmuştur. Gerek Türkiye’ye yakın olması ve Nahçıvan’la da ortak sınırları oluşturması,
aynı zamanda geçit bölgesinde bulunması ve özellikle de yeraltı kaynakları açısından zengin bir konumda olması, Azerbaycan’ın ekonomik
251 O., N., Aras, 2001, s.34. 252 A., Karabağlı ve diğerleri, 1993, s.13. 253 Avrasya Dosyası, Azerbaycan Özel, 2001, s.303.
ve ticari önemini daha da artırmıştır. Öte yandan, gerek Azerbaycan, gerekse öteki bağımsız cumhuriyetlerin “Büyük Pazar” potansiyeline
sahip oldukları ve bu nedenle de batılı ve doğulu gelişmiş ülkelerin ilgisini çektikleri görülmektedir.254
1970’li yılların sonu – 80’li yılların başlarında yapılmış arama çalışmalarından sonra Hazar Denizi’nde yeni “Güneşli”, “Çırak” ve
“Azeri” petrol yataklarının kullanımına geçilmesi hele SSCB zamanında gündeme gelmişti. 1980’li yılların sonunda ise Sovyetler
Birliği’nin çöküşü zamanında batılı petrol şirketlerinin Azerbaycan’a olan ilgileri artmaya başlamıştı.255 Petrol şirketlerinin Azerbaycan’a
ilgisi 1989 yılının Mayısında “Ramco Energy” şirketinin başkanı S. Rimp’in gelişiyle başladı.256 “Ramco”nun ardından “Pennzoil”, “BP /
Statoil” ve “Amoco” temsilcileri de gelerek görüşmelere başladılar.257
Ekonomide sosyalist yapıdan liberal yapıya geçiş sürecini yaşamakta olan Azerbaycan’da, 1990’lı yılların ortalarından itibaren
önemli adımlar atılmıştır. 1991 – 95 yılları arasında %60 oranında küçülme kaydeden Azerbaycan ekonomisi, 1995 yılından itibaren IMF
ve Dünya Bankası ile işbirliği çerçevesinde başlatılan ekonomide yeniden yapılanma ve özelleştirme programları sonucunda, yeniden
254 A., Karabağlı ve diğerleri, 1993, s.13. 255 E., Ehmedov, “Azerbaycan Neftinin Siyasi Aspektleri”, “Neft ve Azerbaycan’ın Geleceyi” Kitabından, s.54. 256 Azerbaijan International, Autumn, 1994, p.29.
büyümeye başlamıştır. 1995 yılında % -11.8 olarak gerçekleşen GSYİH, 1996’da %1.3, 1997’de %5.8, 1998’de %10, 1999’da %17.4 ve
2000’de %11 olarak gerçekleşmiştir. 2001’de ise %9 oranında bir büyüme hedeflenmiştir.258 1998 sarsıntısı, Azerbaycan’ı diğer BDT
(Bağımsız Devletler Topluluğu) ülkeleri ve Rusya ile Kazakistan kadar etkilemedi. Ekonomide küçülme değil, aksine %10 gibi yüksek bir
oranda büyüme kaydedildi. Petrol sektöründeki büyümeye bağlı olarak özellikle son çeyrekte inşaat sektörünün gösterdiği performans ve
ticaretteki gelişme 1998’deki büyümenin en önemli sebeplerindendir. 1999’da, yıl başında durgunluk yaşansa da, Azerbaycan ekonomisi
petrol ve doğalgaz yatırımlarıyla ateşlendi, fakat petrol dışı sektörler ve tarımdaki gelişme asgari seviyede kaldı.259 Azerbaycan 2000
yılında ise, 12 BDT üyesi arasında en iyi büyüme performansı gösteren ülke oldu. 11 aylık dönemde sağladığı %11.3’lük büyüme oranı ile
rekor kırdı.260 Bu dönemde önemli ölçüde yükselen petrol fiyatları Azerbaycan bütçesine rahat bir nefes aldırdı. Çünkü petrole dayalı
gelirler direk vergilerin yarıdan fazlasını oluşturduğu gibi bütçe gelirlerinin yaklaşık yarısını teşkil ediyordu. 2000 yılında sadece Devlet
Petrol Şirketi (SOCAR)nin ödediği vergi, toplam vergilerin %41’ni oluşturuyor. Azerbaycan 2000 yılı bütçesini petrol fiyatlarının 17-18
dolar olacağı tahminine göre yapmıştı. 2001 bütçesi de 20 - 22 Dolar seviyesinde kalacağı beklentisine göre hazırlandı. Bu rakamlara göre,
SOCAR’ın bütçeye 290 milyon dolar transfer etmeyi hedefleniyor.261 Ayrıca Kazakistan’da olduğu gibi petrolden elde edilen gelirlerin
257 Mülkiyert Gazetesi, 27 Ekim – 3 Kasım 1998, s.2. 258 O., N., Aras, 2001, s.135. 259 K., Dikbaş, “Petrol Fiyatları ve Avrasya’nın Petrolcüleri”, Diyalog Avrasya Dergisi, Şubat, 2001, s.80. 260 Moscow Times Gazetesi, 4 Ocak 2001. 261 K., Dikbaş, 2001, s.80.
toplandığı Petrol Fonu 29 Aralık 1999’da H. Aliyev’in çıkarttığı kararname ile kurulmuştur. Petrol Fonu’nda toplanan
paraların Azerbaycan’ın sanayi, tarım ve sosyal yatırım alanlarında kullanılması planlaştırılmıştır.262
Sonuç olarak Petrol Azerbaycan’ın en kıymetli servetidir. Ülkenin gelişmesinin orta ve uzun dönemli perspektifleri direkt olarak
petrol sektörünün gelişmesine bağlıdır. Petrol satışından elde edilen gelirler bazı sosyal ve iktisadi problemlerin çözümünde anahtar
olmuştur. Azerbaycan yıkılan Sovyetler Birliği’nin ardından yaptığı anlaşmalarla, tarihi bir fırsatı hem siyasi bağımsızlık, hem de
ekonomik bağımsızlık açısından yakalama imkanına sahip olmuştur.
262 a.g.m., s.84.
1.2. AZERBAYCAN’IN FOSİL ENERJİ KAYNAKLARI
1.2.1. PETROL
Azerbaycan, sadece eski Sovyetler Birliğinde değil, dünyada da eskiden günümüze devamlı olarak petrol üreten bir ülke olarak
tarihe geçmiştir. Hele 1971 yılında petrol sanayisi tarihinde 1 milyarıncı ton petrol üretilmişti ki, bunun da %75’i Sovyet Azerbaycan’ı
döneminde gerçekleşmiştir. Dünyada hele hiçbir petrol bölgesinde yüzölçümü 3.000 km2’den küçük bir alanda bu kadar petrol
çıkarılmamıştır.263 Ülkede “AZERNEFT” Üretim Birliğince, yaklaşık 50 yıldan fazla bir zamanda kullanılan 40 yatakta, tabakalardaki
enerjinin bir hayli tükenmesi nedeniyle çıkarılan petrolde su karışımı %80’in üzerindedir. Buna göre de çıkarılabilen petrol rezerv
kalıntılarının intensif bir şekilde işlenmesi için kuyu veriminin daha çok artırılması zorunludur. Ancak işletme (ağırlıklı olarak kazma) araç
gereçleriyle maddi ve teknolojik imkanların yeterli olmaması, araştırma – keşif işlerinin verimli şekilde sürdürülme temposunu büyük
ölçüde düşürdüğünden,kuyukazma faaliyetini artırmak mümkün bulunmamaktadır. Öte yandan, karadaki alanlardan farklı olarak Hazar
Denizi’nde özellikle de Abşeron yarımadasında petrol ve doğal gaz üretimini geliştirme imkanları mevcuttur. Şimdiki halde denizde, 14
petrol – doğal gaz yatağı işler durumdadır. Çıkarılan rezervlerden yararlanılma oranı %6 iken, ayrı ayrı yataklarda bu oran %12–13
civarındadır.264 Denizde Neft Daşları, Pirallahı, Gum Adası, Sangaçal, Duvannı, Bulla adaları petrol yatakları savaştan sonraki yıllardan
günümüze kadar kullanıldığı için, bu yataklarda kurulan deniz platformları, sondaj makineleri, tezgahlar ve araç gereçlerin çoğu eskimiş,
kullanım dışı kalmıştır. Ayrıca karada üretime geçen Balahanı, Sabunçu, Ramana, Bibiheybet, Surahanı, Gala, Binegedi petrol üretim
ocaklarında da makinelerin çoğu onarım gerektiğinden burada toplam petrol üretimi ve verimde düşüşler görülür.265 Nitekim, petrol ve
doğal gaz üretim sanayisinde verimliliği yükseltmek, imalat kompleksinin işleyişini iyileştirmek amacı ile petrol maden araç – gereçleri
üreten fabrikaları da içeren “AZERNEFT” konsorsiyumu kurulmuştur.266 Ülkede karada ve denizde toplam petrol miktarlarındaki düşüşü
önlemek için Hazar Denizi’nde 200m’den daha derin yerlerin kazılması öngörülmüştür. Son yıllarda böyle derin kazma çalışmaları
sırasında “AZERİ”, “GÜNEŞLİ”, “ÇIRAG”, “KEPEZ”, “ŞAH DENİZ” gibi zengin petrol – doğalgaz yatakları bulunmuştur. Bunlardan
250 milyon ton petrol ve birkaç milyar m3 doğalgaz rezerviyle ünlü “AZERİ” yatağı gelmektedir. Halen ülkedeki ekonomik ve teknik
imkanlar, bu yatağın üretilmesine uygun değildir. Ama bu ve keşfedilen diğer yataklar Azerbaycan için geniş ufuklar açmaktadır.267
263 N., N., Allahverdiyev, 1991, s.50. 264 A., Karabağlı ve diğerleri, 1993, s.58. 265 L., Hesenova, “Hezer Denizinin Neft ve Gaz Servetleri; İqtisadi – Ekoloji Aspekt” “Neft ve Azerbaycan’ın Geleceği” Kitabından, s.82. 266 A., Karabağlı ve diğerleri, 1993, s.58. 267 N., Allahverdiyev ve diğerleri, 1993, s.44.
1.2.1.1. AZERBAYCAN’DA PETROL YATAKLARI VE REZERVİ
Azerbaycan’ın petrol rezervi gerek eski Sovyetler Birliği döneminde, gerekse de bağımsızlığını kazandıktan sonraki yıllarda değişik
miktarlarda gösterilmiştir. Hele 10 yıl öncesinde, Azerbaycan Petrol Sanayisinin başlangıç tarihi olan 1871 yılından 1992 yılına kadarki
dönemde 1 milyar 245 milyon ton petrolün çıkarıldığı,268 ayrıca ülke toplam rezervinin 2/5‘inden biraz fazlasının kullanıldığı
belirtilmekteydi.269 Ama bağımsızlığını elde ettikten sonraki yıllarda bu rezervin daha fazla olduğu gösterildi. Öncelikle Hazar Denizi’nde
bulunan yeni yataklarla birlikte bu rezervin 8 milyar varile yakın olduğu, bu deniz ile birleşen Kura nehri havzasında, pliyosen yaşlı
kumtaşlarında, 200 ile 3900m arasında değişen derinliklerde bulunduğu belirtilmektedir.270 1997 yılı ABD Devlet Departmanının yapmış
olduğu araştırmaya göre Hazar Denizi’nde keşfedilmiş ve tahmin edilen petrol rezervlerinin toplam hacmi 178 milyar varil olup (bunun
15.6 milyar varili keşfedilmiş, 163 milyar varili ise tahmin edilmekte), bu da dünya petrol rezervi içerisinde %9.1’lik payla, Körfez
bölgesinden sonra ikinci büyük bölgedir. Araştırmanın sonuçlarına göre Hazar Denizi’nde keşfedilmiş 15.6 milyar varil rezervin %23’ü,
yani 3.6 milyar varili, tahmin edilen 163 milyar varil rezervin ise %17.6’sı, yani 27 milyar varili Hazar Denizi’nin Azerbaycan sektörünün
268 N., Allahversiyev ve diğerleri, 1993, s.42. 269 N., N., Allahverdiyev, 1991, s.10. 270 A., Karabağlı ve diğerleri, 1993, s.61 – 62.
payına düşmektedir.271 Bir başka araştırmaya göre, Hazar Denizi’nde keşfedilen toplam 2.48 milyar ton petrol rezervinin %23’ü, yani
572.2 milyon tonu, tahmin edilen 25.7 milyar tonluk rezervin ise %16.6’sı Hazar’ın Azerbaycan bölümünde yer almaktadır.272 Amerikan
Enerji Konseyinin Aralık 1998 yılına göre verdiği sonuçlara göre Hazar Denizi’nde toplam 179 ile 195 milyar varil petrol rezervi
bulunurken, bunun %17.3 ile %20.5’i, yaklaşık 31 – 40 milyar varili Azerbaycan rezervlerini oluşturmaktadır.273 (Bkz.grf 10,11,12.)
Azerbaycan’da keşfedilen petrolün %26’sı 3000m derinliğe kadar olan bölümde yer alırken, %53’ü 3000 – 5000m’ler arasında,
%21’i ise 5000 – 7000m’ler (Bkz.grf 13.)arasında bulunmaktadır.274 Bugün ülkede petrol ve doğalgazca perspektifli 70 bin km2’den fazla
bir alan mevcuttur.275 Ülkede toplam petrol rezervinin bölgesel dağılımı şöyledir: Hazar Denizi %47.7’ye; Kura – Aras ovası %26.2’ye;
Abşeron yarımadası %10.6’ya; Siyezen – Guba bölgesi %6.7’ye; Gence bölgesi ve diğer bölgeler de dahil %8.8’lik bir paya sahiptir.276
(Bkz.: grf 14)
271 M., Ehmedov, “Azerbaycan Kommunikasiya Diplomatiyası, Regional Tehlükesizlik ve İqtisadi Yükselişin Garanti Kimi”, “Neft ve Azerbaycan’ın Geleceyi” Kitabından, s.150. 272 N., Nebiyev, “İqtisadiyyat Cemiyyet ve Ekoloji Mühit”, Bakı, Ağrıdağ Basımevi, 2000, s.251. 273 B., Karakaya, “Hazar Petrolü ve Türkiye”, Türkiye Gazetesi, 4 Nisan 2000. 274 N., Allahverdiyev ve diğerleri, 1993, s.18. 275 N., N., Allahverdiyev, 1991, s.53.
276 a.g.e., s.56 – 57.
1.2.1.2. AZERBAYCAN PETROLÜNÜN KİMYASAL ÖZELLİKLERİ
Azerbaycan’da petrol ve doğalgaz ülkenin her bölgesinde bulunduğundan, kimyasal özellikleri bakımından birbirlerinden ayrılırlar.
Ülkede petrol genellikle pliyosen yaşlı tabakalarda bulunmaktadır. Bu tabaka ülkenin tamamında başlıca olarak Abşeron, Akçakil, Verimli
Kat ve Pont katına bölünmüştür. Ülke petrollerinin esas rezervi bu katmanlarda bulunmuş olup, bazı bölgelerde 2000m’ye kadar,277 bazı
yerlerde ise 3000 ile 5000m’ye kadar devam etmektedir.278 Kendi içinde Alt ve Üst gruplara bölünmüş olan Verimli katta, Surahanı,
Sabunçu, Balahanı katmanları Üst gruba, Üst Kirmeki-kil, Üst Kirmeki-kum, Kirmeki, Alt Kirmeki ve Gala katmanları ise Alt grupta yer
almaktadır279 (bk. Tablo 1).
Azerbaycan petrollerinin mikrokimyasal özelliklerinin öğrenilmesi 1947 yılına kadar gitmektedir. D. İ. Zülfügarlı’nın yapmış
olduğu araştırmaya göre, ülkede karada bulunan petrollerde krom az, mangan, kobalt ve vanadyum
Tablo1. Hazar Bölgesinin Stratigrafik Sınıflandırılması.
277 M., Kaşkay, “Fiziçeskaya Geografiya Azerbaydjanskoy SSR”, Baku, Azerbaycan SSR E.A. Basımevi, 1945, s.54. 278 F., M., Bagırzade, A., A., Narimanov, F., R., Babaev, “Geologo – Geohimiçeskiye Osobennosti Mestorojdeniy Kaspiyskogo Morya”, Moskva, Nedra, 1988, s.9.
ZAMAN ALT ZAMAN DEVİR DEVRE TABAKA, KATMAN
Q42 HOLOSEN
Q4 Q41
Q32 hv ÜST
Q3
HVALIN
Q3 hv Q31 hv
Q22 h2 ORTA
Q2
HAZAR
Q2 hz Q21 h2
Q12 b2 BAKÜ
Q12 b Q1
2 b1
K
A
Y
N
O KZ
Z
O
İ
K
Q
U
A
T
E Q
R
N
E
R
PL
Eİ
ST
OS
EN
ALT
Q1
Q11 tg
279 M., Kaşkay, 1945, s.54 – 55.
Tablo 1’in devamı.
N23 ap3
N23 ap2
ABŞERON
N23 ap N2
3 ap1
AKCAKİL N23 ak
SURAHANI
SABUNÇU
BALAHANI
KUYALNİS
N22 kl
ÜST N22pr
“ARALIK”
ALT KİRMEKİ
KİL
ALT KİRMEKİ
KUM
KİRMEKİ
ÜST KİRMEKİ
V
E
R
İ
M
L
İ
K
A
T
KİMMERİK
N22 km
ALT N22 pr
QALA
P
L
İ
O N2
S
E
N
PONT N21 pn
MEOTİS N13 mt
SARMAT N13 srm
N
E
N
E
O N
G
E
DİATROMA KONKA
KARAKAN
TORTON N12 t ÇOKRAK
GELVET N12 g TARKAN
BURDİGAL N11 b ZURAMKENT
N
M
İ
O N1
S
E
N
AKVİTAN N11 a “RİKİ” KATI
MİATLİ
MUTSİDAKAL
OLİGOSEN
P3
MAYKOP
HADİM
ALMEN P23 a
BODRAK P23 bd
SİMFEROPOL P22 s
EOSEN
P2 BAHÇESARAY P21 bk
FORMEN KATI
KOUN
KAÇİN P12 k
O
Z NZ
O
İ
K
P
A
L
E P
O
G
E
N
PALEOSEN
P1 İNKERMAN P11 t
SUMGAYIT
Kaynak: F.,M.,Bagirzade, A.,A., Narimanov, Babaev, “Geologo – Geohimiçeskiye Mestorojdeniya Kaspiyskogo Morya”,Moskva, 1988, s.8–9.
miktarı alt katlarda yüksek, nikel, demir miktarı ise üst katlarda daha fazladır. 1966 yılında F. R. Babayev’in denizdeki araştırmalarına göre
ise ülke petrollerinde 16 kimyasal element bulunmaktadır. Bunların başlıcaları nikel, demir, vanadyum ve kobalttır. Ayrıca ülke
petrollerinde galyum, talyum, germanyum ve uranyum gibi radyoaktif elementlere de rastlanmıştır.280
Azerbaycan petrollerinin kimyasal özellikleri denizden karaya, bölgeden bölgeye, ayrıca yatakların derinliklerine göre
değişmektedir. Bu değişim ülkede Abşeron, Hazar Denizi, Kura – Aras ovası, Şirvan, Siyezen–Guba ve Gence bölgelerini
oluşturmaktadır.281 (Bkz.: harita 2, 3 ve 4.)
Ülkede petrol – doğalgaz yatakları yüksek kaliteli petrol üretimiyle seçilmektedir. Yataklarda bulunan kaynakların özgül ağırlıkları
0.8134 g/cm3 - 0.8667 g/cm3 arasında olup, hafif petrol grubundandır. Petrol, özellikle yüksek oktanlı olup, yağlarca zengindir. Diğer
petrollerden farklı olarak Azerbaycan petrollerinin bileşiminde kükürt (%0.07 - %0.4), parafin (%0.52 - %0.96) ve katran (%2 - %15)
azdır. Bu da petrolün rafinasyonunu kolaylaştırmaktadır. Ülke petrollerinden elde edilen mazotta kükürt az olduğundan (%0.5) sanayide
280 F., R., Babaev, “Mikroelementı Neftey”, Baku, Obşestvo Znaniye, 1979, s.5 – 6. 281 M., Müseyibov, 1998, s.54.
yakacak olarak da kullanılmaktadır.282 Ülke petrolleri genelde Naftenik grubu özellik göstermektedir. Halen sanayide ülke petrollerinden
90 değişik sanayi ürünü elde edilmektedir.283
282 N., N., Allahverdiyev, 1991, s.56. 283 N., Allahverdiyev ve diğerleri, 1993, s.45.
1.2.1.3. AZERBAYCAN’IN PETROL BÖLGELERİ
1.2.1.3.1. ABŞERON BÖLGESİ
Abşeron bölgesi Surahanı, Gala, Karaçukur, Balahanı, Buzovna, Zire, Hövsan, Bibiheybet, Karadağ, Binegedi, Sabunçu, Ramana,
Çahnaglar, Sulutepe, Lökbatan, Puta, Kuşhana, Şabandağ, Kırdağ, Kenizdağ, Gobustan, Pirsaat, Daşkil, Şubanı – Yasamal deresi, Ateşgah,
Körgöz, Kızıltepe, Şongal, Buzovna, Maştağa ve Karaheybet yataklarından oluşmaktadır.284 Bu yatakların çoğu kullanıldığından
günümüzde çok az bir bölümünde üretim yapılmaktadır. Bu bölgede yapılan çalışmalar sonucunda petrolün Naftenik grubu özellik gösterip
(% 50 - % 71), Metan grubu % 40’ın altında ve Aroma grubu ise % 1 ile % 10 arasındadır. Bölge petrollerinin yoğunlukları 0.8483 g/cm3
ile 0.9190 g/cm3 arasındadır.285 1940 yılında Gala’da bulunan petrol yatağı verimli katla Pont katı arasında bir katmanın varlığını ortaya
koydu.286 Gala katmanı olarak adlandırılan bu jeolojik kat üç gruba ayrılmaktadır.287 Üst bölümünde petroller %59 - %65 oranında
Naftenik grubu, alt bölümünde ise %39 - %56 oranında Metan grubu özellik göstermektedir. Yoğunluğu genellikle 0.824 – 0.880 g/cm3
284 T., Y., Bagarov, E., B., Velieva, “Geologo – Statistiçeskiy Analiz Rezultatov Pereoçenki Neftyanih Zalejey Apşeronskogo Poluostrova”, Baku, Elm Basımevi, 1991, s.5. 285 Nefti SSSR, Moskva 1970, s.25 – 26. 286 A., A., Alizade, G., A., Ahmedov, A., M., Ahmedov, “Geologiya Neftyanıh i Gazovıh Mestorojdeniy Azerbaydjana”, Moskva, Nedra, 1966, s.392.
arasında olup,288 1950 – 2000m’lerde 0.883 g/cm3’e 2250 – 2300m’lerde ise daha da ağırlaşarak 0.900 g/cm3’e yükselmektedir.289 Bölge
petrollerinde parafin oranı %0.52 - %0.96, kükürt %0.08 - %0.38, katran miktarı ise %2 ile %14 arasındadır.290
1.2.1.3.2. HAZAR BÖLGESİ
Hazar Denizi ülke petrol ve doğalgaz rezervleri arasından en zengin yerdir. Burada petrol ve doğalgaz yatakları Abşeron ve Bakü
adaları grubunda dağılmıştır. Bunlardan İki Kardeş Taşları, Batı Abşeron, Abşeron Bankası, Andreyev Bankası, Darvin Bankası, Pirallahı
adası ve güneyi, Grigorenko Taşı, Gürgen denizi, Jiloy adası, Hezi Aslanov, Palçık Sopkası, Genub, Cebub – 2, Neft Daşları, 28 May,
Kaveroşkin yatakları Abşeron adaları grubuna,291 Zire, Gum deniz, Bahar, 8 Mart, Sangaçal deniz, Duvannı deniz, Bulla adası, Elet deniz,
Hamamdağ, Karasu, Svinoy adası, Gobustan deniz yatakları Bakü adaları grubuna aittir.292 Hazar Denizi’nde faal olarak arama üretme
287 K., E., Gayibov, İ., İ., Mirzababaeva, “Perspektivı Razvedki Neftgazovıh Zalejey v Kalinskoy Svite Na YV. Periklinali Ploşadi Kala” “Voprosı Geologii i Razvedki Neftyanıh i Gazovıh Mestorojdeniy Azerbaydjana” kitabından, Baku, 1987, s.51. 288 Nefti SSSR, 1970, s.25,35. 289 A., S., Gadji Kasumov, A., A., Karçev, “Neftgazopromıslovaya Geohimiya”, Baku 1984, s.19. 290 Nefti SSSR, 1970, s.23 – 24. 291 F., M., Bagirzade ve diğerleri, 1988, s.96 – 98. 292 N., N., Allahverdiyev, 1991, s.62.
çalışmaları, başta Bakü adaları grubunda, 1950 yılından sonra başlamıştır. 1979 yılında derinliği 5000m’yi geçen kuyu sayısı yaklaşık
50’ye kadardı.293 1986 yılına kadar Hazar Denizi’nde toplam olarak 51 alanda arama ve üretim çalışmaları yapılmıştır. Bu yıla kadar Hazar
Denizi’nde toplam 870 kuyu kazılmıştır ki, derinliği 5km’den fazla olan kuyuların sayısı 163, 6km’yi geçen kuyu sayısı ise 22’dir.
Bunlardan 4 nolu Andreyev Bankası’nda derinlik 6715m olmuştur ki, bu da dünyada kazılan en derin üretim kuyusudur. Son yıllarda
Azerbaycan Petrol Uzman Ekibi derinliği 5 ile 6km’yi geçen, zengin petrol ve doğalgaz yatakları, Bahar (5200m), Bulla adası (5755m) ve
Bulla deniz yatağını (6206m) keşfetmişlerdir.294 Hazar Denizi petrolleri genellikle Naftenik grubu özellik göstermiş olup, bazı
derinliklerde bu Metan grubuyla yer değiştirmektedir. Aroma grubu ülke petrollerinde oldukça azdır. Denizde derinliği 1500m’lere kadar
olan kuyulardan çıkan petrollerde Naftenik grubu özellik %53 - %80 arasında olup, yoğunluk 0.8854 g/cm3 ile 0.9292 g/cm3 arasında
değişmektedir. Derinliği 2000 ile 6000m’ler arasında ise Metan grubu %44 - %54 arasında oynamaktadır. Yoğunluk da azalarak 0.7729 –
0.8876 g/cm3 arasında değişmektedir.295
1.2.1.3.2.1. BAKÜ ADALARI GRUBU
293 M., M., Veliev, A., A., Narimanov, “K Voprosu O Poiskah Zalejey Nefti i Gaza v Bakinskom Arhipelage Na Glubinah Svışe 5 Km”, “Materialı Respublikanskoy Nauçno – Tehniçeskoy Konferentsii Po Geologii i Razrabotke Neftyanıh, Gazovıh i Gazokondensatnıh Mestorojdeniy” kitabından, Baku, Elm Basımevi, 1980, s.9 – 10. 294 F., M., Bagirzade ve diğerleri, 1988, s.6.
Bakü adaları grubu karbohidrojenler bakımından potansiyel oluşturmaktadır. Burada Sangaçal deniz, Gobustan deniz, Bulla adası
ve Bulla deniz yataklarında üretim yapılmaktadır. Bulla deniz yatağı 6200m’den daha derinlere kadar inmektedir. Özellikle doğalgaz
kondensat yatağı olan Bulla adası, dünyada üretimi yapılan en derin yataklardandır. Bakü adaları grubu güneyde Lenkeran şehrine kadar,
uzunluğu 200km ve kıyıdan denize doğru yaklaşık 100km’lik geniş bir alanı kapsamaktadır. Bu alanda Verimli kat çok kalın olup, 9
denizaltı antiklinal kuşaktan ve 45 kalkandan oluşmaktadır. Bu yapıların birçoğunda petrol ve doğalgaz izine rastlanmıştır.296 Bakü adaları
grubu petrollerinde parafin ve katran çok yüksek olup, kükürt ise oldukça azdır (%0.25).297 Bu petroller Naftenik grubuna ait olup (%35.6 -
%65.6), Aroma miktarı %11 ile %20.4 arasındadır. Yatakların derinlikleri arttıkça bu yoğunluk azalmaktadır. 2200 – 3500m’lerde 0.8860
g/cm3 olan yoğunluk, 4000 – 6000m’ler arasında 0.863 g/cm3‘e düşmektedir.298
1.2.1.3.2.2. ABŞERON ADALARI GRUBU
295 a.g.e., s.36, 46 – 47. 296 N., N., Allahverdiyev, 1991, s.61 – 62. 297 Nefti SSSR, 1970, s.23 – 24. 298 L., A., Şapovalova, F., İ., Şirinbekova, L., M., Çernenko, “Geohimiçeskiye Osobennosti Benzinovıh Fraktsiy Neftey Glubokopogrujennıh Gorizontov Bakinskogo Arhipelaga”, “Hezer Denizi Akvatoriyasında Neft ve Gaz Yataglarının Geologiyası, Ahtarışı ve Keşfiyyatı”, kitabından, Bakı, 1988, s.82 – 83.
Abşeron adaları grubu petrolleri de Naftenik gruba ait olup, 500 ile 1500m’ler arasında %53 - %80 oranında bulunmaktadır. Metan
grubu %16 ile %40 arasında bulunurken, Aroma miktarı %1 ile %6 arasındadır. Bu petrollerin yoğunlukları genellikle 0.8854 – 0.9290
g/cm3 arasında olup,299 katran %38 - %40, benzin ise %1.2 - %1.4 arasındadır.300 Kükürt %0.08 - %0.38 arasında, Parafin ise %1
dolayındadır.301
299 F., M., Bagirzade ve diğerleri, 1988, s.46 – 47. 300 N., N., Allahverdiyev, 1991, s.60 – 61. 301 Nefti SSSR, 1970, s.24.
1.2.1.3.3. KURA – ARAS BÖLGESİ
Kura – Aras Ovası petrol ve doğalgaz bölgesi ülkenin diğer karbohidrojen kaynaklı bölgesidir. Burada 2. Dünya Savaşı yıllarında
yapılan arama çalışmaları sırasında, Kura nehrinin aşağı bölümlerinde, Şirvan ve Mil düzlüklerinde, ayrıca Neftçala ve Salyan şehirleri
yakınlığında zengin petrol ve doğalgaz yataklarına rastlanmıştır.302 Bölgede Murathanlı, Ceferli, Şıhbağı, Zerdab, Memmedli, Şahsuni,
Korgalı, Karabat, Cenubi Ağcabedi, Müsüslü, Cebri, Gemerli, Ağgöl, Sovetler, Garalı ve Kışlak yatakları Orta Kura havzasına,303 Pirsaat,
Hamamdağ, Heremi, Mişovdağ, Kalmas, Hıdırlı, Bendovan, Padar, Kirovdağ, Hıllı, Neftçala, Küçük Heremi, Kızdağ, Pilpile, Ağzıbir,
Kürsengi, ve Kelamettin yatakları ise Şirvan petrolleri bölgesine aittir.304
Orta Kura havzası petrolleri ovanın orta bölümlerinde toplanmış olup, en iyi örneği, Murathanlı ve Ceferli yataklarıdır. Bu yataklar
1971 ve daha sonraki yıllarda yapılan aramalar sırasında bulunmuştur. Petrol özellikle Mezozoik ve Neozoik devrine ait karbonatlı –
302 N., N., Allahverdiyev, 1991, s.62. 303 “Nauçnıye Osnovı Poiskov Nefti i Gaza v Zapadnom Azerbaydjane i Vostoçnoy Gruzii”, Azerbaycan E.A.’nın araştırması, Bakı, Elm Basımevi, 1986, s.11.
terrijen, püskürük kayaçlarda bulunmuştur.305 Burada 3000 ile 4300m’lerden üretilen petrol, Neozoik devrinin Üst Kretase’ye ait
tabakalarında bulunmuştur.306 Bölge petrollerinde yapılan çalışmalar sonucunda katran %7 - %9, kükürt %1.3 - %1.7, yoğunlukları 0.854
ile 0.879 g/cm3 ve azot %0.03 - %0.07 arasında, 33 No’lu kuyuda, derinliği 4200 – 4300m’lerde petrolün çok hafif olduğu, yağ oranının
%89.6, Metan grubu özellik gösterdiği (%53 - %68.5) görülmüştür. Bölge petrollerinde Aroma %2.9 - %22.4 arasındadr. Ceferli yatağı
Murathanlı yatağına benzer özellik göstermiş olup, bu yatakta üretilen petrolde yağ oranı %80 - %84 düzeyinde, Metan grubu
petrollerinden olup, yoğunluğu 0.854 – 0.889 g/cm3 arasındadır.307 Şirvan petrolleri 1955 yılının 18 Haziranında Kirovdağ’da kazılan 2
No’lu kuyunun günlük 45 ton petrol üretmesiyle başlamıştır.308 Bu bölgede daha önceleri 1931 yılında Neftçala yatağında, 1941’de ise
Hıllı yatağında üretim çalışmaları ara sıra yapılsa da, bu çalışmalar çok kısa, 1972 yılına kadar sürmüştür.309 Bölge petrolleri genellikle
Verimli jeolojik katta, bu katın alt bölümlerinde, özellikle 1500 – 3000m’lerde bulunmaktadır. Petrolün yoğunluğu genel olarak Üst
304 A., G., Eliyev, H., E., Ehmedov, “Kür – Araz ovalığında Yeni Neftli – Gazlı Sahe ve Obyektlerinin Açılması Perspektifleri”, “Kür – Araz Ovalığı ve Mingeçevir Su Govşağının Öyrenilmesine ve Menimsenilmesine Hesr Olunmuş Elmi İstehsalat Konferansında Edilecek Meruzelerin Tezisleri” kitabından, Bakı, Azerbaycan SSR E.A. Basımevi, 1957, s.21 – 22. 305 M., B., Heyirov, Z., N., Dilbazi, “Cenubi Hezer Çökekliyi Mezokaynozoy Çöküntüleri Sühurlarının Litoloji ve Petrofiziki Hüsusiyyetleri Haggında”, “Azerbaycanın Neft – Gaz Yataklarının Geologiyası, Ahtarış ve Keşfiyyatı” kitabından, s.3. 306 F., Y., Mamedova, G., M., Miriyev, “Karakternıye Osobennosti Razrabotki Neftyanogo Mestorojdeniya Muradhanlı”, “Geologiya i Razrabotka Neftyanıh i Gazovıh Mestorojdeniy Azerbaydjana” kitabından, Baku, 1985, s.80 – 81. 307 G-M., A., Aliyev, R., A., Ahmedova, D., R., Guseynova, “K İzuçeniyu Eoçenovıh Neftey Srednekurinskoy Vpadinı”, “Voprosı Geologii i Razrabotki Neftyanıh i Gazovıh Mestorojdeniy Azerbaydjana” kitabından, 1987, s.56 – 58. 308 M., M., Zeynalov, A., M., Zeynalov, “Şirvan Nefti”, Bakı, Azerneşr, 1961, s.11 – 12. 309 R., M., Kerimov, M., İ., Zeynallı, S., A., Atakişiyeva, “Geologiçeskoye Stroyeniye i Perspektivı Neftegazonostnosti Mestorojdeniya Hillı K Svite Novıh Dannıh”, “Geologiya i Razrabotka Neftyanıh i Gazovıh Mestorojdeniy Azerbaydjana” kitabından, s.55.
bölümlerde 0.886 g/cm3, Alt bölümlerde ise 0.915 – 0.948 g/cm3tür.310 Bu yoğunluk Mişovdağ’da 0.86 g/cm3, Kirovdağ’da 0.92 – 0.93
g/cm3tür. Bölge petrolleri Naftenik gruba ait olup (%56 - %65), Metan grubu %29 – 30, Aroma ise %11 – 13 dolaylarındadır. Ayrıca petrol
bölgelerinde Azot %1 - %4, Kükürt ise %0.18 - %0.21 arasındadır.311
1.2.1.3.4. SİYEZEN – GUBA BÖLGESİ
Siyezen – Guba petrol ve doğalgaz bölgesi Büyük Kafkas Dağlarının ülkedeki kuzeydoğu yamaçlarını, Samur – Deveçi ovasını ve
Hazar Denizi’nin içine doğru uzanan bölümlerini kapsamaktadır. Bölgede 30’dan fazla serbest petrol ve doğalgaz yatakları belirlenmiştir.
Ayrıca fosil kaynaklarca zengin birçok antiklinaller de mevcuttur.312 Bunların Zağlı – Zeyve, Emirhanlı, Siyezen – Tengi, Beyimdağ,
Tengi, Keşçay, Kızılburun deniz, Zarat deniz yatakları esas olanlarıdır.313 Bölge petrollerinde yapılan çalışmalar gösteriyor ki, Siyezen –
Guba petrolleri Orta Kura ovası petrolleri gibi Mezozoik yaşlı kütlelerde bulunmaktadır. Ayrıca bu petroller Metan grubu özellik göstermiş
310 A.S.E., Cilt 6, s.212. 311 M., M., Zeynalov, A., M., Zeynalov, 1961, s.14. 312 N., Allahverdiyev ve diğerleri, 1993, s.142 – 143. 313 N., N., Allahverdiyev, 1991, s.63.
olup, katran ve asfalt bakımından oldukça kıttır.314
1.2.1.3.5. GENCE BÖLGESİ
Gence petrol ve doğalgaz bölgesi Küçük Kafkas Dağlarının kuzeybatı yamaçları ile buradaki düzlüklerde yer alan yatakları
içermektedir. Bölgede Acıdere, Gürzündağ, Kazanbulak, Terter, Borsunlu, Sovetler, Tersdeller, Gorhunlu, Mahmutlu, Eldar, Salahlı,
Kesaman, Poylu, Eğridere, Karadüz, Kuşhana, Huluf, Ahtapa, Molladağ, Mürsel, Düzdağ, Candargöl yatakları yer almaktadır.315 Bu bölge
Gürcistan’da Samgori – Patardzevli bölgesine kadar devam etmektedir.316 Gence petrol ve doğalgaz bölgesinde üretim hele 1887 yılında
Naftalan’da Maykop katı çöküntülerinden çıkarılan petrolle başlamıştır. Bu petrolün yakacak özellği dışında bir de tıpta, balneolojik
özelliklere sahip olduğu görülmüştür.317 Naftalan petrolü zeytinimsi, siyaha çalar, koyu kahverenginde, yağlı, parafin ve asit
içermemektedir. Ayrıca bünyesinde benzin ve gazyağı oldukça çoktur. Bu petrolün değeri özellikle yüksek miktarda yağ içermesidir.
314 Nefti SSSR, 1970, s.24. 315 “Nauçnıye Osnovı Poiskov Nefti i Gaza v Zapadnom Azerbaydjane i Vostoçnoy Gruzii”, 1986, s.10 – 11. 316 İ., A., Kerimov, S., B., Mamedov, R., A., Rahmanov, D., İ., Efendiev “Perspektivı Poiskov Zalejey Nefti i Gaza v Glubokozalegayuşih Otlojeniyah Kurinskoy Vpadinı”, “Materialı Nauçno – Tehniçeskoy Konferençii Geologo – Geofiziçeskiye Metodı Poiska i Razvedki Neftegazovıh Mestrojdeniy Na Bolşih Glubinah” kitabından, s.123.
Isıtıldığında ise kendine özgü aromatik koku yaymaktadır. Özgül ağırlığı 0.954 – 0.960 g/cm3 olup, ağır petrollerdendir.318 Naftanik grubu
özellik gösterip, katranlı ve az kükürtlüdür.319
Gence petrol ve doğalgaz bölgesinin en önemli yatağı Tersdeller yatağıdır. Kura ile İori nehirleri arasında yer alan bu yatak 1977
yılında bulunmuştur. 1987 yılında artık 22 kuyuda üretim yapılmaktaydı.320 Yapılan analiz çalışmaları gösteriyor ki, bu petrollerde katran
çok yüksek (%5 - %11), yağ oranı %52.6 - %85.5 arasında, yoğunluğu 0.891 – 0.894 g/cm3 olup, Metan grubu (%55 - %65)
özelliklerindedir. Bu petrollerde Aroma %7.8 - %18 düzeylerindedir.321 Bölgede Naftalan yatağı dışında yer alan yatakların çoğunda
petrol, genellikle Mezozoik yaşlı, Üst Tebeşir ve Eosen’in çöküntülerinden üretilmektedir.322
1.2.1.4. AZERBAYCAN’DA PETROL ÜRETİMİ
317 N., N., Allahverdiyev, 1991, s.63. 318 “Fiziçeskaya Geografiya Azerbaydjana”, 1945, s.59. 319 Nefti SSSR, 1970, s.24. 320 A., K., Aliev, A., G., Sapunov, H., M., Yusifov, “O Tehniçeskom Srtoyenii Ploşadi Tersdeller I Perspektivah Dalneyşih Poiskovo – Razvedoçnıh Rabot”, Voprosı Geologii Razrabotki” kitabından, s.32. 321 G.- M., A., Aliev ve diğerleri, 1987, s.58 – 59. 322 A.S.E., Cilt 1, s.506.
Azerbaycan’da bağımsızlık sonrası petrol üretimi yıllar itibariyle şöyle olmuştur. 1990 yılı 12.5; 1991 yılı 11.7; 1992 yılı 9.0; 1993
yılı 10.3; 1994 yılı 9.6; 1995 yılı 9.2; 1996 yılı 9.1; 1997 yılı 9.0; 1998 yılı 11.4; 1999 yılı 13.8 milyon ton. Petrol anlaşmaları
doğrultusunda 1997’ye kadar azalma gösteren petrol üretimi, 1998 yılından itibaren artmaya başlamıştır. 1998’de Azeri – Çırag – Güneşli
yataklarının da üretime geçmesi sonucunda petrol üretimi 1998 yılında %26.5, 1999 yılında %21 artmıştır.323 Bununla beraber, üretilen
petrolün yaklaşık %75’ten fazlası denizden üretilirken, “28 May” yatağı %63’lük üretim payı ile ilk sırada yer almıştır. Denizdeki yataklar
içerisinde “Neft Daşları”, “Gum Adası”, karada “Şirvanneft” ve “Salyanneft” Üretim Birliği daha aktif olmuştur.324 (Bkz.grf 15, resim 11,
12 ve 13)
323 O., N., Aras, 2001, s.14. 324 A., Gasımov, “Azerbaycan Neft Senayesinin İnkişaf Merheleleri” “Neft ve Azerbaycan’ın Geleceyi” kitabından, s.170.
Bugün Azerbaycan’da işletime açık 231 perspektifli yatak tespit edilmiştir ki, bunun %38’i karada, %62’si denizde bulunmaktadır.
Bunlardan toplam 69’u tam araştırılmış olup, halen 61 yatakta üretim yapılmaktadır. Bu yataklardan 40’ı karada iken, 21’i denizde yer
almaktadır.325 (Bkz.: grf 16, 17)
325 H., Yusifzade, “GNKAR: Kaspiyskiy Aksakal”, “Neft i Gaz Kaspiya” Dergisi, Ekim 1998, s.53.
1.2.2. DOĞALGAZ
1.2.2.1. AZERBAYCAN’DA DOĞALGAZ ÜRETİMİ
Ülkenin diğer yakacak kaynağı olan doğalgaz eskiden petrolle beraber üretilmişse de, ondan pek de kullanılmamıştı. Hele 1902
yılında Bakü Petrol Bölgesinde, Surahanı’da petrol üretimi sırasında doğalgaz çıkışlarına rastlanmış ve daha sonralar buradan günlük 57
bin m3 basınçlı doğalgaz üretimi gerçekleşmiştir. Artan üretimle beraber 6 doğalgaz boru hattı da yapılmıştır ki, bu boru hatlarının çapı o
zaman 8 – 14 İnç’ti.326 Rus ihtilalinden sonra doğalgaza olan önem biraz artmışsa da, üretim miktarı genellikle sınırlı kalmıştır. Sanayi
önemli doğalgaz üretimi ancak 1920 yılında gerçekleşmiştir ki, o zaman toplam 200 milyon m3 doğalgaz üretilmiştir.327
Azerbaycan’da doğalgaz arama çalışmaları, ayrıca yatakların jeolojik özelliklerinin öğrenilmesi, 19. yüzyılın ortalarına kadar
gitmektedir. Hele 1854 yılında Azeri G. V. Abih, 1895’te N. A. Andrusov, 1900’de V. K. Zgleniçkiy, 20. yüzyılın başlarında D. V.
326 M., Guseynov, “Bogatıye Toje Plaçut”, “Neft i Gaz Kaspiya” Dergisi, Ekim 1998, s.31. 327, N., Allahverdiyev ve diğerleri, 1993, s.46.
Golubyatnikov Abşeron yarımadasında bulunarak, ülkenin petrol ve doğalgaz jeolojisini araştırmışlar.328 Daha sonra M. V. Abramoviç, S.
F. Fedorov, Sarkisyan, M. P. Voronin gibi ünlü Rus jeologları, 1924 – 1940 yılları arasında Azerbaycan’a gelmiş ve burada petrol ve
doğalgaz arama çalışmalarını yapmışlardır. Bunlardan M. V. Abramoviç, 1939 yılında Balahanı’da doğalgaz üretmeyi başarmıştır.329
Azerbaycan’da doğalgaz üretimi 1920 yılından başlar. İlk üretim yılında 36.1 milyon m3 doğalgaz üretilmişse de, 1925’te 189.5
milyon m3, 1930’da 281.1 milyon m3, 1935’te 1.7 milyar m3, 1940’da 2.8 milyar m3 ve 1941’de 3.2 milyar m3 doğalgaz (Bkz.: grf.
18,19.)üretilmiştir.330 2. Dünya Savaşı yıllarında üretim miktarı 1.1 milyar m3 düzeylerinde kalmıştır ki, bunun da başlıca sebebi kullanılan
az rezervli yataklardı. Savaş bittikten sonra keşif ve arama çalışmaları ülke genelinde yaygınlaştırıldı ve 1945 – 1950 yılları arasında,
Güneydoğu Gobustan’da, Duvannı yatağının işletime açılmasıyla hız kazandı. Özellikle 600 – 1200m’lerden günlük 20 – 50 bin m3
doğalgaz üretilirdi. Aynı yıllarda Lökbatan gaz kondensat yatağı bulundu ve üretime açıldı. Bu yatakta ise günlük 700 bin m3 ve 50 ton
kondensat doğalgaz üretildi.331 1959 yılına kadar Azerbaycan’da bir yakacak olarak kullanılan doğalgaz, önce elektrik santrallerinde, daha
328 A., G., Durmişyan, 1967, s.9 – 10. 329 a.g.e., s.11. 330 M., M., Mustafayev, A., S., Ahundov, 1962, s.10. 331 A., G., Durmişyan, 1967, s.7 – 8.
sonra kimya sanayiinde hammadde olarak kullanılmaya başlandı.332 1954 – 1955 yılları arasında Karadağ doğalgaz yatağı, 1955’te Zire,
1957’de Hövsan ve 1961’de Cenub Bankası, Türkan serbest doğalgaz yatakları bulundu.333 Bu dönemde Şirvan’da, Güneybatı Abşeron’da
3500 – 4000 m derinliklerde serbest doğalgaz yatakları, Umbakı, Kalmas, Babazeren, Kürovdağ, Garabağlı ve Bendovan yatakları
bulundu.334 Azerbaycan’da doğalgaz petrolden sonra hep ikinci planda tutulduğu için, 1970 – 1980 yılları arasında üretimi 5 ile 9 milyar
m3 arasında olmuştur. Azerbaycan’da doğalgazın en fazla üretim yılı 14.9 milyar m3 üretim değeriyle 1982 yılında gerçekleşmiştir.335
(Bkz.: grf. 20, resim 14, 15.)
Azerbaycan bağımsızlığını elde ettikten sonra, ülkede toplam üretim miktarı düşmüştür. Özellikle 1990 yılında üretilen 9926
milyon m3 doğalgaza karşılık, 1995’te 7844 milyon m3, 1999’da ise 5997 milyon m3 olmuştur. Ülkede üretilen toplam doğalgazın %95.9’u
denizden, %4.1’i ise karadan üretilmiştir.336 (Bkz.: grf. 21)
332 N., Allahverdiyev ve diğerleri, 1993, s.46. 333 A., G., Durmişyan, 1967, s.161; 166; 222; 225. 334 M., M., Zeynalov, A., M., Zeynalov, 1961, s.25; 37; 44. 335 M., Guseynov, 1998, s.31. 336 “Azerbaycan Statistik Göstericileri” 2000, s.358.
1.2.2.2. AZERBAYCAN’DA DOĞALGAZ REZERVİ
Bugün ülkede doğalgaz üretiminin çoğu serbest yataklardan üretilmektedir. Ülkede bu üretimin çoğu Hazar Denizi, Kura – Aras
ovası ve Abşeron’dan gerçekleşmektedir. Halen keşfedilmiş serbest gaz rezervinin %80’i, gaz kondensatının %93’ü Hazar Denizi’nin
payına düşmektedir. Karada Karadağ – Gobustan ve Gürgen – Zire arasında önemli doğalgaz yatakları yer almaktadır. Halen ülkede petrol
üretimi sırasında bir miktar doğalgaz tutulmakta ve kullanılmaktadır. Nitekim, 4 – 5 milyar m3 doğalgaz, teknik imkanların yetersizliği
yüzünden havaya karışmaktadır.337
Azerbaycan’ın toplam doğalgaz rezervi petrolde olduğu gibi değişik kaynaklarca değişik miktarda gösterilmektedir. 1991 yılı
araştırmalarında bu rezervin 118.65 milyar m3 veya 4.19 trilyon fit küp olduğu belirtilmekteydi.338 Daha sonraki dönemlerde bu rezervin 1
trilyon m3 olduğu bazı kaynaklarca belirtildi.339
337 N., N., Allahverdiyev, 1991, s.46. 338 A., Karabağlı ve diğerleri, 1993, s.62.
Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi’nin bildirisine göre, ülkede görünür 1.5 trilyon m3‘den fazla, perspektifli ise 3 trilyon m3 doğalgaz
rezervi mevcuttur.340 Amerikan Enerji Konseyinin Hazar Denizi fosil kaynakları rezerviyle ilgili bildirisinde, burada keşfedilen 236 – 337
Tcf’nin %3 - %4’ü, yani 11 Tcf’si, muhtemel 328 Tcf’lik rezervin ise %10.8, yani 35 Tcf’si Hazar’ın Azerbaycan bölümündeki rezervini
oluşturmaktadır.(Bkz.: grf 22, 23, 24) Toplam olarak Hazar Denizi’nde Azerbaycan’ın doğalgaz rezervi yaklaşık 46 trilyon fit küptür.341
1994 yılından itibaren batılı şirketlerin Azerbaycan’la anlaşmalar yapması, ülke kaynaklarının pazarlama çalışmaları, karada ve denizde
mevcut yataklarda rezervlerin kontrolü yeni yeni yatakların keşfedilmesine neden olmuştur. 1999 yılında Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi
Hazar Denizi’nde, “Şah Deniz” yatağında toplam miktarı 1 trilyon m3 olan doğalgaz yatağının varlığından söz etti.342 Artık bu yatak için
söz konusu paylaşımlar yapılmış ve 2003 yılında üretime açılması beklenmektedir.343
Azerbaycan’ın keşfedilmiş toplam gaz rezervinin %9’u 3000m’ye kadarki derinlikte bulunurken, %39’u 3000 – 5000m’ler arasında,
%52’si ise 5000 – 7000m’ler arasında bulunmaktadır. Bu rezervlerin ülkede bölgesel dağılımı ise şöyledir. Hazar Denizi %40 - %43.8,
Kura – Aras ovası %25.8 - %32.5, Abşeron yarımadası %10.9 - %14, Şeki bölgesi %3.5 - %5.1, Guba bölgesi %4.1 - %8.5 ve Lenkeran,
339 M., T., Kodaloğlu, “Avrasya Ülkelerinde Petrol ve Doğalgaz Zenginliği”, Avrasya Dosyası, Sayı 116, TİKA Bülteni, Mart 1999/2, s.5 – 6. 340 M., Guseynov, 1998, s.31. 341 B., Karakaya, 4 Nisan 2000, s.13. 342 O., N., Aras, 2001, s.41.
Gence bölgeleri %4.4 - %7.4’lük rezervlere (Bkz.: grf 25, 26)sahiptirler.344 Halen toplam gaz rezervinin %20’den, denizdeki rezervlerin ise
%10’dan az bir bölümü üretilmiştir.345 Azerbaycan’da doğalgazın devamlı üretim yılı olan 1920’den 1999 yılına kadar toplam 445 milyar
m3 (bunun 129 milyar m3‘u karada) doğalgaz üretilmiştir.346 Bugün ülkenin denizde en önemli yatakları Güneşli, Bulla deniz, Bahar,
Sangaçal, Duvannı, Kara Zire, 8 Mart, Cenub,347 karada ise en önemli yataklar Karadağ, Zire, Lökbatan, Puta, Kalmas’tır.348 (Bkz.: grf. 27)
343 F., Aliev, “Lukoil Ekonomiçeskiy Most Mejdu Rossiyey i Azerbaydjanom”, Consulting & Business” Dergisi, Sayı 2, 2000, s.14. 344 N., N., Allahverdiyev, 1991, s.57. 345 N., Allahverdiyev ve diğerleri, 1993, s.46. 346 H., Yusifzade, 1998, s.53. 347 a.g.e., s.32. 348 A., G., Durmişyan, 1967, s.7 – 8.
1.2.2.3. AZERBAYCAN DOĞALGAZININ KİMYASAL ÖZELLİKLERİ
Azerbaycan doğalgazının kimyasal özellikleri, kuru gaza benzer bir özellik göstermektedir. Yani 1m3 doğalgazda benzin miktarı 15
– 80 grama kadardır. Bu da maden ocaklarında gazın üretilme şekline göre değişmektedir. Ülke doğalgazında %6.3 CO2 (karbondioksit),
%90.2 CH4 (metan), %1.9 C2H6 (etan), %0.4 C3H8 (propan), %0.5 C3H10 ve %0.8 C5H12 (pentan) bulunmaktadır. Karbonhidrat grubuna
göre ise ülke doğalgazı parafin, yani Metanik gruba ait olup (%65 - %67), Naftenik ve Aroma miktarı çok azdır (%32.5 - %41 ve %1.52 -
%4). Bakü gaz benzinlerinin oktant değeri 74’den 76’ya kadardır. Ülke doğalgazı 37 - 45ºC’de kaynarken, %10 benzinin 46 - 55ºC’de,
%95 benzininin ise 120 - 130ºC distillasyonu gerçekleşmektedir. Ülke doğalgaz yoğunlukları genel olarak 0.685 – 0.695 g/cm3
arasındadır.349
1.2.3. DİĞERLERİ
1.2.3.1. TURBA
349 M., M., Mustafayev, A., S., Ahundov, 1962, s.135 – 136.
Turba, maden kömürü ve linyite göre, daha iyi bilinmektedir. Özellikle eskiden yakıt olarak kullanılmıştır. Rezervleri tam bilinmese
de, mevcut yataklar Nahçıvan çayı yukarı bölümlerinde, Talış bölgesinde bataklık vadilerde ve Şeki bölgesinin Leki kasabası
yakınlığındadır.350 Ayrıca, Nahçıvan’ın Biçenek köyü yakınlığında 15 bin hektar alanda, 2 – 2.5m kalınlığında turba yatağının bulunduğu
da eski kaynaklarca belirtilmektedir.351
1.2.3.2. LİNYİT
Linyit de maden kömürü gibi tam öğrenilmediği için rezervleri, ayrıca kimyasal özellikleri bilinmemektedir. Ülkede bilinen
yataklar hele 2. Dünya Savaşı öncesinde yapılan araştırmalara dayanmaktadır. Bugün bilinen yataklar Talış – Lenkeran bölgesinde,352
Büyük Kafkas Dağları’nın güney yamaçlarında ortaya çıkmış olan yataklardır.353
350 M., Kaşkay, 1945, s.60. 351 M., H., Buharlı, “Azerbaycan 1921”, Bakı, 1970, s.60. 352 A.S.E., Cilt 3, s.205. 353 M., Kaşkay, 1945, s.59 – 60.
1.2.3.3. KÖMÜR
Azerbaycan’ın enerji kaynaklarından bir diğeri Maden Kömürüdür. Kömürün ülkedeki çıkış yerleri çok olsa da, rezervleri önemsiz
ölçüdedir. Özellikle mevcut yataklar bilimsel olarak tam araştırılmadığı için, rezervleri ve kimyasal özellikleri bilinmemektedir. Ülkedeki
eski kaynaklarca Gence bölgesinde Murtuzdağ ve Keçeldağ’da, Keçut’ta, Çembek, Gülkent, Kuşçu ve Bayan köyleri, ayrıca Zeyemçay’ın
üst bölümlerinde, Şamahı yakınlığında, Demirci, Avahil, Engerhan, Nahçıvan dağlarında, Sürmelik ve Kaçan köylerinde bir miktar
bulunduğu belirtilmektedir.354 1940 yılı kaynakları Dağlık Karabağ’da maden kömürü yatakları bulunduğunu, ayrıca Büyük Kafkas
Dağları’nın güney yamaçlarında, Gebele ve İsmayıllı’da da kömür yataklarının mevcut olduğunu belirtmekteydi.355 Bu yataklarda, ayrıca
Ceyrançöl ve Çoban dağ antiklinallerinin kuzey yamaçlarında yer alan kömür yataklarında yapılan araştırmalar gösteriyor ki, ülke
kömürlerinin sanayi önemi çok az olmakla, rezervleri oldukça azdır.356
354 M., H., Buharlı, 1970, s.150. 355 M., Kaşkay, 1945, s.60. 356 M., Museyibov, 1998, s.56.
1.3. AZERBAYCAN’IN YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI
Azerbaycan’ın yenilenebilir enerji kaynakları potansiyeli çok yüksektir. Bu kaynaklar içerisinde Su gücü, Rüzgar ve Güneş enerjisi
yer tutmaktadır.
1.3.1. SU GÜCÜ
Azerbaycan’da 8359 akarsu mevcuttur. Bunlardan 8188’nin uzunluğu 25km’ye kadar, 107’sinin uzunluğu 26 – 50km arasında,
40’nın uzunluğu 51 – 100km arasındadır. Uzunluğu 101 – 500km arasında olan akarsuların sayı 22 olup, 2 akarsu ise uzunluğu 500km’den
fazladır.357 Bu akarsuların 3964’ü Kura nehri havzasına, 1177’si ise Aras nehri havzasına aittir. Direk Hazar Denizi’ne dökülen akarsuların
sayısı 3218’dir.358 Azerbaycan’da akarsuların toplam uzunluğu 33665km olup, ortalama yoğunluğu 0.32 km/km2dir.359 Bu yoğunluk
Karabağ volkanik kütlesinde (1800 – 3000m’ler arası) 0.3 – 0.4 km/km2, Karabağ ve Şahdağ dağlık sistemde 0.8 – 1 km/km2, Büyük
Kafkas Dağları’nın kuzeydoğu yamacında 0.3 – 0.4 km/km2, orta dağlıkta 1.8 – 2.1 km/km2, yüksek dağlıkta 0.6 – 0.8 km/km2dir. Küçük
357 M., Müseyibov, 1998, s.159. 358 S., H., Rüstemov, “Azerbaycan SSR’in Çayları ve Onların Hidroloji Hüsusiyyetleri”, Bakı, Azerbaycan SSR E.A. Yayınevi, 1960, s.30.
Kafkas Dağları’nın güney yamaçlarında 0.2 – 0.4 km/km2, orta dağlık bölümde 1 – 1.5 km/km2 olan akarsu yoğunluğu, Lenkeran
vilayetinde en yüksek, 1.6 – 2.2 km/km2, Kura – Aras ovası, Gobustan – Abşeron bölgesi, Ceyrançöl, Nahçıvan düzlüğünde en az, 0.05 –
0.1 km/km2dir.360 Azerbaycan’da akarsuların yıllık su hacmi 30.9km3 olup, bunun 10.3km3ü iç sular, 20.6 km3ü (Bkz.: grf. 28.) ise dış
ülkelerden akan transit sulardır.361 Ülkede yıllık ortalama akım 119 mm veya km2ye 3.8 litre/saniyedir. Ülke arazisine düşen toplam yağış
miktarı 427 mm olup, bunun 309mm’si, buharlaşmayı, 119mm’si ise akımı oluşturur.362
Azerbaycan’da toplam 140’a kadar değişik ölçülerde yapay göl bulunmaktadır. Bu göllerin toplam alanı 87 bin hektar olup,
suyunun toplam hacmi 18.5 km3tür.363 Ülkede hacmi 1 milyon m3ten az olan barajların sayısı 50’ye kadardır. Ülkede hacmi 1 milyon m3ten
fazla olan barajların sayısı, son yıllarda yapılan çalışmayla 34’ten 56’ya çıkarılmıştır. 2000 yılına kadar ise bunun 75’e ulaştırılması
beklenmektedir.364 Bugün ülkede km2ye 119 bin m3, kişi başına ise 1661 m3 su düşmektedir.365 (Bkz.: harita 5)
359 N., N., Allahverdiyev, 1991, s.18. 360 M., Müseyibov, 1998, s.158. 361 B., Budagov, Y., Geribli, 1996, s.54. 362 M., Müseyibov, 1998, s.165. 363 B., Budagov, Y., Geribli, 1996, s.66 – 67. 364 M., Müseyibov, 1998, s.190 – 191.
Azerbaycan’da akarsuların oluşturduğu potansiyel güç 5.5 milyon Kwt olup, toplam 43.5 milyar Kwh elektrik enerjisi üretmeye
uygundur.366 Bunun da ancak %39’u, yani 16 milyar Kwh’si teknik olarak, %16,5 yani 7 milyar Kwh’i ise ekonomik bakımdan üretilebilir.
Halen ülke hidroelektrik potansiyel yoğunluğu km2ye 505 milyon Kwh’dir.367 (Bkz.: grf. 29, 30)
Azerbaycan’da Kura nehri ve bu nehre dökülen Aras nehri ülkenin başlıca hidroenerji kaynağıdır. Bu nehrin havzası 188 bin km2
olup, %36’sı yaklaşık 68.3 bin km2si Azerbaycan sınırları içerisinde bulunmaktadır.368 Kura nehrinin ülkede oluşturmuş olduğu potansiyel
güç 1893 bin Kwh olup, 16583 milyon Kwh elektrik enerjisi üretmeye uygundur. Ülkede Kura nehri havzasına ait olan akarsuların
oluşturdukları toplam güç ve üretilebilme payları şöyledir. Şeki bölgesi akarsuları (Büyük Kafkas Dağları akarsuları) toplam güç 913 bin
Kwt üretilebilen 8 milyar Kwh, Gence bölgesi akarsuları potansiyel güçleri 292.4 bin Kwt üretilebilen 2189 milyon Kwh, Karabağ bölgesi
akarsuları potansiyel güçleri 174 bin Kwt üretilebilen 1524 milyon Kwh, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti akarsuları potansiyel güçleri 178.6
bin Kwt üretilebilen 1565 milyon Kwh ve Arasboyu bölgesi akarsuları potansiyel güçleri 449.9 bin Kwt olup, toplam 3942 milyon Kwh
365 a.g.e., s.165 – 166. 366 N., N., Allahvediyev, 1991, s.68 – 69. 367 R., Bisultanov, “İspolzovaniye Energetiçeskih Resursov”, Baku, 1995, s.58. 368 B. ,Budagov, Y., Geribli, 1996, s.60.
elektrik enerji üretimine uygundur.369 (Bkz.: resim 16)
1.3.2. RÜZGAR ENERJİSİ
Rüzgar enerjisinden faydalanmanın çok eski tarihi olmasına rağmen bu alanda zaman içerisinde çok fazla bir ilerleme
kaydedilmediği görülmektedir. Öncelikle mekanik güç olarak, daha sonra elektrik enerjisi elde edilen bu enerji kaynağından günümüzde
büyük ölçüde faydalanılabilmesi için bir takım çalışmalar yapılmaktadır. 1970’li yıllarda yaşanan petrol krizinden sonra dünyada rüzgar
enerjisi üretimine önem verildiği görülmektedir.370 O dönemden itibaren dünyada yapılan önemli rüzgar türbinlerinin sayısı 30 bini
aşmıştır. Halen birçok ülkede rüzgarla çalışan elektrik santrallerinin kapasitelerinin artırılmasına çalışılmaktadır.371
Azerbaycan’ın coğrafi konumu kuzey ve güneyden yüksek dağlarla, doğudan ise boydan boya denizle çevrili olması ülkede yıl
boyunca tüm yönlerden gelen çok farklı rüzgar sistemlerinin oluşmasına neden olmuştur. Ülkede yer alan 26 – 27 meteorolojik
369 R., Bisultanov, 1995, s.60 – 61. 370 O., N., Aras, 2001, s.52.
gözlemlerden elde edilen bilgiler gösteriyor ki, batı, kuzeybatı, kuzeydoğu ve güney kökenli rüzgarlar daha yoğundur. Ülkenin orta ve batı
bölümlerinde güneydoğu, güneybatı rüzgarları, Küçük Kafkas’ın güneydoğu yamaçlarında batı, doğu ve güneydoğu, Yukarı Karabağ’da
kuzey, Nahçıvan’da ise doğu, güneydoğu ve kuzeydoğu rüzgarları esmektedir.372 Abşeron yarımadasında ve Hazar Denizi’nin kıyı
bölümlerinde rüzgarların yıllık ortalama hızları, Azerbaycan’ın diğer alanlarından kıyaslanmayacak düzeyde yüksektir. Bu yarımadada
kuzey rüzgarlarının yıllık ortalama hızları 6 – 10 m/sn olup, bu yönden esen rüzgarların %25’nin ortalama hızları 11 – 15 m/sn ve bundan
daha fazladır.373
371 R., Bisultanov, 1995, s.105. 372 M., Müseyibov, 1998, s.122. 373 R., Bisultanov, 1995, s.114.
Bazen Abşeron ve Bakü’de, Güneydoğu Gobustan’da, Hazar Denizi üzerinde, adalarda rüzgarın hızı 35 – 40 m/sn.ye ulaşmaktadır.374
Genelde kuzey (“hezri”) ve güney (“gilevar”) rüzgarlarının hakim olduğu bu ülkede çok büyük rüzgar enerjisi potansiyeli oluşmuştur. Bu
potansiyel hele 50 – 60 yıl önce Abşeron’da, 3000’i aşkın motorlarla, kuyulardan su çıkarmada, küçük elektrik motorlarının çalışmasında
kullanılmıştır.375 Bugün ülkede gücü 3 – 5 MW gücünde rüzgar elektrik santrali yapmak mümkündür.376 Abşeron’da 1 saniyede km2ye
düşen rüzgar enerjisi oranı 1300 Kwh olduğu için, bölgede yıl boyunca kıyılarda toplam 330 gün, yarımadada 265 gün rüzgarlı günün
olmasından dolayı,377 %8 – 10 kayıpla toplam 2.7 – 2.8 milyon Kwt rüzgar gücünden yararlanmak mümkündür.378
1.3.3. GÜNEŞ ENERJİSİ
Azerbaycan’da güneşli saatlerin yıllık miktarı 1800 – 2900 saat arasında değişmektedir. Bu miktar Nahçıvan ve Arazboyu
düzlüklerde en yüksek 2900 saat/yıl, Kura – Aras ovası, Ceyrançöl, Abşeron yarımadasında 2200 – 2400 saat/yıl arasındadır. Büyük ve
374 B., Budagov, Y., Geribli, 1996, s.43 – 44. 375 O., N., Aras, 2001, s.54. 376 R., Bisultanov, 1995, s.112. 377 E., G., Mehreliyev, A., E., İsrafilov, 1981, s.29. 378 M., A., Stinkoviç, E., Şnilrom, “Energetika: Problemı i Perspektivı”, Moskva, Luç Basımevi, 1981, s.38.
Küçük Kafkas Dağları’nın dağ eteği bölümlerinde biraz azalma gösterirken, Lenkeran ovası ve Şollar düzlüğünde en az, 1800 – 2000
saat/yıldır.379
Azerbaycan’da yıllık radyasyon miktarı da buna göre çok yüksek olup, Nahçıvan’da en yüksek 150 – 160 kcal/cm2, Lenkeran
ovasında en az 120 – 130 kcal/cm2 olmaktadır.380
Azerbaycan güneş enerjisi potansiyelinin yüksek olmasına rağmen ülkede petrol ve doğalgaza olan önemin yüksek olmasından
dolayı, güneş ve rüzgar enerjisinden yararlanılmamaktadır. Ama gelecekte, özellikle 2005 – 2010 yılları arasında Kura – Aras ovasında,
yaklaşık 2 bin km2lik alanda 30 bin m2lik güneş bataryaları ve aynalarından kurulu merkezin yapılması öngörülmektedir.381
379 B., Budagov, Y., Geribli, 1996, s.36 – 37. 380 M., Müseyibov, 1998, s.116 – 117. 381 R., Bisultanov, 1995, s.91 – 92.
1.4. AZERBAYCAN’IN ELEKTRİK SANTRALLERİ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ
Azerbaycan’da Elektrik enerjisi üretimi, elektrik santrallerinin yapımından çok önceleri mümkün olmuştur. 1873 yılında Bakü’de
ilk defa iki buhar makinesinden elektrik üretilmiştir. Bu üretim petrol madeni ocaklarında petrolün kuyulardan çıkarılmasında
kullanılmıştır. Bu makinelerin toplam güçleri 16 hp olmuştur. Buhar makinelerinin sayısı hızla artarken, toplam güçleri de artmaya
başlamıştır. 1873 yılında iki olan makine sayısı 1883’te 141’e, 1888’de 240’a, 1893’te 605’e 1898’de ise 1592’ye yükselmiştir. Kurulu
güçleri ise 1873’te 16 hp’den 1883’te 1458 hp’ye, 1888’de 2905 hp’ye, 1893’te 10054 hp’ye ve 1898’de 37787.5 hp’ye yükselmiştir.382
1900 yılında Azerbaycan’da buhar makineleri sayısı 2500’e çıkarken, toplam güçleri 60.6 bin hp’ye çıkmıştır.383
Azerbaycan’da ilk elektrik santrali 19. yüzyılın 80’li yıllarında yapılmıştır.384 1882 yılında Bakü’de, “Kara Şehir”de Nobellerin
tesisleri için yapılan küçük elektrik santralinin her biri 75 hp gücünde, 42 Kwt gücündeki dinamoyu çeviren 3 buhar makinesinden
382 E., B., Bayramzade, G., G., Teymurazov, 1961, s.5 – 6. 383 “Razvitiye Energetiki v Azerbaydjane”, 1980, s.15 – 16. 384 N., Allahverdiyev ve diğerleri, 1993, s.47.
oluşmaktaydı.385 Daha sonraları Bakü Elektrik Birliği’nin 4’lü dinamosuyla çalışan santralin gücü 550 Kwt’tı.386 Bunu 1890 yılında Küçük
Kafkas Dağları eteklerinde yer alan Gedebey’de, Kalakent Bakır Üretme Tesisleri için yapılan hidroelektrik santrali izlemiştir.387
Abşeron’da ilk defa maden ocaklarında kullanılan elektrik evlere verilmeye çalışılsa da, kullanım hakları firma ve şirketlerin elinde
bulunmasından dolayı gerçekleşememiştir. Özellikle bu elektrik geceleri çalışmakta olan maden ocaklarına verilmekteydi. 1899 yılında
tüm bu sorunların çözümü için Bakü’ye gelen “Elektriçeskaya Sila” Cemiyetinin gözlemcisi “Akşehir”(Bakü) ve Bibiheybet köyünde birer
tane elektrik santrali yapmayı kararlaştırdı.388 1900 yıllının Martında yapımına başlanılan ve 1 yıl sonra yapımı biten “Akşehir” Santrali
(sonraları “Kırmızı Ulduz” TES’i oldu) toplam gücü 6000 hp, her biri 1000 hp gücünde 3 kat genişlenmeli, buhar basıncı 11 atmosfer ve
dakikada 98 kez dönebilen 4 buhar makinesiyle çalışmaktaydı. “Bibiheybet” Santrali (Bkz.: resim 17.) ise (sonraları “L. Krasin adına”
TES’i oldu) gücü 2000 hp, her birinin ısıtma yüzeyi 300 m2, buhar basıncı 12 atmosfer ve buhar verimliliği 3.5 ton/saat olan 4 kazanı
mevcuttu.389
385 E., B., Bayramzade, G., G., Teymurazov, 1961, s.7 – 8. 386 “Razvitiye Energetiki v Azerbaydjane”, 1980, s.16. 387 N., N., Allahverdiyev, 1991, s.69.
20. yüzyılın başında P. E. Klasson isimli elektroteknik uzmanı Bakü’ye gönderilirken, başlıca görevi şehri ışıklandırmak,
madenlerde elektrik motorlarının uygulamayı ve tramvay hatlarının oluşturulmasıydı.390 (Bkz.: resim 18)
1906 yılında Azerbaycan’da elektrik enerjisi üretimi 20.4 milyon Kwh iken, 1907’de 29.9 milyon Kwh’a, 1910’da 37.5 milyon
Kwh’a yükselmişti.391 1905 yılında her iki santralin genişlendirilmesine başlandı. Önce Bibiheybet santraline 2 jeneratör yerleştirildi.
Bunlardan ilki 600 Kwt, diğeri ise 1000 Kwt gücündeydi. Akşehir Santralinde ise gücü 2200 Kwt olan jeneratör yapıldı.392 Bu dönemde
Rus İmparatorluğunda ilk defa olarak Bakü’de 20000 Voltluk gerilim hattı yapıldı. Ayrıca Bakü’de ve Ramana kasabasında 6000 Volttan
20000 Volta ve 20000 Volttan 1000 Volta çevrilebilen yardımcı istasyonlar yapıldı. 1906 yılında Azerbaycan’da gerilim hatlarının
uzunluğu 8.5km’ydi.393 Bu dönemde iki olan yardımcı istasyon sayısı 1912’de 6’ya, 1913’de 9’a, 1915’te 20’ye çıkarken, 20KV’luk
gerilim hatlarının uzunluğu ise 3km’den 52km’ye çıkmıştı.394 1913 yılında Azerbaycan’da toplam elektrik enerjisi üretimi 111 miilyon
Kwh’a yükselmiştir.395 Bu dönemde Azerbaycan’da 2 orta ve 5 küçük sanral mevcuttu ki, bunların kurulu güçleri 39.8 bin Kwt’a çıkmıştı.
388 “Razvitiye Energetiki v Azerbaydjane”, 1980, s.16 – 17. 389 E., B., Bayramzade, G., G., Teymurazov, 1961, s.14 – 15. 390 a.g.e., s.13. 391 “Razvitiye Energetiki v Azerbaydjane”, 1980, s.18. 392 E., B., Bayramzade, G., G., Teymurazov, 1961, s.21. 393 “Razvitiye Energetiki v Azerbaydjane”, 1980, s.18. 394 E., B., Bayramzade, G., G., Teymurazov, 1961, s.27. 395 N., Allahverdiyev ve diğerleri, 1993, s.46.
1915’te bu miktar 47 bine ulaşırken, 1917’de ise 52 bin Kwt’a çıkmıştı.396 Bunlara rağmen şehir ve maden ocakları genellikle kerosinle
çalışan çıralarla ışıklandırılmaktaydı. Petrolden elde edilen kerosin, ışıklandırmayı steorin mumlara oranla 20 kat, gaz ışığına göre ise 15
kat ucuzlaştırmaktaydı. 1916 yılında Bakü’de 4545 kerosin lambası, 310 elektrik lambası bulunmaktaydı.397 Şehrin sokaklarında toplam 86
fener mevcuttu ve bu fenerlerin hepsi
396 İ., İsayev, 1964, s.16. 397 E., B., Bayramzade, G., G., Teymurazov, 1961, s.28.
kerosinle çalışıyordu. Belediye idaresinin emriyle bunların sayısı 698’e çıkarılmıştı.398 (Bkz.: resim 19.)
20 Nisan 1920’de Azerbaycan’da Sovyet Hükümetinin kurulmasından 2 ay sonra, 15 Haziran günü hükümet tüm elektrik santralini
devletleştirdi. O zaman “Elektriçeskaya Sila” Cemiyeti yeniden yapılarak “Elektrotok” adıyla oluşturuldu. Bu cemiyetin esas görevi ülkeyi
yeniden elektrikleştirmekti.399 Sovyet yönetimi kurulduğu zaman Gence, Zagatala, Şeki, Lenkeran, Stepanakert (Hankenti)’te toplam gücü
635 Kwt olan hidroelektrik santralleri, Şuşa, Gedebey, Ağdam’da birkaç küçük termik santraller, Bakü’de, Akşehir ve Bibiheybet
santralleri, Ramana’da 4000 Kwt, Zabrat’ta 720 Kwt, Sabunçu’da 700 Kwt, Surahanı’da 900 Kwt ve Artyom adasında (Pirallahı adası) 635
Kwt gücünde toplam 5 yardımcı santraller bulunmaktaydı.400 1927 – 1928 yılları arasında elektrik santralleri sayısı 20’ye, toplam güçleri
ise 84.5 bin Kwt’a yükselmişti. Bu dönemde eski santraller yeniden yapılmaya başlanırken, Şeki’de gücü 625 Kwt, Gence’de gücü 2760
Kwt olan Aşağı Zurnabad, Hankenti’nde gücü 280 Kwt, Zagatala’da gücü 190 Kwt olan yeni hidrolik santraller yapıldı.401 1935 yılında
Azerbaycan’da toplam kurulu güç 176 bin Kwt’a, 1939’da ise 251 bin Kwt’a çıkmıştı.402 1940 yılında Sumgayıt şehrinde toplam gücü 50
398 M., Süleymanov, 1987, s.15. 399 E., B., Bayramzade, G., G., Teymurazov, 1961, s.31. 400 “Razvitiye Energetiki v Azerbaydjane”, 1980, s.26. 401 E., B., Bayramzade, G., G., Teymurazov, 1961, s.42. 402 “Razvitiye Energetiki v Azerbaydjane”, 1980, s.34.
bin Kwt olan yeni termik santral faaliyete geçti.403 Bu dönemde Sovyetler Birliği’nde tüm cumhuriyetlerin elektrikleştirilmesi için
“GOELRO” planı çerçevesinde, gücü 130 – 165 bin Kwt ve yıllık 1 milyar Kwh elektrik enerjisi üretebilen yeni santrallerin yapılması
öngörüldü.404 Bunlardan ilki Kura nehri üzerinde Mingeçevir Barajı’nın ve buna bağlı hidroelektrik santralinin yapılmasıydı. 1941 yılında
alınan kararla yapımına başlanılmıştı.405 Ama 2. Dünya Savaşının başlaması bu planın ertelenmesine neden oldu. Savaş yıllarında
“AZENERGO”, ülkede toplan gücü 6650 Kwt olan 5 santral yapmıştı. Savaş bittikten sonra Mingeçevir ve Varvara HES’lerinin yapımına
başlanıldı. Bunlardan Mingeçevir HES’i 10 Ocak 1954 yılında faaliyete geçti. Santralin toplam kurulu gücü 375.7 bin Kwt’tı.406 SSCB’de
dönemin en büyük barajlarından olan Mingeçevir Barajı, 70 m yüksekliğinde, 606 km2lik alanda 16 milyar m3 suyu tutmaktadır.407 Bugün
seviyesi 83m’ye çıkmıştır ki, toplam yüzölçümü 625 km2dir.408 (Bkz.: resim 20, 21.) Barajdan tarım alanlarının sulanması için Yukarı
Karabağ ve Yukarı Şirvan kanalları ayrılmaktadır.409 Bu barajın yapılmasıyla elektrik santralleri yapımı da hız kazandı. Özellikle bu
dönemde Bakü’de “Şimal” TES’i faaliyete geçti ve bu santralin gücü 150 bin Kwt’tır.410 1954 yılında her iki santralin faaliyete
403 T., Ağayev, “Sovet Azerbaycanı Halk Teserrüfatının Elektirikleşdirilmesi”, Bakı, Elm Basımevi, 1975, s.3. 404 N., N., Allahverdiyev, 1991, s.65 – 66. 405 H., Zamanov, “Azerbaycanın Suı Anbarları Gölleri ve Yeddi illikde Onların Halk Teserrüfatı Ehemiyyeti”, Bakı, Elm Basımevi, 1960, s.7. 406 T., Ağayev, 1975, s.3. 407 M., Müseyibov, 1998, s.191. 408 Ş., B., Helilov, “Azerbaycan SSR’in Böyük Su Anbarları Sahillerinin Dinamikası”, Bakı, Elm Basımevi, 1979, s.23. 409 N., N., Allahverdiyev, 1991, s.69. 410 T., Ağayev, 1975, s.5.
geçmeleriyle Azerbaycan Enerji Sistemi oluşturulmaya başlandı. Bu sisteme göre ülkenin tüm elektrik ağları birbiriyle birleştirilecekti.411
Bu
411 N., N., Allahverdiyev, 1991, s.71.
dönemde santral sayısı daha da arttı. Önce 1956 yılında Kura nehri üzerinde, 16.5 bin Kwt gücünde Varvara HES’i,412 1961’de Ali –
Bayramlı TES’inin 1 , 1962’de 2., 1963’te 3. ve 4. blokları faaliyete geçti. Toplam gücü 1.2 milyon Kwt olan Ali – Bayramlı TES’i
Azerbaycan elektrik enerjisi üretiminin %25’ini vermektedir. Santral diğerlerinden farklı olarak doğalgazla çalışmaktadır.413 Daha
sonraları bu santralin 5. bloku 1966’da, 6. bloku 1967’de, 7. bloku 1968 yılında yapıldı. Bu dönemde 12 bin Kwt gücünde 2 nolu Bakü ve
50 bin gücünde Sumgayıt TES’leri de faaliyete geçti.414
1972 yılında Sovyetler Birliği ile İran devleti arasında yapılan anlaşmayla, Nahçıvan’da, Aras nehri üzerinde 22 bin Kwt gücünde
hidroelektrik santrali yapıldı. 4 yıl sonra, 1976 yılında Terter nehri üzerinde 50 bin Kwt gücünde Terter HES’i yapıldı ve üretime geçti.415
Bu dönemde artan elektrik santralleriyle beraber, ülke elektrik santralleri kurulu güçleri 1940’ta 296 bin Kwt’tan 1960’ta 1415 bin Kwt’a,
1965’te 2077.5 bin Kwt’a, 1975’te ise 2912.8 bin Kwt’a yükseldi. Elektrik enerjisi üretimi ise 1935’te 1.8 milyar Kwh’dan 1940’ta 2.3
milyar Kwh’a, 1955’te 3353.9 milyon Kwh’a, 1960’ta 6590 milyon Kwh’a, 1965’te 10.3 milyar Kwh’a, 1970’te 12 milyar Kwh’a ve
412 N., Allahverdiyev ve diğerleri, 1993, s.48. 413 N., N., Allahverdiyev, 1991, s.243. 414 T., Ağayev, 1975, s.6 – 7. 415 N., Allahverdiyev ve diğerleri, 1993, s.48.
1975’te 14.5 milyar Kwh’a yükseldi.416 Gerilim hatlarının uzunluğu ise 1940 yılında 626.6 km’ye oranla 1960’ta 4236 km’ye, 1970’te
53536 km’ye, 1975’te 74140 km’ye ve 1979’da 86141 km’ye, 35 KV ve üzerinde olan hatlarının uzunlukları ise 1975’te 9623 km’den
1979’da 10717 km’ye çıktı.417
1965 yılında Azerbaycan Enerji Sistemi Kafkasya Enerji Sistemine, 1970 yılında ise SSCB’nin Avrupa Bölümünün Enerji
Sistemine bağlandı. 1970 yılında SSCB’deki tüm cumhuriyetlerin enerji ağları enterkonekte sistemle birleştirildi.418
Azerbaycan’da 1980 yılından sonra elektrik santralleri daha da artmaya başladı. Önce 1981 yılında Mingeçevir’de gücü 2.5 milyon
Kwt olan termik elektrik santralinin 1.2 milyon Kwt’luk 1. bloku faaliyete geçti. 5 bloktan oluşacak bu santralin her bir bloklarının güçleri
300 bin Kwt olacağı tasarlanmıştır. Ayrıca gücü 2 milyon Kwt’tan fazla olan santral ülkede tek santraldir.419 1982 yılında Kura nehri
üzerinde gücü 380 bin Kwt olan Şemkir HES’i faaliyete geçti. Toplam alanı 116 km2, su hacmi 2677 bin m3 olan Şemkir Barajı’nda
yapılan bu santral, toplam 800 – 850 milyon Kwh üretimiyle ülke hidroelektrik santralleri enerji üretiminin %50’ni(Bkz.: grf 31)
416 “Razvitiye Energetiki v Azerbaydjane”, 1980, s.3. 417 a.g.e., s.59. 418 N., N., Allahverdiyev, 1991, s.71.
vermektedir.420
1980 – 1985 yılları arasında Azerbaycan’da enerji sektöründe yeni
419 “Razvitiye Energetiki v Azerbaydjane”, 1980, s.84 – 85. 420 N., Allahverdiyev ve diğerleri, 1993, s.48.
gelişmeler kaydedilmiştir. Özellikle bu dönemde toplam kurulu güç 2989’dan 4649 bin Kwt’a, toplam elektrik enerjisi üretimi 15’ten 20.7
milyar Kwh’a çıkmıştır. 1988 yılında ise Azerbaycan’da en yüksek, 23572 milyon Kwh elektrik enerjisi üretilmiştir.421
1990’lı yılların başında SSCB’nin dağılması ve Azerbaycan’ın bağımsızlığını elde etmesi dünyada yaşanan en önemli olaylardan
biriydi. Ama tüm bu gelişmeler ekonominin en önemli dalı olan enerji sektörünü etkilemişti. Şöyle ki 1991 yılında beklenen 27 milyar
Kwh’lik üretim 23.1 milyar Kwh’a düşmüştü. Azerbaycan’da enerji sektörü termik ağırlıklı olduğu için bu zaman yakıt üretiminde
düşüşler yaşanmıştı. Bunun sonucunda, 1990 – 1991 yılları arasında 4.5 milyon ton petrol ve 8.3 milyar m3 doğalgazın ithal edilmesine
neden oldu. Öte yandan uzun yıllardan beri kullanılan araç – gereçler verimsiz hale gelmiş, bunun sonucunda da daha fazla yakıt sarf
edilmiş, şebekelerdeki elektrik enerjisi üretiminde kayıplar yaşanmıştır.422 1990 yılında 23.1 milyar Kwh olan toplan elektrik enerji üretim
miktarı, 1995’te 17.2 milyar Kwh’a düşmüştür.423 (Bkz.: grf. 32)
Azerbaycan tüm bu sorunlara rağmen, bugün büyük enerji potansiyeline sahiptir. Ülkede elektrik santralleri içerisinde termik
421 N. ,N., Allahverdiyev, 1991, s.65. 422 A., Karabağlı ve diğerleri, 1993, s.66. 423 R., Bisultanov, 1995, s.45.
santraller 2 gruba ayrılmaktadır. Bunlardan doğalgaz ve mazotla çalışan ve elektrik
enerjisi üreten Termik Elektrik Santralleri (TES), diğeri ise elektrik enerjisi ile birlikte buhar da üretebilen Termik Elektrik Merkezleri
(TEM)’dir. 4’ü TEM ve 4’ü TES olmak üzere424 ülkede termik santral sayısı 8, hidrolik santral sayısı 9’dur.425 Ayrıca ülkede enerji
sistemine bağlı 18 bin civarında yardımcı santral de mevcuttur. Ülke enerji sektöründe teşkilati yönetim biçimi “Azerenerji” Açık Tipli
Anonim Şirketidir (ATAŞ). Elektrik enerjisi dalına ait tesislerin %98.8’i onun mülkiyetindedir. Bunun yanı sıra elektrik setinin
“Azerenerji”ye bağlı 40 yapı birimi de faaliyette bulunmaktadır.426
Bugün Azerbaycan’da toplam elektrik santralleri kurulu güçleri 5000 MW olup, bunun %17’si, yani 850 MW’i Hidrolik, %83’ü,
yani 4150 MW’i Termik Santrallerin payına düşmektedir.427 Ülkede, 1999 yılı toplam elektrik enerjisi üretimi 18176 milyon Kwh olup,
bunun %8’i, yani1520 milyon Kwh’i Hidrolik, %92’si, yani 16656 milyon Kwh’i ise Termik Santrallerin payına düşmektedir.428 (Bkz.: grf.
33, 34)
424 N., Allahverdiyev ve diğerleri, 1993, s.47. 425 A., Karabağlı ve diğerleri, 1993, s.65. 426 Ç., İskenderov, “Rekabetli Pazarın Oluştuğu Dönemde Azerbaycan’da Enerji Sisteminin Yeniden Düzenlenme Sorunları”, Avrasya Etütleri, TİKA Yayınları, Sayı 19, İlkbahar – Yaz, 2001, Ankara, s.51 – 52. 427 A., Karabağlı ve diğerleri, 1993, s.45. 428 Azerbaycan Statistik Göstericileri 2000, s.359.
Azerbaycan Enerji Sistemi tesislerinin modernleştirilmesi ve yeniden oluşturulmasıyla ilgili projeler hazırlanmaktadır. Artık
bununla ilgili birçok çalışmalar da yapılmaktadır. Bunlardan ilki Hacıgabul’da, Nevahi köyü yakınlığında gücü 3.2 milyon Kwh olan “Yeni
Azerbaycan” TES’i,429 Abşeron’da Büyükşor Gölü yakınlığında 1 milyon Kwt gücünde “Yeni Bakü” TEM’i, Aras nehri üzerinde
“Hüdaferin” ve “Gız Galası” HES’lerinin yapımıdır.430
Gelecekte ise başta Mingeçevir’deki “Azerbaycan” TES’inin gücünü 3 milyon Kwt’a, 1 nolu Bakü ve Sumgayıt TEM’lerini
yeniden düzenleyerek gücünü 1 milyon Kwt’a, “Şimal” TES’ini 260 bin Kwt’a çıkarmayı, eski santrallerin sökülüp yeniden yapılması
planlaştırılmıştır.431
Ülkede doğal kaynaklardan akarsular enerji üretimi için çok uygundur. Öncelikle Kura, Aras, Terter, Alazan, Hekeri, Gudyalçay
hidroelektrik santrallerin yapılması için oldukça uygundur. Halen Tovuz, Alazan, İsmayıllı, Hanlar HES’lerinin yapımı devam etmektedir.
2000 yılında ise Kura nehri üzerinde, Şemkir’de gücü 1 milyon Kwt olacak Hidroakümülatör Santrali (HASES) yapılması
429 N., Allahverdiyev ve diğerleri, 1993, s.49. 430 N., N., Allahverdiyev, 1991, s.68. 431 Ç., İskenderov, 2001, s.53.
planlaştırılmıştır. Gelecekte ise Kura nehri üzerinde 3, Terter nehri üzerinde 6, Aras nehri üzerinde 4, Hekeri nehri üzerinde 3, Bazarçay
üzerinde 3 ve Gudyalçay üzerinde 4 HES yapılması öngörülmüştür.432 Belirtilen hidroelektrik santrallerinin yapımı bittikten sonra
Azerbaycan hidroenerji potansiyelinin %21’ni kullanmış olacaktır. Tüm bunlarla birlikte gelecek 20 yılda toplam üretimi önce 30 milyar
Kwh’a, daha sonra ise 36.6 milyar Kwh’a çıkarılması beklenmektedir. Ülkede 1999 – 2010 yılları arasında elektrik enerjisi
komplekslerinin onarımı, yeniden kurulması ve gelişimiyle ilgili sermaye programının tutarı yaklaşık 2 milyar ABD dolarıdır.433 (Bkz.:
harita 6)
432 N., N., Allahverdiyev, 1991, s.70 – 71. 433 R., Bisultanov, 1995, s.70.
2. AZERBAYCAN’DA ENERJİ NAKLİ
Azerbaycan’ın enerji taşıyıcıları, boru hatları ve gerilim hatları olarak 2 grupta incelenmektedir.Bunlardan boru hatları petrol ve
doğalgaz boru hatları olarak 2’ye ayrılmaktadır. (Bkz.: harita 7)
2.1. GERİLİM HATLARI
Eski Sovyetler Birliği döneminde Azerbaycan’da yapılmış olan yüksek gerilim hatları 220KV’luk Mingeçevir – Bakü, Ali Bayramlı
– Bakü hattı, 330KV olan Ali Bayramlı – Bakü, Ali Bayramlı – Akstafa – Tiflis (Gürcistan) ve Akstafa – Yerevan (Ermenistan) hatlarıdır.
Son zamanlarda ise Mingeçevir’den Bakü’ye bağlanan 250 km uzunluğunda ve 550KV’luk ikinci bir hat yapılmıştır. Bunun için ülkede
“Abşeron” yardımcı santrali yapılmıştır. 500KV gerilimli diğer bir hat Gürcistan’dan Mingeçevir’e bağlanan ve 1987 yılında yapılmış olan
hattır.434
434 N., N., Allahverdiyev, 1991, s.71 – 72.
Bugün Azerbaycan’da gerilim hatlarının toplam uzunluğu 100 bin km’den fazladır.435
435 Ç., İskenderov, 2001, s.52.
2.2. PETROL BORU HATLARI
2.2.1. İÇ TİCARETE YÖNELİK PETROL BORU HATLARI
Azerbaycan’da boru hattıyla taşımacılık petrol ve doğalgazın üretimi ile birlikte başlamıştır. Ülkede ilk boru hattı 1878 yılında
Balahanı köyünden Bakü’nün petrol rafinerileri tesislerine kadar yapılmış olan boru hattıdır. Bu boru hattının uzunluğu 12 km idi.436 19.
yüzyılın sonlarına kadar Azerbaycan’da yapılmış olan boru hatları dar ve kısa olup, genellikle Bakü’nün “Karaşehir” Sanayi Bölgesine
birleştirilmekteydi. Ülkede iç ve dış pazarlara yapılan taşımacılık deve ve at kervanlarıyla, demiryolu ve gemilerle sağlanmaktaydı. 1907
yılında artan petrol üretimini dış pazarlara ulaştıracak ilk transit boru hattı yapıldı. Bakü’den Batum’a kadar uzanan ve 885 km
uzunluğunda olan bu boru hattıyla, beyaz petrol (kerosin) taşınmaktaydı.437 1928 yılında çapı 10 düğümlük, toplam uzunluğu 822 km olan
ikinci bir hat yapıldı ve 1930 yılının 13 Şubatında faaliyete geçti. 1942 yılında 2. Dünya Savaşı sırasında cepheye taşıyacak yakacağın kısa
sürede ulaştırılması için bu hat sökülerek, Rusya’nın Astrahan limanına taşındı.438
436 N., N., Allahverdiyev, 1991, s.173. 437 N., Allahverdiyev ve diğerleri, 1993, s.111.
2. Dünya Savaşından sonra keşfedilen yeni petrol yataklarında artan üretim miktarıyla ülkede boru hattı taşımacılığının yeniden
oluşmasına neden oldu. Öncelikle eski birçok boru hatları söküldü ve yeniden yapıldı. Bu dönemde yapılan boru hatlarından biri de, 1963
yılında Kura nehri havzasında, Ali Bayramlı şehrinden Bakü’ye kadar yapılan 134 km uzunluğundaki boru hattıdır. Daha sonraları boru
hatları ülkede yakacak ihtiyacını karşılamak amacıyla diğer şehir ve bölgelere yapıldı. Bunlardan Bakü – Akstafa ve Bakü – Haçmaz
hatları en önemlileridir.439
Bunlardan Bakü – Akstafa boru hattı onarılmış ve Gürcistan’ın Supsa limanına kadar uzatılmıştır. Batı Boru hattı olarak bilinen bu
hattın toplam uzunluğu 900 km’ye yakındır ki, bunun 550 km’si Azerbaycan’dan geçmektedir. Bakü – Haçmaz boru hattı, eski “Drujba”
(Dostluk) hattı olup, bugün onarılmış ve yeni haliyle birlikte Rusya’nın Novorossiysk limanına kadar uzatılmıştır. “Kuzey” boru hattı
olarak bilinen bu hattın toplam uzunluğu 1480 km olup, ülkedeki uzunluğu 230 km’dir.440 Bu hatlardan “Kuzey” boru hatlarının çapı 700
mm, “Batı” boru hattının çapı ise 530 mm’dir. Her iki boru hattıyla toplam 11 – 12 milyon ton petrol taşımak mümkündür.441 Bugün
438 A.S.E., Cilt 1, s.571 – 572. 439 N., N., Allahverdiyev, 1991, s.173. 440 M., Ehmedov, 1998, s.131 – 132. 441 H., Eliyev, “Azerbaycan Nefti Dünya Siyasetinde”, Bakı, Azerneşr, 1997, s.135.
Azerbaycan’da boru hatları toplam uzunlukları 5.01 bin km olup, bunun 3700 km’si petrol boru hatlarını (Bkz.: grf. 35) oluşturmaktadır.442
Bu hattın 630
442 Azerbaycan Statistik Göstericileri, 2000, s.500.
km’si petrol ürünleri taşımacılığı için kullanılmaktadır.443 1999 yılına göre Azerbaycan boru hatlarıyla toplam 19321 bin ton yük
taşınırken, bunun %84’ü, yani 16179 bin tonunu petrol ve petrol ürünleri taşımacılığı oluşturmuştur.444
443 Avrasya Dosyası, Azerbaycan Özel, Cilt 7, Sayı 1, İlkbahar 2001, s.16. 444 Azerbaycan Statistik Göstericileri, 2000, s.478.
2.2.2. DIŞ TİCARETE YÖNELİK PETROL BORU HATLARI
Petrol yataklarının ortak kullanımıyla ilgili yapılan anlaşmalarda konsorsiyum şirketleri arasında oluşan razılığa rağmen, erken
petrolün taşınması ile ilgili görüşmelerde anlaşmazlıklar, sorunlar yaşanmıştır. Bu sorunlar hele 1994 yılının yazında Rusya ile Batılı
şirketler arasında boru hatları konusunda, Hazar Denizi’nin statüsüyle ilgili konuyu gündeme getirirken yaşanmıştır. “Mega Proje”
imzalandıktan sonra erken petrolün taşınması ile ilgili olarak Rusya, boru hatları güzergahlarının yalnız kendi ülkesinden geçirmeye
çalıştığı görülmüştür.445 Bu sorunların ortadan kalkması için Bakü’de Esas İhraç Kemerleri (E.İ.K) Grubu oluşturulmuştur. Bu grup
petrolün taşınmasını sağlayacak boru hatları güzergahları ile ilgili projeleri incelemektedir. Başta Rusya olmak üzere Gürcistan, Türkiye,
Romanya, Bulgaristan, Ukrayna, İran ve diğer ülkeler mevcut projelerini E.İ.K. grubuna sunmuşlardır446. Bu projeler içerisinde Bakü -
Tiflis - Ceyhan, Bakü - Supsa güzergahları ön plana çıkarken, E. Elçibey yönetiminin Rusya ile olan ilişkilerinin pek de iyi olmaması,
Moskova’nın Bakü – Ceyhan’ın iptaline, Bakü - Novorossiysk boru hattının ısrar etmesine neden olmuştur. Moskova ayrıca bu hattın hem
ucuz, hem de kısa sürede kullanılabilirliği yönünden tek alternatif olacağını beyan etmiştir. Eylül 1994 sözleşmesinin maddelerine göre
erken petrolün üretimi
445 E., Ehmedov, 1998, s.60 – 61.
başlandığında, Rus boru hattının 1996’nın sonundan önce hazır olabileceği iddia edilmiştir447. Bu zaman Kazakistan petrolünün Astrahan
ve Çeçenistan’dan geçecek şekilde Novorossiysk’e ulaştırılması için Rusya, Azerbaycan, Kazakistan ve diğer ülkelerin yöneticileri
arasında görüşmelere başlandı. Bu plan çerçevesinde Azerbaycan petrolünün taşınması için Astrahan - Novorossiysk boru hattı Bakü’den
gelen hatla birleştirilecek ve yıllık 40 milyon ton hacminde petrol nakli mümkün olacaktı.448 Lakin Çeçen Savaşı’nın başlaması boru hatları
konusunun yeniden tartışılmasına neden oldu. Özellikle hattın başkent Grozni’den geçmesi, Rusya’nın bölgedeki yoğun enerji alt yapısı
üzerindeki kontrolünü yeniden sağlaması amacıyla hızla Çeçenistan Savaşı’nın belirgin bir şekilde ezmek gerektiğini anladı. Nitekim, 1997
yılında Çeçenistan’la sağlanan anlaşma, Rusya’nın buradaki petrol tesislerinin yeniden inşası için 300 milyar Ruble harcamasına neden
olmuştur. Bu zaman Rusya Yakıt ve Enerji Bakanı Safrannik, Azerbaycan’dan petrolün Çeçen toprakları üzerinden taşınmasıyla ilgili
kaygının yersiz olduğunu bildirmiştir.449 Özellikle 7 - 8 güzergahının gündeme gelmesine karşın Azerbaycan petrollerinin üretimi ve
taşınmasıyla ilgili kurulan A.İ.O.C.’nin hazırladığı raporla güzergah sayısı 3’e indirilmiştir.450 Lakin uzun tartışmalardan sonra 1995
yılının 9 Ekiminde AIOC erken petrolün ihracı ile ilişkili olarak 2 güzergahın yapılmasına karar verdi. Erken petrolün taşınması için her
ikisi de Karadeniz’e çıkacak olan, Bakü -
446 Ayna Gazetesi, 17 Ekim 1998. 447 M., P., Croissant, “Transkafkasya’da Petrol ve Rus Emperyalizmi”, Avrasya Etütleri, Cilt 3, Sayı 1, İlkbahar 1996, s.22. 448 M., Ehmedov, 1998, s.122. 449 M., P., Croissant, 1996, s.22. 450 O., N., Aras, 2001, s.88.
Novorossiysk ve Bakü - Supsa hatları seçildi. AİOC 18 Ocak 1996’da Rusya ile, 8 Martta ise Gürcistan’la Kuzey ve Batı güzergahlarının
gerçekleşmesi için anlaşma imzalandı.451 Her iki hattın Karadeniz’e çıkması boğazlardaki petrol trafiğinin artmasına neden olacaktır ki,
Türkiye boğazlardaki tanker trafiğinin artması nedeniyle ortaya çıkacak sıkıntıların çevresel ve stratejik gerçeklerle kabul edilemez
olduğunu belirtmek suretiyle, Kazar ve Azeri petrolünün Karadeniz’e getirilmesi planına ilişkin ciddi uyarılarda bulunmuştur. Türkiye
ayrıca 1936 yılında imzalanan Montreux sözleşmesini ileri sürerek boğaz trafiğinin arttığını, bu nedenle boğazların kontrol ve düzenleme
altına alınmasının şart olduğunu ileri sürmüştür.452 Türkiye, tanker kazalarından kaynaklanan yangın ve denize yayılan petrolün, çok geniş
bir alanda uzun süreli kalıcı etki gösteren çevre bozulmalarına neden olacağını, burada oluşacak herhangi bir kaza sonucu 5 ile 25 km2’lik
bir alanda yaşayan bütün canlıların etkileneceğini belirtmektedir. Denizyolu ile yılda 35 milyon ton petrolün taşınması ve bu petrolün,
çeşitli büyüklükteki gemilerle nakledilmesi halinde, Boğazlar ve Marmara Denizi’ndeki durum ve ilave deniz trafik yükü şöyle olacaktır.
90000 GRT ve daha büyük gemilerin Boğazın deniz trafiğine kapatılması gerekmektedir. Eğer Boğazlardan yıllık 36,5 milyon ton petrol
geçtiği düşünüldüğü (100.000 ton kapasiteli gemilerle) takdirde, ortalama günde bir boş ve bir dolu olmak üzere iki gemi geçecektir.
İstanbul Boğazı’nda halihazırda günlük ortalama 1315 geminin hareket halinde olduğu ve bunlara petrol taşıyacak 20 - 80.000 GRT arası
günlük yaklaşık 10 gemi ekleneceği düşünülürse, Bakü - Ceyhan Boru Hattının daha az riskli ve daha rasyonel bir metot olduğu
451 Azerbaijan İnternational, Summer, 1996, p.36. 452 O., N., Aras, 2001, s.106 – 107.
görülmektedir.453 Buna rağmen Rusya ile Kazakistan arasında 27 Mart 1996 tarihinde imzalanan anlaşmaya göre yıllık 62 milyon ton
petrol, Kazakistan’dan Novorassiysk limanına boru hatlarıyla aktarılacaktır.454 Tengiz - Novorossiysk hattından ilk aşamada yılda 28,2
uzun dönemde ise 75 milyon ton petrol taşınması planlanıyor. Pompalanmasına artık başlanılan boru hattıyla Karadeniz kıyısına 2001
Haziran ayında ulaşılacak tankerle yüklemeyi bu tarihte yapacak. Tengiz’de 6 - 9 milyar varil petrol rezervi bulunduğu sanılıyor. Hazar
Petrol Hattı Konsorsiyumu’nca (CPC) yapılan 1580 km uzunluğunda boru hattıyla artık petrol pompalanmaktadır. Kazakistan’daki
bölümünün yapımını Türk şirketi Tekfen üstlenmiştir. İstanbul Boğazı’nda yaşanan yoğun deniz trafiğinin Kazakistan petrolünün de
devreye girmesiyle çok daha tehlikeli boyutlara ulaşacağı bildirildi.455 Karadeniz ve Boğazlardaki olumsuzluklara karşın Hazar Havzası
petrollerini uluslararası pazarlara taşıyacak petrol boru hattı güzergahlarının tamamı üzerinde çalışılmış ve gerek yatırım, gerekse işletme
maliyeti açısından en uygun güzergah, Bakü - Ceyhan hattı olmuştur. BOTAŞ, SOCAR ve Azerbaycan’da üretim yapacak yabancı petrol
şirketleri temsilcilerinin katıldığı çalışma grubu teknik değerlendirme raporunu önce Bakü’de Şubat 1993 tarihinde, daha sonra Londra’da
Ekim 1993 tarihinde sonuçlandırarak imzalamışlardır. Çalışmalar safhasında, Bakü - Supsa çıkışı ve Boğazları by - pass eden yaklaşık
200km’lik Trakya geçişi alternatifi de incelenmiştir.456
453 K., Batmazoğlu, “Karadeniz ve Boğazlarda Petrol Taşımacılığından Kaynaklanan Çevresel Tehditler”, Avrasya Çevre Konferansı 14 – 16 Ekim 1997, Türkiye Çevre Vakfı Yayını No:1228, Mayıs 1998, s.26 – 27, 30. 454 Orta Asya – Hazar – Ceyhan Boru Hattı ve Milli Güce Etkileri, İstanbul Harp Akademileri Komutanlığı Yayını, Nisan 1999, s.93 – 94. 455 C., Başlamış, “Boğazlara Tehdit Katlandı”, Milliyet 27 Mart 2001. 456 M., M., Göknel, “Hazar Havzası Petrol Taşımacılığı, Karadeniz ve Boğazlar”, Avrasya Çevre Konferansı 14 – 16 Ekim 1997, Mayıs 1998, s.19 – 20.
Konsorsiyum ortaklarının kurduğu AIOC dünya petrol üretim dengesini, bölge koşullarını ve ihraç boru hattı çalışmalarını da göz
önünde tutarak üretim planlarını yenilemiş ve 2002 yılına kadar sürecek bu işleme “Erken Üretim” adı verilmiştir. Bu konuda Rusya’nın,
Erken Üretimi Novorossiysk’e taşınmasını öngören teklifi AIOC tarafından kabul görmüş, Gürcistan’ın Supsa limanı teklifi ise önce uygun
bulunmuşsa da daha sonra finansman sağlama ve inşaatını Türk şirketlerince gerçekleştirilmesi koşulları AIOC tarafından reddedilmiştir.
Bunun üzerine Türkiye, Mayıs 1996’da teklifi geri çekmiştir. Çalışmalar sonucunda Azerbaycan petrolünün planlandığı gibi üretilmesi
engellenmiştir. Baskılar karşısında AIOC geri adım atmış, Erken Üretim kavramını ortaya atmıştır. Buna göre Erken Üretim ismi verilen ve
2002 yılına kadar sürecek ve yılda 6 milyon ton değerini geçmeyecek şekilde ham petrol üretilecek ve ihraç edileceği belirlenmiştir. Erken
Üretimle ihraç miktarının daha sonraları toplam 10 milyon ton olmasına karar verilmiştir. Gelecekte 15 - 20 milyon tona çıkarılması
düşünülmektedir.457 (Bkz.: harita 8)
457 Orta Asya – Hazar – Ceyhan Boru Hattı ve Milli Güce Etkileri, 1999, s.87 – 88.
2.2.2.1. BAKÜ – NOVOROSSİYSK (RUSYA) GÜZERGAHI (KUZEY BORU HATTI)
Erken petrolün taşınması ve boru hatlarının tartışıldığı dönemde Azerbaycan, petrollerini bu hattan çok, Batı boru hattıyla taşıma
görüşünü desteklemekteydi. Bu ise Rusya’yı memnun etmemekteydi. Buna göre de Rusya, 1994 yılının sonlarına kadar Azerbaycan’ın
yapmış olduğu anlaşmalara tepki göstermeye, ülkede alınmış olan kararlara baskı yapmaya başladı.458 Aynı yılın Aralık ayında Çeçenistan
Savaşı’nın başlaması Kuzey boru hattı güzergahının gerçekleşmesini zora soktu. İki yıla kadar devam eden bu savaş Rusya’nın petrol
diplomasisinin gerilemesine neden oldu. Nitekim, 1996 yılında Rusya bu savaşa rağmen petrolün nakledilmesi ile ilgili görüşlerin
çözümünde bağımsız gibi yer almak istediğini açıkladı.459
AİOC tüm bunları değerlendirerek Rusya’nın “Transneft” şirketi arasında 16 Şubat 1996 yılında, petrolün taşınmasına ilişkin Bakü
- Grozni - Tihoretsk - Novorossiysk hattını kabul etti ve bununla ilgili anlaşma imzaladı.460 Yapılmış anlaşmaya göre AİOC, Kuzey boru
458 G., Kuliyev, “Konfliktı Na Marşrutah Kaspiyskoy Nefti”, “Kafkas” Dergisi, Ekim, No: 2, 1997, s.8. 459 a.g.e., s.19. 460 H., Aliyev, 1997, s.363.
hattının Azerbaycan bölümünün (Bakü - Samur) 1 Şubat 1997’de hazır olacağına dair bilgi verdi.461 Diğer, Grozni - Bakü ve Grozni -
Tihoretsk - Novorossiysk
461 Azadlıg Gazetesi, 2 Nisan 1997.
bölümünün yenilenmesi işi Rusya için kolay görünmesine karşılık, beklenenin tam aksine 1997 yılının ilk yarısında hazır olamadı.
Özellikle Çeçenistan’da bağımsızlık mücadelesinin sürmesi, Kuzey boru hattıyla taşınacak petrolün limanlara ulaştırılabilmesi ve boru
hattının güvenliğinin sağlanması amacıyla Moskova’da tekrar görüşmelere başlandı. Sonuçta Rusya Çeçenistan’la ortak karara varıp,
anlaşma imzaladı. 1997 yılı 12 Mayıs günü Rusya ile Çeçenistan arasında “Barış ve İşbirliğine Yönelik” yapılan bu anlaşma Hazar
petrollerinin Kuzey boru hattıyla taşınmasını kolaylaştırdı. Çeçenistan tarafı, Bakü - Grozni - Novorossiysk boru hattının yaklaşık
150km’lik bölümünü 20 - 30 gün içinde hazır olacağına dair bilgi verdi.462 Boru hatlarının güvenliği, onarım, taşıma ücretleri ve diğer
konuları kapsayan beş anlaşma Rusya Yakıt ve Enerji Bakanlığı ile Çeçenistan resmi petrol şirketi YUNKO arasında imzalandı. Taşıma
ücreti ton başına 43 sent olarak belirlendi.463 Daha sonra Azerbaycan, Rusya ve Çeçenistan arasında Kuzey boru hattına ilişkin 3 taraflı
sözleşme imzalandı.464 Bu hattın toplam uzunluğu 1453 km olup bunun 230km’si Azerbaycan, 150km’si Çeçenistan’dan geçmektedir.
Yıllık taşıma kapasitesi ise 5 - 6 milyon tondur.465 Boru hattının onarımı ve yerinin değiştirilmesi için 50 milyon dolar harcanmıştır. 1996
yılının 12 - 15 Mart arasında Tihoretsk’te yapılan görüşmelerde, bu hattın taşıma gücünü gelecekte artacağına dair protokol
imzalanmıştır.466
462 E., Ehmedov, 1998, s.62. 463 O., N., Aras, 2001, s.90. 464 E., Aliyev, “Dünya Siyasetinde Azerbaycan Petrolü”, Sabah Kitapları, No: 77, İstanbul, 1988, s.140 – 141. 465 “Neft i Gaz Kaspiyskogo Regiona”, “Neft i Gaz Kaspiya” Dergisi, 1998, s.62. 466 H., Eliyev, 1997, s.364.
1997 yılı Ekiminde faaliyete geçecek olan bu hattın toplam maliyeti 2,4 milyar dolardır. Ayrıca hat günlük ortalama 100 bin varil
petrolün taşınmasına uygundur.467 Çapı 700 mm olan bu hatla,468 asgari kapasitesini 5 - 6 milyon tondan 2002 yılında 10 milyon tona
çıkarılması beklenilmektedir.469 1997 yılında faaliyete geçtiği dönemde, ilk aylarda 40 bin ton civarında taşıma yapılmıştır ki,
Novorossiysk limanından dünya pazarlarına taşıyan tankerlerin ilki 12 Aralık 1997 tarihinde İstanbul Boğazı’ndan geçmiştir.470 Açıldığı
tarihten itibaren bir ay içinde tam üç kez kapanan bu boru hattıyla ilgili sorunun Rusya bölümünde kalan boruların eksikliği ve yapım
hataları gösterdi. Bir diğer sebep ise boru hattının Çeçenistan’dan geçen bölümünde meydana gelen petrol hırsızlığı vakalarıydı.471
2.2.2.2. BAKÜ - SUPSA (GÜRCİSTAN) GÜZERGAHI (BATI BORU HATTI)
1996 yılının 8 Martında Tiflis’te H. Aliyev ile E. Şevardnadze’nin katılımıyla erken petrolün Azerbaycan’dan Gürcistan’a naklini
467 “Neft i Gaz Kaspiyskogo Regiona”, 1998, s.62. 468 M., Ehmedov, 1998, s.132. 469 H., Hebiyev, “Hazar Denizi: Neft ve Balıg”, “Azerbaycan XXI. Esrin Astanasında” kitabından, 1998, s.220. 470 O., N., Aras, 2001, s.91. 471 a.g.e., s.96.
kararlaştıran anlaşma AIOC, Gürcistan hükümeti ve SOCAR arasında imzalandı. Anlaşmada Azeri, Çırak ve Güneşli yataklarından
çıkarılan petrolün uluslararası pazarlara nakli kararlaştırılmıştır.472 1997 yılının Nisan ayında AIOC Bakü - Süpsa botu hattının yapım ve
onarımını ihaleye açtı. Boru hattının yapımı için konsorsiyum 250 milyon dolar sermaye koymak niyetinde olsa da, bu hattın
maliyeleştirilmesini Türkiye tarafı kendi üzerine aldı. Lakin 1996 yılında Türkiye’de baş veren hükümet değişikliği sonucunda, bu hattın
maliyeleştirilmesi işi zora girdi ve yeni hükümet bu işten çekildiğini açıkladı.473 Gürcistan’dan geçen hatla boru hattının yalnızca
Azerbaycan’da kalan kısmının finansmanı AIOC tarafından karşılanmıştır. Bakü – Batum arasındaki boru hattının onarılması, Supsa’da
yeni bir terminalin yapımı için gerekli finansman işini AİOC kendi üzerine almıştır. Bu boru hattının onarılmasıyla toplam kapasitesi
günlük 70 bin varile çıkacaktır. Gürcistan Uluslararası Petrol Şirketi (GİOC) ile AİOC arasında boru hattının yapımına ilişkin anlaşma 30
yıllık bir kullanım süresini öngörmektedir. Bu anlaşmaya göre süre sonunda tüm tesis ve işletmeler Gürcistan’a devredilecektir.474 Bakü –
Supsa boru hattının perspektiflerini yüksek değerlendiren Dünya Bankası 1997 yılının 8 Nisanında Gürcistan’da petrol sanayiinin
altyapısının maliyeleştirilmesi için 1.4 milyon dolar kredi ayırdı.475
472 H., Eliyev, 1997, s.364 – 365. 473 M., Ehmedov, 1998, s.131 – 132. 474 O., N., Aras, 2001, s.28. 475 E., Ehmedov, 1998, s.63 – 64.
Batı boru hattı olarak bilinen Bakü – Supsa boru hattı toplam 935 km uzunluğunda olup,476 maliyeti yaklaşık 1.5 milyar dolardır.477
Boru hattıyla ilgili olarak 788km’lik mevcut hat kullanılacak ki, daha sonra 138km’lik yan hat çekilecektir. Boru hattında 6 pompa
istasyonu bulunacaktır.478 Boru hattının çapı 530 mm olup,479 yıllık 5.75 – 6 milyon ton petrol taşınmasına uygundur.480 Bu boru hattıyla
artık petrol pompalanmaya başlanmıştır. 10 Aralık 1998 yılında faaliyete geçen bu hatla erken petrol, 1999 yılının Nisan ayına kadar
tankerlere doldurulmuş ve taşınmaya başlanmıştır.481 “Yüzyılın Anlaşması” bağlamında SOCAR petrol partilerinin üçüncü bölümü 2000
yılının ilk yarısında Supsa’ya varmıştır. Bu partilerin hacmi 1 milyon varildir. İlk iki parti petrolü Fransız Total Şirketi alırken, üçüncü
partide ihaleyi ABD’nin Mobil Şirketi kazanmıştır. Supsa terminalinden İsrail, İspanya, Yunanistan, ABD, İtalya ve İzlanda’ya petrol
gönderilmiştir.482
2.2.2.3. BAKÜ – CEYHAN (TÜRKİYE) BORU HATTI
476 “Neft i Gaz Kaspiyskogo Regiona”, 1998, s.62. 477 Azadlıg Gazetesi, 13 Mayıs, 1997. 478 H., Eliyev, 1997, s.118. 479 M., Ehmedov, 1998, s.132. 480 H., Eliyev, 1997, s.365. 481 O., N., Aras, 2001, s.98.
Bakü – Ceyhan boru hattı projesi Batılı şirketlerle Rusya açısından da belirli bir “olgunluğa” ulaşınca, H. Aliyev, “Stratejik İşbirliği
Deklarasyonu”na şu maddenin konulmasını kabul etti. “Taraflar Azerbaycan petrollerinin uluslararası piyasalara taşınmasında kullanılacak
nakil hattının Türkiye üzerinde geçmesi arzusunu dile getirmişlerdir”. Bakü – Ceyhan boru hattı ilk defa bu düzeyde resmi bir belgeye
geçmiş ve imzalanmıştır. Hattın teknik yönü, 4.5 milyar civarında olacağı hesaplanmıştır. Türkiye Bakü – Ceyhan
482 a.g.e., s.100.
boru hattı için fizibilite çalışmalarını başlatmıştır. Daha önemli olan şu ki Dünya Bankası bu çalışma için 5 milyon dolar kredi vermiştir.483
ABD kaynaklı haberlere göre, Hazar petrollerinin batıya ulaştırılmasında “çoklu güzergah” tercihini sürdüren Clinton yönetimi, bu
kapsamdaki ana ihtiyaç hattının Bakü – Ceyhan arasında uzanmasını “siyasi gerçeklerle” başından beri desteklemektedir. AİOC üzerinde,
en azından burada temsil edilen şirketlerin ağırlıklı bölümünün ABD’li olması nedeniyle, belirli bir nüfus sahibi olan Clinton yönetimi,
Bakü – Ceyhan konusunda “siyasi irade” sahibidir. Clinton yönetimine göre, ilk aşamada Bakü – Supsa’nın devreye girmesi, Ceyhan’ın
dışlanması demek değildir, ABD’li yetkililer, bu dönemi Bakü – Ceyhan için gerekli finansmanı sağlamakla değerlendirmek
istemektedirler.484 Amerika yönetimi ABD’nin Hazar havzası enerji politikasında Türkiye’nin kilit ülke olduğunu bildirdi. ABD Dışişleri
Bakan Yardımcısı Marc Grossman Türkiye’nin bölgedeki enerji politikalarında liderliği ele aldığını ve Amerika yönetimi olarak
Ankara’nın bu konumunun güçlendirilmesi için çalışmayı ve işbirliğini sürdüreceklerini de söyledi. Ünlü stratejist Zbingniew Brzezinski
de, Hazar petrolleri için ideal jeo – stratejik yolun Ceyhan olduğunu söyledi.485 Ayrıca M. Grossman Türkiye’nin boru hatları için “doğal
bir geniş yolu” olduğunu da vurgulayarak, doğu – batı enerji koridorunun Orta Asya’yı Türkiye üzerinden dünyaya açacaklarını belirtti.486
483 T., Akyol, “Petrolde Büyük Adım”, Milliyet, 7 Mayıs 1997. 484 Y., Çongar, “Yüzyılın Son Petrol Savaşı”, Milliyet 10 Kasım 1998. 485 E., Ünür, “ABD’den Bakü – Ceyhan İçin Destek”, Hürriyet, 10 Kasım 1998. 486 F., Kozluklu, “ABD’nin Enerji Politikası Görüşüldü. Türkiye Kilit Ülke”, Cumhuriyet, 10 Temmuz 1998.
Başka bir deyişe göre ise Clinton yönetimi artık, “Bakü – Ceyhan ancak ticari olarak karlı gelirse, yapılacak” tezini kabul etmiş
durumdadır.487 Çünkü petrol şirketleri Bakü – Ceyhan boru hattının ticari açıdan uygun olmadığını ABD yönetimine anlatmış, dünya
pazarlarında petrol fiyatlarının düştüğünü ve Azerbaycan’dan çıkan petrol miktarının bu çapta bir boru hattı için yeterli olmadığını
bildirmişlerdir. Şirket yöneticileri, bölgedeki üretimin ileride artması durumunda Bakü – Ceyhan hattını yeniden düşünebileceklerini
belirtmişlerdir.488 Clinton’un eski Hazar Enerji ve Diplomasi Danışmanı Büyükelçi R. Morningstar, ABD’nin Bakü – Ceyhan için şirketler
nezdinde ağırlık koyduğunu, onlara Boğazların asla bir boru hattı gibi kullanılamayacağını anlattıklarını, onların da bunu anladıklarını,
ama Türkiye’nin de bu hattı çekici kılacak öneriler getirmesi gerektiğini belirtmektedir.489
Diğer taraftan ABD yönetimi, Karadeniz’in altından geçecek boru hattı ile doğalgazın taşınmasına ilişkin Rusya ile arasındaki
anlaşmayı bağlayıcı yapmaması konusunda, Türkiye’ye daha önce tilkinde bulunulduğunu, söz konusu doğalgaz anlaşmasının bağlayıcı
olabilecek bazı hükümlerinin Türkiye’yi Mavi Akım projesine bağımlı kılıp, Transkafkasya enerji kaynaklarından yararlanma imkanını
sınırlayabileceğini iddia etmektedir.490 BOTAŞ eski Genel Müdürü Hayrettin Uzun, petrol üretiminde erken petrolün
487 S., Sertoğlu, “Petrolde Gerçekler”, Sabah, 30 Ekim 1998. 488 S., Süzal, “Bakü – Ceyhan Bilmecesi”, Sabah, 24 Ekim 1998. 489 F., Tunç, “James Bond Dediyse Olur”, Hürriyet, 2 Kasım, 1998. 490 L., Sarıibrahimoğlu, “Doğalgaza ABD Çekincesi”, Cumhuriyet, 6 Nisan 1998.
olduğunu ancak onun için ayrı bir hat inşaat edilmesinin söz konusu olmadığını, üretilen tüm petrolün tek bir hat üzerinden taşındığını,
konsorsiyumun erken petrol için ayrı bir hat talep etmesinin Bakü – Ceyhan hattını elemek için olduğunu, ABD’nin Bakü – Ceyhan’ı
desteklerken, “çok hat” istediğini, ancak bizim görmek istediğimize inandığımızı belirtmektedir.491 Uzun’a göre, dünya petrol konjonktürü
ve Türkiye ekonomisi Bakü – Ceyhan projesinin hayata geçirilmesine imkan tanımamaktadır. Bakü – Ceyhan boru hattı yapılsa da, petrol
akmayacak ve sadece müteahhitlere iş sağlanmış olacaktır. Bakü – Ceyhan’dan petrol akmayacaktır, çünkü dünyanın petrole ihtiyacı
yoktur.492 Ünlü enerji stratejisti Daniel Yergin ise, ortada en iyi yol diye bir şey olmadığını, Hazar ve Orta Asya’daki enerji kaynaklarının
dünya pazarlarına açılması için birbirinden farklı rotalar bulunduğunu, Bakü – Ceyhan’ın da bunlardan biri olduğunu ifade etmektedir.493
Bakü – Ceyhan hattı neticede bir petrol nakil aracıdır. Bundan daha kısa olan Bakü – Supsa ve Bakü – Novorossiysk’ten yılda akıtılacak
petrol toplamı 10 milyon ton olarak hesaplanmaktadır. Bakü – Ceyhan hayata geçerse, buradan en az 20 milyon ton petrol nakledilmesi
gerekecektir. Oysa AİOC’nin üretimi ancak 2000 yılında 8.5 – 9 milyon tonu bulacaktır. Bakü – Ceyhan’ı hayata geçirebilmek için
AİOC’nin fizibilitesi yılda 45 – 50 milyon ton petrol geçmesine bağlıdır. Geçmediği zaman hem kendini finanse edemeyecek hem de böyle
42 inçlik bir petrol boru hattının boş kalma tehlikesi söz konusu olacaktır.494 Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı C. Ersümer AİOC’nin boru
491 Akşam Gazetesi, 26 Ekim 1998. 492 H., Ülger, “Bakü – Ceyhan’a Petrol Akmaz”, Yeni Şafak, 21 Haziran, 1999. 493 Radikal Gazetesi, 1 Haziran 1998. 494 F., Mutlu, “Boru Hattına Ters Hava”, Milliyet, 12 Ekim 1998.
hattının yapımına karşı olmasının yapımı engelleyemeyeceğini, Hazar petrolünün boru hattının yapımını sağlayacak kapasitede olduğunu,
Hazar petrolleri konusunda asıl kavganın petrol üretecek ülkeler ile onu pazarlayacak şirketler arasında olduğunu, boru hattının sahibinin
kim olacağının ve tarifenin henüz belirlenmediğini, bunların ele alınması gerektiğini belirtmektedir.495 Hazar Denizi’ndeki Azeri petrolünü
çıkaracak olan AİOC, Bakü – Ceyhan hattının en pahalı seçenek olduğunu ve bu hattı tercih etmediklerini ABD yönetimine bildirmiş,
Bakü – Ceyhan, Bakü – Novorossiysk ve Bakü – Supsa hatlarının maliyetlerinin sırasıyla 3, 2 ve 1.5 milyar dolar olduğunu belirtmiştir.
AİOC, Bakü – Ceyhan’a ulaşacak petrolün varilinin, örneğin, Bakü – Supsa’dan elde edilecek 1.5 milyar dolar daha pahalıya geleceğini
açıklayarak, Bakü – Ceyhan’ın seçilmesi halinde bu farkın Türkiye ve ABD tarafından karşılanması gerektiğini öne sürmüştür.496 ABD,
Bakü’den Ceyhan’a uzanacak bir boru hattının inşası konusunda hala kararlı ise de, başlıca uluslararası şirketler, beklenen kazançlar
yatırımları haklı kılmadıkça ne projeyi desteklemekte ne de yeni petrol alanlarının bulunması ve geliştirilmesine büyük miktarda para
ayırmaktadır. Aslında pek gündeme getirilmese de, Azeri petrolünün taşınmasında en ucuz yol İran alternatifidir. Çünkü petrolün çoğu
taşınmayıp, İran petrolü ile takas edilebilecektir. İran’da Cumhurbaşkanı Hatemi’nin görece liberal hükümeti, Washington ile Tahran
arasında ambargonun kalkmasına yol açacak bir
495 N., Şener, “Konsorsiyum Reddetse de Bakü – Ceyhan Yapılacak”, Hürriyet 7 Kasım 1998. 496 Ü., Enginsoy, “Bakü – Ceyhan Mucizeye Kaldı”, Artı Haber, 7 – 13 Mart 1998, Sayı 12, s.48.
yakınlaşma umudu doğurmuştur. Bu durumda Bakü – Ceyhan hattı ticari bakımdan anlamsız hale gelecektir. Bu nedenle petrol şirketleri bu
konuda bir anlaşmayı ellerinden geldiğince ertelemeye çalışmaktadırlar.497 Bu arada ABD yönetimi, Hazar petrollerinin nakli için
Balkanlardan geçecek bir boru hattı üzerinde ilk çalışmaları finanse edeceğini ilan etmiştir. Proje, Hazar’dan çıkacak petrolün Gürcistan’ın
Supsa ve Rusya’nın Novorossiysk limanlarından tankerlerle Bulgaristan’a, oradan da Makedonya ve Arnavutluk’a naklini öngörmektedir.
Bakü – Ceyhan projesine tam destek veren ABD yönetiminin böyle bir projeyi sahiplenmesi kafalarda soru işaretlerine neden olmuştur.
Ancak ABD’li yetkililer, Bakü – Ceyhan projesinden vazgeçilmesinin kesinlikle söz konusu olmadığını, Trans – Balkan projesinin –
gerçekleştiği takdirde – Hazar petrollerinin nakli için düşünülen “çok sayıdaki” (multiple) boru hattından biri olabileceğini
belirtmektedirler. Washington’daki Stratejik ve Siyasal İncelemeler Enstitüsü’nden Paul Michael Wihbey, ABD’nin Trans – Balkan projesi
konusunda hazırladığı son raporunda, bunun Bakü – Ceyhan projesine “zarar verebileceği” görüşünü öne sürüyor. Wihbey’e göre,
Bulgaristan – Makedonya – Arnavutluk hattı daha ucuza mal olacak. (Bakü – Ceyhan hattı 2.4 – 3.7 milyar dolar arası. Trans – Balkan
hattı 800 bin – 1 milyar dolar arası).498
Bakü – Ceyhan boru hattının yapımına ilişkin Türkiye ile AİOC ve
497 Ş., Alpay, “Hazar Petrolü İyimserlik Vermiyor”, Milliyet, 28 Haziran 1999.
Azerbaycan arasında yapılması öngörülen, Hükümetler Arası Anlaşma, Ev Sahibi Ülke Anlaşması, Anahtar Teslim Anlaşması ve Ülke
Garanti Anlaşması’nda pürüzlerin henüz giderilemediği ve 13 Nisan 1999 tarihli İstanbul Protokolü’nde beklenen üç aylık sürenin 13
Temmuz 1999’da sona erdiği görülmüştür.499 Hattın maliyetiyle ilgili görüşmelere değinen Y. Yiğitgüden Türkiye’nin PLE’ye yaptırılan
fizibilite çerçevesinde verdiği 2.4 milyar dolarlık maliyet garantisinin devam ettiğini ve bu boruların 40 inçlik ölçülere göre yapıldığını
söyledi. Ayrıca, karşı tarafın borunun çapının 40 değil, 52 inç olmasını istiyorsa, o zaman maliyet rakamının da değişeceğini söyledi.500
Bu dönemde İran Petrol Bakanı Yardımcısı Mehdi Hüseyni Bakü – Ceyhan boru hattının ancak dünya petrol fiyatlarında büyük
artışların olması durumunda ticari açıdan anlamlı olacağını savunmuştu.501 Özellikle İran Hazar bölgesindeki gelişmelerden büyük
rahatsızlık duymaktadır. Kuzey sınırında bağımsız milli devletlerin (Azerbaycan ve Türkmenistan) ortaya çıkması İran’ın kendi içindeki en
temel haklardan mahrum, kalabalık halklara (Azerbaycan Türkleri ve Türkmenler) siyasi ve ideolojik etkilerde bulunmaktadır. İran için
Hazar bölgesindeki gelişmelerin stratejik çıkarlarına yönelik olumsuzlukların ortadan kaldırmanın diğer önemli koşulu Hazar petrolünün
kendi topraklarından geçmesini sağlamaktır. Bu önemli husus da Tahran’ın esas rakipleri Azerbaycan, Türkiye, ABD, Gürcistan,
498 S., Kohen, “Bakü – Ceyhan’a Yeni Rakip Mi?”, Milliyet, 28 Haziran 1999. 499 F., Aslan, “Bakü – Ceyhan Bıktırdı”, Zaman, 13 Temmuz 1999. 500 Ş., Yılmaz, “Bakü – Ceyhan’da Son Viraja Girildi”, Finansal Forum, 5 Temmuz 1999. 501 S., İdiz, “Boru Hatları Konusu Arap Saçına Döndü”, Star, 4 Mart 2000.
Kazakistan ve Özbekistan’dır. Bu ülkeler 25 Ekim 1998 tarihinde Ankara Beyannamesini imzalayarak Hazar petrolü için en uygun yolun
Bakü – Tiflis – Ceyhan hattı olduğunu beyan ettiler.502 Bu beyannameden kısa bir süre önce Eylül ayında bölgenin 30’dan fazla devlet
başkanı, başbakan ve diğer yetkililerin katılımı ile Avrupa – Kafkas – Orta Asya enerji – haberleşme yolu hususunda Bakü’de zirve
toplantısı yapıldı. İran tarihi İpek Yolu’nun yeniden inşasını öngören büyük projeye katılmaktan fiili olarak imtina etti.503
İran, son aylarda gerçekleşmesi için önemli adımlar atılmış Bakü – Tiflis – Ceyhan esas petrol boru hattını en büyük tehlike olarak
kabul ediyor ve gerçekleşmemesi için bütün gücü ile çalışıyor. İran Bakü – Ceyhan hattı ile ilgili olarak bu hattın hayli pahalı olduğunu
(yanlış ve şişirilmiş 3.7 milyar dolar rakamı sık sık kullanıyor), verimliliğinin düşük olduğunu ve esas boru hattına yalnız iktisadi
yaklaşılması gerektiğini savunuyor.504 Tahran, Moskova ile beraber Hazar’ın dibinden petrol ve doğalgaz hatlarının (Tengiz petrolü ya da
Türkmen doğalgazını Bakü ile birleştiren hatlar) yapılmasının Hazar’ın sismik durumu bakımından büyük çevre sorunları ortaya
çıkarabileceği düşüncesini yaymaktadır. Ayrıca İran Hazar’da petrol üretiminin balıkçılığı bitireceğini propaganda etmekle, Hazar
petrolünün bu kapsamda Azerbaycan petrol kaynaklarının ilan edildiğinden defalarca az olduğu düşüncesini yaymaktadır.505 Bu bağlamda
502 Vışka Gazetesi, 6 – 12 Kasım 1998. 503 N., Nasibli, “İran’ın Azerbaycan Petrolü Politikası”, Jeoekonomi Dergisi, Sayı 1, 1999, s.54. 504 Yeni Müsavat, 24 Aralık 1998. 505 The Azeri Times, 11 – 17 Aralık 1998.
İran, Bakü – Tiflis – Ceyhan hattına alternatifler teklif ediyor. Bu hatla ilgili tartışmaların çoğalması Tahran’ın alternatif tekliflerini
artırmıştır. İran, Azerbaycan petrolünü iç tüketim için alıp, aynı miktarda petrolü İran Körfezi’nden ihraç etmeyi en uygun seçenek olarak
görmektedir. İran, Tebriz, Tahran ve Erek’te yıllık üretim kapasitesi birkaç milyon ton olan petrol rafinerilerine sahiptir.506 1998 yılının
başlarında İran’ın Azerbaycan Büyükelçisi esas petrol boru hattının bir kolunun İran Körfezi’ne, diğerinin ise Akdeniz’e çıkarılmasını
teklif ediyor. Aynı yılın Haziran ayının ortalarında İran, Neka- Tahran hattı için ihale yapacağını ilan etti. Bu hattın uzunluğunun 300 km
olması, inşaat masraflarının 400 milyon dolar tutması ve yapımının 30 ay içinde bitirilmesi planlanıyordu.507 Aralık ayında İran Hazar
petrolünün taşınması ile ilgili yeni bir teklif yaptı. Resmi Tahran kendisinin daha önceki tekliflerini geçerli olması kadıyla yeni bir
güzergahı, Bakü – Türkmenbaşı – Tahran – Herk hattını teklif etti. Bu teklif Bakü’den Türkmenbaşı’na su altından, oradan da Tahran’a
ihraç boru hattı yapılmasını öngörüyordu. Buradan petrol 390 km uzunluğundaki boru hattıyla Herk’e taşınarak Basra Körfezi’ne
çıkarılacaktır. İran bu hattı Tahran’dan Türkmenistan’ın Kızıl Artek şehrine, oradan da Tükmenbaşı’na uzatmak niyetindedir. Basra
Körfezi’ne çıkacak petrolün buradan Pakistan, Hindistan ve Güneydoğu Asya’ya, ayrıca Türkiye aracılığıyla Avrupa’ya ulaştırılması teklif
ediliyor.508 Şu noktayı da belirtmek gerekir ki, esas petrolün taşınmasında İran güzergahlarını içeren seçenekler Azerbaycan’da çok az
beğenilmektedir. 1998 Mart ayında Turan Haber Ajansı’nın yaptığı kamuoyu araştırmasında fikri sorulanların yalnız %10.2’si Azerbaycan
506 S., M., Aliyev, “Neft i Obşestvenno Politiçeskoye Razvitiye İrana v XXVeke”, Moskva, Nauka, 1985, s.185. 507 N., Nasibli, 1999, s.54.
– İran – Türkiye (bu bağlamda Bakü – Tebriz – Ceyhan) hattını beğendiğini söylemiştir. Diğer hatlara ilişkin tutumlar ise şöyledir: Bakü –
Ermenistan – Nahçıvan – Türkiye hattı %14.5, Azerbaycan – Gürcistan – Ukrayna yolu %33.8, Azerbaycan – Çeçenistan – Rusya yolu
%47.5 ve en sonunda Azerbaycan – Gürcistan – Türkiye yolu %78.1.509
ABD’nin Türkiye’deki Büyükelçisi Marc Harris, Turkish Daily News gazetesine yaptığı açıklamada, Bakü – Ceyhan ve Hazar
Denizi geçişli petrol ve doğalgaz boru hatları projesine soğuk bakmadığını bildirdi.510 Özellikle Clinton yönetimi, Hazar petrolü ve
doğalgazının dünya piyasasına ulaştırılmasındaki “Doğu – Batı Koridoru” stratejisinin iflas ettiği ve enerji hatlarının Ceyhan’a
uzanmasının tehlikeye düşürdüğü görüşünü reddediyor. Bakü – Ceyhan petrol hattı cephesinde 29 Mayısta Bakü’de çok önemli bir adımın
atılacağını vurgulayan Wolf, bu toplantıda boru hattından sorumlu ticari şirketin kurulacağını ve hattın 2004’e yetiştirileceğini
vurguladı.511
Türkiye’yi bölgesinde önemli bir enerji merkezi haline getirecek olan Bakü – Tiflis – Ceyhan ham petrol boru hattı projesinde geri
508 Azadlıg Gazetesi, 9 Aralık 1998. 509 N., Nasibli, 1999, s.55. 510 İ., Çevik, “Parris: Bakü – Ceyhan Politikamız Değişmedi”, Hürriyet, 21 Mart 2000.
sayım başlandı. Hazar petrollerini Türkiye üzerinden dünya pazarlarına taşıyacak olan boru hattının yapımı için detay mühendislik
ihalesine yönelik ön seçim çalışmaları
511 Y., Çongar, “Bakü – Ceyhan Yapılacak”, Milliyet, 26 Mayıs 2000.
son aşamaya geldi. İhalenin değerlendirilmesi çalışmaları BOTAŞ Genel Müdürlüğü tarafından sonuçlandırılacaktır.512 2005 yılının ilk
aylarında üretime alınması planlanan Bakü – Tiflis – Ceyhan boru hattı projesinin yapım öncesindeki en önemli etabını oluşturan detay
mühendislik hizmetleri ön seçim değerlendirme çalışmaları da tamamlanarak MEPCO’ya (Main Export Pipeline Company) müracaat
edildi. Bakü – Ceyhan ham petrol boru hattının projesinin ev sahibi ülkelerin garanti anlaşmasını 19 Ekim 2000 tarihinde Ankara’da
imzalanmasının ardından projenin ana ihraç konsorsiyumu olarak kurulan MEPCO şirketi yetkilileri Fransa’nın başkenti Paris’te
başlattıkları finansman müzakerelerini yoğun bir biçimde sürdürüyor. Boru hattının temel mühendislik çalışmaları ise kısa süre önce
Alman PLE (Pipeline Engineering Company) tarafından 1 milyon dolarlık harcama karşılığında yapılmıştır.513 Bu arada dünyanın 27 dev
petrol ve petrokimya şirketi, Bakü – Ceyhan petrol boru hattının gerçekleştirilmesi ve işletilmesini sağlayacak MEPCO’dan hisse almak
için rekabete girişti. Bakü’de yapılan projenin tanıtım toplantılarının ilkine ABD, Almanya, İngiltere, Hollanda, Rusya, Fransa, Belçika,
Japonya, Kazakistan gibi ülkelerin 27 şirketin temsilcileri ve yöneticileri katıldı. Boru hattının tanıtım ve hissedarlık toplantıları bugünden
(2000 yılı) itibaren Ankara’da Enerji Bakanlığı’nda sürdürülecek.514
512 N., Ozan, “Hazar Petrolleri Gün Sayıyor”, Türkiye, 29 Kasım 2000. 513 N., Ozan, “Bakü – Ceyhan 2004’e Kilitlendi”, Türkiye, 26 Aralık 2000. 514 Z., Doğan, “Dünya, Bakü – Ceyhan’ın Peşinde”, Milliyet, 20 Haziran 2000.
Türkiye hem Azerbaycan hem de Kazakistan petrollerinin Akdeniz kıyısındaki Ceyhan petrol terminali tesislerine boru hattıyla
taşınması için yoğun lobi faaliyetine girişmiştir.515 Ama Azerbaycan ile Türkiye arasında direk bağlantıların olmaması bu boru hattının
üçüncü ülkenin razılığıyla gerçekleşmesine getirip çıkarmıştır. Bunlar: Azerbaycan – İran – Nahçıvan – Türkiye (uzunluğu 1920 km,
maliyeti 4 milyar dolar), Azerbaycan – Ermenistan – Türkiye (uzunluğu 1068 km, maliyeti 1.25 milyar dolar), Azerbaycan – Gürcistan –
Türkiye (uzunluğu 1032 km, maliyeti 983 milyon dolar). Bu güzergahlardan ilki diğerlerine oranla en tehlikesiz olanıdır. Lakin çok uzun
ve pahalı olması, ayrıca ABD – İran ilişkilerinin pek de iyi olmaması gerçekleşmesinin çok zor olduğunu göstermektedir. İkinci güzergah
Ermenistan’dan geçmektedir. Ama halen devam eden Karabağ Savaşı nedeniyle bu hattın da gerçekleşmesinin zor olduğu görüşüdür.
Özellikle bu hattın Ermenistan’dan geçmesi, savaşın en iyi koşuluyla sona ereceği ve gelecekte tekrar herhangi bir savaşın olmayacağı
garantisini vermemekte, aksine Ermenilere ödül verileceğinden, bu defa onlar kendilerinin düşmandan korunmaları için uzun yıllar
sağlayacakları kazançla ayakta duracaklardır. Bu hatlar içerisinde üçüncü hat hem ucuz, hem de kısa oluşu nedeniyle en çok ilgi görülen
hattır.516 Gürcistan boru hatları konusunda Azerbaycan’ı desteklemektedir. Çünkü Orta Asya enerji taşıyıcıları Azerbaycan’dan geçerse,
demek ki Gürcistan’dan da geçecektir.517
515 D., Nissman, “Kürtler, Ruslar ve Boru Hattı”, Avrasya Etütleri, Cilt 2, Sayı 1, TİKA Yayınları, İlkbahar 1995, s.30. 516 M., Ehmedov, 1998, s.140 – 141. 517 E., Ehmedov, 1998, s.68.
Bakü – Ceyhan boru hattı ile ilgili değişik alternatifler geliştirilmiştir. Bunlardan birinde Bakü – Ceyhan boru hattı diğer hatlara
göre daha uzun olup, toplam uzunluğu 2000km’dir. Borunun 550km’lik kısmı Azerbaycan’dan, 250km’lik kısmı Gürcistan’dan,
1200km’lik kısmı ise Türkiye’den geçecektir. Bu hattın toplam maliyeti 4.8 milyar dolar, ulaşım maliyeti ise 24 dolar / tondur. Bakü –
Ceyhan boru hattının yatırım ve ulaşım maliyetlerinin oldukça yüksek olması bu hattın hayata geçirilmesini engelleyen etkenlerden
birisidir.518 17 – 19 Kasım 1999 tarihlerinde İstanbul’da yüzyılın son AGİT Zirve Toplantısı yapıldı. Türkiye’nin başarılı ev sahipliğinde
gerçekleştirilen ve 62 ülkenin en üst düzey yöneticilerinin katıldığı bu tarihi zirvede yıllardır görüşmeleri devam eden ve fakat nasıl
sonuçlanacağına dair bir sonuç alınamayan Bakü – Ceyhan Petrol Boru Hattı ile ilgili anlaşmanın imzalanarak fiilen uygulamaya
başlatılması idi. Hazar Denizi petrol havzasında üretilen petrolleri Gürcistan ve Türkiye üzerinden taşıyarak Ceyhan’da dünya pazarlarına
ulaştıracak olan Petrol Boru Hattı Antlaşması 18 Kasım 1999’da Azerbaycan, Türkiye,Gürcistan, Kazakistan, Türkmenistan Devlet
Başkanları tarafından imzalandı. ABD Başkanı ise şahit ülke sıfatı ile katıldı ve bir bakıma ABD’nin bu anlaşmanın hayata geçirilmesinin
teminatı olduğu izlenimi verdi. İstanbul’da toplam dört ayrı anlaşma imzalanmıştır. Bunlar: Hükümetler Arası Anlaşma, Geçiş Ülkeleri
Anlaşması, Ev Sahibi Ülkeler Anlaşması ve Hükümetler Garanti Anlaşmasıdır. Ayrıca Türkmenistan doğalgazının aynı güzergahtan
aktarılması ile ilgili bir diğer anlaşma bu toplantıda parafe edildi. Bakü – Ceyhan projesi 2.5 dolara mal olacak, inşaat sonunda 2004 Nisan
ayında boru hattından Ceyhan’a yılda 45 ton akaryakıt pompalanabilecek. Hattın toplam uzunluğu 1730 km olup, 1307km’si Türkiye’de,
518 O., N., Aras, 2001, s.101 – 102.
225km’si Gürcistan’da, 468km’si Azerbaycan’da bulunacak. Türkiye yılda 100 milyon dolar ulaştırma payı alacaktır. Ayrıca Ceyhan’da
bir deniz rafinerisi kurulacak ki, bölgede 4 trilyon dolarlık petrol ve doğalgaz ticari meta haline dönüşecek. Sistemde 3 transfer istasyonu
planlanırken, boru hattının işletilmesi sırasında gerekecek data ve ses haberleşmesinin, boru hattı ile birlikte döşenecek fiber optik kablo ve
uydu sistemleri aracılığıyla gerçekleştirilmesi de yer alıyor. Boru hattı üzerinde 2’si Azerbaycan, 3’ü Gürcistan ve 4’ü Türkiye olmak üzere
toplam 9 pompa istasyonu öngörülmüştür. Ayrıca uzaktan kumandalı 90 adet hat vanasının yapılması tasarlanmıştır. Boru hattı üzerinde 1’i
Bakü’de, diğeri Ceyhan’da olmak üzere 2 kontrol ve kumanda merkezi, Tiflis’te ise bir gözetim merkezinin kurulması önerilmiştir. 2010
yılında Azerbaycan 10 kat, Türkmenistan 7.5 kat, Kazakistan 6.5 kat zenginleşecektir. Bu zenginlik Türkiye için önemli bir ticari
potansiyel yaratacaktır.519 BOTAŞ’ın Bakü – Ceyhan’ın Türkiye ayağı için açtığı ihale şunlardır: Bakü – Ceyhan boru hattı Bakü
yakınlığındaki Sangaçal limanından kara geçişiyle Gürcistan’ın başkenti Tiflis üzerinden geçip, Türkiye sınırının (42º 49') 42 derece 49
dakika kuzey ve (43º 18') 43 derece 18 dakika doğu koordinatları arasından Anadolu’ya giriş yapacak. Hat Ardahan, Kars, Erzurum,
Erzincan, Sivas, Kayseri, Kahramanmaraş, Osmaniye ve Adana il sınır güzergahını takip ederek Ceyhan’da inşa edilecek olan terminale
bağlanacak.520 Gürcistan sınırından Erzurum’un kuzeydoğusuna kadar olan bölümün uzunluğu 296 km olacak, ilk 22km’si 46, geri kalan
bölümü 42 inç olacak boru hattının büyük bölümü dağlık bölgelerden geçiyor. Bu ihalede Mavi Akım Projesi çerçevesinde Karadeniz
519 http:/mypage:koc.net/EGITIM/tkumkale/16 subat.htm 520 O., N., Aras, 2001, s.102.
altına boru hattı döşeyen Saipem Güriş ile konsorsiyum oluşturarak yer alıyor. Limak, Alarko, AD ve Tepe grupları da yabancı ortaklarıyla
katılırken, TEKFEN ihaleye tek başına giriyor. Erzurum yakınlarından başlayıp, 439 km süren bu bölümün tamamı 42 inç çapında olacak
ve doğalgaz boru hattına paralel olacak. 11 ayrı konsorsiyumun seçildiği etapta Haznedaroğlu, Öztaş ve Stroytransgaz (OHS)
konsorsiyumu oldu. Gürcistan sınırından 735 km uzakta başlayan bu bölüm 336 km uzunluğunda olacak. 216km’si 42 inç çapında olacak
bu boru hattının 120km’si 34 inç olacak. Toros Dağlarında hayli zor alanlardan geçecek olan bu etabın ihalesine ilk etapta katılan
konsorsiyumlar katılacak. Toplam 4 pompa istasyonu yapılacak ki, ilki Posof, ikincisi Dumlu, üçüncüsü Çayırlı ve sonuncusu Kangal
yakınlarında inşa edilecek. Toplam 19.4 MW gücünde olacak. Ceyhan deniz terminali kıyı kısmında tahliye tanklarını da içeren boru hattı
giriş tesisleri ile 7 adet yüzer tavanlı tank yapılacak. Ayrıca tank sahası, istinat duvarları, ölçüm ünitesi, bağlantı boruları gibi unsurları
içerecek. Projenin Türkiye kısmının 1.4 milyar dolara mal olması öngörülürken, BP başkanlığındaki Ana İhraç Boru Hattı Konsorsiyumu,
bu parayı bulmak için ABD’de temaslarını sürdürüyor. Öte yandan projenin Azerbaycan ve Gürcistan kesiminde kalan 750 km
uzunluğundaki bölümünün maliyeti 1.3 milyar doları bulacak. Bunun finansmanı da BP’nin başkanlık ettiği Bakü – Ceyhan boru hattı
konsorsiyumu gerçekleştirecek. Yılda 50 milyon ton ham petrol geçmesi beklenen hattan 100 milyon dolar kazanması bekleniyor.521 Uzun
vadede Doğu – Batı Koridoru ile Azerbaycan’ın yanı sıra Kazakistan petrolü ve Türkmenistan doğalgazının da taşınması düşünülmektedir.
Buna göre Hazar Denizi’nin altına döşenmesi düşünülen Transkafkasya Hattı ile Kazak petrolü ve Türkmen doğalgazı Bakü’ye, buradan
521 D., Zeyrek, “3 Milyar Dolarlık Proje”, Radikal, 17 Şubat 2002.
ise Bakü – Ceyhan boru hattı ile Türkiye’ye ulaştırılacaktır. Uygulamaya konulan saha geliştirme planlarına göre Azerbaycan 2005 yılında
40 milyon, Kazakistan ise 35 milyon ton petrol ihraç edecektir. Bu çerçevede Türkiye tarafından gerçekleştirilen proje çalışmalarında, inşa
edilecek bir boru hattı ile Kazakistan’dan 20 ve Azerbaycan’dan da 25 olmak üzere toplam 45 milyon ton ham petrolün Ceyhan terminaline
taşınması esas alınmıştır.522
Rusya’nın önde gelen finansmanlarından YUKOS, Bakü – Tiflis – Ceyhan petrol boru hattının inşaatına katılma talebiyle
başvuruda bulunmuştur. İnterfax’ın haberine göre, YUKOS bu amaçla Azerbaycan’ın resmi petrol şirketi SOCAR’a bu konuyla ilgili
bildirirken, SOCAR kaynaklarınca bu firmanın projede sahip olacağı payı finanse etmeye hazır olduğu belirlenmiştir.523 Bakü – Ceyhan
Projesinde hisse dağılımı şu şekildedir: SOCAR %50, BP %25.41, UNOCAL %7.65 (operatör), STATOİL %6.37, TPAO %5.02, ITOCHU
%2.92, DELTA HESS %2.03, DEVON ENERGY %0.60. Böylece sadece Hazar bölgesindeki petrol üreticileri değil, Kazakistan’ın
Kaşagan bölgesine kadar olan hattaki diğer üreticiler de Bakü – Ceyhan Projesine hissedar olarak girebilecektir. Yeni katılımcılara ise
SOCAR’ın hissesinden pay verilecektir.524
522 O., N., Aras, 2001, s.102. 523 Zaman Gazetesi, 9 Ocak 2002. 524 O., N., Aras, 2001, s.116.
“Bakü – Ceyhan” Projesi “ara menzil” olarak da değerlendirilmektedir. Kazakistan, Türkmenistan ve Azerbaycan petrolleriyle
doğalgazlarının bu güzergahla batıya taşınması hem bu ülkelerin hem de ABD’nin zaferidir. Rusya, İran için ise bir yenilgidir. Çünkü bu
hat sayesinde Orta Asya ve Kafkaslar ekonomik olarak Rusya’dan bağımsızlaşacaktır. Rusya olmadan da dünyaya açılabilecektir. Ama
İran, İngiltere ve Almanya ise bölgenin bu kadar güçlenip tek “Büyük Devlet” haline gelmemesi için el altından hep Rusya’yı
desteklemektedirler.525
2.2.2.4. TRANS – HAZAR BORU HATTI
1996 yılının başlarında Azerbaycan petrollerinin batıya taşınması için yapılan görüşmelerde Kazakistan Cumhurbaşkanı N.
Nazarbayev “Sadece Rusya hatlarının uygun olmadığını, alternatif hatların da gözden geçirildiğini” bildirmişti. O, ayrıca Tengiz’den
Azerbaycan’a taşınacak petrolün Bakü – Ceyhan boru hattıyla taşınmasına razı olduğunu da bildirmişti.526 1996 yılının Eylülünde Bakü’ye
525 A., Yağmur, “Zirve II”, Milliyet, 19 Kasım 1999. 526 M., Ehmedov, 1998, s.133 – 134.
geldiği zaman Tengiz petrolünün Azerbaycan’dan taşınması konusu görüşüldü ve elde edilen razılaşmayla 4 Ekimde SOCAR, Tengiz –
Chevron ve Caspian Transko İnk. (Büyük Britanya) şirketleri arasında anlaşma yapıldı. Anlaşmaya göre Tengiz’den Hazar Denizi
Gemicilik İdaresi’nin tankerleri petrolü Aktau limanından Abşeron’daki Dübendi limanına taşıyarak, oradan da tanklar içinde ya da boru
hattından Ali – Bayramlı’ya ve Batum limanına ulaştırılacaktı. O yılın Ekiminden itibaren Tengiz petrolü Dübendi terminaline taşınmaya
başlandı.527 İlk parti 2 bin tondan oluşmaktaydı. Razılaşmaya göre, Azerbaycan’dan aylık 200 bin tondan fazla pettrol taşınacaktı. Taşınan
petrolün her tonundan Azerbaycan 8 – 9 dolar elde edecekti. 1997 yılının Haziranında iki ülke başkanının Alma – Atı’daki görüşünde
Kazakistan’ın Aktau limnından Bakü’ye kadar yapılması öngörülen su altı boru hattının tartışmaya açılması, tarafların razı kalması ve
yıllık 15 – 25 milyon ton petrolün taşınması kararlaştırılmıştı. İmzalanmış anlaşmayla Özbekistan, Türkmenistan ve Kırgızistan’da üretilen
petrol ve doğalgazın Azerbaycan’dan batıya pazarlanması için geniş ufuklar açıyordu. Lakin Chevron şirketinin bu petrolleri İran’dan
taşıma kararını alması, İran – ABD ilişkilerinin hiç de iyi olmaması bu projenin gerçekleşmesine imkan vermedi.528 Özellikle Chevron
şirketi 1996 yılında Azerbaycan’la yapmış olduğu barter anlaşmasını İran’la da yapmaya hazırlanıyordu.529
Kazakistan’ın Hazar havzasında bulunan ve 50 milyar varilin üstünde bir potansiyelin sahip olduğu sanılan Doğu Kaşagan yatağı,
527 N., Aliyev, “Petrol Azerbaycan’ın Milli Serveti”, Diyalog Avrasya Dergisi, Şubat 2001, s.83.
boru hattının
528 M., Ehmedov, 1998, s.134. 529 T., Atmaca, “20. Yüzyılın Sonunda Azerbaycan Türkiye Münasibetleri (1993 – 1998), Ankara, 1999, s.235.
önemini bir anda artırdı. Hazar havzası petrollerini batı piyasalarına ulaştırmayı hedefleyen 2.4 milyar dolarlık Bakü – Ceyhan boru hattı
projesinin önündeki engeller bundan böyle hızla kalkabilir. ABD’li yetkililerin “son 20 yılda keşfedilen en büyük petrol yatağı” diye
nitelendirdiği Doğu Kaşagan petrollerinin batıya taşınmasında ilk seçenek, “Bakü – Ceyhan hattı” olarak belirirken, projenin önündeki en
önemli engel sayılan, “mevcut Azeri petrolünün, böylesine büyük bir projeyi, mali açıdan rasyonel kılmaya yetecek miktarda olmadığı”
görüşü de geçerliliğini yitirecek. ABD’nin Hazar Enerji Kaynaklarından sorumlu yetkilisi, John Wolf’a göre, “Bu keşfin doğrulanması,
Bakü – Ceyhan hattının şansını artırmak açısından muazzam bir önem taşıyacak”. ABD’li yetkililerin öteden beri savunduğu şekilde,
sadece AIOC değil, Kazak petrollerini denetleyen Hazar Petrol Konsorsiyumunun (CPC) da ihracatını Bakü – Ceyhan üzerinden yapmaya
başlaması öngörülüyor. Bunun sağlanması için, Kazakistan’ın elindeki ham petrolü, önce Azerbaycan’a ihraç etmesi gerekiyor.530
Kazakistan Cumhurbaşkanı N. Nazarbayev’e göre, Bakü – Ceyhan, Kazak petrolsüz verimli olamaz. 65 milyon tonluk projeye ne
Azerbaycan’ın ne de Türkmenistan’ın petrolü yeter. Bunun gerçeği Kazak – Bakü – Ceyhan Petrol Boru Hattı olmalıdır.531 Söz konusu
boru hattı güzergahı Aktau’dan veya Türkmenbaşı şehrinden su altından yapılmak kaydıyla iki yere ayrılmaktadır. Tengiz’den Bakü’ye
kadar 618 km, Türkmenbaşı şehrinden Bakü’ye kadar 317km’dir. Toplam maliyeti 3 milyar
530 Y., Çongar, “Bakü – Ceyhan İçin Ümit”, Milliyet, 18 Mayıs 2000. 531 O., Tan, “Nazarbayev: Kazak Petrolü De Olmalı”, 3 Ekim 2000.
dolar olup, günlük 400 – 500 bin varil petrolün taşınması planlanmıştır.532 Uzmanlara göre ise bu hattın yapılmasıyla Kazakistan 2000
yılına kadar petrol üretimini yıllık 50 milyon tona, 2010 yılına kadar ise 140 – 170 milyon tona çıkarmayı planlamıştır.533 Petrolle beraber,
Azerbaycan kendi gazını da ihraç etmek istemektedir. Bu nedenle Hazar Denizi üzerinden bir boru hattı daha çekilmesi için Türkmenistan
ile görüşmeler yapıldı. Önce Türkmenistan bu projeyi olumlu karşıladı. Azerbaycan için bu projenin hem geçiş ülkesi olması hem de kendi
gazını satabilmesi avantajları idi. Lakin daha sonra Rusya ve İran, bu konuda Türkmenistan’la görüşerek, “Trans – Hazar” projesinden
vazgeçmeye zorladılar. Olumsuz bir cevap alınmasa da H. Aliyev Şahdeniz yatağından Sangaçal Terminaline kadar yeni doğalgaz boru
hattı yapılması ve eski gaz yollarının tamir edilmesi talimatını verdi. Tamir işleri bittikten sonra Azerbaycan kendi doğalgazını Türkiye’ye
gönderecek. Bununla ilgili çalışmaların başlanması için bir uzman grubu oluşturulmuştur. Doğalgaz boru hatlarının onarımı için 600
milyon dolar gerekmektedir. Bu çalışmalara yabancı firmaların katılaması da bekleniyor.534 H. Aliyev’in Sabah Gazetesi’ne verdiği
demeçte, Türkiye Azerbaycan’dan 2004 yılında 2 milyar m3, 2006 yılında ise 6.6 milyar m3 doğalgaz alacak. Bu 2008 yılında 15 – 20
milyar m3e çıkabilir.535 (Bkz.: harita 9)
532 “Neft i Gaz Kaspiyskogo Regiona”, 1998, s.62. 533 O., N., Aras, 2001, s.97. 534 N., Aliyev, 2001, s.84. 535 Sabah Gazetesi, 22 Mart 2001.
2.2.2.5. BAKÜ – SUPSA (GÜRCİSTAN) – ODESSA (UKRAYNA) GÜZERGAHI (“DRUJBA” HATTI)
1997 yılının başlarında Bakü – Supsa güzergahına diğer bir alternatif olan Bakü – Supsa – Odessa / Ukrayna / Boru Hattı ortaya
çıktı.536 Bu boru hattıyla Azerbaycan, petrol ve doğalgazını Orta Avrupa’ya taşınmayı kararlaştırmıştır. Önce tankerlerle petrolün
Karadeniz limanlarının birinden Odessa’ya getirilmesi, daha sonra “Drujba” (Dostluk) boru hattıyla taşınmasına karar verilmiştir. Halen bu
boru hattıyla Rusya’da üretilen petrol Batı Avrupa’ya taşınmaktadır.537
1997 yılının Şubatında Gürcistan ve Ukrayna Cumhurbaşkanlarının görüşmesiyle Odessa limanından petrolün tankerlerle
taşınmasını öngören bir anlaşma imzalandı. Bu görüşmeden sonra Azerbaycan ve Ukrayna yöneticileri petrolün Ukrayna’dan geçen
“Drujba” boru hattının bir bölümü ile pazarlamayı düşündüklerini açıklamışlar. Ukrayna bunun gerçekleşmesi halinde hattın güvenliği ve
çok düşük vergi ödemeyi teklif etmeye hazır olduklarını bildirmiştir. Özellikle Rusya’ya olan bağımlılığını kırmaya çalışan Ukrayna,
uluslararası pazarlara çıkmayı ve petrol taşımacılığında yer almak istediğini açıklamıştır. Lakin Rusya’nın Karadeniz’de donanma
536 Azadlıg Gazetesi, 9 Mayıs 1997. 537 H., Eliyev, 1997, s.365.
bulundurma, Sevastopol şehrinin statüsü gibi siyasi problemlerin gündeme sokma girişimleri olmuştur.538
Bu projeyle ilgili olarak, Odessa’dan 40 km aralı bulunan “Yujnı” petrol terminalinin yapımı devam etmektedir. Hazırda Odessa –
Brodı güzergahı boyunca boru hattı yapılmaktadır. Bu hattın yapılmasıyla, “Drujba” petrol boru hattıyla Macaristan’a, Slovakya’ya, Çek
Cumhuriyeti veya Avusturya’ya petrol nakli mümkün olacaktır. Bu boru hattının “Adamovı Zastava”ya kadar uzatılması (300 km), Drujba
– 2 boru hattının yüklenmemiş güçlerinden kullanılarak Polonya ve Almanya’ya petrol taşımak mümkün olacaktır. Odessa – Brodı petrol
boru hattının inşası için 53 milyon dolar finans sağlansa da, inşasının bitimi için 120 milyon dolar gerekmektedir.539
2.2.2.6. BAKÜ – NOVOROSSİYSK (RUSYA) – BURGAZ (BULGARİSTAN) – DEDEAĞAÇ (YUNANİSTAN) PETROL
BORU HATTI GÜZERGAHI
1993 yılının 6 Mayısında söz konusu güzergahların değerlendirilmesi yapılırken Bakü – Ceyhan Petrol Boru hattının alternatif gibi
538 M., Ehmedov, 1998, s.136 – 137. 539 Ayna gazetesi, 17 Ekim 1998.
bu güzergah da bulunmuştur.540 Türk Boğazlarını by – pass edecek bir güzergah olarak düşünülen ve Azeri petrolünün Bakü’den
Novorossiysk limanına, petrol boru hattıyla, daha sonra da tankerlerle Burgaz’a (Bulgaristan), Burgaz’dan da Dedeağaç’a (Yunanistan)
taşımayı öngören Burgaz – Dedeağaç petrol boru hattına yönelik olarak Türkiye’nin herhangi bir itirazı bulunmamaktadır. Ancak ilgili
petrol çevrelerinin söz konusu hatta ilişkin değerlendirmeleri sonucunda Burgaz – Dedeağaç petrol boru hattının aşağıda belirtilen olumsuz
yönleri sebebiyle ekolojik ve çevresel sorunlar yaratabileceği düşünülmektedir.Bunlar;
• Çift yükleme ve boşaltmanın (double - handling) taşıma maliyetleri üzerindeki olumsuz etkisi;
• Karadeniz’de yılda takriben 80 iş gününün olumsuz hava şartları nedeniyle kaybedilmesi ve Novorosiysk limanının olumsuz
şartları;
• Ege Denizi’ne büyük tankerlerin girmesinin irili ufaklı birçok ada için yaratabileceği çevresel ve ekolojik tehlikelerdir.541
Proje değeri 1 milyar dolar civarında olmaktadır. Bulgaristan’ın Burgaz ve Yunanistan’ın Dedeağaç (Aleksandrapolis) limanı
540 Türkiye Gazetesi, 7 Haziran 2000. 541 K., Batmazoğlu, 1998, s.25 – 26.
arasında 175km’lik bölümde, boru hattı yapılması gerekiyor. Ancak Novorossiysk limanının konumu nedeniyle ilk planda bu proje
sakıncalı görülüyor. Diğer taraftan Bulgaristan’ın, güzergahın kendi arazisinden geçmesinden dolayı %25’lik bir gelir talebi mevcuttur.
Taraflar arasında şimdiden bir anlaşmazlık var. Rusya bu projeyi destekliyor. Geçenlerde imzalanan son anlaşmada bu güzergahın
Groznı’dan geçen güvenliğin sağlanmasına ilişkin maddeler bulunuyor.542 Yapılması düşünülen boru hattıyla, birlikte güzergahın Burgaz –
Dedeağaç bölümünün uzunluğu 317km’dir. Boru hatlarının yıllık taşıma kapasiteleri 30 milyon tondur. Rusya’nın “GAZPROM” Konserni,
Yunanistan’ın “DEPA”, “LATSİS GRUB”, “KOPELUZOS GRUB” Şirketleri, ayrıca Bulgaristan hükümeti bu projenin
maliyeleştirilmesini kendi üzerlerine almışlardır.543
2.2.2.7. DİĞER GÜZERGAHLAR
Diğer güzergahlar içerisinde Trans – Balkan, Bakü – Trakya – Yunanistan, Bakü – Gürcistan – Romanya – İtalya ve Türkmenistan
– Afganistan – Pakistan güzergahları da bulunmakta olup, ama şimdilik petrol taşınması öngörülmemektedir.
542 T., Atmaca, 1999, s.235. 543 Ayna Gazetesi, 17 Ekim 1998.
2.2.2.7.1. TRANSBALKAN BORU HATTI GÜZERGAHI
ABD, Bulgaristan’la Arnavutluk arasında Trans – Balkan Boru Hattı Projesini hazırlatmıştır. Proje 12 Ocak 2000 günü Eximbank,
Yeniden Yapılanma için Avrupa Bankası, Dünya Bankası ve AMBO (Arnavutluk – Makedonya – Bulgaristan Petrol Şirketi) tarafından
tartışılmıştır. Hat Bulgaristan’ın Burgaz kentinden başlayıp, Makedonya üzerinden Arnavutluk limanı Durres’te son bulacaktır. Projenin
maliyeti 826 milyon dolara mal olmaktadır. Bu koşullarda Bakü – Ceyhan Boru Hattının şansı öncelikli olamamaktadır.544
2.2.2.7.2. BAKÜ – TÜRKİYE – YUNANİSTAN BORU HATTI GÜZERGAHI
Bakü – Ceyhan Boru Hattına alternatif olarak öngörülen bu boru hattı güzergahı için Avrupa Birliği düğmeye bastı. Projenin değeri
4.8 milyar dolardır. Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanan yakınlaşmanın olumlu etkileri kendisini yine gösterdi. Hazar petrollerinin
Avrupa Birliği pazarına ulaştırılması çalışmalarını yürüten INOGATE (INTERSTATE OIL AND GAS TRANSPORT TO EUROPE)
üzerinde çalıştığı projelerde Türkiye bağlantısı öne çıktı. Hazar petrollerinin ve bölgedeki doğalgazın bir boru hattıyla Türkiye üzerinden
Yunanistan’a, oradan da İtalya’ya geçirilmesine Avrupa Birliği Komisyonu destek verdi. Yaklaşık 5 milyar EURO değer biçilen bu proje
çerçevesinde Hazar petrolünün ve doğalgazının boru hattıyla Avrupa’ya ulaştırılması öngörülüyor. AB Komisyonunun dış ülkelerden
sorumlu komiseri Chris Patten, Yunanistan ve Türkiye’nin İnogate çatısı altında birlik ve çalışmaya karar vermelerinden büyük
memnuniyet duyduğunu belirterek, “Bu çaba Hazar bölgesi, Karadeniz, Akdeniz ve Kuzey Afrika arasındaki bağlantıların entegre
edilmesini kolaylaştıracaktır. Bu da Avrupa’da uzun vadede enerji konusunda güvenliliğimizi sağlayacaktır” dedi.545
2.2.2.7.3. BAKÜ – GÜRCİSTAN – ROMANYA – İTALYA BORU
HATTI GÜZERGAHI
Romanya’da Azerbaycan petrollerini kendi topraklarından geçirmekle dünya pazarlarına ulaştırmayı amaçlamıştır. Bakü – Supsa –
Köstence güzergahının son bitiş yeri İtalya’nın Trieste limanı olmaktadır. Azerbaycan petrolleri buraya önce Tuna nehri ile, daha sonra ise
bölgede mevcut olan boru hatlarıyla taşınması kararlaştırılmıştır. Romanya tarafının hesaplarına göre, bu projenin maliyeti 2 milyar
544 T., C., Kutlu, “Rusya, ABD, AB, AGİT Kıskacında Çeçenya”, Stratejik Araştırmalar Dosyası, Sayı 3, Yıl 1, Mart 2000, s.43. 545 G., Özalp, “Avrupa’nın Enerji Köprüsü Türkiye”, Milliyet, 7 Temmuz 2000.
dolardır. Bu ülkenin en büyük Karadeniz limanı Köstence olup, petrol pompalama gücü yıllık 33 milyon tondur.546
2.2.2.7.4. TÜRKMENİSTAN – AFGANİSTAN – PAKİSTAN BORU HATTI GÜZERGAHI
Doğalgaz boru hattı konusunda bu güzergahın kullanılmasına ilişkin anlaşma imzalandı. Proje bedeli 4 milyar
dolardır. ABD’nin EXXON Şirketinin teklifi olan projeyi, Japonya’nın Mitsubishi Şirketi ve Çin Devlet Petrol Şirketi
yapımını üstlenmeyi vaat ediyor. EXXON Azerbaycan dahil, tüm Hazar petrollerinin bu güzergahla, Hint
Okyanusu’na nakledilmesinin en emin yol olduğunu öne sürüyor.547 Bu alternatifi destekleyen diğer bir Amerika
şirketi “UNOCAL”dir. Özellikle bu şirket Hazar petrollerinin Herat ve Belucistan’dan geçerek dünya pazarlarına
ulaştırmayı amaçlıyor.548
546 Ayna Gazetesi, 17 Ekim 1998. 547 T., Atmaca, 1999, s.236. 548 E., Ehmedov, 1998, s.142.
11 Eylül 2001 tarihinde Dünya Ticaret Merkezine yapılan saldırıdan sonra dünyanın bütün dengeleri değişti.
Amerika, terörizmle mücadele planı çerçevesinde “imparatorluk” sınırlarını Asya’ya kadar genişleterek Rusya ve
Çin’in arka bahçesine yerleşti. Bölgede artık Amerika’nın haberi olmaksızın kuş uçması bile olanaksız. Terörle
mücadele adı altında yürütülen bu planın arka yüzünde ise enerji kaynaklarının denetimi yatmaktadır. Hazar
bölgesinde müthiş petrol ve doğalgaz kaynakları olduğu biliniyor. Ancak bu zenginliğin bölgeden çıkarılmasında
yıllardır sorun yaşanıyor. Amerika Bakü – Tiflis – Ceyhan hattıyla beraber Hazar Bölgesi petrolünü tüketimi hızla
artan Asya ülkelerine ulaştırmanın yollarını arıyor.549
Azerbaycan’a 9 yıldır uyguladığı 907 nolu Ekonomik Ambargo kararını kaldırma girişimi başlatan ABD’nin, 11 Eylül olaylarının
hemen ardından Azerbaycan’ın terörizme karşı her türlü mücadelenin yanında olacağını belirtti.550 Bu dönemde Afganistan’a dönük
“operasyon”, ABD’nin Orta Asya enerji politikalarını tartışmaya açtığı gibi, Amerika şirketi UNOCAL’ın boru hattı projesini de yeniden
gündeme taşıdı. Pek çok yorumcu ve uzman bu operasyonun bölgedeki enerji politikalarını yeniden şekillendireceği görüşünde. Ancak
Taliban yönetimi – ABD ilişkilerinde başlayan soğukluk, iç savaşın devam etmesi UNOCAL’ı zor durumda bıraktı. Petrol fiyatlarının 10
549 E., Babahan, “Afganistan’daki Risk ve Fırsat”, Akşam 26 Mart 2002. 550 E., Cansever, “Amerika Bakü’den Üs İstiyor”, Zaman, 4 Kasım 2001.
dolara kadar gerilemesi de UNOCAL’ı zarara uğrattı. Bazı projelerini askıya almak zorunda kaldı. UNOCAL, 11 Eylül saldırılarının
hemen ardından Taliban’ı hiçbir şekilde desteklemediklerini, onlarla pazarlık yapmadıklarını, hele 1998’in Ağustosunda Afganistan
defterini kapattıklarını açıklamıştı. Bu olaydan sonra UNOCAL petrol ve doğalgazın Türkiye üzerinden taşınmasını sağlaması için Trans –
Hazar boru hattına yöneldi.551
2.3. DOĞALGAZ BORU HATLARI
Azerbaycan’da doğalgaz boru hatları 2. Dünya Savaşı’ndan önceki yıllarda yapılsa da, savaş bittikten sonra bulunan serbest
doğalgaz yatakları nedeniyle yeniden oluşturulmuştur. 1950 yılında Abşeron’da Karadağ doğalgaz yatağının bulunmasıyla, Kafkasya’da
yakacak ihtiyacının karşılanması için Karadağ (Bakü) – Akstafa – Tiflis (Gürcistan) ve Yerevan (Ermenistan) hatları yapıldı.552 Bakü’den
Akstafa’ya kadar uzanan ve 425 km uzunluğunda olan bu boru hattı sınırda 2’ye ayrılmakta, Tiflis ve Yerevan’a kadar devam etmektedir.
Çapı 700 mm olup, Abşeron’da Karadağ gaz kondensat yatağı, Gum adası, Kürsengi, Karabağlı ve Kalmas yataklarından üretilen
551 K., Dikbaş, “UNOCAL’ın Afganistan Macerası”, Zaman, 26 Ekim 2001. 552 N., Allahverdiyev ve diğerleri, 1993, s.45 – 46.
doğalgazı taşımaktadır.553 (Bkz.: resim 22.)
1970 yılından sonra artan üretimle beraber doğalgaz boru hatları da yapıldı. Bunlar; Yevlah – Hankenti – Goris (Ermenistan) –
Navçıvan, Karabağlı – Salyan, Kalmas – Ali Bayramlı, Siyezen – Güzdek, Bakü – Sumgayıt, Bakü – Zire hatlarıdır.554 Bu dönemde eski
Sovyetler Birliği ile İran arasında mevcut ilişkilerin iyileştirilmesi amacıyla Ali Bayramlı – Astara – Erdebil (İran) doğalgaz boru hattı
yapıldı. 1970 yılının Ekiminde faaliyete geçen bu hattın toplam uzunluğu 697 km olup, çapı 1200 mm’dir. Bu dönemde ayrıca Bakü –
Groznı (Rusya), Gazi Memmed – Mozdok (Rusya) hatları da yapılmıştır.555
Bağımsızlık öncesinde 2000 km’yi aşan toplam doğalgaz boru hattı son yıllarda azalan üretimle iç bölgelerde doğalgaz kıtlığı
yaşanmasına, bazı boru hatlarının ortadan kalkmasına, bazılarının ise tahrip olmasına neden olmuştur. Bugün doğalgaz boru hatlarının
uzunluğu 1240 km civarındadır.556 1999 yılında boru hatlarıyla toplam 19321 bin ton yük taşınmıştır ki, bunun da %16’sı, yani 3142 bin
553 A.S.E., Cilt 3, s.57. 554 N., Allahverdiyev ve diğerleri, 1993, s.110. 555 N., N., Allahverdiyev, 1991, s.173. 556 Avrasya Dosyası, Azerbaycan Özel, 2000, s.16.
tonu doğalgaz boru hatlarıyla gerçekleşmiştir.557
557 Azerbaycan Statistik Göstericileri, 2000, s.478.
3. AZERBAYCAN’IN PETROL ANLAŞMALARI
Azerbaycan’ın Petrol Anlaşmaları ilk defa 1989 yılında “RAMCO ENERGY” Şirketinin Başkanı S. Rimp’in ülkeye gelişiyle
başladı. Daha sonra kaynakların geliştirilip araştırılması için gerekli fonların yokluğu yüzünden Azerbaycan hükümeti projelerin
gerçekleştirilmesi amacıyla batılı şirketleri ülkeye davet etti. 1991 yılının Ocak ayında hükümet projeleri ihaleye açtı. BP, STATOİL,
AMOCO, UNOCAL ve diğer şirketler bu ihaleye katıldılar.558 “AMOCO”nun şartları %50 - %50 olduğundan ihalenin galibi oldu. Buna
göre de 1991’in Eylül ayında AMOCO petrol şirketinin rehberliği ile AZERİ petrol yatağının işletmesine dair BP, STATOİL, RAMCO,
UNOCAL ve McDERMOTT şirketleri arasında anlaşma yapıldı.559 1991 yılının Ekiminde Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) ile
AMOCO arasında konsorsiyum oluşturulması öngörüldü ve oluşturulacak konsorsiyumda SOCAR’ın payı %85 - %88, AMOCO’nun payı
%12 - %15 olarak kararlaştırılmıştı.560 1992 yılında Hazar’ın petrol yataklarında faaliyet göstermek isteyen şirketler konsorsiyumda
birleşerek görüşmeye başladılar. SOCAR’ın projenin %30’unu alması kaydıyla, dönemin E. Elçibey yönetimi ile Azerbaycan Uluslararası
558 O., N., Aras, 2001, s.58. 559 E., Ehmedov, 1998, s.54. 560 Azerbaijan İnternational, Autumn, 1994, p.29.
İşletme Şirketi (AİOC) arasında, petrol alanlarının geliştirilmesi amacıyla bir anlaşma yapıldı.561 Aynı yılın Eylülünde ise SOCAR, Çırak,
Şahdeniz yataklarının işletmesine dair BP şirketiyle, Ekimin 1’nde ise
561 O., N., Aras, 2001, s.58.
PENNZOİL şirketiyle anlaşma yaptı. Artık AZERİ, ÇIRAK ve GÜNEŞLİ yataklarında gereken altyapı çalışmalarının oluşturulması için
Yabancı Petrol Şirketleri Konsorsiyumu (FOC) arasında 5 anlaşma yapıldı.562 Anlaşmalar gereğince 1993 yılının Haziran ayında
Londra’da görüşmelerin devam etmesi gerekiyordu. Ancak Azerbaycan’da baş veren hükümet değişikliği nedeniyle görüşmelere devam
edilemedi. E. Elçibey görüşmeleri gerçekleştiremeden Suret Hüseynov tarafından 18 Haziran 1993’te askeri darbeyle devrildi. E.
Elçibey’in 17 Haziran 1993’te Keleki’ye (Nahçıvan) gitmesinin ardından iktidarı fiilen ele alan H. Aliyev, Rusya’yı memnun etmek için 23
Haziran 1993’te batılı şirketlerin Azerbaycan’daki faaliyetlerini durdurmuş ve bu şirketlerin ülkedeki banka hesaplarını da
dondurmuştur.563 Ardından 1993 sonbaharında, Rus yetkililer ile petrol görüşmelerine başlanmış, 23 Ekim 1993’te iki ülke yöneticileri
arasında yapılan anlaşmayla, Rus petrol şirketi LUKOİL’in Hazar’ın Azerbaycan sektöründeki petrol çalışmalarına katılma izni
verilmiştir.564 Bu çerçevede 19 Kasım günü Rusya Yakıt ve Enerji Bakanı Y. Şafrannik ve LUKOİL’in başkanı Vahit Alekperov Bakü’ye
gelmiş, oluşturulacak konsorsiyumda Rusya’ya %20 oranında pay verilmesini istemiş; ayrıca Safrannik anlaşmanın iki yatakla
sınırlandırılmasını talep etmiştir.565 Bu görüşmeler, Rusya’nın batılı petrol şirketlerinin bölgeye girişine itirazını törpülemiş; 1994 başında
Başbakan Çernomirdin, Azerbaycan’ın batılı şirketlerle anlaşma yapmasına itiraz etmediklerini belirtmiştir.566 4 Şubat
562 “Ganun” Dergisi, Şubat No:2, 1996, s.30. 563 Avrasya Dosyası, Azerbaycan Özel, 2001, s.304 564 İzvestiya Gazetesi, 19 Ekim, 1994. 565 O., N., Aras, 2001, s.59. 566. N., Nesibli, “Azerbaycan Jeopolitiği ve Petrol”, Hazar Üniversitesi Yayınları, Bakı, 2000, s.17.
1994’te batılı şirketlerle görüşmeler yeniden başlamış ve Nisan ayında SOCAR, LUKOİL’in Azerbaycan’ın kendi payından %10 payı
alacağı konsorsiyum ortaklarına resmen açıklanmıştır.567 Özellikle konsorsiyumda yer alan şirketler Rusya’nın gelecekte yapabileceği
baskıları göz önünde bulundurarak bu kararla razılaşmışlardır.568
3.1. DENİZDEKİ YATAKLAR ÜZERİNE YAPILAN ANLAŞMALAR
3.1.1. “YÜZYILIN ANLAŞMASI” OLARAK BİLİNEN “AZERİ”, “ÇIRAK” VE DERİNSULU “GÜNEŞLİ” YATAKLARI
ANLAŞMASI
Yaklaşık 3 yıl süren görüşmeler sonucunda, 20 Eylül 1994 yılında, Bakü’de, SOCAR ile Yabancı Petrol Şirketleri Konsorsiyumu
(FOC) arasında Hazar Denizi’nin Azerbaycan sektöründe bulunan AZERİ, ÇIRAK ve derinsulu GÜNEŞLİ yataklarındaki petrolün Ortak
İşlenmesi ve Pay Bölüşümü Hakkında (PSA) anlaşma imzalandı. 569 İlgili anlaşma 2 Aralık 1994’te Azerbaycam Milli Meclisi
567 İzvestiya Gazetesi, 19 Ekim, 1994. 568 E., Ehmedov, 1998, s.55. 569 Halk Gazetesi, 23 Eylül 1994.
(Parlamento) tarafından onaylandıktan sonra, 12 Aralık 1994’te yürürlüğe girdi.570 1994 yılının Aralık ayında konsorsiyum üyeleri arasında
imzalanan “İşlemlerin Birlikte Yürütülmesi Konusunda Razılaşma Üzere Anlaşma”yla uyumlu olarak daha sonra Azerbaycan Uluslararası
İşletme Şirketi (AİOC) kuruldu. Anlaşmanın imzalanmasında 7 ülkenin 11 petrol şirketinin katılımı ile tesis edilen bu kurum, anlaşma
dışında yer alan yatakların işletilmesine hizmet etmektedir. “Mega Proje” olarak da adlandırılan ve toplam yatırım bedeli 7.3 milyar dolara
ulaşan bu proje kapsamında toplam üretilebilir petrol rezervlerinin 540 milyon ton, doğalgaz rezervlerinin ise 90 milyar m3 olduğu tahmin
edilmektedir.571 Yataklar toplam 432.4 m2 alanı kapsamaktadır. Anlaşma 30 yıllık süreyi kapsamış olup, söz konusu dönemde 511 milyon
ton (4 milyar varil) petrol çıkarılacaktır. Beklenen kar ise 120 milyar dolardır. Söz konusu yataklardan Güneşli 82 km, Çırak 94 km, Azeri
ise 113 km kıyıdan uzakta bulunmaktadır.572
1994’te kurulan AİOC’in görevi petrolü günlük bazda işletmektir. 1999 yıl sonuna kadar üretim günlük 200000 varil olabilecek,
fakat 2004’e kadar tam kapasiteye ulaşamayacak. Buna rağmen anlaşmadan doğacak karın %70’i Azerbaycan’a kalacaktır.573 Katılım
payının her %1’i için yabancı şirketlerce Azerbaycan hükümetine ödenecek prim tutarı 300 milyon dolardır. Primin %50’si anlaşmanın
570 R., Gouliev, 1997, s.77. 571 Azerbaijan İnternational, Autumn, 1994, p.29. 572 O., N., Aras, 2001, s.59 – 60.
yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 30 gün içinde %25’i ortalama günlük üretim 40.000 varile ulaştıktan sonra %25’i ise ihraç boru hattı
çalışmaya başladıktan sonra ödenecektir. Petrolün karı ise Azerbaycan’a %80, diğer taraflara ise %20’lik bölümü düşecek şekilde
paylaşılacaktır. 253 milyon ton petrol ve petrolle birlikte çıkarılan 5.5 milyar m3 doğalgaz Azerbaycan’ın olacak, ülkenin elde edeceği gelir
tahminen 34 milyar doları bulacaktır.574
Konsorsiyumda bulunmayan Japon şirketi “İTOCHU”, daha önce tüm hisselerini satan “McDERMOTT” şirketinden %2.45’lik payı
elde ederek konsorsiyuma katılmıştır. Bu şirket daha sonra “AMOCO”dan %1.5’lik pay da alarak toplam %3.9’a çıkarmıştır.575
AMOCO’nun sattığı %5’lik paydan %3’ü EXXON, %0.5’i ise UNOCAL tarafından satın alınmıştır. Daha önce SOCAR’ın %30’luk payı
bulunurken, bunun %10’u anlaşma imzalanmadan önce LUKOİL’e, 1995 Nisanında %5’ni EXXON’a, aynı tarihte %5’ni TPAO’ya
devretmiştir. İran’a %5’lik pay verilmek istense de, batının tepkisi nedeniyle devir gerçekleşmemiştir. Bu gelişmeler sonucunda
Azerbaycan, 8 milyon ton petrol ve petrolden elde edilecek 0.8 milyar dolardan vazgeçmiştir.576
573 N., E., Ferruhov, “Asrın Petrol Anlaşması: XX Asrın En Önemli Olayı”, “Azerbaycan XXI Asrın Astanasında” Kitabından, Bakı, “Şerg – Gerb”Basımevi, 1998, s.196. 574 E., Nesirov, “Azerbaycan Neftinin Düneni, Bugünü ve Sabahı”, Bakı, 1997, s.141. 575 “Capital Magazine” Dergisi, Nisan – Mayıs, 1997, s.48 – 49. 576 E., Memmedov, “Asrın Müqavilesi Azerbaycan Neft Senayasinin İnkişafında Mühüm Merheledir”, “Azerbaycan Neftinin Düneni, Bugünü ve Sabahı”, Kitabından, 1997, s.48 – 50.
Yüzyılın Anlaşması’nda, “Mega Proje” olarak bilinen, Azeri, Çırak ve Güneşli yataklarının işletilmesine dair oluşturulan
konsorsiyumda mevcut paylaşım şöyledir.
Tablo 2. ”AZERİ”,”ÇIRAK” Ve Derinsulu “GÜNEŞLİ” Yataklarının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerin
Payları.
SOCAR AZERBAYCAN %10.0000
BP İNGİLTERE %17.1267
AMOCO ABD %17.0100
UNOCAL ABD %10.0489
LUKOİL RUSYA %10.0000
STATOİL NORVEÇ %8.5633
EXXON ABD %8.0006
TPAO TÜRKİYE %6.7500
PENNZOİL ABD %4.8175
İTOCHU JAPONYA %3.9205
RAMCO İSKOÇYA %2.0825
DELTA NİMİR SUUDİ ARABİSTAN %1.6800
Kaynak: Avrasya Dosyası, Sayı 85, Ekim 97 / 2, TİKA Yayınları, s.4.
Bu anlaşma “Production Sharing Agreement” (Hazır Ürünün Bölünmesi) tipli bir anlaşma olup, anlaşmada yer alan şirketler
içerisinde Amerikalı şirketlerin payı %40, İngiliz şirketlerinin payı ise yaklaşık olarak %19’dur.577
577 O., N., Aras, 2001, s.64.
AİOC programında Azerbaycan petrol sanayisinin altyapısını batı standartlarına göre ve bu ölçütler dikkate alınarak kurulması esas
yer tutuyor. AİOC’in planına göre 1997 yılında Çırak alanından ilk petrolün çıkarılması öngörülmüştür. 1999 yılına kadar petrol üretiminin
günlük 13.7 bin tona çıkarılması amaçlanmıştır.578 2010 yılında yıllık 35 milyon ton petrol ve 4 milyar m3 doğalgazla üretimin zirveye
ulaşması bekleniyor.579
578 N., Aliyev, E., Şahbazov, “Haydar Aliyev ve Azerbaycan Petrol Senayesinin Gelişimi”, Bakı, Azerneşr, 1998, s.9 – 10. 579 T., Atmaca, 1999, s.235.
9 Ekim 1995’te AİOC Azerbaycan petrollerinin dünya pazarına ihracı için 2 güzergaha karar vermiştir. Bunlardan ilki Rusya’nın
Transneft A.Ş. arasında eski ulaşım üzerine yapılan anlaşmadır. Özellikle 27 km uzunluğundaki yeni bölümün ilavesiyle kapasitesi yıllık
12 – 17 milyon tona ulaşacak Kuzey (Bakü – Groznı – Tihoretsk – Novorossiysk) ve Batı (Bakü – Gachiani – Tiflis – Supsa) Boru
Hatlarıdır.580
3.1.2. “KARABAĞ” YATAĞI ANLAŞMASI
10 Kasım 1995’te “Karabağ” yatağının işletilmesine dair 2. anlaşma Azerbaycan hükümetiyle 4 yabancı şirket arasında yapıldı.581
Anlaşma konsorsiyum şirketleri arasında 25 yıl süresince yapıldı. Toplam 1.7 milyar dolardan fazla kapital koyulmuştur.582 James A.
Tilley’in başkanlığında kurulan “Hazar Denizi Uluslararası Petrol Şirketi” (CİPCO) ile SOCAR arasında 130 milyon ton petrol rezervine
sahip olan Karabağ yatağı anlaşması 13 Şubat 1996 tarihinde M.M. tarafından onaylandı ve 13 Şubat 1996’da CİPCO operatörlüğünde
580 R., Gouliyev, 1997, s.78. 581 Azerbaijan İnternational, Spring, 1996, p.38.
yürürlüğe girdi.583 PSA tipli bir anlaşmadır. İmtiyaz alanı Bakü kıyısından 120 km Hazar’ın içine doğru uzaklıkta bulunan Karabağ yatağı
alanı yaklaşık 427 km2lik yüzeye sahiptir. Alan, AİOC tarafından geliştirilen Çırak ve Güneşli yataklarından 20 km kuzeydedir. Su
derinliği 160 – 225 m arasında değişmektedir.584 Projenin geçerlilik süresi boyunca petrol üretimi 85 ile 150 milyon ton arasında
olacaktır.585 Anlaşmada yer alan şirketlerin pay bölüşümü şöyledir.
Tablo 3.”KARABAĞ” Yatağının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerin Payları.
SOCAR AZERBAYCAN %7.5
LUKAGİP İTALYA – RUSYA %45.0
PENNZOİL ABD %30.0
LUKOİL RUSYA %12.5
582 Nezavisimaya Gazetesi, 16 Kasım 1995. 583 Azerbaycan Gazetesi, 11 Kasım, 1995. 584 E., Bocutoğlu, “Orta Asya ve Kafkasya’daki Durum ve Avrupa Güvenliği”, Trabzon, KTÜ Matbaası, 1998, s.60 – 61. 585 R., Gouliyev, 1997, s.79.
AGİP İTALYA %5.0
Kaynak: Avrasya Dosyası, Sayı 85, Ekim 97 / 2, TİKA Yayınları, s.4.
Her m2ye ödenmesi gereken bedel 1200 dolar olup, prim tutarı 135 milyon dolardır.586 Daha önce petrol rezervinin 100 ile 200
milyon ton arasında tahmin edilmesiyle birlikte, yatakta sonraları 7 milyon ton üretilebilir petrol ve 23 milyar m3 doğalgaz rezervine
rastlanılmıştır.587 Söz konusu anlaşma 23 Şubat 1999 yılında feshedilmiştir.588
586 E., Memmedov, 1997, s.52. 587 R., Husseynov, “CİPCO CLİNGİNG TO LİFE SUPPORT”, Baku Sun Newspper, 17 December, 1998, p.21. 588 Azerbaijan İnternational, Summer, 2000, p.88.
3.1.3. “ŞAH DENİZ” YATAĞI ANLAŞMASI
Yabancı şirketlerle olan 3. anlaşmada 1996 yılının 4 Haziranında “Şah Deniz” yatağının petrolden ziyade yoğunlaştırılmış gaz
yataklarının geliştirilmesi üzerine yapılmıştır.589 Bu anlaşma ile Azerbaycan’ın sualtı kaynaklarının araştırılması ve geliştirilmesinin
sorumluluğu “Şah Deniz” Konsorsiyumuna verilmiştir. BP Exploration Ltd. arazinin işletilmesinden sorumludur.590 30 yıl süreyi kapsayan,
PSA tipli olan bu anlaşma, 4 Ekim 1996 tarihinde onaylanıp, 17 Ekim 1996’da yürürlüğe girmiştir. Yatak Bakü’den 70 km uzaklıkta yer
alıp, yaklaşık 200 m2lik alanı kapsamaktadır.591 Anlaşmada İran’ın katılması nedeniyle Amerikalı şirketler yer almamaktadırlar. Yatakta
100 milyon ton petrol, 400 milyar m3 doğalgaz592 ve 200 milyon ton kondensat gaz rezervi bulunmaktadır.593 Maliyeti 4 milyar dolar olup,
2004 yılında üretime geçeceği beklenmektedir. BP, 1996 yılının Ekiminden çalışmalara başlamıştır.594 Anlaşmada yer alan şirketlerin
payları şöyledir.
Tablo 4. “ŞAH DENİZ” Yatağının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerinin Payları.
589 R., Gouliyev, 1997, s.80. 590 Azebaijan İnternational, Autumn, 1996, p.40. 591 O., N., Aras, 2001, s.66. 592 T., Atmaca, 1999, s.232. 593 H., Eliyev, 1997, s.250.
SOCAR AZERBAYCAN %10.0
BP İNGİLTERE %25.5
STATOİL NORVEÇ %25.5
LUKOİL RUSYA %10.0
ELF – ACQUİTAİNE FRANSA %10.0
OİEC İRAN %10.0
TPAO TÜRKİYE %9.0
Kaynak: Avrasya Dosyası, Sayı 85, Ekim 97 / 2, TİKA Yayınları, s.5.
Karabağ yatağı ile ilgili anlaşmanın ardından “Liberation” Gazetesi 6 ay içerisinde yeni bir petrol anlaşmasının imzalanacağı
konusunda bilgi verdi ve Fransız petrol şirketi Elf–Acquitaine’nin anlaşmaya katılacağını bildirdi.595 Bu anlaşmaya Fransız şirketinin
katılmasına H. Aliyev’in 1993 yılında Fransa’ya yapmış olduğu ziyaretin etkisi olmuştur.596
594 O., N., Aras, 2001, s.66. 595 E., Nesirov, 1997, s.148. 596 N., İbrahimov, İ. Şükürov, “Geydar Aliyev Otkrıvaet Miru Azerbaydjan”, Baku, 1994, s.32.
Şahdeniz Yatağı Anlaşmasının yatırım tutarı 4 milyar dolar olup, işlem harcamalarının 3.82 milyar dolar ve genel harcamaların 7.8
milyar dolar olacağı tahmin edilmektedir.597 İşletme için yabancı şirketlerin prim olarak ödeyecekleri güvence bedeli 37 milyon dolardır.598
Şahdeniz yatağında 1 trilyon m3 doğalgaz, 3 milyon tona yakın kondensat gaz rezervleri keşfedilmiştir ki, gelecekte yıllık 60 milyar
m3 doğalgazın çıkarılması düşünülmektedir.599 Bu da Azerbaycan’ın petrolle beraber doğalgaz üreticisi ve ihracatçısı olan ülkeler arasına
katılmasına
597 Zerkalo Gazetesi, 5 Ekim 1996. 598 M., Dikkaya “Türk Cumhuriyetleri Enerji Kaynakları: Yeni Büyük Oyunun Temel Dinamikleri”, Akademik Araştırmalar Dergisi, Yıl 1, Sayı 3, Kasım – Aralık 1999 – Ocak 2000, s.39. 599 “Consulting & Business” Dergisi, Sayı 9, 1999, s.30.
neden olacaktır. Bu nedenle Bakü – Ceyhan boru hattı da tartışılmaya başlanmıştır.600
3.1.4. “EŞREFİ” VE “DAN ULDUZU” YATAKLARI ANLAŞMASI
Azerbaycan’ın yabancı şirketlerle imzaladığı 4 anlaşma “Dan Ulduzu” ve “Eşrefi” yataklarını kapsamaktadır. 1996 yılının 14
Aralığında SOCAR ile 4 yabancı şirket arasında yapılan bu anlaşma 25 Şubat 1997’de onaylandı ve 17 Mart 1997’de de yürürlüğe girdi.601
Anlaşmanın yürütülmesi için “Kuzey Abşeron İşletme Şirketi” (NAOC) kurulmuştur.602
Bu yataklar 1970’li yıllarda keşfedilmiş olup, kıyıdan 70 km uzaklıkta yer almaktadırlar.603 Yataklarda 150 milyon ton petrol ve 60
milyar m3 doğalgaz rezervinin olduğu bilinmektedir. Anlaşmaya göre keşif çalışmaları 1 yıl, ana çalışmalar 3 yıl içerisinde bitirilecek ve
600 O., N., Aras, 2001, s.68. 601 H., Eliyev, 1997, s.345 – 347. 602 Halk Gazetesi, 17 Aralık, 1996. 603 O., N., Aras, 2001, s.68.
petrol üretimi 2003 yılına kadar tamamlanacak.604 NAOC tarafından yapılan yatırımlar 1.5–2 milyar dolardır. PSA tipli olan bu anlaşmada,
Azerbaycan hükümetine ödenecek prim tutarı 75 milyon dolar olarak öngörülmüştür. Anlaşma 25 yıl süresince yapılmıştır. Kiracıların m2
için verecekleri bedel 1200 dolardır. Sözleşme alanı 453 m2 olup, derinliği 75 ile 200 m arasında değişmektedir.605 Söz konusu anlaşmada
şirketlerin payları şöyledir.
Tablo 5. ”EŞREFİ” Ve ”DAN ULDUZU” Yataklarının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerin Payları.
SOCAR AZERBAYCAN %20.0
AMOCO ABD %30.0
UNOCAL ABD %25.5
İTOCHU JAPONYA %20.0
DELTA NİMİR SUUDİ ARABİSTAN %4.5
Kaynak: Atmaca, T., “20. Yüzyılın Sonunda Azerbaycan Türkiye Münasebetleri”, (1993 – 1998), Ankara, 1999, s.232.
604 Avrasya Dosyası, Sayı 85, Ekim 97/2, s.5.
Yapılan araştırmalarda yataklarda 105 milyon ton petrol ve 49 milyar m3 doğalgaz rezervinin olduğu ortaya çıkmış,606 2000 yılının
Mart ayında bu anlaşma resmi olarak feshedilmiştir.607
3.1.5. “LENKERAN DENİZ” VE “TALIŞ DENİZ” YATAKLARI ANLAŞMASI
13 Ocak 1997 tarihinde Paris’te, Fransa Cumhurbaşkanı J. Chirak ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı H. Aliyev’in katılımıyla,
Hazar’ın Azerbaycan sektöründeki, Bakü adaları Grubunun güneyinde yer alan, “Lenkeran deniz”
605 E., Nesirov, 1997, s.151. 606 Avrasya Dosyası, Mart 1998/1. 607 Azerbaijan İnternational, Summer, 2000, p.89.
ve “Talış Deniz” yataklarının araştırılması, işlenmesi ve üretime bölünmesi ile ilgili SOCAR, Fransa’nın Total ve Elf – Acquitaine
şirketleri arasında anlaşma imzalandı.608 Yataklar 420 km2lik alanda 20 ile 100 m derinliklerde bulunmaktadırlar.609 Anlaşma 25 yıl süreyi
kapsamaktadır. Anlaşmada Fransız şirketlerine %50 oranında pay verilmesinde, Fransa’nın Ermeni yanlısı dış politika uygulamasının
değiştirilmesi ve bunun sağlanması amaçlanmıştır.610
13 Haziran 1997’de onaylanan, 25 Haziran 1997’de yürürlüğe giren bu anlaşmanın operatörü “Elf Petroleum Lenkoran – Talish”
şirketidir. Bu şirket 25 Haziran 1997’den itibaren çalışmalara başlamıştır.611
“Lenkeran – deniz” ve “Talış – deniz” anlaşmasında konsorsiyuma katılan şirketlerin payları şöyledir.
Tablo 6. ”LENKERAN DENİZ” Ve “TALIŞ DENİZ” Yataklarının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerin
Payları.
608 Azerbaycan Gazetesi, 18 Ocak, 1997. 609 O., N., Aras, 2001, s.70 – 71. 610 Azerbaycan Gazetesi, 23 Ocak 1997. 611 O., N., Aras, 2001, s.71.
SOCAR AZERBAYCAN %25
ELF – ACQUİTAİNE FRANSA %40
DEMİNEX ALMANYA %10
TOTAL FRANSA %10
OIEC İRAN %10
PETROFİNA BELÇİKA %5
Kaynak: Avrasya Dosyası, Sayı 85, Ekim 97 / 2, TİKA Yayınları, s.4.
Bu anlaşmada öteki anlaşmalardan farklı olarak SOCAR’ın projede gösterilen %25’lik payı yabancı şirketler tarafından finanse
edilecek.612
612 Avrasya Dosyası, Sayı 85, Ekim 97/2, s.4.
3.1.6. “YALAMA” YATAĞI ANLAŞMASI
6. Anlaşma ise H. Aliyev’in 3 Temmuz 1997 tarihinde Rusya’ya yaptığı ziyaret esnasında imzalandı. “Yalama” yatağının keşif
çalışmalarını ve işletilmesini öngören anlaşmada LUKOİL’in payı %60, SOCAR’ın payı %40 olarak belirlenmiştir.613 Ama 3 Kasım
1997’de yapılan anlaşmayla SOCAR payını ARCO şirketine devretmiş, üretim ve işletme çalışmaları için “LUKARCO” Şirketi
kurulmuştur. LUKARCO İşletme Şirketi operatörlüğünde bu anlaşma 4 Kasım 1997’de onaylanmış, 5 Aralık 1997’de yürürlüğe girmiştir.
100 milyon ton petrol rezervi olduğu tahmin edilen projenin toplam yatırım bedeli ise yaklaşık 1.5 – 2 milyar dolardır.614
3.1.7. “ABŞERON” YATAĞI ANLAŞMASI
7. Anlaşma 1 Ağustos 1997 tarihinde ABD’de SOCAR ile CHEVRON Şirketi arasında imzalandı. Anlaşma “Abşeron” yatağının
keşif ve üretim
613 a.g.e., s.5. 614 O., N., Aras, 2001, s.71 – 72.
çalışmalarını içeriyor. Bu projede SOCAR’ın payı %50, Chevron’un payı %30, Fransız Total Şirketinin payı ise %20’dir.615 Operatörlüğü
Chevron Overseas Azerbaijan Şirketi olan bu anlaşma 11 Kasım 1997 tarihinde onaylanmış ve 27 Kasım 1997’de yürürlüğe girmiştir.616
Yatakta 200 – 250 milyon ton petrol ve 300 – 400 milyar m3 doğalgazın bulunduğu tahmin edilmektedir.617
3.1.8. “NAHÇIVAN” YATAĞI ANLAŞMASI
8. Anlaşma 1 Ağustos 1997 tarihinde ABD’de SOCAR ile EXXON Şirketi arasında, “Nahçıvan” yatağının keşif ve üretim
çalışmalarını içeren bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşmada her iki şirketin payları eşittir.618 Operatörü EXXON Azerbaijan Operating
Company (EAOC) olan bu anlaşma 14 Kasım 1997’de onaylanmış, 27 Kasım 1997’de ise yürürlüğe girmiştir. Projenin yatırım tutarı 5
milyar dolardır.619 Nahçıvan yatağında yapılan çalışmalarda 78 milyon ton petrol ve 172 milyar m3 doğalgaz rezervinin bulunduğu ortaya
615 Avrasya Dosyası, Sayı 85, Ekim 97/2, s.5. 616 O., N., Aras, 2001, s.72. 617 N., Nebiyev, “İqtisadiyyat, Cemiyyet ve Ekoloji Mühüti”, Bakı, Ağrıdağ Yayınevi, 2000, s.246. 618 Avrasya Dosyası, Sayı 85, Ekim 97/2, s.5. 619 Azerbaijan İnternational, Summer, 1998, p.93.
çıkmıştır.620
620 O., N., Aras, 2001, s.73.
3.1.9. “OĞUZ” YATAĞI ANLAŞMASI
9. Anlaşma 1 Ağustos 1997 tarihinde ABD’de SOCAR ile MOBİL Şirketi arasında imzalandı. 7 Kasım 1997’de onaylanan, 5
Aralık 1997’de ise yürürlüğe giren bu anlaşmanın operatörlüğünü The Oguz Operating Company (OOC) Şirketi yapmaktadır.621 Yatakta
75 milyon ton petrol ve 53 milyar m3 doğalgaz rezervi bulunmuş olup, gereken yatırım tutarı 2 milyar dolardır.622 Anlaşmada SOCAR ile
MOBİL şirketlerinin payları eşittir.623
3.1.10. “KÜRDAŞI”, “KURGAN” VE “ARAZDAŞI” YATAKLARI ANLAŞMASI
Üç yatağı kapsayan bu anlaşma 2 Haziran 1998 tarihinde Bakü’de imzalanmıştır. Haziranda onaylanmış, 7 Temmuz 1998’de
yürürlüğe girmiştir.6241955 tarihinde keşfedilen ve 1984 – 1998 yılları arasında jeofizik araştırmaları yapılan Arazdaşı yatağı,
621 Azerbaijan İnternational, Summer, 1998, p.81. 622 O., N., Aras, 2001, s.73. 623 Avrasya Dosyası, Sayı 85, Ekim 97/2, s.5. 624 “Azerbaycan İqtisadi İcmalı”, Temmuz – Aralık, 1999, s.12.
Azerbaycan’ın güneyinde, Bakü’den 130 – 240 km uzaklıkta yer almaktadır. Yatak kıyıdan 45 km uzaklıkta olup, 70 ile 200 m
derinliklerdedir.625 Üç yatakta toplam 100 milyon ton petrol rezervi bulunmuş olup, projeye yatırılacak sermaye miktarı 2 – 2.5 milyar
dolardır. Operatörlüğünü “AGIP AZERBAİJAN BV” yapmış olup , anlaşmada yer alan şirketler ise şunlardır.
Tablo 7. ”KÜRDAŞI” ,”KÜRGAN” Ve “ARAZDAŞI” Yataklarının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerin
Payları.
SOCAR AZERBAYCAN %50
AGIP İTALYA %25
MİTSUİ JAPONYA %15
REPSOİL İSPANYA %5
TPAO TÜRKİYE %5
Kaynak: Aras, O., N., “Azerbaycan’ın Hazar Ekonomisi ve Stratejisi”, İstanbul, 2001, s.74.
625 “Azerbaycan İqtisadi İcmalı”, Nisan – Haziran, 1999, s.73.
3.1.11. “İNAM” YATAĞI ANLAŞMASI
21 Temmuz 1998’de Londra’da H. Aliyev’le T. Blair arasında “İNAM” yatağının araştırılması, geliştirilmesi, ve üretilmesi üzerine
yapılmıştır. 1 Aralık 1998’de M.M. tarafından onaylanmıştır. Projenin yatırım tutarı 3.8 milyar dolardır.6261998 yılında Amerikan şirketi
“AMOCO”nun hisse senetlerini elde eden BP, İnam strüktürünün incelenmesi projesinde işletmeyi beraber yapmaktadır.627 İnam yatağı
Bakü’den 160 km güneyde yer almaktadır. 225 km2 alana sahip olan yatakta 200 milyon ton petrol rezervinin olduğu tahmin
edilmektedir.628 BP / AMOCO’nun operatörlüğündeki bu anlaşmada pay dağılımı şöyledir.
626 O., N., Aras, 2001, s.75. 627 “Azerbaycan”, Türk – Kültür Dergisi, Temmuz – Aralık, 1999, s.20. 628 O., N., Aras, 2001, s.75.
Tablo 8. ”İNAM” Yatağının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerin Payları.
SOCAR AZERBAYCAN %50
BP / AMOCO İNGİLTERE / ABD %25 (%12.5 - %12.5)
ROYAL DUTCH/SHELL HOLLANDA / İNGİLTERE %25 (%12.5 - %12.5)
Kaynak: Aras, O., N., “Azerbaycan’ın Hazar Ekonomisi ve Stratejisi”, İstanbul, 2001, s.75.
3.1.12. “ALOV”, “ŞERG” VE “ARAZ” YATAKLARI ANLAŞMASI
21 Temmuz 1998’de Londra’da, “Alov”, “Şerg” ve “Araz” yataklarının araştırma, geliştirme ve üretilmesine dair yapılan anlşma,
18 Aralık 2000’de M.M. tarafından onaylanmıştır.629 25 yıllık süreyi kapsayan bu anlaşmanın operatörlüğünü, BP / AMOCO yapmaktadır.
Yataklar Bakü’nün güneyinde, 300 – 800m’ler arasında, 1400 m2lik yer almaktadır. 300 milyon ton petrol rezervinin tahmin edildiği bu
629 “Azerbaycan İqtisadi İcmalı”, Temmuz – Aralık, 2000, s.20.
projede yatırım tutarı 9 milyar dolardır.630 Anlaşmada yer alan şirketlerin pay dağılımları şöyledir.
Tablo 9. ”ALOV” , ”ŞERG” Ve ”ARAZ” Yataklarının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerin Payları.
SOCAR AZERBAYCAN %40
BP / AMOCO İNGİLTERE / ABD %15
EXXON – MOBİL ABD %15
STATOİL NORVEÇ %15
TPAO TÜRKİYE %10
ALBERTA ENERGY KANADA %5
Kaynak: “Neft i Gaz Kaspiyskogo Regiona”, “Neft i Gaz Kaspiya” Dergisi, 1998, s.65.
630 O., N., Aras, 2001, S.76.
3.1.13. “YANAN TAVA”, “ATEŞGAH” VE “MUĞAN DENİZ” YATAKLARI ANLAŞMASI
25 Aralık 1998 tarihinde SOCAR ile 4 Japon şirketinden oluşan konsorsiyum arasında üç yatağın ortak keşif ve işletmesine ilişkin,
PSA tipli bir anlaşma imzalandı. “JAPEX” Şirketinin operatörü olduğu bu anlaşma 11 Haziran 1999 yılında M.M. tarafından
onaylanmıştır.631 Yatırım tutarı 2.3 milyar dolar olup, Azerbaycan’ın yapması gereken harcamaları Japon Şirketleri yapacaklardır.632
Yataklar toplam 510 km2lik alanda yer almış olup, toplam 75 – 90 milyon ton petrol rezervlerine sahiptirler.633 Anlaşmada yer alan
şirketlerin pay dağılımları şöyledir.
Tablo 10.”YANAN TAVA” ,”ATEŞGAH” Ve “MUĞAN DENİZ” Yataklarının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan
Şirketlerin Payları.
SOCAR AZERBAYCAN %50.0
631 a.g.e., s.75 – 76. 632 Panorama Gazetesi, 26 Aralık 1999. 633 Avrasya Dosyası, Sayı 112, Ocak 1999 / 1, s.7.
JAPEX JAPONYA %22.5
İNPEX JAPONYA %12.5
İTOCHU JAPONYA %7.5
TEİCOCU JAPONYA %7.5
Kaynak: Aras, O., N., “Azerbaycan’ın Hazar Ekonomisi ve Stratejisi”, İstanbul, 2001, s.77.
3.1.14. “ZAFER” VE “MEŞEL” YATAKLARI ANLAŞMASI
27 Nisan 1999 tarihinde Washington’da “Zafer” ve “Meşel” yataklarının keşfine ve işletilmesine ilişkin olarak imzalanmıştır. 120 –
140 milyon ton petrol rezervlerine sahip olan bu yataklar için konsorsiyum şirketleri 2 milyar dolar yatırım yapmışlardır. Anlaşma 21
Nisan 2000 tarihinde M.M. tarafından onaylanmıştır.634 Zafer ve Meşel yatakları Bakü’den 110 km ötede yerleşmiş olup, toplam alanı 640
km2dir. Yataklar 1961 yılında hizmete açılmıştır. Denizin 550 – 900 m derinliklerinde yer alan bu yataklarda üretim derinliği 5 – 6 bin
metredir. Zafer yatağı 100 milyon ton, Meşel yatağı ise 40 milyon ton petrol rezervine sahiptir.635 Operatörü EXXON şirketi olup,
şirketlerin payları şöyledir.
Tablo 11. ”ZEFER” Ve ”MEŞEL” Yataklarının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerin Payları.
SOCAR AZERBAYCAN %50
EXXON – MOBİL ABD %30
CONOCO ABD %20
Kaynak: Aras, O., N., “Azerbaycan’ın Hazar Ekonomisi ve Stratejisi”, İstanbul, 2001, s.77.
3.1.15. “LERİK DENİZ”, “SAVALAN”, “DALGA” VE “CENUB” YATAKLARI ANLAŞMASI
Dört yatağın keşfine ve işletilmesine ilişkin olan bu anlaşma 27 Nisan 1999 tarihinde imzalanmıştır. Ancak henüz onaylanmamıştır.
Anlaşmaya göre konsorsiyum şirketlerinin yatıracakları sermaye 2 milyar dolardır.636 Toplam alanı 850 km2 olup, deniz derinliği 50 – 100
634 O., N., Aras, 2001, s.77. 635 Azerbaycan Dergisi, 2000, s.28. 636 O., N., Aras, 2001, s.78.
m arasında, üretim katmanları derinliği ise 4000 – 5000 m arasındadır. Yatakların toplam rezervleri 100 – 200 milyon ton arasındadır.637
MOBİL şirketinin operatörü olduğu bu anlaşmada SOCAR’ın payı %50, EXXON – MOBİL’in payı %30’dur. Geriye kalan %20’lik pay
ise henüz bölünmemiştir.638
3.2. KARADAKİ YATAKLAR ÜZERİNE YAPILAN ANLAŞMALAR
3.2.1. “KARADAĞ”, “KÖRGÖZ” VE “UMBAKI” YATAKLARI ANLAŞMASI(WEST ABSHERON)
Anlaşma 10 Ağustos 1994 yılında yapılmıştır.639 Yapılan çalışmalar sonucunda bu yataklarda 200 milyon varil petrol rezervlerinin
olduğu ortaya çıkmıştır. PSA tipli bir anlaşma olup, toplam yatırım tutarı 700 milyon dolardır. Anlaşmada SOCAR Şirketinin payı
bulunmamaktadır. Operatörlüğünü ve tüm
637 Azerbaycan Dergisi, 2000, s.28. 638 “Azerbaycan İqtisadi İcmalı”, Nisan – Haziran, 2000, s.73. 639 Mülkiyyet Gazetesi, 27 Ocak 1999.
paylar ABD’nin “BMB OİL” Şirketi ile “UNİTED TEXAS PETROLEUM” Şirketleri arasındadır.640
3.2.2. “NEFTÇALA”, “HILLI”, “BABAZENEN” VE “DÜROVDAĞ” (ANSHAD PETROL) YATAKLARI ANLAŞMASI
Bu anlaşma 1993 yılında yapılmıştır. 2000 yılında M. M. tarafından onaylanmıştır. Toplam rezervi 200 milyon varil olup, söz
konusu konsorsiyum şirketleri günlük 900 varil petrol üretmeyi kararlaştırmışlar.641 Bu anlaşmada şirketlerin payları şöyledir.
Tablo 12. ”NEFTÇALA”, “HILLI”, “BABAZENEN” Ve “DÜROVDAĞ”
Yataklarının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerin Payları.
SOCAR AZERBAYCAN %51.0
ATİLLA DOĞAN TÜRKİYE %31.5
640 H., Yusifzade, 1998, s.53. 641 a.g.e., s.58 – 59.
LAND & GENERAL BERNHARD MALEZYA %17.5
Kaynak: Yusifzade, H., “GNKAR: Kaspiyskiy Aksakal”, “Neft i Gaz Kaspiya” Dergisi, Ekim 1998, s.58 – 59.
3.2.3. “RAMANA”, “BALAHANI” VE “SABUNÇU” YATAKLARI (AZGEROİL) ANLAŞMASI
Bu anlaşma 1994 yılında yapılmış olup, 2000 yılında onaylanmıştır. Toplam rezervi 140 milyon varil olup,642 şirketler arasındaki
paylar şöyledir.
Tablo13. ”RAMANA”, “BALAHANI” Ve ”SABUNÇU” Yataklarının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerin
Payları.
SOCAR AZERBAYCAN %51
GRUNNEWALD ALMANYA %49
Kaynak: Yusifzade, H., “GNKAR: Kaspiyskiy Aksakal”, “Neft i Gaz Kaspiya” Dergisi, Ekim 1998, s.59.
3.2.4. “KÜROVDAĞ” YATAĞI (SHİRVAN OİL) ANLAŞMASI
Bu anlaşma 1997 yılında yapılmış olup, 2000 yılında onaylanmıştır. Yatağın toplam rezervi 650 milyon varil olup,643 şirketlerin pay
dağılımı şöyledir.
Tablo 14. ”KÜROVDAĞ” Yatağının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerin Payları.
SOCAR AZERBAYCAN %51
WHİTEWALL İNGİLTERE %49
Kaynak: Yusifzade, H., “GNKAR: Kaspiyskiy Aksakal”, “Neft i Gaz Kaspiya” Dergisi, Ekim 1998, s.53, 59.
3.2.5. “CENUB GERBİ GOBUSTAN” YATAĞI ANLAŞMASI
2 Haziran 1998 yılında Bakü’de yapılan bu anlaşma PSA tipli olmaktadır. Yatak Kuzey, Merkez ve Kıyı bölümlerinden
642 a.g.e., s.59. 643 a.g.e., s.53, 58 – 59.
oluşmaktadır.644 50 – 70 milyon petrol ve 25 milyar m3 doğalgaz rezervinin bulunduğu bu yatakta yatırım tutarı 900 milyon dolardır. 1999
yılından itibaren, 5 yıllık süre içinde günlük 20.000 varil petrol üretileceği tahmin edilmektedir. İlk beş yıllık dönem içerisinde yaklaşık
215 milyon dolar geliştirme maliyeti hesaplanmıştır.645 Anlaşmada yer alan şirketlerin payları şöyledir.
Tablo 15. ”CENUB GERBİ GOBUSTAN” Yatağının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerin Payları.
SOCAR AZERBAYCAN %20
COMMONWEALTH İNGİLTERE / KANADA %69
SUNER İNGİLTERE %11
Kaynak: Yusifzade, H., “GNKAR: Kaspiyskiy Aksakal”, “Neft i Gaz Kaspiya” Dergisi, Ekim 1998, s.59.
644 www.azer.com 645 O., N., Aras, 2001, s.79.
3.2.6. “MURADHANLI”, “CEFERLİ” VE “ZERDAB” YATAKLARI ANLAŞMASI
Bu anlaşma 21 Temmuz 1998 tarihinde Londra’da yapılmış ve 20 Kasım 1998 yılında M.M. tarafından onaylanmıştır.
Operatörlüğünü RAMCO CASPİAN Ltd. Şirketi yapmış olup, anlaşma 25 yıl süreyi kapsamaktadır. Yataklardaki toplam petrol rezervi 100
milyon ton olup, toplam yatırım tutarı ise 1.2 milyar dolardır.646 Anlaşmada yer alan SOCAR ve RAMCO şirketlerinin payları eşittir.647
3.2.7. “KÜRSENGİ” VE “KARABAĞLI” YATAKLARI ANLAŞMASI
2 Haziran 1998’de yapılmış olan bu anlaşma, PSA tipli olup, operatörlüğünü ABD’nin FRONTİERA RESOURCES Şirketi
yapmaktadır. Her iki yatakta toplam 152 milyon ton petrol rezervinin olduğu tahmin edilmektedir.648 Bu anlaşmada yer alan şirketlerin
payları şöyledir.
646 “Azerbaycan İqtisadi İcmalı”, Nisan – Haziran 2000, s.73. 647 O., Abdullayev, R., Nuriyev, “Na Suşe, Kak Na More”, “Neft i Gaz Kaspiya” Dergisi, 1998, s.59. 648 O., N., Aras, 2001, s.80.
Tablo 16. ”KÜRSENGİ” Ve “KARABAĞLI” Yataklarının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerin Payları.
SOCAR AZERBAYCAN %50
FRONTİERA RESOURCES ABD %30
AMERADA HESS / DELTA NİMİR ABD / SUUDİ ARABİSTAN %20
Kaynak: Yusifzade, H., “GNKAR: Kaspiyskiy Aksakal”, “Neft i Gaz Kaspiya” Dergisi, Ekim 1998, s.59.
Projede yatırım tutarı 1 milyar dolar olup, yataklarda 100 milyon ton petrolün bulunmasına karşın, anlaşma 16 Nisan 1999 tarihinde
M. M. tarafından onaylanmıştır.649
3.2.8. “PADAR” VE “HEREMİ” YATAKLARI ANLAŞMASI
27 Nisan 1999 tarihinde ABD’de imzalanan bu anlaşma PSA tipli olup, anlaşmada ilk defa bir Azerbaycan Şirketi olan ISR OİL de
katılmıştır. MONCRİEF OİL Şirketinin operatörü olduğu anlaşma, 9 Haziran 2000 tarihinde M.M. tarafından onaylanmıştır.650 Anlaşmada
taraflar arasında pay dağılımı şöyledir.
Tablo 17. ”PADAR” ve “HEREMİ” Yataklarının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerin Payları.
SOCAR AZERBAYCAN %20
MONCRİEF OİL ABD %64
ISR OİL AZERBAYCAN %16
Kaynak: “Azerbaycan”, Türk Kültür Dergisi 331, Ocak / Şubat 2000, s.28.
649 Mülkiyet Gazetesi, 27 Ekim – 3 Kasım 1999. 650 O., N., Aras, 2001, s.81.
SOCAR’ın projedeki düşük kar payı, işin yürütülmesindeki büyük riskle açıklanır. Blok, Kürsengi, Karabağlı ve Neftçala yatakları
arasında yer almaktadır. Uzmanlar bu yapılardaki tahmini petrol rezervlerini belirlemekte güçlük çekmektedirler.651 Anlaşmaya yatırılan
sermaye miktarı 1 milyar dolardır.652
3.2.9. “HÖVSAN” VE “ZIĞ” YATAKLARI ANLAŞMASI
5 Haziran 2000 tarihinde SOCAR ve LUKOİL arasında yapılan bu anlaşma, PSA tipli olup, 2000 yıl içerisinde imzalanması
kararlaştırılmıştır. Söz konusu yataklar 70 yılı aşkın süredir işletmekte olup, belirlenen rezerv 20 milyon tona yakındır. Halen 12 kuyu
kazılmıştır. Anlaşmaya göre projenin yatırım tutarı 250 milyon dolar olarak belirlenmiştir. Şirketler arasında paylar eşittir.653
3.2.10. “KEMALEDDİN” VE “MİŞOVDAĞ” YATAKLARI ANLAŞMASI
651 Azerbaycan Dergisi, 2000, s.28. 652 Zaman Azerbaycan, 1 – 2 Haziran, 2000, s.6. 653 Zaman Azerbaycan, 5 – 6 Haziran, 2000, s.6.
Eylül 2000 Washington’da yapılan bu anlaşmada, özel Türk Şirketi PETOİL de yer almaktadır.654 178 milyon dolar tutarındaki
anlaşmada şirketlerin payları şöyledir.
Tablo 18. ”KELAMEDDİN” VE ”MİŞOVDAĞ” Yataklarının İşletilmesine Dair Oluşturulan Konsorsiyumda Yer Alan Şirketlerin Payları.
SOCAR AZERBAYCAN %15.0
PETOİL TÜRKİYE %42.5
MONCRİEFOİL ABD %42.5
Kaynak: Aras, O., N., “Azerbaycan’ın Hazar Ekonomisi ve Stratejisi”, İstanbul, 2001, s.82.
Anlaşma Ekim 2000 yılında Azerbaycan Milli Meclisi tarafından onaylanmıştır.655
654 H., Yusifzade, 1998, s.53. 655 O., N., Aras, 2001, s.82.
4. PETROL ve DOĞALGAZ ANLAŞMALARININ EKONOMİK ÖNEMİ
11 Eylül 1994’te yapılan anlaşmaların Azerbaycan açısından ekonomik önemi şöyledir:
• Azerbaycan yaklaşık 78 milyar dolar kar elde edecekken, yabancı şirketler 22 milyar dolar kazanacaklardır. Yabancı şirketler
gelişim fonlarının tamamını karşılamayı taahhüt etmişlerdir. Konsorsiyumun %22’lik payından SOCAR’ın %10 yatırımcı olarak
pay alacağı da dikkate alındığında, nihai karın %80’i Azerbaycan’a kalacaktır.
• Petrol ve doğalgaz rezervlerinin tahmin olunanın üzerinde olması durumunda, Azerbaycan ek petrolün %88’ini elde edecektir.
• Anlaşma süresince SOCAR’ın diğer petrol şirketlerinin %20’ye yakın paylarını alabilme hakkı vardır.
• İhracatın durması durumunda, üretim Azerbaycan’ın yerel ihtiyacını karşılamak için sürdürülecektir.
• Azerbaycan’a 400 milyon dolar prim ödenecektir.
• Yatakların geliştirilmesinde Azerbaycan şirket ve kurumları, Azerbaycan malları ve hizmetleri için önemli harcamalar yapacaktır.
Yatırımların %30 - %60’ı Azerbaycan’da harcanacaktır.
• Başlangıçtan sonraki beş yl içinde tüm profesyonel işçilerin %95’i Azerbaycanlı olacaktır.
• Büyük yatırımlar ve etkinlikler otel, hava yolları vb artmasına, böylece yerel istihdam yaratılmasına, hükümet için ise yeni vergi
kaynaklarının oluşturulmasına imkan sağlanmaktadır.
• İki petrol boru hattından dünya piyasalarına petrol ihraç imkanına sahip olunmuştur.656
656 O., N., Aras, 2001, s.137 – 138.
5. HAZAR DENİZİ
5.1. FİZİKİSİ
Hazar Denizi dünyanın en büyük gölüdür. Dünya denizleri ve okyanuslarla ilişkisinin olmamasına rağmen, deniz adlandırılmıştır.
Lakin jeolojik devirlerde Hazar Denizi Ön Kafkas’ın Kuma – Maniç Çöküntü Ovasıyla Azak, Karadeniz ve Akdeniz ile bağlantısı olmuş,
Atlas Okyanusu havzasına ait olmuştur. Hazar Denizi daha eski dönemlerde (Mezozoik ve Paleojen’de) Gondvana ve Lavrasia kıtaları
arasında yer alan Tethys Denizi’nin kalıntılarından biridir (Yani Relikt su havzasıdır). Hazar aslında göl olmasına rağmen, asıl denizler için
benzer birçok özelliklere sahiptir. Hazar Denizi 36°33' ile 47°07' kuzey enlemleri ile 46°33' ve 54°50' doğu meridyenleri arasında yer
almaktadır. Kuzey – Güney doğrultusundaki uzunluğu 1120 km olup, şekli itibariyle uzunluğu 1280km’dir. En geniş yeri 435 km olup, en
dar yeri Abşeron yarımadası ile doğu kıyısındaki Kulu burnu arasında 196km’dir. Ortalama derinliği 208 m olup, en derin yeri Lenkeran
çukurluğunda 1025m’dir. Hazar Denizi’nin yüzölçümü 420bin km2 olup, su seviyesi Dünya Deniz Seviyesinden – 26.5 m aşağıdadır.
Hazar Denizi’nin seviyesinin – 28.5 m olduğu zaman, yüzölçümü 371 bin km2 idi.657 Bu seviyenin oynaması, kıyı hattının morfolojisinin,
eni ve uzunluğunun, derinliği, su hacmi ve diğer özelliklerinin de değişmesine neden olmaktadır. Halen deniz suyunun yükselme süreci
devam etmekte olup, 1929 yılı seviyesine ulaşmaktadır. Şöyle ki, 1929 yılında denizin seviyesi – 26m’ye çıkmış ve o zaman yüzölçümü
422 bin km2ye ulaşmıştı.658 1977 yılında Hazar Denizi’nin seviyesi en aşağı seviyeye ulaşarak – 29.01m olmuştur.659 Bu seviye 1929 yılı
seviyesine göre 3m aşağıdır. Bu dönemde alçalan su seviyesiyle Hazar’ın kuzey bölümlerinde, sığ alanlardaki karaların ortaya çıkmasına
neden olmuştur. Lakin 1977 yılından itibaren Hazar Denizi’nin seviyesi yeniden yükselmeye başlamış ve bu alanlar tekrar sular altında
kalmıştır. Özellikle, 1977 – 1995 yılları arasında Hazar’da yükselme 2,5m olmuştur.660
Hazar Denizi Kuzey, Orta ve Güney bölümlere ayrılmaktadır. Bunlardan Kuzey bölümü 44° enleminden kuzeyde kalan havzayı,
Orta bölüm 40° - 44° enlemleri arasında kalan havzayı, Güney bölümü ise 40° enleminden güneyde kalan havzayı içine almaktadır.661
Kuzey Hazar Çeçen adasının kuzeyindeki bölüm olup, hacmi 397 km3tür. Hazar’ın toplam yüzölçümünün %24.3’ü, hacminin %0.5’i
Kuzey Hazar’ın payına düşmektedir. Ortalama derinliği bu bölümde 4.4 m olup, en derin yeri 25m’dir.662 Orta Hazar Çilov adasıyla Kulu
burnundan kuzeyde kalan bölüm olup, hacmi 26439 km3tür. Bu bölüm Hazar Denizi’nin toplam %36.4’nü, hacminin ise %33.9’nu
657 M., Müseyibov, 1998, s.201 – 202. 658 E., Gasımov, “Hezer Denizi”, Bakı, 1999, Elm Basımevi, s.12. 659 N., Ş., Şirinov, H., E., Veliyev, Y., G., Eliyev, “Hazarın, Onun Sahillerinin Tebiyeti ve Ekolojisi”, Bakı, Elm Basımevi, 1998, s.42. 660 N., Huduyeva, “İglim ve Şerait”, Bakı, Elm Basımevi, 1998, s.52. 661 B., Budagov, Y., Geribli, 1996, s.75. 662 E., Gasımov, 1999, s.12.
oluşturmaktadır. Ortalama derinliği bu bölümde 192 m olup, en derin yeri Derbent çukurunda 788m’dir.663 Güney Hazar’ın hacmi 51245
km3 olup, toplam hacminin %55.6’nı, yüzölçümünün de %39.3’nü oluşturmaktadır. Ortalama derinliği bu bölümde 345 m olup, en derin
yeri Lenkeran çukurluğunda 1025m’dir.664 Hazar Denizi’nin kıyı hattı uzunluğu 7000km’ye yakın olup, bunun 820km’si Azerbaycan’ın
kıyı hattı uzunluğudur.665
5.2. STATÜSÜ
Hazar Denizi’nin statü sorunu 1991’de Hazar’a kıyısı bulunan SSCB üyesi ülkelerin bağımsızlığa kavuşması ve kendi petrollerini
çıkarmaya başlamasıyla meydana çıkmıştır. Özellikle Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra, SSCB’nin hukuken ortadan kalkması yeni
bir düzeni ihtiyaç kılmıştır.666 Lakin Hazar’da Azerbaycan’ın merak ve beklentilerini “statü konusuyla” gündeme getiren Rusya – İran –
Türkmenistan üçlüsü, kendi çıkarları doğrultusunda sorunun çözümüne zorluklar yaşatmaktadır. Hazar’ın statüsü ve kullanımının tarihi
geçmişi Rusya ile İran devleti arasında yapılan anlaşmalarla belirlenmiştir. Bunlardan 13 Eylül 1723 Sankt Peterburg, 1732 Ocakta Reşt,
663 L., Nesibzade, “Hezer’in Petrol ve Gaz Servetleri”, Bakı, Maarif Basımevi, 1973, s.5. 664 E., Gasımov, 1999, s.12. 665 B., Budagov, Y., Geribli, 1996, s.75. 666 Orta Asya – Hazar – Ceyhan Boru Hattı ve Milli Güce Etkileri, 1999, s.72.
1813 yılının 12 Ekiminde Gülistan ve 1828 yılı Türkmençay Antlaşmaları buna örnektir. 1723 yılı Sankt Peterburg Antlaşmasına göre
Hazar’da askeri donanma ve ticaret gemilerinin bulundurma yetkisi Rusya İmparatorluğu’na aitti. 1813 Gülistan Paktına göre ise Rusya,
Hazar Denizi’nde İran’a ticaret gemilerinin bulundurma iznini verse de, savaş gemileri ve donanma bulundurmayı yasaklamıştı. Aynı karar
Türkmençay Pakt’ında da yer almıştır.667 1881 yılında Rusya Hazar’ın kıyısını oluşturan karaları işgal edince, İran’la yeni bir anlaşma
imzalandı. Bu anlaşmaya göre İran’ın Hazar’daki sınırları Astara – Hasan Kulu hattı olarak belirlendi668.
20. yüzyılda Hazar’ın statüsü ile ilgili Rusya ve İran devleti arasında birçok anlaşmalar yapılmıştır. Bunlardan 26 Şubat 1921 ve 25
Mart 1940 tarihli anlaşmalar daha önemlidir.669 Bunlardan, 26 Şubat 1921 tarihli anlaşmaya göre İran Hazar’da gemi bulundurma hakkına
sahiptir.670 25 Mart 1940 yılında yapılan anlaşma ise İran’a Hazar’da serbest denizcilik ve 10 millik bir balıkçılık bölgesini tanıdı.
Özellikle Sovyetler Birliği ile yapılan bu anlaşmada İran’a kendi filosunu oluşturma, ve kendi bayrağı altında gemi dolaştırma yetkisi
verilmiştir. Anlaşmada kara ve bitiş suları, derin dip ve mineral kaynaklarının kullanımı, ayrıca ekolojik konulara da değinilmiştir. Ama bu
anlaşmalarda Hazar’ın statüsü tam olarak belirlenmemiştir. Astara – Hasankulu hattı resmi bir sınır olarak tanınmamışsa da, fiilen Hazar’ın
667 Ekspress Gazetesi, 24 Ekim 2000. 668 D., Zeyrek, “Paylaşılamayan Pasta”, Radikal Gazetesi, 24 Ağustos 2001. 669 Orta Asya – Hazar – Ceyhan Boru Hattı ve Milli Güce Etkileri, 1999, s.71. 670 Ekspress Gazetesi, 24 Ekim 2000.
sınır gölü statüsüne bir kanıt olarak değerlendirilmiştir.671 1940 yılı Ticaret ve Denizcilik Sözleşmesine bağlı olarak Hazar’da Rusya ile
İran arasında bir sınır yoktu ve Hazar, Sovyet – İran Denizi olarak adlandırılırdı.672 Bunlardan başka 1926 ve 1936 yıllarında da anlaşmalar
yapılmıştır. Bunların ilkinde denizde balıkçılığın geliştirilmesi, ikincisinde ise Astara – Hasan Kulu hattının güneyinin İran’a verilmesi
kararlaştırılmıştır.673
1970 yılında yapılan anlaşma ise Hazar’ın statüsüne yönelik en iyi belgelerden sayılmaktadır. Bu anlaşmaya göre Hazar’ın
Sovyetler Birliğine ait olan kısmı, Rusya, Kazakistan, Türkmenistan ve Azerbaycan arasında bölüşülmüştür. Bu bölüşüm uluslararası
pratikte geçerli esaslar göz önünde tutularak, denizin ortasından çekilen hat ile adı geçen ülkelerin sınırlarının birleştiği noktalardan
uzatılan hatların içinde kalan alanların denize kıyısı olan devletlerin kullanımına bırakılması şeklindedir. Ancak böyle bir bölüşüm de yine
belirleyici faktör Moskova’nın telkin ve tercihleri olmuştur674.
1991 yılının 18 Ocağında Azerbaycan SSR Bakanlar Kurulu ve SSCB Petrol ve Doğal Gaz Bakanlığının aldığı kararın 22 – 25.
maddesince, yabancı petrol şirketleriyle birlikte, “Hazardenizneftgaz” Üretim Birliğinin oluşturulması üzere bölümde, Azeri, Çırak,
671 O., N., Aras, 2001, s.180. 672 D., Zeyrek, 2001.
Güneşli ve Kepez yataklarının Azerbaycan sektöründe yer almasıyla ilgili karar alınmıştır. Bu karar da tüm Hazar kıyısı ülkelerince kabul
edilmiştir.675 Ayrıca bu ülkeler 21 Aralık 1991 tarihli “Alma-Ata (Almatı) Deklerasyonu’nu imzalayarak, “Pacta Sunt Servando” yani eski
SSCB’nin yapmış olduğu uluslararası anlaşmalara bağlı kalacaklarını beyan etmişlerdir.676
1992 yılında Azerbaycan Cumhurbaşkanı E. Elçibey Hazar’ın bir göl olduğunu açıklayıp, geçmiş uygulamanın sürmesini istedi677.
1992 – 1993 yılları arasında kıyı devletlerin temsilcileri Astrahan ve Tahran’da bir araya gelerek Hazar Denizi’nin sınırlarının çizilmesi,
bölgesel kalkınma, balıkçılık hakları ve çevre sorunları gibi konularda görüş alışverişinde bulunmuşlardır. Bu toplantılarda Kazakistan
1970 yılında Sovyetler Birliği tarafından tespit edilerek uygulamaya konulmuş sınırları esas alan bölüşümün kabulüne dair önerisi, Rusya
hariç diğer ülkeler tarafından benimsenmiştir. Rus hükümeti içinde enerji kaynaklarının kullanımı ile ilgili olarak izlenen çelişkili
politikalarının bir uygulaması Hazar Denizi’nin paylaşımı konusunda kendisini göstermiş ve Dışişleri Bakanlığı Sovyetler Birliği
zamanında tespit edilen düzeni göz ardı ederek bu denizin kullanımının sektörel bölünmesi olmayan ortak mülkiyet esasına tabi olduğu
tezini ısrarla savunmaya başlamıştır. Bunun anlamı, ilgili her devletin kendi kıyılarından 10 millik bir uzaklığa kadar alan içindeki mevcut
673 Ekspress Gazetesi, 24 Ekim 2000. 674 Orta Asya – Hazar – Ceyhan Boru Hatı ve Milli Güce Etkileri, 1999, s.72. 675 H., Eliyev, 1997, s.373 – 374. 676 Espress Gazetesi, 24 Ekim 2000. 677 D., Zeyrek, 2001.
kaynakların üzerinde hak sahibi olması, bunun dışında kalan suların taraflar arasında ortak mülkiyet esasına göre kullanılmasıdır.678 Buna
göre de Rusya 5 Ekim 1995’te Birleşmiş Milletlere başvurarak genel kurulun kış oturumunda Hazar’ın hukuki rejim sorununu gündeme
alması talebinde bulunmuştur.679 Özellikle Rusya bu dönemde Hazar Denizi yatağında tek taraflı araştırmalar yapan ülkelere karşı gerekli
göreceği tedbirleri almak hakkını mahfuz tuttuğu tarzında bir ikazda bulunmuştur. Bu
678 Orta Asya – Hazar – Ceyhan Boru Hattı ve Milli Güce Etkileri, 1999, s.74. 679 O., N., Aras, 2001, s.179.
ikazın amacı bölge petrolü ile ilgilenen devletleri ve petrol şirketlerini caydırmadır. Diğer bir iddia ise dünya havyarının %90’nın Hazar
Denizi’nde üretildiği ve petrol aramalarının sebep olacağı deniz kirlenmesinin balık nesline zarar vermesi ile ilgilidir.680
1996 yılında Taşkent’te yapılan “Hazar Konferansı”na Azerbaycan katılmazken, aynı yılın kasım ayında Aşkabat’ta yapılan
konferansta yer almıştı. Rusya burada son kozunu oynayarak daha önce karasuları için önerdiği 12 mili 45 mile çıkardı. Ortada kalan
bölüm ise ortak kullanılacaktı. Kıyı ülkeleri ise 45 milde deniz tabanını dilediklerince kullanacaktı, deniz yüzeyi ise ortak kullanılacaktı.
Azerbaycan bu öneriyi reddetti.681 Temmuz 1998’de Rusya ve Kazakistan, Hazar’da bölgesel sınırlar uygulamasını kabul eden bir anlaşma
imzaladılar. Bu anlaşmanın imzalanmasından birkaç gün sonra Türkmenistan ve İran bir ortak bildiri yayınlayarak anlaşmayı protesto
ettiklerini, bu sorunun beş kıyı ülkenin oybirliği ile karar vermesi gerektiğini belirtmişlerdir. Ayrıca Türkmenistan, Serdar / Kepez
sahasının aidiyeti konusunda bir sonuç alınıncaya kadar Hazar’da boru hattı inşasına karşı çıktığını beyan etmiştir.682
Kısaca olarak, Hazar Denizi’nin hukuki statüsünün ortaya çıkardığı problem, buranın göl mü, yoksa deniz mi kabul edileceği
sorusundan kaynaklanmaktadır. Hazar’ın göl olarak kabulü durumunda ulusal sınırların
680 Orta Asya – Hazar – Ceyhan Boru Hattı ve Milli Güce Etkileri, 1999, s.74. 681 D., Zeyrek, 2001.
belirlenmesinde ulusal sektörlere bölünme veya ortak kullanmak olmak üzere iki farklı yöntem ortaya çıkmaktadır. Deniz olarak kabul
edilmesi durumunda ise 1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne göre her kıyıdaş devletin karasuları, kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik
bölgesinin olması gerekmektedir. Bu konuda farklı görüşler bulunmaktadır.683
5.2.1. “HAZAR BİR DENİZDİR” GÖRÜŞÜ
Bu zaman kıyıdaş devletler münhasır egemen oldukları karasuları ilan edebilir, 200 mile varan münhasır ekonomik bölge ve kıta
sahanlığı ilan edebilir. Boru hattı için münhasır ekonomik bölgenin yada kıta sahanlığını kullanacağı öteki kıyı devletlerinin de iznini şart
koşuyor. Öteki devlet güzergahlara izin vermeyebilir. Bu zaman boru hatları denizin dibinden değil, ortasından geçer.684 Rusya,
Türkmenistan ve İran’ın Hazar için “Dünya okyanuslarına çıkışı olmayan, sadece eskiden beri “deniz” adlandırılan “büyük göl” olduğunu
beyan etseler de, 1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesi ve 1956 Zürich “Deniz Hakkı” yasalarının da Hazar’da uygulamayı istemektedirler.
Eğer bir deniz, yarı deniz veya kapalı bir deniz olarak tanımlanması durumunda da Hazar’ın bütünü 5 ulusal sektöre bölünecektir.685
682 Orta Asya – Hazar – Ceyhan Boru Hattı ve Milli Güce Etkileri, 1999, s.77. 683 O., N., Aras, 2001, s.176 – 177. 684 http://www.trt.net.tr/dosya/petrol/metin/hukukana.html 685 O., N., Aras, 2001, s.178.
5.2.2. “HAZAR BİR GÖLDÜR” GÖRÜŞÜ
Hazar bir göl tanımlandığı durumda ise, uluslararası sınır gölü statüsünü kazanır ve 1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin yetki
alanına girmeyecektir. Sınır gölleri için kabul edilmiş uluslararası hudut belirleme yöntemi yoktur. Bu durumda hukuka örnekler kaynaklık
edecektir. Sınır gölleri bütün kıyı devletlerin sahillerinden eşit uzaklıkta çizilmiş merkez hattıyla veya merkez hattı üzerindeki kara suların
son noktasından çizilen bir dikey hatla ulusal sektörlere bölünebilir. Sonra ise devletlerin sınırları göl üzerindeki sınır çizgisi boyunca
devletlerin topraklarına ilgili bölümlerine eklenmesiyle geçer. Devletlerin bu bölgeler üzerindeki doğal kaynakları çıkarma hakları sınır
çizgisine kadar olan göl sınırlarını kapsar.686 Uluslararası Hukukta yazılı kaynak olmasa da, uygulamada birkaç örnekler mevcuttur.
Bunlar:
• Tüm paylaşım (münhasır yetki) var. Victoria gölü Tanzanya, Kenya ve Uganda arasında, Leman gölü İsviçre ve Fransa arasında,
Kuzey Amerika’da Büyük Göller ile ABD ile Kanada arasında gibi.
686 K., Çelik, C., Kalaycı, “Azeri Petrolünün Dünü ve Bugünü”, Avrasya Etüdleri, Sayı 16, Sonbahar – Kış, 1999, TİKA Yayınları, s.111 – 112.
• Ortak kullanımın tek bir örneği var. O da Salvador ile Honduras arasında Conseja Gölüdür. Bölgede İspanya egemenliği sona
erince, tarihsel nedenlerden dolayı ortak kullanım tercih edilmişti.687
687 http://www.trt.net.tr/dosya/petrol/metin/hukukana.html
5.2.3. “HAZAR NE GÖL, NE DE DENİZDİR” GÖRÜŞÜ
Üçüncü görüşe göre Hazar’ın bir su havzası olarak değerlendirile bileceği görüşü de gündeme gelmiştir. Özelliklerinin farklılığı
sebebiyle mevcut uluslararası hukuk normlarına ve pratiklerine göre bir düzenlemeye tabi tutulması nedeniyle Hazar Denizi ne göl, ne de
deniz olarak değerlendirilebilir. Bu sebepler kıyısı olan devletler arasında uygun olarak değerlendirilebilir. Bu sebeple kıyısı olan devletler
arasında uygun ve yeni bir hukuki mekanizmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Diğer bir ifadeyle kıyı devletlerin kendi sektörlerinde kalan
bölgeler dahil, bütün balıkçılık alanları, deniz yatakları ve deniz taşımacılığı şartları üzerinde “condominium” yani ortak kullanma esası
kabul edilmelidir. Bu da 1921 ve 1940 anlaşmalarının ortaya koyduğu bir durumdur. Rusya ile İran bu yorumu desteklemektedirler.688
Hazar’ın SSCB ile İran arasında yapılan anlaşmalarla tam olarak statüsünün belirlenmemiş olması, bu anlaşmaların taraflarından
SSCB’nin ortadan kalkmış olması ve Rusya ile İran’ın siyasi ve ekonomi çıkarlarına uygun gelmesi sorununun çözümünün uzayacağını
göstermektedir.689 Hazar’a kıyıdaş olan ülkelerin bu bağlamda savundukları tez şunlardır.
688 Orta Asya – Hazar – Ceyhan Boru Hattı ve Milli Güce Etkileri, 1999, s.73. 689 O., N., Aras, 2001, s.181 – 182.
5.2.4. AZERBAYCAN’IN GÖRÜŞÜ
Hazar açık deniz değildir, çünkü dünya denizleriyle bağlantısı yoktur. Hazar kapalı deniz değil, çünkü dünya denizlerine kanallar
vasıtasıyla çıkışı mevcuttur. Hazar iç deniz ve iç göl değildir, çünkü bir devletin içerisinde yer almamaktadır. Hazar beş ülkenin arasında
yer alan sınır gölüdür. Buna bağlı olarak Hazar Uluslararası Sınır Gölüne uygun olarak sektörlere bölünmelidir.690 Azerbaycan, Rusya ve
İran’ın “Hazar denizdir, bölünemez” tezine şiddetle karşı çıkıyor. Bakü’ye göre Hazar “sınır denizi”dir. Buna göre de Hazar’ın deniz
tabanı ve yüzeyini kıyıdaş devletlerce sektörlere bölünmesi ve buraların bağlı oldukları ülkenin kesin kontrolünde olmasından yana.691 Bu
durumda , Amerikan Uzmanı D. Colombos bu gibi anlaşmaların yokluğunda eğer “Thalwed çizgi” veya suyolu orta çizgisi yoksa,
nehirlerde olduğu gibi, yine sınırın orta çizgi olarak kabul edileceğini ifade etmektedir.692 Hazar’a deniz olarak tanınmasını da isteyen en
istekli ülke de Azerbaycan’dır. Hazar’a “açık deniz” statüsünün uygulanması teklifini savunan Azerbaycan, 16 Kasım 1994’te yürürlüğe
giren 1982 tarihli BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin uygulanmasını da istemektedir. Bu teklifin kabulü durumunda, her kıyıdaş devlet 12
millik karasuları, 200 mil veya daha fazla kara sahanlığı ve 200 millik münhasır ekonomik bölgeye sahip olacaktır.693 (Bkz.: harita 10.)
690 H., Eliyev, 1997, s.376 – 377. 691 D., Zeyrek, 2001.
Hazar Denizi sektörlere bölündüğü zaman %29’u yani 107 – 121 bin km2si Kazakistan’a, %20’si yani 74 – 84 bin km2si
Azerbaycan’a, %19’u yani 70 – 80 bin km2si Rusya’ya, %18’i yani 66 – 75 bin km2si Türkmenistan’a ve %14’ü yani 51 – 58 bin km2si
İran’a düşecektir.694 (Bkz.: grf. 36)
5.2.5. KAZAKİSTAN’IN GÖRÜŞÜ
Hazar’ın statüsü konusunda Azerbaycan ile benzer görüşü savunan Kazakistan, ulusal sektörlere bölünmesini savunmakta ve ortak
mülkiyete şüphe ile bakmaktadır. Kazakistan’a göre Hazar kapalı bir denizdir. BM Deniz Hukuku Sözleşmesi başta olmak üzere deniz
yasalarına tabi tutulmalıdır. Her kıyıdaş ülkenin kıta sahanlığı, kara suları ve ticari bölgeleri bulunmalıdır.695 Lakin 1998 Temmuzunda
Rusya ile anlaşmaya varmak, Hazar’ın statüsünde uzlaşma zorunluluğu hissetmiştir. Özellikle Hazar’ın ulusal sektörlere bölünmesini
savunan Azerbaycan’a karşın Kazakistan, deniz yatağının paylaşılması, Hazar’ın sularının ise belirli bir münhasır yetki alanı dışında ortak
kullanılmasını savunmaktaydı. Bu ise iki ülke arasında küçük bir tutum farklılığının varlığını göstermekteydi.696
692 R., Gouliev, 1997, s.140. 693 O., N., Aras, 2001, s.191 – 192. 694 Ekspress Gazetesi, 24 Ekim 2000. 695 D., Zeyrek, 2001. 696 O., N., Aras, 2001, s.40.
5.2.6. RUSYA’NIN GÖRÜŞÜ
Rusya Hazar’ın sektörel bölünmesini yasaklamak için ileri sürdüğü
resmi argüman bölünmenin doğal çevreye zarar vereceğidir. Moskova Hazar Denizi’nin korunması gereken çok hassas, eşsiz bir
ekosisteme sahip olduğunu iddia etmekte ve eğer Hazar sektörlere bölünecek olursa bunun neden olacağı zararlı çevresel kirlenmeden
korunması gerekecek olan bir balıkçılık sanayisini varlığını gündeme getirmektir. Ortak kontrolün denizin doğal kaynaklarının, özellikle de
Rusya ve İran arasındaki antlaşmalarca güvence altına alınmış balıkçılık haklarını daha iyi koruyacağı iddia edilmektedir.697 Rusya’ya göre
Hazar göldür. Mevcut uluslararası yasalar işletilemez. Hazar’ın kendi kurallarını kıyıdaş ülkeler belirler. Hazar’da uluslararası şirketlerle
işbirliği yaptıktan sonra deniz tabanının bölünmesini kabul eden Rusya, yüzeyinin ortak kullanımındaki ısrarını sürdürüyor.698 Hazar’ın
statüsüne ilişkin politikasında günümüze kadar 3 temel politika değişikliğine giden Rusya, statü belirlemesinde en etkili devlet
konumundadır. 1993 – 1998 yılları arasındaki 2. tutumu 40 – 45 millik kıyı şeridi dışındaki su kütlesinin ve deniz tabanının ortak
kullanılması 1998’den sonra ise deniz tabanının eşit uzaklık ilkesine göre bölüştürülmesi, su kütlesinin ise ortak kullanılması şeklinde
üçüncü bir tutum değişikliğine gitmiştir.699 (Bkz.: harita 11)
Ayrıca Rusya Hazar’ı kapalı su rezervi olarak görmekte ve her devletin on millik münhasır alanı, geri kalan bölümün ise ortak
kullanılmasını istiyor. 1921, 1940 yılları anlaşmalarının uygulanmasını, Hazar’a “condominium”, yani ortak kullanım görüşünü ısrar
697 C., M., Croissant, M., P., Croissant, “Hazar Denizi Statüsü Sorunu İçeriği ve Yansımalar”, Avrasya Etüdleri, Cilt 3, Sayı 4, Kış 1996 / 97, s.30. 698 D., Zeyrek, 2001.
etmektedir. Rusya, Hazar’ın sektörlere bölünmesi durumunda pek çok devletin çıkarlarının tehlikeye gireceğini iddia etmektedir. Örneğin,
Rusya, Türkmenistan ve İran’la ortak sınırını, Kazakistan ise İran ile olan sınırını kaybedecektir. Sadece Azerbaycan dört komşusu ile olan
sınırını muhafaza edecektir. Sınırların bu şekilde belirlenmesi denizcilik alanında eşit olmayan haklar sağlar ve bazı devletlerle ortak
sınırların kalkması nedeniyle ikili ilişkileri bozar.700 Her ne kadar Hazar’ın sektörel bölünmesine karşın Rusya’nın muhalefeti iki yıldan
çok sürmese de, Moskova’nın tutumu 1996 yılında “Denizin bölünmesi durdurulamaz... Tek sorun bu bölünmenin nasıl
gerçekleştirileceğidir”. anlayışının benimsenmesiyle değişmeye başlamıştır. 12 Kasım 1996 yılında Rusya her ülke için 45 millik münhasır
off – shore ekonomik bölgenin tanınması fikrini ortaya atmıştır. Rusya ayrıca delme işlerinin başlamış olduğu 45 millik limitin ötesindeki
petrol ve doğalgaz rezervleri üzerinde ulusal yetkiyi tek tek ülke temelinde tartışmaya istekli olduğunu açıklamıştır. Diğer bütün rezervler
beş Hazar devletinin ortak şirketleri vasıtasıyla “ortak mülkiyet” altında olabilir. Bu teklif ayrıca kıyı devletlerine gelecekteki petrol ve
doğalgaz sözleşmelerinde Hazar bölgesi devleti olmayan katılımcıların önünde enerji sahaların geliştirilmesinde ilk hakkı veren “çifte
teklif” sistemini içermektir.701 Ama Azerbaycan bu görüşü savunmayan tek ülkedir. Özellikle Azerbaycan’ın Hazar Denizi’ndeki petrol
rezervlerinin büyük bir bölümü kıyıdan 45 deniz milinden daha açıkta ve 167 mile kadar uzaklıkta yer almaktadır.702 Azerbaycan ve
Kazakistan’ın şiddetle karşı çıktığı bu yaklaşım önce Rusya tarafından ortaya atıldı. Karasularını önce 12 mil olmasını isteyen Rusya daha
699 O., N., Aras, 2001, s.182. 700 a.g.e., s.182 – 183.
sonra diğer tarafları da ikna için daha sonra 45 mil önerisinde bulundu. Ancak Azerbaycan ve Kazakistan’ı ikna edemediği gibi kendisi de
bu tezi savunmaktan vazgeçti. Çünkü Hazar, karasularından söz edildiği bir iç deniz olarak kabul edileceği takdirde Hazar’ı Karadenize
bağlayan Volga nehri, Volga – Don kanalı ve Don nehrinden oluşan yolda isteyen her ülkeye serbest geçiş tanımak zorunda kalacaktı.703
5.2.7. İRAN’IN GÖRÜŞÜ
1990’lı yılların başlarına kadar Azerbaycan’la İran arasında Hazar’ın bölünmesi konusunda sorunlar yaşanmamış, “kesin” anlayışı
tartışma konusu olmamıştır. Hatta 1992 – 1993 yıllarında Rusya Hazar’ın statüsü konusunu Azerbaycan’a baskı aracı olarak kullanmak
istediğinde, İran’ın üst düzey devlet yetkilileri Azerbaycan’ın milli kesimler tezini desteklediklerini ifade ediyor ve Rusya ile
görüşmelerinde bu anlayışı savunacaklarını belirtiyorlardı. Fakat kısa süre sonra İran’ın tutumunda keskin değişimler gerçekleşti: bunun
sebebi büyük miktarda Batı sermayesinin Hazar petrol kaynaklarının işletilmesine yönelmesi ve İran’ın bu projeden dışlanmasıydı. Hele
1994’te “Yüzyılın Anlaşması”nda ABD’nin sert talebi üzerine İran’ın bu anlaşmaya katılımı engellenmiştir. Lakin sonraki Şahdeniz ve
Lenkeran – Talış Deniz Anlaşmalarını İran ilk önce “gayri ciddi” olarak nitelendirerek katılımından imtina ettiyse de, daha sonra pragmatik
701 C., M., Croissant, M., P., Croissant, 1996 / 97, s.35 – 36. 702 Orta Asya – Hazar – Ceyhan Boru Hattı ve Milli Güce Etkileri, 1999, s.77.
bir tutumla bu anlaşmalara %10 hisse ile katılmaya özen gösterdi. Bunun yanı sıra İran Azerbaycan’a baskı aracı olarak Hazar’ın statüsü
konusunda Rusya’nın öne sürdüğü “yönetişim” [yani condominium] ilkesini etkin biçimde desteklemeye başladı. Hatta 1994 yılından
günümüze kadar uzanan çizgide tutumunu Rusya’nın tutumundan daha da sertleşerek uzlaşmaz bir yapıya soktu.704 1998’de Rusya ve
Kazakistan arasında yapılan anlaşma, İran’ın uzun süredir tezini desteklediği Rusya ile yollarının ayrılmasına neden oldu. İran söz konusu
anlaşmayı Mayıs 1998’de BM nezdinde protesto etti. Ayrıca Türkmenistan ile birlikte Temmuz 1998’de ortak bir bildiri yayınlayarak
Rusya ve Kazakistan arasındaki anlaşmanın reddedildiğini ve Hazar’ın ancak tek hukuksal statüsünün olabileceği ve kaynaklarının ise adil
bölüştürülmesi gerektiğini ifade etmiştir.705 Bu dönemde İran Dışişleri Bakan Yardımcısı M. Sermedi, Rus meslektaşı Postuhov’la görüşme
sonrası yaptığı açıklamada “İran ve eski SSCB arasında imzalanmış 1921 ve 1940 tarihli anlaşmaların geçerliliğini koruduğunu” ifade
etti.706 Haziran 2000’de Tahran’da yapılan EKO Zirvesinde İran Hazar’ın statüsü ile ilgili olarak siyasi tartışmalara yeni bir yön verecek
şekilde, Hazar’ın beş kıyı devleti arasında ortaklaşa bölünmesini teklif etti.707
703 D., Zeyrek, 2001. 704 N., Nasibli, 1999, s.53. 705 a.g.e., s.53 – 54. 706 a.g.e., s.54. 707 O., N., Aras, 2001, s.199.
5.2.8. TÜRKMENİSTAN’IN GÖRÜŞÜ
Yılda birkaç kez tutum değiştiren Türkmenistan, Hazar’ın bölünmesine karşı çıkan Rusya ve İran’ı destekliyor. Bir yandan da
Azerbaycan’la girdiği Kepez petrol sahasıyla tartışmalarda denizin Türkmen ve Azeri sektörlerine bölünmesini istiyor.708 Özellikle Kepez
yatağı Azerbaycan jeolog ve jeofizikçiler tarafından 1959 yılında sismik araştırmalar sonucunda bulunmuştur.709 1983’te hazırlık, 1986’da
sondaj çalışmalarına başlanan yataktan 1988 de petrol ve doğalgaz çıkarılmıştır. Bu yatakta büyük karbohidrojen rezervlerinin olmasına
rağmen, çok derinde yerleştiğinden dolayı işletilememiş ve yabancı şirketlerle olan anlaşmalara da dahil edilememiştir. Azerbaycan’ın
girişimi ile, Kepez alanının keşfi, işletilmesi ve gelirinin paylaşımı ile ilgili prensipler üzerinde anlaşma 4 Temmuz 1997’de Moskova’da
Azerbaycan’ın SOCAR %50’si, Rus LUKOİL %30 ve Rus ROSNEFT %20 arasında imzalandı. Rezervinin 100 milyon ton olduğu tahmin
edilmektedir. Ama Türkmenistan hükümeti Kepez yatağının Hazar’ın Türkmenistan sektöründe yer alması nedeniyle anlaşmanın
imzalanmasını protesto etti. Bu durumda Türkmenistan Bakanlar Kurulu Ağustos 1998 de Kepez yatağının işletilmesi için açık arttırma
ilan etti. Bu açık arttırmayı ABD’nin MOBİL şirketi kazandı. Ama Azerbaycan’ın Kepez yatağı ile ilgili anlaşmayı imzalanmasının
708 D., Zeyrek, 2001. 709 M., A., Mirzoev, “Na Şelfe Kaspiya”, Baku, 1995, s.109.
ardından tutumunu yeniden değiştiren Türkmenistan, Hazar’ın orta hat esasına göre bölünmesini savunmaya başlamıştır.710 (Bkz.: harita
12.)
Sonuç olarak Hazar Denizi’nin statü konusu halen belirsizliğini korumaktadır. Bu da Azerbaycan’ın petrol stratejisi için bir tehdit
unsuru olmaya devam etmektedir.711 Hazar’ın statüsü ile ilgili tartışmalar, Azerbaycan da yatırım yapan batılı petrol şirketlerini rahatsız
etmektedir. Hazar Denizi’nin eski statüsünde olmasının, konsorsiyumları meydana getiren şirketler için daha avantajlı olduğu ileri
sürülmektedir. Hazar Denizi’ndeki petrolün burada kıyısı olan devletlerce paylaşılması durumunda, üretilebilecek petrolün %20
konsorsiyumlarda yer almayan İran’a verilmesi gibi bir sonuç ortaya çıkmaktadır. Ayrıca Hazar Denizi’nin henüz belirlenmeyen statüsü
milyarlarca dolar sermayeli konsorsiyumları tehdit etmeye devam etmektedir. Ancak yine de Hazar’daki gelişmelerden uzak kalmak
istemeyen Rusya, statü sorununu elinde koz olarak tutmak istemesinin, yakın dönemde ivedi çözüm bekleyen bu konunun, bir süre daha
sürüncemede kalmasına neden olacağı değerlendirilmektedir.712
710 O., N., Aras, 2001, s.202 – 203. 711 K., Çelik, C., Kalaycı, 1999, s.113. 712 Orta Asya – Hazar – Ceyhan Boru Hattı ve Milli Güce Etkileri, 1999, s.78.
SONUÇ
Azerbaycan’ın stratejisi, jeopolitik gerçekler ve eğilimler, tehlikeli hayaller ve mitler, gelişme şansı ve savaş tehdidi belli olamayan
bir perspektiften oluşan karmaşık bir yumaktır. Bu paradoks, ülkenin daha bağımsızlığını kazandığı andan itibaren böyle bir stratejiye
mahkum edilmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Ülkedeki iç süreçler, Kafkasya bölgesi süreçleri ve etkili jeopolitik akımlar
Azerbaycan’ın gayet açık davranış yönünü seçmesine, yani batı yanlısı olmasına neden olmuştur. İlk ve ana etken uzun zamandır
beklenilen bağımsızlık olmuştur, bu da doğal olarak egemenliğin pekiştirilmesi ve vazgeçilmezliğin sağlanması konularını güncel hale
getirmiştir. Bu planın gerçekleştirilmesinde Azerbaycan’ın Rusya’ya olan bağımlılığını en aza indirgeme ve yeni batı (ilk olarak ABD)
bağımlılığı sistemi olan dünya topluluğuna girme isteği görülmüştür. Böylece, bağımsızlık stratejisi sömürgeci geçmişten şimdilik
perspektifi belirsiz olan batı partnerci bağımlılığına geçişi dikte etmektedir. Ülkenin stratejisi batının mutlaka yardım edeceği yani
Azerbaycan’ın batının desteğini almaya, batının da her türlü desteği vermeye mahkum olduğu inancı ile beslenmektedir.
“Batı bize yardım eder” inancını esas alan strateji ta baştan itibaren petrolün varlığına dayanmıştır. Çünkü “Batı hangi gerekçe ile
yardım eder” sorusuna Azerbaycan’ın petrolü ve jeopolitik çekiciliği cevabı verildi. Bağımsızlık çok pahalıdır. Bakü petrol ve topraklarla
(askeri işlerin yerleştirilmesine dek) batının güvenini kazanmanın ve Azerbaycan’ın anahtar problemlerinin çözümünde batının desteğini
almanın mümkün olabileceğine inandı. Petrol faktörü, ilk bakışta “bağımsızlık, gelişme vs. karşılığında petrol jeopolitik takasının hayata
geçirilmesini öngören stratejinin” enerji kısmıydı. Lakin petrol beşiği olan ülkenin hala yoksullukta olması, öte yandan petrolü olmayan
diğer ülkelerin kalkınmakta olan ülkelerin sırasında yerini alıyor olması anlaşılması zor bir olay. Bugün birçok anahtar problemin çözümü
bu stratejinin başarısına bağlıdır. Sağlam bir vazgeçilmezlik eğilimi bağımsızlığın pekiştirilmesi, Karabağ probleminin çözümü,
demokratik reformların hayata geçirilmesi, sosyo – ekonomik krizin aşılması ve gelişme seviyesine ulaşması vs.
Azerbaycan artık güvenli bir şekilde ABD – Türkiye – Gürcistan petrol halkasına entegre oldu. Bakü “İpek Yolu”nun anahtar
merkezlerinden biri olmaktadır. Bakü – Ceyhan projesi sorunlu düzlemden gerçekleştirilme safhasına geçmektedir. Erken petrol akımı
yükselmektedir. Tüm bunlar, yaklaşık beş yıl içinde Bakü – Ceyhan gerçekçi yolundan çok beklediğimiz büyük petrolün akmaya
başlayacağı inancını pekiştirmektedir.
Azerbaycan’ın son yıllarda yapmış olduğu petrol anlaşmalarından önemli miktarda kazanç sağlaması beklenmektedir. Ülke,
“petrole dayalı ekonomi” sendromundan kurtularak, diğer sektörlere önem vermeli, üretimi hızlandırmalı, altyapıyı yenilemeli, tüm bunlara
bağlı olarak da sağlam bir ekonomi oluşturmalıdır. Açacağı iş olanaklarıyla işsizliği, büyüttüğü ekonomisi ile de yolsuzluğu ortadan
kaldırılması gerekmektedir. Tüm bu planlarla ülkenin gelecekte gelişmesi kaçınılmaz olacaktır.
KAYNAKÇA
1. Abasov, S., “Neft Paytahtı”, Bakı, Azerbaycan Uşaq ve Gencler Edebiyyatı Basımevi, 1950.
2. Abbasov, Ş., “Neft”, Bakı, Azerneşr, 1955.
3. Ağayev, T., “Sovet Azerbaycanı Halk Teserrüfatının Elektirikleşdirilmesi”,Bakı, Elm Basımevi, 1975.
4. Ahundov, B., Y., “Monopolistiçeskiy Kapital v Dorevolyutsionnoy Bakinskoy Neftyanoy Promışlennosti”, Moskva 1959.
5. Aliyev, E., “Dünya Siyasetinde Azerbaycan Petrolü”, Sabah Kitapları, No: 77, İstanbul, 1988.
6. Aliyev, N., Şahbazov, E., “Haydar Aliyev ve Azerbaycan Petrol Senayesinin Gelişimi”, Bakı, Azerneşr, 1998.
7. Aliyev, S., M., “Neft i Obşestvenno Politiçeskoye Razvitiye İrana v XX Veke”, Moskva, Nauka, 1985.
8. Alizade, A., A., Ahmedov, G., A., Ahmedov, A., M., “Geologiya Neftyanıh i Gazovıh Mestrojdeniy Azerbaydjana”, Moskva 1966.
9. Allahverdiyev, N., Göyçaylı, Ş., Demirgayayev, Ş., Eyyubov, N., “Azerbaycan Respublikasının İgtisadi ve Sosial Coğrafiyası”, Bakı
1993.
10. Allahverdiyev, N., N., “Azerbaycan SSR İqtisadi ve Sosial Coğrafiyası”, Bakı 1991.
11. Aras, O., N., “Azerbaycan’ın Hazar Ekonomisi ve Stratejisi”, İstanbul, DER Yayınları, 2001.
12. Atalay, İ., “Genel Beşeri ve Ekonomik Coğrafya”, İzmir 1999.
13. Atmaca, T., “20. Yüzyılın Sonunda Azerbaycan Türkiye Münasibetleri” (1993 – 1998), Ankara, 1999.
14. B., Budagov, Y., Geribli, “Azerbaycan Respublikasının Fiziki Coğrafiyası”, Bakı, Öğretmen Yayınevi, 1996.
15. Babaev, F., R., “Mikroelementı Neftey”, Baku, Obşestvo Znaniye, 1979.
16. Bagarov, T., Y., Velieva, E., B., “Geologo – Statistiçeskiy Analiz Rezultatov Pereoçenki Neftyanih Zaleje Apşeronskogo Poluostrova”,
Baku 1991.
17. Bagirzade, F., M., Narimanov, A., A., Babaev, F., R., “Geologo – Geohimiçeskiye Osobennosti Mestorojdeniy Kaspiyskogo Morya”,
Moskva, Nedra, 1988.
18. Baykara, H., “Azerbaycan’da Yerleşme Hareketleri, XIX. Yüzyıl”, Türk Kültür Araştırma Enstitüsü Yayınları 16, Seri IV, Sayı A. 1,
Ankara 1966.
19. Bayramzade, E., B., Teymurazov, G., G., “Azerbaycan’ın Energetika Bazası”, Bakı 1961.
20. Behramov, N., “Azerbaycan Neft Senayesinin İnkişafında Yeni Merhele”, Bakı 1959.
21. Bisultanov, R., “İspolzovaniye Energetiçeskih Resursov”, Baku, 1995.
22. Bocutoğlu, E., “Orta Asya ve Kafkasya’daki Durum ve Avrupa Güvenliği”, Trabzon, KTÜ Matbaası, 1998.
23. Buharlı, M., H., “Azerbaycan 1921”, Bakı, 1970.
24. Durmişyan, A., G., “Gazokondensatnıye Mestorojdeniya Azerbaydjana”, Baku 1967.
25. Eliyarov, S., S., Mahmudov, Y., M., “Azerbaycan Tarihi Üzre Gaynaglar”, Bakı 1989.
26. Eliyev, C., E., “Azerbaycan Neft Senayesi İnkişafı Tarihinden”, Bakı 1960.
27. Eliyev, H., “Azerbaycan Nefti Dünya Siyasetinde”, Bakı, Azerneşr, 1997.
28. Eliyeva, N., A., “Azerbaycan Yagut el – Hemevi’nin Eserlerinde”, Bakı 1999.
29. Fursenko, A., A., “Neftyanıye Trestı i Mirovaya Politika”, Moskva, Nedra, 1965.
30. Gadji Kasumov, A., S., Karçev, A., A., “Neftgazopromıslovaya Geohimiya”, Baku 1984.
31. Gasımov, E., “Hezer Denizi”, Bakı, 1999.
32. Gouliyev, R., “Petrol ve Politika”, İstanbul, Ar Matbaacılık, Mayıs, 1997.
33. Guliyev, A., “Azerbaycan’ın Görkemli Seyyah ve Alimi Hacı Zeynelabdin Şirvani”, Bakı 1964.
34. Hakverdiyeva, S., “Maşinostroyeniye i Metallobrabotka Azerbaydjana v kontse XIX. v.”, “İsv. A., N., Azerbaydjanskiy SSR, Seriya
Ekonomiki”, Baku 1969, N: 2.
35. Helilov, Ş., B., “Azerbaycan SSR’in Böyük Su Anbarları Sahillerinin Dinamikası”, Bakı, Elm Basımevi, 1979.
36. Huduyeva, N., “İglim ve Şerait”, Bakı, Elm Basımevi, 1998.
37. İbrahimov, C., “Meşhur Rus Seyyahı Afanasi Nikitinin Azerbaycana Seyaheti”, Bakı, Elm Basımevi, 1956.
38. İbrahimov, M., “XIX. Yüzyılın Sonları XX. Yüzyılın Başlarında Azerbaycan Petrol Sanayisinde Milli Sermaye Problemi Hakkında”,
Xı. Türk Tarih Kongresi, Ankara, 5 – 9 Eylül 1990, IV. Cilt, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1994.
39. İbrahimov, N., Şükürov, İ. “Geydar Aliyev Otkrıvaet Miru Azerbaydjan”, Baku, 1994.
40. İbrahimov, Z., “V. İ. Lenin ve Azerbaycan’da Sosialist İngilabının Geleceyi”, Bakı 1970.
41. İsayev, İ., “Sosialist Bakısı” (1920 – 1940. yıllar), Bakı 1964.
42. İsmayılov, M., İbrahimov, M., “Azerbaycan Neft Senayesinin İngilabagederki Tarihi”, Bakı 1991.
43. Kalankatuklu, M., “Alban Tarihi”, Bakı, Elm Basımevi, 1993.
44. Karabağlı, Aslan, Ağaoğlu, O., Kemal, Oktay, Güneş, A., R., “Azerbaycan Doğal Kaynaklarıyla Ekonomik Potansiyeli Karşısında
Türkiye’nin Dış Ticaretini Geliştirme Olanakları”, Milli Prodüktivite Merkezi Yayınları, No: 489, Ankara 1993.
45. Karadağ, R., “Petrol Fırtınası”, İstanbul, Divan Yayınları, 1988.
46. Kaşkay, M., “Fiziçeskaya Geografiya Azerbaydjanskoy SSR”, Baku, Azerbaycan SSR E.A. Basımevi, 1945.
47. Katibli, M., “Bakı Keçmişde, İndi ve Gelecekde”, Bakı 1961.
48. Kulieva, S., İ., Veysov, A., B., “Fiziçeskiye Svoystva Nefti İ Nefteproduktov Azerbaydjana”, Baku 1977.
49. Lenin, V., İ., “Eserleri”, Cilt 3, Bakı 1951.
50. Lenin, V., İ., “Eserlerinin Tüm Toplusu”, Cilt 3, Bakı 1974.
51. Mahmudov, Y., “Seyyahlar Azerbaycan’a Gelir”, Bakı 1977.
52. Mahmudov, Y., “Seyyahlar, Keşfler, Azerbaycan”, Bakı 1985.
53. Marko Polo “Puteşestviye”, Leningrad 1940.
54. Mehreliyev, E., G., “Ebdürreşid Bakuvi”, Bakı 1985.
55. Mehreliyev, E., G., İsrafilov, A., E., “Azerbaycan SSR ve Hazar Denizi”, Bakı 1981.
56. Mendeleyev, D., İ., “Neftyanaya Promışlennost v Pensilvanii i na Kavkaze”, Moskva 1949.
57. Mirzoev, M., A., “Na Şelfe Kaspiya”, Baku, 1995.
58. Musayev, M., E., “XIX. Esrin Sonlarında Bakı Şeherinin Ticareti (1883 – 1900-cu İller)”, Bakı 1972.
59. Mustafayev, M., M., Ahundov, A., S., “Azerbaycan Gaz Senayesi İqtisadiyyatının Bazı Meseleleri”, Bakı 1962.
60. Müseyibov, M., “Azerbaycan’ın Fiziki Coğrafiyası”, Bakı 1998.
61. Nebiyev, N., “İqtisadiyyat, Cemiyyet ve Ekoloji Mühüti”, Bakı, Ağrıdağ Yayınevi, 2000.
62. Nesibli, N., “Azerbaycan Jeopolitiği ve Petrol”, Hazar Üniversitesi Yayınları, Bakı, 2000.
63. Nesibzade, L., “Hezer’in Pettrol ve Gaz Servetleri”, Bakı, Maarif Basımevi, 1973.
64. Nesirov, E., “Azerbaycan Neftinin Düneni, Bugünü ve Sabahı”, Bakı, 1997.
65. Pajitnov, K., A., “Oçerki Po İstorii Bakinskoy Neftedobıvayuşey Promışlennosti”, Moskva 1940.
66. Resulov, A., B., “Azerbaycan Neft Senayesinin İnkişafı Tarihinden”, Bakı 1962.
67. Rüstemov, S., H., “Azerbaycan SSR’in Çayları ve Onların Hidroloji Hüsusiyyetleri”, Bakı, Azerbaycan SSR E.A. Yayınevi, 1960.
68. Stinkoviç, M., A., Şnilrom, E., “Energetika: Problemı i Perspektivı”, Moskva, Luç Basımevi, 1981.
69. Strigunov, İ., V., “K İstorii Formirovaniya Bakinskogo Proletariata”, Baku 1960.
70. Sultanov, E., C., Memmedzade, R., N., “Azerbaycan Faydalı Gazıntılar Hezinesidir”, Bakı 1973.
71. Sumbatzade, A., S., “Otrajeniye Ekonomiçeskoy Jizni Azerbaydjana Perioda Kapitalizma i Trudah V. İ. Lenina”, Baku 1970, Sayı 1.
72. Sumbatzade, E., S., “XIX. Esrde Azerbaycan Senayesi”, Bakı 1964.
73. Süleymanov, M., “Eşitdiklerim, Okuduklarım, Gördüklerim”, Bakı 1987.
74. Şirinov, N., Ş., Veliyev, H., E., Eliyev, Y., G., “Hazarın, Onun Sahillerinin Tebiyeti ve Ekolojisi”, Bakı, Elm Basımevi, 1998.
75. Validi, A., Z., “Azerbaycan’ın Tarihi Coğrafyası II.”, Azerbaycan Yurt Bilgisi, Şubat 1932, Sayı 2.
76. Velihanlı, N., M., “IX – XII esr Arap Coğrafiyaşünas Seyyahları Azerbaycan Haggında”, Bakı 1974.
77. Vezirov, S., E., İsayev, A., S., “Bakı Neft Senayesi”, Bakı 1998.
78. Yergin, D., “Petrol”, Ankara 1995.
79. Zamanov, H., “Azerbaycanın Su Anbarları Gölleri ve Yeddi illikde Onların Halk Teserrüfatı Ehemiyyeti”, Bakı, Elm Basımevi, 1960.
80. Zeynalov, M., M., Zeynalov, A., M., “Şirvan Nefti”, Bakı, Azerneşr, 1961.
81. “Avrasya Çevre Konferansı 14 – 16 Ekim 1997”, Türkiye Çevre Vakfı Yayını No:1228, Mayıs 1998.
82. “Azerbaycan Neftinin Düneni, Bugünü ve Sabahı”, Bakı, 1997.
83. “Azerbaycan Sosialist Senayeleştirilmesi”, Bakı 1957.
84. “Azerbaycan Sovet Ensiklopediyası”, Cilt 1.
85. “Azerbaycan Sovet Ensiklopediyası”, Cilt 2.
86. “Azerbaycan Sovet Ensiklopediyası”, Cilt 3.
87. “Azerbaycan Sovet Ensiklopediyası”, Cilt 6.
88. “Azerbaycan Sovet Ensiklopediyası”, Cilt 7.
89. “Azerbaycan SSR’nin Senayesi”, Bakı 1961.
90. “Azerbaycan Statistik Göstericileri 2000“, Azerbaycan Respublikası Dövlet Statistika Komitesi, Bakı 2000.
91. “Azerbaycan Tarihi. En gedim Zamanlardan XX. Esrin Evvellerine Geder”, Bakı 1993.
92. “Azerbaycan Tarihi”, II. Cilt, Bakı 1960.
93. “Azerbaycan Tarihi”, II. Cilt, Bakı 1964.
94. “Azerbaycan XXI. Esrin Astanasında” Bakı, “Şerg – Gerb Yayınevi, 1998.
95. “Azerbaycan’ın Rusiya ile Birleştirilmesi ve Onun Mütereqqi İqtisadi ve Medeni Neticeleri”, Bakı, 1956.
96. “Azerbaycanın Neft – Gaz Yataklarının Geologiyası, Ahtarış ve Keşfiyyatı”, Bakı, 1999.
97. “Geologiya i Razrabotka Neftyanıh i Gazovıh Mestrojdeniy Azerbaydjana”, Baku, 1985.
98. “Hezer Denizi Akvatoriyasında Neft ve Gaz Yagaklarının Geologiyası, Ahtarışı ve Keşfiyyatı”, Bakı, 1988.
99. “Kür – Araz Ovalığı ve Mingeçevir Su Govşağının Öyrenilmesine ve Menimsenilmesine Hesr olunmuş Elmi İstehsalat Konferansında
Edilecek Meruzelerin Tezisleri”, Bakı 1957.
100. “Materialı Respublikanskoy Nauçno – Tehniçeskoy Konferentsii Po Geologii i Razrabotke Neftyanıh, Gazovıh i Gazokondensatnıh
Mestrojdeniy”, Baku 1980.
101. “Neft ve Azerbaycan’ın Geleceyi” Bakı, 1998.
102. “Nefti SSSR“, Moskva 1970.
103. “Orta Asya – Hazar – Ceyhan Boru Hattı ve Milli Güce Etkileri”, İstanbul Harp Akademileri Komutanlığı Yayını, Nisan 1999.
104. “Perspektivı Poiskov Zalejey Nefti i Gaza v Glubokozalegayuşih Otlojeniyah Kurinskoy Vpadinı”, “Materialı Nauçno –
Tehniçeskoy Konferençii Geologo – Geofiziçeskiye Metodı Poiska i Razvedki Neftegazovıh Mestrojdeniy Na Bolşih Glubinah”, Baku,
1985.
105. “Razvitiye Energetiki v Azerbaydjane”, Baku 1980.
106. “Voprosı Geologii i Razrabotki Neftyanıh i Gazovıh Mestrojdeniy Azerbaydjana”, Baku, 1987.
107. Ülke Profilleri, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, TİKA Yayınları, Mayıs 2001, Ankara.
108. Akademik Araştırmalar Dergisi, Yıl 1, Sayı 3, Kasım – Aralık 1999 – Ocak 2000.
109. Avrasya Dosyası, Azerbaycan Özel Sayısı, TİKA 15 günlük bülteni, sayı 103, Temmuz 98/2.
110. Avrasya Dosyası, Azerbaycan Özel, Cilt 7, Sayı 1, İlkbahar 2001.
111. Avrasya Dosyası, Azerbaycan Özel, Üç Aylık Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Dergisi, Cilt 7, Sayı1, İlkbahar 2001.
112. Avrasya Dosyası, Sayı 112, Ocak 1999 / 1.
113. Avrasya Dosyası, Sayı 116, TİKA Bülteni, Mart 1999/2.
114. Avrasya Etüdleri, Cilt 3, Sayı 4, Kış 1996 / 97.
115. Avrasya Etüdleri, Sayı 16, Sonbahar – Kış, 1999.
116. Avrasya Etütleri, Cilt 2, Sayı 1, TİKA Yayınları, İlkbahar 1995.
117. Avrasya Etütleri, Cilt 3, Sayı 1, İlkbahar 1996.
118. Avrasya Etütleri, TİKA Yayınları, Sayı 19, İlkbahar – Yaz, Ankara, 2001.
119. Azerbaijan İnternational Autumn, 1994.
120. Azerbaijan İnternational, Spring, 1996.
121. Azerbaijan İnternational, Summer, 2000.
122. Azerbaycan İqtisadi İcmalı, Nisan – Haziran, 1999.
123. Azerbaycan İqtisadi İcmalı, Temmuz – Aralık, 1999.
124. Azerbaycan, Türk – Kültür Dergisi, Temmuz – Aralık, 1999.
125. Capital Magazine Dergisi, Nisan – Mayıs, 1997.
126. Consulting & Business Dergisi, Sayı 2, 2000.
127. Consulting & Business Dergisi, Sayı 9, 1999.
128. Diyalog Avrasya Dergisi, Sayı 1, İlkbahar 2000.
129. Diyalog Avrasya” Dergisi, Şubat 2001.
130. Ganun Dergisi, Şubat No:2, 1996.
131. Jeoekonomi Dergisi, Sayı 1, 1999.
132. Kafkas Dergisi, Ekim, No: 2, 1997.
133. Neft i Gaz Kaspiya Dergisi, Ekim, Baku – Moskva, 1998.
134. Stratejik Araştırmalar Dosyası, Sayı 3, Yıl 1, Mart 2000.
135. Akşam Gazetesi, 26 Mart 2002.
136. Akşam Gazetesi, 26 Ekim 1998.
137. Artı Haber, 7 – 13 Mart 1998.
138. Ayna Gazetesi, 19 Eylül 1998.
139. AynaGazetesi, 17 Ekim 1998.
140. Azadlıg Gazetesi, 13 Mayıs, 1997.
141. Azadlıg Gazetesi, 2 Nisan 1997.
142. Azadlıg Gazetesi, 9 Aralık 1998.
143. Azadlıg Gazetesi, 9 Mayıs 1997.
144. Azerbaycan Gazetesi, 11 Kasım, 1995.
145. Azerbaycan Gazetesi, 18 Ocak, 1997.
146. Azerbaycan Gazetesi, 23 Ocak 1997.
147. Baku Sun Newspaper, 17 December, 1998.
148. Cumhuriyet, 10 Temmuz 1998.
149. Cumhuriyet, 6 Nisan 1998.
150. Ekspress Gazetesi, 24 Ekim 2000.
151. Finansal Forum, 5 Temmuz 1999.
152. Halk Gazetesi, 17 Aralık, 1996.
153. Halk Gazetesi, 23 Eylül 1994.
154. Hürriyet 7 Kasım 1998.
155. Hürriyet, 10 Kasım 1998.
156. Hürriyet, 2 Kasım, 1998.
157. Hürriyet, 21 Mart 2000.
158. İzvestiya Gazetesi, 19 Ekim, 1994.
159. Milliyet 10 Kasım 1998.
160. Milliyet 27 Mart 2001.
161. Milliyet, 12 Ekim 1998.
162. Milliyet, 18 Mayıs 2000.
163. Milliyet, 19 Kasım 1999.
164. Milliyet, 20 Haziran 2000.
165. Milliyet, 26 Mayıs 2000.
166. Milliyet, 28 Haziran 1999.
167. Milliyet, 7 Mayıs 1997.
168. Milliyet, 7 Temmuz 2000.
169. Moscow Times Gazetesi, 4 Ocak 2001.
170. Mülkiyet Gazetesi, 27 Ekim – 3 Kasım 1998.
171. Mülkiyyet Gazetesi, 27 Ocak 1999.
172. Nezavisimaya Gazetesi, 16 Kasım 1995.
173. Panorama Gazetesi, 26 Aralık 1999.
174. Radikal Gazetesi, 1 Haziran 1998.
175. Radikal Gazetesi, 24 Ağustos 2001.
176. Radikal, 17 Şubat 2002.
177. Sabah Gazetesi, 22 Mart 2001.
178. Sabah, 24 Ekim 1998.
179. Sabah, 3 Ekim 2000.
180. Sabah, 30 Ekim 1998.
181. Star, 4 Mart 2000.
182. The Azeri Times, 11 – 17 Aralık 1998.
183. Türkiye Gazetesi, 4 Nisan 2000.
184. Türkiye Gazetesi, 7 Haziran 2000.
185. Türkiye, 26 Aralık 2000.
186. Türkiye, 29 Kasım 2000.
187. Vışka Gazetesi, 6 – 12 Kasım 1998.
188. Yeni Müsavat, 24 Aralık 1998.
189. Yeni Şafak, 21 Haziran, 1999.
190. Zaman Azerbaycan, 1 – 2 Haziran, 2000.
191. Zaman Azerbaycan, 5 – 6 Haziran, 2000.
192. Zaman Gazetesi, 9 Ocak 2002.
193. Zaman, 13 Temmuz 1999.
194. Zaman, 26 Ekim 2001.
195. Zaman, 4 Kasım 2001.
196. Zerkalo Gazetesi, 5 Ekim 1996.
197. http://www.trt.net.tr/dosya/petrol/metin/hukukona.html
198. http:/mypage:koc.net/EGITIM/tkumkale/16 subat.html
199. www.azer.com
Salamov, Rövşen, Azerbaycan’ın Enerji Kaynakları, Yüksek Lisans Tezi,
Danışman: Prof. Dr. Yalçın Karabulut, xiv – 215 s.
Özet
Azerbaycan’ın Enerji Kaynakları, başta petrol olmak üzere doğalgaz ve diğerleridir. Bunlardan petrol tarih boyunca en fazla
üretilen ve tüketilen kaynaktır. Ülkede petrol ve doğalgaz rezervinin en yoğun olduğu bölge Hazar, Kura - Aras, Abşeron’dur.
Azerbaycan’ın temiz enerji kaynakları içerisinde Su Gücü’nün rolü büyüktür. Başta Kura ve Aras nehirleri, ülkenin en büyük
hidroelektrik potansiyelleridir. Ayrıca, Rüzgar ve Güneş Enerjisi ülkenin en büyük alternatifli enerji kaynağıdır.
Azerbaycan’da son yıllarda kaydedilen en önemli gelişmelerden birisi de artan elektrik enerjisi üretimidir. Özellikle, artan
elektrik enerjisi üretimi ile birlikte son yıllarda iletim ağları, eski tezgah ve makinelerde yaşanan problemlerle önemli ölçüde enerji
kayıpları yaşanmaktadır. Halen ülkede eski santraller yenilenmektedir. Bugün ülkenin en önemli enerji kentleri Bakü, Sumgayıt,
Mingeçevir, Ali - Bayramlı ve Şemkir’dir.
Azerbaycan’ın son yıllarda kaydettiği en önemli başarısı dünyanın sayılı ülkelerinin şirketleri ile yapmış olduğu petrol ve
doğalgaz anlaşmalarıdır. Özellikle, 24’ü karada ve 29’u denizde olmak üzere, 50’yi aşkın petrol ve doğalgaz yatağı yapılan 25 anlaşma
ile gelecek 30 yıl zarfında işlenecek ve bundan Azerbaycan yaklaşık 80 milyar dolar gelir sağlayacaktır.
Azerbaycan artık boru hatları ile petrol ihracatına başlamıştır. Bugün “Kuzey” ve “Batı” Boru hatları ile dünyanın sayılı
ülkelerine petrol taşınmaktadır. Halen yapımı devam eden “Ceyhan” Boru hattının da faaliyete geçecek olması, gelecekte Azerbaycan
ve Orta Asya’dan yıllık 45 - 50 milyon ton petrolün ihracını gerçekleştirecektir.
Hazar, Azerbaycan’ın en önemli yaşam kaynağıdır. Son yıllarda Azerbaycan’ın kaydettiği başarılar, başta İran ve Rusya’nın,
ayrıca kararsız Türkmenistan’ı da tedirgin etmiştir. Özellikle, sürekli statü konularını gündeme getiren bu ülkeler Azerbaycan’ın bu
anlaşmalardan sağladığı başarı ile tavır değiştirmekte ve bu anlaşmalara katılmak hevesindedirler.
Salamov, Rövşen, Azerbaijan’s Energy Sources, Dissertation,
Advisor : Prof. Dr. Yalçın Karabulut, xiv – 215 p.
ABSTRACT
Energy sources of Azerbaijan are mainly oil, natural gas and others. Amongst them, oil is the one which had
been produced and consumed throughout the history. The areas where oil and natural gas reserves are abundant,
are Caspian Sea, Kura, Araks and Absheron.
Amongst the clean energy sources of Azerbaijan, the Water Power has an important role. Mainly rivers of Kura and Araks are
the highest hydroelectric potentials of the country. In addition wind and solar power are the most important alternative power sources
of the country.
One of the most important developments recently experienced in Azerbaijan is increased power generation. Especially with
progressively increased power generation, important power losses are experienced over the transmission lines and obsolete and old
machinery and mills. Currently, old power plants in the country are renovated. The most important power generation cities of the
country are Baku, Sumgayıt, Ali Bayramlı, Mingeçevir and Shemkir.
The most important success that Azerbaijan recently experienced is oil and natural gas contracts it made with various
companies of the leading countries of the world. More than 50 oil and natural gas fields, of which 24 are on the land and 29 are on the
sea shall be processed for the next 30 years in accordance with 25 agreements made, and Azerbaijan shall gain USD 80 billion from
these agreements.
Azerbaijan now started exporting oil via pipelines. Today oil is transported by means of “North” and “West” pipelines to leading
countries of the world. The fact that “Ceyhan Pipeline” which shall be put into service in near future, Azerbaijan and Central Asia
shall attain an export volume of 45 - 50 Million tons of oil per annum.
Caspian Sea is the most important life source of Azerbaijan. The successes that Azerbaijan experienced recently made mainly
Iran, Russia, and addition undecided Turkmenistan. These countries which especially emphasizes their status issues, change their
attitudes due to Azerbaijan’s success attained with these contracts and are desirous to participate these contracts.
0
500
1000
1500
2000
2500
3000
3500
4000
4500
5000
Ton
Yıllar
Grafik 1. Azerbaycan'da Petrol Üretimi (1818 - 1835)
Ton 3872 3200 3200 3200 3200 3200 3200 3373 3872 4000 3831 4837 2443 1370 1863 4176 3681 3799
1818 1819 1820 1821 1822 1823 1824 1825 1826 1827 1828 1829 1830 1831 1832 1833 1834 1835
Kaynak: İsmayılov, M.,İbrahimov,M.,"Azerbaycan Neft Sanayisinin İngilaba Gederki Tarihi", Bakı, 1991, s. 62 –
69.
0
500
1000
1500
2000
2500
3000
3500
4000
4500
Ton
Y ılla r
G rafik 2 . Azerbaycan 'da P etro l Ü retim i (1836 - 1850)
Ton 3817 3688 3744 3759 3653 3678 3710 3678 3511 3497 3565 3427 4363 4024 4160
1836 1837 1838 1839 1840 1841 1842 1843 1844 1845 1846 1847 1848 1849 1850
Kaynak: İsmayılov, M.,İbrahimov,M.,"Azerbaycan Neft Sanayisinin İngilaba Gederki Tarihi",Bakı,1991, s.
62-69.
Pojitnov, K,A.,"Oçerki Po İstorii Bakinskoy Neftedobıvayuşey Promışlennosti", Moskva, 1940, s. 89,
163.
Gouliev,R.,"Petrol ve Politika",İstanbul, 1997, s. 35.
0
10000
20000
30000
40000
50000
60000
70000
80000
90000
Ton
Y ıllar
G rafik 3. Azerbaycan'da Petrol Üretim i (1863-1875)
Ton 5440 8660 8860 11060 15980 11770 26930 27270 22000 22400 62400 75200 86400
1863 1864 1865 1866 1867 1868 1869 1870 1871 1872 1873 1874 1875
Kaynak: Pojitnov, K,A.,"Oçerki Po İstorii Bakinskoy Neftedobıvayuşey Promışlennosti", Moskva, 1940, s. 89,
163.
Gouliev,R.,"Petrol ve Politika",İstanbul, 1997,s. 35.
0
5 0 0
1 0 0 0
1 5 0 0
2 0 0 0
2 5 0 0
3 0 0 0
B in T o n
Y ılla r
G ra fik 4 . A ze rb a yc a n 'd a P e tro l Ü re tim i (1 8 76 - 1 8 8 7 )
B in T o n 1 5 6 ,8 1 9 3 ,6 2 3 8 ,4 3 3 4 ,4 3 3 4 ,4 6 5 4 ,4 7 9 8 ,4 9 6 0 1 4 2 7 ,2 1 8 4 0 1 8 9 6 2 6 4 0
1 8 7 6 1 8 7 7 1 8 7 8 1 8 7 9 1 8 8 0 1 8 8 1 1 8 8 2 1 8 8 3 1 8 8 4 1 8 8 5 1 8 8 6 1 8 8 7
Kaynak: Pojitnov, K,A.,"Oçerki Po İstorii Bakinskoy Neftedobıvayuşey Promışlennosti", Moskva, 1940, s.
89, 163.
Gouliev,R.,"Petrol ve Politika",İstanbul, 1997,s. 35.
0
1000
2000
3000
4000
5000
6000
7000
8000
9000
10000
B in T o n
Y ılla r
G ra fik 5 . Azerb aycan 'd a P e tro l Ü re tim i (1888 - 1899 )
B in T on 3081 ,6 3201 ,6 3846 ,4 4617 ,6 4740 ,8 5512 4936 6414 ,4 6540 ,8 6784 7824 9440
1888 1889 1890 1891 1892 1893 1894 1895 1896 1897 1898 1899
Kaynak: Pojitnov, K,A.,"Oçerki Po İstorii Bakinskoy Neftedobıvayuşey Promışlennosti", Moskva, 1940, s.
89, 163.
Gouliev,R.,"Petrol ve Politika",İstanbul, 1997, s. 24.
0
2000
4000
6000
8000
10000
12000
B in Ton
Y ıllar
G rafik 6 . Azerbaycan 'da Petrol Ü retim i (1900 - 1919)
B in Ton 9619 10674 10203 9571 9869 6560 7200 7584 7413 7872 7819 7118 7206 6880 6229 6448 6818 5741 2962 3362
1900 1901 1902 1903 1904 1905 1906 1907 1908 1909 1910 1911 1912 1913 1914 1915 1916 1917 1918 1919
Kaynak: Pojitnov, K,A.,"Oçerki Po İstorii Bakinskoy Neftedobıvayuşey Promışlennosti", Moskva, 1940, s.
89, 163.
Gouliev,R.,"Petrol ve Politika",İstanbul, 1997,s. 24, 35.
0
2000
4000
6000
8000
10000
12000
14000
16000
18000
20000
B in Ton
Y ıllar
G rafik 7. Azerbaycan'da Petro l Ü retim i (1920-1934)
B in Ton 2851 2485 2945 3485 4126 4662 5514 6809 7574 8683 10205 13152 12181 15315 19183
1920 1921 1922 1923 1924 1925 1926 1927 1928 1929 1930 1931 1932 1933 1934
Kaynak: Gouliev,R.,"Petrol ve Politika",İstanbul, 1997,s. 35.
Mustafayev,M,M.,Ahundov,A,S.,"Azerbaycan Gaz Senayesi İktisadiyatının Bezi Meseleleri", Bakı 1962, s. 10.
0
5 0 0 0
1 0 0 0 0
1 5 0 0 0
2 0 0 0 0
2 5 0 0 0
B in T o n
Y ılla r
G ra fik 8 . A ze rb a yc a n 'd a P e tro l Ü re tim i (1 9 3 5 -1 9 5 0 )
B in T o n 1 9 0 8 0 2 0 6 0 0 2 1 3 8 0 2 2 1 0 0 2 1 5 4 7 2 2 1 7 5 2 3 4 8 1 1 5 7 0 9 1 2 6 9 1 1 1 8 3 9 1 1 4 9 3 1 1 9 3 3 1 3 4 1 1 1 3 8 9 0 1 4 3 5 2 1 4 7 7 6
1 9 3 5 1 9 3 6 1 9 3 7 1 9 3 8 1 9 3 9 1 9 4 0 1 9 4 1 1 9 4 2 1 9 4 3 1 9 4 4 1 9 4 5 1 9 4 6 1 9 4 7 1 9 4 8 1 9 4 9 1 9 5 0
Kaynak: Gouliev,R.,"Petrol ve Politika",İstanbul, 1997,s. 35.
Mustafayev,M,M.,Ahundov,A,S.,"Azerbaycan Gaz Senayesi İktisadiyatının Bezi Meseleleri", Bakı 1962, s. 10.
0
5 0 0 0
1 0 0 0 0
1 5 0 0 0
2 0 0 0 0
2 5 0 0 0
B in T o n
G ra fik 9 . A ze rb a yc a n 'd a P e tro l Ü re tim i (1 9 5 0 -1 9 80 )
B in T o n 1 4 7 7 6 1 5 2 1 4 1 5 6 5 5 1 5 7 0 5 1 4 3 5 2 1 5 2 8 4 1 5 5 6 0 1 6 1 0 0 1 6 5 0 0 1 6 7 5 0 1 8 1 0 0 2 1 5 0 0 2 0 1 0 0 1 6 8 0 0 1 4 6 5 3
1 9 5 0 1 9 5 1 1 9 5 2 1 9 5 3 1 9 5 4 1 9 5 5 1 9 5 6 1 9 5 7 1 9 5 8 1 9 5 9 1 9 6 0 1 9 6 5 1 9 7 0 1 9 7 5 1 9 8 0
Kaynak: Gouliev,R.,"Petrol ve Politika",İstanbul, 1997,s. 35.
Mustafayev,M,M.,Ahundov,A,S.,"Azerbaycan Gaz Senayesi İktisadiyatının Bezi Meseleleri", Bakı 1962, s.
10.
0
2000
4000
6000
8000
10000
12000
14000
16000
1000 Ton
Y ıllar
Grafik 15. Azerbaycan'da Petrol Üretim i (1980-1999)
Hazar 9600 9371 8247 8409 8447 9233 9414 1006 1032 1013 9931 9492 9225 8312 7772 7537 7525 7537 7772 8210
Kara 5053 4703 4666 4286 4057 3909 3902 3734 3417 3023 2582 2249 1970 1983 1790 1624 1572 1484 3623 5588
Toplam 1465 1407 1291 1269 1250 1314 1331 1380 1374 1315 1251 1174 1119 1029 9562 9161 9097 9021 1139 1379
1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999
Kaynak: Gouliev,R.,"Petrol ve Politika",İstanbul, 1997,s. 35.
Azerbaycanın Statistik Göstericileri 2000, Azerbaycan Respublikası Dövlet Statistika Komitesi, Bakı 2001, s.
358.
Avrasya Dosyası, TİKA yayınları, sayı 85, Ankara, Ekim 97/2, s. 5.
Grafik 16. Azerbaycan'da Toplam Petrol Ve Doğalgaz Yataklarının Dağılımı (1998 yılı)
%38
%62
Karada 88Denizde 143
Kaynak: Yusifzade, H., “GNKAR: Kaspiyskiy Aksakal”, "Neft i Gaz Kaspiya" Dergisi, Bakı-Moskva, Ekim 1998, s. 53.
Grafik 17. Azerbaycan'da Üretim Yapan Petrol Ve Doğalgaz Yataklarının Dağılımı (1991 yılı)
%66
%34
Karada 40Denizde 21
Kaynak: Allahverdiyev, N,N., "Azerbaycan SSR İktisadi ve Sosial Coğrafyası", Bakı 1991, s. 18.
G rafik 10. H azar D en izi H avzas ındaki M evcut P etro l R ezervin in Ü lkelere G öre D ağ ılım ı (32 ,6 m ilyar varil - 2000 y ılı)
% 0 .3% 1 % 1
% 5
% 38 .7
K azak is tan - 17 ,6A zerbaycan - 12 ,6Türkm en is tan 1 ,7R usya - 0 ,3Ö zbek is tan 0 ,3İran - 0 ,1
% 54
Kaynak: ABD Enerji Departament, Aralık 1998.
Karakaya, B., “Hazar Petrolü ve Türkiye”, Türkiye Gazetesi 4 Nisan 2000.
Grafik 11. Hazar Denizi Havzas ında M uhtem el Petrol Rezervinin Dağ ılım ı (162 m ilyar varil - 2000 yılı)
% 1% 3% 7
% 17
% 20
% 52
Özbekistan - 1Rusya - 5İran - 12Azerbaycan -27Türkmenistan 32Kazakistan - 85
Kaynak: ABD Enerji Departament, Aralık 1998.
Karakaya, B., “Hazar Petrolü ve Türkiye”, Türkiye Gazetesi 4 Nisan 2000.
Grafik 12. Hazar Denizi Havzasında Tahmin Olunan Toplam Petrol Rezervinin Dağılımı (195 milyar varil - 1997 yılı)
%52
%21
%17
%6%3%1
Kazakistan - 103Azerbaycan - 40Türkmenistan -İran - 12Rusya - 5Özbekistan -1
Kaynak: İsmayılov, M.,İbrahimov,M.,"Azerbaycan Neft Sanayisinin İngilaba Gederki Tarihi",Bakı,1991,s. 62-69.
Pojitnov, K,A.,"Oçerki Po İstorii Bakinskoy Neftedobıvayuşey Promışlennosti", Moskva, 1940, s. 89,163.
Gouliev,R.,"Petrol ve Politika",İstanbul, 1997,s. 35.
G rafik 13. Azerbaycan'da Petrol R ezervinin Derinliğe G öre Dağ ılım ı
% 26
% 53
% 21
3000 m -ye kadar 3000 - 5000 m5000 - 7000 m
Kaynak: Allahverdiyev, N,N., "Azerbaycan SSR İktisadi ve Sosial Coğrafyası", Bakı 1991, s. 11, 57.
G ra f ik 1 4 . A z e rb a y c a n 'd a P e tro l R e z e rv in in B ö lg e s e l D a ğ ı l ım ı (1 2 ,6 m ily a r v a r il - 1 9 9 1 y ı l ı)
% 4 7
% 2 6
% 1 1% 7% 9
H a z a r d e n iz iK ü r-A ra z o v a s ıA b ş e ro n y a r ım a d a s ıS iy e z e n -G u b a b ö lg e s iG e n c e v e d iğ e r b ö lg e le r
Kaynak: Allahverdiyev, N,N., "Azerbaycan SSR İktisadi ve Sosial Coğrafyası", Bakı 1991, s. 10,56,57.
0
100
200
300
400
500
600
Milyon Metre Küp
Yıllar
Grafik 18. Azerbaycan'da Doğalgaz Üretimi (1920 - 1932)
Milyon Metre Küp 36,1 29,5 28,1 32,4 105,49 189,49 199,73 199,86 205,94 231,08 281,08 485,38 562,5
1920 1921 1922 1923 1924 1925 1926 1927 1928 1929 1930 1931 1932
Kaynak: Mustafayev,M,M.,Ahundov,A,S.,"Azerbaycan Gaz Senayesi İktisadiyatının Bezi Meseleleri", Bakı 1962,
s. 10.
0
5 0 0
1 0 0 0
1 5 0 0
2 0 0 0
2 5 0 0
3 0 0 0
3 5 0 0
M ilyo n M e tre K ü p
Y ılla r
G ra fik 19 . A ze rb a yca n 'd a D oğa lg a z Ü re tim i (19 3 3 - 1 9 4 5 )
M ilyo n M e tre K ü p 7 5 8 ,7 5 1 3 4 4 ,1 1 7 1 4 ,8 6 2 0 7 0 ,3 2 2 2 6 6 ,0 3 2 2 8 2 ,1 1 2 6 1 9 ,8 9 2 6 3 3 ,6 1 3 2 3 3 ,0 3 1 8 1 6 ,6 1 2 8 3 ,6 1 1 2 9 ,2 5 1 1 0 9 ,9 4
1 9 3 3 1 9 3 4 1 9 3 5 1 9 3 6 1 9 3 7 1 9 3 8 1 9 3 9 1 9 4 0 1 9 4 1 1 9 4 2 1 9 4 3 1 9 4 4 1 9 4 5
Kaynak: Mustafayev,M,M.,Ahundov,A,S.,"Azerbaycan Gaz Senayesi İktisadiyatının Bezi Meseleleri", Bakı 1962,
s. 10.
0
1000
2000
3000
4000
5000
6000
7000
8000
9000
10000
Milyon Metre Küp
Yıllar
Grafik 20. Azerbaycan'da Doğalgaz Üretimi (1945-1975)
Milyon Metre Küp 1110 1190 1452 1360 1374 1384 1303 1258 1329 1312 1494 2409 3402 4446 4344 5841 5755 5497 9873
1945 1946 1947 1948 1949 1950 1951 1952 1953 1954 1955 1956 1957 1958 1959 1960 1965 1970 1975
Kaynak: Mustafayev,M,M.,Ahundov,A,S.,"Azerbaycan Gaz Senayesi İktisadiyatının Bezi Meseleleri", Bakı 1962,
s. 10.
0
1000
2000
3000
4000
5000
6000
7000
8000
9000
10000
M ilyon M etre K üp
Y ılla r
G rafik 21. Azerbaycan'da Top lam D oğalgaz Ü retim i İçeris inde D en iz Ü retim i (1989 - 2000)
Top lam ü re timD en iz ü re tim i
Top lam ü re tim 8654 ,5 9925 ,7 8621,1 7871,8 6853 ,3 6385 ,4 6593 ,7 6126 ,2 5963,9 5590 5997 6120
D eniz ü re tim i 8291,01 9528,67 8284,88 7572 ,67 6586 ,02 6129 ,98 6356 ,33 5893 ,4 5707,45 5338 ,45 5751 ,12 5826 ,24
1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000
Kaynak: Azerbaycanın Statistik Göstericileri 2000, Azerbaycan Respublikası Dövlet Statistika Komitesi, Bakı 2001, s.
358.
G ra fik 2 2 . H a z a r D e n iz i H a v z a s ın d a M e v c u t D o ğ a lg a z R e z e rv in in Ü lk e le re G ö re D ağ ılım ı (3 3 7 tr ilyo n fe e t k ü p - 2 0 0 0 y ılı)
% 4 6
% 2 6
% 2 5
% 3
T ü rk m e n is ta n - 1 5 5Ö zb e k is ta n - 8 8K a z a k is ta n - 8 3A z e rb a yc a n - 1 1
Kaynak: ABD Enerji Departament, Aralık 1998.
Karakaya, B., “Hazar Petrolü ve Türkiye”, Türkiye Gazetesi 4 Nisan 2000.
Grafik 23. H azar Denizi H avzas ında M uhtem el Doğalgaz R ezervinin Ü lkelere Göre D ağ ılım ı (328 trilyon feet küp - 2000 yılı)
% 48
% 27
% 11
% 11% 3
Türkmenistan - 159Kazakistan - 88Azerbaycan - 35Ö zbekistan - 35İran - 11
Kaynak: ABD Enerji Departament, Aralık 1998.
Karakaya, B., “Hazar Petrolü ve Türkiye”, Türkiye Gazetesi 4 Nisan 2000.
Grafik 24. Hazar Denizi Havzasında Tahmin Olunan Doğalgaz Rezervinin Ülkelere Göre Dağılımı (665 trilyon feet küp - 1997 yılı)
%47
%26
%18
%7 %2
Türkmenistan - 314Kazakistan - 171Özbekistan - 123Azerbaycan - 46İran - 11
Kaynak: ABD Enerji Departament, Aralık 1998.
Karakaya, B., “Hazar Petrolü ve Türkiye”, Türkiye Gazetesi 4 Nisan 2000.
Grafik 25. Azerbaycan'da Doğalgaz Rezervinin Derinliklerine Göre Dağılımı (1991 yılı)
%9
%39
%52
3000 m-ye kadar3000-5000 m5000-7000 m
Kaynak: Allahverdiyev, N,N., "Azerbaycan SSR İktisadi ve Sosial Coğrafyası", Bakı 1991, s. 10-11, 56 - 57.
G ra fik 2 6 . A ze rb a yc a n 'd a D oğa lg a z R e zerv in in B ö lg e s e l D ağ ılım ı (11 tr ilyo n fe e t k ü p - 1 9 9 1 y ılı)
% 4 1
% 1 3
% 2 8
% 5% 7% 6
H a za r d e n iz iA bşe ro n ya rım a d a s ıK ü r-A ra z o v a s ıŞ e k i - za g a ta la b ö lg e s iS iye ze n - G u b a b ö lg e s iL e n k e ra n v e G e n c e b ö lg e s i
Kaynak: Allahverdiyev, N,N., "Azerbaycan SSR İktisadi ve Sosial Coğrafyası", Bakı 1991, s. 11, 57.
Grafik 27. Azerbaycan'ın Hazar Denizi'ndeki Doğalgaz Yatakları Ve Rezervi (118.65 milyar m³ - 1998 yılı)
% 25
% 15
% 9% 9% 4
% 12
% 26 Bulla - DenizGüneşliBaharSangaçal-Duvannı-Kara Zire.8 MartCenubDiğerleri
Kaynak: Guseynov, M., “Bogatıye Toje Plaçut”, "Neft i Gaz Kaspiya" Dergisi, Bakı-Moskva, Ekim 1998,
s.32.
Grafik 28. Azerbaycan'ın Yıllık Su Rezervi (1991 yılı)
%33
%67
İç sular 10,3 Km küpDış sular 20,6 Km küp
Kaynak: Allahverdiyev, N,N., "Azerbaycan SSR İktisadi ve Sosial Coğrafyası", Bakı 1991, s. 18.
Grafik 29. Azerbaycan'da Akarsuların Potansiyel Güçlerinin Kullanım Miktarına Göre Dağılımı
%85
%15
Yararlanılamayan güc 4700 bin KWtYararlanılan güç 800 bin KWt
Kaynak: Allahverdiyev, N,N., "Azerbaycan SSR İktisadi ve Sosial Coğrafyası", Bakı 1991, s. 69.
Bisultanov,R.,"İspolzovaniye Energetiçeskih Resursov", Baku 1995, s. 60-61.
Grafik 30. Azerbaycan Akarsularından Üretilebilecek Elektrik Enerjisi Miktarı
%37
%63
Mümkün olan 16 Milyar KWhMümkün olamayan 27,5 Milyar KWh
Kaynak: Bisultanov,R.,"İspolzovaniye Energetiçeskih Resursov", Baku 1995, s. 60-61.
Allahverdiyev, N,N., "Azerbaycan SSR İktisadi ve Sosial Coğrafyası", Bakı 1991, s. 69.
0
2 0 0 0
4 0 0 0
6 0 0 0
8 0 0 0
1 0 0 0 0
1 2 0 0 0
1 4 0 0 0
1 6 0 0 0
M ilyo n K W h
Y ıl la r
G ra fik 3 1 . A z e rb a yc a n 'd a E le k tr ik E n e r jis i Ü re tim i (1 9 2 0 -1 9 8 0 )
M ilyo n K W h 1 2 2 3 2 7 ,4 6 1 7 ,7 1 3 8 7 1 8 2 7 1 8 9 0 2 9 2 4 4 6 4 0 6 1 3 4 6 5 9 0 1 0 3 0 0 1 2 0 2 7 1 4 5 7 7 1 5 1 9 9 1 5 5 8 9 1 5 8 9 8 1 5 1 8 7 1 5 4 4 5
1 9 2 0 1 9 2 6 1 9 3 2 1 9 3 7 1 9 4 0 1 9 4 6 1 9 5 0 1 9 5 5 1 9 5 9 1 9 6 0 1 9 6 5 1 9 7 0 1 9 7 5 1 9 7 6 1 9 7 7 1 9 7 8 1 9 7 9 1 9 8 0
Kaynak: Bisultanov,R.,"İspolzovaniye Energetiçeskih Resursov", Baku 1995, s. 45.
Bayramzade,E,B., Teymurazov,G,G.,"Azerbaycanın Energetika Bazası", Bakı 1961, s. 109.
0
5
10
15
20
25
Milyar KW h
Y ıllar
Grafik 32. Azerbaycan'da Elektrik Enerjisi Üretimi (1985-2000)
Milyar KW h 20,7 21,3 22,8 23,5 23,3 23,1 23,4 20,3 20,1 18,5 17 17,1 16,8 17,9 18,1 19,1
1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000
Kaynak: Bisultanov,R.,"İspolzovaniye Energetiçeskih Resursov", Baku 1995, s. 45.
Azerbaycanın Statistik Göstericileri 2000, Azerbaycan Respublikası Dövlet Statistika Komitesi, Bakı
2001, s. 359.
Grafik 33. Azerbaycan Elektrik Santrallerinindeki Kurulu Gücün Dağılımı (5300 MW - 1995 yılı)
%15
%85
Hidrolik 800 MWTermik 4500 MW
Kaynak: Karabağlı, A., Ağaoğlu, O,K., Oktay, A,R,G., Azerbaycan Doğal Kaynaklarıyla Ekonomi
Potansiyeli Karşısında Türkiye'nin
Dış Ticaretini Geliştirme Olanakları. Ankara 1993.
Bisultanov,R.,"İspolzovaniye Energetiçeskih Resursov", Baku 1995, s. 10.
Grafik 34. Azerbaycan'ın Elektrik Enerjisi Üretiminin Dağılımı (23600 GWh - 2000 yılı)
%8
%92
Hidrolik 2000 GWhTermik 21600 GWh
Kaynak: Karabağlı, A., Ağaoğlu, O,K., Oktay, A,R,G., Azerbaycan Doğal Kaynaklarıyla Ekonomi
Potansiyeli Karşısında Türkiye'nin
Dış Ticaretini Geliştirme Olanakları. Ankara 1993 s. 66.
Azerbaycanın Statistik Göstericileri 2000, Azerbaycan Respublikası Dövlet Statistika Komitesi, Bakı
2000, s 359.
Bisultanov,R.,"İspolzovaniye Energetiçeskih Resursov", Baku 1995, s. 45.
3,6
3,8
4
4,2
4,4
4,6
4,8
5
5,2
Bin Km
Yıllar
1990 - 1999 yılları arası Azerbaycan'da toplam boru hattı uzunluğu
Bin Km 4,2 4,2 4,2 4,2 4,2 4,2 4,6 5,01
1990 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999
Kaynak: Azerbaycanın Statistik Göstericileri 2000, Azerbaycan Respublikası Dövlet Statistika Komitesi,
Bakı 2001, s. 500.
Grafik 36. Hazar Denizi'nin Kıyısındaki Ülkelere Göre Dağılımı (380 - 420 bin km²)
%32
%21%20
%17
%10
Kazakistan 120.000 km kareAzerbaycan 84.000 km kareTürkmenistan 80.000 km kareRusya 68.000 km kareİran 40.000 km kare
Kaynak: Azerbaycan Respublikasının Atlası, Bakı 1979, s. 11.
Ekspress Gazetesi 24 Ekim 2000, No 168, s. 13.
Müseyibov,M.,"Azerbaycanın Fiziki Coğrafyası", Bakı 1998, s. 202.
Radikal Gazetesi 24 Ağustos 2001 Cuma, s. 11.